Bir gün kör adam yürürken bir dilencinin yanından geçer. Dilen- KIVANÇ YÜKSEL 5-E ci kör adamdan para ister. Kör adam dilencinin dokunaklı sesinden etkilenir. Ekmek alacağı parayı dilenciye verir. Sonra eve gider. Ailesi kör adama sorar: -Ekmekler nerede? -Onları gelirken bir dilenciye verdim. Benim gözlerim görmüyor belki ama yüreğim görüyor. Onun bu paraya benden fazla ihtiyacı olduğunu hissettim. Aile yüreği sevgi dolu babasının bu sözlerinden etkilenmişti. Kör adam ertesi gün yine dilencinin yanına gitti. Dilenci kör adamı tanımıştı. Dilenci kör adamın elini öpmeye çalıştı. Yürekten teşekkürlerini iletti. Kör adam dilencinin bu sıcaklığına ve yalvarmasına bir anlam veremedi. Tam bu sırada dilenci konuşmaya başladı. Sizin dün verdiğiniz para benim çok işime yaradı. Gözleri bozuk olan oğlumun ilaçlarını aldım,dedi. Kör adam hislerinde yanılmadığını anladı. Verdiği paranın boşa gitmediğine çok sevinmişti. Kör adam bakkalda çalışır. İyi maaş alır ailesine muhtaç olmaMAHİDE YILMAZ 5-B mak için mesaiye kalır. Adam eve dönerken aynı acıyı yaşayan bir dilenciye rastlar.dilenci gözlerinin kör olduğunu söyler. Ayrıca çalışacak gücünün ve kendisine bakacak birlerinin olmadığını anlatır. Kör adamın yüreği cız eder, kendi derdini unutup dilenciye üzülür. Dilenciyi eve götürür. Ona yemek verir, bir güzel karnını doyurur. Ona bir de çalıştığı yerde güzel bir iş bulur.
Bu çalışmada yukarıdakiler gibi öğrencilerimize bir hikaye verdik ve bunu tamamlamalarını istedik.
AYŞENAZ UZUN
5-A
Baba neden dedemi oraya bıraktın? Çocuğum dedenin biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var. Baba dedemi sonra bağ evinden alacağız değil mi? Bilemiyorum, çocuğum ,bakarız. Baba çocuğun sorularına hep kaçamak cevaplar veriyordu. Dede bağ evinde yalnız yaşamaya başladı. Ne dertleşecek bir kimsesi, ne ona yemek yapacak biri vardı yanında. Oğlunun kendini burada hapsetmesine mi yansındı yoksa yalnız başına kaldığına mı. Günleri böyle geçip gidiyordu dedenin. Arada bir komşuları gelip uğruyor, dedeye ara sıra yemek getiriyorlardı. Aradan epey zaman geçmişti. Komşular bir gün yine dedeye yemek getirirler. Kapıyı birkaç defa vurmalarına rağmen içeriden ses gelmez. . Zorla kapıyı açarlar. Dedenin koltuğun üzerinde baygın yattığını görürler. Hemen dedeyi hastaneye kaldırırlar. Hastahanede kendini bağ evine bırakan oğlu da yatıyordu. Oğlu babasını görünce başını önüne eğdi. Babasını bağ evine bıraktıktan sonra bir türlü rahat yüzü görmedi. Sürekli hastanelerdeydi. O günde böbreklerinden çektiği ağrılar yüzünden gelmiş, doktor yatması gerektiğini söylemişti. Babayla oğlunun gözleri dolmuştu. Babasını o halde gören çocuğunun pişmanlığı yüzünden okunuyordu. Ona seni bıraktıktan sonra rahat yüzü görmedim der gibiydi. Babasının elini öptü, ona öyle bir sarıldı ki. İkisinin gözlerinden de yaşlar akıyordu. Artık babasına kendisi bakacak, ne olursa olsun yanından artık ayırmayacaktı.