Kur'an'daki emirler ve yasaklar nüzul sirali

Page 1


İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER………………………………………………………1 ÖNSÖZ………………………………………………………………2 GİRİŞ………………………………………………………………..3-4 NÜZUL SIRASINA GÖRE EMİRLER……………………………..5-19 NÜZUL SIRASINA GÖRE YASAKLAR…………………………..20-26 KARIŞIK SIRALI EMİRLER……………………………………….27-33 KARIŞIK SIRALI YASAKLAR……………………………………..34-39 EMİR VE YASAKLAR LİSTE HALİNDE………………………......40-47 NÜZUL SIRASI TABLO………………………………………………48-50 SURE AÇIKLAMALARI……………………………………………….51-59 AKIL İLE İLGİLİ AYETLER…………………………………………..59-64 DÜŞÜNMEK İLE İLGİLİ AYETLER………………………………….65-68 KUR’AN’IN İSİMLERİ VE SIFATLARI……………………………….68-71 KUR’AN’IN MATEMATİKSEL MUCİZESİ VE 19 KOD……………….72-78 HURUFU MUKATTA………………………………………………………79-83 MADDELER HALİNDE AYETLER………………………………………..84-95 KAYNAKÇA…………………………………………………………………..96

NÜZUL SIRASINA GÖRE KUR’AN’DAKİ EMİRLER VE YASAKLAR Telif Hakkı Copyright © 2017, Erman KAZAR

İSTANBUL

Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kısmen veya tamamen çoğaltılması veya farklı biçimlere çevrilmesi yasaktır. Soru,görüş,eleştiri ve önerileriniz için ermankazar@hotmail.com ISBN: BASKI: Sadece E-kitap

1


Önsöz

Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahîm. Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın adıyla başlıyorum Müslüman’ım diyen herkes İslam‟ın kutsal kitabı olan Kur‟an-ı Kerim‟i öğrenmek, okumak ve ona göre yaşamakla mükelleftir. Bugün bize sorulsa, Kur‟an nasıl bir kitaptır? Kur‟an okuyor musun? Kur‟an‟da Allah‟ın bize ne gibi emirleri var? Ne gibi yasakları var? Kaç kişi kendini kurtaracak ve Allah‟ı razı edecek şekilde cevap verir? Defalarca okuduğumuz ve hatimler indirdiğimiz Kur’an’ın içeriğinden ne kadar haberdarız? Kur‟an‟daki emir ve yasaklar bilinmeden İslam‟ı doğru anlamak ve doğru yaşamak mümkün değildir. Kur‟an‟daki emir ve yasakları bilmek İslam‟ı kolay yaşamayı sağlayacaktır. Herkesin Kur‟an‟dan kendisine verilen emirleri, mesajları ve konulan yasakları açıp öğrenmesi mümkün olmadığından kolaylık olsun diye bu kitapçığı hazırladım. Rabbimin rızasına uygun olur inşallah. Müslüman kişi,Allah‟ın kendisine neleri emrettiğini ve neleri yasakladığını bilecek ve ona göre yaşayacaktır. Kur‟an bilinmezse, Müslümanlık olmaz. Allah Kur‟an‟ı bize rehber olarak, şifa olarak göndermiştir. Kur’an Allah’tan gelen mesajdır,talimattır,mektuptur,anayasadır. Kur‟an’daki emir ve yasaklardaki gaye, insanın korunması ve zarar görmemesidir. İnsanın dünya ve ahiret saadetidir. Ölçü ise, fayda ve zarardır; faydalı olan şeyler emredilmiş, zararlı olan şeyler de yasaklanmıştır. Emir ve yasaklardaki bazı kurallar şöyledir: - Kur‟an‟daki emir ve yasaklar kıyamete kadar geçerlidir. - Emir ve yasakları Allah koyar, değiştirilemez. - Emir ve yasaklar her zaman her yerde ve herkes için geçerlidir. - Haramı helalleştirme, helali de haramlaştırma yetkimiz yoktur. - Harama ve günaha götüren şey de yasaktır. - Haramın çoğu da azı da haramdır. Bu kitapçığı okuyan ve istifade etmek isteyen herkese faydalı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Gayret bizden başarı Allah‟tan. Selam ve Dua ile Erman KAZAR Aralık 2017 Eyüp/İstanbul 2


GİRİŞ Neden Kur’an mealini nüzul sırasına göre okumalıyız? Kuran meali okuyan kişi her şeyden önce niçin okuduğunun farkında olması lazım. Hikâye okur gibi Kur’an okunmaz.Sondan başlayarak hikâye okunmaz.Kur’an okuyan, Allah’ın mesajlarının ne olduğunu öğrenmek için okumalıdır. İniş sırasına göre okumak, Kur’ân'ın daha iyi anlaşılmasını sağlar. Böyle olunca Kur’an’ın hangi konuya hangi sırada değinip nasıl önem verdiğini anlayacaktır. Hangi kavramların zaman içinde hangi anlam zenginliğine kavuştuğunu görecektir. Önce imanla ilgili ayetler, sonra savaş ayetleri mesela. İnançla ilgili ayetleri okuyup anlamadan direkt savaş ayetlerini okumak doğru olmayacaktır. Yani önce Mekki sonra Medeni sureler okunmalıdır. Böyle olursa bileceksiniz ki a-Mekki surelerde genel iman ilkeleri var b-Mekki surelerde genel ahlak ilkeleri var c-İnsana yönelik göndermeler var. Ayrıca kıssalar var mekki surelerde.İnsanlık tarihinin özetini verir mekki sureler.Pek çok peygamberin hayatlarında önemli kesitlerinin yer aldığı surelerdir mekki sureler.Eski insanlar şöyle şöyle yaşadı, iyilerin mükafaatı şöyle, kötülerin cezası da şöyle oldu gibi. Siz bu örneklere bakıp kendi yerinizi tayin eder peygambere uymada safınızı seçersiniz.Mekki sureler hayatın temelleridir.Önce neye inanılması, niye inanılmasını öğretir.İnanmanın sonucunu, inanmamanın sonucunu öğretir. İnsanlık tarihine ibret alıcı bir mantıkla sizi yönlendirir. Medeni surelere gelince, Artık toplumsal hayattan bahsedilir.Karşılıklı ilişkiden, toplumlar arası ilişkilerden, aile hukukundan, miras hukukuna kadar.Devletlerarası savaş ve barışa kadar bütün ilişkiler Medeni surelerin konusudur. Sureleri iniş sırasına göre okumak ile Mushaf sırasına göre okumak arasındaki fark; bir saraya kapıdan girmek ile bacadan girmek arasındaki farka benzer. Saray aynı saraydır ama bacadan girmek problemli bir iştir. İniş sırasına göre okuduğunuzda; Allah’ın insanı eğitirken nasıl bir yol izlediğini görüyor, Kur’an sarayını âdeta Allah’ın rehberliğinde dolaşıyorsunuz. Resmi mushaf sırasına göre okuduğunuzda Fatiha ‘dan sonra Bakara suresine geçeceksiniz,geçtiniz ama Bakara ‘ya gelene kadar 86 sure gelmişti onun bir arka planı var yaşanmış olaylar var. Sizin Bakara ‘dan önce en az 3500-4000 ayet okumuş olmanız lazım.Bakara suresine gelene kadar vahyin başlangıcından 10-15 senelik bir süre geçmiştir.Siz bunları gözardı edip okumaya çalışırsanız zor anlarsınız Allah’ın mesajını. Tavsiyem şu ki, birden fazla meali nüzul (iniş) sırasına göre not tutarak okumanızdır.Bundan sonra da tefsirleri okumanızı tavsiye ediyorum. 3


Kur’an’ın özelliklerini anlatan ayetler Kur’ân Allah Tarafından İndirilmiştir Kendisinde şüphe olmayan bu Kitap’ı âlemlerin Rabbi indirmiştir.(Secde 2) Kur’ân’da Tutarsızlık ve Çelişme Yoktur İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.(Bakara 2) Kur’ân Benzeri Olmayan Bir Kitaptır Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.(Bakara 23,24) Kur’ân Bir Öğüt ve Kılavuzdur Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.(Ali imran 138) Kur’ân Gönüller İçin Bir Şifadır Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.(Yunus 57) Kur’ân Öğüt ve İbret Almak İçin Kolaylaştırılmış Bir Kitaptır Yemin olsun ki, biz, Kur’ân’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?(Kamer 17)

Taklit Edilemez Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir." (İSRA/88) Anlaşılır (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın. (MERYEM/97) Doğru yola iletir Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir mükafat olduğunu müjdeler . (İSRÂ 9)

4


KUR’AN’DAKİ TEMEL EMİRLER NÜZUL SIRASINA GÖRE 1-KUR’AN OKUYUN Yaratan Rabbinin adıyla oku! (Alak 1) Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.(Alak 3) *Bu âyetler Hz. Peygamber'e inen ilk vahiy olup Resulullah’a ve onun şahsında tüm müslümanlara okumayı emretmiş, onları kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. İlk vahyin "oku" emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi, okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Okumaya önce Kur’an’dan başlamalıyız,çünkü diğer kitaplardan başladığımızda Kur’an’a sıra gelmiyor.

2-SECDE EDİN Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.(Alak 19) 3-KIYAMETİ DÜŞÜNÜN Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir hâlde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün.(Kalem 42) 4-SABIRLI OLUN Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir hâlde Rabbine yakarmıştı.(Kalem 48) 5-GECELERİ DEĞERLENDİRİN Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt. Yahut buna biraz ekle. Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.(Müzemmil 2,3) *Teheccüd namazı kılın,Kur’an okuyun,kitap okuyun,dua edin,zikir yapın. 6- KUR’AN’I DÜŞÜNEREK OKUYUN Yahut buna biraz ekle. Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.(Müzemmil 4) *Burada Kur'an'ın açık ve düzgün bir şekilde, tane tane ve yavaş yavaş, mânası üzerinde düşünerek okunması kastedilmektedir. Bu şekilde okumak Kur'an'ı anlamaya ve mânalarını düşünmeye daha elverişli olduğu için Yüce Allah böyle okunmasını emretmiştir.

7-ALLAH’IN ADINI ANIN Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O’na yönel.(Müzemmil 8) 8-YALNIZ ALLAH’I VEKİL EDİNİN O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyle ise O’nu vekil edin.(Müzemmil9) Bu ayet manevî hazırlıkla birlikte tebliğin nasıl yapılması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretmektedir. Bunlar, daima Allah'ı anarak O'ndan yardım istemek, samimi kalp ile O'na yönelmek, O'nun gücüne dayanmak ve koruyuculuğuna güvenmek; inkarcıların kendisi hakkında söyledikleri "sihirbaz, kâhin, şair, mecnun" gibi yakışıksız sözlere, iftiralara aldırmamak, bunlara sabırla göğüs germek ve böyle durumlarda bu tür sözleri söyleyenlerle gereksiz ve verimsiz bir tartışma ve çatışma ortamına girmektense onlardan uzaklaşmaktır. Mekke döneminin ilk zamanlarda inkarcıların, Resûlullah'a ve yeni müslüman olan az sayıdaki insana karşı tutumları daha çok sözlü sataşma şeklindeydi. Âyette Hz.Peygambere gittikçe şiddetlenecek olan bu olumsuz davranışlar karşısında takınacağı tavır belirlenmektedir. Buna göre Resulullah’ın gerek üstün ahlâkı gerekse tebliğ görevi onun kötülüğe kötülükle karşılık vermesini engelleyecek; dolayısıyla o, -korktuğu, âciz olduğu için değil- ödevi gerektirdiği için düşmanlarının haksız sözlerine, sataşmalarına katlanmayı bilecektir. Onun, bu tür saldırganlardan "uygun bir şekilde uzaklaşması" da fiziksel anlamda uzaklaşmaktan çok, onlarla tartışma ve çatışmaya girişmekten, karşılık vermekten kaçınmak şeklinde yorumlanmıştır.

5


9-KUR’AN’DAN KOLAYINIZA GELENİ OKUYUN Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(Müzemmil20) 10-NAMAZ KILIN Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(Müzemmil20) 11-ZEKAT VERİN Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(Müzemmil20) 12-ALLAH’TAN AF DİLEYİN Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(Müzemmil20) 13-İNSANLARI KUR’AN İLE UYARIN Kalk da uyar.(Müddesir 2) 14-RABBİZİ YÜCELTİN Sadece Rabbini büyük tanı.(Müddesir 3) 15-TEMİZ ŞEYLER GİYİN Elbiseni tertemiz tut.(Müddesir 4) 16-ŞİRKE BULAŞMAYIN Şirkten uzak dur.(Müddesir 5) 17-İYİLİĞİ ALLAH’IN RIZASI İÇİN YAPIN 6


İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.(Müddesir 6) 18-ALLAH İLE KUL ARASINA GİRMEYİN Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.(Müddesir 11) 19-ALLAH’I TESPİH EDİN Yüce Rabbinin adını tespih et.(Ala 1) 20-KUR’AN İLE ÖĞÜT VERİN O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.(Ala 9) 21-YETİMLERİ EZMEYİN Öyleyse sakın yetimi ezme!(Duha 9) 22-SİZDEN BİR ŞEY İSTEYENİ AZARLAMAYIN Sakın isteyeni azarlama!(Duha 10) 23-ALLAH’IN NİMETLERİNİ ANLATIN Rabbinin nimetine gelince; işte onu anlat.(Duha 11) 24-ÇALIŞKAN OLUN,FAALİYETTE OLUN Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.(İnşirah 7) 25-YALNIZ ALLAH’A YÖNELİN VE YALVARIN Ancak Rabbine yönel ve yalvar.(İnşirah 8) 26-KUR’AN’DAN YÜZ ÇEVİRENDEN SİZ DE YÜZ ÇEVİRİN Öyle ise bizim zikrimizden (Kur’an’dan) yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden yüz çevir.(Necm 29) 27-ALLAH’TAN SİZE İNDİRİLENE UYUN Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!(Araf 3) 28- DİNİ ALLAH’A HAS KILARAK DUA EDİN De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”(Araf 29) 29-İBADETHANELERDE TEMİZ GİYİNİN Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.(Araf 31) 30-DUALARINIZI ÜMİT VE KORKU İÇİNDE EDİN Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.(Araf 55,56) 31-ALLAH’A GÜZEL İSİMLERİYLE DUA EDİN En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.(Araf 180) 32-AFFETMEYİ ESAS ALIN Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.(Araf 199) 7


33-İYİLİĞİ EMREDİN Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.(Araf 199) 34- CAHİLLERDEN YÜZ ÇEVİRİN Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.(Araf 199) 35-ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞININ Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.(Araf 200) 36-KUR’AN OKUNDUĞU ZAMAN SUSUN VE DİNLEYİN Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.(Araf 204) 37- ALLAH’I BENLİĞİNİZİN İÇİNDEN ZİKREDİN Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma.(Araf 205) 38-ALLAH’IN ÜZERİNİZDEKİ NİMETLERİNİ ANIN Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?(Fatır 3) 39-ŞEYTANI DÜŞMAN BİLİN Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır.(Fatır 6) 40-AİLENİZE NAMAZI EMREDİN Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır.(Taha 132) 41-DÜNYAYI DOLAŞIN De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”(Neml 69) 42-ANNE BABANIZA ÇOK İYİ DAVRANIN Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.(İsra 23) 43-AKRABAYA,FAKİRLERE,YOLDA KALMIŞA YARDIM EDİN Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.(İsra 26) 44-AHDE VEFALI OLUN Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.(İsra 34) 45-ÖLÇÜ VE TARTIDA HİLE YAPMAYIN Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir.(İsra 35) 46-DÜNYAYI VE EVRENİ ARAŞTIRIN

8


De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” Fakat âyetler ve uyarılar, inanmayan bir topluma hiçbir fayda sağlamaz.(Yunus 101) 47-DÜNYA NİMETLERİNE ALDANARAK ÇEVİRENLERDEN UZAK DURUN

DİNLERİNİ

OYUNCAĞA

Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır.(Enam 70) 48-ÜZERİNE ALLAH’IN ADI ANILAN ŞEYLERDEN YİYİN Artık, âyetlerine inanan kimseler iseniz üzerine Allah’ın ismi anılarak kesilmiş hayvanlardan yiyin.(Enam 118) 49-GÜNAHIN AÇIĞINDAN DA GİZLİSİNDE DE KAÇININ Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır.(Enam 120) 50-ADİL OLUN Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.(Enam 152) 51-ALLAH’TAN KORKUN İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.(Ali imran 175) 52-DİNİ ALLAH’A HAS KILARAK İBADET EDİN (Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.(Zümer 2) 53-KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL TAVIRLA SAVIN İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur. Buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler kavuşturulur; buna ancak (hayırdan) büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.(Fussilet 34,35) 54-İHTİLAFA DÜŞTÜĞÜNÜZDE HÜKMÜ ALLAHA BIRAKIN Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.(Şura 10) 55-İSTİKAMET ÜZERE OLUN İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin

9


işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır.(Şura 15) 56-HZ.MUHAMMED’E VE AİLESİNE SEVGİ SAYGI GÖSTERİN İşte Allah iman edip salih amel işleyen kullarını bununla müjdeler. Ey Muhammed! De ki: "Ben bu tebliğime karşı sizden akrabalıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum." Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verir.(Şura 23) 57-ALLAH’A SIĞININ ,ALLAH’A KAÇIN Deki: “[Sahte ve kötü olan her şeyden] Allah'a sığının! Gerçek şu ki ben, O'nun tarafından görevlendirilmiş açık bir uyarıcıyım!(Zariyat 50) 58-KENDİNİ ALLAH YOLUNA ADAMIŞLARLA BERABER OLUN Ve Rablerinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O'na yalvarıp yakaranlarla birlikte sen de sabret; ve dünya hayatının cazibesine kapılıp da sakın gözlerini onların üzerinden ayırma; Ve iyi ve güzel olan ne varsa hepsini terk edip[yalnızca] bencil arzularının peşine düştüğü için kalbini zikrimize karşı duyarsız kıldığımız kimseye aldırma.(Kehf 28) 59-BİLMEDİKLERİNİZİ,BİLENLERE/KUR’AN EHLİNE SORUN Biz senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başkasını (peygamber olarak) göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız kitap ehline sorun.(Nahl 43) 60-NİMETLERE ŞÜKREDİN O halde (ey mü'minler), eğer Allah'a ibadet ediyorsanız, O'nun helâl ve temiz olarak size verdiği rızıktan yeyin ve Allah'ın nimetine şükredin.(Nahl 114) 61-HZ.İBRAHİM’İN DİNİNE UYUN Sonra da sana: "Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden değildi" diye vahyettik.(Nahl 123) 62-ALLAH’A ÇAĞRIYI ÜÇ YOLLA YAPIN:HİKMET,GÜZEL ÖĞÜT,GÜZEL TARTIŞMA (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.(Nahl 125) 63-HAKSIZLIĞA KARŞILIK VERİRKEN ÖLÇÜLÜ DAVRANIN Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.(Nahl 126) 64-KENDİ KİTAPLARINI KUTSAL KİTAP HALİNE GETİRENLERDEN UZAK DURUN "Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının" (denildi). Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler. Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!(Müminun 52,53,54) 65-ALLAH UĞRUNDA CİHAT EDİN 10


Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!(Hac 78) 66-KABE’Yİ KIBLE EDİNİN (Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.(Bakara 144) 67-İYİLİK VE GÜZELLİK ÜRETMEDE YARIŞIN Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(Bakara 148) 68-SABIR,DUA VE NAMAZ İLE ALLAH’TAN YARDIM İSTEYİN Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.(Bakara 45) 69-HELAL VE TEMİZ YİYECEKLER YİYİN Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.(Bakara 168) 70-KISAS UYGULAYIN Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır. Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.(Bakara178,179) 71-RAMAZANI ORUÇLU GEÇİRİN Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.

11


Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.(Bakara 183,184,185) 72-SİZİNLE ÇARPIŞANLARA KARŞI SAVUNMA HAKKINIZI KULLANIN Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez. Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir. Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir.Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur. Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.(Bakara 190,191,192,193,194) 73-SAHİP OLDUĞUNUZ NİMET VE İMKANLARDAN BAŞKALARINA DA VERİN Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever.(Bakara 195) 74-GÜZEL DÜŞÜNÜP GÜZEL DAVRANIN Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Milleti ona: "Böbürlenme, Allah şüphesiz ki böbürlenenleri sevmez. Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez" demişlerdi.(Kasas 76,77) 75-BARIŞI HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRİN Ey İnananlar! Hep birden barışa girin, şeytana ayak uydurmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır.(Bakara 208) 76- 5 VAKİT NAMAZI AKSATMAYIN Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun.(Bakara 238) 77-FAİZDEN UZAK DURUN Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin. Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.(Bakara 275,276,278,279) 78-BORÇ İŞLEMLERİNİ KAYDEDİN,ŞAHİT BULUNDURUN 12


Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir kâtip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah'tan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.(Bakara 282) 79-ALLAH’IN ELÇİSİNE İTAAT EDİN Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.(Enfal 20) 80-SAVAŞA HAZIRLIKLI OLUN,BARIŞ İSTEYENLERE YAPICI YAKLAŞIN Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.(Enfal 60,61) 81-HACCA GİDİN Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.(Ali imran 96,97) 82- AYDINLATMA VE UYARMA EKİPLERİ KURUN Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.(Ali imran 104) 83-YÖNETİMDE ŞURAYI ESAS ALIN O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.(Ali imran 159) 84-ASKERLİK YAPIP NÖBET TUTUN Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz.(Ali imran 200) 85-KENDİNİZİ SÜREKLİ HESABA ÇEKİN 13


Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın. Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.(Haşr 18) 86-CUMA NAMAZI KILIN Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.(Cuma 9,10) 87-HZ.MUHAMMED’E SALAT VE SELAM EDİN Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.(Ahzab 56) 88-MÜSLÜMAN KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKIN Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.(Ahzab 59) 89-YETİMLERİ KOLLAYIP GÖZETİN Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak (kendi malınızmış gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günahtır. (Nisa 2) Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter.(Nisa 6) 90-KADINLARI GETİRİN

EŞCİNSELLİK

İLE

SUÇLAMADAN

ÖNCE

DÖRT

ŞAHİT

Kadınlarınızdan çirkin fiilde bulunanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.(Nisa 15) 91-EŞCİNSELLİK YAPAN ERKEKLERE EZİYETLE KARŞI ÇIKIN İçinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını yakın. Eğer tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir. (Nisa 16) Kur'an eşcinselliği kınıyor ve yasaklıyor Kur'an-ı Kerîm'de Lut kavminin yaptığı kötü fiilin, zorla tecavüz değil, rıza ile de olsa erkekler arasındaki cinsel ilişki olduğu açıktır, zorla olana tahsis etmenin delil ve dayanağı yoktur (Bak. 4/15 7/80 11/69 14/58 15/60 27/5 29/28...) Yine yüce kitabımızda "nikah, tezvîc, zevc, zevce..." gibi ilgili kelimeler daima ve istisnasız olarak kadınla erkeğin evlenmesi manasında kullanılmıştır. Baştan beri cinslerin kendi aralarında cinsel ilişkilerine ve karşı cins ile nikahsız ilişkiye olumsuz bakmış ve bu fillere cezalar koymuştur. Diyanet işleri başkanlığı "Kur'an Yolu" isimli tefsirinden bir özet aktaralım: "Kadınlarınızdan çirkin fiilde bulunanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. /İçinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını yakın. Eğer tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir." Nisâ: 4/15-16)

14


Fuhşun çeşitlerine göre cezalarını belirleyen Nisâ ve Nûr sûrelerinin çeşitli ayetleri birbirini tamamlamış, âyetlerin açıklamaya muhtaç kısımlarını da hadisler açıklamış, böylece başlıca cinsel suçlarla ilgili cezaların kaynağını sünnet ve buna dayalı sahâbe icmâı teşkil etmiştir. "Çirkin fiil" diye tercüme ettiğimiz fâhişe kelimesi Kur'an'da, hemcinsler arasındaki cinsel ilişki için de kullanılmıştır (Ankebût 29/28). Buradan hareketle âyetler lafızlarına uygun olarak yorumlandığında 15. âyette kadınların kendi aralarında yaptıkları fuhuştan (sevicilik, lezbiyenlik), 16. âyette de erkeklerin kendi aralarında yaptıkları fuhuştan (livâta, homoseksüellik) bahsedildiği anlaşılmaktadır. Nûr sûresinin 2. âyetinde ise kadınlarla erkekler arasında yapılan fuhuş (zina) suçunun hükmü açıklanmıştır; şu halde suçların cezalarıyla ilgili hükümlerde bir değiştirme (nesih) söz konusu değildir. Buna göre: a) Seviciliğin cezası kadınları evlerde hapsetmektir; "Allah'ın onlara bir yol açması" ise hallerini düzeltmeleri ve erkeklerle evlenmeleridir. b) Livata suçunun cezası, bunu yapanlara söz ve fiille eziyet çektirmek, onlara maddî ve mânevî olarak acı vererek canlarını yakmak, böylece bu iğrenç fiili işlemekten vazgeçmelerini sağlamaktır. Ceza olarak ne söyleneceği, ne yapılacağı âyette açıklanmamış, ictihad ve uygulamaya bırakılmıştır. c) Kadınla erkek arasında yapılan fuhuşun cezası ise Nûr sûresinde (24/2) açıklandığı üzere yüzer sopadır. "Lût'u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: "Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz!" / "Çünkü siz, kadınları bırakıp da cinsel tatmin için erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz." / Kavminin cevabı, "Onları (Lût ve arkadaşlarını) memleketinizden çıkarın! Çünkü onlar fazla temizlik taslayan insanlar!" demelerinden başka bir şey olmadı. / Biz de onu ve karısı dışındaki aile fertlerini kurtardık. Karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi. / Ve üzerlerine dehşetli bir yağmur (taş) yağdırdık. İşte gör günahkârların sonunun ne olduğunu!" (A'râf:7/80-84) Lût aleyhisselâm, Hz. İbrâhim'in kardeşi Haran'ın oğludur. İslâmî kaynaklarda soy kütüğü Tarah oğlu Haran oğlu Lût şeklinde geçmektedir. İbrâhim ile birlikte Irak'tan ayrılmış; Tevrat'ta bildirildiğine göre Ölüdeniz kıyısındaki Sodom ve Gomore'de (Ammûre) peygamber olarak görevlendirilmiştir. Buralarda oturan halk, inkârcılık yanında, livâtayı da meşrû hale getirmişlerdi. Hz. Lût, erkeğin erkeğe yaklaşması (homoseksüellik) şeklindeki bu fuhuş çeşidini, daha önce hiçbir millette görülmemiş ölçüde yaygınlaştırmaları sebebiyle onları eleştirdi; kendisinin güvenilir bir peygamber olduğunu, Allah'tan korkup davetine icâbet etmeleri, hallerini düzeltmeleri gerektiğini söyledi (bk. Şuarâ 26/160-164) ve bu yaptıkları sebebiyle onları "müsrifler" şeklinde niteledi. "Mâkul ve meşrû ölçüleri aşan" anlamına gelen müsrif kelimesinin burada cinsel sapıklığı ifade ettiği anlaşılmaktadır. Kitap ve Sünnet'te zinanın cezası belirlenmekle beraber, sapıklık ve çirkinlik sayılarak yasaklanan eşcinselliğin cezası tayin edilmemiş; İmam Ebû Hanîfe ve diğer bazı âlimler ise ta'zîri (hâkimin uygun göreceği öldürme dışındaki bir ceza) yeterli bulmuşlardır.

92-ARALARI AÇILAN EŞLERİN BARIŞMALARI İÇİN İKİ HAKEM TAYİN EDİN Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır.(Nisa 35) 93-SU BULAMADIĞINIZ ZAMAN TEYEMMÜM EDİN Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.(Nisa 43) 94-EMANETLERİ EHİL OLANLARA VERİN Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.(Nisa 58) 95-MÜSLÜMAN YÖNETİCİLERE İTAAT EDİN 15


Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.(Nisa 59) 96-ZULME UĞRAYAN İNSANLAR İÇİN ÇARPIŞIN O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.(Nisa 74) Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? (Nisa 75) İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.(Nisa 76) 97-ŞEYTANIN DOSTLARIYLA SAVAŞIN İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.(Nisa 76) 98-SELAMA KESİNLİKLE KARŞILIK VERİN Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.(Nisa 86) 99-ALLAH’A,PEYGAMBERLERİNE,KİTAPLARINA,MELEKLERE,AHİRETE İMAN EDİN Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a, ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapıklığın en koyusuna düşmüş olur.(Nisa 136) 100-ZİNA EDEN KADIN VE ERKEĞİ DÖVÜN Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.(Nur 2,3) 101-NAMUSLU KADINLARA İFTİRA ATANLARI DÖVÜN Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.(Nur 4) 102-BAKIŞLARINIZI KONTROL ALTINDA TUTUN (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.(Nur 30)

16


Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nur 31) 103-MÜMİN KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKIN Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nur 31) 104-ALLAH’A TÖVBE EDİN Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nur 31) 105-EVLENME DURUMUNA GELENLERİ EVLENDİRİN Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.(Nur 32) 106-CAMİLERDE,MECLİSLERDE,TOPLANTILARDA YENİ GELENLERE YER AÇIN Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın." denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.(Mücadile 11) 107-SİZE GELEN HABERİ ARAŞTIRIN Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.(Hucurat 6) 108-MÜMİNLER ARASI ÇEKİŞMELERE MÜDAHALE EDİP BARIŞI SAĞLAYIN 17


Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz.(Hucurat 9,10) 109-ZANDAN KAÇININ Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.(Hucurat 12) 110-KENDİNİZE VE AİLENİZE SAHİP ÇIKIN Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.(Tahrim 6) 111-EŞLERİNİZDEN VE ÇOCUKLARINIZDAN OLABİLECEKLERE KARŞI TEDBİRLİ OLUN

SİZE

DÜŞMAN

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah'ın yanındadır.(Teğabun 14,15) 112-İSLAMIN YAYILMASINA DESTEK OLUN Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler de, “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.(Saff 14) * Allah’a yardım ifadesi, Allah’ın emirlerine ve yasaklarına uymak, dinine destek olmak demektir. 113-İYİLİK VE TAKVA ÜZERE YARDIMLAŞIN Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.(Maide 2) *

Takva , korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahlardan korunmak demektir. Muttaki, takva üzere yaşayan mü’min demektir.

114-AV HAYVANLARI ÜZERİNE ALLAH’IN ADINI ANIN Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki: "Size iyi ve temiz şeyler helal kılındı." Allah'ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın (besmele çekin), Allah'tan korkun. Muhakkak Allah, hesabı çabuk görendir.(Maide 4) 18


115-NAMAZDAN ÖNCE ABDEST ALIN Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.(Maide 6) 116-CÜNÜP OLDUĞUNUZ ZAMAN GUSÜL ABDESTİ ALIN Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.(Maide 6) 117-ALLAH’A VARMAK İÇİN VESİLE ARAYIN Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtuluşa eresiniz.(Maide 35) *Vesile kelimesi sözlükte “pâye, rütbe, derece, muhabbet ve yakınlık” anlamlarına gelir. Bu son anlamından hareketle kişiyi Allah’a yaklaştıran amele vesile denilmiştir. Müfessirler âyette kastolunan vesilenin, Allah’ın emrettiklerinin yerine getirilmesi ve yasakladıklarının terkedilmesi olduğunu belirtmişler, kişiyi Allah’a yaklaştıracak ve O’nun rızâsını kazanmaya yardım edecek her türlü ibadet ve eylemi vesile saymışlardır. Kutsî hadislerde kişiyi Allah’a yaklaştıran en önemli şeyin Allah’ın farz kıldığı ibadetler ile nâfile ibadetler olduğu ifade buyurulmuştur (Müsned, VI, 256; İbn Âşûr, VI, 187; Elmalılı, III, 1670). Ayrıca vesile cennette sadece Hz. Peygamber’e verilecek olan bir makamın adıdır (Buhârî, “Ezân”, 8; Müslim, “Salât”, 11). Vesile ile aynı kökten türemiş olan tevessül ise sözlükte “yaklaşmak, hedeflenen ve arzulanan gayeye ulaşmak için bir şeyi vasıta kılmak” demektir. Dinî bir terim olarak tevessül, “Allah’a yaklaşmak, O’ndan yardım dilemek üzere bir söz veya davranışı aracı kılmak” anlamına gelir. Ancak bu terim zamanla farklı bir anlam kazanmış; melekler, arş, kürsî vb. kutsal sayılan bazı varlıklarla peygamber ve velîlerin Allah katındaki yüksek mertebeleri hürmetine dua etmeyi ve âhirete intikal etmiş sâlih insanlardan yardım istemeyi ifade eder hale gelmiştir. Kavrama yüklenilen bu muhteva âlimler arasında tartışılmış ve aşağıda sıralanan üç tür tevessül ihtilâfsız olarak meşrû kabul edilirken, diğer iki türünün meşrûluğu hususunda farklı görüşler ortaya konmuştur. Meşrû kabul edilen tevessül türleri şunlardır: 1. Yüce Allah’ın isim ve sıfatlarıyla tevessül. 2. Peygamber ve velîlerin hayatta iken yaptıkları dualarla tevessül. 3. İyi ameller hürmetine tevessül. Bunlardan özellikle Allah’ın isimleriyle yapılan tevessül Kur’an ve hadiste yer almış, yüce Allah tarafından açıkça emredilmiştir: “En güzel isimler (el-esmâü’l-hüsnâ) Allah’ındır; bu güzel isimlerle O’na dua edin” (A‘râf 7/180). İkinci tevessülün meşruiyeti ise peygamberlerin ümmetlerine, ümmetin de birbirine dua etmelerini tavsiye eden âyetler (Nisâ 4/64; Yûsuf 12/97-98; Muhammed 47/19) dikkate alınarak kabul edilmiştir. Üçüncüsü yani iyi amellerle tevessül de Kur’ân-ı Kerîm’de müminlerin bazı dualarından örnekler verilerek teşvik edildiği için makbul sayılmıştır (bk. Bakara 2/285; Âl-i İmrân 3/16, 53, 191, 193). Şu iki tür tevessül ise tartışmalıdır: a) Hayatta olan sâlih insanların Allah katındaki mevki ve mertebeleriyle tevessül. b) Vefat etmiş peygamberlerin ve velîlerin ruhlarıyla tevessül. Bazı âlimler her iki vesile türünün de câiz olduğunu belirtmişlerse de başta İbn Teymiyye olmak üzere diğer bir grup âlim buna karşı çıkmışlardır. Sâlih insanların Allah katındaki mertebeleriyle tevessül hususunda ileri sürülen deliller karşılıklı olarak incelendiğinde bu tür vesilede de herhangi bir sakınca bulunmadığı söylenebilir. Nitekim tevessül konusunda İbn Teymiyye’nin kanaatlerini paylaştığı görülen Şevkânî de bu tür vesilenin câiz olduğunu söylemiştir (II, 45-46).

19


118-HIRSIZIN ELİNİ KESİN Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir. Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.(Maide 38,39) 119-İÇKİDEN,UYUŞTURUCUDAN,PUTLARDAN,KUMARDAN,ŞANS OYUNLARINDAN UZAK DURUN Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?(Maide 90,91) 120-SİZDEN AMAN DİLEYENE GÜVENCE VERİN Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.(Tevbe 6)

KUR’AN’DAKİ TEMEL YASAKLAR NÜZUL SIRASINA GÖRE 1-İNKARCILARA BOYUN EĞMEYİN O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme!(Kalem 8) Şunların hiçbirine itâat etme :yemin edip duran,aşağılık, (Herkesi) kötüleğen,söz götürüp getiren, Hayra engel olan, mütecâviz ve saldırgan günahkar,Kaba ve kötülükle damgalı, Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (böyle yolunu şaşırmış) Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der.(Kalem 10,11,12,13,14,15) 2-YETİMİN HAKKINA DOKUNMAYIN,YETİMİ HOR GÖRMEYİN Öyleyse yetimi sakın ezme.(Duha 9) Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.(İsra 34) 3-FAKİRİ,DİLENCİYİ HOR GÖRMEYİN El açıp isteyeni de sakın azarlama.(Duha 10) 4-KENDİNİZİ AKLANMIŞ,KURTULMUŞ GÖSTERMEYİN Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.(Necm 32) 5-ALLAH’IN YANINDA BAZI VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!(Araf 3) 6-NİMET VE İMKANLARI İSRAF ETMEYİN 20


Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.(Araf 31) 7-FESAT ÇIKARMAYIN Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.(Araf 56) 8-İBADETHANELERDE ALLAH’TAN BAŞKASINA YALVARMAYIN Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).(Cin 18) 9-ALLAHTAN BAŞKA BİR İLAHA TAPMAYIN Allah ile birlikte bir ilâh daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmiş olarak kalırsın. Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.(İsra 22,23) 10-CİMRİ DE OLMAYIN MÜSRİF DE OLMAYIN Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (israf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın.(İsra 29) 11-RIZIK KAYGISIYLA ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur.(İsra 31) 12-ZİNAYA YAKLAŞMAYIN Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.(İsra 32) 13-CANA KIYMAYIN Haklı bir sebep olmadıkça, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuştur.(İsra 33) 14-İLMİNE SAHİP OLMADIĞINIZ ŞEYİN ARDINA DÜŞMEYİN Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.(İsra 36) 15-KİBİRLENMEYİN,BÖBÜRLENMEYİN Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.(İsra 37) 16-NAMAZDA SESİNİZ ORTA TONDA OLSUN (Sen onlara) de ki: İster "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç.(İsra 110) 17-ZALİMLERE EĞİLİM GÖSTERMEYİN Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O'ndan da) yardım göremezsiniz!(Hud 113) Zulüm, "din ve ahlâk kanunlarıyla belirlenen sınırları aşmak, adalet, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı davranmak" demektir. Kur'an'da zulüm, biri itikad diğeri ahlâk alanlarıyla İlgili olmak üzere iki ayrı anlamda kullanılmaktadır. Birinci

21


alanda genellikle "şirk, inkâr, günahkârlık, Allah'ın koyduğu kuralları, sınırları çiğneme ve aşma" mânalarını ifade eder. Allah'ın kanunlarını çiğneyenler zalimlerdir; kâfirler zalimin kendileridir.Ahlâk alanında ise "haddi aşmak, başkasının hakkını ihlâl etmek, başkasına zarar vermek" anlamını ifade eder. Bu sergileyene de zalim denir. Yüce Allah, zulmün her türlüsünü haram ayırımı yapmaksızın zalimlere eğilim gösterilmemesini,yaptıkları kötülüklerin hoş karşılanmamasını ve onların yanında yer alınmamasını emretmiştir. İslâm'ın genel bir kuralı olarak Allah ve Resulü'nün emrine uygun davranmayan kimsenin yanında yer alınmaz ve böyle bir âmirin dahi emrine itaat edilmez. Zalimle oturup kalkmaya ve onun emrinde görev almaya mecbur kalan kimsenin sözlerini, yaptıklarını ve yapmadıklarını dinin koyduğu kriterlerle ölçmesini, bu kriterlere uygun hareket edemediği takdirde mümkünse hemen zalimden uzaklaşmasını tavsiye etmektedir.

18-HAK DOSTLARINI HOR GÖRMEYİN Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup ta zalimlerden olasın!(Enam 52) 19-DİĞER DİNLERE VE İNANANLARINA SÖVMEYİN Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.(Enam 108) 20-ALLAH’TAN ÜMİT KESMEYİN De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.(Zümer 53) 21-DİNDE FIRKALARA AYRILMAYIN Allah dinden Nuh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye buyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra, ancak aralarındaki, çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer Rabbin tarafından azabın ertelendiğine dair bir söz geçmemiş olsaydı aralarında mutlaka hüküm verilirdi. Kendilerinden sonra Kitab'a vâris kılınan kitap ehli de Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.(Şura 13,14) 22-GELECEK HAKKINDA KESİN HÜKÜM VERMEYİN Hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım deme" Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Ve unuttuğun vakit Allah'ı an ve "Umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir." de.(Kehf 23,24) Ashâb-ı Kehf kıssası Hz. Peygamber'e sorulduğunda "Allah izin verirse demeden, "Yarın size cevap vereceğim" dedi. Bu sebeple bir süre vahiy kesildi. Bu bir uyarıydı. Nitekim on beş gün sonra vahiy geldiğinde Yüce Allah Hz. Peygamber'i şöyle uyarıyordu: "Allah izni verirse demeden hiçbir şey için 'Şu işi yarın yapacağım' deme!" Hiç kimse yarın ne yapacağını bilemez. Zira bir şeyin meydana gelmesi İçin sadece insanın iradesi yeterli değildir, Allah'ın da onun olmasını dilemesi gerekir. Bu irşad ve uyarılar sebebiyle gelecekte bir işi yapmaya niyet ederken İşi Allah'ın iradesine bağlamak yani "Allah izin verirse" demek güzel görülmüştür. Türkçe'de yaygın olarak kullanılan ve âyet metnindeki lafza uygun bir dilek ifadesi olan "inşâallah" deyiminin anlamı da budur.

23-ALLAH’I HİÇBİR ŞEYLE KIYASLAMAYIN Öyleyse, sakın Allah'la (başkaları arasında) herhangi bir benzerlik kurmaya kalkmayın! Çünkü, Allah [her şeyin aslını] biliyor, ama siz bilmiyorsunuz. (Nahl 74) 24-YEMİNLERİNİZE TERS DÜŞMEYİN

22


Ahidleştiğiniz zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın; çünkü Allah'ı üzerinize kefil kılmışsınızdır. Şüphe yok Allah, yapmakta olduklarınızı bilir. Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır. Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yapmakta olduklarınızdan muhakkak sorulacaksınız. Yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah'ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azab da sizin içindir. (Nahl 91,92,93,94) 25-YAPAY HARAMLAR İCAT ETMEYİN Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.(Nahl 116) 26-İTİKAF HALİNDEYKEN CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.(Bakara 187) *İTİKAF:bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme. Akıl bâliğ veya temyiz kudretine sahip bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması anlamında bir fıkıh terimi.

27-RÜŞVETE ASLA BULAŞMAYIN Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin.(Bakara 188) 28-KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever.(Bakara 195) 29-MÜŞRİK KADIN VE ERKEKLERLE EVLENMEYİN Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar.(Bakara 221) 30-ADETLİ KADINLARLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN Ey Muhammed! Sana kadınların ay başı halinden de soruyorlar. De ki: O bir eziyettir Onun için ay başı halinde oldukları zaman kadınlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. İyice temizlendikleri zaman ise Allah'ın emrettiği yerden onlara varın, yaklaşın Şüphesiz ki Allah çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever.(Bakara 222) 23


31-YEMİNLERİNİZİ BAHANE EDEREK İYİLİKTEN KAÇMAYIN Sözünüzde durmanız, kötülükten sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için, Allah'ı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın. Allah, her şeyi işitir ve bilir.(Bakara 224) 32-DİNDE BASKI ZORLAMA YAPMAYIN Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.(Bakara 256) 33-YAPTIĞINIZ İYİLİKLERİ BAŞA KAKMAYIN Ey iman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. O adam gibi ki, insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Allah'a inanır, ne ahiret gününe. Artık onun hâli, bir kayanın hâline benzer ki, üzerinde biraz toprak varmış, derken şiddetli bir sağnak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş. Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez.(Bakara 264) 34-KENDİNİZİN ALICISI OLMADIĞINIZ ŞEYLERİ BAŞKALARINA VERMEYE KALKMAYIN Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır.(Bakara 267) 35-ŞAHİTLİKTEN KAÇINMAYIN Eğer yolculukta olur da işlemlerinizi yazacak birini bulamazsanız, karşılıklı olarak alınan rehinler yeterlidir. Eğer birbirinize güvenerek borç işlemi yapmış iseniz kendisine güvenilen kimse borcunu ödesin. Rabbi olan Allah'tan korksun. Sakın şahitliği saklamayın. Kim şahitliği saklı tutarsa onun kalbi günahkardır. Hiç kuşkusuz ne yaparsanız Allah onu bilir.(Bakara 283) 36-SAVAŞTAN KAÇMAYIN Ey mü'minler, kâfirlerin üzerinize doğru ilerleyen ordusu ile karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyeniz.Savaş taktiği gereğince yer değiştirme ya da başka bir birliğe katılma amaçları dışında o gün kim kâfirlere arka dönerse, Allah'ın gazabına uğramış olarak döner. Onun varacağı yer cehennemdir. Orası ne fena bir dönüş yeridir.(Enfal 15,16) 37-ALLAH’A VE ELÇİSİNE HIYANET ETMEYİN Ey mü'minler Allah'a, Peygamber'e hıyanet etmeyiniz. Yoksa üstlendiğiniz emanetlere bile bile hıyanet etmiş olursunuz.(Enfal 27) 38-CİHADI RİYAKARLIK ARACI YAPMAYIN Yurtlarından çalım satarak, halka gösteriş yaparak sefere çıkan ve insanları Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayınız. Şüphe yok ki, Allah onların bütün yaptıklarını bilgisi ile kuşatmıştır.(Enfal 47) 39-KAFİRLERİ DOST EDİNMEYİN Müminler, müminleri bırakarak kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa artık Allah ile arasında hiçbir ilişki kalmaz. Yalnız, kafirlerin size yönelik tehlikelerinden korunabilirsiniz. Allah sizi kendinden korkmaya çağırıyor. Dönüş Allah'adır.(Ali imran 28) 24


40-GEVŞEYİP KENDİNİZİ BIRAKMAYIN Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz.(Ali imran 139) 41-MALLARINIZI ZAYIF AKILLILARA VERMEYİN Allah'ın, sizi başına diktiği malları aptalların (aklî dengesi yerinde olmayanların) ellerine vermeyiniz. Fakat onları bu mallardan besleyiniz, giydiriniz ve kendilerine güzel söz söyleyiniz.(Nisa 5) 42-ŞU KADINLARLA NİKAHLANMAYIN Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle babalarınızın evlenmiş olduğu kadınlar ile evlenmeyiniz. Bu bir edepsizlik, iğrenç bir hareket ve son derece çirkin bir gelenektir.Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle analarınız, kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, kaynanalarınız, cinsel ilişkide bulunduğunuz eşlerinizden doğan gözetiminiz altındaki üvey kızlarınız - eğer anaları ile cinsel ilişkide bulunmamış iseniz bu kızlar ile evlenmenizin sakıncası yoktur- öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahınız altında bulundurmanız size haram kılındı. Hiç kuşkusuz Allah affedici ve merhametlidir. Savaş tutsağı olarak elinize geçmiş cariyeler dışında evli kadınlar ile evlenmeniz haramdır. Bunlar Allah'ın üzerinize yazdığı yasaklardır. Bunların dışında kalan kadınları iffetli yaşamanız, zina işlememeniz şartı ile mehirlerini vererek nikahlamanız size helâl kılındı. Bu kadınlardan sağladığınız faydanın karşılığı olarak kendilerine aranızda kararlaştırdığınız mehirlerini hakları olarak veriniz. Daha önce belirlenen mehri eşinizle anlaşarak yeni bir miktara bağlamanızın sakıncası yoktur. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir ve hikmet sahibidir.(Nisa 22,23,24) 43-İNTİHAR ETMEYİN Ey müminler, birbirinizin mallarını gayrı meşru yollar kullanarak değil, karşılıklı anlaşmaya dayalı ticaret yolu ile yiyiniz, kendinizi öldürmeyiniz. Hiç şüphesiz Allah size karşı merhametlidir.(Nisa 29) 44-BAŞKALARININ MALINA,NİMETİNE GÖZ DİKMEYİN Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah'tan lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.(Nisa 32) 45-SARHOŞ VE CÜNÜPKEN NAMAZA YAKLAŞMAYIN Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.(Nisa 43) 46-SİZE SELAM VERENE “SEN MÜMİN DEĞİLSİN” DEMEYİN Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek "Sen mümin değilsin" demeyin. Çünkü

25


Allah'ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.(Nisa 94) 47-HAİNLERİN SAVUNUCUSU OLMAYIN Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma! Ve Allah'tan mağfiret iste, çünkü Allah, çok yarlığayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir. Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez.(Nisa 105,106,107) 48-ALLAH’IN AYETLERİYLE ALAY EDENLERİN YANINDA OTURMAYIN O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.(Nisa 140) 49-İFTİRACILARIN ŞAHİTLİĞİNİ ASLA KABUL ETMEYİN Namuslu kadınlara zina esnasında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.(Nur 4) 50-KİMSENİN EVİNE HABERSİZ VE SELAMSIZ GİRMEYİN Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız. Orada hiçbir kimse bulamadınızsa, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir davranıştır. Allah, yaptığınızı bilir.(Nur 27,28) 51-MÜMİN KADINLAR GÖSTERMESİNLER

ZİNETLERİNİ

ŞU

KİŞİLERDEN

BAŞKALARINA

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.(Nur 31) 52-HZ.PEYGAMBERE HİTABINIZ BİRBİRİNİZE HİTABINIZ GİBİ OLMASIN (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.(Nur 63) *Bu ayet, Hz. Peygamber (s.a.)’e sadece ismiyle hitap etmenin veya kendisinden bahsederken sırf ismini söylemenin, ümmetlik terbiyesi ile bağdaşmayacağını ifade etmektedir. Böyle durumlarda onun ismi ile beraber Peygamber, Nebi, Resul, Resulullah, Resul-i Ekrem, Peygamber Efendimiz,gibi onun anlatan ve ona saygımızı ifade eden sıfat ve unvanları da

26


söylemek yerinde olur. Ayrıca, Allah Teala’nın, Ahzab suresinin 56. Ayetindeki emri uyarınca biz müslümanların, “Muhammed” ismi söylenince, “Allah’ın salat ve selamı onun üzerine olsun” anlamına “Sallallahu aleyhi ve sellem” dememiz de ona olan saygımızın gereğidir.

53-MALLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ ALLAH’I ANMANIZA ENGEL OLMASIN Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.(Münafikun 9) 54-KİMSEYLE ALAY ETMEYİN,LAKAP TAKMAYIN Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.(Hucurat 11) 55-BİRBİRİNİZİN AYIBINI,SIRLARINI ARAŞTIRMAYIN,GIYBET ETMEYİN Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.(Hucurat 12) 56-YAPMAYACAĞINIZ ,YAPAMAYACAĞINIZ ŞEYLERİ SÖYLEMEYİN Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.(Saff 2,3) 57-GÜNAH,DÜŞMANLIK VE SALDIRGANLIK ÜZERE YARDIMLAŞMAYIN Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.(Maide 2) 58-HARAM ETLERİ VE KANI YEMEYİN Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.(Maide 3) 59-ALLAH’IN HELAL BIRAKTIĞI ŞEYLERİ HARAM İLAN ETMEYİN Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez. Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun.(Maide 87,88) 60-YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİN 27


Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.(Maide 51) 61-ÜMİTSİZLİĞE YENİK DÜŞMÜŞ İNSANLARI DOST EDİNMEYİN Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.(Mümtehine 13) 62-ALLAH RIZASI İÇİN İNŞA EDİLMEYEN MESCİTLERE GİRMEYİN Zarar vermek, küfrü (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve Resulüne karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: «Biz iyilikten başka bir şey istemedik» diye yemin edenler (varya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiç bir zaman durma. Daha ilk gününden takva temelli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever. Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulme sapan bir topluluğa hidayet vermez.(Tevbe 107,108,109)

KUR’AN’DAKİ TEMEL EMİRLER KARIŞIK SIRAYLA 1-ALLAH’A İMAN EDİN Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, "Rabbinize inanın!" diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamberi, Kur'an'ı) işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz!(Ali imran 193) 2-ALLAH BİRDİR O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYIN Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.(Nisa 36) 3-YALNIZ ALLAH’A KULLUK/İBADET EDİN (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.(Fatiha 5) 4-ALLAH’I ÇOK ANIN VE O’NA YAKLAŞMAYA VESİLE ARAYIN Ey inananlar! Allah'ı çokça zikredin.Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin.(Ahzab 41,42) 5-ALLAH’A DUA EDİN Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.(Bakara 186) 6-ALLAH’TAN AF DİLEYİN (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle 28


yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.(Müzemmil 20) 7-TÖVBE EDİN Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.(Nur 31) 8-KUR’AN OKUYUN Yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.(Alak 1,3) 9-KUR’AN’A UYUN Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!(Araf 3) 10-ALLAH’IN KİTAPLARINA İNANIN Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyle sapıtmıştır.(Nisa 136) 11-ALLAH’IN PEYGAMBERLERİNE İNANIN İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!(Bakara 177) 12-AHİRET GÜNÜNE İNANIN Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.(Ali imran 114) 13-MELEKLERE İNANIN

29


Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.(Bakara 98) 14-NAMAZ KILIN Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.(Bakara 110) 15-ZEKAT VE SADAKA VERİN (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.(Müzemmil 20) 16-ORUÇ TUTUN Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.(Bakara 185) 17-HACCA GİDİN Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.(Ali imran 96,97) 18-İBADETLERDE GÖNÜLDEN VE TİTİZ OLUN Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.(Araf 205) 19-DOSDOĞRU YOL ÜZERİNDE OLUN "Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.(Ahkaf 13) 20-İYİ VE GÜZEL OLANA ÖZENDİRİN,KÖTÜ OLANDAN SAKINDIRIN Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.(Tevbe 71) 21-ALLAH YOLUNDA HARCAYIN 30


Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.(Bakara 254) 22-ALLAH YOLUNDA MÜCADELE EDİN Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.(Nisa 95) 23-DAİMA ŞÜKREDİN Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.(Nisa 147) 24-SABIR VE NAMAZLA ALLAH’TAN YARDIM DİLEYİN Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.(Bakara 45) 25-HELAL VE TEMİZ RIZIKLARDAN YİYİN Artık, Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yeyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah'a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin.(Nahl 114) 26-BARIŞI ESAS ALIN Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, apaçık düşmanınızdır.(Bakara 208) 27-ADALETLİ OLUN Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(Nisa 58) 28-AHLAKLI VE FAZİLETLİ OLUN Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.(Kalem 4) 29-AKLINIZI İŞLETİN [EY İNSANLAR!] Gerçek şu ki, Biz size, akılda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahî bir mesaj indirdik: hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?(Enbiya 10) 30-İHLASLI OLUN İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedî kalırlar.(Hud 23) 31-GÜVENİLİR OLUN Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm.(Araf 68) 32-FEDAKAR OLUN Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.(Ali imran 146) 31


33-ÇALIŞKAN OLUN Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul.(İnşirah 7,8) 34-YALAN VE HİLEDEN UZAK DURUN Allah'ın âyetlerine inanmayanlar, kendileridir.(Nahl 105)

ancak

yalan

uydurur.

İşte

onlar,

yalancıların

35-HAYIRLI İŞLERDE YARIŞIN Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(Bakara 148) 36-GÜZEL SÖZ KONUŞUN Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).(İbrahim 24) Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer.(İbrahim 269) 37-GÜLER YÜZLÜ OLUN Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler.Yemek ikram ederken derler ki; «Biz size sırf Allah rızası için yemek veriyoruz. Sizden karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz.»Çünkü biz asık suratlı ve çetin bir günde Rabbimizden korkarız.(İnsan 8,9,10) 38-SELAM VERİN ALIN Size bir selam verildiğinde ona daha güzeli ile ya da aynısı ile karşılık veriniz. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi hesaba katar.(Nisa 86) 39-AFFEDİCİ OLUN İçinizde lütuf ve servet sahibi olanlar, yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere, vermemek için yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? Allah bağışlayandır, merhametli olandır.(Nur 22) 40-ALLAH’A TEVEKKÜL EDİN Ey iman edenler; Allah'ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Hani bir kavim, size el uzatmağa kalkmıştı da, onların ellerini üzerinizden geri çekmişti. Allah'tan sakının. Ve mü'minler, Allah'a tevekkül etsinler.(Maide 11) 41-SÖZÜNÜZE SADIK OLUN Bunlar (inananlar), kendilerindeki emanetlere ve sözlerine sadık kalırlar.(Mearic 32) 42-YETİMLERE,FAKİRLERE,YOLDA KALMIŞA YARDIM EDİN Allah’a kulluk edin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.(Nisa 36) 43-DARLIK ANINDA BİLE MALLARINIZI HAYIR YOLUNDA HARCAYIN O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.(Ali imran 134) 32


44-SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN VERİN Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi" ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.(Ali imran 92) 45-İNANANLAR ARASINDA BARIŞI SAĞLAYIN Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever.(Hucurat 9,10) 46-HAYIRLI İŞLERDE YARDIMLAŞIN Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.(Maide 2) 47-ÖĞÜT VERİP HATIRLATIN Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, mü'minlere yarar sağlar.(Zariyat 55) 48-YÖNETİMDE ŞURAYI ESAS ALIN Allah'tan bir rahmet dolasıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.(Ali imran 159) 49-EMANETLERİ EHİL KİŞİLERE VERİN Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(Nisa 58) 50-ALLAH YOLUNA DAVET EDİN (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.(Nahl 125) 51-MÜSLÜMANLARLA BİRLİKTE BULUNUN Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır.(Ali imran 104) 52-KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL TAVIRLA UZAKLAŞTIRIN İyilik ve fenalık bir değildir. Ey inanan kişi: Sen, fenalığı en güzel şekilde sav; o zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün.(Fussilet 34) 53-ÖLÇÜ VE TARTIDA HİLE YAPMAYIN 33


[siz, ey insanlar,] asla [doğruluk ve haklılık] ölçüsünden şaşmayasınız öyleyse [yaptıklarınızı] adaletle tartın ve ölçüyü eksik tutmayın!(Rahman 8) 54-ANNE BABAYA ÇOK İYİ DAVRANIN Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et.(İsra 23,24) 55-BORÇLARI YAZIN/KAYIT ALTINA ALIN Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir kâtip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah'tan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.(Bakara 282) 56-KUR’AN OKUNDUĞUNDA DİNLEYİN Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.(Araf 204) 57-TEMİZ VE GÜZEL GİYİNİN Ey Ademoğulları, her mescide gidişinizde güzel elbisenizi giyin; yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez.(Araf 31)

KUR’AN’DAKİ TEMEL YASAKLAR KARIŞIK SIRAYLA 1-HAKSIZ YERE CANA KIYMAYIN Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır.(İsra 33) 2-ZİNA ETMEYİN Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.(İsra 32) 3-HARAM YEMEYİN Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür!(Maide 62) 34


4-GIYBET ETMEYİN Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.(Hucurat 12) 5-İNSANLAR ALEYHİNE SÖZ TAŞIMAYIN Şunların hiçbirine itâat etme :yemin edip duran,aşağılık, (Herkesi) kötüleğen,söz götürüp getiren, Hayra engel olan, mütecâviz ve saldırgan günahkar, Kaba ve kötülükle damgalı.(Kalem 10,11,12,13) 6-ŞAHİTLİKTEN KAÇINMAYIN,YALANCI ŞAHİTLİK YAPMAYIN Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkârdır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.(Bakara 283) 7-ÇİRKİN İŞLERDEN FENALIK VE AZGINLIKTAN UZAK DURUN Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(Nahl 90) 8-LÜZUMSUZ SÖZ VE DAVRANIŞLARDAN UZAK DURUN Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir;Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; Onlar ki, zekâtı verirler;Ve onlar ki, iffetlerini korurlar;(Müminun 1,2,3,4,5) 9-YAPTIĞINIZ İYİLİKLERİ BAŞA KAKMAYIN Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.(Müddesir 6) 10-ÖFKENİZİ TUTUN Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.(Şura 37) 11-KİBİRLENMEYİN Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.(Lokman 18) 12-ŞEYTANDAN KORKMAYIN İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.(Ali imran 175) 13-YALAN SÖYLEMEYİN Allah'ın âyetlerine inanmayanlar, kendileridir.(Nahl 105)

ancak

yalan

uydurur.

İşte

onlar,

yalancıların

14-KİMSEYLE ALAY ETMEYİN,LAKAP TAKMAYIN Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.(Hucurat 11) 35


15-DİĞER DİNLERE VE İNANANLARINA SÖVMEYİN Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.(Enam 108) 16-KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKARMAYIN Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.(Necm 32) 17-HIRSIZLIK YAPMAYIN Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.(Maide 38,39) 18-EMANETE HIYANET ETMEYİN Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve sözlerine sadık kalırlar.(Mearic 32) 19-İSRAF ETMEYİN Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.(Araf 31) 20-FAİZ YEMEYİN Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.(Bakara 275) 21-BAŞARISIZLIKTA ÜZÜLMEYİN,BAŞARIDA KİBİRLENMEYİN (Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.(Hadid 23) 22-BOŞ YERE YEMİN ETMEYİN Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.(Mücadile 16) 23-YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMAYIN İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.(Şuara 183) 24-FAKİRLİK KORKUSUYLA ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.(İsra 31) 25-HAKKINDA BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEYİN ARDINA DÜŞMEYİN

36


Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.(İsra 36) 26-ZALİMLERE EĞİLİM GÖSTERMEYİN Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O'ndan da) yardım göremezsiniz!(Hud 113) 27-ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.(Zümer 53) 28-DİNDE FIRKALARA AYRILMAYIN "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.(Şura 13) 29-ALLAH’IN HARAM ETMEDİĞİ ŞEYLERİ HARAMLAŞTIRMAYIN Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.(Maide 87) 30-MÜŞRİK KADIN VE ERKEKLERLE EVLENMEYİN İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.(Bakara 221) 31-ADETLİ KADINLARLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.(Bakara 222) 32-DİNDE ZORLAMA BASKI YAPMAYIN Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.(Bakara 256) 33-ALLAH’A VE RESULUNE İHANET ETMEYİN Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.(Enfal 27) 34- KAFİRLERİ GÖNÜL DOSTU EDİNMEYİN Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.(Ali imran 28) 37


35-İNTİHAR ETMEYİN Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız; bu ise Allah'a çok kolaydır.(Nisa 29,30) 36-KİMSENİN MALINA NİMETİNE GÖZ DİKMEYİN Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah'tan lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.(Nisa 32) 37-KUR’AN’LA ALAY EDİLEN YERDE OTURMAYIN O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.(Nisa 140) 38-SARHOŞ VE CÜNÜPKEN NAMAZA YAKLAŞMAYIN Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.(Nisa 43) 39-LEŞ ,KAN, DOMUZ ETİ YEMEYİN (Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.(Nahl 115) 40-İÇKİ,UYUŞTURUCU,PUTLAR,KUMAR,ŞANS OYUNLARINDAN UZAK DURUN Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?(Maide 90,91) 41-ŞU KADINLAR İLE EVLENMEYİN Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayasızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.(Nisa 22,23) 42-CAHİLLERİN YOLUNU İZLEMEYİN

38


(Allah) Dedi ki: «İkinizin duası kabul olundu. Öyleyse dosdoğru yolda devam edin ve bilgisizlerin yoluna uymayın.»(Yunus 89) 43-MALLARINIZI VE ÇOCUKLARINIZI ALLAH’IN ÖNÜNE GEÇİRMEYİN Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten 'tutkuya kaptırıpalıkoymasın'; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.(Münafikun 9) 44-YAPMAYACAĞINIZ ŞEYLERİ SÖYLEMEYİN Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazab (konusu olması) bakımından (büyüdükçe) büyüdü (büyük bir suç teşkil etti) .(Saff 2,3) 45-KÖTÜLÜK VE DÜŞMANLIK ÜZERİNE YARDIMLAŞMAYIN Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan ay'a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konsunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.(Maide 2) 46-KİMSENİN EVİNE HABERSİZ VE SELAMSIZ GİRMEYİN Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin; ve eğer size «Dönün» denirse, siz de dönün, bu sizin için daha temizdir. Allah yapmakta olduklarınızı bilendir.(Nur 27,28) 47-SİZE SELAM VERENE SEN MÜMİN DEĞİLSİN DEMEYİN Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (islam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak: «Sen mü'min değilsin» demeyin. Asıl çok ganimet, Allah katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.(Nisa 94) 48-GEVŞEMEYİN,TASALANMAYIN Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.(Ali imran 139) 49-KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.(Bakara 195) Buna göre âyet, insanın sahip olduğu maddî İmkânlardan kendine Allah'ın hoşnutluğunu ve âhiret mutluluğunu kazandıracak hayır yollarına harcamada bulunmasını, Kur'ânî kavramla infakta bulunmasını emretmektedir. Müslüman âlimlerce ve İslâm medeniyeti tarihinde, böyle bir niyete dayanması şartıyla ülkenin savunulması, hac hizmetleri, yoksulların desteklenmesi; okul, cami, yol, köprü, çeşme, bakımevleri gibi toplumsal hizmet ve hayır müesseselerinin kurulması ve güçlendirilmesi, hatta tabiatın korunup geliştirilmesine kadar çok çeşitli hizmetler için yapılan her türlü harcama Allah yolunda harcama sayılmıştır.Savunma ve diğer hizmetler için yapılan harcamalar hem harcama yapanın dinî hayatı hem de ülkenin ve toplumun güvenliği, geliştirilmesi ve güçlendirmesi için son derece gerekli olduğundan âyetin devamında "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" buyurulmak suretiyle bir bakıma, cimrilik yaparak bu tür harcamalardan kaçınmanın

39


müslüman toplumlar ve bireyler için tehlike teşkil ettiği haber verilmiş; âyetin sonunda bir defa daha müslümanlar iyilik etmeye çağrılarak Allah'ın iyilik edenleri sevdiği müjdesi verilmiştir.

50-YARIN KESİN YAPACAĞIM DEMEYİN Hiç bir şey hakkında: «Ben bunu yarın mutlaka yapacağım» deme. Ancak: «Allah dilerse» (yapacağım, de) . Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: «Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir.» (Kehf 23) 51-YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARLA EN GÜZEL OLAN TARZIN DIŞINDA MÜCADELE ETMEYİN İçlerinde zulmetmekte olanları hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: «Bize indirilene ve, size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınızda birdir ve biz O'na teslim olmuş olanlarız.»(Ankebut 46) 52-ALLAH’A DİNİNİZİ ÖĞRETMEYE KALKMAYIN De ki: «Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, her şeyi bilendir.»(Hucurat 16) 53-ÇİRKİN İŞ VE EDEPSİZLİĞİ YAYMAYIN İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.(Nur 19) 54-ALLAH’A NANKÖRLÜK ETMEYİN Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!(Bakara 152) 55-ALLAH’A İFTİRA ETMEYİN Öyleyse kim Allah'a karşı yalan uydurandan veya onun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir! Bilesiniz ki suçlular asla onmazlar!(Yunus 17) 56-ŞEYTANA UYMAYIN «Ey Adem oğulları, ben size and vermedim mi ki: -Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;»(Yasin 60) 57-ALLAH’IN SINIRLARINI AŞMAYIN Boşanma iki defadır. (Sonra ise) Ya iyilikle tutmak ya da güzellikle bırakmadır. Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz: Ancak ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutmayacaklarıdan korkmuş olmaları (durumu başka) . Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamıyacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir.(Bakara 229) 58-IRKÇILIK YAPMAYIN Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.(Hucurat 13) ALFABETİK SIRALI EMİRLER VE YASAKLAR LİSTESİ (Toplam 240 Madde) 40


ADİL OLUN (Enam 152) AFFETMEYİ ESAS ALIN (Araf 199) AHDE VEFALI OLUN (İsra 34) AHİRET GÜNÜNE İNANIN (Ali imran 114) AHLAKLI VE FAZİLETLİ OLUN (Kalem 4) AİLENİZE NAMAZI EMREDİN (Taha 132) AKLINIZI İŞLETİN (Enbiya 10) AKRABAYA,FAKİRLERE,YOLDA KALMIŞA YARDIM EDİN (İsra 26) ALLAH İLE KUL ARASINA GİRMEYİN (Müddesir 11) ALLAH RIZASI İÇİN İNŞA EDİLMEYEN MESCİTLERE GİRMEYİN (Tevbe 107,108,109) ALLAH UĞRUNDA CİHAT EDİN (Hac 78) ALLAH YOLUNA DAVET EDİN (Nahl 125) ALLAH YOLUNDA HARCAYIN (Bakara 254) ALLAH YOLUNDA MÜCADELE EDİN (Nisa 95) ALLAH’A ÇAĞRIYI ÜÇ YOLLA YAPIN:HİKMET,GÜZEL ÖĞÜT,GÜZEL TARTIŞMA (Nahl 125) ALLAH’A DİNİNİZİ ÖĞRETMEYE KALKMAYIN (Hucurat 16) ALLAH’A DUA EDİN (Bakara 186) ALLAH’A GÜZEL İSİMLERİYLE DUA EDİN (Araf 180) ALLAH’A İFTİRA ETMEYİN (Yunus 17) ALLAH’A İMAN EDİN (Ali imran 193) ALLAH’A NANKÖRLÜK ETMEYİN (Bakara 152) ALLAH’A SIĞININ ,ALLAH’A KAÇIN (Zariyat 50) ALLAH’A ŞİRK KOŞMAYIN (Nisa 36) ALLAH’A TEVEKKÜL EDİN (Maide 11) ALLAH’A VARMAK İÇİN VESİLE ARAYIN (Maide 35) ALLAH’A VE RESULUNE İHANET ETMEYİN (Enfal 27) ALLAH’A,PEYGAMBERLERİNE,KİTAPLARINA,MELEKLERE,AHİRETE İMAN EDİN (Nisa 136) ALLAH’I BENLİĞİNİZİN İÇİNDEN ZİKREDİN (Araf 205) ALLAH’I ÇOK ANIN VE O’NA YAKLAŞMAYA VESİLE ARAYIN (Ahzab 41,42) ALLAH’I HİÇBİR ŞEYLE KIYASLAMAYIN (Nahl 74) ALLAH’I TESPİH EDİN (Ala 1) ALLAH’IN ADINI ANIN (Müzemmil 8) ALLAH’IN AYETLERİYLE ALAY EDENLERİN YANINDA OTURMAYIN (Nisa 140) ALLAH’IN ELÇİSİNE İTAAT EDİN (Enfal 20) ALLAH’IN HARAM ETMEDİĞİ ŞEYLERİ HARAMLAŞTIRMAYIN (Maide 87) 41


ALLAH’IN KİTAPLARINA İNANIN (Nisa 136) ALLAH’IN NİMETLERİNİ ANLATIN (Duha 11) ALLAH’IN PEYGAMBERLERİNE İNANIN (Bakara 177) ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN (Zümer 53) ALLAH’IN SINIRLARINI AŞMAYIN (Bakara 229) ALLAH’IN ÜZERİNİZDEKİ NİMETLERİNİ ANIN (Fatır 3) ALLAH’IN YANINDA BAZI VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN (Araf 3) ALLAH’TAN AF DİLEYİN (Müzzemmil 20) ALLAH’TAN KORKUN (Ali imran 175) ALLAH’TAN SİZE İNDİRİLENE UYUN (Araf 3) ALLAH’TAN ÜMİT KESMEYİN (Zümer 53) ALLAHTAN BAŞKA BİR İLAHA TAPMAYIN (İsra 22,23) ANNE BABANIZA ÇOK İYİ DAVRANIN (İsra 23) ARALARI AÇILAN EŞLERİN BARIŞMALARI İÇİN İKİ HAKEM TAYİN EDİN(Nisa 35) ASKERLİK YAPIP NÖBET TUTUN (Ali imran 200) AV HAYVANLARI ÜZERİNE ALLAH’IN ADINI ANIN (Maide 4) AYDINLATMA VE UYARMA EKİPLERİ KURUN (Ali imran 104) BAKIŞLARINIZI KONTROL ALTINDA TUTUN (Nur 30) BARIŞI ESAS ALIN (Bakara 208) BAŞARISIZLIKTA ÜZÜLMEYİN,BAŞARIDA KİBİRLENMEYİN (Hadid 23) BAŞKALARININ MALINA,NİMETİNE GÖZ DİKMEYİN (Nisa 32) BİLMEDİKLERİNİZİ,BİLENLERE/KUR’AN EHLİNE SORUN (Nahl 43) BİRBİRİNİZİN AYIBINI,SIRLARINI ARAŞTIRMAYIN,GIYBET ETMEYİN(Hucurat 12) BORÇ İŞLEMLERİNİ KAYDEDİN,ŞAHİT BULUNDURUN (Bakara 282) BOŞ YERE YEMİN ETMEYİN (Mücadile 16) CAHİLLERDEN YÜZ ÇEVİRİN (Araf 199) CAHİLLERİN YOLUNU İZLEMEYİN (Yunus 89) CAMİLERDE,MECLİSLERDE,TOPLANTILARDA YENİ GELENLERE YER AÇIN(Mücadile 11) CİHADI RİYAKARLIK ARACI YAPMAYIN (Enfal 47) CİMRİ DE OLMAYIN MÜSRİF DE OLMAYIN (İsra 29) CUMA NAMAZI KILIN (Cuma 9,10) CÜNÜP OLDUĞUNUZ ZAMAN GUSÜL ABDESTİ ALIN (Maide 6) ÇALIŞKAN OLUN,FAALİYETTE OLUN (İnşirah 7) ÇİRKİN İŞ VE EDEPSİZLİĞİ YAYMAYIN (Nur 19) ÇİRKİN İŞLERDEN FENALIK VE AZGINLIKTAN UZAK DURUN (Nahl 90) DAİMA ŞÜKREDİN (Nisa 147) 42


DARLIK ANINDA BİLE MALLARINIZI HAYIR YOLUNDA HARCAYIN (Ali imran 134) DİĞER DİNLERE VE İNANANLARINA SÖVMEYİN (Enam 108) DİNDE FIRKALARA AYRILMAYIN (Şura 13,14) DİNDE ZORLAMA BASKI YAPMAYIN .(Bakara 256) DİNİ ALLAH’A HAS KILARAK İBADET EDİN (Zümer 2) DOSDOĞRU YOL ÜZERİNDE OLUN (Ahkaf 13) DUALARINIZI ÜMİT VE KORKU İÇİNDE EDİN (Araf 55,56) DÜNYA NİMETLERİNE ALDANARAK DİNLERİNİ OYUNCAĞA ÇEVİRENLERDEN UZAK DURUN (Enam 70) DÜNYAYI DOLAŞIN (Neml 69) DÜNYAYI VE EVRENİ ARAŞTIRIN (Yunus 101) EMANETE HIYANET ETMEYİN (Mearic 32) EMANETLERİ EHİL KİŞİLERE VERİN (Nisa 58) EŞCİNSELLİK YAPAN ERKEKLERE EZİYETLE KARŞI ÇIKIN (Nisa 16) EŞLERİNİZDEN VE ÇOCUKLARINIZDAN SİZE DÜŞMAN OLABİLECEKLERE KARŞI TEDBİRLİ OLUN (Teğabun 14,15) EVLENME DURUMUNA GELENLERİ EVLENDİRİN (Nur 32) FAİZDEN UZAK DURUN (Bakara 275,276,278,279) FAKİRİ,DİLENCİYİ HOR GÖRMEYİN (Duha 10) FEDAKAR OLUN (Ali imran 146) FESAT ÇIKARMAYIN (Araf 56) GECELERİ DEĞERLENDİRİN (Müzemmil 2,3) GELECEK HAKKINDA KESİN HÜKÜM VERMEYİN (Kehf 23,24) GEVŞEYİP KENDİNİZİ BIRAKMAYIN (Ali imran 139) GIYBET ETMEYİN (Hucurat 12) GÜLER YÜZLÜ OLUN (İnsan 8,9,10) GÜNAH,DÜŞMANLIK VE SALDIRGANLIK ÜZERE YARDIMLAŞMAYIN .(Maide 2) GÜNAHIN AÇIĞINDAN DA GİZLİSİNDE DE KAÇININ (Enam 120) GÜVENİLİR OLUN (Araf 68) GÜZEL DÜŞÜNÜP GÜZEL DAVRANIN (Kasas 76,77) GÜZEL SÖZ KONUŞUN (İbrahim 24) HACCA GİDİN (Ali imran 96,97) HAİNLERİN SAVUNUCUSU OLMAYIN (Nisa 105,106,107) HAK DOSTLARINI HOR GÖRMEYİN (Enam 52) HAKKINDA BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEYİN ARDINA DÜŞMEYİN (İsra 36) HAKSIZ YERE CANA KIYMAYIN (İsra 33) 43


HAKSIZLIĞA KARŞILIK VERİRKEN ÖLÇÜLÜ DAVRANIN (Nahl 126) HARAM ETLERİ VE KANI YEMEYİN (Maide 3) HARAM YEMEYİN (Maide 62) HAYIRLI İŞLERDE YARDIMLAŞIN (Maide 2) HAYIRLI İŞLERDE YARIŞIN (Bakara 148) HAYIZLI (ADETLİ) KADINLARLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN (Bakara 222) HELAL VE TEMİZ RIZIKLARDAN YİYİN (Nahl 114) HIRSIZLIK YAPMAYIN (Maide 38,39) HZ.İBRAHİM’İN DİNİNE UYUN (Nahl 123) HZ.MUHAMMED’E SALAT VE SELAM EDİN (Ahzab 56) HZ.MUHAMMED’E VE AİLESİNE SEVGİ SAYGI GÖSTERİN (Şura 23) HZ.PEYGAMBERE HİTABINIZ BİRBİRİNİZE HİTABINIZ GİBİ OLMASIN (Nur 63) IRKÇILIK,KABİLECİLİK YAPMAYIN (Hucurat 13) İBADETHANELERDE ALLAH’TAN BAŞKASINA YALVARMAYIN (Cin 18) İBADETHANELERDE TEMİZ GİYİNİN (Araf 31) İBADETLERDE GÖNÜLDEN VE TİTİZ OLUN (Araf 205) İÇKİ,UYUŞTURUCU,PUTLAR,KUMAR,ŞANS (Maide 90,91)

OYUNLARINDAN

UZAK

DURUN

İFTİRACILARIN ŞAHİTLİĞİNİ ASLA KABUL ETMEYİN (Nur 4) İHLASLI OLUN (Hud 23) İHTİLAFA DÜŞTÜĞÜNÜZDE HÜKMÜ ALLAHA BIRAKIN (Şura 10) İLMİNE SAHİP OLMADIĞINIZ ŞEYİN ARDINA DÜŞMEYİN (İsra 36) İNANANLAR ARASINDA BARIŞI SAĞLAYIN (Hucurat 9,10) İNKARCILARA BOYUN EĞMEYİN (Kalem 8) (Kalem 10,11,12,13,14,15) İNSANLAR ALEYHİNE SÖZ TAŞIMAYIN (Kalem 10,11,12,13) İNSANLARA KUR’AN İLE ÖĞÜT VERİN (Ala 9) İNTİHAR ETMEYİN (Nisa 29) İSLAMIN YAYILMASINA DESTEK OLUN (Saff 14) İSRAF ETMEYİN (Araf 31) İSTİKAMET ÜZERE OLUN (Şura 15) İTİKAF HALİNDEYKEN CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN (Bakara 187) İYİ VE GÜZEL OLANA ÖZENDİRİN,KÖTÜ OLANDAN SAKINDIRIN (Tevbe 71) İYİLİĞİ ALLAH’IN RIZASI İÇİN YAPIN (Müddesir 6) İYİLİĞİ EMREDİN (Araf 199) İYİLİK VE GÜZELLİK ÜRETMEDE YARIŞIN (Bakara 148) İYİLİK VE TAKVA ÜZERE YARDIMLAŞIN (Maide 2) KABE’Yİ KIBLE EDİNİN (Bakara 144) 44


KADINLARI EŞCİNSELLİK İLE SUÇLAMADAN ÖNCE DÖRT ŞAHİT GETİRİN (Nisa 15) KAFİRLERİ GÖNÜL DOSTU EDİNMEYİN .(Ali imran 28) KENDİ KİTAPLARINI KUTSAL KİTAP HALİNE GETİRENLERDEN UZAK DURUN (Müminun 52,53,54) KENDİNİ ALLAH YOLUNA ADAMIŞLARLA BERABER OLUN (Kehf 28) KENDİNİZE VE AİLENİZE SAHİP ÇIKIN (Tahrim 6) KENDİNİZİ AKLANMIŞ,KURTULMUŞ GÖSTERMEYİN (Necm 32) KENDİNİZİ SÜREKLİ HESABA ÇEKİN (Haşr 18) KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN (Bakara 195) KENDİNİZİN ALICISI OLMADIĞINIZ KALKMAYIN (Bakara 267)

ŞEYLERİ

BAŞKALARINA

VERMEYE

KISAS UYGULAYIN (Bakara178,179) KIYAMETİ DÜŞÜNÜN .(Kalem 42) KİBİRLENMEYİN,BÖBÜRLENMEYİN (İsra 37) KİMSENİN EVİNE HABERSİZ VE SELAMSIZ GİRMEYİN (Nur 27,28) KİMSENİN MALINA NİMETİNE GÖZ DİKMEYİN (Nisa 32) KİMSEYLE ALAY ETMEYİN,LAKAP TAKMAYIN (Hucurat 11) KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL TAVIRLA SAVIN (Fussilet 34,35) KÖTÜLÜK VE DÜŞMANLIK ÜZERİNE YARDIMLAŞMAYIN (Maide 2) KUR’AN İLE ÖĞÜT VERİN (Ala 9) KUR’AN OKUNDUĞU ZAMAN SUSUN VE DİNLEYİN (Araf 204) KUR’AN OKUYUN (Alak 1,3) KUR’AN’A UYUN (Araf 3) KUR’AN’DAN KOLAYINIZA GELENİ OKUYUN (Müzzemmil 20) KUR’AN’DAN YÜZ ÇEVİRENDEN SİZ DE YÜZ ÇEVİRİN (Necm 29) KUR’AN’I DÜŞÜNEREK OKUYUN (Müzemmil 4) KUR’AN’LA ALAY EDİLEN YERDE OTURMAYIN (Nisa 140) LEŞ ,KAN, DOMUZ ETİ YEMEYİN (Nahl 115) LÜZUMSUZ SÖZ VE DAVRANIŞLARDAN UZAK DURUN (Müminun 1,2,3,4,5) MALLARINIZ VE ÇOCUKLARINIZ ALLAH’I ANMANIZA ENGEL OLMASIN (Münafikun 9) MALLARINIZI ZAYIF AKILLILARA VERMEYİN (Nisa 5) MELEKLERE İNANIN (Bakara 98) MÜMİN KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKIN (Nur 31) (Ahzab 59) MÜMİNLER ARASI ÇEKİŞMELERE MÜDAHALE EDİP BARIŞI SAĞLAYIN (Hucurat 9,10) MÜSLÜMAN YÖNETİCİLERE İTAAT EDİN (Nisa 59) 45


MÜSLÜMANLARLA BİRLİKTE BULUNUN (Ali imran 104) MÜŞRİK KADIN VE ERKEKLERLE EVLENMEYİN (Bakara 221) NAMAZ KILIN (Müzemmil20) NAMAZDA SESİNİZ ORTA TONDA OLSUN (İsra 110) NAMAZDAN ÖNCE ABDEST ALIN (Maide 6) NAMAZI 5 VAKİT KILIN, AKSATMAYIN (Bakara 238) (Hud 114) NAMUSLU KADINLARA İFTİRA ATANLARI DÖVÜN (Nur 4) NİMET VE İMKANLARI İSRAF ETMEYİN (Araf 31) NİMETLERE ŞÜKREDİN (Nahl 114) ÖFKENİZİ TUTUN (Şura 37) ÖĞÜT VERİP HATIRLATIN (Zariyat 55) ÖLÇÜ VE TARTIDA HİLE YAPMAYIN (İsra 35) RABBİZİ YÜCELTİN (Müddesir 3) RAMAZANI ORUÇLU GEÇİRİN (Bakara 183,184,185) RIZIK KAYGISIYLA ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN (İsra 31) RÜŞVETE ASLA BULAŞMAYIN (Bakara 188) SABIR,DUA VE NAMAZ İLE ALLAH’TAN YARDIM İSTEYİN (Bakara 45) SABIRLI OLUN (Kalem 48) SAHİP OLDUĞUNUZ NİMET VE İMKANLARDAN BAŞKALARINA DA VERİN (Bakara 195) SARHOŞ VE CÜNÜPKEN NAMAZA YAKLAŞMAYIN (Nisa 43) SAVAŞA HAZIRLIKLI OLUN,BARIŞ İSTEYENLERE YAPICI YAKLAŞIN (Enfal 60,61) SAVAŞTAN KAÇMAYIN (Enfal 15,16) SECDE EDİN .(Alak 19) SELAM VERİN ALIN (Nisa 86) SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN VERİN (Ali imran 92) SİZDEN AMAN DİLEYENE GÜVENCE VERİN (Tevbe 6) SİZDEN BİR ŞEY İSTEYENİ AZARLAMAYIN (Duha 10) SİZE GELEN HABERİ ARAŞTIRIN (Hucurat 6) SİZE SELAM VERENE “SEN MÜMİN DEĞİLSİN” DEMEYİN (Nisa 94) SİZİNLE ÇARPIŞANLARA KARŞI 190,191,192,193,194)

SAVUNMA HAKKINIZI KULLANIN (Bakara

SÖZÜNÜZE SADIK OLUN (Mearic 32) SU BULAMADIĞINIZ ZAMAN TEYEMMÜM EDİN (Nisa 43) ŞAHİTLİKTEN KAÇINMAYIN,YALANCI ŞAHİTLİK YAPMAYIN (Bakara 283) ŞEYTANA UYMAYIN (Yasin 60) ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞININ (Araf 200) 46


ŞEYTANDAN KORKMAYIN (Ali imran 175) ŞEYTANI DÜŞMAN BİLİN (Fatır 6) ŞEYTANIN DOSTLARIYLA SAVAŞIN (Nisa 76) ŞU KADINLAR İLE EVLENMEYİN (Nisa 22,23) TEMİZ VE GÜZEL GİYİNİN (Araf 31) TÖVBE EDİN (Nur 31) ÜMİTSİZLİĞE YENİK DÜŞMÜŞ İNSANLARI DOST EDİNMEYİN (Mümtehine 13) ÜZERİNE ALLAH’IN ADI ANILAN ŞEYLERDEN YİYİN (Enam 118) YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİN (Maide 51) YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARLA EN GÜZEL OLAN TARZIN DIŞINDA MÜCADELE ETMEYİN (Ankebut 46) YALAN SÖYLEMEYİN (Nahl 105) YALAN VE HİLEDEN UZAK DURUN (Nahl 105) YALNIZ ALLAH’A KULLUK/İBADET EDİN (Fatiha 5) YALNIZ ALLAH’A YÖNELİN VE YALVARIN (İnşirah 8) YALNIZ ALLAH’I VEKİL EDİNİN (Müzemmil9) YAPAY HARAMLAR İCAT ETMEYİN (Nahl 116) YAPMAYACAĞINIZ ,YAPAMAYACAĞINIZ ŞEYLERİ SÖYLEMEYİN (Saff 2,3) YAPTIĞINIZ İYİLİKLERİ BAŞA KAKMAYIN (Müddesir 6) YARIN KESİN YAPACAĞIM DEMEYİN (Kehf 23) YEMİNLERİNİZE TERS DÜŞMEYİN (Nahl 91,92,93,94) YEMİNLERİNİZİ BAHANE EDEREK İYİLİKTEN KAÇMAYIN (Bakara 224) YETİMİN HAKKINA DOKUNMAYIN,YETİMLERİ HOR GÖRMEYİN (Duha 9) YETİMLERE,FAKİRLERE,YOLDA KALMIŞA YARDIM EDİN (Nisa 36) YETİMLERİ KOLLAYIP GÖZETİN (Nisa 2) YÖNETİMDE ŞURAYI ESAS ALIN (Ali imran 159) ZALİMLERE EĞİLİM GÖSTERMEYİN (Hud 113) ZANDAN KAÇININ (Hucurat 12) ZEKAT VE SADAKA VERİN (Müzemmil 20) ZİNA EDEN KADIN VE ERKEĞİ DÖVÜN (Nur 2,3) ZİNAYA YAKLAŞMAYIN (İsra 32) ZULME UĞRAYAN İNSANLAR İÇİN MÜCADELE EDİN (Nisa 75) İSRA suresi 11 EMİR (37.ayet) 1, Allah'ın birliğini tanımak, bir olan Allah'a inanmak, 2, Ana babaya iyi davranmak, 3, Akrabaya ve muhtaçlara iyilik etmek, hayır yapmak, 47


4, Hem cimrilikten hem israftan sakınmak. 5, Çocukların hayatını korumak, 6, Zinadan, kaçınmak, 7, Adam öldürmemek, 8,Yetim malı yememek, 9, Verilen sözü tutmak, 10, Ölçüyü ve tartıyı tam yapmak, 11, Bilmediği şeyin peşine düşmemek, bilgisiz hüküm vermemek, ENAM suresi 10 emir (151,152,153. Ayet) 1. Şirkten uzak durmak yani Allah’a asla ortak koşmamak. 2. Anne ve babaya iyi davranmak. 3. Açlık korkusu ile çocukları öldürmemek. 4. Gizli aşikar hiçbir çirkin işe (fuhşa) bulaşmamak. 5. Haksız yere kimseyi öldürmemek. 6. Yetim malına dokunmamak. 7. Ölçü ve tartıyı adaletli yapmak. 8. Yakınlarımız aleyhine de olsa yalan söylememek. 9. Allah’a verilen ahde sadakat göstermek. 10. Doğru yoldan sapıp da aykırı yollara düşmemek. BAKARA suresi 10 emir (177.ayet) 1-Allah’a inanın 2-Ahirete inanın 3-Meleklere inanın 4-Allah’ın kitaplarına inanın 5-Peygamberlerine inanın 6-Fakirlere,yetimlere,akrabaya,yolda kalana yardım edin 7-Namaz kılın 8-Zekat verin 9-Verdiğiniz sözü tutun 10-Savaştan kaçmayın SURELERİN NÜZUL SIRASINI GÖSTEREN TABLO Sure Adı

Mushaf Sırası

Nüzul Sırası

Ayet Sayısı

Alak Suresi / ‫ورة ُ العَلق‬ ُ َ ‫س‬

96

1

19

Kalem Suresi / ‫ورة ُ القَلَم‬ ُ َ ‫س‬

68

2

52

48


Müzzemmil Suresi / ‫ورة ُ ال ُمز ّمل‬ ُ َ ‫س‬

73

3

20

Müddessir Suresi / ‫ورة ُ المدَّ ِّثّر‬ ُ َ ‫س‬

74

4

56

Fâtiha Suresi / ‫ورة ُ الفَاتِّ َحة‬ ُ َ ‫س‬

1

5

7

Tebbet Suresi / ‫سد‬ ُ َ ‫ال َم‬/ ‫ورة ُ لهب‬ َ ‫س‬

111

6

5

Tekvîr Suresi / ‫ورة ُ التّكوير‬ ُ َ ‫س‬

81

7

29

A’lâ Suresi / ‫ورة ُ االٴعلى‬ ُ َ ‫س‬

87

8

19

Leyl Suresi / ‫ورة ُ الليْل‬ ُ َ ‫س‬

92

9

21

Fecr Suresi / ‫ورة ُ الفَجر‬ ُ َ ‫س‬

89

10

30

Duhâ Suresi / ‫ورة ُ الضّحى‬ ُ َ ‫س‬

93

11

11

َّ ‫ورة ُ ال‬ İnşirâh Suresi / ‫شرح‬ ُ َ ‫س‬

94

12

8

Asr Suresi / ‫ورة ُ ال َعصر‬ ُ َ ‫س‬

103

13

3

Âdiyât Suresi / ‫ورة ُ العَاديَات‬ ُ َ ‫س‬

100

14

11

Kevser Suresi / ‫ورة ُ الكَوثَر‬ ُ َ ‫س‬

108

15

3

Tekâsür Suresi / ‫ورة ُ التّكاثُر‬ ُ َ ‫س‬

102

16

8

Mâ’ûn Suresi / ‫ورة ُ ال َماعون‬ ُ َ ‫س‬

107

17

7

Kâfirûn Suresi / ‫ورة ُ الكا ِّفرون‬ ُ َ ‫س‬

109

18

6

Fil Suresi / ‫ورة ُ ال ِّفيل‬ ُ َ ‫س‬

105

19

5

Felâk Suresi / ‫ورة ُ الفَلَق‬ ُ َ ‫س‬

113

20

5

Nâs Suresi / ‫ورة ُ النَّاس‬ ُ َ ‫س‬

114

21

6

İhlâs Suresi / ‫االخالص‬ ُ ٕ ُ ‫ورة‬ َ ‫س‬

112

22

4

Necm Suresi / ‫ورة ُ النّجْ م‬ ُ َ ‫س‬

53

23

62

Abese Suresi / ‫س‬ ُ َ ‫س‬ َ َ‫ورة ُ َعب‬

80

24

42

Kadr Suresi / ‫ورة ُ القَدر‬ ُ َ ‫س‬

97

25

5

ّ ‫ورة ُ ال‬ Şems Suresi / ‫شمس‬ ُ َ ‫س‬

91

26

15

Bürûc Suresi / ‫ورة ُ الب ُ​ُروج‬ ُ َ ‫س‬

85

27

22

Tîn Suresi / ‫ورة ُ ال ِّت ّين‬ ُ َ ‫س‬

95

28

8

Kureyş Suresi / ‫ورة ُ القُ َريش‬ ُ َ ‫س‬

106

29

4

Kâri’a Suresi / ‫ورة ُ القَار َعة‬ ُ َ ‫س‬

101

30

11

Kıyâme Suresi / ‫ورة ُ ال ِّقيا َمة‬ ُ َ ‫س‬

75

31

40

Hümeze Suresi / ‫ورة ُ ال ُه َمزة‬ ُ َ ‫س‬

104

32

9

Mürselât Suresi / ‫سالت‬ ُ َ ‫ورة ُ ال ُمر‬ َ ‫س‬

77

33

50

Kâf Suresi / ‫ورة ُ ق‬ ُ َ ‫س‬

50

34

45

49


Beled Suresi / ‫ورة ُ البَلَد‬ ُ َ ‫س‬

90

35

20

ّ ‫ورة ُ ال‬ Târık Suresi / ‫طارق‬ ُ َ ‫س‬

86

36

17

Kamer Suresi / ‫ورة ُ القَ َمر‬ ُ َ ‫س‬

54

37

55

Sâd Suresi / ‫ورة ُ ص‬ ُ َ ‫س‬

38

38

88

A’râf Suresi / ‫ٴعراف‬ ُ َ ‫ورة ُ اال‬ َ ‫س‬

7

39

206

ُ ‫ورة‬ ّ Cin Suresi / ‫الجن‬ ُ َ ‫س‬

72

40

28

Yâsîn Suresi / ‫ورة ُ يس‬ ُ َ ‫س‬

36

41

83

Furkân Suresi / ‫ورة ُ الفُرقان‬ ُ َ ‫س‬

25

42

77

Fâtır Suresi / ‫اطر‬ ِّ َ‫ورة ُ ف‬ ُ َ ‫س‬

35

43

45

Meryem Suresi / ‫ورة ُ َمر َيم‬ ُ َ ‫س‬

19

44

98

Tâ-Hâ Suresi / ‫ورة ُ ٰطه‬ ُ َ ‫س‬

20

45

135

Vâkı’a Suresi / ‫ورة ُ الواقِّ َعة‬ ُ َ ‫س‬

56

46

96

ُّ ‫ورة ُ ال‬ Şu’arâ Suresi / ‫ش َع َراء‬ ُ َ ‫س‬

26

47

227

Neml Suresi / ‫ورة ُ النَّمل‬ ُ َ ‫س‬

27

48

93

Kasas Suresi / ‫صص‬ ُ َ َ‫ورة ُ الق‬ َ ‫س‬

28

49

88

‫ورة ُ بنى اسرآئيل‬ ُ 17 َ ‫س‬

50

111

İsrâ Suresi / / ‫سراء‬ ٕ َ ‫اال‬

Yûnus Suresi / ‫ورة ُ يُونس‬ ُ َ ‫س‬

10

51

109

Hûd Suresi / ‫ورة ُ هُود‬ ُ َ ‫س‬

11

52

123

Yûsuf Suresi / ‫سف‬ ُ ‫ورة ُ يُو‬ ُ َ ‫س‬

12

53

111

Hicr Suresi / ‫الحجر‬ ِّ ُ ‫ورة‬ ُ َ ‫س‬

15

54

99

En’âm Suresi / ‫ورة ُ االٴن َعام‬ ُ َ ‫س‬

6

55

165

Sâffât Suresi / ‫صافات‬ ُ َّ ‫ورة ُ ال‬ َ ‫س‬

37

56

182

Lokman Suresi / ‫ورة ُ لق َمان‬ ُ َ ‫س‬

31

57

34

Sebe’ Suresi / ‫س َب ٕا‬ ُ َ ُ ‫ورة‬ َ ‫س‬

34

58

54

ُّ ُ ‫ورة‬ Zümer Suresi / ‫الز َمر‬ ُ َ ‫س‬

39

59

75

Mü’min Suresi / ‫غَافر‬/ ‫ورة ُ مؤمن‬ ُ َ ‫س‬

40

60

85

‫ورة ُ حٰ م السجدة‬ ُ 41 َ ‫س‬

61

54

Fussilet Suresi / / ‫صلَت‬ ّ ُ‫ف‬

ّ ‫ورة ُ ال‬ Şûrâ Suresi / ‫شورى‬ ُ َ ‫س‬

42

62

53

ّ ُ ‫ورة‬ Zuhruf Suresi / ‫خرف‬ ُ ُ ‫الز‬ َ ‫س‬

43

63

89

Duhân Suresi / ‫ورة ُ الدّخان‬ ُ َ ‫س‬

44

64

59

50


Câsiye Suresi / ‫ورة ُ ال َجاثية‬ ُ َ ‫س‬

45

65

37

Ahkâf Suresi / ‫ورة ُ االٴحقاف‬ ُ َ ‫س‬

46

66

35

Zâriyât Suresi / ‫ورة ُ الذّاريَات‬ ُ َ ‫س‬

51

67

60

Gâşiye Suresi / ‫ورة ُ الغَا ِّشية‬ ُ َ ‫س‬

88

68

26

Kehf Suresi / ‫ورة ُ الكهف‬ ُ َ ‫س‬

18

69

110

Nahl Suresi / ‫ورة ُ النّحل‬ ُ َ ‫س‬

16

70

128

Nûh Suresi / ‫ورة ُ نُوح‬ ُ َ ‫س‬

71

71

28

İbrahim Suresi / ‫ورة ُ إبراهيم‬ ُ َ ‫س‬

14

72

52

Enbiyâ Suresi / ‫ورة ُ االٴنبياء‬ ُ َ ‫س‬

21

73

112

Mü’minûn Suresi / ‫ورة ُ المؤمنون‬ ُ َ ‫س‬

23

74

118

Secde Suresi / ‫ورة ُ السَّجدَة‬ ُ َ ‫س‬

32

75

30

ُّ ‫ورة ُ ال‬ Tûr Suresi / ‫طور‬ ُ َ ‫س‬

52

76

49

Mülk Suresi / ‫ورة ُ ال ُملك‬ ُ َ ‫س‬

67

77

30

Hâkka Suresi / ‫ورة ُ ال َحاقَّة‬ ُ َ ‫س‬

69

78

52

Me’âric Suresi / ‫ورة ُ الم َعارج‬ ُ َ ‫س‬

70

79

44

Nebe’ Suresi / ‫ورة ُ النّبَا‬ ُ َ ‫س‬

78

80

40

Nâzi’ât Suresi / ‫ورة ُ النَّاز َعات‬ ُ َ ‫س‬

79

81

46

İnfitâr Suresi / ‫ورة ُ االن ِّفطار‬ ُ َ ‫س‬

82

82

19

İnşikâk Suresi / ‫ورة ُ االنشقاق‬ ُ َ ‫س‬

84

83

25

Rûm Suresi / ‫الروم‬ ُ ُّ ُ ‫ورة‬ َ ‫س‬

30

84

60

Ankebût Suresi / ‫ورة ُ ال َعنكبوت‬ ُ َ ‫س‬

29

85

69

Mutaffifîn Suresi / ‫ورة ُ المطفّ ِّفين‬ ُ َ ‫س‬

83

86

36

Bakara Suresi / ‫ورة ُ البَقَ َرة‬ ُ َ ‫س‬

2

87

286

Enfâl Suresi / ‫ورة ُ االٴنفَال‬ ُ َ ‫س‬

8

88

75

Âl-i İmrân Suresi / ‫مران‬ ُ َ ‫ورة ُ آل ِّع‬ َ ‫س‬

3

89

200

Ahzâb Suresi / ‫ورة ُ االٴحزَ اب‬ ُ َ ‫س‬

33

90

73

Mümtehine Suresi / ‫ورة ُ ال ُممت َحنَة‬ ُ َ ‫س‬

60

91

13

Nisâ Suresi / ‫ساء‬ ُ َ ّ‫ورة ُ ال ِّن‬ َ ‫س‬

4

92

176

ّ ُ ‫ورة‬ Zilzâl Suresi / ‫الزلزَ لة‬ ُ َ ‫س‬

99

93

8

Hadîd Suresi / ‫ورة ُ ال َحديد‬ ُ َ ‫س‬

57

94

29

Muhammed Suresi / ‫ورة ُ م َح َّمد‬ ُ َ ‫س‬

47

95

38

Ra’d Suresi / ‫الرعد‬ ُ ّ ُ ‫ورة‬ َ ‫س‬

13

96

43

51


Rahmân Suresi / ‫الرحمٰ ن‬ ُ َّ ُ ‫ورة‬ َ ‫س‬

55

97

78

İnsan Suresi / ‫سان‬ ُ ٕ / ‫ورة ُ دهر‬ َ ‫االن‬ َ ‫س‬ ّ ‫ورة ُ ال‬ Talâk Suresi / ‫طالَق‬ ُ َ ‫س‬

76

98

31

65

99

12

Beyyine Suresi / ‫ورة ُ البَ ِّيّنَة‬ ُ َ ‫س‬

98

100

8

Haşr Suresi / ‫ورة ُ ال َحشر‬ ُ َ ‫س‬

59

101

24

Nûr Suresi / ‫ورة ُ النُّور‬ ُ َ ‫س‬

24

102

64

Hac Suresi / ‫ورة ُ ال َح ّج‬ ُ َ ‫س‬

22

103

78

Münâfikûn Suresi / ‫ورة ُ المنَافِّقون‬ ُ َ ‫س‬

63

104

11

Mücâdele Suresi / ‫ورة ُ الم َجادلة‬ ُ َ ‫س‬

58

105

22

Hucurât Suresi / ‫جرات‬ ُ َ ‫ورة ُ ال ُح‬ َ ‫س‬

49

106

18

Tahrîm Suresi / ‫ورة ُ التّحْ ريم‬ ُ َ ‫س‬

66

107

12

Teğâbun Suresi / ‫ورة ُ التّغَابُن‬ ُ َ ‫س‬

64

108

18

Saff Suresi / ‫صف‬ ُ َّ ‫ورة ُ ال‬ َ ‫س‬

61

109

14

Cum’a Suresi / ‫ورة ُ ال ُج ُم َعة‬ ُ َ ‫س‬

62

110

11

Fetih Suresi / ‫ورة ُ الفَتْح‬ ُ َ ‫س‬

48

111

29

Mâide Suresi / ‫ورة ُ ال َمائدة‬ ُ َ ‫س‬

5

112

120

Tevbe Suresi / ‫ورة ُ التّو َبة‬ ُ َ ‫س‬

9

113

129

Nasr Suresi / ‫ورة ُ النّصر‬ ُ َ ‫س‬

110

114

3

*Yukarıdaki nüzul sıralaması Hz.Osman’ın düzenlemesidir.İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun ittifakı vardır. Sure İsimlerinin Türkçe Anlamları 1-Fatiha: Açılış Suresi. Bir Şeyin Başlangıcı Anlamına Gelir(açan-Anahtar). Surenin Bir Diğer Adı da Hamd Suresi Olup 7 Ayetten Meydana Gelmektedir.Mushaf’ın ilk suresidir. 2-Bakara: “Sığır, Inek” Anlamına Gelir. Adını 67-71. Ayetlerde Yahudilere Kesilmesi Emredilen Sığırdan Alır. Kur’an-ı Kerimin En Uzun Suresi Olup 286 Ayettir. Resulullah (s.a.v) Bakara Suresi Için “Kur’an’ın Çadırı” Demiştir. 3-Ali Imran: “İmran’ın Ailesi” Anlamına Gelmektedir. 34-37. Ayetlerde Adı Geçen Imran, Hz. Meryem’in Babasıdır. Ali-Imran Suresi 200 Ayettir. 4-Nisa: Kadınlar Suresi, Pek Çok Ayetinde Kadınların Haklarından Bahsedildiği Için Bu Adı Almıştır. 176 Ayettir. 5-Maide: Ziyafet (sofra) Suresi. Adını 112-114. Ayetlerde Geçen Hz Isa’nın Havarilerin Gökten Indirilmesini Istediği Sofradan Almaktadır. 120 Ayettir.

52


6-En’am: Koyun, Keçi, Deve, Sığır Cinslerini Bir Arada Ifade Eden Bir Anlamı Vardır. Arapların Hayvanlara Uyguladıkları Bazı Gelenekler Kınandığı Için Bu Adı Almıştır. 165 Ayettir. 7-A’raf: “Cennet Ve Cehennem Arasında Yer Alan Yüksek Yer” Anlamına Gelmektedir. Adını 46. Ve 48. Ayetlerde Geçen A’raf Kelimelerinden Alır. 206 Ayettir. 8-Enfal: Ganimetler Suresi. Adını Savaş Ganimetlerinin Durumundan Ve 1. Ayetten Almaktadır. 75 Ayettir. 9-Tevbe: Tövbe Suresi, Ismini 104. Ayetinde Yer Alan Allah’ın, Tövbeleri Çokça Kabul Ettiği, Çokça Bağışladığının Ifade Edilmesinden Alır. Tevbe; Yapılan Hatalardan Ve Günahlardan Vazgeçip Onu Bir Daha Yapmamaya Karar Vermektir. Surenin Bir Diğer Adı da “berae”dir. Bu da Ilişkileri Kesme (ultimatom) Anlamına Gelmektedir. Kur’an-ı Kerimde Başında Besmele Olmaksızın Başlayan Tek Suredir. 129 Ayettir. 10-Yunus: Yunus Peygamber Suresi. 98. Ayette Hz. Yunus’un (a.s) Kavminden Bahsedildiği Için Bu Adı Almıştır. 109 Ayettir. 11-Hud: Hud Peygamber Suresi. 50-60. Ayetlerde Hz. Hud (a.s) dan Bahsettiği Için Sureye Bu Ad Verilmiştir. 123 Ayettir. 12-Yusuf: Yusuf Peygamber Suresi. Surenin Tamamında Hz. Yusuf (a.s)’ın Meselesinden Bahsettiği Için Sureye Bu Ad Verilmiştir. 111 Ayettir. 13-Rad: Gök Gürültüsü Suresi, 13. Ayetinde Gök Gürültüsünün Allah’ı Tesbih Edip Yücelttiği Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. 43 Ayettir. 14-Ibrahim: Ibrahim Peygamber Suresi, 35-41. Ayetlerinde Hz. Ibrahim’in Yaptığı Dua Anıldığından Bu Adı Almıştır. 52 Ayettir. 15-Hicr: Kayalık Arazi, Hicr Suresi. Hicr, Semud Kavminin Yaşadığı Yerin Adıdır ki Bu Kavme Hz. Salih (a.s) Peygamber Olarak Gönderilmiştir. 80-84. Ayetlerde Hicr Denilen Yerde Yaşayan Insanlardan Bahsedildiği Için Bu Ad Verilmiştir. 99 Ayettir. 16-Nahl: Balarısı Suresi, 68-69. Ayetlerinde Allah’ın Balarısına, Dağlardan, Ağaçlardan Ve Çardaklardan Evler Edinmesi Emrinden Dolayı Bu Adı Almıştır. 128 Ayettir. 17-Isra: Gece Yürüyüşü Suresi. Adını; Allah’ın Hz. Muhammed’i Gecenin Bir Vaktinde Ayetlerinden Bir Kısmını Göstermek Üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya Yürütmesinden Almıştır. 111 Ayettir. 18-Kehf: Mağara Suresi, 9-27. Ayetlerinde Putperest Kavimlerinden Kaçıp Mağaraya Gizlenen Bir Grup Gencin Hikayesi Anlatıldığından dolayı Bu Ismi Almıştır. “mağara” Anlamına Gelmektedir. 110 Ayettir. 19-Meryem: Meryem Suresi. Surenin Çoğunda Hz. Meryem’den Bahsedildiği Için Bu Adı Almıştır. 98 Ayettir. 20-Ta-Ha: Ta-Ha Suresi, Ismini Surenin Başında Yer Alan Ta ve Ha Harflerinden Almıştır. 135 Ayettir. 21-Enbiya: Peygamberler Suresi, Ağırlıklı Olarak Peygamberlerden Söz Edildiğinden Bu Adı Almıştır. 112 Ayettir. 22-Hac: Hac Suresi. Hac Ibadetinden Bahseden 27. Ayetinden Dolayı Bu Adı Almıştır. 78 Ayettir. 53


23-Müminun: “İman Edenler(mü’minler)” Manasına Gelmektedir. Inananların Başarıya Ulaşacaklarından Bahsedildiğinden Bu Adı Almıştır. 118 Ayettir. 24-Nur: Işık Suresi, Ismini 35. Ayetinde Yer Alan Ve Allah’ın Nurunu Tasvir Eden Ayetten Alır. Aydınlatan Kutsal Şey, Ilahi Işık” Manalarına Gelir. 64 Ayettir. 25-Furkan: Hak Ile Batılı Ayırıcı Suresi, Ismini 1. Ayetinde Geçen Hakkı Batıldan Ayıran Manasındaki Furkan Kelimesinden Alır. Furkan Aynı Zamanda Kur’an-ı Kerimin Adlarından Biridir. 77 Ayettir. 26-Şuara: “Şairler” Anlamına Gelmektedir. 224. Ayetinde Şairlerden Bahsettiği Için Bu Adı Almıştır. 227 Ayettir. 27-Neml: Karınca Suresi, Ismini 18. Ayetinde Hz. Süleyman’ın Ordusunu Görünce Yoldan Çekilen Karıncalardan Almıştır. Bu Surenin Başında Ve 30. Ayetinde Besmele Vardır. 2 Besmeleli Tek Sure Neml Suresidir. 93 Ayettir. 28-Kasas: Tarihi Vakalar-Kıssalar (olaylar-Hikayeler) Suresi, Ismini 25. Ayetinde Geçen Kasas Kelimesinden Alımıştır. 88 Ayettir. 29-Ankebut: (Dişi) Örümcek Suresi, 41. Ayetinde Kâfirlerin Işleri Örümcek Ağına Benzetildiğinden Bu Adı Almıştır. 69 Ayettir. 30-Rum: Romalılar ,Bizanslılar suresi Ismini 1. Ayetinde Persliler Ile Yapılan Savaşta Yenilgiye Uğrayan Romalıların –Bizansın Yakında Galip Geleceğinin Ifade Edilmesinden Almıştır. 60 Ayettir. 31-Lokman: Lokman Suresi, Ismini Allah’ın Hz. Lokman’a Verdiği Hikmetten Bahseden 12. Ayetten Almıştır. 34 Ayettir. 32-Secde: Secde Suresi, Ismini 15. Ayette Geçen Secde Kelimesinden Almıştır. Secde Etmek: “başı Eğmek Veya Alnı Yere Koymak” Anlamına Gelir. 30 Ayettir. 33-Ahzab: Gruplar (topluluklar) Suresi, Ismini Müslümanlara Karşı Savaşmak Üzere Birleşen Arap Kabilelerinden Almıştır. “hizipler, Topluluklar” Anlamlarına Gelmektedir. Hendek Savaşının Diğer Adı Ahzab Savaşıdır. Bu Surede Çoğunlukla Hendek Savaşından Bahsedildiği Için Bu Adı Almıştır. 37. Ayette Ismi Geçen “Zeyd Bin Harise” Kur’an’da Adı Geçen Tek Sahabidir. 73 Ayettir. 34-Sebe: Sebe Suresi, Ismini 15. Ayetinde Yer Alan Yemen’de Bir Bölge Veya Kabile Ismi Olan Sebâ Kelimesinden Almıştır. 54 Ayettir. 35-Fâtır: Yaratan, Yaratıcı Suresi, Ismini 1. Ayetinde Geçen Fâtır Kelimesinden Almıştır. 45 Ayettir. 36-Ya-Sin: Ya-Sin Suresi, Ismini 1. Ayetinde Geçen Ya Ve Sin Harflerinden Alır. Mana Olarak Kesin Bilinmemekle Birlikte “ey Insan” Anlamına Geldiğini Söyleyenler Olmuştur. 83 Ayettir. Yasin Suresi Kur’an’ın Kalbidir. 37-Saffat: Saf Tutanlar Suresi, Adını Ilk Ayetinde Yer Alan Sıra Sıra Dizilenler Ifadesinden Almıştır. Çoğuna Göre Burada Allah’ın Yemin Ettiği Saf Saf Olmuş Olanlardan Kasıt Meleklerdir. 182 Ayettir. 38-Sad: Sad Suresi, Sad Harfi Ile Başladığından Dolayı Bu Adı Almıştır. 88 Ayettir. 39-Zümer: Yığınlar Suresi, 71 Ve 73. Ayetinde Geçen Bu Kelime Sureye Ismini Vermiştir. Zümre Kelimesinin Çoğuludur. “topluluklar” Manasına Gelmektedir. 75 Ayettir. 54


40- Mü’min Suresi: “İman Eden” Anlamına Gelmektedir. 28-45. Ayetlerde Firavun Ailesinden Olup Iman Eden Kişiden Bahsedildiği Için Sureye Bu Ad Verilmiştir. 85 Ayettir. 41-Fussilet: Ayrıntılı Suresi, Kur’an’ın Ayrıntılı Kılındığını Ifade Eden Fussilet Kelimesinin Geçtiği 3. Ayetinden Ismini Almıştır. “açıklanmıştır” Anlamına Gelmektedir. Surenin Bir Diğer Adı da Ha-Mim’dir. 54 Ayettir. 42-Şura: Danışma Suresi, 38. Ayetinde Mü’minlerin Işlerini Aralarında Danışma Ile Gördükleri Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. 53 Ayettir. 43-Zuhruf: Gösteriş-Süsler Suresi, Ismini 35. Ayetinde Allah’ın Verdiği Ifade Edilen AltınGümüş Gibi Süslerin Sadece Bu Dünya Hayatının Malı Olduğunun Ifade Edilmesinden Almıştır. “altın Ve Mücevher” Anlamına Gelmektedir. 89 Ayettir. 44-Duhan: Duman Suresi, Ismini 10. Ayetinde Geçen Duhan Kelimesinden Almıştır. 59 Ayettir. 45-Casiye: Diz Çöküş Suresi, Ismini 28. Ayetinde Geçen Casiye Kelimesinden Alır. “diz Üstü Çökmek” Manasına Gelir. 37 Ayettir. 46-Ahkaf: “Kum Tepeleri” Anlamına Gelir. Hz. Hud(a.s)’un Kavminin Yaşadığı Bölgenin Adıdır Aynı Zamanda. Adını 21. Ayetten Almaktadır. 35 Ayettir. 47-Muhammed: Hz.Muhammed Suresi. Adını 2. Ayette Geçen Rahmet Peygamberinin Adından Alır. “övülmüş” Manasına Gelmektedir. Surenin Diğer Adı da Kıtal (adam Öldürmek)’ dir. 38 Ayettir. 48-Fetih: Fethetmek Suresi, Ayetlerinde Birkaç Defa Fetihten Söz Edildiğinden Bu Ismi Almıştır. “açma, Ele Geçirme” Anlamlarına Gelmektedir. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 29 Ayettir. 49-Hucurat: “Odalar” Manasına Gelmektedir. Adını 3. Ayetten Almaktadır. 18 Ayettir. 50-Kaf: Kaf Suresi. Kaf Harfi Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. 45 Ayettir. 51-Zariyat: Tozutup Savuranlar Suresi, 1. Ayetinde Geçen Zariyat Kelimesinden Almıştır Ismini. “rüzgarlar” Manasına Gelmektedir. 60 Ayettir. 52-Tur: Tur Dağı Suresi. 1. Ayette Geçen ve Hz Musa(a.s) Üzerinde Iken Kendisine Vahyin (Tevrat) Geldiği Dağın Adıdır. 49 Ayettir. 53-Necm: “Yıldız” Manasına Gelmektedir. Adını Ilk Ayetten Almaktadır. 62 Ayettir. 54-Kamer: Ay Suresi, Adını Ilk Ayetinde Yer Alan Kamer Kelimesinden Almıştır. “ay” Manasına Gelmektedir. 55 Ayettir. 55-Rahman: Allah’ın Adlarından Biri Olan Ve Çok Merhametli Anlamına Gelen Rahman Ismi Ile Başladığından Sureye Bu Ad Verilmiştir. Rahman Bu Dünya da Iman Etsin veya Etmesin Tüm Kullarına Merhamet Eden Manasında Allah’ın Sıfatıdır. 78 Ayettir. 56-Vakıa: Olay Suresi. Adını Ilk Ayette Geçen Ve Kıyamet Olayını Anlatan Ayetten Almaktadır. 96 Ayettir. 57-Hadid: Demir Suresi, 25. Ayetinde Demirin Allah Lutfu Olduğundan Ve Yararlarından Söz Edildiği Için Bu Adı Almıştır. 29 Ayettir. 58-Mücadile: Mücadele Eden Kadın Suresi, Adını 1. Ayetinde Geçen Fiilden Alır. “tartışmak” Anlamına Gelmektedir. 22 Ayettir. 55


59-Haşr: Toplanma Suresi, Adını 2-17. Ayetler Arası Anlatılan Topraklarından Sürülen Kavimden Almıştır. “toplanmak, Bir Araya Gelmek” Manasına Gelmektedir. 24 Ayettir. 60-Mümtehine: Sorgulanan, Imtihan Edilen Suresi, Mümtehine Sınav Veren Kadın Anlamına Gelir Ve Ismini 10. Ayette Müşriklerden Kaçıp Inananlara Gelen Kadınların Imtihan Edilmesinden Alır. Diğer Adı Imtihan Suresidir. 13 Ayettir. 61-Saff: Saf Tutmak Suresi, 4. Ayette Mü’minlerin Saf Tutarak Allah Yolunda Mücadele Etmeleri Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. “dizi, Sıra” Anlamlarına Gelmektedir. 14 Ayettir. 62-Cuma: Cuma (toplanma) Suresi, 9. Ayetinde Cuma Günü Çağrı Yapıldığında Toplu Halde Namaza Gidilmesi Emredildiğinden Bu Adı Almıştır. 11 Ayettir. 63-Münafikun: Ikiyüzlüler Suresi, Münafıklardan Bahsettiği Için Bu Adı Almıştır. 11 Ayettir. 64-Tegabun: “Aldanma” Anlamına Gelmektedir. Adını 9. Ayetten Almaktadır. 18 Ayettir. 65-Talak: Boşanma Suresi, Surenin Ilk Ayetlerinde Boşanma Işlemi Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. 12 Ayettir. 66-Tahrim: Haram Kılma, Yasaklama Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Tahrim Kelimesinden Almıştır. 12 Ayettir. 67-Mülk: Egemenlik, Hükümranlık Suresi, Adını 1. Ayetinde Yer Alan Mülk Kelimesinden Almıştır. “sahip Olunan Şeyler” Anlamına Gelmektedir. Tebareke Suresi de Denilmektedir. 30 Ayettir. 68-Kalem: Kalem Suresi, Adını 1. Ayetinde Yer Alan Kalem Kelimesinden Almıştır. Nun Suresi de Denilmektedir. 52 Ayettir. 69-Hakka: “Hak Ve Hakikat” Manasına Gelmektedir. “kıyamet” Manası da Verilmektedir. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 52 Ayettir. 70-Mearic: Yükseliş Yolları Suresi, Ismini 3. Ayetinde Yer Alan Allah’ın Yükselme Dereceleri-Yollarının Sahibi Olduğu Anlamına Gelen Mearic Kelimesinden Almıştır. “yükselme Dereceleri” Manasına Gelmektedir. 44 Ayettir. 71-Nuh: Hz. Nuh Suresi, Hz. Nuh’un Elçi Olarak Gönderilişi Ve Mücadelesi Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. 28 Ayettir. 72-Cin: Cin Suresi. Cinlerin Kur’an-I Kerimi Dinleyip Müslüman Olmalarından Bahsettiği Için Bu Adı Almıştır. 28 Ayettir. 73-Müzzemmil: Bürünen Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Müzemmil Kelimesinden Almıştır. “örtünüp Bürünen” Anlamına Gelmektedir. 20 Ayettir. 74-Müddessir: “Örtüsüne Bürünen” Anlamına Gelmektedir. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 56 Ayettir. 75-Kıyamet: Kıyamet, Diriliş Suresi, Adını 1. Ayetinde Geçen Kıyamet Kelimesinden Almıştır. Kıyamet Gününden Bahsedildiği Için Bu Adı Almıştır. 40 Ayettir. 76-Insan: Insan Suresi, 1. Ayetinde Insanın Bu Durumuna Gelmezden Önceki Haline Dikkat Çekildiğinden Bu Adı Almıştır. 31 Ayettir. 77-Mürselat: Gönderilenler Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Mürselat Kelimesinden Almıştır. 50 Ayettir. 56


78-Nebe: Haber Suresi, Sure Kıyamet Günü Haberiyle Başladığından Bu Adı Almıştır. Adını 2. Ayetten Almaktadır. 40 Ayettir. 79-Naziat: (Ruhları) Söküp Çıkaranlar Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Naziat Kelimesinden Almıştır. 46 Ayettir. 80-Abese: “Yüzünü Ekşitip, Buruşturdu” Anlamına Gelmektedir. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 42 Ayettir. 81-Tekvir: “Dürülmek” Anlamına Gelmektedir. Adını Kıyamet Alameti Olarak 1. Ayette Geçen “güneş Dürüldüğü Vakit” Ayetinden Almıştır. 29 Ayettir. 82-Infitar: “Yarılmak, Çatlamak” Anlamındadır. Bu Surede de Kıyamet Vaktinden Bahsederken Birinci Ayette “gökyüzü Yarıldığında” Denilmekte Ve Sure Adını Ilk Ayetten Almaktadır. 19 Ayettir. 83-Mutaffifin: Ölçüde Ve Tartıda Hile Yapanlar, Kandıranlar Suresi, Ölçü Ve Tartıda Hile Yapanların Kınanmalarından Dolayı Bu Adı Almıştır. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 36 Ayettir. 84-Inşikak: “Çatlamak, Yarılmak, Ikiye Ayrılmak” Manasına Gelmektedir. Adını Ilk Ayetten Almaktadır. 25 Ayettir. 85-Buruc: “Burçlar” Anlamına Gelmektedir. Adını 1. Ayetten Almaktadır. 22 Ayettir. 86-Tarık: “Geceleyin Gelen, Şiddetlice Vuran” Anlamlarına Gelmektedir. Ayette Geçen Manası Ise 3. Ayette Açıklanmıştır Ki; O Gece Karanlığını Delen Bir Yıldızdır. 17 Ayettir. 87-A’lâ: “Yüce” Manasına Gelen Allah’ın Adıyla Ilk Ayeti Başladığından Bu Adı Almıştır.19 Ayettir. 88-Ğaşiye: Kaplayıp, Bürüyen, Kuşatan Suresi, Her Şeyi Örtüp Kuşatacak Olan Kıyamet Haberiyle Başladığından Bu Adı Almıştır. “her Tarafı Kuşatan Salgın” Manasına Gelmektedir Ki Kastedilen Kıyamettir. Adını Ilk Ayetten Almıştır. 26 Ayettir. 89-Fecir: Tan Vakti Suresi, Tan Yerinin Ağarmasına Yemin Edilerek Başladığından Bu Adı Almıştır. “tan Yerinin Ağarması, Şafak” Manalarına Gelir. Adını Ilk Ayetten Alır. 30 Ayettir. 90-Beled: Şehir Suresi, Mekke Kentine Yemin Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. “belde, Şehir” Manalarına Gelmektedir. Ayette Belde Olarak Kastedilen Mekke’dir. 20 Ayettir. 91-Şems: Güneş Suresi, 1. Ayeti Güneşe Yemin Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. 15 Ayettir. 92-Leyl: “Gece” Manasına Gelmektedir. 1. Ayeti Geceye Yemin Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. 21 Ayettir. 93-Duha: Kuşluk Vakti Suresi, Kuşluk Vaktine Yemin Ile Başladığı Için Bu Adı Almıştır. 11 Ayettir. Bu Sureden Sonraki Kısa Sureler Okunmaya Başlarken “allahüekber” Demek Gerektiği Söylenmektedir. 94-Inşirah: Açılmak, Genişlemek, Ferahlık Suresi, Hz. Peygamberin Göğsünün Ferahlatılıp Sevinç, Huzur Ve Güvene Kavuşturulması Ifade Edildiğinden Bu Adı Almıştır. 8 Ayettir. 95-Tin: Incir Suresi, Incir Ve Zeytine Yemin Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. 8 Ayettir. 96-Alak: Pıhtı, Alak, Asılıp Tutunan Suresi, 2. Ayetinde Insanın Alâk’tan Yaratıldığı Ifade Edildiğinden Bu Adı Almıştır. Efendimiz(s.a.v)’e Ilk Inen Suredir Ve Ikra (oku) Emriyle 57


Başlamaktadır. Bu Yüzden Bu Surenin Bir Diğer Adı Da Ikra Suresidir. Alak Kelime Olarak “kan Pıhtısı, Aşılanmış Yumurta” Manalarındadır. 19 Ayettir. Kur’an-I Kerim; Ilk Emri “oku” Olan Ve Adı “okunabilen” Olan Bir Kitaptır. 97-Kadir: Kadir Gecesi, Kudret Suresi, Kadir Gecesinden Bahsedildiğinden Bu Adı Almıştır. Kur’an’ın Yeryüzüne Indirilmeye Başladığı Gece Kadir Gecesidir. 5 Ayettir. Indiği Geceye Kadir, Kıymet Bahşeden Ve Indiği Geceyi Bin Aydan Daha Hayırlı Yapan Kitap Kur’an-I Kerim. 98-Beyyine: Apaçık Delil, Kanıt Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Beyyine Kelimesinden Almıştır. 8 Ayettir. 99-Zilzal: Deprem Suresi, Yerin Sarsılması Tasvir Edildiğinden Bu Adı Almıştır. 8 Ayettir. 100-Adiyat: Nefes Nefese Koşmak, Hızlı Koşan Atlar Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Adiyat Kelimesinden Almıştır. 11 Ayettir. 101-Karia: Vuran, Çarpan, Kapıyı Çalan, Yürekleri Hoplatan Şey, Şiddetli Ses Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Karia Kelimesinden Almıştır. 11 Ayettir. 102-Tekasür: Mal, Mülk Ve Çoluk Çocuğun Çokluğuyla Övünmek, Çoğalma Yarışı Suresi, Insanların Mal Ve Evlatlarda Çoğalma Yarışlarının Kendilerini Felakete Sürüklemesinden Bahsedildiğinden Bu Adı Almıştır. ” Çokluk Yarışı, Çokluk Kuruntusu” Anlamındadır. Adını Ilk Ayetten Almaktadır. 8 Ayettir. 103-Asr: Çağ, Ikindi Vakti, Zaman Suresi, Zamana Yemin Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. “yüzyıl, Ikindi Vakti Veya Meyvenin Suyunu Çıkarmak” Gibi Manalara Gelmektedir. 3 Ayettir. 104-Hümeze: Insanları Arkadan Çekiştiren, Ayıplayan Kimse, Dedikoducu Suresi, Dedikoduculuk Ve Arkadan Çekiştirme Kınandığı Için Bu Adı Almıştır. ” Arkasından Çekiştirmek, Alay Etmek Manalarına Gelir. Adını Ilk Ayetten Alır. 9 Ayettir. 105-Fil: Bildiğimiz “fil” Manasına Gelir. Adını Ilk Ayetten Alır. Peygamberimizin Doğduğu Yıl Meydana Gelen Fil Vakasını Anlatır. 5 Ayettir. 106-Kureyş: Adını Ilk Ayette Geçen Kureyş’ten Alır. Peygamberimiz (s.a.v)’in de Mensubu Bulunduğu Kabilenin Adı Kureyş’tir. 4 Ayettir. 107-Maun: Zekat ,Yardımlaşma Suresi, Allah Ile Aldatanların, Paraya Tapanların Vasıfları Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. Adını Son Ayetten Alır. 7 Ayettir. 108-Kevser: Çok Hayır, Bereket, Hz. Peygamber’e (saa) Mahsus Bir Havuzun Da Adıdır. Bolca Güzellik Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Kevser Kelimesinden Almıştır. “çok Nimet” Manasına Gelir. Kevser Cennette Bir Havuzun Da Adıdır. Ama Ayette Geçen Şekli, Surenin Bütünü Ve Nüzul Zamanı Göz Önüne Alındığında Burada Kasdedilen Kevser’in Hz. Fatıma Olması Kuvvetle Muhtemeldir. Kevser Aynı Zamanda Hz. Fatıma’nın Lakabıdır. 3 Ayettir Ve Kur’an’ın En Kısa Surelerindendir. 109-Kafirun: Inkârcılar Suresi, Kâfirlere Hitap Ile Başladığından Bu Adı Almıştır. “kafirler” Demektir. Adını Ilk Ayetten Almaktadır. 6 Ayettir. 110-Nasr: Yardım Suresi, Allah’ın Yardımı Anlatıldığından Bu Adı Almıştır. Adını Ilk Ayetten Alır. 3 Ayettir.

58


111-Tebbet: “Kurusun, Kahrolsun Veya Yuh Olsun” Manasındadır. Hz. Muhammed(s.a.v)’in Amcası (ve Islam Düşmanı Olan Aynı Zamanda) Ebu Leheb Hakkında Inmiştir. 5 Ayettir. 112-Ihlâs: Samimi Olmak, Içtenlik, Dine Içtenlikle Bağlanmak, Özgüleme Suresi, Dini Halis Yapmak Ve Her Türlü Şirkten Temizlemek Ifade Edildiğinden Bu Adı Almıştır. 4 Ayettir. 113-Felak: Sabah Aydınlığı, Açılma Suresi, Ismini 1. Ayetinde Yer Alan Felak Kelimesinden Almıştır. “sabah Veya Yarmak” Manasına Gelir. 5 Ayettir. 114-Nas: Insanlar Suresi, Ismini Ayetlerinde Yer Alan Nas Kelimesinden Almıştır. 6 Ayettir. Felak Ve Nas Surelerine Birlikte “muavvizeteyn” Yani “iki Koruyucu” Denir. Mushaf’ın Son Suresidir. KUR’AN’DAKİ AKIL VE AKLI KULLANMAK İLE İLGİLİ AYETLER Bakara Suresi, 44. ayet: Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız? Bakara Suresi, 73. ayet: Bunun için de: "Ona (cesede, kestiğiniz ineğin) bir parçasıyla vurun" demiştik. Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; ki akıllanasınız. Bakara Suresi, 75. ayet: Siz (Müslümanlar,) onların size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı. Bakara Suresi, 76. ayet: İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?" Bakara Suresi, 170. ayet: Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? Bakara Suresi, 171. ayet: İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler. Bakara Suresi, 179. ayet: Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız. Bakara Suresi, 197. ayet: Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının. Bakara Suresi, 242. ayet: İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklar; ki akıl erdiresiniz. Bakara Suresi, 269. ayet: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. Al-i İmran Suresi, 7. ayet: Sana Kitab'ı indiren O'dur. Ondan, Kitab'ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz'in Katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

59


Al-i İmran Suresi, 65. ayet: "Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" Al-i İmran Suresi, 118. ayet: Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. Al-i İmran Suresi, 190. ayet: Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün art arda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Maide Suresi, 58. ayet: Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır. Maide Suresi, 100. ayet: De ki: "Murdar ile temiz -murdarın çokluğu hoşuna gitse de- bir olmaz. Ey temiz akıl sahipleri, Allah'tan korkup-sakının. Umulur ki kurtuluşa erersiniz. Maide Suresi, 103. ayet: Allah Bahriye'den, Saibe'den, Vasiyle'den ve Ham'dan hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Ancak inkar edenler, Allah'a karşı yalan düzüp-uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmezler. En'am Suresi, 32. ayet: Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? En'am Suresi, 140. ayet: Çocuklarını hiçbir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler ile Allah'a karşı yalan yere iftira düzüp Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır. En'am Suresi, 151. ayet: De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını Biz vermekteyiz. Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz." Araf Suresi, 169. ayet: Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım 'kötü kimseler' geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici-yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz? Enfal Suresi, 22. ayet: Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. Yunus Suresi, 16. ayet: De ki: "Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" Yunus Suresi, 42. ayet: Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın? 60


Yunus Suresi, 100. ayet: Allah'ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkanı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. Hud Suresi, 51. ayet: Ey kavmim, ben bunun karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Akıl erdirmeyecek misiniz? Yusuf Suresi, 2. ayet: Gerçekten Biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Yusuf Suresi, 109. ayet: Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz? Yusuf Suresi, 111. ayet: Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. Ra'd Suresi, 4. ayet: Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. Ra'd Suresi, 19. ayet: Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a'ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler. İbrahim Suresi, 52. ayet: İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. Nahl Suresi, 12. ayet: Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır. Nahl Suresi, 67. ayet: Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır. Enbiya Suresi, 10. ayet: Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız? Enbiya Suresi, 67. ayet: "Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?" Hac Suresi, 46. ayet: Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir. Mü'minun Suresi, 80. ayet: O, yaşatan ve öldürendir; gece ile gündüzün aykırılığı (veya ardarda gelişi) da O'nun (kanunu)dur. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız? Nur Suresi, 61. ayet: Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, 61


amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep birarada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız. Furkan Suresi, 44. ayet: Yoksa sen, onların çoğunu (söz) işitir ya da aklını kullanır mı sayıyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler; hayır, onlar yol bakımından daha şaşkın (ve aşağı) dırlar. Şuara Suresi, 28. ayet: "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbidir" dedi (Musa). Kasas Suresi, 60. ayet: Size verilen herşey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız? Ankebut Suresi, 35. ayet: Andolsun, Biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır. Ankebut Suresi, 43. ayet: İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. Ankebut Suresi, 63. ayet: Andolsun onlara: "Gökten su indirip de ölümünden sonra yeryüzünü dirilten kimdir?" diye soracak olursan, şüphesiz: "Allah" diyecekler. De ki: "Hamd Allah'ındır." Hayır, onların çoğu akletmiyorlar. Rum Suresi, 28. ayet: Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız. Yasin Suresi, 62. ayet: Andolsun o, sizden birçok insan-neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz? Yasin Suresi, 68. ayet: Kime uzun ömür verirsek, yaratılışta onu tersine çeviririz. Yine de akıllarını kullanmayacaklar mı? Saffat Suresi, 138. ayet: Ve geceleyin. Yine de akıllanmayacak mısınız? Sad Suresi, 29. ayet: (Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir Kitap'tır. Sad Suresi, 43. ayet: Katımız'dan ona bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de bağışladık. Zümer Suresi, 9. ayet: Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıpdüşünürler." Zümer Suresi, 18. ayet: Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir. Zümer Suresi, 21. ayet: Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor.

62


Sonra kurumaya başlar, böylece onu sararmış görürsün. Sonra da onu kurumuş kırıntılar kılıyor. Şüphesiz bunda, temiz akıl sahipleri için gerçekten öğüt alınacak bir ders (zikr) vardır. Zümer Suresi, 43. ayet: Yoksa Allah'tan başka şefaat ediciler mi edindiler? De ki: "Ya onlar, hiçbir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?" Mü'min Suresi, 54. ayet: (Ki o,) Temiz akıl sahipleri için bir hidayet rehberi ve bir zikirdir. Zuhruf Suresi, 3. ayet: Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık. Casiye Suresi, 5. ayet: Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır. Hucurat Suresi, 4. ayet: Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor. Hadid Suresi, 17. ayet: Bilin ki gerçekten Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz Biz, umulur ki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri açıkladık. Haşr Suresi, 14. ayet: Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir. Talak Suresi, 10. ayet: Allah, onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır; öyleyse ey iman eden temiz akıl sahipleri, Allah'tan korkun. Doğrusu Allah, size bir zikir (uyaran, hatırlatan ve öğüt veren Kur'an) indirmiştir. Mülk Suresi, 10. ayet: Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık." Fecr Suresi, 5. ayet: Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi? Mü'min Suresi, 67. ayet: O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). Casiye Suresi, 5. ayet: Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır. Rum Suresi, 24. ayet: Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Nur Suresi, 61. ayet: Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep birarada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. 63


Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız. Şuara Suresi, 28. ayet: "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbidir" dedi (Musa). Rum Suresi, 28. ayet: Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız. Yunus Suresi, 16. ayet: De ki: "Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" Hud Suresi, 51. ayet: Ey kavmim, ben bunun karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Akıl erdirmeyecek misiniz? Al-i İmran Suresi, 65. ayet: "Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" En'am Suresi, 32. ayet: Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? DÜŞÜNMEK İLE İLGİLİ AYETLER Bakara Suresi, 219. ayet: Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İhtiyaçtan artakalanı." Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz; Bakara Suresi, 266. ayet: Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz. Araf Suresi, 171. ayet: Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız." Tevbe Suresi, 126. ayet: Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar. Yunus Suresi, 50. ayet: De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu-günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?" Taha Suresi, 113. ayet: Böylece Biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.

64


Rum Suresi, 21. ayet: Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Kamer Suresi, 22. ayet: Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Nazi'at Suresi, 35. ayet: O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar. Abese Suresi, 12. ayet: Artık dileyen, onu 'düşünüp-öğüt alsın.' Araf Suresi, 201. ayet: (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. Yunus Suresi, 3. ayet: Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? Ra'd Suresi, 3. ayet: Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz-dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır; geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. Nahl Suresi, 69. ayet: Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. Fecr Suresi, 23. ayet: O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? En'am Suresi, 40. ayet: De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)" En'am Suresi, 46. ayet: De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, Biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çeviripengelliyorlar? En'am Suresi, 47. ayet: De ki: "Düşündünüz mü hiç; size Allah'ın azabı apansız ya da açıktan geliverirse, zulme sapan kavimden başkası mı yıkıma uğrayacak?" Nur Suresi, 1. ayet: (Bu,) İndirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. İçinde, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz diye apaçık ayetler indirdik. Nur Suresi, 27. ayet: Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz. Neml Suresi, 62. ayet: Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. Casiye Suresi, 13. ayet: Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

65


Zariyat Suresi, 38. ayet: Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik; Haşr Suresi, 21. ayet: Şayet Biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz. Bakara Suresi, 164. ayet: Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. Al-i İmran Suresi, 30. ayet: Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır. Nisa Suresi, 82. ayet: Onlar hala Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı. En'am Suresi, 50. ayet: De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" En'am Suresi, 126. ayet: Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık. Araf Suresi, 130. ayet: Andolsun, Biz de Firavun aile (çevre)sini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık. Araf Suresi, 176. ayet: Eğer Biz dileseydik, onu bununla yükseltirdik. Ama o yere meyletti (veya yere saplandı), hevasına uydu. Onun durumu, üstüne varsan dilini sarkıtıp soluyan, kendi başına bıraksan dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalanlayan topluluğun durumu böyledir. Artık gerçek haberi onlara aktar. Ki düşünsünler. Araf Suresi, 184. ayet: Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiçbir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir. Yunus Suresi, 24. ayet: Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. İbrahim Suresi, 52. ayet: İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. Nahl Suresi, 13. ayet: Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır.

66


Nahl Suresi, 44. ayet: (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. Meryem Suresi, 67. ayet: İnsan önceden, hiçbir şey değilken, gerçekten Bizim onu yaratmış bulunduğumuzu (hiç) düşünmüyor mu? Mü'minun Suresi, 68. ayet: Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? Kasas Suresi, 46. ayet: (Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye. Rum Suresi, 8. ayet: Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar. Zümer Suresi, 42. ayet: Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Muhammed Suresi, 24. ayet: Öyle olmasa, Kur'an'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş? Kamer Suresi, 17. ayet: Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Hud Suresi, 30. ayet: "Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah'tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?" Nahl Suresi, 11. ayet: Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. Sad Suresi, 29. ayet: (Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir Kitap'tır. Al-i İmran Suresi, 191. ayet: Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru." Nisa Suresi, 82. ayet: Onlar hala Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı. Kamer Suresi, 17. ayet: Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Mü'minun Suresi, 85. ayet: "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de öğüt alıpdüşünmeyecek misiniz?" Secde Suresi, 4. ayet: Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıpdüşünmeyecek misiniz?

67


Yunus Suresi, 3. ayet: Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? En'am Suresi, 50. ayet: De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" Yusuf Suresi, 109. ayet: Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz? Nahl Suresi, 17. ayet: Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? En'am Suresi, 80. ayet: Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" Araf Suresi, 169. ayet: Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım 'kötü kimseler' geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici-yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz? Hud Suresi, 24. ayet: Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? KUR’AN’IN İSİMLERİ VE SIFATLARI Kur'ân'ın İsim ve Sıfatları 1. el-Mübîn Bu sıfat, Kur’ân’ın hem “apaçık” olduğunu, hem de “açıklayıcı” özelliğini ifade eder.[1] Kur’ân’ın isimlerinden olan el-beyân kelimesinin sıfat halidir. 2. el-‘Azîm Bu sıfat, Kur’ân’ın yüce bir kaynaktan geldiğini, yüceliğini, yüce hakikatler içerdiğini ve okuyup yaşayanını yücelteceğini hatırlatır.[2] Çünkü onun yüceltilmeye ihtiyacı yoktur; kaynağı itibariyle zaten yücedir. 3. el-Hakîm Bu sıfat, Kur’ân’ın hikmetlerle dolu esaslara sahip oluşunu ve onu hakîm olan Allah’ın gönderdiğini belirtir.[3] 4. el-Kerîm Bu sıfat, Kur’ân’ın değerini ve muhataplarına sunduğu ikramların kaynağını ifade eder.[4] 5. el-Mecîd 68


Bu sıfat, Kur’ân’ın yüceliğini, onur kaynağı oluşunu ve sahip çıkanı onurlandıracağını ortaya koyar. Mecîd kelimesi, Kur’ân’ın sıfatı olarak iki âyette geçmektedir.[5] Bu kelime vahyin etkisini ifade etmek üzere “hem özünde şerefli olan, hem de hayatını onunla inşa edene şeref ve onur katan” anlamına gelmektir.[6] 6. el-‘Azîz Kaynağının Yüce Allah olması itibariyle Kur’ân ‘azîz’dir.[7] Kur’ân azîzdir; çünkü izzet sahibi olan Yüce Allah’ın gönderdiği mesajdır. Üstünlüğünü ve yüceliğini kaynağından almaktadır. 7. el-Münîr Kur’ân “aydınlatıcı” oluşu itibariyle münîr’dir;[8] çünkü içerdiği esaslar itibariyle cehalet, inkâr ve şirk karanlıklarını giderip yerlerini aydınlatan bir mesajdır. Bu kelime aynı zamanda Ay’ın[9] ve Hz. Peygamber’in[10] de sıfatı olarak Kur’ân’da yer almaktadır. 1. el-Kur’ân İlâhî mesajın en yaygın ve kelime kökenine uygun olan ismi budur. “Toplamak, bir araya getirmek, okumak, çok okunan şey” anlamlarına gelen Kur’ân kelimesinin kökü, genel kanaate göre k-r-e’dir.[1] Kur’ân kelimesi Kur’ân’da 70 defa kullanılmaktadır. Bunlardan Kıyâmet 75/17-18’deki kullanımların “kişinin hakkındaki hükmün mahşerdeki kendisine okunması” anlamına geldiğini beyan ederek diğer kullanımların “Kur’ân” anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Kur’ân, “çok okunan metin” anlamıyla öncelikle Müslümanlardan, sonrasında da bütün insanlardan kendisini düşünerek, anlayarak ve hissederek okumalarını istemekte ve beklemektedir. Bu haliyle kıraat, “anlamını düşünerek, anlayarak ve hissederek okumak” demektir. ‘Alak 96/1’deki ilk emir de böyle bir okumayı ifade eder; yani kâinatı okumak, keşfetmek, düşünmek ve anlamaya çalışmak. Bu yönüyle kıraat, “aklın ve zihnin okuması” anlamında entelektüel bir bilgilenme ve bilinçlenme faaliyetidir. 2. el-Kitâb “Yazmak, yazılan şeyler, yazı tomarı” gibi anlamlara gelen el-kitâb, kütüb, mektûb kelimleri Kur’ân’da 262 kez geçmektedir. Bunlardan el-Kitâb ismi Kur’ân’ın Kur’ân’da en çok kullanılan isimlerindendir. Bir kısmında farklı anlamlar söz konusu olsa da, bu kelime büyük çoğunlukla “Kur’ân“ı ifade etmektedir. Başında el takısı olarak da olmayarak da el-kitâb/kitâb kelimesinin bazı âyetlerde “Hz. Mûsâ’ya verilen kitap”, bazı âyetlerde “Tevrât”, bazı âyetlerde de “ilâhî öğreti” veya “vahiy” anlamlarında kullanıldığı bilinmektedir. Bu kelimenin “mektup” anlamı da vardır; delili ise Neml 27/28 ve 29. âyetlerdir (kitâbî/kitâb). Buradan hareketle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Kur’ân, Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son mektubudur. Bu mektup herkese gönderilmiştir. Birilerinin okumasıyla diğerlerinden görev düşmemektedir.Mektuplar, anlaşılmadan okunmak için gönderilmezler. Mektup, anlaşılmak ve bir mesajın iletilmesi için yazılır. Kur’ân da böyledir. 3. el-Furkan “İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı, hak ile bâtılı, karanlık ile aydınlığı vs. ayıran değer veya ölçü”ye Furkaan denilir. Bizzat ayırana da, kendisi ile bunların ayırt edildiği şeye de aynı isim verilir. Bu itibarla Kur’ân, hakkı bâtıldan ayırt etmede en önemli 69


ölçüdür ve 3 âyette Kur’ân’ın ismi olarak yer almaktadır.[2] el-Furkaan kelimesi, “Hz. Mûsâ’ya verilen mesaj”,[3] “Bedir”[4] ve “hakkı bâtıldan ayıran güç”[5] anlamlarında da kullanılmaktadır.[6] Furkaan sûresinin ilk âyetinde de geçen bu kelime aynı zamanda bu sûrenin ismidir. Din adına neyin doğru, neyin yanlış; neyin yararlı, neyin zararlı; neyin tam, neyin eksik olduğunu belirlemede vazgeçilmez kaynak Furkaan olan Kur’ân’dır. Din adına söylenecek sözlerin veya kabul edilecek esasların mutlak anlamda Kur’ân’a uygun olması gerekir. Kur’ân’a sunulmadan, bir anlamda onun onayını almadan hiç kimsenin sözüne din adına itibar edilmemelidir. Hadislerde de ölçü budur. Kur’ân’a uygun olanlar doğrudur ve Hz. Peygamber’e aittirler; aykırı olanlar ise yanlıştır ve uydurmadırlar; çünkü Hz. Peygamber din adına Allah’ın kitabına aykırı şeyler söylemez. 4. en-Nûr “Işık” anlamına gelen bu ismiyle Kur’ân, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartmak için gönderilmiş olduğunu ortaya koymaktadır.[8] en-Nûr kelimesi Kur’ân’da farklı anlamlarda 43 yerde geçmekte, 11 âyette ise Kur’ân’ın ismi olarak kullanılmaktadır.[9] “Aydınlık” anlamıyla bu isim, Kur’ân’ın hayata bakan tarafını göstermekte, onun aydınlığıyla yaşanan hayatın karanlıklardan uzak olacağını ortaya koymaktadır. Kur’ân’ın değişik sûrelerinde geçen bu kelime, gecenin karşıtı “gündüz” anlamında bir aydınlığı değil, “cehalet karanlıklarının karşıtı” olan aydınlığı, yani gerçeği ifade etmektedir. Kendisini göklerin ve yerin nûru[10] olarak isimlendiren Yüce Allah, insanlığa gönderdiği mesajına da bu adı vermekte, böylece kelamıyla kendi zatını aynı isimde buluşturarak, hayata bakan yapısıyla Kur’ân’ın önemine özellikle vurgu yapmaktadır. 5. er-Rûh Kur’ân’ın isimlerinden biri de rûh’tur.[11] Rûh, beden için vazgeçilmez değerdir ve ruhsuz beden ölü gibidir. Beden için ruhun önemi ne ise, dînî hayat için de Kur’ân’ın önemi ve değeri işte odur. Yüce Allah: “İşte böylece, Biz sana katımızdan bir ruh vahyettik”[12] buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmektedir. Demek ki Kur’ân, hayat için bir ruhtur; canlılığın ve farkındalığın en önemli değeridir. Bu gerçek, Enfâl sûresinde şöyle beyan edilmektedir: “Ey iman edenler! Sizi kendinize hayat verecek bir şeye (Kur’ân’a) çağırdığında Allah’ın ve Elçisinin bu çağrısına icabet edin.”[13] Kur’ân, bu âyette de ifade edildiği gibi insanları canlı olmaktan, hayat ve ruh sahibi olmaya yükseltmektedir. Bu yönüyle rûh olan “Kur’ân”ın dönüştürücü özelliği de hatırlatılmış olmaktadır.[14] Yâsîn 36/70’teki “Hayatta olanları uyarmak” ifadesi, Kur’ân’ın bu özelliğini ortaya koymakta, onun insana ruh verip gerçeğin farkına vardırmasındaki etkisine dikkat çekmektedir. Kur’ân, insanın hayatta oluşunu ruh ve bilinç sahibi olmaya dönüştürdüğü için isimlerinden biri rûh olarak belirlenmiştir. 6. eş-Şifâ’ Yaygın kabule göre “derde deva olmak” anlamına gelen eş-şifâ’ kelimesi, Kur’ân’ın Kur’ân’daki isimlerinden biridir. “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde oluşabilecek her tür (manevi hastalık) için bir şifa, inananlar için de bir rehber ve rahmet

70


gelmiştir.”[16] Şüphe yok ki Kur’ân’ın şifa olması, manevî hastalıklarla, yani inanç hastalıklarıyla ilgilidir. Kur’ân, insanların iç dünyalarını onaran bir şifadır. Nitekim Yüce Allah, aynı kökten bir kelimeyi (yeşfi) kullanarak, Allah yolunda savaşanlara yardım edeceğini ve müminlerin gönüllerine ferahlık vereceğini[17] ifade etmekte, böylece şifâ’ kelimesinin gönülle alakasını ortaya koymaktadır. Bu kelimenin elbette maddî ve bedensel anlamda bir deva anlamı da vardır. Nitekim Hz. İbrahim’in duasındaki “Hastalandığımda bana şifayı O verir” (yeşfîni)[18] ve “Bal nimetinde insanlar için şifa vardır”[19] (şifâ’) âyetlerindeki kelimeler bu anlamdadır.Bu istisnalar dışında belirtmeliyiz ki, Kur’ân’ın şifa oluşu gönüllerdeki inançsızlık rahatsızlıklarını tedaviye yöneliktir ve manevi bir mahiyet arz etmektedir. 7. el-Beyân/el-Beyyine “Açıklama, mesaj, ders” anlamlarına gelen el-beyân kelimesi de, Kur’ân’ın Kur’ân’daki isimlerinden biridir. “İşte bu (kitap), bütün insanlar için bir açıklama ve bir derstir; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve öğüttür.”[20] Bu âyette geçen beyân kelimesi, Kur’ân’ın bütün insanlara yönelik bir hitap olduğunu ortaya koymakta, ayrıca duyarlı insanlar için bir yol gösterici, rehber ve öğüt olduğuna dikkat çekmektedir. Kur’ân, “açık oluş ve açıklayıcılık anlamında yeterince anlam derinliğine sahip olup, Allah’ın kendisini ifade etme aracı olan” bir mesajdır. “Beyân etmek”, bir şeyi açıklamak demektir. Açıklama yapmak da, bir isteğin ortaya konulması veya ona cevap verilmesi şeklinde gerçekleşir. Kur’ân bu yönüyle insanlık için gereken değerleri hem ortaya koymakta, hem de karşılaşılabilecek problemler için önceden açıklamalar yaparak, sorunun ortaya çıkmasını engellemekte, buna rağmen oluşan problemleri de çözmeyi amaçlamaktadır.Kendisi mübîn, yani “apaçık” olan Kur’ân, aynı zamanda “açıklayıcı” bir özelliğe de sahiptir. Bu nedenle onun beyân oluşuyla birlikte düşünülmesi gereken özelliklerinden biri de beyyine oluşudur. En‘âm 6/157’de de geçen beyyine kelimesi, “delil, açık kanıt” anlamına gelmektedir. 8. ez-Zikr/et-Tezkira/ez-Zikrâ Daha önce çeşitli âyetlerin tefsirinde de ifade ettiğimiz üzere, Kur’ân’ın isimlerinden biri de “öğüt ve hatırlatma” anlamında zikr, zikrâ veya tezkiradır. Kur’ân’ın zikr veya tezkira, yani “öğüt ve hatırlatma” oluşu, onun daha önce insana bildirilmiş olmasını gerektirir. Nitekim insanlara bir şeyleri hatırlatmak demek, onların daha önceden haberdar edilmişliği demektir. Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz: Vahyin hatırlatıcılığı, onun fıtrata uygun gerçekler içermesi demektir. Fıtrat, yaratılışta insanı Yüce Allah’ın şekillendirdiği ilâhî programın adıdır. Bütün değerler, fıtrata ilmek ilmek işlenmiştir. İnsandan istenen de buna uygun tercihler ve tavırlar ortaya koyması, bir anlamda fıtratıyla ters düşmemesidir. Fıtrata işlenen “Allah’ı tek ilâh olarak tanıma” imzası, Kur’ân’ın sunduğu hatırlatmaları fıtratın hiçbir şekilde yadırgamayacağını ortaya koymaktadır. İnsan, daha önce aşina olduğu şeyleri duyunca onları hatırlar ve zihninde herhangi bir çelişki ile karşılaşmaz. 9. el-Hakk Kur’ân, “gerçeği getiren ve gerçeği temsil eden” bir kitaptır.[25] Yûnus 10/32’de ifade dildiği üzere Hakk’tan öte geriye dalalet kalacağı için Kur’ân’ın hakkı temsil eden değer olduğu açık 71


bir gerçektir. Kur’ân’ın sunduğu bütün bilgiler, inananlar için tartışma kaldırmayacak netliktedir ve gerçektir. 10. er-Rahmet Kur’ân, “insanlığa ve kâinata merhameti tanıtan ve ilâhî rahmetin tecellisi olan” bir sesleniştir.[26] Bu yönüyle Kur’ân, merhametin kaynağı ve sahibi olan Yüce Allah’ın insanlara rahmetinin sonucudur. 11. el-Hidâyet/el-Hüdâ Kur’ân, “şaşkınlıkları gideren yol göstericilik” misyonuyla şekillendirilen bir yol haritasıdır.[27] Kur’ân’ın yol göstericiliği ayırım yapmadan bütün insanları ilgilendirmektedir. Kur’ân hem hidayettir hem de hidayetin ilkelerini öğreten bir rehberdir. 12. el-Büşrâ Kur’ân, “sunduğu ilkelere uyanlar için âhirette cennet müjdesi veren” bir mesajdır.[28] Bu yönüyle Kur’ân, dünyada ilkelerine uyanlar için meleklerin beraberliğini de müjdelemektedir. 13. el-Mev‘ıza Kur’ân, “bütün ilkelerinde öğüdü esas alan ve öğüdün nasıl verileceğini öğreten” bir rehberdir.[29] Nasihat vermede en güzel metotların yer aldığı asıl kaynak, Kur’ân’dır. Allah’a davet edenlerin, davette uygulayacakları yöntemleri Kur’ân’dan öğrenmeleri gerekir. Kuran, indirildiği günden bu yana her çağda yaşayan her insan grubunun anlayabileceği, kolay ve anlaşılır bir dile sahiptir. Edebi dilinin mükemmelliği, benzersiz üslup özellikleri ve içerdiği üstün hikmet, bunun en önemli sebeplerindendir. Bunun yanı sıra Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan birçok mucizevi özelliği daha vardır. Bunlardan biri de Kuran’da dikkat çeken kelime tekrarlarındır. KUR’AN‘IN MATEMATİKSEL MUCİZESİ VE 19 KOD SİSTEMİ Allah, bundan 14 asır önce, insanlara yol gösterici bir kitap olan Kuran-ı Kerim’i indirmiş ve tüm insanlığı Kuran’a uyarak kurtuluşa ermeye davet etmiştir. Ayette de bildirildiği gibi Kuran “...alemlere bir zikr (öğüt, hatırlatma, hüküm ve üstün bir şeref)den başka bir şey değildir.” (Kalem Suresi, 52) Kuran indirildiği günden kıyamet gününe kadar da, insanlığın tek yol göstericisi olan son İlahi kitap olacaktır. Kuran’da ancak 20. ve 21. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz bazı bilimsel gerçeklerin 1400 yıl önce bildirilmiş olmasının yanı sıra, Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan pek çok mucizevi özelliğe de sahiptir. Bu özelliklerden biri de, “matematiksel mucize”leridir. Bu mucizeye bir örnek ise Kuran’daki bazı kelime tekrarlarının verdiği ortak sayıdır. Birbiriyle ilgili bazı kelimeler mucizevi bir biçimde aynı sayıda tekrarlanırlar. Aşağıda, bu tür kelimeler ve Kuran içindeki tekrarlanış sayıları verilmiştir. “Yedi gök” tabiri 7 kere geçer. “Göklerin yaratılışı (halku semavat)” ifadesi de 7 kere tekrarlanır. “Gün (yevm)” tekil olarak 365 kere geçerken, çoğul yani “günler (eyyam ve yevmeyn)” kelimeleri 30 defa tekrarlanır. “Ay” kelimesinin tekrar sayısı ise 12’dir. “Bitki” ve “ağaç” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 26 “Ceza” kelimesi 117 kere yer alırken, Kuran ahlakının temel özelliklerinden olan “affetmek” ifadesi, bu sayının tam 2 katı kadar yani 234 kere tekrarlanır. 72


“De” kelimelerini saydığımızda çıkan sonuç 332’dir. “Dediler” kelimesini saydığımızda da aynı rakamı elde ederiz. “Dünya” kelimesi ve “ahiret” kelimesinin tekrarlanış sayıları da aynıdır: 115 “Şeytan” kelimesi Kuran’da 88 kere geçer. “Melek” kelimesinin tekrar sayısı da 88’dir. “İman” (tamlama almadan) ve “küfür” kelimeleri Kuran boyunca 25 kere tekrarlanır. “Cennet” kelimesi ve “cehennem” kelimesi de aynı sayıda tekrarlanır: 77. “Zekat” kelimesi Kuran’da 32 kere tekrarlanırken, “bereket” kelimesinin tekrarlanış sayısı da 32’dir. “İyiler (ebrar)” 6 kere tekrarlanırken, “kötüler (fuccar)” kelimesi ise tam yarısı kadar yani 3 kere geçer. “Yaz-sıcak” kelimeleri ile “kış-soğuk” kelimelerinin geçiş sayıları da aynıdır: 5 “Şarap (hımr)” ve “sarhoşluk (sekere)” kelimeleri de Kuran’da aynı sayıda tekrarlanır: 6 “Akletmek” ve “nur” sayılarının tekrar sayısı da aynıdır: 49 “Dil” ve “vaaz” kelimeleri eşit sayıda -25 kere- tekrar edilir: “Yarar” kelimesi 50, “bozma” kelimesi de 50 kere tekrarlanır. “Sevgi” ve “itaat” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 83 Kuran’da “dönüş” ve “sonsuz” kelimeleri eşit sayıda yer almaktadır: 28 “Musibet” kelimesi ve “şükür” kelimesi, Kuran’da aynı sayıda geçmektedir: 75 kere “Güneş (şems)” ve “ışık (nur)” kelimeleri Kuran’da 33’er kez geçmektedir. Sayımda “nur” kelimesinin sadece yalın halleri dikkate alınmıştır. “Doğru yola ileten (Elhuda)” ve “rahmet” kelimelerinin tekrar sayısı eşittir: 79 Kuran’da “sıkıntı” kelimesi 13 kere yer alırken, “huzur” kelimesi de 13 kere tekrarlanmaktadır. “Kadın” ve “erkek” kelimelerinin tekrar sayısı da aynıdır: 23 Kadın-erkek kelimelerinin Kuran’da tekrar sayısı olan 23, aynı zamanda insan embriyosunun oluşumunda yumurta ve spermden gelen kromozom sayısıdır. İnsanın kromozom sayısı da anne ve babadan gelen 23’er kromozomun toplamı olarak 46’dır. “Hıyanet” kelimesi 16 kere geçerken, “habis” kelimesinin tekrar sayısı da 16’dır. “İnsan” kelimesi Kuran’da 65 kere geçer; insanın yaratılış safhalarının sayısının toplamı da aynıdır Salavat kelimesi bütün Kuran’da 5 kere geçer ve Allah insanlara günde beş defa namaz kılmalarını bildirmiştir. “Kara” kelimesi Kuran’da 13 kere geçerken, “deniz” kelimesi 32 kere geçmektedir. Bu sayıların toplamı bize 45 sayısını verir. Eğer karaların Kuran’da bahsediliş sayısı olan 13’ü 45’e bölersek, %28,8sayısını buluruz. Denizlerin Kuran’da bahsediliş sayısı olan 32’yi 45’e böldüğümüz zaman ise, %71,1 sayısını buluruz. Bu oranlar ise, gezegenimizdeki su ve kara parçalarının gerçek oranıdır. (Scientific Miracles) Yedi gök 7 kere Göklerin yaratılışı (halku semavat) 7 kere 73


Gün (yevm) 365 Günler (eyyam,yevmeyn) 30 Ay (şehr) 12 Bitki 26 kere Ağaç 26 kere Ceza 117 kere Affetmek 117X2=234 kere De 332 kere Dediler 332 kere Dünya 115 kere Ahiret 115 kere Şeytan 88 kere Melek 88 kere İman 25 kere Küfür 25 kere Cennet 77 kere Cehennem 77 kere Zekat 32 kere Bereket 32 kere İyiler (ebrar) 6 kere Kötüler (fuccar) 3 kere Yaz-sıcak 5 kere Kış-soğuk 5 kere Şarap 6 kere Sarhoşluk 6 kere Akletmek 49 kere Nur 49 kere Dil 25 kere Vaaz 25 kere Yarar 50 kere Bozma 50 kere Sevgi 83 kere İtaat 83 kere Dönüş 28 kere Sonsuz 28 kere Musibet 75 kere Şükür 75 kere 74


Güneş (şems) 33 kere Işık (nur) 33 kere Elhuda 79 kere Rahmet 79 kere Sıkıntı 13 kere Huzur 13 kere Kadın 23kere Erkek 23 kere Hıyanet 16 kere Habis (hilekar) 16 kere İnsan 65 Toprak (turabun) 17 Nutfe (nutfun) 12 Embriyo (alak) 6 Bir çiğnemlik et (meda’a) 3 Kemik (ızamun) 15 Et (lehmun) 12 Toplam 65 Salavat 5 kere Namaz 5 vakit Kara 13 kere 13/45= %28,8 Deniz 32 kere 32/45= %71,1 Toplam 45 kere %100 Kuran Allah’ın Sözüdür Kuran’da geçen kelime tekrarlarının verdiği ortak sayılar, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan açık delillerden yalnızca biridir. Gerek bilimsel konularda, gerek geçmişten ve gelecekten verilen haberlerde gerekse matematiksel şifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir. Kuran’ın içinde yer alan her bilgi, bu İlahi kitabın bilinmeyen gizli mucizeleri, Yüce Rabbimiz'in üstün aklının ve sonsuz ilminin delillerinden sadece bir tanesini göstermektedir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: “... Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı” (Nisa Suresi, 82) KUR’AN’DA 19 KOD SİSTEMİ Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını, inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “Allah, örnek 75


olarak bununla neyi anlatmak istedi” desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.(Müddesir 30,31) “Aleyhâ tis’ate aşar: Onun üzerinde on dokuz vardır.” 19 rakamı ve tevafuklarla ilgili kısa bir özetini takdim etmeye çalışacağız. Bundan kastımız da fal veya falcılıkla iştigal edenlere böyle güzel bir kapı açmak ve haramla meşgul olma yerine helal ve güzel olan, zararsız bir uğraş alanı göstermektir. Yoksa bizim için Kur’an’ın kendisi esastır. Onda tevafuk olsa da olmasa da Allah’tan geldiğinde asla şüphemiz olmadığı için bir şey değişmez. Bunlar daha çok, meraklı kimselere hitap eden yönüdür ve onların bu hislerini tatmin etme ve bu manevi zevki yaşatma manasına matuf olmalıdır diye düşünüyoruz. Demek ki Cenab-ı Allah onları da hesaba katarak böyle bir şeyi ikram olarak verip iltifat buyurmuş. Besmele, Arapça orijinal yazılışı ile on dokuz harftir ve bu kendisinden sonra gelecek olan pek çok ayet ve surelere ve kendi içinde geçen isimlere tevafuk etmektedir. “Neden 19 sayısı?” şeklindeki bir soruya verilecek cevap, yine bu sayının özelliklerini bilmekle mümkün olur. Bu maksatla biraz üzerinde durmakta ve bu sayıyı tanımakta yarar var: 19 sayısı, kendine, yani bire ve katlarına bölünebilir, bu yüzden ilgi çekicidir. 19’u meydana getiren 1 ve 9 sayıları, ondalık sistemin en küçük ve en büyük değerleridir. 19 sayısı 10 ile 9’un toplamından meydana gelmekte ve bu iki sayının karelerinin farkı yine 19’u vermektedir. (Yani: 100 – 81=19). 19 sayısının astronomide de önemli bir yeri vardır. Mesela, Kameri ve Şemsi (ay ve güneş) hesaplarına göre tespit edilen aylar arasında 19 senede bir gerçekleşen bir tevafuk / uyum vardır. 235 Kameri ay, 19 Şemsi senesine tam olarak uymaktadır. Dünya, ay ve güneş, her 19 yılda bir aynı konumlara gelmektedir. 19 yılda bir gerçekleşen bu olay, “Meton Devresi” olarak bilinir. a) Esrarengiz Anahtar: Besmele Kur’an-ı Kerim’de 114 sure vardır. Bu da 19’un 6 katı eder. 9. Sure olan Tevbe suresi hariç olmak üzere, bütün surelerin başında bulunan ve Fatiha suresinin de ilk ayeti sayılan “Besmele” de Kur’an’da 114 defa geçmektedir. Tevbe suresinin başında bulunmayan Besmele ise 27. Sure olan ve 19. Cüzde bulunan Neml suresinin 30. Ayetidir. Burada da yine ayrı bir tevafuk bulunmaktadır ki, Tevbe suresinden itibaren sayılarak gidilirse, tam 19 sure sonra, Neml suresidir. Yine eksik Besmele, 27. Surenin 30. Ayetinde bulunmaktadır. Bunda da bir tevafuk var. 30 ile 27 toplânınca, 57 yapmaktadır. Bu da malum 19’un katıdır: Yani, 19x3 = 57’dir. Bu durumda kayıp yok. Burada bulduğumuz Besmele, diğer 113 Besmeleye ilave edilince rakam tamamlanıyor ve yine 19 şifresi bozulmuyor. Yani 114 : 6 = 19 veya 19 x 6 = 114. Böylece Besmele, Kur’an’ın tamamını açan bir anahtar durumunda oluyor. Besmeleyi meydana getiren Kur’an harflerinin sayısı da 19 adettir. Yine Besmeleyi meydana getiren dört kelimeden her biri de Kur’an’da 19 katı olarak bulunmaktadır. “İSM” kelimesi, bütün Kur’an’da 19 defa, “ALLAH” 2698 (19x142) defa geçmektedir. Buna yukarıda Üstad'ın tespitlerinde yer verdiğimiz 2806 rakamına bakılarak itiraz edilmesin. Çünkü Üstad, “Allah” yerine geçen zamirleri de sayıya dahil etmiştir. Fazlalık bu yüzdendir. 76


Yine “ER-RAHMAN” 57 (19x3), “ER-RAHİM” 114 (19X6) defa geçmektedir. Bu dört kelimenin 19’un kaç katı geçtiğini gösteren rakamlar da yine 19’un katıdır. Yani: 1+142+3+6=152. 152 : 19 = 8 yapmaktadır veya 19x8 = 152’dir. b) İlk nazil olan Sure: Alâk Suresi. Bilindiği gibi, Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil olan suresi, Alâk suresidir. Alâk suresi, Kur’an nazil olup tamamlandıktan sonra Cibril (as)’in işaretiyle Peygamberimiz (s.a.v) tarafından tertip edilmiş ve sondan 19. Sure olarak yerleştirilmiştir. 19 ayeti vardır ve ilk vahyedilen ayetler, yani ilk beş ayet 19 kelimedir. Yine bu ayetleri teşkil eden harflerin sayısı da 76’dır. Yani, 19x4=76 veya 76’yı 19’a bölersek, 4 katını buluruz. Alâk suresinin harflerini tek tek sayarsanız, 285 rakamını bulursunuz. Bu da yine bir 19 şifresidir. Yani, 19x15 = 285. c) Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil olduğu geceyi anlatan sure: Kadir Suresi. Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil geceden bahseden surenin adı bilindiği gibi, Kadir Suresi. Bu surede de muhteşem bir güzellikle süslenmiş, 19 tevafukları var. Bu surenin harf sayısı tam 114. Yani 19’un 6 katı. Bu rakamı hatırlıyoruz. Kur’an surelerinin sayısı, Besmelenin sayısı. Bu da gösteriyor ki, Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başladığı geceden bahsetmesi, Kur’an'ın 114 sure olacağına ve her biri Besmele ile başlayacağına bir işaret. Mucize içinde mucize görmek ve iç içe geçmeli sistemi (Matris sistemi) daha iyi anlamak istiyorsanız, yine aynı surenin ayetlerindeki harfleri tek saymalısınız. Bu sayıların 19 merkezli bir aritmetik dizi meydana getirdiği ve çeşitli kombinezonlarla 19’un 114’e kadar olan bütün katlarını ortaya koyduğunu göreceksiniz. Kadir suresinin 5 ayetinin harf sayıları 36, 18, 19, 20 ve 21 adettir. Evet, sadece bu sayı dizisiyle indirilen Kadir suresi bile Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu ispata kafidir. Sırf bu özelliğinden dolayı Kur’an-ı Kerim’i taklit etmek mümkün olmamıştır. Nitekim, bu gerçeği ifade eden bir ayet-i Kerim’e şöyledir: “(Ey Muhammed!) De ki: “İnsanlar ve cinler, bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine de yardım etseler, onun bir benzerini getiremezler.”(İsra 88) Bir başka ayette ise benzerini getirmeleri istenilen şey Kur’an değil, sadece bir suredir; kısa veya uzun bir sure o kadar: “Eğer kulumuza indirdiğimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğu hakkında şüpheniz varsa, haydi onun surelerinden birine benzer bir sure meydana getirin ve Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırırn, iddianızda haklı iseniz. Bunu yapamazsanız –ki hiçbir zaman yapamayacaksınız– yakıtı insanlar ve taşlar olan o ateşten sakının!”(Bakara 23) d) Üç İhlas bir Fatiha ile Hatimde 19 rakamı. Üç İhlâs bir Fatiha okuyarak hatim yerine niyaz ettiğimiz formül de yine 19 ayettir. İhlas suresi 4 ayet. 4x3 = 12. Fatiha suresi 7 ayet. 12+7 = 19. e) Huruf-u Mukattaa : Kesik harfler. SAD: Başında mukattaa olarak bulunan Sad harfi bulunan 7, 19 ve 38. Sureleri, yani Araf, Meryem ve Sâd surelerini ele aldığımızda, bu üç suredeki harflerin toplam sayısı da 152 dir. Yani 19’un 8 katı. NUN: Bu harfle başlayan 68. Surenin (Kalem Suresi) çeşitli yerlerine dağılanNun harflerini sayınca, çıkan rakamın 133 olduğunu göreceksiniz. Yani 19’un 7 katı.

77


KEF, HA, YA, AYIN, SAD: Bu seferde 19. sureyi, Meryem suresini ele alalım. Bu surenin başında yer alan Mukatta harflerinin sayısı 798 olup, 19’un 42 katıdır. HA, MİM, AYIN, SİN, KAF: 42. sure, Şura suresinin ilk ayetlerinde yer alan Ha, Mim, Ayn, Sin, Kaf harflerinin bu surede ne kadar geçtiğini sayacak olursak, 570 adet olduğunu göreceğiz. Yani 19’un tam 30 katı. Yani, 570 : 19 = 30. ELİF, LAM, MİM, RA: 13. sure olan Ra’d suresinin başındaki Elif, Lam, Mim, Ra harflerinin suredeki adedi ise 1501 dir. Yani, 19’un tam tamına 79 katı. ELİF, LAM, MİM: Değişik bir misal olarak, başında Elif, Lam, Mim harflerinin bulunduğu 7 sure var ve bu yedi surede geçen Elif, Lam, Mim harflerinin toplamı 26676 dır. Yani, 19’a bölersek 1404 rakamını buluruz. Bu da bize bu harflerin toplam sayısının 19 un 1404 katı olduğunu gösterir. HA, MİM: Kur’anda yine 7 surede Ha, Mim şifresi vardır. Bu şifrelerin geçtiği suredeki Ha ve Mim harflerinin toplamı 2147 dir. Yani, 113x19 dur. KAF: Kur’anda 50. Sure Kaf suresidir. İlk ayeti olan Kaf harfinden dolayı bu adı almıştır. Sure boyunca geçen Kaf harfinin sayısı 57’dir. Yani, 19’un 3 katı. Bir fazla olsa 58 olur ve şifreyi bozar. İşte bu surede bu inceliğe ve dikkate rastlıyoruz. Bu sureyi ilginç kılan husus da budur. Yani, millet ve topluluk anlamına gelen “Kavim” kelimesi başında “Kaf” bulunduğu için değiştirilir. Bir fazla gelse şifreyi bozacağı için “Kavmi Lut” yerine “ve ihvani Lut” diye ifade edilmiştir. HA, MİM, AYIN, SİN, KAF: Başındaki mukatta harflerinin arasında Kaf harfi bulunan bir sure daha vardır. Bu da 42. Sure olup, yani Şura suresi olup, başında beş harfli bir terkip vardır. Bu surede geçen “Kaf” harflerinin sayısı yukarıda da ifade ettiğimiz gibi 57’dir. Yani, 19’un 3 katı. 42. ve 50. Surelerdeki Kaf harfi sayıları 114 yapmaktadır. Bu da Kaf harfiye başlayan Kur’an’a güzel bir işarettir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Kur’an 114 suredir. Uyum her yerde aynı, tevafuklarda şaşma yok. Demek ki bu 19 da ciddi bir maksat var ve bunu yapan kasten yapmıştır. Yoksa Kur’an gibi makamı, mevkisi, beyanı, manası ve indirilişi ile tamamen üstün bir keyfiyete ve mucizeliğe sahip olan bir kitap da basit bile olsa hata yapılmaz. Bu yüzden bazılarının takılıp kaldığı “RAHİM”kelimesinin bir fazla geçtiği iddiası ortalığı karıştırmış ve bazıları sınavı kaybetmiştir. Çünkü söz konusu fazla “Rahim” kelimesi her yerde Allah için kullanıldığı halde, Tevbe suresinde yani, 9. Surenin 128. Ayetinde Hz. Peygamber (s.a.v) için kullanılmıştır. Bu Allah’ın ona bir iltifatı ve kadrini bilmemiz için bize düşkünlüğünü ifade eden bir hatırlatmadır. Bu yüzden şifre yine bozulmuyor. Buna itiraz eden kişi, ya kasten karıştırmak istedi, ya da oradaki zamirin Hz. Peygambere (s.a.v) atıf olduğunu bilmeyecek kadar Arapça’yı bilmeyen birisi idi. Bu misalleri uzatmak mümkündür. Ancak biz, bir örnek daha vermek sureti ile konuyu noktalamak istiyoruz. O da Bakara suresinin 245. Ayetidir. Bu ayetteki “Basta” kelimesinin okunuşu “Sin” ile, yazılışı “Sad” iledir. Bunu Peygamberimize bizzat Cebrail’in dikte ettirdiği nakledilmektedir. Çünkü “yebsutu” kelimesi “Sin” harfi ile yazılırsa bu suredeki “Sin” sayısı fazla olacak ve şifre bozulacaktır. Bunun yerine “Sad” harfiyle yazdırılması dikte ettirilmiştir ve bütün Kur’an nüshalarında Sad’ın altında küçük bir Sin vardır. Bu da "bu kelimeyi Sad ile yazdırdık, ancak siz Sin ile okuyun" anlamına gelmektedir. Çünkü Sad harfiyle yazılmamış 78


olsaydı bu surede bir adet Sad harfi eksik olacak ve şifre bozulacaktı, tıpkı yukarıda anlattığımız Kaf harfi misalinde olduğu gibi. Bunları görmezlikten gelmek kısaca, nasipsizlikten başka bir şey değildir. Ne diyelim Allah hidayet versin. Bu da 19’un ayrı bir cilvesidir. Çünkü Arap alfabesindeki H, D, Y harflerinden meydana gelen HÜDA (HDY) kelimesinin Ebced hesabına göre sayı değeri de yine 19 etmektedir. Hüda kelimesi Kur’an'da çok tekrarlanır ve yol gösterici, hidayete erdirici manasına gelmektedir. “... Allah kime hidayet ederse, o doğru yoldadır. Kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.”(Kehf 17) ayetinde olduğu gibi. Hidayet elbette Allah’tandır. Ancak, kişinin kendi iradesiyle hidayetini istemesi ve bunun için az da olsa bir gayret sarf etmesi gerekmektedir. Tıpkı bir işe girmek isteyen kişinin önce bir dilekçe ile müracaat etmesi gibi, işin peşine düşmesi ve hidayete talip olduğunu bildirmesi gerekmektedir. KUR’AN’DA BAŞLANGIÇ HARFLERİ (EL-HURUFU’L-MUKATTA’A) Bazı surelerin başında bir veya başka harfin birleşmesinden meydana gelen kesikli harflere “El-Hurufu’l-Mukatta’a” denir. Hurûf, harf kelimesinin çoğuludur. Mukattaa kelimesi de ayrılmış, münferit demektir Hurûf-u mukattaa ise; ayrılmış, münferit harfler demektir.Surelerin bazısının bu şekilde başlayışı İslamın başlangıcından beri müslüman alimleri meşgul ettiği gibi, sonraki dönemde şark ve garb alimlerinin çalışma ve araştırmalarına konu olmuştur. Bütün alimler bu harflerin müteşabih lafızlardan olduğunda ittifak halindedirler. Bu harfler Kur’an-ı Kerim’in 27’si Mekki 2’si (Bakara, Al-i İmran) Medeni olmak üzere 29 suresinin başında bulunmaktadır. Tamamı 14 çeşit harften meydana gelmiştir. Sure başlarında tek, iki, üç, dört ve beş harfli olmak üzere 13 değişik halde görülürler. Harf sayılarına göre şu örnekleri verelim: 1) Tek harfli: Sâd (Sad) Kâf (Kaf) Nûn (Kalem) 2) İki harfli:Tâ-Sîn. (Neml) Yâ-Sîn (Yasin) Hâ-Mîm (Mü’min, Fussilet, Casiye, Ahkaf, Zuhruf, Duhan) Tâ-Hâ (Taha) 3) Üç harfli:Elif-Lâm-Mîm. (Bakara, Al-i İmran, Ankebut, Rum, Lokman, Secde) Elif-LâmRa. (Yunus, Hud, Yusuf, İbrahim, Hicr) Tâ-Sîn-Mîm. (Kasas, Şuara) 4) Dört harfli:Elif-Lâm-Mîm-Sâd. (A’raf) Elif-Lâm-Mîm-Ra. (Ra’d) 5) Beş harfli: Kef-Hâ-Yâ-Ayn-Sâd. (Meryem) Hâ-Mîm-Ayn-Sîn-Kâf (Şura) Mukattaa Harflerinin Mânâları Hz. Ebu Bekir: Her kitabın bir sırrı vardır, Allah'ın Kur'ân'daki sırrı da evâili's-suverdir, demiştir. Hz. Ali: Her kitap için bir zübde/öz vardır. Bu kitabın zübdesi de mukattaa harfleridir. İbn Mes'ûd ve Hülefâ-yı Râşidîn'den şu haber nakledilir: 'Bu harfler gizli bir ilim ve kapalı bir sırdır. Allah onları bilmeyi kendine mahsus kılmıştır.' (Reşid Rıza, Menar Tefsiri, VIII, 302; Subhi Sâlih, Mebâhîs, s.236) II. Halef Âlimlerinin Görüşü: Bu âlimler, Müteşâbih âyetlerin ve dolayısıyla hurûf-u mukattaanın mânâlarını araştırmanın gerekli olduğunu söylemişlerdir. Bunlara göre, apaçık 79


bir Arapça ile nâzil olan, insanları üzerinde düşünmeye davet eden, her şeyi açıklayan ve hidâyet rehberi olan Kur'ân'da anlaşılmayan sözlerin bulunması onun bu özellikleriyle bağdaşmaz. Genel Bir Mânâ Verenler: 1. Kur'ân, alışılmamış, mûtad olmayan, mûsikî tesiri de olan bu tâbirlerle, etrafın dikkat nazarlarını çekmek, dinlemelerini sağlamak istemiştir. Bu seslerden sonra ne gelecek diye dinleyicileri tenbih etmektedir. Bu dikkat çekme, Kur'ân'ın Allah kelâmı olduğunu kabul etmeyen o asırdaki müşrik ve Ehl-i kitabın yanı sıra her devirdeki insanlardır.Mekkeli müşriklerin, Kur'ân'ın insanları etkisi altına almasını önlemek amacıyla Kur'ân okunurken gürültü çıkarmaya karar vermeleri üzerine, Kur'ân'a vurgu yapan devamındaki âyetlere dikkat çekmek için söz konusu harfler nâzil olmuştur. 2. Kur'ân, bunlarla i'câzına işaret etmektedir. Yani, 'Kur'ân'ın cümleleri, ibâreleri, hepinizin bildiği, sizin konuşmalarınızda ve yazılarınızda kullandığınız bu basit harflerden meydana gelmektedir. Eğer onun beşer kelâmı olduğunu iddia ediyorsanız, öyleyse uğraşın bakalım, sizler de elinizde olan bu imkânı kullanarak benzerini getirmeye çalışın. Siz benzerini yapamadığınıza göre Kur'ân mûcizedir.' demek istemektedir. 3. Yüce Allah, kitâbetin (yazının) önemine çarpıcı bir şekilde dikkati çekmek istemiş olabilir. Harflerin Elifba'daki isimlerini sayarak hecelemek, yeni okuyup yazmaya başlayanlara mahsustur. Buradan, Kur'ân'ın, ümmî bir kavme ve mübtedî bir muhite muallimlik yaptığı anlaşılmaktadır. Yazının keşfi nasıl insanlığa en önemli bir ilerleme döneminin açılmasına yol açmışsa, bu Kitabın hidâyeti de, medeniyette ve içtimâî gelişmede büyük bir ilmî yükselmeye yol açacak, Câhiliyyeden aydınlığa çıkaracaktır. Nitekim o, 'oku!' diye başlayan bir Kitap olmuş ve gelen ilk vahiy de Allah'ın 'insana kalemle (yazıyı) öğretmesinden' bahsetmiştir. (Suat Yıldırım, Kur'ân-ı Kerîm ve Kur'ân İlimlerine Giriş, İst. 1983, s.111-113) 4. Âlimler bu münferit hece harflerini izah etmek üzere yapılan yorumlardan hiç birinin kesin olmadığını, Allah Teâlâ ile Resûlü arasındaki bu şifrelerin ittifakla müteşabihattan sayıldığını belirtirler. Bu hususta Subhî Sâlih şöyle demektedir: 'Bu sûre başlangıçları, hâla hayret âmili olmaya devam etmektedir. Hayret meraka, merak ise dikkate yol açar. Semânın, arzın kulağına fısıldadığı bu harflerden daha müessir bir şekilde hiçbir şeyin, insanların dikkatini celbedeceği tasavvur edilemez.' (Subhî Sâlih, Mebâhîs, s.236) 5. Elif Lâm Mîm ve benzeri bu hurûf-u mukattaada göze çarpan garâbet, bu harflerin pek garip ve alışılmamış bir şeyin mukaddimesi ve keşif kolları olduklarına işarettir. 6. Sûrelerin başlarındaki hurûf-u mukattaa, İlâhî bir şifredir. Beşer fikri ona yetişemiyor. Anahtarı, ancak Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dadır. 7. Şifrevari şu hurûf-u mukattaanın sûre başlarında zikri, Kur'an'ın kendisine indiği ve diğer insanlara tebliğ ile mükellef olan Zâtın, yani Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın fevkalâde bir zekâya mâlik olduğuna işarettir ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, remizleri, îmaları ve en gizli şeyleri sarih gibi telâkki edip, anlıyordu. 8. Elif Lâm Mîm ve benzeri harfler, beraber yazıldıkları halde, ayrı ayrı okunmaları, bu şeklin Kur'an'a has olup, Kur'an'ın bu hususta kendisinden önceki hiçbir kitaba, hiçbir imama 80


tâbi olmadığına ve hiç kimseyi taklit etmediğine ve üslûbunun çok güzel ve hârika olduğuna işarettir. 9. Hatip ve beliğlerin âdetindendir ki, mesleklerinde daima bir misale tâbi olup ve bir örnek üzerine nakış dokuyarak işlenmiş bir yolda yürürler. Halbuki, bu harflerden anlaşıldığına nazaran, Kur'ân hiçbir misale tâbi olmamıştır ve hiçbir nakş-ı belâgat örneği üzerine nakış yapmamıştır ve işlenmemiş bir yolda yürümüştür. (Bedîüzzaman, R. N. Külliyatı, II, 11671169) 10. Sûrelerin başlarındaki hurûf-u mukattaa İlâhî bir şifredir. Allah, diğer insanlar ve peygamberler arasından seçip özel donanımlı olarak gönderdiği son elçisi Hz. Muhammed'e (s.a.s.) onlarla bazı işâret-i gaybiye veriyor. O şifrenin anahtarı, o özel kuldadır, hem onun mirasçılarındadır. Kur'ân-ı Hakîm madem her zaman ve her taifeye hitap ediyor, her asrın her tabakasının hissesini içine alan çok çeşitli yönleri ve mânâları olabilir. Selef-i Sâlihîn ise, en hâlis pay onlarındır ki, beyan etmişler. Ehl-i velâyet ve tahkik, seyr ü sülûk-ü ruhâniyeye ait çok muamelât-ı gaybiye işârâtını onlarda bulmuşlardır. (Bedîüzzaman, R. N. Külliyatı, I, 534) Özel Mânâ Verenler: 1. Mukattaa harfleri, başında bulundukları sûrelerin isimleridir. Mesela: Bakara sûresine, sadece Bakara sûresi denildiği gibi aynı zamanda Elif Lâm Mîm Bakara, Secde sûresine de, sadece Secde sûresi denildiği gibi, Elif Lâm Mîm Secde de denildiği gibi. 2. Bunlar Kur'ân'ın isimleridir. Kitap, Zikir, Furkân gibi ki, bunlarla Kur'ân'a yemin edilmiştir. 3. Kur'ân'da kalem, fecir, asır, incir ve zeytin gibi şeylere yemin edildiği gibi, bu mukattaa harflerine de yemin edilmiştir. Çünkü harfler, Allah'ın çeşitli dillerde gönderdiği kitapların ve esmâ-i hüsnâsının esasını oluşturur. 4. Hurûf-u mukattaa, ebced hesabıyla bazı olayların tarihine işaret eder. Bu görüşü benimseyenler, genellikle hurûf-u mukattaanın İslâm ümmetinin dünyadaki kalış süresini gösterdiğini ileri sürerler. Rivayete göre bir grup Yahudi, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) huzuruna gelerek Bakara suresindeki Elif Lâm Mîm'in sayı değerine göre İslâm Ümmeti'nin 71 yıllık ömrü olduğunu iddia etmişler, Resûl-i Ekrem, Kur'ân-ı Kerim'de elif-lam-mim-sad, elif-lam-mim-ra'nın da bulunduğunu söyleyince bu harflerin toplamının 700 yılı aştığını gören Yahudiler, canları sıkkın bir şekilde oradan ayrılmışlardır. (Taberi, Al-i İmran 3. ayetin tefsiri; Suyûtî, İtkan, III, 25) Fakat birçok İslâm âlimi, hurûf-u mukattaanın ebced hesabında kullanılmasını doğru bulmazlar. 5. Hurûf-u Mukattaadan her biri belli kelimelerin anahtarı veya kısaltmasıdır. Ancak bu harflerin hangi kelimelerin kısaltması olduğu konusunda ihtilaf vardır. Hurûf-u mukattaa, ism-i a'zâmın bazı sûrelerin başına dağılmış şeklidir. Meselâ, elif-lâm-râ, hâ-mim ve nûn harfleri bir araya getirildiğinde er-rahman ‫ن‬+ ‫حم‬+ ‫ الر‬ismi ortaya çıkmaktadır. Ancak ism-i a'zâm kesin olarak bilinmediğinden hurûf-u mukattaadan nasıl bir ismin oluşturulacağı belli değildir. 6. Her harf Allah'ın bir isim veya sıfatının sembolüdür. Elif: Allah, Lâm: Latif, Mîm: Mecîd, ismine tekâbül eder. Bunlarla Allah'ın isimlerine yemin edilmiştir. 81


7. Bu harflerden bazıları Allah'ın zâtî isimlerinin, bir kısmı da sıfatlarının kısaltılmasıdır. Mesela; elif-lam-mim, ‫' انا هللا اعلم‬Ben Allahım, Ben bilirim', elif-lâm-râ ise, ‫' انا هللا اري‬Ben Allahım, Ben görürüm' mânâsındadır. 8. Bu harflerden bazıları Allah'ın, bazıları diğer varlıkların isimlerinin kısaltılmasıdır. Elif Allah;Lâm Cibrîl, Mîm Muhammed'e tekâbül eder ve: 'Bu kitap Allah katından Cebrâil vasıtasıyla Muhammed'e indirilmiştir', demektir. Elif Lâm Mîm üç harfiyle üç hükme işarettir. Şöyle ki: Elif, ‫' هذا كالم هللا االزلي‬Bu, Allah'ın Ezelî Kelâmıdır.' hükmüne; lâm, ‫' نزل به جبريل‬Bunu, Cebrâîl indirdi.' hükmüne; mim, ‫علي محمد عليه‬ ‫' السالم‬Muhammed aleyhisselâm'a indirmiştir.' hükmüne remzen ve imâen işarettir. 9.Bu harflerin her biri O'ndan gelecek nimet ve belâlara, ayrıca bazı milletlerin dünyada kalış sürelerine de delâlet etmektedir. 10. Bu harfler, iki sureyi birbirinden ayırma işlevi görür. Nitekim Arap şiirinde bir kasidenin bitip diğerinin başladığını göstermek üzere kasidenin başına bazı edatlar getirilirdi. 11. Tasavvufî bir yaklaşım: Hurûf-u mukattaa ile başlayan surelerde anlatılan bütün ahkâm ve kıssalar, bu harflere yerleştirilmiş olup, bunlar surenin içinde açıklanmıştır. Bu şifreleri ancak Peygamber veya velîler çözebilir. 12. Bu harfler, dinî, kevnî veya tarihî birer sırdır ve ileride keşfedilecektir. MÜSLÜMANIN KAÇINMASI GEREKEN HASTALIKLAR 1. BENLİK, KİBİR: Şeytani bir hastalıktır. Ferdin kendini ve toplumu felakete sürükler. “Meleklere, "Adem'e secde edin" demiştik, İblis müstesna hepsi secde ettiler, o ise kaçındı, büyüklük tasladı ve inkar edenlerden oldu.” (Bakara 34) “Onların ardından da Firavun ve erkanına ayetlerimizle Musa ve Harun'u gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir millet oldular.” (Yunus 75) 2. KISKANÇLIK, HASET: Bilgisizlik ve tamahkârlıktan doğar. “Size bir iyilik gelse, onların fenasına gider; başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Sabreder ve sakınırsanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Allah işlediklerinin hepsini ilmiyle kuşatmıştır.”* (A.İmran 120) 3. TEFRİKA, BÖLÜCÜLÜK : Davaya ihanet; Şer güçlere maşa olma. “Toptan Allah'ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalblerinizin arasını uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar.” (Ali İmran 103) 4. YIKICI TENKİT, : Güven duygusunu zedeleyen teşkilatı zayıflatan kötü bir hastalık. “Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır.” (Hucurat 12) 5. TEHİRCİLİK: Şeytan, mümine kabul ettiremediğini tehir ettirir. “Onlardan birine ölüm gelince: "Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim" der.

82


Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.” (Mümin un100) 6. CİMRİLİK: Cimriler, insanlar arasında da, Allah (cc) katında da sevimsiz ve değersiz kişilerdir. “Onlar cimrilik ederler, insanlara cimrilik tavsiyesinde bulunurlar, Allah'ın bol nimetinden kendilerine verdiğini gizlerler. Kafirlere aşağılık bir azab hazırlamışızdır.” (Nisa 37) 7. TEMBELLİK, : İnsanın dünya ve ahiretini mahveden bir hastalık. “Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” (SAF 2–3) 8. MAKAM, MEVKİ, ŞÖHRET HASTALIĞI: İstemek değil istenmek evladır. “İnsanın başına bir sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir" der. Hayır; o bir imtihandır, fakat çokları bilmezler. Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.” ( Zümer 49–50) 9. PARA-SERVET HASTALIĞI: Maddeci anlayışın tesiri ile Müslümanlarda oluşan bir hastalık. “Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlar ve develere, ekinlere karşı aşırı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir. Bunlar dünya hayatının nimetleridir, oysa gidilecek yerin güzeli Allah katındadır.” (A.İmran14) 10. SUİZAN: Müslüman’ın kalbini bozar, kişinin kendisine zarar verir. “Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır.” (Hucurat 12) 11. ÜMİTSİZLİK, YILGINLIK: Kendini huzursuz ettiği gibi kardeşlerinin çalışma şevkini de kırar. “"Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma" demişlerdi. "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" (Hicr 55,56) 12. NEFS MUHASEBESİ: Bundan kaçınanlar yanlışlarını sürekli hale getirirler. “Kendini arıtan saadete ermiştir. Kendini fenalıklara gömen kimse de ziyana uğramıştır.” (Şems 9-10) 13. İNANDIĞI GİBİ YAŞAMAMA: Davetçi için hiç düşünülemeyecek bir hastalıktır. “Ardında ve önünde insanoğlunu takip edenler vardır; Allah'ın emriyle onu gözetirler. Bir millet kendini bozmadıkça Allah onların durumunu değiştirmez. Allah bir milletin fenalığını dileyince artık onun önüne geçilmez. Onlar için Allah'tan başka hami de bulunmaz.” (Rad 11) 14. KORKAKLIK, CİHAD’DAN KAÇMA: Nefsin ve şeytanın tebliğciye karşı en büyük silahıdır. “İnsanlar onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter. O ne güzel vekil’dir" dediler.” (A.İmran 173) “Ey inananlar! Size ne oldu ki, "Allah yolunda, savaşa çıkın" dendiği zaman yere çöküp kaldınız? Oysa dünya hayatının geçimi ahirete göre pek az bir şeydir.” (Tevbe 38) 15. ACELECİLİK: Hedefe varmada sabırlı olunmalıdır. Acelecilik şeytandandır. “İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim, bunu Benden acele istemeyin.” (Enbiya 37) 83


16. ÇAĞIN ARAÇLARINI İYİ KULLANAMAMA: En önemlileri Siyaset ve kitle iletişim araçları. "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın." ( Şuara 151–152) “Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.” “(Hucurat 6) 17. BÖLGECİLİK, IRKÇILIK: Irkçılık Batıl bir inanç, İslam Hak bir dindir. “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.” “(Hucurat 13) ALLAH UYARIYOR 1-Sakın,Hainlerin savunucusu olma (Nisa 105) 2-Sakın,Cahillerden olma (Enam 35) 3-Sakın,Gafillerden olma (Araf 205) 4-Sakın,Şüphe ednlerden olma (Yunus 94) 5-Sakın,Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan olma (Yunus 95) 6-Sakın, Müşriklerden olma (Yunus 105) 7-Sakın,Ümit kesenlerden olma (Hicr 55) 8-Sakın ,Kafirlerin destekçisi olma (Kasas 86) 9-Sakın,Allah ile beraber başka ilah edinme (Kasas 88) KUR’AN’A GÖRE İNSAN İLİŞKİLERİNDE 10 KURAL 1-Size gelen haberi araştırın (Hucurat 6) 2-İnsanların arasını adaletle düzeltin (Hucurat 9) 3-Kimseyle alay etmeyin (Hucurat 11) 4-Birbirinizi ayıplamayın (Hucurat 11) 5-Birbirinize lakap takmayın (Hucurat 11) 6-Zandan sakının (Hucurat 12) 7-Birbirinizin kusurunu araştırmayın (Hucurat 12) 8-Gıybet etmeyin (Hucurat 12) 9-Hoşgörülü olun (Ali imran 159) 10-Bütün inançlara saygılı olun (Enam 108) KUR’AN’A GÖRE ŞEYTANIN ÖZELLİKLERİ 1-Sinsi ve yalancıdır (İbrahim 22) 2-İnsanlara korku vermeye çalışır (Ali imran 175) 3-Müminlerin arasını bozmaya çalışır (İsra 53) 84


4-İnsanları sözde onlara iyilik yaptığına ikna etmeye çalışır (Araf 20) 5-Allah’ın adını kullanarak saptırmaya çalışır (Fatır 5) 6-Yalan vaatlerde bulunur (İbrahim 22) 7-Kuruntulara ve kuşkulara düşürmeye çalışır (Nisa 119) 8-Fakirlik korkusu vermeye çalışır (Bakara 268) 9-Kibir vermeye çalışır (Sad 74) 10-Gösteriş için ibadet etmeye teşvik eder (Nisa 38) 11-Duygusallık telkini yapar (İsra 64) 12-Detaylara daldırır (Bakara 67) KUR’AN’A GÖRE MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ 1-Açıklanınca hoşlarına gitmeyecek şeyleri sormazlar (Maide 101) 2-Adaletlidirler (Nisa 58) 3-Ahirete kesin olarak inanırlar (Bakara 4) 4-Alay etmezler (Hucurat 11) 5-Alçakgönüllüdürler (Hac 34) 6-Allah karşısında acizliklerini bilirler (Cin 22) 7-Allah’a asla şirk koşmazlar (Furkan 68) 8-Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri ürperir (Enfal 2) 9-Allah’ın ayetlerini menfaatle değiştirmezler (Ali imran 199) 10-Allah'a asla nankörlük etmezler (Neml 40) 11-Allah'a güvenip-dayanırlar (Ali İmran 160) 12-Allah'a şükrederler (Bakara 172) 13-Allah'a yakınlaşmak için gayret ederler (Maide 35) 14-Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar (Ali İmran 173) 15-Allah'ın ayetlerine gönülden boyun eğerler (Bakara 112) 16-Allah'ın dinini tebliğ ederler (Cin 23) 17-Allah'ın sınırlarını korurlar (Maide 87) 18-Allah'tan bağışlanma dilerler (Ali İmran 16) 19-Allah'tan başka ilah aramazlar (Ali İmran 64) 20-Anne babalarına öf bile demezler (İsra 23) 21-Arkadan konuşmaz ve kusur araştırmazlar (Hucurat 12) 22-Asıl hedefleri Allah'ın rızasıdır (Kehf 28) 23-Asla ümitsizliğe kapılmazlar (Yusuf 87) 24-Atalarına körü körüne uymazlar (Maide 104) 25-Barıştırıcı ve uzlaştırıcıdırlar (Hucurat 10) 26-Bilenlere danışırlar (Nisa 59) 85


27-Birbirlerine danışarak hareket ederler (Şura 38) 28-Birbirlerine düşkündürler (Haşr 10) 29-Boş şeylerden yüz çevirirler (Müminun 3) 30-Cahillerle asla tartışmazlar (Furkan 63) 31-Cesur ve kararlıdırlar (Araf 195) 32-Çoğunluğa değil hakka uyarlar (Enam 116) 33-Daima Allah'ı anarlar (Ali İmran 191) 34-Daima iyi ve güzel davranışlarda bulunurlar (Bakara 277) 35-Darlıkta da bollukta da infak ederler (Ali imran 134) 36-Diğer dinlere sövmezler (Enam 108) 37-Diğer müminlerle biraradadırlar (Tevbe 119) 38-Dinde aşırılığa kaçmazlar (Maide 87) 39-Duygularıyla değil akıl ile hareket ederler (Ankebut 8) 40-Dünya hayatına bağlanmazlar (Kehf 28) 41-Emanete hıyanet etmezler (Müminun 8) 42-Fedakardırlar (Haşr 9) 43-Gayba iman ederler (Bakara 3) 44-Gerçekten felaha kavuşanlardır (Müminun 1) 45-Gizli ya da açık infak ederler (Rad 22) 46-Güç ve imkanlarına değil sadece Allah'a güvenirler (Bakara 249) 47-Güvenilir insanlardır (Araf 68) 48-Hakkı bile bile gizlemezler (Bakara 42) 49-Haksız yere cana kıymazlar (Enam 151) 50-Hatalarında direnmezler (Ali İmran 135) 51-Hayatlarının tamamını Allah'ın rızası için yaşarlar (Enam 162) 52-Hayırlarda yarışırlar (Ali İmran 114) 53-Her şeyin Allah'tan olduğunu bilirler (Yunus 49) 54-Hiçbir kuşkuya kapılmadan iman ederler (Hucurat 15) 55-Hoşgörülü ve bağışlayıcıdırlar (Bakara 263) 56-İnananlara sen mümin değilsin demezler (Nisa 94) 57-İnkarcılara karşı caydırıcıdırlar (Enfal 57) 58-İnkarcılardan yüz çevirirler (Zariyat 54) 59-İnsanların kusurlarını affederler (Ali imran 134) 60-İsraf etmezler (Furkan 67) 61-İtidallidirler (Lokman 19) 62-İyiliği emreder, kötülükten menederler (Tevbe 71) 63-Kınayıcının kınamasından asla korkmazlar (Maide 54) 86


64-Kıyamet gününden korkarlar (Nur 37) 65-Kıyamet gününe kesin olarak inanırlar (Enbiya 49) 66-Kızdıkları zaman öfkelerini yenerler (Ali İmran 133) 67-Kibirli değildirler (Furkan 63) 68-Kimsenin hakkını yemezler (Bakara 188) 69-Kötü zandan ve gıybetten kaçınırlar (Hucurat 12) 70-Kötülüğe en güzel şekilde karşılık verirler (Kasas 54) 71-Kuran ayetleri Allah korkularını ve imanlarını arttırır (Enfal 2) 72-Kuran'a kuvvetle bağlanmışlardır (Bakara 121) 73-Mallarıyla ve canlarıyla cihat ederler (Tevbe 20) 74-Merhametli ve yumuşak huyludurlar (Hud 75) 75-Müminlere karşı alçakgönüllüdür (Maide 54) 76-Münafık karakterlileri aralarında barındırmazlar (Tevbe 83) 77-Münafıklarla mücadele ederler (Tevbe 73) 78-Müslüman olması için kimseye baskı yapmazlar, zor kullanmazlar (Bakara 256) 79-Namaza titizlik gösterirler (Enfal 3) 80-Namazlarını huşu içinde ve dosdoğru kılarlar (Müminun 2) 81-Namuslarını korurlar (Müminun 5) 82-Ölmekten veya öldürülmekten kesinlikle korkmazlar (Tevbe 111) 83-Resullerden hiçbiri diğerinden ayrı tutmazlar (Bakara 136) 84-Sabırlıdırlar (Ali İmran 200) 85-Sadece Allah'ı ve inananları dost edinirler (Maide 55) 86-Söz verdiklerinde sözünde dururlar (Bakara 177) 87-Sözlerine sadıktırlar (Müminun 8) 88-Sözün en güzelini söylerler (İbrahim 24) 89-Suçlulara arka çıkmazlar (Mümtehine 1) 90-Şahitliklerini dosdoğru yaparlar (Furkan 72) 91-Şeytanın etkisine girmezler (Araf 201) 92-Temizliğe büyük önem verirler (Müddesir 5) 93-Tüm güçleriyle Allah yolunda mücadele ederler (Hac 78) 94-Yalnızca Allah’a dayanıp güvenirler (Mücadile 10) 95-Yalnızca Allah'a ibadet ederler (Yunus 104) 96-Yalnızca Allah'tan korkup sakınırlar (Ali İmran 102,Enfal 2) 97-Yapmayacakları şeyleri söylemezler (Saff 3) 98-Yardımın ancak Allah'tan olduğunu bilirler (Ali İmran 13) 99-Yeryüzünde alçakgönüllü olarak yürürler (Furkan 63) 100-Yetimin hakkını kesinlikle yemezler (Nisa 2) 87


101-Yoksulları korurlar (İnsan 8) 102-Yoksuluk yüzünden evlatlarını öldürmezler (Enam 151) 103-Yolda kalmışa yardım ederler (Bakara 177) 104-Zekatlarını hakkıyla verirler (Bakara 177) 105-Zinaya yaklaşmazlar (Furkan 68) 106-Zorluklardan yılmazlar (Bakara 156) KUR’AN’A GÖRE ALLAH KİMLERİ SEVMEZ 1-Allah fesadı sevmez (Bakara 205) 2-Allah zalimleri sevmez (Ali imran 57) 3-Allah şımaranları sevmez (Kasas 76) 4-Allah hainlik edenleri sevmez (Enfal 58) 5-Allah bozguncuları sevmez (Maide 64) 6-Allah küfre sapanları sevmez (Ali imran 32) 7-Allah zulme sapanları sevmez (Ali imran 140) 8-Allah azıp sınırı aşanları sevmez (Maide 87) 9-Allah israf edenleri sevmez (Enam 141) 10-Allah fesat peşinde koşanları sevmez (Kasas 77) 11-Allah haddi aşanları/azmışları sevmez (Araf 55) 12-Allah hiçbir haini/nankörü sevmez (Hac 38) 13-Allah kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez (Nisa 36) 14-Allah sürekli hainlik eden günahkârı sevmez (Nisa 107) KUR’AN ‘A GÖRE ALLAH’IN SEVDİKLERİ 1-Allah, ihsan sahiplerini sever. (Bakara, 2/195) 2-Allah, çokça tevbe edenleri sever (Bakara, 2/222) 3-Allah, temizleri sever. ( Tevbe, 9/108) 4-Allah, takva sahiplerini sever (Âl-i İmran, 3/76) 5-Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmran, 3/146) 6-Allah, tevekkül edenleri sever. (Âl-i İmran, 3/159) 7-Allah, adaletli olanları sever. (Maide, 4/42 ) 8-Allah, kendi yolunda saf saf mücadele edenleri sever. (Saf, 61/4) 9-Allah, İman edenleri sever (Ali İmran 134) 10-Allah, Resülüne Uyanları Sever (Ali İmran 31) 11-Allah, Muttakileri Sever (Ali İmran 76) 12-Allah, Muhsinleri Sever (Bakara 195)

88


KUR’AN’A GÖRE NASIL KONUŞMALIYIZ 1-Kibarca konuşun (Bakara 83) 2-Gerçeği konuşun (Ali imran 17) 3-Adaleti konuş (Enam 152) 4-Zarifçe konuşun (İsra 23) 5-Dürüst konuşun (İsra 28) 6-Nazikçe konuşun (İsra 53) 7-Yumuşak dilli konuşun (Taha 44) 8-Yalansız konuşun (Hac 30) 9-Anlamlı konuşun (Müminun 3) 10-Düzgün konuşun (Ahzab 70) ALLAH KUR’AN’I NASIL TANIMLIYOR 1-Tek sorumlu olduğumuz kitap (Zuhruf 44) 2-Eksiksiz (Enam 115) 3-Yeterli (Ankebut 51) 4-Apaçık (Yasin 69) 5-Korunmuş (Hicr 9) 6-Kolaylaştırılmış (Kamer 17) 7-Ayrıntılı (Enam 114) 8-Dinde her şeyi açıklayan (Nahl 89) 9-En doğru yola iletici (İsra 9 ) 10-Rehber ve şifa (Fussilet 44) KUR’AN’A GÖRE KİMLER ZALİMDİR 1-Allah’a ortak koşanlar (Ali imran 151) 2-Kur’an’a sırt çevirenler (Secde 22) 3-Kur’an’la yönetmeyenler (Maide 45) 4-Allah’a teslim olmayanlar (Enam 17) 5-Kuran’a aykırı kanun yapanlar (Şura 21) 6-Kur’an’a aykırı davrananlar (Enam 21) 7-Allah hakkında yalan uyduranlar (Yunus 17) 8-İnsanları Kur’an’dan engelleyenler (Enam 157) 9-Kur’an dışı helal haram uyduranlar (Enam 144) 10-Kendisini malın mülkün sahibi sayanlar (Kehf 35) 11-Hz.Muhammedin büyülendiğini söyleyenler (İsra 47) 12-Kendisine Allah’ın bir şeyler yazdırdığını iddia edenler (Enam 93) 89


KUR’AN’A GÖRE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ 1-Müslümanları aldatmaya çalışırlar (Bakara 9) 2-Kalplerinde hastalık vardır (Bakara 10) 3-Fesatçıdırlar (Bakara 11) 4-Müslümanları Küçümserler (Bakara 13) 5-Müslümanları alaya alırlar (Bakara 14) 6-Kâfirleri dost edinirler (Nisa 139) 7-İman ile küfür arasında bocalarlar (Nisa 143) 8-Dini, yalnız bir tarafından tutup, bir yönüyle kulluk ederler (Hac 11) 9-Allah'ın indirdiği ile değil; tağutun hükmü ile hükmedilmek isterler (Nisa 60) 10-Yalan yere yemin ederler (Mücadile 16) 11-Cihaddan kaçarlar (Tevbe 81) 12-Mü'minlere kin beslerler (Ali İmran 119) 13-Mü'minlerin iyiliğe uğramalarına üzülüp başlarına bir bela geldiğinde sevinirler (Ali İmran 120) 14-Kötü propaganda yaparlar (Nisa 83) 15-Korkaktırlar (Tevbe 56) 16-Ellerine fırsat geçince müslümanlara suikast tertip eder ve gizli planlar kurarlar (Tevbe 48) 17-Mü'minlere iftira atarlar (Nur 11) 18-Namaz konusunda üşengeç ve tembeldirler. Gösteriş yaparlar (Nisa 142) 19-Kâfirler hesabına casusluk yaparlar (Maide 41) 20-Allah'tan kork denilince, tersini yaparlar (Bakara 206) 21-Kur'an'ı yanlış yorumlarlar (Ali İmran 7) 22-Peygamber'in hükmüne razı olmazlar (Nisa 65) 23-Müslümanları kâfir yapmaya çalışırlar (Nisa 89) 24-Müslüman olduklarını iddia ettikleri halde, Kur'an'ın bir kısmını kabul etmezler (Bakara 85) 25-Dış görünüşleri aldatıcıdır (Münafikun 4) 26-Kötülüğü emredip, iyilikten men ederler (Tevbe 67) 27-Zekât vermek istemezler, dönektirler (Tevbe 75) 28-Bölücüdürler (Tevbe 107) KUR’AN’A GÖRE MÜŞRİKLERİN ÖZELLİKLERİ 1-Cahildirler. Allah'ı gereği gibi tanımazlar. (Zümer: 67) 2 - Delile dayanmazlar. (Yunus: 36) 90


3 - Atalarının yolunu körü körüne taklit ederler. (Saffat: 69-71) 4 - Ne yapacaklarını bilmeyen şaşkın kimselerdir. (Hac: 31, ) 5 - Alimlerini ve din adamlarını Rab olarak benimserler (Tevbe: 31) 6 - İlahlarının insanları çarpacağına inanırlar. (Hud: 54) 7 - Allah'tan başkalarına da dua ve kulluk ederler. (Nisa: 36, ) 8 - Kalplerinde korku vardır. (Al-i İmran: 151) 9 - Tek Allah'a çağrıldıkları zaman inkar ederler, O'na ortaklar koşulunca iman ederler. (Mü'min: 12) 10 - Allah'tan başkalarına da teslim olurlar. (En'am: 163,) 11 - Allah'tan başkasının da gaybı bileceğini iddia ederler. (Kehf: 26, Cin: 26) 12 - Allah'a karşı kurtarıcı, şefaatçiler edinirler. (En'am: 94) 13 - Dinde kanunlar koyan ortaklar edinirler. (Şura: 21), 14 - Açık delilleri ve hak dini yalnız başına hoş görmezler. (Tevbe: 33, ) 15 - Dinlerini parça parça ederler, yanlarındaki ile öğünürler (Rum: 31-32, Mü'minun: 53) 16 - Dini ayakta tutmayanlar, onda ihtilaf ederler (Şura: 13) 17 - Şeytan onlara nüfuz eder, onlar da şeytanı veli edinirler (Nahl: 100) 18 - Mü'minlere şiddetli düşmanlık gösterirler. (Maide: 82), 19 - Allah'a her yönüyle yönelmezler (En'am: 79, 161, ) 20 - Allah'ı severcesine endadlarını (O'na denk tuttuklarını) da severler. (Bakara: 165) 21 - Allah'la beraber ortak koştuklarına da paylar ayırırlar. Allah'a ayırdıklarını ortaklarına verirler; ama ortaklar için ayırdıklarını Allah'a tahsis etmezler. (En'am: 136) 22 - Allah'ın ayetlerinden yüz çevirirler, ayetlere uymazlar (Kasas: 87-88,) 23 - Ortak koşup veli edindikleri zatların Allah ile kendi aralarında aracı, vesile olduğuna inanırlar. (Zümer: 3, ) 24-Onlara üzücü sözler söylerler. (Al-i İmran: 186) 25- Allah'tan başkalarından gaybi yollarla fayda ve zarar beklerler. (Furkan: 2-3, ) KUR’AN’A GÖRE KAFİRLERİN ÖZELLİKLERİ 1-İman Etmezler.(Bakara-6) 2-Hz.Muhammed’in Peygamberliğini İnkar Ederler (Yunus-2) 3-Kafirlerin Dostları-Otoriteleri Şeytanlar ve Tagutlardır (Bakara-257) 4-Kafirler Allah’ın Nurunu Söndürmek İsterler (Tevbe-32) 5-Kafirler Kur’an’ı İnkar Ederler (Enam-7) 6-Kafirler,Peygamberden İnanmayacakları Mücizeler İsterler (Enam-37) 7-Kafirler Allah’ın Ayetlerini İnkar Ederler (Enfal-31) 8-Kafirler Ahireti İnkar Ederler (Araf-45) 9-Kafirler Öldükten Sonra Dirilmeyi İnkar Ederler (Enam-29) 91


10-Kafirler Fakirleri-Güçsüzleri Küçük Görürler (Hud-27) 11-Kafirlerin Kalbleri Birbirine Benzer (Bakara-118) 12-Kafirler Mallarını,Allah Yolundan Çevirmek İçin Harcarlar (Enfal-36) 13-Kafirler Birbirlerinin Yardımcılarıdır (Enfal-73) 14-Kafirler Nankördürler (Nahl-55) 15-Kafirler İnfak Etmezler (Yasin-47) 16-Kur’an Ayetleri Kafirlerin Küfrünü Artırır (Tevbe-124-125) 17-Kafirler Dünyalıkla Övünürler (Sebe-34-35) 18-Kafirler Dünya Hayatını Ahirete Üstün Tutarlar (İbarahim-3) 19-Kafirler Zanla Hareket Ederler (Yunus-36) 20-Kafirler Yaratıkların En Kötüleridir (Beyyine-6) 21-Kafirler Batılın Mücadelesini Yaparlar (Kehf-56) 22-Kafirler Hayatın Dış Yüzüne Bakarlar (Rum-7) 23-Kafirlerin Yaptıkları İyi İşler Boşa Gider (Bakara-217) 24-Kafirler Allah’ın Nimetinden Sadece Dünyada Yararlanırlar (Hicr-3) 25-Kafirler Ahirette “Keşke Müslüman Olsaydık” Diye Hayıflanırlar (Hicr-2) 26-Kafirlere Allah ve Melekler Lanet Ederler (Bakara-161) 27-Kafirler Allah’a Zarar Veremezler (Ali İmran-177) 28-Allah Kafirlere Mühlet Vermiştir (Ali İmran-178) 29-Kafirlerin Ne Malları Ne de Evlatları Kendilerine Fayda Vermez (Ali İmran-10) 30-Allah Kafirlere Hidayet Etmez (Bakara-264) 31-Kafirler Azabı Gördükleri Zaman Tekrar Dünyaya Dönmek İsteyeceklerdir (Fatır-37) 32-Kafirler Kurtuluşa Eremezler (Kasas-82) 33-Kafirler Müminleri Saptırmak İsterler (Araf-45) 34-Kafirler Müminlerle Alay Ederler (Bakara-212) KUR’AN’A GÖRE RAHMAN’IN HAS KULLARI 1-Tevazu içerisindedirler 2-Tatlı dilli ve güzel sözlüdürler 3-Geceleri namaz kılarlar 4-Allah’ın azabından korkarlar 5-Harcamada itidal içerisindedirler 6-Şirk, kasten adam öldürme ve zinadan uzak dururlar 7-Yalancı şahitlik yapmaktan ve yalan konuşmaktan sakınırlar 8-Yapılan vaaz ve nasihatleri kabul ederler 9-Daima Allah’a tazarru içerisinde dua ederler (Furkan suresi 63. den 74.ayete kadar)

92


KUR’AN’A GÖRE YAHUDİLERİN ÖZELLİKLERİ 1-Katildir: (Bakara:87) 2-Katı yüreklidir: (Bakara:72-81) 3-İnatçıdır: (Bakara:60) 4-Vefasızdır: (Bakara:83-86) 5-Yalancıdır: (Maide:41-42) 6-Haindir: (Nisa:46) 7-Küstahdır: (Maide:25) 8-Saldırgandır (Nisa:153) 9-Nankördür: (Bakara:47) 10-Kibirlidirler (Bakara 247) 11-Korkaktır (Haşr 13) 12-Cimridir (Nisa 53) 13-Menfaatçidirler (Bakara 87) 14-Irkçılık yaparlar (Bakara 80) KUR’AN’A GÖRE MUTTAKİLERİN ÖZELLİKLERİ Muttaki, takvâ kökünden gelir, aslen "sakınan, çekinen, korkan kimse" mânâlarına gelir. Allâh'tan korkan, haramlardan sakınan, Allah a karsı sorumluluklarının bilincide olan.

1- Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanırlar (Bakara 4 ,177) 2- Gaybe iman ederler (Bakara 3, Fatır 18, Yasin 11), 3- Namazı kılarlar (Bakara 3 ve 177, Enfal 3), 4- Zekatlarını verirler (Bakara 177), 5- Allah yolunda infak ederler (Bakara 3, Âl-i İmran 134, Teğabün 16), 6- Yakın akrabaya, fakirlere, yetimlere, yolda kalmışlara yardım yaparlar (Bakara 177), 7- İnsanlara iyilik yaparlar (Âl-i İmran 134, Maide 93, Yusuf 90), 8- Mallarından isteyenlere ve yoksullara verirler (Zariyat 19), 9- Allah için mallarıyla ve canlarıyla cihad ederler (Tevbe 44), 10- Geceleri az uyuyup, seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dilerler (Zariyat 17 ve 18), 11- Öfkelerine hakim olurlar (Âl-i İmran 134), 12- Affedicidirler (Âl-i İmran 134, Nisa 149, Şura 37, 40 ve 43), 13- Verdikleri sözü yerine getirirler (Bakara 177), 14- Yapacakları işleri aralarında istişare ederler (Şura 38), 15- Sabır sahibidirler (Bakara 45 ve 177, Âl-i İmran 17-20-186, Hud 115, Kehf 28), 16- Kötülük yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak tevbe ederler ve günahlarının bağışlanmasını dilerler, kötülükte ısrar etmezler (Âl-i İmran 134), 17- Doğru söz söylerler (Ahzab 70), 18- Dosdoğru olurlar (Tevbe 7), 93


19- Rablerinin davetine icabet ederler (Şura 38), 20- Hesap gününden korkarlar (Ra'd 21, Mearic 26-27, İnsan 7), 21-Irzlarını korurlar (Mü'minun 5-7), 22- Boş şeylerden yüz çevirirler (Furkan 72, Lokman 5, Mü'minun 3), 23- İyilikte yardımlaşırlar (Maide 2), 24- Kötülüğü iyilikle savarlar (Ra'd 22), 25- İyilik etmeleri nedeniyle Allah'ın sevgisini kazanırlar (Al-i İmran 134), 26- Zulme uğradıklarında -haddi aşmadan- yardımlaşarak haklarını alırlar (Şura 39), 27- Muhsin kimselerdir (Hud 90, Zümer 33-34), 28-Salih amel sahibi kimselerdir (Meryem 60-63), 29- Hidayet üzeredirler (Bakara 5). KUR’AN ‘A GÖRE HAZRETİ MUHAMMED’İN ÖZELLİKLERİ 1-Allah’ın Elçisidir (Yasin 1,4) 2-Son Peygamberdir (Ahzap 40) 3- Evrensel Peygamberdir (Sebe 28) 4- Alemlere Rahmettir (Enbiya 106) 5- Yüce Ahlâk Sahibi ve Güzel Örnektir (Kalem 4) 6- Hz. Muhammed, Müjdeci ve Uyarıcıdır (Fatır 24) 7- Hz. Muhammed, En Güzel Örnektir (Bakara 143) 8- Hz. Muhammed, Öğüt Vericidir (Gaşiye 21) 9- Hz. Muhammed, Yol Göstericidir (Rad 7) 10-Hz. Muhammed, Yumuşak Kalplidir (Ali İmran 159) KUR’AN NEDEN NAZİL OLDU(İNDİRİLDİ) 1-Yol göstersin (Bakara 2) 2-Üzerinde derin derin düşünülsün (Muhammed 24) 3-Akıl sahipleri ders alsın (Sad 29) 4-Düşünülüp öğüt alınsın (Kasas 51) 5-Düşünülüp kavranabilsin (Zuhruf 2) 6-Anlayasınız (Zuhruf 3,4) 7-Uyarıları anlaşılsın (Şuara 7) 8-Aklınızda kalsın (Kasas 51) 9-Sorumluluklarınızı anlayın (Zümer 28) 10-Anlaşılsın (Kasas 85) 11-Düşünülüp ders alınsın (Duhan 59) 12-Kolayca anlaşılsın (Kehf 1) 94


13-Düşünülüp kavransın (Zuhruf 3) 14-Kolay anlaşılsın (Hadid 17) 15-İbret alınsın (Zümer 27) 16-Gerçek apaçık ortaya çıksın (Bakara 159) 17-Kalplere kolayca nüfuz etsin (Ankebut 49) 18-Ders alınsın (Nur 1) 19-İnsanlar onunla uyarılsın (Hucurat 45) 20-Rahmet olsun (Lokman 3) 21-Yol göstersin (Lokman 3) 22-Başvurulsun (Nisa 61) 23-Düşüne düşüne okunsun (Müzemmil 4) 24-İnsanlığa öğüt olsun (Tekvir 27) 25-Uyarı olsun (Tekvir 27) 26-Kalplere yerleşsin (Furkan 32) 27-İnsanlara açıklansın (Ali imran 187) 28-Vakit geç olmadan gereği yapılsın (Hadid 16) 29-Müslümanlar ona uysun (Zümer 18) 30-Onunla amel edilsin (Cuma 5) 31-İnsanlara imtihan konusu olsun (Zuhruf 44) 32-Ne dediği dinlensin (Mülk 10) 33-Din tamamlansın (Fetih 28 ) 34-İnanç konusunda şüpheyi gidersin (Bakara 147) 35-Hakikati ortaya koysun (Zümer 41) 36-İnsanlar onunla hükmetsin (Ali imran 23) 37-Müslümana her konuda fikir versin (Furkan 33) 38-Peygamber onunla hükmetsin (Nisa 105) 39-İnsanları karanlıktan aydınlağa çıkarsın (Hadid 9) 40-Kendisine uyulsun (Araf 203) *Diye Yüce Allah tarafından Hz.Muhammed aracılığıyla Kur’an gönderildi. *Kutsal kitabımız Kur’an’daki emir ve yasaklar bunlarla sınırlı değil,daha fazla. *Ben burada kısa ve öz bir şekilde temel emir ve yasakları gösterdim. *Yüce Allah bizleri Kur’an’dan ayırmasın !

95


KAYNAKÇA Tefsirler: 1-Elmalılı Hamdi Yazır, Hak dini Kur’an dili ,Huzur yayın 2-Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an tefsiri, İpek yayın 3-Diyanet işleri başkanlığı, Kur’an yolu tefsiri 4-Muhammed Esed,

Kur’an Mesajı, İşaret yayın

Mealler: 1-Halil Altuntaş,Muzaffer Şahin,

Diyanet işleri Kur’an meali

2-Hayrettin Karaman,Mustafa Çağrıcı , Diyanet İşleri Kur’an meali 3-Hayrettin Karaman,Sadrettin Gümüş, Diyanet Vakfı meali 4-Elmalılı Hamdi Yazır,

Kur’an meali,Huzur Yayın

İnternet siteleri: 1-Sorularlaİslamiyet.com 2-Kur’anFihristi.net 3-İhya.org 4-EnvarulKuran.com 5-Kuranı kerim.org 6-Fetva.net 7-Suleymaniyevakfi.org 8-mustafaislamoglu.com 9-kuran.diyanet.gov.tr

96


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.