FETHIYE 15'de
Takımımız Bolu Kampında Ne mutlu Türk'üm diyene
www.fethiyehaber.com 28 Temmuz 2010 Çarşamba
2'de
Yağma İddiasıyla Yakalanan Şahıslar Tutuklandı
8'de
AÇIK İLKÖĞRETİM KAYITLARI, 17 EYLÜL'DE SONA ERİYOR
8'de
Dürüyenin Güğümleri yayına girdi
12'de
Günlük Bağımsız Siyasi Gazete Yıl : 50
gibi bir açıklama yapmıştı. Yaşanan bu gelişmelerin ardından görüştüğümüz Ak Parti Belediye Meclis Üyesi Selahattin Kayaman ve İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan
önümüzdeki günlerde açıklama yapacaklarını ancak, Başkan Saatcı ve İlçe Başkanı Evrenosoğlu'nun seviyesine inmeyeceklerini söyledi. Sayfa - 16
50 YIL
Kuruluş 1960
Sayı: 14540
Açıklama Polemiği Fethiye Belediyesine gelen müfettişlerden sonra Başkan Saatcı'nın zehir zemberek yaptığı açıklamanın yankısı geçmeden, MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'da tehdit
Ramazan hazırlıkları başladı
40 Krş.
Yazar olarak değil Tv programından tanıdılar
Fethiye Belediyesi ve Fethiye Sahaf tarafından organize edilen Fethiye Kitap Fuarı kapsamında Fethiye'de imza günü düzenleyen Yazar Erhan Afyoncu kitapseverler tarafından yoğun ilgi gördü. İmza gününde Afyoncu'yu herkes yazar olarak değil Haber
Türk Televizyonundaki Tarihin Arka Odası adlı programdan tanıdıklarını belirttiler. Sayfa - 3
Barmenin Hobisi “Su Kabağı”
Sıcaklık 14 Derece Balıkların Hayatı Tehlike de Konsere
Yoğun İlgi
Fethiye'ye bir yıl önce gelen Trabzonlu barmen merak duyduğu su kabağına çeşitli şekiller veriyor. Çok kısa sürede öğrenen Serkan Kazanasmaz zaman zaman turistlerin ilgi odağı oluyor. Sayfa - 16
Taşıma ihalesi yarın sona erecek Sayfa - 4
Havaların Aşırı ısınmaları nedeniyle suların ısı derecesi artması endişeli bekleyişe dönüyor. Fethiye'nin Ören Köyü,
Söğütlüdere Köyü, Sahil Ceylan ve Yaka köylerinde aylık 15 bin ton alabalık üretimi yapılıyor.
HABERLERİNİZ
Sayfa - 12 İÇİN
612 00 95 REKLAMLARINIZ İÇİN
3 bin 642 öğrencinin taşımalı eğitimi için açılan ihale başvuruları sona ererken verilen ihale teklifleri Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Taşımalı İlköğretim bürosunda dün başlarken ihale yarın sona Sayfa - 12 erecek.
Berat Kandilini Kutladık Hicri Takvim'e göre Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecede kutlanan Berat Kandili, İslam aleminde coşkuyla kutlandı. Berat Kandili
dolayısı ile Fethiye'deki camiler doldu taştı. Hayırsever vatandaşlar camii önünde tatlı ve içecek ikramında bulundular.
Sayfa - 3
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
Ramazan hazırlıkları başladı
Her yıl olduğu gibi bu yılda iftar çadırı kuracak olan Fethiye Belediyesi, ihtiyaç sahibi vatandaşlara Ramazan paketi yardımında da bulunacak. Fethiye Belediyesi tarafından kurulacak olan iftar çadırı Köprübaşı eski garajda Ramazan ayı boyunca her gün binlerce kişiye iftar yemeği verecek. Fethiye Belediyesi'nin yanı sıra Ayışığı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği de bu yıl, Fethiye İmam Hatip Lisesi yanında çadır kurarak iftar yemeği verecek. İftar çadırları yine şehir merkezinde kaldı
Bu yılda Fethiye Belediyesi ve Ayışığı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin kuracağı iftar çadırları Fethiye şehir merkezinde kalacak. Bazı kesimler tarafından her yıl dile getirilen iftar çadırının Çatalarık veya Günlükbaşına kurulması istediği bu yıl da gerçekleşmedi. Fethiye Belediyesi, geçen yıl Ramazan ayı içerisinde 15 mahallede toplam 2 bin 725 adet Ramazan paketi, dağıtımı gerçekleştirmişti. Bu yılki yardım paketlerinin de geçen yılki sayı ile hemen hemen aynı olacağı öğrenildi.
Final'de SBS Başarısı Final Dergisi Dershanesi Fethiye şubesinden, SBS yerleştirme sonuçlarına göre 112 öğrenci istedikleri okula yerleşti. Tercih maratonunun tamamlanmasının ardından yerleştirme sonuçları öğrencileri ve ailelerini mutlu etti. Final Dergisi Dershanesi öğrencilerinden Galatasaray Lisesi'ne 1, Fen Liselerine 6, Öğretmen Liselerine 15, Anadolu liselerine 60, Sağlık Meslek Liselerine 12, Anadolu İmam Hatip Liselerine 10 ve meslek liselerine 8 öğrenci
yerleşti. Final dergisi Dershanesi müdürü Kemal Baştuğ, “yapılan tercihlerin doğruluğu yerleştirme sonuçlarından belli”Dedi.
YEREL BASININ KURŞUN KOKAN ELLERİ Yerel gazeteler Anadolu Basını olarak da tanımlanır. Anadolu Basını olarak bilinen yerel basın, Kurtuluş Savaşımızı desteklemiş, milli mücadele yıllarında da halka karşı büyük bir sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Bundan dolayı aynı zamanda Gazi Basın olarak ta tanımlanır. Daha önce yazdığım bir yazıda da belirtmiştim. Ben ilkokul dördüncü sınıftan itibaren gazete okuyan birisiyim. İlk yerel gazete olarak Köyceğiz gazetesini okumuştum. 1978 yılında Muğla Teknik Lisesinde öğrenci olduğum zaman Muğla Devrim gazetesinin tüm sayfaları gazete bürosunun penceresine asılır ve bizlerde oradan Devrim gazetesini okuyup Muğla ile ilgili gelişen olayları takip ederdik. Bu gün internette gazetelerin okunduğu gibi o yıllarda da Muğla’da insanlar özel olarak Devrim gazetesinin bürosuna gider ve günlük olarak gazeteyi pencerede asıldığı yerde okurlardı. Muğla’da Devrim gazetesi okulda görülen ders gibiydi. O yıllarda Muğla Devrim gazetesinin yönetiminde rahmetli Hasan Nuri Öncüer vardı. 1979 yılında bir gün hiç unutmuyorum evde ‘AMATÖRLER VE BASIN’ başlıklı bir spor köşe yazısı yazarak Devrim gazetesinin bürosundan içeri girip yazıyı rahmetli Hasan Nuri Öncüer’e yayınlanması için verdim. Rahmetli Hasan Nuri Öncüer, benim yazımı aldı ve okuyarak bana bundan sonrada köşe
yazısı yazmamı söyleyip ‘Amatörler ve Basın’ başlıklı yazım Muğla Devrim gazetesinde bir sonraki gün yayınlandı. Ben de basın camiasına böylece Devrim gazetesi aracılığı ile ilk adımımı atmış oldum. Daha sonraki yıllarda Muğla Devrim gazetesinde düzenli olarak Köşe yazarlığım devam etti. Ankara’da öğrenci olduğum yıllarda da Ankara Barış Gazetesinde çalıştım. Daha sonra 1988 yılından bu yana Fethiye gazetesinde aralıksız olarak köşe yazarlığı yaparken, köşe yazarlığının yanı sıra 2 Kasım 2009 tarihinden 10 Haziran 2010 tarihine kadar Yazı İşleri Müdürlüğü görevinde bulundum. Ayrıca bu arada üç yıl Ankara’da Türk Spor Ajansının da Muğla ve Fethiye Muhabirliğini de yaptım. Bu zaman içerisinde 1996 yılında Ankara’da Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Anadolu Basını Özendirme Yarışmasında Makale dalı ödülünü aldım. 25–26 Kasım 1996 tarihlerinde Ankara’da Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 1. ANADOLU BASIN KURULTAYINA Muğla ilini temsilen belirlenen 5 delegeden birisi olarak katıldım. Bu zaman içerisinde Muğla Gazeteciler Cemiyetinden de beş defa köşe yazarlığı ödülü aldım. En son 2010 yılı Muğla Gazeteciler Cemiyetinin Basın ödülü yarışmasına birisi Spor ve diğeri de Haber dalında
SATILIK 28 Temmuz 2010 Çarşamba
Yıl : 50 Sayı : 14539 Fiyatı : 40 Krş. (KDV Dahil)
Tel - Fax :0252 612 00 95
Cumhuriyet Mah. Atatürk Cad. 501 Sok. No.:16 Kurucusu Hüseyin Özdemir Sahibi Kadir İlik
Yerel Süreli Yayın fethiyegazetesi@hotmail.com Reklam Resmi İlanlar st/cm ...........7.00 TL Mahkeme, İcra ve Satış İlanları...7.00 TL Zayi İlanları ....................15.00 TL Abonelik Yıllık........120 TL Üç Aylık..30 TL
TAŞYAKA AHAT MEVKİİNDE 793 M ARSA 2 0507 293 37 70
eroldolu48@hotmail.com olmak üzere iki dalda yarışmaya iştirak ettim. 24 Temmuz 2010 tarihinde Muğla’da Yerel Spor Yorum dalında ödüle uygun görülmüşüz ve Spor Yorum dalında ödül aldım. 20 Temmuz Kıbrıs Barış Hareketinin 36. yıldönümü dolayısıyla 18–22 Temmuz 2010 tarihleri arasında Kıbrıs’taydım. Muğla Gazeteciler Cemiyeti Fethiye temsilcisi arkadaşımız Sıdıka Kölemen’e benim Basın yarışmasına yazı göndermeden ödül aldığım söylenmiş. Bu konuda Sıdıka Kölemen arkadaşımız beni Kıbrıs’ta telefonla aradı. Benim bu konuda gönderdiğim tüm evraklar Muğla Gazeteciler Cemiyetinin arşivlerinde ve birer suratları da benim elimde bulunmaktadır. Umarım bu konuda Muğla Gazeteciler Cemiyetinin Fethiye temsilciliği duyarlılık gösterir ve gerçeği kamuoyunu açıklar. Bizler başkalarını alın terine saygı duyan kişiler olduğumuzu her zaman gösteririz. Küçük yaşımdan bu yana yerine göre gazete basan matbaalarda kurşun kokan nasırlı elleri çok iyi biliyorum. Umarım bu konu araştırılır ve gerçek ortaya çıkar.
REKLAMLARINIZ İÇİN
612 00 95 REKLAMLARINIZ İÇİN
VARÇİN TARIM
Altı Aylık...60 TL Aylık...........10 TL
Şehir dışı aboneliklerde 5 TL posta ücreti alınmaktadır. KDV oranları abonelerde %1 Reklamlarda % 18'dir
Yazı İşleri Müdürü Erkan İlik
Hesap Numaramız T.C. Ziraat Bankası Fethiye Şubesi 52217449-5001
Sayfa Editörü Tuncay Özkınay
IBAN Tr79 0001 0002 0352 2174 4950 01
Baskı Batı Akdeniz Ofset İnönü Bulvarı No.12 614 56 72
Gazete Satış Noktaları Taşyaka Market Taşyaka mah. Ölüdeniz yolu üzeri tel: 611 37 28 Priz market Çatalarık mah. Turgut Özal Bulvarı tel: 613 51 81 Erka Market Muharrem Yöntem Esenköy Tel: 635 76 21 Emin Market Çalıca Döner Kavşağı Tel: 646 8966 Bakkal Gazi Çarşı Cad. No:11 6212 79 79
Sizlerler Çalışmanın verdiği Dürüst Hizmet Anlayışı İçinde
Zirai İlaç Tohum Gübre Hazır Fide ZİRAİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ SUNAR
Murat VARÇİN Ziraat Mühendisi
Tel: 0252 646 87 79 GSM: 0537 272 70 02 - 0505 234 81 09 Karaçulha Kasabası (Kocatepe Mobilya Yanı) ÇALICA / FETHİYE
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
Berat Kandilini Kutladık
Hicri Takvim'e göre Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecede kutlanan Berat Kandili, İslam aleminde coşkuyla kutlandı. Berat Kandili dolayısı ile Fethiye'deki camiler doldu taştı. Hayırsever vatandaşlar camii önünde tatlı ve içecek ikramında bulundular. Fethiye'de önceki akşam camilerde insan kalabalığı daha da arttı. İlahi Vaaz ve Kur'an-ı Kerim'den sürelerin okunduğu manevi gecede, vatandaşlar camilere koştu. Fethiye Yeni Cami'den köylerdeki bütün camilere kadar birçok camide
vatandaşlar bu güzel gecede ibadet yapmanın mutluluğunu yaşadı. Fethiye'de yüzlerce vatandaş, manevi geceyi en güzel şekilde değerlendirmek için camilere akın etti. Bu gecede Fethiyeliler, dualar edip, Kuran'ı Kerim okudu. Gecede Kur'an-ı Kerim ve mevlidi şerifi ziyafeti büyük ilgi gördü. Vatandaşlar erken saatte camileri ve bahçelerini doldurdu. Yeni Camii müezzinlerinin okuduğu Kur'an tilaveti camiye gelen binlerce insanın ruhunu dinlendirdi. Daha sonra gecenin önemi hakkında vaaz verildi. Vaazda;
"Şaban-ı Şerifin 15. gecesi Berat Kandili'dir. Bu gece birçok mühim hadiselerin tefrik edildiği, Peygamber Efendimize şefaat salahiyetinin verildiği mübarek gecedir. Peygamberimiz bu gece ümmeti için sabaha kadar gözyaşlarıyla dua iltica ettiler. Bu gecenin kıymetini bilip Allah'a dua edelim" dendi. Daha sonra okunan mevlidin ve Kur-an'ı Kerimlerin duaları alındı. Hınca hınç dolan camilerde kılınan yatsı namazının ardından vatandaş birbirlerinin berat gecesini tebrik etti.
Birey Dershanesi Yerleştirmelerde % 87 Başarı Elde Etti SBS Sınav sonuçlarından sonra açıklanan birinci tercih sonuçlarına göre Birey Dershanesi Fethiye Şubesi %87 başarı sağladı. 8. Sınıf İlköğretim öğrencilerinin girmiş olduğu SBS sınavları sonuçlarına göre yapılan ilk tercih sonuçlarının açıklanması sonucu Fethiye'de bulunan dershanelerin başarı oranları ortaya çıkmaya başladı. Birey Dershanesi Fethiye Şubesi ilk yerleştirmelere göre %87'lik başarıyı elde ettiği öğrenildi. Konu hakkında açıklamada bulunan Birey Dershanesi Rehber Öğretmeni Nurdan Başbal birinci tercihte yerleşemeyen tüm öğrencilere uyarıda bulunarak dikkat etmelerini istedi. Konu hakkında dün açıklamada bulunan Birey Dershanesi Rehber Öğretmeni Nurdan Başbal “2009-2010 Eğitim Öğretim yılı diğer yıllarda olduğu gibi bu yılda başarılı geçmiştir. Aldığımız sonuçlar çok iyi olduğunu biliyoruz.
Öğrencilerimizin aldığı puanlar ve sonuçlar bizim gurur kaynağımız olmuştur. Biz rehberlik servisi olarak öğrencilerin doğru tercihi yapabilmeleri adına elimizden geleni yaptık. İlk tercih sonuçlarına göre kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerimiz 4 Ağustos tarihine kadar mutlaka yaptırmalıdır. Eğer ilk tercih de yerleşemeyen ve yerleştiği okulu istemeyen öğrencilerimiz
ise 5-11 Ağustos tarihleri arasında yepyeni bir tercih listesi hazırlayarak ikinci yerleştirmeye başvurabilirler. Biz ikinci tercih ve yerleştirmeler için rehberlik hizmeti vermeye devam ediyoruz. Adaylar tercihlerini yaparken puan aralığını iyi tutmaları gerekiyor. Biz tüm öğrencilerimize ve evlilerimize gösterdikleri başarıdan dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
Yazar olarak değil Tv programından tanıdılar Fethiye Belediyesi ve Fethiye Sahaf tarafından organize edilen Fethiye Kitap Fuarı kapsamında Fethiye'de imza günü düzenleyen Yazar Erhan Afyoncu kitapseverler tarafından yoğun ilgi gördü. İmza gününde Afyoncu'yu herkes yazar olarak değil Haber Türk Televizyonundaki Tarihin Arka Odası adlı programdan tanıdıklarını belirttiler. Pazartesi günü akşam Fethiye Belediyesi
Kültür Merkezi önünde açılan kitap fuarında okuyucuları ile buluşan Afyoncu kitaplarını imzaladı. İmza gününde okuyucularına kitapları ile ilgili bilgi veren Afyoncu televizyon programı ile ilgili soruları da cevapladı. Afyoncu imza gününde Yavuzun Kulesi, Truva'nın intikamı, Askeri isyanlar ve darbeler, Osmanlının hayatı, sorularla Osmanlı imparatorluğu adlı kitaplarını imzaladı.
FETHİYE HARİTA
KARAÇAMLI PEN PVC KAPI
PENCERE SİSTEMLERİ
"Kaliteye Açılan Pencere"
Yusuf Selman ŞEKEROĞLU Harita ve Kadastro Mühendisi
DEMİR ÇATI - FERFORJE - KORKULUK - ÇÖP KONTEYNERLERİ OTURMA BANKLARI İTİNA İLE YAPILIR SANAYİ SİTESİ ŞEHİT FETHİ BEY CADDESİ NO.22 FETHİYE / MUĞLA TEL: (0252) 614 89 49 - GSM: (0537) 324 58 28
selmansekeroglu@hotmail.com
Dispanser Sokak Demirci İşhanı Kat:1 No.19 FETHİYE
Tel : 0252 612 39 03 GSM: 0532 664 65 03
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
Konsere Yoğun İlgi
Ünlü sanatçı Bülent Ortaçgil Kayaköy Sarnıç Restaurantta sahne aldı. Konsere Devlet Hava Meydanları Dalaman Hava Limanı Müdürü Hamdi Güvenç ve çok sayıda sanatsever katıldı. Kayaköy merkezde
bulunan Sarnıç Boutigue Restaurantta Pazartesi günü akşam 70'li yıllarda sanat dünyasın başlayan ve sanat dünyasında 40 yılı tamamlayan Bülent Ortaçgil sahne aldı. Konser akşam saat 22.30 sıralarında başlarken Ortaçgil, yaklaşık 3 saat sahnede kaldı.
Yıllara meydan okuyan ünlü sanatçının, seslendirdiği şarkılara sanatseverler gece boyunca eşlik etti. Ortaçgil, Sarnıç Restaurant'ın ortamını çok beğendiğini belirterek ilginin yoğun olmasından da mutlu olduğunu ifade etti.
KARTVİZİT TASARIM FUL RENKLİ TEK TARAFLI 1000 ADET SELEFONLU
KAYABAŞ TARIM
Muhittin KAYABAŞ Ziraat Mühendisi
Tel : 0252 646 91 84 Gsm: 0532 416 30 74
BİTKİ BESLENME DAMLAMA GÜBRELERİ - TOHUM - FİDE - FİDAN - NAYLON - SERA MALZEMELERİ TİCARETİ ÇALICA MAHALLESİ KARAÇULHA BELEDİYE ALTI FETHİYE - MUĞLA
20 TL.
KARATAŞ BEACH RESTAURANT & BAR
Cengiz Çay Tel: 0252 623 99 12 Gsm: 0532 262 13 90 0554 360 76 11 Karataş PlajıKargıköyü / FETHİYE
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
Bu Barmenin Hobisi “Su Kabağı”
Kamil Çoban
GENİŞ AÇI DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYDÜK kamilcoban48@hotmail.com
Fethiye'ye bir yıl önce gelen Trabzonlu barmen merak duyduğu su kabağına çeşitli şekiller veriyor. Çok kısa sürede öğrenen Serkan Kazanasmaz zaman zaman turistlerin ilgi odağı oluyor. Fethiye'de yetiştirilen su kabakları sanata dahil oluyor. Trabzonlu Barmen su
kabağından gece lambası yapıyor. Gece lambaları Kayaköy Sarnıç Restaurantta ilgi odağı haline geldi. Barın çevresinde süs olarak asılan kabak lambalarına turistler tarafından yoğun ilgi var. Konu ile ilgili konuşan Barmen Serkan Kazanasmaz “ ben bir yıl önce Fethiye ye geldim. İlk
olarak su kabağını burada gördüm, ilgi duydum. Üzerinde çeşitli tasarım çalışmaları yaptım. Bir süre sonra bu iş boş vakitlerimi geçirmeye dönüştü. Bunun yarı sıra takı tasarımı öğrendim. Ancak turistlerin en çok ilgisini çeken su kabağından yapılan gece lambaları oluyor” dedi.
CHP'DE KILIÇDAROĞLU HAREKETLİLİĞİ
2010 Dünya kupası şampiyonasını geride bıraktık. Bu dünya kupası şampiyonası bizim için pek de heyecanlı geçmedi. Çünkü dünya kupasında ülkemiz yoktu. Maçları izlerken içimizden (keşke) kelimesi eksik olmadı. Bu dünya kupası şampiyonası bize şunu gösterdi. Yıldızlardan da önemli olan takım oyunu. Takım oyununu en iyi oynayan ülkeler başarılı oldular. Arjantin, İtalya ve Fransa gibi yıldız oyuncuları olan ülkeler ise turnuva da başarılı olamadılar. 2008 yılının Avrupa Şampiyonu ispanya 2010 yılında da Dünya şampiyonu oldu. Hollanda ise daha önce olduğu gibi yine Dünya kupasını finalde kaybetti. Ben bu Dünya kupasında Almanya'yı tutuyordum. Almamaların takım oyunu oyun disiplini, beni her zaman etkilemiştir. Sonuçta da Almanya Uruguay'dı yenerek turnuvada üçüncü oldu. Almanya bütün turnuvalarda (Avrupa Şampiyonası, dünya kupası) her zaman ilk üçe oynar. Turnuvaların genelde en başarılı takımıdır. Dünya kupası şampiyonası bittikten sonra bir olay benim dikkatimi
çekti. Alman Futbol Federasyonu Milli Takım Teknik Direktörü Löw ile iki yıllık daha sözleşmesini uzattı. Yani Dünya kupasında üçüncü olan Almanya Teknik Direktör Löw'ü başarılı buldu. 2002 yılı Dünya Kupasına Milli takımımız da katılmıştı. Milli takımımızın başında da Teknik Direktör olarak Şenol Güneş vardı. Turnuva sonucunda ise Milli Takımımız Güney Kore'yi yenerek üçüncü oldu. Milli takım tarihinde ilk defa böyle bir başarı kazanmıştı. Daha sonra ne oldu Şenol Güneş görevinden alındı. Futbol da ilk defa kazanılan Dünya üçüncülüğü yetmemişti, Şenol Güneş'in görevinin başında kalması için. Şenol Güneş görevinden alındıktan sonra arşiv milli takımın başına birçok teknik direktör geldi. Aradan 8 yıl geçti. Milli takımımız hiç böyle başarılı olmadı. Ne Avrupa şampiyonasında ne de Dünya şampiyonasında, Biz ülke olarak neden böyleyiz. Neden işler yolunda iken devem ettiremiyoruz? Neden güzel işleri bozma konusunda uzmanız? Bu sporda da böyle, ekonomide de böyle, siyasette de böyle
www.fethiyehaber.com
Cumhuriyet Halk Partisi Yatağan İlçe Başkanı Kamil Genek, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun göreve başlaması ile partide hareketlilik olduğunu belirtti. CHP Yatağan İlçe Kamil Genek, İlçe Örgütü adına bir açıklama yaparak Kemal Kılıçdaroğlu'nun göreve başlamasından bu yana partiye katılımların devam ettiğini belirtti. CHP Yatağan İlçe Başkanı Kamil Genek yaptığı basın açıklamasında; “Genel Başkan değişiminden sonra partimizde görülen hareketlilik son hızla devam etmektedir.
İktidara talip olma yolunda ilerleyen Cumhuriyet Halk Partisi, ürettiği politikalar ile halkımıza hizmet etmek için seferber olmuştur. Hızla artan ilginin göstergesi de, partimize yeni katılan üyelerimizin sayısıdır. Partimizin kapısı herkese açıktır. Partimize üye olmak isteyenlerin son günlerde hızlı artışı iktidar alternatifi olduğumuzun en somut kanıtıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, köklü geleneklere sahip, özünde insan sevgisi olan, Cumhuriyetin kurucusu ve yaşatıcısı bir partidir. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, her kademedeki tüm
seçilmişlerine sahip çıkmak ve saygı göstermek demektir. Cumhuriyet Halk Partisi geleneklerinde yurdumuzun, halkımızın ve Cumhuriyetimizin iç ve dış düşmanlardan korunması için mücadele etmek vardır. Gün, eleştirme günü değildir. Gün, birlik, beraberlik ve kaynaşma günüdür. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim diyen herkes, partinin ilkelerini içine sindiren ve özümseyen her üyemiz, birbirine saygı duymalıdır. Bu duygu ve düşünceleri hayata geçirdiğimiz zaman Cumhuriyet Halk Partisi güçlenecektir” dedi.
Temmuz 2010
Mezuniyet sevinci vardı
658. inci Tarihi Antalya Elmalı Yağlı Pehlivan Meydan Güreşleri 6.7.8. Ağustos.2010 Elmalı Er Meydanında Buluşuyoruz
Elmalı Belediye Başkanı ve Tertip Komitesi Başkanı Hüseyin Altıntaş 658. inci tarihi Antalya Elmalı Yağlı Pehlivan Meydan Güreşleri 6.7.8. ağustosta yapılıyor. Ayrıca her akşam konser, her gün panayır. Belediye Başkanı ve Tertip Komitesi Başkanı Hüseyin Altıntaş hiçbir masraftan kaçınmadı ülkemizin her tarafından 1500 güreşçiyi garantiledi. En eski güreş, en çok güreşçi, en fazla güreş sever elmalı er meydanında buluşuyor.6 Ağustos Cuma günü başlayıp 7,8 Ağustos günü devam edecek. Kırkpınar boy ayrımının yapılacağı kıran kırana geçecek Antalya Elmalı yağlı pehlivan meydan güreşlerine tüm halkımız davetlidir.
Temmuz 2010
'DE BAŞARI GELENEĞİ DEVAM EDİYOR
2010 8.SINIF SBS’de Fethiye 1.si Muğla 2.si YAMANLAR FEN LİSESİ ( 495.259 puanla )
32 Fen Lisesi
39 Öğretmen Lisesi 2 Sosyal Bilimler Lisesi
136 Anadolu Lisesi 65 And. Meslek Lisesi
2010 LYS’de TS-1 Puanında Türkiye 422.si Muğla 1.si Fethiye 1.si TM-1 Puanında Türkiye 765.si
Başarı sırasına göre 7 TIP Fakültesi
9 HUKUK Fakültesi
400 puanın üzerinde 61 öğrenci Öğrencilerimizin % 90'nın Bir Yüksek Öğretim Kurumuna Yerleşmesini Bekliyoruz.
Değerli öğrencilerimizi başarılarından dolayı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Altınbaşak Fem Dershaneleri Yönetim Kurulu Tuzla Mah.565 Sokak No:1 TEL : 614 81 68 - 612 09 57
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
OTANTİK ORYANTAL COŞTURDU Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'dan Hayır
Turgut Belediye Başkanlığı'nın organize ettiği “Uluslararası 1. Lagina ve Osman Hamdi Bey Kültür ve Sanat Festivali” dün akşam Esra Şahin, Çelik konseri ve Fethiye Korolayn oryantal dans grubunun göster ilerileriyle sona erdi. Oryantal dans gösterileri izleyenleri coşturdu.
Turgut Beldesinde, düzenlenen Uluslararası 1. Lagina ve Osman Hamdi Bey Kültür ve Sanat Festivali” dün akşam, Esra Şahin, Çelik konseri ve Fethiye Karolayn Oryantel Dans Grubu'nun gösterileriyle sona erdi. Dolunayın en güzel görüldüğü 2.500 yıllık medeniyetin izlerini taşıyan Lagina Antik Şehri'nde yapılan festivalin son gün etkinliklerine, MHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun, Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, MHP İl Başkanı Mehmet Korkmaz, Yatağan Belediye Başkanı H. Haşmet Işık, çevre belediye başkanları, siyasiler ve binlerce kişi izledi. Etkinlik, kendisi de Turgutlu olan Sanatçı Esra Şanin konseriyle başladı.
'Oryantal Dans' gösterileri izleyenleri coşturdu. Festivalde sahne alan Fethiye Karolayn Oryantal Dans Grubu, yaptığı değişik gösterilerle izleyenlerden büyük alkış aldılar. Festivalin son sanatçısı olarak sahneye çıkan ünlü sanatçı Çelik'e ise, ilgi beklenenden büyük oldu. Genç kızlar sahneye akın edince, görevliler zor anlar yaşadılar. Söylediği güzel şarkılar ve yaptığı esperilerle izleyencilerle iç içe olan Çelik, Sudenaz ve Hatice isimli küçük kız çocuklarını da yanına çağırarak onlarla sohbet etti. Turgut Belediye Başkanı Salih Özen, konser sonunda etkinliğe katılan sanatçılara plaketlerini sundu. Başkan Özen yaptığı konuşmada; “Uluslararası 1. Lagina ve Osman Hamdi Bey Kültür ve Sanat Festivali”ni bu yıl ilk defa düzenledik. Belki eksikliklerimiz olmuştur. Ancak bu festival ile yöremize turizm alanına önemli katkı yaptığımız bir gerçek. Bu festivalimizin hazırlanmasında emeği geçen ve katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Yağma İddiasıyla Yakalanan Şahıslar Tutuklandı Muğla İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından 24 Temmuz günü saat 03.00 sıralarında bir erkek şahsın yaralandığının bildirilmesi üzerine harekete geçen ekipler yapılan çalışmalar neticesinde; Müşteki A.T.'nin ifadesi aldı. Verilen Bilgi Doğrultusunda 3 erkek, 2 bayan şahıs tarafından otoya bindirilerek yılanlı bölgesine götürülerek ormanlık alanda feci bir şekilde dövülerek kendisinin 5.500 TL. Parasının
yağma edilmek suretiyle alındığı, müştekiyi ormanlık alanda bıraktıkları tespit edilmiştir. Sürdürülen çalışmalar kapsamında; U.D. Muğla 1985 doğumlu, G.D. Muğla 1989 doğumlu O.D.Muğla 1988 doğumlu, A.Y.Giresun 1984 doğumlu, İ.G. Denizli 1969 doğumlu şahısların yakalandığı Mevcutlu olarak 26 Temmuz günü adliyeye sevk edildikleri ve Adli Makamlarca tutuklandıkları belirtildi.
AÇIK İLKÖĞRETİM KAYITLARI, 17 EYLÜL'DE SONA ERİYOR Herhangi bir nedenle 8 Yıllık İlköğretim Okulu'nu tamamlayamamış olanlar için açılan, Açık İlköğretim Okulu 1. dönem kayıtları, 17 Eylül 2010 tarihinde sona eriyor. Öğrenciler, yapılan yeni düzenlemeler ile açık ilköğretim okulundan ders alarak bir yıl içinde okula bitirebiliyorlar.
Açık ilköğretim okuluna kayıt yaptırmak isteyenler bir fotoğraf, İlkokul Diploması'nın aslı veya örneği, Nüfus Cüzdanı'nın fotokopisi, Ziraat Bankası, Halk Bankası veya Vakıflar Bankası'na yatmış 25 liralık hesap belgesi ile birlikte Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüklerine müracaat etmeleri gerekiyor.
KIR ÇİÇEĞİ
GÖZLEME EVİ
Ülkü Ocakları Muğla İl Başkanı Eren AKDENİZ, “Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Süreci” İle İlgili Yazılı basın açıklaması yaptı. Akdeniz,“AKP, iktidarda olduğu görev süresi boyunca, dış politikadan iç politikaya kadar uzanan en yavan tartışmalarda dahi ikircikli bir siyaset izlemektedir. Ön koşulsuz, suni olarak, toplumun bütün kesimlerini, taraf olmak/olmamak durumuyla, karışıklığa ve buhrana itmek; AKP kurnazlığının “siyasal nemalanma” biçimi haline gelmiştir. AKP, temelde Türkiye'yi 36 parçaya ayırmak niyetinde olan çalışmalarını; evet/hayır ölçeğinde milletimizi ikiye bölerek, yoğunlaştırmak istemekte ve böylece bu art niyetli projenin ilk basamağını gerçekleştirmeyi arzulamaktadır. Türk Milleti'nin milli ve manevi değerlerinin sarsılmaz kalesi olan Ülkü Ocakları, bu meselenin doğrudan muhatabı konumundadır. Dolayısıyla, Ülkü Ocakları böylesi hassas bir konuda sessiz kalmayacak, milletin birliği ve bütünlüğünden yana taraf olarak bu “çözülme” plânına “DUR” diyecektir. Bundan ötürü, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandumda oyumuz da “HAYIR” olacaktır. Öncelikle şu hususu belirtmek gerekir ki, Anayasalar, sadece Türkiye'de değil, dünyanın bütün demokratik ülkelerinde geniş bir mutabakat zemini üzerinde, uzun süren sağlıklı ve düzeyli tartışmalar eşiğinde son şekillerini alarak yer yer direk halkın ve yer yer de demokratik meclislerin onayına sunulmaktadır. Anayasalar, değişen sosyal hayata ve yaşanılan çağa ayak uydurması bakımından yukarıda belirttiğimiz usul ile değiştirilebilir ve güncellenebilir. Ülkücü Gençlik olarak Anayasaların değiştirilebileceği gerçeği hususunda tavrımız gayet açıktır. Sağlanan milli mutabakat ile beraber, zamana yayılan yapıcı tartışmalar sonucunda anayasalar, elbette ki değiştirilebilir. Ancak, siyasi iktidarın bu süreç içerisindeki uzlaşmaz tutumu, Anayasa paketi üzerindeki tartışmaları sağlıksız kılmaktadır. Zira üç
günlük bir süreç içerisinde paketin incelenmesi ve tartışılarak kamuoyunun vicdanını da rahatlatabilecek bir sonuca ulaşılabilmesi ne kadar mümkün değilse, paketin referandum sonucunda gelebileceği nihai noktanın Türk demokrasisinde “istikrar” tesis etmesi de o kadar mümkün değildir. Kutuplaşmalardan, çekişmelerden, ayrışmalardan beslenen AKP'nin bu konudaki sabıkası malumdur. 2007 Genel Seçimleri öncesinde üzerinde mutabık kalınmayan, diretmeci bir zihniyetle dayattıkları aday ve yönlendirdikleri süreç sonucunda Türk hukuk sistemi “367 krizi” ile karşılaşmıştır. “PKK açılımı” sürecinde meşru yasama unsurları haricinde ne kadar gayri-milli cenah varsa görüşerek “milli mutabakat” zeminini bertaraf eden AKP'nin bu politikası, milletimiz adına utanç verici olan Habur'daki hukuk faciasına yol açmıştır. Bugün yine milli mutabakata ihtiyaç duyulan Anayasa hususunda yönetilen süreç acaba hangi hukuk faciasına yol açacaktır? Görülmektedir ki “dayatma” yoluyla hazırlanan ve icra edilen hukuki değişikler feci neticelere sebep olmuştur. Bugün de “dayatma” yoluyla yürürlüğe sokulmak istenen bir Anayasa paketi ile karşı karşıyayız. Bu durum 'tarih tekerrür mü edecek' sorusunu akıllara getirmektedir. Anayasa paketinin hazırlanması sürecinde bir diğer problem de siyasi iktidarın meşruiyet sorunudur. İktidarda bulunduğu sekiz sene boyunca kutuplaşmalardan, çekişmelerden, dayatmalardan ve diretmeci zihniyetten beslenen AKP'nin, hali hazırda bu kadar meşruiyet sorunu da mevcutken, Anayasa gibi devletin temel ilkelerini tek başına değiştirme gayreti demokrasi ile taban tabana zıt bir tutumdur. İşte bu nedenle, siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve Türkiye'yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasal tablo değişmeden, yeni bir anayasa hazırlanması mümkün değildir. Zira normal demokrasilerde de böylesine büyük değişiklikler meşruiyeti
sağlam dayanaklar üzerine oturtulmuş yönetimler tarafından gerçekleştirilir.“Daha fazla demokrasi” adına yola çıkmış olan AKP'nin “dayatma”, “kutuplaşma” ve “uzlaşmazlık”, “vatandaşlık paydasında bütünleşmiş milleti parçalara ayırma” hasletleriyle(!) Türk demokrasisine ve insan haklarına hizmet etmesi mümkün değildir. Bu durum da açıkça AKP'nin riyakârlığını ve art niyetli tutumunu somut bir şekilde ortaya koymaktadır. AKP'nin niteliği birbirinden çok farklı olan maddeleri ayrı ayrı değil paket halinde sunması bu konudaki samimiyetsizliğinin en bariz örneğidir. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandumda Ülkücülerin vereceği “HAYIR” oyuyla kâbusa dönüşecektir. Hukukun Üstünlüğü, Demokrasi ve İnsan Hakları, Özgürlük gibi efsunlu kavramlarla kendisine meşru zemin arayan AKP'nin bu konularda sabıka kaydı ziyadesi ile kabarıktır. Bölücülüğe ve ayrışmaya HAYIR!, Gerginliklere ve kutuplaşmalara HAYIR!, Açılımlara, saçılımlara, çözülmelere HAYIR!, Bölücübaşına “sayın”, şehitlerimize “kelle” denilmesine HAYIR!, Eşkıya başlarına “ağabey” denilmesine HAYIR, Yeni “Habur Rezaletleri”ne HAYIR!, Yolsuzluğa ve hortumculuğa HAYIR!, İşsizliğe ve yoksulluğa HAYIR!, İşbirlikçi ve dayatmacı politikalara HAYIR!, Onursuz dış politikaya HAYIR!, Okyanus ötesi projelere, BOP'çulara HAYIR!, Din hortumculuğuna, dinler arası diyalogculara HAYIR, İslam'ın yargılanmasına, şehadetin sorgulanmasına HAYIR, Tarihin yargılanmasına, Türklüğün aşağılanmasına HAYIR!Yalana, iftiraya, istismara HAYIR!, Milletimiz adına hayırlara vesile olması temennisi ile MilliyetçiÜlkücü Hareket, referandumda “HAYIR!” diyecektir. Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun. Ne Mutlu Türk'üm Diyene!”dedi.
e EMRAH ELEKTRONİK OTO SES VE GÖRÜNTÜ SİSTEMLERİ Tv-Uydu Tamiri ve Kurulumu Her Türlü Elektronik Tamir İşleri
Sude
Çiçek Dünyası
612 28 52
Çelenk Aranjman Buket Saksı Çiçekleri Video Fotoğraf Düğün Organizasyonu İşleri Yapılır
DİSPANSER SOKAK NO.6/1 FETHİYE
İnönü Bulvarı Uysallar Petrol Karşısı No. 117/D FETHİYE - MUĞLA
Hamza ÖZDEN Tel :0252 612 27 47 Gsm:0535 22186 00 Gsm:0555 453 93 06 Gsm:0544 448 99 02
ÖREN YOLU ÜZERİ NO.2 KEMER Emrah AYKURT
0537 553 42 43
HABER
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Alman gelin Müslüman oldu
CEP KLİNİK İLETİŞİM
Almanya'da 10 yıl önce tanıştığı ve daha sonra yollarını birleştirdiği Türk eşinden etkilenen 47 yaşındaki Jutta Karyağdı, Milas'ta düzenlenen ihtida töreniyle Müslüman olarak çok sevdiği 'Leyla' ismini aldı. Alman gelin Milas'ta Müslümanlığa geçti. 47 yaşındaki Hıristiyan Protestan olan Jutta Karyağdı Milas İlçe Müftülüğü'nde yapılan törenle resmi olarak Müslümanlığa geçiş yaptı. Gerçekleştirilen törende üç şahit huzurunda Kelime-i Tevhid getiren Jutta Karyağdı, televizyondan duyduğunu, çok güzel bir isim olduğunu ve çok beğendiğini söylediği “Leyla” ismini alacağını belirtti. Müslümanlığın hoşgörü dini olduğunu ve umreye gitmek istediğini kaydeden Karyağdı, Müslüman olan eşi Ünal Karyağdı'nın (44) yaptığı ibadetlerden etkilendiğini ve Müslümanlığa geçmeye karar verdiğini ifade etti. T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı İhtida Belgesi
Unutulmaya yüz tutmuş düğün gelenekleri Milas'ta yaşatılmaya devam ediyor. Hafta sonunda Milas'a bağlı Gökçeler köyünde yapılan düğün de bu geleneklerin unutulmadığının kanıtıydı. Türk örf adetleri yaşatılmaya devam ediyor. Eski yıllarda düğünlerde yapılan etkinlikler günümüzde de yapılarak yaşatılıyor. Şehir düğünlerinin 15 dakikalık kısa bir merasime indirgenmesine inat, Anadolu şehirlerinde, geleneksel düğünlerde görülen birçok âdet hâlâ yaşatılıyor. Düğünleri
(Müslüman olma belgesi), Kuran-ı Kerim, 2 cilt ilmihal (dini bilgiler kitabı) ve yabancı dilde camiler ve dinlerle ilgili kitaplar Milas İlçe Müftüsü Mehmet Ali Değirmenci tarafından Jutta Karyağdı'ya verildi. Müftü Değirmenci tarafından Karyağdı'ya Müslümanlık hakkında bazı temel bilgiler de aktarıldı. 32 yıldır Almanya'da yaşadığını eşiyle 10 yıl önce tanıştığını belirten Milaslı Ünal Karyağdı: “Ayrı dinle mensup olmamız herhangi bir sorun yaşamadık. Bundan yaklaşık 6 yıl önce Müslüman olmaya karar verdi. 1 oğlumuz var. Daha önceki eşimden 1 oğlum, 1 kızım. Eşimin böyle bir karar vermesine sevindim. Ben ibadet ederken yakından ilgileniyor ve merak ediyordu. Tanıştığımızda Müslüman olduğumu söyledim. Sonrasında evlendik. Aslında buna yaklaşık 6 yıl önce karar verdi. Kısmet bugüneymiş. Bugünün Beraat Kandili olması da ayrı bir güzellik” dedi. MİLAS'TA SON 10 YILDA 3 monotonluktan kurtaran, yaşanan sevince ve gerçekleştirilen eğlenceye bütün davetlilerin ortak edildiği bu adetler, bugün de bütün canlılığıyla icra edilerek gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Gökçeler köyüne bağlı Celle Mahallesi'nde hafta sonunda yapılan Sernaz –Tuncay Yoran çiftinin düğününde birçok gelenek yerine getirilerek örf adetlerin unutulmadığı gösterildi. Bu geleneklerin başında gelin araçtan indirilmeden damada arkadaşları tarafından yumurta pişirttirilmesi gelmektedir. Damat arkadaşlarının isteği doğrultusunda yumurtayı pişirir ve hep beraber yerler. Gelin arabasının üstüne buğdayın içinde bozuk para atma: Gelin kayın validesinin evinin kapısına yaklaşınca, arabadan inmeden önce arabanın üstüne bir tabak buğdayla karışık bozuk para serpilir. Bunu damat ya da kaynana yerine getirir. Gelinin yeni evine uğur getirmesi ve evliliğin bereketli olması için yapılır. Bir yandan da düğüne katılan çocuklar
ayakkabı çanta & kemer Ölüdeniz Yolu Üzeri Otogar Girişi No: 7 Fethiye /MUĞLA tel : 0252 612 91 33 fax: 0252 614 21 79
Kalitenin ve ucuzluğun tek adresi
0534 222 92 75 Çarşı Cad. Eski İtfaiye Karşısı No:123 / N Fethiye - MUĞLA
KİŞİ MÜSLÜMAN OLDU Müslüman olmak için öncelikle kalben inanmak ve istemek gerektiğini söyleyen Müftü Değirmenci, “Resmi olarak Müslüman olabilmek için 4 fotoğraf gerekiyor, 4 belge tanzim ediyoruz. Birini Diyanet İşleri Başkanlığı'na, birisini Nüfus Müdürlüğü'ne, yabancı ise bir tane de konsolosluğa veya il vilayete gönderiyoruz. Özet dini bilgiler vermeye
çalışıyoruz. Niyetini, Müslüman olduğunu belirledikten sonra Müslüman Olma belgesini kendisine veriyoruz.” dedi.Daha önceki yıllarda da Milas'ta Müslümanlığa geçiş yapanların olduğunu belirten Değirmenci, 2002 yılında Amerikalı Hıristiyan Katolik Mary Margaret'ın, 2009 yılında Moldovalı Hıristiyan Ortodoks Livdmila Cristova'nın Müslüman olduğunu söyledi.
Düğün gelenekleri yaşatılıyor
atılan paralarla sevindirilir. Kapıya yağ veya bal sürmek: Gelinin yeni evinde tatlı dilli, güler yüzlü ve bereketli olması anlamı taşır. Kapıya çivi çakma: Gelin yeni evinden içeriye girerken kapıya ya da girişteki duvara bir çivi çakar. Bu şekilde, gelinin, yeni evinde sabit kalacağı ve eşinden ayrılmayacağı umulur. İç Anadolu Bölgesi'nde uygulanan bu âdet Milas düğünlerinde de yapılmaktadır. Sonrasında gelin besleme çekip sağ ayağıyla eve ilk adımını atar. Gelin ve damadın kucağına çocuk verme: Gelinin kucağına kız, damadın
kucağına da bir oğlan çocuğunun oturtulmasıdır. Bu, gelin ve damadın sağlıklı çocuklar dünyaya getirmesi için yapılmış bir dua niteliği taşır. Bu yapılan gelenekler sadece bazılarıdır. Düğünlerde buna benzer birçok gelenek yapılmaktadır. Bu yapılan gelenekler içinde; gelin evine davul zurna eşliğinde gidilerek kına gecesi yapılması, ertesi gün erkek evinde içkili ya da içkisiz yemek verilmesi, konvoy halinde gidilerek gelin alma yapılması, gelin alma töreninde şeker kırılması, gelin arabasının önünün kesilerek bahşiş alınması, gelin arabası önünde kurban kesme, evlenen çifte katkı sağlamak amaçlı takı takılması sayılabilir.
Günlükbaşında Ana Cadde Üzerinde Sahibinden Devren Satılık Tekstil Mağazası Tel: 0 536 290 66 68 REKLAMLARINIZ İÇİN
612 00 95
internet
Temmuz 2010
Muğla 3.'sü 8. sınıf SBS'de Sevim Sarıoğlu tüm soruları doğru cevapladı
500
tam puan aldı. Fen Lisesi = 4 Anadolu Öğretmen Lisesi = 15 Anadolu Lisesi = 61 Sağlık Meslek Lisesi = 6 Anadolu İmam Hatip Lisesi = 10 Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi=14
Final ile Kazandılar
"Hiçbir Başarı Tesadüf Değildir" Fethiye Final Dergisi Dershanesi Adres:Muğla Makası Telefon:612 21 04
Temmuz 2010
12
28 Temmuz 2010 Çarşamba
HABER
Taşıma ihalesi yarın sona erecek
3 bin 642 öğrencinin taşımalı eğitimi için açılan ihale başvuruları sona ererken verilen ihale teklifleri Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Taşımalı İlköğretim bürosunda dün başlarken ihale yarın sona erecek. Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü taşımalı İlköğretim bürosunda dün başlayan ihale bugün ve yarın olmak üzere üç günde tamamlanacak. 2009–2010 Eğitim Öğretim yılında 214 Köy ve Köy altı yerleşim merkezinden 3 Bin 642 öğrencinin 32 Taşıma merkezine taşınması için 350 araç belirlenecek dün başlayan ihale bugün ve yarında yapılacak. İhalede servis şoförler hangi tür plakaya sahip olursa olsun vergi dairesine kayıtlı olma
şartı arandı. Bu yıl taşıma yönetmeliğinde yapılan bir değişiklik neticesinde bazı belediyelik yerlerde belediye sınırları içerisinde bulunan taşımalar yapılmayacak bu yerlerde taşımalar belediyeler tarafından yapılacak. Bununla ilgili olarak ta Milli Eğitim Müdürlüğü çok önceden belediyelere gerekli yazıları göndererek bilgilendirdi. Taşıması iptal olan beldeler ise Karadere Beldesinde tamamen Kumluova Beldesinde tamamen Kadıköy Beldesinde Hacıosmanlar dışında tamamen, Kemer bölgesinde bazı noktalarda Üzümlüde bazı noktalarda ve Göcek Beldesinde de bazı noktalarda Milli Eğitim Tarafından taşıma yapılmayacak.
Sıcaklık 14 Derece Balıkların Hayatı Tehlike de Havaların Aşırı ısınmaları nedeniyle suların ısı derecesi artması endişeli bekleyişe dönüyor. Fethiye'nin Ören Köyü, Söğütlüdere Köyü, Sahil Ceylan ve Yaka köylerinde aylık 15 bin ton alabalık üretimi yapılıyor. Son günlerde hava sıcaklığının artması Fethiye İlçe Tarım Müdürlüğünü harekete geçirdi. Sıcaklara bağlı olarak yer yersularda ısının 14 dereceyi gördüğü öğrenildi alabalık üretiminde standart ısı da sınır 15 olurken bu ısıya yaklaşıldığında önlemler alınmazsa balık ölümlerinin gerçekleştiği öğrenildi. Normal denetimler dışında da sık sık kontrollere başlayan Fethiye İlçe Tarım Müdürlüğü bu ısı değişiminde zayiatın az olmaması için sürekli kontrollerde bulunarak üretim çiftliklerine alabilecekleri önlemleri anlatıyorlar.
F E T H İ Y E
Dürüyenin Güğümleri yayına girdi Muğla'nın Akkaya Köyü'nde çekilen Star TV'nin yeni dizisi 'Dürüyenin Gümümleri' 24 Temmuz Cumartesi akşamı saat 21.00'da yayına girdi. Köy yaşantısını mizahi bir dille ekrana taşıyan filmde başrolleri İpek Tuzcuoğlu ve Emre Kınay paylaşıyor. Filmin yönetmenliğini ise Mustafa Şevki Doğan yapıyor. Oyuncular, yönetmen, senarist ve set ekibi Karabağlar yaylasında düzenlenen gala yemeğiyle ilk bölümü büyük bir heyecanla izledi. Dizi büyük beğeni topladı. Muğla'nın Akkaya Köyü'nde çekilen Star TV'nin yeni komedi dizisi ilk bölümüyle büyük ilgi uyandırdı. Film İpek Tuzcuoğlu'nun canlandırdığı Düriye ve Emre Kınay'ın canlandırdığı Zühtü karekterleri arasında yaşanan komik evliliği anlatıyor. Dürüye bundan yirmi beş yıl evvel, daha on yedi yaşındayken Zühtü ile babasının oyunları sonucu evlenmiş ancak Zühtü ile 25 yıllık evlilik hayatında toplam 25 gün yaşamıştır. Zühtü, ilk gecelerinin sabahında Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gitmiş, iki yıl
sonra döndüğünde bir kızı olduğunu öğrenmiş,bir hafta kalmış, yine Almanya'ya gitmiş, iki sene sonra dönmüş, bir kızının daha olduğunu görmüş, bir hafta kalıp yine gitmiş, döndüğünde bir kızının daha olduğunu görmüş, bir hafta sonra yine gitmiş, gidiş o gidiş... Bir daha dönmemiş ve hiç bir haber de göndermemiştir. Son gelişinden bir kızı daha vardır. Onun varlığından haberi yoktur. Dürüye köyde on ineği ve bir boğası ile sütçülük yaparak kızlarına bakmaktadır. Kızlarına da sütçülükten gelme alışkanlıkla bunlar benim güğümler' demektedir. Zühtü ise Almanya'da yaptığı tüm mal varlığını beraber yaşadığı Helga adında bir kadına kaptırmıştır. Yanında on yaşında bir de çocuk vardır. Zühtü, sıfırı tüketmiş, ancak İskender'i kaçırarak memleketine gelmiştir. Dürüye'yi kandırarak kapağı eve atıp hayata tekrar başlama arzusundadır. Film Düriye ile Zühtü arasındaki komik bir o kadar da kara mizah olayları ekrana taşıyor.
Ülkemizin geleceği gençlerimizi yetiştirme sorumluluğu üstlenen deneyimli,yetkin, özverili öğretmenleriyle; Türkiye çapında en mükemmeli yakalayan özgün, yetkin, güvenilir ve kapsamlı yayınlarıyla Etütmatik ile sistemli bir şekilde planlanan özel ders niteliğindeki birebir etütlerle
Özel Matematik sınıfları ile Süper bir çalışma planlamıştır Temmuz - Ağustos dönemindeki Atatürk Cad. No:87/2 Fethiye /MUĞLA
YGS-LYS-SBS
Yaz çalışmalarına sizlerde katılın.
tel:0252 612 96 44 tel:0252 612 96 46 fax:0252 612 96 48
13
Akraba Evliliği Akraba evliliği, eşler arasında kan bağı bulunması yani aynı atadan gelme durumudur. Kanbağı olan akrabalar, toplumun genelinde görülen ortak gen yüzdesinin dışında, ayrıca akraba oldukları için ve bunun derecesine göre daha da fazla ortak genleri vardır. Akraba evlilikleri genetik danışmanlık hizmetinin verilmesini gerektirir. Genetik danışmanlıkta ise önemsenmesi gereken üç önemli konu vardır:
kuzen evliliklerine çok ender rastlanmaktadır. Halkın eğitim düzeyinin ve genetik hastalıklar konusundaki bilgisinin artması, bu tür evliliklerin oranının %0.3'ün altına düşmesine ve hatta büyük şehirlerde daha da azalmasına neden olmuştur. Başka kültürlerde ise yakın akraba evlilikleri ekonomik çıkarlar, çiftin ailelerinin birbirini daha yakın tanıyor olması, coğrafi konum gibi nedenlerle desteklenebilmektedir.
1. Çiftler arasındaki akrabalığın doğru olarak saptanması ve soyağacının çıkarılması,
Japonya'da yapılan çalışmalarda akraba evlilikleri oranı %6 dolayındadır; hatta adalarda izolasyon nedeniyle %29'a yükselebilmektedir. Arap ülkeleri, Güney Hindistan, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde ise bu oran daha da yüksektir. Buna karşılık Avrupa ve Amerika'da ise kuzen evliliklerinden doğacak çocukların sakatlıklar, kalıtsal hastalıklar ve zeka özürlü olma durumlarından muzdarip olacakları görüşü yaygındır. Bu nedenle bu ülkelerde bu tip evliliği olan çiftler sıklıkla genetik danışmanlık istemektedirler.
2. Ailede kalıtsal nedenli bir hastalık riskinin böyle bir evlilikte nasıl etkileneceği, 3. Zararlı bir genin, çiftin her ikisi tarafından çocuğa aktarılma riski ne kadar yüksektir ki buna bağlı çocuk hasta olsun. Akraba evliliği genetik hastalıkların epidemiyolojisini etkileyen önemli durumlardan biridir ve dünya toplumunun %20'si belki de daha fazlası tarafından yeğlenmektedir. Doğan çocukların en azından %8.4'ü akraba evliliklerinden doğmaktadır. Özellikle Batı Akdeniz ve Güney Hindistan'da çok yaygındır. Akraba evliliği yapan popülasyonda özürlü çocuk doğma riski diğer popülasyona göre iki kat artarak %8-9 olmaktadır. Eski devirlerden beri toplum ve dini topluluklar akrabalar arası evlilikler için bazı yasaklar getirmişlerdir. Bu sınırlamalar kökenini olasılıkla biyolojik bilgi ve deneyimlerden değil, sosyal gereklilikten almıştır. Bir insan toplumunun insest tabuları olmaksızın kurulması olası değildir. Ayrıcalıklı durumlarda kardeşler arası evlilikler bile kabüllenilmiş ve hatta firavunlarda olduğu gibi desteklenmiştir. İslam aleminde kuzen evlilikleri kabul görürken, kardeşle, amca, teyze, dayı, hala gibi akrabalarla ve sütanne ile evlenmek yasaklanmıştır. Bütün Hıristiyan aleminde ise halen birinci derece kuzen evlilikleri kabul edilmemekte ve böyle evlilikler için katolik kilisesinden özel izin almak gerekmektedir. Kilisenin aynı zamanda vaftiz baba ile onun vaftiz çocuğunun da evliliklerini yasaklamış olması bu yasakların biyolojik temellerin dışında başka inanışlara bağlı olduğunu göstermektedir. Birinci dereceden kuzen evlilikleri diye isimlendirebileceğimiz kardeş çocuklarının evlilikleri, ülkemizde en sık rastlanan akraba evliliğidir. Almanya'da
28 Temmuz 2010 Çarşamba
SAĞLIK
Dr. Serim Timur'un "Türkiye'de Aile Yapısı" kitabından: Eş seçiminin, tamamen serbest olduğu ve kişilerin kendi eğilimlerine bırakıldığı toplumlarda, insanların çok azının akrabaları ile evlendikleri sonucu çıkarılmıştır. Türkiye'de evli çiftlerin yaklaşık olarak üçte birinin birbirleriyle akraba oldukları görülmüştür (%29.2). Akraba olan eşlerin %80'i kardeş çocuklarıdır. Özellikle erkek kardeş çocuklarının birbiriyle evlendikleri görülmektedir. Akraba olan eşlerin oranı Ankara, İstanbul ve İzmir'de %17 iken, diğer kentlerde %19'a, köylerde %36'ya çıkmaktadır. Kocası akraba olan kadınların %29'u amcalarının oğlu, %49'u dayı, hala ya da teyze oğlu olmak üzere kuzenleriyle evlenmişlerdir. İkinci kuşak kuzenler arası yani kardeş torunlarının evlenme oranı %5'dir. Bunların dışında kalan akraba evliliklerinin, diğer uzak akrabalar arasında yarı yarıya dağıldıkları görülmektedir. Akrabalar arası evliliği, geniş ve ataerkil aile biçimleri pekiştirmektedir. Akrabası ile evli olanların oranı, kuruluştan beri çekirdek aile olan ailelerde %20 iken, ataerkil geniş ailelerde %34'e çıkmaktadır. Köylerde bütün aile biçimlerinde akraba evliliği diğer yerleşim yerlerinden daha yüksektir. Bölgeler arası değerlendirmede en düşük oran %20 ile Batı Anadolu'da,
en yüksek oran ise %37 ile Doğu Anadolu'dadır. Ancak Batı Anadolu'da da ataerkil ailelerde çekirdek ailelere göre oranın yüksek olduğu görülmektedir. Akraba evliliğinde önemli olan sorun sağlıklı olan bireylerin genlerinde taşıdıkları hastalıkların çocuklarına aktarılmasıdır. Bu açıdan önemli olanlar ise otozomal resesif ve bazı multifaktöryel geçişli hastalıklardır. İnsan geni, bilinen yüzlerce resesif hastalıktan birine yol açabilecek 6-8 aleli heterozigot olarak taşır. Birinci derece kuzenler arası evliliklerde genlerin 1/8'i paylaşıldığında genetik olarak belirlenen hastalık riski %3'dür. Söz konusu tehlike aralarında kan bağı bulunmayan anababalardan doğan çocuklarda %2'dir. Birinci dereceden kuzenler arasındaki evliliklerde kendiliğinden düşük, ölü doğum, prematürite, beyin felci, multifaktöryel durumlarla (doğuştan kalça çıkığı gibi) sık karşılaşıldığı ancak bu insidans artışının düşük olduğu belirtilmektedir. Hastalıklı genler açısından heterozigotluk oranının çok yüksek olduğu kapalı toplumlarda yapılan evlilikler sonucu hastalık ortaya çıkma riski daha yüksek olduğundan bu tür toplumlarda akraba evlilikleri ayrı bir önem kazanmaktadır. Örneğin; Musevilerde olduğu gibi, akraba popülasyonlarına ait olmaları nedeniyle de yakın akraba olabilirler. Bu nedenle çok sayıda ortak genleri olabilir. Genetik bir hastalık olan Tay-Sachs hastalığı için sağlıklı bir bireyin taşıyıcı bir kişiyle evlenme riski böyle kapalı toplumlarda 1/20 iken, normal populasyonda 1/400 gibi düşük bir orandadır. Genetik geçişleri daha iyi anlamak için kısaca terimleri açıklayalım: Genler yani temel kalıtım birimleri, DNA molekülleridir. DNA genetik kodu oluşturur, binlerce gen kromozomlarca taşınır. Bu kromozomlar hücrelerin çekirdeklerinde bulunan çomak benzeri oluşumlardır. İnsanlarda her hücre normal olarak 23 çift halinde 46 tane kromozom taşır. Bunların 22'si homolog kromozomdur. Cinsiyet kromozomu olan bir çifti ise bireyin cinsiyetini belirler. Genler kromozomlar üzerinde lineer dizilmiş ve her bir genin kendine özel bir yeri vardır. Bu yerlerin sayısı ve düzenlenişi homolog kromozomlarda (cinsiyet kromozomları dışındakilerde) birbirinin aynıdır. Homolog yerlerde bulunan genler alel olarak adlandırılır. Her bireyde tüm genler için, herbiri bir kromozom çiftinin tek bir
tanesinde yer alan 2 alel vardır. Özel bir gen konusunda bir çift birbirinin aynı alel taşıyan bir kimse homozigot; birbirinin aynı olmayan aleller taşıyan kimse heterozigottur. Eğer bir gen etkisini yalnızca tek bir kromozom üzerinde bulunduğu halde gösterebiliyorsa bu dominant gendir. Resesif bir gen ise etkisini yalnızca bir kromozom çiftinin iki üyesi üzerinde bulunduğunda gösterebilir. Otozomal resesif hastalıklarda genetik geçişin özellikleri: 1. Bu tür kalıtımda cinsiyet ayrımı yoktur. 2. Sağlıklı ana-babadan doğan çocuk hasta ise hem anne hem de baba taşıyıcıdır (heterozigot). 3. Normal olan ana-babanın çocuklarının ¼'ünde hastalık görülmesi, ½'sinin taşıyıcı olması, ¼'ünün ise genotipik olarak da tamamen sağlıklı olması beklenir. 4. Hasta kişi ile genotipik olarak da tamamen sağlıklı birey evlenecek olursa çocuklarının hepsi taşıyıcı olacaktır. 5. Hastalıklı bireyle, taşıyıcı kişi evlenecek olursa çocuklarının yarısı hasta, yarısı taşıyıcı olacaktır. 6. Taşıyıcılar, fenotipik olarak tamamen sağlıklıdırlar ama hasta genleri bir sonraki kuşaklara geçiren taşıyıcı görevini görürler. Hastalığın nedeni protein eksikliği gibi bir durumsa taşıyıcılar sağlıklı olmakla birlikte çoğu zaman bu protein onlarda da normalin altındadır. 7. Hastalıklı bir çocuğun kardeşlerinde hastalık çıkma riski %25'dir ve aile bu tehlikenin her gebelik için aynı olduğunu iyice kavramalıdır. Yani ailenin bir tane hasta çocuğu oldu diye bu risk azalmış değildir. Burada şunu hemen eklemeliyiz ki; kan bağı olmadan da bu hastalıklar iki taşıyıcı evlenirse ortaya çıkabilir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, aynı tip hastalıklı genle
karşılaşma riski akrabalık olduğunda daha yüksek olacağından, özellikle ailesinde otozomal resesif geçişli hastalık bulunan bireylerin mutlaka genetik danışmanlık almaları ve yakın akrabası ile evlenmiş olmaları durumunda ortaya çıkacak tehlikeler hakkında bilgilenmeleri gerekmektedir. Bu hastalıklardan en çok rastlananı kistik fibrozistir ve ortalama sıklık 2000 de 1'dir. Kistik fibroziste etkilenen en önemli organlar epitel yapılardır. Dokuların salgı, solunum ve emilim özellikleri bozulur. Buna bağlı pulmoner komplikasyonlar, gastrointestinal sistem komplikasyonları ortaya çıkar. Kistik fibrozis vakfı hasta kayıt bölümü bilgilerine göre kistik fibrozisli hastaların yaşam süresi ortalama 27 yıldır. Fenilketonüri; özellikle beyni etkileyen bir hastalıktır. Türkiye'de fenilketonüri sıklığı 5000 de 1'dir. Fenilalanin'in tirozin hidroksilasyonundaki enzim defekti sonucu fenilalanin yıkılamaz ve hastalık oluşur. Erken tanıyla fenilalaninsiz diyet ile normal zeka düzeyine erişilebilir. Yenidoğan döneminde fenilketonüri taraması, ülkemizde Sağlık Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarda rutin hizmetler arasında verilmektedir. Doğumdan sonraki 5-10 gün içinde birkaç damla kan ile basit ve ucuz bir yöntemle (Guthrie testi) hastalık saptanabilir. Talasemi major; özellikle Akdeniz Bölgesi’nde taşıyıcılığı yüksek bir kan hastalığıdır. Hemoglobindeki defekte bağlı gelişir. Etnik gruplarda talasemi trade oranı %3-5'dir. Anemi ağırdır, büyüme geri kalır ve kalp yetmezliği gelişir. Tedavi ile 40 yaşa kadar yaşam uzatılabilir. Son yıllarda ülkemizde evlenmek üzere olan çiftlerde evlilik öncesi taşıyıcılık için taramalar yapılmaktadır. Sonuç olarak; Ülkemizde yüksek oranda görülen (yaklaşık %25 oranında) akraba evlilikleri için, genetik danışma hizmetinin sağlık hizmetleri içinde, özellikle de birinci basamak sağlık hizmetleri içinde kurgulanması uygun bir yaklaşım olacaktır.
14
KÜLTÜR & SANAT
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Çetin Bilgin
İNSAN OLAN NASIL SEVMEZ ÜLKESİNİ Uzun yıllardır bağımsız bir ülke konumunda olan İranın İsraille ilişkilerinin zaman zaman savaşmaya ramak bir durum aldığını biliyoruz .İranın ekonomik ve siyasi bağımsızlığı Ortadoğu üzerinde planları olan Amerika gibi işgalci ve sömürücü ülkeleri kara kara düşündürüyor.Başından beri Irak üzerinden 8 yıl süren bir savaşta başarısız bir ülke olan Amerika şimdi de İsrail üzerinden sınırları zorlamaya çalışıyor. Nedeni ; enerji ve silah ticareti. Uluslararası tekeller böyle istiyor. İşgalci bir ülke tarafından tehdit altında yaşayan İran da bir gün musevi bir vatandaşla roportaj yapılıyor.Yabancı gazeteci soruyor.''İsraille savaş konusunda tutumunuz ne olurdu.''İranlı müsevi vatandaş kalbini gösterip ''İrani ,İrani ''diyor.Başkalarını bilmem fakat ben duygulanıyorum bunu hatırladıkça . Etnik kökenli her insan da ülkesini sevebilmeli.Hepimiz aynı gemideyiz.Güneşin sofrasındayız.Bu ülkenin imkanları hepimize yeter artar bile .Milletimizin zekası ülkenin kaynaklarını kullanmamıza yeter.Neden mi? Biz hiç bir Ortadoğu ülkenin sahip olamadığı bir şansa sahibiz.Her ülkenin akıl yapısı aynıdır.Fakat zeka yapısı farklıdır.Zeka; maddeyi kavrama yetisidir.Bu yetiyi biz tarih yaratarak Cumhuriyeti kurmakla başardık ve Bu nedenlede pozitif bilimin lokomotif gücüyle her çağa yetişmek hatta
önünde gitmek şansına sahibiz. Bize kendine güven ,bağımsızlık ,Uluslararası politikalarda saygınlık gerek.Bu millet çalışkandır. Bir ülkeyi zorla sevemez insan.Fakat bir sebep var ki .Bu sebepten dolayı sevmeyenin aklının ve kalbinin oluşundan şüphe duyarım. Evrenin işleyişi ,.diyalektik yapısı ip uçlarını veriyor.Büyük patlama ,yıldızların oluşumu ,doğum ve ölümlerin zorunluluk yasası , bir tohumun meyveye duruşuna kadar ki süre . Kısaca hayatımıza ve doğamıza zarar vermeyecek kadar pozitif bilimden yararlanan insan algılarını açık tuttukça sevgisiz var olunamayacağını ve yaşanılamayacağını anlayacaktır. Sevgisiz bir kalble insan olmak mümkün değildir. sevgisiz bir yürek susuz bir toprağa benzer.Ne ekilse bu yüreğe , tohum hayat bulmaz .Yürek çöldür artık. Bu topraklarda yaşamamız için kendini feda eden her şeyi , kendi saygınlığımız adına sevmeliyiz..Ülkenin her yerinde toprak altında kefensiz yüzbinlerce insan yatıyor.İnsan olan bize bu ülkeyi bırakan herkese saygı duyar. Sınırlarda bizim hayatımızı ,varlığımızı güvence altına alan gençler var.En kıymetli yaşama haklarını bizim için vermeye hazır bunca genç nasıl sevilmez? ''yüreğine sor seni doğru adrese götürür.''diyor şair.Çoğu kez duygular rehberlik
yapar sanatçıya .Sanatçı aklın yolu yerine kalbin yolunu tecih eder.Bilinç yerine bilinç dışını harekete geçirir .Sanatın imgesel olarak şekillendiği yer biliç dışıdır.Sanatçı ülkesini de kalbinin derinlikleriyle sever ve imgeler üzerinden memleket sevgisini yapıtlarında yansıtmaya çalışır.Buna bir çok şairi örnek gösterebiliriz.Bir birkaçına bakalım.
Onur Akın
Bir şiirinde hayat damarı olarak koyar memleket sevgisini Ahmet arif. ''Lo ben seni hapislerde sevmişim, Ben seni sürgünlerde. Yurdum benim şahdamarım...''Bizim Devlet Güzel Sanatlarda Akdemisinde uzun yıllar öğretim görevliliği yapan Ressam Bedri Rahmi de farklı bir imgesel söylemle devam eder. Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım/ Taşıma toprağıma toz konduranın /Alnını karışlarım Ah Veysel ,Aşık Veysel aşıklar aşığı boş durur mu. O da katılır söze,sanki bugünleri görmüş gibiHedef alıp dövüştüğün kardeşin/ Seni yaralıyor attığın taşın/ Topluma zararlı yersiz savaşın/ Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız. / Barış için yanıp tutuşan bir şairimiz daha var.Her kesin kaderiyle öldüğü bir ülke istiyor . Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; diyor bir şiirinde Cahit Sıtkı Tarancı. Yıllar önceydi tanınmış müzisyen arkadaşıma bir şiir vermiştim.besteledi ve ''Aşk bize küstü ''kasetinde müzik severlere ulaştı.Şiirimde her kesin kaderiyle ölmesi gerektiği bir ülke arayışını vurguluyordum.Cahit Sıtkı Tarancının memleket sevgisinde buluştuğumuz ortak duyarlılık bir çok şiirimde macerasını sürdürüyor hala
''Buralarda insanlar Ölmediler hiçbir zaman Hiçbir zaman ölmediler kaderleriyle Sason mahpusanesi'nde Halil'in adı kaldı Bir tutam sarı tütün Ve bir hüzün içimi Dağıldı taş avluya Lanetli kehribar taneleri ''(şiir çetin bilgin.beste Onur Akın) Evet Orhan Şaik Gökyay memleket için kendilerini feda edenlerin bir dağ gibi durduğunu vurguluyor. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir.
KAYAKÖY
SARNIÇ BOUTİIQUE RESTAURANT
Evet memleketi çarpık siyasetlerle yönetenler.Ülkeyi terörün kucağına bıraktılar.Kendileri bile çıkamıyorlar işin içinden.Yalnız işin içinden değil.Bu ülkenin dağlarına da çıkamıyorlar.Yine sağ duyu sahibi halka kaldı her problem.Bedeli ağır olsada çözemeyeceği hiçbir şey yoktur bu milletin.Cumhüriyet bunca yıldır kendi halkını yaratmakta başarılı olmuştur. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.Bu halk bir birlerini gözbebeklerinde ki mavi harelerden tanır.Gün ola devran döne. Bedeli ağır olsa da akan nehir kendi yatağını bulacaktır.
rezervasyon ve bilgi için 618 01 53 - 0538 699 77 73
15
28 Temmuz 2010 Çarşamba
SPOR & HABER
Takımımız Bolu Kampında
Fethiyespor'umuz, 2. etap kamp dönemi için Bolu'ya gitti. 14 gün sürecek kampta hazırlık maçları da yapılacak. 20092010 sezonunun hazırlıklarına tesislerimizde başlayan takımımız, Fethiye'deki 1. etap kampını cumartesi günü tamamlamıştı. Pazartesi tesislerimizde toplanan bir grup futbolcumuzdan oluşan kafilemiz, gece 10.30'da
otobüsle Bolu'ya hareket etti. Diğer futbolcularımızın ise saat 16'da konakladığımız otele ulaşmaları bekleniyor. Hareket öncesi Bolu kampımız hakkında bilgiler veren teknik direktörümüz Erkan Sözeri, “Fethiye'deki çalışma programımızı tamamladıktan sonra futbolcularımıza iki gün izin vermiştik. İzin bitti ve bazı futbolcularımız kafileyle kampa
gelmeyi tercih etti. Diğerleri ise kendi imkânlarıyla Bolu'ya gelecekler. Burada iki hazırlık maçı oynayacağız. İlk hazırlık maçımızı 5 Ağustos'ta grubumuzda yer alan Belediye Vanspor'la, ikinci maçımızı da yine grubumuzdaki takımlardan Tarsus İdman Yurdu ile oynayacağız. Kampımız, 9 Ağustos'ta sona erecek” dedi. Takımımızın önemli bir eksiği
bulunmadığını belirten Erkan hocamız, yeni imzalar olup olmayacağının kamp dönüşünde kesinleşeceğini söyledi. Hocamız, “Kampta ve sonrasında değerlendirme yapıp eksikliğini gördüğümüz mevkilere takviyeler yapabiliriz. Ama şu anda böyle bir şeye ihtiyacımız yok” diye konuştu.
UMUT
UMUT GÜVENLİK
GÜVENLİK VE YANGIN ALARM SİSTEMLERİ 4 GECE GÖRÜŞLÜ KAMERA 1 ADET 100 FRAME KART (BİLGİSAYAR İÇİN) 1 ADET ADAPTÖR
100 METRE KABLO MONTAJ DEVREYE ALMA KDV DAHİL 750 TL.
Tayfun CEYLAN
www.umutguvenlik.net
Tel: 0252 612 00 35 Gsm: 0538 763 38 81 BAHA ŞIKMAN CAD. NO:19/B OVACIK KÖPRÜSÜ MEVKİİ FETHİYE
Zincirli Kavak Mevkii Çalıca Mahallesi Fethiye
“Adım Tiyatrosu” tarafından, Yönetmenliğini Ercüment Balakoğlu'nun yaptığı Sinan Bengier, Birgül Ulusoy, Hakkı Şahin, Ender Gülçicek ve Oya Öztürk'ün rol aldığı “Yolumuzu Bulalım” adlı müzikli güldürü ile Belediye Yaz Şenlikleri'ne devam ediyor. Yatağan Belediyesi, Yaz aylarının başlaması ile Mayıs ayından itibaren birçok sosyal etkinlik düzenleyerek halkımızın beğenisine sundu. Bu konuda bir açıklama yapan Belediye Başkanı H. Haşmet
IŞIK; “Belediyemiz yol, çevre düzenlenme çalışmalarına ve halkımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek için projeleri gerçekleştirmek amacı ile ihaleler yaptı. Bu ihalelerden 1.000 kişilik Düğün Salonu'nun inşaatı bitmek üzere, yine Hastane yanına kafeterya yapımı devam ediyor. Gençlerimize söz vermiştik; Spor Salonu için çalışmalarımız devam etmekte olup, inşaatına başlanmıştır. Belediyecilik, sadece bu saydıklarımla olmuyor. Bir de halkımın sosyal ihtiyaçları var, bunu da karşılamak amacı ile “Yaz Şenlikleri” adı altında birçok etkinlik düzenliyoruz. Adım Tiyatrosu tarafından, 29 Temmuz Perşembe saat 21.00'de Amfi Tiyatro'da Yolumuzu Bulalım adlı müzikli güldürüyü halkımıza sunacak. Tüm Yatağanlı hemşerilerimi davet ediyorum. Bu tür şenliklerimiz devam edecektir” dedi.
Çit Sistemleri
Yatağan Belediyesi “Yaz Şenlikleri” kapsamında yarın saat 21.00'de Amfi Tiyatro'da “Adım Tiyatrosu” tarafından Yönetmenliğini Ercüment Balakoğlu'nun yaptığı; Sinan Bengier, Birgül Ulusoy, Hakkı Şahin, Ender Gülçicek ve Oya Öztürk'ün rol aldığı “Yolumuzu Bulalım” adlı müzikli güldürüyü, Yatağanlı tiyatro severlere sunacak.
0252 646 98 00 www.akdeniztel.com
YAZ ŞENLİKLERİ' DEVAM EDİYOR
Sayfa -15 www.fethiyehaber.com
Açıklama Polemiği Fethiye Belediyesine gelen müfettişlerden sonra Başkan Saatcı'nın zehir zemberek yaptığı açıklamanın yankısı geçmeden, MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'da tehdit gibi bir açıklama yapmıştı. Yaşanan bu gelişmelerin ardından görüştüğümüz Ak Parti Belediye Meclis Üyesi Selahattin Kayaman ve İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan önümüzdeki günlerde açıklama yapacaklarını ancak, Başkan Saatcı ve İlçe Başkanı Evrenosoğlu'nun seviyesine inmeyeceklerini söyledi. Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı ve MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'nun yaptığı açıklamasından sonra, Ak Parti Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan ve Belediye Meclis üyesi Salahattin Kayaman sessizliğini bozdu. Telefon ile görüştüğümüz ve şehir dışında olduğunu söyleyen Belediye Meclis Üyesi Kayaman ve AK Parti Fethiye İlçe Başkanı Türkan önümüzdeki günlerde açıklama yapacaklarını söylerken“Onların seviyesine inmeyiz” dedi. Fethiye Belediyesi üzerinde müfettiş incelemesi devam ederken, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı'nın “Bizim kellemizle uğraşan şerefsizler, Fethiye'nin problemleriyle uğraşsalar” sözünün ardından sessiz kalan Ak Parti yetkilileri, MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'nun açıklaması ile sessizliklerini bozdular. Kayaman “Şikayet ettik”Şehir
dışında olması nedeniyle telefonda görüştüğümüz Fethiye Belediye Meclisi Ak Parti Grup Sözcüsü Selahattin Kayaman, Ak Parti'li Belediye Meclis Üyeleri olarak şikayetlerini Ankara'ya taşıdıklarını doğruladı. Kayaman “Bize Fethiye Halkı oy vererek muhalefet görevi vermiştir. Biz her doğru şeyin arkasında olacağımızı, yanlışın karşısında olacağımızı mecliste belirttik. Her olayda da böyle davranmaya çalıştık. Fakat Fethiye Belediyesi'ne biz ne zaman dilekçe yazsak muhatap bulamadık. Dilekçelerimize cevap gelmedi. Bazılarına hiç cevap verilmezken, bazılarına eksik cevaplar verildi. Bize Fethiye Halkı görev vermiştir. Biz Fethiye'de güzel şeyler olmasını istiyoruz. Eksik gördüğümüz konuları
Gökova Körfezi'ne balık avı yasağı getirildi
GÖKOVA Körfezi'ndeki, Akbük, Akyaka, Çamlık, Bördübet ve Karaca Koyları ile İngiliz Limanı'ndaki toplam 23 kilometrekarelik alan her türlü balıkçılık faaliyeti ve avlanmaya yasaklandı. Karar, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.Amatör balıkçılar Gökova körfezinin bazı yerlerinin
amatör balıkçılara kapatılmasına tepki göstererek,:”Bizler bu işin ticaretini yapmıyoruz. Hafta sonları kıyıdan birkaç olta atarak stres atıyoruz. Dünyanın neresinde görülmüştür denizlerin amatör balıkçılara kapatıldığı. Bu karar tekrar gözden geçirilmelidir” Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD), 2009 yılı mayıs ayında, Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKK), Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, üniversiteler ve yerel mülki amirlikleri işbirliğiyle Hollanda Büyükelçiliği BBI Matra Fonu destekli olarak 'Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Bütünleşik Deniz ve Kıyı Alanları Yönetim Planlaması Projesi' başlattı. Aynı tarihte ayrıca, Birleşmiş Milletler destekli olarak, 'Gökova Körfezi'nde Balıkçılığa Kapalı Koruma Alanları Yaratmak' adı altında bir ek proje hazırlandı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca da olumlu bulunan her iki proje, geçen 10 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Projelerle, Gökova Körfezi'ndeki Akbük, Akyaka, Çamlık, Bördübet ve Karaca Koyları ile İngiliz Limanı'ndaki toplam 23 kilometrekarelik alanın koruma altına alındığı ilan edildi. Proje çerçevesinde pilot bölge seçilen Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yürütülen çalışmalar kapsamında körfezde balık rezervi olması ve burada avlanarak emeğini kazanan balıkçıların mağdur edilmeden avlanmalarını sürdürebilmeleri için uygun olan alanlar, yerel su ürünleri kooperatif başkanları ve balıkçılarla gerçekleştirilen toplantılar ve bilimsel çalışmalar ile belirlendi. 26 Mart tarihinde de Ankara'da ÖÇKK Başkanlığı'nda gerçekleştirilen, Tarım ve
toplayarak, Ak Parti'de 7 belediye meclis üyesi olarak altına imza attık. Ankara'ya gönderdik. Söylendiği gibi bizim dilekçemizde sahte imza veya isimler yoktur. Eğer başka birileri böyle yaptıysa, bu şekilde dilekçeler yazdıysa ona bir şey diyemem. Bizim kimseden çekinecek bir şeyimiz olmadı. 7 Belediye meclis üyesi olarak dosyamızı İçişleri Bakanlığı'na intikal ettirdik. Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı'da sanırım geçtiğimiz günlerde “Şerefsizler” diye bir açıklama yapmış. Yine dünde MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'da Ak Parti'yi hedef alan “Çapulcular” sözünü kullanmış. Ben o seviyeye inmem. O sözleri kendi terbiyelerine bırakıyorum. Ama Fethiye Belediyesi doğru şeyler yapıyorsa neden bunlardan rahatsız oluyorlar?, Kanunlara uygun hareket ediyorsa neden
müfettişlerden çekiniyorlar?” dedi. Türkan'da önümüzdeki günlerde sessizliğini bozacak Ak Parti Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan, daha önce MHP İlçe Başkanı Tufan Evrenosoğlu'nun istifa çağrısına ve Behçet Saatcı'nın “Şerefsizler” kelimesinin geçtiği açıklamasına sessiz kalırken, son olarak Evrenosoğlu'nun Ak Parti'yi hedef göstererek “Çapulcular” sözünün ardından sessiz kalmayacağını belirtti. Telefonla görüştüğümüz Mustafa Ali Türkan şehir dışında olduğunu belirterek geniş kapsamlı bir açıklama yapacağını, kendilerinin hedef gösterilerek hakarete varan açıklama nedeniyle gerekenleri söyleyeceğini açıkladı. Türkan “Ama açıklamada biz onların seviyesine inmeyiz. Eğer inersek Fethiye'de hoş şeyler olmaz” dedi.
Köyişleri Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Sualtı Araştırmaları Derneği ve Gökova'da faaliyet gösteren su ürünleri kooperatifleri yetkililerinin katıldığı toplantıda 'Deniz Koruma Alanı' olması açısından uygun görülen altı bölge yetkililer de sunuldu. Toplantıda ayrıca, bu bölgelerin kapatılması durumunda etkin koruma stratejiler geliştirmek amacıyla planlar yapılıp, kurumlar arası işbirliğiyle ortak kararlar da alındı. BALIKÇILARIN DA RIZASI ALINDI Proje sorumlusu SAD Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım, bilimsel ve sosyoekonomik incelemeler sonunda bölge yaşayanlarının önerileriyle gerçekleşen projenin uygulamasının çok önemli olduğunu vurguladı. Buradaki en önemli şeyin balıkçının rızasını alarak balıkçılığa kapanacak alanları tespit
etmek olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Bunun için projenin ilerde balıkçıya ne getirip ne götüreceğini çok iyi anlattığımıza artık inanıyorum. Çünkü, proje onların isteği doğrultusunda gerçekleşti. Koruma alanları balıkçıların ilerleyen zamanda çok daha kazançlı çıkmalarını sağlayacak. Balık neslinin tükenmesi söz konusu olmayacak. Bundan sonra tek sıkıntımız, yaşa dışı avlananlar olacak. Bunlar için cezaların çok daha artırılması gerekir ki caydırıcı olsun” dedi.