7 minute read

Türkiye, 60 yıllık rüyasını gerçekleştirerek ilk yerli otomobilini tanıttı

Next Article
Editörden

Editörden

Bir hedef düşünün 60 yıldır gerçekleştirilmeye çalışılan. Türk mühendislerin 1961’de hayata geçirmek için kendini adadığı bir hedef – ya da bir rüya – ama uzun zamandır gerçekleşememişti. Öyle bir rüyaydı ki 2008’de “bir rüyanın hikayesi” temasıyla filmi yapıldı ve Türkiye’de çok ünlü bir hale geldi. Şimdi, 60 yıl sonra, Türkiye ilk yerli otomobilini kamuoyuna tanıttı. Otomobil yerli olmasının yanı sıra tamamen elektrikli olarak tasarlandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’deki çağrısına karşılık veren 5 Türk şirket, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nu (TOGG) oluşturarak yerli elektrikli araçların ilk prototiplerini üretti. Anadolu Grup, BMC, Kök Grup, Turkcell ve Zorlu Holding, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) çatısı altında bir araya gelerek Haziran 2018’de TOGG’u oluşturdu. 27 Aralık 2019’da Gebze Bilişim Teknolojileri Vadisi’nde gerçekleştirilen yerli otomobil tanıtım toplantısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra 1000’in üzerinde davetli katıldı.

Advertisement

Erdoğan törende, “Bugün, Türkiye’nin 60 yıllık bir hayalinin, rüyasının gerçek olduğu tarihi bir güne tanıklık ediyoruz.” diye konuştu. Erdoğan, TOGG’un sadece Türkiye piyasası için değil aynı zamanda küresel bir marka olarak hareket edeceğini söyledi. Araçların elektrikli olması sebebiyle çevre dostu olacağını belirten Erdoğan, “Bugün buradan ilk ön siparişi şahsım adına veriyorum.” dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından C-SUV modeliyle bir test sürüşü gerçekleştirdi.

Türkiye’nin yerli elektrikli otomobil serüveninin doğru bir zamanda ve doğru yerde başladığını dile getiren TOGG CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, prototiplerin İtalyan araç tasarım evi Pininfarina ile birlikte üretildiğini ifade etti.

Tasarım ekibinde küresel piyasalarda çok iyi tanınan Türk araç tasarımcısı Murat Günak’ın da yer aldığını belirten Karakaş, aracın tasarım hikayesine ilişkin şu detayları paylaştı:

“Günak, sadece tasarım konusunda değil her alanda bize önemli katkılarda bulundu. Başlangıçta 18 yerli ve yabancı tasarım evi vardı. Bunların sayısının 3’e indirilmesinde, nihai tasarım temasının oluşturulmasında hem de bu temayı üç boyutlu hale getiren Pininfarina’nın seçim sürecinde kendisinden destek aldık. Araçlarımızın tasarımını kültürümüzden ilham alarak geliştirdiğimizi söyleyebilirim. Sahip olduğumuz özgün tasarımımızı Eylül ayında uluslararası boyutta tescil ettirdik. Aracın fikri mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait.

Bizim hedef kitlemiz yalın ve prestijli bir otomobil görmek ister. Ayrıca, otomobilimizin elektrikli olması sebebiyle aks mesafesi olmalı. Ortada bir tünel engelimiz yok. İçi düz ve geniş. Aks aralığı geniş olunca, otomobil daha uzun görünecek. Biz 15 yıllık planımızı adım adım planladık. Başarılı, küresel çapta tecrübesi bulunan ve görevine adanmış mühendislerden oluşan bir ekip oluşturduk. Şu anda 114 kişilik bir ekibimiz var.”

Karakaş, aracın markasının ise henüz belli olmadığını ve tanıtılan modellerin üzerinde geçici olarak TOGG logosunun kullanıldığını belirtti.

Markanın bu yıl ortasından sonra belirleneceğini ifade eden Karakaş, gelecek planlarına ilişkin, “İlk olarak iki model üretilecek, biri Sedan diğeri ise SUV modeli. Piyasaya girdiğimizde Avrupa’da klasik otomobil üreticisi olmayan ilk elektrikli SUV araç üreticisi olacağız. İlk olarak SUV aracımız satışa sunulacak. Bunu takiben Sedan ve diğer modelleri de belli bir takvime göre piyasaya sürmeyi planlıyoruz. Özellikle SUV modeli hem iç piyasada hem de küresel piyasalarda en fazla tercih edilen bir model. Geçtiğimiz 5 sene içinde SUV çok büyüdü, önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.

TOGG’un otomobil endüstrisinde yeni teknolojilerin ve yeni iş fikirlerinin geliştirildiği bir platform olmasını hedeflediklerini kaydeden Karakaş, yerli elektrikli otomobilin Türkiye’nin otomobil dünyasına sunduğu ilk rekabetçi ve küresel ürün olduğunun altını çizdi.

“Dünyada bir fark yaratacağımıza inanıyoruz.” diyen Karakaş, bu yüzden aracın marka isminin de hem kültürel hem de küresel yansımaları olan bir marka olacağını dile getirdi. Araçlar 2022’de yollarda olacak Yerli elektrikli otomobilin fabrika inşaatı bu yılın ortasında başlayacak. Otomobilin üretileceği fabrika, “Türkiye otomotiv sektörünün kalbi” olarak nitelendirilen Bursa Gemlik’te Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait 4 milyon metrekarelik bölgenin 1 milyon metrekarelik kısmında kurulacak. Fabrika inşaatının 2021’de tamamlanmasını takiben seri üretim başlayacak ve ilk yerli elektrikli otomobiller 2022’de yollarda olacak. Toplamda 22 milyar lira yatırımla kurulacak fabrikada 5 farklı model araç üretilecek.

Projede, Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yüzde 100 vergi indirimi, 10 yıllık sigorta primi işveren hissesi desteği, 10 yıllık gelir vergisi stopajı desteği, azami 360 milyon liralık nitelikli personel desteği, faiz ve kar payı desteği ile yatırım yeri tahsisi ve alım garantisi olacak. Türk hükümeti, alım garantisi kapsamında TOGG’dan 30 bin araç satın alacak. Yatırımın süresi ise başlangıç tarihi olan 30 Ekim 2019’dan itibaren 13 yıl olarak belirlenirken, fabrikada 4 bin 323 kişi istihdam edilecek.

Yerli otomobilin özellikleri neler? Çift motorlu aracın motor gücü 150 kW, iki çeker araç 200 beygir, 4 çeker araç ise 400 beygir gücünde. 200 beygir güçle 7,6 saniyede, 400 beygir güçle ise 4,8 saniyede 100 kilometreye kadar hızlanabilecek.

Akıllı otomobil özelliğiyle şarjı bitmeye yakın uyarı verecek olan araç motoru, hızlı şarj ile yarım saatten kısa sürede yüzde 80’e kadar şarj olabilecek. Dünyada ilk defa Holografik Asistan Teknolojisi’nin de kullanılması planlanan yerli elektrikli otomobilin, sürücüye birçok avantaj sağlayacağı öngörülüyor.

Bir bakışta küresel elektrikli araç sektörü Son yıllarda, dünyada özellikle iklim değişikliğiyle mücadele ve teknolojik gelişmelere ayak uydurma çabaları kapsamında, elektrikli araçlar giderek daha fazla kullanılır hale geldi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, elektrikli araçların sayısı 5 milyonu geçerken, 2030’da bu araçların sayısının 130 milyonu bulması öngörülüyor.

Çin, 2,3 milyon elektrikli araç ile küresel elektrikli araç stoğunun yüzde 45’ini elinde bulundururken, Avrupa bu stoğun yüzde 24’ünü ve ABD ise yüzde 22’sini oluşturuyor.

Avrupa ülkeleri içinde Almanya, Fransa, Hollanda, Norveç ve Birleşik Krallık elektrikli araç stoğunun önemli bir kısmına sahip ve bu ülkelerin politikaları, teşvikleri ve altyapı yatırımları söz konusu stoğun artışını destekliyor.

Dünyada elektrikli araçların artışıyla şarj istasyonlarının sayısında da artış yaşandı. IEA verilerine göre, dünyadaki elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısı 2018’de bir önceki seneye göre yüzde 44 arttı.

BYD Auto Co. Ltd. (Çin), Nissan Motor Company Ltd. (Japonya), Tesla Motors (ABD) ve Volkswagen (Almanya) şu anda dünya çapında elektrikli araç üretim sektörünün lider şirketleri arasında yer alıyor.

Batarya tarafında ise, Contemporary Amperex Technology (Çin), Panasonic Corporation (Japonya), Automotive Energy Supply Corporation (Japonya), BYD Auto Co. Ltd. (Çin) ve Samsung SDI (Güney Kore) batarya üretiminde sektöre öncülük eden şirketler olarak öne çıkıyor.

Otomotiv, Türkiye’nin lider ihracat sektörü Türkiye’de yerli otomobil üretimi yapılmasa da otomotiv sektörü ülkenin ihracatının büyük bir kısmını üstleniyor. Türkiye’de üretim yapan Ford, Fiat Chrysler, Renault, Toyota ve Hyundai modelleri, özellikle Avrupa’ya ihraç ediliyor.

Geçen yıl 30,6 milyar dolar ile Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörünün toplam ihracat içerisindeki payı ise yüzde 16,5 seviyesinde bulunuyor.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği verilerine göre, Avrupa Birliği (AB) 23,4 milyar dolar ve yüzde 77 pay ile Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı bölge olarak öne çıkıyor.

Geçen yıl, binek otomobil ihracatı 11,4 milyar dolar ile toplam otomotiv ihracatının yüzde 37’sini oluşturdu.

AB ülkeleri arasında Almanya 4,4 milyar dolar ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülke oldu. Almanya’yı 3,4 milyar dolar ile Fransa ve 2,9 milyar dolar ile İtalya takip etti. Birleşik Krallık, 2,45 milyar dolar ile Türkiye’nin en fazla otomotiv ihraç ettiği dördüncü ülke oldu.

Yerli otomobil Türkiye’nin 60 yıllık rüyası Türkiye’nin yerli otomobil üretme çabaları 60 yıl öncesine dayanıyor.

Zamanın Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in girişimiyle mühendislerin oluşturduğu bir ekip, çalışmalar başladı. Ekip, 29 Ekim 1961 Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında tanıtılmak üzere 4 aracı kısa bir sürede tasarladı ve üretti. O zamanın Eskişehir Devlet Demiryolu Fabrikası’nda 4 aracın üretimi gerçekleştirildi.

Devrim arabalarından ikisi Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yetiştirilmek amacıyla Eskişehir’den Ankara’ya tren ile yollanmak üzere trenlere bindirildi fakat buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan sıçraması muhtemel kıvılcımlardan ötürü güvenlik önlemi olarak araçların benzin depoları boşaltıldı.

Devrim arabaları, Ankara Sıhhiye’de bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası’na indirildi. Manevra imkanı sağlamak için araçların depolarına birkaç litre benzin kondu. Asıl ikmal 29 Ekim sabahında Sıhhiye’deki mobil benzin istasyonundan yapılacaktı ve sonrasında da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gidilecekti. Devrimler, motosikletli kalaba

Türkiye’deki elektrikli araç rakamları neler? Türkiye’de şu anda 1000’in üzerinde elektrikli araç bulunurken, şarj istasyonlarının sayısı da bununla paralellik gösteriyor.

İstanbul merkezli düşünce kuruluşu SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin yayınladığı yeni bir rapora göre, Türkiye’de 2030’da 1 milyon elektrikli araç şarj istasyonunun bulunması bekleniyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’de yerli otomobillerin de kullanılmaya başlanmasıyla, 2030’da 1 milyonun üzerinde elektrikli araç kullanılmasını öngördüklerini bildirdi.

lık bir eskort grubunun arasında yola çıktı fakat eskort ekibinin benzin ikmalinden haberi olmadığı için istasyona uğramadan yola devam edildi. Meclis’in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı ve benzin getirilirek birinci arabaya konuldu. İkinci araca benzin konulacağı sırada Cumhurbaşkanı Gürsel araca bindiği için konulamadı ve araç hareket etti. Fakat araç 100 metre kadar ileride durdu. Gürsel’in “ne oluyor” sorusu üzerine direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu’nun benzin bittiğini söylemesi üzerine Gürsel, diğer Devrim aracına binerek bu otomobille Anıtkabir’e gitti. Gürsel’in inerken dile getirdiği, “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz” sözleri, o günden kalan en ünlü ifadeler oldu. O gün, Devrim Arabaları’nın internet sitesinde, şu ifadelerle anlatılıyor:

“Ertesi gün bütün gazetelerin söz birliği etmişçesine “100 metre gidip bozuldu” başlığını attıkları 2 numaralı Devrim, aynı gün Hipodrom’daki geçit törenine katılıyor, ne bundan, ne de Cemal Paşa’nın Anıtkabir’e bir başka Devrim otomobili ile gittiğinden söz ediliyor; yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruluyordu. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konan ‘at neslinin ıslahı’ için 25 milyon lira ödenek ve sonucundan kimse söz etmiyordu.”

Devrim’in hikayesi Türk yönetmen Tolga Örnek tarafından 2008’de beyaz perdeye aktarıldı. Örnek, Devrim’i “bir rüyanın hikayesi” olarak nitelendirdi.

Eskişehir’de sergilenen ve bugüne kadar muhafaza edilen Devrim, Gebze’deki törene de getirildi.

This article is from: