1
2
3
R E L i K E D iÇiN
ını nü ve Yar ü g ü B n ü törün ri oblya Sek etim Şeh r M Ü a a d y n il u s b Sam k Mo rı n En Büyü ran İpuçla ’i a iz ık n Ç e a d n a r Ka ı Ön Pla Samsun; Mobilyay n a d ’n lu Araboğ Jale Mutlu ışı natçı Bak a Oldu S a n o y a Mobilya ’d a Dekoras d n a ll v Ho n Gelen E a ’d r la s a k Kaf rla ndin Tasa e K ı n a y il b Kendi Mo üş ’lere Dön 0 7 a d a y or Mobil Işık Tutuy a ım r a s eler a eğenisi T K Sandaly B C i A r D e t N ş O ü M i: ADIR iyor” geçilmez z a V ın snafı Bitir n E a k v ü a ç H ü K ık Aç zluğu Sorumsu or? ın r la a m ir asıl Etkiliy N i in s “Büyük F ji lo a Psiko sı Çalısm a y il b o M Ofis
4
8 10 18 28 40 48 54 58 62 66
72
Bir Grup Cesur Adam Haberexen Yayın Grubu Yeni bir projeyi daha hayata geçirdi. Okurun desteği daima itici gücümüz iken, gelen eleştiriler de pusulamız. Mobilya Dergisi’nin ilk sayısını sizlerle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Nitelikli yayıncılık için sürekli araştırma içindeyiz. Her ay yeni bir alanda neler yapabiliriz” sorusuna cevap arıyoruz. Amacımız, gazetecilik mesleğinin bölgemize sosyo-ekonomik katkısını artırmak. Samsun’da faaliyet alanı ne olursa olsun üretim sektörüne kulak verdiğinizde duyacağınız en klişe söz; “potansiyel var ama harekete geçilmiyor.” Bu cümle sınıf öğretmenlerinin veli toplantılarındaki “zeki ama çalışmıyor” sözünü hatırlatıyor. Şu an elinizde tuttuğunuz Haberexen Mobilya Dergisi, sektörde klişelere sığmayan/sığmak istemeyen, sınırların dışına çıkmak isteyen ve kendilerini bu uğurda adamış bir grup cesur adam ve onlara kulak değil el veren Haberexen ailesinin çözüm ortaklığıyla ortaya çıkan ilk eser. İnşallah devamı da gelecek… Sıkça sözü edilen ve bir türlü harekete geçemeyen potansiyel neydi, peki? Samsun diğer birçok sektörde olduğu gibi mobilya sektöründe de Karadeniz Bölgesi’nin lideri konumunda. İşletme sayısı, istihdam sayısı, ticaret hacmi… Hepsi potansiyelin varlığını doğruluyor. Son yıllarda sektör bütünlüğünde yapılan girişimler, hem yurt içi hem de yurt dışı sektörel gezilere katılımlar potansiyeli harekete Diğer yandan, Dünya genelinde yaklaşık 400 milyar dolarlık bir hacimden söz ediliyor resmi kaynaklarda. Türkiye’nin bu büyük pastadaki payı %1 şimdilik. İhracat verileri de o kadar parlak değil. Samsun’da da durum farksız. Mobilya sektöründe üretilen ürünün yalnızca %1’lik dilimi şu an için ihraç ediliyor. Ancak bu durum ilelebet böyle kalmayacak. Mobilyada kümelenme artık son düzlüğe girmiş vaziyette. Yeni açılacak Fuar ve Kongre Merkezi de ciddi bir fırsat olarak görülüyor sektör için. Sektörün duayen ismi ve Samsun TSO Meclis Başkanı Muharrem Durmuşoğlu sektörün ihracat rakamlarını kısa vadede %4-5 seviyelerine çekmeyi hedeflediklerini ifade ediyor. Tüm bunlarla beraber mekanlarımızı şenlendiren mobilyalarla ilgili iç mimarların tercihleri ve tavsiyeleri, dekoratör ve sanatçıların ev dizaynları, mobilyayı ön plana çıkaran çözümler ve dahası elinizdeki dergide. Çizim masalarından talaş tozlarına kadar mobilyaya dair birçok şeyi bulabileceğiniz Haberexen Mobilya Dergisi’ni keyifle okumanız dileğiyle.
HABEREXEN
®
www.haberexen.com Dergi Haberexen’in Ücretsiz Ekidir. Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR SORUMLU YAZI iSLERi MÜDÜRÜ
Ahmet AK
HABER MERKEZi
Mustafa BiLiK Mert Volkan GÜN Cüneyt YASAR HALKLA iLiSKiLER
Ekrem Yunus KESiCi Onur NURDEMiR Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com REKLAM SATIS
Yavuz YAMAN Kürsad TEKOLUK Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANISMANLARI
AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY GÖRSEL YÖNETMEN
Uğur BIYIK BASIM YERi
Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96 YÖNETiM YERi ADRESi
Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN BASIM TARIHI
06 Ağustos 2013 ISSN: 2147-4397
Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
5
6
7
SAMSUN’da MOBiLYA SEKTÖRÜNÜN
BUGÜNÜ & YARINI Kendisi de mobilya sektörü içinde faaliyet gösteren ve şehirde bu sektörde duayen olarak kabul edilen Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Muharrem Durmuşoğlu, mobilya sektöründe yaşanan sorunları ve çözüm yollarını Haberexen okurları için anlattı. “Kümelenme ve Fuarlar Ufkumuzu Açacak” Samsun’da irili ufaklı bütün firmalar ele alındığında mobilya imalatında çalışan yaklaşık bin iki yüz firma olduğunu belirten Muharrem Durmuşoğlu, “kümelenme projesi ve yapılacak ulusal/uluslararası fuarlarla sektörün ufkunun açılacağını” söyledi. Mobilya sektöründe kümelenmeyle küçük firmaların da önünün açılacağını ifade eden Durmuşoğlu, bunun için sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı
8
Türkiye’de altı tane olan kümelenme bilgi merkezlerinden birisinin de Samsun TSO’da faaliyetlerine devam ettiğini ve bu bilgi merkezinin çalışmaları ışığında Samsun’un medikal, gıda, mobilya sektörlerinde kümelenmeye müsait olduğu sonucunun çıktığını belirten Durmuşoğlu, “Geçmişte medikal sektörü izlenen yolun aynısı bugün mobilya için de uygulanıyor. Sürecin başlaması
için gereken ihtiyaç analizini tamamladık ve yayınladık. Şu an Ekonomi Bakanlığı için URGE projesini yazmaya hazırız.” dedi. Konuyla ilgili olmak üzere, önümüzdeki dönemde mobilya sektörünün temsilcileriyle bir araya geleceklerini söyleyen Mobinda Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı ve Samsun TSO Meclis Başkanı Muharrem Durmuşoğlu, “Sektör temsilcileriyle birlikte bir eylem planı hazırlayacağız. İki yıllık süreçte birlikte neler yapılabilir, hangi fuarlara katılınabilir, yurt dışından hangi ülkelerden heyetler getirilebilir ve nasıl tanıtım faaliyetleri yapılabilir bunları tartışacağız.” dedi. 2011 rakamlarına göre Samsun’daki mobilya üretiminin %1’inin ihraç edildiğini, %99’unun ise iç pazara sunulduğunu belirten Durmuşoğlu, “İnşallah %1 olan ihracat oranını %5’lere çıkararak mobilya sektörünü daha da ileriye
taşıyacağız” dedi.
Ağırlık Bölgede Samsunda üretim yapan firmaların çoğunluğunun Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz ve İç Anadolu olmak üzere bölgesel bazda çalıştığını, firmalardan yalnızca 4-5 tanesinin ihracat yaptığını belirten Durmuşoğlu, 2013 verileri göz önünde bulundurulduğunda mobilya sektöründe en fazla ihracatı Mobinda olarak kendilerinin yaptığını söyledi. Mobilya sektöründeki ihracatçılarının ağırlıklı olarak Libya, Kuzey Irak ve Gürcistan’a yöneldiğini
de ekleyen Durmuşoğlu, “Konteynır taşımacılığı bu ülkelerle ticaretimizi geliştirdi. Ürettiğimiz ürünlere özellikle Libya ve Kuzey Irak’tan talep çok. Bunun en büyük nedeni, İnegöl, Kayseri ve Ankara’da üretilen ürünler arasında rekabet çok fazla olduğundan birbirine benziyor. Bizim ürünlerimiz onlara daha farklı geliyor ve talep ediyorlar.” dedi.
“KDV Oranları Önümüzü Tıkıyor” Ülke genelinde mobilya sektörünün en büyük sıkıntısının yüksek KDV oranları olduğunu ifade eden Durmuşoğlu, “Hammaddeyi %8 KDV’li alıyoruz, çıkışını %18’den yapıyoruz. Bu durum maliyetlerimizi artırıyor, dolayısıyla da sektörün önünü tıkıyor.” diyerek sektörün gelişim yolunun açılması için KDV oranlarının düşürülmesinin gerekli olduğunu söyledi. Samsun açısından bakıldığından çevre illerin teşvikten pay alırken Samsun’un faydalanamamasının dezavantaj olduğunu dile getiren Durmuşoğlu, “Teşvik alamadığımız için maliyetlerimiz otomatikman artıyor ve rekabet şartları zorlaşıyor, biz de rekabetteki dezavantajı azaltmak için daha çok üretim yaparak seri üretimle bunu aşmaya çalışıyoruz.” dedi.
“Fuar ve Kongre Merkezi Büyük Bir Fırsat” Samsun’un ticaret için ciddi fırsatlar barındırdığından söz eden Durmuşoğlu, “Yeni yapılan Fuar ve Kongre Merkezi bizim önümüzü açacak bir fırsat. Ayrıca sahip olduğumuz üç tane liman ile demiryolu, havayolu ve karayolu ağı şehrimizdeki diğer önemli fırsatlar. İnşallah bu fırsatları iyi kullanarak mobilya sektörünün ihracattaki payını artıracağız. Anca k bu şekilde Türkiye genelinde adından söz ettiren büyük markalar oluşturabiliriz.” dedi. Samsun’da mobilya sektörünün bölgedeki diğer illere göre daha gelişmiş olmasının önemli nedenlerinden bir diğerinin de geçmişten gelen mobilyacılık kültürü ve yetişmiş ustalar olduğunu belirten Muharrem Durmuşoğlu, “Samsun’da çok iyi yetişmiş onlarca sanatkâr var, ama bunlar hep atölye kültürüyle yetiştiklerinden fabrikasyon sisteme ve seri imalata ayak uyduramıyorlar, biz de bu ustalarımızı seri üretim yolunda yönlendirmeye çalışıyoruz.” dedi. Sektörde yetişmiş insan kaynağı sıkıntısı çekmemek için İş-Kur ile işbirliği içinde çalışanlara sürekli eğitimler verildiğinden söz eden Durmuşoğlu, ara eleman sıkıntısını aşmak için de Valilik ve TSO iş birliğiyle bir meslek lisesi projesinin de gündem de yer aldığını söyledi.
“Çözüm: Markalaşmak” Samsun’da mobilya sektörünün çektiği sıkıntıların çözüm yolu olarak markalaşmayı işaret eden Durmuşoğlu, “Bu şehirden ciddi bir marka çıktığı zaman Samsun, İnegöl veya Kayseri gibi ön plana çıkan bir mobilya merkezi olabilir. Markalaşmaya bağlı olarak pazar payı ve istihdam da artar. Markalaşmaya giden yol ise daha kaliteli üretim, etkili pazarlama ve müşteri memnuniyetinden geçiyor.” diyerek markalaşmanın önemine vurgu yaptı.
9
10
11
Samsun; Karadeniz’in En Büyük Mobilya Üretim Sehri Samsun Mobilya İmalatı ve İhracatçıları Derneği (MOBİD) Başkanı Ali Akman ile sektörün durumu ve gelişimine katkı sağlayacak röportaj; MOBİD’den Bahseder misiniz? MOBİD, Samsun İl Özel İdaresi’nin öncülüğünde kurulan bir dernek. Şu anda 15 tane üyemiz var ve amacımız ihracata yönelik Samsun’daki KOBİ’leri bir araya getirmek. Aynı zamanda Samsun’daki küçük işletmelerle birlikteliği oluşturup uluslararası arenadaki mücadeleye ortak olmak. Hem yeniliklere imza atmak hem de bu işte öncü olmayı hedefliyoruz. İhracat yaparken ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz ve üyelerinizden kaç tanesi ihracat yapıyor? İhracattaki en büyük sıkıntımız öncelikle bilgisizlik. Şu anda 3 arka-
12
daşımız çok aktif olmasa da ihracat yapıyorlar. Diğer arkadaşlarımız da dolaylı yoldan ihracat yapıyorlar ama bizim asıl amacımız doğrudan hızlı bir şekilde tamamen ihracata yönelik çalışmalar yapıp ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz.
Karadeniz’in En Büyük Mobilya Üretim Şehri: Samsun Samsun mobilya sektörünün mevcut durumu ve şehir ekonomisine katkısı nedir? Samsun’daki mobilya sektörünün ekonomiye katkısı geçmiş yıllarda oldukça fazlaydı. Ama günümüze geldiği zaman mevcut şartları da göz önünde bulundurursak;
teknolojiyi takip edebilme, ekonomik şartlar, imalatın zorlukları gibi faktörler biraz ket vuruyor. Aslına bakıldığında Samsun’da ciddi bir üretim ayağı var. Zaten Karadeniz’in en büyük mobilya üretim merkezi Samsun. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde Samsun, Türkiye’deki mevcut olan isim yapmış mobilya şehirleriyle yarışabilecek hem ekipmana hem de üretim yapacak arkadaşlara sahip. Türkiye’nin Karadeniz açısından karşısında Rusya gibi büyük bir pazar var ve oraya çok büyük bir atılım söz konusu. Bugün gerçekten birlikte hareket ettiğinde çok büyük ihracat rakamlarına ulaşabiliriz.
MOBİD Başkanı Ali Akman n Samsun’un Karadeniz’in en büyük mobilyaa üretim şehri olduğunu söylerken bu sene açıl ması planaçılması lanan Fuar ve Kongre Merkezi’nin ezi’nin mobilya sektöründe çok büyük gelişmelere elişmelere yol açacağını ifade etti.
İnegöl ve Kayseri’deki firmalarla rekabette zorlanıyoruz. Onlarla aramızdaki fark nedir? En büyük özellikleri birbirlerine olan güvenleri. İnegöl bu işin başını çekiyor gibi gözüküyor ama Kayseri bu anlamda biraz daha etkin ve daha ısrarcı. Birbirlerine olan güvenle birlikte sorunları çok çabuk çözüyorlar. Biz en büyük sorunu lojistikte yaşıyoruz. Bu sorunu bölge olarak çözdüğümüzde Samsun’da bu anlamda Türkiye’nin sayılı şehirleri arasında girecektir. Çünkü coğrafi olarak deniz, hava, kara taşımacılığına çok müsait bir bölgedeyiz. İlk olarak güveni sağlayıp ortak iş yapma olanağını sağladığımızda bu sektörde ön-
de gelen illerle yarışabilir hale geleceğiz.
Fuar ve Kongre Merkezi Bizim İçin Bir Milat Mobilya sektörünün önünün açılması için gerekli atılımlar nelerdir? Biz belli başlı arkadaşlarla bir araya gelerek MOBİD’i kurduk. Tabi ki hedefimiz ihracat ama iç pazarda da belli payı almak istiyoruz. Hem örnek teşkil etmek, hem de bu işin burada belli kişi veya kişilerle yapılabileceğini göstererek sektörü daha ileri seviyelere, uluslararası arenaya çekmeyi amaçlıyoruz. Önümüzde Fuar ve Kongre Merkezi açılışı olacak. Bu
bizim için şu anda heyecan verici bir olay. Buna bütün arkadaşlar olarak katılacağız ve bu bizim miladımız olacak. Çünkü fuar ilk ciddi çalışmalarımızdan biri olacak.
“Kayseri’de TOKİ’nin Mobilyacılara Yaptığı Proje Samsun’da Uygulanabilir” Bizim önemli sıkıntılarımızdan bir tanesi de yer problemimiz. Müşterilerinin ailesiyle birlikte gelip rahatlıkla gezeceği bir mobilya satış yerimiz yok. Üretim olarak da sanayilerimiz hep küçük. Ben şu anda 2 bin metre kapalı alanda 25’e yakın personelle çalışıyorum ve bu da bizim işgücü kaybımız
13
Mobilya sektöründe Samsun, yakın bir zamana kadar en güçlü üretim yapan şehirlerinden biriydi. Ama daha sonra sektörün belli başlı ekonomik şartları da göz önünde bulundurursak satış ve pazarlama konusundaki sıkıntılardan dolayı bir problem ortaya çıktı.
oluyor dolayısıyla da yapılanmaya sıkıntı oluşturuyor. Özellikle diğer üretim yapan arkadaşlar da bu sanayilerin yetersiz olduğunu ve küçük orta ve büyük ölçekli işletmelerin durumuna göre sanayilerin yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Kayseri’de TOKİ bu işe el attı ve 700 firmaya satış ve üretim yeri yapılıyor. Samsun’da bu kadar büyük bir yer olmayabilir ama buna yakın bir proje yapılabilir. Samsun merkezi ve ilçeleriyle buna çok müsait bir şehir. Ayrıca biz sanayiciler olarak derdimizi kime nasıl ve ne şekilde anlatacağımızı bilemediğimizden dolayı sesimizi duyuramıyoruz. Samsun’da hatırı sayılır derecede söz sahibi bir Ticaret ve Sanayi Odası var ve özellikle Muharrem Durmuşoğlu bu konuda bize yardımcı olmaya çalışıyor. Yani sesimizi daha iyi duyurmanın yollarını bulup yetkili mercilere herhangi bir sorunumuz olduğunda toplu olarak sesimizi duyurmamız gerekiyor.
Mobilya sektöründe bir kümelenmeden bahsediliyor? Bu sürecin
14
sektöre yansımaları sizce nasıl olacak? Biz uzun süredir TSO’da kümelenme çalışmalarını yürüten arkadaşlarla toplantı halindeyiz. Bizim derneğimizdeki arkadaşlarımız da kümelenme çalışmasının içinde olacak ve olmak zorundayız. Bu kümelenme çalışması hızlı bir şekilde Samsun’un önünü açacak ve kısa bir zamanda başarı elde etme şansımız olacak. Sağlık sektöründeki kümelenmede rol oynayan arkadaşlar prosedür ve işleyiş konusunda bize gerekli bilgileri verdiler. Bir nevi bu bizim için daha derli toplu ve daha hızlı bir şekilde mesafe almamızı sağlayacak. Bu anlamda da TSO bu işe öncülük yapacak ve biz de yardımcı olacağız. ÜNİVERSİTEMİZDE MOBİLYA BÖLÜMÜ AÇILMALI Mobilya sektörünü yaşlandığı ve alttan yetişen neslin yetersizliğinin sektör gelişimine ket vurduğu söyleniyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Mobilya sektöründe Samsun, yakın
bir zamana kadar en güçlü üretim yapan şehirlerinden biriydi. Ama daha sonra sektörün belli başlı ekonomik şartları da göz önünde bulundurursak satış ve pazarlama konusundaki sıkıntılardan dolayı bir problem ortaya çıktı. Bu konuda çırakların yetişmeme gibi sorunlarında etkisi var. Ancak bu sorunu üniversitemiz ve İŞKUR’un çalışmalarıyla bu açık kapatılabilir. Samsun bize göre bir mobilya şehri olmasına rağmen Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde bununla ilgili bir bölüm yok. Öyle şehirler var ki mobilya sektörü olmamasına rağmen üniversitelerinde mobilya bölümleri açılmış. Samsun’da lise düzeyinde tasarım grafiker, mobilya ağaç bölümü gibi eğitimler verilmekte ancak üniversite düzeyinde bu bölümler açıldığında sektöre fazlasıyla katkı sağlayacaktır. İnegöl’de bunun en büyük örneği olarak; mobilya bölümünde okuyan gençler orada istihdam ediliyor ve yeniliklere uygun nesil sektöre katılıyor.
15
16
17
“Hesapsızca Kullanılan Renkler ve Geometrik Kalabalık Rahatsızlık Verir” Jale Mutlu Araboğlu’ndan Mobilyayı Ön Plana Çıkaran İpuçları
18
HE: İyi günler Jale Hanım, öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz? JMA: 1984 yılında Samsun’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Fatsa’ da tamamladıktan sonra Samsun Anadolu Lisesinden, 2010 yılında ise Bilkent Üniversitesi; Güzel Sanatlar, Tasarım, Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden mezun oldum. Birçok şantiye ve ofiste çeşitli görevlerde yer aldım. Eşim Tahsin Araboğlu ile evlenip Samsun’a yerleşmemin ardından JMA İçmimarlık’ı kurdum. 2011 yılından bu yana iç mimari proje
tasarım ve uygulama hizmeti vermeye devam ediyoruz.
HE: Neden içmimarlığı seçtiniz? JMA: Sanata olan ilgim beni hayal gücünün sınır tanımazlığıyla ve tasarımla erken tanıştırdı. Önceleri hayal ettiklerimi resmetmeyle başlayan yaratımlar en iyi ifade şekli olarak hayatımda yer buldu. Kendi tasarımlarımı ve bu tasarımları yansıtan yaşam alanlarını oluşturup bunları insanlarla paylaşmak; zihnimi, hayal gücümü ve renklerimi insanlara en doğru şekilde sunmayı istiyordum. “Eğitim şart!” diyenlerdenim ben. Yetenek
eğitimle şekillenmediğinde gerçek başarı bir yerlerde gizlenir. Mekân yaratmak bir hayat duruşu ve yaşam biçimi benim için.
HE: İç mimarinin değişmez unsurlarından biri de mobilyalar olarak görülüyor. Mobilyaları ön plana çıkarmak için tavsiye edebileceğiniz dekoratif detaylar nelerdir? JMA: Bir mobilyayı o mekânda kullanılan renk, doku ve ölçülerin zıtlıklarını kullanarak öne çıkarabildiğimiz gibi, ışık ve detaylarla da mobilyanın vurgulanmasını sağlayabiliriz. Örneğin; açık renk
bir mobilya, koyu renk bir duvar ya da duvar kâğıdıyla vurgulandığında fonun yarattığı zıtlık mobilyayı daha etkili hale getirecektir. Ya da tekstille kaplanmış bir oturma ünitesi, ahşap ya da metalcam bir sehpayla kullanıcıya sunulduğunda görsel ağırlığı daha fazla olan bir mobilya, görsel ağırlığı daha hafif olanla dengelenir ve dengelenmiş objeler bakınca daha kolay algılanırlar. Tüm bunların dışında; oran ilkesi uygulanarak, düzenlemelerde yaratılmak istenen vurguya ve çeşitliliğe göre mobilya ve mekân elemanlarının boyutları arasında farklılıklar oluşturulabilir. Çünkü vurgulanmış eleman ilgiyi ilk çekmesi istenen elemandır.
HE: Mobilya tercihlerinizi etkileyen faktörler nelerdir Jale Hanım? JMA: Tasarımının estetik olması beni bir mobilyaya kolayca yaklaştırabilir. Ancak o mobilyayı tercih etmem için işlevsellik ve konfor tasarımın gölgesinde kalmamalıdır. Bana göre, kullanıcılarının yaşam kalitesinden çalan hiçbir ürün doğru tasarlanmış sayılamaz çünkü. Mobilyanın üretiminde sürdürülebilir malzemelerin kullanımı ve
19
Tasarımının estetik olması beni bir mobilyaya kolayca yaklaştırabilir. Ancak o mobilyayı tercih etmem için işlevsellik ve konfor tasarımın gölgesinde kalmamalıdır. Bana göre, kullanıcılarının yaşam kalitesinden çalan hiçbir ürün doğru tasarlanmış sayılamaz işçiliğinin kalitesi hem kullanıcıya hem de doğaya duyulan sorumluluk açısından önemli. Bir diğer faktör ise moda ve trendler. Teknoloji ile her şeyden olduğu gibi mobilya ve dekorasyon trendlerinden de kolaylıkla haberdar olabiliyoruz. İnsanoğlu ise kolay ulaşabildiği her şeyi çabuk tüketiyor ve yenilikler bir anda eskiyebiliyor. Bu nedenle mobilya o anın trendlerine bağlı kalınarak değil; geniş bir zaman dilimine hitap edecek şekilde seçilmelidir. Aksi takdirde birbirinden farksız iç mekânların oluşması kaçınılmaz.
HE: Bir mekânın dekorasyonunda sizi rahatsız eden öğeler nelerdir? JMA: Hesapsızca kullanılan renkler ve birbirleriyle savaşan geometrik kalabalık. Yani, aşırıcılık. Aşırı renk, desen, doku, obje ve mobilya kullanımı. Örneğin; desenli bir duvar kâğıdı, desenli bir koltuk ve desenli bir halının aynı mekânda bulunması desenleri ve renk-
20
leri birbirleriyle yarıştırır ve o mekânı olduğundan daha dar ve kalabalık algılamamıza neden olur.
HE: Ev ve ofis tasarımlarını birbirinden farklı kılan en önemli özellik nedir? JMA: Her ikisinde de farklı noktalar besliyor tasarım ruhunuzu. Ev tasarımlarında; iş grupları, ilgi alanları, yaş aralıkları farklı birden çok bireyin özel ve ortak kullanım alanları tasarlanıyor. Bu nedenle de kullanıcıları tanımak, iyi analiz ederek taleplerine en uygun çözümleri kusursuz bir denge ile sunmak çok önemli. Çünkü ev birçok alan ve hayal barındırıyor kendi içerisinde ve insanların hayalini kurdukları yaşam ünitelerini tasarlamak beni çok heyecanlandırıyor. Günümüzde ofislerimizde evlerde olduğundan daha yoğun zaman geçiriyoruz. Tasarımların ergonomik,
fonksiyonel ve estetik olmasının yanında, dayanıklı olması daha da önem kazanıyor. İş hayatının yoğun temposu içerisinde mekânda kullanılan ışık, renk ve malzemenin sakinleştirici etkileri mutlaka dikkate alınmalı. Yine de; ofis tasarımlarında belirli bir sektör ve o sektörün mekânsal gereksinimleri tasarıma rehberlik ettiğinden, işimiz bira daha kolaylaşıyor.
HE: Son olarak, çalışmalarınızda mutlaka olmalı dediğiniz tasarım öğelerinden bahseder misiniz? JMA: Elbette. Tasarım öge ve prensiplerine olan ihtiyacımızla yaşamımızın tüm yönlerinde karşılaşıyoruz. Tasarım ögeleri ve onlar arasındaki ilişkileri tanımlayan prensipler, bir tasarımın olmazsa olmazlarıdır. Çizgi, renk, boyut gibi elemanlar ritim, denge, vurgu ve bütünlük gibi ilkelerle bir araya geldiğinde, tasarımın anlaşılmasını ve uygulanabilmesini sağlar. Örneğin; çizgi, dikkati belli bir noktaya çekebilirken belli bir yolun izlenmesini de sağlayabilir. Belirli bir ritim ve dengeyle kullanılan çizgi ise; bir noktayı mı, yolu mu yoksa farklı renkler ya da boyutlar kullanılarak her ikisini de mi işaret ediyor, bunu algılamakta yol gösterici olacak ve ortak dili oluşturmayı sağlayacaktır.
JMA diyor ki Desenli bir duvar kâğıdı, desenli bir koltuk ve desenli bir halının aynı mekânda bulunması desenleri ve renkleri birbirleriyle yarıştırır ve o mekânı olduğundan daha dar ve kalabalık algılamamıza neden olur.
21
22
23
Konfor ve Estetİğİn Buluşma Noktası 1980’den beri faaliyetine devam eden Semkar Mobilya, özgün tasarımlarıyla evinizi sıkıcı bir mekân olmaktan kurtarıyor. Klasik çizgileri sanatçı ruhuyla işleyen, tecrübeli ustaların elinden çıkan modeller arasında oturma grupları, yatak odaları ve yemek odaları dikkat çekiyor.
Konforun, estetiğin ve işlevselliğin bir arada bulunduğu yeni modellerle görücüye çıkan Semkar Mobilya müşterilerine bir mobilyadan daha fazlasını sunuyor.
Kaliteden Taviz Vermeyenlerin Tercihi Yapımında gürgen ağacı, kanserojen madde içer-
meyen akrilik boya, yüksek yoğunluklu sünger ve birinci sınıf kadife kumaş kullanılan oturma grupları kaliteden taviz vermeyenlerin birinci tercihi. Titiz işçiliğin birinci sınıf malzemeyle buluştuğu nokta olan Semkar Mobilya tescilli kalitenin adresi olarak ön plana çıkıyor.
Mobilyanın İnce Ruhuna Davetlisiniz Hacimli yapılarına rağmen mobilyanın ince ruhunu detaylarda bizimle buluşturan Semkar Mobilya, kendine has çizgileri ve tarzıyla inceliği detaylara gizleyen motifleriyle dikkat çekiyor.
Standart Özellikler
24
Gürgen Ağacı
Semkar tüm mobilya gruplarında dayanıklılığıyla isim yapmış olan gürgen ağacını tercih etmektedir.
Akrilik Boya
Semkar, tüm ürünlerinde kanserojen içermeyen ve insan sağlığına zararı olmayan akrilik boya kullanmaktadır.
Yüksek Yoğunluklu Sünger
Semkar, ürünlerinde birinci sınıf, yüksek yoğunluklu sünger kullanmaktadır.
Birinci Sınıf Kadife Kumaş
Semkar, mobilyalarının döşemelerinde birinci sınıf kadife kumaş tercih etmektedir.
Mobilyadan daha fazlasını arayanlara uygun çözümler sunan Semkar Mobil ya, 33 yıllık sektör tecrübesi ve ilk günki heyecanıyla çalışmalarına devam ediyor. Ağaç ile sanatın kesiştiği ince çizgiyi tüm ürünlerine yansıtan Semkar, Karadeniz’de klasik mobilyanın değişmez adresi.
25
26
27
Estetik, Güven ve Konfor 1979’dan günümüze insanların daha konforlu bir hayat sürmesi için çalışan Address Baza&Yatak, “Soylu ve Konforlu” ana başlığı altında topladığı on bir yeni baza modeliyle karşımızda. Geniş renk ve model seçenekleriyle flower, doğallıktan yana olanların tercihi white, zarafet ve şıklığın bir arada olduğu yeni nesil simple baza, fark yaratan bakış açısıyla stitched, yenilikçi ve yaratıcı çizgiler arayanlara different, mekânlara şıklık ve sıcaklık katan charismatic, hayatı zirvede yaşamak isteyenlere snack baza ile brown, natural, blind ve useful olmak üzere on bir yeni baza ile müşterilerine ulaşan Address Baza &Yatak, kaliteli malzeme ve titiz çalışmadan ödün vermeden büyümeye devam etmekte. Müşterilerini anlayarak, onların beklentilerinin ötesinde ürünler tasarlamayı kendisine hedef olarak seçen firma, yeni nesil bazalara eklediği “güvenlik kilidi” ile farkını ortaya koyuyor.
Büyük Küçük Demeden Güvenle Kullanın Diye Geniş model seçenekleriyle müşterilerinin beklentilerini tamamıyla karşılayan Address Baza &Yatak, sahip olduğu yenilikçi düşünce yapısı ve gerçekleştirdiği Ar-Ge faaliyetleriyle kullanıcı güvenliğini bir adım daha öteye taşıyor. Güvenlik kilidi ile donatılmış yeni nesil bazalar 7’den 70’e güvenli kullanım sağlarken, doğabilecek ev kazalarına da önlem alıyor.
28
29
Dekorasyona Sanatçı Bakışı 30
Sanata bakış açısını edebiyatımızın usta kalemlerinden rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’in “Anladım ki işi sanat Allah’ı aramakmış / Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış” sözleriyle özetleyen Dekoratör ve Resim Öğretmeni Necla Kemeröz ile mekânların dekorasyonu hakkında konuştuk.
“En Önemli Unsur Renkler” Ev veya ofis dekorasyonunda olmazsa olmaz nedir? Ben evdeki eşyaları bir bütün olarak ele alırım. Bir kişi düşünün, ayakkabısı, eteği, tokası, yüzüğü ve benzeri bütün objeleriyle bir bütünlük arz ederse güzel olmaz mı? İşte mekânlarda böyledir. Bir mekânda seçim yapılırken ilk önce o mekânda yaşayan insanların tarzını, beğenilerini iyi anlamak gerekir. Mekânı tasarlarsın güzel olur ama özgün olmazsa fazla bir anlam ifade etmez. Bir başkası mekânı gördüğünde bu ev Fatma Hanım’ın evi ya da Özlem Hanım’ın evi diyebilmeli bence. Günümüzde bakıyoruz bütün evler maalesef bir tornadan çıkmış gibi. Mekân tasarımlarında olmazsa olmazıma gelecek olursak, renkler benim için çok önemlidir diyebilirim. Mekâna kişilik kazandıran en önemli unsur renk bütünlüğüdür. Evdeki veya iş ofisimizdeki mobilyalarımızla renkleri doğru senkronize etmeliyiz. Dekorasyondaki akımlar ve kültürel değişmeler bizi nasıl etkiliyor? Dünyada hızla değişen akımlardan ülkemiz de etkileniyor. Dolayısıyla bizler de etkileniyoruz elbette. İnternet ve seyahat olanaklarının gelişmesi değişimin kültürümüz-
le buluşmasını hızlandırıyor. Fırsat buldukça eşimle yaptığımız yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde gittiğimiz yerin kültürel özelliklerini keşfetmeye ve öğrenmeye özel vakit ayırırım. İnsanların kültürleri ve yaşam tarzları mekânlara ve mobilyalara doğrudan yansıyor. Örneğin, bir Arap evi ile Yunan evinin mimari tasarımından dekorasyonuna kadar her şeyi farklı. Bırakın Arap ile Yunan evini, bir İç Anadolu evi ile Karadeniz evi bile çok fazla farklılıklar içeriyor. Bu durum doğrudan yaşam tarzıyla ilintili.
“Mobilya ve Dekorasyonda Tercihler Yaşa Göre Değişir” Dekorasyondaki eğilimler kişisel özelliklere göre değişir mi? Elbette değişir. Özellikle yaş dekoratif tercihlerde belirleyici olabiliyor. Örneğin, sallanan sandalyeyi genç birinin evinde tercih etmek pek uygun kaçmayabilir. Genç bir kullanıcı evinde daha modern çizgiler tercih ederken, orta yaş kişiler demi-klasik diye tabir edilen tarzı daha kullanışlı buluyor. Yaş ilerledikçe kullanıcılar tercihlerine göre daha klasik çizgilere geçiş yapıyorlar. Bu tamamen yaş ve yaşam tarzına göre değişiklik gösteren bir durum.
31
Hediye almayı veya vermeyi sevdiğiniz dekoratif objeler var mıdır? Bir mekâna ruh katan aksesuarlardır. Şöyle düşünün, yemek yaparsınız baharatı yoktur lezzetli olmaz. Mekânlar da böyledir. Aksesuar mekânların baharatıdır, olmazsa olmazlarıdır. Vazo, ayna, mum ve tespihler hediye verirken en çok tercih ettiğim aksesuarlardır. Hediye almaktan da hoşlanırım. Bana hediye edilen bir tespih tanesi mutlu olmam için yeterlidir. Ancak, özellikle ne olmalı derseniz, ömür boyu saklayabileceğim bir tablo evimizde olsun isterim. Antika hakkında ne düşünüyorsunuz? Kısa bir süre önce yine İstanbul’daydım. İstanbul’a gittiğimde uğrak yerlerimden olan Kadıköy antikacılar sokağından bir kez daha keyifle geçtim. Oradaki her eşyanın yaşanmışlığını hissetmek kâh sevindirdi kâh duygulandırdı. Antika eşyalar insanı düşünmeye sevk ediyor. Kimisi belki bir ev hediyesi, kimisi doğum günü hediyesi olarak verildi zamanında. Ama o eşyaları kullananlar yoklar şimdi. Onları kullandıkları bu eşyalar yaşatıyor. Cansız eşyaların bana yaşattıkları bu duygu çok hoş. Bu duyguyu sıfır eşya satan mağazalarda bulmak imkânsızdır. Antika eşyaları çok seven birisi olarak merak ediyorum, acaba bizim kullandığımız mobilya ve aksesuarlardan kaç tanesi bizden sonraki nesiller için antikacılar sokağında yer alabilecek? Antika eşyalar evinize pozitif enerji yayarak sizi mutlu edebilir. Yıllarca anneannemin çeyiz sandığını, dedemin radyosunu, amcamın gramofonunu, büyük dedemin kurmalı saatini evimin en güzel köşelerinde değerlendirdim. Naçizane tavsiyem evinizin bir köşesinde antika eşyalara yer açın.
Her mekânın dili olmalı diye düşünüyorum. Hayatı harmanlamak, çeşitlendirmek, kültürümüzde zaten var olan zenginliği görsel olarak ortaya koymakla olur.
32
Evinize Rus Pazarı’ndan da aksesuar alabilirsiniz, IKEA’dan da. Önemli olan bütünlüğü bozmaması ve özgün olmasıdır. Çok yüksek meblağlara evinizi dekore etmek her zaman doğru sonuca ulaştırmaz sizi. Nitekim bir mekâna girdiğinizde her köşesinin “param var” diye bağırdığı ve bir saatin sonunda bunalıp kaçmak isteyeceğiniz çok örnek var hayatın içinde.
33
“Ruhu Olan ve Konuşan Mekanlar Oluşturulmalı” Mekânların dili olmalı diyorsunuz. Bir mekânın dili nasıl olmalı? Her mekânın dili olmalı diye düşünüyorum. Hayatı harmanlamak, çeşitlendirmek, kültürümüzde zaten var olan zenginliği görsel olarak ortaya koymakla olur. Ben aslen Güneydoğulu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldim. Benim doğumumla gelmişiz Samsun’a. Annem Refika Hanım kültürleri öyle güzel harmanladı ki gelen misafirlere karalahana çorbasıyla içli köfteyi aynı sofrada ikram eder olduk. Mekânlarda böyle olmalı, kültürel öğeleri içinde barındırmalı. Mekânların dili olduğuna kendi evimden bir vermek isterim. Geçtiğimiz günlerde balkonum için bir avize aldım, astığımda benimle konuşmadığını ve çok ruhsuz fark
34
ettim. Bir akşam oturup Esma-ül Hüsna’yı küçük kâğıtlara yazdım, yazdığım kâğıtların her birini avizenin bir yaprağına yapıştırdım böylece benimle konuşan bir mekân elde ettim.
Başarılı ve güzel bir mekân tasarlamakta maddiyat önemli midir? Kesinlikle hayır. Güzellik zaten göreceli bir kavram, bence mekânlarda doğru ve özgün seçimler yapılırsa keyifli olur. Evinize Rus Pazarı’ndan da aksesuar alabilirsiniz, IKEA’dan da. Önemli olan bütünlüğü bozmaması ve özgün olmasıdır. Çok yüksek meblağlara evinizi dekore etmek her zaman doğru sonuca ulaştırmaz sizi. Nitekim bir mekâna girdiğinizde her köşesinin “param var” diye bağırdığı ve bir saatin sonunda bunalıp kaç-
mak isteyeceğiniz çok örnek var hayatın içinde.
Başarılı bir kariyere sahipsiniz. Sizce bunun sebebi nedir? Öncelikle hem başarılı bulduğunuz için hem de düşüncelerimi açığa vurma fırsatı verdiğiniz için Haberexen ailesine teşekkür ediyorum. Başarılı olmam bir tek sebebi olduğunu düşünmüyorum. Daha çok sebepler silsilesi diyebiliriz. Hayatımın her evresinde kendimi geliştirmem için fırsatlar buldum. Birincisi, ben inşaatçı bir ailenin kızıyım. Babam ben 7 aylıkken Büyük Otel’in müteahhidi olarak Samsun’a gelmiş. Ağabeylerim, kardeşlerim inşaat mühendisi oldular. Dolayısıyla hayatımda tuğla, çivi, çimento, kum her zaman oldu. Halen inşaatların önünden geçerken ustalarla
oturup çay içmek sohbet etmek isterim. Sonuç olarak bu durum bana malzemeyi temelden tanıma ve anlama becerisi kazandırdı. Beni başarıya ulaştıran ikinci faktör ise oturduğumuz ev. Samsunlular bilir, çocukluğum Makarnacı Ziya’nın köşkünde geçti. Köşkte bulunan varak kabartmalar ve diğer süsleme sanatlarıyla daha o yıllarda gözüm güzele alıştı. Eğitim ve öğretim hayatım kariyerimde başarıya ulaştıran bir diğer etkendi. 6 yıl boyunca Kız Meslek Lisesinde dönemin duayen isimlerinden saygıdeğer Güler İnci’den dekoratif sanatlar eğitimi aldım. Kendisi Samsun’a organizasyon kültürünü ilk getiren ve dekorasyonda kaliteyi piyasaya öğreten bir insan olarak
öne çıkar. Takip eden yıllarda 2 yıl boyunca Gazi Üniversitesi Dekoratif Sanatlar bölümünde 6 yıllık öğrenimi pekiştirdim. Ardından ise 4 yıl boyunca 19 Mayıs Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü’nü okudum. Bu sayede dekorasyonun temeli olan ve hayatımızda önemli bir yer tutan renkleri ileri seviyede tanıdım ve kullanmayı öğrendim. Öğrenim hayatım bitince hayatımda dönüm noktası diyebileceğim bir süreç yaşadım. Erzincan’da resim öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Peşinden dönemin valisi rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun 2 yıl danışmanlığını yaptım. Ayşe Kulin’in romanındaki Recep Yazıcıoğlu bana çok eksik geldi. O, düşündüğünü söyleyen, söylediğinin arkasında duran gerçek
bir liderdi ve bana çok şey kattı. Başarımın asıl sırlarından bir diğeri ise 18 yıldır ufkunu, projelerini benimle paylaşan, her işinde oturup saatlerce konuşabileceğim, bir eşten öte bir arkadaş gibi olan Selçuk Bey’e sahip olmamdır. Eşim mesleki anlamda benim zenginleşip daima öteye yürümemi sağlayan etkenlerden biri olmuştur. Son olarak da Rabbimin lütfu diyebilirim. Rabbim beni yaratırken Necla kulum sanatçı olsun demiş, bir de balık burcu yapmış, duyguyu da yüklemiş bana sonuçta canlı cansız her şeye âşık olarak ben çıkmışım ortaya. Bunun da beni hayatta başarıya ulaştıran etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum.
35
Binlerce Tasarım Çetinkaya Yapı’da Antik çağlardan beri zenginliğin ve lüksün göstergelerinden sayılan vitray uzun yıllar içinde gelişerek ve olgunlaşarak bugün ki anlamına kavuşmuştur. Özellikle aydınlanma çağı sonrası toplumsal mimari estetiği devletin tekelinde olmayan toplumlar bu dekoratif sanatın gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Önceleri yalnızca büyük ve görkemli binaların camlarını süslemek için tercih edilen vitray günümüzde evlere, kafe veya restoran gibi mekânlara kadar girmektedir. Bu mimari estetik anlayışına yeni bir boyut kazandıran Çetinkaya Yapı, birbi-
rinden farklı binlerce özgün tasarımı cam üzerine işliyor. Sahip oldukları sanatsal yön ile ustalık ve tecrübelerinin birleşimini her mekânda cama yansıtan firma, müşterinin ihtiyaçlarını doğru analiz ederek hareket ediyor. Genellikle kapı, pencere, tavan camları ile merdiven boşluğu alanları, ışıklı duvar panoları ve tablolarda kullanılan vitrayın, uygulanması noktasında herhangi bir sınırlama yoktur. İstenilen mekâna istenildiği şekilde uygulanabilen vitrayda sınır hayal gücü ile sınırlıdır.
Camın, Renklerle Dansı Yılların ticari deneyimini vitray ile birleştirerek ortaya sanatsal çalışmalar çıkaran Çetinkaya Yapı, ayrıca Avrupa’nın en kaliteli ve seçkin duvar kâğıtlarını, yüzlerce renk ve modele sahip olan iç oda ve mutfak kapıları ile isteğe göre dizayn edilebilen çelik kapıları da ürün gamında bulundurmaktadır. İnşaat teknolojilerinin hızla değiştiği günümüzde sektörün ihtiyaçlarını sa-
36
hip oldukları inovatif bakış açısı ve yaptıkları ArGe faaliyetleriyle kolaylıkla karşılayabilen firma, yakın zamanda 3 boyutlu duvar panelleri, granit, laminant parke ve cam mozaik ürünlerini de ürün yelpazesine katacak. Firma’nın ürün grubunu ve yapmış olduğu projeleri www.cetinkayayapi.com.tr adresinde görebilirsiniz.
Çetinkaya Yapı Hakkında Samsun’da ticaret hayatına 1930’lu yıllarda başlayan Çetinkaya ailesi, tam 44 yıl önce 1969 yılında Samsun’da ve Karadeniz Bölgesi’nde ilk çok katlı alışveriş merkezi olma özelliğini elinde bulunduran Çetinkaya Mağazası’nı açmıştır. 1969’dan günümüze 3 kuşaktır Samsun ve
Karadeniz halkına hizmet eden Çetinkaya; 1995 yılında tamamı kendi öz sermayesiyle olmak üzere inşaat sektörüne girmiştir. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan yaklaşımıyla kısa zamanda başarılı projelere imza atan firma takip eden yıllarda faaliyet alanını
Tel: +90 (362) 228 28 50 E-Mail: info@cetinkayayapi.com.tr
da genişletmiştir. 2013 yılının ilk çeyreğinde yine kendi öz sermaye siyle yeni bir alana açılan firma Çetinkaya Yapı adı altında yapı ve inşaat sektöründe Samsun ve Karadeniz halkına en iyi hizmeti vermeye gayret göstermektedir.
Adres: Yeni Mahalle 100.Yıl Bulvarı 55080 No:301/1 Canik/SAMSUN
37
38
39
Kafkas evlerini keşfeden Konyalılardan alan Hollandalılar Samsun’un tarihi binalarını aksesuar ve mobilya olarak Dünya’ya sattı
Kafkaslar’dan Gelen Ev Hollanda’da Mobilya Oldu Veysel Tokatlıoğlu’nun sahip olduğu tarihi Kafkas evi pencerelerinden banyodaki evyesine, duvardaki tablolarından kullanılan mobilyasına kadar bizimle konuşuyor. Konuşurken buram buram tarihten söz ediyor, yaşadığı anılardan ipuçları veriyor. 19. yüzyılın ikinci yarısında Çarşamba’ya göç eden Çerkeslerin Kafkas kültürüne özgü evlerin yapı tekniği Avrupalılar tarafından keşfedilince mobilya imalatında kullanılmaya başlandı. Kafkas göçmenlerin beraberinde taşıdıkları o kültür bugün hem Samsun’da hem de Dünya’nın değişik ülkelerinde nesilden nesile devrederek yaşıyor. Kestane ağacından yapılma duvarlarında Kafkas’ın izlerini taşıyan evin hikâyesini, kültürünü koruyup kollayan ve gelenek
40
olması nedeniyle bir sonraki nesle yani oğluna devretmeye hazırlanan Tokatlıoğlu İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Tokatlıoğlu’ndan dinledik. Evlerin mimarisini bozmadan günümüz teknolojisiyle bir araya getiren Tokatlıoğlu, evini dekore ettiği mobilya ve antika aksesuarlarla da tarihsel ruhu canlı tutuyor.
Tokatlıoğlu’nun Ağzından Evin Hikâyesi Veysel Tokatlıoğlu Kafkas evlerinin Anadolu’ya gelişini ve böyle bir eve nasıl sahip olduğunu
şöyle anlatıyor: “Kafkaslardan gelen göçmenler bu topraklara Çaltıburnu’ndan girmişler. İlk geldiklerinde coğrafi olarak daha yüksek yerlere yerleşmeyi tercih etmişler. Yerleştikleri yerlerde ata topraklarındaki kültürlerinden kopmayıp kestane ağacından çivisiz ve tutkalsız sadece birbirine geçme usulüyle yaptıkları evlerde oturmuşlar. Geniş aile yapısına uygun olarak tasarlanmış olan bu evler büyük şehirlere göçün başlamasıyla ikinci plana düşmüş. 1987 yılında yaşadıkları yerlere elektrik gelince bu evlere elektrik
tesisatı çekilmiş ve elektrik nedeniyle çıkan yangınlarda bu evlerin büyük kısmı kullanılamaz hale gelmiş. Daha sonra kalan evleri Konyalılar keşfetmiş bunları satın almışlar, onlar da ticari bir meta olarak kullanıp Hollandalılara satmışlar. Hollandalılar bunları ev olarak kullanmak yerine işleyerek masa ve benzeri aksesuarlar haline getirmişler, yıllarca evlerimizi dünyaya aksesuar olarak sattılar.”
“Dedemden Aldığım Kültürü Geleceğe Taşıyorum” Küçüklüğünde tatillerini geçirdiği dedesinin ahşap evinin her za-
man hayallerinde yer ettiğini belirten Tokatlıoğlu, “Benim annem Gürcü’ydü, çocukluğumda okul tatillerinde annemle dedemin evine giderdik. Dedemin böyle bir evi vardı, benim bilinçaltıma yerleşmiş o ev. Bu kültür artık kaybolmaya yüz tuttu ve benim de gönlüm razı olmadı. Bu nedenle 100, 80 ve 50 yaşlarında 3 tane Kafkas evi aldım sonra bunların sağlam parçalarını aslına uygun olacak şekilde birleştirip kendime bir ev yaptım” diyor.
Çivisiz ve tutkalsız bir şekilde, birbirine geçme yöntemiyle inşa edilen ev için Tokatlıoğlu, “Dedemden aldığım kültürü geleceğe taşıyorum” diyor.
Evlerin mimarisini bozmadan günümüz teknolojisiyle bir araya geti-
41
Mimari detayları çözümlerken meşhur cumbalara değinememek olmaz. İzleme, seyretme anlamına gelen cumba kelimesi hem Osmanlı mimarisinde hem de Kafkas mimarisinde sıkça karşımıza çıkıyor. Birçok edebi eserde özellikle kadınlarla birlikte işlenen cumbalar, genellikle evin sokağa bakan cephelerine inşa ediliyor. ren Tokatlıoğlu, evini dekore ettiği mobilya ve antika aksesuarlarla da tarihsel ruhu canlı tutuyor. Çivisiz ve tutkalsız bir şekilde, birbirine geçme yöntemiyle inşa edilen ev için Tokatlıoğlu, “Dedemden aldığım kültürü geleceğe taşıyorum” diyor.
Doğal ve Sağlıklı Evler Özellikle eğimli arazilerde örme taşların üzerine kurulan bu yapılar doğal oldukları kadar sağlıklı olmalarıyla da ön plana çıkıyor. Genellikle iki katlı olan bu evlerin günümüz tabiriyle bodrum katı da sayılabilecek olan bir de zemin katı bulunuyor. Isıyı muhafaza etme özelliği bulunan kestane ağacından yapılma bu nadide yapıların zemin katında hem etinden, sütünden hem de ısısından faydalanmak için hayvan yetiştiriciliği yapılırmış zamanında. Evin yapılış aşaması da dâhil olmak üzere vernik, cila, tutkal ve benzeri hiçbir kimyasal maddenin
42
kullanılmadığını ifade eden Veysel Bey, evi 2-3 yılda bir suyla yıkayarak ahşaba parlaklık kazandırdıklarını söylüyor.
İşte Tarihi Kafkas Evinin Bize Anlattıkları Günlük hayatın içerisinde trafik lambalarından modaya, matematik formüllerinden edebi yazılara, resimden mimari yapılara kadar birçok iletiye maruz kalırız. Bu iletilerin bir kısmı bizim için bir anlam ifade ederken çok büyük bir kısmının farkına bile varamayız. Kimilerine göre iletişimin %90’ını kimilerine göre ise %95’ini sözsüz iletişim oluşturur. Bu gerçeği göz önünde bulunduracak olursak mekânların da konuşmasalar bile bir dili olduğu sonucuna rahatlıkla varabiliriz. Ünlü İtalyan yazar ve göstergebilimci Umberto Eco, mimariye
bir bildirişim olgusuymuş gibi yaklaşılabileceğini, mimari yapılarda düz anlam ve yan anlamların var olabileceğini ve bunları anlamlandırmak için mekâna ait kodları iyi saptamak gerektiğini ifade eder. Veysel Tokatlıoğlu’nun sahip olduğu tarihi Kafkas evi pencerelerinden banyodaki evyesine, duvardaki tablolarından kullanılan mobilyasına kadar bizimle konuşuyor. Konuşurken buram buram tarihten söz ediyor, yaşadığı anılardan ipuçları veriyor.
3 Nesile Aynı Evde Yaşama İmkânı Sağlıyor Tarihi Kafkas evinin mimari özelliklerini incelemeye başladığımızda onu diğerlerinden ayıran en önemli detayın çivi veya tutkal kullanılmadan yapılmış olduğunu siz de fark edeceksiniz. Dönemim kültürel kodları bünyesinde barındıran yapıdan o dönemki Kafkas halklarının geniş aile yapısına sahip olduklarını anlayabiliriz. Zeminle birlikte toplam üç katlı olan yapının giriş katı ev ahalisinin ortak kullanım alanı olan oturma odası ve mut-
faktan oluşurken üst kat tamamen yatak odalarına ayrılmış. Yatak odalarına ayrılan bu geniş alan dededen toruna kadar üç neslin aynı evde yaşamasına imkân sağlıyor. Kafkas evinin geniş aileler için uygun bir yaşam alanı olduğunun bir diğer kanıtı ise bugün ebeveyn banyosu diye adlandırılan ıslanma dolapları. Her yatak odasında o dönemki adıyla ıslanma dolabına yer ayrılmış. Bu durum evde yaşayan çok sayıdaki insanın gizliliklerini muhafaza etmek için üretmiş oldukları bir çözüm. Vey-
43
Evin dokusunu bozmamaya gayret gösteren Veysel Bey ağırlık olarak Samsun’dan olmak üzere çevre illerden ve Türkiye’nin değişik yerlerinden antika eşyalar toparlıyor sel Bey, ıslanma dolabı olarak ayrılmış olan bu bölümleri çağımıza uyarlayarak banyo haline getirmiş. Mimari detayları çözümlerken meşhur cumbalara değinememek olmaz. İzleme, seyretme anlamına gelen cumba kelimesi hem Osmanlı mimarisinde hem de Kafkas mimarisinde sıkça karşımıza çıkıyor. Birçok edebi eserde özellikle kadınlarla birlikte işlenen cumbalar, genellikle evin sokağa bakan cephelerine inşa ediliyor. Bu sayede ev ahalisi evin reisinin gelişini sokak başındayken görebiliyor. Dahası cumbalar izleme, seyretme özelliklerinin yanında dışarıya doğru çıkıntı yaparak ekstra kullanım alanı da sağlıyor.
Renkleriyle Huzur Veriyor Tarihi Kafkas evinin dışı kadar
44
içi de ilgi çekici. Lüksten uzak bir görünüm çizen ev işlevsel olmasıyla ön plana çıkıyor. Evin sahibi Veysel Bey, bugünki adıyla “country” denilen tarzda dizayn etmiş evini. Evin içinde herkese yetecek kadar oturma ve dinlenme yeri varken bile evde hiç mobilya yokmuş gibi ferah bir görünüm söz konusu. Ağırlık olarak masa ve sandalyelere yer verilmiş dekorasyonda. Tabi bunlarda yine evin dokusunu bozmayacak şekilde ahşaptan. Evin genel anlamda dekorasyonuna baktığımızda kahverenginin tonları dikkat çekici şekilde ağırlıkta. Toprağın ve doğallığın rengi olan kahverenginin verdiği rahatlık ve güven hissi evde huzur veren bir tablo çiziyor. Yer yer kullanılmış olan sarının tonları ve kırmızı ise, insanın
kan akışını hızlandırıp canlılık ve heyecan katıyor. Tarihi Kafkas evinin iç dekorasyonunda kullanılan aksesuarlar da oldukça dikkat çekici. Özellikle evin ahşap duvarlarını süsleyen doldurma tüfekler dönemin izlerini taşıyor. Yine aksesuar olarak kullanılan tablolar, saatler, mumluklar ve tarihi telefon öne çıkan diğer önemli dekoratif unsurlar.
“Komünist Masa” ve Terazi Adaleti Simgeliyor Evin zemin katına indiğimizde bambaşka bir dünya çıkıyor karşımıza. Bu kat Tokatlıoğlu İnşaat’ın yönetim ofisi. Zemin kat olması sebebiyle evin bu bölümünün duvarlını ahşap değil örme taşlar oluşturuyor. Tabi dekorasyonu da üstteki iki kattan çok farklı. Bu alanda en dikkat çekici özellik, yönetici masası ve toplantı masasının konumları. İki parçadan oluşan bu mobilya grubunun ne koltuklarında ne de masalarında yükseklik farkı yok. “Komünist masa” diye tabir edilen bu mo-
bilya türü aradan uzun yıllar geçmesine rağmen coğrafi olarak evin geldiği kültür ile benzerlik taşıyor. Gözümüze çarpan bir diğer detay ise, yönetim ofisinin dışarıdan girişine giden yolun başında adaletin ve hukukun simgesi olan terazinin yer alması. Kökenindeki kültürel kodları muhafaza eden ev bir modern çizgilerle de olsa aslını korumaya devam ediyor. Son olarak balkonuna ve bahçesine göz attığımız evde antika eşyalar gözümüze çarpıyor. Evin dokusunu bozmamaya gayret gösteren Veysel Bey ağırlık olarak Samsun’dan olmak üzere çevre illerden ve Türkiye’nin değişik yerlerinden antika eşyalar toparlıyormuş. “U” şeklinde evi çevreleyen balkon yine “country” tarzındaki mobilyalar ve iki adet sallanan sandayeyle dekore edilmiş. 19. yüzyıl Kafkas mimarisinin bütün özelliklerini bünyesinde barındıran ve 100, 80, 50 yıllık olmak üzere üç evin birleşiminden oluşan Tarihi Kafkas evi tarihe tanıklık etmek isteyenler için görülmeye değer.
45
46
47
48
49
ı n a y l i b o M i d n Ke a l r a s a T n i d n Ke dert aktan m a m a ş la klı vinların far ken, tüketici de e a m r fi nar inin rakip rında ya tediği özgün çizg Birbirine la ım r a s a şika in t de is ürünlerin masından eri , üretici a e m m a n n le la a in es yak tan b yaşanan de zora lında baş s i A iy ic i. t ç e t k e ıllarda kadar tü Üretici özgün y cak son y n a n la io . a- var oturan kiş m a e sokmakta y m o e k d a n y orta ice gü bir tasarım diğerlerinden iy ve maktan
50
iğer ya ya da d ir il b o m l e ye öz irilebil kişiselleşt hem la ıy ad iye em üretic mobilya h e bu noktada iciy de tüket nuyor. çözüm su
Farklı olmak isteyenlerin tercihi kişiselleştirilebilir mobilyalar hakkında, uzun yıllardır bu alanda çalışmalar yapan SEMKAR Mobilya’nın sahibi Tamer Semerci’yi dinledik. HE: Kişiye özel mobilya ya da diğer adıyla kişiselleştirilebilir mobilya nedir? TS: Müşterilerin beğenileri ve ihtiyaçları farklılık gösterebilir. Kimisi klasik tasarımları severken kimisi modern çizgileri seviyor olabilir. Bir de daha doğal ürünleri seven müşterilerimiz var tabi. Kişiselleştirilmiş mobilyalar, işte bu farklı ihtiyaçlara ve zevklere göre dizayn edilebilen mobilyalardır. HE: Kişiselleştirilebilir mobilyaların ortaya çıkmasının sebebi nedir? TS: Bunun en önemli sebebi müşterilerin birbirinden farklı ihtiyaçları ve zevkleri olmasıdır. Bir diğeri ise Türkiye’de duvarların ölçülerinin standart olmamasıdır. Bu nedenle değişik ebatlardaki mekânlar için özel mobilyalar üretmek gerekir. Eskiden böyle bir hizmet yoktu ancak son zamanlarda kişisel mobilyaların tercih edilme oranları oldukça arttı. İnsanlar artık yaşam standardı ve evine göre mobilyalar istiyor. Gelip evini komple mobilya ile doldurmak yerine kişisel ve özel tasarımlar ile evini donatmak istiyorlar. Müşterilerimizin yüzde 30 ila yüzde 40’ıyla da artık bu
tarz çalışıyoruz. Son zamanlarda özellikle bu sektörde talepler oldukça arttı. Daha çok modern yaşayan insanlar istiyor. HE: Diğer mobilya gruplarıyla kişiye özel mobilyalar arasında fiyat farkı var mı? TS: Kişiselleştirilebilir mobilyalar ile diğer ürünler arasında genelde fiyat farkı olmuyor. Daha doğru fiyat farkı olsa da biz almıyoruz. Bunu müşterimize ev hediyesi olarak görüp almıyoruz. Örneğin biz bir yatak odasını ortalama 8 bin liraya satıyoruz. Müşteri takımı beğeniyor ama renginde veya yapısında değişiklikler istiyor, bunları ücretlendirmiyoruz. Bunun yanında mobilyanın kullanılacağı mekâna gidip inceleme yapmaya ve tasarıma da herhangi bir ücret istemiyoruz.
HE: En çok hangi tür mobilyalarda kişiselleştirilebilir ürünler tercih ediliyor? TS: Müşteriler kişiselleştirilebilir ürünleri en çok köşe koltukları, özel duvar üniteleri ve giysi odalarında tercih ediyorlar. Bunun yanında masa ve sandalyelere de ciddi talep geliyor. Bu ürünlerden köşe koltukları ve günlük sık kullanılacak diğer mobilyalarda daha çok leke
tutmayan ithal ürünler tercih ediliyor. Avangard ve klasik tasarımları tercih eden müşteriler ise yerli dokuma birinci sınıf kadife tercih ediyorlar genellikle. HE: Müşterilerin kişiselleştirilebilir mobilyalara yaklaşımı nasıl? TS: Halkımız artık interneti ve teknolojiyi çok yaygın olarak kullanıyor ve son modayı bizden daha iyi takip ediyorlar. Çoğu zaman müşterilerimiz geliyor ben bu tarz bir şey istiyorum diyerek bizi yönlendiriyorlar. İnsanlar araştırıyorlar, ne istediklerini çözüyorlar ve bizim de yardımımızla sonuca ulaşıyorlar. Halkımız bu anlamda teknolojinin de gelişmesiyle bilinçlendi ve bilinçli müşteri de bizim işimize geliyor. Çünkü bilinçli müşteriler istediği ürünlerin maliyetini ve işçiliğinin de ederinin farkına varıyor ve bize zorluk çıkarmıyorlar. Ulusal firmaların bu hizmeti ona veremeyeceğini bildiğinden bizlerin farkına varıyor. Hangi fabrikasyon firmalar böyle bir çeşitlilik hizmetini müşterisine sunabilir ki?
51
52
53
Müşterilerine mimari projelerin yanın da mobilya tasarımları ve uygulamaları alanında da hizmet veren EXN Design’ın kurucusu Ömer Önder Şener dergimize önemli açıklamalarda bulundu. Mobilya trendlerinden, mobilya seçiminde dikkat edilmesi gerekenlere kadar kilit noktalara değinen Şener, “firmalar ergonomik modeller tasarlamayı hedefliyor” dedi. Gelişen kitle iletişim teknolojileri sayesinde hızlanan küreselleşme sürecinin tasarımları da etkilediğini belirten Şener, “Gerek dijital gerek görsel medya sayesinde artık dünyanın diğer ucunda tasarlanan veya uygulanan bir konsept kendiliğinden bir trende dönüşüp rahatlıkla karşımıza gelebiliyor. Kullandığımız dijital eşyalarımızdan arabalarımıza, kıyafetlerimizden evimizin dekorasyonuna kadar her şey bir uyum içerisinde bu trendlerden etkilenebiliyor.” diyerek tasarımda küreselleşmeye dikkat çekti. Maksimalizmin tekrar canlandığı ve süslemeciliğin ön plana çıktığı bir süreçten geçtiğimizi ifade eden Şener, “Son dönemlerde uluslararası mobilya fuarlarında gözlemlenen en çarpıcı trend 1970’li yıllara olan dönüş. Genellikle ceviz tonları ve beyaz renkler ön plana çıkıyor. Bununla beraber gün geçtikçe doğal ağaçlar, antik ve eskitme tarzı kaplamaları tercih edenlerin sayısı artıyor.” dedi. Türk insanının mobilya tercihinde kadife kumaşların ön plana çıktığını da söyleyen İç Mimar Ömer Önder Şener, kadife
54
kumaşlarda renk seçeneğinin çok çeşitli olması ve bu kumaşın her mevsim kullanılabilir olması sebebiyle çok tercih edildiğini ifade etti. 2013 yılında, özellikle koltuk modellerinde Retro çizgilere sıkça rastlandığını söyleyen Şener, “Yaşam alanlarında her noktanın etkin kullanılması açısından ergonomik modelleri tasarlamayı hedefleyen mobilya firmaları koltuk kollarının ince, baza ve ayaklarının ise ahşap olmasına özen gösteriyor.” dedi.
“Renklerin Doğru Kullanımı Mobilyaya Anlam ve Değer Katar” Sahip olunan eşyaların insanların kişisel bir tanımı olduğunu ve diğer insanlara karşı konumlarını belirlediğini söyleyen Şener, “İyi dizayn edilmiş ve renk leri doğru kullanılmış bir mobilya, alıcısına sosyal hayatında ve aile yaşamında yararlı olur.” dedi. Tüketicilerin artık evlerini bir çeşit kendini ifade etme yöntemi olarak gördüğüne dikkat çeken Ömer Önder Şener, “Renklerin doğru kullanımı mobilyaya anlam ve değer ka-
Mobil yada 70’lere Dönüş tar. Renklerin yanlış kullanımı ise günümüzde hâkim olan akıma ters düşer.” dedi. Günümüzde siyah ve beyaz renklerinin modern tarzlarda karşımıza çıktığını söyleyen Şener, bu tarzın renkli objelerle desteklendiğini söyledi. Bu sene mavi ve yeşilin ön plana çıktığını da belirten mimarımız, “Beyaz ya da siyah ağırlıklı mobilyalarda en gözde seçim açık mavi ile yeşilin karıştığı kombinasyonlar.” dedi. Mavinin mobilyada destekleyici renk olarak kullanılacağını ifade eden Şener, su yeşilinin tekrar kullanılmaya başlandığını ve bu rengin yeşilden maviye bir köprü olduğunu söyledi. İç Mimar Ömer Önder Şener, son zamanlarda sıkça kullanılana bu rengi barış ve huzuru evlere taşıyan renk olarak niteliyor. Mobilya seçiminde yeni trendlere, fikirlere ve renklere açık olmak gerektiği önerisinde bulunan Şener, “Sıra dışı ve karmaşık renklerin seçiminin en önemli nedeni tüketicinin evinin diğerlerinin evinden tamamen farklı gösterme çabasıdır. Mobilyalarınızın rengi evinize gelenlere sizin kişiliğinizi
en güzel şekilde anlatmalı. Koyudan açığa yumuşak renkler, ofislere rahatlığı ve konforu getirirken, evdeki rengârenk mobilyalar ise zor bir günden sonra eve dönen insanları kibarca karşılar.” dedi.
“Zengin Renkler, Ham Metaller Bu Yılın Olmazsa Olmazı” Günümüzde pek çok tasarımcının 70’li yılları referans aldığına şahit olduklarını belirten Şener, mobilyayı destekleyecek dekoratif ürünlerde de o yıllardan esintiler olduğunu söyledi. İç Mimar Ömer Önder Şener, “Zengin ve parıltılı görünümüyle pirinç bu sene yeniden adından söz ettirmeye başlamıştır. Bu durum pirinç ve bronzun aksesuarlarda ya da bir orta sehpa gibi mobilyalarda sık sık karşımıza çıkacağının işaretidir.” diyerek dekoratif ürünlerle ilgili görüşlerini dile getirdi. Zengin renklerin, ham metallerin, yaratıcı tasarımların ve doğal materyallerden yapılmış ev eşyalarının yine bu yılın olmazsa olmazlarından olacağına dikkat çeken Şener, “Ayrıca, dokulu duvar kâğıtlarından; el işi, cam ve kristal boncuklarla süslü kâğıtlara veya duvar boyu sıralanacak tablolara dek uzanan her tarza uygun bir model bulmak mümkün.” dedi.
Mobilyada Osmanlı Esintileri Önceleri sadece orta yaş ve üzeri diye tabir edilen insanların tercih ettiği düşünülen klasik ev mobilyalarının son dönemde Osmanlı hayat tarzı ile ilgili dizilerin etkisi ile artık gençler tarafından çok daha fazla tercih edildiğine vurgu yapan Şener, “Gençler modern mobilyaların rahatlığı ile klasik mobilyaların ihtişamını bir arada sunan mobilya modelleri ile evlerini dekore ediyor.” dedi. Bedenen ve ruhen dinlenmeye ihtiyacı olan insanın aradığı rahatlık ve huzuru ancak kullanışlı ve iyi döşenmiş mobilya ile elde edebileceğini belirten Şener, “Kötü bir mobilya sebep olduğu sırt, adale, bel ve ayak ağrıları gibi zararların yanı sıra psikolojik olarak da kişiyi rahatsız ve huzursuz eder.” diyerek doğru seçilmiş mobilyanın önemini belirtti. Mobilyanın seçiminde ihtiyaçlar, ekonomik durum ve zevkin oldukça önemli olduğunu söyleyen mimarımız, ayrıca kullanışlılık ve uzun ömürlülük gibi hususların da seçim sırasında göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti.
55
Ömer Önder Şener diyor ki Koltuğu uzun süre kullanmak istiyorsanız sert ahşap iskelet tercihini kullanın. Satın alma sırasında mutlaka koltuğa oturun, sırt ve belinizi destekliyor olmasına dikkat edin.
“Sadece Ben Bunu Sevdim Diyerek Mobilya Alınmaz” Mobilya seçiminde birden fazla değişkenin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Şener, “Fiyat, rahatlık, çok amaçlı kullanılabilirlik, kapladığı alan, dayanma süresi ve bakım masrafları gibi etkenler göz önünde bulundurulmalıdır. Sadece ben bunu çok sevdim diyerek mobilya alınmaz.” dedi.
run, sırt ve belinizi destekliyor olmasına dikkat edin. Alacağınız koltuk güneş ışığına maruz kalabilecek bir konumda yer alacaksa döşemeliklerde deri ve koyu renk kumaşlardan kaçının, açık renk kumaşlar tercih etmeye çalışın. Çocuklarınız ufaksa veya evde evcil hayvan besliyorsanız yüzleri kolayca çıkabilen minderli koltukları tercih etmeniz temizlik açısından size kolaylık sağlayacaktır.
“Samsun’un Geleceği Parlak” İnsanların mobilyayı ciddi bir yatırım olarak görmeleri gerektiğine vurgu yapan Şener, “Bir ürünün ödemesini yapmadan önce teknik bütün detaylarını incelemelisiniz. Kullanılan ağaçtan, içindeki elyafa kadar. Buna garanti süresi de dahil. Mobilyanızı uzun süre korumak için ahşap malzemeden yapılmış ürünleri tercih etmeniz sizin yararınıza olacaktır.
56
Bir koltuğu örnek göstererek mobilyayla ilgili tavsiyelerde bulunan Şener, “Koltuğu uzun süre kullanmak istiyorsanız sert ahşap iskelet tercih edin. Satın alma sırasında mutlaka koltuğa otu-
Türkiye’de mobilya denince akla gelen birkaç şehir olduğunu belirten Şener, Samsun’un sahip olduğu başarılı zanaatkârlar ve tasarımcılara rağmen bu şehirlerin arasında yer alamadığını söyledi. Samsun’un mesleki anlamda diğer büyükşehirlere muhtaç olmadığının altını çizen Şener, “coğrafi konumumuzun ve son zamanlarda şehrin genelinde görülen gelişmelerin sayesinde sadece kendimizin değil çevre illerin ve bölgenin de ihtiyaçlarına cevap verir hale geldik. Samsun’un mobilyada geleceğinin parlak olduğunu içtenlikle söyleyebilirim.” dedi.
Retro Puf Ölçü: 80 x 40 cm. Yükseklik = 42 cm Renk: Meşe, turkuaz kadife Ayaklar: Masif meşe Minder kadife kumaşla kaplı
Meşe Komodin odin x40 cm. Ölçü : 50x40 Renk : Meşe, sedeff beyaz if meşe Ayaklar : Masif al meşe Gövde : Mdf üzeri doğal Çekmece ön yüzü parlak laminat
70’lere
dönüş!
Gazete Desenli Ga Berjer Be Ölç Tek:58x68x88 cm Ölçü: İske 1 sınıf kayın ağacı İskelet
Vintage Büfe Ölçü: 120x35xY80 cm Vintage tarzı çok sevimli bir büfe. Tamamıyla masif Teak ağacından.
Oymalı alı Retro Koltukk- Mor 90 cm 80x70x90 ereste Kayın kereste 1.kalite ipek kadife Sünger Kapitone mı El Yapımı
57
Samsun’un önde gelen iç mimarlarından Hasan Akkuş ile cafe ve restoran tasarımlarındaki detaylardan mobilya tercihlerine kadar keyifli bir sohbet sizlerle.
Müsterinin Begenisi
Tasarıma Isık Tutuyor
58
59
Hasan Akkuş Kimdir? Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü mezunu olan Hasan Akkuş öğrenimini başarıyla bitirdikten sonra 2007 yılında kendi iç mimarlık ofisini açmış. Şu anda 2 mimar, 1 tekniker ve bir de 3D modelleme uzmanı olmak üzere 5 kişilik bir ekiple çalışmalarını yürüten Akkuş, ekibe yeni çalışma arkadaşları katarak büyüme niyetinde.
Cafe ve restoranların mimari tasarım, dekorasyon ve mobilya tercihleriyle birbirlerinden ayrıldığını belirten Akkuş, “İnsanların bir mekânı tercih etmesinin sebebi kullanılan tasarım ve dekorasyonudur. Sonrası işletmeciye kalmıştır. Müşteri, mekânın dokusunu, hizmetini, lezzetini beğenirse oraya bağlanır.” dedi. Mimari tasarım, dekorasyon ve mobilya tercihlerinin cafe ve restoranlar için hayati önem taşıdığına vurgu yapan Hasan Akkuş, “kesinlikle her mekân için tasarım ve dekorasyon önemli. Ancak cafe ve restoranlar için bu öğeler daha da ön plana çıkıyor.” dedi. İnsanların bir mekânı tercih ederken tasarımına, dekorasyonuna ve mobilya tercihlerine dikkat ettiklerini belirten Akkuş, “biz, iç mimarlar olarak bu işin başlangıcını yani vitrinini hazırlıyoruz. Daha sonrası tamamen işletmeciye bağlı. Gelen müşteriyi rahat hissettirmek ve memnun kalmasını sağlamak işletmenin ve işletmecinin elinde.” şeklinde konuştu.
60
Konuşmasında cafe ve restoran tasarımlarında tercih ettiği mobilya türlerine de değinen iç mimar Hasan Akkuş, “Bu se-
ne hareketli mobilyalar önceliğimiz. Özellikle keten döşemeli ürünlere geniş yer veriyoruz. Onun haricinde ahşap ürünlerde patineli yani eskitme modeller tercihim. Mobilya için renk tercihlerim genelde ceviz ve meşe oluyor. Tabi bunların patineli halleri. Bunun yanında düz renk olarak lake kullanarak ahşabın ön plana çıkmasını sağlıyorum.” diyerek tasarımlarında kullandığı mobilya tercihleri hakkında ipuçları verdi. Mekân tasarımlarında renk tercihlerinden de söz eden Akkuş, “Her mekânın kendine göre ayrı renk leri oluyor. Tasarladığımız mekânların birbirine benzemesini istemiyoruz ancak belirli bir tarzımız var ve ister istemez küçük benzerlikler olabiliyor. Mesela, ben kırmızıyı ve siyahı oldukça çok seviyorum. Dolayısıyla tasarımlarımda
da bu renklere oldukça geniş yer veriyorum. Özellikle siyahı diğer renkleri ortaya çıkardığı için ve yardımcı olduğu için çok tercih ediyorum.” diye ifade etti. Bir mekânın tasarlanırken bütünüyle ele alınması gerektiğine dikkat çeken Akkuş, “Kullanılacak duvar rengi veya duvar kaplaması bile çok önemlidir. Örneğin duvarda şu an revaçta olan tuğla kullanılıyorsa kullanılacak diğer öğelerin de vintage tarzı ve patineli olmasında fayda var. Ya da mekânınızda modern renkler hâkimse, örneğin lacivert veya sarı gibi, mobilyalarda daha keskin çizgiler, köşe hatları ve daha pastel renkler kullanılabilir.” dedi. Aydınlatma ile ilgili dekoratif ürünleri kendilerinin tasarladığını ve anlaşmalı oldukları firmalara özel olarak ürettirdiklerini de söyleyen Akkuş, gerek duyulması halinde oturma yerleri ve diğer dekoratif ürünleri de özel olarak tasarlayıp ürettirebildiklerini ifade etti. “Müşterinin Beğenisi Tasarıma Işık Tutuyor” İç mimari tasarımı ve uygulamayı etkileyen unsulardan söz eden Hasan Akkuş, “Biz öncelikle müşteriyi dinliyoruz ve kendi kafamızda bir tasarım oluşturuyoruz. Aslında mekânın tasarımı yaparken bazı noktaları açık bırakıyoruz. Tasarımlar tamamlandıktan sonra müşterinin beğenisine sunuyoruz. Müşteri beğendikten sonra uygulama projelerini çizdirip akabinde üretim başlıyor. Üretim aşamasında tabi bazı noktaları boş bırakıyoruz, mekân uygulama aşamasındayken tasarımı halen daha devam ettiriyoruz.” diyerek tasarım sürecinin uygulamada da devam eden canlı bir süreç olduğunu belirtti.
Tasarımı yapılan mekanın coğrafi konumunun ihtiyaçları ve tasarım sürecini etkilediğini de belir ten Akkuş, “Coğrafi konuma göre aslında müşteriler de farklı düşünürler. Örneğin ben dağda bir yapı tasarlatıyorsam modern bir yapı istemeyebilirim. Genelde biraz eskitme bir tasarım daha şık durur. Ancak, caddede bir mekân isterse modern bir yapı ister biz de ona modern bir yer tasarlarız. Yani tamamen müşterinin isteğine göre değişir şartlar.” dedi. Samsun’daki üreticilerin yenilikleri takip etme noktasında yetersiz kaldığını belirten iç mimar Hasan Akkuş, “Günümüzde daha çok eskitme ağırlıklı tasarımlar var. Biraz da eskiye dönük bir hava var. Aslında şu anda 1970 yılların tarzları revaçta, genelde kullanılan mobilyalar eskitme ağırlıklılar. Samsun’da bu tip ürünlerde iyi işler çıkartılan yerler var ancak yenilikler pek fazla takip edilmiyor. Sonuçta ticari bir
amaç var ve sanayide bir atölyeniz var. Adam pek yeniliği falan takip etmez. Bu nedenle, biz genelde İstanbul’daki firmaların kataloglarıyla çalışıyoruz. Oradan ürünlerin renk lerini ve modelini seçerek çalışmalarımızı yapıyoruz.” diyerek eleştirilerini dile getirdi.
61
Balkon, teras, bahçe ve plajların olmazsa olmazları arasında bulunan Adirondack sandalyeler soft ve renkli stilleriyle dikkat çekiyor.
Açık Havanın Vazgeçilmezi:
ADIRONDACK Sandalyeler
B
ir diğer adı da Muskoka sandalyesi olan bu ahşap sandalye adını Kanada’nın Toronto şehrinde bulunan Muskoka kasabasından almakta. Yaygın olarak kullanılan Adirondack ismi ise yine aynı bölgede bulunan sıra dağların ismidir. İlk olarak 1903 yılında New York’lu Thomas Lee’nin Kanada tatili sırasında yerel bir marangoza yaptırdığı sandalyeyi ortaya çıkaran sebep Lee’nin balkonu için konforlu bir sandalyeye sahip olmak istemesi. Orijinal bir Adirondack sandalyesi
62
on bir parçalık ahşap levhalardan oluşur. Düz sırt kısmı ve hafif kalkık kolçaklarıyla ergonomik bir yapıya sahiptir. Sandalyenin karakteristik özellikleri olan bu detaylar onu klasikler arasına taşıyan en önemli unsurlar.
oluşlarıyla öne çıkıyor. Hem kış aylarındaki nem ve yağışa hem de yaz aylarındaki güneş ve tuza karşı oldukça dayanıklılar. Ultraviyole ışınlarına karşı da dayanıklı olan bu yapıdaki sandalyeler uzun yıllar kullanılabilir.
Adirondack Sandalyelerin Bakımı
Teak ağacından elde edilen Adirondack sandalyesinin bakımı ise biraz daha zahmetlidir. Belirli aralıklarla teak yağı yardımıyla bakımları yapılabilen bu sandalyelerin dilerseniz boyasını yenileyerek de şık görünümünü korumasına yardımcı olabilirsiniz.
Orijinali ahşap olan bu sandalyeler günümüzde teak ve geri dönüşümlü plastikten de yapılabiliyor. Geri dönüşümlü plastikten yapılan sandalyeler hem dayanıklılıklarıyla hem de doğa dostu
Kolçak kısımları düz ve geniş olan Adirondack sandalyeler ile harici bir sehpaya ihtiyaç duymazsınız. Adirondack sandalyelerin kolçak kısmına bardağınızı veya dondurma kupunuzu rahatlıkla bırakabilirsiniz. Ayrıca su tutmayan Adirondack sandalyeleri şezlong olarak da değerlendirilebilir
63
Tel: +90(362) 266 60 05 İlkadim Sanayi Sitesi 57.Sokak No:82 Kutlukent/SAMSUN
64
65
“Büyük Firmaların Sorumsuzluğu Küçük Esnafı Bitiriyor” Tüketim kültürünün yükselişiyle birlikte eski günlerini arar hale gelen mobilya ustası Üner Murçak ile bir koltuğun yenilenme sürecinden, meslek grubu olarak çektikleri sıkıntılara kadar ders niteliğinde bir görüşme yaptık.
B
ir koltukla ilgili özel tasarımdan imalata, tadilattan yüz değişimine kadar her aşamada yetkin olan Üner usta, “Mesleği severek yaptığım için sürekli alanımla ilgili dergileri, fuarları ve diğer etkinlikleri takip ediyorum. Bu sayede kendimi geliştirmeye devam ederim.” diyerek mesleki gelimin önemine vurgu yaptı. Eskiye oranla işlerinde ciddi bir düşüş olduğunu belirten Üner usta çok değil on yıl önce tadilat, özel tasarım ve imalat üzerine daha çok iş yaparken bugünlerde ağırlık olarak koltuk yüzü değiştirdiğini söyledi.
66
“Sistem Firmaların Kaliteli İş Yapmasını Engelliyor” Yalnızca kendisinde değil, aynı alanda faaliyet gösteren diğer firmaların da işlerinde düşüş olduğunu ifade eden Üner Murçak, “Sistem firmaların kaliteli iş yapmalarını engelliyor. Firmalar minimum maliyetle maksimum kazanç elde etmek için Çin’den ithal ettikleri tay tüyü gibi kalitesiz hammaddelerle iş yapıyor artık. Böyle olunca ürünlerini ucuza mal
edip ucuza satıyorlar. Ucuzluğun yanında bir de aylarca taksit imkânı sunuyorlar. Bu nedenle bugün orta sınıf bile çok rahatlıkla mobilyasını değiştirebiliyor. Yani eskiyen mobilyalarını tamir ettirmek yerine direkt atıyorlar.” diyerek yaşadıkları başlıca sıkıntının büyük firmalarla rekabet olduğunu söyledi. Sanılanın aksine mobilyalarını tamir ettirenlerin gelir grubu olarak alt sıralar değil daha üst kesimlerden oluştuğunu dile getiren Üner usta, “Müşterilerimizin çoğu zengin diye tabir edilen makam mevki sahibi insanlardır. Çünkü bu adamlar zamanında Ankara Siteler’den mobilya almışlar ve halen kullanıyorlar. Yeni üretilenlere de güvenleri kalmadığı için eskiyeni atmak yerine tamir ettiriyorlar” dedi.
Tadilatta Her Detay Düşünülüyor Bir koltuğun tadilat sürecini detaylarıyla anlatan Üner Usta, “Müşteri kaçacak kaygısıyla, tamir edildiğinde eski konforu veremeyecek koltuğu tamir edip vebal altına giremem, bu hem mesleki olarak etik değil hem de
vicdanen doğru değil” diyerek mesleğin etik değerlerine vurgu yaptı. Mobilyayı ilk olarak müşterinin evine gidip gören ustamız, burada koltuğun evdeki konumu, kullanım sıklığı, yıpranma durumu gibi detayları inceliyor. Sonrasında koltuğu atölyesine getiren Üner usta, müşteriyle birlikte koltuğa gidebilecek en iyi kumaşı seçtikten sonra işe koyuluyor. Koltuk tadilatının iki şekilde yapıldığını söyleyen Üner Murçak, “Birincisi, koltuğu buraya getiririz, komple söker ve ahşap halini aldıktan sonra sallanan yerlerini tutkallayıp vidalarız. Köşe bentlerini, lastiklerini ve alt gergilerini gözden geçirdikten sonra süngerlerini yenileyip üzerinde eskiye dair hiçbir şey kalmayacak şekilde onarırız. İkincisi ise, ürün öyle sağlam yapılmıştır ki, bugün öyle bir ürün üretilmiyordur. Mesela klasik koltuklarda kullanılan sistem olan ot kullanımı buna örnek. Klasik koltuğun olmazsa olmazı olan ot, çeltik otunun kurutulmuş halidir ve bu ot olmazsa o koltuk ayakta duramaz. Bugün İtalyan mobilya markaları özellikle kullanır bu otu. Bu tür koltuklar
Üner Murçak diyor ki Koltuktaki leke çıksın diye deterjanla birlikte çeşitli kimyasallar kullanıyorlar, bu da kumaşın çözünmesine sebep oluyor. Hâlbuki lekeyi çıkartmak için saf sabun kullanılmalı, onun haricinde başka bir şey kullanılmamalı.
geldiğinde eskiyen yerleri onarılıp tekrar otla sağlamlaştırılır.” diyerek tadilat sürecinin detaylarını HABEREXEN okurları için paylaştı. Koltuklarınızı daha uzun kullanabilmeniz için ipuçları da veren Murçak, “Koltuktaki leke çıksın diye deterjanla birlikte çeşitli kimyasallar kullanıyorlar, bu da kumaşın çözünmesine sebep oluyor. Hâlbuki lekeyi çıkartmak için saf sabun kullanılmalı, onun haricinde başka bir şey kullanılmamalı.” dedi. İkinci olarak döşemesi ayrılamayan koltukların çok sık ıslak bir şekilde silinmemesi gerektiğine dikkat çeken Üner usta, “Kumaşın altındaki sünger sürekli nemli kalacağı için alttan rutubet yapıp kumaşın yapısını bozar bu da
koltuklarınızın ömrünü oranda azaltır.” dedi.
ciddi
“Oda Elini Taşın Altına Koymalı” Samsun Marangozlar ve Döşemeciler Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na bağlı olan Üner Murçak, “Esnaf odası bizi derleyip toparlamıyor, bizi büyük firmalara ezdiriyor.” dedi. Bugün herkesin Kayseri ve İnegöl örneğinden yola çıktığını ifade eden Murçak, “Bu şartlar altında bölgeye açılmak ya da büyümek mümkün görünmüyor. 3-5 bin lira harcayıp gidip bir dükkân açarsın ama sağlıklı olmaz, yaprak gibi olur üflesen yıkılır. Onun yerine meslek odası 8-10 bin metrekare yer tutup, bizim çapımızdaki esnafa dese ki kardeşim herkes 2-3
takım ürününü getirip buraya koysun. Ben sizin adınıza bu ürünleri satacağım, size ek gelir sağlayacağım, hatta gerekirse buradan ihracat yapıp size para kazandıracağım dese bugün esnaf bu halde olur muydu? İşte o sürekli bahsi geçen Kayseri ve İnegöl bunu başardı.” diyerek odayla ilgili beklentilerini dile getirdi. Meslek odasının kişisel ve mesleki gelişim eğitimleri noktasında da eksik kaldığını belirten Murçak, “Satış konusunda, yenilik konusunda, kaliteli üretim konusunda, Ar-Ge konusunda ve benzeri konularda eğitimler verilmesi bizim gelişimimizi olumlu yönde etkileyecektir.” dedi.
67
Turan AYDOĞAN 0535 988 12 65 Tel&Fax: 0362 228 16 70 Eski Sanayi Sitesi 28. Sok. No:7 SAMSUN
68
M
obilya sektöründe çeşitli kademelerde yıllarca hizmet veren Turan Aydoğan 25 yıllık sektör tecrübesini ilk gün ki enerji ve coşkusuyla Melissa Mobilya adıyla müşterilerine sunuyor. Klasik İtalyan çizgilerinin yanı sıra avangarde, modern ve country tarzı mobilyalarıyla dikkat çeken Melissa Mobilya’nın ürün gruplarında yemek takımları, oturma grupları ve yatak odaları öne çıkıyor. Farklı ve tümleşik tasarım anlayışı, kaliteli üretim, uygun fiyat, güler yüzlü hizmet ve %100 memnuniyet parolasıyla yoluna devam eden Melissa Mobilya, 25 yıllık tecrübenin detaylarını çizgilerinde sunarken, %100 müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için satış öncesi olduğu kadar satış sonrası da kaliteden ödün vermiyor.
Hedef Kaliteyi Hızlı Sunmak Gelişen ve değişen tüketici ihtiyaçlarını doğru
analiz ederek en ekonomik ve kaliteli şekilde çözüm üreten Melissa Mobilya, sahip olduğu teknolojik donanımlarıyla kaliteyi en hızlı şekilde müşteriyle buluşturuyor. Müşteri odaklı anlayışının temeline insana saygı bilincini oturtan Melissa Mobilya, bununla birlikte son trend ürünleri de en hızlı şekilde Karadeniz halkına ulaştırıyor.
69
Evinizin Tüm İhtiyaçları Tek Adreste
Aktif Aksesuar
Sektörde 28. yılını tamamlayan Aktif Aksesuar bugün Samsun’da bulunan 4 şubesi ve 200 bin civarı stoklu ürünüyle kıyı şeridinde Kastamonu’dan Artvin’e, iç kesimlerde ise Amasya ve Tokat’a kadar olmak üzere Karadeniz Bölgesi’ne hizmet veriyor. Bayanların en çok ilgi gösterdiği ürünler olan ankastre fırın, ocak ve davlumbaz çeşitlerini de bulabileceğiniz Aktif Aksesuar, mutfak ve banyo aksesuarları konusunda da geniş bir ürün yelpazesiyle hizmet vermeye devam etmekte. Karadeniz Bölgesi’nde mobilya üreticisi olan müşterilerine hammadde sağlayan Aktif, Samsun’daki mağazalarında züccaciye, ye, hediyelik eşya, aksesuar ve benzeri ürünlerle son kullanıcıya hitap etmekte.
“Mobilya Sektörünün Kilit Oyuncularından Biriyiz” Mobilya sektöründe kullanılan ürünlerin sürekli değişen ve yenilenen ürünler olduğunu belirten Aktif Hırdavat ortaklarından Yaşar Dağçakrak, “çekmece ray sistemlerinden dolap kulplarına, krom ve nikel kaplamalı aksamlardan kiler sistemlerine kadar geniş bir ürün yelpazesiyle mobilya sektörünün kilit oyuncularından biri olmayı başardık.” dedi. Zaman zaman imalatçının aradığı ürünün stokta olmayabildiğinden de söz eden Dağçakrak, “Stoklarımızda bulunmayan ürünleri en hızlı ve ekonomik şekilde temin edebildiklerini.” sözlerine ekledi. Mobilya sektöründe kullanılan ürünlerin çok sık ve çabuk yenilendiğini belirten Dağçakrak, “Sektördeki bu hızlı değişime rağmen tüm gayretimizle imalatçı firmalara ürün çeşitliliği sunabildiğimiz için mutluyuz.” dedi. Mobil-
700
ya sektöründe kullanılan sarf malzemeleri ve hammaddeyi hem yurt içinden hem de yurt urt dışından temin edebildiklerini ifade eden den Yaşar Dağçakrak, “İthal ürünler grubunda nda Avrupa menşeli Uzak Doğu üretimleri başı aşı çekiyor.” dedi. “%100 EV” sloganının hakkını verecek ürün rün çeşitliliği ve stok adedine sahip olan Aktif ktif Hırdavat’ta, mobilya kulpundan çatal kaşık şık takımına, dekoratif aksesuarlardan yemek mek takımlarına kadar bir evin ihtiyacı olabilecek cek her şeyi bulabilirisiniz. Yerel bir kuruluş olan Aktif Aksesuar’ın ’ın ortaklarından Yaşar Dağçakrak, “müşterierilerimizin ulusal yerine yerel firmaları tercih cih ederek destek olmalarından fazlasıyla mututluyuz.” diyerek müşterilerine teşekkür etti.
71
İş dünyasından alınan taleplere göre Ar-Ge ve tasarım çalışmaları geliştiren mobilya üreticileri, ofis mobilyalarının çalışma psikolojisi ve çalışanların performansı üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor.
C
alışma saatlerinin uzunluğunun performansı düşürdüğünü dile getiren üreticiler; ofis dizaynı, mobilya rengi ve çalışma gruplarının tasarımının ofis çalışanlarının performansları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu savunuyor. Şirketteki yetki hiyerarşisi ve mobilya ergonomisinin de ofis mobilyası üretiminde göz önünde bulundurulan etmenlerden olduğu belirtiliyor. Ofis çalışanlarının mobilya almadan önce tüm psikolojik etkenleri masaya yatırarak ona göre karar verilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar; “Hangi meslek grubuna dâhil olduğunuz mobilya seçiminde önemli bir rol oynuyor. Örneğin avukat iseniz daha ciddi ve açık renkleri tercih etmek, ya da sosyal medya ajansı için ofis mobilyası düşünüyorsanız daha canlı renkleri tercih etmeniz gerekiyor. Yaptığınız işin doğası uymayan bir ofis mobilyası tasarımı zaman içinde çalışma psikolojinizi olumsuz yönde etkileyecektir.” diyor. OFİS MOBİLYASI ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Ofis mobilyası alımından önce çalışanların gerekli incelemeleri yapmaları gerektiğinin altını çizen mobilya üreticisi uzmanlar ofis mobilyası seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor: “Öncelikle çalışma ofisinizin ölçülerine ve fiziksel özelliklerine hâkim olmanız gerekiyor. Odaların genişlikleri ve ebatlarının kaç cm/m olduğu verisi elinizde olması gereken bir bilgi. Bu noktada en çok yapılan hatalardan biri mekâna fiziksel olarak uymayan mobilya seçimleri. İkinci olarak kaliteye öncelik vermelisiniz. Doğru malzemelerden yapılmış, sağlıklı ve dayanıklı mobilyalar size kendinizi iyi hissettirecektir. Bunların yanı sıra ofis mobilyasının kullanışlı ve estetik olması bir diğer önemli faktör. Çünkü çalışma motivasyonu veya konsantrasyonu gibi kavramlar ofis mobilyasının kullanımı ve görünümü ile doğrudan ilişkili. Seçeneğiniz ofis mobilyası psikolojik olarak sizi desteklemeli, çalışma şevkinizi artırmalıdır.”
72
Ofis Mobilyası Çalısma Psikolojisini Nasıl Etkiliyor?
73
I
ç ve dış piyasada adından söz ettirmek isteyen 2K Mobilya, ürettiği kanepe, koltuk, yatak ve bazada kapasitesini sürekli artırmayı hedeflerken, sektörü yakın takip ederek AR-GE çalışmalarına da önem veriyor. Ev dekorasyonunda yeni trendleri öngörerek tüm üretim ve hizmet süreçlerini sürekli geliştiren firma, tüketici odaklı yaklaşımla sektörün ihtiyaç ve beklentilerini ürünlerine yansıtıyor. Üretiminin yüzde 70’ini iç piyasada yüzde 30’unu dış piyasada değerlendiren 2K mobilya geniş ürün yelpazeleri sayesinde iç ve dış piyasada kaliteli ve ilkeli hizmet vererek yoluna devam ediyor.
2K diyor ki; Ülkemizde gelir düzeyinin artması ve değişen tüketici davranışları sonucunda, aileler mobilyalarını kısa zamanda yenilemeye başladı. Eskiden bir aile mobilyasını 10-15 sene içinde değiştirirken, günümüzde bu rakam beş ila yedi seneye kadar düşüyor. Bu yüzden dinamikleri ve demografik yapısı göz önünde bulundurursak Türkiye’nin mobilya sektörünün gelişimine oldukça açık bir pazar konumunda olduğunu söyleyebiliriz.
74
75
76