Dembir dergisi aralık

Page 1

Kur’an’ı Kerim

1


Kur’an’ı Kerim

2


‫‪Kur’an’ı Kerim‬‬

‫ِ​ِ َّم ِس ا‬ ‫بهلِبهّللا َِّ لر ِابهّللا ِ​ِ ِْسب‬ ‫‪3‬‬


Kur’an’ı Kerim

EMEK YAYINLARI

DEMBİR DERGİSİ Derleyen Özkan Günal _ Emine Aytül Erol Editör Özkan Günal Tasarım Özkan Günal SAYI-12 Aralık 2015

Kur’an EMEK YAYINEVİ Reyhan Mah. Cumhuriyet Cad. Doruk İşh. No: 150 D: 1B/38 Osmangazi BURSA Tel: 0(224) 241 03 22 info@emekyayinevi.com www.emekyayinevi.com ©2015 Emek Yayınevi Eserin tüm yayın hakları Emek Yayınevi'ne aittir. Yazılı izin olmadan kısmen veya tamamen hiçbir yolla kopya edilemez, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz.

4


Kur’an’ı Kerim

5


Kur’an’ı Kerim

Namı Damperli, Halil İbrahim Baki Hazretleri

Âşıklık yolundaki tüm canlara selam olsun… Sevmenin adı Mecnun Sevilmenin adı Leyla’ysa, Gönülleri birleştiren Muhabbet-i sevdaysa, Takdir eden Mevla’ysa, Cümle cihan var oldu Aşk-u sevdayı meşk için.

6


Kur’an’ı Kerim

EDİTÖRDEN Ey Kamil’an, Ey Arif’an, Ey Aşık’an, Ey Derviş’an, Ey Sadık’an, Ey Muhib’ban. Bu dergi Namı‫ ب‬Damperli Halil‫ ب‬İbrahim Baki Hz’nin‫ ب‬gönlünden,‫ ب‬gönlümüze‫ب‬ ektiği‫ ب‬mana‫ ب‬zevklerinin,‫ ب‬yine‫ ب‬O’nun‫ ب‬hizmetiyle‫ ب‬yeşerip‫ ب‬zuhura‫ ب‬gelişindeki‫ب‬ anlatımları içermektedir.‫ب‬Dergimizin on ikinci sayısının‫ب‬konusu, Kur’an… Kur’an’ı‫ ب‬Kerim Cenabı‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬Cenabı‫ ب‬Resulullah‫ ب‬Efendimize‫ ب‬Cebrail‫ب‬ vasıtasıyla, Kendisi, Habibi, İslam,‫ ب‬iman,‫ ب‬insan,‫ ب‬kul‫ ب‬adına‫ ب‬iletmiş‫ ب‬olduğu‫ب‬ sözlerden‫ ب‬oluştuğu‫ ب‬için‫ ب‬Hak‫ ب‬kelamıdır.‫ ب‬İçeriği‫ ب‬Hak‫ ب‬kelamı‫ ب‬olması‫ ب‬sebebiyle‫ب‬ kutsiyet taşımaktadır.‫ ب‬Tüm‫ ب‬bunların‫ ب‬yanında‫ ب‬bir‫ ب‬olguyu‫ ب‬zıddıyla‫ ب‬mukayese‫ب‬ ederek anlayabildiğimiz için‫ب‬içeriğinde‫ب‬imanın,‫ب‬insanın,‫ب‬kulun‫ب‬zıttı‫ب‬oluşumlar‫ب‬da‫ب‬barındırmaktadır.‫ب‬Her‫ب‬ne‫ب‬ kadar‫ ب‬zıtlık‫ ب‬bizim‫ ب‬anlayışımızda‫ ب‬anlam‫ ب‬kazanan‫ ب‬bir‫ ب‬kavram‫ ب‬olsa‫ ب‬da‫ ب‬Hak‫ ب‬katında‫ ب‬gayrılık‫ ب‬değildir.‫ ب‬Bu‫ب‬ sebeple‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬kerimi‫ ب‬içeriğindeki‫ ب‬Rahmaniyet ve‫ ب‬zulmaniyetle‫ ب‬birlikte‫ ب‬bir‫ ب‬bütün‫ ب‬olarak‫ ب‬kabul‫ ب‬edip‫ب‬ saygı‫ب‬duyuyoruz‫ب‬ve‫ب‬değer‫ب‬veriyoruz.‫ب‬Beyanın‫ب‬Hakk’ın‫ب‬beyanı‫ب‬olması‫ب‬sebebiyle‫ب‬beyanın‫ب‬içerisindeki‫ب‬tüm‫ب‬ zıtlıkları‫ب‬da‫ب‬kabullenip‫ب‬öpüp‫ب‬başımızın üstüne‫ب‬koyuyoruz.‫ب‬ İşte,‫ب‬nasıl‫ب‬ki‫ب‬kitap‫ب‬olan‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬kerim‫ب‬Hak‫ب‬beyanı‫ب‬olduğu‫ب‬için‫ب‬bütünüyle‫ب‬kabul‫ب‬görmekteyse‫ب‬yaşamın‫ب‬da‫ب‬ Hakk’ın‫ ب‬tecellisi‫ ب‬olduğu‫ ب‬için‫ ب‬her‫ ب‬şeyiyle,‫ ب‬olduğu‫ ب‬gibi‫ ب‬kabul‫ ب‬görmesi,‫ ب‬değer‫ ب‬verilmesi,‫ ب‬saygı‫ ب‬duyulması‫ب‬ gerekiyor.‫ ب‬Yaşamın‫ ب‬içerisinde kendimize‫ ب‬görelerle‫ ب‬ötekileştirip‫ ب‬kabul‫ ب‬etmediğimiz,‫ ب‬kendimizden‫ ب‬daha‫ب‬ aşağıda‫ ب‬gördüğümüz‫ ب‬sureti‫ ب‬ve‫ ب‬fiiliyle‫ ب‬her‫ ب‬oluşum, bizim‫ ب‬o‫ ب‬oluşuma‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬layıkıyla‫ب‬ okuyamadığımızdan‫ ب‬kaynaklı‫ ب‬zannımızla‫ ب‬bakmamızdandır.‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬sevap‫ ب‬kazanma‫ ب‬kitabı‫ ب‬yapmaktan‫ب‬ kurtarıp, kendimizi‫ ب‬tanıma‫ ب‬kitabı‫ ب‬haline‫ ب‬getirerek‫ ب‬okuyabilirsek‫ ب‬bu‫ ب‬âlemi‫ ب‬de‫ ب‬okumaya‫ ب‬başlarız.‫ ب‬Kur’an‫ب‬ bize‫ب‬âlemde‫ب‬kendi‫ب‬hakikatimizi‫ب‬okuyabilecek‫ب‬Rapçayı öğreten‫ب‬bir‫ب‬kitaptır. Nasıl‫ب‬ki,‫ب‬ak‫ب‬kâğıtta‫ب‬kara‫ب‬yazı‫ب‬olmasıyla‫ب‬kitab-ı‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerimin‫ب‬içeriğindeki‫ب‬her‫ب‬harf,‫ب‬harflerden‫ب‬oluşan‫ب‬ her‫ب‬hece,‫ب‬hecelerden‫ب‬oluşan‫ب‬her‫ب‬kelime,‫ب‬kelimelerden‫ب‬oluşan‫ب‬her‫ب‬cümle,‫ب‬ister‫ب‬imanı‫ب‬anlatsın‫ب‬ister‫ب‬imanın‫ب‬ zıddını,‫ب‬ister Habibini‫ب‬anlatsın‫ب‬ister‫ب‬cehili, ister lehebi anlatıyor‫ب‬olsun ayrımsız‫ب‬tümü‫ب‬Hak‫ب‬kelamı‫ب‬olduğu‫ب‬ için‫ ب‬ayetse,‫ ب‬canlı‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerim‫ ب‬olan‫ ب‬bu‫ ب‬yaşamın‫ ب‬içinde‫ ب‬bulunan‫ ب‬anlatılanları‫ ب‬zahirleri‫ ب‬de‫ ب‬her‫ ب‬birisi‫ب‬ ayettir.‫ ب‬Çünkü‫ ب‬yaşam‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬kendisini‫ ب‬muhabbet‫ ب‬edişidir.‫ ب‬Yaşamdaki,‫ ب‬her‫ ب‬esma,‫ ب‬her‫ ب‬suret,‫ ب‬her‫ ب‬fiil‫ب‬ Cenabı‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬kendisini‫ ب‬o‫ ب‬esma,‫ ب‬o‫ ب‬suret,‫ ب‬o‫ ب‬fiil‫ ب‬ile‫ ب‬zahire‫ ب‬getirişi‫ ب‬yani batınındaki‫ ب‬sıfatları kesif hale getirişidir. Yaşam‫ب‬Kur’an’ında‫ب‬bu‫ب‬ayetleri‫ب‬işitip‫ب‬görmenin‫ب‬yolu‫ب‬ancak‫ب‬yazılı‫ب‬Kur’an’da‫ب‬işitip‫ب‬görmekle‫ب‬mümkündür.‫ب‬ Ne‫ ب‬zaman‫ ب‬sevap‫ ب‬kazanmak‫ ب‬için‫ ب‬okumaktan‫ ب‬geçip‫ ب‬anlamak‫ ب‬için‫ ب‬okumaya‫ ب‬başlarsak‫ ب‬işte‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ ب‬işitip‫ب‬ görür‫ب‬hale‫ب‬geliriz‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬işitme‫ب‬ve‫ب‬görmeyle‫ب‬yaşama‫ب‬nazar‫ب‬kılınca‫ب‬yaşamı‫ب‬da‫ب‬işitmeye‫ب‬ve‫ب‬görmeye‫ب‬başlarız.‫ب‬ Ses‫ب‬işitmekten‫ب‬Allah’ı‫ب‬işitmeye‫ب‬başlamak,‫ب‬suret‫ب‬görmekten‫ب‬Allah’ı‫ب‬görmeye‫ب‬başlamak... Bilinmelidir‫ ب‬ki,‫ ب‬bilmediğimiz‫ ب‬bir‫ ب‬şeyi‫ ب‬ne‫ ب‬işitir‫ ب‬ne‫ ب‬de‫ ب‬görebiliriz.‫ ب‬İşte‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬anlamak‫ ب‬bu‫ ب‬derece‫ب‬ önemlidir. Şimdi bizler,‫ب‬Kur’an’ı içeriğinde‫ب‬bize‫ب‬göre‫ب‬uygun‫ب‬olmayanları‫ب‬ayırıp‫ب‬bize‫ب‬göre uygun‫ب‬olanları‫ب‬alıp‫ب‬kabul‫ب‬ eder diğerlerini‫ ب‬yok‫ ب‬sayarsak‫ ب‬Hak‫ ب‬katında‫ ب‬iman‫ ب‬ehli‫ ب‬olamıyorsak‫ ب‬aynı‫ ب‬durum‫ ب‬yaşam‫ ب‬için de‫ ب‬geçerlidir.‫ب‬ Yaşamı‫ب‬bütünüyle‫ب‬olduğu‫ب‬gibi‫ب‬kabul‫ ب‬etmedikçe,‫ ب‬yaşamın‫ب‬içerisinde‫ب‬var‫ب‬olanların‫ب‬tümünü‫ب‬Hakk’ın‫ب‬ayeti‫ب‬ olarak‫ ب‬görmedikçe‫ ب‬gerçekte‫ ب‬iman‫ ب‬ehli‫ ب‬olamayız.‫ ب‬Ayrım‫ ب‬yapmak‫ ب‬nefisten‫ ب‬geldiğinden‫ ب‬şirk‫ ب‬içinde‫ب‬ yaşamaya‫ب‬devam‫ب‬ederiz.‫ب‬Şirkin‫ب‬barındığı‫ب‬yer‫ب‬iman‫ب‬değildir. Kur’an’ı,‫ب‬Kur’an’da‫ب‬kendi‫ب‬aslımızı‫ب‬anlamak‫ب‬için‫ب‬okumalıyız. Kur’an’ı,‫ب‬Allah’ı‫ب‬tanımak‫ب‬için‫ب‬okumalıyız. İmanımız,‫ب‬Allah’ın‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerimde‫ب‬kendisini‫ب‬anlattı‫ب‬Allah’a‫ب‬olmalıdır. Aşk‫ب‬u‫ب‬niyazlarımla.

7


Kur’an’ı Kerim

Uyduk aşkın imanına girdik ulu divanına Zikrimdeki seyranına devran ettim gönüllerde Gönül seccadesin serdim namaz-ı daime erdim Birliğine ikrar verdim devran ettim gönüllerde Kıyam rükû sücuduyla dervişlerdeki nuruyla Melamilik sülukuyla devran ettim gönüllerde Haneye sen yerleşeli dost ile hem bilişeli Şuhut ile görüşeli devran ettim gönüllerde Haşr ı neşri bunda görüp sırat köprüsünden geçip Kabir sualini verip devran ettim gönüllerde Selam verdim sağa sola Muhammed’ül Mustafa’ya Batın okunan Kur’an’la devran ettim gönüllerde Meratip makam zevkiyle muhabbetullah demiyle Ariflerin mahremiyle devran ettim gönüllerde Hüviyeti cihetiyle görünen benim her yerde İbrahim oldum bu tende devran ettim gönüllerde

8


Kur’an’ı Kerim

Aşkın görünürü Cemalullahım Gülüşüne sebep güneş doğuyor Kâbe’nin örtüsü Habibullahım Sende olmak edep narın yakıyor. Ne çok yakışıyor özlemek seni Özlemek seninle kemal buluyor Benlik bırakmıyor zikrinin demi Zikretmek seninle Hakk’a varıyor. Her bir sözün ayet her bir bakışın Yaklaştıkça sana öz uyanıyor Huzurundur cennet canlı Kur’an’sın Kelamınla ruhum özgür kalıyor Fakir uruç etti Hak imanına İmanım seninle tevhit oluyor Nefsim secde etti fenafillaha Ziynetledi Halil teşbih ediyor.

9


Kur’an’ı Kerim

AYIN KONUSU Kur’an’ı‫ب‬Kerim‫ب‬okumak‫ب‬Arap‫ب‬alfabesiyle‫ب‬yazılmış‫ب‬ yazıları‫ ب‬okuyabilmek‫ ب‬değildir.‫ ب‬Okuyabildiğin‫ب‬ kelimelerin okurken‫ ب‬Rabbin‫ ب‬sana‫ ب‬hitap‫ ب‬edişi‫ب‬ olduğu‫ ب‬bilinciyle‫ ب‬ne‫ ب‬okuduğunu‫ ب‬yani‫ ب‬sana‫ب‬ söyleneni‫ ب‬anlamak‫ ب‬ve‫ ب‬anladığını‫ ب‬yaşantında‫ب‬ uygulamaya‫ب‬almaktır. Arapça‫ ب‬okumayı‫ ب‬öğrenmek‫ ب‬başka‫ ب‬bir‫ ب‬şeydir,‫ب‬ Arapça‫ ب‬okuduğun‫ ب‬beyanı‫ ب‬anlamak‫ ب‬başka‫ ب‬bir‫ ب‬şey.‫ب‬ Arapça‫ ب‬harflerin‫ ب‬ne‫ ب‬olduğunu‫ ب‬bilmekten‫ ب‬çok‫ ب‬daha‫ب‬ ileridedir‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerim‫ب‬okumak.‫ب‬Mesela‫ب‬Arapça‫ب‬bilmeyen‫ب‬birisi‫ب‬bu‫ب‬alfabeyle‫ب‬yazılmış‫ب‬bir‫ب‬cümle‫ب‬görse‫ب‬ ‫ ِ​ِم َِّس ا‬olsun.‫ ب‬Bilmiyorsa‫ ب‬okuyamaz‫ ب‬ancak‫ ب‬bu‫ ب‬alfabeyi‫ ب‬öğrenen‫ب‬ okuyamaz,‫ ب‬bu‫ ب‬cümle‫ْس ب‬ ‫بهلِ بهّللاَِّ لر ِا بهّللا ِ​ِ ِب‬ okuyabilir.‫ ب‬Bu‫ ب‬cümlede Bismillāhirahmānirahīm yazmaktadır.‫ ب‬Arapça‫ ب‬harflerle‫ ب‬yazılmış bu‫ ب‬cümlenin Bismillahirrahmanirrahim olduğunu‫ ب‬okumak,‫ ب‬okumak‫ ب‬değildir‫ ب‬sadece‫ ب‬Bismillahirrahmanirrahim yazdığını‫ب‬bilmektir.‫ب‬Okumak,‫ب‬Bismillahirrahmanirrahim’in‫ب‬ne‫ب‬olduğunu‫ب‬anlamaktır.‫ب‬Eğer‫ب‬beyanın‫ب‬bize‫ب‬ne‫ب‬ dediğini‫ ب‬işitmeden‫ ب‬okuyorsak‫ ب‬noksandır.‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬istediği‫ ب‬şekilde‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerim‫ ب‬okumak, kendisini işiterek‫ب‬ve‫ب‬işittiğimizi‫ب‬anlayarak‫ب‬okumaktır. Önce‫ ب‬bize‫ ب‬ne‫ ب‬denildiğini‫ ب‬anlayacağız‫ ب‬sonra isteneni yerine getirerek kul denilen, kendisinden razı‫ب‬ olunmuşlardan‫ ب‬olacağız.‫ ب‬Bu‫ ب‬ise ancak‫ ب‬tevhit‫ ب‬eri‫ ب‬olmakla‫ ب‬mümkündür. İnanan‫ ب‬ve‫ ب‬inandığı‫ ب‬için‫ ب‬inancın‫ب‬ gereği‫ب‬olan‫ب‬ibadetlerini‫ب‬yerine‫ب‬getiren‫ب‬her‫ب‬inanmış,‫ب‬günde‫ب‬beş‫ب‬vakit‫ب‬namaz‫ب‬kılarken‫ب‬Fatiha‫ب‬suresini, Sabah Namazı - 4 rekât, Öğle Namazı - 10 rekât, İkindi Namazı - 8 rekât, Akşam Namazı - 5 rekât, Yatsı Namazı - 13 rekât olmak‫ب‬üzere‫ب‬toplam‫ب‬kırk‫ب‬defa‫ب‬okumaktadır.‫ب‬Sadece‫ب‬surenin‫ب‬Arap‫ب‬lisanıyla‫ب‬okunuşunu‫ب‬tekrar‫ب‬ediyor‫ب‬ama‫ب‬ ne‫ ب‬dediğini‫ ب‬bilmiyorsa‫ ب‬ve‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬kendisinden‫ ب‬ne‫ ب‬istediğini‫ ب‬işitmiyorsa‫ ب‬bu‫ ب‬okuma‫ ب‬onu kendisiyle nurlandırmaz‫ب‬çünkü‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerim‫ب‬Allah’ın‫ب‬sözü‫ب‬olduğundan‫ب‬Allah’ın‫ب‬nurudur. Şimdi‫ ب‬Cenabı‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬bize‫ ب‬hitabı‫ ب‬olan‫ ب‬Fatiha‫ ب‬suresinde‫ ب‬idrakimize‫ ب‬ne‫ ب‬söylediğini‫ ب‬lütfettiği‫ ب‬kadar‫ب‬ anlamaya‫ب‬çalışalım‫ب‬ve‫ب‬isteneni‫ب‬yerine‫ب‬getirme‫ب‬gayretine‫ب‬girelim‫ب‬ki‫ب‬biz‫ب‬gerçekte‫ب‬Fatiha‫ب‬suresini‫ب‬okuyanlar‫ب‬ olabilelim.‫ب‬Aksi‫ب‬halde‫ب‬ezberletileni‫ب‬tekrarlayan‫ب‬papağanlardan‫ب‬farkımız‫ب‬olmayacaktır‫ ب‬ya‫ب‬da‫ب‬baba‫ب‬derken‫ب‬ ne‫ب‬dediğini‫ب‬bilmeyen‫ب‬çocuk‫ب‬mesafesinden‫ب‬çıkamamış‫ب‬oluruz.

‫ِ​ِم َِّس ا‬ ‫بهلِبهّللا َِّ لر ِابهّللا ِ​ِ ِْسب‬

Bismillāhirahmānirahīm Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla Bismillahirrahmanirrahim’de,‫بب‬Allah,‫ب‬Rahman,‫ب‬Rahim‫ب‬esmaları‫ب‬zikredilmekte‫ب‬olup,‫ب‬yaşam‫ب‬denilen,‫ب‬âlem‫ب‬ ve‫ ب‬varlık‫ ب‬denilen‫ ب‬bu‫ ب‬esmaların‫ ب‬tecellisiyle‫ ب‬mümkündür.‫ ب‬Var‫ ب‬olan‫ ب‬her‫ ب‬zerrede‫ ب‬Hakk’ın‫ ب‬varidatı‫ ب‬vardır,‫ب‬ gayrısının‫ب‬olması‫ب‬mümkün‫ب‬değildir.‫ب‬Tek‫ب‬bir‫ب‬zerre‫ب‬dahi‫ب‬yok‫ب‬ ki‫ ب‬onda‫ ب‬varidat‫ ب‬olmasın‫ ب‬çünkü‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬Hakk’ın‫ب‬ zuhuratıdır,‫ب‬yaratılmış‫ب‬Hakk’a‫ب‬elbisedir. Suret sireti olmadan var olmaz. Elbisen içinde sen yokken ayakta duramaz, hareket edemez. Allah esmasıyla Vücut tecellisi, Rahman esmasıyla Sıfatların tecellisi, Rahim esmasıyla Fiillerin tecellisi

10


Kur’an’ı Kerim

olan‫ب‬alem‫ب‬ve‫ب‬dahi‫ب‬halk‫ب‬Allah’tan‫ب‬gayrı‫ب‬değildir,‫ب‬bizatihi‫ب‬kendiliği‫ب‬ olarak tecellisidir.‫ ب‬Bir‫ ب‬insanın‫ ب‬bütünlüğü‫ ب‬onu‫ ب‬oluşturan‫ب‬ unsurlarladır ve‫ ب‬her‫ ب‬birisinin‫ ب‬kendi‫ ب‬vücutu,‫ ب‬sıfatı,‫ ب‬efali‫ ب‬vardır.‫ب‬ Şimdi‫ب‬bunlara‫ب‬tek‫ب‬tek‫ب‬bakarsak‫ب‬senden‫ب‬ayrı‫ب‬görünür‫ب‬ama‫ب‬hepsi‫ب‬sen‫ب‬ denilen‫ ب‬bütünün‫ ب‬bir‫ ب‬parçası‫ ب‬olup‫ ب‬senin‫“ ب‬ben” dediğin‫ ب‬varlığındır.‫ب‬ Nasıl‫ب‬ki‫ب‬sen‫ب‬zikredilince‫ب‬tümü‫ب‬sende‫ب‬batın‫ب‬oluyorsa‫ب‬işte‫ب‬dünya da böyledir.‫ ب‬Kendindeki Allah tecellisini idrak edip acziyete bürünerek‫ ب‬varlığında‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬bilmek‫ ب‬kulluk‫ ب‬olup,‫ ب‬kul‫ ب‬Allah’ın‫ب‬ muradıdır.‫ب‬ İnsan‫ب‬ ancak‫ب‬ o‫ب‬ zaman‫ب‬ hakikatte‫ب‬ Bismillahirrahmanirrahim demiş‫ ب‬olur.‫ ب‬Varlığı‫ ب‬nefsimizle tevhit ederken‫ب‬söylemek,‫ب‬hakikatte‫ب‬söylemek‫ب‬değildir.

‫ه َّ​ّلل لي َّرل ا‬ ‫ابلِب ل ا ِبه َّ​ّلل لّللُّللل ِرْالب‬

Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Hamd âlemlerin Rabbi, olan Allah’a mahsustur Hamd,‫ب‬övmek,‫ب‬yüceltmek,‫ب‬şükretmek‫ب‬ve‫ب‬tecelli‫ب‬eden‫ب‬anlamlarında‫ب‬kullanılmaktadır.‫ب‬Âlemlerin‫ب‬yaratıcısı‫ب‬ olan‫ب‬Allah’a‫ب‬mahsus‫ب‬olması,‫ب‬bütün‫ب‬âlemlerde‫ب‬Allah’ı müşahede‫ب‬etmek‫ب‬olup,‫ب‬görülen‫ب‬güzellikler‫ب‬Allah’ın‫ب‬ güzelliğinin‫ب‬yansımalarıdır.‫ب‬Bir‫ب‬işi‫ب‬yapmak‫ب‬Allah‫ب‬ile‫ب‬mümkün‫ب‬olduğundan,‫ب‬yapılan‫ب‬işlerde‫ب‬Allah’ı‫ب‬görmek‫ب‬ ve‫ب‬her‫ب‬tecelliye‫ب‬bu‫ب‬nazarla‫ب‬bakıp‫ب‬eyvallah‫ب‬demektir‫ب‬çünkü‫ب‬bütün‫ب‬fiillerin‫ب‬faili‫ب‬Allah’tır,‫ب‬gayrısı‫ب‬olması‫ب‬o‫ب‬ fiilin meydana gelmesindeki‫ب‬unsurların‫ب‬Allah’tan‫ب‬gayrısına‫ب‬ait‫ب‬olması‫ب‬demektir‫ب‬ki‫ب‬bu‫ب‬mümkün‫ب‬değil.‫ب‬ Kul, Elhamdü lillâhi rabbil'alemin derken‫ ب‬Allah‫ ب‬kuluyla‫ ب‬kelama‫ ب‬gelip,‫ ب‬Hakikatte,‫ ب‬cümle‫ ب‬fiillerde‫ ب‬fail‫ب‬ olan‫ ب‬benim‫ ب‬ve‫ ب‬sen‫ ب‬her‫ ب‬fiilde‫ ب‬benim‫ ب‬Efal’imi‫ ب‬müşade‫ ب‬ederek,‫ ب‬efali‫ ب‬kendine‫ ب‬nispet‫ ب‬etmeye tövbe‫ ب‬edip‫ب‬ acziyetine‫ ب‬bürünerek‫ ب‬benim‫ ب‬her‫ ب‬an‫ ب‬bir‫ ب‬şan‫ ب‬alışımı‫ ب‬seyran‫ ب‬ederek‫ ب‬kendisinden‫ ب‬razı‫ ب‬olduğum‫ ب‬kullardan‫ب‬ olursun demektedir. İnsan‫ب‬kendisine‫ب‬nispet‫ب‬ettiği‫ب‬Efal’i‫ب‬mülkün‫ب‬sahibi‫ب‬olan‫ب‬Allah‫ب‬ile‫ب‬tevhit‫ب‬etmelidir.‫ب‬Nasıl‫ب‬ki‫ب‬lamba‫ب‬elektriğin‫ب‬ aydınlatma‫ ب‬özelliğine‫ ب‬suret‫ ب‬olmakta,‫ ب‬aslında‫ ب‬lambadan‫ ب‬aydınlatan‫ ب‬elektrikse ve elektrik olmadan aydınlatamaz‫ ب‬ise‫ ب‬insanın‫ ب‬da‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬ayrı‫ ب‬kendisine‫ ب‬has‫ ب‬bir‫ ب‬işi‫ ب‬yapabilmesi‫ ب‬mümkün‫ ب‬değildir.‫ ب‬Hamd‫ب‬ âlemlerin‫ب‬yaratıcısı‫ب‬olan‫ب‬Allah’a‫ب‬aittir.‫ب‬Bizler‫ب‬bizimle‫ب‬tecelli‫ب‬eden‫ب‬işlerde‫ب‬o‫ب‬işi‫ب‬yapan‫ب‬olarak‫ب‬Allah’a‫ب‬şahit‫ب‬ olunca ancak o zaman Elhamdü lillâhi rabbil'alemin demiş‫ب‬oluruz.‫ب‬İşlerimizde‫ب‬nefsimize‫ب‬şahit‫ب‬olurken‫ب‬ söylemek,‫ب‬hakikatte‫ب‬söylemek‫ب‬değildir.

‫رابهّللا ِ​ِ ِْسب‬ ِ َِّ ‫هّللا‬

Errahmânir'rahim Rahman ve Rahimdir. Allah‫ ب‬Rahmandır,‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬olan‫ ب‬her‫ ب‬zerrenin‫ ب‬yaratılmışlığının‫ ب‬mümkün‫ ب‬olanlarını‫ ب‬verendir.‫ ب‬Allah‫ب‬ Rahmandır,‫ ب‬sağlık,‫ ب‬rızık,‫ ب‬ilim,‫ ب‬görme,‫ ب‬işitme,‫ ب‬konuşma,‫ ب‬irade,‫ ب‬güç‫ ب‬kudret‫ ب‬ve‫ ب‬yaratmış‫ ب‬olmakla‫ ب‬hayat‫ب‬ verendir. Allah Rahimdir, bütün‫ ب‬bu‫ ب‬sıfatlarla‫ ب‬sıfatlanan kendisini‫ ب‬tanıtıp‫ ب‬ilan‫ ب‬edendir. Allah bilinmek isteyen‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬doğrultuda‫ب‬kendisinin‫ب‬bilineceği‫ب‬özellikleri‫ب‬halk‫ب‬edip‫ب‬tecelliye‫ب‬çıkandır. Bu sebeple‫ب‬Cenabı‫ب‬ Allah Errahmânir'rahim hitabında‫ب‬cümle‫ب‬sıfatlarda‫ب‬mevsuf‫ب‬olan‫ب‬yani‫ب‬cümle‫ب‬sıfatlarda‫ب‬sıfatlanan‫ب‬benim‫ب‬ demektedir. Hayat sıfatıyla diri olan, İlim sıfatıyla âlim olan, İrade sıfatıyla dileyen, Kudret sıfatıyla güç sahibi olan, Kelam sıfatıyla konuşan, Görme sıfatıyla gören, İşitme sıfatıyla işitendir. Bütün‫ب‬bu‫ب‬sıfatlarda‫ب‬beni‫ب‬müşahede‫ب‬edin,‫ب‬bu‫ب‬sıfatları‫ب‬kendinize‫ب‬ nispet‫ب‬etmeyin‫ب‬demektedir.‫ب‬Varlık‫ب‬denilen‫ب‬bu‫ب‬özellikler‫ب‬olup senin‫ ب‬benden‫ ب‬müstakil‫ ب‬kendine‫ ب‬ait‫ ب‬varlığın‫ ب‬olamaz, varlığın‫ب‬ sahibi‫ب‬olup‫ب‬o‫ب‬varlıktan‫ب‬bilinen‫ب‬benim‫ب‬demektedir.‫ب‬ 11


Kur’an’ı Kerim

Cümle‫ ب‬fiiller‫ ب‬bu‫ ب‬sıfatların‫ ب‬tecelliye‫ ب‬çıkması‫ ب‬olup,‫ ب‬tecellide‫ب‬ olan benim demektedir. Bizler,‫ ب‬ancak‫ ب‬sıfatları‫ ب‬kendimize‫ب‬ nispet‫ ب‬etmeye‫ ب‬tövbe‫ ب‬edip‫ ب‬sıfatlarda‫ ب‬sıfatlanan‫ ب‬olarak‫ب‬ Allah’a‫ ب‬şahit‫ ب‬olduğumuzda‫ ب‬Hakikat‫ ب‬cihetiyle‫ب‬ Errahmânir'rahim demiş‫ب‬oluruz.

‫ِ​ِاب‬ ِ ‫لِ ِن ِ​ِّب لِ َّ ِمبهّلللا‬ Maliki yevmiddin Din gününün sahibidir Din‫ ب‬günü,‫ ب‬kıyametin‫ ب‬kopması‫ ب‬sonucu‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬olan‫ ب‬her‫ب‬ zerrenin‫ب‬fenasının‫ب‬gerçekleşmesi‫ب‬olup‫ب‬cümle‫ب‬eşya‫ب‬yok‫ب‬olacaktır.‫ب‬Vücut‫ب‬vücutullah olduğundan‫ب‬bu‫ب‬hakikati‫ب‬ keşfedip‫ب‬vücudunu‫ب‬sahiplenme‫ب‬son‫ب‬bulacak,‫ب‬yokluğa‫ب‬girilecektir.‫ب‬Cenabı‫ب‬Allah‫ب‬Maliki yevmiddin derken cümle‫ ب‬mevcudatta,‫ ب‬cümle‫ ب‬vücutlarda‫ ب‬mevcut‫ ب‬olan‫ ب‬benim‫ ب‬demektedir.‫ ب‬Benim‫ ب‬dışımdaki her zerre fani olucudur,‫ب‬Baki‫ب‬olan‫ب‬yalnız‫ب‬benim,‫ب‬her‫ب‬şey‫ب‬helak‫ب‬olur‫ب‬ancak‫ب‬benim‫ب‬zatım‫ب‬kalır‫ب‬demektedir. İşte‫ب‬insan‫ب‬bu‫ب‬ idrake‫ب‬zevken‫ب‬erdiğinde‫ب‬vücudu‫ب‬kendisine‫ب‬nispet‫ب‬etmeye‫ب‬tövbe‫ب‬ederek‫ب‬kendi‫ب‬kıyameti‫ب‬kopmuş,‫ب‬ölmezden‫ب‬ evvel‫ب‬ölüp‫ب‬Allah’ta‫ب‬fena‫ب‬bulmuş‫ب‬olur.‫ب‬Artık‫ب‬ne‫ب‬kendisi‫ب‬nede bu‫ب‬âlem‫ب‬kalır.‫ب‬Nedir‫ب‬dünya,‫ب‬nedir‫ب‬ukba‫ب‬ehli‫ب‬ nur‫ ب‬görmez‫ ب‬zevkinde‫ ب‬nur‫ ب‬ehli‫ ب‬olmuştur. Bizler,‫ ب‬ancak‫ ب‬vücudu‫ ب‬kendimize‫ ب‬nispet‫ ب‬etmeye‫ ب‬tövbe‫ ب‬edip‫ب‬ vücutlarda‫ب‬mevcut‫ب‬olarak‫ب‬Allah’a‫ب‬şahit‫ب‬olduğumuzda‫ب‬Hakikat‫ب‬cihetiyle‫ب‬Maliki yevmiddin demiş‫ب‬oluruz.

‫ُدبْل َّم ل ِّلل ا‬ ‫ْاب‬ ‫ُدبْل َّ​ّلل ال ابي ِ​ِ​ِ ل‬ ‫ِ​ِ​ِ ل‬

İyyâke na'budü ve iyyâke nesta'în Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz Allah’ım, yalnız‫ ب‬sana‫ ب‬kulluk‫ ب‬ederim‫ ب‬denilmekte‫ ب‬çünkü Hak’tan‫ ب‬gayrısı‫ ب‬yoktur.‫ ب‬Kulluk,‫ ب‬varlığı‫ب‬ sahiplenmekten‫ب‬geçilmiş‫ب‬yokluktur‫ب‬çünkü‫ب‬Maliki yevmiddin diyerek‫ب‬Hak’ta‫ب‬batın‫ب‬olunmuştur.‫ب‬Hak‫ب‬zahir‫ب‬ halk batındır‫ب‬görünen‫ب‬Hak’tır.‫ب‬Bu‫ب‬sebeple‫ب‬zahirliğimizde‫ب‬Hak‫ب‬görülmektedir.‫ب‬Hak’tan‫ب‬gayrı‫ب‬hiçbir‫ب‬varlık‫ب‬ kalmamıştır‫ ب‬bizimle‫ ب‬birlikte‫ ب‬varlıkları‫ ب‬Hak’ta‫ ب‬fena‫ ب‬bulmuştur.‫ ب‬Şirkten‫ ب‬geçilmiştir‫ ب‬ki,‫ ب‬şirk‫ ب‬Allah’a‫ ب‬eş‫ب‬ koşmak‫ب‬kendine‫ب‬varlık‫ب‬vermektir.‫ب‬Allah’a‫ب‬eş‫ب‬koşmak‫ب‬ise‫ب‬Allah’tan‫ب‬başka‫ب‬bir‫ب‬gayrının,‫ب‬bir‫ب‬işi‫ب‬yapabilmesi,‫ب‬ sıfatlanması‫ ب‬ve‫ ب‬vücudlanmasıdır,‫ ب‬bu‫ ب‬da‫ ب‬mümkün‫ ب‬değildir.‫ ب‬Halk‫ ب‬batındır,‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬zati‫ ب‬ilmiyesindedir‫ب‬ henüz‫ب‬zuhura‫ب‬çıkmamıştır.‫ب‬Her‫ب‬görünen‫ب‬Hak‫ب‬olup‫ب‬Hak‫ب‬yine‫ب‬kendisini‫ب‬görmektedir.‫ب‬ Hak’tan‫ ب‬gayrı‫ ب‬bir‫ ب‬zerre yoktur‫ ب‬bunu‫ ب‬göremeyenler‫ ب‬bu‫ ب‬idrake ermeyenler‫ ب‬kendi‫ ب‬varlığını‫ ب‬Allah’ta‫ ب‬fena‫ب‬ kılamayanlardır.‫ ب ب‬Kulun‫ ب‬ağzından‫ ب‬Allah’ım‫ ب‬yalnız‫ ب‬sana‫ ب‬kulluk‫ ب‬ederim,‫ ب‬her‫ ب‬yüzde‫ ب‬müşahede edilen Allah’tır‫ ب‬diyen‫ ب‬Hak’tır.‫ ب‬Salik‫ ب‬fena‫ ب‬meratiplerinde‫ ب‬nispet‫ ب‬efalini‫ ب‬vermiş,‫ ب‬nispet‫ ب‬sıfatını‫ ب‬vermiş,‫ ب‬nispet‫ب‬ vücudunu vermiş‫ ب‬nefsi‫ ب‬ölümü‫ ب‬tatması‫ ب‬sonucu‫ ب‬Allah’ta‫ ب‬fena‫ ب‬gerçekleşmiş‫ ب‬Hak‫ ب‬zahir‫ ب‬olmuştur.‫ ب‬Mansur‫ب‬ Hz’lerinin‫“ب‬Ene Hak” nidası‫ب‬bu‫ب‬idrakte zevken‫ب‬gerçekleşmiş‫ب‬olup‫“ب‬Ene Hak” diyen‫ب‬yine‫ب‬Hak’tır.‫ب‬Bizler‫ب‬ kendi‫ ب‬zahirliğimizde‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬şahit‫ ب‬olduğumuzda‫ ب‬ancak‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ ب‬Hakikatte‫ ب‬İyyâke na'budü ve iyyâke nesta'în demiş‫ب‬oluruz.‫ب‬Aksi‫ب‬durumda‫ب‬Hak‫ب‬bizim‫ب‬için‫ب‬gayıpta,‫ب‬ötelerin‫ب‬ötesinde,‫ب‬yedi‫ب‬kat‫ب‬gökyüzündeyse‫ب‬ şahadete‫ب‬ait‫ب‬sözün‫ب‬ezber‫ب‬tekrarında‫ب‬kalmışızdır.

‫م لاه ل‬ ‫ْسب‬ ‫ه ِلْلُبهّلل ِ ا‬ ‫ابهّلل ارم ل َِ ل‬

İhdinessırâtel müstakîm Bizi dosdoğru yola hidayet eyle Doğru‫ ب‬yol‫ ب‬kulluk‫ ب‬üzere‫ ب‬bulunmak‫ ب‬olup‫ ب‬Hak,‫ ب‬halk‫ ب‬olarak‫ ب‬kulluğa‫ب‬ çıkmıştır‫ ب‬yani‫ ب‬yaratılma‫ ب‬gerçekleşmiştir.‫ ب‬Kul‫ ب‬geldiği‫ ب‬boyutta Hakk’a‫ ب‬elbisedir‫ ب‬Hakk’ın‫ ب‬sıfatıdır.‫ ب‬Kendisini‫ ب‬var‫ ب‬etmeden‫ ب‬ama‫ب‬ ayırmadan‫ ب‬denizdeki‫ ب‬mahiler‫ ب‬gibi,‫ ب‬ne‫ ب‬denizdirler‫ ب‬ne de‫ ب‬ayrı,‫ب‬ ağacın‫ب‬gölgesi‫ب‬gibi,‫ب‬ne‫ب‬ağaçtır‫ب‬ne de‫ب‬ayrı.‫ب‬

12


Kur’an’ı Kerim

Bu zevkte‫ ب‬bulunduğu‫ ب‬sürece, güzel‫ ب‬ahlak‫ب‬ üzere‫ ب‬her‫ ب‬yüzde‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬müşahede‫ ب‬ettiği‫ب‬ sürece‫ ب‬kuldur. Acziyetini terk etmeden cümle‫ ب‬sıfatlarda‫ ب‬Zatın‫ ب‬özelliklerini‫ ب‬keşf‫ب‬ ederek‫ ب‬muhatabı‫ ب‬Hak‫ ب‬olarak‫ ب‬seyrandadır.‫ب‬ Dosdoğru‫ ب‬yolda‫ ب‬bulunmak,‫ ب‬Allah’ı‫ب‬ kendisine‫ب‬nispet‫ب‬etmeden‫ب‬Hakk’ı‫ب‬muhabbet‫ب‬ ve‫ ب‬ispat‫ ب‬ederek‫ ب‬yaşamaktır. Bizler, kendimizi nispet edip kendimizi ispat etmeyerek,‫ ب‬maneviyatta‫ ب‬bulunmalıyız.‫ب‬ Nispet‫ ب‬olursa‫ ب‬firavunlaşılır.‫ ب‬Ya‫ ب‬Rab‫ ب‬bizi‫ب‬ kendinden‫ ب‬ayırma,‫ ب‬kulluktan‫ ب‬ayırma,‫ ب‬Zahir‫ب‬ olan Muhammedî güzel‫ ب‬ahlaktan‫ ب‬ayırma.‫ب‬ Muhabbet‫ب‬ile‫ب‬hal‫ب‬ile‫ب‬senin‫ب‬güzelliğine‫ب‬ayna‫ب‬ olarak‫ ب‬bulunma‫ ب‬daimliğinde‫ ب‬gayretimizi‫ب‬ arttır. Varım‫ب‬senin‫ب‬halkiyetin,‫ب‬zahirine‫ب‬ben‫ب‬batınıma‫ب‬sen‫ب‬denilmektedir.‫ب‬Hakikatte,‫ب‬varlığı‫ب‬sahiplenmeden‫ب‬ her‫ب‬yüzde‫ب‬Hakk’ın‫ب‬seyridir‫ب‬İhdinessırâtel müstakîm demek.

‫بينلبهّلللُ ِّللاْالب‬ ‫ِب ل‬ ‫ع لنْ َِ َّس ل‬

‫َ لاه ل‬ ‫ل‬ ‫لْابهّلل لرم ا‬ ‫ابهّللاِ​ِال ب لْ لّلل ل‬ ‫رَب ل‬ ِ ِ ‫عنلْ َِ َّسبل‬

Sırâtallezîne en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn Kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil Sırâtallezîne en'amte‫ب‬aleyhim‫ب‬ğayrilmağdûbi‫ب‬aleyhim‫ب‬ve‫ب‬leddâllîn‫ب‬hitabındaki‫ب‬nimet,‫ب‬Hakikat‫ب‬sırrı‫ب‬olup‫ب‬bu‫ب‬ sırla‫ ب‬sırlanıp‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬muradı‫ ب‬olmaktır‫ ب‬ki‫ ب‬Ademiyet zevkidir. Allah‫ ب‬ve‫ ب‬Muhammed’in‫ ب‬cem‫ ب‬olup‫ ب‬varlık‫ب‬ âlemine‫ب‬gelişi‫ب‬ile‫ب‬Âdem’in‫ب‬zahir‫ب‬oluşudur.‫ب‬Âdem‫ب‬safiyullah‫ب‬çekti şahadet‫ب‬Allah‫ب‬ve‫ب‬Muhammedi‫ب‬gördü‫ب‬tek‫ب‬ vücut.‫ ب‬Bu‫ ب‬kimseler‫ ب‬âlemde‫ ب‬Hak‫ ب‬ile‫ ب‬olup‫ ب‬halkta‫ ب‬Hakk’ı,‫ ب‬Hak’ta‫ ب‬halkı‫ ب‬müşahede‫ ب‬ederler,‫ ب‬daim‫ب‬ huzurdadırlar.‫ ب‬Onlar‫ ب‬her‫ ب‬hali‫ ب‬ile‫ ب‬Allah’a‫ ب‬misaldirler.‫ ب‬Muhabbetleri‫ ب‬ne‫ ب‬hal‫ ب‬üzere‫ ب‬olursa‫ ب‬olsun‫ ب‬iyiden,‫ب‬ güzelden‫ ب‬Hak’tan‫ ب‬hakikatten‫ ب‬yanadır‫ ب‬ve‫ ب‬insanlara‫ ب‬bu‫ ب‬gerçeği‫ ب‬ispattadırlar.‫ ب‬Onlar‫ ب‬vardıkları‫ ب‬bu‫ ب‬manevi‫ب‬ makamları‫ب‬ve‫ب‬irfaniyeti‫ب‬sahiplenmeden‫ب‬her‫ب‬oluşumda‫ب‬Hakk’ı‫ب‬zikredenlerdir.‫ب‬Onlar‫ب‬tevhit eridirler, onlara bakanlar onlar‫ ب‬gibi‫ ب‬olmak‫ ب‬istemektedir.Bu‫ ب‬oluşan‫ ب‬manevi‫ ب‬varlığı‫ ب‬sahiplenip‫ ب‬kendisini‫ ب‬var‫ ب‬kılarak‫ ب‬kendi‫ب‬ ilahlığını‫ ب‬ilan‫ ب‬edenlerden,‫ ب‬sana‫ ب‬şirk‫ ب‬edenlerden‫ ب‬eyleme,‫ ب‬beni‫ ب‬bana‫ ب‬bırakma‫ ب‬ya‫ ب‬Rab.‫ ب‬Kendisinden‫ ب‬razı‫ب‬ olduğun‫ب‬kullar‫ب‬zümresinden‫ب‬eyle‫ب‬ya‫ب‬Rab‫ب‬niyazıdır,‫ب‬hakikatte,‫ب‬bize‫ب‬bakanın‫ب‬bizden‫ب‬uzak‫ب‬durmak‫ب‬isteyeceği‫ب‬ şirk‫ ب‬içindeki‫ ب‬nefsi‫ ب‬emmareye‫ ب‬göre‫ ب‬olan‫ ب‬yaşamdan‫ ب‬arınıp‫ ب‬bize‫ ب‬bakanın‫ ب‬bizim‫ ب‬gibi‫ ب‬iman‫ ب‬ehli‫ ب‬olmak‫ب‬ isteyeceği‫ ب‬yaşamı‫ ب‬yaşamaya‫ ب‬başlamaktır‫ ب‬Sırâtallezîne en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn demek. Cenabı‫ ب‬Allah,‫ ب‬cümlemizin‫ ب‬Hakikat‫ ب‬yüzüyle‫ ب‬Kur’an’ı‫ب‬ Kerim okuma gayretimizi daim eylesin. Bizi kendisinin tanımladığı‫ ب‬kul‫ ب‬anlayışında‫ ب‬yaşayıp‫ ب‬kulum‫ب‬ dediklerinden‫ ب‬eylesin.‫ ب‬Anlamalıyız‫ ب‬ki,‫ ب‬her hangi bir yabancı‫ب‬dilde‫ب‬ne‫ب‬dediğini‫ب‬bilmeden bir‫ب‬yazıyı‫ب‬okumakla‫ب‬ Arap dilinde‫ ب‬bir‫ ب‬yazıyı‫ ب‬okumak‫ ب‬arasında‫ ب‬fark‫ ب‬yoktur.‫ب‬ Evet,‫ب‬denilir‫ب‬ki‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerim‫ب‬okumak‫ب‬sevaptır.‫ب‬Doğru‫ب‬ lakin‫ب‬anladıkları‫ب‬gibi‫ب‬yani‫ب‬ne‫ب‬dediğini‫ب‬bilmeden‫ب‬okumak‫ب‬ papağan‫ب‬gibi‫ب‬ezber‫ب‬tekrarıyla‫ب‬değil,‫ب‬ne‫ب‬dediğini‫ب‬bilerek‫ب‬ okuyup‫ ب‬istenileni‫ ب‬yerine‫ ب‬getirerek‫ ب‬okumak‫ ب‬sevaptır.‫ب‬ Okunulan‫ب‬ bizi‫ب‬ kendisiyle‫ب‬ güzelleştirdiğinde‫ب‬ sevaplanmış‫ب‬oluruz. Aşk‫ب‬u‫ب‬niyazlarımla.

13


Kur’an’ı Kerim

Dünya fenaymış bildim Aldanıp kalmayı bilsem Anıp şol günahlarımı Ah edip ağlayı bilsem Terbiye kılıp günahıma Yüz tutup Hak Hazretine Yalvarıp ol Allah'ıma Naz niyaz eyleyi bilsem Muradım budur tövbeden Günahtan arına beden Vaz geçip yalan dünyadan Nefsime uymayı bilsem Varsam mizana tartılsam Setr olsam anda örtülsem Yanacak bari kurtulsam Ebedî kalmayı bilsem Ol şeytandan imanımı Kurtara bilsem tenimi Yarın Mahşer'de canımı Tamu'ya koymayı bilsem Âşık Yunus eydür varsa İman Kur’an yoldaş olsa Ol Allah'ım yarı kılsa İmansız olmayı bilsem

14


Kur’an’ı Kerim

Bulmak istersen felah Rabbine kul olmak yeter İnsan-ı tahkik bulmağa sıdk ile bir ikrar yeter Her kim âşık olsa güle bülbül gibi düşer dibe Baktıkça bülbül ol güle ol zevk ona cennet yeter Âşık olan tezgâh kurmaz ukba için bez dokumaz Hiç bir şeye vermez gönül matlup ona maşuk yeter İlmi fıkıh ettin ezber almadın hiç Hak'tan haber Eyle bu eşyaya nazar oku sana Kur'an yeter Bu görünen mefhuma bak metni insandır bir kitap Ol kitabı her kim okur ol ders ona irfan yeter Duysa sofu Hak'tan haber evradını hep terk eder Züht ü hevasından geçer ol aşk ona evrad yeter Bilmek istersen kuşdilin gir kalbine Hak mürşidin Ol dili talim etmeğe Fehmi bugün muallim yeter

15


Kur’an’ı Kerim

AYIN RÖPORTAJI Dembir: Dergimizin Aralık ayı konusu Kur’an. Cenabı Allah en şerefli diye nitelendirdiği insanı yaratmazdan evvel onun yaşaması için gerekli olan ortamı hazırladı. Maksadı bilinmeklikti. Kâinat kitabına kendisini nakşeden Mevla, bilecek olmaktan ötürü en şerefli olanı yaradılış planında en sona bıraktı. İnsandan önce kâinatta canlılar vardı bitkiler, hayvanlar, melekler ama hiç birisine bir kitap inzal olmadı. Allah Mushaf’ı insana inzal etti. Bunun hikmeti nedir efendim? Özkan Günal: Cenabı‫ب‬Allah Tin suresi 4 Ayet-i kerimede, “Ant olsun ki biz insanı Ahsen-i takvim üzerine yarattık” buyurmaktadır.‫ ب‬Ahsen anlam‫ب‬itibarı‫ ب‬ile‫ب‬bilme,‫ب‬bilgiyi‫ ب‬öğrenme,‫ب‬bilgiyle‫ب‬bilinmeyeni‫ ب‬keşfetme,‫ب‬algılama,‫ب‬ mantık‫ب‬yürütme‫ب‬kabiliyeti,‫ب‬hayal‫ب‬kurabilme‫ب‬anlamlarına‫ب‬gelmektedir.‫ب‬Buradan‫ب‬anlıyoruz‫ب‬ki‫ب‬Cenabı‫ب‬Allah‫ب‬ İnsanı‫ ب‬bu‫ ب‬özelliklerin‫ ب‬kendisine‫ ب‬ait‫ ب‬olması‫ ب‬sebebiyle‫ ب‬kendi‫ ب‬özelliklerimde‫ ب‬yarattım‫ ب‬buyurmaktadır.‫ب‬ Yaratılmışlığın‫ ب‬içinde‫ ب‬insan‫ ب‬dışında‫ ب‬hiçbir‫ ب‬canlıda‫ ب‬bu‫ ب‬özelliklerin‫ ب‬bulunmayışı‫ ب‬sadece‫ ب‬insanın‫ ب‬bu‫ب‬ özelliklerle‫ب‬yaratılmış‫ب‬olmasındandır.‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerimin‫ب‬Ahzab‫ب‬suresi‫ب‬72‫ب‬ayetinde, “Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.” buyurarak‫ب‬vurguladığı‫ب‬emanette‫ب‬işte‫ب‬kendisine‫ب‬ait‫ب‬özellik‫ب‬olan‫ب‬Ahsen‫ب‬diye‫ب‬zikredilendir‫ب‬ki‫ب‬emanet‫ب‬demesi‫ب‬ de‫ب‬insanın‫ب‬kendisine‫ب‬ait‫ب‬olmayışıdır.‫ب‬Cenabı‫ب‬Allah‫ب‬Bakara‫ب‬suresi‫ب‬31‫ب‬ayetinde, “Ve Allah Âdem’e Allah’ın isimlerinin hepsini öğretti” diyerek‫ ب‬Âdem’in‫ ب‬öğrenme‫ ب‬kabiliyeti‫ ب‬ile‫ ب‬yaratıldığını‫ ب‬ispat etmektedir. İşte‫ ب‬bu‫ ب‬sebeple‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬kerim‫ب‬ insana‫ب‬kendisinin‫ب‬ne‫ب‬olduğunu‫ب‬öğrenebilsin‫ب‬diye‫ب‬gönderilmiş‫ب‬kitaptır.‫ب‬Zaten‫ب‬insan Kitab-ı‫ب‬Kur’an’ın‫ب‬canlı‫ب‬ halidir‫ب‬ve‫ب‬ancak‫ب‬yine‫ب‬insan‫ب‬okuyabilir.‫ب‬İnsan‫ب‬dışında‫ب‬bir‫ب‬canlı‫ب‬mahlûka‫ب‬okunsa‫ب‬o‫ب‬mahlûk‫ب‬için‫ب‬yaşamında‫ب‬ değişen‫ب‬bir‫ب‬şey‫ب‬olmaz.‫ب‬Ama‫ب‬insan‫ب‬yaşamında‫ب‬namzetliğini‫ب‬zahir‫ب‬kılıp‫ب‬Allah’ın‫ب‬insan‫ب‬dediği‫ب‬haline‫ب‬gelir. Dembir: Cenabı Allah kitabı insandan, insanı kitaptan ayırmamıştır. Kâinata rahmet olarak gönderdiği Peygamber efendimiz Hz Muhammed’i de Kur’an’la ziynetlemiştir. Melami Mürşid-i Kâmili olan Damperli Halil İbrahim Efendinin beyanıyla “Kur’an insanın kullanma kılavuzudur” Gönüller Sultanı efendimizin bu beyanını nasıl anlamalıyız? Özkan Günal: İnsan,‫ ب‬efendimin‫ ب‬beyanıyla‫“ ب‬Tahsil-i kemal seyr-i cemal”‫ ب‬için‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬bir‫ ب‬varlık‫ ب‬olup‫ ب‬bedenlenişi‫ب‬ ve‫ ب‬bu‫ ب‬bedeni‫ ب‬kullanabiliyor‫ ب‬oluşu‫ ب‬ile‫ ب‬sınırlı‫ب‬ değildir.‫ب‬İmam Ali efendimizin, “Ey insan! Sen kendini küçük bir şey mi sanıyorsun sende âlem gizlidir” 16


Kur’an’ı Kerim

beyanı‫ ب‬bu‫ ب‬gerçeğin‫ ب‬ifadesidir.‫ ب‬İnsanın‫ ب‬kendisini‫ب‬ yaradılış‫ ب‬gayesi‫ ب‬olan‫ ب‬yaratıcısının‫ ب‬muhataplığına‫ب‬ ulaştırabilmesi‫ ب‬için‫ ب‬öncelikle‫ ب‬tahsil-i kemal etmesi gerekir. Çünkü‫ ب‬dünya‫ ب‬boyutunda‫ب‬ benimsemiş‫ ب‬olduğu‫ ب‬gayrılık‫ ب‬onu‫ ب‬kendi‫ ب‬aslından‫ب‬ uzaklaştırmıştır.‫ ب‬İşte‫ ب‬Kur’an‫ ب‬burada‫ ب‬devreye‫ب‬ girmektedir. İnsan,‫ ب‬yaradılış‫ ب‬gayesini‫ ب‬öğrenmek, kendisini‫ ب‬tanımak,‫ ب‬şirkinden‫ ب‬arınıp‫ ب‬tevhide‫ب‬ ulaşmak‫ب‬ve‫ب‬neticesinde‫ب‬cemal‫ب‬seyri‫ب‬için‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬ kerimi‫ب‬işiterek‫ب‬okumalıdır.‫ب‬Çünkü‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬kerim‫ب‬ okumak‫ ب‬ak‫ ب‬kâğıtta‫ ب‬kara‫ ب‬yazıyı‫ ب‬okumaktan‫ ب‬daha‫ب‬ ötede‫ ب‬bir‫ ب‬olgudur.‫ ب‬Bizler‫ ب‬Kur’an‫ ب‬okurken‫ ب‬Allah‫ب‬ bizim dilimizle bize‫ ب‬hitap‫ ب‬etmeye‫ ب‬başlar.‫ ب‬Bizim‫ب‬ dilimizle‫ب‬bize‫ب‬kendisini,‫ب‬âlemi‫ب‬ve‫ب‬kendisinin‫ب‬neye‫ب‬ insan,‫ب‬iman,‫ب‬tevhit,‫ب‬kul‫ب‬dediğini‫ب‬anlatır.‫ب‬ Bizler‫ب‬Allah’ın‫ب‬insan‫ب‬beyanına‫ب‬yüklediği‫ب‬anlamı‫ب‬ancak‫ب‬onun‫ب‬anlatışıyla‫ب‬öğrenebiliriz.‫ب‬Unutmamalıyız‫ب‬ki‫ب‬ içinde‫ ب‬bulunduğumuz‫ ب‬hali‫ ب‬olması‫ ب‬gereken‫ ب‬hal‫ ب‬zannetmek‫ ب‬cehaletten‫ ب‬kaynaklanır.‫ ب‬Karanlığın‫ ب‬içerisinde‫ب‬ yaşayanlar‫ب‬kendi‫ب‬gerçekliklerini‫ب‬ancak‫ب‬güneş‫ب‬doğunca‫ب‬görebilirler.‫ ب‬İşte‫ب‬Kur’an‫ب‬bize‫ب‬güneşin‫ب‬varlığını‫ب‬ve‫ب‬ doğurmamız‫ب‬gerektiğini‫ب‬gösterir.‫ب‬Cenabı‫ب‬Allah’ın‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬insandan,‫ب‬insanı‫ب‬Kur’an’dan‫ب‬ayırmayışının‫ب‬ve‫ب‬ gönüller‫ب‬sultanı‫ب‬efendimin, “Kur’an insanın kullanma kılavuzudur” deyişinin‫ب‬hikmeti‫ب‬budur.‫ب‬O‫ب‬insan‫ب‬ki‫ب‬ Hakk’ın‫ب‬kendisini,‫ب‬tevhidi,‫ب‬kulum‫ب‬dediğini,‫ب‬imanı‫ب‬anlatan‫ب‬ve‫ب‬ispat‫ب‬edendir‫ب‬tıpkı‫ب‬Kur’an gibi. Bu sebeple Kur’an; Kitab-ı‫ب‬Kur’an‫ب‬ve‫ب‬natıkayı‫ب‬Kur’an‫ب‬diye‫ب‬isimlendirilir.‫ب‬Bizim‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬işiterek‫ب‬okumamızın‫ب‬yolu‫ب‬ da budur. Şimdi‫ ب‬bize‫ ب‬sevgilimizden‫ ب‬bir‫ ب‬mektup‫ ب‬gelse‫ ب‬üzerinde‫ ب‬ne‫ ب‬yazdığını‫ ب‬bilmeden‫ ب‬okumak‫ ب‬nasıl‫ ب‬ki‫ ب‬gelen‫ب‬ mektubu‫ ب‬okumak‫ ب‬değilse‫ ب‬sevgililerin‫ ب‬en‫ ب‬sevgilisi‫ ب‬olan‫ ب‬Cenabı‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬gelen‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬da‫ ب‬ne‫ ب‬yazdığını‫ب‬ bilmeden‫ ب‬okumak‫ ب‬aynı‫ ب‬mesafededir.‫ ب‬Kur’an‫ ب‬Rabça yazılmış‫ ب‬bir‫ ب‬kitap‫ ب‬olup‫ ب‬mektupta‫ ب‬belirtilen‫ ب‬adresle‫ب‬ sevgiliye‫ب‬kavuşabilmenin‫ب‬yolu‫ب‬Rapçayı‫ب‬bilmekten‫ب‬geçmektedir. Cenabı‫ ب‬Allah‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬kerimi‫ ب‬okunsun‫ ب‬anlaşılsın‫ ب‬ve‫ ب‬amel‫ ب‬edilsin‫ ب‬diye‫ ب‬göndermiştir.‫ ب‬Bizlerin‫ ب‬Allah’ın‫ب‬ kendisini‫ب‬anlatışındaki‫ب‬Allah’a‫ب‬iman‫ب‬edip‫ب‬o‫ب‬imanın‫ب‬gereklerini‫ب‬yerine‫ب‬getirmek‫ب‬yerine,‫ب‬Allah’ın‫ب‬anlatışına‫ب‬ uymayan‫ ب‬bir‫ ب‬Allah‫ ب‬tanımına‫ ب‬inanıp‫ ب‬o‫ ب‬inancın‫ ب‬gereklerini‫ ب‬yerine‫ ب‬getiriyor‫ ب‬oluşumuz‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬kendisini‫ب‬ anlatışındaki‫ب‬Allah’ı‫ب‬Kur’an‫ب‬okuyamadığımız‫ب‬için‫ب‬bilmiyor‫ب‬oluşumuzdandır.‫ب‬Her‫ب‬iki‫ب‬imanın‫ب‬da‫ب‬ibadetleri‫ب‬ farklı‫ ب‬olduğundan‫ ب‬birisi‫ ب‬bizi‫ ب‬Allah’a‫ ب‬yaklaştırırken‫ ب‬birisi‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬uzaklaştırır.‫ ب‬Bu‫ ب‬uzaklaşma‫ ب‬zan‫ب‬ tevhidini‫ ب‬barındırdığından‫ ب‬Allah’a‫ ب‬yaklaşıyormuş‫ ب‬zannettirir. Kur’an’ı‫ ب‬kerim‫ ب‬sadece‫ ب‬namaz‫ ب‬kılın,‫ ب‬oruç‫ب‬ tutun,‫ ب‬hacca‫ ب‬gidin,‫ ب‬kurban‫ ب‬kesin,‫ ب‬zekât‫ ب‬verin‫ ب‬ayetleriyle‫ ب‬küçültülemeyecek‫ ب‬kadar‫ ب‬büyük‫ ب‬bir‫ ب‬kitaptır. Cenabı‫ ب‬Resulullah‫ ب‬efendimiz,‫ ب‬kendisinden‫ ب‬gayrıyı‫ ب‬kendisinden‫ ب‬gayrıya‫ ب‬bildirmemiştir.‫ ب‬Bilinmelidir‫ ب‬ki,‫ب‬ Kur’an’ı‫ب‬Kerime‫ب‬yazılan‫ب‬ayetler‫ب‬Onun‫ب‬söyledikleridir. Dembir: Hak erenleri her şeyi hep en yakında tarif etmiş, aranması gereken her ne var ise kendimizde aramamızı tavsiye etmişler ve bunun yolunu göstermişlerdir. Hz Resulullah da “Nefsine arif olan ancak Rabbine arif olur” buyurmuşlardır. Kur’an Allah’ı yedi kat gökyüzünde değil şah damarımızdan da yakın tarif etmiştir. Rıza baba da bir nefesinde, “Okumak bilirsen Kur’an sendedir” buyuruyor. Bu beyanları nasıl anlamalıyız efendim? Özkan Günal: Rıza babanın beyanını anlayabilmek için öncelikle bu beyanın bulunduğu dizelerin bütünlüğüne bakıp nereye işaret ettiğini görmek gerekiyor.

17


Kur’an’ı Kerim

* Gel derviş, beri gel, yabana gitme; Her ne arıyorsan inan sendedir. Nefsine beyhude eziyet etme Kâbe’yse maksudun Rahman sendedir. Çöllerde dolaşıp seraba bakma, Allah Allah deyip sehâba bakma. Talibi Hak isen kitaba bakma Okumak bilirsen Kur’an sendedir. İlminle bir kılı, kırka yararsın, Gördüğün rüyada sade sen varsın, Etrafına bakıp kimi ararsın, Bu tehi kubbeyi kuran sendedir. Kılı kırk yarmağa irfandır deme; Ona vahşi, bana yabandır deme; Şuna gerçek, buna yalandır deme; Birinin aslı yok, yalan sendedir.

Rıza Tevfik Bölükbaşı İşittim babasız bir oğulmuşsun, Hem cennette doğmuş, hem kovulmuşsun; Hem kesret istemiş, hem boğulmuşsun, Allah’ın suçu ne? İsyan sendedir.

Ayrı mana verme küfür ile dine; Varıp gelme şaşkın, şekk ü yakîne; Arifsen agâh ol sırrı Mübin’e; Vesvesen küfürdür, iman sendedir.

Gayrıdan arayıp derdine çare, Ne varlık verirsin mûr ile mâre? Cennetten çıktınsa be hey avare, Havva’yı aldatan yılan sendedir.

Gir gönül şehrine, dolaş bir kere, Kıyas et ne imiş güneşle zerre; Yalnız sen kadirsin hayır ile şerre, Şerre mail isen Şeytan sendedir.

Şanın pek alidir, ne var pest isen? Her şeye taparsın put-perest isen? Bâde-i aşk ile eğer mest isen Kendine gel âşık, canan sendedir.

Cilve etsin dersen kemâl ile Hak, Çıkıp benliğinden bir kendine bak; Ene Hak sözünü dilinden bırak, Lâfa kulak verme, irfan sendedir.

Cahil müzahire Hak diye bakar, Her köşe başında bir kandil yakar, Bu seyl-i havadis durmayıp akar İlel-ebed baki kalan sendedir.

Nefsini evvelâ çıkar aradan, Bir renge boyanma aktan, karadan; Gönlünde berk urur nuru yaradan, Zulmette dolaşma, Yezdan sendedir.

Membaı sendedir feyz-i hayatın Gelip giden canlar hep nefehâtın. Hayretten boğulma, bu kâinatın Hepsi bir katredir, umman sendedir. Her şeyin varlığı senin özündür. Kendini çok gören kendi gözündür, Bu mülke hüküm eden senin sözündür Kalıbın kürsüdür, sultan sendedir. Hey Rıza, takat yok Hakk'ı inkâra; Sen mahrem imişsin didar-ı yara, Şimdi agâh oldum sırrı esrara Âlemi yaradan vicdan sendedir.

18


Kur’an’ı Kerim

* Gel derviş, beri gel, yabana gitme; Her ne arıyorsan inan sendedir. Nefsine beyhude eziyet etme Kâbe’yse maksudun Rahman sendedir. Gel ey Hakk’ı talep eden! Kendi dışında ötelerde, bilinmez, görülmez, işitilmez zannettiğin için zannındaki Hakk’ı bilip, bu bilgiyle o Hakk’a ulaşma talebinde olma. Varlığın Hakk’ın halkiyeti yani sen Hakk’ın zahirisin. Zannettiğin gibi kendi dışında nerede olduğu bilinmeyen bir Hak yok. Ötelerde zannetmenin sebebi olan mevcut bilgilerinden geçmen gerek. Hakk’ın yaratması, yarattığıyla zuhurudur. Hak kendisini sana sende bildiriyor. Muradın, Hakk’a varmaksa kendi batınını kendinde zahire getir. Anlamalısın ki halkiyet olan varlığın Hakk’ın halkiyetidir. Çöllerde dolaşıp seraba bakma, Allah Allah deyip sehâba bakma. Talibi Hak isen kitaba bakma Okumak bilirsen Kur’an sendedir. Çöl‫ب‬senin‫ب‬kendi‫ب‬anlayışındır.‫ب‬Bu‫ب‬anlayışın‫ب‬içinde‫ب‬sana‫ب‬öğretilen‫ب‬Hak‫ب‬bilgisi‫ب‬Hakk’ın‫ب‬kendisini‫ب‬doğru‫ب‬ tanımlayan‫ ب‬bilgi‫ ب‬değildir.‫ ب ب‬İçerisinde‫ ب‬Hakk’ın‫ ب‬kendisini‫ ب‬tanımladığı‫ ب‬sana‫ ب‬senden‫ ب‬daha‫ ب‬yakın‫ ب‬olduğu,‫ب‬ varlığın‫ ب‬esasının‫ ب‬ne‫ ب‬olduğu,‫ ب‬senin‫ ب‬kendinle‫ ب‬sana‫ ب‬kendisini‫ ب‬ispat‫ ب‬ettiği‫ ب‬bilgisi‫ ب‬yoktur.‫ ب‬Kendinde,‫ب‬ kendisini‫ب‬zikreden‫ب‬Hakk’ı‫ب‬işitmen‫ب‬gerek.‫ب‬Hayalî‫ب‬bir‫ب‬Hakk’ı‫ب‬zikrederken‫ب‬kendini‫ب‬işitiyorsan‫ب‬ikiliktesin.‫ب‬ İşte‫ ب‬bu‫ ب‬çöl‫ ب‬olan‫ ب‬bilgin‫ ب‬sana‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬yaşamın‫ ب‬ve‫ ب‬kendinin‫ ب‬dışında‫ ب‬zannettiriyor,‫ ب‬kendi‫ ب‬dışında‫ب‬ arattırıyor.‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬talep‫ ب‬ediyorsan‫ ب‬ak‫ ب‬kâğıda‫ ب‬kara‫ ب‬yazıyla‫ ب‬yazılmış‫ ب‬kitabı‫ ب‬sevap‫ ب‬kazanmak‫ ب‬için‫ب‬ okumaktan‫ ب‬geç.‫ ب‬Kitabı‫ ب‬okuyuşundaki‫ ب‬anlayışın‫ ب‬dahi‫ ب‬ne‫ ب‬okuduğunu‫ ب‬anlamadan‫ ب‬okumak‫ ب‬üzerine‫ب‬ dayalıdır.‫ ب‬Okuduğunu‫ ب‬işitmek‫ ب‬ve‫ ب‬anlamak‫ ب‬için‫ ب‬çöl‫ ب‬olan‫ ب‬anlayışından‫ ب‬geçmen‫ ب‬gerek.‫ ب‬Kitap‫ ب‬Hakk’ın‫ب‬ kelamı‫ ب‬olduğundan‫ب‬kutsaldır.‫ب‬O‫ب‬halde‫ب‬sen‫ب‬de‫ب‬Hakk’ın‫ب‬halkiyeti‫ب‬olduğun‫ب‬için‫ب‬kutsalsın.‫ب‬O‫ب‬kitap‫ب‬sana‫ب‬ kendini okuman‫ ب‬gerektiğini‫ ب‬anlatıyor.‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬kendinde‫ ب‬Hakk’ın‫ ب‬öğretisiyle‫ ب‬okumalısın.‫ ب‬Varmak‫ب‬ istediğin‫ب‬yer‫ب‬uzaklaştığın‫ب‬yerdir.‫ب‬Uzaklaştığın‫ب‬yere‫ب‬geri‫ب‬döndüğünde‫ب‬varmak‫ب‬istediğin‫ب‬yere‫ب‬varacaksın.‫ب‬ Yapman‫ب‬gereken,‫ب‬kendi‫ب‬dışında‫ب‬zannettiğini‫ب‬kendinde‫ب‬kabullenmektir. İlminle bir kılı, kırka yararsın, Gördüğün rüyada sade sen varsın, Etrafına bakıp kimi ararsın, Bu tehi kubbeyi kuran sendedir. Sahip‫ب‬olduğun‫ب‬ilim‫ب‬sende‫ب‬sana‫ب‬göreler‫ب‬doğuruyor‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬sana‫ب‬görelerle‫ب‬yaptığın‫ب‬yorumlar‫ب‬seni‫ب‬Hakk’a‫ب‬ yakınlaştırmak‫ب‬yerine‫ب‬kibirlenip‫ب‬Hak’tan‫ب‬yani‫ب‬özünden‫ب‬uzaklaşmanın‫ب‬sebebi‫ب‬oluyor. Sen‫ب‬Hakk’ı‫ب‬değil,‫ب‬ Hakk’ın‫ ب‬ilmini‫ ب‬onu‫ ب‬da‫ ب‬yüzeysel‫ ب‬olarak‫ ب‬öğrenip‫ ب‬kendini‫ ب‬umman‫ ب‬sanmandan‫ ب‬dolayı‫ ب‬bir‫ ب‬zannı‫ب‬ yaşamaktasın.‫ ب‬Kendine‫ ب‬göre‫ ب‬doğrular‫ ب‬oluşturup‫ ب‬bu‫ ب‬doğrulara‫ ب‬göre‫ب‬ hüküm‫ ب‬vermekte,‫ ب‬kendini‫ ب‬her‫ ب‬zaman‫ ب‬haklı‫ ب‬görmektesin.‫ ب‬Kendi‫ب‬ şartlarına‫ ب‬göre‫ ب‬aradığını‫ ب‬hiçbir‫ ب‬zaman‫ ب‬bulamayacaksın‫ ب‬çünkü‫ ب‬Hak‫ب‬ şartlara,‫ ب‬kalıplara‫ ب‬sığmaz.‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬varmak‫ ب‬istiyorsan‫ ب‬kendine‫ب‬ verdiğin‫ب‬müstakillik‫ب‬kalıplarını‫ب‬kırmalısın.‫ب‬Gökyüzünde‫ب‬zannettiğin‫ب‬ gökyüzünde‫ ب‬kayıtlı‫ ب‬değildir.‫ ب‬Kendine‫ ب‬dön,‫ ب‬kendinde‫ ب‬ara.‫ ب‬Sana‫ب‬ senden‫ ب‬yakın‫ ب‬olana‫ ب‬kendinde‫ ب‬şahit‫ ب‬olmalısın.‫ ب‬Ne‫ ب‬aradığını‫ب‬ bilmediğinden‫ ب‬bulduğunu,‫ ب‬aslında‫ ب‬aradığından‫ ب‬gayrı‫ ب‬bir‫ ب‬şey‫ب‬ görmediğini‫ ب‬göremiyorsun.‫ ب‬Senden‫ ب‬gören,‫ ب‬işiten,‫ ب‬zikreden,‫ب‬ fikreden‫ب‬hep‫ب‬aradığın‫ب‬Hak,‫ب‬bunu‫ب‬anlayıp‫ب‬kabullenmelisin.

19


Kur’an’ı Kerim

Kılı kırk yarmağa irfandır deme; Ona yahşi, buna yamandır deme; Şuna gerçek, buna yalandır deme; Birinin aslı yok, yalan sendedir. Yaşamı ve eşyayı kendine görelerle yorumlayarak olur olmaz, doğru yanlış kavramları verip sana göre doğrularda inat etmeyi, ben biliyorum ve bildiğim doğrular üzerine taviz vermeden yaşıyorum deyip sabit fikirli olmayı marifet zannetme. Kendine yapacağın en büyük kötülük sabit fikirli olmaktır. Şartların bakışını perdelemektedir, yakmalısın perdelerini ki gerçeği görebilesin. Şartlı bakanlar kendi şartlarını görmekten öteye geçemezler. Hakikat yaşamın olduğu haliyle bütünlüğüdür her ne yaşanıyorsa. Öncelikle, olur mu böyle bunlar Hakk’a uygun değil, Hak böyle yapar mı, bunlar küfür deme. Kendi bilgilerinle kıyasladığın için sana uymuyorsa kendi kıyasını terk etmelisin. Hak birlik zevkinde tecellidedir ve yaşam birlik içinde birliğin tecellisidir. İkilik sen olduğundan ikilik çıkartarak birlik zevkine eremezsin. Hakk’ın sendeki tecellisine şahit olman için varlığını nefsinle tevhit etmekten geçip varlığı Hak’la tevhit etmelisin. Hakk’ın zuhuru olan kendine gayrılık verip kendinde ben derken kendini işitiyor olman, olmayanı oldurmaya çalışmandır ki bundan daha büyük yalan yoktur. Bir yalanı yaşıyorsun ey Hak talibi. Kendi yalanına inanıp yalanı iman zannediyorsun. Doğruyu yalanla kıyaslayıp doğruya yalan demekten kurtar kendini. Batılın içinde Hakk’a ait bazı vasıfların yüzeyselliğinin olması batılı Hak yapmaz. Bana görelerin değil mi kendine benlik verdiren ve kendini helake sürükleyen? Geçmelisin kendinden. Ayrı mana verme küfür ile dine; Varıp gelme şaşkın, şekk ü yakîne; Arifsen agâh ol sırrı Mübin’e; Vesvesen küfürdür, iman sendedir. Küfür senin kendini nefisten ibaret zannedip varlığı nefsinle tevhit etmendir. Din ise varlığın Hak’la tevhit edilişidir. Kendini ayrı Hakk’ı ayrı zannetmendir şirkin. Sana senden daha yakın yok. Kendi yakınlığında tecellide olan Hakk’ı kendinle örtme. İstesen de Hakk’ı örtemesin, örttüğün kendi görüşün olur fark et. Kendine şüphe olan ikilikle bakmaktan geçmedikçe, varlığı sahiplenmekten geçemeyeceğin için kendi hakikatine gafil ve cahil olarak kalacaksın. Bilişlerinden geçip, Hakk’ın bilişine ererek Hakk’ın seni bilişiyle kendini bilmeye başlamalısın. İşte o zaman sır olan Hakk’ın seninle tecelli edişine erebilirsin, Hakk’ı kendinde seyredip, işitip, zikredersin. Kendinde Hakk’a muhatap olursun. Senin kendiliğin tevhittir bu gerçeği fark etmelisin. Kendinden kendine yücelip, kendiliksiz kalmalısın. Gir gönül şehrine, dolaş bir kere, Kıyas et ne imiş güneşle zerre; Yalnız sen kadirsin hayır ile şerre, Şerre mail isen Şeytan sendedir. Gönül şehri senin ben dediğin varlığındır çünkü varlığın Hakk’ın kendi tecellisidir. Bu sebeple sen göremesen de, bilmesen de bütünüyle gönül denilen Hakk’ın mekânısın. Hak görüyorsun, Hak söylüyor, Hak işitiyorsun. Yaşamın Hakk’ın kendisini muhabbet edişi olduğundan her anınla ne yaparsan yap Hakk’ı ispat ediyorsun. Sen Hakk’ın ispatısın. Aklını, iradeni yani tüm bildiklerini ve bu bilgilerle oluşturduğun ikilik anlayışını yani gerçekle arandaki benlik dağını del ki ikiliğinden tevhide ulaşasın. Gir bu tevhit deryasına, Hakk’ı kendinde keşfetmeye başla. İşte o zaman ben dediğin kendinin ve Hak dediğin varlığın zahir ispatının ayrı olmadığını göreceksin.

20


Kur’an’ı Kerim

Bunu gerçekleştirmeye iraden var. Sen Hakk’ı bilmeyle donatılmışsın. Hakk’ı bilme özelliğini kendini bilmeyle zayi etme seçim senin. Bilmeyle Hakk’ı bilmeye yönelirsen işte o zaman nefsinin birin tafsilatı olduğuna hem işiterek, hem görerek şahit olursun. Ancak sana yolu gösterirler, yürüyecek olan sensin hiçliğe doğru. Firavun da sensin, mümin de… Cilve etsin dersen kemâl ile Hak, Çıkıp benliğinden bir kendine bak; Ene Hak sözünü dilinden bırak, Lâfa kulak verme, irfan sendedir. Hakk’ın‫ب‬kemaliyle‫ب‬tecelli‫ب‬edişi‫ب‬kendisine‫ب‬ait‫ب‬vasıfları‫ب‬zuhura‫ب‬getirişidir.‫ب‬Vücudlanışı,‫ب‬sıfatlanışı‫ب‬ve‫ب‬fiil‫ب‬ tecellisidir.‫ب‬Hakk’a‫ب‬varmak‫ب‬yani‫ب‬Hakk’ı‫ب‬kendinde‫ب‬bulmak‫ب‬istersen, ki‫ب‬Hakk’a‫ب‬varmak‫ب‬ancak‫ب‬ve‫ب‬anacak‫ب‬ kendinde‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬şahit‫ ب‬olmaktır,‫ ب‬benliğinden‫ ب‬çıkman,‫ ب‬varlık‫ ب‬olan‫ ب‬tecellileri‫ ب‬kendine nispet etmekten kendini‫ب‬kurtarman,‫ب‬zandan‫ب‬geçmen‫ب‬gerekiyor.‫ب‬Görmek‫ب‬istediğin‫ب‬tecelli‫ب‬kendinin‫ب‬dışında‫ب‬bir‫ب‬tecellinin‫ب‬ sonradan‫ب‬görünür‫ب‬hale‫ب‬gelişiyle‫ب‬değildir.‫ب‬Tecelli‫ب‬kendinsindir,‫ب‬seninle‫ب‬tecelli‫ب‬etmiş‫ب‬zaten‫ب‬başka‫ب‬bir‫ب‬şey‫ب‬ görmeyi‫ب‬bekleme.‫ب‬Hakk’ı‫ب‬görmek‫ب‬istiyorum‫ب‬demen,‫ب‬vücudu,‫ب‬sıfatı,‫ب‬fiili‫ب‬görmek‫ب‬istiyorum‫ب‬demendir.‫ب‬ Varmak‫ ب‬istediğin‫ ب‬seninle‫ ب‬varlık‫ ب‬âleminde‫ ب‬zuhurda‫ ب‬bunu‫ ب‬anla.‫ ب‬Arandaki‫ ب‬perde‫ ب‬görüşündedir‫ ب‬görülen‫ب‬ kendi‫ ب‬zahirliğinde‫ ب‬değil.‫ ب‬Bu‫ ب‬hakikatin‫ ب‬beyanı‫ ب‬olan‫“ ب‬Ene Hak” sözünü‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬küfür‫ ب‬etmek‫ ب‬olduğu‫ب‬ anlayışını‫ ب‬ve‫ ب‬söylemini‫ ب‬bırakıp‫ ب‬doğruluğunu‫ ب‬kabul‫ ب‬etmelisin.‫ ب‬Kendini‫ ب‬görürken‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬kendinde‫ب‬ göremezsin.‫ ب‬Bilmek‫ ب‬Hakk’ı‫ ب‬gayrılıksız‫ ب‬bilmek‫ ب‬içindir.‫ ب‬Bilgiyi‫ ب‬hal‫ ب‬ile‫ ب‬vücudlandırmalısın.‫ ب‬Hakk’ı‫ب‬ bilmeklik‫ب‬sende‫ب‬olduğundan‫ب‬kendinde‫ب‬bilmeyi‫ب‬kendinde‫ب‬uygulamalısın. Nefsini evvelâ çıkar aradan, Bir renge boyanma aktan, karadan; Gönlünde berk urur nuru yaradan, Zulmette dolaşma, Yezdan sendedir. Nefsini yani varlığını nefsinle tevhit ettiğin için ilahlaştırdığından dolayı emmare boyutuna sürüklediğin tecellinin kendisi olan nefsini, emmare boyutunda tutan zulmaniyetten çıkartıp aslına secde ettir. Nefsinin varlığı yoktur. Varlık, kendiliksiz olarak senin varlığındır. Nefsinden nefsini değil nefsinden kendini görmek için bak kendine idrak gözüyle. Ak ve kara ikiliğinden tevhide geç yani ben ve Hak ikiliğini tevhit et. Deryada olmak için soyunmak lazım. Derya varlık kabul etmez. Varlığında gören, işiten, zikreden, fikredendir Hak, sana kendisini sende bildirip ispat edendir. Sen nurun yani hakikat gerçeğinin zuhurusun. Hakk’ı sahiplenip Hak ile Hak’ta Hakk’ı değil, Hak ile Hak’ta kendini bilmekten geç ki sen olan Hakk’a kendinde arif olasın. Anla ve kabul et, kendin dışında varılacak bir Hak yoktur. İşittim babasız bir oğulmuşsun, Hem cennette doğmuş, hem kovulmuşsun; Hem kesret istemiş, hem boğulmuşsun, Allah’ın suçu ne? İsyan sendedir. Sen ki Âdem namzedisin yani Muhammedî nurla ruhlanıp, Hakk’ı gayrılıksız bilme ve bu bilmeyle gördüğü Hak, işittiği Hak, zikri Hak, fikri Hak olarak Hakk’ın muhatabı olma yeteneğini, yaratılışında bünyesinde barındıransın. Varlığım senin varlığındır, ben senin kendini muhabbet edişinim beyanını bu beyana kendinde şahit olarak dile getirdiğin boyut olan vahdetten, nefsaniyet giyinilen, ikiliğe çıkılınan, nefsi sahiplenip zulme düşülünen yere geldin. Gelişin, görünürlük âleminde Hakk’ın görünürlüğünde cemal seyri içindi ve gelişin Hakk’ın kendisini görünürlüğünde yani kendi nefsinde seyretmek içindi.

21


Kur’an’ı Kerim

Bu istek, Hak bilinmek istediği için yaratılışında mevcut. Lakin çıktığın kesret denilen Hakk’ın esma ve suret giyişi olan nefsini sahiplenerek, kendini nefsinle ilahlaştırıp özünü kaybettin. Hak seninle kendisini bilecek yönüyle zahir oldu lakin sen bilmeyle kendini bildin, ben görüneyim, ben işitileyim, ben zikredileyim ben secde edileyim istedin. Hem Hakk’ı görmek istedin, hem de görünürlüğü kendinle tevhit ettin. İşte bu hakikatte isyandır. Hakk’a, nefsinin hiçliği olan varından geçerek secde etmedikçe şirkin bitmeyecek. Hak’ta ikilik yoktur o ikiliği mümkün olmayan birliktir. İkilik sende, birlemelisin. Gayrıdan arayıp derdine çare, Ne varlık verirsin mûr ile mâre? Cennetten çıktınsa be hey avare, Havva’yı aldatan yılan sendedir. Derdin ikiliğini tevhit emekse eğer ikilikle bulunarak ve ikiliğinle bulunmanın sebebi olan bilgiyle yaşayarak iki görüşünle kendine ve Hakk’a ayrı varlık veren bakışınla bakıp kendin olarak bulunmaya devam ederek Hakk’a varamasın. Hakk’ı bildirecek bilgi, bilen sen olmaya devam ettikçe derdine çare olamaz. Hakk’ın ilmini değil Hakk’ı bilmelisin. Çare tevhide ulaşıp, varlığını tevhit anlayışına tabi kılmandadır. Bu âlemde kendi tafsilatını seyrettiğin için kendin ve âlem birliğine ulaşmalısın. Gördüklerine kendinden gayrı müstakillik verme sakın. Nefsaniyet giyişin şehadet etmen içindir. Nefsini ilah yapan, ilahlığı sevdiğinden Hakk’ın varlığını giyinerek ikilik çıkartan sensin, yoksa yaratılmışlıkta ikilik yoktur. Tevhit kendi ikiliğini birlediğinde zahir olur kendinde. Anlamlısın ki ikilik de sende tevhit de sende. Yapman gereken şaşılığını tedavi ettirmendir. Şanın pek alidir, ne var pest isen? Her şeye taparsın put-perest isen? Bâde-i aşk ile eğer mest isen Kendine gel âşık, canan sendedir. Aslın Hak’tır senin, zahirin nefis. Nefsaniyet giymiş olman şirk ehli ol diye değil Hakk’ı zahirlikte seyret diyedir. Hakk’ın bilinme isteğiyle özelliklerini görünür kılışında ve iradende kendini sahiplenerek ilahlık iddiasında bulunma özelliğine sahip oluşun şirkinin sebebi değildir. Bilme yeteneğini doğru yerde yani Hakk’ı bilmede kullanmamak senin gafletinden kendine zulmedişindir. Nefsinin isteği isteğin, sevgisi sevgin, zikri zikrin olmuşsa giyindiğin gibi soyunmalısın da. Kendini varlığın sahibi sanıyorken her gördüğün görünürlüğü de varlık sahibi zannederek iki baktığından iki görmektesin. Batınında mevcut olan ilahi aşkı zikre hizmetle kendinde zahir edersen, aşkın cezbesi gerçek sarhoşluğu doğurur yani aklın değerlerinden, şartlanmalardan, doğrularından geçersin. Algıların nefse tabi olmaktan arınınca tevhide tabilik başlar, canan olan Hakk’a kendi zahirliğinde şahit olup Hakk’a kendinde muhatap olarak varlık sahnesinde insanlığına ulaşmış olursun. Aşkın narında kül olursan küle varır, küllerinden yeniden doğarsın. Bu doğum, Hakk’a kendinde şahit olunan irfaniyet doğuşudur. Cahil müzahire Hak diye bakar, Her köşe başında bir kandil yakar, Bu seyl-i havadis durmayıp akar İlel-ebed baki kalan sendedir. Kendisine gafil oluşun yani varlığının Hakk’ın zuhuru olduğundan habersiz kendine Hak’tan ayrı varlık verip Hakk’ı öteleyişin cehaletindir. Algıların dünyaya açık Hakk’a kapalı olduğundan yanılgı içerisindesin, varlığı benlik olarak yorumluyorsun. Bu sebeple içinde bulunduğun hali olması gereken doğru hal, ibadetlerini de Hakk’a ulaşan ibadet zannediyorsun. Hakk’ı yedek ilah yapıp gayrıları ilahlaştırma.

22


Kur’an’ı Kerim

Her köşe başında kandil yakarak yani her yaptığını kendini ispat etmek, yücelttirmek, zikrettirmek ve kibir giyinmek için yapma. Ne yaparsan yap, ne kadar kendini büyük görürsen gör kaçınılmaz olan Hakk’ın varlığıyla var oluşundur ve benliğin bir gün bitecektir. Kandili kendi iç âlemine yakmalısın yani varlığı nefsinle değil Hak’la tevhit edip, kendi karanlığını aydınlatarak kendi aslını görmelisin. Bu hakikat gerçekleşmediği sürece içinde bulunduğun ikilik anlayışı kendinde hâkim olacaktır. Oysa nefsin fani, gelip geçicidir. Bu fanilikte baki olanı görmek ancak tevhit imanı ile mümkündür. Bilmelisin ki sen zahirinle fani, batınınla bakisin. Batının Hak zahirin halktır. Fanilik suret ve esma olan görünürlüğün baki olan Hakk’ın sıfatı ve sıfatlarının sınırsızlığındandır. Fanilik olmasaydı sınır olurdu. Sen kendinde Hakk’ı bilenlerden ol, ölmezden evvel ölerek. Hakk’a nispetle aslında fanilik de yoktur. Membaı sendedir feyz-i hayatın Gelip giden canlar hep nefehâtın. Hayretten boğulma, bu kâinatın Hepsi bir katredir, umman sendedir. Baki olan Hak sendedir çünkü sen Hakk’ın zahirliğisin. Görüşünü dışa dönük olmaktan alıp içe çevirdiğinde göreceksin ki Hakk’ın zuhuruna ben demekteymişsin. Her yaptığın ve yapabilmenin ardındaki sıfatların cümlesi kendini beyanından ibarettir. Kendini beyan edişin için yaptıkların ise Hakk’ın seninle kendisini beyanıdır. Görüşün Hak, görüşünün gördüğü de Hak’tır. İşitişin Hak, işitişinin işittiği de Hak’tır. Kısaca Varlığın Hak, varlığının var oluşu da Hakk’ın kendisini beyanıdır. Hayretten boğulma yani seninle zuhura gelen cümle tecellilerde kendini görüp kendinde tevhit ederek benlik çıkartma. Benlik çıkartışın kendine zulmetmendir. Sen yaptıkların, bildiklerin, gördüklerin, işittiklerin, düşündüklerin, sevdiklerin değilsin. Sen, bilen, gören, işiten, zikreden, sevensin. Sen nefsinden ibaret nefis değilsin. Sen nefsaniyet giyensin. Tıpkı, giydiğin gömlek gibidir nefsin. Her şeyin varlığı senin özündür. Kendini çok gören kendi gözündür, Bu mülke hüküm eden senin sözündür Kalıbın kürsüdür, sultan sendedir. Anlamalısın ki her şey denilen anlatabilmek için senin dışındaki nefsin ve nefsinin varlığını oluşturan unsur adına kullanılan tabirdir. Vücudun, kulağın, gözün, dilin, burnun, elin, ayağın gibi ve gözünle gören, kulağınla işiten, dilinle söyleyen, elinle tutan, ayağınla yürüyen sensin. Aslı itibariyle kendi sıfatlarını seyirdesin ve kendim dediğin Hakk’ın seninle varlık âleminde zahir oluşudur. İki bakıyorsan iki görmen, bir bakıyorsan bir görmen bu sebeptendir. Var eden de varı seyir eden de sensindir. Cümlesi tek tek sıfattır sen cümle sıfatsın. Cümlesi sana seni anlatmaktadır. Her şey kendileri olarak kendilerini bilmeden seni sana anlatmaktadır. Esma müsemmasından ayrı olamaz, suret siretinden. Sen müsemmanın zahiri, sen siretin varlık âlemindeki halisin. Sen el değilsin el senin elin, sen görme değilsin gören sensin, sen ayak değilsin ayakla yürüyensin ve kendine ben derken bile, ben deyişin Hakk’ın seninle zahir oluşundandır. Görüşünü suret görmekten kurtarıp suretle görünür olanı görmeye çevirdiğinde gördüğünün değil görüşünün değiştiğini göreceksin. Sen Hakk’ın kendisini muhabbet edişinin muhatabı olansın. Sen zatına delilsin.

23


Kur’an’ı Kerim

Hey Rıza, takat yok Hakk'ı inkâra; Sen mahrem imişsin didar-ı yara, Şimdi agâh oldum sırrı esrara Âlemi yaradan vicdan sendedir. Hakk’ı inkâr etsen de, iman etsen de aslında tevhidin içindesin ve ikilik çıkartman mümkün değildir. İstesen bile kendini ayıramazsın. Senin iki zannetmen biri iki yapmaz. Görmesen de Hakk’ın görünürlüğüsün. Görüşünün Hakk’ı görüyor, işitişinin Hakk’ı işitiyor, zikredişinin Hakk’ı zikrediyor, fikredişinin Hakk’ı fikrediyor oluşu ama senin kendine gafil oluşun bu hakikati değiştiremez. Sen Hakk’ın zahirisin. İşte bunu bilişin kendini bilişin, kendini bilişin kendinden Hakk’ı bilişindir. Nefsin bilinmekliği, sen bilmekliğisin. Bu sebeple nefsin senin için yaratıldı. İki bakarsan kendini nefisten ibaret zannedersin, bir bakarsan Hakk’a kendinde arif olursun. Görüşünle görmeni birlemelisin. Hak ikiliği mümkün olmayan birliktir. İkilik çıkartman imkânsızken iki çıkartmaya çalışman kendine eziyet, kendini inkâr etme çabasıdır lakin inkârın dahi ikrardır. Kendi tafsilatına bakıyorsun nereye baksan. Bakan bakılanda kendisini görür.

Dembir: Kur’an her okuyanın rahatlıkla anlayabileceği ve sevap kazanabileceği bir kitap mıdır efendim? Özkan Günal: Şimdi öncelikle şunu anlamalı ve kabul etmeliyiz ki Cenabı Resulullah efendimiz zahiren Arap yarımadasında dünyaya geldiği ve tevhidi tebliğ ettiği insanların Arap lisanı kullanıyor oluşları sebebiyle peygamber efendimizin anlayabilsinler diye Kur’an’ı Arapça beyan etmiş olmasından dolayı Kur’an’ı kerim Arapça yazılmış bir kitaptır. Bu, Kur’an ancak ve ancak Arapça okunur anlamına gelmemektedir. Kur’an ancak Arapça okunur diyenler Kur’an’ın okunmasını isteyemeyenlerdir. Eğer tezleri doğru olsaydı Cenabı Resulullah efendimiz kendisine gelen başka bir diyarda başka bir lisanı kullanan bir insanın “Ya Resulullah benim halkım Arapça bilmediği için ayetleri okuyup anlayamıyor, ne yapalım?” diye sorduğunda “Ayetlerimizi halkının anlayacağı dile çevirebilirsin” cevabını vermezdi. Öncelikle okunulacak olanı anlamanın ilk boyutu olan ayetlerde ne yazdığını okuyabilecek hale getirilmesi, sonra okuduğumuzun kendi varlığımızdaki ispatını bulmamız gerekir. Bizler Cenabı Allah’ın ayetleriyle bize neyi anlattığını ve bizden ne istediğini okuyabilmeliyiz ki anlayalım ve amel olan kendi varlığımızda ispatını bulalım. Şimdi Kur’an’ı kerimde her okuyanın rahatlıkla anlayabileceği birinci anlam, insanlığa ait ortak değerlerin ne olduğu ve o değerler üzerine yaşamamız gerektiğidir. Kur’an bize insanın Allah’a inanan, peygambere inanan, Rahmaniyet olan güzel ahlak üzerine yaşayan olması gerektiğini ve bunlarla insana ait yaşamdaki kural ve kaidelerin ne olduğunu göstermektedir. Sevmek, hoş görmek, merhamet etmek, affetmek, paylaşımcı olmak, kimseyi incitmemek, cana kıymamak ilkelerinin uygulanması gerektiğini göstermektedir. Bizler Kur’an’ı anladığımız dilde okumaya başladığımızda bunları görebiliyoruz. Bu haller üzerine yani Kur’an’ın istediği şekilde yaşantımızı yeniden düzenlediğimizde nuraniyete ait yaşamı yaşamaya başlarız. Buna melek seviyesine ulaşmak denir. Ancak içerisinde hala ikilik taşıdığı için Rabbin isteğine ulaşılamamış olur. Bunu herkes okuyup anlayabilir. Kur’an’ın bir anlamı daha vardır ki işte o Rapçayı bilenler tarafından okunulup anlaşılıp amel edilinen anlamıdır. Buna tevhit üzerine yaşayan, nefsinden rabbini bilen insan-ı kâmil denir. Ve Allah’ın tarif ettiği insan budur. Çünkü insan melek olsun diye yaratılmamıştır.

24


Kur’an’ı Kerim

İşte bu anlama ulaşabilmek için natıkay-ı Kur’an’dan işiterek Kur’an okumak gerekir. Rabçayı bilenin Rapçayı öğretmesiyle… İşte o zaman Kur’an kitap olmaktan çıkıp kâinat olmaya, kâinat olmaktan insan olmaya yücelir. Kişinin rabbinin adıyla kendisini okumasıdır Rabça Kur’an okumak. Nefs-i feragat gerektiğinden feragatı gerçekleştiremeyenlerce anlaşılamayacak olan anlamı budur. Dembir: İnsan mı Kur’an’ı şereflendirmiştir, Kur’an mı insanı? Özkan Günal: Kur’an’ı kerim kitap olması sebebiyle değil içerisinde Allah’ın sözlerini barındırdığı için kutsaldır. Ve Allah sözlerini kendi özellikleriyle yaratmış olduğu insana söylemektedir. İnsan dışındaki diğer canlılarda Ahsen özelliği olmadığı için bu sözleri okuyup anlayarak kendi varlıklarında Allah’ı bilme yoktur. İnsan ise Allah’ın kendisini bilecek olma yönüyle teşbihe çıkışı olduğundan meleklerde dahi bulunmayan bilebilme özelliğine sahiptir. Şimdi, insanın bu özelliğe sahip canlı oluşuyla bu özelliği kullanarak Allah’ı biliyor oluşu farklı olgulardır. İnsan Allah’ı bilme potansiyeline sahipken bu potansiyeli nefsinde kullandığı sürece gerçek anlamda insan değildir sadece namzettir. Bu, gömülü altının üzerinde fakirlik yaşamak gibidir. Ne zaman ki insan Kur’an’ı kerimdeki Allah’ın hitabını işitmeye başlayıp, işittiği hitabın mesuliyetini alıp kendisini Allah’ın insan dediği tanıma ulaştırdığında kendisinden Allah kendisini muhabbet etmeye, zikretmeye, sevmeye, bilmeye, yüceltmeye başlar. İşte o zaman insan da Allah ile kutsiyet kazanır. Kur’an insan içindir, insan Kur’an’la beyan eden Allah’ın muhatplığı için. Bu sebeple birbirlerinden ayrılmaz bir bütünlüktür ve bu sebeple ikiz kardeştirler. Kitab-ı Kur’an ve natıkay-ı Kur’an olarak isimlendirilirler. İmam Ali efendimizin “Ben konuşan Kur’an’ım” beyanı bu hakikatin ifadesidir. Kur’an var okuyacak insan yok, Kur’an noksandır. İnsan var lakin Kur’an’ı okuyup kendisini Kur’an’la güzelleştirmiyor, insan noksandır. Noksanlığın tam olması iki yarımın bir olmasıyla mümkündür. Dembir: Eyvallah efendim, gönlünüze sağlık. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.

25


Kur’an’ı Kerim

SİZDEN GELENLER Okuyorum Bir‫ب‬zaman‫ب‬gönlüme‫ب‬Allah‫ب‬ile‫ب‬konuşma‫ب‬ isteği‫ ب‬düştü.‫ ب‬Yaradan‫ ب‬elbet‫ ب‬yarattığını‫ب‬ bir‫ ب‬başına‫ ب‬bırakıp,‫ ب‬köşesine‫ ب‬çekilmiş‫ب‬ olamazdı.‫ ب‬O‫ ب‬koskoca‫ ب‬Allah’tı.‫ ب‬Elbet‫ب‬ kuluyla‫ ب‬konuşabilirdi.‫ ب‬Ama‫ ب‬nasıl?‫ب‬ “Evet” dedim, “Kuran”.‫ ب ب‬Allah’ın‫ب‬ kelamı‫ ب‬olarak‫ ب‬öğrenmiştik‫ ب‬Kuran’ı.‫ب‬ Demek‫ ب‬ki‫ ب‬Allah‫ ب‬benimle‫ ب‬Kuran’da‫ب‬ konuşuyordu.‫ب‬Hemen‫ب‬o yaz tatili‫ب‬Kur’an‫ب‬kursuna‫ب‬yazılıp‫ب‬Arapça‫ب‬öğrendim.‫ب‬ Allah‫ ب‬Arapça‫ ب‬konuşmuştu‫ ب‬ama‫ ب‬ben‫ ب‬Arapça‫ ب‬anlayamıyordum‫ ب‬ki.‫ ب‬Okuyordum‫ ب‬ama‫ ب‬anlamıyordum.‫ب‬ Gidip‫ ب‬Türkçe‫ ب‬mealini‫ ب‬aldım.‫ ب‬Sonuçta‫ ب‬amacım‫ ب‬sevap‫ ب‬kazanmak‫ ب‬değil,‫ ب‬Onunla yani‫ ب‬Allah’la konuşabilmek‫ ب‬ve‫ ب‬söylediklerini‫ ب‬anlayabilmekti.‫ ب‬Kendimce‫ ب‬bir‫ ب‬yol‫ ب‬izlemeye‫ ب‬başladım.‫ ب‬Ne‫ ب‬zaman‫ب‬ Onunla‫ب‬konuşmak daha‫ب‬doğrusu‫ب‬O’nun‫ب‬benimle‫ب‬konuşması‫ب‬ihtiyacını‫ب‬duysam,‫ب‬suyla‫ب‬abdest alıp‫ب‬elime‫ب‬ Kuran’ı‫ ب‬alıyor,‫ ب‬besmele‫ ب‬çekip rastgele‫ ب‬bir‫ ب‬sayfa‫ ب‬açıyordum.‫ ب‬Açtığım‫ ب‬sayfayı‫ ب‬büyük‫ ب‬bir‫ ب‬heyecanla‫ب‬ okuyor‫ ب‬ancak‫ ب‬hayal‫ ب‬kırıklığıyla‫ ب‬geri‫ ب‬kapatıyordum.‫ ب‬Hiçbir‫ ب‬şey‫ ب‬anlamıyordum.‫ ب‬Sanki‫ ب‬ayetler‫ب‬ birbirinden‫ب‬bağımsızdı.‫ب‬Arada‫ب‬bağlantı‫ب‬kurmakta‫ب‬zorlanıyordum.‫ب‬Üstelik‫ب‬benim‫ب‬beklediğim‫ب‬şeyler‫ب‬de‫ب‬ yazmıyordu.‫ب‬Sonra‫ب‬bir‫ب‬ümit‫ب‬başka‫ب‬bir‫ب‬sayfa‫ب‬açıyordum, sonuç‫ب‬yine‫ب‬aynı.‫ب‬Bu‫ب‬sefer‫ب‬tarihte‫ب‬yaşanmış‫ب‬bir‫ب‬ olay‫ب‬anlatılıyordu‫ب‬sanki.‫ ب‬Ben‫ب‬bu‫ب‬kıssayı‫ب‬okuyunca‫ب‬ne‫ب‬değişecekti‫ب‬ki!‫ب‬Bilmiş‫ب‬olunca derdime derman olmuyordu‫ب‬ki… Anlamaya başlamıştım, demek kendi dilimde bile yazılan bir şeyi anlayamayabiliyordum ve Kuran’ı okumak bu değildi. Ya neydi? Bir‫ ب‬gün‫ ب‬Allah‫ ب‬lütfetti.‫ ب‬Hem‫ ب‬de‫ ب‬insan‫ ب‬olarak‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬bir‫ ب‬canlı‫ ب‬için‫ ب‬daha‫ ب‬alası,‫ ب‬daha‫ ب‬değerlisi‫ب‬ olamayacak‫ ب‬bir‫ ب‬lütuf.‫ ب‬Benimle‫ ب‬konuştu hem‫ ب‬de‫ ب‬gerçekten.‫ ب‬Karşımda‫ ب‬tüm‫ ب‬ihtişamı‫ ب‬ve‫ ب‬gerçekliğiyle‫ب‬ Canlı‫ ب‬Kuran‫ ب‬olarak‫ ب‬durmaktaydı.‫ ب‬Her‫ ب‬kelamı,‫ ب‬her‫ ب‬hareketi‫ ب‬ve‫ ب‬her‫ ب‬bakışı‫ ب‬ayet‫ ب‬olan‫ ب‬Canlı‫ ب‬Kuran… Sonra‫ب‬içeriden‫ب‬içeriye‫ب‬Kuran’a‫ب‬bakışım,‫ب‬âleme bakışım,‫ب‬kendime‫ب‬bakışım‫ب‬değişmeye‫ب‬başlamıştı.‫ب‬Canlı‫ب‬ Kuran’ım‫ب‬buyurmuştu‫ب‬ki;‫“ب‬Fail O, mevsuf O, mevcut O. Her neyi görüyor, işitiyor, zikrediyor olursan ol, O’nu görüyor, O’nu işitiyor, O’nu zikrediyorsun. Senin “ben” deyişin dahi Allah’ın “Ben” deyişidir.” Ben‫ب‬Allah’la‫ب‬konuşmak‫ب‬isterken,‫ب‬meğer‫ب‬kendim‫ب‬de‫ب‬dâhil‫ب‬olmak‫ب‬üzere‫ب‬her‫ب‬konuşan‫ب‬Oymuş‫ب‬ da,‫ب‬kulaklarım‫ب‬tıkalıymış.‫ب‬Kendisini‫ب‬anlatmaktaymış‫ب‬her‫ب‬zerrede.‫ب‬Benim‫ب‬aralarında‫ب‬alaka‫ب‬kuramadığım‫ب‬ ayetler‫ب‬birbiriyle‫ب‬ahenk‫ب‬içinde‫ب‬her‫ب‬zerrede‫ب‬Allah’ı‫ب‬ispat‫ب‬etmekte,‫ب‬anlam‫ب‬veremediğim‫ب‬kıssalar‫ب‬kendi‫ب‬iç‫ب‬ âlemimde‫ب‬her‫ب‬an‫ب‬yaşanmaktaymış.‫ب‬Okumayı‫ب‬bilene‫ب‬âlem‫ب‬Kuran’mış,‫ب‬hatta‫ب‬insan‫“ب‬Hakk’a ayet olunca, Canlı Kuran’mış.” Ama‫ ب‬bunun‫ ب‬için‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬bu‫ ب‬yaratılmışlık‫ ب‬âleminde‫ ب‬kuluyla‫ ب‬muhatap‫ ب‬olduğu,‫ب‬ O’nun‫ ب‬gözü,‫ ب‬kulağı,‫ ب‬dili,‫ ب‬delili‫ ب‬olan,‫ ب‬Canlı‫ ب‬Kuran‫ ب‬olan‫ ب‬Mürşid-i Kâmiline‫ ب‬varmalıymış‫ ب‬ki‫ ب‬kendisinin‫ ب‬de‫ ب‬kulağı‫ ب‬delinsin,‫ ب‬gözü‫ب‬ açılsın,‫ ب‬okumayı‫ ب‬öğrenebilsin ve Kuran okuyabilsin. Artık‫ب‬ Allah’la sadece ak‫ ب‬kâğıtta‫ ب‬kara‫ ب‬yazı‫ ب‬olarak‫ ب‬satırdan‫ ب‬değil, bu âlemde‫ ب‬ve‫ ب‬kendimde‫ ب‬muhatap‫ ب‬olacağım.‫ ب‬O’nun muhabbetine muhabbetçi‫ ب‬olarak‫ ب‬karşılık‫ ب‬vereceğim.‫ ب‬Değil‫ ب‬mi‫ ب‬ki‫ ب‬hiçbir‫ب‬ amelimin‫ ب‬ve‫ ب‬ibadetimin‫ ب‬sebep‫ ب‬olmadığı,‫ ب‬yalnızca‫ ب‬lütfundan‫ ب‬ve‫ب‬ kereminden, O da benimle muhatap olmak isteyip kendisine seçmiş,‫ ب‬Kuran’ı‫ ب‬sadırdan‫ ب‬okuma‫ ب‬fırsatını‫ ب‬sunmuş,‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ب‬ Ferhat’leyin‫ ب‬inanalım‫ ب‬canlar,‫ ب‬çoğu‫ ب‬gitti‫ ب‬azı‫ ب‬kaldı.‫ ب‬Rabbim‫ ب‬layık‫ب‬ olma yolundaki gayretimizi ziyade ve daim eylesin. Aşk‫ب‬u‫ب‬niyazla.

26

Funda Can


Kur’an’ı Kerim

Zahida suret gözetme içeri gel cana bak Veçhi üzre gör ne yazmış defter-i Rahmana bak Mushaf-ı hüsnünde yazmış “kul huva’llah” ayeti Gel inanmazsan gir oku mekteb-i irfana bak Çeşmini gösterdiğince aşıkın canın alır Leblerin açtıkça can nefh eyleyen canana bak Zülfünün her bir telinde bağlı bin Mecnun’u gör Hattının leylindeki yüz bin meh-i tabana bak Ateş-i ruhsar ile yanmış kararmış çehresi Har libasından soyunan nokta-i üryana bak Hep mülazim kulluğunda bu cihanın şahları Kapısında padişahlar kul olan sultana bak Âlem anın hüsnünün şerhinde olmuş bir kitap Metnin istersen Niyazi suret-i insana bak

27


Kur’an’ı Kerim

UMMANIN ÇOCUKLARI Dembir: Yusuf, kitap nedir? Yusuf : Okumak. Dembir: Kur’an dedir? Yusuf : Okumaktır. Dembir: Kur’an’dan neyi okuruz? Yusuf: Babamı. Dembir: Kur’an okumak ister misin? Yusuf: Okuyorum zaten. Yusuf: 3,5 yaşında

Dembir: Asya, sen kitap okumayı seviyor musun? Asya : Evet. Dembir: Ne tür kitaplar okuyorsun? Asya : Büyüyünce yazılı kitaplar okumak istiyorum. Resmi az olsun istiyorum. Dembir: Allah’ın kitabı var mı? Asya: Var galiba! (Sorduğuna göre olması lazım! ) Asya: 6 yaşında Dembir: Nasıl bir kitap olabilir? Asya: Böyle, Atatürk’le ilgili. Dembir: Sence Allah’ın kitabının içerisinde ne yazıyor olabilir? Asya: Atatürk’ün yaptığı savaşlar yazıyordur. Atatürk savaştı ve bu dünyayı bize bıraktı. Dembir: Özlem, okumayı seviyor musun, ne tür kitaplar okuyorsun? Özlem : Evet seviyorum. Resimli kitaplar okuyorum. Her yazıyı okuyamıyorum ama bazılarını okuyorum. Kitabı resminden okuyorum. Dembir: Kur’an’ı duydun mu, o kimin kitabı? Özlem : Duydum, yazılı olan bir kitap. Allah’ın kitabı. Dembir: Kur’an neden Arapça sence? Özlem: Yazısı Arapça çünkü her yazı aynı olmasın diye Özlem: 7 yaşında onu değişik yazıyla göndermiş. Dembir: Kur’an’ı bize kim öğretiyor? Özlem: Öğretmenler. Dembir: Allah insanlara neden kitap göndermiş? Özlem: Çocuklar okuma yazma öğrensin diye. Yazılar Türkçe olsaydı daha güzel ve kolay olurdu. Kur’an okumak biraz zor bir şey. 28


Kur’an’ı Kerim

Dembir: İlknur, kitap nedir? İlknur: Okuduğumuz, içinden bilgiler aldığımız çok güzel bir öğretim sayfası. Dembir: Senin bildiğin kitaplar var mı? İlknur: Var ama ismini hatırlamıyorum. Dembir: Peki, mesela Kur’an bir kitap mı? İlknur: Evet. Dembir: Kur’an’da neler yazıyor? İlknur: Allah yazıyor. Dembir: Kur’an’ı kim yazdı? İlknur: Allah yazdı, tahmin ediyorum.

İlknur: 7,5 yaşında

Dembir: Melisa, kitap nedir? Melisa : Bizim okuduğumuz ve bilgi edindiğimizdir. Dembir: Melisa, okuma yazmayı yeni öğrendin hoşuna gitti mi, senin hayatında neler değiştirdi? Melisa : Her şeyi okuyabiliyorum, öğrenmek kolaylaştı. Dembir: Şu anda hangi kitabı okuyorsun? Melisa : Babam bana “Arayış” diye bir kitap okuyor. Pek anlamıyorum zor biraz. Ben de öğrenci fıkralarını okuyorum. Dembir: Kur’an nedir hiç duydun mu? Melisa : Namaz bittikten sonra okunur. Dembir: İçinde ne yazıyor? Melisa: Arapça yazılar yazıyor. Allah’ı tanıtıyor. Dembir: Ercan, kitap okumayı seviyor musun? Ercan: Orta derecede seviyorum. Okumak insanı bilgilendirir, insanın bilmeye ihtiyacı vardır. Dembir: Kur’an diğer kitaplardan farklı mı? Ercan: Evet, normal kitaplarda hikâye yazar ama Kur’an’da Allah’ın adları yazıyor. Dembir: Kur’an sence neden Arapça yazılmış? Ercan: Eğer Türkçe yazılmış olsaydı herkes okur anlardı. Ercan: 8 yaşında Ama Arapça yazıldığı için önce anlamamız lazım yani çaba harcamalıyız. Dembir: Kur’an’ı Arapça okumak bize bir şey kazandırır mı? Ercan: Hayır, okuyup anlamamız lazım. Öyle başlayıp yarım saatte bitecek bir kitap değil.

29


Kur’an’ı Kerim

Dembir: Gülşah, kitap insana ne verir? Gülşah: Bilgi hacmini genişletir. Kitap okumak başkalarının sonuçlarından ders çıkartmaktır, başkalarının tecrübelerinden yararlanmaktır. Dembir: Kitap yazmayı hiç düşündün mü? Gülşah: Etkinlik olarak kitap yazmışlığım var ama ben daha çok okumayı seviyorum. Dembir: Kur’an nedir? Gülşah: Peygamberimizin ve ümmetinin cennete girmesi için Allah tarafından Cebrail vasıtasıyla vahyedilen kitaptır. Dembir: Arap alfabesi biliyor musun, hiç Kur’an okudun mu? Gülşah: Evet. Dembir: Peki, anladın mı? Gülşah: Hayır anlamadım ama kötü bir şey yazılı olmadığına eminim. Mesela İngilizce bir şarkıyı anlamını bilmeden söylersin ama küfür ediyor olabilirsin bilmeden. Kur’an öyle değil. Dembir: Anlamını bilmeden Arapça olarak okumak sana ne kazandırır? Gülşah: Anlamını bilmeden okuduğum bir şey bana hiçbir şey kazandırmaz. Türkçe okumak lazım…

30


Kur’an’ı Kerim

Gel vuslata irdin ise bu dert ile firak nedir Dostu yakın gördün ise bu baktığın ırak nedir Vuslat eri olan kişi gerek varlıktan yok ola İş bu yola girmeklige bir görelim durak nedir Vuslat eri oldun ise göz hicabın bildin ise Dostu ayan gördün ise bu varlığı bırak nedir İlim hot göz hicabıdır dünya ahret hesabıdır Kitap hot Aşk kitabıdır bu okunan varak nedir Zinhar gözünü aça gör nefis tuzağını seçe gör Dost mahfiline geçe gör andan yeğrek durak nedir Eğdirsin kim gözüm görür dava manada erir Gündüz güneş şule verir gece yanan çırağ nedir Yunus der aşikâr nihan Hak doludur iki cihan Gelsin beri dosta giden Hûr u Kusur Burak nedir

31


Kur’an’ı Kerim

Mısri Niyazi Hz İrfan Sofraları Birinci Sofra Bismillahirrahmanirrahim. İnsana‫ب‬çeşitli‫ب‬iyilikler‫ب‬lütfeden,‫ب‬Kur'an‫ب‬sofrasına‫ ب‬insanları‫ب‬ve‫ب‬cinleri‫ب‬ davet eden Allah'a hamdolsun. Rahman namına‫ ب‬o‫ ب‬sofralara‫ب‬ çağıranların‫ ب‬Efendisi‫ ب‬Hz.‫ ب‬Muhammed’e;‫ ب‬irfan‫ ب‬sofralarına‫ ب‬koşarak‫ب‬ kalplerine‫ ب‬irfan‫ ب‬dolduran‫ ب‬Ali'ne‫ ب‬ve‫ ب‬ashabına‫ ب‬salat‫ ب‬ve‫ ب‬selam‫ ب‬olsun. Bundan‫ب‬sonra‫ب‬bu‫ب‬fakir‫ب‬kul‫ب‬Mısri‫ب‬her‫ب‬ne‫ب‬kadar‫ب‬o‫ب‬sofralara‫ب‬güzel‫ب‬icabet‫ب‬ edemedi‫ ب‬ise‫ ب‬de‫ ب‬uzun‫ ب‬zamandan‫ ب‬beri‫ ب‬yüce‫ ب‬Allah'ın‫ ب‬şu‫ ب‬sözüyle‫ ب‬o‫ب‬ sofranın‫ب‬inmesini‫ب‬istiyordu.‫ب‬ “Allah'ım, bize gökten öyle bir sofra indir ki bizden öncekilere de, bizden sonrakilere de bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Muhakkak sen, rızık verenlerin en hayırlısısın.” Bin‫ ب‬yetmiş‫ ب‬altı‫ ب‬yılı‫ ب‬Şevval'inin‫ ب‬ikinci‫ ب‬günü‫ ب‬akşama‫ ب‬doğru‫ ب‬kıbleye‫ ب‬karşı‫ ب‬oturmuş, “Fakirlik tamam olduğu zaman o, Allah'tır.” sözünü‫ ب‬düşünüyordum.‫ ب‬Allah'ın‫ ب‬ilhamıyla‫ ب‬sırrıma,‫ ب‬bunun‫ ب‬hakiki‫ ب‬bir‫ب‬ manası‫ ب‬doğdu.‫ ب‬O‫ ب‬kadar‫ ب‬kesin‫ ب‬bir‫ ب‬mana‫ ب‬doğdu‫ ب‬ki‫ ب‬artık‫ ب‬bunun‫ ب‬ötesinde‫ ب‬bir mana yoktur. Allah bana açıkça‫ ب‬gösterdi‫ ب‬ki‫ ب‬kendisinden‫ ب‬başkasının‫ ب‬ne‫ ب‬zahirde,‫ ب‬ne‫ ب‬batında‫ ب‬varlığı‫ ب‬yoktur.‫ ب‬Yalnız‫ ب‬var‫ ب‬sanılır.‫ب‬ Bana‫ ب‬bildirdi‫ ب‬ki‫ ب‬arifin‫ ب‬sırrında‫ ب‬vücuttan‫ ب‬fakirlik tamam‫ ب‬olmayınca‫ ب‬perdesiz,‫ ب‬doğrudan‫ ب‬doğruya‫ب‬ Hakk’ın‫ ب‬yüzüne‫ب‬bakması‫ ب‬mümkün‫ب‬olmaz. Nitekim‫ ب‬yüce‫ب‬Allah,‫ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerimin‫ب‬Kıyamet‫ ب‬suresi‫ ب‬32‫ب‬ ayetinde‫ب‬buyurmuştur, O gün bazı yüzler sevinçli, Rablarına nazırdır. Varlığı‫ ب‬atmazsa,‫ ب‬Allah'ın‫ ب‬göklere‫ ب‬ve‫ ب‬yere‫ ب‬arz‫ ب‬ettiği,‫ ب‬onların‫ ب‬kabulden‫ ب‬imtina‫ ب‬edip‫ ب‬sadece‫ ب‬insanın‫ب‬ yüklendiği‫ب‬vücut‫ب‬emanetini‫ ب‬ödememiş‫ب‬olur‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬suretle‫ب‬büsbütün‫ب‬hıyanetten‫ب‬kurtulamaz.‫ب‬Allah'ı‫ ب‬da‫ب‬ sevmez‫ب‬olur‫ب‬çünkü‫ب‬Allah‫ب‬Teâlâ‫ب‬Enfal‫ب‬suresi‫ب‬58‫ب‬ayetinde, Allah hainleri sevmez beyanıyla ifade‫ب‬ettiği‫ب‬üzere‫ب‬onu‫ب‬sevmez.‫ب‬Onun‫ب‬gözünden‫ب‬perde‫ب‬nasıl‫ب‬kalksın‫ب‬ve‫ب‬nasıl‫ب‬Allah’ı‫ب‬görsün‫ب‬ki‫ب‬ o, Hakk'ın‫ ب‬olan‫ ب‬vücudu‫ ب‬kendine‫ ب‬mal‫ ب‬etmektedir.‫ ب‬Çünkü‫ ب‬fakrın‫ ب‬tamamı,‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬başka‫ ب‬her‫ ب‬şeyden‫ب‬ varlığı‫ ب‬almaktır.‫ ب‬Vücut‫ ب‬kalkınca‫ ب‬Hak‫ ب‬görünür‫ ب‬ve‫ ب‬hiç‫ ب‬kaybolmaz.‫ ب‬Dersen‫ ب‬ki, “Vücut görünürde ve gerçekte Allah Teâlâ’nın ise o halde arif kim, O'na bakan kim, O'nu gören kim?” Derim ki, “Vücut birdir ama mertebeleri çoktur. Bir mertebede muhiblikle, bir mertebede mahbuplukla görünür. Bir mertebede gül olur, diğerinde bülbül.” Futuhat-ı‫ب‬Mekkiyye'nin‫ب‬başında‫ب‬şöyle‫ب‬bir‫ب‬beyit‫ب‬vardır, “Rab Hak'tır, kul Hak'tır. Ah bilseydim, kimdir mükellef. Kuldur dersen, o ölüdür. Rab'dır dersen o halde O nasıl mükellef olur?” Buradan‫ ب‬anlaşıldı‫ ب‬ki‫ ب‬fakr, İki‫ ب‬cihanda‫ ب‬da‫ ب‬yüzün‫ ب‬yok‫ ب‬olmasıdır.‫ ب‬Yani‫ ب‬dünya‫ ب‬ve‫ ب‬ahiret‫ ب‬Âdem’dir. Bunların‫ ب‬varlığı‫ ب‬yoktur‫ ب‬çünkü‫ ب‬varlık‫ ب‬gerçekte‫ ب‬Allah’ındır.‫ ب‬Mahlûkata‫ ب‬varlık‫ ب‬vermek‫ ب‬mecazidir.‫ب‬ Peygamber'in, “Nefsini bilen ancak Rabbini bilir” sözünün‫ب‬manası‫ب‬da‫ب‬budur.‫ب‬Çünkü‫ب‬nefsinin‫ب‬vücudu‫ب‬ olmadığını‫ ب‬bilirse,‫ ب‬kendisinde‫ ب‬olan‫ ب‬vücudun‫ ب‬Allah’a‫ ب‬ait‫ ب‬olduğunu‫ ب‬anlar.‫ ب‬Yani‫ ب‬kendisinin,‫ ب‬mahiyeti‫ب‬ itibariyle‫ب‬Rab,‫ب‬görünüş‫ب‬itibariyle‫ب‬nefis‫ب‬olduğunu‫ب‬bilir.‫ب‬Yahut‫ب‬o‫ب‬aynen‫ب‬Rab,‫ب‬görünüş itibariyle nefistir diyebilirsin. “Fakirlik küfür olayazdı.” sözüne‫ب‬gelince‫ب‬bu,‫ب‬nafile‫ب‬ibadetlerle‫ب‬Allah'a‫ب‬yaklaşmanın‫ب‬sonucudur.‫ب‬Ama‫ب‬ benim‫ب‬söylediklerim,‫ب‬farz‫ب‬ibadetlerle‫ب‬Allah'a‫ب‬yaklaşmanın‫ب‬sonucudur.‫ب‬Ahzab suresi 4 ayet, Allah gerçeği söyler, O, yola iletir. 32


Kur’an’ı Kerim

Ey zahit sen bizi sanma günahkâr Günahımız yoktur sevabımız var Gördüğümüz demi hoş görür Settar Bu sırra Kuran'la cevabımız var Fiilimizi bais-i azap sanma İçtiğimiz haram bir abdır sanma Sana haram olan şaraptır sanma Cennet ırmağından şarabımız var Elest bezmindeki ahd ü peymandan Ayrılmayız asla biz o imandan İsmail'e nazil olan kurbandan Soframızda meze kebabımız var Hak'tan bize her dem hidayet olur Muhammed Ali'den inayet olur Saz çalsak Allah'a ibadet olur Davud peygamberden rebabımız var Bu ana değin ta Kâlû beladan Haberimiz vardır her maceradan HARABİ' ye ihsan olmuş Hüda'dan Okuyoruz işte kitabımız var

33


Kur’an’ı Kerim

MAKALE ŞEYH AHMED B.İDRİS’İN SALÂVAT-I ŞERİFE’SİNİN ŞERHİ Bismillahirrahmanirrahim Malum ola ki, talim ehli ve tetkik kemal-i‫ب‬şefkatlerinden‫ب‬hakikate‫ب‬ göre‫ ب‬ihvanların‫ ب‬tevhitlerine‫ ب‬yardımcı‫ ب‬olmak‫ ب‬ve‫ ب‬makamlarında‫ب‬ gelişebilmeleri‫ب‬için‫ب‬Tevhid‫ب‬lisanı‫ب‬üzere‫ب‬kitap‫ب‬yazılmıştır.‫ب‬Ve‫ب‬bazı‫ب‬ bölümleri‫ ب‬salâvat‫ ب‬ve‫ ب‬dualar‫ ب‬ile‫ ب‬olup,‫ ب‬ol‫ ب‬makamatta‫ ب‬kemal‫ ب‬üzere‫ب‬ Hazret-i‫ ب‬Resulullah’ı‫ ب‬medhü‫ ب‬sena‫ ب‬eylediler.‫ ب‬Özellikle evladı‫ب‬ Resul’den‫ ب‬Seyyid‫ ب‬Ahmet b.‫ ب‬İdris‫ ب‬Hazretleri’nin‫ ب‬buyurdukları‫ب‬ Salâvat‫ ب‬ve‫ ب‬maarif-i‫ ب‬ilahiyyeyi‫ ب‬cami‫ ب‬ve‫ ب‬makamatını‫ ب‬kemal‫ ب‬üzere‫ب‬ tetkik‫ب‬ve‫ب‬beyan‫ب‬buyurmuşlardır.‫ب‬Lakin‫ب‬lisan-ı‫ب‬Arabî‫ب‬ile manaları‫ب‬ düzenlenmiş‫ب‬olduğundan,‫ب‬Fakir;‫ب‬lisan-ı‫ب‬Türkçe‫ب‬üzere‫ب‬bu‫ب‬Salâvat-ı‫ب‬ Şerife’leri‫ب‬şerh‫ب‬eylemek‫ب‬murat‫ب‬ederim.‫ب‬ Mürşid-i‫ ب‬kâmil,‫ ب‬erenler,‫ ب‬halife-i‫ ب‬batın‫ ب‬es‫ ب‬Seyyid‫ ب‬Ahmet b. İdris‫ ب‬buyurdular‫ ب‬ki,‫ب‬ Bismillahirrahmanirrahim Malûm‫ب‬ola‫ب‬ki,‫ب‬Besmele‫ب‬hakkında‫ب‬ulema-i‫ب‬kiram‫ب‬günbegün‫ب‬açıklamalarda‫ب‬ bulundular.‫ب‬Cümleye‫ب‬malumdur.‫ب‬Lakin‫ب‬bu‫ب‬Fakir,‫ب‬Besmele‫ب‬hakkında‫ب‬bir‫ب‬nebze‫ب‬açıklama‫ب‬getirelim.‫ب‬ Malum ola ki, Besmele-i‫ ب‬Şerifte‫ ب‬üç‫ ب‬esma‫ ب‬vardır.‫ ب‬Birinci,‫ ب‬İsmü’z-zat‫ ب‬Allah.‫ ب‬İkinci,‫ ب‬İsmü’s-sıfat‫ ب‬erRahman.‫ ب‬Üçüncü,‫ ب‬İsmü’l-ef’al, er-Rahim.‫ ب‬Bu‫ ب‬tertip‫ ب‬üzere‫ ب‬şeriat‫ ب‬ehli,‫ ب‬besmeleyi‫ ب‬zikretmeyi‫ ب‬emredip‫ب‬ şeriatte‫ ب‬fiili‫ ب‬yapılan‫ ب‬şeyin‫ ب‬başlangıcında‫ ب‬besmelesiz‫ ب‬ise‫ ب‬o‫ ب‬iş‫ ب‬bereketsizdir,‫ ب‬buyurdu.‫ ب‬Demektir‫ ب‬ki‫ ب‬her‫ب‬ şey;‫ب‬yemek‫ب‬ve‫ب‬içmek‫ب‬ve‫ب‬başka‫ب‬fiillerin‫ب‬yapılışında‫ب‬besmele‫ب‬çekmek,‫ب‬bu‫ب‬fiilin‫ب‬zatullah‫ب‬ve‫ب‬sıfatullah‫ب‬ve‫ب‬ fiilullah‫ ب‬ile‫ ب‬zuhura‫ ب‬geldiğini,‫ ب‬haber‫ ب‬vermektir.‫ ب‬Ve‫ ب‬iman‫ ب‬olduğunu‫ ب‬beyan‫ ب‬etmektir.‫ ب‬Besmeleyi‫ب‬ zikretmek,‫ب‬imanın‫ب‬alametidir.‫ب‬Bundan‫ب‬ötürü‫ب‬Kur’an‫ب‬okunuşunda‫ب‬besmele‫ب‬zikrolunur.‫ب‬Ama‫ب‬yasak‫ب‬işler‫ب‬ ve‫ب‬haram‫ب‬üzerine‫ب‬besmele‫ب‬yasaktır.‫ب‬Zira‫ب‬nefis,‫ب‬haramı‫ب‬ve‫ب‬mekruhu‫ب‬davet‫ب‬eder.‫ب‬Allah’u‫ب‬Teâlâ,‫ب‬Bakara‫ب‬ suresi 286 ayetinde, Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi muaheze etme unuttuysak yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, acı bize, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara karşı. Buyurarak bu manaya işaret eder. Malum‫ ب‬ola‫ ب‬ki,‫ ب‬ülemai‫ ب‬kiram‫ ب‬buyurdular‫ ب‬ki;‫ ب‬Allahümme‫ ب‬ahirinde‫ب‬ olan Mim, harf-i‫ ب‬nidaya‫ ب‬bedeldir.‫ ب‬Zira‫ ب‬aslı, “Ya‫ ب‬Allah’tır.‫ ب‬Ama‫’ ب‬li’lal‫“ ب‬Allahümme” oldu. Lakin Erenler‫ب‬katında‫ب‬hemze,‫ب‬zatullaha‫ب‬işarettir.‫ب‬Ve‫ب‬lam-ı‫ب‬ula,‫ب‬sıfat-ı‫ب‬cemale‫ب‬ve‫ب‬lam-ı‫ب‬sani‫ب‬celale‫ب‬işarettir ve Ha,‫ب‬hüviyete.‫ب‬Mim‫ب‬ef’ale‫ب‬işarettir.‫ب‬Mana‫ب‬böyle‫ب‬olur‫ب‬ki;‫“ب‬Allah’ım! Zatın ile ve sıfat-ı cemal ve celal ile ve ef’al-i ilahiyyeyi kemal ile.” Yani;‫ب‬rahmet,‫ب‬ihsan,‫ب‬ikramını‫ ب‬ziyade‫ب‬eyle.‫ب‬Zira‫ب‬tecelliyat‫ ب‬sonsuzdur.‫ب‬ Bundan‫ب‬ötürü,‫ب‬Allah’u‫ب‬Teâlâ‫ب‬habibine‫ب‬Taha suresi 114 ayetinde, Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. “Rabbim! İlmimi arttır” de. buyurdu.‫ ب‬Ma’lum‫ ب‬ola‫ ب‬ki,‫ ب‬ilahi‫ ب‬tecellilerde‫ ب‬son‫ ب‬ve‫ب‬ sınır‫ ب‬yoktur.‫ ب‬Azamet-i zatiye-i ilahiye hazarattır.‫ب‬ Ve‫ ب‬hazarat‫ ب‬beştir:‫ ب‬Hazretü’z‫ ب‬zat,‫ ب‬Hazretü’s‫ ب‬sıfat,‫ب‬ Hazretü’l‫ ب‬esma,‫ ب‬Hazretü’l‫ ب‬ef’al‫ ب‬ve‫ ب‬Hazretül‫ب‬ ahkâmdır.‫ب‬Bu;‫ب‬cümle,‫ب‬zat-ı‫ب‬Muhammediye‫ب‬ile‫ب‬zahir‫ب‬ oldular. 34


Kur’an’ı Kerim

Hazretü’z‫ ب‬zat;‫ ب‬hakikati‫ ب‬ilâhîye,‫ ب‬Hazretü’s‫ ب‬sıfat;‫ب‬ hakikat-i‫ ب‬Muhammediye,‫ ب‬Hazretü’l‫ ب‬esma,‫ ب‬hakikat-i insaniye,‫ ب‬Hazretü’l-Ef’al‫ ب‬ve‫ ب‬Ahkâm‫ ب‬hakikat-i Ademiyye’dir.‫ ب‬Bunların‫ ب‬tümüne,‫ ب‬zat-ı‫ ب‬Muhammed‫ب‬ efendimiz‫ب‬hazretleri‫ب‬cami’dir.‫ب‬Zira‫ب‬evvel‫ ب‬mahlûktur.‫ب‬ Ve‫ ب‬hatemül‫ ب‬enbiya’dır.‫ ب‬Bunların‫ ب‬hakikatleri‫ ب‬birdir.‫ب‬ Zira‫ب‬Nur‫ب‬üflendiğinde‫ب‬zatı‫ب‬zahir‫ب‬ve‫ب‬gayrı‫ب‬mazhardır.‫ب‬ Ve ruh‫ب‬üflenmesiyle‫ب‬hayat‫ب‬kaynağı‫ب‬ve‫ب‬diriltendir.‫ب‬Ve‫ب‬ kalem‫ب‬tesmiyesi,‫ ب‬ilmullahta‫ب‬özet‫ ب‬olanı‫ب‬tafsil‫ب‬der.‫ب‬Ve‫ب‬ akıl‫ ب‬denilmesi‫ ب‬anlamak‫ ب‬içindir.‫ ب‬Arş‫ ب‬tabir‫ ب‬olunması‫ب‬ ilişkilendirmektir. Resul-u Ekrem hazretleri Hak ilmine‫ ب‬cami‫ ب‬ve‫ ب‬yaratılmışlığın‫ ب‬hakikati‫ ب‬ve‫ ب‬halkın‫ب‬ zahiridir.‫ب‬Ve‫ب‬batın‫ب‬ilim‫ب‬ve‫ب‬zahir‫ب‬ilim‫ب‬birdir.‫ب‬Malumat;‫ب‬ her‫ب‬ne‫ب‬varsa‫ب‬cümlesini‫ب‬Hakk‫ب‬Teâla‫ب‬rahmetiyle‫ب‬var‫ب‬etti.‫ب‬Araf‫ب‬suresi‫ب‬156‫ب‬ayette, Şu dünyâda da iyilikler ver bize, âhirette de ve şüphesiz ki sana yöneldik biz. Tanrı, dilediğimi azâbıma uğratırım dedi, fakat rahmetim, her şeyi kaplamıştır da çekinenleri, zekât verenleri ve âyetlerime inananları rahmetime mazhar ederim. dedi.‫ب‬Resulullah‫ب‬melekûtu‫ب‬olan‫ب‬sıfatullah,‫ب‬sırrıdır.‫ب‬Melekût-i‫ب‬esma,‫ب‬sıfattır.‫ب‬Melekûti‫ب‬demek,‫ب‬batınidir.‫ب‬ Zira‫ ب‬ef’alin‫ ب‬batını‫ ب‬esmadır.‫ ب‬Esmanın‫ ب‬batını‫ ب‬sıfattır.‫ ب‬Sıfatın‫ ب‬batını‫ ب‬zattır.‫ ب‬Malum‫ ب‬ola‫ ب‬ki,‫ ب‬zatullah‫ب‬ görünürlüğü‫ ب‬sıfatullahtır.‫ ب‬Ve‫ ب‬sıfatullah‫ ب‬görünürlüğü,‫ ب‬esmaullahtır.‫ ب‬Ve‫ ب‬esmaullah‫ ب‬görünürlüğü,‫ب‬ ef’alullahtır.‫ ب‬Ve‫ ب‬cümlenin‫ ب‬aslı,‫ ب‬zahir‫ ب‬batın‫ ب‬nur-u‫ ب‬Muhammed’dir.‫ ب‬Erenlerin‫ ب‬muradı‫ ب‬zatıdır‫ ب‬ki, kader; tecelli-i‫ب‬zatıdır‫ب‬ki‫ب‬tecellide‫ب‬sıfat‫ب‬ve‫ب‬esma‫ب‬ayn-ı‫ب‬zattır.‫ب‬Vallahü‫ب‬el‫ب‬hadi.‫ب(ب‬Sâzeci‫ب‬sâzeci‫ب‬el‫ب‬zatel‫ب‬ahadiyetel‫ب‬ vücud‫ ب) ب‬:‫ ب‬Sazec‫ ب‬manası;‫ ب‬Safvet‫ ب‬yani‫ ب‬saflıktır.‫ ب‬Özün‫ ب‬üzü.‫ ب‬Yani,‫ ب‬zatullah‫ب‬zuhuru;‫ ب‬Resul‫ ب‬efendimizdir.‫ب‬ Zira‫ب‬makam‫ب‬ve‫ب‬mertebesi‫ب‬Ahadiyetül‫ب‬cem’dir.‫ب‬ Ma’lum‫ب‬ola‫ب‬ki,‫ب‬Muhammediyyun‫ب‬mertebeleri‫ب‬beştir.‫ب‬Avam,‫ب‬Havas,‫ب‬Havasül‫ب‬havas,‫ب‬Hülasatü‫ب‬Havasül‫ب‬ havas,‫ ب‬Safveti‫ ب‬Hülasatü‫ ب‬Havasül‫ ب‬havas.‫ ب‬Ama‫ ب‬mertebe-i‫ ب‬avam;‫ ب‬İman-ı‫ ب‬taklittir.‫ ب‬Ve‫ ب‬mertebe-i havas; Tevhid’dir.‫ب‬Mertebe-i‫ب‬Havasül‫ب‬havas;‫ب‬makamül‫ب‬cemdir.‫ب‬Mertebe-i‫ب‬Hülasetül‫ب‬Havasül‫ب‬Havas‫ب‬Hazretül‫ب‬ cemdir. Ve mertebe-i‫ ب‬safveti‫ ب‬Hülasatü‫ ب‬Havasül‫ ب‬havas;‫ ب‬Cemmül‫ ب‬cemdir.‫ ب‬Bir‫ ب‬de‫ ب‬mertebe-i safveti Hülasatü‫ ب‬hassiyetil-has;‫ ب‬Ahadiyetül-Cem‫ ب‬ki,‫ ب‬Resulullah‫ ب‬makamıdır.‫ ب‬Resulullah‫ ب‬ilahi‫ ب‬kemal‫ ب‬dairesi‫ب‬ olan‫ب‬Hak‫ب‬ve‫ب‬halkın‫ب‬aslıdır‫ب‬ve‫ب‬mazharıdır.‫ب‬İlahi‫ب‬kemal’in‫ب‬özü‫ب‬ve‫ب‬maddesi‫ب‬nur-i‫ب‬Muhammedî’dir.‫ب‬Nokta,‫ب‬ harflerin‫ ب‬maddesi‫ ب‬olduğu‫ ب‬gibi…‫ ب‬Rahmanın‫ ب‬nefesi‫ ب‬olan‫ ب‬ruhtur‫ ب‬hakikat.‫ ب‬Esma-i ilahiye hakikati talep eyler. Mesela, Rab-kul; Kadir-kuvvet,‫ ب‬Mürid-murad,‫ ب‬Âlim-ma’lum‫ ب‬ve‫ ب‬gayrileri‫ ب‬gibi.‫ ب‬Bu hakikat, cümlesiyle‫ ب‬kısaca‫ ب‬nur-u‫ ب‬Muhammedi‫ ب‬ile‫ ب‬zahir‫ ب‬olup‫ ب‬görünür‫ ب‬oldular.‫ ب‬Ve‫ ب‬âlemde‫ ب‬mevcut‫ ب‬olan‫ ب‬cümle‫ب‬ yaratılmışlık,‫ ب‬nur-u‫ ب‬Muhammedî‫ ب‬tafsilatı‫ ب‬olarak‫ ب‬zuhura‫ ب‬geldiler.‫ ب‬Cümle‫ ب‬mevcudat‫ ب‬zahir‫ ب‬batın‫ ب‬nur-u Muhammed’dir‫ ب‬ki,‫ ب‬rahmanın‫ ب‬nefesi‫ ب‬olan‫ ب‬hakikati‫ ب‬talebeder.‫ ب‬Sıfatlar‫ ب‬nurun‫ ب‬yüzüdürler.‫ ب‬Resulullah‫ب‬ hüviyeti‫ب‬yani‫ب‬hakikati‫ب‬olan‫ب‬hakikat-i‫ب‬Muhammediye,‫ب‬sıfattır‫ب‬ve‫ب‬hüviyet‫ب‬aynasından‫ب‬görünen‫ب‬Hak Teâla‫ب‬ zattır.‫ ب‬Hakikat-i Muhammediye, hakikat-i‫ ب‬ilahiyede‫ ب‬birliktedir,‫ ب‬ikilik‫ ب‬değildir.‫ ب‬Hakikat-i ilahiyeden, hakikati Muhammediye‫ ب‬zahir‫ ب‬oldu‫ ب‬ve‫ ب‬ona‫ ب‬mazhar‫ ب‬oldu.‫ ب‬Zira‫ ب‬tecelli,‫ ب‬tecelli‫ ب‬edene‫ ب‬tabidir.‫ ب‬Zatınla,‫ب‬ sıfatınla‫ ب‬ve‫ ب‬ef’alinle‫ ب‬kendi‫ ب‬hakikatini‫ ب‬Muhammed’in‫ ب‬hakikatinde‫ ب‬fani‫ ب‬kıl,‫ ب‬Muhammed’in‫ ب‬hakikatini‫ب‬ kendi‫ ب‬hakikatinde‫ ب‬zahir‫ ب‬kıl.‫ ب‬Ma’lum‫ ب‬ola‫ ب‬ki,‫ ب‬ehl-i beyt-i‫ب‬Resulullah‫ب‬üç‫ب‬kısımdır.‫ب‬ Evvelki, Hazret-i‫ب‬Resulullah’ın‫ب‬nesli‫ب‬olan‫ب‬Hz.‫ب‬Hasan‫ب‬ ve‫ب‬Hz.‫ب‬Hüseyin’e‫ب‬mensup‫ب‬ola.‫ب‬ İkinci,‫ب‬Evlad-ı‫ب‬ma’neviyye‫ب‬ola.‫ب‬O‫ب‬dahi‫ب‬marifetullaha‫ب‬ erip, Resulullah efendimize tevhit ola. Üçüncü,‫ ب‬hem‫ ب‬Hz.‫ ب‬Hasan‫ ب‬ve‫ ب‬Hz.‫ ب‬Hüseyin‫ ب‬hem‫ب‬ Resulullah efendimize nisbeti ola. Kutub olacak bu kısımdan‫ب‬olur.

35


Kur’an’ı Kerim

Bu âlem kim görürsün bir tecelligahtır cânâ Kimi akil kimi mecnun kimi agâhtır cânâ Kimi zalim kimi mazlum kimi fasık kimi masum Kimi abid kimi zahit kimi şaşkındır cânâ Kimi âlim kimi cahil kimisi Mürşid-i kâmil Kimi müflis kimi de en yüce makamdır cânâ İlahi tecellidir bu cümle fiiller hep Her eşya bir tecelli-i mahzar-ı billahdır cânâ Münezzeh cümle eşyadan acep gizli sırdır bu Görünen her sıfatlardan yine ol şahtır cânâ Bu kîl ü kâl bu kesret oluptur perde-i vahdet Görünen perdeden yine Cemalullahdır cânâ Gören kimdir görünen kim bu vahdet-hânede Hilmi Gören de görünen de cümle nûrullahdır cânâ

36


Kur’an’ı Kerim

Halil İbrahim Baki Hazretleri “Ya rabbi bana eşyanın hakikatini bildir” Kürey-i‫ ب‬arzda,‫ ب‬görebildiğimiz‫ ب‬göremediğimiz‫ ب‬her‫ ب‬canlının‫ب‬ Allah‫ب‬katında‫ب‬bir‫ب‬varoluş‫ب‬gayesi‫ب‬vardır,‫ب‬bunu‫ب‬iyi‫ب‬anlamamız‫ب‬ lazım.‫ ب‬Ağacın‫ ب‬yaradılış‫ ب‬gayesi‫ ب‬farklıdır,‫ ب‬taşın‫ ب‬yaradılış‫ب‬ gayesi‫ ب‬farklıdır,‫ ب‬Güneşin‫ ب‬var‫ ب‬oluş‫ ب‬gayesi‫ ب‬farklıdır,‫ ب‬Ay’ın‫ب‬ farklıdır.‫ ب‬Yani‫ ب‬varlığı‫ ب‬planlayan,‫ ب‬varlığı‫ ب‬tanzim‫ ب‬ve‫ ب‬terkip‫ب‬ eden‫ب‬kudretullah‫ب‬yarattığı‫ب‬her‫ب‬zerreyi‫ب‬bir‫ب‬amaç,‫ب‬bir‫ب‬gaye‫ب‬için‫ب‬ yaratmıştır.‫ ب‬Bunu‫ ب‬yaratmış‫ ب‬ama‫ ب‬bundan‫ ب‬ne‫ ب‬olacak‫ب‬ diyemezsin.‫ ب‬Muhakkak‫ ب‬ki‫ ب‬o‫ ب‬yaratılmışsa‫ب‬bir‫ب‬sebebi‫ ب‬hikmeti‫ب‬ vardır‫ب‬Allah‫ب‬katında.‫ب‬Sen‫ب‬bilemezsen‫ب‬bu‫ب‬hikmeti,‫ب‬bundan‫ب‬ne‫ب‬ olacak dersin.‫ ب‬Misal,‫ ب‬insanın‫ ب‬varlığında‫ ب‬o‫ ب‬kadar‫ ب‬çeşit‫ب‬ azalarımız‫ب‬var‫ب‬ki‫ ب‬hepsinin‫ب‬görevi‫ ب‬hepsinin‫ب‬vazifesi‫ ب‬farklı.‫ب‬Karaciğerin‫ب‬farklı,‫ب‬midenin‫ ب‬farklı,‫ب‬dalağın‫ب‬ farklı…‫ب‬Bu‫ب‬kadar‫ب‬farklılık‫ب‬ama‫ب‬bir‫ب‬tek‫ب‬şeye‫ب‬hizmet‫ب‬ediyor.‫ب‬ Şimdi‫ب‬varlığı‫ب‬tanzim‫ب‬eden,‫ب‬terkip‫ب‬eden,‫ب‬planlayan‫ب‬kudretullah‫ب‬da‫ب‬her‫ب‬canlıyı‫ب‬bir‫ب‬sebep‫ب‬için‫ب‬var‫ب‬etmiştir.‫ب‬ Bu‫ ب‬nedenle‫ ب‬bu‫ ب‬gerçeği‫ ب‬bilenler‫ ب‬hiçbir‫ ب‬zerreye‫ ب‬kem‫ ب‬nazarla‫ ب‬bakmamıştır.‫ب‬Bu‫ ب‬olsa‫ ب‬ne‫ ب‬olur, olmasa ne olur,‫ ب‬bundan‫ ب‬bir‫ ب‬şey‫ ب‬olmaz‫ ب‬dememişlerdir.‫ ب‬Bundan‫ ب‬ne‫ ب‬olacak‫ ب‬diyorsan‫ ب‬böbreğini‫ ب‬sök‫ ب‬çıkart,‫ ب‬diyaliz makinasına‫ ب‬girersin. Bizi‫ ب‬şaşırtan‫ ب‬nedir‫ ب‬biliyor‫ ب‬musunuz?‫ ب‬Biz‫ ب‬kıyas‫ ب‬yaptığımız‫ ب‬için‫ ب‬şaşırıyoruz.‫ب‬ Böbreği‫ب‬dalakla‫ب‬kıyas‫ب‬yaptığımız‫ب‬için‫ب‬şaşırıyoruz.‫ب‬Neden‫ب‬kıyas‫ ب‬yapıyorsun,‫ب‬onu‫ب‬orada‫ب‬böbrek‫ب‬olarak‫ب‬ kabul‫ب‬et,‫ب‬gör‫ب‬hizmetini,‫ب‬o‫ب‬da‫ب‬bir‫ب‬hizmette.‫ب‬Ben‫ب‬sizi‫ب‬ibadet,‫ب‬taat‫ب‬ve‫ب‬tesbihat‫ب‬için‫ب‬halk‫ب‬ettim‫ب‬diyor‫ب‬melekût‫ب‬ âlemine.‫ ب‬Âdem’i?‫ ب‬Onu‫ ب‬zatıma‫ ب‬muhabbetçi‫ ب‬olarak‫ ب‬halk‫ ب‬ettim‫ ب‬diyor.‫ ب‬Öyleyse‫ ب‬yaratılmış‫ ب‬her‫ ب‬zerrenin‫ب‬ Allah‫ب‬katında‫ب‬bir‫ب‬hizmeti,‫ب‬bir‫ب‬gayesi‫ب‬vardır.‫ب‬Bu‫ب‬doğrultuda‫ب‬var‫ب‬olmuştur.‫ب‬Bunun‫ب‬için‫ب‬Kur’an‫ب‬der‫ب‬ki‫“ب‬La abese”,‫ب‬abes‫ب‬yok.‫ب‬Abes‫ب‬bir‫ب‬şey‫ب‬yaratmadı‫ب‬Allah.‫ب‬Boş‫ب‬amaçsız,‫ب‬gayesiz,‫ب‬yaratmış‫ب‬olmak‫ب‬için‫ب‬yaratayım,‫ب‬ değil.‫ ب‬Her‫ ب‬zerrenin‫ ب‬Allah‫ ب‬katında‫ ب‬bir‫ ب‬yeri‫ ب‬vardır.‫ ب‬Allah‫ ب‬her‫ ب‬şeyi‫ ب‬yerli‫ ب‬yerine‫ ب‬düzenlemiştir.‫ ب‬Bunların‫ب‬ dokunulmazlığı‫ب‬vardır,‫ب‬sen‫ب‬bunlara‫ب‬dokunamazsın. “Ya rabbi biz ibadet ve taatta hata, kusur mu ettik de sen Âdem’i yaratacaksın?” diyen meleklere “Hayır, sizi yaratmamdaki gaye farklı Âdem’i yaratmamdaki gaye farklı” diyor.‫ب‬Her‫ب‬zerrenin‫ب‬yaratılış‫ب‬ gayesi‫ب‬farklıdır.‫“ب‬Peki, Âdem’in yaratılış gayesini bize anlatır mısın ya rabbi?” “Vücuda gelsin de siz kendiniz göreceksiniz onun yaradılış gayesinin ne olduğunu” Ve‫ ب‬Âdem‫ ب‬vücudlandı Allah’ın‫ ب‬vücuduyla‫ ب‬vücudlandı,‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬ruhuyla‫ ب‬ruhlandı,‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬ilmi‫ ب‬ile‫ب‬ malumat‫ب‬sahibi‫ب‬oldu,‫ب‬Allah’ın‫ب‬zikriyle‫ب‬bezendi.‫“ب‬Yed eyn” ben‫ب‬Âdem’i‫ب‬iki‫ب‬elimin‫ب‬arasında‫ب‬yoğurdum‫ب‬ diyor‫ ب‬Kur’an,‫ ب‬ona‫ ب‬ruhumdan‫ ب‬üfledim‫ ب‬diyor.‫ ب‬Onu‫ ب‬ilmimle‫ ب‬malum‫ ب‬kıldım,‫ ب‬onu‫ ب‬zatıma‫ ب‬mazhar‫ ب‬ettim‫ب‬ diyor.‫ب‬Daha‫ب‬ne‫ب‬desin.‫ب‬Âdem‫ب‬vücudlanıp‫ب‬doğrulunca‫ب‬Allah’ın‫ب‬ona‫ب‬muhabbeti‫ب‬tamam‫ب‬olunca‫ب‬Âdem‫ب‬de‫ب‬ kendisine muhabbet edene muhabbet etmeye‫ ب‬başladı.‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬muhabbeti‫ ب‬Âdem’in‫ ب‬üzerinde‫ ب‬tamam‫ب‬ olup‫ب‬yeşerince‫ب‬Âdem‫ب‬de‫ب‬kendisine‫ب‬muhabbet‫ب‬ edene‫ ب‬muhabbet‫ ب‬etmeye‫ ب‬başladı.‫ ب‬Allah‫ ب‬ve‫ب‬ Âdem‫ب‬muhabettullahıyla‫ب‬Allah’ın‫ب‬demi‫ب‬oldu.‫ب‬ Bu‫ ب‬muhabbet‫ ب‬sevgiyi,‫ ب‬bu‫ ب‬muhabbet‫ ب‬aşkı‫ب‬ oluşturdu.‫ ب‬Ve‫ ب‬Âdem‫ ب‬kendisini‫ ب‬kendi varlığıyla‫ ب‬var‫ ب‬eden‫ ب‬halikine‫ ب‬âşık‫ ب‬oldu.‫ ب‬Aşk‫ب‬ tecelli etti. Sevgi ve muhabbet tecelli etti. -Gördünüz mü Âdem’i yaratmamdaki gaye neymiş! -Peki ya rabbi, bizden üstünlüğü ne bunun? -Görmek mi istiyorsunuz? Şu etrafınızda gördüğünüz eşyanın isimlerini söyleyin.

37


Kur’an’ı Kerim

Eşya‫ب‬denilen‫ب‬koltuk,‫ب‬kanepe,‫ب‬masa‫ب‬değildir.‫ب‬Kâinat‫ب‬ eşyadır.‫ ب‬Dağlar,‫ ب‬taşlar, ağaçlar,‫ ب‬kuşlar,‫ ب‬insanlar,‫ب‬ güneşler,‫ ب‬aylar‫ ب‬bunların‫ ب‬ismi‫ ب‬eşyadır.‫ ب‬Şu‫ب‬ etrafınızda‫ب‬gördüğünüz‫ب‬eşyanın‫ب‬isimlerini‫ب‬söyleyin‫ب‬ bakalım‫ ب‬dedi‫ ب‬meleklere‫ ب‬hitaben.‫ ب‬Melekler‫“ ب‬Ya rabbi biz senin bildirmediğini bilemeyiz” dediler. Öyleyse‫ ب‬melekût‫ ب‬âlemine‫ ب‬bildirilmemiş.‫ ب‬Allah‫ ب‬o‫ب‬ zaman‫ ب‬Âdem’e‫ ب‬döndü,‫“ ب‬Ey Âdem sen etrafında gördüğün eşyanın isimlerini söyle bakalım.” Âdem‫ ب‬bir‫ ب‬bir‫ ب‬o‫ ب‬eşyayı‫ ب‬ilahinin‫ ب‬isimlerini‫ ب‬zikretti.‫ب‬ “Gördünüz mü sizin bilmediğinizi de biz biliriz”. Âdem‫ب‬bilir‫ب‬demiyor.‫ب‬Biz‫ب‬biliriz.‫ب‬Neden‫ب‬biz‫ب‬biliriz?‫ب‬ Hadi‫ ب‬diyor‫ ب‬yüceliğini,‫ب‬üstünlüğünü‫ ب‬gördünüz‫ب‬mü?‫ب‬ Gördük‫ب‬inandık‫ب‬ve‫ب‬kabul‫ب‬ettik‫ب‬ya‫ب‬rabbi.‫ب‬Secde‫ب‬edin‫ب‬ Âdem’e.‫ ب‬Birisi‫ ب‬hariç‫ ب‬gök‫ ب‬ehli,‫ ب‬melekût‫ ب‬âlemi‫ ب‬Âdem’e‫ ب‬secde‫ ب‬etti.‫ ب‬Birisi‫ ب‬müstesna, o da gururundan kibrinden‫ب‬ve‫ب‬enaniyetinden‫ب‬geçemedi,‫ب‬onun‫ب‬için‫ب‬secde‫ب‬etmedi.‫ب‬ Secde,‫ب‬burada‫ب‬şekli‫ب‬bir‫ب‬secde‫ب‬değil.‫ب‬Meleklerin‫ب‬cismani‫ب‬bir‫ب‬vücudu‫ب‬yok,‫ب‬cismaniyetin‫ب‬olmadığı‫ب‬yerdeki‫ب‬ secdeyi‫ ب‬nasıl‫ ب‬anlatırsın‫ ب‬bana‫ ب‬sen?‫ ب‬Cismaniyetin‫ ب‬olmadığı‫ ب‬yerde‫ ب‬rükuyu‫ ب‬nasıl‫ ب‬anlatırlar,‫ ب‬cismaniyetin‫ب‬ olmadığı‫ ب‬yerde‫ ب‬kıyamı‫ ب‬nasıl‫ ب‬anlatabiliriz.‫ ب‬Ama‫ ب‬bu‫ ب‬cismaniyet‫ ب‬âleminde‫ ب‬bir‫ ب‬şekle‫ ب‬bürünmüş,‫ ب‬kıyam‫ب‬ dediğimiz‫ ب‬zaman‫ ب‬ayakta‫ ب‬durmak,‫ ب‬rükû‫ ب‬dediğimiz‫ ب‬zaman‫ ب‬eğilmek,‫ ب‬secde‫ ب‬dediğimiz‫ ب‬zaman‫ ب‬yere‫ب‬ kapanmak olarak lanse ediliyor. Neden? Cismani‫ب‬bir‫ب‬varlık‫ب‬olduğu‫ب‬için‫ب‬böyle‫ب‬lanse‫ب‬ediliyor.‫ب‬Peki,‫ب‬şu‫ب‬ cismaniyet‫ب‬olmazsa‫ب‬kıyamı,‫ب‬rükuyu,‫ب‬secdeyi‫ب‬nasıl‫ب‬anlatabiliriz?‫ب‬Buradaki‫ب‬Âdem’e‫ب‬secde‫ب‬edin‫ب‬sözü‫ب‬de‫ب‬ cismani‫ب‬bir‫ب‬secde‫ب‬değil.‫ب‬Secdenin‫ب‬anlamı‫ب‬o‫ ب‬yerin‫ب‬üstünlüğünü,‫ ب‬yüceliğini,‫ب‬büyüklüğünü‫ب‬kabul‫ب‬etmek‫ب‬ demektir.‫ ب‬Yani‫ ب‬bu‫ ب‬idrak‫ ب‬secdesidir.‫ ب‬Cismaniyetini‫ ب‬yere‫ ب‬kapayabilirsin‫ ب‬adına‫ ب‬da‫ ب‬secde‫ ب‬dersin‫ ب‬lakin‫ب‬ idrakini‫ب‬o‫ب‬secdeye‫ب‬getirmediysen‫ب‬o‫ب‬cismani‫ب‬secdenin‫ب‬hiçbir‫ب‬hükmü‫ب‬yok.‫ب‬Alnını‫ب‬halıya‫ب‬koydun‫ب‬kalktın‫ب‬ gittin.‫ ب‬İstenilen‫ ب‬cismaniyetin‫ ب‬secdesi‫ ب‬değil,‫ ب‬istenilen‫ ب‬şekli‫ ب‬sücut‫ ب‬değil,‫ ب‬istenilen‫ ب‬bu‫ ب‬kalıbı‫ ب‬yatırıp‫ب‬ kaldırmak‫ب‬değil,‫ب‬istenilen‫ب‬o‫ب‬idrakin‫ب‬secdesine‫ب‬ulaşmaktır.‫ب‬ Evet,‫ب‬Âdem’in‫ب‬üstünlüğünü,‫ب‬onun‫ب‬senin‫ب‬katındaki‫ب‬değerini,‫ب‬onun‫ب‬senin‫ب‬katındaki‫ب‬anlamını,‫ب‬yüceliğini‫ب‬ ben de kabul ediyorum ya Rabbi.‫ ب‬İşte‫ ب‬secde‫ ب‬ettin.‫ ب‬Allah’a‫ ب‬secde‫ ب‬de‫ ب‬onun‫ ب‬her‫ ب‬şeye‫ ب‬galip,‫ ب‬her‫ ب‬şeye‫ب‬ muktedir,‫ ب‬her‫ ب‬şeyi‫ ب‬bilen‫ ب‬dilediğini‫ ب‬dilediği‫ ب‬gibi‫ ب‬oluşturan,‫ ب‬onun‫ ب‬yüceliğini‫ ب‬onun‫ ب‬her‫ ب‬şeyin‫ ب‬üstünde‫ب‬ oluşunu‫ ب‬kabul‫ ب‬etmekle‫ ب‬başlar.‫ ب‬Yoksa‫ ب‬kalıbı‫ ب‬halıya‫ ب‬kapat‫ ب‬kaldır.‫ ب‬Ne‫ ب‬yaptın‫ ب‬ben‫ ب‬Allah’a‫ ب‬secde‫ ب‬ettim.‫ب‬ Hayır.‫ ب‬Secde‫ ب‬makamı‫ ب‬yokluk‫ ب‬makamıdır.‫ ب‬Secde‫ ب‬makamı‫ ب‬mahviyet makamıdır,‫ ب‬secde‫ ب‬hiçliğe‫ ب‬erme‫ب‬ yeridir.‫ب‬O‫ب‬gerçek‫ب‬secde‫ب‬de‫ب‬ben‫ب‬yokum‫ب‬mutlak‫ب‬olan‫ب‬sensin‫ب‬idraki‫ب‬oluşur.‫ب‬Ben‫ب‬secde‫ب‬ettim,‫ب‬kime‫ب‬ettin,‫ب‬ Allah’a‫ب‬ettim,‫ب‬şirk‫ب‬secdesi‫ب‬şirk‫ب‬ettin‫ب‬sen‫ب‬haberin‫ب‬yok.‫ب‬Yanından‫ب‬bile‫ب‬geçmez. Allah’tan‫ب‬gayrısına‫ب‬secde‫ب‬ edilmez.‫ب‬Amenna,‫ب‬kabul‫ب‬ediyorum‫ب‬ben‫ب‬bu‫ب‬sözünü‫ب‬ama‫ب‬Hocam‫ب‬ne‫ب‬demek‫ب‬istedin‫ب‬bu‫ب‬sözünle?‫ب‬Şu‫ب‬sözün‫ب‬ mahiyetini‫ب‬bir‫ب‬anlatır‫ب‬mısın‫ب‬diye‫ب‬soralım‫ب‬bakalım‫ب‬kaç‫ب‬kişi‫ب‬anlatabilecek. Evet,‫ب‬Allah’tan‫ب‬başkasına‫ب‬tabi‫ب‬ki‫ب‬secde‫ب‬olmaz.‫ب‬ Çünkü‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬gayrı‫ ب‬kudret‫ ب‬sahibi‫ ب‬olan,‫ب‬ bilen,‫ ب‬dileyen,‫ ب‬takdir‫ ب‬eden,‫ ب‬bir‫ ب‬şeye‫ ب‬ol‫ ب‬diyen‫ب‬ yoktur‫ب‬ki.‫ب‬Allah’ın‫ب‬varlığının‫ب‬dışında‫ب‬müstakil‫ب‬ bir‫ ب‬varlık‫ ب‬yoktur‫ ب‬ki,‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬ulûhiyeti,‫ب‬ yüceliği,‫ ب‬azameti‫ ب‬ve‫ ب‬güzelliğine‫ ب‬muhalefet‫ب‬ edecek birisi yoktur ki, yoktur ki secde olsun, secde‫ ب‬Allah’a‫ ب‬olur. Ne‫ ب‬ben‫ ب‬varım‫ ب‬ne‫ ب‬sen‫ب‬ varsın‫ ب‬ne‫ ب‬bu‫ ب‬âlem‫ ب‬var,‫ ب‬hakikatte‫ ب‬var‫ ب‬olan‫ب‬ Allah’tır‫ب‬ancak‫ب‬idrakine‫ب‬geldiğin‫ب‬zaman‫ب‬secde‫ب‬ etmiş‫ب‬olursun.‫ب‬Bu‫ب‬idrak‫ب‬oluşmadıysa‫ب‬senin‫ب‬de‫ب‬ secden‫ ب‬yok‫ ب‬daha.‫ ب‬Secdeyi‫ ب‬çok‫ ب‬iyi‫ ب‬anlamak‫ب‬ lazım… O‫ ب‬zaman‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬başkasına‫ ب‬secde olunmayacağına‫ ب‬göre‫ ب‬melekleri‫ ب‬neden‫ب‬ Âdem’e‫ب‬secde‫ب‬ettirdi‫ب‬o‫ب‬zaman?‫ب‬

38


Kur’an’ı Kerim

Soralım,‫ ب‬Âdem‫ ب‬Allah‫ ب‬mıydı?‫ ب‬Haşa‫ ب‬diyecek.‫ ب‬Allah‫ ب‬değilse‫ب‬ Allah’tan‫ ب‬gayrısına‫ ب‬da‫ ب‬secde‫ ب‬olunmayacağına‫ ب‬göre‫ب‬ melekleri‫ ب‬neden‫ ب‬Âdem’e‫ ب‬secdeyi‫ ب‬emretti?‫ ب‬Bu‫ ب‬sorulara‫ب‬ cevap‫ ب‬vermeleri‫ ب‬mümkün‫ ب‬değil.‫ ب‬Cevap versinler diye de beklemiyoruz‫ ب‬zaten.‫ ب‬Neden‫ ب‬Âdem’e‫ ب‬secde?‫ ب‬Çünkü‫ ب‬Allah‫ب‬ Âdem’le‫ب‬kendisini‫ب‬bir‫ب‬vücut‫ب‬etti,‫ب‬ayırmıyor‫ب‬ki. Mevla‫ ب‬Âdem’le‫ ب‬kendisini‫ ب‬bir‫ ب‬vücut‫ ب‬taktim‫ ب‬ediyor.‫ ب‬Eğer‫ب‬ Âdem‫ ب‬ayrı‫ ب‬Allah‫ ب‬ayrı‫ ب‬olmuş‫ ب‬olsaydı‫ ب‬ona‫ ب‬secde‫ ب‬ettirmezdi.‫ب‬ Melekût‫ ب‬âlemini‫ ب‬secde‫ ب‬ettirdiğine‫ ب‬göre…‫ ب‬İblis‫ ب‬neden‫ب‬ etmedi?‫ ب‬Çünkü‫ ب‬iblis‫ ب‬Âdem’i‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬gayrı‫ ب‬gördü.‫ ب‬Onu‫ب‬ topraktan‫ ب‬beni‫ ب‬ateşten‫ ب‬halk‫ ب‬ettin‫ ب‬dedi.‫ ب‬Yani‫ ب‬Âdem’in‫ب‬ yaradılışındaki‫ ب‬sırrı,‫ ب‬gerçeği‫ ب‬göremedi.‫ ب‬Göremeyince‫ب‬ Âdem’i‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬ayırdı,‫ ب‬ayrı‫ ب‬gördüğü‫ ب‬için‫ ب‬ben‫ ب‬senden‫ب‬ gayrısına‫ ب‬secde‫ ب‬etmem‫ ب‬dedi.‫ ب‬Gayrı‫ ب‬çıkarttı‫ ب‬bu‫ ب‬sebepten‫ب‬ ikiliğe‫ ب‬düştü‫ ب‬ve‫ ب‬secde‫ ب‬etmedi.‫ ب‬Hâlbuki Allah orada tecellideydi,‫ ب‬orada‫ ب‬zuhura‫ ب‬çıktı.‫ ب‬Âdem’de kendisine secdeye‫ب‬çağırdı‫ب‬ama‫ب‬iblis‫ب‬bunu‫ب‬göremedi.‫ب‬Kendi‫ب‬bilgisine,‫ب‬ilmine‫ب‬sığındı‫ب‬öyle‫ب‬bir‫ب‬yorum‫ب‬getirdi‫ب‬ki‫ب‬ben‫ب‬ senden‫ب‬gayrısına‫ب‬secde‫ب‬etmem‫ب‬dedi.‫ب‬İnsana,‫ب‬ağaca‫ب‬secde‫ب‬olmaz,‫ب‬evet‫ب‬olmaz‫ب‬ama‫ب‬sen‫ب‬bunlardaki‫ب‬sırrı‫ب‬ görürsen‫ ب‬her‫ ب‬zerreye‫ ب‬secde‫ ب‬olur.‫ ب‬Ama‫ ب‬sen‫ ب‬ağacı‫ ب‬ağaç‫ ب‬olarak,‫ ب‬insanı‫ ب‬insan‫ ب‬olarak,‫ ب‬taşı‫ ب‬taş‫ ب‬olarak‫ب‬ görüyorsan‫ ب‬sen‫ ب‬zaten‫ ب‬secde‫ ب‬etme.‫ ب‬Ne‫ ب‬zaman‫ ب‬ki‫ ب‬sen‫ ب‬eşyanın‫ ب‬hakikatine‫ ب‬girersin,‫ ب‬eşyanın‫ ب‬hakikatine‫ب‬ erersin,‫ب‬insanın‫ب‬hakikatine‫ب‬erersin‫ب‬orada‫ب‬gerçeği,‫ب‬sırrı,‫ب‬hikmeti‫ب‬okursun‫ب‬sen‫ب‬kâinata‫ب‬secde‫ب‬edersin‫ب‬nasıl‫ب‬ etmezsin. Varlığın‫ ب‬özü,‫ ب‬varlığın‫ ب‬hakikati,‫ ب‬varlığın‫ ب‬gerçeği‫ ب‬keşif olunmadan‫ ب‬görülmeden,‫ ب‬anlaşılmadan‫ ب‬oraya‫ب‬ secde‫ب‬şirk olur.‫ب‬Çünkü‫ب‬nazarında‫ب‬ondan‫ب‬gayrısı‫ب‬varken‫ب‬oraya‫ب‬secde‫ب‬edersen‫ب‬o‫ب‬küfürdür.‫ب‬Ne‫ب‬zaman‫ب‬ki‫ب‬ nazarında‫ ب‬kâinatı‫ ب‬Hak‫ ب‬doldurur,‫ ب‬Hak’tan‫ ب‬ayrı‫ ب‬bir‫ ب‬şey‫ ب‬görmez‫ ب‬hale‫ ب‬geliriz‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ ب‬nereye‫ ب‬secde‫ب‬ edersen et o iman olur. Allah diyor ki “Beni tespih etmedik hiçbir canlı yoktur”. Yaş‫ ب‬ve‫ ب‬kuru.‫ ب‬Yaş‫ب‬ ilim‫ب‬irfan‫ب‬sahibi‫ب‬demektir,‫ب‬kuru‫ب‬da‫ب‬henüz‫ب‬ilim‫ب‬ve‫ب‬irfaniyetten‫ ب‬yoksun‫ب‬demektir.‫ب‬Kuru‫ب‬idik‫ ب‬yaş‫ب‬olduk‫ب‬ diyor‫ب‬Yunus‫ب‬Emre’de.‫ب‬ Yunus‫ ب‬Emre‫ ب‬Hz‫ ب‬de‫ ب‬kuru‫ ب‬idik‫ ب‬yaş‫ ب‬olduk‫ ب‬derken,‫ ب‬bu‫ ب‬gerçeklerden‫ ب‬habersizdik‫ ب‬kupkuru‫ ب‬idik,‫ ب‬kuru‫ ب‬bir‫ب‬ odun. Ama o odunu birisi bir yere diker, sular, güneş‫ ب‬gösterir, gübre‫ ب‬atar‫ ب‬yeşermeye‫ ب‬başlar‫ ب‬o‫ ب‬odun.‫ب‬ Şimdi‫ب‬o‫ب‬odun‫ب‬derki‫ب‬kuru‫ب‬idik‫ب‬yaş‫ب‬olduk,‫ب‬yeşerdik‫ب‬anlamında.‫ب‬Allah’ta‫ب‬diyor‫ب‬ki‫ب‬yaş‫ب‬ve‫ب‬kuru‫ب‬hiçbir‫ب‬şey‫ب‬ yok‫ ب‬ki‫ ب‬beni‫ ب‬tespih‫ ب‬etmemiş‫ ب‬olsun.‫ ب‬Kâinatın‫ ب‬Allah’ı‫ ب‬zikirde‫ ب‬olduğunu beyan‫ ب‬ediyor‫ ب‬Kur’an.‫ ب‬Gerek‫ب‬ bilerek‫ب‬gerek‫ب‬bilmeden‫ ب‬kâinat‫ب‬Allah’ı‫ ب‬zikirdedir.‫ب‬Biz‫ب‬bunu‫ب‬nasıl‫ ب‬fark‫ب‬ederiz‫ب‬ama.‫ب‬Ağaç‫ب‬zikreder‫ ب‬mi?‫ب‬ Evet zikreder. Ben dinliyorum etmiyor.‫ب‬Sen‫ب‬nasıl‫ب‬dinliyorsun?‫ب‬İşte‫ب‬böyle,‫ب‬bakıyorum‫ب‬ağacalar‫ب‬Allah‫ب‬ Allah‫ب‬diyecek.‫ب‬Hayır,‫ب‬öyle‫ب‬değil‫ب‬o.‫ب‬Bu‫ب‬değil,‫ب‬böyle‫ب‬değil,‫ب‬kâinatın‫ب‬zikirde‫ب‬olduğunu‫ب‬görmek,‫ب‬işitmek‫ب‬ böyle‫ب‬değil.‫ب‬Bu‫ب‬nazarla‫ب‬bakarsan‫ب‬tabi‫ب‬ki‫ب‬duyamıyorum‫ب‬ben‫ب‬bir‫ب‬şey‫ب‬dersin.‫ب‬Eşya‫ب‬lisanı‫ب‬hal‫ب‬ile‫ب‬Allah’ı‫ب‬ zikreder, lisan-ı‫ب‬kal‫ب‬ile‫ب‬değil.‫ب‬Hal‫ب‬zikri.‫ب‬Harfsiz‫ب‬ hurufsuz. Örneğin;‫ب‬arabayla‫ب‬gidiyorsun‫ب‬kırmızı‫ب‬ışık‫ب‬yandı‫ب‬ ne diyor sana “Dur!”, kelam yok ama dur diyor‫ ب‬sana‫ ب‬lisanı‫ ب‬hal‫ ب‬ile‫ ب‬ama‫ ب‬bunun‫ب‬ konuştuğunu‫ ب‬bilene‫ ب‬konuşuyor.‫ ب‬Kâinat da böyle‫ ب‬işte,‫ ب‬lisan-ı‫ ب‬hal‫ ب‬ile‫ ب‬Allah‫ ب‬der.‫ ب‬Sen‫ ب‬trafik‫ب‬ işaretlerinin‫ ب‬ne‫ ب‬anlam‫ ب‬olduğunu‫ ب‬bildiğin‫ ب‬için‫ب‬ kırmızı‫ ب‬ışık‫ ب‬sana dur diyor. Sen onun ilmini tahsil‫ب‬ettin‫ب‬çünkü.‫ب‬Kâinatın‫ب‬dilinden‫ب‬anlayacak‫ب‬ kemâlat lazım.‫ ب‬Kâinatın‫ ب‬dilini‫ ب‬duyacak‫ ب‬kulak‫ب‬ lazım,‫ب‬kâinatın‫ب‬taşıdığı‫ب‬sırrı‫ب‬görecek‫ب‬göz‫ب‬lazım‫ب‬ ve‫ب‬ bu‫ب‬ kâinatı‫ب‬ yorumlayacak,‫ب‬ değerlendirebilecek‫ب‬bir‫ب‬idrak‫ب‬lazım.‫ب‬

39


Kur’an’ı Kerim

Bunlar olmadan oluşmadan‫ ب‬hiçbir‫ ب‬şey‫ ب‬işitemeyiz,‫ ب‬hiçbir‫ ب‬şey‫ب‬ göremeyiz,‫ ب‬hiçbir‫ ب‬sırrı‫ ب‬çözemeyiz.‫ ب‬Bunların‫ ب‬insanda‫ ب‬oluşumu‫ب‬ lazım...‫ ب‬Ben‫ ب‬Âdem’i‫ ب‬ilmimle‫ ب‬malum‫ ب‬kıldım‫ ب‬onu‫ ب‬ilmimle‫ب‬ ziynetledim‫ ب‬diyor‫ ب‬Allah.‫ ب‬Âşık,‫ ب‬bir‫ ب‬meydanda‫ ب‬bu‫ ب‬ilim‫ ب‬ve‫ب‬ irfaniyetle‫ ب‬ziynetlenecek.‫ ب‬Bunun‫ ب‬için‫ ب‬hizmet‫ ب‬lazım,‫ ب‬gayret‫ب‬ lazım,‫ ب‬bunun‫ ب‬için‫ ب‬aşk‫ ب‬sevgi‫ ب‬ve‫ ب‬muhabbet‫ ب‬lazım,‫ ب‬bu‫ ب‬yatarken‫ب‬ oluşmaz.‫ب‬Muhittin‫ب‬Arabi‫ب‬Hz Melami, diyor ki “Puta tapan dahi putun hakikatini bilmiş olsaydı taptığı Hak olurdu”.‫ب‬Bu‫ب‬söz‫ب‬na ehline‫ ب‬küfür,‫ ب‬iman‫ ب‬dışı‫ ب‬bir‫ ب‬söz‫ ب‬olarak‫ ب‬algılanabilir.‫ ب‬Ne‫ ب‬demek istiyor?‫ب‬Varlığın‫ب‬hakikati,‫ب‬varlığın‫ب‬özü‫ب‬birdir.‫ب‬Bizi‫ب‬şaşırtan,‫ب‬bizi‫ب‬ ikiliğe‫ ب‬düşüren,‫ ب‬bize‫ ب‬şirk‫ ب‬ettiren‫ ب‬bu‫ ب‬özü‫ ب‬kavrayamayış,‫ ب‬bu‫ ب‬öze‫ب‬ inemeyiş,‫ب‬bu‫ب‬özü‫ب‬anlayamayıştır.‫ب‬Biz‫ب‬bir‫ب‬şeyin‫ب‬şekil‫ب‬ve‫ب‬suretine‫ب‬ itibar‫ ب‬ediyoruz.‫ ب‬Daha‫ ب‬varlığın‫ ب‬şekil‫ ب‬ve‫ ب‬suret‫ ب‬boyutunda eğleniyoruz.‫ب‬Eğer‫ب‬öze‫ ب‬yönelmiş‫ ب‬olsaydık‫ ب‬o‫ب‬şekil‫ب‬ve‫ب‬suretin‫ب‬içerisine‫ب‬girmiş‫ب‬olsaydık‫ ب‬özü‫ب‬bulacaktık. Özü‫ ب‬bulduğun‫ ب‬yerde‫ ب‬bakacaktın‫ ب‬ki‫ ب‬o‫ ب‬öz‫ ب‬bütün‫ ب‬âlemi‫ ب‬kaplamış,‫ ب‬her‫ ب‬şeyin‫ ب‬özü‫ ب‬olmuş.‫ ب‬Peki,‫ ب‬Allah’ı‫ب‬ varlığın‫ ب‬hakikati,‫ ب‬varlığın‫ ب‬özü,‫ ب‬varlığın‫ ب‬sırrı‫ ب‬olarak‫ ب‬keşfeder‫ ب‬ve‫ ب‬bulursak‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ ب‬şöyle‫ ب‬bir‫ ب‬bakalım‫ب‬ kim neyi zikrederse zikretsin hakikatte zikrolunan kim? Allah. İşte‫ب‬yaş ve‫ب‬kuru‫ب‬hiçbir‫ب‬şey‫ب‬yok‫ب‬ki‫ب‬beni‫ب‬ tespih‫ب‬etmemiş‫ب‬olsun‫ب‬sırrı‫ب‬açılmaya‫ب‬başlar.‫ب‬Var‫ب‬mı‫ب‬zikretmedik‫ب‬kimse‫ب‬bu‫ب‬nazarla‫ب‬bakılınca?‫ب‬ Yunus‫ ب‬ağacı‫ ب‬kesip getiremedi‫ ب‬dergâha.‫ ب‬Ne‫ ب‬oldu‫ ب‬Yunus?‫ ب‬Ağaç‫ ب‬zikrediyordu‫ ب‬dedi.‫ ب‬Yunus‫ ب‬kâinatın‫ب‬ özünde‫ب‬Allah’ı‫ب‬buldu‫ب‬nasıl‫ب‬kessin‫ب‬ağacı.‫ب‬Taptuk‫ب‬dedi‫ب‬ki‫ب‬demi‫ب‬devranı‫ب‬kurun‫ب‬canlar‫ب‬Yunus’un‫ب‬bu‫ب‬gün‫ب‬ bayramıdır‫ ب‬dedi.‫ ب‬Her‫ ب‬şeyde‫ ب‬o‫ ب‬gerçeği,‫ ب‬o‫ ب‬asıl‫ ب‬olanı‫ ب‬buldu.‫ ب‬Sen‫ ب‬her‫ ب‬şeyin‫ ب‬özünde‫ ب‬o‫ ب‬mutlak‫ ب‬olanı‫ب‬ bulamazsan‫ب‬ağacı‫ب‬da‫ب‬kesersin‫ب‬kuşu‫ب‬da‫ب‬kesersin.‫ب‬Ama‫ب‬onun‫ب‬özünde‫ب‬ol‫ب‬maşuku‫ب‬cananı‫ب‬bulursan‫ب‬o‫ب‬bıçağı‫ب‬ süremezsin. “Ya rabbi bana eşyanın hakikatini bildir” derken Resulullah bize bir mesaj yolluyor. Bilmediği‫ب‬için mi‫ب‬söylüyor.‫ب‬Haşa‫ب‬ama‫ب‬kayda‫ب‬geçmesi‫ب‬için,‫ب‬bu‫ب‬gün‫ب‬bizim‫ب‬kulağımıza‫ب‬gelebilmesi‫ب‬için‫ب‬bunu‫ب‬söyledi.‫ب‬ Bize diyor ki “Eşyanın hakikatine arif olun, eşyanın ne olduğunun sırrını çözün, eşyayı eşya olarak görmeyin oradaki sırları ve hikmetleri keşfedin. İnsan Allah’ın eşyasıdır, dağlar taşlar Allah’ın eşyasıdır.” Eşya‫ ب‬ne‫ ب‬içindir?‫ ب‬Eşya‫ ب‬alettir.‫ ب‬Allah’ın‫ ب‬aletidir‫ ب‬eşya.‫ ب‬Şimdi‫ ب‬neyle‫ ب‬tuttum‫ ب‬ben‫ ب‬bunu,‫ ب‬kolu‫ ب‬görüyorum,‫ب‬ tutulanı‫ ب‬görüyorum‫ ب‬ama‫ ب‬bu‫ ب‬kolda‫ ب‬çalışanı‫ ب‬görmüyorum.‫ ب‬Bu‫ ب‬kola‫ ب‬tut‫ ب‬emrini‫ ب‬vereni‫ ب‬görmüyorum,‫ ب‬bu‫ب‬ kola‫ب‬bunu‫ب‬tutma‫ب‬isteğini‫ب‬verenin‫ ب‬iradesi‫ ب‬buradan‫ب‬tecellide‫ب‬görmüyorum‫ب‬çünkü‫ ب‬efalinin olduğu‫ ب‬yerde‫ب‬ sıfatı‫ب‬da‫ب‬hazır.‫ب‬Çünkü‫ب‬sıfatlar‫ب‬olmasa‫ب‬Efal de‫ب‬olmayacak,‫ب‬efalinin‫ب‬olduğu‫ب‬yerde‫ب‬sıfatlar‫ب‬mevcut.‫ب‬Orada‫ب‬ kudret‫ب‬lazım‫ب‬hayat‫ب‬dirilik‫ب‬lazım,‫ب‬irade‫ب‬lazım,‫ب‬görme‫ب‬lazım‫ب‬işitme‫ب‬lazım…‫ب‬Bunlarsız‫ب‬Efal olmaz ki. Ben şimdi‫ب‬eli‫ب‬görüyorum‫ب‬bu‫ب‬gazoz‫ب‬şişesini‫ب‬görüyorum‫ب‬da‫ب‬burada‫ب‬ne‫ب‬olup‫ب‬bittiğini‫ب‬görmüyorsam‫ب‬bu‫ب‬elden‫ب‬ çalışan‫ب‬kudreti,‫ب‬bu‫ب‬elden‫ب‬çalışan‫ب‬ilmi,‫ب‬iradeyi‫ب‬görmüyorsam‫ب‬o‫ب‬zaman‫ب‬benim‫ب‬muhabbetim‫ب‬bu‫ب‬ele‫ب‬olacak‫ب‬ bu‫ب‬elde‫ب‬olana‫ب‬değil.‫ب‬Senin‫ب‬görüşün‫ب‬neyse‫ب‬muhabbetin‫ب‬de‫ ب‬ona‫ب‬olacak.‫ب‬El‫ب‬görüyorsan‫ب‬muhabbetin‫ب‬ona‫ب‬ olacak‫ ب‬ama‫ ب‬koldan‫ ب‬içeri‫ ب‬görüyorsan‫ ب‬muhabbetin‫ ب‬Allah’a‫ ب‬olacak.‫ ب‬Şimdi‫ ب‬sen‫ ب‬Allah’ta‫ ب‬mısın‫ ب‬eşyada‫ب‬ mısın‫ب‬sor‫ب‬kendine.‫ب‬Benim‫ب‬seyrim‫ب‬sefam,‫ب‬zevkim‫ب‬muhabbetim‫ب‬Allah’ta‫ب‬mı‫ب‬yoksa‫ب‬eşyada‫ب‬mı,‫ب‬alette‫ب‬mi?‫ب‬ Keser‫ ب‬ile‫ ب‬çiviyi‫ ب‬tahtaya çakılırken‫ ب‬görüyoruz‫ ب‬keser‫ ب‬çiviyi‫ ب‬ne‫ ب‬kadar‫ ب‬güzel‫ ب‬çakıyor‫ ب‬veya‫ ب‬keser‫ ب‬çiviyi‫ب‬ çakamadı‫ب‬mı‫ب‬diyeceğiz.‫ب‬Ya‫ب‬Hu!‫ب‬Keseri‫ب‬tutan‫ب‬el‫ب‬olmazsa‫ب‬keser‫ب‬o‫ب‬işi‫ب‬yapabilir‫ب‬mi?‫ب‬Biz‫ب‬o‫ب‬eli‫ب‬görmüyoruz‫ب‬ keserle‫ ب‬uğraşıyoruz,‫ ب‬çiviyle‫ ب‬uğraşıyoruz,‫ ب‬çakılan‫ ب‬tahtayla‫ب‬ uğraşıyoruz.‫ ب‬Biz‫ ب‬tevhit‫ ب‬eri‫ ب‬değiliz‫ ب‬o‫ ب‬zaman,‫ ب‬bizim‫ ب‬avamdan‫ب‬ bir‫ب‬farkımız‫ب‬yok‫ب‬avam‫ب‬da‫ب‬öyle‫ب‬görüyor.‫ب‬Hani‫ب‬bize‫ب‬o‫ب‬eşyadan‫ب‬ içeri‫ ب‬fail‫ ب‬olan,‫ ب‬o‫ ب‬eşyadan‫ ب‬içeri‫ ب‬mevsuf olan,‫ ب‬o‫ ب‬eşyadan‫ ب‬içeri‫ب‬ mevcut olan bildirildi ya, sen daha neredesin derler. “Adım adım ileri, bu âlemden içeri, on sekiz bin âlem gördüm bir dağ içinde” diyor Yunus Emre Hz ne demek istiyor‫ب‬acaba?‫ب‬Adım‫ ب‬adım;‫ ب‬yavaş‫ ب‬yavaş‫ب‬hakikatlere,‫ ب‬gerçeğe‫ب‬ doğru‫ ب‬yürü‫ ب‬diyor,‫ ب‬bu‫ ب‬âlemden‫ ب‬içeri;‫ ب‬yani‫ ب‬şekil ve suretten sirete‫ب‬gir‫ب‬bakalım,‫ب‬on‫ب‬sekiz‫ب‬bin‫ب‬âlem‫ب‬gördüm‫ب‬bir‫ب‬dağ‫ب‬içinde.‫ب‬

40


Kur’an’ı Kerim

Senin anlayışında,‫ ب‬senin‫ ب‬Şuhut’unda, senin görüşünde‫ ب‬varlığın‫ ب‬özü,‫ ب‬varlığın‫ ب‬hakikati,‫ ب‬varlığın‫ب‬ gerçeği,‫ ب‬varlığın‫ ب‬sırrı‫ ب‬Allah‫ ب‬olursa‫ ب‬o‫ ب‬zaman‫ ب‬bir‫ب‬ bakacaksın‫ ب‬ki‫ ب‬her‫ ب‬şey‫ ب‬onu‫ ب‬teşbihte,‫ ب‬her‫ ب‬şey‫ ب‬onu‫ب‬ zikirde.‫ب‬Peki,‫ب‬her‫ب‬şey‫ب‬onu‫ب‬zikirdeyse ki‫ب‬öyle,‫ب‬neden‫ب‬ İnsan-ı‫ ب‬Kamil‫ ب‬zikre‫ ب‬davet‫ ب‬ediyor.‫ ب‬Her‫ ب‬şeyin‫ ب‬onu‫ب‬ zikrettiğini‫ ب‬bilmediği‫ ب‬için,‫ ب‬o‫ ب‬fark‫ ب‬verilmesi‫ ب‬için.‫ب‬ Kâinat‫ ب‬zikirde‫ ب‬ama‫ ب‬o‫ ب‬kâinatın‫ ب‬zikirde‫ ب‬olduğunun‫ب‬ farkında‫ ب‬değil.‫ ب‬İşte‫ ب‬o‫ ب‬fark‫ ب‬bildirildiği‫ ب‬zaman‫ ب‬her‫ب‬ şeyin‫ ب‬zikirde‫ ب‬olduğunu‫ ب‬görmeye‫ ب‬başlıyor.‫ ب‬Bir‫ ب‬şeyi‫ب‬ tutmam‫ب‬için‫ب‬bir‫ب‬kol‫ب‬lazım,‫ب‬bir‫ب‬şeyi‫ب‬görmem‫ب‬için‫ب‬bir‫ب‬ göz‫ب‬lazım,‫ب‬bir‫ب‬şeyi‫ب‬işitmem‫ب‬için‫ب‬kulak‫ب‬lazım,‫ب‬bir‫ب‬şeyi‫ب‬konuşmam‫ب‬için‫ب‬dil‫ب‬lazım,‫ب‬bir‫ب‬şeyi‫ب‬tatmam‫ب‬için‫ب‬tat‫ب‬ duyusu‫ب‬lazım,‫ب‬koklamam‫ب‬için‫ب‬burun‫ب‬lazım,‫ب‬bir‫ب‬yere‫ب‬gitmem‫ب‬için‫ب‬ayak‫ب‬lazım‫ب‬ama‫ب‬bunlar‫ب‬amaç‫ب‬mı‫ب‬araç‫ب‬ mı?‫ ب‬Şimdi‫ ب‬biz‫ ب‬bu‫ ب‬araçlarda‫ ب‬kalır‫ ب‬da‫ ب‬bu‫ ب‬aracın‫ ب‬arkasındaki‫ ب‬muradı‫ ب‬ilahiyi‫ ب‬görmezsek,‫ ب‬orada‫ ب‬tecelli‫ب‬ edeni,‫ب‬orada‫ب‬zuhura‫ب‬çıkanı‫ب‬görmezsek‫ب‬biz‫ب‬de‫ب‬bu‫ب‬âlemde‫ب‬kör‫ب‬dolaşıyoruz‫ب‬demektir.‫ب‬Neye‫ب‬yaradı‫ب‬senin‫ب‬ aldığın‫ب‬tarif,‫ب‬neye‫ب‬yaradı‫ب‬sana‫ب‬verilen‫ب‬meratip‫ب‬diye‫ب‬sorarlar. Peki,‫ ب‬varlığın‫ ب‬özü‫ ب‬Allah’sa‫ ب‬kimi‫ ب‬seviyoruz‫ ب‬ya‫ ب‬da‫ ب‬kimi‫ ب‬sevmiyoruz‫ ب‬o‫ ب‬zaman?‫ ب‬Eğer‫ ب‬varlığın‫ ب‬özünü,‫ب‬ varlığın‫ب‬hakikatini,‫ب‬varlığın‫ب‬sırrını‫ب‬görebildiysek‫ب‬bir‫ب‬oldu,‫ب‬Allah’ın‫ب‬birliğine‫ب‬iman‫ب‬ederim,‫ب‬iman‫ب‬orada‫ب‬ başlar.‫ب‬O‫ب‬zaman‫ب‬sevmediğin‫ب‬kalmaz‫ب‬ki.‫ب‬Kimi‫ب‬sevmeyeceksin.‫ ب‬İkilemde‫ب‬olan‫ب‬varlığı‫ب‬birleyememiştir.‫ب‬ Düşünün‫ب‬Allah’ın‫ ب‬birliği‫ب‬kâinatı‫ ب‬kapladı,‫ب‬ben‫ب‬varım‫ب‬benimle‫ب‬beraber‫ب‬bir‫ب‬şey‫ ب‬yok‫ب‬dedi,‫ب‬hadi‫ ب‬bakalım‫ب‬ kimi‫ب‬seviyorsun‫ب‬kimi‫ب‬sevmiyorsun,‫ب‬kalır‫ب‬mı‫ب‬sevmediğimiz‫ب‬kem‫ب‬nazarla‫ب‬baktığımız‫ب‬bir‫ب‬şey?‫ب‬ “Birdir ol birliğine şek yoktur, gerçi yanlış söyleyenler çoktur.” Birdir‫ب‬o‫ب‬birliğine‫ب‬şüphe‫ب‬yoktur‫ب‬ama‫ب‬ bu‫ ب‬birliği‫ ب‬göremeyen‫ ب‬bu‫ ب‬birlik‫ ب‬demine‫ ب‬eremeyen‫ ب‬gerçeği‫ ب‬yanlış‫ ب‬söyleyenleri‫ ب‬çoktur.‫ ب‬Tevhit‫ ب‬nedir‫ب‬ birliktir.‫ب‬O‫ب‬birliğe‫ب‬ermektir.‫ب‬Ezanın‫ب‬sonunda‫ب‬da‫ب‬tevhide‫ب‬davet‫ب‬var‫ب‬Lailaheillallah ile‫ب‬bitiyor.‫ب‬Allah’tan‫ب‬ başkasının‫ ب‬olmadığı‫ ب‬yere‫ ب‬buyurun‫ ب‬diyor.‫ ب‬Ona‫ ب‬kıyam,‫ ب‬ona‫ ب‬rükû, ona secde edelim diyor. Gelin Allah’tan‫ب‬başkasının‫ب‬olmadığı‫ب‬yere‫ب‬bu‫ب‬camiye‫ب‬bu‫ب‬ceme‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬namazı‫ب‬kılın‫ب‬diyor.‫ب‬Kıyamıyla‫ب‬tecellide‫ب‬ rükûsuyla tecellide,‫ب‬secdesiyle‫ب‬tecellide‫ب‬olanla‫ب‬tanışın‫ب‬demek‫ب‬istiyor‫ب‬ama‫ب‬ne‫ب‬dediğinden‫ب‬haberi‫ب‬yok,‫ب‬ne‫ب‬ yaptığından‫ب‬da‫ب‬haberi‫ب‬yok.‫ب‬O‫ب‬tecellide‫ب‬olana‫ب‬kıyam,‫ب‬rükû,‫ب‬sücut‫ب‬ettirmiyor‫ب‬hayalde‫ب‬olana‫ب‬döndürüyor‫ب‬ beni, oraya‫ ب‬gidince.‫ ب‬Namaz‫ ب‬kıyam,‫ ب‬rükû,‫ ب‬sücut‫ ب‬etmek‫ ب‬mi‫ ب‬yani‫ ب‬kıyamda‫ ب‬olanı‫ ب‬tanımak,‫ ب‬rükûda olanı‫ب‬ tanımak,‫ ب‬secde‫ ب‬de‫ ب‬olanı‫ ب‬tanımak‫ ب‬demektir.‫ ب‬Kıyamda‫ ب‬olan‫ ب‬kimidir?‫ ب‬Sensin‫ ب‬ya‫ ب‬rabbi.‫ ب‬Rükûda olan kimdir? Sensin ya Rabbi. Secde de olan kimdir? Sensin ya Rabbi.‫ ب‬Bu‫ ب‬idrak‫ ب‬oluşunca‫ ب‬sen‫ ب‬namazda‫ب‬ değil‫ب‬misin?‫ب‬ İşte‫ ب‬Kur’an‫ ب‬siz‫ ب‬daim‫ ب‬salat‫ ب‬üzere‫ ب‬olun‫ ب‬diyor.‫ ب‬Daim‫ ب‬namaz.‫ ب‬Zamanı‫ ب‬mekânı‫ ب‬mescidi yok!‫ ب‬Kâinatta‫ب‬ kılınır‫ ب‬o‫ ب‬namaz.‫ ب‬Rabbim‫ ب‬bana‫ ب‬bu‫ ب‬âlemi‫ ب‬ibadet‫ ب‬hane‫ ب‬yaptı‫ ب‬derken‫ ب‬Resulullah‫ ب‬bunu‫ ب‬anlatıyor‫ ب‬işte.‫ ب‬Bu‫ب‬ uyanıklık‫ب‬içerisinde,‫ب‬bu‫ب‬şuurla,‫ب‬bu‫ب‬idrakle‫ب‬bu‫ب‬sevgi‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬muhabbetle‫ب‬hem‫ب‬kendi‫ب‬varlığına‫ب‬nazar‫ب‬et‫ب‬bu‫ب‬ varlığın‫ ب‬kıyamında,‫ ب‬rükûsunda,‫ ب‬sücudunda‫ ب‬mevcut‫ ب‬olanı‫ ب‬hem‫ ب‬de‫ ب‬şu‫ ب‬eşyada‫ ب‬mevcut‫ ب‬olanı‫ ب‬bulduğun‫ب‬ zaman‫ب‬Allah’ın, “Şehit Allah’u enne hu la ilahe illa hu” ayetinin‫ ب‬sırrı‫ ب‬açılır.‫ ب‬O‫ ب‬zaman‫ ب‬orada‫ ب‬gördüğün‫ ب‬kim‫ ب‬olur?‫ ب‬Allah‫ب‬ olur.‫ب‬İşittiğin‫ب‬kim‫ب‬olur?‫ب‬Allah‫ب‬olur.‫ب‬Gören‫ب‬görülen‫ب‬ol‫ب‬kendisi‫ب‬olur. O zaman Allah‫ ب‬ile‫ ب‬buluşmak‫ ب‬görüşmek‫ ب‬ötelerin‫ ب‬ötesinde‫ ب‬değil.‫ب‬ İşte‫ ب‬anı‫ ب‬daime‫ ب‬erdin. “Ne maziyem ne istikbal anı daimin pervanesiyim.” Ne‫ ب‬demek‫ ب‬istiyor‫ ب‬Hz‫ ب‬Niyazi‫ ب‬burada‫ ب‬anı‫ ب‬daimin‫ب‬ pervanesiyim‫ب‬diyor.‫ب‬Anı‫ب‬daimin‫ب‬pervanesi‫ب‬olmak‫ب‬o‫ب‬demde‫ب‬o‫ب‬anda‫ب‬ tecellide‫ب‬ve‫ب‬zuhurda‫ب‬olanın‫ ب‬muhabbetçisi,‫ب‬aşığı,‫ ب‬sevdalısı‫ ب‬olmak‫ب‬ demektir.‫ ب‬Ötelerin‫ ب‬ötesinde‫ ب‬hayal‫ ب‬bir‫ ب‬Allah’a‫ ب‬gayıp‫ ب‬bir‫ ب‬Allah’a‫ب‬ secde‫ب‬etmek‫ب‬akıl‫ب‬baliğ olmadık‫ب‬çocukların‫ب‬işidir.‫ب‬Onu‫ب‬yapa‫ب‬yapa‫ب‬ belki‫ ب‬gerçeğini‫ ب‬bulurlar.‫ ب‬Ama‫ ب‬hakikat‫ ب‬meydanlarında‫ ب‬mutlak‫ب‬ olana‫ب‬secde‫ب‬yapılmıştır.‫ب‬

41


Kur’an’ı Kerim

Daim zikrediyor bizim kalbimiz. Bu idrak zikridir lafzı‫ ب‬zikir‫ ب‬değil,‫ ب‬tefekkür‫ ب‬zikrinden‫ ب‬bahsediyor.‫ب‬ Görüşün‫ ب‬de‫ ب‬zikir‫ ب‬olur,‫ ب‬işitmen‫ ب‬de‫ ب‬zikir‫ ب‬olur,‫ب‬ muhabbetin‫ ب‬de‫ ب‬zikir‫ ب‬olur,‫ ب‬düşüncen‫ ب‬de‫ ب‬zikir‫ ب‬olur.‫ب‬ Neden‫ ب‬zikir‫ ب‬olur?‫ ب‬Çünkü‫ ب‬muhabbetin,‫ ب‬aşkın‫ ب‬sevdan‫ب‬ hep Hak olur da ondan. “Zikri Hak’la meşgul ola yana yana ta kül ola her kim diler makbul ola bu tevhide boyanmak gerek” Mevlana‫ ب‬çıkmış‫ ب‬Konya‫ ب‬sokaklarında‫ ب‬bağırıyor,‫“ ب‬Bu kavga, bu döğüş neden, bu senlik benlik neden hepimiz tek bir cevherden hâsıl olmadık mı hepimizin özü bir değil mi? Bu ikilikten vaz geç, dön özüne dön gerçeğe, özündeki sırrı yaradılışındaki hikmeti oku, hikmet kitabıdır senin kitabın, göreceksin ki birbirine kızanlar bile birbiriyle sevişmeye başlayacak. Neden? Çünkü sen, sen olmayacaksın ben, ben olmayacağım”. Bu‫ ب‬sözleri‫ ب‬anlamak‫ب‬ kemâlat ister.‫ب‬Yine‫ب‬saçma, abuk sabuk konuşuyor‫ب‬dediler‫ب‬Mevlana‫ب‬bunları‫ب‬söylerken.‫ب‬Meczup‫ب‬oldu‫ب‬bu‫ب‬ dediler.‫ ب‬İkilikte‫ ب‬kaldığımız‫ ب‬müddetçe‫ ب‬dava‫ ب‬güderiz,‫ ب‬gerçeklerden‫ ب‬çok‫ ب‬uzak‫ ب‬yaşarız.‫ ب‬İşte‫ ب‬bu‫ ب‬ikilikten‫ب‬ birliğe,‫ب‬birlik‫ب‬demine‫ب‬bağla‫ب‬özünü.‫ب‬ “Çağla derviş Yunus çağla sen özünü Hakk’a bağla, ağlar isen kendi başına ağla elden vefa yoğa benzer.” Özünü‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬bağla‫ ب‬diyor‫ ب‬Hak;‫ ب‬zatının‫ ب‬tecelli‫ ب‬ettiği‫ ب‬yere‫ ب‬verilen‫ ب‬isimdir.‫ ب‬Nerede Allah’ın‫ب‬ zatı‫ ب‬tecellide?‫ ب‬İnsan-ı‫ ب‬Kamil’de. Yunus diyor ki sen‫ ب‬özünü‫ ب‬Taptuğa‫ ب‬bağla,‫ ب‬insan-ı‫ ب‬kâmil’e bağla‫ ب‬ki‫ب‬ özünün‫ ب‬sırrı‫ ب‬sana‫ ب‬da‫ ب‬açılsın,‫ ب‬sen‫ ب‬de‫ ب‬Hak‫ ب‬olasın.‫ ب‬Çünkü‫ ب‬Taptuk‫ ب‬Emre’de‫ ب‬zat‫ ب‬tecelli‫ ب‬etmiş.‫ ب‬Efaliyle,‫ب‬ sıfatıyla,‫ب‬zatıyla‫ب‬tecelli‫ب‬etmiş‫ب‬Taptuk‫ب‬Emre’den.‫ب‬Yunus‫ب‬diyor‫ب‬ki‫ب‬senden‫ب‬tecelli‫ب‬ettiği‫ب‬gibi‫ب‬bu‫ب‬fakirden‫ب‬ de tecelli‫ ب‬ettir‫ ب‬diyor.‫ ب‬Ama‫ ب‬özünü‫ ب‬bağlayabilirsen‫ ب‬tecelli‫ ب‬eder.‫ ب‬Bir‫ ب‬şeyin‫ ب‬tecelli‫ ب‬etmesi‫ ب‬için‫ ب‬zuhura‫ب‬ çıkması‫ ب‬için‫ ب‬istediğinin‫ ب‬tevhidini‫ ب‬yapmış‫ ب‬olman‫ ب‬lazım.‫ ب‬Çünkü‫ ب‬tevhit‫ ب‬olduğu‫ ب‬yerde‫ ب‬tecelli‫ ب‬edecek.‫ب‬ Tevhit‫ب‬olmadığı‫ب‬yerde‫ب‬tecelli‫ب‬etmez.‫ب‬Görüşünü,‫ب‬işitişini,‫ب‬konuşmanı,‫ب‬düşünmeni,‫ب‬tutmanı,‫ب‬yürümeni‫ب‬ne‫ب‬ ile‫ب‬tevhit‫ب‬ettiysen‫ب‬o‫ب‬tecelli‫ب‬edecek.‫ب‬Onun‫ب‬için‫“ب‬Buyurun tecelliye” demiyor, “Buyurun tevhide” diyor. Önce‫ب‬tevhidi‫ب‬sonra‫ب‬tevhit‫ب‬olduğu‫ب‬yerden‫ب‬tecellisi‫ب‬anda‫ب‬hazır‫ب‬zaten... “Kime erdi tecelliden nasip, kiminin maksudu andan içeri”. Kime erdi tecelliden nasip yani; kim bir Mürşid-i‫ ب‬kâmilden‫ ب‬o‫ ب‬tecelli‫ ب‬cihetiyle‫ ب‬muhabbet‫ ب‬duydu,‫ ب‬nasip‫ ب‬aldı‫ ب‬ona‫ ب‬bir‫ ب‬sır‫ ب‬açıldı.‫ ب‬Var‫ ب‬mı‫ ب‬bunun‫ب‬ heveslisi,‫ب‬talibi,‫ب‬aşığı‫ب‬diyor.‫ب‬Beni‫ب‬de‫ب‬tecellisine‫ب‬erdir‫ب‬deyip‫ب‬gözyaşı‫ب‬döken‫ب‬var‫ب‬mı‫ب‬diyor.‫ب‬Varsa, mesele yok‫ب‬diyor.‫ب‬Çünkü‫ب‬kâmil‫ب‬bunun‫ب‬için‫ب‬var‫ب‬zaten.‫“ب‬Sanma zahit savum salat hac zekât ile biter işin insan-ı kâmil olmaya lazım olan irfan imiş.” İrfaniyet‫ب‬kâmil‫ب‬yapar.‫ب‬Zahitlik,‫ب‬mollalık‫ب‬kâmil‫ب‬yapmaz.‫ب‬Mektebi‫ب‬ irfaniyete, “Bekle maarif kapısını yüz göstere irfan sana.” Maarif;‫ ب‬marifetullah‫ ب‬kapısını‫ ب‬bekle‫ ب‬yüz‫ب‬ göstere‫ ب‬irfaniyet‫ ب‬sana‫ ب‬diyor.‫ ب‬İşte‫ ب‬o‫ ب‬irfaniyetle‫ ب‬tanıştığın‫ ب‬zaman‫ ب‬o‫ ب‬mektebi‫ ب‬irfaniyete‫ ب‬eğitildiğimiz‫ب‬ zaman‫ب‬bu‫ب‬gerçeklerle‫ب‬yüz‫ب‬yüze‫ب‬kalırız.‫ب‬O‫ب‬zaman‫ب‬gören‫ب‬Allah‫ب‬görünen‫ب‬Allah‫ب‬olur. Hz‫ب‬Pir’in‫ب‬bir‫ب‬dervişi‫ب‬cami‫ب‬avlusunda,‫ب‬zahir‫ب‬ulemalar‫ب‬yanında‫ب‬ “Görülen Allah’tır” demiş‫ ب‬kıyamet‫ ب‬kopmuş.‫ ب‬Sus‫ ب‬çabuk‫ب‬ tövbe‫ ب‬et‫ ب‬demişler,‫ ب‬ne‫ ب‬tövbe‫ ب‬edeceğim‫ ب‬görülen‫ ب‬Allah’tır‫ب‬ demiş.‫ ب‬Tabi‫ ب‬taş‫ ب‬toprak‫ ب‬gören‫ ب‬için‫ ب‬bu‫ ب‬söz‫ ب‬küfür,‫ ب‬öyle‫ب‬ zanneder,‫ ب‬onda‫ ب‬Allah’ı‫ ب‬görecek‫ ب‬göz‫ ب‬yapılmadı‫ ب‬ki‫ ب‬bu‫ ب‬söze iman‫ب‬etsin‫ب‬tabi‫ب‬inkâr‫ب‬edecek.‫ب‬Ama‫ب‬âşık‫ب‬taş‫ب‬toprağı‫ب‬aşmış,‫ب‬her‫ب‬ şeyin‫ ب‬hakikati,‫ ب‬özü,‫ ب‬sırrı‫ ب‬zahir‫ ب‬olmuş‫ ب‬ona‫ ب‬görülen‫ ب‬Allah’tır‫ب‬ diyecek‫ ب‬tabi‫ ب‬ya‫ ب‬başka‫ ب‬ne‫ ب‬desin!‫ ب‬Karışmış‫ ب‬ortalık.‫ ب‬Kimin‫ب‬ dervişi‫ ب‬bu‫ ب‬demişler,‫ ب‬Seyit‫ ب‬Muhammed‫ ب‬Nur‫ ب‬hazretlerinin.‫ب‬ Yürüyün‫ ب‬gidelim‫ب‬o‫ب‬mu‫ ب‬öğretiyor‫ب‬böyle‫ ب‬yanlış‫ب‬sapık‫ ب‬şeyleri,‫ب‬ yoksa‫ ب‬bu‫ ب‬mu‫ ب‬uydurdu?‫ ب‬Toplanırlar‫ ب‬derviş‫ ب‬Mehmet’i‫ ب‬de‫ب‬ alırlar,‫ ب‬yüzleştireceğiz‫ب‬seni‫ ب‬efendinle.‫ ب‬Üç‫ب‬dört‫ب‬tane‫ب‬bildiğini‫ب‬ zanneden‫ب‬cahil‫ب‬varırlar‫ ب‬Hz‫ب‬Pir’in‫ ب‬huzuruna.‫ب‬Hz‫ب‬Pir‫ب‬buyurun‫ب‬ efendiler‫ ب‬hayırdır‫ ب‬inşallah‫ ب‬ne‫ ب‬oldu‫ ب‬der.‫ ب‬Bu dervişin‫ ب‬görülen‫ب‬ Allah’tır‫ب‬diyor‫ب‬sen‫ب‬mi‫ب‬öğrettin‫ب‬buna?‫ب‬Hz‫ب‬Pir‫ب‬derki,‫ب‬

42


Kur’an’ı Kerim

-Siz ne diyorsunuz? -Haşa, görünen hiç Allah olur mu? -Ben de haşa diyorum, der. Derviş‫ ب‬Mehmet‫ ب‬eyvah‫ ب‬biz‫ ب‬yanlış‫ ب‬mı‫ ب‬zevk‫ ب‬ettik‫ ب‬acaba‫ ب‬diye‫ب‬ düşünür.‫ ب‬Hz‫ ب‬pir‫ ب‬onların‫ ب‬yerine‫ ب‬inmek‫ ب‬mecburiyetinde, inmeden‫ ب‬birden‫ ب‬bire‫ ب‬olmaz,‫ ب‬önce‫ ب‬inersin‫ ب‬onların‫ ب‬yerine.‫ب‬ Durun‫ب‬bakalım‫ب‬acele‫ب‬etmeyin‫ب‬der,‫ب‬bu‫ب‬çocuk‫ ب‬yanılıyorsa‫ب‬onu‫ب‬ biz‫ ب‬yanılıyorsak‫ ب‬kendimizi‫ ب‬düzeltiriz‫ ب‬der.‫ ب‬Sakinleştirir‫ ب‬önce.‫ب‬ Marifet ehli. -Efendiler biz kırk senedir ilim irfan tahsil ediyoruz biz de öyle siz de öyle, medreselere gittik ilim öğrendik, hadis öğrendik, fıkıh öğrendik ne için? Muradımız Allah’ın cemaline ermek değil mi? -Allah eyvallah, derler. -Bu çocuğun gördüğü Allah olmuş, biz Allah’ı görmeye talip değil miyiz? -Talibiz, derler. -Bu çocuğun gördüğü Allah olmuş ben benim de gördüğüm Allah olsun istiyorum, ben bu çocuğa intisap edeceğim, hangi ilimle, hangi irfaniyetle gördüğü Allah olduysa bana da öğretsin. Ben biat edeceğim siz de benimle birlikte biat eder misiniz? der. Hiddetle‫ ب‬gelenler‫ ب‬arkalarına‫ ب‬bile‫ ب‬bakmadan‫ ب‬kafalar‫ ب‬önlerinde‫ ب‬çıkıp‫ ب‬giderler.‫ ب‬Hz‫ ب‬Pir‫ ب‬Mehmet’e döner‫“ ب‬Bu zevk cami avlusunda na ehline açılacak zevk değil, zevkini nerede açacağını bil. Anlayamazlar küfür zannederler. Sağına soluna bak öyle konuş” der. Hz Pir‫ب‬onun‫ب‬gördüğünü‫ب‬Allah‫ب‬ yapmış‫ب‬yanlış‫ب‬der‫ب‬mi‫ب‬hiç,‫ب‬ona‫ب‬o‫ب‬zevki‫ب‬veren‫ب‬o‫ب‬zaten. Bütün‫ ب‬Müslümanların,‫ ب‬ibadet,‫ ب‬taat‫ ب‬ve‫ ب‬tespihatla‫ ب‬uğraşanların,‫ ب‬hayır‫ ب‬hasenatta‫ ب‬bulunanların‫ ب‬tümünün‫ب‬ sonuçta‫ ب‬görmek‫ ب‬istedikleri‫ ب‬Allah‫ ب‬değil‫ ب‬mi,‫ ب‬çocuk‫ ب‬buradayken‫ ب‬görenlerden‫ ب‬oluvermiş‫ ب‬öbürü‫ ب‬ileride‫ب‬ göreceğiz‫ ب‬diye‫ ب‬bekliyor. Zannında‫ ب‬vehminde‫ ب‬ve‫ ب‬hayalinde‫ ب‬cehlinden‫ ب‬hâsıl‫ ب‬olmuş‫ ب‬bilgiyi‫ ب‬terk‫ب‬ etmedikçe‫ب‬gerçek‫ب‬ve‫ب‬mutlak‫ب‬olan‫ب‬zahir‫ب‬olmaz.‫“ ب‬Sür çıkar gönülden gayrıyı ta tecelli ede Hak, hane mamur olmadan konmaz o saraya padişah.” Mamur; imar‫ب‬demektir,‫ب‬o‫ب‬hane‫ب‬şirkten,‫ب‬küfürden,‫ب‬riyadan‫ب‬ pak‫ ب‬olmadıkça‫ ب‬bu‫ ب‬Allah‫ ب‬zevki‫ ب‬hâsıl‫ ب‬olmaz. Senin‫ ب‬dış‫ ب‬görünüşün‫ ب‬pak‫ ب‬gözükür,‫ ب‬makyajla‫ب‬ güzelleştirebilirsin‫ب‬kendini,‫ب‬restoran‫ب‬çok‫ب‬güzel‫ب‬ama‫ب‬yemek‫ب‬pişirilen‫ب‬yere‫ب‬bir‫ب‬girdiğin‫ب‬zaman‫ب‬böcekler,‫ب‬ fareler,‫ ب‬pislikler‫ ب‬içerisinde,‫ ب‬böyle‫ ب‬olmayacaksınız.‫ ب‬Yemek‫ ب‬pişirilen‫ ب‬yer‫ ب‬de‫ ب‬temiz‫ ب‬olacak.‫ ب‬Gönül‫ ب‬o‫ب‬ paklığa‫ ب‬ererse‫ ب‬orada‫ ب‬hak‫ ب‬yemeği‫ ب‬pişer,‫ ب‬kokusu‫ ب‬da‫ ب‬etrafa‫ ب‬düşer‫ ب‬zaten. İkilik‫ ب‬anlayışlardadır‫ ب‬varlığın‫ب‬ özünde‫ ب‬ikilik‫ ب‬yoktur.‫ ب‬Senin‫ ب‬elinden‫ ب‬çalışan‫ ب‬kudret‫ ب‬neyse‫ ب‬bir‫ ب‬başkasının‫ ب‬elinden‫ ب‬çalışan‫ ب‬kudrette‫ب‬ aynıdır.‫ ب‬Onun‫ ب‬birliği,‫ ب‬onun‫ ب‬vahdaniyeti‫ ب‬her‫ ب‬şeyde‫ ب‬çalışıyor.‫ ب‬Ama‫ ب‬biz‫ ب‬elden‫ ب‬çalışan‫ ب‬kudreti‫ب‬ tanımadığımız‫ب‬için‫ب‬sen‫ب‬benden‫ب‬ayrı‫ب‬ben‫ب‬senden‫ب‬ayrı‫ب‬zannıyla,‫ب‬nazarıyla‫ب‬bakıyoruz,‫ب‬işte‫ب‬ikiliğe‫ب‬buradan‫ب‬ düştük.‫ب‬Bu‫ب‬âlemde‫ب‬zıtlıklar‫ب‬olacak,‫ب‬tezat‫ب‬olacak‫ب‬Allah’ın‫ب‬bir‫ب‬sıfatı‫ب‬ya‫ب‬kahhar,‫ب‬bir‫ب‬sıfatı‫ب‬ya‫ب‬latif,‫ب‬bir‫ب‬sıfatı‫ب‬ cemal‫ب‬bir‫ب‬sıfatı‫ب‬da‫ب‬celal.‫ب‬Şimdi‫ب‬bu‫ب‬celal‫ب‬sıfatına‫ب‬mazhar‫ب‬olmuşlar‫ب‬cemal‫ب‬sıfatına‫ب‬mazhar‫ب‬olmuşlar,‫ب‬kahır‫ب‬ sıfatına,‫ب‬lütuf‫ب‬sıfatına‫ب‬mazhar‫ب‬olmuşlar‫ب‬bu‫ب‬tezat‫ب‬buradan‫ب‬gözüküyor,‫ب‬tezatmış‫ب‬gibi‫ب‬gözüküyor‫ب‬aslında‫ب‬ tezat‫ب‬yok.‫ب‬Cemalin‫ب‬içinde‫ب‬celal‫ب‬celalin‫ب‬içinde‫ب‬cemal‫ب‬gizlidir.‫ب‬Hadi‫ب‬keşfet‫ب‬bakalım.‫ب‬Onun‫ب‬için‫ب‬Kur’an, “Sizin şer zannettiklerinizin hayır hayır zannettiklerinizin de şer olmadığını nereden bilirsiniz” diyor.‫ ب‬Öyleyse‫ ب‬neye‫ ب‬göre‫ ب‬hayır‫ ب‬neye‫ ب‬göre‫ ب‬şer‫ ب‬yorumunu‫ب‬ yapıyorsun.‫ ب‬Bu‫ ب‬âlemdeki‫ ب‬tezat‫ ب‬bu‫ ب‬âlemdeki‫ ب‬zıtlık‫ ب‬yine‫ ب‬zatının‫ب‬ gereğidir,‫ ب‬başkasının‫ ب‬değil.‫“ ب‬Cümle âlemde dolanan bir cemal, bir cemali bunca elvan eylemiş, anlayınca zatı Hakk’ı zevk ile bu Niyazi nice seyran eylemiş” diyor Hz Niyazi. Bütün‫ب‬hüner‫ب‬seyran‫ب‬ eyleyebilmekte,‫ ب‬bu‫ ب‬iş‫ ب‬laf‫ ب‬salatalığıyla‫ ب‬olmaz,‫ ب‬hal‫ ب‬ister,‫ ب‬seyran‫ب‬ ister.‫ب‬Aşığın‫ب‬maşukunu‫ب‬seyri‫ب‬başlar‫ب‬ona‫ب‬seyri‫ب‬billah‫ب‬demişlerdir.‫ب‬ Hu.

43


Kur’an’ı Kerim

KUR’ANI KERİMİN KENDİSİNİ ANLATIŞI Kendisinde‫ ب‬şüphe‫ ب‬olmayan‫ ب‬bu‫ ب‬kitabın‫ ب‬indirilişi,‫ ب‬âlemlerin‫ ب‬Rabbi olan‫ب‬Allah‫ب‬tarafındandır.‫ب‬Yoksa‫ب‬onu‫ب‬uydurdu‫ب‬mu‫ب‬diyorlar?‫ب‬Hayır,‫ب‬ o‫ ب‬senden‫ ب‬önce‫ ب‬kendilerine‫ ب‬bir‫ ب‬uyarıcı‫ ب‬gelmemiş‫ ب‬olan‫ ب‬bir‫ ب‬kavmi‫ب‬ uyarman‫ ب‬için,‫ ب‬Rabbin‫ ب‬tarafından‫ ب‬gelen‫ ب‬bir‫ ب‬Hak’tır.‫ ب‬Gerek‫ ب‬ki,‫ب‬ hidayeti kabul ederler. (SECDE/2-3) O‫ب‬bir‫ب‬şair‫ب‬sözü‫ب‬değildir,‫ب‬siz‫ب‬çok az‫ ب‬inanıyorsunuz.‫ ب‬Bir‫ ب‬kâhin‫ ب‬sözü‫ ب‬de‫ ب‬değildir,‫ ب‬ne‫ ب‬de‫ ب‬az‫ب‬ düşünüyorsunuz!‫ ب‬O,‫ ب‬âlemlerin‫ ب‬Rabbi‫ ب‬tarafından‫ ب‬indirilmedir.‫ب‬ (HAKKA/41-43)

Bu‫ ب‬Kur’an,‫ ب‬Allah’tan‫ ب‬başkası‫ ب‬tarafından‫ ب‬uydurulamaz,‫ ب‬lâkin‫ب‬ kendinden‫ب‬önceki‫ب‬kitapları‫ب‬tasdik‫ب‬eder‫ب‬ve‫ب‬o‫ب‬kitabı‫ب‬ayrıntılı‫ب‬olarak açıklar.‫ب‬Onda‫ب‬şüphe‫ب‬edilecek‫ب‬hiç‫ب‬bir‫ب‬şey‫ب‬yoktur.‫ب‬Âlemlerin‫ب‬Rabbi‫ب‬ tarafından‫ ب‬indirilmiştir.‫( ب‬YUNUS/37) Elif,‫ ب‬Lâm,‫ ب‬Râ.‫ ب‬Bu‫ ب‬Kur’an‫ ب‬öyle‫ب‬ büyük‫ ب‬bir‫ ب‬kitaptır‫ ب‬ki,‫ ب‬insanları‫ ب‬Rablerinin‫ ب‬izni‫ ب‬ile‫ ب‬karanlıklardan‫ب‬ aydınlığa,‫ ب‬her‫ ب‬şeye‫ ب‬galip‫ ب‬ve‫ ب‬hamda‫ ب‬lâyık‫ ب‬olan‫ ب‬Allah'ın‫ ب‬yoluna‫ب‬ çıkarman‫ب‬için‫ب‬onu‫ب‬sana‫ب‬indirdik.‫( ب‬İBRAHİM/1) Ona‫ب‬ne‫ب‬önünden,‫ب‬ne‫ب‬de‫ب‬ ardından‫ ب‬batıl‫ ب‬gelemez.‫ ب‬O‫ ب‬hüküm‫ ب‬ve‫ ب‬hikmet‫ ب‬sahibi,‫ ب‬öğülmeye‫ب‬ layık‫ ب‬olan‫ ب‬Allah‫ ب‬tarafından‫ ب‬indirilmiştir.‫( ب‬FUSSİLET/42) Onlara‫ ب‬de‫ ب‬ki,‫“ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Cebrail,‫ ب‬iman‫ ب‬edenlere‫ب‬ sebat‫ ب‬vermek,‫ ب‬Müslümanlara‫ ب‬bir‫ ب‬hidayet‫ ب‬ve‫ ب‬bir‫ ب‬müjde‫ ب‬olmak‫ ب‬için‫ ب‬Rabbinin‫ ب‬katından‫ ب‬hak‫ ب‬olarak‫ب‬ indirdi.”‫( ب‬NAHL/102) Bu‫ب‬Kur’an,‫ب‬kendisiyle‫ب‬uyarılsınlar,‫ب‬Allah'ın‫ب‬ancak‫ب‬bir‫ب‬tek‫ب‬ilâh‫ب‬olduğunu‫ب‬bilsinler‫ب‬ve‫ب‬ akıl‫ ب‬sahipleri‫ ب‬öğüt‫ ب‬alsınlar‫ ب‬diye‫ ب‬insanlara‫ ب‬gönderilmiş‫ ب‬bir‫ ب‬tebliğdir.‫( ب‬İBRAHİM/52) Onu‫ ب‬dosdoğru‫ ب‬olarak‫ب‬ indirdi‫ب‬ki‫ب‬katından‫ب‬gelecek‫ب‬şiddetli‫ب‬azaba‫ب‬karşı‫ب‬uyarsın‫ب‬ve‫ب‬yararlı‫ب‬işler‫ب‬yapan‫ب‬müminlere‫ب‬kendileri‫ب‬için‫ب‬ güzel‫ب‬bir‫ب‬mükâfat‫ب‬bulunduğunu‫ب‬müjdelesin.‫(ب‬KEHF/2) Biz,‫ ب‬sana‫ ب‬bu‫ ب‬kitabı‫ ب‬sırf‫ ب‬hakkında‫ ب‬ihtilafa‫ ب‬düştükleri‫ ب‬şeyi‫ ب‬insanlara açıklaman‫ ب‬için‫ ب‬ve‫ ب‬iman‫ ب‬edecek‫ب‬ topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik. (NAHL/64) Diri‫ب‬olanları‫ب‬uyarmak‫ب‬ve‫ب‬kâfirlere‫ب‬de‫ب‬azap‫ب‬ sözünün‫ ب‬hak‫ ب‬olması‫ ب‬içindir.‫( ب‬YASİN/70) Bu‫ ب‬Kur’an,‫ ب‬kendisiyle‫ ب‬uyarılsınlar,‫ ب‬Allah'ın‫ ب‬ancak‫ ب‬bir‫ ب‬tek‫ ب‬ilâh‫ب‬ olduğunu‫ ب‬bilsinler‫ ب‬ve‫ ب‬akıl‫ ب‬sahipleri‫ ب‬öğüt‫ ب‬alsınlar‫ ب‬diye‫ ب‬insanlara‫ ب‬gönderilmiş‫ ب‬bir‫ ب‬tebliğdir.‫( ب‬İBRAHİM/52) Hayır,‫ب‬hayır,‫ب‬O‫ب‬Kur’an‫ب‬kuşkusuz‫ب‬bir‫ب‬öğüttür.‫ب‬Dileyen‫ب‬onu‫ب‬düşünür.‫(ب‬MÜDDESSİR/54-55) Andolsun‫ ب‬ki‫ ب‬biz‫ ب‬size‫ ب‬açık‫ ب‬açık‫ ب‬bildiren‫ ب‬ayetler,‫ ب‬sizden‫ ب‬önce‫ ب‬yaşayıp‫ ب‬gitmiş‫ ب‬olanlardan‫ ب‬örnekler‫ ب‬ve‫ب‬ takvaya‫ب‬ulaşmış‫ب‬kimseler‫ب‬için‫ب‬öğütler‫ب‬indirdik.‫( ب‬NUR/34) Biz,‫ب‬bu‫ب‬Kur’an’da‫ب‬akıllarını‫ب‬başlarına‫ب‬almaları‫ب‬ için‫ ب‬türlü‫ ب‬şekillerde‫ ب‬açıkladık.‫ ب‬Fakat‫ ب‬bu‫ ب‬açıklamalar‫ ب‬ancak‫ ب‬onların‫ ب‬nefretini‫ ب‬artırmıştır.‫( ب‬İSRA/41) Bu insanlar‫ب‬için‫ب‬bir‫ب‬açıklama,‫ب‬Allah’tan‫ب‬gereğince‫ب‬korkanlar‫ب‬için‫ب‬doğru‫ب‬yolu‫ب‬gösterme‫ب‬ve‫ب‬bir‫ب‬öğüttür.‫( ب‬AL-İ İMRAN/138) O‫ ب‬hiç‫ ب‬kuşkusuz,‫ ب‬takva‫ ب‬sahipleri‫ ب‬için‫ ب‬unutulmayacak‫ ب‬bir‫ ب‬öğüttür.‫( ب‬HAKKA/48) Bu, sana indirdiğimiz‫ب‬mübarek‫ب‬bir‫ب‬kitaptır‫ب‬ki,‫ب‬insanlar‫ب‬onun‫ب‬ayetlerini‫ب‬düşünsünler‫ب‬ve‫ب‬temiz‫ب‬akıl‫ب‬sahipleri‫ب‬ibret‫ب‬ alsınlar.‫( ب‬SAD/29) İşte‫ ب‬biz‫ ب‬onu‫ ب‬böylece,‫ ب‬apaçık‫ ب‬ayetler‫ ب‬olarak‫ ب‬indirdik.‫ ب‬Şüphesiz‫ ب‬Allah‫ ب‬dilediğini‫ب‬doğru‫ب‬ yola‫ب‬eriştirir.‫( ب‬HAC/16) Ve‫ب‬Allah‫ب‬ayetlerini‫ب‬size‫ب‬açıklıyor.‫ب‬Allah,‫ب‬çok‫ب‬iyi‫ب‬bilir,‫ب‬tam‫ب‬bir‫ب‬hüküm‫ب‬ve‫ب‬hikmet‫ب‬ sahibidir. (NUR/18) Elif-Lâm-Râ.‫ب‬Bu‫ب‬öyle‫ب‬bir‫ب‬kitaptır‫ب‬ki,‫ب‬ayetleri‫ب‬muhkem‫ب‬kılınmış,‫ب‬sonra‫ب‬da‫ب‬her‫ب‬şeyden‫ب‬ haberdar‫ ب‬olan‫ ب‬hikmet‫ ب‬sahibi‫ ب‬Allah‫ ب‬tarafından‫ ب‬ayrıntılı‫ب‬ olarak‫ ب‬açıklanmıştır‫( ب‬HUD/1) Suçluların‫ ب‬tuttuğu‫ ب‬yol‫ ب‬açığa‫ب‬ çıksın‫ ب‬diye‫ ب‬işte‫ ب‬böyle‫ ب‬genişçe‫ ب‬açıklıyoruz.‫( ب‬EN'AM/55) İşte‫ب‬ Rabbinin‫ ب‬doğru‫ ب‬yolu‫ ب‬budur.‫ ب‬Şüphesiz‫ ب‬biz,‫ ب‬hatırlayıp‫ ب‬ibret‫ب‬ alan‫ ب‬bir‫ ب‬kavim‫ ب‬için‫ ب‬ayetleri‫ ب‬geniş‫ ب‬bir‫ ب‬şekilde‫ ب‬açıkladık. (EN'AM/126) Ağızlarıyla‫ب‬Allah'ın‫ب‬nurunu‫ب‬söndürmek‫ب‬istiyorlar.‫ب‬ Hâlbuki‫ ب‬kâfirler‫ ب‬hoş‫ ب‬görmese‫ ب‬de‫ ب‬Allah‫ ب‬nurunu‫ب‬ tamamlayacaktır.‫(ب‬SAF/8) İşte‫ ب‬biz‫ ب‬böylece‫ ب‬sana‫ ب‬da‫ ب‬emrimizden‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬vahy ettik. Yoksa‫ب‬sen‫ب‬kitap‫ب‬nedir?‫ب‬İman‫ب‬nedir?‫ب‬Bilmiyordun.‫ب‬Fakat‫ب‬biz‫ب‬ onu‫ب‬bir‫ب‬nur‫ب‬kıldık.‫ب‬Onunla‫ب‬kullarımızdan‫ب‬dilediğimizi‫ب‬doğru‫ب‬ yola‫ ب‬iletiyoruz.‫ ب‬Artık‫ ب‬Allah'a,‫ ب‬Resulüne‫ ب‬ve‫ ب‬indirdiğimiz‫ب‬ nura‫ب‬inanın.‫ب‬Allah‫ب‬yaptıklarınızdan‫ب‬haberdardır.‫(ب‬TEGABÜN/8) 44


Kur’an’ı Kerim

Ey‫ ب‬insanlar!‫ ب‬Size‫ ب‬Rabbinizden‫ ب‬bir‫ ب‬öğüt,‫ب‬ gönüller‫ ب‬derdine‫ ب‬bir‫ ب‬şifa,‫ ب‬müminlere‫ ب‬bir‫ب‬ hidayet ve rahmet geldi. (YUNUS/57) Biz Kur’an’dan,‫ ب‬iman‫ ب‬edenler‫ ب‬için‫ ب‬bir‫ ب‬şifa‫ ب‬ve‫ب‬ rahmet‫ ب‬kaynağı‫ ب‬olan‫ ب‬ayetler‫ ب‬indiriyoruz.‫ب‬ Zalimlerin de ancak zararını‫ ب‬artırır.‫( ب‬İSRA/82) Ve‫ ب‬o,‫ ب‬müminler‫ ب‬için‫ ب‬gerçekten‫ ب‬bir‫ ب‬hidayet‫ب‬ rehberi ve rahmettir. (NEML/77) Bu‫ ب‬insanların‫ب‬ kalp‫ ب‬gözünü‫ ب‬açan‫ ب‬bir‫ ب‬nur,‫ ب‬kesin‫ ب‬bilgi‫ب‬ edinmek‫ ب‬isteyen‫ ب‬bir‫ ب‬toplum‫ ب‬için‫ ب‬de‫ ب‬hidayet‫ب‬ ve rahmettir. (CASİYE/20) Hiç‫ ب‬şüphe‫ ب‬yok‫ ب‬ki,‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬biz indirdik, elbette‫ ب‬onu‫ ب‬yine‫ ب‬biz‫ ب‬koruyacağız.‫( ب‬HİCR/9) Korunmuş‫ب‬bir‫ب‬kitaptadır. (VAKIA/78) Ona‫ب‬ne‫ب‬önünden,‫ب‬ne‫ب‬de‫ب‬ardından‫ب‬batıl‫ب‬gelemez.‫ب‬O‫ب‬hüküm‫ب‬ve‫ب‬hikmet‫ب‬ sahibi,‫ب‬öğülmeye‫ب‬layık‫ب‬olan‫ب‬Allah‫ب‬tarafından‫ب‬indirilmiştir.‫( ب‬FUSSİLET/42) Rabbinin‫ب‬sözü‫ب‬hem‫ب‬doğrulukça, hem‫ ب‬de‫ ب‬adaletçe‫ ب‬tamamlanmıştır.‫ ب‬O'nun‫ ب‬sözlerini‫ ب‬değiştirebilecek‫ ب‬hiç‫ ب‬kimse‫ ب‬yoktur.‫ ب‬O,‫ ب‬işitendir,‫ب‬ bilendir. (EN'AM/115) Kur’an’ı‫ ب‬sana‫ ب‬farz‫ ب‬kılan‫ ب‬Allah,‫ ب‬elbette‫ ب‬seni‫ ب‬dönülecek‫ ب‬yere‫ ب‬döndürecektir.‫ ب‬De‫ ب‬ki,‫“ ب‬Rabbim,‫ ب‬kimin‫ب‬ hidayetle‫ ب‬geldiğini‫ ب‬ve‫ ب‬kimin‫ ب‬apaçık‫ ب‬bir‫ ب‬sapıklık‫ ب‬içinde‫ ب‬olduğunu‫ ب‬en‫ ب‬iyi‫ ب‬bilendir.”‫( ب‬KASAS/85) De ki, “Yemin‫ ب‬olsun,‫ ب‬eğer‫ ب‬insanlar‫ ب‬ve‫ ب‬cinler‫ ب‬bu‫ ب‬Kur’an’ın‫ ب‬benzerini‫ ب‬getirmek‫ ب‬üzere‫ ب‬toplansalar‫ ب‬ve‫ب‬ birbirlerine‫ ب‬yardımcı‫ ب‬olsalar‫ب‬bile,‫ ب‬yine‫ب‬onun‫ب‬bir‫ ب‬benzerini‫ب‬meydana‫ ب‬getiremeyeceklerdir.”‫( ب‬İSRA/88) Bir de‫ب‬kendilerine‫ب‬ilim‫ب‬verilmiş‫ب‬olanlar,‫ب‬Kur’an’ın‫ب‬şüphesiz‫ب‬Rabbinden‫ب‬gelen‫ب‬bir‫ب‬gerçek‫ب‬olduğunu‫ب‬bilsinler‫ب‬ ve‫ ب‬ona‫ ب‬iman‫ ب‬etsinler‫ ب‬de‫ ب‬kalpleri‫ ب‬ona‫ ب‬saygı‫ ب‬duysun.‫ ب‬Çünkü‫ ب‬Allah,‫ ب‬iman‫ ب‬edenleri‫ ب‬doğru‫ ب‬yola‫ ب‬eriştirir.‫ب‬ (HAC/54)

45


Kur’an’ı Kerim

ALINTI BÖLÜMÜ Kendimi‫ ب‬kandırmakla‫ ب‬geçmiş‫ ب‬günlerim.‫ ب‬Kendime‫ ب‬söylediğim‫ب‬ yalanlara‫ ب‬inanmakmış‫ ب‬çaresizliğim.‫ ب‬Kurduğum‫ ب‬küçük‫ب‬ dünyanın‫ ب‬etrafına‫ ب‬çitler‫ ب‬çekmiş,‫ ب‬sabit‫ ب‬ama‫ ب‬karşılığı‫ ب‬olamayan‫ب‬ fikirlerim.‫ب‬Savunmakmış‫ب‬kendimi‫ب‬daima‫ب‬haklı‫ب‬görmelerim.‫ب‬Ne‫ب‬ kadar‫ ب‬yanılmışım.‫ ب‬Bir‫ ب‬daha‫ ب‬geri‫ ب‬gelmeyecek‫ ب‬ömrümü‫ب‬ harcamışım. SEVGİYE DAİR

Huzurda‫ب‬olmak‫ب‬için Yokluğa‫ب‬girmek Gerekir. Yokluk, Varlığın‫ب‬sahibine Götürülecek, Tek hediyedir. GÜL KOKULARI Sığmaz oldu bu kaba aşk, taşıyor. Tek bir dokunuş yetti ve tek bir söz aşkın zikri, aşk. Kâinatın mayası, kitabın noktası, ne evveli, ne sonu var. Fakir onun tafsilatı, aşk. Teşbihlikte, tenzihliği bozulmayan, tevhit ile yaşanan aşk. Çok hoş oldum seninle. ÖZÜM UYANIYOR İven kişi yol alamaz maksudu hergiz bulamaz Bekle ma’ârif kapısın yüz göstere irfan sana ( Acele eden mana yolcusu yürüdüğü yolda ilerleyemez, bunlar hedefine varamazlar. Marifet kapısını sabırla bekleyenlerde irfaniyet oluşur) İven‫ب‬kişi‫ب‬yol‫ب‬alamaz,‫ب‬iven‫ب‬acele‫ب‬eden‫ب‬anlamında‫ب‬kullanılmaktadır.‫ب‬İnsan‫ب‬nasıl‫ب‬ki‫ب‬ zahirde‫ب‬de‫ب‬bir‫ب‬hedef‫ب‬için‫ب‬bir‫ب‬yere‫ب‬varmak‫ب‬için‫ب‬yola‫ب‬çıkar‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬yolda‫ب‬acele‫ب‬ederse‫ب‬ bu acelecilik neticesinde dikkatini kaybeder. Dikkatsiz olarak hareket edildiğinde‫ ب‬yolculuğumuz‫ ب‬hüsranla‫ ب‬biter,‫ ب‬yolda‫ ب‬ilerleyemez‫ ب‬ise‫ ب‬mana‫ب‬ yolculuğunda‫ ب‬da‫ ب‬ilerleyemez. Bu‫ ب‬sebeple‫ ب‬salik,‫ ب‬yürümeye‫ ب‬başladığı‫ ب‬kendi‫ب‬ miracı,‫ ب‬halktan‫ ب‬Hakka‫ ب‬uruç‫ ب‬olan‫ ب‬mana‫ ب‬yolculuğunda‫ ب‬acele‫ ب‬etmeden,‫ ب‬azim‫ ب‬ve‫ب‬ gayretle,‫ ب‬karşılaştığı‫ ب‬zorluklara,‫ ب‬eza‫ ب‬ve‫ ب‬cefalara‫ ب‬sabır‫ ب‬göstererek‫ ب‬yürümelidir.‫ب‬ Peki, bizi iven yani aceleci yapan nelerdir? Bizi‫ب‬aceleci‫ب‬yapan,‫ب‬bir‫ب‬an‫ب‬önce‫ب‬ulaşma‫ب‬isteğidir.‫ب‬Bu‫ب‬istek‫ب‬rahmani‫ب‬gibi‫ب‬gözükse de‫ب‬aslında‫ب‬acele‫ب‬ederek‫ب‬ yürüdüğümüz‫ب‬mana‫ب‬yolculuğunda‫ب‬bildirilen‫ب‬ilmi‫ب‬sindirip,‫ب‬ilmi‫ب‬zikrimizle‫ب‬tevhit‫ب‬ederek‫ب‬nispetlerimize‫ب‬ tövbe‫ب‬gerçekleşmeyeceğinden,‫ب‬nefsi‫ب‬emaremizden‫ب‬gelir. VAHDET DERYASI Karanlığına Aşk‫ب‬ateşiyle Işık‫ب‬tutanlar, Gerçekleri Ayan beyan Görürler. GÜL KOKULARI 2 46


Kur’an’ı Kerim

Canlı‫ب‬Kurandır‫ب‬insan Hakka ayet olunca Kelamullahtır‫ب‬lisan Gönül’e‫ب‬Aşk‫ب‬dolunca Ene‫ب‬Hak‫ب‬taşar‫ب‬dilden Varlık‫ب‬fena‫ب‬bulunca Haktır‫ب‬ispata‫ب‬gelen Kıyameti‫ب‬kopunca. Delildir‫ب‬cümle‫ب‬azan Benliksiz‫ب‬kalınınca Görülür‫ب‬olur‫ب‬insan Hakikatle‫ب‬bakınca. Oku‫ب‬Halil‫ب‬kitabın Gözlerin‫ب‬açılınca Daim‫ب‬Fakir‫ب‬kalasın Tafsilata‫ب‬çıkınca.‫بب‬ SEBEBİ YAR CEMALİ

Gönül‫ب‬sırrını‫ب‬bilen‫ب‬gayrı‫ب‬neylesin Hak nurunu anda zahir eylesin Dört‫ب‬kitabın‫ب‬manasını‫ب‬söylesin Allah bir Muhammed Ali diyerek Perde‫ب‬hicap‫ب‬olmaz‫ب‬yârin‫ب‬yüzüne Nazar‫ب‬eyleyip‫ب‬bakınca‫ب‬özüne Zahir‫ب‬olur‫ب‬âşıkların‫ب‬gözüne Allah bir Muhammed Ali diyerek Evvel‫ب‬ahir‫ب‬zahir‫ب‬batın‫ب‬Hak‫ب‬imiş Birliğine‫ب‬canlar‫ب‬ikrar‫ب‬eylemiş Maksadı‫ب‬cihanı‫ب‬delil‫ب‬eylemiş Allah bir Muhammed Ali diyerek Bülbülün‫ب‬niyazı‫ب‬güle‫ب‬yanmaktır Kesret‫ب‬içinde‫ب‬vahdeti‫ب‬bulmaktır Arayı‫ب‬ben‫ب‬Hak‫ب‬cemale‫ب‬varmaktır Allah bir Muhammed Ali diyerek Âdem‫ب‬olup‫ب‬demi‫ب‬devran‫ب‬eyledim İbrahim’em‫ب‬çok‫ب‬hikmetler‫ب‬söyledim Çün‫ب‬seni‫ب‬bulalı‫ب‬kendim‫ب‬görmedim Allah bir Muhammed Ali diyerek AŞKTIR TEVHİD-İ İNSAN

47


Kur’an’ı Kerim

GÖVDEM BENİM BİR DAMLA KAN Noktanın‫ ب‬batınında‫ ب‬bulunan‫ ب‬ve‫ ب‬burhan‫ ب‬olan‫ب‬ insanın,‫ ب‬insan‫ ب‬suretinin‫ ب‬bu‫ ب‬dünyada‫ ب‬zahir‫ ب‬oluşu‫ب‬ tıpkı‫ ب‬nokta‫ ب‬gibi‫ ب‬bir‫ ب‬damla‫ ب‬kandır. Nasıl‫ ب‬ki,‫ ب‬cümle‫ب‬ hakikat‫ ب‬o‫ ب‬nurda‫ ب‬batın‫ ب‬iken‫ ب‬zahir‫ ب‬oldu,‫ ب‬bizim‫ب‬ suretimizde o ilk hali olan bir damla kanda tümüyle‫ ب‬mevcut‫ ب‬idi. Elimiz,‫ ب‬ayağımız,‫ ب‬gözümüz,‫ب‬ kulağımız,‫ ب‬dilimiz‫ ب‬cümlesi,‫ ب‬sıfatlarımızın‫ ب‬bu‫ب‬ dünyadaki‫ب‬vücududur‫ب‬ve‫ب‬bu‫ب‬vücut‫ب‬bir‫ب‬damla‫ب‬kanda‫ب‬ var idi. Görme‫ ب‬sıfattır,‫ ب‬göz‫ ب‬değil.‫ ب‬Göz,‫ ب‬görme‫ ب‬sıfatının‫ب‬ vücududur.‫ ب‬İşitme‫ ب‬sıfattır,‫ ب‬kulak‫ ب‬değil. Kulak, işitme‫ ب‬sıfatının‫ ب‬vücududur.‫ ب‬Kelam‫ ب‬sıfattır,‫ ب‬dil‫ ب‬değil.‫ ب‬Dil,‫ ب‬kelam‫ ب‬sıfatının‫ ب‬vücududur. Vücudumuz‫ب‬ kanda‫ب‬batın‫ب‬olan‫ب‬halinden‫ب‬farklı‫ب‬değildir.‫ب‬Batın‫ب‬hali‫ب‬ne‫ب‬ise‫ب‬zahiri‫ب‬odur.‫ب‬Vücutta‫ب‬olan‫ب‬her‫ب‬şey‫ب‬batından‫ب‬ zahir‫ب‬olur.‫ب‬Vücutta‫ب‬varsa‫ب‬batın‫ب‬halinde‫ب‬de‫ب‬vardır. NOKTA

Ey sevgili canan! Kelamınla‫ب‬yazılan, Kitabullah olur. Açan‫ب‬her‫ب‬sayfasında Seni okur.

EY SEVGİLİ CANAN!

Yüreğim‫ب‬yangın‫ب‬yeri,‫ب‬hüzün‫ب‬yaklaşmış‫ب‬gelgitlerle.‫ب‬Çarpıyorum‫ب‬ sensizliğe…‫ب‬Darmadağınım...‫ب‬Dağ‫ب‬olmuş‫ب‬bağlarıma‫ب‬bir‫ب‬ kıvılcım‫ب‬yetti,‫ب‬göklere‫ب‬ulaşan‫ب‬alevlerim‫ب‬var‫ب‬yeni‫ب‬filizler‫ب‬ yeşersin‫ب‬diye.

GİTMELİYİM

Mürşidi‫ب‬olana,‫ب‬bu‫ب‬âlem‫ب‬muhabbet‫ب‬hanedir. Mürşitsiz‫ب‬kitap‫ب‬okursun,‫ب‬mürşitle‫ب‬kendini‫ب‬okursun. Kur'an'ın‫ب‬hitabı‫ب‬mürşidi‫ب‬olmayana‫ب‬yazıyla,‫ب‬mürşidi‫ب‬ olana kelamla olur. AŞKIN DİLİNDEN

48


Kur’an’ı Kerim

BİTİM Değerli‫ب‬okuyucu, Emek‫ب‬Yayınevi,‫ب‬Dembir‫ب‬dergisinin‫ب‬on ikinci sayısını‫ب‬okuduğunuz‫ب‬için‫ب‬emeği‫ب‬geçenler‫ب‬olarak‫ب‬hepinize çok‫ب‬teşekkür‫ب‬ederiz.‫ب‬Umarız okuduklarınızın‫ب‬Kur’an’a olan bakışınıza‫ب‬katkısı‫ب‬olmuştur. Kur’an’ı‫ ب‬Kerim‫ ب‬ak‫ ب‬kâğıtta‫ ب‬kara‫ ب‬yazı olmaktan‫ ب‬ve‫ ب‬sevap‫ ب‬kazanmak‫ ب‬için‫ ب‬okunmaktan‫ ب‬çok‫ ب‬daha‫ب‬ önemlidir.‫ب‬Kur’an’ı‫ب‬Kerimi‫ب‬bu‫ب‬kadar‫ب‬küçük‫ب‬bir‫ب‬kalıba‫ب‬sığdıran‫ب‬anlayış‫ب‬farkında‫ب‬olmadan‫ب‬Hakk’a‫ب‬aykırı‫ب‬ hareket‫ب‬etmektedir.‫ب‬Kur’an‫ب‬ve‫ب‬insan‫ب‬ikiz‫ب‬kardeştir‫ب‬ve‫ب‬Kur’an‫ب‬insanın‫ب‬insanlığına‫ب‬ulaşma‫ب‬kitabıdır.‫ب‬Bu tıpkı‫ ب‬gece‫ ب‬karanlığını‫ ب‬güne‫ ب‬çeviren‫ ب‬güneşin‫ ب‬doğması‫ ب‬gibidir.‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerim‫ ب‬okumaya‫ ب‬başlamak‫ب‬ kendimize‫ ب‬ve‫ ب‬Hakk’a‫ ب‬olan‫ ب‬gaflet‫ ب‬karanlığımızı‫ ب‬aydınlatmaktır‫ ب‬çünkü‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerim‫ ب‬Hak‫ ب‬kelamı‫ب‬ olması‫ب‬sebebiyle‫ب‬nurdur. İçerisinde‫ ب‬sadece‫ ب‬namaz‫ ب‬kılın,‫ ب‬oruç‫ ب‬tutun,‫ ب‬hacca‫ ب‬gidin‫ ب‬emirleri‫ ب‬varmış‫ ب‬gibi‫ ب‬bir‫ ب‬anlayış‫ ب‬kendimize‫ب‬ zulmetmektir.‫ ب‬Kur’an’ın‫ ب‬nuru‫ ب‬olmadan‫ ب‬yapılan‫ ب‬ibadetler,‫ ب‬nefsimizi‫ ب‬ruh‫ ب‬eylemek‫ ب‬yerine‫ ب‬nefsimizin‫ب‬ kibrini‫ب‬arttırmaktadır.‫ب‬Bizim‫ب‬yaratılış‫ب‬gayemizi‫ب‬bilmiyor‫ب‬ve‫ب‬bilmediğimiz‫ب‬için‫ب‬bu‫ب‬gaye‫ب‬doğrultusunda‫ب‬ yaşayamıyor‫ ب‬oluşumuz‫ ب‬hep‫ ب‬bize‫ ب‬kendi‫ ب‬aslımızı‫ ب‬anlatan‫ ب‬Kur’an’ı‫ ب‬Kerimden‫ ب‬uzak‫ ب‬ve‫ ب‬gafil‫ب‬ oluşumuzdandır. Bu sayımızı,‫ ب‬Emek‫ ب‬Yayınevinden‫ ب‬yakında yayınlanacak‫ ب‬olan, Özkan‫ ب‬Günal’ın‫ ب‬kaleme‫ ب‬aldığı,‫ب‬ düzenlemesini Emine‫ب‬Aytül‫ب‬Erol’un,‫ب‬yaptığı İslam’a‫ب‬ait‫ب‬konulara‫ب‬Melamet‫ب‬idrakiyle‫ب‬yapılan‫ب‬yorumları‫ب‬ içeren DEMBİR isimli eserle noktalıyoruz.

DEMBİR 

Melami, kendisini rabbinin adıyla, kendisinden rabbini okuyarak, Allah’ın imamlığında namaz kılandır.

Cenabı‫ ب‬Resulullah‫ ب‬efendimiz,‫ ب‬Hira‫ ب‬mağarasında‫ ب‬her‫ ب‬zamanki‫ ب‬gibi‫ ب‬halvette‫ب‬ tefekkür‫ ب‬halindeyken,‫ ب ب‬Cebrail‫ ب‬As‫ ب‬tecelli‫ ب‬eder‫ ب‬ve‫ ب‬Kendisine,‫“ ب‬OKU”‫ ب‬emrini‫ب‬ iletir.‫ ب‬Cenabı‫ ب‬Resulullah‫ ب‬Efendimiz;‫“ ب‬Ben‫ ب‬okuma‫ ب‬bilmem.”‫ ب‬diyerek‫ ب‬cevap‫ب‬ verir.‫ب‬Cebrail‫ب‬As.‫ب‬Kendisini‫ ب‬kuvvetlice‫ب‬kollarının‫ب‬arasına‫ب‬alır‫ب‬ve‫ب‬sıkar,‫ب‬tekrar‫ب‬ “OKU”‫ب‬emrini‫ب‬iletir.‫ب‬Yine‫ب‬aynı‫ب‬hadise‫ب‬gerçekleşir.‫ب‬ Üçüncü‫ب‬seferinde‫“ب‬OKU”‫ب‬emrinin‫ب‬devamında‫ب‬bu‫ب‬sefer,‫“ب‬Ben‫ب‬okuma‫ب‬bilmem”‫ب‬ yerine‫“ ب‬Neyi‫ ب‬okuyayım?”‫ ب‬cevabını‫ ب‬verir.‫ ب‬İşte,‫ ب‬neyi‫ ب‬okuyayım‫ ب‬cevabının‫ب‬ devamında,‫ب‬Cebrail‫ب‬As. Alak suresi 1-2 Yaradan rabbinin adıyla oku. Biz insanı bir alaktan yarattık. ayetleri‫ب‬söylenir.‫ب‬Cenabı‫ب‬Resulullah‫ب‬Efendimiz,‫ب‬bu‫ب‬ayetlerin‫ب‬ışığında,‫ب‬yaratan‫ب‬ rabbinin‫ ب‬adıyla‫ ب‬insan‫ ب‬olan,‫ ب‬kendisini‫ ب‬okumaya‫ ب‬başladı.‫ ب‬Tevhit‫ ب‬diye‫ب‬ bildirdiklerinin‫ب‬tümü,‫ب‬yaratan‫ب‬rabbinin‫ب‬adıyla‫ب‬kendisinde‫ب‬okuduklarıdır.‫ب‬ O, kendisinden gayrı bir ikincil bildirmedi.

Gönlümüz, gönüller sultanı, Melami Mürşid-i Kâmil’i, Damperli İbrahim, Halil İbrahim Baki Hz. ile beraberdir. Üzerimizdeki nurunun bizi aydınlatması, gönlümüzdeki yanan kandil oluşu, daimi olsun. ALLAH ALLAH 49


Kur’an’ı Kerim

50


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.