biz’den... biz’den... BİZ’DEN...
Danışmanlık
YIL: 01 • SAYI:Yıl02: 02 • HAZİRAN Sayı : 09 2016 AZİRAN 2016 ISSN: 2528-9896 ISSN : 2528 - 9896 896 MAK DANIŞMANLIK Değerlendı ̇rme Danışmanlık ANLIK (Mak AraştırmaMAK DANIŞMANLIK
Müşavı ̇rlı ̇k Organı ̇zasyon İnşaat ve Tı ̇c. A.Ş.) me Danışmanlık (Mak Araştırma Değerlendirme Danışmanlık şaat ve Tı ̇c. A.Ş.)
Müşavirlik Organizasyon İnşaat ve Tic. A.Ş. )
ADINA SAHİBİ & SAHİBİ ADINA SORUMLU YAZI İŞLERİ & MÜDÜRÜ Rİ MÜDÜRÜ SORUMLU İŞLERİ MÜDÜRÜ MehmetYAZI Ali KULAT ULAT Mehmet Ali KULAT HUKUK DANIŞMANI HUKUK DANIŞMANI Av. Nuri POYRAZ MANI
İBİ
AZ .av.tr 20
Ülkemizin “Geneönemli gel, gene gel, her ne isen öylece gene gel. Kafirskamuoyu araştırma firmalarından MAK www.nuripoyraz.av.tr Av. Nuri POYRAZ Ülkemizin önemli kamuoyuDanışmanlık araştırma firmalarından MAK en, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan gene gel... Bu bizim eşiğimiz, olarak başlattığımız “81 il için 81 Dergi” proje(0www.nuripoyraz.av.tr 312) 231 48Danışmanlık 20 olarak başlattığımız “81 il için 81değil; Dergi” umutsuzluk eşiği yüzprojekere tövbeni bozmuşsan gene gel.”
mizin ikinci durağı Ağrı’dayız. Sırtını efsaneleri kadar büyük mizin Sırtını efsaneleri büyük dağa yaslayan kadar medeniyetlerin buluşma şehri Ağrı sayısını (0 312 ) 231 48 ikinci 20 durağı Ağrı’dayız. bir Diyen mana kapısı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin sevgi bir dağa yaslayan medeniyetlerin buluşma“başı şehrirahmet, Ağrı sayısını GENEL YAYIN YÖNETMENİ hazırlamak ortası mağfiret, sonu cehennemin diyarı Konya... NETMENİ mağfiret, kurtuluş” sonu cehennemin azabından olduğunu Efendiler Efendisi’nin (SAV) & hazırlamak “başı rahmet, ortası Bereketin, üretimin, medeniyetin, Selçuklu’nun başkenti Konya...bu azabından kurtuluş” olduğunu Efendiler Efendisi’nin (SAV) ayına haber verdiği kutsal Ramazan denk geldi. Umarım TASARIM GENEL YAYIN YÖNETMENİ Uçsuz bucaksız bereket yüklü burçak kokan ovasıyla Konya... haber verdiği kutsal Ramazan rahmet ayına denk geldi. Umarım bu bu dergiye de yansımıştır. Yine ve bereket ayının feyzi Bilal TANRIVERDİ ARGEDER Özellikle sonde yıllarda peşpeşe açılan sanayii tesisleriyle yarınlara rahmet ve bereket ayının feyzi bu dergiye yansımıştır. Yine sayının hazırlandığı günlerde MAK Danışmanlık Doğu işve RDİ aş ve üretimiyle umut veren büyüyen kendisi büyürken ülkemizi de bu sayının hazırlandığı günlerde MAKDoğu Danışmanlık Doğu Araştırması ve Güney Özel Gündem da ulusal basında cidEDİTÖRGüney Doğu Özel Gündem Araştırması büyüten Konya... da ulusal basında di yankılarla yer aldı. Biz decidiçinde Ağrı’nın da bulunduğu 16 Muhammed GÜLER MAKbu Danışmanlık olarak 81 il için 81raporunu dergi kapsamında YÖNETİM YERİ -YAZIŞMA ADRESİ di yankılarla yer aldı. Biz de içinde Ağrı’nın da bulunduğu 16 ilde yapılan önemli araştırmanın özet da bu saLER hazırladığımız Bizim Şehirler Dergisi KONYA Sayısı’nı hazırlarken Sümer 2 Sokak Angora Merkezibu31/14 ildeİşyapılan önemli araştırmanın özet raporunu da bu sayıya ekledik. YÖNETİM YERİ - YAZIŞMA ADRESİ cidden zorlandığımızı ifade etmek isterim. Zira başka şehirleri bir yıya /ekledik. KIZILAY - ÇANKAYA ANKARA Bizim Şehirler Ağrı sayısında özellikle ülkemizin en önemli Sümer 2 Sokak Angora İş Merkezi 31/14 ŞMA ADRESİ yönüyle ele aldığınızda o şehre ait yaklaşık bir tanıma ulaşırken Bizim Şehirler Ağrı sayısındaişözellikle ülkemizin enİbrahim önemli ÇEÇEN beyle yapılan röportajı, adamlarından Sayın Merkezi 31/14 KIZILAY-ÇANKAYA / ANKARA Konya her yönüyle ayrı çalışmalara konuSayın olabilecek iş adamlarından Sayın İbrahim ÇEÇEN beyle yapılan röportajı, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof.birDr.Şehir... İrfan ASANKARA www.bizimsehirlerdergisi.com Tarımı, turizmi, kültürü, tarihi, sanayisi, şehirciliği, siyaseti, STK ları... İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Ağrı’nın Dr. İrfanyetiştirdiği, ASLAN’ ın yazısını, medyada ama özellikle www.bizimsehirler.com bizimsehirler@gmail.com Biz bu büyük deryadan bir kaç damla ile bir büyük medeniyete LAN’ ın yazısını, Ağrı’nın yetiştirdiği, medyada ama özellikle sosyal fenomen siyasetçi Savcı SAYAN ile yapılan r.com dikkat Savcı çekmek istedik.ile yapılan @BizimSehirler bizimsehirler@gmail.com sosyal medyada fenomen siyasetçi SAYAN röportajı, dergimizin yapımında büyük emeği olan Bilal Tanrıail.com Bu süreçte kere Konya geneli yerel ve genel seçim@BizimSehirler röportajı, dergimizin yapımındaverdi’nin büyük emeği olantam Bilal2ve TanrıBediüzzaman Ağrı başlıklı yazılarını, editörümüz lere yönelik ayrıntılı Konya ve ilçelerinde kamuoyu araştırması da er BASKI verdi’nin TARİHİ Bediüzzaman ve Ağrıdil başlıklı editörümüz bilimyazılarını, uzmanı Muhammed Güler’in Efsaneler başlıklı yayaptık. Ancak zamanlama olarak bir seçimin hemen öncesine denk MAYIS 2018 dil bilim uzmanı Muhammed Güler’in Efsaneler başlıklı yazılarını, ARGEDER’in sizler için hazırladığı Ağrı kültürüne ait BASKI TARİHİ gelmesi nedeniyle bu araştırmaların spekülatif kullanılması endişesihazırladığı Ağrı okuyacağınız kültürüne aitkanaatindeyim. keyifle MAYIS 2016zılarını, ARGEDER’in sizler içindeğerleri Hİ yle dergiye koymayı uygun bulmadık. Ama dergimiz ekinde siyasi değerleri keyifle okuyacağınız kanaatindeyim. Bizim Şehirler bize ait sosyo kültürel değerleriyle yeni nemuhataplarına takdim ettiğimiz / edeceğimiz ciddi verilere ulaştık. Bizim Şehirler bize ait sosyo kültürel değerleriyle yeni ne- özünden aslından kopuk nesilsillere aktarılmazsa yarınlarda BASIM YERİ Harf nedir ki sen onu düşünüyorsun! Harf nedir? Üzüm bağının BASIM YERİ sillere aktarılmazsa yarınlarda özünden aslından kopuk nesiller köksüz kalır. Misyonumuz bize ait değerleri öne çıkaran bir BAŞAK MATBAACILIK BAŞAK MATBAACILIK dikenden duvarı! Rİ ler köksüz kalır. Misyonumuz bize ait değerleri öne çıkaran bir farkındalılıkla coğrafyamızı ve köklerimizi yeniden : Anadolu Bulvarı Meka Meka Plaza No: 5/15 CILIK Merkez Merkez : Anadolu Bulvarı Plaza No: 5/15 Harfi, sesi, sözü birbirinemedeniyet vurup parçalayayım da seninle farkındalılıkla coğrafyamızı ve medeniyet köklerimizi yeniden tanımak ve tanıtmaktır. Gimat – Yenimahalle / ANKARA ka Plaza No: 5/15 bu üçü olmaksızın konuşayım. diyen Pir’in ifadesiyle; Gimat - Yenimahalle / ANKARA Yeni vebiten yeniden Şehirler’de buluşmak 312 397 03ve 07tanıtmaktır. / ANKARA T: 0 312 397 16 17 • F: 0 tanımak Topraktan güller,Bizim mahvolur gider. Gönülde bitendileğiyle... güller T: 0 312 397 16 17 F: 0 312 397 03 07 www.basakmatbaa.com Yeni ve yeniden Bizim Şehirler’de buluşmak dileğiyle... 312 397 03 07 daimidir ve ne hoştur.
a.com a.com
www.basakmatbaa.com info@basakmatbaa.com
info@basakmatbaa.com
Mehmet Ali Kulat
Mehmet Ali Kulat YÖneTiM KURULU bAŞKAnI
YÖneTiM KURULU bAŞKAnI
Ağrı
Ağrı
1
Danışmanlık
içindekiler
Danışmanlık
AYD Yönetim Kurulu Başkanı Harun AYDIN
60 MEHİR VAKFI Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa ÖZDEMİR
KONYA MERAM BELEDİYESİ Fatma TORU
18
KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Tahir AKYÜREK
4
KONYA SELÇUKLU BELEDİYESİ Uğur İbrahim ALTAY
52 EĞİTİM BİR SEN BAŞKANI Latif SELVİ
12
KONYA ILGIN BELEDİYESİ Mehmet KARAHAN
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Bakan Yardımcısı Orhan ERDEM
30
66
70
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Av.Gülay SAMANCI
34
KONYA MİLLETVEKİLİ Dr. Leyla Şahin USTA
48
AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Konya Milletvekili Ömer ÜNAL
38
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI Müsteşar Faruk ÖZÇELİK
74
TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit KARACA Tarımın da Başkenti KONYA
90
82
Danışmanlık Danışmanlık
Danışmanlık
ÜLKEMİZİN LİDER ÜLKE YÜRÜYÜŞÜNE KATKI
İslam İşbirliği Teşkilatı
SAĞLIYORUZ
Turizm Başkenti” ilan edilen
tarafından “2016 İslam Dünyası
*KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Tahir AKYÜREK
Konyamız, hala uluslararası platformlarda, program ve toplantılarda Türkiye’yi temsil eder konumdadır. 5
Tabii bütün bu maddi değerlerin yanına Konya’nın manevi değerlerini de koymak gerekir. Hazreti Mevlana başta olmak üzere Sadreddin-i Konevi, Şems Tebriz-i, İbn-i Arabi gibi büyük tasavvuf ve ilim adamlarının asırlar önce teşrif ettiği bu şehir, bugün bütün hatıralarını bağrında sakladığı o büyük zatların ve Hacıveyiszadelerin, Tahir Büyükkörükçülerin de ikametgahı ve istirahatgâhıdır. Konya, kökenlerinde şehircilik olan bir bölgedir. Burası sadece bir şehir adı değil, aynı zamanda bir bölgenin de adıdır. Anadolu’ya 1069’dan itibaren gelmeye başlayan, Orta Asya’dan göçlerin de en önemli durağıdır. Şehircilik geleneği eski bir şehir olmasının yanında ecdadımızın da önemli bir merkezi olmuştur. Elbette tarihi bir şehir olması, medeniyetlere başkentlik etmesi, tarihi İpek ve Baharat yollarının önemli duraklarından biri olması, tarımda olduğu kadar, ticaret hayatında da hareketli bir şehir olması, Konya’yı cazip kılan özellikleridir. Bunun yanı sıra bugün sanayide ve endüstride her şeye rağmen üst sıralarda olması Konya’yı ayrıca çekici kılmaktadır.
İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından “2016 İslam Dünyası Turizm Başkenti” ilan edilen Konyamız, uluslararası platformlarda, program ve toplantılarda Türkiye’yi temsil eder konumdadır. “2015 yılında Kudüs’ün üstlendiği, şimdi Konya’nın devraldığı, 2017 yılında Medine’ye devredilen bu süreç, Konya açısından çok güzel bir tevafuktur. Bu da Konya’nın Medine’nin kardeşi, Kudüs’ün bir eşi olduğunun ayrıca bir göstergesidir. İslam Dünyası Turizm Başkenti olarak, çok sayıda toplantıya ev sahipliği yapıyor, yatırımı hayata geçiriyor ve Konya’nın tarihe iz bırakmak için çalışıyoruz. * Dergi içeriği seçim süresince hazırlanmıştır. Konya Büyükşehir Belediyesi Tahir AKYÜREK
Danışmanlık
6
Belediyeler şehrin imarını gerçekleştiren, insanların mutluluğunu sağlamaya çalışan yönetimlerdir. Bu ikisi yan yana olmak zorundadır. Bu konuda Konya olarak farklı bir bakış sergiliyoruz. Konya belediyeleri olarak bir Konya modeli oluşturmaya çalışıyoruz. Öz kaynakla, halkın ihtiyaçlarına göre yüzde yüz memnuniyete götürmeye çalışan bir yol izliyoruz. Belediyeler şehrin imarını gerçekleştiren, insanların mutluluğunu sağlamaya çalışan yönetimlerdir. Bu ikisi yan yana olmak zorundadır. Bu konuda Konya olarak farklı bir bakış sergiliyoruz. Hükümetimizin 2023 vizyonu çerçevesinde çok sayıda yatırımı hayata geçirdik. Bu yatırımlarla 2023 vizyonunu daha erkene çekmeye, bütün hizmetleri daha erken tamamlamaya gayret gösteriyoruz. Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi, dünya milletler ailesinde hak ettiği yeri alması için şehirlerimizin daha güçlü olması, Türkiye’nin büyümesine katkı vermesi gerekiyor. Konya’da bu duyguyla çalışıyoruz. Türkiye’de belediyeler eliyle yürütülen ilk 10-15 önemli yatırımdan 4-5 tanesi
Danışmanlık
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. 42 bin kişilik stadyum, 10 bin kişilik Spor ve Kongre Merkezi, Türkiye’nin TÜBİTAK destekli ilk Bilim Merkezi, Tarihi Bedesten’de 2 bin 687 işyeri restorasyonu, Türkiye’nin en modern hayvan park ve pazarı, adliye binaları, köprülü kavşaklar, meydanlar, yol çalışmaları gibi birçok büyük yatırım yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Belediyecilik alanında Türkiye’ye örnek olan Konya’mızın, Yeni Büyükşehir Yasası ile başlayan yeni dönemde 31 ilçesi ve mahalleye dönüşen köy ve beldeleriyle topyekün kalkınarak bu konuda da örnek olacağına şüphemiz yoktur. Yatırımlarımızla, projelerimizle şehrimizin geleceğine adeta mihenk taşları yerleştiriyoruz. Konya’nın özellikle yeni bağlanan ilçe ve mahallelerinde altyapı sorunları toptan çözüm yoluna girmiş oluyor. Yeni yasaya en hızlı uyum sağlayan belediye olarak 31 metropol ilçemizle el birliği, gönül birliği içinde çalışarak merkezle birlikte
8
Danışmanlık
110 itfaiye merkezi, 38 Su ve Kanalizasyon İdare Merkezi, 7 Fen İşleri bölge merkezi, 16 ilçede yetişkin eğitiminde marka olan KOMEK’leri, mahalle ve şehir konakları, tüm ilçelere prestij caddeleri, mahalle parkları, korulukları ile bir çok yol, su, altyapı, ana cadde düzenlemesiyle birçok çalışmayı başararak hızlı bir başlangıç yaptığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.
Konya Bilim Merkezi Bilimsel sergilerin yanında planetaryumu, gözlem kulesi, kütüphanesi ve kafesi bulunan Bilim Merkezi’ndeki dünyamız sergisi, dünyanın katmanları, deprem testi, gerçek zamanlı sismograf, fay hatları, yanardağlar, eski zamanlarda iklimler, jeotermal enerji, kumullar, helikopter, yaşamın tarihi, iklim odaları ile 80 milyon yıl öncesinde Anadolu sular altındayken yaşamış bir deniz sürüngeni olan Mosasaur’un bulunduğu merkez herkesin beğenisini kazanıyor.
Bu hızla şehir merkezinde ne varsa yeni ilçe ve mahallelerde o olacak prensibiyle bütün Konya’nın imarı, ıslahı, huzuru ve refahı için kendimizle yarışmaya ve 2023 hedefine Konya olarak hazır olmaya gayret ediyoruz. Ülkemizin 15 Temmuz’da yaşadığı darbe girişimine karşı ortaya koyduğu birlik tablosu dünyaya örnek olmuştur. Darbe girişiminde bulunanlar Büyük Türkiye yürüyüşünü engellemek isteyenlerdir. Karşılarında milletimizin bu duruşu göstereceğini hesap edemediler. Türkiye ayağa kalktı, hainlere, darbecilere, ihanet şebekelerine dur dedi. Bir daha kimse darbeye cesaret edemeyecektir. Bizler de Konya belediyeleri olarak yaptığımız bütün çalışmalarda ülkemizin birlik ve beraberliğine, lider ülke yürüyüşüne desteği artırarak sürdüreceğiz.
9
Danışmanlık
10
Danışmanlık
Bedesten’de tarihi dönüşüm
Türkiye’ye Model Eğitim Markası: KOMEK
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Tarihi Bedesten’de yapılan 2 bin 687 işyeri restorasyonun açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Restorasyon çalışmasıyla geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan Bedesten, yeniden şehrin çekim alanlarından biri haline geldi.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’ye model olan meslek edindirme markası KOMEK’lerde yeni dönem dersleri başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, eğitime, istihdama, sosyal ve kültürel hayata katkı sağlayan KOMEK ve ASEM’lerin bu dönem merkez ve 18 ilçede 30 bine yakın kursiyere farklı branşlarda eğitim vereceğini ifade etti.
11
Danışmanlık
Danışmanlık
KONYA HALKINA YAKIŞAN PROJELERİ HAYATA GEÇİRDİK KONYA SELÇUKLU BELEDİYESİ Uğur İbrahim ALTAY
12
13
Selçuklu 639.450 kişilik nüfusu ile Türkiye’nin en büyük 15 .ilçesi. Altyapıdan yeşil alan çalışmalarına, sağlıktan eğitime, kültürel etkinliklerden spor altyapısına birçok alanda prestijli projeleri hayata geçiren Selçuklu Belediyesi, Selçuklu’yu Türkiye’nin en ileri ilçelerinden biri hale getirerek, Selçuklu’da yüksek bir standart oluşturdu. Türkiye’ye model projelerle belediyecilik anlayışını değiştiren Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu’yu anlattı Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu Belediyesi tarafından ilçenin yaşam
kalitesine katkı sunan yatırımları kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyor. Başkan Altay, Selçuklu’yu cazibe merkezi haline getiren sosyal yaşamdan spora, altyapı, temizlikten park bahçe çalışmalarına kadar yapılan tüm belediye faaliyetlerini değerlendirdi. Selçuklu’nun gelişmişlik endeksi ve nüfusuyla Konya’nın en büyük ilçesi olduğunu ifade eden Başkan Altay, “İsmini aldığımız medeniyetin mirasçısı olarak 2017 yılında da Konya’ya ve Konya halkına yakışan projeleri hayata geçirdik. Gerçekleştirdiğimiz hizmet ve yatırımlarla şehrin çehresi değişti, Selçuklu’da yaşayanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik tesisler ülke genelinde örnek gösterildi “ dedi. Selçuklu’da yapılan hizmet ve yatırımları kamuoyu ile paylaşan Başkan Altay’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şunlar oldu: * Dergi içeriği seçim süresince hazırlanmıştır. Konya Büyükşehir Belediyesi Uğur İbrahim ALTAY
“ANADOLU SELÇUKLU ÇAĞI MİRASI PROJESİ” T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye edilen ve Selçuklu Belediyesince yürütülen “Anadolu Selçuklu Çağı Mirası Projesi” tamamlandı. 30.000 km yol kat edilerek, üçü mimari, ikisi müze eserleri olmak üzere, beş ciltlik eser ve 30 dakikalık belgesel ortaya çıktı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nde bilgilendirme yaptık. Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belgesel için çekimleri yapıldı.
kapsamda yapılan çiçek bahçesi olma özelliğini de taşıyor.Maliyet: 467.133 TL SELÇUKLU TORUNLARI OSMANLI’NIN İZİNDE “Selçuklu Torunları Osmanlı’nın İzinde” projesi kapsamında her gün Yüksek Hızlı Tren ile Konya’dan Bilecik ve Söğüt’e kültür turu düzenledik.2 etaptan oluşan “Selçuklu Torunları Osmanlı’nın İzinde” projemizde toplam 3.100 hemşehrimizi 40’arlı turlar halinde Bilecik ve Söğüt’e götürdük.
ARAÇ FİLOMUZU GÜÇLENDİRDİK
SEDEP KKTC VE BOSNA HERSEK’TE
Park Bahçeler, Fen İşleri ve Çevre Koruma Kontrol Müdürlüğüne ait yeni araçları hizmete sunduk. Üç müdürlüğümüzün çalışmalarına kazandırmış olduğumuz 90 aracın toplam maliyeti 21 Milyon 371 bin 500TL.
Selçuklu’da 6 yıldır başarıyla uygulanan Selçuklu Değerler Eğitimi kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dört okulda etkinlikler düzenlendik. Yine Bosna Hersek’in Zenica şehrinde düzenlenen 5. Çocuk Şenliğinde SEDEP, Türkiye’yi temsil etti.
SELÇUKLU ÇİÇEK BAHÇESİ Konya’nın cazibe merkezi olan Kelebekler Vadisi içinde Selçuklu Çiçek Bahçesi’ni hizmete açtık. Selçuklu Çiçek Bahçesi içerisinde yer alan 1.261.500 adet lale ile 18 tür ve 83 çeşitten oluşan toplam 437.500 adet çiçek ziyaretçilerine görsel bir şölen sundu. 8 bin 700 m²lik özel peyzaj alanı ile dikkat çeken bahçe, Konya ve Türkiye’de ilk kez bu
SOBE’DE EĞİTİMLER BAŞLADI Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Merkezi (SOBE) Mayıs ayında terapi alanında hizmet vermeye başladı. Otizmli bireyler ve aileleri için umut ışığı olan ve bu
kapsamda Türkiye’de bir ilk olan merkezde şu an itibariyle 52 öğrenci terapi alanında spor, hidroterapi ve hippoterapi hizmetinden faydalanırken, Ocak ayında başlayan eğitim kısmında da 22 öğrenci hizmet almaktadır. TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’NDEN ÖDÜL Tarihi Kentler Birliği tarafından, bu yıl ilk kez düzenlenen Müze Özendirme Yarışması’nda Aya Eleni Müzesi ile ödül almaya hak kazandık. 8.yılda 8. ödülü almanın gururunu yaşıyoruz. GÜLE OYNAYA CAMİYE GEL 2017’nin en önemli ve en çok ses getiren projelerinden biri de “Güle Oynaya Camiye Gel” projemiz oldu.Çocuklarımıza cami sevgisini aşılamak için başlattığımız projemizde 40 gün boyunca camide sabah namazına katılan çocuklarımıza bisiklet hediye ettik. 224 camide gerçekleşen projede 1.777 çocuğumuza bisiklet hediye ettik. Bizim yapmaktan çocuklarımızın ve ailelerinin katılmaktan son derece mutlu olduğumuz projeyi önümüzdeki yıllarda da gerçekleştirip geleneksel hale getirmeyi planlıyoruz. CAMİ BAHÇELERİ DÜZENLEME 21 caminin bahçe düzenleme işini tamamladık. 10 caminin daha bahçe düzenleme işine devam ediyoruz. Toplam Maliyet: 3.645.016 TL
SİLLE BARAJ PARKI Türkiye’nin en büyük parklarından biri olan Sille Baraj Parkı, yerel ve ulusal basın temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz tanıtım toplantısında hizmete açtık. Parkımız 1.985.000 m² ile Konya’nın en büyük parkı ve Türkiye’de yapılmış en büyük parklardan biri. Park içinde 221.000 m² yüzey alanı ile Sille Himmet Ölçmen Barajımız yer alıyor. İzci kampı merkezi, tekne gezinti alanı, uçurtma tepesi, çay bahçesi, restoran, mescidler, iskele, ahşap gezinti yolları, çim amfi, çocuk oyun alanları, spor alanları gibi farklı etkinlik alanlarını içerisinde bulunduran Sille Baraj Park hemşehrilerimizi su ve tabiat ile buluşturuyor. (21 milyon TL’ye mal oldu) SELÇUKLU ALTYAPIDA KENDİSİ İLE YARIŞIYOR Asfalt ve altyapı çalışmaları ile ilçenin çehresini değiştirmeye devam ediyoruz. Her yıl asfalt, parke ve bordürde kendi rekorumuzu egale ediyoruz. 2017 yılında 544.031 m² parke, 141.396 m bordür, 480.331 m² sıcak asfalt, 416.066 m² soğuk asfalt imalatı gerçekleştirdik. Toplam maliyet: 38.558.203 TL ÇOCUK PARKLARI EPDM KAPLANDI Parkları yapmak yetmiyor bakımı da çok önemli, çocuklarımızın sağlığını düşünerek hijyenik
Danışmanlık
ortamlar oluşturmaya gayret gösteriyoruz. 49 noktadaki çocuk oyun gruplarının zeminini 15 bin m²lik alanı EPDM dökme kauçuk uygulama ile kapladık. Toplam bedel 3.8 Milyon TL YENİ KURBAN PAZARINI AÇTIK 202 bin m² alanda Konya’nın en büyük kurban pazarını ilçemize kazandırdık. Yeni Kurban Pazarında 400 ayrı satış noktası ve ayrıca 1500 araçlık otopark bulunuyor. 6.901.000 TL’ye mal oldu. SİLLE SUBAŞI CAMİİ RESTORE EDİLDİ Sille, Konya’nın yeni markalarından biri. Sille’yi turizme kazandırmak için yoğun bir restorasyon çalışması yapıyoruz. Resterosyan çalışmalarımızdan birini de Sille Subaşı Camii’nde gerçekleştirdik. Resterosyanı tamamlanan cami ibadete açıldı. 7 ANAOKULU Selçuklu’ya 7anaokulu kazandırıyoruz. Yapımı devam eden anaokulları ile Selçuklu’da okul öncesi eğitimde önemli bir boşluk doldurulmuş olacak. 3,6 ve 8 derslikli olarak planlanan anaokullarıda oyun odaları, rehberlik servisi, idari bürolar ve yemekhane gibi bölümler bulunacak. Selahattin Eyyubi, Kılıçarslan, Akşemsettin ve Beyhekim Mahallerinde inşaatlarımız hızla devam ediyor. Yazır, Aşağı Pınarbaşı ve Bosna Hersek Mahallelerindeki anaokullarının inşaatını yakın zamanda başlayacak. Toplam 12.084.100 TL’ye mal olacak. TRAFİK EĞİTİM PARKI Çocuklarımızın trafik eğitimini küçük yaşlarda kazanmalarını sağlamak ve trafikte kurallara uyan bilinçli nesiller yetişmesi amacıyla ilçeye Çocuk Trafik Eğitim Parkı kazandırıyoruz. Trafik Eğitim Parkı 9 bin m²’lik alanda 2 milyon TL’ye mal olacak bir yatırım. Parkımızın büyük bir kısmını tamamladık.
MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU İMAM HATİP LİSESİ PROTOKOL Mahmut Sami Ramazanoğlu İmam Hatip Lisesi’ne kazandırılacak olan eğitim kampüsü için protokol imzaladık ve ihale tamamlandı. 2 tane 20 derslikli okul, idari kısımlar, örnek bir spor salonu ve çocuklarımızın yemekhane ve konferans salonu olarak kullanacakları toplam 13 bin m²’’lik alandan oluşan ve mimarisiyle de Ramazanoğlu İmam Hatip Lisesi’ne yakışır örnek bir proje hayata geçiriyoruz. İhale Bedeli: Yaklaşık 19.900.000 CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SELÇUKLU KONGRE MERKEZİNİ AÇTI Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu’nun en büyük kongre merkezi Selçuklu Kongre Merkezi’nin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a ve Başbakan Binali Yıldırım’a şükranlarımızı arz ediyorum.
AKILLI ATIK TOPLAMA SİSTEMİ HAYATA GEÇİYOR
BÜYÜK KUDÜS GECESİ
Selçuklu’da temizlik hizmetlerine yeni bir boyut kazandıracak “Akıllı Atık Toplama Sistemi” nde çalışmalarımız başladı. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğüne bağlı ekiplerimiz pilot uygulaması Bosna Hersek Mahallesi’nde olan çöp konteynırlarına doluluk ve sıcaklık sensörlerinin montajını tamamladı. Günlük yaklaşık 650 bin kilogram atık topladığımız Selçuklu’da modern belediyeciliğin ve teknolojinin en son yeniliklerini kullanıyoruz.
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ile birlikte düzenlediğimiz “Büyük Kudüs Gecesi” etkinliğiyle ABD’nin Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıma kararı protesto edildi, Filistin’e olan desteğimizi yineledik. Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleşen programa Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun yanı sıra Grup Genç ve Sanatçı Ömer Karaoğlu ilahi ve ezgileriyle renk kattı.
ÖĞRENCİ YURDU Selçuk Üniversitesi karşısına yapılacak olan yurdun ihalesi tamamlandı. Yurdun adı 15 Temmuz Yerleşkesi olacak inşallah 7’şer katlı iki bloktan oluşacak öğrenci yurdu 245 oda ve 1000 yatak kapasiteli olacak.Toplam 17 bin 566 m² alan üzerine inşa edilecek yurdun maliyeti; 17.043.330 TL “1 HADİS 1 FİLM” KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ Bu yıl 3.’sünü gerçekleştirdiğimiz “1 Hadis 1 Film” Kısa Film Yarışması’nın ödül törenini birbirinden değerli jüri üyelerinin katılımı ile gerçekleştirdik. Yarışmanın bu yıl ki jüri üyeleri Yapımcı-Oyuncu Necati Şaşmaz, Diriliş Ertuğrul’un senarist ve yapımcısı Mehmet Bozdağ, Oyuncu Ayberk Pekcan, Oyuncu Cahit Kayaoğlu oldu. 91 eser arasından jüri değerlendirmeleri sonucunda finale kalmayı başaran ilk 3 eser çeşitli hediyeler ile ödüllendirildi. Gecede ayrıca 7 esere de mansiyon ödülü verildi. Yarışmada; “Nöbet” adlı eseriyle Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Rüştüoğlu birinci oldu.
Danışmanlık
Danışmanlık
DÜNDEN BUGÜNE MERAM KONYA MERAM BELEDİYESİ Belediye Başkanı Fatma TORU 18
19
Meram, kelime olarak “istek, amaç, gaye, maksat” gibi anlamlar içerir[1]. Belki de bu anlam, halkımızın ince zekâsıyla “Meram’ı görme ve Meram’ı yaşama” arzusunu ortaya koyan bir isimlendirme olarak da değerlendirilebilir. Çünkü gerçekte de Meram, yüzyılların ötesinden süzülüp gelen tarihi dokusunun yanı sıra yeşilin suyla buluşarak Meram’a has Gedavet[2] rüzgârlarıyla yüreklere esintiler sunması, Meram’ı herkesin görmek için can attığı bir yer haline getirmiştir. Medeniyetlerin buluşma noktalarından biri olan Konya tarihi ile Meram’ın tarihi arasında elbette ki bir paralellik söz konusudur.
Danışmanlık
Konya’nın kadim zamanlardan beri süregelen köklü bir yerleşim merkezi olması ve Meram ilçesinin de bu yerleşimlere ev sahipliği yapması nedeniyle çok bilinen ve sevilen bir yer olma niteliği kazanmasına yol açmıştır. İnsanların mağaradan çıkıp ilk yerleşim merkezi kurdukları yerlerden biri olarak kabul edilen ve on bin yıllık bir geçmişe sahip olan Çatalhöyük gibi önemli bir yerin şehrimizde olması ve Kilistra antik kentinin ilçe sınırları içerisinde yer alması da genel anlamda Meram’ın tarihi önemini ortaya koymaktadır. Geçmiş çağlarda Konya; Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler tarafından yönetilmiştir. Büyük İskender ve Romalılar tarafından da ele geçirilen Konya, tarih sahnesinde daima ön planda bulunmuştur. Bizanslılardan sonra Selçukluların hâkimiyeti altına giren Konya, Anadolu Selçukluların başkenti olmasıyla daha da önem kazanmış ve bu dönemde şehir adeta bir ilim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla birlikte Konya’da hâkim olan güç Karamanoğulları Beyliği’dir. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına giren şehirde Meram, her zaman müstesna bir yere sahip olarak günümüze mesire yeri kimliği altında, bozkırın ortasında açan nadide bir çiçek misali yeşiliyle, bağlarıyla ün salarak ve modern bir çehreye bürünerek ulaşmıştır.
20.06.1987 günü T.B.M.M. de kabul edilerek 27.06.1987 gün ve 19500 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3399 sayılı Kanun gereğince Konya İl Merkezi Büyükşehir statüsüne kavuşarak Karatay, Selçuklu ve Meram adıyla üç ilçeye ayrılır. İlçenin kuruluş çalışmaları 08.08.1988 tarihinde resmen bitirilerek hizmete başlamıştır.
Kadınlara Tam Destek
Danışmanlık
Bilimsel sergilerin yanında planetaryumu, gözlem kulesi, kütüphanesi ve kafesi bulunan Bilim Merkezi’ndeki dünyamız sergisi, dünyanın katmanları, deprem testi, gerçek zamanlı sismograf, fay hatları, yanardağlar, eski zamanlarda iklimler, jeotermal enerji, kumullar, helikopter, yaşamın tarihi, iklim odaları ile 80 milyon yıl öncesinde Anadolu sular altındayken yaşamış bir deniz sürüngeni olan Mosasaur’un bulunduğu merkez herkesin beğenisini kazanıyor.
Rakımı 1016 m. yüzölçümü 1949 km²dir. Meram ilçesi, Konya’nın güney ve güney batısında yer alır. Ankara-Konya, Isparta-Konya, AntalyaKonya, Mersin-Konya ve Konya Konya olmak üzere beş önemli yolun geçtiği merkezdedir. Kuzeyinde Selçuklu; güneyinde Çumra, Akören ve Bozkır; batısında Beyşehir ve Seydişehir; doğusunda Karatay ilçeleri vardır. Tarımsal alanların çok olması ve günümüzde büyük değer kazanan organik tarım nedeniyle bu üretim alanında önemli merkezlerden biri olma yolunda ilçemizin hızla ilerlemesine yol açmıştır. İlçemizin kuzeyi ve batısı dağlar ve tepeler ile çevrilidir. Güney kısmı ise açık ve ovalıktır. Kara iklimimin hâkim olduğu ilçede sulama ihtiyacı büyük ölçüde ilçe sınırları içerisinde yer alan Altınapa Barajı’ndan karşılanırken, son yıllarda baraj sularının Konya’ya şebeke suyu olarak verilmesiyle kısmen barajdan ve kısmen de yer altı sularından karşılanmaktadır. Altınapa Barajı’ndan gelerek şehre su veren Meram Çayı da üzerindeki tarihi köprü ile ayrı bir ilgi kaynağıdır.
21
Danışmanlık
Gençliğe Yatırım Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’ye model olan meslek edindirme markası KOMEK’lerde yeni dönem dersleri başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, eğitime, istihdama, sosyal ve kültürel hayata katkı sağlayan KOMEK ve ASEM’lerin bu dönem merkez ve 18 ilçede 30 bine yakın kursiyere farklı branşlarda eğitim vereceğini ifade etti.
22
Danışmanlık
Asfalt Rekoru
Meram’da geleneksel mimari
23
Danışmanlık
Danışmanlık
MECLİS-İ NİSA SONUÇ BİLDİRGESİ * İnsan hakları ve insan yaşamının, onurunun ve özgürlüklerinin garanti altına alındığı bir dünyanın politik söylemlerle değil pratiğe kavuşmuş politikalarla mümkün olacağına inanıyoruz. 5 Güvenlik Konseyi üyesinin çıkarlarını savunan uluslararası sistemin tüm dünya kadınlarına acı ve gözyaşı getirdiğini görüyoruz. Uluslararası kurumları, karar vericileri, politika yapıcıları çağrımıza kulak vermeye davet ediyoruz. HALEP’TEKİ KATLİAMA SESSİZ KALINMAMALI Halep’te gerçekleşen abluka ve katliamları telin ediyoruz. Ablukanın kaldırılması, katliamların durdurulması, sivillerin korunmaya alınması, insani yardımların ulaştırılması için basın güvenliğinin sağlanarak, haberleşme kanallarının açılması, ulusal ve uluslararası topluluğun sorumluluğundadır. Kadın sivil toplum kuruluşlarının da bu insanlık krizi karşısında acilen inisiyatif almaları gerekmektedir. Ortak vicdan ve ortak aklın harekete geçmesi gerekmektedir. *Tüm kişi ve kurumları Halep’e insani yardım yapmaya çağırıyoruz. Hastaneler, okullar, fırınlar, içme suyu kaynakları imha edilen Halep’te 300 bin kişiye sadece 3 fırın hizmet vermeye çalışmaktadır. Çocuklar ekmek ve temiz su ihtiyacı çekmektedir. 24 Halep’e acilen doktor ve tıbbi yardım ulaştırılması için harekete geçilmelidir. *Arakan’da zulüm sistematik bir şekilde devam etmektedir. Zulmün son bulması için vicdan sahibi tüm halklar harekete geçmelidir. Arakan’daki kriz bölgelerine basın ve yardım kuruluşlarının girişine yönelik Myanmar Hükümeti’nin koyduğu tüm yasak ve engeller de kaldırılmalıdır. *Tunus’ta anti demokratik dönemde kadınların aleyhine yaşanmış başta başörtüsü yasağı, tecavüz, taciz ve işkence zulümlerini görmüş kadınların mağduriyetleri zaman aşımına uğratılmadan adalet tecelli etmelidir...
25
Danışmanlık
Danışmanlık
AVRUPA’DAKİ İSLAM ALEYHTARLIĞI NEFRET SUÇUDUR
FİLİSTİN’DE ESİR TUTULAN KADIN VE ÇOCUKLAR SERBEST BIRAKILMALI
*Avrupa’da yükselen İslam aleyhtarlığının geldiği sınır nefret suçu tanımına ulaşmıştır. AB ve Avrupa Parlamentosu, inanç özgürlüğü ve kişi güvenliğini teminat almakla yükümlüdür. Müslümanların kamusal özgürlükleri, ibadetleri ve ibadethaneleri saldırı ve tehdit altındadır... Buna son verilmelidir.
*Filistin’de; Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’teki İsrail hapishanelerinde esir tutulan tüm kadın ve çocuklar derhal serbest bırakılmalıdır. Gazze’ye uygulanan insanlık dışı abluka kaldırılmalıdır.
*Avrupa’da mültecilere yönelik insan onuruna yakışmayan muameleleri kınıyoruz. Kaybolmasına göz yumulan mülteci çocukların akıbeti acilen dünya kamuoyuyla paylaşılmalıdır. BM, Unicef ve AB Parlamentosu bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmelidir. İSLAM DÜŞMANLIĞI SUÇTUR *İslam düşmanlığı da tıpkı anti semitizm gibi ceza-i müeyyide gerektiren bir suçtur. Bu konuda gerekli farkındalığı oluşturacak ve vaka tespitleri gerçekleştirecek izleme komiteleri kurulmalıdır. *Suriye ve Myanmar’da halen devam eden ve uluslararası savaş suçu sayılan, kadın ve çocuklara yönelik tecavüz, taciz, işkence suçlarının derhal durdurulup sorumluların acilen cezalandırılması talebimizdir. *Sömürgeci politikalar eşliğinde ezilen Afrikalı kadınların güçlendirilmesi için siyasi, ekonomik, hukuk, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim konularında iş birliği yapılmalıdır.
*PKK terörünün oluşturduğu şiddet sarmalında can güvenliği risk altında olan anneler ve çocukların hayatlarının güvenli hale getirilmesi talebimizdir. *Müslüman toplumlarda kadınlarla ilgili gelenekselleşmiş yanlış inanış ve uygulamalarla mücadele edilmelidir.
Demokratik yatırım Konya’nın Meram ilçesinde ilginç bir spor yatırımına imza atıldı. Halkın görüşlerini önemseyen Meram Belediyesi, Konya’da ilk defa plebisit uygulaması gerçekleştirdi. 4 mahallenin sakinleri sandık başına gitti, kullanacakları tesisi kendileri seçti. Şehrin gerçek sahipleri olan halkla istişare sürecini yürüttüklerini belirten Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, mahallelinin spor merkezi yapılmasına karar verdiğini söyledi.
Meram Belediyesi, 4 mahallenin ortak kullanacağı tesis için farklı taleplerin gelmesi üzerine plebisit uygulaması yaptı. Kurtuluş, Muradiye, Mehmet Vehbi ve Saadet Mahallesi sakinleri kurulan sandıklarda oy kullandı. YSK seçmen listesinde yer alan vatandaşların oy kullandığı plebisit uygulaması, tesisin yapılacağı Mehmet Vehbi Mahallesi’nde gerçekleşti.
*Kadın haklarını korumak tıpkı insan haklarını korumak gibi devletlerin, resmi ve sivil tüm kişi ve kurumların sorumluluğudur. *Müslüman kadın aleyhine oluşturulan olumsuz medya algısıyla mücadele edilmelidir. Görsel, yazılı ve sosyal medyada algı mühendisliği aracılığı ile oluşturulan olumsuz imajla mücadele edecek izleme ve denetim merkezleri kurulmalıdır. *Darbelere karşı özgürlükleri savunan ve 15 Temmuz gecesi bu aziz mücadelede canını ortaya koyan ve tankların önüne bedenlerini siper ederek şehit düşen kadınlarımızı rahmetle anıyoruz.
27
Danışmanlık
Dutlukırı Kültür Parkı’nda büyük revizyon Konya’nın en büyük piknik alanlarından biri olan Dutlukırı Kültür Parkı’nda Meram Belediyesi tarafından revizyon çalışmaları sürüyor. Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, yaklaşık 800 bin m2’lik alanda yapılan çalışmalar doğrultusunda Dutlukırı Kültür Parkı’nın yeni bir hüviyet kazanacağını belirtti. Şehrin en büyük park alanlarından olan Dutlukırı Kültür Parkı baştan aşağı yenileniyor. Yaklaşık 800 bin m2’lik alana sahip olan park alanının vatandaşların ihtiyaçlarına önemli ölçüde karşılık vermesi hedefleniyor.sahipti. Belediye olarak burada gerek bölge halkının istifade edeceği gerekse gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanacağı bir kompleks inşası için projelendirme çalışmaları tamamlanarak önümüzdeki günlerde ihalesini yapacağız. Arsa alanı bin 326 metrekare olan tesis, bodrum + zemin + 2 kattan oluşacak ve inşaat alanı ise bin 958 metrekare. Betonarme klasik mimari tarzı ile yapılacak komplekste kütüphane, derslikler, toplantı salonları ve fitness salonu yer alacak. Tesisin ilçemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Danışmanlık
Danışmanlık
AMACIMIZ HUZUR VE REFAH KONYA ILGIN BELEDİYESİ Belediye Başkanı Mehmet KARAHAN 30
Devletimizin teveccühüyle bize görev tevdi edildiğinden günden buyana Ilgın’ımıza hizmeti kutsal bir görev olarak kabul edip, hizmetin ve demokrasinin belediyecilikle başladığına inanarak, “halka hizmeti hakka hizmet olarak” gören Ak Parti belediyecilik anlayışını, halkla beraber, halkımızın huzur ve refahı için Ilgın’a taşımaya, Ilgın’da da uygulamaya çalıştık. Her zaman şeffaf, karar ve uygulamalarımızda başta vatandaşımız olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların görüş ve katılımına açık, aynı zamanda herkese hesap verebilir bir yönetim anlayışını belediyemizde hâkim kıldık. Yeni oluşturduğumuz birimlerle birlikte belediyemize kurumsal bir kimlik kazandırıp, kendiliğinden görev sorumluluklarını yerine getiren bir belediye oluşturduk.
Görev süremiz boyunca kaynaklarını doğru kullanan, yaptığı projelerle yerel kaynak oluşturan, planlı ve programlı çalışma ile hizmetleri etkin ve verimli bir şekilde yerine getiren bir konuma geldik. Bu işleri yapabilmek için sadece kendi kaynaklarını kullanmakla yetinmeyip, gerek merkezi hükümet, gerek büyükşehir, gerekse özel sektör yatırımlarının ilçemize gelmesi için her türlü gayret ve çabayı gösterdik. Göreve geldiğimizde 15 Temmuz’u Unutmamak ve Unutturmamak için şehir meydanında bulunan ve şehrimize yakışmayan halk tarafından çimen adam olarak tanımlanan yeri kaldırarak 15 Temmuz Meydanına yakışır bir şekilde belediyemiz ve hayırsever vatandaşlar tarafından 15 Temmuz Şehitler Anıtı yaptık. Belediyemizce işletilen ve yıllardır yenilenmeyen Kaplıcalarımız Santral Otel A-B Bloklarımız Villalarımız ve Özel Aile havuzlarımızda baştan aşağı yenileme yaptık.
Vatandaşlarımızın ivedi olarak çözülmesini istediği prestij caddesinin asfaltlanması gereken yol problemi vardı. Prestij caddemiz asfaltladıktan sonra vatandaşımızın kullanımına sunduğumuz bu caddemiz Ilgın trafiğini oldukça rahatlatmıştır. Büyükşehir Belediyemizin desteğiyle bu yollarımızın asfalt problemini çözdük. Ayrıca Doğalgaz hattı döşeme işlemlerinin hızlandırılması ve vatandaşlarımızın bu noktada rahata kavuşması için projelere hız kazandırdık. “Şehirde olan, köyde de olacak” sloganıyla köyden mahalleye dönüşen yerlerde yaşayan gençlerimizi spora yöneltmek onların beden ve zihin olarak gelişimine katkı sağlamak ve boş zamanlarını sporla değerlendirmek amacıyla gençlerimizin yoğun olarak bulunduğu köylerimize 6 adet halı saha yaptırdık. Ilgın’a hizmet için daha hızlı ve verimli çalışabilmemiz adına araç filomuzun güçlü ve genç olması lazım imkânlarımız ne kadar iyi olursa hizmetlerimiz o derece kaliteli olur. Yıl içerisinde
belediyemiz bünyesine gerek hibe yolu gerekse satın alma ile kazandırdığımız araçlarımızla gücümüze güç katıyoruz bu da dolaylı olarak hizmetlerimize yansıyor. Göreve geldiğim günden bu yana belediye garajımıza toplamda 12 araç kazandırdık. Ilgınımıza, çocuklarımıza, insanlarımıza hoşça vakit geçirsin diye mesire alanı ve oyun parkı çalışmalarımıza hız verdik, merkez ve merkezden uzak mahallelerimize toplamda 15 park yaptık. Bunların yanında yapımı bitmekte olan Ilıca Parkı ve Şehit Faik Alpay Kocabıyık Parkı ’da yapımı devam ediyor. Sosyal Belediyecilik anlayışı içerisinde. Yıllardır Ilgın Belediyesi’nin verdiği en düzenli hizmetlerden birisi olan aşevi hizmeti otogar yanında daha modern ve ferah bir mekânda hizmet vermeye devam ediyor Araç ve personel ihtiyacının dışında, bütün iaşe ihtiyaçları hayırsever Ilgın halkı tarafından karşılanan Aşevinde, günde 300 aileye modern sefer taslarıyla sıcak yemek dağıtılmaktadır. Ilgın Belediyesi ve Ribat İnsani Yardım Derneği işbirliğiyle açılan sosyal markette giyim ihtiyaçlarının
31
Danışmanlık
Danışmanlık
32
33
yanı sıra temel gıda malzemeleri de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaşıyor. Şimdiye kadar 2650 ihtiyaç sahibi aileye ulaştık. Ilgın Belediyesi ve Ribat İnsani Yardım Derneği ile birlikte yürüttüğümüz eve giden huzur projesini (yaşlı ve engelli) 55 ailenin ev temizliklerini, ihtiyaç sahiplerinin ev eşyaları temin etmekteyiz ve gereken evlere tadilat yaptırmaktayız. Ramazan ayında Belediye olarak yaşlı ve kimsesiz ailelerimizin evlerini düzenli olarak bir ekiple temizliğini yapıp, yaşlı ve yalnız kalan ailelerimizin sıcak yemek ihtiyacını ise aş evimizden karşılıyoruz. Bu yıl toplu iftar programı düzenlemek yerine yaşlı ailelerimizin evlerinde gönül sofralarına misafir olduk. Ilgınımızda geleneksel hale getirdiğimiz ve bu yıl 7.si düzenlenen spor turnuvaları artık ılgın halkı için vazgeçilmez bir hal almıştır. Spor turnuvaları kapsamında Futbol, Voleybol ve Masa Tenisi Turnuvaları düzenleniyor. Bu yıl ise Afrin operasyonları nedeniyle Zeytin Dalı, Mehmetçiğe Destek Spor Turnuvası düzenlenerek; Ilgın halkı yoğun bir katılım sağladı.
Kısacası biz halkımızın hizmetkarı olmayı hedefledik. Benim kapım herkese açıktır. Çünkü bu devlet kapısıdır. Bu kapı Millet kapısıdır. Bu kapı hizmet kapısıdır. Biz bu felsefeyle halka hizmet ediyoruz. Geride bıraktığımız yaklaşık 2 yıl içerisinde rutin belediye hizmetlerimizin kalitesini arttırma çabasının yanında; gerek fiziki gerekse sosyal ve kültürel belediyecilik adına başlatılan projelerle, Ilgın’ı daha modern, yaşanabilir bir hala getirmek için çalışıyoruz. Bunun yanında geleceğe yön verecek projelerimizde var. Eski hastanemizin yerine Sağlıklı Yaşam Merkezi yapılması, İlçemizde eskiyen ve ömrünü tamamlanan okulların yapılması, Gençlerin serbest zamanlarını geçirmesi için Gençlik Merkezinin yapılması, Ilgının eksiği olan “Şehitler Parkı” mesire alanı yapılması. Tarım ve Hayvancılıkta öncü olduğumuz için “Kapalı Hayvan Pazarı” projesi, Kültürel alanda eksiklerimizi tamamlamak için “Kültür Merkezi” projesi ve bugün modern şehirlerin hepsinin bir simgesi olan meydanları andıran “Osmanlı Meydanı” projesi bunlardan bir kaçı.
Elbette yapılması gereken birçok önemli iş Son olarak Ilgının Belediye Başkanı olarak olduğunun farkındayız. bilmenizi isterim ki; Ilgın’ı daha yaşanabilir daha modern ve daha gelişmiş hale getirebilmek için Biz halkımızdan ayrı kalmamak, vatandaşın Belediyemiz; Başkanından, memuruna işçisinden bir sorunu, bir isteği varsa birebir yerinde dinlemek, çaycısına yoğun mesai harcamaktadır. görmek ve ilgilenmek için sık sık çarşı esnafını ve mahalleleri ziyaret ediyoruz. Gerek çarşı esnafı olsun, Bu nedenle Ilgın düne göre bugün daha gerek sanayi esnafı olsun, gerek merkez mahalleler güzeldir ve yarın bugünden de daha güzel olacaktır. olsun, gerekse de merkeze uzak mahalleler olsun Daha yaşanabilir bir Ilgın için sizlerden vatandaşın huzuruna giderek bir isteğiniz, bir aldığımız bu güçle çalışmaya devam edeceğiz. şikâyetiniz var mı diye soruyoruz. İlçemizin şahsıma göstermiş olduğu bu memnun edici tavır ve yaklaşım, bu içtenlik, bu sıcaklık beni ziyadesiyle onurlandırıyor. Değerli hemşerilerim, kaplıcalar diyarı bu güzel ilçe, bu güzel coğrafya, biz birlikte hareket ettiğimiz ve aynı hedefe birlikte inandığımız sürece istediğimiz noktaya gelecektir. İlçemizi hak ettiği noktaya getirmek için en büyük güç işte bu birliktelik ve beraberliktir ‘Ben’ anlayışının yıkıldığı, ‘BİZ’ olmanın heyecanı ile çıktığımız bu yolda en büyük gücümüz siz değerli halkımız ve çalışanlarımız ile kurduğumuz bağımızdır.
En içten selam, sevgi ve saygılarımla…
Danışmanlık
Danışmanlık
KARDEŞ OLMAK SEVMEYİ, SAYGI GÖSTERMEYİ, BARIŞÇIL OLMAYI, MERHAMETLİ OLMAYI, DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMAYI GEREKTİRİR... Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Av.Gülay SAMANCI
Artık günümüz düşünce insanları içinde bulunduğumuz zamanları, Modernitinin kendisini tüketerek post-modern döneme evrildiği süreç olarak niteliyor olsa da; bizce insanlık her günden daha fazla “kadim değerlerimizin” evrensel hakikatlerine ve onun yüksek etik değerlerine muhtaçtır. Zaman karşısında hiç pörsümeden dipdiri kalan bir değerimizde “kardeşlik hukuku ve sevgisi” dir. Bu bağlamda Kur’an Hucurat 49/10’ da “Muhakkak ki müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup (sulh ve ıslah ile) düzeltin ve Allah’tan korkun, sakının, umulur ki böylece esirgenir ve merhamete erişirsiniz.” Modern çağda kardeşlik ilişkisi sadece kan bağı ekseninde dar anlamda ve aynı kan veya soydan gelmeye indirgeyen bir anlayış içinde devam ettirilse da Kuran-ı Kerim’de iman bağı ile bir arada bulunan insanlar birbirleriyle kardeş olarak kabul edilmiştir. Böylece insanları birbirinden renk, cinsiyet ve soyundan dolayı belli bir derecelendirmeye tâbi tutan kategorik ayrımcılık fiilen değilse bile fikren son bulmuştur. Amerika’daki siyahîlerin ve Hint coğrafyasındaki insanların Müslüman olmasında işte İslam’ın bu “kardeşlik ve hoşgörü” anlayışı son derece etkili olmuştur diyebiliriz.
Bu bakımdan nerede ve ne zaman, hangi ülkede yaşıyorsak yaşayalım veya hangi etnik kökene ve geçmişe sahip olursak olalım (ki bu ve benzeri özellikleri insanın kaderidir) bütün müminler Hucurat suresinin 10.ayetine göre kardeştirler. Aralarında bulunan bu iman ve ondan kaynaklanan emin (güvenilir) olma vasfı ile kenetlenmektedir. Bir vücudun bir organı elem çekerken tüm bünyenin bundan mütezarrır olması gibi tüm müminler bir vücud gibi birbirleriyle karşılıklı dayanışma içindedir. Aksi halde bünyenin dağılması ve yok olması kaçınılmazdır. Birbirine iman ve kardeşlik bağlanmalarından ötürü inanan insanlar birbirlerinin bu dünya ve ötesinde de sadık dostturlar. Bunun doğal sonucu olarak da birbirlerine karşı vefalıdırlar, akidemizin temel ilkelerine dayanan bu kardeşliklerinden dolayı ne birbirlerine ne de fıtratta kardeşleri olan diğer insanlara ve canlara zulmedemezler, en yakınından başlayarak tüm sosyal çevresine emniyet ve itimat telkin eden mümin insanlar, vazifeleri icabı deruhte ettikleri mesuliyetlerini ifa ederken hesabını Allaha verecekleri bu emanet misyon ve görevleriyle ilintili olan diğer insanların işlerini zorlaştırmayıp aksine
Danışmanlık
kolaylaştırmak durumundadırlar. Çünkü bilirler ki İslam tüm insanlar için dünya ve ahirette saadet kaynağı ve nedenidir. Bu yüzden inanan Müslümanlar bir sevgi insanı olduğu kadar mesuliyet insanıdır ve yaptığı tüm işlerde şefkat, merhamet ve adaletle davranmak mecburiyetindedir. Günümüzde mana cevheri insanlığa düşman olan kimi odaklarca içinde bulunduğumuz bu coğrafyaya nifak tohumları ekilmiş olup, akan kan ve gözyaşı oluk oluk Müslümanlarındır. Bunca yaşanan ızdırap eziyet ve zillete rağmen mezhep ve etnik köken ayrıştırmaları üzerinden devam eden bölünmeler ve bundan dolayı güçsüzleşen toplumsal yapı ve yönetimler etkisiz kalmakta ve bunun neticesinde de bölgemizde hala daha katliamlar ve işkenceler ve acılar devam edip gitmektedir. Öncelikli olarak insanlar içinden çıkarılmış en hayırlı ümmetin tüm insanlığa örnek olması gerekmektedir. Bunun için de evvelemirde İslam ümmetinin kendi içinde kardeşliği ve hoşgörüyü yeniden tesis etmelidir. Bu son derece kolaydır. Çünkü bu bizim medeniyetimizin (batı medeniyetinin çatışma ilkesine dayanan paradigmasının aksine) yabancısı olduğu bir değer değildir. Hele masum ve mazlum milletimiz hak ettiği idare ruhunu bulduğunda fedakârlıkta tarihte kaldığını sandığımız insanlardan hiç te geri kalmamaktadır. Yeter ki hak ettiği öncüsünü bulabilsin. Oysaki iman bağı ile bağlı olanları kardeş olarak emreden Allah Hucurat (49/13) suresinde “… Hiç kuşkusuz Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır…”buyurmaktadır. Mezhep veya etnik köken ayrımı yapmadan emrolduğumuz üzere kardeşlik bağımızı hatırlayıp ve güçlendirip, Müslümanlar arasında fitne çıkartıp, zayıflatmaya çalışan güçler karşısında dimdik ayakta kalmak zorundayız. Üstünlüğü ırk veya renkten değil Ayet-i Kerime’den olduğu gibi takvada olduğunun bilinci ile davranıp karar almalıdır. Kardeş olmak sevmeyi, saygı göstermeyi, barışçıl olmayı, merhametli olmayı, dayanışma ve yardımlaşmayı gerektirir. Aslında kardeşlik bir yaşam şeklidir. Peygamber Efendimizin bir hadisinde “Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için etmedikçe iman etmiş olmaz” buyurmaktadır. Başka bir hadiste “ Mümin mümine bağlılığı, parçaları birbirine bütünleyen bir bina gibidir .” buyurmaktadır. Müminlerin birbirlerini anlamaları, birbirleri ile empati kurmaları, tek vücut olmaları ve yardımlaşma içinde olmaları emredilmektedir.
Danışmanlık
Başka bir hadiste “Birbirinize kin gütmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz…” Müminler arasında zanda bulunmak, nefret ve birbirlerine sırt çevirmek, ufak tefek kusurlara takılı kalmak yasaklanmıştır. Aksi halde zulüm ve insafsız davranış ortaya çıkar. Ben merkezci olmak, grupçuluk, ırkçılık, su-i zan, kötü hareketler müminleri birbirlerine düşüren tafrikayı, çekişmeleri, çatışmaları beraberinde getirmektedir ki, Müslümanlar bu yolla birbirlerine düşürülmektedir. Toplumumuzun manevi mimarlarından Mevlana yaşadığı dönemden günümüze kadar farklı kültür ve toplumların dikkatini çeken ve etkisini devam ettiren bir sevgi ve hoşgörü anlayışı ve hayat felsefesi ortaya koymuştur. Mevlana’ya göre kardeşlik, dostluk, hoşgörülü olmak insan olmanın bir vasfıdır. Mevlana “İnsanlarla dost ol, çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa yol kesenlerin beli o kadar kırılır “ demektedir. Mevlana’nın dediği üzere temel değerlerimiz ve inancımızda olan birlik, beraberlik ve kardeşlik bağlı ile kenetlenince kadim medeniyetimizin yeşerdiği bu coğrafyada yol kesenlere karşı dimdik ayakta kalıp, istiklal ve istikbalimizi ilelebet devam ettirebiliriz. Saygılarımla.
37
Danışmanlık
Danışmanlık
yönetim zamanında İstanbul faaliyetlerini hepimiz bilmekteyiz ve genel başkanımız bu anlayışı ülkemizin tamamına yaymıştır. Ak Parti’nin yerel yönetimlerdeki başarısı sürekli bir gelişme göstermiştir. Burada parti istikrarını getiren husus ise sosyal anlamda halkın ihtiyaçlarını yüksek düzeyde karşılayan belediye istikrarı olmuştur. İktidara geldiğimiz günden bu yana hizmet önceliklerimizi belirleyerek adımlar attık. Öncelikli ihtiyaçlarımız olan Sağlık, Eğitim, Ulaşım gibi alanlarda devrim niteliğinde projeler geliştirerek bunları nihayete erdirdik. Bunları yaparken istihdam olanaklarını da yüksek düzeyde arttırmaya çalıştık ve seçim sonuçlarındaki başarımız bu konudaki başarımızın bir göstergesidir.
YEDİ BÖLGEMİZE DE YATIRIMLARIMIZI HEM BELEDİYECİLİK HEM DE HÜKÜMET ALANINDA YAPTIK AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Konya Milletvekili Ömer ÜNAL 38
Belediyecilik alaninda yalnizca belli bir bölgede yatirimlarla sabit kalmadik yedi bölgemize de yatirimlarimizi hem yerel belediyecilik alaninda hem de hükümet alaninda yaptık. Bir örnek verecek olursak ilk donemlerimizde seçimi kaybettiğimiz Artvin gibi önemli bir bugün ak parti iktidarında yeni bir şehir konumuna gelmiştir. Geçmiş yerel seçimlere baktigimizda 2004 seçimlerinde 13 bin 554 seçmenimizin oyu ile %22, 2009 seçimlerinde 18 bin 860 oy ile % 41 ve 2014 seçimlerinde 28 bin 612 seçmenimizin oyu ile %46 lık bir başarı ile belediye seçimlerini kazanmıştır. Burada dikkat etmemiz gereken sürekli artan bir oy grafiği ile seçim kazanmamizdir. Buna etki eden etmenleri göz onunde bulunduracak olursak şehre yapilan yatırımların sürekli artış göstermesi ve şehrin ekonomisine yaptığımız katkilardir. Sınır güvenliğinin temin edilmesi ile beraber yapilan uygulamalarda artvin ili ve ilçeleri yeni bir değişim yaşadı. Yusufeli ve deriner barajları ile yalnizca bulunduğu ilin değil ulke ekonomisine de büyük katkilar sağlamıştır. Halk bir durumun farkina varmistir ki Ak Parti yalnizca kendi belediyelerine değil farkli parti belediyelerine de hizmeti götürmekten geri durmamistir.
Bugün ülkemizin dört bir yaninda yükselen yeni yapilar yeni Türkiye nin geleceginin parlaklığını göstermektedir. Ülke olarak geçirdiğimiz günler kolayca bahsedilecek olaylardan ibaret degildir. Ülkemiz kuruluşundan sonra ilk kez bu kadar kapsamlı bir harekat adeta bir sefer düzenleyerek afrin şehrini terör unsurlarindan temizlemiş ve mazlum milletlerin dün olduğu gibi bugün de hamisi olduğunu göstermiştir. Bütün bu sorunların yanında kriz göstermeyen bir türkiye ekonomisi hem yerel seçimlerde hem genel seçimlerde milletimizin ve ülkemizin yegâne hizmetkarı olacak üzerine düşen görevi yerine getirecektir Ak Parti kurulduğu günden bu güne sürekli kendisini yenileyen ve geliştiren bir vizyon ile ülkemizin belediye anlayışını değiştirmiştir. Sabit kişilere bağlı kalınmaması amacı ile demokratik bir anlayışla üç dönem şartı koyulmuş ve istisnasız uygulanmıştır. Yerel yönetimler konusunda Ak Partinin bu kadar etkili olmasının bir nedeni de yerel yönetimleri çok iyi bilen ve saha çalışmalarını yerinde denetleyip düzen kurabilen, proje üretebilen bir genel başkana sahip olmasıdır. Zira kendisinin yerel
Belediyecilik anlayışında ülkemize örnek olarak gösterilen Konya, iktidara geldiğimiz günden bu yana adeta bir dönüşüm yaşamıştır. Konya demişken Tahir Akyürek başkanımızda Milletvekili Aday Adayı oldu şimdiden kendisine Konya’mızı bir marka şehir haline getirdiği için çok teşekkür ederim Selçuklu, Karatay ve Meram ilçeleri ile büyük bir uyum içerisinde çalışan Konya Büyükşehir Belediyesi Ak Parti döneminde şehrin çehresini değiştirmiştir. Burada yapılan çalışmaların neticesi olarak seçim sonuçlarına bakmamız, halkımızın istikrardan yana olduğunu bize gösterecektir. 2004 seçimlerinde 406 bin 824 seçmenin oyunu alan Ak Parti 2009 seçimlerinde 535 bin 623, 2014 seçimlerinde ise de 729 bin 87 kişinin güveni ile yükselen bir grafik çizerek belediye hizmetlerine devam etmektedir. Konya’nın bu başarısının altında halk ile beraber halk için çalışması yatmaktaktadır. Ulaşım, Sanayi, Eğitim ve Sağlık alanlarında yaptığı hizmetlerle örnek bir şehir haline gelmiştir. Belediyecilik sadece yol, su, kanalizasyon vb. hizmet yapan bir kurum olmaktan çıkarılmış sosyal alanlara nasıl hizmet verilebileceğini göstermiştir. Konya’ya yapılan sosyal hizmetlere baktığımız zaman ise şehrimizin nefes alma alanları olarak nitelendirebiliriz. Daha önceleri kimsenin cesaret edemeyeceği projelerin altına imza atılıp hayata geçirilmiştir. Üniversite öğrencilerinden tutun da gelen yerli ve yabancı turistlerin ihtiyacını karşılama noktasında büyük başarı sağlanmaktadır. Ak Parti döneminde gençliğe ve geleceğe yapılan yatırımlar Konya’da büyük önem taşımaktadır. Konya “Bir Başkent Daima Başkenttir” sloganı ile yola çıkıp “Çalışınca Oluyor” mantığı ile yarım kalan iş bırakmamıştır.
Konya Büyükşehir Belediyesi sosyal ve kültürel alanda oldukça ileri düzeyde çalışmalar yapmaktadır. Kendisine bağlı KOMEK ücretsiz olarak yılda binlerce vatandaşa hizmet vermektedir. Bu kurslar sadece hobi amaçlı değil kendilerinin geliştirebileceği meslek alanlarında da hizmet vermektedir. Mezun olan kursiyerlerine iş yeri açma noktasında da hizmet veren Konya Büyükşehir Belediyesi sosyal anlamda üzerine düşeni yapmaktadır. Büyükşehirlerin bir sorunu olan yeşil alan problemi Konya’da park ve bahçeler ile çözüme kavuşturulmuştur. Şehrin nefes alma alanları olarak nitelendirebileceğimiz yeşil alanlar, şehrimizin tarihi mirasına uygun olarak inşa edilmiş ve bu alanlar vatandaşlarımızın hizmetine ücretsiz olarak sunulmuştur. Yerel yönetimler konusunda, iktidara geldiğimiz günden bu yana yeni bir vizyon ile hizmet veren belediyelerimiz istikrarın göstergesidir. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde yeni Türkiye’yi inşa etmeye milletimizin desteği ile devam edecektir. Türk halkı tarih boyunca gösterdiği feraset ülkemizin geleceğinin teminatıdır. Biz Ak Parti olarak Milletimizle beraber Millete hizmet yolunda emin adımlarla yeni Türkiye’yi gelecek nesillere gururla bırakacaktır. 39
Danışmanlık
Danışmanlık
SEÇİMLERE GÖRE KONYA MİLLETVEKİLİ DAĞILIMI
KONYA 26. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ Ahmet DAVUTOĞLU 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
40
26 Şubat 1959’da Konya’da doğdu. Baba adı Mehmet Duran, anne adı Memnune’dir. Öğretim Üyesi Prof. Dr.; Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi bölümlerinden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde de doktorasını yaptı. Malezya International Islamic University’de çalışmaya başladı. Üniversitenin Siyaset Bilimi Bölümünü kurdu ve başkanlığını yürüttü. Doçentlik unvanını aldı ve Marmara Üniversitesinde öğretim üyesi oldu. Silahlı Kuvvetler ve Harp Akademilerinde ders verdi. Profesör olarak Beykent Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığının yanı sıra, Marmara Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Başbakan Başmüşavirliği ve Büyükelçilik görevine atandı. Dış politika, uluslararası ilişkiler ve siyaset felsefesi alanlarında yayımlanmış eserleri bulunmaktadır. 24. Dönemde Konya Milletvekili seçildi. 60 ve 61. Hükümetlerde Dışişleri Bakanlığı yaptı.62. Hükümette Başbakanlık görevini yürüttü. 63. Hükümette ikinci defa Başbakanlık görevini üstlendi. İngilizce, Almanca ve Arapça bilen Davutoğlu, evli ve 4 çocuk babasıdır.
Abdullah AĞRALI 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili - İçişleri Komisyonu Üyesi
10 Kasım 1969’da Konya’nın Kulu ilçesinde doğdu. Baba adı Hacı, anne adı Zeynep’tir. Tıp Doktoru; Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Kamu kuruluşlarında hekimlik yaptı ve çeşitli görevlerde bulundu. Sağlık hizmetlerinde toplam kalite yönetimi, ekonomik verimlilik, sağlık işletmelerinde yönetim ve organizasyon, işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerini aldı. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği Kurucu Başkanlığı, Kulu-Cihanbeyli Yardımlaşma Kültür ve Çevre Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, EL-BİR Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, Çocuk Diyabet ve Obezite Derneği Başkanlığı, Toplum Sağlığı AR-GE Derneği Üyeliği görevlerinde bulundu. Konya AK PARTİ İl Başkan Yardımcılığı yaptı. Kürtçe ve İngilizce bilen Ağralı, evli ve 4 çocuk babasıdır.
41
Danışmanlık
Hüsnüye ERDOĞAN 26. Dönem CHP Konya Milletvekili
Ahmet SORGUN 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
25 Temmuz 1958’de Konya Hadim’de doğdu. Baba adı Mustafa, anne adı Havva’dır. Avukat; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Konya Büyükşehir Belediyesinde 1. Hukuk Müşavirliği ve Genel Sekreter Yardımcılığı yaptı. Konya Su ve Kanalizasyon İdaresinde (KOSKİ) Teftiş Kurulu Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdürlük görevlerinde bulundu. Birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu ve yönetici olarak görev aldı. Serbest avukat olarak çalıştı. AK PARTİ Konya İl Başkanlığı görevinde bulundu. Sorgun, evli ve 6 çocuk babasıdır.
5 Mayıs 1965’te Konya Sarayönü’nde doğdu. Baba adı Fikret, anne adı Dudu’dur. Tıp Doktoru; Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Giresun, Van ve Konya’da çeşitli kamu kurumlarında toplam 23 yıl boyunca hekim olarak görev yaptı. 25. Dönemde Konya Milletvekili seçildi. AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkan Yardımcılığı görevinin yanı sıra Türkiye-Karadağ Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanlığı’nı yürütmektedir. Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesidir. Orta düzeyde İngilizce ve Arapça bilen Erdoğan, evli ve 2 çocuk annesidir.
Leyla ŞAHİN USTA 26. Dönem CHP Konya Milletvekili
Hacı Ahmet ÖZDEMİR 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
19 Ocak 1961’de Konya ili Ilgın ilçesi Çavuşçugöl mahallesinde doğdu. Baba adı Muammer, anne adı Esmahan’dır.
42
Öğretim Üyesi Prof. Dr.; Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini ve Şam’da Arap Dili Enstitüsünü bitirdi. 2006 yılında doçent, 2011 yılında profesör oldu. Karadeniz Teknik, Rize, Selçuk, Konya ve Necmettin Erbakan üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalıştı, yönetim kademelerinde yer aldı. Çok sayıda telif ve tercüme kitabı, makalesi vardır. Türkiye Yazarlar Birliğince inceleme dalında 2015 ‘’Yılın Yazarı’’ ödülüne layık görüldü. Çok iyi düzeyde Arapça, iyi düzeyde İngilizce ve orta düzeyde Farsça bilen Özdemir, evli ve 3 çocuk babasıdır.
Halil ETYEMEZ 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
Danışmanlık
8 Mart 1973’te İstanbul’da doğdu. Baba adı Alaeddin, anne adı Fadime’dir. Tıp Doktoru; Tıp eğitimini Viyana Medizinische Universität’de tamamladı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Asil Üyeliği, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Sözcülüğü görevlerini yürütmektedir. Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesidir. Çok iyi düzeyde Almanca ve orta düzeyde İngilizce bilen Usta, evli ve 2 çocuk annesidir.
Mehmet BABAOĞLU 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
3 Mayıs 1965’te Artvin Yusufeli’nde doğdu. Baba adı Hasan, anne adı Elife’dir. Eğitimci; İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Denetçiliği Bölümünü bitirdi. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde Eğitim Yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı.
1965 yılında Konya`da doğdu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünü bitirdi. Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans, İngiltere Nottingham Üniversitesi’nde Tarımsal Biyoteknoloji alanında doktora yaptı. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı.
Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Sekreterliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
KTO Karatay Üniversitesi Kurucu Rektörlüğü, Kalkınma Bakanlığı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Kurucu Başkanlığı görevlerini yürüttü.
İyi düzeyde İngilizce bilen Etyemez, evli ve 3 çocuk babasıdır.
İyi düzeyde İngilizce bilen Babaoğlu, evli ve 4 çocuk babasıdır
43
Danışmanlık
Muhammet Uğur KALELİ 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
1 Şubat 1958’de Konya’da doğdu. Baba adı Hüseyin, anne adı Meliha’dır. Sanayici ve İş Adamı; Lise mezunudur. AVS Tarım Ürünleri İç ve Dış Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı, Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanlığı, TOBB Konsey Üyeliği, Konya KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanvekilliği, TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk San. ve Tic. AŞ Yönetim Kurulu Üyeliği, TOBBTİM AŞ Yönetim Kurulu ve Muhasip Üyeliği, Türk-Irak İş Adamları ve İş Kadınları Derneği Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu.
Mustafa Hüsnü BOZKURT 26. Dönem CHP Konya Milletvekili
Danışmanlık
27 Aralık 1950’de Çanakkale Ezine’de doğdu. Baba adı Hasan Selahattin, anne adı Fahire’dir. Tıp Doktoru (KBB Uzmanı); İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Ankara GATA’da Kulak Burun Boğaz dalında uzmanlığını aldı. Konya Asker Hastanesinde KBB Uzmanı olarak görev yaptı. SSK Konya Hastanesi Başhekimliği görevini yürüttü. Özel bir hastanede KBB uzmanı ve başhekim olarak çalıştı. Bozkurt, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Orta düzeyde İngilizce bilen Kaleli, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Mustafa BALOĞLU 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
44
1 Ocak 1967’de Konya Akşehir’de doğdu. Baba adı Kemal, anne adı Nuran’dır. Tıp Doktoru; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi alanında uzmanlığını yaptı. Çeşitli kamu kurumlarında acil tabipliği, genel cerrahi uzmanlığı, baştabip yardımcılığı ve baştabiplik görevlerinde bulundu. Akşehir Belediye Başkanlığı yaptı. 24. Dönemde Konya Milletvekili seçildi. Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonunda görevlerde bulundu. İyi düzeyde İngilizce bilen Baloğlu, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Mustafa KALAYCI 26. Dönem MHP Konya Milletvekili
7 Ağustos 1960’ta Konya Üçpınar’da doğdu. Baba adı Kerim, anne adı Nuran’dır. Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi; Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümünü bitirdi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunda Denetçilik ve Başdenetçilik, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) İbra Kurulu Üyeliği, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Danışmanlığı ve Başbakan Başmüşavirliği, Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Üyeliği görevlerini yürüttü. Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası, Devlet Denetim Elemanları Derneği ve Yüksek Denetim Elemanları Derneği Üyesi oldu. 23 ve 24. Dönemde Konya Milletvekili seçildi. Plan ve Bütçe Komisyonu, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi olarak görev aldı. Orta düzeyde İngilizce bilen Kalaycı, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Ömer ÜNAL 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
1 Kasım 1970’te Konya’da doğdu. Baba adı Mevlüt, anne adı Hasibe’dir. İşletme Yöneticisi; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. MÜSİAD Konya Şubesinde Şube Müdürlüğü, TEDAŞ’ın bağlı ortaklığı olan Meram Elektrik Dağıtım AŞ’de Yönetim Kurulu Üyeliği, MÜSİAD Konya Şubesinde Yönetim Kurulu Üyeliği, Konya Ticaret Odası Meclis Üyeliği ve TOBB Delegeliği, AK PARTİ Karatay İlçe Başkanlığı görevlerinde bulundu. Orta düzeyde İngilizce, Arapça ve Fransızca bilen Ünal, evli ve 3 çocuk babasıdır.
Ziya ALTUNYALDIZ 26. Dönem AK PARTİ Konya Milletvekili
10 Ocak 1963’te Konya’da doğdu. Baba adı Kasım, anne adı Ümmü’dür. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. ABD’de West Coast Üniversitesinde Uluslararası İşletme İdaresi alanında yüksek lisans yaptı. İngiltere’de Londra Metropolitan Üniversitesinde Uluslararası Karşılaştırmalı Ticaret Hukuku alanında diploma sonrası programı tamamladı. Devlet Planlama Teşkilatında Uzman Yardımcısı olarak görev yaptı. Dış Ticaret Müsteşarlığında; Devlet Yardımları Daire Başkanı, İhracat Genel Müdür Yardımcısı, İhracat Genel Müdürü ve Müsteşar Yardımcısı olarak görev aldı. Londra Büyükelçiliğinde Ticaret Müşavirliği görevini yürüttü. Gümrük Müsteşarı olarak görev yaptı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kurulması üzerine yeniden Bakanlık Müsteşarı olarak atandı. Çok iyi düzeyde İngilizce bilen Altunyaldız, evli ve 2 çocuk babasıdır.
45
Danışmanlık
Danışmanlık
Araştırmanın Kimliği Bu çalışma 26 NİSAN - 02 MAYIS 2018 KONYA BÜYÜKŞEHİR MEMNUNİYET, BEKLENTİ, GÜNDEM ARAŞTIRMASI üst başlığı altında Cumhurbaşkanlığı Seçim Değerlendirmesi konulu MAK DANIŞMANLIK tarafından KONYA ve İLÇELERİ ‘nde yaşayan 1.500.000 seçmenin yaklaşık binde üçü olan 4.500 kişi ile (CALLCENTER) CANLI TELEFON ARAMALI görüşmelerle yapılmıştır. Araştırmanın; finansmanını MAK Araştırma Değerlendirme Danışmanlık A.Ş. karşılamış olup; Araştırmanın analiz ve değerlendirme çalışmalarını MAK Araştırma Değerlendirme Danışmanlık A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren ARGEDER DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ hazırlamıştır. MAK Danışmanlık olarak yaptırttığımız bu çalışmada toplumun sosyokültürel ortalamasına uygun doğru ve yeterli denek belirleme Olasılıklı Örnekleme bu deneklere bağlı olarak verilerin çoklu analizler için soruların ölçümlenmesinde LİKERT METODU kullanılmıştır. Saha çalışmasında %1.2 yanılma / hata payı ile değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada deneklerin belirlenmesinde % 53.5 erkek, % 46.5 kadın olmak üzere cinsiyet dengesi oluşturulmaya çalışılmıştır.
46
24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞINI DESTEKLER MİSİNİZ? %70 Evet, Kesinlikle Desteklerim, % 10 Evet Desteklerim ama Kesin Kararım Değer Adaylar Ortaya Çıkınca Netleşir derken, % 15 Kesinlikle Desteklemem, % 5 de Kararsız olduğunu ve görüş belirtmeyeceğini ifade ediyor. KONYA’da kararsızlar matematiksel dağılımı sonrasında seçmenin Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına rekor düzeyde destek verdiği görülmektedir. 24 Haziran 2018 de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik yaklaşık 2 ay öncesinden ortaya çıkan sonuç; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine büyük bir başarı ile sonuçlanacağını gösterse de; bu önemli sürecin özellikle iktidar mensuplarınca dikkatle takip edilmesi, rehavete kapılmadan sıkı tutulması gereken bir süreç olduğu unutulmamalıdır.
47
Danışmanlık
Danışmanlık
Konya sokaklarında gezerken derin bir ses çağırır sizi.Bu ses aslında İlah-i Aşkın ve Hoşgörünün çağrısıdır bütün insanlığa
KONYA ANADOLU TÜRKLÜĞÜNÜN KADİM BAŞKENTİDİR
KONYA MİLLETVEKİLİ Dr. Leyla Şahin USTA
gerçekten inanç ve tarih turizminin kalbidir. Kadim Kent konya’nın toprakları da geniş ve bereketlidir. Uçsuz bucaksız bir toprak zenginliği görürsünüz Konya’da.40 Bin Kilometrekare yüz ölçümü ile Konya 60 Ülkeden büyüktür. Genç,dinamik ve güleryüzlü bir nüfusa sahiptir.2 milyonu aşan nufüsü 130 bini aşan Üniversite öğrencisi ile güçlü bir beşeri sermayeye sahiptir.4 Üniversite bulunmaktadır Konya’da.
Konya sokaklarında gezerken derin bir ses çağırır sizi. Bu ses aslında İlah-i Aşkın ve Hoşgörünün çağrısıdır bütün insanlığa. Konya ruhu huzuru ve sukunu olan bir şehirdir.Bu medeniyet farklılıkları zenginliğe dönüştürür ve bir arada anlamlı kılar. Konya’ya erişmek oldukça kolaydır. Hızlı tren,Uçak ve karayolu ile her yıl 2 milyon insanın ziyaret edip Hz. Mavlana gölgesinde huzur bulduğu bir şehirdir Konya.UNESCO Dünya Mirası Çatalhöyük’le Konya’nın 10 bin yıllık tarihine yolculuk edersiniz.Yine UNESCO ‘da eşsiz ahşap işçiliği ile Eşrefoğlu Camisini ve Selçuklu Kervansaraylarını görebilirsiniz. Mevlana Müzesi Türkiye’de an çok ziyaret edilen 3. Müzedir.Konya bu anlamda
Dünya’nın en kaliteli tohumları Konya’da yetişir. Özellikle Tahıl üretiminde öncüdür Konya. Organiz tarım için eşsiz bir coğrafi yapıya ve iklime sahiptir. Konya Ovası Projesi ile geliştirilen sulama alt yapısı ile tahıl ve sanayi bitkileri için yüksek verim kaliteli ürün kazandırır Ülkemize.Tarım ve Hayvancılık alanında Türkiye’nin nitelikli üretim merkezlerinde biridir Konya. Buğday,Şekerpancarı,Yumurta ve daha birçok üründe Türkiye’de 1. Sırada kırmızı et üretiminde ise 2. Sıradadır. Medeniyetler beşiği Anadolu’nun tam ortasında olmak lojistik açıdan da bir çok kolaylık sağlar üreticilere. Uzun demiryolu hatları ve bölünmüş yollarla birkaç saat içinde tüm mallarınızı Mersin Limanından Dünya pazarına ulaştırabilirsiniz. Konya Ekonomik Potansiyel kategorisinde en iyi
2. şehir, Doğrudan yabancı yatırımcı stratejisi dalında en başarılı 4.Büyükşehirdir Konya. Konya’da 100’den fazla yabancı sermayeli firma faaliyet göstermektedir. Aslında Konya demek üretim demektir.1300’den fazla ihracat yapan firmaya sahip Konya Ülkemiz ihracatın önemli bir yere sahiptir. Hz. Mevlana sözündeki pergel misali bir ayağa Konya’dayken diğer ayağı ile Dünya’nın bir çok yerini dolaşırlar. Otomotiv yan sanayi, döküm, vinç imalatı, gıda, plastik ambalaj ve ayakkabıcılık gibi sektörlerde öncüdür. Türkiye’de birincil alüminyumun üretildiği tek şehir de Konya’dır. Binlerce yıldır tarihi ipek yolu üzerinde dünya ticaretine hizmet etmiştir Konya. 9. tane organize sanayi bölgesi ile Türkiye’nin önemli cazibe merkezlerinden biridir. Böylesine kıymetli, önemli ve büyük bir şehrin vekili olarak, sorumluluk ve görevlerimizin de büyüklüğünün farkındayız. Konya’nın değerine değer katacak çalışmalarımız ile hizmet etmek üzere yola çıktık. Şuan Konya’da Gençlik ve Spor alanında 31 ilçemizde spor tesisi, gençlik merkezleri ve kyk yurtları olmak üzere toplamda 300 milyon TL’ye yakın bir yatırımın hayata geçmesini sağladık. Ayrıca sağlık alanında Türkiye’de pilot il olarak Konya’da hayata geçirdiğimiz ve Ülkemizin sezeryan doğumla mücadele politikasına önemli derece de katkı sağlayacak olan “İlk Adım Ebe ve Gebe Okulu” projemizi uygulamaya devam etmekteyiz. Projemizi Sağlık Bakanlığımız desteği,Konya İl Sağlık Müdürlüğümüz ile Konya Büyükşehir Belediyemiz ortaklığında gerçekleştirmekteyiz.Proje kapsamında ebe ve gebelerimizi uygulamalı doulalık eğitimlerinden geçirerek sezeryan doğumu azaltıyor ve normal doğumun gerçekleşmesini sağlıyoruz. Konya bir yılda(2014) 36.977 doğum olmuştur.
Bu doğumların da 18.767 ‘si normal doğum, 18.230‘u sezeryan olarak gerçekleşmiştir. Bu sayılara baktığımızda Konya ilinin sezeryan oranı % 48 olarak görülmektedir. Yine 2014 verilerine göre Konya ilinde bebek ölüm hızı 22 hafta üzeri olanlarda %0 9.8, 28 hafta üzerinde ise %0 7.4 olarak gerçekleşmiştir. Bu bebeklerin ölüm sebebi incelendiğinde birinci sırada prematüre/inmatüre ikinci sırada da konjenital anomaliler olarak görülmektedir. Konya ilinde 2011 yılında doğum hızı %17.3 olarak gerçekleşmişken, Konya ili 2014 verilerinde doğum hızının % 16.9 olarak gerçekleştiğini görmekteyiz.Bu kapsamda projemiz ile yürüteceğimiz yaygınlaştırma çalışmaları ile başta Konya olmak üzere Türkiye genelinde tüm illerde sezeryan doğumla mücadelemizi etkin bir şekilde devam ettireceğiz. Yeri gelir küçük bir eli tutup onun gönlünü alarak, yeri gelir büyüklerimizin hayır dualarını alarak çıktığımız bu hizmet yolunda hem Konya için hem ülkemiz için Konya’dan aldığımız destek ile çalışmayı Rabbim nasip etsin.
Danışmanlık
1996 YILINDAN BU YANA BİNLERCE İHTİYAÇ SAHİBİ ÇİFT VAKFIMIZ KANALIYLA EVLENDİRİLMİŞTİR
MEHİR VAKFI Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa ÖZDEMİR
52
organize eder ve ihtiyaç duyduğu eşyaları temin eder. Bunlar 100 kalem olarak tespit edilmiştir. Böyle bir vakfı kurma düşüncesi sizlerde nasıl oluştu? Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? 1966 Konya doğumluyum. Evli, 2 çocuk babası ve 2 torun dedesiyim. İnşaat, emlak ve iletişim alanında ticari faaliyetlerin yanısıra Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Başkanlığını yapmakta olduğunuz Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Vakfımız 1996 yılında bir grup iş adamı ve akademisyen tarafından kurulmuştur. Vakfımız evlenmeye karar vermiş olup da maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen nişanlı çiftlerin düğünlerini
Bu yönde bir çalışma yapma fikri eşime aittir. Kendisinin komşu ve akraba hanımlarıyla oturmaları sırasında çocukların evlendirilmelerindeki zorlukların gündeme gelmesi neticesinde oluşan bir projeydi. Bu proje böyle bir teklif üzerine hayata geçmiş oldu. Böylece vakfımızın fikir annesi de Kurucu Üyemiz Fadime ÖZDEMİR Hanımefendi oldu. Vakfınızın hedeflerinden bahseder misiniz? Amacımız Konya’da, Türkiye’de ve Dünya’da maddi imkânsızlık nedeniyle evliliklerini gerçekleştiremeyen ihtiyaç sahibi nişanlı tüm çiftlerin yuva kurmaları sağlamaktır. Bunun yanısıra aile bütünlüğünün korunması amacıyla ilmi ve akademik eserler yayınlamaktayız.
Danışmanlık
Danışmanlık
Bu hedefleri gerçekleştirmek için ne gibi faaliyetler yapılmaktadır? Katkıda bulunabilecek kişi, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmaktayız. Yerel, ulusal ve uluslararası tanıtım faaliyetlerinde bulunmaktayız. Vakfımız Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV - Ulusal) ve İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB - Uluslararası), Milli İrade Platformu vb. ulusal ve uluslararası birçok sivil toplu kuruluşunun kurucu üyesidir. Vakfınızın genel olarak mali kaynakları nelerdir? Mütevelli heyetimizin, üyelerimizin, ilçe belediyelerimizin ve hayırsever halkımızın katkılarıyla hizmetlerimizi yürütmekteyiz. Vakfın hedeflerini gerçekleştirmek üzere sunmuş olduğu imkânlar nelerdir? Evlenen çiftlerimize 6 grup da 100 çeşit eşya yardımı yapılmaktadır. İç ve dış giyim, ev tekstili, mobilya, züccaciye, takı ve aile eğitimi ile ilgili yayınlar. Vakıf faaliyetleri evlilik yükünü hafifletmek bakımından fiili bir katkı sağladı mı? Elbette katkı sağladı. Konya merkez ve 31 ilçesinde, ülke genelinde ve yurtdışında maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen gençlerimiz vakfımızın desteğiyle yuvalarını kurdular. Örnek verecek olursak: Konya genelinde 31 ilçemizde bireysel düğünlerimizi gerçekleştirdik. Ayrıca Selçuklu, Meram, Karatay, Ilgın, Derbent, Derebucak, Doğanhisar, Karapınar ve Cihanbeyli ilçelerimizde toplu düğünler gerçekleştirdik. Türkiye genelinde 50’nin üzerinde ilimiz de bireysel düğünlerimizi gerçekleştirdik. Ayrıca Ankara, Yalova, İzmir, Ağrı, Van, Hatay, Tunceli, İstanbul ve Şırnak illerimizde toplu düğünler gerçekleştirdik. Dünya genelinde ise Karadağ ve Filistin’de toplu düğünler gerçekleştirdik.
Amacımız Konya’da, Türkiye’de ve Dünya’da maddi imkânsızlık nedeniyle evliliklerini gerçekleştiremeyen ihtiyaç sahibi nişanlı tüm çiftlerin yuva kurmaları sağlamaktır.
Danışmanlık
Danışmanlık
Vakfınızın daha başka projeleri bulunmakta mıdır?
Evlilik yardımı kapsamında düğün programları da düzenliyor musunuz?
Evet bulunmaktadır. Bunları 2 grupta toplayabiliriz.
Ağırlıklı olarak bireysel düğün yapmakla birlikte zaman zaman toplu nikâh ve toplu düğün organizasyonları da yapmaktayız.
1.Dünya genelinde bu hizmeti yaygınlaştırmak. (www.mehir.org)
Vakfın kuruluşundan bu yana gerçekleştirmiş olduğu faaliyetler nelerdir?
2.İlmi faaliyetlerimizi uluslararası alana taşımak. (www.islamhukuku.com)
Evlendirme dışında bilimsel faaliyetlerimiz de bulunmaktadır. Vakıf Mütevelli Heyeti Başkan Vekilimiz Prof. Dr. Saffet KÖSE Hocamızın başkanlığında ilmi faaliyetlerimiz vardır. 22 yıllık süreçte 2 konferans, 2 panel, 1 uluslararası sempozyum düzenlenmiştir. Ayrıca bilimsel araştırma mahsulü 13 kitap ve çeşitli alanlarda akademik dergi yayını yapılmaktadır. Mehir Aile Dergisi, Makâlât, Mehir Bülteni ve İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi bunlar arasındadır.
Evlenmek isteyen gençlerin tespitinde nasıl bir yol izliyorsunuz? Evlenmeye karar vermiş adaylarımız vakfımıza müracaat ederek yardım talebinde bulunurlar. Vakfımız Mütevelli Heyeti’nin raporları doğrultusunda gerekli şartları taşıdığı tespit edilen gençlere düğün eşyası yardımı yapılır. Hedef kitlenizi kimler oluşturmaktadır? İlk evliliğini yapacak olan, 18-40 yaş arası nişanlı çiftler hedef kitlemizdir. 56
Evlilik için ne tür yardımlar yapmaktasınız? Yardımlarımız 2 çeşitten oluşmaktadır. 1. Eşya yardımı (Bireysel Düğünler) 2.Organizasyon yardımı ( Toplu Düğünler) Bugüne kadar kaç çiftin evlendirilmesine vesile oldunuz? 1996 yılından bu yana binlerce ihtiyaç sahibi çift vakfımız kanalıyla evlendirilmiştir. Vakfınızın sunduğu imkânlardan faydalanmak isteyenler de ne tür şartlar arıyorsunuz? Evlilik insani bir ihtiyaç olduğu için din, dil, ırk, mezhep ve meşrep farkı gözetmeksizin ihtiyaç sahibi olduğunu tespit ettiğimiz herkes vakfımızın hizmet alanına girmektedir. Örneğin vakfımızın evlendirdiği insanlar içinde Ermeni, Arap, Afgan, Özbek, Azeri, Kırgız vb. asıllı çiftler bulunmaktadır.
Vakfın kuruluşu sırasında ve bu zamana kadar geçen sürede karşılaştığınız sorunlar oldu mu? Çok fazla bir sorunla karşılaşmadık. Bunun sebebi de vakıf kurucularımızın ciddi, güvenilir ve tanınmış iş adamları ve akademisyenlerden oluşmuş olmasıdır. Vakfın Türkiye’de ve Dünya’da bir ilk olması hasebiyle insanların bu hizmeti anlamaları biraz zaman almıştır. Vakfımızın gayesine uygun olarak yürüttüğü çalışmalar yaygınlaştıkça toplumun kabulü de buna paralel olarak artmıştır. Vakfınız çalışmalarıyla alakalı olarak ulusal veya uluslararası alanda takdir ediliyor mu? Bu konuda yüzlerce takdirname, plaket vb. ödüllerimiz oldu. Bunlar arasında en anlamlı olanları muhterem Başbakanımız Binali YILDIRIM Bey’den aldığımız takdirname ve muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendi’den aldığımız 3 adet altın madalyayı sayabiliriz. Türkiye’de ki gençlerin evlilikle alakalı başlıca sorunları nelerdir? Ülkemizin şu an itibariyle üç büyük problemi vardır. Bunlar iş, aş ve eş problemidir. İşsizlik ve geçim sorunu çözüldüğü takdirde evlilik ile ilgili sıkıntıların kendiliğinden kalkacağına inanıyoruz. Aslında evlilik ile alakalı sorunlar çok yönlüdür. Bunlar kişilerin yaşadığı bölgelere göre, aldığı eğitim ve sahip olduğu ekonomik seviyeye göre farklılıklar arz etmektedir. Bunlar başlı başına birer araştırma konusu olacak derinliğe sahip konulardır.
Bazı Müslüman Ülkelerde gençler değişik nedenlerden dolayı oldukça geç evlenmektedir. Bu sorunla alakalı neler söylemek istersiniz? Her ülkenin kendisine ait örf adet ve geleneklerinden kaynaklanan sorunları olduğu gibi ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarından çıkan problemlerde evlilik kurumunun oluşumuna ve işleyişine kötü şekilde etki etmektedir. Müslüman ülkelerdeki evlenme ile ilgili sorunlardan birisininde mezhep ve meşrep tercihinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Özellikle Hanefilik dışındaki mezheplerin hâkim olduğu ülkelerde evlenme de velinin izninin şart olduğu görüşünün esas alınması, velinin bu yetkisini kötüye kullanmasına yol açmakta ve evlilikler geciktirilmektedir. Çünkü evlenme arzusunda olan genç kızlar velilerin damatlarında aradığı şartlar yerine gelmeyince evlenememekte ve beklemektedir. Aile kurumu bundan büyük yara almaktadır. Bu sorunun nelerdir?
aşılabilmesi
için
önerileriniz
Evlenmede evlenecek olan taraflar merkezde olmalı ve evlilik kolaylaştırılmalıdır. Kişi, kurum ve kuruluşlar da bu hayırlı işe destek olmalıdırlar. Velilerin görüşüne de müracaat edilmeli ancak velilerde çocuklarında mutluluk ve süreklilik dışında bir başka şey aramamalıdırlar. Müslüman ülkelerin hayırsever iş adamları amacı evlendirme ve eğitim olan vakıflar kurarak evlenmek isteyip de maddi imkân bulamayan gençlere yardımcı olmalıdırlar. Son olarak gençlere ailelerine ve sizin gibi bu işe gönül veren kimselere yapacağınız tavsiyeler nelerdir? Aile toplumun temelidir. Dolayısıyla sağlam esaslar üzerine kurulmalıdır. Gençler hayallerden çok gerçeklere dayalı evlilik yapmalı, evlendikten sonra da sabırla hareket etmeli ve eşlerinde ki kusurlardan çok güzellikleri görmeli, aileler zenginlik ve benzeri kaygılardan çok temel insani değerleri öne çıkarmalıdırlar. Toplum ve kanaat önderleri de bu tür yönlendirmeler de bulunmalıdırlar diye düşünüyoruz.
57
Danışmanlık
Danışmanlık
DEVLETİNİ MİLLETİNİ VE VATANINI EN ÇOK SEVEN, İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR. AYD Yönetim Kurulu Başkanı Harun AYDIN
60
61
babam ve abilerden devraldıktan sonra yaptığımız değişimler, reformlar ve ihracat odaklı çalışmalar ile hızlı adımlar atmaya başladık. İlk ihracatımızı da o yıl Kanada’ya yapmıştık. “Aydınlar” dendiği zaman akıllara gelen algı da bu son 10 yıllık süreçte mi oluştu? AYD’nin doğuşu nasıl oldu? 1970’li yıllarda 6 kardeşli bir aile olarak Bozkır’a bağlı Akkise Kasabası’ndan göç ederek Konya’ya geldik. O yıllarda Avrupa’ya çalışmak için giden birçok kişinin uzun yıllar çalıştığı veya oralarda yerleşip kaldığı bir durumda, babam Hollanda’da 1973-1978 yılları arasında günde 20 saat çalışarak biriktirdiği küçük bir sermaye ile açtığı 40 metrekarelik bir tornacı dükkânından bu günlere kadar geldik. Babam çiftçi, en büyük abim amcanın yanında kalfaydı. Başta babam, annem ve abiler için çileli, sıkıntılı, zor yıllardı. 1997yılında kardeşim Halil Aydın ile birlikte bayrağı
Evet, özellikle son 10 yılda uyguladığımız üretim modeli, tesisleşme, sürekli yatırımlar ve ardından gelen istihdam artışları, ihracat şampiyonlukları, vergi rekortmenlikleri, dünya çapında elde ettiğimiz başarılar, ödüller. Son birkaç yılda Türkiye otomotiv endüstrisinde en büyük ilk 30 firma içinde yer almamız. Yine her hattı ile kurumsallaşan şirketimiz, özelliklede 150 civarındaki mühendis kadromuzla Konya’nın ilk AR-GE merkezi olmamız, Konya’daki pek çok firmaya bu konularda öncü ve örnek olmamız, ardından her türlü destekte ve yardımda da bulunmamız bu algının oluşmasında etkili oldu.
Danışmanlık
AYD hep En’lerle ifade ediliyor. Bu En’ler nasıl bir vizyonla sağlandı? Anadolu insanının aslında her zaman, her kulvarda, her branşta, en iddialı, en çalışkan ve en başarılı olması gerekir. Tarih ve ecdat misyonumuz bu değil mi zaten. Vizyonumuz bu bakış açısından ve ruhtan geliyor. Biz laf üretmek, dedikodu yapmak, hasetlik ve çamur atmak yerine, bu misyona layık olmak için işimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık. İşte bunun sonucudur en olmak. Direksiyon ve süspansiyon parçalarında Dünyanın en büyük entegre üretim kampüsüne sahibiz. Yeryüzünde yürüyen neredeyse tüm araçlara bu parçaları üretebiliyoruz. Dünyada OEM kalitesinde aylık 3 milyon adet ürünü en kısa sürede ve en hızlı biz üretiyoruz. Binek ve ticari araç gruplarında 30 binden fazla çeşit ile dünyanın en geniş ürün yelpazesine sahibiz. Sektöründe en büyük alüminyum ve çelik sıcak şekillendirme fabrikasına sahibiz. Tam otomatik robot hatlarımızla sac salıncak üretiminde sektörün yine en büyüğüyüz. Yüzlerce CNC tezgâhları ile yine en büyük talaşlı imalat hatlarına sahibiz. Bunun gibi daha pek çok En’lere sahibiz. Bütün bu En’ler dünya çapında bize rekabette büyük bir avantaj sağladı ve fark yarattı. Bu enlerin hepsi ülkemiz için de çok hassas stratejik bir öneme de haizdir. Vizyonumuz; büyüklüğümüzle, çeşidimizle, kalitemizle, kapasitemiz ve hizmetimizle, 62 entegre tesislerimizle dünyanın otomotiv yedek parça OEM, OES ve after market ön düzenlerinin üretiminde hep bir numaralı süspansiyon tedarikçisi olmaktı. Değerlerimiz doğrultusunda bundan asla taviz vermedik. İhracatta da hep en önlerdesiniz. Bu politikayı nasıl yürüttünüz? Bu politikayı 1996 yılından sonra kendimize en önemli hedef seçtik. Avrupa’ya ve dev otomotiv firmalarına ihracat yapmanın en önemli gerekliliği ve olmazsa olmaz şartı, o yıllarda fazla bilinmeyen kalite sistemleri ve yönetimleri idi. Bunları yerine getirmek için çok emek ve para harcayarak Avrupa’ya ihracat için bu ön şartları yerine getirdik. O yıllar için bu olağan üstü bir vizyon ve ufuktu. Fuarlarda ve yurt dışındaki hedef firmalara kendimizi tanıttık, anlattık. Bazen baştan savdılar, bazen de kibarca kovdular ama yılmadık, bıkmadık hep uğraştık. Aynı zamanda fabrikada da çok büyük atılımlar değişimler ve yenilikler de gerçekleştirdik. Hem dışarıda hem de içeride vizyoner bakışla çok çalıştık. İkisi bir araya gelince artık istenen, talep edilen marka olduk. Oluşan bu iş ortaklarımızla birlikte AYD markasını hedef ülkelerde etkin, saygın, tercih edilen ve aranan yedek parça markası haline getirmek, ihracat politikamızın temelini oluşturdu. Bugün, 40 yıllık
Danışmanlık
geçmişimizle uzun yıllardır ürünlerimizi yurtdışında farklı coğrafyalarda 50’den fazla ülkeye ihraç ederek tüketicilerle de buluşturmayı başardık. Düzenli ihracat yapılan 50 ülke arasında başta İngiltere, Almanya, Fransa, Amerika, Kanada, Brezilya, Arjantin, Meksika, Belçika, Rusya yer alıyor. AYD, ürün yelpazesinde bulunan ve ihraç pazarlarında geniş kabul gören standart ürünlerinin haricinde, ihracat pazarlarına özel, yerel ürün geliştirme vizyonunu da korumaya çalışıyor ve bu özelliğiyle de diğer üreticilerden ayrışıyor. İhracatta her daim sürekli büyüme hedefi ile yola çıktık. Çok yakında pazara yakınlığı arttırmak adına farklı coğrafyalarda yurt dışı ofisleri ve depoları hayata geçirme çalışmalarına başladık.
Hep istihdam diyorsunuz. İstihdam sizin için neden bu kadar önemli? Benim düşüncem ve şirket politikamız şu idi; olabildiğince her şeyi kendi tesislerimizde üretmek, kaliteyi en başından ve her aşamasında kontrol etmek. Rakiplerimizden hem daha hızlı hem de daha esnek olmaktı. En önemlisi de milli ve manevi bir duruş ile başta Çin ve Uzak Doğu gibi ülkelerden ithalat yapmamaktı. Bunun için de son on yılda sektöründe dünyanın en büyüğü olacak 100 bin metre kareden oluşan çok sayıda tesis ve fabrika yatırımları yaptık. Başta Çin Devleti’ne ve Çin işçilerine katkı veren değil, kendi devletimize ve binlerce Türk işçisine istihdam sağlayan bir model oluşturduk. Biz de daha az parça üretir, geriye kalanı konteyner konteyner ithalat yapar, çok daha az işçi ile daha fazla kar elde ederdik. Biz bu kolaycı politikayı seçmedik. Daha zor olanı, daha fazla üretmeyi ve daha fazla istihdamı tercih ettik. Milli ve yerli olmak işte budur. Dolayısıyla başta Çin Devleti’nin zenginleşmesinde ve işsizlik rakamlarının azalmasında rol alan değil, kendi devletimize ve istihdam rakamlarının artışında yer aldık. Yine oransal olarak belki de Türkiye’nin en yüksek net ihracat rakamlarını gerçekleştirerek cari açığın düşürülmesinde örnek bir model teşkil ediyoruz. Bundan dolayı her yerden çok fazla dua alıyoruz. İlave bir kişiye iş ve aş sağlamaya vesile olmak, devletin üstünden yükleri alarak yardımcı olmak manevi olarak bizim için en değerli hazinedir.
İstihdam dışında en büyük hedefiniz nedir? Türkiye’nin büyümesi kalkınması, şehrimizin de büyümesi kalkınması için ihracatın artması gerekiyor. Devletimizin de koyduğu 500 milyar dolarlık bir hedef var. Eğer Almanya, Japonya, Amerika 63 İngiltere ve Fransa gibi büyük, güçlü, kalkınmış devlet olacaksak; bunun en önemli yolu ihracatı artırmaktan geçiyor. Dolayısıyla bizim de 2023’te koyduğumuz hedef 100 milyon dolar yatırım, toplam 10 bin çalışan ve 500 milyon dolar ihracat. Bunun için çalışmalarımızı yapıyoruz. Şu an kendi sektörümüz olan otomotiv sektöründe daha farklı parça üretecek yeni fabrikalar yapımına geçtik. İnşallah 2023’teki en büyük hedefimiz 500 milyon dolar hedefini yakalamak. Bu kadar faaliyet alanının içerisinde patron olmak zor bir iş mi? Ya da siz kendinizi patron olarak görüyor musunuz? Çok zor. Gecen gündüzün yok. Çalışan binlerce insanın sorumluluğu, koyulan hedeflerin tutturulması, ödemeler, yatırımlar, aile ve her kesimin beklentisi kolay değil. Sürekli risk, stres ve baskı altındasın. Bugüne kadar çalışmaktan kendimize ayıracak zamanımız olmadı. Ayrıca samimi olarak söyleyeyim; ben kendimi hiçbir zaman patron olarak görmedim ve bu kelimeyi sevmiyorum.
Danışmanlık
Klasikleşmiş patron türü hiç olmadık. Çünkü çırak olarak başladık, işçi ve mühendis olarak devam ettik. Her şeyin sahibi Allah’tır. Malın da mülkün de fabrikaların da. Velhasıl dünyanın, her şeyin patronu yalnız O’dur. Biz neyiz ki? Sadece sebeplerini işliyoruz. Geçmişe baktığınız zaman duyduğunuz şey nedir?
en
çok
özlem
En büyük hayalim futbolcu olmaktı. Futbol oynamayı çok severdim. Çocukluğum Aydınlık evler Mahallesi’nde geçti. Mahalle arasında sabah 9.00’da başlayıp akşam ezanına kadar devam eden mahalle maçlarını özlerim. Uzun yıllar genç takımlardan başlayarak, amatör olarak lise ve üniversite takımlarında top oynadım. O yıllar yine benim için çok büyük özlem duyduğum zamanlardır. Konyaspor’da oynamak gibi hayallerim vardı. Bu hayalle büyüyerek geldim. Şimdi çocuklarımdan bir tanesi de benim kurduğum hayali kuruyor. Oğluma bakınca hayalim yeniden canlanıyor. Amatör olarak uzun yıllar futbol oynadım. Artık fabrikamızın içindeki sosyal tesisimizde futbol ve tenis oynuyorum. Fabrikada önemli sosyal tesisleriniz de mevcut. Bu yatırımları yapmak nasıl bir bakış açısı gerektiriyor. Fabrikamızda gerçek çim zeminli futbol sahamız, basket sahamız, voleybol sahamız, tenis kortumuz var. Çalışanlarımızın cuma namazlarını kılmaları için Çanakkale’de şehit olan dedemize ve tüm şehitlere ithaf edilmiş 1500 kişilik camimiz mevcut. Yine çalışanlarımızın vakit namazlarını rahat kılmaları için de 8 tane bay-bayan mescidimiz var. Bu tesislerin arasında 7 bin metrekarelik peyzajı yapılmış havuzlu bahçemiz, kamelyalarımız vs. bulunuyor. Hayatı sadece çalışma; para kazanma olarak görmüyoruz. Hayatın tüm değerleri maddiyata bağlı olmamalı. Her türlü sosyalliğin, hobilerin, zevklerin ve manevi hazların da yaşanabileceği imkânlar olmalı. Biz bunu içimizdengelerek, severek, isteyerek yaptık. Yurtiçinden ve yurtdışından gelen misafirlerimizi kendi sosyal tesislerimizde ağırlıyoruz. Hem çalışanlarımız hem de müşterilerimiz memnun ve mutlu. Siz hiç böyle bir yerde çalışma fırsatı buldunuz mu? Hayır. Kendi yerimizde başladık. Sonuçta devam ediyoruz. Babanız bu gelişimi nasıl görüyor? Babama da fabrikamızın bitişiğinde Kayacık Köyü’nden geniş bir bahçe alarak büyük bir çiftlik oluşturduk. Çok büyük sebze alanları büyükbaş, küçükbaş hayvanları var. Fabrikanın ihtiyacı olan
domates, biber, patlıcan, fasulye, salatalık vs. de buradan karşılanıyor. Burada kendisine modern bir köy hayatı oluşturduk. Süt, yoğurt, kaymak, tereyağı ve yumurta organik olarak üretilmekte. Babam sabahın erken saatlerinden itibaren faaliyetlere başlar. Büyük bir keyif ile çiftçilik yapıyor. Öğle yemeklerini genellikle babamızla, hep beraber yiyoruz. Babamız mutlu ve huzurlu. Dolayısıyla annem de. Son olarak ne söylemek istersiniz? Yüzümüz ve vizyonumuz batıya dönük ama bütün benliğimizle de milliyetçi muhafazakâr ve devletçiyiz. Türkiye Otomotiv Sanayisinde En Büyük 30 firma içinde her şeyi ile yerli ve milli tek
firmayız. Konya’nın Şampiyonlar Lig’inde oynayan tek markası ve işletmesiyiz. Elde ettiğimiz tüm mali kazanımları daha fazla üretim yapma adına tekrar yatırıma dönüştürdük. Hiçbir zaman ortaklarımıza kar dağıtımı yapmadık. Kendi zevki sefamız için şahsımıza yönelik harcamalar ve yatırımlar yapmadık. Bunun da meyvelerini bizden daha fazlası ile hem Konya, hem ülkemiz, hem de devletimiz görüyor. Biz bu topraklarda doğduk. Bu topraklara da yatırım yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Yatırım yaptıkça üretim artıyor, İstihdam artıyor ve ihracat artıyor. Hiçbir zaman hiçbir yerden, hiçbir kurumdan bir tek kuruş, ayrıcalık, imtiyaz, ihale, özel teşvik, torpil almadık. Hem bizim hem de fabrikalarımızın kursağından bir kuruş haram geçmedi. Bizim köklerimiz kadim medeniyetten ve özellikle Çanakkale ruhundan geliyor. Dedemiz Çanakkale’de şehit oldu. Babamız, annemiz ve dedelerimizin ellerinden ve gözlerinden kuran, ağızlarından dua hiç eksik olmadı. Bu tesislerin toprağında, çimentosunda, demirinde emek var, alın teri var, helal kazanç var, iman ve dualar var. Hz. Mevlana’ya Mesnevi’yi yazdıran, o muhteşem sözleri söyleten bu coğrafyada, bu işleri yapabilmek, zirveye çıkabilmek ve orada ayakta kalabilmek; hatta sektöründe Dünya Markası olmak, çok büyük bir başarı ve mucize. Allah’ın lütfu olarak görüyorum. Bu yolda ilerlemeye devam ediyoruz. Allah’ın izniyle BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE için Devletimiz ile el ele bu yolda ilerlemeye, yeni yatırımlar ve yeni fabrikalar kurmaya, daha fazla üretim daha fazla istihdam sağlamaya, yerli otomobilde daha da geniş yer alarak Konya’yı ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz. 40 yıldır yaptığımız gibi; GururlaTürkiye’de üretim, Türkiye için üretim… Son sözümüz de; “DEVLETİNİ MİLLETİNİ VE VATANINI EN ÇOK SEVEN, İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR.”
Danışmanlık
Danışmanlık
KONYA; BİR İSLAM ŞEHRİDİR EĞİTİM BİR SEN BAŞKANI Latif SELVİ
Hıristiyanlığın nispeten sahih döneminin temsilini yapan ilk dönem rahiplerin uğradığı ilk manastırlarını kurdukları bir şehirdir. Havarilerle ilişkilendirilir. Selçuklu dönemi Türkmen aşiretlerinin karargâhını kurdukları en önemli yerleşim alanı bir başkenttir.
Ben, toprağın ve yaşadığı toplumun kişilere bir kimlik, bir ruh ve bir anlayış yüklediği kanaatindeyim. Bir yerin şehir olmasının pek çok kıstası vardır. Benim anlayışıma göre katılanı içine alan, dönüştüren veya kendisine ait hâle getiren beldelerdir. Konya böyle bir yerdir. Allah yeryüzünü insana musahhar kıldıktan sonra beşeri bulguların ilk tarımsal yaşam alanlarından biri olan Konya, bilinen birçok uygarlığı bünyesinde barındırır. Niçin bu kadar uygarlık bu şehirde iz bırakmış bilmiyorum ama yakın dönemi ele alırsak, iki önemli izin tespitinden sonra bugüne dair Konya için bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum:
Osmanlıya ruhunu veren bir şehirdir. Öyle ki, hangi Balkan bölgesine gitseniz, bir İslam toplumu görseniz maddi ve manevi bağı Konya’dır. Fetihten sonra gayrimüslim topraklara bir yerleşim düşünülse, Konya ve ahalisi ilk akla gelendir. Bunun birçok sebebi sayılabilir. Ancak Konya şehrinin insanlığa kazandırdığı, en önemlisi sahip olduğu seçiye ve yüklediği ruhtur. Bir kimlik, şehrin hasımlarına söylettiği ile hakikattir. Konya’nın pek çok özelliği ile değerlendirilebilecek yönleri vardır: Doğal güzellikleri, Sanayisi, Tarihi dokusu, Kültürü ve edebiyatı,
Danışmanlık
Danışmanlık
Ne zaman bir çöküşle, bir felaketle karşılaşırsanız, bunlarla mücadele için bir çıkış ararsınız. İşte o zaman aradığınız çıkışın zihinsel altyapısı Konya ile örtüşüyorsa yaslanabilirsiniz; size bu yükselişin ya bir muştusunu, lojistiğini ya da liderini çıkarır verir. Yol aydınlığı olur.
Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamızın hareketini Konya’dan başlatmasının, çadırın orta direği demesinin bir anlamı vardır. Necmettin Erbakan Hocamız, ‘ülkemizde yeni bir siyasal anlayış üretmeliyiz. Ancak bu, köklerimizden, inanç ve kültürümüzden ruhunu alan bir hareket olmalıdır’ düşüncesiyle yola çıktığında, ilk fideyi hangi mümbit toprağa dikmeli diye düşündüğünde, Konya’yı seçmiş, ilk tohumu orada toprakla buluşturarak startını vermiştir.
Konya ile ilgili bazı tespitleri de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Konya da onu yanıtlamış, bağrına basmış, yıllar süren mücadelesinde yol arkadaşı olmuştur.
I. Dünya Savaşı’nda en çok şehit veren şehirlerin başında gelmesi manidardır.
Batıcı edilgen yapıların Konya ve Konya halkını tehdit gibi görmeleri öylesine bir durum asla değildir.
Yemekleri, sanatı vb. Ancak en yakışan tarafı, sivil bilinci yüksek, yardımsever, bir konuda coştu mu netice üreten, ses getiren bir İslam şehri olmasıdır.
Kurtuluş Savaşı’nın lojistiğinin Konya olması sıradan bir iş değildir. Ülkemizin en yardımsever şehri olması rastgele değildir, çünkü Konya bir vakıf şehridir.
Tarihi derinliği de incelersek, Konya’nın kimliğinin ve ruhunun İslam merkezli izini hep görürüz.
68
69
Konya’nın lider şehirlerden biri olması tesadüfe değildir. Konya, hep farkın bir şehri olmasını önemser. Yerel yöneticilerimizin şehir için ifade ettiği ve anlamlı hizmet anlatımları, hep enlerle ve ilklerle başlayan hizmet anlatımlarıdır. Şehir halkı da ya bu duyguyu yaşar, yaşamak ister ya da bunun özlemini duyar. Her büyükşehir gibi Konya’nın da sorunları ve sorgulanması gereken tarafları varken, neden her şeye rağmen İslam’ın örnek şehirleri arasında gösterilir; neden Mevlana üzerinden sevginin, kardeşliğin ve huzurun şehri olarak tanımlanır? Hep düşünmüşümdür. Görevi gereği şehirden her ayrılan Konyalı, hep Konya’ya döneceği günleri özler. Hatta bu mümkün olmasa bile hayalini kurar. Kanaatimce halkıyla Konya arasında derin bir bağ ve ruhi iletişim vardır. Yıllar önce, toplu taşıma araçlarında alternatif tercihe bağlı kızlar ve erkekler için ayrı otobüs tahsisi üzerine, kimi yayın organı, Konya için ‘Konya İslam
Cumhuriyeti’ başlığını atmışlardı. Evet, Konya, dünya durdukça bir İslam şehri olacaktır. Yönünü Allah’a çevirenlerin kimlik kazandırdığı bir İslam şehri tanımı Konya’ya ve Konya’daki her şeye yakışan bir tanımdır. Konya’nın tarihi temsilini bugün de aynı özüyle yaşatan, kimliğin tescilidir. Bazen sizin unuttuğunuzu hasımlarınız hatırlatır. Konya’ya ‘İslam şehri’ hatırlatmasıyla öz kimliğini gün yüzüne çıkaran bir tescil olmuştur. Konya’nın, bu kimliğini başarı ile taşıyan, nesilden nesile aktaran yöneticilerine, sivil dinamizmine, maddi ve manevi önderlerine, Mevlana’nın bilgeliğini ve Kılıçarslan’ın cesaretini mezceden Konya’ya hizmet eden herkese teşekkür borçluyuz.
Danışmanlık
Danışmanlık
KONYA’DA DİNİ HAYAT VE KONYA’NIN DİNİ MİMARLARINDAN SULTAN’ÜL VÂİZÎN HACI TAHİR BÜYÜKKÖRÜKÇÜ HOCAEFENDİ Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Orhan ERDEM
Konya on bin yıllık tarihiyle Anadolu’nun en önemli inanç merkezlerinden birisi olmuştur. İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti’nde yapılan kazılarda M.Ö. 7400 yıllarına tarihlenen katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri ile birlikte evlerin odalarında inanç ve kutsal tapınma alanları ortaya çıkartılmıştır. Tarihi süreçte Roma döneminde ilk Hristiyanlar, Romalı askerlerden kaçarak yer altında inançlarını yaşamak için Sille, Hatunsaray ve Ereğli civarına yer altına katakomplar yaparak dini hayatlarını yaşamaya çalışmışlardır. Hristiyanlığın kabulünden sonra da Konya’nın mahallesi olan Sille’de, Anadolu’nun en erken tarihli kiliselerinden birisi olan Sille Aya Elene Kilisesi ile Hz. Mevlana’nın da zaman zaman giderek rahiplerle sohbet ettiği Ak Manastır inşa edilmiştir. Anadolu’nun fethinden sonra Konya’nın Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkent oluşundan sonra gelişen ve büyüyen Konya şehrinde yaptırılan
Danışmanlık
Alaâddin Cami, Sahip Ata Cami, İplikçi Cami ve mahalle mescitleri ile Karatay Medresesi’nde fıkıh dersleri, İnce Minareli Medrese’de Hadis dersleri, Darülhüffazlar’da Kuran dersleri, Sırçalı Medrese, Sahip Ata Medresesi ve diğer medreselerde farklı alanlarda pek çok öğrenci yetiştirilmiş, Konya bir eğitim ve öğretim merkezi haline gelmiştir. Türk tasavvuf tarihinin en önemli simalarından büyük mütefekkir Hz. Mevlana da Konya’da yaşamış 1273 yılında vefatından sonra oğlu Sultan Veled tarafından Konya’da kurulan Mevlevilik tarikatı Osmanlı coğrafyasında 170 kadar Mevlevihane ile yayılma alanı bularak tasavvuf hayatında etkili olmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Konya, Osmanlı döneminde de önemini yitirmemiş bir ilim ve irfan merkezi olarak pek çok alim ve fazıl kimselerin yetiştiği önemli bir dini merkez olmuştur. Konya Merkez olmak üzere Akşehir, Seydişehir, Hadim gibi ilçe merkezleri bu gelişmelerden nasibini almış, 17. yüzyıldan sonra Islah-ı Medaris gibi modern medreselerin hizmete girmesiyle de Cumhuriyet dönemine kadar münevver din adamları ve âlimler yetişmiştir. Konya’da Cumhuriyetin ilanına kadar olan dönemde altmış kadar medresede binlerce öğrenci yetiştirilmiştir. 72
Cumhuriyetin ilanından sonra da Konya’da önemli din adamları vaizler ve müftüler yetişmiştir. Hacı Veyiszade Mustafa Efendi, Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi, Ali Ulvi Kurucu, Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi gibi din adamları bu dönemde yetişmiş Konya’nın dini hayatına mühür vurmuşlardır. Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi, memleketimizin geneli tarafından kabul görmüş ender âlimlerdendir. Malumunuz üzre Konyalı olup da Tahir Hocaefendi’yi tanımayan olmaz. Şahsının verdiği vaazları dinleme şerefine nail olmanın yanında onun hakkında birçok yazı okuyup sevenlerinden hatıralarını dinledik. Tahir Hocaefendi 1925 yılında Konya’da doğmuştur. Ebû Saîd Muhammed Hâdimî Hazretleri’ne dayanan nesli dolayısıyla Seyyid olma şerefine nâil olmuştur. Dedesi Abdurrahman Efendi, babası Körükçü Mehmed Efendi’dir. Tahir Hoca ortaokul yıllarında kunduracı Mustafa Efendi’nin yanında ailesine katkı için çalışmaya başlar. Mustafa Efendi ilmî yönü de olan değerli bir insandır ve Hocaefendi’nin ilk Kur’ân-ı Kerîm hocasıdır.
Danışmanlık
Çıraklık günleri devam ederken Konya’nın meşhur Kapı Camii’nde dinlediği Hacı Îsâ Rûhi Bolay Hocaefendi’den çok etkilenir, “Rabbim lutfetse de, ben de böyle bir hoca olabilsem.” diye aklından geçirir. Hacı Îsâ Rûhi Bolay Hocaefendi, bir gün Tahir Hocaefendi’nin çalıştığı yakın dostu olan Endazenin Mustafa Efendiyi ziyaret için dükkânlarına gelir. Kısa bir sohbetten sonra, dükkân sahibi “Efendim, Tahir bizim evlâdımız, çok gayretli ve zeki bir yavrudur.” der ve duasını alması için Hocaefendi’nin elini öptürür. Îsâ Hocaefendi küçük Tahir ile yakından ilgilenir, “Evlâdım Tahir, sen her şeyi bırak da bana gel, ben sana hakiki ilim okutayım.” der. Bu ilgi üzerine Tahir Hocaefendi’nin ilim hayatı başlamış olur. Bir yandan Arapça derslerine devam ederken diğer yandan da Çimilli Hakkı Efendi’de hafızlık çalışmalarına devam eder. İlmî çalışmaların yanında tasavvufa da ilgi duyan Tahir Hoca, Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu üstâdına intisab eder. Bu intisab onun hayatında çok büyük değişikliklere sebep olur. Tahir Hocaefendi Hocası Hacı Îsâ Rûhî Bolay Hocaefendi’ye devam ettiği talebelik yıllarında, Hacı Hâkî Efendi’den Farsça öğrenmiş, Konya’nın meşhur âlimlerinden ve velilerinden olan Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Efendi’den de hadîs ve ahlâk, Haydar Efendi’den tashih-i hurûf ve tecvid dersleri alır. Askerliğin devam ettiği günlerde, bir Ramazan ayında Konya’ya izne gelir. Hocası Îsâ Efendi’nin Kapı Camii’nde va´z günleri vardır. Çok sevdiği talebesini görünce “Evlâdım Tahir, Kapı Camii’nde benim yerime sen konuşacaksın. Seni o kara kürsüde görmek benim en büyük muradım idi.” der. Dedikodu olmasından korkan Tahir Hoca, hocasının ısrarlarına dayanamayıp kürsüye çıkar. Tüm Konya artık onu konuşmakta, bu genç hocadan büyük bir övgü ile bahsetmektedir. Askerlik üç yıl devam eder. 1949 yılı yine on birinci ayında terhis olunur. Konya dönüşü yine va´z etmeye başlar. O günün Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki Hocaefendi tevâfuken bir camide va´zını dinler. Ankara’ya döndüğünde “Konya’da istidatlı bir genç vâiz var. Onu Ankara’ya çağıralım, usûlen bir imtihan edelim, kendine bir vesika verelim de hizmet etsin.” der. Nitekim öyle de olur. 1950 yılında imtihana girer ve aynı yıl resmen göreve başlar. Va´zları ilk günlerden halkın dikkatini çekmiş ve çok sevilmiştir. Önceleri hep kenar mahallelerde, küçük camilerde görevlendirilir. Merkez camilerde de konuşmasına izin verilir. Bir yandan va´zlar, diğer yandan tasavvufî sohbetler devam etmektedir. Bir yönüyle genç bir ilim adamı, diğer yönüyle tiz bir derviştir. Bir taraftan büyük cemaatlere hitap eden
bir vâiz, diğer yandan sabahlara kadar sohbetlerde gecelerini geçiren bir mürîd..Hacı Veyiszâde Hocaefendi ile beraber düğünlere, derneklere, yağmur dualarına vesair toplantılara hep çağrılmakta, konuşmalar yapmakta ve dualar etmektedir. Bu arada yeni açılan Konya İmam-Hatip Okulu’nda Arapça derslerine girer. Bu hocalık dönemi iki yıl kadar devam eder. Talebeleri “Gençler! Pardösünüzü satın kitap alın, zira pardösünün yenisini bulabilirsiniz ama önemli bir kitabı kaçırırsanız bir daha onu bulamayabilirsiniz.” dediğini anlatırlar. 1960 ihtilâli, Tahir Hocaefendi’nin o güne kadar görmediği sıkıntıları görmesine sebep olur. Büyük kitlelerin sevgisini kazanan bu genç vâiz, belirli bir kesimin de hasedini ve kinini kazanmıştır. 1964 yılında Burdur’a tayin edilir. Tahir Hocaefendi Burdur’da görev yaparken Üstâd Necip Fazıl’la tanışır. Konferans için Burdur’a gelen Üstâd, halkın sitayişkâr övgülerle kendisinden bahsettikleri hocalarını yakından tanımak ister. Akşam kaldığı evde banttan bir va´zını dinler. Ertesi gün verdiği konferansında da bizzat tanışırlar. Kolay kolay kimseyi beğenmeyen Üstâd, Tahir Hocaefendi’yi çok sever ve onun hakkındaki o ilk ve meşhur yazısını yazar. Tahir Hocaefendi 1965 yılında Konya’ya müftü olarak atanır. Altı yıl devam eden müftülük yıllarında unutulmaz hizmetler yapmıştır. Konya’ya meşhur üstâdlar getirtilerek önemli konularda hocalara dersler verdirilir. Konya’mıza, bugün Meram Müftülüğü olarak hizmet vermeye devam eden müftülük binası kazandırılır. Müftülük yaptığı yıllarda va´z etmekten ve çevre illerde konferanslar vermekten hiç geri kalmamıştır. İstişarelerine çok değer verdiği Üstâdı Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu ile müftülük konusunu istişare ettiği zaman, “va´z etmeyi bırakmamak şartıyla” izin veren üstâdının arzusunu hep yerine getirmiş, müftülük döneminde de devamlı kürsüde olmuştur. 1970 yılında en büyük ideallerinden birini gerçekleştirdi ve daha güzel bir İslâmî hayat için yeni bir mahalle kurdu. Yirmi beş kadar arkadaşı ile geniş bahçelerin içine yapılan, yüksek duvarları sayesinde birbirini hiç görmeyen evlerin meydana getirdiği mahalleye, üstâdının semtini hatırlatması için “Erenköy” adını verdi. “Sadece ezan ve kuş sesi duyulur.” dediği mahallesi, hâlâ Konya’nın mûtena bir semtidir. Ertesi yıl yapılan mahalle camiinde de dört yıl kadar fahri imamlık yapmıştır. Sabah namazlarından
sonra tefsîr dersleri yapılırdı. Cuma va´zlarına ve haftada en az bir defa yapılan yatsı namazı sohbetlerine şehirden de gelen büyük cemaatler iştirak ederdi. 1972 yılında tekrar vâizliğe dönen Tahir Hocaefendi 1973 yılında emekli oldu. Görev yapmak, konuşmak, va´z etmek, sohbet etmek onun için bir zevkti. Nereye çağrılsa gider, kim ve kaç kişi olursa olsun onlara sohbet ederdi. Diğer illerden sık sık konuşmaya çağrılır, bütün masrafları kendilerine ait olmak üzere dostları ile birlikte giderler, konuşurlar ve dönerler, asla para alınmazdı. Hiç olmazsa benzin parasını verelim, diyenlere, siz onu başka yerlere harcayın, derlerdi. Sefer esnasında namaz kıldığımız camilerde tanındığı zaman hocaefendiler konuşma rica ederlerse onları kırmaz, bir kahve içimi kadar sohbet edelim, der ve hiç olmazsa bir hadis okurlardı. Nerede ve ne zaman kendisinden konuşma istenilmişse hazırlığım yok dediğine hiç şahit olmamışızdır. Kur’ân-ı Kerîm’i önüne açar ve konuşurlardı. Öğleden sonra başladığı konuşmalarına ikindi namazını kıldıktan sonra da devam ettiğini de görmüşüzdür. Bu konuda cemaatin istidat ve arzusuna riâyet ederlerdi. Va´zlarında ve konferanslarında çok cesur konuşurdu. Gazetede veya dergide gördükleri ya da haberlerde işittikleri bazı şeyleri kürsüye 73 çıkarırlar, bilhassa İslâm’a olan saldırıları çok ağır dille eleştirirlerdi. Bu sebeple çok sorguya çekilmiştir. Edebiyatla ilgilenir, va´zlarında şiir okumayı ihmal etmezdi. Bilhassa Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Muhammed İkbâl ve Mola Câmi hayranlıkla şiirlerini okuduğu büyüklerdir. Şeyh Galib, Nâbî gibi Osmanlı şairlerini hep kürsüye çıkarır, Âkif’i asla unutmazdı. Büyük bir Osmanlı hayranı idi. Tarih bilgisi de oldukça iyi idi. Osmanlıyı şöyle tarif ederdi: “Akl-ı selim; zevk-i selim; azm-i kavi.” Yani daima en mükemmeli ve en güzeli yapmışlar. Düşündükleri hemen her şeyi gerçekleştirmiştir. 5 Mart 2011 tarihinde vefat eden Tahir Hocaefendi’nin cenazesi hepimizin katılımı yani onu seven yurdun dört bir yanından gelen insanların katılımı ile bir milyona yaklaşan bir cemaatla cenazesi Üçler Mezarlığına defnedilmiştir. Bıraktığı eserleriyle, vaaz ve sohbetleriyle, “Bizim Allah’ımız var…” sözü ile her daim hatırlayacağımız Tahir Hocaefendi’yi hürmetle ve rahmetle anıyorum. Mekânı Cennet olsun inşallah.
Danışmanlık
Danışmanlık
AMACIMIZ HUZUR VE REFAH GENÇLIK VE SPOR BAKANLIĞI Müsteşar Faruk ÖZÇELİK 74
75
1968 yılında Konya İli Hadim İlçesi’nde doğmuştur. Çumra İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olmuş, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans yapmıştır. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi, Bankacılık ve Sigortacılık ile Adalet Bölümlerini bitirmiştir. Meslek hayatına Müfettiş olarak başlayan Özçelik, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcısı ve Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürü olarak 12 yıl görev yapmıştır. 2014 yılından itibaren de Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapmaktadır. Sayın Müsteşar ile Bakanlığının amaçları, faaliyetleri ve Konya özelinde yapılan bazı çalışmaları hakkında yaptığımız söyleşide aşağıdaki açıklamalarda bulundu.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak; milli, ahlaki, insani ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan, geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven, daima yüceltmeye çalışan, topluma karşı sorumluluk duyan, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu dünyaları itibariyle dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir karaktere sahip, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda temayüz etmiş nesiller yetiştirme amacıyla gençlik merkezlerinde, gençlik kamplarında, yurtlarda ve spor tesislerinde yürütülen faaliyetlerin kalitesini ve çeşitliliğini artırarak sadece bugünün değil, yarının Türkiye’sinin inşa edilmesine çalıştıklarını ifade etti. Ülkemizin 2023 vizyonu doğrultusunda kalkınma planlarında, Ulusal Gençlik ve Spor Politikasında ve dönemsel stratejik planlarda ortaya konan hedeflere ulaşmak için büyük ilerleme gösterdiklerini, Bakanlıklarının bu çerçevede yaptığı çalışmalarla gençlik ve sporla ilgili olarak bu alanda faaliyet yürüten ve paydaş olan, üniversiteler, vakıflar, dernekler, kulüpler, kurumlar ve sivil toplum
kuruluşlarının tüm program, proje ve faaliyetlerine destek olmaya çalıştıklarını, el ele vererek ortak çalışmalar yürüttüklerini, bilgi toplumunun gerekleriyle donatılmış maddi ve manevi olarak iyi yetişmiş bir gençliğin gelecekte ülkemizin her alanda rekabet gücünü artıracağı bilinciyle, gençliğimizin çağın ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde yetiştirilmesine gayret gösterdiklerini belirtti. Yüzyılımızda tüm toplumların en önemli sorunu olan bağımlılıkla etkin bir mücadele başlatılarak gençlerin bu beladan uzak durmalarını sağlayacak yerel ve ulusal çapta çocukları, aileleri, gençleri ve temasta bulundukları herkesi kapsayacak bilgilendirmelerin yapılması ve farkındalık oluşturulması maksadıyla son dönemde yoğun bir bağımlılıkla mücadele kampanyası başlattıklarını açıkladı. Ayrıca, spor alanında toplumda spor yapma kültürünün yerleştirilmesi, spor hizmetlerinin kalitesi ve çeşitliliğinin artırılıp sporun geniş kitlelere
yaygınlaştırılmasının yanında başarılı, uluslararası organizasyonlarda ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek sporcuların yetiştirilmesini hedeflediklerini kaydetti. Bu hedeflere ulaşma yolunda; öncelikle Anadolu’da spor tesisine ihtiyacı olan en küçük yerleşim yerine kadar mali imkânlar el verdiği ölçüde spor tesisi yapılmasına çalışıldığını anlattı. Gençlik ve spor faaliyetleri kapsamında Konya’da; 2014 yılından bu yana; futbol sahası, voleybol-basketbol sahası, spor salonu, stadyum, hokey sahası, yüzme havuzu ve olimpiyat hazırlık merkezi, gençlik ve eğitim merkezi olmak üzere 166 spor tesisinin Konya’da sporseverlerin hizmetine sunulduğunu söyledi.
Danışmanlık
Yine, merkez ilçeler dışındaki yerleşim yerleri ve okullardaki öğrenciler ile dezavantajlı yerlerdeki gençlerin spor yapabilme imkânlarının artırılması amacıyla mahalli açık saha projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edeceklerini vurguladı. Konya merkezde ampute futbol sahası, spor kompleksi, olimpik yüzme havuzu ve sporcu fabrikası, Beyşehir Yüzme Havuzu, Ereğli Spor Salonu, Hadim Spor Kompleksi ve Selçuklu Yüzme Havuzu yapımı başta olmak üzere halen 19 spor tesisinin proje ve yapım işlerinin devam ettiğini, en kısa sürede bitirilmesine çalıştıklarını, Ayrıca ülkemizde bir ilk olacak olan bisiklet sporu için Velodromun hayata geçirilmesi için proje çalışmalarının neticelendirilmek üzere olduğunu, sözlerine ekledi. Konya’da faaliyet göstermekte olan ve maddi desteğe ihtiyaç duyan 97 amatör spor kulübümüze, 2014 yılından itibaren mali kaynaklarımız ölçüsünde destek verildiğinin altını çizdi. Bütçe imkânları ölçüsünde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü kanalıyla aktif amatör spor kulüplerine malzeme yardımında da bulunulduğunu ifade etti.
76
Danışmanlık
Gençlik ve spor il müdürlüklerine bağlı olarak, gençlerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler çerçevesinde yeteneklerini geliştirebilmelerine fırsat vererek topluma aktif vatandaşlar olarak katılmalarını sağlamak ve gençleri zararlı alışkanlıklardan korumak amacıyla 2014 yılından itibaren Selçuklu, Akşehir, Beyşehir, Cihanbeyli, Çumra, Ereğli, Karapınar, Halkapınar ve Kulu ilçesinde Gençlik Merkezlerinin yapıldığını, Meram, Bozkır, Kadınhanı ve Seydişehir’de gençlik merkezi yapımının devam ettiğini, Karatay, Güneysınır ve Ilgın ilçesinde de Gençlik Merkezi yapımlarının proje aşamasında olduğunu ilave etti. Hizmete açılan gençlik merkezlerimizde yaklaşık 150.000 gencimizin yaralandığını, gençlerimizin gençlik merkezlerine ilgisinin artarak devam etmekte olduğunu belirtti. Gençlerin serbest zamanlarını çeşitli sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle değerlendirmelerini sağlamak amacıyla kurulan 94 kişilik konaklama kapasitesine sahip Beyşehir Gençlik Kampında voleybol, basketbol, masa tenisi aktivelerinin yapılabileceği sahalar ile anfi tiyatronun bulunmakta olduğunu ve 2017 yılı içerisinde bu kamptan 1.500 gencin yararlandığını söyledi.
Bununla birlikte, başta tüm gençlerimiz olmak üzere bölgemiz gençlerinin yararlanacağı sosyal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirileceği Taşkent ilçemizdeki 208 kişilik kapasiteye sahip Gençlik Kampının da bitirilme aşamasına geldiğini ifade etti. Gençlerin evrensel ve insanî değerlere sahip, milli ve manevi değerlerine bağlı, çevreye saygılı, bilgi ve özgüven sahibi, etkin, girişimci, toplumsal aidiyet duygusu yüksek, sosyal hayata aktif katılan ve uluslararası alanda akranlarıyla rekabet edebilecek seviyede bireyler olabilmeleri amacıyla uygulanan Gençlik Projeleri Destekleme Programı kapsamında Konya’da 65 gençlik projesine destekte bulunulduğuna değindi. Yüksek öğrenim öğrencilerine sunulan yurt hizmetleri ile ilgili olarak, halen 112.000 üniversite öğrencisinin öğrenim görmekte olduğu Konya’da 2013 yılı sonu itibariyle 12.000 öğrenciye barınma imkânı sunulmakta iken, başta Konya merkezde olmak üzere ilçelerimiz ile birlikte 15 yeni yurt hizmete açılarak öğrencilerimizin yıllardır yaşadıkları yurt ve barınma sorununun çözümünde önemli aşamalar kaydettiklerini, halen 24.000 öğrencimize barınma imkanı sunulduğunu, Konya merkez ile Taşkent, Sarayönü ve Doğanhisar ilçelerimiz de şu an
itibariyle 7 yurdun daha öğrencilerimizin hizmetine 77 sunulmasına çalışılmakta olduğunu dile getirdi. 2023’e giderken; Ülkemizin ekonomik ve sosyal refaha ulaşabilmesi, bu coğrafyada ürettiğimiz medeniyet değerlerimizin dünyaya taşınabilmesi için yenilikçi fikirler ile geleceğimize yön verecek yarının büyük Türkiye’sinin emanetçisi gençlerimizi, çalışkan, sorumlu, bilgili, rekabet ederken milli değerlerine bağlı bir anlayışla, yeniden büyük Türkiye hedefinde yetiştirmek maksadıyla azami gayret gösterdiklerini, tüm imkânları gençlerimizin yararlanmasına sunarak yollarına devam ettiklerini belirtti. Müsteşar Özçelik, Hz. Mevlana’nın herkesi davet ettiği, Selçukluya başkent ve ilim merkezi olmuş, Yunusun sözüyle gönülleri coşan, fıtratı sevecen, dostluğu candan insanların şehrinde daha nice hizmetler sunabilmek dilek ve temennisinde bulunarak sözlerini tamamladı.
Danışmanlık
Danışmanlık
SİVİL TOPLUM VE SİYASET İLİŞKİSİNDE KONYA KİTAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet ELDEN
78
Türkiye’de sivil toplumun güçlü olduğu şehirler arasında ön sıralarda yer alan Konya gerek dernek ve vakıfların sayısı bakımından gerekse bu dernek ve vakıfların etkinlikleri bakımından dikkat çekici bir konumdadır. Resmi istatistiklere göre dernek sayısı bakımından her yıl Türkiye’nin ilk üç ili arasında yer alan Konya’da bulunan derneklerin kahir ekseriyetinin hemşehriler arasında yardımlaşma ve dayanışma derneği ve cami yaptırma ve yaşatma dernekleri olması ilginç olsa da toplumsal bağların kılcal damarlardaki kuvvetini de göstermektedir. Bu derneklerin yanı sıra şehrin dayanışma duygusunu yansıtan diğer sivil toplum kuruluşlarına gösterilen büyük ilgi çoğu zaman başka bir çok şehir için imrenilecek boyutlara ulaşır. Türkiye çapında örgütlenmiş STK’ların yanı başında Konya merkezli ulusal ve uluslararası faaliyet gösteren STK’ların da bulunması sivil toplumsal alanda yerel inisiyatiflerin Konya’da diğer şehirlere nazaran daha yüksek olduğunu ortaya koymaya yeter. Genelde toplumsal yardımlaşma dayanışma ile kültürel alanda faaliyet gösteren Konya’daki STK’ların, bu faaliyetlerinin yanısıra siyasal anlamda da şehrin genel görüşlerinin teşekkülünde önemli bir ağırlık merkezi oluşturduğu görülür. Yerelde gelişen siyaset ile sivil toplum kuruluşlarının arasındaki ilişkiler diğer şehirlere nazaran sürekli daha olumlu,
siyasetin şekillenişine katkı veren, siyasal geri dönüşümleri besleyen bir nitelik arz eder. Sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında olduğu kadar siyasal figürlerle de sağlıklı ilişkiler kurmalarına imkan veren, alternatif ve yol açıcı siyasetlerin üretilmesini sağlayan ya da pozitif siyasal gelişmelerin yaygınlaşmasını temin eden ağırlığı Konya’da sürekli hissedilir. Özellikle 1960 sonrası Türkiye’nin genel siyasetine etki edecek birçok hadisede Konya’nın sahip olduğu sivil inisiyatiflerin devrede olduğu görülür. Sözgelimi merhum Necmettin Erbakan’ın Konya’dan bağımsız milletvekili seçilmesini sağlayan yerel inisiyatifte dönemin Konya’sında etkin 30 kanaat önderinin önemli roller üstlendiği bilinmektedir. O seçimlerde Erbakan’ın neredeyse 3 milletvekili seçilecek kadar oy almasını sağlayan bu yerel inisiyatifte yer alan isimlerin bir kısmı eski siyasetçi iken bir kısmı da şehrin muhafazakar kimliğine uygun faaliyetler sürdüren sivil toplum kuruluşlarındandır. Yine 1970 yılında Süleyman Demirel’in genel başkanlığını yaptığı Adalet Partisi’nden ayrılarak Demokratik Parti’yi kuran Ferruh Bozbeyli’nin bu mücadelesinde ona etkin destek sağlayan isimlerin birçoğu da dönemin Konya’sından etkili sivil toplum figürleridir.
Konya’daki demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez unsurları arasında yer alan sivil toplum kuruluşları hem yerel siyasetin hem ülke siyasetinin şekillenmesine katkı verecek fikir ve yaklaşım havzalarının oluşturulmasını sadece sağlamakla kalmazlar, aynı zamanda etkin siyasetlerin uygulanabilmesi için ihtiyaç duyulan toplumsal sermayenin gerek oluşumu, gerek gelişmesi gerekse de korunması aşamalarında sürekli iş başındadırlar. Sonradan Konya’yı ve Konya değerlerini merkezi siyasette temsil edecek birçok ismin bu açıdan daha önce Konya sivil toplum kuruluşlarında birçok önemli görevi ifa etmiş olması şaşırtıcı değildir. Siyasal süreçlerde ihtiyaç duyulan toplumsal bilgilendirme kanalları içinde sivil toplum kuruluşlarının önemli bir rolü olduğu öteden beri bilinir. Siyasal süreçlere yön veren siyasetçilerin ihtiyaç duydukları bilgi ve malumatı da onlara ulaştırmada sivil toplum kuruluşları rol oynarlar. Aynı sürecin tersi de devrededir sürekli. Uygulanacak yeni ve önemli politikaların toplumsal meşruiyet zemininin sağlanmasında bu kez siyasetçilerden topluma yönelen bilgi akışının aracısı olma rolü de yine sivil toplum kuruluşlarına düşer. Konya’daki sivil toplum kuruluşlarının her iki yönde de önemli görevler üstlendiğini özellikle AK Partili yıllarda müşahede ettik. AK Parti’nin hem kurumsal hem de toplumsal mutabakatı ülke genelinde tesis etmesinde sivil toplum kuruluşları da önemli görevler üstlendi. Konya sivil toplum kuruluşları tarafından her yıl düzenlenen “Ufuk Turu” toplantıları bürokrasi ve siyaset ile toplum arasındaki iletişim kanallarında
rastlanan birçok eksiklik ve aksaklığın giderilmesinde öncü oldu. Konya’daki sivil toplumsal oluşumların bu ve benzeri birçok organizasyonla sivil siyasetin güçlenmesine katkı sağladığı söylenebilir. Siyasetin etkin işlevler edinmesine, toplum nezdinde itibarının yükselmesine de katkı yapan bu tür organizasyonların yanı sıra doğrudan siyaset yapacak kadroların yetişmesinde de STK’ların önemli bir işlevi olduğu, siyasetçilerin deyim yerindeyse ilk siyasi stajlarını sivil toplum kuruluşlarında tamamladıkları da kaydedilmelidir. Elbette sivil toplum kuruluşlarının bu kadar önemli görevleri ifa etmeleri tek yanlı bir değerlendirmeyle ele alınamaz. Bu görevlerin ifasında sivil toplum kuruluşlarına katkı sağlayan bizatihi siyasal figürler ve siyasetin kendisi olmuştur. Siyaset sivil toplum kuruluşlarının bu faaliyetlerini destekleyerek aslında kendi var olma şartlarına da itibar kazandırmıştır. Böylelikle etkin ve katılımcı siyasetin önü açılmıştır. Konya’daki sivil toplum kuruluşları muhafazakar demokrat siyasi kanalları destekledikçe eli güçlenmiş, bu güç artışını da yine gerek yerel gerekse ulusal boyutta muhafazakar demokrat siyasetin lehine kullanmayı başarabilmiştir. Konya’daki yerel sivil inisiyatiflerin kendi üstlerine düşen tarihsel siyasi rolleri üstlenmekten çekinmeyişi bizzat siyaset kadroları tarafından da zamanı gelince ödüllendirilmiştir. Bunun bilinciyle, toplumsal sorunların çözümünde sivil toplum kuruluşları ile siyasi figürlerin işbirliğinin Konya’da kalıcılaşmaya başladığını görmek bizi memnun etmektedir.
79
Danışmanlık
Danışmanlık
KONYA ANLATILMAZ, YAŞANILIR! Gazeteci, Yazar Bekir KARAKUŞ
80
Konya deyince ilk akla Hz. Mevlana gelir, Fakat Konya Hz. Mevlana’dan ibaret olan bir şehir midir? Elbette hayır… Mevlana’yı Mevlana yapan Şemsi Tebrizi’yi asla unutmamak lazım mesela… Selçuklu’ya Başkentlik yapmış bir şehirdir Konya… Şimdi Konya’da kısaca bir gezi yapalım isterseniz… “Bismillah” deyip Hz. Mevana’yı ziyaret ederek başlayalım. Ardından Şemsi Tebrizi’yi ziyaret edip tarihi Şerafettin Camii’nin karşısında bulunan İplikçi Camii ve hemen ardında bulunan şadırvanındaki inceliği (ki bu inceliği birçok Konyalı bile bilmez) mutlaka görmek lazım. Şadırvanın direklerine karşılıklı geçip kısık sesle bile konuşulduğunda neler oluyor yaşamak lazım. Ardından Dünyanın en büyük döner kavşağı olan Selçuklulardan günümüze kadar gelen ve tamamen insan emeği ile doldurulan, üzerinde tarihi Alaaddin Keykubat camii ve Kılıçarslan köşkünün bulunduğu Alaaddin tepesine çıkıp, Tarihi cami ve köşkü gezdikten sonra yılın her mevsimi çiçeklerle bir renk cümbüşüne dönen tepede bir çay içmeden gitmek olmaz. Ardından tepenin hemen aşağısında bulunan Karatay Medresesi ve İnce Minare Medresesini de gezdikten sonra Sadreddin Konevi Türbesini de
ziyaret etmemek olmaz tabi. Aşkları dillere destan olan Tahir ile Zühre’nin Türbelerini de ziyaret ettikten sonra Meramda bulunan Hz. Mevlana’nın Aşcısı Ateşbaz-ı Veli Türbesini de ziyaret edip ardından Meram bağlarını ve Konya’yı kuşbakışı izleyerek Zengin Konya mutfağının bütün yemek çeşitlerini tadabileceğiniz Akyokuş’ta bir öğle yemeği molası verebilirsiniz. Yemek sonrası kahvenizi de yudumladıktan sonra kısa bir Dünya turu atabileceğiniz, Ülkemizin yanı sıra Dünyadaki Osmanlı ve Selçuklu eserlerinin Minyatürlerini, Dinazor parkını ve Çizgi film kahramanlarının maketlerinin bulunduğu “Seksen bin de Devri Alem” Parkına gidip kendinizi başka bir Dünyada hissedebilirsiniz. Artık akşam olmuştur ve dinlenmenin zamanı gelmiştir ama daha Konya’mızda gezilecek çok yer var. Sabah kahvaltısının ardından İnsanlık tarihinin ilk yerleşik hayata geçtiği Çatalhöyük’e gitmenin zamanı gelmiştir. Kazı çalışmaları hala devam eden Çatalhöyük’te İlk eveleri ve kazı alanlarını görmek lazım. Burada kazılarda çıkan eşyalar da sergilenmekte. Ardından Selçuklu’da bulunan Ecdat Parkını gezerken geçmişe bir yolculuk yapabilirsiniz. Buradan yine başka bir Dünya’ya gitmenin zamanı gelmiştir, burası da yine Selçuklu’da bulunan Kelebekler vadisi
içerisindeki Tropikal kelebek bahçesi. Bu Muhteşem yerde kendimizi başka bir Dünya’da hissetmenin yanı sıra Kelebeklerin ömrünün bir iki günden daha uzun olduğunu da öğreniyoruz aslında… Kelebekler Vadisinden çıktıktan sonra Tarihi Sille Antik Kenti’ni görmeden “Konya’yı gezdim” dememelisiniz. Eski bir Rum köyü olan Sille’de yıllarca Rumlar ve Müslümanların kardeşçe yaşadığını, Cami ile Kilise’nin karşı karşıya olduğunu göreceksiniz. Turizme kazandırılan ve balıklara ekmek atıp içericinde bot gezisi yapabileceğiniz Sille barajını da göreceksiniz orada… Eğer ki Oteliniz Mevlana Türbesi civarında ise ikindiüstü tarihi Mengüç caddesinde bulunan kafelere gidebilirsiniz be burada bulunan tarihi restoranlarda Konya’nın meşhur etliekmeğini dumanı üstünde yiyebilirsiniz. Konya Merkezde alışveriş yapabileceğiniz Kule Site, Kent plaza, Novada ve M1 gibi büyük AVM lerin yanı sıra Mevlana ve İplikci cami arasında bulunan yöresel kıyafetler, hediyelik eşyacılar, Sarraflar, kısacası aradığınız her şeyi bulabileceğiniz büyük bir alana kurulu tarihi Bedesten çarşısına da gidebilirsiniz. Bu kadarla mı sınırlı Konya? Elbette değil tabii… Mesela göl kenarında güneşin batışının en güzel
izlenebildiği ve resmedilebildiği Bir Beyşehir İlçesi var Konya’nın, Buram buram tarih kokan bir Akşehir ilçesi var Konya’nın, Kaplıcaları ile şifa dağıtan bir 81 Ilgın İlçesi var Konya’nın, Buz gibi suları ile Çamlarının hiç kurumadığı bir Taşkent ilçesi var Konya’nın, Hz. Hadimi gibi bir bilim insanının Türbesinin bulunduğu ve Doğa harikası Yerköprü şelesinin bulunduğu bir Hadim İlçesi var Konya’nın… Kısacası Konya’yı gezip görebilmek için bir haftanızı ayırmanız lazım, yani Konya ANLATILMAZ! YAŞANIR… Sağlıcakla kalın Allah’a emanet olun…
Danışmanlık
Danışmanlık
SAĞLIKTA DÖNÜŞTÜRDÜKLERİMİZ VE DÖNÜŞTÜREMEDİKLERİMİZ… TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit KARACA 82
bir şekilde ilaca ulaşabilen vatandaşımız yapılan reformlarla ilaca daha kolay ulaşabilir hale gelmiştir. Yönetim sisteminde üçlü yapı benimsenmiş, liyakat esaslı çalışma ile daha başarılı işletme örnekleri verilmesi amaçlanmıştır.
Son on beş yıl, ülkemizde birçok alanda önemli işlerin başarıldığı bir dönemdir. Sağlık alanında yapılan işlerin de tüm yapılanlar içinde elbette ayrı bir yeri vardır. “Devleti yaşatmanın insanı yaşatmaktan” geçtiğini çok iyi bilen bir anlayış, “insana hizmet” noktasında önemli adımlar atmış ve tarihî nitelikte düzenlemeler yapmıştır. Oldukça ilkel bir yöntem olan çeşitli bakanlık ve kurumlara bağlı hizmet veren hastaneler, Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirilmiş, sunî gerekçelerle hizmette oluşturulan aksaklıklar giderilmiştir. Hastane yönetim sistemlerinde revizyonlar yapılmış, idari ve malî açıdan daha düzenli yönetilir hale gelmiştir. Muayene çilesi sonrasında yine çileli
“Aile hekimliği” sistemine tüm yurtta geçilmiş, her hekime verilen nüfus ile koruyucu hekimlik temelli bir yaklaşım benimsenmiş, birinci basamakta bile daha kaliteli bir sağlık hizmeti amaçlanmıştır. İkinci basamak hizmetlerde de fiziksel kapasitenin artırılması ile daha fazla hekimle daha fazla insana hizmet amaçlanmıştır. Aynı zamanda fiziksel açıdan yetersiz binalar yeni binalar inşa edilerek daha kaliteli mekânlarda hizmet amaçlanmıştır. Sağlık hizmet sunumunda rol alan doktorlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının gelirleri performans sistemiyle artırılmıştır. Kamu sağlık sigortacılığı sistemi 3 parçalı yapıdan kurtarılıp 2008 yılından itibaren SGK çatısı altında tek merkezden idare edilir hale gelmiştir. Sağlık hizmetinin, hizmet sunumu, medikal
malzeme ve ilaç başta olmak üzere tüm girdileri kurum tarafından kontrol edilmeye başlanmıştır. Yine yapılan malî düzenlemelerle söz konusu sağlık girdilerinin maliyetleri eskiye oranla oldukça düşürülmüştür. Özel hastane ve sağlık yatırımlarının önü açılmış, 2008 yılına kadar da özel kesimin ciddî oranda gelişmesi sağlanmıştır. Acil hizmetler alanında çok ciddî atılımlar yapılmış, 90’lı yıllarda ülkesinin Cumhurbaşkanına bile en sıkıntılı anında tam donanımlı ambulans hizmeti sunamayan bir ülkeden, ülkemizden kilometrelerce uzakta meydana gelen afetlere bile hızla müdahale kabiliyetine ve teknik donanımına sahip, gurur duyacağımız hizmetlere imza atan acil hizmetler verilir hale gelinmiştir. Sağlıkta yapılan bu hizmetlerle beraber anne ve bebek ölüm hızlarında süratle düşüş başta olmak üzere, doğumda beklenen yaşam süresinin uzaması gibi sağlık göstergelerimizde oldukça önemli sonuçlar ortaya çıkmıştır. Hasta memnuniyet oranları tüm hizmet sunucular açısından önemli oranlarda artmıştır.
Fiziksel değişimin zirveye çıktığı “şehir 83 hastaneleri” diye adlandırılan kamu-özel ortaklığı diye de ifade edilen hastane kompleksleri dönüşümün geldiği son nokta olmuştur. Peki, yapamadıklarımız yok mu veya tüm bu yapılanlar sonrasında yan etkiler ortaya çıkıp ta tedaviye muhtaç alanlar yok mu? Bana göre var ve bunları konuşmanın tam da zamanı… Bugün sistemi incelediğimiz zaman, üçlü yapıdaki yönetim modelinin liyakat esaslı amaçlanan çalışmasında görülen aksaklıklar, tekrar tekli taşra idari yapılanmasına dönüşü zorunlu kılmıştır, doğru da olmuştur. Önemli olan yeni teşkilatlanma yapısında liyakatin ön planda olduğu görevlendirmeler konusunda hassas davranmaktır. Hizmetin finansmanında tek patron konumundaki SGK bütçesi geçen yıllar içerisinde önemli oranda artış göstermiştir. Bu artış nedeniyle de SGK bürokrasisi, hizmetin kalitesine odaklanmak yerine, kaliteyi ikinci hatta üçüncü plana iterek,
bütçeyi kontrole odaklanmıştır. Durum böyle olunca da suiistimaller yaşanmaya başlanmış, suiistimali yapanların cezalandırılması yerine kaliteli hizmet sunanların da içinde olduğu tüm sistem cezalandırılmaya başlanmıştır. Artan hizmet talepleri sağlık için müracaat sayılarını 3-4 kat artırmıştır. Oluşan kısır döngü, sadece masraf ve finansman dengesini gözetmeye odaklanmak zorunda kalan bürokratik bir refleks oluşturmuştur. Bu nedenle de hizmet fiyatları için SGK tarafından ödenen bedeller 2005 yılından itibaren genel itibariyle artış göstermemiştir. Belli alanlardaki artışlar ise hizmet sunanların açıklarına derman olmaya yetmemiştir. Hizmet fiyatları cetveli (SUT) düzenlenmelidir. Fiyatlar günün işletme gerçeklerine uygun olarak artırılmalıdır. Eğitim alanında yeni üniversitelerin açılması ve FETÖ’nün yol açtığı öğretim üyesi açığı nedeniyle eğitimcilerimize ayrı bir önem vermeliyiz. Performans sistemi tamamen gözden geçirilmeli, öğretim üyelerinin eğitici ve araştırıcı fonksiyonlarının devamını sağlayacak bir ödeme ve hakedin sistemi geliştirilmelidir. Değilse, usta-çırak ilişkisinin meslek elemanı yetiştirdiği bu sahada yetişen insan kalitesi tartışılır hale gelecektir. Bu da sağlığımız için hiç te iyi olmayacaktır. Talebin bu kadar kolay ve ciddi bir kontrol süzgecinden geçirilmeden karşılanıyor olmasının önemli yan etkilerinden biri de “sağlıkta şiddet” vakalarıdır. Elbette 2017 yılı için konuşacak olursak
700 milyon civarında sadece muayene hizmetinin görüldüğü bu alanda münferit hadiseler duyuyoruz ama “yaralamalı” ve “ölümlü” sağlıkta şiddet vakaları hepimizi üzüyor. Aynı zamanda “defansif tıp” gelişimi gibi bazı sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle gelecekte kaliteli bilim adamları yetiştireceksek, kendisine şifaya vesile olanlara el kaldıran küstahlara haddini bildirecek hukukî düzenlemeler yapılmalıdır. Yeni dönemde “hasta memnuniyeti” kadar “çalışan memnuniyeti” odaklı çalışmaların sergilenme zamanıdır.
Konya’da Sağlık ve Medova Hastanesi
Konya sağlık yatırımları içerisinde, yenilenen Kamu ve Üniversite hastaneleri yanı sıra özel kesimin de yatırımlarını kısmen geliştirdiği bir dönemi yaşamıştır. İlimizde mevcut kamu yapı stoğu içerisinde Numune Hastanesi ve Doğum-Çocuk Bakımevi Hastanesi yenilenmiştir. Şehir Hastanesi bir yıl içerisinde tamamlanacaktır. Devam eden yatırımların tamamlanması akabinde Konya önemli bir sağlık merkezi olma yolundadır. Özel yatırımlar içerisinde MEDOVA Hastanesi 171 toplam yatak kapasitesi, 54 uzman hekim kadrosu, 27.000 m2 kapalı hizmet alanı, hizmet standartlarını oldukça yukarılara çeken fiziksel alanları ile kaliteli hizmet sunma noktasında fiziksel kaliteyi önemli oranda yukarıya taşımıştır. Belli alanlarda hizmet sunan klinisyen kadrosu ile de ilimizde ve bölgemizde önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Akademisyenlerin de ağırlıklı olduğu
hekim kadrosu her geçen gün daha fazla hastaya şifa için vesile olmaktadır. Son dönem Konya’ya yapılan yatırımlar içerisinde önemli büyüklüğe sahip bir işletmedir. Acil ve erişkin yoğun yoğun bakım hizmetleri başta olmak üzere, yeni doğan yoğun bakım, nöroşirurji, ortopedi, plastik cerrahi, kardiyoloji, medikal onkoloji, KBB, Radyoloji, belli başlı hizmet alanlarındandır. Tüp Bebek Merkezi hizmetimiz de yakında başlayacaktır. Hizmete başlamasının üzerinden henüz iki yıl geçmesine rağmen bölgesinde önemli hizmetler vermeye başlayan MEDOVA, gelecekte de kaliteli hizmet vermeye devam edecektir.
Danışmanlık
bölümdür. Her geçen gün bilgilerimize paralel olarak tedavi başarımız da artmaktadır. Klasik tıp, batı tıbbı, doğu tıbbı, tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemleri kombine olarak kullanıldığı tedavi yöntemleri başarıyı arttırmaktadır. Nörolojinin başlıca ilgi alanları: baş ağrıları, baş dönmeleri, inme, beyin felçleri, Multiple skleroz gibi demiyelinizan hastalıklar, Parkinson gibi hareket hastalıkları, epilepsi ( sara ) hastalığı, nöropati ( sinir ucu iltihabı ) , Alzheimer gibi demansiyel durumlar, kas ve kas- sinir kavşağı hastalıkları, ALS gibi sinir sisteminin dejeneratif hastalıklarıdır. HASTALIĞI YAŞAMAK HASTALIĞI YAŞAYANLARI ANLAYARAK TEDAVİ ARAYIŞLARIMI HIZLANDIRDI; NÖRALTERAPİ İLE TANIŞTIM.
NÖROLOJİ NEYLE İLGİLENİR ? MEDOVA HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DR AYSUN HATİCE AKÇA KARPUZOĞLU Öğretmen bir ailenin küçük çocuğu olarak Konya’nın Çumra ilçesinde dünyaya geldim. Beş yaşına kadar Konya’nın çeşitli köylerinde yaşadım. Ilk ve orta öğrenimimi Konya’da tamamladıkta sonra lise öğrenimimi İzmir’de tamamladım. Üniversite ile tekrar Konya’ya döndüm. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde tıp eğitimime başladım. 2001 yılında Tıp Fakültesini birincilik derecesi ile bitirdim . (Eğitimimde bana en büyük desteği veren ve başarımım en önemli yardımcısı olan babam fakülteyi birinci olarak bitireceğimi söylerken, 2001 yılında geçirdiği kalp krizi neticesinde hayatını kaybetmesi ile fakülteyi birincilikle bitirmemi göremedi. ) 2002-2003 yılları arasında Farmakoloji bölümünde çalıştım. 2003 yılında aynı fakültede Nöroloji ihtisasına başladım. 2009-2011 yılları arasında Şırnak Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmetimi tamamladım. 2011 Nisan ayından bu yana Konya’da çeşitli kurumlarda Nöroloji Uzmanı olarak görev yapmaktayım.
BEYNİN GİZEMİ ( BENİ ÇEKEN )
Bilinmezlik enteresandır. İnsanoğlunun doğasıdır gizli ve sınırlı olana ilgi duymak. İşte Nöroloji de Tıp eğitimim esnasında bu yönü ile ilgimi çekti. Tıp fakültesi 2. sınıfta iken daha tıbbın alfabesini bilirken bir hocam sayesinde Nöroloji ile tanıştım. O gün bugündür tıbbın belkide en sıkıntılı olarak bilinen bölümünü her hastada ayrı bir hazla
icra ediyorum. Tıbbiyede hocalarımız ‘Nöroloji derya deniz’ derlerdi, artık bende o denizin içinde bir kum tanesi olarak yerimi aldım. Yaşlılarımız, atalarımız, ana ve babalarımız, geleceğimiz gençlerimiz derken geniş bir populasyona hizmet vermekteyiz. KUSURSUZ NETWORK / KUSURSUZ BİR NETWORK OLAN SİNİR SİSTEMİ
Beyin , omurilik , sinirler, kaslar , iç organlar ve bunları kontrol eden sistemlerin hepsi ( merkezi ve periferik sinir sistemi ) kusursuz çalışmakta. Bahsi geçen yapılardan birinde olan aksaklık hastalıklara neden olabilmektedir. Ama sinir sistemi ile ilgili bildiklerimiz hala bilmediklerimizin yanında az kalmakta. Yaratılmışların en üstünü olan insan yüce yaradan tarafından kusursuz bir sinir ağı ( network) ile yaratılmıştır. Öyleki insan vücudundaki sinir ağı birkaç yüzbin kilometre uzunlukta olup , çevresi 40000 km olduğu düşünülürse dünyanın, etrafını pekçok defa dolaşacak uzunluktadır. Yüzlerce trilyon sinir hücresi ve bağlantısına sahip olan insan beyninde bilgi işleyici o kadar hızlıdır ki, IBM teknoloji müdürü Dr Kerry Bernstein ‘böyle mükemmel bir eserin aynı hız ve özelliklere sahip bir benzerinin yapılması mümkün değildir’ demiştir. Nöroloji; beyin , omurilik , sinirler, kaslarla ilgilenen bir
Baş ağrıları, nöroloji poliklinik hizmetinin en büyük kısmını oluşturan hastalık grubudur. Müracaat eden hastaların büyük bir kısmı strese bağlı olduğu düşünülen Gerilim tip baş ağrıları , migrenöz baş ağrıları ve küme baş ağrılarına sahip hastalardır. Toplumumuzda bu baş ağrılarının ömür boyu kişi ile birlikte yaşayacağı kanısı yaygındır. Özellikle migren ve küme baş ağrısı kişilerin günlük yaşamlarını olumsuz etkilediğinden hayat kalitesini ve en üretken dönemde verimliliğini düşürmektedir. Tarih boyunca migren için çeşitli tedavi yöntemleri , ameliyatlar denenmiş ama net bir sonuç elde edilememiştir. Migren hastası bir nörolog olarak migren hastalarına empati yaparak onların sıkıntılarını daha iyi
anlayabilmekteyim. 2009 yılında baş ağrılarım nedeni ile tanıştığım nöral terapi bugün benim ağrısız ve daha kaliteli yaşam sürmemle beraber baş ağrılı hastalarıma da daha etkin tedavi sunmamı sağladı. ARTIK BAŞ AĞRILARI YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE BAŞIMIZI AĞRITMAYACAK
Nöralterapi, bir enjeksiyon tedavi yöntemidir. Baş ağrısı için baş, boyun bölgesi ve bozucu alan dediğimiz vücudun zayıf ve dokuların bütünlüğünün bozulmuş olduğu alanlara (ameliyat izleri , yara izleri gibi noktalara ) cilt altı ve cilt içi enjeksiyon uygulamaları yapılmakta. Enjeksiyonun ciddi yan etkisi olamayıp her yaş grupta hastaya uygulanabilir. Yapılan enjeksiyon vücudun düzenini sağlayan sinsir sistemindeki aksamaları minimalize ederek etkisini gösterir. Polikliniğimizde nöral terapi ve regülasyon tıbbı uygulamaları ile hastalarımızın zamanını, üretkenliğini, mutluluğunu ve kazancını bir hırsız misali çalan migren ve küme baş ağrısı başta olmak üzere tüm baş ağrıları ve ağrılı tablolar hastalarımıza problem olmaktan çıkmaktadır. PEKİ MİGREN VE KÜME BAŞ AĞRISI NASIL HASTALIKLARDIR?
Migren, otonom sinir sistemi adı verilen ve vücudun yaşamsal kontrolörü olan networkun bir bioelektriksel disfonksiyonu sonucu ortaya 87 çıkan bir hastalıktır. Genelde bayanlarda görülen,
Danışmanlık Danışmanlık
yarım ve zonklayıcı tarzda kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen beraberinde bulantı , kusma, ışık – ses- koku hassasiyetinin eşlik edebildiği, açlık , uykusuzluk , stres ve fermentasyon sürecinden geçen yiyecek ve içecekler ile tetiklenen 4 saatten 3 güne kadar devam edebilen şiddetli bir baş ağrısıdır. Ağrı öncesinde aur a denilen ve genelllikle 5 dk – 1 saat süren nörolojik semptomlar ( gözde ışık çakmaları , görüntüde dalgalanma, göz önünde sinek uçması hissi, pul – sim dökülüyor, kurum yağıyor gibi hissetme ) 4 hastadan 1 ind e olur. Bu tür migrene auralı migren denilir. Ama hastaların çoğu aurasız migren grubundandır. Küme baş ağrısı ise genelde erkeklerde görülen yarım ve aynı taraf göze vuran çok şiddetli , yılın belli bir dönemi hiç olmayıp , başladğı zaman ard arda kümelenme şeklinde seyir gösteren, beraberinde aynı taraf gözde kanlanma, sulanma ve burun tıkanıklığının olduğu 45-180 dk arası devam eden baş ağrısıdır. Hastalar baş ağrısı periodu başladığında genelde günün aynı saatinde ağrı atağının yaşarlar. Çok şiddetli bir ağrıdır. ALZHEİMER HASTALIĞINI HASTALIK OLARAK KABUL ETTİKTEN SONRA TEDAVİ BAŞARISI HIZLANIYOR
Nörolojinin en zorlayıcı hasta grubu Alzheimer hastalarıdır. Bu yaşlı çınarlara nörolojinin zorlayıcı hastaları olması nedeni ile ilgimi çektiğinden 5 yıldır özel poliklinik hizmeti vermekteyim. Hasta ve yakınlarına unutkanlıkların, davranışsal bozuklukların hastalığın sonucu olduğunu kabullendirmek tedavi başarı ivmesini hızlandırmakta. Çevremizde unutkanlığı olan hastaların bu durumunun hastalıktan olduğu bilinci, hastaları anlamamızı ve tedavisinde gayretimizi arttırmaktadır. Hastalığı kabul ettikten sonra tedavi uyuncu ve başarısı artmakta. Toplumda bilinçlenme ile beraber basit unutkanlıklara ‘Alzheimer olabilir miyim?’ sorusu akla gelmekte. Alzheimer hastalığının başlıca semptomu unutkanlıktır, ama bu unutkanlık önceleri yakın hafızada , yani yeni öğrenilen bilgilerde olmakla beraber zaman geçtikçe hastalığın ilerlemesi ile eski bilgilerinde hatırlanamadığı kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen ileri boyuta ulaşmaktadır. Alzheimer unutkanlığının en belirgin özelliği; unutkanlığa bağlı kişinin günlük yaşamının etkilenmesidir. İlerleyen olgularda davranışssal problemler, kişilik değişiklikleri de eklenmektedir. Hastalık başlamadan on yıllar önce beynin hafıza merkezi olan hipokampüs adı verilen bölgede sinir hücrelerinde harabiyet başlamaktadır. Unutkanlık, hipokampüste hasar ve hücre kaybı eşik değere ulaştıktan sonra başlamaktadır. Yaşlılıkta da
Danışmanlık
bu alanda zamanla küçülme olur, ama yaşlılık unutkanlıkları Alzheimer hastalığı unutkanlığına göre daha masum ve basit unutkanlıklardır. Alzheimer hastasının unutkanlığı hastanın bağımsızlığını etkiler. Yani hastalığın başlangıç evrelerinde bu hastalar ev dışı (iş veya sosyal yaşamı )yaşamında zorlanmaların olduğu ( ev adresini – her zaman gidip geldiği adresleri bulmada zorlanma, alışveriş yapamama, çalışan bir kişide işi ile ilgili verim düşüşü), bir başkasının gözetimine ihtiyaç duyulan okul çocukluğu – ergenlik dönemine benzetilebilirken, zamanla ev içi yaşamında da zorlanmaların olduğu ( öz bakımda, temizlik, giyinme, yemek yeme gibi davranışlarda bir başkasının yardımına ihtiyaç duyma) okul öncesi çocukluk dönemine benzetilebilir. İlerleyen süreçte bebeklik dönemindeki gibi ev içi yaşamında tamamen bir başkasına bağımlı hale gelir. ERKEN TANI VE SAĞLIKLI YAŞAM; ÇOK ÖNEMLİ
Her hastalıkta olduğu gibi Alzheimer hastalığında da erken tedavi hasta ve hasta yakınının yaşam kalitesini arttırmak adına önemlidir. Birçok avrupa ülkesinde Alzheimer hastalığında kullanılan ilaçlar devlet politikası gereği ödeme kapsamı dışında tutulmakta. Ülkemizde ödeme kapsamında olan bu ilaçların kullanımı ile hastalık sürecinde ciddi yol katedilmektedir. Alzheimer hastalğının tedavisinde hali hazırda hastalık semptomlarını tamamen yok eden bir yöntem olmamakla beraber, mevcut tedavi yöntemleri, hastaların ve hasta yakınlarının yükünü azaltmaktadır. Bu hastalığın olmaması için sağlıklı fiziksel , zihinsel ve psikolojik yaşam çok önemlidir. Bunlar; sağlıklı beslenme, düzenli spor – fiziksel egzersiz, zihinsel egzersiz yaptıran işler ile uğraşmak, bulmaca çözmek, sağlıklı psikoloji, kalp damar sağlığının iyi olması gibi.
ESKİDEN NÖROLOJİNİN ÇÖPLÜĞÜ OLARAK BİLİNEN MULTİPLE SKLEROZ ARTIK, GELİŞMİŞ TANI YÖNTEMLERİYLE TANISI ÇOK DAHA KOLAY KONULAN VE YENİ İLAÇLARLA DAHA İYİ SEYREDEN BİR HASTALIK
Multipl skleroz (MS); nöron adı verilen beyin hücrelerinin, uzantılarının etrafını saran, sinir iletimini kolaylaştıran miyelin adı verilen yapının sebebi kesin olarak bilinmeyen nedenlerle harabiyeti sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu harabiyet bağışıklık sisteminin miyelin yapısını yabancı olarak görmesiyle başlar. Hastalığın tek bir semptomu yoktur. Harab olan miyelin kılıf beynin veya omuriliğin hangi bölgesinde ise o bölgenin yönettiği fonksiyonlarda bozulma olur. Çok çok önceleri klinik olarak bir tanı oluşmayan hastalara MS denilirdi. Şimdi gelişmiş
görüntüleme yöntemleri ve yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde MS tanısını koymak o kadar da zor değil.
MULTİPLE SKLEROZ KARA DELİĞİNİZ (BASAN) OLMASIN
Eskiden MS için tedaviler çok kısıtlıydı. Şu anda yapılan bilimsel araştırmalar ve deneyler sonucunda pekçok yeni ilaç MS tedavisinde kullanıma girmiş ve MS artık hastalar için kara basan olmaktan çıkmıştır. Tedaviye erken başlamak bu hastalarda çok önemlidir. En sık görülen MS formu, Relapsing Remitting form (atak – iyileşme ile giden) olup, bu tür hastalarda hastalık ataklar halinde seyreder ve bazen spontan bazen de tedavi ile iyileşme ile seyreder. Bu forma sahip hastalar daha şanslıdırlar. Diğer formlar ise; hastalığın başlangıcından itibaren ilerleyici seyreden Primer Progresif Form, ataklar ile beraber ilerlemenin olduğu Relapsing Progresif Form, atak ve iyileşmeler ile seyreden hastaların bir kısmında görülen sonradan ilerleyici seyrin olduğu Sekonder progresif Form şeklindedir. Ayrıca çok erken MS ve erken MS denilen iki durumda vardır. Çok erken MS denilen radyolojik izole sendromlar, başka yakınma ile nöroloji doktoruna başvuran ve atak semptomu – yakınması olmayan hastalarda MRG görüntülemesi ile tespit edilen hastalardır. Erken MS denilen durum sadece göz siniri, omurilik tutulumun olduğu hastalardır ki bunlara Klinik İzole Sendromlar da denilir. Hastalık formlarına göre tedavi seçeneği de değişmekle beraber, eskiden sadece kortizon tedavi de kullanılırken, şimdilerde bağışıklık sistemini güçlendirecek ilaçların da eklenmesi tedavide elimizi güçlendirdi. Her geçen gün de bu hastalığın tedavisi için yeni ilaçlar bulunmakta. HAREKETLERİN DONUKLAŞMASI, YAVAŞ HAREKET ETMEK, DİNLENME HALİNDE TİTREMELER PARKİNSON HASTALIĞINI DÜŞÜNDÜRMELİ
Yavaş adımlar , ani hızlanmalar , öne doğru düşmeler, titreyen ve katılaşmış vücut.... Parkinson Hastalığı ; Hareketlerde yavaşlama özellikle istirahatte olan titremeler ve kaslarda gerginlik artışının olduğu, beynin hareketleri planlama, başlatma, yürütme ve koordine etmesini
sağlayan bölgelerinde dopamin adı verilen maddenin azalması sonucu ortaya çıkar. Bu hastaların bir kısmında hareket yavaşlığı belirginken bir kısmında titreme daha belirgindir. Hastalık önce vücudun bir yarısında veya bir kısmında ortaya çıkıp zamanla tüm vücuda yayılabilir. Yani tek bir kolda, omuzda ağrı, hareket ettirme zorluğu veya el - ayakta titreme şeklinde olabilir. Beyindeki dopamin hasalığın seyri süresinde zamanla ve yaş ilerledikçe azalır. Bu nedenle hastalığın başlagıcında uygulanan tedavi ilerleyen zamanlarda yetersiz hale gelebilir. Bundan ötürü bu hastalar yakın takip edilmesi gereken hastalardır. Tıpta hastalık yoktur hasta vardır ilkesi ile, Parkinson hastalarına özel yapmış olduğumuz poliklinikte her hastanın biyoritmine ve kliniğine göre standart olmayan bir tedavi uygulamaktayız. Birçok nörolojik hastalıkta olduğu gibi parkinson hastalığında da deneysel araştırmalar halen devam etmektedir. Şu anki bilgiler ışığında ileri vakalarda parkinson cerrahisi (beyin pili , derin beyin stimülasyonu gibi tedavi yöntemleri) seçilmiş hastalara uygulanmaktadır.
89
Danışmanlık
Danışmanlık
Danışmanlık
Danışmanlık
Konya’dır. Bu özelliğini de hala Yerel Buğday üretimindeki zenginliği ile Bozkır’ında, Hadim’inde, Taşkent’inde, Zeyvepazarı’nda ve Ermenek’inde tarlalarında üretmenin yanında, yaşlı eller marifetiyle gelecek nesillere aktarmak için bu kıymetliler, mendillerde-sandıklarda saklanmakta ve barındırılmaktadır...
TARIMIN DA BAŞKENTİ “KONYA”
En baştan verilir ki, hesaplar şaşırmasın. Bu sözü düstur edinen yeni nesiller (Yaklaşık 100.000 kayıtlı üretici),
***
Türkiye toplam tarım alanının %11’ne (2.6 milyon hektar) sahip olan Konya’da,
Konya’da tarım Çatalhöyük ile,
Ekmeklik Buğday üretiminin %11’ini,
7000 yıl önceden başlar,
Makarnalık Buğday üretiminin %25’ini,
Bilimsel gerçekler de gösterir ki,
Arpa üretiminin %14’ünü,
Buğday Konya’nın- Türkiye’nin öz evladıdır.
Kaşınhanı’nda Türkiye Havuç üretiminin %65’ini,
Çatalhöyük’te kazılardaki buğday kalıntılarından,
Şekerpancarı üretiminin %35’ini (şeker üretiminin %25’i),
Elde edilen Buğday DNA’sı,
Mısır üretiminin %15’ini,
bilim dünyasına da ışık tutar.
Ayçiçeği (yerel adıyla Günaşık) üretiminin %9’unu,
***
Kuru Baklagiller üretiminin %10’unu
Dünyanın merkezinde maalesef sular öyle gürül gürül akmaz.
ve meyve üretiminin %5’ini üretmektedir...
Daha doğrusu kapalı havza olduğu için kendi içerisinde akarsuları yoktur. Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü IWWIP Türkiye Koordinatörü Fatih ÖZDEMİR
“Ekici ol ama bilici olma” gençlere verilen en önemli öğüt,
*** Tohumdur Konya...
Bu nedenledir ki Konya çiftçisi tarlasını özenle işledikten sonra ekimini yapar
Tarımsal üretimin en stratejik konusu tohumdur,
Ve ellerini de yüreğini de Yaradan’a açar.
Yaklaşık 7000 tohum üreticisi ile verimli-geniş toprakları,
Türkiye tohumculuğunun %35’i Konya’da yapılmaktadır.
93
Tahıl Ambarı,
“Ekmeği ile oynamak”
Selçuklu’nun Başkenti,
“Ekmeğini Vermek” gibi atasözü ve deyimlerimiz hızlıca çoğaltılabilecekken,
Orta Anadolu’nun Kalbi, Kanaatkar Çiftçilerin Diyarı, Ve Küresel iklim değişikliği ile Kuraklık Merkezi Konya! *** Konya denilince ilk akla gelen en önemli şeylerden bir tanesi Hz. Mevlana ise, Diğeri de hiç şüphesiz Tahıl, Buğday ve bizler için çok değerli, ve kutsal olan Ekmek’tir. Türkiye’nin en zorlu-kurak coğrafyasında, zor koşullar altında Bu değerli Altın Başakların üretimini yapan nasırlı eller, Kanaatkar Konya çiftçisinin nasırlı elleridir... *** “Ekmek Olmadan Sofra Bezenmez” “Ekmek Aslanın Ağzında”
Orta Anadolu’da bir söz daha dikkati çeker. Bizde “Yemeği yedin mi?” diye değil de “Ekmeği yedin mi?” diye sorarlar. Yani yemek yemek bizler için ekmek yemektir aslında... Dolayısıyla ekmek kutsaldır ki, Küçüklükten beri yerde bulunan ekmek, Saygı ile alınıp önce öpülüp alnımıza konulur, Daha sonra mutlaka ama mutlaka yüksek bir yere konur... *** Hoca Nasrettin’in deyimiyle “Dünyanın Merkezi” olan, Akşehir’i de muazzam bünyesinde barındıran Konya, Buğday ve üretimi anlamında gerçekten de “Dünyanın Merkezi” unvanını Çatalhöyük ile bir ucundan elinde bulundurmaktadır. Orta Anadolu’ya kadar uzanan ve bilimsel bulgularla da buğday üretiminin başlangıcı ve merkezi kabul edilen “Verimli Hilal” tüm dünyanın meraklı ve bilimsel gözlerinin de Türkiye’ye, Konya’ya ve Karacadağ’a çevrilmesini sağlamaktadır. Tüm dünya bilmektedir ki “Buğday ile ilgili herhangi bir sorun var ise bu sorunun çözümü de “Buğday’ın Anavatanı” Türkiye ve
Danışmanlık
Danışmanlık
Hastalıktan ari alanları ve tohumculuğa uygun iklimi,
Kaliteyi üretir uncusu,
Yaklaşık 650.000 dekar alandan 350.000 ton sertifikalı tohum üreterek,
Yeniliklerin öncüsü
Konya’dan Dünya’ya kaliteli tohumu sunandır Konya... *** Kendi koşullarına çok uygundur, Kuyruklusu (Akkaraman)- Kuyruksuzu (Merinos), Bozkırlarda yayılır, Mis gibidir kokusu... *** Büyükbaş-küçükbaşıyla Hayvancılıkta incidir, Et-süt üretiminde de, Birincidir Konya... *** Tarımsal sanayisi,
Örnek şehirdir Konya... *** Yağışı düşüktür Konya’nın (ortalama 320mm), Yazın da yanar Konya, Tandır ateşinde ekmek yapan Yanan Ana’dır Konya, Şems’tir, Mevlana’dır Konya... *** Tarımın kalbidir Konya, Sevgi diyarıdır Konya, Hz. Mevlana’nın “Biz bu topraklara sevgiden başka tohum ekmedik” dediği, Geçmişinden beri sevgiyle yoğurulmuş, Bereketli-bitek coğrafyadır Konya...
***
KOP Projesi gibi, “Aşık ile Maşuk” gibi...
Cennetmekan Sultan Abdülhamit Han’ın,
***
Eserleri ile doludur Konya,
Günümüz Liderleri,
Sıralanır o dönemden ardı ardına,
Ecdad’ın torunları,
Konya Ticaret Borsası,
Değerlendirmiş fırsatları,
Beyşehir gölü-Beyşehir Regülatörü ve sulama kanalları,
Planları gerçeğe dönüştürmek için,
Bir de Konya Hara’sı (günümüzde Bahri Dağdaş Uluslararası
Delmişler koca dağları,
Tarımsal Araştırma Enstitüsü),
Barajlar kurmuş, tüneller yapmışlar ki:
Gösterir ki bizlere,
Ecdad’a selam olsun...
Konya’nın evvelden de yüksektir tarım potansiyeli...
***
***
Geçmişten bu günümüze,
Ecdad görmüş ki zaten,
Tüm emeği geçenlerden Allah razı olsun...
Düşünmüş, gerçekleştirmiş,
KAYNAKLAR;
Bu değerli yatırımları,
1-http://www.tarim.gov.tr
Planların bazıları günümüze kalmış,
2-http://www.tuik.gov.tr
Akdenize giden suları Konya Ovası ile buluşturan,
3-http://www.kop.gov.tr 4-Emrah Yılmaz, 2016. Demiryolları ve Tarımsal Gelişme: Konya Ovası Sulama Projesi Örneği
Danışmanlık