Fatih: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni, 12

Page 1



Yeni Başarılar, Ödüller, Fark Oluşturan Etkinlikler Fatih Bülten’de 2015 yılı Üniversitemize bereketiyle geldi. Yılın ilk yarısında ulusal ve uluslararası organizasyonlar arttı, öğrenci ve öğretim üyelerimizin başarıları iftihar vesilemiz oldu; yerli ve yabancı konuklarla unutulmayacak konferanslara, panellere imza atıldı. Biz de bu güzel anları/ anıları Fatih Bülten’de sizlerle paylaşıyoruz.

Anadolu’da kütüphaneleri yetersiz ilk ve ortaöğretim okulları için öğrencilerimizin öncülüğünde başlayan, Üsküdar Belediyesi’nin katkılarıyla genişleyen “Mirasınız Kitap Olsun” kampanyasıyla 40 bin kitap toplandı. Toplanan kitapların kısa sürede yerlerine ulaşmaları için yetkililer özenle çalışıyor. Bu yılın güzel haberlerinden biri de 5 yıl önce kurulan kütüphanemizin geldiği nokta oldu. Türkiye’nin en hızlı hizmet sağlayan üniversite kütüphanelerinden biri haline gelen kütüphanemiz, yapılan bağışlarla da adından söz ettiriyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kitaplarının bir kısmını kütüphanemize bağışlaması, bizi hem onurlandırdı hem de daha donanımlı bir kütüphane için daha çok çalışmaya teşvik etti. Bu sayıda, İstanbul’un fethine oldukça yer ayırdığımızı göreceksiniz. Fethin 562. yılını, ismini aldığımız Fatih Sultan Mehmed’e yakışır etkinliklerle kutlamaya çalıştık. Ayrıca akademisyenlerimizle yaptığımız Fatih ve fetih konulu röportajları ve kaleme alınan yazıları keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. Keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz bir başka konu ise THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ile sivil havacılığın geleceğine dair yaptığımız röportaj. Üniversite, üretmek, başarmak, hep genç hissetmek demek; artan öğrenci sayısıyla orantılı niteliği de arttırmak, kendinle yarışmak demek. Bazen de eksilmek… Üniversitemiz ilk lisans mezunlarını vererek 308 kişi eksildi, eylülde yeniden çoğalmak üzere… 15 Haziran 2015 günü gerçekleştirdiğimiz mezuniyet töreninde sevinç ile hüzün bir aradaydı. Diplomalar alındı, kepler tüm yılların yorgunluğuna ve güzelliğine nazire edercesine havaya fırlatıldı. Sevince ortak olmak için sayfaları çevirmeniz yeterli. Fatih Bülten’e hoş geldiniz.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Adına Sahibi İsmail Gerçek Mütevelli Heyeti Başkanı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni ISSN 2147-3145 2015 Ocak-Haziran

Genel Yayın Yönetmeni İsmail Öz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kudret Doğan

İsmail Öz Genel Yayın Yönetmeni

Editör Kübra Erten Fotoğraf Fatih Yerlikaya Rasim Turhan Grafik/Tasarım Tracemark

İletişim Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Zeyrek Mah. Büyükkaraman Cad. No:53 Fatih/İSTANBUL Tel : 0212 521 81 00 Faks: 0212 521 84 84 http://bulten.fsm.edu.tr bulten@fsm.edu.tr

Basıldığı Yer Aktif Matbaa ve Rek. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. Halkalı Cad. Nu: 245 Sefaköy - Küçükçekmece / İST. Tel: 0212 698 93 54 - 5 /fsmvu /fsmvu

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

1


İÇİNDEKİLER 04 Haberler

2014- 2015 Mezuniyet Töreni

16

82 Röportaj Enderun Çocuk Üniversitesi

Temel Kotil ile Mesai Arası Söyleşi 2

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

78

101 TÜMER


İÇİNDEKİLER 18

22

40

62

76

Başarılar & Ödüller

Akademik Etkinlikler

Kulüp Etkinlikleri

Özel Dosya : Fatih ve Fetih

Tanıtım Günleri

96

100

Genç Kalemler

Yurt Dışı Olanakları

84 Sanat

Bestekâr-ı Muhteşem Merâgi Konseri

85

102

104

110

113

116

Söyleşi

Ziyaret & Anlaşmalar

Sürekli Eğitim Merkezi

Kariyer Merkezi

Basında Biz

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

3


HABERLER

Türkiye’nin En Hızlı Hizmet Sağlayan Kütüphanelerinden Biri: FSMVÜ THY Kütüphanesi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) 5 yıl önce Topkapı Yerleşkesi’nde kurulan THY Kütüphanesi’yle başladığı hizmete bugün 5 kütüphaneyle devam ediyor. FSMVÜ kütüphanesi 5 yılda 66.000 basılı kitap, 12.000 süreli yayın, 30’un üzerinde veri tabanı aboneliği, 2.700 adet DVD ve işlem yapılmayı bekleyen 10.000’in üzerinde kitap ile kısa zamanda büyük yol aldı. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Ayhan Tuğlu, FSMVÜ THY Kütüphanesi’nin kendisiyle aynı zamanlarda kurulan diğer üniversite kütüphanelerinden çok önde olduğunu söylerken öğrenci ve akademisyenlerden gelen yayın isteklerine en hızlı cevap veren birkaç üniversite kütüphanesinden biri olduğunu da belirtti. Tuğlu, “Basılı kitap, DVD koleksiyonu, süreli yayınlar bakımından değerlendirdiğimizde bizimle birlikte kurulan üniversite kütüphanelerinden çok öndeyiz. Bazı alanlarda temel koleksiyonumuzu oluşturduk. Ancak, kütüphaneler yaşayan bir merkez olduklarından, öğrencilerimiz ve akademisyenlerimizden gelen yayın isteklerini bugüne kadar geri çevirmedik. Türkçe kitap isteklerinde, Türkiye’nin en hızlı hizmet sağlayan birkaç üniversite kütüphanesinden biriyiz. Baskısı olmayan yayınları nadir kitap (sahafların internet satış sitesi) vasıtası ile hızlı bir şekilde sağlayıp kullanıcıların hizmetine sunabiliyoruz.” dedi.

Önemli Koleksiyonlar Bu Kütüphanede FSMVÜ THY Kütüphanesi özel koleksiyonlarla da adından söz ettiriyor. Tuğlu, bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin’e ait İslam bilim tarihi açısından son derece önemli 1.000’e yakın kaynağın üniversite kütüphanesinde yer almasının övünç kaynağı olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Gönül Güreşsever Cantay tarafından bağışlanan 5.000 üzerinde kitap, 4.000 slayt, sanat tarihi ve mimarlık alanındaki önemli kaynaklardan biri... Suudi Arabistan’dan 2.000’den fazla Arapça kitap bağışı gibi kuruluş aşamasında bağış yoluyla birçok yayına sahip olduklarını aktaran Tuğlu, bir kütüphaneyi işlevsel, ihtiyaçları karşılayan bir merkez haline getirmek için bağışın yeterli olmadığını sözlerine ekledi. Tuğlu, “Kuruluş aşamasında Türk Hava Yolları ve TAV Holding’in sponsorluğu, bizim kısa sürede uzun yol almamızı sağladı. Bugün ise Mütevelli Heyeti Başkanlığı ve Rektörümüzün desteği ile YÖK’e bağlı üniversite kütüphaneleri içerisinde iyi bir yerdeyiz. Slogan olarak “İsteyin alalım!” diyoruz. Akademik kadromuz, idari personelimiz ve öğrencilerimiz, kütüphane hesaplarına giriş yaparak istediği yayını siparişe ekleyebilir, isteklerinin işlem grafiğini online olarak takip edebilir.” diye konuştu. Ders çalışma mekânlarının başında gelen kütüphaneden 4.000 öğrenci ve 200 akademik personel hizmet alıyor. Basılı kaynakların yanında elektronik kaynaklar bakımından da iyi durumda olan kütüphane, 2015 yılının ilk yarısında EBSCOhost, Science Direct, Taylor & Francis, Web of Science, Scopus, IEEE, SpringerLink, Ithentica, Art Source, JSTOR, Encyclopaedia of Islam, Encyclopaedia Britannica Online, Cambridge Journals Online, HiperKitap, Index Islamicus Online, Kazancı Mevzuat & İçtihat, HukukLink, PsycARTICLES, Urkund veri tarabanlarına üye olarak veri tabanı aboneliğini 30’un üzerine çıkardı.

4

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan Üniversitemize Kitap Bağışı

HABERLER

B

aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 60 yıl öncesinden başlayan okuma serüvenine kaynaklık eden yüzlerce kitabını FSMVÜ THY Kütüphanesi’ne bağışlayarak kütüphanenin gelişimine büyük katkı sağladı. Kitap bağışı konusunda görüşlerini aldığımız Arınç, hayatı boyunca okumaya, kitaba tutkulu bir merakı olduğunu söyleyerek öğrencilik yıllarının, hukukçuluğunun ve siyasi hayatının kitaplarla haşır neşir geçtiğini ifade etti. Arınç, “Okudukça öğrendim, öğrendikçe daha çok öğrenme ve okuma ihtiyacı hissettim. Üstelik sadece mesleki alanlarla ilgili değil; felsefe, bilim, sanat, tarih dallarında mümkün olduğunca fazla kaynağa ulaşmaya çalıştım. Ülkemizin olduğu kadar, hem Batı hem Doğu kültürlerinin birikimlerini de kitaplar aracılığıyla tanımaya, öğrenmeye gayret ettim. Yıllarca süren bu öğrenme ve okuma gayretim sonucunda kitaplığım gün geçtikçe büyüdü, zenginleşti. Kütüphanemdeki eserlerin, benim kişisel öğrenme tarihimi de yansıtan değerli bir hazine olduğunu fark ettim. Bu hazinenin bende kalmaya devam etmesi yerine genç kuşakların istifadesine sunulmasının daha isabetli olacağına kanaat getirdim. 50- 60 yıl öncesinden başlayan okuma serüvenime kaynaklık eden kitapları, öğrenci kardeşlerimize devretmenin çok hayırlı olacağını düşündüm.” dedi. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin kuruluşundan bugüne geçen kısa sürede çok ciddi mesafeler kat ettiğini vurgulayan Arınç, “Gerek akademik çalışmalar gerekse diğer sosyal faaliyetleriyle örnek bir bilim yuvası olduğunu memnuniyetle gördüm. Kitaplarımı bağışlamaya karar verdiğimde ilk aklıma gelen de bu sebeplerden ötürü, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi oldu. Çok doğru bir karar verdiğimden eminim, bu sebeple de ziyadesiyle mutluyum.” dedi.

“Üniversite Demek Kütüphane Demek” Bir ülkenin bilgi birikiminin oluşturulmasında, genç kuşaklara öğretilmesinde üniversitelerin çok büyük önemi olduğunu hatırlatan Arınç, kitabı ise bilgiyi muhafaza eden, aynı zamanda topluma ve bireylere aktaran özelliğiyle kültür hayatının olmazsa olmazları olarak nitelendirdi. Arınç, “Bilim yuvası olarak da adlandırılan ve toplumun en seçkin hocalarını, talebelerini bünyesinde barındıran üniversiteler, aynı zamanda birer yazılı kaynak merkezi olmak durumundadır. Bilim yapılan yerlerin en belirleyici yönlerinden biri de kütüphanelerinin zenginliğidir. Kısacası, üniversite demek aynı zamanda kitap ve kütüphane demektir.” diye konuştu.

FSMVÜ Azerbaycan’daki Eğitim Fuarına Katıldı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Dış İlişkiler Müdürlüğü 4 - 5 Nisan 2015 tarihlerinde, Azerbaycan’da düzenlenen Akademi Bakü - Türk Üniversiteleri Eğitim Fuarı’na katıldı. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşen fuarda FSMVÜ’yü Genel Sekreter Alim Türkyılmaz, Dış İlişkiler Müdürü Bedia Tekin ve Dış İlişkiler Koordinatörü Enis Mansur Anaş temsil etti. Fuarın yanı sıra Alim Türkyılmaz ve Enis Mansur Anaş, Azerbaycan Diplomatik Akademiyası’nı ziyaret ederek Doç Dr. Angela Tumini ve Kütüphane Direktörü Martha Speirs ile fikir alışverişinde bulundular. Ardından Alim Türkyılmaz, Azerbaycan Büyükelçisi Alper Çoşkun’u makamında ziyaret etti. Program, Dış İlişkiler Müdürü Bedia Tekin’in Bakü Türk Anadolu Lisesi’ndeki tanıtım sunumu ve Enis Mansur Anaş ile Yunus Emre Enstitüsü’ne yaptıkları ziyaretin ardından sonlandı. (05.04.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

5


HABERLER

ALUTEAM, İstanbul Pencere Fuarına Katıldı

F

atih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM), TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, 30 ülkeden 696 firma ve firma temsilciliğinin katıldığı 16. Uluslararası Pencere Fuarı’na katıldı. 16. Uluslararası Pencere, Panjur, Cephe Sistemleri ve Aksesuarları, Profil, Üretim Teknolojileri ve Makineleri, Yalıtım Malzemeleri, Hammadde ve Tamamlayıcı Ürünler Fuarı’nda, ALUTEAM standını ziyaret edenler projeler hakkında bilgi aldı, test cihazlarının bir kısmını inceleme olanağı buldu. Sektörün yoğun ilgi gösterdiği fuarda Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, İMMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal ve GALSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kırboz, standı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldılar. (11.03.2015)

KURAM, Heritage Restorasyon, Arkeoloji ve Müzecilik Teknolojileri Fuarı’na Katıldı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesindeki Vakıf Kültür Varlıklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi (KURAM), İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Heritage Restorasyon, Arkeoloji ve Müzecilik Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Kültür mirası konusunda hizmet veren kamu ve özel sektör kuruluşlarına güncel sistemler, yöntemler, teknikler ve teknolojileri tanıtmak ve kullanılmasını sağlamak amacı ile düzenlenen fuarda kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları yer aldı. Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, Vakıflar Genel Müdürlüğü Sanat Eserleri Daire Başkanı Suat Faruk Giray, Vakıflar Genel Müdürlüğü Müzeler Müdürü Suzan Bayraktaroğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğü uzmanları ile yurt içi ve yurt dışından birçok üst düzey yöneticinin de aralarında bulunduğu onlarca ziyaretçi KURAM standını ziyaret ederek merkezin faaliyetleri hakkında bilgi aldı. KURAM standı, fuar boyunca hem katılımcı firma ve kurumlardan hem de ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. KURAM yetkilileri fuar boyunca çok sayıda iş ve işbirliği görüşmesi gerçekleştirdi. Kültürel mirasla ilgili sektörün buluşma noktası HERITAGE 2015, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ve ICOMOS Türkiye Milli Komitesi’nin destekleriyle düzenlendi. Ayrıca fuar kapsamında düzenlenen konferansa ülkemizden ve yurt dışından sektör profesyonelleri ve akademisyenler katıldı. (5.02.2015)

6

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


HABERLER

Viyana’da “Türk Mimari Kültürü” Projesi

F

atih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ), Viyana Yunus Emre Enstitüsü ve Viyana Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan “Türk Mimari Kültürü Projesi” konferanslar dizisi, Viyana Teknik Üniversitesi’nde düzenlendi.

FSMVÜ Mimarlık Bölümü Öğr. Gör. Dr. Onur Şimşek’in öncülüğünde 16 Nisan’da başlayan konferanslar dizisi kapsamında Şimşek, Selçuklu mimarisinin gelişimi, İslam’ın mimari üzerindeki etkisi gibi konularda bilgi verdi. Viyana Teknik Üniversitesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Erich Lehner, “Orta Asya’daki Türk Mimarisi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. FSMVÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Numan da “Erken Dönem Osmanlı Mimarisi - Cami Avlularının İstanbul Yolunda Gelişimi” başlıklı bir konferans verdi. Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Topçubaşı Çilingiroğlu ise “18. ve 20. yüzyılda Türk Mimarisi” başlıklı bir sunun yaptı. (02.06.2015)

Üniversitemiz ve THY Arasında Dil Alanında İşbirliği Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile Türk Hava Yolları Havacılık Akademisi’nin yaptığı işbirliği çalışmaları çerçevesinde Havacılık İngilizcesi Eğitim Programları’nın ilk etabı başarıyla tamamlandı. Program kapsamında, FSMVÜ Yabancı Diller Bölümü'nden okutmanlarımız, Akademi eğitmenleri tarafından verilen kokpit ve kabin konulu Havacılık İngilizcesi eğitimlerine katılarak başarı sertifikalarını Akademi ve Üniversite yöneticilerinden aldılar. Havacılık Akademisi’nde düzenlenen sertifika törenine, Üniversite ve Akademi yöneticileri, eğitmenler ve okutmanlar iştirak etti. Törende konuşan FSMVÜ Proje Yönetim Merkezi Müdürü Ali Kurt ve Eğitim Başkanı Doç. Dr. Kemal Yüksek, bu projenin sektör-üniversite işbirliğine güzel bir örnek teşkil ettiğini belirterek bu tür projelerin üniversitelerde verilen eğitimlerin sektörün kalifiye eleman ihtiyacını gidermeye yönelik kalibrasyonu yönünden büyük önem arz ettiğini ifade ettiler. Törende, Havacılık İngilizcesinin yanı sıra, Organizasyonel Gelişim, Mesleki Eğitimler ve Eğitim Teknolojileri alanlarında da işbirliği yapılması konusunda mutabakata varıldı. (05.05.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

7


HABERLER

İstanbul-Endonezya Kış Okulu Çalıştayı

İ

stanbul-Endonezya Kış Okulu Çalıştayı 7-23 Şubat 2015 tarihleri arasında, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık ve İç Mimarlık Bölümleri ile Endonezya Yogyakarta İslam Üniversitesi Mühendislik ve Planlama Fakültesi Mimarlık Bölümü işbirliği ile gerçekleştirildi.

İstanbul-Endonezya Kış Okulu Çalıştayı’nın Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın desteğiyle Haliç Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen tanışma yemeğine Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Numan, İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mualla Yıldız ve akademisyenler katıldı. Prof. Arınç, Endonezyalıları hac ve umrede yakından tanıdıklarını söyleyerek “Sizin orada diğer insanlara karşı tutumunuza, kibarlığınıza hayran kaldım.” dedi. Prof. Dr. Numan ise bu çalıştayı iki ülke kültürünün birbiriyle buluşması için fırsat olarak gördüğünü ifade etti ve ekledi: “Önümüzdeki yıllarda da devamını diliyorum.”

Öğrenciler İstanbul, Bursa ve Edirne’yi Gezdiler Endonezya Yogyakarta İslam Üniversitesi ile Üniversitemiz arasında 2012 yılında imzalanan işbirliği anlaşması çerçevesince, 2014 yılında Mimarlık Bölümü; İslam Üniversitesi ile ortak yaz okulunu Yogyakarta’da gerçekleştirmişti. Bu yılki çalışmada 27 öğrenci, 11 akademisyen olmak üzere 38 Endonezyalı katılımcı, fakülteden 11 akademisyen ve 20 öğrenci ile birlikte geleneksel Osmanlı ve Endonezya mimarileri üzerine çalıştı. Bu kapsamda her iki ülke akademisyenlerince gerçekleştirilen sunumlar ile bilgilenen öğrenciler, İstanbul, Bursa ve Edirne’ye yaptıkları gezilerle bu bilgilerini pekiştirdiler. (23.02.2015)

8

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


HABERLER

İster düşlerine dal denizin, ister selvi gölgelerine! Ölümün kıyısına çıkmış kurbanlık koyun gibi! Boyun ağrıları çekmek istemiyorsan, boynunu selvi gibi doğrultacaksın. Ellerini çam gibi açacak, yüreğini selvi gibi derleyip toplayacaksın! Acının açtığı gözler seni anlayacaktır.

Öğretim Üyelerimizden İki Yeni Yayın Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Hasan Akay’ın son şiir kitabı EHLİDİLDENİZ raflardaki yerini aldı. Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Naim Demirel’in “BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Barışın Korunması” isimli kitabı, Derin Yayınları Uluslararası İlişkiler Dizisi’nden yayımlandı. Kitap, BM Sözleşmesi’nin 24/1. maddesinde Güvenlik Konseyi’nde verilen uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve korunması görevinin kapsamını ortaya koyuyor.

Genç Yeşilay Kulübü Bağımlılıklarla Mücadelede Etkin Rol Üstlendi Genç Yeşilay Kulübü 2012’den bu yana birçok etkinlik düzenleyerek bağımlılıklarla mücadelede oldukça yol kat etti. Kasım ayında Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Esra Albayrak “Türkiye’de Yaygın Bir Yanılsama; Nargile ve Gençlik” konulu konferans kapsamında Üniversitemize konuk olarak nargile kullanımının zararları konusunda farkındalık yarattı. Yeşilay Haftası’nda iki farklı yerleşkede eş zamanlı stantlar açılarak bağımlılıklar üzerine bilinçlendirme çalışmaları, mart ayından itibaren her cuma Haliç Yerleşkesi’nde film gösterimi yapıldı. Yeşilay Kulübü üyelerinden yedi öğrenci Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin “Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı” projesi kapsamında dört gün boyunca eğitim alarak, birer uygulayıcı formatör sertifikası sahibi oldular ve Üniversitemiz bünyesindeki 1.000 öğrenciye koyucu/önleyici eğitim verip İstanbul’daki tüm üniversite Yeşilay Kulüpleri arasında birinci olmaya hak kazandılar. (08.05.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

9


HABERLER

“Alüminyum İmalat Tesislerinde Enerji Verimliliği ve Sera Gazlarının Azaltılması” Projesi Saha Çalışmaları

F

atih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Alüminyum Test Eğitim Araştırma Merkezi (ALUTEAM) ile Girişimci Alüminyum ve Sanayici İş Adamları Derneği (GALSİAD) işbirliği ve İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle yürütülen “Alüminyum İmalat Tesislerinde Enerji Verimliliği ve Sera Gazlarının Azaltılması” projesinin önemli bir ayağını saha çalışmaları oluşturdu. Alüminyum sektörünün üretim kapasitesi ve çeşitliliğinin artırılması temel esasında, sektörün üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan aydınlatma, iklimlendirme, enerji dönüşümü ve ısı transferinde en yüksek verimin elde edilmesi ve enerji talebinin azaltılmasının amaçlandığı proje kapsamında, alüminyum profil, döküm ve levha üretimi yapan firmalarda test ve ölçüm faaliyetleri gerçekleştirildi. Mertcan Metal, Aluneg Alüminyum, Altınel Alüminyum, Yavuz Alüminyum, Okyanus Alüminyum, Nakış Metal, Alfa Metal, Onat Profil, Ersaş Alüminyum, Demirtaş Alüminyum, Mesan Metal, Uzuner Alüminyum, Tuna Alüminyum test ve ölçüm çalışmaları yapılan firmalardan bazıları. Testlere başlamadan önce fabrikalarda keşif çalışmaları yapan mühendislerimiz, firma tarafından görevlendirilen bir sorumlu ile birlikte termal görüntüleme, sıcaklık ölçüm, enerji ve harmonik analiz testleri, baca gazı analizleri ve islilik testlerini gerçekleştirdiler. Gerçekleştirilen testler ve sonuçları rapor halinde firma yetkililerine sunuldu. Çalışmalar sonunda üretim bazlı enerji yoğunluğunun çıkarılması, değerlerin TEP (Ton Eşdeğer Petrol) karşılıkları ve maliyet analizleri yapılarak hedef grup işletmeler için nihai rapor hazırlanacak ve gerekli düzenlemelerle ilgili işletmelere yardımcı olunarak enerji kayıplarının en aza indirilmesine katkı sağlanacak. (19.03.2015)

FSMVÜ Öğretim Üyeleri Yenilenebilir Enerji Konferansı’nda Türkiye’den Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Ümit Doğay Arınç ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz’ın katıldığı AREC Dördüncü Yenilenebilir Enerji Konferansı, 18-20 Mayıs 2015’te Amman/Ürdün’de gerçekleştirildi. Enerji ekonomisi, enerji yönetimi ve yenilenebilir enerji konularının tartışıldığı, işbirliği görüşmelerinin de yapıldığı Geneva Oteli’ndeki konferansa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan (MENA) çok sayıda delege katıldı. Öğretim üyeleri Arınç ve Yılmaz enerji yönetiminde melez teknolojileri konu alan çalışmayı sunarak panel tartışmalarına katkı verdiler. AREC (Arab Yenilenebilir Enerji Komisyonu) etkinliğinin sergi kısmına Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Güney Doğu Galvaniz şirketi yöneticileri de katıldı. 12 Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinin enerji konusundaki üst STK’larından biri olan AREC’in başkanlığını Ürdün Prensi Assem Bin Nayef yürütüyor. (20.05.2015)

10

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


HABERLER Fas’ta Eğitim Fuarına Katıldık Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Dış İlişkiler Müdürlüğü 20–23 Mart 2015 tarihlerinde Fas’ın Kazablanka ve Marakeş şehirlerinde düzenlenen Uluslararası Eğitim Fuarı’na katıldı. FSMVÜ’yü fuarda Dış İlişkiler Müdürü Bedia Tekin ve Dış İlişkiler Koordinatörü Enis Mansur Anaş temsil etti. Fuarların yanı sıra her iki şehirde de ziyaret edilen liselerde üniversitenin stantlarına ilgi yoğundu. (23.05.2015)

Öğrencilerimiz THY Teknik Tesislerini Gezdi Meslek Yüksekokulu Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı öğrencileri uçak bilgilerini geliştirmek amacıyla Turkish Technic’in (THY Teknik) Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bulunan tesislerini öğretim görevlileri ve THY Teknik uzmanları eşliğinde gezdi. Turkish Technic eğitmenlerinden Nusret Bülent Topçu, üç ayrı grup olarak farklı tarihlerde düzenlenen teknik geziler sırasında öğrencilere rehberlik ederek uçak bakımlarının yapıldığı hangarlarda uçaklarla ilgili temel bilgiler verdi. (28.05.2015)

MEMDER’in İlk Genel Kurul Toplantısı Yapıldı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mensupları ve Mezunları Derneği’nin ilk Genel Kurul Toplantısı Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Derneğin kurucu başkanı aynı zamanda Üniversitemizin Genel Sekreteri Alim Türkyılmaz yaptığı açılış konuşmasında, derneğin vakıf bilincini benimsemiş nesillerin oluşmasına katkı sağlayacağını vurguladı. İlk Genel Kurul Toplantısı’nın önemine değinen Türkyılmaz, derneğin sadece üniversite mensupları ve mezunlarının değil Üniversitemize gönül vermiş insanlardan oluştuğunun da altını çizdi. Açılış konuşmasının ardından divan heyetinin oluşturulması üzerine hazırlanan yönetim kurulu listesi oylamaya sunuldu ve üyelerin oy çokluğu ile yeni yönetim kurulu belirlendi. Derneğin kurucu yönetim kurulu üyelerinden Ali Kurt ve M. Arif İncegül’ün hedefler ve yapılacak projelerle ilgili açıklamalarının ardından Öğrenci Konseyi Başkanı M. Yavuz Gültepe temennilerini iletti. (20.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

11


HABERLER

FSMVÜ Öğretim Üyeleri Enerji Verimliliği Çalıştayında “Türkiye'de düşük ve artı enerji evlerin yapımı, doğru planlama, enerji verimliliği ve enerji verimliliği alanında farkındalık eğitimi” çalıştayına FSMVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Ümit Doğay Arınç, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz ve Mühendislik Fakültesi Arş. Gör. Mehmet Öner Yeleğen katıldı. Avrupa Birliği (AB) çatısı altında organize olan Almanya STK’ları (Sequa, DGS, Eclareon) ve Almanya Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen “Türkiye'de düşük ve artı enerji evlerin yapımı, doğru planlama, enerji verimliliği ve enerji verimliliği alanında farkındalık eğitimi” çalıştayı 11-14 Mayıs 2015 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. Arınç, Yılmaz ve Yeleğen dört gün süren çalıştaya fikirleri ve eleştirileriyle destek verdiler. Enerji verimli binalar, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım kapasitelerinin artırılması, temiz enerji kaynaklarının kullanımı konularının masaya yatırıldığı ve mühendis ile mimarlara enerji verimliliğinde farkındalık ve teknik bilgi sağlayan çalıştaya, Almanya’dan mimar ve enerji mühendisleri, Türkiye’den de üniversiteler, kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı. (14.05.2015)

Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Makedonya KUNIB Eğitim Fuarı’na Katıldı FSMVÜ Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü 1415 Mart 2015 tarihlerinde Makedonya'nın başkenti Üsküp'te Kafkasya Üniversiteler Birliği (KUNIB) tarafından düzenlenen Uluslararası Eğitim Fuarı’na katıldı. Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ın da katıldığı fuarda üniversite standı öğrenciler tarafından ilgi gördü. (15.03.2015)

12

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


HABERLER Bilek Güreşi Şampiyonası’nda Üniversitemizi Furkan Çakıroğlu Temsil Etti Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Antalya Limak Limra Otel’de gerçekleştirilen Üniversitelerarası Bilek Güreşi Şampiyonası’nda Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’ni 90 kiloda Furkan Çakıroğlu temsil etti. (23.03.2015)

Üç Öğrencimiz Karate Şampiyonası’na Katıldı Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Sakarya’da düzenlenen Üniversitelerarası Karate Şampiyonası’nda Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’ni 67 kiloda Yalçın Karataş, 75 kiloda Berkay Yıldız, 84 kiloda Samet Özçelik temsil etti. (31.03.2015)

Kick Boks Şampiyonası’nda Çeyrek Finale Yükseldik Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde düzenlenen Üniversitelerarası Kick Boks Şampiyonası’nda Üniversitemizi Doğukan Baştaş 63 kiloda, Anıl Saraç 71 kiloda, Ramazan Horasan 74 kiloda çeyrek finalde temsil etti. (17.04.2015)

Futbol Turnuvasının Kazananı “Zalım Spor” 18 Nisan-25 Mayıs 2015 tarihleri arasında düzenlenen, 34 takımın katıldığı, 306 öğrencinin mücadele ettiği futbol turnuvasının şampiyonu “Zalım Spor” oldu. İkincinin “Hababam”, üçüncünün ise “Şendullar” takımı olduğu turnuvada ödüller Rektör Prof. Dr. Musa Duman tarafından verildi.

Voleybolun Şampiyonu “Aydın’s Team” Oldu 13 takımın katıldığı, 104 öğrencinin mücadele ettiği voleybol turnuvasında şampiyon, “Aydın's Team” oldu. Turnuvanın ikincisi “The Thunders”, üçüncüsü ise “Amatörler Takımı” oldu. Rektör Prof. Dr. Musa Duman başarı gösteren takımlara ödüllerini takdim etti.

Dragon Boat’da Türkiye Beşinciliği Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Küçükçekmece sahilinde yapılan Dragon Boat Türkiye Şampiyonası’nda FSMVÜ Türkiye beşincisi oldu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

13


HABERLER

22. Yabancı Dil Olarak Türkçe Eğitimi ve Öğretimi Toplantısı FSMVÜ’de Yapıldı 22. Yabancı Dil Olarak Türkçe Eğitimi ve Öğretimi Toplantısı (YADOT) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin farklı üniversitelerinden pek çok eğitmenin katıldığı toplantıda, yabancılara Türkçe öğretimi konusundaki fikirler paylaşılıp bu alandaki boşluklar ve yapılması gerekenler hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. FSMVÜ Türkçe Öğretim Merkezi (TÜMER) yöneticisi Berna Gökpınar Balcı’nın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, TÜMER okutmanlarından Ayşe Çipan’ın “Yabancılara Türkçe Öğretiminde Otantik Materyal Kullanımına Örnekler” adlı sunumunun ardından yine TÜMER okutmanlarından Sultan Çetinkaya’nın “Yabancı Dil Eğitiminde Sorbonne Dil Okulu” sunumu yer aldı. (09.05.2015)

Erasmus+ Ders Verme Hareketliliği Kapsamında Üniversitemize Ziyaret Yunanistan’daki Panteion Sosyal ve Siyasi Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. Stelios Perrakis ve Prof. Dr. Maria Daniella Marouda’nı, Erasmus Ders Verme Hareketliliği kapsamında Üniversitemize konuk oldular. Uluslarası İlişkiler Ofisi’ni ziyaret eden öğretim görevlileri ofisin yapılanması, iş akışı, gelen-giden öğrenci trafiğinin yönetilmesi hakkında yerinde gözlem yaptı. Ardından öğrencilerle bir araya gelen öğretim görevlileri Hukuk Fakültesi öğrencilerine Uluslararası Hukuk ve İnsan hakları konularında ders verdi. (14.05.2015)

ALUTEAM Birçok Teknik Seminer Düzenledi FSMVÜ Alüminyum Test Eğitim Araştırma Merkezi (ALUTEAM) ile Girişimci Alüminyum ve Sanayici İş Adamları Derneği (GALSİAD) işbirliği ve İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle yürütülen “Alüminyum İmalat Tesislerinde Enerji Verimliliği ve Sera Gazlarının Azaltılması” projesi kapsamında birçok teknik seminer gerçekleştirildi. Alüminyum sektörüne yön veren uygulamaların, yeniliklerin ve teknolojik gelişmelerin yine sektörden isimlerce sanayici, mühendis ve konuya ilgi duyan öğrencilere aktarıldığı seminerlerde tecrübe paylaşımları da yapıldı.

14

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


HABERLER

Mühendislik Öğrencilerinden Mikroişlemci ve Akıllı Sistemler Projeleri Bilgisayar Mühendisliği ve Biyomedikal Mühendisliği 2. sınıf öğrencileri Mikroişlemci ve Akıllı sistemlere yönelik proje sunumlarını gerçekleştirdiler. Sunumu Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Yılmaz Çamurcu, Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Avni Morgül, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ekiz ve öğrenciler izledi. (03.06.2015)

Osmanlı – Malay Dünyası İlişkileri FSMVÜ’de İncelenecek Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi (IIUM) arasında Osmanlı-Malay Dünyası Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruluyor. Merkez, Osmanlı-Malay dünyası kapsamında iki önemli Müslüman dünyanın tarihini siyasi, askeri, iktisadi, kültürel ve sosyal yönleriyle bilimsel olarak incelemek, iki dünya arasında dünden bugüne köprüler kurmak ve yetişen yeni kuşakların birbirlerini daha iyi anlamasını ve işbirliği imkânlarını sağlamayı amaçlıyor. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası sanatsal, kültürel, sosyal alanlarda bilgi ve görüşler paylaşılacak; kongre, seminer, panel ve konferanslar düzenlenecek, ortak projeler geliştirilecek; Osmanlı-Malay Dünyası ilişkileri kapsamında değer merkezli ve medeniyet perspektifli açılımlar üzerine durulacak. Osmanlı -Malay Dünyası Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden biri İstanbul’da diğeri Kuala Lumpur’da kurulacak. (16.02.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

15


BAŞARILAR & ÖDÜLLER

Prof. Dr. A. Yılmaz Çamurcu Eurapean Utitlity Week’e İnovasyon Ödülleri Komitesi Üyesi Seçildi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. A. Yılmaz Çamurcu, Kasım 2015’te Viyana’da yapılacak olan Eurapean Utitlity Week’e (Avrupa Akıllı Şebekeler Kongresi) İnovasyon Ödülleri Komitesi üyesi olarak seçildi. European Utility Week 2015’te, dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri yenilik ve üretimlerinin tanıtımlarını yapacak. (27.04.2015)

Araştırma Görevlisi Seher Kalender TUBİTAK'tan Destek Kazandı Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü araştırma görevlisi Seher Kalender, İngiltere’de doktora sırasında araştırma yapmak üzere TÜBİTAK’tan 1 yıl süreli burs kazandı. Kalender, “Prince’s Foundation For Building Community” hakkında yapacağı araştırma için Londra’daki The Prince’s School of Traditional Arts’tan gerekli kabulü aldı. (06.02.2015)

16

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


BAŞARILAR & ÖDÜLLER

“Zeki Yüzey Kusur Tespit Sistemi” Projemiz Birincilik Ödülü Aldı

F

SMVÜ Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç ve proje ortağı New Jersey Üniversitesi Öğr. Gör. Yrd. Doç. Dr. Hasan Al-Jabbouli tarafından Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde (ALUTEAM) geliştirilen “Zeki Yüzey Kusur Tespit Sistemi” projesi İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (İDDMİB) düzenlediği “Metalik Fikirler” 3.ARGE Proje Pazarı etkinliğinde birinci oldu. “Metalik Fikirler” 3.AR-GE Proje Pazarı Profesyonel kategorisinde yarışan “Zeki Yüzey Kusur Tespit Sistemi”, yarışmaya katılan 264 proje arasından ilk aşamayı geçti ve jüri sunumuna hak kazandı. Proje, Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleşen jüri sunumlarının ardından İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda sergilenen 79 proje arasında birincilik ödülüne layık görüldü. Ödül törenine, Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, TİM Başkanvekili Tahsin Öztiryaki, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan yanında çok sayıda birlik başkanı, sanayiciler ve yarışmacılar katıldı. (23.10.2014)

“Zeki Yüzey Kusur Tespit Sistemi”, alüminyum ekstrüzyon ile profil imalatı yapan tesislerde üretim sırasında yüzeyde oluşan kalıp, billet ve işçi kaynaklı hataların engellenebilmesi için tesislerde tam otomatik, bütün üretimi takip edebilen ve çeşitli hata türlerini birbirinden ayırt edebilen bir kalite kontrol sistemidir. Bu sistemin alüminyum ekstrüzyon ve hadde tesislerinde kullanılması amaçlanıyor.

Öğrencimiz Harun Urhan CERN’den Davet Aldı Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencimiz Harun Urhan İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nden (CERN) yaz stajı için davet mektubu aldı. Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencimiz Harun Urhan, CERN'ün Information Technology (IT) bölümünde 22 Temmuz – 21 Ağustos 2015 tarihleri arasında yaz endüstrisi staj programına dâhil oldu. (07.05.2015)

Güreş Şampiyonası’nda Öğrencimizden Türkiye İkinciliği Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen Üniversitelerarası Güreş Şampiyonası’nda Üniversitemizi Hukuk Bölümü öğrencimiz Recep Alper Yılmazlar 66 Kiloda temsil etti. Sporcumuz İlk tura bay olarak katıldı, 2. turda rakibini 5–1 yenerek çeyrek finale yükseldi. 3. tur çeyrek finalde rakibi Abant İzzet baysal Üniversitesi öğrencisini 12–4 yenerek yarı finale çıktı. Yılmazlar, 4. tur yarı finalde Uşak Üniversitesi öğrencisini 8–0 yenerek final oynamaya hak kazandı. Öğrencimiz 5. tur final mücadelesinde rakibine yenilerek Türkiye ikincisi oldu.(17.04.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

17


BAŞARILAR & ÖDÜLLER

Parçalarının Üretimine Katkı Sağladığımız Bayraktar Taktik İHA TSK'da Hizmete Girdi

K

ale-Baykar iş ortaklığıyla tasarlanıp milli imkânlarla geliştirilen, özgün sistemlere sahip ve iç ve dış olmak üzere çok sayıda işlevsel parçası Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde (ALUTEAM) üretilen milli tasarım taktik sınıftaki ilk insansız uçak; Bayraktar Taktik İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemi, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kabul edildi. Dünyada kendi sınıfında en ileri teknolojik özelliklere sahip olan Bayraktar Taktik İHA’nın elektronik donanım, yazılım sistemleri ve platform tasarımı tamamen milli olarak geliştirildi. ALUTEAM, Bayraktar Taktik İHA’ya (BT2) hızlı prototipleme laboratuvarında, lazer sinterleme yöntemi ile üretilen 320 adet işlevsel parça ile destek verdi. Bayraktar Taktik İHA, 14 Haziran 2014’te yaptığı test uçuşu sırasında 28 bin feet ile milli hava araçları arasında Türkiye irtifa rekoruna imza atmıştı. Keşan Askeri Havaalanı’ndaki uçuş testleri kapsamında 24 saat 34 dakikalık uçuş gerçekleştiren Bayraktar Taktik İHA, Türk havacılık tarihindeki en uzun uçuş süresine sahip hava aracı olma unvanına erişmişti. (14.11.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç, En Başarılı Bilim İnsanları Listesinde Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamında Türkiye ve Avrupa'da bilim insanlarının başarı sıralamasında "Project Acumen” adıyla desteklenen ve Webometrics Web sitesinde yayınlanmak üzere h indeksi ve atıf sayıları göz önünde bulundurularak yapılan bir araştırmada, Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç, Türkiye'de en başarılı ilk 2.000 bilim insanı listesinde yer aldı. Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç’un “The Bees Algorithm - A Novel Tool for Complex Optimisation Problems Authors of DocumentPham, D.T., Ghanbarzadeh, A., Koç, E., (...), Rahim, S., Zaidi, M. Year the Document was Publish 2006 Source of the DocumentIntelligent Production Machines and Systems - 2nd I*PROMS Virtual International Conference 3-14 July 2006 pp. 454-459” adlı ortak makalesi google academics ve scopus’tan nisan başı itibarıyla 971 atıf aldı. (18.04.2015)

KURAM Müdürü Ömer Dabanlı, ICOMOS’a Üye Seçildi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesindeki Vakıf Kültür Varlıklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi (KURAM) Müdürü Öğr. Gör. Ömer Dabanlı, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin (ICOMOS) Türkiye Milli Komitesi üyeliğine seçildi. Uluslararası bir sivil toplum organizasyonu olan ICOMOS, 1965 yılında Varşova’da; tarihi anıtlar ve sitlerin korunması ve değerlendirilmesine yönelik ilkeler, teknikler ve siyasetler geliştirmek ve ilgili her türlü araştırmayı desteklemek ve yönlendirmek amacıyla kurudu. Günümüzde ICOMOS’un 110’dan fazla ülkede kurulmuş milli komiteleri bulunmaktadır. (30.11.2014)

18

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


Üniversitemiz Yeşilay Akran Eğitimlerinde Birinci Oldu

BAŞARILAR & ÖDÜLLER

Yeşilay Cemiyeti’nin Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı (TBM) farkındalık çalışmalarında FSMVÜ Genç Yeşilay Kulübü en çok akranına ulaşarak Marmara Bölgesi’nin en başarılı kulübü seçildi. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı işbirliği ile Genç Yeşilay Kulübü Üniversitemizde düzenlediği farkındalık çalışmaları Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleşen törenle ödüllendirildi. Ödül töreninde konuşan Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, “Program kapsamında ülkenin her yerinde 7’den 77’ye farkındalık eğitimleri veriliyor. Programın üniversiteler ayağında uygulayıcı eğitim kamplarımızda eğitim alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi öğrencileri hep bir adım öndeydi. Diğer üniversitelere hep sizleri örnek gösterdim. Keşke onlar da aynı başarıyı yakalasaydı. Bu işe gönülden sahip çıkan, Genç Yeşilay ruhunu en iyi kavrayan öğrencilerinizi tebrik ediyorum.” dedi.

“Bin Kişiye Ulaşmamız Gurur Verici” Rektör Prof. Dr. Musa Duman yaptığı konuşmada, “Yeşilay Kulübü öğrencilerimiz bağımlılıkla mücadele eğitimi aldıktan sonra en kısa sürede bu bilgileri bin akranına aktararak ödül almaya hak kazandılar. Yeni bir üniversite olmamıza rağmen en çok kişiye ulaşmamız çok gurur verici ve sevindirici.” diye konuştu. Marmara Bölgesi’nin en başarılı öğrencileri seçilen Emine İlhanlı, Merve Karaburun, Meryem Olcay, Ecem Nur Ünal, Nergis Yücel, Tuğba Kumru ve Burcu Başusta ödüllerini Rektör Prof. Dr. Duman ve Prof. Dr. Karaman’dan aldı.

ICSG 2015’ten Öğrencilerimiz İki Ödül ile Döndü

3. İstanbul Uluslararası Akıllı Şebekeler Kongresi’nde öğrencilerimiz Oğuzhan Oktay Büyük ile Yusuf Korkmaz En İyi Lisans Öğrencisi Bildirileri kategorisinde birincilik ödülüne, Yusufhan Çeknaz ise üçüncülük ödülüne layık görüldüler. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı himayesinde düzenlenen 3. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongresi’nde (ICSG 2015) En İyi Lisans Öğrencisi Bildirileri kategorisinde birincilik ödülünü Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri Oğuzhan Oktay Büyük ve Yusuf Korkmaz’ın ortak hazırladıkları A Mobile Application to Manage Electricity Consumption isimli bildiri, üçüncülük ödülünü Yusufhan Çeknaz’ın bildirisi kazandı. Çeşitli üniversitelerden akademisyen ve öğrencilerin değerlendirilen bildirileri “en iyi genç araştırmacı bildiri ödülü, en iyi lisansüstü öğrencisi bildiri ödülü, en iyi lisans öğrencisi bildiri ödülü” olmak üzere üç kategoride ödüllendirildi. (30.04.2015)

National Instrument Firmasından Sistem Geliştirici Sertifikasını alan İlk Öğrenci FSMVÜ’de Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencilerinden Yusufhan Çeknaz, National Instrument firmasının sertifika sınavlarına girerek uluslararası geçerliliği olan “Sistem Geliştirici ”sertifikasını alan Türkiye’deki ilk öğrenci oldu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

19


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Bilim Felsefecisi İhsan Fazlıoğlu Şiirdeki Türk Düşüncesini Anlattı İslam-Osmanlı-Türk düşünce tarihine ilişkin okumayı Fuzuli’nin “Işk imiş her ne var âlemde / İlm bir kîl ü kâl imiş ancak” beyti üzerinden yapan Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde seminer verdi. Seminerin dinleyicileri arasında Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fahameddin Başar’ın yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler vardı. Fazlıoğlu, bir bilim felsefecisi, tarihçisi olarak neden edebiyatçıların üzerinde durması gereken bir beyti konu edindiğini şöyle açıkladı: “Bu beytin psikolojik bir boyutu var. Bize anlattığı başka şeyler var. Fuzuli, “İlm bir kîl ü kâl imiş ancak” derken sanıldığı gibi bilimi değersizleştirmiyor. Ben bu çalışmayla Türk düşüncesini sadece nesirde değil şiirde de bulabileceğimizi gördüm.” Medrese mezunu âlimlerin yazdığı şiirlerde çok ciddi felsefi arka plan gördüklerini söyleyen Fazlıoğlu, “Âşık Paşa’nın Garipnâme’si dört başı mamur bir felsefe sistemidir. Anadolu’yu yeni yurt edinen Osmanlı’nın felsefesini anlatıyor. Sadece şiir değildir.” dedi.

4 Terimin Anlam Katmanları İncelendi Fuzuli’nin meşhur beytini derinlemesine irdelediği çalışmasını nasıl hazırladığını da anlatan ünlü bilim felsefecisi, beyit

20

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

üzerinden Osmanlı dönemi Türk düşüncesinin nasıl okunacağına dair bir metodoloji geliştirdiğini söyleyerek çok değişkenli parametrik okumayla önce ışk’ı –burada “aşk” kelimesini değersizleştirildiği için kullanmadığını açıkladı- ardından âlem, ilm ve kîl ü kâl terimlerini irdelediğini ifade etti. Kîl ü kâl’in sanıldığı gibi “boş konuşma”, “dedikodu” anlamlarına gelmediğini; fikri dolayısıyla aklı temsil ettiğini ifade eden Fazlıoğlu, “Bu 4 terimi incelediğimde ortaya ‘Fuzuli ne demek istedi?’ metni çıktı.” dedi. Fuzuli’nin dediği milletin anladığı değil diyen Fazlıoğlu, “Neden başka bir şey demek istediğini düşünmüyoruz?” diye sorarken cevabı yine kendisi verdi: “Türk milletinin psikolojisi kaymış. Ayar vermek lazım. Psikolojik ayar düzeldiğinde bu metinleri farklı okumaya başlayacağız. Bu da ancak tarih bilinciyle, medeniyetimizi merkeze alan okuma biçimini benimsemekle sağlanır.” açıklamasını yaptı. Medrese eğitimi almış bir şairin âlemde her ne varsa aşktır ve ilimle uğraşmak boş konuşmadır demesinin mümkün olamayacağını ifade eden Fazlıoğlu, beyti zipli dosyalara benzeterek şunları söyledi: “Bir beyit bile zipli dosyalar gibidir. Çözmek lazım. Üretildiği bağlama yerleştirmek lazım. Yerleştirince çözüyorsunuz.” dedi. (25.02.2015)


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Dünya Gençleri Öncülerin İzinde FSMVÜ Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEM) Edebiyat Fakültesi ve Müsenna Uluslararası Öğrenci Derneği işbirliği ile yapılan “Dünya Gençleri Öncülerin İzinde” seminerleri kapsamında Hasan el-Benna semineri, Haliç Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından da desteklenen proje kapsamında, Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Öğr. Gör. Dr. Ahmet Emin Dağ, öğrencilere Müslüman Kardeşler hareketinin kurucusu, 20. yüzyılın önemli şahsiyetlerinden Hasan el-Benna’nın fikirlerini aktardı. (02.04.2015)

Kütüphane Kullanım Becerisini Geliştirme Eğitimi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nün düzenlediği “Kütüphane Kullanım Becerisini Geliştirme Eğitimi” Kütüphane Şube Müdürü Lütfü Kılınç tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde verildi. Lütfü Kılınç, Üniversitemizin 5 kütüphanesinin yayın sayısı, kapasitesi gibi konuları özetledikten sonra kitaplar, e-kaynaklar ve veri tabanlarına ulaşımın nasıl yapıldığını dair önemli bilgiler verdi. Ödünç verme hizmeti, internetten yayın arama, eser isteme olanağı gibi detayları öğrencilerle paylaştı. (19.03.2015)

“Kur’an-ı Kerim Tümüyle Estetiktir” FSMVÜ Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda gerçekleşen “İslam ve Sanat” konferansında, yazar, şair ve akademisyen Prof. Dr. Turan Koç, İslam’ın estetik anlayışını irdeledi. “İslam sanatının epistemolojik gayesi, görünenin arkasındaki görünmeyene ulaşmaktır; pratikteki gayesi ise dünyayı ve hayatı güzelleştirmektir.” diyen Koç, Kur’an-ı Kerim’den ve Hz. Peygamberin hayatından estetik örnekleri vererek “Kur’an-ı Kerim tümüyle estetiktir. Muhsin Kur’ani bir tabirdir. Allah Muhsinleri sever yani güzel olanı yapanları sever, diyor Kur’an-ı Kerim.” ifadelerini kullandı. Estetik kelimesinden önce edebiyatımızda ve günlük dilde hüsn ve cemal gibi Kur’an-ı Kerim’e ve hadise dayalı terimlerin kullanıldığını aktaran Koç, Peygamberimizin Hz. Ali’nin oğullarına hasen (güzel) ve Hüseyin (güzeller güzeli) isimlerini koyduğuna dikkat çekerek eskiden bu isimlerin manasını kavramada daha mahir olduğumuzu vurguladı. Estetik anlayışın hâkim olduğu bir gelenekten geldiğimizi belirten Koç, bunu şu örnekle açıkladı: “Mendil, estetiktir hele bir sevgiliye sunulmuşsa, kâğıt mendil ise tek kullanımlıktır. Geleneğimiz mendil de oyalatmış, halı da dokutmuştur.” Günümüzde İslam’ın estetik taraflarının yok sayıldığını ifade eden Koç, “Yabancı kanallarda kan damlayan bir balta, kafa kesen bir bıçak gösteriliyor. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da açan bir çiçek gösterilmiyor. Bu görüntüler karşısında ben nasıl İslam’da estetik var diyeceğim.” diye konuştu. (25.02.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

21


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Erkek Neden Şiddet Uyguluyor? Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nün Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde düzenlediği "Türkiye'de Hegemonik Erkekliği Sorgulamak ve Şiddeti Anlamaya Çalışmak” seminerinde toplumun erkek ve kadın üzerine yüklediği cinsiyet rollerinin şiddete sebep olup olmadığı konuşuldu.

Konuşmacı Yrd. Doç. Dr. Hande Eslen Ziya, Özgecan Aslan cinayetinden sonra erkek şiddetine karşı büyük bir farkındalık oluştuğunu söylerken, erkek neden şiddet uyguluyor sorusunun cevaplarını aradı. Bu cevapların toplumun erkek ve kadına biçtiği rollerde aranması gerektiğinin altını çizerken toplumsal cinsiyet kavramına dikkat çekti. Cinsiyetle toplumsal cinsiyet arasındaki farkları, birinin doğal ve biyolojikken diğerinin toplumsal düzlemde oluşturulmuş kadın ve erkeğe atfedilen roller olarak açıklayan Ziya, cinsiyet ayrımının henüz anne karnındayken başladığını ve bebeğin doğumundan sonra kız ya da erkek oluşuna göre şekillendiğini ifade etti. Burada bir

parantez açan Ziya, bu durumun Türkiye’ye özgü olmadığını evrensel nitelikte olduğunu belirtti. Kadına atfedilen narin, duygusal, fedakâr, anne gibi rollere karşın erkeğe yüklenen güçlü, aile reisi, bağımsız gibi rollerin erkeğin hegemonik bir dünya yaratmasına neden olduğunu savundu. Hegemonik erkekliği kadınsı olmamak, eşcinsel olmamak, erkek çocuğa sahip olmak gibi birkaç tanımla açıklayan Ziya, “Hegemonik erkeklik var olabilmek için ötekini yaratıyor. Farklı olan her şeyi dışlıyor. Bu dil erkek üzerinde baskı kuruyor. Mesela ağlayamıyor, istese bile kırmızı ayakkabı giyemiyor gibi… Bu nedenle egemen erkek olmak aslında kolay bir şey değil.” ifadelerini kullandı. (09.03.2015)

Nevruz Nedir ve Neden Kutlanır? Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından düzenlenen Tarih Söyleşileri kapsamında “Türk Dünyasında Nevruz” semineri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğr. Üye. Prof. Dr. Abdulvahab Kara tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.

“Özellikle çocukların sahiplenmesi için Noel Baba gibi Nevruz Ata isminde simge bir kişi belirlenebilir.”

22

Farsça bir kelime olan Nevruz’un Türkçe yeni gün anlamına geldiğini, birlik, beraberlik ve sevgiyi simgelediğini söyleyen Kara, “ M. Ö Çin kaynakları Hunların 21 Mart’ta kırlara çıkarak bahar şenliği yaptığını yazıyor. Ancak Türk geleneğinde Nevruz kutlamalarının ne zaman başladığını bilmiyoruz.” dedi. Nevruz’un yeni yıl, bahar bayramı ve önemli olayların yıl dönümü olarak kutlandığını söyleyen Kara, 12 hayvanlı Türk takviminde baharın başlangıcı olan 21 Mart’ın yılbaşı olarak kabul edildiğini bu nedenle Nevruz’un esas anlamının yılbaşı kutlaması olduğunu söyledi. Kara, bahar bayramı özelliğinin yılbaşı anlamından sonra geldiğini, ne zaman gerçekleştiği belli olmayan tarihi olayların başlangıcı olarak Nevruz’un verilmesinin bir gelenek olduğunu da ekledi. Öte yandan Orta Asya Türk devletlerinde Nevruz geleneklerinden, kültürlerarası kutlama farklılıklardan bahsetti. Nevruz’un geleceğiyle ilgili de konuşan Kara, son yıllarda görkemli kutlamalar yapılmadığından yakındı. Nevruz’un bahar bayramı özelliğinin ön plana çıkarılmasıyla kutlamaların yeniden canlanabileceğini ifade eden Kara, “Özellikle çocukların sahiplenmesi için Noel Baba gibi Nevruz Ata isminde simge bir kişi belirlenebilir.” dedi. (24.03.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Hat Sanatının Doğuşu İnşaat Kulübü’nün Haliç Yerleşkesi’nde düzenlediği “Harflerin Hitabeti” seminer-dersinde Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, hat sanatının ortaya çıkışını ve hat çeşitlerini sunduğu örneklerle anlattı. Subaşı, mühendislik öğrencilerine hat sanatının doğuşunu anlatırken yapılar üzerinde nasıl işlendiğinin birkaç örneğini de paylaştı. “Arap menşei bir alfabede yer alan harflerinin estetik boyutlarda tasarımıyla ortaya çıkan sanata hat sanatı denir.” diyen Subaşı, bu sanatın Arap harfleriyle oluşturulmasına rağmen dünyada Türk sanatı olarak algılandığının altını çizdi. Bunun sebebini ise Osmanlı asırlarında hat sanatına verilen emeğe ve sanatın geliştirilmesine bağladı. Subaşı, İslam’ın Mekke’de yeniden doğuşu zamanında Hicaz yazısı olarak adlandırılan bu yazının, Ürdün’den tüccarlar vasıtasıyla Hicaz’a intikal ettiğine dair görüşler olduğunu ve Hz. Muhammed’in komşu ülkelerin liderlerine yazdığı mektuplar bulunduğunu dile getirdi. Yazının zaman içerisinde gelişimine dair Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerinden örnekler gösteren Subaşı, kûfi ve sülüs yazının nasıl estetik donanım kazandığı üzerinde durdu. İlk dönemlerde resimsel anlatımların ön planda olduğunu belirten Subaşı, zamanla renklerin ortaya çıktığını aktardı. Hattatların pirinin Hz. Ali olduğunu söyleyen Subaşı, Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar döneminden de usta hattat isimleri zikretti. Subaşı, yazının mimaride kullanımına ise El Hamra Sarayı’ndan, Anadolu Selçuklular dönemindeki cümle kapılarından, Osmanlı dönemindeki III. Ahmet Çeşmesi, Topkapı Sarayı ve Bursa - Yeşil Cami’den örnekler gösterdi. (31.03.2015)

Ebru Sanatçısı Hikmet Barutçugil’i Ağırladık Hikmet Barutçugil, Kandilli Yerleşkesi’nde gerçekleşen “İslam Sanatlarının Estetik İlkeleri ve Ebru Sanatı” konferansında, Doğu ve Batı sanatlarının karşılaştırmasını yaparak İslam’ın estetik anlayışını anlattı. Ebrunun çok eski bir Türk sanatı olmasına rağmen her 100 yılda birkaç usta çıkardığını belirten Barutçugil, 20. yüzyılın son çeyreğinde bu sanatın boyut değiştirdiğini, yeniliklerin, farklılıkların meydana geldiğini ifade etti. Doğu ve Batı sanatları aynı kefeye koyulmaz diyen Barutçugil, “Batı sanatının temelinde göz vardır. Gözün gördüğü kopya edilir. Doğu’da ise hayal gücü ve gönül gözü vardır. Batı sanatı “ben” eksenlidir, Doğu sanatlarında ise benlik yoktur. Ben yarattım duygusuyla hareket etmez sanatçı.” İslam’ın estetik ilkeleriyle ilgili de konuşan Barutçugil, “Doğu sanatlarında estetikten öte bir düşünce vardır. Kendinden geçercesine bir güzellik arayışı vardır.” açıklamasını yaptı. Konferansın sonunda Hikmet Barutçugil ebru üzerine yayınlanan kitaplarını Güzel Sanatlar Fakültesi kütüphanesine hediye etti. (04.01.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

23


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Çanakkale 1915 Paneli

Ç

“Mehmet Akif Dönemin Şuarasının Namusunu Kurtardı”

Prof. Dr. Fahameddin Başar, Çanakkale Savaşı’nı geniş bir çerçevede ele aldığı konuşmasında savaşın Türk ve dünya tarihi açısından önemini ve sonuçlarını değerlendirdi. İtilaf devletlerinin asıl amacının İstanbul’u geri almak ve Türkleri Anadolu’dan çıkarmak olduğunu söyleyen Başar, “Çanakkale Muharebeleri 11.yy’da başlayan Haçlı Seferlerinin sonuncusu ve en büyüğüdür. Her bakımdan tarihimizde çok önemli yeri olan Çanakkale Savaşları, imkânsızlıklar içerisinde, Avrupa’nın modern silahlarla donatılmış ordusuna karşı yokluklar içinde kazanılan büyük bir zaferdir.” dedi.

Prof. Dr. M. Fatih Andı, Çanakkale ruhunun edebiyatımıza yansımalarını değerlendirdiği konuşmasında o ruhu en iyi anlatan şair olarak nitelendirdiği Mehmet Akif Ersoy’un bir benzerinin daha olmadığını verdiği örnekle açıkladı: “İttihat ve Terakki hükümeti Osmanlı’nın gücünü ve haklılığını duyurmak için propaganda yapmak istiyor. Temmuz 1915’te dönemin sanatçılarını, edebiyatçılarını, müzisyenlerini Çanakkale’yi yerinde görüp eser vermeleri için cepheye davet ediyor. Davete, aralarında Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Seyfettin, Ahmet Ağaoğlu, Ali Canip Yöntem, Mehmet Emin Yurdakul, Hakkı Süha Gezgin, İbrahim Çallı gibi dönemin ünlü aydınları icabet ediyor. On gün cephede kalan aydınlar askerlerle görüşüyorlar, siperleri geziyorlar; İstanbul’a döndüklerinde ise cephe kısa sürede unutuluyor. Onlardan geriye zoraki yazılmış 3–5 Çanakkale şiiri ve cephe anılarını anlatan birkaç yazı kalıyor. Propaganda niyeti adeta fiyaskoyla sonuçlanıyor. Bir isim var ki o sırada cepheden çok uzakta, Arabistan’da ancak zafer haberini alır almaz o aydınların görüp de yazamadıklarını yüreğinde hissedip Çanakkale Şehitlerine şiirini yazıyor. Mehmet Akif adeta dönemin şuarasının namusunu kurtarıyor.”

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Göleç ise tarihi farklı bir yaklaşımla sunarak kahramanlık edebiyatını bir yana koydu ve cephe gerisindeki insanların hikâyelerine mercek tuttu.

anakkale Savaşları’nın tarihteki önemi ve sonuçları, edebiyatımıza yansımaları ve savaşa etki eden insan dışı faktörler, Kandilli Yerleşkesi’nde düzenlenen “Çanakkale 1915 Paneli”nde konuşuldu. Panelin konuşmacıları Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar ve Öğr. Gör. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Göleç’ti.

24

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER İsmet Özel’in savaşın mahiyetine dair söylediği “Çatışmalar cephede, savaş arkalardadır” dizesinden ilhamla savaşı 40 odalı bir konağa benzeten Göleç, “Çatışmalar bu konakta sadece bir odadan ibaret. Tarih, kamera gibi bize her şeyi göstermiyor. Bir futbol maçını düşünün, televizyonda izlerken sadece topu takip edersiniz tribünde ise topsuz alandaki mücadeleyi de görürsünüz. Tarih o topsuz alandaki mücadeleyi göstermeyi ihmal ediyor, sadece askeri perspektifi dayatıyor. Oysa savaşın dışında da hikâyeler var. Cephedeki askerlerin yoklukla savaşan aileleri var. Savaş alanlarındaki ceset kokuları, salgın hastalıklar, yorgun ve hasta askerler var. Tarih bunları görmüyor.” Savaşın kaderini belirleyen teknoloji, coğrafya, iklim gibi insan dışı faktörlerin de olduğunu belirten Göleç, bu savaşın o güne dek görülmemiş büyüklükte teknolojik bir savaş olduğunu; sadece askerlerin değil mühendislerin ürettikleri teknolojilerle de savaştıklarını ifade etti. (30.03.2015)

İslami İlimler Fakültesi’nde Çanakkale Şehitleri Anıldı İslami İlimler Fakültesi’nde düzenlenen “Çanakkale Şehitlerini Anma Programı”nda şehitler, hatim-i şerif ve Kur’an-ı Kerim ile anıldı. Senegalli öğrenci Abdulwedud Marega’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başlayan “Çanakkale Şehitlerini Anma Programı”, Öğr. Gör. Cuma Öztürk’ün oğlu Yusuf Melik Öztürk’ün okuduğu İstiklal Marşı’yla devam etti. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan’ın konferansın anlam ve önemini ifade eden açılış konuşmasının ardından İlahiyatçı-Yazar Ali Bayraktar, Çanakkale ruhunu anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Program, Çanakkale şehitleri ruhuna okunan hatimlerin duasıyla sonlandı. (01.04.2015)

Şiirden Hayata Bakış Konferansı Gerçekleştirildi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen “Şiirden Hayata Bakış” konferansına divan şiirine gönül vermiş isimlerden biri olan Hayati İnanç konuk oldu. Klasik şiirden duyduğu heyecanı düzenlediği konferanslarda dinleyicilere aktaran İnanç, Kandilli Yerleşkesi’nde verdiği konferansta Keçecizade İzzet Molla, Baki, Şeyh Galip, Fuzuli gibi isimlerden okuduğu beyitlerin hayata kattığı anlamlar üzerine konuştu. Kültürümüzün hazinelerinden biri olan divan şiirinin hayata yansımalarını aktaran İnanç, “Tasavvufu, gönül sanatımızı aktaran bu beyitleri insanlara ulaştırmak için 8 yıldır çabalıyorum. Divan şiirinin verdiği heyecanı aktarmayı seviyorum.” dedi. (07.05.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

25


AKADEMİK ETKİNLİKLER

100. Yılında Çanakkale Paneli

E

debiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “100. Yılında Çanakkale Paneli” Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde gerçekleşti-

rildi.

Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Musa Duman, “Türk kamuoyunun Çanakkale’yi benimseyişi ve idrak edişi, Çanakkale ile ilgili bilgilerden daha önemlidir. Çünkü Çanakkale, hem bizim hem de Boğaz’ı geçmek isteyenler için sıradan bir boğaz değil, ülkemiz ve ülkemize yönünü çevirmiş büyük bir İslam coğrafyasının ayakta kalıp kalmama mücadelesinin sembolik bir adı anlamındaydı. Bu nedenle bilgileri aşan bir noktaya ulaştı. Türkiye İslam âlemi için o gün ne ifade ediyorsa, bugün de onu ifade ediyor.” dedi. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir Özcan’ın başkanlığındaki ilk oturumda Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı

26

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

Prof. Dr. Fahameddin Başar, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Göleç ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Ünver yer aldı. Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı başkanlığındaki ikinci oturumda ise Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Akay, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Samsakçı konuşmalarını gerçekleştirdiler. Prof. Dr. Özcan, Çanakkale Savaşı’nın, Osmanlı Devleti’nin en büyük savaşı olduğunu söyleyerek “Osmanlılar, 14. yüzyılda Avrupa’ya ayakbastılar. Avrupalılar, Türkleri oradan atmak için yüzyıllarca savaş verdiler. Karlofça Anlaşması’yla zayıflayan Osmanlı birçok toprak kaybetse de 18 Mart 1915’te Çanakkale’de yapılan savunma harbi Osmanlı’nın galibiyetiyle sonuçlandı. Dünya harbinin Osmanlılarca en önemli yönü zaferle sonuçlanmasıdır.” dedi.


AKADEMİK ETKİNLİKLER

“Çanakkale’de Emperyalizme Dur Dedik” Prof. Dr. Başar, Türk askerinin destan yazdığı Çanakkale Zaferi’nin dünya tarihinin gördüğü en büyük savaşlardan biri olduğunu belirterek Çanakkale muharebelerini panoramik bir bakışla değerlendirdi. Başar, I. Dünya Savaşı nasıl başladığını, Osmanlı’nın savaşa neden dâhil olduğunu, İttihat ve Terakki’nin nasıl politikalar yürüttüğünü, savaşın önemi ve sonuçlarını değerlendirdi. Başar konuşmasını, “Türk milletinin var olmak için 100 yıl önce ölüm kalım savaşı yaptığı Çanakkale muharebeleri, Türk - İslam dünyası ve ezilmiş milletler için ışık olmuştur. Allah bir daha o acı günleri yaşatmasın.” diyerek bitirdi. Yrd. Doç. Dr. Metin Ünver, Çanakkale cephesinde yaşananların detaylarını anlatarak Nusret Mayın Gemisi’nin ve Ertuğrul Keşif Uçağı’nın kahramanlıları üzerinde durdu. İlk oturumun son konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Göleç ise Çanakkale Zaferi’ne farklı bir pencereden baktı. Destansı bir savaş olarak nitelendirdiği Çanakkale Savaşı’nı, kahramanlık hikâyelerinin ardında gizli sıradan gerçeklikler üzerinden yorumladı. Göleç, “Tarih, askeri perspektifi dayatıyor oysa savaşa başka perspektiflerden bakmak da mümkün. Savaşın kaderini belirleyen teknoloji, coğrafya, iklim gibi insan dışı faktörler de var. Savaşın uzağında olan yaşlı insanlar, çocuklar da var. Tarih bize gerçek insan hikâyeleri yerine gerçeküstü kahramanlık hikâyeleri sunuyor. Gerçek insan hikâyelerini anlatmak romanlara kalıyor ancak romanlarda fazla estetize ediyor. Cesetlerden, yaralı askerlerden, bulaşıcı hastalıklardan kimse bahsetmiyor.” diye konuştu.

Prof. Dr. M. Fatih Andı, Çanakkale Şehitleri şiiri üzerinden Mehmet Akif Ersoy’un savaştaki fonksiyonuna değinen bir konuşma gerçekleştirdi. O dönemde yazılan hiçbir savaş şiirinin Akif’in şiiriyle boy ölçüşemeyeceğini, o ruhu vermediğini ifade eden Andı, “Çanakkale’de kaç cephe varsa bir cepheyi de tek başına Mehmet Akif açmıştır. Bu milletin iki Çanakkale’si vardır: Biri savaşın bizzat kendisidir ikincisi en az onun kadar bilinç ve ruh olarak içimizde varlığını sürdüren Çanakkale Şehitleri’ne şiiridir. Şiir bugüne kadar fonksiyonunu sürdürerek gelmiştir.” Çanakkale bilincinin önemini vurgulayan Andı, “Çanakkale, Karlofça’dan beri gerileyen Osmanlı - Müslüman kimliğinin ilk defa Batı emperyalizmine dur dediği yerdir. Bu nedenle Çanakkale’nin oluşturduğu bilinç çok önemlidir.” diye konuştu. Prof. Dr. Hasan Akay, Çanakkale ruhunu, savaşı yüreğinde yaşadığını söylediği Mehmet Akif Ersoy’un şiiriyle değerlendirdi. Genel anlamda Türk şiirinde Çanakkale’yi yorumlayan Akay, Akif’ten önce yazılan şiirlerde his olduğunu ancak ruhun eksik olduğunu söyledi. Panelin diğer konuşmacılarından Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk ise çizgi diliyle Çanakkale Savaşı’nı anlattı. Dönemin Karagöz isimli mizah dergisinin savaşı nasıl yorumladığına dair sunumunu dinleyicilerle paylaştı. Panelin son konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Samsakçı Türk şiirinde Çanakkale şiirlerini değerlendirdiği konuşmasında şiirlerde dönemin ittihatçı bakışının hâkim olduğunu dile getirdi. (18.02.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

27


AKADEMİK ETKİNLİKLER

ICSG İstanbul 2015’e Katıldık!

Y

ürütme Kurulu Başkanlığını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç’ın, Bilim Kurulu Başkanlığını ise Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. A. Yılmaz Çamurcu’nun yaptığı, 29–30 Nisan 2015 tarihlerinde düzenlenen 3.Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’na katıldık. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının himayelerinde düzenlenen, Üniversitemizin de destek verdiği Kongre’nin ilk açılış konuşmasını Rektör Yardımcısı Ümit D. Arınç yaptı. İki gün süren kongrede akıllı şebeke sistemleri, akıllı elektrik şebekeleri, enerjinin geleceği, teknoparklar, yenilebilir enerji yatırımları gibi konularda üniversitelerden akademisyenler ve sektörün öncü firmaları tarafından sunumlar yapıldı. Kongrenin bildiri programında ilk gün 4 oturum gerçekleşti. Akıllı Şebeke Sistemleri ve Mimarileri isimli ilk oturum, Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Avni Morgül başkanlığında gerçekleşti. Günün son oturumu ise Prof. Dr. A. Yılmaz Çamurcu yönetiminde Akıllı Şebeke Ağları ve İletişim Teknikleri alanında yapıldı. İkinci gün ise Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Akıllı Şehirler için Yenilikçi Uygulamalar ve Örnek Çalışmalar oturumunun başkanlığını üstlendi.

28

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Mühendislik Fakültesi Fuar Alanında Ziyaretçilerini Ağırladı

Ulusal ve uluslararası firmalar, kurumlar bildirilerin ve konferansların yanında kurdukları stantlarda da son teknolojilerini tanıttılar. FSMVÜ Mühendislik Fakültesi fuar alanında ziyaretçilerini ağırladı. Ziyaretçilerimiz arasında Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç’un yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yetkiler, sektör temsilcileri ve öğrenciler de vardı. Mühendislik Fakültesi Öğr. Gör. Yrd. Doç. Dr. Ali Nizam, Öğr. Gör. Musa Aydın, araştırma görevlileri Mahmud Esad Arar, Osman Semih Kayhan, İslam Mayda, Samet Kaya ve fakülte öğrencileri standı ziyaret eden firma ve kurum yetkililerine fakülte eğitiminden ve projelerinden söz ettiler. İki gün süren 3. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’nın kapanış konuşmalarında Rektör Yardımcısı Prof. Arınç, çok başarılı bir kongre ve fuar geçirdiklerini, önümüzdeki yıl daha kapsamlı bir organizasyon yapmak istediklerini ifade etti. Prof. Dr. Çamurcu ise üniversitelerin kongreye katkıları üzerinde durarak gelecek yıl katkıların daha da artması temennisinde bulundu. Konuşmaların ardından kongreye katkı sunan bilim kurulu üyelerine Arınç tarafından sertifika takdim edildi ve Rektör Prof. Dr. Duman’ın da katıldığı ödül töreninde üç ayrı kategoride En iyi Bildiri Ödülleri verildi. (30.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

29


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Tüm Yönleriyle Kazasker Mustafa İzzet Efendi FSMVÜ çatısı altında Topkapı Yerleşkesi’nde eğitim veren Medeniyetler İttifakı Enstitüsü’nün (MEDİT) düzenlediği “Medeniyet Konferansları”nın ilk konuğu Prof. Dr. Uğur Derman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin hattatlığı ve musikişinaslığını değerlendirdi. Programın açılış konuşmasını yapan MEDİT Sanat Danışmanı Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya, “Her medeniyette o medeniyeti zenginleştiren şahsiyetler vardır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Osmanlı medeniyeti için böyle bir şahsiyettir.” diyerek sözü Prof. Dr. Uğur Derman’a bıraktı. Derman, birer gönül sanatı olarak nitelendirdiği hat ve musikinin her ikisiyle ilgilenen az sayıda insan vardır diyerek onlardan birinin Kazasker Mustafa İzzet Efendi olduğuna dikkat çekti. Kazasker Mustafa İzzet Efendi, ilk tahsil hayatından Enderun eğitimine, henüz 20’li yaşlarında ustalığa ulaştığı neyzen kimliğinden mükemmel bir hattat oluşuna; sarayla olan ilişkisinden Sultan II. Mahmud ile dostluğuna kadar medeniyetimize iz bırakmış yönleriyle ve ilginç anekdotlarla ele alındı. Konferansın ardından M. Doğan Dikmen, bestesi Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye ait olan 3 eseri, neyzen Doç. Dr. Ali Tan eşliğinde icra etti. (25.02.2015)

Bulut Teknolojilerine Dair Seminer FSMVÜ Kariyer Merkezi ile Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığının Mühendislik Fakültesi işbirliği ile düzenledikleri "Microsoft Bulut Bilişim Çözümleri ile Açık Kaynak Projeler” semineri Haliç Yerleşkesi’nde yapıldı. Akademik Programlar, Microsoft Azure Yazılım Teknolojileri Yöneticisi Dr. Mustafa Kasap, Microsoft’un akademik programlarının içeriği, kariyer ve staj imkânlarının yanında, bulut teknolojilerinin işlevlerine dair bir sunum gerçekleştirdi. Geleceğin teknolojileri, küçülen donanımların artan işlevleri, bulut teknolojilerinin hayatı kolaylaştırıcı etkileri ve Microsoft’un bulut teknolojisi Azur’un kullanıcılara sunduklarından bahseden Kasap, kendi deneyimlerini de paylaştı. Seminer, Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Prof. Dr. Ali Yılmaz Çamurcu, Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Koç, Yrd. Doç. Dr. Orhan Özhan’ın yanı sıra araştırma görevlileri ve öğrenciler tarafından da ilgiyle takip edildi. (13.03.2015)

“Oracle’da IT Çözümleri ve Kariyer” İngilizce Hazırlık Programı öğrencileri ve Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü lisans öğrencilerinin katıldığı seminerde, Oracle Kıdemli Satış Danışmanı İbrahim Demir, kendi kariyer hayatından öne çıkanları, IT dünyasındaki son gelişmeleri, Oracle’ın önde olduğu sektörleri, Java dünyasında olup bitenleri dinleyicilerle paylaştı. Oracle İnsan Kaynakları Yöneticisi Aylin Özçelik ise kariyer odaklı bir konuşma gerçekleştirdi. Oracle Türkiye’nin yapısını, çalışma prensiplerini anlatan Özçelik, mühendislik okuyan gençlere global olmalarının yanında öne çıkmak için farkındalık yaratmalarını tavsiye etti. Şirketlerinin profesyonel ve kişisel gelişime önem verdiklerini belirten Özçelik, Oracle’ın staj programlarından, öğrencilere sunulan imkânlardan, çalışanlara verilen destek programlarından da söz etti. (20.03.2015)

30

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Şairler, Genç Şairlere İlham İçin FSMVÜ’deydi Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Uluslararası Üsküdar Şiir Festivali kapsamında, İbrahim Tenekeci, Ahmet Murat ve Amal Kassir ile şiir sevenler Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bir araya geldi. Şair Furkan Çalışkan yönetimindeki program, festivalin üst başlığı olan “2015’te Şiir Ne İşe Yarar?” sorusuyla açıldı. Suriye adlı şiiriyle ABD’de Grand Slam Ödülü’ne layık görülen Suriyeli genç şair ve aktivist Amal Kassir, şiiri kendini ifade etmekten ziyade sesi çıkmayanların sesi olmak için yazdığını ifade etti. Kassir, Suriye’deki olayların politik şiirler yazmasında etkili olduğunu vurgulayarak “Eğer hiçbir şey yapmadan durursak çocuklarımıza karşı suç işlemiş oluruz. Devrimi gerçekleştirmenin en güzel yollarından biri de şiir yazmaktır. Bu nedenle benim ilk şiirim Filistin ile ilgiliydi.” ifadelerini kullandı. İbrahim Tenekeci bu soruya çok farklı cevaplar verilebileceğini söyleyerek “Öncelikle şiirlerim bana çok değerli dostluklar kazandırdı. Şiir insana verimlilik katar, rikkat sahibi ve erdemli yapar, edebiyat ve hayat görgüsü kazandırır. Şiir okuyan, yazan biri dünyaya fazla düşkün değildir.” dedi. Ahmet Murat ise şiirin işlevine dair “Gösterişe aldanıp ruhu, asli nefesi kaybettiğimizi düşünüyorum. Bu gösteriş bizi güçlü soluktan, kökümüzden koparıyor. Benim için şiir nüveyi kaybetmeden ruhumda yaptığım bir kazı… O kazı boyunca rastladığım buluntuları şiirlerimde paylaşıyorum. Ruhun temel sesinden uzak olan şiir kalıcı olmuyor, kana karışmıyor.” açıklamasını yaptı.

Şairin Ömrü Çok Kısa Gençliğin şiir üzerindeki etkilerine dair bir soruyu İbrahim Tenekeci şöyle cevaplandırdı: “Şiir sadece duyguyla yapılacak bir şey değil. Beden gücü de istiyor. Halter çalışır gibi şiir çalışmak gerekiyor. Gençken her taşın altı kaldırılıyor, belli bir tecrübeden sonra şair dünyaya karşı hüküm vermeye başlıyor, bu yüzden şiirsel tarafını zedeliyor. O yüzden başarılı şiirlerin çoğu şairlerin gençlik döneminde yazılmıştır. Bir insan 30 yaşından sonra çok başarılı bir şair olamayabiliyor ama 40 yaşından sonra çok iyi bir öykücü, romancı olabiliyor. Dolayısıyla şiir ve şairin ömrü diğer alanlara göre çok daha kısa.” Söyleşinin ardından Ahmet Murat “Muhayyer Münacat”, İbrahim Tenekeci “Yıkım Kararı” ve “Yürüyüş Kolu”, Amal Kassir “Suriye” isimli şiirlerini okudular. (08.04.2015)

Türk İslam Tarihi’nde Okçuluğun Yeri Güzel Sanatlar Fakültesi’nin düzenlediği “Okçuluk Paneli”nde, Türk İslam tarihinde okçuluk ve hattat kemankeşler konuşuldu. Panelin ilk konuşmacısı, Türk tarihi araştırmacısı ve okçuluk eğitmeni Adnan Mehel, “Okçuluk, bir spor, çok önemli bir kültür parçası ve çok önemli bir sünnettir.” dedi. Ok atmanın bir usulü, adabı olduğunu söyleyen Mehel, eskiden Hz. Muhammed’in iltifatına mazhar olmak için ok atıldığını belirtti. Bir Kemankeş Sicil Defteri olduğunu ve bu defterde kayıtlı olan son ismin Seyfettin Efendi olduğunu ifade eden Mehel, kayıt defterine geçmese de Necmettin Okyay’ın usta bir isim olduğunu sözlerine ekledi. “Türk İslam Tarihi’nde Okçuluk” isimli bir sunum gerçekleştiren akademisyen Emrullah Tekin, İslamiyet’te ok atmanın faziletleri hakkında birçok hadis olduğunu, Hz. Muhammed’in “çocuklarınıza ok atmayı, yüzmeyi ve ata binmeyi öğretin” hadisinin İslam medeniyetinde dikkate alındığını aktardı. Sahabe döneminden örnek veren Tekin, Sa'd bin Ebî Vakkas’ın okçuların piri olduğunu, Vakkas’ın Uhud harbinde bine yakın ok attığını söyledi. Osmanlı’da okçuluğun ortaya çıkışı ve gelişmesini ele alan Tekin, Fatih Sultan Mehmet’in okçuluğu bir kurum haline getirdiğini, tuğralarda da ok ve yay kullanıldığını söyledi. Tekin, “Hz. Muhammed’in okçuluğa verdiği önem bu sporu kutsallaştırmıştır.” dedi. Kemankeş hattatlar isimli çalışmasından örnekler paylaşan Hattat Mahmut Şahin, 30’dan fazla hattat kemankeşe ulaştığını aktararak Necmettin Okyay’ı hattatlık ve okçuluk meziyetleri üzerinden ele aldı. Panelin ardından Adnan Mehel, ok atmanın inceliklerini salondakilere göstererek, öğrencilerle birlikte ok atışları gerçekleştirdiler. (28.04.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

31


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Prof. Dr. M. Fatih Andı Türk Şiirinin Batı’ya Bakışını Değerlendirdi Prof. Dr. M. Fatih Andı, Sezai Karakoç’un “Ötesini Söylemeyeceğim” adlı şiirinin anlam katmanlarını yorumlayarak modern Türk şiirinde çok işleyen bir damar olan anti-emperyalist bilince dikkat çekti. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Endülüs Fikir ve Sanat Kulübü’nün hazırladığı Atik Valide Seminerleri-II kapsamında “Modern Türk Şiirinde Anti-Emperyalist Bilinç - Ötesini Söylemeyeceğim” adlı seminerde Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Türk şiirinin sömürgeci Batı’ya karşı bakışını değerlendirdi.

Tüm Zamanların En İyi Anti-Emperyalist Şiiri Konuşmasına, modern Türk şiirinde anti-emperyalist kodların geçmişine giderek başlayan Andı, sömürgeci güçlere karşı duruşun, Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine isimli şiiriyle başladığını ifade ederek “Çanakkale savaşları emperyalizme karşı direncin başarıyla sonuçlandığı bir kırılma noktasıydı. Bu şiir anti-emperyalizme karşı bir feryattır.” dedi. Andı, Mehmet Akif’in bu rolüne değindikten sonra bazı yazarlar tarafından tüm zamanların en iyi anti-emperyalist şiiri olarak tanımlanan, Sezai Karakoç’un Afrika’nın bağımsızlık savaşları için yazdığı Tunus’u merkeze alan Ötesini Söylemeyeceğim’i dize dize inceledi. Andı, bir kız çocuğunun ağzından dökülenlerle özgürlüğe atıfta bulunan şiiri, Doğu ve Batı medeniyetlerinin çatışmasını ortaya koymasıyla modern dünyanın geleneksel toplumlara dayattığı zihniyete bir başkaldırı olarak nitelendirdi. Şiirde sıkça kullanılan yağmur metaforuna dikkat çeken Andı, yağmurun çocuğun algısında kötü bir şey olmadığını aksine rahmeti simgelediğini belirtti; yağmuru, sömürülen toprakların Allah’ın rahmetinden ümit kesmediğinin kanıtı olarak değerlendirdi. İşgal altına alınmadan önce geleneksel kodlara bağlı yaşayan Tunus halkının sömürgeci güçlerin ardından yaşadığı, yaşayacağı toplumsal dönüşümünün kız çocuğunun ağzından ifade edildiği şiirde, Batı emperyalizminin bir adam ve kadın üzerinden ötelendiğini ifade etti. (11.03.2015)

TBWA/İstanbul CEO’su Cem Topçuoğlu ile Reklamcılık Üzerine Kandilli Yerleşkesi’nde düzenlenen “Reklamcılık Nereye Gidiyor?” konferansında TBWA/İstanbul Reklam Ajansı CEO’su Cem Topçuoğlu, reklamcılığın geleceği üzerine konuştu. Her sektör gibi reklamcılığın da sürekli geliştiğini söyleyen Topçuoğlu, dijital dünyanın, sosyal medya ve tasarımın reklam sektörünü nasıl etkileyeceğini anlatırken reklamcı olmak isteyenlere tavsiyelerde bulundu. Reklamcı olmak istiyorsanız üç önemli kavramı içselleştirmeniz gerekiyor diyen Topçuoğlu, bu kavramları; yaratıcılık, bütünsel düşünebilmek, atik ve esnek olabilmek olarak sıraladı. Konuşmasını bu üç başlık altında sürdüren Topçuoğlu, “Yaratıcılık sürecinde güçlü bir içgörüye sahip olarak tüketicinin hissettiğini çok iyi anlamak gerekiyor. İş hedefleriyle hedef kitlenin içgörüsünü bir araya getirirsek başarılı işler ortaya çıkıyor. Ezber bozan olmak da önemli. Herkesin yaptığını farklı yapmak sizi diğerlerinden ayırır ve özel kılar.” dedi. Olaylara bütünsel bakabilmenin önemine de değinen Topçuoğlu, belirli bir alanda derinleşen ayrıca farklı alanlarda da fikir sahibi olan insanlara reklamcılık sektörünün ihtiyacı olduğunu ifade etti. Atik ve esnek olabilmek başlığı altında ise gerçek zamanlı-şimdi düşünebilmenin önemini vurguladı. Topçuoğlu, tüm bunların odağında bugünün reklamcısını şöyle tanımladı: “Bugünün reklamcısı insanları tanıyabilen, yenilik yaratabilen, farklıyı arayabilen, büyük resmi görüp yönetebilen, kendini çok yönlü geliştiren, şimdinin gücünü anlayan, duyuları her an açık olan, inisiyatif ve sorumluluk alabilendir. Bu özellikler sizi diğerlerinden daha başarılı kılacaktır.” (24.03.2015)

32

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

MYO Kariyer Günleri Etkinliği Meslek Yüksekokulu ve Kariyer Merkezi işbirliğiyle düzenlenen Kariyer Günleri kapsamında Adalet Programı ve Çocuk Gelişimi Programı kariyer etkinlikleri gerçekleştirildi. “Adliyenin Temel Taşları” başlığıyla düzenlenen Adalet Programı Kariyer Günü etkinliğine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erdoğan Tost, Bakırköy 18. İcra Müdürü Metin Özer ve Bakırköy 24. İş Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü Serpil Özer konuşmacı olarak katıldı. İdris Kurt, mesleki hikâyesiyle başladığı konuşmasında, savcılığın görev tanımları hakkında bilgi verdi ve Anadolu’nun farklı şehirlerinde görev yaptığı dönemlerdeki tecrübelerini öğrencilerle paylaştı. Etkinliğin ikinci konuşmacısı Erdoğan Tost, adalet ve hukuk kavramları üzerinde durarak, insanı temel alan bir sistemde zor ve önemli bir görev üstlendiklerini belirtti. Metin Özer, icra müdürlüklerinin yapısı, çalışma alanları, icra – iflas sisteminin ne olduğu; Serpil Özer ise adliyelerde çalışma şartları, staj ve mülakat uygulamaları hakkında bilgi verdiler. Çocuk Gelişimi Programı Kariyer Günü etkinliği animatör Erhan Akyüz’ün “Bir Animatörün Sırt Çantası” konulu sunumuyla başladı. Program, çocuk edebiyatçısı Mevlana İdris’in konuşmasıyla devam etti. Mevlana İdris, çocuk edebiyatının öneminden ve gerekliliğinden bahsettikten sonra çocuk edebiyatı ürünleri oluşturma ve masal yazımı hususunda öğrencileri aydınlattı. Ardından Frobel Anaokulu Müdürü Sema Aksu, özel sektördeki okul öncesi eğitim kurumlarının öğretmen ve personellerinden beklenti ve isteklerine dair bir sunum yaptı. Günün sonunda, bebek ve çocuk ürünleri konusunda Türkiye'de hem dijital hem mağazada pazarlama faaliyeti gösteren E-Bebek firmasının yetkilileri öğrencilerimize bebek ve çocuk ürünleri satışı konusunda perakende sektöründeki iş fırsatlarını aktardı. (15.05.2015)

Havacılık Firmalarını Üniversitemizde Ağırladık Meslek Yüksekokulu'nun Kariyer Günleri kapsamında sivil havacılık sektörünün önemli firmalarını Haliç Yerleşkesi'nde ağırladık. Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı öğretim üyeleri ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen Kariyer Günü etkinliğinde; Türk Hava Yolları Kabin Hizmetleri Başkanı Nevin Çolak, Türk Hava Yolları Eğitim Müdürü Yonca Ceylan, Pegasus Genel Müdür Muavini Nurçin Özsoy, Freebird Kabin Hizmetleri Müdürü Cahide Özeser, Onur Air Kabin Hizmetleri Müdürü Tülay Bulut, Borajet Kabin Hizmetleri Müdürü Özlem Kaygın, TGS (Turkish Ground Servis) Yer Hizmetleri Sabiha Gökçen Başmüdürü Seçkin Mutlu, mesleki tecrübelerini ve havacılık sektöründe kabin memurlarının gelecek hedeflerini öğrencilerle paylaştılar. Konuklar, firmalarını tanıtıp çalışanlarında aradıkları özellikleri ve işe alım süreçlerini de öğrencilere aktardılar. (09.05.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

33


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Küçük Çamlıca’da Rakugo Deneyimi Geleneksel Japon meddah tiyatrosu Rakugo, Rakugo sanatçısı Diane Kichijitsu tarafından Küçük Çamlıca Yerleşkesi’nde sergilendi. Yabancı Diller Bölümü organizesiyle FSMVÜ’ye konuk olan Rakugo sanatçısı Diane Kichijitsu, anlattığı hikâyelere öğrencileri de dâhil etti. Kichijitsu, farklı ülkelerde zorlu koşullarda, özellikle 2011 depremi sonrası Japonya’da edindiği Rakugo tecrübelerini paylaştı. Kichijitsu, gülme yogası şeklinde adlandırdığı yoga ile salondaki herkese kahkaha attırmayı başardı. Rakugo, kökenleri 16. yüzyıla uzanan geleneksel bir Japon komedi öykücülüğüdür. Aslen İngiltereli olan Rakugo sanatçısı Diane Kichijitsu Hindistan, Finlandiya ve İngiltere gibi çeşitli ülkelerde performanslarını sergiledi. (17.04.2015)

TRT Yapımcısından “Tarih ve Belgesel Söyleşisi” Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde düzenlenen “Tarih ve Belgesel” söyleşisine Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ve belgesel yapımcısı Yasin Galata konuk oldu. Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, tarihçilerin hayatı kayıt altına almakla Türk kültür ve medeniyetine önemli katkılar sunacaklarını ifade etti. Ülkemizde çok az belgesel çekildiğinden yakınan Taşağıl, “Tarihi doğru anlatan belgeseller, filmler arttırılmalıdır. Bunu da ancak canlı, dinamik tarihçiler yapabilir.” dedi. TRT Yapımcısı Yasin Galata, “Tarihçi sadece masa başında çalışmamalıdır. Gezerek, fotoğraflayarak, belgeleyerek tarihi ortaya çıkarmalıdır.” diye konuştu. Galata, Türk-İslam medeniyetinin izlerini sürdüğü belgesellerinin bir kısmından söz ederek, çekim sürecinde karşılarına çıkan ilginç bilgileri dinleyenlerle paylaştı. Galata, Türk coğrafyasını en iyi bilen yapımcılardan Servet Somuncuoğlu ile birlikte hazırladığı “Türkistan’da Bir Gün” belgeselini de izletti. Belgesel, Türk mutasavvıfı Ahmet Yesevi’nin doğduğu topraklarda onun düşünce ikliminin izini sürüyor. (22.04.2015)

Hukuk Devleti İlkeleri Tartışıldı FSMVÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Balcı’nın konuşmacı olarak katıldığı ‘’Hukuk Devleti ve Yargıda Paralel Yapılanma İddiaları’’ isimli söyleşi Haliç Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Söyleşide, hukuk devleti ilkesi, hâkim ve savcıların sahip olması gereken nitelikler ve bu bağlamda ülkede yaşanan güncel olaylar tartışıldı. (06.05.2015)

Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Hukuk Fakültesi Pratik ve Uygulamalı İş Sahası Gezi Projesi kapsamında Hukuk öğrencileri Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret etti. Öğrenciler, Kurum Müdürü Nedim Elbistan ve Kurum II. Müdürü Bektaş Çelik tarafından kurumun sistemi ve işleyişi hakkında bilgilendirildiler. (15.05.2015)

34

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Uluslararası Sempozyum: Hukuk ve Türk - Alman Hukukunda Suriyeli Sığınmacıların Hukuki Statüsü Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Hukuk Fakültesi tarafından "Uluslararası Hukuk ve Türk-Alman Hukukunda Suriyeli Sığınmacıların Hukuki Statüsü" konulu uluslararası sempozyum, Topkapı Yerleşkesi konferans salonunda düzenlendi. FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Duman açılış konuşmasında mülteci kavramının medeniyetimizdeki yeri üzerinde durarak bu kavramının Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretini hatırlattığını söyledi. Duman, “Memleketini terk etmek zorunda kalmak büyük bir acı kaynağı, yaşatanlar için ise büyük bir zulümdür. İki milyondan fazla insan ülkesini terk ederek Türkiye’ye sığındı. Onlara yardım etmek elbette insani bir görev. Bu konuda devletlerin çabalarını takdir ediyorum. Ancak burada önemli olan insanların kendi topraklarından ayrılmalarına mani olmaktır. İnsanlar hiç tanımadıkları topraklarda ne yaşayacaklarını bilmeden göç ediyorlar. Mülteci sorunu bu yüzyılın büyük dramlarından biri. Devletlerin göçün sebepleri üzerine düşünüp çözüm üretmeleri gerekir.” diye konuştu. Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Naim Demirel yaptığı konuşmada 2000’li yıllara kadar göç veren bir ülke konumunda olan Türkiye’nin artık göç alan bir ülkeye dönüştüğünü belirterek Ocak 2015’in resmi rakamlarına göre Türkiye’deki Suriyelilerin sayısının 1 milyon 698 bin, tahminlerin ise 2,5 milyon olduğunu aktardı. Demirel, bu durumun ortaya çıkardığı hukuksal sorunların, aksaklıkların giderilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi. İki oturumluk sempozyumun ilk oturumu Marmara Üniversitesi, Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Özel tarafından yönetildi. İlk oturumda, Alman Federal İdare Mahkemesi Hâkimi, Jena Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İnsan Hakları Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Harald Doerig, “Hukuki Bakış Açısıyla Suriyeli Sığınmacıların Almanya’ya Entegrasyonu”, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölüm Başkanı, Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Kaplan, “Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuku Bakımından Suriyeli Sığınmacıların Hukuki Durumu”, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İdare Hukuku Avukatı Prof. Dr. Rolf Gutmann, “Sığınmacılar ve İnsan Hakları”, MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Av. Abdulhalim Yılmaz, “Türkiye’deki Suriyeli Mültecilerin Karşılaştıkları Hukuki Sorunlar”, başlıklarında sunumlarını gerçekleştirdiler. FSMVÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Aslan Delice tarafından yönetilen ikinci oturumda ise Hamburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Alman ve Yabancılar Kamu Hukuku, Avrupa Hukuku ve Devletler Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Stefan Oeter, “Avrupa’da Mülteci Krizi ve Yankıları: Avrupa Birliğinin Genel Sığınmacı Sisteminin Sorunları ve Sığınmacıların Entegrasyonunun Gerekliliği”, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Göç Uzman Yardımcısı, Geçici Koruma Grup Başkan Yardımcısı Emrullah Okur, “Geçici Hukuki Koruma Kapsamında Bulunan Suriyeliler”, son olarak da Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Selin Pürselim Arning “Türkiye'de Bulunan Suriyeli Çocuk Sığınmacıların Hukuki Durumu” başlıklı konuşmalarını yaptılar.

“Entegrasyon Asimilasyonla Karıştırılmamalıdır” Prof. Dr. Harald Doerig, Almanya’da entegrasyonun ne anlama geldiği ve neleri kapsadığı hususunda bilgiler verdi. Doerig, entegrasyondaki iki önemli şartı, dil öğrenmek ve göçmen ve sığınmacıların sosyal yaşam kurslarına katılarak üçüncü şahıslara ihtiyaç duymadan ülkede yaşayabilmeleri olarak sıraladı. Kurslar sayesinde 2,5 milyon insanın Almanya’ya entegrasyonunun sağlandığını belirten Doerig, devletlerin entegrasyon için çalışırken asimilasyona yönelmemesi gerektiğinin altını çizdi. Sığınmacılar ve göçmenler konusunda birlikte çalışmalıyız diyen Doerig, Türkiye’nin 1,5-2,5 milyon arası Suriyeliyi kabul ederek görevini yaptığını ifade etti. Prof. Dr. Yavuz Kaplan, insan haklarını kapsayan Cenevre Sözleşmesi’nin maddelerine atıfla sığınmacı ve mülteci kavramlarının farklılıkları üzerinde durarak, ulusal ve uluslararası hukuka göre göçmenlerin ve sığınmacıların farklı statülerde değerlendirilmesi gerektiğini aktardı. (22.05.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

35


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Erıcsson ve Fujıtsu Yöneticileri Mühendislik Fakültesinde Panele Katıldı Erıcsson AR-GE Direktörü Fatma Özdemir ve İnsan Kaynakları Yöneticisi Pınar Namdar ile Fujıtsu İrtibat Yöneticisi Engin Balıkçı, Mühendislik Fakültesi’nde öğrencilerle bir araya geldiler. Fatma Özdemir, Erıcsson’un geçmişten günümüze geçirdiği değişimleri, teknoloji dünyasına sunduklarını aktarırken Pınar Namdar şirketin işe alım süreci hakkında bilgi verdi. Panelin son konuşmacısı Engin Balıkçı ise Fujıtsu’nun teknolojik çözüm süreçleri üzerinde durdu. (21.05.2015)

İşyeri Psikologluğu Semineri Psikoloji Bölümü tarafından düzenlenen “Psikoloji Uygulamalarında Yeni Alanlar, Yeni Fırsatlar: İşyeri Psikologluğu” semineri Uzm. Psk. Nazım Serin tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde verildi. İşyeri psikologu olmak, insanların bireysel farlılıklarını göz önüne almaktır diyen Serin, özellikle insan kaynakları alanında çalışanlara bu farkındalığı kazandırmak işyeri psikologunun görevlerindendir, diye konuştu. İş psikologluğunun tanımını, görevlerini, ilkelerini, katkılarını açıklayan Serin, işyeri psikologunun yönetimin danışmanı, çalışanların destekçisi ve sistemin iyi işlemesini temin eden kişi olarak en güvenilir tek kişi olduğunu ifade etti. (28.05.2015)

Mikroişlemci ve Akıllı Sistemler Proje Sunumları Bilgisayar Mühendisliği ve Biyomedikal Mühendisliği 2. sınıf öğrencilerinin Mikroişlemci ve Akıllı sistemlere yönelik proje sunumları Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Sunumlar sırasında 1. sınıf öğrencilerinin fizik dersinde yaptığı Microişlemcili sistemler de gösterildi. Akıllı Sistemler ve Microişlemcilerle ilgili sunumları Rektörün yanı sıra Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Yılmaz Çamurcu, Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Avni Morgül, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ekiz, öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve öğrenciler izledi. Rektör Duman, proje hazırlayan öğrencileri ve onlara katkı sunan öğretim elemanlarını tebrik etti. (03.06.2015)

36

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


AKADEMİK ETKİNLİKLER

Sinema ve Sanat İlişkisi Yazar İhsan Kabil, sinema ve sanat ilişkisini irdelemek için Güzel Sanatlar Fakültesi’ne konuk oldu. Kabil, sinemanın doğuşunu, Lumière kardeşler ve Edison’un ilk sinema deneyimlerini anlatarak başladığı konuşmasında sinemanın zaman içerisinde sanat olup olmadığının tartışılmaya başlandığını söyledi. “Sinema bütün sanatların bir bileşkesi aslında. İçinde şiir, müzik, resim, edebiyat var. Fotografik bir boyut da var. Fotoğrafın yaptığını bir adım daha ileriye götürüyor, görüntüye hareket katıyor. Tüm bunlar düşünüldüğünde zamanla sanat dalı olarak değerlendirilmeye başlanıyor.” Her kültürün sinemasının o kültürün dinamiklerinden beslenmesi gerektiği üzerinde duran Kabil, Türk sinemasının oryantalist bakıştan sıyrılmadığı için kimlik sorunu olduğunu ifade etti. Öze dönülerek kimlik sorununun aşılabileceğini söyleyen Kabil, “Geleneksel sanatlarımız sinema diline aktarılmalıdır. Gölge oyunu, ortaoyunu gibi sanatlarımız sinema diliyle buluşunca özgün, kimlik sahibi bir Türk sineması ortaya çıkacaktır.” dedi. (21.05.2015)

Teoriden Pratiğe Meslek Hayatı Deneyimli hukukçular, “Teoriden Pratiğe Meslek Hayatı” söyleşisinde Hukuk Fakültesi öğrencileriyle Haliç Yerleşkesi konferans salonunda bir araya geldi. Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen söyleşiye İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi Kaçakçılık Suçları Hâkimi Cüneyt Akdeniz, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Dr. Ayhan Bozlak, Av. Didem Nur Taylan ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğr. Gör. Doç. Dr. Ömer Bağcı katıldı. Meslek deneyimlerini paylaşan Cüneyt Akdeniz, idealist duygularla başladığı meslek hayatını aynı duygularla sürdürdüğünü ifade ederek bir hukukçunun üzerine büyük vazifeler düştüğünü aktardı. Ayhan Bozlak, hukuk eğitiminden sonraki sürecin Türk ve dünya sistemlerindeki mukayesesini yaparak hâkimlik ve savcılık arasındaki farklılıklara değindi. Meslek seçerken Türkiye’deki etkinliği, çalışma şartları dikkate alınmalıdır, diyen Bozlak, savcılık ve hâkimliğin zor ve ağır sorumluluk gerektiren meslekler olduğunun altını çizdi. Hukuk öğrencilerinin stajda ve staj sonrasında karşılaşacaklarıyla ilgili konuşan Didem Nur Taylan, gerçek bir stajla meslek tercihinin daha kolay yapılabileceğini aktardı. Öğrencilere staj süresince birçok duruşmaya katılmalarını tavsiye eden Taylan, avukatlığın en önemli kısmının doğru staj ve staj sonrasındaki 2 yıl olduğunu söyledi. Taylan, “2 yıl sonra hala avukat olmak istiyorsanız avukatlığı sevmişsiniz demektir.” diye konuştu. Ömer Bağcı ise kariyerinin öne çıkan yanlarını ve akademisyenliği neden seçtiğini anlattı. Akademisyen olmayı düşünen hukukçulara çok okumayı tavsiye etti. (20.05.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

37


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Fethin 562. Yılı Anısına 562 Çınar Fidanı Dikildi

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İstanbul’un fethinin 562. yılı anısına Çatalca’da 562 çınar fidanı dikerek Fetih Ormanı oluşturdu.

O

smanlı Devleti’nin ihtişamını ve uzun ömrünü simgeleyen çınar ağacı ile İstanbul’un fethinin 562. yılı ihya edildi. Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin fikri, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığının desteğiyle Çatalca Orman Bölge Müdürlüğünün FSMVÜ’ye tahsis ettiği alanda düzenlenen etkinlik; Çatalca Kaymakamı Dr. Nevzat Taşdan, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Genel Sekreter Alim Türkyılmaz, Çatalca Belediye Bşk. Cem Kara, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Md. Mürsel Sarı, Çatalca İlçe Milli Eğitim Md. Ahmet Saçak, Büyükçekmece İlçe Milli Eğitim Md. Hasan Uygun, İstanbul Orman Bölge Md. Yrd. Reşat Tunç, Çatalca Orman İşletme Md. Temel Bulut, akademik ve idari personel ile öğrencilerin katılımıyla gerçekleşti. Rektör Prof. Dr. Duman, ilk fidanı Kaymakam ve Belediye Başkanı ile birlikte dikerek can suyunu da birlikte verdiler. Diğer fidanlar öğrenciler tarafından daha önce açılan çukurlara dikilerek Fetih Ormanı’nın temelleri atıldı. Fetih ile ilgili pek çok etkinlik planladıklarını belirten Rektör Duman,

38

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

“Orman Bölge Müdürlüğünün desteğiyle fethin 562. yılında 562 tane çınar fidanı dikiyoruz. Fidanların dikildiği bu alan Fatih’in fetih sırasında Şahi topunu geçirdiği güzergâh üzerinde olması açısında da ayrı bir önem taşıyor. Gençlerimizin tarihine, kültürüne sahip çıkan bir nesil olarak yetişmesi ve böyle yararlı işlerde yer alması bizi oldukça mutlu ediyor. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi.

“Gelecek Sene 1471 Ağaç” Çınar ağacının Osmanlı Devleti’ni temsil ettiğini belirten Genel Sekreter Türkyılmaz ise dikilen çınar fidanlarının geçmişten gelen köklü temsili, gelecekteki nesillere aktaracağını söyledi. Üniversitenin gelecek yıllarda da böyle organizasyonlar yapacağına değinen Türkyılmaz, “Biz Fatih Sultan Mehmed Han’ın eğitim vakfının üzerine kurulmuş bir üniversiteyiz. 1471 yılında kurulmuş bir vakfı temsil ediyoruz ve onun mirası üzerine kurulduk.


KULÜP ETKİNLİKLERİ KULÜP ETKİNLİKLERİ

Dolayısıyla gelecek yıl, 1471 adet fidan dikimi projemiz var.” diye konuştu. Çatalca Kaymakamı Taşdan, ağaç dikimi gibi hayırlı bir işe üniversitenin ön ayak olmasını sevindirici bulduğunu söyleyerek ecdadımıza yakışır bir etkinlik olduğunu ifade etti. Belediye Bşk. Kara, “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi takdire şayan bir iş yapmıştır. Bu organizasyonu düzenleyen akademisyenleri, öğrencileri ve tüm katkı sunanları tebrik ediyorum.” dedi. Fidan dikim fikrinin ortaya çıkmasını sağlayan Sivil Havacılık ve Kabin Hizmetleri bölümü öğrencilerinden Selvi Sevim, çevreye fayda sağlamak amacıyla böyle bir fikir ortaya attıklarını ve okul geneline duyurduklarını belirtti. Projeleri için okul tarafından oldukça destek gördüklerini söyleyen Sevim, etkinliğe katılımın yoğun olması sebebiyle çok mutlu olduklarını sözlerine ekledi. 500’den fazla öğrencinin katıldığı, imece usulü yapılan dikimin ardından İnceğiz mesire alanında piknik yapıldı. Öğrenciler çuval, halat çekme, yumurta taşıma yarışlarıyla eğlendiler. (28.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

39


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Fetih ve Gençlik Kampı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında 562 çınar fidanı dikimi etkinliğinden sonra 8-10 Mayıs 2015 tarihleri arasında Fetih ve Gençlik Kampı düzenledi. Beyoğlu Belediyesi’nin Kocaeli Kefken Kamp Alanı’nda gerçekleşen kampa, FSMVÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Kudret Doğan, birimin idari çalışanları ve öğrencilerimiz katıldı. Düzenlenen yarışmalarla birlik olma duygusu perçinlendi, futbol, masa tenisi turnuvalarıyla stres atıldı, saz dinletisiyle kulakların pası silindi. Oyunların yanı sıra fetih ruhunu hatırlatmak için Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim görevlileri Prof. Dr. Fahameddin Başar ve Prof. Dr. Abdülkadir Özcan kamp alanına konuk oldular. Fetih sürecini anlatan öğretim görevlileri öğrencileri adeta fetih gününe geri götürdüler. Fetih ve Gençlik Kampı öğrencilerin memnuniyetleri ve geleneksel hale gelmesi temennileriyle son buldu. (10.05.2015)

40

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Fatih Sultan Mehmed Han’ı Vefat Yıl Dönümünde Andık Fatih Sultan Mehmed Han’ın vefatının 534. yıl dönümü nedeniyle, üniversite öğrencileri ve mensupları cihan padişahının türbesini ziyaret ederek, onu dualarla yâd ettiler. Fatih Camii’nde kılınan sabah namazının ardından başlayan anma programına İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Genel Sekreter Alim Türkyılmaz, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Kudret Doğan ve Şube Müdürü Levent Akbulut’un yanı sıra FSMVÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Muhammed Yavuz Gültepe ile birlikte İstanbul Şehir Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Işık Üniversitesi, Esenyurt Üniversitesi, Biruni Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Fatih Üniversitesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Okan Üniversitesi’nin konsey başkanları ve çok sayıda öğrenci katıldı. Fatih Sultan Mehmed Han’ın türbesinde üniversite öğrencilerinin okudukları hatimlerin duası, Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan tarafından yapıldı. (03.05.2015)

Fethin Manevi Fatihi Akşemseddin’in Türbesine Ziyaret

İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında fethin manevi fatihi Akşemseddin’in diyarı Göynük, ziyaret edildi. FSMVÜ Öğrenci Konseyi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Öğrenci Konseyi’nin birlikte hazırladığı etkinliğe Göynük Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin, AİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Gençer, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan, Göynük Belediye Başkan Yardımcısı Günay Can, FSMVÜ Tarih Bölümü Öğr. Üye. Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, FSMVÜ Genel Sekreteri Alim Türkyılmaz ve öğrenciler katıldı. AİBÜ Mehter Topluluğu eşliğinde başlayan gezide Akşemseddin Hazretleri’nin türbesi ziyaret edilerek türbenin yanına “Kardeşlik Çınarı” dikildi. (23.05.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

41


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Fetih Etkinlikleri Ödül Töreni ve Konferansla Sonlandı

FSMVÜ’nün İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümü etkinlikleri “Fetih Nesli Olmak ve Fatih” Konulu Liselerarası Kompozisyon Yarışması ödül töreni ve “Fatih Sultan Mehmed’in Hocaları ve İlmi Şahsiyeti” konulu konferansla sonlandı. Kompozisyon yarışması için iki ayrı ödül töreni yapıldı. İlk tören İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu olan “İstanbul’un fethinin 562. Yıl Dönümü Kutlama Programı” kapsamında Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşti. Kompozisyon yarışmasında birinci olan Avcılar Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Merve Akgün, “Mutlak Fetih” isimli kompozisyonunu okuyarak büyük beğeni aldı. Yarışmanın ikincisi Avcılar Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Serkan Can olurken üçüncülüğü Çam Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Ömer Faruk Cengiz elde etti. İkinci tören ise FSMVÜ Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Gerçek, İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Altınöz, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı ve Genel Sekreter Alim Türkyılmaz’ın katılımıyla Üniversitenin Haliç Yerleşkesi konferans salonunda yapıldı. Rektör Duman, fetih bilincine sahip gençlerin kendisini mutlu ettiğini ifade ederek yarışmaya katılanları tebrik etti. Dekan Andı, “Katılanların emeğini kutluyorum ve bilincinin ve ilgisinin devamını diliyorum. Önümüzdeki yıllarda bu yarışmanın Fatih Sultan Mehmed’in adını taşıyan Üniversitemizin sorumluluğuna ve bilincine uyan bir tarzda devamının gelmesini diliyorum.” diye konuştu. “Mutlak Fetih” kompozisyonunu bir kez de burada okuyarak büyük alkış alan Merve Akgün’e hediye çekini Gerçek takdim etti. Serkan Can hediyesini Rektör Duman’dan alırken, Ömer Faruk Cengiz’e hediyesi Rektör Yardımcısı Arınç tarafından verildi. Dördüncü olan Edanur Türk ise ödülünü Dekan Andı’dan aldı.

42

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ FSMVÜ’nün İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümü etkinliklerinin sonu olan, “Fatih Sultan Mehmed’in Hocaları ve İlmi Şahsiyeti” konulu konferans, Prof. Dr. Arzu Terzi tarafından verildi. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğr. Üye. Prof. Dr. Arzu Terzi, Fatih’in ilmi şahsiyetini anlamak için hocalarına ve yetiştiği zamana bakmak gerekir diyerek ilme kıymet veren bir babanın oğlu olarak yetişmesinin önemine değindi. Şehzadelik dönemi hocalarından Molla Gürani’nin Fatih üzerinde çok etkisi olduğundan bahseden Terzi, Fatih’in farklı alanlarda ilim sahibi olmasına katkı sağlayan 11 hocanın ilim yaşamından örnekler sundu. (29.05.2015)

Edirne ve Çanakkale’ye Gezi Düzenlendi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, 1315 Mayıs tarihlerinde Fatih Sultan Mehmed Han’ın doğduğu, Osmanlı’ya 92 yıl başkentlik yapan Edirne ve şehitler diyarı Çanakkale’ye gezi düzenledi. Edirne gezisinde öğrenciler, Fatih Sultan Mehmed Han’ın hadis dersleri aldığı Darü-l Hadis Cami, dönemin en önemli hattatları tarafından yazılmış, muazzam hatların bulunduğu Eski Cami, su ve müzik sesiyle hastaların tedavi edildiği, talebelerin ders gördüğü, yoksullara yardım edilen dönemim en kapsamlı şifahanesi olan II. Bayezıd Külliyesi, doğa ile bütünleşen Meriç ve Tunca köprülerini ziyaret ettiler. 15 Mayıs’ta “Şehitler Diyarı Çanakkale”ye düzenlenen gezi, Burhanlı Köyü’nde buğday çorbası içilerek başladı. Ardından Şehitler Abidesi, Şehit Onbaşı Anıtı, 57. Alay Şehitliği, Kilitbahir Kalesi, Meçhul Asker Anıtı, Yahya Çavuş Anıtı, Kesikdere Şehitliği ve Namazgâh Tabyaları ziyaret edildi. (15.05.2015)

Etkili Sunum Teknikleri Semineri Uzm. Psikolog ve Yazar Abdülaziz Yılmaz, birçok sektörde ihtiyaç duyulan etkili sunumun püf noktalarını anlattı. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Dünya Gençlik Kulübü’nün organizasyonu “Etkili Sunum Teknikleri” seminerinde sunumlarda yapılması ve yapılmaması gerekenler konuşuldu. Seminerin ardından Yılmaz, Sobe kitabını imzaladı. (25.03.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

43


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Ahmet Tezcan Türk Medyasının Durumunu Değerlendirdi Gazeteci-yazar Ahmet Tezcan, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Erdemli Gençlik Kulübü’nün davetlisi olan Haliç Yerleşkesi konferans salonunda seminer verdi. Ahmet Tezcan, medyada karakter inşası temelinde gerçekleştirdiği konuşmasında, medyada büyük bir hakkaniyetsizlik olduğunu ve bu konuyu kendine dert edindiğini dile getirdi. 30 yıldan fazladır medyanın birçok alanında çalışan Tezcan, medyanın hakların en çok çiğnendiği sektörlerden biri olduğunu, etik değerlerin onları koyanlar tarafından hiçe sayıldığını ifade etti. “Türk medyası karaktersizdir çünkü etik kodlarını kendi kültüründen değil Batı’dan almıştır.” diyen Tezcan, medyanın pürüzsüz bir adalete sahip olmadıkça doğru haber vermesinin imkânsız olacağını vurguladı. Tezcan, pürüzsüz bir adaletin de ancak kişinin kendini odağa koymadığı kararlardan oluşacağını söyledi. Tezcan, medyada hakkaniyetli bir düzenin nasıl kurulacağını düşündüğünde uzun zamandır aklında olan fikri şöyle anlattı: “Hz. Ali’ye hediye edilen Sekine duasının başında Allah’ın 6 isminin terkibi vardır. Zikir olarak da söylenirler. Hayyun, Kayyumun, Ferdun, Hakemun, Adlun, Kuddus. Hayyun canlılık, Kayyumun kalıcılık, Ferdun karakter, Hakemun karar verme yeteneği, Adlun adalet, Kuddus pürüzsüzlük anlamlarına gelir. Bu 6 ismin muhtevasını sadece medyaya değil tüm toplumsal ve kurumsal yapılara uyguladığımızda daha iyi bir düzenin kurulacağını düşünüyorum.” dedi. (26.02.2015)

Diyagnostik Görüntüleme Teknolojilerinde Geleceğin Trendleri Biyomedikal Teknolojileri Kulübü tarafından organize edilen “Diyagnostik Görüntüleme Teknolojilerinde Geleceğin Trendleri” semineri Haliç Yerleşkesi’nde yapıldı. Konuk konuşmacı Siemens Klinik Pazarlama Yöneticisi Ali Levent Kurtoğlu, tıbbi görüntüleme sistemlerinin gelişimini ve bugünkü durumunu dinleyicilerle paylaştı. Kurtoğlu, bu alanda Avrupa’nın en büyük şirketi olan Siemens’in yenilikçi çalışmalarını ve en son teknoloji görüntüleme cihazlarını da anlattı. Kurtoğlu ayrıca görüntüleme sistemlerinin teşhis ve tedavideki öneminden bahsetti. Yaklaşık bir saat süren seminer sonrası Ali Levent Kurtoğlu fakülte laboratuvarlarını gezerek öğrencilerle sohbet etti. (02.04.2015)

Sonun Başlangıcı Mavi Marmara FSMVÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Arapça Meslekî Uygulama ve Mavi Mürekkep Gençlik Kulüpleri Haliç Yerleşkesi konferans salonunda “Sonun Başlangıcı Mavi Marmara” konferansı düzenlediler. Seminere konuşmacı olarak katılan Avukat Gülden Sönmez ve yazar Sümeyye Ertekin, Mavi Marmara olayının dava sürecini anlatarak, dinleyicilerin akıllarındaki soru işaretlerini giderdiler. (18.05.2015)

44

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Prof. Dr. Kemalettin Köroğlu Kendini Anlattı Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Tarih Araştırmaları Kulübü’nün 4’üncüsünü düzenlediği “Benim Çekmecem” söyleşilerinin konuğu Prof. Dr. Kemalettin Köroğlu hem özel hem de akademik hayatına dair özel anları öğrencileriyle paylaştı. Tarih Bölümü Öğr. Üye. Prof. Dr. Köroğlu, Tarih Bölümü öğrencisi Esra Sucaklı’nın soruları çerçevesinde, Artvin’in Şavşat ilçesinde rüya gibi geçti dediği çocukluk yıllarını, Rize Lisesi’nin ardından nakil olduğu Kabataş Erkek Lisesi’nde İstanbul Boğazı’yla tanışmasını, oradan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne uzanan yolculuğunu, arkeolojiye yönelerek Asur ve Urartu medeniyetlerinin izini sürmesini zaman zaman komik anekdotlarla anlattı. Köroğlu, 1980’lerin başında girdiği Tarih Bölümü’nde bugün Üniversitemizde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Fahamedin Başar ile tanışmasının kendisi için büyük anlamını ifade ettikten sonra diğer hocalarının üstündeki etkilerinden de bahsetti. 1981’deki ilk kazısı için “Çok heyecan vericiydi.” diyen Köroğlu, imkânların kısıtlı olduğu köy hayatı ve çadır yaşamının tüm zorluklara rağmen en özel hatıraları olduğunu söyledi. Köroğlu, uluslararası camiada yankılanan Urartu kaya mezarları kazısı, doktora yıllarına ait Diyarbakır Üçtepe kazıları, Asur şehrinin bir bölümünü ortaya çıkardığı kazılar sırasında yaşadığı ilginç hikâyeleri esprili üslubuyla dinleyicilerle paylaştı. (17.03.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

45


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Charlie Hebdo Saldırısı Bağlamında İslam Düşmanlığı Konuşuldu Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Fikir ve Aksiyon Kulübü’nün organize ettiği “Charlie Hebdo Saldırısı ve Avrupa’da Yükselen İslam Düşmanlığı” semineri Haliç Yerleşkesi’nde yapıldı.

Seminer konuşmacısı Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Charlie Hebdo saldırısı ve 11 Eylül gibi İslam’ın itham edildiği küresel olayların kaynağında yatanları irdeledi ve Batı’nın yürüttüğü küresel algı operasyonu üzerinde durdu. Kurdaş, Batı’nın güç merkezli bir söylemi olduğunu belirterek ürettiği kavramlarla algı operasyonu yaptığını, Türkiye’nin de medya önderliğinde buna dâhil olduğunu sözlerine ekledi. Batı’nın İslam dünyasına bakışını irdelemek gerektiğinin altını çizen Kurdaş, Sovyetlerin dağılmasıyla küresel dünya kavramının devreye sokulduğunu, NATO’nun da bu kavram içinde kendini konumlandırdığını ifade etti. Batı’nın komünizmden sonra yeni düşmanının İslam olduğunu dile getiren Kurdaş, “Batı İslamofobi kavramı üzerinden yeni bir küresel sistem ortaya koymuştur. İslam dünyası ise bu kavram karşısında gözlerini yummuştur.” diye konuştu.

Batılı Kavramlar Zihinleri Tutsak Ediyor Algı operasyonlarını Batı’nın kendi üzerinde de yaptığını dile getiren Kurdaş, “Batı, kendini her alanda güçlü göstererek sömürü sistemini her asır devam ettirmiştir. Kölelik düzeni bedenen bitse de günümüzde zihinlerde devam ediyor. Batı’nın ürettiği İslamofobi, nefret suçu gibi kavramlarla düşündüğümüz sürece kölelik devam edecektir.” Burada Batılı kavramlarla düşünerek İslami bir sonuca varılamayacağının altını çizen Kurdaş, “Batı’ya karşı birleşmenin yolu İslam birliğinin kurulmasından geçer.” dedi. Kurdaş, “İslam=terör son çeyrek asrın küresel algı operasyonudur. Küresel terörizmin arkasında gerçekte kim olduğunu iyi okumak gerekiyor.” yorumunda bulundu. (05.03.2015)

AİBÜ Öğrenci Konseyi FSMVÜ’yü Ziyaret Etti Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğrenci Konseyi, Üniversitemize ve Öğrenci Konseyimize ziyarette bulundu. Ziyaret kapsamında Öğrenci Konseyimiz, AİBÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Burak Saygılı ve Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Adal ile birlikte Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Genel Sekreterimiz Alim Türkyılmaz ve Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Kudret Doğan’ı ve yerleşkelerimizi ziyaret ettiler. Öğrenci Konseyi Başkanı Muhammed Yavuz Gültepe ve AİBÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Burak Saygılı, iki üniversite arasındaki dostluk ve kardeşliğin kalıcı hale getirilmesinde kilit rol oynayacağı inancıyla düzenlenecek ortak etkinliklerin planlamasını bu ziyaret vesilesiyle gerçekleştirdiler. (04.05.2015)

46

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Türk Edebiyatında Delilik Dili ve Tipolojisi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ses, Sanat-Edebiyat Kulübü’nün davetlisi olarak Üniversitemizde seminer veren yazar Prof. Dr. Mehmet Narlı, “Edebiyat ve Delilik” üzerine konuştu.

Son sorum ise görgüsüz modernleşmemizin delilerimize ne yaptığıydı. Bu üç soruyu cevaplamak üzere yola çıkınca Edebiyat ve Delilik çalışmam ortaya çıktı.”

Narlı, “Deliliğin dilini kurmak mümkünse ki bana göre değil ama eğer mümkünse bunun kurulma imkânının olduğu tek yer sanat ve özellikle edebiyattır.” diyerek söze başladı ve 2013 yılında yayınladığı “Edebiyat ve Delilik-Türk Roman ve Öyküsünde Deliler ve Delilik” kitabının ortaya çıkma sürecini anlattı.

Romandaki Delilik Dil ve Tipoloji Olarak Gruplara Ayrılıyor

Deliliğin tipolojisini kurmak mümkün mü? Bu soruyla işe koyulduğunu ifade eden Narlı, öncelikle roman, sinema ve tiyatroda işlenen deli tiplerini araştırdığını söyledi. Özellikle sinemada çok fazla deli tipine rastladığını ancak buradaki delilik tipolojisinin ezbere olduğunu aktardı. Tahta bir ata binen, belli tikleri olan, direksiyon çeviren deliler… Narlı, sinemada bu şekilde gösterilen delilik tipolojisini gerçekçi bulmadığını belirtirken şunu da ekledi: “Ama delilik tipolojisi nasıl ki gerçekçi olup olmadığını bilelim. Fakat yine bu tipolojiyi de edebiyatın çizebileceğini düşünüyorum.” Edebiyat ve Delilik çalışmasını Ahmet Mithat Efendi’nin Çengi romanını düşünerek ortaya çıkardığını söyleyen Narlı, kitaptaki deli tipinin metinler arası bir deli tipi olduğunu ifade etti. “Yazar bir taraftan Don Kişot’a gidiyor, bir taraftan Muhayyelat’a, bir taraftan da annesinin anlattığı hikâyeleri sıralıyor. Yani üç koldan metinsel bir deli tipi vardı orada. İkinci dikkatimi çekense Hüseyin Rahmi’nin Deli Filozof kitabı oldu. Daha romanımızın başında böyle bir şey varsa romanımız bunun peşine ne kadar düştü? İkinci sorumu böyle belirledim.

Türk romanındaki delilik tipolojisinin çoğunlukla psikiyatri çağının ürünü olduğunu söyleyen Narlı, romanımızda işlenen deliliği, dil ve tipoloji olarak ayırdığı grupları şöyle açıkladı: “İlki, entelektüel düzlemde delilik. Bilincin tıkanmasıyla, çatlamasıyla alakalı bir delilik bu. Aykırı bir dil üretiyor yazar. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Tutunamayanlar, Korkuyu Beklerken… Bunlar deliliğin entelektüel düzlemde ilerlediği romanlardan birkaçı. İkinci grup delilik, delilik ve akıllılığın tartışıldığı metinler olan felsefi düzlemde delilik. Hüseyin Rahmi’nin Deli Filozof’u, Necip Fazıl’ın Kader Böyleymiş ve El hikâyelerini bu gruba örnek verebiliriz. Bir de deliliğin postmodern kurgu süreci var. İhsan Oktay Anar’ın, Hasan Ali Toptaş’ın kitapları bu kategoride. Rüya ve delilik grubuna Abdullah Efendi’nin Rüyaları’nı, Samet Ağaoğlu’nun hikâyelerini örnek verebiliriz. Delidir ne yapsa yeridir çerçevesinde bir tarz da var, buna en güzel örnek ise Aziz Nesin hikâyeleridir. Deli Dumrul’dan gelen deli dolu tipler var az da olsa, Reşat Nuri’nin Yeşil Gece’sindeki gibi… Kaynak taramasında en çok dikkatimi çeken delilik-velilik bağlantısının çok az işlenmesi. Tanpınar’ın Erzurumlu Tahsin, Mustafa Kutlu’nun Beyhude Ömrüm hikâyelerini bu grupta değerlendirebiliriz.” (25.03.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

47


KULÜP ETKİNLİKLERİ Panel: Gençliğin Diriliş Kodları Fikir ve Aksiyon Kulübü’nün düzenlediği “Gençliğin Diriliş Kodları” paneli 7EDİ İKLİM dergisi yazarlarının katılımıyla Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde yapıldı. İlk konuşmacı Ali Haydar Haksal, kendi okuma serüvenini, yaşadığı coğrafyanın eserlerine yansımalarını, dedesi Müderris İsmail Hakkı Efendi’nin hayatına ve eserlerine etkilerini anlattı. Haksal, eserlerinde doğaya kaçışların çok görünmesinin sebebini memleketinde geçen çocukluğuna bağladı. Haksal, gençlere Sezai Karakoç’u muhakkak okumalarını tavsiye etti. Panelin diğer konuşmacısı Osman Koca, gençliğin diriliş kodlarına önce Kur’an-ı Kerim lazım diyerek Kur’an-ı Kerim’in hayatın her alanına yansıması gerektiğini ifade etti. Panelin son konuşmacısı Nuhan Nebi Çam, Tanzimat aydınının boğulduğu girdaptan çıkmak gerekiyor diyerek “Medeniyetimizin edebiyatını yazmak ve medeniyetimizi yaşatmak gençliğin görevidir.” dedi. Panele, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Öğr. Üye. Prof. Dr. Hasan Akay da katıldı. (22.04.2015)

Kur’an’ın Şiire Bakış Açısı

E

ndülüs Fikir ve Sanat Kulübü’nün organizesiyle, “Kur’an ve Şiir” başlıklı söyleşi çerçevesinde akademisyen-şair Ahmet Murat’ı, Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde ağırladık.

Katılımın yoğun olduğu programda, Ahmet Murat konuşmasına; Cahiliye Dönemi şiir ve şair algısı, Kur’an’da kastedilen şair tipi, Cahiliye Dönemi şairleri ile bugünkü şairler karşılaştırması gibi konularda dinleyicileri aydınlatarak başladı. Murat, Kur’an’da geçen Şuara Suresi, Saffat Suresi, Duhan Suresi, Hakka Suresi ve Yasin Suresi’nin ilgili ayetlerinde şair, şairlik, şiiriyet ve Peygamber’e dair geçen hükümleri aktardı. Murat, burada kast edilen şairin, Cahiliye dönemi şövalye ruhlu, savaşçı, saldırgan, gezgin, hicivde uzmanlaşmış, cinlerle temas kuran, yarı bilge, yarı Tanrı kişiler olarak addedilen ve İslâmiyet’in savaş açtığı cehalet atmosferine dair birer kültür koruyucusu, kollayıcısı ve aktarıcısı pozisyonunda olan kişiler olduğunu söyleyerek, Kur’an’ın ilk nazil olduğu dönemlerde Müslümanların mevcut şair özellikleri ve bu ayetler sebebi ile şiirden uzak durduklarını fakat müşrikler İslam’a hicivler yazmaya başladıklarında Hz. Muhammed’in Müslüman şairlere bizzat şiirler yazmalarını emrettiğini, anlattı. Hz. Muhammed’in Müslüman şairlere “Cebrail sizinle” diyerek, Rabbani ilhamın onlarla olduğunu söyleyerek destek olduğunu paylaşan Murat, böylece daha temiz, makbul bir şiirin Müslümanlar eliyle devam ettirildiğini ifade etti. Buna, Peygamber’in bazı kasideleri ezberlemeyi öğütlemesi ile Hz. Ayşe’nin Lebîd’in şiirlerini derlemesini de örnek olarak gösterdi. Kaside-i Bürde’den ve İslâm âlemi içindeki öneminden de bahseden Murat’ın konuşması, öğrenci sorularının cevapları ile devam etti ve Yrd. Doç. Dr. Zeynep K. Şerefoğlu Danış’ın Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi adına hediye takdimi ve başka bir vakitte yeniden buluşma sözü ile nihayete erdi. (30.04.2015)

48

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Üniversitemizde Liderlik Akademisi

S

ağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Proje ve Araştırma Kulübü’nün düzenlediği “Liderlik Akademisi”ne, farklı günlerde alanlarında başarılı dört isim konuk oldu. Türkiye Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Hayati Odabaşı “Yöneticilik ve Liderlik”, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçar “Liderlik Nedir?”, Sarpaş Grup Ceo’su Berke Sarpaş “Girişimcilik ve Liderlik”, Yeni Şafak Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik “Medya ve Liderlik” konularında sunumlarını gerçekleştirdiler. Hayati Odabaşı, bir yöneticide olması gerekenler, doğru yöneticilik gibi konularda fikirlerini aktardı. Prof. Dr. Mustafa Kaçar, bir lidere ihtiyaç olmadığını söyleyerek, “Tek ihtiyaç kişinin ne yapmak istediğinin farkında olmasıdır. Yaptığımız işi en iyi şekliyle yaparsak lidere ihtiyaç kalmayacaktır. Bir liderin etrafında hareket etmektense yapılacak işi çok iyi yapmak daha evladır.” dedi. Berke Sarpaş ise girişimcilik deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Liderlik Akademisi’nin son oturumunda “Medya ve Liderlik” konuşuldu. Ersin Çelik, dijital medyanın önemine değindiği konuşmasında kendini çok yönlü geliştiren gazeteci adaylarına sektörün ihtiyacı olduğunu ifade etti. Dijitale evrilen gazeteciliğin uzmanlık gerektirdiğini belirten Çelik, bir alanda geniş bilgi sahibi olmanın medyada ilerlemeyi kolaylaştırdığını söyledi. Akademi’nin sonunda öğrencilere katılım belgesi verildi. (15.04.2015)

Uluslararası Öğrenciler Topkapı Yerleşkesi’ni Gezdi Mihmandar Uluslararası Öğrenci Derneği, İstanbul Kültür ve Medeniyet Akademisi Projesi kapsamında Topkapı Yerleşkesi’ni ziyaret etti. Üniversitemizin kullanımında olan Yenikapı Mevlevihanesi’nde, Somali, Kırgızistan ve Endonezyalı öğrencilere Mevlevilik ve Mevlevihane oluşumu üzerine bilgiler verildi. Şeyh Galip, Itrî, Dede Efendi, Tâhir’ül Mevlevî gibi isimlerin yetiştiği Yenikapı Mevlevihanesi büyük bir beğeniyle gezildi. Mihmandar Uluslararası Öğrenci Derneği’nin gezisi Şifalı Bitkiler Bahçesi ve Merkezefendi Mezarlığı ziyaretiyle son buldu. (21.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

49


KULÜP ETKİNLİKLERİ

“Mirasınız Kitap Olsun” Kampanyasıyla 40 Bin Kitap Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi öğrencileri “Mirasınız Kitap Olsun” sloganıyla çıktıkları yolda Anadolu’da kütüphaneleri yetersiz ilk ve ortaöğretim okulları için 40 bin kitap topladı. Üniversitenin Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığının desteği ile Edebiyat Fakültesi öğrencileri Servet Aysal, Vedia Nur Yazıcı, Bünyamin Koç ve Serap Doğan’ın önderliğinde şubat ayında başlayan kampanyanın ikinci ayağı, Üsküdar Belediyesi işbirliği ile 7 Nisan-29 Mayıs 2015 tarihleri arasında yürütüldü. Üniversitenin ve Üsküdar’ın çeşitli noktalarına kitap kumbaraları yerleştirilerek kampanyaya destek sağlandı. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen kampanyayla ilgili “Mirasınız Kitap Olsun” sıradan bir slogan değil. İnanan insanlar olarak bu sözün bize çok şeyler anlattığının bilincindeyiz.” dedi.

“Kitabı Geleceğe Taşımak Bizim Görevimiz” Rektör Prof. Dr. Musa Duman ise kampanyaya dair görüşünü şöyle açıkladı: “Kitap, faydasını aldığımız ama zararını görmediğimiz bir araç. Kitap olarak çok iyi karnemiz yok. Hepimiz bunun bilincindeyiz. Belediyelerimizin ve kültür kuruluşlarımızın okuma alışkanlıklarımızı artırmak için yaptıkları etkinlikler çok önemli. Kitabı geleceğe taşımak ve kitabın değerini düşürmemek biz yöneticilerin de bir görevidir. “Mirasınız Kitap Olsun” kampanyası kitaba ulaşma noktasında sıkıntıları olan insanlarımıza fırsatlar tanıyacak. Bunun çok önemli bir bilinç oluşturacağını düşünüyorum.”

50

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

29 Mayıs’ta Kumbaraya Son Kitaplar Bırakıldı “Mirasınız Kitap Olsun” kampanyası, akademisyenlerin, öğrencilerin ve belediye yetkililerinin Haliç Yerleşkesi bahçesindeki kumbaralara kitap bırakmasıyla son buldu. Kapanış programında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç, kısa bir sürede 40 bin kitabın toplandığı kampanyanın öğrencilere hayırlı olmasını dilerken, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi çok önemli misyonları yüklenmiş bir üniversite. Üniversitemle övünüyorum. Kısa bir sürede 40 bin kitaba ulaşmak çok büyük bir bereket. Kampanyanın bitiminin ilme çok önem veren Fatih’in İstanbul’u fethettiği tarihe denk gelmesi de çok önemli.” diye konuştu.

Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Bıyık yaptığı konuşmada kitap kampanyalarının İslam dininin oku emrinin yerine getirilmesine vesile olduğunu vurgulayarak kampanyaya destek verenlere teşekkür etti. Kampanyaya bir destek de Türkçe e-kitap veri tabanı Hiperlink’ten geldi. Hiperlink Genel Müdürü Harun Karakuş, 1 yıllığına kampanya dâhilindeki 5 okula ücretsiz Hiperkitap (e- kütüphane) hizmeti vereceklerini söyledi. “Mirasınız Kitap Olsun” kampanyası kapsamında toplanan 40 bin kitap Anadolu’nun farklı illerindeki ilk ve ortaöğretim okullarının kütüphanelerine bağışlanacak. (29.05.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

51


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Psikoloji Günleri’ne Yoğun İlgi

FSMVÜ’nün geçen yıl ilkini düzenlediği Psikoloji Günleri’nin ikincisi “Biyopsikososyal Bir Varlık olarak İnsan” başlığıyla 16–17 Nisan 2015 tarihlerinde gerçekleşti. Psikoloji Kulübü’nün düzenlediği, farklı üniversitelerden psikolog adaylarının yoğun katılımıyla gerçekleşen Psikoloji Günleri’nin ilk oturumunda, Uzm. Klinik Psk. Ferhat Jak İçöz - Varoluşçu Psikoterapilere Giriş, Dr. Mustafa Ulusoy - Muhayyile Olmasaydı Kaygı Duyar Mıydık? Doç. Dr. Hülya Yükseloğlu - Multidisipliner Bir Yaklaşım: “Adli Bilimlere Psikolojik Bakış”, Yrd. Doç. Dr. Gaye Saltukoğlu ve Doç. Dr. H. Ercan Özmen - Sporda ve Ailede Şiddet, Uzm. Psk. Özlem Kandemir Çelik - Bağımlılıklar: “Önleme ya da Önleyememe İşte Bütün Mesele Bu!”; ikinci oturumunda ise Uzm. Sosyal Psk. Latif Karagöz, Bir Anlam(a) Arayışının Serencamı: “Psikolojide Nitel Araştırma Yöntemleri”, Prof. Dr. Sedat Özkan - Psiko-Onkoloji: “Kanser Psikolojisi”, Yrd. Doç. Dr. Itır Tarı Cömert - Terapötik Alyans Nasıl Kurulur, Prof. Dr. Zerrin Pelin - Uykuda Davranış Bozuklukları, Doç. Dr. Zümra Özyeşil - Terapide Yeni Bir Kavram: “Bilinçli Farkındalık”, Uzm. Psk. Gülsevin Şen - Çoklu İlişki Gerçekliğinde Kadın ve Erkek Denklemi: “İlişki Kurma Biçimimiz, Kadın ve Erkek Farkları ve Farklı İlişki Gerçekleri” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.

“Muhayyile Olmasaydı Kaygı Duymazdık” Dr. Mustafa Ulusoy “Muhayyile Olmasaydı Kaygı Duyar Mıydık?” sorusunu cevaplandırdı. Ulusoy, “Geçmişte yaşanan kızgınlıkları, kırgınlıkları unutamıyoruz, anı yaşayamıyoruz. Geleceğin nasıl olacağını düşünmeden duramıyoruz. Muhayyile, kaygı olarak kişiyi bulur ve gün gelir onu boğar. Muhayyile olmasaydı kaygı da duymazdık.” Anksiyete (kaygı) bozukluğu olan hastaların nasıl bir dünyada yaşadıklarını anlatan Ulusoy, rüyaların kişiler üzerindeki etkileri üzerinde de durdu. “Rüyaları gerçek sanan insanlar kaygı yaşarlar. Oysa onun sadece düşünce olduğuna inanalar için ortada bir sorun yoktur. Yoksa herkesin bir muhayyile dünyası var, önemli olan gerçekle muhayyileyi ayırt edebilmektir.” diye konuştu.

52

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Türkiye’de Her 4 Aileden 1’inde Şiddet Var Yrd. Doç. Dr. Gaye Saltukoğlu ve Doç. Dr. H. Ercan Özmen sporda ve ailede şiddeti irdeledi. Saltukoğlu, şiddetin sadece kaba kuvvetten oluşmadığını; aşağılama, tehdit etmek, ekonomik özgürlüğü kısıtlamak, zorla evlendirmek gibi davranışların da şiddet türü olduğunu ifade etti. Türkiye’de her 4 aileden 1’inde şiddetin herhangi bir türünün görüldüğünü aktaran Saltukoğlu, dünyada her 4 kadından 1’i ve her 6 erkekten 1’inin şiddete uğradığını söyledi. Saltukoğlu, yapılan araştırmalara göre ailede kadına karşı şiddet varsa %90 çocuğa yönelik de şiddet vardır açıklamasını yaptı. Özmen, sporla şiddetin tarih boyunca hep iç içe olduğunu belirterek, “Savaş hali dışında saldırganlığın meşru görüldüğü, teşvik edildiği tek alan spordur.” Şiddeti tetikleyen unsurlara antrenör, sporcu, medya, seyirci gibi örnekler veren Özmen, özellikle medyanın kışkırtıcı başlıklarla, saldırgan sporcuları övmesiyle sporda şiddeti arttırdığını dile getirdi.

“Terapi 3 Kişilik Bir Dans” Yrd. Doç. Dr. Itır Tarı Cömert, terapistin danışan ile işbirliği içinde çalışması olarak nitelendirdiği terapötik alyansın, aşamalarını, terapi sürecini, önemli noktalarını anlattı. Terapi danışana eşlik etme sürecidir diyen Cömert, “Terapist yüksüz, yansız ve yargısız olmalıdır. Terapist danışanı, danışan da terapisti olduğu gibi kabul etmelidir. Kabul etme süreci tamamlandığında terapötik alyans kendiliğinden kurulmuş oluyor.” dedi. Cömert, terapinin; terapist, danışan ve terapinin kendisinden oluşan 3 kişilik bir dans olduğunun altını çizdi. Bilinçli farkındalığı, şimdiki zamanda olan olayların farkında olma hali olarak açıklayan Doç. Dr. Zümra Özyeşil, çoğu insanın anı yaşamadığını ifade etti. Yapılan araştırmalara göre ortalama bir bireyin zihni günün %47’sinde uçuşma eğilimi gösterir, diyen Özyeşil, zihnin uçuştuğunda kişinin kendini mutlu hissetmediğini aktardı. Bilinçli farkındalık uygulamalarıyla anı yaşamak oranının arttırılabileceğini ifade eden Özyeşil, en önemli uygulamanın meditasyon olduğunu dile getirdi. Uzm. Psk. Gülsevin Şen, duygu terapilerinde çözemedikleri sorunun ilişki açmazı olduğunu aktardı. Şen, eşlerden birinin bağımlı ve kıskanç olmasının ilişkiyi çökme noktasına sürüklediğini belirtti. Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ev sahipliğinde yoğun ilgiyle gerçekleşen Psikoloji Günleri, katılım belgelerinin dağıtılmasının ardından sonlandı. (17.04.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

53


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Deneyimli Sunucu Pelin Çift ile Televizyonculuk Üzerine Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Mavi Mürekkep Gençlik Kulübü’nün hazırladığı “Gençlerle Söyleşi” programına katılan sunucu Pelin Çift, öğrencilerle hoş bir sohbet gerçekleştirdi. Pelin Çift, hiç hayalini kurmamıştım dediği televizyon dünyasına girişinin tamamen tesadüflerle olduğunu söyleyerek kariyerine nasıl adım attığını şöyle anlattı: “1997 yılında bir gün arkadaşımla televizyon izlerken bir kanalın, “hava durumu sunmak için genç kızlar arıyoruz” reklamını gördük. Arkadaşımın babası “sen bu işi yapabilirsin” dedi. Ben de üniversite de okurken para da kazanmanın iyi olabileceğini düşündüm ve özgeçmişimle kanala gittim. Ancak güvenlik görevlisi başvuruların dolduğunu söyledi. Sonra halime acımış olacak ki özgeçmişimi gizlice insan kaynaklarının masasına bırakmış. Televizyonculuğun hayalini kurmamıştım, tesadüfle başladı. Bu nedenle hayatta hiç uzun vadeli plan yapmıyorum.” Daha sonra görüşmeye çağrıldığını birkaç elemeden sonra işe kabul edildiğini ifade eden Çift, birkaç senelik hava durumu sunuculuğundan habere transfer olduğunu, orada televizyonculuğun kanına geçtiğini söyledi. Öğrencilerin sorularının cevaplarıyla ilerleyen programda Çift, televizyonun olumsuz yönlerinin neler olduğunu soran bir öğrenciye şunları söyledi: “Liyakate eskisi kadar değer verildiğini düşünmüyorum. Artık ekran önünde daha çabuk yükseliyor insanlar. Eskiden kademe kademe ilerlenirdi. Ayrıca muhabirlik daha önemliydi, şimdilerde daha çok ajans haberciliği yapılıyor.” Çift’in öğrencilere tavsiyeleri de vardı. Televizyoncu olmak isteyenlere henüz üniversitenin ilk yılında staja başlamalarını salık veren Çift, “Kahve getirmeniz, getir götür işleri yapmanız gerekiyorsa da yapın. Yeter ki bir şeyler öğrenin, insanlarla tanışın. Çalışanı yıpratana kadar soru sorun.” dedi. (24.03.2015)

54

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

İnsan ve Kâinat Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Mavi Mürekkep Gençlik Kulübü’nün hazırladığı seminerde Çantacı Necmi Ağabey olarak tanınan yazar Necmi İlgen “İnsan ve Kâinat” ilişkisini anlattı. Haliç Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen seminerde İlgen, Yaratıcının varlığına inanmayanlar için en büyük delilin kâinatta olduğunu vurgulayarak “Kâinattaki düzen bir düzen sahibinin varlığına en büyük delildir.” dedi. Yaratıcının varlığına inanmayan insanlarla yaptığı sohbetleri esprili bir üslupla anlatan İlgen, o sohbetlerde doğru kullanıldığında kelimelerin etkileyici gücü üzerinde durdu. Burada belagat sanatının önemine değinen İlgen, konuşmacının karşısındaki insanın konumuna göre hareket etmesinin bir gereklilik olduğunu söyleyerek Bediüzzaman Said Nursi’nin belagat ustası olduğunu ifade etti. Onun kitaplarından okumalar yaparak anlatım biçiminin estetikliğinden bahsetti. (10.03.2015)

Yazar Cemal Şakar FSMVÜ’ye Konuk Oldu Yazar Cemal Şakar, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ses, Sanat-Edebiyat Kulübü’nün davetlisi olarak Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde seminer verdi. Şakar, klasik ve modern dönemin sanat ve estetik algıları, sanatın işlevselliği, entelektüellerin sanata bakış açıları, öykünün dili gibi birçok konuda görüşünü bildirdi. Sanat algısının çağlar boyunca nasıl değiştiğinin üzerinde duran Şakar, geleneksel dönemde iç içe olan sanat ve zanaatın bir amaç uğruna üretildiğini modern dünyada ise sanatın salt estetik bir nesne olarak algılandığını ifade etti. Modernizmle doğan estetik biliminin, sanat ve zanaatı birbirinden ayırmasıyla orijinalliği de ortaya çıkardığını söyleyen Şakar, “Sanatta orijinallik ve intihal kavramları 19.yüzyılda ortaya çıkıyor. Klasik dönemde hiçbir edebiyatçı çok özgün bir konu bulduğunu ve bunu çok özgün bir biçimde ifade ettiğini söylememiş. Leyla ile Mecnun herhalde yüz ayrı kişi tarafından yüz farklı şekilde yazılmıştır, kimse de birbirini suçlamamıştır. Oysa günümüzde bir yazar başka bir yazarın öyküsünden tematik bir şey işlerse intihal olarak algılanıyor. Bu, sanat tasavvurlarının zaman içinde ne kadar değiştiğinin göstergesidir.”

“Ekmek Derdinde Olan Bir İnsan Sanatla İlişki Kuramaz” Sanatın özünde bir araç olduğunu ve işlevsel olması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Şakar, “Menkıbelerin sonunda hep kıssadan hisseler vardır. Ben de toplumdan kopuk salt estetik olsun diye öykü yazmıyorum. İnsanların benim öykülerimden kıssa çıkarmasını istiyorum.” diye konuştu. Sanatın yüceltilecek bir şey olmadığını ifade eden Şakar, “Toplumlar sanatsız da yaşayabilirler. Öncelik toplumun zaruri ihtiyaçlarının sağlamasıdır. Ancak ondan sonra sanatla bir ilişki kurulabilir. Ekmek derdinde olan bir insanın sanatla ilişki kurmasını bekleyemezsiniz. Özellikle görsel sanatlar orta sınıf üstü içindir. Edebiyat ise fakir işidir, harçlıklarınızla da bir kitap alabilirsiniz.” dedi. (01.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

55


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Turkcell İleri Görüş - İş Dünyasının Geleceği Semineri Akıllı Sistemler ve LabVIEW Teknik Kulübü'nün düzenlediği "Turkcell İleri Görüş - İş Dünyasının Geleceği Semineri" Turkcell Stratejik Pazarlama ve Makineler Arası İletişim Müdürü Engin Çomakçı’nın sunumu ile gerçekleşti. Seminerde, geleceği tasarlayan firmaların çevrimiçi olmak konusundaki öngörüleri, üretilen teknolojik cihazların ham maddelerinin yerini hangi alternatiflerin beklediği, üç boyutlu yazıcıların üretime olan etkileri, mobil uygulamaların insan duyularına hitap etmesi gibi girişimci firmalarca planlanan fikirler paylaşıldı. (27.02.2015)

Urfalı Oxfordlular Grubu ile Sıra Gecesi Şenliği FSMVÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ses, Sanat ve Edebiyat Kulübü; Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığının düzenlediği Bahar Şenlikleri kapsamında Urfa Sıra Gecesi Şenliği gerçekleştirdiler. Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı ve öğretim üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen programa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Sıra gecesi (yâren sohbeti) özellikle Urfa’da özel halk meclislerinde saz ve söz eşliğinde okunan gazel, kaside, mani, türkülerin meşk geleneğiyle kuşaktan kuşağa aktarıldığı mahalli klasiklerdendir. Tıpkı Ahîlik teşkilatında olduğu gibi çoğunluğu esnaf ve zanaatkâr sınıfından olan Urfa sıra gecesi mensupları, eski Ahîlik ruhunun günümüze ulaşmasında rol oynamıştır. Urfa sıra gecelerinde okunan gazeller musiki ve edebiyatımız arasındaki kuvvetli bağın bir göstergesidir. 20. yüzyılın başından itibaren Dede Halil, Kirişçi Halil, Hafız Ahmet, Bekçi Bakır, Tenekeci Mahmut, Kazancı Bedih gibi gazelhanları yetiştiren Urfa’daki bu geleneği anlamak çok önemlidir. Yörede çeşitli nedenlerle ortaya çıkan kan davaları, düşmanlıklar ve kırgınlıklar, sıra gecesi üyeleri tarafından sıra gecelerinde barıştırılır, tatlıya bağlanır. Bugün, sadece içki ve çiğ köfte ile özdeşleşen sıra gecesi; geçmişte ulema ve şeyh efendilerin iştirak ettiği irfan meclisleriydi. Ancak bugün içkili eğlencelere kadın unsurunun eğlence metaı olarak eklenmesi sıra gecesi kültürüne büyük zarar verdi. Günümüzde yozlaşma ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan sıra gecesi kültürüne destek olmak amacıyla Edebiyat ve Musıkî dersi uygulaması olarak Yrd. Doç Dr. Türkan Alvan’ın girişimleriyle hazırlanan şenlikte Urfalı Oxfordlular Grubu, saz ve sözüyle sahne aldı. Gazelhanlar M. Metin Özden M. Yaşar Özden muhteşem sesleriyle Fuzûlî, Şeyh Ahmed Kuddûsî, Ziya Paşa, Yaşar Nezihe Hanım’dan gazeller okudu, çiğ köfte servisi yapıldı. Şenliğin sürprizi ise Bilim Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçar’ın künefe ikramıydı. Künefe şerbetini bizzat döken ve öğrencilere eliyle servis yapan Rektör Prof. Dr. Musa Duman ise öğrencilere jest yaptı. (20.05.2015)

56

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Konferans: Romanda Hz. Peygamber’i Anlat(ama)mak Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı’nın konuşmacı olduğu “Romanda Hz. Peygamber’i Anlat(ama)mak” konferansı Topkapı Yerleşkesi konferans salonunda yapıldı. Andı, Batılı olan romanın İslam medeniyetinin birikimini bir kenara atarak iyi bir siyer ortaya çıkarmasının mümkün olmadığını ifade etti. Andı, özellikle 1980’den sonra yazılan Hz. Peygamber’i anlatma iddiasındaki romanların basit bir dille, sıradan bir anlatımla kutsalın dilini sokağın diline dönüştürdüğünü belirtti. Andı, “Klasik dönem şiirlerinde şair Peygamberi metheder, ondan şefaat talep eder. Modern zamana geldiğimizde ise mahiyet değiştiriyor. Hz. Peygamber, ruhaniyeti bugüne çağrılan bir kurtarıcı halini alıyor. Modern çağdan şikâyet, modern şairinin Hz. Peygamberi anlattığı şiirinin omurgasını teşkil ediyor.” dedi.

“Hz. Peygamber Romanda Anlatılamaz” Modern bir tür olarak romanın dinin düzenlediği hayat ve geleneksel bir zemin için oluşturduğu olumsuzluklar üzerinde konuşan Andı, Hz. Peygamberin hayatının roman şeklinde yazılamayacağı düşüncesini şu sözlerle destekledi: “Hz. Peygamberin hayatı roman şeklinde yazılabilir mi? Cevabım hayır. Çünkü roman boş zamanını doldurmak isteyen burjuva sınıfının dedikodu ihtiyacını karşılamak için oluşmuş bir edebi türdür. Mahremiyet ifşası üzerine kuruludur. Oysa benim dinim mahremiyetin üstünü örtmeye dayanıyor. Roman bizim değildir. Kendi değerimi neden romanla yazayım? Siz hiç Mesnevi yazan bir Fransız yazar duydunuz mu? Roman, modern toplumun neşteridir, bir sanattır; bunu reddetmiyorum. Ama kurmaca bir dünyadan oluşan romanın, tarihi ve reel bir şahsiyet olan Hz. Peygamber’i bu dünyaya nasıl taşıyacağı tartışılır. Romancı kurmaca dünyasındaki kendi Peygamber tasvirini okuyucuya dayatır. Romancının dünyasında oluşturulmuş bir peygamber imgesine saplanmış okur, kafasında hangi peygamber algısını taşımaya başlayacak? Tabi ki romancının peygamber algısını.” (27.05.2015)

1980 Öncesi Öğrenci Hareketleri

Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı işbirliğiyle Erdemli Gençlik Kulübü’nün düzenlediği 1980 Öncesi Öğrenci Hareketleri konferansına Eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman konuk oldu. Haliç Yerleşkesi’nde gerçekleşen konferansta İsmail Kahraman, 19. yüzyıldan günümüze öğrenci hareketlerinin ortaya çıkışı, hareket liderleri ve bunların Türk siyaseti ve toplumsal hayatına etkileri üzerine konuştu. Özellikle pozitivizm düşüncesinin gençler üzerinde çok etkisi olduğunu ifade eden Kahraman, “Gençlerin dünyayı her şey kabul ettiği bu dünyada pozitivizm öğrencileri kullandı.” dedi. (22.04.2015)

MYO'dan Anaokullarına Destek Renkli Yaşam Kulübü ile Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı öğrencileri "Köy Anasınıflarına Yardım Kampanyası" kapsamında Sakarya'nın Geyve ilçesindeki Burhaniye Köyü anaokuluna oyuncak ve kırtasiye malzemesi yardımında bulundular. Çocuk Gelişimi Program Başkanı Öğr. Gör. Musa Bardak ve öğrenciler yardım malzemelerini okula teslim ederek çocukların sevinçlerine ortak oldular. (20.05.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

57


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Vodafone, Oksijen ve Inovasyon Semineri Akıllı Sistemler ve LABVIEW Kulübü tarafından düzenlenen “Vodafone, Oksijen ve Inovasyon” seminerine Vodafone Akıllı Sistemler AR-GE yöneticisi Dr. Aziz Can Yücetürk konuk oldu. Yücetürk, IT dünyasındaki son gelişmeleri, araştırmaları, uygulamaları ve şirket olarak önde oldukları alanları aktararak, akıllı sistemlerin gelecekte her yerde yaygınlaşacağını ifade etti. (27.03.2015)

Cem Öğretir ile Etkili İletişimin ve Beden Dilinin İncelikleri Biyomedikal Teknolojileri Kulübü tarafından organize edilen ”Cem Öğretir ile Söyleşi”, Haliç Yerleşkesi konferans salonunda yapıldı. Deneyimli spiker ve haberci Cem Öğretir etkili iletişim ve beden dili hakkında katılımcıları bilgilendirdi. İletişimde diksiyonun önemine değinen Öğretir, birkaç örnekle doğru konuşmanın inceliklerini anlattı.

Üsküdar Yerleşkesi Avlusunda Şiir Vakti Proje ve Araştırma Kulübü organizesiyle Edebiyat Fakültesi’nin yer aldığı Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde şiir dinletisi düzenlendi. Cezaevi olarak kullanıldığı dönemde Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Can Yücel gibi şairleri ağırlayan; bugün FSMVÜ’nün kullanımında olan Atik Valide Külliyesi’nin avlusunda 16 genç şair, Fazıl’dan, Hikmet’ten ve Yücel’den şiirler seslendirdiler. Okunan şiirlerin ardından öğrencilere, Mehmet Akif Ersoy’un ölümsüz kitabı “Safahat” dağıtıldı.

58

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KULÜP ETKİNLİKLERİ

Cihan Aktaş Öykü Serüvenini Anlattı Ses, Sanat ve Edebiyat Kulübü tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde düzenlenen "Öykünün Hikâyesi; Eksik Cümlenin Peşinde” konferansı yazar Cihan Aktaş tarafından verildi. Öykünün yazı hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu aktaran Aktaş, röportaj, köşe yazısı gibi diğer yazı uğraşları arasında öykünün kendisini dinlendirdiğini, canlandırdığını ifade etti. Yazı tecrübelerini dinleyicilerle paylaşan Aktaş, toplumsal konularla ilgili yaptığı çalışmalar nedeniyle romana fazla vakit ayıramadığını bu nedenle kendini romana karşı borçlu hissettiğini söyledi. Akademik dünyanın hayal gücü üzerindeki etkileri üzerine de konuşan Aktaş “Ne yazık ki Türkiye’de akademik çevrede özgür bakış açısına yer yok. Oluşturulan dil, üslup hegemonyası genç yazarların önünü kesiyor. Birilerinin sizin sesinizi bastırmasına izin vermeyin. Özgür edebiyat akademiden, siyasetten daha öndedir.” dedi. Kusursuz Piknik kitabından hareketle dünyada ve toplumumuzda kusur hakkı tanınmayan kadının toplumsal hayat ve edebiyattaki yerinden söz eden Aktaş, kadının yazma serüveninde hayal dünyasının kısıtlandığını belirtti. “Kadına muhayyilesini serbest bırakma konusunda özgürlük tanınmıyor. Çoğu zaman çok hayalci ilan ediliyor ya da küçümseniyor. Oysa hayal gücü bizi kendimiz kılıyor. Herkesi biricik kılan şeyi nasıl kalıba sokacağız?” açıklamasını yaptı. Aktaş, konferansın ardından kitaplarını imzaladı. (21.04.2015)

Yazar Şule Yüksel Şenler’i Konuştuk Mavi Mürekkep Gençlik Kulübü'nün Küçük Çamlıca Yerleşkesi'nde düzenlediği "Öncü Şahsiyetler, Bir Çığır Öyküsü: Şule Yüksel Şenler" konferansına araştırmacı-yazar Demet Tezcan konuşmacı olarak katıldı. Tezcan, yakın tarihimize tanıklık eden ve başörtülü kadının ilk mahkûmiyetini yaşamış Şenler’in hayat mücadelesini anlattı. (06.01.2015)

Haliç’te Film Günleri Genç Yeşilay Kulübü üyeleri öncülüğünde başlayan, diğer kulüplerin katılımıyla genişleyen film günleri, sinema tarihini etkilemiş birçok filmi sinemaseverlerle buluşturdu. Öğrenciler, patlamış mısır eşliğinde her cuma film keyfi yaşadı. (08.06.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

59


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

Fatih Sultan Mehmed’in Adalet ve Hoşgörü Anlayışı

“Osmanlılar Fethettikleri Coğrafya ile Birlikte Gönülleri de Fethetti”

Prof. Dr. Fahameddin Başar*

Osmanlı hükümdarları ile devlet adamları, adalet ve hoşgörü ilkesine devletin kuruluşundan itibaren önem vermişlerdir. Bunu en ileri düzeyde uygulayan ise hiç şüphesiz Osmanlı Devleti’nin yedinci sultanı II. Mehmed (Fâtih, 1444-1446, 1451-1481) olmuştur. İstanbul fâtihi Sultan Mehmed, Türk adalet ve hoşgörü anlayışını, yani “öteki” ile birlikte yaşama kültürünü İstanbul’un fethinde ve sonraki fütûhâtında en geniş şekilde uygulamıştır.

A

nadolu’nun kuzeybatısında küçük bir Türk beyliği olarak kurulmuş olan Osmanlı Devleti’nin kısa süre içerisinde üç kıtaya hükmeden büyük bir Cihan Devleti’ne dönüşmesini sağlayan faktörler arasında, ilk Osmanlı hükümdarları ile devlet adamlarının hâkimiyetleri altında yaşayan farklı kültür, inanç ve etnik yapıdaki insanlara gösterdikleri adâlet ve hoşgörü anlayışlarının büyük rolü olmuştur. Osmanlı Türklerinin Anadolu ve Balkanlar’da gerçekleştirdiği fetihler her zaman kılıçla değil, çoğu kez onların hâkim oldukları bölgelerde yaşayan yerli halka gösterdikleri hoşgörü üzerine kendiliğinden gerçekleşmiştir. Yani Osmanlılar fethettikleri coğrafya ile birlikte insanların gönüllerini de fethetmişler ve bu sayede Müslümanlarla gayrimüslimler asırlarca bir arada huzur içinde yaşamışlardır.

Fatih Sultan Mehmed’in Bosnalı ruhbanlara verdiği ahidnâme (aslı Fojnica, Fransisken Katolik Kilisesi’nde)

Osmanlı hükümdarları ile devlet adamları, adalet ve hoşgörü ilkesine devletin kuruluşundan itibaren önem vermişlerdir. Bunu en ileri düzeyde uygulayan ise hiç şüphesiz Osmanlı Devleti’nin yedinci sultanı II. Mehmed (Fâtih, 1444-1446, 1451-1481) olmuştur. İstanbul fâtihi Sultan Mehmed, Türk adalet ve hoşgörü anlayışını, yani “öteki” ile birlikte yaşama kültürünü İstanbul’un fethinde ve sonraki fütûhâtında en geniş şekilde uygulamıştır.

Fatih Sultan Mehmed’in Kudüs Yahudilerine verdiği ahidnâmenin sureti

60

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

Sultan II. Mehmed, 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’u fethettikten sonra, daha önce Anadolu ve Rumeli’de Osmanlı yönetimindeki Yahudi, Ermeni ve Rumlara karşı gösterilen hoşgörülü tutumu burada da devam ettirdi. Fatih Sultan Mehmed, şehre girdiğinde, Ayasofya’da toplanmış olan halka ve papazlara yaptığı konuşmada hayat ve hürriyetlerinin güven altında bulunduğunu, rahatça evlerine gidebileceklerini ilan etmiş, “bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız” şeklindeki sözleriyle şehrin eski sakinleriyle yeni sahiplerinin bir arada yaşamalarını sağlayacak önemli düzenlemeler yapmıştır. İstanbul’un fethinden önce Doğu ve Batı kiliseleri arasında yaşanan tartışmalardan dolayı bir türlü atanamamış olan patriklik makamına Skolarios Gennadios’u tayin ettiği gibi Yahudi ve Ermenilere de din ve vicdan hürriyeti tanıyarak bu cemaatlerin her biri için de patrikhane açılmasına izin vermiştir. Fatih’in İstanbul’un fethinden sonra gayrimüslimlere uyguladığı bu âdil ve hoşgörülü yönetim anlayışı, fetih öncesinde şehirde yaşayan halk tarafından da biliniyordu. Nitekim Bizans’ın son imparatoru XI. Konstantinos Palaiologos (1449-1453), Osmanlıların şehri kuşatma hazırlıkları yaptığı sırada Batı’yı harekete geçirmek için Ortodoks ve Katolik kiliseleri arasında birliği (union) sağlamak istediğinde, Ortodokslar bunu kabul etmemiş ve “İstanbul’da Latin külâhı görmektense, Türk sarığı görmeyi tercih ederiz” şeklindeki meşhur sözü söylemişlerdi.


Yahudilerin Osmanlı ülkesine göçünü sağlayacaktır. Nitekim 1492’de İspanya Hristiyanları bölgedeki Yahudileri ve Müslümanları yok etmek istemiş ve bunun üzerine binlerce Yahudi Osmanlı ülkesine sığınmıştır. Fatih Sultan Mehmed, Ermeni cemaatine de benzer hakları vermiştir. 1461 yılında Bursa’daki Ermeni Piskoposu Hovakim’i İstanbul’a getirterek kendisini Ermeni patriği olarak tayin etmiş ve evvelce Ortodoks Patrikliğine tanımış olduğu hakların hepsini Ermeni patriğine de vermiştir.

Fatih Sultan Mehmed’in Galata’da oturan Hristiyanlara verdiği ahidnâme

Fatih Sultan Mehmed, Galata’da oturan Cenevizlilerin fetihten kısa bir süre sonra Osmanlı yönetimini kabul ettiklerini bildirmeleri üzerine onlara da bir ahidnâme ile can ve mal hürriyeti vererek inanç ve yaşayışlarında serbest bırakmıştır. Fatih Sultan Mehmed, fethi tebrik etmek üzere İstanbul’a gelen Kudüs Rum Patriği Atanasyos ile de görüşmüş ve onlara da Hz. Peygamber ve Hz. Ömer’in vermiş oldukları eman-nâme gibi kendilerinin rencide edilmemesi ve ibadethanelerine dokunulmaması ile ilgili emr-i şerif sureti vermiş, böylece onlara da dinî özgürlük tanımıştır. Bu dönemde Rumların yanı sıra Musevilere ve Ermenilere de aynı haklar verilmiştir. Osmanlı topraklarında bulunan Yahudiler daima rahat ve huzur içinde yaşamışlardır. Bunlar Müslümanlarla bir arada dostça ilişkiler kurmuşlar, devletin kanunlarına itaat etmişler ve devletin himayesi altında “sâdık millet (millet-i sâdıka)” olarak nitelendirilmişlerdir. Fatih Sultan Mehmed, tıpkı Galatalılara verilen ferman gibi yine Galata’da ve İstanbul’da yaşayan Yahudilere de bir ferman vererek onlara da inanç ve fikir hürriyeti tanımıştır. Fatih’in gayrimüslimlere gösterdiği bu hoşgörülü siyaset, daha sonra Avrupa’da ve özellikle İspanya’da yaşayan

ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

“Fatih’in gayrimüslimlere gösterdiği bu hoşgörülü siyaset, daha sonra Avrupa’da ve özellikle İspanya’da yaşayan Yahudilerin Osmanlı ülkesine göçünü sağlayacaktır.”

Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden sonra Balkanlar’da gerçekleştirdiği fetihler sırasında da aynı adalet ve hoşgörü anlayışıyla hareket etmiştir. Fatih, Bosna’yı fethettiği zaman bölge halkına inanç ve ibadet hürriyeti tanımış, oradaki Latin papazlarına gönderdiği ahidnâmede can ve mal güvenliklerinin Osmanlı teminatı altında olduğunu ilân etmiştir. Nitekim onun bu adalet ve hoşgörü anlayışı neticesinde, 1463 tarihinden itibaren Osmanlı vilayeti olan Bosna, hem yerli halkın hem de yeni yerleşenlerin huzur içinde yaşadıkları bir bölge haline gelmiştir. Bu hoşgörülü yönetim anlayışının sonucu olarak da Bosna halkı hiçbir baskı altında kalmadan İslâm dinini kabul etmiştir. Böylece Fatih Sultan Mehmed’in bu adalet ve hoşgörü anlayışı sayesindedir ki Balkanlar’da yaşayan topluluklar dillerini, kimliklerini ve inançlarını kaybetmeden 500 yıl boyunca bir arada huzur içinde yaşamışlardır.

Bosna ruhbanlarına Sultan Mehmed Han’ın verdiği ahidnâmenin sureti (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Düvel-i Ecnebiye Defteri, 14/2-1)

San Fransisken Kilisesi’nde bulunan ahidnâme Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

61


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

F

“Kardeş Katlini Engelleyen Kösem Sultandır”

atih Sultan Mehmed tarafından çıkarılan Osmanlı Devleti’nin ilk yazılı kanunu; Kanunname-i Al-i Osman’ın en önemli maddesi hiç şüphesiz kardeş katliyle ilgili olanıdır. Bu mesele sadece tarihçilerin değil, biz sıradan insanların da çokça konuştuğu bir konudur. Kardeş katli meselesi yakın zamanda Muhteşem Yüzyıl dizisinde Şehzade Mustafa’nın öldürüldüğü sahne ile tekrar gündeme geldi ve günlerce tartışıldı. Peki Türk insanının psikolojisini derinden etkileyen bu uygulamayı nasıl değerlendirmeliyiz? Geçtiğimiz ay kutlanan fethin 562. yıl dönümü vesilesiyle Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü Öğr. Üye. Prof. Dr. Abdülkadir Özcan’ın kapısını çaldık. Özcan ile Kanunname-i Al-i Osman çerçevesinde kardeş katli meselesi ve Fatih’in kanun adamlığı üzerine söyleştik. Kübra Erten

Rasim Turhan

Okuyucularımız için bir Fatih portresi çizer misiniz? Fatih Sultan Mehmed’in diğer Osmanlı padişahları içerisinde ayrı bir yeri var. Bu ayrıcalık özellikle aldığı eğitimde kendini gösteriyor. Hem Müslüman Türk hocalarından ders aldı, başta Molla Gürani olmak üzere hem de özellikle ikinci şehzadelik dönemi olan 1446– 1451 yılları arasında Manisa’daki saraya İtalyan hümanistler gelip gitti. Onlardan Batı tarihini öğrendi, Büyük İskender’in, Sezar’ın hayatlarıyla alakadar oldu. Özellikle ikinci şehzadelik döneminde ileriye dönük fikirler kafasında oluşmaya başladı; İstanbul’un fethi de o dönemin ürünüdür. Fıtrat olarak sert mizaçlı, az gülen bir hükümdar; çok saygı telkin eden bir görüntüsü varmış. Harem hayatıyla ilgili çok bilgi yok ancak eğlenceye kapalı bir hayatı olduğunu biliyoruz. Bütün faaliyetleri belli bir plan içinde… İlk etapta kafasında Doğu’da Fırat, Batı’da ise Tuna nehrine kadar yerlere uzanmak var. Fatih gerçekten bunu başarmış hatta daha ötesine geçerek İtalya yarımadasına bile atlamıştır. Ancak ani ölümü planını uygulamaya engel olmuştur.

“Fatihlik şahsiyeti Kanuni yönünü gölgede bırakıyor” Kanunname-i Al-i Osman’ın ehemmiyeti üzerine neler söylersiniz? Bu Kanunname Fatih Sultan Mehmed’in bir kanun adamı olma özelliğinin göstergesi. Çünkü tarih boyunca görüyoruz ki kurucu şahsiyetler daima kanun da çıkarmışlardır. Örneğin; Moğol devletinin kurucusu Cengiz Han’ın Cengiz Yasaları var, Timur’un Tüzükâtı var. Osmanlı Devleti’nde kanun çıkarma aslında Fatih ile başlamıyor. Osman Gazi’den itibaren kanunlar yapılmış ama onlar bize yazılı olarak intikal etmemiş veya Timur istilası ile Fetret dönemlerinde kaybolmuş olabileceklerini düşünüyoruz. Bize ulaşan ilk yazılı kanun metinleri Fatih döneminden kalmadır. Bu yönüyle onun bir kanun adamı olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Kanuni Sultan Süleyman kadar Fatih için de Kanuni sıfatını kullanabiliriz. Ancak onun fatihlik şahsiyeti diğerlerini gölgede bırakmıştır.

62

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH Fatih’in Kanunname-i Al-i Osman dışında başka kanunları da var mı? Fatih, hem yönetenler hem yönetilenler için iki kanun çıkarmıştır. Kanunname-i Al-i Osman merkez idaresiyle ilgilidir, protokol kuralları ve hükümleri içerir. Reaya Kanunnamesi ise yönetilenler içindir, devlete vergi veren üretici sınıf için çıkarılmıştır. Bunların yanında Gümrük Kanunnamesi, Darphane Kanunnamesi vardır. Ayrıca fethedilen yerlerin yazılmasıyla ilgili ve beledi işlerle ilgili iki kanunnamesi mevcuttur. Bunlar dışında taşra yönetimiyle ilgili sancak kanunnameleri de vardır. Ayrıca Fatih’in altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerle ilgili yasaları da günümüze ulaşmıştır. Bu yönüyle Fatih Sultan Mehmed’in 30 yıllık saltanatı döneminde devlet idaresiyle ne kadar yakından ilgilendiğini görüyoruz.

Kanunname’nin önemli maddelerinden biri Fatih’in haleflerinden bu kanuna uymalarını istemesi… Ancak başka bir maddede kanunlarının zamana göre değişebileceğini söylüyor. Bu karşıtlık Fatih’in kanun anlayışı açısından nasıl değerlendirilmelidir? “Evlâd-ı kirâmım neslen ba’de neslin bununla âmil olalar.” Fatih bu maddede, evlatlarım nesilden nesile bu kanunu uygulasınlar diyor. Bu çok önemli bir maddedir. Fatih, kendinden sonra gelen padişahı adeta bağlıyor. Görülmemiş bir şey bu. Çünkü gelenekte bir padişah ölünce her şey kesintiye uğrar. Yeni padişahın iradesiyle tekrar yürürlüğe girer. Fatih böyle söylemekle kendisinde kurucu şahsiyet özelliği de görüyor. Ama ilerleyen sayfalardaki şu sözü de çok önemli: “Bu kadar ahvâl-i saltanata nizâm verildi. Şimden sonra gelen evlâd-ı kirâmımdan dahi ıslâha sa’y etsinler.” Bu cümleden de açık kapı bıraktığını anlıyoruz. Benden sonra gelen evlatlarımdan padişah olanlar ıslah etsinler, diyor. Bu, onun devlet ve kanun anlayışını da yansıtıyor. Ondan sonra gelen padişahlar bazı şeyleri çıkarmışlar, eklemişler ve uzun süre kullanılmış Kanunname…

Kanunname’den bir bölüm

Gelelim Kanunname’nin en çok tartışılan maddesi kardeş katline. Kimi tarihçiler daha büyük taht mücadelelerin önlenmesi için uygulandığını söylüyorlar, kimileri saltanat hırsı olarak yorumluyorlar. Siz bu hüküm için neler söylersiniz? Ben devrin şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tarihi yargılamamak gerekir, tarih olduğu gibi incelenir ve ibret alınır. Kardeş katli, devletin bölünmesini engellemek için uygulanıyor. “…ve her kimesneye ki evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındâşların nizâm-ı âlem için katl itmek münâsibdir.” Burada satır arasında gizli nizâm-ı âlem ifadesi çok önemli. Yani kamu düzenini sağlama amacı var. Bunu saltanat hırsıyla izah etmek doğru değil. Evladını, kardeşini öldürtüyorsun... Yavuz Sultan Selim çocuklarını öldürttüğünde karalar giyinir cenaze namazlarına katılır, hüngür hüngür ağlarmış. Kanuni’nin büyük oğlu Mustafa’yı öldürttüğünde elinde mendil gözyaşlarını sildiği minyatürleri var. Çok hazin hadiseler bunlar. Hedef devletin bölünmemesi, fitne çıkmaması… Böyle değerlendirmek gerekir. Bugünkü düşünce ve anlayışla değerlendirmeye kalkarsak hata ederiz. Şehzade Mustafa’nın katlini gösteren minyatür

Batı’da durum nasıl? Batı’da, Rus Çarlığı’nda, Bizans’ta da taht mücadeleleri nedeniyle öldürmeler var. Hatta bazı hukuk tarihçileri bu uygulamayı Bizans’tan aldığımızı söyler, ancak öyle değildir, geleneğimizde vardır kardeş katli… Türk-Moğol geleneğine göre devlet hanedanın ortak malıdır. Yani hükümdar ölünce mirasçılar arasında devlet paylaştırılıyor. Tabii bu taht mücadelesini de beraberinde getiriyor. İlla uygulanmıyor bu hüküm, nizam-ı âleme ters düşen durumlarda uygulanıyor. Ama Fatih, daha annesinden süt emen kardeşi Ahmet’i boğduruyor. İşte bunu açıklamak zor. İslam hukukuyla bağdaşmıyor; şer’i hukukta delilsiz, şüphe üzerine öldürtmek yoktur. Günümüz mantığıyla anlamak zor…

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

63


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH Peki bu hüküm taht kavgalarını ne derece önledi? Fatih Sultan Mehmed taht kavgalarını hanedan içine çekti, yaptığı en önemli şey bu. Daha önce isyan eden şehzadeler asker topluyorlardı ve dolayısıyla halk da bundan zarar görüyordu, yüzlerce kişi ölüyordu. Fatih, bu hanedan meselesidir diyerek katl hadisesine halkın karışmasını engelledi.

“Sultan İbrahim de Öldürülseydi Osmanlı Hanedanı Bitecekti” Kardeş katli ne zamana kadar uygulandı? Genel olarak 17. yüzyılın ortalarına kadar uygulandıysa da sonrasında birkaç örneğini daha görüyoruz. Yavuz Sultan Selim kardeş katliyle ilgili maddenin sınırlarını genişleterek isyan halinde olan yeğenlerine de teşmil etti. III. Murad 5 kardeşini, III. Mehmed 19 kardeşini ve oğlu Mahmud’u öldürttü. Tabii bu olaylar kamuoyunda çok büyük tepki görüyordu. Ölümlerden İstanbul halkı kahroluyor adeta. Düşünsenize saraydan küçük küçük tabutlar çıkıyor, Ayasofya’daki hazireye götürülüyor; halk görüyor bunları. III. Mehmed’in oğlu I. Ahmed, kardeş katlini uygulamıyor ama bu yasaya aykırı bir yasa da çıkarmıyor. I. Ahmed’in hasekisi Kösem Sultan katle engel oluyor. Bu dönemde tahtın intikalinde bir değişim başlıyor ve ilk defa geleneğin dışında padişahlığa I. Ahmed’in kardeşi I. Mustafa geçiyor. Taht daha önce hep babadan oğula intikal etmişti. I. Mustafa’nın akli dengesi bozuk. Kösem Sultan’ın amacı, Mustafa’nın akli dengesi bozuk olduğu için nasılsa bir süre sonra tahtan indirileceğinden, kendi oğullarından birini tahta geçirmek. II. Osman Lehistan seferine çıkarken kardeşi Mehmed’i kazasker fetvasıyla boğdurtuyor. En hazin uygulamalardan birini de IV. Murad yapıyor. Revan kalesini fethetmesinin ardından İstanbul’a gönderdiği gizli haberle kardeşleri Bayezid ve Süleyman’ın öldürülmesi emrini veriyor. Bağdat seferindeyken de kardeşi Kasım Çelebi’yi öldürtüyor. IV. Murad, kardeşi Deli İbrahim’i de öldürtecekmiş ancak onu da Kösem Sultan koruyor, akli dengesi bozuk diye. Sultan İbrahim de öldürülseydi hanedan bitecekti. Daha sonraki bütün padişahlar onun çocuğu çünkü. İbrahim o yönüyle övünürmüş, “hamdolsun bir hanedanın başı oldum” dermiş. IV. Murad’ın, İbrahim’i de ortadan kaldırıp Kırım hanlarından birine veya nedimi Musahip Mustafa Paşa’ya hanedanı bırakma istediğine dair rivayetler de var. Bir hanedana alternatif arayışlardır bunlar. Tabii ikisi de olmuyor. Hanedanın devamını, bekasını Kösem Sultan sağlıyor.

Kösem Sultan - ( 1590- 1651 )

“Hanedanın devamını, bekasını Kösem Sultan sağlıyor...” 64

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH IV. Murad’dan sonra ne oluyor? IV. Murad’dan sonra tahta İbrahim geçiyor, onun zaten başka kardeşi yok. 3 oğlu da peş peşe padişah oluyor, IV. Mehmed, II. Süleyman ve II. Ahmed… Yavaş yavaş şehzadeler sarayın bir odasında zorunlu ikamete tabii tutuluyor. Orada ilgi alanlarına göre meşguliyet içerisindeler; kimi hat, kimi musikiyle ilgileniyor. Onun için katle gerek görülmüyor. 18. yy’ da III. Osman’ın bir uygulaması var, yeğeni Mehmed’i öldürttü. 19. yy’ da ise II. Mahmud kardeşi IV. Mustafa’yı öldürtüyor, son uygulama budur.

Uzun bir süre Kanunname’nin tek nüshasının Viyana Milli Kütüphanesi’nde olduğu biliniyordu. Bir nüshası daha olduğunu 80’li yıllarda siz ortaya çıkardınız. Kanunname, tek nüsha olması ve bunun da Viyana’da bulunması sebebiyle uzunca bir süre sahte olarak nitelendirildi. Rusya’da bir kütüphanede Reisülküttab Koca Müverrih Bosnalı Hüseyin Efendi’nin el yazması eseri Bedâyi’ü’l Vekayi’nin içinde de daha mutena bir nüshasını tespit etmiştim. Viyana nüshasıyla karşılaştırıp 1982’de ilk defa makale olarak yayınladım. Daha sonraki yıllarda üç baskı halinde kitaplaştırmıştım. Son baskısı Atam Dedem Kanunu adıyla çıktı.

Oğlunu öldürtten Kanuni’nin gözyaşları

Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni'nin Şehzade Mustafa’yı boğdurttuğu sahne gerçeği yansıtıyor muydu? Dizideki Şehzade Mustafa’nın katli sahnesi tabii ki hayal ürünüdür ama olay gerçektir. Yerli tarihçiler böyle hazin olayları ayrıntılarıyla tasvir etmezlerse de yabancı elçilerin raporlarında bu hadise yer almıştır. Ayrıca çağdaş minyatürlerde görüntü olarak yer almaktadır.

Genel olarak tarihin dizilerde işlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Dizi filmlerde tarihin işlenmesi bence iyi oluyor. Tabi ayrıntılar için hayal gücüne dayanacaksınız ama bu gerçeğe ters düşmeyecek şekilde olmalı. Olaylar fazla abartılmamalı. Çekilecek senaryoyu mutlaka dönemi iyi bilen uzman tarihçiler görmeli, sonra çekim yapılmalı. Bu dizilerin bir faydası da halkı tarihe yöneltmesi ve en azından doğruyu öğrenme arzusu vermesi diye düşünüyorum.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

65


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

İSTANBUL’UN EFSANEVİ FETHİ Tarih Efsaneyle Başlar Efsaneler, temel öğesi söz olan anonim bir halk anlatısıdır. Efsanelerin en önemli kaynağı: insanoğlunun yaşayışı, toplumunun tamamını etkileyen ve derinden sarsan tarihî hadiselerdir. İnsanoğlu bizzat yaşadığı hadiseleri anlatırken, bu hadiseleri kendi inançları, hayata bakış açısı ve içinde bulunduğu ruh haliyle yoğurur, böylece hadiseyi kendi penceresinden nakleder. Efsanelerin bu özelliği bazen aynı yer, tarihî olay ya da şahıs hakkında farklı milletlerin farklı bakış açılarını ve farklı ideallerini yansıtan çeşitli efsanelerin teşekkülüne sebebiyet verebilmektedir. Böylece efsanelerin milletler arasındaki mücadeleye yer veren, bu mücadele ve ideallerden beslenen anlatılar olduğu sonucuna varılır ki bu da efsaneleri, milletlerin millî kimliklerinin korunması, toplumsal hafızasının canlı tutulması açısından son derece önemli kılar. Dr. Ferhat ASLAN *

Çağ Açıp Çağ Kapatan Fetih II. Mehmed Han’ın komutanlığındaki Osmanlı ordusu 1453’te İstanbul’u kuşatmış ve günlerce süren kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453’te şehir fethedilmiştir. Böylelikle tarihteki en önemli devletlerden biri olan Doğu Roma İmparatorluğu sona ermiştir. İstanbul fethedildikten sonra “Orta Çağ” kapanmış ve 1789 Fransız İhtilali’ne kadar sürecek olan “Yeni Çağ” başlamıştır. Dünya tarihinde çağ açıp çağ kapatan bu önemli fetih hadisesine sessiz kalmayan halk, bu fethin gerçekleşmesini sağlayanlarla ilgili pek çok efsaneyi kendi muhayyilesinde oluşturmuş ve bunları nesilden nesile aktararak toplumsal hafızanın vazgeçilmez bir parçası haline getirmiştir.

66

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

I. BİZANS EFSANELERİNE GÖRE İSTANBUL'UN FETHİ

Gemiler Karadan Yürüyünceye Dek Constaninus’un, Valentius adında bir müneccimi varmış. Bu müneccim yıldızları okurmuş. İstanbul kurulurken İmparator bu müneccime; “Kurmuş olduğum bu şehir ve İmparatorluğum ebediyen benim ve sülalemin olarak kalacak mı?” diye sormuş. Müneccim İmparator’un bu isteği üzerine yıldızlara bakarak inanılmaz bir kehanette bulunmuş ve şöyle demiş: “Yüce İmparator! Bu şehir ve taht, senin ve neslinindir. Ta ki gemiler karadan yürüyünceye dek!” Müneccimin bu kehanetini duyanlar gemilerin asla karadan yürüyemeyeceğini düşündükleri için İstanbul’un sonsuza dek İmparator ve sülalesinin kalacağını düşünmüşler, Sultan Mehmed Han karadan gemileri yürütüp şehri fethedene kadar!

Açık Unutulan Kapı: Kerkoporta Bu kapının yeri, Teodosyus surunun son kulesinin eteğinde ve kuleden başlayarak ikinci sura varan duvardaydı. Ancak Sirk Kapısı manasına gelen “Kerkoporta” uzun müddetten beri örülü bulunuyordu. Çünkü daha güneyde ve Tekfur Sarayı’na yakın bir yerde bulunan Ksilokerkon Pili (Ahşap Sirk Kapısı) daha kullanışlı olduğundan burası zamanla terk edilmişti. Bu kapı İstanbul’un fethi ile ilgili bir Bizans efsanesine konu olmuştur. Bu efsaneye göre surların arasında dolaşan birkaç Türk askeri Edirnekapı ile Eğrikapı arasında bulunan Kerkoporta (Cambazhane) denilen yayalara ayrılmış küçük kapılardan birinin aklın alamayacağı bir unutkanlık yüzünden açık kaldığını görürler. Diğer askerlere de haber verilir ve Türkler bu kapıdan girerek İstanbul’u fethederler. Herkesin unuttuğu bir kapı olan Kerkoporta böylece dünya tarihinin gidişatını değiştirir.

Fatih'e Verilen Tahta Kılıç Efsanesi İstanbul kuşatıldığı zaman “Agapios” adındaki bir keşişte, Türklerin İstanbul’u almasını engelleyebilecek manevi yönü çok kuvvetli olan sembolik bir tahta kılıç varmış. Keşiş, bu kılıcı Bizans İmparatoru Konstantin Palaiologos’a götürerek onunla düşmanları olan Türkleri yok etmesini istemiş. Bizans İmparatoru bu kılıcı alıp bakmış, tahtadan yapılmış bir kılıç olduğunu görünce öfkelenerek: “Benim elimde Davut’un her savuruşta dört mızrak boyu uzayan olağanüstü kılıcı var. Bu tahta kılıç ne işe yarar” diyerek keşişi azarlamış. İmparatorun bu tutumuna çok üzülen keşiş, bu sefer Fatih Sultan Mehmed’in huzuruna çıkmış, kılıcın manevi gücünü padişaha anlatmış, sonra kılıcı ona takdim etmiş. Genç padişah, kendisine verilen bu manevi armağanı büyük bir sevinçle kabul etmiş. Bu kılıcın manevi gücüyle de İstanbul’u fethetmiş. Son Bizans İmparatoru XI. Konstantin Palaiologos (Zonaros, Bizans Tarihi, 15.yy)**

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

67


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

II. TÜRK EFSANELERİNE GÖRE İSTANBUL'UN FETHİ II. Mehmed’in İstanbul’u Kuşatma Kararı II. Mehmed, Edirne’de şehzadeyken, padişah olduğu zaman İstanbul’u nasıl alacağını düşünmekteymiş. Bir gün tebdil-i kıyafet ederek Edirne’nin çarşı pazarına çıkmış. II. Mehmed’in amacı halkın durumunu kontrol etmekmiş. II. Mehmed, çarşıda rast gele bir dükkâna girmiş ve dükkân sahibine: “Bana bir kilo bundan ver.” demiş ve istediğini almış. Sonra, “Şundan da bir kilo ver.” demiş. Bunun üzerine dükkân sahibi, “Ben siftah ettim zahmet olmazsa onu da yan dükkândan alın.” demiş. Esnafın bu tavrı karşısında II. Mehmed çok duygulanmış ve işte o an, “Ben bu halkın desteğiyle değil İstanbul’u tüm dünyayı fethederim.” demiş ve esnafın bu tavrı sonucunda İstanbul’u kuşatmaya karar vermiş.

Fatih Sultan Mehmed’in Bellini tarafından çizilen portresi ( 1480) (Londra ,National Gallery)**

Görünmeyen Askerlerin Gemileri Karadan Yürütmesi İstanbul’un fethi esnasında Bizanslılar Boğaz’a kalın zincirler çekerler. Fethin gerçekleşebilmesi için çok önemli bir rol üstlenecek olan Osmanlı donanması bir türlü denize indirilemez. Bundan dolayı da fetih gecikir, ordu günden güne ümitsizliğe kapılır. Bu halet-i ruhiye içerisinde, üzgün bir halde çadırında uyuyakalan II. Mehmed, rüyasında Peygamber Efendimiz’i görür. Peygamberimiz II. Mehmed’e gemileri karadan yürütüp donanmayı denize indirmesini söyler ve gemilerin karadan yürütüleceği güzergâhı bizzat gösterir. Padişah, uyanır uyanmaz sadrazamlarını yanına çağırır, rüyasını anlatır ve bu fikrin hayata geçmesi için çalışmalara başlar. Bu sırada II. Mehmed, Boğaz’a Kur’anı en güzel okuyan davudî sesli hafızlar koydurur ve Fetih Suresi’ni okutturur. Aynı zamanda büyük bir alaya da Allah’ın yardımına mazhar olabilmek için durmaksızın dua ettirir. İşte bu manevi hava içerisinde kızaklar üzerinde, Kâğıthane’den denize indirilmeye çalışılan gemileri çekenler arasında yeniçeri ile birlikte görünmeyen manevi askerlerin de Türk ordusuna yardım ettiği söylenir. Bundan dolayı koca Osmanlı donanması bir gecede karadan yürütülerek denize indirilmiş, sabah olduğunda karşılarında Osmanlı donanmasını gören Bizanslıların dilleri tutulmuş ve artık İstanbul’un kurtarılamayacağı fikrine kapılmışlardır.

Ulubatlı Hasan 29 Mayıs 1453 Salı günü sabaha karşı son saldırı yapılır. Yeniçeriler arasında iriyarı, yiğit mi yiğit “Ulubatlı Hasan” adlı bir asker surlara tırmanmaya başlar. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak surların üstüne çıkar. Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de surlara tırmanır. Yaralanmasına rağmen, arkadaşlarının surlara çıkmasına da yardım eder Ulubatlı Hasan. İnsanüstü bir gayretin neticesinde elindeki Türk bayrağını surlara dikmeyi başarır. Tabi bu esnada vücuduna sayısız kılıç ve ok darbesi alır. Bu darbelerin neticesinde teslim-i ruh etmekte olan Ulubatlı Hasan o haliyle tebessüm etmektedir. Arkadaşları Ulubatlı’ya: ‘’Ey! Ulubatlı Hasan, neden gülersin?’’ diye sorarlar. Ulubatlı Hasan’ın verdiği cevap karşısında hayrete düşerler: ‘’Neden gülmeyeyim? İki cihanın güneşi Peygamber Efendimiz, şu an İstanbul surlarının üstünde orduya yardım ediyor.” Bu cevaptan kısa bir süre sonra Ulubatlı Hasan surlara Türk bayrağını dikmekten dolayı mutlu bir şekilde ruhunu teslim eder.

68

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

Fatih’in Torunlarına Vasiyeti Fatih, İstanbul’a girip alayla Ayasofya yanına geldiği zaman derinden derine bir inilti işitir. Sesin geldiği yöne bir adam gönderir. Sakalları büyümüş, perişan durumda bir keşiş bulup getirdiler. Huzura çıkardılar. Korktu, teskin ettiler. Neden zindana atıldığını sordular. Keşiş fal baktığını ve Türklerin kuşatma hazırlıkları sırasında Konstantin’in kendisini çağırıp İstanbul’u Türklerin alıp alamayacağını bildirmek için remil (fal) atmasını söylediğini, remilde İstanbul’un Osmanlıların eline geçeceğini bildirmesi üzerine Konstantin’in kızarak onu zindana attırdığını anlatır ve: — Demek falım doğru imiş, diye ekler. Bunun üzerine Fatih de İstanbul’un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil atmasını ve doğruyu söylerse armağanlar vereceğini bildirir. Keşiş yeniden bu defa Fatih için remil açar. — İstanbul, Türklerin elinden savaşla çıkmayacak. Lakin öyle bir zaman gelecek ki ellerindeki emlak ve toprak azalacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak. Bu falın bildirdiği sonuçtan ileri derecede müteessir olan Fatih ellerini gökyüzüne kaldırarak: — İstanbul’da edindiği yerleri yabancılara satanlar Tanrı’nın gazabına uğrasınlar, diye beddua eder.

Jean Mielot’a ait Türk ordusunun İstanbul’u kuşatmasına dair minyatür (1455)**

SONUÇ İstanbul’un fethi, Bizans ve Türk efsanelerinde farklı şekillerde anlatılmıştır. İstanbul’un Fatih Sultan Mehmed tarafından fethi, Bizans efsanelerinde; Tanrı’nın, Bizans İmparatorluğuna ve Rum halkına yüz çevirmesi, şehrin üzerindeki koruyuculuğunun sona ermesi şeklinde anlatılmıştır. Buna karşın Türk efsanelerinde; Allah, Müslüman Türk ordusunun yanındadır ve ordunun en büyük yardımcısıdır, düşüncesi hâkimdir. Tüm bu efsanelere bakıldığında efsanelerin ana mekânı olan İstanbul’un daima kutsallaştırıldığı ve efsanelerin mekânı sahiplenme fonksiyonun ön plana çıkarıldığı görülmektedir.

*İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ** Minyatür ve portreler Feridun M. Emecen’in “Fetih ve Kıyamet 1453” adlı kitabından alınmıştır.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

69


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH

B

“Fatih İstanbul’la Beraber Klasik Türk Edebiyatını da Fethetti”

ir sultan düşünün, en temel vazifelerini yerine getirirken yaşadığı medeniyetin edebiyat, kültür ve sanat ortamına ebediyete kadar sürecek katkılar sağlıyor. Bir sultan düşünün, çağının çok ilerisinde düşünce dünyasıyla sadece Doğu’nun değil; Batı’nın ilmini de kucaklıyor, sorguluyor, yaşadığı toprakların geçmiş kültürlerine de değer veriyor… Bir sultan düşünün, sarayındaki ilim, sanat, ilahiyat sohbetlerinde Doğu ve Batı’nın âlimleri, sanatçılarıyla bir araya geliyor ve başlattığı Yeni Çağ’ın aydını önce kendisi oluyor... Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üye. Yrd. Doç. Dr. Türkan Alvan ile Fatih’in dünyasına yelken açtık. Fatih’in kültür ve sanat dünyasına katkılarını, şairliğini ve mutasavvıf yönünü konuştuk. Kübra Erten

Fatih Yerlikaya

Sultan Fatih dîvân sahibi ilk Osmanlı sultanıdır

Fatih Sultan Mehmed’den önceki Osmanlı sultanlarının sanatla, özellikle edebiyatla ilgilendiğini biliyoruz. Onca sanatkâr sultan arasında Fatih’in sanatkâr yönünü nasıl değerlendirebiliriz? Osmanlı hanedanı sanatı baş tacı etmiştir. Güzel sanatların, özellikle şiir ve musikinin saray çevresinde desteklenmesi sayesinde muhteşem Osmanlı klasikleri ortaya çıktı. Öyle ki Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme ve çöküş sürecinde bile sultanların güzel sanatları önemsediğini görüyoruz. Osmanlı sultanlarının ve şehzadelerinin hemen hepsi şiirle uğraşmıştır ancak Fatih’in onlar arasında müstesna bir yeri vardır. Otuz bir yıllık saltanatını gazâ ile geçiren Sultan Fatih, hacimli ve müretteb olmasa da dîvân sahibi ilk Osmanlı sultanıdır. Aşık Çelebi’nin bir divan tertibi için yeterli şiiri var dediği, yine Sehî Bey’in “Vâfir eş‘ârı var” diye methettiği Fatih Sultan Mehmed’in şiirlerinin tamamının günümüze ulaşmadığı düşünülüyor. Fatih’in 71 gazelden oluşan, Avnî mahlasıyla yazdığı şiirleri mazmun ve belagat değeri açısından oldukça başarılıdır. Akıcı, anlaşılır bir dille yazılan bu âşıkâne ve merdâne şiirlerin, halk arasında sevildiğini ve ezberlendiğini biliyoruz. Buna rağmen -özellikle oryantalistlerin yazdığı- bazı tarih kitaplarında şiirlerinin estetikten yoksun olduğu söylenir. Yakın zamana kadar Fatih’in şiirlerinin edebî değeri üstünde durulmamıştır. İskender Pala ve M. Nur Doğan, Fatih’in Dîvânı’nı şerh ederek Sultan Fatih’in şiirlerindeki orijinal, samimi ve renkli üslubu fark etmemizi sağladılar ve onun birinci sınıf bir divân şairi olduğunu ortaya koydular. Ancak bu yeterli değildir. Fatih’in şiirlerinin belagat değerinin de incelenmesi yerinde olacaktır. Sonraki yüzyıllarda Sultan Fatih’in şiirlerinden ilham alan şairler de olmuştur. Onun “Hattun hadün yüzüni dutdı nitekim ey cânum” müfredine 29 şair nazire yazmıştır. Ayrıca şehzadelerinin çok başarılı birer şair olması yanında devlet adamlarını da özellikle şairler arasından seçmesi, Fatih’in şiir kalitesinden anlayan seçkin bir şair olduğunu gösteriyor.

70

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH Fatih, dindarlığı çok sorgulanan bir padişahtır. Bazen de dindarlığının ölçüsü şiirlerindeki ifadelere dayandırılıyor. Siz neler söylersiniz, Fatih mutasavvıf bir şair midir? Mutasavvıf bir düşünceye mensup olup olmadığını anlamak için Fatih’in Akşemseddin’le olan münasebetine yakından bakmak gerekir: Akşemseddin’le Sultan Fatih’in arasında sağlam bir hoca-talebe, muhibb-mürşid ilişkisi vardı. Muhibb diyoruz, çünkü Fatih Sultan Mehmed çok arzu etmesine rağmen Akşemseddin’in müridi olamamıştır. Fethin manevi fatihi olan Akşemseddin’le fethi izleyen günlerde bir çadırda halvete girip sabahlayan Sultan Fatih, derviş olmak ister. Ama Akşemseddin “Dervişliğin lezzetini alırsanız saltanat işlerinden kesin olarak el çekmek gerekir. O takdirde, hem siz hem de biz vebâle gireriz.” diyerek bunu kabul etmez. Divânındaki şu beyitler, sanki Fatih’in fetihten ziyade Akşemseddin’in kendi devrini şereflendirmesinden duyduğu sevincin dile gelmiş hâlidir: Bir şâha kul oldum ki cihân ana gedâdur Bir mâha dutuldum ki yüzi Şems-i duhâdur (Avnî) Kur’an-ı Kerim’de Şems/1 ayetinde geçen Şems-i duhâ lafzı, divân şiirinde Hz. Peygamber’in küfrü aydınlatan nur yüzüdür ve sevgili için kullanılan bir mazmundur. Şair Fatih’e göre Akşemseddin’in nur yüzü de Hz. Peygamberin güneşinin nurunu yansıtmaktadır. Yani ışığını O’ndan alır. Üstelik Akşemseddin yazdığı şiirlerde Şemsî mahlasını kullanıyordu. Fatih’in Akşemseddin’e olan yoğun muhabbeti dikkate alınırsa kimi şiirlerinde bir sevgili tipinde Akşeyhi methettiği hemen fark edilir. Sultan Fatih’in derviş olma isteği şiirlerine de yansımıştır. Sultan Fatih’in bir gazeli Akşemseddin’e intisab etme isteğinin geri çevrilmesinden ve Ak Şeyh’in Göynük’e dönüşünden dolayı padişahın duyduğu üzüntüyü yansıtıyor gibidir: Kime yâr olam cihân içinde yârum var iken Kime kul olam o şâh-ı tâc-dârum var iken (Dünyada diğer yarım sevgilimi bulmuşken başka yar aramam. Tac giymiş sultanım varken başkasına kul olmam.) Hâr u has neşv ü nemâ bulur behâr erince âh Ben hazân-ı hecre düşdüm nev-behârum var iken (Avnî) (Baharda çer çöp bile yeşerir. Ah ki ilkbaharım olan sevgilim varken ayrılık güzüne düştüm.) ... İntisâbum hizmetüm bî-rağbet oldı âkıbet Hâr ü zâr oldum azîz ü kâm-kârum var iken (En sonunda gitgide ona olan bağlılığım -dervişliğim ve hizmetim değersiz oldu. O aziz ve mesut sevgilim yanımdayken şimdi hakir düşmüş, inleyen bir âşık oldum.) ... Avnî o bezme varmağa lâyık degülse ger Men‘ itmenüz ki bâri öpe âsitâneyi (Avnî)

Hocazâde ile Molla Zeyrek Fatih’in huzurunda münazarada (Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri) *

(Avnî, âşıkların o sazlı sözlü sohbet meclisine girmeye layık değilse de ona engel olmayın. Hiç olmazsa giremediği o dergâhın kapısını hürmeten öpüversin.)

“Tarihi perspektiften bakınca İstanbul’un fethini sindiremeyen oryantalistler hariç, yabancı kaynakların çoğu Fatih Sultan Mehmed’i dindar, zevk ve saltanata sırt çevirmiş bir sultan olarak anlatır.” Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

71


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH Hz. Peygamber’in hadis-i şerifinde methettiği Fatih Sultan Mehmed, halkın nazarında veli bir hükümdardır. Sultan Fatih’in Eşrefoğlu Rumî (Bayramî/Kadirî), Şeyh Ebu’l-Vefa (Zeynî şeyhi), Molla Camiî (Nakşibendî şeyhi) gibi devrindeki birçok mutasavvıfa hizmet ettiği ve onların sevgisini kazandığı biliniyor. Tasavvufun hayatındaki yeri dikkate alındığında tasavvuf muhibbi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak Fatih Sultan Mehmed’in şiirlerinde ilk bakışta insanı şaşırtan rindlikten, şaraptan, Hıristiyan güzellerden bahseden şuhâne beyitler çoktur. Fatih, Türk-İslam edebiyat geleneğine uyarak şiirlerinde tasavvuf ıstılahları derin mecaz ve semboller ardına gizlemiştir. Tıpkı avamdan manevi hâllerini gizlemek isteyen mutasavvıf şairler gibi. Elbette Fatih’in her şiirini illa tasavvufî tecrübenin ürünü olarak görmek safdilliliktir. Fakat Fatih’in hayatı zevk ü safa içinde değil ilâ-yı kelimetullah’ı yüceltmek için daima mücahede ile geçmiştir. Tarihi perspektiften bakınca İstanbul’un fethini sindiremeyen oryantalistler hariç, yabancı kaynakların çoğu Fatih Sultan Mehmed’i dindar, zevk ve saltanata sırt çevirmiş bir sultan olarak anlatır. Sonuç itibarıyla Fatih’in şiirleri diğerleri gibi yerine göre âşığın aşkını arttırır, fasığın fıskını arttırır.

Şiirlerinde hayatından yansımalar görebilir miyiz? Seferlerle geçmiş, doludizgin bir hayatın izlerini Fatih’in şiirlerinde bulamayız. Sultan Fatih bu haliyle selefi Osmanlı sultanlarına da örnek olmuştur. Şair padişah ve şehzadelerin şiirlerinin hemen hepsi aşk, ölüm, hasret vb. lirik gazellerden ibarettir. Onlarda dedeleri Fatih gibi siyaseti, gerçek hayatı şiirlerine pek karıştırmamışlar; daha çok iç dünyalarını şiirlerine yansıtmışlardır. Fatih’in şiirlerinde aşk çok büyük bir öneme sahiptir. Ancak bu aşk anlayışını nefsi arzulardan ibaret sayamayız. Merhum Amil Çelebioğlu hocamız, Fatih’in maddi zevklere ve safaya bigâne olmasına rağmen şiirlerinde özellikle sevgiliden, aşktan bahsetmesini padişahın manevi hicret duygusuna bağlamıştır. Tasavvufi bir terim olarak manevi hicrette nefisten gönüle, yani varlıktan yokluğa geçebilmek esastır. Şiir onun için baskı ve formalitelerin olmadığı bir dünyadır. Tarih kitapları Fatih’in çok katı ve zor bir hükümdar olduğunu yazıyor. Ancak bu kudretli Sultan, şiirlerinde saltanatı kuru bir kavga olarak gören, sevgilinin bir zülfüne cihanı bağışlayan, mütevazı, istiğna sahibi sevgi peşinde koşan sıradan bir insan olarak karşımıza çıkıyor.

Fatih’in etrafına şair devlet adamlarını topladığını, maaş bağladığı şairleri biliyoruz. Onun Türk edebiyatına katkılarından bahseder misiniz? Fatih İstanbul’la beraber klasik Türk edebiyatını da fethetti. Osmanlı’nın eski başkentleri Bursa ve Edirne’de gelişen klasik Türk edebiyatı, fetihten sonra İstanbul’da onun himayesiyle zirveye doğru yol aldı. İlk defa onun devrinde Türkçe edebi dili henüz gelişirken Ahmed Paşa, Necati gibi selefi klasik Osmanlı şairleriyle boy ölçüşecek güzellikte şairler yetişmiştir. Bunda elbette Fatih’in payı büyüktür. Şairane tabiatı kuvvetli bir Yeni Çağ sultanı olan Fatih, devlet adamlarını da bilime olduğu kadar sanata, özellikle şiire yatkın kişilerden seçmiştir. Sadrazam Ahmet Paşa, sadrazam Karamanlı Mehmed Paşa, Sinan Paşa, Mahmud Paşa, Anadolu ve Rumeli kazaskeri, müderris Molla Lütfi, Defterdar Vefayi bunlar arasındadır. Sultan Fatih, Ali Şir Nevâî’nin şeyhi büyük şair ve mütefekkir Molla Camî’yi felsefecilerle münazara yapmak üzere İstanbul’a davet etmişti. Molla Câmî, bu teklifi kabul etmese de Câmî ed-Dürretü’l Fâhire adlı eserini yazıp sultana gönderdi. Ancak Fatih o sıralarda vefat etmişti. Sultan Fatih, Molla Câmî’ye her yıl bin altın göndermiştir. Herhangi bir makam teklifini reddeden şairlere de biner akçe maaş bağladığından Gibb bahsediyor. Sultan Fatih, medreselerdeki parlak öğrencilerle de bizzat ilgilenmiştir. Tezkireler, Sultan Fatih’in yanında taşıdığı deftere yeteneğine göre kaydettiği gençleri belli makamlara getirdiğini anlatır. Böylece ilim, sanat, siyaset ve ekonomide insan kaynakları açısından Osmanlı Devleti’nin zengin kazanımları oluşmuştur. Fatih’in sadece Türk edebiyatına değil, dünyaya kazandırdıklarına başkasının gözünden bakarsak bu yüce sultanı daha iyi anlarız. Fatih’in Topkapı Sarayı’ndaki hususi kütüphanesindeki Lâtince, Yunanca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerde yazılı 587 eseri 1929’da inceleyen Alman Prof. Adolf Diesman onu şöyle tanımlıyordu: “Dünya tarihinde bir dönüm noktası meydana getirmiş, Doğu ve Batı’nın kapısında durmuş, her iki âlemin kültürünü nefsinde toplamış bir insandı.”

72

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL DOSYA: FATİH ve FETİH Fatih’in Arapça ve Farsça’nın yanı sıra Rumca, Slavca, Eski Yunanca, İtalyanca bildiğini kaynaklardan öğreniyoruz. Tarihçiler onun için “Rönesans Aydını” ifadesini kullanıyor. Siz nasıl yorumlarsınız bu ifadeyi? Sultan Fatih’in daha şehzadeliğinden itibaren Avrupalı hümanistlerle ilişki içinde olduğunu biliyoruz. Onun sayesinde Osmanlı sarayı, çok değerli bilim, ilahiyat ve şiir akademisi hâlinde yüzyıllarca insanlığa hizmet etti. Sultan Fatih’in bu kadar çok dil bilmesi onun çok yönlü âlim bir padişah olduğunu gösterir. Eski Yunanca, Latince ve Farsça’dan pek çok felsefe, coğrafya, astronomi, ilahiyat konulu eseri Arapça’ya çevirtip medrese talebelerinin istifadesine sundu. Fatih’in kendisine sunulan Yunanca’dan Arapça’ya tercüme edilen bir İncil’den de bahsedilir. İstanbul’un fethinden sonra bazı Bizanslı âlim ve sanatçıların Yunan klasiklerinden kıymetli eserlerle Avrupa’ya, özellikle İtalya’ya göç ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla Sultan Fatih İstanbul’u fethettiğinde dolaylı olarak Rönesans’ı başlatan fikir hareketine ve sanatına yön vermiştir.

Tezkirelerde Fatih’in şairlerle münasebetine dair örnekler verir misiniz?

Fatih Sultan Mehmed’in Sinan Bey veya Şiblizâde’ye atfedilen portresi *

Tezkirelerde Fatih’in şairlerle münasebetlerine dair ilginç rivayetler anlatılır. Bunlar bize Sultan Fatih’in sert mizacına rağmen şairlerle samimi, latif ve muzipçe bir diyalogu olduğunu gösteriyor. Mesela Deli Lutfi olarak bilinen Fatih’in hafız-ı kütübü, yani Topkapı Sarayı’ndaki kütüphanesinin mümessili Molla Lutfi, padişahın meclisinden eksik olmaz, sohbetine sıkça dâhil olurmuş. Bir gün Fatih bir kitap almak için kütüphanesine gelmiş ve Molla Lutfi’ye işaret ettiği kitabı getirmesini istemiş. Molla Lutfi yüksekte olan kitabı, önündeki bir mermere basıp vermeye uğraşırken padişah telaşla “Hay ne yaptın? O bastığın taş Hz. İsa’nın doğduğu yerdir.” demiş. Molla cevap vermeden kitabı indirmiş. Kitapların üstünde duran güve yeniği ve toz dolu bir bez parçası görmüş. Nazikçe aldığı bezi hürmetle padişahın dizine koymuş. Padişah rahatsız olmuş ve “Bu kirli bezi niye dizime koyarsın?” diye kızmış. O vakit Molla Lutfi “Devletlü padişahım niye huzursuz oluyorsunuz? Bu bez Hz. İsa’nın beşik bezidir.” demiş. Yine Melihi, alkol bağımlısı olmasına rağmen sanatıyla Fatih’in yakın ilgisini ve takdirini kazanmış bir şairdir. Hiç ayık gezmediği söylenen Melihi, birkaç defa kendisini alkol tedavisine gönderen padişaha içkiye tövbe ettiğine dair söz vermiş. Bir gün yine onu sarhoş bulup padişahın huzuruna çıkarmışlar. Melihi, “Şarap içmedim.” diye yemin edip duruyormuş. Padişah, “Niçin söz verip yalan yere yemin ediyorsun?” diye hiddetlenmiş. O vakit şair “Vallahi içmedim, lakin padişah korkusundan kanıma şırınga ettirdim.” deyince Fatih onu affetmişse de bir daha sohbetine almamış.

Fatih Sultan Mehmed “Troyalıların Prensi” İstanbul’un fethinden sonra Midilli seferi sırasında Çanakkale’de Troya Harabeleri’ni ziyaretinde Homeros’un İlyada Destanı’ndan Eski Yunanca yüksek sesle pasajlar okuyan Fatih, Truva Savaşı kahramanlarını methetmiştir. Fatih Sultan Mehmed’den “Troyalıların Prensi” şeklinde söz eden tarihçi Kritovulos, Fatih’in bu ziyaretinde (1462) “Allah, aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen, bu şehrin ve halkının intikamını alma hakkını bana nasip etti.” dediğini nakletmiştir. Daha sonra bazı Rönesans düşünürleri eserlerinde Truva şehri Yunanlılar tarafından ele geçirildikten sonra Asya’ya kaçan Truvalı bir grubun, yani Türklerin Anadolu’ya geri dönerek Yunanlardan intikam aldığını anlatmışlardır. Mesela Montaigne şu bilgiyi nakleder: “Türklerin padişahı II. Mehmed, Papa II. Pius’a şunları yazmış: ‘İtalyanların bana düşman olmalarına şaşıyorum. Biz de İtalyanlar gibi Troyalıların soyundanız. Yunanlılardan Hektor’un öcünü almak benim kadar onlara da düşer; onlarsa bana karşı Yunanlıları tutuyorlar.” (Denemeler, Kitap I, Bölüm XXXVI). İstanbul’un fethinden sonra bazı Bizanslı âlim ve sanatçıların Yunan klasiklerinden kıymetli eserlerle Avrupa’ya, özellikle İtalya’ya göç ettiğini biliyoruz. Evrensel bir liderlik sorumluluğuyla kendini Doğu’nun ve Batı’nın hükümdarı olarak gören Fatih, Anadolu topraklarının geçmiş kültürlerine değer veriyordu. Orijinali halen Topkapı Sarayı’nda olan eserde Kritovulos’un tarihinde Atina’yı ziyaret eden Fatih’in Atina akropolündeki tarihi eserlerin korunması için emirler verdiği de yazıyor. Ne yazık ki günümüzde İslam adını kullanan bazı gruplar sanat eserlerini yıkmakla en büyük zararı yine İslam’a veriyor.

* Minyatür ve portre Feridun M. Emecen’in “Fetih ve Kıyamet 1453” adlı kitabından alınmıştır. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

73


TANITIM GÜNLERİ

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi Fuarlarda Lise Öğrencileriyle Bir Araya Geldi

Y

Yurt içinde düzenlenen tanıtım fuarlarına katılan Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi, açtığı stantlarda Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin olanaklarını en iyi şekilde anlatırken, belediyelerle yaptığı işbirliği ile de birçok liseyi üniversitenin Topkapı Yerleşkesi’nde ağırladı. Birim, tanıtımla yetinmeyerek akademisyenleri konuk ettiği mesleki seminerlerle de eğitimci ve öğrenci buluşmasına imkân tanıdı.

Şubat 2015’ten itibaren yoğunlaşan kariyer günlerinde İstanbul’un ve civar şehirlerin Anadolu ve Meslek Lisesi öğrencileri üniversitemizi yakından tanırken, tanıtım materyallerinin de sahibi oldular. Bağcılar Ahi Evren Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, şubat ayında Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi koordinatörlüğünde hem İslami İlimler Fakültesi’nin bulunduğu Topkapı Yerleşkesi’ni gezdiler hem de Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan’ın seminerine katıldılar. Bağcılar Üniversite Tanıtım Fuarı ve Güneşli Final Okulları Üniversiteler Fuarı, şubat ayında yer alınan diğer fuarlardı. Bahar, FSMVÜ’ye de bereketiyle geldi. Fuarlar ve tanıtım günlerinin artmasıyla daha fazla öğrenciye üniversitenin eğitim kalitesi, sosyal ve kültürel olanakları, burs imkânları anlatıldı. Mart ayının ilk ziyaretçileri Bağcılar M. Niyazi Altuğ Anadolu Lisesi öğrencileri oldu. Öğrenciler, Topkapı Yerleşkesi’nde Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi yetkilisi Pınar Yılmaz’ın aktardığı bilgilerin yanında FSMVÜ Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol’un “Hayalimdeki Gelecek” isimli semineriyle üniversite hayatı, meslek seçiminde dikkat edilmesi gerekenler, sınav kaygısını yenmenin yolları gibi konularda da bilgi sahibi oldular. Bağcılar Belediyesi işbirliğiyle Osmangazi Meslek ve Teknik Lisesi, Hikmet Nazif Kurşunoğlu Meslek ve Teknik Lisesi, Alaattin - Nilüfer Kadayıfçıoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Orhan Gazi Anadolu İmam Hatip Lisesi, M. Niyazi Altuğ Anadolu Lisesi, Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Edip İplik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Otocenter Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri Topkapı Yerleşkesi’ni gezerek düzenlenen seminerlere katıldılar.

74

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


TANITIM GÜNLERİ

FSMVÜ nisan ayında da birçok liseyi ağırladı. Onlardan biri Güngören Cemil Meriç Kız Meslek Lisesi’ydi. Birim koordinatörlüğünde Topkapı Yerleşkesi’ni gezen öğrenciler “Hayalimdeki Gelecek” seminerine de katıldılar. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi, Fatih Sâmiha Ayverdi Anadolu Lisesi Kariyer Günleri’ne katılarak öğrencilerin bölümler, puanlar, kontenjanlar, burs ve sosyal imkânlar hakkındaki sorularını cevaplandırdı; Bilgisayar Mühendisliği Öğr. Üye. Yrd. Doç. Dr. Ali Nizam ise mühendislik hedefleyen son sınıf öğrencilerine bölüm hakkında kapsamlı bilgi aktardı.

Nisan ayında Küçükçekmece 2. Rehberlik ve Kariyer Günleri, Educaturk Tekirdağ Fuarı, Başakşehir 3. Üniversiteleri Tanıtım ve Eğitim Fuarı’na katılan Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi, öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Üniversite eğitimini hedefleyen öğrencilere bilinçli bölüm tercihi, bölümlerin içerikleri, Üniversitenin geniş burs olanakları ile puanlar ve sıralamalar hakkında bilgi verildi. Fuarlara katılan araştırma görevlilerinin de öğrencilerin sorularını içtenlikle yanıtlamasıyla öğrenciler stantlardan oldukça memnun ayrıldı. Mayıs ayında Educaturk Sakarya Fuarı, Bakırköy Eğitim ve Kariyer Festivali ve Kağıthane Gençlik Festivali’nde stant kurularak öğrencilerin Üniversiteyi yakından tanımaları sağlandı. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi yetkilisi Pınar Yılmaz, 2015’in ilk günlerinden itibaren 50’den fazla kariyer etkinliğine katıldıklarını ifade ederek, etkinliklerin FSMVÜ için oldukça verimli geçtiğini aktardı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

75


ÖZEL SÖYLEŞİ

Doç. Dr. Temel Kotil: “Türk Hava Yolları Genel Müdürü Olmasaydım Kabin Hizmetlerinde Çalışırdım”

T

ürkiye’nin havacılık sektöründe gittikçe büyümesi, yeni havaalanlarının açılması, uçuş noktalarının artması, dünyayla iletişimin güçlenmesini sağlarken, nitelikli eleman ihtiyacını da arttırıyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak Meslek Yüksekokulu’na bağlı Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri programında, nitelikli kabin memurları yetiştirilmesi için bir yıldır eğitim veriyor. Ayrıca Üniversite, Türk havacılık sektöründe önemli bir yere sahip Türk Hava Yolları ile istihdam protokolü imzalayarak öğrencilerin geleceğini şekillendirmelerine katkıda bulunuyor. Bu bağlamda Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ile kabin hizmetlerinin önemini, Türk Hava Yolları’nın “en” olma sırrını, gençlerin şirketteki yerini, İstanbul’da yapımı devam eden 3. havaalanının havacılık sektörüne katkılarını ve daha fazlasını konuştuk. Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğünde samimi ve keyifli bir ortamda gerçekleşen söyleşiye FSMVÜ Meslek Yüksekokulu Müdürü İlhami Danış, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı Başkanı Öğr. Gör. Gülnaz Karahan, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı öğrencilerinden Gülcan Büyükbayrak ve Ramazan Horasan, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden Kübra Erten ve Yasin Fedakar katıldı.

“Asıl başarımız, işimizi, çalışanımızı, yolcumuzu sevmemizden kaynaklanıyor.” G.K. Dört kez üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi, 6 kez Güney Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi, en iyi business ikram servisi ödüllerini aldınız. Bu başarıların sırrı nedir? Ticari sonuç almak için büyük oyuncu olmak gerekiyor. Türk Hava Yolları’nin başarısının önemli noktalarından biri büyük olmasıdır. Büyümek, daha çok sefer yapmak, kaliteli olmak önemli ama en önemlisi yapılan işi anlatmak. Biz anlatmak için özümüzü kullandık. Pazarlama ve satışta kendi kadromuzu yetiştirdik, ihtiyaç duyduğumuzda dünya firmalarıyla da çalışıyoruz. Fikirler, oluşturduğumuz kadrodan çıkıyor. Bu kadro, marka oluşturmak için çok çalıştı. 2005’te genel müdür olarak göreve başladığımda tanıtım bütçesi 5 milyon dolardı, bugün 200 milyon dolar oldu. Kendimizi anlatabilmek için toplam yarım milyar dolardan fazla para harcadık. Yarım milyar doları harcamasaydık bugün 11,5 milyar dolar ciro yapamazdık. Markalandırmak bir sanat, markalandıracağınız şeyi seçmek ayrı bir sanattır. Biz markalandırmak için insanı seçtik. Tüm reklamlarımız insan eksenli, sevgiyi gösteriyor. Asıl başarımız işimizi, çalışanımızı, yolcumuzu sevmemizden kaynaklanıyor. Sponsorlukların özünde “biz sizi seviyoruz” diyoruz. Ayrıca başarı bir coğrafyaya, kişilere tapulu değil, niyetinizi netleştirirseniz, arka arkaya tekrarlarsanız çalıştıkça başarı geliyor.

76

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL SÖYLEŞİ R.H. Kevin Costner, Messi, Kobe gibi yıldızlarla reklam kampanyaları, Manchester, Barcelona takımlarıyla sponsorluk anlaşmaları yaptınız. Bu yıl Fenerbahçe’nin “final four”a kaldığı Euroleauge’nin isim hakkına sahipsiniz. Bunların Türk Hava Yolları’na getirilerinden bahseder misiniz? Türk Hava Yolları, 2003’te yeniden yapılandı. 2008’e kadar kendine güvenerek, özelleşmiş bir şirket olarak, iyi kâr ederek geldi. Hızımızı o kadar arttırmıştık ki, 2009 krizinde duramadık. O krizden büyük sonuç aldık. Tüm bu sponsorlukların maliyetleri bize kriz döneminde küçücük, sonuçları kocaman oldu. Herkesin krizden korktuğu yerde biz yolcularımıza “hoş geldin içeceği” ikram ettik. 10 yıllık dönemin bana öğrettiği şey şu: Tüm çalışanların kalbi aynı şeye atıyorsa, şirket politikası ülkenin politikasıyla da uyuşuyorsa bilmedikleriniz zaman içinde bilinir hale geliyor. Euroleauge sponsorluğunun 2020’ye kadar devam edecek olması da bize büyük katkılar sağlayacak.

R.H. Yeni sponsorluk çalışmaları var mı? Elbette var. Farklı alanlarda arkadaşlarımızın çalışmaları devam ediyor. Markalaştırmayı oluşturanlar bu toprakların insanları. Şunu belirtmek istiyorum, markamızı oluşturanlar iyi işler yaptıklarını dünyaya ispat ettiler. Marka oluşturmak istiyorsanız insanlara sıcak görünmeniz gerekiyor. Sıcak görünmenin en güzel yolu da sanat ve spordur. Çünkü ikisinin de ne rengi, ne dili vardır. Dolayısıyla biz insan ekseninde sponsor oluyoruz.

G.B. Gençlerin Türk Hava Yolları’ndaki kariyer imkânları nelerdir? Şirket gençlerden oluşuyor diyebilirim, iyi fırsatlar var onlar için. Çok hızlı büyüyen bir şirketiz. Bir anda 7 kat büyüdük. Dolayısıyla yönetici kadrosu da genişledi. Bu kadronun büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Burada gençlerle ilgili bir izlenimimi aktarmak istiyorum. Gençler, Fatih Sultan Mehmed’in 21 yaşında İstanbul’u fethetmesini kendilerine örnek alıyorlar. Biz gençlere bir hedef veriyoruz, karşımıza 2 katıyla geliyorlar. Bu çok güzel ama bazen Fatih’i anarken Akşemseddin’i unutuyorlar. Onu da hatırlamak gerekiyor. Yani kariyer çok önemli ama tecrübe de çok önemli. Bazen tecrübede sıkıntı yaşayabiliyorlar.

“Kâr oranı, cirolar önemli değil; en önemli servet insan” G.K. Eğitim alanına destekleriniz olduğunu biliyoruz. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin ilk kütüphanesi Türk Hava Yolları desteği ile açıldı. Eğitim destekleriniz sürecek mi? Her zaman destekler devam edecek. Kâr oranları, cirolar aslında önemli değil; her şeyin en önemli tarafı insanın kendisidir. Eğer bir öğrencinin gelişmesine biraz katkıda bulunuyorsak bu bizim milyar dolarlık ciromuza denktir. Ekonomide olduğu gibi sanatta, bilimde, eğitimde de mücadele var. Bu mücadelede en önemli servetin insan olduğu bilinciyle hareket ediyoruz.

K.E. Fransa’da pilot hatası nedeniyle yaşanan kazayı işaret ederek bekâr pilotlara evliliği önerdiniz. Aile hayatının pilotlar için önemi nedir? Bu soruyu pilotajı çıkararak sektör dışında cevaplamak istiyorum. Bir baba, bir dede olarak cevap vermek istiyorum. Bir torunum var, ikinci torunum da geliyor. Dünyadaki en güzel şey insanın ailesidir. Bugün benim neyim var derseniz; belirli bir kariyerim var, belirli bir ismim oluştu, dünya beni tanıyor ama hiçbirinin önemi yok. Benim için Meryem küçük kızım, büyük kızım Kübra, iki oğlum Bilal ve Enes, torunum Seyid Ömer, eşim, annem ve babam her şeyden değerli. Babam, “bırak işini gel dizimin dibinde otur” derse, giderim. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

77


ÖZEL SÖYLEŞİ

“Yeni Havaalanı İstanbul’u Uçuracak” R.H. İstanbul’da yapımı devam eden 3. havaalanının Türk ve dünya havacılık sektörüne katkıları neler olacak? 3. havaalanı projesi dünyanın en akıllı projelerinden biri. Bu havaalanıyla 3 kat daha fazla insan transit olarak İstanbul’a gelecek. Bu da bilet fiyatlarının düşmesi, daha çok insanın daha çok seyahat etmesi demek. Biz ilk yıl 60 milyon yolcu getirmeyi hedefliyoruz. 2003’te hükümetin başlattığı ekosistemle önce havacılık harekete geçirildi, halk uçuşa teşvik edildi. Ardından havayollarımız dünyada oyuncu olmaya başladı. Aslında 3. havalimanı yıllar önce başlayan bir mega projenin taçlandırma kısmı olacak, İstanbul’u uçuracak. Yeni havaalanıyla İstanbul, dünyanın merkezi olacak. Belki çok iddialı bir cümle ama ben öyle görüyorum. Çünkü bu proje dünya tarihini etkiliyor. Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle bir devir kapandı, bu havalimanıyla bir devir açılıyor adeta. 120 milyon yolcu kapasitesi olacak bir havaalanından bahsediyoruz hatta 200 milyona kadar çıkabilir. Yolcu sayısı açısından dünyanın en büyüğü Pekin, ikincisi Cakarta, üçüncüsüyse Dubai. Yeni havaalanının bitmesiyle İstanbul’un 3. olacağını düşünüyorum. Bu nasıl olacak? Avrupa ekonomisiyle ilişki içine olan Uzak Doğulular sürekli Avrupa’ya seyahat halindeler. Ancak direkt uçuş yolu yok, dolayısıyla dağıtım noktalarından Avrupa’ya uçuyorlar. Dubai, bugün Avrupa’nın yüzlerce noktasına yolcu dağıtımı yapıyor. Aslında İstanbul daha kolay ve ucuz bir yol ancak büyük bir havaalanına sahip olmadığı için aktarım yolu olarak kullanılmıyor. Yeni havaalanın devreye girmesiyle Uzak Doğu’dan gelenler İstanbul’u kullanacaklar. Böylece İstanbul, dünyada en çok ziyaret edilen, en çok bağlantı veren, en çok konuşulan şehir olacak. 1000 sene önce, 500 sene önce olduğu gibi… İddia ediyorum dünyada bu kadar yolcu gören bir havaalanı daha olmayacak.

78

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ÖZEL SÖYLEŞİ K.E. Doğuda yeni havaalanları açılıyor, mayıs ayında Yüksekova’da açılan gibi… Bu havaalanının bölge üzerinde ne gibi etkileri olacağını düşünüyorsunuz? Yüksekova, çanak içinde çok güzel bir yer. Dünyanın en güzel çiçeklerine, en lezzetli balına sahip. Mutlaka görmelisiniz. Bu havaalanı, insanların oraya daha kolay ulaşmasını sağlayacak. İnsanlar şehir trafiğini göze alsalar da şehirlerarası uçuşların çok uzun olmasını göze alamıyorlar. Direkt uçuş olması akraba ziyaretlerinin yanında, insanların turistik amaçlı da Hakkari’ye daha çok gitmesini sağlayacak.

“İngilizceyi Çok İyi Öğrenin” G.B. Sivil Havacılık Kabin programlarına destek veriyorsunuz. Üniversitemizle de bir istihdam protokolü yaptınız. Bu mesleğin geleceği açısından üniversitelerden beklentiniz nelerdir? Ben de öğrenci oldum. Öğrencinin birçok problemi oluyor. Kiminin maddi problemleri oluyor, kimi ailesinden ayrı yaşıyor. Bu süreçte üniversite yönetiminin öğrencilerin yanında olması, problemlerini en aza indirmesi gerektiğini düşünüyorum.

G.K. Son olarak, Sivil Havacılık Kabin Programı’nda okuyan öğrencilere neler tavsiye edersiniz? Hep söylüyorum, Türk Hava Yolları Genel Müdürü olmasaydım kabin hizmetlerinde çalışırdım. Evinize misafir geldiğinde hizmet etmekten nasıl haz alıyorsanız kabin hizmetlerinde de aynı hazzı alırsınız. İnsana hizmet etmek kutsal bir iş. Bu yüzden gençleri teşvik ediyorum bu mesleği seçmeleri için. Her mesleğin zorluğu var. Bu işi başarmak istiyorsanız servis etmeyi çok sevmeniz gerekiyor. Çünkü yolcu anlıyor karşısındakinin ne hissettiğini. Bir de İngilizce çok önemli. Yolcularla iyi iletişim için çok güçlü İngilizce gerekiyor. Muhakkak İngilizce öğrenin.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

79


RÖPORTAJ

Bir Medeniyet Projesi: Enderun Çocuk Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) çatısı altında hayata geçirilen Enderun Çocuk Üniversitesi projesiyle üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar daha iyi bir geleceğe yol alıyor. Kübra Erten

Fatih Yerlikaya

O

smanlı Devleti’nin nitelikli insan yetiştirmek için kurduğu Enderun Mektebi, idari, mülki, diplomatik kadronun yetiştirildiği, birçok sanatkârın filizlendiği yerdi. Temelini II. Murad’ın attığı, Fatih Sultan Mehmed’in geliştirdiği Enderun’da, Kur’an-ı Kerim, tefsir, hadis gibi İslami ilimlere dair dersler; edebiyat, şiir, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ile matematik, geometri, coğrafya gibi ilimler bir arada okutuluyor; çocuklar yeteneklerine göre alanlara yönlendiriliyordu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi yüzyıllarca devam eden bu sistemi, medeniyetimizin dinamiklerini gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyor. Enderun Çocuk Üniversitesi Proje Koordinatörü Vahdettin Işık, projenin, üstün zekâlı ve yetenekli çocukların beklentilerini okulların karşılamadığından yakınan ve onların sorunlu çocuk durumuna düşmesini dert edinen birkaç kişinin cevap arayışı olarak ortaya çıktığını söylüyor. Yaklaşık 4 yıl önce başlayan proje FSMVÜ Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Recep Şentürk öncülüğünde yürütülüyor.

Enderun Çocuk Üniversitesi Nasıl Eğitim Veriyor? Önce az sayıda çocukla pilot uygulama yapılan proje, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından finans desteği alarak 2014’ün sonunda daha geniş uygulama alanı buldu. Zeytinburnu Kaymakamlığı ve Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirilen Enderun projesine, başta Zeytinburnu ilçesinde okuyan çocuklar olmak üzere başka bölgelere de bütünüyle kapanmadan, ilköğretim 2. sınıf ile 8. sınıf arasındaki yaş aralığından seçilen 200 üstün yetenekli çocuk alındı. İlk aşamada okullar ve Rehberlik Araştırma Merkezleri’nin (RAM) önseçimleri ile öğrenciler projeye yönlendirildi. Ardından öğrencilerin tamamına psikologlar tarafından testler uygulanarak 200 öğrenci seçildi. Öğrenciler hafta sonları bazen de hafta içi okul saatleri dışında atölyelere katılıyor.

80

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


RÖPORTAJ Vahdettin Işık, çocukların hepsini bir tornadan geçirircesine törpüleyen bir sistem yerine, her çocuğun kendi özelliklerini hesaba katan, eğilimlerini dikkate alan ve hayat gibi bu eğilimlerin de bir bütünlük oluşturduğunu unutmayan bir yaklaşımla aynı öğrencinin farklı eğilimlerini bir arada besleyen özel çalışma grupları oluşturulduğunu dile getiriyor. Işık, “Gruplar 8–10 kişiden oluşuyor. Dersler hem teorik birikimi hem de alan tecrübesi olan hocalar tarafından veriliyor. Teknik birikimle sanat eğilimlerini, dil kabiliyetleri ile matematik düşünme becerilerini belli bir adab-ı muaşeret zemininde öğrenciye vermeye çalışıyoruz. Amacımız kendine yeterli, birlikte yaşadığı insanlara karşı sorumluluk duygusu yüksek, sorun çözme kabiliyeti gelişmiş insanlar yetiştirmek.” Enderun projesini, üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin aldığı diğer eğitimlerden ayıran temel özellik bütünleşik bir program olması. Işık, son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda IQ gelişimi üzerine kurulmuş sistemler içerisindeki öğrencilerin önemli bir kısmının hayatta başarılı olamadığına dikkat çekiyor. IQ ile EQ’nun birlikte uygulandığı bir modeli örnek aldıklarını söyleyen Işık, çocuklara hem teknik hem sanat hem de değer eksenli çalışmaları bir arada vererek onların çok daha başarılı ve toplumla iç içe olan insanlar olmalarını arzuladıklarını dile getiriyor.

Aileler Enderun’dan Çok Memnun Peki aileler bu projeyle ilgili ne düşünüyor? Işık, “Ailelerden aldığımız geribildirimler bizi çok motive ediyor. Çocuklar çok mutlular ve dolayısıyla aileler de çok memnunlar. Çocuklar, yeteneklerini istihdam edebildikleri ölçüde keyifli bir süreç yaşarken, aileler de bu farklılaşan sevince ortak oluyorlar. Dua ediyorlar, teşekkür ediyorlar. Ancak kaygıları da var, “Bu eğitimler bittikten sonra ne olacak?” diye soruyorlar. Bu kaygılar ve sevinçler, büyük bir ihtiyacın göstergeleri olarak okunmalıdır. Bu ihtiyacı görmezlikten gelemeyiz. Ya bu derde derman buluruz ya da bu dert hepimizi meşgul eder.” diyor.

Eğitimin içindeki ders isimleri de en az proje kadar dikkat çekici: Fiziğin Ötesindeki Dünya, Hayatın Şifresi Matematik, Tatlı Şeyler Atölyesi… Okullarda pek aşina olmadığımız bu isimlerin hikmetini soruyoruz. “Hayatın Şifresi Matematik dersinde, hayatın her alanında bir ölçünün-veznin var olduğu, hiçbir şeyin hesapsız-kitapsız yaratılmadığı örnek uygulamalarla anlatılmaya çalışılıyor. Gezegenler arasındaki uzaklıktan üslü sayılara kadar çeşitli konular işleniyor. Bizim yapmak istediğimizi yalnızca matematik, fizik, kimya isimleriyle anlatamayacaktık. Bu yüzden bu niteleyici bazı isimleri kullanmayı tercih ettik.” diyor Işık. Medeniyetimizin yetiştirmek istediği insan modeline dikkat çeken Işık, “Bizim medeniyetimizde hedef, ‘’insan-ı kâmil’’ yetiştirmektir. Bizim yetiştirmek istediğimiz insan modeli de bu olmalıdır. Bu profil istikamet sahibi, hikmet arayışı olan, birlikte yaşadığı insanlara ve yaşadığı çağa karşı sorumluluk taşıyan bir insan modelidir. Doğaldır ki bu özellikler, yetenekleri istihdam edilmemiş insanların altından kalkabileceği bir iş değildir.” 2014-2015 öğretim sezonuyla birlikte sonlanan Enderun Çocuk Üniversitesi projesinin yeni dönemi ise planlama aşamasında.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

81


SANAT

Üniversitemizin Müzisyen Öğrencilerinden Konser Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Müzik Kulübü’nün Kandilli Yerleşkesi konferans salonunda organize ettikleri konserde, 3 grup sahne aldı. Üniversitemizin farklı bölümlerinde öğrenim gören 5 arkadaştan oluşan Pan grubu, Athena, Deep Purple, Cranberries ve Inna şarkılarıyla konsere eğlenceli bir başlangıç yaptı. Konserin ikinci grubu Rest ise çalıp söyledikleri Duman şarkılarıyla konuk grup olarak oradaydı. Konserin kapanış şarkılarını seslendirmek için sahneye çıkan Kemik grubu dinleyenlere eğlenceli dakikalar yaşattıktan sonra grup şarkıları olan Saydım Kaç Gün Oldu ile konseri sonlandırdı. (06.03.2015)

82

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

“Bestekâr-ı Muhteşem” Abdülkâdir Merâgi Eserleriyle Yâd Edildi

U

NESCO tarafından 2014 – 2015 yıllarının “Uluslararası Merâgî Yılı” ilan edilmesi sebebiyle 15. yüzyıl nazariyatçı ve bestekârı Abdülkâdir Merâgî, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu işbirliğiyle İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen “Bestekâr-ı Muhteşem” konseriyle yâd edildi. Konserin açılış konuşmasını yapan FSMVÜ Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Sanat Danışmanı Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya, “Merâgî, Osmanlı mûsikîsinin temelini oluşturan Urmevî’den sonraki en önemli şahsiyettir. UNESCO Türkiye Milli Komitesi’ni tebrik etmek gerekiyor. Itri yılından sonra Merâgî yılını önererek Merâgî’yi kültür dünyasının gündemine getirmesi önemli bir katkı.” diye konuştu. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz ise “Merâgî, kültürleri bir araya getiren, insanlığa büyük hizmette bulunmuş bir değerdir.” dedi. Merâgî’nin “Makâsıdu’l-Elhân” adlı eserinin yazılışının 600. yıl dönümünde eserleri, Mustafa Doğan Dikmen tarafından icra edildi. 1435 yılında vefat eden Merâgî, mûsikî sahasına Makâsidu’l-Elhân, Câmiu’l-Elhân gibi önemli eserler kazandırmış büyük bir nazariyatçı ve bestekârdı. (28.01.2015)

Balaban Gençlik Korosu Üniversitemizde Konser Verdi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Üsküdar Belediyesi organizesiyle “Balaban Gençlik Korosu 3. Türk Sanat Müziği Konseri” Kandilli Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Şef M. Hulusi Yücebıyık yönetiminde TSM’nin en sevilen şarkılarını seslendiren Balaban Gençlik Korosu, dinleyicilere müzik dolu bir akşam yaşattı. (06.03.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

83


SANAT

Kandilli’de Her Ay Musiki Var Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin Üsküdar Belediyesi işbirliği ile iki yıl önce başlattığı musiki yolculuğu aralıksız devam ediyor. Her ay Kandilli Yerleşkesi’nin konferans salonunda aynı ezgileri dinlemekten zevk alan insanlar toplanıyor ve klasik Türk müziği ve sanat müziğinin unutulmayan, dinledikçe değeri artan şarkılarına eşlik ediyor.

2

2015’in ilk konseri 28 Ocak akşamı Mine Geçili Bitmez ve Necmettin Yıldırım’ın yorumlamalarıyla gerçekleşti. Sanatçılar yeni yılın ilk konserinde, klasik Türk müziğinin önemli bestecileri Sadettin Kaynak ve Alâeddin Yavaşça’nın eserlerinin de yer aldığı zengin bir repertuarla dinleyicilerin karşısına çıktılar.

Bir ay sonra 12’ncisi gerçekleştirilen konserde Gediz Çoroğlu ve Yaprak Sayar’ın yorumları büyük beğeni kazandı. Enes Ergür’ün daimi sunuculuğunu yaptığı konserin ilk bölümünde Çoroğlu, uşşak, hüseyni, hicaz makamlarında şarkılar seslendirdi. Sanatçının yorumladığı şarkılar arasında güftesi Sultan I. Mahmud’a bestesi M. Nurettin Selçuk’a ait “Varalım kûy-i dilarâya gönül hû diyerek” şarkısı büyük alkış aldı.

Konserin ilk bölümü ud sanatçısı Caner Altınbaş’ın icra ettiği saz semaileriyle noktalandı. İkinci bölümün açılış şarkısı ise Sayar’ın dilinden “Kandilli Yüzerken Uykular”da oldu. Yaprak Sayar ve Gediz Çoroğlu solo ve beraber seslendirdikleri şarkılarla dinleyicilere hoş bir akşam yaşattılar. İlkbahar’ın ilk konserinde ise Dilek Türkan ve Alper Ayorak sanat müziği sevdalılarıyla buluştular. Alper Ayorak, segâh, nihavend, hüzzam, hicaz makamlarında şarkılar ve bir de türkü seslendirdi. İlk bölümün sonunda neyzen Aziz Şenol Filiz, acemaşiran peşrev ve “Ferahfeza Ayin-i Şerifi” icra etti. Gecenin ikinci konuğu Dilek Türkan ise aralarında Şeyh Galip’in de bir güftesi olan 7 eser yorumladı.

84

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

Kandilli’de Kutlu Doğum da Unutulmadı Kandilli Konserleri’nin 14’üncüsü Kutlu Doğuma ithaf edildi. Hulusi Yücebıyık’ın sanat danışmanlığında hazırlanan programda Yunus Balcıoğlu, Enes Ergür, Hadi Duran ve Murat Taştekin Hz. Muhammed’in doğumuna özel ilahiler seslendirdiler. Konserin birinci bölümünde Zekai Dede, Hafız Şevket Efendi, Zeki Altun gibi isimlerden ağırlıklı olarak hüseyni ve saba makamlarında; ikinci bölümde ise hüzzam, segâh, rast makamlarında ilahiler icra edildi. Rektör Prof. Dr. Musa Duman ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, Kutlu Doğum konserinin konukları arasındaydı. Mayıs ayındaki 15. konser “Bahar Şarkıları ve Şedaraban – Nihavend Faslı”na ayrıldı. Hicazkâr şarkıların ağırlıkta olduğu ilk bölümde solistler Alper Akaryıldız, Hakan Hataylı, İbrahim Suat Erbay ve Vedat Koşar birbiriden güzel bahar şarkıları seslendirdiler. İkinci bölüm ise Tanburî Cemil Bey’in şedaraban peşrevi ile başladı, Neyzen Tevfik Kolaylı’nın nihavend saz semaisi ile noktalandı. (27.05.2015) Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

85


SANAT

Çocuk Gelişimi Temel Tasarım Dersi Dönem Sonu Sergisi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencileri, temel tasarım dersinde dönem boyunca yaptıkları çalışmalardan derlemelerle Haliç Yerleşkesi A Blok’ta sergi açtı. Serginin açılışı Meslek Yüksekokulu Müdürü İlhami Danış ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. Açılışa üniversitemizin çeşitli bölümlerinden öğretim görevlileri ve öğrenciler de yoğun katılım gösterdi. (13.01.2015)

86

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

Mimarlık-İç Mimarlık Bölümü Ortak Proje Sergisi 2014–2015 Güz Dönemi Mimari Tasarım Projeleri ve Temel Tasarım Proje sergileri Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ın katılımıyla açıldı. Projeler hakkında bilgi alan Rektör Duman, serginin devamını beklediğini dile getirirken öğrenci ve akademisyenleri tebrik etti. Açılış törenine Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Numan, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suphi Saatçi, İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mualla Yıldız ve öğrenciler katıldı. (17.03.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

87


SANAT

Öğrencilerden “Fotografik Bakışlar” Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü öğrencileri eğitim süresince edindikleri tecrübelerin fotoğrafa yansımalarını “Fotografik Bakışlar” ismiyle sergiledi. Sergi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Aykut Özbay, Öğr. Gör. Abdüsselam Ferşatoğlu ve öğrencilerin katılımıyla Güzel Sanatlar Fakültesi’nde açıldı. Sergi, Öğr. Gör. Abdüsselam Ferşatoğlu rehberliğinde Grafik Tasarım Bölümü ikinci sınıf öğrencilerinin altı aylık çalışmaları sonucu hazırlandı. “Fotografik Bakışlar” sergisinde, öğrencilerin farklı zaman ve mekânlarda gerçekleştirdikleri projelerden seçilmiş çalışmalar yer aldı. Mavi, Ters Işık, İbadet, Çocuk, Kubbeler, Şehirde Sükûnet, Mezarlık, Kırmızı, Kedi, Doğa ve İnsan, Balıkçılar, Rengârenk, Saatler, Pencereler, Sokak Satıcıları, Yansıma, Doğal Çerçeveler ve Makro, sergide yer alan fotoğraf konularından bazılarıydı. Sergide 22 öğrencinin akademisyenlerle birlikte hazırladığı 85 fotoğraf görücüye çıktı. (29.04.2015)

88

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

“Osmanlı Türkçesi'nin Dünü Bugünü” İslami İlimler Fakültesi öğretim görevlisi Esra Fahriye Poyraz’ın “Osmanlı Türkçesi’nin Dünü Bugünü” sergisi Topkapı Yerleşkesi’nde açıldı. Üç farklı alanda eserlerden oluşan serginin açılışını İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan gerçekleştirdi. Serginin ilk bölümünde fermanlar, hattı hümayunlar, mezar taşları ve çeşme kitabeleri; ikinci bölümde ise Tercüman-ı Hakikat, Servet-i Fünun, İkdam, Tanin gibi 1915 yılı gazete ve dergilerinde I. Dünya ve Çanakkale Savaşlarıyla ilgili haberler ve makaleler yer aldı. Son bölümde ise Osmanlı Türkçesi'nin gündelik hayatta ve sosyal medyada yeri üzerine araştırılan yazılar ve fotoğraflar sergilendi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği sergi açılışının ardından İslami İlimler Fakültesi Musiki Topluluğu Ehl-i İnşad, icra ettikleri tasavvuf musikisiyle kulaklara hitap etti. (17.03.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

89


SANAT

Bizim Gözümüzle Mimari Mimarlık ve İç Mimarlık Bölümlerinde ortak verilen Mimari Fotoğraf dersi kapsamında öğrencilerin vize ve final çalışmalarından oluşturulan “Bizim Gözümüzle Mimari” başlıklı fotoğraf sergisi, Haliç Yerleşkesi C Blok’ta açıldı. Serginin açılışına Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Numan, Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suphi Saatçi, İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mualla Yıldız ve öğrenciler katıldı. (27.05.2015)

90

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

Çizginin Dili: “çizGİzleme” Güzel Sanatlar Fakültesi "Sergileme Teknikleri" dersi öğrencilerinin hazırladığı “çizGİzleme” sergisi, 26 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında FSMVÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nde açıldı. Küratörlüğünü Öğr. Gör. Firdevs Kayhan Demirci’nin üstlendiği “çizGİzleme” sergisinde sanatçılar kâğıt yüzeylere yaptığı çizimlerle, izleyiciye şiirsel öyküler anlattı; kültürel anlamda kırılmaların yaşandığı tarihsel dönemlere tanıklık etti. Geometrik çizgilerle birleştirilen formlar yüzeyde değişim göstererek farklı birer metafora dönüşerek izleyiciye yeni bir bakış açısı kattı. Teknik ve içerik bakımından birbirinden son derece farklı olan işleriyle bir araya gelen sanatçılar, çizginin dilini ve yüzeylerdeki değişimin birlikteliğini ortaya koydu. (06.06.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

91


SANAT

Bi Takım İşler Sergisi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü öğrencileri, Tipografi ve Yayın Grafiği derslerinden kazanımlarını “Bi Takım İşler” ismiyle sergiledi. “Bi Takım İşler” sergisi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, Tipografi ve Yayın Grafiği derslerinin Öğr. Üye. Yrd. Doç. Dr. Ülkü Gezer ve diğer fakülte akademisyenleri ile öğrencilerin katılımıyla Güzel Sanatlar Fakültesi’nde açıldı. 25 öğrencinin siyah beyaz ve renkli olarak çalışılmış 130 işinden oluşan sergide; serbest ve tipografik kitap ve dergi kapağı tasarımları ile serbest, deneysel ve kavramsal tipografik poster tasarımları yer aldı. Açılışta konuşan Prof. Dr. Subaşı, Grafik Tasarım öğrencilerinin yaptığı bu çalışmalar ile fakültede iftihar edici bir zenginlik sergilendiğini ifade etti. (21.05.2015)

92

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SANAT

Yıl Sonu Sergisi Kandilli Yerleşkesi’nde Açıldı Güzel Sanatlar alanında eğitim gören ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin eserlerinden oluşan “Yıl Sonu Sergisi”, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı, bölüm hocaları, sanatçılar ve öğrencilerin katılımıyla Kandilli Yerleşkesi’nde açıldı. (12.06.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

93


GENÇ KALEMLER

Zeyneb Rabia Genç*

Yüreğimiz sıkışınca Anladık El Aksa’dan bir taş düşürülmüştür Ve çocuk gülünce Işır El Aksa El Aksa bilir ki Çocuk koyacak taşı… Nuri Pakdil

KAR ZAMANI Bir sabaha daha uyanmak nasip olmuştu… Bu, yaşadığı ve uyandığı sabahları düşündüğünde hayatındaki en büyük şükür sebeplerinden biriydi. Uykulu gözlerinin mahmurluğuna işlenmiş şükrün ışıltısıyla yatağından doğrulduğunda yüzüne çarpan soğuk, uykusunu açmıştı. Ansızın odasına sızmış olan bu soğuk, küçük burnunu hayli üşütmüş olsa da rüzgârına gizlediği bir müjdesi olabilirdi. Gizemli soğuğun sırrını çözmek için heyecanla yatağından çıktı ve hevesle cama koştu. Küçük elleriyle pencerenin kenarını kavradıktan sonra naifçe parmaklarının ucunu kullanarak kendini yukarı kaldırıp eski kırmızı perdenin arasından kısa boynunu uzatarak nihayet gözlerini semada gezdirmeye başladığında soğuğun müjdesi karşıladı masum nazarını. Kar yağıyordu… Usul usul, beyaz beyaz yağan bu güzel kar onun çocuk gönlünün en sevdiği misafiriydi. İşte uzun süredir hasretle beklediği misafiri gelmişti. Kirden ve kötülükten çok uzaktı meleklerin taşıdığı bu beyaz ve özel toplar. Temizdiler, sakin ve kibar… Ses çıkarmadan onun kırık yüreğini hiç ürkütmeden yağardılar. Yılın en güzel zamanıydı kar zamanı… Öyle ki çocuk hayallerini bu vakte saklar, hala gözlerinde koruduğu neşesinin son kırıntılarını bu vakitte sünnetlerdi. Kar zamanları başkaydı. O masum hayallerini beyaz karlar üstünde gezdirirken soğuk tanelerin sıcak avuçlarında erimesinden büyük mutluluk duyardı. Kudüs’e de ne çok yakışırdı kar! Asaleti, temizliği ve hudusuyla tıpkı Aksa gibiydi. Bir kar tanesiydi Aksa ve evet, Kudüs’e en çok kar yakışırdı. Aksa, Kudüs’ün en sevdiği en kıymetlisiydi. Tıpkı onun kar zamanını beklediği gibi Kudüs de hasretle Aksa’sının özgürlüğünü beklerdi. Kaç kış geçmişti kara hasret! Kudüs için, onun küçük parmaklarının sayısından fazla olduğu için sayamamıştı ama boynunun büküklüğünden belliydi, bu vakit onun parmaklarının sayısını çoktan aşmıştı… Onun küçük dünyasında savaş, birkaç kartopunun gülücükler eşliğinde savrulmasından ibaretti. Oysa büyükler onun bu ezberini bozmaya niyetlenmiş, kartoplarından hayallerini çalıp onun masum toplarına mermiler gizlemeye kalkışmışlardı. Masum yüreğine sığdırdığı bambaşka acılar vardı. Evet, o küçük bir çocuktu ama annesinin gözyaşlarını görebiliyordu. Ya da babasının evden her çıkışında bir daha dönemeyecekmiş gibi ona sarılmasını… Geçen sene kar zamanını birlikte karşıladığı kendi gibi küçük elli dostu Ahmed’in bir daha dönmemek üzere gittiğini de biliyordu. Ve emin değildi ama tüm bunları neden yaptıklarını bilmese de hiç anlayamasa da hepsinin sorumlusunun Kubbet’us- Sahra’nın güzel avlusuna pis ayaklarıyla basan o adamlar olduğunu düşünüyordu. Bir keresinde abisi ona: “Göreceksin kardeşim bir gün onlarla savaşmaya gideceğim, dönemesem bile bileceğim Kudüs bir gün Özgür olacak.’’

94

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


GENÇ KALEMLER demişti. Bu sözleri yalnız abisi söylememişti, benzer cümleleri babası ve amcalarından da dinliyordu. Bir kez daha usul usul yağan güzel kara baktı ve Kudüs’ü düşündü, daha geçen kar zamanı yanında olan dostunu düşündü, annesinin dinmeyen gözyaşlarını ve Aksa’nın esaretini, Kubbet’us Sahra’nın avlusunda hayal ettiği ama hiç oynayamadığı oyunlarını düşündü… Bir şeyler yapacaktı. Nasıl yapmazdı ki bunca zulme, böyle bir hasrete susmaya, temiz yüreği nasıl dayanırdı! Kudüs ağlarken o nasıl çocuk kalırdı! Dolabından, yırtılmış eldivenlerini alıp hızlıca eline geçirdi. İnce de olsa idare edebileceği kadar onu sıcak tutan tek montunu sırtına alıp annesinin elleriyle ördüğü kısa atkısını boynuna sardı. Evden sessizce çıkmayı düşünmüştü ama annesine sarılmadan gitmek istemedi. Usulca yaklaştı annesine ve merhamet dolu gözlerini üzerinde hissettiğinde kucağına atladı. Annesi tüm sevgisiyle sardı küçük oğlunu ve içten bir tebessümle: ‘’Kar zamanı… En sevdiğin…’’ diye fısıldadı… İri gözlerini annesinin gözlerine dikti ve dudaklarını ısırarak kafasını salladı. Annesi ekledi: ‘’Ama üşüdüğün anda eve döneceksin bana bunun için söz vermelisin, tamam mı?‘’ dedi. Annesine asla karşı gelmezdi. Yine kafasını salladı ve hızlıca evden çıktı. Kararlıydı, Kubbet’us Sahra’nın avlusundaki o adamları yenecek ve Kudüs’ün acısına son verecekti. Bildiği tek savaş vardı ve eline alabileceği tek bir silah. Ama neden olmasındı, şimdi kar zamanıydı. Hem daha önce abisini kar savaşında bir kez yenmişti, bu adamları da yenebilirdi. Minik adımlarını hız kesmeden atarken içinde hissettiği tek bir duygu vardı: ‘’cesaret.” Çocuk dünyasında bildiği tek savaşı vermeye gidiyordu ve inanıyordu, başarabilirdi. Kubbet’us Sahra’ya vardığında etrafı iyice bir kolaçan etti. Sonra avlunun etrafından topladığı karları elinde iyice sıkıştırarak sert kartopları hazırlayıp onları yanında getirdiği torbanın içine koydu. Ve işte hazırdı… Şimdi sıra Ahmed’i öldüren bu adamları yenmeye ve Kudüs’e, özlediği kar tanesini hediye etmeye, bu avluda arkadaşlarıyla oyunlar oynayabilmek için Kudüs artık acı çekmesin diye Allah için savaşmaya gelmişti. Daha kaç kar tanesi düşmek zorundaydı ki Kudüs topraklarına! Onun savaşabilmesi için yeterliydi bunca kar tanesi… Onun için yetmişti bu kadarı. Kar zamanı çoktan gelmişti… Torbasının yeterince dolduğuna emin olduktan sonra yavaşça gözüne kestirdiği o pis ayaklı adamlardan birine doğru iyice yaklaştı ve sakince torbasının içindeki kartoplarından en sağlam olanını kavrayıp yavaşça dışarı çıkardı. Küçük kalbi yerinden çıkacak gibi atsa da eli titremiyordu. Sıkıca kavradığı kartopunu semaya kaldırdı ve tüm gücüyle bağırdı: ‘’Allahu Ekber!’’ Onun bu nidasını duyan adam korkunç yüzünü ona doğru korkuyla döndüğünde tüm cesaretini topladı ve minik elleriyle kartopunu alnının tam ortasına fırlattı. Yüzü gözü kar olan adam neye uğradığını şaşırmış görünüyordu. Bu şaşkın halini fırsat bilip arka arkaya atmaya başladı torbasındaki kartoplarını. Bu duruma daha fazla dayanamayan pis ayaklı adam, silahına sarıldı ve tüm aciz tavrıyla silahını ona doğrulttu. Şimdi onun küçük bedeninden iki kat büyük olan bu silahın karşısında bir elinde tuttuğu yere sarkan boş torbası diğer elinde de sıkıca kavradığı son kartopuyla kalakalmıştı. Ahmed’i düşündü, oda mı böyle hissetmişti o an? Peki ya şimdi canı çok mu acıyacaktı? Ama korkmuyordu, buraya kazanmak için gelmişti, bu kar savaşından kaçmayacaktı. Aksa’nın evlatlarındandı o, Kubbet’us Sahra’nın avlusunda oynayamayacaksa şayet cennette meleklerle oynayacaktı. Tüm bunları düşünürken birden kararını verdi ve tekrar ‘’Allahu Ekber!’’ diye bağırarak o son kartopunu da fırlattı. Adamın gözüne isabet eden soğuk kartopu onu çok kızdırmış olacaktı ki elindeki silahın tetiğine tarifsiz bir hırsla bastı. Sonra mı ??? Üşütmesinden korktuğu için evladının peşinden gelen annesinin sesi yankılandı semada : ‘’Oğlummmmmmm!!!’’ Koşarak evladının yanına gitti. Sabahki şefkatiyle kavradığı gözünün nuru, kalbinin neşesi oğlu göğsünden vurulmuş, kollarında ölmek üzereydi. Düşünemiyor, aklına hiçbir şey gelmiyordu. Bir anne olarak, bedeninden vaz geçtiği oğlunun hala atan minik kalbine kıyamıyordu, yavaşça oğlunun kulağına eğilip evladını teskin etmek için korkma, diye fısıldayacaktı ki evladı; sıcaklığını hissettiği annesine gülümseyerek: ‘’Ben değil o korktu anne! Kar zamanı… Kudüs’te yeniden kar zamanı olacak sen de korkma anne!’’ dedi ve sakince gözlerini yumdu, uyandığı için şükrettiği müjdesiyle gelen sabaha… Tüm dünyada bir çocuğun kartopundan daha cesur olamamış her bir Müslüman’a ithaf ediyorum hikâyemi. Ve sormak istiyorum: ‘’Kar zamanı’’ gerçekten hala gelmedi mi?’’ * İslami İlimler Fakültesi Öğrencisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

95


GENÇ KALEMLER Üniversitemizin düzenlediği “Fetih Nesli Olmak ve Fatih” Konulu İstanbul Liselerarası Kompozisyon Yarışmasında birinci olan Avcılar Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Merve Akgün’ün “Mutlak Fetih” isimli kompozisyonunu... Merve Akgün*

MUTLAK FETİH “Övülmüş bir komutan ve binlerce şanlı asker, ‘bir gece’ vakti çıkılan ‘gece yolculuğu’nda kalp diyarının kapılarını gönüllere açıp sustular. Artlarında bıraktıkları yırtılan zulmetin sağır odalarını dolduran Fatihalar bugün İstanbul gecelerinde hâlâ yankılanıyor. Gecesi gündüzü diri olanlar ise bu rüyada öldü hep.” Dersin birindeki sözleriyle bizi ölmeye çağıran öğretmenim meğerse gün gece bilmeyen bir Fatih rüyasına yatırmış ölmeden. Peki bu rüyada ben ne okudum? İstanbul’un fethi ile Bizans’ın zulüm ve ahlâksızlıkları gitmiş, yerine Fatih’in hak ve adaleti tecellî etmiştir. Fetih, işgâl değildir. Gönüllerin fethidir. Fatih, fethettiği topraklara hürriyet ve adalet götürmüştür. “Başımızda kardinal külâhı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz.” diyen Bizans halkı Fatih’in adaletine güzel bir örnektir. Fatih, “Din Allah’ın emri, devlet ise onun hareketidir.” inancıyla fethetmişti onca toprakları. Bir şiirinde: “Kalbini fethedecekse, geçerim bin Sînâ’yı birden. Yoksa neyime? Bu fethi istemem. Mısır’ı istemem, cihânı istemem.” Diyerek fethinin ruhunu ne güzel anlatmıştır bizlere. Fetih, surları geçip, topraklarına toprak katmak değildir. Asıl fetih, ruhların fethidir. İçimizdeki ahlâkî zafiyetleri yıkıp Allah’a hakkıyla yönelmeden fetihler gerçekleşmiş olmaz. İçimizdeki bu zafiyet ve nefsânî duyguları ıslah etmeden ne Fatihleri doğruna anneler, ne de Fatihler yetişir bu topraklarda. Düşman bunu bugün çok iyi biliyor. Bu yüzden içimize sızmak, birlik ve beraberliğimizi bozarak ruhlarımızı ele geçirmek emeli ile harekete geçmiştir. Amerikalı misyoner Hamlen’in, bu milletin ruhunu ve kültürünü, Fatih’in İstanbul’a girdiği surlardan kendilerinin yeniden girerek fethedeceğini söylemesi boşuna değildir. Bugünün meş’ûm ve sinsi düşmanları, gazâ yolunda Fatih’i zehirleyen düşman ile aynı emelleri paylaşıyor. “Tek dişi kalmış bu canavar”, zorbalıkla giremediği ruh ve düşünce dünyamızı içten çökertmeye uğraşıyor, çöküşe ve zaafa sürüklüyor. Bütün bunların karşısında biz yalnızca ecdadımızla övünüyor, övünmenin liyakatini amellerimize yansıtmıyoruz. Gece gündüz, fethin her bir köşesinden bize bakanlardan daha ne zamana kadar gözlerimizi kaçıracağız? Yerinde saymak ve ruhlarımızı bu düşmanın eline teslim etmekten yorulmadık mı? Fethi gerçekleştiren nesil, övgülerin en kıymetlisine mazhar olmuş bir nesildir. Onların bıraktığı emanete sahip çıkmak, boynumuzun borcudur. Fatih’in dâvâsını anlamak, İslâm’ı anlamaktır. Onun ve askerlerinin vicdanında ve fikrinde dinle devlet etle tırnak, ruhla beden gibiydi. Sarsılmaz bir iman gücüne ve kuvvetli bir iradeye sahip olan ecdadımızı, küfrün her anımıza sardığı aşağılık ve güçsüzlük psikolojisiyle sadece kuru bir övünç alkışına tabi tutmak, onlara haksızlık ve kendimize zalimliktir. Asıl olan, onları inşa eden özü anlamak ve bugünümüze taşımaktır. Bizler Fatih’in torunları, Âsım’ın nesli, Büyük Doğu gençliği ve Diriliş erleri olarak, gittiği her yere hürriyet ve adalet götüren Fatih’in mirasına en güzel şekilde sahip çıkmalıyız. Bu noktada Arif Nihat Asya’nın: “Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın? Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.” Mısraları bizlere rehber olacak cinstendir. Fetih gençliği olmak zorundayız ve fetih gençliği, ebediyen devam edecek güzelliklerin ve inancın sesine kulak verip iman şuurunu yeniden alevlendirmelidir. Zafer ancak iman ve ahlâk ile mümkün ve mutlak olur. Ümitsizlik Fatih’in torunlarına yakışmaz. Gün batsın. Gecelerde de yükselir bizim iman nurumuz. Gecelerimizi fikir ve bilinç ile yoğurup, gündüzlerimizi hareket ile harmanlarsak derinlerimize hapsolmuş fetih ruhunun canlanması mutlaktır. * Avcılar Anadolu İmam Hatip Lisesi 11. sınıf öğrencisi

96

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


GENÇ KALEMLER

KAMP GÜNLÜĞÜ

Yusuf Korkmaz*

On beş arkadaş, arkadaşlığımızı bir adım daha öteye götürmek ve kardeş olmak için düştük yollara. Biz Müslüman ve Hareketli Gençler yaptığımız her işte Allah'ın rızasını ararız, çok şükür bu işimizde de öyle yaptık. Haliç Yerleşkesi’nden kalkan aracımıza bindik. Ali abimizin şoförlüğünde şarkılarla, türkülerle İzmit, Maşukiye’de kamp yapacağımız yere geldik. Şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzaklaşıp yıldızlara yaklaştık. Üzerine bembeyaz tülünü örten Kartepe'yi izlerken kulağımıza gelen derenin şırıltısı bize hayranlıkla tefekkür ettirdi. Yol yorgunluğunun da etkisiyle karnımız iyice acıkınca Maşukiyeli arkadaşımız Ensar, bizi mangalcı Mustafa abinin yanına götürdü. Afiyetle yemeğimizi yiyip Mustafa abimizden hikâyeler dinledikten sonra kalacağımız yere geçtik. Sobayı yakıp çayı demledikten sonra bir halka oluşturup başladık muhabbete. Her birimizin ailesinden, yaşadığı semte kadar birçok konuda konuştuk. Yıldızların parlaklığı bizi kendisine öyle çekti ki ne saatin kaç olduğuna baktık ne de yorgunluğumuza… Evden çıkıp biraz çevreyi gezdikten sonra içimizi ısıtsın diye tekrar sobanın başına oturduk. Neyzen kardeşimiz Mustafa bizi bizden alan sesiyle neyini üflerken hepimiz aynı mekânda fakat farklı hülyalardaydık. Sabah namazına kadar devam eden muhabbetimiz, camide kıldığımız sabah namazıyla iyice bereketlendi ve nihayet kendimizi uykuya teslim ettik. Kamp maceramız ikinci günde aynı şekilde devam etti. Kendi ellerimizle yaptığımız kuymağımızı, sobanın üzerinde demini alıp kıvama gelen çayımızı hazırlayıp ikinci güne Bismillah dedik. Gündüz gözüyle gördüğümüz manzara bizi kendine yeniden ve yeniden hayran bıraktı. Kamptaki ikinci günümüzde yaptığımız kahvaltıdan sonra Sapanca Gölü kenarına gittik. Çayımızı, çekirdeğimizi alıp gölün üzerindeki iskelede başladık muhabbete. Göl, gül misali; güzelliğinin yanı sıra rüzgârıyla da bizi adamakıllı kendimize getirdi. Eve dönüp hemen sobayı yaktık. Akşam olup hava kararınca ateşin çıtırtısı, sobanın üzerinde pişen ve nar gibi açılıp çatlayan kestanenin kokusuna öyle güzel karıştı ki bize, bu ahenk karşısında susup düşünmek düştü. Yusuf, ney eşliğinde bize güzel bir şiir okuyunca kalplerimiz iyice yumuşadı, şiirler yerini türkülere, türküler hoş bir kedere bıraktı. Okuldan, planlarımızdan, umutlarımızdan konuşmaya başlarken sobanın üzerinde pişen mantarlarımızı da afiyetle yemeyi ihmal etmedik. Sabah dönüş hazırlıkları başladı, bendeniz öğrenci işi bir patatesli yumurta ile arkadaşlarımı uyandırıp kahvaltıya davet ettim. Kahvaltının ardından eşyalarımızı topladık ve sarılıp helalleştikten sonra aracımıza bindik. Esasen niyetimiz Kartepe'de kayak yapmaktı ancak hem bazı imkânsızlıklar hem de yeniden gelmek için bir sebep olması hasebiyle kayak işinden vazgeçtik. Daha kalabalık bir ekiple en kısa zamanda kayak yapmak ümidiyle…

*Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf Öğrencisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

97


YURT DIŞI OLANAKLARI

Burada Yurt Dışı Eğitimi Hayal Olmaktan Çıkıyor! Üniversitedeyken yurt dışına çıkmak kulağa pek havalı geliyor değil mi? Öyleyse yurt dışına çıkmanın en kolay yoluyla tanışın: “Erasmus+” Öğrencilerin kısa süreli olarak farklı ülke ve üniversitelerde deneyim kazanmasını teşvik eden Avrupa Birliği projesi “Erasmus+” bir yandan akademik yönünüzü çeşitlendiriyor bir yandan da gittiğiniz ülkenin altını üstüne getirmenize fırsat sağlıyor. Pek tabii Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) de öğrencilerine bu imkânın kapılarını aralıyor. Yurt dışındaki birçok üniversite ile ikili anlaşmalar sayesinde öğrencilerine eğitim hayatının bir bölümünü farklı kültürleri tanıyarak geçirme imkânı veriyor. Hayattaki birçok şey gibi “Erasmus+”ın da kuralları var. Hemen gözünüz korkmasın, kolayca üstesinden gelebileceğiniz kurallardan bahsediyorum. İlk olarak üniversitedeki birinci sınıfı tamamlamanız gerekiyor. Hem ön lisans hem de lisans öğrencilerinden ağırlıklı genel not ortalaması 4.00 üzerinden en az 2.20 olanlar ve FSMVÜ İngilizce sınavı ya da TOEFL, IELTS sınavlarında başarılı olanlar, kendilerine birer üniversite seçmeye hak kazanıyorlar. Çok kolaymış, değil mi? FSMVÜ’nün yurt dışı imkânı “Erasmus+” ile sınırlı değil. Diğer değişim programlarıyla da dünyadaki diploma denkliği olan yükseköğretim kurumları ile Türkiye’deki yükseköğretim kurumları arasında öğrenci değişimi yapılıyor. “Erasmus+” da olduğu gibi burada da ön lisans ve lisans programlarında birinci sınıfı tamamlamış olma, ağırlıklı genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.50 olması ve FSMVÜ İngilizce Sınavı ya da TOEFL, IELTS sınavlarında başarılı olma şartı aranıyor. Sonra gelsin yeni yerler, yeni kültürler, yeni renkler… Biz önce kendi ülkemizi tanımak sonra yurt dışına açılmak istiyoruz, diyorsanız size önerimiz Farabi değişim programı. Farabi ile Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarından şartları sağladığınız herhangi birinde eğitiminizin bir bölümünü alabilirsiniz. Buradaki başvuru şartları da diğerleriyle hemen hemen aynı. Eğitim dili İngilizce olan üniversitelerde FSMVÜ İngilizce Sınavı ya da TOEFL, IELTS’den başarı şartının yanında not ortalamanızın 4.00 üzerinden en az 2.00 olması yeterli.

Yurt Dışı Yaz Okulu İngilizce hazırlık programına kayıt olan öğrenciler, akademik yıl sonunda İngilizce dil becerilerini geliştirmek üzere yurt dışına dil eğitimine gönderiliyor. Öğrencilerin uçak bileti, eğitim ve barınma masrafları üniversite tarafından karşılanıyor. Öğrencilerin birer dünya vatandaşı olarak yetişmeleri için sunulan bu imkân elbette başarı kıstası ve kontenjan sınırlaması taşıyor. Öğrenciler, hazırlık not ortalamaları ve yurt dışı dil eğitim sınavından aldıkları notun %40’ı ile belirleniyor ardından lisans programlarına göre sıralanıyor ve lisans programlarına ayrılmış kontenjan kadar öğrenci başarılı sayılarak yurt dışına gönderiliyor. Böylece İngiltere, Amerika gibi ülkelerin saygın okullarında altı haftalık bir dil eğitimi alma olanağı sahip oluyorsunuz. İslami İlimler Fakültesi’ni tercih eden öğrenciler de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine Arapça hazırlık eğitimi için gönderiliyor. Bu olanakların yanı sıra fakülteler zaman zaman başarılı öğrencilerini dil eğitimi ya da yaz okulu dersleri almak üzere yurt dışına gönderebiliyor.

98

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


Türkçe Öğrenmenin En Keyifli Yolu FSMVÜ TÜMER’den Geçiyor

TÜMER

Eylül 2012’de 1 hoca ve 7 öğrenciyle eğitim vermeye başlayan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi (TÜMER), bugün 470 sürekli öğrenci ve 11 okutmanla eğitim hayatına devam ediyor. Pek çok farklı milletten öğrenciye Türkçeyi öğreten TÜMER, dilin kültürün bir parçası olduğu bilinciyle Türk kültürünü de tanıtma görevini üstlendi. Bu nedenle Türkçe derslerinin yanında haftada bir gün çeşitli aktivitelerle öğrencilere kültürümüzü tanıtıyor, Türkçenin günlük kullanımını tecrübe etmelerine yardımcı oluyor. Her hafta devam eden aktivitelerin başında kültür gezileri bulunuyor. Bir kültür ve tarih şehri olan İstanbul’un Çamlıca, Eyüp, Kapalıçarşı, Üsküdar, Süleymaniye, Taksim gibi bilinen ve önemli semtleri okutmanlar eşliğinde gezilerek öğrencilerin hem Türkçeyi günlük hayatta kullanmaları hem de İstanbul’u tanımaları sağlanıyor. Kitap okuma kulübü, Türkçe öğrenen orta seviyedeki öğrencilere hitap ediyor. Öğrencilerin derslere ek olarak Türk edebiyatını tanımalarının, kelime dağarcıklarını geliştirmelerinin, atasözü ve deyimleri öğrenmelerinin hedeflendiği derslerde seviyelere uygun kitaplar seçilerek öğrencilerle birlikte okunuyor, kelime listeleri hazırlanıyor ve öğrencilerin her ay bir kitap bitirmeleri amaçlanıyor.Sinema Kulübü’nde ise temel seviye öğrencileri için kısa filmler, orta ve yüksek seviyedeki öğrenciler için Türk ve dünya sinemasından seçilmiş filmler gösteriliyor. Belirli aralıklarla düzenlenen futbol turnuvaları ise okutmanların da katılımıyla gerçekleştiriliyor ve tüm sınıfların birbirini tanıması ve kaynaşması açısından verimli bir etkinlik oluyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

99


SÖYLEŞİ

Şef Hulusi Yücebıyık ile Kandilli Konserleri Üzerine Kandilli yüzerken uykularda, mehtabı sürükledik sularda... Hulyâ tepeler, hayal ağaçlar, durgun suda dinlenen yamaçlar... Mevsim sonu öyle bir zaman ki, gaip bir musikiydi sanki. Ne güzel demiş şair ve ne güzel bestelemiş sanatkâr... İstanbul aşığı Yahya Kemal’in Kandilli’yi anlattığı, Münir Nurettin’in besteye döktüğü bu dizeler, şimdilerde Kandilli tepelerinde yankılanıyor. Boğaza hâkim bir tepede üç yıl önce eğitime başlayan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, adının hakkını veriyor ve en nadide sanatlarımızdan musikiyi el üstünde tutuyor. Üsküdar Belediyesi işbirliğiyle 2013 yılında başlayan ve Kandilli Konserleri adı verilen konserler dizisi, dinleyenleri o hulyâ tepelere, o durgun sulu günlere götürüyor. Bulunduğumuz zamanın dışına çıkıp geçmişle bağ kurmak istediğimizde, eskiler düşüverir akıllara. Eski bir eşya, eski bir hikâye, eski bir dost ya da eski bir şarkı... İşte Kandilli Konserleri’ni dinlerken eski olan ne varsa resmigeçit yapıyor zihnimde. Abdülhak Şinasi’den okuduğum Boğaziçi günleri, mehtapları beliriyor gözümün önünde. Sahnede nihavend bir şarkı, hayalimde 19.yy’ın sandal sefaları... İstanbul hanımefendileri en zarif halleriyle, İstanbul beyefendileri göz süzmeleriyle, Göksu deresinde arz-ı endam ediyorlar. Abdülhak Şinasi, “Şüphe yok, biz, Boğaziçi’nin en mamur ve en refahlı ve en neşeli zamanlarına ermiş değildik. Biz harman sonu gelmiştik. Sofranın son kırıntılarına yetiştik.” demişti, Boğaziçi Yalıları kitabında. “Peki biz neye yetiştik?” diye sorarken kendime, Yaprak Sayar’ın kadife sesiyle hayal âleminden uyanıyorum. “Kandilli yüzerken uykularda, mehtabı sürükledik sularda” dizeleri dökülüyor dilinden. Etrafıma bakınıyorum, herkes gezintide sanki Boğaziçi’nde... Eyy! Musiki sen nelere kadirsin diyorum. Ud, kanun, keman, tambur sesleri bir oluyor; hicazlar, hüzzamlar, nihavendler genci yaşlıyı aynı sandalda bir araya getiriyor. Kimi zaman bir Sadettin Kaynak bestesi kimi zaman bir Zeki Müren şarkısı ama çoğu kıyıda kalmış klasik Türk müziği ve sanat müziği eserleri her ay Kandilli’de müptelalarıyla buluşuyor. Ben bir dinleyiciyim, peki ortaya çıkaranlar kimler? Kandilli Konserleri’nin sanat danışmanı Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Ses Sanatçısı Hulusi Yücebıyık, onlardan biri.

100

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SÖYLEŞİ

Yücebıyık, üniversite çatısı altında klasik Türk müziği konseri fikrinin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor: “Klasik Türk müziği dediğimizde Türk toplumuna ait ve klasikleşmiş bir sanat dalından söz ediyorsak, bu sanatımız geçmişteki ruh ve duygu dünyamıza ait mesajları bize en rafine şekilde taşıyorsa aydınlarımızı ve liderlerimizi yetiştirmek üzere kurulmuş olan üniversitelerimizde elbette öncelikli olarak yer almalı ve kabul görmeliydi. Bu nedenle aynı görüşleri paylaştığımız Rektörümüz Musa Duman ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanımız Hüsrev Subaşı ile bir zamanlar Üsküdar Belediyesi bünyesinde Altunizade Kültür Merkezi’nde “Çarşamba Konserleri” adı altında yapılan konserler dizisini, fakülte çatısı altında devam ettirmeye karar verdik. İkinci senemizi doldurmakta olduğumuz konserlerimiz böylece başlamış oldu.” Amaçlarını, “yüksek düzeyde bir sanat meclisi yaratmak” olarak açıklayan Yücebıyık, popüler kültüre ait çok bilinen isimleri değil, daha az bilinen ancak icra kabiliyetleri yüksek ses ve saz sanatkârlarını dinleyicilerle buluşturmaya özen gösteriyor. Özen gösterilen bir başka konu da özel günler. Aralık ayında Mevlana’na, nisan ayında Hz. Muhammed ilahilerle anılıyor. Yücebıyık, bu şekilde, hitap ettikleri kitlede estetik değerlendirme hususunda bilinçlenmeye katkıda bulunmayı umuyor. Kandilli Konserleri bugüne kadar Münip Utandı, Güzin Değişmez, Bekir Ünlüataer, Tuğçe Pala, Aylin Şengün Taşçı, Demet Gürsoy, Dilek Türkan, Alper Ayorak gibi birçok sanatçıyı ağırladı, nicelerini ağırlamaya devam edecek. Kübra Erten

Fatih Yerlikaya

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

101


ZİYARET & ANLAŞMALAR

Mohammed Al Sıddık Bin Yahya Üniversitesi ile Eğitim İşbirliği Cezayir’in Cicel şehrinde bulunan Mohammed Al Sıddık Bin Yahya Üniversitesi ile işbirliği protokolü imzalandı. Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mohammed Al Sıddık Bin Yahya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Krbeş Nebi’yi makamında ağırladı. İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan’ın da yer aldığı toplantıda, öğrenci ve akademisyen değişimi ve müşterek tez hazırlanması gibi konular konuşuldu.

102

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ZİYARET & ANLAŞMALAR

Üsküdar Yerleşkesi Bosnalı Misafirlerini Ağırladı Bosna Hersek Bihac Belediye Başkanı Emdzad Galijasevic, University of Sarajevo Rektör Vekili Prof. Dr. Faruk Mekic, Bosna Hersek Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Redzo Cauşeviç, Clinical University Centre Öğr. Gör. Prof. Faris F. Foco ve ilgililerin bulunduğu, İstanbul eski Milletvekili Hüseyin Kansu’nun rehberliğindeki heyet, Üsküdar Yerleşkesi’nde Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ı ziyaret etti. Rektör Prof. Dr. Duman, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar tarafından karşılanan heyet ile yapılan görüşmelerde, yerel yönetimlerin akademik gelişimde destekleyici rol üstlendirilmesinin yanı sıra üniversitelerin eğitim anlayışı hakkında bilgi alışverişi ve akademik işbirliklerinin geliştirilmesi üzerinde duruldu. (04.02.2015)

Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nden İslami İlimler Fakültesi’ne Ziyaret Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nden gelen öğretim üyeleri İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan ile görüşme gerçekleştirdiler. (30.04.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

103


ZİYARET & ANLAŞMALAR

Nijerli Heyet İşbirliği Anlaşması İçin FSMVÜ’deydi Nijer Uluslararası El-Hac Ka't Mahmut Üniversitesi Rektörü ve beraberindekiler işbirliği taleplerini sunmak için FSMVÜ’yü ziyaret ettiler. Nijer Uluslararası El-Hac Ka't Mahmut Üniversitesi Rektörü Mohmed Elhadi İbraim, Eğitim Fakültesi Dekanı Abdulmuhaimin Mouhamed ve Öğr. Gör. Usama Hasan, İslami İlimler Fakültesi Öğr. Üye. Doç. Dr. Serdar Demirel ile yüksek lisans öğrencisi Younis Ahmed rehberliğinde, Genel Sekreter Alim Türkyılmaz ile görüşme gerçekleştirdiler. (14.05.2015)

Tesmislit Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Arslan’a Ziyaret Cezayir Tesmislit Üniversitesi öğretim üyelerinden bir heyet İslami İlimler Fakültesini ziyaret etti. İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan misafirlere fakülte hakkında bilgi verdi. (27.04.2015)

104

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ZİYARET & ANLAŞMALAR

Sudanlı Öğretmenler İslami İlimler Fakültesini Ziyaret Etti Sudan’dan Türkiye’ye gelen öğretmenler İslami İlimler Fakültesi’ni ziyaret ederek eğitim ve kütüphane sistemi hakkında bilgi aldılar. Türkiye’nin eğitim, ekonomi ve siyasi tecrübesini yakından görmek isteyen Sudan Al- Risala okulu öğretmenleri Mumtaz Omar Hassan, Mishal İbrahim, Motaz Mamoon; Şehid Alaeddin Okulu’ndan Ali Gabir ve tasarımcı Elamin Gaafar, eğitim ziyaretlerinden ilkini FSMVÜ İslami İlimler Fakültesi’ne gerçekleştirdiler. İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Sosyal Bilimler Enstitüsü Sekreteri Çelebi Bozkurt ve Fakülte Sekreteri Cihangir Boz misafirlere eşlik etti. (25.03.2015)

Prof. Dr. Patricia Margarita Huedo FSMVÜ’deydi İspanya Valencia'da bulunan Jaume I Üniversitesi’nden Prof. Dr. Patricia Margarita Huedo, Erasmus Ders Verme Hareketliliği kapsamında Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’ne konuk oldu. Huedo, Fakülte Dekanı Prof. Dr. İbrahim Numan, Erasmus Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Onur Şimşek ve Mimarlık Bölümü Erasmus Sorumlusu Öğr. Gör. Mesut Dural ile görüşmeler yaptıktan sonra Mimarlık-İç Mimarlık Proje sergisini ziyaret ederek öğrencilerle sohbet etti. (19.03.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

105


ZİYARET & ANLAŞMALAR

Rektör Duman, Ordulu Misafirlerini Ağırladı Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, beraberlerindeki Ordulular ile birlikte Rektör Duman’ı ziyaret ettiler. Haliç Feshane’de düzenlenen “Ordu Tanıtım Günleri” kapsamında İstanbul’da bulunan Vali Balkanlıoğlu ve Rektör Yarılgaç, kendisi de Ordulu olan Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ı makamında ziyaret ettiler. Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç’ın da katıldığı görüşme, Rektör Duman’ın misafirlerine hediye takdim etmesiyle son buldu. (08.05.2015)

Üniversitemizde Bir Fikir İnsanı: Prof. Dr. Sadettin Ökten Mühendisliğinin yanı sıra şehir medeniyeti ve kültür - sanat alanlarında özgün fikirleriyle tanınan, aynı zamanda FSMVÜ Mütevelli Heyeti eski üyesi de olan Prof. Dr. Sadettin Ökten, Rektör Prof. Dr. Musa Duman tarafından Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde ağırlandı. Restorasyonu Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğünce devam eden Atik Valide Külliyesi’nin, Edebiyat Fakültesi kullanımına tahsis edilen Şifahane kısmını ziyaret eden Ökten, fakülte eğitimi ve restorasyon süreci hakkında bilgi aldı. Rektör Duman ve Fakülte Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar ile gerçekleştirdiği görüşmelerinin sonrasında Fakülte ve kütüphaneyi gezerek incelemelerde bulunan Ökten, Şifahane’nin bu hale gelebilmesini çok istediğini, bugün bu hayalinin gerçekleşmiş olmasından son derece mutlu olduğunu ifade etti. (04.03.2015)

Kazak Öğrenciler Rektör Duman’ı Ziyaret Etti Abay Kazak Ulusal Pedagoji Üniversitesi’nden FSMVÜ’ye staj yapmak için gelen öğrenciler eğitsel ve kültürel çalışmaların ardından Rektör Prof. Dr. Musa Duman ve Genel Sekreter Alim Türkyılmaz’ı ziyaret ettiler. Rektör Duman, öğrencilere üniversiteler arasında kurulabilecek işbirlikleri hakkında bilgi verdi.

106

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


ZİYARET & ANLAŞMALAR

FSMVÜ ile Sudan Üniversiteleri Arasındaki İşbirlikleri Gelişiyor Rektör Prof. Dr. Musa Duman ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Uluslararası Afrika Üniversitesi’nin daveti üzerine 8–14 Ocak 2015 tarihleri arasında Sudan’a çalışma ziyaretinde bulundular. Uluslararası Afrika Üniversitesi tarafından Üniversite Mütevelli Heyetine Türkiye Mümessili olarak seçilen Rektör Duman, diğer üyeler ile birlikte üniversitenin Yıllık Mütevelli Heyeti Toplantısını gerçekleştirdiler. Aynı tarihlerde düzenlenen Sudan-Türk Üniversiteleri İşbirliği Toplantısı ve Eğitim Fuarına da katılan akademisyenlerimiz, işbirliği halinde bulunulan üniversitelerle yaptıkları değerlendirme toplantılarının yanı sıra yeni üniversitelerle de karşılıklı işbirliği protokolleri imzaladılar. Bu program kapsamında, Sudanlıların yoğun ilgi gösterdiği Eğitim Fuarını ve Dış İlişkiler Müdürlüğünde görevli Enis Mansur Anaş koordinatörlüğündeki standı da ziyaret ettiler. (14.01.2015) İşbirliğinde bulunulan Sudan Üniversiteleri: •

International University of Africa

University of Khartoum

University of Kordofan

Center for Engineering and Technical Studies

Al-Butana University

West Kordofan University

The National Ribat University

University of Nyala

Sudan University of Science and Technology

Dalanj University

Alneelain University

Enerji Alanında İşbirliği Anlaşması AREC (Arap Yenilenebilir Enerji Komisyonu) Genel Müdürü Müh. Mohammed N. Al Ta’ani, Rektör Prof. Dr. Musa Duman’ı makamında ziyaret etti. Rektör Yardımcısı Prof. Ümit D. Arınç ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda, AREC ve Üniversitemiz arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Çok sayıda Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinin enerji konusundaki üst STK’larından biri olan Amman/Ürdün merkezli AREC, enerji ekonomisi, enerji yönetimi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji konularında etkinlikler, konferanslar ve eğitimler düzenliyor. (12.06.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

107


SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ

THY Eğitim ve Proje Toplantısı Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, THY Eğitim Başkanı Doç. Dr. Kemal Yüksek ve Organizasyonel Gelişim Eğitimleri Müdürü Süleyman Usta ile THY müdürlerine yönelik gerçekleştirilebilecek eğitim programları konusunda THY Havacılık Akademisi’nde toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda özellikle kurumsal eğitim politikaları ve THY insan kaynağı ihtiyacına yönelik pratik eğitim çalışmaları üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Planlama toplantısı sonunda, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı tarafından kaleme alınan Eğitim Bilimi’ne Giriş kitabı, THY Eğitim Başkanı Doç. Dr. Kemal Yüksek’e hediye edildi. Eğitim planlama ve yapılacak diğer ortak projeler konusunda Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen diğer görüşmede de THY müdürlerine yönelik planlanan gelişim programları çerçevesi ve önerileri üzerinde duruldu.

TÜRGEV Genel Müdürlüğü Gençlik ve Gelişim Akademisi Proje Sunumu Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, TÜRGEV Genel Müdürü Ali Çevik’e gençlere yönelik gerçekleştirilebilecek eğitim projeleri konusunda sunum gerçekleştirdi. Sunum sonunda özellikle Gençlik ve Gelişim Akademisi Projesi kapsamında gençlerin sosyal hayata, aile hayatına ve iş hayatına uyum süreçlerinde değerler eğitimi, yetkinlik eğitimleri ve sosyal gelişim eğitimleri çerçevesinde gerçekleştirilebilecek programlar üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu. TÜRGEV ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilebilecek diğer eğitim programları üzerinde de durulan görüşmede Sürekli Eğitim Merkezi ve Kariyer Merkezi işbirliği ile TÜRGEV’e katkı sunacak projelerin gerçekleştirilmesi konusunda planlama yapıldı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Eğitim Koordinasyon Toplantısı Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Sosyal Hizmetler Müdürü Önal İnaltekin ile İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Hizmet İçi Eğitim Programı ve İSTKA Projeleri kapsamında toplantı gerçekleştirdi. İstanbul’daki tüm Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde görevli memurlara yönelik gerçekleştirilmesi planlanan Hizmet İçi Eğitim programları ve İSTKA’ya sunulması planlanan ortak projeler hakkında planlama ve koordinasyon konuları üzerinde yol haritası belirlendi.

108

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ Hac ve Umre Akademisi Eğitim Planlama Toplantısı Hac ve Umre Eğitimleri’nin planlanması ve koordinasyonu konusunda, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, TÜRSAB Hac Komite Başkanı Naci Güçlü ve Hac ve Umre Eğitim Merkezi Genel Müdürü Mehmet Bera Kalay’ın katılımıyla Rehberlerin Eğitim Hizmetleri, Online Eğitim Çalışmaları, Yazılım Çalışmaları ve Materyalleri ile TURSAB işbirliği ile gerçekleştirilebilecek diğer eğitim programları hakkında koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilmesi planlanan Hac ve Umre Uzaktan Eğitim Akademisi ile zaman ve mekan sıkıntısı olmadan herkese açık bir eğitim portalının kurulması üzerinde taslak çalışmalar gerçekleştirilerek eğitim videoları çekimleri konusunda iş takvimi planlaması yapıldı.

İdari Personel Hizmet İçi Eğitim Programı Genel Sekreterlik yönetiminde, Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştıma Merkezi ve Personel Daire Başkanlığı tarafından organize edilen “İdari Personel Hizmet İçi Eğitimleri” Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Hizmet İçi Eğitimlerinin ilk gününde Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı tarafından verilen, İletişim ve İnsan İlişkileri, Ekip Ruhuyla Hareket ve Takımdaşlık, Kişilerarası Sorun Çözme Becerileri, Kurum Kültürü ve İş Ortamında Moral-Motivasyon eğitimleri ile Strateji Geliştirme Daire Başkanı Ali Kurt tarafından verilen Stratejik Planlama ve Verimlilik, Toplam Kalite Yönetimi ve Zaman Yönetimi eğitimlerinin yanında Üniversitemiz İş Güvenliği Uzmanı ve Kurum Doktoru tarafından verilen İş Güvenliği ve Meslek Hastalıkları konulu eğitimlerle idari personelimizin kişisel ve profesyonel gelişimlerine katkı sağlandı. Hizmet İçi Eğitimlerinin ikinci gününde ise Prof. Dr. Cemal Zehir tarafından Üniversitemiz Yönetim Kadrosuna Stratejik Liderlik, Performans Yönetimi ve Değerlendirme ile Risk Analizi eğitimleri verildi. Genel Sekreter Alim Türkyılmaz’ın yaptığı kapanış konuşmasının ardından İdari Personel Hizmet İçi Eğitimlerimiz tamamlandı.

Akdeniz Güvenlik Personeli Hizmet İçi Eğitim Programı Üniversitemiz Genel Sekreterliği yönetiminde, Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Personel Daire Başkanlığı işbirliği ile planlanan ve hazırlanan “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Akdeniz Güvenlik Hizmet İçi Eğitimleri” Topkapı Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı tarafından Akdeniz Güvenlik personeline verilen hizmet içi eğitim programında: İnsan İlişkileri ve Etkili İletişim, Motivasyon, Ekip Ruhuyla Hareket ve İşte Verimlilik, konularına yer verildi. Uygulamalı örneklerle zenginleştirilen ve interaktif olarak gerçekleştirilen eğitim programına 46 kişilik Akdeniz Güvenlik personeli katıldı. Hizmet içi eğitimde; insanlarla olumlu ilişki ve iletişim kurmanın, ekip ruhuyla hareket etmenin, çalışmanın ve motivasyon gücünün iş verimliliğine etkisi üzerinde duruldu. Eğitimdeki tüm konu başlıkları “örnek olaylar” ve “eğitim oyunlarıyla” zenginleştirildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

109


SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ

Küçükçekmece Belediyesi İSTKA Proje Toplantısı Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Küçükçekmece Belediyesi işbirliği ile hazırlanan İSTKA Gençlik ve Tasarım Merkezi projesi planlama ve koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi. Sürekli Eğitim Merkezi Genel Koordinatörü Serhat Haznedaroğlu ve Kariyer Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol, Küçükçekmece Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Mehmet Erdönmez ve Dış İlişkiler ve Proje Sorumlusu Özgür Oran ile görüşme gerçekleştirdi. Projenin altyapısının oluşturulması ve uygulama alanları ve Küçükçekmece ilçesine sağlayacağı faydaların konuşulduğu toplantıda, görev paylaşımı ve proje yazımı hakkında planlama yapıldı.

Zeka Testleri Uygulayıcısı Yetiştirme Sertifika Programı Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Kim Psikoloji işbirliğiyle hazırlanan “32 saatlik Zeka Testleri Uygulayıcısı Yetiştirme Sertifika Programı” eğitimleri Haliç Yerleşkesi’nde yapıldı. Eğitimin temel amacı, katılımcılara uygulama, değerlendirme ve raporlama gibi çocuk ve yetişkinlere uygulanan, zekanın özel bir şeklini ölçen ve 2 – 6 yaş arası çocukların da görsel motor ve algı gelişiminin değerlendirildiği Zeka Testleri Paketi kapsamında, WISC-R Zeka Testi, Stanford Binet Zeka Testi gibi 4 farklı gelişim testinde yetkinlik kazandırmak.

Temel İlk Yardım Eğitimi Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Personel Daire Başkanlığı işbirliğiyle temel ilk yardım eğitimleri İl Sağlık Müdürlüğünden alınan izinle Üniversitemiz hizmet içi eğitimleri kapsamında 20 personelin katılımıyla gerçekleştirildi. Eğitimde katılımcıların, acil bir durum karşısında profesyonel ekipler gelene kadar, amaçsız çözümlerden ve yanlış müdahalelerden kaçınarak hasta/yaralıya çabuk, etkili ve en uygun müdahalede bulunmak için gerekli bilgi ve beceriyi kazanmaları hedeflendi.

Dünya Gençleri Öncülerin İzinde Seminerleri Sürekli Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi, Edebiyat Fakültesi ve Müsenna Uluslararası Öğrenci Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen “Dünya Gençleri Öncülerin İzinde” isimli proje etkinlikleri kapsamında birçok seminer yapıldı. Proje kapsamında Fatih Sultan Mehmed, Alija İzzetbegoviç, Mehmet Akif Ersoy, Hasan El Benna ve Selahaddin Eyyubi seminerleri verildi.

110

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KARİYER MERKEZİ

Ziraat Bankası Sektörel Planlama Toplantısı Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, Ziraat Bankası Genel Müdürü Muharrem Karslı ve Yönetim Kurulu Üyesi Metin Özdemir ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Üniversitemizde kurulması planlanan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve Kariyer Merkezi tarafından öğrencilere etkinliklerin düzenlenebileceği sektörel beklentiler konusunda tecrübe aktarım seminerleri, pratik saha gezileri ve staj imkânları konularında fikir alışverişinde bulunuldu. Ziraat Bankası’nın Üniversitemiz işbirliği ile gerçekleştirebileceği projeler ve sosyal sorumluluk çalışmaları ile Sürekli Eğitim Merkezi tarafından organize edilen kurumsal eğitim programları da görüşmede gündem başlıkları arasındaydı.

İşkur İl Müdürlüğü Staj ve İstihdam Toplantısı Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, İstanbul İŞKUR İl Müdürü Muammer Coşkun ile öğrencilerimize İŞKUR’un sunmuş olduğu staj imkânları ve istihdam çalışmaları hakkında bilgilendirme toplantısı yaptı. Üniversitemizde öğrenim gören öğrencilerin zorunlu stajlarını işbaşı eğitim programları kapsamında gerçekleştirebilme fırsatları konusunda bilgilendirilmeleri maksadıyla organize edilecek tanıtım seminerleri ve Üniversitemizde gerçekleştirilecek kariyer günlerinde İŞKUR işbirliği ile kariyer hedefledikleri firmalarla iletişim kurma yöntemleri hakkında yol haritası üzerinde görüşüldü.

Küçükçekmece Belediyesi Proje Koordinasyon Toplantısı Üniversitemiz Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı, Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Salih Nurettin Çevik ile proje koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Kariyer Merkezi’nin sunduğu kariyer hizmetleri arasında bulunan lise öğrencilerine yönelik gerçekleştirilebilecek kariyer ve meslek seçimi projeleri konusunda fikir alışverişinde bulunulan toplantıda ortaöğretim kurumlarında uygulanabilecek mesleki testler ve kariyer seminerleri konularında planlama yapıldı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

111


KARİYER MERKEZİ

Atatürk Havalimanı Teknik Gezisi Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi pratik iş sahası gezileri kapsamında Meslek Yüksek Okulu ve Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı işbirliğiyle Atatürk Havalimanı’na teknik gezi düzenlendi. Meslek Yüksek Okulu Sivil Havacılık ve Kabin Hizmetleri Programı öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen gezide Atatürk Havalimanı Dış Hatlar bölümünde verilen yolcu hizmetleri, güvenlik hizmetleri, uçuş ve bilet kontrol, apron hizmetleri konularında bilgi verildi. Kariyer Merkezi Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Emre Özmen ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Ayşe Tuğba Kar’ın planlaması ve TAV İstanbul Terminal İşletme Memuru Egemen Bora Beytur’un rehberliğindeki 3 saatlik gezide, öğrenciler yönelttikleri sorularla iş sahası hakkında bilgi edindiler.

Vodafone Arena İnşaatı Teknik Gezi Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi pratik iş sahası gezileri kapsamında Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı ile Mühendislik Fakültesi Yapı ve İnşaat Kulübü işbirliğiyle Vodafone Arena inşaatına gezi düzenledi. Öğrencilerin teorik eğitimleri yanında pratik iş sahasında karşılaşacakları iş koşulları hakkında yakından bilgi edinmeleri amacıyla düzenlenen Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi iş sahaları gezilerinin üçüncüsü, İnşaat Mühendisliği, Mimari Restorasyon ve Mimarlık Bölümleri öğrencilerinden oluşan 30 kişilik grup ve Kariyer Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Emre Özmen’in katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Okul Öncesi Eğitimde Yaş Gruplarına Göre Okuma-Yazmaya Hazırlık Çalışmaları Semineri İş Hayatına Hazırlık Seminerleri kapsamında, Üniversitemiz Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi ve Meslek Yüksek Okulu işbirliği ile Çocuk Gelişimi Programı öğrencilerine yönelik “Okul Öncesi Eğitimde Yaş Gruplarına Göre Okuma-Yazmaya Hazırlık Çalışmaları” semineri gerçekleştirildi. Küçük Şeyler Anaokulları Eğitim Koordinatörü Uzman Hülya Aydoğan’ın sunumuyla gerçekleştirilen seminerimizde, Çocuk Gelişimi Programı öğrencilerimizin Anaokullarında eğitim çalışmaları ve sektörün öğretmen adaylarından beklentileri üzerine pratik sahadan örnekler öğrencilerimizle paylaşıldı.

112

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


KARİYER MERKEZİ

Ne İşim Olur İngilizce’yle ? Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi İş Hayatına Hazırlık Seminerleri kapsamında Yabancı Diller Bölümü İngilizce Hazırlık Programı öğrencilerine yönelik Dialogue Dershaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sivil tarafından “Ne İşim Olur İngilizce’yle?” seminerleri Küçük Çamlıca Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleştirildi. İş hayatında İngilizcenin kullanım alanları ve sektörel İngilizce kelimeleri üzerinden öğrencilere örneklerle yapılan sunumlar iki haftalık sürecin sonunda tamamlandı.

“Sektörde Masan Hazır” Projesi Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi, öğrencilerimizin iş hayatına adaptasyon süreçlerinin kolaylaştırılması, staj ve istihdam konularında güçlü bir temel oluşturması çerçevesinde hazırlanan “Sektörde Masan Hazır” projesi tanıtım ve planlama toplantısı MÜSİAD’da gerçekleştirildi. Kariyer Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol ve Sürekli Eğitim Merkezi Genel Koordinatörü Serhat Haznedaroğlu, MÜSİAD Sektör Kurulları Yöneticisi Murat Alpaydın ve MÜSİAD Kurumsal İlişkiler Yöneticisi Ferda Ankun ile görüşme gerçekleştirdi. Projenin altyapısının oluşturulması ve MÜSİAD ile gerçekleştirilecek protokol sonrasında hayata geçirilecek projemiz kapsamında Sürekli Eğitim Merkezi eğitim programları ve eğitim ihtiyaç analizi konularında da önemli işbirliklerinin temeli atılmış oldu.

Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Ziyareti Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi İş Sahası gezileri kapsamında Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Hukuk, Mimari Restorasyon, Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin götürmesi planladığı Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı ziyaret edildi. Ziyaret planlaması konusunda Kariyer Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Emre Özmen, Osmanlı Arşivi Araştırmacı ve Koordinatörü Cevat Ekici ile görüştü. Görüşmede Kariyer Merkezi’nin öğrencilerimize yönelik geçmişte düzenlemiş olduğu iş sahası gezileri ve Üniversitemiz diğer bölümleri ile Sürekli Eğitim Programları hakkında bilgi verildi.

Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kariyer Seminerleri Kariyer, Girişimcilik ve Mesleki Test Merkezi tarafından liselere düzenlenecek kariyer faaliyetleri kapsamında “Hayalimdeki Gelecek” seminerleri projesi hakkında Kariyer Merkezi Genel Koordinatörü Soner Örnekol, Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Emre Özmen, Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdürü Yakup Hayırlıoğlu ve proje koordinasyon sorumluları ile liselere yönelik gerçekleştirilecek seminerler hakkında fikir alışverişinde bulunularak Üniversitemizin gerçekleştirdiği diğer tanıtım faaliyetleri hakkında bilgi verildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

113


MEZUNİYET

Üniversitemizde Mezuniyet Coşkusu İlk lisans öğrencilerini mezun eden Üniversitemiz, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı mezuniyet törenini Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi.

114

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


MEZUNİYET

“308 Öğrenciyi Mezun Ettik” Açılış konuşmalarını sırasıyla Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Gerçek, Vakıflar Genel Müdürü adına Genel Müdür Yardımcısı Burhan Ersoy ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’in yaptığı törenin protokolünde İstanbul İl Emniyet Müdürü Vali Selami Altınok, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen, Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Üniversitemiz Mütevelli Heyeti eski – yeni üyeleri, vakıflar bölge müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri ve Üniversitemiz yöneticileri yerlerini aldılar. Konuşmasında Üniversite hakkında genel bilgiler veren Rektör Duman, mezuniyetin velilerle, öğrencilerle, yöneticilerle birlikte çok güzel bir gün olduğunu söyleyerek “308 öğrenciyi hayata hazırlayıp mezun etmiş olduk. Üniversitemizin kuruluşundan beri verdiğimiz emeklerin bir ürünü olarak öğrencilerimizi mezun etmek bizi oldukça mutlu etti ve gururlandırdı. Öğrencilerimize bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyorum.’’ dedi. Mütevelli Heyeti Başkanı Gerçek, Üniversitenin geçen yıl ilk meslek yüksekokul mezunlarını verdiğini belirterek ilk kez bu yıl lisans mezunlarını vermenin gururunu yaşadıklarını ifade etti. Gerçek, ‘’Biz onlarla beraber büyüdük. Üniversitemiz onlar sayesinde bugünlere geldi. Bu süreç içerisinde bir takım sıkıntıları bizimle birlikte paylaşan bu öğrencilerimizin bizim açımızdan çok ayrı bir yeri var.’’ dedi. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) dönem birincisi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü öğrencisi Seda Alioğlu olurken, Güzel Sanatlar Fakültesi birincisi Gülmisal Gölebatmaz Eslek, Türk Dili ve Edebiyatı bölüm birincisi Fatma Feyzanur, Tarih bölüm birincisi Emine İlhanlı, Mimarlık bölüm birincisi Enver Çakar, Adalet Programı birincisi Aziz Gülen, Mimari Restorasyon Programı birincisi ise Hafize Ulya Keleşoğlu oldu. Mimarlık Bölümü’nü birincilikle bitiren Enver Çakar hayal ettiği mesleği yapacağı için heyecanlı olduğunu söylerken, Üniversitede hocalarla, rektörle, yöneticilerle aile gibi olduklarını ifade etti. Tören, birincilerin ödüllendirilmesi ve diploma dağıtımının ardından yapılan kep merasimiyle son buldu. (15.06.2015)

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

115


BASIN

FATIH

ET VAKIF SULTAN MEHM

el Vatan Yayın Adı : Güz : Istanbul Ili

ÜNIVERSITESI

IRLIGINE G...

SUDAN ILE ISB

15

Tarih : 05.03.20 Tiraj : 10.000

Periyod : Aylık Sayfa : 6

1/1

ITIM D

G DECE E

SA

EGER EGIL D

k i Akit E dı : Yen : Istanbul

Z

IYORU

DE VER

z

: Belirsi Periyod : 51 Sayfa

.01.2015 Tarih : 08 78 .1 55 : aj Tir

1/1

Yayın A Ili

DEN ISBIRLIGI

IKI ÜNIVERSITE

6 Periyod : Haftada Sayfa : 2

Gündem Yayın Adı : Bolu : Bolu Ili

ASK-I NEB

Yayın Adı : Gazete An adolu Ili : Karaman

I SERGISI

.com www.medyatakip

AYASOFY

15

Tarih : 27.04.20 Tiraj : 480

Gün

A YA VED

Periyod : Gü nlük Sayfa : 2

A EDIYOR Tarih : 10.0 6.2015 Tiraj : 1.00 0

1/1

ip.com

edyatak

www.m

om

www.medyatakip.c

116

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

1/1


BASIN

VIYANA DA TÜ RK MIMAR

Yayın Adı : Yeni Söz Gazetesi Ili : Istanbul

ANEYE

.06.2015 Tarih : 01 0.000 Tiraj : 26

KÜTÜPH NE DEN

ÇILEHA ı : Skylife l Yayın Ad : Istanbu Ili

: Aylık Periyod : 48 Sayfa

ISI KONFERAN SI

Periyod : Günlü k Sayfa : 10

Tarih : 21.04.201 5 Tiraj : 0

1/1

1/1

www.medyatakip

.com

m

yatakip.co

www.med

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

117


118

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran


Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran

119


BASIN

120

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bülteni - 2015 Ocak / Haziran




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.