TÜRES Mutfak ve Yaşam Dergisi 40

Page 1

Tüm Tüm Restoranlar Restoranlar Lokantalar Lokantalar ve ve Tedarikçiler Tedarikçiler Birliği Birliği www.tures.org.tr www.tures.org.tr

Yemek, Yemek, Kültür Kültür ve ve Yaşam Yaşam Dergisi Dergisi ISSN: ISSN: 1307-4172 1307-4172 Fiyat: Fiyat: 10 10 TL TL

40

dosya:

Kafe Kültürü

inceleme:

41 4

SSa

ayyı 01 :ı :4 220 400 > > KEayslıüml

Organik Ürünler


kahvalt覺 d羹n.

2


3


Tarladan Tabağınıza Güvenilir Gıda

A

A

KALİTE

KALİTE

Daha Sağlıklı Daha Doğal

Daha Sağlıklı Daha Doğal

ÖZEL ÜRETİMLER Aperatifler Mezeler Meyve Tatlıları Antep Tatlıları

ÜRÜNLER Turşu ve Soslar Konserveler Baharatlar Bakliyatlar Peynirler Zeytinler Salça ve Zeytinyağları Kuruyemişler Sıcak İçecekler

HO TEL RE STORAN CA FE’ye Özel Gıda Tedarik Ediyoruz

Tüm ürünlerimiz yöresel olup, üretildiği yörelerden sizlere getiriyoruz. Tarladan tabağa sloganını hayata geçirmek için çıktığımız bu yolda emin adımlar ile ilerliyoruz. Çünkü siz, en iyisine layıksınız... Kalitemizden ve çalışma biçimimizden memnun kalacak, uzun yıllar hizmetimiz ile yanınızda olacağız.

4

ZAHRA GIDA

Tel: Fax: GSM: Eposta: Web: Adres:

0 212 280 19 12 0 212 280 19 15 0 536 659 04 21 info@zahragida.com www.zahragida.com Yeşilce Mah. Dostluk sk.No:12 Kat. 1 Kağıthane İstanbul


5


içindekiler

34

Kafe Kültürü

ES TÜR

H

A

BE

10

ER İ

Türes Haberleri Atık Yağlarınız Artık Sıkıntı Olmaktan Çıkıyor

S.16

12.Bayim Olur Musun? Fuarı Geçen Yıldan Daha Yoğun

S.17

Türes’ten Yakıt Kampanyası

S.18

O

K

Tedarikçi Üyelerden 10.yıla Özel İndirimler

A SY DO

RL

N

US U

Retailbanktr Kafeterya Kültürü Araştırması

S.38

Kahve Terimleri Sözlüğü

S.40

Mehmet Dinçerler: “Kahve Sektörünün Hızla Gelişmesi Bekleniyor” S.42

Doç.Dr.Temel Kotil Ziyeret Edildi

S.19

Çinli İş Adamları Heyeti Ağırlandı

S.20

Makale

Gıda Güvenliği’nde Yeni Dönem

S.21

Kurumsal İtibar Ve İç Denetim

Yemek Çeki Sorununda Çözüme Ulaşılıyor

S.22

TÜMSİAD’dan TÜRES’e Ziyaret

S.25

TÜRES Restoran İşletmeciliği Eğitimi

S.26

İstanbul Anadolu Yakası Temsilciliğinden Türes Üyelerine Ziyaret

S.28

Türes Yönetiminden Önemli Kararlar

S.30

Dosya Kafe Kültürü Kafeterya / Cafeteria

S.34

S.36

S.44

Söyleşi TÜRES Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil

S.46

Üyelerimizden Kuru Fasulyeyi Kim Sevmez

S.50

Sucuk Ekmeğin Tek Adresi Tonton Baba

S.51

Askom Mutfak A’dan Z’ye Ekipman

S.52

Temizlik Bir Prestij Konusudur

S.53

TÜRES MUTFAK VE YAŞAM DERGİSİ Türes Adına İmtiyaz Sahibi Ali Tatlıdil Genel Yayın Yönetmeni Ünal Dölek Editör Elif Çakan (my@tures.org.tr) Yazarlar Dr. Resul Kurt Yayın Temsilcisi Hakan Kestek

Yayın Kurulu Armağan Döver Orhan Eriman Orhan Bakar Nurettin Coşkun Fotoğraf Editörü Erman Çivici / YedikOnu.Biz “Food Agency” Grafik Tasarım Şener Soysal / YedikOnu.Biz “Food Agency”

Baskı-Cilt İnceler Ofset

0216 545 59 19 www.yedikonu.biz

0212 501 38 40 www.incelerofset.com

66


46

Organik

E

54

EM L E İNC

İnceleme Organik

S.54

İ EŞ L SÖY

Temel Kotil Söyleşisi

“Hesap Al” Tek Tıkla Hesabını Öde!

S.68

İştah Açan Çocuk Menüleri Simit Sarayında

S.68 S.70 S.71

Batur Şehirlioğlu “Organik Ürünlerin Popülaritesi Arttıkça Sahtekarlıklar Arttı!”

S.60

Metro ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ Standıyla Yörex Fuarı’nda Yer Aldı

Organik Ürün ve Sanayicileri Derneği

S.63

Hazır Alma Kendin Yap! ANFAŞ Food Product Fuarı 25-28 Şubat 2015’te

Sektör Haberleri Balparmak Katla Balla’ya Ambalaj Yıldızları Yarışmasından Altın Ödül

S.64

Rengarenk Meyvelerin En Leziz Hali Bebeto’da!

S.64

Nespresso, Pro Kahve Serisi İle Lezzeti Mekanlara Taşıyor

S.65

Uluslar Arası Bursa Gastronomi Yemek Yarışması Eker İle Lezzetlendi

S.65

Victorinox Serisi İle Güvenilir Keskinlik

S.66

Şehirlerin Popüler Mekanları Cebinizde

S.66

Döner Zirvesi 5.Defa İstanbulda Yapıldı

S.67

S.71

1 Arap Turist 10 Avrupalıya Bedel!

S.72

Bayburt Kahvaltısı Dünyası Süt İşletme Tesisi Açıldı

S.73

470 Bin İşletmeye Uyarı: 11Bin Lira Ceza Var!

S.74

Narın Lezzeti Naristanbul’dan

S.74

Şube Açılışları Yeşilova’ya Yeni Lezzet: Knc Köfte Dönerci Ali Usta Şirinevlerde

S.76

S.77

Simit Sarayı Lezzetleri Artık New York’ta

S.78

İdare Merkezi Tüm Restoranlar, Lokantalar ve Tedarikçiler Birliği Turgut Reis Mah. Giyimkent E 5 Blok B148 No:24 Esenler-İstanbul 0212 438 15 90 info@tures.org.tr YEREL SÜRELİ YAYIN Mutfak ve Yaşam Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Dergideki yazı ve görseller izin alınmaksızın kullanılamaz. İlanların sorumlulukları ilan sahiplerine aittir. ISSN 1307-4172

7

7


Basyazı

Türkiye’nin Kalkınmasında Sektör Olarak İlk Sıradayız ali@cizbizkofte.com Türes'e gönül veren dostlarım, Türes'in kuruluşundaki amaçları sıraladığımızda, Türk mutfak kültürünün dünyada hak ettiği yere ulaşması için verilecek çabalarımız ve sektör temsilcilerimizi işletme manasında sıkıntıya sokan her türlü konu ve mevzuatları gündeme taşıyıp çözüm üretmekti. Kısaca bu iki başlıkta iki konuya değinmek istiyorum; Yapmış olduğumuz mesleğin birçok meslek dalından şanslı bir durumda olduğu, işletmecilerimizin de birçok işletme dalından şanslı durumda olduğunu geçen haftalarda bir heyetle yapmış olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri, New York seyahatinde görme fırsatımız oldu. Bizler Türkiye için, Türk turizmi için, Türkiye’nin kalkınmasında öncelikli sektörler içinde ilk sırada olduğumuzu, Türkiye'den önümüzdeki on yıl içinde, dünya markası çıkacaksa bizlerin (yani sektörümüzün) ne kadar şanslı olduğunu, dünyadaki bir çok teknoloji yüzünden rekabet ortamının bizim aleyhimizde olmasına rağmen sektörümüzün çeşitliliği, yemek kültürümüzün zenginliği ve özellikle işletmecilerimizin azmi ile önümüzdeki yıllarda dünyada marka olma yolunda ses getirecek birçok projeyi hep birlikte göreceğiz. Yapmış olduğumuz bu inceleme gezisinde; aynı zamanda açılışında bulunduğumuz yönetim kurulu üyemiz Haluk Okutur'un ortağı olduğu ve icra kurulu başkanlığını yapan değerli dostum Abdullah

8

Kavukçu'nun sahibi oldukları Simit Sarayı'nın New York 5. Cadde Şubesi'nin bizlere ne kadar heyecan verdiği ve bu yolda atılacak adımların ne kadar başarılı olacağını bizlere göstermiştir. Emin olun ki bugün Türkiye'de başarılı işletmelere sahip sektör temsilcilerimizin birçok zorluğa, sıkıntıya ve ciddi bir rekabet ortamına rağmen ayakta kalınabiliyorsa dışarıda iş yapmamızın bir o kadar kolay olacağını düşünüyorum.. Sektörümüzün ve işletmecilerimizin böyle bir güce sahip olduğuna inandığımız kadar, bu gücün doğru bir şekilde yönlendirilmesi ve ülkemize katma değer sağlayarak geri dönüşüm sağlamasının da ciddi bir politika ile desteklenmesi de siyasi otoriteye düşmektedir. Ülke kalkınmamıza ve Türk turizminin gelişmesinde bizim meslektaşlarımızın ne kadar önemli olduğunu ve bizlerin gerçek bir hazineye sahip olduğumuzun ve bu değerin ciddi manada işlenmesi gerektiğinin inancına sahibim. Bu vesile ile Simit Sarayı'na çıkmış olduğu bu yolculukta canı gönülden başarılar diliyor ve sırada diğer markalarımızın olduğunun da bilinmesini istiyorum. Diğer konuya ve işletmelerimizi sıkıntıya sokan yemek çeki problemine de bir sonraki yazımda yer vermek üzere hoşça kalın.


9


Türes Tedarikçi Üyelerinden 10. Yıla Özel İndirimler Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Birliği 10. Kuruluş yılını kutladığı bu günlerde bir kampanya düzenledi. Sektörün restoran ve tedarikçi katılımlı tek sivil toplum kuruluşu olan Türes’in üyeler arası çözümleri artırmak amacıyla düzenlediği kampanya ile pek çok tedarikçi üyeden Türes üyelerine özel indirimler sağlanıyor.

Askom Mutfak’tan Türes üyelerine özel indirimler

İFS Çevre

fatura üzerinden %20 indirim 10


Mangüp Gıda Türes Üyelerine Özel

fatura bedeli üzerinden

%3 indirim

MARKİZ PATENT, sınai haklar olarak adlandırılan marka, patent ve endüstriyel tasarım tescil işlemleri konusunda gerekli işlemlerin doğru, hızlı ve ekonomik bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla Avrupa Patent Vekili olan Orhan ERİMAN tarafından kurulan, gerek yurtiçi gerekse yurtdışında hizmet veren bir

25 yıllık tecrübeyle yurtiçinde kendi uzman kadrosu ve teknolojik altyapısı ile hizmet veren Markiz Patent, yurtdışındaki işlemler için de yurtdışındaki patent vekili partnerleri ile koordineli olarak çalışmaktadır.

Özkaynak’tan

Türes üyesi restoranlara anlaşmalı ürünlerde • Marka

• Patent

Markiz Patent

MARKİZ MARKA PATENT HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. Barbaros Bulvarı No: 66 K.3 D.9 Beşiktaş - İstanbul Tel: 0(212) 347 62 55 (Pbx) Fax: 0(212) 347 64 60 www.markizpatent.com.tr

TÜRES üyelerine

• Endüstriyel Tasarım

süresiz özel indirim

vekillik ücreti üzerinden

%30 indirim Kampanya süresizdir.

(0212)347 62 55 www.markizpatent.com.tr

11 MARKİZ PATENT, sınai haklar olarak


Kahvaltı Dünyası Türes Üyelerine Özel

kebaplık özel üretim tereyağı

16.50 TL+KDV Kampanya süresi sınırlıdır.

Arpaoğlu Peynircilik Türes Üyelerine Özel Beyaz Peynir Grubunda

% 7 İndirim Prestij Temizlik

Kaşar ve Yöresel Grubunda

Türes Üyelerine Özel

% 10 İndirim

Marathon Dispenser Peçete

Zeytin Grubunda

23.30 TL [8 pk x 250 Ad.] kampanya süresi sınırlıdır.

12

% 5 İndirim


Vatan Gıda Türes Üyelerine Özel VATAN AYÇİÇEK YAĞI 18 LİTRE

59,00 TL +KDV

PİLAVLIK PİRİNÇ OSMANCIK PAKET 1000 GR

3,15 TL +KDV

Çınar Ambalaj Türes Üyelerine Özel Tüm Ürünlerde

1.000 TL'lik ürüne "100 TL tutarında seçilmiş olan ürün hediye! Liste fiyatı üzerinden her 1000 TL'lik ürüne %10 ürün fazlasını bedelsiz veriyoruz. http://www.cinarkagit.com.tr

Meşale

Çay Kazanları’ndan

Türes üyelerine özel indirimler 13


Alize ilan.pdf 1 17.02.2014 09:59:08

MGWORK İş Elbiseleri Türes Üyelerine Özel

fatura üzerinden

%5 indirim kampanya süresi sınırlıdır.

Alize ilan.pdf 1 17.02.2014 09:59:08

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Alize Mühendislik C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Türes üyelerine özel indirimler

Fotoğraf, tasarım ve film talepleriniz için 10. yıla özel indirimimiz ya da özel paketlerimizden yararlanabilirsiniz.

İndirim!

Paket #01

Fiyat Listemizden Türes Üyelerine Özel

10 Ürünün İmaj Fotoğraf Çekimi 4 Sayfalık Menü Tasarımı Tek Yön İnsört

%20 indirim!

2650 TL

Paket #02

Bir Dakikalık Mekan Tanıtım Filmi 6 Ürünün İmaj Fotoğraf Çekimi

2850 TL

Hizmet detayları için lütfen bizimle iletişime geçiniz.

Bestekar Selahattin Pınar Sokak No:123/3 Salacak/Üsküdar/İstanbul

14

T:0216 545 59 19

www.yedikonu.biz


15


Türes Haberleri

Atık Yağlara da Çözüm TÜRES’ten Atık yağların çevreye zararlarını bilmeyen yoktur. Özellikle restoran üyelerimizin büyük bir miktara ulaşan atık yağları BKMl tarafından toplanıyor. Tekrar işlenerek biodizel haline getirilen atık yağların böylece doğaya karışması engelleniyor. Sağlık açısından yağların tekrar tekrar kullanılması çok zararlı. Kanserojen hale gelen yanmış yağları mümkün olduğunca az kullanarak lavabolara dökmeden biriktirerek BKM’ye haber vermeniz durumunda atık yağlarınızı adresinizden teslim alıyor ve derneğimize küçük bir katkı sağlanmış oluyor. Bu sayede Türes üyelerinin atık yağların teslimi, yasal gereklilikler ve zamanında alınması gibi sorunlarının da önüne geçilmesi hedefleniyor.

TÜRES Üyelerine İndirimli Elektrik TÜRES üyelerine birim fiyat üzerinden %11,5 indirim sağlanıyor. İşletmelerin oldukça önemli gider kalemlerinden biri olan elektrik konusunda tasarruf sağlanması amacıyla pek çok enerji firması ile görüşülmüş. En avantajlı teklifi sunan dağıtım firması olan Yeditepe Enerji ile anlaşma yapıldı. Ticarethaneler için elektrik tüketim birim fiyatı üzerinden %11,5 indirim yapılacak olup, sanayi elektriği tüketen ya da tüketimi 20.000 TL üzeri olan Türes üyelerine özel indirimler sağlanacak. Türes Üyelerinin Yeditepe Enerji’den hizmet alabilmesi için ek bir ödeme, teknik donanımda bir değişiklik yapması gerekmiyor. Arıza, elektrik kesintisi, sayaç okuma işlemlerinin yetkilisi de yasal düzenlemeye göre elektrik dağıtım firması olduğundan aboneliğini gerçekleştiren Türes üyeleri bu konularla ilgili olarak da Yeditepe Enerji ile görüşecekler. İndirimli elektrik için başvuran Türes üyelerinin işlemleri başladı. Yeditepe Enerji’nin özel indiriminden faydalanmak isteyen Türes üyeleri TÜRES Dernek Müdürü Hakan Kestek ile irtibata geçebilirler.

16


Türes Haberleri

12. Bayim Olur Musun? Fuarı Geçen Yıldan Daha Yoğundu Franchising alanında ülkemizin ilk ve tek fuarı olan “Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı” 12. kez kapılarını açtı. “Markanı Seç, İşini Kur” sloganıyla 18-21 Eylül tarihleri arasında ziyarete açık kalan fuara 250’si yerli, 50’si yabancı olmak üzere 300 marka katıldı. Her yıl giderek artan bir ilgiyle karşılanan uluslararası düzeydeki fuara, başta Türkiye olmak üzere; Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Ortadoğu, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetlerden yaklaşık 27.400 ziyaretçi ve yatırımcının katılımıyla gerçekleşti.Türes üyelerinin de katıldığı fuarda işini kurmak amacıyla gelen ziyaretçilerin franchising veren firma standlarına ilgisi yoğundu.

Türes üyelerinin de katıldığı fuarda işini kurmak amacıyla gelen ziyaretçilerin franchising veren firma standlarına ilgisi yoğundu. Bir sonraki fuar ise 15-18 Ekim 2015 tarihinde yine CNR Expocenter’da yapılacak.

17


Türes Haberleri

Türes’ten Yakıt Kampanyası TÜRES üyelerine Başak Petrol’den %5.5 indirim

Devlet tarafından akaryakıta kota uygulaması sebebi ile Türes üyelerine yapılan akaryakıt indirimi %2.5 seviyelerine inmiştir. Uzun zamandan beri beklenen indirim oranlarının eski seviyesine gelme işlemi maalesef gerçekleşmemiştir. Tasarruflarınızda oluşan bu kaybı önlemek için Türes Derneği Başak Petrol aracılığıyla Petrol Ofisi’nden %5.5 oranında bir indirim anlaşması yapmıştır. Türes üyeleri Başak Petrol’e taleplerini bildirerek, üyelere özel sağlanan indirimden faydalanabilirler.

18

Shell anlaşmasıyla devam etmek isteyen Türes üyeleri için %2.5 oranında uygulanan indirim devam etmektedir. İsteyen Türes üyeleri de Petrol Ofisi’nin %5.5 oranında indiriminden faydalanabilirler. Başak Petrol’den Mehmet Büyüközlü, Türes üyeleri ile irtibata geçip geçiş yapıp yapmayacağınız bilgisini alarak, geçiş işlemlerinizi yerine getirmekte yetkilidir.


Türes Haberleri

THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil Ziyaret Edildi Türes Başkanı Ali Tatlıdil ve Basın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı Ünal Dölek, Türk Hava Yolları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Temel Kotil’i ziyaret etti. Türes Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Temel Kotil, 2005 yılından bu yana THY Genel Müdürlüğü görevini devam ettiriyor. Ayrıca 2006 yılında IATA Yönetim Kurulu Üyeliğine, 2010 yılında da Avrupa Havacılık Birliğinin (Association of European AirlinesAEA) yönetim kurulu üyeliğine seçilerek başarılı çalışmalarını sürdürüyor. 1933 yılında kurulan ve özellikle son yıllarda artarak devam eden başarılarla Türkiye’nin, dünya çapında haklı gururu olan Türk Hava Yolları’nın sistem ve işleyişi ile ilgili bilgiler aktaran Doçent Dr. Temel Kotil, hava yolu taşımacılığında ikram sektörünün etkilerine vurgu yaptı. Yeme-içme konusunda hassas oldukları noktalar ve ürün tedarik konusunda yaşanan ortak sıkıntılar ve çözüm yolları ile fikir alış verişinde bulunuldu. Tüm dünyada önemi günden güne daha iyi kavranan ve tüketim trendi sürekli artan doğal ve yöresel beslenme ile ilgili THY ikramlarının

önemine değinildi. Türk hava Yolları’nın yaklaşık 4 yıl üzerinde çalıştığı, örnekleri Lufthansa ve Air France gibi birçok hava yolu firması tarafından uygulanan mille alış veriş sistemi hakkında bilgi veren Genel Müdür Kotil, THY yolcularına kazandıkları milleri değerlendirerek, internet üzerinden ‘Alternatif Mil Harcama’ imkanı sağlayan sitemin özellikle Türk markalarının tanıtımında çok önemli olduğunu belirterek, ülkemize özgü lezzetler için emek harcayanların da bu imkandan faydalanmaları gerektiğini belirtti. Yüksek İstişare Kurulu üyesi kimliğiyle Türes’in çalışmaları hakkında da sorular soran sayın Kotil; restoran ve yemeiçme sektörü olarak yapılabilecek çalışmalar, sektörün ufkunu genişletecek fikirler ve Türk mutfağının dünyada tanınırlığının artırılması ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Mutfak ve Yaşam Dergisi olarak Sayın Temel Kotil ile gerçekleştirdiğimiz röportajı dergimizin ‘Söyleşi’ bölümünde inceleyebilirsiniz.

19


Türes Haberleri

Çinli İş Adamları Heyeti Ağırlandı Çin’in Çinghai Eyaleti Haişi-Moğol-Tibet Özerk Bölgesi Ticaret Müdürü Bay Chi ve beraberindeki 10 kişilik Çinli iş adamları heyeti, Türes Başkanı Ali Tatlıdil’in Dünya Ticaret Merkezi’ndeki Cızbız Köfte restoranında ağırlandı. Türes Denetim Kurulu Başkanı Refik Kasak, Türes Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Ömerel Faruk Şark ve Türes Dernek Müdürü Hakan Kestek tarafından karşılanan heyetle yapılan toplantının konusu Helal Gıda ve Helal Gıda Sertifikaları idi. Gündeme ilişkin olarak GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközer ve GİMDES Uluslararası İlişkiler Sorumlusu

20

Murat Sayın, Türes’in davetlisi olarak toplantıya katıldılar. Bulundukları bölgede bolca yetişen kuşburnu bitkisini öncelikle müslüman ülkeler olmak üzere tüm dünya pazarına helal gıda sertifikası ile tanıtıp pazarlamayı hedefleyen heyet üyelerine yardımcı olacak yöntemler hakkında bilgi verildi. Sayın Büyüközer’in kendilerine Çin’in Şandong Eyaleti’nde bulunan temsilcileri tarafından helal sertifikası verilebileceğini iletmesiyle büyük sevinç yaşayan heyet üyeleri, böyle bir sertifikanın Çin’den alınabileceği bilgisine sahip olmadıklarını belirttiler. Bu konu hakkında soru cevap şeklinde geçen toplantıdan son derece memnun kaldıklarını, kendilerinin de Türk iş adamlarını Çin’de ağırlamaktan mutluluk duyacaklarını dile getirdiler.


Türes Haberleri

Gıda Güvenliği’nde Yeni Dönem Türes Gıda Güvenliği Komisyonu ilk toplantsını 16 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirdi. İlk toplantı, Hacı Abdullah Lokantası’nda Abdullah Korun mihmandarlığında; Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Sedat Kuru, Gaziosmanpaşa İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nuri Şahin, Kağıthane İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Gökhan Dik’in misafirliğiyle,Türes üyelerinden Ezo Yeme’ten Gıda Mühendisi Kemal Özuçargil, Zahra Gıda’dan Gıda Mühendisi Eda Çelik, Hacı Abdullah Lokantası’ndan Gıda Mühendisi Çağla Çopur, Komagene’den Gıda Mühendisi Engin Seyyar, Yörpaş’tan (Komagene) Gıda Mühendisi Mehmet Necati Altuğ, Cızbız Köfte’den Veteriner Hekim Samet Çıpa ve Saray Muhallebicisi’nden Gıda Mühendisi Mansur Ön’ün katılımıyla yapıldı. Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Sedat Kuru; Türes’in belirleyeceği zaman ve mekanlarda üyeleri bilinçlendirmek, yeni mevzuatlardan ve gelişmelerden haberdar etmek ve üretim ile ilgili sıkıntılarını dinlemek amacı ile seminerler verebileceklerini, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında oda olarak

destek verebileceklerini dile getirdi. Bu bağlamda Gaziosmanpaşa ve Kağıthane İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürleri de destek vermeye hazır olduklarını aktardılar. Türes Gıda Güvenliği Komisyon Başkanı Kemal Özuçargil de tarihi değerlerimiz haline gelen yiyecek ve içeceklerin endüstriyel hale gelmesi amacı ile çalışmalar yapılması ve bu ürünlerimizi daha pratik olmasını ve geniş kitlere sunulmasının gerekliliğini belirtti. Gündeme kısa olarak aldınan sistain katkı maddeleri hakkında katılımcılar görüşlerini bildirdiler. Ortak karar sistainin sağlığa zararlı olmadığı, fakat helal ve haram derecesi konusunda araştırmalar yapılması ve sonucun paylaşılması yönünde oldu. Toplantı sonucunda kamu kuruluşları ile Türes’in bir araya gelerek sıkıntıları kısa yoldan devlet kademelerine iletmesi ve sorunların kısa sürede giderilmesi amacı ile çalışma yapılmasına olanak sağlamasının önemi konuşularak, iş birlikleri ve toplantıların artarak sürdürülmesinin önemi belirtildi.

21


Türes Haberleri

Yemek Çeki Sorununda Çözüme Ulaşılıyor İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı’nda, Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Birliği, çeşitli sektörel kuruluşlar ve Ticaret Odalarının temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda; sektörü yıllardır zorlayan ‘yemek çeki’ konusunda neler yapılabileceği konuşuldu.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ ANLATTI "İşverenlere komisyon"

Çalışanlara yemek yemede kolaylık olarak sunulan yemek çeklerinin sorun haline gelmesi öncelikle perakende sektöründe kullanılması ve sonrasında da artan komisyon bedelleri ile oldu. Türkiye’de büyük bir hacme ulaşan yemek çeklerinin %60’ı perakende, %40’ı ise restoran ve yeme-içme sektöründe kullanılıyor. Uygulanan komisyon bedelleri Avrupa ve dünya ülkelerinde %4 civarında seyrederken Türkiye’de ise %1015 aralığında. Yemek çeki firmalarının uygulamaları Türkiye genelinde lokantaları ve yemek firmalarını isyan ettirdi. İstanbul Ticaret Odası’nda toplanan sektör temsilcileri, yemek çeki ve kartlarında yaşanan sorunlar nedeniyle boykot dahil farklı çözüm önerilerini tartıştı. Çalışanlarına öğle yemeği imkânı sunamayan pek çok işyeri, yemek kartı dağıtmayı tercih ediyor. Kısıtlı gelirlerine rağmen 100 liralık bir satıştan 12 lira komisyonu yemek çeki firmalarına vermek zorunda bırakılan sektör temsilcileri eylem planını belirledi. 20 BİN ÜYE ETKİLENDİ Başkan Çağlar, yaşanan bu sorun nedeniyle 15-20 bin İTO üyesinin olumsuz etkilendiğini söyledi. Çağlar, “Üyelerimizin taleplerine duyarsız kalmamız elbette söz konusu olamaz. İstanbul Ticaret Odası tavrını koymak zorundadır. Türkiye’deki tüm odaların katkı sağlayacağı bir çözüm oluşturabiliriz. Alternatif bir kart çıkartarak, üyelerimize bu kartı kullanmaları yönünde istekte bulunuruz. Bunun için bir de tarih belirleriz. Birlik oluşturmak zorundayız. Bu sorunun çözümünde belki bir ay, iki ay zarar edeceğiz. Ama sonra rahatlama olacak” diye konuştu.

22

Ali Tatlıdil / İTO Restoran ve İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi ve TÜRES Başkanı: Bir müessese düşünün. Yıllık yaklaşık 50 bin TL yemek çeki komisyonu öderken, kendi cebine 1 TL koyamıyor. Yemek çeki veren firmaların işverenlere komisyon ödemeleri ayrı bir sorun. "Alternatif kart üretilsin." Mehmet Yıldırım / İTO Baklava, Pasta ve Şekerli Mamuller Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Alternatif bir yemek çeki bunların önüne konamaz mı? Böyle bir şey olsa geri adım atarlar. Özel sektör bunu üstlenir, sivil toplum örgütleri tarafından da desteklenir.


Türes Haberleri "Maliyet Yüzde Bir" Zakir Yılmaz / İTO Restoran ve İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Önce firmalarla görüşüp sonra boykot edelim. Bizim kendi kartlarımızı yapmamız halinde bu kartlar da pazarda tutunamaz. Şu anda bunu yapmanın maliyeti yüzde 1.

"Marketlerde kullanılmasın" Hıfzı Kuruşa /Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi: Bize en uygun örnek İngiltere. Orada satışa göre komisyon oranları değişiyor. Çözüm, yemek şirketlerinin bulundukları statünün değiştirilmesinde. "Anlamak mümkün değil" Abdullah Korun / İTO Restoran ve İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi ve TÜRES Yönetim Kurulu Üyesi: Kanun Avrupa’da başladı ama orada komisyon oranı yüzde 4’ü geçmiyor. Peki, nasıl oluyor da bizim ülkemizde oran bu kadar çıkıyor? Anlamak mümkün değil.

"Ciddi bir soygun var" Ömerel Faruk Şark /TÜRES Yönetim Kurulu Üyesi: Yemek çeki firmaları habersiz bir şekilde bir sürü sigorta masrafı çıkartıyor. Ne olduğunu bilmediğimiz bir sürü masrafla karşı karşıya kalıyoruz. Burada ciddi bir soygun var. Hukuk komisyonları kurulup bunun üzerine bir dava açılması lazım.

"Sıraya girecekler" Erdem Karabağlı / İTO Restoran ve İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi: Biz birlik olduğumuz sürece bu firmalar bizimle görüşmek için sıraya girecek.

"Kanun için çalışalım" Ramazan Bingöl/ İTO Restoran ve İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis ve TÜRES Yönetim Kurulu Üyesi: Sorunu devlet değil de sektörün kendisi çözebilir. Sektörün en temel sorunu, yemek çekleri ve iş mahkemeleri. Boykotun sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Çözüm genel bir platform oluşturup kanunun çıkması için çalışmak. "İngiltere örneği" Bekir Kök /Eskişehir Ticaret Odası Tabldot Kantin ve İçecek Sunum Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı: Çözüm milli bir kart oluşturmakta. Şu anda sektörde faaliyet gösteren kartlar zaten milli değil. Türkiye’de, gelirlerinin esnaf ve ticaret odalarına aktarılacağı alternatif bir kart gerekli.

"Milli kart oluşturulmalı" Selahattin Çelik/Bursa Ticaret Odası Meclis Üyesi: Yemek kartları yüzde 60 oranında marketlerde kullanılıyor. Gerçekten sektörde kullanılmasını sağlayan bir çalışma yapmalıyız. Üyeler kullansın Bülent Şarlar/Eskişehir Ticaret Odası Tabldot Kantin ve İçecek Sunum Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi:TOBB bünyesinde bir kart oluşturabilirse ve bağlı bulundukları üyelerin de bunu kullanması sağlanırsa kesin çözüme ulaşılır. "BDDK’ya bağlansın" Ahmet Gümüş /Eskişehir Ticaret Odası: Bu firmaları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bağlatabilsek kesin çözüm olur diye düşünüyorum.

23


Türes Haberleri

"Boykot Edelim" Adem Aydemir / Seyidoğlu Gıda Mağazalar Bölge Müdürü: Çözüm boykotta değil de, kendi sistemimizi oluşturmamızda. Boykot edelim ama sosyal ağı var. Kendimizi ön planda tutmalıyız, devletten destek alamayız. Sektör temsilcileri sorunun çözümü için gerçekleştirdikleri toplantıda fikirlerini beyan ederek şu sonuca vardılar; Yemek çeki firmaları İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar tarafından bir toplantıya davet edilecek. Komisyon oranlarının indirilebilmesi için gerekli çalışmalar yapılacak. Kamuoyunu bilgilendirme amacıyla basın bülteni hazırlanıp medyaya servis edilecek. Alternatif bir yemek çeki firması ya da ödeme şekli için çalışmalar yapılacak.

24

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üye Hasan Erkesim, Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Birliği Başkanı Ali Tatlıdil, TÜRES Başkan Vekili Abdullah Korun, İstanbul Deniz Kara Büfecileri ve Müstahdemleri Esnaf Odası Başkanı Mustafa Şimşek, Türkiye Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu Başkan Vekili Sayit Karabağlı, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hıfzı Kuruşa, İTO Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Ramazan Bingöl, İTO Meclis Üyesi Zakir Yılmaz, İTO Meclis Üyesi Erdem Karabağlı, ATO Komite Başkan Yardımcısı Mehmet Sonunur, Kayseri Ticaret Odası Alparslan Göktepe, Kayseri Ticaret Odası Necmettin Bebütoğlu, TÜRES Yönetim Kurulu Üyesi Ömerel Faruk Şark, Seyidoğlu Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Murat Göksu, Seyidoğlu Gıda Mağazalar Bölge Müdürü Adem Aydemir, TÜRES Üyesi Ahmet Küçük, TÜRES Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Esenkal, Bursa Ticaret Odası Selahattin Çelik, İstanbul İşkembe Çorbacıları Sakatatçılar, Kokoreççiler ve Tavuk Satıcıları Esnaf Odası Fevzi Uluceviz, İstanbul Muhallebici Sütçüler Esnaf Odası Ömer Faruk Maviyıldız, ATO Meslek Komitesi Başkanı Yunus Demirci, BAKTAD Mehmet Yıldırım, Eskişehir Ticaret Odası Enver Karakuş, Bülent Şarlak, Bora Alkan, Bekir Kök, Ahmet Gümüş’ün katıldığı toplantı sonucunda yıllardır bir çözüm üretilemeyen sorun için somut bir adım atılması tüm katılımcıları memnun etti.


Türes Haberleri

TÜMSİAD’dan TÜRES’e Ziyaret Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği İstanbul Şubesi ‘‘Gıda Günleri’’ kapsamında sektörel konuları görüşmek üzere Türes’i ziyaret etti. Bu ziyarete TÜMSİAD İstanbul Şubesi Sektör Kurulları Komisyon Başkanı Yusuf Ziya Altuntaş, Sektör Kurulları Komisyon Başkan Yardımcıları Süleyman Sürücü, Murat Kilerci, Fatih Cin, Gıda komisyon Başkanı Sinan Kadı ve TÜMSİAD İstanbul Şube Genel Koordinatörü Serhat Yalçın katıldı. TÜMSİAD yetkilileri Türes Dernek merkezinde, Türes Başkanı Ali Tatlıdil, Başkan Vekili Abdullah Korun, Genel Sekreter Mevlüt Şimşek, Sosyal İşler Komisyon Başkanı Ömerel Faruk Şark ve Yönetim Kurulu Üyesi Turgut Arıcı tarafından ağırlandı. Özellikle sektörel konuların ele alındığı toplantıda, karşılıklı istişare yapılarak her iki derneğin çalışmaları anlatıldı. TÜMSİAD olarak bu yıl yeni bir çalışmayı hayata geçirdiklerini anlatan

Sektör Kurulları Komisyon Başkanı Yusuf Ziya Altuntaş; her ay bir sektörü gündemlerine alarak, o konuya ilişkin dernek, oda, müdürlük ve benzeri sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettiklerini ve bu çalışmanın sonunda ayın konuğu başlığı altında sektöre dair önemli ve söz sahibi konukları davet ederek bir toplantı düzenlediklerini belirtti. Gıda konusunda işbirliği ile çalışmak istediklerini dile getiren Altuntaş; Türes üyelerini yapılacak etkinliklerine davet etmek istediklerini ve katılımımızdan memnun olacaklarını aktardı. Davetlerine memnun olduğunu ileten Türes Başkanı Tatlıdil, bu konularda her iki derneğin de sekreteryasının iletişim halinde olması talimatını verdi. Toplantının sonunda TÜMSİAD adına Sektör Kurulları Komisyon Başkanı Yusuf Ziya Altuntaş tarafından verilen plaketi, Türes adına Başkan Ali Tatlıdil ve Başkan Vekili Abdullah Korun aldılar.

25


Türes Haberleri

TÜRES Restoran İşletmeciliği Eğitimi TÜRES derneğin eğitim çalışmalarından biri daha hayata geçti. 20 Ekim pazartesi başlayan Restoran İşletmeciliği Eğitimi ve haftada iki gün (Pazartesi ve Çarşamba saat 09:00 ile 13:00 aralığında) toplamda sertifika töreni dahil 8 hafta sürecek. Derslerin öğretim görevlileri tarafından verileceği eğitim programında sektörün önemli isimleri de tecrübe paylaşımıyla kursiyerlere katkıda bulunuyorlar. Yiyecek içecek sektöründe yönetici olarak çalışan, çalışmak isteyen veya kendi işletmesini açmak isteyen kişiler için düzenlenen kursta, bir işletmenin başarılı bir şekilde faaliyete

26

geçirilebilmesi için başlangıç noktasından en son aşamaya kadar geçirilen evreleri basamak basamak işleyerek bir formasyon vermek amaçlanıyor. Merhaba Pastanesi Başakşehir Şubesi eğitim salonundaki ilk ders 22 kursiyer, Türes Saymanı Mustafa Esenkal, Eğitim Komisyonu Başkanı Yaşar Sekizkardeş ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Ömerel Faruk Şark’ın bizzat katılımı ile başladı. Sayın Şükrü Öksüz’ün restoran kurulmaya başlanırken, ilk düşünce oluşumundan itibaren yapılması gerekenleri anlatması ile başlayan eğitim programı, Türes Kurucu Başkanı Ramazan Bingöl’ün tecrübe paylaşımı ile son buldu.


Türes Haberleri

Tecrübe paylaşımı saatinde Sanpa Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Abdulkadir Erbalcı kursiyerlerimizle soru cevap şeklinde sohbet ederken.

YESİDEF (Türkiye Yemek Sanayicileri Federasyonu Genel Başkanı sayın Hüseyin Bozdağ, Türes sınıfında der veriyor

İş Güvenliği dersinde Doç. Dr. Ali Fuat Güneri bey bilgilerini aktarırken:

Restoran Fizibilitesi dersini Yard. Doç. Dr. Mustafa İme anlatıyor

Restoran otomasyonu dersinde Türes Yönetim Kurulu üyesi ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Ömerel Faruk Şark

27


Türes Haberleri

İstanbul Anadolu Yakası Temsilciliğinden Türes Üyelerine Ziyaret Türes İstanbul Anadolu Yakası Temsilciliği ziyaretleri devam ediyor. 13 Kasım 2014 perşembe günü Türes İstanbul Anadolu Yakası Temsilcisi Mehmet Temel ve Türes Dernek Müdürü Hakan Kestek Anadolu yakasında bulunan Türes üyelerini ziyaret etti. İlk olarak Ataşehirde Aydınlıoğlu Yemek işletmecisi ve sahibi Türes üyesi Uğur Aydınlıoğlu ziyaret edildi. Özellikle catering sektörünün sorunlarının görüşüldüğü ziyaret, Aydın Bey’in Türes çalışmalarına aktif olarak katılmaya davet edilmesi ile son buldu.

Anadolu Hisarı’nda bulunan Salon İstanbul Ziyafet toplantı, düğün, yemek ve benzeri organizasyonları yapan Türes Üyesi Zafer Aksu ziyaret edildi. Çalışmaları hakkında bilgi veren Zafer Bey’in Türes çalışmaları hakkındaki görüş ve fikirleri alınarak toplantı sona erdi.

Türes üyesi İsmet Hacıbeyoğlu'nun Ataşehir’de devam eden 6000 metrekare kapalı alana sahip olacak restoranının inşaatı ziyaret edildi. Kısa bir inşaat gezintisi ve verilen bilgiler sonucunda, sektöre faklı bir konsept ve modern bir restoran kazandırılacağı haberini verebiliriz. Dilek ve temennilerle açılışta görüşülmek üzere İsmet Bey’e veda edildi.

28


Reklam

29


Türes Haberleri

Türes Yönetiminden 6. Dönem 3. Yönetim Kurulu toplantısı 13 Ağustos 2014 Çarşamba günü Türes dernek merkezinde, Türes Başkanı Ali Tatlıdil Başkanlığında, Başkan Vekili Abdullah Korun, Başkan Yardımcısı Murad Fehmi Bozanoğlu, Genel Sekreter Mevlüt Şimşek, Yönetim Kurulu Üyeleri Ünal Dölek, Yaşar Sekizkardeş, Ömerel Faruk Şark, Üyeler Refik Kasak, Orhan Eriman ve İsmail Utku Ertekin’in katılımı ile gerçekleşen 6. dönem 3. yönetim kurulu toplantısında; Türes üyelerine indirim ve farklı avantajlar sağlayacak yeni anlaşmalar yapılması, Mutfak ve Yaşam Dergisi’nin ilk sayfalarında Türes üyelerine yönelik kampanyalara yer verilmesi, dernek bünyesinde Restoran İşletmeciliği eğitimi verilmesi, yenilenme ve verimliliği artıracak

30

inovasyon eğitimi verilmesi için çalışmalar yapılması, 2015 yılı başlarında gerçekleşecek bir çalıştay için hazırlık yapılması, Hukuk ve Gıda Güvenliği komisyonlarının oluşturulması, Sütdo Dondurma adına Abdulsamet Salman, Tonton Baba adına Nevzat Karakeben, Kumpir Box adına Orhan Bakar, Abdulkadir Lokantası adına Abdulkadir İmamvekiloğlu, Mis Lokantası adına Mustafa Gökgöz’ün üyelik başvurularının onaylanması ve Kardeşler Lokantası’nda İlhan Güzeller ve Bab-ı Leziz Lokantası’ndan Muhammet Mustafa İlbaylı’nın üyeliklerinin iptaline oy birliği ile karar verildi.


Türes Haberleri

Önemli Kararlar 6. Dönem 4. Yönetim Kurulu Toplantısı 17 Eylül 2014 Çarşamba günü Türes dernek merkezinde, Başkan Ali Tatlıdil Başkanlığında, Başkan Vekili Abdullah Korun, Genel Sekreter Mevlüt Şimşek, Sayman Mustafa Esenkal, Yönetim Kurulu Üyeleri, Ünal Dölek, Yaşar Sekizkardeş, Ömerel Faruk Şark, Turgut Arıcı, Üyeler; İsmet Özçelik ve Refik Kasak’'ın katılımı ile gerçekleşen 6. dönem 4. yönetim kurulu toplantısında; Sakarya Mah. Bayram Sok. No:33 Biga/Çanakkale'de Servet Aşkı adına Türes Çanakkale Temsilciliği’nin açılması, New York Temsilciliği için yapılan başvuru için başvuru sahibi ile yüz yüze görüşülmesi, Restoran İşletmeciliği kursu için dernek bünyesinde

çalışmaların yürütülmesi ve merkezi bir noktada eğitim yeri bulunması, dernek web sayfasının daha güncel ve sektörel konuları, kanunları, değişiklikleri içerecek şekilde yenilenmesi, Altın Çiftlik Tavukçuluk adına Hüseyin Atak, Burmalı Gaziantep Kadayıfları adına Fırat Gümüştaş, Özkaradeniz Pide adına Faik Kadiroğlu, Hatay Has Kral Sofrası adına Sabahattin Kurt, Karden Fırın adına İbrahim Ulusoy ve Güney 2m adına Melih Şahinöz'ün üyelik başvurularının onaylanması konularında görüşüldü ve fikir birliğine varılarak toplantı sona erdi.

31


6. Dönem 5. Yönetim Kurulu toplantısı 15 Ekim 2014 Çarşamba günü saat Türes Başkanı Ali Tatlıdil Başkanlığında, Başkan Vekili Abdullah Korun, Başkan Yardımcısı Murad F. Bozanoğlu, Sayman Mustafa Esenkal, yönetim kurulu üyeleri Ünal Dölek, Turgut Arıcı, Ömerel Faruk Şark ve üye Refik Kasak’ın katılımı ile gerçekleşen toplantıda; üye sayısının artırılmasına yönelik çalışma yapılması, Gimdes Başkanı Hüseyin

32

Kami Büyüközer ile görüşülerek ‘Helal Gıda’ konulu bir seminer düzenlenmesi, yeni logo ile yaka rozeti hazırlanması ve ön çalışmaların yönetim kurulu üyelerine sunulması, üyelerin doğum günlerini kutlama amacıyla tebrik kartı hazırlanması, Can-u Can Köfte’den Haluk Bey’in üyelik başvurusunun onaylanması kararları verildi.


33


Dosya

Dosya Konusu:

Kafe K端lt端r端 34


Dosya

İLLUSTRASYON: ESMA ÇEVİK @ YedikOnu.Biz

Dünyada neredeyse yüzlerce şubesi olan pek çok kafe ve restoran zinciri vardır. Türkiye’de ise yakın zamana kadar zincir haline gelen kafe markası bulunmamaktaydı. Bu hızlı gelişimin daha da artacağı tahmin ediliyor. Popüler buluşma mekanı olan kafeleri daha iyi analiz etmek için; kafe nedir, kafelerde neler tüketilir ve Türkiye’de kafelerin durumu konularını kapsayan ‘Kafe Kültürü’ dosyasını okumanıza sunuyoruz.

35


Dosya

Kafeterya Caféteria Kafeterya, (caféteria) 19. yy ortalarında Meksika İspanyolcasından Amerikan İngilizcesine alınmış bir sözcük, ‘kahve dükkanı’ anlamına geliyor. Uygulamada değil ancak dilbilim açısından bizdeki kahvehane kelimesine yaklaşık olarak denk geliyor. Zira kafeterya; ortaya ilk çıktığı zamanlarda, çeşitli kahvelerin çekirdek veya öğütülmüş olarak satıldığı sıradan dükkanlar iken bizde kahvehane ise ham kahve ticareti ile değil, özel yöntemlerle pişirilen ve ikrâm edilen kahve ile meşhur... İngilizceye geçtikten sonra zaman içinde anlamı değişmiş, daha çok ‘ayaküstü yemek yenen yer’ manasında kullanılır olmuş. Hem Türkçe’de hem de diğer dillerde ‘café’ şeklinde kısa kullanımı yaygın. Bizde ilk kahvehanenin 1555 yılında Tahtakale’de açıldığı biliniyor. Birçok tarihçi bunun ilk café olduğu konusunda hemfikir. Buna karşılık ‘kafeterya’ adıyla, Türkiye'de en erken, 1959'da inşa edilen Büyük Ankara Oteli'nin (Rixos Grand Ankara) kafeteryası duyulmuş.

ŞENER SOYSAL

36


Dosya Kendisi Yemen’den, ismi Habeşistan’dan

Kahve kelimesi ise, kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı olan "qahwah"’dan geliyor. Bugünkü anlamını ise 14. yüzyılda kazanmaya başlamış. Bu Türkçe'de "kahve"ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, kaffee şekline gelmiş. Qahwah’dan kahve’ye, bundan da café (kafe)’ye dönüşmesi ve tekrar bize bu şekliyle dönmesi oldukça manidar. İsmini doğrudan kahveden alan bu mekanların zaman içinde, talep ve ihtiyaçlara g ö r e

çeşitleri ortaya çıkmış. Tatlı ve pastalara ağırlık veren mekanların yanı sıra hazırlanması ve tüketimi pratik diğer yiyecek çeşitleri ile talep gören mekanlar; canlı müzik veya masa oyunlarının oynanabildiği ortamlara kadar yelpaze oldukça geniş bir içeriğe sahip olmuş. Aslında eskiden beri var olan kahvehane ve nargile ikilisi de yanına hafif yiyecekler, tatlı çeşitleri de eklenerek şimdiki ‘Nargile Cafe’ konseptine ulaşılmış. Hastane kafeteryası, okul kafeteryası gibi sosyal hizmet alanlarına yönelik ürün çeşitlerini barındıran kafeteryalar da bu kapsamda sayılacak olursa, bir tek isme sahip olmasına rağmen hem işleyiş, hem de hedef kitle ve buna bağlı olarak da ürün ve hizmet farklılığı barındıran, belki de birbirine hiç benzemeyen mekanlardan söz etmek durumunda kalındığı rahatlıkla anlaşılacaktır.

”Halkın Parlamentosu” Kafeteryalar!

Edebiyat, resim, felsefe ve siyasetin Avrupa’da, özellikle 18. yüzyılla birlikte kafelerde şekillendiği söylenmekte. Balzac’ın “Bir cafénin kontuarı halkın parlamentosudur” sözü de bu minval üzere serdedilmiş. Dali, Kafka, Freud gibi isimlerle birlikte de mutlaka müdavimi oldukları bir kafeden bahsediliyor. Yakın geçmişte sosyal ve kültürel etkileşimin en önemli ortamı kabul edilen mekanların son yıllarda sayılarının azalması gündem oluşturmuş. Fakat ne var ki bir taraftan klasik tarz mekanların sayısı azalırken diğer yandan ihtiyaca ve talebe göre yeni bir anlayışla oluşturulmuş, çeşitlendirilmiş kafeteryaların sayısı inanılmaz bir hızla artmakta. Örneğin, kablosuz internet bağlantısı barındıran, hızlı ve birçok farklı kahve seçeneğini deneyimleme imkanı sunan, kendine has tatlı ve pasta çeşitleri ile hizmet veren kafeteryalar; öğle arası, mesai sonrası veya hafta sonları müşteri açısından neredeyse hiç sıkıntı yaşamıyorlar.

37


Dosya

Retailbanktr

Kafeterya Kültürü Araştırması “Retailbank Türkiye Araştırma Merkezi” Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Altunok yapılan araştırmayı değerlendirdi. Ahmet Altunok, “Retailbank Türkiye olarak sık sık farklı alanlarda olmak üzere Türk tüketicisi üzerinde “tüketici bilinci ve alışveriş kültürü” değişikliklerini ölçmek ve takip etmek amacıyla anket ve araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalar sonucunda ülkemiz yatırımcılarına değişen tüketici algı ve kültürü hakkında doğru sonuçlar ortaya koyarak yatırımlarına yön vermelerini öneriyoruz. İstanbul genelinde yapmış olduğumuz “kafeterya kültürü araştırması” sonuçlarına göre café kültürünün hızla yayıldığını, özellikle gençlerin oyun ve nargile café’ leri tercih ettiklerini görüyoruz. Gençlerimizin nargile café’ leri tercih etmelerinin sebebi olarak nargilenin sohbet ortamının bir parçası olarak görülmesi sebep olmuştur. Retailbank Türkiye olarak tüketici ve Pazar araştırmalarında, sosyal ve siyasal araştırmalarda her türlü veriyi en hızlı, doğru ve ekonomik şartlarda girişimcilerimize sağlamayı kendimize vizyon olarak belirlemiş bulunuyoruz.”

38


Araştırmaya katılan her 100 tüketiciden 81’i, tatlıcı kafeteryalarına gittiğini belirtmiştir. Tatlıcı kafeteryalarının daha çok tüketici tarafından tercih edilme sebepleri arasında, bu tür kafeteryalarda, adıyla müsemma sadece tatlı ürünleri değil aradıkları diğer ürünlerin de sunulması seçeneği de rahatlıkla söylenebilir. Ürün seçeneği yanında bu tarz kafeteryalarda vakit geçirme olanağının da bulunması tatlıcı kafeteryalarını biraz daha ön plana çıkarmıştır. Tatlıcı kafeteryalarına giden erkek-kadın oranı neredeyse aynı seviyede seyrediyor. Oyun kafeteryaları ile nargile kafeteryalarına giden erkekler, kadınlara göre biraz da fazla iken, diğer kafeterya çeşitlerinde –özellikle special kahve zincir kafeteryaları olmak üzere- kadın tüketicilerin erkeklere nazaran daha fazla olduğu görüldü. Oyun kafeteryaları ve nargile kafeteryalarına daha çok 18-24 yaş grubu; pastane kafeteryalarına ise 40-44 yaş grubu ilgi gösteriyor. Tatlıcı kafeteryalarına gidenlerden her 100 kişiden 30’u ayda bir, 24’ü iki haftada bir, 20’si haftada bir bu kafeterya türüne gittiğini belirtmiştir.

Kafeteryalarda, açık hava mekânının bulunması ve yiyecek servisi bulunması imkânı kafeterya seçiminde, çok etkili olduğu görülmüştür. Görüşülen tüketicilerin büyük çoğunluğu kafeteryalarda şerbetli veya sütlü tatlı bulunmasını kafeterya tercihinde etkili olduğunu belirtmiştir. Kafeteryalarda canlı müzik olması, yiyecek servisi ve çocuklar için oyun alanı bulunması kafeterya tercihinde kadınlar için daha etkili iken; okey/tavla gibi oyunlar oynama imkânı, nargile içme imkânı ve maç yayını olması kafeterya tercihinde erkekler için daha etkili unsurlar olarak görülmüştür. Tüketicilerin kafeteryalara gitme amacı değişkenlik göstermektedir. Ancak kafeteryalara gitme amacını “eğlenmek, sohbet etmek, vakit geçirmek” ve “yeme-içme” olarak iki ana başlık altında toplamak mümkün olmuştur. Bu gruplandırma sonucuna bakıldığında tüketicilerin büyük oranda “eğlenmek, sohbet etmek, vakit geçirmek” için kafeteryalara gittiği görülmüştür. Kafeteryalarda tüketilen ilk beş yiyecek sırası ile pasta, tost, hamburger, şerbetli veya sütlü tatlı ve döner/kebap iken; en çok tüketilen yiyecek ise tost olarak karşımıza çıkmıştır. Erkekler; kafeteryalarda baklavayı, döner/köfte/ kebap’ ı, spagettiyi, pide/lahmacunu, tavukgöğsü / kazandibini kadınlardan, Kadınlar ise ev yemeği/sulu yemekleri, börek/çökeği, kurabiyeyi, pastayı, tatlı/ şerbetli tatlıyı erkeklerden daha fazla tüketmektedir. Tüketicilerin yaşı yükseldikçe kafeteryalarda ev yemeği/sulu yemek tüketim oranı artarken, hamburger tüketim oranı azalmıştır. Kafeteryaya giden tüketicilerin içtiği temel üç içecek; Çay, Kahve/Türk Kahvesi ve Gazlı içeceklerdir. Başta çay olmak üzere bu üç içecek grubu diğer içeceklere göre oldukça fazla tercih edilmektedir. Çay tüketim oranında yaş yükseldikçe artış görülmüştür. Gazlı içecek tüketimi ise 40-44 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre azalmıştır.

39


Dosya

Kahve Terimleri Sözlüğü Arabica: Coffea arabica ağacının kahvesi. Robustaya göre yarı yarıya az kafein içerir. Robusta’dan daha değerlidir. Asidite: Kahveye tadını veren önemli komponentlerden biri. Kahvenin fırınlanması sırasında tad verici asitler ortaya çıkmaya başlar. Kahve ne kadar çok fırınlanırsa (koyulaşırsa) asiditesi o kadar azalır. Barista: Espresso makinesinde çalışan, espresso ve espresso bazlı içecekler yapabilen kişiye denir. Bitterness (acılık): Kahveye kötü lezzet veren özellik. Normal kahve bitterdir ama bu ölçülü olmalıdır ve kahvenin tadı için gereklidir. Yeterinde fırınlanmayan kahve veya fazla ısıtılan kahvedeki acılık rahatsız edicidir. Body (Kıvam): Kahvenin damakta bıraktığı izlenim. Kağıt filtreden geçen kahvelerin kıvamı az, metal filtreden geçenler ise yoğun kıvamlıdır. Espresso ise şurubumsu kıvamlıdır.

veya kalın öğüterek her pişirme metoduna uygun hale gelir. Estate Kahve: Tek bir tarlada yetişen kahvelere verilen isimdir. Bu tip kahveler yetiştiricinin gösterdiği özen sayesinde tadı ve kalitesi mükemmel kahvelerdir. (Sedoso De Colombia, Condesa De Costa Rica, Hawaiian Kona, Jamaican Blue Mountain, Royal Zimbabwe) Espresso: Genellikle, kahveyi kavuranın felsefesine bağlı olarak rengi orta koyuluk ile koyu arasında değişen bir kavrulmuş kahve çekirdekleri harmanıdır. Portafilter denen küçük filtre aparatına ince öğütülmüş kahve çekirdeği konur ve üzerine baskı uygulandıktan sonra espresso makinasına takılır. Sıcak suyun yüksek basınçla kahvenin üzerinden geçirilmesiyle espresso hazırlanır. Espresso Macchiato: Espressonun üzerinde bir kat süt köpüğü olması.

Caffe Latte: İtalya’da içilen Espresso ve üzerine konmuş sıcak buharlanmış süt. Kahvaltıda içilir.

Espresso Risretto: Espressonun bir modifikasyonu. Basınçlı suyu daha kısa süre açık tutup, az miktarda ama koyu bir espresso elde etmek.

Café au lait (Kafeole): Caffe Latte’nin Fransız versiyonu

Espresso con panna: Espressonun üzerine krem konması

Caffé americano: Espressonun üzerine sıcak su ekleyerek espresso tadının homojen dağılmasını sağlamak.

Fırınlama (Roasting): Kahve çekirdeklerinin özel fırınlarda kavrulması. Kavurma derecesine bağlı olarak kahve çekirdeğinin rengi koyu kahverengiye döner. Kavurulan kahvede eriyebilen yağ ve proteinler yüzeye çıkar, asitler başka asitlere dönüşür ve şekerler karamelize olur.

Caffeine: Arabica’da %1.1, Robusta’da ise %2.2 bulunan ve insanın keyfini etkileyen madde. Psikoaktif ilaç. Çayda da bulunur. Cappuccino: Espresso kahveye süt ve krema kıvamında süt köpüğü eklenerek hazırlanan kahve çeşididir.

Frappe: Soğuk sütün içerisine kahve, şeker ve krema karıştırıldıktan sonra üzerine buz ilave edilerek servise sunulan soğuk kahve.

Cinnamon Roast (tarçın fırınlama): En kısa süreli fırınlama, açık kahverengi çekirdekler oluşur ve üzerlerinde yağ yoktur. Asidi fazladır ancak ucuza mal olur ve fırınlama sırasında ağırlık kaybı azdır. Genellikle karışımlarda kullanılır.

French roast (Fransız fırınlama): Bitter çikolata rengindedir ve çekirdeğin üzeri tama yakın yağ ile kaplıdır. Espresso fırınlama da denir. En fazla fırınlanmış kahvedir.

Çekirdek Kahve: Çekirdek kahve alarak, ihtiyaca göre öğütmek, kahveyi daha uzun süre taze tutar. Çekirdek halinde iken ince

Full-city roast: Orta derecede fırınlanmış kahve çekirdeği. Yaygın olarak kullanılan bir fırınlama ise de, giderek daha koyu çekirdekler

40


rağbet görmektedir. Çekirdeklerin üzerinde yağ yoktur. Harman (blend): Bir ya da birden fazla kahve çekirdeği çeşidinin ya da türünün bir karışımı.

Moka: Yemen kahvesi, adını Yemen’in Muka şehrinden alır. 17. yy.’a kadar dünya kahve gereksiniminin hemen hepsini karşılardı. Organik kahve: Kimyasal gübreler ya da pestisitler kullanılmadan yetiştirilmiş kahveyi belirtir.

Hazır kahve (Instant Coffee ya da Granül Kahve): Suda eriyen kahve türü. Çoğunlukla otomat makinelerinde kullanılan pişmiş kahvenin kurutulmuş halidir.

Otsu: Kötü bir kahve tadını belirtir. Genellikle, çekirdekleri yıkamak için saf olmayan su kullanıldığında ortaya çıkar ya da işleme sırasındaki uygunsuz kurutmadan kaynaklanır.

Püskürterek Kurutma (Sprey Dried): Hazır kahvenin klasik çeşidini elde etme yöntemidir.

Quaker: Olgunlaşmamış haldeyken toplanmış kahve bitkisi.

Dondurarak Kurutma (Friez Dried): Hazır kahvenin gold çeşidini elde etme yöntemidir. Italian roast (İtalyan fırınlama): Çekirdeklerin üzeri yarıdan fazla yağla kaplıdır. İyice koyulaşmıştır. Sütlü çikolata rengi vardır. Karamelizasyon: Kahve çekirdeğinde bulunan ve kıvamı ve tadı etkileyen karbonhidratların fırınlanma işlemi sırasındaki değişimi. Kahve çekirdeği koyulaştıkça karamelizasyon artar ancak aşırı fırınlanırsa, yanık kokar.

Rio-Y: Rio de Janeiro kaynaklı kahvelerde bulunan iyotlu, ilacımsı bir tat. Avrupa ve Amerika’da tercih edilmese de, Türkiye’de en çok tercih edilen kahvedir. Robusta: Robusta kahve çekirdekleri hastalıklara son derece dayanıklı olup deniz seviyesine daha yakın yüksekliklerde yetiştirilmektedir. Ancak, Arabica çekirdeklerinin sevilen lezzetine sahip değildir. Bunlar, çoğu ticari kalitedeki instant kahvelerde ve süpermarket kahvelerinde kullanılır. Robusta çekirdekleri Arabica çekirdeklerinden daha fazla kafein içerir. Stinker: Aşırı olgunlaşmış haldeyken toplanmış kahve meyvasıdır.

Kava Turécka: Çek Cumhuriyetinde kahveye “kava” adı verilir. Kava Turecka ise Türk kahvesi anlamına gelir. Bizim içtiğimiz kahveden farkı daha büyük fincanlarda içilmesi ve daha kalın çekilmiş kahveden yapılmasıdır. Bu kahve dibe tam çökmez ve köpüğü içerken ağzınıza gelir. Klorojenik asit: Kahvenin asiditesini veren ana asitlerden. Tadı kötü olup, kahve fırınlandıkça giderek kaybolur ve yerini tad verici asitler alır. Kolloidler: Kahvede eriyemeyen ancak metal filtrelerden geçebilen partiküller. Kahvenin ağızdaki izleniminde önemli etkisi var. Kahve köpüğünü oluştururlar. Latte Machiatto: Buharlanmış sütün içerisine biraz espresso koymak.

Swiss Water Metot: Kahve çekirdeklerinin kafeinin %99’unun su tanklarında tamamen doğal olarak uzaklaştırılması işlemidir Tahmis: Kurukahve Türk Kahvesi: Pudra kadar ince öğütülmüş kahve, cezvede pişirilerek elde edilen telveli bir kahve çeşidi. Vienna Roast: Orta derecenin üzerinde fırınlanmış çekirdeklerdir. üzerlerinde yağ belirmeye başlar. Tercih edilen bir fırınlama şeklidir. Yeşil kahve: Sıcak ve nemli havada depolanan yeşil kahve çekirdekleri. Pahalı ve aranan kahvelerdir. Kaynak: http://www.gurmerehberi.com/

41


Dosya

Mehmet Dinçerler:

Kahve Sektörünün Hızla Gelişmesi Bekleniyor TÜRES üyelerinden Burhan Dinçerler’in oğlu Mehmet Dinçerler ile kahve, kafe kültürü ve Gloria Jean’s Coffees’e dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Mutfak ve Yaşam Dergisi: Sizi ve Gloria Jean’s Coffees’i tanıyabilir miyiz? Mehmet Dinçerler: Gloria Jeans Coffees 1979 yılında Chicago, Illinois’te Gloria Jean Kvetco tarafından kurulmuş. Bir süre sonra dükkanını bir çeşit gurme kahve dükkanına dönüştüren Kvetco, birkaç yıl içinde mağaza sayısını 11’e yükseltiyor ve 1986 yılında franchise verme kararı alıyor. 1991’de “Yılın Girişimci Şirketi” seçiliyor ve derken Gloria Jean’s Coffees kısa sürede Kuzey Amerika’nın en büyük kahve zinciri haline geliyor. 1995 yılında Avustralyalı iş adamı ve kahve uzmanı Nabi Saleh, ortağı Peter Irvine ile beraber Gloria Jean’s Coffees’in Avustralya Master Franchise hakkını satın alıyorlar. 1996 yılında Miranda’da (NSW) ilk şubelerini açmalarının ardından Avustralya’da hızla büyüyorlar. 2004 yılında ABD’ye geri dönen Nabi Saleh ve Peter Irvine, Gloria Jean’s Coffees‘in üretim ve uluslararası isim haklarını satın alıyorlar. 2009 yılında ise ABD’de, ülke içindeki haklarını da satın

42

alarak markanın tüm dünya üzerindeki sahibi oluyorlar. Gloria Jean’s Coffees’in Türkiye serüveni ise; 1999 yılında İstanbul Mydonose Showland’de ilk şubesini açmasıyla başladı. Avustralya, 2012 yılı Haziran ayında Grup DNC Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile resmi Master Franchise anlaşmasını yeniledi ve Gloria Jean’s Coffees yeni şubelerinde sevenleriyle tekrar buluştu. İlk günden beri sürekli gelişip büyüyen Gloria Jean’s Coffees bugün dünya üzerinde yaklaşık 50 ülkede 1200’den fazla şubesinde hizmet veriyor ve bu tutkuyu tüm kahve severlerle paylaşıyor. Bizim, önümüzdeki 5 yıllık hedefimiz 120 şubeye ulaşmak. Ben, iki yıldır Gloria Jean’s Coffees yönetimindeyim. Öncesinde restoran yöneticiliği ve tabi çocukluğundan beri de Hacı Sayid’in mutfağında yer aldım. Şu anda 30 şubemiz var. Bunların 15’i franchise yapısında başarılı bir şekilde devam ediyor. Hali hazırda ise 18 yeni şubemizin kuruluşu proje aşamasında. MY: Günümüzde yükselen bir kahve dükkanı trendi var, bu konuda neler düşünüyorsunuz? MD: Sektörün önü çok açık, henüz Avrupa’nın onda biri


ERMAN ÇİVİCİ

Dosya

seviyesindeyiz. Avustralya’da 20 milyon nüfus 500 Gloria Jean’s şubesi var. Kahve, dünyada petrolden sonra ikinci ticari meta, tüketimden dolayı da en büyük sektör. Fikir vermesi açısından örneğin, bizim Diyarbakır’da 2 şubemiz var, işleri çok güzel 3. şubenin hazırlıkları yapılıyor. Talep varsa ve ürün, hizmet, konfor iyi olunca her yerde kabul görüyorsunuz. MY: Sektör açısından tanımlayacağınız riskler var mı? MD: Kişisel görüşüm, kahvenin bu tarz sunumu bir Amerikan kültürüdür ve bu kültüre uygun olarak yapılır, ya da uymayacaksanız başka bir iş yaparsınız. Türk markaları kahve dükkanı yapıyor ama konsepti değiştiriyorlar. Kahve içerken ızgara kokusu olmaz. Ya bu kitleye ya diğerine hitap edeceksiniz. Bu tip uygulamalar yapıyı bozar, kahve severi küstürebilir. MY: Uluslararası zincirlerin yerel adaptasyonlara sıklıkla başvurduğunu görüyoruz. Sizin alanınızda da bu tip değişiklikler gerekli görülüyor olabilir mi? MD: Temel yapıyla uyumlu ve makûl değişiklikler her zaman tercih edilebilir. Örneğin, Çay ve Türk Kahvesi’nin menüye eklenmesi kaçınılmaz. Ancak bunlar konsepti bozan ürünler değil.

MY: Kimler geliyor, beklentiler nedir? MD: Gurme kahve yaş aralığı 18-35 yaş arası, 35 yaş sonrası da yurt dışına gidip gelirken kahveyi sevenler. Ürün ve serviste kalite beklentilerin başında geliyor. Gloria Jean’s’ın 42 ülkede kullandığı global sistemi kullanıyoruz. Tecrübe ile ulaşılmış bir kalite anlayışına sahip olduğumuz için tercih edilir olduğumuzu belirtmeliyim. Ayrıca take-away servis önemli. Rahatlığı var; “Kahvemi alayım başımda kimse olmasın” diyor insanlar, uzun oturmak istiyor. MY: Son olarak Franchise uygulamanız hakkında bilgi alabilir miyiz? MD: Franchise konusunda sadece nakit yatırım istiyoruz, şube sahibi dükkana gelsin ama sadece kahve içmeye gelsin, işinin başında olmasına gerek yok. Personeli kendimiz eğitiyoruz. Müdür ve süpervizör bizden yetişme oluyor, 2-3 hafta kadar da diğer personeli eğitiyoruz. Personelimiz genelde genç ve dinamik arkadaşlardan oluşuyor. Franchise için en az 100 metrekare iç, 50 metrekare dış alan, dükkan için yapılacak harcamalar ve franchise bedeli gerekiyor. Geri kalan her şey bize ait. Sipariş ve tedarik sürecinde de hizmetin tamamını biz sağlıyoruz.

43


Makale

Kurumsal İtibar ve İç Denetim Dr. Resul Kurt İletişim ve teknolojinin bu kadar üst düzeyde olduğu bir dönemde hem bireyler ve hem de işletmeler çok dikkatli olmak zorunda. Bir küçük hata ile koca şirketlerin kağıttan kaplanlar gibi yerle bir olduğunu gördüğümüzde sosyal medyanın gücünü daha net değerlendirmiş olduk. Ülkemizin önemli ve güzide sivil toplum örgütlerinden birisi de iç denetçilerin meslek örgütü olarak 1995 yılında kurulan Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE). TİDE, iç denetim mesleğinin ve profesyonellerinin uluslararası standartlar ile uyumlu, küresel seviyede yetkin uygulamaları için güvence oluşturmaktadır. Ülkemizin önemli sivil toplum örgütlerinden birisi olan TİDE, XVIII. Türkiye İç Denetim Kongresinde 'İtibar Gelecektir-Kurumsal İtibarın Yönetilmesinde İç Denetimin Stratejik Rolü'temasını işledi. TİDE Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan Yurtsever'in konuşmasında dile getirdiği; teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmelerin itibarı korumayı daha güç hale getirmesine ilişkin görüşlerine katılmamak mümkün değil. Başta Sorboune Üniversitesi Profesörü Jean Paul Louisot olmak üzere, Larry Hubbard, Pelin Altındal, Burak Sadıç, Ali Yılmaz Kumcu, Hakan Aytekin, Naciye Kurtuluş Sime, Ali Kamil Uzun, Fatih Öztürk, Dr. Resul Kurt ve Serdar Kuzuloğlu gibi konuşmacılar kurumsal itibarın yönetilmesini ayrıntılı olarak ele aldı.

44

info@resulkurt.com İş güvenliğine denetim şart! Benim de "İş Ve Sosyal Güvenlik Kanunlarındaki Değişiklikler Ve İç Denetim Departmanlarının İş Kazalarını Önlemedeki Rolü" başlığıyla ele aldığım sunumumda iç denetim ve iş sağlığı ve güvenliği hususlarını işletmelerin kurumsal itibarlarının değerlendirilmesi açısından değerlendirdim. İç denetim birimlerinin görevi ve sorumlulukları arasında iş sağlığı ve güvenliğinin alınması yönündeki düşüncemin işletmelere ciddi avantajlar sağlayacağını düşünmekteyim. 2014 Yılına Kadar bir işletmenin bir iş kazası sonrasında itibarının ciddi şekilde yaralanabileceğini düşünmez, iş kazalarının sadece ceza davaları, maddimanevi tazminat davaları ve SGK'nın rücu davaları ile değerlendirirdik. 2014 yılında yaşanan ve hepimizi ciddi şekilde etkileyen iş kazaları bizlere işletmelerin ticari itibarlarının da iş kazalarından olumsuz yönde etkilemiştir. Çok sayıda çalışanın hayatını kaybettiği iş kazalarının bir işletmeyi ve şirketi hem itibar ve hem de manevi olarak bitirebileceğini göstermiştir. Yazının başlığında da belirttiğim gibi, itibarı hırsızlar çalmıyor. İşletmeler itibarlarını kendi çabalarıyla kaybediyor. İş Sağlığı ve Güvenliği de bu kapsamda iç denetimin önemli bir değerlendirme konusu olmalıdır. Önlemek ödemekten her zaman daha kolay, daha insancıl ve daha ucuzdur. İş kazalarının yüzde 98'inin eğitim ve ekipman sağlanmasıyla önlenebilir olduğunu düşündüğümüz takdirde iç denetimin bu yönde önemli bir katma değer sağlayabileceği sonucu ortaya

çıkmaktadır. İç denetimin fonksiyonu İç denetimin en önemli fonksiyonu, işletmeler ve idareler için yasal yükümlülüklerden kaynaklanan risklerin ortadan kaldırılmasıdır. İşletmeler için; -Vergi ve Finansal mevzuattan doğan riskler, -İş Hukuku ve Sosyal Güvenlikten kaynaklanan riskler ve, -Diğer yükümlülüklerden doğan riskleri bulunmaktadır. İç denetimin bu anlamda bu riskleri ortadan kaldıracak iş ve eylemlerde bulunması önem taşımaktadır. İşçi ve işveren anlaşmazlıkları İşyerlerinde çalışanlarla işverenler arasında yaşanan anlaşmazlıkların başlıcaları; - İhbar ve Kıdem Tazminatı, - Fazla mesai, UBGT, HT çalışma ücretleri, - Kullanılmayan yıllık izinlere ait ücret alacakları, - İşe iade davalarından kaynaklanan boşta geçen süreye ait ücret ve işe başlatmama tazminatı, - Mobbing davaları - Eksik ödenen SGK primlerine ilişkin hizmet tespit davaları, İş Kazalarından ve Meslek Hastalıklarından doğan maddi-manevi tazminatlar, olarak sayılabilecektir. Bu noktada iç denetimin hatalı işyeri uygulamalarına yönelik düzeltici işlemlerinin bu yargısal süreçleri azaltabileceği ve iş barışına katkı sağlayabileceğini ifade etmek mümkündür.


45


Söylesi

THY Genel Müdürü Temel Kotil:

Türkiye’nin uzun raf ömrüne ihtiyacı yok Türes Yüksek İstişare Kurulu üyesi Türk Hava Yolları Genel Müdürü Sayın Temel Kotil’in tavsiye ve tecrübelerini okuyucularımıza aktarmak amacıyla hoş bir söyleşi gerçekleştirdik. Sayın Kotil’e yoğunluğuna rağmen dergimize zaman ayırdığı için teşekkür ederiz. Mutfak ve Yaşam Dergisi: Türk Hava Yolları ikramları herkes tarafından çok beğeniliyor, bunu nasıl sağlıyorsunuz? Doç. Dr. Temel Kotil: Yemek havacılıkta çok önemli bir konu, insanlar uçağa geçmeden önce havaalanında genelde bir yorulma yaşıyorlar. Özellikle iş adamları bir toplantıdan çıkıp, koşarak hava alanına geliyor. Uçağa gidince insanın ferahlaması lazım, uçak nihayetinde bir tüp, kocaman alüminyum bir kap. Oturduğunuz koltuğun rahat olması lazım ama büyük sıkıntımız alanların dar olması. Tasarım, renk ve uyum çok önemli, koltuğun şekli çok önemli. İç hat yolcumuz ciro olarak %14, yabancı yolculara daha fazla

46

hizmet veriyoruz. Uluslar arası hizmet verdiğimiz için de uluslar arası tadı getirmemiz gerekiyor. Koltuğa oturduğunuz zaman size nezih bir yemek geldiğinde, hem midenize dokunmayacak hem de hoşunuza gidecek bir yemek altın değerinde. O yemek değil aslında o anda. Tabaklarımız çok güzel, sadece servis takımlarımıza 30 milyon USD ekstra para verip çok şık bir set kullanmaya başladık. Yaklaşık olarak 60 milyon yolcu taşıyoruz bir yılda, onların memnuniyeti bizim için önemli. Sıcak bir çorba gelince çok memnun oluyor insanlar. İkramlar konusunda bussines classta birinci, ekonomide ikinciyiz, gayretimiz ekonomide de birinci olmak. Bizi diğer hava yollarından ayrıştıran şu; biliyoruz ki insanın tad algısı çok muazzam, çok mükemmel, yemekler arasındaki nüans farkını çok iyi anlayabiliyor. THY olarak hiçbir zaman kimyasal kullanmıyoruz. Daha uzun ömürlü olsun diye uğraşmıyoruz. Birkaç günden bahsetmiyorum. Uçaklarımızda +4 derecede Chiller dediğimiz dolaplarımız var. Turkish Do&Co’nun mutfağından çıkan yemeklerimiz soğuk zincirle uçağa kadar


Söylesi

geliyor. Koruyucu madde kullanmaya da kesinlikle karşıyız. İnsan midesi kimyasallara hemen tepki veriyor. Koruyucular çok zararlı şeyler, kişisel olarak da hiç sevmem, insanları öldürmekten başka bir amacı olduğunu sanmıyorum. Ekmeğe, yoğurda bir ay bir şey olmuyorsa muhakkak bize bir şey oluyor. Hiçbir zaman donmuş yemek, sebze, meyve kullanmayız. Herşey bahçeden gelecek, taze kesilecek, işlem görecek, soğuk zincirle korunacak. Servise başlandığı zaman sıcak olması gerekenler varsa biz ısıtmıyoruz, pişiriyoruz. Tesisten yarı pişmiş olarak çıkıyor. Aslında yeni tencereden gelen bir yemeği sunmuş oluyoruz. Uzun sözün kısası biz yemeğe sanat olarak bakıyoruz. Yolcunun beğenisini sonuna kadar kazanmak isteriz. Yeni teknoloji ile yemeğin daha da sağlıklı üretilmesi mümkün olursa biz o prosese hemen yatırım yaparız. Daha kaliteli ürün bulursak onu da kullanırız ama kullandıklarımız da Türkiye’nin en iyisi. Etimizi ne yazık ki yurtdışından alıyoruz. Hacim olarak Türkiye’de hizmet alamıyoruz. Yeni Zelanda’nın en iyi etlerini getiriyoruz. İslami usullere de dikkat ediyoruz. Bizim 260 adet uçan restoranımız var. THY Genel Müdürü olarak yemek benim ana gündem maddem, uçuşta yemeğin altın değerinde olduğunu bildiğimden. Ne kadar leziz yemek verirsek o kadar diğer havayollarını geçeriz. Krize giren bir havayolunda bakıyoruz ki servis yaptığı çerezler küçülmüş oluyor, kalite düşüyor. Bir çerezin kalitesini tutturamayan havayolunda iş olmaz. Benim yemeğimden böyle çalıyorsa kim bilir başka yerlerden neleri çalıyor. Böyle bir hava yolu olmaz.

Meyve sularımızda olabildiğince taze kullanmaya dikkat ediyoruz. Taze sıkılmış bir portakal suyunun maliyeti yüksek ama on bardak işlenmiş yerine bir bardak taze vermeyi tercih ediyoruz. Beğeni olduğunda da bizde tüm dünyanın beğenisinden bahsediyoruz. Görüyoruz ki taze meyve suyu ile hazır arasında çok büyük bir fark var. Türkiye diğer ülkelere göre çok nasipli, bir ucundan diğer ucuna bir günde gıda gönderilebiliyor, bizim raf ömrünün uzun olmasına ihtiyacımız yok, bu büyük bir avantaj. MY:Yeme içme sektörü çok hızlı bir biçimde büyüyor, bununla ilgili Türkiye’de ve dünyada durum nasıl? TK: Yemek insanın hayatında çok önemli bir konu. Biz bu konuda da bin yıllık bir kültür taşıyoruz. Bu işi ta Selçuklu’ya 1071’e kadar götürmek lazım. Tabi Osmanlı bizim için değerli ama Selçuklu da değerli. Türkiye’nin yiyecek sektöründe, mutfakta dünyada en iyi olması kadar doğal bir şey olamaz. Proses edilmesi konusu da var ama alet edevat konusunda da Türkiye bir yere geldi, ürünlere bakıyorum artık yok yok. MY: THY’nin restoranla ilgili projeleri var mı? TK: Biz THY olarak sadece yolcuyla ilgileniyoruz. Turkish Do&Co’nun inşaatı devam eden bir oteli var, içinde de çok güzel bir restoran olacak. Do&Co’nun genel müdürü Atila Bey çok ince bir insan. Onun çok hoş bir mekan için çalışmalar yaptığı doğrudur.

47


Söylesi

MY: Dünyada Türk mutfağı nerede? TK: İşim gereği dünyanın farklı noktalarına gidiyor ve çok çeşitli yerlerde yemek yiyebiliyorum. Eyfel kulesinde bile yeseniz aklınızda bir tad kalmıyor. Demek ki hatırda kalacak yemekler sunulmuyor oralarda, üstelik fiyatlar da oldukça yüksek. Yolcularımızdan yemek konusunda aldığımız geri bildirimler çok iyi. Uçaklarımızda hem Türk hem de ilgili ülkenin mutfağını vermeye çalışıyoruz. Yemek konusunda bir dayatmamız yok illa şunu yiyeceksiniz diye. Türk mutfağından ne ikram edersek hemen bitiveriyor, herkes çok seviyor. Sebze, et, peynir konusunda Türkiye çok iyi fakat genel anlamda bunları bir araya getirme konusunda sorun yaşanıyor. Türk simidi ve Trabzon tereyağı ikram ediyoruz ama bunların en doğal haliyle bize ulaşması lazım. Teknoloji ile bunların çözülmesi gerekiyor. Organik ürünü soğuk zincir ile yüz katına satabilirsiniz ama şimdi üç kuruşa gidiyor. MY: Sağlıklı beslenme konusunda neler yapılmalı? TK: Biz taze ürün ikram etmenin analizini çok iyi yapıyoruz. Rafta uzun süre kalmasına gerek yok. Soğuk zincir kurulursa biz artık katkılı ürünlere hiç ihtiyaç duymayız ve Türk insanı en sağlıklı millet olur. Ucuz ve bol yemek yiyorsunuz belki ama vücudunuzun bütün organlarına bol bol zarar veriyor. Türkiye’nin bu tuzağa düşmemesi gerekiyor. Bizim bu tip bir beslenmeye mecburiyetimiz yok. Ülkemizde yetişen ürünler bol ve sağlıklı çok şükür. MY: THY’nin Türk Mutfağının tanıtımı konusunda ne gibi çalışmaları oluyor? TK: Yolcularımıza Hoş geldin lokumu veriyoruz, bizim sunmamız çok zor değil. Dünya insanlarının beğeneceği ne varsa sunmaktan hem keyif alıyor hem de görev biliyoruz. Farklı milletlerden fokus grupları oluşturup araştırma yaptığımızda Türkler tarafından beğenilmeyen şeyleri dışarıda çok beğeniyorlar. Bizim yemeklerimizi çok beğeniyorlar. Bizim yemeklerimiz çok leziz ve tatlı gerçekten. Hem yemek hem de kültürümüzü tanıtmak üzere gayret sarf ediyoruz. Türk yemeklerini herkese tattırmak lazım. Dünyanın çok da fazla güzel yemekleri yok. Bizim yemeklerimizi 7 milyar insana tattırmamız gerekiyor. MY: Restorancılara önerileriniz nelerdir? TK: Hijyen konusunu artık hiç konuşmuyorum zaten. Fakat kullanılan malzeme çok önemli. Yemeğin tadını çok çok etkiliyor. Koruyucu kullanılan malzemelerden uzak durmak gerek. Daha az yiyelim ama taze yiyelim. Çok çok ama sağlıksız yemenin bir anlamı yok, az olsun ama sağlığımızdan olmayalım. Sağlık masraflarımız da azımsanmayacak kadar çok , sağlıklı beslenerek bu masraftan da kurtulabiliriz. İnsanın ihtiyacı olan kalori zaten bellidir. Sonrası bizim için zaten gereksiz oluyor. Nakliye için harcanan masrafa

48

değecek güzellikte ve kaliteli ürünler taşımak da önemli. Mutfak herkesi ilgilendiren bir konu, birilerinin bu konuda çalışması gerekiyor. Türkiye her konuda büyük oyuncu olacak Allah’ın izniyle. Coğrafi konum çok güzel, doğunun batıya, batının doğuya ihtiyacı var. Avrupa tüketim, Asya da üretim makinesine dönüyor şu anda. Bu ikisini birleştirecek nokta ise Türkiye. Pasif ve haydi geç buradan diyecek bir köprü değil. 1 trilyon dolara yakın bir gayrı safi milli hasıla var, dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmeye adayız. Bu bir endüstri, teknoloji ve ekipman gerekiyor. Ciddi bir proses gerekiyor, standart bir üretim gerekiyor ama öte yanda 1000 yıllık bir kültür var. İki ayağı olan bir konu aslında yeme-içme. Bu iki ayağı da aynı seviyeye yükseltmek gerekiyor.

Temel Kotil Kimdir?

Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi 1959 yılında doğan Kotil, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünden 1983 yılında mezun olmuş, 1986’da ABD’nin Ann Arbor kentindeki Michigan Üniversitesi’nin Uçak Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını, 1987’de de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını, 1991’de de yine Michigan Üniversitesinde Makine Mühendisliği bölümünde doktorasını tamamlamıştır. Kotil, 1991-93 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yapmıştır. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak hizmet veren Kotil, aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı ve 1993-94 yıllarında da Fakülte Dekan yardımcılığı görevlerini yürütmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında ABD’de Illinois Üniversitesinde misafir profesör olarak hizmet vermiş ve daha sonra New York’ta AIT Inc.’de Araştırma ve Mühendislik Bölümü Başkanlığını yürütmüştür. 2003 yılında THY’deki kariyerine Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başlayan Kotil, 2005 yılında THY Genel Müdürlüğüne atanmıştır. 2006 yılında IATA Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmiştir. 2010 yılında ise Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiği Avrupa Havacılık Birliği’nin (Association of European Airlines-AEA) 2012-2013 yılları arasında Başkan Yardımcısı, 2014 yılında ise Başkanı olmuştur. Evli ve dört çocuk babası olan Kotil’in birçok araştırma ve bilimsel yayını vardı


Reklam

49


Üyelerimizden

Kuru Fasulyeyi Kim Sevmez

Ülkemizde en çok tüketilen baklagillerden biri olan kuru fasulye tam anlamı ile bir protein deposudur. İçerdiği hayvansal olmayan protein ve lifli yapısı ile kırmızı etten bir eksiği bulunmadığı için kuru fasulye vejetaryen beslenme için de iyi bir alternatif yiyecektir. Kuru fasulye sağlıklı beslenme diyetleri için de rahatlıkla tercih edilebilecek bir yiyecektir. Protein ve inorganik tuzlar açısından çok zengin olan kuru fasulye, kemik yapısının güçlenmesine de yardımcı olmaktadır. Kuru fasulye sinirleri de kuvvetlendirir. Gıda uzmanları üzerinde önemle durulması gereken konunun, kuru bakliyatın pişirilmesi olduğunu belirtiyor. Çünkü dikkatli pişirilmediğinde vitamin ve mineral değerlerinde ciddi kayıplar meydana gelebilmektedir. 2001 yılında Cerrahpaşa’da dört masa ile hizmet vermeye başlayan Fasuli Lokantaları, 2004’te açılan ikinci şubesi Tophane ve ardından gelen Çapa, Fatih, Sirkeci ile birlikte İstanbul’da beş şubesi ile damak tadına düşkün misafirlerini ağırlıyor. Başta Çayeli usulü ile pişirilen İspir fasulyesi olmak üzere pek çok karadeniz lezzetini Fasuli’lerde tatmak mümkün. Satırla çekilmiş kıymasıyla kara lahana dolması, kendi yağıyla pişen kavurma, hamsili pilavın

50

yanı sıra; mısır unu, tereyağ ve tel peynirden yapılan mıhlama ve fasulyenin olmazsa olmazları pilav ve turşu. Yemekler hazırlanırken malzeme seçimi ön planda tutuluyor. Tüm malzemeler yöresel ve doğal ürünlerden oluşunca, yanına da lokantanın sahibi Mehmet Akif Köse beyefendinin ustalığı eklenince gelenler hep uğrar, herkese anlatır, böylece Fasuli’nin ünü Türkiye sınırlarını bile aşar. Çok uzaklardan gelenler de bu lezzeti tatmadan İstanbul’dan ayrılmak istemez. Pek çok iş adamı, devlet büyükleri ve Türkiye’nin sevilen ünlüleri Fasuli’nin başlıca müşterileri olunca; lezzetin, sağlığın ve güleryüzün adresi olan Fasuli’ler herkes tarafından severek gidilen, keyifle yemek yenen mekanlar haline gelir. Geniş ve ferah iç mekanı, zevkle döşenmiş atmosferi, hızlı ve kaliteli servisi ile hizmet veren Fasuli Lokantaları saat 11:00’da servise başlıyor. Bu saatten önce gelenler de özenle hazırlanan yöresel çorbalarla sabah kahvaltılarını yapabiliyorlar. Fasuli Lokantaları sahibi Mehmet Akif Köse’nin milli yemeğimiz sayılan kuru fasulyeyi tanıtmak için gösterdiği çabayı takdir ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


Üyelerimizden

Sucuk Ekmeğin Tek Adresi:

Tonton Baba 1972 doğumlu Nevzat Karakeben iki kız çocuğu babası, otomotiv ile ilgilenirken yemek konusunda bir yer açmak ister ve babaannesi Nafiye Hanımdan yediği lezzetlerin sunulmasının başarı getireceğini düşünür. Sucuk ekmeğin efendisi sloganıyla yola çıkan Tonton Baba Türk ürünlerini fast food hızıyla ama lezzetine lezzet katarak sunmaya başlar. Şimdilik beş şubesi bulunan Tonton Baba’nın servis ve lezzet kalitesinden dolayı büyük bir hızla büyüyeceğini tahmin etmek zor değil. Bugün en çok sucuk ekmeği satan işletme olan Tonton Baba şubeleri hafta içi 00:30, cumartesi ve pazar günleri ise saat 02:00’a kadar hizmet veriyor.

pişirme tekniği ile pişirilen ürünlerin servis kolaylığını da göz önüne aldığımızda personel konusunda yaşanan sıkıntılar da kendiliğinden çözülmüş oluyor. Franchise alan kişilerin işin başında durup sistemin kontrolünü sağlamaları yeterli, mesleki olarak bir yeterlilik gerektirmiyor. Tonton Baba’da kullanılan yazılım ve işleyiş sayesinde işin hacmi büyüse de karmaşa oluşmuyor. Tonton Baba Kanunları’nı oluşturan işletme bu konularda taviz vermekten de imtina ediyor. Gıdada hassasiyetin yüksek olduğu böyle bir dönemde, lezzetli, besleyici ve temiz ürünlerle bilinmek, beğenilmek ve tavsiye edilmeyi hedefliyorlar. 2015 için en az iki şube daha açmayı planlıyorlar. Büyümenin hızlı değil verimli olmasının öneminin farkındalar. Sadece sucuk değil, köfte ve kokreçin de dahil olduğu menüye tavukla ilgili eklemeler de yapılıyor. Nafiye çorbası müthiş bir lezzet, kemik ve ilik suyu kullanılarak tereyağ ile hazırlanıyor. Tonton Baba’da kullanılan malzemlerin tümü temiz ve güvenilir markalardan temin ediliyor.

Tonton Baba’da lezzet, hijyen ve güleryüz yanında başarıyı getiren bir diğer faktör ise ‘sistem’. Standart ürün, standart pişirme ve servis, ardından gelen standart üstü bir lezzet ve müşteri memnuniyetine dönüşüyor. %100 dana eti ile hazırlanan köfte ve sucuklar özel olarak fabrikada hazırlanıyor. Köftelerin her biri 21 gr. ve küvetler içinde pişmeye hazır. Sucuklar da yarım kiloluk paketler halinde soyulmuş, dilimlenmiş ve pişirmeye hazır halde şubelere ulaşıyor. Izgara ustalığı gerektirmeyen basit bir

51


Üyelerimizden

Askom Mutfak: A’dan Z’ye ekipman Restoran ve otel ekipmanlarında güvenilir markaları bir arada bulunduran Askom; 40 yıllık tecrübesiyle satış öncesi ve sonrası hizmetlere önem vererek ve kalite odaklı çalışmalarıyla yoluna büyüyerek devam ediyor. Restoranların tüm ihtiyaçlarını sürekli ve hızlı bir hizmet anlayışla karşılayan Askom’un tecrübe desteğiyle yeni açılacak restoranların tüm tedariği bir günde çözümlenebiliyor. Kaliteli ürünlerle, kaliteli hizmet verme ilkesiyle Paşabahçe, Porland, Güral Porselen, Hisar ve Jumbo gibi güçlü isimleri sektörle buluşturan Askom, set üstü ürünlerde ise Ekber, Kapp, Kayalar ve Remta gibi güçlü markalarla çalışıyor. Askom’un 1500 çeşitlik ürün gamında ikram ürünlerinin yanı sıra pizza fırını, hamur makinesi, çöp kovası, mikser ve servis arabası gibi bir işletmenin ihtiyacı olan her şey bulunuyor. Yeme-içme sektörünün hızla geliştiği, fakat tedariğin bir soruna dönüştüğü günümüzde, sürdürülebilir bir çözüm ortaklığı arayışında olanlar için Askom tecrübeli bir partner. Askom; International Hospital, Acıbadem Sağlık Grubu, Renaissance Polat

52

İstanbul Hotel, Renaissance Polat Erzurum Hotel, Renaissance İstanbul Bosphorus Hotel, Büyük Tarabya Oteli, Sheraton Hotels&Resorts, Leb-i Derya, Hamdi Restaurant, Kaşıbeyaz, Develi, 360 veThe House Cafe gibi birçok mekanın ürünlerini sağlıyor. Askom’da, ürünler üzerine sır baskı ile işletmelere özel desenler de uygulanabiliyor. Askom’un büyük bir özenle hazırlanan ürün kataloğunun da sektörün en detaylı kataloğu olduğu söylenebilir. 585 sayfalık katalogda, porselen, cam, lokanta servis ve açık büfe malzemeleri, mutfak ve set üstü malzemeleri, hazırlık, pişirme, taşıma ekipmanları, ahşap görünümlü servis tepsileri, mutfak bıçakları, gastronom paslanmaz çelik küvetler, pastane malzemeleri, mönüsümenler ve vitrin mankenleri, plastik ve polikarbonat ürünler, açık alan ve diğer küllükler, basketler, cafe ve bar malzelemeleri, temizlik genel malzemeleri, teşhir üniteleri ve hizmet arabaları, elektrikli ve gazlı ürünler, masa-sandalye ve diğer ürünler bölümleri bulunuyor. İnternet sitesinden ücretsiz olarak indirilebilen katalog iç açıcı ve ürünün detaylarını belirten yapısıyla alışverişlerinizde kolaylık sağlayacak.


Üyelerimizden

Temizlik Bir Prestij Konusudur Prestij; 1986 yılından bu yana tüm sektörlerin temizlik ve sarf malzemeleri tedariklerini sağlamak için kurulan bir aile firması. Aile firması oluşunun sıcaklığını, samimiyetini, yılların deneyiminin getirdiği özgüveni ve iş bilgisini kaliteli ve müşteri memnuniyet odaklı hizmet anlayışının getirdiği profesyonelliğini tüm işlerine yansıtmakta. Ürün portföyünü her geçen gün artırarak kurumların tüm ihtiyaçlarını tek noktadan temin etmek bilinci ile yola devam eden Prestij müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalar yapıyor. Her geçen yıl kendini geliştiren Prestij, iç pazardaki daralma sonucunda dış pazara yönelme kararı alır. Ülkeler arası fizibilite çalışmaları yapılarak Doğu Afrika pazarı hedef olarak seçilerek alt yapı oluşturulur ve Mahlas Trade firması orada kurularak faaliyete başlar. Yerleşik bir firma olarak pazarın gerçek taleplerini yerinde tespit ederek reel ticarete başlar Firma piyasadaki bilinirliğini artırarak temizlik ve gıda ürünlerinde, Türk markalarını pazara yaymak hedefi ile hareket ediyor. Doğu Afrika’da kurulan sıcak ilişkiler neticesinde Afrika’lı iş adamlarını ülkemizde ağırlayarak Türk insanının misafirperverliğini de gösteriyor

Prestij bunun yanı sıra ülkemizde işçi sağlığı ve güvenliği konusunda çıkan yasalar doğrultusunda sanayi sektöründe çalışanlar için Almanya’dan ithal ettiği ürünleri pazara sunmakta. 1923 yılında Almanya’da kurulan Peter Greven firması ile distribütörlük anlaşması yaparak, firmanın ürettiği Ivraxo, Cewipa, Lordin, Ligana ve Lindesa markalı ürünlerini bayiler aracılığı ile Türkiye pazarına sunuyor Bu ürünler işçilerin başta el sağlığını ve genel olarak dacilt yoluyla insan sağlığına zarar veren birçok dış etmene karşı koruyucu işlevdedir. El ve yüzdeki kirleri çıkartırken herhangi bir zarar vermez. Bir ürün grubu koruma sağlarken bir diğeri temizlik bir diğeri de cilt de bakımı sağlamaktadır. Çevre konusunda hassa olan bir dönemde yaşadığımızdan Prestij sosyal sorumluluk projesi olarak gelecek nesillere de bir şey bırakmak adına çalışmaya başladığı her firma için bir fidan dikiyor. Bu gün karşılıklı güvene dayanan kuvvetli ilişkileri, gerek lojistik gerekse potansiyel aktiveleri ile dinamik çalışmayı benimsemiş bir aile olan Prestij, gelecek yıllarda da etkinliğini artırarak çalışmalarına devam etmeyi hedefliyor.

Prestij Temizlik Genel Müdürü Mesut Savaş Keçeci

53


inceleme

Organik Beslenme insanlık tarihi kadar eski. Fakat sanayi devrimi ve sonrasında yaşanan gıda ve çevre kirliliği, tüketim toplumunun ihtiyacına yönelik daha fazla ürün üretme gereksinimi ile yiyecekler bozuldu. Yiyecekler bozuldukça insan sağlığında da üzücü olumsuzluklar yaşanmaya başladı. İnsan kendi eliyle ettiğini buldu ve temiz, kimyasal ile etkileşime girmemiş gıda aramaya başladı. Sonrası büyük bir kargaşa; doğal, naturel, saf gibi pek çok terim ‘organik’ için yeterli olmasa da tüketiciyi satın alma konusunda tetikledi. Ezberleri bozalım, işin aslı neymiş, organik ne demekmiş inceleyelim istedik. Katkı sağlayanlara hem katkıları hem de insana verdikleri değer için teşekkür ederiz.

54


inceleme

Organik Nedir? Üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Ekolojik tarımın amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır. Daha geniş anlamda çevreyi korumayı amaçlayan, doğadan aldığını doğaya geri veren, tarımın sürekliliğini sağlamayı hedefleyen ve hatta çalışanlarının menfaatlerini korumaya başlayan toplu bir felsefenin ürünü, bir yaşam biçimi. Organik ürünler vücudunuzun doğal dengesini bozmaz, canlılık verir, tamamen doğadaki organik bitkilerden elde edilir. Saf ve doğal olmayan hiçbir madde içermez. 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Birliği içinde organik tarım faaliyetlerini düzenleyen 2092/91 sayılı yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Avrupa Birliği'nde ki mevzuata uyum sağlamak üzere organik ürünlerin üretimi, tüketimi ve denetlenmesine dair 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” 03.12.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kanun gereğince hazırlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” 10.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bir ürünün Organik Sertifika sahibi olabilmesi için: Avrupa Birliği standart ve kurallarına göre T.C. Tarım Bakanlığı’nın yetkilendirdiği (çoğu uluslararası yetkili) sertifika kuruluşları tarafından, • Tarlanın denetlenerek sertifikalanması • Çiftçinin eğitilip, denetlenerek sertifikalanması • Tohumun denetlenerek sertifikalanması • Doğal gübrenin denetlenerek sertifikalanması • Doğal böcek ilacının denetlenerek sertifikalanması • Yetişen ürünün denetlenerek sertifikalanması • Ürünü işleyenin denetlenerek sertifikalanması • Ürünü paketleyip pazarlayanın denetlenerek sertifikalanması gerekir. Organik ürünlerin fiyat farkının sebebi: • Yukarıda sayılan tüm denetim ve sertifikalama işlemleri için her bir üretim döneminde ayrı ayrı sertifika ücreti ödenir • Doğal tohum kullanıldığından verim düşüktür, • Suni gübre kullanılmadığından verim düşüktür, • Organik gübre ve ilaçlar kimyasallara oranla çok daha pahalıdır • Organik ilaçlar kimyasallar kadar etkili olmadığından fire verilir • Tarlaya traktör ve tarım aracı giremediğinden işçilik maliyeti yüksektir • Eğer öncesinde tarlada kimyasal gübre ve ilaç kullanılmışsa 5 yıla varan süreyle tarla bekletilir • Organik ürün tüketimi düşük olduğundan, organik üretim yapan işletmeler küçüktür, birim maliyetler yüksektir.

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarafından Yetkilendirilen Organik Tarım Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları

Organik (ekolojik, biyolojik) tarım ürünleri (bitkisel ve hayvansal ürünler, su ürünleri, tohum, gübre, fide, fidan ve tüm diğer girdiler, gıdalar, vitaminler ve diğer tüm katkı maddeleri ile hammaddesi tarım olan tüm sanayi ürünleri) üretecek, işleyecek, pazarlayacak, ithal veya ihraç edecek özel veya tüzel kişilerin faaliyette bulunabilmeleri için aşağıda verilen, Tarım Bakanlığı

55


inceleme tarafından yetki almış kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarından biriyle sözleşme yapmaları zorunludur. Gerekli olan sözleşme yapılmadan bu faaliyetlerde bulunulamaz.

b. Organik Tarım

Organik besin veya kozmetik maddelerini oluşturacak olan bitkiler önceden belirlenmiş ve kesin üretim standartlarına göre yetiştirilirler. Organik sertifikalı buğday, arpa vb. gibi tahıllar, diğer ekinler, sebzeler ve meyve veren ağaçlar konvansiyonel böcek öldürücüler (özellikle toprakta ve doğada bozulmadan kalıcı olabilen aldrin, chlordane, DDT, dieldrin, endrin, heptachlor, hexachlorobenzene, mirex, toxaphene) kullanılmaksızın yetiştirilmelidirler, çünkü bu kimyasallar kolaylıkla toz veya gaz hale geçerek yeraltı ve yerüstü sularının yanında atmosfere de karışarak yüzlerce kilometrelik mesafeler katedebilmekteler. Bu kimyasallar biyolojik sistemlerde ilk konsantrasyonlarının 70,000 katına kadar birikebilmekte, zararlı etkilerini yıllarca sürdürebilmektedirler.

Kozmetik ve Temizlik Ürünlerinde Ekolojik Ürün Sertifikaları

Bu böcek ilaçları hedef gruplarından çok daha geniş ve insanları da içine alan bir grup canlı için tehlike arz etmekteler. İnsanlarda endokrin sistemi düzensizliklerine, kansere, bağışıklık sistemi hastalıklarına, sinir sistemi hastalıklarına, kısırlığa, sakat doğumlara yol açmaktadırlar. Bu sentetik maddeler kuşlara, balıklara ve doğadaki diğer canlılara da büyük zararlar vermekteler. Organik tarımda kullanılması yasaklanan kimyasallardan diğer bir grup ta inorganik gübrelerdir. Özellikle fosfat içeren suni gübreler zamanla tarla toprağında arsenik, kadmiyum ve uranyum birikimine neden olmakta, bu elementler besin maddeleriyle insan sağlığını tehdit etmekteler. Ayrıca suni gübrelerin üretim teknolojileri de madenlerden taşınmaları ve arıtılmaları sırasında çevreye zararlı olabilmektedir. Organik tarımda kullanılması öngörülen organik gübreler;

Tekstil Ürünlerinde Kullanılan Organik Sertifikalar

a. Organiğin Tanımı

Sözlük anlamı: Canlı organizmalardan türetilmiş. Günlük yaşamımızdaki anlamı: Hammaddeleri sentetik gübreler, böcek ilaçları ve hormonlar kullanılmaksızın yetiştirilen, sentetik kimyasallar kullanılmaksızın prosesten geçirilen besin, tekstil, kozmetik vb. ürünler.

56


inceleme katı halde hayvan gübresi, hayvan gübresi ve su karışımları, mutfak ve ev artıklarının beslediği kurt karışımlarının oluşturduğu gübreler (vermicompost), turba (yosun), atık sular ve martı gübresidir. Organik ürünler tüketiciye ulaşmadan önce kesinlikle iyonize radyasyona maruz kalmamalı ve hazırlanmaları sırasında renk verici kıvam arttırıcı sentetik katkı maddeleri kullanılmamalıdır. Bazı ülkelerde genetik modifiye edilmiş ürünler de organik listesinden çıkarılmıştır.

c. Organik Ürünler

Ürünün organik olduğunu nasıl anlıyoruz? Türkiye de özellikle son zamanlarda tüketicinin organik konusundaki bilinç yetersizliği fazlasıyla kötüye kullanılmaya başlandı. Birçok ürünün üzerinde gerçekten organik prosüdürüne uymadığı halde “% 100 organiktir” ibaresi yer alıyor. Firmalar özellikle bitkisel ürünlerde kullandıkları bitkileri zaten doğadan topladıklarını ve doğadaki her şeyin de organik olduğunu belirtiyorlar. Üretimde zorunlu olarak kullanılan yardımcı kimyasal maddelerin de organik yönetmeliğine uygun ve dikkatle seçilmesi gerçeğini görmezden geliyorlar. Kozmetik, deterjan, tekstil, gıda, bitki, mobilya, mimari malzemeler, hangi sektördeki organik ürünü kullanırsanız kullanın bir ürünün organik olabilmesi için toprağından üretimindeki son aşamalarına kadar her adımının organik yönetmeliğine uygun hazırlanması gerekiyor.

Uluslararası sertifikasyon kuruluşları, üretimin başından sonuna kadar denetim ve araştırmalar yaparak ürünü organik olduğunu belirten bir sertifikayla belgelendiriyorlar. Tüketicinin ürünü alırken dikkat etmesi gereken nokta, ürünün denetleme kurumlarının verdiği “organik” ibareli ve sertifika numarası yazılı bir etikete sahip olmasıdır.

d. Organik kozmetiğin aciliyeti

Kozmetikler, farkedilmeden insanların günlük bakım alışkanlıklarında önemli bir yer tutmaktadır. Ortalama bir kimse hergün en az birkaç kozmetik ürünü birden kullanmaktadır. Bunlar diş macunlarından başlayarak parfümler, makyaj malzemeleri, deodoranlar, sabunlar, saç bakım ürünleri, saç boyaları, traş köpükleri, cilt kremleri ve diğer bakım ürünleridir. İnsanların çoğunluğu, bu ürünlerden kaynaklanan çok az problemle karşılaştığını düşünür. Ancak dermatologlar uzun süreli kullanımın hemen veya yıllar sonra da ortaya çıkan birçok iç ve dış hastalığa neden olabileceğini belirtmekteler. Yüzlerce sabun, şampuan ve cilt kremi üreticisi ürün üzerindeki etiketlerde kendilerini doğal ve organik olarak tanımlamaktalar. Bir nemlendirici krem organik kivi, organik çilek, organik aloe vera kullanılarak üretilmiş olabilir, ancak aynı krem üretim aşamasında onaylanmış organik kimyasallar listesinde yer almayan sentetiklerle formüle edilerek kullanıma sunulmuşsa bu ürün organik özelliğini kaybedecektir. Kozmetik ürünlerde, amaçlanan etkiyi yaratacak sentetik hammaddeler ve sentetik katkı maddelerinin kullanılması raf ömrü vb. ticari endişeler de göz önüne alındığında artarak süregelmektedir. Örneğin şampuan ve sabunlarda zengin köpük, temizlik kokusu ve uzun raf ömrü genellikle yüzey-aktif sentetik kimyasallar tarafından sağlanıyor. Kozmetik ürünlerde kullanılan nemlendiriciler çoğunlukla petrol türevi jelatin benzeri bir madde olan petrolatum gibi kimyasallar içeriyor, aynı kremlerde kullanılan ve cilde kadife gibi bir yumuşaklık veren silikon bazlı dimethicone gibi. Bunlar, yağlayıcılar, nemlendiriciler, koruyucular, antioksidanlar, farmasatik ajanlar, polimerler, boya ve koku verici maddeler, karışımı homojenleştirici, koyulaştırıcı özellikleri olan ve yaklaşık % 80’i sentetik bazlı maddelerdir. Bu tür sentetik kozmetik katkı maddelerinin bazılarının uzun süreli temas sonrasında astım, alerji, cilt döküntüleri ve cilt, meme, rahim ve yumurtalık kanseri riski oluşturduğu tesbit edildiği için bu konu son yıllarda tüm dünyada sağlık kuruluşları ve tüketici organları tarafından mercek altına alınmıştır. Günümüzde gerçek organik bitki ve hammadde karışımları sertifikasyon ve diğer denetimlerden geçerek onaylanmaktadır. Bebek ve insan sağlığına yan etkileri olmayan organik üretim teknikleri uygulanmış ürünlerin kullanımı çok önem kazanmıştır.

57


inceleme

e. Sertifikasyon

Organik sertifikasyon organik besin maddeleri ve diğer organik tarım ürünlerinin üreticilerini kapsayan bir sertifikasyon işlemidir. Ülkelere göre değişiklik göstermekle birlikte sertifikasyon kriterleri genel olarak ; Sentetik kimyasal üretim maddelerinin kullanımının engellenmesi (suni gübre, böcek öldürücü kimyasallar, antibiyotikler, katkı maddeleri vb.) Bir süre boyunca tarım ve hayvancılık yapılan alanların kimyasallar kullanılmadan işlenmesi şartı (genelde 3 yıl ve üzeri) Tarihe göre üretim ve satış kayıtlarının detaylı olarak döküman halinde saklanması (ilerideki denetimlerde tekrar incelenmek üzere) Sertifikalandırılmamış ürünler ile sertifikalı ürünlerin kesin fiziksel sınırlar ile birbirinden ayrılmış olmaları Periyodik olarak tarım ve hayvancılık alanlarının sertifikasyon kuruluşlarınca denetlenmesidir. Bazı ülkelerde sertifikasyon sadece devlet kuruluşları tarafından yürütülmekte olup "organik" teriminin ticari olarak ürün tanıtımı, ürün ambalajları ve ürün etiketlerinde kullanılması da kesin kurallara bağlanmıştır. Sertifikalı organik ürünler sertifikasız ürünlere uygulanan yönetmeliklere de uygun olmak zorundadırlar.

Dünyadaki gelişmeler

Giderek artan bir yoğunlukta organik üretim birçok ülke tarafından teşvik ve regüle edilmektedir. ABD, Avrupa Birliği, Avustralya, Japonya ve diğer ülkeler üreticilerin pazara organik ürünler sunabilmelerini "Organik Sertifikasyon" a bağlamışlardır.

58

Eskiden organik tarım, küçük aile işletmesi çiftliklere özgü ve köy pazarlarında satılan ürünlerle sınırlıyken son yıllarda çok daha yaygın bulunabilmekte ve tüketilmektedir. ABD’de son yıllarda konvansiyonel gıda pazarı yıllık % 2-3 artış gösterirken organik gıda pazarı % 17-20 civarında büyümüştür. Organik pazara her yıl büyük firmalar geçiş yapmaktadır. Tüketiciye ulaşan herhangi bir ürünün organik olup olmadığı sadece üzerinde bulunan organik sertifikalı olduğunu gösteren işaretler ile doğrulanabilir.

f. Organik ile sentetik arasındaki önemli farklar

Son yıllarda sağlıklı kalmak son derece zorlaştı. Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımıza birçok kimyasallar girdi. Çoğu gizliden gizliye yiyecekten ilaca, giysiden kozmetiğe yaşantımızın her anını paylaşır oldular. Yaşam kalitemizi bozan, hastalıklara neden olan doğamıza kesinlikle aykırı bu sentetiklerle sürekli bir aradayız. Vücudunuza zararlı yabancı maddeler (toksinler) girdiğinde, vücudunuz bunların bir kısmını doğal yollarla atacak, ama bir kısmı vücut içinde saklı kalacaktır. Vücudunuz, sahip olduğu doğal savunma mekanizmasından dolayı, bu yabancı maddeleri yağ ile sarmalayarak zarar vermesini engellemeye çalışacaktır. Bu da zaman içinde depolanan yağ miktarını artıracaktır.

g. Sentetik ürünlerin uzun vadede insan bedenine zararları Modern yaşamın günlük hayata getirdiği en büyük değişikliklerden biri de attığımız her adımda sentetik kimyasallarla karşı


inceleme

karşıya kalmamız. İnsan bedeni tabii ki yaşamını destekleyen kimyasallardan oluşuyor ancak bedenimize nüfuz edecek yanlış tipte zararlı kimyasallar ciddi hasarlar bırakabiliyor. İngiltere'de tescil edilmiş 30,000 in üzerinde kimyasal kayıtlı. Bazıları hayatımızı kolaylaştırıyor, bazıları hayatımızı daha güvenli kılıyor, ama ya diğerleri ? Tüketicilerin sadece İngiltere'de güzellik ve bakım ürünlerine yaptıkları harcama yılda 6,4 milyar sterlini bulmakta, ancak bu malzemelerin bedenimiz üzerinde yaptıkları etkiler henüz tam olarak gün ışığına çıkarılmış değil. Güzellik endüstrisi ürünlerinin ne kadar saf, basit ve organik olduğunu tanıtan reklamlara yılda 600 milyon sterlin harcarken bunların arkasındaki gerçekleri araştıran kuruluşlar bu reklamların aksi iddiaları gündeme taşıyorlar. WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği) İngiltere Toksik Kimyasallar direktörü Elizabeth Salter Green bedenimizdeki hormon dengesini bozan ve doğal ortamda çok uzun süreler bozulmadan kalan toksik kimyasalların tüketici sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor. Bazı parfümler (her 100 parfümün 20 si) organik olarak üretilmekteler ancak günlük hayatımıza giren ve sayıları 5,000 e yaklaşan parfümler, deterjanlar, yumuşatıcılar, halı ve yer temizlik malzemeleri, hava temizleyiciler, kokulu mumlar, tütsüler gibi maddelerde kalıcı koku etkisi yüksek sentetik ve çoğunlukla petrol bazlı koku vericiler kullanılıyor. Bunlar sadece burnumuz ve akciğerlerimiz yoluyla değil, cildimiz ve yediğimiz koku katkılı besinlerle sindirim sistemimiz yoluyla da

bedenimize nüfuz etmekteler. Bunlardan bazıları yapılan anne sütü, kan ve idrar analizlerinde ölçülebilir oranlarda bulundu. Gerçekte birçok parfüm üreticisi firma ne yazıkki sentetik besin kokuları satışlarından kozmetik parfüm satışlarına oranla çok daha fazla gelir elde etmekte. Kozmetiklerde migren, astım ve çeşitli alerjileri tetikleyen birçok sentetik koku maddesi bulunuyor. Klinik deneylerde dikkat dağılması, depresyon, tahriş, üreme organları problemleri, hiper tansiyon , kalp ritm bozuklukları gibi birçok yan etkiye de neden olabildikleri sonuçları ortaya çıkıyor. 2002 yılında İsveç’te yapılan bir klinik araştırma sonucunda diş macunları, sabunlar, vücut şampuanları, ev temizlik maddelerinde kullanılan triclosanın anne sütü örneklerinin %60’ında yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu belirlendi. Klinik araştırmalarda göğüs kanserine yakalanmış kadınların kanserli doku testlerinde deodorant endüstrisinde kullanılan parabenlere rastlanmıştır. Her ne kadar kesin olarak bu maddelerin lenf bezleri yoluyla kanseri tetiklediklerine dair kesin klinik bir sonuca varılmamışsa da dikkatli ülkelerin sağlık bakanlıkları her yıl benzer yapıdaki birçok sentetik maddelerin kozmetik üretiminde kullanılmasını yasaklayan listeleri güncellemektedirler. Kaynak:http://www.ekoorganik.com Organik Tarım Kanunu: http://www.ekoorganik.com/organik_tarim_kanunu.aspx Organik Tarım Yönetmeliği: http://www.ekoorganik.com/organik_tarim_yonetmeligi. aspx

59


inceleme

Batur Şehirlioğlu:

Organik Ürünlerin Popülaritesi Arttıkça Sahtekarlıklar da Arttı! Mutfak ve Yaşam Dergisi: Öncelikle Buğday Derneği ve sizi tanımak isteriz. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Eş Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu: Buğday, ekolojik bir yaşam hareketi olarak 1990 yılından bu yana yaşamını sürdürürken, diğer yaşamlarla uyum içerisinde ve ekolojik bütüne saygılı bir toplum hayalini besleyerek sürdürdüğü çalışmalarını 12 Ağustos 2002 yılında Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında kurumsallaştırma kararı aldı. İlk tohumları 1990’lı yılların başında, Bodrum’da, Buğday Bitkisel Ürünler Restoranı ve Doğal Yaşam Merkezi’nde atılan Buğday, bu hayale ulaşmak için ekolojik yaşamın üstüne örülebileceği yaşam, üretim ve kullanım modellerini desteklerken; bunları tohum takas ağı, ekolojik bahçe, %100 ekolojik pazarlar, ekolojik tarım- turizm- takas projesi (TaTuTa), toplum destekli tarım projeleri gibi yeni modeller katarak geliştirmeye, günümüze adapte etmeye çalıştı. Diğer bir misyonu ise Türkiye’de ekolojik yaşam fikri etrafında toplananlar için bir iletişim ve bilgi ağı oluşturmak. Bu amaçla 1998 -2009 yılları arasında Buğday Ekolojik Yaşam Dergisi, ekolojik yaşam ajandaları, tohum kitapçıkları, türetici rehberi gibi yayınlar çıkardı; eğitimler, organizasyonlar içinde oldu. Buğday Ekolojik Yaşam Bülteni ve Dergisi 1998-2009 yılları arasında yayımladığı 57 sayısı ile doğa dostu yaşam bilgisini geniş kitlelere ulaştırdı. Dergi, Şubat 2009’da daha geniş bir kitlelere ulaşmak amacıyla Buğday Derneği’nin üyelerine gönderilen bir Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi’ne dönüştü. Ben de 90’lı yıllarda ODTÜ’de okurken ekoloji hareketi içinde aktif yer alarak, 90’ların sonuna doğru Buğday Hareketi’ne katıldım. 2002’de derneğin kurucu üyesi oldum ve şu anda eş genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliği görevlerini sürdürüyorum.

kelimesini t e r c i h ediyoruz. Bunun iki sebebi var. Birincisi “organik” canlı bir şeyin parçası veya ondan meydana gelmiş bir şeyi anlatmak için kullanılır. Hepimizin kimya derslerinde öğrendiği gibi. İkincisi, ekolojik tarım bütüncül bir yaklaşımdır ve ekoloji bilimi üstüne temellenir. Ekolojik tarım doğayla, döngüleriyle, diğer canlılarla, su ve toprak ile bir bütündür; alternatif bir tarım metodu, sağlıklı gıda ürünü algısının ötesinde bir farkındalığı gerektirir.

MY: Organik ne demektir, organik olan ve olmayan ayrımı nasıl yapılır? BŞ: Buğday Derneği olarak “organik” kelimesi yerine “ekolojik”

MY: Türkiye’de ve dünyada organik ürün talebindeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? BŞ: Dünya’da organik tarım ve ürün kavramının gelişimine

60


inceleme bakıldığında; AB’ de farklı ülkelerin farklı kelimeler kullanmaya başlaması, daha sonra AB’ de ortak standart ve yönetmeliklerin ihtiyaç haline gelmesi sebebi ile İngiltere’de “organik”, Almanya’da “ekolojik”, Fransa’da biyolojik olarak tanımlanan tarım uygulamaları kanun ve yönetmeliklerle eşdeğer hale getirilmiş ve bu üç ifade de eşdeğer sayılmıştır. Türkiye de, AB ile uyumluluk sürecinde, 2004’te çıkardığı organik tarım kanununda bu üç kelimeyi eşdeğer kabul etmiştir. Organik ürünü kabaca tanımlayacak olursak “Organik ( ekolojik ) ürün tohumdan hasada, hasattan son kullanıcıya ulaşıncaya kadar tüm aşamalarında insana ve

kimliği ile yargılamak mümkün değildir. Organik sertifikalı ürünler kişisel güven ve söylemin ötesinde bir güvence sunar. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş kontrol ve sertifikasyon firmalarınca rutin ve baskın olarak denetimleri yapılan ürünlerden numune de alınarak, akredite laboratuarlarda analize tabi tutulmaktadır. Kontrol ve sertifikasyon bununla da sınırlı değildir. Organik tarımda her üreticinin arazi ve her bir ürün için üretim bilgileri ( ağaç sayısı, ekim alanı, ürünün cinsi, hasat miktarı gibi ) kayıt altındadır. Satış miktarları bu kayıt miktarlarından düşülerek üreticinin kayıt dışı ürün satışının önüne geçilmektedir. Organik ürünlerin popülaritesi attıkça sahtekarlıklar da artmış, çarşı - pazarda hiçbir sertifika olmadan, “organik” adı altında ürünler pazarlanır olmuştur. Bu sebeple taze organik ürünlerde muhakkak organik tarım sertifikasını ve ürünün ilgili üreticiden alındığına dair faturayı; paketli ürünlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı logosunu, sertifika kuruluşu bilgilerini ve sertifika numarasını kontrol ediniz. Her sertifikalı ürün, organik ürün değildir. “İyi tarım ürünleri” sertifikalı ancak yaptığı çağrışımın aksine sağlıksız kimyasalların kullanımına izin verilen ancak bunu sınırlayarak kontrol altında tutmaya çalışan bir üretim sistemidir. Çevre ve sağlık etkileri açısından organik ürünlerle karşılaştırılamazlar. Biyogüvenlik kurulunca soya ve mısır GDO’ lu hayvan yemlerine izin verildiği, bunlardan diğerlerine bulaşmada bir alt limite de izin verildiği ve bakanlık yetkili ağızlarından, bakanlık laboratuarlarının tüm GDO’ları tanımlayamadıkları açıklaması söz konusu olduğu için, GDO’lu ürünlerden sakınmanın en sağlıklı yolunun organik tarım ürünleri olduğu açıkça ortadadır.

ekosisteme zararlı hiçbir sentetik kimyasal girdi, katkı maddesi ve yöntem kullanılmadan üretilen kontrollü ve sertifikalı ürünlerdir. Kanun ve yönetmeliklerce tanımlı şartlar dahilinde tüm süreçte izlenebilirliğin sağlandığı, her bir verinin kayıt altına alındığı bir tarım metodudur.” uygun olacaktır. MY: Ürün alırken organik olduğunu nasıl anlar ya da ne gibi belgeler isteyebiliriz? BŞ: Organik ürünü tadarak, koklayarak, görüntüsüne göre belirleyemeyiz. Ürünün sağlıklı olduğuna yönelik çağrışım yapan “doğal”, “naturel”, “yeşil”, “hormonsuz”, “hakiki”, “saf” vb ifadelerin yasal dayanağı ve herhangi bir garantisi, teminatı, belgesi yoktur. Günümüzde bir ürünü görüntüsü, satış noktası veya satıcısının

Dünya’da özellikle AB ülkelerinde organik ürün üretimi de, tüketim talebi de hızla artmaktadır. Doğa, sağlık ve hayvan hakları konusunda kaygı duyan birçok kişi organik ürünlere yönelmektedir. Bu konudaki gelişim de bir etki - tepki mekanizması gibidir. Artan kanser vakaları, alerji vakaları, kirlenen su kaynakları, kaybolan arılar ve biyolojik çeşitlilik sağlıklı ve çevreci gıda talebini geliştirmektedir. Ancak kaybedilen toprak verimliliğinin tekrar kazanılması sürecinde yaşanan verim kayıpları, sürüm yeterli olmaması gibi sebepler maliyetlere yansımaktadır. Dolayısı ile organik tarımın gelişmesi ekonomik göstergelere son derece bağlıdır. Alım gücünün düşük olduğu ülkelerde gelişim elbette daha yavaş ilerlemektedir. Talebin artması aynı zamanda eğitim ve kültür seviyesi ile de doğrudan ilişkilidir. Önceliklerimiz sadece alım gücü ile ilişkili değildir. Doğanın, tarım topraklarının, arıların, suyun kirlenmesi, yitirilmesinin yine insana, katlanarak sağlık ve ekonomik anlamda olumsuz dönüşünün bilincinde olan tüketiciler organik ürünü tercih etmektedir. Türkiye’de organik tarımın başlaması da, ekonomik anlamda gelişmesi de diğer ülkelerin talebi ile gerçekleştiği için iç pazar yeterince gelişmemiştir. Ülkemizde ana organik üretim kalemler; buğday, yem bitkileri, bakliyat, kuru üzüm, fındık, kuru kayısı, kuru incir ve pamuktur. Ne yazık ki iç pazarın gelişmesi için yerelde üretim ve çeşitlilik gerekmektedir. Standardizasyon ve süreklilik açısından daha kolay olduğu için tavuk, yumurta ve bal gibi ürünler marketleri de kapsayarak daha hızlı yayılma şansı bulmaktadır. Ancak taze sebze meyvede bu standardizasyonu ve sürdürülebilirliği sağlamak daha zor olduğundan organik taze sebze meyve tüketimi, ekolojik pazarlar

61


inceleme ve ekolojik ürün satan dükkanlarla sınırlı kalmaktadır. İç pazarın gelişiminde en önemli iki girişim derneğimiz öncülüğünde ilki 2006 Haziranında Şişli Feriköy’de açılan ekolojik pazarlar ve geçtiğimiz ay yine derneğimiz ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen 18.IFOAM Uluslararası Organik Tarım Kongresi olmuştur. Türkiye’de bizim gibi sivil toplum örgütleri, öncü belediyeler, duyarlı sanatçılar, bilim insanları ve medya sayesinde organik tarım popüler bir hale gelmiş ancak bilgi kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Artık daha temelden daha büyük adımlar atılması gerekmektedir. Organik tarım bir ihracat kalemi veya lüks üründür anlayışının önüne geçilmesi sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın değil hükümetin önceliği olmalıdır. MY: Müşterilerimize organik yemek sunumunu sağlamak için neler yapabiliriz? BŞ: Yavaş yavaş organik ürün talebi oteller, restoranlar, yuvalar ve okullara da yayılmaktadır. Ticaret büyüdükçe üreticiden son noktaya ürün tedariği yerine distribütörlükler de çoğalmaktadır. Bütünü ile organik menü sunmak son derece zor da olsa organik tercihler menülerde yerini almaya başlamıştır.

Kısaca % 100 Ekolojik Pazarlar; Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği için ekolojik pazarlar, ekolojik yaşam/doğayla barışık yaşam felsefesini ve kültürünü paylaşma ve yaygınlaştırma alanlarıdır. Türkiye’de poşet kullanımının kaldırıldığı ilk pazar olma özelliğine de sahip olan Şişli %100 Ekolojik Pazar önderliğinde, tüm %100 Ekolojik Pazarlar açıldığı ilk günlerden itibaren konu ile ilgili söyleşiler, etkinlikler, atölyeler ve film gösterilerine sahne olmuştur. Çeşitli kutlamalar ve konserlere ev sahipliği yapmıştır. Bu çabanın küçük de olsa bir karşılığı olarak Şişli %100 Ekolojik Pazar, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerinin bir parçası olmuştur. %100 Ekolojik Pazarlarda girdilerin pazardan alınması kaydıyla gözleme, kek, börek tarzı yemeklerin halkımıza sunulması sağlanmıştır. Kartal %100 Ekolojik Pazarı etkinlik çadırı, ekolojik samandan kafe ve müzik yayını, Seferihisar %100 Ekolojik Pazarı ekolojik kafe, takas ve diğer etkinlikleri, ahşap mimarisi ve doğal ortamı ile sosyal ve kültürel anlamda diğer pazarlara öncülük etmektedir. %100 Ekolojik Pazarlar Sektöre Ne Kazandırdı? Ekolojik tarım ve ürünlerinin toplum tarafından kitlesel boyutta tanınmasını ve bilinmesini sağladı. Organik ifadesinin popüler bir kelime olmasını sağladı. Sektörde bugüne kadarki en büyük reklam, tanıtım ve halkla ilişkiler çalışması oldu. Ekolojik ürünün Türk halkı için ulaşılabilir kılınmasında proje dönüm noktası oldu.

62

- %100 Ekolojik Pazar yaptığı reklam, tanıtım, yarattığı popülarite, sunduğu çeşitlilik ile diğer pazarlama alternatiflerinin önünü açtı, zincirleme pazarlama ile daha çok tüketiciye ulaşılmasını sağladı. Şişli %100 Ekolojik Pazar aynı gün açılan diğer ekolojik pazarları, pazara gelemeyen bir çok tüketiciye hizmet sunan internet satış projelerini ve dükkanları besleyerek zincirleme olarak çok daha fazla insanın ekolojik ürünlere ulaşmasını sağlamakta. - %100 Ekolojik pazarların halk, çiftçi ve özel sektör üzerinde yarattığı olumlu etki ile sektörün iç pazarda gelişiminin önü açıldı, iç pazara yönelik üretim çeşit, miktar ve kalite olarak arttı. Yatırımcıyı, ithalatçıyı teşvik etti. İç pazara yönelik üretim yapan çiftçi sayısı arttı, bırakmak üzere olan çiftçilere dayanma gücü sağladı. Türkiye organik et, süt türevi ürünler, yerli kozmetik ürünler, birçok gurme ürün, ithal kozmetikler, çikolatalar, temizlik malzemeleri ile bu proje sonrasında tanışabildi. - İlk haftasından beri uygulanan fiyat politikası, ekolojik ürün lüks ve pahalı imajını zayıflattı. Açıldığı ilk günden beri bu uygulamayı yapan %100 Ekolojik Pazarlar bu başarılı uygulama ile diğer organik pazarlara da örnek olmuş ve bazı diğer pazarlarca benzer uygulamalara başlanmıştır. - Yeni halk/semt pazarı anlayışı ile yeni kültürel-sosyal ortam yaratılarak, farklı kültürden insanların bir araya gelmesini sağladı. Bu kapsamda İstanbul 2010 Kültür Başkenti projesinin bir parçası oldu. - Ekoloji, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin yaygınlaşmasını sağlarken, organik ürünlerin fuarlarda tema veya alt başlık olmaya başlamasını sağladı. -En kısa yoldan, üreticiden tüketiciye adil ticaret anlayışını destekledi. - Türkiye çapında üreticiler arası bir iletişim platformu oldu. Bilgi akışı, örgütlenmeye altyapı sağladı. Yeni dernek, kooperatif ve birliklerin kurulmasına ön ayak oldu. - Bugüne kadar dış pazara endeksli sistem, uygulamaların revize edilmesi gereği doğdu. %100 Ekolojik Pazarla başlayan iç pazar dinamiklerinin gelişmesi sektörün, bakanlığın, yetkilendirilmiş kuruluşlarının mevcut sistemin pratikle örtüşme ve çatışma noktalarını görmelerini sağladı. Yönetmeliklerin ve uygulamaların yenilemelerinin önünü açtı. Denetimler, kayıt sistemleri, izlenebilirlik daha sıkılaştı. - Üreticinin tüketim talebini analiz etmesini sağladı, planlı üretim için altyapı oluşturuldu. - Üretici ağırlığı, STK ve kamu kontrolü ve güvencesi ile tüketiciye gıda güvencesi sundu. Bu işbirliği sertifikanın ötesinde bir güven sağladı. - Ekolojik Tarımdan gelire en çok ihtiyaç duyan, kırsal kökenli, marketlere veya ihracata yönelik çeşit, kalite ve süreklilik sağlayamayacak, küçük ve orta ölçekli üretici/çiftçi için pazar güvencesi, ümidi, kırsal kalkınma ve yerelde istihdam imkanı sağladı. Küçük çaplı taze ürün üretimi yapan bazı çiftçilerin katma değerli üretime geçmesinde teşvik edici oldu. - Tarımsal biyolojik çeşitliliği ve yerel ürün çeşitlerini destekleyerek tüketicinin farklı çeşit ve lezzetlere ulaşmasını sağladı. - Proje toplumun bütününde üretim – tüketim kalıplarında yapılması mümkün olan bazı değişiklikler yolu ile halk sağlığı, çevre sağlığı, sosyal ekonomik döngülerin iyileştirilmesi adına kayda değer fark yaratılabileceğini de göstererek, başarılı bir sosyal ve ekolojik sorumluluk projesi örneği oldu. Yazıda geçen bağlantılar: www.tatuta.org www.ekolojikpazar.org www.bugday.org www.owc2014.org


Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği Organik konusunda bu kadar çok bilgi vermişken ORGÜDER’den de bahsetmek gerekiyor. Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu, kavramların birbirine karıştığı ya da içlerinin boşaltıldığı bu konuda faaliyet gösteren ORGÜDER ve üyeleri konuyla ilgili tüm sorularınızı yanıtlayabilecek ve ‘gerçek organik’ konusunda sizleri bilgilendirebilecek bir sektörel dernek. Türkiye'deki tüm organik ürün üreticilerini ve sanayicilerini bir çatı altında toplayarak aralarındaki mesleki dayanışma, yardımlaşma ve işbirliğini geliştirmek, bilgi alışverişinde bulunmak, tüketiciler ve kamuoyu ile iletişim içinde bulunarak onları bilgilendirmek ve organik ürünleri tanıma ve kullanma faaliyetlerine yardımcı olmak yani Türkiye'de organik tarımın ve organik ürün sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak ve organik tarım politikalarının yönlendiricisi olmak amacıyla 2004 yılında Ankara'da kuruldu. Organik ürün sektörünün düzenli, güvenli ve istikrarlı bir şekilde çalışmasını ve gelişmesini sağlamak, dünya pazarlarında kalite, standart ve maliyet yönünden rekabet gücü yüksek mamul ürünler üretimi hedeflerini gerçekleştirmek, artan üretime ülke içinde yeterli talep yaratılması ve dış pazarlarda ihracat olanaklarının geliştirilmesi, uluslararası organik ürün organizasyonlarında Türkiye'nin temsil edilmesi, organik ürünlerde gıda güvenliğinin sağlanması, ilgili bakanlıklar, özel sektördeki kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde çalışarak kanun ve yönetmelik çalışmalarının yapılması ile ilgilenen ORGÜDER, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu'na (TGDF) ve Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu'na (IFOAM) üyesi.

inceleme

- Organik tarımda üretim ve pazarlama politikalarının doğru oluşturulması, - Organik ürün üretiminde ve organik ürün pazarlamasında etkili kontrol ve sertifikasyon mekanizmasının sağlanması, - Organik ürün üretimi ve pazarlaması konusunda danışmanlık müessesesinin oluşturulması, - Arazi toplulaştırmasının yapılarak arazileri parçalanmasının önlenmesi, - Organik üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve girdilerin temini çalışmaları, - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak "mevzuat, strateji ve politika oluşturma" çalışmalarının yapılması, - Organik ürün üreticilerinin örgütlenmesinin sağlanması, - Organik ürünlerde markalaşmanın sağlanması, - Organik bitkisel ürün üretiminde ve organik hayvancılıkta "geçiş dönemi" başta olmak üzere organik ürün üretiminin her aşamada desteklenmesi ve pazar olanaklarının arttırılması, - Akredite laboratuarların kurulması, - Uygulanacak tatbiki projelerle üreticilerin organik üretim teknikleri konusunda eğitilmesi, - Üreticilerin bilinçlendirilmesi ve örgütlendirilmesinin sağlanması, - İç pazarda satılan organik ürünler başta olmak üzere ihraç ve ithal edilen organik ürünlerin kontrol ve denetleme mekanizmasının iyi çalıştırılması, - Tüketicinin fuarlar, seminerler, sempozyumlar, TV programları ve yazılı basın gibi medya kuruluşları kanalıyla bilgilendirilip bilinçlendirilmesi, - Organik ürünlerde üretim maliyetlerinin düşürülerek iç pazarın canlandırılması ve geliştirilmesi; - Organik ürünlerin ihracatında teşvik ve desteklerinin arttırılmasının sağlanması, - Fuar, seminer, sempozyum, konferans ve toplantı gibi yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli organizasyonlarda üyelerin temsil edilerek tanıtılması, - İhraç edilen organik ürünler başta olmak üzere iç pazarda satılan ve ithal edilen organik ürünlerin kontrol mekanizmasının iyi çalışması konsunda gayret gösteren ORGÜDER’e 0212 347 25 60 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

63


Sektör Haberleri

Balparmak Katla Balla’ya Ambalaj Yıldızları Yarışması’ndan

Altın Ödül Balparmak’ın geçtiğimiz yıl tüketicilere sunduğu Balparmak Katla Balla, Ambalaj Sanayicileri Derneği tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ve Türkiye’nin en iyi ambalajlarının seçildiği Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nın gıda kategorisinde altın ödüle layık görüldü. Yenilikçi ambalajıyla pazarda ilk ve tek konumunda olan Balparmak Katla Balla, tek kullanımlık ambalajıyla yiyecek ve içecekleri balla tatlandırmaya kolaylık sağlıyor. Ürün; ev, iş, okul gibi farklı ortamlarda balın kolaylıkla taşınmasına ve çay, kahve, bitki çaylarının yanı sıra yiyecekleri de sağlıkla tatlandırmaya olanak sağlıyor.

7 gramlık ambalajlarda tüketicilerin beğenisine sunulan Balparmak Katla Balla, 18 ve 24 adet ürünün yer aldığı paketler halinde, çiçek ve çam balı çeşitleriyle satışa sunuluyor. Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması kapsamında; Seçici Kurul Üyeleri, farklı kategorilerde başvuru yapılan tüm ambalajları inceleyerek üretim kalitesinden çevreye duyarlılığına, tasarımdan özgünlüğüne kadar 11 kriter doğrultusunda değerlendirdi. Finale kalan ambalajlara altın, gümüş, bronz ve yetkinlik ödülleri verildi.

Rengarenk meyvelerin en leziz hali Bebeto’da! Türkiye’nin en büyük yumuşak şeker üreticisi ve ihracatçısı olan Kervan Gıda, Bebeto Eğlence Adası konseptiyle satışa sunduğu meyve şeklindeki yumuşak şekerlerle damaklarda leziz tatlar bırakıyor. Bebeto şekerlerinin doğal meyve suyu içeren tatları kadar şekilleri de bir harika! Çilek, muz, karpuz, ananas, ahududu, vişne, portakal gibi meyve şekillerinden oluşan şekerlerin her biri şeklini aldığı meyvenin muhteşem tadını içeriyor. Yaz aylarında en çok tercih edilen ara öğünlerden olan meyvenin en doğal halini Bebeto şekerlerinde bulabilirsiniz. Sadece çocukların değil genç ve yetişkinlerin de tercih ettiği Bebeto yumuşak şekerler; vücut için gerekli olan 20 aminoasitten 18’ini içeriyor. Kolesterol içermeyen Bebeto ürünleri vücut tarafından kolayca sindirilebiliyor. Bebeto Eğlence Adası Mall of İstanbul, Marmara Forum, Torium, Astoria, Olivium gibi alışveriş merkezleri başta olmak üzere Türkiye’de toplam 17 noktada hizmet veriyor.

64


Sektör Haberleri

“HesapAl” ile tek tıkla hesabını öde! Akbank ve MasterCard desteğiyle hayata geçirilen akıllı telefon uygulaması “HesapAl” ile restoranlarda tek tıkla hesap ödeme devri başlıyor. Türkiye’nin ilk sipariş ve mobil ödeme uygulaması olan “HesapAl” restoranlarda sipariş vermeye ve ödeme yapmaya tek tık kolaylığı getiriyor. HesapAl ile anlaşmalı seçkin restoranlarda mobil cihazlarla sipariş vermekten hesap ödemeye kadar tüm yemek deneyimi hızlı ve pratik bir şekilde yaşanabiliyor. MasterCard tarafından sağlanan mobil ödeme fonksiyonu sayesinde kredi kartı bilgilerinin uygulamaya sadece bir kere kayıt edilmesi yeterli oluyor ve kart bilgileri HesapAl uygulamasında tutulmadan ödeme işlemleri güvenli bir şekilde tamamlanıyor. HesapAl, restoranlardaki mali onaylı Micros terminali ile entegre olan ilk sipariş ve mobil ödeme uygulaması’ olarak dikkat çekiyor. Ücretsiz olarak akıllı telefonlara yüklenebilen HesapAl uygulamasında mekan ve yemekler hakkında görüş paylaşmak, puanlama yapmak, diğer kullanıcıların yorumlarına göz atmak, geçmiş siparişleri görmek ve yemek yeme istatistiklerine erişmek mümkün. HesapAl ile kalabalık masalarda müşterilerin

kendi hesabını tutması sayesinde sipariş hatalarının da önüne geçiliyor. Kullanıcılara özel promosyon, fırsat ve ikramlar da ekstra olarak uygulama içinde sunuluyor. Üstelik Akbank’a ait Axess, Wings ya da Free kredi kartı kullanıcıları, kartlarını HesapAl’a tanımlayarak ödeme yapmaları halinde %10 indirim kazanabilecekler. Apple App Store ve Google Play Store üzerinden ücretsiz olarak iOS ve Android telefonlara yüklenebilen HesapAl’ı kullanacak müşteriler, bir restoranı ziyaret ettiğinde, masada bulunan QR kodunu uygulamaya okutarak restoranın menüsüne erişebiliyor, uygulama içinden garson yardımı olmadan yemek siparişini tamamlayabiliyor. Yemeğin sonunda yine uygulama üzerinden gelen hesap, tek dokunuşla güvenli ve hızlı bir şekilde MasterCard’ın mobil ödeme teknolojisi ve Akbank’ın HesapAl’a sağladığı üye işyeri altyapısı sayesinde ödenebiliyor. Ödeme anında hesap isteme ya da POS cihazı bekleme sürelerini ortadan kaldıran teknoloji, sipariş verme süresini kısaltmasıyla birlikte müşteriye zaman kazandırıyor

Uluslararası Bursa Gastronomi Yemek Yarışması Eker ile lezzetlendi 37 yıldır kalite ve tazelikle buluşturan Eker’in sponsor olduğu yarışma hünerli elleri buluşturdu. Üç gün süren etkinlikte, amatör ve profesyonel aşçılar birbirinden güzel yemekler yaparak hünerlerini sergilediler.

17- 19 Ekim tarihleri arasında Bursa’da gerçekleşen Uluslararası Bursa Gastronomi Yemek Yarışmasında Eker, 7 ülkeden 700 aşçıyı lezzet şöleninde yarıştırdı. Yarışmada Malta grubu birinci olurken, Yunanistan ikinci, Dubai grubu ise üçüncü oldu. Uludağ Aşçılar Derneği’nin düzenlediği Uluslararası Bursa Gastronomi Yemek Yarışması, 17- 19 Ekim tarihleri arasında Bursa’da yapıldı. Süt ve süt ürünleri konusunda tüketicilerini

Türk mutfağının uluslararası alanda tanıtımının hedeflendiği yarışmanın son gününde ise Master Chef kategorisi Yemek Yarışması yapıldı. Bu kategoride 12 mutfakta yaklaşık 40 aşçı yarışırken daha önce hiç görmedikleri Eker ürünleri ve diğer malzemelerden oluşan kapalı koli verilerek onlardan başlangıç yemeği, ana yemek ve tatlı yapılması istendi. Eker lezzetleri ile hazırlanan yemeklerin yarıştığı bu en dikkat çekici kategorinin galibi Malta ekibi olurken, ikinciliği Yunanistan, üçüncülüğü ise Dubai ekibi aldı.

65


Sektör Haberleri

Victorinox Swibo serisi ile güvenilir keskinlik Kalitenin, dayanıklılığın ve seçkinliğin 130 yıllık markası Victorinox, yeni Swibo bıçak serisi ile başarısını kanıtlamaya devam ediyor. 130 yıl önce dünyanın en kaliteli çakılarını üreterek serüvenine başlayan bir markanın, bugün en dayanıklı bıçakları üretmesi ve yeniliklerine devam etmesi kanıtlanmış başarısının devamını getiriyor. İsviçre çeliğinin, fonksiyonel tasarımı ve çeşitliliğiyle ortaya çıkan Victorinox Swibo serisi keskinliği ve etlerin rahatça kesilip buz dolaplarımıza yerleşmesi için kolaylık sunuyor. Siz yalnızca elinizi oynatın gerisini Swibo bıçakları hallediyor! İsviçre’li bıçak üreticisi Victorinox, yıllar içinde üstün kesme kalitesine sahip, kaliteli bir bıçak üreticisi olmuştur. Her ürünü fonksiyonellik ve üstün kalite standartlarında üretme anlayışı içinde olan Victorinox, sürekliliği ve kullanımındaki rahatlığıyla kalitesini arttırmaya devam ediyor.

Swibo serisi benzersiz özellikler sunuyor! Profesyonel kullanıcılar için geliştirilen Victorinox Swibo serisinin genel özelikleri ise; sıyırma bıçağı 14 cm, fileto bıçağı 18 cm, istediğiniz keskinlik, incelik, farklı boyutlarıyla etlerinizi, balıklarınızı rahatlıkla kesebileceğiniz, mutfakta keyifle yemek yapacağınız “güvenilir keskinlik” ile hayatınıza kolaylık getiriyor.

Şehrin en popüler mekanları cebinizde 5 şehirde anlaşmalı olduğu 600’den fazla restoran,cafe ve barda %50’ye varan indirimler sunan ve size yepyeni lezzet rotaları öneren Türkiye’nin ilk ve tek elit yeme-içme kulübü GastroClub’ın mobil uygulamasıyla artık şehrin en popüler mekanları cebinizde! Şehirde keşfedecek yeni lezzetler ve yeni mekanlar arıyorsanız bu uygulama tam size göre! İstanbul, Ankara,İzmir, Bursa, Bodrum ve Çeşme’de size yepyeni lezzet rotaları öneren GastroClub’ın mobil vuygulamasıyla size en yakın Gastromekanları keşfe başlayabilir, GastroClub’a üye olarak size özel avantajlarınızı hemen kullanmaya başlayabilirsiniz. Türkiye’nin ilk ve tek elit yeme-içme kulübü olan GastroClub’a üye olarak 5 şehirde 600’den fazla restoran, cafe ve barda %50’ye varan indirimlerin, rezervasyon önceliği ve ikramlar gibi size özel ayrıcalıkların ve yeni bir mekan keşfetmenin tadını çıkarın! Ücretsiz indirebileceğiniz IOS ve Android uygulama sayesinde bulunduğunuz yere en yakın GastroMekanları hızlıca bulabilir, restoran hakkında bilgi alabilir, seçtiğiniz mekanlardaki GastroClub ayrıcalıklarını hemen öğrenebilirsiniz. Ziyaret ettiğiniz restoranlarda ister üyelik kartınızı gösterin ister akıllı telefonunuza yüklü olan GastroClub mobil uygulamasından anlık olarak Mobil Kartınızı üretin.

66


Döner Zirvesi 5. Defa İstanbul’da Yapıldı 5. Dünya Döner Zirvesi, 40 ülkeden döner sektörü temsilcilerini buluşturdu.

ve çok yakın bir zamanda büyük sürprizleri duyuracaklarını vurguladı.

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve döner dünyasını buluşturan dev organizasyon, İrfan Söyler’in yaptığı açılış konuşması ile başladı. İrfan Söyler, “Dünyada çoğu insan Türkiye’nin ismini belki de ilk defa sizlerin hazırladığı döneri yiyerek duydu. Mekanlarınıza girdiğinde sizi Türkiye olarak gördü. Biz döner zirveleri düzenlemeye başladığımızda yolumuzun zorluklar ile dolu olduğunu tahmin ediyorduk. Dünya dönerin gücünü biliyor. Artık Türkiye de bu gücün farkına vardı. Yüz milyonlarca insan sizin mekanlarınızda Türkiye’nin lezzetini tadıyor ve Türkiye’yi düşünüyor.

Türk Alman İş Adamaları Derneği (TDU) Genel Başkanı Remzi Kaplan’ın yaptığı konuşmanın ardından AB eski milletvekili Ozan Ceyhun, “Döner sadece ekmek arasına konulan bir yiyecek değil Türkiye’yi temsil eden çok önemli bir misyondur. Döner bir politikadır. Türkiye demektir. Yeni Türkiye’nin ciddi ve kapsamlı bir döner politikasına ihtiyacı vardır” dedi.

Bunun için döner Türkiye’nin dünyadaki en etkili silahı ve gücüdür. Bize inanan bu gücün bir parçası olan değerli katılımcılarımız, sponsorlarımız ve bizi motive eden değerli vekilimiz Metin Külünk’e ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Ardından kürsüye gelen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Gündüz, döner sektörünün başarıları ile gurur duyduklarını, Arge çalışmaları ile sektörün daha da gelişeceğini

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de, “Döner’in Türkiye için öneminin farkındayız. İrfan Söyler günümüz dervişidir. Dönerin ülke tanıtımı için değerini bilerek hareket ederek dünyayı dolaşarak büyük emek vermiş bir derviştir. Döner için yapılacak çok iş var biz daha çok neler yapılabilir bunun planlamasına şimdiden başlamalıyız” dedi. Ardından Donerhaber.com okuyucularının seçtiği 40 girişimciye plaketleri takdim edildi. Eğitime yaptığı katkılardan dolayı bu yıl organizasyon onur ödülü İhlas Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okyay’a takdim edildi.

67


Sektör Haberleri

Hazır Alma Kendin Yap! Geleneksel Usullerle Ev Yapımı Lezzetler Salçadan turşuya, ekmekten tarhanaya erzak dolabını kendi elleriyle hazırlamak isteyenler için kıymetli bir kaynak kitap. 40 senedir köy köy dolaşan, geleneklerimizi araştıran Hülya Erol ninelerimizin mutfak sırlarını paylaşıyor. Çok değil, bundan 50 sene kadar önce tüm gıdalar mevsiminde taze olarak tüketilir, kışlık gıdalarsa yaz mevsiminin sonunda hazırlanıp kilerde saklanırdı. Bu hazırlıklar sırasında komşular birbirine yardım eder; imece usulü herkesin tarhanası, salçası, yufkası, eriştesi, turşusu tamamlanırdı. Bugün, bize ‘kolaylık’ olsun diye sunulan endüstriyel gıdaların aynı zamanda ‘hastalık’ yaptığını da öğrenmiş bulunuyoruz.

Anneannelerimizin tarhanasının, turşusunun kıymetini anladık. Ama bu arada, nasıl yapıldıklarını da unuttuk. “Hazır Alma Kendin Yap!”, sağlıklı beslenmek adına yemek kültüründe kendi devrimini yapmaya karar verenler için gerçek ve doğru bir kaynak. Kitap; peynir, yoğurt, tarhana, çökelek gibi süt ürünlerinin tarifleriyle başlıyor. Evde sebze meyve kurutma, pastırma, sucuk, kuru yufka, erişte, reçel, turşu, sirke, şerbet hazırlama gibi en temel ihtiyaçlarımızın tarifleriyle devam ediyor. Kitapta balda kudret narı muhafaza etme, kavun çekirdeği şerbeti (subye), kopanisti peyniri, karınca yumurtasından yoğurt mayalama gibi kolay kolay bulunmayacak tariflere de yer verilmiş.

ANFAŞ Food Product Fuarı 25-28 Şubat 2015’te mutfağından seçme lezzetlerin sunulacağı Türkiye Aşcılar Federasyonu Dünya Mutfakları Etkinliğinin global bir platform oluşturması beklenilmektedir. Yurtiçinden ve yurtdışından Baristaları buluşturması amaçlanan “Barista Etkinliği” ise hem görsel hem de bilgilendirme ve eğitim amaçlı yapılacak. Anfaş Food Product fuar direktörü Münevver Duran ; “ Bilindiği üzere; kahve, birçok toplumda fazlasıyla tüketilen, sağlık ve keyif artırıcı bir ürün ve kahve kültürü de artık ülkemizde damak tadı açısından bilinçli tüketime yönlenmekte. Buradan yola çıkarak düzenlenecek bu etkinlikte; kahve kavurma yönteminin teknik sunumunu, tüketiciyi bilgilendirme ve Türkiye’deki kahve üretimini artırmaya yönelik seminer ve konferanslarla desteklemek amacındayız” dedi. 25 – 28 Şubat 2015 tarihleri arasında Antalya Expo Center da düzenlenecek 22. Uluslararası “Anfaş Food Product ” Gıda İhtisas Fuarı ve eş zamanlı olarak düzenlenecek “ Anfaş Bevex” 4. İçecek İhtisas Fuarı bu sene “ Türkiye Aşcılar Federasyonu Dünya Mutfakları Etkinliği” , “ Barista Etkinliği” ve “ Gıda Teknolojileri ve İnovasyon Sergisi” gibi büyük etkinliklere ev sahipliği yapacak. Uluslararası Profesyonel şeflerin bir araya gelerek ; dünya

68

Fuar süresince ünlü otellerin ve kafelerin baristaları’nın davet edileceği etkinlikte ayrıca “Latte Art” sunum teknikleri ile ilgili



Sektör Haberleri

İştah açan çocuk menüleri Simit Sarayı’nda Lezzetinden ödün vermeden yenilikleriyle ürün yelpazesini geliştirerek hem damaklara hem gözlere hitap eden Simit Sarayı’nın menüsüne eklediği Çocuk Menüleri, hem doyurucu, hem lezzetli hem de eğlenceli sunumuyla çocukların iştahını kabartıyor. Türkiye genelinde yaygın mağazaları ile her gün bol ürün şeçeneğini, kişiye özel hizmetlerini, benzersiz tatlarını ve yüksek kalite anlayışını lezzet tutkunlarıyla buluşturan Simit Sarayı, Simit Burger+Portakal Suyu+Patates ve Ciabatta Pizza+Portakal Suyu+Patates’ten oluşan iki farklı Çocuk Menüsüyle ile miniklerin gönlünü fethediyor. İştah açan ve taptaze ürünleriyle gün boyu vazgeçilmez adres olan Simit Sarayı’nın Simit Burger Çocuk Menüsü ve Ciabatta Çocuk Menüsü çocuklarınız için doyurucu ve lezzetli seçenekler olacak.

Metro, ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ standıyla Yörex Fuarı’nda yer aldı Yerel değerlerin gelecek nesillere aktarılması konusunda büyük bir sorumluluk üstlenen Metro Toptancı Market, 22-26 Ekim tarihleri arasında bu yıl 5.’si gerçekleştirilen YÖREX Yöresel Ürünler Fuarı’nda, kendi raflarında yer verdiği yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri sergiledi.

YÜCİTA Başkanı Prof. Yavuz Tekelioğlu ise şunları ifade etti: YÜCİTA olarak temel hedefimiz, yöresel ürünlerimize sahip çıkmak ve bunları gelecek nesillere ulaştırabilmek amacıyla “Türkiye’de etkin bir Coğrafi İşaretler sisteminin kurulabilmesi’’ konusunda çalışmalar yapmak.

Fuarın ilk günü ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ standında konuşma yapan Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan şunları söyledi: “Ülkemizin çeşitli yörelerinden lezzetlerin ve kültürlerin buluştuğu böyle bir organizasyonda yer alıyor olmaktan çok mutluyuz. Sahip olduğumuz çeşitlilik ve zenginliği bir arada görmek bizi heyecanlandırıyor. Yerel değerlerimizin ticari değer kazanması ve markalaşması bizim için çok önemli. Yörex Fuarı kapsamında biz de Metro Toptancı Market olarak standımızda beş gün boyunca ‘Coğrafi İşaret’ tescili almış ürünlerimizi tanıtacak, onların bilinirliğini artırmak için çalışacağız. Heyecan duyduğumuz bir diğer şey de yerel üreticilerimiz ve profesyonellerle standımızda bir araya gelecek olmamız.” Metro, bu projede Türkiye’de coğrafi işaretler sisteminin kurulması konusunda çalışmalar yürüten YÜCİTA (Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı) ile işbirliği yapmaktadır.

Türkiye potansiyeli yüksek bir ülkedir. Bunu değerlendirmek de yöresel ürünleri korumakla mümkün. Bu anlamlı projeye değerli katkılarından dolayı Metro’ya teşekkür ederiz.

70


Sektör Haberleri

1 Arap Turist 10 Avrupalıya Bedel! Son yıllarda ülkemize gelen turist ortalamalarını ve kattığı SosyoEkonomik değeri incelediğimizde ortaya çıkan veriler oldukça ilginç. 2012 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 31 milyon 782 bin iken, 2013 yılında bu sayısı 9.84 artışla 34 milyon 910 bine ulaştı. 2014 yılında ise bu sayının 37-38 milyon civarında olması bekleniyor. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün yayınladığı verilere göre ülkemize gelen turistlerin önemli bir kısmını ortadoğu ülkelerinden gelenler oluşturuyor.

54 sektörü etkiliyor.

doğrudan

Bugün 1,2 milyon insanın çalıştığı turizm sektörü, aileleri ve yakınları hesaba katıldığında, yaklaşık 5 milyon kişinin hayatına katkı sağlıyor. Başta gıda, yeme içme, ulaştırma gibi 54 sektörü doğrudan etkileyen turizm, ekonomiyi en fazla canlandıran sektörlerin başında geliyor. Gıda sektörü için oldukça hayati bir önem taşıyan turizmde, gelen turistler arasında iş sirkülasyonunu arttıran ve işletmeleri ayakta tutansa “Araplar”. Damak zevkleri, yeme içmeye olan düşkünlükleri ya da ülkemiz dizileri… Sebep her ne ise de sonuç gösteriyor ki, sağladığı fayda açısından 1 Arap turist 10 Avrupalı turiste bedel...

Arap Turistler Gurme Turunda!

En iyi kebap nerede yenir? Ya da İstanbul’da ne yenmelidir? Arap turistlerin ülkemize gelmeden önce araştırdığı başlıca konular arasında. Ayrıca lezzet, hizmet gibi başlıkların yanı sıra ürün çeşitliliği de Araplar için oldukça önemli durumda. Çünk ü Avrupalı turist bir hamburgerle idare edebilirken arap turistler, gittikleri mekânlarda masaları donatıyor. Avrupalı turistler her şeyin dâhil olduğu konaklama seçeneklerini tercih edip 200-300 dolarla ülkeden gidebilirken, bir Arap turist ailesi sadece bir öğüne 1000 dolar bırakabiliyor. Ayrıca tatillerini grup olarak geçirmek yerine aileleriyle paylaşan Arapların, kendilerine refakat eden bir rehber, lüks minibüs ve şoför de olmazsa olmazları.

Türk Mutfağı ve Kebap Çeşitleri Gözdeleri

Türk mutfağının zenginliğini keşfetmek ve uzaktan gördükleri lezzetleri tatmak istemeleri, son on yılda gelen Arap turist

sayısının artışında büyük etken oluşturdu. Turist sayısındaki bu düzenli artış hizmet sektörünü de etkiledi. Restoranlar özellikle ortadoğulu turistlere daha iyi hizmet verebilmek için çeşitli formüller üretiyor. İçeriği zenginleşen yeni menüler, ingilizcenin yanı sıra arapça bilen personeller, arapça kataloglar bu hizmetlerin başında yer alıyor. Arap turistler özellikle İstanbul’da kendi kültürlerine ait yemeklerin yanı sıra Türk ve Osmanlı mutfağına özgü, özellikle et ve meze çeşitlerini tercih ediyor. Testi kebabı, tuzda tavuk, karışık ve metrelik kebap, tükettikleri yemeklerin başında yer alıyor. İçecek olaraksa limonata ve şerbetlere ilgileri büyük. Gittikleri mekânlarda kendilerini güler yüzle karşılayan ve misafirperverliği hissettiren restoranlara karşı da oldukça cömertler. Özellikle de bahşiş konusunda.

Arap Turistleri Yeterince Değerlendirmiyoruz

Araplar için; heyecan verici, yeşil, tarihi, çekici, ailece tatil yapılabilecek, güneşli, misafirperver, güvenli ve müslüman avrupalı bir ülke Türkiye. Ancak bizler, kalkınmamıza katkıda bulunan ortadoğulu turistlere yeterince ilgi göstermiyoruz. Harcama kapasitesi yüksek, bir avrupalı turistin neredeyse on katı harcama yapan Arap turistler ile alakalı çalışma yapıldığı, menüler ve içerikler zenginleştirildiği, iyi ağırlandıkları takdirde gelen turist sayısını iki katına çıkarmak mümkün.

71


Sektör Haberleri

Bayburt Kahvaltı Dünyası Süt İşleme Tesisi Açıldı Bayburt Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Kahvaltı Dünyası Süt Ürünleri İşleme Tesisi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından hizmete açıldı. Bayburt’tan ve çevre illerden çok sayıda davetlinin iştirak ettiği açılış töreninde, kısa bir konuşma yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker; tesisin Bayburt’a hayırlı olmasını diledi. Daha sora şirket yetkilileri tarafından fabrika gezdirilerek, katılımcılara bilgi verildi.

Bayburt Valisi sayın Yusuf Odabaş’a, Bayburt Milletvekili sayın Bünyamin Özbek’e ve diğer bölge milletvekilleri ile Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş’e, Sürmene Belediye Başkanı Rahmi Üstün’e, Bayburt Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü ile Bayburt ve Trabzon’dan açılışımıza iştirak eden tüm misafirlerimize, ayrıca bu organizasyonda bizleri yalnız bırakmayan Gönül Sarayı ve ekibine şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Yapımına 2013 yılında başlanan süt işleme tesisine yaklaşık 3 milyon TL harcanarak üretime hazır hale getirildi. Tesis için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi programından ve KUDAKA Mali Destek Programından toplam 600 bin TL hibe desteği sağlandı. Toplam 10.665 m2 alanda kurulmuş olan tesis, 1954 m2 kapalı alana sahip. Günlük 30 ton süt işleme kapasiteli olan tesiste halen 12 kişi istihdam edilmekte ve tam kapasiteye ulaştığında toplamda 35-40 kişiyi istihdam etmesi öngörülüyor.

Firmanın diğer yetkilisi Hüseyin Tüysüz ise Trabzon’la Bayburt arasında geçmişten beri sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin olduğunun altını çizerek; “Tesisimiz bu ilişkilerin daha da güçlenmesine imkân tanıyacaktır. Burada ciddi bir süt talebi oluşturacağız. Süt üreticisi satabilir miyim kaygısı olmadan süt üretebilecek. Dolayısıyla işletmemiz Bayburt’ta süt sığırcılığının gelişmesine de önemli katkı sağlayacaktır. Nitelikli ve hijyenik şartlarda üretilen sütler pazar sıkıntısı yaşamayacaktır.” dedi.

Tesiste; Lor, Civil Peyniri, Telli peynir, Aho (Yayla Peyniri), Kurut Peyniri ve Bayburt’a özgü yöresel ürünler üretilmesi planlanıyor. Yatırım hakkında bilgi veren Kahvaltı Dünyası Gıda San.Tic. Ltd. Şti. yetkilisi Yunus Emre Emirza; Bayburt’un geçmiş dönemde hammadde temin ettikleri bir bölge olduğunu ifade ederek; “Bugün açılışını yaptığımız tesis ile Bayburt’tan topladığımız sütü yine Bayburt’ta işleyebileceğiz. Sektörde edinmiş olduğumuz tecrübe ve pazar ağı sayesinde bu tesisin öngörülenden çok daha kısa sürede tam kapasite çalışmasını sağlayacağımızı ümit ediyoruz. Fabrikamızın ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını dileyerek, açılış programına katılarak bizleri onurlandıran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker’e,

72

Bayburt Organize Sanayi Bölgesi, Bölge Müdürü Mete Emir ise sanayi açısından az gelişmiş bölgelerde ilham verici yatırımlara ihtiyaç olduğuna değinerek; “ Bugün açılışı yapılan tesis umut ediyorum ki, ilimizde tarıma dayalı sanayi açısından öncü bir rol üstlenecektir. Tarıma dayalı sanayi, tarım ve sanayi sektörlerini birbirinin rakibi olmaktan çıkarıp birbirinin tamamlayıcısı haline getirir. Bayburt ekonomik karakteristiği halen tarım eksenli olan bir ildir. Dolayısıyla Bayburt’un planlaması doğru yapılmış fizibil tarıma dayalı sanayi yatırımlara ihtiyacı var. Sayın bakanımız, valimiz, milletvekilimiz ve belediye başkanlarımız bugün burada olarak bu tür yatırımlara verdikleri önemi gösterdiler. Beklentimiz bu tesisi yeni tesislerin takip etmesidir.” dedi.


Sektör Haberleri

470 Bin İşletmeye Uyarı: 11 Bin Lira Cezası Var! T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de 470 bin iş yerinin ise iş güvenliği uzmanı bulundurmadığından dolayı 11 bin lira ödeyeceğini söyledi. Bakan Çelik, iş kanunu, sosyal güvenlikreformu, genel sağlık sigortası, sendika yasası, memur sendikalarının toplu sözleşme haklarını düzenleyen yasa, iş sağlığı güvenliği gibi yasalara dikkat çekti. Türkiye’de tehlikeli ve çok tehlikeli iş yeri sayısının 680 bin olduğunu ifade eden Çelik, “Bunların 470 bini henüz iş güvenliği uzmanı ile sözleşme yapmamış. 205 bini yapmış. Yapmayınca ne oluyor, yasa 2014 Ocak ayında yürürlüğe girdiği için Ocak’tan bu güne her ay 11 bin lira cezası hazır. On ayda 110 bin lira ödemesi gereken cezası var. Şimdi yapacağımız bu düzenlemede, sırf farkındalığı oluşturma açısından söylüyorum, çok kısa bir süre

vereceğiz, bugünden herkes tedbirini alsın. İş güvenliği uzmanı ile sözleşmeni yaptın yapmadın, yapmadın müeyyideler faizi ile birlikte kapına gelecek. İkinci olarak eğer yapmama konusunda direnirsen bu müeyyideyle karşılaşacaksın. Hayır görevimi yapıyorum diyorsan 10 aylık geçmişe dönük muafiyeti getirmiş olacağız” diye konuştu.

%100 Doğal Lezzetler Naristanbul’dan Son yıllarda toplumumuzun sağlık için olmazsa olmaz meyveleri arasına giren nar sofralarımızda da hak ettiği yeri almaya başladı. Naristanbul; nar ekşisi, meyve sirkeleri, deniz tuzu, kapari, ançuez, kuru domates, jalapeno, salamura yaprak, közlenmiş biber ve domates rendesini üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim standartlarına uygun bir şekilde hazırlıyor. Toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumayı hedefleyen Naristanbul sağlık yanında lezzetten de ödün vermiyor.

Nar ekşisi fiyat itibarı ile uygun, yararları saymakla bitmeyen, yapımı esnasında hiç bir katkı maddesi kullanmayan ve yiyecekleri damak çatlatan bir nefasete dönüştüren bir sos. Üretimden ambalajlanmaya kadar gerekli kontrolleri yapılan Naristanbul ürünleri, restoranların kullanımına hazır bir şekilde paketlenip misafirlerine sağlıklı yemek yedirmek isteyen işletmelere servis ediliyor.

73


Sube Açılısları

Yeşilova’ya Yeni Lezzet:Knc Köfte Bilinen, sevilen ve güvenilen bir restoran olan Kınacı İşkembe, KNC Köfte konseptiyle Yeşilova’da yeni bir mekan daha açtı. Köfte, haşlama, kahvaltı ağırlıklı restoran 24 saat hizmetiyle her saat acıkanlar için oldukça uygun. E-5 üzerinde bulunan KNC Köfte; geniş, ferah ve şık dekorasyonuyla keyifle yemek yenecek bir atmosfer oluşturmuş. Ulaşım kolaylığı, mekan ferahlığı yanında isteyenler için kış bahçesi konseptiyle de tercih edilecek mekan-

74

da; lezzetli köfteler, zengin kahvaltı seçenekleri, özel kuru fasulye ve haşlama yanında, pide fırınında hazırlanan nefis pideler, çorba çeşitleri ile keyifli bir öğünden fazlası yaşanabilir. KNC Köfte’nin hijyen, güleryüz ve kalite üçgeninde verdiği hizmet, mekanla sınırlı değil, yakın çevreye paket servis için de KNC Köfte güzel bir seçenek.


Sube Açılısları

Dönerci Ali Usta Şimdi Şirinevler’de! Anadolu yakasının en lezzeti dönerlerinden biri olan Dönerci Ali Usta ürünleri artık Avrupa yakasında Şirinevlerde de tadılabilecek.

Sadece dönere odaklanılan mekanda iskender, dürüm döner gibi klasik yemekler yanında bolca salata seçeneği de mevcut.

Malatya’lı Ali Özcan’ın döner konusunda titizliği, gayreti ve çabaları küçük yaşta girdiği iş hayatında onu başarıya ulaştırır. 2004 yılında tescillenen Dönerci Ali Usta markasıyla İstanbul’un her yanından ziyaretçi çeken mekan, gelen yoğun talepler üzerine Şirinevler şubesini hizmete soktu.

Bize ait bir ürünün hak ettiği değerde hazırlanarak, özenle servis edilmesi; eğitimli ve güler yüzlü personel hizmetiyle gayet memnun ayrılacağınız Dönerci Ali Usta, bir sonraki ziyaretinizi de kapısından çıkar çıkmaz planlamanıza sebep olacak.

75


Sube Açılısları

Simit Sarayı Lezzetleri Artık New York’ta Dünya markası olma vizyonuyla yurt dışı açılışlarını tüm hızıyla sürdüren Simit Sarayı, hazırlıklarını titizlikle sürdürdüğü New York 5. Cadde mağazasını 9 Kasım 2014, Pazar günü hizmete sundu. Simit Sarayı, New York 5. Cadde’de 30 personel ile hizmet veriyor. New York mağazasının açılışından büyük mutluluk duyduklarını belirten Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu; “Yıllardır hayalini kurduğumuz New York mağazamızın açılışını da sonunda gerçekleştirdik ve lezzetlerimizi Amerika’ya taşıdık. Bizim için en önemlisi, giyimden gıdaya dünyanın en büyük perakende zincirlerinin yer aldığı 5. Cadde’de bir Türk markası olarak yer alabilmek. ‘Biz hızla dünyaya yayılmaya başlayan bir gıda zinciriyiz ve küresel yarışta biz de varız’ diyerek kendimizi tanıtabilmek ve Amerikalılara sevdirebilmekti. Açıldığımız günden bu yana gördüğümüz yoğun ilgi bize şimdiden doğru bir adım attığımızı ve Simit Sarayı’nın kısa sürede Amerikalıların sevdiği bir marka haline geleceğini gösterdi. Bu da sadece markamız açısından değil, asıl önemlisi ülkemiz açısından gurur verici” diye konuştu. Kavukçu, “Bugün Avrupa’nın farklı ülkelerinde yakaladığımız başarıyı bundan sonra çok dinamik ve geniş bir pazara sahip olan

76

New York Simit Sarayı Adres: Manhattan Fifth Avenue 38 Doğu Blok No: 435 New York

Amerika kıtasında hızla büyüyerek ilerletmek istiyoruz. Bunu yaparken ABD pazarının kendine özel talepleri doğrultusunda ürün gamımızda çok geniş bir yelpaze sunuyoruz. Bugün New York 5. Cadde’de Simit Sarayı’ndan içeri giren herkes, sadece unlu mamullerle değil salatalardan sandviçlere, ızgara etlerden pizzalara kadar birçok ürünü tadabiliyor. Özellikle sabah ve öğlen iş arası saatlerde Amerikalıların yemeklerini yeyip zaman geçirebilecekleri rahat ve konforlu bir mekan yaratmaya çalıştık” dedi. Abdullah Kavukçu ABD pazarı ile ilgili ise “Şimdi hedefimiz ilk olarak Manhattan bölgesinde doğru yerlerde şubelerimizi açarak büyümeye devam etmek. 5. Cadde’den sonra ikinci mağazamızı Times Square’de açacağız. 24 saat yoğunluğun olduğu ve dünya turizminin en hareketli noktalarının başında gelen bu bölge bizim için çok önemli. 2015 yılı sonuna kadar New York’ta 10 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Simit Sarayı, Hollanda’dan Suudi Arabistan’a kadar 14 ülkede 300’e yakın mağazada her gün 8.600 çalışanı ile 650 bin kişiyi ağırlıyor. New York mağazasının ardından Simit Sarayı kısa bir süre sonra Avrupa’nın en önemli başkentlerinden biri olan Londra’da Oxford Street’te ilk mağazasını açarak İngiltere gıda pazarına da girmiş olacak.


77


Yönetim Kurulu

Ali Tatlıdil Başkan Cızbız Köfte Yönetim Kurulu Başkanı

78

Abdullah Korun Başkan Yardımcısı

Murad F. Bozanoğlu Başkan Yardımcısı

Mevlüt Şimşek Genel Sekreter

Hacı Abdullah Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı

Hacı Bozan Oğulları Yönetim Kurulu Başkanı

MMY Tantuni Yönetim Kurulu Başkanı

Haluk Okutur

Ünal Dölek

Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı

Kadırgalı Köfte Piyaz Yönetim Kurulu Başkanı

Mustafa Esenkal Sayman Gülhane Izgara Yönetim Kurulu Başkanı

Sait Uluçay

Yaşar Sekizkardeş

Danet Genel Müdürü

Merhaba Pastaneleri Pasta Sanatı Yönetim Kurulu Başkanı

Ömerel Faruk Şark

Turgut Arıcı

Avcılar Bereket Döner Yönetim Kurulu Başkanı

Arı Makine Yönetim Kurulu Başkanı


Üye Markalarımız

79


Türes Restoran Üye Listesi OSMAN EĞİLMEZ BARIŞ DEVECİ SERVET AŞKI BÜLENT ERLEBLECİ OSMAN DEDEBAŞ ÖMEREL FARUK ŞARK SADİ DOĞAN UĞUR AYDINLIOĞLU M.KEMAL SOFUOĞLU METİN ÖZTÜTÜNCÜ MUHAMMET MUSTAFA İLBAYLI ALİ KESKİN ÖMER BADAY HÜSEYİN TAYINCI MUSTAFA UZEL HASAN KUŞOL HAKAN SUNA CEM HELVACI ALİ ERTEK MEHMET AKİF AĞIRMAN MEHMET TEMEL MEHMET YILMAZ ÖZER BALAMAN BÜLENT YILDIZ ATİLLA KÜLEKÇİOĞLU ALİ TATLIDİL DİDEM AYARDEM HAYRETTİN NUHOĞLU SAİD ÖZADALI İBRAHİM KELEŞ SEFA SAYGILI ALİ ÖZCAN YUSUF KOÇ KAMBER ÇAL AYHAN ATAMAN MUSTAFA KARACAN FATİH AHMET ARSLAN İSKENDER MERDE METİN UÇAR TÜRKAY ÇİÇEK KEMAL ÖZUÇARGİL MEHMET AKİF KÖSE OSMAN ŞAHBAZ İSMET ÖZÇELİK MEHMET YILDIRIM MUSTAFA ESENKAL ABDULLAH KORUN BURHAN DİNÇERLER ZEKİ SAYGI FATİH BAŞAR İSMET HACIBEYOĞLU AYDIN ŞEKER MURAD FEHMİ BOZANOĞLU MEHMET BAYRAKÇI FERGAP VARDAR MEHMET ÖZDEMİR KÜRŞAD BAYRAKTAR HÜSEYİN BOZDAĞ HAKAN AKBULUT İSMAİL UTKU ERTEKİN ÜNAL DÖLEK ERGÜN GÜL İLHAN GÜZELLER YAVUZ İSKENDEROĞLU FEVZİ VELİDEDEOĞLU MUSTAFA TAŞAN RAMİZ TAŞKINLAR ÇETİN TEKDEMİR REMZİ KÖMÜR FATİH MAZLUM KERİM DÜZCAN ORHAN VELİ KÖROĞLU SÜLEYMAN KAYA

80

AĞA LOKANTASI AKDENİZ HATAY SOFRASI AŞÇI SAMİ AŞİNA ASU BÖREK AVCILAR BEREKET DÖNER AXİS MADO AYDINLIOĞLU YEMEK AYSO RESTORAN BAB-I HAYAT RESTORANI BAB-I LEZİZ BABA DİYARI SOFRASI BAKLAVACI HACIBABA BEYAZ EV DÖNER BİLAKİS MAKARNA BİZİM KÖFTE BURSA ÇİCEK IZGARA BURSA KEBAP EVİ BÜYÜK ERZURUM SOFRASI CAĞİSTAN CAN KEBAP ÇARGAH RESTORAN CEVAHİR RAMİZ KÖFTE ÇİÇO GALATASARAY CEFE&REST. ÇITIR USTA CIZBIZ KÖFTE CIZBIZ KÖFTE FORUM İSTANBUL DARÜZZİYAFE DİLRUBA DOKTOR DOKTOR DÖNERCİ ALİ USTA DÖNERCİ CELAL USTA DOSTAN KAFE MANTI EVİ DÜRÜMCÜ BABA DÜRÜMCÜ DEDE ELAZIĞLI ÇİĞ KÖFTECİ ENSAR PİLİÇ EŞRAF OSMANLI, TÜRK MUTFAĞI EVREN YEMEK EZO YEMEK HİZMETLERİ FASULİ FİLİZLER KÖFTE FİLİZLER KÖFTE GAZİANTEPLİ TATLICI GÜLHANE IZGARA&KEBAP HACI ABDULLAH HACI SAYİD HACIBABA ET LOKANTASI HACIBAŞAR HACIBEY KEBAP HACIBEY KEBAP HACIBOZANOĞULLARI HACIOĞULLARI RESTORAN HAKİKİ ROMA DONDURMACISI HALİL İBRAHİM SOFRASI HATAY KÜNEFE İSTANBUL YEMEK İZABELLA PİZZA KADİR HAS MADO KADIRGALI KÖFTE PİYAZ KARAGÖZ SOFRASI KARDEŞLER KEBAP KEBAPÇI İSKENDER KINACI İŞKEMBE KIRKPINAR LOKANTALARI KÖFTECİ RAMİZ KOMAGENE KÖMÜR LOKANTASI KONAK MAZLUM KONAK RESTAURANT KÖROĞLU KARADENİZPİDE KÖŞKEROĞLU

HÜSEYİN KÖMÜRCÜ AHMET KÜÇÜK ACAR KAYA ORHAN BAKAR SÜLEYMAN SARİHAN SERHAT KURDOĞLU SERKAN GÜNDÜZ HASAN BURAK TATLIDİL REFİK KASAK YAKUP-MUKADDER AKSOY NECİP KIZILKAYA FATİH ATALAY ERDOĞAN YÜCE YAŞAR SEKİZKARDEŞ NAMIK ALTUN MELTEM DURNA AHMET TURAL MEVLÜT ŞİMŞEK YAKUP FİDAN ENGİN MEPA TANER KIRBAÇ NİYAZİ MANAV ORHAN KIZILKAYA MELİHA EJDER KENAN GÜLER AYHAN ADNA OSMAN YAŞAR FEVZİ UĞUR HAYRETTİN TAŞKIRAN FAİK KADİROĞLU İBRAHİM KUTLUĞ YAŞAR YILMAZ KAZIM ŞAHİN RAMAZAN BİNGÖL CENGİZ PEHLİVAN TAHİR TEKİN ÖZTAN ZAFER AKSU AHMET TOPBAŞ İRFAN TURAN M. NURTEKİN EROL BEKİR ARTUĞ SELİM UZUN HIFZI KURUŞA LEVENT AVCI NECATİ GÖKSU HALUK OKUTUR MURAT YASA MEHMET TEZÇAKIN ABDÜL SAMET SELMAN MURAT TOPAL HAKAN ÖZAĞRA MEHMET KELOĞLU AYHAN TOPCU FATİH CEBİR NEVZAT KARAKEBEN HAKAN YÜNCÜ GÖKHAN ULUDAĞ MUSA SUCU İRFAN ORAK HANEFİ HAKAN CATAKLI HACI OSMAN YARDIMCI MEHMET AKİF GÜLAL FIRAT VATANSEVER YUSUF ÇELİK

KRİSTAL ET LOKANTASI KÜÇÜK EV KULELİ YAKAMOZ RESTORAN KUMPİR BOX KUMPİR&WAFFLE KUMPİRİ MAGİK AKADEMİ CAFE RESTORAN MALTIZ KÖFTE MALTIZ KÖFTE ESENYURT ŞUBESİ MANTI KEYFİ MARMARA CAFE MARMARA FORUM MC DONAL’S MERAM RESTAURANT MERHABA PASTANELERİ MEŞHUR BURSA KEBABÇISI MG EYLÜL CATERİNG MİHRABAT KORUSU MMY TANTUNİ MUHTARIN YERİ KAZANCI KÖFTECİSİ NAMLI GURME NAMLI KEBAP NİYAZİ BEY RES NİZAM PİDE NUR-BAL OHRİ BALIK ÖNDERLER YEMEK OSES ÇİĞ KÖFTE ÖZ-EL KÖFTE ÖZDE BEREKET DÖNER ÖZKARADENİZ PİDE PAÇACI HASAN PANAYIR PİDEMM PİDE RAMAZAN BİNGÖL ET LOKANTASI RUMELİ KÖFTE SAHAN KEBAP SALON İSTANBUL ZİYAFET SARAY MUHALLEBİCİSİ SARAYKAPI TAVA ŞEKERCİ CAFER EROL SELAM ET LOKANTASI SELİM KÖFTE ŞENÇAM KÖFTE ŞEREF BÜRYAN KEBAP SEYİDOĞLU SİMİT SARAYI SİMYA RESTORAN SULTANAHMET KÖFTECİSİ SÜTDO DONDURMA TADIN YEMEK TARİHİ MALATYA SOFRASI TARİHİ MERKEZEFENDİ KÖFTECİSİ T. MERKEZEFENDİ KÖFT. İKİTELLİ ŞB. TAŞDELEN KEBAP TONTON BABA UĞUR KEBAP SALONU ULUDAĞ ET LOKANTASI ÜMYAT YEMEK SANAYİ VAN KAHVALTI SOFRASI VEZİR SOFRASI VİP İŞKEMBE EVİ YAYLA KÖFTE YÜCEL KÖFTE YUSUF USTA

/mutfak.yasam /MutfakveYasam


Türes Tedarikçi Üye Listesi CANDAN GÖKSU

A PLUS

HAMDİ SEZGİN

MİS ET

ERSİN AKTÜRK

AKTÜRK MUTFAK

ORHAN YILMAZ

MOBEN MOBİLYA

CÜNEYT TECER

ALİZE MÜHENDİSLİK

NEVZAT YILMAZ

MYSYS YAZILIM

TURGUT ARICI

ARI MAKİNA LTD ŞTİ

MENDERES İSPİRLİ

NEHİR ÇATAL KAŞIK BIÇAK

BÜLENT FUAT ARİFOĞLU

ARİFOĞLU BAHARAT

MURAT KASAP

OFÇAY

ENGİN ARPA

ARPAOĞLU PEYNİRCİLİK

SEYFULLAH KOÇYİĞİT

ÖZKAYNAK

M.MUSTAFA GÖRGEN

ASİ KÜNEFELERİ

MESUT SAVAŞ KEÇECİ

PRESTİJ TEMİZLİK

HAYRİ ÖZORPAK

ASKOM MUTFAK EKİPMANLARI

ÇETİN KIZILARSLAN

REDLİON İŞÇİ SAĞLIĞI İŞ GÜVENLİĞİ

ÖMER SEYFİ AKTÜLÜN

AYDOS ET

MEHMET REİS

REİS BAKLİYAT

ARİF HİKMET SERTAY

AYIŞIĞI GIDA SEBZE ve MEYVE

SEDAT AYDIN

S2000 MUTFAK

ALAATTİN GÖKGÖZ

AYKON GIDA

CİHAN KÜÇÜK

SANDALYECİ

ÖZEN ALTI PARMAK

BALPARMAK

ABDÜLKADİR ERBALCI

SANPA GIDA

ERCAN PEKZEREN

BARKON POS SİSTEMLERİ

ZÜLEYHA YAZI

SARUHAN&NİLCO

HALİT ERTAL

BEREKET KUTU

HABİP ALBAYRAK

SERDAR GIDA

ABDULKADİR ATEŞ

BUTİK KASAP

MEHMET FATİH ŞENMAN

SİNERJİ TEMİZLİK

TARIK ALTINKAYA

ÇINAR ANBALAJ

MÜCAHİT YILDIZ

SULTANLAR A.Ş

NURETTİN COŞKUN

COŞKUNVENEDİK AMBALAJ

ZAFER SURAL

SURAL REKLAM

SAİT ULUÇAY

DANET ET VE ET ÜRÜNLERİ

MÜNİR İĞRET

TREND İNŞAAT VE MİMARLIK

ABDULLAH TİRYAKİ

DEHA BİODİZEL

CENGİZ BEZELYE

UHAK MEYVE KONSANTRELERİ

ENGİN GÖÇER

DÖRT MEVSİM

SONER ÜNAL

ÜNAL ET

SITKI ÖZDEMİR

EFE MATBAA

MEHMET UMUR

UNDANO EKMEK

MEHMET UYGUR

EFE ŞEKER

ALİ RIZA ŞİŞECİ

VATAN GIDA A.Ş

HASAN KURTULUŞ

YAKAMOZ GIDA

KUBİLAY ALTINAY-ALPER ALTINAY EKBER MUTFAK SALİM SOYTÜRK

EKER SÜT ÜRÜNLERİ

ERMAN ÇİVİCİ

YedikOnu.Biz “Food Agency”

OKAN KEMAL KİTAPÇI

ENDER KAHVE

YURTSEVER YILMAZ

YILMAZ GRUP END. MAKİNA

M.EMİN ARSLAN

ETÇİİ GIDA

ADNAN ÇELİKER

YÖNETEAM DANIŞMANLI

SADETTİN KARAKILIÇ

FLORA ÇİÇEK

TEOMAN YÖRÜK

YÖRSAN

İBRAHİM SALMAN

GASTRONOM MUTFAK

MÜSLÜM YÜNCÜ

YÜNCÜOĞLU ODUN KÖMÜR

İRFAN SEYMEN

GASTROTEKNİK

MURAT TAŞCIOĞLU

ZOMATO

ADEM BERDİCİ

GÖKTÜRK BAHARAT

İHSAN COŞKUN

ZRV GIDA

SEDAT ÖZDEMİR

İFS ÇEVRE İLAÇLAMA

MEHMET ESEN ÇEVİKÖZ

İNCİ ET

ABDURRAHMAN KAAN

KAANLAR SÜT

SAVAŞ TÜYSÜZ

KAHVALTI DÜNYASI

ALİ RIZA ÖZLOKMACI

KALE AĞASI ŞALGAM

HACI BAYRAM ALPDAĞ

KANAAT BAHARAT

BURAK ŞAHİN

KANARYA ET

HAKAN KARACA

KARACA RULO

HAKAN KARACA

KARACA RULO

BURHAN BAŞAR

KERVAN GIDA

RAMAZAN KILINÇ

KILINÇ GRUP

ZAKİR KURŞUNTUTMAZ

KÖRFEZİM

MEHMET HAŞİMZADE

KÜNEFECİZADE

RECEP ÖKSÜM

LEZZET EKMEKÇİLİK

MEHMET YILMAZ PALANCI

MALATYA PAZARI

CEM MANGÜP

MANGÜP GIDA

ORHAN ERİMAN

MARKİZ MARKA PATENT LTD.

SAİM ÇORUH

MARMARA DOND. GIDA

BÜLENT BİREL

MERİDYEN GIDA

GÖKHAN BİREL

MERİDYEN GIDA

TANER AYDIN

MEŞALE ÇAY KAZANLARI

METİN KARAYİĞİT

MGWORK İŞ ELBİSELERİ

HASAN MİRZA

MİRZA ET VE GIDA

Türes’e üye olmak için bize www.tures.org.tr web sitemizden ulaşabilirsiniz.

81


reklam


asi

Kocatepe Mah. Mega Center A Blok No: 1642 Bayr Telefon:0212 640 36 00

STANBU L

83


84


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.