gold book magazine 
1
2 
gold book magazine
gold book magazine 
3
4 
gold book magazine
gold book magazine 
5
6 
gold book magazine
gold book magazine 
7
8 
gold book magazine
gold book magazine 
9
10 
gold book magazine
gold book magazine 
11
12 
gold book magazine
gold book magazine 
13
14 
gold book magazine
gold book magazine 
15
Gold Book Magazine GBM İmtiyaz Sahibi Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd. Şti. Adına Ayşe Gülsün Kartal Başsoy Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür M.Halit Başsoy Genel Koordinatör Selçuk Gülgör İçerik Düzenleme ve Redaksiyon Sefa Albayrak Görsel Yönetmen Levent Özkendirci Grafik İslam Aslan Görsel Tasarım Kartal Tanıtım Hizmetleri www.goldbookturkiye.com www.goldbookmagazine.com www.facebook.com/gold.book1 Baskı Duplicate www.duplicate.com.tr Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd. Şti. Binbirdirek Mah. Dostluk Yurdu Sk. No:1/10 Fatih / İstanbul +90 212 517 60 29 - 517 43 30 www.kartaltanitim.com info@kartaltanitim.com Gold Book Magazin / GBM Yılda 6 kez Yayınlanır. Reklam İçeriğinden reklam verenler sorumludur.
Merhaba Yoğun geçen birkaç ayın sonunda yeni sezonun açılışına geldik. Geçtiğimiz günlerde sektörümüzle ilgili birçok gelişme yaşandı. Öncelikle ülke genelinde kuyumcu odalarının seçimleri gerçekleştirildi. Tüm başkanlarımıza yeni dönemlerinde başarılar dileriz. Ümit ederiz ki önümüzdeki 4 yıl için güven oyu alan başkanlarımız, diğer dernekler ve kurumlarla birlikte tek ses olacak bir yapılanmayı sağlarlar. Kuyumculuğun sağlıklı bir ortamda gelişebilmesi için öncelikle bir takım yasal düzenlemelerin yapılması gerekliliğini her kesimdeki kuyumcular önemle belirtmekte. Ancak bunun için bir araya gelip kısır çekişmeleri geride bırakmanın zamanı geldi de geçiyor. Tüm sektörü tefeci olarak görüp, cari açığı kapatmak gibi bir bahane şemsiyesinin altında kredi kartı düzenlemesiyle binlerce insanın altın alım gücüne resmi bir darbe yapıldı. Peki sektörümüz ne yaptı? Tek tek birkaç cılız sesden ve açıklamadan başka hiçbir şey yapılamadı. Sonuç; değişen hiçbir şey olmadı. İnternet üzerinden yapılan takı satışları neredeyse durdu. 14 şubat gibi sektörün en önemli satış döneminde işler tepetaklak oldu. İşte halimiz bu. Ülkenin en önemli iş kollarından biri konumunda olan kuyumculuk sektörünü dinleyen veya kale alan yok. Çünkü gerçek anlamda örgütlü tek ses olarak hareket edebilecek birliktelik yok. Aynı durum ÖTV’de de geçerli oldu. Uzun yıllardır mücadele verilen bu konuda neredeyse bir sonuca varılıyordu ki Türkiye’nin gündemindeki gelişmeler torba yasadan çıkarılmasına neden oldu. Gerçi her işte bir hayır vardır derler. Eğer yasa olduğu gibi geçseydi bu sefer tüm altın ve pırlantalı ürünlerde çok ciddi bir KDV sorun gündeme gelecekti. Tabiki konuyu bu noktaya kadar taşıyan ve hükümet nezlinde yoğun çalışma yürüten tüm kurum ve kişiler birer teşekkür etmeliyiz. Bütün bunların dışında sektörümüz 2014 için görücüye çıkıyor. Fuar hazırlıkları tamamlandı. Tüm firmalarımızın bol kazançlı ve hedeflerine ulaştığı bir fuar geçirmesini dileriz. Ayşegül KARTAL BAŞSOY
16
gold book magazine
Mücevherin gerçek ışıltısını ve ruhunu fotoğrafına taşıyoruz!
Ganezzi 2014 / Katalog Still Life Fotoğraf Çekimi
Etkili bir iletişimin anahtarı etkili bir fotoğraf! Mücevherin gerçek ışıltısını, ışığını ve ruhunu onun fotoğrafına da taşıyabilmek bu konuda özel teknik bilgi, uzmanlık ve deneyim gerektirir. Mücevher fotoğrafçılığı konusunda 16 yıllık bilgi ve deneyimimizle iddialıyız!
www.kartaltanitim.com
+90 212 517 60 29 gold book magazine
17
18 
gold book magazine
gold book magazine 
19
trendM ARK A
TARİHİN SAYFALARINDAN ÇIKAN TAKILAR DOĞDUĞU TOPRAKLARDA Her yıl Amerika’dan Hongkong’a kadar çok farklı ülkelerde düzenlenen birçok uluslararası fuarda Türk takı sanatının tüm inceliklerini ortaya koyan, tamamen el işi üretilen, antik Çetinol imzalı takılar, doğduğu topraklarda misafirlerini ağırlayacak. Her biri büyük bir özen ve ustalıkla hazırlanan, 24 ayar saf altından yapılan ve Dünya çapında ilgi gören Çetinol Kuyumculuk üretimi antik, mitolojik takılar İstanbul Jewellery Show’da mistik bir hava yaratacak. Yeni yıl ile birlikte üretiminin %90’ını saf altına ayıran ve gümüş ile altın karışımı takılarını çok azaltan Çetinol Kuyumculuk; Dünyanın çok farklı yerlerinden çıkan doğal taşlarla, tarihi dokuları ve hikayeleri biraraya getirecek. Ortalama her ay bir fuara hazırlandıklarını belirten
20
gold book magazine
Çetinol Kuyumculuk firma sahibi Ahmet Çetinol; “Hiçbir fuara özel hazırlanmıyoruz. Zaten sınırlı sayıda el işi üretim yapabildiğimiz için ve her üründen bir adet üretim yaptığımızdan dolayı bizim standımızı ziyaret eden her müşterimiz her fuarda ayrı bir takı grubu görüyorlar” dedi.
gold book magazine 
21
trendM ARK A
BUTİK MÜCEVHERİN DOĞRU ADRESİ ‘Tek düze seri üretim yerine butik ürünlere yoğunlaşmaktayız. İnovasyonu daima ön planda tutan, piyasanın öncü kuruluşlarından biriyiz. Taklit eden değil, taklit edilen olmak bizim için çok önemli. 1999 yılından buyana butik ürünleriyle öne çıkan Golden Ji sorumlu müdürü Karin Uluerkan firmalarının en önemli özelliğinin farklı ve butik mücevherler üretmesi olduğunu ifade ederek; ‘Tek düze seri üretim yerine butik ürünlere yoğunlaşmaktayız. İnovasyonu daima ön planda tutan, piyasanın öncü kuruluşlarından biriyiz. Taklit eden değil, taklit edilen olmak bizim için çok önemli. Çok geiş bir ürün yelpazesine sahibiz. Üretim alanımıza 18 ayar altın, tüm takılar girmektedir. Mağazaya, kişiye özel tasarımlar ile kaliteli ve her bütçeye uygun geniş model seçeneğimiz ile bizden istenilen tasarımları hayata geçirerek son noktayı koyuyoruz ve sadeciliğin sınırlarını aşıyoruz ve ileri taşıyoruz. Müşterilerimize ve sizlere Uzakdoğu’daki hazır takıları almak yerine kendi havuzumuzda mıhlayıcısından cilacısına ortak bir kazanç sağlamak için çalışmalarımıza aralıksız devam ederek sizlere aradığınızı burada bulmanız konusunda yardımcı oluyoruz.’ sözleriyle hizmetlerini özetledi.
22
gold book magazine
gold book magazine 
23
trendM ARK A
ALYANSDA ÜRETİMİ HIZLANDIRACAK ÇÖZÜMLER... Sektörde montür segmentindeki uzmanlığıyla adını duyuran Garni Kuyumculuk, alyans ve alyans yarı mamülü üretiminde de yoğunlaşma kararı aldı. Garni Alyans, son teknoloji makine parkuruyla donattığı Kuyumcukent’teki 400 m2’lik üretim tesisinde sektöre hizmet veriyor. Garni Alyans’ın Sahibi Murat Başak alyans ve yarı mamül alyansla ilgili yeniliklerini ve aşağıdaki sözleriyle özetledi.
Montür ürün grubuyla sektörde tanınan Garni Kuyumculuk; artık alyans ve alyans yarı mamül modelleriyle de hizmet verecek.
‘2008’den beri BNG firması olarak Almanya ağırlıklı olmak üzere birçok Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine alyans ihracatı zaten yapıyorduk. Sektör, bizleri Garni montür olarak daha ön planda gördü. Benim, bu alanda teknik ve üretim tecrübem zaten vardı. Bizim seçtiğimiz üretim modeli ağırlıklı endüstriyel üretim modeli pahalı makina parkına ihtiyaç var. Kuyumcukent’teki 400 m2’lik tesisimizde sadece alyans imalatı değil, yarı mamül olarak da sektöre hizmet veriyoruz. Biz, burada tüm alyans üreticilerinin iyi bir tedarikçisi olmayı hedefledik. İster tek, ister seri olsun herkese hizmet veriyoruz. Bu süreçte küçük ve orta ölçekli alyans atölyesi olan üreticilere kolaylık sağladık. Alyans üretiminde atölyelerimizin işini kolaylaştırmak ve kontrollü üretim yapmalarını sağlıyoruz. ‘Ocakla, fireyle çapakla uğraşma siparişini ver…’ Biz, alyans üreticilerine buradan diyoruz ki; Ocakla, fireyle çapakla uğraşma siparişini ver. İster borudan
24
gold book magazine
çekilmiş istediğin ölçülerde mamül al, ya da boyu yapılmış tornalanmış kaleme hazır altın gümüş, yarı mamülle işini kolaylaştır. Hızlı, efektif üretim yap. ‘Alman kaplama sisteminde kararmazlık garantisiyle demo seti imalatı yapıyoruz...’ Sadece, altın ve gümüş olarak hizmet vermiyoruz. Pirinç demo seti için de atölyelerimize kolaylık sağlıyoruz. Pirinç demo setlerinde çalıştığımız yurt dışı firmaları, koleksiyonların sunumunda çok başarılı sonular aldı. Yüksek kalite mikron kaplamalı demo setlerini, onlar da kendi alt firmalarına yollayarak pazarlamada iyi bir hizmet ağını sağladı. Ben, 2001 yılında pirinçten aloy montür setiyle Amerika fuarına katıldığımda Türkiye’de bir ilkti ve bunu geliştirdik. Yıllar sonra mevcut ilk alyans demo setini de fuarda sergilediğimizde hiç unutmam bir esnafımız; “benim altınımı yok, senden pirinç alacağım.” dedi. Şimdi, bu ilkler çoğaldı, herkes demo setiyle ürünlerini pazarlıyor, biz ilkleri seviyoruz. Firmalara kendi modelle-rini demo seti olarak Alman kaplama sisteminde kararmazlık garantisiyle demo seti imalatı yapıyoruz.’ Murat Başak montür konusundaki hizmetlerini ise; ‘Tabi ki de montür sektöründen uzaklaşmadım, teknolojiyi kullanarak birbirinden şık koleksiyonlar üretip e-ticaret portalımız; Sarepırlanta.com adresinden tüketiciye sunuyoruz’. sözleriyle ifade etti.
gold book magazine 
25
trendM ARK A
ROTA BİLEZİKLERİ BU ARALAR ÇOK “FORMDA” Üretim bandından yeni çıkardığı farklı kesim ve özgün tasarıma sahip “Yeni Form” isimli bilezik koleksiyonunun birkaç modelini tanıtan Rota Kuyumculuk; kuyumcu vitrinlerinde başrole soyunuyor. Ülkemizin önde gelen 22 ayar bilezik üreticilerinden Rota Kuyumculuk; geçtiğimiz yıl piyasaya sunduğu ve kuyumcu vitrinlerinin en önünde yer alan “Fantasia” koleksiyonu kadar ses getirecek yeni bir çalışmaya imza attı. “Yeni Form” adıyla üretilen ve göz alıcı tasarıma sahip, ağır yeni bilezik koleksiyonu yüksek satış rakamlarına erişmekten ziyade, Rota’nın çalıştığı kuyumcuların vitrinlerinin en dikkat çekici ve müşterinin ilgisini toplamaya yönelik bir ürün grubu olma amacıyla üretildi. Kuyumcuların vitrinlerinde en yoğun ve dikkat çekici ürünlerin bilezik olduğunu belirten Rota Kuyumculuk firma sahibi Kerim Yılmaz; zaman zaman ilk amacı kar etmek olmayan ama kuyumcuların vitrinlerini şenlendirecek ve müşteriyi mağazaya çekecek özel ürünler yapmaya özen
26
gold book magazine
gösterdiklerini ifade etti. Bu sıradışı koleksiyonu, özel displayler eşliğinde müşterilerine sunduklarını kaydeden Kerim Yılmaz; “Ben büyük emek harcayarak ortaya koyduğumuz bu tip ürünlerimizi, kuyumcu dostlarımızın vitrinlerinin en özel yerlerinde görünce mesleki büyük bir tatmin yaşıyorum. Bizim için başarı demek sadece para kazanmak demek değil. Bu vitrinin önünden geçerken bir kişinin “Ne kadar güzel yapmışlar” demesi çok anlamlıdır” diye konuştu. CNC ve el işçiliğinin beraber harmanlandığı “Yeni Form” isimli özel bilezik koleksiyonu, 70-80 gram ağırlıkları ve özgün tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Sınırlı sayıda modeli ihtiva eden yeni koleksiyon gibi çok farklı bilezik üretimi, markanın yakında taşınacağı İstanbul Vizyon Park’ta artarak devam edecek.
gold book magazine 
27
globalMARKA
Adler’in öyküsü 19. yüzyıl sonlarının telaşlı İstanbul’unda, şehrin dünyanın birinci sınıf bir mücevher başkenti olduğu zamanlarda başladı. Viyana’da eğitim görmüş bir kuyumcu olan Jacques Adler, kısa süre sonra saray ve çevresi tarafından aranan mücevherlerin üretildiği bir yer haline gelen bir atölyesin kurmak için İstanbul’a taşındı.
28
gold book magazine
Adler Felsefesi
Doğu ile Batı’yı birleştirme becerisi ve gerçekten bağımsız olan bir aile şirketini işletme tutkusuyla, Adler Ailesi uzun zamandır mücevher dünyasının merkezinde oldu. Adler’in öyküsü 19. yüzyıl sonlarının telaşlı İstanbul’unda, şehrin dünyanın birinci sınıf bir mücevher başkenti olduğu zamanlarda başladı. Viyana’da eğitim görmüş bir kuyumcu olan Jacques Adler, kısa süre sonra saray ve çevresi tarafından aranan mücevherlerin üretildiği bir yer haline gelen bir atölyesin kurmak için İstanbul’a taşındı.
Jacques Adler
Edouard Adler
Neredeyse yüz yıl sonra, torunu Franklin Adler şirketi başka bir küresel mücevher başkenti olan Cenevre’ye taşıdı. Bugüne kadar, Cenevre’deki merkezlerinde, Adler ailesi işin her yönüyle yakından ilgili olmuştur. Değerli taşların satın alınması ve cilalanması, mücevher tasarımı ve yapımı, Cenevre, Londra, Hong Kong ve Gstaad’da seçkin bir butikler zincirinin işletilmesi, Vitrinlerden iç ayrıntılarından, butik zeminlerindeki nefis Doğu kilimlerinden mücevher tasarımlarının sıcak kıvrımlarına kadar, Adler, Batı’nın teknik başarısını Doğu’nun büyüsü ve egzotizmi ile bir araya getirmeye devam ediyor. Adler için, kuyumculuk insan yaratıcılığının doruğudur. Adler’in son 40 yıl içindeki reklam kampanyalarının içinden geçen geçmişe dönük bir bakış, kuyumculuğu, tiyatrodan mimarlığa sanatsal ifadenin başyapıtları ile birbirine bağlı olarak gören bir markayı ortaya çıkarıyor.
görüntülerinden oluşan ‘’Memoires de Femmes. Memoire du Monde’’ (Kadınların Anıları, Dünyanın Anıları) oldu. Profesyonel ve girişimci kadınlar mücevher pazarında büyüyen bir güç oldukça, giderek daha değerli mücevherlerin satın alınması ve daha fazlası her zamankinden daha çok arttı ve bugün Adler’in en yeni reklamları çağdaş kadınları merkeze yerleştirmeye devam ediyor. Adler şimdi de her zaman olduğu kadar yenilikçi. Onlarca yıl önce, tasarımlarında çelik, ağaç ve ipeği ilk defa kullandı ve canlı safirleri zümrütlerle, bunun duyulmamış bir şey olduğu bir zamanda cesaretle bir araya getirdi. Bu günlerde, Adler, zevkine varmak ve korumak üzere yeni bir hazineler ve anılar kuşağı yaratıyor, Eclipse mücevherlerini biçimlendirmek için karbonun mat ipliksi dokusunu ışıl ışıl değerli taşlarla bir araya getirerek sınırlarını zorluyor.
On yıldır, Adler, ‘’Mücevherler dünyanın anılarıdır’’ sloganını kullanıyor. İkonik binaların hatlarını yansıtmak için yapılmış Adler mücevherlerini gösteren reklamlar binalardaki ve kuyumculuktaki mimari arasındaki benzerliklere dikkat çekiyor. Her ikisinde de, ikonların yaratıcılarından daha uzun yaşama potansiyeli ile, tamamı tavizsiz bir ayrıntı ve kesinlikle yaratılmış, soylu materyaller ve pürüzsüz dokuya odaklanma vardır. Adler’in en uzun süreli kampanyası, sepya fotoğrafçılık tekniği ile çekilmiş bir seri güçlü, düşsel kadın gold book magazine
29
globalMARKA
Adler’in en uzun süreli kampanyası, sepya fotoğrafçılık tekniği ile çekilmiş bir seri güçlü, düşsel kadın görüntülerinden oluşan ‘’Memoires de Femmes. Memoire du Monde’’ (Kadınların Anıları, Dünyanın Anıları) oldu. Profesyonel ve girişimci kadınlar mücevher pazarında büyüyen bir güç oldukça, giderek daha değerli mücevherlerin satın alınması ve daha fazlası her zamankinden daha çok arttı ve bugün Adler’in en yeni reklamları çağdaş kadınları merkeze yerleştirmeye devam ediyor. Adler şimdi de her zaman olduğu kadar yenilikçi. Onlarca yıl önce, tasarımlarında çelik, ağaç ve ipeği ilk defa kullandı ve canlı safirleri zümrütlerle, bunun duyulmamış bir şey olduğu bir zamanda cesaretle bir araya getirdi. Bu günlerde, Adler, zevkine varmak ve korumak üzere yeni bir hazineler ve anılar kuşağı yaratıyor, Eclipse mücevherlerini biçimlendirmek için karbonun mat ipliksi dokusunu ışıl ışıl değerli taşlarla bir araya getirerek sınırlarını zorluyor.
30
gold book magazine
gold book magazine 
31
sektörelGÜNDEM
TÜRKİYE BUNU HAKETMİYOR Brezilya ve Almanya basınında çıkan haberler oldu. Türkiye’ye gelen turistlerin almış oldukları pırlantalı ve Zultanit taşlı mücevherlerdeki Zultanitlerin taklit çıkması bu ülkelerde büyük haber ve skandal oldu.
32
gold book magazine
Tüm Dünya’da Türkiye denince akla hiç şüphesiz deniz, güneş, doğa ve tarih geliyor. Bunun yanında özellikle son 10-15 yılda oldukça gelişen kuyumculuk ve mücevher sektörü ile de adımızdan sık sık söz ettirmekteyiz. Fakat ne yazık ki son yıllarda yurt dışında ülkemizin adı özellikle sahte taşlarla yapılan mücevher satışları ile anılmakta. Katılmış olduğumuz hemen her uluslararası toplantıda karşılaştığımız gemologlar Türkiye’den fahiş fiyatlar ödenerek alınan bu mücevherlerin neden bu denli kolay ve çok satılabildiğini sormakta. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bu kadar sıklıkla karşılaşılmayan bu sorun artık yabancı basında da yer almaya başladı. Bunların son örnekleri ise Brezilya ve Almanya basınında çıkan haberler oldu. Türkiye’ye gelen turistlerin almış oldukları pırlantalı ve Zultanit taşlı mücevherlerdeki Zultanitlerin taklit çıkması bu ülkelerde büyük haber ve skandal oldu. Ülkelerine geri dönenler sigorta için sertifika almak üzere mücevherleriyle laboratuvarlara başvurduklarında almış olduklarının
hem çok fahiş rakamlar olduğunu, fakat aynı zamanda da üzerindeki taşların sahte olduğunu tesbit etmekteler. Özellikle son yıllarda pek çok ülkelerdeki laboratuvarlardan sık sık, şok edici ve utanç verici sonuçlar gelmeye başladı. Sadece iki bin dolar maliyeti olan taklit taşlarla yapılmış mücevherler maalesef onbinlerce dolarlara satılmakta. Sektörün yıllardır üzerinde durduğu ÖTV problemi kadar önemli olan bu konu tüm Türkiye çapında kuyumcu odaları ve dernekleri işbirliğiyle masaya yatırılmalı ve kesin bir çözüm bulunmalıdır. Maalesef bugüne kadar bu konularda aslında sadece kuyumcu esnafının değil aynı zamanda oda ve derneklerin de yıllardır bilgisi olduğu halde bu soruna bugüne kadar ciddi hiç bir tedbir alınmadı. Bunu fırsat bilen ve maalesef değerli taş veya mücevher işinde olan bazı kişiler bu yoldan yıllardır inanılmaz oranlarda para kazandılar ve hala da kazanmaktalar. Fakat unutulmamalı ki birkaç kişinin cebi, kasası dolarken ülkemizin mücevher konusundaki imajı neredeyse sıfıra yaklaşmakta.
gold book magazine 
33
sektörelGÜNDEM
Geçtiğimiz dönem için 2 grubun kıyasıya yarıştığı MİB seçimleri ve sonrasında ortaya çıkan sonuçlar ve sonrasındaki gelişmeler gündemimizde oldukça tartışılmıştı. Geçen seçimlerde yarışan iki grubun karışımıyla yönetim kurulu oluşmuştu. İsmet Koçak başkanlığa gelirken onun ekibinden az sayıda kişi yönetime girebilmişti. Yarışın diğer tarafının önderliğini Mustafa KAMAR yapmış, ancak kendisi yönetim kuruluna girecek oya ulaşamamıştı. Fakat çoğunluk Kamar’ın listesinden oluşmaktaydı. İlerleyen zamanlarda İsmet Koçak sağlık sorunları nedeniyle başkanlığı devretmek durumunda kalmıştı. Koçak’ın listesinden YK’ya giren Naci Kurtulan’nın özellikle fuar sözleşmeleri konusundaki ciddi görüş ayrılıklarından dolayı istifa etmesiyle birlikte son halini alan MİB yönetim kurulu geçtiğimiz 4 yıldır çalışmalarını sürdürmekte. Nisan ayında kurumun yeni seçimleri yapılacak. Yaklaşık 1200 ihracatçı üyesi bulunan kurumun yönetimi için şuan sadece bir aday mevcut. Halen başkanlık görevini yürüten Ayhan Güner önümüzdeki seçimler için adaylığını açıkladı.
AYHAN GÜNER MİB’E TEKRAR ADAY...
‘..Ana hedefimiz İstanbul fuarını dünyadaki ilk 3 fuar arasına sokmak…’ Adaylığını ilan etmesinin ardından Ayhan Güner ile adaylık ve MİB hakkında kısa bir söyleşi yaptık. Ayhan Güner, Neden aday olduğunu, geçtiğimiz dönemde yaptıklarını ve yapacaklarını aşağıdaki şekilde ifade etti. ‘Belli bir zamana kadar adaylığımı koymadım ama çok yoğun bir talep geldi devam etmem yönünde. Şuana kadar yeni bir aday da çıkmayınca biz adaylığımızı açıkladık. Devam kararı almamızın en önemli nedenlerinden birincisi başlanacak yeni projeler, ikincisi ise burada başlanılan işlerin devamlılığını sağlamak.
34
gold book magazine
Sonuç olarak burada iki tane önemli proje var. ‘Taşların Tılsımını Duymak’ ve ‘Taşları Geleceğe Taşımak’. Bu projeleri çok önemsiyorum. Türkiye’de ilk kez bir birliğin verdiği projeler kalkınma ajansı tarafından kabul gördü. Bu projelerin maliyetinin %90’ı hibe olarak kalkınma ajansı tarafından sağlanıyor. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Daha iyisini yapabilecek, kendine inanan varsa buyursun aday olsun onda da bir problem yok. Ben bundan hiç bir şekilde gocunmam. Bana göre hiç aday olmaması iyi bir şey değil.
Dört – beş tane aday olsaydı keşke. Bizden daha aktif insanlar da çıkabilirdi. Ben şuna inanıyorum; Burası kimsenin tek elinde olan bir kurum değildir. Herkes burada yöneticilik yapabilir. O kadar da zor bir şey değildir. Bence insanlar gözünde çok büyütmesin herkes aday olabilir. Bu bir sinerji yaratır. ‘Kimse aday olmuyor diye biz düşündüklerimizi yapmayacak değiliz. Sonuçta doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz…’ Kuyumculuk sektörü ilk defa bu kadar büyük kapsamlı ve ileriye dönük bir sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdi. Mücevher sektörü için bu bir çekirdek iştir. Bunları başarabilirsek Türkiye’de kuyumculuk için çok önemli adımlar atmış olacağız. Birinci önceliğim bu. Daha bu işlerin başındayız. Taş kesim işlerine başlayacağız. Değerli taşların Türkiye’de kesilip satılmasını sağlayacağız. Şimdi yeni projenin ilk adımları atılıyor. ‘Taşları Geleceğe Taşımak’. Bu proje de Taşların Tılsımını Duymak projesinin devamı ve tamamlayıcısı konumunda. İşitme engelli vatandaşlarımızın taş kesimi konusundaki eğitimlerini verecek olan eğitmen ve ustaların yetiştirilmesini sağlayacak. Bu proje için hazırlanan taş kesim atölyesi Ticaret Üniversitesi bünyesinde kuruldu ve hazır. Şimdi ülkemizdeki
taş kesimi yapan ustaları bu konudaki bilgi ve birikimlerini paylaşma için bir araya getireceğiz. Eğer ülkemizde bu konudaki birikim yeterli olmaz ise yurt dışından eğitmenler getirip, öğrenecek ve öğreteceğiz. ‘..Ana hedefimiz İstanbul fuarını dünyadaki ilk 3 fuar arasına sokmak…’ Diğer önemli konularımızdan birisi de Fuar tabiki. Ana hedefimiz İstanbul fuarını dünyadaki ilk 3 fuar arasına sokmak. Mesela fuara yönelik olarak, bizim zamanımızda yapılan önemli çalışmalardan birisi; Fuar alanına yakın olan otellerde 300 - 350 tane odayı üyelerimizin yabancı müşterilerine açtık. Onlarca kişi geldi teşekkür etti. Daha önce Türkiye’de olmuş bir şey değildi bu. Birliğinin getirdiği müşteriler geçen fuarda çok büyük bir hareket sağladı. Onlarca kişi geldi teşekkür etti. Fuarda işlerimiz çok iyiydi dedi. İşte biz bunu büyüterek geliştirmeyi düşünüyoruz. Bugün 300 belki seneye 500 alıcı firma ağırlayacağız. Mücevher Takı Yarışmasını her geçen yıl daha da geliştiriyoruz. Artık bu yarışmamızı AJUR ismiyle anacağız. Bu yarışma kapsamında final gala gecesini geçen sene ilk defa 1000 kişilik yemekli bir organizasyonla yaptık. Bu sene yabancı misafirlerimizle birlikte 1200 kişiyi gala gecemizde ağırlayacağız. Tüm bunlar, İstanbul fuarının değerini arttırıyor. Bu fuar bizim fuarımız Rotaforte’nin fuarı değil. Fuar bizim fuarımız, müşteri bizim müşterimiz, malı da biz satıyoruz üreten de biziz. Olaya böyle bakmak lazım. 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefi koymak kolay, ama iyi bir fuar alanı yapmazsınız bu olmaz dedik. Bunu tüm mercilere de ilettik, belirtmeye devamda edeceğiz. Bunun yanı sıra biz olanı daha iyi nasıl yapabiliriz diye her sene fuara bir şeyler eklemeye çalışıyoruz. gold book magazine
35
sektörelGÜNDEM
Umarız ki, bir sonraki fuara bütün sokaklara güvenlik kameralarını koydurabiliriz. Şimdilik güvenlik timi geliyor. 70 tane polis her fuarda görev yapıyor, bu çok önemli bir gelişme, mesela iki senedir fuarda hırsızlık olmuyor.
‘..Bizim çalıştığımızın Onda biri kadar çalışmıyorlar…’ Tabiki alışılmış şeyleri kabul ettirmek zor oluyor. Şimdi karşınızda uluslararası bir fuar firması var. Artık onunla muhatabız, Rotaforte’yle değil. Adım adım ilerliyoruz, onlar da anladılar artık, Onların yerine fuarı biz pazarlıyoruz. Bizim çalıştığımızın onda biri kadar çalışmıyorlar. Bu arada bizimde kendi portföyümüz gitgide genişliyor. Fuarı yeni yeni düzeltebiliyoruz. Tuvaletleri yeniden yaptırdık, şimdi giriş yolu yapılması için çalışıyoruz. Çıkışa bir taksi durağı yapın, çıkışta insanlar eziyet çekmesinler, çamurun içinde yürümesinler diyoruz. Biz bunları devlete de söylüyoruz fuar alanının komple değişmesi lazım, çok eski binalar, yorgun binalar, bunu hükümet nezlinde de anlatıyoruz Mücevher İhracatçıları Birliği olarak, bütün dünya genelindeki ticaret ateşeleriyle irtibat kurduk. Onlara bizim sektörümüzü anlattık, daha bilgili hale geldiler. Şimdi bu ülkelerden alıcıları gönderiyorlar. Fas’tan, Güney Afrika’dan, Umman’dan her taraftan müşteri gönderiyorlar. Bu daha önce yapılmış bir şey değildi. Şuanda bu şekilde İstanbul’a gelen kim varsa otellerini biz karşılıyoruz. Ekonomi bakanlığından hiç bir dönem olmadığı kadar bütçe aldık. Daha önce böyle bir bütçe söz konusu bile değildi. Ama biz gittik izah ettik ne yapacağımızı anlattık. Sonuç olarak biz kendimize bir şey istemiyoruz, müşteri için istiyoruz dediğimiz zaman, onlar da bize yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Asıl iş İstanbul’u çok kuvvetli hale getirmektir... Burayı merkez yapmak ilk günden beri hedefimiz idi, o hedeften vazgeçmiş
36
gold book magazine
değiliz. UBM’le aramızda hiç bir aksaklık yok, önümüzdeki 4 sene içinde bir anlaşma imzaladık, aynı şekilde devam edecek. Hong Kong fuarına giren kişiler aynı kartla İstanbul fuarına da girebilecek. UBM’in organize ettiği uluslararası tüm fuarlara girilen kartların aynısı olacak, bir ehliyet gibi herkesin fuara giriş kartları olacak, böylelikle güvenlik problemi de çözülecek. Anlaşmayı imzaladık. Kuyumcu burada bir kart alacak ve o kartla Hong Kong’daki fuara da girebilecek. Kartı Hong Kong’da aldıysa aynı kartla İstanbul fuarını da ziyaret edebilecek. Ayrıca fuarla ilgili olarak, biz fuayede, giriş bölgesinde hiç bir firma istemiyoruz. Bu sene kısmen boşalttılar. Belki önümüzdeki sene fuayede hiç firma olmayacak, orası dinlenme alanı, bir prestij alanı olsun istiyoruz. Bu alanı genişletebilirsek, gelenlere çok büyük kolaylık sağlamış oluruz. ÖTV sanırım seçimlerden sonra çözülür, bize biraz bekleyin dediler. Başbakan, Maliye Bakanı, hepsi kaldıracağız dedi. Ancak herhalde ortam müsait olmadığı için torba yasasından geri çekildi. O gün yasa çıkacaktı. Türkiye’nin değişen şartlarından dolayı mümkün olamadı. Aslında bir bakıma iyi de oldu. Yasadaki bir takım düzenlemelerde sıkıtılar da vardı. Maliye Bakanı’nın Müsteşarıyla görüştüm. Yasaya o haliyle Kdv düzenlemelerinde sıkıntılı uygulamalar getirilmişti. Bu durumda yasanın bizim için işe yaramadığını söyledim, bu şekilde yararlı olmayacağını söyledim, zaten geri çektik dedi. Bence isabetli oldu geri çekilmesi. Bir başka konu da üreticilerimizin ihracata yönelmesine yardımcı olmak. Bu konuda tüm üretici arkadaşlarımıza sesleniyorum; Bu o kadar da zorlu bir süreç değil. Üretim kalitelerini belirli bir seviyeye getiren tüm firmalar, ihracat konusundaki gereksinimleri hakkında Birliğimizden bilgi ve destek alabilirler. Vesile ile önümüzdeki fuarın tüm katılımcılara ve sektörümüze kazançlı işler sağlamasını dilerim.’
gold book magazine 
37
38 
gold book magazine
gold book magazine 
39
sektörelETKİNLİK
AJUR MÜCEVHER TASARIM YARIŞMASI 40
gold book magazine
Ayça DÜNDAR - ARİŞ (ALTIN KATEGORİSİ)
KUĞU Kuğular zarif fiziksel formlarıyla, uzun boyunlu ve güzel kanatlarıyla aynı zamada sadık ve tek eşli calılar olmalarıyla doğada aşk konulu projede esinlenilen canlılar olmuşlardır. Kolyenin formunda dişi ve erkek kuğu bir araya gelip tek bir kuğuyu temsil ederek dinamik bir form oluşturmaktadaır. Formda birbirini takip eden çizgiler kuğuların iskeletinin ve kanat yapılarında bir birini takip eden tüylerinin soyutlamasıdır. Kuğudan esinlenildiği için malzeme olarak beyaz altın, gözlerde de pırlanta kullanılmıştır. Hülya MERT - ART MURAT KAYA (ALTIN KATEGORİSİ)
DEFNE Tasarım, ilhamını defne ağacının mitolojik hikayesinden alır. Ürünün sahip olduğu eğik ve dalgalı yaprak formu, zarif ve hoş kokulu defne ağacına dönüşmüş Daphne’nin, Apollon’un karşılıksız aşkına duyduğu hürmeti betimlemektedir. Pırlantalar ile konuşlandırılmış olan dallar, Daphne’nin durmadan akan göz yaşlarına öykünmekte; zümrüt taşlar ise Aşk’ın her dem taze ve ‘’yeşil’’ kalabilmesini simgelemektedir.
Ercan TENEKECİOĞLU - GOLDIUM (ALTIN KATEGORİSİ)
KAPOK TREE Aşk, yıllardır dünya üzerinde şekli değişmeyen tek duygudur. İnsanlık var olduğu günden beri, aşk da var olmuştur. Adem ile Havva, aşkın ne kadar eski olduğunun en büyük örneği, kanıtıdır. Aşkı bu kadar büyük ve önemli duygulardan biri yapan şey ise, kökleri ve güçlü bağlarıdır. Yani aşk birnevi, insanların ruhlarının birbirine kök salmasıdır. Hiç ayrılmayacak şekilde, birbirlerine bağlanmalarını, bu kökler sembolize eder. Tasarımdaki birbirine bağlı kıvrımlı formlar, ağacın doğaya sarıldığı kökleri, pırlantalar ise Kapok Ağacı’nın değerli meyvelerinin temsil etmektedir.
Yasin GEZGİÇ - GÜLAÇTI KUYUMCULUK (ALTIN KATEGORİSİ)
SEAHORSE Başı at başına benzer, 15-20cm uzunlukta bir çeşit balık. Dikey yüzer. 15 kadar türü vardır. Benim concept olarak deniz atını seçmemin nedeni. Doğrudan temamla ilgili doğada aşk.. Tasarımımda deniz atının formlarından ve minimal olgularından yararlandım. Deniz atını seçmemin nedeni, deniz atı dişisinin yavrulayamacağını farketdiği zaman eşi erkek deniz atı bütün yumurtaları dişisinden kendine aktarıp yumurtalama sürecini kendisinin üstlenmesi beni çok etkiledi ve bu olguda sevgiyi aşkı göstermesidir. gold book magazine
41
sektörelETKİNLİK
Damla DEMİRCİ - JASABİ (ALTIN KATEGORİSİ)
KOZA
Şahver KAHRAMAN - HEMERA (ALTIN KATEGORİSİ)
Bir kozadır seni hayata bağlayan, Bir hevestir ışığa doğru uçmanı sağlayan, Bir nefestir bir gün yaşatan, Ve bir aşktır seni bana yazmış olan…
YASAK AŞK Doğa’da aşkın tarihi Adem ve Havva’nın yediği yasak elmayla başlar. İlk aşk ve yasakların sembolüdür onlar... Derler ki; ‘’Biz yasak elmayı beraber paylaştık, biz o elmanın iki ayrı yarısıydık…’’
GENESİS
Nilüfer SUR - SURMAK SUSMAK (ALTIN KATEGORİSİ)
Tasarımım da Doğayı ve İnsanı bir bütün olarak ele aldım. Tohumun toprağın altında başlayan hikayesini, insan bedeninde filizlenip onu sarmalamasıyla hayat bulmasını anlatmaya çalıştım.
AŞK OLSUN … Kadınlarımız; Anadolu’nun bazı yörelerinde sevdiğine mesaj vermek için değişik baş bağlama stilleri geliştirmişlerdir. Kimi zaman renkler de, bazen yazmalardaki oyaların dilinde, bazen de bağlama stillerinde dile getirdikleri duygularından esinlenerek, doğada ki aşkı anlatmak istedim. Araştırdığımda en bilinen ve en gözde bülbülün güle olan aşkını anlatarak, ben de bu mesaj verme olayını günümüze taşımak bunu da takı tasarımım da anlatmayı uygun buldum . Yani benim tasarımım, adını da ‘AŞK –OLSUN’ koymam da ki anlamda, küstüğümüzde, ya da kırıldığımızda ‘’aşk olsun sana ‘’ dememizden geliyor. Kısacası kolyem aşk mesajı veren bir tasarım sevdiğine küstüğünde bunu anlatmak için bülbül ve gül, boyunda iki ayrı zincirin ucunda ayrı duracak. Barışmak ve gönlünü alınmasını istediği zaman bülbülü güle kondurarak ‘’AŞKOLSUN’’ diyecek.
42
gold book magazine
Alida DİVANYAN - ZERGERAN (ALTIN KATEGORİSİ)
Zeynep NURAL - MODEL PIRLANTA (ALTIN KATEGORİSİ)
BiR DAMLA SU
Meltem ŞAHAN - SUULIN (ALTIN KATEGORİSİ)
Su yaşam için gerekli ve vazgeçilmez hayati bir öneme sahiptir. Bütün canlı varlıklar gibi ağacın da dokularının arasında devamlı bir su dolaşımı olur. Bu su dolaşımının sağlanabilmesi için ağacın devamlı ve yeterli miktarda suya ihtiyacı vardır. Tasarım bir ağacın su ile hayat bulmasını ve suyun en doğal ihtiyaç olduğunu, onsuz yaşayamayacağını anlatıyor. Pembe ağacı temsil ederken, beyaz altın, akan damlayı simgeliyor. Ağacın ucundaki pırlantalar su ile ağacın hayat bulmasını anlatıyor.
KÖK SALMAK Yaşam aşkla vuku bulur ve en güzel simgelerinden biri ağaçtır. Pek çok inançta ağaç; ölümsüzlüğü, hayatı, ruhsal tesirin yeryüzüne inişini, tekâmülün daireselliğini, ölümüyeniden doğumu, yenilenmeyi, yeri ve göğü birleştirmeyi, yükselmeyi ve gücü temsil eder. Tasarımda da ağacın yaşama bağlayan gücü vurgulanarak yeraltında uzanan bu büyük desteğin farkındalık yaratması amaçlanmıştır.
gold book magazine 
43
sektörelETKİNLİK
Asım YİĞİT - EKOL (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
Yılmaz BULUT - EVEN (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
Mustafa KULA - FD DIAMOND (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
44
DENİZ YILDIZI GİBİ YAŞAMAKTIR HAYAT Bu sözü okuduğumda deniz yıldızlarının hayatlarını merak edip inceledim. Evrim geçirmemiş olması, kollarından biri kopsa bile bir deniz yıldızına dönüşmesi, yani her parçasından yeniden ve yeniden doğması etkiledi beni. Deniz yıldızları, denizin derinliklerinde yaşarlar.Yüzemedikleri için bir şeye tutunarak hareket ederler. Her parçasından yeniden doğsa da denizin kıyısına vurmuş deniz yıldızları yaşayamazlar. Denize hasret, kıyıya vurmuş yıldızlar, sevdiğini bekleyen aşıklar gibi kendilerini, bir elin denize, aşkına kavuşturmasını beklerken ne kadar da acizdirler. Tasarımımda deniz yıldızlarını bir taşa sarıp, doğada ki aşklarını anlatmaya çalıştım. KARDELEN Kardelen güneşe aşık olur ve güneşi görme aşkı ile yanıp tutuşur. Bilir ki güneşi gördüğü an canından olacaktır. Ben de tasarımımı kardelenin canına mal olmasına rağmen bir kere de olsa güneşi görme cesaretinden etkilenerek kardelenin güneşe olan aşkını konu aldım. Yaptığım tasarımda kardelenin kuş bakışı görünümünü yaparak kar tanesinin ortasından karın üstüne çıkma anını betimledim. Kolyenin üst kısmında da kardelenin güneşi görme aşkı ile güneşi düşünerek, güneşten çıkan uzantılar ile de güneşin ışınlarını betimleyerek aşk konulu temayı anlatmaya çalıştım. TAVUS KUŞU Tavuskuşu, Antik Yunanistan’da tanrıça Hera’nın simgesidir. Tanrıçaya hizmet eden çok gözlü dev Argos, Hermes tarafından öldürülünce, tanrıça devin gözlerini tavuskuşunun kuyruğuna serper. Tanrıça Hera iyilik ve kötülüğün, güzellik ve çirkinliğin, şevkat ve acımasızlığın birleşenidir. Gücünü isteği gibi kullanılır. Yani duyguları kimi zaman (köşeli) net kimi zaman(yuvarlak) yumuşaktır. Bu Gerdanlık Tanrıça Hera yı anlatmaktadır. Gerdanlığı oluşturan üzeri taşla bezeli dikdörtgen çubuklar Hera nın gücünü, gerdanlığın sol tarafındaki üzeri taşla bezeli ortasında mücevher taşı olan damla şekli ise Hera’nın duygusal yönünü anlatmaktadır. Gerdanlık; asimetrik yapısı, estetik oluşumu ve “Güçlü ama naif ” görüntüsüyle HERA’ya ithafen tasarlanmıştır.
Buket ESENLER - LION DIAMOND (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
SYNERGY OF A MYTH Antik Yunan’da Hera’nın Zeus’a sonsuz aşkının ve evliliğin simgesi tavuskuşu olarak karşımıza çıkar. Kadınların ve evliliklerin koruyucusudur. Sonsuz aşktır…Zeus insanın gençliğinin tavuskuşu gibi olması gerektiğini söyler. Onun gibi gururlu ve güzel… Doğadaki uyum, birlik ve güzellik insanlık tarihi boyunca aşkla özdeşleşmiştir. İnsan, yeryüzünde tanrının gölgesi olarak gördüğü her güzelliğe aşkın kutsiyetini atfetmiştir. Tavuskuşu da muhteşem güzelliğiyle bu aşkın, sonsuz aydınlığın, ikiyken bir olmanın, bu yeryüzü masalının eşsiz kahramanıdır.
Muhammed TÜRK MEHMET CÜMBÜŞ JEWELERY (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
GÜNEŞ VE AY Doğada aşk denilince Can Yücel’in şu mısraları fısıldandı kulağıma “Güneşin doğuşundandır doğanın sana verdiği değer, ay ışığındandır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın, unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, güneşin seni ısıttığı kadar sıcak” Bu mısraların ışığında, eserin formunu belirledim. Form olarak ay ve güneşi aldım. Güneş formunu tezhip sanatının klasik motiflerin-den olan penç ile stilize ettim. Ayı ise ayın hilal formundan esinlendim. Bunları birleştirmek içinde yine tezhip sanatında saz yolu üslubundan etkilenerek, o formu, güneş ve aya göre uyarladım. Taş seçimini doğanın hakim rengi olan yeşili temsilen zümrütü tercih ettim. Pırlantalarda yağmuru temsilen yer yer damla formunu kullanarak tamamladım
gold book magazine
gold book magazine 
45
sektörelETKİNLİK Ebru DEMİRCİ - REGOLD (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
Mustafa KULA - SUULIN (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
Alan ALPAY - URART (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
Özlem ALTAN - VİGOLD (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
GELİNCİK ‘Güzelim kan kırmızı seyyah… narin ama bir o kadar güçlü aşık ama marur…’ Geçtiği şehirlerin saltanatını ablası lale’ye bırakırken kendisi dağların eteklerinde, nehirlerin kenarında, ağaçların diplerinde hüküm sürer… O kadar narindir ki rüzgar azıcık sert esse boynunu büker, yağmur biraz sert düşse kırmızı tacındaki yakutlar toprağa saçılır. Bir nefeslik ömrü vardır ve nefesi boşa harcamaması gerektiğini bilir o yüzden kısacık ömründe dağlarla, nehirlerle ve ağaçlarla aşk yaşar… Gelincik doğada Aşk’ı yaşar… Tasarıma hayat veren bu güzel çiçek Takılabilir bir mücevher ve bir sanat objesine dönüşmüştür. Gerdanlıkta kullanılan ajurlarla ise özellikle doğallığı vurgulanmıştır. KARADUL Theridiidae familyasından, siyah ve parlak bir örümcektir. Genellikle karanlık yerlerde, tavan aralarında yaşar. Sekiz gözü vardır. Karın bölgesinde tepeleri birleşik iki üçgene benzeyen kum saati gibi bir işaret bulunur. Ortalama 10-12 mm büyüklüktedir. Bazı Güney Amerika ülkelerinde sık rastlanır. Ağ tuzakları kurarak avlanır. Çaprazvari tellerle ördüğü ağın ortasında kısa bir tünel bulunur. Burada böceklere pusu kurar. Dişi, çiftleşmeden sonra çoğu zaman erkeğini yediğinden dolayı karadul olarak da bilinir, kuvvetli bir zehire sahiptir. Tehlikeli olan her şey çekicidir, güçlü olana karşı her zaman hayranlık vardır. Bu tasarımda Karadul stilize edilmiş, sırtındaki iki kırmızı üçgen leke; sekiz adet göz ve tünel şeklinde ördüğü ağ ile anlatılmıştır. Tasarlanan yüzük tıpkı bu Karadul gibi güçlü ve etkileyici; tehlikeli ve kışkırtıcı, çarpıcı ve estetiktir. KANATLI SADAKAT... Kırlangıçlar ömürleri boyunca tek bir eşe bağlı yaşar. Diğer kuş türlerinin aksine, dişi ve erkek kırlangıç yuvalarını beraber inşa eder. Dünyanın bir ucundan öteki ucuna kadar adı konmuş tüm rüzgarları beraber göğüsleyen iki küçük yürektir onlar. Kırlangıçlar açık okyanusta denizciler tarafından görülebilen tek kuş türüdür. Bu nedenle aşkın yanı sıra umudu da simgeler... “Kanat çalar mavilere sıyırıp gider dağı”
KANATLI SADAKAT... Kırlangıçlar ömürleri boyunca tek bir eşe bağlı yaşar. Diğer kuş türlerinin aksine, dişi ve erkek kırlangıç yuvalarını beraber inşa eder. Dünyanın bir ucundan öteki ucuna kadar adı konmuş tüm rüzgarları beraber göğüsleyen iki küçük yürektir onlar. Kırlangıçlar açık okyanusta denizciler tarafından görülebilen tek kuş türüdür. Bu nedenle aşkın yanı sıra umudu da simgeler... “Kanat çalar mavilere sıyırıp gider dağı”
ONUNKİ KARA SEVDA... Karadul’un çiftleşmeden sonra erkeğini öldüren bir vahşi mi, Eşini başkasıyla paylaşmak istemediğinden onu kalbine mühürleyen bir aşık mı, Yoksa tüm bunları bilinçsizce, yalnızca içgüdüleriyle yapan 1 cm’lik bir canlı mı olduğu bilinmez. Deniz YILDIRIM - ZEN PIRLANTA (MÜCEVHER KATEGORİSİ)
46
gold book magazine
Onun hakkında tek bilinen yaşadığının kara sevda olduğu...
gold book magazine 
47
48 
gold book magazine
gold book magazine 
49
globalETKİNLİK
Idina Menzel
Sandra Bulloc
KIRMIZI HALI
OSCAR 2014 50
gold book magazine
Julia Roberts
gold book magazine 
51
globalETKİNLİK
Charlize-Theron
Cate Blanchett
Lady Gaga
Jennifer Lawrence
52
gold book magazine
gold book magazine 
53
globalETKİNLİK
Camila Alves
Nicole Kidman
Jamie King
54
gold book magazine
gold book magazine 
55
56 
gold book magazine
gold book magazine 
57
globalETKİNLİK
Asprey Storm
Asprey Storm
Helen Mirren
KIRMIZI HALI Sofia Vergara
58
gold book magazine
gold book magazine 
59
globalETKİNLİK
Uma Thurman Chopard
Miranda Kerr
Rosie Huntington
60
gold book magazine
gold book magazine 
61
62 
gold book magazine
gold book magazine 
63
haber
WEDDING WORLD KUYUMCUKENT AVM YENi YILDA HEDiYELER SAÇTI! Kuyumcukent İşletme A.Ş. (KİAŞ) tarafından işletilen Evlilik ve Altın Alışveriş Merkezi olan Wedding World AVM, Yılbaşı ve Sevgililer Günü alışverişlerini yapan ziyaretçilerin yüzünü güldürdü. Yılbaşı ve Sevgililer Günü alışveriş dönemlerini birleştirerek kapsamlı bir çalışmayı ilk defa uygulayan KİAŞ Yönetimi gelen olumlu yorumlardan oldukça memnun kaldıklarını dile getirdi. “Wedding World Kuyumcukent AVM Yeni Yılda Ayağınızı Yerden Kesecek” sloganıyla başlatılan kampanya için özel olarak bastırılan ve dağıtımı yapılan broşürlerin yanı sıra, ziyaretçilerin katılımcı mağazaları kolaylıkla ayırt edebilmeleri için kampanya noktası stickerları bastırıldı. Radyo ölçümleri ve gelen talepler doğrultusunda birçok ulusal radyo kanalına kampanya spotları verildi. Yapılan çalışmalar, hem firma sahipleri hem de AVM müşterileri
64
gold book magazine
tarafından ilgiyle karşılandı. 28 Aralık’ta başlayarak 16 Şubat’ta sona eren kampanyada 250 TL ve üzeri alışveriş yapan tüm müşteriler sürpriz çekilişe katılma hakkı kazandı. Hyundai araç, televizyon, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, süpürge ve ütü kazanma şansını elde eden ziyaretçiler 22 Şubat 2014’de AVM Konferans Salonunda Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu’nun açış konuşması ile gerçekleşen Milli Piyango Yetkilisi ve Noter huzurunda yapılan çekilişin ardından sonuçları duyuru ve gazete ilanlarından öğrendiler.
gold book magazine 
65
trendCLUB
ESCADA RESORT 2014 ESCADA Resort 2014 koleksiyonu Monte Carlo, Portofino gibi sahil kentlerinden esinlenmiştir. Koleksiyonun renkleri son derece yumuşak ve açık tonlardadır. Kanarya sarısı, gök mavisi, tatlı pembe gibi renkler sezonda göze çarpmakta. Deniz dalgası hareketini kumaşa yansıtarak yapılan baskı tekniği, eski dönemlerin narin kadınsı teması ile birleşlince muhteşem bir koleksiyon göze çarpıyor. Etek ve kısa çeket kombinler, karışık renkli tüvit ceketler, trikolar oldukça iddialı. Karmakarışık detaylarla süslenmiş esnek deriler, jarse kumaştan hazırlanan fit tulumlar ve narin kesimli organza gece elbiseleri koleksiyonun harika parçalarını oluşturuyor. ESCADA Resort 2014 koleksiyonu tüm ESCADA’larda....
66
gold book magazine
gold book magazine 
67
trendCLUB
BOSFORO Bosforo Jewellery olarak her yeni sezonda olduğu gibi bu yıl da daha önce denenmemiş bir çalışmaya imza attık. COLORFUL adını verdiğimiz koleksiyonumuzla bu sezona iyi bir giriş yapacağımızı ümit ediyoruz. Koleksiyona dahil olan alyanslar birden çok çeşidiyle göz dolduruyor. Yıllardır alışıla gelmiş olan evlilik yüzüğü olarak kullanılan alyansı biz her kişiye hitap edecek mücevher haline dönüştürdük. Yeni yıla özgü COLORFUL koleksiyonumuzu yurtiçi ve yurtdışı müşterilerimizin begenisine sunmaya hazırlanıyoruz.
UFUK ALYANS
Chanel Iman
Aylardır büyük bir titizlikle hazırlıkları sürdürülen; özgün tasarımı ve çarpıcı görünümüyle birçok kişinin beğenisini kazanmayı hedefleyen Ufuk Alyans’ın ihracat alanındaki çalışmalarında başrolü oynayacağı “Ever After” markası hayata merhaba diyor.
ZERGERAN
VIKTOR VELYAN
68
gold book magazine
gold book magazine 
69
70 
gold book magazine
gold book magazine 
71
trendCLUB
ARİŞ
Ariş Pırlanta, nadir bulunan sarı, mavi, pembe, yeşil, konyak gibi renklerdeki pırlantalarla hazırlanan Ariş Fancy Koleksiyonu ile bahara merhaba, diyor. Pırlantanın sonsuz ışığı baharın renkleriyle buluşup baharın müjdesini veriyor. Baharı renkli pırlantalarla karşılayan Ariş Pırlanta, doğada nadir bulunan renkli pırlantalarla tasarlanan Ariş Fancy Koleksiyonu’nda renklerin büyülü dünyasında bir yolculuk vaat ediyor.
ARPAŞ
SUULİN
72
gold book magazine
gold book magazine 
73
trendCLUB
Ahlatçı
Hermès, benzersiz ve şık saat koleksiyonu Cape Cod’a, Amerika’nın doğu kıyılarındaki masalsı tatil bölgesinin adını verdi. Bu yenilenen modelde, koleksiyona ilham veren çapa zinciri korunurken, kasa daha yuvarlak bir tasarımla ön plana çıkıyor. Model, bu sezon için pembe altın ve pırlanta kullanılarak zenginleştirilmiş.
Hermes
Povlino
Öncelikle derler ya yaptığınız işi seveceksiniz.hatta sevmekle kalmayıp sevgili gibi göreceksiniz.işe başladıgımız 1995 yılından bu güne kadar hep yenilikçi ,ruha dokunan,ve anı yakalayan işleri takip ettik.en önemlisi sanat;tan iyi bildiğimiz (SICAK MİNE )den vazgeçmedik.işe başladığımız tarihlerde minecilik yaparak tüm ürünlerle tanıştık,10 yıl öncesine kadar fason iş yaparken kötü mal sahibi insanı ev sahibi yapar misali artık zamanı geldi deyip,kendi ürün gamımızı oluşturmaya başladık ,geriye dönüp baktığımızda hem kendimizi geliştirip hemde ürün gamımızı çogalltık ,yaptığımız her ürünü sıcak mineli olarak düşündük.çünkü bildiğimiz en iyi iş buydu.kolye ucu,brolog,derken üçlü set.yüzük,ve yarı mamül olarak aldığımız ürünlerle değişik fikirlere yelken açtık.
74
gold book magazine
gold book magazine 
75
trendCLUB
ON Mücevherat HER AŞK FARLI YAŞANIR: HER AŞKIN BİR RENGİ VARDIR ON Mücevherat aşkı mücevherlerine sığdırmıştır. Her ürün farklı bir rengi AŞKI temsil ediyor.
RENA
76
gold book magazine
gold book magazine 
77
trendCLUB
Ekol Pırlanta; bu yıl yeni pazarlara yelken açacak ve yurtiçinde daha önce girmediği şehirleri mercek altına alacak. Fakat Ekol; satış yapacağı kuyumcunun mutlaka pırlanta eğitiminden geçmesini şart koşuyor.
ESCADA
EKOL
AMİSOS
MARCO GIOVANNI
78
gold book magazine
gold book magazine 
79
trendCLUB
FAVORİ İLE DENİZİN DERİNLERİNDEN GELEN IŞILTIYI ÜZERİNİZE TAŞIYIN Her zevke uygun özgün ve farklı tasarımlarıyla dikkat çeken Favori, denizlerin derinliklerinde yaşayan denizyıldızı, istiridye gibi tasarımları ile dikkatleri üzerine çekiyor.
AKDİN JEWELLERY
Geçen yıl İstanbul Jewellery Show’da ilk kez lanse ettiği “Altına Tarihi Dokunuş” isimli özel yağlı boya süslemeli Trabzon Hasır koleksiyonuyla büyük beğeni toplayan Akdin Kuyumculuk; Bu yılda bir ilke imza atacak. ZULATANA KONSTANZA koleksiyonuyla Türkiye’nin en ücra köşelerinde yer alan bir kasabada keşfettiği örme tekniğini takıya aktaran Akdin; adeta tarihin derinliklerine yolculuk yapıyor.
SURMAK SUSMAK MÜCEVHER
80
gold book magazine
gold book magazine 
81
trendCLUB
ZEN PIRLANTA ZEN PIRLANTA, yeni tasarımları ile Istanbul Jewelry Show’da Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en büyük üretim kapasitesine sahip olan ZEN Pırlanta,bu üretim gücü sayesinde pırlantalı mücevherde Türkiye’nin en geniş model seçeneğine sahip. Zen Pırlanta, bu geniş stoğuna eklediği yeni ürünleri ilk kez fuarda sergiliyor. Zen koleksiyonlarına yeni eklenen bu modellerden yapacağınız seçimlerle, mağazanızda farklı bütçe ve beğenilere sahip müşterilere seslenebileceksiniz.
ARMAGGAN
Perakende Güneşi ödülleri kapsamında bu yıl “SKM Projects+ Farklılık Özel Ödülü” nü ARMAGGAN UNIQUE BY DESIGN kazandı Her yıl başarılı ve özgün çalışmalarıyla sektörün gelişimine katkıda bulunan kişi ve kurumların ödüllendirildiği, sektörün en büyük ödülleri olan Perakende Güneşi Ödülleri, 21 Kasım Perşembe günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Salonunda düzenlenen ödül töreninde sahiplerini buldu.
“BAYKAL GÜMÜŞ; Özgün tasarımlarını günümüzün modern çizgisi ile bütünleştirerek, tek ve kişiye özel sipariş olarak yarattığı eserlerini seçkin sanatseverlere sunmaktadır “KAKMA / KABARTMA TEKNİĞİ: M.Ö. 3500’den beri yapılmakta olduğu kabul edilen Kakmacılık sanatı; Altın / Gümüş gibi metal plakaları, metalde esnemeyi önleyen özel karışım olan Zift’e, ısıl işlem ile yapıştırılarak; çok sayıda ve çeşitli çeşitli şekillerde uçları olan çelik kalemlere, çekiçle binlerce defa vurularak metal levhanın yüzeyini kabartma desenlerle süsleme tekniğidir.
ASSU
82
gold book magazine
Kabartmalar; Maden plakasına dıştan (Yüzden) veya içten (Tersten) veya hem dıştan hem de içten detayları işlemek suretiyle elde edilmektedir.”
gold book magazine 
83
trendCLUB
VİCTORİNOX ALTIN KALPLİ ÇAKI Hem “Çakı gibi erkek’ler’’ için Hem “Altın kalpli erkek’ler’’ için Hem de ‘’Bakımlı Erkek’ler’’ için TÜRKİYE’DE …
REYNOLD WEIL
HAYATI TESBİH YAPTI Yıllardır kuyum alanındaki tüm bilgi ve birikimi altın tespih imalatı için kullanan, deneyimli kuyum ustası M. Yavuz Tuncer; ülkemizin hemen hemen her şehrine tesbihlerini ulaştırıyor. Aynı zamanda başarılı ihracat çalışmaları da gerçekleştiren Tuncer; yüzlerce farklı tesbih modelini hayata geçiriyor.
YAVUZ KUYUMCULUK
CEMİL ELMAS
Sezgin Jewels, en yeni koleksiyonlarını ilk kez Istanbul Jewelry Show’da profesyonellerle buluşturacak… Dünyaca ünlü markalara ev sahipliği yapan, kaliteli üretim anlayışı ile iddialı ve yenilikçi tasarımlara imza atan Sezgin Jewels, en yeni koleksiyonları ve dikkat çeken standıyla her zaman olduğu gibi yine fuarın en ilgi çeken firmalarından biri olmaya hazır.
SEZGİN SİLVER
84
gold book magazine
gold book magazine 
85
trendCLUB
EVEN JEWELS
FLORİ DIAMOND
OROTALIA OROTALIA STELLA Siz bir yıldızsınız. Orotalia’nın göz kamaştıran Stella koleksiyonu ile bir yıldız gibi ışıldayacaksınız. Şıklığınızla herkesi kıskandıracak, kendinize hayran bıraktıracaksınız. İçinizdeki yıldız ışığı, Stella’nın muhteşem güzelliğiyle tamamlansın.
86
gold book magazine
STEPHEN WEBSTER BASEL
gold book magazine 
87
t a s a r ı m D Ü N YA S I
BİNLERCE YILLIK MOTİFLERİMİZ... Heran gözümüzün önünde olan ancak günümüzde pek fazla anlamı hakkında düşünmediğimiz Birçok simge ile karşılaşmaktayız. Simgelerin birçoğu binlerce yıldır bizlerle birlikte. Bunlar kimi zaman bir halı veya kilimin üzerinde, kimi zaman evlerimizin duvarlarında, ibadethanelerimize nediren de takılarımızda yer almakta. Evlenmek isteyen bir genç kızın ailesine verdiği bir mesajı, evlenmiş ve mutluluğunu ifade etmek isteyen bir kadını, erkek bir evlat sahibi olmuş bir kadının yuvası ve geleceği için dileklerini, bu motifler aracılığıyla etrafına anlatmışlardır. Bu tip motiflere genel olarak bizim sektörümüzde takılara pek fazla rastlamamaktayız. Osmanlı, Selçuklu, Antik Anadolu gibi başlıklar altında farklı Firmalar tarafından kolleksiyonlar üretilmiş ve kullanıcıların beğenisine sunulmuştur. Dünya’nın en kaliteli Halı ve kilimleri olan Türk Halılarında bulunan bu motifler dünyaca bilinmekte belki Kuyum sektörü olarak bizler de bu motiflerimizi farklı bir konumda dünya’nın beğenisine sunabileceğimiz düşüncesiyle motiflerimiz hakkında öğrendiklerimizi sizlerle paylaşmak istedik.
Damga ve İm;
Türkler tarih boyunca aile, oba, oymak, boy, devlet gibi kavramları ifade etmek için belirli figürleri, damga-im kullanmışlardır. İm/damgalar o kişinin, o toplunun var oluşunun simgesidir. Bu uygulama, hem soy ve aile adının sürdürülmesini, hem de aileye ait değerli eşyaların yitirilmemesini sağlamaktadır. İm motifi de hayat ağacı motifi gibi ölümsüzlük ve neslin sürdürülmesi ile ilgili motifler arasında yerini almaktadır.
88
gold book magazine
gold book magazine 
89
t a s a r ı m D Ü N YA S I
Akrep Motifi
Akrep Motifi, korunma amaçlı motiflerden biridir. Bu motif şeytanın ruhunu temsil eder. Akrebin zehrinin korkusundan dolayı, insanlar kendilerini bu hayvana karşı korumak için, akrep veya akrep kuyruğuna benzer mücevherleri taşırlar. İşte akrep motifi de bu amaçla kullanılır. Akrep motifi zeminde olduğu gibi çoğunlukla da ve dış bordür süslemelerinde kullanılır. Hane halkından uzak durması temennisini içerir.
Ana kavramı hayatın ilk nüvelerinin oluştuğu ve geliştiği kaynağı ifade etmektedir. Ana olma durumu toprak ve deniz ile özdeşleşmektedir. İlk insanlar için, kadının insan yavruladığını görüp erkeğin biyolojik rolünü anlamadıkları için kadının doğurganlığı onu kutsallaştırmıştır. Bütün tapınaklarda kadını simgeleyen küçük tanrıça heykelcikleri bulunmuştur. Çatalhöyük’te M.Ö 6000’li yıllarda bulunan ana tanrıça heykelcikleri bize kadının o dönemlerde bile önemini göstermektedir. Çatalhöyük’ten günümüze kadar süregelen ana üstünlüğü seramiklerde görüldüğü gibi kilim ve halı dokumalarında da karşımıza çıkmıştır. Kilimlerde eli belinde motifi olarak adlandırılan motif, antik çağdan günümüze kadar pek çok sanat alanında yapılan kadın heykelcikleriyle benzer özellikler göstermektedir Antik çağdan bu güne kadar önemini hiç kaybetmeyen ana sembolünün hala bütün sanat alanlarında önemini koruduğu ve bir konu olarak ele alındığını görmekteyiz. Dokumalarda eli belinde motifi olarak adlandırılan bu motif, ana tanrıça heykelcikleri gibi doğurganlığın ve bereketin sembolü olarak kullanılmıştır. Kadının Çatalhöyük’ten günümüze kadar uzanan değişmez önemini, sembolik olarak Anadolu kilimlerinde de vurgulamaktadır. Bu motif sadece dokuyanın bir erkek çocuk dünyaya getirdiğinde kullanılır. Ellerin belde kavuşturulması ise erkek çocuk dünyaya getiren kadının gurur ve mutluluğunu temsil eder. Sadece analık ve doğurganlığı değil, aynu zamanda uğur, bereket, kısmet, mutluluk ve neşeyi de sembolize eder.
Nazarlıklar işte bu kem bakışların etkisini azalttığına inanılan çeşitli nesnelerdir. Böylece muska ve nazarlık taşıyanlar kendilerini bu kem gözler ve kötülüklerden koruduklarına inanırlar. Muska aynı zamanda sahibini tehlikeli dış faktörlerden korumak için, sihirli ve dini bir güce sahip olduğuna inanılan yazılı bir tılsım olarak da tanımlanabilir. Muska Anadolu kilimlerinde geometrik bir form olan eşkenar üçgenle sembolize edilmiştir.
Göz ( Nazar )
Bu motif kem göz anlamına gelir. Kötü bakışlardan gelen zararı önlemek için en iyi yol gözün kendisidir diye düşünülmüştür. İyi niyetli bakışların yanında kötü niyetlilerinde olabileceği düşünülmüştür. Bu yüzden kötü niyetli bakışlardan korunmak için göz motifi dokuyarak misafir odalarına bunların olduğu kilimleri koymuşlardır. En basit şekliyle bir üçgen kullanılır. Göz Bazı insanları kötülüğe, zarara, şansızlığa ve hatta ölüme bile sebep olan güçlü bakışları olduğuna inanılır.
Elibelinde
Elibelinde, anneliğin, dişiliğin ve verimliliğin sembolüdür. Eli belinde motifi, bölgelere ve dokuyan kişilere göre de çok çeşitli şekillerde kullanılmıştır. Anadolu inançlarında yaşam ve ölüm bir birinden ayrılamayan bir kavramdır. Doğmak ana rahminden ayrılmak, ölmek ise toprağa dönmek demektir.
90
gold book magazine
Koç boynuzu Muska – Nazarlık
Bazı insanların bakışlarında bir güç olduğuna, bu bakışların kötülüğe, zarara, şansızlığa ve hatta ölüme bile sebep olduğuna inanılır. Muska ve
Koç Boynuzu Motifi, erkeklerin üretkenliğini, verimliliğini, kahramanlığını, gücünü ve ataerkil ailelerin Anadolu’da ki önemini sembolize eder. Anadolu Kültüründe ana tanrıçadan sonra ya da onunla
gold book magazine 
91
t a s a r ı m D Ü N YA S I
birlikte kullanılan bir motiftir. Boynuz sembolü, insanlık tarihinde hep gücü temsil etmiş ve hep erkekle özdeşleştirilmiştir. Koçboynuzu motifi kilimlerin yanında, mimari ve heykeltıraşlıkta da çok kullanılan bir motif olmuştur. Türk süsleme sanatında stilize edilmiş hayvan figürlerinin en güzel örnekleri, koç- koyun veya dağ keçisi heykellerinden oluşan mezar taşlarında görülmektedir. Anadolu dokumalarında erkeklik simgesi olarak koçboynuzu motifi dokumalarda bereket, bolluk, çoğalma, kuvvet simgesi olarak ve kötü gözlerden korunmak amacıyla kullanılmıştır. Koç boynuzu dokuyanın mutluluğu ve bu mutluluktan dolayı Allah’a şükrettiği anlamına da gelir.
ağızlı, üçayaklı çömleklerde de haç motifine rastlanmaktadır.
Çengel
El, Parmak, Tarak Motifi,
Yaratıcı gücün sembolü olan el, insanı hayvandan ayıran en önemli organdır. Eller kuvvet, kudret ve hükmetme gücünü simgeler. Anadolu da üretilen dokumalarda el motifi hem gerçekçi bir üslupla hem de stilize edilmiş olarak beş buçuk ve beş şeklinde kullanılmıştır. Parmak ve ona benzeyen tarak motifleri geometrik olarak üçlü, beşli ve yedili sayılar olarak dokunur. Bir gövdeye bağlanmış çeşitli çubuk formlarından oluşur. Buna göre el veya tarak adını alır. El, Parmak ve Tarak motifi, parmakların kem gözlerden koruduğunu temsil eden beş çizgi ve beş noktayı kapsar. El motifi, verimlilik ve iyi şansı birleştirir. Aynı zamanda bu motif, Hz. Muhammed’in kız kardeşinin elini sembolize ettiği için de, kutsal bir anlam taşır. Tarak motifi genellikle evlilik ve doğum ile ilişkilidir. Bu motif, evlenme arzusunu ve doğumu kem gözlere karşı korumayı ifade eder.
Bereket
Bereket sembollerinin kullanılmasının amacı sonsuz mutluluk dileğini ifade etmektedir. Anadolu kültüründe bereket sembolü olan bazı motifler vardır. Bunlar karpuz, dut, nar, incir, üzüm, buğday ve arpa başağı, haşhaş, yılan, ejder, koç, boğa, geyik, kelebek, balık ve uğur böceklerinden oluşan bir gruptur. Bu motifler, farklı disiplinlerde de aynı anlamı korumaktadır. Antik Yunan, Anadolu Hitit, Urartu, Frig gibi pek çok uygarlıkta tapınaklara gidilip tanrılara adaklarda bulunulurdu. Bu kimi zaman devlet işlerinin yolunda gitmesi için kimi zamanda bir çocuk ya da mutlu bir aile isteği için olmalıydı. Ya da ölümden sonraki hayata inanıldığı için, mezarlarda yaşamı hoş kılmak ve bereket için bunların sembolü motifler işlenirdi.
92
gold book magazine
Tarak; Tarak motifi genellikle evlilik ve doğum ile ilişkilidir. Bu motif, evlenme arzusunu ve doğumu kem gözlere karşı korumayı ifade eder.
Haç,
Haç Motifi, bu motif basit olarak yatay ve dikey iki çizginin kesişmesinden oluşur. Haç motifi dört ayrı yönü işaretleyen şekli ile kötü bakışları dört ayrı parçaya böler. Yani dört bir yana savrulur deyimiyle aynı anlamdadır. Böylece kötü bakışların gücünün azaldığına inanılır. Evlerde de kötü bakışa karşı kullanılan bir motif olarak karşımıza çıkar. Neolitik çağdan günümüze kadar işlenen bir motif olan haç, mimari süslemede, dokumada ve seramiklerde kullanılmıştır. Neolitik dönem yerleşimi olan Çatalhöyük’te hem duvar resimlerinde hem de pişmiş topraktan üretilmiş geniş
Çengel Motifi, bu motifte yine kötü gözlerden korunmak için kullanılmaktadır. Anadolu’da çok kullanılan motiflerden biridir. Kötü gözlerden korunma dışında, iyikötü, kadın-erkek, gibi zıt kavramlar arasında bir köprü anlamında da kullanılmıştır. “S” şeklindeki motif, kilim, cicim ve halı dokumalarında dikey veya yatay konumda geometrik olarak stilize edilerek kullanılmıştır. Nazar değmesin diye kilimlerin sıklıkla nazar motifleri içerisinde kullanılır. Sivri uçları ile kötü bakışları uzaklaştırmanın simgesidir.
Sandık
Sandıklı Motifi, bu motif evlenme ve çocuk sahibi olma arzusunda olan genç kızın çeyiz sandığını sembolize eder. Anadolu Geleneklerine göre evlenmek isteyen her genç kızın dokuduğu, ördüğü, evlenirken yanında götürmek istediği onun için önemli olan eşyalarını koyduğu çeyiz sandığı vardır. Bu motifte bu sandığı anlatmaktadır.
gold book magazine 
93
t a s a r ı m D Ü N YA S I
Kuş
Yıldız
Yıldız Motifi, mutluluk ve bereketi simgeleyen motiftir. Yıldız motifi iç içe geçmiş iki üçgenden meydana gelmektedir. “Yıldız motifi, kare ve haç motifi ile birlikte anlamsal bir bütünlük içerir ve bu bütünlük evreni simgeler. Yani dört dünya ve dört gök bölgesinin simgesel anlatımıdır” Yıldızların köşe sayılarına göre bir anlam içerdikleri de bilinmektedir. Beş köşeli yıldız, beş sayısı gibi mükemmelliği sembolize etmektedir. Yedi köşeli yıldızın yedi sayısını ve gezegenlerle ilgili yedi alanı ve bireysel bütünlüğü sembolize ettiği bilinmektedir. Seramik Sanatında özellikle Selçuklu seramiklerinde yıldız motifli örneklere rastlanmaktadır
Pitrak
Pıtrak Motifi, tarlalarda bulunan dikenleriyle hayvanlara ve insanlara yapışan bir bitkidir. Pıtrağın üzerindeki desenlerin kötü gözü uzaklaştırdığına inanan Anadolu insanı onu nazarlık motifi olarak kullanmıştır (Erberk 2002: 108). Bitkisel motifli çini örneklerde pıtrak bitkisine benzeyen dekorlu çinilere rastlanmaktadır. Diğer taraftan çiçeklerle dolu anlamında gelen “Pıtrak gibi” deyimi, bu motifin bolluğun bir sembolü olarak un torbaları üzerinde kullanılmasını açıklar.
Su yolu
Saç bağı Saç Bağı Motifi, saç bağı motifi evlilik isteğinin olduğunu ifade eder. Anadolu kültüründe kadın duygularını toplum içinde sözle ifade edemez. Bu yüzden Anadolu kadınlarının duygularını ifade ederken kullandıkları motifsel bir dilleri vardır. Saç bağı motifi de evlilik isteğinin anlatılmasına yardımcı olan bir semboldür. Anadolu kadınları saçlarına verdiği toplama şekilleriyle duygularını dışa vurmaktadır. “yeni evli genç kadın saçlarını çift örer ve uçlarına renkli ipliklerden süsler yapar” böylece insanlar bu saç bağlama yöntemiyle o kadının yeni evlenmiş olduğunu anlamaktadır.
94
gold book magazine
Suyolu Motifi, suyolu motifi insanlık tarihinde suyun önemini ve bereketini sembolize etmektedir. Su yolu akışı, hayatı temsil eder. Yeniden doğuşun, yaşamın sürekliliğinin, yenilenmenin, erdemin temsilidir. Anadolu kültüründe su yaşamın kendisi demektir. Antik Çağdan bugüne suyolu-meander motifi çok kullanılmıştır. Taş işlemeciliğinde, seramik sanatında, ahşap oymacılığında yıldız motifi gibi çok rastlanan motiflerdendir.
Kuş Motifi, “ölüm kavramı”, Eski Türkçede öl-fiili ve onun türemiş şekilleriyle ifade edilir. Yazın dilinde olduğu gibi el sanatlarında da “kuş” ölümü, ölümden sonraki yaşamı yani ölümsüzlüğü temsil etmektedir. Aynı zamanda özlemi, haber beklentisini, sonsuzluğu, bazen de kadını sembolize eden ve kutsal sayılan kuş motifini Anadolu uygarlıkları içinde en çok kullanan kültür Hititler ve Anadolu Selçukluları olmuştur. Türk halılarında görülen kuş motifleri çeşitli anlamları ihtiva eder. Baykuş ve kara karga gibi kuşlar kötü şans anlamına geldiği gibi; kumru, güvercin ve bülbüllerde iyi şansı simgelemeleri için kullanılır. Kuş; mutluluk, keyif ve sevginin sembolüdür. Güç ve kuvveti simgeler. O, Anadolu’da kurulmuş çeşitli yerleşimlerin, imparatorluk sembolüdür. Kuşlar ayrıca ilahi mesajcılara ve uzun bir yaşama işaret eder. Ejderha ile dövüşmüş Anka kuşu, baharı haber verir Kuş; mutluluk, keyif ve sevginin sembolüdür. Güç ve kuvveti simgeler. O, Anadolu’da kurulmuş çeşitli yerleşimlerin, imparatorluk sembolüdür. Kuşlar ayrıca ilahi mesajcılara ve uzun bir yaşama işaret eder. Kuş motiflerinin çok farklı anlamları vardır. Kartal, doğan ve şahin gibi kuşlar güç ve dayanıklılığı simgeler. Kuş motiflerine özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki diğer sanat eserlerinde sıklıkla rastlanır. Örneğin Selçuklu cami, medrese ve şifahanlerinde çift başlı kuşlar buna güzel örneklerdir.
gold book magazine 
95
t a s a r ı m D Ü N YA S I
kıza verilen değeri göstermektedir. Bu takılar içinde küpeler Anadolu da değişmeyen bir düğün hediyesidir. Küpe motifi de aynı saç bağı gibi evlilik isteğini iletmektedir.
olmuştur. Anadolu’da bulunan mezar taşlarında ve pek çok mimari eserde hayat ağacı motifinin konu olarak işlendiğini görmekteyiz.
Kurt izi
Bu motif stilize edilmiş kurtayağı ve kurtağzı şeklindedir. İyimserliğin ve korunmanın simgesi olan kurt karanlıkta görebilme yeteneğine sahip olduğu için ışığı ve güneşi sembolize etmektedir. Anadolu dokumalarında kurt izi, kurtağzı, canavar ayağı koruma amaçlı motiflerdir. İnsanlar bu motifi, kurtlardan ve canavarlardan korunmak için kullanırlar. Tarih öncesi zamanlarda, insanlar tehlikeli hayvanlardan kendilerini korumak için, bu hayvanları taklit etmenin veya onlara benzer şekiller yapmanın doğru olduğuna inanırlardı.
Bukağı
Küpe
Küpe Motifi, çatalhöyük’ten başlayan heykelciklerde ve mezar buluntularında çok karşılaşılan küpenin kullanımı o günden bugüne önemini yitirmeden gelebilmiştir. Yapılan arkeolojik kazılar da mezarlardan çıkan kadın süs eşyalarının sayısı oldukça fazla ve şaşırtıcıdır (küpe, kolye, yüzük, saç tokası gibi). Küpe çağlar boyu kadının vazgeçilmez bir eşyası olmuştur. Dünya ve Anadolu kültüründe süslenmenin çok önemli bir yeri vardır. Anadolu kültüründe düğün törenlerinde geline takılan takılar
96
gold book magazine
Bukağı Motifi, bukağı motifi aile kurumunun sürekliliğini, aşıkların birbirine olan bağını ve her zaman bir arada olmaları gerektiğini sembolize eder. Anadolu dokumalarında ejder, akrep gibi motiflerin merkezinde bukağı motifine rastlanmaktadır. “Bukağı” kelimesi Türkçe’de, atların ön iki ayağına takılan ve onların otlaktan uzaklaşmasını engelleyen iki halkadan oluşan ve onları birleştiren 60 cm’lik bir zincirin adıdır. Kelime anlamına da bakınca bukağının bağlılığı ve sonsuza kadar birlikteliği simgelediği anlaşılmaktadır. Nişan yüzüklerinin kırmızı kurdelayla bağlanması da bu sembollerden biridir.
Hayat Ağacı,
Bu motif, ölümsüzlüğü ve ölümden sonraki hayata duyulan umudu simgeler. Aynı zamanda yaşadığımız hayatın güzelliğini ve mutluluğunu sembolize eder. Sürekli değişim ve gelişim içinde olan evreni sembolize etmektedir. Sedir, incir, zeytin, hurma, palmiye gibi ağaçlar farklı toplumlarda hayat ağacının sembolü
Hayat Ağacı sürekli gelişen, cennete yükselen hayatın dikey sembolizmini oluşturur. Geniş anlamda sürekli gelişim ve değişim içinde yaşayan evreni sembolize eder. Hayat ağacı motiflerinde en çok kullanılan servi devamlı yeşil renk, uzun ömürlülük, dayanıklılık, güzel şekil ve boyluluk gibi nitelikler serviyi iyilik ve güzellik sembolü haline getirdiği düşünülmektedir.
gold book magazine 
97
98 
gold book magazine
gold book magazine 
99
100 
gold book magazine
gold book magazine 
101
102 
gold book magazine
gold book magazine 
103
104 
gold book magazine
gold book magazine 
105
106 
gold book magazine
gold book magazine 
107
sektörelGÜNDEM
13 ÜLKEDEN ALIM HEYETİ 10. ORTADOĞU ALTIN MÜCEVHER FUARINDA ... Ortadoğu Altın ve Mücevher Fuaro Ortadoğuya açılan kapınız !
108
gold book magazine
Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat ÖZDİNÇ ve Start Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Musa ÖZTÜRK ‘Bu yıl 10.yılını kutladığımız ORTADOĞU ALTIN &MÜCEVHER FUARIMIZ DA 13 ÜLKE’DEN GELECEK ALIM HEYETLERİNİ GAZİANTEP’te ağırlıyoruz.Fuara katılan firmalarımızın yurt dışından getirecekleri müşterilerinin ulaşım ve konaklama giderlerini Ekonomi Bakanlığından alınan desteklerden karşılayacağız.’ dediler.
BAHREYN, CEZAYİR, FAS IRAK, İRAN, KATAR, KUVEYT LİBYA, LÜBNAN, TUNUS ÜRDÜN.
Alım Heyeti Getirilecek Ülkeler; AZERBAYCAN BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
Ticaret müşavirliklerin iletişim bilgilerine www.ortadogualtinfuari.com adresimizden ulaşabilirsiniz.
Katılımcı firmalarımızın yukarıda belirtilen ülkelerden fuarımıza getireceği müşterilerinin bilgilerini 4 Nisan 2014 Tarihine kadar START FUARCILIĞA bildirmeleri bağlı bulundukları ülke Konsolosluklarının içerisinde yer alan TİCARET MÜŞAVİRLİKLERİNE müracaat etmeleri gerektiğini belirttiler.
gold book magazine 
109
teknolojiM ARK A
Dünya devi, Fuarda size özel çözümler sunuyor... Ne kadar iyi bir tasarım çizerseniz çizin, teknolojinin en iyisini satın alın, kullandığınız hammadde ve diğerlerinde sorun varsa sonuç hüsran olacaktır. Ama günü kurtaralım derseniz zaten yapacak bir şey yok.
Dünya’nın en önemli kimyasal kaplama solusyonları üreticisi Metalor’un Türkiye Distrbitörü Artı İnternational Genel Müdürü Aret DEMİRKIRAN’la Metalor ve kaplama ürünleri ve hizmetleriyle iligli söyleşi yaptık. Metalor firmasının rakiplerinden ayıran farklar nelerdir? Birinci sebep metalor çok zengin bir firma, yaşadığımız bu dönemde artık para çok önemli, sermayesi çok kuvvetli olduğu için yeni teknolojileri fabrikasına toparlaya biliyor. Ayrıca 1852’de kurulmuş bir firma yani 150 yılı aşkın bir süredir bu işi yapmaktadır. LBMA (Londra Külçe Piyasası Birliği)’de Metalor’un hakemlik görevi bulunmaktadır. Bilindiği gibi burada bütün değerli madenlerin fiyatları belirlenir. LBMA’ya üye olmak isteyen firmaların ürettikleri madenin saflık kontrollerini ve hakemliğini METALOR yapmaktadır. Metalorun en büyük özelliği de branş olarak tamamen değerli maden üzerine yoğunlaşmış olmasıdır. Metalor tamamen değerli maden içerikli iş yapar. En önemlisi üretim standartlarının net ve kaliteden ödün vermeden her zaman aynı olmasıdır. İsviçre Kökenli bir firma olmasına rağmen dünya’nın birçok noktasında üretimi bulunmaktadır. Ama piyasaya sunduğu tüm ürünler aynı kalitede ve saflıktadır.
110
gold book magazine
Siz yıllardır bu sektördesiniz Metalor ne zamandan beri Türkiye’de var? Asılnda Metalor ürünleri ülkemizde uzunca bir süredir mevcut. Ancak yetkili bir distribitör garantisi altında bu ürünlere 4 yıldır ulaşılabiliyor. Daha önceleri muhtelif firmalar tarafından ülkemize getirilen kimyasallar birçok firmaya pazarlanmış. Tabi burada önemli olan saflık ve üretim kalitesi dünyanın en iyisi konumunda olan ürünlerin ana firma garantisi altında sunulmasıdır. Kaliteli bir ürünle hizmet vermek isteniyorsa üretim sürecinin en önemli ayaklarından biri olan teknik bilgi ve kalite standartının sağlanması en önemli koşuldur. Özellikle de ihracat için yapılan üretimlerin Avrupa ve dünyadaki temel standartlara uygun olarak yapılması gerekir. Metalor ve biz distribitör firma olarak bilginin paylaşılması temel prensiplerimiz arasındadır. Aslında kaplamada kimsenin bir sırrı yoktur. Doğru bileşenleri bir araya getirirseniz alacağınız sonuç ta doğru olur. Her yıl fuarımızda Metalor’un merkez fabrikasından bir mühendis İstanbul’da görevlendirilir ve standımızda kaplama konusunda bizimle irtibat kuran kişi ve firmaları bilgilendirir. Karşılaştıkları sorunlara teknik çözümler sunar.
gold book magazine 
111
trendM ARK A
Genel olarak ülkemizdeki üretim sürecine baktığımızda teknik bilginin hala tam olarak üretim sürecine dahil olmadığını görüyoruz. Çok çarpıcı bir örnek vermek gerekirse sektörümüzde önde gelen birkaç firmada istihdam edilen metalürji, kimya, fizik mühendisi sayısı yok denilecek kadar azdır. Dünyada birinciliğe oynayan bir sektörün geleneksel üretim ustalarının yanına bilim ve teknolojiye hakim insanları adapte edilmesi gerekmektedir. Artık ustamın kasasındaki defterde yazdığı notlardaki formüller devri bitti. Kırk yıllık ustam böyle yapardı bende böyle yaparım anlayışının bir geçerliliği kalmadı. Dünyada karşımızda tarafta teknolojisi ve bilgi birikimiyle duran Avrupa diğer tarafta ise ucuz ve büyük iş gücüyle Çin ve Doğu ülkeleri var. Bizim bunların arasından sıyrılabilmemiz için her iki önemli özelliği de çok iyi kullanmamız gerekiyor. Size küçük bir örnek vereyim. Sektörümüzün en büyük firmalarından birisi Çin’deki bir fuarda beğendiği renkte ürünlerin siparişini verirken Çin’li üreticiye bu rengi nasıl elde ettiğini ve bunu standart olarak sağlayabileceklerini sorgular. Karşısındaki Çin’li kaplamanın Metalor ürünleriyle yapıldığını ifade ederek herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklarının garantisini verir. Bizim firmamız Ülkemize döndüğünde ilk iş olarak bizimle temasa geçti oldukça önemli kapasitede bir kaplama banyosu kurdu. Kaplamada ve kimyasal ürünlerin kullanıldığı bir üretim prosesinde hiçbir parametreden ödün veremezsiniz. Çünkü doğru sonca ulaşabilmek için tüm formüllerin tam olarak uygulanması gerekir.
112
gold book magazine
Evet gerçekten birçok ustamızı tek tek kaçırdık. Birçoğu çekip gitti ve yok oldu. Bizim ustalarımız Gusto derlerdi işini ehli olanlar için, makinalaşmak teknolojiyi kullanmak ustalığı öldürmez aslında geliştirir. Günümüzün acımasız koşullarında fiyatla yapılan rekabet sadece günü kurtarır. Ancak ileriye bakarsanız sonuç hüsrandır. Dünya’nın en pahalı işçisini çalıştıran Almanya dünyanın en ucuz ve büyük işçisini çalıştıran Çin’e karşı hala buyüzden ayakta durabiliyor. Bizim işimizde de bu geçerli tabiki her malın bir muadili olacaktır. Ancak önemli olan ürünler arasındaki kıyaslamayı doğru kriterlerle yapabilmektir. Bu da ancak doğru bilgiye sahip kişiler tarafından yapılabilir. Basitçe örneklemek gerekirse bizim ürünlerimizle hazırlanmış bir kaplama havuzunu 2-3 ay tam kapasiteyle çalıştıra bilirsiniz. Bir başka muadil bir ürünle bu süre 1-2 aya düşer. Şimdi gelin bir kıyaslama yapalım. Bugün bir solüsyonu %10-20 ucuza aldığınız. Günün güzel tarafı %10 maliyet düştü. Ancak bu solüsyonun 1-2 ay sonra performansı düşmeye başladı. 1-2 ay sonra yeni bir maliyet daha çıktı. Evet bugün %10 kazandık 1-2 sonra %20 kayıp verdik. Ticaret ileriyi görebilme sanatıdır. Bu da ancak bilgi ve deneyimle sağlanır. İç piyasadaki insanlar sizin ürünlerinizin ne kadar bilincinde? Ne kadar farkında? Maalesef yüzde 10 falan farkında diğer yüzde 90 da burada olduğumuzun farkında kalitemizin farkında değiller.
Ekmeğin içindeki un ve tuz oranını doğru koymaz ve doğru bir mayadan kullanmazsanız tadı farklı olur.
Bizim genel olarak aklımızda köşesinde hep ne kadar da zengin olursak olalım ne kadar büyük firma olursak olalım hep bir köşeden maliyetten kaçmak var.
Kaplama için de aynı şey geçerlidir. Eğer adam gibi yağ aldırmadan veya iyice durulayıp istimlemeden kaplamaya başlarsanız alacağınız sonuç şansa kalır. Ben kuyumculuktan gelen bir ailenin içinde büyüdüm. Herkes eskiden çok iyi ustalarımız vardı şimdi yok diyor.
Bugün İsviçre firmalarının 160 senelik 170 senelik 200 senelik olmalarının ve markalarının tartışılmaz olmasının sebebi de bu. Oluşturdukları kurumsal yapı düzgünlük, dürüstlük ve kalite her şeyin en iyisini İsviçre’de bulursun. Küçücük bir ülke ama her şeyin en iyisini bulursun.
gold book magazine 
113
114 
gold book magazine
gold book magazine 
115
dosya
KUYUMCULUKTA DAMGA VE GELİŞİMİNE GENEL BİR BAKIŞ Antika ve lüks ürün satan kuyumcular ve mücevher tarihçileri açısından bakıldığında, ayar damgasının, bir mücevherin tarihini doğru bir biçimde belirlemede ve kim tarafından yapılmış olduğunu anlamada ek bir bilgi kaynağı sağladığı görülür. Mücevherlerde en sık rastlanan ayar damgası, genellikle “saflık” işaretidir. Bu damga, istenen mücevherin yapımında kullanılan toplam altın veya gümüş miktarını belirtir. Söz konusu ayar damgalarının incelenmesi, antika ticareti ile uğraşan pek çok insan için harika bir araştırma konusu olsa da, eğitimli bir profesyonelin istenen nesnenin tarihini, üzerinde böyle bir işaret bulunmaksızın anlaması beklenir. Günümüzde mücevher tarihçileri ayar damgalarını araştırma amaçlı kullanmaktadırlar. Ancak bu damgalar, mücevher değerleme uzmanlarının hayatlarını kolaylaştırmak için tasarlanmamışlardır. Tüketici hakları korumasının eski bir biçimi olarak düşünülebilirler.
116
gold book magazine
Milattan önce birinci yüzyılda, Marcus Vitruvius Pollio, Arşimet’in su içinde tartma metodunu keşfedişini şöyle aktardı: ‘Syracuse kralı ikinci Hiero, Arşimet’ten yeni yaptırmış olduğu altın bir tacın saflığını ölçmesini ister. Kral, taçtaki altının içerisine gümüş karıştırıldığından şüphelenmektedir.’ Bu meşhur öykü, Arşimet’in banyo yaptığı esnada hileyi ortaya çıkaracak bir yol bulduktan sonra, “Evreka, evreka” diye bağırarak sokaklarda koşmasıyla son bulur. Bu efsaneleşmiş öyküdeki detaylar yüksek ihtimalle mitlere dayanıyorsa da, değerli metallerle yapılabilecek sahtekârlıklara dair eski çağlardan kalan bir fikir taşımaktadır. Altın ve gümüş, Roma öncesi dönemlerden beri para birimleri olarak veya paranın karşılığı olarak kullanılmaktadır. Çok da dürüst olmayan bir insanın, üstelik ağır cezalardan da pek korkmuyorsa,
değerli metallerin ayarını sahtekârlıkla değiştirmenin bir yolunu bulacağını düşünmek zor değildir. Altın bir paranın küçük bir bölümünü kazımak, altın bir süs eşyasını içeriğine değerli olmayan metaller karıştırarak seyrelttikten sonra saf altın olarak satmak gibi sahtekârlıklar zaman içerisinde küçük çapta bir servet biriktirmeye yarayabilir. Bu türden dolandırıcılıklar geçmiş zamanlarda pek de nadir sayılmazdı. Günümüzde, bunları yapmak için gereken işgücü maliyeti, elde edilebilecek kazancı aşmaktadır. Bu sebepten, orta çağın sonlarında pek çok Avrupa imparatoru, her türden altın ve gümüş ürünün, üreticiyi gösteren ayırt edici bir mühürle damgalanması yönünde yasalar çıkardılar. Bunlar bir sorumluluk damgası işlevi görerek, tüketiciyi korumak amacını taşıyordu. Orta çağlardan başlayarak 19. Yüzyıl ortalarına kadar, ayar damgaları yalnızca tüketiciyi korumak amaçlı
İsveç ayar damgaları. Malmö, 1908. kullanıldı. Bu durum 1840’lardan itibaren değişmeye başladı. Çünkü vergi kaçırmak amaçlı sahte ayar damgaları piyasaya çıkmıştı. Bu damgalara “sahte damgalar” adı veriliyordu. O günlerde İngiltere hükümeti ithal edilen altın ve gümüş ürünler üzerindeki vergileri, antika olanları hariç tutarak artırmıştı. Vergi ödemek elbette ki girişimcilerin hevesli olduğu bir şey değildi. Böylece Almanya ve Hollanda’daki altın ve gümüş işlemecileri, mücevher ve gümüş eserleri, antik ayar damgalarını taklit ederek damgalamaya başladılar. Sahte damgalamaları tetikleyen bir ikinci faktör ise, Londra’daki Dünya Fuarı’nın (1851) uygulamalı sanatlar alanındaki antika eserlere yönelik ilgiyi canlandırması oldu. Çoğunlukla geleneksel biçimlerin eğitimini almış olan o dönemin ustaları, yeni yapılmış sözde “antikaları” piyasaya sürmekten ve bu ürünlerin gerçekçiliğini artırmak için gerçek antikaların ayar damgalarını taklit etmekten oldukça memnundular. Daha önceleri, ayar damgaları yalnızca değerli metali yapan kişinin kimliğini bildirme görevi görüyorlardı, ayar damgalarına yönelik gerçek bir ilgi yoktu. Bu nedenle
hem gümrükçüler hem de koleksiyoncular, sahte damgalı ürünlerin hakiki yabancı antikalar olduğunu sandılar. Bu aldatmaca, 20. Yüzyıl başlarına kadar sürdü. 1900’lerden itibaren iyi bir ayar damgası envanteri mevcuttu. Böylelikle kısa bir zaman içerisinde, sahte olduğu anlaşılan ayar damgası bulundurması gerekçesiyle bir eşyanın yok edilmesi riski, vergi kaçırmaktan elde edilen karı gölgede bırakacak hale gelmişti. Zaman içerisindeyse genel sanat zevki eklektizmden çıkarak, Art Nouveau ve Edwardian stillere yöneldi. 1800’lerin sonunda başlayan ayar damgası araştırmaları sayesinde, çağlar boyunca ayar damgası pratiklerinin detaylı bir görünümüne artık kolaylıkla ulaşılabilmektedir. Ancak bu ayar damgalarının değerlendirilmesi hem özel bir eğitim hem de keskin bir göz gerektirmektedir. Özellikle ABD gibi devlet ayar belirleme ofisleri bulunmayan ülkelerde bu damgaların doğru bir şekilde değerlendirilmesi için bu alanda iyi eğitimli profesyonellere ihtiyaç duyulmaktadır.
şeklindedir. Bu işe yeni başlayan kişilere pek çok damga, referans kitaplarındaki ideal resimlere tam olarak benzemediklerinden, çelişkiliymiş gibi görünebilir. Örneğin 18. Yüzyılda yapılan bir mücevherin, hem 18. Yüzyıl Fransa’sına hem de 19. Yüzyıl İngiltere’sine ait izler taşıması gayet olasıdır. Bu, yeni başlayan bir kişinin gözünde kıymetli nesnenin cazibesini daha da artıracaktır. ABD’de mücevher üreticiliği geleneği ancak 1840 dolaylarında başlamıştır. ABD ‘deki 20. Yüzyıl öncesine ait pek çok parçada Avrupa damgaları bulunur. Bunun en önemli nedeni, pek çok yerleşimcinin, “eski dünya” ile sıkı bağlarının olması ve bu ülkelerle ticaret yapılmasıdır. ABD’de ayar damgasına ilişkin düzenlemelerin gerçekleştirilmesi 1906’yı bulur. Gümüş eşyalar (şamdanlar, çatal bıçak takımları) gibi görece daha büyük olan nesnelerde, ayar damgaları tam bir set olarak bulunur.
Birleşik Krallıktaki ustalar, damgaları tasarımlarına dahil etseler de, pek çok değerli metal ustası arasında yaygın olan görüş, büyük bir özenle ve emekle yaratılan eşyaların damgalanmaması gerektiği gold book magazine
117
dosya
Farklı damgalara tarihsel genel bir bakış, Ayar damgalarının ve diğer işaretlemelerin değerlendirilmesi, büyük ölçüde bu değerlendirmeyi yapan kişinin bilgisine bağladır ve acemi olan kişiler kolaylıkla hata yapabilirler. Her zaman için, bulunan bir damganın, stil ve üretim tekniği gibi diğer göstergelerle uyumlu olması gerekmektedir. Mücevherin kökenine dair çok önemli bilgiler verebilecek olan dört temel ayar damgası çeşidi bulunmaktadır. • Saflık damgası • Üretici damgası • Tarih sembolü • Yer damgası Kökene bağlı olarak, bu işaretlerden bazıları tek bir işarette birleştirilmiş olabilir veya bazı işaretler çeşitli sebeplerden bulunmayabilir. Taç işareti taşıyan bir damga bulunması genellikle, damgalamanın gerçekleştirildiği ülkenin geçmişte veya halen krallıkla yönetildiğine işaret eder.
Saflık damgası
Bir mücevher incelenirken, ilk etapta bakılması gereken işaretlerden biri saflık damgasıdır. Böyle bir işaret, eşyanın yapımında kullanılan değerli metallerin yüzdesini gösterir.
Tipik bir 19. Yüzyıl Rus ayar damgası. St. Petersburg, 1838.
118
gold book magazine
Bir alaşım oluşturmak için kullanılan değerli metal yüzdesine o alaşımın “saflığı” denir. 20. Yüzyıl ortalarına kadar saflık, karat (Britanya Uluslar Topluluğundaki yazılışıyla, carat) cinsinden ifade ediliyordu. ABD ‘de karat “k” olarak kısaltılırken, Büyük Britanya’da ct olarak kısaltılmaktadır. Bu da ürünün olası kökenine dair büyük bir ipucu sağlamaktadır. Karat, 24 sayısının bölümleri olarak ifade edilir. 24, en saf altına denk düşmektedir. 18k şeklinde bir saflık damgasının bulunması, mücevherin yapıldığı alaşımda her 18 birim altın için 6 birim diğer metalin kullanıldığı anlamına gelir. Bunu yüzde cinsinden ifade etmek için 18’i 24 böler ve sonucu 100 ile çarparız. Örneğin 18 karatlık bir altında bu basit denklem şöyle olacaktır: (18/24) x 100 = %75. Gittikçe daha fazla ülkenin metrik sisteme geçiş yapmasıyla, saflık, binin parçaları şeklinde ifade edilmeye başlanmıştır. Metrik sistemde 1000/1000 saf altına denk düşer. Aynı mantıkla, 18 karat altın bir eşya ise 750 şeklinde damgalanacaktır.
ABD ve diğer bazı ülkelerde saflık 14k ve 18k açıkça yazılmış damgalarla ifade edilse de, saflığın resimli işaretlerle gösterildiği pek çok ülke de bulunmaktadır. Dünya çapında kullanılan ve halen kullanılmakta olan pek çok damgayı ayırt edebilmek için iyi bir kütüphane kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır. Gümüş ve platinde kullanılan saflık damgaları, altınınkine çok benzemekle birlikte, resimli c.q. numaraları bakımından farklılık gösteriri. “sterlin” ifadesi, 1870 sonrasında pek çok ABD üretimi gümüşe basılmıştır. Bu ifadeyi ihracat için üretilmiş olanlar dışında İngiliz gümüşlerinde görmek mümkün değildir. 1870’ten önce ABD’de gümüş standardı “gümüş para” idi. Gümüş paranın saflığı 900/1000 olup; 925/1000 saflıktaki sterlin gümüşten biraz daha azdır.
Üretici damgası;
Geleneksel olarak, üretici damgası eserin altın içeriğine (veya platin/ gümüş) ilişkin en temel sorumluluk damgasıdır. Bir sorun ortaya çıktığında, üretici veya şirket bedirlenilerek sorumlu tutulabilir. Üretici damgası, ürünün damgayı vuran kişi tarafından yapıldığı anlamına gelmez. Bu damga sadece ürünün saflığından kimin sorumlu tutulacağını gösterir.
gold book magazine 
119
dosya
Bu damgalar ayrıca bir ticari marka görevi görmektedir. Önemli isimler ürünün değerini artırmaktadır. Uzun yıllardır süren bir ayar damgalama geleneğine sahip olan pek çok ülkede, üretici damgaları eşsiz olmak zorundaydı ve bu damgaların kopyaları esnaf birliklerinin arşivlerinde tutulurdu. Genellikle bu damgalar belirli hatlar taşıyan resimli bir işaretin yanında, üreticinin adının baş harflerini içerirdi. Bazen de hatların hangi şekilde olacağı yasalarla belirlenirdi.
Hollanda ihracat damgası
Örneğin 1797’den bu yana Fransız üreticilerin baklava desenli bir hat kullanmaları zorunludur. ABD’de ise bu damgalar yalnızca 1961 senesinde zorunlu hale getirildi. Günümüzde kayıtlı bir ticari markanın şeklinde veya üretici/şirketin tam adı şeklinde olmaları mümkündür.
Tarih sembolleri
Tarih sembolleri ilk olarak 1478’de Londra’da uygulamaya konuldu. O dönemki yeni İngiliz uygulamaları, altın ve gümüş eserlerin Londra Goldsmith’s Hall adı verilen devletin kontörlündeki bir birim tarafından ayarının belirlenmesini zorunlu kılıyordu. Ayar belirleme ofisinin (ayarcıların) başkanı genellikle en önde gelen esnaf odası üyelerinden seçilirdi ve başkan her sene değişirdi. Ayarcıların sahtekarlık yapmasının önlenmesi amacıyla, her başkanlık döneminde farklı bir harf/sembol fontu veya hattı kullanılırdı. Bu sembollerin ilk amacı sorumlu ayarcı ustasının kim olduğunu belirlemek olsa da, günümüzde eşyanın ne zaman ayar belirlemeye tabi tutulduğunu gösteren “tarih sembolleri” olarak işlev görmektedirler.
Tipik bir Fransız Yer Damgası üretici damgası. Orta çağın sonlarında ve (Louis Piret). Rönesans’tan bu yana mali refahın
artışıyla, zorunlu ayar damgalama sistemine sahip çok sayıda ulus, yerellerde değerli metal işleyicisi yetiştirmek amacıyla ülke geneline yayılan pek çok yeni ayar belirleme ofisleri açtı. Günümüzde Birmingham ayar belirleme ofisi dünyadaki en büyük ayar belirleme ofisidir ve buranın yer damgası ile damgalanmış pek çok ürünü dünya çapında bulmak mümkündür. Hollanda’daki ayar damgalama sistemleri gibi bazı sistemlerde,
120
gold book magazine
yer damgasının başka bir damgayla birleşimi, mücevher veya daha büyük eşyanın yapımında kullanılan alaşımın saflığını göstermektedir. Fransa’da ise, Paris’te yapılan eşyalar için ayrı, diğer şehirlerde yapılan eşyalar için ayrı bir saflık damgası kullanılması geleneği vardı. Diğer şehirlerin damgaları bazen birbirlerinde de bir numara kullanılarak ayrıştırılırdı.
Diğer damgalar
Mücevherler üzerinde ayar damgası olmayan bir takım damgalamalar da bulunabilmektedir. Bu damgalar, bir mücevherin doğru bir şekilde değerlendirilmesinde önem taşımaktadırlar. Bunlardan bazıları aşağıda açıklanmıştır. Tasarımcı damgaları mücevherlerin üzerine tasarımcıyı belirtmek amacıyla işlenirler. Örneğin ünlü Rus üreticisi Fabergé tarafından yapılan pek çok eşya, bir tasarımcı damgası taşır. Buna ek olarak Art Nouveau döneminden bazı parçalarda da tasarımcı damgası bulunmaktadır. Seri numaralı damgalar bazen ABD ve İngiltere ürünlerinde bulunurlar ve ilgili parçayı yapan ustanın kim olduğunu gösterirler. Satıcı damgaları ürününü belirli bir mağazadan satılmış olduğunu gösterir. Genellikle Tiffany’s ‘de ve diğer büyük marka mağazalarında bulunur. Patent ve envanter numaraları genellikle uzun sayılar şeklindedirler ve diğer damgalar veya şekillerle birlikte mücevherin tarihinin belirlenmesine yardımcı olurlar. Neredeyse her zaman bir envanter damgalaması yapan şirketlere örnek olarak, ünlü Fransız kuyumcu Cartier verilebilir. Bir ABD şirketi olan Boucher ise 1930lardan 1960lara kadar tüm ürünlerinin patentini almıştır ve patent damgaları genellikle sayı dizileri şeklindedir.
gold book magazine 
121
dosya
ABD, Büyük Britanya, Fransa ve Almanya’daki mücevherlerde kullanılan ayar damgalarına kısa bir bakış.
ABD’de kullanılan tipik bir ayar damgası.. Riker Bros. Firmasına ait üretici damgası, Newark, N.J.
ABD’de değerli metallerden üretilen mücevherlerin damgalanması 1906 senesinde Ulusal Altın ve Gümüş Damgalama Yasası (Kuyumculuk Sorumluluk Yasası olarak da bilinir) tarafından düzenlenmiştir. Bir üretici bu türden bir eşyayı saflık damgası ile damgalamak istediğinde (resimli veya numaralı olarak), alaşımın doğruluğundan sorumlu kişi (biraz tolerans olacak şekilde) üreticidir. Ancak 1906 yasası üreticinin bu türden bir sorumluluk veya üretici damgası basmasını zorunlu kılmıyordu. Sorumluluk damgasının, saflık damgasıyla birlikte zorunlu kılınması 1961 senesinde gerçekleşti. Bu damga, ticari marka şeklinde olabileceği gibi üreticinin soyadının açık bir şekilde yazılmasıyla da yapılabilirdi. Yasalarda saflık için bir alt limit belirtilmediğinden, her kaliteden mücevher bulmak mümkündür. Yine de 10k ve 14k olanlar en yaygınlardandır. Gümüşten yapılan ürünler içinse “sterlin” denilen alaşım neredeyse standart hale gelmiştir. 19. Yüzyılda ise 900/1000. Saflığa sahip “gümüş para”lar da bulunabiliyordu. Kullanılan kısaltmaların farklı olması sayesinde, ABD’deki altın damgalarını Büyük Britanya’dakilerden kolaylıkla ayırmak mümkündür. Birleşik Krallıkta “carat” olarak yazılan derecelendirme “c” harfiyle kısaltılır. ABD’de is “karat” olarak yazılır ve kısaltması “k” harfidir. 1900’lerden önce ABD’de üretilen mücevherlerde genellikle hiçbir damga/işaret bulunmaz.
Büyük Birmanya,
Viktorya dönemine ait bir yüzük üzerindeki ayar damgaları, Thomas Morrall, Birmingham, UK, 1867.
122
gold book magazine
Ayar damgalama konusuyla ilgili olarak Büyük Britanya hakkında konuşulurken, genellikle 1921’e kadar olan dönem için İrlanda da dâhil edili. Büyük Britanya’da ayar damgalama uygulaması 1300ler gibi çok erken bir tarihte başlamıştır. Günümüzde ise 1973 Ayar Damgalama Yasası ile düzenlenmektedir. Geçtiğimiz 700 sene içerisinde eşyaların damgalanmasına ilişkin uygulamalar değişiklik gösterdiyse de, ana hatlarla 1999 yılına kadar aynı olduğu söylenebilir. Gümüş ürünler ya aslan ya da Britanya şekliyle damgalanır. Aslan 925/100 saflığı, Britanya is 958/1000 saflığı göstermektedir. Öte yandan altın 18 karat ve 22 karat altınlar taç ve numara (18 veya 22) yardımıyla damgalanırlar. Daha düşük ayardaki
alaşımlar hem karatı hem de bin üzerinden ayarı (9 veya 375 gibi) belirtecek şekilde damgalanırlar. 1854’e kadar altın için yasal standartlar 18 ve 22 ayardı. 1854 senesinde bu standartlar 15,12 ve 9 karat da kapsanacak şekilde genişletildi. 1932 yılında 12 ve 15 karat terk edilerek, 14 karat standardı getirildi. İskoçya ve İrlanda’da standartlar çok az farklılık gösterir. Bazı istisnalar dışında tüm mücevherlerin damgaların tümüne sahip olması gerektiği düşünülse de, 1973 öncesi dönemde, evlilik ve matem yüzükleri dışındaki mücevherler damgalamadan muaf tutuluyordu. Bu nedenle İngiltere kökenli mücevherlerin pek çoğunda saflık damgası ve üretici damgası dışındaki damgalamalara rastlanmamaktadır. Damgalamaların tümünün bulunduğu bir damga seti, tarih sembolleriyle ayar belirleme ofisi damgasını da içerir. Tüm bu damgalar alıcının isteğine bağlı olarak basılabilir. Tarih sembolleri 1999’dan itibaren zorunlu olmaktan çıkarıldı. 1974 yılında küre şeklinde bir damga, platinin saflık sembolü olarak belirlendi. ABD’deki pek çok üretici, İngiltere ayar damgalarına benzeyen resimli ticari markalar kullanmaktadır. Bu ikisini birbirine karıştırmamak için dikkatli olunmalıdır. Söz konusu Amerikan damgaları “yalancı damga” olarak düşünülemez.
Fransa,
Fransız ayar damgalama sistemi 13. Yüzyıla kadar uzanır ve damga sayısı bakımından en karmaşık sistem olarak ele alınır. Mücevher gibi daha küçük ürünlerde, söz konusu sistem oldukça basitleştirilmiştir ve değerli metal ile üretici damgasından oluşan bir damga haline getirilmiştir. 1838’den bu yana, kartal kafası en az 18 karat altın saflığını ve yaban domuzu kafası veya yengeç işareti ise en az 800/1000 ayarındaki gümüş parçaları damgalamakta kullanılır. Bu iç damga, Fransız mücevherlerinde en yaygın olan formlardır. Yaban domuzu kafası Paris ayar belirleme ofisinin damgasıyken, diğer şehirler için kartal başı kullanılmıştır. 1912’den bu yana, platin için köpek kafası şekli kullanılmaktadır.
gold book magazine 
123
dosya
1840’tan 1879’e kadar Fransız ihracat damgası
Fransız yasaları altın için en düşük saflık sınırını 18 karat olarak belirlemişse de, ihracat ürünleri 9 ve 14 karat altınları işaret eden resimli damgalarla damgalanabilir.. 1797’den itibaren üretici damgası, üreticinin baş harflerini içeren baklava deseninde bir kalkan olarak basılmaktadır. Diğer bazı ülkeler de baklava desenini üretici damgası olarak kullandılarsa da, genellikle ürünün Fransa kökenli olduğunu belirten anlaşılır bir gösterge bulunur. 1797 öncesi dönemde, üretici damgaları taçlı bir kalkan içine işlenmiş baş harflerden meydana geliyordu. Saflık damgalarını mücevherin herhangi bir tarafında, görünüşte rast gele olan bir yerde bulmak mümkündür. Ancak bu türden damgaların mücevher üzerindeki pozisyonu sıkı yasalarla belirlenmiştir. Genellikle bu yasalar çok uzun olduklarından, , damgaların yerleştirilmesine ilişkin katı düzenlemeler konusunu detaylandırmıyoruz. Mücevherin farklı değerli metal içerecek şekilde yapıldığı durumlarda ise, değişik saflık damgalarının bir birleşimini görmek mümkündür.
Almanya,
ABD gibi Almanya’nın da bağımsız bir birim tarafından denetlenen ayar damgalama sistemi yoktur. Bunun yerine şirketler, nesnelerin üzerine damgaları kendileri basmaktadır.
1884’den bu yana gümüş için kullanılan Alman ayar damgası. Bremer Silberwaren Fabrik şirketine ait üretici damgası.
124
gold book magazine
1884’ten bu yana altın mücevherler herhangi bir alaşım içerebilmektedirler ve genellikle yalnızca saflık damgası ile üretici damgası taşırlar. Altın için saflık damgası, örneğin 14 karata denk düşen 585 gibi 1000 üzerinden bir sayı olabileceği gibi, örneğin 18 k gibi karat cinsinden de olabilir. Bu ikisinin bir birleşiminden oluşan damgalamalar da mümkündür. Gümüş takılar için 800/1000 ve 925/1000 şeklinde iki standart bulunmaktadır. Gümüş içeriği en az 800/1000 ise, ürün üretici damgasının yanı sıra ayarı gösteren numaranın (800 veya 925) yanına eklenen bir taç ve yarım ay ile damgalanır. Büyük altın eşyalar ile saat kadranları en az 14 karat saflığa sahip olmak zorundadır. Bu ürünler güneş içinde taç resmi ile damgalanır.
1884 öncesi dönemde her şehrin kendi yer damgası bulunuyordu ve bu sistem esnaf odaları tarafından düzenleniyordu. Saflık “Löthig” tabiriyle ifade ediliyordu, 16 löthig saf gümüş veya altına denk geliyordu. Bu ürünler üzerindeki en yaygın damla, 13 löthig, yani 812.5/1000 ayarını ifade eden “13” damgasıdır. . Hanau şehri özel olarak ele alınmalıdır çünkü 19. Yüzyılda bu şehirde pek çok yalancı damgalama yapılmıştır. Diğer şehirlerin çoğunun aksine, Hanau’da ticaret sıkı bir şekilde yasalara bağlı değildi. Böylece her altın veya gümüş ustası ürettiği eşyayı canı istediği gibi damgalayabiliyordu. Neo-stillerin moda olduğu dönemde, pek çok eşyaya diğer ülkelerdeki antika damgalamaları taklit eden fantezi damgalar basılmıştı. Bu durum Hanau’da yasal bir uygulama olduğundan, bu yalancı damgaların sahtekarlık amacıyla mı yoksa üretilen eşyaya son bir rötuş yapmak için mi basıldığını kestirmek güçtür.
gold book magazine 
125
126 
gold book magazine
gold book magazine 
127
128 
gold book magazine