1987 İzmir doğumlu sanatçı ilk ve orta öğretimini sürdürürken Sevgi Tekçe Akdur sanat atölyesinde sanat eğitimi aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Grafik Anasanat Dalı'ndan mezun oldu.2004 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği “Demokrasi ve İnsan Hakları” konulu yarışmada birincilik aldıktan sonra İlk kişisel sergisini 2007'de Alsancak Frida Sanat evinde açtı. 2012 yılında İş Bankası İzmir Sanat Galerisinde kişisel resim sergisi açan sanatçı yurtiçi ve yurtdışı kişisel ve karma sergilere katılarak sergileme ve ödüller aldı. Oyunlar, çocukluk, portreler, anılar,doğa-insan ilişkileri konularında üretimler yapan sanatçı; akrilik, kolaj, dijital baskı,yerleştirme ve karma tekniklerini kullanıyor. Sanatçı üretimlerine sanat danışmanlığını yürüttüğü Alaçatı Kirli Çıkı Galeri’de devam ediyor.
2007 - Alsancak Frida Sanat Evi Kişisel Resim Sergisi İZMİR 2007 - Alaçatı Açık Alan Sergisi, İzmirli Sanatçılar Karma Sergisi İZMİR 2008 - İzmir Resim Heykel Müzesi Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Öğrencileri Yıl Sonu SergisiİZMİR 2008 - İzmir Kültürpark Makro Karma Digital Baskı Sergisi İZMİR 2009 - Alsancak Amerikan Kültür Derneği Kişisel Digital Baskı Sergisi İZMİR 2011 - 4. EgeArt Sanat Günleri EgeArt Genç Sanat Resim Yarışması (Segilme) İZMİR 2012 – Forum Bornova ‘Sıkıysa Topuklu Giy’ Fotoğraf Yarışması Sergileme İZMİR 2012 – Forum Bornova Kask Tasarım Yarışması Sergileme İZMİR 2012 - Seferihisar Uluslararası Suluboya Festivali Sergileme İZMİR 2012 – Alaçatı 1.Genç Sanat Günleri, Ulusal Karma Sergisi İZMİR 2012 - Alaçatı Kırmızı Ardıç Kuşu Sanat Galerisi Kişisel Resim Sergisi İZMİR 2012 - İş Bankası İzmir Sanat Galerisi Kişisel Resim Sergisi İZMİR 2013 - Alaçatı 2.Genç Sanat Günleri, Ulusal Karma Sergisi İZMİR 2013 - Galeri Metazori "BÜYÜLÜ ORMAN" resim Sergisi İZMİR 2014 - Kırmızı Ardıç Kuşu Galeri "Kaos Rezervi" Kişisel Resim Sergisi İZMİR 2014- Kirli Çıkı Galeri "Kokona Kapılar" Kişisel Resim Sergisi İZMİR 2014 - İstanbul Yılın Genç Ressamı Yarışma Sergisi BKM İSTANBUL 2014 - "Diyalektik" İstanbul la Patisseria Lune Nişantaşı kişisel Resim Sergisi İSTANBUL 2015 - İş bankası sanat galerisi “TABU” Karma Resim Sergisi İZMİR 2015 - OT-Art Alaçatı Kirli Çıkı Galeri İZMİR 2015 - R O O T S -M o t t o Art Movement liveArtPerformance 1881 İZMİR 2015 - 40 Yaş Altı Genç Sanatçılar Karma Resim Sergisi /Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi 2016 - Dünya Sanat Günü Karma Sanat Sergisi /Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi İZMİR 2016 - Antidepresanart Sanat Galerisi Kişisel Resim Sergisi Alsancak İZMİR 2016 - Kirli Çıkı Galeri "otArt2 " Resim sergisi ALAÇATI İZMİR 2016 - "Nuh'un Gemisi" Resim sergisi Alaçatı Kirli Çıkı Sanat Galerisi 2016 - Raffdaki Gençler Karma Resim Sergisi / Bilkent Sanat Sokağı ANKARA 2016 - Buca Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi, Öğretim Elemanları Sergisi / Tarihi Havagazı Fabrikası Alsancak İZMİR 2016 - COFFEEFILTER MAIL ART Galerie Noyons, Buggenum, HOLLANDA
ÇALIŞMALARIM ÜZERİNE Kişinin kendi arzusunun içinde bulunuşunun yıpratıcılığı, arzunun içe hapsolmuşluğunun, dışa yansıyamamasının kahredici öfkesidir bu. Arzunun nesnesi,ötekinin arzusunun nesnesi değildir. Arzu,burada,benliğin,iradenin,eylemin ve durumun içinde zehirleşmiştir. Kendi arzusunda yabancılaşmanın öfkesi,sadistçe kesilmiş bir başın kucakta belirmesiyle karşımıza çıkar. Durum bildiğimiz freudyen bir huzursuzluk da değildir. Figürler,uygarlığa olduğu kadar dünyaya da yabancı;adeta dünyaya yeni düşmenin anlamsızlığının öfkesiyle çıldırmış gibidirler. Bununda yanında güçlüdürler ve hatta,"birbirlerinin kurdudurlar". Haketmedikleri haleyi başlarında taşıyan figürler dünyayı ve hayatı anlamlandırma ayrıcalığını baştan reddetmişlerdir. Öyleki,doğada öfkeleri ve güçleriyle yapayanlız kalan ve toplumsallaşamayan bu canavarlar, benliksiz,kimliksiz,cinsiyetsiz bir halin krizi içindedirler. Nesneler bu canavarımsıların işine yaramadığı için canavarımsılar özsüz varoluşun ızdırabını yaşamaktadırlar. İnsanın şeyler-nesneler dünyasından belirgin bir biçimde ayrılışı,gerçekliğin katı yüzü,varoluşun sendromu,nevrotik bir şekilde resmedilir. Dinginliğe ulaşmanın imkansızlığı,erinç
duyduğu karanlık yere,koptuğu anneye geri dönememenin ve "ben" olup,doğum ile ölüm arasında askıda kalmanın,daha farklı bir görüşle;doğum ile milad bulan ölüme yürüyüşün kabullenilmeyişidir bu. Yaşam ile ölümün metafizik ayrımı ve diyalektik yönünün silinerek aynileşmesi,aynı zamanda,bu süreçte acı ile haz arasındaki ayrımın da kayboluşu ortaya onulmaz bir sancı çıkarır. Yaşam istemi güçlüdür ama bir andan ibaret olan ölümün gölgesi onu kaplamıştır. Toparlamaya çalışırsam,dışla ilişkilenerek örülen-belirlenen bilincin tekliğinin acısı,yani kendine yansıyan bilincin o anındadır figürler. Akıl,his,ve bilinç imtiyazına sahip olmayan bu tanımsız varlıklar,tek biçimde,yani kendi durumları içinde tanımlanırlar ancak. Silinik-belirsiz mekan(Husserl'in,bilincin temelinde dünyada varolmak bulunur görüşünü doğrularcasına) bir yerde bulunmayışla da yorumlanabilir. En genel anlamda,bu insan görünümlerinin,dünyayı tüketmiş mi yoksa,dünyaya yabancı mı olduklarını anlayamıyoruz. Ama söylenebilecek en genel ve basit söz,resimlerin,izlendikçe, izleyene kendilerini ilginç bir biçimde kabul ettirmeleridir.
GALERİ E T ALİA / LONDRA
Kendimizi kaybettiğimiz an, kendimizi bulduğumuz an mıdır? Ve acaba sorunun cevabını verdiğimiz anda, hangi sınırdayızdır. Bir ölü karşısındaki saygımızın sebebi nedir? Kendimize doğru söyleyebildiğimiz ve ahlak normlarını terk edebildiğimiz ölçüde doğru cevaplayabileceğimiz sorular vardır. Ve bu sorular cevaplandığında, bir kralın tacı ile bir tükürük arasında hiçbir fark kalmaz. İnsan açısından ise, öylesine genel bir noktaya gelinir ki, artık tüm yargılar geçersiz hale gelir. Ve geriye kronik bir şok biçiminde algılanan, ‘gerçek insan’ gerçeği kalır.
İ Ş - S A N AT G A L E R İ / İ Z M İ R İş-Sanat galerisinde sergilenen ve o dönem yaşamış olduğum Egenin bir köyü olan Barbaros köyündeki üretimlerimden bir seçkinin izleyiciye sunulduğu bu sergi benim “doğa karşısındaki gücümüz ve doğanın bize direnci”düşüncesinden yola çıktığım bir seri çalışmadan oluşuyor. Çalışmalar günlük doğa yürüyüşlerimde “an” ve “sunulan” başlıklarıyla düşünsel bir sürecin bana vermiş olduğu tüm malzemelerin tuval üzerinde bir araya gelerek,o düzlemde kurgusal yer almalarının bir sonucu. Tuval ve ölçüleri sanatçının izleyiciye sunduğu yüzey olarak müdehalelere maruz bırakılıyor.Çünkü ölçüleri dışında bağımsız bu nesne bize hazır sunulan ve kısıtlamalarla yaratma sürecini etkileyen bir özellikte.Yüzeyin boyutlanarak bize yaklaşması izleyenle diyalog kurma çabasına bir işaret. Teknik olarak “karışık terknik” uygulanarak üretilen çalışmalar tekniğin isminden gelen karışıklıktan beslenerek,karmaşanın düzeni ve sistematiği üzerine sorgulandı.Sergilenen kırka yakın çalışma açılış gününde İzmirli bir koleksiyoner tarafından satın alındı.
“ K A O S R E Z E R V İ ” TA S A R I M V E RESİM SERGİSİ / KIRMIZI ARDIÇ KUŞU “dışla ilişkilenerek örülen-belirlenen bilincin tekliğinin acısı,yani kendine yansıyan bilincin o anındadır figürler. Akıl,his,ve bilinç imtiyazına sahip olmayan bu tanımsız varlıklar,tek biçimde,yani kendi durumları içinde tanımlanırlar ancak. Silinik-belirsiz mekan(Husserl'in,bilincin temelinde dünyada varolmak bulunur görüşünü doğrularcasına) bir yerde bulunmayışla da yorumlanabilir. En genel anlamda,bu insan görünümlerinin,dünyayı tüketmiş mi yoksa,dünyaya yabancı mı olduklarını anlayamıyoruz. Ama söylenebilecek en genel ve basit söz,resimlerin,izlendikçe, izleyene kendilerini ilginç bir biçimde kabul ettirmeleridir.”
“ B O Y U T ” / A N T İ D E P R E S A N AT
N İ Ş A N TA Ş I M Ü Z AY E D E E V İ / N İ Ş A N TA Ş I İ S TA N B U L Genç Ressamlar Sergisi kapsamında İstanbul’da sergilenen iki çalışmam Nişantaşı Müzayede evinin düzenlemiş olduğu “Ustalar ve Gençler” etkinliği kapsamında usta isimler ve genç isimleri buluşturan bir müzayedede bir araya gelmiş ve İstanbullu sanat alıcısına sunulmuştur.
V E R Y E R İ YA P I V E M İ M A R L I K / İ Z M İ R Mimarlık ve dekorasyon konusunda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında projelerle isim yapmış bir firma olan Veryeri Yapı ve Mimarlık firması ile Alaçatıdan başlayan tanışmışlığımızın sonucunda benim sanat alanında göstermiş olduğum üretimlerimin ,mimari ve grafik alanında tasarım yönüyle birleşerek bir araya gelmesi süreci başlamış oldu. Bu süreçte firmanın kurumsal kimliğinin tekrar gözden geçirilmesi ,günümüz tasarım ve grafik diline yaklaştırılması,tasarımların sanatla güçlendirilmesi hedeflendi ve gerçekleştirildi. Kolaj tekniğinde üretmiş olduğum bir dizi işten seçilen alanlar Veryeri kurumsal binasının dış duvarlarını kaplayan sekiz metreye beş metre ölçülerinde beş adet billboardun tasarımında,ürünlerle ilişkilendirilerek kullanıldı. John Berger’in Görme Biçimleri kitabında da behsedildiği gibi”Reklam imgelerinde,mesaja çekicilik ya da güçlülük katmak amacıyla yontu ya da resimler kullanılır”sözünden hareketle afişlere sanatsal bir boyut kazandırıldı.
H U S U S İ Z E Y T İ N YA Ğ I / AY D I N Bu serüven Ege tarihinde zeytinciliğin ilk yapıldığı yerlerden biri olan Menderes ovasındaki Magnesi antik kentinin yanı başında başladı. Antik surların arasından ulaşılan topraklardaki bolluk ve nesafet dal dal her bir ağaca işlenmişken bu lezzetle buluşmak kaçınılmazdı. Dağlarından bal ovalarından yağ aktığı cümlesinin hakkını veren Aydın ilinin yamaçlarındaki 35° enlemi ve 27° boylamı arasında yer alan bir zeytinlikte başladı HUSUSİ'nin çıkışı. HUSUSİ'nin zeytin ağaçları bir zamanlar bir su değirmeninin bulunduğu verimli topraklarda varlık buldu. Bundan neredeyse 90 yıl evvel bölgedeki ender değirmenlerden birisiymiş zeytinliğin içindeki bu değrimen. Tüm çevre halkının uğrak yeri iken bugün HUSUSİ'nin yetiştirilip toplandığı topraklar da bu değirmenin temelleri ve bir kaç duvarı hala varlığını korumakta. İşte bu kadar duygunun ve yaşanmışlığın toplandığı zeyitnliğimizde ağaçlar müdahaleye uğramadan kendi ortamlarında var olma imkanına kavmuş. Aile olarak tek tek her ağaç ile ilgilendiğimiz zeytinliğimizde sadece 35 ağaç ile oldukça sınırlı sayıda üretim yapmaya başladık. Yanı başındaki antik kentin duygusunu hala taşıyan bu topraklardaki bekareti hiç bir şekilde bozmadan tamamen doğal ortamlarında yetiştirdik bu zeytinleri ve zamanı geldiğinde yine ailemiz ve bölgedeki köy halkı ile tek tek özenle topladık.
“A P I N C F R O M T H E A E G E A N ” / Y U N A N İ S TA N Ege mutfağı yüzlerce farklı malzemeyi içinde barındıran, onlarca eşsiz tarife ev sahipliği yapan, denizi gibi engin lezzetler sunan bir hazine oldu her zaman. İşte bu damak şenliği yaratan ve sağlık dolu lezzetlerin sadece Ege sınırlarında kalmaması gerektiğine inanan araştırmacı yazar hukukçu Melih Uğraş Erol bu projeyi hayata geçirip tamamladı. İki Egelinin kendi çabaları ve imkanları ile hazırladıkları kitap Ege’de zeytin ve incirin önemini vurguladıktan sonra çorbalar, mezeler, ana yemekler, hamur işleri, pilavlar, tatlılar ve içecekler başlıkları altında 66 tarifle Ege mutfağından bir tutam alarak okuyucuyu kısa bir serüvene çıkarıyor. Kitap sirken otu çorbasından, tarhanaya, anasonlu peynir cacığına, kızılcıklı kabak dolmasına, tarhana makarnasına, etli incirli enginarlı pilava, ıtırlı beyaz irmik tatlısına, kestaneli lokmaya, safranlı şeftali şerbetine kadar Ege’den ilham alınmış tarifleri içermekte. Ege’de yeme içme tutkusu eşsizdir. Bunu bilen iki Egeli eserde mutfak tezgahına Ege’ye özgü malzemeleri yerleştirip tari eri kaleme aldı ve fotoğra adı. Ortaya çıkan eserin tek amacı Ege mutfağının tanıtılmasına ve hak ettiği değere kavuşmasına birer tutam da olsa katkıda bulunmak. Kitaptaki fotoğraflar özellikle yörede kullanılan eski ve antika değeri olan mutfak araç gereçleri ile zenginleştirildi.Kitabın kapak tasarımında zeytinyağı ile boş bir tabağa balık ve ot figürleri çizilerek Ege’nin olmazsa olmaz iki lezzetine dikkat çekildi.
“ K A N K A R D E Ş ” Ç O C U K K İ TA B I / T O P YAY I N C I L I K Çocuk kitabı resimleme konusunda ikinci deneyimim olan “Kan Kardeş” üzerine uzun bir düşünsel süreçten sonra ,yayın evinin de bana tanımış olduğu imkanlar doğrultusunda kitabın resimli kısımlarının sadece siyah beyaz basılmasına karar verildi. Sadece kurşun kalem kullanarak anlatılan sahneler çocuğun sanatsal üretim için gerekli olan malzeme algısının kısıtlayıcı olmaması yönünde ipuçları barındırıyordu. “Malzeme kısıtlı olsa dahi anlatılacak şeye engel değildir.” Bu projede ilginç olan hikayeyi yanlız kalabileceğim bir inziva ortamı oluşturup,çocukluğuma yolculuğun kapılarını aralarcasına bir solukta okuyup, bir gecede tüm resimleri bitirmiş olmamdı. Çizerliğini üstlendiğim,Türkay Çakalağaoğlu’nun yazmış olduğu kitap İzmir Kitap Fuarında ilk kez çocuklarla buluşmuş ve yazar - çizer bir arada imza günü etkinliğiyle ilgi toplamıştır.
Ö Y K Ü B O H Ç A S I / A B Ç O C U K K İ TA B I P R O J E S İ “Öykü Bohçası” Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi ile yürütülen Avrupa Birliği destekli Çocuk Kitapları projesi kapsamında Doçent Rukiye Günseli Yıldırım hoca ve ekibinin öykülerini yazdığı benim ilüstrasyonlarını yaptığım bir projedir. Proje öykülerle,hitap ettiği yaş grubuna verilmek üzere kurgulanmış mesajların görselleştirilmesi konusunda sürekli geri bildirim alınarak yenilenmiş ve pedogojik değerlendirmeler sonucu yapılan çizimler tekrar tekrar şekillenmiştir. 240 tam sayfa ilüstrasyon kağıt üzerine suluboya,pastel ve kuru boya ile çalışılmıştır. Renk,kompozisyon,doku ,espas ilkeleri göz önüne alınarak çocuğun sanatsal gelişimine de destekleyici unsurlar görsel olarak projeye dahil edilmiş ve bu süreç sanatsal olarak da desteklenmiştir. İlk kez Portekiz’de İzleyiciye sunulan ilüstrasyonlar olumlu dönüşler almıştır.
K A S K TA S A R I M S E R G İ S İ / F O R U M B O R N O VA Forum Bornova Alışveriş ve Yaşam Merkezinin Sanat etkinlikleri programı altında geleneksel olarak düzenlediği tasarım yarışma ve sergilerinden biri olan kask tasarım yarışması ,ilk olarak bir jüri elemesinden geçen tasarımları alışveriş merkezinin en işlek noktalarında sergileyerek,izleyicinin görüşleri doğrultusunda derecelendirme sistemi uyguluyor. Kask Tasarım Yarışması,tasarımın günlük hayatımızda her alanda var olan biçimini alışılagelmişin dışında objelerle sergileyerek bir yandan izleyiciyi sarsmak ve tasarım-obje ilişkisini tekrar sorgulamaları açısından son derece önemli girişimlerden biri. Tasarım gücünü ve tasarım ilkelerinin değiştirme ve dönüştürme kabiliyetini izleyenin yaşam alanına indirgeyen sunum şekliyle bir açık alan sergisi kurgulayan organizasyon sanat ve tasarım algısını birleştiren,görünüre açan bir sergileme yöntemiyle de farklılık gösteriyor. Ayrıca üretim -yaratım süreçlerini sürekli tüketim alanları olan alış-veriş merkezlerinde kurgulaması izleyiciyi birtakım sorularla başbaşa bırakıyor.
VIDA / USA Sosyal sorumluluk projesi olarak yola başlayan VIDA hareketi,eğitim alanında geri kalmış ülkelerde özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda kaynak sağlamak amaçlı,konfeksiyon sektöründe doğal hammadde üretimi konusunda istihdam yaratmayı amaçlamıştır. Bu Önemli projenin bir Parçası olarak sosyal medya ve dijital platformlar aracılığı ile birçok ülkeye ve alıcıya ulaşılabilmiş ve proje kapsamı genişletilmiştir.Dünyanın birçok ülkesinden tasarımcıyı bünyesinde barındıran oluşum,zaman içinde büyüdü ve tasarım havuzunu genişletti.Tasarım dili üzerine bölgesel farkları da bir arada görme imkanı sağlamış olan dijital platformuyla VIDA, tekstil ve moda oluşumunda elde ettiği gelirlern belirli bir yüzdesini tekrar o ülkelere eğitim yardımı olarak harcıyor. Projede ben renk,doku ve yüzey üzerine bir seri çalışma ile bu hareketin bir parçası oldum.Vectorel dille ifade ettiğim bu seri yine günlük hayyattan konularla beslendi.
t o s b a a D E S I G N / M U D O , D & R , İ S TA N B U L tosbaa design store, 2013 yılında Simurg Turizm ve yatırım A.Ş tarafından İstanbul’da kurulan bir tasarım markasıdır. tosbaa, hediyelik eşyadan kırtasiyeye, kişisel aksesuarlardan ev aksesuarlarına, tekstil ürünlerinden ev ve mutfak eşyalarına kadar yaratıcı tasarım ürünlerinin yer aldığı geniş ve zengin bir koleksiyon seçeneği sunmaktadır. Türkiye'nin tanınmış tasarımcıları, sanatçıları ve gelecek vadeden genç yetenekleri tarafından yaratılan ürün tasarımları, çizimler ve desenlerden oluşan zengin bir arşive sahip olan tosbaa design store, desenin ürünle en uyumlu birlikteliğini esas alır. Tasarım ve işlevselliğin estetik ve mizah ile harmanlanmasıyla yaratılan sıra dışı ürünler üretir. tosbaa design store, tasarımın snob, ulaşılmaz ve pahalı olan yaygın algısına rağmen uygun fiyat ve tasarım ürünü arasında iyi bir denge sağlar. Pazar rekabeti için büyük bir fedakârlık ve direnç gerektirmesine rağmen, tosbaa design store, tüm tasarım ve üretimini Türkiye'de gerçekleştirmeyi ilke edinir.