EG 94. sayı

Page 1


‹Ç‹NDEK‹LER

Ekim Gençli¤i’nden

Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye! sayfa:3-4

Ticari eğitime karşı birleşik bir gençlik kurultayı örgütlemek için ileri! sayfa: 5 ÖSS’nin 5 seçeneğine karşı, tek seçenek mücadele! sayfa: 20-21

Orta sayfa Özgürlük ve gelecek için yürüyoruz! sayfa: 30-32

Ticari e¤tim dosyas› 3 sayfa: 33-43

Denizler mücadelemizde yaşıyor! sayfa: 51

Ekim Gençli¤i Sosyalist Gençlik Dergisi Say›: 94 - MAYIS 2006 Fiyat›: 1 YTL. (KDV dahil) Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN EK‹NC‹ EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti. Y ö n e t i m A d r esi: Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah. Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbul Tel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93

E-mail: ekim_gencligi@yahoo.com

E K S E N Ya y › n c › l › k B ü r o l a r › Atatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan› No:13/22, K a r t a l/‹STANBUL

Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan› Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KAY S E R ‹

Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91

Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24 ANKARA T el: 0 (312) 229 06 44 K›z›lay/A

C M YK

Sönmez ‹fl Saray› Kat 3 No 220 Heykel / B u r s a Tel: 0 (224) 220 84 92 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710 Konak/‹‹ Z M ‹ R Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23

Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›) Esenyurt/‹‹ S TANBUL

Bask›: Özdemir Matbaac›l›k

Da¤›t›m: Yay-Sat


Gelece¤imiz ve özgürlü¤ümüz için mücadeleye! Sol hareket içerisinde 8 Martlar’da a盤a ç›kan saflaflman›n belirginleflti¤i bir 1 May›s’› geride b›rakt›k. Bu anlamda, Türkiye genelinde kat›l›m plan›nda geçmifl y›llara oranla daralan bir tablo ile karfl›lafl›lm›fl olsa da, politik planda devrimci güçler cephesinden ayr›m çizgilerinin netleflti¤i, kazan›lm›fl bir 1 May›s’tan söz edebiliriz. Gençlik güçleri aç›s›ndansa gerek ön haz›rl›k süreci, gerekse kat›l›m plan›nda son y›llar›n en zay›f 1 May›s’› geçirildi. Reformist hareketlerin ve siyasi partilerin kortejlerinde gençlik güçleri görece bir kitlesellik ifade ederken, devrimci gençlik kortejlerinin kat›l›m› bir darl›¤› ifade ediyordu. Bu tablonun kendisi birleflik devrimci bir gençlik hareketi yaratma mücadelesinin bugün için ne ölçüde elzem oldu¤unu d›fla vurur niteliktedir. Zira 1 May›s alanlar›na yans›yan esasta yeni bir tablo de¤il, bugünün devrimci gençlik hareketinin karfl› karfl›ya oldu¤u t›kan›kl›¤›n yans›mas›ndan ibarettir. Gençlik kitleleriyle ba¤lar› kopmufl, bu ba¤lar› güçlendirecek sistematik bir politikpratik çabadan yoksun siyasal gençlik gruplar› tablosu 1 May›s 2006’da devrimci gençli¤in kat›l›m›n›n da tablosu olmufltur. Gençlik hareketinin sorunlar› ve bu sorunlar› aflmak için harcanmas› gereken çaba gün gibi ortadad›r. Gerisi gençlik kitlelerini kazanma hedefine yönelik politika üretmek, bu politikada ›srarc› olmak ve kendi gücüne güvenmektir. Bugün gençlik hareketinin ihtiyac› tüm bu nitelikleri tafl›yan müdahalelerdir. Gençlik hareketini bugüne getiren ve bugünkü durumunu derinlefltiren bunlardan yoksun yönelimlerin yaratt›¤› tahribatt›r. Gençlik hareketi bugün politikas›zl›¤›n ve bunun ürünü olan iddias›zlaflman›n sonuçlar›n› yaflamaktad›r. 1 May›s’ta a盤a ç›kan tablo ile beraber hareketin bugünkü ihtiyac›n›n sistemli bir politik müdahaleler bütünü oldu¤unu bir kez daha vurgulayal›m. Gençlik hareketi bugün yak›c› bir devrimci önderlik bofllu¤u yaflamaktad›r. Bu bofllu¤u doldurmaksa hareketin kuyru¤una tak›larak, rüzgar›n esti¤i yöne savrularak olacak ifl de¤ildir. Genç komünistler bugün bu bofllu¤u doldurma misyonunun a¤›rl›¤›n› omuzlar›nda hissetmek zorundad›rlar. Gençli¤in birleflik devrimci mücadelesini yaratman›n gereklerini yerine getirmeli, ad›mlar›n› güvenle ve ›srarla atmal›lar.

Ticari e¤itime karfl› birleflik devrimci mücadeleye! E¤itimin ticarileflmesi gençlik kesimlerini bütün olarak hedef alan bir sald›r› olarak alg›lanmal›d›r. ‹lkö¤retimden liseye, liseden üniversiteye, e¤itimin her bir aflamas›n› etkileyen ticarileflme süreci, genifl gençlik kesimlerini ufuksuz bir gelecekle karfl› karfl›ya b›rakmaktad›r. Bu bütünlüklü sald›r› karfl›s›nda gençlik kesimleri de bütünlüklü bir mücadele hatt› belirlemek sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yad›r. 13 May›s’ta Ankara’da ticari e¤itime karfl› bir gençlik kurultay› örgütlenecek. Ekim Gençli¤i’nin de imzac›lar› aras›nda bulundu¤u gençlik kurultay›n›, Türkiye’nin çeflitli üniversitelerinde yer alan kitle örgütlenmeleri, yerel gazete örgütlülükleri, liseli gençlik platformlar›, kültür-sanat örgütlenmelerinin de içinde bulundu¤u 37 örgütlülük birlikte örgütleyecek. Ticari e¤itimin sonuçlar›n›n ve ticari e¤itime karfl› mücadele yöntemlerinin tart›fl›laca¤› kurultay bugün gençlik kesimlerinin sorunlar› karfl›s›nda birleflik bir mücadele örebilmelerinin anlaml› bir ad›m› olacakt›r. Ticari e¤itimin bugünkü yans›malar› aç›k bir biçimde ortadad›r. Üniversite-sermaye iflbirli¤i ile üniversitelerin sermaye için teknoloji gelifltiren kurumlara dönüflmüfl olmas› bunun bir yans›mas›d›r. Teknokentlerse buna verilecek en temel örnektir. Yayg›n olarak gözlemlenen bir

3


4

di¤er sald›r› ise e¤itimin paral› hale getirilmesidir. ‹flçi ve emekçi kesimlere mensup gençler için üniversite e¤itimi lüks tüketime girmektedir. Ticari e¤itim sald›r›lar›n›n tüm yans›malar›na girecek olsak saymakla bitiremeyiz. Bu aç›dan en genel bafll›k olan geleceksizli¤e ve özgürlük sorununa dikkat çekelim. Bugün üniversite diplomas› binlerce gencin önüne alt›n tepsilerde gelecek güvencesi diye sunuluyor. Oysa bizler “diplomal› iflsizlik” diye bir sözü bofla dilimize dolamad›k. Bu binlerin büyük bir k›sm› üniversite mezunu iflsizler olarak kay›tlara geçiyor. Geleceksizlik bugünkü ekonomik düzende elbette tek bafl›na iflsiz kalmakla efl anlaml› de¤il, iflsizlik salt en yak›c› sonuçtur. Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamalar› ile e¤itim ö¤rencileri, yetkin mühendislikmimarl›k yasa tasar›s› ile mühendislik-mimarl›k ö¤rencileri, avukatl›k s›nav› ile hukuk fakültesi ö¤rencileri esas›nda ayn› ak›betle karfl› karfl›yad›r. ‹flsizlik ya da meslek güvencesinden yoksunluk geleceksizlik sald›r›s›n›n esasta birbiriyle yak›n iliflkide sonuçlar›d›r. Özgürlük sorunu ise bir yandan ö¤renci gençli¤in gelece¤ine iliflkin belirlemelerde seçeneksizli¤ini ifade ederken, di¤er yandan ö¤rencilere biçilen kimli¤in ötesine taflan aray›fllara egemenlerce set vurulmas›n› anlat›r. Üniversitelerin kap›lar›ndaki turnikelerden koridorlar›ndaki kameralara, ÖGB’lerin kimlik kontrollerinden, üst aramalar›na bir dizi bafll›k egemenlerin “özgürlükler cenneti” olarak lanse ettikleri düzenlerinin özgürlük anlay›fl›n› d›fla vurur. Üniversite içerisindeki sosyal alanlar›n darl›¤›, kulüp ve topluluklar üzerindeki denetim de bunun baflka bir yans›mas›d›r. E¤itimin ticarilefltirilmesi yönünde at›lan sistemli ad›mlar karfl›s›nda güçlü bir yan›t üretebilmek gerekmektedir. Çünkü hedefe konulan gelece¤imiz ve özgürlü¤ümüzdür. Bu soruna karfl› güçlü ve etkili bir mücadelenin yürütülebilmesi ise çok do¤rudan gençlik kesimlerinin bu sald›r› karfl›s›nda ne ölçüde yan yana gelebildiklerine, ne ölçüde omuz omuza verebildiklerine ba¤l›d›r. 13 May›s’ta gerçekleflecek olan ticari e¤itime karfl› gençlik kurultay›n› bu aç›dan oldukça anlaml› buluyoruz. Bu kurultay salt sorunlar›n irdelenmesi ve mücadele

yöntemlerinin tart›fl›lmas› aç›s›ndan bile anlaml›d›r. Ancak kurultay› daha da anlaml› k›labilecek olan sonras›na b›rakt›klar› olacakt›r. Bugünkü gençlik hareketi tablosu içerisinde 37 gençlik örgütlenmesinin yan yana gelerek ticari e¤itime karfl› mücadele iradelerini ortaklaflt›rmalar› bile kendi bafl›na bu kurultayda oluflabilecek en anlaml› sonuçtur.

Gençlik kamp›na yürüyoruz! Aylar önce Ekim Gençli¤i sayfalar›ndan deklare etti¤imiz Gençlik kamp›n› Haziran ay›n›n sonunda örgütleyece¤iz. Y›l boyunca ortaya ç›kan deneyimlerin tart›fl›laca¤›, bir birikime dönüfltürülece¤i bir kamp örgütleyebilmek temel hedefimizi oluflturuyor. Bu hedefin baflar›l› bir biçimde hayata geçirilebilmesinin tek koflulu ise kamp›n ön haz›rl›k sürecinde güçlü bir biçimde planlanan e¤itim çal›flmalar› olacakt›r. Kampa kat›lacak olan tüm güçlerin bu konuda üzerilerine düfleni yapmalar›, kamp›n öncesinde aç›klayaca¤›m›z bafll›klar üzerinden özel bir haz›rl›k yaparak gelmeleri önem tafl›maktad›r. Kampa kat›lacak tüm bileflenin bu konuda üzerine düfleni yapaca¤›na inan›yoruz.

Gençlik geçmiflin miras›na sahip ç›k›yor! Önümüzde planlanm›fl oldukça iddial› ifller duruyor. Gençlik hareketinin verili durumu koflullar›nda, bu planlamalar› hayata geçirmek, bu planlamalardan hareketin toplam›na katk› sunacak deneyimler üretmek bugün devrimci önderlik bofllu¤unu doldurmak iddias›ndaki genç komünistler için ertelenemez bir sorumluluktur. May›s flehitleri vesilesiyle bir vurgu daha yapmakta fayda var. Bizler bugünkü iddiam›z›, gücümüzü geçmiflimizden ald›k. Geçmiflin devrimci önderlerinin bayra¤›n› tafl›yoruz. Denizler’in, Sinanlar’›n, ‹bolar’›n bayra¤›n› hak etti¤ince yükseltmek bugün bizlerin omuzlar›nda a¤›r, a¤›rl›¤›nca onurlu bir yüktür! May›s flehitlerini sayg›yla anarken, dönemin omzumuza yükledi¤i misyonu gere¤ince yerine getirece¤imizi dostun düflman›n karfl›s›nda ilan ediyoruz!


Ticari e¤itime karfl› birleflik bir gençlik kurultay› örgütlemek için ileri! Gençlik kesimleri gün geçtikçe derinleflen sorunlarla karfl› karfl›yad›r. Ancak bugünün hareketsiz tablosuna karfl›l›k sorunlar karfl›s›nda çözümsüz de¤ildir. Üniversitelerimizde ve liselerimizde yaflanan sorunlar›n arka plan›na bak›ld›¤›nda, karfl›m›za çürüyen ve kokuflan bir e¤itim sistemi ç›kmaktad›r. Gençli¤in çürüyen e¤itim sisteminin karfl›s›nda kendi çözüm yaklafl›mlar› ile ortaya ç›kabilmesi, gelece¤ini kendi ellerine almas› çözümün dü¤üm noktas›n› oluflturmaktad›r. Ülkemiz gençlik hareketi tarihi günümüz gençli¤ine yürümesi gereken yolu göstermektedir. Bugün de¤iflmez gibi görünenlerin, geçmiflte mücadelelerin gücüyle nas›l y›k›ld›klar›n› biliyoruz. Geçmiflten gelece¤e yürüyen gençli¤in mücadelesine ses vermek, gençli¤in birleflik ve devrimci mücadelesini büyütmek için ülkenin dört bir yan›ndan gelece¤ine sahip ç›kan gençlerin kat›laca¤› bir kurultay›n örgütlenme süreci bafllam›fl bulunmaktad›r. Ticari e¤itim bugün gençlik kesimlerinin karfl› karfl›ya kald›¤› sorunlar›n belki de en baflat›n› oluflturmaktad›r. Üniversiteler ve bölümler aras›, sermayenin ihtiyaçlar› çerçevesinde gidilen iflbölümü, ticari e¤itimin sonuçlar›n› fakülteden fakülteye, ilden ile çeflitlendirmekte ama elbette sald›r› bütün bir gençlik kesimini etkilemektedir. Bu sald›r›lardan biri e¤itimin paral› hale getirilmesi ve iflçi-emekçi kesimlere mensup gençlerin e¤itim haklar›n›n gaspedilmesiyken, bir di¤eri e¤itimin sermayeye hizmet etti¤i, onun ihtiyaçlar›na göre flekillendirildi¤i gerçe¤idir. Sonuç itibariyle genifl gençlik kesimleri geleceksizlikle karfl› karfl›ya kalmakta ve diplomal› iflsizler ordusu gün geçtikçe büyümektedir. Bir tarafta ö¤retmenlik haklar› ellerinden al›nm›fl e¤itim fakültesi ve fen-edebiyat fakülteleri ö¤rencileri, bir tarafta yetkinlefltirme palavralar› eflli¤inde geleceksizlefltirilen mühendislik-mimarl›k ö¤rencileri, yine bir di¤er tarafta da staj sömürüsüne maruz kalan hukuk fakültesi ö¤rencileri… Yine bütün bu sald›r›lar›n yan›s›ra üniversitelerde artan bask› koflullar›, üniversitelerin toplumsallaflt›r›c› misyonundan giderek uzaklafl›lmas›, ö¤renci gençli¤in biraraya gelebilece¤i bütün alanlar›n kald›r›lmas› da esasl› bir soruna iflaret etmektedir. Ça¤r›m›z sorunlar›na sahip ç›kan bütün kesimleredir. Bu sorunlara sahip ç›kan herkes ellerini gençlik kurultay›nda birlefltirmelidir. Yaln›zlaflman›n, yabanc›laflman›n ve yozlaflman›n karfl›s›na dikilmek ve “biz de var›z” demek için ülkenin dört bir yan›ndan kendi taleplerimiz ve örgütlerimiz ile kurultaydaki yerimizi alal›m. Sorunlar›n her geçen gün artt›¤› ve ortaklaflt›¤› bir dönemde ellerimizi birlefltirmek d›fl›nda bir ç›kar yolumuz bulunmuyor. Ticari e¤itim sald›r›s› tek bafl›na sonuçlar›n› üniversiteli, liseli gençlik üzerinde göstermemektedir. Aksine bu sald›r›n›n sonucu olarak birçok iflçi-emekçi kesimlere mensup genç, e¤itim sürecinin d›fl›na itilmifltir. Ticari e¤itime karfl› örülecek mücadelenin birleflik bir biçimde verilmesi, bu mücadelenin sonuçlar› aç›s›ndan zorunludur. Tüm gençlik örgütlerini, kulüpleri, topluluklar›, demokratik kitle örgütlerini, ayd›nlar› ve akademisyenleri 13 May›s’ta örgütlenecek olan “Ticari e¤itime karfl› gençlik kurultay›”na destek vermeye ve bu kurultay›n örgütleyicisi ve kat›l›mc›s› olmaya ça¤›r›yoruz.

Kurultaya çağrı yapan kurumlar: YTÜ toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, KTÜ toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, Avc›lar toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, Ege Üniversitesi toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, ODTÜ toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, Osmangazi Üniversitesi toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, Hacettepe toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, AÜ Fen Fakültesi toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, Kdz. Ere¤li E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Dokuz Eylül Üniversitesi E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Hacettepe E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Cebeci E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, OMÜ E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Çukurova E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Anadolu Üniversitesi E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Sakarya E¤itim ö¤rencileri çal›flmas›, Cebeci Emperyalist ‹flgale Son çal›flmas›, AÜ Tando¤an Kampüsü Ortado¤u’da ‹flgale Son çal›flmas›, Gazi Ö¤rencileri çal›flmas›, Kurflun Kalem toplulu¤u, Amatör bir dünya için profesyonelce gazetesi, Gün›fl›¤›na Merdiven gazetesi, Ayd›nl›k Ad›mlar gazetesi, ‹Ü Fen Edebiyat gazetesi, Karadeniz’de Mart› Olmak gazetesi, Ferman da bizim üniversiteler de gazetesi, Gazi S‹Z, B‹Z gazetesi, ODTÜ Tepkisi gazetesi, Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Gazetesi, E¤itim Ö¤rencileri Gazetesi, Liselilerin Sesi, Ekim Gençli¤i, Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi, Trabzon Gençlik Evi, AÜ Tando¤an Kampüsü Kültürel Üretim Toplulu¤u, ‹stanbul, Adana Liseli Gençlik Platformu, ‹zmir, Bursa, Antakya, Mersin Liseli Gençlik Platformu/Giriflimi

5


6

2006 1 May›s’› ve gençli¤e düflen görevler 1 May›s her sene oldu¤u gibi bu sene de bir çok ilde mitinglerle kutland›. Ancak Türkiye genelinde 1 May›s mitinglerinin tablosuna bak›ld›¤›nda kat›l›m›n geçen seneye oranla ciddi bir darl›k içerdi¤i göze çarpt›. Toplam tabloya bak›ld›¤›nda 1 May›s’›n hafta içine gelmesi, sermaye iktidar›nca yarat›lan atmosferden kaynaklanan korku ve endifle gibi sebeplerin kat›l›m› etkiledi¤i gözlemlendi. Gençlik cephesinden de alana yans›yan farkl› de¤ildi. Geçmifl y›llara oranla gençli¤in 1 May›s mitinglerine kat›l›m› daha zay›ft›. Ankara mitinginde toplamda gençlik kesimlerinin yine bir a¤›rl›k oluflturdu¤u söylenebilse bile geçen seneki tablo ile k›yasland›¤›nda ciddi bir daralma burada da göze çarp›yordu. ‹stanbul’da ise üniversiteli gençli¤in kat›l›m› bütün y›l ‹stanbul’da örgütlenen gençlik eylemlerinin kat›l›mlar›n› çokça aflamayan bir tabloyu ifade ediyordu. Buna karfl›n liseli gençli¤in kat›l›m›nda bir art›fl gözlemlendi. 1 May›s mitingleri çerçevesinde gençlik cephesinden ortaya ç›kan tablo esas›nda bir özgünlük içermiyor. Gençlik hareketinin son birkaç y›ld›r içerisine girdi¤i k›s›rdöngüyü, bu k›s›rdöngünün gün geçtikçe derinlefliyor oldu¤u gerçe¤ini bir dönemdir gerek gençlik yay›n›m›zda gerekse K›z›l Bayrak’ta döne döne vurguluyoruz. Bugün gençlik hareketinin içinde bulundu¤u tablo bir kez daha a盤a ç›km›flt›r. Burada 2006 1 May›s’›n›n ifllevi ise salt bu tablonun alt›n› çizmekten ibarettir. Ülke ve dünya gündemleri göz önüne al›nd›¤›nda gerek gençlik kesimlerinin gerekse emekçi kesimlerin bir dizi a¤›r sald›r› ile karfl› karfl›ya olduklar› görülebilir. Kürt halk›na dönük t›rmand›r›lan sald›rganl›k, Kürt halk›n›n mücadelesi ile beraber bütün devrimci demokrat muhalefeti hedef alan yasal haz›rl›klar, geçen senenin Newroz’undan bu yana tekrar sahneye ç›kan sivil faflist sald›r›lar, üniversiteler ve liselerde ad›mlar› h›zland›r›lm›fl e¤itimin ticarilefltirilmesi sald›r›lar›, yine üniversitelerde son dönemde art›r›lan bask›, bu bask›n›n fiili sonucu olarak s›klaflan polis sald›r›lar› ve artan soruflturmalar, liselerde disiplin yönetmeliklerinin giyotine dönüfltürülmesi gibi bir dizi bafll›k, toplumun genifl kesimlerinin yüz yüze kald›¤› açl›k ve sefalet koflullar› ile birleflince, esas›nda toplumsal muhalefette bir yükselifl beklemek, emekçi kesimlerin ve gençlik kesimlerinin tepkili olmalar›n› beklemek yersiz ve iyimser bir beklenti olmasa gerek. Ancak do¤ald›r ki bu beklenti toplumsal muhalefetin yükselmesi için gereken müdahalelerin yap›lmas›yla, bu yönde güçlü bir çaban›n harcanmas›yla anlaml› ve gerçekçi bir beklenti olacakt›r. Yoksa bugün ister akademik, demokratik, tolpumsal sorunlar› güçlü tan›mlay›n, isterse hareketin sorunlar›na dair dört dörtlük tespitler yap›n, somut durumu farkl›laflt›racak müdahalelerden ve sistematik fiili çabadan yoksunsan›z bir durumu tespit etmekten öteye gitme flans›n›z olmayacakt›r. Gençlik hareketinin temel öznesi olma iddias›ndaki Ekim Gençli¤i aç›s›ndan da 2006 1 May›s’› bu çerçevede de¤erlendirilmek durumdad›r. Ekim Gençli¤i bugüne dek gençlik hareketinin sorun ve ihtiyaçlar›na iliflkin bir dizi de¤erlendirme ve tespitte bulunmufl ve bir dönemdir tüm pratik çaba ve enerjisini hareketin tablosunu farkl›laflt›rabilmek yönlü

harcamaktad›r. 2006 1 May›s’› çerçevesinde hareketin içinde bulundu¤u tablo bir kez daha tüm ç›plakl›¤› ile a盤a ç›km›flken Ekim Gençli¤i’nin güncel tart›flmas› yine gençlik hareketinin yaflad›¤› t›kan›kl›¤› aflman›n ihtiyaçlar› ve hareketin her bir öznesine düflen görevler olacakt›r.

1 May›s’ta gençlik cephesinden a盤a ç›kan dönemin gençlik hareketinin tablosudur! Gençlik hareketi bugün ciddi sorunlarla bo¤uflmaktad›r. Hareketin özneleri kitlelerden ciddi bir kopukluk içindedir. Daha da kötüsü, bu kopuklu¤u gidermeye dönük sistematik bir çabadan ve politikadan da yoksun durumdad›r. Üniversitelerde göze çarpan, politikas›zl›ktan beslenen ve gitgide derinleflen bir atalet tablosudur. 1 May›s’›n öngünleri güncel bir veri olarak aç›k bir biçimde ortadad›r. 1 May›s öncesi üniversitelerde 1 May›s’a dönük faaliyet ören bir siyasal gençlik grubuna rastlamak neredeyse imkans›z hale gelmifltir. Ajitasyonpropaganda düzeyinde dahi 1 May›s gündemi birçok gençlik grubunca ele al›nmam›fl, 1 May›s haz›rl›¤› tek bafl›na birebir insan ça¤›rmaya indirgenmifltir. Üniversitelerde afifl ve bildiri kullan›m› hiçbir sene olmad›¤› kadar s›n›rl› olmufl, 1 May›s birçok grup cephesinden s›n›rl› çevre çeper içerisinde ifllenen ve propaganda edilen bir gündeme dönüflmüfltür. 1 May›s’›n ön haz›rl›k sürecini vurgulamam›z yersiz de¤ildir. 6 Kas›m ve 1 May›s gündemlerinin, gençlik hareketi ne ölçüde sorunlarla bo¤uflursa bo¤uflsun her dönem bir çabaya konu edildi¤i bilinen bir gerçektir. Ancak bugün gelinen yerde hareketin öznelerinin içinde bulundu¤u ataletin sonucu bu gündemlerin ifllenmesine iliflkin bir ilgisizli¤i de beraberinde getirmifltir. Do¤al olarak bunun alt›nda yatan temel gerçe¤in ad›n› iddias›zlaflma olarak koymak da kaç›n›lmaz hale gelmifltir. Özellikle ‹stanbul’da çok aç›k bir biçimde ortaya ç›kan bu tablonun baflka illerde de bu ölçüde olmasa dahi benzerlikler tafl›d›¤›n› biliyoruz. YTÜ’de ve ÇÜ’de bu iddias›zlaflmadan kaynaklanan k›r›lmalar, 1 May›s öncesi çarp›c› örnekler olarak karfl›m›zda durmaktad›r. YTÜ’de ÖGB’lere üst aratmama tutumu ald›klar› için yaka paça gözalt›na al›nan komünist ö¤renciler di¤er sol gruplarca seyredilmifl, ard›ndan çevik kuvvetin afifllere yöneltti¤i fiili sald›r›ya karfl› tutum al›nmamas› da çeflitli bahanelerle gerekçelendirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Yine ÇÜ’de faflistlerin haz›rlad›¤› resim sergisine yönelik devrimci müdahalenin ard›ndan bafllayan devrimci ö¤renci av› karfl›s›nda bir dizi siyasal gençlik grubu “ortal›k durulana dek üniversitede faaliyet yapmamay›” tercih ettiklerini aç›klayarak, 1 May›s’a birkaç hafta kala salt derslerine girip ç›kabilmifllerdir. Bütün bu ve benzer örneklerin anlam› politikas›zl›¤›n ataleti, ataletin ise iddias›zlaflmay› do¤urdu¤udur. Gençlik hareketinin en ileri kesimlerini oluflturmas› gereken örgütlü güçlerde göze çarpan bu moral zay›fl›k baflka bir biçimde aç›klanamaz. Gençlik hareketinin yaflad›¤› zay›fl›¤›n bir sonucu ise zay›fl›¤› ve da¤›n›kl›¤› gözlemleyen sermaye iktidar› cephesinden sald›r›lar›n süreklilefltirilmesi ve sertlefltirilmesidir.


Aç›k çal›flma alanlar› ciddi bir tehdit alt›ndad›r. ‹stanbul’da aç›k çal›flman›n en rahat örüldü¤ü dört kampuste (‹.Ü Avc›lar, Edebiyat ve Merkez, YTÜ Merkez) afifl as›lmas› engellenmeye çal›fl›lm›fl, üniversiteye polis sald›r›lar› düzenlenmifltir. Bütün bu sald›r›lar› bütünleyen soruflturmalar orta yerde durmaktad›r. Sivil faflist sald›r›lar dönem boyunca kesintisiz sürmüfl, sermayenin neoliberal politikalar› eksenindeki bir dizi ad›m bu keflmekefl içerisinde at›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Orta yerde duran da¤›n›k ve parçal› tablonun sald›ran güçleri cesaretlendirece¤i zaten öngörülebilir bir gerçektir. Bütün bu sald›r›lar karfl›s›nda fiil tutumlar dönem dönem güçlü olabilmektedir. Ancak fiili tutum politik bir bak›flla bütünleflmedi¤i taktirde hareket aç›s›ndan bir anlam tafl›mamaktad›r. Bu tablo içerisinden ç›k›lmaz bir tablo de¤ildir. Ancak tabloyu de¤ifltirmek dönemsel heyecanlarla, kafa say›s› hesaplar›yla, gerilimden kaçmayla, dar grupçu yaklafl›mlarla yahut tersinden kitle kuyrukçulu¤uyla mümkün olmayacakt›r. Bugün hareketin ihtiyac› olan aç›k ki ›srarc›, uzun soluklu bir politik faaliyet örgütleyebilmek ve gençlik kesimlerinin birleflik mücadelesini örgütleyebilmenin kanallar›n› yaratmakt›r. Bu vesileyle kendi 1 May›s tablomuza da dönüp ayn› kriterler çerçevesinde bakmak ve de¤erlendirmekle yüzyüzeyiz.

1 May›s tablomuzun a盤a ç›kartt›klar› Ekim Gençli¤i olarak bu sene 1 May›s’a Adana’y› d›flta b›rak›rsak üniversitelerde bir dönemdir var olan yerel çal›flmalarla ç›kmay› tercih ettik. Bu yerel çal›flmalar›n büyük ço¤unlu¤u bugün için çok s›n›rl› bir örgütsel gücü ifade etmekle beraber üniversiteler içerisinde sistematik bir politik faaliyetin, kitle çal›flmas›n›n sürükleyicisi durumundalar ve bu aç›dan harekete müdahale temelli politik yaklafl›m›m›zla uyumlu bir yerde duruyorlar. 1 May›s’›n ön günlerinde Ekim Gençli¤i olarak kendi ajitasyon ve propagandam›z› afifl çal›flmalar›m›z, alanlarda kulland›¤›m›z pankartlar ve yayg›n da¤›t›ma konu etti¤imiz yay›n›m›zla yapmakla beraber, esasta 1 May›s çal›flmas›n› bu örgütlenmelerle beraber yürüttük. Bir dizi yerelde sözkonusu yerel çal›flmalar 1 May›s gününe dek yo¤un bir kitle çal›flmas› sürdürdü, flenlikler, etkinlikler örgütledi. Tabloya bütünlüklü bir biçimde bakt›¤›m›zda kimi yerellerde 1 May›s vurgusunun zay›f kald›¤› görülse de, ön çal›flman›n genel olarak oldukça güçlü geçti¤ini vurgulamak gerekiyor. 1 May›s çal›flmalar›n›n ön günlerinde üniversitelerde yaflanan sald›r› süreçlerinin do¤rudan muhataplar›n›n bu çal›flmalar›n bileflenleri olmas› da bu aç›dan rastlant› de¤ildir. Ankara çal›flmam›z› d›flta b›rak›rsak (ki oradaki “üniversite ö¤rencileri” ç›k›fl› di¤er alanlardan özgün yanlar tafl›makta) bir dizi yerelde ortaya ç›kan 1 May›s tablosu ilk bak›flta bir kitlesellik yakalanamad›¤›n› d›fla vuruyordu. Ancak hâlihaz›rda söz konusu yerel örgütlenmeler 1 May›s’a s›n›rl› bir süre kala oluflturulmufl yahut henüz oluflum sürecinde olduklar› için tablonun kendisi bir do¤all›k tafl›yordu. Bu örgütlenmelerin 1 May›s’a kat›l›mlar›n› da esasta söz konusu yerel çal›flmalar›n kendilerini güçlendirmeleri ve flekillendirmeleri merkezli ele almak gerekiyor. Gençlik hareketinin daralan ve s›k›flan tablosunu tan›mlad›ktan sonra, bir, en fazla bir buçuk ayl›k bir süre içerisinde, bu yerel örgütlenmelerin bu tabloyu aflan bir sonuç üretebilmelerini beklemenin bir karfl›l›¤› olmayacak. Ancak bu çal›flmalar hareketin ihtiyac› olan ›srarc› ve sürekli ad›mlar› atabilmenin araçlar› olacakt›r.1 May›s’ta alanlara ç›kan E¤itim Ö¤rencileri, Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri imzal› yerel örgütlenmelerin aç›k ki bugünkü anlam› da budur.

Ankara çal›flmam›z ise alanda var olan yerel çal›flmalar yerine ö¤renciler çal›flmas› ile ç›kmay› tercih etmifl ve bunun propagandas› ve kitle çal›flmas›na a¤›rl›k vermifltir. Bu çerçevede yerellerde aç›k toplant›lar örgütlenmifl, 1 May›s gündemli sistematik bir çal›flma örülmüfltür. Bunun sonucunda ise Ankara üniversitelerinden 300 ö¤renci Üniversite Ö¤rencileri korteji arkas›nda yürümüfltür. Bu sene ülke genelinde göze çarpan en güçlü ve birleflik gençlik korteji oluflturulabilmifltir. Ankara çal›flmam›z aç›s›ndan önemli olan ortaya ç›kan bu tablonun önümüzdeki günler aç›s›ndan bir birikime dönüflmesini sa¤lamakt›r. Kendi cephemizden 1 May›s sürecine bakt›¤›m›zda, üniversiteli gençli¤in gündemine 1 May›s’› tafl›yan, ancak dahas› 1 May›s’›n ötesini gözeten bir çal›flma yürütmüfl oldu¤umuzdur. Alana ç›kan yerel örgütlenmerin 1 May›s alan›na ç›karken dahi, 1 May›s sonras›nda örecekleri politik faaliyetlerinin planlamalar›n›n yap›lm›fl olmas› bunun göstergesidir. Bundan sonra yap›lmas› gereken bu çal›flmalar›n gençlik kesimleriyle kurdu¤u ba¤› güçlendirmek ve daha genifl kesimleri kapsay›c› hale gelmelerini sa¤lamakt›r.

1 May›s alan›nda göze çarpan liseli gençlik kortejleri Bir dizi ilde göze çarpan liseli gençli¤in 1 May›s’a dönük ilgisinin geçen senelere oranla daha güçlü oldu¤uydu. Özellikle ‹stanbul, Ankara, ‹zmir gibi büyük flehirlerdeki kat›l›m dikkat çekicidir. Bu bir yandan bir dizi grubun bütün bir y›l boyunca liseli gençlik alan›na özel bir yüklenme içerisinde olmas›n›n ürünüdür. Di¤er yandan ise liseli gençlik içerisinde ciddi bir politizasyonun bafl gösterdi¤inin somut bir iflaretidir. Bizim cephemizden de benzer bir tablo a盤a ç›km›flt›r. Tüm illerde gençlik kortejlerimizin içerisinde liseli gençlik anlaml› bir yer tutmaktad›r. Özellikle Adana Liseli Gençlik Platformu ve ‹stanbul Liseli Gençlik Platformu’nun tablosu olumlu ve umut vericidir. Adana’da 25’e yak›n liseli, ‹stanbul’da ise 90 liseli alanda yerini alm›flt›r. Daha da önemlisi, bu kat›l›mlar›n rastlant›ya de¤il fakat tümüyle ikinci dönem bafl›ndan bu yana önüne 1 May›s hedefini koymufl olan sistematik bir politik faaliyete dayan›yor olmas›d›r. Bizler bir dönemdir liseli gençli¤in ciddi bir mücadele potansiyeli tafl›d›¤›n› vurguluyor ve bu alana özel bir yönelimin h›zla karfl›lanmas› gereken bir ihtiyaç oldu¤unu söylüyorduk. 1 May›s alanlar›nda a盤a ç›kan liseli güçler bu yönelimin bir yüklenmeye dönüflmesi gerekti¤ine bir kez daha dikkat çekmifl oldular.

1 May›s’›n ard›ndan Gençlik hareketi aç›s›ndan içaç›c› olmayan bir 1 May›s’› geride b›rakt›k. 1 May›s bize bildi¤imiz, gördü¤ümüz sorunlar›n yükledi¤i sorumluluklar› bir kez daha hat›rlatm›fl oldu. fiimdi genç komünistlere düflen ›srar›n› ve çabas›n› sürdürmek ve hareketin en temel ihtiyac› olan devrimci önderlik bofllu¤unu doldurmak için var gücüyle çal›flmakt›r. Önümüzde yerel örgütlenmelerle ortak örgütleyece¤imiz bir kurultay durmaktad›r. Bütün enerjimizi harcayaca¤›m›z bu kurultay gençli¤in birleflik ve devrimci mücadelesi aç›s›ndan kazan›ma dönüfltürülebilmelidir. 1 May›s’tan al›nan güçle kurultay çal›flmas›na yüklenmeliyiz. Birleflik devrimci bir gençlik hareketi büyütmek için ileri!..

Ekim Gençliği

7


8

1 May›s'tan ald›¤›m›z güçle 13 May›s’ta Gençlik Kurultay’›na yürüyoruz! Üniversiteli gençli¤in ‹stanbul 1 May›s’›na ilgisi bu y›l geçti¤imiz y›llara göre daha zay›ft›. Birçok üniversiteli kortejinde göze çarpan belirgin zay›fl›k, ‹stanbul gençlik hareketinin yaflad›¤› darl›k ve t›kan›kl›¤› d›flavurumu niteli¤indeydi. ‹stanbul Ekim Gençli¤i olarak bizler bu y›l 1 May›s’a yerel esnek çal›flmalar›n pankartlar› ile kat›lmay› tercih ettik. 13 May›s günü yap›lacak olan “Ticari e¤itime karfl› gençlik kurultay›”n›n da imzac›s› olan bu örgütlenmelerin kendilerini 1 May›s’ta ifade etmelerinin, bu çal›flmalar›n örgütsel flekillenifllerinin güçlenmesi bak›m›ndan anlaml› olaca¤› kanaatindeydik. Üniversiteli gençlik kortejimiz, YTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri, ‹.Ü Fen-Edebiyat Ö¤rencileri ve ‹.Ü Avc›lar Kurflunkalem’in kat›l›m›yla olufltu. Bugün için çal›flmalar›n oldukça yeni ve henüz belli bir darl›¤›n› aflamam›fl olmas› alana da yans›d›. Üniversiteli kortejimiz 50 kifliden olufluyordu. Ancak kat›l›m kadar önemli olan iki nokta vard›. Birincisi bu çal›flmalar›n bulunduklar› yerellerde güçlü 1 May›s ön çal›flmas› yürütmüfl olmalar›d›r. ‹kincisi ise her bir çal›flman›n 1 May›s sonras› için önceden sistematik birer planlamalar›n›n olmas›yd›.

‹.Ü Fen Edebiyat Ö¤rencileri çal›flmas› ‹.Ü Fen Edebiyat Ö¤rencileri çal›flmas› 1 May›s öncesinde güçlü ve yayg›n bir ajitasyon-propaganda faaliyetiyle bafllad›. Formasyon sorunu üzerinden flekillenen örgütlenme, s›nav döneminin iki haftal›k bir süreye yay›lmas›, bir yandan yemekhanenin özellefltirilmesi ve öteki yandan polis-sivil faflistidare iflbirli¤i eflli¤inde sald›r›lar›n yaflanmas› yap›lan planlamalar›n uygulanmas›n› zora soktu. Ancak tüm bu zorlanmalara karfl›n bu fakültede formasyonla ilgili 1000 ö¤renciye ulafl›lan bir referandum çal›flmas› yap›ld›. Referandum çal›flmas›n›n sonland›r›lmas› ile birlikte hem referandumun sonuçlar›n›n aç›kland›¤›, hem de 1 May›s’a ça¤r› yapan bir flenlik örgütlendi. Fakültede bir dönemdir neredeyse hiçbir etkinli¤in örgütlenmedi¤i koflullarda, bu flenlik alan›n 1 May›s gündemi üzerinden politizasyonu aç›s›ndan da ciddi bir etki yaratt›. Bayar fiahin’in de konuk oldu¤u flenli¤e 200’i aflk›n ö¤renci kat›ld›. fienli¤in ard›ndan davetiyelerle, afifllerle, s›n›f konuflmalar›yla 1 May›s’a ça¤r› yapan FenEdebiyat Ö¤rencileri, 1 May›s alan›nda kendilerini “Diplomal› iflsiz olmayaca¤›z! / Koflulsuz Formasyon Hakk› ‹stiyoruz!” fliar›yla ifade ettiler.

YTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri çal›flmas› YTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri çal›flmas› 1 May›s öncesinde gerek afifllerle, gerek el ilanlar›yla güçlü bir 1 May›s ça¤r›s› yapt›. Yine bu çerçevede duvar gazeteleri haz›rland› ve bir anket çal›flmas› yap›ld›. Ayn›

dönemde bir referandum çal›flmas› bafllatmay› da önüne hedef olarak koydu. Ancak YTÜ de afifller üzerinden yaflanan gerginlik, fiili polis sald›r›s› ve sonras›nda devam eden sald›r› tehdidi planlamalar›n aksamas›na neden oldu. Yine YTÜ Merkez kampüste yetkin mühendislik yasa tasar›s›n› anlatan panel ve söylefliler örgütlendi. Son örgütlenen panel 1 May›s ça¤r›s› ile bitirildi. Fakültede bir dönemdir hiçbir siyasal gençlik grubunun faaliyet yürütmemesi ciddi bir sorun oluflturuyor. Bu tablo içinde böyle bir yerel çal›flman›n güçlü bir kitle çal›flmas›yla birlefltirmesi politizasyon yönünden olumlu sonuçlar yaratt›. 13 May›s’ta örgütlenecek olan kurultay›n imzac›s› da olan bu çal›flma alanda kendini “Sermaye için de¤il, toplum için bilim!/Yetkin mühendislik sömürüye geçirilen bir maskedir!” fliar›yla ifade etti.

Kurflun Kalem çal›flmas› Avc›lar Kampüsü’nde bir y›l› aflk›n süredir ç›kan Kurflunkalem yay›n›, bu dönemle birlikte alanda politik faaliyet de ören bir esnek örgütlenme formuna dönüflmüfl oldu. 1 May›s çal›flmas›n› emperyalist savafl gündemini iflleyerek örgütleyen bu çal›flma, yay›n›n› düzenli periyotta ç›kartman›n yan› s›ra, haftal›k duvar gazeteleri ve toplant›lar örgütledi. Ayn› zamanda son hafta savafl karfl›t› filmlerin gösterildi¤i bir sinema günleri düzenledi. Avc›lar Kampüsü’nde de yaflanan afifl gerginlikleri çal›flmay› sekteye u¤ratt›. Polis sald›r›s›n›n fiilen yafland›¤› fakültede sald›r›lara karfl›n afifl as›lmas› devam etti. ‹ki hafta içerisinde iki kez polis sald›r›s›, iki kez de çevik kuvvetin okula girmesine karfl›n çal›flmalar›n› sürdüren Kurflunkalem çal›flmas› 1 May›s’a savafl gündemli dövizler ve pankart›yla kat›lm›fl oldu.

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu ‹stanbul Liseli Gençlik Platformu 1 May›s’a kitlesel bir tarzda kat›ld›. 90 liselinin kat›ld›¤› mitingde, üç ayr› lise kendini okul imzal› pankartlar›yla ifade etti. ‹kinci dönemin bafl›nda ‹LGP lise kurultay› merkezli bir kampanya yürüttü. Kampanyan›n merkezini paral› e¤itim sald›r›lar› ve özel e¤itim kurumlar›na dönük ç›kart›lan yasa tasar›s› oluflturuyordu. Bunun d›fl›nda Gülsuyu bölgesinde yürütülen yozlaflma, çeteleflme, uyuflturucu karfl›t› bir kampanya ve meslek liselerini hedef alan ve genel meslek liseleri sorunlar›n› propaganda eden bir çal›flma yapt›. Bu çal›flmalar üzerinden örgütlenen kurultay 80’i liseli 120 kifli ile örgütlendi ve oldukça coflkulu geçti. Kurultay ile 1 May›s aras›nda kalan 15 günlük çal›flma, ‹LGP aç›s›ndan materyallere a¤›rl›k verilen bir çal›flma olmad›. Zira o güne dek kampanyan›n örüldü¤ü her yerelde 1 May›s da gündemlefltirildi ve kurultay bafll› bafl›na bir 1 May›s ça¤r›s›na


dönüfltürüldü. Bu aç›dan kalan iki hafta liseli gençli¤in 1 May›s’a kat›lma haz›rl›klar› olarak sürdü. Özellikle pankart açmas› hedeflenen okullarda bu iki hafta içerisinde toplant›lar yap›ld›. Bu toplant›larda liseli gençli¤in sorunlar› ve 1 May›s’›n anlam›, liseli gençli¤in 1 May›s’a kat›l›m›n›n güncel önemi tart›fl›ld›. Oldukça verimli geçen bu toplant›larda 1 May›s’a gidiflten, pankart fliarlar›na kadar bir dizi konu tart›fl›ld›. ‹LGP korteji bu sene farkl› liselerin kendi pankartlar›yla alanda kendilerini ifade ettikleri, pankart açacak kat›l›m› sa¤layamayan liselilerimizin ise ortak ‹LGP pankart› arkas›nda yürüdü¤ü bir kortej düzenine sahipti. En önde “Müflteri de¤il ö¤renciyiz! Gelece¤imize sahip ç›k›yoruz!” yaz›l› bir pankart aç›ld›. Ard›ndan genifl kat›l›m› ve coflkusuyla dikkat çeken, “ÖSS’nin 5 seçene¤ine karfl›, tek seçenek mücadele” fliarl› pankartlar›yla Hac› Hatice Bayraktar Lisesi ‹LGP yerini ald›. Onun ard›ndaysa yine disiplinli ve coflkulu kortejleriyle dikkat çeken ve “Yozlaflmaya, çeteleflmeye, uyuflturucuya geçit yok!” fliar›yla 1 May›s’ta yerini alan Ertu¤rul Gazi Lisesi ‹LGP yürüdü. En arkada ise renkli pankartlar›yla ilgi çeken, alanda “Özel e¤itim kurumlar› kapat›ls›n!” fliar›n› dile getiren Refhan Tümer Lisesi ‹LGP yer ald›. Kurultaydan al›nan güçle 1 May›s’a yürüyen ‹LGP’nin flimdi önünde sistemli bir ÖSS kampanyas› örgütlemek sorumlulu¤u duruyor. 1 May›s’tan ald›¤› güçle bu kampanyay› örgütleyecek olan ‹LGP, gerek moral gerekse yürüttü¤ü sistemli politik faaliyet aç›s›ndan bu dönemi kazanm›fl bulunuyor. 1 May›s çal›flmas› birçok hedefin hayata geçirildi¤i ancak tüm bu baflar›l› tabloya karfl›n eksikliklerin oldu¤u bir çal›flmad›r. fiimdi ‹LGP tazelenen güveniyle bu eksikliklerinin üzerine gidecektir.

‹stanbul gençlik çal›flmas› kurultaya yürüyor! ‹stanbul gençlik çal›flmas›n›n gerek lise gerek üniversite güçleri flu an kurultaya kilitlenmifl durumda. Ticari e¤itime karfl› 13 May›s günü Ankara’da gerçekleflecek olan gençlik kurultay›, bugün tüm çal›flma alanlar›n›n temel gündemini oluflturuyor. Tüm alanlar rutin faaliyetleri ya da ek gündemlerinin yan›s›ra, tüm enerji ve çabaylar›yla kurultay› gündemlefltiriyorlar. 1 May›s ön çal›flmas›yla kazan›lm›flt›r. Ancak önemli olan a盤a ç›kan eksiklik ve yetersizliklerin üzerine gidebilmek, yakalanan imkan ve güçleri sa¤lamlaflt›rabilmek ve kal›c› hale getirebilmektir.

İstanbul Ekim Gençliği

Ticari eğitime ve geleceksizliğe karşı mücadeleye! Bu y›l Çukurova Üniversitesi’nde 1 May›s çal›flmalar›n› Nisan ay›n›n ikinci haftas›ndan itibaren bafllatt›k. ‹lk olarak üniversitemizde yaflanan faflist sald›r›lar›n di¤er sorunlardan ayr› olmad›¤›n› ve 1 May›s’ta alanlara ç›kmak gerekti¤ini çevremizdeki güçlere anlatt›k. Çok düzenli olmasa da kantinlerde ve fakülte önlerinde Ekim Gençli¤i sat›fl› gerçeklefltirdik. Yeni insanlarla iliflki kurarak onlar› 1 May›s’a ça¤›rd›k. 1 May›s afifllerimizi 2 hafta boyunca her gün üniversitenin her yerine ast›k. Yayg›n bir ajitasyon-propaganda faaliyeti yürüttük. Ayr›ca okulun de¤iflik bölgelerine ast›¤›m›z pankartlarla gençli¤i sorunlara karfl› alanlara ç›kmaya ça¤›rd›k. Sözleflmeli ö¤retmenlik, yetkin mühendislik, diplomal› iflsizlik vb. sorunlara karfl› üniversiteli gençli¤i 1 May›s alanlar›na ça¤›rd›k.

1 May›s flenli¤i 27 Nisan günü ise üniversitede 1 May›s flenli¤i gerçeklefltirdik. Öncesinde flenli¤e ça¤r› amaçl› haz›rlad›¤›m›z el ilanlar› ve afifllerimizi üniversitenin her taraf›na ulaflt›rd›k. fienli¤in yap›laca¤› alan› pankartlar›m›zla donatt›k. Ast›¤›m›z yüzlerce afifl ve 8 pankart üniversitede bir canl›l›k yaratt›. Sabah ses sisteminin içeri al›nmamas› nedeniyle bir aksakl›k yaflad›k. Ses sistemini tafl›yan araç ÖGB taraf›ndan durduruldu ve içeri al›nmayaca¤› söylendi. fienli¤in haberini alm›fl olan rektörlük etkinli¤imizi sabote etmeye çal›flt›. Uzun bir süredir devrimci faaliyete yönelik engellemelerin art›¤› üniversitede önceden “flenlik yap›lacaksa ö¤le aras›nda yap›l›r, ders saatine taflarsa çevik ça¤›r›r›z” gibi tehditkar ifadeler “flenlik yapamazs›n›z” söylemine dönüfltü. Biz bu tablodan dolay› ses sistemini okula dolmufllarla sokup flenli¤imizi bafllatt›k. Böylece okul yönetiminin bir tehdidi daha bofla düflmüfl oldu. Yaflanan aksakl›ktan kaynakl› geç bafllayan flenli¤imize 1 May›s flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›k. Yap›lan k›sa konuflmada okul yönetimi ve ÖGB’yi teflhir ettik. Engellemelerin bizleri y›ld›ramayaca¤›n› vurgulad›k. Etkinlikte fiakirpafla ‹KE Müzik Toplulu¤u sunumunu yapt›. Marfl ve türkülerimizin ard›ndan bir arkadafl›m›z fliirlerini okudu. Verilen arada 1 May›s’ta Ekim Gençli¤i’nin otobüs güzergah›n› insanlara hat›rlatt›k. Mitinge ça¤r› amaçl› haz›rlanan el ilanlar›n› flenlik alan›nda bulunan ö¤rencilere ve yemekhaneye yayg›n bir flekilde da¤›tt›k. Zaman›n k›s›tl› olmas›ndan dolay› haz›rlad›¤›m›z tiyatro oyununu sergileyemedik. fienli¤imizi halaylar›m›zla bitirdik. Coflkulu geçen 1 May›s flenli¤imize yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. fienli¤imiz okulda bulunan durgun havay› bir nebze olsun k›rd›. fienli¤i tekrar mitinge ça¤r› yaparak bitirdik. 1 May›s çal›flmalar›m›z›n son günlerini daha çok birebir iliflki kurmaya ay›rd›k. Gerçeklefltirdi¤imiz ev ziyaretleriyle hem insanlarla olan iliflkilerimizi kuvvetlendirdik, hem de onlar› 1 May›s’a ça¤›rd›k. Çevremizdeki bütün arkadafllarla s›k s›k diyalog halinde olup onlar› alana tafl›mak noktas›nda zorlay›c› olduk.

1 May›s’ta gençlik tüm coflkusuyla alanlardayd› 1 May›s’ta 25 kiflilik kortejimizle alanda yerimizi ald›k. Üniversite cephesinden kat›l›m›m›z istedi¤imiz düzeyde olmad›. Ama bu coflkumuzu k›rmad›. Ekim Gençli¤i pankart› genç komünistlere yak›fl›r bir flekilde alandayd›. Sloganlar›m›z gür ve coflkuluydu. “Ticari e¤itime karfl› Gençlik Kurultay›’na!” pankart›m›zla 13 May›s’ta Ankara’da düzenlenecek olan gençlik kurultay›na ça¤r› yapt›k. Toplanma yerinden ‹stasyon Meydan›’na gidene kadar gençli¤i örgütlü mücadeleye ça¤›ran sloganlar›m›z› hayk›rd›k. 1 May›s çal›flmalar› s›ras›nda kurdu¤umuz yeni iliflkiler ve yeni imkanlar, bizim için 1 May›s’› biraz olsun kazand›¤›m›z›n göstergesi oldu. Bizler Adana’dan Genç Komünistler olarak çal›flmalar›m›za yo¤unlaflt›rarak devam edece¤iz. Önümüzde duran Gençlik Kurultay›’na kendi yerelimizden en iyi kat›l›m› sa¤lamak için 1 May›s’›n verdi¤i coflkuyla faaliyetlerimizi s›klaflt›raca¤›z.

Adana Ekim Gençliği

9


10

Gençlik 1 May›s’ta kavga alanlar›ndayd›! Tüm Türkiye'de oldu¤u gibi Ankara'da da 1 May›s iflçilerin, emekçilerin ve gençli¤in kat›l›m› ile gerçekleflti. Geçti¤imiz sene oldu¤u gibi bu sene de Devrimci 1 May›s Platformu’nun alan›n de¤iflmesi yönlü çabalar›na ra¤men miting Tando¤an Meydan›'nda yap›ld›. K›z›lay'da miting yasa¤›na bu y›l da son verilmedi. Toplam kat›l›m geçen y›llara benzer bir düzeyi ifade etmekle birlikte bir miktar zay›fl›¤› da gösteriyordu. Özellikle kimi sendikalar›n temsilci düzeyinde kat›lmas› ya da hiç kat›lmamas› dikkat çekiciydi. Zira eylemde a¤›rl›¤› siyasal gruplar oluflturmaktayd›. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da alanda gençli¤in kat›l›m› bir güçlülük ifade etmekteydi. Genç Komünistler olarak bu y›l 1 May›s eylemine dönem boyunca içerisinde yer ald›¤›m›z, örgütleyicisi oldu¤umuz esnek örgütlülüklerle kat›ld›k. 2006 1 May›s’›n› gençlik hareketinin yaflad›¤› zay›fl›k noktalar› ve hareketin acil ihtiyaçlar› karfl›s›nda birleflik, devrimci bir gençlik hareketi hedefinin gerekleri çerçevesinde de¤erlendirmifl olduk. Geçti¤imiz seneden farkl› olarak, bu sene üniversite ö¤rencileri kortejleri siyasetler birlikteli¤inden öteye yerellerde süren çal›flmalar›n eylem alan›na yans›mas›n› ifade ediyordu. Geçti¤imiz sene vurgulad›¤›m›z ve ifade etti¤imiz parçal› tablo, 1 May›s 2006 vesilesiyle bir kez daha görüldü ki, derinleflmifltir. Bu çerçevede 1 May›s’› gençli¤in gelece¤ini gaspeden ticari e¤itim sorunu ekseninde ele ald›k. Ticari e¤itime karfl› mücadelenin dinamiklerini a盤a ç›karman›n bir olana¤› olarak de¤erlendirmeye çal›flt›k. Bu çerçevede alana “Üniversiteler bizimdir!/ Üniversite Ö¤rencileri” imzal› pankartla ç›kt›k. Bu pankart›n ard›nda herbir fakülte kendi pankart›n› açt›. Üniversite Ö¤rencileri korteji, yaklafl›k 300 kiflilik bir kat›l›mla, 1 May›s alan›nda en genifl gençlik korteji olarak yerini ald›. Ö¤renciler 1 May›s günü Maltepe Köprüsü at›nda saat 11:00’den itibaren toplanmaya bafllad›lar. Burada ortak bir kortej oluflturan üniversite ö¤rencileri yürüyüfle geçtiler. En önde yeralan Üniversite Ö¤rencileri imzal› pankart›n arkas›nda “Yaflas›n 1 May›s! B›ji yek Gulan!/Cebeci Ö¤rencileri” imzal› pankart›n arkas›nda Cebeci’de çal›flma yapan dernek çal›flanlar› ve faaliyeti süren E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas› pankartlar› ile kendilerini ifade ettiler. Arkas›nda gençli¤in gelece¤ini gaspeden sald›r›lara karfl› “Gelece¤imizi istiyoruz!” fliarl› pankartlar› ile ODTÜ Ö¤rencileri yerald›. Yaklafl›k bir ay boyunca yo¤un bir faaliyet yürüten ve okullar›nda faflist sald›r›larla ve tehditlerle karfl›laflan A.Ü. Fen Fakültesi ö¤rencileri alana ç›karak faflist sald›r›lara tok bir yan›t verdiler. Yürüyüfl boyunca canl› ve coflkulu kortejleri ile dikkat çektiler. Toplumcu Mühendislik Ö¤rencileri toplama malettikleri sloganlar› ve dövizleri ile üniversite kortejleri içerisinde

yerald›lar. Bu çerçevede Gazi Üniversitesi ö¤rencileri de pankartlar›n›n yan›s›ra “Yetkin mühendis olmayaca¤›z!”, “Geleceksizli¤e karfl› 13 May›s’ta Gençlik Kurultay›’nda buluflal›m!” ve “ Ticari e¤itime karfl› 13 May›s’ta Gençlik Kurultay›’nda buluflal›m!” dövizleri ile yürüdüler. Okullar›nda kantinleri kapat›larak “çarfl›” denen ticarethanelere mahkum edilmeye çal›fl›lan ve bu konuda sene bafl›ndan bu yana “Kantinimizi istiyoruz!” fliar›yla çal›flma yürüten Beytepe Ö¤rencileri yine ayn› konu ekseninde “Ticarethane de¤il üniversite! Kantinimizi istiyoruz!” fliarl› pankartlar› ile eyleme kat›ld›lar. Bir y›l boyunca yürütülen çal›flma 1 May›s alan›na anlaml› bir kat›l›m ile yans›d›. Her y›l oldu¤u gibi DTCF Ö¤rencileri 1 May›s’a ortak bir kat›l›m sa¤lad›lar. Üniversite ö¤rencileri korteji ortak att›¤› coflkulu sloganlarda gençli¤in sorunlar›n›n yan›s›ra dünya ve ülke gündemine dair sloganlar› da hayk›rd›lar. Ortado¤u’daki iflgalden sosyal y›k›m sald›r›lar›na, Kürt halk›na yönelik sald›r›lardan yetkin mühendisli¤e, sözleflmeli çal›flmadan üniversitelerdeki sermaye iflgaline kadar birçok gündemi sloganlar›nda öne ç›kard›lar. Ortak sloganlar›n bir k›sm› “ODTÜ, DTCF, Gazi, Fen Fakültesi, Beytepe, Cebeci B‹Z‹MD‹R!”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleflecek!”, “Müflteri de¤il ö¤renciyiz!”, “Sermaye, polis, jandarma DEFOL!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Savafla de¤il, e¤itime bütçe!”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz!”, “YÖK, polis, medya; bu abluka da¤›t›lacak!”, “YÖK'e hay›r!”, “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”, “Yaflas›n 1 May›s!”, “Katil ABD Ortado¤u'dan Defol!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!”, “Üniversiteler faflizme mezar olacak!”, “Deniz Gezmifl, Mahir Çayan, ‹brahim Kaypakkaya yafl›yor! Gelenek sürüyor, gençlik yürüyor!” oldu. fiiarlara da yans›d›¤› gibi üniversite gençli¤i emperyalist iflgale, ticari e¤itime ve faflist sald›rganl›¤a karfl› ciddi bir duyarl›l›k tafl›yor. Yürüyüfl esnas›nda Çav Bella ve Gündo¤du marfllar› hep bir a¤›zdan coflkuyla söylendi. Alanda “Ticari e¤itime karfl› gelece¤imiz için 13 May›s’ta Gençlik Kurultay’›nda buluflal›m” fliarl› pankart aç›ld› ve


parmakl›klara as›ld›. As›lan parmakl›klar›n askeriyeye ait olmas› sonras›nda sorun yaratt›. Ne var ki ö¤rencilerin sahiplenmesiyle birlikte bu konuda net bir tutum al›nd› ve pankart indirilmedi. Çekilen halaylar ve söylenen marfllardan sonra kurultay›n ça¤r›s› yap›ld› ve bir süre sonra eylem bitti. Eylemin sonunda Genç Komünistler okullar›ndan arkadafllar› ile birlikte BDSP kortejine kat›ld›lar

Daha kararl›, daha soluklu ad›mlar: Herfley birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi için! 1 May›s 2006 Ankara mitingine üniversiteli gençli¤in kat›l›m›, her y›l biraz daha mesafe alan devrimci bir gençlik hareketini yaratma mücadelesinde yeni bir deneyim, yeni bir s›nama alan› oldu. Büyük oranda genç komünistlerin iradelerine dayanan ve alan çal›flmalar›n›n gücünü eylem alan›na tafl›nan Üniversite Ö¤rencileri korteji, Ankara gençli¤ine yine bir çal›flma tarz› ve hedefi göstermektedir. Geçti¤imiz y›la oranla yerel gündemleri daha fazla kucaklayabilen çal›flma, örgütlülük ve politika iliflkisi plan›nda da ileri bir ad›m olmufltur. B›rakt›¤› boflluklar ve bunun çeflitli kortejlere s›n›rl› kat›l›m fleklinde yans›mas› çal›flman›n hala da ciddi bir mesafe katetmeye ihtiyaç duydu¤unu göstermektedir. 1 May›s çal›flmas› bir ad›m daha büyümeli Gençlik Kurultay›'na tafl›nmal›d›r. Bu, genç komünistler cephesinden 1 May›s çal›flmas›n›n -yo¤unlu¤undan ve temposundan- bir fley kaybetmeden Kurultay'a kadar sürmesi anlam›na gelmektedir. Öte yandan, gençlik hareketinin sorunlar›na ortak çözümler arayaca¤›m›z bu kurultay, Ankara gençli¤inin de özgür kürsüsü olabilmeli, bu aç›dan mümkün olan en genifl çevreyi bu çal›flmalar›n parças› haline getirilmelidir. fiimdi gün, 1 May›s'›n kazan›mlar›n› Gençlik Kurultay› ile taçland›rma günüdür!

Ankara Ekim Gençliği

Polis provokasyonu püskürtüldü! Yaflas›n devrimci dayan›flma! Kortejimizin önünde “Birleflik siyasal bir s›n›f hareketi yaratmak için ileri!” ve “Emperyalist haydutlu¤a, kapitalist sömürüye karfl› yaflas›n iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i!” pankartlar›n›n yan›s›ra Marks, Engels, Lenin, Habip, Ümit ve Hatice yoldafllar›n resimlerini tafl›d›k. Arkas›ndan Çi¤li ‹flçi Platformu’ndan iflçiler “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek!”, Buca Çam-Der’den iflçi ve emekçiler de “Yaflas›n 1 May›s!” pankart›yla kortejdeki yerlerini alm›fllard›. Ard›ndan da Ege ve Dokuz Eylül Ünüiversitesi ö¤rencileri “Ticari e¤itime ve geleceksizli¤e karfl› Gençlik Kurultay›’na yürüyoruz!” ve “Yetkin mühendisli¤e, sözleflmeli ö¤retmenli¤e ve formasyon gasp›na hay›r!” pankart›yla yürüdüler. Komünistler eyleme 100 kiflilik bir kitle ve k›z›l bayraklarla kat›ld›lar. Eylem öncesinde polis provokasyonu yafland›. Polis daha öncesinde de oldu¤u gibi DTP kortejine sald›rd›. Devrimcilerin ortak duruflu polus sald›r›s›n›n eylemi provoke etmesini engelledi.

İzmir Ekim Gençliği

Eskiflehir’de coflkulu 1 May›s ‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s Eskiflehir’de sendikalar›n, reformist sol partilerin ve devrimci gruplar›n kat›l›m›yla coflkuyla kutland›. Saat 17:30’da AÜ Tramvay dura¤›ndan bafllayan yürüyüfl Sakarya Caddesi S›hh›ye Meydan›’nda sonland›r›ld›. Tüm kortejler alana geldi¤inde mücadelede flehit düflenler ad›na 1 dakikal›k sayg› duruflu gerçeklefltirildi. Sayg› duruflu sonras›nda yap›lan konuflmalar ve çekilen halaylarla 1 May›s sonland›r›ld›. Mitinge KESK, D‹SK, TMMOB, EBTO, ESMMMO ve Türk ‹fl’e ba¤l› Kristal-‹fl, fieker ‹fl, Türk Metal-Sen, TTB, ESP, SGD, Halkevleri, Ö¤renci kolektifi, Eskiflehir Gençlik Derne¤i, SDP, SDG, Emek Partisi, Emek Geçli¤i, ÖDP ve düzen partilerinden DSP, ‹flçi Partisi ve SHP’nin de aralar›nda bulundu¤u yaklafl›k 1000 kifli kat›ld›. Biz de Toplumcu Mimarl›k Mühendislik ve Ba¤›ms›z E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas› yapan ö¤renciler olarak “Ticari e¤itime hay›r!/AÜ-OGÜ Ö¤rencileri” imzal› pankart›m›zla, sözleflmeli ö¤retmenli¤e, yetkin mühendislik yasas›na ve geleceksizli¤e karfl› dövizlerimizle alanda yerimizi ald›k. Alanda s›k s›k “Sözleflmeli ö¤retmen olmayaca¤›z!”, “Diplomal› iflsiz olmayaca¤›z!”, “Yetkin mühendislik yasas›na hay›r!”, “YÖK kalkacak polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleflecek!”, “Sermaye defol üniversiteler bizimdir!”, “Kahrolsun sermaye iktidar›!” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Marx, Engels, Lenin yaflas›n devrim ve sosyalizm!”, “Kurtulufl devrimde, kurtulufl sosyalizmde!”, “Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!” sloganlar›n› gür bir flekilde hayk›rd›k.

Eskişehir’den Mimarlık-Mühendislik ve Eğitim Fakültesi Öğrencileri

11


Trabzon’da coflkulu 1 May›s!

Samsun’da 1 May›s...

12

“K›z›l Bayrak yukar›,

“Diplomal› iflsiz

daha yukar›!”

olmayaca¤›z!”

KESK ve D‹SK taraf›ndan düzenlenen 1 May›s mitingi ‹stasyon Mahallesi’nden yürüyüflle bafllad›. Yaklafl›k 1500 kiflinin kat›ld›¤› eyleme D‹SK, Emekli-Sen, KESK, E¤itim-Sen il ve ilçe flubeleri, ESM, SES, BES, TMMOB, Tüm-‹fl, Tes-‹fl, ÖDP, EMEP, SDP, Halkevleri, Ö¤renci Koordinasyonu, OMÜ E¤itim Fakültesi Ö¤rencileri, Liseli Genç Umut, Hayalet, SGDF, ESP, TAYAD, HÖC, TÖP, Yurtsever Gençlik, ADD, ‘78’liler Derne¤i pankart ve flamalar›yla kat›ld›. Genç komünistler olarak "Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!/Gençlik Kültür Sanat Evi” imzal› pankartlar›m›zla, k›z›l bayraklar›m›zla, “Zafer direnen halklar›n olacak!”, “Ticari e¤itime ve geleceksizli¤e karfl› mücadeleye!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!”, “Kahrolsun emperyalizm!”, “Paras›z sa¤l›k, paras›z e¤itim!”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol!” yazan önlüklerimizle alandayd›k. Eylemin genel olarak cans›z geçmesine ra¤men genç komünistler olarak eylem boyunca coflkumuzu koruduk. Eylem boyunca s›k s›k “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Marks, Engels, Lenin yaflas›n devrim ve sosyalizm!”, “S›n›fa karfl› s›n›f savafl›!”, “Zafer direnen halklar›n olacak!”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek!”, “K›z›l bayrak yukar› daha daha yukar›!” sloganlar›n› att›k.

KTÜ Ö¤renci Platformu olarak Trabzon’da çal›flmalar›m›za 1 May›s’a haftalar kala bafllam›flt›k. Fakat disiplinli bir çal›flma öremedi¤imiz için hedefledi¤imiz birçok haz›rl›¤› yapamad›k. Sadece okullarda kantin konuflmalar› ve s›n›f duyurular› yap›ld›. Bizler Ekim Gençli¤i olarak platform çal›flmalar› d›fl›nda çevremizi 1 May›s’a ça¤›rmak ve öncesinde motivasyon sa¤lamak amac›yla 28 Nisan günü Trabzon Gençlik Evi’nde 1 May›s etkinli¤i gerçeklefltirdik. Etkinli¤imiz iflçi s›n›f›n›n mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimiyle bafllad›. 1 May›s’›n tarihsel anlam ve önemini anlatan konuflmayla devam etti. Devrim mücadelesini anlatan fliirler okundu. Etkinli¤in sonunda müzik grubuyla hep beraber türküler ve marfllar söyledik. Etkinli¤e 25 kifli kat›ld›. 1 May›s günü eylem saat 11:30’da TEDAfi’›n önünden bafllad›. Biz eyleme KTÜ Ö¤renci Platformu pankart› arkas›nda 60 kiflilik kitleyle ve dövizlerimizle kat›ld›k. Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri, Gençlik Kültür Sanat Evi ve Karadeniz’de Mart› Olmak Bülteni imzalar›yla 13 May›s günü gerçeklefltirece¤imiz ticari e¤itime karfl› kurultaya ça¤r› yapan dövizler tafl›d›k. Pankartlar›m›zda ise “Üniversite bütçeleri ö¤rencilere aç›ls›n!”, “Üniversiteleri emperyalizme teslim etmeyece¤iz!”, “Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleflecek!”, “Diplomal› iflsiz olmayaca¤›z!” yaz›l›yd›. Mitinge 1000’i aflk›n bir kitle kat›ld›.

Samsun Gençlik Kültür Sanat Evi çalışanları

Trabzon Ekim Gençliği

Sivas’ta 1 May›s...

Direnen halklar kazanacak! 1 May›s mitingine ça¤r› amac›yla öncesinde 30 Nisan günü saat 14.00'te C›b›rlar Park› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›na 85 kifli kat›ld›. 1 May›s ça¤r›s›n›n yap›ld›¤› eylemde “Yaflas›n 1 May›s!”, “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaflas›n ifl, ekmek, özgürlük!” sloganlar› hayk›r›ld›.

Zonguldak’ta 1 May›s...

Karaelmas’›n diyar›ndan 1 May›s coflkusu!

Eylemde s›kl›kla "Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz!", "Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz!", "Faflizme karfl› omuz omuza", “Yaflas›n 1 May›s!", "Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!", "B›ji b›ratiya gelan!", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur!", "Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun!", “Yaflas›n ölüm orucu direniflimiz!", "Katil ABD Ortado¤u’dan defol!", "Direnen halklar kazanacak!" sloganlar› at›ld›.

Zonguldak’ta 1 May›s’› saat 16.30’da kitlenin ‹stasyon Meydan›’nda toplanmas›yla bafllad›. Saat 17.00’de önde sendika pankartlar› arkas›nda üniversite ö¤rencilerinin açt›¤› pankartlar ve ard›nda da siyasi partilerin pankartlar›n› açmalar›yla yürüyüfl bafllad›. Mitinge yaklafl›k 750 iflçi-emekçi ve genç kat›ld›. Sendikalardan en iyi kat›l›m› KESK’e ba¤l› sendikalar gerçeklefltirdi. Tüm pankartlar›n Madenci An›t› önündeki alana girmesiyle miting bafllad›. Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri “Sözleflmeli ö¤retmen olmayaca¤›z!/E¤itim Ö¤rencileri” pankart› ile mitingte yerini ald›. 25’e yak›n e¤itim ö¤rencisinin yürüdü¤ü kortejde yürüyüfl ve miting boyunca, "Sözleflmeli köle olmayaca¤›z! “, “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k!” , “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” , “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” , “Katil ABD Ortado¤u’dan defol!” sloganlar› s›k s›k at›ld›. Mitinge, Karadeniz Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri 25, ZKÜ Ö¤rencileri 20, HÖC 30, ÖDP 100, SDP 60, EMEP 40 kifliyle kat›ld›.

Ekim Gençliği/Sivas

Zonguldak Ekim Gençliği

1 May›s günü saat 12.00'de Mevlana Meydan›’nda yap›lan miting E¤itim-Sen binas›ndan ç›kan kitlenin kortej oluflturarak alana do¤ru yürüyüfle geçmesiyle bafllad›. E¤itim-Sen, C.Ü. Devrimci Demokrat Ö¤renciler, Gençlik Federasyonu, Efendisizler, Ö¤renci ‹nisiyatifi, K›z›l›rmak Dergisi, Ö¤renci Kolektifi, Halkevleri, EMEP VE ÖDP'nin yer ald›d›¤› eyleme 300 kifli kat›ld›.


Gelece¤ine sahip ç›k!

Bir imza da sen at! 13 May›s günü Ankara’da gerçeklefltirilecek “Ticari e¤itime karfl› gençlik kurultay›”na az bir zaman kald›. Kurultay haz›rl›k çal›flma süresince birçok kentte esnek örgütlenmeler çeflitli etkinlikler, paneller ve zengin bir yay›n faaliyeti ile yayg›n bir kitle çal›flmas› yürütüyorlar. fiimdi ise toplumcu mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri, e¤itim ö¤rencileri ve ‹Ü Fen-Edebiyat Ö¤rencileri çal›flmalar› kurultay gününe kadar devam edecek imza kampanyalar› örgütlemeye bafllad›lar. ‹mza kampanyas› ile hedeflenen bugüne kadar ulafl›lan güçleri sorunlar ekseninde bir taraf olmaya ça¤›rmak ve genifl bir bileflene sorunu bütünlüklü bir kapsamda anlatabilecek bir zemin yaratabilmektir. Bu çerçevede bafllat›lan imza çal›flmas›n›n sonuçlar› kurultayda de¤erlendirilecek ve Türkiye çap›nda sürdürülen bu çal›flma kurultayda birlefltirilecektir. ‹mza kampanyalar› tüm yerellerde sürdürülecektir. Bu çal›flma ile imzas› istenen herkes kurultay konusunda bilgilendirebilmelidir. ‹mza kampanyas› yaln›zca masa açma ve masa bafl›nda bekleyerek yap›lmamal›d›r. Tüm s›n›f ve amfilere gidilmeli, s›n›f ve amfi konuflmalar› ile imza toplanmal› ve kurultay hakk›nda bilgilendirici konuflmalar yap›lmal›d›r. Ve yine bu konuflmalarda imzalar›n sonuçlar›n›n de¤erlendirilece¤i ve ortaklaflt›r›laca¤› bir zemin olarak kurultay gündemlefltirilmelidir. ‹mza kampanyalar› arac›l›¤›yla en genifl ö¤renci kitlesine ulaflmal›d›r.

Toplumcu mühendis ve mimarlar yasa tasar›s›na “dur” diyor! Türk Mühendis ve Mimar Odalar› Birli¤i’ne... “Mühendislik ve mimarl›k e¤itimini sermayenin emrinde haz›r olda tutmak anlam›na gelen yetkin mühendislik yasa tasar›s›, sömürüye geçirilmifl bir maskeden ibarettir. Bu tasar›, Türkiye’deki binlerce mühendislik ve mimarl›k ö¤rencisinin gelece¤ine yöneltilmifl büyük bir sald›r› anlam›n› tafl›maktad›r. Bizler toplumcu mimarl›k ve mühendislik ö¤rencileri olarak, bilimin ve teknolojinin sermayenin ihtiyaçlar› için de¤il, ancak ve ancak toplumsal ihtiyaçlar için üretilmesi gerekti¤ini düflünüyor ve savunuyoruz. Bu çerçevede afla¤›da imzas› olan bizler, - Diplomalar›m›zda mühendis ve mimar ibarelerinin yeniden yer almas›n›, - Yetkin mühendislik yasa tasar›s›n›n haz›rl›klar›n›n durdurulmas›n› istiyoruz. Bu çerçevede TMMOB, üzerine düflen toplumsal sorumlulu¤un bir gere¤i olarak, biz ö¤rencileri ücretli köleler haline getirecek olan yetkin mühendislik tasar›s›na ve mühendislik alan›nda uygulanan benzer sermaye politikalar›na karfl› aç›k ve kararl› bir tutum almal›d›r.” Yukar›daki metin ile imza toplayacak olan toplumcu mühendis ve mimarlar, bu kampanyay› toplam 8 mühendislikmimarl›k fakültesinde yürütücekler. Y›ld›z Teknik Üniversitesi, ‹Ü Avc›lar kampusü, ODTÜ, AÜ Fen Fakültesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nde yürütülecek bu kampanya ile mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri kendi alanlar›nda toplumcu birer taraf olmalar› hedeflemektedir.

E¤itim ö¤rencileri meslek güvencesi istiyor! “Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas› aç›k bir biçimde e¤itimcilere kölelik dayatmas› anlam›na gelmektedir. Bugün binlerce ö¤retmen özlük haklar›ndan ve meslek güvencesinden yoksun bir biçimde, kölece çal›flt›r›lmaktad›r. E¤itim Ö¤rencileri olarak bizler, bizi bekleyen sonun da benzer oldu¤unun bilincindeyiz. Y›llard›r devlet bütçesi gerekçe gösterilerek oldukça s›n›rl› bir kadro atamas› yap›lmakta, binlerce E¤itim Fakültesi mezununun önüne iki seçenek sunulmaktad›r: “Ya diplomal› iflsiz olacaks›n›z, ya da sözleflmeli ö¤retmenlik yaparak köleli¤e boyun e¤eceksiniz.” Bizler köleli¤e karfl› E¤itim Ö¤rencileri olarak, bu iki seçene¤i de reddediyoruz. Ö¤retmen a盤›n›n bu kadar içler ac›s› bir düzeye ulaflt›¤› bir co¤rafyada, hala e¤itime bütçe ayr›lmas› yerine savafla bütçe ayr›labilmektedir. Bizler E¤itim Fakültesi ö¤rencisiyiz ve e¤itimci olmak istiyoruz. Bu çerçevede, - Sözleflmeli ö¤retmenli¤e dair bütün uygulamalar iptal edilsin. E¤itimci olman›n önüne geçen tüm koflullar kald›r›ls›n! Meslek güvencesi sa¤lans›n, E¤itim Fakültesi mezunlar›na kadro verilsin!” Bu metinle imza toplayacak olan E¤itim Ö¤rencileri ise, 8 fakültede bu çal›flmay› yapacaklar. Kdz. Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Dokuz Eylül Üniversitesi E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Hacettepe E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Cebeci E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, OMÜ E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Çukurova E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Anadolu Üniversitesi E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›, Sakarya E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›n›n yürütece¤i imza kampanyas› e¤itim ö¤rencilerinin bugün karfl› karfl›ya kald›klar› sorunlara karfl› duyduklar› tepkiyi a盤a ç›kartmay› hedeflemektedir.

‹Ü Fen-Edebiyat Ö¤rencileri koflulsuz formasyon hakk› istiyor! “Formasyon hakk›m›z ticarileflen e¤itim süreci içerisinde gasp edilmifl ve belirli koflullara ba¤lanm›fl durumdad›r. Biz afla¤›da imzas› bulunan Fen-Edebiyat Ö¤rencileri, bizler için diplomal› iflsizlikten baflka hiçbir anlama gelmeyen formasyon uygulamas›na karfl› ç›k›yoruz. Fen ve Edebiyat Fakültesi’nde okuyan her ö¤rencinin hiçbir koflula ba¤l› tutulmaks›z›n formasyon alabilmelerinin okuduklar› bölümlerle iliflkili do¤al haklar› oldu¤unu düflünüyoruz. Bu çerçevede, - Formasyonun paras›z olmas›n›, - Formasyon al›nabilmesi için uygulanan kontenjan s›n›rlamas›n›n kald›r›lmas›n›, - Formasyon al›nabilmesi için girilmesi gereken her türlü s›nav›n kald›r›lmas›n›, - Formasyonun 4 y›ll›k lisans e¤itimi içerisinde verilmesini talep ediyoruz!” Bu metinle imza toplayacak olan ‹Ü Fen-Edebiyat Ö¤rencileri çal›flmas› ise, fen-edebiyat ö¤rencilerine diplomal› iflsizlik d›fl›nda hiçbir seçene¤i b›rakmayan bu uygulaman›n karfl›s›na kendi fakülteleri merkezli güçlü bir tepkiyi örgütleyebilmenin çabas›n› harcayacaklar. Kurultay Fen-Edebiyat Ö¤rencileri çal›flmas› aç›s›ndan formasyon gibi önemli ve yak›c› bir soruna iliflkin bugün tek bir fakülte merkezli örülen mücadelenin yayg›nlaflt›r›lmas›n›n bir arac› olacakt›r.

13


14

Beytepe’de son dönem… Kantinlerimizi istiyoruz! Beytepe’de 1 May›s’› önceleyen süreçte, kurultay haz›rl›klar› çerçevesinde kampanya faaliyetlerinin birer aya¤› olan E¤itim ve Toplumcu Mühendislik Ö¤rencileri çal›flmalar›n› yo¤un kulland›¤›m›z afifl ve bildirilerimizle, sermaye devletinin politikalar›n› teflhir çal›flmas›yla bafllatt›k. Ancak örgütsel bir forma dönüfltüremedi¤imiz çal›flmalar›m›z, henüz istedi¤imiz düzeyi yakalam›fl de¤il. Bir yandan fakültelerde belli yerel gündemler üzerinden gençli¤e seslenirken; Ortado¤u’yu kana bulayan, halklar› “özgürlefltirmek” ad›na katleden emperyalizmin, son süreçte ‹ran’a yönelik yürüttü¤ü savafl 盤›rtkanl›¤›na “Suçsuzlar” olarak yan›t olmaya devam ettik.

Bahar flenli¤i Beytepe’de bu y›l en çok konuflulan ve tepkilere neden olan kantinlerin kapat›lmas› sorunu, 2. dönemde de a¤›rl›kl› gündemlerimizden biri olmaya devam etti. Bu kapsamda imza kampanyas› ve son birkaç y›l›n en kitlesel ve coflkulu eylemini örgütledik. Birçok insan› harekete geçirebildi¤imiz kantin sorunu çerçevesinde, 1 May›s’› önceleyen süreçte “Kantin ‹stiyoruz!” fliar›n› öne ç›kard›¤›m›z bir Bahar fienli¤i gerçeklefltirdik. Son birkaç y›ld›r rektörlü¤ün düzenledi¤i flenliklere alternatif yaratma iradesi gösteremeyenlere ve kolayc›l›¤› güç yetersizli¤i ve zorluklarla aç›klayanlara anlaml› bir yan›t vermifl olduk. Disiplinli bir flekilde yürüyen, irade ve ›srar›n egemen oldu¤u çal›flmalar›n elbet baflar›ya ulaflaca¤›n› bir kez daha göstermifl olduk. Ekim Gençli¤i, Beytepe Ö¤renci Kolektifi ve kantin sorununa çal›flman›n bafl›ndan beri sahip ç›kan di¤er arkadafllarla birlikte gün boyunca 700’ün üzerinde ö¤rencinin kat›ld›¤› flenlikte 1 May›s ça¤r›m›z› da yapt›k. Gündüz kütüphane önünde ve akflam yurtlar›n önünde gerçeklefltirdi¤imiz flenli¤imize Kibele, Metin-Kemal Kahraman, Günyüzü, Ortaça¤ müzi¤i yapan Ensemble Galatia gibi gruplar›n yan› s›ra Ankara Üniversitesi’nden ö¤renciler de haz›rlad›klar› bir tiyatro gösterisiyle destek oldular. fienlik boyunca üniversitelerin ticarethanelefltirilmesini ve kantin sorununu a¤›rl›kl› olarak iflledik.

1 May›s’ta Beytepe Ö¤rencileri Bu y›l 1 May›s’ta, Ankara’da geçen y›l yarat›lan Üniversite Ö¤rencileri birlikteli¤inin, Beytepe Ö¤rencileri pankart›m›zla bir parças› olduk. Bu kapsamda 1 May›s öncesinde Beytepe Ö¤rencileri ve 1 May›s’› tart›flt›¤›m›z ve iflçi s›n›f›n›n tarihsel misyonunu anlatan bir belgesel gösterimiyle güçlendirdi¤imiz bir etkinlik örgütledik. Beytepe’de dönemin bafl›ndan beri yürüttü¤ümüz çal›flmalar› 30’u aflk›n bir kat›l›mla 1 May›s alanlar›na tafl›may› baflard›k.

Ekim Gençliği / Beytepe

Ege Üniversitesi’nde 1 May›s flenli¤i

Ferman da bizim üniversiteler de! “Biz; bizim ad›m›za karar alanlara, bizi tek tiplefltirmeye, üniversitelerimizi F tiplefltirmeye çal›flanlara karfl›, fermanlar›n› bizi sömürmek üzerine kurgulayanlara karfl›, biz kendi FERMAN’›m›z› yazaca¤›z hem öyle bir FERMAN ki insanca olan tüm de¤erleri içeren, öyle bir FERMAN ki umudu üreten.” diyen Ferman Gazetesi, “biz; bizim yerimiz yüksek kar h›rslar›yla emekçileri iliklerine kadar sömüren tekellerin yan› de¤il, toplumun, halk›n yan›d›r diyoruz. Toplumdan yana, toplumla birlikte üretip, birlikte tüketebilmek, yetifltirdi¤imiz yemiflin lezzetine birlikte varabilmek için “ YETK‹N de¤il TOPLUMCU M‹MARMÜHEND‹S OLACA⁄IZ” diyen TOPLUMCU M‹MARMÜHEND‹SLER, “ Biz daha iyi e¤itim al›p daha iyi koflullarda e¤itim verebilmek için, e¤itimin insanlar›n en temel ihtiyac› oldu¤unun bilincini ve sorumlulu¤unu kufland›¤›m›z için SÖZLEfiMEL‹ Ö⁄RETMENL‹⁄E HAYIR diyoruz. Biz SÖZLEfiMEL‹ de¤il KADROLU olmak, gelecek korkusu yaflamadan bilincimizi insanlarla paylaflmak istiyoruz ” diyen, taleplerini hayk›ran E⁄‹T‹M Ö⁄RENC‹LER‹ Ege Üniversitesi’nde ortak bir flenlik örgütleyerek gençli¤in taleplerini 1 May›s alan›na tafl›yacaklar›n› hayk›rd›lar. Etkinli¤imize kat›lan yaklafl›k 80 kifli Çi¤li ‹flçi Kültür Sanat Evi Müzik Grubu Kavel ve fiiir toplulu¤unun, gerek fliirlerini gerekse de türkülerini büyük bir keyifle dinlediler. Liseli bir dostumuzun yapt›¤› flelpe dinletisi ayn› coflkuyla dinlediler. Etkinli¤imizde s›k s›k neden 1 May›s’ta alanlarda yerimizi almam›z gerekti¤i üzerine yapt›¤›m›z konuflma ve ça¤r›lar oldukça anlaml› oldu.

İzmir Ekim Gençliği


‹Ü Fen Edebiyat Fakültesi Ö¤rencileri Çal›flmas› tüm h›z›yla devam ediyor…

Koşulsuz formasyon hakkı istiyoruz! Alacağız! ‹stanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ö¤rencileri olarak dönem bafl›nda bafllatt›¤›m›z formasyon çal›flmam›z tüm h›z›yla devam ediyor. Fen Edebiyat Fakültesi ö¤rencilerinin formasyon hakk› gün geçtikçe t›rpanlan›yor. ’99 y›l›nda ç›kan yasayla birlikte Fen Edebiyat fakültesi ö¤rencilerinin formasyon e¤itimi almalar› belli flartlara ba¤land›. Bu koflullar her geçen y›l çeflitlendirildi ve özellikle Fen-Edebiyat Fakültesi ö¤rencilerinin son derece do¤al olan formasyon e¤itimi hakk› s›n›rland›r›ld›. Formasyon e¤itimi s›nav, mülakat, ücret, kontenjan gibi bir dizi koflula ba¤land›. Her dönem bafl›nda kontenjanlar ve o dönemki formasyon e¤itimi alma koflullar› her bölüm için ayr› olarak üniversite senatosu taraf›ndan belirleniyor. Bu ise Fen Edebiyat Fakültesi ö¤rencilerini ma¤dur ediyor. Fen Edebiyat fakülteleri e¤itimin özellefltirilmesi süreciyle paralel olarak sermaye taraf›ndan bir ilgiye konu olmuyor ve gün geçtikçe bu fakülteler kendi hallerine b›rak›l›yor. Bilimin teknolojiyle bir alg›land›¤› günümüzde bu fakültelerde bulunan sosyal bilimler bölümleri tasfiye ediliyor. Çünkü sermayenin akeolo¤a, dil bilimciye, edebiyatç›ya ihtiyac› yok. E¤itim sürekli ve düzenli bir kamu hizmeti olarak hayata geçirilmelidir. Oysa bugün tam tersi bir süreç iflletilmektedir. Tersinden okudu¤umuzda, bunun sermaye aç›s›ndan düzenli ve sürekli bir kâr anlam›na geldi¤ini görüyoruz. Bu verilere bakt›¤›m›zda FenEdebiyat fakültelerinin geleceksizli¤e ve iflsizli¤e mahkûm edildi¤ini görmek çok zor de¤il. Biz Fen Edebiyat Fakültesi Ö¤rencileri olarak ticari e¤itimin yerelimizde yans›mas›n› buldu¤u geleceksizlik ve iflsizlik sorununu çal›flmam›z›n temeline koyduk. Bu dönem bafl›nda bafllad›¤›m›z formasyon çal›flmas› da yerelde ticari e¤itim uygulamalar›n›n somut yans›malar›ndan biriydi. Fen Edebiyat Fakültesi ö¤rencilerinin temel sorunlar›ndan biri olan formasyon birçok bölüm aç›s›ndan önemli bir yerde durmaktad›r. Her geçen gün formasyon e¤itimi biraz daha t›rpanlanmakta ve do¤al hakk›m›z olan formasyon e¤itimi koflullara ba¤lanmaktad›r. Buradan yola ç›karak çal›flmalar›m›za bafllad›k. Öncelikle neredeyse fakültedeki her ö¤rencinin ma¤duriyet yaflad›¤› formasyon sorunu üzerine yayg›n bir ajitasyon propaganda çal›flmas› gerçeklefltirdik. Formasyon sorununu fakültede kulland›¤›m›z birçok araçla gündemlefltirdik. ‹lk kulland›¤›m›z araçlardan biri anketti. Formasyon sorunu hakk›nda ö¤rencilerin neler düflündü¤ünü, formasyon e¤itiminin s›n›rland›r›lmas›n›n ticari e¤itimle olan ba¤›n› a盤a ç›karacak sorulardan oluflan anketi yüzlerce ö¤renciye ulaflt›rd›k. Oluflturdu¤umuz mail grubu ile ö¤rencilere formasyon ile ilgili yapaca¤›m›z etkinliklerin duyurular›n› yapt›k. Amfi konuflmalar›n›n, bilgilendirici materyallerin yayg›nl›kla kullan›lmas›n›n çal›flman›n s›n›flara inen ve oradan geliflen bir çal›flma olabilmesi aç›s›ndan önemli oldu¤unu düflündük. ‹lk yapt›¤›m›z toplant›ya farkl› bölümlerden 20 kadar ö¤renci kat›ld›. Formasyon konusunda ayr›nt›l› bir sunum sonras›nda ortada duran bu soruna karfl› neler yapabilece¤imizi tart›flt›k.

Bu toplant›dan al›nan kararlar hayata geçirildi. Sonraki haftalarda bildiri, haz›rlad›¤›m›z bilgilendirici duvar gazeteleriyle çal›flmalar›m›za devam ettik. Yap›lan ikinci toplant›dan çal›flmaya formasyon referandumu ile devam etme karar› ç›kt›. Ayn› zamanda ç›kard›¤›m›z formasyon gazetesinin yayg›n kullan›lmas›nda tüm kat›lan ö¤renciler hem fikirdi. S›nav dönemi olmas›na ra¤men gazetemiz ilgiyle karfl›land› ve yaklafl›k 1500 ö¤renciyle referandum sayesinde formasyon sorununu tart›flm›fl olduk. 1500 ö¤rencinin %95’i koflulsuz formasyon hakk› istedi¤ini ifade etti. Bir haftal›k referandum çal›flmas›n› bir flenlikle sonland›rd›k. Edebiyat-Fakültesi bahçesinde gerçeklefltirdi¤imiz flenli¤imizde hem referandum sonuçlar›n› aç›klad›k hem de bu çal›flman›n 1 May›s alanlar›na da tafl›nmas›n›n ça¤r›s›n› yapt›k. Yaklafl›k 200 ö¤rencinin kat›ld›¤› flenli¤imizde formasyon sorununun günden güne derinleflti¤ini, bu sorun karfl›s›nda birleflik bir mücadele örülmesi gerekti¤ini vurgulad›k ve bundan sonra yapaca¤›m›z çal›flmalara kat›lmalar›n› istedik. Bayar fiahin’in flark›lar›yla destek oldu¤u flenli¤imizde ayn› zamanda 1 May›s’a ça¤r› yapt›k. Baz› eksiklere ra¤men flenli¤imiz oldukça coflkulu geçti. Ayr›ca flenlik alan›nda 1 May›s’a ça¤r› yapan el ilanlar›m›z› ve formasyon gazetemizi yayg›n bir kullan›ma konu ettik. 1 May›s’› fakültemizde gündemlefltirmek için “Koflulsuz, paras›z, s›navs›z formasyon hakk› istiyoruz! Gelece¤imizi kazanmak için mücadeleye, 1 May›s’a!” fliarl› afifllerimizi kulland›k. 1 May›s davetiyelerimizle s›n›f s›n›f dolaflarak ö¤rencilere 1 May›s ça¤r›s› yapt›k. Dönem bafl›ndan bu yana ›srarla bir çal›flma yürütüyoruz. Bugün geldi¤imiz yerde kuflkusuz çal›flman›n belli eksikleri ve yetersizlikleri var. Henüz kendi örgütlülü¤ünü istenilen düzeyde yaratamam›fl olmas›, çal›flman›n olgunlaflmas› ve ileriye tafl›nmas› bak›m›ndan büyük bir eksiklik. Ancak uzun soluklu bu çal›flmay› eksiklikleri h›zla geride b›rakan bir tarzla ileriye tafl›yaca¤›z. Çünkü bizler iflsizli¤e ve geleceksizli¤e mahkum edilmek istemiyoruz. Ve biliyoruz ki özgür ve eflit bir gelecek bizlerin ellerinde yükselecek.

Ekim Gençliği/Fen-Edebiyat Fakültesi

15


Sözleflmeli ö¤retmenli¤e hay›r! 16

Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri olarak çal›flmalar›m›z› sürdürüyoruz. 15 Nisan’da emperyalizm konulu bir seminer gerçeklefltirdik. Sunumun ard›ndan sorularla emperyalizm konusu derinlefltirildi. Somut olarak Irak iflgali ve olas› ‹ran sald›r›lar› üzerinden konunun güncellenmesi, daha rahat anlafl›lmas›na yard›mc› oldu. Bir ay boyunca sürecek olan savafl konulu film gösterimlerine 23 Nisan’da E¤itim-Sen Ere¤li fiubesi’nde bafll›yoruz. Sözleflmeli ö¤retmenlik karfl›t› çal›flmalar›m›za da h›z verdik. 16 Nisan’da fakültemizde sözleflmeli ö¤retmenlik gündemiyle ilgili anket çal›flmas› bafllatt›k. 3 sorudan oluflan anketimizin ilk sorusunda “E¤itim fakültesinden mezun olduktan sonra hangi mesle¤i seçmeyi düflünüyorsunuz?” diye sorduk. Ö¤rencilerin ö¤retmen cevab› vermesi üzerinden sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›n› anlatt›k. Anket çal›flmam›z oldukça ilgi çekti.

Karadeniz Ereğli Eğitim öğrencileri Ereğli Eğitim Öğrencileri 1 Mayıs pikniğinde buluştu!

Eğitim öğrencileri çalışması güçlenerek sürüyor! Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri 22 Nisan günü bir dayan›flma pikni¤i gerçeklefltirdi. Pikni¤e 30’un üzerinde E¤itim Fakültesi ö¤rencisi kat›ld›. Pikni¤in 1 May›s’›n hemen öncesinde yap›lmas› oldukça anlaml› oldu. Piknik Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri ad›na yap›lan aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Aç›l›fl konuflmas›nda yarat›lan birlikteli¤in önemine vurgu yap›larak ileriye tafl›man›n ça¤r›s› yap›ld›. Ard›ndan ortak sofra kurularak yemekler yenildi. Daha sonra tamam› çal›flman›n içindeki arkadafllar›n kolektif çabalar›yla oluflturulan piknik program›na baflland›. ‹lk olarak tiyatro oyunu oynand› ve be¤eni ile izlendi. Sonras›nda fliir dinletisi sunuldu ve serbest kürsü gerçeklefltirildi. Serbest kürsüde Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri’nin çal›flmalar› anlat›ld›. Birçok arkadafl söz alarak çal›flmalar›n anlam› üzerine konuflarak, ilerleyen günlerde yap›lacak çal›flmalara dair düflünce ve önerilerini sundular. Sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s› temel bir sorun olarak tart›fl›ld›. Fakültenin özgün sorunlar›na dair konuflmalar yap›ld›. Son olarak söz alan bir arkadafl›m›z sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›n›, emperyalistlerin Ortado¤u’yu kan gölüne çevirmesini ve Diyarbak›r’da sokak ortas›nda çocuklar›n kurflunlanmas›n› anlatarak, tüm bunlara karfl› 1 May›s’ta alanda olma ça¤r›s› yapt›. Verilen aralarda oyunlar kolektif bir flekilde oynand› ve müzik dinletisi gerçekleflti. Müzik dinletisine “Bir Görüfl Kabini” parças›yla bafllayan arkadafllar›m›z parçan›n bitiminde 2000 Ölüm Orucu’nda flehit düflen HaticeYürekli flahs›nda tüm devrim flehitlerine arma¤an ettiler. Piknik halaylarla sonland›r›ld›. Kat›l›m›n beklenen alt›nda olmas›na ra¤men baflar›l› bir pikni¤in gerçeklefltirildi¤ini söyleyebiliriz. Programdan en ufak teknik ayr›nt›ya kadar her fley kolektif bir çaba ve emekle gerçekleflti. Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri 22 Nisan günü gerçeklefltirdi¤i piknikten ald›¤› güçle 1 May›s’a yürüyor.

Ekim Gençliği/Ereğli

Anadolu Üniversitesi E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas› sürüyor...

Gelece¤imize sahip ç›kaca¤›z! Ticari e¤itim kampanyas› çerçevesinde Anadolu Üniversitesi’nde bafllatm›fl oldu¤umuz Ba¤›ms›z E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›n› 3 haftad›r sürdürüyoruz. Gençli¤in sorunlar›na duyars›zlaflt›r›ld›¤›, üniversitelerin sermayenin arka bahçesi haline getirildi¤i, paral› e¤itim politikalar›yla e¤itim kurumlar›n›n ticarethaneye dönüfltürüldü¤ü günümüzde üniversite kap›lar› iflçi ve emekçi çocuklar›na her geçen gün biraz daha kapan›yor. Sald›r›lar›n› her alanda yo¤unlaflt›ran sermaye devleti, biz ö¤renci gençli¤i de geleceksizli¤e mahkum ediyor. Gelece¤imize yönelen bu sald›r›lardan biri de kamu emekçilerini ve e¤itim fakültesi ö¤rencilerini kölelik koflullar›nda çal›flmaya mahkum eden sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›d›r. Bu sald›r›lar karfl›s›nda Anadolu Üniversitesi’nde e¤itim ö¤rencilerini sald›r›lar› geri püskürtmenin yolunun mücadele oldu¤unu anlatan, kendi ba¤›ms›z örgütlülüklerini oluflturarak gelece¤i için mücadele etmeye ça¤›ran Ba¤›ms›z E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas›n› ilmek ilmek örüyoruz. ‹lk olarak sözleflmeli ö¤retmenli¤i, bu uygulaman›n temelinin nereye dayand›¤›n› ve bu sald›r›lar karfl›s›nda bizim taleplerimizin ne oldu¤unu anlatan bir bildiri da¤›tt›k. Daha sonra bu uygulamayla ne gibi sorunlar bekledi¤ini maddeler halinde s›ralayan ve geçti¤imiz hafta gerçeklefltirdi¤imiz toplant›ya ça¤r› yapan el ilanlar› ç›kard›k. Ard›ndan e¤itim ö¤rencilerinin bu uygulama karfl›s›nda tepkisini ölçebilmek için bir anket çal›flmas› bafllatt›k. Kantinlerde E¤itim Ö¤rencileri Gazetesi’nin sat›fl›n› gerçeklefltirdik. Yapt›¤›m›z toplant›ya bekledi¤imiz düzeyde bir kat›l›m olmasa da, toplant› sonucunda e¤itim fakültesi kantininde bir okuma masas› açmak, sözleflmeli ö¤retmenlik ve ticari e¤itim ile ilgili bir duvar gazetesi haz›rlamak ve ö¤renci gençli¤i 1 May›s’ta sorunlar›na sahip ç›kmaya, taleplerini alanlarda hayk›rmaya ça¤›ran materyalleri kullanmak karar› ald›k. Ayr›ca sözleflmeli ö¤retmenlikle neyin amaçland›¤›n› anlatan bir panel gerçeklefltirmeyi düflünüyoruz. Gençlik gelece¤ine sahip ç›karak bu sald›r›lar› geri püskürtecek. Gelece¤imiz karartan sermaye devletine cevab›m›z› gençli¤in birleflik devrimci hareketini yükselterek mücadele alanlar›nda verece¤iz.

AÜ’den Bağımsız Eğitim Öğrencileri/Eskişehir


Yetkin Mühendislik Yasas›’na geçit vermeyece¤iz! YTÜ’de Yetkin Mimarl›k-Mühendislik’e karfl› çal›flmalar devam ediyor! Çal›flmalar›m›za bafllad›¤›m›z günden bu yana binlerce ö¤rencinin bu yeni sald›r›dan haberdar olmas›n› sa¤lad›k. 24 Mart’ta gerçeklefltirdi¤imiz söylefli sonras› yapt›¤›m›z aç›k toplant›ya 35 civar›nda ö¤renci kat›lm›flt›. Toplant›da yap›lan tart›flmalar ö¤rencilerin bu konuda yeterince bilgi sahibi olmad›¤›n› a盤a ç›karm›flt›. Son olarak ‹nflaat Mühendisleri Odas›’n›n haz›rlad›¤› tasla¤›n Dan›fltay taraf›ndan durdurulmas› ö¤renciler aras›nda bir rehavet yaratt›. Bunun üzerine, bu sald›r›n›n asl›nda ‹MO’nun yasa tasla¤›ndan ibaret olmad›¤›, sald›r›n›n neo-liberal dönüflümler ve AB uyum yasalar› çerçevesinde ele al›nmas› gerekti¤i konusunda derinleflmeye çal›flt›k. Bu yönde gerçeklefltirmek istedi¤imiz ikinci aç›k toplant› idarenin provokasyonu nedeniyle gerçekleflemedi. Planlad›¤›m›z aç›k toplant›n›n terörize edilmesine karfl› etkinliklerimize h›z kesmeden devam ediyoruz. Her gün düzenli olarak açt›¤›m›z masa, yayg›n olarak kulland›¤›m›z afifl ve broflürlerimizle ö¤rencileri yetkin mühendislik konusunda bilgilendiriyoruz. 12 Nisan günü bir panel gerçeklefltirdik. MMO ‹stanbul fiubesi eski baflkan› Mustafa Aral ve Mimarlar Odas›’ndan Mücella Yap›c›’n›n kat›ld›¤› panelde yetkin mühendislik-mimarl›k üzerinden dönen tüm tart›flmalar›n asl›nda AB emperyalizmi ve neo-liberal sermaye politikalar›n›n bir yans›mas› oldu¤u vurguland›. Bunu durdurman›n tek yolunun mücadeleden geçti¤i ve bu konuda Fransa gençli¤inin iyi bir örnek oldu¤u belirtildi. Etkinli¤e yaklafl›k 30 kifli kat›ld›.

YTÜ Toplumcu Mimarlık-Mühendislik Öğrencileri

Gelece¤imize sahip ç›kal›m! Toplumcu Mühendislik Mimarl›k Ö¤rencileri “Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s›”na geçit vermemek için KTÜ’de çal›flmalar›na bafllad›. Bu tasar›ya göre mühendis ve mimarlar bir yetkin mühendisin yan›nda en az befl y›l yetkisiz olarak ve asgari ücretle çal›flmak zorunda kalacaklar. Staj›n› bitirmek isteyen mühendis (ö¤renci) kovulmamak için yetkin mühendise itaat edecek. Yani usta-ç›rak, köle-sahip iliflkisi olacak. Biz de bu gerici yasay› durdurmak için KTÜ’de çal›flmalara bafllad›k. ‹lk önce bu tasar›n›n ne anlama geldi¤ini, neyi hedefledi¤ini ö¤rencilere anlatmak için anket yapmaya bafllad›k. Anket s›ras›nda ö¤rencilerin bu sorun hakk›nda hiçbir fley bilmediklerini gördük. Anket çal›flmalar›na devam edece¤iz. Ayr›ca konuyla ilgili yaz›lar›n yerald›¤› Mart› Bülteni’ni da¤›tt›k. Gençlik Evi’nde seminer fleklinde sunumlarla sorunu ve çözümlerini tart›flmaya çal›fl›yoruz.

KTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Öğrencileri

OGÜ’de Toplumcu Mühendislik Mimarl›k çal›flmas› bafllad› Yetkin mühendislik sald›r›s›na karfl› Eskiflehir Osman Gazi Üniversitesi Toplumcu Mühendislik Mimarl›k Ö¤rencileri olarak çal›flmam›z› 17 Nisan gününden itibaren bafllatt›k. ‹lk olarak bildirilerimizle iki gün boyunca kitleye ulaflmaya çal›flt›k. Bildirilere ilgi oldukça yo¤undu. Faaliyet yürütme olanaklar›n›n s›n›rl› oldu¤u OGÜ’de yapt›¤›m›z çal›flman›n ö¤renciler taraf›ndan yo¤un ilgiyle karfl›lanmas› kararl›l›¤›m›z› ve motivasyonumuzu art›rd›. Yapt›¤›m›z planlama do¤rultusunda da¤›tt›¤›m›z bültenlerden sonra anket çal›flmas›na bafllad›k. Anket çal›flmas› sonucu ö¤rencilerle bir toplant› yaparak çal›flmalar›m›z› daha güçlü yürütmeyi planl›yoruz. Faaliyetimizi araçlar›m›z› çeflitlendirerek sürdürece¤iz.

OGÜ’den Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri

17


Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencileri Diyarbak›r’da... 18

Korkuyoruz ama gidiyoruz, Gidiyoruz çünkü korkuyoruz!” Diyarbak›r’da yaflanan olaylar›n ortaya ç›kard›¤› tepki Bo¤aziçi Üniversitesi’nde çok verimli ve coflkulu bir kampanya süreci yaratt›. Süreç ilk olarak kitlelere aç›k bir toplant› ça¤r›s› ile bafllad›. ‹lk toplant›ya 40 kifli kat›ld›. Ertesi gün yap›lan ikinci toplant›ya 100’e yak›n kifli kat›ld› ve bu toplant›da Diyarbak›r’a gidifl karara ba¤land›. Bo¤aziçi Üniversitesi’nde süreç ö¤renciler ve kampanyaya destek veren ö¤retim görevlilerinin çabalar›yla örüldü. 14 Nisan tarihinde Diyarbak›r’a gidilecek ve bunu önceleyen bir hafta boyunca da bir kampanya düzenlenecekti. Bir haftal›k bir kampanya sürecinin ard›ndan Diyarbak›r’a gidilmesine ve Diyarbak›r halk›na Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤renci ve ö¤retim görevlilerinin yazm›fl oldu¤u bir mektup okunmas›na karar verildi. 10-14 Nisan haftas› “Diyarbak›r Hakk›nda Bilmek ‹stemediklerimiz” haftas› ilan edildi. Kampanya için yo¤un bir etkinlik program› haz›rland›. Programda kat›l›ma aç›k dersler, medya analiz atölyesi, bir panel ve bir forum, dört film gösterimi ve Korkuluk Oyun Toplulu¤u’nun bir tiyatro gösterisi yerald›. Bunlar›n d›fl›nda her gün Güney Meydan’da canl› müzik eflli¤inde halaylar çekildi. Ayr›ca halk isyanlar› konulu bir foto¤raf sergisi haz›rland›. Masalar aç›ld› ve masalarda “Medyada duymaktan b›kt›klar›n›z” bafll›kl› defterler aç›ld›. Bir yandan kampanya süreci örülürken, di¤er yandan da Diyarbak›r’a gidifl haz›rl›klar› yap›ld›. Diyarbak›r’da okunacak mektup, kampanyan›n örülmesinde temel olan ilk metin olacakt›. Ancak ö¤retim görevlileri imza atacaklar› metni kendileri oluflturdular ve bu metin hafta boyunca imzaya aç›ld›. Bu süre içinde metin her aflamada (mail grubu üzerinden) tart›flmaya ve önerilere aç›ld›. 14 Nisan günü Güney Meydan’da Kardefl Türküler’in türküleri eflli¤inde halaylar çekildi ve Güney kap›ya kadar yüründü. Güney kap›da yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan 44 ö¤renci otobüse binerek yola ç›kt›lar. U¤urlamada 100’e yak›n kifli yerald›. Kap›da okunan bas›n aç›klamas›nda flunlar dile getirildi: “Bizler Bo¤aziçi Üniversitesi’nden ö¤renciler olarak 10-14 Nisan günleri aras›nda Diyarbak›r olaylar› ile ilgili farkl› bilgi edinme süreçlerini gelifltirmeye, aktif olarak kendimizi bu konuda bilgilendirmeye ve alternatif bilgi edinme kanallar›n›n önünü açmaya yönelik çeflitli etkinlikler düzenledik... Bu düflüncelerle düzenledi¤imiz etkinlikler sonucunda Diyarbak›rl›lar’a sunmak üzere bir mektup yazd›k. Bo¤aziçi Üniversitesi’nden baz› ö¤rencilerin ve ö¤retim elemanlar›n›n imzalad›¤› bu mektubu götürmek üzere Diyarbak›r’a do¤ru yola ç›k›yoruz. Diyarbak›r’a gitmekten korkuyoruz, yine de gidece¤iz. Diyarbak›r’a gitmekten korkuyoruz, biz de vatan haini ilan edilebiliriz; biz de gözalt›na al›nabiliriz; iflkence görebiliriz, ö¤renciyiz, 12 Eylül’ü unutmad›k; kimimizin nüfuz cüzdan›nda do¤um yeri Van, kimimizin Hakkari, kimimizin Ad›yaman yaz›yor; fifllenebiliriz; medyada yanl›fl yans›t›labilir; yolda linç edilebiliriz. Üç yafl›nda çocuk bile öldürüldü, biz de öldürülebiliriz; okuldan at›labilir, iflimizden olabiliriz; faili meçhulleri unutmad›k; terörle mücadele yasas› bizi yolda yakalayabilir, hakk›m›zda dava aç›labilir; terörist ilan edilebiliriz; biz de tutuklanabiliriz; havaya aç›lan ateflle karn›m›zdan vurulabiliriz; yazmaktan korkuyoruz, hakk›m›zda soruflturma aç›labilr; biz de sözde vatandafl ilan edilebiliriz. Diyarbak›r’a gitmezsek bunlar› unutmaktan korkuyoruz. Korkuyoruz ama gidiyoruz, Gidiyoruz çünkü korkuyoruz” Diyarbak›r giriflinde kontrol noktas›nda yap›lan aramalardan sonra flehre girilebildi. Burada Ankara’daki üniversitelerden gelen ö¤rencilerle biraraya gelindi. Büyükflehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yap›lan bas›n toplant›s› ile Bo¤aziçi ve Ankara’n›n metinleri okundu. Daha sonra gruplar halinde Diyarbak›r’daki belediye baflkanlar›yla, çeflitli DKÖ’lerle görüflüldü. Olaylarda ölen çocuklar›n ailelerine ziyaretler düzenlendi. Yola ç›kmadan önce yine belediye binas›nda Ankara’dan gelenler ve Dicle Üniversitesi ö¤rencileriyle biraraya gelerek bir de¤erlendirme ve tart›flma toplant›s› düzenlendi. Akflam saatlerinde dönüfl için yola ç›k›ld›.

Ekim Gençliği/Boğaziçi Üniversitesi

Savafla karfl› beyaz perdeye yans›yanlar Kurflun Kalem Avc›lar kamusünde savafla karfl› bir ses olmaya devam ediyor. 19 Nisan Çarflamba günü “Savafl Karfl›t› K›sa Filmler” bafll›kl› etkinli¤imizi Menza giriflinde gerçeklefltirdik. ‹ki tane 10’ar dakikal›k savafl karfl›t› animasyon gösterimi yapt›k. Etkinli¤in bafllang›c›nda dönem bafl›ndan beri sürdürdü¤ümüz çal›flmalardan bahsettik. Ve hedefledi¤imiz etkinliklerden bahsederek, bundan sonra yapaca¤›m›z etkinliklere ça¤r› yapt›k. ‹ki filmi toplam 50 kifli izledi. Kurflun Kalem 1 May›s öncesi son haftada savafla karfl› etkinliklerine devam etti. Sal› ve Çarflamba günü düzenledi¤imiz Kurflun Kalem Sinema Günleri ile Stanley Kubrick’in “Full Metal Jacket” ve “Dr. Strangelove” filmlerinin gösterimini yapt›k. Film gösterimi sonras›nda sürdürdü¤ümüz savafl karfl›t› kampanyay›, Avc›lar’da savafla karfl› yükseltti¤imiz sesi 1 May›s’ta alana tafl›maya karar verdi¤imizi söyleyip, alanda birlikte olmaya ça¤›rd›k.

Savafl karfl›t› bir ses: Kurflun Kalem Kurflun Kalem’in, “Avc›lar’da Sessizli¤i Y›rtan Bir Ses, Savafla ve ‹flgale Karfl› Bir Taraf Ol!” fliar›yla 19. say›s›n› ç›kartt›k. Hem yabanc›laflmaya ve yaln›zlaflmaya hem de savafla ve iflgale karfl› kampüsü taraflaflt›rmaya çal›fl›yoruz. Hem yapt›¤›m›z etkinliklerle, hem kulland›¤›m›z afifllerle, hem de bültenimizle savafla karfl› sözümüzü söylüyoruz. Ve ilk baflta 1 May›s alan› olmak üzere bundan sonra tüm alanlarda kendi sözümüzü söyleyece¤iz. Kurflun Kalem olarak, alana “Savafla ve ‹flgale karfl› 1 May›s Alan›na Avc›lar’dan Bir Ses Tafl›yoruz! Sen de bu sese kat›l!” diyerek ça¤r› yapt›k. Avc›lar’da yabanc›laflmay› ve yaln›zlaflmay› k›ran, “istersek bu savafl› durdurabiliriz” diyen taraf olarak ilerleyece¤iz!

Avcılar Kurşun Kalem Topluluğu


vs.) en genifl bileflene ulaflabilmek gibi bir sorumlulu¤umuz da var. Kitle çal›flmas› deneyimlerimizin birikti¤i bu dönemde, bu birikimi daha ileri bir düzeye ç›karabilmenin etkin yol ve yöntemlerini bulmak durumunday›z. Örne¤in e¤itim fakültelerinde akademisyenlerin kampanyaya etkin deste¤inin nas›l örgütlenebilece¤i, ortaya ç›kan dinami¤in ne tür eylem süreçleri içinde gelifltirilece¤i gibi bafll›klar kitle çal›flmas›n›n etkin birer parças› olarak ayr›nt›lar›yla planlanmal›d›r. Bu iddian›n kendisi, bir yan›yla da gençlik kurultay›n› güçlendirecek yerel esnek örgütlülükler deneyimlerini yaratma potansiyeli anlam›nda da önemli bir ad›m› temsil ediyor. Merkezi ve yerel tüm olanaklar› de¤erlendirmek, kimi zaman etkin yerel çal›flmalar ve örgütlülükler oluflturmak, kimi zaman bu örgütlülüklerin kendilerini merkezi bir platforma tafl›yarak taçland›rman›n araçlar›n› yaratmak, bu alanda yaratmaya haz›rland›¤›m›z deneyimin temel köfle tafllar›n› oluflturuyor. E¤itim fakültelerinde yaratmay› hedefledi¤imiz bu toplam deneyimi, bu mücadelede esas olarak aktif olmas› gereken e¤itim emekçilerine bir mücadele deneyimi örne¤i olarak sunulmas›n›n da ayr› bir de¤eri var. Mütevazi de olsa deneyimlerimizi yayman›n imkanlar›n› arayaca¤›z. Ancak bu süreçte E¤itim Sen’in icazetçi çizgisiyle uzlaflan, sendikan›n yer yer çal›flman›n politik çizgisini paralize etmesine sebep olan ve genelde de sözde kalan örgütlülük modellerine tak›lmadan, ö¤rencilerin gücüne güvenen etkin bir kitle çal›flmas› ve örgütlenmesi çizgisi izleyece¤iz. Gençlik hareketinin sorunlar›n›n afl›lmas› konusunda ciddi bir deneyim yaratabilece¤imiz bu politik gündeme etkin bir flekilde yüklenelim.

E¤itim ö¤rencileri ve sözleflmeli ö¤retmenlik...

E¤itim fakülteleri iflsiz yetifltirmeye devam ediyor! E¤itim emekçilerine yöneltilen sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›, e¤itim fakülteleri ö¤rencilerini de birebir tehdit etmektedir. E¤itim fakültelerinde okuyan binlerce ö¤renciye, bu uygulamayla, geleceksizlik ve emek piyasas›na bir meta gibi sürülme tehlikesi dayat›l›yor. E¤itim ö¤rencilerine dayat›lan geleceksizlik, onlar› dayan›flmadan, e¤itimin nitelik kazanmas› için verdikleri mücadeleden, ö¤retmenlik mesle¤inin kendine has noktalar›n›, olmazsa olmaz yönlerini yaflatmaktan ve nesillere aktarma bilincinden al›koymaktad›r. Bu yan›yla e¤itim fakülteleri art›k ö¤retmen yetifltiren kurumlar olmaktan ç›k›p, meslek edindirme kurslar› niteli¤inde s›radan ücretli emekçiler yetifltiren kurumlar haline dönüflmektedir. Bu nitelikleriyle e¤itim ö¤rencilerinin gelecek kayg›lar›na yan›t veremeyen e¤itim fakülteleri tablosu, e¤itim ö¤rencilerini bireysel kurtulufla itiyor. KPSS kurslar›yla, ücretli meslek içi formasyon kurslar›yla ve daha nice uygulamayla e¤itim fakülteleri de birer ticarethaneye dönüflüyor. Tüm bu say›lanlar, sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›na karfl› e¤itim fakültelerinde örülecek çal›flmalara yol gösteriyor.

E¤itim ö¤rencileri sözleflmeli köleli¤e mahkum olmayacak! Sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›, özellikle 2005-2006 e¤itim döneminde gerçekleflen atamalarla daha yak›c› bir biçim alm›fl bulunuyor. Sömestr döneminde yeni atamalarla ilerleyen süreç, sermaye iktidar› cephesinden ad›m ad›m derinlefltirilecek gibi görünüyor. E¤itim emekçilerinin en kitlesel örgütlenmesi olan E¤itim Sen ise, bu süreci tam bir sessizlikle geçirdi. E¤itim Sen’in sürece tek müdahalesi, 10 ay olarak düzenlenen sözleflmelerin 12 aya ç›kart›lmas› oldu. Bu “hak al›c›” mücadelenin bir sonucu olsa gerek, MEB de sözleflmelerin 12 aya ç›kar›lmas› ile ilgili Maliye Bakanl›¤› ile görüflüldü¤ünü duyurdu. E¤itim Sen’in düfltü¤ü bu geri nokta, sürecin üniversiteler cephesinden örgütlenmesinin güncel önemini ortaya koyuyor. E¤itim fakültelerinde, sunulan argümanlar çerçevesinde etkin bir çal›flma bafllat›lmal›d›r. Sözleflmeli ö¤retmenlik süreci ile ilgili olarak ö¤renciler ayr›nt›l› bir bilgilendirme sürecine tâbi tutulmal›d›r. Sözleflmeli personel uygulamas›n›n daha derin bir ticarileflme sürecinin bir halkas› oldu¤u gerçe¤i göz önünde tutulursa, bu bilgilendirme Kamu Yönetimi Temel Kanunu/Personel Rejimi Reformu’ndan GATS’a dek birçok alana uzanan genifl bir çerçevede ele al›nmal›d›r. Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›n›n, bugün gelecek kayg›s› tafl›yan e¤itim ö¤rencileri aç›s›ndan bir kurtulufl yolu olarak görülebilmesinin gerisinde bu uygulamaya dair derin bir bilgisizlik oldu¤u gerçe¤i düflünüldü¤ünde, salt bu bilgilendirme çal›flmas› dahi e¤itim ö¤rencileri aras›nda ciddi bir etki yaratabilecektir. Çal›flman›n ilerleyen süreçlerinde, bu konuya duyarl› tüm ö¤rencileri harekete geçirebilecek esnek örgütlenmelerle, çeflitli kitle çal›flmas› araçlar›yla (paneller, imza kampanyalar›,

Komünist eğitim öğrencileri

19


ÖSS geleceksizliktir!.. 20

ÖSS’nin 5 seçeneğine karşı, tek seçenek mücadele! Liseli gençlik çal›flmam›z ikinci dönemin bafl›ndan bu yana yo¤un bir kampanya süreci örgütlemekte. “Müflteri de¤il ö¤renciyiz / Özel e¤itim kurumlar› kapat›ls›n!” fliarl› kampanya, bir dizi il çal›flmam›zda geçmifle oranla etki alan›n› geniflletmifl, faaliyet kapasitemizin geliflti¤inin aç›k bir göstergesi olmufltur. fiimdi ise May›s ay›yla birlikte liseli gençlik yeni bir kampanya sürecine girmifl bulunmaktad›r. “ÖSS’nin 5 seçene¤ine karfl› tek seçenek mücadele!” fliar›yla bafllat›lacak olan kampanya ile en genifl bileflene seslenmeyi hedefleyen liseli gençlik çal›flmam›z, geçmifl kampanyan›n ortaya ç›kard›¤› deneyimler ›fl›¤›nda bu kez kendi s›n›rlar›n›n ötesini kapsayan sonuçlar üretmenin iddias›ndad›r.

ÖSS geleceksizliktir! Bugüne kadar, kendi çal›flma deneyimlerimizi de içine katarak söylüyoruz, ÖSS’ye karfl› örülen mücadele politik planda hep bir zay›fl›k içeriyordu. Elbette araçlar›n çeflitlili¤i, sorunun yak›c›l›¤› gibi etkenler belirli dönemlerde bu politik zay›fl›¤›n üstünü örtebilse de, esasta çal›flmalar, fliarlar› ve üzerine yap›lan de¤erlendirmeler, ÖSS sorunu üzerine çokça düflünülmedi¤ini ele veriyordu. Bu noktada gündemin yak›c›l›¤›n›n ve bu yak›c›l›ktan kaynakl› güçlü bir pratik çabayla sonuç elde edebilmenin di¤er gündemlere oranla görece kolay olmas›n›n yaratt›¤› bir rahatl›k da oldu¤u ifade edilebilir. Fakat ne tür bir zay›fl›ktan ya da kolayc›l›ktan kaynaklan›r oluyorsa olsun, sonuçta üzerine çok düflünülmemifl bir politik muhtevaya sahip bu çal›flmalar ço¤u kez salt bir s›nav karfl›tl›¤›na indirgenebiliyordu. Geleceksizlik sorununun kapsam›, tek bafl›na bu s›nav ve onunla iliflkili bir uygulamalar bütünüymüfl gibi alg›lanabiliyordu. Oysa ÖSS tek bafl›na bir eleme s›nav› oldu¤u için karfl›t mücadele yürütülecek bir bafll›k de¤ildir. Yani esasta sorun liseli gençli¤in elenerek üniversiteye girmesi sorunu de¤il, ötesinde bu elemede belirleyici olan kriterlerin ne oldu¤udur. Sonuç itibariyle liseli gençli¤in geleceksizli¤inde belirleyici olan bugün somutta üç saatlik bir s›nav gibi görünse de, ötesinde bu s›nav›n sonuçlar›nda bafltan belirleyici olan s›n›fl› toplum yap›s›, sömürü düzeni, do¤al olarak bunun e¤itim sistemi üzerindeki yans›malar›d›r. Dolay›s›yla bizler kaç ö¤rencinin üniversiteyi kazanamad›¤› ile ilgilenmiyoruz. Kazanan› ve kaybedeni neyin belirledi¤i, baflar›-baflar›s›z saptamalar›n›n endeksli oldu¤u gerçekle ilgileniyoruz. Do¤al olarak biz ÖSS’nin kald›r›lmas›n› talep ediyoruz, ama bunu s›navs›z üniversiteyi bir hak olarak tan›mlamak yerine, üniversite hakk›nda belirleyici olan eflitsizli¤e iflaret ederek formüle etmeyi tercih ediyoruz. Özetle ÖSS, e¤itim sistemi ve gelecek sorunu ba¤lant›s› içerisinde belirleyici olan, s›n›fsal ayr›m› yal›n bir biçimde a盤a ç›kart›yorsa, ÖSS karfl›t› mücadele, do¤al olarak

e¤itimde f›rsat eflitli¤inin sa¤lanmas› için mücadeleye ba¤lanmal›d›r. Aç›k ki bu mücadele sömürü düzenini cepheden karfl›s›na alm›fl bir mücadeledir de ayn› zamanda.

ÖSS e¤itime ve insana yabanc›laflmay› do¤urur! ÖSS’ye bir eleme s›nav› olmas›, bir geleceksizlik sald›r›s› olmas›n›n yan› s›ra e¤itim alan›nda do¤urdu¤u sonuçlar üzerinden de karfl› ç›kmak bir zorunluluktur. E¤itim sisteminin bütününe hakim olan anti-bilimsellik ve ezbercilik, ÖSS’de çok daha yal›n bir biçimde görünür. Beraberinde kiflinin üniversite e¤itimi almak ad›na dahi olsa böylesi bir s›nava tabi tutulmas›n›n do¤al sonucu, bilgiye ve ö¤renmeye yabanc›laflmas›, ö¤renmede temel kriter olarak bilginin ifllevselli¤ini (daha somut ifadeyle s›nav müfredat›nda olup olmad›¤›n›) almas›d›r. Bu tek bafl›na ÖSS’ye haz›rl›k süreci ile s›n›rl› kalan bir yabanc›laflma da de¤ildir. Üniversiteye bu sistematikle giren bir ö¤rencinin bütün bir e¤itim yaflam› bilgiler içerisinden ifllevsel olan›, yani s›navda ç›kacak olan› ayr›flt›rmakla geçecektir. Yine ÖSS sorunu gündeme geldi¤inde özel olarak ifllenmesi gereken di¤er bir nokta da bu s›nava haz›rlanan ö¤renciler üzerinde yaratt›¤› sosyal ve kültürel sonuçlar olabilmelidir. Burada kaba olarak s›nava haz›rl›k sürecinin yo¤unlu¤undan kaynakl› sosyal hayattan kopufltan söz etmek yeterli olmayacakt›r. Zira bu sorunun salt bir yan›d›r. Gerçekten de kifli sosyal hayattan, üretimden kopar, derin bir yaln›zl›k ve bunal›m içerisine girme riskiyle karfl› karfl›yad›r. Bu bunal›m› tetikleyen di¤er bir nokta ise, ö¤rencinin yo¤un bir biçimde duydu¤u s›nav› kazanma bas›nc›d›r. Bu bask› özellikle iflçi ve emekçi çocuklar› aras›nda yo¤unlafl›r. Zira sosyal-ekonomik s›k›nt› çekmeyen liseli gençlik kesimlerinde görülen bas›nç, bir aile bask›s›, çevreye kendini ispat duygusunun yaratt›¤› bas›nç olarak aç›klanabilecekken, iflçi ve emekçi kesimlere mensup liselilerde esasta bir gelecek


sorunu, varl›k yokluk bas›nc›d›r sözkonusu olan. Ayn› zamanda s›nava haz›rl›k sürecinde tetiklenen rekabet duygusu, ö¤rencilerde ciddi bir yaln›zlaflma ve güvensizlik sorununu do¤urur. S›ra arkadafl› ile rakip hale getirilen ve sürekli olarak bir puan›n gelece¤inde nas›l bir belirleyicili¤e sahip olaca¤›n› dinleyerek yetiflen liseli gençler, bir süre sonra bilgiyi paylaflmaktan kaç›n›r hale gelirler, paylafl›mlarda ç›kar, h›rs ve rekabet belirleyici duygular haline gelir. Bu yüzden ÖSS’ye karfl› mücadele ayn› zamanda yaln›zlaflmaya ve yabanc›laflmaya karfl› örülen bir mücadele olmal›d›r.

ÖSS bir rant alan›d›r! Bütün bu sorunlar›n yan› s›ra ÖSS sermaye iktidar› aç›s›ndan ciddi bir rant alan›n› ifade etmektedir. Dershaneler bunun en önemli aya¤›n› oluflturmaktad›r. Milyarlar saç›larak kaydolunan dershaneler, liselerdeki e¤itimin niteli¤i ile s›nav›n uyumsuzlu¤undan kaynakl› bir zorunluluk olarak dayat›lmaktad›r. Bunun sonucunda ÖSS’ye iliflkin beklentileri olan bütün kesimler dershanelere para saçmak zorunda kalmaktad›r. Elbette bu rant alan›n›n yan dallar› da vard›r. Al›nmas› gereken test kitaplar›na saç›lan paralar, özel ö¤retmenler, s›nava girifl paras›, girifl formu, tercih formu derken korkunç yüksek mebla¤larda paran›n döndü¤ü bir alan haline gelmifltir. Bu yüzden ÖSS’ye karfl› mücadele ayn› zamanda ticari e¤itime karfl› örülen bir mücadele olmak zorundad›r.

ÖSS karfl›t› çal›flmam›z Liseli gençlik olarak örgütleyece¤imiz ÖSS karfl›t› mücadele iflte bu bafll›klar üzerinden yürüyecektir. Temel vurgu noktam›z› geleceksizlik ve geleceksizli¤e karfl› örgütlü mücadele ça¤r›s› oluflturacakt›r. Bu çerçevede bugüne dek üretti¤imiz kitle çal›flmas› araçlar›n›n benzerlerini merkezi bir biçimde kullanaca¤›z. Bildiriler, broflürler, anketlerle bulundu¤umuz liselerde sorun karfl›s›nda zaten do¤rudan ma¤dur oldu¤u için duyarl› olan kesimleri mücadeleye sevk etmeye çal›flaca¤›z. Bu kampanya sürecini özel olarak güçlü eylemlerle bütünlefltirmeyi önemsiyoruz. Bu çerçevede çal›flmam›z olan illerde bas›n aç›klamalar› örgütleyece¤iz. Ayr›ca imkan›n› yaratabildi¤imiz bütün illerde ÖSS karfl›t› birleflik eylemlikler örgütlemenin ›srarc›s› olaca¤›z. Gençlik örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, tüm ilerici ve duyarl› kesimlerin ortak örgütlemesini hedefleyece¤imiz bu eylemlerle gelece¤imizi kazanman›n tek yolunun mücadele oldu¤u ça¤r›s›n› hayk›raca¤›z.

Liselilerin Sesi

BLGP-G çal›flmalar›n› sürdürüyor!

“Gücümüz örgütlülü¤ümüzdür!” Bir dönemdir üzerinde yo¤unlaflt›¤›m›z kurulufl çal›flmalar›m›z› sonland›rd›k; Bursa Liseli Gençlik Platformu-Giriflimi’ni kurduk. fiimdi bu giriflimle gelece¤e haz›rlan›yoruz. Nisan’›n ilk haftas› yapt›¤›m›z piknikle BLGP-G’yi ilan ettik. Öncesinde uzun çal›flmalar yapt›¤›m›z kurulufl etkinli¤i oldukça güçlü geçti. Kat›l›m azd› ama üretim aç›s›ndan çok verimliydi. Tüm konular› derinlemesine tart›flt›k, zaaflar›m›z› daha detayl› inceledik ve en önemlisi gelecek dönem için yeni planlar yapt›k. ‹lk olarak, piknikten iki hafta sonra 1 May›s’a ça¤r› için bir etkinlik düzenleme karar› alm›flt›k. Aradan geçen iki haftal›k süre içerisinde çal›flmam›z hiç olmad›¤› kadar hareketli geçti. Gerek davetiye da¤›t›m›, gerek içeri¤in haz›rlanmas› bak›m›ndan oldukça tempolu geçen bu süre özgüvenimizi bir anda artt›rd›. Ancak etkinli¤e kat›l›m sorununu yine aflamad›k. Az kifliyle bafllad›k ve bir grup arkadafl›m›z gitmek zorunda kal›nca program› iptal edip biz bize tart›flt›k. Giriflimin daha ilk etkinli¤iydi ve çok k›sa bir sürede haz›rlanm›flt›. Elbette bunlar baflar›s›zl›¤›n tek nedeni de¤il, bizim hatalar›m›z da var. Ama moralimizi bozmak, hatalar›m›z› görmemizi, onlar›n üstüne gitmemizi engeller. Bu bir bafllang›ç ve önümüzde yapmam›z gereken büyük ifller var. Bu nedenle en büyük gücümüzü, yani moral ve özgüvenimizi hiçbir zaman kaybetmememiz gerekiyor. Her ne kadar etkinliklerimizden istedi¤imiz sonucu alamasak da, yapt›¤›m›z ön çal›flmalar ileri bir ad›m att›¤›m›z›n göstergesidir. Kurulufl ve 1 May›s çal›flmalar›m›z hiçbir dönem olmad›¤› kadar yo¤un geçti. Daha s›k› ve daha iyi bir çal›flma yürüttük. Elbette aflama aflama geliflece¤iz. Önce çal›flmalar›m›z› ray›na oturtup, planl›-programl› hale getirece¤iz. Bunu baflarabildi¤imiz ölçüde de er ya da geç olumlu sonuçlar almaya bafllayaca¤›z. Bulundu¤umuz bölgedeki liseliler daha önce hiçbir devrimci hareketle tan›flm›fl de¤iller. Bu sebeple bizim örnek bir çal›flma yürütmemiz, örgütsel sonuçlar almaktan öte, devrimci mücadeleye karfl› bir sorumluluktur. Yaflad›¤›m›z tüm olumsuzluklara ra¤men, çal›flmam›z giderek güç kazan›yor. Bize düflen, moral gücümüzü ve özgüvenimizi koruyup mücadele bayra¤›n› her zamankinden daha fazla yükseltmektir. Biz gelece¤i kuruyoruz. Yap›lmas› gereken, eksikliklerimizden ders ç›kar›p gelece¤e daha iyi haz›rlanmakt›r. Bugün durumumuz ne olursa olsun her zaman inand›¤›m›z bir fley var; “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!

Bursa Liseli Gençlik Platformu Girişimi (BLGP-G)

21


‹stanbul Lise Kurultay› gerçekleflti!

“Liseli gençliğin örgütlü devrimci 22

mücadelesi için ileri!” ‹LGP olarak bir buçuk ayd›r çal›flmas›n› yürüttü¤ümüz kurultay›m›z› örgütledik. Oldukça güçlü bir ön çal›flmaya dayanan kurultay›m›z, coflkulu ve canl› bir atmosfer içerisinde gerçekleflti. Kurultaya 80’i liseli olmak üzere 120 kifli kat›ld›. 24 liseden kat›l›m›n gerçekleflti¤i kurultay›m›zda 14 lise ad›na tebli¤ okundu. Kat›l›m beklentilerimizin alt›ndayd›. Zira ön çal›flma sürecinde düzenledi¤imiz yerel etkinlikler çok daha güçlü bir tablo a盤a ç›kartm›flt›. Kurultay›m›za bir aç›l›fl sinevizyonu ile bafllad›k. “Kurultay›m›za hofl geldiniz!” sinevizyonunun ard›ndan Erdal Eren flahs›nda bütün devrim flehitleri için sayg› duruflu yap›ld›. Daha sonra ‹LGP’li bir yoldafl›m›z aç›l›fl konuflmas›n› gerçeklefltirdi. Bu konuflmadan sonra Ekim Gençli¤i’nin kurultay› selamlama konuflmas› yap›ld›. Daha sonra ise tebli¤lerin ilk k›sm›na geçildi. Oldukça coflkulu geçen bu k›s›mda 7 okul tebli¤lerini sundu. Ard›ndan Hatice Bayraktar Lisesi çal›flma grubunun haz›rlad›¤› tiyatro oyunu sahnelendi. Denizler’in idam› ve Mahirler’in K›z›ldere’de ortaya koydu¤u örnek siper yoldafll›¤›n›n anlat›l›¤› bu etkili oyunun ard›ndan ilk bölüme ara verildi. ‹kinci bölüme gençlik hareketi tarihini anlatan bir sinevizyonla baflland›. Sinevizyonun ard›ndan tebli¤lerin ikinci bölümüne geçildi. Bütün bir kurultay boyunca, ÖSS, dershaneler, özel e¤itim kurumlar›, okullardaki kameralar, yozlaflma, disiplin yönetmelikleri, meslek liselerindeki genel sorunlar, meslek liselerindeki staj sorunu, liselerde kültür sanat çal›flmalar›, çal›flma grubu deneyimlerinin a盤a ç›kartt›klar›, paral› e¤itimgibi bir dizi bafll›kla ilgili tebli¤ sunulmufl oldu. 1 May›s’a ça¤r› yapan bir konuflma da yap›ld›. Daha sonra ise bütün bu tebli¤lerde sunulan önerilerin oylamas›na geçildi. Oylama sonucunda kurultayda flu görevler karara ba¤land›: - 1 May›s’a güçlü bir kat›l›m örgütlemek, - Meslek Liseleri’ne özel bir bülten ç›kartmak, - Liselerimizde esnek kültür-sanat çal›flmalar› oluflturmak,

- ÖSS karfl›t› bir miting örgütlemek, - Ekim Gençli¤i’nin ça¤r›s›n› yapt›¤› kurultaya örgütleyicisi olarak kat›lmak, - Bulundu¤umuz tüm liselerde çal›flma gruplar› oluflturmak, - May›s flehitlerini ‹stanbul merkezli bir anma etkinli¤ine konu etmek, - Gülsuyu’nda yozlaflma karfl›t› kampanyan›n kurultay öncesinde hayata geçiremedi¤i alternatif alanlar yaratma hedefini kurultay sonras› hayata geçirebilmesi için bu yönlü bir çal›flma örmek. Kararlar›n al›nmas›n›n ard›ndan Grup Göç sahneye ç›kt› ve kurultay›m›z› marfllar ve halaylarla sonland›rd›k. Kurultay›n ard›ndan Bak›rköy Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. Bas›n aç›klamam›z öncesinde ve bas›n aç›klamas› s›ras›nda polis sürekli taciz etti. Kat›l›m› zay›flatmak ve kat›lanlar› korkutmak amac›yla tehditler savurdu. Ancak bütün bu y›ld›rma çabalar›na karfl›n bas›n aç›klamam›z› coflkulu bir biçimde gerçeklefltirdik. Kurultaya kat›lan bütün güçlerimizin kat›ld›¤› bas›n aç›klamam›z “1 May›s’da alanlarday›z!” sloganlar›yla son buldu. Bas›n aç›klamas› süresince etrafta birçok insan topland› ve yaklafl›k 15-20 kifli bizimle beraber aç›klama sonunda alk›fllad›. Bu bize ayr›ca bir moral sa¤lad›. Baflar›l› bir kurultay gerçeklefltirmifl olman›n coflkusuyla gelece¤e daha güvenli yürüyoruz!

İstanbul Liseli Gençlik Platformu


‹stanbul Liseli Gençlik Platformu Lise Kurultay› Sonuç Bildirgesi:

Kurultay›m›zdan liseli gençli¤in mücadele kararl›l›¤› iradesi ç›kt›!

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu olarak 15 Nisan günü bir lise kurultay› gerçeklefltirdik. Kurultay bafll›klar›m›z› ve kurultayda ald›¤›m›z kararlar› tüm devrimci, demokrat ve ilerici kamuoyu ile paylaflmay› bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kurultay›m›z üç ana gündem üzerinden örgütlendi. ‹lk olarak toplumdaki s›n›fsal ayr›m›n bir yans›mas› olarak derinleflen e¤itimde f›rsat eflitsizli¤i sorunu ve bugünkü somut görünümüyle özel e¤itim kurumlar›n›n devlet eliyle teflviki gündemi ifllendi. Ticarileflen e¤itim sonuçlar›n› ilkö¤retim, lise yahut üniversite ayr›m› gözetmeksizin d›flavurmaktad›r. “Paran kadar oku” mant›¤› gün geçtikçe e¤itim alan›nda hakim anlay›fla dönüflmekte ve geçmiflte paras›z ve kamusal bir hak olarak ifade edilen e¤itim, bugün iflçi ve emekçi kesimler aç›s›ndan bir lükse dönüflmektedir. Bu sald›r›lar›n sonucunda iflçi ve emekçi kesimlere mensup liseli gençler geleceksizlik cenderesinde s›k›flmakta ve adeta çözümsüzlü¤e itilmektedir. Son dönemde gündeme gelen yasa bu sorunun yeni ortaya ç›kt›¤› anlam›na gelmemektedir. Yasa salt derinlefltirici bir iflleve sahiptir. Kurultay çal›flmam›z boyunca ‹stanbul’daki liselerde “Özel e¤itim kurumlar› kapat›ls›n!” temel fliar›yla iflledi¤imiz bu gündem, bugün toplumun tüm kesimleri taraf›ndan karfl›s›na ç›k›lmas› gereken bir sald›r›y› ifade etmektedir. ‹LGP olarak tüm ‹stanbul’da özel e¤itim kurumlar›na karfl› ilk elden 1000’e yak›n imza toplam›fl olmam›z, liseli gençli¤in bu sald›r› karfl›s›nda sessiz kalma niyetinde olmad›¤›n› yeterince anlatmaktad›r. Kurultay çal›flmam›z›n di¤er bir gündemini, meslek liseleri ve bu liselerde ortaya ç›kan ucuz emek sömürüsü sorunu oluflturdu. Meslek liselerinde bugün yaflanan tablo iyimser olarak tan›mland›¤›nda dahi, ad› “sömürüdür?. Ö¤renciler “staj” ad› alt›nda fabrikalara yönlendirilmekte, burada patronun afla¤›lamalar› eflli¤inde, ücretsiz ya da asgari ücretin alt›nda bir ücretlendirmeyle sa¤l›ks›z koflullar içerisinde çal›flt›r›lmaktad›r. Meslek liselerinde yaflanan bu sorun ço¤unlukla has›ralt› edilmekte, gündeme tafl›nmamaktad›r. Ancak meslek liselerinde okuyan ö¤rencilere, ö¤renim hayatlar›n›n daha ilk ad›m›nda “en iyi ihtimalle bir fabrikada ifl bulursunuz!” mesaj› verilmektedir. Bu en iyi ihtimaldir, zira Türkiye’deki iflsizlik oran› her geçen gün artmaktad›r. Kurultay çal›flmam›z›n bir di¤er aya¤›n› ise, liselerde görülen yozlaflma, çeteleflme ve uyuflturucu kullan›m›ndaki art›fl oluflturmufltur. Son günlerde televizyonlarda s›kça ç›kan

“liselerde fliddet” haberleri esas›nda liselerin bugünkü tablosunu özetler niteliktedir. Ancak burjuvazi do¤al olarak hem sorunun kayna¤›n› hem de çözüm alan›n› yanl›fl adreste aramaktad›r. Liseli gençli¤i adeta suçlu ilan eden burjuvazi, kendi suçunun faturas›n› da ailelere ve liselilere kesmektedir. Oysa bu fliddet olaylar›n› k›flk›rtan da, bundan fayda sa¤layan da sermaye iktidar›n›n kendisidir. Bir yandan Kurtlar Vadisi gibi dizilerle çeteleflmeyi övüp, yoz kültürün kendisini çekici hale getiren sermaye iktidar›, di¤er yandan bu politikan›n sonucu liselerde ortaya ç›kan fliddet ortam› sayesinde gerçekte kendisine karfl› örgütlenebilecek olan gücü daha bafltan bölebilmektedir. Kurultay›m›zda da derinlemesine tart›fl›lan bu bafll›klar›n ard›ndan önümüzdeki dönem için belirli kararlar al›nd›. Öncelikle liseli gençli¤in bütün bu sald›r›lara karfl› 1 May›s alan›nda yerini almas› karar› al›nd›. Yani ‹LGP olarak her sene oldu¤u gibi bu sene de 1 May›s alan›nda olaca¤›z ve taleplerimizi hayk›raca¤›z. ‹kinci olarak e¤itimin ticarilefltirilmesine karfl› birleflik bir mücadelenin ad›mlar›n›n at›lmas›na karar verildi. Bu do¤rultuda May›s ay›n›n sonunda üniversiteli güçler cephesinden örgütlenecek olan “Ticari E¤itime Karfl› Gençlik Kurultay›”na ‹LGP ad›yla örgütleyici olarak kat›lma karar› al›nd›. Ayr›ca bundan sonra liselerde yoz kültüre karfl› alternatif alanlar yaratmak, devrimci kültürü güçlü bir alternatif olarak liseli gençlere tafl›mak, meslek liselerinin sorunlar›n› daha kapsaml› ele almak kararlar› da al›nd›. Kurultayda al›nan bütün kararlardan en önemlisi ve ayn› zamanda hepsini kapsayan›, mücadeleyi büyütme ve yayg›nlaflt›rma karar›yd›. Kurultay›m›zda a盤a ç›kan coflku ve enerji, bizi yar›nlara tafl›yacak olan gücün kendisidir. Kurultay›m›zda liseli gençli¤in mücadele kararl›l›¤› bir kez daha ifade edilmifl ve ortaya yal›n bir biçimde, kayg›s›z ve korkusuzca mücadele iradesi ç›km›fl oldu. Bizler ‹LGP’liler olarak biliyoruz ki birlik olup mücadele etti¤imizde eninde sonunda kazanaca¤›z. Fransa bizim için önemli bir örnektir. Türkiye bütün dünyadaki ezilen halklar için, dünya iflçi s›n›f› için daha büyük bir örnek yaratabilmelidir. Bugün biliyor ve inan›yoruz ki bu örne¤i biz yarataca¤›z! İstanbul Liseli Gençlik Platformu Lise Kurultayı

15 Nisan 2005

23


Güney Lise Kurultay› gerçekleflti!

24

Kurultay›m›zdan ald›¤›m›z güçle gelece¤e yürüyoruz! Yaklafl›k iki ayd›r sürdürdü¤ümüz, “Müflteri de¤il ö¤renciyiz, paral› e¤itime karfl› mücadeleye” fliarl› kampanyam›z›n son ad›m› olan, bölgesel Liseli Gençlik Kurultay›m›z baflar›yla gerçeklefltirildi. 15 Nisan’da, Adana ‹nflaat Mühendisleri Odas›’nda gerçeklefltirdi¤imiz kurultay›m›z yaklafl›k 60 kiflinin katl›m›yla coflkulu bir atmosferde ve anlaml› bir dizi tebli¤ sunumu ve tart›flmalarla sona erdi. Önümüzdeki döneme anlaml› birçok olanak, deneyim ve güç b›rakt›. fiimdi önümüzde 1 May›s var. Bölgesel olarak lise kurultay›m›zdan ald›¤›m›z güç ve moralle, tüm h›z›m›zla 1 May›s’a haz›rlan›yoruz.

Liseli gençlik gelece¤i için mücadeleye! Bölgesel olarak yat›¤›m›z bir dizi tart›flman›n ard›ndan “müflteri de¤il ö¤renciyiz, paral› e¤itime karfl› mücadeleye” fliarl› kampanyam›z› bafllatt›k. Kampanyam›z içerisinde bir çok araç ve yol belirleyerek liseli gençli¤in genifl kesimlerini ulaflmaya ve onlar› kendi talepleri etraf›nda birlefltirerek taraflaflt›rmaya çal›flt›k. Kampanya ve kurultay›n örgütlenme sürecini oluflturaca¤›m›z ve liseli gençli¤in genelini katmaya çal›flt›¤›m›z Kurultay Haz›rl›k Komiteleri üzerinden komiteleflerek gerçeklefltirmeyi ve bu komiteleri gelece¤e birer liseli örgütlülü¤ü olarak b›rakabilmek için özel bir çaba sarfettik. Sürecin baflar›s›n› da bu komitelerin ne kadar yayg›n, ne kadar aktif olaca¤›na ba¤lad›k ve temel hedefimizi de bu komiteler etraf›nda birlefltirece¤imiz liselilerin kampanyay› ve kurultay› örgütlemesi olarak koyduk. Adana ve Mersin’de gerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamalar›yla kampanyam›z›n bafllad›¤›n› ve içeri¤ini kamuoyuna deklare ettik. Antakya’da ise yaflan›lan bir aksakl›k yüzünden bas›n aç›klamam›z› gerçeklefltirememifl olmam›z bir olumsuzluktu ama genel olarak yürütülen çal›flmayla bu planlamada yaflan›lan aksakl›k giderilebildi. Bas›n aç›klamalar›n›n ard›ndan hemen paral› e¤itim ile ilgili anketlerimizi liselere tafl›d›k ve bafllatm›fl oldu¤umuz kampanyay› liselilere anlatmaya ve onlarla daha ileriden ba¤ kurmaya çal›flt›k. KHK’lar› daha da ifllevsellefltirmek için liseli gençli¤e, örgütlülük adresi olarak her f›rsatta KHK’lar› gösterdik ve buralarda gençli¤i kampanyam›z›n bir parças› haline getirmeye çal›flt›k. ‹stenilen düzeyde olmasa da ankelerimizi üç ilde de yayg›n bir flekilde yapmaya çal›flt›k. Kurultay Haz›rl›k Komitesi Bülteni olarak ç›kartt›¤›m›z Asi Güney’i, olabildi¤ince fazla liseliye tafl›maya ve bültenimiz arac›l›¤›yla kampanyam›z› liselilerle tart›flma f›rsat› yakalamaya çal›flt›k. ‹çeri¤ini kampanyam›z ve kurultay›m›zla paralel olarak kurgulad›¤›m›z bültenimizle 15 Nisan’da gerçeklefltirdi¤imiz kurultay›m›za ça¤r›da bulunduk. Adana KHK olarak, merkezi olarak ç›kan Liselilerin Sesi afifllerimizi bafllatt›¤›m›z ‘Özel e¤itim kurumlar› kapat›ls›n!’ fliarl› ve taleplerimizin yer ald›¤› imza kampanyam›zla beraber yayg›n bir flekilde yapt›k. Ayn› zamanda imza kampanyam›z› liselere tafl›yarak yüzlerce liseliden paral› e¤itime karfl› imza toplad›k. Yaklafl›k üç hafta sürdürü¤ümüz imza kampanyam›z›n sonucunda toplad›¤›m›z imzalar›, Adana KHK olarak gerçeklefltirdi¤imiz bir bas›n aç›klamas›yla meclis’e yollad›k. Di¤er illerde imza

kampanyam›z› yapamam›fl olmam›z, kampanya sürecinde yaflad›¤›m›z eksikliklerden bir tanesiydi. Adana KHK olarak çal›flmalar›m›z sürecinde ve çal›flmalar›m›z›n bir parças› olarak kurgulad›¤›m›z bir etkinlik gerçeklefltirdik. Kampanyam›z›, kurultay›m›z› ve çal›flmalar›m›z› anlatarak bafllad›¤›m›z etkinli¤imizi, fliirler ve müzik dinletisi ile sürdürdük. Liselileri kurultay›m›za ve mücadeleye ça¤›rarak etkinli¤imizi bitirdik. Üç ilde de liseli arkadafllar›m›zla düzenli olarak toplant›lar yapmaya çal›flt›k. Bu toplant›lar› kurultaydan sonra da devam edecek flekilde kurgulayarak elde edelen birikimi ve olanaklar› önümüzdeki döneme tafl›maya çal›flaca¤›z. Kurultay›m›za on gün kala bütün güçlerimizle beraber kurultaya kilitlendik. Üç ilde de çal›flmalar›m›z› kurultaya kat›l›m› art›rmak noktas›nda yo¤unlaflt›rd›k. Ç›kartt›¤›m›z “Özgürlü¤ümüz ve gelece¤imiz için yürüyoruz! 15 Nisan’da Lise Kurultay›nda buluflal›m” fliarl› afifllerimizi, ayn› fliarl› ça¤r›lar›m›z› ve kurultay ça¤r›s› yapan kufllamalar›m›z› liselere yayg›n bir flekilde tafl›maya çal›flt›k. Binlerce kuflla ve yüzlerce afiflle kurultay›m›za ça¤r› yapt›k. Kampanya sürecinde Liselilerin Sesi dergimizi de yayg›n bir flekilde kullanmaya ve liselilere ulaflt›rmaya çal›flt›k. Bu noktada da anlaml› baflar› elde etti¤imizi söyleyebiliriz.

Liseli Gençlik Kurultay’da sorunlar›n› tart›flt›! Uzun bir kampanya döneminin ard›ndan gerçeklefltirdi¤imiz kurultay›m›z çoflkulu bir havada güçlü tart›flmalar›n yap›ld›¤›, gelece¤e dönük bir dizi karar›n al›nd›¤› ve mücadele ihtiyac›n›n ortaya konuldu¤u bir atmosferde gerçeklefltirildi. Saat 11.30’da, biraz gecikmeli olarak, “Kurultay›m›za hofl geldiniz” sinevizyonu ile bafllad›. Ard›ndan Erdal Eren ve tüm devrim flehitleri ad›na bir dakikal›k sayg› durufluna geçildi. Ard›ndan kampanyam›z› ve kurultay›m›z› anlatan bir aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Kurultay›m›za kat›lan ve destek veren E¤itim Sen Adana fiube Baflkan› Güven Bo¤a’n›n var olan eylem nedeniyle erken gidecek olmas›ndan dolay› kürsü ona b›rak›ld›. Kurultay›m›z› selamlayan ve destekleyen konuflmas›yla beraber liseli gençli¤e dayat›an yoz kültüre ve sald›r›lara de¤inen Güven Bo¤a, çözümün mücadelede oldu¤unu söyleyerek kouflmas›n› bitirdi. Ard›ndan liseli gençli¤in tebli¤lerinin sunumuna geçildi. ‹lk olarak Adana KHK ad›na ?E¤itimin ticarileflmesi? tebli¤i sunuldu. Sunum liseli gençli¤i mücadeleye ça¤›rarak bitirildi. ‹kinci olarak Mersin KHK ad›na, ?gerici e¤itim müfredatlar›? tebli¤i sunuldu. Ard›ndan Antakya KHK olarak ?ÖSS ve AOBP? tebli¤inin sunumuna geçildi. Mersin Toroslar Lisesi KHK kurultay›m›za ?disiplin yönetmelikleri? tebli¤i ile kat›ld›. Kurultay›m›zda bizleri destekleyen E¤itim Sen içerisindeki Sendikal ‹nisiyatif Platformu bilefleni hocalar›m›z, örgütlü mücadeleyi anlatan ve örgütlü mücadeleye ça¤›ran tebli¤lerini okudular ve bugün için yükseltilmesi gereken bir dizi talebi s›ralayarak mücadele ça¤r›s› yapt›lar. Devam›nda fliir dinletisine geçildi ve haz›rlanan dinleti büyük bir coflku yaratt›. fiiir dinletisinden sonra gençlik hareketi tarihini


anlatan sinevizyon gösterimi gerçeklefltirildi. Yine bu gösterimde büyük bir coflkuyla izlendi ve gençlik önderlerinin resimleri ç›kt›¤›nda salondaki herkes alk›fllar›yla Denizler?i, Mahirler?i, ‹bolar?› selamlad›. Sinevizyon gösteriminin ard›ndan Adana Sabanc› Tekstil Teknik Meslek Lisesi KHK’n›n haz›rlad› ?Meslek Liseleri? tebli¤i sunuldu. ?Yozlaflma ve çeteleflme? tebli¤i ile kurultay›m›za kat›lan Adana Liseli Gençlik Platformu’nun sunumunun ard›ndan, fiakirpafla Lisesi KHK ?Dersaneler? tebli¤inin sunumunu gerçeklefltirdi. Bu tebli¤lerin ard›ndan tiyatro gösterimi yap›lad› ve fliir dinletisinin ikinci bölümü sunuldu. fiiir dinletisinin ard›ndan verilen arada kurultay›m›za kat›lan liselilerle daha yak›ndan iliflki kurma flans› yakalad›k. ‹ki liseli aradafl›m›z›n sadece afifllerimizi görerek kurutay›m›za at›lmalar› bizleri oldukça mutlu etti. Aradan sonra serbest kürsü kuruldu ve kürsü liseli gençli¤e b›rak›ld›. Liseliler serbest kürsüde kendi liselerinde bizzat yaflad›klar› sorunlara de¤iniler ve mücadele etmek gereklili¤i üzerinde durdular. Kürsüye ç›kan E¤itim Sen’li bir ö¤retmenimiz yaflan›lan sorunlara genel olarak de¤indi ve kurultay›n anlam›ndan bahsederek, bu tart›flmalar›n kurultaydan sonra da devam etmesi gereklili¤ini vurgulad›. Serbest kürsüden sonra müzik dinletisiyle marfllar, türküler hep bir a¤›zdan söylendi. Kurultay›m›zda Adana Ekim Gençli¤i ‘ticari e¤itime karfl›’ yürüttü¤ü kampanyas›n› anlatan ve liseli gençli¤i 13 May›s’ta Ankara’da yap›lacak Gençlik Kurultay›’n›n örgütleyicisi ve kat›l›mc›s› olmaya ça¤›ran tebli¤ini sunduktan sonra, Güney Lise Kurultay Haz›rl›k Komitesi ad›na kürsüye ç›kan arkadafl›m›z kampanya sürecini, liseli gençli¤in içerisinde bulundu¤u durumu anlatt›. Ve yaklaflan 1 May›s’ta alanlara ça¤›rarak konuflmas›n› bitirdi. Ard›ndan yap›lan kapan›fl konuflmas›nda da mücadeleye ve 1 May›s’a ça¤r› yap›ld›. Ve kurultay›m›z yap›lan önerilerin okunmas›yla yine ayn› coflkuyla bitirildi. Zaman›n yetmemesi nedeniyle Adana Karfl›yaka Endüstri Meslek Lisesi KHK ve Güney Lise KHK’n›n 1 May›s tebli¤i okunamad›. Ama yap›lan konuflmalarla bu eksiklik giderildi diye düflünüyoruz. ‹LGP, Adana BDSP, Bursa LGP-G, Zonguldak’tan liseliler, Adana’dan Sosyalist Kamu Emekçileri, Antakya’dan Kurtulufl Lisesi Ö¤rencileri mesaj göndererek kurultay›m›z› selamlad›lar.

Deneyimlerimizden ö¤renerek mücadelemizi büyütece¤iz! ‹stenilen düzeyde ve etkide olmasa da anlaml› say›labilecek bir kampanya ve kurultay sürecini geride b›rakt›k. Kampanya sürecinde bir dizi aksakl›k yaflad›k, eksik b›rakt›¤›m›z birçok ayr›nt› oldu. Ama biz bu süreçte bu eksikliklere, aksakl›klara hiç tak›lmadan önümüze koydu¤umuz hedefi yerine getirmeye çal›flt›k. Kat›l›m toplamda bekledi¤imizin çok alt›ndayd›. Ama bugünden att›¤›m›z ad›mlar›m›z› ve kurultay›m›z› bir ilk ad›m olarak koydu¤umuz oranda baflar›l› bir süreç geçirdi¤imiz ve anlam› birikimler elde etti¤imiz ortada. Kampanya sürecinde bir dizi liseliye kampanyam›z arac›l›¤›yla kendimizi anlatma, tan›tma, yay›nlar›m›z› ulaflt›rma ve onlarla ileriki süreçler için ba¤ kurma flans› yakalad›k. Bir dizi liseliyi kampanya sürecimizin bir parças› haline getirdik ve onlarla beraber ördü¤ümüz kampanyam›z›n temel hedefini asgari düzeyde de olsa yakalayabildik. Var olan liseli arkadafllar›m›z bu süreç içerisinde kendilerini gelifltirme ve güçlendirme flans› yakalad›lar ve liseli gençlik içerisindeki çevremizi geniflletme olana¤› elde ettik. Evet bugün süreçten ald›¤›m›z derslerle, yakalad›¤›m›z iliflkleri daha ileriden kazanarak gelece¤e haz›rlan›yoruz. Ard›ndan bafllataca¤›m›z ÖSS karfl›t› kampanyam›zla mücadelemize devam edecek ve gelece¤imizi kazanaca¤›z.

Güney Lise Kurultayı Hazırlık Komitesi

25

Liseli gençli¤in yükselen sesi Liselilerin Sesi 7 say›s›yla bayilerde...

, k e c e l e ! g m k i z l li ç a n y e s G o s ek c e l ge


26

Nükleer sizin olsun, Sinoplar bizim! Türkiye'nin nükleer enerji maceras› 1968 y›l›nda ‹spanyollara yapt›r›lan fizibilite çal›flmalar› ile bafllad›. Bu tarihten itibaren 70, 80, ve 90'l› y›llarda nükleer enerji konusu bu dönemde iktidarda bulunan hükümetler taraf›ndan ülke gündemine getirilmifltir. Son olarak Enerji ve Tabii kaynaklar Bakan› Hilmi Güler yapt›¤› aç›klamada; 2014 y›l›na kadar 3 adet 5 bin megavatl›k nükleer enerji tesisi kurulmas›n› planlad›klar›n› söyledi. Konuyla ilgili di¤er bir aç›klama ise baflbakan yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül'den geldi. Abdullah Gül yapt›¤› aç›klamada; "Bütün dünya nükleer enerjiye yöneldi. Türkiye bu iflte geç bile kald›. En az 5 üniteye ihtiyac›m›z var. Nükleer santral üreten firmalara bugün siparifl versek ancak 2010 - 2015 y›llar›nda elimizde olabilir. Ancak bu konuda flöyle bir olumsuzluk var. Nükleer ünite ifli yapan firmalar 2015 y›l›na kadar dolu. Türkiye gibi do¤algaz› petrolü olmayan bir ülkenin enerji a盤›n› kapatmak için nükleer enerjiden baflka flans› yoktur. Nükleer enerji uçaktan bile güvenli. Nükleer enerjiden vazgeçen ülkeler bile geri dönmeye bafllad›" dedi. Her bir cümlesi ayr› ayr› tart›flmalara yol açacak, bilim ve mant›ktan zerre kadar nasibini alamam›fl bu sözler, hükümetin en yetkili ikinci a¤z› olan Abdullah Gül'e ait. Bütün bu aç›klamalar hükümetin nükleer enerjiyle ilgili tutumunu gözler önüne sermektedir. Mevcut hükümetin nükleer enerji ihtiyac›n› vurgulayan argümanlar flunlar: 1.2020 y›l›nda ülkemiz enerji ihtiyac› 570 milyar kwh olacakt›r ve tüm öz kaynaklar›m›z› kullansak dahi bu ihtiyaç karfl›lanamayacakt›r. 2.D›fla ba¤›ml› kaynak çeflitlendirilmesine gidilmelidir. Tek bafl›na do¤algaza ba¤›ml›l›k sorun yaratabilir. 3.Türkiye nükleer teknolojiye sahip olmal›, bu yar›flta mutlaka yerini almal›d›r. 4.Nükleer enerji temiz ve güvenlidir. Hükümetin s›ralad›¤› bu argümanlara teker teker yan›t verelim. ‹lk olarak, ülkemizin halihaz›rda sanayileflme ve enerji planlar›n›n olmamas› ve ekonominin istikrars›z olmas›, geliflmifl ülkeler formunda yap›lan talep tahminlerini yan›lt›c› k›lmaktad›r. ‹kinci olarak, d›fla ba¤›ml›l›k konusu hükümetlerin iflbirlikçi yap›s›n› ortaya koymaktad›r. Her iki hükümetin de söylemlerinde bugün kullan›lan enerjinin ancak % 39'unun öz kaynaklar›m›zdan karfl›land›¤›, bunun 2010 y›l›nda % 29'a, 2020 y›l›nda % 25'e düflece¤i söylenmektedir. Sonuçta do¤algaz ne kadar d›fla ba¤›ml›l›k yarat›yorsa nükleer enerji de yan› oranda ba¤›ml›l›k yaratacakt›r. Üçüncü olarak, hükümetin belirtti¤inin aksine, dünya ülkeleri nükleer enerjiye sahip olmak için bir yar›fl içinde de¤il, nükleer santrallerden h›zl› bir kaç›fl içerisindedirler. Buna birçok ülkeyi örnek olarak gösterebiliriz. Örne¤in, Tokaimura'da yaflanan Japonya'n›n en büyük nükleer kazas› nedeniyle, Japonya halk› da nükleer santrallere karfl› ç›kmaya bafllad›. ‹sveç, 1980 y›l›nda yap›lan referandum sonucunda 2010 y›l›nda elektri¤inin % 46's›n› elde etti¤i tüm nükleer santrallerini kapatma karar› ald› ve 1999 Kas›m ay›nda Barseback-1 santralini sökmeye bafllad›. ABD 1984 y›l›nda bitmifl olan Shoreham santralini, iflletmeye almadan kapatt›. Rusya, etkileri hala devam eden Çernobil facias›ndan sonra, daha önce planlad›¤› onlarca santral projesini iptal etti. Bu ülkeler d›fl›nda Belçika, Endonezya, Tayland, Vietnam, Avusturalya, Küba, Meksika,

Portekiz, ‹rlanda, Lüksemburg, Danimarka, Yunanistan, Norveç, ‹sviçre, Hollanda, ‹zlanda, ‹skoçya ve Yeni Zelanda, nükleer santral projelerini ask›ya alm›fllard›r. Son olarak nükleer enerjinin temiz ve güvenli oldu¤unu savunan hükümete verece¤imiz cevap kamuoyunda da yayg›n olarak bilinen W‹ndscala (1957- ‹ngiltere) Three Mile ‹sland (1979- ABD) ve Çernobil (1986 - SSCB) kazalar›d›r. Bu temiz ve güvenli (!) nükleer santrallerde yaflanan kazalar 2 milyardan fazla insan›n hayat›n› etkilemifltir. Yap›lan araflt›rmalara göre, sadece Çernobil'de yaflanan patlamadan 270 bin kiflinin kansere yakaland›¤› ve bunlar›n 93 binin ölümle sonuçland›¤› bildirildi. Yaflanan bu kazalar›n yan› s›ra dünyada felakete yol açabilecek yüzlerce nükleer kaza gerçekleflmifltir. Nükleer santrallerin yak›nlar›nda yaflayan insanlarda görülen kanser vakalar›nda % 400'lük art›fl, genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan do¤umlar ve yayg›n lösemi hastal›klar› gözlemlenmektedir. Baflka bir önemli konu ise, bu nükleer santrallerden kaynaklanacak nükleer at›klard›r. Evsel at›k su ve kat› at›klar›n bile ça¤dafl normlara göre yönetilemedi¤i Türkiye'de nükleer at›klar›n nas›l yönetilece¤i ayr› bir sorudur. 8 Ocak 1999 günü ‹kitelli'de radyoaktif hastane at›klar›n›n yönetilememesi nedeniyle meydana gelen ve son 8 y›l içinde dünyada yaflanan en büyük 20 nükleer kazadan biri olan, Uluslararas› Atom Enerjisi Kurumu taraf›ndan tescil edilen 12 radyoaktif kaza unutulmamal›d›r. Nükleer santrallerin kurulmamas› için birçok sebep bulunmaktad›r. Nükleer enerjinin di¤er enerji kaynaklar›yla rekabet edememesi, at›klar›n nas›l bertaraf edilece¤inin hala çözümsüz olmas› ve flimdiden birçok ülkenin bafl›na dert açmas›, ar›zalar nedeniyle s›k s›k devre d›fl› kalmas›, normal iflletme an›nda bile çevreye s›zan ve iflletmede çal›flanlara da zarar veren radyasyon yay›l›m›, s›kça yaflanan ve milyonlarca kifliyi etkileyen nükleer kazalar, yüksek güvenlik nedeniyle lisanslama sürelerinin 15-20 y›la uzamas›, nükleer silahlanma ve uluslararas› tehditlerin artmas›, uranyum yak›t› iflletmecili¤inin sorunlar›, nükleer enerjiye karfl› geliflen yurttafll›k bilinci, yenilenebilir, alternatif temiz enerji kaynaklar›n›n geliflmesi, enerji verimlili¤i, enerjinin etkin kullan›m› ve tasarruflu yaklafl›mlar›n yayg›nlaflmas›, enerji yo¤un üretim yerine düflük enerji kullan›ml› teknolojilere ve üretime geçifl, enerji tüketim al›flkanl›klar›n›n de¤iflmesi gibi birçok konuyu s›ralayabiliriz. Nükleer santralleri ülkemizde sürekli olarak gündeme getirenlere flu soruyu soruyoruz.: "Nükleer santraller iddia edildi¤i kadar çevreci, temiz ve de güvenli ise neden baflta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere dünya nükleer enerjiden kaç›yor?" Türkiye'nin nükleer enerjiye ihtiyac› yoktur. Bu tamamen nükleer lobilerinin daralan pazarlar›na yer açmak ve at›klar›na çöp deposu aramak ihtiyac›ndan kaynaklanmaktad›r. Türkiye'deki her insan y›llard›r yat›r›m yap›lmad›¤› takdirde elektriksiz kal›naca¤› gibi bir tehdit masal›yla karfl› karfl›ya b›rak›lm›flt›r. Enerji a盤› oluflaca¤› söylentisi durmadan insanlara empoze edildi ve insanlar yap›lacak her nükleer ve termik santralin onlara büyük faydalar sa¤layaca¤›na inand›r›ld›lar. Fakat gözard› edilen ve üstü örtülmeye çal›fl›lan bir nokta var. Elektrik, sadece nükleer santrallerde üretilmez. Elektrik elde etmek için rüzgar tribünleri, günefl termal santralleri, biokütle, su santralleri ve di¤er zarars›z santraller kullan›labilir. Ama


nedense bu çözümler hiçbir zaman dikkate al›nmad›. Vatandafla hizmet diye sunulan muazzam bir seçeneksizlikten öte bir fley de¤ildir. Bunun yan› s›ra hükümetin nükleer enerji ile ilgili yapt›¤› planlar›n devaml› olarak halktan saklanmas›, mevcut hükümetin s›¤ demokrasi anlay›fl›n›n en büyük ibaresidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› ile Elektrik ‹flletmesi Etüd ‹daresi Genel Müdürlü¤ü, enerji kaynaklar›m›z› ayr›nt›lar›yla anlatan mevcut internet sitesinde nükleer enerjiye dair tek bir konu bafll›¤›na bile rastlan›lmamaktad›r. Ayr›ca nükleer santrallerin kurulmas›yla ilgili tüm aflamalarda proje yönetimi görevini üstlenen TAEK santrallerin kurulaca¤› illerin ad›n›, bilgi edinme yasas›na ra¤men aç›klamamaktad›r. Geçmiflte de buna benzer olaylar yaflanm›flt›r. Örne¤in 1986 y›l›nda, dönemin Atom Enerjisi Kurumu Baflkan› olan Prof. Dr. Yüksel Özemre'ye, Karadeniz’deki radyasyon rakamlar›yla ilgili sorular soruldu. Bakan bu sorular›, "Radyasyonu bilmeyen halk›m rakamlar› ne yaps›n" diye yan›tlad›. Bu o zamandan çizilmifl bir tav›rd›. Ne yaz›k ki Türkiye'de bir çok politikac› ve akademisyen, nükleer enerji ile ilgili sorulan her soruda, do¤rular› gizlemeye kalkt›lar. O dönemde Do¤u Karadeniz'de yetiflen ve d›fl ülkelere ihraç edilen çaylar ve f›nd›klar gümrükten radyasyonlu madde içerdi¤i ve tüketilmesi sonucunda büyük sa¤l›k sorunlar›na gebe olaca¤› gerekçesiyle, bu mallar› talep eden ülkeler taraf›ndan geri gönderilmifltir. O ülkelerin kendi vatandafllar›na reva görmedi¤i radyasyonlu çay›, o zamanki devlet büyüklerimiz televizyon ekranlar›nda, durumun vahimiyetine ra¤men "bak›n›z içiyorum, bir fley olmuyor" deme yüzsüzlü¤ünü göstermifltir. O dönemde okullarda befler, onar paketlerle da¤›t›lan ve bu ülkenin çocuklar›na yedirilen radyasyonlu f›nd›klar da, Do¤u Karadeniz'in topraklar›na gizliden gömülen radyasyonlu çaylar ve gömülü olan o çaylardan ötürü bizim kara topra¤a gömdü¤ümüz o canlar da, bugün hala hastanelerin onkoloji servisleri önünde oluflan o uzun kuyruklar da yine ayn› yüzsüzlü¤ün eseridir. Üzerine radyasyonlu ya¤murlar ya¤m›fl bir co¤rafyan›n çocuklar› olarak, bugün Sinop'ta yap›lmaya çal›fl›lan nükleer santralin hep beraber karfl›s›nda dural›m. ( Y T Ü ö ¤ r e n c i l e r i n i n ç › k a r d › ¤ › “ A M AT Ö R b i r d ü n y a i ç i n p r o f e s y o n e l c e ” g a z e t e s i n i n 3 . s a y › s › n d a n a l › n m › fl t › r...)

Sinop mitingine tüm coflkumuzla kat›ld›k OMÜ’de duyarl› ö¤rencilerle birlikte Nükleer Karfl›t› Ö¤renci çal›flmas› bafllatt›k. Çal›flmam›z duyarl› ö¤rencilerin yo¤un talebiyle bafllad›. Çal›flman›n bafllamas›yla bu konuya en duyarl› ö¤rencilerle birlikte bir çal›flma grubu oluflturduk. Bu grup önüne ilk olarak Sinop’taki nükleer karfl›t› mitingi koydu ve 22 Nisan’da Atakum sahilinde nükleer enerjiyle ilgili bir ö¤renci toplant›s› yapt›. Yaklafl›k 25 kiflinin kat›ld›¤› toplant›da yap›lan tart›flmalar sonucunda 29 Nisan’da Sinop’ta nükleer karfl›t› ö¤renciler olarak pankart açmaya karar verdik. Ve 29 Nisan mitingine haz›rlanmaya bafllad›k. Atakum’da Nükleer Karfl›t› Platform’un afifllerini yapt›k. Afifl çal›flmas› s›ras›nda iki defa polis terörüyle karfl›laflt›k. Ancak üniformal› faflistlerin bu müdahaleleri bizi y›ld›rmad›, tam tersine kararl›l›¤›m›z› daha art›rd›. 29 Nisan’da TMMOB’un kald›rd›¤› otobüslerle yola ç›kt›k. Yol boyunca müzik ve fliirlerden oluflan program›m›zla Sinop’a coflkulu bir flekilde gittik. “Sinop Çernobil’i unutma, unutturma” pankart› arkas›nda KTÜ’lü yoldafllar›m›zla birlefltikten sonra yürüyüfle bafllad›k. “Temiz çevre sosyalizmde!”, “Kapitalizm öldürür, kapitalizmi öldürün!” sloganlar›yla alana girdik. Yaklafl›k 30 kiflilik kitlemiz ve coflkumuzla alandaki yerimizi ald›k.

Samsun OMÜ Nükleer Karşıtı Öğrenci İnisiyatifi

‹.Ü.’de yemekhane özellefltirilmesini protesto eden ö¤rencilere polis sald›r›s›!

Ticari e¤itime geçit vermeyece¤iz! ‹stanbul Üniversitesi’nin çeflitli kampüslerinde bir dönemdir yemekhanenin özellefltirilmesine karfl› birleflik bir çal›flma örülüyor. Bu çal›flma 1 May›s öncesinden beri boykotlarla sürdürülmekte. Boykot alanlar›n›n etkili birer çekim merkezine dönüfltürülememesine ra¤men ö¤rencilerin boykota kat›l›m› bir hayli güçlü. ‹halenin yap›laca¤› 3 May›s günü, ö¤renciler ve yemekhane iflçileri ortak bir eylem örgütlediler. 3 May›s günü sabah erken saatlerinde yemekhane iflçileriyle, Tez Koop-‹fl Sendikas›’n›n da kat›l›m›yla Mediko Sosyal’in önüne gidildi ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. 300’ü aflk›n kiflinin kat›ld›¤› eylem oldukça coflkuluydu. Ancak eylemcilerin ihalenin yap›ld›¤› alana girmeleri engellendi. Bunun üzerine iki saati aflk›n bir süre o alanda beklendikten sonra, ö¤renciler rektörlü¤e yürümeye karar verdiler. Ve bunun için Merkez Kampüs’ün ana kap›s›n›n önüne bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Ana kap›n›n önünde bas›n aç›klamas› da yap›ld›. Ard›ndan üniversitenin içerisine girerek rektörlükle görüflmek isteyen ö¤rencilere kap› aç›lmad› ve ö¤renciler bir süre kap›n›n aç›lmas› için taleplerini dile getirdiler, ve daha sonra ana kap›y› k›r›p içeri girmek üzere yüklendiler. Bunun üzerine rektörlükle görüflmek isteyen ö¤rencilere önce biber gaz› ile sald›ran çevik kuvvet polisi sald›r›s›na coplarla devam etti. Ö¤renciler bu sald›r›y› militan bir tutumla karfl›lad›lar. Polisin biber gaz› kullanmas›ndan dolay› bir da¤›lma yafland›. Ancak bir dönemdir ‹stanbul Üniversitesi’nde polis karfl›s›nda al›nan net tutum burada da göze çarpt›. Ö¤renciler sald›r›ya militan bir yan›t verdi. Çat›flma sonucunda 6 ö¤renci gözalt›na al›nd›. Çat›flman›n ard›ndan Kapal› Çarfl› taraf›na do¤ru da¤›lan ö¤renciler bir linç giriflimi ile karfl› karfl›ya kald›. Esnaf›n aras›ndan bir provokatörün k›flk›rtmas›yla ö¤rencilere sopalarla sald›r›ld›. Yaralanan ö¤renciler oldu. Yemekhanenin özellefltirilmesi karfl›s›nda anlaml› bir birlefliklik yaratm›fl ve sistemli bir çal›flma örmüfl olan ‹Ü. ö¤rencileri bundan sonra da özellefltirme sald›r›s› karfl›s›nda ayn› tok tutumu almaya devam edecektir. Bizler ‹Ü. Edebiyat Fakültesi ve Avc›lar Kampüsü Ekim Gençli¤i olarak tüm bu sald›r›lar› birleflik mücadele yürüttü¤ümüz koflullarda püskürtece¤imizi biliyoruz! Polis-idare-sivil faflist iflbirli¤ine son! Üniversitemizi satt›rmayaca¤›z!

İ.Ü Fen-Edebiyat ve Avcılar Ekim Gençliği

27


fiovenist kudurganl›k, kad›n-çocuk kurflunlama, gözalt›, iflkence ve tutuklama terörü...

28

Faşist devlet terörüne karşı mücadeleye! Kürt halk› üzerindeki bask› ve terör giderek boyutlan›yor. Asl›nda iflin yeniden bu boyutlara getirilmeye çal›fl›ld›¤›, daha fiemdinli olaylar› s›ras›nda anlafl›lm›flt›. Hakkari ve civar›nda aylar süren “kör” terör sald›r›lar›n›n hiç de yans›t›lmaya çal›fl›ld›¤› gibi kör olmad›¤›n›, hedefin, bölgede istikrars›zl›k yaratmak suretiyle Kürt halk›na karfl› devlet terörüne zemin ve bahane haz›rlamak oldu¤unu, fiemdinli’de üç kontrgerilla eleman›n›n suçüstü yakalanmas›yla ele geçirilen bilgiler göstermiflti. Zaten çok geçmeden devlet 14 gerillay› kimyasal silahlarla imha ederek fiemdinli’de a盤a ç›kan niyetini kan›tlam›fl oldu. Sonras›nda yaflanan geliflmeler ise vahflet ve barbarl›kta 14 gerillan›n katlini katbekat aflm›fl durumda. Protesto eylemlerinde hedefli kurflunlama suretiyle ölümler bafllar bafllamaz, Tayyip, “çocuk-kad›n demeyiz” sözleriyle devletin niyeti hakk›nda net bir tutum ortaya koydu. Bu sözleri takip eden geliflmeler, gerçekten de, Kürt halk›n›n hakl› istemlerini bast›rabilmek için, devletin, kad›n-çocuk dinlemeden öldürmekte, hak-hukuk dinlemeden hapse atmakta kararl› oldu¤unu gösterdi, gösteriyor. 28 Mart tarihinden bu yana dalga dalga yay›lan olaylarda, Diyarbak›r’da 9, Batman’da 1, ‹stanbul’da 5 ve K›z›ltepe’de 2 olmak üzere toplam 18 kifli öldü, yüzlerce kifli yaraland›, binlerce kifli gözalt›na al›nd› ve tutukland›. Katledilen bu 18 kifli aras›nda, Batman’da evinin dam›nda oynarken polis kurflunlar›na hedef olan 3 yafl›ndaki Fatih Tekin isimli bebek; Diyarbak›r’da yine polis kurflunlar›na hedef olan 7 yafl›ndaki Enes Ata, 8 yafl›ndaki ‹smail Erkek ve 9 yafl›ndaki Abdullah Duran adl› çocuklar var. Olaylar›n 3. gününden itibaren kaybolan ve ailesinin tüm aramalar›na ra¤men ne gözalt› ne de yaralananlar listesinde ismine rastlanan 17 yafl›ndaki Mahsun M›zrak’›n cesedini 3 Nisan’da Diyarbak›r Devlet Hastanesi morgunda bulan ailesi, otopsi raporunun aksine, “Bize göre çocu¤umuz bir çat›flma veya olaylar esnas›nda öldürülmedi, gözalt›nda iflkence ile öldürüldü” dedi. ‹flkenceyle öldürüldü¤ü otopsi raporuyla da kan›tlanan bir baflka genç ise 19 yafl›ndaki Mehmet Ifl›kç›. Rapora göre Ifl›kç›’n›n ölüm nedeni, vücuduna uygulanan darp sonucunda künt, kafa, gö¤üs ve bat›n travmas›na ba¤l› kafatas› k›r›¤›, beyin kanamas›, sa¤ akci¤er ve karaci¤erde geliflen iç kanama. Gözalt›, iflkence ve tutuklamalar da hiçbir hukuk kural› tan›madan, “çocuk-kad›n demeden” sürüyor. Tutuklananlar aras›nda çocuk ve gençlerin yan›s›ra, parti yöneticileri, belediye baflkanlar›, dernek ve sendika yöneticileri bulunuyor. Tutuklanan baz› isimler ve tutuklanma gerekçeleri genel uygulama hakk›nda yeterince fikir veriyor: DTP ‹lçe Baflkan› Hasan Bozkurt, Mardin’de yap›lan gösterilerle ilgili olarak Roj TV’ye canl› telefon ba¤lant›s›nda aç›klama yapt›¤› gerekçesiyle tutukland›. DTP Mardin ‹l Baflkan› Ferhan Türk, K›z›ltepe ‹lçe Baflkan› Ali Aslan ve partili Devran Karahan, polis ve savc›l›kta yap›lan sorgulaman›n ard›ndan ç›kar›ld›klar› Nöbetçi Mahkeme

taraf›ndan tutukland›lar. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Osmaniye ‹l Baflkan› ‹brahim Halil Dindar (72), Sal› gecesi evine bask›n yap›larak gözalt›na al›nd›ktan sonra sevkedildi¤i mahkemece “yard›myatakl›k”tan tutukland›. fi›rnak’›n Silopi ‹lçesi’nde evlerine yap›lan bask›nda gözalt›na al›nan DTP Silopi Gençlik Kollar› yöneticileri Sait Atak ile Nusret Okka’n›n yan› s›ra, Faruk Üzen ve Ömer Balkan isimli kifliler, “devlet mal›na zarar vermek” ve 2911 say›l› yasaya muhalefet etmek suçlamalar› ile tutukland›. Batman’da, aralar›nda Belediye Meclis Üyesi Selma Bozkurt ve DTP Batman ‹l Yöneticisi Dicle Menap’›n yan›s›ra çocuklar›n da bulundu¤u 9 kifli ç›kar›ld›klar› Batman Nöbetçi Hakimli¤i’nce “örgüt üyeli¤i” ve “devlet aleyhine isyana kalk›flmak”tan tutuklanarak Batman M Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Batman Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan› Ahmet Candemir ve yard›mc›s› Baki Kufldo¤an’›n yan›s›ra DTP Batman ‹l yöneticisi Cemalettin Padir ve Bahar Kültür Sanat Merkezi (BKSM) çal›flan› Mesut Ero¤lu’nun da bulundu¤u 16 kifli gözalt›na al›n›p Batman Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiubesi’ne götürüldü. Ad›yaman’da polis birçok eve bask›n yaparak 15 kifliyi gözalt›na ald›. Urfa’n›n Ceylanp›nar ilçesinde 2 Nisan günü yap›lan yürüyüfle kat›ld›klar› gerekçesiyle gözalt›na al›nan ve savc›l›¤›n tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti¤i 10 kifliden DTP Ceylanp›nar ‹lçe Baflkan› Halit Kahraman, ilçe yöneticileri Salih Sa¤lam ve A. Kadir F›rat “halk› korku ve pani¤e sürükledikleri”; Ayfle Fidan, Mehmet Kaya, Mehmet Ayd›n, Ömer Ergül ve Vedat ‹leri ise “örgüt ad›na eylem düzenledikleri” suçlamas›yla tutukland›. ‹stanbul’da da ev bask›nlar›nda gözalt›na al›nan 13 kifli ç›kar›ld›klar› mahkemede tutuklanarak cezaevine konuldu. Kars Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› da DTP Kars ‹l Baflkan› Mahmut Al›nak ve Kafkas Üniversitesi ö¤rencilerinin de aralar›nda bulundu¤u 28 kifli hakk›nda, 2 ve 21 Mart tarihlerindeki gösterilerde “yasad›fl› pankart açmak ve slogan atmak” suçlamas›yla soruflturma bafllatt›. Diyarbak›r Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Ali Öncü, Tüm Bel-Sen Diyarbak›r fiubesi Baflkan› Edip Yaflar, DTP Diyarbak›r ‹l Baflkan Yard›mc›s› Musa Fariso¤ullar›, DTP Merkez ‹lçe Baflkan› Muhlis Alt›n ve DTP Diyarbak›r ‹l Yöneticisi Nejdet Atalay ile Nifltiman Erdede, Abdulsamet Barut, Nusrat Ak›n, Ferat Miran, Tar›k Demir ç›kar›ld›klar› mahkemece “PKK’ye yard›m ve yatakl›k”tan tutuklanarak Diyarbak›r D Tipi Cezaevi’ne gönderildiler. Türk devleti cephesinden, bask› ve terör uygulamas›nda “çocuk-kad›n” ayr›m› yap›lmamas›, Kürt halk›ndan serh›ldanlar›n hesab›n› sorma anlam›na geliyor. “Siz kad›nçocuk demeden soka¤a f›rlarsan›z, ben de kad›n-çocuk


demeden kurflunlar›m” demeye getiriyorlar. Kürdistan’daki geliflmeler için Filistin benzetmesine pek bozuluyorlar ama, kendi uygulamalar›yla ‹srail siyonistlerine benzediklerini hiç umursam›yor, hatta belki de bu benzerlikten gurur bile duyuyorlar. Kürt halk›na yönelik bu bask› ve terör uygulamalar›n›n ilelebet hukuk d›fl›l›¤›n› korumas› beklenemez. T›pk› ‹srail’in yapt›¤› gibi Türk devleti de fliddet uygulamalar›n› örtecek yasal k›l›flar haz›rlamakla meflgul. ‹lgili yasalar› ç›kard›klar›nda en az›ndan dünyaya karfl› hukuki görüntüsü oluflturacak. Ama daha önemlisi, “terörle mücadele” bahanesiyle ç›kar›lmaya haz›rlanan bu yasalarla, sadece Kürt halk› de¤il, hiç kuflkusuz, tüm iflçi ve emekçiler zapturapt alt›na al›nm›fl olacak. Ve sermaye devleti bu yolla sadece Kürt ulusal muhalefetini de¤il, tüm ilerici-devrimci muhalefeti, iflçi s›n›f› ve emekçi kitlelerin her

türlü hak arama mücadelesini de devlet terörüyle bast›rman›n hukukunu oluflturmufl olacak. Görülece¤i gibi, ne ortal›kta kol gezen devlet terörü ve ne de haz›rlanmakta olan sözde anti-terör yasalar› sadece “PKK terörünü”, hatta sadece Kürt halk›n› hedeflemektedir. Hepimiz hedefteyiz. Fiili ve hukuki sald›r›lar›n karfl›s›nda Kürt halk›n›n yan›nda olmak, asl›nda, her ulustan iflçi ve emekçi için kendi öz savunmas› anlam›na geliyor. Kürt halk›na yönelik sald›r›lara göz yummak, azg›n bir faflizm alt›nda yaflamay› kabullenmekle ayn› anlama geliyor. Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin yolu, en az›ndan bugünkü koflullarda, Kürt halk›yla dayan›flmadan geçmektedir. Ya da daha do¤ru bir deyimle, her iki mücadelenin yolu devlet terörüne karfl› mücadele kulvar›nda birleflmektedir. iliflkin herhangi bir aç›klama yapmayacakt›r. T›pk› Susurluk kazas›nda ve fiemdinli’de Umut Kitabevi’nin bombalanmas› olaylar›nda oldu¤u gibi, kontrgerilla devleti çok s›k›flt›¤› koflullarda, birkaç tetikçisini göstermelik olarak tutuklayacakt›r. Kontrgerilla örgütlenmesinin Yaflar Büyükan›t cinsinden flefleri ise yerlerinde oturmaya devam edecektir Otopsi raporlar› “devlet cinayet ifllemez” iddias›n›n koca bir yalan oldu¤unu gösterdi. Bu yeni bir durum de¤ildir. Birleflmifl Milletler ‹nsan Haklar› Komitesi raflar› sermaye iktidar›n›n iflledi¤i cinayetlerle dolup tafl›yor. A‹HM kararlar›, kontrgerilla devletinin sorumlusu oldu¤u cinayetlerin bir k›sm›na ›fl›k tutuyor. Kontrgerilla devletinin cinayetlerini, çocuk katillerini ortaya ç›karman›n, katledilen çocuklar›n hesab›n› sorman›n biricik yolu iflçi ve emekçilerin kararl› militan mücadelesidir. Ulusal hak ve özgürlükleri için mücadele eden Kürt halk›na yönelik katliamlarda s›n›r tan›mayan kontrgerilla devletinden hesap soracak tek güç, devrimci s›n›f bilincini kuflanm›fl iflçi ve emekçilerdir.

Otopsi raporlar› katliam› belgeliyor...

Katillerden hesab› iflçi ve emekçiler soracak! Diyarbak›r ve di¤er illerde devletin kolluk güçleri Kürt halk›n›n›n kitlesel serhald›nlar›na müdahale etti. 18 kifli yap›lan kanl› sald›r› sonucunda yaflam›n› yitirdi, yüzlerce kifli yaraland›. Öldürülen 13 kiflinin otopsi raporlar› yay›nland›. Katledilenlerin bilinçli bir flekilde, vücutlar›n›n öldürücü noktalar›na niflan al›narak öldürüldü¤ü saptand›. Düzene yönelen protestolar› ve halk hareketlerini bast›rmak için, eylemlere kat›lan kiflilerin hedef seçilerek katledilmesine dayanan kirli yöntemleri, ABD emperyalizmi ve ‹srail siyonizmi sistematik ve yayg›n bir tarzda kullan›yor. ‹srail birçok Filistin liderini suikast silahlar› ile ya da bombalarla havaya uçurarak katletti. ‹srail Filistin halk›n›n gösterilerine de vahflice sald›r›yor, hedef seçti¤i kiflileri suikast silahlar›yla katlediyor. Bu alçakça sald›r›lardan en fazla Filistinli çocuklar pay›n› al›yor.

Sermaye devletinin katliamc› kimli¤i aç›k bir olgudur Türk devleti 14 gerillay› kimyasal silah kullanarak katletti. Kürt halk› gerillalar› hunharca katleden katil devlete karfl› öfkesini soka¤a ç›karak, onbinler halinde evlatlar›na sahiplenerek gösterdi. Kürt halk›n›n militan tutumuna kontrgerilla devletinin yan›t›, devlet terörünü ayyuka ç›karmak, katliamda s›n›r tan›mamak oldu. “Bu devlet için kurflun atan da, kurflun yiyen de flereflidir” sözleriyle Kürt halk›na yönelik devlet teröründe s›n›r tan›nmayaca¤›n› ilan eden Tansu Çiller’le ayn› çizgide yürümek, tüm sermaye partilerinin ve hükümetlerinin ortak tutumudur. Adli T›p raporuyla ortaya saç›lan devlet terörünü savunmak, katilleri korumak, kontrgerilla devletinin rutin iflleri aras›ndad›r. Ço¤u çocuk 13 kiflinin nas›l öldürüldü¤ünü aç›klayan raporlar raflarda tozlanmaya terkedilecektir. Sermaye devleti katliama

29


Bugün ticari e¤itime karfl› hedefli ve soluklu bir yürüyüflün tafllar›n› döflemekteyiz. Bu yürüyüfl kurultay ve gençlik kamp› ile beraber emin ad›mlarla sürecektir. Gelecek dönem gençlik mücadelesi aç›s›ndan önemli bir mevzi oluflturaca¤›m›z bir süreç öncesindeyiz. Bugün ortaya ç›karaca¤›m›z sonuçlar ne kadar mütevazi olsa da yar›n›n birleflik ve devrimci gençlik mücadelesinin bu sonuçlar›n yarataca¤› birikim üzerinden yükselece¤inden kuflku duyulmamal›d›r.

Gençlik kurult

Özgürlük ve ge 13 May›s günü toplanacak olan gençlik kurultay›, ülkenin dört bir yan›ndan onlarca gençlik çal›flmas›n›n bir dönem boyunca ortaya koydu¤u çaban›n tahkim edilece¤i ve gençli¤in birleflik mücadelesi hedefiyle yeni ad›mlar›n at›laca¤› bir süreç olacakt›r. Bu aç›dan kurultay ve ortaya ç›karaca¤› sonuçlar gençlik hareketi için yak›c› bir önem tafl›yacakt›r. Bugün gençli¤in karfl›s›na ç›kan her sald›r›n›n arka plan›na bak›ld›¤›nda, e¤itim sisteminde hedeflenen ticari dönüflümleri görebilmek mümkündür. Bu aç›dan ticarileflen e¤itime ve sonuçlar›na karfl› verilecek mücadele gençlik hareketinin birleflik ve devrimci bir temelde kendini yeniden üretebilmesinin tek olmasa da bafll›ca arac› olacakt›r. Ticari e¤itim üniversitelerin yap›s›nda önemli de¤iflikliklere yol açm›flt›r. Bunlar›n bafl›nda üniversitelerin neo-liberal süreç öncesinden farkl› bir konum ve misyon kazanmas› gelmektedir. Neo-liberal düflünceye uygun olarak, e¤itim herkes için temel bir hak ve ‘kamusal’ bir alan olmaktan ç›kt›, ‘yar›-kamusal’ bir hizmet’e dönüfltü. Böylelikle e¤itim piyasaya sürülen bir meta haline getirildi. Piyasa için üretilen her meta gibi e¤itim de piyasan›n koflullar›n göre yeniden düzenlenmeye baflland›. Böylece e¤itimin paral› hale getirilmesi, ticarileflmesi ve kârl› bir alan oldu¤u oranda bizzat burjuvazi taraf›ndan sunulan bir ‘hizmet’e dönüflmesi mümkün hale geldi. “Tüm bunlar bugün e¤itim sisteminde yaflanan neo-liberal dönüflümün özü ve özeti olarak tan›mlanabilir. Bugün e¤itim sisteminde çok yönlü ve bütünlüklü bir dönüflüm yaflanmas›na ve bu dönüflüm iktisadi ve ideolojik planda tüm e¤itim alan›n› kesen sonuçlar oluflturmas›na karfl›l›k, ticari e¤itim süreci üniversiteler ve bölümler düzleminde a¤›rl›k noktalar› aç›s›ndan farkl› sonuçlar yaratmaktad›r. Bu süreç özlü bir ifade ile üniversitelerin ve


ay›ndan gençlik kamp›na: tay›ndan

elecek için yürüyoruz! bölümlerin neo-liberal politikalar ekseninde yaflad›¤› dönüflümü ve yine bu temeldeki iflbölümünü anlatmaktad›r.” (Ticarileflen E¤itime Karfl›... Ekim Gençli¤i, Say›: 92, Orta Sayfa metni)

Gençlik kurultay› birleflik ve örgütlü bir mücadelenin bafllang›ç ad›m› olacakt›r! “Gençlik hareketini politiklefltirmek, e¤itim sisteminin sorunlar›ndan kopmak anlam›na gelmemektedir. Gençli¤i politiklefltirmek bir süreç ise, bu sürecin belirleyici halkas›n› e¤itim sisteminin sorunlar› oluflturmaktad›r. Bugün e¤itimin temel sorunlar› ve bunun genel tan›m› olarak ticari e¤itim, sistemin temel sorunlar› ve sald›r›lar› ile güçlü ba¤lar tafl›makta, bu akademikdemokratik mücadelenin h›zl› bir biçimde politikleflmesinin olanaklar›n› ortaya koymaktad›r. ‘Çürüyen e¤itim sistemi çürüyen düzenin aynas›d›r’ fliar› bugün hiç olmad›¤› kadar aç›k ve güncel tespitin özlü bir ifadesi olarak tan›mlanmal›d›r. ‹flte tam da bu nedenle ticarileflen e¤itim sistemine karfl› bütünlüklü bir mücadele

31


32

platformu oluflturmak bugünün gençlik hareketi için yak›c› bir sorundur.” (Ekim Gençli¤i, age.) Aylar öncesinde ifade etti¤imiz bu sorun bugün çözülmeyi bekleyen pratik bir sorun olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Ve kurultay, bu sorunun çözümü hedefiyle at›lm›fl ilk ama anlaml› bir ad›m olacakt›r. Gençlik kurultay›n› gerekçelendirmek ve kurultay›n ortaya ç›karmas› gereken sonuçlar› tart›flmak bugün elzem bir sorun olarak önümüzde durmaktad›r. Kurultay öncesinde yap›lan tebli¤ tart›flmalar›, kurultay günü yap›lacak tart›flmalar ve kurultay sonras›nda yaz dönemi boyunca devam edecek olan tart›flmalar, ticari e¤itime karfl› mücadelede somut birtak›m sonuçlar oluflturmak ve bu sonuçlar› yine somut birtak›m hedeflere ba¤lamak zorundad›r. Kurultay ticari e¤itime karfl› bir mücadele ça¤r›s› olabilmelidir. Evet, bu kurultay›n temel hedefidir ve kapsam› kat›l›mc› siyasal çal›flmalar› aflan bir çerçevede ele al›nmal›d›r. Ancak bunun nas›l somutlanaca¤›na iliflkin yan›t› kurultay öncesi ve sonras› yap›lan tart›flmalar gösterecektir. Kurultay›n gerçekten bu ça¤r›ya yan›t verebilmesi, bu ça¤r›n›n gerektirdi¤i ad›mlar› atmas› ile mümkün olacakt›r. Bu ad›mlar, bir yandan kurultay›n örgütleyicisi olan çal›flma birimlerinin ilgili çal›flma alanlar›nda nas›l hedefler oluflturdu¤uyla, öte yandan da kurultaydan nas›l bir ortak politik sonuçla ç›k›laca¤› ile iliflkilidir. Bugün gençlik ticari e¤itime karfl› bir mücadele oda¤› oluflturabilmifl de¤ildir. Parçal› bir biçimde ve ço¤unlukla yerel görüntüler üzerinden ortaya ç›kan karfl›t mücadeleler ise sorunu çözmekten uzak bir kapsama sahiptir. Öyleyse kurultay ve sonras› süreç, yerel planda, ticari e¤itime karfl› verilen mücadelenin daha örgütlü ve koordineli hale sokulmas› için bir olanak olarak de¤erlendirmelidir. Bu çerçevede kurultaya kat›lan tüm örgütlü birimler bu koordinasyonu sa¤layacak bir zeminde ortaklaflmal› ve bu ortak zemini ticari e¤itime karfl› mücadele içerisinde olan di¤er güçlerle birlefltirmenin olanaklar›n› yaratmal›d›r. Kurultay›n bir di¤er temel hedefi ise yerellerde henüz bafllang›ç aflamas›nda olan çal›flmalar›n daha örgütlü ve hedefli hale gelmesi olmal›d›r. Bu çevrede birkaç bafll›k alt›nda ele al›rsak, toplumcu mühendislik çal›flmalar›, e¤itim ö¤rencileri çal›flmalar›, yerel ö¤renci gazeteleri vb. gelecek için umut veren birer bafllang›ç ad›m›d›r. Bugün bu ad›mlar› daha örgütlü bir hale sokmak öte yandan ise gelecek döneme iliflkin somut birtak›m hedefler oluflturabilmek, ilgili çal›flmalar›n oldu¤u kadar kurultaya kat›lan tüm bileflenlerin sorumlulu¤u olacakt›r. Bu hedeflerin aç›k ve net ifadeleri kurultay›n onaylayaca¤› önergeler olacakt›r. Bugün henüz kurultay toplanmadan birçok yerelden gelen önergeler, gelecek y›l›n gençlik mücadelesinin hedeflerini tan›mlar niteliktedir. Kurultay bunun çok daha aç›k ve tan›ml› bir halde ortaya konulaca¤› bir süreç olacakt›r. Yaklafl›k 4 ay önce kampanya çal›flmam›z› ve kurultay

hedefimizi tan›mlarken ifade etti¤imiz gerçekleri tekrarlayarak bölümü bitirelim. Zira bu hedefler bugün kurultayla ve sonras›nda ortaya ç›kacak sonuçlarla gerçekleflmeyi beklemektedir: “Birleflik mücadelenin olanaklar›n›n olabildi¤ine dar oldu¤u böylesine bir dönemde merkezi bir kurultay hangi hedefe kilitlenmelidir? Bu soruya verilecek yan›t aç›k ki gençlik hareketinin yaflad›¤› sorunlarda gizlidir. “Hareket kitlelerden kopuk bir süreç yafl›yor. Öyleyse gençlik kurultay› gençli¤in mücadele taleplerini etkin bir kitle çal›flmas› prati¤i içerisinde kitlelerin somut mücadele gündemleri haline sokmay› hedeflemelidir. Hareket örgütsel planda bir darl›k ve da¤›n›kl›k yafl›yor. Öyleyse kurultay kendi s›n›rlar› içinde gençli¤in ileri güçlerini somut talepler ve mücadele gündemleri üzerinden birlefltirmeye kilitlenmelidir. Bu temelde de s›n›rlar›na bakmaks›z›n yerel örgütlenmeler prati¤ini etkili bir biçimde gündeme getirebilmelidir. Hareket derin bir apolitizm içerisinde sürükleniyor. Öyleyse kurultay bu apolitizme karfl› çok yönlü bir siyasal çal›flma süreci olarak tan›mlanmal› ve alanlar›m›zda yaflanan durgunlu¤u aflman›n bir arac›na dönüfltürülmelidir.” (Yeni Dönemi Kazanmak..., Ekim Gençli¤i, Say›: 90, Orta sayfa metni)

Gençlik kurultay›ndan gençlik kamp›na, birleflik bir gençlik mücadelesi için!.. Kurultay sonras›nda yine ülkenin dört bir yan›ndan gençlik güçleri gençlik kamp›nda buluflacaklard›r. Ekim Gençli¤i’nin kurultaya bir tebli¤ ile önerece¤i gençlik kamp›, kurultay›n ortaya ç›kard›¤› sonuçlar›n ve yeni mücadele gündemlerinin tart›fl›laca¤› bir kürsü olacakt›r. Gençlik kamp› sermayenin üniversitelerde gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar› ve arka plan›n› tart›flt›¤›m›z, öte yandan ise dünyada ve ülkemizde yaflan›lan sorunlar›n tart›fl›laca¤› bir etkinlik olacakt›r. Bu aç›dan bugün gençli¤in, ülkenin ve dünyan›n sorunlar›na yabanc›laflmam›fl, düflünen, sorgulayan ve de¤ifltiren genç bireyler olman›n sorumlulu¤u ile yo¤un bir tart›flma ve ideolojik üretim süreci olacakt›r gençlik kamp›. Bugün gençlik güçleri sermayenin sald›r›lar› karfl›s›nda birlik ve dayan›flmadan yoksun ve önemli ölçüde yaln›zlaflm›fl bir haldedir. Kamp süreci birlik, beraberlik ve üretimin anlaml› bir ad›m› olacakt›r. Bugün ticari e¤itime karfl› hedefli ve soluklu bir yürüyüflün tafllar›n› döflemekteyiz. Bu yürüyüfl kurultay ve gençlik kamp› ile beraber emin ad›mlarla sürecektir. Gelecek dönem gençlik mücadelesi aç›s›ndan önemli bir mevzi oluflturaca¤›m›z bir süreç öncesindeyiz. Bugün ortaya ç›karaca¤›m›z sonuçlar ne kadar mütevazi olsa da yar›n›n birleflik ve devrimci gençlik mücadelesinin bu sonuçlar›n yarataca¤› birikim üzerinden yükselece¤inden kuflku duyulmamal›d›r.



34

Özerk-demokratik üniversite talebi üzerine... “Eğitim: Proletaryanın devrimci iktidarı altında eğitim, emekçileri özgürleştirmeye, sosyalizmin inşasına etkin biçimde yöneltmeye ve sınıfların ortadan kaldırılmasına hizmet eder. Materyalist dünya görüşüne, komünizmin ilke ve değerlerine dayalı, bilimsel, demokratik ve laik bir eğitim politikası izlenir. Eğitim her düzeyde parasızdır. Tüm eğitim araç ve gereçleri kamu fonlarından karşılanır. 17 yaşına kadar zorunlu genel ve politeknik eğitim. Eğitim üretici çalışma ile birleştirilir. Çocukları okul hayatına hazırlayıcı bir kurumlar şebekesi (kreşler, çocuk bakım ve eğitim yuvaları vb.) oluşturulur. Tüm işçilerin, kent ve kır emekçilerinin yararlanabileceği yaygın bir okul dışı eğitim-öğretim kurumları şebekesi (kütüphaneler, halk evleri, okuma odaları, emekçi üniversiteleri, meslek okulları, kurslar, konferanslar, tiyatro ve sinemalar vb.) örgütlenir.” (TKİP programından...)

Üniversiteli gençlik hareketinin özneleri “Özerk-demokratik üniversite!” slogan›n› her dönem hareketin temel sloganlar›ndan biri olarak öne sürmüfl, tasarlad›¤› üniversite modelini bu özlü slogan ile ifade etmifllerdi. Bu gerçek, slogan›n herkes taraf›ndan ayn› biçimde alg›land›¤› ya da do¤ru gerekçelendirildi¤i, dahas› temel stratejik hedeflerle do¤ru iliflkilendirildi¤i anlam›na gelmez kuflkusuz (sözkonusu stratejik hedeflerin do¤ru olup olmad›¤› da ayr› bir konu). Bu bize slogan›n ve sloganda kristalleflmifl düflüncelerin ve politik anlam›n ne denli önemli oldu¤unu göstermektedir. Üniversite s›n›flar üstü bir kurum de¤ildir. Toplumsal sistemlerden, üretim biçimlerinden ya da s›n›flardan ba¤›ms›z ele al›nabilecek, kendine ait ve durgun, statik bir tan›m› yoktur. Üniversite; mevcut üretim iliflkilerinin ve egemen toplumsal s›n›f›n emrinde, onun belirli ihtiyaçlar›n› karfl›layan bir kurumdur. Üniversite; biçim ve temel özellikleri aç›s›ndan henüz yeni yeni oluflturuldu¤u feodal dönem ile art›k modern bir kurum haline geldi¤i ve her anlamda geliflti¤i, dolay›s›yla da feodal dönemden farkl› birçok yeni ifllev kazand›¤› kapitalist dönemde oldu¤u gibi, kendinden önceki dönemlerden bütünüyle farkl› bir biçime, içeri¤e ve iflleve sahip olaca¤› sosyalist dönemde de bu tan›ma uygun bir kurum olacakt›r. Kapitalizmin üniversiteleri biçimsel anlamda özerk bir yap›ya sahip olabilirler. “Biçimsel olarak” derken bundan ne anlad›¤›m›z› ortaya koyal›m. Bir kapitalist devlette kamu üniversiteleri devletin do¤rudan denetimi alt›ndad›r. Bu denetim, örne¤in Türkiye’de oldu¤u gibi YÖK gibi bir kurum arac›l›¤› ile ya da üniversiteler aras›nda koordinasyonu sa¤layan baflka herhangi bir kurum veya örgütlenme ile sa¤lanabilir. Farkl› ülkeler bu soruna, farkl› çözümler üretmifl olabilirler. Ancak devletin üniversiteler üzerindeki denetimi bir biçimde sa¤lan›r. Burjuvazinin üniversiteyi denetleyebilmesi, dahas› kullanabilmesi için illa devlet taraf›ndan bu amaca uygun bir ayg›t yarat›lmas› gerekmez. Üniversite ile sanayi aras›ndaki iflbirli¤i ya da iflbölümü, denetimin baflka bir biçimidir. Kald› ki üniversitelerin bafl›na getirilen rektörler de burjuvazinin “uflaklar s›n›f›”n›n mensuplar›ndan baflka bir fley de¤ildirler. Böylelikle üniversite çeflitli biçimlerde kapitalist sisteme ba¤lan›r. ‹flte biçimsel bir özerklik, üniversitenin kapitalist sistemle var olan kaba ba¤lar›n› koparmak anlam›na gelir. Örne¤in üniversitenin bafl›nda bir bask› ve yönlendirme arac› olan bir tak›m kurumlar -YÖK gibi- ortadan kald›r›l›r. Üniversitenin yönetiminden burjuva s›n›fa aç›kça hizmet edenler uzaklaflt›r›l›r. Üniversite mali aç›dan yaln›zca devletten ald›¤› kaynaklarla


35

ayakta durur. Üniversite mali kaynaklar›n› kullanabilmekte belli bir ba¤›ms›zl›¤a sahip olur. Sermayenin üniversite üzerindeki do¤rudan mali denetimini sa¤layan yard›mlar ya da benzeri uygulamalar ortadan kald›r›l›r vb. Tüm bunlara ra¤men üniversite hala gerçek anlamda ‘özerk’ de¤ildir. Ortada yaln›zca biçimsel bir özerklik vard›r. T›pk› burjuvazinin anayasal eflitlik anlay›fl› gibi bu özerklik de asl›nda görüntüdedir, dolay›s›yla sahtedir. Üniversitenin, burjuva s›n›f›ndan ve onun temel bask› ayg›t› olan devletten tam özerkli¤i, onun her alanda ve her anlamda kapitalizmden ar›nd›r›lmas›yla mümkün. Bizim “özerk üniversite”den anlad›¤›m›z budur. U¤runa mücadele edilmesi gereken talep budur. Özerklik talebini biçimsel anlamda öne sürdü¤ümüzde ve buna oldu¤undan farkl› anlamlar yükledi¤imizde, ciddi teorik ve politik yan›lg›lara sürüklenmek kaç›n›lmaz olur. Üniversitenin kapitalizmden tam özerkli¤i teorik olarak mümkünse de, bu pratik olarak gerçeklefltirilemez bir fleydir. K›smen gerçeklefltirilse de asla süreklilik kazanamayacakt›r. Üniversitenin burjuvaziden tam özerkli¤i talebi, di¤er demokratik talepler gibi kapitalizm koflullar›nda teorik olarak gerçekleflmesi mümkün, fakat pratik olarak neredeyse olanaks›zd›r. Bir ölçüde gerçekleflse bile bu ancak güdük ve e¤reti bir biçimde, dahas› ancak geçici bir süre için olanakl›d›r. Bu nedenle de önemli olan, t›pk› di¤er demokratik talepler de oldu¤u gibi, üniversitenin tam özerkli¤i u¤runa verilecek mücadeledir. Bu mücadelenin kendisi üniversiteli gençli¤e siyasal iktidar›n karakterini ve devletin s›n›fsal niteli¤ini aç›k bir biçimde gösterecek, ö¤renci gençli¤in kurulu sermaye düzeninden kopuflunu ve yeni bir toplumsal düzen aray›fl›n› h›zland›racak, burjuvaziye karfl› devrimci iktidar mücadelesi içindeki iflçi s›n›f›n›n yan›nda yer almas›n› kolaylaflt›racakt›r.

Demokratik üniversite; ö¤rencilerin, ö¤retim görevlilerinin ve tüm üniversite çal›flanlar›n›n yönetimindeki üniversiteyi anlat›r. Üniversite, bu üç bileflenin bir araya geldi¤i bir organizasyon taraf›ndan yönetilmelidir. Bugün ‘reform’ ad› alt›nda yap›lmaya çal›fl›lan de¤iflimler, görüntüyü kurtarmaktan bile uzakt›r. Rektörlerin seçimle göreve gelmesi üniversiteyi daha demokratik yapmayacak, rektörün ö¤retim görevlileri üzerinde daha s›k› bir denetim kurmas› sonucunu do¤uracakt›r. Ö¤renci Temsilcileri Konseyi ad› ile bir araya getirilen ö¤renci örgütlenmeleri, bir, herhangi bir yetkiye sahip olmak bir yana, söz hakk›na bile sahip de¤ildirler; iki, bu örgütlere temsilci olarak girmek türlü koflullar ile s›n›rland›r›lm›flt›r, böylece demokrat ö¤rencilerin buralara girip çal›flmalar› fiilen engellenmifltir. Demokratik üniversite, üniversitenin tüm bileflenleri için tam bir örgütlenme özgürlü¤ü tan›mak zorundad›r. Bu örgütlenme özgürlü¤ü yaln›zca sendikal örgütleri de¤il, politik örgütleri de kapsamal›d›r. Ayr›ca üniversitelerde politik çal›flma yürütmenin önündeki bütün engeller kald›r›lmal›d›r. Özerk üniversite talebinin aksine, demokratik üniversite talebi sosyalist bir düzende uygulanmas› gereken temel bir taleptir. Yani üniversite, yukar›da söz etti¤imiz bileflenler taraf›ndan yönetilmeli, bir özerklikten bahsedilecekse bu özerklik bu yönetim arac›l›¤› ile sa¤lanmal›d›r. Sosyalizmde üretim ve zenginlik toplumun elinde ve hizmetinde olaca¤›, böylece üniversitelerin mülkiyet tekeline elinde tutan bir avuç asalak yerine toplumun ezici ço¤unlu¤unun ç›karlar›na hizmet etmesinin genel koflullar› yarat›laca¤› için, tarihte ilk kez olarak gerçekten demokratik bir kurum olabilecektir.


Ticari e¤itimin sonuçlar›…

36

Eğitimin metalaşması ve paralılaştırılması Paral› e¤itim sald›r›s› ticarileflen e¤itim süreci bütünlü¤ü içerisinde kavrand›¤› ölçüde bu sald›r› karfl›s›nda baflar›l› bir m ü c a d e l e y ü r ü t ü l e b i l i r. Z i r a bugün üniversitelerde yaflan›lan kaba anlam› ile bir paral›laflma süreci de¤il, bunun ötesinde ve çok daha kapsaml› ve çok yönlü bir t i c a r i l e fl m e s ü r e c i d i r. B u sürecin ideolojik arka plan›na, uluslararas› dayanaklar›na ve çok yönlü sonuçlar›na karfl› mücadele bu aç›dan önem t a fl › m a k t a d › r.

E¤itim hizmetlerinin bir bütün olarak piyasa koflullar›na ba¤lanmas› ve piyasa taraf›ndan belirlenmesi sürecini ticari e¤itim süreci olarak tan›mlayabiliriz. Bu süreç dünyada ‘70’lerde bafllam›flt›. Ülkemizde ise özellikle üniversitelerde 12 Eylül darbesi ard›ndan kurulan YÖK ile ad›mlar› at›lm›flt›r. O zamana kadar kamusal bir hizmet olarak tan›mlanan e¤itim alan›n›n yar› kamusal bir alan olarak tan›mlanarak bu sürecin ideolojik arka plan› oluflturulmaya çal›fl›lm›flt›r. Kemal Gürüz ‘94’te TÜS‹AD için haz›rlad›¤› raporda “yar› kamusal” e¤itimi tan›mlamakta ve flöyle devam etmektedir: “E¤itim yar› kamusal bir hizmet-mal oldu¤una göre bu hizmetten yararlananlar hizmetin karfl›l›¤›n› ödemek zorundad›r… Yüksek ö¤retimin yaratt›¤› katma de¤erin önemli bir k›sm›n›n, bu e¤itimi gören kiflilere döndü¤ü art›k tart›flma götürmeyen konular haline gelmifltir. Ve bu nedenden dolay› hiçbir ülke yüksek ö¤retimin en pahal› fleklini ücretsiz olarak her isteyene sunamayaca¤› giderek daha iyi anlafl›lmaktad›r.” Kendisi de neo-liberal bir iktisatç› olan G. Aktan ise tam bir ars›zl›kla flunlar› söylemektedir: “Her alanda oldu¤u gibi e¤itimde de rekabetçi bir piyasa oluflturulmas› kaç›n›lmazd›r. E¤itimin art›k bir mal oldu¤u, piyasada al›n›p sat›labilecek bir mal oldu¤u kabul edilmelidir.” Ülkemizde e¤itim sisteminde yaflan›lan ticari dönüflümler üzerine u¤raflan üç kurum belirli bir iflbölümü ve koordinasyon halinde sürecin ilerlemesini sa¤lamaktad›rlar. Bu kurumlar YÖK, TÜS‹AD ve TÜB‹TAK’t›r. TÜB‹TAK daha çok bu iflbirli¤ini meflrulaflt›rma çabas› içinde olurken, YÖK üniversite-sermaye iflbirli¤inin önündeki yasal ve fiili engelleri ortadan kald›rmak ve bu iflbirli¤ini en üst düzeyde gerçeklefltirmek, TÜS‹AD ise her iki ifli birden gerçeklefltirmek çabas› içindedir. Ticarileflen e¤itimin ilk sonucu e¤itimin kalitesinde yaflan›lan gözle görülür düflüfltür. Bunda temel etken e¤itim hizmetlerinin piyasaya aç›lmas› ile beraber devletin sistematik bir biçimde e¤itime ay›rd›¤› pay› azaltmas›d›r. E¤itimin piyasalaflma sürecinde devletin rolü e¤itim hizmetinin özellefltirilmesinin önünü açmak olmaktad›r. Bu süreçte devlet ile sermaye aras›nda stratejik iflbirli¤i bulunmaktad›r. Devlet üniversitelerin özellefltirilmesinin önündeki yasal engelleri kald›rarak ve özellefltirilme sürecinde öncelikli olan “elit” üniversitelere teknolojilerini gelifltirecek kaynaklar aktararak, sermaye kurulufllar› taraf›ndan bu üniversitelere dönük ilgiyi artt›rmaktad›r. E¤itime ayr›lan s›n›rl› bütçenin aslan pay›n› da özel üniversiteler almaktad›r. Toplumsal eflitsizlik derinleflti¤i içindir ki özel üniversiteler, neredeyse ÖSS’ye girmek birçok özel


üniversiteye kay›t olmak için yeterli oldu¤u halde, kontenjanlar›n› dolduramamaktad›rlar. Bu noktada devlet bu üniversitelerin finansman yükünü karfl›lamak için seferber olmaktad›r. Neo-liberal politikalar›n yaratt›¤› eflitsizli¤in bir di¤er sonucu ise yüksek ö¤retimden yararlananlar›n giderek üst s›n›flara mensup gençler olmas›d›r. E¤itim hizmetlerinin ve e¤itim sürecinin bir meta haline getirilmesi ve yar› kamusal bir hizmet alan› olarak tan›mlanmas› ile alt s›n›flar›n çocuklar›n›n yüksek ö¤renime kat›l›m oran› azalmaktad›r. Özel üniversitelerin yayg›nlaflmas› ve yüksek ö¤retimde yaflanan ticarileflme süreci alt s›n›flar›n gençli¤inin yüksek ö¤renime devam edebilmesinin imkânlar›n› olabildi¤ine s›n›rlamaktad›r. GATS’›n imzac›lar›ndan olan Türkiye’de e¤itimin ticarilefltirilmesi sürecine oldukça h›zl› bir biçimde girildi. Türkiye’de e¤itim sisteminin her düzeyinde özellefltirme oldukça yayg›n bir biçimde uygulan›yor. ‹lk ve orta dereceli özel okullar uzun bir süre önce kuruldu. Bu okullara sunulan devlet deste¤i her geçen gün artt›. Son olarak, yaflanan krizle beraber, yo¤un bir talep sorunu yaflayan bu okullar›n yard›m›na devlet kofltu. Yak›n dönemde ç›kard›¤› bir yasa ile bu okullar için vergi ödemelerini kald›rd›. ‘90’lar›n bafl›nda vak›f ad› alt›nda özel üniversite kurma hakk› tan›nd›. ‹lk kurulan özel üniversitelerden olan Bilkent’in kurucusu, ayn› zamanda YÖK eski baflkan› ‹. Do¤ramac› idi. Ard›ndan irili ufakl› bir y›¤›n özel üniversite kuruldu. Bu üniversitelere devletin yo¤un bir maddi katk›s› oldu. Ücretsiz arsa tahsisleri (Sabanc› ve Koç üniversitelerinde oldu¤u gibi), y›ll›k bütçenin %50’lik bölümünün karfl›lanmas›, vergi ödemelerinde kolayl›klar ya da vergi indirimleri, sunulan bafll›ca kolayl›klar. Bütçeden vak›f üniversitelerine ayr›lan pay, devlet üniversitelerine ayr›lan paydan daha fazla. Bugün üniversiteler üzerine tart›fl›lan yasal dönüflümlerin temel amac›; serbest bir piyasa olmak zorunda olan e¤itim piyasas›n›n adil yasalara sahip olmas›n› sa¤lamakt›r. Bir yanda ücretsiz (ödenen harçlar› ücret olarak alg›lam›yorlar) bir e¤itim hizmeti veren devlet, öte yanda krizle bo¤uflan ve büyük bir talep sorunu yaflayan özel üniversiteler! Büyük dengesizliklere sahip bu piyasan›n dengelenmesi gerekiyordu. Bunun tek yolu devlet üniversitelerini ücretli hale getirmek. Böylelikle piyasada tam bir eflitlik sa¤lanm›fl olacak! Bu sürecin di¤er bir yan›n› ise bir flirket gibi iflleyen üniversiteler oluflturmaktad›r. Genellikle mali özerklik ve demokratik iflleyifl yaygaralar› ile ortaya konulan bu yaklafl›m K. Gürüz’ün yal›n anlat›mlar›ndan yararlan›larak flu flekilde özetlenebilir: “Üniversiteler aynen bir ticari flirketin sahip oldu¤u para harcama serbestliklerine sahip olmal›d›r. Yüksek ö¤retim mutlaka ö¤renim ücretine tabi olmal›d›r.” Son derece aç›k bir dille ifade edilen bu gerçek

37

bugün üniversitelerin piyasalaflma sürecinin özlü bir anlat›m›d›r. Ticari e¤itim sürecinin yarataca¤› sonuçlar› özetleyecek olursak; üniversitelerin özellefltirilmesini sa¤lamak, ö¤renim ücretlerini yüksek düzeylere ç›kararak, alt s›n›flar için e¤itim alma flans›n› ortadan kald›rmak, ö¤renci ve ö¤retim görevlilerinin akademik-demokratik haklar›n› t›rpanlamak, e¤itimi sermayenin ihtiyaçlar›na göre belirlemek.

“Paral› e¤itime hay›r” ya da biz ne istiyoruz? Burjuvazi ç›kar ve ihtiyaçlar› do¤rultusunda üniversitelerimizi kendi “arka bahçesi” haline getirmeye çal›flmaktad›r. Bu çok yönlü sald›r›ya verilecek yan›t ayn› kapsamda olmak zorundad›r. Ancak flunu aç›kl›kla ifade etmek gerekir ki, bugün bahsetti¤imiz bu sorunlar tek bafl›na yüksek ö¤renim gençli¤ini de¤il tüm iflçi ve emekçileri ilgilendirmektedir, çözümü de ancak bu temelde mümkündür. Yüksek ö¤renim gençli¤i iflçi s›n›f›n›n deste¤ine ihtiyaç duymaktad›r, zira sald›r›lar›n püskürtülmesi ancak birleflik mücadele ile mümkün olacakt›r. Bizler üniversitelerdeki iflçi ve emekçi çocuklar› olarak; Neo-liberal e¤itim politikalar›na tüm sonuçlar› ile beraber son verilmesini istiyoruz. Üniversitelerin sermaye için teknoloji de¤il iflçi ve emekçiler için bilim üretmesi gerekmektedir. Bu nedenle de emperyalist kurumlara, GATS gibi sözleflmelerle verilen taahhütlerin koflulsuz iptal edilmesini istiyoruz. Üniversitelere iflçi ve emekçi çocuklar›n›n giriflini engelleyen tün paral› e¤itim uygulamalar›na son verilmesini ve e¤itim hizmetlerinin herkese her düzeyde paras›z hale getirilmesini istiyoruz. Paral› e¤itim sald›r›s› ticarileflen e¤itim süreci bütünlü¤ü içerisinde kavrand›¤› ölçüde bu sald›r› karfl›s›nda baflar›l› bir mücadele yürütülebilir. Zira bugün üniversitelerde yaflan›lan kaba anlam› ile bir paral›laflma süreci de¤il, bunun ötesinde ve çok daha kapsaml› ve çok yönlü bir ticarileflme sürecidir. Bu sürecin ideolojik arka plan›na, uluslararas› dayanaklar›na ve çok yönlü sonuçlar›na karfl› mücadele bu aç›dan önem tafl›maktad›r.


Eğitim ve bilimsel eğitim üzerine... Burjuvazi, iktidar› ele geçirdi¤i ve tarihsel olarak h›zla gericileflti¤i dönemle birlikte Ortaça¤ karanl›¤› karfl›s›nda savundu¤u tüm ilerici kavramlar› ezip geçti. E¤itimi tarikatlar›n eline salan, Hindistan’da bilimsel e¤itim ad› alt›nda logaritma cetvelini ezberletti¤i gençlere en sinsi yöntemlerle emperyalist kültürü afl›layan, b›rak›n›z yaps›nc›lar›n sat›n ald›¤› e¤itim kurumlar›n›n kap›lar›n› emekçi çocuklar›na kapatan, bir zamanlar›n laik ve bilimsel e¤itimini savunan burjuvazi oldu. Tüm toplumun s›n›f savafl›m› içindeki s›n›flar›n konumlar› ile flekillendi¤i dünyam›zda, e¤itimin de bu derece üretim iliflkileri ve s›n›fsal çeliflkilerle içiçe geçmesi e l b e t t e d o ¤ a l d › r.

Bireyin belli bir toplumsal kimlik kazanabilmesi için gerekli olan teknik, düflünsel, ahlaksal vb. birçok yönüyle ihtiyac› olan birikimi sa¤lad›¤› eylem genelinde e¤itim olarak adland›r›labilir. Fakat bu tan›m birçok noktay› aç›kta b›rakmaktad›r. Bu aç›kl›k hayat›n prati¤inde ve toplumsal belirleyenlerin denetimi alt›nda flekillenmektedir. Örne¤in, toplumda proleter ya da burjuva kökenli iki farkl› bireyi ele alal›m. Birisinin e¤itimi 50 kiflilik s›n›flardan meslek liselerine geçiflken, di¤erinin özel kolejlerden yurtd›fl›nda paral› okullara uzanan bir süreçtir. “E¤itim; bireyin çevresini alg›lama, anlama ve denetlemeye yönelik olarak tek bafl›na ya da bir grup içinde sürdürdü¤ü zihinsel çabad›r… E¤itim; tarihin çeflitli aflamalar›nda, toplumsal örgütlenifl ve üretim faaliyetine ba¤l› olarak, çok çeflitli biçimlerde ortaya ç›km›flt›r.” (1) E¤itimin yaflad›¤› bu de¤iflimin temelinde, de¤iflen toplumsal iliflkiler ve onlar›n ortaya koydu¤u de¤iflen ihtiyaçlar bulunmaktad›r. ‹nsanl›k bugün içinde yaflad›¤› medeniyeti bilimsel üretim arac›l›¤›yla sa¤lam›flt›r. ‹nsan› farkl› k›lan etraf›n› anlama ve de¤ifltirme yetisi, insanlaflma sürecinin temel etmenlerinden birisidir. Ne var ki, güncel planda bilim nedir, bilimsel üretim neyi ifade eder, bilimsel e¤itim nas›l gerçeklefltirilir vb. sorular› e¤itim kavram›n›n tarihsel süreci ile ele almak gerekir. Bu yaz›da yap›lmaya çal›fl›lan da budur: e¤itimin en genel çerçevesi ile tarihsel sürecini ortaya koymak ve bunun ›fl›¤›nda bilimsel e¤itimi ele almak. Bilimsel e¤itim talebi bugün e¤itim siteminin -gerek müfredat gerekse de yöntem olarak- ma¤duru olan gençlik kitlesinin s›kça dillendirdi¤i ortak bir talep. Bununla birlikte tarihin farkl› dönemlerinde s›kça da kullan›lm›fl bir söylem. Söz konusu talebin farkl› dönemlerde dillendirilmesinin arkas›nda yatan sebep ise, toplumsal bir ürün olarak bilim, bir ihtiyaç olarak e¤itim, bir talep olarak bilimsel e¤itim ve bunu gerçeklefltirmesi beklenen e¤itim kurumlar›n›n de¤iflen toplumsal süreçlerle birlikte yaflad›klar› de¤iflimdir. Ö¤retimi yap›lan konunun hayat›n prati¤inde karfl›l›¤›n› bulamamas›, ö¤renciler için bu durumun yaratt›¤› yabanc›laflt›r›c› etki, e¤itimin mevcut toplumsal iktidar ayg›tlar›n› ve bireyin nesneleflmesini ola¤anlaflt›r›c› içerik ve uygulamalar›, kiflisel ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri göz önünde bulundurmayan tek tip müfredat, sorunun belli bafll› yans›malar›n› oluflturuyor. Ne var ki konu bu bafll›klar› da aflan bir içeri¤e sahip olmas›n›n yan› s›ra temelinde üretim iliflkilerinin geliflimi ile birlikte de¤iflen toplumsal yap›lanma ve ihtiyaçlar› bar›nd›r›yor. Tarih boyunca toplum yaflam›n› belirleyen bu somut iliflkiler, yani üretim iliflkileri, toplumsal altyap›, de¤iflime u¤rad›kça söz konusu bafll›klar da de¤iflim yaflad›.


E¤itimin bilimsel karakterinin tarihsel evrimi E¤itim anlay›fl› ve uygulamalar›n›n yaflanan tarihsel süreçle birlikte de¤iflti¤ini daha önce belirtmifltik. Ortaça¤ bu konuda s›kça bahsedilen tipik bir örnektir. Antik dönemin tersine Ortaça¤’da her fley tart›flmaya kapal›d›r. Çünkü Ortaça¤ kilise, kral, soylular gibi bir tak›m otoriteler ile karakterize olmufl bir dönemdir. Ortaça¤ toplumunda bireye düflen yegane görev bu otoritelere kay›ts›z flarts›z itaat etmektir. Bu insan›n tüm iradesini, özel planda ise de¤ifltirme iradesini ortadan kald›ran bir durumdur. De¤ifltirme, sorgulama iradesini kaybeden insano¤lu için bilimsel alanda yap›labilecek tek fley mevcut bilgilerin yeni nesillere aktar›m› olabilir. Ortaça¤ e¤itim sisteminde yaflanan tam da budur. Bundan daha önemli bir ifllevi de feodal dogmalar›n desteklenmesini sa¤layacak argümanlar gelifltirmektir. Antik Yunan’dan kalan müfredat küçük de¤iflikliklerle kendini devam ettirebilmifl ama tüm bir ö¤retim içinde teoloji öne ç›km›flt›r. Di¤er bilimler de teolojinin ekseninde flekillendirilmifltir. Bu dönemde kurumsal bir içerik tafl›yan e¤itim sistemi üniversitelerin ilk örneklerini do¤urmufltur. Do¤u’da medrese benzeri kurumlar bu ifllevi görürken üniversite denilen kurum ilk olarak Avrupa'da feodal toplumun ba¤r›nda imtiyazl› bir kurum olarak do¤mufl ve feodal topluma özgü lonca özellikleri göstererek geliflimini sürdürmüfltür. Bu kurumsallaflmaya ra¤men flunu vurgulamak gerek ki, mevcut toplumun ideolojik hegamonyas›n› sürdürmeyi amaç edinen bu dogmatik e¤itim yaln›zca s›n›rl› say›daki soylulara sunulan bir olanakt›. Ortaça¤’›n karanl›¤›n›n ard›ndan insanl›¤›n Rönesans ile yaflad›¤› ayd›nl›k, yüzy›llarca karanl›klar içinde bekleyen bilimler için de yeniden do¤uflu ifade ediyordu. Büyük usta Engels, Rönesans dönemini, bilimsel bak›fl› ve eflsiz diliyle flöyle ifade ediyor “Bu, 15. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yükselmeye bafllam›fl bir ça¤d›r. Krall›k, kentli burjuvalar›n da deste¤iyle, feodal soylulu¤un gücünü k›rm›fl, temelde ulusçulu¤a dayanan, içinde modern Avrupa uluslar›n›n ve modern burjuva toplumunun geliflmeye bafllad›¤› büyük monarflileri kurmufltur. Henüz kentlilerle

soylular birbirleriyle savafl›rken, Alman Köylü Savafl›, sahneye, yaln›zca isyan halindeki köylüyü de¤il, ama onlar›n ard›ndan, ellerinde k›z›l bayraklar, dillerinde mallar›n ortak sahipli¤i iste¤i olan modern proletaryan›n ilk örneklerini ç›kararak, bir kahin gibi gelecekteki s›n›f savafl›n› iflaret etmifltir. Bizans’›n düflüflünden kalan el yazmalar› ve Roma örenlerinden ç›kar›lan heykeller, flafl›rm›fl Bat›’ya eski Yunan’›n yepyeni bir dünyas›n› açt›; bu dünyan›n parlak biçimleri önünde, ortaça¤›n hayaletleri silinip gitmiflti; ‹talya’da klasik antikitenin yans›mas›n› and›ran ve bir daha ulafl›lamam›fl olan, hayal edilemiyecek bir sanat do¤du.”(4) Bu dönemde uzun süren Ortaça¤ karanl›¤›n›n di¤er ucundaki döneme olan merak adeta bir geçmifle özenme olarak yans›yan klasik ak›m› güçlendirdi. Sanatta bunun güzel örnekleri görülürken, bilimsel alanda sorgulay›c›, araflt›rmac› yöntem geçmiflin bilgi birikimi üzerinden tekrar güçlü bir flekilde uygulamaya kondu. Bu dönemde e¤itim için öne ç›kan temel talepler, halk için e¤itim, laik e¤itim, eflit e¤itim vb. olmufltur. E¤itim sistemi ve kurumlar›n›n temelinden de¤iflti¤i bu dönemde verilen büyük toplumsal mücadelelerin bir parças› olarak bu talepler kazan›labilmifltir. Burjuva toplumun kuruldu¤u bu süreçte burjuvazi laik, bilimsel bir dünya görüflünün savunucusu olmufltur. Ortaça¤’dan farkl› bir flekilde üretim iliflkileri din ve soyluluk üzerine kurulu feodal ba¤larla de¤il, modern bilim ve tekni¤in flekillendirdi¤i üretim flartlar› ve üretim araçlar›n›n özel mülkiyetinin sa¤lad›¤› aç›k sömürü ile var olmaktayd›. Burjuva toplum bir yandan üretim araçlar›nda daha ileri bir düzey ve daha fazla teknik, di¤er yandan bu geliflimin ihtiyaç haline getirdi¤i daha e¤itimli bireyler beklemekteydi. Ve s›n›f çeliflkilerinin daha da netleflti¤i ve sertleflti¤i böylesi bir s›n›fl› toplum aflamas›nda kendi ideolojik hegamonyas›n› sürekli yeniden üretecek ve tüm topluma yayacak olanaklar beklemekteydi. Tüm bunlarla birlikte burjuva e¤itim anlay›fl› flekillendi. Burjuvazi, iktidar› ele geçirdi¤i ve tarihsel olarak h›zla gericileflti¤i dönemle birlikte Ortaça¤ karanl›¤› karfl›s›nda savundu¤u tüm ilerici kavramlar› ezip geçti. E¤itimi tarikatlar›n eline salan, Hindistan’da bilimsel e¤itim ad› alt›nda logaritma cetvelini ezberletti¤i gençlere en sinsi yöntemlerle emperyalist kültürü afl›layan, b›rak›n›z yaps›nc›lar›n sat›n ald›¤› e¤itim kurumlar›n›n kap›lar›n› emekçi çocuklar›na kapatan, bir zamanlar›n laik ve bilimsel e¤itimini savunan burjuvazi oldu. Tüm toplumun s›n›f savafl›m› içindeki s›n›flar›n konumlar› ile flekillendi¤i dünyam›zda, e¤itimin de bu derece üretim iliflkileri ve s›n›fsal çeliflkilerle içiçe geçmesi elbette do¤ald›r.

S. Kızılırmak (1) E¤itim Üzerine, ‹zzettin Önder (20 Nisan 1999) (2) Nas›l Bir ‹nsan? Nas›l Bir E¤itim?, Nesrin Kale, Ütopya Yay›nlar›, s. 145 (3) age., s.142 (4) Seçme Yap›tlar-Karl Marx, Friedrich Engels, Sol Yay›nlar›, s. 51

39


Anadilde eğitim talebi üzerine... *** Bugün Kürt gençliğinin hak kırıntılarına ihtiyacı yok. Anadilde eğitim her ulusun en temel hakkıdır. Anadilde eğitim isteminin köy odalarına, seçmeli ders ve Kürtçe kurs istemine indirgenmesi demokratik istemlerin içinin boşaltılması, bundan da öte Kürt ulusunun aşağılanmasıdır. En temel demokratik hak ve istemlerin bu şekilde güdükleştirildiği bir süreçte bize düşen, devrimci sınıf partisinin ulusal soruna ilişkin devrimci program ve çözüm çizgisi ekseninde, anadilde eğitim talebini tutarlı ve kararlı bir biçimde savunmaktır. ***

Ulus, dört temel özelli¤in birli¤i temelinde tarihsel olarak oluflmufl istikrarl› bir insan toplulu¤udur. Bu dört temel özellik; dil birli¤i, toprak birli¤i, ekonomik yaflant› birli¤i ve ulusal kültür birli¤inde kendini aç›kça gösteren ruhsal flekillenme birli¤idir. Bu dört özellikten biri olan dil birli¤i, hiç flüphe yok ki ulus olman›n en temel dayanaklar›ndan biridir. Her anadil anlaml› bir iflaretler/kodlar sistemidir. Her anadilin ses, gramer ve anlam kazand›rma özellikleri di¤er dillerinkinden farkl›d›r. Ve anadil sadece bir bildiriflim arac› de¤il, insan›n tüm zihinsel yeteneklerini uyand›r›p gelifltiren; kendi geliflmifllik düzeyinde onlar› belirleyen, bu anlamda insan› insan yapan, ona kimlik kazand›ran bir araçt›r. Anadilin kullan›m›n› tarihsel olarak inceledi¤imizde; insanlar›n küçük gruplar halinde yaflad›klar› dönemlerden beri anadillerini kulland›klar›n›, di¤er dil ve kültürlerle do¤al etkileflim içinde de¤ifltiklerini, ancak s›n›fl› toplumlar›n ve egemenlik iliflkilerinin ortaya ç›k›fl›yla anadil ve kültürler üzerinde bask›lar olufltu¤unu, egemen ulusun kendi dil ve kültürünü kölelefltirdi¤i uluslara ve az›nl›klara dayatt›¤›n› görürüz.

Türkiye’de anadilde e¤itim sorunu Türk burjuvazisi de bu gerçekli¤in kendi co¤rafyas›na tafl›y›c›s› oldu. Üzerinde yaflad›¤›m›z topraklar ne yaz›k ki bir kültürler mezarl›¤› durumundad›r. Türk burjuvazisi kendi d›fl›nda hiçbir ulusu tan›mam›fl, inkar ve imha politikas›n› ulusal soruna yaklafl›m›n›n merkezine koymufltur. Türkiye Cumhuriyeti, iki uluslu ve çok say›da az›nl›k milliyeti bar›nd›ran bir devlettir. Ancak bu devlette resmen yaln›zca Türk ulusu, onun dili ve kültürü tan›nm›fl ve egemen k›l›nm›flt›r. Tüm ötekiler ise reddedilmifl, sistematik bask› ve asimilasyon politikalar›yla yok edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Burjuva devlet Kürt ulusunun varl›¤›n› hiçbir zaman kabul etmemifl, y›llarca Kürtler’i ‘da¤ Türkleri’ olarak tan›mlayabilmifltir. Kürdistan ve Kürt ulusal kimli¤ini akla getirebilecek tüm söylem, kurum ve çabalara azg›nca sald›rm›flt›r. Ulusal kimli¤ine sahip ç›kan Kürtler’in kimliksizlefltirilmesi ve kifliliksizlefltirilmesi için her türlü yol denenmifltir. Kaba fliddetin yetmedi¤i yerde e¤itim terörü devreye sokulmufltur. Anadilin bir kimli¤i biçimleyen en önemli unsur olmas›ndan dolay›d›r ki, ifle buradan bafllanm›flt›r. Kürt ulusunun dili ve kültürü üstünde bask› kurmaya çok özel bir önem verilmifltir. Uzun y›llar “Vatandafl Türkçe Konufl!” kampanyalar› ile aile içinde dahi Kürtçe konuflulmas› yasaklanm›flt›r. Kürdistan’da özel bir asimilasyon yuvas› olarak,


bölge yat›l› okullar› uygulamas› devreye sokulmufltur. Bu flekilde Kürt çocuklara Türkçe ö¤retilmesi, kendi anadillerinin unutturulmas› hedeflenmifltir. Özel bir yasayla Kürtçe köy ve m›nt›ka isimleri de¤ifltirilmifltir. Ailelerin çocuklar›na Kürtçe isim vermeleri dahi yasaklanm›flt›r. X, Q, W harflerinin kullan›ld›¤› gerekçesiyle birçok mitingin yap›lmas› engellenmifl, birçok yay›n kapat›lm›flt›r. Anayasan›n 42. maddesi ile de bu politikalar› tamamlay›c› nitelikte bir hukuk oluflturulmufl, anadilde e¤itim hakk› görmezden gelinmifltir: “Türkçe’den baflka hiçbir dil, e¤itim ve ö¤retim kurumlar›nda, Türk vatandafllar›na anadilleri olarak okutulamaz ve ö¤retilemez.” Anadilde e¤itim hakk›n›n gasp edilmesi insan›n kiflilik ve düflünce gelifliminin engellenmesi, dil ve kültürünün katledilmesi anlam›na gelir. Çocuklar dördüncü yafllar›n›n sonuna do¤ru anadillerinin tüm temel özelliklerini kazanm›fl olurlar. 6-7 yafllar›nda okula bafllayan çocuklar›n kelime hazineleri 2000-2500 aras›nda hesaplan›r. Türkçe bilmeyen çocuklar›n anadilleriyle e¤itim yapamamalar› düflünülürse, anadilleriyle e¤itim yapan ve yapamayanlar aradaki eflitsizlik ve onlar›n gelifliminin nas›l olaca¤› son derece aç›kt›r. Çocuklar aç›s›ndan yabanc› dil ö¤rendikten sonra da sorun bitmemektedir. Çocuk uzunca bir süre yabanc› dilde okumakta ve yazmakta, ama düflünme eylemini anadiliyle gerçeklefltirmeye devam etmektedir. Yani okudu¤unu önce anadiline çevirmekte, anadiliyle düflünmekte, belli sonuçlara varmakta, daha sonra yeni bir çeviri eylemi daha gerçeklefltirerek düflüncesini söz konusu yabanc› dilde d›flar›ya vurmaktad›r. Tabii ki tüm bu süreç ö¤renmeyi güçlefltirmektedir. Dil ve düflünce aras›ndaki bu s›k› paralelli¤e vurulan ket kiflisel ve düflünsel geliflimi etkiledi¤i gibi, psikolojik ve toplumsal rahats›zl›klar›n ortaya ç›kmas›na da neden olmaktad›r. Çünkü insanlar, anadilleriyle düflünür ve üretirler. Rüyalar›n› dahi anadilleriyle görürler. Anadilini kullanamayan insan duygular›n› ifade etmekte zorlan›r ve yaln›zlafl›r. Bu s›ralad›¤›m›z gerçekler burjuva pedagoglarca bile kabul edilmesine ra¤men ›rkç›, floven e¤itim politikas›, e¤itim alan›ndaki tüm yeni reform palavralar›na ra¤men sistematik bir flekilde sürdürülmektedir. Bir halk›n kendi diliyle kültür ve sanat üretmesi, gelecek nesillere anlaml› bir miras b›rakmas›, kendi dili ile e¤itimö¤retime ve bilimsel faaliyetlere kat›lmas› yasaklanm›flt›r. Kürt dili ve kültürü çok eski tarihlere

dayanmas›na ra¤men, devletin izledi¤i politikalar sonucu büyük yaralar alm›fl, yeni ürünlerin ortaya ç›kmas› engellendi¤i gibi geçmifle ait yaz›l› eserler ile tarihi belgelerin bir ço¤u yok edilmifltir. Oysa dünya üzerinde konuflulan her dil, insanl›k tarihinin ve kültürünün yaflayan bir örne¤idir. Diller, dinamik ve uzun bir sürecin sonucunda flekillendikleri için, toplumlar›n tarihsel ve kültürel geliflim sürecinin adeta bir aynas›d›r. Dolay›s›yla Kürtçe’nin yasaklanmas› ve kültürel gelifliminin engellenmesi, yaratt›¤› de¤erlerin tahrifat› tüm insanl›¤a karfl› ifllenmifl bir suçtur.

Anadilde e¤itim hakk›n› bütün gücümüzle savunmal›y›z! Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli¤i’nin mevcut deneyimi ›fl›¤›nda, proletarya devriminin anadilde e¤itim sorununa ve bu ba¤lamda ulusal soruna nas›l bir çözüm önerdi¤ini somutlam›fl bulunuyoruz. Biz anadilde e¤itim hakk› talebini “Tüm dillerin hak eflitli¤i. Zorunlu devlet dilinin kald›r›lmas›. Herkese kendi anadilinde e¤itim hakk›.” kapsam›nda ele al›yoruz. Çözüm her iki ulustan iflçi ve emekçilerin birleflik devrimci mücadelesindedir. Özgürlü¤ü elde etmenin, anadilde e¤itim hakk›n› ve di¤er temel demokratik haklar› elde etmenin baflka bir yolu yoktur. Bugün Kürt liberal çizgisi yüzünü emperyalistlere ve sermaye iktidar›na dönmüfltür. Beklentileri onlar›n tan›yaca¤› hak k›r›nt›lar›yla s›n›rl›d›r. Oysa günümüz dünyas›ndaki her türlü gericili¤in, bask›n›n, köleli¤in ve eflitsizli¤in kayna¤›nda emperyalist kapitalist sistem gerçe¤i vard›r. Ve her zaman ve her yerde demokratik hak ve özgürlükler, iflçi s›n›f›n›n, emekçilerin ve tüm ezilenlerin mücadelesine ba¤l› olarak elde edilebilmifltir. Bugün Kürt gençli¤inin hak k›r›nt›lar›na ihtiyac› yok. Anadilde e¤itim her ulusun en temel hakk›d›r. Anadilde e¤itim isteminin köy odalar›na, seçmeli ders ve Kürtçe kurs istemine indirgenmesi demokratik istemlerin içinin boflalt›lmas›, bundan da öte Kürt ulusunun afla¤›lanmas›d›r. En temel demokratik hak ve istemlerin bu flekilde güdüklefltirildi¤i bir süreçte bize düflen, devrimci s›n›f partisinin ulusal soruna iliflkin devrimci program ve çözüm çizgisi ekseninde, anadilde e¤itim talebini tutarl› ve kararl› bir biçimde savunmakt›r.

41


Özgür eğitim sosyalizmde! Sanayi devrimi ile birlikte bilim sermaye birikimini koflullayan en temel dayanaklardan biri haline gelmifltir. Geliflen kapitalizmin feodal üretim biçiminin tasfiyesinde yasland›¤› bilimsel üretiminin dolays›z sonucu olan teknoloji insanl›¤›n geliflimi için de¤il yaln›zca üretkenlikle ilgilenen bir geliflim izlemifltir. Bilim, çürüyen kapitalizm ile birlikte gericileflen burjuvazinin elinde ve “daha çok kâr” hedefiyle yolunu kaybetmeye bafllam›flt›r. Bunun do¤al sonucu olarak e¤itim süreci, kapitalizmin ideoloji üretimi ve bu ideolojiyle genç insanlar› zehirleme süreci haline gelmifltir. Kapitalizmin e¤itimin ayaklar›na ba¤lad›¤› bu pranga do¤al bir sonuç olarak karfl›m›za ç›k›yor. Tüm bilimsel gerçeklerin kapitalizmin yok olmaya mahkum bir düzen oldu¤unu kan›tlad›¤› bir ortamda, sistemin varl›¤›n› sürdürebilmesi için öncelikle özgürlü¤e gem vurmas› gerekiyor. Öncelikle kapitalist düzende yasalar›n bireyin içine ifllemesi gerekir. Böylece özgürlük denilen ve sürekli istenen fakat hiç ulafl›lamayan fley tan›mlanm›fl olur. Özgürlük, kifliye inanmas› ö¤retilen yasalar›n çizdi¤i s›n›rlard›r. Ö¤retilen idealler bireyi ele geçirmeye bafllar. Böylece mülk sahibi olmak, “okuyup bir yerlere gelmek” üzerinden kurgulanan gelecek planlar› aç›k bir özgürlük tan›m› olur. ‹flte e¤itim kapitalizmde esas olarak bu ifllevi yerine getirir. “Bilgi nedir ve ne ifle yarar?” sorusu e¤itim sürecinin tan›mlanmas›nda temel oluflturur. E¤itim sürecinde sunulan “bilgiye” tepkiler sanayi devriminden günümüze büyük de¤iflimlere u¤rad›: Ayd›nlanma döneminde sunulan bilgi için “do¤ru mu?” diye sorulurdu. Sanayi devrimi ile birlikte bu soru,

“ne ifle yarar?” diye sorulur oldu. Sonra bilginin ticarileflme sürecinde bu “sat›labilir mi?” oldu. Al›n›p sat›labilen her fley ilk önce kârl› olmak zorunlulu¤u tafl›r. Kâr›n olmad›¤› yerde al›fl-verifl olmaz. Bu temel yasa e¤itimdeki bozulmaya iflaret eder. Kâr için verilen bilgi veya kårl› olmas› gereken bilgi… Var›n kapitalizmin e¤itime biçti¤i özgürlü¤ü düflünün! Kiflisel hak ve özgürlüklerin süreki t›rpanland›¤›, yaflam›n para ile ölçüldü¤ü bir dünyada e¤itim de kuflkusuz bundan pay›n› alacakt›r. ‹deoloji üretim merkezleri haline gelen okullar kapitalizmin kurdu¤u yalan imparatorlu¤unun kendini üretti¤i yerlerdir. Buralarda çatlak ses ç›kar›lmas›na izin verilmez. Ellerimizdeki soruflturmalar, üniversitelerimizin içindeki polisler bunun en somut kan›tlar›d›r. Ayr›ca ticarileflen e¤itimle okullar, e¤itime biçilen yeni misyonla beraber köklü bir de¤iflim süreci içine girmifltir. Art›k salt e¤itimin genel hedefleri de¤il, e¤itimin kendisi ve do¤al olarak bilim de burjuvazinin diflleri aras›nda sindirilmeyi beklemektedir. Son y›llarda haz›rlanan yasa taslaklar›na ve geçen tart›flmalara bakt›¤›m›zda, üniversite-sanayi iflbirli¤i bafll›¤› alt›nda topland›¤›n› görüyoruz. Süslü sözlerle ak›llar› buland›rmaya yönelik argümanlar sunuluyor. Ancak süslü sözlerin arkas›nda son y›llarda etkisini sa¤l›k ve e¤itim “sektör”lerinde hissettiren neo-liberal uygulamalar kendini gösteriyor. Kapitalizmin yap›sal krizini hafifletmeye, bu kriz sonucu kendi çözümsüz sorunlar›n› bir süre ertelemeye yönelik bu uygulamalar›n üniversitelere düflen pay› da e¤itimin ticarileflmesi oluyor. “Sanayi ile iflbirli¤i” ad› alt›nda üniversiteler kapitalizmin elinde her anlamda akademik özgürlü¤ü yok edilmifl YÖK üniversiteleridir. Ticarileflen e¤itim gerçe¤ini bir kenara koyarsak, e¤itim toplumun ihtiyaçlar›na göre de¤il, sermayenin ihtiyaçlar›na göre flekillenecektir. Örne¤in; zaten ö¤rencilere iflsizlik ve geleceksizlik vaadeden ve hiçbir maddi kaynak aktar›lmayan sosyal bölümler bu çark›n parças› olmad›klar› için birer ikifler kapat›lacakt›r. Yan› s›ra bilim kendi gerçekli¤iyle çeliflen amaçlara hizmet eder hale gelecektir. Üniversiteler savafl sanayine –ki bu kapitalizmin en gözde ve en çok kâr eden sektörüdür- hizmet etmeye bafllayacak, yeri geldi¤inde kitle imha silahlar›n›n üretildi¤i merkezler oluflturulacakt›r. T›pk› bugün ABD’nin elindeki silahlar›n bir bölümünün kendi üniversitelerinden ç›kt›¤› gibi. ‹nsanl›k tarih boyunca keflifler ve bulufllarla ilerlemifltir. Ateflin bulundu¤u günden bu yana bilimin kendisi tarihin ilerlemesinin esas gücü olmufltur. Bugün bilim kapitalizmin zincirleri alt›nda gericili¤e karfl› silahs›z kalm›flt›r. Özgür bir bilim üretimi ve e¤itim ancak, kapitalizmin s›n›rlar›n›n y›k›lmas›yla, sosyalist bir toplumsal düzenin kurulmas›yla mümkün olacakt›r.


Emekçi s›n›flar›n azg›n sömürüsü üzerine kurulu bir düzen makyaj tutar m›?

TMY ve patlayan demokrasi balonu Kürdistan’da yaflanan geliflmeler gerekçe gösterilerek Terörle Mücadele Yasas› üzerinde de¤ifliklikler bir kez daha gündeme getirildi. Burjuva bas›nda dahi “güvenlik ile özgürlükler aras›ndaki s›n›r” üst bafll›¤› alt›nda sorunun özüne de¤inmeyen bir dizi tart›flmaya yol açan tasar› sermaye iktidar›n›n yüzünün demokrasi makyaj›na bulanmam›fl halini, yani gerçekli¤ini yal›n bir biçimde ortaya seriyor. Yeni TCK ve CMK’n›n yürürlü¤e girdi¤i günden bu yana Emniyet Teflkilat› yetki tart›flmalar› ile kamuoyunun gündemine oturuyor. Kapkaçtan gaspa bir dizi adi suçun önlenememesinin ard›nda polisin yetkisinin bu yasalarla daraltm›fl olmas›n›n yatt›¤› söyleniyordu. Terörle mücadele yasas›nda öngörülen de¤iflikli¤e iliflkin tart›flmalarla Emniyet Teflkilat›’n›n yüzü güldü ve ne hikmetse adi suçlara iliflkin yetki tart›flmas› bir anda sönümlendi. Zaten Diyarbak›r’da yaflananlar sonras›nda yetki tart›flmas›n›n kapsam› bütünüyle de¤iflmiflti. Burjuva medyan›n “polisin teröristler karfl›s›ndaki aczi” içeri¤indeki haberleri, acilen terörle mücadeleyi güçlendirecek yasal haz›rl›klar›n bafllat›lmas› gerekti¤ini vurguluyordu. Dahas› burjuva medya a¤›z birli¤i etmifl bir biçimde, bu tür olaylar karfl›s›nda bugün yaflanan kontrol sorununun kayna¤›n›n AB sürecinde yap›lan yasa de¤ifliklikleri oldu¤unu vurguluyordu. Ama bütün bu z›rvalar topluma empoze edilirken, Diyarbak›r’daki olaylarda ölü say›s› 19’a ç›kt›. Devlet terörü insani hiçbir de¤eri ve kural› tan›maks›z›n çocuk yafll› demeden azg›nca sald›r›yor. ‹nsanlar› güpegündüz kurflunlama yetkisinden daha fazlas›n› verebilecek bir yasa tasar›s›na ihtiyaç var m› acaba? Henüz ortada böyle bir yasa yokken bile yarg›s›z infaz terörle mücadele kapsam›na sokulabiliyor. Gözalt› süresi, hem de gözalt›na al›nanlar 13-19 yafl aras› çocuklar olmas›na karfl›n yasal sürenin üzerinde tutulabiliyor. Her zaman vurgulad›¤›m›z gibi, de¤ifliklik esas›nda yeni bir fley getirmiyor, fiilen yaflanan› yasallaflt›r›yor. Sermaye iktidar› gayrimeflru olan› yasal hale getirerek meflrulaflt›raca¤›n› varsay›yor. Oysa meflruluk ancak biçimsel ele al›n›rsa kayna¤›n› yasalardan ald›¤› iddia edilebilir. Zulmü, bask›y›, zoru öngören hiçbir yasan›n meflru olma flans›n›n olmad›¤› aç›kt›r. Teröre karfl› mücadele nidalar› eflli¤inde haz›rl›¤›na giriflilen bu tasar› her türlü muhalif sesi kesmeyi, toplumsal muhalefeti ve toplum içerisindeki örgütlü ya da de¤il tüm fertleri kontrol alt›nda tutmay› hedefliyor. O denli özelleflmifl maddeler var ki, somut olaylar dikkate al›narak haz›rlanm›fl, devrimci mücadelenin tüm soluk borular› kapat›lmak istenmifl ve gelenekselleflen devlet terörüne “yasall›k” k›l›f› geçirilmesine uygun bir zemin yarat›lm›flt›r. Bu yasayla sermaye iktidar› hem Kürt halk›n›n inkar ve imha politikalar› karfl›s›nda yürüttü¤ü mücadeleye sald›r›yor, hem de eme¤in korunmas› ekseninde gündeme gelebilecek her türlü devrimci mücadele ve eylem biçimini hedef tahtas›na koyarak iflçi ve emekçi kesimlere sald›r›yor. Aç›k ki terörle mücadele yasas›ndaki de¤iflikliklerle bugüne

kadar mücadeleyle kazan›lm›fl olan tüm demokratik haklar gasp edilmeye çal›fl›l›yor ve bütün meflru hak arama biçimleri terörizm kapsam›na al›nmak isteniyor. Böylece ülkemizdeki mücadele gelene¤inin kökünün kaz›nabilece¤i düflünülüyor. Oysa bu topraklar 12 Eylül’ü ve 12 Eylül sonras› koflullar› görmüfl geçirmifl, hareket yine de bütün bask› ve zor koflullar›na ra¤men yeniden filizlenmifltir. Bu flafl›rt›c› de¤ildir. Zira sermaye iktidar› bir yandan bask› ve zoru art›rarak toplumsal yaflama korkuyu ve kontrolü egemen k›lmaya çal›fl›rken, di¤er yandan sefalet koflullar›n› derinlefltirmektedir. Bu da düzenin çözme imkan›na sahip olmad›¤› kendi çeliflkisidir. Muhalefeti sönümlendirmek isterken, kendi varl›¤› için att›¤› her ad›mla iflçi ve emekçilere yeni bir sald›r›y› bafllatm›fl oluyor. Bunun do¤al sonucu sefalet karfl›s›nda insanca yaflam mücadelesinin geliflmesi oluyor. Terörle mücadele yasas›, zorunlulu¤u kapitalizmden kaynaklanan ama gücünü iflçi s›n›f›ndan alan devrimci mücadelenin önüne set çekmeyi baflaramayacakt›r. Sald›r›n›n kapsam›n›n derinli¤i ortadad›r. Bu sald›r› karfl›s›nda toplumun bütün kesimleri birleflik bir mücadele örmek ve bu sald›r›lar› püskürtmek sorumlulu¤uyla karfl› karfl›yad›r. Düzen, terör kavram›n› diledi¤i biçimde doldursun, aç›kça ortada olan bir gerçek vard›r; bu da günümüzde terörün as›l kayna¤›n›n düzenin politikalar› oldu¤u, teröristin ise tek bafl›na sermaye iktidar› ve uflaklar› oldu¤udur. Önümüzdeki dönemde hukuk terörünün azg›nlaflaca¤›n›n göstergesi olan bu yasaya karfl› topyekün bir mücadele örebilmek, bugün tüm ilerici devrimci kesimlerin bafll›ca sorumluluklar›ndan biridir. Aç›k ki bu mücadele devlet terörünü teflhir etmek ve devrimci faaliyetin örgütlendi¤i bütün alanlarda düzene karfl› yürüttü¤ümüz mücadeleyi büyütmekle olacakt›r.

43


YTÜ’deki polis sald›r›s› bas›n aç›klamas› ile protesto edildi!

Devrimci siyasal faaliyetimiz engellenemez! 44

Üniversiteler bizimdir! YTÜ Rektöryü¤ü son bir y›ld›r uygulamaya geçirdi¤i politikalarla bugüne kadar getirdi¤i bask›c› kimli¤ini yeni bir boyuta tafl›m›flt›. Üniversite içine yerlefltirdi¤i kameralarla ve YÖK’ün yaratt›¤› rant kurumlar›ndan olan Tepe Holding’in güvenlik flirketiyle nikahlanan idare, buna ra¤men çaresiz kald›¤› durumlarda ise sivil faflist çetelerden ve polisten yard›m istemekte hiçbir çekince görmemektedir. Tüm bu uygulamalar üniversite ö¤rencisinden duyulan derin korkunun, bilinçalt›na kaz›nm›fl nefretin bir ifadesidir. Korkuyorlar çünkü gençli¤i 12 Eylül’e ra¤men, YÖK’e ra¤men susturamad›lar; nefret ediyorlar çünkü gençli¤in bugüne kadar ortaya koydu¤u mücadele birilerinin rant yollar›n› hep kesti ve kesmeye devam edecek. Daha dün ‹stanbul Üniversitesi’ne sald›ran faflist çete bir arkadafl›m›z› a¤›r yaralam›flt›r. Sald›r›da ayr›ca bir ö¤renci de gözünden yaralanm›flt›r. Ayn› gün içinde Bahçeköy-Orman Fakültesi’ne sald›ran faflistler iki ö¤renciyi yaralam›flt›r. Tüm bunlar üniversitelerde süren oyunu gözler önüne sermek için yeterlidir. Ö¤retim y›l›n›n bafl›ndan itibaren ifle bafllayan Tepe Güvenlik kimlik kontrolü bahanesiyle girifllerde terör estirmektedir. Son faflist sald›r›larda görülmüfltür ki güvenli¤in “seçici geçirgen” yap›s› silahl›, b›çakl›, sat›rl› faflistlere izin verirken her gün kap›larda onlarca arkadafl›m›z, Tepe Güvenlik’in tehditlerine ve hakaretlerine maruz kalmaktad›r. Kimseyle yetki tart›flmas› yapm›yoruz, üniversiteler topluma ait kurumlard›r, kime ne yetki verilirse verilsin bu kurumlar›n herkese aç›k olmas› gerekir. Bu evrensel bir gerçekliktir ve yasaya de¤il bu meflruiyete dayan›r. YTÜ idaresinin bu “yasal” yasaklar› son birkaç ayd›r fiili sald›r›ya dönüflmüfl durumda. Yak›n bir zamanda Davutpafla’da arkadafllar›m›z kimlik bahane edilerek dakikalarca fakülte binas›n›n içinde tartaklanm›fl, yerlerde tekmelenmifl ve gözalt›na al›nmak istenmiflti. Bu olayda yaralanan bir arkadafl›m›z ambulansla hastaneye kald›r›lm›flt›. Ve yine Davutpafla’da bildiri da¤›tan devrimci ö¤renciler fiili sald›r›ya u¤ram›fl, a¤›r hakaretlere maruz kalm›flt›. Buna karfl›n güvenli¤in “kime flikâyet ederseniz edin” diyecek kadar pervas›z tavr› s›rtlar›n› kime yaslad›klar›n› ve nereden güç ald›klar›n› aç›kça ifade etmektedir. Ancak 21 Nisan Cuma günü yaflananlar üniversitemiz tarihine kara bir leke olarak geçmifltir. Bunun alt›nda rektörün, üniversitemiz genel sekreterinin ve onun yard›mc›lar›n›n imzas› vard›r. 21 Nisan Cuma günü tamamen keyfi bir tutumla okul kap›lar›na getirilen çevik kuvvet ve sivil polisler eliyle kimlik kontrolü ve üst aramas› yap›lm›flt›r. Polisin ve onlardan güç alan özel güvenli¤in sald›rgan tavr› as›l yap›lmak istenenin bir provokasyon oldu¤unu aç›kça göstermektedir. Yüzlerce polis ve güvenlik eleman›yla yap›lan y›¤›nak olacaklar›n ilk iflaretleri gibiydi. Zira ayn› y›¤›nak birkaç hafta önce ‹stanbul Üniversitesi’ne yap›lm›fl, ard›ndan iki gün boyunca afifllere sald›ran polis, saatlerce ö¤rencileri dövmüfl ancak gösterilen

direnifl bu sald›r›y› püskürtmüfltü. Y›ld›z Teknik Üniversitesi içine yerlefltirilen polis ise görevini lay›k›yla yapm›fl, üstünü aratmak istemeyen bir ö¤renciyi ve bunu engellemeye çal›flan iki ö¤renciyi kampüs içinde döverek gözalt›na alm›flt›r. Tüm okulun gözleri önünde cereyan eden olayda ö¤renciler kelepçelenerek gözalt›na al›n›rken polisin etti¤i küfürlere ve att›¤› tekmelere tüm okul flahit olmufltur. Ö¤rencisini alt›n tepside polise sunan okulumuz idaresi ise yaflananlar› yüzlerindeki müstehzi ifade ile izlemifl, daha sonra üniversite içine as›lan afifllere sald›rmaya bafllam›flt›r. Fakülte binas› içine soktu¤u otomatik silahl›, gaz maskeli ve gaz bombal› polis eflli¤inde 30 senedir bu okulun camlar›na as›lan “YAfiASIN 1 MAYIS” yaz›s› idare taraf›ndan sökülmüfl ve parçalanm›flt›r. Olay› alk›fllarla protesto eden yüzlerce ö¤renci bu faflist zihniyete gereken yan›t› verse de üniversite koridorlar›na polis sokan bir zihniyetin bunu anlayabilece¤ini düflünmüyoruz. Sald›r›n›n 1 May›s öncesine gelmesi tesadüf de¤ildir. Her y›l 1 May›s öncesi tekrarlanan provokasyon giriflimi bu kez alabildi¤ine pervas›zca ve sald›rgan bir flekilde yap›lm›flt›r. En ufak bir hakl› gerekçe yokken hayata geçirilen bu uygulaman›n gerekçesi okulumuz Genel Sekreter Yard›mc›s› Cengizhan Serter’in difllerinin aras›ndan yapt›¤› “buralar›n kral› benim bunu herkes ö¤renecek herkes cezas›n› çekecek” fleklindeki tehdidiyle anlafl›lm›flt›r. Bu sözler üniversitelerimizin nas›l bir zihniyetle yönetildi¤inin aç›k bir kan›t›d›r. Üniversitelerimizin ve onun asli bileflenleri ö¤rencilerinin ve ö¤retim üyelerinin kaderi hiçbir akademik ünvan› olmayan kiflilerin kiflisel komplekslerine emanet edilmekte ve yüksek ö¤retim bu bak›flla sürdürülmektedir. Kimseyi kimseye flikâyet etmiyoruz, s›zlanm›yoruz ve YÖK’ün çocuklar›n›n bu yapt›klar›n› garipsemiyoruz. Biz her fleye ra¤men, her türlü bask›ya ra¤men yolumuzu yürümeye ve meydan okumaya devam edece¤imizi tüm kamuoyuna ilan ediyoruz. Bu oyunlar bizim üzerimizde bin kez denendi ve bin kez irademizin duvarlar›na çarpt›. Biz gücümüzü, silahtan, bombadan veya coptan alm›yoruz, gücümüzü hakl›l›¤›m›zdan al›yoruz. Ve bizler iflte bu yüzden iflçi s›n›f›n›n ve tüm ezilenlerin birlik ve dayan›flma gününde 1 May›s alan›nda olaca¤›z. Gücünü uygulad›¤› fliddetten ve terörden alanlara karfl› 1 May›s’ta alan›n› dolduran dünyan›n her yerindeki milyonlarla beraber hayk›raca¤›z: “BAfiKA B‹R DÜNYA MÜMKÜN!” Katil polis üniversiteden defol! Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim! S o r u fl t u r m a l a r, gözalt›lar, bask›lar bizi y›ld›ramaz!

YTÜ’den devrimci demokrat öğrenciler


Eskiflehir polisinden kaç›rma ve ajanlaflt›rma sald›r›s›...

Devrimci irade teslim alınamaz! Faflist sermaye devleti devrimci, demokrat, ilerici güçler üzerindeki sald›r›lar›n›, y›ld›rma ve sindirme politikalar›n› sürdürüyor. Geçti¤imiz haftalarda Kürdistan’da bizzat devlet eliyle katliamlar gerçeklefltirildi. Devletin yönlendirmesiyle yarat›lan provokasyonlarla Trabzon, Bozüyük, Sakarya gibi yerlerde linç giriflimleri yafland›. Eskiflehir’de de polis yönlendirmesiyle afifl ast›¤›, bildiri da¤›tt›¤› ve Kürt oldu¤u için devrimci, demokrat ve ilerici güçlere yönelik sivil faflistler taraf›ndan sald›r›lar gerçeklefltirildi. 29 Nisan günü Eskiflehir’de bir yoldafl›m›z saat 22:00 s›ralar›nda 3 polis taraf›ndan dövülerek kaç›r›lm›flt›r. Döverek arabaya bindirmeye çal›flt›klar› yoldafl›m›z›n kap›lar› tekmelemesi ve ba¤›rmas› üzerine arabaya bindirememifllerdir. Kollar›na girerek bofl bir çay bahçesine götürmüfller, burada sorguya çekerek tehditlerine devam etmifllerdir. Kaç›r›lan yoldafl›m›z› öldürmekle tehdit eden polisler, onun para ihtiyac›n› ve derslerinden geçmesini sa¤layacaklar›n› söyleyerek ajanl›k teklifinde bulunmufllard›r. Yaklafl›k iki saat boyunca yoldafl›m›z polisler taraf›ndan al›konulmufltur. Yoldafl›m›z› kaç›ran polisler tekliflerini iyi düflünmesini ve 2 May›s günü akflam› tekrar arayacaklar›n› söyleyerek yoldafl›m›z› serbest b›rakm›fllard›r. Ekim Gençli¤i olarak gerçekleflen bu sald›r› üzerine 3 May›s günü saat 14:00’da Vardar ‹fl Merkezi önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. Aç›klamada gerçekleflen kaç›rma olay› anlat›ld›ktan sonra yoldafl›m›z›n bundan sonra bafl›na geleceklerden Eskiflehir Emniyeti’ne ba¤l› sivil polislerin ve TMfi polislerinin sorumlu oldu¤u belirtildi. Ayr›ca Antalya’da 1 May›s’ta gözalt›na al›nan ve sonras›nda tutuklanan 15 devrimcinin derhal serbest b›rak›lmas› istendi. Aç›klamada “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Devrimci irade teslim al›namaz!” ve “Bask›lar bizi y›ld›ramaz!”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz!” sloganlar› at›l›rken bas›n aç›klamas›na 20 kifli kat›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan toplu bir flekilde savc›l›¤a gidilerek polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunuldu. Yaplan aç›klamaya Gençlik Derne¤i, DPG, ESP ve EHP destek verdi. Sermaye devleti y›llardan beri devrimcilere yönelik kaç›rma ve ajanlaflt›rma giriflimlerinde bulunmaktad›r. Binlerce devrimci iflkence tezgahlar›nda katledilmifl, yüzlercesi gözalt›nda ve kaç›rmalarla katledilmifllerdir. Bask›larla, sindirme ve y›ld›rma politikalar›yla bizleri y›ld›rmaya çal›flanlar yan›lmaktad›r. Mücadelemizi kararl›l›kla ve inatla sürdürmeye devam edece¤iz. Bask›lar bizi y›ld›ramaz!

Eskişehir Ekim Gençliği

Baskılar çalışmalarımızı engelleyemeyecek! 1 May›s yaklafl›rken birçok yerde oldu¤u gibi Anadolu Üniversitesi’nde de çal›flmalara h›z verildi. E¤itim Fakültesi’nde Ba¤›ms›z E¤itim Ö¤rencileri ad› alt›nda bafllatt›¤›m›z çal›flma do¤rultusunda ö¤renci gençli¤i gelece¤ine sahip ç›kmas›, ticari e¤itim ve uygulamalar›na karfl› taleplerini yükseltmesi için 1 May›s alan›na ça¤›rd›k. Bu durumdan rahats›z olan sivil polisler ve özel güvenlik birimleri 28 Nisan günü yemekhane önünde gerçeklefltirdi¤imiz bildiri da¤›t›m›na, izinli olmad›¤› ve okul içinde bildiri da¤›tamayaca¤›m›z bahanesiyle müdahale etmeye çal›flt›lar. Meflru hakk›m›z oldu¤unu söyleyip bildirileri da¤›tmaya devam edece¤imizi ve bunu kimsenin engelleyemeyece¤ini söylememiz üzerine tart›flma yafland›. Tart›flmalar esnas›nda sivil polislerin verdi¤i direktifler do¤rultusunda ÖGB taraf›ndan gözalt›na al›nmaya çal›fl›ld›k. Kararl› ve net tutumumuz sonucunda bize geri ad›m att›ramayacaklar›n› anlayan ÖGB’lerin tüm sald›r›lar›n› bofla düflürdük ve bildiri da¤›t›m›na devam ettik. Tart›flmalar s›ras›nda çevrimizde biriken ö¤renci kitlesi bildirilerimizi ilgiyle karfl›lad›. Tart›flman›n ard›ndan bir sivil faflistin provoke çabas›n› da bofla düflürerek da¤›t›ma devam ettik. Son dönemde üniversitelerde polis-idare iflbirli¤iyle t›rmand›r›lan faflist sald›r›lar, polis ve soruflturma terörü ö¤renci gençli¤in sald›r›lar karfl›s›nda alaca¤› net ve kararl› tutum sayesinde geri püskürtülecektir. Tutuklamalarla, soruflturmalarla, faflist sald›r› ve provokasyonlarla bizleri y›ld›rmaya çal›fl›lanlar yan›ld›klar›n› göreceklerdir. Bizler kararl›l›k ve inatla mücadele bayra¤›n› her alanda yükselterek tüm bu sindirme çabalar›n› bofla ç›kartaca¤›z. Gelece¤i kazanmak üzere emin ad›mlarla ileriye do¤ru yürüyece¤iz. Soruflturmalar, tutuklamalar ve bask›lar bizi y›ld›ramaz!

Eskişehir AÜ’den Bağımsız Eğitim Öğrencileri

45


Sakarya'da faflist sald›rganl›k sürüyor!

46

Faşizme karşı birleşik devrimci mücadeleye! Sakarya’da K›z›ldere anmas› haz›rl›klar› s›ras›nda, devrimci ö¤rencilere yönelik linç giriflimi yaflanm›flt›. SAÜDER ve DTP binalar› a¤›r biçimde tahrip edilmifl, Sakarya Ö¤renci Derne¤i kullan›lamaz hale getirilmiflti. Olaylar›n ard›ndan bas›n aç›klamas› yapmak için kent d›fl›ndan gelen Gençlik Derne¤i’nden 20 kifli, trenden iner inmez kolluk güçleri taraf›ndan ablukaya al›nm›fl, “can güvenli¤iniz yok” denilerek zorla polis arac›na bindirilmifltir. Arac›n içerisindeki fiziki fliddete emniyette de devam edilmifltir. Emniyete götürülen 20 kifliden 4’ü gözalt›na al›nm›fl, biri polisi yaralad›¤› gerekçesiyle tutuklanm›flt›r. Polis 3 kifliyi gözalt›na ald›¤›n› söylemifl, ancak dördüncükiflinin emniyette al›konuldu¤u ortaya ç›km›fl ve gece boyunca dayak ve iflkenceye maruz kald›¤› anlafl›lm›flt›r. Geriye kalan 16 devrimci flehir d›fl›na ç›kar›larak, 3-4 kiflilik gruplar halinde rastgele sal›verilmifltir. Ayn› gün DTP’ye ziyaretçi olarak ‹zmit’ten gelen SDP, ‹HD ve DTP’li heyet birkaç faflistin sözlü sataflmalar›na maruz kalm›flt›r. Sakarya’da gerçekleflen linç giriflimlerinin önceden planl› oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Kamera görüntülerinden, bizzat sivil polislerin halk› yönlendirdi¤i aç›kça görülmektedir. Bununla ilgili suç duyurusunu yapm›fl bulunuyoruz. SDP d›fl›nda di¤er siyasi partilerin bu süreç içerisinde tak›nd›¤› tutum utanç vericidir. Faflist güruh, olay günü TKP binas›na da yöneldi¤i halde, TKP’nin ertesi gün yapt›¤› aç›klama; olaylar›n TKP ile bir ilgisinin olmad›¤›, kendilerinin Türk-Kürt çat›flmas›n›n içerisine sokulmaya çal›fl›ld›¤›, oyuna gelmek istemedikleri fleklinde olmufltur. DTP’nin ise sald›r›dan sonra kendilerini ziyaret eden YDG’li arkadafllara söyledikleri düflündürücüdür; “O saatte Sakarya gibi bir yerde afifl mi yap›l›r?” gibi söylemlerle devrimcileri olay›n sorumlusu gibi gösterme tutumu sergilemifltir. Sald›r›n›n ard›ndan SAÜ-DER’in içinde bulundu¤u DKÖ’ler ve siyasi partiler bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirmek için biraraya gelmifltir. Haz›rlanan aç›klaman›n gerici içeri¤i ve as›l sald›r›ya u¤rayanlar›n›n ça¤r›lmamas› üzerine SAÜ-DER bas›n aç›klamas›na kat›lmam›flt›r. E¤itim Sen ise; “Siz ö¤renci arkadafllar›n buraya gelip gitmesinden kitlemiz rahats›zl›k duyuyor. Takip ediliyorsunuz. E¤itim Sen binas›n›n hedef olmas›n› hiçbir koflulda istemeyiz” diyerek, “iyi gün dostu” oldu¤unu göstermifltir. Bu sürecin en olumlu yan› ise, sald›r›lar s›ras›nda ve sonraki günlerde tam bir dayan›flma içerisinde hareket edilmifl olmas›, sürecin birlikte gö¤üslenmeye çal›fl›lmas›d›r.

Sakarya Ekim Gençliği

Düzeltme ve özür: Geçti¤imiz say›m›zda “Sakarya’da linç giriflimi” bafll›kl› yaz›da sald›r›ya u¤rayanlar eksik yaz›lm›flt›r. Linç giriflimine maruz kalanlar aras›nda Köz okuru, Kald›raç okuru ve Gençlik Federasyonu üyeleri de bulunmaktad›r. Ayr›ca sözkonusu anma etkinli¤ini sadece SAÜ-DER de¤il Sakarya’daki devrimci siyasetler ortak düzenlemekteydi. Düzeltir, okurlar›m›zdan özür dileriz.

Ekim Gençliği


Beytepe’de silahl› sald›r›ya anlaml› yan›t

Baskılar bizi yıldırmaz! Geçti¤imiz hafta Cuma günü Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde jandarma, ö¤rencilere plastik mermi ve Beytepe’nin yan›t›: bask›lar bizi y›ld›ramaz gaz bombalar› ile sald›rd›. Daha önceki günlerde Hacettepe Ekonomi Kulübü’nün (HEK) düzenledi¤i etkinlikler dizisi vesilesi Pazartesi günü Mehmet Akif Ersoy konferans salonunda AB ile okula Deniz Baykal (Sal›) ve emekli bir tu¤general Bilgi Merkezi Genel Sekreteri’nin kat›l›m›yla bir panel (Perflembe) gelmiflti. Beytepe ö¤rencileri okullar›na gelen düzenlenecekti. Gerek AB emperyalizminin temsilcilerini sermayenin uflaklar› ve katillerini yapt›klar› konuflmalar ve okullar›nda konuflturmamak, gerek Cuma günü yaflananlar› sorduklar› sorularla terletmifl, onlar›n yalanlar› teflhir etmifl ve herkese duyurmak gerekse de “demokrasi, özgürlük” yalanlar› onlar› konuflturmam›fllard›. Cuma günü de K›br›s’ta 32 y›ld›r ile özdeflleflen AB temsilcilerine ve destekçilerine demokrasi ve süren iflgalin bafl temsilcilerinden birisi olan Rauf Denktafl okula özgürlükten ne anlad›klar›n› sormak için “Devrimci ve Demokrat gelmiflti. Denktafl’›n konuflmas›n› gerçeklefltirece¤i salona Ö¤renciler” imzas› ile bir ça¤r› yap›ld›. Edebiyat fakültesi ö¤rencilerin bir k›sm› al›nmad›. Denktafl konuflmas›n› bitirdi¤i önünde toplanan kitle okulun belli bafll› yerlerinde teflhir s›rada içeride bulunan ö¤rencilerden birisi soru sormak ve konuflmalar› ve eylem ça¤r›s› yapt›. Yaklafl›k 60 kiflilik kitle kendi fikrini aç›klamak için söz alm›flt›. Fakat ö¤rencinin panelin yap›laca¤› salonun önüne gelip bas›n aç›klamas›n› konuflmas›na izin vermeden ‹ktisat Fakültesi dekan›n›n okuduktan sonra yine ö¤rencilere kapal› kap›larla karfl›laflt›lar. “susturun flunlar›” fleklinde hedef göstermesi ile Denktafl’›n Kap›n›n fiili olarak zorlanmas› ile içeri giren ö¤renciler panelin korumalar› ve di¤er sivil görevliler konuflmak isteyen ö¤rencinin yap›laca¤› salona ç›kt›lar. Burada 13:00’da bafllayacak olan üzerine at›ld›lar. Ayn› anda salonda bulunan di¤er devrimci, paneli bekleyen ö¤renciler saat 13:15’te panelin iptal edildi¤ini solcu, ilerici ö¤rencilere de müdahale edilerek salonun d›fl›na ö¤rendiler. D›flar› ç›k›p tekrar aç›klama yapan ö¤renciler Cuma at›lmak istendiler. günü yaflanan sald›r›lara ra¤men bugün burada olduklar›n› ve Efl zamanl› olarak içeri giremeyen ve etkinli¤in bitmesini emperyalizmin temsilcilerini okulda konuflturtmad›klar›n›, bu d›flar›da beleyen ö¤rencilerin üzerine d›flar›daki jandarma baflar›n›n kendilerine ait oldu¤unu bununla övünülmesi, buna birlikleri gaz bombalar› ile sald›rd›lar. Gaz bombalar›n› sevinilmesi gerekti¤ini duyurdular. ö¤rencileri hedef alarak atan jandarma bir arkadafl›m›z› Sald›r›lar›n hesab› sorulacak baca¤›ndan, birçok arkadafl›m›z› da vücudunun farkl› Eylem boyunca Cuma günü yaflanan olaylar› protesto yerlerinden yaralad›. Gaz bombas› baca¤›na isabet eden edecek, rektörlükten ve jandarmadan hesap soracak, genifl arkadafl›m›z›n baca¤› a¤›r bir flekilde yaraland›. Doktorlar›n çal›flmas› yap›lacak bir Çarflamba eyleminin duyurusu yap›ld›. yapt›¤› aç›klamaya göre kemi¤in k›r›lmas› ile birlikte kaslar Beytepe’de 10 May›s Çarflamba günü düzenlecek bu eylemde parçalanm›fl ve yan›k oluflmufl. Bu sald›r› karfl›s›nda kap›da de verilecek tok yan›tta flu gösterilecek: Bask›lar bizi bekleyen ö¤renciler sloganlarla ve toplu bir duruflla karfl›l›k y›ld›ramad›, y›ld›ramayacak! verdiler. Bu karfl›l›k yine gaz bombalar› ve plastik mermilerle Ayr›ca hafta içinde flehir merkezinde de di¤er üniversite karfl›land›. Jandarman›n ö¤rencilerin üstüne joplarla da ö¤rencilerini de ça¤›ran farkl› eylemlerin yap›lmas› kurgulan›yor. sald›rmas› sonucu bir ö¤rencinin kolu k›r›ld›, bir ö¤renci a¤›r Ekim Gençliği/Beytepe flekilde darp edildi. Ölesiye dövülen ö¤rencilerin durumu a¤›r olmakla birlikte kendileri halihaz›rda hastanede müflahade alt›nda tutulmaktalar. Bu sald›r› s›ras›nda rektörlü¤e ç›kan ö¤renciler, Üniversitemizde 4 Nisan günü bir resim sergisi aç›ld›. Resim sergisi devrimcileri eli kanl› sald›r›lar›n durmas› taleplerine katiller, özgürlü¤ü için direnen Kürt halk›n› da “terörist” olarak gösteriyordu. Sergiyi görür bir karfl›l›k bulamad›lar. görmez di¤er siyasetlere haber verdik. Serginin kald›r›lmas› gerekti¤ini söyledik. Bunun üzerine Rektörlükten al›nan yan›t toplanarak resim sergisinin oldu¤u kütüphaneye gittik. Eski bir asker olan “ressam”a, serginin gözalt›na al›nanlar›n serbest de¤erlerimize yap›lan bir hakaret oldu¤unu, buna üniversitenin devrimci, demokrat, yurtsever b›rak›lmayaca¤›, ö¤renciler ö¤rencileri olarak izin vermeyece¤imizi söyleyerek resim sergisinin yar›m saat içinde da¤›lmazlarsa sald›r›n›n kald›r›lmas›n› söyledik. Aksi taktirde sergiyi da¤›taca¤›m›z› ve resimleri yakaca¤›m›z› sürece¤i oldu. Jandarma vurgulad›k. Serginin bizzat faflistlerin elinde bulunan ÖTK arac›l›¤› ile kuruldu¤u aç›kt›. Daha karfl›s›nda direnen ö¤renciler sonra kütüphane önünde beklemeye bafllad›k. ÖGB’ler hemen kütüphaneye gelerek güvenlik jandarman›n geri önlemi ald›lar. Bir müddet sonra tekrar toplu biçimde kütüphaneye gittik ve serginin bir daha çekilmesinden sonra hem aç›lmamak üzere kapand›¤›n› gördük. Bunun üzerine kütüphaneden alk›fllarla ç›karak sald›r›lar› protesto etmek hem “Çukurova faflizme mezar olacak!” slogan›m›z› hayk›rd›k. de gözalt›ndaki arkadafllar›n Üniversitenin her taraf›na as›lan “‹nsanl›¤a Ça¤r›” afiflleriyle yap›lmak istenen gerici serbest b›rak›lmas› için propaganday›, 5-8 Nisan aras›nda yap›lacak olan sergiden bir gün önce engelleyerek kampüs içindeki anayolu, de¤erlerimize yöneltilen hakaretin cevab›n› verdik. Bizler Çukurova Üniversitesi’nde her zaman barikatlarla trafi¤e kapatt›lar. Ö¤rencilerin bu direnifli sonras› devrimci de¤erlerimize sahip ç›kt›k, ç›kmaya da devam edece¤iz. Çukurova faflizme geçit vermeyecek! yaral› olmayan gözalt›lar serbest b›rak›ld›. Yaral› olanlar Ekim Gençliği/Çukurova Üniversitesi da hastaneye sevk edildi.

ÇÜ.’de devrimci de¤erlerimize sahip ç›kmaya devam edece¤iz!

47


20. ‹TÜ fienli¤i çizgi halini alm›fl zorbaca tehditlerin gölgesinde geçti!..

48

21. ‹TÜ flenliklerinde kazanan devrimci dayan›flma olacakt›r! ‹TÜ flenliklerinin geçmifli ’80 öncesine dek uzan›yor. ‹TÜ Spor Kulübü'ne ba¤l› faaliyet gösteren Halk Bilimleri Toplulu¤u’nun düzenledi¤i Üniversiteler Aras› Folklor fienli¤i'nin ilki 1980'de yap›ld›. Daha bafltan geleneksellefltirilmesi düflünülen flenli¤in ikincisi 12 Eylül'ün gelmesiyle yap›lamad›. ‹TÜ ö¤rencileri 12 Eylül'den sonra “‹TÜ Günleri”ni ve ‹TÜ simgesi haline gelmifl Taflk›flla binas›n›n otel yap›lmas›n› protesto ettiler. 12 Haziran 1987'de ‹TÜ ö¤rencileri yönetimin düzenledi¤i program› protesto ederek alternatif flenlik düzenledi. Rektörlük program›n›n sürdü¤ü alan›n karfl›s›na gelen 1500 ö¤rencinin kat›ld›¤› flenlik coflkulu bir flekilde kutland›. Ard›ndan gelenekselleflen flenliklerin 9.’su 2 Haziran 1995'te polisin tüm sald›r› ve engelleme çabalar›na ra¤men coflku ve kararl›l›kla yap›ld›. 10. Geleneksel ‹TÜ fienli¤i 22 Nisan 1996'da çad›r kurma eylemiyle bafllad›. Kampa 1978'de ‹TÜ’de faflistler taraf›ndan pusu kurularak katledilen, demokrat bir ö¤retim görevlisi olan ‹TÜ Elektronik Fakültesi dekan› Bedri Karafakio¤lu'nun ismi verildi. 16-17 May›s günlerinde yo¤un polis ablukas›na ra¤men flenlik yap›ld›. 11. sinde çad›r kurulmadan kutlanan flenlikler ertesi y›l tekrar kurulan çad›rlarla 15 gün boyunca sürdürüldü. Bu biçimiyle bugüne dek süren flenlikler, özellikle 2000’den itibaren gittikçe kan kaybetmeye bafllad›. Siyasetlerin çevrelerine s›k›flan “kitle çal›flmas›” üzerinden yap›lan en fazla bir haftal›k duyurularla geçifltirilen ön çal›flma süreçleri ‹TÜ flenli¤inin tükenmesine yol açt›. Bu süreç içinde flenli¤in süresi k›sald›, zira aç›l›fl ve kapan›flta yap›lan konserler d›fl›nda kalan zaman flenlikler için ölü zamanlar haline dönüflmüfltü, hiçbir ortak ifl gerçeklefltirilemez oldu. ‹TÜ flenlikleri bir iradenin simgesidir. Bu flenliklerde sermayenin üniversitelerde oluflturdu¤u yozlaflmaya karfl› alternatif yarat›l›r. ‹stanbul’daki ö¤rencilerin “her fleye ra¤men” diyebildikleri bir aland›r ‹TÜ flenlik alan›. Biz üniversite ö¤rencileri aç›s›ndan alternatif odaklar yaratabilmeliyiz. Bu flenlik sponsorlar eliyle verilen yozlaflma zehrine karfl› bir alternatif olabilmeli, bu tarz etkinliklerde oluflturulmayan paylafl›m ve dayan›flma yarat›lmal›d›r. Özelde flenli¤in ev sahibinde ve genelde ‹stanbul’un tüm üniversitelerinde belirgin bir flekilde zay›flayan siyasi çal›flma bu alan›n bir çekim merkezi haline dönüflmesini engelleyebilir ama en az›ndan flenlik alan›nda bulunan siyasetler özelinde flenli¤in mant›¤›na uygun bir dayan›flma ve paylafl›m sergilenebilir, sergilenmelidir. Son birkaç y›ld›r ciddi bir s›k›flma yaflayan flenliklerin esas sorunu, çal›flmas›n›n çok k›sa bir zamana s›k›flt›r›lmas› ve kitlelerden kopuk örgütlenmesi olarak görünüyor. 16. ‹TÜ flenli¤i üzerinden Ekim Gençli¤i’nde yapt›¤›m›z de¤erlendirme bu tarz sorunlar›n asl›nda hep var oldu¤unu ve çözülmesi yolunda gerekli ad›mlar at›lmad›¤› ölçüde bugün oldu¤u gibi kronikleflece¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r: “… sorunun giderilmesi için kitleye aç›k flenlik toplant›lar›n›n al›nmas›, flenlik toplant›s› duyurular›n›n çok yo¤un bir flekilde

yap›lmas›, fakültelerde masalar aç›lmas› gerekiyordu. Ama bunlardan hiçbirisi tam anlam›yla yerine getirilemedi. Gerçek anlam›yla bir kitle toplant›s› yaln›zca bir kez al›nabildi, onun da duyurular› çok c›l›z bir flekilde yap›lm›flt›. Do¤al olarak bu zaaf kat›l›m› da belirledi. Bu da flenli¤in hem tüm ifllerinin sol çevrelere kalmas›na, hem de kitleden kopuk bir çal›flma olarak yürümesine sebep oldu. “… bu ortaklaflma sürecinde de çeflitli sorunlarla karfl›lafl›ld›. Gerek ortak yap›lan etkinliklerde, gerekse de kolektif ruhu yaflatmay› amaçlad›¤›m›z bir dizi ifl bölümünde gerekli özveri ortaya konulamad›.” Yani biz bu sene özellikle say› olarak büyük bir hayal k›r›kl›¤› yaratan flenli¤in tablosunu bugünden bak›p keflfetmedik. Bugün gelinen yer bizi sadece do¤rulamaktad›r. fienli¤in tüm örgütlenme sürecinin kat›l›ma aç›k bir tarzda olmas› gerekirken son senelerde görülen b›rak›n ba¤›ms›z unsurlar› ‹TÜ’deki siyasetler d›fl›ndaki siyasetlere kap›lar›n kapat›lmas› tarz› davran›fllar, daha bafltan bafllayan bir daralmay› ifade etmektedir. Ancak bu sene flenli¤in ayr›flmas›na dek varan süreç YÖGEH’in sald›rgan tavr› üzerinden flekillenmifl ve bu tüm tart›flmalar›n önüne geçmifltir. Uzunca bir süredir devam eden YÖGEH tehditleri son birkaç ayda fiili sald›r›ya dönüflmüfl ve bu sorumsuzca tutumun ilk hedefleri Gençlik Derne¤i ve biz olmufltuk. Tam flenlik toplant›lar› s›ras›nda YÖGEH’in bize dönük sald›r›s›, flenlik tart›flmalar›nda bir saflaflma ve taraflaflmaya yol açt›. YÖGEH’in “Ekim Gençli¤i ve Gençlik Derne¤i ile ifl yapmama” politikas›na ek olarak bize dönük aç›k tehditleri eklenince flenlik ikiye bölündü. “Ekim Gençli¤i’ne ne flenlik alan›nda, ne de okulun herhangi bir yerinde masa açt›rmay›z” tehdidi üzerine flenlik bileflenleri iki farkl› tav›r sergiledi. fienli¤in toplant›lar› sürüyorken bizim üzerimizden ifade edilen tehditkâr aç›klamalar sonras› Gençlik Federasyonu d›fl›ndaki siyasetler sorunu kendi içerisinde çözmeye çal›flan yanl›fl bir tutum içerisine girmifllerdir. “Ekim Gençli¤i masa veya çad›r kurarsa sald›r›r›z” diyen YÖGEH’e “o zaman ortak çad›r kurar›z ve masa açmay›z” diyebilmifllerdir. Bu tutumun sald›rganl›¤›n önünü açan bir tutum oldu¤u, fliddet ve zorbal›kla sonuç al›nabilece¤i ç›karsamas› oluflturaca¤› kaba gerçekli¤i, toplant›larda bu e¤ilimi ifade eden siyasetler taraf›ndan yaz›k ki görmezden gelinmifltir. Bu tutum pratik de¤il tümüyle ilkesel nitelikte olan temel önemde bir sorunda belirgin bir politik zaafiyetin ifadesidir. Bu siyasal anlay›fllar bu e¤ilimin arka plan›ndaki sald›rgan siyasal mant›¤› göremiyorlar m›d›r? Ekim Gençli¤i masalar›na dönük olarak gerçeklefltirilen sald›r›lardan haberdar de¤iller midir? Bu sald›r›lar›n bundan sonra da devam etmesinin ve yayg›nlaflmas›n›n sorumlulu¤unu alabilecekler midir? Ald›klar› bu tutumun zorbal›¤›n elini güçlendiren bir tutum oldu¤unu anlamak bu kadar zor mudur kendileri için? Elbette müzmin kuyrukçulara buradan bir fley demek


ihtiyac› duymamaktay›z. Zira onlar daha öncesinden taraflar›n› belirtmifl ve “sadakatlerini” aç›k bir biçimde ifade etmifllerdir. Biz s›ralad›¤›m›z sorular› genel planda samimiyetlerine inand›¤›m›z gençlik gruplar› pay›na ifade ediyoruz. Ekim Gençli¤i’ne yönelen zorbal›¤›n sonras›nda yaflananlar› tüm devrimci kamuoyu biliyor. Halk Bilimi Kulübü’ne kar maskeleri ile yap›lan sald›r›, arkas›nda sokak ortas›nda HÖC’lülere dönük at›lan pusular ve ortada dolaflan tehditler… ‹flte Türkiye devrimci hareketinin 20 y›l öncesinde mücadele ederek kazand›¤› ve korudu¤u flenlikler böylesine sald›rgan ve zorbaca bir anlay›fla feda edilebilmifltir. HÖC ve Gençlik Derne¤i’ne dönük sald›r›lar sonras›nda YÖGEH’in içinde bulundu¤u flenlikten çekilen Ö¤renci Muhalefeti ve Devrimci Gençlik flenlik örgütlenme sürecinin bafl›nda neden bu tutumu almad›klar›n› ve sald›rganl›¤›n pervas›zlaflarak sürmesinin gerisindeki sorumluluklar›n› flimdi daha etrafl›ca ve derinden düflünmek durumundad›rlar. Öte yandan ise Türkiye sol hareketinin çeflitli özneleri ortada böylesine bir süreç yaflan›yorken ortaya ortak ve birleflik bir tutum koymadan sorumluluktan kurtulacaklar›n› m› san›yorlar? Ya da kaba güce dayal› zorbal›k karfl›s›nda sessizli¤in günü geldi¤inde kendilerini de vuraca¤›n›n ve hatta vurmaya bafllad›¤›n›n fark›nda de¤iller midir hala? Bir dizi siyasal örgütlenme ya sürece iliflkin tek bir tutum belirtmemifl, ya da “etkinlik çal›flmam›z var” vb. inand›r›c›l›ktan yoksun s›radan gerekçelerle böylesine önemli bir sürecin d›fl›nda kalmay› tercih edebilmifltir. Bugün ‹TÜ flenlikleri nezlinde ortaya ç›kan sonucun da, sonras›nda pervas›zlaflarak devam eden sald›rganl›¤›n da as›l olarak bu e¤ilimden beslendi¤ini, bundan güç ve cesaret ald›¤›n› geçerken belirtelim. Zira böylesine kritik bir dönemde ve sorun karfl›s›nda tutum almamak kaba bir tutars›zl›¤›n, ilkesel önemde bir sorundan zay›fl›k örne¤i bir kaç›fl›n, dolay›s›yla da iflin gerçe¤ini söylemek gerekirse politik bir iflas›n aç›k bir göstergesi olacakt›r. Ekim Gençli¤i’nin geçen say›s›nda tüm aç›kl›¤› ile ifade etti¤imiz gibi; “Solda bu denli kaba, haks›z ve pervas›z bir sald›rganl›k karfl›s›nda pasif, ilgisiz ve tutumsuz kalmak hak ve olana¤› yoktur. Aç›k ve tok bir tutum almaks›z›n durumu ya da daha da kötüsü her iki taraf› idare etmek hak ve olana¤› hiç yoktur. Bu en kaba türden bir oportünizm olur...” Ekim Gençli¤i 3 May›s günü bafllayan ‹TÜ flenliklerinin ilk günü tüm tehdit aç›klamalar›na karfl›n masas›n› açm›fl ve dergi gazete sat›fl ve tan›t›m faaliyetini gerçeklefltirmifltir. ‹TÜ flenliklerinin ikinci günü YÖGEH taraf›ndan gerçeklefltirilen flenlikte Gençlik Federasyonu’na dönük olas› bir sald›r› ihtimalini göz önünde bulundurarak gençlik güçlerimizle çad›rlar›n bulundu¤u alandaki yerimizi ald›k. Anlafl›lan DPG ve biz hariç bir dizi siyaset, ortaya ç›kabilecek sonuçlar›n devrimcilere yükledi¤i sorumluluklardan pek haberdar de¤illerdi, ya da habersiz görünmek ifllerine geliyordu. Zira elle tutulur bir kat›l›m ile alana gelen baflka bir siyasal çevre olmam›flt›. Kaba zay›fl›k örne¤i bu oportünizmin sonu yoktur. Bu tür tutumlarla ciddi ve samimi bir ilerici-devrimci kimli¤i ba¤daflt›rman›n olana¤› da yoktur. Buradan herkesi sorunun ve bunun kendilerine yükledi¤i sorumluluklar›n anlam›, önemi ve zorunlu gerekleri konusunda yeniden düflünmeye, yeni bir de¤erlendirme yapmaya ve oportünizm örne¤i tutars›zl›klar› bir an önce bir yana b›rakmaya ça¤›r›yoruz. ‹TÜ flenlikleri bu sene 20. yafl›n› dolduruyor. Ortada 20 y›ll›k bir miras ve anlaml› bir kazan›m var. Ve 20. ‹TÜ fienli¤i, flenli¤in tarihinden bihaber tehditlerin ve y›llard›r devam eden hatalar›n sonucu olarak zay›f ve etkisiz kalm›fl, kendi tarihi oluflum süreci ile aras›ndaki mesafeyi gözler önüne sermifltir. Bu süreç böyle devam edemez. 21. ‹TÜ fienli¤i’nin devrimci dayan›flma ve paylafl›m›n ortaya konulaca¤›n›, zorbaca tutumlar›n aç›k ve kararl› bir biçimde teflhir ve tecrit edilece¤i bir flenlik olarak geçmesi için üzerimize düflen tüm sorumlulu¤u yerine getirece¤imizi bugünden devrimci kamuoyuna ilan ediyoruz.

İstanbul Ekim Gençliği

Ben “yaşam”ı, Ekim Gençliği ile yaşamayı seçtim! Kitaplar bir uyar›c› gibidir. Önce belli bir bilgi birikimini kazanmam›zda k›lavuzluk eder, ard›ndan tetiklenir duygu ve düflünceler, daha iyiye, daha gerçe¤e do¤ru yol almam›z için çaba sarfeder adeta. Demir parmakl›klar›n arkas›ndan, dört duvar aras›ndan kurtar›r bizi. Onlar›n içine gömülürken, hayata daha da yaklafl›yoruzdur asl›nda. Bizi kendi içinde hapsetmek yerine, ayd›nl›¤a, do¤ruya, yaflama götürür. Duvarlar y›k›l›r, s›n›rlar kalkar, yeni köprüler infla edilir. ‹nsana ulaflmak daha kolayd›r art›k. Paylafl›m artar ve paylaflt›kça daha da süslenir düflünceler. Art›k haz›r›zd›r yüzleflmeye. Korkulardan, endiflelerden, gerçeklerin üzerindeki örtülerden s›yr›lm›fl›zd›r. Yeteneklerimizin ve gücümüzün fark›na var›p, insan olman›n getirdi¤i sorumluluklar ad›na bir fleyler yapmam›z›n tam zaman›d›r. De¤iflimin bafllang›ç noktas›d›r bu zaman, flu an benim de içinde yaflad›¤›m zamand›r. Ekim Gençli¤i ile tan›flmak kurtard› beni karars›zl›¤›n ve önyarg›lar›n pençesinden. Öncesi, bast›r›lm›fl duygu ve düflüncelerin bir türlü dile getirilememesinden ibaretti belki, belki de yaflam ile ölüm aras›nda gidip gelmekten… Ben “yaflam”›, Ekim Gençli¤i ile yaflamay› seçtim. “‹nsan› emek yaratt›” ifadesini zihnimin en derin köflesine yerlefltirip, “insan” için emek harcamay› seçtim. Ortaklafla çal›flman›n ne demek oldu¤unu, varolufl sebebinin önemini ö¤rendim onlarla. Tüm tecrübelerin, tüm do¤rular›n ak›t›ld›¤› bu ›rmakta, yitirdi¤imizi sand›¤›m›z hayat› buldum. Eskilerin s›rtlar›n› dönmelerine, as›lan suratlara ald›rmadan daha emin ad›mlarla yürüyorum burada. Ekim Gençli¤i ile insan›n parçalanm›fl görüntüsünü silmeye, umuda do¤ru!

İstanbul Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi'nden bir öğrenci

49


50

Gençli¤in ve iflçi s›n›f›n›n kararl› direnifli Frans›z burjuvazisine geri ad›m att›rd›! Gençli¤in ve iflçi s›n›f›n›n 7 hafta süren birleflik ve kararl› direnifli, Fransa’da sermaye iktidar›na geri ad›m att›rd›. Yasay› geri çekmenin mümkün olmad›¤› yönündeki çok say›da aç›klamaya ra¤men, Fransa Cumhurbaflkan› Jacques Chirac, ‹stihdam Yasas›’n›n gençlerin gerekçesiz flekilde iflten at›lmas›na yolaçacak ‹lk ‹fleal›m Sözleflmesi (CPE) ile ilgili k›sm›n›n geri çekilece¤ini, yerine “Zor durumdaki gençlere yönelik bir düzenleme” getirilece¤ini aç›klad›. Yasaya karfl› al›nan süresiz eylem karar›ndan ve sendikalar›n iktidara 15 Nisan’a kadar süre tan›malar›ndan sonra, Chirac ve Villepin, CPE projesini yeniden haz›rlamakla görevli parlamenterlerle biraraya geldi. Toplant› sonunda, ikibuçuk ayd›r milyonlarca genç ve iflçi taraf›ndan protesto edilen CPE kontrat›n›n kald›r›ld›¤› duyuruldu. Ard›ndan sendika liderleriyle toplant› yap›ld›. Kibirli tutumuyla son ana kadar yasan›n arkas›nda duran Baflbakan Dominique de Villepin, gençlik, iflçi s›n›f› ve emekçilerin direnifli karfl›s›nda yenilgiyi kabul etmek zorunda kald›. Sermayenin kahraman› olarak sahaya inen, ancak utanç verici bir yenilgiyle ayr›lan Villepin, “Cumhurbaflkan›m›z, CPE Sözleflmesi’nin uygulanabilmesi için ne gençler, ne de iflverenlerde gerekli güven ve so¤ukkanl›l›¤a dair flartlar›n bulunmad›¤›n› düflünerek harekete geçmifltir… Birçok gencin içinde bulundu¤u ümitsizlik ve vahim flartlar bunu gerektirdi¤i için erken davranmak istedim” diyerek, anlafl›lmad›¤›n› iddia etti. Oysa gençli¤in ve iflçi s›n›f›n›n tepkileri, yasan›n çok iyi anlafl›ld›¤›n›n dolays›z kan›t›d›r. Bu süreçten itibar› ciddi bir darbe alarak ç›kan Villepin’in, gelecek y›lki cumhurbaflkanl›¤› seçimlerini kazanma flans›n› da kaybetti¤i ifade ediliyor. Milyonlarca iflçi, emekçi ve gencin kat›ld›¤› genel grev, boykot ve gösterilerle protesto edilen yasan›n 8. maddesinin iptal edilmesi, sendika örgütlerince “güç birli¤inin bir zaferi” olarak de¤erlendirildi. Genel ‹fl Sendikas› (CGT) Genel Sekreterleri Maryse Dumas, CPE'nin geri çekilmesini, “Ücretlilerin, ö¤rencilerin ve sendikal birli¤in uyumlu çal›flmalar›n›n bir zaferi” olarak nitelendirdi. Fransa Ö¤renci Ulusal Birli¤i (UNEF) Baflkan› Bruno Julliard ise, yeni yasan›n Meclis’te oylanmas›na kadar bask› yapmaya devam edilmesini istedi. Julliard’a göre, yasan›n iptali “bir ilk zaferi” oluflturuyor. Dolay›s›yla zaferin devam› için ayn› kararl›l›¤›n sürmesi gerekiyor.

On haftad›r yap›lan seferberli¤in sonucunu ald›klar›n› ifade eden Fransa’da Ö¤renci Dernekleri Birli¤i, Cumhurbaflkan› Chirac’›n yeni istihdam yasas› yerine gençler yarar›na yeni bir düzenleme getirilmesi karar› almas›ndan sonra, üniversite ve liselerdeki boykota son verilmesi ça¤r›s›nda bulundu. Birlik baflkan›, yeni yap›lacak yasada mutlaka görüfllerinin al›nmas› gerekti¤inin de alt›n› çizdi. Art›k sendikalar›n ve ö¤renci örgütlerinin gözü hükümetin haz›rlayaca¤› yeni önerilerde. Nitekim CPE karfl›tlar›n› oluflturan 12 sendika ve kurulufl, hükümetin geri ad›m›ndan sonra da toplanarak, süreci ortak izleme e¤iliminde olduklar›n› gösterdiler. Birli¤in önemine vurgu yapan gençlik temsilcileri, ö¤rencilerin 1 May›s gösterilerine iflçilerle birlikte kat›lmas› ça¤r›s› yapt›lar. Frans›z sermaye s›n›f› ad›na kararl› bir flekilde sald›r›ya geçen Villepin hükümetinin geri ad›m atmak zorunda kalmas›, iflçi s›n›f› ile gençli¤in birleflik ve meflru-militan tarzda yürüttü¤ü mücadele sayesinde mümkün olmufltur. Elbette bu kazan›m çat›flman›n son buldu¤u anlam›na gelmiyor. Yeni çat›flmalardan da kazan›mla ç›kabilmek için, daha uzun soluklu mücadelelere haz›r olmak gerekecektir. Birleflik mücadeleyle kazan›lan bir mevzi savafl›d›r, uzlaflmaz s›n›f çat›flmalar› ise devam edecektir.


Denizler mücadelemizde yaşıyor! Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar Çıplağında o atın yine onlar koşacaklar O çocuklar O yapraklar O şarabi eşkıyalar Onlar da olmasa benim gayri kimim var. Can YÜCEL Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin ‹nan 6 May›s 1972’de idam sehpas›na ç›kar›ld›lar. Birileri Onlar’› öldürerek yok edebilece¤ini sand›. Ancak Onlar sadece namludan ç›kan mermilerdi. Düflmanda öyle bir yara açt›lar ki, bir daha hiç kapanmad›. Denizlerin ad› çocuklara verildi, adlar›na fliirler, kitaplar yaz›ld›, resimleri yeni duvarlara as›ld›. Onlar› asanlar kaybolup giderken Onlar yeniden ve yeniden do¤dular. Yaflad›klar› hayat çok k›sayd›, ama etkisi çok büyük oldu ve Türkiye’nin neredeyse son k›rk y›l›na damgas›n› vurdu. ‘60’larda ivme kazanan gençlik hareketi, tüm dünyay› saran dalgan›n ve ’60 anayasas›n›n verdi¤i k›smi özgürlü¤ün etkisiyle burjuva düzeni sarsmaya bafllam›flt›. ’60 darbesinin ordu eliyle gerçekleflmifl olmas› gençlik içerisinde ideolojik karmaflaya yol açsa da, gençli¤in ayak sesleri egemenlerin uykusunu kaç›rmaya yetiyordu. Dünyada, Vietnam ve Küba devrimleri ile Filistin direnifli tüm gençli¤i sokaklara dökmüfltü. Türkiye’de durum daha da farkl›yd›. Anadolu ilk kez özgürlük türkülerini dinliyor, iflçi s›n›f› haklar›n› kazanmay› ö¤reniyordu. Paflabahçe grevinden 15-16 Haziran’a gelinceye dek iflçi s›n›f› mücadeleyle pek çok hak elde etmiflti. Gençlik içinde ise mücadele gittikçe militanlafl›yor ve kitlesel bir hal al›yordu. Marksist eserler h›zla Türkçe’ye çevrilirken politika amfilerde tart›fl›l›yordu. Gençli¤in bu aray›fl› 17 Aral›k 1965’te Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun kurulmas›n› sa¤lad›. Ayn› zamanda T‹P (Türkiye ‹flçi Partisi) içinde de ö¤renci gençlik önemli bir yer tutuyor, T‹P içinde yaflanan tüm tart›flmalara do¤rudan müdahil oluyordu. T‹P, tüm ayd›nlar› ve ileri unsurlar› toplayan bir çat› görüntüsü tafl›sa da, uluslar aras› revizyonist çizginin yasal karikatürü olmaktan öte bir anlam tafl›m›yordu. Zaten çok k›sa sürede gençlik bunu fark etti ve bu s›n›rlar› parçalamaya bafllad›. FKF içinde SD-MDD (sosyalist devrim-milli demokratik devrim) üzerinden bafllayan tart›flmalar yeni bir kurultay toplanmas›n› koflullad›. O dönemde SD’yi savunanlar T‹P çizgisine, MDD tezini savunanlar ise daha yeni yeni devrimci bir rotaya girmeye bafllayan harekete yak›nd›lar. Kurultay sonucunda MDD’cilerin istedi¤i oldu ve FKF ad›n› Dev-Genç (Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu) olarak de¤ifltirdi. Dev-Genç’in kurulmas› Türkiye devrim tarihinde yeni bir döneme girildi¤ini iflaret ediyordu. DTCF ve ‹Ü iflgalleri, 6. Filo eylemleri, Commer’in arabas›n›n yak›lmas› gibi tarihe geçen eylemlerin birço¤u bu dönemde gerçekleflirken, gençlik art›k amfilere s›¤mamaya bafllam›flt›. Dev-Genç’in kurulmas› ile bafllayan saflaflma süreci, düzen

kurumlar›n›n cepheden karfl›ya al›nmas›nda ifadesini buluyordu. Masum say›labilecek ö¤renci eylemlerinin, 6. Filo’yu denize dökülmesi, Vietnam kasab› Commer’in arabas›n›n ODTÜ’nün ortas›nda yak›lmas› gibi militan eylemlere dönüflmesi burjuvazi aç›s›ndan baz› önlemlerin al›nmas›n› flart hale getirdi. Vedat Demircio¤lu ve Taylan Özgür’ün katledilmesi ve Kanl› Pazar’da devrimcilerin üzerine sal›nan gerici-faflist güruh eliyle gerçeklefltirilen katliam burjuvazinin sald›rganlaflmaya bafllad›¤›n›, ancak bu sald›rganl›¤› henüz tafleronlara ihale etmekle yetindi¤ini gösteriyordu. Ancak mücadelenin yeni kazand›¤› kimli¤e ve bafllayan silahl› eylemlerin düzeni cepheden karfl›s›na almas›na bir de 15-16 Haziran’da iflçi s›n›f›n›n barikatlar› y›kan öfkesi eklenince, düzen kendi güvenli¤ini “flövalyelerine” emanet etmek zorunda kald›. 12 Mart 1972’de ordu muht›ra verdi. S›k›yönetim ilan edildi. Devrimci harekete yönelik bir sürek av› bafllad›. Birçok devrimci önder ac›mas›zca katledilirken, birço¤u da tutsak edildi. Ancak tüm gücüyle sald›ran düflman›n karfl›s›nda dimdik duran devrimciler katillere zaferi yaflatmad›lar. Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin ‹nan THKO’nun (Türkiye Halk Kurtulufl Ordusu) kurucular› aras›ndayd›lar ve ald›klar› karar do¤rultusunda gerilla mücadelesi bafllatmak üzere yola ç›km›flken yakaland›lar. Göstermelik bir yarg›lama sürecinin ard›ndan idam karar› al›nd›. Denizler t›pk› di¤er yoldafllar› ve siper yoldafllar› gibi bir an bile e¤ilmediler. Deniz düflmana karfl› tavr›n› flöyle anlat›yordu: “Yakaland›n. Adamlar sana vurur, olmad›k hakaretlerde bulunurlar. Buna karfl› devrimci taktik flu: ‘Sen de söveceksin. Elin bofltaysa vuracaks›n. Ellerin ba¤l›ysa tüküreceksin yüzlerine. Hiç afla¤›dan al›p sinmek yok. Falakaya falan yat›racaklar. Direneceksin. Güçlükle yat›racaklar. Boyun e¤mek yok. Ve onlardan hiç bir istekte bulunmayacaks›n. Hiç bir fley istemeyeceksin onlardan. Böyle yapt›n m› herifler iflkenceden sonra sana büyük sayg› duyuyorlar. Eziliyorlar karfl›nda. ‹flkence edenler onlar, ama sonuçta ezen sen oluyorsun. ‹flkenceye senin bunca dayanman ve oradaki bütün devrimci tavr›n, heriflerde böyle bir etki b›rak›yor.” (Gülünün Soldu¤u Akflam) Zafer kazan›lm›flt›. Denizlerin idam sehpas›nda, Sinanlar›n Nurhak’ta, Mahirler’in K›z›ldere’de, Ulafllar’›n Arnavutköy’de, ‹brahim’in iflkencede ortaya koydu¤u direnifl ve bafl e¤meme tutumu geçmiflten bugüne tafl›nan en önemli mirast›r. Bu direnme gelene¤i Türkiye devrimci hareketinin her hücresine ifllemifl, onu en zor günlerde, en derin yaralar ald›¤›nda bile ayakta tutmay› baflarm›flt›r. Faflizmin mahkemelerinde “Ben 24 yafl›ndayken kendimi Türkiye’nin ba¤›ms›zl›¤›na arma¤an etmekten onur duyuyorum!” diyen Deniz’in peflinden milyonlar saflara kofltu. ‹flte sadece bu O’nu bizim Deniz yapmaya yetti. Emekten, özgürlükten, hayattan yana olan herkesin Deniz’i yapan buydu. Mecliste Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararlar› oylan›yordu. AP grubunun en önünde oturan Demirel elini idama “evet” için kald›rd›. ‘60 darbesinde idam edilenlerin intikam›n› almak istercesine “üçe üç diye ba¤›r›yordu” bütün grup. O gün idama evet diyenler, idam karar›n› veren savc› ve hakimler bugün yok olup giderken, Denizler’in ad› büyüyerek yaflamaya devam ediyor.

51


52

“Denizler yaşıyor, komünistler savaşıyor!” Faflist sermaye devleti taraf›ndan 34 y›l önce idam edilerek katledilen Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan, Ankaral› komünistler taraf›ndan mezarlar› bafl›nda an›ld›. Anmaya Ankara’n›n çeflitli yerlerinden kald›r›lan otobüslerle gidildi. Yol boyunca söylenen devrimci marfllar›n ard›ndan yap›lan k›sa konuflmada “Dünyada ve Türkiye’de yarat›lan tüm devrimci de¤erlerin temsilcileri olarak Denizler’i mezarlar› bafl›nda anmaya geldik. Bu sorumlulu¤a uygun bir tutum ve disiplinle anma etkinli¤imizi gerçeklefltirece¤iz” denildi. Karfl›yaka Mezarl›¤›’na gelindi¤inde düzenli bir kortej halinde yürüyüfle geçildi. Önde “Dünya eme¤in olacak, sosyalizm kazanacak!/BDSP” pankart› aç›ld›. Liseliler ise “Bu kavgada biz de var›z!/Liselilerin Sesi” imzal› ve Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in resimlerinin oldu¤u pankart›n arkas›nda yürüdüler. Yürüyüfl boyunca “Denizler yafl›yor, komünistler savafl›yor!”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür!”, “Devrimciler ölmez devrim davas› yenilmezdir!”, “Yaflas›n devrim ve sosyalizm!”, “S›n›fa karfl› s›n›f, düzene karfl› devrim, kapitalizme karfl› sosyalizm!”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganlar› güçlü bir flekilde at›ld›. Denizler’in mezar› bafl›na gelindi¤inde anma tüm devrim flehitleri an›s›na gerçeklefltirilen sayg› durufluyla bafllad›. K›sa bir aç›l›fl konuflmas›yla devam etti. Ard›ndan s›ras›yla BDSP, genç komünistler ve Liselilerin Sesi ad›na birer kifli konuflma yapt›. Genç komünistler ad›na konuflan arkadafl›m›z “Az önce anlat›lanlarla birlikte ben, genç komünistleri tüm bu tarihi birikimin temsilcisi olan Parti’mizin bayra¤›na s›ms›k› sar›lmaya ça¤›r›yorum” dedi. Liseliler ad›na yap›lan konuflmada ise yine mücadele ça¤r›lar› yap›ld›. Liselilerin uzun zaman sonra ilk defa kendi pankartlar› ile eyleme kat›lmas› ayr›ca bir anlam tafl›yordu. Anma etkinli¤i söylenen Enternasyonal Marfl› ile sona erdi. Anma yine ayn› güzergah üzerinden yap›lan yürüyüflle bitirildi. Mezar anmas›n›n ard›ndan Mamak’ta da Denizler için bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Tuzluçay›r Mahallesi’nin merkezinde bafllayan yürüyüfl boyunca güçlü bir flekilde devrim ve sosyalizm sloganlar›n›n yan›s›ra devrim flehitlerini sahiplenen sloganlar at›ld›. Arada yap›lan konuflmalarla birlikte eylem yine Parti ve devrim sloganlar›yla sona erdi.

Ankara Ekim Gençliği

Denizler emperyalizmin denize döküldü¤ü Dolmabahçe’de an›ld›

“6. Filoyu denize dökenlerin yolunda yürüyoruz!” Dezin Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n idam ediliflinin 34. y›l›nda, Denizler’i anmak ve ABD emperyalizminin ‹ran’a karfl› sürdürdü¤ü sald›rgan tutumuna karfl› ç›kmak için Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, BDSP, Divri¤i Kültür Merkezi, Halkevleri, Halk›n Kurtulufl Partisi, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, ve TKP taraf›ndan ortak eylem düzenlendi. Eylem, 6 May›s günü, Taksim AKM önünde saat 13:00’te toplan›lmas› ile bafllad›. AKM önünden Dolmabahçe’ye do¤ru yürüyüfle geçen kitlenin en önünde “6. Filoyu denize dökenlerin yolunda yürüyoruz” pankart› ve Deniz Gezmifl’in foto¤raf› tafl›n›yordu. Onun arkas›nda da “‹ran halk› yaln›z de¤ildir. Katil ABD Ortado¤udan defol” fliarl› ve eylemi düzenleyen kurumlar›n imzalar›n›n yer ald›¤› ortak pankart tafl›nd›. S›k s›k “Yaflas›n iflçileren birli¤i halklar›n kardeflli¤i”, “‹ran halk› yaln›z de¤ildir”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Deniz Gezmifl,Yusuf Aslan, Hüseyin ‹nan ölümsüzdür”, “Emperyalistler, iflbirlikçiler,6.filoyu unutmay›n” sloganlar› at›ld›. Dolmabahçeye gelindi¤inde etkinli¤e devrim flehitleri ad›na 1 dakikal›k sayg› duruflu ile baflland›. Sayg› duruflunun ard›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda; “Denizler’i idam eden egemenler bilsinlerki bu tarihte bir kez daha yenileceklerdir. 6. filoyu denize dökenlerin yolunda gidiyoruz. Emperyalistlerin ve yerli iflbirlikçilerinin ‹ran’a ve Ortado¤u’ya yönelik tüm sald›r› programlar›n› bozaca¤›z. T›pk› Irak’a asker göndermeyi tüm sol güçler olarak engelledi¤imiz gibi. Devletin halklar›m›za yönelik bütün bask› politikalar›n›n karfl›s›nda olaca¤›z. T›pk› Denizler gibi. Bizler, emekçilerin iktidar› için, halklar›n kardeflli¤i için, gerçekten adalet için mücadelemize devam edece¤iz ve her türlü zulmün, bask›n›n karfl›s›nda onurlu devrimci miras›m›z› sürdürece¤iz ve Denizler’den ö¤rendi¤imiz gibi emperyalizme geçit vermeyece¤iz. Biz kazanaca¤›z.” denildi. Yaklafl›k 1200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Grup Yorum Korosu sahne ald›. Eylem, türküler ve halaylar ile son buldu. Komünistler eyleme “Emperyalizim yenilecek, direnen halklar kazanacak/BDSP” pankart› ve k›z›l bayraklarla kat›ld›.

İstanbul Ekim Gençliği


‹brahim Kaypakkaya’y› ölümünün 40. y›l›nda sayg›yla an›yoruz...

Devrimci gelene¤imizin kilometre tafllar›ndan... Bahar›n geliflini müjdeleyen ne Mart’t›r, ne Nisan… Çiçek açan a¤açlardan, sabah›n ilk saatlerinde ötüflen kufllardan, rüzgar›n art›k s›cak dokunmaya bafllay›fl›ndan ya da 1 May›s’›n k›z›l coflkusundand›r belki, ama hep bahar› May›s müjdeler… Gökyüzüne hakim olan o gri havay› da¤›t›r, yerine renkleri koyar, yefliliyle, mavisiyle ve çiçeklere has o alacal›¤› ile… Böyle bir May›s günü Kaypakkaya, Diyarbak›r zindanlar›nda aylar› bulan iflkencelerle katledildi. Bahar›, umudu, inanc› öldürmek istedi katiller onun bedeni flahs›nda… Ama onurlu bir direniflin ard›ndan gelen ölüm, umut k›rar m›yd›? Ama en a¤›r iflkenceye ra¤men direnen yüre¤in inanc› solar m›yd›? Sonuçta ne umut k›r›ld›, ne inanç da¤›ld›, ne de bahar› soldurabildiler. Çünkü inatç› bir yüre¤i ölümsüzlefltiren bir ölüm, bahara yap›lm›fl onurlu bir ça¤r›yd›! Yükselen devrimci muhalefeti bir türlü dizginleyemeyen sermaye iktidar›, çözümü orduya havale etti. Postallar›n bas›nc›yla hareket k›r›labilecek, Türkiye iflçileri, emekçileri, gençli¤i sermaye iktidar›n›n hesab›na göre mücadele alanlar›n› umutsuzca terk edecekti. Olmad›. A盤a ç›kan devrimci dinamik postallarla ve silah gölgeleri ile kontrol edilememiflti. Umut bir kez insan› kuflat›nca, bask›, tehdit ve zor hep kendini vurur, böyle de olmufltu. Postallar beklenen çözümü üretmeyince, hedefe kitle hareketi önderleri konuldu. Mademki toplum gözünde onlar birer kahramand›, mademki onlar devlet terörü karfl›s›nda s›n›f›n, halklar›n yenilmezli¤inin simgesiydi, o zaman onlar bir flekilde yenilmeliydiler ki, hareketi büyüten umut ve inanç k›r›labilsin. Sermaye iktidar›n›n hesaba katmad›¤› küçük ama önemli bir ayr›nt› vard›. Dönemin ö¤renci liderleri gerçekten birer simgeydi ve simgeler yakarak, katlederek, iflkencelerden geçirilerek yenilemezdi. Aksine dava u¤runa ölümü göze alanlar›n yaflam› davan›n ölümsüzlü¤ünün simgesiydi. ‹flte bir May›s günüydü… 73’ün bahar›nda bir devrimci önder daha, davas› u¤runa solu¤u kesilene dek düflman›n surat›na hayk›r›yordu inanc›n›. Diyarbak›r zindanlar›ndan

devrimci irade boflal›yor, Munzur da¤lar›nda esen rüzgardan tepelerden do¤an günefle kadar bütün bahar, mücadelenin önlenemez utkunu müjdeliyordu. ‹brahim son nefesini veriyor, bu devrim co¤rafyas›n›n topraklar› bir kez daha May›s ay›nda devrimci bir önderin kan›yla sulan›yordu. ‹brahim Kaypakkaya Türkiye devrimci hareketi içerisinde önemli bir kopuflu ifade eder. Dönemin hareketinde a¤›rl›kl› bir yer tutan Kemalist çizgiden ideolojik planda ayr›flman›n ilk ad›mlar›n› atm›fl olan Kaypakkaya, bu co¤rafyada devrim mücadelesi gelene¤i aç›s›ndan özel bir yere sahiptir. Yine de bugün gelinen yerde bu gerçe¤in üzerini karartmaks›z›n, Kaypakkaya’n›n özel olarak an›lmas› gereken yanlar›ndan birisi zindan direniflinde ald›¤› örnek tutumdur. Çünkü düflman›n yüzüne kan tüküren bu yi¤it devrimci, düzenden kopuflun, devrim davas› için kendini feda etmenin aç›k bir örne¤idir. Ondan öncekilerin b›rakt›¤› bayra¤› onurlu bir biçimde tafl›m›fl, kendinden sonraki kuflaklara devretmifltir. Yaflama duyulan sevginin, devrimci olmay› zorunlu k›ld›¤›n› anlat›r O’nun mücadelesi. Tam da yaflam› çok sevdi¤i için insan›n kimi zaman ölümü göze alabilece¤ini anlat›r. Anneye yaz›lan duygusal bir mektupta bile devrimci kimlikten s›yr›lmamay›, bir devrimci gibi duygusallaflmay› anlat›r. Yani çevresindeki üç befl kifli için de¤il, yani kendisi için de¤il, ama bütün insanl›k için, toplumda sömürülen s›n›flar için, ezilen halklar için üzüntü duymak, ama üzüntüsünü öfkeye dönüfltürmek, öfkeyi mücadelede silaha dönüfltürmek… Diyarbak›r zindanlar›nda s›r vermeden ser veren ‹brahim Kaypakkaya’y› ölümünün 40. y›l›nda sayg›yla an›yoruz. Dara¤açlar›na, zindanlara bahar› tafl›yanlar›n mücadelesidir devrim davas›. Bu co¤rafyada her bir yüre¤i bahar›n s›cakl›¤›yla ›s›tma mücadelesidir. Kaypakkaya ve di¤er May›s flehitleri bu mücadelede ölümsüzleflen yi¤it devrimciler olarak yolumuzu ayd›nlat›yor!

53


Evrimin kay›p halkalar›ndan biri 54

daha bulundu! “Aklın, Sokrates’ten bu yana, yobazlık ve hurafeye karşı açtığı savaş henüz kazanılmış değildir.” Isaac Asimov Akl›n topluma egemen oldu¤u ayd›nlanma döneminden beri bofl inançlar ve köhnemifl al›flkanl›klar bilimle çat›flma halindedir. Çat›flman›n kökeninde ba¤nazl›¤›n özgür araflt›rmaya olanak tan›mak istememesi bulunur. Bilim do¤ada olup bitenleri anlamaya, betimlemeye ve aç›klamaya yönelik bir çal›flmad›r; amac› evreni anlamakt›r, yöntemi nesnel gözleme ve deneye dayal› ussal ç›kar›md›r. Bilime karfl› özellikle din üzerinden gelifltirilen gerici savunma tüm dünyada kendini flu veya bu biçimde göstermektedir. Din ideolojik yan›yla totaliterdir; düflünce, araflt›rma ve tart›flma özgürlü¤üne dayanan, duraksama ve kuflku içeren bilime hoflgörüyle bakmaz. Bilimsel anlay›fl›n yayg›nl›k kazanmas›, teolojik otoritenin giderek yok olmas› demektir. Elbette böyle bir geliflmenin önü kesilmeye çal›fl›l›r. Y›llardan beri gündemden düflmeyen “insan maymundan m› geldi, yoksa tanr› taraf›ndan m› yarat›ld›?” tart›flmas› yak›n zamanda ABD Baflkan› Bush’un, “Evrim teorisinin bilimsel bir gerçek oldu¤unu kimse söyleyemez. Bu nedenle okullarda evrime karfl› ç›kan ve evrenin üstün bir varl›k taraf›ndan yarat›ld›¤›n› öne süren di¤er teorilerin de okutulmas› gerekir” sözleri ile 20 eyalette bu yönde bir önerge verilmesiyle birlikte manfletlere ç›km›flt›. “Bu teori modern biyolojinin ve varoluflun en temel dayana¤›d›r. Bilimsel olmayan görüfllere okullarda yer verilemez“ diyen evrimciler ile “Evrimi y›llard›r gerçek gibi okutanlar, karfl›lar›na bu teorinin imkans›zl›¤›n› kan›tlayan istatistiksel veriler ç›k›nca seslerini yükseltme yolunu seçiyor” diyen yarat›l›flç›lar aras›nda özellikle laik devlet yap›s› hakk›nda ciddi tart›flmalar olmufltu. Buna benzer birçok tart›flmay› Türkiye’den de vermek mümkün. Bir süre önce bas›nda “Mersin’de bir mahalle imam›n›n flikayeti üzerine derste ‘evrim kuram›’ anlatt›klar› gerekçesiyle sürgün edilen befl ö¤retmen”e iliflkin haberler yer al›yordu (Cumhuriyet, 29 Ocak 2006). Daha önce de Ankara’da ö¤rencilerine Darwin ve evrim konular›n› anlatt›¤› için soruflturma geçiren ö¤retmen haberlerini yine bas›nda okumufltuk. ‹lgililer taraf›ndan evrim dersi ile ö¤rencilerin beyinlerinde tahribat yap›ld›¤› iddia edilmiflti. Evrime duyulan düflmanl›k bu kadarla da s›n›rl› de¤il. “Ders kitab› yerine haz›rlad›¤› notlar› okutan din kültürü ve ahlak bilgisi ö¤retmeninin ö¤rencilere yöneltti¤i sorular laik e¤itimi yok say›yor“ (Cumhuriyet 5 fiubat 2006). Haberde ö¤retmenin “evrenin varoluflu”, “Kuran’da ilk insan›n/insanlar›n yarat›l›fl›” vb. sorular› sorarak, cevaplar› da kendisinin fleriata uygun tarzda verdi¤i anlafl›l›yor. Baflka bir gazete haberinde ise “‹stanbul’daki Bahçelievler ve Zeytinburnu ö¤retmenevlerinde birer mescit bulunmas›na karfl›n kütüphane olmamas›ndan”; ayr›ca “Zeytinburnu Ö¤retmenevi’nde her odan›n duvar›nda as›l› bulunan seccade ve tespihten” sözediliyor. Ayn› yaz›da, “ö¤retmenevlerinin; kültürel, sanatsal ve bilimsel etkinliklerle

ö¤retmenlerin dinlenebilece¤i kurumlar olmas› gerekirken, tarikatlar›n örgütlendi¤i, bilimsel ve edebi içerikli yay›nlar yerine ›rkç› ve dinci yay›nlar›n bulundu¤u kurumlar haline dönüfltü¤ü” kaydediliyor. Peki evrim teorisine duyulan bu düflmanl›¤›n sebebi nedir? Evrim kuram› san›ld›¤›n›n aksine Darwin ile bafllamaz. Pers ve M›s›r mitolojilerinde tanr›lar›n toprak gibi bir ilk maddeden insan biçiminde olufltu¤u fikrini bulmaktay›z. Hint düflüncesinde ise, mitolojinin felsefeyle kaynafl›k oldu¤u ilk dönemde, canl›lar›n beden ve ruh olarak kaynakland›¤› Varl›k (Brahma) yaratan de¤il, transformasyona olanak veren bir güçtü. Evrimden bilimsel anlamda ilk sözedenler ‹Ö 6. yüzy›lda yaflayan ‹yonya’l› filozoflar olmufltur. Thales tüm nesnelerin sudan ya da denizden kaynakland›¤› sav›ndayd›. Onu izleyen Anaximander’e göre, varl›klar›n hepsi de¤iflik formlar alan bir ilk tözden kaynaklanm›flt›. Anaximander’in canl›lar›n kökenine iliflkin görüflü de oldukça çarp›c›d›r: ‹nsan yavrusunun do¤ufl s›ras›ndaki çaresizli¤i gözleminden kalkan filozof, insan›n atalar›n›n bafllang›çta bal›k oldu¤unu ileri sürer. Aç›klamas› da oldukça basit: Bir zamanlar denizlerin çekilmesiyle yaflamlar›n› karada sürdürmek zorunda kalan kimi bal›klar, insana kadar uzanan pek çok hayvan türüne kaynak olmufltur. Ayn› dönemin bir baflka filozofu, Heraklitus, daha da ileri giderek canl›lar aras›nda süren bir çat›flmadan sözeder. Bu, bir anlamda, Darwin’in yaklafl›k 2500 y›l sonra gelifltirdi¤i do¤al seleksiyon görüflünün o dönemde ifade edilifl fleklidir. Evrim düflüncesi antik ça¤›n ünlü filozofu Aristoteles taraf›ndan da dillendirilmifltir. Tüm bunlar› 19. yüzy›lda bilimsel bir temele oturtan ise Charles Darwin olmufltur. Darwin’in giriflini oluflturdu¤u teori asl›nda insan›n en temel sorular›na yan›t aramas› çabas›d›r. Yaflam›n kökenlerini aramaya dönük tüm çabalar›n bilimsel bir zeminde ifade


edilmesidir “Evrim Teorisi”. ‹flte bu sebepten dolay› insanlar›n onlara ö¤retilenlerden fazlas›n› arama çabas›, dogmalarla yönetti¤i dünya üzerindeki egemenli¤i için kayg› duyan herkesi tedirgin etmektedir. Ayd›nlanman›n öncüsü olan burjuvazi, iktidar› tam anlam›yla ele geçirmesi ile birlikte tutuculafl›p gericileflmifl, dün karfl›s›nda savaflt›¤› herfleye yeniden sar›lmaya bafllam›fl; iktidar›n› ve gücünü koruman›n yolunun din ve tüm ba¤naz düflüncelerin kirletti¤i ak›llardan geçti¤ini keflfetmifltir. Neticede sorgulayan ve bilimsellik üzerinden hareket eden bir toplum, zor yolunu bir hükmetme arac› olarak seçmifl bir iktidar için bir tercih sebebi olmayacakt›r. Evrime inanmayanlar›n pek ço¤u bu fikri dinsel inançlar›na ters düfltü¤ü için reddeder. H›ristiyan, Müslüman ve Musevi kökten dincilerin pek ço¤u kutsal metinlere ba¤l› kalarak itirazlarda bulunurlar. Bilindi¤i üzere, ‹ncili yorumlarken cennetin, yerin, bitkiler, hayvanlar ve insanlar›n 6 günde yarat›ld›¤› yorumu ile evrim bilimi birbiri ile uyuflmaz. Ancak evrim teorisinin yaratt›¤› etkiyle, günümüze gelindi¤inde, dinin en ba¤naz kesimleri taraf›ndan bile evrimin do¤al bir mekanizma olarak yarat›l›fl›n ilerlemesi için tanr› taraf›ndan var edildi¤ine dair çeflitli söylemler dillendirilmektedir. Örne¤in, Papa John Paul II, 1996’da, evrimin geçerlili¤ini kastederek, Katolik kilisenin teolojik doktrini ile evrim aras›nda çat›flma olmad›¤›n› vurgulam›flt›r. Bir flekilde evrim kabul edilecekti, ama bu reddedilmez gerçeklik önce kendileri aç›s›ndan sorular› yan›tlayacak bir biçimde meflrulaflt›r›lmal›yd›. “Bunu Darwin’den önce kutsal kitap söyledi” diyebilmek, bilimin hayat›m›za olan etkisini yok etmek için önemlidir. Evrim Teorisi düflmanlar›n›n üretti¤i tüm safsatalar Evrim Teorisi’nin halen tafl›d›¤› bir tak›m eksikliklerden kaynaklan›yor. Evrimin eksik halkalar› bir tak›m çevrelere tuhaf tart›flmalar yapma olana¤› verirken, aranan cevaplar yak›n zamanda yine bilimden geldi. Bilim adamlar› Kanada’n›n kuzeyindeki Ellesmere Adas›’nda yürüttükleri çal›flmalar sonucunda, canl›lar›n evrimindeki çok önemli kay›p halkalardan birini buldular. Bilim adamlar›n›n buldu¤u, kafas› timsaha benzer bal›k fosili, canl›lar›n sudan ç›k›p karada yürümeye bafllad›¤› ilk geçifl dönemini temsil ediyor. Yar› bal›k-yar› dört ayakl› omurgal› hayvan, Evrim Teorisi’ne karfl› ortaya at›lm›fl inan›fl›n “ak›ll› tasar›m” oldu¤unu savunan radikal dincilere de büyük darbe vurdu. Nature dergisinde yay›nlanan haberdeki bilgilere göre, yeni fosil, canl›lar›n sudan karaya nas›l geçtiklerinin aç›klamas›n› veriyor. Evrim Teorisi’ne göre dünyada önce su içindeki canl›lar olufltu. Sonra karada canl› yaflam dönemi bafllad›, bal›klar yavafl yavafl karada yaflama becerisi kazand›. ‹lk kara canl›lar› zamanla iklim ve co¤rafi flartlara göre verdikleri yaflam savafl› içinde de¤ifltiler, yeni yetenek ve organlar gelifltirdiler. Milyonlarca y›ll›k evrim sonucunda dünyada flu anda mevcut olan tür çeflitlili¤i ortaya ç›kt›. Yeni keflifler bu bilimsel düflünceyi zaman içinde hep güçlendirdi. Son fosil keflfi bunun yeni bir halkas› oldu. Harvard ve Chicago Üniversitesi paleantologlar›ndan oluflan bir grup, Kanada’n›n Kutup bölgelerinde yar› bal›k-yar› dört ayakl› omurgal› hayvan fosiline ulaflt›. Yerel dilde “S›¤ sular›n büyük bal›¤›” anlam›na gelen “Tiktaalik roseae” adl› 375 milyon yafl›ndaki hayvana ait fosil, bir çeflit bal›k olmas›na ra¤men iki metreden uzun vücudunu tafl›yabilecek eklemli yüzgeçleriyle bir timsaha benziyor. Yüzgeçlerinde, ilk dört ayakl› kara canl›lar›n›n kol ve bileklerine benzeyen kemikler bulunuyor. Bu bulufl ile birlikte Evrim Teorisi hanesine bir say› daha yaz›ld›. Buna karfl›n yarad›l›fl inanc› üzerine söylenenler sadece kutsal kitaplara dayan›yor. Ürettikleri dogmalar d›fl›nda insanl›¤a sunabilecek hiçbir fleyleri yok. Burjuvazinin mant›k d›fl› iktidar› ancak bilime ve bilimselli¤e dair ne varsa yok sayarak kendi meflruiyetini sürdürebiliyor. Dün feodalizmin karfl›s›nda kazand›¤› zaferin dayand›¤› ussall›k bugün reddetti¤i bir gerçeklik oldu. Bu bize gösteriyor ki, bilim ancak s›n›fs›z bir toplumda kendini özgürce ifade edebilecektir.

S. Kurtuluş

AÜ Tando¤an Kampüsü’nde “Kültürel Üretim Toplulu¤u” kuruldu! Geçti¤imiz y›l kampüsümüzde düzen taraf›ndan dayat›lan yoz kültüre karfl› alternatif bir kültür yaratmak hedefiyle bir araya geldi¤imiz arkadafllarla birlikte Kültürel Üretim Toplulu¤u’nu kurduk. Çeflitli bürokratik ifllemler ve insanlar› bir araya toplayamama gibi sorunlar nedeniyle kuruldu¤undan bu yana herhangi bir etkinlik gösteremeyen topluluk, yo¤un bir u¤rafl›n ard›ndan ilk etkinli¤ini gerçeklefltirdi ve kuruluflunu deklare etti. Okulumuzun büyük Kimya amfisinde “Kendin olmak” konulu bir söylefli düzenledik. Söylefliye konuflmac› olarak Prof. Dr. Levent Sütçügil’i davet ettik. Ünlü bilgin Mevlana’n›n bilinen bir sözü vard›r: “Ya oldu¤un gibi görün, ya da göründü¤ün gibi ol!” Art›k popüler kültürün egemen oldu¤u iletiflim dünyas›nda bu deyiflin yerini “ne oldu¤un de¤il, nas›l göründü¤ün önemlidir” in ald›¤›n› düflünüyoruz. ‹maj›n gerçekli¤in yerini ald›¤›n›, insanlar›n kendilerine yabanc›laflt›¤›n› ve yozlaflt›¤›n› görüyoruz. Bunun üniversitelerdeki tek tiplefltirme politikas› ile birleflmesiyle birlikte, kampüslerde çok daha vahim bir tablo ç›k›yor ortaya. Bu sebeple, bu konular›n tart›fl›laca¤›, “Kendin olmak” bafll›kl› bir söylefliyle okul ö¤rencilerini etkinli¤imize ve toplulu¤umuza kat›lmaya davet ettik. Oldukça k›sa bir süre içerisinde duyurusunu yapt›¤›m›z söyleflimize kat›l›m oldukça yüksekti. 100 kifliyi aflan bir kat›l›mla gerçekleflen etkinli¤imiz oldukça baflar›l›yd›. Gelen insanlara düzenin yoz kültürüne bak›fl›m›z› anlatan bir metin da¤›tt›k. Ayn› zamanda onlar›n mail adreslerini ve telefon numaralar›n› toplayarak iletiflim kanal› açt›k. Bizler kültürel üretim toplulu¤u arac›l›¤›yla, gençli¤in yozlaflmaya karfl› soluk alabilece¤i alanlar yaratabilece¤imizi, alternatif bir kültür oluflturabilece¤imizi biliyoruz. Bu flekilde daha önce sesimizi ulaflt›rma olana¤› bulamad›¤›m›z insanlara da sesimizi ulaflt›rma olana¤› yakalad›k. Önümüzdeki ay için de yo¤un bir etkinlik program› ç›kard›k ve bunu hayata geçirece¤iz.

AÜ Tandoğan Kampüsü Kültürel Eğitim Topluluğu’ndan Ekim Gençliği okurları

55


Tuzla’da zehirli at›klar bulundu!

56

Kapitalizm insanlığı kirletmeyi sürdürüyor! Kapitalizm plans›z bir üretim biçimidir. Kapitalist üretim tarz› daha fazla kar elde etme esas›na dayan›r. Yani üretim do¤an›n korunmas› ve insan ihtiyaçlar› gözetilerek gerçeklefltirilmez. Üretimin bu plans›z biçimi, kaynaklar›n ölçüsüz ve hiçbir kayg› duyulmadan kullan›lmas› sonucu çok büyük israfa neden olur. Kapitalist sistemde nas›l ki iflçilerin sömürülmesi sistemin baki kalmas› için tek yolsa, do¤an›n ya¤malanmas› da ayn› fleye tekabül eder. Çevresel sorunlar›n ortaya ç›kmas› tek tek kiflilerin de¤il, kapitalist sistemin genel sorunudur. Özetle çevre sorunlar›n›n temelinde kapitalist üretim biçimi, özel mülkiyet düzeni yatmaktad›r. Kapitalizmden önceki s›n›fl› toplumlarda çevre sorunlar› daha çok bölgesel olarak görülüyor, nispeten küçük ve geçici oldu¤u için dünya henüz kendini yenileyebiliyordu. Çevre sorunlar›, kapitalizmle birlikte birikerek artt›, muazzam boyutlara ulaflt›. Hava, su, toprak kirlenmeye bafllad›; bitki ve hayvan türleri h›zla yok oldu; küresel ›s›nma, ozon tabakas›n›n delinmesi gibi do¤al denge bozulmalar› ortaya ç›kt› ve nihayet insan sa¤l›¤›n› tehdit eden, kitlesel ölümlere neden olan çevre felâketleri yaflanmaya baflland›. Sorunlar bölgesel düzeyden küresel felâketler düzeyine s›çrad›. Çevrenin kendini yenileyebilme, temizleyebilme olana¤› zorlaflt›, tehlikeye girdi. Tüm bu sorunlara ra¤men, kapitalistler daha fazla kâr elde edebilmek için çevre konusunda al›nabilecek en basit koruma tedbirlerini dahi uygulamaktan kaç›n›yorlar. Gönül rahatl›¤›yla fabrikalar›na filtre takt›rmaktan kaç›n›p, zehirli at›klar›n akarsu ve denizlere kar›flmas›na neden olabiliyorlar. Binlerce hayvan türünün yok olmas›, ormanlar›n katledilmesi de onlar için sorun teflkil etmiyor. Ve bugün çevre sorunlar›n›n nedeni, teknolojinin geliflmesi, sanayinin yo¤unlaflmas› olarak gösterilebiliyor. Oysa teknoloji ya da sanayi de¤il, onu kendi ç›karlar›na uygun biçimlere sokarak kullanan kapitalist sistem çevreye zarar veriyor. Do¤al, temiz, yenilenebilir kaynaklarla üretim yapmak insano¤lunun yüzy›llar öncesinde keflfetti¤i bir yöntem olmas›na ra¤men, bunlar, uygulamalar›ndaki pahal›l›k yüzünden gözard› ediliyor. Günefl, rüzgâr, termal kaynaklar, su, hidrojen gibi enerjilerden yararlanacak yöntemler bilinmekteyken, tüm bu yöntemlerin maliyeti patronlara pahal› geliyor.

Tuzla kapitalist tahribat›n sadece bir örne¤idir! Ülkemizde de son günlerde gazete bafll›klar›n› süsleyen “Tuzla” olay›, kapitalizmin hiçbir fley gözetmedi¤ini kan›tlar niteliktedir. ‹stanbul’da Tuzla Orhanl› Beldesi De¤irmentepe mevkiinde hafriyat arazisinde gömülü, içerisinde kanserojen bir madde olan fenol bulunan çok say›da varil oldu¤u ortaya ç›kt›.

Fenol at›k haline dönüfltü¤ünde, ekolojik sisteme zarar veriyor. K›sa vadede yüksek zehirlilik ve hastal›k yap›c› özelli¤e sahip, uzun vadede de bu tehlikelerin yan›nda kanserojen ve mutojen etki, üremeyi engelleme gibi sonuçlar ortaya ç›kar›yor. Üzerindeki tarihlere bak›ld›¤›nda, varillerin 2 y›ld›r orada gömülü oldu¤u anlafl›l›yor. Üstelik variller büyük ölçüde okside olmufl, gömülü oldu¤u topra¤› da kirletmifl durumda. Ayr›ca kirlili¤in yeralt› suyuna da kar›flm›fl olmas› büyük bir olas›l›k. Bu hafriyat döküm sahas›n›n hiçbir koruma alt›na al›nmamas›, kamunun ortak kullan›m›nda olmas› pervas›zl›¤›n bir baflka yüzü. Bu alanda insanlar gezip dolafl›yor, hayvanlar›n› otlat›yor, çocuklar oyun oynuyor. Çevreyi korumaya yönelik herhangi bir önlemi almay› maddi aç›dan külfet olarak gören kapitalistlerin mant›¤› Tuzla facias›n›n tekil bir olay olmad›¤›n›n habercisidir. %90’› sanayiden kaynaklanan tonlarca tehlikeli at›k, denetimin yetersizli¤i (ya da bilinçli olarak göz ard› edilmesi), at›k ar›tma ve bertaraf çözümlerinin uygulanmamas› sonucu, nehir, göl, deniz, toprak gibi yaflamsal alanlara dökülmektedir. Sinop sahillerine vuran kimyasal at›k içeren variller, ‹skenderun’da batan tehlikeli at›k yüklü ULLA gemisi, radyoaktif kirlenmeye maruz kalan hurda ticareti ile de ülkemiz geliflmifl ülkelerin bir çöp alan› haline getirilmifltir. Tüm bunlar, sa¤l›kl› bir çevrede yaflam hakk›n›n hiçe say›ld›¤›n› göstermektedir. Tuzla’daki facian›n sorumlular› gün gibi aflikârken, sermaye devletinin bakanlar›ndan Çevre ve Orman bakan› Pepe’nin “suç


duyurusu d›fl›nda yap›lacak bir fley yok!” ifadesi, kapitalistleri korumaktan baflka bir fley de¤ildir. Oysa Çevre Denetim Yönetmeli¤i’nin 17.maddesine göre Bakanl›k, zehirli varillerin sorumlusu Unifar Kimya A.fi.’nin faaliyetlerini durdurabilir. ‹lgili yönetmeli¤in 17. maddesi flu flekilde bir düzenleme içermektedir: Çevre kirlili¤in toplum sa¤l›¤› yönünden tehlike yaratt›¤› hallerde faaliyet, k›smen veya tamamen durdurulabilir. Anayasal düzenlemelerin burjuvazinin ç›karlar›na olmad›¤› zaman bir kenara at›ld›¤› düflünüldü¤ünde, firma aleyhine bir yapt›r›m uygulanmas›n› beklemek gülünç olurdu. Zaten ç›kar›lan yasa ve yönetmeliklere ra¤men her y›l tonlarca kat› at›k orman alanlar›na, deniz k›y›lar›na, dere yataklar›na boflalt›l›yor. Sonuç olarak, çevre ve halk sa¤l›¤› olumsuz etkileniyor, hava kirlili¤i, yeralt› sular›n›n, içme sular›n›n kirlenmesi, toprak kirlenmesi, hastal›klar, ölümler ortaya ç›k›yor. Ekosistemdeki döngüyle tüm canl›lar bu tablodan pay›na düfleni al›yor. Bu olayda da görüldü¤ü gibi at›klar›n azalt›lmas›, yenilenebilir ve temiz teknolojilerin seçimi, temiz üretime geçifl ve at›klar›n geri kazan›m› temel politikalar›, burjuvazi için bir fley ifade etmiyor. Kapitalist sistemin bu temel do¤rular› hiçe sayd›¤›, yaflanan bu olayla bir kez daha ortaya ç›km›flt›r Kat› at›¤›n›, çöpünü ne yapaca¤›n› bilmeyen bir ülkede “nükleer santral” diyenlerin nas›l bir gaflet içinde oldu¤u aflikârd›r. En ufak bir önlem almaktan sak›nanlar›n, nükleer at›klar› güvenli bir biçimde nas›l saklayacaklar› en önemli noktad›r. Dahas› bunlar› güvenli flekilde saklama gere¤i duymayacaklar› da büyük bir olas›l›kt›r. Nükleer santrallerin so¤utma suyunun denizlere dökülmesi, yüksek derecedeki bu suyun ekolojik dengeyi bozacak olmas›, Sinop’un ‹nceburun mevkiine kurulmas› planlanan nükleer santral için binlerce çam a¤ac›n›n kesilmesi de kapitalizmin çevreye verdi¤i de¤eri göstermektedir. Kapitalizm, kendisinin devam› için tüketmeye ve yok etmeye programl› bir sistemdir. Burjuvazi özel olarak çevre tahribat›na neden olmak istemese bile, bu kapitalizmin tabiat› gere¤i olanaks›zd›r. Ve bugün sorunlar 3-5 kiflinin üstüne at›l›p geçifltirilmek istenecektir. Ama çevresel sorunlar, kapitalist sistem var oldu¤u sürece kendini yeniden üretecektir. Do¤ay› yok olmaktan kurtaracak olan ise sosyalizmdir. Ancak sosyalizmde toplum ve çevre sa¤l›¤›n› gözeten politikalar izlenir, do¤al çevrenin korunmas› için köklü önlemler al›n›r.

T. Ufuk

Kredi Yurtlar Kurumu...

Öğrenciye eziyet, sermayeye hizmet! Türkiye’de bir milyonu aflk›n yüksek ö¤renim ö¤rencisinin temel bir sorunu da bar›nma. Bazen di¤er tüm sorun ve ihtiyaçlardan önce bu geliyor. Bar›nma sorununu çözememifl ö¤rencilerin okullar›n› bir y›ll›¤›na dondurmalar› s›k rastlanan bir durum. Peki bu ö¤rencilerin bar›nma sorununun çözümü için kurulu oldu¤u iddia edilen Yurt-Kur’un durumu ne? Öncelikle bu yurtlar hangi ö¤renciye yetecek kapasitededir? Sadece ‹stanbul’da 170 bin ö¤renciye yurt gerekirken Yurt-Kur’un kapasitesi 20 bini geçmemektedir. Ülke çap›ndaki 220 yurt ise çok yetersizdir. Bu yurtlardaki bar›nma koflullar› ise içler ac›s›d›r. Yataklar›ndan dolaplar›na, çal›flma salonlar›ndan, tuvalet ve banyolar›na insanca yaflama koflullar›n› sa¤layamamaktad›r. Birçok yurtta ö¤renciler zamanlar›n› s›cak suya göre ayarlamaktad›rlar. Banyo yapmak bir iflkenceye dönüflmektedir. Temizlik konusuna girmek bile yersizdir. Birçok yurtta farelerin cirit att›¤›, ö¤rencilerin de al›flt›¤›n› söyleyebiliriz. Yurtlar›n yetersizli¤i ve bar›nma koflullar›n›n kötülü¤ü ö¤rencileri özel yurtlara yönlendirmektedir. Elbette paras› olanlar içindir bu yurtlar. Bu cümleyi okuyup da Yurt-Kur’un yurtlar› ücretsiz veya çok ucuzmufl gibi bir yan›lg›ya düflmeyelim. Özel yurtlara göre elbette ucuzdur. Ancak bir iflletmeden farks›zd›r. Bu düzen s›n›rlar› içinde dahi olsa ö¤rencilerin e¤itimlerine katk› sa¤lamas›, kolaylaflt›rmas› gereken yurtlar, kâr amac›n›n güdüldü¤ü, ö¤rencilere birer müflteri gibi bak›ld›¤› yerlerdir. Elbette e¤itimin metalaflt›¤› günümüzde bu bak›fl aç›s› e¤itim politikalar›ndan ayr› düflünülemez. Birçok yurdun özellefltirildi¤i, birço¤unda da küçük iflletmelerin bulundu¤u inkâr edilemez. Aksine Milli E¤itim Bakan› devletin üzerinde bir yük olarak gördü¤ü e¤itimden nas›l da özellefltirilerek parça parça kurtulundu¤unu övüne övüne anlatmaktad›r. fiu andaki yurtlar›n bünyesinde bine yak›n küçük iflletme bulunmaktad›r. Bunlar kantin, lokanta, internet kafe, çamafl›rhane, fotokopici, berber, bilardo salonu, terzi, kuaför vb. iflletmelerdir. Bunlar›n bir k›sm› ciddi anlamda ö¤rencilerin ihtiyaçlar› do¤rultusunda bulunan iflletmeler olsa da ad› üstünde birer iflletmedir ve Yurt-Kur buralardan kâr elde etme derdindedir. Bunlar›n d›fl›nda bir de yemek yard›m› vard›r. Devlet kahvalt› için 30 kuruflluk bir yard›m› uygun görmüfltür. Akflam yeme¤i içinse 1 YTL’lik bir yard›m yap›lmaktad›r. Bunlar bir yard›mdan ziyade göz boyamad›r. Ö¤rencilerin bu yard›m› kullanmalar› zorlaflt›r›lmaktad›r. Yard›m günlük olup gününde kullan›lmas› gerekmektedir. Gününde kullan›lmayan kuponlar bofla gitmektedir. ‹zinli oldu¤un gün iade etmen gerekmektedir. Yurt-Kur kime, ne kadar, ne flekilde hizmet etmektedir? Kredilerin, burslar›n geri ödemeli olmas› ne anlama gelir? Ö¤renimin boyunca kullan›lan krediler sen ifle girince geri al›nacakt›r. Peki günümüz Türkiye’sinde hangi üniversite mezununa ifl vard›r? Etraf›m›z iflsiz üniversitelilerle dolu de¤il midir? Sorun imkan› olmayanlara kalacak yer bulma sorunu de¤ildir. Yurt-Kur ile paral› e¤itim meflrulaflt›r›lmakta, imkan› olmayanlara yard›m etmek sözde kalmaktad›r. Ö¤rencilerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için kurulan bu kurum giderek bir kâr alan›na dönüflmektedir. Yurt-Kur e¤itimin metalaflt›r›lmas› anlam›nda bir sald›r› kurumudur art›k.

R. U. Kurşun

57


Karadeniz’de MARTI Olmak Gazetesi’nden...

Acının Sessiz Çığlığı 58

Siz hiç ac›ya bakt›n›z m›? Ac›n›n sessiz 盤l›¤›n› duydunuz mu? Düflünün ki hayatta s›¤›nacak bir yeriniz, yitirecek bir fleyiniz kalmam›fl. Bu sözler çok klasik geliyor ama dünyada bu durumda olan y›¤›nla insan var. Örne¤in Irak! Yan› bafl›m›zda bir yer ama bize o kadar ›rak ki. Yaklafl›k üç y›ld›r her gün televizyonlar bize ölüm haberleri veriyor. Biz de art›k bunlar› ola¤an karfl›l›yoruz! Çünkü orada savafl var. Olacak tabii!!! Ölüm o kadar s›radanlaflm›fl ki… Bir de üstüne iflkence alt›nda olan insanlar. Koskoca dünyada bir avuç yerde yaflananlara kimse müdahale edemiyor, dur diyemiyor. Herkes kendi derdine düflmüfl. ‹yi bir ifl, mutlu bir yuva, vb… hiç kimsenin umurunda de¤il. Söyler misiniz flimdi onlar›n yerinde biz olsayd›k ne olacakt›? Çevrenizdeki en sevdi¤iniz insanlar› düflünün. Annenizi, baban›z›, kardefllerinizi ya da en yak›n dostunuzu… Kimisi ölmüfl, kimisi tecavüze u¤ram›fl, kimisi çeflitli iflkencelerden geçmifl ve inler bir halde. O zaman düflünürdük. “neden kimse bizim için bir fley yapm›yor, neden kimse insanl›k d›fl› olaylara dur demiyor, diyemiyor?” O zaman kinlenirdik, hiddetlenirdik, bafl kald›r›rd›k. Çünkü SEN ac› çekiyorsun! Baflkas› de¤il. ‹flte o an 盤l›klar›n›z›n ne kadar sessiz oldu¤unu düflünürsünüz ve bu beyninizi kemirmeye bafllar. Bütün ç›rp›n›fllar›n›z boflunad›r. Kimse duymaz sesinizi çünkü herkes kendi derdine düflmüfltür, belki de buna mecbur b›rak›lm›flt›r. Herkes kendisi için bir fleyler yapar bu dünyada. Ama önemli olan baflkalar› için de bir fleyler yapabilmek. Baflkalar› için de mücadele etmektir. As›l insanl›k budur iflte. “Gerçek insan baflkas›na at›lan tokat› kendi surat›nda hisseden insand›r.” fiimdi düflünelim gerçek (ten) insan m›y›z?

E ¤ i t i m’ den Bir Mart›

Parti Değerlendirmeleri 1 ve 2 çıktı Burada iki kalınca kitap halinde sunduğumuz değerlendirmeler büyük bir bölümüyle Türkiye Komünist İşçi Partisi Merkez Yayın Organı Ekim’in başyazılarından oluşmaktadır. Derleme başlangıçta yalnızca başyazılarla sınırlı bir çerçevede düşünülmüştü. Daha sonra belirli konulardaki (sınıf hareketi, kadın sorunu, kamu hareketi, kültür-sanat, ideolojik eğitim vb.) en temel bir ya da iki yazıyla desteklemenin amaca daha uygun düşeceği sonucuna varıldı. Bu derlemenin hacmini doğal olarak biraz genişletti, fakat sonuçta daha güçlü ve amaca daha uygun bir bütün çıktı ortaya. (

EKSEN YAYINCILIK


Özgürlük kald›r›m tafllar›n›n alt›nda. ..

Hâlâ!

Bir yıla adını verenler yine sokakta. ‘68 Baharı’nın çocukları yeniden çağırıyorlar baharı kavgalarına tanıklık etmeye. Yine bildiklerini okuyorlar ve yine ikametleri Sorbonne. Yeniden öğreniyorlar dövüşmeyi, yeniden örgütlüyorlar kaldırım taşlarını ve kaldırım taşlarıyla örgütlüyorlar yeni bir baharı. Karanfilleriyle kulaklarında... Bu bahar daha sıcak Paris sokakları, Komüncülerin Paris’i yeniden tanışır kendisiyle. İşçiler, öğrenciler el ele yeni bir bahara, yeni bir dünyaya merhaba diyorlar. ‘68’de yazılan bir yazı hâlâ gülümsüyor silinemediği duvardan: Ö z g ü r l ü k k a l d ı r ı m t a ş l a r ı n ı n a l t ı n d a ! Fransa’da ve her yerde...



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.