ULUSLARARASI YEŞİL GİRİŞİMCİLİK VE YENİLİKÇİ İSTİHDAM MERKEZİ Ana Eylem 2 Gençlik Stratejik Ortaklıklar
YEŞİL GİRİŞİMCİLİK PAYDAŞ ALGI ARAŞTIRMASI: MEVCUT DURUM, PROBLEMLER, POLİTİKA ÖNERİLERİ
Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Erasmus+ programı kapsamında fonlanmaktadır.
Uluslararası Yeşil Girişimcilik ve Yenilikçi İstihdam Merkezi Ana Eylem 2 Gençlik Stratejik Ortaklıklar
YEŞİL GİRİŞİMCİLİK PAYDAŞ ALGI ARAŞTIRMASI: MEVCUT DURUM, PROBLEMLER, POLİTİKA ÖNERİLERİ
2017, İSTANBUL 1
İÇİNDEKİLER A. B. C. D. 1. 2.
3.
4.
5.
6.
İçindekiler Kısaltmalar Teşekkür Başkanın Mesajı Amaç ve Kapsam Girişimcilik ve Yeşil Girişimcilik a. Girişimcilik ve Gelişim Süreci b. Girişimcilik türleri c. Yeşil girişimcilik Yeşil Girişimciliğin Mevcut durumu a. Yeşil girişimciliği destekleyen gelişmeler b. Temel göstergeler ve istatistikler c. TR’de yapılan çalışmalar ve örnek d. Partner ülkelerde yapılan çalışmalar ve örnekler e. Yeşil Girişimcilik çıktısı olarak yeşil meslekler İhtiyaç ve Saha Araştırması a. Metodoloji (cevaplayanlar, ikincil veri, anket, röportaj ve mülakat teknikleri, sorular) b. Araştırma sonuçları ve bulgular Değerlendirme ve Sonuç a. Öneriler ve Yol Haritası b. Merkezin Potansiyel Paydaşları c. SWOT Analizi d. Merkez kapsamında yapılacaklar Ekler
2
B. KISALTMALAR
Kısaltma
Açıklama
AB
Avrupa Birliği
ABÇÖ
Avrupa Birliği Çevre Ödülleri
AKEP
Academy of Entrepreneurship
BM
Birleşmiş Milletler
BUBA
BÜMED Business Angels
CPS
Siber Fiziksel Sistemler
EEN
Avrupa İşletmeler Ağı
ES
Endüstriyel Simbiyoz Projesi
GCIP
Global Cleantech Innovation Programme
GDP
Gross Domestic Product
GEF
Küresel Çevre Fonu
GEO
Global Environment Organization
GHL
Yunanistan, Macaristan, Litvanya
IGEC IMRO
International Green Entrepreneurship and Innovative Employment Center – Uluslararası Yeşil Girişimcilik ve Yenilikçi İstihdam Merkezi IMRO DDKK Nonprofit Ltd.
INSTITUTE
European Social Entrepreneurship and Innovative Studies Institute
IPA
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı
İTÜ
İstanbul Teknik Üniversitesi
iVCi
İstanbul Risk Sermayesi Girişimi
KOSGEB
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
KSSP
Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifika Programı
OSB
Organize Sanayi Bölgeleri
REC Türkiye
Bölgesel Çevre Merkezi
RFID
Radyo Frekansı ile Tanımlama
SGP
GEF Küçük Destek Programı
SKD
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği
STK
Sivil Toplum Kuruluşu
STÜ
Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim
SYFF
Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali
TDK
Türk Dil Kurumu
TEYDEB
Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı 3
TR
Türkiye
TTGV
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
TÜBİTAK
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜSİAD
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği
UNEP
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
UNIDO
Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı
VGM
Verimlilik Genel Müdürlüğü
WBCSD
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi
WWF
Doğal Hayatı Koruma Vakfı
4
C. Teşekkürler Bu rapor Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği Bakanlığı Türkiye Ulusal Ajansı’nın destekleri ile gerçekleştirilen “International Green Entrepreneurship and Innovative Employment Center” projesi kapsamında hazırlanmıştır. Raporun hazırlanma sürecinde masa başı ve sahada birçok kişi emek harcamış, tamamlanmasına katkı sunmuştur. Öncelikle proje koordinatörü “Büyükçekmece Belediyesi”, projenin diğer ortakları “Küresel Çevre Derneği”, “IMRO-DDKK Nonprofit Ltd”, “Academy of Entrepreneurship” ve “European Social Entrepreneurship and Innovative Studies Institute” kollektif bir çaba ile raporu kullanıma hazır hale getirmişlerdir. Projenin ve dolayısıyla raporun ortaya çıkarılmasına vizyonu ve girişimi ile öncülük eden Büyükçekmece Belediye başkanı Sayın Hasan Akgün’e, raporun hazırlanma aşamasında emeği geçen Büyükçekmece Belediyesi Dış İlişkiler Müdürü Abdülhamit Pehlivan’a, birim uzmanı İlteriş Kağan Kan’a, Küresel Çevre Derneği’nden Elif Erkan, Oğuz Tutal ve Doğukan Doğan’a, IMRO’dan Robert Musits ve Bence Cseke’ye, AKEP’ten Alessandro Carbone ve Andreas Stefanidis’e, Institute’den ise Simona Simulyte’ye teşekkürü borç biliriz. Ayrıca raporun şekillenmesine önemli katkılar sunan Emrah Kurum’a da ayrıca teşekkür ederiz. Saha çalışması esnasında mülakatları ve anket çalışmalarını gerçekleştiren çalışma arkadaşlarımızın yanısıra sorularımızı cevaplayan ve girdi sağlayan her sektörden tüm paydaşlarımızın da katkıları takdiri hak etmektedir.
5
D. Başkanın Mesajı Karşı karşıya kalınan mevcut sanayileşme, üretim ve kaynak kullanım kalıpları doğrultusunda bugünkü büyüme performansının sürdürülemeyeceği dünyadaki önemli bilim insanları tarafından dile getirilmektedir. Bu doğrultuda 1990’ların başından bu yana, doğal kaynaklara zarar vermeksizin yaşam kalitesinin yükseltilmesini temel alan sürdürülebilir kalkınma çalışmaları, yenilik ve yaratıcılık özellikleri ile girişimcileri ön plana çıkarmıştır. Bu sürecin sonucunda çevre ve ekoloji odaklı girişimcilik olarak ifade edilen yeni bir girişimcilik türü olan eko/yeşil girişimcilik ortaya çıkmıştır. Bunun yanısıra, katma değeri düşük ekonomilerde bu problemle bağlantılı olarak, sıklıkla karşılaşılan bir diğer problem genç işsizliğidir. Gelişmiş ülkeler bu problemi aşarken, yenilik odaklı anlayıştan ve yeşil işlerden oldukça fazla yararlanmaktadırlar. ABD, Japonya, Almanya gibi ülkeler ileri teknoloji odaklı, sürdürülebilir iş sahaları yaratarak genç işsizliğini önemli ölçüde azaltmışlardır. Son 10-15 yıldır, artan çevresel hassasiyetlerle birlikte, yeşil meslekler olarak adlandırılan sektörlerde yeşil yakalı dediğimiz çalışan grubu yükselişe geçmiştir. Ülkemizin mevcut hedefleri doğrultusunda kalkınma ve inovasyona verdiği önem ve duyduğu ihtiyaç ortadadır. Son yıllarda farklı sektörler tarafından ortaya konan kollektif çabanın meyvelerini yakın gelecekte vermesi temennimizdir. Bu çabalar, belirtilen alanda AB standartlarını yakalamamız ve yarınlarda refah içinde yaşamamız açısından da bir hayli öneme sahiptir. Bu kapsamda Büyükçekmece Belediyesi olarak ülkemizin ve AB'nin ortak hedeflerinden olan yenilikçi, doğaya saygılı ve kapsayıcı büyüme hedeflerine ulaşabilmek amacıyla "Uluslararası Yeşil Girişimcilik ve İstihdam Merkezi" projesini "Avrupa Komisyonu ve Türkiye Ulusal Ajansı"nın da desteği ile gerçekleştirmekten memnuniyet duymaktayız. Bu alanda gerçekleştirdiğimiz çalışmalara, Türkiye, Litvanya, Macaristan ve Yunanistan'dan tecrübeli ortaklarımızın katkıları ile yenisini eklemek geleceğe olan inancımızı pekiştirmekte, maddi ve manevi tatminimizi arttırmaktadır. Saygılarımla Dr. Hasan Akgün Büyükçekmece Belediye Başkanı
6
1. AMAÇ VE KAPSAM Yeşil girişimcilik ve yenilikçi istihdam, günümüz ekonomik büyüme ve kalkınma modelleri için önemli yere sahiptirler. Fakat yatırım altyapısının ve konu hakkındaki yasal düzenlemelerin hala zayıf olduğu bu konu ile ilgili elimizde çok fazla done mevcut değildir. Probleme ve ihtiyaca doğru cevap verebilmek için kapsamlı bir ihtiyaç ve sorun analizinin yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Doğru konumlandırılamamış bir kavram analizi ve problem tespiti, çoğu zaman yanlış gelişim önerilerine de yol açabilmektedir. Gerçekleştirdiğimiz bu araştırma, yeşil girişimlerin coğrafi dağılım, ölçek, yaklaşım ve değerler konusundaki farklılıklarını anlamamızı kolaylaştıracaktır. Araştırma Türkiye, Macaristan, Litvanya ve Yunanistan’da gerçekleştirilecek olup, ülkelerin birbirleri ile benzer noktaları ve farklılaştığı noktaları da bizlere gösterecektir. Bu sonuçlar politika önerileri ve sonraki süreçte atılacak adımlar konusunda da yol gösterici olacaklardır. Saha araştırmasını tamamlayıcı ve raporu güçlendirici mahiyette, Türkiye ve partner ülkelerdeki yeşil girişimcilik ve yeşil istihdam ile ilgili mevcut duruma dair birtakım bilgiler sunulacaktır. Ulaşılan sonuçlar ve durum tespiti, gerek yeşil girişimcilik konusunda yol haritası ve gelişim reçetelerinin daha sağlıklı bir şekilde ortaya koyulmasına olanak sağlayacak, bu doğrultuda proje kapsamında kurulacak olan yeşil girişimcilik merkezinin faaliyetlerinin şekillenmesinde de yol gösterici olacaktır. Ek olarak, proje kapsamında üretilecek olan eğitim içeriklerinin daha hedef odaklı üretilebilmesi noktasında önemli bir katkı sunacaktır. Araştırma tamamlandığında yeşil girişimcilerin ve sürdürülebilir istihdam yaratacak kişilerin ihtiyaçları da daha kolay okunabilecektir. Girişimci adaylarının yanı sıra genç ve yetişkin bireyler, politika yapıcılar ve konu hakkında çalışan akademisyenler için önemli bir kaynak teşkil edecektir. Bunun yanı sıra konunun öneminin artmasına, çeşitli aktörler arasında ve kamuoyunda farkındalık oluşmasına katkı koyacaktır. Son olarak daha sağlıklı yeşil girişimlerin ortaya çıkması ve yeşil sektörler olarak adlandırdığımız sektörlerde sürdürülebilir istihdam yaratılmasına da katkı sağlaması beklenmektedir. Bu yolla, ihtiyaç ve problemle ilgili çözüm önerileri üretmek ve verimli çıktılar elde etmek mümkündür. Yeşil girişimcilik ve istihdam konuları hem ülkemizde hem de ortak ülkelerde ele alınmakta fakat bu konularda mevcut durumla ilgili nesnel bir araştırma bulunmamaktadır. Sunulacak olan bu rapor bu eksiği giderme amacı da taşımaktadır.
2. GİRİŞİMCİLİK ve YEŞİL GİRİŞİMCİLİK 2.1.
Girişimcilik ve Gelişim Süreci
Değişim, yaşamımızın her alanında mevcuttur. Ortaya çıkan her değişim, değişimin ortaya çıktığı alan başta olmak üzere onunla ilişkili olan diğer alanları da dönüştürmeye başlamaktadır. Bu değişim ve dönüşüm iletişimden ulaşıma, gıdaya erişimden iş yapış şekillerimize kadar birçok alanda karşımıza çıkmaktadır. Burada bizim odaklanacağımız, yeni bir ekonomi anlayışı ve bununla ilişkili iş yapış modellerimiz olacaktır. Dünyadaki mevcut iş yapma şekilleri zaman içerisinde değişime uğrayıp yerelleşmeye ve belli konulara, alanlara odaklanmaya başlamıştır. Girişimcilik de bunlardan biridir. 7
Üzerine yazılan birçok şeye ek olarak, girişimcilik aynı zamanda ülkelerin kalkınması ve refahı için de önemlidir. Investopedia’daki “Why Entrepreneurs are Important for the Economy” adlı makalede de yer alan girişimcilik, yeni iş/işletme yaratması, yaratılan işlerle sorunlara çözüm üretmesi, üretilen çözümlerle yeni gelir kaynakları yaratması ve topluluk oluşturarak eğitimin, sağlığın güçlenmesi için destekler vermesi boyutlarıyla da önemlidir. Kavramların ortaya çıkışı ve gelişim süreçleri genelden özele doğru olduğu gibi, özelden genele doğru da olabilmektedir. Girişimcilik özelinde incelendiğinde sosyal girişimcilik, teknogirişimcilik, kurum içi girişimcilik, yeşil girişimcilik gibi çeşitli alt kollara ayrıldığı görülmektedir. Ülkemizde girişimcilik denildiğinde uzun bir süre ilk akla gelen e-ticaret siteleri olmuştur. Bu alanda hayata geçirilen girişimlerin belli bir zaman sonra birbirine benzer girişimlere dönüşmesiyle rekabet avantajı bakımından ayakta tutulması zor projelere dönüşmüştür. Böylesi bir ortamda kimileri farklı başarı hikâyelerinin doğması için yeni girişimcilerin maddi/manevi (eğitim, network gibi) desteklenmesi gerektiğini savunurken, kimileri de birbirinin benzeri projelerin denenip başarılmış projeler olduğu için destek verilmeye devam ettirilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu iki farklı bakış açısı üzerine tartışmalar devam ederken kadın girişimciliği, teknogirişimcilik ve yeşil girişimcilik gibi alanlarda da iyi uygulama örnekleri ortaya çıkmaya devam etmiş, var olanların ise nasıl desteklenebileceği üzerine farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
2.2.
Girişimcilik Türleri
Genel olarak çalışma alanları odağında çeşitlenmeye başlayan girişimcilik türleri zaman içerisinde tekno-girişimcilik, yalın girişimcilik, kadın girişimciliği, yeşil girişimcilik gibi alt kategorilerde yürütülmeye başlanmıştır. Aşağıda, bahsedilen bu girişimcilik türlerine kısaca yer verilmiştir. ● Tekno-girişim TÜBİTAK tarafından tekno-girişimcilik gerçek ve tüzel kişilerin bilimsel ve teknolojik bilgiyi ürüne, sürece, yönteme veya sisteme dönüştürme aşamalarında yapacağı, teknoloji ve yenilik odaklı araştırma, geliştirme, iyileştirme faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Teknoloji ve Yenilik Destek Programları ile üniversite-sanayi iş birliği, kümeleşme, girişimcilik ve ticarileştirme faaliyetlerine ilişkin proje önerilerinin değerlendirilmesi, söz konusu projelerin hibe ve/veya geri ödemeli olarak desteklenmesi, izlenmesi, sonuçlandırılması ve sonuçların değerlendirilmesi konusunda destekler vermektedir. ● Kadın girişimciliği Ev dışı bir mekanda, kendi adına kurduğu bir işletmesi olan, bir işletmede tek başına veya çalıştırdığı diğer kişilerle birlikte çalışan veya sahibi olması sıfatıyla ortaklık kuran, iş ile ilgili olarak çeşitli kamu ve özel kuruluşlarla temaslara geçen, işletmenin geleceği ile ilgili planlar yapan, işletmeden elde ettiği kazancı, yatırım ve kullanım alanları üzerinde söz sahibi olan, işletmesi adına tüm riski üstlenen kadındır. Bu bağlamda kendi mesleğini icra eden kadınlar 8
eğitimini gördükleri alanlarda herhangi bir riske girmeden çalıştıkları için girişimci olarak kabul edilmemektedirler. 1 ● Kurum-içi girişimcilik Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından kurulan Business Angels’a (BUBA) göre, kurum-içi girişimcilik (İngilizce’de “Intrapreneurship”), şirket çalışanlarının yenilikçi fikirler geliştirmelerini, bu fikirleri projelendirmelerini ve sonunda ticarileştirmelerini sağlayan tüm çalışmaları kapsamaktadır. Kurum-içi girişimcilik programları uygulanan şirketlerin inovasyon performansında önemli ölçüde yükselme gerçekleşmektedir. Şirketler bu programlar sayesinde daha çok sayıda yeni ürün piyasaya sürebilmekte ve bu sayede rekabette avantaj elde etmektedir. Dünyada uygulanan kurum-içi girişimcilik programlarının başarılı çıktıları arasında Sony’nin PlayStation ürünü, 3M’in post-it ürünü ve Google’ın Gmail servisi yer almaktadır. Türkiye’de kurum-içi girişimcilik programı uygulayan firmalar arasında Akbank, Anadolu Grubu, LcWaikiki gibi büyük ölçekli firmalar yer almaktadır. Başarılı çıktılar arasında ise Finansbank’ın Enpara.com hizmeti, Anadolujet’in Park&Fly hizmeti gibi örnekler bulunmaktadır. • Sosyal Girişimcilik Genel ezbere göre, topluma faydalı işleri devletler ya da sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından yapılmaktadır. Şirketler ise topluma faydalı işleri, sosyal sorumluluk kampanyaları çerçevesinde yapmaktadırlar. Sosyal girişimcilik bu iki yaklaşımın arasında, melez bir modeldir. Sosyal girişimcilik, serbest piyasa yöntemleri kullanan ama hedefi, toplumsal fayda yaratmak olan bir yaklaşımdır. Sosyal girişimlerin çeşitli misyonları vardır; ticari faaliyetlerini ise bu misyonlarını gerçekleştirmek için araç olarak kullanmaktadırlar. Sosyal girişimler, elde ettikleri kârı yine sosyal alanlara yatırmaktadırlar. Nihai başarı ölçüleri elde ettikleri kar değil, yarattıkları faydadan oluşmaktadır. Faaliyet gösterdikleri alanlarda kalıcı değişim yaratmayı, çözümlerini yaygınlaştırmayı ve uzun vadede toplumun desteğini kazanarak sorunu ortadan kaldırmayı hedeflemekte olup, “hayırseverlikten” ve “sivil toplum hareketinden” farklı değerlendirilmelidir. Hayırseverlik, karnı aç olana “balık vermek” üzerine kurulu iken, sivil toplum projeleri ise özünde “balık tutmayı öğretmek” üzerine kuruludur. Sosyal girişimcilik ise bu alanın öncü kuruluşu Ashoka’nın kurucusu Bill Drayton’un dediği gibi, balık tutmayı öğretmekle yetinmeyip balık endüstrisini kökten değiştirmeyi hedeflemektedir.
2.3.
Yeşil Girişimcilik
Düşük karbon kullanımı, enerji verimliliği ve tasarrufu, yenilenebilir kaynaklar, geri dönüşüm, temiz teknoloji gibi alanlara odaklanan yeni bir girişimcilik modelinin Yeşil Girişimcilik çerçevesi altında şekillendiği söylenebilir. Yeşil işlerin yeni bir sektör olarak öne çıkmaya başladığı 1 Soysal, A., (2010). ‘'Women Entrepreneurs in Turkey: An Assessment in the Context of Barriers and Opportunities,” Ankara University SBF Journal, 65-1. (2013), p: 90
9
düşünülürse, Yeşil Girişimciliğin “çevresel ve sosyal konulara olan duyarlılığın girişimcilikle birleşimi” olduğu iddia edilebilir. Öte yandan Yeşil Girişimcilik ve Eko- Girişimcilik gibi yeni kavramların birbirlerinin yerine kullanılması, bu iki yaklaşım arasındaki farkların da muğlak kalmasına sebep olmaktadır. Ekonomik, sosyal ve çevresel şartları iyileştirmek için kurulan yenilikçi işler, sektör ayrımı yapılmaksızın Yeşil Girişimcilik çerçevesinde değerlendirilmektedir. EKOIQ Dergisi Yeşil Girişimciliği dosya konusu yaptığı sayısında, Eko-Girişimciliği çevreyle doğrudan ilişkili sektörlerde yapılan faaliyetler için kullanılan bir kavram olarak tanımlıyor. Girişimcilik fikri ile ilgilenen araştırmacılar tarafından çevre ve girişimciliği analiz ederken bugüne kadar birçok farklı terim kullanılmıştır. Yaygın olarak kullanılan terimler yeşil girişimcilik, eko-girişimcilik, çevresel girişimcilik vb. dir. Bu terimlerin aynı konsepti yakaladığı ve birbirinin yerine kullanılabileceği savunulmaktadır. Her ne kadar tanımı üzerinde muhtelif tartışmalar sürsede, yeşil işler kuran girişimcileri yeşil girişimci olarak adlandırmak gibi temel bir eğilimden söz edebilebilmektedir. 2 Araştırmacılar tarafından kullanılan terminolojide farklılık olduğu gibi yeşil girişimcilik tanımlarında da farklılıklar vardır. Yani yeşil girişimciliğin genel kabul görmüş bir tanımı yoktur. Ancak yeşil girişimcilik farklı yollardan tarif edilse de ortak tema, mevcut ve gelecek nesillerin ekolojik ve sosyal ihtiyaçları için bir endişe gösterirken iş geliştirme fikrinin benimsenmesidir. Yeşil girişimcilerin girişimcilerle paylaştıkları ortak yanlarının yanında ayrıldığı yanlar da vardır. Yeşil girişimcilik, girişimcilik hedeflerini gerçekleştirirken aynı zamanda işyerinin topluma pozitif katkısını artıran ve insanlar ve çevre üzerindeki negatif etkilerini en aza indirgeyecek şekilde çalıştırabilmenin yollarını arama çabalarının tümünü kapsamaktadır. Yeşil girişimciyi geleneksel girişimciden ayıran ana fark, yeşil girişimci ekonomik açıdan karlı, çevreye duyarlı ve sosyal değer yaratan bir iş modeli oluşturmak ister. Yeşil girişimciler faaliyetlerinde ve büyüme stratejilerinde çevre dostudur. Yeşil Girişimciler, toplumun ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda daha iyi bir dünya ve yaşam alanlarına katkıda bulunmak üzere ürün ve hizmet sunumunu gerçekleştirmektedirler. Yeşil girişimcilerin ilkelerinde, politikalarında ve uygulamalarında müşterilerinin, çalışanlarının, toplumun ve çevrenin yaşam kalitesini artırma amacı ilk sırada yer almaktadır. Bir başka ifadeyle yeşil girişimcileri çevre etkilerine odaklanan girişimciler veya sosyal, ekonomik ve çevresel eksenleri işinde bütünleştiren kişiler olarak ifade edilebilmektedir. Yeşil girişimciler, sosyal, çevresel ve ekonomik faktörleri dikkate alarak mal ve hizmet üretim ve tüketiminde yenilikçi çözümler arayan ve bulan kişilerdir. Girişimcilerin kendine güven, yaratıcılık, yenilikçilik, risk alma, akılcılık, bağımsızlık, rekabetçilik vb. ortak olduğu özellikleri vardır. Ancak yeşil girişimciliğin bunların ötesinde gerektirdiği iki itici güç bulunmaktadır. Bunlar çevre değerleri ile ilgili tutku ve inanç ve pazarda bir boşluğun tespit edilerek buna çevreci bir çözüm bulunabilmesidir. Bu durum çevre sorunları hakkında bir farkındalığın olmasını, buna ek olarak ilgili alanlarda teknik bilgi, mevzuat ve pazar bilgisine sahip olmayı gerektirir. Yeşil girişimciler, sürdürülebilirlik yolunda yeşil tasarım, yeşil süreç ve sürdürülebilirliğe ömür boyu bağlılık ile bir sektörde iş kurarak o sektörü dönüştürmek isteyen kişilerdir. 3 2 3
Sevtap Keskin, Yalova Journal of Social Sciences, Vol: 7:12 Sevtap Keskin, Yalova Journal of Social Sciences, Vol: 7:12
10
Yeşil girişimcilik, kendi iş faaliyetlerinin özüne çevre koruma ve/veya iyileştirme hedefini koyan tüm girişimci teşebbüsleri ifade etmektedir. Yeşil girişimci bu yönüyle klasik girişimciden ayrılmaktadır. Yeşil girişimciliğinin temelinde kurumsal sosyal sorumluluk, çevresel sorunların çözümüne katkı ve düzenlemeler yer almaktadır. Yeşil girişimciler dünyayı değiştirmek ve çevre ve yaşam kalitesini artırmak ve para kazanmak ve girişimlerini büyütmek arzularına göre sınıflandırılabilir. Diğer bir değişle, yeşil girişimcilik ekonominin herhangi bir sektöründe üretimde kullanılan teknoloji açısından tanımlanabilir ki bu durumda yeşil girişimciliği bir süreç yaklaşımı olarak adlandırabiliriz. Ya da belirli bir sektörün içinde spesifik üretim ve hizmet veren firmalar açısından tanımlanabilir ki bu durumda yeşil girişimciliği bir üretim yaklaşımı olarak adlandırabiliriz. Sonuçların ilerleyen bölümlerde görülebileceği araştırmamız kapsamında kişilerin yaptıkları yeşil girişimcilik tanımı ise; Çevre ve doğal kaynakları korumaya yönelik sosyal fayda temelli faaliyetler gerçekleştirilmesi ve doğal kaynakları koruyarak ve en verimli şekilde kullanılarak mal ve hizmet üretimi gerçekleştirilmesi etrafında yoğunlaşmıştır. Buradan hareketle yeşil girişimciliğin anahtar kavramlarının doğayı ve çevreyi korumak ve bunu yaparken sosyal fayda yaratmak olduğu söylenebilir. Yapılan bu tanımlar çerçevesinde yeşil girişimcilik kavramını tanımladıktan sonra, mevcut durum ve gelişmeler ile devam etmekte fayda görmekteyiz.
3. YEŞİL GİRİŞİMCİLİĞİN MEVCUT DURUMU 3.1.
Yeşil Girişimciliği Destekleyen Gelişmeler
Türkiye ve dünyada yeşil girişimcilik açısından önemli olan belli başlı gelişmeden bahsetmekte fayda görmekteyiz. Bu gelişmeler hakkında detaylı bilgi vermekten öte yeşil girişimcilik açısından neden önemli olduğuna değineceğiz. ● Değer Pazarlaması/Pazarlama 3.0: Ürün ya da hizmet üretimi kadar, bunların satış ve pazarlaması girişimciler için önemlidir. İyi veya kötü yönde hızla yaşanan değişimlerin sonunda girişimcilerin değişime uygun satış ve pazarlama stratejilerini de dönüştürmesi gerekmektedir. Bu alanda yaşanan değişimlere ayak uydurmak için Philip Kotler ve Hermawan Kartajaya’nın “Pazarlama 3.0” kitabı da tam bu ihtiyaca çözüm sunmaktadır; Dünya hızlı ve sıkıntılı bir değişim sürecinden geçmektedir. Son finansal kriz yoksulluk ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ayrıca, iklim değişikliği ve nüfus artışı ülkeleri atmosfere bırakılan karbon monoksit gazı miktarını azaltmaya zorlamakta, ancak bu şirketlerin omzuna ek yükler bindirmektedir. Dahası, ekonomik büyümenin merkezi hızla Doğu’ya kaymaktadır. Öte yandan, teknoloji mekanik bir dünyadan dijital bir dünyaya doğru evrilmekte -internet, bilgisayarlar, cep telefonları ve sosyal-medya ve bu, üretici ve tüketicilerin davranış biçimlerini ciddi biçimde etkilemektedir. Bütün bunlar pazarlamanın yeniden düşünülmesini gerektirecektir. Son altmış yıl içinde, pazarlama ürün-merkezli (Pazarlama 1.0) olmaktan tüketici-merkezli (Pazarlama 2.0) olmaya 11
yöneldi. Şirketlerin odak noktalarını ürünlerden tüketicilere ve insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara doğru genişlettiğini görüyoruz. Pazarlama 3.0, şirketlerin tüketici-merkezli olmaktan insan-merkezli olmaya doğru kaydıkları ve kârlılığın kurumsal sorumlulukta dengelendiği aşamadır. Pazarlamanın efsane ismi Philip Kotler, katılım ve işbirliğine dayalı bu yeni çağda, iş dünyasına şekil veren üç büyük kuvvete göz atarak yeni kurallar açıklıyor. Bazı kilit uygulamaların, yeni iş modellerinin ve ana trendlerin açıklandığı bu kitap, bir adım öne geçmek isteyen herkes için stratejik bir başlangıç noktası. ● Endüstri 4.0 Küresel boyutta yaşanan çevresel, ekonomik ve sosyal değişimler ülkeler ve şirketlerin bu değişime ayak uydurması zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Artan rekabet koşullarında ülkeler ve şirketler rekabetteki üstünlüklerini devamlı kılmak adına çeşitli stratejiler geliştiriyor. Almanya’da gündeme gelen ve kısa sürede bu alana yeni bir soluk getiren “Endüstri 4.0” da bu stratejilerden biri. Endüstri 4.0, firmaların iş süreçlerine hız, esneklik ve verimlilik katarken ürettikleri ürünlerinde kalitelerinde de iyileştirmeler gerçekleştirilecek. Endüstri 4.0’ın öngördüğü imalat süreci, üretimin tam otomatik olarak gerçekleşmesiyle mümkün. Müşteri ve tedarikçilerden toplanan veriler doğrultusunda üretimi daha verimli kılacak analizler yapılmasını gerektiren yeni endüstri çağında akıllı fabrikalarda robotlar kullanılarak üretim yapılması bekleniyor. Akıllı robotlar geleneksel üretim bandında hareket eden malzemeleri RFID etiketi gibi sensor teknolojileriyle tanıyıp nasıl bir işlemden geçirmesi gerektiğini biliyor. Böylece farklılaşmış her bir ürün aynı üretim hattında sıfır hatayla işlenip takip edilebiliyor. Sonraki aşamada birbiriyle konuşan, bağlantılı makineler ürünün kalite kontrolünü yapıp üretim sürecindeki hataları daha hızlı tespit etmeyi sağlıyor. Tüm bu sürecin birbirine bağlı siber fiziksel sistemler (Cyber-physical systems-CPS) tarafından idare edilmesi planlanıyor. Tedarik zinciri ve tüketici verilerinin de kullanıldığı üretim sürecinin daha koordine ve bütünleşik olması öngörülüyor. Hayali kurulan akıllı fabrikaların bir diğer özelliği ise prototip ürünlerin tasarım süreçlerini 3D yazıcılar kullanarak hızlandırabilmesi. Böylece kişiselleşen ürünlerin üretim maliyetleri de azaltılmış oluyor. Tüm bu sürecin yönetildiği akıllı fabrikalarda büyük veri analiziyle üretimin daha verimli hale getirilmesi bekleniyor. Endüstri 4.0’a giden yolda avantaj elde edebilmemiz için, bu süreci destekleyecek otonom robotlar, nesnelerin interneti, dikey ve yatay sistem entegrasyonu, siber güvenlik, eklemeli üretim, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik ve büyük veri yönetimi gibi alanlarda da uzmanlaşmayı gerektiriyor. Bu uzmanlık alanlarındaki yetişmiş insan kaynağını da artırmak gerekiyor.
12
● Maker hareketi Konu sürdürülebilirlik olduğunda üretim yeri ve tüketim yeri önemli bir parametredir. Örneğin gıdanın üretim yeri ve tüketim yeri (tüketiciye ulaşana kadar kat ettiği yol) arasındaki mesafeye gıda mili denir. Ve gıda mili ne kadar artarsa tüketilen gıdanın karbon ayakizi de o kadar artar. Yani biz ekolojik ürün tükettiğimizi düşünürken aslında tam tersi yönde bir etkiye sebep olabiliriz. Bu konu sadece gıda için değil bizim tükettiğimiz/ihtiyaç duyduğumuz birçok ürün için de geçerlidir. İhtiyaçlarımızı yaşam alanlarımızda veya yakın çevremizden karşılayabilmemiz için gelişmelerden biri de: Maker hareketi. Maker kültürü, teknoloji ile "kendin yap" kültürünün birleşmesinden oluşan, dünyada hızla yayılan bir akımdır. Yemek yapmaktan model uçak yapmaya, elektronik devreler ve motorlar aracılığıyla yapılan bir model araçtan 3 boyutlu yazıcılar ile basılan ve üretilen her ürün, süs eşyası, takı, oyuncak aslında Maker hareketi kapsamında yapılmış kabul edilebilir. Maker laboratuvarlarında servo motorlar, ledler, sensörler gibi materyaller kullanılarak çok etkileyici projeler yapılabilir. ● Yeşil ekonomi Yaşanan sorunlara çözüm arandığında ilk akla gelenlerden biri de yeni bir ekonomi anlayışının yaygınlaşmasıdır. Başlıca ilgi alanları, uluslararası iktisat ve ekonomik büyüme-ekolojik sürdürülebilirlik, yeşil ekonomik dönüşüm olan ve İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doc. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı Mayıs 2017’de yayınlanan İklim için Yeşil Ekonomi Politikaları Raporu’nda yeşil ekonomi konusunda şunları söylemektedir: İklim değişikliği insanlığın karşılaştığı en ciddi tehditlerden biridir. Küresel sıcaklık artışı, boyutu her geçen gün artan ekonomik, toplumsal ve ekolojik kayıplara sebep olmaktadır. Karşı karşıya kaldığımız tehditler ne tek başına tüketicilerin bilinçlendirilmesi ne de özel sektörün temiz üretime teşvik edilmesiyle aşılabilir. İhtiyacımız olan, bireylerden uluslararası kurumlara kadar her düzeydeki karar alıcıların belirlenen hedeflere doğru birbiriyle tutarlı şekilde hareket etmesini sağlayacak bir sistemdir. Yeşil ekonomi, bu dönüşümü kolaylaştıracak kavramsal, teorik ve pratik bir çerçeve sunmaktadır ve bu nedenle de ekonomik, toplumsal ve ekolojik krizlerin bir arada yaşandığı 2008 krizi ile birlikte yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu dönüşümün ilk kuralı fosil yakıt temelli ekonomik sistemin terk edilmesidir. Bunun için gereken finansal kaynağın büyük bölümü fosil yakıt temelli yapıyı ayakta tutmak için harcanan teşviklerden sağlanabilir. 4 ● Temiz üretim Üretim ve üretim süreçlerinden kaynaklanan sorunlara çözüm üretmek yeşil girişimciler için önemli çalışma alanlardan biridir. Bu kapsamda yapılacakların başında ise temiz üretim ön plana çıkmaktadır. 4
Ahmet Atıl Aşıcı, Mayıs 2017, İklim İçin Yeşil Ekonomi Politikaları Raporu,
13
“Temiz üretim; hammadde ve enerjiyi daha az kullanmayı, yeniden kullanım ve geri dönüşümü artırmayı, daha az atık oluşturmayı ve tehlikeli atık miktarını azaltmayı amaçlayan çevreye duyarlı bir atık yönetim yaklaşımıdır. Temiz üretim, UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından; önleyici çevre stratejilerinin proseslere, ürünlere ve hizmetlere sürekli olarak uygulanması ile verimliliğin artırılması ve çevre ve insana yönelik risklerin azaltılması, olarak tanımlanmaktadır. Üretim proseslerine yönelik temiz üretim, üretim prosesi boyunca; hammadde, su ve enerjinin korunması, toksik ve tehlikeli hammaddelerin ortadan kaldırılması ile bütün emisyon ve atıkların miktar ve toksisitelerinin kaynağında azaltılması uygulamalarını kapsar. Ürünlere yönelik temiz üretim, ürünlerin bütün yaşam döngüleri boyunca olumsuz çevre, sağlık ve güvenlik etkilerini azaltmayı amaçlamaktadır. 5 Temiz üretimin amaçları arasında yer alan etkin kaynak kullanımı; doğal kaynakların özellikle enerji, su ve malzeme kullanımının optimizasyonu ile kaynak kullanımının azaltılmasını kapsamaktadır. Kaynakların etkin kullanımı sayesinde verimlilik ve rekabet gücünde artış sağlanabilmektedir. Temiz üretim seçeneklerinin uygulanması ve yürütülmesi; azalan kaynak kullanımı yanında çevresel etkinin ve atık bertaraf maliyetlerinin azalmasını sağlamaktadır. Temiz üretim, kirliliği oluştuktan sonra kontrol etmeyi amaçlayan boru sonu atık arıtımı yöntemleriyle kıyaslandığında önleyici bir yaklaşım sağlayarak, işletme verimliliğinin artmasında ve çevre kirliliğinin önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kirlilik kontrolü yaklaşımında kullanılan boru sonu teknikler yerine, kirliliğin kaynağında oluşmadan azaltılmasını amaçlamaktadır. Temiz üretim; bakım, envanter kontrolü, iyi işletme uygulamaları gibi basit ve düşük maliyetli uygulamalar yanında ekipman, proses ve teknoloji değişikliği gibi büyük yatırım gerektiren uygulamaları içermektedir. Temiz üretim fırsatları kapsamında yer alan uygulamalar aşağıda sıralanmıştır: ● ● ● ● ● ● ● ●
İyi işletme uygulamaları Ürün değişimi Hammadde ikamesi Tesiste yeniden kullanım/geri kazanım Proses optimizasyonu/değişimi Ekipman değişimi Teknoloji değişimi Yan ürün üretimi
● Endüstriyel Simbiyoz “Simbiyoz” biyolojik bir terimdir ve iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamaları anlamına gelmektedir. Endüstriyel ekoloji ile aynı yaklaşımı işaret eden “endüstriyel simbiyoz” doğadakine benzer şekilde birbirine yakın iki bağımsız endüstriyel işletme arasında madde ve enerji değişimi olarak tanımlanmaktadır.
5
www.temizuretim.gov.tr
14
Çevre yönetim sistemleri ve temiz üretim uygulamaları, endüstriyel kuruluşların çevresel performanslarını arttırmakla kalmayıp aynı zamanda ekonomik performanslarını ve kurumsal prestijlerinin de olumlu yönde etkilemektedir. Söz konusu uygulamalar son derece önemli ve etkin olmakla birlikte, firma sınırları içinde kaldığından, çevresel performansı belli bir düzeye kadar geliştirilebilmektedir. Ek kazanım elde edebilmek firma sınırlarının ötesine geçebilmeyi ve çoğunlukla firmalar arası işbirliğini gerektirmektedir. Bu yaklaşım, günümüzde pek çok ülkede uygulamaya geçmiş “endüstriyel simbiyoz (endüstriyel ekoloji)” kavramını gündeme getirmektedir. İlk olarak 1989 yılında gündeme gelen “endüstriyel ekoloji” endüstri ile doğal yaşam ve ekolojik sistemler arasındaki analojiye dayanmaktadır ve birbirleri ile hem ekonomik açıdan hem de birbirlerinin ürün ve atıklarını (madde ve enerji) kullanmaları açısından ilişki içinde olan tüm endüstriyel prosesler ağını simgelemektedir. Ülkemizde TTGV yürütücülüğünde İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi (ES) uygulanmıştır. 6 ● Döngüsel ekonomi Mevcut üretim ve tüketim süreçleri, yalnızca mal ve hizmet üretmekle kalmaz. Aynı zamanda kalıntı da üretirler. Bunlar çevreye salınan kirleticiler, kullanılmayan kaynak parçaları (tahta veya metal) ya da o veya bu nedenle tüketilmeyen gıda biçiminde olabilir. Aynı durum, kullanım sürelerinin sonuna gelen ürünler için de geçerlidir. Bunların bir kısmı kısmen geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir, ancak bir kısmı çöp yığınlarında, arazi dolumlarında veya atık yakımlarında son bulur. Kaynakların bu mal ve hizmetler için kullanıldığı düşünüldüğünde, kullanılmayan her parça aslında potansiyel bir ekonomik kaybı ve çevresel bir sorunu temsil eder. Avrupalılar, 2010 yılında kişi başına ortalama yaklaşık 4,5 ton atık üretmiştir. Bu miktarın yaklaşık yarısı, üretim sürecine geri beslenir. 'Döngüsel ekonomi' terimi, mümkün olduğunca az kayıp üreten bir üretim ve tüketim sistemini öngörür. İdeal bir dünyada, hemen hemen her şey yeniden kullanılır, geri dönüştürülür veya başka çıktılar üretmek üzere değerlendirilir. Ürünleri ve üretim süreçlerini yeniden tasarlamak, israfı minimuma indirmeye ve kullanılmayan kısmı kaynağa çevirmeye yardımcı olabilir. ● Eko endüstriyel parklar Günümüzde eko-endüstriyel parkların gelişimindeki ana itici güç rekabet odaklı iş modelleridir. Eko-endüstriyel parklar sundukları olanaklarla daha düşük maliyetli üretimin yolunu açmakla kalmayıp, tüketici tercihlerinin rekabette belirleyici olduğu yeni düzende çevre dostu teknolojilerle bir adım öne geçerler. Bunu yaparken iklim değişikliğinin önlenmesi için kolektif ve yenilikçi bir eylem platformu sunarlar. Güney Kore’de 2005 yılından bu yana uygulanan planlı eko-endüstriyel park modeli, geleneksel organize sanayi bölgelerinin (OSB) eko-endüstriyel parklara dönüştürülmesiyle, ev sahipliği yaptığı firmalara 2005 yılından bu yana toplamda 554 milyon Dolar tasarruf etmesine 6
www.endustriyelsimbiyoz.com
15
yardımcı olmuştur. Türkiye’nin yedi bölgesine dağılmış olan karma ve ihtisas olmak üzere toplamda 289 OSB’si Türk sanayisinin can damarlarını oluşturuyor. Eko-endüstriyel park modeli bu anlamda Türk sanayisinin küresel boyutta daha rekabetçi olabilmesinin onunu açması bakımından yüksek bir potansiyele sahiptir. 7 Endüstriler dünyadaki direkt ve endirekt sera gazı emisyon salımının yaklaşık üçte birinden sorumludurlar. Endüstriyel seviyede geliştirilecek iklimle mücadele projeleri Paris'te uluslararası iklim zirvesinde belirlenen ve zirve sonrası beklenen küresel hedeflere ulaşmada önemli bir rol oynayacaktır. Eko-endüstriyel park modeli iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli seviyede katkı sağladığı için, hükümetler, şehirler ve özel ekonomik bölgelerin iklim değişikliğine karşı aktif şekilde eyleme geçmesi süreçlerinde daha da yaygınlaşması beklenmektedir. Eko-endüstriyel park modelinin ilk yıllarında yoğunlaştığı ana temalar atık yönetimi ve kirliliğin önlenmesiydi. 2000’li yıllarda Japonya, Çin ve Güney Kore eko-endüstriyel parklar üzerindeki çalışmalarını destekleyecek ulusal politikalar geliştirerek küresel piyasalarda rekabet güçlerini artırdılar. Son 5 yıldır eko-endüstriyel park kavramı sanayi bölgeleri içinde çığır açan küresel bir kavram halini aldı ve bu modele uygun olarak sanayi bölgelerinin iyileştirmesi çalışmaları yaklaşık 40 ülkede devam etmektedir. ● Biyomimikri Ürün ve süreç tasarımları yaşanan sorunların çözümünde kilit rol oynar. Sorunları doğru tespit etmek kadar o sorunlara kalıcı/etkin çözüm üretmek tasarımcılar için önemlidir. Tasarım sürecinde yaşanan sorunlara çözümü doğada aramak günümüzde giderek artmaktadır. Bu konuda da ön plana biyomimikri çıkıyor. Biyomimikri, zamanla doğada test edilmiş ve başarılı olmuş model ve stratejileri taklit ederek, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Bir güneş pili tasarlarken yapraklardan ilham almak gibi. Biyomimikri’nin hedefi, doğayla uzun soluklu biçimde adapte olabilecek ürünler ve süreçler ortaya çıkartmaktır. Biyomimikri yaklaşımına uyan en bilinen örneklerden birisi, cırt bant olarak da bilinen velcro’dur. Velcro özellikle astronotların kıyafetlerinde ve yer çekimsiz ortamlarda kullanılmak için tasarlanmıştır. Tasarımcısına ilham olan şeyse, köpeğinin üzerine yapışan çengelli tohumlardır. 8 Bir diğer örnekse Geko kertenkelesi’nden ilham alınarak tasarlanan kumaşlardır. Geko ayaktabanındaki spatula uçlu kıllar sayesinde bulunduğu yüzeye kusursuz bir şekilde tutunabiliyor. Bu kıllar sayesinde paraklar sadece aşağı doğru bastırıldığında yapışıyor ve yukarı doğru çekildiğinde yüzeyden kolayca ayrılabiliyor. Geko’dan ilham alınarak istenen yüzeyde 7 8
https://www.eea.europa.eu/tr/isaretler/isaretler-2014/makaleler/ekonomi-kaynak-verimli-yesil-ve-dongusel https://sherpa.blog/biyomimikri-doganin-tasarimi#.WfIoSUx7Gu4
16
sabitlenebilecek kumaşlar üretilmeye çalışılıyor. Ayrıca Geko’nun bu özellikleri üzerinden daha birçok çalışma yapılmakta, bunlardan biri de robotların yüzeylerde rahat hareket edebilmesini, dik yüzeylere tırmanabilme ve tutunabilme özelliklerinin geliştirilebilmesini sağlamak için yapılmakta. ● Paylaşım ekonomisi Paylaşım ekonomisi sahibince seyrek gereksinim duyulan bir gerecin ya da hizmetin sahibince kullanılmadığı zamanlarda ihtiyacı olan başka kullanıcılara, uzmanlaşmış bir pazarlayıcı tarafından sunulması ve kullanıcının ödediği kullanım ücretinden pazarlayıcının bir pay alması temelli alışveriş düzenidir. Bu düzen daha önceleri yüksek yatırım gerektiren gereçlerin firmalar arasında birbirlerine kiralamaları şeklinde var idi. İnternet üzerinden ve akıllı cep telefonu yazılımları aracılığı ile yapıldığında hem işlemin ucuza mal olması hem de anında karara bağlanıp işleme konulabilmesi, üstelik internet üzerinden kişisel alışveriş geçmişinin görülebilmesi, ödeme, haberleşme, coğrafi takip gibi başka hizmetlerle birleştirilebilmesi hızla artmasına ve değişik, daha küçük ölçekte ama çok daha yüksek sayılarda işlemlerin söz konusu olduğu alanlara yayılmasına olanak vermiştir. En çok sözü edilen örnek, özel taşıtların taksi gibi ama geleneksel taksi hizmetlerini gölgeye düşürecek hizmet seviyesinde kullanımına olanak veren ve kısa sürede geniş uluslararası yayılıma ulaşan Uber'dir. Başka bir erken örnek, özel konutlardaki fazladan geceleme kapasitesini otel gibi sunma olanağı sağlayan Airbnb’dir. ● Kitlesel fonlama Projelerin hayata geçmesi için finansa erişim girişimciler tarafından kritik bir eşiktir. Finansa erişim konusunda kamu, özel sektör, melek yatırımcıların yanında son zamanlarda artan bir trend var: Kitlesel fonlama. İhtiyaç duyulan finans kaynağını bir veya birkaç kişiden/kurumdan almak yerine kendi bütçeleri doğrultusunda birden fazla kişiden/bireyden almak olarak tanımlanabilir. Bireyler verdikleri para ölçüsünde hayata geçecek projeden ürün, hizmet vs. satın alabiliyor. Burada öne kendi finans kaynağıyla hizmet/ürün üretip satmak yerine, üretilecek hizmet/ürün üretmek için ihtiyaç duyulan finans kaynağı önce alınır. Kitlesel fonlama konusunda öne çıkan belli başlı platformlar: dünyada IndieGoGo, Kickstarter ülkemizde ise Fongogo, Buluşum, Arıkovanı, Fonlabeni sayılabilir.
3.2.
Temel Göstergeler ve İstatistikler
Mevcut sanayileşme, üretim ve kaynak kullanımı kalıpları doğrultusunda bugünkü büyüme eğiliminin sürdürülemeyeceği dünyadaki önemli bilim adamları tarafından dile getirilmektedir. Geçmiş ekonomik büyüme modelleriyle çevresel sürdürülebilirliğin sağlanamayacağı konusunda artan kaygılar ve gelecekteki potansiyel iklim krizlerine karşı yükselen duyarlılık, çevre ve ekonominin birbirinden bağımsız bir şekilde ele alınamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Bu 17
doğrultuda son birkaç on yılın uzlaşısı olarak, doğal kaynaklara zarar vermeksizin yaşam kalitesinin yükseltilmesini temel alan sürdürülebilir kalkınma çalışmaları, yenilik ve yaratıcılık özellikleri ile girişimcileri ön plana çıkarmıştır. Bu sürecin sonucunda çevre ve ekoloji odaklı girişimcilik olarak ifade edilen yeni bir girişimcilik türü olan eko/yeşil girişimcilik ortaya çıkmıştır. Yeşil girişimcilik bünyesinde inovasyonu barındırmaktadır. İnovasyonun yeşil işlerle bir araya gelmesi sonucu Eko-İnovasyon kavramı ve aracı gündemi haklı olarak meşgul etmektedir. EI aracı verimli kaynak kullanımı, temiz enerji, düşük karbon salınımı gibi hedeflere ulaşmada en etkili araçlardan birisidir. EI sayesinde günümüzde karşı karşıya olduğumuz doğal kaynakların tahribatı, kirlilik ve küresel iklim değişikliği gibi çevresel problemlerin yanısıra, vatandaşların üzerine yüklenen ekonomik maliyetlerden önemli ölçüde kurtulunmaktadır. İnovasyon ve sürdürülebilirliğin bir araya gelmesi sayesinde rekabetçi ve yeşil bir ekonomiye doğru önemli bir adım atılabilmektedir. Global ekonomik ve finansal krizin hemen sonrasında girişimciliğin temel rolü ekonomik aktivitelerin hızlanmasına katkı sunmak şeklinde olmuştur. Hükümetler girişimcilere yönelik sıklıkla kurtarma paketleri dağıtmışlardır. Bu paketler kredi garantisi, vergi teşvikleri, araştırma kredileri şeklinde, inovasyonu ve serbest meslekleri cesaretlendirecek mahiyette olmuştur. Bu destek ve teşvikleri şimdiye dek, sektör gözetmeksizin tarafsız şekilde değil, enerji verimliliği, sürdürülebilir ulaşım gibi çevre dostu yatırımlara öncelik verecek şekilde tasarlanmış ve uygulanmıştır. İçerisinde bulunulan zorlu ekonomik koşullarda, birçok ülke büyümeyi tekrar canlandırmak için kamu harcamalarını arttırmış, bunu yaparken geleneksel ekonomileri uzun dönemli sürdürülebilir yapılara dönüştürme noktasında “yeşil büyüme” adı altında da eş zamanlı çabalar sergilemişlerdir. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre (UNEP, 2009), Güney Kore teşviklerin %79’unu, Çin %34’ünü, Avustralya ise %21’ini yeşil faaliyetlere yönlendirmiştir. Bu da yeşil girişimcilik kavramının moda olarak çalışılmadan, yapısal olarak ele alınmasına geçişi ifade etmektedir. 9 Dünya’daki önemli aktör ülkelerde olduğu gibi AB de yeşil girişimcilik ve bu doğrultuda ekoinovasyon, çevre dostu yatırımlar ve girişimlere önem vermektedir. AB’nin 2020 Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı büyüme hedefleri yeşil büyüme ve doğa dostu ekonomiyi açıkça işaret etmektedir. Refah kaybına uğramadan, bu hedeflere ulaşmanın yolu da üretim ve tüketimdeki sürdürülebilir inovasyonlardan geçmektedir. 2020 itibariyle AB tarafından %20 kaynak verimliliği artışı, %20 karbon salınımı azaltımı ve yeşil ekonominin GDP’nin %2,5’unu oluşturması hedefleri koyulmuştur. Bu sayede 2020 itibariyle 3,5 milyon yeni istihdam olanağı ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Bunun için 2014 – 2020 yılları boyunca 220 milyon Euro değerinde bir fon dağıtılacaktır. Almanya merkezli Roland Berger Strategy Consultant, 2020 itibariyle global ölçekte çevresel teknolojilerin piyasa değerinin 2,740 milyar dolar olacağını tahmin etmektedir. Proje konsorsiyum ortaklarının temsil ettiği ülkeler olan Türkiye, Macaristan, Yunanistan ve Litvanya’da da yeşil girişimcilik ve eko inovasyon konusunda son yıllarda çeşitli gelişmeler yaşanmaktadır. Detayları ve başarılı örnekleri takip eden bölümlerde görülebilecek olan ülkelere göz attığımızda yeşil girişimcilik konusunda AB ortalamasının altında kaldığı görülmektedir. Konu 9
United Nations Environmental Program (2009), Global Green New Deal, An Update for the G20 Pittsburgh Summit. Paris
18
ile ilgili kapsamlı istatistikler mevcut olmamasına rağmen, yeşil girişimcilik ekosistemi ve enerji, akıllı binalar, sürdürülebilir tarım, ulaştırma gibi alanlarda gerçekleştirilen kümülatif ve kişi başı yatırımlara göz atıldığında bu çıkarımda bulunulabilmektedir.
3.3.
Türkiye’de Yapılan Çalışmalar, Aktörler ve Örnek Çalışmalar
Türkiye’de yeşil girişimcilik kavramının geçmişi çok eskilere dayanmamasına rağmen, bu alanda çalışan, farklı sektörlerden birçok farklı aktör mevcuttur. Aşağıdaki örneklerde hangi kurumun ne gibi çalışmalar yaptığı ve varsa ne gibi destekler verdiği görülebilecektir. ● Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü teknolojinin gelişmesi ve iyi uygulama örneklerin gelişmesi için gerek yasal gerekse de kapasite geliştirmek için çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bünyesinde, Verimlilik Uygulamaları Dairesi Başkanlığı, Verimlilik Araştırma ve Planlama Dairesi Başkanlığı, Etki Analizi Dairesi Başkanlığı gibi birimler bulunmaktadır. VGM’nin yaptıklarından/görevlerinden bazıları; ● Verimliliği artırıcı program ve projeler geliştirmek, uygulamak ve uygulanmasını sağlamak ● Ulusal Eko-verimlilik Programını uygulamak, koordine etmek, izlemek ve uygulamayı yönlendirmek ● İşletmelerin temiz üretim program ve projeleri hazırlamasına ve uygulamasına yönelik faaliyetlerde bulunmak, temiz üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, transferi ve kullanımı ile sürdürülebilir üretim uygulamalarına yönelik pilot projeler geliştirmek ve uygulanmasını sağlamak ● Ulusal temiz üretim merkezi ile temiz üretim alanında araştırma projeleri yürütmek, işletmelerde temiz üretimi yaygınlaştırmak için merkezin saha çalışmalarını yönlendirmek, bölgesel temiz üretim merkezlerinin kurulmasını desteklemek ● Verimlilik ve temiz üretim alanında bilinçlendirme ve yaygınlaştırma faaliyetleri gerçekleştirmek ● İşletmelerin verimliliğini artırma ve geliştirme çalışmalarını desteklemek ve teşvik etmek, verimlilik ile ilgili konularda teknik yardım sağlamak, gerektiğinde hibe ve/veya kredi desteği sağlamak ● Eğitim amaçlı Model Fabrika/Dijital Dönüşüm merkezleri kurmak ● Verimlilik politika ve stratejilerini hazırlamak, uygulanmasını sağlamak, izlemek, sektörel verimlilik analizleri yapmak ve sonuçlarını değerlendirmek, ● Verimlilikle ilgili konularda inceleme ve araştırmalar yapmak, tedbirler geliştirmek ve bu tedbirlerin uygulamaya konulmasına yönelik çalışmalar yapmak, ● 4. İşletmelerde israfa yol açan sorunları tespit etmek, israfı önleyici, verimi artırıcı teknik ve yöntemleri araştırmak, izlemek, sonuçlarını değerlendirmek ve tavsiyelerde bulunmak, ● İşletme Verimlilik Kıyaslama Sistemi kurmak, işletmelere verimlilik karnesi ve verimlilik belgesi vermek için gereken altyapıyı kurmak, ● Kaynak verimliliği alanında sektörel kılavuzlar hazırlamak, süreli ve süresiz yayın, kütüphane ve elektronik bilgi hizmetlerini sunmak, 19
● Verimlilikle ilgili bilimsel birikimi artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmak ● Sanayiye yönelik ulusal verimlilik istatistikleri ve göstergelerini hazırlamak ve yayımlamak ● TÜBİTAK Cleantech yarışması: Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO), Küresel Çevre Fonu (GEF) desteği ile Enerji ve Çevre ana temalarındaki çeşitli kategorilerde girişimci iş fikirlerinin desteklenmesine yönelik global bir program yürütmektedir. 2014 yılından itibaren Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 7 ülkede (Ermenistan, Güney Afrika, Hindistan, Malezya, Pakistan, Tayland ve Türkiye) yürütülmeye başlayan Global Cleantech Innovation Programme (GCIP) temiz teknoloji girişimcilerini desteklemeyi hedefleyen bir platformdur. Türkiye’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının himayelerinde, TÜBİTAK’ın ev sahipliğinde, Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) bünyesinde gerçekleşen GCIPTürkiye’de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) da programın ulusal paydaları arasında yer alıyor. GCIP-Türkiye içeriğinde bir yarışma programını da barındıran ve hızlandırıcı (accelerator) olarak da tanımlanmıştır. Temiz teknolojiler alanında yenilikçi iş fikri olan, bir ürün geliştirmeye çalışan KOBİ niteliğindeki işletmeler yanında öğrenci, akademisyen, araştırmacı ve seri girişimciler de katılabiliyor. GCIP Program kriterlerinde girişimcinin projesi ile çözmekte olduğu sorun ve yaratacağı katma değer yanında uygulamanın yenilikçi yönü, gerçekleştirilebilirlik, sürdürülebilirlik (çevresel, sosyal ve ekonomik) vb. çok çeşitli kriterleri göz önüne alarak projeleri değerlendirir. Ayrıca programa katılacak takımlar, mentorlar ve panelistler “Global Cleantech Innovation Programme” platformunun uluslararası havuzunda yer alan birer üyesi oluyor. Burada hedeflenen, örneğin Güney Afrika’daki bir girişimcinin, Türkiye’deki bir danışman ile projesini geliştirirken, ürününü Pakistan’daki bir üretici veya firmaya satabilmesinin sağlanabilmesidir. ● Teknokentler Girişimciliğin hızlı bir şekilde gelişmesinde önemli bir aktör teknokentlerdir. Doğrudan yeşil girişimcilik özelinde çok fazla bir çalışma yapılmasa da, teknokentlerden BakTek-BioGuy gibi yeşil girişimciler çıkmaktadır. Girişim ekosisteminin kurulması, ileri teknoloji startuplarının ortaya çıkmasına teşvik ve destekler ile ön ayak olan teknokentler kavramın ülkemizde gelişmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de Teknokent kurma çalışmaları 1980’lerde başlamıştır. Mevcut durumda 66 Teknoloji Geliştirme Bölgesi Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilmiştir. 66 teknokent’in 55 tanesi şu an için faaliyette, diğerleri geliştirme aşamasındadır.
20
Mayıs 2016 itibariyle; faaliyette olan teknokentler kapsamında Ar-Ge çalışmalarını yürüten firmaların sayısı 4.510’a ulaşmıştır. Bu firmaların %37’si yazılım sektöründe, %17’si Bilgisayar ve İletişim Teknolojileri sektöründe, %8’i Elektronik ve %6’sı Makine ve Teçhizat İmalatı alanlarında faaliyet göstermekte, ayrıca Medikal, Enerji, Kimya, Gıda, Savunma, Otomotiv gibi bir çok sektörden firmalar bölgelerde Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yer almaktadır. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde, 2016 yılı Mayıs ayı itibariyle toplam 46.314 personele istihdam sağlanmıştır. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde tamamlanan Ar-Ge proje sayısı 23.007, yürütülen Ar-Ge projesi 8.915 adettir. Faaliyete geçen Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde bulunan şirketlerin, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, Japonya, İsrail, İngiltere ve Almanya gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerine yapmış oldukları teknolojik ürün ihracatı 2016 yıl sonu itibariyle yaklaşık 2.6 Milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bölgelerde faaliyet gösteren firmalar tarafından tescil ettirilen patent sayısı 640 ve başvuru süreci devam eden patent sayısı 1.121’dir. 10 Mevcut teknoloji geliştirme bölgelerinin büyük bölümü üniversite odaklı teknoparklardır. Ancak organize sanayi bölgelerinde kurulmuş teknoparklara ek olarak, özellikle Anadolu kentlerinde olmak üzere, ildeki önemli kamu ve sanayi kurum ve kuruluşların üniversiteler ile işbirliğinde, ilin genelini temsilen teknoparklar da mevcuttur. ● TTGV 1991 yılında kamu-özel sektör işbirliği ile Türkiye’de özel sektörün teknoloji ve inovasyon faaliyetlerinin desteklenmesi için kuruldu. Bu kapsamda Teknolojinin Ticarileştirilmesi, Endüstriyel Yaratıcılık, Bölgesel ve Sektörel Yenileşim ve Girişim Sermayesi ve Fon Yönetimi alanlarında destekler veriyor. Yapılan çalışmalardan bazıları; ● 1997 yılında,1994 yılında başladığı Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Giderilmesi Projesiyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya çapında en başarılı 9 projeden biri olarak seçildi. ● 1998 yılında TÜBİTAK ve TÜSİAD ile birlikte teknoloji projelerinin en iyilerini ödüllendirmek için Teknoloji Ödülleri ve Kongresi’ni başlattı. ● 2006 yılında Çevre Projeleri Desteği ile çevre teknolojileri, enerji verimliliği gibi alanlarda örnek olabilecek projelere finansman desteği sağlamaya başladı. ● 2007 yılında Yenilikçi KOBİ'lerin ihtiyacını duyduğu büyüme sermayesinin uluslararası standartlarda sağlanabilmesi için Türkiye’nin ilk fonların fonu girişimi olan ve toplam 160 Milyon Avro büyüklüğündeki İstanbul Risk Sermayesi Girişimi (iVCi)'ne yatırımcı olarak katıldı. ● İleri Teknoloji Projeleri Desteği (İTEP) ile tarımsal atıklardan yüksek katma değerli biyo ürün üretim ve teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri ve hassas üretim teknikleri, yenilenebilir enerji üretim, depolama ve dağıtımına yönelik teknolojiler, gıda teknolojileri, biyomedikal teknolojiler, iklim değişikliğine uyum teknolojileri gibi özel sektörün ileri teknoloji projelerine finansal destek sağlamaya başladı.
10
http://www.tgbd.org.tr/WebContent/WebContent/4707
21
● 2011 yılında İzmir’de eko verimlilik, İskenderun Körfezi Bölgesi’nde endüstriyel simbiyoz projeleri ile çevre konusunda eksikliği hissedilen alanlarda örnek uygulamalar gerçekleştirdi. ● 2012 yılında yenilikçi fikirleri paylaşmak için İdeaport yayın hayatına başladı. Zengin video içerikleri ve ilham veren etkinlikleriyle ideaport ekosistemde oluşan değerli bilgiyi yayma, farkındalık yaratma ve network imkânı sunuyor. ● Avrupa İşletmeler Ağı - Enterprise Europe Network (EEN) Girişimcilikte üretilen fikirlerin gelişmesi ve yaygınlaşması için farklı kişi ve kurumlara erişim önemlidir. Aşağıda detaylı olarak anlatılan Avrupa İşletmeler Ağı kısaca teknoloji transferi, ticari işbirliği, Ar-Ge ortaklıkları ve finansa erişim konusunda çeşitli destekler vermektedir. Yeşil girişimcilik açısından önemi ise; • • • •
Patentli bir ürün varsa bunu Avrupa İşletmeler Ağı veri tabanlarına yükleyerek satış/pazarlamasını yapabilir İkili işbirliği görüşmeleri ile ürünlerini doğrudan satabilir İyileştirmek istenen süreçlerde yaşanan sorunlara dünyada üretilen çözümlerin teknolojisini transfer edebilir Kendi çalışma alanlarında finansa erişim konusunda destekler alabilir
Avrupa İşletmeler Ağı, 60’dan fazla ülkede 600 üye kurumda çalışan 3000’in üzerinde uzmanıyla uluslararası iş birlikleri kurmak isteyen özellikle KOBİ’lere, ayrıca büyük firmalara ve araştırmacılara hizmet eden dünyanın en büyük ağıdır. Ağda ticaret ve sanayi odaları, teknoloji transfer merkezleri, araştırma merkezleri ve KOBİ’lere destek sağlayan kurumlar yer almaktadır. Her şehir / bölgede farklı kurumlar bir araya gelerek kendi Avrupa İşletmeler Ağı konsorsiyumlarını oluşturmaktadırlar. İstanbul’da, İstanbul Sanayi Odası, KOSGEB Anadolu Yakası Müdürlüğü, KOSGEB Boğaziçi Müdürlüğü ve Sabancı Üniversitesi ile Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul olarak hizmet vermektedir. Türkiye’nin farklı şehirlerinde de olan Avrupa İşletmeler Ağı’nın amacı, firmaları uluslararasılaşma, dış ticaret, uluslararası işbirlikleri konularında bilgilendirmek, inovasyon ve ArGe altyapılarını geliştirip firmaların uluslararası pazarda rekabet edebilirliklerini arttırarak uluslararası ortaklıklar kurmalarını sağlamaktır. Bilgilendirme ve altyapı faaliyetleri dışında Avrupa İşletmeler Ağı profil veritabanı ile firmaların ticari, teknolojik iş ortaklıkları veya ortak Arge projeleri için birbirlerini bulmalarına da aracılık etmektedir. Bununla birlikte uluslararası B2B ikili görüşme etkinlikleri düzenleyerek firmaların birbirleri ile yüz yüze tanışarak potansiyel ortaklarını bulmalarını amaçlıyor; bu tür etkinlikler çoğunlukla fuar, konferans gibi uluslararası etkinliklerde düzenlenmektedir. ● İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği - SKD Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımını ülkemizde de yaygınlaşmasını hedefleyen şirketler, bu konudaki çabalarını birleştirerek 2004 yılında İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’ni (SKD Türkiye) kurmuşlardır. SKD Türkiye, Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımı ile Türkiye'de politika 22
gelişimine katkıda bulunmak ve Türk iş dünyasının rekabetçiliğini sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı rehberliğinde artırmak misyonuyla çalışmalarını sürdürmektedir. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Türkiye’deki tek iş ortağı ve temsilcisidir. SKD Türkiye'nin dört ana hedefi bulunmaktadır: 1. Sürdürülebilir Kalkınma kavramını iş dünyasına ve kamuoyuna tanıtmak 2. Sürdürülebilir Kalkınma konusu ile ilgili örnek teşkil edecek iyi uygulamaların artmasını teşvik etmek, iş dünyasına ve kamuoyuna tanıtılmasını sağlamak 3. Sürdürülebilir Kalkınma konusuna ilişkin politikaların oluşturulmasına katkı sağlamak 4. Sürdürülebilir Kalkınma konusunda uygun araçlar ve kanallarla kapasite geliştirmek SKD Türkiye, yukarıda belirtilen hedeflere ulaşmak için yürütülen tüm çalışmaları iş dünyası, kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve yerel idareler ile işbirliği içinde yapmaktadır. İş dünyasının sürdürülebilirlik odağında bir araya gelmesi ve ortak hareket etmesinin yanındaki katkılarının yanında, raporları ve yayınlarıyla da önemli katkıları vardır. Bu yayınlardan bazıları; ● ● ● ● ● ● ● ●
100 Maddede Sürdürülebilirlik Rehberi Sürdürülebilirlik için Eko-Etiketler Rehberi Sürdürülebilir Tarım İlkeleri Kadın İstihdamı ve Fırsat Eşitliği Deneyimleri Türkiye'de Suyun Durumu ve Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar: Çevresel Perspektif İş Dünyasında Sürdürülebilirlik Uygulamaları Binalarda Enerji Verimliliği Yol Haritası Adım Adım Sanayide Enerji Verimliliği
● Bölgesel Çevre Merkezi – REC Türkiye REC Türkiye, kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) Türkiye’deki temsilcisidir. 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren REC Türkiye, Türkiye’nin çevre konusundaki hukuki, kurumsal, teknik ve yatırım kapasitesini güçlendirmeyi; böylelikle AB Çevre Müktesebatının etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmasını sağlamayı hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda, farklı finansal kaynaklar kullanarak yürütmekte olduğu çalışmalarla, hükümetler, kamu yönetimi, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve diğer tüm paydaşlar arasında işbirliği, bilgi paylaşımı ve ortak karar alma süreçlerini güçlendirmek için çalışmaktadır. Yaptığı çalışmalardan bazıları: Avrupa Birliği Çevre Ödülleri (ABÇÖ): 1987 yılında bu yana düzenlenen Avrupa Birliği Çevre Ödülleri (ABÇÖ), büyüklüğünden veya faaliyet gösterdiği sektörden bağımsız olarak, çevre ile
23
ilgili performansını geliştirmek ve sürdürülebilir ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak amacıyla projeler geliştiren ve uygulamaya koyan şirketleri ödüllendirmektedir. Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifika Programı (KSSP): REC Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından özel sektör profesyonellerine yönelik tasarlanan Sertifika Programı, kurum temsilcilerinin öncülüğü ile sürdürülebilirlik vizyonunu kurumların stratejilerine yansıtmasını hedeflemektedir. Yeşil Kutu: Öğretmen ve öğrencilerine yönelik çok amaçlı bir çevre eğitim programı olmakla beraber eğitimin her kademesinde de rahatlıkla kullanılabilecek bir ders destek materyali içeren set sunmaktadır. Bu eğitim seti çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınmayla ilgili belirli konulara odaklanmıştır. Türk İş Dünyasının İklim Değişikliğine Yanıtı: Almanya Büyükelçiliği’nin finansal desteğiyle REC Türkiye tarafından yürütülen çalışma kapsamında Türk iş dünyası liderlerinin iklim değişikliği konusunda farkındalıkları, etki alanları, gelecek öngörüleri, strateji ve uygulama planları, iklim değişikliğiyle mücadelede üstlendikleri rolün değerlendirilmesi amaçlanmıştır. 2014’te “İklim Değişikliği CEO Algı Araştırması: Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Cevabı” adı altında TÜSİAD işbirliğiyle REC Türkiye tarafından İklim değişikliği üzerine ilk CEO algı araştırması gerçekleştirilmişti. REC Türkiye, İklim Platformu faaliyetleri kapsamında Türk İş Dünyasının daha aktif, daha bilgili ve uzun dönemli bir iklim değişikliği politikası geliştirmesini sağlamak amacıyla anketi tasarlamış, hazırlamış, yayınlamış ve dağıtmıştı. Anket çalışmasında, kendi sektörlerinde GDP bazında büyük paya sahip ve iklim değişikliğine doğrudan etkisi olan şirketler hedeflenmiş, proje süresince toplam 50 şirketle iletişime geçilmiş, bu şirketlerin 25’i çalışmaya katılmıştır. İklim değişikliği konusuna ve özel sektörün bu konudaki rolüne dikkat çekmek amacıyla ayrıca, çalışma sonuçlarının paylaşıldığı, COP22 Marakeş Konferansının değerlendirildiği ve kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, özel sektör, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, akademisyen ve medya temsilcilerinden oluşan 150’yi aşkın kişinin katılım sağladığı bir konferans gerçekleştirilmiştir. Düşük Karbonlu Kalkınma için Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi: İklim değişikliği ile bilimsel tabanlı mücadele yoluyla küresel çabalara katkı sağlayarak, insan kaynaklı sera gazı salımlarının azaltılması amacıyla Human Dynamics, REC ve AESA konsorsiyumu tarafından yürütülen “Düşük Karbonlu Kalkınma için Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi” Haziran 2017 itibariyle başlamıştır. Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) Programı Hibe Anlaşması çerçevesindeki projenin süresi 3 yıldır. REC Türkiye olarak proje kapsamında özellikle ulusal mevzuatımıza uyumlaştırılacak iklim değişikliği ile ilgili AB direktiflerine yönelik Etki Analizi çalışmaları gerçekleştirilecektir. ● Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 1971 yılında kurulan TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir iş dünyası kuruluşudur. TÜSİAD, üyelerinin temsil ettiği 24
kuruluşlar itibariyle, Türkiye ekonomisinde üretim, katma değer, kayıtlı istihdam ve dış ticaret gibi alanlarda önemli temsil yeteneğine sahiptir. Çalışmaları ile rekabetçi piyasa ekonomisi, sürdürülebilir kalkınma ve katılımcı demokrasi anlayışının benimsediği bir toplumsal düzenin oluşmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. TÜSİAD, Sürdürülebilir Kalkınma, Sosyal Kalkınma, Girişimcilik, Ekonomi Politikaları, Sanayi Politikaları, Hizmetlerde Dönüşüm, Bölgesel Kalkınma, Dijital Ekonomi, Yatırım Ortamı, Küresel İlişkiler ve AB yuvarlak masaların etrafında çeşitli alanlarda çalışmalar yürütmektedir. Çevre ve İklim Değişikliği, Bu Gençlikte İş Var, İnovasyon ve İnternet Ekosistemi, Gıda, İçecek ve Tarım, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Enerji, Sanayide Dönüşüm, KOBİ ve Fikri Haklar ve ARGE bunlardan bazılarıdır. TÜSİAD odak alanına giren konularda son 10 yıl içerisinde 120 rapor yayımlamış, son 5 yılda 300’e yakın görüş oluşturmuş, 2,500’den fazla etkinlik gerçekleştirmiştir. ● GEF Küçük Destek Programı Türkiye | UNDP Türkiye Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility -GEF), BM Kalkınma Programı (UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafından yönetilen, ortak bir çevre programıdır. GEF'in misyonu küresel çevrenin korunmasıdır. Yerel ile küresel çevre sorunları, ulusal ile uluslararası kaynaklar arasındaki bağı kurmayı amaçlamaktadır. Dört odak alandaki -biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, uluslararası sular ve ozon tabakasının delinmesi- projelere fon sağlayarak küresel çevre faydaları sağlamak amacı ile kurulmuştur. Bu odak alanlara, sonraki yıllarda, toprak bozulması, kalıcı organik kirleticiler (POPs) odak alanları da eklenmiştir. GEF'in Uygulayıcı Kuruluşları, Dünya Bankası, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM Kalkınma Programı'dır (UNDP). Hükümetler büyük ölçekli GEF programından fon temin etmek için doğrudan başvurabilirler. Orta ölçekli GEF projeleri ise, hükümetler, sivil toplum kuruluşları (STK'lar), akademik kurumlar, ulusal ve uluslararası kurumlar ve özel sektör işletmeleri tarafından hazırlanabilir ve GEF desteği için sunulabilir. GEF'in büyük ölçeği 1 Milyon USD $'ın üzerindeki destekleri kapsarken, orta ölçeği 1 milyon US$'a kadardır. GEF Küçük Destek Programı (SGP), GEF'in bir parçasıdır. 50,000 US$'a kadar olan projeleri için, sadece sivil toplum kuruluşları ve topluluk örgütlerinin başvurularına açıktır. GEF Küçük Destek Programı (SGP) Küresel Çevre Fonu'nun (GEF) bir parçasıdır. Sivil toplum kuruluşlarının ve yerel toplulukların biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği ile iklim değişikliği ile mücadele faaliyetlerinde destek sağlamaktadır. Doğa koruma ve yenileme amacına yönelirken, insanların refahı ve geçim kaynaklarını da gözeten sivil toplum projelerine fon ve tecrübe desteği vermektedir.
25
GEF, SGP programının yeşil girişimcilik ve yeşil ekonomi noktasında uygulama önceliklerinden bazıları; ● Korunan alanlar, önemli doğa alanları denizel ve karasal peyzaj alanları ve yöre halkının koruduğu alanların sürdürülebilir kullanımına yönelik yöre halkının katılımcı ve gelir getirici (ekoturizm vb.) uygulamaları ● Biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği yaklaşımının çevresel standartlara dâhil edilmesi (ISO 14000, AB ilgili standartları vb.) ve doğa-dostu ürün ve pazarların gelişimine katkı veren çalışmalar ● Yerel düzeyde düşük karbonlu, yenilenebilir enerji (jeotermal, rüzgâr, güneş, biyokütle, biyoyakıt, su vb.) teknolojilerinin (ürün, hizmetler ve prosesler) geliştirilmesi, gösterimi ve transferine yönelik çalışmalar ● Sürdürülebilir balıkçılık, ormancılık, iyi tarım uygulamaları ve tarım ve orman ekosistem hizmetlerinin devamlılığının sağlamasına, geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar ● Doğa dostu gönüllü etiketleme sistemlerinin geliştirmesi yönündeki girişimler şeklindedir. ● WWF Doğal Hayatı Koruma Derneği 1975 yılında kuruldu. Ardından 2001 yılında Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF International’ın Türkiye Temsilcisi olarak WWF-Türkiye unvanını almıştır. WWF-Türkiye’nin 42 yıllık geçmişindeki önemli doğa koruma çalışmalarının yanında yaptığı çalışmalardan bazılarının kronolojik özetini aşağıda bulabilirsiniz; ● 1998 yılında Fauna&Flora International (FFI) ve İ.Ü. Eczacılık Fakültesi (ISTE) işbirliğinde dünyada ilk kez Önemli Bitki Alanları çalışmalarına Türkiye'de başladı. ● 2003 yılında Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi. ● 2006 yılında “Suyumuza Sahip Çıkalım” kampanyası ile kamuoyu suyun akılcı kullanımı konusunda bilgilendirildi. Özellikle suyun en fazla kullanıldığı sektör olan tarımda modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması için su seferberliği başlatıldı. ● 2006 yılında Konya, Aksaray, Isparta, Aydın, Muğla illerinde 20 farklı tarlada toplam 270 dekar alanda damla sulama projeleri gerçekleştirildi. 2000’den fazla çiftçiye eğitim verildi. Şekerpancarı, pamuk, buğday, mısır, elma, kiraz üretiminde salma sulamaya kıyasla %50, yağmurlama sulama sistemine kıyasla %35 su tasarrufu sağlandı. ● 2011yılında Ekolojik Ayak İzi'nin azaltılması için ofislere yönelik Green Office Programı başladı. ● 2012 yılında Türkiye'deki ilk defa tüketim alışkanlıklarının ve yaşam tarzının doğal kaynaklar üzerinde yarattığı baskı Türkiye'nin Ekolojik Ayak İzi Raporu ile hesaplandı. Aynı zamanda • •
Düşük Karbon Ekonomisi: Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Kaynaklar Enerji Politikalarına İlişkin Riskleri Nasıl Azaltabilir? Türkiye için Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri 26
• • • • • • •
İyi Tarım Uygulamaları El Kitabı 2015 Türkiye'nin Su Riskleri Raporu Akdeniz'de Ekonominin Canlandırılması: Sürdürülebilir bir gelecek için atılacak adımlar Çevresel Etkilerin Değerlendirilmesine Yönelik Politika Önerileri Yerel Kültürel ve Çevresel Değerlerin Kaş-Kekova ÖÇKB İle Etkileşimi ve Sürdürülebilir Turizme Etkileri Türkiye'nin Su Riskleri Raporu Türkiye'nin Yenilenebilir Gücü ve Sürdürülebilir Balıkçılık için Ekosistem Temelli Yönetim WWF’in yayınlarından/raporlardan bazılarıdır.
● BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri projesi, International Youth Foundation (Uluslararası Gençlik Vakfı), Sylvan/Laureate Foundation (Sylvan Laureate Vakfı) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilmiştir. BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri, YouthActionNet® programının bir iştirakidir. Youthactionnet® programı günümüz dünyasındaki tüm genç sosyal girişimcilere yatırım yapmayı hedeflemiş bir projedir. 2001 yılında Uluslararası Gençlik Vakfı tarafından hayata geçirilen bir program olan YouthActionNet®, genç insanların hem kendilerine hem de içinde bulundukları topluma pozitif değişiklik getirebilmeleri için güç, destek ve eğitim olanakları sunmaktadır. Hızla değişen küresel mücadele ortamında yoksulluk, iklim değişiklikleri, HIV/AIDS, açlık, evsizlik ve işsizlik gibi konularda genç neslin üzerine daha önce hiç olmadığı kadar sorumluluk düşmektedir. Gençlerin enerjisi ve idealist düşünceleri, risk almalarına ve yenilikçi çözümler bulmalarına yardımcı olmaktadır. Genç liderler paylaşımcı öğrenme metotlarına ilgi duymakta ve bu alanda katkılarını artırabilmek için bilgi, beceri ve kaynaklara ihtiyaç duymaktadırlar. Aralarında yeşil girişimcilerin de olduğu mezunları görmek için: http://www.bilgiggo.org/mezunlar/2015/#2015 ● EKOIQ Dergisi Ocak 2010-Ağustos 2013 döneminde BZD Yayıncılık; 33. sayıya ulaştığı Kasım 2013 itibarıyla da EKOLOGOS Sürdürülebilirlik Yönetim ve İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından yayımlanan EKOIQ, iş dünyasından STK’lara, bilim insanlarından çocuklara kadar tüm bireylerin bir parçası olması gereken bu değişimin Türkiye’deki iletişim araçlarından birisidir. MyClimate ile yaptığı anlaşma çerçevesinde, karbon salımlarını denkleştirerek Türkiye’nin ilk karbon nötr dergisi olmayı başaran EKOIQ, Kasım 2013’le başlayan yeni döneminde ise karbon nötrlemeyi Climate Volunteers’la sürdürmektedir. Hem sürdürülebilirlik konusunda birçok ilki hayata geçirmek hem de ülkemizde ve dünyada yapılan iyi uygulamaların yaygınlaşması için çalışmalar yürütmekte, yaşanan değişimleri takip etmenin yanında birçok kavramı detaylı olarak ilk olarak dergiyi takip ederek elde etmektedir. Şubat 2015 sayısında da Yeşil Girişimcilik dosyası yapmıştır. 27
● Açık Radyo Açık Radyo, 13 Kasım 1995'te yayına geçen Açık Radyo, İstanbul ve çevresine yayın yapan "bölgesel" bir radyo istasyonu olmanın yanısıra 92 ortaklı bir Anonim Şirket, ayrıca kâr amacı gütmeyen kuruluşlar gibi çalışan, üç aşağı-beş yukarı eşit pay sahibi 92 ortağı olan bir kolektiftir. 22 yıl boyunca yaklaşık 25,000 konuk ağırlayan Açık Radyo’da, Gezegenin Geleceği, Küresel iklim değişikliği, Savaş ve Barış, Demokrasi, Hak, Hukuk ve Aktivizm, Bağımsız Medya gibi konuları yakından takip edebilmektedir. ● Yeşilist Yeşilist, 2010 yılında Türkiye’nin ilk yeşil rehberi ve sürdürülebilir yaşam platformu olarak kurulmuştur. İlk başta sürdürülebilir, temiz ve çevre dostu üretim yapan firmaların listelendiği bir rehber olarak tasarlanan bu platform zaman içerisinde takipçilerin görüşleri de göz önünde bulundurularak büyümüş, gelişmiş ve hem online hem de offline olarak hizmet veren bir oluşuma dönüşmüştür. Yeşilist artık 60’dan fazla yazarı, yüzlerce firma barındıran bir rehberi, binlerce makalesi ve on binlerce seveni olan yemyeşil bir oluşumdur. ● Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali Sorunları yaratan düşünce kalıplarımızdan kurtulmaya belki de sorularımızı değiştirerek başlayabiliriz: “Ne olacak bu dünyanın hali? Teknoloji imdadımıza yetişebilecek mi? Ben ne yapabilirim ki?” gibi endişe ve şüpheye dayalı sorularla geleceği tahmin etmeye çalışmaktansa birlikte yaratacağımız geleceği konuşabiliriz! Sürdürülebilir bir yaşam hayalini paylaşanların bir araya geldiği Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali (SYFF) 10. yıldır karmaşık küresel sorunları ve bu sorunlara yerel ölçekte çözüm üretmeye çalışanların ilham verici hikayelerini anlatan kısa ve uzun metraj belgesellerden oluşan izleyicilerle buluşturmaktadır. Değişimin mümkün olduğunu kanıtlayan hikayeleri tüm dünyayla paylaşmak amacıyla tutkulu yönetmenler tarafından çekilen bu belgeseller normalleştirdiklerimize farklı açılardan bakmamızı sağlamakta; bizi kendimize getirmekte, umudu canlı tutmakta ve harekete davet etmektedir: Yeni bir yaşam kültürü yaratabilmektedir. Tüm gösterimlerin ücretsiz olduğu SYFF, yerel STK’lar ve aktivist gruplardan oluşan ekiplerle birlikte eş zamanlı olarak gerçekleştirilmektedir. Gösterimlerde yanıt aranan sorulardan bazıları; ● ● ● ● ● ● ●
Yenilenebilir enerjiyi fosil yakıtlardan daha ucuza üretebilir miyiz? İnsanlık plastik üretmeden yaşamını sürdürebilir mi? Çocuk kölelerin çalışmadığı bir çikolata üretmek mümkün mü? İnsanların ihtiyacı olan hizmetleri ve ürünleri çok daha ucuza üretebilir miyiz? İklim değişikliğini durdurabilir miyiz ve olumsuz etkilerine hazırlanabilir miyiz? Daha anlamlı işlerde çalışabilir miyiz? Döngüsel bir ekonomi mümkün mü? Şeklindedir.
28
● Ashoka Ashoka, Bill Drayton tarafından 1980 yılında Washington, D.C.’de kurulan, sosyal girişimcileri destekleyen ve toplumda pozitif etki yaratan becerilerin yaygınlaşması için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. İlk sosyal girişimcileri 1981 yılında Hindistan’da seçen Ashoka, dünyanın ilk ve en prestijli sosyal girişimci ağıdır. Ashoka’nın beş kıtada, 36’dan fazla ülkede ofisleri bulunmaktadır. Ashoka Türkiye ofisi, İstanbul’dadır. Ashoka, Türkiye’den ilk sosyal girişimciyi 2000 yılında seçerek faaliyetlerine başladı. Türkiye’deki etkinliklerine uzun süre sosyal girişimci seçerek devam eden Ashoka, 2014 yılında Ashoka Vakfı’nı kurmuştur. Ashokalı sosyal girişimciler, sosyal sorunlara yönelik kendi yenilikçi çözümleriyle ve toplum genelindeki modelleri değiştirme potansiyeliyle tanınan öncü sosyal girişimcilerdir. Bu kişiler yeni fikirler sunma bağlılığını gösteren ve değişim için duyarlık, yaratıcılık ve iş birliğinin büyük güçler olduğunu kanıtlamış kişilerdir. Ashoka fellowlar dünya çapında 90’dan fazla ülkede insana ihtiyaç duyulan her alanda çalışmaktadır. Aralarında TABİT’in kurucusu Tülin Akın gibi yeşil girişimcilerin de olduğu Ashoka Türkiye girişimcileri şu şekildedir: http://ashokaturkiye.org/tr/sosyalgirisimciler-2/. Aynı zamanda fellowları içerisinde TABİT gibi farklı sürdürülebilir ve eko girişimler yer almaktadır. ● Genç Başarı Vakfı Genç Başarı Eğitim Vakfı, 1919 yılında Amerika’da kurulan Junior Achievement (JA) /Genç Başarı organizasyonuna bağlı olarak, Türkiye’de 1999 yılında kurulmuş kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur. Genç Başarı Eğitim Vakfı, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyindeki gençlere girişimcilik, ekonomi ve iş yönetimi eğitimleri ve uygulamalı programlar düzenleyerek gençleri küresel ekonomiye hazırlamaktadır. Gençleri, uygulamalı eğitim programları ile buluşturarak girişimciliği teşvik etmektedir. Uygulamalı programların yanı sıra, inovasyon kampları ve ticaret fuarları düzenleyerek gençlerin girişimcilik ve yaratıcılık faaliyetlerini geliştirip ekonomik hayatta aktif rol almalarını sağlamaktadır. Genç Başarı Eğitim Vakfı, iş dünyası gönüllülerinin programlara aktif katılımlarını sağlayarak iş dünyası ve eğitim arasında köprü kurmaktadır. İş Dünyası Gönüllüleri, okullara giderek öğrencilerle tecrübeleri, bilgilerini paylaşmakta ve öğrencilere danışmanlık yapmaktadırlar. Bu sayede, öğrenciler iş dünyasına hazırlık için gerekli bilgi ve donanıma sahip olmaktadırlar. Farklı yaş gruplarına göre, farklı içerikteki eğitim programları Uluslararası Genç Başarı tarafından hazırlanmakta ve ülkere göre göre yerel değişiklikler yapılarak uygulanmaktadır. Genç Başarı’nın girişimcilik, iş yönetimi ve uygulamalı ekonomi programları İlköğretim, Ortaöğretim ve Yükseköğretim düzeyindeki öğrencilere yöneliktir. Bu alanda çalışan kurumların yanısıra Türkiye’de yeşil girişimcilik alanında örnek gösterilebilecek girişimlere birkaç örnek vermek gerekirse;
29
● BioGuy/Bak-Tek: BioGuy mikrobiyolojiyi ileri teknolojik yöntemlerle birleştirir ve doğal ortamlardan seçilip izole edilmiş, zeolit ile güçlendirilip tablet haline getirilmiş bakterileri kendi içerisinde fermante edip popülasyonunu artırarak en canlı formda biyoremidasyon (atık su kirliliğinin çözümü için bakteri gibi canlı organizmaların kullanılması) işlemi için kullanır. BioGuy kompakt dizaynı ile çok az yer kaplayarak bir kullanıcıya gerek duymaksızın çalışan, otomatik ve opsiyonel olarak internet üzerinden takip edilebilen yenilikçi ve çevreci bir arıtma servisidir. BioGuy, mikrobiyolojiyi ileri bir teknoloji ile kullanarak atık su sistemlerinin bakımını sağlayan inovatif bir biyomühendislik ürünüdür. BioGuy’ın amacı bir teknik operatöre gerek duymaksızın otomatik çalışarak atık su sistem sorunlarına doğal yöntemlerle çözüm sunmaktır. ● Fazla Gıda: Fazla Gıda 2015 yılında iklim eylemine yönelik teknoloji tabanlı bir girişim ile çözüm bulma amacı ile fikir olarak ortaya çıkmıştır. Gıda Atığı kaynaklı oluşan karbon salınımı iklim değişikliğine sebep olan karbon salınımının %8’ini oluşturmaktadır. Gıda tedarik zincirinde oluşan gıda atığının 2030 yılına kadar %50 azaltılması için teknoloji tabanlı çözümler oluşturmak amacıyla, 2016 yılında Fazla Gıda’yı resmi olarak kurarak özel sektörde konu üzerinde farkındalık yaratma çalışmalarına başlamıştır. Gıda Atığını önlerken diğer iki önemli Küresel Hedef olan Sorumlu Üretim ve Tüketim ile birlikte Açlığa Son hedeflerini de çözerek dönüşüm ekonomisi oluşturma konusunda niyetini ve sağladığı altyapı ile başarılı örnekleri ortaya çıkartan Fazla Gıda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından desteklenen Accelerate 2030 Hızlandırma Programı’na seçilen dünyadan 9 etki odaklı girişimden biri seçilmiş ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından organize edilen 2017 Cenevre Sosyal Fayda Zirvesi’nde Türkiye’den tek temsilci olarak yer almıştır. Fazla Gıda, sağlayacağı sürdürülebilir finansman model geliri ile Gıda Atığını Önleyen Teknoloji Çözümleri ve Gıda Bankacılığının gelişimine yatırım yapma vizyonu ile kurulmuş olup aynı zamanda paydaşlarına iyi bir işten gelir elde etme imkanı tanımaktadır. ● Tarımsal Pazarlama / Tabit Tarımsal Bilişim Ve İletişim Teknolojileri Tarımsal Pazarlama platformu, çiftçileri internetle buluşturup ürünlerini koruması hakkındaki bilgilere ulaşmalarını tarlasından aldığı mahsulünü hem değerinde hem de komisyonsuz daha hızlı bir şekilde satmasının ayrıcalığını yaşatmaktadır. Hayvanlardaki kolayca önlenebilir hastalıkları ve ürünleri hakkındaki ayarlanabilir tekniklerden habersiz çiftçilerin sıkıntılarını tarımsalpazarlama.com ayrıcalığı ile çözüme ulaştırmaktadır. 2004 yılında çiftçi ve firmaların ürünlerinin ilanlarını yayınlamakla işe başlayan site, gelen talepler üzerine 2005 yılında profil sayfaları alt yapısını oluşturarak sayfalarda çiftçilerin ve 30
firmaların ürün bilgilerini yayınlayarak site üzerinden ürettiklerini ve ikinci el alet, ekipmanlarını sattıkları; yani tarım sektörüne internet gibi güçlü bir iletişim kaynağında ticaret kapılarını aralayan bu kanalda alım, satım, reklam gibi hizmetler vererek alıcıyla satıcıyı buluşturan bir platform olarak şirketidir. 2006 yılında Tarım Sektörünün, önemli bir iletişim aracı olan internet teknolojisi ile daha çok kişi ve alana daha kısa sürede iletişime geçebilmesi ve bu kapsamda da kendisini geliştirebilmesi açısından tarımın internette gelişimini desteklemiştir. Ayrıca tarımda ihracat için gerekli olan pazarlanacak ürün yetiştirme konseptlerinde eğitimler vermek ve çeşitli organizasyonlar gerçekleştirmek için Tarım Akademisini kurmuştur. tarimsalpazarlama.com’un içinde Tarımsal Bilgi Bankası oluşturarak 120.000 sayfalık yetiştiricilik ve hastalık bilgilerini de Tarım Sektörünün hizmetine sunmuştur. 2009 yılında gelişen teknoloji ve cep telefonunun yaygınlaşmasından yola çıkarak cep telefonu ile internet entegrasyonu konusunda çeşitli çalışmalar yaparak bunun sonucunda dünyanın en büyük operatörlerinden biri ile Çiftçilere özel cep tarifesi geliştirmiştir. Bu cep tarifesi ile Tarimsalpazarlama.com ‘a ilan bırakabilmekte ve satış talepleri cep telefonuna gelmektedir. Vodafone’nun desteklediği Vodafone Çiftçi Kulübü Projesi ile çiftçi cep tarifesine katma değerli servisler üreterek sektörle ilgili haberleri, çiftçinin ihtiyacı olan meteorolojik verileri, ürün bazında desteklemeler ve hibeler hakkında bilgileri cep mesajı olarak abonelere ulaştırmaya başlamıştır. Çeşitli illerde toplantılar düzenleyerek uygulamaların yaygınlaşması için çalışmalar yapılmıştır. 2013 yılında Çiftçi Tableti ürünü ile çiftçiye yeni hizmetler ve ürünler sunmaya devam ederken Tarimsalpazarlama.com 250.000 üyeye, 2009 da hayata geçen 2434 Haber Paketi ise her gün SMS bilgilendirmesi alan 850.000 çiftçiye ulaşmıştır. SMS ve web girişleriyle Tarimsalpazarlama.com ayda 6.000 çiftçinin ürününü satmasına ücretsiz aracılık etmiştir.
3.4. Partner Ülkelerde Yapılan Çalışmalar, Paydaşlar ve Örnek Girişimler 3.4.1. Yunanistan Son yıllarda Yunanistan, yeşil ekonomi ile ilgili startup ve girişimlerin kuvvetli bir gelişimi ile karakterize edilmiştir. Bu nedenle, Yunanistan'da çevreye duyarlı eylemlerden sürdürülebilirlik bilincine sahip projeler ve işlere dair “Yeşil” başlığı ile ilgili olarak bazı iyi uygulamalar seçilebilir. Aşağıdaki satırlarda iki örnek açıklanmaktadır. Biri bir sivil toplum kuruluşuna, diğeri ise Yunan politikaları ve kültürü çerçevesinde “Yeşil girişimciliği” kendine göre yorumlayan daha az yeni bir şirkete atıfta bulunmaktadır.
•
Organization Earth
Organizasyon Earth 2010 yılında kurulmuş kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütüdür (STK). Misyonu, her yaştan kitleye sürdürülebilir kalkınmaya yönelik deneyimsel ve yaygın eğitim sağlayarak, çevresel ve sosyal zeka kavramının geliştirilmesi, aynı zamanda sürdürülebilirlik konularını öncelikli olarak öğrenme faaliyetleriyle gündelik yaşama dönüştürmektir. 31
Sürdürülebilir kalkınma için eğitim, bir bütün olarak toplum için daha iyi bir geleceği şekillendirmek için gerekli olan bilgi, beceri, tutum ve değerleri teşvik eder ve öğrencilerin davranışlarını değiştirmeye motive eden ve güçlendiren yöntemlerle ve toplumsal unsurları da göz önünde bulundurarak yeni bir ekonomik modele doğru harekete geçmelerini sağlamaktır. Sonuç olarak, katılımcı bir şekilde, işbirliği yaparak, eleştirel düşünme ve bilinçli karar verme gibi yetkinlikleri teşvik eder. Programlar çeşitli farklı yerlerde (okullar gibi) uygulanmakta ve hükümet kurumları, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve diğer paydaşlarla işbirliği içinde yürütülmektedir. Bununla birlikte, Organization Earth ayrıca Earth@K44 gibi ayrı bir yeri de yönetmektedir. Eski bir araba tamirhanesinin yanı sıra ünlü bir gece kulübü olan Earth@K44 (Γη Κ44), Organization Earth'ün Atina şehir merkezinde, ortak çalışma alanının yanı sıra topluluk etkileşimi için kullandığı yeni mekânıdır. Sosyal girişimler, STK'lar, ticari girişimler ve taban örgütlenmeleri için bir buluşma noktasıdır. Organization Earth, bu kuruluşların sürdürülebilir fikirlerini gerçeğe dönüştürebilmeleri, yenilikçi fikirlerini kamuya sunabilmeleri için fiziksel alan sağlamaktadır. Çalıştaylar, konferanslar, sunumlar, gösterimler, performanslar, sergiler, ikramlar, hatta moda ve gastronomi bazlı etkinlikler günlük olarak Γη Κ44'te gerçekleştirilmektedir. •
Radiki
Radiki, Peloponnese bölgesindeki Raches Mssinia'da (Bay Sotiris Lymperopoulos tarafından) geliştirilen “tek kişilik bir fikir"dir. Radiki, insanların ilkel beslenme biçimlerine dönmeleri gerektiğine ve günlük beslenme biçimlerimizi istila etmiş sanayileşmiş gıdalardan vazgeçmemiz gerektiğine inanmaktadır. Radiki, unutulmuş Hellen topraklarında bulunan saf ve yararlı yiyecekleri insanlara yeniden hatırlatmak için yaratılmıştır. Yeryüzünde doğan herşey canlı ve doğru mevsimde tüketilmelidir. Doğal gıdalar, başlangıçtaki tadlarını değiştirebilecek (bu ne olursa olsun) veya besin değerini tüketebilecek işleme maruz bırakılmamalıdır. Bu nedenle, şirket sadece doğal gıdaların değerini tanıyan şeflere ve özel alıcılara hizmet vermektedir. Radiki toptancılara, süper marketlere, manav veya diğer perakende satış mağazalarına tedarik sağlamamaktadır. Her insan eylemi mümkün olan en az ekolojik etkiye sahip olmalıdır desturunu savunmaktadır. Şirket tarafından sunulan hizmetler, gıda ve gastronomi pazarında yer almaktadır. Özellikle: özelleştirilmiş gıda araştırmaları ve üretimi, doğal olarak yetiştirilen sebzeler, seminerler ve danışmanlık hizmetleri bu hizmetlerin başlıcalarıdır. Sürdürülebilirliğin bir örneği olarak ve Yunanistan'da ve yurtdışında ürünleri taşımak için kullanılan nakliyeyle ilgili olarak, Radiki, bu faaliyetin doğal yaşam döngüsünün bir parçası olmadığını ve bu nedenle çevre üzerinde bir etkisi olduğunu kabul eder. Bir gün insan doğaya döneceğini ve bu insanın hizmetimize ihtiyaç duymayacağı ilkesini benimsemiştir”. Müşterilerin ürünleri mümkün olan en taze durumda almalarını sağlamak için, mallarının taşınmasına büyük miktarda enerji harcanmaktadır. Radiki en azından çevreye olan etkisini en aza indirmeye çalışmak maksatlı olarak malların taşınması ve paketlenmesi için kullanılan malzemelerin % 90'ı doğal malzemeden seçmektedir (ahşap, kağıt, bez, baston vb.). Radiki neredeyse hiçbir şeyi yok etmez ve ortakları ile işbirliği içinde tüm ambalaj malzemeleri iade edilir ve tekrar kullanılır. Teslimatlarının her hafta belirli günlerde dışarı çıkmasını sağlamaya 32
çalışır. Radiki, mümkün olduğunda bisikletle ya da yürüyerek teslimat yapmaktadır. Bazı bitkilerin olgunlaşabilmesi ve böylece yeni tohumları toprağa dağıtabilmesini sağlamak için büyük miktarlarda yeşillik toplamamaktadır. Şirket, asla yabani yeşilliklerin köklerini yakmamakta, böylece Yunan florasının bakım ve geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Ürünleri, kesimi hızlandıran keskin bıçaklar kullanarak toplarlar ve bitkinin köklerini tahrip etmezler.
•
Cyclefi
Cyclefi, tüm insanların geri dönüşüm yaparak gezegeni koruyabilecek ve sürdürebilecek davranışları benimsemelerini amaçlayan yenilikçi bir Yunan girişimidir. Dünyada bir ilk olan, bir çevrimiçi platform aracılığıyla, toplam geri dönüşüm miktarını ölçmek ve kaydetmek için güvenilir bir sistem sağlayan bir Yunan yeniliğidir. Cyclefi, doğrudan geri dönüşüm kutularına gitmek için tasarlanmış yeni, turuncu, plastik poşeti kullanıma sokmuştur. Ayrıca, özel bir QR kodu bulunan özel bir mavi şerit, hizmeti kullanan her kişinin kimliği olarak çalışmakta ve verileri hesabına kaydetmektedir. Daha sonra programın partnerleri indirim kuponlarıyla ödüllendirilir. Yani aslında, Cyclefi ile, daha fazla geri dönüştürdüğünüzde, parasal olarak daha çok kazanırsınız. Cyclefi altı basit adımda çalışır: 1. Cyclefi paketini beş adet plastik poşet ve beş adet özel tasarımlı mavi kurdele ile size özel QR kodlarınızla elde edersiniz. 2. Online olarak kayıt olursunuz ve geri dönüştürülebilir çöpünüzden puan toplarsınız. 3. Turuncu torbayı, mavi etiketli özel mavi çöp kutusuna atarsınız. 4. Sorumlu kamu makamı çöpleri toplar. 5. Cyclefi geri dönüşüm merkezlerinde geri dönüştürülebilir materyalleri toplayan ve her turuncu torbada QR kodunu tarayan fiziksel bir varlığa sahiptir. 6. Cyclefi, her bir kullanıcının geri dönüşüm tarihini toplayıp kaydettiğinden, uygun ve tutarlı geri dönüşümler için ekstra puan elde edersiniz. Dahası, Cyclefi'nin umut verici olmasını sağlayan şey, gezegen için geri dönüşümün genel faydaları dışında, insanların uzun vadede bu davranışı geri dönüşüme sokması ve benimsemesi için daha somut bir motivasyon sağlamasıdır. Daha ilginç olan şey, geri dönüşümün rekabetçi bir oyuna dönüşmesidir, çünkü Cyclefi her kullanıcı için geri dönüşüm miktarını takip eder ve kullanıcılar “Cyclefi topluluğu” nda sıralanır. Böylece, geri dönüşüm merkezlerine ne kadar atık aktarıldığını ve buna ek olarak, bu veriler aracılığıyla, takipçiler hangi alanların veya belediyelerin geri dönüşümde daha zayıf olduklarını görebilmekte ve halkın farkındalığını artıracak şekilde eylemlerin teşvik edilmesininin önünü açmaktadır. Bu nedenle geri dönüşüm miktarının artması konusunda teşvik edicidir. Şimdiye kadar, Cyclefi pilot projesi; 26.492 kilo kağıt, 11.956 kilo plastik, 3.046 kilo cam, 3.507 kilo alüminyumun geri dönüştürülmesinden dolayı çevresel faydaya yönelik gelecekte artış umudunu taşımaktadır. Üstelik, proje yukarıdaki geri dönüşüm atıklarının karşılığı olarak 450 ağaç kesimi, 224.104 KWh elektrik kullanımı, 702.025 litre su kullanımı ve 722 kilo CO2 salınımından kurtulunduğunu tahmin etmektedir. 33
Özetle, Cyclefi, indirim kuponları ile geri dönüşümü gerçekleştiren insanları ödüllendiren ve gerçekten de geri dönüşüm sayesinde, gezegenimiz ve çevremiz kadar insanlara da muazzam bir fayda sağlayan, çok umut verici bir projedir. 3.4.2. Hungary Macaristan, doğal suları ve bağlı termal kaynakları ile ünlüdür, bu nedenle, uluslararası karşılaştırmada Macaristan, anlamlı su yönetimi faaliyetlerini sürdüren öncü ülkelerden olup sürdürülebilir kalkınmayı ve RES'nin daha iyi bir şekilde kullanılmasını teşvik etmektedir. Ulusal en iyi uygulamalar arasında, proje ortağımızın (IMRO-DDKK) başkenti Nagykanizsa, yenilikçi su yönetimi açısından en anlamlı şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir. Sonuç olarak, Macaristan’a gerçekleştirilen çalışma ziyareti sırasında proje ortakları, belirtilen iyi uygulamaların bazılarını görme şansına sahip olmuşlardır. Bunlar şu şekildedir;
•
Aqua-Four
Aqua-Four Ltd, 2006 yılında dört su yönetimi uzmanı tarafından 30 yılı aşkın deneyimi beraberinde getiren bir yaklaşım ile oluşturulmuştur. Gelişme süreleri boyunca kurucular, iş paydaşları arasında iyi bilinen ve Aqua-Four tarafından yapılan küçük ölçekli, yüksek kaliteli su teknolojisi ekipmanları ve arıtma cihazları niş pazarında yer etmeyi başarmışlardır. Yüksek kalite taahhüdüne bağlı olarak şirket, Slovakya ve Romanya'daki ortaklarla iş ilişkileri kurarak uluslararasılaşma sürecini başarıyla başlatmıştır. Bu nedenle Aqua-Four, Batı Avrupa Tedarikçileri ile Karpat Havzasında istikrarlı bir uluslararası ekonomik faaliyet sürdürmektedir. En göze çarpan başarılarından biri, kırsaldan doğan genç bir mikro şirket olmasıdır. Üretim portföyü arasında su yumuşatma, demanganizasyon, deardenification, deammonification, degasifikasyon ekipmanları bulunmasının yanında, su yönetim tesisleri için elektronik kontrol panolarının üretim ve montajı da geçtiğimiz günlerde yerini almıştır. Bu portföyü kullanan şirket, Aqua-Four'ın yüksek kaliteli su arıtma cihazları sağladığı Bosch, Avusturya Meyva Suyu, Unilever, Hoya, Haribo veya Coloplast gibi önemli paydaşlarla yeni ekonomik ilişkiler kurmayı başarmıştır. Bu başarılardan dolayı AquaFour, 4 milyon HUF'tan (yaklaşık 13.000 EUR) 81 milyon HUF'a (yaklaşık 261.000 EUR) yükselen mevcut varlıkları ile hızlı bir değerleme yaşamıştır. •
Hidrofilt
Hidrofilt Ltd, Macaristan'da 1990 yılında kurulan, eski su yönetimi ve hassas mühendislik konusunda edinilmiş bilgi birikimine sahip kurucuların öncülüğündeki faaliyetlerine devam eden en anlamlı su arıtma şirketlerinden biridir. 1990 yılında komünizmin yıkılmasından sonra, Hidrofilt Ltd. ve sahipleri, su arıtma teknolojilerine odaklanarak iş faaliyetlerini başarıyla başlatmış, böylece şirket, 90'ların yapısal ekonomik değişiklikleri yoluyla eski yerel su yönetimi faaliyetlerini sürdürmüştür. 2000'li yılların başından itibaren on yıl boyunca iş faaliyetlerini güçlendiren Hidrofilt Ltd. bir yandan uluslararasılaşma sürecini başlatırken, bir yandan da büyük ölçüde iş profilini genişleten 34
yeni faaliyetlere başlamıştır. Bu taahhüdün Uzak ve Orta Doğu, Kuzey ve Güney Amerika'da gerçekleştirilebilmesi, portföyünün en yenilikçi su arıtma teknolojilerini içermesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Hidrofilt tarafından geliştirilen en önemli donanım, deniz suyundan arıtılmış suyu arıtan, böylece küçük belediyeler için güvenli içme suyu sağlayan veya çöl alanları, askeri kamplar ve petrol alanları gibi zorlu bölgeler için otomatik su arıtma tesisatı olan HidroWell konteyneridir. Ayrıca HidroWell'in endüstriyel modifikasyonu, tarımsal paydaşlar, rafineriler ve kimya endüstrisi tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, Hidrofilt Ltd. ayrıca belediyenin ve yerel üniversite kampüsünün işbirliği ile bir su araştırma merkezi kurmakta ve böylece kırsal yenilik ve akademik araştırmaları desteklemektedir. Bu dikkate değer teknolojik ve üretim geçmişinden dolayı, Hidrofilt, gelişmekte olan ülkelerdeki insani projelere, su altyapısını geliştirilmesine ve daha iyi içme suyu koşullarına sahip olmalarına yardımcı olmaktadır. En seçkin projelerinden biri, şirketin, toplam 150.000 m3/gün'lük yenilenen kapasitesi ile iki su arıtma tesisinin rehabilitasyonunu gerçekleştirdiği Sri Lanka'da gerçekleştirilmiştir. Bunun yanı sıra, Endonezya ve Arap Yarımadası'nda da Hidrofilt benzer işlere imza atmıştır. Bu nedenle Hidrofilt Ltd., Macar su teknolojilerinin en önemli temsilcilerinden ve uluslararası düzeyde sürdürülebilir gelişmelerin başını çeken aktörlerden biri olarak düşünülebilir.
•
Soós Ernő Water Research Center
Araştırma merkezi, 2014 yılında Üçlü-Helix modelinin kavramsal çerçevesi içinde, Nagykanizsa Belediyesi, Hidrofilt Ltd. ve Pannonia Üniversitesi yerel kampüsünün işbirliği kapsamında kurulmuştur. Stratejik paydaşların işbirliğinden dolayı Soós Ernő Su Araştırmaları Merkezi, istikrarlı temeller üzerinde durarak üniversite, belediye veya iş odaklı araştırma süreçlerine başarılı bir şekilde katkıda bulunmaktadır. Son dört yılda, yüksek mesleki bağlılığıyla, araştırma merkezi sektörel ortaklardan büyük beğeni kazanmıştır. Bu nedenle su yönetimi şirketleri arasında ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir araştırma merkezi olarak işlev görmektedir. Araştırma merkezinin temel akademik amacı, bir yandan ilaç endüstrisinde, içme suyundaki kimyasal kalıntılarının yanısıra enerji santrallerinde ve soğutma kulelerinde su yönetimine odaklanan, çok gelişmiş su araştırma faaliyeti sağlamaktır. Bunun yanı sıra, sulama suyu arıtımı, deniz suyu arıtma, termal su yönetimi ve ilgili teknolojik ölçüm faaliyetleri gibi diğer küçük segmentler, araştırma merkezini bölgedeki amiral bir paydaş haline getiren profesyonel portföyde bulunabilir.
•
Green Campus of Zalaegerszeg
2007-2017 Çevre Koruma Operasyonel Programı çerçevesinde, Budapeşte Ekonomi Üniversitesi, eski askeri bölge olan Zalaegerszeg'in (Zala ilçesinde) kırsal bir üniversite kampüsüne dönüştürülmesini amaçlayan 143 milyon HUF (yaklaşık 461.000 EUR) değerindeki proje başvurusunu kazandı. İnşaat çalışmalarından sonra, eğitim 2014 yılında başlatıldı ve o 35
tarihten bu yana, RES tabanlı teknolojiler sayesinde kampüs sürdürülebilir bir şekilde çalışmaktadır. Proje süresince eski kışlanın tüm yalıtım ve ısıtma sistemi yenilenmiş, yeni bir çevre yönetim sistemi de benimsenmiştir. Bu gelişmeler nedeniyle kampüste atık üretimi azaltılmış, yağmur suyu kullanımı, öğrenciler için arıtılmış içme suyu sağlayan yeni yağmur suyu toplama sistemi ile daha verimli hale gelmiştir. Ayrıca, yeşil atıkların geri dönüştürülmesi için 17 hektarlık bir kampüs alanın içinde başka bir kompost ekipmanı kurulmuştur. Bu teknik birikim ile profesyoneller botanik biyo-bahçede üretilen siyah gübreli toprağı daha sonra farklı projelerde kullanmaktadırlar. Bunun yanı sıra proje, özellikle genç öğrenciler ve çocuklar için bilinçlendirme ve bilgi paylaşımı gibi sosyal sorumluluk hedeflerine de hizmet ediyor. Bu katılımlar sayesinde üniversite kampüsü, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil devamlılık noktalarında önemli yönlerini keşfetmelerine yardımcı olan tematik proje ve sergiyi ziyaret eden bugüne kadar 5 binden fazla genç öğrenciyi cezbetti. Bu bağlılık nedeniyle Zalaegerszeg'deki üniversite kampüsü, yenilikçi fikirlerin yayılmasında ve Batı Macaristan'ın kırsal alanlarında sürdürülebilir kalkınmanın temsil edilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır.
3.5.
Yeşil Girişimciliğin Çıktısı Olarak Yeşil İstihdam
Girişimcilik olgusunun ve ekosisteminin gelişmesinin desteklenmesinin başında sonunda yaratacağı toplam istihdam gelmektedir. İstihdam özellikle ülkemizde ve partner ülkelerimizde gençlerin ve diğer demografik grupların en önemli problemleri arasındadır. Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı genç işsizliği ve sonucundaki kayıp nesil problemi, aynı zamanda ülkemizde işgücüne katılan büyük nüfus bu problemi körüklemektedir. Avrupa Birliği, 2020 Girişimcilik Eylem Planı’nda Avrupa’yı büyüme patikasına ve iş yaratmaya geri getirmek için, daha fazla girişimciye ve girişimciliğe ihtiyaç duyulduğunun altını çizmiştir. Bölgenin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap verebilmesi maksadı ile mevcut girişimlerin büyümesi ve yeni girişimlerin ortaya çıkmasının kolaylaştırılmasını temel amaçları arasına koymuştur. Bu eylem planının içerisinde yeşil girişimcilik ve eko inovasyona özel bir yer verilmiştir. 11 Bilindiği gibi günümüz dünyasında refah toplumları oluşturmanın en önemli yollarından biri sürdürülebilir anlayışı önceleyen, katma değer yaratan bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde yüksek istihdam oranları olmazsa olmazların başında gelmektedir. İşsiz bireylerin fazla olduğu bir toplumda kalkınmadan bahsetmek çok zordur. Birçok farklı sosyal ve psikolojik sorun yaratan işsizlik dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biridir. Ne yazık ki ülkemizde bu sorundan mustarip milyonlarca insan bulunmaktadır. Son yıllarda küresel ekonomik krizin de etkisiyle ülkemizde işsizlik oranları %12'ler seviyesine gelmiş bunun yanında genç işsizliği özelinde %20'lerin üstüne çıkmıştır. Ekonomistlerin orta gelir tuzağı diye adlandırdığı ülkemizin buradan çıkabilmesi adına birincil öncelik katma değerli ekonomiye geçiştir. Bu noktada yeni istihdam alternatifleri yaratılmasının en önemli yollarından biri; farklı istihdam alanları yaratabilecek yenilikçi bir bakış açısı geliştirmek ve bunu uygulamaya koymaktır. 11
EU 2020 Entrepreneurship Action Plan
36
Projemizde bu ihtiyaçtan yola çıkarak nihai hedefini genç işsizliği problemine katkı sunmak olarak belirlemiştir. Merkez ve proje kapsamında yaratılmasına ve büyümesine destek olunan girişimlerin istihdam yaratmaları ve genç işsizliğine mikro ölçekte katkı yapmaları beklenmektedir. Bu kapsamda merkez bünyesinde aynı zamanda yeşil sektörlerde işveren işgücü buluşmaları, yönlendirme ve danışmanlık gibi hizmetler de sunulacaktır. Girişimcilik günümüzde ekonomik büyümenin önemli bir belirleyicisi olarak kabul edilirken, girişimciliğin ekonomik büyümeye katkısının değişik şekillerde gündeme geldiği görülmektedir. Girişimciler kaynakların koordinasyonunu sağlayarak, üretim faktörlerinin daha verimli ve üretken alanlara yönlendirilmesine imkân sağlayabilmektedirler. Bu çerçevede kıt kaynakların koordinasyonu, kaynakların en iyi şekilde kullanımı bir girişimcilik becerisi olarak görülmektedir. Diğer yandan bilgi ve yenilik ekonomik büyümenin önemli bir kaynağı olarak görülmekte ve bu unsurların girişimcilikle yakından ilişkili olduğu ifade edilmektedir. Girişimcilikle yeni bir firma kurulumu gerçekleşmekte ve yeni firmalar yeni istihdam alanları yaratmaktadır. Aynı zamanda yeni piyasalara girme yoluyla, üretim, süreç ve organizasyonel yenilikleri gündeme getirebilmektedir.” 12 Konu yeşil girişimcilik olduğunda ise işletmelere katkıları görece daha fazla olduğu söylenebilir. Artan çevre sorunları ve hızla azalan kaynaklar şirketlerin sürdürülebilirlikleri ve rekabet avantajlarını korumalarında kilit bir öneme sahiptir. Şirket özelinde düşündüğümüzde hammaddeye erişimde, bunların işlenmesinde, taşınmasında, yerine daha çevreci ikame hammadde üretilmesinde, yeni proseslerin geliştirilmesinde, üretim sırası/sonrası atıkların bertaraf edilmesinde/dönüştürülmesinde ve diğer birçok alanda yeşil girişimcilik fırsatları bulunmaktadır. Özel sektörün yanısıra kamu, akademi ve sivil toplum işbirliğinin problemin aşılmasında önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir. Avrupa’da konu ile ilgili önemli ve ilham verici örneklere rastlanmaktadır. Örneğin; Ecobuild.Brussels sürdürülebilir inşaat ve yenileme (renovasyon) sektörünü desteklemek amacıyla Brüksel bölge hükümeti tarafından ekonomi ve şehircilikle ilgili 2 bakanlığın öncülüğünde Kasım 2006’da kurulmuştur. Brüksel’deki mevcut yapı stoğunun büyük bölümü yüksek enerji tüketen oldukça eski binalardan oluşmaktadır. Ecobuild.Brussels’ın arkasındaki en önemli motivasyon, yerel hükümetin 2020 yılına kadar sera gazı salınımını %20 azaltma ve Ocak 2015’ten beri yürürlükte olan pasif bina zorunluluğu hedeflerini gerçekleştirmektir. Sektörde yer alan firmalar Impulse.Brussels çatısı altında yer alan yeşil teknoloji, bilişim gibi alanlarda faaliyet gösteren diğer yenilikçi firmalarla sinerji içerisinde çalışmalarına devam etmektedirler. Çoğunluğunu girişimci, mimar, mühendis ve malzeme tedarikçilerinin oluşturduğu toplam 200 üyeli Ecobuild.Brussels araştırma merkezleri, üniversite, mesleki örgütler gibi 25 farklı ortağa sahiptir. 13 kişilik yönetim kurulunda başkan, 5 girişimci, 4 ortak ve 3 yerel destekçi üye bulunmaktadır. Günümüzde 3 uluslararası proje ve bir yerel döngüsel ekonomi projesi yürütülmektedir. Projelerde %96’sı KOBİ olan işletmelerde 32 binden fazla çalışan istihdam edilmektedir. 13
12 Ağır, H. & Kara M.A., (2017), “Girişimcilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği”, Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi‘nin Nisan 2017 13 Aşıcı, A.A., (2017), “İklim İçin Yeşil Ekonomi Politikaları Raporu”
37
Yeşil girişimcilik kavramının ön plana çıkması ve bu alandaki kapasitenin gelişmesi için yürütülen çalışmalara, kuracağımız merkez kapsamında katkı sunulması amaçlanmaktadır. Böylelikle hem yeşil girişimcilik özelinde farkındalık çalışmaları hem de yeni yeşil girişimlerin hayata geçmesi teşvik edilerek bu alanda istihdamın artırılması hedeflenmektedir. Bu hedefi desteklemek için ise ürün ve hizmet üreten girişimcilerin satış yapması için ikili işbirliği görüşmeleri başta olmak üzere çeşitli çalışmalar yapılacaktır. Gelecekte yeşil sektörlerin üstel bir hızla büyüyeceği ve yeşil işlerin günümüze kıyasla çok daha yüksek miktarlarda istihdam yaratacağı uzmanlarca kabul edilen bir gerçektir. Günümüzde 8500’i kamuda olmak üzere yaklaşık 50.000 yeşil yakalının istihdam edildiği, önümüzdeki 5 yıllık sürede bu rakamın iki katına çıkacağı tahminlenmektedir. 14 Merkezi ABD’de bulunan ve bu alanda istihdam arayışına cevap veren Green Jobs şirketinin araştırmasına göre, halen dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe çalışanların sayısı yaklaşık 2,5 milyon olduğu belirtilmektedir. En çok yeşil yakalı sırasıyla Çin, ABD, Brezilya ve Almanya’da çalışmaktadır. 2030’a kadar yeşil iş yaratmada liderliği biyolojik yakıt sektörünün alması ve 12 milyon yeni işin ortaya çıkması beklenmektedir. Bunu 6,3 milyon işle güneş enerjisinden elektrik üretme sektörü izlerken, rüzgâr enerjisinden elektrik üretme sektörünün 2,1 milyon iş yaratması beklenmektedir. Günümüzde ve yakın gelecekte yenilenebilir enerji danışmanlığı, yenilenebilir enerji mühendisliği, rüzgar enerjisi uzmanlığı, rüzgar enerjisi teknikerliği, yeşil pazarlama danışmanlığı, karbon satış uzmanlığı, yeşil insan kaynakları yöneticiliği, çevre ve enerji hukuku uzmanlığı, organik tarım mühendisliği, doğal yaşam koçluğu, ekolojik turizm danışmanlığı, ısı yalıtım uzmanlığı, çevre mühendisliği, ekolojik bina tasarımcılığı, şehir planlama mühendisliği, atık su uzmanlığı ve içilebilir su uzmanlığı gibi, çalışanlarının yeşil yakalı olarak adlandırıldığı meslekler dikkat çekmektedir. 15 Yaptığımız anketlerde ortaya çıkan sonuçlar da kısıtlı örneklemimizin gelecekte daha fazla yeşil yakalı (yeşil işlerde çalışan insan kaynağı) istihdam sağlanacağını düşündüğünü göstermektedir. Öne çıkan alanlar; enerji, geri dönüşüm / atık yönetimi, inşaat, ormancılık, otomotiv, tarım, ticaret, ulaşım şeklindedir.
4. İHTİYAÇ ANALİZİ VE SAHA ARAŞTIRMASI 4.1. Metodoloji 4.1.1. Cevaplayanlar
Anket kapsam ve hedefleri itibariyle tek bir hedef gruba ve bu hedef grubun ihtiyaçlarına odaklanmamaktadır. Yeşil girişimcilik ve sürdürülebilir istihdam kavramının bileşeni olan aktörleri de kapsama alanına dâhil etmektedir. Bu doğrultuda anketin gerçekleştirileceği kişi/kurumlar sırasıyla; 1. 2. 3. 4. 5. 14 15
Yeşil girişimci adayı gençler Kamu sektörü paydaşları Özel sektör paydaşları Akademik paydaşlar Sivil toplum paydaşları
http://tabider.org/Bilgi-Bankasi/Icerik/875/Gelecegin-Meslekleri-Yesil-Meslekler.aspx http://www.ilo.org/global/topics/green-jobs/lang--en/index.htm
38
şeklinde olacaklardır. Partner ülkelerin her birinde gerçekleştirilecek anket kapsamında belirtilen 5 farklı sektör temsilcileri çeşitli oranlarda temsil edilmektedirler. Bütün sektörü temsil edebilecek düzeyde geniş bir örnekleme ulaşmak, hem maliyet hem de zaman açısından mümkün olmadığı için iyi analiz edilmiş ve süzgeçten geçilmiş kurum ve kişilerden cevap alınmış ve görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Sadece projenin hedef kitlesi olan yeşil girişimci adaylarından veri toplamak, konunun bir bütün olarak ele alınmasının önüne geçecektir. Bu kapsamda sektörel farklılaştırma yapılmıştır. Cevaplayıcıların kendilerini yeşil girişimci olarak tanımlayıp tanımlamadıkları veya bu alanda çalışmalar yürütüp yürütmedikleri anket içerisinde yöneltilen ve cevap aranan sorulardan birisidir. Bunun yanısıra ankete başlarken cevaplayanlara yöneltilen sektör ve kurum temsiliyeti soruları, hangi hedef kitlenin ne şekilde cevapladığını ve kurumsal görüşler ile kişilerin kendi görüşleri arasındaki farkların ortaya koyulabilmesine olanak tanımaktadır. Hedef doğrultusunda, Türkiye, Macaristan, Yunanistan ve Litvanya’da gerçekleştirilen yüzyüze ve online anket çalışmalarında yukarıda belirtilen 5 farklı gruba yönelik ön araştırma gerçekleştirilmiş, iletişim bilgileri toplanmış, ankete katılım daveti doğrudan veya dolaylı olarak tamamlanmıştır. Bunun yanısıra sosyal medya, e-mailing, web sitesi duyuruları ve basın kanalları aracılığı ile daha fazla kişi ve kuruma ulaşılmaya çalışılmıştır. Davet gönderilen kurumlar içerisinde bu alanda öncü çalışmalar yürüten; Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul Politikalar Merkezi, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve ilgili birimler, TÜSİAD, Eko IQ, üniversitelerin ilgili öğrenci kulüpleri gibi kurumsal kimliklerin yanısıra, kişiler de yer almaktadır. Türkiye, Yunanistan ve Macaristan’da yüzyüze görüşme ve anket şeklinde ilerlemiş, Litvanya’da ise konu hakkında bilgi toplanabilmesi amacıyla odak grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Türkiye genelinde anketin çeşitli kanallar aracılığı ile gönderildiği davet sayısı 1437’dir. Bunun sonucu anketi dolduran cevaplayan sayısı ise 232’dir. Cevaplama oranı %16’dır. İlk bakışta sadece Türkiye’deki cevap sayısının diğer 3 partner ülkedeki cevap sayısından neredeyse tek başına 3 kat fazla olması kafalarda soru işareti bırakabilmektedir. Fakat projenin ve araştırmanın amacı Türkiye’de kurulacak uluslararası yeşil girişimcilik ve yenilikçi istihdam merkezine yol haritası çizmesi, mevcut durumun analiz edilmesi ve bir kıyaslamaya olanak tanımasıdır. Bu kapsamda Türkiye’de aktör ve paydaşların bakış açısı ile partner ülkelerdeki bakış açısının karşılaştırılmasına imkan verecek düzeydedir. Belirtmek gerekir ki, bu çalışma bir başlangıç ve ilk teşkil etmenin yanısıra temel örüntülerde bulunmak ve çıkarımlarda bulunmak için yürütülmektedir. Ölçeğin bu kıstas ve hedefler doğrultusunda değerlendirilmesinde fayda vardır. 4.1.2. Method 4.1.2.1. İkincil veriler Araştırma kapsamında ikincil verilerden nadiren yararlanılmıştır. Rapor içerisinde yer alan istatistiklerden çeşitli kaynaklar kullanılarak yararlanılmıştır. Metin içerisinde kaynak gösterilmiştir. 39
4.1.2.2.
Anket
Araştırma raporunun ve ulaşılan nicel çıkarımların ana hatlarını, yüzyüze ve online olarak gerçekleştirdiğimiz anket çalışması oluşturmaktadır. Anket metodu uygularken, veri kalitesini arttırmak için hedef kitlenin çerçevesi çizilmiştir. Yüzyüze anketin önümüze koyduğu kısıtları aşma noktasında, günümüzde online anket metodu oldukça faydalıdır. Ulaşılma imkanı olmayan mekânsal bölgelere online yöntem ile ulaşılmıştır. Hazırlanmış olan soru formu sahada ve online olarak test edilmiş, paydaşların ve hedef kitlenin geri bildirimleri doğrultusunda amaca uygun olmayan bölüm ve sorular değiştirilmiş, formdan çıkarılmıştır. Yeni haliyle tekrar test edilmiştir. Sorular hazırlanırken anketin ve araştırmanın amacı ile tutarlılık aranmıştır. Bu kapsamda anketin amaçlarını birkaç madde ile özetlemek gerekirse; - Yeşil girişimcilik kavramının kişilerde ve kurumlarda yer ettiği algının belirlenmesi - Yeşil girişimcilik konusunda mevcut engellerin ve ihtiyacın neler olabileceğinin tespit edilebilmesi - Konu ile ilgili iyi uygulamaların entegre edilebilmesinin yollarının tespit edilmesi - Türkiye ve partner ülkeler arasında yaklaşım ve bakış açısı farklılıklarının gerçekleştirilmesi - Kurulacak olan yeşil girişimcilik ve istihdam merkezinde hayata geçirilecek hizmetlerin tespit edilebilmesi Anket formu, partner ülkelerin tümünde ilgili hedef kitle seçildikten sonra konu ile ilgili çalışabileceği düşünülmüş kişi ve kurumlara gönderilmiş olmasına rağmen, bir takım zorluklar mevcuttur. Bunlar; - Yeşil girişimcilik kavramının henüz çok yeni olması ve kapsamı konusunda uzlaşı olmaması, - Çoğu zaman sosyal girişimcilik ile aynı kapsamda değerlendirilmesi - Birçok kurumun hali hazırda yeşil girişimcilik noktasında farkında olmadan çeşitli faaliyetler gerçekleştirmesi - Sürdürülebilir girişimlerin dernek, vakıf veya şirket statüsü altında faaliyetlerini sürdürmelerine rağmen, tam olarak yasal bir zeminde karşılık bulmamaları - Cevaplayanlar arasındaki bilgi birikimi ve konu hakkındaki deneyim farklılıkları 16 Anket formu konu hakkında uzman ve bilgi sahibi akademik ve sektör uzmanları tarafından hazırlanmıştır. Anketin 4 farklı ülkede uygulanacak olmasından ve karşılaştırmaya ihtiyaç duyulmasından dolayı, hazırlanan sorular bu doğrultuda şekillendirilmiştir. Ülkelere özel sorulara ankette yer verilmemiş, ortak payda teşkil eden sorulardan oluşturulmuştur. Ulaşmak istediğimiz ve öğrenmek istediklerimiz unsurlar göz önünde bulundurularak sorular inşa edilmiştir. Ek-1’de görülebileceği üzere anket formunun başında, uygulanan anketin kısa bir açıklama yer almaktadır. Burada anketin ne amaçla yapıldığı ve şekline dair basit ve yalın bir bilgi cevaplayana sunulmuştur. İlgi duyan cevaplayanlara yönelik, araştırma sonuçlarının hangi mecrada ne şekilde yayınlanacağı anket sonunda belirtilmiştir. Aynı zamanda katılımcılara teşekkür edilmiştir. Anket daha fazla bilgi toplamak amacıyla çok uzun tutulmamış, cevaplayan için basit ve kısa zaman alıcı olmasına özen gösterilmiştir.
16
Designing and implementing Turkey's first social and green entrepreneurship survey, Anika Koneig
40
Doğru ve tutarlı cevaplar alabilmek için cevaplayanların kimlik bilgileri alınmamıştır. Online anket metodunun cevaplarını düzeltme ve yaygınlaştırma gibi artıları olmuştur. Öte yandan öne çarpan zorluklardan birisi, ankete cevap verme oranının düşük kalması ve yarıda bırakılmış anketlerdir. Aynı zamanda tüm cevaplayıcıların konu ile ilgili olup olmadığı bilinmediği için cevaplayanlar arasında asimetri ortaya çıkabilmektedir. Maliyet avantajı, süre avantajı, erişilebilirlik artılarının yanında cevaplayanların doğru hedef kitle olup olmadığının belirlenememesi en büyük dezavantajıdır. Anket 25 sorudan oluşmaktadır. Bu sorulardan 19 adeti çoktan seçmeli, 6 adeti ise açık uçludur. Soru formu Ek-1’de görülebilir. Sorulardan anlaşılabileceği üzere amaçlarımız arasında cevaplayanların eğitim durumu, yaşı, cinsiyeti gibi demografik öğelerin tespit edilmesi yer almadığı için bu tarz sorular yöneltilmemiş, bu sayede anket kısa tutulmuştur. İlk etapta cevaplayanın kişisel mi yoksa kurumunu temsilen mi soruları cevapladığı ve cevaplayanın sektörü gibi sorular sorulmuştur. Bu sayede cevaplayan hakkında bilgi sahibi olmaya çalışılmıştır. Ardından gelen sorular yeşil girişimcilik, yeşil sektörler gibi konu ile ilgili ne kadar bilgi sahibi olunduğunu ölçmeye yöneliktir. Yine bu gruptaki sorular cevaplayanların kavrama ve konuya bakışlarını yansıtmaktadır. İleride yeşil işler yapıp yapmayacağı gibi eğilim ölçen sorular yöneltilmiştir. Ardından merkez çalışmaları ve yeşil girişimcilik ekosistemine yönelik doğrudan sorular yer almıştır. Bu sorular ile, mevcut durum, engeller, avantajlar, beklentiler noktasında somut ve önemli doneler elde edilmesi amaçlanmıştır. Açık uçlu sorular, cevaplayanın kendi düşüncelerini ve yorumlarını katabilmesine olanak tanıyan, aynı zamanda çoktan seçmeli soruların sağlaması niteliğinde oluşturulmuştur.
4.2.
Araştırma Sonuçları ve Bulgular
Gerçekleştirdiğimiz anket sonucu elde edilen sonuçlar derlenmiş, sistematize edilmiş ve Türkiye ile GHL ülkeleri ayrı ayrı sunulmuştur. Bu sayede karşılaştırma yapılabilmesi amaçlanmaktadır. Formda yer alan tüm soruların cevapları tablo halinde raporun sonunda yer alan EK-2 kısmında görülebilir. Bunun yanısıra bu bölümde yer verilen sonuçlarda Türkiye ve partner ülkeler arasında kıyaslamaya imkan verecek şekilde bir toplulaştırma yapılmıştır. Ülke bazlı kırılımları görmek ve detaylı tablolara ulaşmak için EK – 3 partner odaklı sonuç grafikleri kısmı incelenebilir. Çalışmanın bu kısmında, daha ziyade öne çarpan ve dikkat çekici bulgulara değinilip özetlenmeye çalışılacaktır. Sonuçlarda göze çarpan ilk bulgu, cevaplayanların yarısından fazlasının yeşil girişimcilik kavramını daha önce duymuş olduklarıdır. Hem Türkiye için, hem de GHL ülkeleri için bu oran %60’lar civarındadır ve hedef kitle seçiminde kısmi bir başarı yakalandığına işaret etmektedir (bknz: Grafik 1). Hedef kitleyi seçerken yeşil girişimcilik kavramına aşina kişi ve kurumların yer almasının istenen bir durum olduğu daha önceki kısımlarda belirtilmiştir. Form kapsamında, cevaplayanlara çeşitli yeşil girişimcilik tanımları sunulmuş, bunlardan hangilerinin kendileri için en ideal yeşil girişimcilik tanımı olduğunu belirtmeleri istenmiştir. Buradaki amaç cevaplayanların kafalarındaki yeşil girişimcilik algısının neye benzediğini tanımlamaya çalışmaktır. Cevaplayanların neredeyse yarısı, her iki ülke için de sunulmuş olan seçeneklerin hepsinin YG ile bir şekilde ilişkili 41
olduğunu, aynı zamanda karşıladığını düşünmektedirler. Bunun yanısıra Türkiye için doğal kaynakları koruyarak mal ve hizmet üretmek öne çıkarken, GHL tarafında inovasyon ve sosyal fayda kavramlarının göreli olarak öne çıktığı görülebilir. Bu sonuç sosyal fayda ve inovasyon kavramlarının ülkemizde görece yeni olmasına bağlanabilir.
Grafik 1
Grafik 2’de görülebileceği üzere, yeşil girişimcilik ile ilgili olarak kişilerin aklına ilk gelen sektör beklenildiği üzere yenilenebilir enerji & enerji verimliliği sektörü olmuştur. Dünya’da ve ülkemizde adından çokça söz ettiren ve temel bir ihtiyaç haline gelen yenilenebilir enerji sektörü, güneş, rüzgar, jeotermal gibi yatırımların ağırlık kazanması ile paralel olarak olgunlaşan bir piyasaya, dolayısıyla sektöre işaret etmektedir. Türkiye örneklemi için bu sektörü, üretimde zararlı kimyasalların azaltılması takip ederken, GHL örneklemi için yeşil etiket taşıyan ürün ve hizmetler ikinci sırada karşımıza çıkmaktadır. Bu da yine, ülkelerin karşı karşıya kaldıkları problemler ve gündelik yaşamda karşılaştıkları durumları doğrudan yansıtan bir sonuç olarak yorumlanabilir.
Grafik 2
42
AB genelinde yeşil etiketlemenin yaygınlık derecesi göz önünde bulundurulmalıdır. Zararlı kimyasalların engellenmesi noktasında AB ülkelerinin regülasyonların hali hazırda yapılmış bulunması, Türkiye’de problem olarak algılanan bu sorunun orada yaşayan kişiler için bir problem olmaktan çıktığını, ilgilenilmesi gereken acil durum kategorisinden kaldırıldığını gözler önüne sermektedir.
Grafik 3
Cevaplayanların yeşil işler yapma noktasındaki motivasyonları incelendiğinde hem Türkiye hem de GHL için sosyal fayda / etki yaratmanın, hem de doğayı koruma önceliğinin geldiği görülmektedir. Grafik 3 bize karlılık ve Pazar payı gibi piyasa temelli motivasyonların sosyal fayda ve çevre koruma temelli motivasyonların gerisinde kaldığını göstermektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında cevaplayıcıların halihazırda yeşil işler ve yeşil ekonomi ile ilgilenen kişi ve kurumlar olma ihtimali, tahmin hatasına yol açabilmektedir. Her ne olursa olsun, cevaplayanların kaynakları koruma ve sosyal etki düşüncesi, günümüzde yaşadığımız önemli sosyal ve ekonomik dönüşümü destekleyici niteliktedir. İş yapma biçimleri, yaşayış biçimleri ve hatta düşünme biçimlerinin daha paylaşımcı ve etkileşim temelli olmaya başladığı 21. Yüzyıl modelleri, yeşil girişimciliğin gelişmesi noktasında arkasından esen güçlü bir rüzgardır. Cevap aradığımız sorulardan bir diğeri ve aynı zamanda önemlilerinden biri, yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engellerden hangilerinin diğerlerine göre öne çıktığıdır. EK-2’deki cevap tablolarında detayları görülebileceği gibi çok zor engel olarak görülen engellerin, kamuoyu farkındalığının oluşmamış olması ve fon kaynaklarına erişim etrafında yoğunlaştığı, bunu yasal düzenlemelerin takip ettiği görülebilir. Bunun yanı sıra hiçbir engelin çok kolay aşılabileceği cevaplayanlar tarafından düşünülmemektedir. Kolay engel olarak görülen engellerin başında ise bu alanda çalışacak insan kaynağının bulunmaması ve alandaki çalışan kişi ve kurumları koordine edecek bilgi iletişim ağının olmaması gelmektedir. Bu da bu kapsamda yapılacak çalışmaların önünde aşılması gereken önemli bir “yapılamaz” kalıbının yıkılması gerektiğini göstermektedir
43
Grafik 4
Grafik 5
Yeşil girişimlerin, pazara giriş aşamasında avantajları olduğu düşüncesi ön kabul olarak toplumda hâkimdir. Yeşil girişimlerin doğayı koruduğu ve sosyal fayda yarattığı, bu sebeple bu tarz bir ticari girişimin diğer firmalara göre daha iyi bir itibara sahip oldukları düşünülmektedir. Çalışma kapsamında, bu durumun gerçekten böyle olup olmadığını ölçebilmek maksadı ile EK-2 Soru 11 yöneltilmiştir. Türkiye için beklenildiği gibi, bu sektördeki firmaların açık bir farkla çok daha iyi bir itibara sahip oldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Partner ülkeler için ise daha dengeli bir dağılım söz konusudur. Bir firmanın yeşil işler yapmasının kendi başına fark yaratacak bir özelliğe sahip olmadığına işarettir. Bu sorunun devamı niteliğinde 12. ve 13. sorular göstermektedir ki, cevaplayanlar üretici veya tüketici oldukları senaryolarda makul maliyet farkları veya makul fiyat farkları ile yeşil ve doğa dostu ürünleri, muadili normal ürünlere tercih etmektedirler (bknz: Grafik 4). Hem Türkiye, hem de GHL örneklemi için %60’lar düzeyinde benzer sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Fiyatın yeşil sektör ve eko-girişimlerde, talebin en büyük belirleyeni olmayabileceği noktasında önemli bir sonuçtur. Klasik ekonomi ve talep teorisinin tartışıldığı günümüzde bu yöndeki değişimi doğrular nitelikte bir mikro sonuç olarak yorumlanabilir. 44
Çalışmadaki en ilgi çekici sonuçlardan birisi yeşil girişimciliğin gelişmesi noktasında aktörlere düşen roller konusundaki bulgulardır. Bu sonuç bize Türkiye ve partner ülkeler arasındaki temel yaklaşım ve bakış açısı farkını yansıtmaktadır. Türkiye’de cevaplayanların %44’ü kamunun bu alanda taşın altına eline koyması gerektiğini düşünmektedir. Bu oran partner ülkelerde ise %25’tir. Özel sektör için ise tam tersi bir durum söz konusudur. Partner ülkelerde cevaplayanların %44’ü özel sektörün yeşil girişimciliğin gelişmesinin temel aktörü olması gerektiğini belirtmiş iken Türkiye’de bu oran %23’tür. Bu tablo, “her şeyi devletten bekleme” deyişinin de altını dolduran ve doğrulayan bakış açısını yansıtmaktadır. Ekonomideki aktörlerin ve değişim noktasındaki tetikleyicilerin belirlenmesi noktasında oldukça kritik bir bulgudur (bknz: Grafik 5). Araştırmanın sonlarına doğru daha hedefe yönelik, somut cevaplara ulaşmak amacıyla yeşil girişimcilik merkezinde olması gerekenler cevaplayanlara yöneltilmiştir. Cevaplayanlar her iki örneklem için eğitim programları, ekosistem ve network sağlama, danışmanlık mentörlük desteği, fiziksel çalışma ortamı ve konu ilgili araştırma yayınları gibi hizmet ve olanakların hepsinin olması gerektiğini düşünmektedirler. Bu sonuç, ihtiyaçların farklılaştığını ve yelpazenin genişliğini göstermektedir. Aynı zamanda belirtilen tüm unsurların bir ihtiyaç olduğu çıkarımında da bulunmak mümkündür. Bu sonuçlar merkezimizin inşası ve çalışma programının oluşturulması noktasında önemli bir girdi teşkil edecektir (bknz: Grafik 6).
Grafik 6
Yeşil girişimlerin artması ve piyasa oluşması noktasında en önemli engellerin başında finansal engeller gelmektedir. Bunu aşmak için Dünya’da, Avrupa’da ve ülkemizde çeşitli araçlar ve kaldıraçlar kullanılmaktadır. Bu araçlar gün geçtikçe farklılaşmaktadır. Bazıları ülkemizde ve partner ülkelerde hali hazırda kullanılıyor iken bazıları ise yeni yeni kullanıma sokulmaktadır. Bu kapsamda yeşil girişimci gözü ile finansal engelleri aşma noktasında faydalı olabilecek araçlar cevaplayanlara sorulduğunda, hem Türkiye hem de GHL örneklemi için devlet desteklerinin sırasıyla %69 ve %45 ile ilk sırada yer aldığını görmekteyiz. Cevaplar içerisinde dikkate değer tek sonuç olarak hızlandırma programlarının yeri görülebilir. Türkiye’de hızla yayılmakta olan
45
hızlandırma programlarının finansal engelleri aşma noktasında daha faydalı olabileceğini düşünenlerin oranı %8’de kalmış iken bu oran GHL’de %24 düzeyindedir.
Grafik 7
Yöneltilen çoktan seçmeli sorulardan sonuncusu, yeşil istihdam ve mesleklerin geleceğine yönelik bir kestirim sorusudur. Cevaplayanların gelecekte hangi sektörde daha fazla yeşil yakalı (yeşil işlerde çalışan insan kaynağı) istihdam edileceğini tahminlemesi ve öngörmesi istenmiştir. Grafik 8’de görülebileceği ve beklenildiği üzere enerji ve geri dönüşüm sektörü başı çekmektedir. Bu cevap yeşil sektör dendiğinde hangi sektör ilk olarak aklınıza geliyor sorusuna verilen cevap ile paralellik göstermektedir. Bir bakıma, yenilenebilir enerji ve geri dönüşüm sektörlerinin gelecekte işlem hacimlerinin genişleyeceği ve önem kazanacağı herkes tarafından beklenen bir durumdur.
Grafik 8
Yöneltilen açık uçlu soruların cevapları sistematize edilmiş ve EK-2’de öne çıkanları ve frekansı yüksek olanları sunulmuştur. Bununla birlikte öne çıkan cevaplardan bir kısmına 46
değinmekte fayda görmekteyiz. Kişilerin yeşil girişimcilik dendiğinde akıllarına ilk gelen ülkeler İsveç, Almanya, Finlandiya ve İspanya üzerine yoğunlaşmıştır. Bu ülkelerin belirtilmesinin nedenleri ardında yenilenebilir enerji yatırımları, atık geri dönüşüm faaliyetleri ve toplumsal farkındalığa yönelik sistematik çalışmalar ifade edilmiştir. Kavramın yaygınlaşması ve gelişmesi noktasında gençlerin rolü ise daha ziyade nitelikli insan kaynağı haline gelmeleri, bilinçlenmeleri ve yaygınlaştırma noktasında daha aktif saha çalışmaları yapmaları ile sınırlandırılmıştır. Bu cevaplar gençlerin üzerine amiyane tabirle yapışan toplumsal rollerin bu konuda da dışına çıkılamadığını göstermektedir. Örneğin yeşil girişim kurmaları veya kurulmasına öncülük etmeleri gibi bir daha proaktif cevaplar alınamamıştır. Son olarak; cevaplayıcıların kurulacak olan merkezden beklentisi, fiziksel bir merkezden ziyade network, danışmanlık ve eğitim faaliyetleri ve olanakları sunan, dijital dünyayı, iyi uygulamaları takip eden ve anında kullanıcılarına ulaştıran bir yapı inşa edilmesi etrafında yoğunlaşmıştır. Gençlerin ihtiyaçlarına doğrudan cevap veren özelleşmiş eğitim programları ve yararlanılabilecek kaynakların online olarak erişime açılması yeşil girişimcilik merkezinden beklenenlerin başında gelmektedir.
5. POLİTİKA ve SONUÇ Çalışmanın bu bölümünde mevcut durum ve gerçekleştirilen saha çalışmasından hareketle gerek yeşil girişimcilik ekosisteminin ve yeşil girişimlerin gelişmesi, gerek ise proje kapsamında kurulması planlanan yeşil girişimcilik merkezi bünyesinde yapılabilecek çalışmalara yönelik politika önerileri sunulacaktır. Öncelikle öneriler sunulacak, yol haritası çizilmeye çalışılacak, ardından merkezin potansiyel paydaşları ve potansiyel katkılarından bahsedilecektir. Son olarak somut faaliyet ve çalışma önerilerinin yanısıra, elde edilen bulgular ve geçmiş çalışmalar harmanlanarak yeşil girişimcilik ekosistemine yönelik SWOT analizi gerçekleştirilecektir.
5.1.
Öneriler ve Yol Haritası
Yeşil girişimcilik alanında yapılan çalışmaların yanında doğrudan yeşil girişimcilik olarak adlandırılmasa da, Türkiye’de aktif olan ve hızla gelişen bir girişimcilik ekosistemin varlığından bahsetmek mümkündür. Mevcut girişimcilik ekosisteminde, yeşil girişimcilerin de faydalanabileceği finansal, mentörlük, iletişim ve çalışma alanı gibi çeşitli destekler mevcuttur. Yaptığı iş olarak kendini yeşil girişimci olarak tanımlayan fakat mevcut girişimcilik ekosisteminde varlığını devam ettirebilmesi için toplumsal değer üretmenin yanında sadece ticari girişimcilerle aynı platformlarda yer almanın pozitif olduğu kadar negatif etkileri de vardır. Özellikle de bu negatif etki, yeşil girişimcilik ekosisteminin gelişmesi yönünde vuku bulmaktadır. Girişimciliğin konuşulduğu ortamlarda “girişimcilik ekosistemi” söylemi sıklıkla dile getirilir. Buradan hareketle ülkemizde yeşil girişimciliğin gelişmesi için de ekosistem örneği üzerinden ilerlenmesi elzemdir. Türk Dil Kurumu - TDK’ya göre kelime anlamı olarak ekosistem: “Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran çevrenin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik gösteren ekolojik sistem” olarak tanımlanmaktadır. Bize göre yeşil girişimciliğin gelişmesi için de belirli bir alanda farklı paydaşları bir araya getiren bir yapı kurulmalı ve girişimciler ile yeşil 47
girişimciliğin gelişmesi için çalışan kurumlar arasında iletişim/etkileşim için ortam yaratılmalıdır. Yaptığımız anketler ve ikili görüşmeler sonucu yeşil girişimciliğin gelişmesi için aşağıdaki paydaşlar arasında bir etkileşim kurulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Araştırma sonuçları bize göstermiştir ki, yeşil girişimcilik kavramı ülkemizde ve partner ülkelerde hızlı bir ivme kazanmıştır. Tanınırlığı her geçen gün artmakta, artan çevresel problemler ve tüketim-üretim kalıplarının değişmeye ihtiyaç duyduğu aktörler tarafından da bilinmektedir. Bu alanda Türkiye ve partner ülkelerdeki ihtiyaçlar çoğu noktada birbirine benzese de farklılaşabilmektedir. Farklılaşan önemli noktalardan biri, sürecin devamını sağlayacak olan lider aktörün kim olması gerektiğidir. Türkiye’de kamunun gündelik yaşamda ve ekonomik aktivitelerdeki ağırlığı bu alanda da kendisini göstermektedir. Özel sektör ve sivil toplumun payı, Avrupa’da daha yüksektir. Başarılı modeller incelendiğinde özel sektör ve sivil toplumun sürecin lokomotifi olduğu, devlet ve akademinin de çeşitli alanlarda yeşil girişimleri ve buna yönelik dönüşümleri desteklediği modellerin öne çıktığı görülebilmektedir. Bu sebeple aktörlerin rollerine dair çalışmalar yapmak faydalı olabilecektir. Yeşil girişimciler doğa dostu fikirlerine rağmen, değişimi tek başlarına yapabilecek güçleri yoktur. Bu sebeple yeşil girişimcilik ile doğrudan ilişkili olmasa da uygun altyapıyı sağlayacak, yönetişim ve düzenlemeleri gerçekleştirecek, piyasaya yönelik yenilikçi modellerin hayata geçirilmesinde yasal ve ekonomik teşvikler sağlayacak, talebin oluşmasına katkı koyacak sektör dışı aktörlerle işbirliği olmazsa olmazdır. Yani normal bir girişim ve girişimcinin başarılı olabilmesi için ne gerekiyorsa aynıları yeşil girişim ve girişimci için temel unsurlardır. Başarılı iş modellerin ortaya çıkabilmesi için yeşil girişimci adaylarına konu ile ilgili beceri seti sağlanmalı ve kapasitelerinin arttırılması gerekmektedir.
5.2.
Potansiyel Merkez Paydaşları
IGEC kapsamında Büyükçekmece Belediyesi bünyesinde ve koordinatörlüğünde, proje paydaşlarının da desteği ile uluslararası yeşil girişimcilik ve yenilikçi istihdam merkezi kurulacaktır. Bu merkez çeşitli aktörleri bir araya getirerek, ülkemizdeki yeşil girişimlerin sayısının artması ve katma değer yaratan iş modellerinin ortaya çıkmasına katkı koyma noktasında faaliyetler yürütecektir. Bununla birlikte işgücü talebi ve işgücü arzını bir araya getirerek yeşil sektörlerdeki istihdam edilebilirliğe katkı koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla merkez, etki alanını genişletebilmek maksatlı olarak farklı aktörlerle işbirlikleri geliştirecektir. Çalışmamızın temellerinden yola çıkarak merkezin potansiyel paydaşlarının aşağıdakiler olduğu belirtilebilir: • Kamu: Yeşil Girişimciliğin gelişmesi ve yaygınlaşması için gerekli kamu desteklerinin oluşturabilir. • Özel sektör: Hayata geçen veya geçecek olan projelerin uygulanması için gerekli satın alma ya da uygulanması konularında girişimcilere destek olabilir. Aynı zamanda belirli dönemlerde kendi çalışma alanı ve ihtiyaçları doğrultusunda yeşil girişimcilerin katılımı ile çeşitli atölyeler/yarışmalar düzenleyebilir. Bununla birlikte ihtiyaç duydukları insan kaynağını merkeze bildirip mevcut işgücü arayışlarına cevap bulabilecektir. 48
• Sivil toplum kuruluşları: Yaşanan sorunları doğru tespit edilmesi ve girişimciler tarafından ortaya konulacak çözümlerin amacına hizmet etmesi için kendi deneyimlerini paylaşabilir. İlerleyen süreçlerde sivil toplum kuruluşlarının sahadan gözlemlediği sorunları, sorunun çözümü üzerine çalışan girişimci ile paylaşabileceklerdir. Bununla birlikte, sosyal fayda ve etki boyutunda mevcut tecrübe ve katkıları merkez çalışmalarına aktarabileceklerdir. • Akademi: Var olan sorunlara çözüm üretilmesinde gerek benzer sorunlara üretilen çözümlerin akademik olarak ortaya konarak, bilimsel temelli çözümlerin üretilmesinde gerekse de üniversite-sanayi işbirliği kapsamında yeni girişimcilerin yetişmesinde destek olabilir. Aynı zamanda üretilen çözümün ulusal ve uluslararası yaygınlaşması için yazılacak fon kaynaklarına yazılacak projelerde etkin rol alabileceklerdir. Son olarak kavramın teorik temelleri ve mevcut verilere ulaşma ve yorumlama noktasında akademiden destek alınabilir. • Hukuki altyapı: Üretilen çözümlerin ticarileştirilmesi başta olmak üzere girişimcilerin ihtiyaç duyduğu konularında desteklenmesinde etkin rol oynayabilir. • Finans kuruluşları: Yeşil girişimcilerin fikir aşamasındaki projelerini hayata geçirmesi ve hali hazırda olan projelerinin geliştirip yaygınlaşması konusunda destek verebilir. • Yeşil girişimciler: Girişimcilikte deneyim paylaşımı, girişimcilerin gelişimleri üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Bundan dolayı deneyimli girişimcilerin, süreçte yaşadıkları sorunlar ve bunlardan çıkışları üzerine deneyim paylaşabilir. • Mentorlar/Özel sektör temsilcileri: Doğrudan yeşil girişimcilik özelinde veya fikirlerin projeye dönüşüp ticarileştirilmesi ile satış/pazarlama konuları gibi farklı alanlarda girişimcinin ihtiyaç duyduğu alanlarda özel sektör temsilcileri deneyimlerini paylaşabilir. Aynı zamanda kurumları özelinde yaşadıkları sorunlara çözüm üretmesi ve sonrasında o çözümü üreten girişimciden ürün/hizmet satın alabilir. • Yayın/iletişim ayağı: İyi işler yapmak kadar yapılan iyi işlerin yaygınlaşması da önemlidir. Bundan dolayı sorunlara çözüm üreten girişimcilerin ürün ve hizmetlerinin çeşitli yayın kanallarında iletişimi yapılabilir. • Yerel yönetimler: Yereldeki herhangi bir konuda yaşanan sorunun bir benzerini farklı bir bölgede de görmek mümkündür. Bu açıdan bir bölgede yaşanan soruna üretilen çözümü farklı bölgelerde de yaygınlaştırılabilir. Yerelleşmek, var olan sorunları detaylandırdığı için üretilen çözümlerin başarıya ulaşmasında pozitif etki yaratabilir. Yerel yönetimler hem bölgelerinde yaşanan sorunlara çözümleri girişimcilerle birlikte çözüme kavuşturabilir hem de farklı paydaşları bir araya getirip alanlar oluşturarak yeşil girişimcilik ekosisteminin güçlenmesinde etkin rol oynayabilir. Merkez ve merkezde kullanılan modeller farklı yerel yönetimlerin ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilip kopyalanabilir.
49
5.3.
SWOT Analizi
Yeşil girişimcilik alanında Türkiye’de şu ana dek hazırlanan tek rapor TTGV tarafından 2012 yılında hazırlanmıştır. Yeşil girişimcilik ekosisteminin mevcut durumuna, temel aktörlere, etkileyen unsurlara kapsamlı bir şekilde yaklaşan rapor bizim çalışmamızda da önemli bir referans teşkil etmiştir. Örnek vakaların, algının ve politika önerilerinin yer aldığı raporda günün koşullarına dair önemli bulgular mevcuttur. Araştırmamızdan çıkan ve TTGV’nin raporunda ortaya konulan mevcut durum ile kıyaslama yapmak zaman içindeki değişimi tespit doğrultusunda faydalı olacaktır. Öncelikle TTGV’nin raporunda vurgulanan güçlü yönler, fırsatlar ve zayıf yönler, tehditleri belirtmekte fayda bulunmaktadır; 17 Güçlü Yönler ve Fırsatlar: ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
● ● ● ● ●
Girişimcilik faaliyetlerinde yükselen eğilimler Çevre alanındaki Ar-Ge ve girişimcilik faaliyetlerinde yükselen eğilimler Genel olarak girişimcilik için destek sağlayan kurumların olması (kamu ve STK) Temiz üretim ile ilgili konuların ilgili bakanlıklar tarafından sahiplenilmesi Bölgesel kalkınma ajansları desteklerinin yeşil girişimcilik için kullanılabilirliği İş meleklerinin yeşil işletmeler için bir fırsat olması Fırsat tabanı girişimciliğin gereklilik tabanlı girişimciliğin önüne geçmesi Teknoparkların yeşil girişimcilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde uygun ortam yaratması Kapsamlı çevre ve enerji ile ilgili mevzuatın yeşil girişimcilik için fırsat oluşturması AB katılım süreci ile ilgili ek mevzuatın (eko etiketleme vb) uyumlaştırılma süreci Girişimcilerin yüksek algılama potansiyelinin yeşil girişimcilikte fırsatlar oluşturması "Kurumsal sosyal sorumluluk", "kurumların çevresel, sosyal ve yönetişim boyutu" ile "paylaşılan değer yaratma" kavramlarının özellikle büyük şirketler tarafından ele alınması ve tartışılması İstanbul Menkul Kıymetler Borsasındaki sürdürülebilirlik indeksi çalışmaları İş dünyasının iklim değişikliği ile ilgili konular ve alınması gereken olası eylemler hakkında ilgili olması Çevre teknolojilerinin "geleceğin teknoloji alanı" olarak kabul edilmesi Yüksek mühendislik kapasitesi ile mevcut sosyal ve ekonomik güce sahip genç nesil tarafından sağlanan potansiyel Yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli
Engeller ve Zorluklar: ● ● ● ● ● 17
Düşük seviyede girişimcilik faaliyetleri "Yeşil girişim” için özel destek programlarının olmayışı Çevre projeleri ve yatırımları için sınırlı sayıda destek programları STÜ ve eko-verimlilik konularında sınırlı bilgi ve kapasite eksikliği Mevcut destek sistemlerine ve finansa erişimin geliştirilme ihtiyacı
http://www.ideaport.org.tr/uploads/read/file/green-entrepreneurship-in-turkey-23.pdf
50
● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
Özel sermayenin yakın gelecekte yeşil girişimcilik için kullanılabilir olamaması Eğitim sistemi ve kültürel normların girişimcilik ruhuna uymaması Çevre ve enerji ile ilgili mevzuatta uygulama ve denetleme ile ilgili eksiklikler STÜ için özel bir strateji veya eylem planı olmaması Yeşil girişimcilik konusunun paydaşlar için oldukça yeni bir kavram olması Ürün odaklı yeşil girişimcilik algısının hizmet odaklı yeşil girişimciliğin önünde yer alması Özellikle küçük işletmelerin sınırlı kapasite ve çevre bilincine sahip olması Türk tüketicilerinin çevre dostu ürünler ve hizmetler hakkında ilgi ve bilgi eksikliği Kamuda “yeşil satın almanın” uygulanmaması Özel sektörün piyasadaki çevre dostu ürün ve hizmetlerdeki mevcut talebin yeterlilik durumuna olan güvensizliği Yenilenebilir enerji teknolojileri de dahil olmak üzere çevre teknolojileri konusunda sınırlı teşviklerin ve yetersiz kapasitenin olması Özel sektörde kaos yönetimi hakkında farkındalık sorunu ve kapasite eksikliği Açık inovasyon ve işbirliği konusunda Türk halkının eğilim/bilgi eksikliği Belediyelerin atık yönetimi ile ilgili girişimler ve yatırımlar konusundaki prosedürleri
Raporun üstünden yaklaşık 6 yıl geçmesinin ardından, yeşil girişimcilik alanında yaşanan değişimleri daha iyi kıyaslamak için yorumlarımızı bu veriler ışığında yapacağız. Güçlü Yönler ve Fırsatlar bölümündekilerin yanında Engeller ve Zorlukların da birçoğunu aşmış bulunuyoruz. Fakat üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen yeşil girişimcilik özelinde gözle görülür büyük bir değişimden bahsetmek mümkün değildir. Farklı alanlarda farklı kurumlar yeşil girişimciliği destekleyen birçok çalışma yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedir. Bundan sonraki süreçte birbirini besleyen ve etkileşim içinde olması gerekirken büyük bir kısmının birbirinden bağımsız yürümesi yeşil girişimciliğin önündeki en büyük eksikliklerden biri olduğu söylenebilir. Güçlü yönler hala güçlülüğünü korurken, fırsat olarak görülenlerden bazıları artık fırsat olarak görülmemektedir. Örneğin iş dünyasının konuya olan ilgili ve sürdürülebilirlik çalışmalarına ağırlık vermesi, yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli gibi öğeler hala geçerliliğini korurken, çevre teknolojilerinin geleceğin teknolojileri olarak görülmesi bir miktar erozyona uğramış bulunmaktadır. Engel ve zorluklar özelinde ise, düşük seviyedeki girişimcilik faaliyetleri aşılmaya yakındır. Hızlandırma programları, özel destekler ve kamu destekleri bu eksiğin giderilmesi noktasında önemli mesafe kat edilmesine olanak tanımıştır. Yeşil ürünlere talep de tüketici tarafında artmış gözükmektedir. Bununla birlikte KOBİ’lerin ve kamu kurumlarının yeşil dönüşümü, halk arasındaki farkındalık düzeyi, mevzuat mevcut olmasına rağmen uygulanabilirliği noktasındaki eksikleri hala çözülmesi gereken problemlerdendir.
5.4.
Yeşil Girişimcilik Merkezi Bünyesinde Yapılacaklar
Anketler ve farklı paydaşlar ile birebir yaptığımız görüşmeler sonrasında ülkemizde yeşil girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için bu alanda fiziksel bir alan yaratılması ve yeşil girişimciliğin gelişmesi için farklı paydaşların sürece dâhil edilerek iletişim/etkileşim çalışmaların yapılması için bir merkeze ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır.
51
Bu ihtiyaçlar doğrultusunda; 1. Yeşil girişimcilik konusunda farkındalık yaratılması 2. Yeni yeşil girişimcilerin yetişmesi 3. Var olan yeşil girişimcilerin farklı alanlarda desteklenmesi/güçlenmesi (finansal, knowhow gibi) 4. İş modellerinin sürdürülebilir olması için kamu ve özel sektör başta olmak üzere ürün ve hizmetlerini satabilmeleri için ağların oluşturulması 5. Hayata geçen iyi uygulama örneklerinin de yaygınlaştırılması gerekli olduğu ortaya çıkmıştır. Biz de yeşil girişimciliğin gelişmesi için ihtiyaç duyulan bu alanlara çözüm üretmek için yukarıda sayılan 10 farklı alandaki paydaşları sürece dahil ederek (gönüllü katılım çağrısıyla) tüm süreci bir nokta üzerinden yürüteceğiz. Paydaşlar aşağıdaki aktörlerden oluşacaktır. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10.
Kamu Özel sektör Sivil toplum kuruluşları Akademi Hukuki altyapı Finans kuruluşları Yeşil girişimciler Mentorlar/Özel sektör temsilcileri Yayın/iletişim ayağı Yerel yönetimler
Yapılması planlanan çalışmalar ihtiyaç doğrultusunda; -
Yeşil girişimcilik, eko inovasyon, temiz üretim gibi ilgili başlıklarda çeşitli eğitimlerinin sunulması Üretilecek olan eğitim içeriklerini yaygınlaştırmak üzere eğitmen eğitimlerinin gerçekleştirilmesi Yurtdışı iyi uygulama örneklerini ve yeşil girişimcilerini, yurtiçindeki akran ve ilgilileri ile buluşturmak Network faaliyetleri, buluşma ve etkinlikler Yeşil girişimci adayı ve destekçiler için mekânsal hizmetler (eğitim salonu, çalışma salonu, toplantı salonu) İşgücü ve işvereni bir araya getirecek etkinlikler Seminer, konferans, panel organizasyonları Yerel ve ulusal toplantılar, bilgilendirmeler Konu ile ilgili yönlendirme, bilgilendirme ve danışmanlık faaliyetleri gerçekleştirmek Proje ve fikir yarışmalarına ev sahipliği düzenlemek 52
şeklinde somut faaliyetler hayata geçirilecektir. Bu faaliyetler zaman içerisinde ve ihtiyaç doğrultusunda farklılaştırılacaktır.
53
EK 1- ANKET FORMU YEŞİL GİRİŞİMCİLİK PAYDAŞ ALGI ARAŞTIRMASI Bu anket Erasmus + Programı kapsamında Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteği ile yürütülen “International Green Entrepreneurship and Innovative Employment Center” projesi kapsamında gerçekleştirilmektedir. Çalışma kapsamında partner ülkelerdeki sektörel paydaşların konuya yaklaşım ve farkındalıklarının yanısıra potansiyel engeller ve tetikleyiciler gibi anahtar faktörlere dair bilgi toplanması amaçlanmaktadır. Toplanan veriden faydalanılarak durum analizi ve mevcut durum raporu oluşturulacak, kamuoyu ile paylaşılacaktır. Araştırmaya katılanlara dair herhangi bir kimlik bilgisi talep edilmemiş olup, verilerin kimse ile paylaşılmayacağı taahhüt edilmektedir. Her anket iki kısımdan oluşmakta olup, ilk kısım çoktan seçmeli sorulardan, ikinci kısım ise açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Birinci kısım yaklaşık 3 dakikalık bir zaman almakta olup, ikinci kısma ayrılacak zaman verilecek cevapların niteliğine bağlı olarak değişmektedir. Lütfen soruları dikkatli okuyup cevaplayınız.
KISIM 1 (Çoktan Seçmeli Sorular) 1. Anketi çalıştığınız kurumu temsilen mi dolduruyorsunuz? (Verilen cevaplar kurumun görüşlerini mi yansıtmaktadır) o Evet o Hayır 2. Faaliyet gösterilen sektör a. Akademi b. Bireysel Girişimci / Freelancer c. Çalışmayan (Öğrenci Hariç) d. Kamu e. Öğrenci f. Özel Sektör (çalışan) g. Sivil Toplum h. Diğer (Lütfen Belirtiniz) 3. Yeşil Girişimcilik kavramını daha önce duydunuz mu? a. Evet b. Hayır
54
4. Aşağıdaki tanımlardan hangisi yeşil girişimcilik tanımını daha iyi karşılıyor? a. Çevre ve doğal kaynakları korumaya yönelik sosyal fayda temelli faaliyetler gerçekleştirilmesi b. Doğal kaynakları koruyarak ve en verimli şekilde kullanılarak mal ve hizmet üretimi gerçekleştirilmesi c. Ekonomi ve çevrenin insan faktörü ve sosyal etkiyi göz önünde bulunduracak şekilde bir araya gelmesi d. Mal ve hizmet üretimi sırasında ortaya çıkan zararı telafi edecek şekilde çevresel faaliyetler gerçekleştirilmesi e. Üretim süreçlerinde teknoloji odaklı inovasyonları kullanarak çevresel baskının azaltılması f. Hiçbiri 5. Yeşil Girişim/Sektör denildiğinde aşağıdaki sektörlerden hangisi ilk olarak aklınıza geliyor? a. Atık Geri Dönüşüm Sektörü b. Eko-turizm, agro-turizm c. Organik tarım ürünleri üretimi ve satımı d. Paylaşım ekonomisi (araç/bisiklet paylaşımı, mikro-krediler, gıda kooperatifleri vs) e. Üretimde zararlı kimyasalların ve kirleticilerin azaltılması f. Yenilenebilir enerji yatırımları & enerji verimliliği (güneş panelleri, rüzgâr gülleri vs) g. Yeşil etiket taşıyan ürün ve hizmetler h. Diğer (lütfen belirtiniz) 6. Yeşil/Sürdürülebilir işler yapan bir kurumda veya sektörde mi faaliyet gösteriyorsunuz? (Cevabınız evet ise 12. soruya geçiniz) a. Evet b. Hayır 7. İleride yeşil girişim niteliğinde bir girişimde bulunmayı veya ilgili sektörde çalışmayı düşünür müsünüz? a. Evet b. Hayır c. Kararsızım/Bilmiyorum 8. Çevre dostu işler yapma noktasında başlıca sizin/kurumunuzun motivasyonu nedir/ne olur? (Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz) a. Bu alanda sağlanan teşviklerden yararlanmak b. Doğayı/çevreyi koruma önceliği c. Sosyal fayda / etki yaratmak d. Yenilik tabanlı rekabetçilik avantajı sağlaması e. Yüksek karlılık potansiyeli f. Yüksek pazar payı potansiyeli g. Diğer 55
başlıca
9. Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. (1 en kolay engel, 5 en zor engel) a. Bu alanda çalışacak yeterli insan kaynağının bulunmaması/kalifiye olmaması b. Bu alandaki girişimleri ve işleri kolaylaştıracak bilgi ve iletişim ağının yetersizliği c. Çevre odaklı/bu alanda çalışacak girişimcileri teşvik edecek yasal düzenlemeler d. Fon kaynaklarına erişim e. Kamuoyunun kavramın ve yapılan işlerin farkında olmaması f. Konu hakkındaki destek mekanizmalarının yetersizliği (eğitim, teknik, danışmanlık) g. Sektördeki yetersiz talep h. Yeşil girişimcilik ekosisteminin oluşmamış/olgunlaşmamış olması i. Diğer (lütfen belirtiniz) 10. Sizce aşağıdakilerden hangisi yeşil/eko bir girişim için diğerlerine göre daha büyük bir tehdittir? a. İkame mal ve hizmetlerin tehdidi b. Müşterilerin pazarlık gücü c. Pazara giriş tehdidi d. Tedarikçilerin pazarlık gücü e. Var olan rakipler arasında rekabet f. Diğer (lütfen belirtiniz) 11. Yeşil ürünler üreten veya üretim, dağıtım süreçlerinde doğa dostu metotları kullanan firmalar/organizasyonlar sizin nazarınızda; a. Diğer firmalara/organizasyonlara göre çok daha iyi bir itibara sahiptirler b. Diğer firmalara/organizasyonlara göre biraz daha iyi bir itibara sahiptirler c. Diğer firmalara/organizasyonlara ile aynı itibara sahiptirler d. Diğer firmalara/organizasyonlara göre biraz daha kötü bir itibara sahiptirler e. Diğer firmalara/organizasyonlara göre çok daha kötü bir itibara sahiptirler 12. Bir üretici olsanız(olarak) aynı ürünü, üretim, dağıtım ve kullanım aşamasındaki çevresel faydasından ötürü daha yüksek maliyetle üretmeye razı olur musunuz? a. Olurum b. Olmam 13. Bir tüketici olarak çevre dostu ürünleri, daha yüksek fiyatlı dahi olsa çevre dostu olmayan ürünlere tercih eder misiniz? a. Ederim b. Etmem
56
14. Yeşil/Eko girişimciliğin ülkemizde gelişmesi için hangi aktöre diğerlerine kıyasla daha fazla sorumluluk düşmektedir? a. Akademi b. Kamu c. Özel Sektör d. Sivil Toplum 15. Yeşil/Eko girişimlere yönelik olarak sağlanan mevcut desteklerden haberdar iseniz bunlar aşağıdaki seçeneklerden hangileridir? (Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz. Haberdar değilseniz bir sonraki soruya geçebilirsiniz.) a. Teşvikler (vergi indirimi vs.) b. Teknik destek & danışmanlık c. Eğitim d. Hibe, kredi e. Diğer (lütfen belirtiniz) 16. Bu alandaki yeni girişimleri destekleyecek bir Yeşil Girişimcilik Merkezinde olması gerekenler nelerdir? (Birden fazla seçeneği işaretleyebilirsiniz) a. Eğitim programları b. Danışmanlık ve mentorluk desteği c. Herkesin kullanımına açık araştırma, yayın çıktıları d. Ekosistem/Network sağlama e. Fiziksel çalışma ortamı olanağı f. Diğer (lütfen belirtiniz) 17. Kamunun yeşil girişimlerin sayısının artması noktasında öncelikli desteği ne şekilde olmalıdır? a. Danışmanlık ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi b. Hibe ve kredi destekleri c. Kamuoyu yaratma ve ekosistem oluşumuna destek d. Vergi avantajı ve teşvikler e. Yasal altyapı ve yapısal yatırımlar f. Diğer (lütfen belirtiniz) 18. Yeşil girişimcilik alanında aşağıdakilerden hangisi finansal engelleri aşma noktasında daha faydalı olabilir? a. Banka kredileri b. Devlet destekleri c. Hızlandırma programları d. Melek Yatırımcılar e. Öz/Özel Sermaye f. Risk Sermayesi g. Diğer (Lütfen belirtiniz)
57
19. Sizce hangi sektör, gelecekte oransal olarak daha fazla yeşil yakalı (yeşil işlerde çalışan insan kaynağının toplam istihdama oranı) istihdamı sağlayacaktır? a. Enerji b. Geri Dönüşüm / Atık Yönetimi c. İnşaat d. Ormancılık e. Otomotiv f. Tarım g. Ticaret h. Ulaşım i. Diğer (lütfen belirtiniz)
KISIM 2 (Açık Uçlu Sorular) 20. Bir yeşil girişimde olması gereken özellikler nelerdir? 21. Yeşil girişimcilik / sürdürülebilirlik denildiğinde aklınıza aşağıdakilerden hangisidir? Neden (Kısaca açıklayabilir misiniz?)
ilk
gelen
ülke
22. Gençler bu işin neresindeler? 23. Eğer var ise, yaptığınız veya yapacağınız çalışmaları yeşil girişim olarak adlandırabilecek en önemli nokta nedir? (Üretimdeki bir inovasyon, işin başlıca kendisi vs) (Yok ise bu soruyu boş bırakınız) 24. Bu tarz bir girişimi oluşturmak/yönetmek için bir girişimcide bulunması gereken yetenek/beceriler neler olmalıdır? 25. 16.soruya istinaden gereksinim duyulan ihtiyaçlarını detaylandırabilir misiniz? (Örn: Ne tür eğitimler, çalışma ortamında nelerin olması gerektiği, hangi tip yayınlara ulaşmak istediğiniz vs.)
58
EK 2 – ANKET CEVAP TABLOLARI Soru
Soru seçenekleri
1 - Anketi çalıştığınız kurumu temsilen mi dolduruyorsunuz? (Verilen cevaplar kurumun görüşlerini mi yansıtmaktadır?)
Soru
2- Faaliyet gösterilen sektör
4 - Aşağıdaki tanımlardan hangisi yeşil girişimcilik tanımını daha iyi karşılıyor?
GHL %
Evet
22
55
Hayır
78
45
Soru seçenekleri Öğrenci Özel Sektör (çalışan) Sivil Toplum Çalışmayan (Öğrenci Hariç) Kamu Bireysel Girişimci / Freelancer Akademi Ekolojik ve Sosyal Girişimler/İşletmeler Diğer
Soru 3 - Yeşil Girişimcilik kavramını daha önce duydunuz mu? Soru
Türkiye %
Soru seçenekleri Evet Hayır
Soru seçenekleri Hepsi Doğal kaynakları koruyarak ve en verimli şekilde kullanılarak mal ve hizmet üretimi gerçekleştirilmesi Çevre ve doğal kaynakları korumaya yönelik sosyal fayda temelli faaliyetler gerçekleştirilmesi Ekonomi ve çevrenin, insan faktörü ve sosyal etkiyi göz önünde bulunduracak şekilde bir araya gelmesi Mal ve hizmet üretimi sırasında ortaya çıkan zararı telafi etmeye yönelik çevresel faaliyetler gerçekleştirilmesi Üretim süreçlerinde teknoloji odaklı inovasyonları kullanarak çevresel baskının azaltılması Hiçbiri
59
Türkiye % 35 22 12 9 9 6 4 2 1 Türkiye % 58 42
GHL % 12 20 16 2 10 30 10 0 0 GHL % 60 40
Türkiye % 42 30
GHL % 47 9
13
20
9
7
2
6
2
11
2
0
Soru
Soru seçenekleri Yenilenebilir enerji yatırımları & enerji verimliliği (güneş panelleri, rüzgâr gülleri vs) Üretimde zararlı kimyasalların ve kirleticilerin azaltılması 5 - Yeşil Yeşil etiket taşıyan ürün ve hizmetler Girişim/Sektör Organik tarım ürünleri üretimi ve satımı denildiğinde Atık Geri Dönüşüm Sektörü aşağıdaki Eko-turizm, agro-turizm sektörlerden Paylaşım ekonomisi (araç/bisiklet paylaşımı, mikrohangisi ilk krediler, gıda kooperatifleri vs) olarak aklınıza Hepsi geliyor? hiçbirinin yeşil girişimciliği açıkladığını düşünmüyorum. Çünkü aklıma gelen ilk şey ağaçlar yeşillikler oksijen . insanların yaşam alanlarını daha fazlalaştırmak Doğa ve sektör bir arada olmalı Üsttekilerin hepsi Soru 6 - Yeşil/Sürdürülebilir işler yapan bir kurumda veya sektörde mi faaliyet gösteriyorsunuz? Soru 7 - İleride yeşil girişim niteliğinde bir girişimde bulunmayı veya ilgili sektörde çalışmayı düşünür müsünüz? Soru
8 - Çevre dostu işler yapma noktasında sizin/kurumunuzun başlıca motivasyonu nedir/ne olur? (Birden fazla seçenek
Türkiye % 40
GHL % 43
14
7
10 8 8 8 7
20 7 4 7 6
2 1
2 0
1 1
2 2
Soru seçenekleri Evet Hayır
Türkiye % 26 64
GHL % 36 64
Soru seçenekleri Evet Hayır Kararsızım / Bilmiyorum
Türkiye % 80 3 17
GHL % 64 36 0
Soru seçenekleri Doğayı/çevreyi koruma önceliği Sosyal fayda / etki yaratmak Bu alanda sağlanan teşviklerden yararlanmak Yenilik tabanlı rekabetçilik avantajı sağlaması Yüksek pazar payı potansiyeli Yüksek karlılık potansiyeli Diğer
60
Türkiye % 31 31 15
GHL % 25 28 11
9
19
7 6 1
7 8 2
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Bu alanda çalışacak yeterli insan kaynağının bulunmaması/kalifiye olmaması]
Türkiye % 37 24 22 11 5 1
GHL % 29 27 22 7 15 0
Türkiye % 34 26 22 11 6 1
GHL % 42 20 27 6 5 0
Soru seçenekleri Zor engel Çok zor engel Orta zorlukta engel Kolay engel Çok kolay engel Aşılması zor engel
Türkiye % 34 24 23 11 7 1
GHL % 40 18 26 9 7 0
Soru seçenekleri Zor engel 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki Orta zorlukta engel yapısal engelleri zorluk Çok zor engel derecesine göre puanlayınız. Kolay engel [Fon kaynaklarına erişim] Çok kolay engel Aşılması zor engel
Türkiye % 38 22 17 14 8 1
GHL % 33 26 25 9 7 0
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Kamuoyunun kavramın ve yapılan işlerin farkında olmaması]
Türkiye % 29 26 20 13 11 1
GHL % 36 29 22 11 2 0
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Bu alandaki girişimleri ve işleri kolaylaştıracak bilgi ve iletişim ağının yetersizliği]
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Çevre odaklı/bu alanda çalışacak girişimcileri teşvik edecek yasal düzenlemeler]
Soru seçenekleri Orta zorlukta engel Kolay engel Zor engel Çok kolay engel Çok zor engel Aşılması çok zor engel Soru seçenekleri Orta zorlukta engel Kolay engel Zor engel Çok kolay engel Çok zor engel Aşılması orta zorlukta engel
Soru
Soru seçenekleri Zor engel Orta zorlukta engel Çok zor engel Kolay engel Çok kolay engel Aşılması zor engel 61
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Konu hakkındaki destek mekanizmalarının yetersizliği (eğitim, teknik, danışmanlık)]
Soru seçenekleri Zor engel Orta zorlukta engel Çok zor engel Kolay engel Çok kolay engel Aşılması zor engel
Türkiye % 36 25 16 13 9 1
GHL % 35 38 9 16 2 0
Soru seçenekleri Zor engel 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki Çok zor engel yapısal engelleri zorluk Orta zorlukta engel derecesine göre puanlayınız. Kolay engel [Sektördeki yetersiz talep] Çok kolay engel Aşılması zor engel
Türkiye % 29 22 21 18 9 1
GHL % 20 7 53 16 4 0
Soru 9 - Yeşil girişimciliğin önündeki yapısal engelleri zorluk derecesine göre puanlayınız. [Yeşil girişimcilik ekosisteminin oluşmamış/olgunlaşmamış olması]
Türkiye % 31 24 18 17 9 1
GHL % 31 36 16 11 6 0
Türkiye % 36 29 26 5 2 1 1
GHL % 29 23 21 27 0 0 0
Soru
Soru 10 - Sizce aşağıdakilerden hangisi yeşil/eko bir girişim için diğerlerine göre daha büyük bir tehdittir?
Soru seçenekleri Zor engel Orta zorlukta engel Çok zor engel Kolay engel Çok kolay engel Aşılması zor engel
Soru seçenekleri İkame mal ve hizmetlerin tehdidi Var olan rakipler arasında rekabet Pazara giriş tehdidi Müşterilerin pazarlık gücü Tedarikçilerin pazarlık gücü Bürokrasi daha da geciktirebilir Fiyat optimizasyonu paradigması
62
Soru 11- Yeşil ürünler üreten veya üretim, dağıtım süreçlerinde doğa dostu metotları kullanan firmalar/organizasyonlar sizin için … itibara sahiptirler;
Soru 12 - Bir üretici olsanız(olarak) aynı ürünü, üretim, dağıtım ve kullanım aşamasındaki çevresel faydasından ötürü daha yüksek maliyetle üretmeye razı olur musunuz?
Soru seçenekleri 5 çok daha iyi 4 daha iyi 3 aynı oranda 2 daha kötü 1 çok daha kötü
Türkiye % 62 14 17 6 1
GHL % 22 36 31 11 0
Soru seçenekleri Makul bir maliyet farkı durumunda olurum Kesinlikle olurum Olmam
Türkiye % 62
GHL % 69
32 6
25 6
Türkiye % 60
GHL % 65
32 8
29 6
Türkiye % 47 25 23 5
GHL % 25 18 44 13
Soru 13 - Bir tüketici olarak çevre dostu ürünleri, daha yüksek fiyatlı dahi olsa çevre dostu olmayan ürünlere tercih eder misiniz?
Soru 14 - Yeşil/Eko girişimciliğin ülkemizde gelişmesi için hangi aktöre diğerlerine kıyasla daha fazla sorumluluk düşmektedir?
Soru seçenekleri Makul bir fiyat farkı durumunda ederim Kesinlikle ederim Etmem
Soru seçenekleri Kamu Sivil Toplum Özel Sektör Akademi
Soru 15 - Yeşil/Eko girişimlere yönelik olarak sağlanan mevcut desteklerden haberdar iseniz bunlar aşağıdaki seçeneklerden hangileridir? (Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz. Haberdar değilseniz bir sonraki soruya geçebilirsiniz.)
Soru seçenekleri Hibe, kredi Teşvikler (vergi indirimi vs.) Eğitim Teknik destek & danışmanlık Hiçbiri Bunlar var ama dış ülkelerde
63
Türkiye % 30 28 24 16 1 1
GHL % 21 25 23 24 0 7
Soru 16 - Bu alandaki yeni girişimleri destekleyecek ve istihdam yaratmayı önceleyecek bir "Yeşil Girişimcilik Merkezi" bünyesinde olması gerekenler nelerdir? (Birden fazla seçeneği işaretleyebilirsiniz) Soru
17 - Kamunun yeşil girişimlerin sayısının artması noktasında öncelikli desteği ne şekilde olmalıdır?
Soru seçenekleri Eğitim programları Ekosistem/Network sağlama Danışmanlık ve mentorluk desteği Fiziksel çalışma ortamı olanağı Herkesin kullanımına açık araştırma, yayın çıktıları
Soru seçenekleri Hibe ve kredi destekleri Kamuoyu yaratma ve ekosistem oluşumuna destek Hukuki altyapı ve yapısal yatırımlar Vergi avantajı ve teşvikler Danışmanlık ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi Talep
Soru 18 - Yeşil girişimcilik alanında aşağıdakilerden hangisi finansal engelleri aşma noktasında daha faydalı olabilir?
Soru seçenekleri Devlet destekleri Melek Yatırımcılar Hızlandırma programları Banka kredileri Öz/Özel Sermaye Risk Sermayesi
Soru
Soru seçenekleri Enerji Geri Dönüşüm / Atık Yönetimi 19 - Sizce hangi sektör, gelecekte Tarım oransal olarak daha fazla yeşil yakalı Ormancılık (yeşil işlerde çalışan insan kaynağının Otomotiv toplam istihdama oranı) istihdamı İnşaat sağlayacaktır? Ticaret Ulaşım Diğer
64
Türkiye % 23 23 20 17 17
GHL % 31 28 6 13 22
Türkiye % 28 27
GHL % 9 29
21 18 5
13 40 9
1
0
Türkiye % 69 13 8 4 4 2
GHL % 45 17 24 6 2 6
Türkiye % 54 22 11 3 3 1 1 2 3
GHL % 38 18 9 0 11 6 7 7 4
20. Bir yeşil girişimde olması gereken özellikler nelerdir? (Bir kaç cümle ile açıklayınız) • • • • • • • • • •
Açıklık, Gerçek toplumsal fayda, Güçlü sermaye Çevre dostu kaynak kullanımı olmalı Etkili iletişim becerileri Kar amacını bireylerin zenginleşmesi için değil bu kârın girişime daha fazla katkı sağlaması için kullanılması temel esas olmalı Sürdürebilirlik ilkelere uymalı Tüketimin ortaya çıkardığı zararları ya üretime çevirmesi, ya azaltması ya da faydalı bir amaç için kullanması Ürünlerin geri dönüşümlü olması ve üretim sürecinin de %100 doğa dostu olması Vizyonunu iyi tanımlaması ve ona bağlı kalması
21. Yeşil girişimcilik / sürdürülebilirlik denildiğinde aklınıza ilk gelen ülke aşağıdakilerden hangisidir? Neden (Kısaca açıklayabilir misiniz?) • İsveç; ○ Enerji alanında atıkları geri dönüştürerek muazzam bir yeşil girişimcilik faaliyeti göstermekteler. ○ Repair Cafe, ikinci el ürün satışları gibi etkinlikler ile toplumu bilinçlendiriyorlar. ○ Atık yönetimini öyle bir uygulamaktadır ki artık komşu ülkelerden çöp ithal edecek seviyeye gelmiştir. • Almanya; ○ Dünya üzerinde en az güneş alan ülkelerden olmasına rağmen güneş enerjisi ile elektrik üretiminde lider ○ Enerji verimliliği konusunda çok hassaslar • Küba; ○ Tüketimi ve kirliliği azaltma konusunda gerekli bilinci yaratma çabası • Finlandiya; ○ Geri dönüşümü halkın her tabanına yaymayı başarmış, ○ Çevre dostu politikaları güçlü özel sektör firmalarına kabul ettirmiş ve ○ Ülke vatandaşlarında çevre bilincini oluşturmayı başarmış • İspanya; ○ Özellikle The Regional Activity Centre for Sustainable Consumption and Production - SCP/RAC'ın bu konulardaki projeleri ve ○ Yeşil girişimciliği Akdeniz'de yayma gayretleri nedeniyle
65
22. Gençler bu sürecin neresindeler? Rolleri nelerdir? • • • • • •
• • •
Akademi, Çevre politikaları, Bilinçli ve çevresini de yönlendirebilir olmalılar Yaygınlaştırmak görevindedir Projeler, araştırmalar böyle anketler yerine gençlerin direkt özel sektör eliyle teşvik edilmesi gerekiyor artık Çevresel sorunlar, kaynak kıtlığı gibi konularla ilgili olarak hassasiyet ve farkındalıkları önceki nesillere göre daha yüksek olabilir/ olmalı. Bunu girişimcilik platformuna taşıyabilmeliler. Yeni proje geliştiren ve bu alanı sahiplenecek kesim Yenileyici( regenerative) yaşam tarzı, özgür ve eşit yaşam koşulları algısını destekleyen topluluk ve iletişim sözcüleri Yeşil girişimciliği tanıtmak ve profesyoneller yetiştirilmesi sürecinde
23. Eğer var ise, yaptığınız veya yapacağınız çalışmaları yeşil girişim olarak adlandırabilecek en önemli nokta nedir? (Üretimdeki bir inovasyon, işin başlıca kendisi vs) (Yok ise bu soruyu boş bırakınız) • • • • • • • • •
Akademide ancak sosyal sorumluluk dersleri kapsamında bazı destekler verebiliyorum Atiksu arıtma ürünleri veya enzimatik ürünlerimiz ile bir noktayı temizlerken farklı bir noktaya zarar vermememiz. Elektronik atıkları öğrenciler ile açarak tekrar robotik projelerde kullanıyoruz. Meyve suyu kutularından, karton ambalajlardan defter yapıyoruz. Organik tarım ve insanlarımızın başlangıçtan son ürüne kadar sürece dahil olmalarını sağlayıp emeklerinin değerini fark ettirme Sahip olunan doğal kaynağın olduğu gibi korunarak faydalanılması Tüketimin ortaya çıkardığı zararları ya üretime çevirmesi, ya azaltması ya da faydalı bir amaç için kullanması. Yenilebilir enerji kaynaklarının tarımda kullanımı ve organik tarım. Yenilenebilir enerjinin toplumsallaştırılması amacıyla enerji kooperatiflerinin kurulması Yeşil girişimciliği ilgilendiren pek çok alanda danışmanlık hizmetleri veriyorum. Bu da bir tür yeşil girişimcilik örneğidir.
66
24. Bu tarz bir girişimi oluşturmak/yönetmek için bir girişimcide bulunması gereken yetenek/beceriler neler olmalıdır? • • • • • • • • • • • •
Araştırmacı bir yapı Akademik altyapı Daha önce benzer konularda çalışmalar yapmış olması Gerekli know-how'ı transfer edebilecek network'e sahip olması Çevre bilgisinin yüksek olması ve çevre bilincine sahip olması Doğal kaynakların kullanım ve korunumunu kâr amacından daha ön planda tutabilmeli Ekip yönetimi, öz farkındalık ve sorumluluk bilinci Hitabet, ikna kabiliyeti ,kendine güvenen ve bu işe kendini adaması İşbirliği kültürüne sahip olması Pazarlama ve fon bulma, kaynak yaratma Çözüm ve fayda odaklı olmalı Yetenekten ziyade konuya bakış açısı yani farkındalık önemlidir
25. Yeşil girişimcilik merkezi bünyesinde olması gereken/gereksinim duyulan ihtiyaçları detaylandırabilir misiniz? (Örn: Ne tür eğitimler gerçekleştirilmeli, çalışma ortamında nelerin olması gerektiği, hangi tip yayınlara ulaşmak istediğiniz vs.) • • • • • • • • • • • • • • •
Yeşil girişimcilik üzerine spesifik bir eğitim modülü olmalı Tamamen yeşil girişimcilik üzerine kurgulanan, iş modeli kanvasından her noktasına kadar bu alanda şekillendirilmiş bir eğitim programı olması gerekmektedir Çalışma ortamında insanların erişmesi için bir çok ücretli araştırma kaynaklarının ücretsiz sunulması, iyi bir çalışma ortamı olmalıdır Avrupa ve Türkiye’deki uygulama alanlarının karşılaştırılması ve bunu nasıl girişimlere aktarılması gerektiği Aylık bir haber bülteni ve dergi olmalı öncelikle Böyle merkezlerin en büyük katkısının network olduğuna inanıyorum Konuyla ilgili çalışan yerel ve uluslararası girişimcilere dokunabilmeli Girişimcilerin deney, uygulama yapabilecekleri teknik altyapıyı içinde barındırmalı Yeşil girişimcilik konusunda farkındalık yaratmalı Farkındalığının yüksek olduğu gençlere teknik destek verilmeli Kamu ve özel sektör işbirliği ortamı sağlanmalı Gençlere istek aşılamalı ve onları yapabileceklerine inandırmalı Gerekli eğitim internet üzerinden online olarak verilmeli Hızlandırıcı programlar yapmalı İnternet çağında olduğumuz göz önünde bulundurulduğunda ücretsiz internet yayınları ve bununla birlikte dergi, televizyon, gazete ve reklamlarda bu çalışmalara erişilebilmesi 67
• • •
• • • • • •
•
Kurumlar ile girişimcileri bir araya getiren satışa yönelik etkinlikler yapmalı Merkez önemli değil, her şey online olmalı Öncelikle teşvik edici unsurlar olup bu tür eğitimleri sponsor dahilinde bir ortak merkezde vererek bu konu hakkında uzman kişiler tarafından gerek akademik gerek uygulamalı eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Uluslararası çevre dostu proje eğitimleri ve dünyada uygulanan doğa dostu projelerin yerinde incelenmesinin sağlanması Reklam ve eğitim faaliyetlerinin yoğun olması Sürekli fikir geliştirme ve danışmanlık hizmeti alınabilmeli Teknik eğitimler verilmeli, adaylar için neyin nasıl yapılması gerektiği noktasında danışılabilecek ve yol gösterecek bir yapı olmalı Tüm dünyada yapılmış ve yapılmakta olan yeşil işlere dair iyi uygulama örneklerinin tanıtılmalı Yeşil girişimcilik konusunda online eğitimler ile her bölgeye ulaşımın kolayca sağlanması. Çalışma ortamının yenilenebilir anlayışla, sürdürülebilir kalkınma vizyonu ile şekillenmesi ve bu şekilde yeni girişimlere örnek bir cazibe merkezi olması. Yönetim ve finansman desteği verilmeli
68
EK 3 – ÜLKE BAZLI SONUÇ GRAFİKLERİ
69
70
71
72
Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Erasmus+ programı kapsamında fonlanmaktadır.
“Bu proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca yürütülen Erasmus + Programı kapsamında ve Avrupa Komisyonu’ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir. Ancak burada yer alan görüşlerden Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu sorumlu tutulamaz.”