ALAÇAT 668 03 00
EŞEN 637 20 00
Tel: 0252 614 50 00 Tuzla Mah. Gaffar Okkan Cad. No:1 FETHİYE
KARAMERSİN 635 71 00
Alaçat Mah. Kaş Yolu Üzeri SEYDİKEMER
Hüsrev San
CELEP ÖMER KIL
SANLAR GRUP Emlak-Havuz-İnşaat-Tarım
şEmlak
şİnşaat şZenon Panel Çatı
Ses Yalıtım Duvar Sistemleri Depremde Yıkılmayan Isı ve Ses Yalıtımlı Duvar Fırtınada Uçmayan, Adres: Adnan Menderes Bulv. No:162 Fethiye Tlf: (+90) 252 612 53 65 - Belgegeçer: (+90) 252 612 72 03 Binanın Ömrüne www.sanlarinsaat.com e-posta: info@sanlarinsaat.com Denk Çatı Sistemleri
Alım Satım Takip Taahhüt Yap - Sat Plan - Proje Kat Karşılığı İnşaat Malzemeleri Tuğla Çeşitleri Kiremit Çeşitleri Yalıtım Çeşitleri
KÖSE GİYİM
Sayı: 16396
15 Ekim 2016 Cumartesi
Kuzugöbeği Mantarı Mevsimleri Şaşırdı
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
Fethiye Belediyesi Aşure Dağıttı
F
ethiye Belediyesi Muharrem ayı münasebetiyle belediye binasına gelen vatandaşlara aşure dağıtımı yaptı. Her yıl aşure gününde geleneksel olarak yapılan dağıtım, Belediye hizmet binasında gerçekleşti. S.13
O
Günlük Bağımsız Siyasi Gazete
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
Fethiye’nin ilk Gazetesi
GSM: 0532 341 69 96 - Ev: 0252 646 89 71
e-mail:kosegiyim@gmail.com
F
S.13
şKurbanlık
Cumhuriyet Mah. 97. Sok. (lise arkası) No: 60 Fethiye Tel: 0252 614 41 44 - Gsm:0552 282 09 09
Nar Alıcısını Bulamıyor ethiye'deki nar diken üreticiler, ürettikleri birinci sınıfa narları pazarlamakta zorluk çekiyor. Ekonomideki belirsizlik nedeniyle uzun vadeli yatırıma yanaşmayan tüccarların gönül rahatlığıyla Fethiye'deki narları pazarlayabileceklerini belirten Ziraat Odası Mühendisi Devrim Beyde; “Tüccarımızı pazarda sıkıntıya sokacak her hangi bir yanlış uygulama yoktur. Gönül rahatlığıyla bunu tüketiciyle buluşturabilirler.
Küçükbaş ve Büyükbaş şAdaklık Hayvan Alım Satımı şDamızlık
Erkek Giyim Bayan Giyim Gelinlik - Abiye
F
ethiye ve Seydikemer ilçelerinde Şubat ayının sonlarına doğru dağların yüksek bölgelerinde çıkan kuzugöbeği mantarını İbrahim Ayat isimli üreticinin dağda bulup getirmesi sonucu Ekim ayında pazar tezgâhında yerini aldı. S.13
Fiyat: 50 Kuruş
FETHIYE
HIRÇIN PEN FERFORJE
Özkan HIRÇIN Çelik Çatı Konstrüksiyon Pvc Kapı ve Pencere Sistemleri Sanayi Sitesi Şehit Osman Tosun Cad. 271 Sk. No:2 Fethiye Tel-Fax: 0 252 612 54 31 Gsm: 0 533 669 80 82 www.hircinpen.com e-mail: info@hircinpen.com
Cami Neden Kapalı? Cami İmamı; “Yıllık İzindeyim”
S.16
Görme Engelliler İçin Eğitim Kursları Artıyor
F
ethiye İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu Müdürü İsmail Cazağ, Fethiye Altı Nokta Körler Derneğini ziyaret etti. Görme Engelliler için düzenlemekte olan Bilgisayar Kullanım kursu ile ilgili bilgi veren İsmail Cazağ; ileriki süreçte düzenlenecek olan yeni kurslar hakkında görüş alışverişinde bulundu.
MHP'li Meclis Üyelerinden Kaynak'a Ziyaret
Ölüdeniz Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mümtaz Kökten
S.4
S
eydikemer ilçe merkezindeki bir caminin din görevlisinin cami cemaatini bilgilendirmek amacıyla astığı “yıllık izindeyim” yazısı başına dert oldu. İzne ayrılan din görevlisinin yerine müftülük tarafından bir ismin bırakılmadığı iddiası da ortalığı karıştırdı. Seydikemer Kaymakamı Muammer Köken ve Ölüdeniz Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mümtaz Kökten'in camiye namaz kılmak için uğramasıyla ortaya çıkan
M
skandal pes dedirtti. İlçe olarak kurulduğu günden bu yana Türkiye gündeminden düşmeyen Seydikemer ilçesi bu kez de “Yıllık İzindeyim” yazısıyla ortaya çıktı. Caminin din görevlisinin iyi niyet gözeterek düşündüğü ve cami cemaatini bilgilendirmek amacıyla yazdığı yazı nedeniyle Seydikemer Müftülüğü tarafından soruşturma başlattı.
illiyetçi Hareket Partisi Seydikemer Belediye Meclis Üyeleri Uzm. Veteriner Hekim Mustafa Tanır ve Eczacı Mehmet Küçüksoku geçtiğimiz günlerde Seydikemer Belediye Başkan Yardımcılığına getirilen Ramazan Kaynak'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
S.13
Sulu Yemek / Pide / Döner Izgara Çeşitleri / Çağ Kebabı Çiğ Köfte
TAŞYAKA/Fethiye İzzet Delioğlu
0252 612 95 00 0534 342 58 18
Pide
2. Şubemizle Seydikemer’deyiz Çiğ Köfte
Adres: Cum. Mah. inönü Blv. No:59 (Kadıköy Yolu Üzeri) Seydikemer facebook.com/yakaParkTR - twitter.com/YakaPark
Lahmacun
Fethiye Taşyaka Şubesi Ölüdeniz Cad. No:24/B1 Fethiye
SANCAR LAR PETROL Motorin Benzin
DOMBİLİ KOKOREÇ Karacan Sipariş Hattı Muhammet 0 536 269 32 36 614 32 36 Çarşı Caddesi No:107/B (Eski İtfaiye Yolu) Fethiye
Afyonlu Mezarci Ustasi
Hasan Turk
0 533 768 44 91
Kendinden Beyazlayan Sararmayan Sıcağa Ve Soğuğa Dayanıklı Özel Bir Karışımla Mezar İşleriniz İtina İle Yapılır
Her Çeşit Çit Teli - Direği - Kapısı İmalat - Satış - Montaj
Yetişkin Ve Çocuklar İçin Özel Olarak Mezar Hazırlanır Çiçek Dikilerek Teslim Edilir
Çevremizi Koruyalım
0532 281 46 58 / 0533 232 09 09 / 0252 646 97 95 Çevre Yolu Üzeri Karaçulha Kavşağı (Işıklar) Fethiye
Şampiyon Kokoreç Koyuncuoğlu İletişim Mrk: Çarşı Cad. No:57 Fethiye 0 252 612 66 66 / 0 533 683 99 99 Şube: Atatürk Cad. Lise Karşısı No:13 Fethiye 0 252 612 42 52
48
Osman Usta
Menteşeoğlu Mah. 2. Yol Krş. 248 / B Fethiye
www.ilan .com.tr
0252 646 76 76 0537 450 07 17
02
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi
Öçalmaz; Çocuğunuza Spor Yaptırın
M
uğla Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Serkan Öçalmaz Kış aylarında çocuklar için sporun önemi ve faydalı spor dalları ile ilgili bilgi verdi. Bilgisayar ve TV başında kalan, spordan uzak ve hareketsiz bir kış geçiren çocukların muhakkak spora teşvik edilmesi gerektiğini
sosyal yönden gelişimine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisininin gelişimine katkıda bulunurken takım sporları paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrenir, bu okul başarısı da beraberinde getirir. Düzenli fiziksel aktivite ile
kapsayan erken çocukluk döneminde, düzenli egzersizden çok koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktivitelerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Muğla Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Serkan Öçalmaz ; Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklör aktiviteleri de desteklenmelidir. Bu yaş
tarzı organizasyonlara başlanabilir.Spesifik spor dallarına ait çalışmalar için uygun yaşlar ise; cimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş, güreş için12 yaş, bisiklet için 14 yaş, halter için 15-16 yaş, boks için ise 17 yaşlarıdır. dedi. Bu konuda ailelere önemli görevler düştüğünü belirten Muğla Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Serkan Öçalmaz bunlar;
HAS Kuyum
HAS Kuyum
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
Alış: 114,00 Satış: 12,00 Dolar:3,04 TL.........3,06 TL Euro:3.35 TL...........3.40 TL
612 09 13 Fethiye’nin ilk Gazetesi
Altın
Paund:3.89 TL.........3.93 TL
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi Yıl: 56 Sayı:16396
Fiyat: 50 kuruş (KDV Dahil) Yayın Yeri: Çarşı Caddesi 126/2 Fethiye İletişim için: 0252 612 00 95
Sahibi Nur İlik Yazı İşleri Müdürü Erkan İlik Sayfa Editörü Mehtun Yalçın Muhabirler Hakan Çelikdemir Bahadır Konuk Gülyüz Yurdagül Sırt Zeynep Olca
Web: www.fethiyehaber.com e-mail: fethiyegazetesi1960@gmail.com fethiyegazetesi@hotmail.com
Hamza ÖZDEN Tel :0252 612 27 47 Gsm:0535 22186 00 Gsm:0544 448 99 02
ELEMAN İLANI söyleyen Öçalmaz, Sporun, fiziksel gelişiminin yanında psikolojik ve sosyal yönden de gelişime katkıda bulunduğu unutulmamalıdır dedi. Çocukların Sporla yetiştirilmesini söyleyen Muğla Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdür Serkan Öçalmaz;Sporun insan yaşamındaki önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bilgisayarlar , akıllı telefonlar ve televizyon ile ne yazık ki çocuklar spordan uzak ve hareketsiz bir yaşam tarzını benimseme eğilimine girdiler. Unutmayın, sporun önemini ve gerekliliğini çocuklarımıza aşılayabilirsek onlara daha sağlıklı bir geleceğin de kapılarını aralamış oluruz... Spor büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanında psikolojik,
Babataşı Mah. Adnan Menderes Bulv. Kipa Karşısı No:75/C Fethiye / Muğla Ofis: 0 533 465 02 91
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolü sağlanır. Spor ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenir. dedi. Ancak yetişkinler gibi çocuklar için de spora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Öçalmaz; Çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilmesi tavsiye edilir. dedi. 5 ile 7 yaş arasındaki çocukları
grubunda çocuk daha çok bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktiviteleri de desteklemek gerekir. 8-9 yaş civarındaki çocukları kapsayan orta çocukluk döneminde ise yukarıdaki aktivitelere ek olarak bisiklet, takım sporları, temel spor hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklör aktivitelerine başlanabilir. Bu yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. Takımca mücadele, liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önem taşır. Her çocuğa liderlik şansı verilmesi gerekir. On yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmesi önerilir. Kişisel ve takım sporlarında yarışma
FETHİYESPOR PUAN DURUMU
TAKIM O G B 6 5 1 Keçiörengücü 6 4 1 BB Erzurumspor 6 3 3 Amed Sportif 6 3 2 Sivas Belediyespor 6 3 1 İstanbulspor 6 3 1 Konya Anadolu Selçukspor 6 2 3 Hacettepe Spor 6 3 0 Bucaspor 6 2 2 Pendikspor 6 Nazilli Belediyespor 2 2 6 Kocaeli Birlikspor 2 1 6 Zonguldak Kömürspor 1 4 6 Fethiyespor 2 1 6 Kahramanmaraşspor 2 1 6 Ofspor 1 3 Büyükçekmece Tepecikspor 6 0 2 6 Fatih Karagümrük 0 2 6 Anadolu Üsküdar 1908 0 2
TOPLAM
M 0 1 0 1 2 2 1 3 2 2 3 1 3 3 2 4 4 4
A 12 10 8 8 9 10 9 8 5 4 7 6 7 7 7 4 4 2
Y Puan 5 16 2 13 4 12 4 11 2 10 10 10 5 9 9 9 6 8 8 7 7 7 7 7 11 7 11 7 6 6 10 2 11 2 11 2
AV +7 +8 +4 +4 +7 0 +4 -1 -1 -3 0 -1 -4 -4 +1 -6 -7 -8
Spor yaparak çocuğunuza örnek olmak, Okulda veya dışarıda ailece aktivite programlarına katılın, Çocuğunuzu cesaretlendirin, yönlendirin ama baskıcı olmayın, Yapıcı eleştirilerle çocuğunuzu destekleyin, Çocuğunuzun fiziksel yetenekleri ve kapasitesinin ötesinde hedefler belirlemeniz spordan uzaklaşmasına sebep olabilir. Çocukların yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller anne ve babalarıdır. Unutmayın eğer anne-babalar sağlıklı, spor ile içiçe bir yaşam tarzını benimser ve bunu ailece yapılan bir sosyal aktivite haline getirebilirlerse, çocuklar da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktarır. dedi. Haber Merkezi
Servis Elemanları Aranıyor
Bayan Elemanlar Aranıyor
Gazetemizde Yetiştirilmek Üzere Günlükbaşı Yolu Üzerinde (5 Kişi) Bayan Elemanlar Alınacaktır. Yeni Açtığımız Başvuruların Şahsen İşletmede Görevlendirilmek Üzere Yapılması Rica Olunur: Tecrübeli Bay Bayan Bilgi İçin 252 612 00 95 Servis Elemanları Alınacaktır Başvuruların Şahsen Başvuruların Şahsen Yapılması Rica Olunur. Yapılması Rica Olunur: Bilgi İçin 612 52 00-05326712197 Bilgi İçin 252 612 00 95 Ali Kaşlı
e-mail :alikasli48@hotmail.com
Fethiye Yapı Malzemeleri Fethiye Yapı Malz. İnş.Taah. Eml.İth.İhr.San ve Tic.Ltd.Şti.
Tuzla Mah. Adnan Menderes Bul. No.26 FETHİYE - MUĞLA Tel :0252 614 18 46 Fax :0252 612 56 03 GSM :0533 367 77 95 WEB :www.fethiyeyapi.com
Eleman İlanı Fethiye Ekmek Sanayi Fırınında Çalıştırılmak Üzere Ön Muhasebe Elemanı Aranmaktadır. Taşyaka Mahallesi Cezayirli Hasan Paşa Caddesi Sanayi Sitesi No:16 Fethiye Bilgi İçin: 05446146861 Telefon 0 252 611 00 24 / Bilgi İçin:05446146861
İmar Planı, Parselasyon planı
Emlak İlanları Satılık / Kiralık Adres: Hükümet Cad. No:6 E-Posta: ideal.emlak@hotmail.com
Telefon +90-252- 6146363 Gsm +90-532-7665168 1-) Akarca Mahallesinde Parselin Yola Cephesi 36m Olan Doğu Ve Güney Cepheli Üç Adet Müstakil Villa Yapılabilecek Konumda 1041m2 %15-30 İki Kat İmarlı Arsa 1.750.000 TL’ye Satılıktır.
2-) Tuzla Mahallesinde 3+1 Doğu-Güney Ve Batı Cepheli 120 M2 Olan Sinem 1 Sitesinde 265.000 TL’ye Satılık Orta Kat Daire.
3-)Taşyaka Mahallesinde Doğu-Güney- Batı Cepheli 180 M2 3+1 Deniz Manzaralı Çatı Dubleks Daire 225.000 TL 4-)Keloğlu Boğazında 3+1 Orta Kat
Mehmet KOÇ 0 532 688 19 83
Doğu-Güney-Batı Cepheli Orman Ve Deniz Manzaralı Yeni Sıfır Daire 250.000 TL ye Satılıktır. Tel & Fax: 0 252 614 93 13
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
FETHIYE 03 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
81 İl’de Araç Kiralama ve Diğer Hizmetler
ARAÇ KİRALAMA
RENT A CAR
HAVALANI TRANSFER
AIRPORT TRANSFER
UÇAK BİLETİ
FLIGHT TICKETS
ALTERNATİF TURLAR
ALTERNATIVE TOURS
GEZİ ORGANİZASYONLAR
TOUR ORGANIZATIONS & EXCURSIONS
EMLAK VE DANIŞMANLIK
REAL ESTATE CONSULTANCY
JEEP SAFARİ
JEEP SAFARI
KONAKLAMA HİZMETLERİ
ACCOMODATION SERVICES
www.oscarrentacar.com
F
M.Kemal Blv. Opposite The 3M Migros Fethiye
0 532 151 0 151
Sene Başı Okul Müdürleri Toplantısı Yapıldı ethiye ve Seydikemer'de bulunan okul müdürlerinin katılımıyla Şehit Sümer Deniz Kız
0252 612 77 78
ve Seydikemer İlçe milli Eğitim Müdürü Ferah SAN ile
Anadolu İmam Hatip Lisesi konferans salonunda sene başı okul müdürleri toplantısı
gerçekleştirildi. İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci
başkanlığında yapılan toplantıya Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Doğan
birlikte Şube Müdürleri de katıldı. İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci okul
ANAOKULU-İLKOKUL Akarca Mh. Adnan Menderes Blv. No:161 Fethiye / Muğla
müdürlerine hitaben yaptığı konuşmada 15 Temmuz ürecini değerlendirmenin yanı sıra okul müdürlerinin dikkat etmeleri gereken noktalardan eğitim öğretimin kalitesinin artırılmasına kadar birçok konuya değindi. Haber/Foto Bahadır konuk
T (0252) 612 45 55
ORTAOKUL
ANADOLU LİSESİ
T (0252) 612 35 55
T (0252) 612 60 60
04
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi tarafından soruşturma başlattı. Ölüdeniz Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mümtaz Kökten'in de tanık olduğu olay da Kökten Müftü Ali Can'a ateş püskürdü. Kökten, “müftü bey işini yapan cami imamlarıyla uğraşacağına dibindeki cami imamının yerine neden bir kişi görevlendirerek caminin açık tutulmadığının hesabını versin. Cami görevlisi arkadaş hakkı olan yıllık izne ayrılmış olabilir. Ancak yerine kimsenin görevlendirilmemesi ve caminin kapalı olmasına bir yanıt vermelidir. 20 yıldır tanıdığımız insanlar hakkında oncu buncu diye
Cami Neden Kapalı? Cami İmamı; “Yıllık İzindeyim”
S
eydikemer ilçe merkezindeki bir caminin din
görevlisinin cami cemaatini bilgilendirmek
amacıyla astığı “yıllık izindeyim” yazısı başına dert oldu. İzne ayrılan din görevlisinin yerine müftülük tarafından bir ismin bırakılmadığı iddiası da ortalığı karıştırdı. Seydikemer Kaymakamı Muammer Köken ve Ölüdeniz Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mümtaz Kökten'in camiye namaz kılmak için uğramasıyla ortaya çıkan skandal pes dedirtti. İlçe olarak kurulduğu günden bu yana Türkiye gündeminden
Mümtaz kökten düşmeyen Seydikemer ilçesi bu kez de “Yıllık İzindeyim” yazısıyla ortaya çıktı. Caminin din görevlisinin iyi niyet gözeterek düşündüğü ve cami cemaatini bilgilendirmek amacıyla yazdığı yazı nedeniyle Seydikemer Müftülüğü
uğraşılırken, asıl görevlerini unutan yetkililer hakkında gerekli girişimlerde de bulunacağız. Namaz kılmak için uğradığımız ve tesadüfen ortaya çıkan olay ile ilgili olarak kamuoyu mutlaka bilgilendirilmelidir. Koltuklarında oturan insanlar görevlerini yerine getirmelidir. Çok üzgünüz memleketimizin içinde bulunduğu durum belliyken bu kadar basit bir olayın bile çözümsüz kalmasına anlam veremedim.”şeklinde ifade kullandı. Öte yandan Seydikemer Kaymakamı Muammer Köken de olayda kusurları bulunanlar hakkında mülki idare amiri olarak gerekli yaptırımlar için işlem yapacaklarını belirtti. Haber/Foto Erkan İlik
AÇILDI Diş Hekimi Medical Dentist
DORA-DENT DİŞ KLİNİĞİ
Mehmet Ali IŞIK
Sauna - Masaj - Porselen Tırnak Bakım Zayıflama Programı - Pasif Cimnastik Sivilce Siyah Nokta Tedavisi Selülit Tedavisi / Ağda
Tuzla Mahallesi Cahit Gündüz Caddesi No:83 Gsm:0532 522 64 03 Tel:0252 614 19 80-0252 614 44 89 FETHİYE-MUĞLA
0252 614 16 96
%10 İNDİRİM SİZLERİ BEKLİYOR!!
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
FETHIYE 05 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
06
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi
Cam Kavanozda Esrar Ele Geçirildi
O
satışı yaptığı değerlendirilen şahsa ait bir ev ve eklentilerinde operasyon yapıldı. Uyuşturucu Madde Arama Köpek Unsuru (Engel) desteğinde yapılan arama neticesinde; Cam kavanozlar içerisinde evin muhtelif yerlerine gizlenmiş vaziyette toplam (400) gr kubar esrar maddesi ele geçirildi. Verilen bilgide; “söz konusu olay ile ilgili olarak (1) şüpheli şahıs gözaltına alınmış olup, adli işlemleri devam etmektedir. Muğla İl
M
uğla-Marmaris İlçe J.K.lığı unsurlarınca; Muğla İl Uyuşturucu ve Bağımlılıkla Mücadele Yerel Eylem Planı çerçevesinde; Marmaris ilçesi Bayır mahallesinde esrar operasyon yapıldı.
Yetkili Bayii ve Servisi UFUK ELEKTRONİK
MENDOS Uygun Fiyat Kaliteli Ürünün Adresi
Alınan duyumun değerlendirilmesi sonucu adli makamlardan alınan arama kararı doğrultusunda, piyasaya uyuşturucu madde
Seydikemer de
Saklıkent'in Büyüsüne Siz de Kapılın J.K.lığınca, toplum destekli güvenlik anlayışı çerçevesinde, başta gençlerimiz olmak üzere halkımızın sağlığını tehdit eden ve haksız kazanç sağlanan tüm kaçakçılık olayları ile mücadeleye kararlılıkla devam edilmektedir.”denildi.
Çok Uygun Fiyatlarla Soğuk - Sıcak Yiyecek & İçecek Tlos Turizm / 0252 659 01 01
Haber Merkezi
Gıda Ve İhtiyaç Pazarlama
Burhanettin Tuna Toz Şeker Küp Şeker Bayiliği Toptan Satış - Baharat Toptancılığı Temel Gıda Ve İhtiyaç Maddeleri Toptancılığı Lokum-helva-tahin İmalatı
fide
ÇALHANOĞLU Ramazan ÇALHAN / 0252 625 80 28 Cep:0536 625 18 18
25
Yıldır
Pide / Kavurma Sulu Yemek Çeşitleri Tur ve Gruplar İçin Özel Salon Açık Büfe Kahvaltı / Market
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
Prof. Dr. Kemal Kocabaş
Seferihisar'da Laik, Demokratik, Bilimsel Eğitim Konuşuldu Eğitim, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği… Okul, çocuklarımızın kendilerini keşfettikleri, soru sordukları, sanatla, kültürle buluştukları, doğanın gizemini akıl ve bilimle sorguladıkları, toplumsallaşmanın, aydınlanmanın kurumu. Günümüzde okul ve eğitim, ülkenin en önemli temel sorunlardan olmaya devam ediyor. Nasıl bir okul ve nasıl bir eğitim tartışması hayatın her alanında tüm canlılığı ile sürüyor. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED), 15 Temmuz gerici darbe girişiminden sonra tüm şubelerinde “Laik, demokratik, bilimsel eğitim” neden önemlidir tartışmasını geniş kitlelerle buluşarak yapıyor. 24 Ağustos'ta Datça Belediyesi ve Haziran Hareketiyle birlikte Datça amfi tiyatroda, 8 Ekim 2016'da Seferihisar Belediyesi ile birlikte laik, demokratik, bilimsel eğitim panel-forumunu gerçekleştirdi. 12 Kasım 2016'da Seyhan Belediyesi ve 27 Kasım 2016'da Bodrum ÇYDD ile laik, demokratik, bilimsel eğitimi konuşmaya ve
tartışmaya devam edecek. Seferihisar'daki etkinlik belediye düğün salonunda yaklaşık 300 izleyici ile sorularla, tartışmalarla gerçekleştirildi. Açış konuşmasını yapan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer “Ülkenin kaotik bir süreçten geçtiğini, bu dönemde eğitimde yapılanları kabul etmenin mümkün olmadığını, bu yaklaşımlarla Cumhuriyetin çağdaşlaşma çizgisine ulaşılamayacağı” vurgusunu önemle yaparak katılımcılara ve konuşmacılara hoş geldiniz dedi. Panelin yönlendiriciliğini yapan CHP Parti Meclisi üyesi sosyolog Prof. Dr. Özkan Yıldız “Eğitim, ülkenin en önemli sorunlarından. CHP olarak Burdur'da bir eğitim çalıştayı gerçekleştirdik. Burdur'daki çalıştayda, ülkenin eğitim felsefesi ve eğitimde dinselleşme ve piyasalaşma öne çıkan tartışmalardı. Önümüzdeki süreçlerde parti olarak bu çalışmaları daha da geliştireceğiz, siyasal iktidarın eğitim politikaları ülkenin önünü tıkıyor, bizim geliştirdiğimiz eğitim politikalarını sahip çıkmaya çabalıyorlar” diyerek paneli açtı ve ilk sözü Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nejla Kurul'a verdi. Nejla Kurul, kendisini tanıttıktan sonra “Türkiye bir darboğaz yaşıyor ve tıkandı. Türkiye solu, yaşamı yeniden sorgulamalıdır, ülkedeki iklim kutuplaşma üretiyor, bu kutuplaşmadan yararlanarak siyasal iktidar kamusal eğitimi dinselleştirerek ülkenin geleceğini karartıyor. Laik ve bilimsel eğitim olmayınca ülkenin geldiği nokta açıktır. Yeni düşünsel açılımlara gereksinmemiz vardır, bu böyle gitmez, tek tip insan yetiştirme projesinden sıyrılmalıyız, karşılıklı konuşabilmeliyiz. Tam gün olmasına karar verilen okulların içlerini doldurabilecek miyiz?
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
Kamusal alanda ayrımcı politikalara son verilmesi gerekliliğini” belirterek önerilerini sıraladı. Daha sonra söz alan Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı konuşmasını “Proje Okul”larıyla ilgili yaşanılanlar üzerinden yaptı. Bursalı konuşmasında “Siyasal iktidar, iyi olan her şeyi vasata dönüştürmek adına işler yapıyor. Ülkenin başarı ortalaması en yüksek olan 155 proje okulundaki öğretmenlerin başka okullara gönderilerek bu okulların içi boşaltılıyor. Bu okulları imam hatiplere dönüştürme gayreti var. Siyasal iktidar başarısız okulları yukarı çıkarmak gerekirken tersine yapıyor. Eğitimi dinselleştirmek adına, tüm kurumları, okulları yok ediyor. Bu okullar bizim, okullarımızı öğrencilerle, velilerle birlikte korumalıyız. Eğitimin dinselleştirme gayretlerine karşılık CHP daha aktif olmalıdır. Tabandaki bu konudaki heyecan ve tepki ile tavandaki durgunluk arasındaki iletişimsizlik mutlaka giderilmelidir” diyerek konuşmasını bağladı. Panelin son konuşmacısı YKKED Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş, salonda asılı duran “Türkiye'nin Geçmişindeki Yarın: Köy Enstitüleri” fotoğraf sergisini işarete ederek ülkenin özgün, laik, demokratik, bilimsel eğitim kurumları olan Köy Enstitüleri ve kurucuları Yücel ile Tonguç'u selamlayarak söze başladı. Kemal Kocabaş konuşmasında Mustafa Kemal'in 1920'li yıllardaki “Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.” ifadesinin değerini ve önemini belirterek eğitim sisteminin sorunlarını özetledi. Kocabaş “Eğitim sistemi tümüyle niteliğini kaybetmiştir,
www
eğitimdeki dinselleşme ve piyasalaşma ile birlikte nitelik kaybı hızla artmaktadır. YGS ve PISA sonuçları bu nitelik kaybını açıkça göstermektedir. Günümüzde okul ve caminin işlevi karıştırılarak eğitim evrensel doğasından koparılmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi, küçük yaşlarda tarikat-cemaat yurtlarında okuyan, robotlaştırılan, siyasi İslamcı ideolojiyle şekillendirilen kesimlerin girişimidir. O nedenle önümüzdeki süreçlerde tarikat ve cemaatların kamuda kurumsal olarak yer almaları mutlaka önlenmelidir, kamuda liyakat öne çıkmalıdır. Laik, demokratik, bilimsel eğitimden vazgeçilirse Türkiye'nin bu tür kalkışmaları sonraki dönemlerde yaşama potansiyeli vardır. Laikliğin olmadığı yerde demokrasi de olmaz, toplumsal barış da olmaz. Laiklik, özgürlükleri koruyan evrensel bir şemsiyedir. İlericiler, bir eğitim reformu projesi üzerinde ortaklaşarak ülkenin aydınlık geleceğine emek vermelidirler” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı. Panel sonrası salondaki çok sayıda katılımcı sorular sorarak, katkı yaparak panelforum etkinliğini zenginleştirdiler. Panelden ve tartışmalardan; laik, demokratik, bilimsel eğitimin öneminin yurttaşlar tarafından daha fazla önemsendiği ortaya çıkıyordu. Laikliğin ancak kitlelerin talebi ve mücadelesiyle korunup geliştirilebileceği, asla başka kurumlara ihale edilemeyeceği, laikliğin çağdaş yaşam biçimi olduğu gerçeği vurgulanırken bir başka sonuç da yurttaşların okullara sahip çıkması gerekliliği, bunun ülkenin aydınlık geleceğini arama mücadelesi olduğu ve CHP'nin bu konularda daha etkin, çalışkan çabalar içinde olması gerektiğinin de altı önemle çizildi.
O
FETHIYE 07 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
Muğla Büyükşehir Belediyesi Kadınlar Masa Tenisi Takımı 3. Lige Yükseldi
M
uğla Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Kadınlar Masa Tenisi Takımı 3. lige terfi etti. 11-13 Haziran tarihleri arasında Tokat İlinde gerçekleştirilen terfi yarışmalarında mücadele eden Kadınlar Masa Tenisi Takımı rakiplerini yenerek 3. Lige katılma hakkı kazandı. 24 ilden katılımın olduğu 4'lü takım 6 gruptan oluşan terfi yarışmalarında Muğla Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Kadınlar Masa Tenisi Takımı, Denizli Halk Oyunları-Van Gençlik Spor- İstanbul Veteran takımlarının yer aldığı gruptan 1. çıkarak 3. lige terfi etti. Muğla Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Kadınlar Masa Tenisi sporcuları Filiz Karadağ, Aytül Özen, Gaye Karataş ve Özen Atlıhan masa tenisi
antrenörüRaif Özen ile birlikte 15-16 Ekim tarihlerinde Kastamonu'da yapılacak olan Türkiye 3.Lig 2016-2017 sezonu ilk müsabakalarında Muğla'yı temsil edecekler. Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Cumhur Çoban “Hedefimiz, kadınlar masa tenisi takımı olarak 2016-2017 sezonunda ilimizi centilmence ve başarıyla temsil etmek ve üst tura yükselmek olacak” dedi. Haber Merkezi
Harun Sağır
Çalica Mah. Zincirli Kavak Mevkii Karaçulha
646 98 00
Aklınızda Neresi Varsa Oraya METRO var
0252 612 08 00 0252 612 28 00 0531 916 86 00
ONLİNE BİLET
Online Bilet : www.fethiyeseyahat.com Dalaman Otogar: 0 252 692 38 40 Muğla Otogar: 0 252 214 17 65 Bodrum Otogar: 0 252 316 15 09
Burdur Otogar: 0 248 234 44 64 Isparta Otogar: 0 246 227 32 32 Antalya Otogar: 0 242 331 12 50 Kaş Otogar : 0242 836 36 77
Fethiye Muğla (Gidiş) (Dönüş) 07:30 05.00 06.30(hafta içi) 08:30 09:30 08.30 10:30 10.30 11:30 11.30 12:30 12.30 13:30 13.30 14:30 14.30 15:30 16:30 15.30 17:30 16.30 18:30 17.30 19:30 18.30 22:00 19.30
Fethiye (Gidiş) 06:30 09:30 11:30 13:30 15:30 17:30 Bodrum (Dönüş) 07:30 09:30 12:30 15:30 17:30 20:00
Marmaris Koop Fethiye Marmaris Marmaris Fethiye 07.30 07.30 08.15 09.00 09.00 10.00 09.40 11.00 10.15 12.00 11.00 13.00 11.40 13.45 12.30 14.30 13.30 15.15 14.30 16.00 15.30 16.45 16.30 17.30 17.30 18.15 18.00 19.00 18.30 20.30 19.30 22.00 21.30
Fethiye – Antalya Fethiye-Kaş-Kalkan (Gidiş) (dönüş) 08.45 / 14.30 04.30 08.00 Kaş – Fethiye 06.30 10.00 08.30 12.00 08.00 / 14.30 10.30 14.00 Kalkan - Fethiye 12.30 16.00 08.30 / 15.00 14.30 17.45 17.00 18.25 Fethiye – Isparta-Burdur 20.15 19.30
(gidiş) (Dönüş) 10.00 15.30
Fethiye- Denizli (Gidiş) (Dönüş) 08.00 G.Akdeniz Seyahat 10.15 10.30 Fethiye – Antaly 12.15 13.30 Alanya – Adana – Hatay 15.00 15.30 15.00 17.30
08
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi
FORD TRANSIT OKUL MİNİBÜSÜ 50 yıldır güvenle öğrencilerimizi okula taşıyan Ford Tansit, şimdi 3 yıl boyunca km sınırı olmadan garanti kapsamında. üstelik eylül ayına özel 28.000 TL’ye 24 Ay %0 faiz fırsatıyla Ford yetkili satıcılarında. ford.com.tr / kampanyalar
Ford Yetkili Satıcısı Helvacıoğlu
Karaçulha Mah. Cumhuriyet Blv. No:199 Fethiye Tel: (0252) 646 57 77
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
FETHIYE 09 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
10
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi
Bir Türkünün Anatomisi Kalkan İle Kapıtaş'ın Arası
H
asan Kalkan'ı 23 Şubat Salı günü Kumluca Belediyesi Düğün Salonu'nda Atatürkçü Düşünce Derneği'nin konserinde tanıdım. Konserin Şefi Sayın İbrahim Bilgenoğlu, kendisini izleyenlere takdim ettikten sonra “Kalkan ile Kapıtaş'ın Arası” adlı türküyü söylemesini istedi. O da bizi kırmayıp Enver Çatal'ın sazı eşliğinde türküyü baştan sona okudu. Ben o türküyü daha önce Zara'dan dinlemiştim. Ama pek dikkatimi çekmemişti. Hasan Kalkan hocamız bir okudu, pir okudu. Diyebilirim ki, ben o sırada türküyü yeniden keşfettim. Çünkü hocamız türküyü duyarak ve her türlü ayrıntılarını (nüans) vererek okudu. Daha sonra öğrendik ki türkünün bestesi bu kişiye aitmiş. Hasan Kalkan hocamız Kalkan Kapıtaş'ın yukarısındaki Bezirgân köyünden. 1960'lı yıllarda Kaş-Fethiye sahil yolu yapılırken Kapıtaş'ta bir iş kazası olur. Gittiniz mi bilmem Kapıtaş Kanyonu'nun denize açıldığı yerde bir falez vardır. Bu falezin yüksekliği en az 50 metredir. Kaş-Fethiye yolu, plajı dünyaca ünlü olan bu falezin eteği yarılarak yapılmıştır. 1960'lı yıllarda Türkiye teknoloji bakımından yoksul. İster yol, ister baraj yapımında olsun, kayalara kompresörle delikler açılıyor, sonra bu deliklere fünyeler ve kimyasallar konuyor. Bu fünyeler kablolarla birbirine bağlanıyor ve hep birlikte patlatılıyor. Kırılan taşlar zor şartlarda ya yolun kıyısına ya da biraz ilerisinde bir yere dökülüyor. O zamanlarda iş güvenliği kavramı diye bir şey de yok (Gerçi şimdi de yok ya). İş ne kadar tehlikeli olursa olsun, karadüzen çalışılıyor. Ne iş giysisi, ne baret takmak, ne askı bağlamak. İnsanlar en zor koşullarda bile çevikliklerine ve ustalıklarına güveniyorlar. Bu durum birçok yerde iş kazasına neden oluyor. İşte bu Kapıtaş yolu yapılırken de iki işçi yardan uçup ölüyor. Türkünün konusu olan Halil, ölen işçilerden biri. Halil de göbek adı. Hasan Kalkan hocamızın anlattığına göre sadece cenaze sahipleri değil, olayı merak edenler de olay yerine gidiyorlar. Tabii çocuklar da. Bunların içinde Hasan Kalkan da var. İşçi yardan uçmuş ve düşer düşmez ölmüş. Tabii ağıtlar, bağırış çığırışlar, vahlar tuhlar… Hocanın dikkatini bir kadın çekiyor. Kadın bir kenara çekilmiş, bir yandan elini dizlerine vuruyor, bir yandan da “Halil'im!... Halil'im!...” diye uğunuyor. Başka da bir şey demiyor. Gözünden yaş bile gelmiyor. Kadın (deyim yerindeyse) şok olmuş. İçinin acısından nutku tutulmuş. Gene Hocamızın anlattığına göre Bezirgân köyü öyle ağıt yakılan, çalıp çığırmanın bol olduğu bir köy değil. Zaten Antalya'da merkez, Korkuteli, Elmalı, Turunçova gibi yerlerin türküleri var. Demre'nin batısında çalıp çığıran, yakım yakan kimse yok. Hasan Kalkan kardeşimiz biraz büyüyünce Fethiye'ye gidip orada terzi çıraklığı yapıyor. Sonra usta oluyor ve Fethiye'deki birçok işe koşuluyor. Bu arada saz da öğreniyor. Bir usta gibi çalamıyor tabii. Ama zaman zaman ezgiler yokluyor bunun yüreğini. Sözgelimi araç kullanırken geliyor, bir olay görünce geliyor, biri ile konuşurken geliyor. O, bunları aklının bir köşesine yazıyor. Birgün köyüne gidiyor. Laf arasında söz bu olaya geliyor. Hocanın çocukluğunda Kapıtaş'taki kaza sırasında gördüğü kadının hayali -aradan epey zaman geçmiş olmasına rağmen- gelip gözünün önüne dikiliyor. Tabii ki Hasan Kalkan Hocamız beste yaparken hazırlıksız (irticali) yapmıyor. Önce olay, konu, durum, bir çift söz ya da bir ezgi hocanın kalbine (ya da belleğine) düşüyor. Sonra o onu yavaş yavaş demlendiriyor*. *(Anlatırlar ki, Kızıldeniz'de istiridyeler Nisan ayında suyun yüzüne çıkarlar ve kabuklarını açıp bereketli nisan yağmurlarından bir damlayı içeri alırlar, sonra da tekrar denizin derinliklerine dalarlarmış.
Orada yavaş yavaş gövdelerinden çıkardıkları özel bir sıvı ile o su damlasının çevresini kaplarlarmış. Ne kadar derine dalarlar ve denizin altında ne kadar uzun süre durabilirlerse ürettikleri inci de o kadar iri ve değerli olurmuş. Sanatçılar da aşağı yukarı aynı teknikle çalışırlar. Bazıları eldeki çekirdek metni aylarca yıllarca bekletip demlendirir.) 1995 yılında başlayan çalışmalar hocanın içinde demlene demlene, döne döne 1996 yılında son biçimini alıyor. Türküyü Fethiyeli TRT sanatçısı Hamdi Özbay notaya alıyor ve sanatçı Zara tarafından da söyleniyor. Hoca Zara'nın tarzından pek memnun değil. Çünkü ritim yüksek. Bu yüzden türkü ağıt formundan çıkıyor, kırık hava formuna giriyor. Ama neylersiniz ki türkü notaya alınmış ve piyasaya sürülmüş. Türküyü youtube'ta kendi ağzından da dinlemek mümkün. Orada da hakikaten duyarak ve belli bir ritmi tutturarak söylüyor. Yöreden başka sanatçılar da bu türküyü söylüyorlar. Ama bestecisi duyarak söylüyor. Hoca'nın başka besteleri de var. Sözgelimi “Aşamadım Hacıhasan Belini” gibi. Onların içinde ağıt olanı da, neşeli olanı da var. Allah uzun ömür verirse onlar da yavaş yavaş ortaya çıkıp gözümüzü gönlümüzü şenlendirecek. Biz burada “Kalkan ile Kapıtaş'ın Arası” adlı türküyü çözümlemek istiyoruz. Bizim burada izlediğimiz yöntem sözleri ve ezgiyi bu bilgilerin ışığında tekrar çözümleme yöntemidir. Çözümleme (tahlil), metinlerin anlaşılması için kullanılan bir edebiyat araştırması yöntemidir. Elbette bir metinden herkes farklı anlamlar çıkarabilir. Edebi metinlerin bir özelliği de budur: Farklı kişilerce, farklı zamanlarda, farklı anlamlar çıkarılabilmesi. Bu durum edebi metinlerin zaafı değil, gücüdür. Önemli olan, bu yorumlarda zorlama olmamasıdır. Metin çözümlemesinin bir başka yararı da her metnin arkasında yatan kültürel öğelerin anlaşılmasıdır. Bazen bir metne yakından bakarsanız arkasında çok geniş bir dünyanın olduğunu fark edersiniz. Çoğumuz türküleri dinler geçeriz. Halbuki onların arkasında acısıyla, sevinciyle, öfkesiyle, sevgisiyle, hasretiyle koca bir Anadolu ve Türk dünyası vardır. Onların içinde tıp tıp atan insan yüreği vardır. Şimdi gelin, türkünün sözlerine bir göz atalım: Kalkan ile Kapıtaş'ın arası Yol mu bulamadı dağlar arası Halil'im düşmüş de elde çapası Halil'im Halil'im garip Halil'im Yar başından düşmüş ölmüş Halil'im Halil'ime kement bağlayamadım Halil'im düşmüş de toplayamadım Her yanları ganlı paklayamadım Halil'im Halil'im garip Halil'im Yar başından düşmüş ölmüş Halil'im Adı taş üstüne yazılı galdı Curası duvarda asılı galdı Hörüsü ardında yasılı galdı Halil'im Halil'im garip Halil'im Yar başından düşmüş ölmüş Halil'im Türkünün ezgisi tam bir ağıttır. Sözlerle ezgi birbirini tamamlamaktadır. Ezgi de sözler de sadedir, içtendir. Hasan Kalkan
hocamızın ifadesine göre türkü ilkönce iki kıta olarak düşünülmüş, üçüncü kıta sonradan gene kendisi tarafından eklenmiştir. Fakat metinde bu ekleme aslı ile aynı özellikleri taşımakta olup ekleme olduğu fark edilmemektedir. Anadolu bir yas ülkesidir. Kimi savaşa gider dönmez, kimi gurbete. Her ikisinde de geride gözü yaşlı analar, bacılar, yavuklular kalır. Gidip de dönmeyenlere bir ömür yanar ve bu yangını ezgiye söze dökerler. İçerideki yangın ancak sanatın sepelediği suyla hafifler. Söner mi? Sönmez elbette. Ama paylaşılır. Türkü olur da tüm ülkeyi dört döner. Peki ağıtlar niçin dilden dile, telden tele ulanıp çoğalır? Birlikte ağlayıp birlikte gülmek, birlikte düşünüp birlikte oynamak millet olmanın ilk şartıdır da ondan. Bir çeşit acıyı ve sevinci bölüşmek yani. Halil Kaputaş'taki yol inşaatında yardan uçup ölen bir delikanlı. Anası insanla doğa arasındaki mücadelede kaybeden oğluna ağlıyor. Daha öteleri bilmem de Silifke'den İzmir'e kadar bu kıyılarda dağlar yol vermez. Kıyılar ya bataklıktır, ya da dimdik dağdır, kayadır. Geçmek için Ferhat gibi dağları delmek, kanyonlara koyaklara köprüler atmak gerekir. Bu Kaputaş da bir kanyonun ağzındadır. Yolu aşağıdan geçirseniz deniz yalayıp bozar. Daha yukarıdan geçirseniz sıfırdan o kadar yukarı çıkmak belalı iş. Onun için karayolları kanyonun ağzındaki faleze bir köprü kurup karşıya geçirmek istemiş yolu. Ama bu arada 2 kişi de acı biçimde ölmüş. Bu yalıyar kısmında çalışmak apartman inşaatında çalışmak gibi belalı bir iştir. Ayak basacak yer yoktur. Kazmayla, kürekle, varyozla çalışmak için keçi gibi olmak lazım. O zamanlar iş güvenliğini bilen, başına baret takan, beline halat bağlayıp yardan uçmayı önleyen mi var? Her şey tabana kuvvet, pazuya kuvvet. Makine dersen hemen hiç yok. İşte Halil böyle bir ortamda çalışıyor. Çalışıyor ve genç yaşta yardan düşüp ölüyor. Vaka gerçekten acıklıdır. Ve Anadolu'da böyle binlerce acıklı olay olmuş, her birinin üstüne türküler yakılmıştır. Geyik avında yaşamını yitiren mi ararsınız? Tam muradıma erdim derken sele karışıp giden mi? Eşi İstanbul'a gidip dönmeyen ve vereme yakalanan mı istersiniz? Yoksa uzun beklemelerden sonra elde ettiği biricik yavrusunu kurda kuşa kaptıran mı? Vakayı acıklı kılan asıl şey, ölenin genç olmasıdır. Ve çocuk ne kadar çok olursa olsun anası hepsine ayrı yanar. Bu türkünün sözlerinde bir ananın yürek yangını, başka yürekleri de tutuşturmaktadır. Şimdi de metne kıta kıta, dize dize, sözcük sözcük yakından bakacağız: Kalkan ile Kapıtaş'ın arası Yol mu bulamadı dağlar arası Halil'im düşmüş de elde çapası Halil'im Halil'im garip Halil'im Yar başından düşmüş ölmüş Halil'im Türkü bir yer işareti ile başlıyor. Olayın olduğu yer bir dize ile işaretleniyor: Olay Antalya ili Kaş ilçesinde bulunan Kalkan kasabası Kapıtaş yöresinde oluyor. Türküler oluştukları yöreye sıkı sıkıya bağlıdır. Bunu da yörenin adını metin içinde belirterek gösterirler. Bazen bu işaret kavuştak dizelerinde bile tekrarlanır durur. Ama çoğu zaman
türkünün hemen ilk sözlerinde karşımıza çıkar. “Edremit'in Gelini,” “Antalya'nın Mor Üzümü,” “Biter Biter de Kırşehir'in Gülleri Biter,” “Emirdağı Birbirine Ulalı,” “Ordu'nun Dereleri,” “Erzurum Çarşı Pazar,” “Urfa'nın Etrafı…..” İkinci dizede “Yol mu bulamadı dağlar arası?” deniyor. Dilimizin sözdizimi özellikleri bütün ayrıntılarıyla saptanmış değildir. Bir durum bir bilim adamı tarafından saptandıysa bile o bilginin herkes tarafından kabul edilip yaygınlaşması için belli bir sürenin geçmesi gerekir. Dilimizdeki soru cümlesi, soru zarfı ve soru edatlarının işlevi sadece bir soruya cevap almak değildir. Abartma, hayret, alay, inanmama… gibi duygu değeri olan cümleler de kurulur. Bu dizede ise (bence) Halil'in anası kanyonun ağzından binbir zahmetle yol geçirmeye çalışıp oğlunun ölümüne neden olanlara sitem etmek istiyor ve diyor ki, “Başka yol geçirecek yer bulamadınız mı da o uçurumdan yol açmaya kalktınız. Bu arada Halil'imin ölümüne neden oldunuz.” Ne diyor ana 3. dizede? “Halil'im düşmüş de elde çapası” Bu dizede ananın ağzından bir tablo çiziliyor. Tek dizede bir tablo. Halil yukarıdan düşünce deyim yerindeyse “Anam!” bile diyememiş, düşer düşmez vefat etmiştir. Ben ananın yarın başına geldiğini ve oğlunu o durumda görünce içindeki yangını dışarıya salıverdiğini düşünüyorum. Çırpına çırpına, dizlerini döve döve uğunmuştur garibim. Anadolu'da anaların yazgısıdır bu. Ellerinden ağlamaktan, ağıtlar yakmaktan başka bir şey gelmez ki. Ağlamakla içleri soğur mu? Ne gezer? Onlar artık köy yerinde ömür boyu içten içe yanmaya aday olmuşlardır. Ne zaman bir ses duysalar “Yavrum!” der de hoplayıp kalkarlar. Şiirimize 1890'lı yıllardan itibaren Servet-i Fünun ile giren tablo şiir anlayışının halk şiirinde bir
örneğidir bu. Servet-i fünun şairleri birçok dize ile bir tablo çizerken Hasan Kalkan tek dize ile bir tablo çizmiştir. Halil'im Halil'im garip Halil'im, Yarbaşından düşmüş ölmüş Halil'im. Bu iki dize türkünün kavuştak dizeleridir. Türkü söylenirken kavuştak dizeleri ikişer kez söylenmektedir. Bu durum kavuştakların önemini gösterdiği gibi kavuştakta belirtilen temanın da bütün metnin omurgasını oluşturduğunu gösterir. Bu yüzden biz de türkünün özünü anlamak için kavuştak bölümünü daha ayrıntılı incelemeliyiz. Dilimiz sadece sözcüklerden ibaret değildir. Bir de vurgu ve ton özelliği vardır. Vurguyu tümce vurgusu, sözcük vurgusu ve hece vurgusu gibi alt bölümlere ayırarak inceler dilbilimciler. Her cümlede bir sözcük ya da sözcük öbeği, her sözcükte de bir hece vurgulu söylenir. Her tümcede tümcenin yükünü taşıyan, özellikle belirtilmek istenen sözcükler vardır. O sözcük vurgulu söylenir. Kavuştakın birinci dizesindeki garip sözcüğü iki dizenin de yükünü taşımaktadır. Bu yüzden kavuştak kısmındaki “garip” sözcüğüne de biraz yakında bakmak gerekir: Bu türkü Halil'in anasının ağzından söylenmiş. Bütün anneler için çocukları “garip”tir. Hele o zamanlar taşrada yaşayan köylüler için daha da gariptir. Her ata, çocuğu üstüne düşler kurar. Onun “dumanının doğru tütmesini” diler. Aç açık
deği, karnının tok sırtının pek olmasını ister. Ama o zamanlar ülkenin durumu pek iç açıcı değildir. Köyler dışarıya kapalıdır. Para getirecek iş ve üretim yoktur. Köylüler satmak için değil kendi yaşamalarını sağlamak için üretim yaparlar. Şimdilerde pek olmayan buğdayını, ununu, ekmeğini, sebzesini, meyvesini, balını pekmezini, yağını peynirini, etini kendisine yetecek kadar kendisi üretir. Hepsinde de verim kıttır ve köylü, komşusuyla takas yaparak bir şeyler bulur. Bu durum bozkırda da böyledir, Toroslardaki dağ köylerinde de. “Garip” Halil için yol inşaatında amele olmak, gaz parası tuz parası kazanmak bile bir nimettir. Türkünün kavuştak dizelerinde dört kez “Halil'im” denmektedir. Halk arasında “uğunmak” denen şey budur. İnsan büyük acılar karşısında konuşamaz hale gelir ve tek sözcüğü yüzlerce, binlerce kez tekrarlar. Geçirilen şok hafifledikçe bu tek sözcük tek cümleye döner. Anaysa öyle bir “Yavrum!”, kardeşse öyle bir “Ağam!” deyişi vardır ki bütün acısını o tek sözcüğe bindirir, salar ortalığa. Türküdeki “Halil” adına da deyinmezsek olmaz. Adbilim, sözlükbilimin bir dalıdır. Yörelerde kişilere ve yerlere verilen özel adlar, lakaplar ve takma adlar ve dildeki sıklıkları halkbilimciler tarafından araştırma konusu olur. Her yörenin farklı inanç ve düşüncedeki insanları çocuklarına farklı adlar takmışlardır. Gerçi “Hörü” sözcüğünü açarken de bu konuya tekrar döneceğiz ama Halil adı Anadolu'da çok sık kullanılır. Bu durum türkünün Anadolu'nun her yanında kolayca benimsenmesini, her ana baba ve yavuklunun bu türküde kendinden bir şeyler bulmasını da sağlar. Her kavuştakta dörder kez yinelenen “Halil'im” sözcüğündeki iyelik eki olan –im ekine de dikkat çekmek istiyorum. Bu ek, sonuna geldiği sözcüğe sahiplik anlamı katar. Ve konuşmada olsun yasta olsun sahiplik, söze ayrı bir çeşni
eki olayın geçmiş zamanda olduğunu veya başkasından duyulduğunu değil, olaya inanılamadığını anlatmaktadır. Gerçekten de genç ölümüne inanmak zordur. Bunu duyan ana baba ise, inanmak daha da zordur. İkinci bentte kadının ağzından, “Halil'ime kement bağlayamadım Halil'im düşmüş de toplayamadım Her yanları ganlı paklayamadım” diyor. Bu sözler ölenin ardından onu kurtarmak istediğini ama bir türlü elinin ermediğini, gücünün yetmediğini anlatıyor. Çünkü öleni seven kişi her şeye rağmen onu bir soluk fazla yaşatmak ister. Onun için kendi canından bile geçer. Öleni yaşatmak için gerekirse onu sırtında dereden tepeden geçirip doktora ulaştırmak ister. İnsana yakışan, düşene bir tekme vurmak değil, düşeni kaldırmaktır. Analar ve kardeşler için bu, iki kere farzdır. Bu dizelerdeki “bağlayamadım/toplayamadım/pak layamadım” sözlerindeki “yeterlilik” durumuna da değinmek istiyorum. Ağıtlarda eylemlerin bu durumu çok kullanılmaktadır. Neden? Çünkü acıklı sonda, ağıt yakan kişinin de payı vardır çoğu zaman. Bazen “Bilemedim kıymetini kadrini” olur, bazen “Bölemedim felek ile kozumu” “Yıkıldı develer kaldıramadım/Dutuldu dillerim söyleyemedim (Derbent Deresi)” Bu dizelerde de Halil'in anası oğlunu yaşatmak için hiçbir şey yapamadığını, yüzündeki ve başka yerlerindeki kanları bile temizleyemediğini anlatıyor. Ağıtlar bir çeşit iç dökmedir. Babalar, özellikle de analar ve eşler içlerinde yıllar boyu aile sırrı diye sakladıklarını bu metinlerde dile getirirler. Hem de dosta düşmana duyurmacasına yüksek sesle. “Her yanları ganlı paklayamadım” dizesinde ben yavrusu ölen bir ananın yavrusuna karşı davranışının bütün ayrıntılarını görüyorum. Hatta sadece insan değil, hayvanlarda bile aynı telaşın, aynı kaygıların olduğunu biliyorum. Tabii bu
katar. Bu durum birçok türküde özellikle vurgulanır. “Hatçe'm çıkmış gül dalına,” “Denizin dibinde Hatçe'm,” “Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun?” “Zobalarında guru meşe yanıyor efem,” Çökertme'den çıktım (da) Halil'im….” Edebiyatımızda sadece bu ekin kullanımıyla ilgili bir kitap yazılabilir. Gene kavuştak dizelerinin ikincisinde “Yar başından düşmüş, ölmüş Halil'im” denmektedir. Bu dizede sebep ve sonuç, lafı dolandırmadan, en kısa yoldan açıklanmıştır. Sebep, “Yar başından düşmüş”, sonuç “Ölmüş.” Bu dizede olay üç tek sözcükle çarpıcı biçimde anlatılmıştır. Duygu yoğunluğu, laf kalabalığına izin vermez. Burada “Ölmüş” sözcüğüne de biraz açıklık getirmek gerekir. Normal yaşamda ölümün yüzü soğuktur. Bu yüzden onu “vefat etmek, Hakk'ın rahmetine kavuşmak, Hakk'a yürümek, şehit olmak, atalarına kavuşmak, cennete gitmek” gibi sözlerle anlatırlar. Tabii başka deyimler de var. Bunların bir kısmı argo. Ama hiçbiri ölümü, “ölüm” sözcüğü kadar çıplak biçimde anlatmaz. Acılı kişinin ölüm olayını allayıp pullayacak, dolaylı olarak anlatacak durumu yoktur. Bu yüzden bütün olayı tek sözcükle anlatmayı bilmiştir ozanımız.
duyguların içten kopardığı çığlıklar da ezgiye sinmiştir. Türkülerde koyunlar ve dağ keçileri için söylenen “melemek,” develer için söylenen “bozulamak,” sığırlar için söylenen “böğürmek” gibi sözcüklerle anlatılan “acı ile bağırmak” budur işte.
Buradaki “düşmüş” ve “ölmüş” sözcüklerinin zamanına da dikkat etmek gerekir. Buradaki belirsiz geçmiş zaman kip eki olan –müş
Son kıtada hocamız gene ananın ağzından, “Adı taş üstüne yazılı galdı Curası duvarda asılı galdı Hörü'sü ardında yasılı galdı” diyor. Bu dizelerde Halil'in hatıralarından söz ediliyor. Halil'den kalan, mezar taşındaki bir satır yazı ve bir curadır. Buradaki Hörü anası mı, eşi mi yoksa sevdiği kız mı belli değil. Sevdiği kız olması gerekiyor. Onu ne babası, ne başkası bilir. Bilse bilse anası bilir. Biz sadece ardında bir yürek yangını bıraktığını anlıyoruz. Türküler toplumun ortak vicdanıdır. Herkes onlarda kendinden bir şeyler bulur. Onları devamlı kılan da bu ortak duygulardır. Gurbet ve ölüm herkesin başında olduğuna göre hepimiz ana olarak, ata olarak, eş veya kardeş olarak bu yangını yüreğimizde duyumsarız. İşte o zaman, türküler tutar ellerimizden. Köylerde ölen kişi ortaya yatırılır ve eşi dostu, hısım akrabası ezgilene ezgilene onun başında ağlar. Onunla ilgili anılar ve öyküler anlatır. Onu över. Bu arada içindeki yangını da paylaşır. Bilmem hiç köy mezarlıklarını ziyaret ettiniz mi? Eski yeni, çeşit çeşit bir dizi mezar. Bu mezarların
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
taşlarında hüve'l-baki ve mezar sahibinin adı yazılı. Başka? Başkaca da hiçbir şey yok. Her ne kadar bayramlarda seyranlarda köylü, mezarlığı ziyaret ederse de ölenlerle ilgili anılar pek kalıcı değildir. Tıpkı Karadenizlinin dediği gibi “Furdi, furdi, furildi!” türünden birkaç cümlelik şeyler. Hâlbuki hepimiz anılarımızın destanlara konu olmasını, üstümüze türküler yakılmasını, şiirler yazılmasını isteriz. İşte köylünün yaşamı da tek dize ile özlü biçimde anlatılmış bu türküde. Anasının ağzından Halil'in kaderi anlatılmış. Ondan geleceğe kalan bir mezar taşı ve duvarda asılı bir curadan ibarettir.
Buradaki “Curası duvarda asılı kaldı” dizesine yakından baktığımız zaman türkülerin aynasında şunu görüyoruz: Gelenekte her erkeğin silahı olduğu gibi sazı da vardır. Her evin duvarında silah gibi bir de saz asılıdır. Saz, sözsüz olmaz. Köroğlu'nu Köroğlu yapan şey kılıcının keskinliğinden çok, dilinin keskin olmasıdır. Onun içindir ki Anadolu'da saz çalmak, âşık olmanın da yiğit olmanın da göstergesidir. Veysel Usta sazına “Benim her derdime ortak sen oldun/ Ağlarsam ağladın, gülersem güldün” der. Tabii “Ay geçer yıl
Ölmek nasıl bir şey amansız? Ya da bir kalleşliğin tam ortasında Parçalanmak binlere?
kasikci48@hotmail.com
Mustafa Kaşıkcı
Sen Gül Çocuk Gül çocuk, sen gül çocuk Feri yansın zeytin karası gözlerinin Bakma öyle kederli Ve sitem yüklü ağlar gibi. Gül çocuk, gülümse! Ağrı Dağı'ndan bülbül gelecek Nağmeli, işveli, nazlı. Keklik sekişli sevdiceğin Reyhan kokular sürecek Itriyat çarşısı kuracak yüreğin Alan memnun olacak Sen memnun kalacaksın. Akasyalar çiçeklenecek Ve düşecek diline bahar Gül çocuk, sen gül çocuk Bu düzen yaşanacak.
Ölmek Nasıl Bir Şey?
Bir not bırakmak gözyaşıyla... Ya da bedenin damla damla akarken Bayrakta sevdiğine al olmak? Ölmek nasıl bir şey sevdiceğim? Ya da kınaladığın elleri Ayırmak birbirinden süresiz? Şehit oldu dedirtmek... Ya da uyurken döşekte birileri Hainlerin pusularında üşümek? Ölmek nasıl bir şey buz gibi? Ya da titremek son nefeste Anarken seni, düşmek toprağa? Sokak sokak insan olmak... Ya da dokunmak kalplere kilim gibi Gökyüzünde yola serilmek? Ölmek nasıl bir şey babam? Ya da düşmek dalından Anamın yürek yarası olarak yere? Ben geldim diyememek...
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
geçer uzarsa ara/ Giyin kara libas yaslan duvara/ Yanında göğsünde açılır yara/ Yar gelmezse yaraların elletme!” de var. Saz yiğidin öz malıdır. Köylü kısmının çocuğuna ve torununa bırakabileceği tek miras, saz ve sözdür. Yoksa türkülerin dünyası bu kadar gür ve gürbüz olur muydu? Türkünün son dizesi “Hörü'sü ardında yasılı kaldı” dır. Buradaki Hörü, bizim Yörüklerde kız çocuklarına verilen addır. Huri'den galattır. Diyebiliriz ki Toroslarda Ayşe, Fatma, Zeynep kadar da Hörü vardır. Çünkü Ayşe'nin, Fatma'nın, Hatice'nin, Zeynep'in
Ya da gönül koymak insanlara Düğüne, halaya uğramamak?
Yufka Yüreklisin Saat seni üç geçiyor Gözlerim yolda ve sen yoksun. Yol kenarında Mızmız bir kediye mi rastladın; Ya da bir sokak köpeğine mi? Bilirim yufka yüreklisin Ama bu kez hayli geciktin. Seni sen geçmemeli saat Belki durmalı, Belki saçlarına asılı kalmalı Sensiz zamanlarım da olmalı, Sensizliğe alışmalıyım belki! Ama bu şimdi olmamalı. Saat beni vurmalı Sende durmalı. Saat seni üç geçiyor Ya sana bir şey oldu, Ya saat delirmiş olmalı! Ben de normal sayılmam Kalbim yalnız seni görüyor. Tut zamanın yakasını Geçmesin bir an bile Saat beni vurmalı Sende durmalı.
bizim dilde bir anlamı yoktur. O adlar sadece peygamberimize yakın olan kadınların adı olduğu için çocuklara ad olarak verilir. Cennetteki melekler “güzel” varlıklardır. Ve herkesin güzeli kendisine göredir. İşte analar, babalar, neneler, dedeler kız çocuklarına en güzel kız olarak kabul ettikleri için “Huri” adını koyarlar. Halil'in de bir Hörü'sü vardır. Bu kız şimdilerde olduğu gibi sevdasını açık eden biri değildir. Gizlice sever, ancak birbirlerinin anlayabileceği çok gizli bir yöntemle anlaşırlar. Bunu çoğu zaman babalar dahil kimsecikler bilmez, ama anneler bilirler. Çünkü onlar da yüreklerinde aynı kıpırtıyı yaşamışlar, korku ile çoşku arasında kolan vurmuşlardır. Bu dizede Halil'in anası “Hörü”ye de bir selam gönderiyor. Onun da acısını bölüşüyor. Burada Zara'nın türküdeki Hörü sözcüğünün anlamını bilmediği için “Horu” biçiminde seslendirdiğini de belirtelim. Türkü metninde uyaklar yeterince güçlü değildir. Ben kendi adıma bunun nedenlerini şöyle sıralıyorum: İlk neden ezginin uyağın önüne geçmesi, bir başka deyişle, uyak zaafiyetini gidermesidir. Bu durum saz eşliğinde söylenen bütün halk edebiyatı ürünleri için geçerlidir. Uyağa dikkat edilmemesinin bir başka nedeni metni yazanın profesyonel ozan olmamasıdır. Uyak işi karmaşıktır ve dilimizdeki uyak olanakları yeterince incelenip değerlendirilmiş değildir. Her ne kadar türkülerde “yarım ve zengin uyak” kullanılıyorsa da uyağa yeterince dikkat edilmemiş türküler de vardır. Öteki neden ise uyağın metinde tamamen biçimle ilgili bir konu olmasıdır. Türkülerin biçimsel özellikleri çok çeşitlidir ve henüz
derli toplu bir sınıflandırma çalışması yapılmış değildir. Çoğunda “doldurma dize” denen sadece uyak olmaktan başka bir özelliği olmayan dizeler de aynı nedenlerle ortaya çıkar. Türkünün ezgisi çok karmaşık değil. Hatta Ümmü Kız türküsüne, Genç Ali türküsüne bakış çok kıvrak olduğu bile söylenebilir. Ama sözlerindeki acı anlamlar onu tam bir ağıt yapıyor. Geçenlerde ünlü bir usta türkülerden söz ederken söz “türkülerde acı sözler üstüne kıvrak ezgiler”e geldi. Usta da burada “Ne yapalım? Bu da “acıyı bal eylemektir” deyiverdi. Aslında acı ile dalga geçilmez. Acı ile şaka olmaz. Şimdi asıl can alıcı soruya gelelim: Sürekli bir müzik geleneğinin olmadığı bir yerde, müzikle sonradan tanışmış halktan bir kişi tüm ulusun acılarına tercüman olabilecek (türkü sevildiği ve herkes kendisinden bir şeyler bulduğu için böyle söylüyorum) bir yakımı nasıl yakar? Burada karşımıza halk denilen denizin ne büyük hazineler ve defineler barındırdığı çıkıyor. Rahmetli Özay Gönlüm'ün deyişiyle “Halk büyük bir ustadır ve her hususta söylediği/söyleyebileceği, hem de dilden dile, gönülden gönüle aktarabileceği çok şey vardır. O sese kulak veren herkes bu kervana katılır. Çakıl taşı bile olsa orada döne döne işlenir ve harikalar ortaya çıkar. Aslında burada bir noktaya daha deyinmekte yarar var: Üniversitede şairimiz Yahya Kemal bir edebiyat dersine konuk olur. Dersin hocası Üstadın bir şiirini çözümler. Ama sular seller gibi. Her dizenin her sözcüğün üzerinde durup döne döne açıklar metni. Çıkarken de sorar üstada. “Nasıl üstat, der, şiirinizi iyi
O
FETHIYE 11 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
açıklayabildim mi?” Üstat “Vallahi, der, ben bunların hiçbirini düşünmemiştim.” Evet, her ne kadar bu türkünün demlenmesi bir yıldan çok sürmüşse de Hasan Hocamızın bu sözleri düşüne taşına yazdığını sanmıyoruz. Ama bence sanatçı kısmı ipek böceği gibidir. Dış dünyadan bir şeyler alır ve sonra bunlardan bir ürün ortaya koyar. Ona değer yükleyen bizleriz. O, ipek nedir bilmez de araştırmaz da. Hasan Kalkan hocamız da bunun farkındadır. Görüşmemizde “Bana bu sözlerle neyi anlatmak istediğini yaz, dediler. Ben, “O benim işim değil” cevabını verdim” demişti. Tespit doğrudur. Sanatçı kendisine verilen kuramsal bilgileri değil, yüreğinin sesini dinleyerek sanatçı olur. Ancak çağını böylece aşıp geleceğe ışık tutabilir. Kuram, sanatçıya yol gösterebilir. Ama eserini yaratırken o bambaşka şeylerin etkisindedir. Yaratıcılık dediğimiz de budur. Bu yetenekle sanatçı bilim adamlarının, ozansa en yetkin dil bilginlerinin önüne geçer. Dil bilginleri ozanın eserinden yola çıkarak bir müddet sonra, “Demek ki böyle de oluyormuş” diye yeni kurallar oluştururlar. Bazı dostlarımız yaptığımız açıklamaları bilgi satmak (malumatfuruşluk) sayıp uzun uzun anlattığımız için bize kızabilir. Ama “anatomi” böyle bir şey. Onda bir saç kılı üstüne sayfalar dolusu bilgi verilebilir. Yani “kılı kırk yarmak” bir anatomi deyimidir. Bize sözleriyle, ezgisiyle, sesiyle böyle bir türkü üreten Hasan Kalkan'a teşekkür ediyor ve kendisine sağlıklı, huzurlu, mutlu bir ömür diliyorum. 26 Eylül 2016 Hüseyin DENİZ Emekli Edebiyat Öğretmeni
Emniyet Dolandırıcılara Karşı Uyardı
M
uğla Emniyet Müdürlüğü telefonla arayarak vatandaşlara kendini polis, asker, savcıolarak tabıtıp vatandaşları dolandırmaya çalışan şahıslara karşı uyardı. Muğla İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan uyarıda; “ Son zamanlarda, 15 Temmuz 2016 tarihinde Ülke genelinde ve ilimizde meydana gelen FETÖ/PDY Darbe girişimi bahane edilerek, Dolandırıcılar tarafından; vatandaşlarımızın ev, işyeri ve cep telefonlarının aranarak ve kendilerini Polis-Asker-Savcı olarak tanıtarak “Darbe girişiminde adınız geçti bu nedenle hakkınızda işlem yapılacak, banka hesaplarınız üzerinden FETÖ/PDY ye para aktarımı oldu” gibi bahaneler üretilerek vatandaşlarımızı etki altına almak suretiyle Dolandırmaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Polis-Asker ve Savcı, vatandaşlarımızı telefondan arayarak Terör ve Asayiş konuları ile ilgili bilgi vermez, bilgi talebinde bulunmaz, ayrıca hiçbir şekilde vatandaşlarımızdan Asayiş ve Terör olayları ile ilgili olarak size yardımcı olacağız
diyerek para talebinde bulunmaz, hesap numaralarına vatandaşlarımızın para yatırmasını yada gelen görevlilere elden teslim etmesini istemez. Vatandaşlarımızı her hangi bir telefondan arayan ve kendisini Polis-Asker ve Savcı olarak tanıtan Dolandırıcıların “Darbe girişiminde adınız geçti bu nedenle hakkınızda işlem yapılacak, banka hesaplarınız üzerinden
Aydın ERTEMLİ
Restaurant & Cafe Bar
FETÖ/PDY ye para aktarımı oldu” gibi sözlerine itibar etmemelerini buna benzer olayla karşılaşmaları durumunda en yakın Polis Merkezine başvurmalarını yada 155 i arayarak bildirmelerini ayrıca konu ile ilgili olarak yakınlarını ve çevresindeki vatandaşlarımızı uyarmalarını; kamuoyuna saygıyla duyurulur.”ifadeleri yer aldı. Haber Merkezi
%40 İndirim, 9 Taksit imkanı!
fethiyeingilizkültüryabancıdilkursu
www.fethiyeingilizkultur.com
252 612 01 21
FETHIYE
O
KÖPRÜ BAŞI MEVKİİ TEB BANK ÜSTÜ
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
·2. Yabancı Dil ÜCRETSİZ! ·% 100 Eğitim Garantisi ·Genel İngilizce Eğitimi ·Yabancı Hocalar Eşliğinde İngilizce ·Avrupa Konseyi Onaylı Dil Portfolyosu ·Club Etkinlikleri
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
3+2 VE 2+1 KAMPANYASI
12 Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
FETHIYE 13 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
MHP'li Meclis Üyelerinden Kaynak'a Ziyaret
M
illiyetçi Hareket Partisi Seydikemer Belediye Meclis Üyeleri Uzm. Veteriner Hekim Mustafa Tanır ve Eczacı Mehmet Küçüksoku geçtiğimiz günlerde Seydikemer Belediye Başkan Yardımcılığına getirilen Ramazan Kaynak'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Geçtiğimiz ay Seydikemer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Turan'ın istifasının ardından boşalan
başkan yardımcılığı koltuğuna getirilen Ramazan
Kaynak'a hayırlı olsun ziyaretleri sürüyor. Son
olarak başkan yardımcısı Kaynak'ı, Seydikemer
Belediyesinin MHP'li meclis üyeleri Uzm. Veteriner Hekim Mustafa Tanır ve Eczacı Mehmet Küçüksoku ziyaret etti. Oldukça samimi ve hoş sohbet tadında geçen ziyaret ile ilgili kısa bir açıklama yapan MHP'li Seydikemer Belediye Meclis Üyesi Mustafa Tanır, “Ramazan Kaynak başkanımız ilçemizde yetişen duayen siyasetçilerden birisidir. Kendisini benimde doğum yerim olan Kumluova Belde Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı başarılı çalışmaları çok iyi bilmekteyiz. Kendisine yeni görevinde de başarılar
Nar Alıcısını Bulamıyor Ziraat Mühendisi Devrim Beyde; “Son yıllarda nar hak ettiği değeri bulamıyor. Ekonomik bakımdan fazla gelir sağlamayan nar, çiftçilerin nar bahçelerini sökmelerine neden oluyor. Bu sorun sadece bu bölgeyi kapsamıyor. Fethiye
olması gerekiyor. Çünkü narda hassasiyet vardır. Bu sene havalar müsaade ediyor ama son bahar yağmurları erken düşerse narda çatlama ve kalite kaybı olur. Buda üretecimizin ciddi anlamda kaybına neden olur. Tüccar alım konusunda çok nazlı. Bu bahçe birinci sınıf bahçedir. Yapılması gereken her türlü teknik bu bahçede uygulandı. Bu bahçe 55 kuruş. Normalde bu bahçenin 1,5 liradan aşağıya gitmemesi gerekiyor.” diye
konuştu. Fethiye'deki nar bahçelerinde narın güneşten korunup yanmasının engellemek amacıyla organik ürünlerin kullanıldığına
F
ethiye'deki nar diken üreticiler, ürettikleri birinci sınıfa narları pazarlamakta zorluk çekiyor. Ekonomideki belirsizlik nedeniyle uzun vadeli yatırıma yanaşmayan tüccarların gönül rahatlığıyla Fethiye'deki narları pazarlayabileceklerini belirten Ziraat Odası Mühendisi Devrim Beyde; “Tüccarımızı pazarda sıkıntıya sokacak her hangi bir yanlış uygulama yoktur. Gönül rahatlığıyla bunu tüketiciyle buluşturabilirler. Bu konuda bizim çiftçimiz bilinçli ve gerekli uygulamaları yapıyor” dedi. Narın maliyetinin kilo başına 30 kuruşu bulduğunu anlatan
bölgesinde bahçeler sökülüyor ve sadece birkaç nar bahçesi kaldı. Sökülen narların yerine zeytin ağaçları dikiliyor. Ancak bu sene zeytinde geçen yıllara oranla fiyatlar yere düştü” dedi. Nar üreticisinin tüccar bulmada zorlandığını belirten Ziraat Mühendisi Beyde; “Fiyattan ziyade tüccar bulma sıkıntımız var. En güzel nar şuanda 50-60 kuruş ama tüccar yok. 60 kuruş ya da 1 lira olması fark etmiyor. Tüccarın bol olması ve ürünün hızlı sirkülasyonu
dikkati çeken Beyde, tüccarların bu ürünleri gönül rahatlığıyla pazarlayabileceklerini söyledi. Beyde şu ifadeleri kullandı: “Rusya ya da batı ülkeleri Akdeniz Meyve Sineği konusunda ayağa kalkıp Türkiye'den nar almayabiliyorlar. Burada tamamıyla organik mücadele sürdürüyoruz. Nara temas ettirmeden tuzaklama sistemi şeklinde Akdeniz Meyve Sineği mücadelesi yapılıyor. Bu derece birinci sınıf bahçelerde fiyat 50-55 kuruş. Tüccarımızı pazarda sıkıntıya sokacak her hangi bir yanlış uygulama yoktur. Gönül rahatlığıyla bunu tüketiciyle buluşturabilirler. Bu konuda bizim çiftçimiz bilinçli ve gerekli uygulamaları yapıyor. Fakat tüccarlarında dertlerinin dinlenmesi gerekiyor. Tarım ve ekonomi politikalarında bir belirsizlik var ve tüccar önünü göremediği için uzun vadeli yatırıma giremiyor. Fındığa verilen teşvikler
Kuzugöbeği Mantarı Mevsimleri Şaşırdı
F
ethiye ve Seydikemer ilçelerinde Şubat ayının sonlarına doğru dağların yüksek bölgelerinde çıkan kuzugöbeği mantarını İbrahim Ayat isimli üreticinin dağda bulup getirmesi sonucu Ekim ayında pazar tezgâhında yerini aldı. Normal şartlarda Şubat ayı gibi çıkan kuzugöbeği mantarı mevsimleri şaşırarak Pazar tezgâhında yerini aldı. Dağda keçilerini otlatırken
tesadüfen kuzugöbeği mantarlarına denk gelen Seydikemer İlçesinin Kadıköy Mahallesinde ikamet eden
İbrahim Ayat isimli vatandaş, "Başkasından duysam ben de inanmazdım. Kadıköy Mahallesi ve Bağlıağaç Mahalleleri arasındaki ormanlık alanda keçilerimi otlatırken tesadüfen kuzugöbeklerinin çıktığını gördüm. Yaklaşık bir buçuk kilo civarında buldum. Birazını eve geldiğimde pişirip ailemle yedim ve tat olarak da aynı. Herhalde mevsim değişikliklerinden olsa gerek bu mevsimde çıkmışlar. Kilogramını 100 TL'den satıyorum. Pazara gelen vatandaşlar çok şaşırıyor. Herkes soğuk hava deposunda mı beklettin bunları diyor. Sabah tezgâha koymamla birlikte bir saatlik zamanda elimde kuzugöbeği mantarı bitti" dedi. Haber/Foto Zeynep Olca
ZAYİ İLANI A2-E Ehliyetimi Ve Nüfus Kimlik Cüzdanımı Kaybettim. Hükümsüzdür. Samet Duran 41818874056
Fethiye Belediyesi Aşure Dağıttı
F
ethiye Belediyesi Muharrem ayı münasebetiyle belediye binasına gelen vatandaşlara aşure dağıtımı yaptı. Her yıl aşure gününde geleneksel olarak yapılan dağıtım, Belediye hizmet binasında gerçekleşti. Vatandaşlar, memnuniyetlerini dile getirirken, Belediye'nin bu konudaki duyarlılığına teşekkür ettiler. Fethiye Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da aşure dağıtımı yapıldı. Kendi elleriyle aşure dağıtan Başkan Saatcı, vatandaşların Muharrem ayını da kutladı. Başkan Saatcı,
“Muharrem ayı bu topraklarda yaşayan insanlar için, Müslümanlar için özel bir ay. Biz Fethiye Belediyesi olarak her yıl muharrem ayında uygun bir günde aşure dağıtımı yapıyoruz. Muharrem ayı aynı zamanda çok acı bir olayı da içinde barındırıyor. Kerbelâ,
diliyorum” diye konuştu. Kendisini ziyaret eden MHP'li Meclis Üyeleri Mustafa Tanır ve Mehmet Küçüksoku'ya ziyaretlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Seydikemer Belediyesi çatısı altında herhangi bir siyasi parti gözetmeksizin şimdiye kadar çalışmalarımızı yaptığımız gibi şimdiden sonra da çalışacağız. Ben kendileri ile siyasi görüşlerimiz farklı olsa da aynı çatı altında Seydikemer İlçemize hizmet etmekten dolayı çok memnunum. Ziyaretinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi. Haber/Foto Bahadır Konuk nara, zeytine, domatese de verilmeli.” Fethiye'deki üreticilerin nar üretiminde kimyasal maddeden kaçındığını ve organik ürünleri tercih ettiklerini ifade eden Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit: “bu narlar bir numaralı ihracat malı ama ihracat yok. Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin Türkiye'ye geldi. Çiftçiler olarak kapıların hemen açılacağına dair ümitlerimiz var ama 2017 yılından önce bunun hızlanacağını da sanmıyoruz. İhracatta sadece Rusya'ya bel bağlamamalıyız. Alternatif Pazar arayışları devam etmeli. Batıya da açılmamız gerekiyor. Sadece Rusya'ya bağlı kalınca uçak krizi sonrası yaş meyve ve sebzede ülkemize zararımız 410 milyon dolar” dedi. Bölgemizde 4 bin ton nar üretimi var. Narenciye de 2 bin ton üretimimiz var. Çiftçilerin en büyük sorunu kaliteli malları yetiştirip pazarda satamaması. Pazarı bulduğumuz ve aracıları kaldırdığımız zaman çiftçimiz bir nebzede olsa zararının bir kısmını karşılayabilecek. Ama 30 kurulu narenciye, 30 kuruşa portakal, limon, nar sattığı zaman bizim çiftçimiz zararda. Köylü kalkınmadıkça hem Türkiye hem de dünya kalkınmaz” diye konuştu. Haber/Foto Hakan Çelikdemir
Yezid tarafından, Hz. Hüseyin'in, Peygamber Efendimizin torununun, Hz. Ali'nin çocuğunun katledildiği ve 70 tane Ehlibeyt'in öldürüldüğü gün. Onları rahmetle, minnetle anıyoruz. Biz de her sene aşuremizi vatandaşlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Aşure aynı zamanda yokluklardan bir ürün ortaya çıkarıp paylaşmaktır. Aşure sadece bir yiyecek değil, aynı zamanda paylaşım, hoşgörü, kucaklaşmanın vesilesidir. Alevi kardeşlerimiz Muharrem ayında oruç tutarlar. Allah onların da tuttuğu oruçları kabul eylesin. Ülkemizin birliği ve dirliğini muhafaza eylesin. Yiyenlere afiyet olsun” diye konuştu. Haber/Foto Hakan Çelikdemir
14
Fethiye’nin ilk Gazetesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
O
FETHIYE
15 Ekim 2016 Cumartesi
Muski Sel Baskınlarının Önüne Geçiyor
M
USKİ Genel Müdürlüğü Marmaris İlçesi Yeni Yol Caddesi üzerinde bulunan ve bölgedeki esnafa, meydana gelen taşkınlar nedeniyle büyük zarar veren Değirmen Dere de ki çalışmalarında sona yaklaştı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü, Marmaris İlçesinde sürekli olarak taşkınların meydana geldiği Değirmen Dere'de ki ıslah çalışmalarında sona yaklaştı. Özellikle kış aylarındaki yağışlarda sel baskınlarının meydana geldiği derenin 450 metrelik kısmını tamamen beton zeminle kaplayan MUSKİ ekipleri böylece bölgedeki sorunun önüne geçmeyi amaçlıyor. “İnşallah Marmaris'e Hayırlı Olur”
BAŞARMAK İSTEYENLER için
Doğru Karar, Doğru Adım, DoğruTercih
Fethiye’nin Özel Öğretim Kursu Bölgede 13 yıldır esnaflık yapan Nurettin Gökçen bu süre içinde 2 defa sel baskınıyla karşılaştığını söyledi. Gökçen, “Benim hatırladığım 2 defa sel baskını oldu. Hatta birinde bentlerin yıkıldığını duyduk. Diğerinde de dağlardan gelen sular nedeniyle yollarımız da taşkınlar oldu. Şuan bölgede yapılan ıslah çalışmalarını çok olumlu buluyorum. İnşallah Marmaris ve Marmaris esnafına hayırlı olur. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Kış Mevsimini Sorunsuz Atlatmak İstiyoruz” Değirmendere'nin ıslahı hakkında açıklamalarda bulunan MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen, yaptıkları çalışmalarla kış mevsimini sorunsuz atlatmak istediklerini söyledi. Derenin 450 metrelik kısmını tamamen betonla kapladıklarını vurgulayan Ülgen, “Derenin dağlardan gelen suyu taşıyamaması nedeniyle birçok kez taştığını ve özellikle bölgedeki esnafımızın zarar gördüğünü biliyorduk. Bu nedenle Yoğun yağışlarda Marmaris İlçemizde problem yaşadığımız yerlerden biri olan Yeni Yol Caddesindeki vatandaşlarımızı olası bir sel baskınından kurtarmak için ıslah çalışmamızı tamamlıyoruz. Bunun yanında derenin daha estetik bir görünüme kavuşmasını da sağlıyoruz. Yaptığımız çalışmalar sonucu umarım sorunsuz bir kış mevsimi geçireceğiz” dedi. Haber Merkezi
Kişiye özgü öğretim modeli uygulama basamakları ’de
TERCİH
Sorgulayıcı Bakış Açısı..!!!
Fethiye’de doğru
ÖZEL ÖĞRETİM KURSLARI
Tel: 025212 96 44 Gsm:0554 578 99 89 / 90 Kesikkapı Mahallesi Atatürk Cad. No:79 (Uğur Dershanesi)
AY MOBİLYA Teşhir Ürünlerinde
%50'ye Varan İndirimler
Çevre Yolu Üzeri Zorlar Mah. Seydikemer Tel: 0 542 448 56 48
Fethiye’nin ilk Gazetesi
15 Ekim 2016 Cumartesi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
O
FETHIYE 15 İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
Ormanda Keçilere Arı Tülü Önlem
M
uğla'da genç orman sahalarını keçilerden koruma amaçlı alternatif çalışmalar yapılıyor. Muğla Orman Bölge Müdürlüğünde gençlik sahalarını kıl keçilerinden korumak için dikenli tel çitlerini daha etkin kılacak yeni yöntemler deniyor.Bu kapsamda Silvikültür Şube Müdürlüğünce Dalaman ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluk alanındaki gençlik sahalarında pilot alanlar seçilerek geliştirilen yöntemlerin verimliliği test ediliyor. Silvikültür Şube Müdürü Recai Şenel, yaptıkları çalışmalar neticesinde keçilerin rahatlıkla geçebildikleri dikenli telleri arı tülü ile örttüklerinde hayvanların tel çiti zorlamadan uzaklaştıklarını gözlemlediklerini söyledi.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Silvikültür Şube Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar hakkında şu açıklama yapıldı; “Gençlik ve kültür sahalarının hayvan otlatma baskısından korunması son yıllarda saha bekçilerinin artık çalıştırılamaması, orman muhafaza memuru yetersizliği nedenleri ile sıkıntıya girmiş, otlatma zararları artmaya başlamıştır. Çözüm olarak getirilen köy tüzel kişiliği koruma sistemi de etkili bir koruma sağlayamamıştır. Korumada en etkili yol olan dikenli tel çit olmasına rağmen serbest dolaşan kıl keçileri normal standartlarda yapılan dikenli tellerden çoğunlukla geçebilmektedirler. Dikenli tel çit ile korumayı daha da güçlendirmek için Bölge Müdürlüğümüz Silvikültür Şube Müdürlüğü koordinesinde çeşitli yollar araştırmakta ve denemeler yapmaktayız. Bu yöntemlerden birincisi 4
Büyükşehir Makine İkmal Binası'nda Sona Yaklaştı
M
uğla Büyükşehir Belediyesi Ula İlçesi Kızılağaç Mahallesi'nde yapımına devam ettiği yeni Makine ve İkmal Hizmet Binası inşaatında sona yaklaştı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından temeli 2015 Ekim ayı içerisinde atılan yeni Makine ve İkmal Hizmet Binası inşaatında sona yaklaştı. Ula İlçesi Kızılağaç Mahallesi'nde 21 bin 537 metrekare alan içerisinde planlanan sürede
bitmesi beklenen Makine ve İkmal Hizmet Binası'nda ilk etapta 175 personel ve 183 araca hizmet verecek. Hida Kılıç: “Makine İkmal Binası Uygun Konumu ile Ana Kademe Merkezi Olacak” Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Hida Kılıç, yapımı devam eden Makine ve İkmal Hizmet Binası inşaatının düzenli ve seri çalışma ile yüzde 80'inin tamamlandığını ve 2016 yılı sonunda planlanan sürede tamamlanarak hizmete gireceğini söyledi. Hida Kılıç;
“Ula ilçesi Kızılağaç Mahallesi Makine ve İkmal Ana Kademe inşaatımızın yüzde 80'i tamamlandı. 2016 yılının sonunda planlanan sürede tamamlanan çalışmalarımızla modern ve konum olarak çok uygun bir makine ikmal binasına sahip olacağız. Şehir merkezindeki hizmette olan makine ikmal binamızdan çıkan büyük araçlarımız yeni binamız hizmete girdiğinde taşınacağı için trafiği bir nebze olsun rahatlatmış olacak. Ekiplerimizin bütün ilçelere ulaşması için de uygun bir alan olan yeni binamızda 183
araç, 175 personel hizmet verecek. Ayrıca bu ana kademe binasının yan parsellerine belirlenen ihtiyaçlara göre ileriki dönemlerde Muğla Büyükşehir Belediyesi ve MUSKİ'nin diğer dairelerinin makine ikmal, bakım onarım alanları yapılması planlanmaktadır. Ulaşım ve stratejik olarak uygun olan bu alanı Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin tüm birimlerine hizmet edecek ana kademe yapısına kavuşturacağız.” dedi. Haber Merkezi
sıralı olarak çekilen ve OGM birim fiyat tanımlarında da 4 sıralı tel çekme şekilde tanımlanan dikenli tel çit tesisinde mutlaka çapraz
şekilde 4 sırayı sabitleyecek olan çapraz 5. sıranın çekilmesidir. İkinci yöntem ise 3 ya da 4 sıralı tesis edilen dikenli tel çitin belli noktalarına yerleştirilen akümülatörler ile yaşamsal tehlike oluşturmayan ancak hayvanların yaklaşmasını önleyecek titreşimi sağlayan düşük voltajlı elektrik akımı vermektir. Bir diğer üçüncü yöntem de
keçilerin rahatlıkla geçebildikleri 4 sıralı dikenli tel çitleri arı tülü denen örtü ile örtmektir. Dalaman Orman İşletme
Müdürlüğü Ortaca Orman İşletme Şefliğinde akümülatör ile dikenli tel çite düşük voltajlı elektrik akımı verilmesi suretiyle hayvanları dikenli tel çitten uzaklaştıracak deneme çalışmasını yapmaktayız. Yaptığımız denemelerde beklenen olumlu sonuçlar alınmakta olup hayvanların dikenli tel çiti zorlamadan uzaklaştıkları gözlemlenmektedir.
Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğü Akköprü Orman İşletme Şefliğinde yaptığımız deneme sahaların da ise arı tülü ile örtülen dikenli tel çitlerden keçilerin geçemedikleri gözlemlenmiştir. Bizim kullandığımız 1,5 metrelik Arı Tülünün metre tül fiyatı 0,50 TL dir. 1 km dikenli tel çit için yaklaşık 500 TL ek maliyet gerektirmektedir. 1 km dikenli tel çitin maliyeti 5000 TL ile 8000 TL arasında değişmektedir. Ortalama 4 sıralı dikenli tel çit maliyetini 6500 TL olarak kabul edersek arı tülünü dikenli tel çite örtmekle bu maliyeti % 7,5 civarında arttırmış oluyoruz. Başka amaçlarla bu tülün kullanıldığı yerlerde
yaptığımız araştırmalarda en az 3 yıl dayanabildiği bilgisine ulaşılmıştır. Yukarıda belirtilen üç yöntemin korumadaki etkinlikleri, maliyetleri, kullanım kolaylıkları ve dayanma süreleri dikkate alınarak deneme ve gözlem çalışmalarımız tamamlandıktan sonra hangi yöntemin hangi koşullarda ve nerelerde kullanılabileceği konusunda daha net sonuçlara ulaştığımızda bu yöntemleri diğer işletmelerimizdeki gençlik ve kültür sahalarının korunması için yaygınlaştırmayı düşünmekteyiz”dedi. Haber Merkezi
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
Fethiye’nin ilk Gazetesi
O
İlk Yayın Tarihi 19 Haziran 1961
Fethiye’nin ilk Gazetesi
www.fethiyehaber.com
FETHIYE
diyene
55. Yıl Ne Mutlu Türküm Diyene
KEMER
Görme Engelliler İçin Eğitim Kursları Artıyor Teknoloji Öğretmenimiz Doğan bey tarafından eğitim verilmekte. Kursumuz yeni başladı. Göreve geldiğim günden beri görme engelliler için gayretli çalışmalar gösteren Altı Nokta Körler Derneği Fethiye şubesi başkanı Mehmet üstün beye teşekkür ediyorum” dedi. Altı Nokta Körler Derneği Fethiye
F
ethiye İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu Müdürü İsmail Cazağ, Fethiye Altı Nokta Körler Derneğini ziyaret etti. Görme Engelliler için düzenlemekte olan Bilgisayar Kullanım kursu ile ilgili bilgi veren İsmail Cazağ; ileriki süreçte düzenlenecek olan yeni kurslar hakkında görüş alışverişinde bulundu. Fethiye İlçe Halk
şubesi başkanı Mehmet üstün'de ziyaretten dolayı memnuniyetini ifade ve ederek Fethiye İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu Müdürü İsmail Cazağ'a teşekkür etti. Mehmet Üstün konuşmasında “Biz Altı Nokta Körler derneği olarak görme engelli vatandaşlarımız için
eğitime çok önem veren bir kuruluşuz. Altı Nokta Körler Derneği Fethiye şubesi olarak birçok kurs ve proje düzenledik. Zannedersem İlçe Halk Eğitim Merkezi ile birlikte düzenlediğimiz bu 3. Kursumuz olacak. Biz Fethiye şubesi olarak ilk defa Belediye işbirliği ile Bağımsız Hareketler Kursu düzenledik.
Bundan sonrada düzenleyeceğimiz Bağımsız Hareketler Kursu İlçe Halk Eğitim Müdürlüğünün modülüne konuldu. Şu anda da Bilgisayar Kullunum kursu düzenlemekteyiz. Şu an 4 kursiyerimiz var. Teşekkür ederim” dedi. Haber/Foto Zeynep Olca
Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu Müdürü İsmail Cazağ açıklamasında “Altı Nokta Körler Derneği Fethiye şubesi ile Fethiye İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu olarak görme engelliler için Bilgisayar Kullanım Kursu açtık. 368 saatlik Görme Engelliler Bilgisayar Kullanım kursunu Altı Nokta Körler Derneği Fethiye şubesinin Bilgisayar Laboratuarında düzenlemekteyiz. Kursumuz da görme engelli vatandaşlarımız için üretilen özel bilgisayarlarda Bilişim ve
KÖPRÜSÜ ÖZEL FİNAL ANADOLU LİSESİ OVACIK Tel: 614 48 24 ÖZEL FİNAL ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 10 Öğrenci Mühendislik Fakültesi 2 Öğrenci Tıp Fakültesi %90 Yerleştirme Oranı
OVACIK KÖPRÜSÜ Tel: 614 48 24
4 Öğrenci Hukuk Fakültesi 5 Öğrenci Diş Hekimliği 2 Öğrenci Eczacılık 1 Öğrenci Beslenme ve Diyetisyenlik 2 Öğrenci Mimarlık Fakültesi
“Hem Yaşam Hem Sınav Başarısı İçin”
5 Öğrenci Psikoloji-pdr 4 Öğrenci Eğitim Fakültesi 10 Öğrenci İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi 4 Öğrenci Hemşirelik-Ebelik 13 Öğrenci Diğer Fakülteler
LİMİT OKULLARI 1. Yılında Muhteşem Başarı Adres: Taşyaka Mahallesi 137 Sok. No:26 Fethiye / Muğla Tel: 0 252 612 20 15 www.limitokullari.com İstenmeyen Tüylere Kalıcı Çözüm Ölçülü Kaş Alımı C lt Ütüleme Profesyonel Makyaj C lt Bakımı İpek K rp k Leke G derme Kalıcı Makyaj
7 Sağlık Bilmleri Fakültesi 4 Psikoloji-pdr 2 Hukuk 19 Mimarlık Mühendislik 5 Fen Edebiyat Fakültesi
Bölgesel İncelme Man kür Ped kür Dermapen
Beuty Saloon
Reyhan www.reyhanuzell ksalonu.com Ölmezer Güzellik Uzmanı
Taşyaka Mah. Ölüdeniz Cad. Erasta AVM Karşısı Tel: +90 252 614 29 30
2 Uluslararası İlişkiler 8 Diğer Bölümler
Fethiye’de Üniversiteye En Çok Öğrenci Yerleştiren Özel Okul HOCAOĞLU
Gel n Makyajı
20 İİBF
Şubemiz Yoktur Şubemiz Yoktur
HOCAOĞLU (MEDYUM) Astroloji Fal DENİZLİLİ (MEDYUM) Spirit Valist İşleri Erkan YILMAZ Astroloji Fal Spirit Valist İşleri
Çiğ Köfte
TAŞYAKA/Fethiye İzzet Delioğlu
0252 612 95 00 0534 342 58 18
Çiğ Köfte
Pide
Çamköy Pazaryeri Karşısı 0537 396 29 82 Fethiye
Lahmacun Fethiye Taşyaka Şubesi Ölüdeniz Cad. No:24/B1 Fethiye