Göz & Hayat Sayı 9

Page 1

No.9

Göz Vakfı’nın Ücretsiz Yayınıdır

Mevsimlerin Gözlerimize Etkisi DİYABET ile Arkadaş Olmak

Yelken Sporu


www.acuvue.com.tr

c di

n t le tak on i k

sler

UV b lo

ke

e

UV ışınlarından cildinizi koruyun. Gözlerinizin korunmasına yardımcı olun.

bunlarla

…ve bunlarla

Gözlerinizin güneş ışınlarından korunmasına yardımcı olun. UV ışınları cildinize olduğu kadar gözlerinize de zarar verebilir. ACUVUE® marka kontakt lensler, ürünlerinin tamamında, standart olarak, UVB ışınlarının %98’inden ve UVA ışınlarının %85’inden fazlasını bloke eden tek markadır.*1 Göz Doktorunuza UV ışınlarına karşı ideal korunmayı ve ACUVUE® marka kontakt lenslerin UV-blokaj özelliğini sorun.

* ACUVUE® markalı kontakt lenslerin tamamı, zararlı UV ışınlarının gözünüze ve korneanıza ulaşmasını engelleyen UV-blokajına sahiptir. UV emici kontakt lensler, göz veya çevresindeki alanları tamamen kapatmadıkları için, UV bloke edici güneş gözlüklerinin yerini alamazlar. Göz doktorunuzun önerdiği UV-absorbe eden güneş gözlüklerinizi kullanmaya devam etmeniz gerekir. UV geçirgenliği -1.00D lens ile ölçülmüştür. 1. JJVC Data on file 2012. ACUVUE®, 1•DAY ACUVUE® TruEye®, ACUVUE® OASYS®, 1•DAY ACUVUE® MOIST®, LACREON® ,HYDRACLEAR® , HYDRACLEAR® 1 ve SEE WHAT COULD BE® Johnson & Johnson Vision Care tescilli markalarıdır. Johnson & Johnson Vision Care, Johnson & Johnson Sıhhi Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Türkiye’nin bir bölümüdür. ©JJVC 2013

2


Başhekim’den Sevgili Göz Dostları,

Op. Dr. Zerrin TUNCER Başhekim Göz Nurunu Koruma Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi

Sağlıklı yaşayabilmek artık nadir görülen bir ayrıcalık. Günümüz yaşam koşullarında en büyük problem zaman azlığı ve stres. Dengesiz beslenme, çocukluk yaşından itibaren bilgisayarların başında hareketsiz kalma ve bunlara bağlı ortaya çıkan fazla kilolara bir de sigara tüketimi eklenirse yüksek tansiyon ve diabet kaçınılmaz hale geliyor. Aynı nedenlerle çok sık görülen yüksek kolesterol de bizi ayrıcalıklı hayat yaşamaktan alıkoyan önemli problemler arasında. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada 220 milyonun üzerinde diyabet hastası var. Ülkemizde de bu hastalığın oranı her geçen yıl hızla artmakta. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun yaptığı açıklamaya göre dünyada her yıl 4,6 milyon kişi diyabet sebebiyle hayatını kaybediyor. Ve şeker hastalığı hala dünyada körlük sebepleri arasında birinci sıradaki yerini koruyor. Peki her şeker hastası sonuçta sakat yada kör olacak mı? Kesinlikle hayır. Hayat tarzına dikkat eder, doğru beslenirseniz diabete rağmen ömür boyu kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz. Bu konuda hazırladığımız “Diyabet ile arkadaş olmak” başlıklı metinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini sizlerle paylaştık. Hayatınız boyunca ayrıcalıklı yaşayanlardan olsanız bile mutlaka bir dönem gözlerinizde kaşınma, yanma gibi şikayetleriniz olmuştur. Mevsimlerin gözlerimize etkilerini biliyor musunuz? Allergenler, güneşin ultraviyole ışınları, havadaki nem oranı ve rüzgar bizleri nasıl etkiliyor? Bu etkiyi en aza indirmek için neler yapabiliriz? İkinci konumuz olarak alerji hakkında bilgilerimizi tekrar gözden geçirmek istedik. Bu sayıda genel kültür konusu olarak yelkenli sporunu işledik. Sizlere yelken sporu ile ilgili bilgiler verirken aynı zamanda ruhen kısa bir tatile çıkarmayı amaçladık. Keyifle okumanız dileği ile… Aydınlık bir yaşam için…

3


Göz Sağlığı

MEVSİMLERİN

GÖZLERİMİZE ETKİSİ Gözümüz de cildimiz gibi çevre ile direkt teması nedeniyle iklim şartlarından en fazla etkilenen organlarımızdandır. Mevsimlerin göze etkisinde başlıca üç faktör önde gelir. Bunlar allergenler, güneşin ultraviyole ışınları, havadaki nem oranı ve rüzgardır. Alerjenler en çok bahar nezlesine (vernal konjonktivit) neden olur. Genellikle çocuk ve gençlerde 6-14 yaş arası başlar. Baharda oluşan polen tozlarına vücudun bağışıklık sisteminin aşırı cevap vermesi sonucu şikayetler başlar. Sulanma, yanma, kaşıntı, ışığa bakamama, gözkapağı altında ve konjonktivada kızarıklık ve pürtüklü oluşumlar ile kendini gösterir. 4-6 yıllık bir süre ile her yıl bahar aylarında başlayıp yazın ve sonbaharda devam eden belirtiler kışın azalır. Korunmak için bahar nezlesi olduğu bilinen çocukların bahar aylarında kırlık ağaçlık yerlerde oynamasının engellenmesi, polenler gece sabaha karşı daha çok salındığından, yazın pencere açık uyunmaması, bol soğuk suyla gözlerin yıkanması,güneş gözlüğü kullanılması, şikayetler fazla ise hekim tavsiyesi ile antialerjik göz damlaları kullanılması gerekir. Diğer bir alerjik konkonktivit türü atopik konjonktivittir. Üst solunum yollarında alerjiye neden olan polen, hayvan tüyü, toz gibi maddelere karşı oluşur, aniden göz kapaklarında sişme, konjonktivada ödem, kızarıklık, aşırı sulanma, kaşıntı şeklinde ortaya çıkar. Her yaştaki alerjik bünyeli kişilerde görülebilir. Bahar ve yaz aylarında polen, aşırı toz gibi nedenlerle atopik konjonktivit vakalarına daha çok rastlamaktayız. Korunma vernal konjonktivitle aynıdır. Mevsimsel olmayan alerjik konjonktivitler ise, iyi havalandırılmayan nemli ve rutubetli evlerde yaşayanlarda; ev tozu, küf mantarı, mayt gibi minik canlıların neden olduğu alerjik konjonktivitlerdir ve daha çok kış aylarında görülür. Korunmak için evlerin kışın da havalandırılması, temizliğin dikkatli yapılması, nemli bölgeler kalmamasına gayret edilmesi gerekmektedir.

4


Göz Sağlığı

Gözlerimizi etkileyen bir diğer faktör ise ultraviyole ışığıdır. Enerji kaynağımız güneşin yolladığı ışınlar arasında ultraviyole ışınları canlılar için gerekli olmakla beraber, fazla miktarda maruz kalındığında zararlı olabilmektedir. Bahar ve yaz aylarında güneş ışınları ülkemize daha dik olarak geldiğinden ultraviyole ışınlarına daha fazla maruz kalmaktayız. Kışın da ışınlar karda yansıdığı için yazın olduğu gibi yoğun ultraviyoleye maruz kalınmaktadır. Kısa dalga boyuna sahip olan ultraviyole ışınları göz merceğini etkileyerek erken yaşta katarakta neden olabilir. Ayrıca genetik mutasyonlara yol açarak tümör v.b bazı hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Retinaya ulaşarak asıl görme keskinliğimizi sağlayan makulada dejenerasyona sebep olurlar (SARI NOKTA Hastalığı). Korunmak için bahar ve yaz aylarında ve kışın karda ultraviyole filtreli güneş gözlükleri kullanılmalıdır. Havadaki nem oranı da gözümüzü etkiler. Yazların kurak ve rüzgarlı geçtiği iklimlerde buharlaşma çok fazla olacağından kuru göz hastalarının şikayetlerinde artış olacaktır. Benzer şekilde kışın kaloriferli veya klima ile ısınan evlerde yaşayanlarda kuru göz belirtileri artar. Kuru göz ile ilgili şikayetleri azaltmak için suni gözyaşı damlaları kullanmak, kaloriferin üzerine ıslak havlu koymak gibi tedbirler alınabilir. Gözlerimiz hayatımızı devam ettirmemizde önemli rol alan organlarımızdan biridir. Onların sağlıklı olması hayata daha sıkı tutunmamızı sağlayacaktır. Op.Dr. Sara Okay Göz Nurunu Koruma Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi

5


Göz Sağlığı

DİYABET ile ARKADAŞ OLMAK

1. Bölüm

Kandaki yüksek glisemi değerleri ile tanımlayabildiğimiz diabetus mellitus (D.M.) ya da bilinen adı ile şeker hastalığı, günümüzde en sık rastlanılan metabolik hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkmasında karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasındaki düzensizliklerin de katkısı vardır. Bu metabolik sistemde, glikoz regülasyonundan sorumlu olan insülin, pankreasın β (beta) hücrelerinden salgılanmaktadır. β hücrelerinin işlevi, anti-GAD ve adacık antikorunun etkili olduğu bağışıklık sistemi ile tahrip olması sonucu yeterli miktarda insülin üretilemez. Sonuç olarak insüline bağımlı Tip 1 DM (jüvenil) gelişir. Tip 2 DM’ta ise insülin üretimi gerçekleşir, ancak salınımında eksiklik veya insülinin etkisine direnç vardır. Diyabetik hasta şeker düzeylerini ve hastalığın olası komplikasyonlarını kontrol altına alarak ortalama yaşam süresini uzatabilir. Bunun için şeker hastalığını ve yapabilecekleri yakından tanıyarak komplikasyonlarından nasıl korunacağını bilmek yeterlidir.

Tip 1 Diyabet:

Tip 1 diyabet genç tipi diyabettir, genellikle çocukluk yaşta başlar. Hastalarda kan şekeri yükselir, bol su içer ve bol idrara çıkarlar, susuzluk ve açlık hissi vardır, halsizlik gelişir. Su kaybına ketoneminin eklenmesi ile ketoasidoz gelişir. Tip 1 diyabet hastalarında ağız kuruluğu, sıvı kaybı, ciltte ileri derece kuruluk, aseton kokusu, bulantı, kusma, karın ağrısı, yorgunluk, dalgınlık, baygınlık ve koma gelişir. Tip 1 diyabette yüksek şekerin sebeplerini; insülin kullanımının aksaması, düzensiz beslenme, ani sıvı kaybı (ishal, terleme, kusma), stres ve enfeksiyon, hormonal nedenler oluşturmaktadır. Bu bulguların gözlemlendiği hastaların en yakın tıbbi merkeze yönlendirilmesi gerekmektedir. Hastaların düzenli aralıklarla, hemogram, Glikoz, HBA1C, Insülin bazal, Homa (insülin direnci) testlerini hekim kontrolünde yaptırması gerekir.

Tip 2 Diyabet:

Tip 2 DM’ta, kalıtsal faktörlere eklenen kişisel risk faktörlerinin etkisi ile hastalığın ortaya çıkışı hızlanır. Genellikle 40 yaşından itibaren görülmeye başlanır. Tetikleyici kişisel faktörler: Cinsiyet, yaş, dengesiz beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, sigara tüketimi, yüksek tansiyon, gebelikte görülen glisemi, sık gebelik, yüksek kolesterol, kortizon - doğum kontrol hapları gibi ilaçların kullanımı olarak sıralanabilir.

6


Göz Sağlığı Diyabet riski artan hastalarda açlık glisemisinin 100-125 mg/dl değer aralığında olması bozulmuş açlık glisemi bulgusunu ortaya koyar. Bu durumda yapılan OGGT’nin (Şeker yükleme testi) 2. saatinde sonucun 140-199 mg/dl değer aralığında olması bozulmuş glikoz toleransı olduğunu gösterir. Bu iki bulguya sahip kişiler Tip 2 adayıdır ve prediyabetik dönemdedirler (latent – gizli şeker). Gizli şekere sahip hastaların Tip 2 diyabete yakalanma riski yüksek olup, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimali, diyabeti olmayan gruba göre 1,5 kat daha yüksektir. Bu durumda kişisel risk faktörlerini ortadan kaldırmak diyabetin ortaya çıkmasının geciktirilmesinde yardımcı olur. Gizli şeker döneminde; hasta sigarayı bırakmalı, diyet yapmalı, yaşam tarzını değiştirmeli, egzersizlerini ve yürüyüşlerini yapmalı, tansiyonunu kontrol altına almalı, lipid profillerini ve kan şekerini normal düzeylerde tutmalıdır. Diyabette kesin tanının konması için aşağıdaki kriterlerinin sağlanması gerekmektedir: • 8 saatlik açlığı takiben glisemi düzeyinin 100-126 mg/dl’de olması • Günün herhangi bir saatinde bakılan gliseminin 200 mg/dl ve üzerinde olması, • 75 gr’lık şeker yükleme testinde 2. Saatte şekerin 200 mg/dl ve üzerinde bulunması. Tip 2 hastalarında, sık idrara çıkma, sık susama, yorgunluk, bulanık görme, ağrılı ayak, tabanda yanma hissi, yaraların iyileşmesinde gecikme görülür. Hastaların düzenli aralıklarla, hemogram, OGGT, HbA1C, Insülin bazal, Homa (insülin direnci) testlerini hekim kontrolünde yaptırması gerekir.

Hipoglisemi

DM’un akut ve kronik komplikasyonları vardır. Oral anti-diyabetik veya insülin tedavisi sırasında gelişebilen en önemli komplikasyonlardan biri hipoglisemidir. Hastada terleme, halsizlik, titreme, çarpıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, açlık hissi, görme bozukluğu, sinirlilik belirtileri görülür. Ağır hipoglisemide ise koma ve ölüm gerçekleşebilir. Hipoglisemi sebepleri arasında; verilen ilaçların doz ve zamanlamasının yanlış olması, atlanan ara öğünler, aşırı egzersiz ve yorgunluk, aşırı kilo kaybı, eksik glisemi kontrolleri görülmektedir. Düzensiz diyabet tedavisinde, gelişen makro anjiyopatilerde (büyük damarların komplikasyonları) akut gelişen kalp krizi, beyin kanaması, beyin damar tıkanıklıkları gibi komplikasyonlar meydana gelebilir. Diyabetli hastada tedavinin başarısı açlık şekerinin 70-120 mg/dl arasında, tokluk şekerinin 140 mg/dl’den düşük olması, HbA1C’nin 6.5’ten düşük olması, tansiyonunun ve lipid profillerinin normal olması ile sağlanır. Hastanın başarı kriterlerini sağlamak için, kullanıyorsa sigarayı bırakması, enfeksiyon ve streslerden uzak durması, obez ise ideal kilosuna ulaşması gerekmektedir.

*Sonraki sayıda diabet konusunda sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Uzm. Dr. Hülya TANES İç Hastalıkları Uzmanı Göz Nurunu Koruma Vakfı • Bayrampaşa Göz Hastanesi

7


Spor

YELKEN SPORU İnsanoğlunun suyun kaldırma kuvvetinden istifade ederek kullandığı teknelere rüzgarın enerjisini de eklemesiyle oluşan ve önceleri bir ulaşım biçimiyken sonra doğayla mücadelenin ağır bastığı bir faaliyet haline gelen spor dalı. Özellikle açık denizlere kıyısı olan ülkelerin benimsediği yelkenli tekneler, ulaşım ve savaş amaçlarıyla da kullanıldı. Yelkeni bir spor dalı olarak benimseyen ilk ülke İngiltere’dir. Yelken sporunu 7’den 70’e, çocuk, bayan, erkek herkes yapabilir. Deniz sporlarının en zevklisi ve en çok yapılanıdır. Bu sporda deniz, rüzgar, akıntı ve dalga gibi doğal dış kuvvetlerle mücadele etmeyi bilmek gerekir. Bu mücadeleyi öğrenebilmek için yaşamak, yaşamak için de deniz üzerinde vakit geçirmek gerekir. Ne kadar çok denizde kalırsanız, o kadar iyi yelkenci olursunuz. Yelken sporunu denizi ve doğayı sevmeyen kişiler yapamaz. Gerçekten doğayı ve onun kurallarını en yakından tanımamızı sağlayan bir spor olan yelkenciliği öğrenmek, vücudu ve zihni eğitmeyi, kendinizi ve doğayı tanımayı gerektiriyor. Performansa göre yapılan, yarışın ön planda tutulduğu yelkenli tekneler dışında, gezi ve dinlenme amacıyla yapılmış yelkenli tekneler de vardır.

Yelken Nedir?

Bol rüzgâr alması için geniş yüzey oluşturacak biçimde çekilen yelken, genellikle sık dokunmuş ve rüzgâra dayanıklı kumaşlardan seçilir. Bu kumaş ne çok sert ne de çok yumuşak olmalıdır. Bu kumaşın en önemli özelliği çok sağlam ve biraz esnek yapıda olmasıdır. Teknenin yönünü ve hızını ayarlamak için yelken değişik yönlere çevrilebilir. Yelkenler, genellikle üzerinde bulundukları ve etki yaptıkları direklerin adlarını alırlar. 8


Spor

Yelken Nasıl Çalışır? Yelken hafif torlu bir yapıya sahiptir. Tor hafif bombeli yani tam düz değil anlamındadır. Bunun sonucunda yelken üzerinde hava basınç farkı oluşur ve yelkeni ileri doğru çeker. Yelkenin en kısa tanımı, rüzgar enerjisini kullanarak, bir kuvvet oluşturan ve bu kuvvet ile bağlı bulunduğu aracın hareket etmesini sağlayan yapıdır. Genelde yelkenler teknelere takılır. Ancak unutulmamalıdır ki rüzgârın esmediği durumlarda hiçbir yelken kuvvet oluşturamaz ve çalışamaz. Yelkene gelen hava molekülleri yelkene vurduğu zaman iki kısma ayrılır. Bir kısmı rüzgar üstünden (Rüzgarın geldiği taraf), diğer bir kısmı rüzgar altından geçer. Yelkenin rüzgar altı kısmında hava moleküllerinin gideceği yol, rüzgar üstünden daha fazladır. Bu moleküllerin yelkenden aynı anda çıkmaları gerektiğine göre rüzgar altı taraftaki moleküller daha hızlı gitmek zorundadırlar. Şimdi devreye Bernoulli Teoremi giriyor. Teoreme göre hız arttığı zaman hava basıncı düşer. Dolayısıyla yelkenin rüzgar altında bir alçak basınç alanı oluşur. Buna nazaran rüzgar üstü tarafta hava moleküllerinin büyük bir kısmı yelkene değmeden düz bir çizgi halinde yelkenden çıkarlar. Yani daha kısa yol giderler. Hızlarını artmaz ve rüzgar üstü taraf yüksek basınç alanı oluşur. Havanın hareketinin yüksek basınçtan alçak basınca doğru olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla yelkende dışarı doğru yani rüzgâr altına doğru bir kuvvet oluşur. Bu kuvvet gelen rüzgara diktir. 9


Spor

Yelken Sporu Türkiye Yelken Federasyonu Amaç ve Tarihçesi Ülkemizde 1850 senelerinde ilk filizlerini veren yelken sporu, dönemin Büyükada, Moda ve Yeşilköy sahillerindeki kulüplere bağlı yat sahiplerinin aralarında yaptığı yarışlar ile başlar. 1914-1923 seneleri arasında, çeşitli savaşlar nedeni ile durulan yelken faaliyetleri 1923 senesinde Yelken, Kürek ve Yüzme dallarını kapsayan Su Sporları Federasyonu’nun kurulması ile tekrar güncelleşmiştir. 1957 senesinde Yelken branşı Su Sporları Federasyonu’ndan ayrılarak 25 Mayıs 1957’de Türkiye Yelken Federasyonu resmen kurulmuştur. Milletlerarası Olimpiyat Komitesinin belirlediği ve günümüzde kullanılan tekneler şunlardır: 1) Finn; 4,5 m boyunda, tek kişilik olup, yelken alanı 10 m2’dir. 2) 470; ikili bir dingi olup, 4,7 m boyundadır. 13 metrekarelik ana yelkene ek olarak 13 metrekarelik yardımcı balon yelkeni vardır. 3) Flying Dutchman; 6.05 m boyunda olup, ana yelkeni 18.58 m2, balon yelkeni 17.5 metrekaredir. 4) Tornado; 6.1 m boyunda olup, iki kişiliktir. Yelken alanı 21.83 metrekaredir. 5) Star; 6.92 m boyunda, iki kişilik olup, yelken alanı 26.13 metrekaredir. 6) Soling; 8.15 m boyunda, üç kişiliktir. Yelken alanı 21.7 metrekaredir. Olimpiyat sınıfı teknelerin en büyüğüdür. 7) Winglider: 3.6 m boyunda olup, 6.5 metrekarelik yelken alanı vardır. Sörf tahtası ve üzerine dikilmiş 4.5 metrelik bir direkten meydana gelmiştir. Bu sporu yapanların tekneyle ilgili teknik bilgilere sâhip olmaları gereklidir. Bugün yelken sporuyla uğraşan birçok spor kulübü vardır. Yelken yarışları, yarışmacıların belirli bir yönde, çevresinden dolaşmaları gereken şamandıralarla tespit edilmiş bir güzergah üzerinde yapılır. Bu güzergâhın toplam uzunluğu değişken olup teknelerin boyuna göre 10 ile 20 mil arasında değişir. Yarışma yelken açmış olarak başlama usulüne göre, karadan veya bir gemiden top atış düdük veya bayrakla hareket işâreti verilir. Yarışmacıların uymak zorunda olduğu kurallar Milletlerarası Yat Federasyonu tarafından tespit edilmiştir. Türk yelken sınıfları: Yurdumuzda genelde optimist, cadet, 380, 470, Finn, Laser ve Dragon sınıflarında yarışmalar düzenlenir. Op. Dr. Ercan SAĞLAM Tıbbi Koordinatör Göz Nurunu Koruma Vakfı 10


Tüyap’ta gerçekleştirilen

“Beauty Eurasia” Fuarı’na katıldık...

Sağlık turizmi çalışmalarımız için “3. Sağlık Turizmi Buluşması”na katılarak ikili görüşmelerde bulunduk.

Geleneksel TJK koşumuzun 29.su Veliefendi Hipodromu’nda gerçekleştirildi. Ethem Kaya`nın sahibi olduğu, DEVKAYA isimli Arap atıyla, jokey Fuat Çakar ile kazandı.

11


Geleneksel pikniğimizi gerçekleştirdik.

12


7 6 3 1 8 5 9 8 1 5 8 2 7 6 9 5 3

1

2 3

7 2 6 7

9 1 5 3 9 5 8 5 1 6

SOLDAN SAĞA 1. Giysi ve çamaşır dikilen işyeri, 2. Yabani hayvan barınağı, - Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı, kötü sonuç, ziyan, 3. Elçilik veya konsolosluklarda görev yapn hizmetli, - Radyum’un simgesi 4. Hammaddeyi işleyip mal üretme, - Sınır, uç, 5. Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, 6. Düşünce - Yapılan iş, edim, fiil 7. Eki olan, 8. Akıllıca

YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Tarımla uğraşan kimse, çiftçi, 2. Emanet, vedia, - Eğik olmayan 3. Vadesi olan 4. Yok etme, giderme, - Alüminyum’un simgesi 5. Emme, soğurma, - Herhangi bir yere yanaşmış filikanın kürek çekmeksizin ilerlemesi için verilen buyruk 6. Erbiyum’un simgesi, - Çabucak 7. Bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan araç 8. İstençli

13


Ben Yolcuyum Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu: –“Neden hiç eşyanız yok?” dedi. “Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz, Onlar nerede?” Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence; –“Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum” dedi. “Peki, senin eşyaların nerede?” Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu: –“Ama görüyorsunuz, Ben yolcuyum.” Ünlü bilge, hak verircesine güldü: –“Ben de öyle, yavrum” dedi. “Ben de öyle.”

KARE BULMACANIN CEVAPLARI: SOLDAN SAĞA : 1. Dikimevi, 2. İn - Zarar, 3. Kavas - Ra , 4. İmal- Had, 5. Delege, 6. İde - Amel, 7. İlaveli, 8. Akilane YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1. Dikici, 2. İnam - Dik, 3. Vadeli, 4. İzale - Al, 5. Mas - Lava, 6. Er - Hemen, 7. Varagele, 8. İradeli Künye: İmtiyaz Sahibi: Başkan Orhan ERDEDE - Yazı İşleri Müdürü: Ebru EDGÜER - İletişim: (0212) 467 75 00 Tasarım: Paralel Baskı ve Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. • Yüzyıl Mah. Mas/Sit Matbaacılar Sitesi 3. Cad. No:195 Bağcılar / İSTANBUL • Tel: 0212 429 20 24 Baskı: ART Reklam Tas. Hizm. Ltd. Şti. • Tel: 0212 288 93 90 14


15



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.