Çocuk Kitabı: Sihirli Koltuk: Zamanda Bir Tasarım Yolculuğu

Page 1




Yayın Adı Sihirli Koltuk: Zamanda Bir Tasarım Yolculuğu Yazan: Sibel Şengül Resimleyen: Eren Dedeleroğlu Grafik Tasarım: Aslı Yazan Yayınlanma Tarihi Nisan 2020 Yayınlayan Bilgileri Ersa Mobilya San. Tic. A.Ş. İletişim Ord. Prof. Kerim Gökay Cad. No:60 Çamlıca/ Üsküdar / İstanbul


ERSA MOBÄ°LYA



Bu kitabÄąn sahibi


Ece ve Arda birbirine hiç benzemeyen ikiz kardeşlerdi. Farklı şeylerden hoşlanır, farklı şekillerde eğlenir, bambaşka şeylere güler, başka türlü zaman geçirirlerdi.


O gün alışveriş için dışarı çıkacaklar ve Ersa’ya da uğrayacaklardı. Daha rahat koltuklara ihtiyaçları vardı.



Mağazaya girer girmez bir üründen diğerine koşmaya başladılar. Kanatları varmış gibi görünen koltuklar, mektup gibi açılıp kapanan kanepeler, kelebek kanadı ayaklı sehpalar, daha önce hiçbir yerde görmedikleri kitaplıklar vardı. Bu renkli ve sıra dışı mobilyalar, kendi evlerindekilere benzemiyordu! Salyangoz desenli puf, ağaç kovuğu şeklinde koltuk, karnavalları anımsatan sehpa derken diğer ürünlerden ayrılmış beyaz bir alan gördüler.



Bu alanın ortasında sadece iki koltuk vardı. Sıradan görünen bu iki koltuk, sanki onları çağırdı. Koltuklara doğru hızla çekildiler ve aynı anda oturdular. Bir daha asla unutamayacakları macera, işte böyle başladı! Önce oturdukları beyaz yer hafifçe titredi. Sonra çevrelerindeki her şey dalgalanmaya başladı. Duvarlar yumuşak bir hamur gibiydi. Rengi sürekli değişiyordu. Arda ve Ece şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.


Tavan incelip şeffaflaştı. Gökyüzünü görebiliyorlardı. O andan itibaren her şey daha da hızlandı. Ayaklarının altındaki zemin önce hareketlendi, sonra bir girdaba dönüştü. Sanki duvarlar aşağıya doğru inen bir geçit, koltuklar da bu geçidin araçlarıydı. Hızlı ama gerçekten çok hızlı bir tren yolculuğuna benziyordu. Bir trenin penceresinden dışarıdaki manzarayı izler gibiydiler. Geçtikleri yerlerde anlık görüntüler oluşuyor ve kayboluyordu.



Çocuklar ne olduğunu anlayamadan her şey durdu. Geçit onları başka bir odaya getirdi. Bu kez bomboş bir odada değillerdi. Bir kenarda metal borular, diğer tarafta deri ve kumaşlar, dikiş makineleri, ahşap masalar ve duvardaki aletlerle, burası bir atölyeye benziyordu.



Arda, onları buraya getiren koltukların, böyle bir atölye için fazla teknolojik olduğunu düşünüyordu. Elinde metal su boruları olan biri içeri girdi. Çocukları görünce şaşkınlıkla sordu: “Siz de kimsiniz, içeriye nasıl girdiniz?” Ece hemen atıldı: “Yukarıdaki koltuklar bizi buraya getirdi. Doğrusu süper bir fikir. Bir çeşit asansör mü bu?” Adam anlamaz bir şekilde gözlerini açtı. “Yukarıdan mı? Asansör mü? Hangi koltuk?” diyebildi. “İşte bu koltuk…” diye işaret etti Arda. Fakat cümlesini tamamlayamadan kalakaldı. Koltuklar yoktu. Pencereden baktı, dışarısı çok farklıydı. “Bu atölyenin bir üst katı yok değil mi” diye sordu. Yoktu. Duvardaki takvime baktı, 1962’yi gösteriyordu. Karşıdaki binanın tabelasında ise Sivas Lisesi yazıyordu. O an koltukların kendilerini geçmişe getirdiğini anladılar.


Biraz zaman geçince, bu sıra dışı duruma alıştılar. Metin Amca, atölyenin sahibiydi. Onlara uzun süredir farklı bir koltuk yapmaya çalıştığını anlattı. Modern, rahat ve ilgi çekici olsun istiyordu. Hem el yapımı olsun, hem de hazır malzemeler kullanılsın diye düşünüyordu. Her zaman gördükleri malzemeleri, hiç görmedikleri şekilde kullanmayı hayal ediyordu.


Tezgâhın üstünde, ayakları metal su borularından yapılmış bir koltuk duruyordu. Arda duvardaki panoya baktı. Metin Amca, bazı soru ve yanıtları yazdığı kağıtları raptiye ile tutturmuştu. Onların yanında çizimler, gazete ve dergilerden kesilmiş resimler vardı.


Ece, bir eşyayı sıfırdan yapmanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyordu. Metin Amca gururla, önce hayal ettiğini anlattı. Hayal edemediği bir şeyi yapamazdı!

O gün her ikisi de “zihinde tasarlamak” denilen bir şey olduğunu öğrendiler.


Onları en çok şaşırtan şey ise, Metin Amca’nın “Yeniden Denemeler Odası”ydı. Bu odada, tamamlanmamış pek çok koltuk bir arada bulunuyordu. Farklı malzemelerle denenmiş küçüklü büyüklü koltuklar, onların maketleri ve duvarlarda asılı koltuk çizimleri gördüler. Bu kadar çok çalışmış olmasına üzülecek gibi oldular. Metin Amca, aklındaki koltuğa ancak onların sayesinde ulaşabildiğini anlatınca, koltukları başka türlü görmeye başladılar.


Metin Amca onları masaya çağırdı, neyi neden yaptığını çizerek anlattı.


Daha sağlam olması için, ahşaptan başka bir malzeme aradım. Demir kullanabileceğimi düşündüm ama bu zamana kadar yapılanlar hem çok ağırdı hem de işlenmiş demir bulmak çok zordu. Ben de demiri nasıl daha hafif hale getirebileceğime odaklandım. Bir gün bu borulara bakarken, neden olmasın diye düşündüm.

İşte aradığım hafif ve kolay alınabilir malzeme! Sıra oturma bölümüne geldiğinde de çeşitli denemelerim oldu.



Daha sonra aynı koltuktan bir tane de birlikte yapmaya başladılar. Çocuklar, bu kadar farklı malzemenin bir araya gelerek bir koltuğa dönüşmesini büyülenmiş gibi izlediler. Metin Amca ise gururluydu.

“Bu koltuktan yüzlerce üretmeyi hayal ediyorum” dedi.


O sırada dışarıdan biri seslendi. Metin Amca’nın yan komşusuydu. Tamir edilmesi gereken bir eşya hakkında onun yaratıcı fikirlerine ihtiyacı vardı. Çocuklara gitmesi gerektiğini söyledi.


Metin Amca dışarı çıktıktan sonra, ikisi de aynı anda koltuklara oturdular. Öyle ya, getirdiklerine göre geri de götürmeliydiler. İlk anda hiçbir şey olmadı. Sonra koltuklar hafifçe titredi. Daha sonra tüm atölye dalgalanmaya başladı. Duvarlar hamurlaştı. Duvardaki aletler inceldi, uzadı. Atölyenin ışığı renk değiştirdi.


Gelirken olduğu gibi tavan şeffaflaştı. Gökyüzünü gördüler. Bu kez yüzbinlerce yıldız vardı. O andan itibaren her şey hızlandı. Ayaklarının altındaki zemin hareketlenerek girdaba dönüştü. Duvarlar geçit verdi... Her şey durunca, yine o küçük beyaz odada olduklarını gördüler.



Yaşadıkları hiçbir şeyden haberi olmayan anne ve babaları onlara seslendi. Çok güzel koltuklar seçtiklerini söylediler. Fakat ikisi de şimdiye dek gördükleri en güzel koltuğun Metin Amca ile birlikte yaptıkları olduğuna inanıyordu. Kendi çalışma sandalyelerinin yanında farklı bir koltuğun daha alındığını gördüler. Çok şaşırdılar. Bu, Metin Amca’nın yüzlerce üretmeyi hayal ettiği koltuktu. Tasarımı biraz değişmiş gibiydi… Eve dönerken Metin Amca’nın atölyesini düşündüler. Bu, onların aklına harika bir fikir getirdi. Kendi çalışma masalarını ve koltuklarını tasarlayacaklardı. Sonraki günler hazırlıklarla geçti. Odaları, kısa bir süre içinde bir tasarımcının atölyesine dönüştü.


Nihayet, çocukların beklediği o gün geldi. Tasarımını yaptıkları, aylardır üzerinde çalıştıkları masa ve koltuklar odalarına yerleştirildi. O an bir rüya gibiydi. Zihinlerinde görüp kâğıda döktükleri çizimler, gerçeğe dönüşüp, dokunulabilir olmuştu.


Bu o kadar değerliydi ki! Her aşamasına çok fazla emek ve zaman harcamışlardı. Sadece bir çalışma masası ve koltuk, onları hayalperest, tasarımcı ve marangoz yapmıştı. Kimi zaman çırak, kimi zaman usta olmuşlardı.



Aylar sonra bir gün, Ece elinde bir kağıtla Arda’nın odasına geldi. Bu, Ece’nin “Bir tasarımcı nasıl görünür?” sorusunun yanıtını çizdiği çok eski bir defter sayfasıydı. Biraz süper kahramana, biraz modacıya benzeyen bu tasarımcıya bakıp kahkahalarla güldüler. Sonra aynı anda Metin Amca’yı düşündüler. Metin Amca ile tanıştıktan sonra her şeyin değiştiğini fark ettiler. Artık onlar için tasarımcı olmak; merak etmek, hayal etmek, istemek, vazgeçmemek, tekrar tekrar denemek ve en önemlisi de işini sevmek demekti.

Öğrettiği her şey için ona teşekkür ettiler.



WORKBOOK

SİHİRLİ KOLTUK: ZAMANDA BİR TASARIM YOLCULUĞU


TASARIMCININ ALET ÇANTASI Bir tasarımcı, zengin bir alet çantasına sahip olmalıdır. Bazı örnek malzemeleri bu sayfada görebilirsin. Lastik bant, ataş, tuvalet kâğıdı rulosu, havlu kâğıt rulosu, kırık oyuncaklar, çeşitli kalemler, yapıştırıcı, fırça, cetvel, kahve kutuları, kurdele, makas, vida, tenis topları, boya, kâğıt bardak, kâğıt tabak, ip, tel, kitaplar, farklı bantlar, karton kutu, plastik ambalajlar, teneke kutular, plastik kupalar, kumaş, çeşitli kağıtlar, alüminyum folyo


Bu sayfadaki kutucukların içine kendi malzeme örneklerini çizebilir, kendi görsel malzeme listeni hazırlayabilirsin.


Tasarımcılar, çoğu kez doğadan ilham alır. Sen de seçtiğin bir bitki ya da hayvandan ilham aldığın mobilyalar tasarlayabilirsin. Doğadan bir nesne seç. Bir ağaç, bir kuş, bir böcek, bir bitki gibi… Sonra da bir ev eşyası düşün. İşte burada iki örnek var.

Papağan ve koltuk Papağan gibi parlak renkleri, yumuşacık kumaşı, papağan pençesi şeklinde ayakları

Lahana ve masa

İç içe geçmiş parçalardan oluşan bir masa


Bu sayfa, seçtiğin hayvan ve eşyayı bir tasarıma dönüştürmen için boş bırakıldı.


Hiç düşündün mü? Bir salyangoz için yatak tasarlasaydın, onun ihtiyaçlarını nasıl karşılardın? Yüksekliği zeminle aynı hizada olabilirdi. Kaydırak şeklinde çıkma yeri de yapabilirdin. Zürafaya tasarlayacağın dolabın rafları yüksek, timsah için tasarlayacağın masa suya dayanıklı olmalıydı.

1. 2.

3.

4.

1. Fil için televizyon koltuğu 2. Zürafa için kitaplık 3. Salyangoz için yatak 4. Timsah için masa


Bu bölüme hangi hayvan için ne tasarlayacağını çizebilirsin. Hayvanların özelliklerini ve ihtiyaçlarını düşünerek, yaratıcı ve sıra dışı mobilyalar tasarlayabilirsin.


Bu sayfaya ihtiyacın olan bir eşya tasarla. Fakat bir sınırın var. Kalem ve yapıştırıcı dışında bu tasarımı göstermek için sadece iki malzeme daha kullanabilirsin.


+

+

+


Şimdi tasarım odaklı düşünmek için uygulama yapma zamanı! Biri senden bir kitaplık tasarlamanı istiyor. Şimdi kitaplığı kullanacak kişiye kulak ver ve kendini onun yerine koy. Sen bu problemi nasıl çözerdin? Nasıl bir tasarım onun ihtiyacını karşılar ve iyi hissettirirdi?

Ne düşünüyor? Kitaplıklar, yüksek raflı olarak tasarlanıyor. Benim kendi boyuma uygun yüksekliğe ihtiyacım var.

Ne hissediyor? Farklı bir tasarım bulabileceğim konusunda umutsuzum. Baktığım tasarımlar hayal kırıklığı yaşatıyor.

Ne yapıyor? Yukarıdaki raflara erişebilmek için basamak kullanıyorum. Kendi boyumu aşan raflarda ne olduğunu göremiyorum. Basamağı hareket ettirip aramak zorunda kalıyorum.

Ne söylüyor? Kitaplıkta bir şey bulmak ve okuduktan sonra yerine koymak çok yorucu! Yüksek olmayan ama çok kitap alan bir kitaplık mümkün müdür?



Rüyalarımız çok yaratıcıdır. Rüyalar gerçek hayatta olmayacak birçok şeyi bir araya getirirler. Sana bu iki sayfayı ayırdık. Rüyalardaki kadar özgür düşün. İstediğin konuyu, istediğin malzemeyi kullanarak anlatabilirsin.



Ersa Mobilya ersamobilya.com




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.