Direniş durmaz Halk kitlesel direnişe geçtiğinde zaman hızlanır. Kapitalist gericiliğin egemenliğinde geçen yirmi yıl bir gün etmez fakat halk ayağa kalktığında bir gün yirmi yıl eder.
Halkın genel ortak talepleri
AKP’nin psikolojik şiddet taktiği
Direniş durmaz
>> 2
>> 4
>> 4
14 Haziran 2013 direniş özel sayısı: 7
Mayıs-Haziran 2013’te Türkiye’de hayatın nasıl hızlandığını, sömürücü despotların nasıl elden ayaktan düştüğünü; halkın gücünün, bilincinin, vicdanının nasıl serpilip gürbüzleştiğini hep birlikte yaşıyoruz.
AKP için her yol mübah
Vahşetten psikolojik savaşa, psikolojik savaştan hileye geçen AKP, vurdu, kırdı, öldürdü. Gözdağı verdi, esti gürledi. Sonuç alamadı. Sıra geldi geri adım atarken tuzak kurmaya, hileyle hurdayla iş görmeye.
AKP’nin psikolojik şiddet taktiği Bugün 18. gününe girmiş olan Gezi Parkı Direnişi halkımızın direngenliğiyle devam ediyor. AKP iktidarının tüm direnişi kırma çabalarına rağmen, insanlar her gün meydanda yerini alıyor. Akın akın Taksim meydanına gelen halka, gözlerini bile kırpmadan tomalarla ve biber gazlarıyla saldıran iktidara dünyanın her yerinden tepkiler yağdı. Tayyip Erdoğan ise Avrupa Parlamentosu’nun halka uygulanan şiddet konusundaki uyarısını tanımadığını söyledi. Gurur yapıp geri adım atmayan, üstüne üstlük bir de uygulanan şiddetin haklı olduğuna ilişkin açıklamalar yapan Tayyip Erdoğan, bir taraftan da tehditkâr konuşmaya devam ediyor ve diyor ki; “İşte o samimi çevreci dürüst kardeşlerime diyorum ki bizi daha fazla üzmeyin. Siz oradan çekilin. Bizi o uç terör örgütleriyle iç içe olanlarla karşı karşıya bırakın ve biz o Gezi Parkı’nı temizleyelim.” Halkın tüm ilgisini direnişten başka bir yöne kaydırmaya, hedef şaşırtarak dağıtmaya çalışan Tayyip Erdoğan “en az zararla nasıl sıyrılabilirim”in hesabını yapıyor. Polis müdahalesinin kıramadığı direnişi psikolojik taktiklerle kırmaya çalışıyor.
Vali Mutlu ailelere “Çocuklarınızı oradan alın, can güvenlikleri yok” tehdidinde bulunuyor, aileler ise her biri birer yetişkin genç olan evlatlarıyla beraber direniyor. Tayyip Erdoğan “24 saat içinde bu iş bitecek!” diyor. 24 saat dolduğu hâlde doğrudan şiddet uygulayamıyor, çünkü halkın daha da büyüyecek tepkisinden, milyonların aynı anda sokağa dökülmesinden korkuyor. 11 Haziran’daki vahşi katliam teşebbüsünün bütün dünyada yol açtığı tepkilerden sonra yeni bir şiddet dalgasına cesaret edemiyor. Son olarak psikolojik yıldırma tekniğine başvuruyor. AKM’nin önüne konuşlanan polisler ve TOMA’lar “müdahale olmayacak” denilmesine rağmen orada durmaya devam ediyor. İnsanlarda her an saldırı olabilir tedirginliği yaratıyor. Buradaki asıl amaç bu psikolojik taktikle halkın direnişinin sönümlenmesini sağlamak olabilir. Ancak halkın bundan vazgeçmeyeceği çok açık. İktidar ya geri adım atıp talepleri karşılamak zorunda kalacak, ya da bunu yapmadığı takdirde direniş büyüyerek devam edecek. Her şekilde oyunun tek kazananı halk olacak.
Direnişi muhatap almam diyordu. Bunlar anarşist, terörist diyordu. Bunlar bir avuç çapulcu diyordu. Muhatap olarak Hasan Kaçan ve Necati Şaşmaz gibi iki gericiyi sahneye çıkardı. Direnişin hızlanan zamanı sayesinde bu ikilinin raf ömrü iki saat içinde doldu. Aynı gün kendilerini “sağduyulu yurttaş” olarak konumlandıran 11 sorumsuz bireyi muhatap aldı. Direniş takviminde bir günde pörsüdüler. Ertesi gün Hülya Avşar’ı muhatap aldı. Zavallının verdiği gözdağı mesajı bir saat içinde hükümsüz kaldı.
Geri adım ve hile
Sonunda geri adım attı, Taksim Dayanışması’nı muhatap aldı. “Sizi muhatap alıyorum, lütfen artık son verin direnişinize” dedi.
Baskı: Yön Matbaası Davutpaşa Cd. Güven San. Sit. B Blok K 1 No:366 Topkapı - İstanbul 0212 544 66 34
Kurucusu: Mustafa Suphi (1883-1921)
www.yenidunyagazetesi.com
Halkın g ücü kaza n aca k
Birileri sevindirik oldu. “A, AKP bizi muhatap aldı, hem mahkeme kararını bekleyecekmiş, hem referandum yapacakmış, çok pozitif bir yaklaşım gösteriyor AKP, biz de pozitif yaklaşalım öyleyse” dedi. Bakalım direnişin takvimi içinde bu yaklaşımın hükmü ne kadar sürecek.
Akan su yolunu bulur
Taksim Dayanışması’nın talepleri belli. Halkın genel talepleri belli. Direnişin çapı, emekçi halkın özlemleri ve morali belli. Dipten gelen dalganın ortaya çıkardığı filizler belli. Akan su yolunu bulur. Yeni Türkiye’yi hep birlikte yaratacağız. AKP ne yaparsa yapsın, durduramaz halkın coşkun akan selini.
AYLIK YEREL SÜRELİ YAYIN ISSN 1301–9031 Uluçınar Basın Yayın Reklam Sanat Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. adına sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü: Onur Balcı Sıraselviler Cd. Billurcu Sok. Ocaklı Han No: 3/6 Beyoğlu - İstanbul 0212 245 28 11
halk gazetesi
Güncel gelişmelerden haberdar olmak için:
www.yenidunyagazetesi.com
Emekçi kitleler kendi kaderini kendi eline aldığında hep böyle olur. Sömüren, ezen, asıp kesen iktidar sahipleri ne yapacaklarını şaşırır. Halk, kayıtsız şartsız kendisine ait olan egemenliği gasbeden sömürücü zalimlere “artık yeter” dediğinde, ülkelerin kaderi değişir.
Zulüm işe yaramıyor
Meydanları dolduran, AKP’nin gericilik, vurgunculuk ve savaş programından bıkıp hükümetin istifasını isteyen halkın devrimci iradesi karşısında, AKP’nin çaresizliği iyice ortaya çıktı.
31 Mayıs’tan 14 Haziran’a
Sürecin gelişimini kısaca hatırlayalım:
- 31 Mayıs sabahı Gezi Parkı’ndaki insanları gazlayan, çadırları yakan AKP, parkı bariyerlerle çevirdi, halka yasak bölge ilan etti.
- AKP, 1 Haziran öğleden sonra Taksim Meydanı’nı ve Gezi Parkı’nı direnen halka teslim etmek zorunda kaldı.
- 31 Mayıs akşamı bu saldırıyı protesto etmek için Taksim’e akan kitlelere vahşice saldıran AKP, ne yaptıysa, direnen halkı dağıtamadı. Yüz binlerce kişiyi kapsayan halkın demokratik direnişi ayaklanma boyutlarına yükseldi.
- Burada dayanışma ruhunun egemen olduğu, eşitliğin ve özgürlüğün yaşandığı, herkesin kendi görüşünü ve inancını serbestçe dile getirdiği, paranın hükmünün geçmediği yepyeni bir toplumun küçük bir örneği kuruldu. Taksim Komünü, onu yaratan kitlelerin iradesiyle yeni halk iktidarının çekirdeği olarak ete kemiğe büründü. Dipten gelen direniş dalgasının etkisiyle AKP’nin, çevresindeki büyük banka ve holdinglerin ayaklarının altındaki toprak kaydı. Halkın yeni, devrimci, laik, barışçı,
- 1 Haziran’da AKP, yine saldırdı, direnişe katılan kitleler daha da çoğaldı. Üstelik Taksim Meydanı’nı ve Gezi Parkı’nı destekleme eylemleri bütün İstanbul’a, başta Ankara, Antakya, İzmir ve Adana olmak üzere bütün ülkeye yayıldı. İstanbul ve Türkiye ayaklandı.
>> 2
bağımsız ve sosyal Türkiye’si ile ABD ve AB işbirlikçisi tekelci kapitalist oligarşinin eski, karşıdevrimci, gerici, savaşçı ve neoliberal Türkiye’si artık somut olarak karşı karşıyaydı. - Taksim Meydanı ve Gezi Parkı yüz binlerin, milyonların ziyaret ettiği, kendi dertlerini özgürce dile getirdiği, özlemlerini haykırdığı bir merkez oldu. - İstanbul’un ve Türkiye’nin dört bir yanında dört kişinin ölümüne, yüzü aşkın kişinin ağır kafa travması geçirmesine veya gözlerini kaybetmesine, yedi bini aşkın kişinin yaralanmasına, yüz binlerce kişinin ağır zehir solumasına, milyonlarca kişinin zehirli gazdan etkilenmesine yol açan vahşi saldırılara rağmen halkı yıldıramadığını ve işlerin kendileri açısından sarpa sardığını gören AKP, 11 Haziran’da “fitnenin başı” dediği Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na vahşice saldırdı. Meydanı işgal etti, fakat Gezi Parkı’nı boşaltamadı. - AKP 12 ve 13 Haziran boyunca “sabrımız taşıyor”, “yirmi dört saat içinde orası boşaltılacak” ultimatomuyla psikolojik savaş yürüttü. “Sevgili çevreci gençleri” çadırlarını yakmakla ve canlarını almakla tehdit etti. Ailelere “yavrularınızı buradan çekin” dedi. Taksim Dayanışması’nı muhatap almadı. Önce iki gerici şarlatan sanatçıyla, sonra 11 sorumsuz bireyle görüştü. Halk direnişiyle iradesini zaten ortaya koymamış gibi “Gezi Parkı için referandum” oyununa sarıldı. Daha sonra da kendisini AKP gericiliğine kullandırmakta bir sakınca görmeyen ünlü zavallı yıldız Hülya Avşar’ı cepheye sürdü. Ona, “Başbakanımızın sabrı taştı, 24 saat içinde operasyon yapılacak, olan gençlere olacak” demecini verdirtti. - Direnen halk adına Taksim Dayanışması, “Taleplerimiz karşılanana kadar buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz”
2
dedi. “Temel haklar insanların doğal h a k l a r ı d ı r. Doğal haklar tanınır, referanduma sunulmaz” diye ekledi. Anneler AKP’nin ultimatomunun aksine, çocuklarının yanı başında direnişe katıldı. - Şiddetin, gözdağının, tehdidin sonuç getirmediğini gören AKP, geri adım attı ve 13 Haziran’ı 14 Haziran’a bağlayan gece yarısı Taksim Dayanışması’nın temsilcileriyle görüştü. Gezi Parkı için idare mahkemesinin kesin kararı çıkana kadar parka dokunmayacağını, mahkemeden Topçu Kışlası yapılabilir kararı çıksa bile referanduma gideceğini belirterek Gezi Parkı’nın derhâl boşaltılmasını istedi. - Taksim Dayanışması temsilcilerinin ilk açıklamalarına bakılırsa, AKP’nin bu önerisi olumlu karşılanmış. Karar bugün (14 Haziran) saat 19.00’da Taksim Meydanı’nda yapılacak mitingde açıklanacak.
Eldeki veriler
AKP’nin Taksim Gezi Parkı’nı ortadan kaldırıp gerici ve karşıdevrimci 31 Mart 1909 ayaklanmasının başladığı Topçu Kışlası’nın taklidini inşa etme, alışveriş merkezi ve rezidans kurma projesi apaçık bir vurgun ve gericilik projesidir. Halkın elindeki bütün kamusal alanların bir avuç işbirlikçi dolar milyarderine tahsis edilmesi demektir. Halk düşmanı bu proje hukuk dışıdır. Son damla AKP’nin Gezi Parkı’nı gasbetmesi, despotizmin bütün dayatmalarından bıkmış olan halk için bardağı taşıran son damla olmuş, bütün İstanbul ve Türkiye halkı d e m o k r a ti k direnişe geçmiştir. Halk egemenliği
bizzat kendi eline almış, direniş hukuku yürürlüğe girmiştir. Halkın iradesi bu yöndedir. Zorun yanı sıra rıza ve hile Despotizm sadece zorla, şiddetle ayakta kalmaz; halkın rızasını almak için sürekli propaganda yapar, halkın beynini yıkar ve durmadan hileye başvurur. AKP’nin Taksim Dayanışması temsilcileriyle görüşmesi şüphesiz olumludur ama bu adım, AKP’nin direnen halk iradesini kabul ettiği anlamına gelmiyor. AKP, aksine, bu iradeyi ezmek, ortadan kaldırmak için küçük bir taviz veriyor. Hileyle arkadan dolanıyor, eski rejimin gayri meşru dayatmasını kurtarmak için Taksim Dayanışması’nı eskinin labirentlerine yönlendiriyor. Halkı kendi rızasıyla despotizmi kabullenmeye, dayatmalara uymaya zorluyor.
Somut durum
Taksim Dayanışması’nın ilan ettiği temel talepler ortada. Direnen halkın ortak paydasını oluşturan talepler de ortada. Kitlesel demokratik eylemleriyle ortaya çıkan halk haklı ve meşru zemindedir; çıplak elle, barışçı kitlesel eylemle AKP’yi kuşatmıştır; dolayısıyla, siyaseten ve manen güçlüdür. AKP haksız ve gayri meşru zemindedir; dolayısıyla, büyük sermayenin gücüyle birleşmiş şiddet ve zor tekeli açısından, yani maddeten çok güçlü olduğu hâlde, siyaseten ve manen güçsüzdür. Kısacası, 31 Mayıs demokratik patlamasıyla başlayan yeni devrimci koşullarda halk güçlüdür, AKP güçsüzdür. Bu gerçeği bilinciyle hareket etmek canalıcı önemdedir.
Taksim Dayanışması’nın temel talepleri
Taksim Dayanışması, 9 Haziran 2013’te özgür Taksim Meydanı'nda yapılan büyük mitingde “Biz halkız. Buradayız. Ve taleplerimizi almadan da, hiçbir yere gitmiyoruz” demiş ve temel taleplerini şöyle açıklamıştı:
Halkın genel ortak talepleri AKP’nin gericilik, vurgun ve savaş programından bıkan Türkiye halkı tonlarca zehirli gaza, tazyikli suya, plastik mermiye, gerçek mermiye, demir sopalara, binlerce tutuklamaya, binlerce yaralanmaya, birçok sakatlanmaya, dört ölüme rağmen ülke çapında direnişini sürdürdü ve sürdürüyor. En geniş kitleleri birleştiren ortak sloganın “Hükümet istifa” olduğu herkesin ortak gözlemi. Halkın haykırdığı sloganlardan, taşıdığı pankartlardan, yaptığı basın açıklamalarından, direnişçilerle yapılan röportajlardan, direnişe katılan parti, sendika, dernek, çevre, grup ve tek tek bireylerin yayın ve yazılarından, temsilcilerin verdiği demeçlerden, yürütülen anketlerden ortaya çıkan ortk halk talepleri şöyle özetlenebilir: - Hiçbir emekçi açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılmasın. Asgari ücrete yüzde yüz zam yapılsın.
- Gezi Parkı, park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağı ve projenin iptal edildiğine dair resmî bir açıklama yapılmalı, Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılmasına ilişkin girişimler durdurulmalıdır.
- Bütün çalışanların ve emeklilerin gelirinde insanca yaşamaya yeterli ölçüde artış yapılsın.
- Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce insanın yaralanmasına, üç yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay, Adana Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumlular görevden alınmalı, gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılması yasaklanmalıdır.
- Planlı bir kalkınma seferberliği başlatılarak herkese sigortalı, güvenli, kadrolu iş sağlansın.
- Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için, tiwit attığı için gözaltına alınan yurttaşlarımız derhâl serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmalıdır. - 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmeli; ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Bütün taşeron işçiler kadroya geçirilsin. - Büyük işletmelerde işten atmak yasaklansın. Devlet, zor duruma düşen küçük işletmelerde işçilerin yeni bir işe yerleştirilmesini sağlasın.
-Bütün öğretmenler atansın. Öğrenciler öğretmensiz, öğretmenler işsiz kalmasın. - Ziraat Bankası büyük şirketlerin arpalığı olmaktan çıkarılsın. Sadece çiftçilere ucuz kredi sağlasın. - Halk Bankası holdinglerin destek üssü olmaktan çıkarılsın. Sadece esnafa ve KOBİ'lere ucuz kredi sağlasın. - Bütün sağlık hizmetleri parasız olsun. - Bütün eğitim hizmetleri parasız olsun. - Bütün kredi kartı borçları iptal edilsin.
- Eğitimi ortaçağ dogmalarına teslim eden bilim ve laiklik düşmanı 4+4+4 sistemi iptal edilsin. Zorunlu din dersi kaldırılsın. Elemeci sınavlar iptal edilsin. YÖK kaldırılsın, üniversiteler büyük sermayeye değil, halka hizmet eden özgür ve özerk kurumlar olsun. - Çağdaş yaşam tarzına müdahale eden bütün kanunlar iptal edilsin. - Suriye'ye karşı savaş politikasına son verilsin. Türkiye bütün komşularıyla iyi ilişki kursun. Bağımsız, bağlantısız bir dış politika izlensin. - İçeride savaş politikasına son verilsin. AKP'nin kendi iktidarını pekiştirme ve Osmanlı yayılmacılığını canlandırma hayaline hizmet eden sahte “Çözüm süreci” şeffaflaştırılsın. Halkın gerçek barışı sağlansın. Eşitlik ve özgürlük temelinde Türk-Kürt kardeşliği sağlansın. - Özel yetkili olağanüstü mahkemeler kaldırılsın, bütün siyasi davalar düşürülsün. Başta hapiste tutulan milletvekilleri olmak üzere bütün siyasi tutsaklar derhâl serbest bırakılsın. - Faşizmin ve despotizmin aleti olarak kullanılan Terörle Mücadele Kanunu, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu iptal edilsin. - Grev yasakları kaldırılsın. Grev kırıcılığı ve sendika düşmanlığı yasaklansın. - Seçim sistemi demokratikleştirilsin. Seçime katılmak için örgütlenme barajı ve milletvekili çıkarmak için yüzde on barajı iptal edilsin. - AKP'nin vurgun politikalarından nemalanan bütün bankalar ve holdingler çalışanların denetimine açılsın. Çevreye ve halka ağır zararlar veren kâr ve rant projeleri iptal edilsin. Özelleştirme yağmasından pay alan banka ve holdingler tazminat ödesin. Özelleştirilen bütün işletmeler kamulaştırılsın. - AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasının borazanlığını yapan medya şirketleri çalışanların denetimine geçirilsin. Medya patronlarının diğer alanlarda iş yapması yasaklansın.
3