Adressiz Sorgular bir geleneğin simgesidir. TİKB üye ve taraftarı komünistlerin, 12 Eylül döneminde işkence tezgahlarındaki direnişlerini anlatır.
Bu direnişleri, öncesi ve sonrası itibarıyla benzeri örneklerden ayıran en önemli fark, TİKB’li komünistlerin işkencede devrimci direnişi, örgüt çapında genelleşmiş ‘kolektif bir tavır’ düzlemine sıçratmış olmalarıdır. Üstelik 12 Eylül faşizmi gibi devlet terörünün sınır tanımadığı bir dönemde yaratılan bu örnek, Türkiye sol hareketinin tarihinde bir ilktir.
(...)
İşkencede direnemeyen bir devrimcilik eksiktir, kusurludur... Ne var ki, sadece işkencede direnmiş olmak da iyi bir komünist ya da devrimci olunduğu anlamına gelmez. Bu bir devrimci mükemmeliyet ölçütü ve göstergesi olarak görülemez. Marksist anlamda devrimcilik, hayatın her alanını kapsayan bir bütünsellik ve süreklilik taşımak zorundadır.