POWERBOATS&YACHTS APRIL-MAY 2014

Page 1

Zarif bir sanatçı;

Lara Berki Taylan Kümeli’den

Fonksiyonel besinler

Cross Training ile

sınırları aşmak Huzurun bir diğer adı; Patmos Adası

Tayland masajının sırrı

Bavul hazırlama tüyoları

Bir

Bozcaada rüyası Madame Kapak.indd 3

2.04.2014 08:13

1307-3133

40X40.indd 1

2.04.2014 09:42


DERGİ NISAN MAYIS .indd 3

3/31/14 4:12 AM


DERGİ NISAN MAYIS .indd 3

2.04.2014 08:28


DERGİ NISAN MAYIS .indd 4

2.04.2014 08:28


DERGİ NISAN MAYIS .indd 5

2.04.2014 08:28


DERGİ NISAN MAYIS .indd 6

2.04.2014 08:28


DERGİ NISAN MAYIS .indd 7

2.04.2014 08:28


İmtiyaz Sahibi Sportif Yayıncılık Tanıtım ve Organizasyon ve Ltd. Şti. adına: Uğur IŞIK Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Gamze ÖZDENİZ gamze@sportif.com.tr

Reklam Müdürü Tuğberk UCA

tugberk@sportif.com.tr

Görsel Yönetmen Ferhat GEDİK

ferhat@sportif.com.tr

Editörler Buğra ŞENDÜNDAR Burçin MERCAN Murat İNAN Muhasebe Koray TUTAR

koray@sportif.com.tr

Yurtdışı Haberler İngiltere Gary MANCHESTER orcchairman@aol.com Fotoğraflar Erdal COŞKUN, Can ESENTAŞ, Gamze ÖZDENİZ Katkıda Bulunanlar Kerem Talat ZORLU, Murat LEKİ, Hamdi KİTAPÇI, Yılmaz Arif BUDAK, Yrd.Doç.Dr. Deniz J. KAYA, Mihri Ereş, Dilek ÖZERKAN YENİGÜL H.Emre GÜLER Ofset Hazırlık Sportif Yayıncılık Tanıtım, Organizasyon ve Ltd. Şti. Dağıtım Turkuaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Sabah 2000 Tesisleri Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra / İstanbul Baskı-Cilt Şan Ofset Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane / İSTANBUL Tel: 0212 289 24 24 Matbaa Baskı Sorumlusu Gülcan MERCAN gulcan@sanofset.com Sertifika no: 12049 Yazışma Adresi Çubuklu Mah. Orhan Veli Kanık Cad. Yakut Sok. No:3 Eryılmaz Plaza Kat:1 Kavacık / İstanbul Tel: +90 216 537 00 80 Faks: +90 216 537 00 84

Bir varmış, bir yokmuş. İnsanlar başlangıçlara heyecanla bakanlar ve onlardan tedirgin olanlar olmak üzere ikiye ayrılırmış. Yeniliklere heyecanla yaklaşanlar her günlerini bir öncekinden farklı geçirir her gün küçük küçük ama farklı şeyler yaparak yarına hazırlanır, tedirgin olanlar evlerinin kapılarını sıkıca kapatıp sessizce koltuklarına gömülürlermiş. Her gün ve her gün aynı parlak ekrana bakar aynı şeylerle mütemadiyen oyalanır, sabahları aynı saatte kalkıp akşamları yine aynı saatte yatağa girerlermiş ve onlar en çok kışı severlermiş. Oysa bahar hızla yeşermekte havalar ısınmakta, heyecan duyan herkes için güneş pırıl pırıl parlamakta. Hal böyle olunca, bahar gelip çiçekler açınca değişikliklerin, yeni başlangıçların ve güzel günlerin vakti geldi demekmiş. Evde, işte, karada, denizde, saçta, başta, ilişkilerde her nerde yeni bir soluk almanın vakti geldiyse bırakın dünya bu sefer de sizin için dönsün, gün ağırsın, güneş doğsun ve içiniz cesaretle dolsun… Tüm okurlara sevgilerimle

Yayın türü: Yerel Süreli, 2 aylık Yıl: 8 Sayı: 2014 /03 Bu Dergi Basın Meslek İlkeleri’ne Uymayı Taahhüt Eder.

Sportif Yayıncılık

DERGİ NISAN MAYIS .indd 8

2.04.2014 08:28


DERGİ NISAN MAYIS .indd 9

2.04.2014 08:28


36 Sınıfının en iyisi;

Efe Grup

Company

99 Onboard 70

Marinalar

Marinas

sezona hazırlıkta şıklık yarışında; Türkiye’deki en gözde marinalar mercek altında…

✪ Boston Whaler 345 Conquest ✪ Prestige 550S ✪ Azimut 64 ✪ Numarine 70 ✪ Atlantis 50 ✪ Sacs Indaco 16

168 Top Wheels DERGİ NISAN MAYIS .indd 10

✪ İngiliz güzelleri İstanbul’da göz kamaştırdı; British Exotics ✪ Amerikan otomobil sevdalıları “Hot Rod Tour”da buluştu

2.04.2014 08:28


Fitness

50

Cross Training

Deniz Yatçılık CEO’su;

Rupen Meyhanecioğlu

ile sınırları aşmak

Interview

132

Sanatla iç içe zarif bir kadın;

Interview

Lara Berki

Travel

142

Healthy

140 Flavonoidler ile fonksiyonel beslenme…

146 Huzurun bir diğer adı

Patmos Adası Motoryacht

Çağdaş stil ve ince ince işlenmiş şıklık;

Absolute 45 Fly

Motoryacht

67 82

Benzersiz tasarım, yüksek performans

Roadman Muse 44

DERGİ NISAN MAYIS .indd 11

2.04.2014 08:29


NEWS

ABSOLUTE 2015 SÖYLENTİLERİ Absolute Style Center’ın her uluslararası organizasyonda yeni sezona dair harika sürprizlerle karşımıza çıkmasına artık alıştık. İtalya’nın en iyi tersanelerinden biri olan Absolute, sürekli olarak orijinal fikirler ve yenilikçi teknolojiler tanıtmaya devam ediyor.

2012

yılında 72 FLY, 2013’te ise 64 FLY lansmanlarının ardından Yeni “60 FLY” projesi, gelişimine devam ediyor. Absolute 2015 yılında birçok yenilik ve teknolojik üstünlük ile deniz severleri şaşırtacağının sinyallerini veriyor. Aynı kız kardeşleri gibi, bu spor model de motor yatların vizyonunu oluşturacak bir proje gibi gözüküyor. 60 FLY güvertesinde geniş kapsamlı bir yaşam alanını barındıran, güvenli seyire sahip, her mevsim kullanıma uygun çok özel bir model olacağa benziyor. Yeni “Navetta 58”, genel trawler anlayışına yeni bir soluk getirmek üzere geliştirildi. Sıradan trawlerlarda görülen; teknik, yapısal, fonksiyonel ve stilistik özelliklerin dışında farklı bileşenlerin bir araya 12

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 12

gelmesiyle modern bir trawler oluşturuldu. Geleneksel trawler alt yapısı üzerine inşa edilen modern tasarım, geleneksel bir teknenin güvertesinde yaşamak ve onunla seyretmek isteyenlere aynı zamanda modern çözümleri ile çağa uygun, konforlu bir trawler imkanı sundu. Absolute, piyasadaki bu boşluğu yakaladı. Yüksek standartlar, konfor ve yaşanabilirlik, inovatif teknolojilerin kullanımıyla geniş kapsamlı navigasyon ve aynı zamanda modern bir zarafet ve lüksü aynı anda ifade edebilecek bir “navetta”ya ihtiyaç vardı. “Absolute Navetta 58” bu şekilde hayata geldi. Bu tekne sayesinde, artık tüm denizcilerin isteklerine cevap vermeye hazırız. Ancak daha fazlası var! Söylentiler şu

an geliştirilme aşamasında olan diğer projelerin de olduğu ipucunu veriyor. 60 FLY ve Navetta 58 hali hazırda üretimdeyken, Angelo Gobbi ve Sergio Maggi’nin yorulmak bilmeyen kalemleri 2015 ve 2016’da sunulacak yeni tekneleri çizmeye başladı. Görünüşe göre 60’ın gövdesi STY versiyonu için de hazırlanacak ve yeni NAVETTA ailesi 58’den hem daha büyük, hem de daha küçük olan iki yeni modelin doğuşunu görecek. Her zamanki gibi, etkinliklerin gelişimini yakından takip etmekten ve Absolute’un ilerideki boat showlardaki ve diğer uluslararası fuarlardaki toplantılarına merakla katılmaktan başka yapılabilecek bir şey kalmıyor.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 13

13

2.04.2014 08:29


NEWS

2014 Miami Boat Show İnovasyon Ödülü, Boston Whaler 345 Conquest’in Oldu!

Uzak

yakın her yerdeki Boston Whaler hayranlarını Miami Kongre Merkezine çeken şey, yeni 345 Conquest’in Dinamik Kabin Sistemi’ydi. Bu yenilik v-berth fonksiyonelliğinin teknecilerin kabinlerini kullanım alışkanlığını değiştirecek bir gelişme. Sistem, her yıl yapılan Miami Uluslararası Boatshow’da, Ulusal Denizcilik Üretim Birliği (NMMA) tarafından verilen İnovasyon 14

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 14

Ödülü’ne Mobilyalar ve İç Bölümler dalında layık görüldü. Satış, pazarlama ve müşteri hizmetleri departmanı başkan yardımcısı Jeff Vaughn, “Boston Whaler, yeni 345 Conquest’in fark yaratan özelliğinin bu ödülü kazanmasından onur duymuştur” dedi. “Dinamik Kabin sistemi, inovasyona olan bağlılığımızı, konforlu ve akıcı şekilde kullanışlılığı artırarak, amaca hizmet eden ve ileri teknoloji bir dizayn formunda

mükemmel şekilde gösteriyor.” 2013 Ekim’inde tanıtılan 345 Conquest, çetin ve profesyonel seviyede bir kapasiteyi, gerçek konforla buluşturarak, hem offshore balıkçılık hem de eğlence için eşdeğer seviyede uygun hale geliyor. 345 Conquest’in Dinamik Kabin Sistemi, teknenin ön tarafındaki altı kişilik yemek masasını tek bir tuşla queen size bir yatağa çevirebiliyor.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 15

15

2.04.2014 08:29


NEWS

Bayk Trio Trofe 1. Ayak sona erdi…

Bodrum

Açıkdeniz Yelken Kulübü tarafından organize edilen 2010 yılında ilki gerçekleştirilen “Duo” yarışları bu yıl “Trio”, her teknede en fazla 3 ekip, olarak yapıldı. Daha zoru denemek isteyenler için organize edilen Bayk Trio Trofe birinci ayağı 16 teknenin katılımıyla yaklaşık 14 millik 9-10 knot güneybatıdan esen rüzgarla Bodrum start - Kargı adası iskelede - Kurtburnu önü şamandırası iskelede- Bodrum finish offshore rotasında gerçekleştirildi. Yarışan 16

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 16

ekiplerden IRC 1 Sınıfında İzmir Yelken Akademisi ile Kaan Özgönenç ve ekibi, IRC 2 sınıfında ise Exit teknesi ile Emre Derman ve ekibi birinci oldu. Sadece üç kişilik ekiplerden oluşan, IRC sertifikasına sahip 6 ile 27 metre arasındaki tüm teknelerin katılabildiği Bayk Trio Trofe’de yarışlar çekişmeli geçiyor. Kısıtlı sayıda ekiple trofeye katılan ekipler, deniz ve rüzgârla yaptıkları mücadelede heyecan ve çekişmeyi arttırıyorlar. Bayk Trio

Trofe’nin 2.ayağı 11 Nisanda yapılacaktır. Bayk Trio Trofe 1. Ayak sonuçlar: IRC 1: 1.İzmir Yelken Akademisi-Kaan Özgönenç 2. Oakly-Matador-Cüneyt Büyükuçak 3.Lemon-Pamir Sezener IRC 2: 1.Exit-Emre Derman 2.Cadı-Patrice Marchetti 3.Dyo Marine Ares-Akın Akbalık www.bayk.org

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 17

17

2.04.2014 08:29


NEWS

The Marmara BAYK Kış Trofesi 4. Ayak Yarışları sona erdi. The Marmara’nın turizm sektörüne değer katan projelere destek verme misyonu doğrultusunda ana sponsor olduğu, The Marmara BAYK Kış Trofesi 4. Ayak yarışları 22-23 Mart tarihleri arasında Bodrum’da gerçekleşti. Toplam 48 teknenin yarıştığı The MarmaraBayk Kış trofesi IV. Ayakta, IRC A sınıfları ilk gün 2 Adet şamandıra rotada, IRC B Sınıfları 14 millik Bodrum start-Kargı adası iskelede-Kurt burnu önü şamandırası iskelede-Bodrum finish offshore rotada 5-10 knot güneybatıdan esen rüzgarla yarışı tamamladılar. 400’e yakın sporcunun yarıştığı 3. Ayağın ödülleri 22 Mart’ta Bodrum Marina Yacht Club’ de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ödüller Bayk Komodoru Ömer Karacalar, Bayk Genel Sekreteri Yakup İçgören, The Marmara Bodrum Otel Müdürü Onur İslam, The 18

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 18

Marmara Bodrum Satış Yönetmeni Canan Benli ve Başhakem Rıza Bayrı tarafından verildi. İkinci gün ise 5-7 knot güneybatıdan esen rüzgar ile IRC A sınıfları Bodrum Start,Kargı adası sancakta,Çelebi önü şamandırası sancakta,Bodrum finish rotada, IRC B sınıfları ise Bodrum start-Köçek adası sancakta-Çelebi önü şamandırası sancaktaBodrum finish rotada yarışı tamamladılar. IV. ayak yarışlarının ödülleri 12 Nisan tarihinde verilecek. The Marmara BAYK Kış Trofesi 4. Ayak sonuçlar: IRC A 1 1.EKER SÜTLAÇ-AHMET EKER 2.TEB ÖZEL-FARR A WAY-TEAM ÖZONUR 3.PROTEL-MATMAZEL-TOKA YELKEN EKİBİ

IRC A 2 1.ANYWAY-BORA TURAN-ORHAN TÜKER 2.OAKLEY MATADOR-CÜNEYT BÜYÜKUÇAK 3.ACADİA 4-LEVENT ÖZGEN IRC A 3 1.FORTUNA 2-KAAN SUBAŞI 2.CADI-ALP DOĞUOĞLU 3.YEDİÇERİLER-VAROL HIDIR IRC B 1 1.LADY DENİZ-OSMAN YİĞİT 2.HADAR-CFM SAILING TEAM-HAKAN SOYSAL 3.DELFINIUS-ÇAĞRI ALKAYA IRC B 2 1.MİHO-MURAT OKAY 2.MALOU-CEM EŞKİNAT 3.ARYA-ALİ NASMAN www.bayk.org

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 19

19

2.04.2014 08:29


NEWS

Alvimedica Teknesi Suya İniyor Türkiye

’nin girişimsel kardiyoloji alanındaki tek dünya markası Alvimedica, dünya çapındaki en prestijli spor etkinliklerinden biri olan Volvo Ocean Race 2014’de kullanacakları teknelerini 11 Nisan 2014 günü İngiltere Southampton’da 20

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 20

teslim alıyor. Volvo Ocean Race sponsorluğu kapsamında kendi adını taşıyan yelken takımıyla yarışacak olan Alvimedica, okyanusların rallisi olarak da bilinen bu yarışta yer alarak hem markasını geniş kitlelere tanıtmayı, hem de Türkiye’de yelken alanında

farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Alvimedica, dünyanın en prestijli, en heyecan verici ve en çok izlenen spor etkinliklerinden Volvo Ocean Race’teki sponsorluğunu 30 Ocak tarihinde İstanbul’da düzenlenen toplantıyla duyurmuştu.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 21

21

2.04.2014 08:29


NEWS

Çalışanlarınızla beraber başarıya yelken açın!

Yelken

, tüm dünyada şirketlerin prestijlerini artırmak için önem verdiği bir spordur. Pek çok köklü ve saygın kuruluş yelken sporuna verdikleri destekle markalarına değer katmışlardır. Ana Yelken’de yıl boyunca kurumsal eğitim, yarış ve organizasyonlarda düzenlenmektedir. Yelken sporuyla birlikte anılmak pek çok büyük şirketin imajına olumlu katkı yapacaktır. Bunun yanı sıra, çalışanların kuruma bağlılığını pekiştirecek, kendi aralarındaki ilişkileri kuvvetlendirecektir. Ana Yelken, ister deneyimli bir yelkenci olsun ister hiç eğitim almamış olsun, her seviyeden çalışanı bir araya getirerek 22

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 22

başarılı bir yelken takımı yapmak için en doğru adres. Çünkü zengin teknik altyapı, en son model tekneler, hepsi Türkiye’yi uluslararası yarışlarda temsil etmiş milli yelkenci eğitmenler Ana Yelken’de. Öncelikle yelkene yeni başlayanlar için temel ve ileri yelkencilik eğitimlerinin gerçekleştirilir. Daha önce yelken eğitimi almış olan tecrübeli kişilerse yarışçılık ve performans eğitimleri ile yarışlarda verimli olarak görev yapabilecek seviyeye getirilir. İleri eğitimin ardından performans değerlendirmesi yapılır. A ve B takımları oluşturulur. Bu süreçte Platu 25 sınıfı performans tekneleri kullanılır. Performans raporları doğrultusunda

oluşturulacak farklı seviyedeki yarış takımları, antrenman yarışlarını 2 eş tekne birlikte yapacakları için hızla yarışa hazır hale gelir. Kısa süre sonra da yelkenciler IRC sınıflarında yarışmaktan keyif alacak seviyeye ulaşılır. Bu süreçte Ana Yelken ve katılımcı şirketin ortaklığının koşulları, süresi, şartları belirlenir ve markayı Türkiye yat filosunda temsil edecek doğru tekne için çalışmalar yapılır. Teknenin belirlenmesinin ardından imzalanacak anlaşmayla tekneyi giydirme için tasarımlar yapılır. Sezon boyu girilecek yarışlar ve izlenecek program belirlenir, bu doğrultuda antrenmanlar başlar. www.anayelken.com.tr

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 23

23

2.04.2014 08:29


NEWS

ZERAFET ve TUTKUNUN BULUŞTUĞU CONCOURS d’ELEGANCE HALİÇ KONGRE MERKEZİ’NDE

Bu sene

ikincisi düzenlenecek olacak otomobil güzellik ve zerafet yarışması Concours d’Elegance 7 – 8 Haziran 2014 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşecek. Tarihi 17. yüzyıl Fransız aristokrasisine kadar Concours d’Elegance, dünyanın en önemli noktalarında gerçekleştiriliyor. Dünya çapında ses getiren Concours d’Elegance’lar arasında; Villa d’Este, Pebble Beach Concours d’Elegance, Meadow Brook Concours d’Elegance, Amelia Island Concours d’Elegance ve Manhattan’daki Louis Vuitton Classic yer alıyor. İlki İstanbul’un büyüleyici ve tarihi mekanlarından biri olan Küçüksu Kasrı’nda düzenlenen Istanbul 24

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 24

Concours d’Elegance, bu sene İstanbul’u farklı açılardan, tüm tarihi güzelliği ve eşsiz Haliç’i ile seyir imkanına sahip olan Haliç Kongre Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşecek. Geçtiğimiz sene düzenlenen davet ile klasik otomobil dünyasından olduğu kadar, cemiyet ve iş hayatından da yerli ve yabancı davetlileri ağırlayıp, otomobil severlerin dünyadaki en önemli buluşma noktalarından biri olmaya aday olduğunu kanıtlayan Istanbul Concours d’Elegance bu sene de önemli bir çok marka ve ismi bir araya getirecek. Istanbul Concours d’Elegance’a yurtdışından ve Türkiye’den katılacak otomobiller bir ön eleme sonrasında belirlenecek. Ön elemede farklı kategoride yerli ve yabancı otoritelerden oluşan jüri

heyeti tarafından değerlendirilecek olan otomobiller ancak bu şekilde yarışmaya davet edilecek. Istanbul Concours d’Elegance’ta yarışması uygun görülen otomobiller ise 2 gün boyunca yıllarına göre tanımlanan 5 farklı kategoride alanlarında uzman otoritelerden oluşan jüri heyeti tarafından değerlendirilerek, ödüllerine kavuşacaklar. Dış görünüm, iç tasarım, orjinallik ve tarihçesi gibi yaklaşımlar üzerinden verilecek puanlamalara göre ödül kategorileri 1945 ve öncesi için “Antiques”, 1946 – 1960 yılları için “Classics”, 1961 – 1970 yıllarında “Collectables”, 1971 ve üzeri “Exotics” ve her sene farklı bir üreticiden seçilecek olan “Featured Brand” şeklinde ayrılıyor.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 25

25

2.04.2014 08:29


NEWS

Jaeger-LeCoultre, En Yeni Modeli “Duomètre Unique Travel Time”

1833

yılından beri kurucusu Antoine LeCoultre’nin yenilikçi ruhunun izinde tasarlanmış Jaeger-LeCoultre logosu taşıyan her saat, aynı tutkuyla, hiç bitmeyen teknik yenilik arayışı içinde özenle üretiliyor. 181 yıllık bir tecrübe ve uzmanlığın ürünü olan her model, en modern teknolojilerin ve uzun araştırmaların sonucu olarak bileklerdeki yerini alıyor. Dual-Wing mekanizmasının yeni bir yorumu olan Jaeger-LeCoultre’nin son başyapıtı Duomètre Unique Travel Time, İsviçreli saat devinin dünya saati alanında yaptığı müthiş teknik buluşları 26

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 26

yansıtırken; üst düzey saatçilik sanatına hayran ve sık seyahat eden saat severlere orijinal çözümler sunuyor. JaegerLeCoultre patentli Duomètre serisinin teknik ve estetik özelliklerini barındıran Duomètre Unique Travel Time, ikinci zaman diliminde dakika ayarı da yapılabilen dünya genelindeki ilk saat olma özelliğini taşıyor. Böylece seyahat eden kullanıcılar, zaman farkına bakmaksızın, tüm ülke ve kıtalardaki ikinci bir zaman dilimine göre saatlerini doğru bir şekilde ayarlayabiliyorlar. Duomètre Unique Travel Time, Jura Vadisi’nde bulunan Grande Maison’un saat

yapımındaki çeşitli uzmanlık alanlarını da gözler önüne seriyor. Bu kreasyon, 1833 yılından beri Jaeger-LeCoultre’nin tüm modellerinde bulunan zarafet ile mekanik saat yapım özelliklerinin bir araya gelmiş halini yansıtıyor. Duomètre serisinin değerli bir varisi olan, pembe altın Duomètre Unique Travel Time, bir yandan 180 yılı aşkın tecrübeyi gözler önüne sererken diğer yandan geleceğin saat ustalığına öncülük yaparak üst düzey saatçiliğin hem teknik hem zarafet bakımından değerli bir örneğini oluşturuyor.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 27

27

2.04.2014 08:29


NEWS

RMK Marine Katar’a çıkarma yaptı RMK Marine, Ortadoğu ve Afrika’yı buluşturan DIMDEX 2014 Denizcilik ve Savunma Fuarı’na katıldı. Türk özel sektör tersaneleri tarihindeki en büyük askeri gemi ihalesini alan ilk tersane olan RMK Marine, Türk gemi inşa endüstrisini temsilen, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen 4. DIMDEX Fuarı’na katıldı. RMK Marine, Ortadoğu ve Afrika’nın savunma endüstrisi liderlerini biraraya getiren bu fuarda, denizcilik sektöründe yaşanan gelişmeleri ve gelecekteki projelerini paylaştı. Koç Topluluğu’nun Türkiye’nin en büyük özel tersaneleri arasında yer alan şirketi RMK Marine, Katar’ın başkenti Doha’da 25-27 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen DIMDEX 2014 Fuarı’na ikinci kez katılarak Türk özel gemi inşa endüstrisini temsil etti. Bu sene 4. kez gerçekleştirilen DIMDEX 2014 fuarının en önemli özelliği, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin, uluslararası alanda denizcilik ve savunma endüstrisi liderlerini, temsilcilerini ve bürokratları, talebi gitgide yükselen savunma endüstrisi alanında biraraya getirmesi olarak belirtiliyor. 28

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 28

DIMDEX 2014 fuarı ayrıca, uluslararası elektronik, teknolojik gelişim ve silah sistemleri üreticilerini de, savunma endüstrisi devleri ile biraraya getiriyor. RMK Marine’in standı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın koordinasyonunda kurulan Türk bölümünde H6-18’de yer aldı. RMK Marine Genel Müdürü Can Öztürk, RMK Marine’in prestijli Dimdex Fuarı’na katılımını “Bu yıl Dimdex Fuarı’nda ülkemizi ikinci kez temsil etmekten mutluluk duyduk. Türk savunma endüstrisinin kabiliyetleri ve süregelen projelerini uluslararası katılımcılarla paylaşmak bize onur verdi” şeklinde değerlendirdi. Yeni projelerle boy gösterdi 2000 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na TCG Alb. Hakkı Burak ve TCG Yzb. İhsan Tolunay isimli 2100 DWT kapasiteli iki askeri lojistik gemisini başarıyla teslim eden RMK Marine, fuarda mevcut ve gelecekte olan projelerini de sergiledi. RMK Marine, 85m Korvet platformu, azami sürati 30+ deniz mili olan Çok Amaçlı Korvet’i, 42 m Hızlı Taarruz Botu

ve 66m Çok Maksatlı Sahil Güvenlik gemisi projelerinin yanı sıra, Sahil Güvenlik Komutanlığı için halen yapımı devam etmekte olan Sahil Güvenlik Arama ve Kurtarma Gemisi projelerini fuarda sergiledi. Sahil Güvenlik Arama ve Kurtarma Gemisi, 88.6m uzunluğunda, 1700 ton ağırlığa sahip ve azami sürati 22 deniz mili. RMK Marine, fuarda hem askeri gemi yapım hem de entegre silah ve elektronik sistemler konusundaki başarılarını ve tecrübelerini sergiledi. Toplamda 4 adet olarak inşa edilen SGAK Gemileri’nden 3 tanesi Sahil Güvenlik Komutanlığı’na teslim edildi. Sonuncu gemi ise Nisan 2014’te teslim edilecek. RMK Marine esas üstlenici olarak, Katar Deniz Güçleri’nin açmış olduğu korvet projesi ihalesinde STM, Aselsan ve Havelsan ile birlikte teklif vermiştir. RMK Marine STM ile birlikte platformun tasarım sorumluluğu için teklif vermiştir. Böylelikle tersane, korvet ve OPV sınıfı gemiler ve savaş sistemleri kabiliyetleri konusunda, Türk sektörünün sahip olduğu know-how ve tecrübeyi yansıtacaktır.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:29


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 29

29

2.04.2014 08:30


NEWS

Atatürk Havalimanı Engelleri Kaldırdı, Viyana’da Türkiye’yi Temsil Etti

Tüm

dünyadan yaratıcı uygulamaların seçildiği Zero Project’te Türkiye’den yer alan tek proje Atatürk Havalimanı oldu. TAV, engelli yolcuların Atatürk Havalimanı’nda tüm hizmetlerden kolayca faydalanabilmesi için gerçekleştirilen çalışmaları Viyana’daki konferansta anlattı. TAV Havalimanları tarafından işletilen İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yürütülen “engelsiz havalimanı” projesi tüm dünyadan seçilen 54 yaratıcı erişilebilirlik uygulaması arasında yer aldı. Viyana merkezli Zero Project’in yürüttüğü yarışmada Türkiye’den seçilen tek uygulama Atatürk Havalimanı oldu. Birleşmiş Milletler Vienna International Center’da düzenlenen iki günlük konferansta seçilen projeler, akademisyenler, kamu görevlileri, sivil toplum temsilcilerinin de yer aldığı yaklaşık 450 katılımcıya sunuldu. TAV İstanbul İş 30

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 30

Sağlığı Güvenliği ve Çevre Şefi Emrah Gürer ve Terminal İşletme Şefi Barış Temur da konferansa katılarak engelsiz havalimanı projesini katılımcılarla paylaştı. Gürer ve Temur, proje yönetimi tarafından verilen sertifikayı da TAV İstanbul adına aldı. TAV İstanbul Genel Müdürü Kemal Ünlü “Havalimanları kültürel ve ekonomik paylaşımı tetikleyen sosyal buluşma alanlarıdır ve herkes için erişilebilir olmaları önem taşır. Türkiye’nin ve İstanbul’un ana giriş kapısı olan Atatürk Havalimanı gerçekleştirdiğimiz kapsamlı uygulamaların sonucunda engelli misafirlerimizin her noktada diğer misafirlerimizle eşit koşullarda hizmet alabileceği şekilde geliştirildi. TAV Havalimanları olarak yolcu memnuniyetini birinci önceliğimiz olarak görüyoruz ve konforlu, hızlı ve güvenli bir seyahat deneyimi sunmak üzere çalışıyoruz. SHGM tarafından başlatılan engelsiz

kuruluş sertifikasyonunu sağlayarak yürüttüğümüz projenin uluslararası alanda örnek gösterilmesinden memnuniyet duyuyoruz” dedi. Engelsiz Havalimanı projesi kapsamında Atatürk Havalimanı’nda İç Hatlar ve Dış Hatlar Terminalleri ile otoparklarda yaklaşık 2 bin metre hissedilebilir zemin uygulaması yapıldı. 38 adet asansöre Türkçe ve İngilizce kat bilgilerini veren sesli uyarı sistemleri konuldu. 19 adet ankesörlü telefon tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygun yüksekliğe indirildi. Beş adet asistan yardım noktası oluşturuldu. Engellilere yönelik hizmetin etkinliğinin artırılması için 200 çalışana toplam 800 saat eğitim verildi. Ayrıca, 250 çalışan temel işaret dili eğitimi aldı. 2013’te havalimanında yolcu trafiği yüzde 14 artarken çalışmaların sonucunda engellilere yönelik sistemi kullananların sayısı yüzde 50 yükseldi.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 31

31

2.04.2014 08:30


NEWS

İstanbul’da TopWheels rüzgarları esmeye devam ediyor

Geçtiğimiz

haftalarda İstanbul’da

üst üste iki kez gerçekleşen, organizasyonunu Uğur Işık liderliğindeki Top Wheels ekibinin üstlendiği American Hot Rod Tour ve British Exotics büyük ilgi gördü. İlki 15 Mart tarihinde gerçekleşen American Hot Rod Tour’un katılımcıları Moda Deniz Kulübü’ndeki kahvaltının ardından Bağdat Caddesi Big Chefs’e uğradı. Bağdat Caddesi’nden sonraki durakları olan Riva’ya geçen Hot Rod Tour’cular seyir esnasında İstanbulluların 32

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 32

ilgisini topladı. Riva’da yenen öğle yemeği sonrası günü Anadolu Hisarı Big Chefs’de verilen happy hour ile sonlandırdılar. İkincisi 22 Mart tarihinde gerçekleşen British Exotics ‘te İngiliz güzelleri İstanbul’da göz kamaştırdı. “British Exotics” meraklıları Tarabya Big Chefs’deki kahvaltıda bir araya gelerek başladıkları tura, gün boyunca belirlenen duraklara uğrayarak devam ettiler. İngiliz güzelleri İstanbul turunda Etiler, Ataşehir ve Anadolu Hisarı’na giderek hem

gezdiler hem de güzel ve dikkat çeken otomobillerini sergilediler. Önümüzdeki haftalarda 3. ve 4. Organizasyonlarını gerçekleştirecek olan Top Wheels ekibi kolları sıvadı. 26 Nisan Giro İtaliano ve 3 Mayıs American Hot Rod Tour organizasyonlarına klasik araba meraklıları şimdiden yoğun ilgi gösteriyor. Gerçekleşecek olan her iki organizasyonun güzergahları ve katılım koşulları hakkında Top Wheels Giro İtaliano ve Top Wheels Americano Facebook gruplarından bilgi alabilirsiniz.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 33

33

2.04.2014 08:30


NEWS

KUSURSUZ TASARIM ÖRNEĞİ; ZENIT EL PRIMERO SERİSİ

İşviçre

’nin lüks saat markası Zenith, El Primero serisiyle kusursuz tasarım örneklerine bir yenisini daha ekliyor. Zenith’in göz dolduran El Primero serisi, spor ve şık tasarımıyla lüks tutkunu erkeklerin gözdesi olacak. Emsalsiz şıklığın, lüksün ve zarafetin buluştuğu Zenith, El Primero serisi ile saat tutkunlarına estetik güzelliğin örneğini sunuyor. Spor tarzından vazgeçemeyenler için oldukça tarz bir görünüme sahip seri, özgün tasarımı ile göz kamaştırıyor. Zenith’in lüks anlayışına farklılık kazandıran El Primero serisi, özellikleri ile Zenith tutkunu erkekleri büyülüyor. Zenith, mavi seramik kadranı, 45,5 MM çapı, paslanmaz çelik kasası, 50 saatlik güç rezervi, 36 bin VPH, 10 ATM su basıncı özellikleriyle kaliteden ödün vermiyor. Aynı zamanda saat 9 yönünde saniye göstergesi, saat 6 yönünde tarih göstergesi ve saat 3 yönünde dakika göstergesi ile saat tutkunu erkeklerin vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor.

Victorinox Swiss Army’den asi klasik: Maverick

Klasikten

vazgeçemeyen ama spora da göz kırpan bir asi… İsviçre’nin saat devi Victorinox Swiss Army’nin vazgeçilmezi “Maverick” her özelliğiyle özgürlüğü yansıtıyor. Dünya saat devi Victorinox Swiss Army klasikleri arasındaki Maverick modeline yeni bir yorum getirerek spor bir tarzda yeniden tasarladı. Renkleri, gözü yormayan rahat kadranı ve karizmasıyla güçlü bir kimliğe bürünen Maverick hem kadın hem erkek modeliyle asaleti selamlıyor. Çelik, altın kaplama iki renkten oluşan saat bezeli ve bileziği ile metalden vazgeçemeyenlere ömür boyu kullanacakları çok sağlam bir çelik kasa sunuyor. Victorinox Maverick, sportif özelliğini devam ettirirken, yenilenen modern yüzü, değişmeyen ana hatları ve hayatı kolaylaştıran fonksiyonları ile sihirli bir dokunuş gibi kolunuzdaki cazibesini artırıyor. Dört farklı renk seçeneği eklenen Maverick, çelik ve kauçuk kayış alternatifinin yanı sıra, birbirine uyumlu canlı ve sıcak renkleri ile de Victorinox Swiss Army tutkunlarının gönlünü fethediyor. Eyüboğlu saat güvencesi ile seçkin saat mağazalarında. 34

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 34

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 35

35

2.04.2014 08:30


MARMARİS YARIŞ HAFTASI ADVERTORIAL

Sınıfının en iyisi; Yazı: Gamze Özdeniz

Bizler, Türkiye’deki en güçlü lojistik ve nakliye alt yapısına sahip olmakla birlikte, genç, dinamik ve kendini kaliteli hizmete adamış her biri alanında uzman kadrosuyla çağın getirdiklerine ayak uydurmayı görev bilen bir firmayız. 1995 yılında kurulan firmamız, kuruluşundan bu güne sürekli artan iş hacmi ve beklentilerini daima en yüksek seviyede karşılamayı hedeflediği müşteri 36

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 36

portföyü ile yenilikçi olma yolundaki çıtasını daima en yüksek seviyeye yükseltmeyi başarmıştır. Teknolojinin getirdiği her gelişmeden kendine pay çıkararak; proje ve ağır taşıma nakliyelerinde, sağlıklı, güvenli ve yenilikçi çözümlerimizle siz değerli müşterilerimize en iyi hizmeti sunmakta ve taşımacılık sektöründeki yükselişimizi sürdürmekteyiz. Dünya’nın birçok noktasındaki yerli ve uluslararası şirketlere; kalite

standartlarına uygun tedarik zinciri, çevreye duyarlı araç parkuru, depolama tesisleri, gümrükleme, yükleme ve boşaltma hizmetlerini, doğa dostu araç filosuyla sağlıklı, hijyenik ve emniyetli bir standartta sunmaktayız. Firmamız, sektöre ait konularla ilgili faaliyetleri için özel olarak geliştirilen çözümleri ile denetim, analiz ve planlama aşamalarının, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak geliştirmekte, her bir müşterisi için

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


Firmamız, uluslararası taşımacılıkta sahip olduğu en önemli prensiplerinden ‘müşteri memnuniyeti odaklı’ hizmet anlayışı ile hizmet verdiği firmaların hedef ve beklentilerini karşılamaya yönelik yüksek kalitede entegre lojistik çözümleri ve gelişmekte olan hizmet ağı sayesinde, mükemmeliyetçi vizyonuyla sektörde önemli bir marka olma yolunda hızla ilerlemektedir. oluşturduğu hizmetlerini, uygulanabilir ve sürdürülebilir pratik çözümlerle en üst standartlarda sunarak ilklere imza atmaktadır.

luk projelerine daima destek veren bir firma olarak hizmetlerimizi bu hedefler doğrultusunda sürdürmeye devam ediyor ve marka olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Efe Grup olarak bizler, sorumluluklarımızın bilinci ile hareket ediyor, çevresel faktörler dikkate alınarak oluşturulmuş, doğada yaşayan tüm canlıların yaşam haklarına saygılı bir politika izleyen, sosyal sorumlu-

Geniş bakış açısına sahip hizmet anlayışı ve birçok farklı taşımacılık seçeneğini siz değerli müşterilerimize ilkeli ve kaliteli hizmet politikasından taviz vermeden sunan firmamız, Türkiye ve Dünya’da daima lider bir firma konumunda olabilmek

için çalışmalarını büyük bir özveri ile sürdürmektedir. Hizmet ağımız her geçen gün artıyor… Efe Grup, uluslararası lojistik alanında mükemmeliyetçilik hedeflerini başarı ile koruyarak, Türkiye’de ve yurtdışında çok uluslu birçok firmaya iyi bir çözüm ortağı olarak hizmet vermekte ve hizmet ağının kalitesini sürekli olarak yenilemektedir. Müşterilerinin değişen ihtiyaçlarını NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 37

37

2.04.2014 08:30


MARMARİS YARIŞ HAFTASI ADVERTORIAL

karşılayabilmek ve her yeni gün daha başarılı çözümler üretebilmek için çalışmalarını sürdüren firmamız, hizmet ağını ileriye yönelik projeleri için arttırmayı arzulamaktadır. Mersin Merkez Ofis, İstanbul, Silopi, Türkmenistan, Irak, İran, Afganistan’dan sonra Avrupa’da da acentelikler kurmayı hızlandırmıştır. Uluslararası taşımacılıkta, mükemmeliyetçi bir prensiple hareket eden firmamız, taşımacılığın getirdiği tüm hizmetleri müşterilerine iyi bir danışman ve çözüm ortağı olarak sunmaktadır. İleri teknolojideki alt yapısıyla, geniş bakış açısı ve farklı hizmet seçenekleriyle, ilkeli ve kaliteli bir anlayış benimseyerek, farklı sektörlerdeki ithalat ve ihracat müşterilerine bekledikleri hizmetleri sunmaktadır. ❐ Karayolu, havayolu, denizyolu, demiryolu hizmetleri, ❐ Proje taşımacılığında; Lowbed, Tenteli, Frigo, Konteyner, Tanker ve Araç Taşımacılığı, ❐ EFE Grup Özel Hizmetleri ile; Parsiyel, Express Servis, Medikal Express Servis, Gensetli Konteyner Taşımacılığı, Lashing Hizmetleri, Özel Güvenlik, Tedarik 38

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 38

Hizmetleri, İç Nakliye, Yurtiçi ve Yurtdışı Depolama Hizmetlerini sunmaktadır. Uluslararası taşımacılık sektöründeki 19 yıllık tecrübemiz ve profesyonel kadromuzla, karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu ve proje taşımacılığında Türkiye’nin en başarılı şirketleri arasında yer almaktan ötürü büyük bir memnuniyet duyuyoruz.Potansiyel kapasite, ölçü ya da ağırlık gözetmeden her müşterimizin her bir gönderimine aynı hassasiyeti göstererek kalite ve güvence teminatı veriyor, taşımacılıkta lider bir firma olarak ülke ekonomisine daha fazla değer katmaya çalışıyor ve bu yönde hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Karayolunda gidilmedik yol bırakmıyoruz… Efe Grup dünyanın birçok önemli bölgesinde bulunan acente ağı ve her biri kendi alanında profesyonel olan uzman ekibiyle, hizmet anlayışını kalite standartlarına uygun araç filosunun da desteğiyle yükselterek, karayolu taşımacılığında müşterileri tarafından tercih edilen, rakipleri arasında çıtasını yükselten öncü bir kuruluş olmayı başarmıştır.

Özellikle İran, Irak, Afganistan, Rusya ve Orta Asya gibi zor ve niş bölgelerdeki proje çalışmalarında oldukça iddialı olan şirketimiz, karayolu taşımacılığında alternatif çözümler sunarak, tenteli, frigo, konteyner, tanker ve lowbed araçlarımızla her zaman aradığınız güvenilir hizmeti ve düşük maliyetleri sunmaya devam ediyoruz. Dünyanın birçok noktasında yer alan ulusal ve çok uluslu müşterilerimizin taleplerini ve ihtiyaçlarını daha verimli bir şekilde karşılayabilmek için tüm taşıma kanallarımızla 7/24 hizmetinizdeyiz. Dünya’nın birçok noktasına proje taşımacılığı yapan firmamız, özellikle Türki Devletler, Afganistan, İran ve Rusya’da yerli ve uluslararası şirketler için iyi bir danışman ve çözüm ortağıdır. Efe Grup, farklı servis seçenekleriyle, bir projenin bütün ihtiyaçlarını, Türkiye’den ve diğer ülkelerden proje sahasına teslimi kendisine görev ve amaç edinmiştir. Ekspres, tenteli ve ağır taşımaya yönelik araçlarımız ile proje taşımacılığını en kaliteli şekilde gerçekleştirmekte, müşterilerimize hızlı, güvenli ve düşük maliyetli bir taşımacılık hizmeti sunmaktayız.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


Lowbed araçlarımızın 100 tondan 1000 tona kadar taşıma kapasiteleri bulunmaktadır. Uluslararası ve yurt içi ağır nakliye taşımalarında, standart ölçüler dışındaki yüklerin tamamını bu yüklere uygun çekici ve dorseler ile müşterinin talepleri doğrultusunda lashing, vinç kiralama, yol analizi, gümrükleme, montaj ve depolama hizmetleri sağlayarak, karayolu üzerinden özmal araçlarımızla gerçekleştirmekteyiz. Efe Grup uzman kadrosu, yüksek teknolojisi ve her müşterisine özel çözümler sunan anlayışı ile taşımalarınızı emniyetli, güvenilir ve en kısa sürede ken-

di özmal araçlarıyla gerçekleştirmekte, ISO kalite standartlarındaki üstün hizmetleriyle ağır taşımacılıkta gücünüze güç katmaktadır. Taşımacılık sektöründe öncü… Efeexpress HAVA KARGODAN DA HIZLI… Efe Grup kurduğu express araç filosuyla yurtdışı gönderilerinizin için en hızlı ve en ekonomik çözümü sunuyor. Uluslararası karayolu taşımacılığında bir ilk olan express servisimizi, geniş araç filomuzda yer alan panelvan araçlarımızla gerçekleştirmekteyiz.

Bu eşsiz servis ile parsiyel yüklerinizi, aşağıda belirtilen zaman dilimlerinde, hava kargodan daha kısa zamanda ve ucuza mal edebilirsiniz. Ayrıca efeexpress servisimiz ile Türkiye’den Türkmenistan’a 65 saat içerisinde 3 tona kadar ivedi yüklerinizi gönderebilmekteyiz. Türkiye’de ilk olan bu hizmetimizin en büyük avantajı, hava kargo ile göndermek istediğiniz yüklerinizi karadan kapı teslimi alarak ve boşaltarak hava kargodan çok daha ekonomik ve hızlı bir şekilde sağlanmasıdır. Erbil 34 saat, Tahran 30 saat, Aşkabat 65 saat, İslam kale 70 saat olarak teslimatları gerçekleştirmekteyiz. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 39

39

2.04.2014 08:30


MARMARİS YARIŞ HAFTASI ADVERTORIAL

NELER YAPTIK?

Bugüne

kadar edindiğimiz deneyimlerimiz ile yapmış olduğumuz tüm çalışmalarımızı çevreye duyarlı ve kalite standartlarından ödün vermeyen bir anlayış ile sunduğumuz için mutluyuz. Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere, Asya ve Avrupa ülkelerine son teknoloji ile donatılmış ekipman ve araçlarıyla arzu edilen sürede, çözüm odaklı taşımacılık hizmetleri sunduk. 19 yılı aşan kilometre taşlarımızla, yenilenen ve genişleyen hizmet ağımızla, yalnızca Türkiye’de değil uluslararası alanda da şubeler oluşturarak, yılların verdiği tecrübe ile sektörde izlediğimiz yolu hızla ilerleyerek çıtamızı bir yüksek seviyeye yükseltmeyi başardık. Lojistik taşımacılığında edindiğimiz tecrübe ve birikimlerimiz ile savaş dönemlerinde de müşterilerimize güvenilir bir hizmet imkânı sunduk. Irak ve Afganistan’da, savaş ve tehlike ile her an karşılaşılabileceği bir ortamda sağlam bir iletişim ağı kurarak, doğru bilgi alışverişi sayesinde güvenli bir taşımacılık hizmeti sunmayı başardık. ❍ 7 gün 24 saat verimli, doğru ve sağlam bir iletişim ağı ile müşterilerimize hizmet veren ofisler kurduk. Mersin Merkez, İstanbul, Türkmenistan, Irak, İran ve Afganistan’da şubeler oluşturduk. ❍ Afganistan ve Irak’ın çeşitli bölgelerine, savaş dönemlerinde de güvenli bir şekilde proje taşımacılığı gerçekleştirdik. ❍ Irak’ta ki savaş bölgelerine ortalama 40 bin ton su sevkiyatı yaptık. ❍ Türki Devletler, Afganistan, İran ve Rusya’da çözüm 40

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 40

ortaklığı kurduk. ❍ Irak savaşından sonra, Irak’ın kuzey ve güney bölgelerindeki Birleşmiş Milletler depolarına ortalama 80 bin ton ve 6 bin araçlık teslimat yapılmıştır. ❍ Irak’ta savaştan hemen sonra “ World Food Programme” doğrultusunda Türkiye’nin birçok yerinden yükleme ekibimiz gözetiminde yüklemeler yapılmştır. Irak’ın kuzey ve güney bölgelerindeki Birleşmiş Miletler depolarına ortamala 80.000 ton 6000 araçlık teslimat yapılmıştır. ❍ Al-Mussaib Power Plant & Al Wassıt Baiji / Haditha bölgelerinde enerji santrali taşıma projeleri, bu bölgelerdeki enerji santrali taşıma kurulumunda gerekli trafo, güç kaynakları ve her türlü ağır parça ekipmanları Washinton Group taşeronu olarak, strandart araçlar, özel ekipmanlı dorse ve lowbed’lere yüklemeleri yapılarak ve trafolar kurşun geçirmez özel yapımımız olan zırhlılar ile giydirilerek özel korumamız eşliğinden ilgili şantiyelere yaklaşık 4000 araç ile teslimatı sağlanmıştır. İlklerin Öncüsü Biz Olduk… ❍ Irak aktarma hizmeti ❍ Irak kapalı depolama hizmeti ❍ Özel güvenlik konvoy hizmeti

❍ Türkmenistan 65 saatte panelvan ile taşıma hizmeti ❍ 144 saatte Eskişehir-Aşkabat Lowbed taşıma hizmeti ❍ Sosyal sorumluluk projelerinde yer alan duyarlı nakliye şirketi ❍ Amerikan ordu malzemesi, silah mühimmat hariç Irak’tan Afganistan’a taşıma ❍ Irak kamplar arası taşıma hizmeti ❍ Savaş sonrası ilk acil gıda programı çerçevesinde Irak’a 5 yıl toplamında en fazla taşıma yapan nakliye şirketi ❍ Dod-scac kodu ile askeri ihalelere giriş ❍ Irak içinde ilk uydu takip cihazı kullanımı ❍ Afganistan Herat ve Mezari Şerif’te ofis ve yapılanma yapan ❍ Irak’a en aır ve en uzun parçayı taşıyan nakliye şirketi Projelerimizde müşterilerimize iyi bir çözüm ortağı olma görevinin yanı sıra, sektördeki sorumluğumuzun da bilinci ile farkındalıklarımız olduğunu göstermek ve taşıdığımız yükleri sosyal sorumluluk projeleri kapsamında anlamlandırmak istedik. Müşterilerimize bekledikleri hizmetlerin de üstünde hizmet sunan EFE Grup olarak katıldığımız sosyal sorumluluk projeleri sırasıyla; ❍ “Onlar İçin de Frene Basın” Haytap ile ortaklaşa gerçekleştirildi. ❍ “Beni Terk Etme!” Haytap ile ortaklaşa gerçekleştirildi. ❍ “Yunuslara Özgürlük” Efe Grup, Haytap’ın kampanyasına destek vererek 2012 yılı Işıklar Dünya Offshore 225. Şampiyonasında 33 bordo numaralı Mersin teknesiyle yarışlara katılarak “Dünya Offshore Şampiyonası Genel Klasmanda” Dünya dördüncüsü olmuş ve büyük bir başarı elde etmiştir. ❍ Sokak hayvanları için Tatvan öğrencilerinin yaptığı Kulübeleri, Haytap öncülüğünde ulaştırdık.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


Efe Grup Efeworldwide ile gücünü artırdı… Lojistik

sektöründe 1995’ten bu yana faaliyet gösteren Efe Grup yatırımlarını sürdürüyor. Bu yıl STS İstanbul firmasının yüzde 50’sini satın alarak Efeworldwide adı altında yeni bir unvanla Efe Grup bünyesine dahil ettiklerini kaydeden Efe Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Behram, “Hedefimiz kara taşımalarında olduğu gibi hava ve deniz kargolarında da müşterilerimize en iyi hizmeti verebilmek” diye konuştu. Bu şirketin İstanbul ve Erbil’de yapılanmaları bulunduğunu açıklayan Behram, “Elbette Efe Grup’un faaliyette olduğu tüm ülkelerdeki ofislerden faydalanıp bu firmamız da kısa zamanda gücünü artırarak yoluna devam edecektir” dedi. Mevcut durumda Efe Grup olarak 2003’ten bu yana Irak taşımalarında Pazar lideri olduklarını, Türk Cumhuriyetleri, Afganistan, İran ve Rusya’da da yerli ve uluslararası şirketler için çözüm ortağı olarak çalıştıklarını bildiren İbrahim Behram, yeni şirketleri Efeworldwide ile Rusya pazarına odaklanmayı düşündüklerini söyledi. Yılbaşında Rusya’da bir ofis açmaya hazırlandıklarını kaydeden Behram, tüm bu yatırım ve çalışmalar sonucunda gelecek yıl yaklaşık yüzde 60’lık büyüme planladıklarını dile getirdi. Yeni şirketleriyle birlikte bu yıl yaklaşık 100 kişiye daha ek istihdam sağladıklarını bildiren Beh-

ram, ayrıca 42 yabancı uyruklu aracı da bünyelerine dahil ettiklerini söyledi. Rusya dışındaki pazarlarda da aktif olarak çalışmaların süreceğine dikkat çeken Behram, “Yeni firmamız bünyesindeki panelvandan büyük 12,5 tonluk ekspres araçlarla Irak ve Türkmenistan’a da çalışmayı sürdürecek” dedi. “Bu yıl yüzde 40 büyüdük” İyi bir yıl geçirdiklerini ve birçok projeli iş aldıklarını dile getiren İbrahim Behram, iş hacimlerinin yaklaşık yüzde 40 arttığını açıkladı. Bu yıl ağırlıklı olarak Irak, Türkmenistan ve İtalya’da hareketlilik bulunduğunu bildiren Behram, “Bir takım yatırımlar da yaptık. Bünyemizdeki Eflogica firmasına ağır taşımalar için hidrolik araçlar ekleyerek araç parkımızı güçlendirdik” dedi. Irak’a geçen yıl başlattıkları oto taşıma servisi çalışmalarına bu yıl ağırlık verdiklerini, Mersin ve İskenderun limanlarından volümlü oto taşımaları gerçekleştirdiklerini dile getiren Behram, “Proje olarak da petrol kuyuları için ringler taşıyoruz. Irak’ta ayrıca sarf malzemelerinin dağıtımını da yapıyoruz” diye konuştu. “Gürcistan’da da yapılanacağız” Efe Grup bünyesinde Efe Butas, Ef Logica, Efe Project ve Efeworldwide firmaları

bulunduğunu anlatan İbrahim Behram, Türkiye’de Mersin’in yanı sıra İstanbul, Silopi ve Gaziantep’te, yurtdışında ise Irak, İran ve İtalya’da yapılandıklarını dile getirdi. Gelecek yıl Gürcistan’da da yapılanmak için planlama yaptıklarını bildiren Behram, bu yapılanma sonrasında Türkiye’den götürülecek ekipmanların Gürcistan üzerinden Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan gibi ülkelere aktaracaklarını dile getirdi. Batum ve Tiflis limanlarını kullanacaklarını ifade eden Behram, ayrıca gelecek yıl ağır taşımalar için yeni ekipman yatırımlarının da devam edeceğini söyledi. İhracat yüklerinde ücretsiz lashing hizmeti verdiklerini de anlatan İbrahim Behram, ayrıca sektörde bazı ilklere de imza attıklarına değinip şu bilgileri verdi: “Türkiye’de ilk kez Efexpress servisini başlattık. Bu servisimizde 3 ve 13 tonluk panelvanlarımızla yükleri hızlı şekilde taşıyıp hava kargo ile rekabet edecek süre ve çok uygun fiyatlarla hizmet sunuyoruz. 69 saatte Türkiye Türkmenistan kapı servisi verebiliyoruz.” Sektörde marka olma hedefiyle yollarına devam ettiklerini vurgulayan İbrahim Behram, uluslararası lojistik alanında ürünün çıkış noktasından son teslim noktasına, entegre lojistik hizmetleri sunan bir yapı amaçladıklarını ve hedeflerine de hızla ilerlediklerini söyledi. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 41

41

2.04.2014 08:30


ADVERTORIAL

Müzikseverler ve odyofiller için tasarlanan Aria, kendi alanında dünyanın en iyisi!

Hem

geniş CD koleksiyonuna sahip müzikseverleri hem de ses kalitesine önem veren odyofilleri aynı anda memnun edebilen Aria, güçlü donanımı ve kullanım kolaylığı ile rakibi olmayan bir müzik server... Sonata DB adlı uygulamasıyla, müzikleri son derece detaylı bir şekilde tasnifleyen Aria’nın yenilikçi tasarımı ise, Avrupa’nın ünlü endüstriyel dizayn stüdyosu Ochoa & Diaz-Llanos’un imzasını taşıyor. Donanımında kullanılan her bileşenin yüksek kalitedeki materyallerden

seçildiği Aria, aynı zamanda OPPO BDP105 ve OPPO BDP-105D ile beraber çalışabiliyor. Önceden tanımlanan 18 ayrı içerik bilgisine göre seçimler yapabilen Aria, müzik koleksiyonunuzu dilediğiniz şekilde yöneterek kolay arama ve seçim yapabilme şansı sunuyor. ❍ Kullanım kolaylığı ve iPad™ ile kullanım ❍ 100% sessizlik ❍ 4TB’dan fazla opsiyonel depolama alanı (HDD) ve 2TB (SSD)

❍ Çok yönlü destek ❍ Tam otomatik CD rip işlemi ❍ Özellikle klasik müzik albümlerinde tam otomatik üstveri özelliği (Dönem, stil, enstrüman, şef, orkestra, solist, firma başlıklı tasnifleme) ❍ 32bit/384KHz üzeri çözünürlük ve DSD özelliği ❍ Ditital ve analog çıkışlar ❍ Airpaly özelliği olan cihazlarla uyum Depolama kapasitesi geniş, ses kalitesi kusursuz, çözünürlüğü yüksek bir müzik server arıyorsanız Aria ile tanışmanızın tam zamanı!

www.extreme-audio.com 42

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 42

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


Elipson “Lenny”

gibisi yok! Ses

reprodüksiyon tarihi ile eşzamanlı olan Fransız hoparlör üreticisi Elipson, 1938 yılından bu yana ürettiği hoparlörlere bir yenisi daha ekledi... Varlığını 70 yıldan fazla bir süredir devam ettiren Elipson, “Lenny” adını verdiği yeni modelini Habitat ile birlikte tasarladı. Çağın en son dijital ses standartları ile donatılmış olan “Lenny”, Android ya da IOS akıllı telefonlar ve bilgisayarlar ile Blutooth 2.1 protokolü sayesinde kablosuz olarak iletişim kuruyor. Yüksek pil ömrü ile 8 saatten fazla bir süre dilediğiniz mekanda müzik dinleme imkanı sunan “Lenny”, kompakt görünümüne karşın üstün ses kalitesi ile dikkat çekiyor. Habitat’tan Pierre Favresse ve Elipson’dan Jean-Yves Le Porcher’in imzasını taşıyan Elipson’un bu yeni harika hoparlörü sayesinde müziğinizi dilediğiniz her ortama taşıyabilirsiniz.

Yeni jenerasyon kablosuz hoparlörün adı: Focal “Easya”

Focal

’in yeni harikası olan “Easya” içinde bulunan amplifikatörü ile kablosuz hoparlör dünyasının tarihini baştan yazıyor! Kusursuz detaylı sesi, kullanım kolaylığı ve tasarımıyla dikkat çeken Focal “Easya”nın tasarım ve üretimi Fransa’da yapılıyor. Doğal sahnesi ile müzik dinleme keyfini artıran “Easya”nın içinde 85W RMS gücünde bir amplifikatör yer almakta. Polyglass cone sürücüleri, yeni TNV2 alüminyum/ magnezyum devrik dome tweeter’lara sahip olan bu yeni model; kablosuz kaynaktan dijital vericisine ulaşan ses sinyallerini Kleer® teknolojisi ile kayıpsız olarak sunuyor.

CD, mp3, DVD, Blu-ray çalarlar, oyun konsolları, bilgisayarlar ya da tabletler ile bağlantıya geçebilen dijital verici, dilediğiniz kaynaktan müzik dinleme imkanı sağlıyor. Hatta Bluetooth® aptX® teknolojisi sayesinde taşınabilir diğer cihazlar ve akıllı telefonlardan da müzik dinlenebiliyor. Son derece kolay bir kuruluma sahip olan Focal “Easya”, dışarıdan hiçbir amplifikatör ya da kabloya ihtiyaç duymuyor. Focal’in geleneksel dizaynını koruyarak hazırlanan tasarım ise Pineau & le Porcher imzasını taşıyor. Evinizde ya da ofisinizde kablo karmaşası yaşamadan en kaliteli sese ulaşmayı arzu ediyorsanız Focal “Easya” tam size göre!

www.extreme-audio.com NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 43

43

2.04.2014 08:30


BODRUM CUP JOURNAL

SEYİR DEFTERİ 8 günlük bir Hırvatistan kaçamağının ikinci etabı...

Fotoğraf&Yazı: Dr.Mehmet Erem

44

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 44

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:30


5. Gün:

Biograd’da ilk sabahımız beklenen sert rüzgarın çarmıklarda ve mandarlarda çıkardığı sesler ile bardaktan boşanırcasına bindiren yağmurla başladı. Rüzgar için 24-25 knot demişlerdi, cidden de o civarda esiyor. Yani Ege’nin tüm yaz üfüren meltemine alışmışlar için pek göz korkutmayan tipte bir şey ama çoluk çocukla yiğitliğe gerek yok diye düşünüp bir gün daha yayılmaya karar verdik! Evren her zamanki gibi çok erken kalkan Melih Ağabey’in peşine takılmış. “Tontitolar” beraber alışverişe çıkacaklarmış. Nitekim iki ellerinde bir dolu öteberi ile geldiler. Bir pazar bulmuşlar ve dalmışlar içine, ne de olsa İtalya’nın dibindeyiz! Burası pazar kültürüne hiç de uzak değil. Elektriklerimiz dün gece bağlı kaldığımız için toparladı ama o kadar motor çalıştırmamıza rağmen nasıl olup da sadece iki günde 12 V’lara düştüğünü anlamak pek mümkün değil. Belli ki servis akülerimiz çok dayanıklı değil. Bu durumda buzdolabını daha idareli kullanacağız ve buz takviyesine ihtiyacımız var. Marina marketinde olmadığını söylediler, diğer aramalarımız da cevapsız kaldı. Meğer benzin istasyonlarında satılırmış. Tüm gece kıç taraftan esiyor olması sebebiyle, marina içinde olmamıza rağmen karşı pontondan gelen çırpıntılar, teknenin kıçından yansıyıp ciddi gürültü oluşturmuşlardı. Keza yağmur da bu şekilde yağmaya devam ederse, kokpitte oturmak mümkün olmayacak, pontonun tam karşısında rüzgarı kafadan alacağımız harika bir yer var. Değiştirmek mümkün olur mu diye sorduk, kabul ettiler. Sert rüzgarda bot yardımına ihtiyacımız var. Rahatlıkla hallettik. Hırvatistan marina ve barınaklarında bizim büyüklükte tekneler için hemen her zaman iki tonoz aldırıyorlar baştan! Bence çok yararlı bir uygulama. Belki bizim marinacıların kulağına küpe olur. Alışverişten dönen çocukların getirdikleri ile artık rahatlamış rüzgar almayan kokpitimizde mükellef bir sabah kahvaltısı yaptık! Süperdi... Bugünkü programda biraz kuzeyimizde kalan Zadar’a, taksiyle gidip dönmek var. Tekneyle de yapılabilir ancak, dönüş rotamızı lüzumsuz uzatıyor, rüzgarın bir sonraki güne sarkıp sarkmayacağı ile ilgili endişeler var. Tekneyi Biograd’da bırakmak en iyisi. Taksiciyle 300 Kuna’ya anlaştık. Bizi orada 2-3 saat bekleyecek ve dönüşte getirecek. Çok az İngilizce biliyor ama çok sıcakkanlı ve çocuk seven bir tip. Tüm yol boyunca Ömer’le şakalaştı durdu. Zadar NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 45

45

2.04.2014 08:30


BODRUM CUP JOURNAL

Bu coğrafyanın methini birçok kişiden duyduk. Buraların yapılan ilk marinası, etrafı oldukça dik yarlarla çevrilmiş, hemen yakınında önemli bir tatlı su rezervi, Hırvatistan’ın ilk hidroelektrik ünitesi ve çok güzel fotoğraflar veren bir dolu şelaleyle çevrili harika yürüyüş yolları var.

46

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 46

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:31


bu civarın turistik şehirlerinden. Denize doğru uzanan, surlarla çevrili eski bir Roma şehri. Sonradan Venediklilerin hakimiyetine geçmiş. Zadarlılara göre Osmanlı hiç fethedememiş güya ama bizim tarih kitapları pek öyle demiyor. Roma’dan kalma forumu, kuzeydeki güzel ağaçlıklı parkları, şehrin içine kadar giren limanı ve özellikle balıkçı barınağı çok şirin, görmeye değer. Dar sokaklarında yürüyüp alışveriş yaptık, kendimizi şımarttık! Okul çıkışı gibi bir yerde, pizzacılara takıldık, enfesti. Bol bol fotoğraf çekip saatinde teknemize dönmek için yola koyulduk. Akşam milli basketbol takımının dünya kupasında Slovenya ile çeyrek final maçı var! Bakalım nasıl seyredeceğiz? Sabah alınan zengin mutfak alışverişi ile Evren yine sanatını konuşturdu. Mükemmel balık, salata, şarap ve peynirden oluşan harika bir sofra kuruldu. Ancak düşündüğümüzün aksine, teknedeki TV’den maçı seyredemeyeceğimiz anlaşılınca, balıkların hepsini bitiremeden, köye daldık. Maçı seyretmek için alternatif aramaya başladık. Bir tane bulduk. Bizden başka herkes, malum olduğu üzere, karşı tarafı destekliyor. Hatta mekan sahibinin bile Slovenya’lı olması olasılığı çok yüksek! Dur bakalım... Milli takım işi sıkı tutarak ciddi bir fark

yaratınca, karşı taraf fanatikleri birerikişer uzamaya başladılar. Biz bize kaldık ama hala gönlümüzce bağıra çağıra seyredemiyoruz maçı! Neyse açık farkla yendik, yarı finalde, ezeli “belalımız” Sırplarla oynayacağız. Bu arada geç oldu, Ömer çoktan sızdı, tekneye döndük. Biraz sohbet, maçın kritiği yapıldı ama öğleden planı kurulan briç masası oluşturulamadan yatıldı ve uyundu!

6.gün

Biograd’da bağlı olduğumuz Kornati Marina’da 2 gün-2 gece kaldıktan sonra, Sibenik ve Skradin tarafına geçmek için yarın erkenden yola çıkacağız. Yolumuz yaklaşık 25-30 mil kadar. Erken çıkarsak, öğleden önce oluruz diye düşünüyoruz…

7.gün

Meteo ihbarları, bir önceki günün aksine, havanın oldukça azalacağını ve hatta tamamen kalacağını söylüyor. Bizim için uygun. Gün doğumu ile uyanıyoruz, Melih Ağabey ve Serdar ile beraber tekneyi usulca çıkartıyoruz marinadan. İşlemlerin hepsini bir önceki gün tamamladık zaten, haber vermeye gerek yok. Güneşin doğumuyla, denizin üstü kızıl bir renge bürünüyor. Elimizde kahveler, dümen otopilotta... İçerlerden bir yerden derin bir

dürtü ile 2 gün önce ambara attığım oltayı çıkartıyorum yeni bir düzenek yapıp suya bırakıyorum. Tamamen sahil seyri olacak, hemen Pakesta, Muerter, Tlonj’u geçip Sibenik Kanalı’na ulaşmayı planlıyoruz. Deniz dümdüz! Bir süre sonra sıkılıp, yatmaya içeri geçiyorum. Daha uykuya dalmaya fırsatım olamadan, Serdar’ın heyecanla içeri gelip “olta koptu” demesiyle, kokpite fırlıyorum tekrar! Çok kısa süreli bir cırlama olmuş, daha motoru boşa alamadan kesilmiş. Belki de yine bir naylon torbadır deyip, üşenmeyip çekiyorum. Sonuç yine sıfır! Ama bu sefer gelen her neyse, ucundaki kaşığı da almış gitmiş. Bu bir torba olamaz! Ama neden koptuğunu biliyorum galiba... Kamış esnetici özelliği olmadığı için sadece balata ve debriyaja güvenmemek lazım. Ante Kanalı’na varmadan, çok karanlık bulutlar sebebiyle, yol kesip kahvaltımızı yapıyoruz. Cephe, hemen önümüzde kısa süreli ama çok şiddetli yağış bıraktıktan sonra, dağlara doğru uçarak gidiyorlar... Hava açıyor, herkes artık uyanmış. Ante Kanalı’nda sabahın erken saatlerinde yelken yapmak için açık denize çıkan teknelere ters yönde giderken hepsini tek tek selamlıyoruz. Sibenik şehrini gezmeyi NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 47

47

2.04.2014 08:31


NEWS RACING POWER JOURNAL dönüşe bırakıp, kuzeye Skradin Milli Parkı’na doğru rota tutuyoruz. Bu coğrafyanın methini birçok kişiden duyduk. Buraların yapılan ilk marinası, etrafı oldukça dik yarlarla çevrilmiş, hemen yakınında önemli bir tatlı su rezervi, Hırvatistan’ın ilk hidroelektrik ünitesi ve çok güzel fotoğraflar veren bir dolu şelaleyle çevrili harika yürüyüş yolları var. Görülmeye değer! Üzerinden çok yüksek, otoban köprüleri geçen bir doğal kanalla çıkılıyor. Şehre yakın midye ve istridye çiftlikleri var! Bir tanesine yanaşıp pazarlık şu-bu 2 şer kilo kabuklu alıyoruz. Haliyle ayıklanmamış. İş “doktora” düşüyor yani yine... Ama akşama harika deniz ürünleri makarna var. Biograd’dan aldığımız kalamarlar da cabası… Kanalın uygun bir yerinde demirleyip, denize giriyoruz. Çok da vakit kaybetmeden, öğleden sonra erken, Skradin’e giriyoruz. Marina şehrin hemen kıyısında… Gerçi açıkta demirde kalmak veya şehir pontonuna bağlanmak da mümkün gibi ama biz marinayı tercih ediyoruz. Biraz Göcek Marina’yı andırıyor, denize kadar inen çam ağaçları gölgesinde modern ve temiz bir marina. Fiyatları da orayı aratmıyor nitekim... 45 Dufour için geceliği 71 Euro! Ufak tefek alışveriş sonrasında erken bir akşam yemeği için hazırlıklara girişiyoruz. Menü zengin. Milli Park’a gitmek için uzunca bir yolu yürümek haricinde, daha zevklisi, şehirden kalkan bizdeki tur

48

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 48

tekneleri muadili bir botla nehirden yukarı çıkmak. Yaklaşık 25-30 dk’lık bir tekne seyahati sonrasında şelaler bölgesine geliniyor. Bugün için artık geç kaldık, kısmet yarına. Biz de alternatif, kendi botumuza binerek kanaldan biraz çıkmak için bir girişimde bulunuyoruz. Köprüden sonra bir güvenlik klübesi var, nitekim bir görevli çıkarak bize uyarıda bulunuyor, yolun bundan sonrasının yasak olduğunu belirtiyor, geri dönüyoruz! Çok ileri gidemesek de, kuğuların yüzdüğü her yerin yemyeşil olduğu bir kanyonda buraya kadar bile olsa, botla seyahat etmek zevkli. Akşam duştan önce deniz sefası… Ama su pek de parlak değil. Duş faslından sonra, şehri dolaşmaya çıkıyoruz hep beraber. Bu civara özgü bizdeki “tandır” muadili bir et pişirme yöntemleri var ancak en meşhuru, Toni kapalı. Biz de bir başka lokantaya oturuyoruz. Güzel servis, güzel yemekler, makul fiyat. Memnun ayrılıyoruz. Adı Cantenetta! Skradin’in dar, taş sokaklarında biraz dolaşıp, tekneye dönüp, yatıp-uyuyoruz.

8. gün

Skradin Marina, etrafı harika bir yeşil doku ile sarmalanmış, yüksek dağlarla çevrili çok hoş duygusu olan bir yer. Doğası gereği, sık sık gökyüzü bulutlanıyor ve ani bastıran sağanaklarda göz gözü görmez oluyor. Artık alıştık, otomatik hareketlerle, yağmur başlamadan hemen önce güverteye saçılmış öteberiyi içeri alıyor,

Ömer’in pusetini malum “hücre hapsine” yolluyoruz... Şehir merkezinden kalkan, milli parka her saat başı seyir yapan tur motorlarının ilki saat 09.00’da. Malum sebeplerden dolayı bunu kaçırdık... İlk tur teknesini kaçırınca, kendimizi mükellef bir kahvaltı ile teselli ettik. Ama ikinciyi kaçırmaya niyetimiz yok. Aslında şehirden yürüyerek de parka varmak mümkün ama bir gün önce bizim dingiyle seyrimize engel olan bekçinin ilerisinde neler olduğunu doğrusu çok merak ediyoruz. Tur teknesi tıka basa dolu. Neredeyse oturacak bir yer daha yok... Yavaş yavaş akan nehirde, köprülerin altından geçerek parka geliyoruz. Aynı bizim usül girişte bilet kesiliyor. Farklı olarak kulübesi plastikten değil. Ücret kişi başı 10 Euro karşılığı Kuno. Verdik mecburen... Her yer yemyeşil, ve güya sulak olmayan bir mevsim olmamasına rağmen, her köşeden fışkıran pınarlar ve derelerin üstündeki minyatür köprülerden geçerek, geniş bir açıklığa varıyoruz, burası yürüyüşlerin başlangıç noktası. En kısası yarım saat 40 dk kadar olan, uzunu saatlerce sürebilecek birçok alternatif rotalar var. Gayet iyi işaretlenmiş. Köprünün üstüne yan yana dizildik. Melih Ağabey, arka fonu şelaleler olacak şekilde bizi “ölümsüzleştirdi”... Yalnız patikaların çoğunda birçok basamaktan oluşan merdivenler var, pusetle çıkmamız mümkün değil gibi. Ben

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:31


Ömer ile kaldım. Diğerleri yürüdüler. Bir süre bizim yumurcak uyanınca da zaten tüm o açıklıktaki restoranları ve servis verenleri taciz etmeye başladı... Ben yürüyüştekilerden daha fazla adım attım sanırım! Skradin’den saat 14.00’den önce ayrılmamız lazım, yoksa bir gün parası daha alacaklar. Birkaç saati tolere ediyorlar ancak daha fazlası para, pardon Kuno! Dolayısıyla bir sonraki dönüş teknesine binmemiz lazım. Nitekim ekip zamanında geri dönüyor. Rota bir gün önce önünden geçip beğendiğimiz ama bir sebebe bağlı oturmadığımız, Toni Restaurant. Bu civarda meşhur, bizdeki tandırın muadili bir et pişirme yöntemleri var. Büyük metal kazanlar, ağızlarına kadar közün içine gömülüyor, üstleri özel bir usulle kapatılıyor. Ancak lokanta henüz açılmamış. Her akşam saat 17.00 gibi açılıyor ve sadece akşamları hizmet veriyormuş. Kaçırdık yani… O saate kadar beklememize olanak yok, alternatif şehir meydanındaki pizzacı. Şaraplar yine kötü ama en azından hesaplı! Teknede hala bir dolu öteberi var. Alışverişe falan gerek yok, bunları nasıl bitirebileceğimiz bile muamma… Marina parasını ödüyoruz ve beğendiğimiz bu yerden avara oluyoruz. Oldukça dar kanal içerisinde, aşağıya

doğru inerken yardımcı olsun diye genovayı açıyoruz ama hem yamaçlardan inen rüzgar, hem de kıvrıla kıvrıla giden kanal yüzünden biz sık sık yön değiştiriyoruz. Bu yüzden iskele genova vincinde oturan Serdar ile aramızda devamlı olarak “boşş aaalll”-“boşş verrr” komutları duyuluyor. Hava kapalı, denize girilecek bir durum yok. Demek bu sene sezonu kapatmak Kuzey Hırvatistan’da Skradin’e nasip oldu. Köprülerin altından geçerek, artan rüzgarda motor ve yelken Sibenik’e geliyoruz. Şehrin merkezindeki rıhtıma yanaşmış yatlar var. Onların peşi sıra rıhtıma aborda oluyoruz. Pervane sağa çekişli olduğu için, sancaktan yanaşıyoruz. Hemen rıhtım boyu motoruyla gelen bir eleman, günlük 40 Euro, 3 saatliğine 20 Euro karşılığı kuno istiyor. Tekneyi Mandalina Marina’ya koysak bu kadar parayı zaten taksiye vereceğiz, kabul ediyoruz. Ekip tekneyi tamamen boşaltıp, Sibenik’in dar taş sokaklarına yayılıyor. Etrafta bir koşturmadır gidiyor, nedeni belli değil. Eskiden kalma kıyafetleriyle sokaklarda kortej yapan çocuklar, bandolar-mızıkalar ilgimizi çekiyor. Her bir tarafta masalarsandalyeler, kermesvari bir düzenekle satış yapıyor, ilgi çekici… Sebebini çok sonra, sahildeki teknelerden birinin sahibinden

öğreniyoruz. Meğer Sibenik’in şehir olarak Türk işgalinden kurtuluşunun seneyi devriyesiymiş. Milliyetimizi hiç çaktırmadan, teknemize bindiğimiz gibi, tekrar denize çıkıyoruz! Rota; son durak, mazot istasyonu. Depoyu doldurmamız lazım. Bizi rıhtıma yaslayan sert rüzgarda, kolaylıkla yanaşıyoruz ama çıkarken ters açmazla ileri yüklenmemiz gerekiyor, kıçını sahilden açabilmek için. Tekneyi teslim etmek için az vaktimiz kaldı. Hava kararmadan Mandalina Marina’dayız. Girişte, güneşin de batışıyla, devasa bir gökkuşağı parıldıyor üstümüzde. Bir haftalık harika bir seyahatin “taçlandırılması” olsa gerek bu! Teknik servis gelerek tekneyi kolaçan ediyor ancak geç olduğunu onayı ancak ertesi gün dalgıç gelince vereceğini söylüyor. Bizim kalmamız imkansız ama profesyonel tipler. Yine de depozitonun makbuzunu vermiyor, saklıyorlar. Ancak ertesi gün biz yoldayken telefon ile arayıp onayladıklarını şifaen bildirdiler. Teknede kalan son erzak ve içkilerimizle, devasa bir sofra kuruyoruz. Resmen tıka basa yiyoruz, ama midemiz de çöp torbası değil ya! Ertesi gün çok erkenden saat 07.00 gibi minibüsümüze binip ayrılacağız, çok da geç olmadan yatıyoruz. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 49

49

2.04.2014 08:31


FISHING PORTRAIT

Deniz Yatçılık CEO’su Rupen Meyhanecioğlu: “Denizde olmak benim için dünyanın en büyük özgürlüğü, mutluluğu…” Öncelikle merhaba, biz sizi Türkiye’nin önde gelen Şirketlerinden Deniz Yatçılık’ın CEO’su olarak tanıyoruz. Biraz da siz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Rupen Meyhanecioglu? 1960’da yılında doğdum. 10 yaşında Fransa’ya okumaya gittim ve 19 yaşında eğitimime Amerika’da devam ettim. Amerika’da ekonomi okudum, okulu bitirdikten sonra Türkiye’ye döndüm ve iş hayatına atıldım. İş hayatına atıldıktan sonra Elvan Hanım ile evlendik ve Olay 50

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 50

Kimya’yı kurduk. Şu anda kozmetik pazarında güçlü olan birçok yabancı markayı Türkiye’ye ilk biz getirdik. Eşiniz Elvan Hanım ile birlikte sizi tekne ve yat sektörüyle buluşturan ne oldu? Deniz ve teknelere olan tutkunuz mu ya da Türkiye’yi büyüyen ve gelişen bir pazar olarak görmeniz mi? Kısacası sektöre girişinizi biraz anlatır mısınız? 1998 senesinde yat sektörüne giriş yaptık. İlk başlarda hobi olarak

başladığımız yat işi, giderek boyut değiştirmeye başladı. 24 yıl kozmetik sektörüne hizmet verdikten sonra yatçılık daha çekici geldi ve Kozmetik sektörü yerine ana iş rotamızı yat sektörüne çevirdik. Denizde olmak çok farklı bir histir. Parmağınızın ucuyla denize bir kez dokununca bir daha kopamıyorsunuz. Üstündeki tuz kalıntılarını bile temizlemeden sıcacık bir çay içmenin keyfini bilir misiniz? Fırtınalı denizlerde

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:31


çok yol aldım. İşte benim için dünyanın en büyük özgürlüğü, mutluluğu bu. Bütün pozitiflikler denizde var. Denizde olmak hayat tarzınıza, bakışınıza yansır. Çevreye daha duyarlı ve daha duygusal yaşarsınız. Biz bu duygusal bağlarla sektörde yer alıyoruz. Kozmetik sektöründe kazandığımız bilgi birikimi detaycılık ve tecrübe ile yat sektörüne profesyonellik getirdik diyebiliriz. Dürüstlük ve şeffaflık ilkesi ile tüm çalışanlarımızla bir aile olduk. Müşteri memnuniyeti her zaman bizim için ilk sırada yer aldı. Türkiye’de genel bir algı vardır “En iyi tekne arkadaşım teknesi” ya da “Tekneyi bir aldığın gün bir de sattığın gün mutlu olursun”… Biz bu algıyı değiştirdiğimize inanıyoruz. Başarımızın da sırrı buradan geliyor aslında. Bir tekneyi satmak işinizin bittiği anlamına gelmiyor. Sektöre ilk girdiğimizde gördüğümüz açık, satış sonrası hizmetlerde idi. Biz de bu konuda kendimizi geliştirdik. Müşteri memnuniyeti kapsamında, satış sonrası gerek teknik gerekse tekne ile ilgili aklınıza gelebilecek birçok konuda müşterimizi hiç bir zaman yalnız bırakmıyoruz. Şu anda Sea Ray, Absolute, Dominator, Galeon, Boston Whaler ve Four Winns markalarının Türkiye satış ve satış sonrası hizmetleri ile ilgili faaliyet yürütüyoruz. Ayrıca ikinci el tekne satışı

da verdiğimiz hizmetler arasında yer alıyor. Yakın zamanda bilhassa Avrupa’daki krizler sonucu Türkiye tekne ve yat sektöründe önemli bir rol oynamıştı. Şu anki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yat piyasası ve sektördeki hareketlilik hangi yönde? Belirli etkenlere bağlı olarak her ne kadar yavaşlayacağı veya duracağı öngörülse de, Türkiye’de yat piyasası halen hareketli denebilir. Yurtdışına baktığımızda aynı hareketliliği bulamıyoruz; ancak bazı ülkelerde yine de toparlanma emareleri hissediliyor, örneğin Kuzey Avrupa, Güneye nazaran daha hareketli. Ayrıca şu günlerde Amerika’nın da yatçılıkta toparlandığını görüyoruz. Türkiye’de ise yat piyasasına ilgi ve alaka artarak devam ediyor. Alım kararı verecek insanlar bir süre bekliyorlar ama tekneye binmek isteyenler ise hemen bu kararı verip yollarına devam ediyorlar. Şubat ayında gerçekleşen CNR Boat Show’u Deniz Yatçılık açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Fuarda en çok rağbet gören modelleriniz hangileriydi? CNR Boat Show Deniz Yatçılık için oldukça olumlu geçti. Her ne kadar fuar öncesinde negatif düşüncelerimiz olsa da

sonuçları ve fuar süresince gördüğümüz ilgi beklentilerimizin üzerindeydi. Özellikle yeni alıcı kitlesini görmek bizi çok mutlu etti. Bu sayede ilginin gene üst seviyede olduğunu gördük. En çok rağbet gören markamız ise Absolute oldu. Deniz Yatçılık olarak 2014 yılına dair yenilikler neler? İleriye yönelik yeni markalar ya da yeni oluşumlar var mı? 2014 yılında atakta olan iki markamız var, bunların başında Absolute geliyor. Absolute, model üretimine önümüzdeki sezon yeni projelerle devam edecek. 58 Navetta ve 60 FLY 2015 yılında Absolute’un yenilikçi ve iddialı yönünü temsil edecek iki model olacak. Atağa geçecek bir diğer markamız ise Sea Ray olacak. 2015 sezonunda Sea Ray birçok yeni modeli ile karşınıza çıkacak. Yeni kasa ve yeni nesil Sea Ray’ler, özellikle de L Class (Luxury Class) modellerin yapımı; tasarım, konfor, görüntü ve pazarlama çalışmaları anlamında fark yaratacak nitelikte. 2015’te Sea Ray yeni L Class modelleri sayesinde yine sektörün en gözde markası olmaya devam edecek. Açık deniz balıkçılarının “Batmayan Efsane Tekne” olarak adlandırdığı Boston Whaler’ın da yeni sezonda balıkçılık tutkunlarına özel sürprizleri olacak. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 51

51

2.04.2014 08:31


MARINA ADVERTORIAL

Yeni BMW R nineT

90 yıllık BMW Motorrad efsanesinin özünü yansıtıyor “BMW Motorrad’ın 90 Yılı”nın simgesi olarak geliştirilen BMW R nineT, saflığı ve gücü apaçık şekilde yansıtıyor. Boxer motorun sert karakterini ve farklı motosiklet dönemlerinin tasarım özelliklerini en son teknolojiyle ve en geniş sürücü kişiselleştirme yelpazesi sunan modüler bir konseptle ustaca birleştiriyor. Saflığa odaklanan BMW R nineT (ya da kısaca nineT), verdiği el yapımı hissiyle ve güçlü duygusal cazibesiyle daha da büyüleyici.

Klasik

roadster motosikletler, katkısız ve stressiz sürüş keyfi yaşamak isteyen motosiklet tutkunları için yaratılmıştır. nineT’nin tasarımında ise “saflık”, “duygu” ve “özgün, geleneksel malzemeler” de öncelikler arasında yer aldı. Böylece eski motosiklet üretim ekolünden gelen tasarım çizgileri, nineT’de en son çekiş ve yürüyen aksam unsurlarıyla birleşerek, sakin gezintilerde olduğu kadar

52

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 52

zorlu kırsal yollarda da ustalıkla süzülen olağanüstü bir motosiklet oluşturdu. Gücünü klasik boxer motordan alıyor 1923 yılının ilk BMW motosikleti olan efsanevi BMW R 32 gibi, yeni BMW R nineT de sert tepkili klasik düz çift boxer motordan güç alıyor. Bu yapım özelliği, aynı zamanda 90 yıllık geçmişten süzülen kusursuz tasarım, üstün tork ve benzersiz

sesle birleşiyor. nineT 1,170cc hava/yağ soğutmalı boxer motora sahip. Motor 7.750dev/dak’da 110bg (81kW) güç üretirken, 6.000dev/dak’da 119Nm (88 lb-ft) maksimum torka ulaşıyor. Maksimum kişiselleştirme için üretildi 90 yıllık BMW Motorrad genlerini taşıyan nineT’nin benzersiz konsepti, kişiselleştirme meraklılarını sevindirecek şekilde

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:31


tasarlandı. Saflığa önem veren roadster tasarımının her adımında, sürücülerin motosikleti her açıdan kişisel tercihlerine göre şekillendirebilmesine odaklanıldı. BMW Motorrad orijinal aksesuarlarından kişiselleştirme uzmanları tarafından özel olarak üretilen aksesuar ve parçalara kadar uzanan modifikasyon seçenekleri, gerçekten benzersiz bir makine yaratmanızı mümkün kılıyor. nineT’nin sunduğu geniş kişiselleştirme olanakları, büyük ölçüde özel çerçeve konseptinin sayesindedir. nineT için özel olarak geliştirilen borulu çelik uzay çatı tasarımı, boxer motorun bir yük taşıma elemanı olarak kullanılmasını sağlar. Çerçevenin temel yapısı, entegre gidona sahip bir ön çerçeve kısmından ve salıncak montajına sahip bir arka kısımdan oluşur. Çıkarılabilir arka sele çerçevesi, nineT’nin yolcu taşımasını ya da istenirse benzersiz bir görünüm kazanacak şekilde tek sürücüye göre ayarlanmasını mümkün kılıyor. Özel aksesuar olarak satılan alüminyum kuyruk kapağı ile birlikte bu özellik, nineT’nin eski café racer tarzını hatırlatan çarpıcı solo karakterini de vurguluyor. Sola yerleştirilen çift susturuculu ve kişiselleştirilebilir egzoz Sol taraftan inen, biri diğerinin üzerinde yer alan iki susturucuya sahip egzoz sistemi, klasik ve sportif roadster konseptine tamamen uygun. BMW Motorrad aksesuarları sayesinde burada

da kişiselleştirmeler yapmak mümkün. Titanyumdan yapılan Akrapović birimi ile nineT’ye gerçek bir teknik ustalık dokunuşu katılabilir. Kısa ya da uzun bir bağlantı borusu kullanılarak daha alçak ya da yüksek konumda takılabilen susturucu, nineT’nin görünümünü ve karakterini belirgin bir şekilde değiştirmeyi sağlıyor. Yüksek performans sunan teknoloji ile geleneksel yürüyen aksam tasarımının birleşimi BMW Motorrad boxer modellerinin çoğunda bulunan telelever, BMW R nineT’de yerini S 1000 RR superbike’dan alınan ters teleskopik çatala bırakarak, üstün mühendislikle birleşen ayırt edici bir klasik görünüm kazandırıyor. Arka süspansiyonda, merkezi yay bağlantılı tek taraflı bir paralever salıncak bulunuyor. Arka aks tahrikinin muhafazası, plaka levhası ve ışık birimi gibi öğelerin montajı için bir braket takılabilecek şekilde üç montaj noktasına sahiptir. Üstelik nineT üzerindeki salıncak, standart 5,5 inç genişliğinde bir jant yerine 17 inç çapında ve 6 inç genişliğinde bir jantın takılabileceği ve kişinin onayına sunulabileceği şekilde tasarlanmıştır. Her yönüyle bir roadster olarak tasarlanan nineT, flanşsız siyah eloksallı alaşımdan, siyah alüminyum göbekli ve paslanmaz çelik kollu jantlarıyla eski tel kollu jantların izinden gidiyor. Radyal 4 pistonlu monoblok fren kaliperleri, güvenilir durdurma gücü sağlayan yüzer 320 milimetre fren diskleri

ve BMW Motorrad ABS sistemiyle kusursuz bir uyum içinde çalışıyor. Sade tasarım ve el yapımı hissi En temel tasarım amaçlarından biri de, sade bir görünüş elde etmek amacıyla gövdedeki detayları azaltmak olmuştur. Tasarımcıların ve mühendislerin nineT’nin ayrıntılarına gösterdiği özen, motosikletin bütününde görülebilir. 18 litrelik alüminyum yakıt deposunun yanları, elle zımparalanmış ve cilalanmıştır. Hava giriş kanalının sağ üst kısmında bulunan, üzerinde kabartmalı harflerle nineT yazan alüminyum levha da motosikletin el yapımı hissiyatına uygun şekilde yapılmıştır. Çatal ve BMW Motorrad yazılı gidon kelepçeleri gibi pek çok dövme alüminyum parça, cam kumlamaya tabi tutulduktan sonra doğal eloksallı kaplama görünümü kazandırılmıştır. Ampulünün ortasında BMW amblemi bulunan dairesel farlar, 90 yıllık BMW Motorrad geleneğinin birçok modelini hatırlatır. Klasik bir Black Storm metalik boya ve buna kontrast yaratan gümüş ve metalik renkli vurgular, nineT’nin karakterine uyum sağlamaktadır. Kişiselleştirmeyi mümkün kılacak şekilde tasarlanmış elektrik sistemi Motosikletin elektrik sistemi, daha yüksek oranda teknik esneklik sağlamak üzere özel olarak yapılandırılmıştır; bu sayede, farlar veya sinyal lambaları gibi alternatif elektrik bileşenlerinin takılması kolaylaştırılmıştır. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 53

53

2.04.2014 08:31


COVER STORY TEST

Ventus 29 Fotoğraf: Erdal Coşkun Test/Yazı: Tuğberk Uca

AG Marine

tarafından üretilen Ventus 29 un testine giderken merak içerisindeydim,sebebi ise bir Türk üreticinin yaptığı ve yurtdışındaki benzerlerinden çok daha kaliteli olduğu söylenen bir tekne,beni ne kadar şaşırtabilirdi? Emin olun ki Suadiye sahilde başlayan test ilerledikçe şaşkınlığım ve mutluluğum doğru orantılı arttı.Testin başı yağmurla başlasa bile, aldığım keyif ve teknenin dizaynı bana tüm olumsuzlukları unutturdu. Özellikle birçok sürat teknesinin aksine 54

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 54

teknenin iskele tarafına yerleştirilmiş direksiyonu ve tüm özellikleriyle(özellikle direksiyonun kendisi) tam bir klasik olan Ventus 29,denizin üzerinde ilerlemeye başladıkça içerisindeki güç ve savaşçılık ortaya çıktı.Benim test ettiğim model Mercury 350 Magnum motora sahip olan bir modeldi,V8 motorun ve 300 beygir gücün tüm agresifliği tekneye yanşımıştı ve beni hayrete düşüren bir tarzı vardı. Test yazılarımın çoğunda,okurlara bir son kullanıcı gözüyle neler yaşadığımı ve hissettiğimi anlatmaya çalışırım,çünkü

bunca senedir denizle iç içe olan biri olarak okuduğum test yazılarında, 1000 devirde kaç mil sürat yapıp ve kaç litre yakıt yaktığıyla ilgilenmedim.Ventus 29’da bu tip detaylarla yaşadığım zevki geri plana atabileceğim bir tekne değil.Tam anlamıyla keyif abidesi olmuştu. Ventus 29 yüksek hız olarak 45 deniz mili sürate çıkabilen ve komple maundan üretilmiş gövdesiyle de oldukça memnun eden bir tekne olmuştu.Yeni denizcilik tarzındaki inanışa göre karbon ve muadili malzemelerle yapılan tekneler hem

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:31


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 55

55

2.04.2014 08:31


COVER STORY TEST

daha uzun ömürlü hem de daha sağlam olarak düşünülüyor.Fakat bu genel kanıya katılmadığım tek nokta,bu tarz bi sürat teknesinde tümüyle ahşabın kullanılması teknenin deniz üzerindeki dalgalarla mücadelesinde çok daha konforlu bir seyir sağlıyor.Denizcilerin ve malzeme bilgisi olan herkesin bildiği üzere,tam tabiriyle her malzemenin işleyiş tarzı farklıdır ve Ventus 29’da bu uyum ahşapla tam yakalanmış. Tekne her dalgadan atladığında,veya dalgaya çarptığında düzgün akord edilmiş bir müzik aleti gibi tınlamaktaydı. 56

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 56

Testin başında her zaman yaptığım gibi manevrasız seyiri tercih ettim,hem yüksek süratini hemde bu süratte ne kadar dengeli olduğunu görebilmek için.Ventus 29 gaz vermeye başladığınız ilk andan itibaren tepkileri çok net olan ve 2,5 tonluk gövdesine karşın çok çabuk süratlenen bir tekne olmuş.Test günü şansıma,başlarda kısa süreli batı kaçağıyla başlayan ve hem dalga hemde rüzgar olarak tekneyi zorlayabileceğim şartları bana sağladı. Tekne dalga aralıkları ne kadar farklı olursa olsun,hiçbir dalgaya takılmadan

ve içeridekileri rahatsız etmeden ilerleyebiliyordu.Üzeri açık spor model olmasının zorluklarından uzaktı,yağan yağmur haricinde dalgalardan ve denizden kaynaklı tek damla su gelmedi üzerime. İlerleyen aşamalarda Ventus’un manevra kabiliyetini test etmeye geldi sıra ve yarışlardan kalan alışkanlıkla son kullanıcıdan çok daha fazla zorlayan dönüşler yaptım ve bu test sırasında da tam not almayı hak etti.V gövdenin manevra sırasında ki avantajlarının yanı

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:32


sıra,tekne karakter olarak bir arkadan itişli otomobilin karakterine sahipti.Dönüşe başlamadan tam gazdan 4/3 gaza düşüp dönüş sırasında tekrardan gazlamaya başladığınızda size hissetirdiği gerçek güç ve kontrol oluyordu.Ayrıca bu tip kuvvetli teknelerin çoğunda olan sıkıntı manevra sırasında pervanenin çürük su yaratıp ,tekneyi güçten ve süratten düşürme durumu ise test boyunca tüm zorlamalarıma rağmen karşılaşmadığım bir durumdu.Bu kadar stabil olması ve güce hakim olunması ise insana güven veriyordu.

Üç saat süren ve şansın yardımıyla birçok hava ve deniz koşulunda test etme fırsatı yakaladığım Ventus 29 benden tam not aldı ve herkese tavsiye edebileceğim bir yere yerleşti aklımda.Son olarak AG MARİNE’nin sahibi ve bu zarif teknelerin üreticisi Alpay Günaydın’a düşüncelerini sorduğumda bana “Üç tarafı denizlerle çevirili ülkemizde çok fazla tekne ve deniz sevgisine sahip olsak da, maalesef iki senedir sizin de bugün keyif alarak test ettiğiniz bu tekneler, Türkiye’de kimseye nasip olmadı.Tüm satışımız yurtdışına yapılmakta.Diğer

ülkeler markamızı ve teknelerimizi bu kadar beğenip satın alırken,ülke sularımızda olmaması üzüntü verici”dedi. Yaşam ve mutluluk kaynağımız denizlerde,özellikle kendi karasularımızda nice VENTUS’larla karşılaşmak üzere... Özellikler: Boy:8.30 • En:2.70 Kilo:2500 kg motor dahil Yakıt depo 310 lt Su depo 75 lt Son hız 45 knot Motor:Mercury 350 magnum NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 57

57

2.04.2014 08:32


TEST

Her koşulda sorunsuz bir seyir için;

Xanthos

Xanthos; denizde her havada beklentilere karşılık verecek bir bot arayanların tercihi olmalı. Bu derin omurgalı ve sert hatlara sahip bot, test süresince tam not alacak performans sergiledi. Özellikle tabanının vakum infüzyon metoduyla üretilmiş olması sayesinde gerçek bir yarış teknesi havasında olan Xanthos, ister koç botu isterse destek botu olarak kullanabilir. Fotoğraf: Mihri Ereş Test/Yazı: Tuğberk Uca

58

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 58

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:32


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 59

59

2.04.2014 08:32


TEST

Teste

Ataköy marinadan çıktım ve güzel esen poyraz rüzgarında botun öncelikle dengesini ve tepkilerini denedim. Özellikle tüplerin arka kısmının normalden uzun tutulması, botun çok çabuk plane etmesine olanak veriyor. Ayrıca seyir sürati olarak dün arkasında takılı olan 100 beygir 4 zamanlı motorla 42 deniz miline kadar ulaştı. Tahminen daha düz ve dalgasız bir denizde 45 deniz miline

60

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 60

kadar hızlanacaktır. Yarış tekneleriyle olan alakamdan dolayıdır ki, bindiğim her motorlu deniz aracını mutlaka zorlamak ve limitlerini görmek merakı içerisinde oluyorum. Bu bağlamda Xanthos’u da hem dalgada hem de dönüşlerde oldukça zorladım. Özellikle tam hızına ulaştığı durumlarda, dalgalardan atlatarak dönüşleri denedim ve çok memnun kaldım. Gövde haricinde tüplerin boyutları ve yerleşimi, botun dengesine denge katıyor.

Her dönüş daha hızlı ve daha dar olmaya başlayınca test sürüşü gerçekten keyif verdi. Ayrıca denizde bu tip bir botu kullanım alanınız ne olursa olsun sürüşten zevk alabilirsiniz. Teknik olarak oturakların altına yerleştirilmiş akü kutusu ve pompalar çok iyi izole edilmiş, botların çoğunluğundaki problem iyi izole edilmeyen ve sabitlenmeyen elektrik tesisatı ve diğer ekipmanların gerek yer değiştirmesi gerekse okside olma sorunu

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:32


böylelikle çözülmüş. Ayrıca botun içerisinde sol tarafta derin bir cep mevcut, bu cebin kullanışlı olmasının haricinde istenmediği zaman sökülebilme özelliği var. Botun baş üstünde istenildiği zaman kapanıp açılabilen ayrı bir kanat yapılmış. Dalgalı havalarda bu kanadı kapatarak altında eşyalarınızın kuru kalmasını sağlayabilirsiniz. Botların çoğunda tercih edilmeyen ama olmazsa olmazlardan kaydırmaz ayrıntılarıdır. Tüplerin üzerinde

bulunan kaymaz parçalar da özellikle ıslak geçen kullanımlarda güvenliği bir kat daha arttırıyor. Benim test ettiğim modelin boyu 545 olup toplamda 350 kg ağırlığa sahipti. Bu botu benim için özel ve sağlam yapan özelliği gövdesi, konsolu ve oturakları dahil tüm parçalarının vakum infüzyon tekniğiyle yapılmış olmasıydı. Ayrıca test boyunca dikkatimi çeken bir diğer özellik ise bu botta 1,2 mm kumaş kalınlığı kullanılmış

olması. Normalde bu boydaki botlarda tercih edilen 0,9 mm kumaş kalınlığıdır. Benim test ettiğim model 100 beygir motora sahip olandı ve mevcut altyapısı ile en düşük 70 ve en yüksek 115 beygir motor seçenekleri kullanılabilmekte. Böyle bir botun Türk üretici tarafından yapılması beni çok mutlu etti ve gelecek için umutlandırdı. Tüm denizlerde Xanthos’larla karşılaşmak umuduyla... NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 61

61

2.04.2014 08:32


TEST

Boyu küçük yeteneği büyük yarışçı

Farr 25 OD ile testimize başlamadan önce biraz hikayesini araştırdım ve üç tTürk yelkencinin Samsunda 1000 metrekare bir tesiste ürettikleri bir tekne olduğunu öğrendim.Şükrü Sanus,Cemil Ökten ve Erol Subaşı bu tekne içinuzun bir mesai harcayıp sonunda da bu yarış canavarını hayata geçirmişlerdi. Fotoğraf: Erdal Coşkun Test/Yazı: Tuğberk Uca

62

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 62

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:32


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 63

63

2.04.2014 08:32


TEST

Tekneyle

teste Fenerbahçe’den çıktık ve testi hafif havada yapmanın keyfiyle,teknenin tüm detaylarını inceleyebildim.Özellikle denize çıkış aşamasında teknenin çok çabuk hazırlanması beni çok mutlu etti.Eski zamanlarda yat yarışlarına katılırken,yarış ayrı bir süreç ve yarıştan önce teknenin yelkenlerinin donatılması ise çok daha yorucu bir süreç olurdu.Farr 25 OD ise hem boyutundan dolayı hemde pratikliğinden dolayı çok kısa bir sürede yelken yapmaya hazır hale geldi. Farr 25 one design olarak tasarlanan, IRC yarışları için optimize edilmiş Farr 25 OD, “sportboat” da denen bir mini yat aslında. Epoksi e-glass 64

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 64

ve PVC kompozitten üretilen teknede hafifliği sağlamak için yerine göre farklı yoğunluklarda ve kalınlıklarda köpük kullanılıyor.Kullanılan malzemenin yanı sıra teknenin bir bütün olarak hafifliği ve dengesi inanılmaz etkileyeci.Özellikle pontondan tekneye bindiğimde,boyundan çok daha stabil hareketleri yapacağımız test süresince alacağımız keyfin habercisiydi. Üç katı da ayrı ayrı vakumlanan teknenin son katı boya uygulamasıyla bitirilerek, yaklaşık 220 kilogram gelen kabuğunda, 30 kilo kadar ağırlıktan kazanılıyor. Sabit planlanan salması, dümen, dümen mili ve yekesi de karbon ve epoksiden. Torpil ise kurşundan, CNC yardımıyla şekillendiriliyor.

Salmanın önüne yerleştirilen TP 52 -Amerika Kupası’na katılanlar gibi çok büyük teknelerde kullanılan “weed knife”- sayesinde salmaya naylon veya yosun takılması derdi son buluyor. Dümeni teknenin kıç aynasına değil, altına yerleştiriliyor.Kıç aynanın yerine altına yerleştirilen bu dümen sayesinde ,tekne çok fazla tepki veriyor dümen hareketlerine ve neredeyse tek dümen hareketinde bir centerboard edasıyla dönebiliyor. Direk, geriye doğru açılır gurcatalar, bumba ve baston, Southern Spars tarafından North Sails’in direk ve yelken geliştirme programı çerçevesinde geliştirilmiş. Güverte donanımında ise Harken, Spinlock ve Karver gibi lider

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:32


markaların ürünleri kullanılıyor. Teknenin balon yelkeni ise artık tüm yeni yarış teknelerinde olduğu gib asimetrik ve teleskopik gönderli. Bu sayede kavança ve balon trimci tek kişinin yapabildiği bir işe dönüşmüş.Ayrıca tekne balonu basıp pupaya döndükten sonra çok çabuk hızlanabilmesi,özellikle one design yarışları için büyük avantaj sağlıyor. Teknenin tam pupa (180) değil de, 150 derecelerde en yüksek VMG hızına ulaştığını ve bu hızdan dolayı hissedilen rüzgar açısının azalarak, hiç bir zaman gönderi rüzgar üstüne almaya gerek duyulmuyor. ( 25 TWS - 153 derecede 17 knots) Teknenin deplasman/ballast

oranı 2/1’dir. Yani toplam ağırlığın yarısı torpilde bulunuyor. Makine gücü olarak 6 hp’lik dıştan takma bir motor kullanılıyor. Bu motor teknenin sancak kıç altına hazırlanmış özel bir muhafazada duruyor ve ihtiyaç anında muhafazanın altında bulunan boşluktan denize sallandırılıyor. Bu sistemin amacı,yelken seyri yaparken motorun suyla teması keserek sürtünmeyi ortadan kaldırmak. Tekne içerisinde iki kişinin yatabileceği kadar yeterli alan ve sağlı sollu iki adet yatak bulunuyor. Mevcut donanımın neredeyse tümü, karışıklığı önlemek ve şık bir görünüm kazandırmak için güverte altında saklı. Bu boyuttaki bir yarış teknesinde neredeyse tüm

donanımın güverte altına gizlenmiş olması,çaparizi önlemek açısından çok büyük avantaj.Teknenin dümenindeyken beni en çok etkileyen özelliklerinden biriside,anayelken ıskotasının hemen önünde yelkenle ilgili tüm trim halatlarının kolaylıkla ulaşılabilir uzaklıkta olması ve çok rahat trim değişikliği yapılabilmesi. Tam Boy: 7.62 metre x Genişlik: 2.47 metre Ağırlık: 930 kilogram Su çekimi: 1.80 metre Toplam Yelken Alanı: 35 – 85 metrekare Deplasman 930 kilogram Salma 453 kilogram Motor 6 bg NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 65

65

2.04.2014 08:33


ONBOARD

Absolute 45 FLY Çağdaş stil ve her parçaya ince ince işlenmiş şıklık… Kısacası Absolute yapımı.

66

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 66

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 67

67

2.04.2014 08:33


ONBOARD

45 FLY’ın

dinamizm ve sportiflik veren kompaktlığı, aynı anda şaşırtıcı bir şekilde Absolute’un geniş ölçülü tabiatına dikkat çekiyor. Gövdeye entegre hava menfezleri, gövde boyunca uzanan karakteristik yan çizgisi, alt güvertedeki kabin pencereleri (yalnızca estetik anlamda değil, harika bir panaromik seyir ve gün ışığından en iyi şekilde faydalanabilmek için de oldukça kullanışlı), arka taraftaki pencerenin kaptan kabini pervazıyla buluşması… Tüm bu şıklık, küçük megayat 45 FLY gibi görkemli ve prestijli yatların fark yaratan özelliklerindendir. Absolute 45 FLY, her alanda, sanatın en ileri ve güncel teknoloji kullanılarak ulaşılan hali. Ancak güvertedeki hayat, manzara ya da seyir keyfinden sahneler çalmayacak şekilde güvenilir ve gizli olarak arka planda çalışan sofistike teknolojiyle akıyor. Fakat modern elektronik patlamaları tam ihtiyacınız olduğunda ortaya çıkıyor, 68

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 68

örneğin multimedya keyfi: “HD LED 3D” teknolojisine sahip “Smart and Internet Ready TV”, tabletler ve akıllı telefonlar için Wi-Fi bağlantısı, Blu-Ray oynatıcı, uydu alıcıları vb. aygıtlar, seyir hayatınızı canlandırabilir. Ergonomi ve navigasyon sistemleri Dümen pozisyonundayken, kaptanın hareketlerini etkinleştirecek şekilde ayarlanabilir sırtlıklı koltuk, bir kalp atışı süresinde geriye hareket edebiliyor. Kumanda mahalli, hızdan bağımsız olarak her yönde sağladığı görüşle, elektronik ekran ve tuşların, ana kontrol panelinin ve aksesuarların (sinyalizasyon, çapa, silecekler, ışıklar…) devamlı olarak kontrol edilebilmesini sağlıyor. Kumanda mahalinde oturarak ya da ayakta sürüş, her şeyin kontrol altında ve hizmetinizde olmasını sağlıyor, güvenlik hissi, büyük bir aracın komutasında olmanın hissini veren hızlı ve kesin gövde hareketleriyle garantileniyor.

Alt güverte konfor özellikleri Boyuna rağmen harika bir yerleşimle büyük tekneleri kıskandıracak nitelikteki Absolute 45, görenleri kendine hayran bırakacak. Teknenin orta bölümünde tekne genişliğinde özel tuvalete, banyoya, separe duşa, geniş gardroplara, makyaj masası ve oturma grubuna sahip master kabin bulunuyor. Teknenin ön kısmında ise konforda master kabin ile yarışan özel tuvaleti banyosu, separe duşu ve geniş gardropları olan misafir kabini bulunmakta. Tavan yüksekliği, yapının detaylı kesinliği, dekorasyonun kalitesi ve sınıfının en geniş pencereleri sayesinde her iki kabinin de sunduğu panoramik manzarayla; Absolute 45 FLY, sahibine ve konuklarına rakipsiz ve dünya standartlarında bir yaşam alanı sağlar.Sonunda, adını hak eden her mega yatta, hatta Absolute

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


45 FLY’da olduğu gibi, güvertenin arka tarafındaki su geçirmez bir kapının direkt olarak açıldığı, titizlik ve zenginlikle donatılmış bir kabine giriyorsunuz. Canaletto ceviz finali iç dizaynda olduğu gibi meşe döşemeyle de aynı. Tavan azami yükseklikte. Cam lavabo ve Corian dolaplara sahip tuvalet ayrı. Yatak standart ebatta. Mahremiyeti güvence altına alan bir perdeye sahip büyük bir pencere ve havalandırma lumbozu konfor ve geniş bir manzara sağlıyor. Buna kaptan kabini demek kısıtlayıcı olur; bu kabin seyahat

sırasında konfor ve mahremiyeti arayacak yol arkadaşı, aile ferdi, tekne mürettebatı, hatta yatın sahibi, kısacası herkes için seyir boyunca rağbet edeceği bir konuma sahip. Bu kısa bir analiz olmakla beraber bireysel bir ziyaret daveti. Bu sayılanların 14 metreden biraz uzun ebatıyla Absolute 45FLY’ın megayat olduğunu kanıtlayamaz; ancak bu yatın gerçek büyüklüğü stili ve klasıdır. Bir anlamda yatın doğası, yüzeysel boy kategorizasyonundan daha ötesine uzanıyor. Absolute 45 FLY’ın yeri yatçılık kalitesi ve prestijinin tepe noktasıdır.

Teknik Özellikler: Boy: 14,13 m En: 4,15 m Temiz su kapasitesi: 350 l Yakıt kapasitesi: 1.300 l Motor: 2xD6-IPS600 (2x320 Kw-2x435 HP) İletişim: Deniz Yatçılık +90 (212) 352 6595 www.denizyatcilik.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 69

69

2.04.2014 08:33


ONBOARD

AZIMUT BAŞARI GELENEĞİNİN SON HARİKASI:

AZIMUT 64

Azimut Yachts, flybridge serisinde elde ettiği başarısını, yeni modeli Azimut 64 ile daha da güçlendiriyor. 20 metreden uzun olan bu yat, dünyada 200 adet satılarak eşsiz satış başarısı yakalayan Azimut 62’nin de doğal halefi.

70

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 70

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 71

71

2.04.2014 08:33


TEST ONBOARD

Stil

sahibi yenilik, benzersiz güvenlik düzeyi, mükemmel seyir kabiliyeti sunan Azimut 64, Azimut 62’nin elde ettiği başarıyı mümkün kılan tüm güçlü noktaları yeniden yorumladı ve geliştirdi. Azimut 64’ün özgün ve sportif tasarımı daha ilk bakışta dikkat çekiyor. Güvertenin genel çizgileri, tekneye zarafet ve ahenk yayarken, koyu pencereler de salon seviyesine kanatlarla beraber daha da agresif bir izlenim sergiliyor. Flybridge üzerine yerleştirilmiş ayna parlaklığındaki cam, zaten mükemmel olanı daha da zarif kılıyor. A sınıfı güvenlik sertifikasyonuna sahip Azimut 64 her tür deniz ve hava koşulunun üstesinden gelebilir. Geleneksel ve karbon elyaf gibi yenilikçi kompozit malzemeler arasında mükemmel denge yakalanacak şekilde tasarlanan Azimut 64’ün gövde ve genel yapısı, en yüksek gerilimin olduğu noktaların daha da dayanıklı olması için infüzyon işlemi uygulanarak üretildi. Bu malzemeler aynı zamanda gövdenin ağırlığını azaltıyor ve iki adet 1150 hp’lik Caterpillar motorun daha düşük enerji tüketimi ile daha yüksek performans yakalamalarına olanak tanıyor. Mürettebat kabinine açılan su geçirmez kapı, yanlamasına açılıyor ve elektronik olarak kilitlenebiliyor. Mobilyalar ise ergonomik tasarım ve biçimleriyle dinlenme anında maksimum konfor sağlıyor ve her odada, koridorda, merdivende ve baş üstü yüzeylerde bulunan tırabzanlar misafirlere ve mürettebata hareket kolaylığı tanıyor. Teknenin iyileştirilen manevra kabiliyeti ve dayanıklılığı ile seyirler artık daha keyifli. Sahip olduğu Kolay Yanaşma sistemi ve Seakeeper sayesinde, Azimut 64’ün yalpalama oranı, gerek demir atılmış halde, 72

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 72

gerekse seyir esnasında %80’e varan oranda azaltıldı. Güverte istasyonu; ikili koltuk, güç destekli sırtlık, güverte enstrümanlarının tam kontrolünü sağlamak için gösterge panelinin ortasına yerleştirilmiş yüksekliği ayarlanabilir dümen, ferah ön camlar ve maksimum görüş mesafesi sağlayan otomatik yan camlarıyla mükemmel bir ergonomiye sahip. Mekan düzenlemesiyle yeni bir referans kaynağı olan Azimut 64, geniş hacmi ve maksimum aydınlık sağlayan tasarımıyla da tarz ve konforun sistematik bir dışavurumu. Flybridge kategorisinin en eksiksiz üyesi olan bu tekne, rakiplerinden sıyrılmasını sağlayan özelliklerinin her birini, tekne sahibi için ayrı birer faydaya dönüştürüyor. En yüksek hızda seyir halindeyken bile kapalı tutulabilen bir biminiye sahip yeni nesil tavan, bu ürün segmentinde bir ilk. Kıç tarafı ve yanların zarif tasarımı ise bir yandan güneş ışınlarına karşı kapsamlı koruma sağlarken, diğer yandan da havadar ve engelsiz bir ortam sunuyor. Bu sayede üst güverte en sıcak saatlerde bile gün boyu tadına varılabilecek bir mekâna dönüşüyor. Genişliği ve ferahlığı nedeniyle Azimut 64’ün kalbi olmakta iddialı güverte; tekne sahibi ve misafirlerinin tutkularına hitap eden bir çekim merkezi, dinlenme ve sosyalleşmeye ayrılmış bir mekân niteliğinde. Ön taraftaki güneşlenme alanının yanı sıra konforlu kanepelere sahip ve tam donanımlı barbekü birimiyle servis yapılan masa da takdiri hak eden diğer unsurlar. Son olarak kıç bölgesi, iki şezlong veya tender alanı olacak şekilde özelleştirilebiliyor. Kokpit, mekân genişliği ve işlevselliği ile ön plana çıkıyor. Salon, geniş pencereden

içeri süzülen ışığın ve üç yaprak katlı cam kapının kesiştiği noktada yer alıyor. Mermer mutfak tezgahı, elektrikli aletler, pişirme yüzeyi ve lavabo ile cömertçe döşenen kuzine alanı, pusula gibi katlanan ve deri kaplı açılır kapanır tavanı sayesinde tamamen gizlenebiliyor ve oturma alanının bir parçası haline gelebiliyor. Sekiz kişilik yemek masasının üç tarafı küçük yemek odası ile çevrili. İki koltuklu dümen istasyonuna bakan kanepe bölümü, alet konsolundan kontrol edilebilen elektrikli sırtlığı istasyonla birlikte paylaşıyor ve bu sırtlık salon veya pilot bölgesine hizmet edecek şekilde elektronik olarak ileriye veya geriye hareket ettirilebiliyor. Kamaralara inen ve ön camların hemen altına yerleştirilen merdiven, hem iki güverte arasında kolay geçiş olanağı sağlıyor, hem de alt kattaki odaları aydınlatıyor. Azimut 64’ün tamamen aydınlık olağanüstü iç mekânı, tam da tasarım amaçlarına uygun olarak maksimum konfor sunuyor. Optimize yapılar sayesinde kazanılan her santimetre ve teknik bağlantılara öncelik veren yenilikçi koridor tasarımı, alt güvertenin adının konforla anılır hale gelmesini sağlıyor. Azimut 64’te tekne sahibine ayrılan alan, dinlenme olanakları ve sunduğu işlevler açısından adeta bir mabet. Küçük yemek odası ve iki adet konforlu kanepenin yer aldığı odayı dört büyük pencere aydınlatıyor. Büyük bavullar için alan sunan kaldıraçlı çift kişilik yatağın da kanıtladığı üzere depolama alanı maksimum seviyede. Motor bölümünden izole olacak şekilde yerleştirilen banyo, tekne sahibinin suitinde gürültüden uzak konforun tadını çıkarmasına imkân tanıyor ve banyonun geri kalanından ayrı bir duş yerine sahip. Pruvada yer alan VIP kabini, maksimum

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


depolama alanı sağlayacak ve duş alanıyla beraber sınıfının en iyisi banyosunu sunacak şekilde en ince ayrıntısı düşünülerek tasarlanmış. Mobilya ve güverte yüzeyinin tamamına imzasını atan zerafet, paklanmış meşeye kahverengi vernik finişin uygulandığı bir stilistik yaklaşımın sonucu. Raflar, masalar, yazı masaları ve mobilyalar doğal deri

kaplı. Tüm yatak çerçeveleri, kanepeler ve koltukların omuz hizasında olması sayesinde bir yandan ergonomik işlev sağlanmış, diğer yandan da mobilyaların orijinal aydınlatma tasarımının da katkıda bulunduğu yumuşaklık ve dairesellik hissi artırılmış. Aydınlatma sisteminde ise daha yumuşak bir etki yaratmak için boyuna aydınlatma şeritleri tercih edilmiş.

Teknik Özellikler: Tam Boy: 20,15 m Gövde Uzunluğu: 19,25 m Su Hattı Boyu: 16,28 m Maximum Genişlik: 5,23 m Tam Yükte Deplasman: 35 t Yüksüz Ağırlık: 28 t Motorlar: 2X1150 mHP Caterpillar C18 Maksimum Hız: 33 knot (Yarı dolu iken) Seyir Hızı: 28 knot (Yarı dolu iken) Yakıt Kapasitesi: 3.900 l Su Kapasitesi: 980 l İletişim: Sirena Marine Denizcilik www.sirenamarine.com.tr

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 73

73

2.04.2014 08:33


ONBOARD

Prestige 500 S ile başlayan Coupé motoryat kavramı Prestige 550 S ile daha da genişliyor.

74

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 74

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 75

75

2.04.2014 08:33


ONBOARD

Prestige

, tamamen aynı seviyede tasarlanmış ferah yaşam alanından kokpite açılan geniş kapılar ve açılır büyük spor tavan ile coupé motor yat anlayışını yeniden tanımlanıyor. Bu tasarım ile klasik motor yatlarda rastlananın aksine tüm denizlerde, her hava şartında mükemmel ve konforlu bir seyir için ideal düzen sağlanmış. Uzunlamasına ve seçkin çizgileriyle gücü ve ağırbaşlılığı yansıtırken, 76

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 76

yıllarca eskimeyecek natürel tasarımıyla çetin rekabetin yaşandığı sınıfında rakiplerinden daima bir adım önde olmayı başarıyor. 550S’in devasa havuzluğunda bulunan oturma grubu istenildiğinde geniş bir güneşlenme alanına döndürülebiliyor. Tabii ki bu arada güneşten rahatsız olabilecek misafirler için kokpitin üst tarafında gizlenmiş ve arkaya doğru otomatik açılabilen büyük tente güneşli günlerde en ihtiyaç duyulacak özelliklerden.

Geniş ve güvenli yan güvertelerden geçilerek teknenin pruvasına gelindiğinde sınıfının üstünde bir büyüklüğe sahip güneşlenme alanı sizleri bekliyor. Üst kattaki sportif Flybridge’te bulunan tenteli XXL güneşlenme alanı ister seyirde, ister demirlediğinizde benzersiz bir keyif mekanı sunuyor. Kıç kokpit ile salonun merkezinde konumlandırılmış mutfak her iki tarafa servis kolaylığı sağlıyor. Ayrıca geniş oturma grupları ve 360 derece

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


panoramik görüş açısı sağlayan camlar salonda boyutlarının çok üzerinde ferahlık sağlıyor. Özel bir merdivenle ayrı girişe sahip olan büyük mastır kabinde bulunan gövdedeki büyük pencereler, oda ile banyoya doğal ışık ve etkileyici bir deniz manzarası sunuyor. Pruva kısmında ise kabinlerin ferahlığı, büyük tuvaleti ve kapalı duş bölümü bağımsız bir yaşam alanı yaratıyor. Geniş misafir kamarasındaki yatak da ister çift kişilik ister tek kişilik olarak kullanılabiliyor. Prestige 550’nin güçlü yeni nesil gövdesi, pod tahrik sistemi ile optimize olarak çalışması

için J&J Design tarafından özel olarak tasarlanmıştır. Gövde tasarım sürecindeki en önemli başarı, 25 knot seyir hızı ile en iyi performansı sağlayabilmek ve kolayca 30 knot üzeri hıza erişimi sağlamak üzere bir gövde oluşturmak olmuştur. Bu 55 feet uzunluğundaki motor yatta, Cummins QSC 600 motorlarının ve Zeus 3800 podlarının seçilmesi ile olabilecek en uygun eşleşme yapılmış, şaft dizaynlı bir motor yata göre %20 yakıt kazancı sağlanmıştır. Ayrıca entegre otomatik flap trimleri özelliğinin yanında, joystick özelliği ile kolay manevra yapılabilmekte ve motorların yerleşimi sebebiyle benzersiz bir kıç kabin oluşmaktadır.

Teknik Özellikler: Boy: 17,92 m En: 4,79 m Draft: 1,17 m Yükseklik: 4,76 m Ağırlık: 17.70 t Yakıt Tankı Kapasitesi: 1.930 l Maks. Hız: 30 knot Seyir Hızı: 24 knot Su tankı kapasitesi: 800 l Sıcak su tankı kapasitesi: 60 l Pis su tankı kapasitesi: 120 l İletişim: Karina Yatçılık +90 (212) 560 40 04 www.karina.com.tr

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 77

77

2.04.2014 08:33


ONBOARD

sportif bir dokunuş... 2014 itibariyle Azimut Atlantis Koleksiyonu olarak yoluna devam edecek olan Atlantis yatlarının bu birleşme ile ortaya çıkarttığı 2014 model Atlantis 50 tasarımı ve performansıyla sportif yapısına asil dokunuşlar ekledi…

78

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 78

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:33


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 79

79

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Tam bir

denizci olan Atlantis koleksiyonu yeni modeli Atlantis 50’de de agresif çizgileri, yüksek performansı, lüks detayları ve konforlu yaşam alanlarıyla dikkat çektiği gibi Azimut’un dokunuşlarıyla da farkını hissettiriyor. 16,30 metrelik boyu ve 4,42 metrelik eniyle geniş ve kullanışlı bir yaşam alanı sunan Atlantis 50, tasarımındaki sert çizgileri ve sportif yapısının yanı sıra, tüm zamanı deniz üzerinde geçirmeyi isteyecek bir tasarım, konfor ve kullanışlılık ile hazırlanmış. Bu sayede de Atlantis 50 karayı tamamen unutturacak bir hayat vaad ediyor. 80

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 80

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


2 ya da 3 yatak odası seçeneği ile sunulan Atlantis 50, 3 kanatlı kapı ile havuzluk bölümünü ikiye ayrılıyor. Bu tasarım sayesinde salon kısmını da yukarıda bulunduran Atlantis 50, manzaranın keyfini ikiye katlıyor. Önde gelen İtalyan yat üreticisi Azimut Benetti Grubu bünyesindeki Atlantis Yachts’ın 2014 yılı “Azimut Atlantis Koleksiyonu” ile boy gösterecek. Bu koleksiyonun ilk modeli ise; Azimut Atlantis 50. Azimut’un karekteristiğini taşıyan Azimut 50, önceki Atlantis modellerinde olduğu gibi azimli seyir performansı, elverişli dış yaşam alanları ve alt güvertede en üst seviyede konfor geleneği de korunmuş.

Tasarımının yanı sıra güçlü her zaman her modelinde olduğu gibi Atlantis 50’de performansıyla göz dolduruyor. Manevra kuvvetini izlerken bile hissettiren Atlantis 50, tam manevralarsa serpinti olayını minimuma indirirken sarsıntısız ve rahat bir dönüş sağlıyor. Standart motor seçeneği 2x600 mHP 442 kw Cummins QSC 8,3 ile seyirde 29 knota ve maksimumda 33 knota kadar çıkarak tam bir performans yatı olduğunun altını çiziyor. Kullanımı pratik kokpiti sayesinde kaptanına zorluk yaşatma riskini en aza indiren Atlantis 50, yakıt tasarrufu ile de ekonomik bir seyir yaşatıyor.

Teknik Özellikler: Uzunluk:16,30 m Genişlik: 4,42 m Ağırlık: 20 ton Yakıt tankı: 1700 l Su takı: 420 l Maks. Yolcu kapasitesi: 12 kişi Motor: 2x600 mHP 442 kw Cummins QSC 8.3 Maks. Hız:33 knot / Seyir Hızı; 29 knot İletişim: Concept Marine +90 (212) 266 23 78 www.conceptmarine.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 81

81

2.04.2014 08:34


ONBOARD

82

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 82

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


Rodman Muse 44 benzersiz tasarımı ve yüksek performansı ile 2007 yılında en çok satan tekne olmayı başarmıştı. İtalyan tasarımcı Fulio de Simonu ve Rodman teknik departmanı ortak bir çalışma yaparak Rodman Muse 44’ün yeni versiyonunu geliştirdiler.

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 83

83

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Bu yeni versiyonda, güçlü ve dayanıklı bir karakteristik özellik çizen Rodman Muse modelinin estetik duruşu ve kişiselliği ön plana çıkaran ayrıntıları ustalıkla hayat buluyor. The Rodman Muse 44; 2 double misafir kabini ve 1 master kabin olmak üzere toplamda 3 kabine sahip. Bu gelişmiş yeni model kendi segmentinde 13,6 m sınırlarında oldukça konforlu bir tekne. Yeni Rodman Muse 44 modelinde, tüm 84

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 84

Roadman Muse modellerinde var olan ana hatların ve yapısal özelliklerin geliştirilerek farklılaştığı göze çarpıyor. Örneğin güvertede bulunan pencerelerin yüzeyi genişletilerek içeride mükemmel bir aydınlık sağlanmış. Bir başka yenilik ise teknenin her iki tarafına da eklenen 2 yeni pencere sayesinde misafir kabinleri ve master kabin olmak üzere tüm konaklama kabinlerinde doğal ışık ferahlık ve aydınlık bir atmosfer yaratmış.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


Geliştirilmiş Yeni Roadman Muse 44 modelinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de sahibinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda çok sayıda uyum seçeneği sunması. Örneğin yenilenen orijinal gövde renk kombinasyonundaki beyaz ve gri karışımı ilgi çekici bir dış tasarım ve kişiselleştirilmiş bir görünüm sergilemekte. Yeni Roadman Muse 44 2014 yılı içerisinde 3 büyük ve önemli boat Show da sergilenecek ve meralılarıyla buluşacak. Bunlardan ilki Ocak 2014’te Düsseldorf Boat Show, ikincisi Şubat 2014’te Miami Boat Show ve üçüncüsü ise Nisan 2014’te Shanghai Boat Show.

Teknik Özellikler: Boy: 13,60 m En: 4,28 m Su Kesimi: 11,90 m Ağırlık: 15,00 ton Motor: Markası Volvo Penta Motor Gücü: 2x 370 HP Yakıt Deposu: 1.330 l Su Tankı: 400 l İletişim: Solo Deniz Yatçılık

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 85

85

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Sacs Indaco 16 bir italyan efsanesi 16 metrelik dev bot “Sacs Indaco 16” heybetli duruşu ve havuzluğunda bulunan jakuzi ile ilgi odağı olacak.

86

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 86

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 87

87

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Bir İtalyan

efsanesi Sacs Botları RIB tarzına yeni bir soluk kazandırarak Indaco 16’yı tasarladı. Asi duruşu, lüks çizgileri, geniş yaşam alanlarıyla RIB’den çok bir motor yat hissi uyandıran Indaco 16, konfor ve ince detaylar göz önünde bulundurularak dizayn edilmiş. Havuzluk bölümünde bulunan C tipi koltuk grubunun karşı kısmında 88

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 88

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


gizlenebilen bir mutfak bulunuyor. Zarif bir kokpit bölümüyle tamamlanan havuzluk kısmında 2 adet de güneşlenme alanı bulunuyor. Ama bu modeli efsaneleştiren detay kıç bölümünde jakuzisinin bulunması. Tik güvertede bulunan kapaklar açıldığında jakuzi bölümü ortaya çıkıyor. Kapandığında ise tamamen gizlenip minderler konulduğunda güneşlenme

alanına dönüşüyor. Jakuzisi sayesinde deniz keyfinin katlanarak arttığı dev bot Indaco 16’da tüm bu özelliklerinin yanı sıra kokpiti üzerinde bulunan hard top sayesinde benzerlerinden ayrılıyor. 2 adet geniş kamarası bulunan bu botta, salon kısmı ve konforlu bir banyosu bulunuyor. Pendik Boatshow Concept Marine standında Türkiye’de ilk kez görücüye çıkacak olan Indaco 16, daha şimdiden ilgi odağı olmayı başardı.

Teknik Özellikler: Uzunluk: 15,32 m Genişlik: 4,85 m Ağırlık: 16 ton Yakıt kapasitesi: 2x 7000 l Su haznesi; 270 l Motor: FPT 2 x 560HP Diesel surface propellers Ameson ASD10 FPT 2 x 825 HP Diesel surface propellers Ameson ASD11 Hız: 45 – 55 knot İletişim: Concept Marine +90 (212) 266 23 78 www.conceptmarine.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 89

89

2.04.2014 08:34


ONBOARD

90

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 90

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


Boston Whaler 345 Conquest ‘Batmayan Efsane’ Boston Whaler’ın büyük kabinli modeli ‘balık makinesi’ 345 Conquest, güçlendirilmiş ve sağlamlaştırılmış gövde yapısı ile göz dolduruyor. Model ne istediğini bilen ve balıkçılığı seven tekne sahipleri için biçilmiş kaftan.

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 91

91

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Teknenin

en göz alıcı özelliklerinden biri olan hardtop tavan üzerine opsiyonel olarak eklenebilen balık kulesi, balıkçılıkta muhteşem bir avantaj sağlıyor. Modelin kokpiti güçlü bütünleşik bir cam sistemine ve hardtop tavana sahip, sistemin ortasında güverteye açılan bir cam bulunuyor. Boston Whaler 345 Conquest tüm balıkçılık aktiviteleri, performans ve tekne içi konaklamalarınızda size maksimum konforu sunuyor. Boston Whaler 345 Conquest, kokpitindeki klima ve teknenin full kapama tenteleri sayesinde hava 92

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 92

şartlarına tam uyum sağlayabiliyor. Makrolon polikarbon materyaller tekne camlarının buğu yapmasını önlüyor ve balıkçılara kristal berraklığında bir görüş sağlıyor. Kumanda mahalli ayarlanabilir sürüş koltuğu ve son teknoloji elektroniklerle sürüş keyfinizi arttırıyor. Bu bölümdeki oturma alanı, tekne misafirlerinin kaptana eşlik etmesine olanak tanıyor. Teknenin sancak tarafında bulunan wetbar; buzdolabı, dondurucu, lavabo ve depo bölümü ile atıştırma veya el yıkama gibi ihtiyaçlarınıza kolayca cevap verebiliyor. İskele tarafta karşılıklı iki koltuğun ve bir masanın yer aldığı sosyal alandaki koltuklardan birinin sırtlığı

hem öne hem arkaya dönebiliyor. Bu koltuğun hemen altındaki bölümde; saklama, hazırlama ve pişirme amaçlı kullanılabilen çekmeceler bulunuyor. 345 Conquest’in göze çarpan birçok değişik özelliği bulunuyor. Tekneye girişi kolaylaştıran yeniden dizayn edilmiş merdivenler, mutfakta Boston Whaler yemek setini içinde barındıran ekstra saklama bölümü yer alıyor. Kabinde, teknenin baş tarafında altı kişinin rahatça yemek yiyebileceği bir bölüm ve büyük bir masa yer alıyor. Bu masa, tek tuşla çift kişilik bir yatağa dönüşebilmesi özelliği ile Boston Whaler’a 2014 Miami Boat Show İnovasyon Ödülünü kazandırmıştır. İskele taraftaki tam donanımlı mutfak

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


misafirlerinizle beraber harika bir ziyafet çekmenize olanak tanırken, sancak tarafta konumlandırılan geniş oturma grubu kalabalık davetlerinizde ekstra bir yatak ihtiyacını karışlayabiliyor. Güverte altında kalan bölüm ise çift kişilik yatak kapasitesi ile konaklama ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılayabilir nitelikte. Teknenin standart aksesuarları arasında 150 litrelik livar, olta kamış ve yerleri, kabin ve kokpitte klima, jeneratör, ırgat, kabinde TV, DVD player, müzik sistemi, tam donanımlı mutfak (buzdolabı, mikrodalga, kahve makinesi), tuvalet yer alıyor. 345 Conquest, sahibinin istek ve ihtiyaçlarına göre şekillenebiliyor. Su altı aydınlatmaları, kırmızı, mavi veya siyah gövde grafikleri, tekne önü güneşlenme

minderleri ve kokpit ızgarası opsiyonlar arasında yer alıyor. Deniz üzerinde ne olup bittiğine farklı bir açıdan bakma imkanı veren opsiyonel kule sayesinde tekne etrafındaki oltaların hepsini rahatça takip edebiliyorsunuz. Ciddi balıkçılar bu bol opsiyonlu balıkçı kulesine bayılacaklar. Modelin standardında iki adet Mercury Verado 300 beygir motorlar bulunuyor. Opsiyonel olarak, 3 adet 250 beygir veya 300 beygir motorlar tercih edilebiliyor. Boston Whaler 345 Conquest, kabinli, sağlam, güçlü, aynı zamanda çılgın bir balık avlama makinesi. Ve tüm Boston Whaler modellerinde olduğu gibi 10 yıllık gövde garantisi ile uzun bir ömür vaad ediyor.

Teknik Özellikler: Tam boy : 10.95 m En : 3.56 m Derinlik : 0.56 m Ağırlık (motorsuz) : 6441.0 kg Kokpit derinliği : 0.71 m Yolcu kapasitesi : 14 Max beygir gücü : 900 hp (672 kW) Max ağırlık kapasitesi : 2531 kg Minimum beygir gücü : 550 hp (410 kW) Max motor ağırlığı : 953 kg Su kapasitesi : 170.3 L Pis su kapasitesi : 75.7 L Yakıt kapasitesi : 1480 L İletişim: Deniz Yatçılık 0212 352 6595 www.denizyatcilik.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 93

93

2.04.2014 08:34


ONBOARD

“Numarine 70” Bir deniz mucizesi

Tony Castro ve Can Yalman’ı buluşturan Numarine 70 HT performansıyla olduğu kadar dekorasyonu ve işçiliğiyle de dünyaya açılmaya hazır, iddialı bir Türk yatı…

94

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 94

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:34


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 95

95

2.04.2014 08:34


ONBOARD

Türk

Performans yat üreticisi Numarine yeni modeli 70 HT’nin Dünya kara sergisini Avrupa’nın en büyük ikinci kara fuarı CNR Boat Show fuarında gerçekleştiriyor. Daha denize inmeden alıcılarıyla buluşan Numarine 70 HT, aynı ebatlara sahip muadillerine göre sergilediği performansıyla açık ara fark yaratmayı başardı. Her zaman 96

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 96

olduğu gibi Numarine çizgisinin asaleti, şıklığı ve teknolojisiyle yeni nesil bir tekne olan 70 HT, 34tonluk gövdesiyle motor seçeneklerine göre 36 knota kadar çıkabilen bir güce sahip. Deniz üzerinde hızlı bir seyri konfor, lüks ve genişlik ile birlikte sunan Numarine 70 HT, 7 ay süren titiz bir işçilik ile

hazırlanıyor. 21,20 metrelik boyu, 5,4 metrelik eni ile deniz üzerinde yepyeni bir yaşam alanı olacak 70 HT’nin 4 kamarası ve her kamarasının kendine ait banyosu bulunuyor. 1 master, 1 VIP ve 2 adet misafir kabininin yanı sıra iç yaşam bölümünden bağımsız bir mürettebat kamarasını da içinde barındırıyor. Geniş iç salon

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


kısmı yemek odası ve oturma grubunun yanında kokpit bölümünü de içine almış. Sunroofu sayesinde tamamen açık bir seyir keyfi de sunuyor. Havuzluk bölümü oldukça geniş tutulan bu modelde güneşlenme alanı olarak da kullanılabilecek fonksiyonlu koltuk grubu kullanılmış. Tüm bunlara ek olarak ise Numarine’in efsaneleşen ön güverte kısmı 70 HT modeline de aynen uygulanmış.

Teknik Özellikler: Uzunluk: 21,20 m Genişlik: 5,45 m Ağırlık: 34 ton (motor dahil) Yakıt kapasitesi: 4500 l Su haznesi: 600 l Kamara: 1 master, 1 VIP 2 misafir + mürettebat Motor: 2x MAN 1000 hp 2300 rpm 2x MAN 1200 hp 2300 rpm Hız: 28 knot seyir, 36 knot maksimum İletişim: Concept Marine +90 (212) 266 23 78 www.conceptmarine.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 97

97

2.04.2014 08:35


YELKEN

98

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 98

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


MARİNALA MARİNALAR

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 99

99

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Ataköy Marina Doğu

ve Batı uygarlıklarının buluşma merkezi, masalsı şehir İstanbul, aynı zamanda en önemli yatçılık merkezlerinden biri konumundadır. Sayıları her yıl artış gösteren ziyaretçi yatlara ev sahipliği yapan İstanbul, yatçılık için bir ‘hedef bölge’ olma özelliği taşımaktadır. Türkiye kıyılarını ziyaret eden yatların birçoğu İstanbul’a uğramadan seyrine devam etmemektedir. İstanbul’un önemli ve 5 Altın Çıpa ödüllü ilk marinası olan Ataköy Marina, Türkiye’de iç ve dış hat uçuşları açısından ilk sırada yer alan Atatürk Havaalanı’na sadece 7 km mesafededir. Atatürk 100

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 100

Havaalanı’ndan dünyanın tüm önemli merkezlerine, doğrudan veya bağlantılı olarak tarifeli ya da charter uçakları ile ulaşmak mümkündür. İstanbul’un Avrupa kıyısında, Marmara Denizi’ne açıldığı noktada yer alan Ataköy Marina’daki Ataköy Marina Hotel İstanbul, yemyeşil bahçe içerisinde ideal konumuyla, İstanbul’un karmaşasından uzakta, tatil köyü havasında bir konaklama sunuyor. Ataköy Marina Hotel aynı zamanda, en önemli tarihi eserlerin yer aldığı Sarayburnu Yarımadası’nı ziyaret etmek isteyenler için de benzersiz bir konumdadır.

Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan gibi Karadeniz kıyısında yer alan ülkeler, yat turizmi için gerekli alt yapılarını hazırlamaya başlamışlardır. İstanbul Ataköy Marina, bu ülkelerin kıyılarını ziyaret etmek amacıyla İstanbul’a gelen yatlar için doğal bir uğrak yeri ve kış günlerinin geçirilebileceği en uygun limandır. 63 ton kapasiteli travel lifti ve 20 yılı aşkın tecrübeli teknik ekibi ile hizmet veren Tekne Bakım Onarım birimi, denizde emniyetli bağlama imkanı sağlayan ponton ve rıhtımı, 24 saat sürekli güvenlik ve temizlik hizmetleri, yat limanı içinde

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


yer alan marketi, restoranı, kafeteryası, sağlık ve spor merkezi, çocuk oyun parkı, açık otoparkı, çamaşırhanesi ve yüzme havuzu ile uluslararası standartlara sahip Ataköy Marina, yatınızla birlikte gerek kısa veya uzun süreli, gerekse kışlama amaçlı konaklama yapabileceğiniz en uygun seçenektir. Koordinatlar: N 40° 58’ 22 Telsiz Frekansı: VHF KANAL 73 Ataköy Marina Park Galleria Alışveriş Merkezi, Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, Ataköy Marina Hotel ve Ataköy Marina’dan oluşan turizm

kompleksinin yatırımcısı olan Dati Yatırım Holding A.Ş., dünyanın değişen trendlerine uygun projelerine bir yenisini daha ekledi. Dati Yatırım Holding, Marina Park ve Marina Park Residence’ı, Temmuz ayından itibaren hizmete açmaya başlayacaktır. Marina Park içersindeki mağazalar sokağı ile alışveriş merkezi konseptine yeni bir bakış getirirken, cafe ve restoran alanları ile hem iş hem de özel yemeklerin yeni adresi oluyor. Turizm, denizcilik ve alışveriş sektörünün gelişmesine büyük katkı sağlayacak olan Marina Park, bölgenin yeni yaşam ve çekim merkezi olacak. Ziyaretçilerin her türlü ihtiyacını

karşılayabileceği Marina Park, bünyesine kattığı ünlü cafe, restoran, tekstil ve diğer markalar ile alışverişin, eğlencenin ve keyfin yeni buluşma noktası. Sade, modern ve doğaya uyumlu mimarisiyle bölgeye farklı bir soluk getiren Marina Park, ziyaretçilerine İstanbul’un eşsiz güzelliklerini sunuyor. Atatürk Havalimanı’na 8 km, Yenikapı İskelesi’ne 6 km, Eminönü’ne 9 km, Taksim Meydanı’na 11 km uzaklıkta… Bakırköy Deniz Otobüsü İskelesi’ne yürüme mesafesinde. Marina Park ve Marina Park Residence bölgenin buluşma noktasında misafirlerini bekliyor NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 101

101

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Martı Marina Orhaniye Uluslararası

“Mavi Bayrak” ödüllü, Güney Ege’nin cennet köşesinde, Türkiye’nin denize girilebilen ilk marinası: Martı Marina Hemithea Tanrıçasının evi olan, Hisarönü Koyu, Türkiye sahillerinin en güzel koylarından biridir. Martı Marina işte bu koyda size, tam teşekküllü, istisnai bir limanda konaklama imkanı sunar. İskeleler

102

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 102

en son teknik ve elektronik donanımlarına sahip olup, her boy tekne ve yat için bağlama yerine sahiptir. Güney Ege’nin cennet köşesi Martı Marina, Marmaris’e 25 km, uluslararası Dalaman Havalimanı’na 115 km uzaklıkta. Yaz aylarında yıldızların altında açık hava sineması ve barbekü partileri, yaz başında EMYR ( Doğu Akdeniz Yat Rallisi) katılımcıları ve siz tekne

sahiplerinin davetli olduğu “Yaza Merhaba” partisi ile Martı Marina’da aktiviteler ve kurulan dostluklar hiç bitmez... Mistral Restaurant Bar Martı Marina’daki Mistral Restaurant – Bar, size serinletici bir içkinin yanı sıra Akdeniz ve Uzakdoğu mutfaklarının en özel lezzetlerini sıcak bir atmosferde sunar.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


Çam ağaçlarının ortasındaki havuzu ve turkuaz rengi denizin kıyısında yer alan restoranda, kahvaltınızı veya öğle yemeğinizi tarifsiz bir manzara karşısında yiyebilir, akşam yemeğinize eşlik eden yıldızların altında romantik gecenizi sonlandırabilirsiniz. Fanari Restaurant Nefes kesici deniz manzarası eşliğinde zengin ege mezeleri ve günün en taze ve lezzetli balıkları ile enfes öğle ve akşam yemekleri sizleri bekliyor. Koordinatlar:36° 45’ 30” N, 28° 08’ 30” W TelsizFrekansı: VHF Kanal 73-16 D

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 103

103

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Palmarina Bodrum Tüm

Dünya Palmarina’yı konuşuyor… Yepyeni ruhuyla Palmarina Bodrum bu yaza damga vuracak! Son teknoloji Mega yat rıhtımlarından kendi alanının rakipsiz markası olan yerli ve yabancı restoran ve barlara kadar dünyanın en iyileri PALMARINA Bodrum’da bir araya geliyor… Palmali Grup bünyesinde Mayıs 2011’den itibaren misafirlerini ağırlayan ve aynı süreçte renevasyonu devam eden PALMARINA Bodrum, yenilenen yüzü ile bu sene bambaşka bir deneyim yaşatmaya hazırlanıyor. 104

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 104

Mega Yat Kapasitesi ile Türkiye’de Tek… Sunduğu eğlence dünyasının yanı sıra: Türkiye’nin tek yüksek kapasiteli Mega & Giga Yat konaklama limanı olan PALMARINA Bodrum 2013 sezonundan itibaren 710 deniz kapasitesi ile çeşitli boylardaki yelkenli ve Motor Yatların yanı sıra 69 adet 40 m ve üzeri Mega Yatlara bağlama ve yıl boyu konaklama imkanı veriyor. Palmarina Bodrum, Tam donanımlı kara “çekek” sahasında ise maksimum 45 m boya kadar 140 tekneye de teknik servis hizmeti veriyor. Tüm markalarıyla 12 ay boyunca hizmet vermeye hazırlanan

PALMARINA Bodrum Türkiye’nin en güvenli ve tek Mega Yat marinası olarak farklılığını ortaya koyuyor. Palmarina, aynı zamanda Lloyd’s Register of Shipping (LRQA) tarafından verilen ISO 9001 - 2008 belgeli ilk ve tek marinadır. Bodrum’daki Yeni Eviniz: Palmalife Marina Hotel... Gün batımının sonsuz keyfini çıkaracağınız eşsiz bir manzara, benzersiz özel incecik bembeyaz kumu ile size özel bir plaj... Bodrum yarımadasının en gözde tatil köşelerinden biri olan Yalıkavak’da bulunan Palmalife Marina Hotel; eşsiz

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


konumu, canlı plajı ve tropikal atmosferi ile misafirlerini karşılamaya hazır. Palmalife Marina Hotel suitleri, kendi mutfak ve banyosunu içinde bulunduran, 2+1 veya 1+1 ünitelerden oluşuyor... Arzunuza göre, suitinizi ara kapılar ile bölüp, ayrı ayrı yaşam alanlarının keyfini çıkarabilir, ya da tüm kapıları açarak, büyük hacimli tek bir yaşam alanı olarak kullanabilirsiniz. Palmarina Boutique Hotel Aslında, evinizdesiniz. Palmarina Boutique Hotel ile sizi, eşsiz doğa ile bütünleşmeye davet ediyoruz. Şık ayrıntılarla süslenen

sıcak Ege mimarisine dokunduktan sonra Yalıkavak’a doğru küçük bir keşif turu yapın ve bu özel atmosferin tadını çıkarın. Birbirinden özel 17 odası ile Palmarina Boutique Hotel sizi bekliyor. Bodrum’un en güzel yanını hissetmek için geç kalmayın. Efsane Eğlence Mekanı “BILLIONAIRE” The Istanbul EDITION’dan sonra PALMARİNA Bodrum’da... Türkiye’ye Palmali Şirketler Grubu tarafından getirilen ve dünya jet-set’inin en popüler mekanlarından biri olan Billionaire, yaratıcısı Flavio Briatore

tarafından Sardunya Adası’ndan sonra ilk şubesini, Avrupa’nın yükselen değeri olan İstanbul’da açarak bir ilke daha imza attı. İlki The Istanbul EDITION’ın içinde konumlandırılan, düzenlediği partiler ve ev sahipliğini yaptığı seçkin davetlerle gece hayatına yeni heyecanlar katmaya devam eden Billionaire, Türkiye’de İstanbul’un yanı sıra; sosyal yaşamın ve kalitenin üst düzeyde olduğu Bodrum’u ikinci mekan olarak değerlendirmiş ve Bodrum Yalıkavak’ta bulunan lüks PALMARİNA adası içinde yerini almıştır. Tasarımında, çağdaş tarzı ve lüksü orijinal bir stilde harmanlayan Billionaire İstanbul ve NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 105

105

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Billionaire Bodrum, olağanüstü ve heyecan verici bir atmosferde sunulan mükemmel servisi ve dinamik müziğiyle misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaktadır. Dünyaca ünlü Cipriani, yeni şefi ve yaz için özel hazırlanan lezzetleri ile yazın gözdesi… Dünyaca ünlü yıldızların müdavimi olduğu restoran New York, Hong Kong, Los Angeles, Miami, Ibiza, Moskova, Monte Carlo, Porto Cervo, Abu Dhabi, Venedik ve Londra’nın ardından The Istanbul 106

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 106

EDITION ve PALMARİNA Bodrum’da hizmet veriyor. Üçüncü nesil Cipriani ailesi tarafından yönetilen restoranlar zinciri yalın ve klasik tarzını yıllardır koruyabilen ender restoranlardan biri olarak kabul ediliyor. Dünyanın en iyi İtalyan restoranları arasında gösterilen Cipriani, değişmez kalitesini ve eşsiz lezzetlerini misafirleriyle buluşturuyor. Yılların getirdiği deneyimle gastronomi kültürüne birçok yenilik kazandıran Cipriani, mükemmel servisi ve özel içkileriyle konuklarını en iyi şekilde ağırlıyor. 1931

yılında “Harry’s Bar” adıyla Venedik San Marco Meydanı’nda açıldığından beri konuklarına çok özel İtalyan lezzetleri sunan Cipriani’de Giuseppe Cipriani tarafından gastronomiye kazandırılan ünlü ‘Carpaccio’ ve yine beyaz şeftali püresiyle köpüklü İtalyan şarabının karışımından oluşan kokteyl ‘Bellini’ restoranın en özel lezzetleri arasında yer alıyor. Spor ve Sağlık Yalıkavak’ın en güzel koyu olan Gökçebel Mevkii’nde sizleri bekleyen rüyaya

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


dokunun… Bembeyaz Kum Plajı, muhteşem Ege manzarası ve benzersiz eğlence dünyası ile Palmabeach Palmalife Bodrum Resort & SpaEge sizi ve sevdiklerinize destansı bir ev sahipliği için hazır bekliyor. Bodrum tutkunları çok iyi bilirler; bölgede tüm renkler 7/24 insanlara nüfus eder ancak mavi ve beyazın ayrı bir yeri vardır. 250 metre uzunluğundaki Palmabeach’i, incecik beyaz kumları, masmavi deniziyle sizin için bir rüyayı şekillendirecek olan tılsımlı bir mekân olarak isimlendirebiliriz. Palmabeach, günlük hayatın temposundan

uzaklaşıp, palmiye ağaçlarıyla gölgelenen yemyeşil çimenlerde güneşlenebilecekleri sakin bir koyun berrak sularında yüzecekleri bir ortam… Bodrum’un muhteşem doğası ve su sporlarının heyecan yüklü dünyasını bir arada yaşamaya ne dersiniz? Spor tutkunları için hazırlanan özel yüzer koy iskelesine sahip su sporu alanları ve deneyimli eğitmenlerle Bodrum’un mavi sularının tadına varacak; motorlu ve motorsuz su sporu araçları ile dilediğiniz gibi heyecan yaşayabileceksiniz. Tüm bunların yanı sıra

doğayla bütünleşen fitness salonunda alanında uzman kişilerce çalışabilir, tenis, voleybol ve mini futbol sahalarında takım sporlarında eğlenceli anlar geçirebilirsiniz. Yeşil ve mavinin buluştuğu Palmalife Bodrum Resort & Spa’nın açık ve kapalı havuzlarında tatilin keyfini çıkarırken bir yandan da aldığınız kalorileri eğlenceli bir şekilde yakabilirsiniz. Koordinatlar: 37° 6’27.69”N - 27°16’58.70”E Telsiz Frekansı: VHF Kanal 72 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 107

107

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Port Alaçatı Marina Port

Alaçatı Projesini, Ege Denizi’nin o güzel mavisini bahçenize kadar getirmek ve size denizle iç içe yaşamanın keyfini tattırmak için tasarlandı. Proje, deniz sevdalılarına hitap eden bir yaşam konseptini hayata geçiriyor. Denizin yanı başında, su ile iç içe bir yaşamı seçen ve evlerinin önüne teknelerini bağlamayı hayal eden, çok uluslu bir topluluk için tasarlanan proje, bütün ihtiyaçlarınıza cevap verecek şekilde planlandı. Mağazaları, sportif ve turistik tesisleri, güvenliği, marinası ile birlikte sizin hizmetinizde olan projemize yakın gelecekte sağlık, spa, golf ve 108

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 108

kültürel faaliyetlere yönelik merkezler de eklenerek yaşam stilinize de her geçen gün yeni zenginlikler katılacak… Denizin yanı başında, su ile iç içe bir yaşamı seçen ve evlerinin önüne teknelerini bağlamayı hayal eden, çok uluslu bir topluluk için tasarlanan projemiz, bütün ihtiyaçlarınıza cevap verecek şekilde planlandı. Port Alaçatı, sakinlerine, her bakış açısından dünyada benzeri az bulunan manzaralar sunmakta. Port Alaçatı çevreye duyarlı yaklaşımıyla da ayrıcalıklı bir proje Balık ve kuş çeşitleri ile çok zengin bir

doğaya sahip olan bölge, kanalların açılması ile daha da zengin bir çevreye kavuşmuştur. Daha önce bölgede hiç görünmeyen mürekkep balıkları, mavi yengeçler, levrek, balıkçıl kuşlar sayıları gittikçe artarak bu bölgeyi yeni yuvaları olarak benimsemiştir. Duyarlı çevre yaklaşımı, peyzaj, rüzgârdan enerji üretim potansiyeli ve reverse osmosis ile sulama suyu ve tatlı su devir daimi sağlama planları olan Port Alaçatı, gelecek nesillere daha güzel bir çevre bırakmak için çabalamaktadır. Her köşesinden nefes kesen Ege manzaraları sunan Port Alaçatı evleri,

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:35


geleneksel Ege mimarisi ile modern dizayn anlayışının ahenkli bir şekilde birleşmesiyle oluştu... Türkiye’de daha önce benzeri görülmemiş, dünyada da az sayıda örneği bulunan bir marina-kent projesi olan Port Alaçatı’nın konsepti, ünlü Fransız mimar François Spoerry imzasını taşıyor. Güney Fransa’nın en ilgi çekici yerleşimlerinden biri olan Port Grimaud projesinin Alaçatı’ya uyarlaması olan projenin planlaması, Spoerry hayatını kaybetmeden önce, 1999 yılında yapıldı. Projenin master planının sorumluluğu şimdi, uzun yıllar Spoerry ile birlikte çalışan mimar Xavier Bohl’a ait.

Port Alaçatı, Alaçatı’nın günümüze kadar korunmuş otantik Alaçatı mimari öğelerinin modern bir estetik yorumla birleşmesi sonucu ortaya çıktı. Yalnızca Alaçatı’yı değil, tüm Akdeniz havzasının mimari sentezini çağdaş bir yorumla harmanlayan projede demir işlemeleri, kapılar ve taş işçiliği gibi Alaçatı’ya özgü mimari öğeler, aylar süren özel araştırmalar ile derlendi ve değerlendirildi. Yüksek inşaat kalitesine özen gösterilen Port Alaçatı, Fransa’da Port Grimaud projesinin yaratıcısı François Spoerry’nin ölümünden sonra projeyi devralan Xavier Bohl’un yanısıra İzmir merkezli

Ayyapı ve İstanbul merkezli Ozan Mimarlık tarafından ortaklaşa olarak gerçekleştiriliyor. Yaşam Doğa, spor, alışveriş, eğlence, huzur... Burada aradığınız her şeyi bulmak mümkün... Port Alaçatı, kalabalık şehirlerin ve normal yaşamın yorucu temposundan kurtulmak isteyenlere sakin bir yaşam stili, aktif bir ortam arayanlara ise sörf, yelken, derin deniz balıkçılığı ve diğer pek çok spor ve aktiviteyi sunabilecek kapasitede. Burada NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 109

109

2.04.2014 08:35


YELKEN MARINA

Spor Rüzgar sörfünde dünyanın sayılı bölgeleri arasında yer alan ve bu alanda çeşitli uluslararası şampiyonalara ev sahipliği eden Alaçatı’da sörfün yanısıra, kite sörf, pedal boarding, yelken, derin deniz balıkçılığı, scuba, tenis, fitness ve hiking de mevcut. Ayrıca 2017 yılında faaliyete geçmesi beklenen 18 delikli, uluslararası turnuva standartlarındaki golf sahası ile Port Alaçatı aranızdaki golf tutkunları için de ideal bir belde olacak.

insanın geldiği ve bölgede çeşitliliği ile ün salmış olan bu pazar, eşi bulunmayan bir alışveriş ortamı sunmakta. Ayrıca başka yerde benzerini bulamayacağınız, el işi, takı, deri işleri ve giysiler bulacağınız renkli butikler, yörenin zeytinyağlarının ve el yapımı zeytin yağlı sabunlarının, bölgenin şaraplarının sergilendiği dükkanlar, taze pasta ve ekmek alabileceğiniz, sokaklara taze, sıcak ekmek aromaları salan fırınlar bulmak da mümkün. Port Alaçatı Projesi de, Alaçatı’daki mevcut alışveriş çeşitliliğine her geçen gün yeni örnekler katmakta...

Alışveriş Sanat galerileri, antika çarşısı, el yapımı takılar, zeytin ürünleri ve yörenin güzel şaraplarını satan butik ve dükkanları ile Alaçatı bir alışveriş cenneti... Alaçatı’da her Cumartesi günü, bölgeye özgün ürün ve antika eşyanın sergilendiği bir pazar kurulmakta... Yunanistan ve Ege’nin çeşitli yerlerinden de pek çok

Yeme/İçme Ege ve Akdeniz mutfağından en lezzetli örnekleri sergileyen lokantalar, taze deniz ürünleri sunan restoranları ile Alaçatı’da herkesin damak zevkine göre bir şeyler bulmak mümkün... Alaçatı’da dünyanın değişik bölgelerinin mutfaklarından güzel örnekler sunan restoranlar bulmak mümkün. Port

herkesi memnun edecek değişik yaşam stillerini bir arada bulmak mümkün...

110

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 110

Alaçatı’da ise her yıl yeni restoranlar hizmete geçiyor. Marina ve çevresinde, çok özel balık restoranları, yöreye özel yemekler sunan lokanta ve kafeler size pek çok alternatif sunmakta. Ege’nin zengin mutfak kültürü, bütün tazeliği ve güzel lezzetleri ile sizin beğeninize sunulmakta... Plaj Port Alaçatı, Çeşme yarımadasının en seçkin plajlarına kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir konumda… Port Alaçatı, meşhur Ilıca Plajının hemen yanı başında. Ayrıca pek çok özel plaja yakınlığı ile de size deniz keyfi konusunda pek çok alternatif sunuyor Port Alaçatı... Merkezi konumu sayesinde, teknenizle açıldığınızda, kısa sürede çok güzel, sayısız koya erişebilirsiniz. Çok yakın bir gelecekte ise, Port Alaçatı sakinleri kendi özel plajlarından da faydalanabilecekler. Koordinat: 38º 15’ 12’’ N, 26º 23’ 06’’ E Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 72

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 111

111

2.04.2014 08:36


YELKEN MARINA

Teos Marina 21.06.2010 tarihinde faaliyete geçen TEOS MARİNA, denizde 480, karada 80, kanal rıhtımında ise 30 küçük tekne kapasitesi ile Seferihisar - Sığacık’ta hizmet vermektedir. 2011 yılında THYA (The Yacht Harbour Assc.) tarafından Uluslararası Kalite Standartları çerçevesinde değerlendirilmiş ve yüksek kaliteli bağlama, teknik, güvenlik, temizlik ve sosyal tesisleri ile 5 Altın Çıpa kalitesinde hizmet veren marinalar arasına girmeye hak kazanmıştır. Türkiye’nin ilk “cittaslow” (sakin ve yavaş yaşam) kenti Seferihisar sınırları içerisinde yer alan Teos Marina, Seferihisar ilçesi topraklarında en eski yerleşim yeri olan 112

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 112

Antik Teos’da bulunmaktadır. Antik Teos, M.Ö. 1000 yıllarında bir İon kolonisi olarak kurulmuştur. 12 İon kentinin en önemlilerinden biri olan Teos’ta Helenistik ve Roma dönemi kalıntıları bulunmaktadır. Tarihin önemli yerlerinden biri olan Teos’ta inşa edilmiş Teos Marina, 12 Milyon Dolarlık yatırımı ile bu tarihi kente bir kaç daha anlam katmıştır. Teos Marina, zamanla daha farklı yatırımlarla her geçen gün işletme yapısını ve kapasitesini geliştirme çalışmaları yapmaktadır. SANTAMANU WELLNESS & SPA Santamanu Wellness & SPA Seferihisar Teos Marina’da bulunan İzmir’in en

büyük day SPA merkezi olma özelliğini üzerinde barındırmaktadır. Bu yönüyle, misafirlerimiz sauna, buhar banyosu, şok duş, deniz manzaralı jakuzi, dinlenme odası ve Türk hamamından faydalanabilmektedirler. Teos Marina Santamanu Wellness & SPA’da keseköpük, masaj, cilt bakımı ve kuaför hizmetleri sunulmaktadır. Zengin bir SPA menüsüne sahip olan merkezde çikolata ve kil bakımları, hem sıcak hem soğuk taş masajları, aromaterapi, medikal masaj, hipnomasaj, lomi lomi ve Uzakdoğu esintilerini hissettiren farklı masaj türleri ile hem rahatlamanıza hem de hayatın stresinden

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


uzaklaşmanıza yardımcı olacak hizmetler sunulmaktadır. Eğitimli ve deneyimli personelimizle keyfinize keyif katacak bir mekan. Tüm bunların yanında marinada yeşille mavinin buluştuğu, huzur veren SPA Cafe’de ister sıcacık bitki çayınızı, isterseniz de vitamin dolusu içeceğinizi yudumlayabilirsiniz. SPA keyfinin sonunda sağlıklı bir içecekle gününüzü sonlandırabilirsiniz. Birlikte keyifli bir gün geçirmek dileğiyle… Ege Açıkdeniz Yat Kulübü (EAYK) 1999 yılında yapılmakta olan Çeşme Festivali sırasında ortaya çıkan bir düşünce ile bu festivale bağlı olarak yapılan bir yat yarışı sonucunda Ege Açıkdeniz Yat Kulübü (EAYK) kurulması fikri ortaya çıkmış ve kulüp 2000 yılında, Egeli denizseverler, Göztepeli milli yelkenciler, Çeşme’de bağlı yelkenli

ve motoryat sahiplerinin de katılımı ile Çeşme’de kurulmuştur. Aynı yıl Türkiye Yelken Federasyonu’na bağlı olarak yarış faaliyetlerine yönelen kulüp 2001 yılında 10 yat yarışı düzenleyerek önemli bir çıkış yapmıştır. Nisan 2002 tarihli Genel Kurulunda alınan karar doğrultusunda, gerek kulüp merkezinin Çeşme’den İzmir’e taşınması, gerekse de Yönetim Kuruluna uygun yerlerde şube açma yetkisi verilmesi ile isminin getirdiği gibi bundan böyle Ege’nin kulübü olma yolunda ilk adımlar atılmıştır. Halen 240 üye, 150 yat ve 250’den fazla lisanslı sporcusu ile faaliyetlerini gerek Sığacık körfezi ve gerekse İzmir körfezi, , Urla ve Foça denizlerinde sürdürmekte olan EAYK, genç bir kulüp olmasına karşın EAYK 2007 yılında toplam 38 yarışı, IRC I, IRC II, IRC III, IRC IV ve Destek sınıflarında başarı ile düzenlemiştir.

Amacı, Ege Denizinde denizciliğin ve yatçılığın gelişmesi için başta yelkenli yat yarışları olmak üzere her türlü denizcilik faaliyetinde öncü olmak olan EAYK’ın düzenlediği yarışlara ortalama 14 tekne ve 108 yarışçı katılmaktadır. Yarışlar; yatçılık, yelken ve deniz sporlarının geniş bir kitleye sevdirilmesi ve tanıtılması amacı ile düzenlenmektedir. İzmir Körfezinde gerçekleştirilen yarışlar körfezin geçmişteki yelkenli dolu günlerini anımsatarak, körfezin temizleme çalışmalarının başarıya ulaştığı mesajını her türlü yazılı ve görsel medya kanallarını kullanarak İzmirlilere ve ulusal kamuoyuna duyurulması misyonunu da üstlenmektedir. Koordinatlar: 38º 11’ 79.0” N - 26º 47’ 00.0” E Telsiz Frekansı: VHF 72 / 16 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 113

113

2.04.2014 08:36


YELKEN MARINA

7 Denizdeki eviniz Setur Marinas Setur

Marinaları; Kalamış ve Fenerbahçe, Yalova, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Marmaris, Finike ve Kaş Marinaları olarak kıyılarımızda seyreden yatçılara dünya standartlarında hizmet vermektedir. Setur Marinaları’nın deneyimli kadrosu, alışılmış marina servisleri dışında otel, uçak rezervasyonları, çevre gezileri, araç kiralama, giriş - çıkış formaliteleri ve yat sigortası gibi birçok konuda da yardımcı olmaktadır. Koç Topluluğu’nun Turizm Grubu üyesi olan ve 1965 yılı ortalarında kurulan Setur Servis Turistik A.Ş., marinacılık faaliyetlerine 1978 yılında Çeşme Altınyunus Oteli kapsamındaki Altınyunus Marina ile başlamıştır. 1986 yılında, merkezi Marmaris olmak üzere 6 teknelik bir filo ile kurulan Setur Yat Ofisi, o dönemde çoğunluğu yabancı sermaye olan ve ülkemizde hizmet veren tekne kiralama şirketlerinin yanında yerini almış, talepteki artış nedeni ile 1990 yılında hizmete geçirdiği Göcek Yat Ofisi ile sayısını 2’ye çıkarmıştır. 2000 senesi itibari ile 20 teknelik filoya sahip olan Setur Yat Ofisi, 2000 yılı sonunda

bu faaliyet alanından çıkmaya karar vermiş, filosunu ve merkezini Kalamış Marina’ya taşıyarak teknelerin satışını burada tamamlamıştır. 1990’lı yıllara kadar sadece Çeşme Marina ile marinacılık faaliyetlerini sürdüren Setur, Ocak-1991’de Türkiye Denizcilik İşletmeleri mülkiyetinde bulunan Antalya Marina’nın kiralanması ile marina sayısını 2’ye çıkarmıştır. 2 yıllık bir yatırım sürecinden sonra da her yönüyle eksiksiz bir marina haline getirilen Setur Antalya Marina, yeni bir imajla sektörde yerini almıştır. Antalya Marina’nın sözleşmesi 2001 yılında 5 yıl daha uzatılmış, ancak Liman’ın özelleşmesi ve Marina’yı Liman’ ı işleten firmanın ortaklarından olan şirketin işletmek istemesi üzerine, Mayıs 2007 itibari ile bu marinadan çıkılmıştır. Doğu Akdeniz’deki talebin artışı ile yeni marina yatırımı arayışı içerisine giren Setur, Nisan - 1997’de Finike Belediyesi’nden kiralama usulü ile devraldığı Finike Marina ile zincir marina işletmeciliği yolunda önemli bir adım daha atmıştır.

Kuzeyden güneye inen yatçılar için önemli bir uğrak limanı olan Ayvalık Marina, işletmeci şirketin hisselerinin tamamının devralınmasıyla Ağustos 1997’de Setur Marinaları zincirine dahil edilmiştir. Aynı yıl içerisinde, Marmaris bölgesinde bulunan ve doğal SİT alanı olan Karacasöğüt Yat Yanaşma Yeri, doğal güzelliğe zarar verilmeksizin, seyir halindeki yatçılara uğrak yeri olacak şekilde düzenlenerek Setur Marinaları zincirine dahil edilmiş, 2002 yılının ikinci yarısında başka bir marina işletmecisi firmaya devredilerek sektörde hizmet vermeye devamı sağlanmıştır. 2007 yılında Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları Limanlar ve Hava meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’ nün açmış olduğu ihalede Yalova Marina’nın ihalesi kazanılmıştır. Yalova Marina 2010 yılında hizmete açılmıştır. Setur Marinaları, Türkiye’nin tek zincir marina işletmesi olup sektörün lideri konumundadır. Kalamış&Fenerbahçe, Yalova, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Marmaris, Kaş ve Finike olmak üzere 8 marina işletmektedir.

a Kaş Marina

Akdeniz

’in maviliğini, doğanın yeşilliğini bizlere cömertçe sunan Kaş’ın ilgi çekici özelliklerinden biri de Yunan Kastellorizon (Meis) Adası’na yalnızca birkaç mil uzaklıkta olmasıdır. Küçük feribotlarla ve teknelerle gidilen ada, güzel bir gün geçirmek için en ideal adreslerden biridir. Dünyaca ünlü Patara kumsalları, Batıkşehir ve Kekova, St. Nicholas Kilisesi Kaş’tan sadece yarım saatlik bir mesafededir... Akdeniz’in en modern marinalarından biri olacak Kaş Marina, Kaş’ın tarih boyunca sahip olduğu denizci kimliğini daha da kuvvetlendirerek Kaş’ı daha güçlü bir deniz kenti haline getirecektir. Akdeniz’in prestijli ve güvenilir yat limanlarından biri olacak Kaş Marina şimdiden Akdeniz’de seyahat eden yatçıların gözdesi olmaya aday…Öyle görünüyor ki Kaş Marina ile Akdenizli yatçılar Kaş’a demir atacak…Koordinatlar: 36° 12’ 19’’ N - 29° 37’ 27’’ E • Telsiz: 73 “Kaş Marina’’ 16

114

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 114

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


a Kalamış & Fenerbahçe Marina

Setur

Kalamış ve Fenerbahçe Marinaları’nın herhangi bir kritik yaklaşım özelliği yoktur. Marina içinde derinlik azami 6,5 metredir ve tonoz döşeli olduğu için demir atılmaz. Mavi bayrak taşımakta olan Setur Kalamış ve Fenerbahçe Marinaları’nda palamar botu ile hizmet verilir. Çekek sahasında marina tarafından üstlenilen, yatların karaya

çekme, denize indirme ve alt yıkama hizmetlerinin yanı sıra her türlü kışlama ve bakım hizmetlerini marina dahilinde faaliyet gösteren diğer işletmelerden almak mümkündür. Marina içindeki atölyeler tarafından gerçekleştirilen bakım/onarım işlemleri arasında boya uygulama ve bakımı, osmosis koruma ve tedavisi, pasta, vernik, epoxy - polyester işleri, yelken,

branda, kışlık örtü, bimini, sprayhood imal ve onarımı, her tür ana makina, jeneratör ve dıştan takma onarımı, torna işleri, ahşap güverte ve mobilya imal ve onarımı ile elektrik ve elektronik ekipman tamir, montaj ve bakımı sayılabilir. Koordinatlar: 40° 58,7’ 42’’ N - 29° 02,3’ 12’’ E • Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73 / 16

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 115

115

2.04.2014 08:36


YELKEN MARINA

a Ayvalık Marina Setur

Ayvalık Marina; kuzey Ege’de sakinlik arayanların uzun süre kaldığı, kuzey-güney seyirlerinin vazgeçilmez durak noktasıdır. Adeta bir göl biçiminde olan Ayvalık Limanı’na giriş Dalyan Boğazı olarak anılan dar bir kanaldan yapılmaktadır. Kanalın giriş kısmını işaretlemek için yerleştirilmiş kardinal fenerlerini hemen fark edeceksiniz. Baş aşağı iki koni biçimli güney kardinal feneri (gece VQ (6) + LFI 15s çakar) giriş ağzının kuzeyindeki sığlığı

işaret eder. Ayrıca onun hemen güney batısında bulunan kırmızı bir şamandıra 5 m’lik sığ alanın güney ucunu belirtir. Bu fener kulesi bordalanınca, Dalyan Boğazı’nın iki tarafını işaretleyen 40 m aralıklı üç çift beton fener kulelerinin ortasından rota tutulur. Kanal içindeki derinlik 6 m’dir. Marina içinde derinlik azami 4,7 metredir ve tonoz döşeli olduğu için demir atılmaz. Yatlara karaya çekme, denize indirme, basınçlı su ile yıkama hizmetleri verilir.

Onarım, bakım, kışlama ve periyodik bakım hizmetleri anlaşmalı servisler tarafından yerine getirilir. Motor çalıştırma, akü şarj, havalandırma, sintine kontrol gibi periyodik hizmetlerin yanı sıra her türlü mekanik, teknik, elektrik, marangozluk ve boya işleri yapılmaktadır. Koordinatlar: 39° 18.9 07’’ N - 026° 41.2’ 78’’ E Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73 / 16

a Marmaris Marina

Netsel

Marina, her türlü hava koşullarında teknelere tam güvenlik sağlayan iki mendirekle çevrilmiştir. İki mendirek arasında 9 adet yüzer iskele bulunmaktadır. Yüzer iskelelerin ortalama boyu 80 m. civarındadır. İskelelerdeki maksimum derinlik 18 m. ve minimum derinlik 3,5 metredir. Marina elektrik altyapısı kapsamında 31.500 V orta gerilimle çalışan biri 400kVA diğeri 1.000 kVA olan iki adet trafo bulunmaktadır. Ayrıca 100kVA ve 550 kVA’lık iki adet jenaratör yardımıyla bütün marina sınırları içinde kesintisiz elektrik hizmeti verilmektedir. Marina sahasının iki ayrı bölgesinde olmak üzere duşlar ve tuvaletler yer almaktadır. Bu ünitelerde 24 saat sıcak su verilmektedir. Marinada kalan kişiler için bu hizmetler ücretsizdir. Marina içinde bulunan akaryakıt istasyonundan yat sahipleri akaryakıt ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Marinada yer alan sosyal ve ticari merkezler 116

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 116

kapsamında, restoranlar, bar ve kafeler, sağlık merkezi, alışveriş merkezi, yat kulübü, seyahat acenteleri, yüzme havuzu, tamir-bakım atölyeleri, akaryakıt istasyonu, çamaşırhane, duş ve wc kabinleri, 13 adet stüdyo tip daire bulunmaktadır. Netsel Marina tarafından tamir-bakım hizmetleri verilmemektedir. Bu hizmet marina sahasında yer alan işletmelerce verilmektedir. Tamir-bakım hizmetleri kapsamında boya, marangozluk işleri, kaynak işleri, motor bakımı, yelken-branda tamiri vb. işler yapılmaktadır. Marina kompleksinde ortaya çıkan atık sular belediye kanalizasyon sistemine deşarj edilmektedir. Tüm marina sahasına yağmur suyu ve atık su kanalizasyon sistemi döşenmiştir. Ayrıca yatlardaki pis sintine suların tahliyesi için vidanjör hizmeti verilmektedir. Koodinatlar: 36° 51’ 02” N - 28° 16’ 38” E • Telsiz: VHF 06 “Port Marmaris’’ 72

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


a Kuşadası Marina Ege’de antik dünyanın en iyi korunmuş ve en ünlü kentlerinden biri olan Efes’e, dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı’na, Meryemana Evi’ne ve St.John Kilisesi’ne en yakın olabileceğiniz marina. Dünyanın en ünlü operatörlerinin kruvaziyer güzergahlarında bulunan bir alışveriş ve turizm merkezi. Eşsiz doğal güzellikler, otantik el sanatları, çok zengin ve hareketli bir dünya. Setur Marinaları kalite standartları ile hem marina yaşantısında hem de teknik destekte kusursuz servis. Ege’nin bu büyük marinasının içinde büyük bir dinginlik ve huzur bulurken, biraz ötede, Kuşadası’nda hızlı ve eğlenceli bir tatil yaşayabilirsiniz. Setur Kuşadası Marina, Ege’nin ünlü tarihi ve turistik ilgi odaklarına en yakın konumlanmış marinadır. Efes Antik şehri, Meryemana Evi, St.John Kilisesi ve Artemis Tapınağı’nın yanı sıra, Afrodit ve Apollon Tapınakları, Milet ve Priene

Antik Kentleri her gün 07.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaretçilerini konuk eder. Kuşadası’na 37 km. uzaklıktaki Güzelçamlı (Kalamaki) Milli Parkı doğal güzelliği ile ünlü piknik ve gezi alanları arasındadır. Marina ve çevresinin balık tutmaya elverişli olmasının yanı sıra özellikle kış aylarında balık tutma turları düzenlenir. Marinanın kurulu bulunduğu bölgenin en ünlü ürünleri incir, üzüm ve zeytindir. Ayrıca Türk halıları, elişleri, mücevher çok ilgi çekmektedir. Ayrıca Kuşadası’nda Kadınlar Denizi, Kuştur Plajları ve incecik sedefli kumu ile tanınan Pamucak Sahilleri denize girmek için son derece keyifli seçenekler arasındadır. Marina bünyesindeki dalış okulunun özel dalma turları vardır. Kuşadası ve yakın çevrede bulunan aquaparklarda, sahillerde ve sayısız turistik tesiste her türlü su sporu yapmak mümkündür.

45 ton boat mover – tekne taşıyıcı ve 162 m yeni yüzer iskele 2011 yılında hizmete girmiştir. Devam etmekte olan modernizasyon yatırımı tamamlandığında Kuşadası Marina 5 altın çapalı bir marinaya dönüşecektir. Ayrıca, Kuşadası Marina yatçılarının yurtdışı giriş / yurtdışı çıkış işlemleri gibi zorunlu yapması gereken pasaport kontrolü yapabileceği önemli marinalardandır. Kuşadası’nın iklimi yazları sıcak ve nemsiz kışları ılık olması ve beldede 12 ay yaşam canlılığı yatçıların sürekli konaklama merkezi haline gelmiştir. Son olarak İzmir uluslar arası hava alanının yaz - kış açık ve 75 km gibi yakınlığı yerli ve özellikle yabancı yatçıların tercih nedenidir. Koordinatlar: 37° 52’ 00” N - 27° 15.6’ 30’’ E • Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73 / 16

a Yalova Marina Setur

Yalova Marina, 2010 tarihinde işletmeye açılmış, Setur Marinalar zincirinin 8 halkasıdır. Marina, Yalova’nın merkezinde konuşlanmıştır. Marmara Denizi’nde İstanbul Marinaları haricinde tek marinadır. Maksimum 30 metre boyunda toplam 240 deniz 80 kara-park yat bağlama kapasitesine sahip Marina, İstanbullu yat sahiplerinin güzel bir hafta sonu geçirmek için rotasını belirleyeceği en güzel noktadır. Konumu itibari ile Karadeniz ve Ege Denizi arasında seyir eden yatların transit duraklama noktasıdır. 100 tonluk lifte sahip çekek sahası ile Marina, deneyimli kadroya sahip bakım – onarım atölyeleri ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanımda yat marketi ile de yat sahiplerinin tercih edeceği bir noktadır. Marina’da bulunan yiyecek ve içecek üniteleri marina misafirlerine birçok altenatifi ile hizmet vermektedir. Deniz yolu ile İstanbul Yenikapı ve Pendik’e ulaşım hemen yanında bulunan terminalden, Kartal’a ise sadece 5 dakikalık yürüme mesafesinde deniz otobüsü ile sağlanabilmektedir. Bu nedenle İstanbul’un iki Uluslararası Havalimanı’na deniz ulaşımından sonra sadece 20 dakikalık araç mesafesindedir. Koordinatlar: 40° 39,7’ 07’’ N - 29° 16,4’ 40’’ E • Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73/16 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 117

117

2.04.2014 08:36


MARINA YELKEN

a Çeşme Marina Setur

Çeşme Marina, İzmir’e 70 km. uzaklıkta yer alır. Marinanın bulunduğu yörenin en önemli ören yerleri arasında Çeşme Kalesi, Ildırı’ da bulunan Erithrai harabeleri sayılabilir. Çeşme Müzesi 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Çeşme’ye 2 km uzaklıktaki Ilıca’da bulunan kaplıcaların şifalı suları çeşitli hastalıklara iyi gelir. İzmir’in en önemli sayfiye kasabalarından biri olan Çeşme’de Ege kasabalarının otantik güzellikleri içinde son derece canlı ve eğlenceli bir atmosfer ziyaretçileri kucaklar. Çeşme açıklarında Ege’nin en verimli balık avcılığı yapılmaktadır. Çeşme’nin en ünlü ürünleri sakız reçeli ve kavundur. Komşu kasabalarda yapılan at kılı kilimler ve mermer heykeller çok beğenilir.

118

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 118

Setur Çeşme Marina’nın konukları denize marina dahilindeki yüzme platformundan girebilecekleri gibi, Ilıca, Ayayorgi, Boyalık, Altınkum, Tekke ve Pırlanta plajlarından da yararlanabilirler. Denizinin ve plajlarının güzelliği ile ünlü olan Çeşme’de Eşek Adası ve Mavi Koy özellikle tavsiye edilen uğrak noktalarıdır. Mavi Koy eşsiz güzelliktedir. Eşek Adası’nda ziyaretçiler eşeklerle eğlenceli bir ada turu yapabilirler. Konuklar Eşek Adası ve Mavi Koy’a kendi tekneleri ile gidebilecekleri gibi 09.30-11.00 arasında Çeşme’den kalkan yat turları ile de ulaşabilirler. Her iki bölge de dalış için uygundur. Çeşme’de ortalama hava sıcaklıkları ilkbaharda 25°C, yazın 32-35°C, kışın ise 15°C civarındadır. Dünyada rüzgar sörfü için en uygun koylardan birindedir. Karayolu

ya da helikopter ile İzmir’e ve Adnan Menderes Uluslararası Havalimanı’na, Çeşme Limanı ile Avrupa’ya feribot bağlantısı. Ege’nin otantik yaşantısı ile iç içe dinlenirken eğlenceli, hareketli bir yaz yaşama fırsatı. Setur Marinaları’nın uzman işletmecilik anlayışı, büyük bir tatil kompleksinin avantajlarıyla birleşince Ege’nin en çekici marinalarından biri ortaya çıkıyor. Çeşme’nin güzelliklerinin tadına varabilmek için mutlaka oraya bağlanmak gerekiyor. (1sf) Altın Yunus Hikayesi Çok eski zamanlarda, şimdiki Altın Yunus’un bulunduğu yerde bir balıkçı köyü varmış. Burada ailesiyle birlikte Hermais adında bir çocuk yaşarmış. Bir gün Hermais ve arkadaşları hem oynamak,

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


hem de yüzmek için denize girmişler. Kısa bir süre sonra şiddetli bir fırtına çıkmış, dalgalar yükseldikçe yükselmiş çocuklar kaçarak köye dönmüşler. Ama dönenler arasında Hermais yokmuş. Annesi günlerce kıyılarda Hermais’i beklemiş ama nafile... Aradan yıllar geçmiş bir gün bir balıkçı, rüzgarlı dalgaların arasında sarı saçlı Hermais’i bir yunus balığının üzerinde, gezerken görmüş fakat yetişememiş. Köye dönünce gördüklerini herkese anlatmış. Hermais’in annesi ümitlenip tekrar kıyıya koşmuş ama oğlunu görememiş. Hermais’i yıllarca

yunus balığı bakıp büyütmüş. Onun en yakın arkadaşı olmuş. Tabi ki; Hermais de büyümüş ve yaşlanmış. Doğal bir son olan ölüm onunda başına gelmiş. Yunus Hermais’i kıyıya getirip bırakmış. Denize dönemeyen tılsımlı yunus balığı da Hermais’in yanında ölmüş. Herkes yıllarca Yunus ile Hermais’in arkadaşlığını konuşmuş ve bu olay bir efsane halini almış. İşte tam bu efsanenin, yaşandığı mitolojik yer Çeşme Altın Yunus’tur. Halk Yunus ve Hermais’in arkadaşlığını altından bir heykele dönüştürmüş ve bu heykel

günümüzde bile, Hermais’i gören köylünün gördüğü şekilde, yapılmış olup mitolojik özelliğini korumaktadır. Eğer yolunuz Çeşme’ye düşerse; Altın Yunus’a uğramadan sakın ama sakın geçmeyin! Çeşme’de mitolojiyi ve tatili birlikte yaşayın. Hermais’in yunusla gezip dolaştığı, bu köşede tılsım size de bulaşsın ki, ayak bastığınız ilk anda, soluduğunuz ilk nefeste Mitolojinin sevgi ve sadakatini fark edin. Koordinatlar: 38° 19’ 30’’ N - 26° 20’ 48’’ E Telsiz Frekansı: VHF Kanal 73 / 16 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 119

119

2.04.2014 08:36


MARINA YELKEN

D-Marin Marinalar Grubu Deniz

Turizmi, 20. yüzyılın ikinci yarısında, gelişmiş kıyı ülkelerinde ve özellikle Akdeniz’de atılım yapmıştır. Yat Turizminden gelir bekleyen tüm ülkeler ilk önce yat limanı yatırımlarına ağırlık vermişlerdir. Buralarda oluşan insan ve yat sirkülasyonu sayesinde turizme yönelmiş bir toplumun gelişmesi sağlanmıştır. Çağımızdaki ekonomik ve sosyal gelişmeler, gittikçe artan kitlelerin seyahat yapabilme imkanına yol açarken iş zamanlarının kısaltılması, tatillerin uzatılması, diğer taraftan refah düzeyinin artması ve yatçılığa olan ilginin çoğalması ile Doğuş Grubu marinaları yatlara yönelik değil, tamamen yatçı ve çevresine hizmet verecek entegre turizm tesislerini içeren marinaların doğmasına neden olmuştur. Gün geçtikçe artan bir oranda, yat sahiplerinin sabit bir yerde veya kendi

bağlama limanında kalmayarak sürekli hareket halinde olmaları yaygınlaşmakta olup, seyahate çıkan yatçı en azından çağdaş ihtiyaçlarını karşılayacak bir marina arayışı içinde bulunmaları Doğuş Grubu’nun bu yatırımalara yönlenmesini hızlandırmıştır. Dünya genelinde yat satışlarındaki artışlar ile fiber-glass, alüminyum gibi malzemelerden imal edilen yatların kullanım sürelerinin uzadığı da dikkate alınırsa yat bağlama yeri ihtiyacındaki artısın önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmeler sonucunda, bağlama yeri sayısındaki sıçramanın talebe yansıması için Doğuş Grubu marina yatırımlarına ağırlık vermiştir. Doğuş Grubu marina yatırımları safhasında bölge özellikleri ve tüm yatçı konukların eğilimleri dikkate alınarak gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Marinalarında standartlarını ortaya

koyarak ve sistemli hizmet birimleri ile çağdaş ihtiyaçların karşılanmasına özen göstermektedir. Doğuş Grubu, marinalarındaki profesyonel hizmet anlayışını çekek yerlerinde sunulan bakım onarım hizmetlerini ve sektöründeki kaliteli hizmetlerini sürekli geliştirmektedir. Marinalar, artık yatlar için sadece bir geçiş yeri ya da tekne park alanı değil, geniş potansiyelli topluluklara hizmet veren sosyal ve aktif mekanlar olarak yeni yaşam alanları yaratmışlardır. Bu nedenle Doğuş Grubu marinaları şehir yerleşim merkezleri ile entegre olan, alışveriş merkezinden restaurant cafe&bar’lara, sinemasından spor salonlarına kadar tüm sosyal yaşam etkinliklerine yer verilen tesislerdir. Bu gelişim, marinalara olan talebi artırmaktadır. Çünkü Doğuş Grubu marinaları yatçı kitlesine tam donanımlı teknik ve sosyal alt yapı sağlamaktadır.

a D-Marin Didim Mayıs 2009 itibarıyla, D-Marin Didim Marina, tamamı beton kaplanmış 80.000 m2’lik, toplam 600 tekne kapasiteli çekek alanı ve içindeki 60 m x 15 m ölçülerindeki iki Hangar Binası ile tekne tutkunlarına hizmet vermeye başlamıştır. 400 ton kapasite ile Türkiye’nin en yüksek kapasiteli travel lift’ine sahip olan D-Marin Didim’de, her biri kendi alanında uzman çok sayıda teknik atölye de hizmet vermektedir. D-Marin Didim, tüm teknik altyapı ve üstyapı çalışmalarında, yüzde yüz çevreye duyarlı yaklaşım ile inşa edilmiştir. Marinada doğal sirkülasyon kanalları, atık yağ ve sintine istasyonları, evsel atık toplama istasyonu, katı atık ayrıştırma istasyonları gibi ileri derecede çevre koruma ve çevre kirliliğini önleyici sistemler yer almaktadır. D-Marin Didim’de 8 metreden 70 metreye kadar farklı boylarda tekneler, med-mooring sistemiyle marinaya bağlanabilmektedir. Özellikle güvenli bağlama yeri ve karaya çekilebilme sıkıntısı çeken 30 metre üzerindeki tekneler için, 580 tekne bağlama kapasiteli D-Marin Didim Marina, çok önemli bir adres olmaktadır. Toplamda 500.000 m² üzerine kurulmuş olan Marina, yat kulübü, helikopter pisti, 400 ve 75 tonluk travel lift, 100 tonluk trailer, yat malzemeleri, alışveriş merkezi, banka şubeleri, yüzme havuzu, SPA, fitness center ve spor alanları, yakıt istasyonu ve restoranlarıyla yat sahiplerine karada arayabileceklerinden çok daha fazlasını sunmaktadır. D-Marin Didim, hem lokasyonu hem de teknik altyapı özellikleri ile sadece Türk karasularında yüzen tekneler için değil, aynı zamanda tüm Akdeniz havzasındaki tekne sahipleri için de çok ayrıcalıklı bir adres olmayı hedeflemektedir. Koordinatlar: 36° 59’ 57” N - 27° 15’ 23” E Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73 120

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 120

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


a D-Marin Göcek

D-Marin

Marinalar Grubu, deniz sevdalılarının Ege rotalarında vazgeçemedikleri kalitesini, özel imkânlarını ve 5 çıpalı konforunu Akdeniz rotasında da sunuyor. D-Marin Göcek denizde 380, karada 150 yat konaklama kapasitesiyle 75 m’ye kadar teknelere hizmet vermektedir. 75 Tonluk travel lifti ile karaya çekilen ve 40 tonluk tekne taşıyıcısı ile yerleştirilen teknelere çekek yerindeki deneyimli uzman ustalar hizmet vermektedir. Ayrıca Mavi Bayrak sahibi de olan D-Marin Göcek Marina, The Blue Point Plajı ile tüm denizcileri bu eşsiz güzellikleri yaşamaya davet ediyor. Sırtını Göcek’in yemyeşil ormanlarına dayayan ve iklimin karakteristik bitkilerini barındıran D-Marin Göcek, misafirlerine doğayla uyumlu, sakin bir yaşam sunuyor. Yüzer dalgakıranı sayesinde kesintiye uğramayan akıntılar, marina içindeki suyun temiz kalmasını sağlıyor. Dolayısıyla Akdeniz kıyılarının en önemli su altı bitki örtüsü olan ve sadece oksijen oranı yüksek alanlarda yetişen “Posidonia Çayırları” ve çok sayıda deniz canlısı marinanın deniz zemininde yaşamlarını sürdürebiliyor. Denizcilerin gözbebeği olan ve mavi ile yeşilin buluştuğu çok sayıda koyun hemen yanı başında yer alan D-Marin Göcek’in en büyük avantajlarından biri de Dalaman Havaalanı’na yalnızca 22 km uzaklıkta olması. Sadece 4000 nüfuslu küçük bir kasaba olan Göcek, 6 marinası, eşsiz doğal güzelliği, deniz suyu temizliği ve önemli tarihi alanlara da yakınlığıyla, Kekova’dan Gökova’ya uzanan Türkiye’nin en önemli yatçılık rotalarının merkezindedir. Koordinatlar: 36° 44’ 9” N - 28° 56’ 6” E Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 121

121

2.04.2014 08:36


MARINA YELKEN

a D-Marin Turgutreis 75 m

’ye kadar 550 yat bağlama ve 150 karada park kapasitesi olan D-Marin Turgutreis, ilk günden beri, her çeşit teknik, sosyal ve idari hizmeti sağlamaya elverişli ekipman ve olanakları ile yatlara ve sahiplerine yüksek standartlarda hizmet sunmaktadır. Teknolojinin tüm olanaklarından yararlanarak ziyaretçilerin denizle iç içe yaşarken modern hayatın gereksinimlerini karşılayabilecekleri tüm sosyal hizmet alanları tek tek düşünülmüştür. D-Marin Turgutreis sadece bir marina

122

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 122

olarak değil, entegre bir turizm tesisi olarak yerli ve yabancı misafirlerine hizmet vermekte, çevreye duyarlı sistemleri ve bölge ekonomisine katkısı ile ülkemizi en iyi şekilde temsil etmektedir. D-Marin Turgutreis’te bulunan kamu otoriteleri binasında tüm kamu hizmetleri bir arada bulunmakta ve hudut kapısı giriş-çıkış işlemleri rahatlıkla yapılabilmektedir. Marina, THYA’dan (Yat Limanları Birliği) Mavi Bayrak ve 5 Golden Anchor (Altın Çıpa) bayraklarını almıştır. Ayrıca D-Marin Turgutreis Marina, ülkenin

turizm sektörüne yapmış olduğu önemli katkılardan dolayı, Skal International İstanbul tarafından, En İyi Marina Yatırımı ve En iyi Marina Faaliyeti ödüllerine layık görülmüştür. D-Marin Turgutreis açıldığı günden beri hizmet kalitesi ve profesyonel kadrosuyla bir marka haline gelmiştir. Deniz tutkunlarının buluştuğu bir noktada inşa edilen D-Marin Turgutreis Ege ve Akdeniz’in eşsiz koylarına açılan yatçılara ev sahipliği yapmaya devam edecek. Koordinatlar: 36° 59’ 57” N 27° 15’ 23” Telsiz Frekansı: VHF 16

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 123

123

2.04.2014 08:36


MARINA YELKEN

Marintürk Marinaları Türkiye

’nin en önemli iki noktasında 5 yıldızlı marinacılık hizmeti veren işletmemiz, İstanbul Pendik ile Muğla Göcek’te açılan tesislerinde toplam 972 yat kapasitesi ve 280 kara park kapasitesi ile yepyeni bir hizmet anlayışı içinde çalışmaya başladı. Marintürk, bu özellikleri ile ülkemizde işletme

bütünlüğü açısından üçüncü marinalar zincirini oluşturmaktadır. Tesislerimizde; Akdeniz’deki en yüksek standartlara sahip sistemler ile dizayn edilmiş yüzen iskeleler, 250 Amper’e kadar elektrik bağlantısı, kablosuz internet, 200 tona kadar tekneleri karaya çekebilecek travel liftler, tüm atıkların doğaya zarar vermeksizin bertaraf

edilmesi için yüksek teknoloji sistemleri, 24 saat kamera kontrollü elektronik güvenlik sistemleri ve ihtiyaç duyabileceğiniz diğer hizmetler yer almaktadır. Marinalarımızda, sahip olduğunuz yatlarınız için bakım ve onarımlarında ihtiyaç duyacağınız her türlü teknik desteğin alınabileceği gelişkin bir alt yapı bulunmaktadır.

a İstanbul City Port Asya ile Avrupa arasında, tarihin ve uygarlığın dönüm noktalarının yaşandığı, insanlık mirasının yüzyıllar boyu kuşaktan kuşağa taşınmasında ev sahipliği yapan, dünyanın gözbebeği İstanbul’un renkli sahili Pendik’te kurulu olan marinamız, Büyükada’ya sadece 6 deniz mili mesafededir. İstanbul Boğazı’nın bütün güzelliklerine ulaşabileceğiniz yakınlıkta olan marinamız, 11 yüzer iskelesi, 752 bağlama kapasitesi, en son teknoloji ve alt yapı sistemi ile kusursuz bir hizmet anlayışı içinde ev sahipliği yapmaktadır. Uzun bir aradan sonra, İstanbul’da 3. marina olarak faaliyete başlayan işletmemiz, verdiği hizmet kalitesi ve anlayışı ile yat sahiplerine, evlerindeki rahatı ve konforu hissettiren bir “Marina Yaşam Alanı” sunmaktadır. İstanbul City Port, gerek limanı, çekek alanı ve gerekse sektörel firmaların temsil edildiği ticari alanı ile Türk yatçılığının merkezidir. “Yat Üretim” alanında, teknoloji ve işçilik bakımından uluslararası sektörde önde gelen bir konuma sahip, Tuzla’nın yanı başında yer alan 16.000 m2 ‘lik çekek alanımızda, 200 tona kadar yatların karaya çekilmesi ve denize indirilmesi, her türlü bakım ve onarımlarının yapılması mümkündür. 8000 yıllık kent tarihi ile birlikte, marina ve denizciliğin ulaştığı son noktayı, deneyimli kadromuzun güler yüzlü hizmetiyle sunmaktayız. Koordinatlar: 40° 52’ 04” N - 29° 14’ 23” E Telsiz Frekansı: VHF 73 124

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 124

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


a Göcek Village Port

Muğla

’nın Fethiye ilçesine bağlı, Göcek beldesi Büngüş Koyu’nda bulunan marina ve çekek alanımız belde merkezine 5 dakika, Uluslararası Dalaman Havaalanına 20 dakika mesafededir. Özellikle yaz dönemlerinde, yoğun olarak charter firmaları ve özel yat sahiplerinin ilgi odağı haline gelen Göcek ve çevresinin bağlama yeri ve kara park ihtiyacını karşılamak amacıyla deneyimli kadrosuyla marinamız hizmet vermektedir. Charter firmalarının kısa süreli konaklamalarında yaşadıkları zorlukları gidermesinde önemli bir destek-lojistik rolü üstlenecek olan marinamız, hem bu firmaların teknelerine hem de özel teknelere, 30.000 m2’lik çekek alanında 200 ve 75 tonluk travel liftlerle her türlü çekme-atma ve bakım-onarım hizmetini sağlamaktadır. Koordinatlar: 28º 56’ 00 E, 36º 45’ 15’’ N • Telsiz Frekansı: VHF 69

a Göcek Exclusive

Marinamız

, Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek merkezine 10 dakika uzaklıkta Poruklu Koyu’nda bulunmaktadır. Uluslararası Dalaman Havaalanı’na 20 dakika mesafededir. Göcek beldesinin sahip olduğu tek doğal kumsal bu koyda bulunmaktadır. 18 metre ve üzeri yatları misafir etmek için kurulan marinamız, bu alanda mevcut olan ihtiyacı karşılamaktadır. Göcek’in en korunaklı alanı olan marinamız iç koy olması nedeniyle yatların bağlanmasına son derece elverişlidir. Konforlu ve bir o kadar teknolojik yenilikler dikkate alınarak imal edilmiş olan yüzer iskelelerimizde 18 metre ve üzeri yatlara çağdaş işletme normları doğrultusunda hizmet verilmektedir. Yat sahipleri bağlı oldukları süre boyunca, yüzer iskele üzerinde özel olarak tasarlanıp, imal edilmiş ve üstü kapatılmış olan, sadece kendilerinin kullanabilecekleri “yüzer veranda”larında da vakit geçirebilecek, deniz üzerinde yer alan “kafebistro” ünitelerinden yararlanacaklardır. Aynı işletme bünyesinde yer alan “Marintürk Göcek Village Port” çekek alanında, yat sahiplerinin talepleri doğrultusunda, gerekli olan her türlü kara park, çekme-atma hizmeti kendilerine sunulmaktadır. Yatların, ihtiyaç duydukları bakım onarım işleri ise tecrübeli ve seçkin taşeron firmalar tarafından yine çekek alanımızda karşılanmaktadır. Her türlü iletişim ve ulaşım olanaklarının sağlandığı marinamız “exclusive” kelimesinin hayata geçirildiği bir servis ve hizmet anlayışı içinde deneyimli kadrosuyla daima yanınızdadır. Koordinatlar: 28º 55’ 42’’ E / 36º 45’ 34’’ N Telsiz Frekansı: VHF 73/ 69 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 125

125

2.04.2014 08:36


YELKEN MARINA

Milta Bodrum Marina Bir

Doğan Holding kuruluşu olan Milta Bodrum Marina, Ege ve Akdeniz’in en prestijli Marinaları arasında yer almaktadır. Farklı hizmet anlayışı ile uluslararası platformda önemli bir markadır. Eşsiz şehir içi konumu ve kaliteli hizmete önem veren deneyimli kadrosu; deniz tutkusunu bir hayat biçimine dönüştürmektedir. Denizde 450, karada 50 yata tam teşekküllü teknik servis, 7/24 güvenlik ve sağlık hizmetlerini sunarken; kaliteli yeme içme mekanları, eğlence & sosyal mekanları, seçkin markaları bir araya getiren çarşısı, Bodrum’a ayrı bir renk katmaktadır. Milta Bodrum Marina, sahip olduğu yüksek 126

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 126

standartlar ve çevreye verdiği önem dolayısıyla Mavi Bayrak ve 5 Altın çıpa ödülü sahibidir. Marinamız, 1976 – 1988 yılları arasında T.C. Turizm Bakanlığı A.Ş.’ye bağlı olarak 125 yat kapasitesiyle “Turban Bodrum Marina İşletmesi” olarak hizmet vermiştir. Bu tarihten sonra banka yeniden yapılandırılarak Turban Turizm A.Ş. “Turban Bodrum Marina” adı altında çalışmaya devam etmiştir. 1992 yılında kapasitesi, 2 adet yüzer iskele ilave edilerek, 275’e çıkarılmıştır. 01.12.1997 tarihinde özelleştirilerek Karada Turizm İşletmeleri A.Ş. tarafından 49 yıllığına kiralanmış ve kapasitesi, bir ponton daha ilave edilerek, 375’e çıkartılmıştır.

Bir Doğan Holding kuruluşu olan Milta Bodrum Marina, Ege ve Akdeniz’in en prestijli marinaları arasında yer almaktadır. Kusursuz altyapısı, eşsiz şehir içi konumu ve tecrübeli kadrosuyla deniz tutkusunu karada da doyasıya yaşamanıza olanak sağlamaktadır. 1999 yılında tamamen revize edilen Milta Bodrum Marina , Türk denizlerinde farklı hizmet anlayışının öncüsü olarak uluslararası platformda marka olmayı misyon edinmiştir. Bir yanında Bodrum’un renkli dünyası, diğer yanında Ege’nin cennet koyları ile bir şehir içi marinası olarak en küçüğünden, süper yatlara her boyutta tekne güvenle konaklayabilmektedir. Denizde

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


450, karada 50 yat kapasitesi ile, tekneler tam teşekküllü teknik servis hizmetinden, kablosuz ınternete, uzman kadrosuyla Fitness salonundan 24 saat güvenliğe kadar her türlü hizmeti alabilmektedir. Bünyesinde konaklayan misafirleri ve Bodrumlular için birbirinden kaliteli yeme – içme mekanları, eğlence & sosyal tesisleri ve seçkin markaları bir araya getiren çarşısıyla karada da hayatı kolaylaştırıp eğlenceli hale getirmektedir. Ayrıca denizde gönüllü can kurtarma ekibi ve yelken kulübünü bünyesinde barındıran tek marina olma özelliği taşımaktadır. Marina Yacht Club Marina Yacht Club, Bodrum Limanı’nı ve Tarihi Bodrum Kalesi’ni gören eşsiz manzarasıyla Bodrum Marina’nın en gözde

mekânlarından biridir. Restoranları, barları ve kaliteli hizmet anlayışının yanı sıra yılın on iki ayı boyunca hizmet veren nadir işletmelerden biri olması sebebiyle bir “Bodrum klasiği” haline gelmiştir. Bodrum Marina’nın ana giriş kapısında yer alan Marina Yacht Club on yılı aşkındır yerli, yabancı turistleri ve Bodrum tutkunlarını ağırlamaktadır. Bin 800 metrekarelik geniş bir alan üzerine inşa edilmiş olan Marina Yacht Club bünyesinde her biri zengin menülere sahip üç ayrı restoran ile birbirinden renkli dört ayrı bar bulunuyor. Sabah kahvaltısı ile başlayan hizmetimiz, öğle yemeğinin ardından muhteşem gün batımı eşliğinde sunulan aperatifler, zengin şarap menüsünden seçilebilecek şaraplar ve içeceklerle devam ediyor. Bu keyfi, birçok yöre ve ülkeye ait tatlardan oluşan mükellef bir aksam

yemeği servisi takip ediyor. Eşsiz manzarası ve farklı alternatifler sunan restoran ve barlarıyla Marina Yacht Club konuklarına unutulmaz Bodrum geceleri yaşatıyor. Canlı konserlerle renklenen yaz döneminde 200 binin üzerinde konuk ağırlanıyor. Kış döneminde ise iki restoran ve bir bardan oluşan kapalı mekânda hizmet vermeye devam ediliyor. Yedi aylık bu dönemde günde ortalama 300 misafir ağırlanıyor ve sezon sonunda yaklaşık 75 bin kişiye ulaşılıyor. Yıllık ortalama misafir sayımız ise 275-300 bin kişi arasında değişiyor. Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü’nün (BAYK) organize ettiği yelken yarışlarının kokteyllerine ve birçok firmanın gala yemeklerine de ev sahipliği yapıyor. Koordinatlar: 37° 02‘ 00” K - 27° 25‘ 50” D Telsiz Frekansı: VHF Kanal 73 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 127

127

2.04.2014 08:36


YELKEN MARINA

Çeşme Marina Türkiye

’nin önde gelen yatırım firmalarından biri olan IC İbrahim Çeçen Holding ve marinacılık sektöründe köklü bir geçmişe sahip olan Camper & Nicholsons Marinas International ortaklığıyla kurulan Çeşme Marina, yat sahiplerine ve tüm ziyaretçilerine 2010 yazında kapılarını açtı. Çeşme Kalesi’nin önünde, şehrin içinde modern ve fonksiyonel tasarımıyla öne çıkan Çeşme Marina’da herkes için konfor, huzur ve mutluluk var. 128

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 128

Doğu Akdeniz’in en önemli yat limanlarından biri olmayı hedefleyen Çeşme Marina, denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesi ile 60 m. uzunluğa kadar olan yerli ve yabancı tekneler için mükemmel bir bağlama limanıdır. Üstelik bir yaşam merkezinden beklenileceği üzere yat market, çamaşırhane, duşlar ve tuvaletler, teknik hizmetler, özel park yerleri, kablosuz internet gibi tekne sahiplerinin ihtiyaç duyabileceği tüm hizmetleri uluslararası standartlardaki

hizmet kalitesi ile tekne sahiplerine sunmaktadır. Tarihi dokunun ve sosyal yaşamın bütünleştiği bir atmosfere sahip Çeşme’nin merkezinde yer almasının yanı sıra bünyesinde bulunan yat kulübü, restoranlar, barlar ve kafeler ile misafirlerine birbirinden güzel seçenekler sunuyor. Seyir rotaları Ege Denizi’nin tam ortasındaki stratejik konumuyla bir giriş-çıkış limanı olan

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:36


Çeşme Marina, Ege Denizi’nin ve Akdeniz’in en güzel seyir rotalarına rahatlıkla ulaşmanızı sağlar. Türkiye kıyılarında ve sadece sekiz mil’lik bir mesafede bulunan Sakız Adası civarında bir veya birkaç saatlik seyirlerle eşsiz koylara ve noktalara ulaşabilirsiniz. Kos, Rodos ve Girit, Çeşme’den bir veya iki günlük seyir uzaklığındadır. Yat kulüp International Cesme Yacht Club (ICYC)

2008’de kuruluşunun ardından Çeşme Marina ile işbirliği çerçevesinde marinanın açılışıyla birlikte yat yarışlarına, rallilere ve Donanma Kupası gibi uluslararası organizasyonlara evsahipliği yapmıştır. Bünyesindeki yelken okulu ile çocuklara ve gençlere yelken sporunu sevdirmek amacıyla eğitimler düzenlemektedir. Çeşme Marina koordinatları: 38°19’.24N 26°18’.08E Telsiz Frekansı: KANAL 72 NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 129

129

2.04.2014 08:37


YELKEN MARINA

Ece Marina Fethiye Körfezi’nin masmavi kıyılarında inci bir kolye gibi uzanan Ece Marina; tarihin, doğanın ve denizin keyfine varmanız için sizi bekliyor… Havadan, karadan ve denizden ulaşılabilen özel konumuyla dikkat çeken Ece Marina’ya gelen ve verilen kaliteli hizmetin tadını çıkaran ziyaretçiler, bu muhteşem limandan demir almak istemiyor… Ece Marina’nın kapasitesi -tekne ebatlarına bağlı olarak- 460 teknedir. 60 metre uzunluğa kadar tekne bağlanabilen marinamızda yıl boyunca güvenli konaklayabilirsiniz. Ece Marina, yüksek standartlı Butik Oteli, Muhteşem Havuzu, 130

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 130

Barları, Türk ve Dünya Mutfağının essiz tatlarını sunan Restoranı, SPA & Wellness Center ve kuaförü ile konuklarına bu essiz doğal ortamın tadını çıkaracakları bir tatil fırsatı sunuyor. Ece Marina’nın içinde barındığı Fethiye, Bati Akdeniz’in en gözde yelken ve yatçılık merkezlerinden biri olup birçok tarihi ve doğal güzelliğe sahiptir. Ece Marina’ya yatları ile gelerek, kaliteli hizmetin tadını çıkaran ziyaretçiler; bu mavi bayraklı, 5 altın çapalı muhteşem limandan demir almak istemiyorlar. Yüzer iskeleleriyle su sirkülâsyonunu aksatmayan çevreci bir yapıda inşa edilen Ece Marina; kaliteye ve doğaya gösterdiği özeni ISO

belgeleri ile daima sürdürüyor. Ece Saray Yat Kulüp, deniz tutkunlarını Fethiye’de buluşturuyor Denizi seven ve bilen nesiller yetiştirmeyi amaç edinen Ece Saray Yat Kulüp; sportif faaliyetler, eğitim olanakları, yarışlar ve regattalar düzenlemeyi planlıyor. Bu vesileyle, Ece Marina’da konaklayan denizcilerin yanı sıra Fethiyeli deniz severleri de bünyesine katan Ece Saray Yat Kulüp, deniz tutkunlarını bir araya getirmeyi hedefliyor. Koordinatlar: 36° 37 55 N 29° 06 10 E Telsiz Frekansı: VHF Kanalı 73

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


Zarif bir sanatçı;

Lara Berki Taylan Kümeli’den

Fonksiyonel besinler

Cross Training ile

sınırları aşmak Huzurun bir diğer adı; Patmos Adası

Tayland masajının sırrı

Bavul hazırlama tüyoları

Bir

Bozcaada rüyası Madame Kapak.indd 3

2.04.2014 08:13


DERGİ NISAN MAYIS .indd 3

2.04.2014 08:15


Tatil planları başlasın! Ne zaman, nereye, neyle ve kiminle? Konu bahar olunca tatil dediğin mis gibi güneşli günlerde, insanın içini ısıtan huzurlu bir yerlere, havadan ya da karadan en güzeli de denizden ve yanında en sevdiklerinle birlikte yapılandır. Mesela Yunan Adaları’nın o çekici maviliği ya da Bozcaada’nın davetkar güzelliği biraz huzur bulmak için keyifli alternatifler olabilir. Peki tatile giderken bavul nasıl hazırlanır? İşte işin sırrı bu sayıda ilerleyen sayfalarda… Vakti olmayıp da Tayland’a tatile gitmiş gibi hissetmek isteyenlere ise Tayland masajı sayfalarını okuyup bir an önce deneyimlemeleri temennisiyle… Yaz ayları yaklaşınca forma girmek şart olduysa Cross Training ile sıkılaşıp Taylan Kümeli’nin fonksiyonel besinleri ile sağlığa kavuşmak zamanı geldi demektir.

Tüm MADAME okurlarına sevgilerle

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 131

131

2.04.2014 08:37


COVER STORY INTERVIEW

Fotoğraf: Tuna Yılmaz Yazı: Gamze Özdeniz

Peyzaj Mimari ve kentsel tasarımcı, ressam Lara Berki’nin atölyesindeydik. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Ertunga Mimarlık ve Acıbadem Proje yönetimi ekibiyle çalışmalarından sonra ani bir kararla kendini hiç kopamadığı boya ve fırçalarına vermiş Berki. LARA CHRAKMA markasıyla parafinden el yapımı aydınlatmalar ve büyük tuval resimleri ile ülkemizi yurtdışında da temsil eden sanatçımızın eserleri önemli koleksiyonerlerde bulunmaktadır.

132

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 132

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


Öncelikle klasik bir soru olacak ama sanata düşkünlüğünüz nereden başladı? Hatırlayamayacağım kadar erken yaşlarda... Hayatın her zaman hepimiz için tasarım ve sanatla iç içe olduğunu düşünmüşümdür. Saçımızdan giysimize, evimizin dekorasyonundan, soframızdaki bir tabağa, tabaktaki yiyeceklerin sunumuna, dinlediğimiz müziklere... Her şeyde hem görsel, hem tinsel seçimlerle iç dünyamızı yansıtıyoruz. Ben hepsinden keyif almakla birlikte boya ve fırçalarımla profesyonelleşmeyi tercih ettim.

“LARA CHRAKMA” markasının oluşumundan bahsedebilir misiniz? Gaz betondan seramiğe, ahşaba kadar çok çeşitli malzemelerle çalıştım. Her yeni malzeme, ayrı teknik ve ayrı keşifler benim için. Parafinin yarı transparanlığı, ise beni en çok heyecanlandıran oldu. Dolayısıyla çeşitli formlardaki kalıplarla kolajlar yapmaya başladım. Sonrasında boya ve oymalarla daha farklı tasarımlara geçtim. Gündüzleri dekorasyonumuzun bir parçası olan Chrakma’larım, geceleri içlerinde yanan kapsül mum veya led NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 133

133

2.04.2014 08:37


INTERVIEW COVER STORY aydınlatmalarla fonksiyonlarını güçlendirip apayrı bir atmosfer sunuyorlar. Yurtdışında çok fazla talep gören Chrakma’larınız en çok hangi ülkeler tarafından tercih ediliyor? Yurtdışı için ilk lansmanım Maison Objet Paris fuarı ile başladı. Dolayısıyla Avrupa’da Paris, Milano, Cenevre ve Arabistan’da müşterilerim oluştu. Ağırlıklı olarak Suudi Arabistan ile çalışıyorum. Şu sıralar önemli müşterilerimden birisi Kral Abdullah’a hediye etmesi için Chrakma tasarlamamı

istedi. Kendi koleksiyonlarım dışında müşterilerimin arzusu ile oluşan konseptler ise ayrı bir heyecan benim için. Bugüne kadar pek çok başarılı projeye imza attınız. Geçmiş ve gelecek projelerinizden bahseder misiniz? Paris’te Societe Nationale De Beaux Atets jurisi davetiyle Louvre Carrousel’de SNBA exposizyona katıldım. Artic Blue & Art Space Gallery ve Camden Art Gallery’nin sanatçısı olarak Paris, Monaco, Ibiza ve Milano’da sergilerim oldu ve sürekli

katılımcı olmaya devam etmekteyim. Maison Objet furalarının yanı sıra, Worldwide Art Los Angelos’tan gelen davet üzerine Amerika’da da Charakma’larımın lansmanını yapmayı arzu ediyorum. Sosyal sorumluluk projelerinde de adınızı sıkça duyuyoruz, bunlardan bahsedebilir misiniz? Çevremden gelen vakıf yararına olan her türlü projeye mümkün olduğunca katılıyorum. Her birimizin minik de olsa katkıları, birleşince çok anlamlı hedeflere

Hayal dünyası benim için olmazsa olmaz. Sanal bir hayal kumbaram var, kurduğum hayali o kumbaraya atar, unuturum. Gerçekleşince kumbarama teşekkür ederim.

134

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 134

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


ulaştırıyor bizleri. Önümüzdeki günlerde “Parıltı vakfı görme engelli çocuklar” için bir sosyal sorumluluk projesine katılıyorum. Ayrıca sevgili Ayhan Sicimoğlu’nun ve Hakan Aysev’in sahnesinde “ Performance Painting “ projelerimiz var. Bu projelerden elde edilen gelir çeşitli vakıflara aktarılacak. Sanatınızı paylaşma yollarınızdan birisi de öğretmek, öğrencileriniz daha çok hangi yaş grubundalar?

Çocukları çok sevdiğim ve çok iyi anlaştığım için, özellikle 4 - 12 yaş arası öğrencilerim ağırlıkta. Hem eğleniyor, hem de öğreniyoruz, hatta ben daha çok eğleniyor ve öğreniyor olabilirim. Çocukların algılama ve sorgulamaları, yarattıkları ile birleşince oluşan heyecanları benim için büyük mutluluk kaynağı. Çocukların, dersin sonunda yarattıklarına bakıp da “vay be ben neler yapabiliyormuşum meğer “ bakışı inanın bana dünyalara bedel.

Gerçekleştirmeyi planladığınız bir hayaliniz var mı? Hayal dünyası benim için olmazsa olmaz. Sanal bir hayal kumbaram var, kurduğum hayali o kumbaraya atar, unuturum. Gerçekleşince kumbarama teşekkür ederim. Henüz gerçekleşmemiş hayallerim için ya vakit şimdi değildir, ya da hayırlısı değildir derim. Dolayısıyla tek odaklı bir hayalim yok, hayat sürprizlerle güzel. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 135

135

2.04.2014 08:37


TRAVEL

Bir Bozcaada

Rüyası

İnsanın kendini suda hissettiği kadar savunmasız ve bir yandan da iliklerine kadar özgür hissettiği başka yer var mıdır? Ruhumu yoran tüm düşüncelerin benden uzaklaştığı, kendimi hafif hissedebildiğim, temiz başlangıçlara yelken açtığım serüvenler, hep içinde Bozcaada’yı barındırır.

Fotoğraf&Yazı: İç Mimar Burçin MERCAN

136

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 136

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


Bozcaada’

yı en yüzeysel haliyle; iki farklı topluma ait geleneğin sentezinden oluşan kültürel kimliği, coğrafi konumu ve elbette ki tarihi önemi ile biliyoruz. Yakın tarihine yön veren ise adaya kimliğini kazandırmış kültürlerin arasındaki ilişki ve dengenin, toplumsal ve siyasi olaylara bağlı değişimi oluyor. M.Ö. 3000 lere dayanan tarihini yapılan Nekrapol sahasındaki kazılardan biliyoruz. Tarihteki ilk sahipleri; Pelazziler, ardından Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlar, Persler, Büyük İskender, Bizans, Venedikliler, Cenevizliler ve Osmanlılar olmuştur. Türklerin ada ile ilk tanışması ise Aydınoğlu Umur Bey’in İzmir’i fethettikten sonra, 1938’de sekiz gemiyle Bizans yönetimindeki Tenedos’u (Bozcaada’nın Heredot’un yazılarında sıklıkla geçen ismi) yağmalaması ile olur. Tenedos’un Yunan mitolojisindeki hikayesi ise şöyle anlatılır; denizlerin efendisi Poseidon’un, Lapseki bölgesindeki Miletos, Kolonis Kolonai kentine Kyknos ismindeki oğlu hükmedermiş. Onunda Tenes adında bir oğlu varmış. Kyknos eşi olan Tenes’in annesini kaybedince tekrar evlenmiş. Fakat üvey anne Tenes’e iftira edince, kral oğlunu bir sandığa koyarak denize attırmış. Sandık; Tenes’in büyükbabası Poseidon’un yardımları ile

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 137

137

2.04.2014 08:37


TRAVEL boğazı geçerek Leukophrys (Antik Çağda adanın ismi) kıyılarına gelmiş. Ada halkı Tenes’i kral ilan etmiş ve adanın ismi “Tenes’in adası” anlamına gelen Tenedos olarak değişmiş. Kyknos bir süre sonra oğluna atılan iftirayı farkına varır ve Leukophrys’e doğru harekete geçer. Tenes babasının gemilerinin limana yanaştığını görünce, elindeki balta ile gemilerin halatlarını kesmiş. Bir deyim olarak bir çok dilde yer eden ve bir kimse ile görüşmek istemediği “Tenes’in baltası ile kesmek” bu mitolojik hikayeden gelmektedir. Bozcaada, Çanakkale boğazının çıkışında karaya 10 km uzaklıkta kuvvetli akıntı ve sert rüzgara açık bir konumda yer alıyor. Dışarıdan ayrılmışlığı, zor ulaşılır olması ve stratejik konumu sayesinde tarihte uzun süre kendini sosyal yabancılaşmaya karşı korumuştur. Adaya seyahat etmek kara yollarını tercih ediyorsanız biraz emek istiyor. Bir yerlere araba ile yolculuğa çıkmak, gittiğiniz yerin yakın çevresini tanımanıza ve elbette ki güzergahınızın üzerinde mola vereceğiniz doğru noktalar ile daha da keyif alabileceğiniz bir hale dönüşüyor. Küçüklüğümde ailem ile Ege kıyılarında yapmış olduğum çoğu seyahati, çok sevdiğim domates çorbasını Varan

tesislerinde bayıla bayıla içtiğimiz, araba tuttuğu için bir türlü uyuyamayan kız kardeşim Burcu’nun arka koltukta saçımı başımı çekiştirmesi, babam ile annemin yoldan aldıkları Anamur muzlarını bütün yol nasıl yediğimiz gibi detaylar ile anımsarım. Bozcaada’ya İstanbul’dan ortalama 6 saatte kara yolları ile ya da Haliç’ten kalkan deniz uçakları ile ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Kısaca bir yakın tarihine değinecek olursak; iki toplumun huzur içinde yaşadığı yılların ardından, 50’lerde Kıbrıs olaylarının başlaması ile bu düzen bozuluyor. 74 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı adadaki güven ortamını yaralanırken, anılarını boşalan mahalle sokaklarında bırakmak zorunda kalanların yerini, karşı kıyıdan gelenler alır. 80’li yıllarda Kenan Evren’in iki çıkarma gemisi ile kolaylaştırdığı ulaşım, 95’ li yıllarda gemilerin yerini arabalı vapurların alması ile sıklaşır. 99’da anakara dan içme suyu getiren şebeke ile adadaki en büyük yatırım olan rüzgar santrali kurulur. Bu gelişmelerin ardından turist ile tanışan ada halkı, turizmi öğrenir. Yükselen duvarlar, beton direkler ve dikenli teller ile tanışılır. Adadaki farklı kültürlerin geleneğini yansıtan yapılaşma, merkezdeki birbirine bitişik ancak dokusuyla daha ilk bakışta

birbirinden ayırabileceğiniz iki mahalle ile gözlemleyebilirsiniz. Tarihi sürekliliğini koruyan Türk ve Rum mahalleleri. Bozcaada Kalesine komşu Rum mahallesi dik açılı sokaklarıyla, denize açılan mekânsal bir örgü sergilerken, Türk mahallesi tabiatta dahil tüm etkilere kapalı, korunaklı, yer yer küçük meydanlar ve çıkmaz sokaklarda sonuçlanan irrasyonel bir sokak sistemi ile çözümleniyor. Türk mimarlığına özgü, ait oldukları kişinin ekonomik ve siyasi durumunu yansıtan herhangi bir kimlik taşımayan konutların oluşturdukları kollektif dizi , Rum mahallesinde biraz daha farklı gözlemlenir. Rum Mahallesİ’nde (Cumhuriyet mah.) taş ve kagir binalar, geniş ve gösterişli merdivenler ile sokağa açılır. Türk Mahallesi’nde (Alabey mah.) ise alt katları taş, kerpiç ya da tuğla, üst katları ahşap cumbalı olarak biçimlenen evler, avlular ile sokağa bağlanan içine kapalı bir mimari sergiler. Kültürler arası farklılıkları; Rum Mahallesi’nin dışa açık bir hayatın izlerini taşıyan sade iç mekanlarI, cephe sistemleri, geniş pencere açıklıkları, çift kanatlı kapıları ve üst balkonları ile kendini gösterir. Günümüze geldiğimizde ada merkezi işlevini çoktan kaybetmiş, yok olmaya yüz tutmuş değirmenleri, bakımsızlıktan

???

??? ???

??? 138

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 138

???

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


çökmüş, adanın kedilerine yuva olmuş ya da el değiştirerek özgün karakterini çoktan kaybetmiş binaları, büyük şehirlerin parke taşlarına özenmiş bir zamanın Arnavut kaldırımı sokakları, korunabilmiş otantik dokunun bile hissedilmesini engelleyen dev elektirik direkleriyle içimi acıtıyor. Daha çok adı baki kalmış Rum Mahallesi’nde yapılacak bir gece yürüyüşü, çoğunlukla İstanbullu’larca yazlık olarak kullanılan, boş karanlık evleriyle adanın gündüz kısmen de olsa saklayabildiği yaralı yüzünü açığa vuruyor. Bu noktada vurgulanması gereken bir diğer husus da “Cumhuriyet” Mahallesi adını alan bu bölgenin ulusal kimlik göndermelerini taşıyan cadde ve sokak isimleri; Atatürk Caddesi, 20 Eylül Caddesi, İstiklal Sokak, Hakimiyet-i Milliye Geçidi gibi… Geyikli – Bozcaada feribotundan inip toprağa ayak bastığınız andan itibaren kendinizi bir serüvenin kahramanı gibi hissedebileceğiniz bir yer burası… Şehir hayatının tüm zorluklarından uzak, biraz boş vermiş bir yaşam… İş hayatıma ve geleceğime bir noktada yön verirken beni hep düşündüren, babamın küçükken anlattığı ve bir çoğunuzun da bildiğini düşündüğüm bu hikaye ile yazımı noktalıyorum. ‘ Amerikalı bir işadamı, iş seyahati için Meksika’ ya gitmiş. Boş zamanında şirin bir kıyı kasabasınıziyaret etmiş. Limanda gezinirken, balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçıyı görmüş. Balıkçıya seslenmiş: - Merhaba balıkçı, teknen balık dolu, bu kadar balığı ne kadar zaman da tuttun? Balıkçı cevap vermiş: - Bir iki saatte tuttum. İşadamı merak etmiş: - Neden biraz daha uğraşıp daha fazla tutmadın? Balıkçı omuz silkerek, cevaplamış: - Bu kadar balık bizim için yeterli, daha fazlasına ihtiyacımız yok ki. İşadamı balıkçının kanaatkarca yaklaşımına şaşırmış, merak etmiş: - Günün kalan zamanında ne yapıyorsun peki, bütün günü nasıl geçiriyorsun? Balıkçı, anlatmış bir gününü: - Sabahları, denize açılırım, ihtiyacım kadar balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım, onlarla vakit geçiririm. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp, şarap içer, gece yarısına kadar eğleniriz. Anlayacağınız gün nasıl geçiyor anlamıyorum, sinyor. İşadamı kendinden emin bir şekilde: - Bak demiş istersen ben sana yardım

???

???

???

ederim. Balık tutma işine daha çok zaman ayırmalısın. Büyük bir tekne ile daha çok balık tutabilirsin. Elde edeceğin gelirle başka tekneler de alırsın. Kısa zamanda bir balıkçı filosuna sahip olursun. Çok balık yakaladığın için balığı aracılara değil, doğrudan işleme tesislerine satabilirsin. Hatta daha sonra kendi balık işleme tesisini bile kurabilirsin. Benim yardımlarımla balıkçılık sektöründe lider olursun. Balıkçı merakla sordu: - Bu dediklerinizi yapmak kaç sene sürer sinyor ? İş adamı: - Tahminen 15-20 yıl sürer, ama sonrası daha güzel, şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda

???

zengin olup milyonlar kazanabilirsin. Balıkçı heyecanlanmış: - Milyonlar kazanırım ha, peki sonra bu parayla ne yapacağım? İşadamı hayalini anlatmış: - Sonra emekli olursun. Şirin bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. Bundan sonra artık zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla, torunlarınla oynarsın. Eşinle keyfince istediğin kadar siesta yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içer ve gece yarısına kadar gülüp eğlenirsin. Sence de mükemmel değil mi? Balıkçı işadamını dinleyince ondan daha zenginim diye düşünür. Zengin olan çok parası olup hayatı boyunca durmak bilmeden çalışan mı, yoksa zengin gibi hayat süren mi? ’ NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 139

139

2.04.2014 08:37


HEALTHY

Flavonoidler ile fonksiyonel beslenme… Şişmanlığın çocukluk çağlarından tutun da yetişkinliğe kadar çok geniş bir alanda sağlığı tehdit edici bir faktör haline geldiği günümüzde yeterli ve dengeli beslenmeyi benimsemek ve yaşam biçimi haline getirmek çok önemlidir.

140

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 140

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:37


Yeterli ve dengeli beslenme sistemi içerisinde yer alan bazı besinlerin sağlığı geliştirici, hastalık risklerini azaltıcı etkileri bulunmaktadır. “Fonksiyonel besin” olarak tanımlanan bu besinlerin (flavonoidler, karotenoidler, fenoller, bitkisel steroller, pro ve prebiyotikler, saponinler, fitoöstrojenler, yağ asitleri, glukosinolatlar, indoller gibi) sağlık üzerine etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Fonksiyonel besinlerden biri olan “flavonoidler” antioksidan özellikleri olan yani vücuda zarar veren öğeleri etkisiz hale getiren bitkisel maddelerdir. Çeşitli flavonoid türleri bulunmaktadır. Kimyasal yapı ve şekillerinden kaynaklanan farklılıklar nedeniyle bu değişik türlerin vücuttaki etkileri de farklıdır. Flavonoidler aynı zamanda meyve ve çiçeklere renklerini veren, çevresel stres faktörlerine karşı bitkilerde koruma sağlayan maddelerdir. İnsanlarda ise flavonoidler; ❍ Antioksidan aktiviteleri ile “serbest radikal” olarak adlandırılan ve hücrelere zarar veren maddeleri yakalayarak zararsız hale getirirler. ❍ Güçlü antioksidan aktivite ile yağların zararlı bileşiklere dönüşmesini engelleyerek kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterirler. ❍ Bazı durumlarda antibiyotik gibi zararlı mikroorganizmanın fonksiyonunu baskılarlar, böylece virüslere ve bakterilere karşı koruma sağlarlar ❍ Bağışıklık sisteminin dayanıklılığını artırırlar, bağışıklıkta görevli hücrelerin aktivitesi için gereklidirler. ❍ Kan damarlarını korurlar. ❍ C vitamininin gücünü arttırlar. C vitamini ile flavonoidler arasında bir sinerji bulunur. ❍ Vücutta ülser ve ishal gibi hastalıklarda ve romatizmal durumlarda ilaç gibi hareket ederler. Hatta flavonoidler ilaçların geliştirilmesine neden olmuşlardır. ❍ Vücutta “histamin” adı verilen ve alerjik reaksiyonlara neden olan maddenin neden olduğu alerjik reaksiyonların önlenmesini sağlar. ❍ Kendi antioksidan aktiviteleri yanında, vücutta antioksidan aktiviteye sahip diğer maddelerin aktivitelerini artırırlar,

korunmalarına ve güçlenmelerine yardım ederler. ❍ Vücut için önemli olan enzimlerin aktivitelerini düzenlerler. ❍ Kanserli hücrelerin çoğalmasını engellerler. Yapılan çalışmalarda flavonoidlerin akciğer kanseri oranını %50 azalttıkları, tümör hücrelerinin çoğalmasını engelledikleri gösterilmiştir. Soğan, elma, yaban mersini, kayısı, armut, çilek, ahududu, pırasa, domates, lahana, brokoli, ıspanak, maydanoz, böğürtlen, vişne, kiraz, erik, siyah üzüm, kırmızı şarap, turunçgiller, yeşil çay flavonoidlerin en yaygın besinsel kaynaklarıdır. Çeşitli bitkisel besinlerde ve içeceklerde bulunan flavonoidlerin alınan esas kaynaklarını çay (%61), soğan (%13) ve elma (%10) oluşturmaktadır. Soya fasulyesi, yer fıstığı, hardal, pirinç, susam, zeytin, patates, yulaf, zeytin gibi sık tüketilen besinlerde de flavonoidler bulunmaktadır. Yeterli flavonoid alımını garantilemenin en iyi yolu meyve ve sebze bakımından zengin bir beslenme uygulamaktır

Uzman Diyetisyen TAYLAN KÜMELİ www.taylankumeli.com NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 141

141

2.04.2014 08:38


FITNESS

Cross Training ile sınırları aşmak Master Trainer Yılmaz Arif Budak • yilmazarifbudak@ceg.com.tr • www.ceg.com.tr

Yazımıza

‘’konfor alanı’’ kavramını irdelemekle başlayacağız. Çünkü ilerleyen satırlarda sizlere önereceğimiz egzersiz sisteminin neden ve nasıl bu kadar çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardığının cevabı bu kavramda yatmakta. Konfor alanımız kendimizi iyi ve rahat hissettiğimiz yer ve durumlardır. Orada az enerji harcarız, ihtimaller ve heyecan yoktur, stres yoktur rutin vardır. Kendimizi zorlamamıza gerek yoktur, minimum enerji ile minimumda yaşarız. Nasıl ki düşünmedikçe ve sorgulamadıkça analiz ve sentez yeteneğimizi yitireceğimiz gibi bedenimizi de uyarmadığımız kendi kendine yaşlanacak ve zayıflayacaktır. O halde yapmamız gereken şey konfor alanlarımıza daha fazla itibar etmeyip kendimizi bu sınırların dışına atmak. Evet

142

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 142

zor olacak, zorlanacağız, yorulacağız daha fazla enerji harcamamız ve ezber bozmamız gerekecek ancak bu alanın sınırlarını bir kez aşmayı başardık mı elde edeceğimiz kazançlar bizi motive etmeye yetecektir. Yaz ayları yaklaşmakta ve önümüzdeki bu 2-3 aylık süre içinde bedenimizi fit ve formda bir görüntüyle serin sulara bırakmak için konfor alanımızı terk etmekten başka çıkar yol yok. Bir spor salonuna gittiğinizde egzersiz uzmanı size bir programı hazırlar ve 6-8 hafta uygularsınız. İlk 3 haftadan sonra bu programa alışırsınız ve bir noktadan sonra program size çok da faydalı olmamaya başlar. Çünkü bedeniniz bu rutin antrenmanlara alışmıştır. Elbette destekleyici ve formunuzu korumanıza etkisi çoktur. Ancak ne yazık ki sizi bir noktadan diğer

bir noktaya götürmeye çoğu kez yeterli gelmez. Oysa günümüzün en popüler egzersiz sistemi olan Cross Training antrenmanlarında her antrenman (WOD) farklı bir program uygulanır. Cross Training antrenmanlarında ana hedef, klasik spor salonlarında olduğu gibi makinalarla tek bir bölgeyi izole olarak çalıştırmak değil birçok ana kas ve eklem grubunun harekete katıldığı fonksiyonel hareketlerle bütün vücudu dengeli ve etkin bir biçimde çalıştırmaktır. Cross Training antrenmanlarında Metabolik Hareketler (Kardiyo hareketleri, koşma, bisiklet binme, kürek çekme, ip atlama vb.), Jimnastik (Barfiks, squat, şınav, sit-up, jimnastik halkaları ve plyometrik boxlar sıçrayışları vb.) ve Olimpik ağırlık kaldırma hareketleri (Silkme ve koparma; Clean and Jerk ve Snatch gibi hareketler) farklı

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:38


kombinasyonlarda ve zamana karşı olarak yapılır. Bazı antrenmanlar yüksek yoğunluklu ve yüksek nabızlı bir çalışma bazı antrenmanlar ise fiziksel kapasite ve yeteneklerimizin gelişmesini sağlayan jimnastik hareketlerinden oluşur. Bir antrenmanda sadece 6 km koşarken bir diğer antrenmanda box jump, burpee ve kettlebell üçlemesinden oluşan bir antrenman yapabilirsiniz. Bu çalışmaların bize en büyük getirisi bedenimizi konfor alanından ve rutinden çıkarıyor olmalarıdır. Her antrenman

bedenimiz için yeni bir sürprizdir. Her antrenmanda bedenimiz ve metabolizmamız bu yeni kombinasyona uyum sağlamak zorundadır. Bu ezber bozan antrenman sistemi her seferinde farklı yönde bir sınırımızı zorlar. Her bir sınırımızı aştığımızda bir zamanlar konfor alanımız dışında olan bir yetkinliğimiz gelişiriz. Cross Training antrenmanları ile bu gelişim o kadar hızlı olur ki kısa bir sürede depolanmış yağlarımız parçalanır, kilo vermeye başlarız, kaslarımız belirginleşmeye başlar, performansımız ve gücümüz artar, kendimize güvenimiz

gelir ve en önemlisi de kişisel limitleri aşabilmiş olmanın tatmini ruhumuzda artı endorfin ve serotonin salgılanmasına neden olur. Sonuç ise yaza hazır fit bir beden ve mutlu bir ruh. Bu nedenle Cross Training bugüne kadar uygulanan sistemler içinde bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar göz alıcı sonuçlar ortaya çıkaran tek sistemdir. Onlarca Hollywood oyuncusunun ve elit sporcunun bu sistemden vazgeçememesinin sebebi de işte budur. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 143

143

2.04.2014 08:38


FITNESS

Sık ve ara öğünler sanıldığı kadar masum değil mi? Yrd.Doç.Dr Deniz J. Kaya • Yön.Kurulu Başk /Master koç/Danışman/ • denizkaya@ceg.com.tr

Bu

yazımda sizlere vücudumuzdaki depo yağların erime ve birikme mekanizmasından sorumlu olan hormonlardan bahsetmek istiyorum. Kilo almak hepimizin bildiği gibi vücudumuzda fazladan yağların birikmesi yani depo edilmesi demektir. Tam tersi olan kilo vermek ise vücudumuzdaki yağların yakılması yani erimesi anlamına gelir. Bu denklemi hepimiz biliyoruz. Ancak bu denklem içerisinde üç tane hormon var ki, bu hormonlar bu mekanizmanın anahtarları. Bu üç hormon hakkında ne kadar çok şey bilirsek sağlıklı beslenme hakkındaki farkındalığımız o derece artacaktır. Şimdi sizlere sırasıyla bu üç hormonu tanıtmak istiyorum; insülin, glukagon ve leptin. Ancak önce karbonhidratların sindirimi hakkında birkaç temel bilgiyi hatırlayalım. Ana besin gruplarından biri olan

144

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 144

karbonhidratlar vücudumuzun ihtiyaç duyduğu enerjinin kaynağıdır. Ekmek, makarna, pilav, kekler, kurabiyeler, patates, pişmiş havuç gibi nişastalı sebzeler ve baklagiller karbonhidrat grubunda yer alırlar. Karbonhidratları bir sürü şeker molekülünün bir araya gelmesi ile oluşmuş kocaman şeker zincirleri olarak düşünebiliriz. Bu şeker zincirleri sindirim kanalına yani ağzımıza girdikleri andan itibaren parçalanmaya başlarlar. Ağızda tükürük sonra midemizdeki ve bağırsaklarımızdaki hormonlar ve asitler sayesinde bu zincirler parçalanır ve nihayetinde tek halkaya kadar düşerler yani en küçük yapılarına kadar. Hücrelerimiz o kadar küçüktür ki, sindirim sistemimiz enzimleriyle karbonhidratları en küçük yapıtaşları olan şekere yani glukoza kadar parçalamak zorundadır. Tüm bu sindirim /

parçalanma işlemleri ile glukoz kanımızda belli bir seviyeye ulaşır ve nihayetinde glukozlar hücre içine alınmaya hazırdır artık hücrelerimizi doyurmaya başlayabiliriz. Ancak glukozlar hücrelerin içine öyle kendi başlarına giremezler, hücrelerin kapısını açacak bir anahtara ihtiyaç vardır. İnsan vücudu muhteşem bir mekanizmadır ve her hücrenin, her hormonun ve her molekülün bir görevi vardır. İnsülin’in görevi ise kandaki glukozun hücre içine alınmasını sağlamaktır. Kan glukozu belli bir seviyeye ulaşır ulaşmaz hemen pankreasımızdan insülin salınır ve insülin tıpkı bir anahtar gibi hücrenin glukoz için olan kapılarını açar1. Eğer kanda insülin yoksa, şeker yani glukoz hücreler içine alınamaz. Hücreler aç kalır ve sistem çöker. İnsülin ortalama 2-2,5 saat boyunca kandaki glukoz bitinceye kadar hücrelerimize taşır. Ancak tüm hücrelerimiz

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:38


hiç durmadan çalışmaktadır ve enerjiye sürekli ihtiyacımız vardır. Eğer hala bir şeyler yemediysek gerekli enerjiyi nereden buluyoruz? İnsülinden sonra devreye ‘’glukagon’’ hormonu girer. Glukagonun görevi karaciğerimizde önceden glukojen olarak depolanmış olan yedek şekerin kana geçmesini ve yakıt olarak kullanılmasını sağlamaktır. Bu yedek şeker de bize 2-2,5 saat yeter. İşte yağların parçalanması için en kritik nokta buradan sonrasıdır. Çünkü buradan sonra sıra üçüncü hormon olan ‘’leptin’’dedir. Eğer 4-5 saattir hala yemek yemediysek devreye ‘’leptin’’ devreye girer

ve leptinin de görevi, vücudumuzun çeşitli bölgelerinde önceden depolanmış olan depo yağları parçalayıp şekere çevirerek, vücudumuz için gerekli olan enerjiyi sağlamaktır2. Bir başka deyişle 4-5 saatten daha sık aralıklarla yemek yersek sürekli insülin salgılarız ve leptinin salgılanmasına fırsat vermeyiz. Dolayısıyla da depo yağlarımız bir türlü parçalanamaz ve kilo veremeyiz. Özetle, sık sık bir şeyler yemek sürekli insülin salgılanmasına neden olur, leptin salınımını baskılar ve depo yağlarımız parçalanamaz. Artı yediğimiz besindeki glukoz miktarı hücrelerimizin ihtiyacından

fazlaysa depolar kullanılmak bir yana kandaki fazla glukoz da yağa çevrilir ve diğer depo yağlarının yanında yerini alır. İnsülin gerekli miktardaki glukozu hücre içine sokarken gereğinden fazla olan glukozu da yağa çevirir. Artık enerji, şeker ve yağ arasındaki dönüşüm mekanizmasını biliyoruz. Şimdi yapmamız gereken işini yapması için leptine zaman vermek… Ref: 1. Henry B., et al. Reversing diabetes and obesity naturally: a NEWSTART lifestyle program. Diabetes Educ, 2004 Jan-Feb.; 30 (1):48-50 2. Friedman JM. The function of leptin in nutrition, weight, and physiology. Nutr Rev.2002 Oct; 60 (10pt2) NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 145

145

2.04.2014 08:38


ISLAND

Huzurun bir diğer adı,

Patmos Adası Badem ağaçları çiçek açtığına göre bahar geldi demektir. O zaman hazırlayın sırt çantalarınızı birkaç gün Ege’nin muhteşem plajlarına ve mistik tarihine ev sahipliği yapan Patmos adasını keşfedin.

Yazı: İç Mimar Burçin MERCAN Fotoğraf&Yazı: İç Mimar Burçin MERCAN

146

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 146

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:38


Ege

Denizi’nde yaklaşık 3.000 nüfusu ile küçücük bir ada Patmos. Benim bu mistik ada ile tanışmam geçen yıl Louis Cristal ile çıktığım Yunan adaları turu oldu. Bu gizemli ada, ‘St. John’un İncili’nin Son Bölümleri’nin yazdığı Ege’nin Kudüs’ü, Hıristiyanların Hac merkezi olarak bilinir. Mitolojiye göre, Patmos adasının ilk yerleşimcileri denizlerin Tanrısı Neptün ve Tanrıça Diana’nın ta kendisi olan Patmos veya Pantos’tur. Ada eşsiz plajları, sessizliği ve en önemli sembolü olan görkemli 11. yüzyıl Manastırı’yla öne çıkmaktadır. 11. Yüzyılda inşaası başlayan manastır; ana kiliseyi ve diğer beş şapeli koruyan mazgallı siperlerle birlikte büyük duvarlarla çevrili. Burada bulunan çok büyük hazinenin içerisinde Bizans ve Bizans sonrası dönemlere ait resimler, kutsal kaplar, 9. yüzyıl süslemeleri ve diğer paha biçilmez nesneler ve kütüphanesinde ise parşömen belgeler, ataerkil mühürler, resimli elyazmaları ve nadir eski kitaplar bulunuyor. Meryem Ana’ya adanmış olan

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 147

147

2.04.2014 08:38


ISLAND şapelde 1210-1220’ye dayanan freskler incelenebilir. Leros ve İkaria arasında bulunan Patmos, Pire’den 161 deniz mili uzaklıkta konumlanıyor. Görkemli kale - manastır, etrafına yayılmış olan ve Chora kasabasını oluşturan göz kamaştırıcı beyaz ve küp gibi evler ile çevrili limanın üzerindeki tepeyi taçlandırıyor. Beyaz evleri, çiçekli avluları, balık tavernaları, otelleri, restoranları, kafeleri ve dükkanlarıyla hareketli bir yer

olan Skala limanındaki Patmos rıhtımını özellikle yaz aylarında hareketli kılan benimki gibi tur gemileri. Adanın Skala’nın kuzeyinde yer alan ağaçlar ve yeşilliklerin arasındaki Kambos Köyü’nün adadaki en güzel plaj olduğu söyleyebilirim. Adada kilometrelerce uzunlukta patika ve dar yollar, keşfedilmeyi bekleyen başka bir sürü manastır ve kilise, ücra yerlerde bulunan hoş kumlu ve çakıllı plajlar bulabilirsiniz. Ada’nın Türkler ile ilk bağlantısı 1537

yılında Osmanlılar tarafından fethedilmesi ile olmuştur. 16. Yüzyılın sonlarından itibaren işgalciler ticaret ve adanın taşımacılığından zengin olmuştur. 1912’de Osmanlı İmparatorluğu’ndan İtalya’ya geçen ada, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan’a bırakılmıştır. 2006 yılında Aziz Yuhanna manastırının da bulunduğu adanın tarihi merkezi UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. Patmos’un huzurlu atmosferini, güleryüzlü

??? ???

??? 148

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 148

???

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:38


insanlarını, doğasını ve tarihi dokusunu siz de çok seveceksiniz. Önerebileceğim ve mutlaka deneyimlemenize değer birkaç nokta şöyle; ❍ Skala’dan 20 dakikalık yürüme mesafesinde olan Kastelli’de özellikle güneşin batışı sırasında nefes kesen manzarasını kaçırmayın. Ayrıca Helenistik

duvar kalıntılarının olduğu zirvede görülmesi gereken küçük bir şapel de vardır, ❍ Ada’nın en verimli vadilerinden biri olan ve Patmos’daki meyve ve sebzelerin çoğunun üretildiği yer olan Lefkes de görülmeye değer. Skala’dan kalkan tekneler günübirlik geziler için sizi yakındaki Fourni, Nergiscik, Lipsi ve Marathi adalarına götürebilir.

Ufak bir not; Yunan adalarının hemen hemen tümünde etrafı gezmek için kiralayabileceğiniz taksiler için pek doğru bir ada sayılmaz Patmos. Adanın limanından ATV kiralayabilirsiniz, saat başına ücretlendirilen araçlar yolculuğunuzu daha keyifli hale getirecektir. Akşam yemeği için ise önerim Ostria restoran olacaktır. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 149

149

2.04.2014 08:39


FITNESS DECORATION

PICULET STORE

Kendinizi ve yaşadığınız mekanı küçük hediyelerle ödüllendirin... Bırakın Piculet, birkaç küçük dokunuşla hem sizin hem de evinizin tüm havasını değiştirsin…

Dekorasyonun

tamamlayıcı unsurlarından biri olarak yükselişe geçen yastıklar, özellikle modern dekorasyon mobilyalarının farklılaşarak bireyselleşmesini sağladığı için son yıllarda büyük önem kazandı. Yüzlerce orijinal yastığın bir araya geldiği eşsiz koleksiyonlar sunan Piculet bu anlamda çok özel bir marka. Modern veya klasik tüm dekorasyon tarzlarına uygun yastık koleksiyonlarının yer aldığı Piculet’te ipek, kadife, saten, goblen, emprime gibi hemen hemen tüm dokuları görmek mümkün. Size özel bir dekorasyon için yapabileceğiniz en zahmetsiz şey 150

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 150

aksesuarlarla oynamaktır. Bir şey eksik gibiyse ya da bir değişikliğe ihtiyaç duyuyorsanız, yastık en pratik çözümdür. Bırakın Piculet birkaç küçük dokunuşla evinizin tüm havasını değiştirsin... Yastık koleksiyonlarının ardından, daha çok bayanlara yönelik kişisel aksesuar tasarımlarıyla da dikkat çeken Piculet’in bu anlamdaki ilk ürün grubu çantalar oldukça yoğun ilgi gördü. Orijinal desen ve renklerde hazırlanan Piculet ürünleri gerçekten göz alıcı bir etkiye sahip. Evinizin her köşesine Persan kumaşlarının tasarım ve kalitesini taşımak

için Perde Modelleri sayfasını inceleyebilir ya da Persan’ın son koleksiyonuna göz atabilirsiniz. Kişiye özel perde modelleri, perdelik kumaş seçenekleri, en güncel perde modelleri ve Persan’ın yeni perde fiyatları hakkında daha fazla bilgi almak için sizleri Persan satış noktalarına uğrayabilirsiniz. Persan mağazaları ve Dokumacı’da görebileceğiniz tüm Piculet ürünleri artık parmaklarınızın ucunda. Piculet’in online alışveriş sitesi www.piculetstore.com ‘a girerek internet üzerinden Piculet’in tüm ürünlerini inceleyerek satın alabilirsiniz.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:39


Mutfaklara Bahar Geliyor

Ankastre ürünler alanındaki kaliteli ürün anlayışını teknoloji, tasarım ve marka değeri ile birleştiren dünyanın en büyük eviye armatür ve ankastre cihaz üreticilerinden Franke, Türkiye’de ki 15. Yılını 2014’e özel yeni ürün gamı ile kutluyor.

Franke

’nin 2014 ürün gamının sıra dışı örneklerinden Pebel Serisi Granit eviyeleri tasarım ve renk alternatifleri ile 2014 de baharın renklerini mutfaklara taşıyor. Geniş hazneleri, 20 cm derinliği ve çöp öğütücüsü kullanımına uyumlu olan giderleri sayesinde şık tasarımını ergonomi ile de birleştiren Pebel Serisi granit eviyelerde; Grafite, Bianco, Avena, Sahara olmak üzere dört farklı renk alternatifi bulunması da granit eviye tercih edenlere seçim özgürlüğü sunuyor. Kenar kısımlarında bulunan oval geçişler ve damlalık üzerinde hassas bir şekilde tasarlanmış damlalık çizgileri sayesinde Pebel Granit Eviyenin farklılaşan tasarımı ön plana çıkarken sağlık ve hijyen sağlayan

malzemesi de güvenle kullanılmasını sağlıyor. Eviye yüzeyini daha da pürüzsüz hale getiren Durakleen fonksiyonu sayesinde dış yüzeyi oldukça kolay temizlenen eviyede ayrıca bu fonksiyon sayesinde sıvı emmeme sağlanıyor ve bakteri üremesi ya da kalıcı leke oluşması gibi riskler ortadan kalkıyor. Aynı zamanda bu hijyen özelliğini tamamlayan Sanitized Actifresh hijyen fonksiyonu sayesinde de yüzeylerde bulunan gümüş iyonları bakterileri %99 oranında yok ediyor. Granit eviyeye farklı bir boyut getiren tasarımı ile Pebel Serisi Eviyeler Doğal granitin ve baharın en güzel renklerini birleştiriyor. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 151

151

2.04.2014 08:39


ISLAND ACCOMMODATION

Swissotel ile masallardaki kadar güzel bir düğün… Swissotel The Bosphorus Istanbul, hayatınızın en anlamlı ve özel gününü peri masalına dönüştürüyor…

Swissotel

The Bosphorus Istanbul’un Executive şefi Philippe Bischoff ve profesyonel ekibi, bu özel gün için hazırladığı menülerle eşsiz düğün organizasyonuna imza atıyor. Düğününüzde Swissotel’in Türk ve dünya mutfaklarından enfes tatlarla dolu menüleri ile damaklarda kalıcı izler bırakabilir, konuklarınızla birlikte mükemmel hizmet kalitesinin keyfini çıkarabilirsiniz. Düğün gecenizde, Swissotel’in muhteşem boğaz manzaralı odalarında konaklayabilir ve en özel gecenizi, ikram edilen şampanya ve İsviçre çikolataları ile renklendirebilirsiniz. Dilerseniz Pürovel Spa & Sport’un kapalı havuz, sauna, hamam ve jakuzisinden ücretsiz olarak 152

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 152

faydalanabilir ve muhteşem boğaz manzarası eşliğinde zengin seçenekler sunan “Kontinental” bir kahvaltı ile güne başlayabilirsiniz.

gereken herşey biraraya geliyor. Bugüne kadar birçok farklı dış mekanda hizmet veren ekipten sadece karada değil, denizde de yararlanabilirsiniz.

İster ağaçlar arasındaki Sultan Park’ı seçin, ister zarif ihtişamı ile büyüleyen balo salonlarını… Yılın en etkileyici düğünü sizinki olacak… Eğer seçiminiz bir açık hava düğünü olacaksa sizi Sultan Park’ın eşsiz atmosferine bekliyoruz. Bir zamanlar Osmanlı sultanlarına ev sahipliği yapan bu koru, sadece ağaçlar arasında şık bir kır atmosferi sunmakla kalmıyor, şehrin merkezinde olup tek bir adımla herşeyden uzaklaşmanın keyfini yaşatıyor… Sultan Park’ın yemyeşil masalsı atmosferi ve Swissotel’in kalitesi ile göz alıcı bir mutlu son için

Swissotel The Bosphorus, Istanbul sizlere bu özel gecenizde boğazın keyfini misafirlerinizle paylaşmanız için; şık tasarımı, özenle seçilmiş modern dekorasyonu, özel menüleri, geniş ve ferah atmosferiyle, sarayların, yalıların ve kasırların buluştuğu yerde boğazın incisi “The Istanbul ” lüks teknesiyle hizmet vermeyi bekliyor. Yaratıcılık, profesyonellik, tecrübe ve verimliliği birleştiren Swissotel catering ekibi, 5000 kişiye kadar her tür organizasyonda hayal ettiğinizin ötesinde bir catering hizmeti veriyor. www.swissotel.com

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:39


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 153

153

2.04.2014 08:39


FASHION

Gusto

, renkli ve sezon trendlerini yansıtan İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile stil sahibi ve şık giyinmeyi tercih eden bayanların bu sezonda vazgeçilmezi olacak. Her sezon kalite ve şıklığı moda severlerle buluşturan Gusto’nun İlkbaharYaz koleksiyonu ile eğlenceli ve renkli bir bahar sizleri bekliyor. Bu sezon Gusto’da, lüks kumaşlar, baharı neşeyle karşılayan pasteller ve göz alıcı desenler ön plana çıkıyor. Gusto İlkbahar – Yaz 2014 Kadın Giyim Koleksiyonunda şık tasarımlar, 50’li yılların sokak modası trendi, barok desenler, uçuşan şifonlar, etnik detaylar ile klasik kesimlere modern dokunuşlar koleksiyonda göze çarpan değişiklikler. 36- 50 beden arası her kesim bayana hitap eden koleksiyonda yer alan ve bu sezonun olmazsa olmazları danteller, pop art renk ve desenler, iri puantiyeler, çiçek baskıları, 90’lı yılların esintilerini taşıyor. Pembe, mavi, sarı, mint nar, lacivert, beyaz, ekru ve yaz siyahının hakim olduğu koleksiyonda retro görünüm ve floral desenler hakim... Parıltılı altın ve gümüş metalik te hemen hemen her parçada kendini gösteriyor. Bayanların gardrobunda bu sezonda vazgeçilmezler arasında yer alan uçuşan şifon ve çiçek desenli elbiseler, kalem etekler, kısa paça pantolonlar, şortlar, tulumlar ve rengarenk keten koleksiyonu Gusto şıklığını bir kez daha gözler önüne serecek.

Topuklu ayakkabılara akıllı çoraplar Marks & Spencer, kadınların favorisi yüksek topukları daha konforlu kullanabilmeleri için sihirli bir tasarıma imza attı. Yüksek topuklu ayakkabı giymek acı değil artık keyif! Marks & Spencer kadınların şıklıklarından ödün vermeden konforlarını da sağlamak üzere tasarladığı topuktaki ağrıyı elimine eden akıllı topuklu ayakkabı çoraplarıyla çevrenizdekilerin bakışlarını üzerinize çekerken,

154

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 154

en sevdiğiniz topuklu ayakkabılarınızla her adımda rahatlığı hissedeceksiniz. Akıllı topuklu ayakkabı çoraplarında ayak tabanına yerleştirilmiş özel ped tampon görevi görerek, özel burun tasarımıyla gün boyu sizi destekleyerek kendinden emin adımlar atmanızı sağlayacak. Marks & Spencer’ın kadınların vazgeçilmezi topuklu ayakkabılar için ürettiği bu özel çorap ile siz de günün telaşına konforlu adımlarla ayak uyduracaksınız.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:39


“90s Luxe” ile

90’ların şıklığı… Marks

& Spencer “90s Luxe” koleksiyonu özel kesim parçaları ile 90’lı yıllara şık bir dönüş yapıyor! Klasiğin yeniden tanımladığı koleksiyonda, düz renklerin hakim olduğu ve gri tonları deri ile buluştuğu özel tasarım parçalar modernizmi yansıtıyor.

Yıldızların tercihi… Jennifer

Lopez, Jay-Z, David– Victoria Beckham, Christina Aguilera, Justin Bieber, Rihanna, Madonna gibi dünyaca ünlü birçok yıldızın vazgeçemediği Amerika’nın en büyük ve en hızlı büyüyen şapka markası New Era yepyeni 2014 ilkbahar- yaz modelleri ile karşınızda… Ünü dünyaya yayılmış Amerikan Baseball liginin New York Yankees sapkalarini üreten ve Amerikan Baseball liginin resmi sponsoru New Era, tasarımları ile Paris Moda Haftası’nda podyumlarda da boy gösteriyor.

“ Valentino for Havaianas” Nisan ‘da Beymen’lerde… Dünyaca

ünlü iki marka Valentino ve Havaianas, 2014 Yaz Sezonu için oldukça sınırlı sayıda ürettikleri ‘Valentino for Havaianas’ Koleksiyonunu görücüye çıkarıyor… Ünlü tasarımcı yılın modası kamuflaj desenini, Valentino’nun meşhur zımbalarını ve Havaianas’ın rahatlığını bir araya getirerek muhteşem bir uyum yaratmış… Sadece Beymen Mağazaları’nda Nisan ayında exclusive olarak satışa çıkacak neon ve haki tonlardaki sınırlı sayıda “Valentino for Havaianas” koleksiyonu için Cemiyet hayatının ünlü bayanlarını hemen uyaralım, terlikler hemen bitebilir… NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 155

155

2.04.2014 08:39


SUITCASE CARE

Tatil bavulu hazırlıkları… Tatile

çıkmaya hazırlanıyorsunuz. Gerekli eşyaları aldıktan sonra sıra en eğlenceli bölüme, yani bavulunuzu hazırlamaya geldi. Ama her işin olduğu gibi bavul hazırlamanın da bazı püf noktaları var. Bir yolculuğa çıkarken bütün amaç; rahat ve konforlu, çok fazla eşya taşımayarak daha hızlı ve güvenli bir şekilde seyahat etmektir. O yüzden kemer, gereksiz takılar ve çok fazla teferruatlı ayakkabıyı yanınızda taşımanıza hiç gerek yok. Yolda giymek için kargo pantolon, üstüne hoş bir tişört uygun olur. Yanınıza da şal alabilirsiniz. Bunların altına ise bağcıksız ayakkabılar idealdir.

156

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 156

Aslında de işin en eğlenceli kısmı hazırlık aşamasıdır. Bugün bunları giyerim, şu gün şunları giyerim, denize giderken giymek için pareo almalıyım, güneş kremi de lazım, bu sene pembe çok moda, tatile çıkmadan bir de pembe çiçekli elbise alsam gibi bir sürü düşünce, tatile çıkmadan bir hafta önceden beyninizi kurcalamaya başlar. Sonra da tatilin hayaliyle dalarsınız uykuya. Ve gerekli alışverişleri yaptıktan sonra sıra gelir tatil bavulunuzu hazırlamaya. Giysilerinizi, ayakkabılarınızı güzelliğinizin vazgeçilmezi olan kozmetiklerinizi, deniz eşyalarınızı sırasıyla yerleştirirsiniz bavula. Ama her işin olduğu gibi bavul hazırlamanın

da bazı püf noktaları vardır. Ayrıca tatile çıkarken yanınıza almayı unutmamanız gerekenler… Öncelikle valizin içindeki en dayanıklı eşyalar muhtemel ayakkabılarınız olacağı için onları en alta yerleştirebilirsiniz. Ayakkabıların içini ise çorap, çamaşır gibi yumuşak eşyalarla doldurursanız, hem ayakkabılarınız bozulmaz hem de yerden tasarruf etmiş olursunuz. Buruşmaya meyilli olan giysilerinizi katlarken de aralarına ince kağıt mendil koyarsanız bavulun içindeki nemi emerek, giysileriniz daha az buruşur. Havlularınız için bavulunuzdaki en uygun yerse bavulun

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:39


Öncelikle valizin içindeki en dayanıklı eşyalar muhtemel ayakkabılarınız olacağı için onları en alta yerleştirebilirsiniz. Ayakkabıların içini ise çorap, çamaşır gibi yumuşak eşyalarla doldurursanız, hem ayakkabılarınız bozulmaz hem de yerden tasarruf etmiş olursunuz.

en üstüdür. Böylece havlular nemi emer ve içerideki diğer eşyaların düzgün kalmasını sağlar. Kravatlar ise, ya karton bir kılıf içinde ya da kravat çantası ile bavula yerleştirilmelidir. Şampuanlarınızı ve banyo kremlerinizi giysilerinizle aynı bavula koymamaya çalışın. Eğer koymanız gerekiyorsa da akıp giysilerinizi kirletmelerini önlemek için sıvı geçirmeyecek naylon bir torbaya sıkıca bağlayıp koyun. Bir uyarı, bavulunuzun içine dolmakalem koymak giysileriniz için kesinlikle büyük bir risktir. Uçak basıncındaki değişiklik nedeniyle dolmakalem mürekkep akıtabilir ve

mürekkep giysilerden çıkması en zor hatta imkansız lekelerden biridir. Liste hazırlayın Bavulunuzu hazırlamaya başlamadan önce mutlaka gerekli olan eşyaların bir listesini hazırlayın. Eğer hazırlamazsanız tatile gidip bavulunuzu açtığınızda mutlaka unuttuğunuz bir şeyler olduğunu göreceksiniz. Bavulunuzu açtığınızda istediğiniz eşyanıza rahatlıkla ulaşabilmeniz için eşyalarınızı torbalarınızın içine bölüm bölüm koymalısınız. Örneğin iç çamaşırı torbası, kozmetikler torbası gibi. Acil durumda gerekli olanlar

Cüzdanınızda kendinizle ilgili acil durumlarda gerekli olabilecek bilgiler bulundurun. Kan grubu, adres, telefon ve bir yakınınızın telefonu bunların başında geliyor. Tatile çıkarken yanınıza almayı unutmamanız gerekenlerin listesi kısaca şöyle; pasaportunuz, biletleriniz, para, kredi kartlarınız, otel teyidi, sigorta belgeleriniz, ehliyetiniz, nüfus cüzdanınız, gideceğiniz yerin haritası ve rehber kitap, varsa seyahat sigortanız, cep telefonunuz ve özellikle şarj aleti, sürekli kullandığınız ilaçlarınız, fotoğraf makinesi, kamera ve küçük tatil rahatsızlıklarına karşı önlem olarak yanınıza alacağınız ilk yardım malzemeleri... NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 157

157

2.04.2014 08:39


HEALTH FITNESS

Tedavi ve önleme tümsel bir yaklaşım: Tayland

masajı, dünyadaki en etkili ve kapsamlı masaj sistemdir ve bu masajda derin doku masajı, yoga, akubası terapisi, eklem ve omurga çalıştırma ve endokrin bezlerinin doğrudan tetiklenmesi gibi teknikler bir arada kullanılır. Vücudu çeşitli pozisyonlarda baş aşağı tutarak vücut sıvılarını hareketlendirmek için yerçekiminden bile faydalanılır. Tayland masajına özel diğer bir hareket ise, arter kapatmaktır. Bacaklara giden ana arterlere 3-45 saniye kadar elle basınç uygulanarak akış kesilir ve sonra aniden serbest bırakılır. Bu kan, damarların duvarlarındaki enkazı da 158

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 158

sökerek güçlü bir dalga halinde bacaklara hücum eder ve tüm sistemdeki dolaşımı canlandırır. Nuat boran olarak bilinen ve günümüzde Tayland’da hala uygulanan geleneseksel Tayland masajının seansı normal olarak en az bir saat, tercihen 2 veya 3 saat sürmelidir. Tayland’da geleneksel eğitim almış bazı yaşlı masaj ustaları iki saatten daha kısa süreli masaj uygulamayı reddederler çünkü bu terapi, çok yavaşça ve sistematik olarak tüm sistemi, vücudun bütün organları, bezleri ve dokuları ve enerjinin kanalları, şakraları ve alanları da dahil olmak üzere temizler, kuvvetlendirir ve tekrar dengeler.

Arter kapatma ve omurilik esnemesi gibi teknikler oldukça güçlü oldukları için art arda ve hızlı uygulanamazlar ve dolayısıyla bu da zaman alır. Sert ve yumuşak teknikler birbirlerini takip edecek şekilde uygulanır ve ehr temek değişiklikten sonra vücuda kendini ayarlaması ve tekrar dengelemesi için zaman tanınır. Her sağaltıcı masaj gibi Tayland masajından sonra da bir iki bardak saf su içilmelidir çünkü derin doku masajı vücutta bulunan toksik kalıntıların, atılım amacıyla kana ve lenfe bırakılmasına sebep olur. Tayland Masajı fizyolojik ve enerjik tedaviyi birleştiren etkili bir şifa yöntemidir. Çin akupunkturu, Hint Yogası ve Ayurvedası,

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:39


Japon Reikisi ve Batı fizyoterapisinin elementlerini birleştirir. İnsan, birbiriyle sürekli etkileşimde olan fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal bir bütün olarak görülür. Tayland Masajının öncelikli amacı vücudun enerjik sistemini onarmak ve dengelemektir. Bu sistem vücudun her yanına ve çevresine yayılan enerji kanallarından oluşur. Çoğu kişi bu kanalları göremez, fakat hissedebilir. Bunlara Tay dilinde Sen, Sanskrit’te Nadi denir. Batıda en yaygın bilinen şekli Çin akupunktur meridyenleridir. Bu kanalların içinde dolaşan enerjiye Japonca’da Ki, Çince’de Çi, Sanskrit’te Prana, Batı dillerinde yaşam enerjisi denir. Enerji ve kanallar pek çok doğu şifa öğretisinde önemli yere sahiptir. Fiziksel veya duygusal travma, yanlış duruş, sakatlıklar veya bastırılmış düşünceler bu enerjik sistemi tıkanabilir, fiziksel ve zihinsel hastalıklara neden olabilir. Tayland Masajı, çok sayıda tekniğiyle bu engelleri kaldırabilir ve vücudun özgün hali olan denge ve sağlığa geri dönmesini sağlayabilir. Tayland Masajının yararları saymakla bitmez. Vücuttaki yaşam enerjisinin akışını serbest bırakarak duruşu, nefesi, esnekliği, sindirimi ve dolaşımı olumlu etkileyebilir. Kaslar esner, iç organlar dengelenir, duygusal ve sinirsel gerginlik azalır. Çoğunlukla, hem masaj sırasında hem sonrasında, derin bir huzur hissedilebilir. Tayland Masajının asıl amacı hastalık önlemekse de (çünkü hastalık önce enerjik olarak ortaya çıkar ve fiziksel olarak dışa vurmadan önce tedavi edilebilir), baş ağrısı, sırt ağrısı, sindirim sorunları, omuz ve boyun gerginliği, eklem ağrıları, adet sorunları, uykusuzluk ve diğer stresle alakalı sorunlara etkili bir terapi olarak uygulanabilir. Tayland Masajı yerde, ince ve sert bir yatakta yapılır. Masajı alan kişi rahat ve hafif giyinir. Genelde bir seans 1,5 - 2 saat arası olur. Terapist başparmaklarını, avuçlarını, dirseklerini, dizlerini ve ayaklarını kullanarak baskı, burgu, sallanma, eklem ve omurga hareketleri ve destekli yoga pozları uygular. Terapist kas gücü değil, vücut ağırlığı ve nefes kullanır. Meditatif bir ritim vardır. Bu, Tayland Masajını alan ve veren arasında ahenkli bir enerjik dans gibi hissettirir.

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 159

159

2.04.2014 08:39


Yeniden Çevrimler CINE CRITIC

Buğra Şendündar • Sinema Eleştirmeni • bugra@powerboatsandyachtsdergisi.com

Hollywood

, 2000’lerin başında konu bakımından tıkandığından beri günümüze kadar olan süreçte ara ara eski yapımları tekrar elden geçirerek farklı soslarla bizlere gümüş tepsilerde sunmakta. Hali hazırda sinema tarihinde kendisine çoktan yer etmiş eserleri farklı yönetmen ve oyuncularla tekrardan ve “öncekinden daha iyi” olma iddiasıyla ele alması biz sinemaseverler için can sıkıcı bir durum arz etmekte. Birkaç ay önce sinemalarımıza konuk olan “Kötü Ruh” (Evil Dead) bir istisna olabilir tabii ki. Sam Raimi’nin 1981’de çok düşük bir bütçeyle kotardığı klasiğinin aynı adlı yeni uyarlaması sinema çevrelerini şaşırtmışa benziyor. Muhtemel bir fiyasko olarak beklenen yapım, gösterime girdikten sonra eleştirmenler nezdinde bir şaşkınlık yarattı. Yapımın iyi bir yeniden çevrim olması bu şaşkınlığın kaynağını oluşturuyor. Yapımın en büyük kozu, önceki filmin yönetmeni ve oyuncusunun yeni eserde yapımcı olarak bulunmaları olmuş. Son 15 yıllık dönemde nadir olarak rastladığımız başarılı yeniden çevrimlerden birisiydi Evil Dead. Sistem, medya ve kapitalizmi zeki bir bakış açısıyla eleştiren ve

160

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 160

öldürüldükten sonra bir şirket tarafından robota dönüştürülen polis memurunu konu alan Robocop (1987) şimdilik en son yeniden kotarılan Hollywood yapımı. Tropa De Elite 1 ve 2 (Özel Tim) filmleriyle ülkesindeki sistemin kokuşmuşluğunu ve derin devlet oluşumunu büyük bir cesaretle ele almış olan Brezilyalı yönetmeni Hollywood, Robocop’un yeniden çevriminde ona ülkesindeki gibi fikirsel bazda özgür çekim şansı vermeyecekti. Padilhai, çekimler esnasında yakın bir arkadaşına şartların çok zor olduğunu ve yapımcılara filmle ilgili kendi fikirlerini kabul ettirememekten yakınmıştı. Çünkü her şey Amerikan sinemasının istediği gibi olacaktı. Bu açıdan yeni Robocop yapımının çok da başarılı olamaması Birezilyalı yönetmenin suçu değildir. 2000’lerin başında Hollywood’a yeniden çevrim akımının başlamasında uzakdoğu sinemasının etkisi büyük. “Ringu” (1998), “Ju-on” (2002) gibi yapımlar bu büyük film endüstirisinin

gözünü okyanusun öte tarafına dikmesine neden oldu. Yapımların senaryo açısından orijinal olması yeni senaryolara aç olan yapımcıların hemen dikkatini çekti. 2002’de “The Ring” ve 2004’te “The Grudge” olarak adı geçen orijinal yapımların kısa sürede yeniden çevrimlerine tanık olduk. Gişe kaygısı ile kotarılan yeni eserler tahmin edilebileceği gibi orijinalleri kadar başarılı olamadılar. Televizyonun içinden çıkan ve upuzun saçları öne düşmüş anıyla hatırlanan orijinal Ringu’da ki söz konusu sahne karanlık bir odada çekilmişti, fakat eserin yeniden çevriminde yönetmen Gore Verbinski söz konusu sahneyi alabildiğine aydınlık bir ortamda çekerek korku duygusunu minimuma indirmişti. Usta yönetmen Martin Scorsese, uzun zamandır alamadığı en iyi yönetmen Oscar’ını gene bir uzakdoğu yeniden çevrimi olan The Departed (Köstebek - 2006) ile aldı. Taxsi Driver (Taksi Şoförü - 1976), Raging Bull (Kızgın Boğa – 1980) ve Goodfellas (Sıkı Dostlar – 1990) gibi başyapıtlara sahip bu usta yönetmenin Departed ile Oscar heykelciğini alması düşündürücü. Kendisini yıllarca görmezden gelen akademi belki de kendilerini affettirmek için yönetmenin

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


ağzına bir parmak bal çalmak istediler. Hâlbuki The Departed, orijinal adı Mou Gaan (2002)olan yapımın birebir kopyasıydı. Geçtiğimiz ay gösterime girmiş olan Oldboy (İhtiyar Delikanlı -2013) son zamanlarda çıkan en kötü yeniden çevrimler. Orjinali 2003 yılında Chan-Wook Park tarafından kotarılmış olan yapım bizlere intikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu damağımızda hissettirmişti. Durduk yere kaçırılan ve 15 yıl dayalı döşeli bir odada hapis hayatı yaşayan Oh Dae-Su’nun trajik hikâyesi Spike Lee’nin yeni yorumuyla damakta bayat bir tat bırakıyor. Bu projeyle daha önce Steven Spielberg ilgilenmişti fakat içeriğindeki sürpriz sonun rahatsız ediciliğinden dolayı, Amerikan muhafazakâr değerleri açısından, vazgeçilmişti. Spike Lee sürpriz sonu aynen korumakla birlikte orijinal hikâyeyi birebir takip etmeyerek farklı bir yorumun peşine düştü. Amerikan sinemasının en usta isimlerinden biri olan ve klasikleşmiş eserler vermiş olan Spike Lee’nin yeniden bir çevrime gerçekten ihtiyacı var mıydı? Yönetmen sinemasının zirvelerinden sayılan orijinal yapım hali hazırda halen hatırlanmakta ve konuşulmaktadır. Spike Lee’nin yeni yorumu maalesef başarısız yeni çevrimlerin tepelerinde kendine hemen yer buldu. Hollywood yalnızca Uzakdoğu sinemasına yönelmemekte Avrupa sinemasına da ilgi duymaktadır. Zombi filmlerine farklı bir estetik anlayışla yaklaşan “Rec” (2007), buluntu film mantığı ile çekilmiş, tek mekânda ve olayları bir muhabirin bakış açısından yansıtan hayli orijinal bir İspanyol yapımıydı. “Lat Den Ratte Komma In”(2008), vampir mitosuna farklı bir taraftan ele alıp dikkat çekti. “Man Som Hatar Kvinnor ” (2009) başarılı sayılabilecek bir kitap uyarlamasıydı. Artık yurt dışında başarılı olmuş eserleri Hollywood, daha olgunlaşmalarına izin vermeden saldırgan bir tutumla birer birer peşlerine düşmüştü. Bu üç yapımın yeniden çevrimlerinin orijinallerinden tek farkı, oyuncularının ve yönetmenlerinin farklı oluşuydu. “Quarantine” (2008), “Let Me In” (2010) ve “The Girl With Dragon Tatto”un (2011) her sahnesi orijinalleri ile birebir aynı sanki altyazı okumayı sevmeyen Amerikalı izleyiciler için yapılmıştı. Peki, senaryo ve konu sıkıntısı çeken bu büyük sektör için yeni yapımlar daha ne kadar kurtarıcı görevi üstlenecek? Dahası yeni yapımların birebir orijinalleri ile aynı oluşları onları nasıl değerli kılacak? Hollywood,

“Scarface” (1993), “The Thing” (1982) ve “The Fly” (1986) gibi orijinalinden bile daha iyi

olan yeniden çevrimleri unutmuşa benziyor. Bu üç yapımda, Brian De Palma, John Carpenter ve David Cronenberg gibi büyük isimler eski yapımlara saygı duruşlarını sergilerken, aynı zamanda eserlere kendi sinemalarının karakteristik özeliklerini de katarak, hikâyeyi zenginleştirdiler. Bu üç eser aynı zamanda adı anılan yönetmenlerin de en iyi işlerinden olmakta. Elbette yakın zamanda yeniden çevrim konusunda da bir sıkıntıya girilecektir. Şimdiden Amerikan ve dünya sinem seyircileri bu tarz yapımlardan bıkmaya başladı. Kendi ülkesinde gösterimi henüz bir yılı yeni doldurmuş yapımların bile ısıtılıp yeniden karşımıza çıkarılması giderek anlamsız bir hal almaya başladı. İş artık yeniden çevrimden çok sanatın klonlanmasına vardı. Michael Haneke’nin

Avusturya’da çektiği klasikleşmiş eseri Funny Games’i 2007 yılında Amerika’da kendi yönetiminde bizzat yeniden klonladı. Türk sinemasında özellikle 70’li ve 80’li yıllarda birçok yeniden çevrilmiş eserler mevcuttur. Bir yeniden yapım olmamasına rağmen sinema tarihinin ilk uzun metrajlı Uzay Yolu (Star Trek ) filmi Turist Ömer Uzayda (1973) isimli yapımdır. Usta oyuncumuz Sadri Alışığın sevilen tiplemesi Turist Ömer tiplemesi bu sefer kendisini Atılgan uzay gemisinde bulur. İlginç bir şekilde bu yapım orjinaline hayli sadıktır. Uzay yolu evrenindeki çoğu ana karakteri, alet edevatı ve dekorunu imkânlar ölçüsünde yansıtabilmiş bir yapımdır. Lazer silahlarının ışınları için bu yapımda özel bir teknik bile icat edilmiştir (Ham film üzerinde silahın ateşleme doğrultusunda elle bir çizik atma tekniği). 1983’te gerçekleştirilen Zafer Para imzalı Badi, Steven Spielberg’in E.T.’sinin farklı bir uyarlamasıydı. Fantastik anlamda sinemamızda yerli Supermen, Örümcek adam ve Kızıl Maske gibi birçok yapım gerçekleştirilmiştir. Fakat Turist Ömer Uzay’da beklide en samimi olan uyarlamaydı. Umarız, son zamanlarda sürpriz yumurtadan çıkan “Evil Dead” yapımından yapımcılar bir ders çıkarır. Yılda yalnızca birkaç tane iyi yapıma denk gelen bizler için araya birde kötü yeniden çevrimler girince seyir sevkimiz daha da burkulmakta. Sam Raimi, orijinal yapımına çok güveniyor ki bu başarılı yeniden çevrimin de yapımcısı olmuş. Yeniden çevrimleri Amerikan izleyicisi açısından ele alırsak, kendi ülke toprakları dışındaki dünya sinemasından bir haber olan izleyiciler için yapıldıkları aşikârdır. Özellikle doğu sinemasının içeriğindeki folklorik öğeler batı izleyicisine anlama bakımında bir yabancılaşma yaratabilmekte. Örnek olarak filmlerimizde kendi kültürümüze ait kimi espriler yurt dışında aynı etkiyi yaratamamakta. Batı sinemasındaki yeniden uyarlamalara baktığımızda konuların ve diyalogların hayli batılılaştırılmış olduğu rahatlıkla görebiliriz. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 161

161

2.04.2014 08:40


CINEMA 4 Nisan 2014

11 Nisan 2014

18 Nisan 2014

25 Nisan 2014

Baskın 2

Kaptan Amerika: Kış Askeri

Büyük Budapeşte Oteli

İnanılmaz Örümcek Adam 2

Tür: Aksiyon , Dövüş Oyuncular: Iko Uwais, Julie Estelle, Yayan Ruhian Oka Antara

Tür: Aksiyon , Bilimkurgu Oyuncular: Chris Evans, Scarlett Johansson, Sebastian Stan

Tür: Komedi Oyuncular: Ralph Fiennes, F. Murray Abraham, Mathieu Amalric

Tür: Aksiyon , Fantastik Oyuncular: Andrew Garfield, Emma Stone, Jamie Foxx

The Raid: Redemption’ filminin devamı niteliğinde olan yapıt, tek isteği ailesinin kurtulmuş ve güvende olduğunu bilerek evine dönmeye çalışan ve yeryüzündeki hiçbir mafya grubunun yenilmez olmadığını ispatlamaya çalışan Rama’nın şiddet ve aksiyon dolu hikayesini ele alıyor.

Devam filminde öykü bu sefer sosyalist dönem Rusya’sına uzanıyor. SSCB döneminde özel kuvvetler içerisinde yetiştirilen ve Winter Soldier (Kış Askeri) adı verilen bir adam aslında tam bir ölüm makinasıdır. Rusya tarafından donmuş bir gölde bulunur ve önüne çıkan her şeyi yerle bir etmeye kararlıdır. Kaptan Amerika yanına Falcon’u ve Kara Dul’u da alarak güç birliği yapar ve soğuk diyarlardan gelen bu düşmana karşı büyük bir mücadeleye girer.

iki savaş arasındaki dönemde ünlü bir Avrupa otelinde kapı görevlisi olarak çalışan Gustave H ile lobi görevlisi Mustafa’nın arkadaşlık hikayesine odaklanıyor. İki iyi arkadaş otelde görevdeyken paha biçilemez bir Rönesans eseri çalınır üstelik aile yadigarı olarak servet değerindedir. İkili kendi hayatlarındaki bu önemli savaşın mücadelesini verirken, dışarda bir çağ da değişmektedir…

Lise mezuniyeti ise henüz ufukta görünmüyor. Gwen’ın babasına verdiği sözü unutmayan Peter, Gwen’e zarar vermemek için elinden geleni yapıyor ama kötü Electro’nun ortaya çıkması, Harry Osborn geri dönüşü bu sözünü tutmasını oldukça zorlaştıracaktır. Peter Parker’ın geçmişine dair ortaya yeni ipuçları Örümcek Adam’ın gidişatını da derinden etkileyecektir...

2 Mayıs 2014

9 Mayıs 2014

16 Mayıs 2014

23 Mayıs 2014

Jimmy P.

Kötü Komşular

Godzilla 3D

In Fear

Tür: Dram , Biyografik Oyuncular: Benicio Del Toro, Mathieu Amalric, Gina McKee

Tür:Komedi Oyuncular: Seth Rogen, Zac Efron, Rose Byrne

Tür: Bilimkurgu , Gerilim Oyuncular: Aaron Taylor-Johnson, Elizabeth Olsen, Bryan Cranston

Tür: Korku Oyuncular: Iain De Caestecker, Alice Englert, Allen Leech

İkinci dünya savaşının ertesinde, Jimmy Picard,Fransa’da savaşmış bir kızılderili olarak Kansas’taki Topeka askeri hastanesine sevk edilir. Bu hastane beyin hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir hastanedir. Jimmy Picard baş dönmesi ve sağırlık gibi birçok hastalıktan muzdariptir ve hastalığıyla ilgili psikolojik nedenler bulunmadığında konulan teşhis şizofreni olur.

Radner’lar yaşadıkları yeri ve komşularını fazlasıyla sevmekteyken yeni taşınan yan komşularını da aynı samimiyetle karşılarlar. Ne var ki yeni komşular hem mahallenin hem de ailenin huzurunu tehdit etmeye başlarlar. Öğrenci derneği olarak kullanılan bu evde yaşanan şamata Radner’ları çileden çıkarır ve aile yeni komşularına küçük çaplı bir savaş açar.

Devasa canavar Godzilla uykusundan uyanıp kendisine yapılanların intikamını almak harekete geçiyor! Önümüzdeki dönemin merakla beklenen yapıtlarından olan filmin senaryo ekibinde David Callaham (‘The Expendables’), David S. Goyer (‘The Man of Steel’), Max Borenstein (‘Seventh Son’) ve Frank Darabont (‘The Walking Dead’) bulunurken yönetmenliğini, Monsters filmiyle tanıdığımız Gareth Edwards üstleniyor.

Tom ve Lucy tatillerini bir değişiklik yaparak bir taşra motelinde geçirmek isterler. Fakat otele doğru giden yollarda, tabelalarda bir gariplik vardır. Genç çift karanlığında çökmesiyle birlikte aynı yollardan geçtiklerini, içinden çıkamadıkları daireler çizdiklerini fark ederler. Dar yollardan oluşan bir labirentin içinde sıkışmışlardır. Kendi arabalarında tuzağa düşürülmüşlerdir. Göremedikleri bir adamın, onların tüm korkularıyla oyun oynamaktadır ve güvenli oldukları tek yerin arabanın içi olduğuna karar verirler.

162

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 162

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ

KİTAP

CD

www.idefix.com

Blu-ray/DVD

OYUN

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 163

163

2.04.2014 08:40


ISLAND ACTIVITY

05.04

09.04

18.04

ADOLF

Hitler’in Berlin’deki sığınağında geçirdiği son 12 saati konu alan tek kişilik oyun Adolf, 9 Nisan’da Bo Sahne’de Burak Sergen’in müthiş performansıyla sizlerle buluşuyor. Oynayan: Burak Sergen Yazan: Pip Utton Çeviren: Özcan Özer Reji: Levent Özdilek Işık: Akın Yılmaz Kostüm: Hatice Kübra Erişir Kondüvit: Sedat Uğurcan Afiş: Berkcan Okar Fotoğraflar: Mehmet Turgut Çevirmen : Sinan Gürtunca

HAYATA BAŞKA TÜRLÜ BIR BAKIŞ

MOR VE DAHA ÖTESI

Bugüne kadar 6 stüdyo albümü, 1 karışık albüm, 2 CD EP, 21 single/video klip yayınlayan, gerçekleştirdiği 5 Türkiye ve 3 Avrupa turnesiyle müziğini milyonlarca kişiye duyuran mor ve ötesi, 2010 yılında çıkan ve Araf, Sor, Yorma Kendini gibi hitleri barındıran Masumiyetin Ziyan Olmaz albümünün başarısının ardından yeni albüm kayıtlarını tamamladı. Serdar Ateşer’in prodüktörlüğünde kaydedilen ve 2012 sonunda yayımlanan Güneşi Beklerken’den ilk single Oyunbozan, ikinci single ise albüme adını veren açılış şarkısı oldu. Ünlü rock grubu mor ve ötesi, 7. stüdyo albümünün yayınlanmasının ardından yeniden 5 Nisan’da Jolly Joker İstanbul’da! www.iksev.org www.biletix.com

164

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 164

Ali Poyrazoğlu’nun gösterisi Asi Kuş, Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde sahnelenecek. Türk tiyatrosunun en önemli yıldızlarından Ali Poyrazoğlu müzikli bir gösteriyle sizleri şaşırtacak. Yaşama, sanata, aşk olgusuna bakışınızı değiştirecek bu oyunu mutlaka izleyin! İstanbul Tiyatro Festivali’nde büyük ilgi yaratan Asi Kuş kaçırılmaması gereken bir deneyim. Ali Poyrazoğlu, Asi Kuş’ta Bizet’nin ünlü operası Carmen’in bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyor. Opera, tiyatro, bale ve güldürü ustalığı bir arada. Carmen, Bizet, Don Jose, Ali Poyrazoğlu, Toreodor ve Boğa rollerinde Ali Poyrazoğlu… www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


01.05

02.05

EFSANE SÜRÜYOR!

20.05 HARIKA BIR SES! AYO

Türkiye’de rock müzik tarihinin en önemli grubu olan Moğollar, 1 Mayıs’ta verecekleri konserle KadıköySahne’de!

2006 yılında çıkardığı Joyful albümü ile müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan folksoul şarkıcısı Ayo Avrupa’nın en büyük pop yıldızlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 40 ülkede bir buçuk milyon kopya satan Joyful albümünün Fransa’da çift Platin, Almanya ve Polonya’da Platin, İsviçre, İtalya ve Yunanistan’da Altın statüsü kazanması bunun en somut göstergesi. 2008’de albümü için EBBA Ödülüne layık görülen Ayo aynı yıl çıkardığı ikinci albümü Gravity At Last ile de Fransız listelerinde birinci sıraya oturarak başarısını perçinledi. Nijeryalı bir babadan ve Çingene bir anneden dünyaya gelen güzel sanatçı ailesinin müzik geleneğini özümsemenin yanı sıra müziğinde Amerikan soulu, reggae ve Afrobeat gibi türlerden esinleniyor. Son albümü Ticket To The World ile içtenlik ve zarafet dolu yepyeni 16 yeni parçaya hayat veren Ayo bu sezon dünya müziği kuşağının son konserinde sizlerle birlikte olacak.

1967 yılının sonunda başladığı yolculuğuna hala devam eden Moğollar, Anadolu pop müziğinin en önemli temsilcilerinden ve aynı zamanda bu kavramın da isim babası... Türk müziğinin 45 yıllık çınarı bu yıllara 23 adet 45’lik ve 11 adet stüdyo albümü sığdırdı. Moğollar’ın hala üretiyor ve hala sahne alıyor olmasının sırrı samimiyetlerinde gizli...

A-HA - MORTEN HARKET

80’ler ve 90’ların Efsane grubu A-HA’nın idolü Morten Harket ilk kez Türkiye’de! İstanbul’un ve Boğazın en yeni ve en eğlenceli mekanı Fosil sunar A-HA Morten Harket . 1985 yılında çıkardıkları “Hunting High and Low” albümüyle milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden ve dönemin Billboard listelerinde en üst sıralara yükselen A-HA bugüne dek 40 milyonu aşkın albüm ve 20 milyona yakın single satışına imza attı. A-HA’nın sesi Morten Harket, yıllara meydan okuyan tüm o unutulmaz parçaları ve yeni albümüyle 2 Mayıs gecesi KüçükÇiftlik Park’ta! www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 165

165

2.04.2014 08:40


SCIENCE OF DREAM

RÜYA VE YAŞAM

ANALİZ

Murat İnan • Rüya Analisti • murat@powerboatsandyachtsdergisi.com

Bu

ay ki yazımızda yine rüyalardan bahsedeceğiz. Bir çok rüya arasından özellikle seçtiğimiz ilk rüya, otuzlu yaşların başında evli bir erkeğin rüyası.

yılan çıkıp seri hareketlerle kralın ayağının dibinde iri bir sünger etrafında korkutmak için dönüyor. Dedem korkmayınca içeri giriyor. Kadında mecburen emir verip yılanı yakalatıyor.

Mekan olarak ortaçağa ait bir hristiyan hatta bizans saray veya kalesi gibi bir yerdeyiz. Birşeylerin açığa çıkması için ordaymışım. Ama hizmetli imişim. Karım da beni ziyarete geliyor. Odamıza çekiliyoruz. O anda kırmızı gecelikli, uzun boylu, sarışın bir bayan geliyor. Bu kadın bir prenses ya da kralın bir yakınıymış. Boynunda ilginç (kadın) figürlü bir kolye var ( bu ayrıntıyı rüyayı anlatırken hatırladı) İşle ilgili bir şeyler söylüyor ama asıl isteğinin benimle yatmak olduğunu hissediyorum.. Sonra odaya başka biri giriyor. Hizmetli ve kötü niyetli bir erkek. Karımla bana içecek getiriyor. Getirdiği sıvı önce çay renginde sonra rengi açılıyor ve köpüren oval haplar sıvının üstüne çıkıyor. Bu haplardan iki tane karımınkine, bir tane de benimkine koymuş. Kırmızılı kadına adamın yaptıklarını söylüyorum. Sonra kralın öldüğü haberi geliyor. Yalandan üzülenler, ağıt yakanlar var. Kral gerçekte benim (ölmüş) dedemmiş. Nedense ben bunu gizliyorum. Sonra kırmızı kadın elinde sarı-siyah alacalı, büyük olmayan bir yılan olduğu halde kendisini takip etmemi söylüyor. Karanlık, dar, iki tarafı düzgün ve çok iri kayalarla örülü bir yolda yürüyoruz. O yolda nasıl yürüdüğümüzü anlayamadım. O arada kralın yani dedemin ölmediğini onu ileri ki odada hasta olarak tuttuklarını söylüyor. İki oda yanyana, soldaki zifiri karanlık sağdakinin taş kapısı görünüyor. Yer sanki hamammış gibi ıslak. Sağdaki odadan yılanı içeri bırakıyor. Kısa bir süre sonra hasta olan kral, beyazlar giyinmiş (romalılar gibi) olarak kapya çıkıyor. Karanlık bir oda nemli ve taştan. İçerde yılan olduğunu söylüyor. O an

Çözümlemesi: Rüyada belirgin olarak karşımıza çıkan ilk sembol bir kadın. Kırmızı elbiseli, sarı saçlı, ilginç kolyeli, sarı-siyah yılanı olan; hileye, ara bozmaya meyilli, kötü enerjili bir kadın. Ve kullanmayı becerdiği bir hizmetli ile bizans oyunlarının peşinde. Kırmızı elbise, sarı-siyah yılan bilinç altında yakıcı yıkıcı olan tehlikeli enerjidir. Üstelik yılanın sarı-siyah olması sarı: hastalık; siyah:negatif enerji, yılan: penis (burada kadının erkeksi enerjisinin ağır basması) ile dişiliğini henüz bulamadığı anlamına geliyor. Durum böyle olunca boynunda ki kolyede ilginç bir kadın figürü olarak rüyada yerini alıyor. Anadolu topraklarında, eski çağlarda özellikle orta karadenizde yaşamış bu kadın topluluğunun bilinen adı: Amazon’dur. Rüya aynı zamanda geçmiş çağlarda ki hayattan sembollerle genetik geçişi çağrıştırması bakımından da ilgi çekici. Neyse ki rüyayı görenin dedesi beyaz kıyafetli kral görüntüsüyle Eril gücü temsilen rüyaya girip torununu bu ateş amazon enerjisine karşı koruyor. Rüya bir bakıma dede (eril güç) vasıtasıyla çevresinde ki negatif, yakıcı yıkıcı enerjilerin farkına varmasına yardım ediyor. Böylece rüyayı göreni çevresinde ki yuva yıkmaya, hile yapmaya ve düzeni bozmaya çalışan enerjiler hakkında uyarıyor. Rüyayı gören, bu rüya analizinden bir süre sonra izlediği bir filmde rüyada gördüğü kolyenin aynısını görüyor. Antonio Banderas’ın başrolünü oynadığı bu filmin adı 13. Savaşçı. Merak ederseniz filmi izleyerek rüya ile filmin konusu arasında ki şaşırtıcı benzerliğe de tanık olabilirsiniz. İlginç olan ise filmi daha önce izlememiş olması. Fakat rüyada gördüğü kolye ile filmdeki kolye aynı şekilde olması bilinçaltından gelen sembollerin

166

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 166

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


evrenselliğine güzel bir örnektir. Değerli okurlar, varolan gerçek çoğu kez bildiklerimizin ötesindedir. Gördüklerimiz ve bildiklerimizin öyle olmasını sağlayan ve hayata hükmeden de O Mutlak güçtür. Devasa görüntülerine bakakaldığımız, büyük sandığımız o buzdağlarının öyle yüce görünmesine ve orada yüzmesine neden olan suyun altında ki çok daha büyük ve ilk bakışta görünmeyen kısmıdır. Ancak gerçeği ve hayatın temellerini merak eden cesur insanlar suyun altına baktıklarında nedenler hakkında bilgi edinebilirler. Bu bağlamda ele aldığımızda beyni tek merkez olarak anlatan ve kabul eden öğretilerin çoğunlukla yüzeye ve görünene takılıp kaldığını düşünebiliriz. Beyine tüm yönetimi ve yetkiyi yüklemek yerine, ayrılmaz devamı olan kuyruğu ile yani omurulik sistemiyle birlikte ele aldığımızda, insanın doğru bir şekilde değerlendirilebileceğini de söyleyebiliriz. Bu bakış açısı hem adil hem birleştirici ve hem de gerçeğe en uygunudur diye düşünüyoruz. Son zamanlarda iste ve elde et, zengin ol vs. gibi pozitif düşünce söylemlerine dikkat etmek gerekir. Hayat, isteme ve elde etmekten, zengin olmaktan mı ibarettir. Yaratılmış bir varlık olduğumuzu bilmek ve yaratılış amacımıza uygun bir bilinç geliştirerek yaşamak daha makul bir yaklaşım değil midir. Hangi ırktan, hangi dinden ve cinsiyetten olursak olalım özümüz birdir. Obama’nın beyni ve omurilik

sistemi ne sizinkinden üstündür, ne de sizin ki onunkinden üstündür. Hepimiz eşit ve değerli ve aynı özden yaratılmış insanlarız. Rüyalar her gece tüm dünya hesaplarının, hırslarının durduğu zamanlarda bize ulaşırlar. Gerçeğin dilinden sembolik bir anlatımla her çağda ve her şekilde bize ulaşıp kendimizin ve atalarımızın inançları hakkında bilgi verirler. Hatırlayamadığımız, bilemediğimiz ve birer inanç haline gelmiş enerjilerimizin vizyona girmesidir rüyalar. Korku, endişe, kayıtsızlık, takıntı, hastalık gibi zihnimizi ve bedenimizi rahatsız eden ne varsa bilin ki bunlar sadece zihnimizin birer kaydıdır. Gerçekle yoğrulmadığından eksik ve yanlış bilgilerden kaynaklanır. Bu yüzden başta ebeveynimiz ve kendimizle olmak üzere ilişkilerimizi bozar, kendimizi aciz

veya başkalarını üstün görme gibi eşyanın tabiatına aykırı vesveseler verir. Yaşamın güzelliğini, varlığımızın değerini ve gerçek kudretimizi bize unutturup negatifliğe yönelten davranış ve inançlarımızı deşifre etmenin en doğru yolu rüyalarımızın yazılması ve doğru analiz edilmesinden başlar. Tabi ki isteyerek, sabır göstererek ve mistik yollara veya hazırcı formüllere uzak durarak değişimi sağlayabiliriz. Bazen rüyalar daha farklı alanlarda da insanlığa yardım ederler. Tarih boyunca binlercesi yaşanmış, ilham veren, icat ettiren rüyalara bir örnek vererek bu yazımıza son verelim. 19. Yüzyıla Benzenin yapısını keşfeden Alman kimyacı olarak geçen Friedrich August Kekule’nin 1865’te , benzenin kimyasal yapısı üzerinde çalışırken gördüğü rüyadır: Bir kış günü Kekule, çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuyakaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirine kenetleyen zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da Kekule uyanıverdi. Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözümlenemeyen benzenin yapısı anlaşıldı.

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 167

167

2.04.2014 08:40


TOP WHEELS BRITISH EXOTICS YELKEN

168

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 168

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


İstanbul’da göz kamaştırdı

Geçtiğimiz haftasonu 2014’ün ilk Hot Rod Tour’unu gerçekleştiren Top Wheels organizasyonu, bu haftasonu da İngiliz güzelleri ile bir araya getirdi. NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 169

169

2.04.2014 08:40


TOP WHEELS BRITISH EXOTICS YELKEN

Big Chefs

restaurantlarının ev sahipliğini üstlendiği etkinliğe Uğur Işık, Saruhan Tan, Tevfik Gür, Jan Lichtenberg, Alper İlbeyli, Esra Arda, Serdar Özer, Kerem – Gaye Zorlu gibi isimler katıldı. “British Exotics” meraklıları Tarabya Big Chefs’deki kahvaltıda bir araya gelerek başladıkları tura, gün boyunca belirlenen duraklara uğrayarak devam ettiler. İngiliz güzelleri İstanbul turunda Etiler, Ataşehir ve

170

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 170

AnadoluHisarı’na giderek hem gezdiler hem de güzel ve dikkat çeken otomobillerini sergilediler. Katılımcılar ve araçları şöyle: Serdar Özer-Billur Özer -2008 Bentley Continental GT Saruhan Tan -1969 Rolls Royce Kerem Zorlu-Gaye Zorlu Jaguar XKR Caprio Mehmet Ögetürk - Tuğba Özçobanlar 1998 Lotus Esprit V8

Pınar Yılmaz-Bahar Türkay 1986 Lotus S2 Uğur Işık - Nazan Cihan-1988 Lotus Esprit GT3 Batu Göker - Lotus S2 Murat Panayırcı - Emre Güngör- 1993 Lotus Esprit S4 Ferda Esra Arda-Rosemary İstanbullu -JaguarX Type Alper İlbeyli - Sare Uçar -Lotus Esprit S4 Jan Lichtenberg -Tevfik Gür- Jaguar XKR

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


Uğur Işık: “İngiliz arabaları asaletli arabalardır” Uğur Işık “ Bu organizasyonlara Amerikan arabalarıyla yapılan HOT ROD TOUR ile başladık. Havalar ısınınca yaz zamanı geldiğinde sürat tekneleriyle de bir organizasyonumuz olacak. “ dedi. Arabalara olan ilgisi ile de bilinen Işık, en çok hangi arabaları sevdiği sorusuna ise “Her birinin yeri başkadır benim gözümde. İngiliz arabalarına bakacak olursanız daha asaleti olan arabalardır. Eski Amerikan arabalarının güç konusunda ciddi potansiyelleri var. İtalyan arabalarına dönersek Ferrari’sinden Lamborghini’sine kadar bambaşka havaları olan arabalar var. Genel bir sonuca ulaşırsak her ülkenin kendine has üretilen ve değişik özellikleri olan arabaları var. Hepsinin arasından birini seçmek zor. Her ülkenin çok güzel arabaları var” yanıtını verdi. Saruhan Tan: “Amerikan arabalarını çok sevsem de Lotus benim ilk aşkım” Hot Rod Tour organizasyonunun hem ev sahipliğini yapan hem de daimi katılımcılarından olan Saruhan Tan ise Hot Rod Tour etkinlikleri ile ilgili olarak “Biz Offshore grubu olarak bu tarz organizasyonlara Uğur Işık’ın Başkanlığı’nda denizde başladık. Havalardan dolayı organizasyonları yazın yapabiliyoruz. Kışın nasıl bir organizasyon yapabiliriz diye düşündüğümüzde otomobillerle yapılan bir konsept oluşturma kararı verdik. Bunun üzerine birçok organizasyon yaptık. Geçen hafta da Amerikan Spor Klasikler vardı. Bu haftada Lotus arabalarını toplayarak Lotus Day yapalım dedik. Yeterli sayıda Lotus bulamadığımız için

NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 171

171

2.04.2014 08:40


TOP WHEELS BRITISH EXOTICS YELKEN

alanı genişlettik. Lotuslarla birlikte İngiliz arabalarını tercih ettik. Bu kapsamda da Jaguar, Rolls Royce ve Bentley gibi İngiliz yapımı arabalarla ilk başlangıcımızı yapıyoruz. Tarabya’dan başlayarak Anadolu Yakası’na geçeceğiz.5 tane durak noktamız olacak. Bu noktalarda kart çekeceğiz. Tamamen şansa dayalı olacak. Çekilen kartlara göre puanlar var. Günün sonunda Anadolu Hisarı’nda Big Chefs’te sona erecek. En çok kartlara göre puan toplayan turun birincisi ilan ediliyor” dedi. Saruhan Tan “Hangi arabaları tercih edersiniz?” sorusuna ise “Amerikan arabalarını çok seviyorum. Kendi arabalarımda tercihimde bu yöndedir. Ama görüyorum ki bu organizasyonlarda klasikler ayrı bir tutku haline geldi. Türkiye’de ilk Lotus’a binenlerdenim. Bu kapsamda Lotus benim ilk aşkım diyebilirim. Benim için ilk aracım olmasından dolayı yeri her zaman ayrıdır” yanıtını verdi. 172

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 172

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 173

173

2.04.2014 08:40


TOP WHEELS HOT ROD TOUR YELKEN

Amerikan Rüyası

Amerikan otomobil sevdalıları “Hot Rod Tour”da buluştu

174

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 174

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:40


Yazdan

kalma bir gün yaşayan İstanbul Cumartesi günü birbirinden güzel Amerikan arabaların geçişlerine ev sahipliği yaptı. 2014’ün ilk Hot Rod Tour’una toplam 17 araç katıldı. Katılımcılar arasında Uğur Işık, Saruhan Tan, Cengiz Artam, Gökhan Arsoy ve Serdar Özer de vardı.

Amerikanlar yolda… Moda – Bağdat Caddesi – Riva – Anadolu Hisari Moda Deniz Kulübü’nde kahvaltıda buluşan Hot Rod Tour katılımcıları önce Bağdat Caddesi Big Chefs’e uğradı. Bağdat Caddesi’nden sonraki durakları olan Riva’ya geçen Hot Rod Tour’cular seyir esnasında İstanbulluların ilgisini topladı. Riva’da yenen öğle yemeği

sonrası günü Anadolu Hisarı Big Chefs’de verilen happy hour ile sonlandırdılar. Gün boyunca belirlenen noktalardan çekilen kartlar ile elde edilen puanlar sonucu birinci Dodge Charger marka otomobili ile Burak Atak ve Gökhan Arsoy olurken, ikinci Artam Müzesi’nden Ford marka klasik minibüsü ile Cengiz Artam, üçüncü TT custom tarafından özel NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 175

175

2.04.2014 08:40


TOP WHEELS HOT ROD TOUR YELKEN

Gökhan Arsoy birincilik ödülünü Extreme Audio’nun sahibi Orhan Aydoğan’dan alırken

olarak hazırlanan kamyonetleriyle UluçAnastasia Ağakay çifti oldu. Ünlü simalar Hot Rod Tour’a büyük ilgi gösterdi Cemiyetin sevilen simalarının yer aldığı etkinliğe Uğur Işık 1966 model Chevrolet Chevelle Malibu ile katılırken, Gökhan Arsoy 1969 model Dodge Charger, 176

POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 176

Serdar-Figen-Billur Özer ailesi 1970 model Dodge Plymouth Cuda, SaruhanCan- Saran Tan ailesi 1965 model Mustang, Tuna Demirayak 1969 model Dodge Charger, Mehmet Şamnu 1956 model Bel Air, Ekrem Vardar 1958 model Corvette ve Kerem-Gözde Tuncer çifti ise 1972 model Chevrolet Chevelle SS ile katıldı.

NİSAN - MAYIS 2014

2.04.2014 08:41


NİSAN - MAYIS 2014 POWERBOATS&YACHTS

DERGİ NISAN MAYIS .indd 177

177

2.04.2014 08:41


DERGİ NISAN MAYIS .indd 178

2.04.2014 08:41


DERGİ NISAN MAYIS .indd 3

3/31/14 4:13 AM


DERGİ NISAN MAYIS .indd 3

3/31/14 4:12 AM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.