Say覺 24 / Ekim 2011
1
2
Say覺 24 / Ekim 2011
Heyecanlandıran gelişmeler Sağlıkta heyecan verici gelişmeler yaşanıyor. Sağlık Kompleksi, serbest sağlık bölgesi, Tıbbi Cihazlar İhtisas Organize Sanayi Bölgesi gibi adımlar son ayda gündemin ilk sıralarına oturdu. Sağlık, doğru konumlandırma ve planlama ile bulunduğu bölgeyi ihya eden bir sektör haline geldi. Dünya’da birçok şehir bu fırsatı yakalamak için ciddi rekabet içinde. Türkiye’de ise sağlık sektörünü lokomotif görmeye niyet eden, ardından da o niyetin altını dolduran ilk şehir Samsun. Bu kentte yapılanlar bugün Bursa’da, Kocaeli’nde birebir örnek alınıyor. 3 yıl önce Samsun, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı konuk ettiğinde Sağlık Kenti Samsun Derneği’nin yönetimi kendisine bir sunum yapmıştı. O sunumda sıra dışı talepler vardı: Doktorumuz yok, hukuki kısıtların çözümlenmesi gibi başlıklardan öte kent bütünlüğünde sağlıktan hem tedavi hem de turizm başlığı altında yararlanmayı sağlayacak istekler vardı. Sağlık Kenti konseptiyle içinde özel hastanelerin, tıp fakültesinin ve kamu hastanelerinin bulunduğu hastane otellerin hizmet verdiği çok donanımlı yapı talep edilmişti. Bu gerçekleşiyor. Bir diğer konu o gün Bakan Akdağ’ı da şaşırtan bir istekti; “Serbest Sağlık Kenti.” Bugün projenin çalışmasına bizzat Bakan Akdağ startı verdi. Ama, işi sıkı tutmalıyız. İyi bir takip, her zaman sonuç aldırır. Samsun Serbest Sağlık Kenti ya da Bölgesi statüsüne mutlaka kavuşmalı. Samsun isteklerini ortak akılla belirledikçe arzuları da karşılık buluyor.
w w w.hab erexen . com AYLIK HABER D ERGİSİ Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi
Mustafa ÇAKIR Ahmet AK SORUMLU YAZI İŞERİ MÜDÜRÜ HABER MERKEZİ
Mustafa BİLİK HALKLA İLİŞKİLER Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com REKLAM REZERVASYON
Emre GÜNDEM Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANIŞMANLARI
AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin ŞENGÜL AV. Adem AKSOY TASARIM
Serdar ILGIN
www.serdarilgin.com.tr
Şimdi sırada Termal Turizmin canlandırılması ve Tıbbi Cihazlar İhtisas Organize Sanayi Bölgesi var. Bu iki başlık da hayat bulduğunda Samsun, sağlık sektöründe tedavi hizmet sunumu, termal turizm ve endüstriyel alanda üç ayak üzerinde duran bir şehir formatına geçecek.
BASIM YERİ
Hem şifa veren hem de onbinlerce yeni istihdama kapı aralayan bu sektörün önünü elbirliği ile açmalıyız.
YÖNETİM YERİ ADRESİ
Çok söze gerek yok, hızlı ama telaşsız bir süreç takibiyle konjöktürü kaçırmadan sağlıkta iyi işlere imza atabiliriz. Rusya ve Doğu Bloku Ülkeler şimdiden bu hizmeti almaya hazır. Küçük bir toparlanma, kamunun gücü ile tekerleğe tümseği aştıracak. Kısaca Samsun, kamu ve özel sektör yatırımlarıyla Karadeniz Havzası’nın sağlık üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mh. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96
Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konaklar Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN YAYIN TÜRÜ Aylık Yerel Süreli Yayın Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, vermiştir.
Sayı 24 / Ekim 2011
basın meslek ilkelerine uymaya söz
3
HABEREXEN
16
R
Sayı 24 / Ekim 2011
dos y al ar
20
3 EDİTÖR 4 AKILDA KALANLAR 10 KÖŞE YAZISI BEKİR REŞİTOĞLU 12 İKTİDAR ATAK, MUHALEFET MEVCUDU KORUMA PEŞİNDE
26
16 FINDIK FİYATLARI ARTTI
28
20 TEKKEKÖY TERSANESİ 22 SAĞLIKTA DÜNYA STANDARDI MEDİCANA HASTANESİ 26 KİMSE KALMASA BİLE KİMSE SİZSİNİZ 28 SAĞLIK
32
30 BETONARMENİN YERİNİ ÇELİK ALIYOR
36
32 SERTİFİKALAR ORGANİK PEKİ YA ÜRÜNLER 36 KARADENIZ’IN ŞIFA MERKEZI SAMSUN 50 OPERA VE BALE SEVERLERE PERDE MÜJDESİ
54
54 MAZİSİNİ ARAYAN TAKIM 58 SİNEMA 4
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
5
Akılda Kalanlar 150 BİN BALIKÇI AVDA
KÖYDES ASFALTI ERKEN BİTİYOR Samsun İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Aslan Karanfil, KÖYDES Programı çerçevesindeki asfaltlama işinin yüzde 90 oranında tamamlandığını belirtiyor: “Bu sene için hedeflenen yaklaşık 280 kilometre ikinci kat asfaltın 262, 110 kilometre hedeflenen birinci kat asfaltın da 80 kilometresi bitirildi.”
15 Nisan’da başlayan av yasağı balıkçıların 1 Eylül’de vira bismillah diyerek denizlere açılmasıyla son buldu. Ülke genelinde 150 bin balıkçı kimi zaman azgınlaşan sularda kısmet kovalıyor. Sezonun ilk haftasında palamut bolluğu yüzleri güldürmüştü. Ardından bereket kesildi her nedense! Dar gelirliler hala fiyatların düşmesini bekliyor.
İŞSİZLERE 13,5 MİLYON Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre Samsun’daki 26 bin 805 işsiz var. 2011 yılının ilk yarısında 13 bin 929 kayıtlı işsizin yüzde 51’ine mesleki gelişim ve beceri kazanımı amacıyla kurs eğitimi verildi. Bu faaliyetler için 13,5 milyon lira harcandı.
SAAT’HANE’DE DURDU… Meclis yıkım kararını erteleyince, Büyükşehir Belediyesi ‘Saathane Meydanı Dönüşüm Projesi’ne başlayamadı. Proje tabiat varlıklarını ve tarihi eserleri koruma altına alıp ön plana çıkarmak tasarlanmıştı. Bunun için meydanın simgelerinden cami, hamam ve medrese çevresindeki işyerlerinin yıkılması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi Meclisi, alternatif bir proje hazırlanarak işyeri sahiplerinin uğrayacağı mağduriyetin engellenmesi amacıyla böyle bir karara imza attı.
VELİLERİ ÜZEN HABER Velileri üzen acı haberi Servis Taşımacılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Binay duyurdu. Okul servis ücretleri yüzde 10 zamlandı.
6
Sayı 24 / Ekim 2011
ŞİRİNLERE KIRMIZI KART!
TEKKEKÖY’E DEV SALON Samsun’un Tekkeköy ilçesi girişinde temeli atılan 7 bin 500 kişilik dev spor salonu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın törende müteahhitle yaptığı pazarlık sayesinde öngörülen teslim tarihinden 5 ay önce bitirilecek.
3-2 kazanılan Gençlerbirliği maçı sonrası 80 kişiye verilen bir yıllık hak mahrumiyeti cezası Samsunspor’un en önemli taraftar gruplarından Şirinlerin kendini tasfiyesiyle neticelendi.
KARADENİZ’DE FAİR-PLAY
SAMSUN’A TIBBİ CİHAZ AKINI Çok sayıdaki akademisyen, ekonomist, firma yetkilisi, sanayici, iş adamı ve bürokrat; tıbbi cihazlar ve cerrahi el aletleri sektörü temsilcilerinin buluştuğu 4’üncü Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongre ve Sergisi’ne (TİSKON) katılmak için Samsun’a akın etti. Bu seneki TİSKON’da ise sektörel kümelenmenin önemine dikkat çekildi. 16 Kasım’da da Almanya’nın Düsseldorf şehrinde Medica Uluslararası Sağlık ve Tıbbi Aletler Fuarı gerçekleştirilecek.
KILIÇ KAZA GEÇİRDİ
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın davetiyle bir araya gelen Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, Samsunspor Başkanı Kazım Yılmaz ve Orduspor Başkanı Nedim Türkmenı fair-play ruhu ve uluslararası etik kuralların hakim kılındığı bir sezon yaşanması için ortak deklare yayınladı. Ligde şiddet, küfür, hakaret ve kaos barınmaması temenni edilen deklarenin sloganı şöyle: “Centilmence seyir, küfürsüz tribün ve Fairplay ruhuyla futbol” Sayı 24 / Ekim 2011
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın içinde bulunduğu makam aracı, Çorum’un Sungurlu ilçesinde, önünde giden otomobile çarptı. Bakan Kılıç, kazayı yara almadan atlattı. Çarpılan aracın sürücüsü Kazım Bozdağ kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
7
8
Say覺 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
9
Köşe Yazısı
Bekir Reşitoğlu
10
Ağ’lamak ve Ağ’lanmak
Başaramadı
Ağlamak. Kimi zaman seller gibi. Bazen de sessizce. Hiç merak ettiniz mi; gözlerimizden yaşların niçin boşaldığını. Bir de neden? Duyguların dışa vurumu açıklamasını kafi buluyor musunuz? Yoksa başka tanımlamalara damı muhtacız? “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” halk sözünün özünde ne anlatılıyor acaba? “Anadan geçilir, yardan geçilmez” derken, neyi kastediyoruz? Acizlik midir göz pınarlarından süzülenleri saklayamamak? Bundan dolayı mı yakıştırılmaz erkeklere? Timsah gibi kullananlar var mıdır gözlerini? Nasıl ayırt edeceğiz, sahici ya da kurguyla yaş dökenleri? Hepsi tamam da sevindiğinde niye ağlar insan? Bu anlarda hangi misyonu üstlenmiştir gözler? Gerçekten de yalan söylemez mi onlar? Kalbin aynası mıdır? Bebeklerininkini rahatlıkla anlayabiliyoruz. Ağlayarak konuşur minikler. Peki ya büyükler? Birileri birilerini yaş tahtaya mı bastırıyor, gözleriy-le? Balık misali ağına mı takıyor karşısındakini? Ağ’lıyor mu? Akan damlalar nereden geliyor? Mideden mi kalpten mi? Acı ağlatır, sızı da. Bazı ağrılar da. Sevinci söylemiştik. Vuslatla sonuçlanmayan aşkların rolüne girelim biraz. Çok yakar bunlar çok, aşk hakikiyse. Tıpkı ateştir. İlahi aşkı hiç sormayın! Mertebe, makam ve yürek gerekir ona. Dünya umurunda değildir, ahrete bakar gözleri onların. Siz siz olun, ne ağ’layın, ne de ağ’lanın. Unutmayın öte yandan, timsahın ağ’lamayı şeytandan öğrendiğini…
Akşam bir şey yemeden yatmıştı Girmişti, ısıtır mı ısıtmaz mı Bilinmeyen yorganların altına. Kocası evde yoktu henüz Son okey partisini yapıyorlardı... Bir sağanak başladı ki sormayın Zaten esiyordu epeyce rüzgar Ağaçlar bir o yana, bir bu yana... Belliydi. Kim bilir ne yaramazlıklar yaptı bu fırtına Kimler ağlıyor şimdi. Adam 01.00’i geçe gelmişti eve. Dokunmadı karısına Gürültü de yapmadı Öylece uzandı yanına. Sabahın ilk ışıkları karanlığı deliyorken Bir iniltiyle uyandı kadın. Ihlar, ahlar,oflar... Dürttü adamı: Uyan herif. Adam açtı gözlerini, uykusunu sildi. Ne olmuştu, meraktaydı. ‘Herif sancılarım tuttu’ dedi kadın Hay aksi bu vakti mi bulmuştu adama göre Ne olacaktı şimdi sabahın köründe? Bir büyük şehrin gecekondu semtinde. Ortalıkta top oynayan in cin bile yok. Erken değil miydi bu sızılar? Ne bilsin kadın, o çektiğini biliyor. Ve ağlıyor. Gittikçe kötü oluyor. Çırpınıyor adam karısına yangın Anlamaz ki bir şey yapsın? Bir başka adamın evine koştu adam Eski model, dökük bir arabası vardı onun. Çaldı kapıyı, açıldı, derdini döktü. Telaşlanma dedi öbür adam. Bir hal yolu bulunur. ‘Atalım arabaya, götürelim’ dedi bizimki Ama olamazdı ki benzin yoktu
Karısına koştu adam İnlemiyordu artık. Birden sevindi, geçti mi diye Gitti yanına elini koydu alnına Hani o ilk gece tertemiz duygularla öptüğü Namusunun, bir tanesinin, karısının. Bezgindi yüzü, tepkisizdi vücudu Bayılmış mıydı? Feryatlar fışkırıyordu adamdan Karım, güzel karım neler oldu sana? Adamlar üç oldu, beş oldu, çok oldu Ve kadınlar doldu taştı. Çocuklar hiç durur muydu? Bu saatte sokağa çıkma fırsatı bulmuşlarken... Yalınayak soğuk yerlere basıyorlardı Ne giyeceklerdi ki? Kuşlar cıvıl cıvıldı. Güneş nazlı nazlı doğuyordu ufukta. Ama İstanbul’un uyanmasına çok vardı. Sis yoktu o gün pırıl pırıldı hava. Feryatlar gittikçe anlamlı ezgilere dönüşüyordu. İnsanlar ağlıyordu dertli türkülerde. Kadın şehit olmuştu, çocuğunu doğuramamıştı. Oysa ona ne özlemliydi? Tüm yokluklara, sıkıntılara karşın... Anası geldi kadının başucuna Çekti çekti çekti çekti içini Hıçkırdı, haykırdı, bağırdı, çağırdı Çaresizdi. Ne yapabilirdi? Kime, neye isyan etsindi? İsyan ettikleri duyacaklar mıydı ki? Kızına olan olmuştu. ‘Kadersiz kızım’ dedi. “Keşke seni doğurmayı başaramasaydım” Ve başladı Ağıtların en güzelini o söylüyordu... Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
11
Siyaset
12 Haziran seçimi sonrası partilerdeki son durum…
İktidar atak, muhalefet mevcudu koruma peşinde AK Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya, 12 Haziran sonrası asla rehavete düşmeyerek 2014 yerel seçimlerine odaklandıklarını, bu defa Alaçam’ı da kazanmak istediklerini söylüyor. MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak, milletin verdiği muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını ifade ediyor. CHP ise adeta küçük İstanbul. Parti 19 Mayıs Şehri’nde de il başkanlığı kaosunu aşmaya çabalıyor. 12
Sayı 24 / Ekim 2011
Çetinkaya: “ İlçe başkanlarımız işlerini ciddiye almak zorundalar. Yeni aday olacak arkadaşlarımız hangi yükün altına gireceklerini ve başarısız olmaları halinde bir bedel ödemeleri gerektiğini bilecekler.”
B
üyük başarı yakaladıkları 12 Haziran 2011 milletvekili seçimi sonrası tahminlerin aksine gevşemeyerek daha fazla sorumluluk üstelendiklerini söyleyen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İl Başkanı Osman Çetinkaya, önceki oy oranlarını da dikkate alarak belirledikleri hedefler doğrultusunda 2014 yılındaki yerel seçim için derhal çalışmalara başladıklarını vurguluyor: “Önümüzdeki süreçte ayrıca bir kongre dönemi de var. Kongre süreci 1 Ekim tarihinde yapılacak mahalle ve köy delegelerinin seçiminin ardından
Sayı 24 / Ekim 2011
2 Şubat 2012 gününe kadar İlçe Başkanlarının seçilmesi ile sürecek. 22 Haziran tarihinde ise il kongresi yapılacak.” “SEÇİM KAZANDIRACAK YÖNETİMLER İSTİYORUZ” Yerel seçimde sonuca ulaştıracak yönetim ve başkanların göreve gelmesini arzu ettiğini dile getiren Çetinkaya; “ İlçe başkanlarımız işlerini ciddiye almak zorundalar. Yeni aday olacak arkadaşlarımız hangi yükün altına gireceklerini ve başarısız olmaları halinde bir bedel ödemeleri gerektiğini
bilecekler.” diyor. Çetinkaya’nın ana amaçlarından biri de, Alaçam ilçesindeki seçimden mutlaka galibiyetle a yrılmak: “AK Parti belediyelerinde sunulan hizmetleri bütün vatandaşlarımız görüyor. Bundan faydalanamayan ilçelerimiz için üzülüyorum. Özellikle Alaçam ilçemiz şimdiye dek hiç faydalanamadı. Oraya her gittiğimde üzülüyorum. Her ilçe başkanımız 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’ye seçimi kazandıracak kapasite, potansiyel ve kaliteye sahip bir ilçe teşkilatı oluşturmak zorunda olduğunu bilecek.”
13
Siyaset “MHP, 7 GÜN 24 SAAT GÖREVDE!”
Karapıçak: “MHP iktidar’da olsa, muhalefette olsa, Meclis dışında da kalsa Türkiye’de var olan ülkücüler gerçeği göz ardı edilemez.”
Milletin verdiği muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını ifade eden Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Abdullah Karapıçak ise diğer siyasi partilerle karıştırılmamalarını istiyor: “MHP iktidar’da olsa, muhalefette olsa, Meclis dışında da kalsa Türkiye’de var olan ülkücüler gerçeği göz ardı edilemez. Ancak, MHP iktidar olsa kendi projelerini çok rahatlıkla uygulayıp milletimizin sefaletten, açlıktan, dış ve iç politikadaki acziyetten kurtarılması çok daha kolay olur.” Yılın 12 ayı her gün 24 saat mesai bilinciyle hareket ettiklerini anlatan Karapıçak, “Belediyelerimiz, teşkilatlarımız, seçilmişlerimiz her zaman teyakkuz halinde zaten. Bizim partimiz sadece seçim zamanlarında açılıp sonrasında kapanan bir parti değil. Devlet dairesi gibi sabah saat 8:30 açılıyor ve gece yarılarında kapanıyor. Biz her zaman seçim çalışması yapıyoruz. Biz devamlı sahada ve vatandaşımızla eleleyiz. “ diyor. CHP’DE “ŞEFFAF” KAOS…
Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) toparlanamamışlık hala sürüyor. Parti binasından hiç de ana muhalefet havası yansımıyor. Haziran seçim neticelerinin açıklandığı akşamki soğukluk partinin il binasında hala hakim. Samsun’dan iki vekil çıkartan parti, il başkanlığı kaosuyla boğuşuyor. Yılmaz Türkoğlu 4 Nisan 2010’daki 33’üncü Olağan İl Kongresi’nde başkanlık koltuğuna oturmuştu. Ancak Türkoğlu, 13 yönetim kurulu üyesiyle 10 Haziran’da istifa
14
etti. Merkez Yürütme Kurulu, Hüseyin Değerli’yi başkanlığa atadı. 12 Haziran seçimlerinde o da adaylığını koyunca koltuk yeniden boşaldı. Bu defa görevi Naci Altuncu üstlendi. 26 Mart 2011’de makamı davul zurna eşliğinde Halil Türk devraldı. Türk de 25 Ağustos’a kadar dayandı. Yönetim kurulunun oy birliğiyle Mehmet Bank’ı başkanlığa seçmesiyle sorun aşıldı sanılıyordu ki, oysa yeni bir karambolun kapısı aralanıyordu. Partinin örgütlenme ve örgüt yönetimlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, 21 Eylülde Samsun’a gelerek olaya el koydu. Şehrin CHP’li vekilleri Haluk Koç ile İhsan Kalkavan, belediye başkanları, eski vekilleri, il ve ilçe yöneticileriyle problemleri masaya yatırdı. Şeffaflığa dikkati çeken Matkap, her şeyin bu kapsamda değerlendirileceğini söyledi. CHP tüzüğünün 42’inci maddesinin ‘E’ fıkrasının 2008 tarihli ku-
rultaydaki değişiklikle monte edildiğini hatırlattı: “Tüzüğümüz şunu söylüyor; eğer yönetim kurulu üye tam sayısının altına düşerse o kurul düşmüş sayılıyor. Dolayısıyla kurul düştüğü zaman kendi arasında toplantı dahi yapamaz, kendi dahi karar alamaz. Ancak arkadaşlarımız bu devlet geleneğinde de var. Yerlerine yenisi seçilinceye kadar görev yapmak anlayışla iyi niyetle bu toplantıyı yapmışlar. Biz kendi aramızda da daha önce konuştuk, bunu iyi niyetli bir adım olarak değerlendirdik. Böyle bir durumda bizimle görüşülebilirdi, biz belki bir vekil atayabilirdik. Bu tüzük karmaşasına yer bırakmayabilirdik. Bunlar oluyor, başka yerlerde de boşalmalar var. Yeni bir kurul oluşturacağız, bunu hep birlikte kararlaştıracağız. Yönetim düştüğü konusunda bir tartışma yok, yönetim düşmüştür. Tüzüğümüz öyle gerektiriyor.” Matkap’ın bu sözlerine göre il başkanlığı düşen Bank, dergi yayına hazırlanırken halen görevinin başındaydı. Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
15
Ekonomi
Rekolte tahminlerin gerisinde kaldı…
Fındık fiyatları arttı Karadeniz’in en önemli ürünü fındığın rekoltesi 600 bin ton miktarının çok gerisinde kalıyor. Çotanak sayımlarına göre 452 bin 719 tonluk üretimden söz ediliyor. Çarşamba Ticaret Borsası Başkanı Kazım Yılmaz “Kabuklu fındık rekoltesinin normal olduğu; üretimin 800.000-1000.000 tonu bulduğu senelerde maalesef piyasaları dengeleyecek bir kuruma ihtiyaç duyulacağı aşikârdır.
K
azım Yılmaz, “Devletin fındık alımından elini çekmesi yani fiyatın piyasalarda arz-talep denklemine göre kendiliğinden belirlenmesi işin doğrusudur. Kaldı ki üç yıldır rekoltemiz ve hükümetimizin TMO’nun elindeki fındık satışlarını doğru yönlendirmesi, fiyatın bugünkü seviyelere çıkmasına vesile olmuştur.” Diyor.
16
20–22 Mayıs 2011 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de Dünya Sert Kabuklu Yemişler Birliğinin (INC) düzenlediği 30’uncu Dünya Fındık ve Kuru Meyve Kongresi’nde 2011 yılında fındık için 900 bin ton rekolte beklendiği açıklanmıştı. Türkiye’nin bundaki payı 630 bin ton idi. Bizi 130 bin tonla İtalya izliyordu. Azerbaycan ve Gürcistan için 70, ABD 45, diğer fındık üreticisi ülkeler içinse 25 bin tondan
söz ediliyordu. Tarım İl Müdürlüklerinin rekolte tespit komisyonları temmuz ayındaki çalışmalarında INC’den bir hayli farklı sonuçlara ulaştı. Çotanak sayımlarına göre Karadeniz’in batısında 147 bin 523 ton, doğusundaysa 305 bin 196 tonSamsun’da fındığın kalbinin attığı Çarşamba’nın Ticaret Borsası Başkanı Kazım Yılmaz, fındık rekoltesi, politikaları ve stratejilerine ilişkin sorularımızı cevapladı. Sayı 24 / Ekim 2011
- Bu yılki rekolte ve fiyatlar konusunda neler düşünüyorsunuz?
Fındık piyasası arz talebe göre oluşan bir piyasadır. Kanımca çotanak sayımıyla yapılan 452 bin 719 tonluk tahmini kabuklu fındık rekoltesinin bile gerçekleşme olasılığı zayıf görünüyor. İhracatçılar Birliği’nin verileriyle, 1 Eylül 2010 ila 31 Ağustos 2011 tarihleri arasındaki iç fındık ihracatımız 281,000 ton idi. Arzın azlığında talebin artacağı varsayımıyla fiyatların ileride yükseleceğini söylemek kehanet olmaz. Yüzde 50 randımanlı kabuklu fındığın şu günlerdeki kilogramı 6,60 ila 6,90 lira arasında seyrediyor. - Devletin alımdan çekilmesi ve ekim alanlarının alternatif ürünlere dönülerek daraltılması, eğimi yüzde 6’dan az yerlerde fındık üretiminin kaldırılmasına yönelik çalışmalar nasıl neticelendi?
Devletin fındık alımından elini çekmesi yani fiyatın piyasalarda arz-talep denklemine göre kendiliğinden belirlenmesi işin doğrusudur. Kaldı ki üç yıldır rekoltemiz ve hükümetimizin
Sayı 24 / Ekim 2011
TMO’nun elindeki fındık satışlarını doğru yönlendirmesi, fiyatın bugünkü seviyelere çıkmasına vesile olmuştur. Kabuklu fındık rekoltesinin normal olduğu; üretimin 800.000-1000.000 tonu bulduğu senelerde maalesef piyasaları dengeleyecek bir kuruma ihtiyaç duyulacağı aşikârdır. Fındık aslında yüzde 6’nın üzerindeki eğimli arazilerde erozyonunu da en aza indirebilecek bir bitkidir. Yüzde 6 eğimin altındaki arazilerde dikimin kısıtlanması ve alternatif ürün yetiştiren üreticilerin desteklenmesi tabiî ki olumludur. Fındıktaki arttırılabilinir?
iç
tüketim
nasıl
Fındık tanıtım grubunun yaptığı çalışmalar bir nebze olsun tüketimi arttırmıştır. Bizim için önemli olan iç tüketimden ziyade ihracat potansiyelinin arttırılmasıdır. Bunun için de fındık ihraç ettiğimiz ülkelerdeki tüketimi özendirmeliyiz. Öte yandan Çin ve Hindistan gibi yeni ihracat kapıları bulmak zorundayız.
- Bu konudaki çalışmalar yeterli mi?
Fındık tanıtım grubu (FTG) tamamen bu konuya endekslenmiş durumda.Bu konuda en son Rusya Federasyonunun başkenti Moskovo’da yirmincisi düzenlenen World Food Moskow fuarına 5. kez katılan FTG standı da amacına hizmet etmiştir. Yapılan çalışmalar konusunda Özellikle AB ve TOBB çatısı altında, fındıkla ilgili gerçekten çok önemli çalışmalar var. Şu an hazırlık aşamasındaki konulardan söz etmem doğru değil. - Örneğin bütün Karadeniz’i kapsayan uluslararası bir fındık festivali düzenlenemez mi?
Olabilir tabiî ki. Ama bunun fizibilitesini iyi yapmak gerekir, gerçekten böyle bir gereksinim var mı? - Fındık piyasasını dünyada ve Türkiye’de kimler yönetiyor?
Sektörün içerisindeki firmalar kendi kapasiteleri bazında sektöre bir şekilde argümanlık yapıyorlar.
17
Ekonomi
- Karadeniz Bölgesi’nde Sağra dışında fındık odaklı endüstriyel kuruluş yok. Sayılarının artması gerekmiyor mu?
Entegre tesisler talepler doğrultusunda oluşur. Sektörde ciddi anlamda bu yönde talepler olsaydı eminim kendiliğinden gelişirdi. Sanırım mevcut alt yapı gelen talepleri karşılıyor ki bu yönde yatırım yok. - Karadeniz’e komşu ülkelere fındık ve fındık odaklı ürün ihracatı düşünülmüyor mu? Düşünülüyorsa bu konuda neler yapılıyor.
Karadeniz’e komşu ülkelere fındık ve fındık odaklı ürün ihracatı maalesef düşük seviyelerde. Bu konuda özellikle Karadeniz’de kıyısı olan ve sınır
18
ülkelere yönelik değişik çalışmalar var. Fındık ürününün mamul madde olarak çıktısı çikolata, daha çok AB ülkeleri tarafından tüketiliyor. Anlaşılacağı gibi olay aslında gayrisafi milli hasıladaki tüketimin kişi bazındaki harcamalarının dilimiyle alakalı.
olmadığı aşikârdır.
- Fındık yağı çok sağlıklı. Bu yağın ülke genelinde yaygınlaşması için ne gibi planlar üzerinde çalışılıyor? Reklam ve tanıtımlar yapılıyor mu?
Fındık kabuğu kalorisi yüksek olan bir yakıt. Kabuklu fındığın kilo fiyatına göre artıp azalabiliyor. 19 Mayıs Üniversitesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Kamu Tüzel Kişilikleri ve Özel Teşebbüslerin katılımıyla Teknoloji Geliştirme (TEKNOPARK) Merkezimiz kuruldu. Bundan böyle her konuda (İmalat, Hizmet, Üretim, Yan Sanayi v.s. her konuda) özel teşebbüsle üniversitenin ortak çalışmaları mümkün olacaktır.
Evet, fındık yağı çok sağlıklı bir yağ, fakat maliyeti çok yüksek. İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkar. Fındık içinin yüzde 50’si yağdır. Bu hesaba göre dört kilo kabuklu fındıktan bir kilo fındık yağı elde edilir. Bugünkü fiyatlarla bu yağı üretip satma şansımızın
- Öte yandan fındıkkabuğu da iyi bir yakıt Mangalda yakılması kanserojen etkileri azaltıyor. Bunun için üniversitelerle işbirliğine girerek bir tanıtım organizasyonu gerçekleştirilebilir mi?
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
19
İş Dünyası
Geleceğe yatırımın tek adresi:
Tekkeköy tersanesi 200 bin metrekarelik alanıyla geçici kabule hazır haldeki Tekkeköy tersanesi yatırımcılarını bekliyor. İlk yatırımcı Atilla Makine yöneticisi Ersin Atilla, “Araştırmalarla sabit; tersanede çalışan 1 kişinin yan sanayi ve diğer alanlara etkisi 4 kişidir. Yani bizimki ve diğer tersanelerdeki bin 500–2 bin kişilik istihdam; bölgede 6 ila 8 bin kişinin istihdamı anlamına gelmektedir. Bir Samsun’lu olarak inanıyorum ki, bu yatırımlar devreye girdiğinde uzun vadede şehir ekonomisine muazzam katkı yapacak.” diye konuşuyor.
Global ekonomik krizin etkilediği tersanecilik sektöründeki toparlanmanın uzun sürebileceğini belirten Atilla, “Fakat tersanecilik sektöründe piyasalar birden hareketlenir ve çok hızlı canlanabilir.” diyor.
20
Sayı 24 / Ekim 2011
İ
halesi 17 Ekim 2007’de yapılan ve 13 Mart 2008’de de inşasına başlanan Tekkeköy Mendirek ve Tersane Limanı geçici kabule hazır. Bin 827 metrelik ana ve 200 metrelik tali mendirek ile 400 metre uzunluk ve 10 metre derinliğe sahip rıhtım tamamlandı. Mendirekler arasında 450 bin metre kare su alanı mevcut. 365 bin ton taş ve 95 bin metreküp beton kullanılan önemli proje için 39 milyon 210 bin lira harcandı şimdiye dek. Samsun Ulaştırma Bölge Müdürü Davut Aslanpay, “Tersanede yaklaşık 500 kişiye direkt istihdam sağlanacak. Ayrıca tersaneye hizmet edecek yan sanayi ile sayı çoğalacak. Kapasiteleri 50 ile 100 Bin DWT (Kapalı alan) arasında değişebilen 4 adet tersanede yıllık DWT başına bin yüz ile bin beş yüz dolar gelir elde edilmesi hedeflenmekte.” diyor. Söz konusu sahaya ilk yatırım Samsun’dan çıkan ulusal markalardan Atilla Makine İnşaat’tan geldi. Hedef ve amaçlarını şirket yöneticisi Ersin Atilla’yla konuştuk. - Ne gibi plan ve öngörüleriniz sizi bu projenin ilk yatırımcılığına itti?
Bu bölgenin tersane alanı olarak yatırımcılara tahsisi için müracaatlar 2007 yılında toplandı. Toplamda 960 bin metrekarelik bir alan üzerinde 4 ayrı tersane bölgesi oluşturuldu. Bize tahsis edilen yer için o günden bugüne pek çok çalışmayı (İmar, ÇED, Proje, ruhsat vb) gerçekleştirdik. Bu yılbaşı inşaat şantiye mobilizasyonu başladı. Haziran girerken imalat atölyelerinin temeli atıldı. Bu süreçte pek çok sıkıntılar yaşadık. Özellikle bürokratik süreçler uzundu. Gençlik ve Spor Bakanımız Suat Kılıç, Bayındırlık eski Bakanımız ve şuan ki vekilimiz Mustafa Demir, bir diğer vekilimiz Cemal Yılmaz Demir, eski vekilimiz Fatih Öztürk, Valimiz Hüseyin Aksoy ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz ile Tekkeköy Belediye Başkanımız Hayati Tekin hiçbir zaman desteklerini eksik etmedi. Böylelikle heyecanımızı hep canlı tutabildik. - Küresel ekonomik kriz yatırımınızı hangi yönde etkiledi?
Elbette
çok
Sayı 24 / Ekim 2011
etkiledi.
Dünya
piyasalarındaki ekonomik daralma yüzünden piyasalardaki navlun (nakliye) fiyatları düştü. Armatörler yeniden gözden geçirdikleri siparişlerin pek çoğunu iptal etti. Bildiğim kadarıyla yakınımızdaki Terme ve Ünye tersanelerinde kızak üzerindeki siparişler dahi durduruldu. Toparlanma süreci uzun süreceğe benziyor. Fakat tersanecilik sektöründe piyasalar birden hareketlenir ve çok hızlı canlanabilir. İnşaat çalışmalarımızı geri kalmamak amacıyla başlattık. - Tersane tümüyle hizmete açıldığında vaat edilenler yerine getirilebilecek mi acaba?
Ben vaadlerin ne olduğunu çok fazla bilmiyorum ama benim bildiğim sipariş aldığımızda bu Tersane de yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak. Şehir halkının beklentilerine bir nebze olsun çözüm olacaktır. İniş ve çıkışları çoktur bu sektörün. Siparişler ciddi istihdam sağlar. Bugün için dünya piyasalarındaki ekonomik canlanmanın gemi siparişlerine ne zaman yansıyacağını kestiremiyoruz: Fakat uzun vadede düşündüğümüzde Samsun halkı için bu bölgenin asla hayal kırıklığı olmayacağını söyleyebilirim. - Tersane alanında çok az firmanın yatırımı var hâlihazırda. Diğer firmalara neleri tavsiye edersiniz?
Bu bölge Tersaneler alanı olarak bilinmekte fakat bir tersane de pek çok üretim yapılabilir. Örneğin şu anda Yalova Altınova tersaneleri de boş durumda fakat o bölgede yapılacak olan İstanbul-İzmir Otoyolunun körfez geçiş köprüsünün çelik imalatlarının bu
tersanelerde yapılması hedeflenmektedir. Bizim hedefimizde inişli çıkışlı olan bu sektörde gemi siparişlerinin azaldığı ya da olmadığı dönemlerde yine deniz üzerinde ihtiyaç duyulabilecek ya da farklı alanlarda ihtiyaç duyulabilecek tüm imalatların bu Tersanemizde gerçekleştirilmesidir. Böylece sahip olduğumuz istihdamı sürekli korumamızda mümkün olacaktır. Biz bu projeye bu şekilde yaklaşmaktayız. Umarım diğer yatırımcılar da böyle düşünerek bir an önce yatırımlarına imza atarlar. - 500 kişilik istihdam ne zaman oluşur?
En az 3 yıllık bir süreçtir diyebilirim. Fakat hatırlatmalıyım ki, piyasa şartları bunda ana etken. - Yatırımınızla umduklarınızı bulacağınıza inanıyor musunuz?
Bugün için “hayır” ama yarın dair umudumuz daima mevcut. Zaten olmasaydı bugün inşaat çalışmalarına başlamazdık. - Sizce tersane tam kapasite ile çalıştığında Samsun ve çevresine neler kazandıracak?
Araştırmalarla sabit; tersanede çalışan 1 kişinin yan sanayi ve diğer alanlara etkisi 4 kişidir. Yani bizimki ve diğer tersanelerdeki bin 500–2 bin kişilik istihdam; bölgede 6 ila 8 bin kişinin istihdamı anlamına gelmektedir. Bir Samsun’lu olarak inanıyorum ki, bu yatırımlar devreye girdiğinde uzun vadede şehir ekonomisine muazzam katkı yapacak.
21
Yatırım
Medicana Hastanesi’nden Samsun’a çok özel statü…
Sağlıkta dünya standardı Karadeniz Bölgesi’nin en büyük özel sağlık kuruluşu Samsun Medicana Hastanesi’nin açılışına katılan Bakan Suat Kılıç, “Samsun, büyük bir dönüşümün altına arka arkaya imza atıyor.” diyor. Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, 30 bin metrekare kapalı alanlı hastaneyle, dünyada ulaşılan en üst düzey sağlık standardını 19 Mayıs Şehri’ne taşıdıklarını ifade ediyor.
8
Ağustos günü hasta kabulüne başlayan Medicana Samsun Hastanesi’nin resmi açılışı Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katıldığı törenle gerçekleşti. Bu hâlihazırda ülke genelinde 8 hastane işleten sağlık grubun, İstanbul ve Ankara’nın ardından Anadolu’daki en büyük yatırımı. 70 milyon dolarlık hastanedeki 220 oda da tek kişilik. Odalarda, hasta ve refakat-çilere maksimim konfor ve tıbbi güvenlik ön planda tutuluyor. Grubun diğer 7 hastanesi de uluslararası kalite standardını ölçen JCI (Joint Commission International Accreditation) belgesine sahip.
22
Sayı 24 / Ekim 2011
sin ulaşabileceği bir hak seviyesine getirdik. Bunun için sağlık bütçesini 4 kat artırdık.” Vali Hüseyin Aksoy da, vilayetin kendine seçtiği sağlık kenti hedefinde emin adımlarla ilerlediğini belirtiyor: “Toplam yatak sayımız 2 bin 655’e ulaştı. Bunun 3’te 1’i nitelikli yatak halinde. Samsun’da özel sağlık yatırımları da oldukça fazla. Özellikle Samsun’da 630’a ulaşan özel hastanelerin yatak kapasitesi var. Bu hastane de, özel sağlık yatırımları içinde en yüksek kapasitesine sahip olan hastanelerden birisi.”
En son tıp teknolojisi ile donatılan Medicana Samsun Hastanesi; Karadeniz Bölgesi’ndeki en büyük özel sağlık kuruluşu. Parkinson cerrahisi, kemik iliği nakli, kanser tedavisi, transplantasyon, kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi, ortopedi ve travmatoloji tıbbında merkez rolü üstleniyor. Orta Anadolu Bölgesi ve çevre ülkelerdeki hastalar da hedef kitlesi arasında. Sağlık turizminde öncülük ana amaçlarından. Medicana Sağlık Grubu’na bağlı hastanelerde her yıl 1 milyonun üzerinde hasta tedavi ediliyor. 21 bin anjiyografi ve 4 bin kalp ameliyatına imza atılıyor. Grup, transplantasyonda da (organ nakli) öncü. 2008 nakil rekortmeni. Bakan Kılıç’a göre böylesine donanımlı
bir tesisin şehre kazandırılmasının arka planında bu uğurda yürütülen etkin çalışmalar rol oynuyor: “Samsun, büyük bir dönüşümün altına arka arkaya imza atıyor. Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ilçe hastaneleri, özel sektör hastaneleri ile Samsun’u ‘Sağlık Kenti Samsun’ dedikten sonra 4–5 yıl içinde gerçek bir sağlık kenti kimliğine kavuşturduk. Şimdi sırada sağlık kampüsü var. Türkiye genelinde 20 vilayetimiz sağlık kampüsü olacak, onlardan bir tanesi de Samsun olacak.” AK Parti Samsun Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Başkanvekili Ahmet Yeni ise, 2002’den bu yana Türkiye’de birçok alanda gelişmeler yaşandığını dile getiriyor: “Sağlık hizmetini herke-
Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, 30 bin metrekare kapalı alanlı hastaneyle, dünyada ulaşılan en üst düzey sağlık standardını 19 Mayıs Şehri’ne taşıdıklarını ifade ediyor. Medicana markasının bütün güç ve deneyiminin şehir halkını sunulacağını da anlatan Ölmez, “Hastanemiz çağdaş ve dünyada var olan en son tıp tekniği ve teknolojisini, güncel tıbbi yaklaşımlarla bütünleştirerek, hastalara 7 gün 24 saat doğru, hızlı ve güvenilir sağlık hizmetini aynı standartlarda sunmayı misyon olarak edinmiştir. Hastalarımızın; yalnız tanı, teşhis, tetkik ve tedavi safhalarında değil, sağlıklı olma halini sürdürme konularında da yanında olacak çok kapsamlı bir sosyal sorumluluk vizyonuna sahibiz.” diyor. Gözde sağlık kuruluşunun konuşlandığı ilçe Canik’in Belediye Başkanı Osman Genç, yatırımla beldesindeki hızlı değişim ve dönüşümün tescillendiğini söylüyor: “Samsun sağlıkta merkez konumunda, Canik ise özel sağlıkta da önemli bir yatırım merkezi.” MEDİCANA’YA DEV TÖREN… Medicana Samsun Hastanesi’nin açılışına Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Vali Hüseyin Aksoy, AK Parti Samsun Milletvekilleri Mustafa Demir ile Ahmet Yeni, CHP Samsun Milletvekilleri Haluk Koç ile İhsan Kalkavan, MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, Medicana Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt, BORSAN Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, ilçe kaymakamları, siyasi parti ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sayı 24 / Ekim 2011
23
Böyle bir yerde yaşamak ve yaşlanmak isterim Subasar ormanları (Galeriç) içerisinde doğayla iç içe olmak. Yaz-kış yüksek su seviyesi baharda eriyen kar nedeniyle iyice artarak, deltanın uzantısı olan bu alanda su ve ormanların içi içe olmasına neden olarak muhteşem manzaralar ortaya çıkarıyor.
Fotoğraflar: FOKUS’un katkılarıyla Fehmi Murat KAYA
24
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
25
Yaşam
İnsanlığın önemli bir bölümü “Kimse Yok Mu?” diye feryat ederken
Kimse kalmasa bile kimse sizsiniz Kimse Yok Mu Derneği Samsun Şube Başkanı Cemil Başbay, Somali’den Bosna’ya dünyanın dört bir yanına hayırseverlerin yardımlarını ulaştırmaya çalıştıklarını söylüyor. Tabi ki vilayetteki muhtaçlar da unutulmuyor. Bosna’daki hikayeler Başbay’ı derinden etkilemiş.
Başbay’ın bildirdiğine göre Somali’de kuyularla yer altından su çıkarmak çok pahalı ve zor bir iş. 25–30 metre derinliğindeki 4 bin, 100 metreliği ise 40 bin dolara açılabiliyor.
26
Sayı 24 / Ekim 2011
Z
enginler yoksulluğu öğrenene kadar sürecek “Kimse Yok Mu?” sesine kulak verenlerin mücadelesi. Bu çağrıyı kendine isim yaparak bayraklaştıran dernek de, müreffeh bir dünya inşası için çalışıyor yıllardır. Kimse Yok Mu Derneği’nin Samsun Şubesi de açlıkla kıvranan Somali ile Osmanlı yadigarı Saraybosna’ya uzattı gönül erlerince donatılan ellerini. 35 gönüllü Ramazan’da Bosnalılara 1000 yardım kolisi dağıttı. Şehrin sokaklarını hazırladığı iftar sofralarıyla şenlendirdi. Rogadica bölgesinde ihtiyaç sahipleriyle camide iftar açılması hem veren hem de alan el açısında unutulmaz bir enstantaneydi. Bosna’daki hikayeler Şube Müdürü Cemil Başbay’ı da derinden etkilemiş. Çekilen çilenin izini süren ve “Tam bir Osmanlı hayranı ve kendilerini Türkiyeli görüyorlar.” diyen müdürden bir hikaye: “Savaşta Sırpların 116 Boşnak’ı camiye doldurup yaktığı Ahmiç köyünde bir vatandaş baskından kaçıyor ve 20 saat soğuk suyun altında kalarak hayatını kurtarıyor ama böbrekleri iflas ediyor. Abdullah Ahmiç isimli bu kişiye böbrek nakli için gereken 50 bin Euro için uzun zamandır yardım toplanıyor. Bizim heyetteki Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr Haydar Şahinoğlu ve Dekan Yardımcısı Prof Dr Levent Altıntop bu hastanın tedavisini üstlen-
Sayı 24 / Ekim 2011
di. Öyle o anda ki heyecana kapılıp verilen söz değil. Şahinoğlu, bu hasta ile beraber Bosna’da tedavi edilemeyen 8–10 hastayı da ayrıca tedavi etmeye Kimse Yok mu adına söz verdi. ” Baybay’dan zulümün vardığı boyutları anlatan son derece ilginç bir anekdot: “Ayrıca inançlarını yaşama konusunda da sıkıntı çeken Boşnaklar teravih namazını 8 rekât kılmak zorunda bırakılıyorlar. Namazı 20 dakikadan fazla kılınca Sırp polisi müdahale ediyor. “
ülkede. Yardım ekiplerinin faaliyetlerini yürüteceği bir ofisi hizmete soktu. 4 Ağustos’ta Mersin Limanı’ndan 160 ton ağırlığında 7 gıda konteynırı bölgeye gönderildi. 22 Ağustos tarihinde de 3 bin 700 tonluk başka bir yardım gemisi çıktı yola. Sıkıntının yaşandığı yerde 25’er dolara alınan 14 bin 500 gıda paketi de teslim edildi ailelere. 5 bin 500 aileye et ulaştırıldı.
Dernek, hemşerilerini de kucak açıyor elbette. İlkadım Belediyesi ile iş birliğine gidilerek, Ramazan ayı boyunca muhtaçlara 8 farklı noktada sıcak yemek imkanı sunuldu. Buna ilaveten 300 aileye 10 bira nakdi yardımda bulunuldu. Bayramda da boş durmadı dernek. Namüsait durumdaki ailelere kıyafet takdim edildi. Elbiseden ayakkabıya, çoraptan tokaya giydirilen 150 çocuk bayramı, bayram gibi yaşadı. Okul öncesi kırtasiye ihtiyaçları da karşılandı öte yandan.
Ramazan boyunca 5 aşevinde her gün 12 bin aileye (yaklaşık 72.000 kişiye) iki öğün sıcak yemek; 5 aş evinde de 4 bin çocuğa günde 2 öğün mama servis edildi. Mogadişu’daki iki kampa su taşıyan sistemler kurulup çeşmeler inşa edilerek 36 bin kişinin su hasreti dindirildi. 16 ve 24 Ağustos ile 1 Eylülde Somali’ye giden sağlık ekipleri acil vakıa, hasta çocuk ve bulaşıcı hastalıklara Ağustos’ta, 24 Ağustos’ta ve 1 Eylül’de Somali’ye giden sağlık ekipleri bölgede acil durumlar, hasta çocuklar ve bulaşıcı hastalıklara müdahale etti.
Birleşmiş Milletler (BM), Afrika ülkeleri Somali, Uganda, Kenya ve Etiyopya’da 1,5 milyon civarındaki insanın ölümcül vaziyetle karşı karşıya bulunduğunu bildiriyor. 30 bin çocuk açlık ve susuzluktan hayatı kaybetti buralarda. Kimse Yok Mu Derneği gönüllü ve yardımseverlerle bilhassa kuraklığın kırıp geçtiği Somali’de efor sarf ediyor. Depo, paketleme ve dağıtım merkezinden oluşan lojistik merkezi kurdu
Cemil Başbay, Samsun Şubesi’nden yardım hamlesine 400 bin liralık katkı sağlandığını, 500 bin toplamayı hedeflediklerini belirtiyor. Somali’de su kuyusu açılması ve çadır kent için yoğunlaşacaklarını ifade ediyor. Kuyu, ciddi maliyet gerektiren bir iş. 2530 metre derinliğindeki 4 bin, 100 metreliği ise 40 bin dolara açılabiliyor. Başbay, hayırlı hizmetlere destek çıkan herkese teşekkürlerini bildiriyor.
27
Sağlık
Kanser hastalığını Samsun’daki Medikal Park Hastanesi’nde ileri düzeyde teşhis ve tedavi edilebiliyor…
Karadeniz Bölgesi’nin kanser merkezi Geçtiğimiz hazirandan bu yana kanser hastalığına ilişkin ileri düzey teşhis ve tedavi hizmetleri Samsun’daki Medikal Park Hastanesi’nde başarıyla verilmekte. Tamamen ayrı kanser (onkoloji) merkezi, Karadeniz Bölgesi’nde sadece bu hastanede mevcut. ‘’Sağlıklı bir yaşam sürmek toplumun her bireyinin hakkıdır ‘’ anlayışıyla hareket ettiklerini belirten hastane Genel Müdürü Dr. Hikmet Çavuş, “Çok yakında Samsun’da kemik iliğine imkân sağlayacak yeni yatırımlarımızla çalışmalarımıza ilk günkü heyecan ve tutkuyla devam edeceğiz. Çalışmalarımızın en önemli hedefi; hastalarımıza hizmet ve kalite farkını yaşatmaktır. ” diyor.
28
Sayı 24 / Ekim 2011
O
nkolojinin hem tıbbi ve hem de radyasyon boyutlarında faaliyet gösterdiklerini söyleyen Medical Park Hastanesi Genel Müdürü Dr. Hikmet ÇAVUŞ; “Hastanemizde onkolojik birimler ek binasının genel hastane ile bir arada bulunması sayesinde onkolojik birimlere destek vermesi gereken pek çok branş (dal) aynı çatı altında multidisipliner bir yaklaşımla hizmet sunmaktadır. Hastanemiz ileri kanser tedavisinin yapıldığı merkez olarak Samsun’da büyük bir ihtiyaca cevap vermektedir.” diyor. Dr. Çavuş, onkoloji merkezinde her türlü donanımın bulunduğunu belirtiyor: “PET-CT; onkolojik hastalıkların teşhisinde, evrelendirilmesinde (yaygınlığın belirlenmesinde) ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. PET –CT cihazı ile radyoterapi (ışın tedavisi) planlaması dünyada altın standart haline gelmiştir. Bu şekilde hedef tümör dokusu daha net olarak tanımlanıp,tümör bölgesi daha etkin bir biçimde ışınlanabilmektedir. Çevrede bulunan normal dokuların en az hasra uğraması sağlanmaktadır.
Sayı 24 / Ekim 2011
Hastanemizde haziran ayı başından itibaren radyoterapi uygulanacak hastalarda en son teknolojik özelliklere sahip, yüksek enerjili X ışını üreten lineer akseletör cihazı kullanılmaktadır. Gerekli tedaviler IMRT yapabilen LINAC cihazları ile sadece kanserli hücrelere yapılabilmekte, böylece sağlıklı hücrelerin zarar görmesi önlenmiş olmaktadır. Merkezin, toplumsal sorumluluk ilkesiyle işletildiğini de dile getiriyor Çavuş: “Tüm hasta grupları içerisinde özellikle yeşil kartlı hastaların da radyoterapi hizmetlerinden yararlanmalarını kolaylaştıran Resmi Gazete’nin 13.08.1992 tarih ve 21314 sayılı yönetmelik maddesine ek olarak; ‘Radyoterapi tedavisine ihtiyacı olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelendirilen yeşil kartlı hastaların, ikamet ettikleri yerlerde, ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinde radyoterapi merkezi bulunmaması halinde, bu durumun sağlık tesisi tarafından belgelendirilmesi kaydıyla aynı il içinde hastanın tedavi edilebileceği rad-yoterapi merkezi bulunan özel sağlık tesisine hasta sevk edilir.’ maddesiyle, yeşil kartlı hastaların ileri onkolojik tedavi hizmetlerinden
yararlanmaları mümkün hale gelmiştir. ’Kanser teşhis ve tedavisinde Karadeniz bölgesinde aranılan bir merkez olan Medical Park Samsun Hastanesi olarak; sos-yal sorumluluklarımızın da bilincinde olarak kanser farkındalık projeleri ve gönüllülük esaslı çalışmalarımızla kanserle olan mücadelemizi hem tıbbi hizmetlerimizle hem de kurumsal sos-yal faaliyetlerimizle devam ettirmekteyiz.” ‘’Sağlıklı bir yaşam sürmek toplumun her bireyinin hakkıdır ‘’ diyen Genel Müdür Çavuş, “Samsun’umuzun en kapsamlı, en teknolojik ve en iyi hizmet veren hastanesinin çatısı altında olmaktan gurur duyuyoruz. Ve hastalarımıza hak ettikleri sağlık hizmetlerini sunmayı temel görevimiz olarak kabul ediyoruz. Atakum Has-tanemiz, Samsunpark Tıp Merkezimiz ve çok yakında Samsun’da kemik iliğine imkân sağlayacak yeni yatırımlarımızla çalışmalarımıza ilk günkü heyecan ve tutkuyla devam edeceğiz. Çalışmalarımızın en önemli hedefi; hastalarımıza hizmet ve kalite farkını yaşatmaktır. En büyük mutluluğumuz ise; hastalarımızın sağlıklarına kavuşma larına vesile olmamızdır.” diye konuşuyor.
29
Sektör
yeni trendin Samsun’daki öncüsü…
Betonarmenin yerini çelik alıyor Boğaziçi Üniversitesi’ndeki inşaat mühendisliğini eğitimini çelik yapılar üzerine gerçekleştirdiği yüksek lisansla perçinleştiren Zübeyir Mustafa Çakır, birikimine babasının 40 yıllık tecrübesini de ekleyerek 2007’de Samsun’da Abeka Çelik’i kuruyor. Şirket 2009’dan bu yana çelik konstrüksiyon alanında tasarım, projelendirme, imalat ve montaj faaliyetleri yürütüyor. İstihdama katkı ve katma değer meydana getirmeyi ilke edinen Abeka, çelik konstrüksiyonda ülke çapında tanınmayı hedeflerken; önümüzdeki yıllarda makine imalatı sektörüne girmeyi de planlıyor. 30
Sayı 24 / Ekim 2011
Çakır her türlü betonarme yapının alternatifi haline geldiğini vurguladığı çelik konstrüksiyonun dünya genelinde yaygınlaştığını belirtiyor. Çünkü betonarmeye nazaran çok kısa sürede tamamlanabildiği gibi, aynı zamanda ömrü de uzun.
İ
nşaat mühendisi Zübeyir Mustafa Çakır, çelik konstrüksiyonun her türlü betonarme yapının alternatifi haline geldiğini ve dünya genelinde bu sistemin ön plana çıktığını belirterek, “Betonarmeye nazaran çok kısa bir sürede yapılabilmesi ve çok daha uzun ömürlü olması çelik yapılara olan ilginin artmasındaki en büyük etkendir.” diyor. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki mesleki eğitimini çelik yapılar üzerine yüksek lisansla perçinleştiren Çakır, birikimine babasının 40 yıllık tecrübesini de eklemiş. 2007’de kurduğu Abeka Çelik, 2009’dan bu yana çelik konstrüksiyon alanında tasarım, projelendirme, imalat ve montaj faaliyetlerini yürütüyor. Şirketteki diğer ortak ve çalışanlar da iş sahasında uzman mühendislerden oluşuyor. Şirket modern makine, ekipman, CNC tezgahlar ve uluslararası sertifikalı kaynakçılarıyla Avrupa standartlarında üretime imza Sayı 24 / Ekim 2011
atıyor. 300 metrekare kapalı alanda 6 kişilik ekiple yola koyulan Çakır’ın iş hacmi 1,5 yıl gibi kısa sürede tahminlerin fevkinde büyümüş. Personel sayısı 45’e, alan ise 1000 metrekareye yükselmiş. kişiye ve kapalı alan büyüklüğünü 1000 m2’ye yükseltmiş. İşletme çok katlı çelik bina tasarımı ve imalatından, endüstriyel çelik yapı tasarımı ve imalatına; CNC plazma levha ve boru kesimden, yapma profil tasarımı, imalatı ve montajına kadar pek çok hizmeti sunuyor. Profil, boru ve levhaların kesim, kaynak, taşlama, kumlama ve büküm işlemlerinin tümünü gerçekleştirebiliyor. Çakır, çelik projelerin Samsun’da da hızla yaygınlaştığını kaydediyor. Abeka Çelik, endüstriyel yapılar, çelik çatılar ve güçlendirme işinde de uzman. Eurocode ve TSE 648 standartlarında proje çiziyor. ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği ve ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi belgelerine
sahip. Kurumsallaşmaya azami özen gösteriyor. Samsun’daki ulusal firmalarca üstlenilen büyük işlerde Abeka Çelik’in adı da geçiyor. Medicana Samsun Hastanesi ve Lovelet Alışveriş Merkezi buna iki örnek. British American Tobacco Sigara Fabrikası, Atakum Park Evleri, Borkonut İnşaat, Honda Plaza, Ünye Atik Otel gibi başarılı projelerin çelik konstrüksiyonu da Abeka’ya ait. Karadeniz Bölgesi’ndeki ve dışındaki pek ilde de çelik yapı işlerine koşuyor şirket. Bu anlamda yerli firmalara cesaret pompalıyor. Abeka Çelik’in kapasite ve donanım gelişiminde Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’ndan sağlanan hibe desteğinin payı var. İstihdama katkı ve katma değer meydana getirmeyi ilke edinen Abeka, çelik konstrüksiyonda ülke çapında tanınmayı hedeflerken; önümüzdeki yıllarda makine imalatı sektörüne girmeyi de planlıyor.
31
Tarım
Suistimal iddiaları aldı başını gidiyor..
Sertifikalar organik, peki ya ürünler ! İnsanlık hızla her olayın doğasına, özüne dönüyor. Tarımda da. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, organik üretime büyük önem veriyor. Samsun İl Müdürlüğü de bu konuda aktif davranıyor. Ancak yürütülen projelerdeki bazı işlemlerde şaibe yaşandığı ileri sürülüyor. Alakasız köylerin desteklendiği ileri sürülüyor örneğin. Hayali ve yapmacık projelerden söz ediliyor. Konuyu taraflarıyla irdeledik. Organik tarımın vilayetteki seyrini masaya yatırdık.
32
Sayı 24 / Ekim 2011
S
amsun’da organik ürünlerin İlkadım Belediyesi Alparaslan Türkeş Organik Pazar ve Yaşam Alanı’nda satışa sunuluyor. Buradaki üreticiler Samsun Organik Üreticileri ve Pazarcıları Derneği’ne üye. Sayıları bir elin parmaklarını geçmezken, şehirde bin 94 kayıtlı organik üretici var. Çoğu konvansiyonel pazarlarda müşteri arıyor. Dernek başkanı ve üyeleri organik diye hormonlu gıdaların satıldığını ileri sürüyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yetişmiş eleman eksikliği sebebiyle yükümlüğündeki denetimi tam manasıyla yerine getiremiyor. Yetkilendirdiği şirketlerce yürütülüyor kontrol ve sertifikasyon işlemleri. Şu an 17 şirket bu işi yapıyor. Bakanlığın 18 Ağustos 2010’da yayınladığı “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” ile düzenleniyor faaliyetler. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün başlattığı Organik Tarım Projesi’nde merkeze bağlı Yukarı Aksu köyü seçilmişti. Belirlemede
köyün Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne (OMÜ) içme suyu sağlanan gölete yakınlığı rol oynamıştı. Yetiştirilecek çok sayıda organik ürün sayesinde köyü marka haline getirmeyi planlayan müdürlük, bu sayede bilinçsiz tarımın da önüne geçmek istiyordu. Müdür Sadullah Kirenci, “Yukarı Aksu köyü, Samsun halkı için alternatif bir eko turizm merkezi olacak. Eko turizmin gelişmesi için köyde konaklamak veya günübirlik gelen turistlere doğal bir ortam sunabilmek için ahşap evler yapılacak. Piknik alanları oluşturulacak, çocuklar için tamamen malzemesi ağaç olan oyun parkları kurulacak. Bu alanlara çeşme, ahşap masa, kamelya yapılacak. Tüm proje yatırımları tamamlandığında da, tarım yapılan bütün yerler, organik tarıma geçecek.” sözleriyle dile getiriyordu amaçlarını. Proje başlangıcında Tarım İl Müdürlüğü, organik tarımcıları 48 bin liralık 122 ton organik gübreyle destekledi. Kirenci’nin büyük hevesle yola koyduğu proje kelimenin tam anlamıyla akamete uğradı. Evdeki hesap çarşıya uymadı daha açıkçası. Üretici sayısı 18’den 8’e düştü. “HAYALİ VE YAPMACIK PROJELERE
KARŞIYIZ” Samsun Organik Üreticileri ve Pazarcıları Derneği Başkanı Hakkı Karaman, “Hayali ve yapmacık projelere karşıyız.” diyor. “ Organik tarım projesinin şu ana kadar vilayetteki hiçbir köyde gerçekçi kriterlere göre hayata geçirilemediğini öne süren Karaman, şunları söylüyor: “Uygulanması söz verilen yerlerde de proje resmi şekilde devam etmiyor. Teorikte var olan bu uygulama pratikte yok. Sadece, Samsun’a içme suyu sağlanan Çakmak Barajı etrafında yer alan köylerde içme suyu havzasının, tarımsal yolla kirlenmesinin önüne geçmek amacıyla uygulanan Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı (ÇATAK) Projesi kapsamında bazı çalışmalar yapıldı. Bizler organik köy projesinin oluşturularak uygulanması taraftarıyız. Ancak, hayali biçimde yapmacık projeler ile olmasına karşıyız. Organik üretimden geçimini sağlayan gerçek üreticilerin olduğu, uygun bölgelerde organik köy projelerinin uygulanmasından yanayız. Sadece organik tarım desteklerinden faydalanmak için arazisini organik tarım yapıyormuş gibi gösteren fakat organik üretim yapmayan çiftçilerimiz var.”
Bakanlığın eleman eksikliği sebebiyle sertifika ve kontrol işlemlerini yetkilendirdiği özel şirketlere devretmesi ne kadar sağlıklı bir karar?” sorusu cevaplanmaya muhtaç. Türkiye gibi tarım ülkesinde binlerce ziraat mühendisi acaba ne iş yapıyor
Sayı 24 / Ekim 2011
33
Tarım Hayvancılık Müdürlüğü’nün organik tarım desteklerinin kimlere verildiğinin takipçisi olmalarını istiyorum.”
“ALAKASIZ KÖYLER DESTEKLENİYOR” Derneğin Basın Sözcüsü Necip Sultan Beşikçi ise organik tarım meselesini Çanakkale Savaşı’yla özdeşleştiriyor. Organik tarımla uzaktan yakından alakasız yerlerin organik köy projelerinde yer aldığını kaydeden Beşikçi, organik tarımı ayakta tutabilmek için 10 yıldır mücadele verdiklerini anlatıyor: “Bu yıl 7 buçuk liradan organik fındık satarak 10 yıllık emeğimin karşılığını ilk defa alabildim. Ben bu Organik Pazar ve Yaşam Alanı’na 70 kilometre uzaklıktaki köyümden kalkıp geliyorum. Çok siftahsız geri döndüğüm günler oldu. Benim köyüm Samsun’a içme suyu sağlanan Çakmak Barajı yakınında. Biz böylesine mücadeleler verirken ve şehre içme suyunun sağlandığı bir bölgede daha fazla organik üretimin desteklenmesi gerekirken, başka köylerin adının organik köy projesi kapsamında telaffuz edilmesi bizi rencide etmektedir, heyecanımızı ve azmimizi kırmaktadır. Burada organik tarım destekleri konusunda bir rant olup olmadığını sormak isterim. Ben 10 yıldır hiç gübre desteği almadım. Ancak, gübre desteği alan fakat organik tarım yapmayan çiftçilerden ucuza bu organik gübreleri satın aldım. Bu işler sadece birilerinin para kazanması için yapılıyor ise bu manevi bir cinayettir. Ben Samsun İl Özel İdaresi ve İl Gıda Tarım ve
34
Sertifikasız organik ürün satanlara uygulanan para cezasının alt limiti 12 bin lira. Organik dışı ürüne sertifika düzenleyen şirkete de 50 bin lira civarında ceza kesilebiliyor. Müeyyidenin ucu faaliyet durdurmaya varabiliyor.
İddiaları cevaplayan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Güven, bakanlığın yetişmiş eleman problemi yüzünden “alanların belgelenmesi ve çiftçilere sertifika verilmesi” görevini kontrol ve sertifikasyon şirketlerine devrettiği bilgisini aktarıyor: “17 adet faal olarak çalışan kontrol sertifikasyon şirketi var. Organik üretim yapacak çiftçiler bu şirketlere başvuru yaparak sözleşme imzalayacaklar. O kontrol ve sertifikasyon şirketi üreticinin veya işletmenin 18 Ağustos 2010 tarihinde Bakanlığımız tarafından çıkartılan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” esaslarına uygun üretim yapıp yapmadığını denetliyor. Organik üretim yapmak için çiftçilerimiz sertifikasyon şirketleri ile sözleşme imzalamak zorunda.” Yüksek maliyetli sertifika başvurularını bakanlık ve özel idare kaynaklarıyla desteklediklerini belirten Güven, Samsun’da 1094 sözleşme imzalamış organik üreticisi bulunduğunu ve bunların yılda en az bir kere sertifikasyon şirketlerince denetlendiğini kaydediyor: “Bu denetleme esnasında arazi kontrolleri, ürün kontrolleri ve numune alma işlemleri yapılır. Üretim sezonu sonunda hangi ürün yetişti ise
Sayı 24 / Ekim 2011
o dönemlerde tekrar gelinerek kontroller tekrarlanır. Ondan sonra hasada yakında üreticiye organik üretim sertifikası verilir. Hasat zamanı üretici ne kadar ürün elde etmişse sertifikasyon firmasını miktarını bildirerek ürünlerini satmaya hak kazanır. Bir ürünün organik ürün sayılabilmesi için üretimin yapıldığı arazinin kimyasallardan tamamen arınması için belli bir süre geçmesi gerekli. Bu ürün fındık ve meyve ise 3 yıl, tek yıllık (Buğday, mısır, sebze) ürünlerde ise geçiş süresi 2 yıldır.”
lerini savsaklıyorsa! Bu endişenin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüklerindeki organik tarım birimlerince giderildiğinin altını çiziyor Güven: “Marketlerde, pazarlarda satışa sunulan ürünlerin denetlenmesi de bu birimlerdeki mühendislere aittir.” Sertifikasız organik ürün satanlara uygulanan para cezasının alt limiti 12 bin lira. Organik dışı ürüne sertifika düzenleyen şirkete de 50 bin lira civarında ceza kesilebiliyor. Müeyyidenin ucu faaliyet durdurmaya varabiliyor.
Organik ürün geçiş süresini tamamlayan çiftçiler de yılda asgari iki kez kontrolden geçiriliyormuş. Ürünlerde organik harici tarımsal madde kalıntıları saptandığında sertifika iptal ediliyormuş. Peki bu şirketler görev-
Güven, Necip Sultan Beşikçi’nin organik gübre desteğindeki suiistimal iddiasına ilişkin de şöyle konuşuyor: “Biz İl Özel İdaremizin 136 bin lira desteğiyile 1024 organik ürün yetiştiren üreticimize 315 ton organik gübre dağıttık. Bizim or-
YILLAR
2005
2006
2007
2008
2009
2010
Üretim alanı
Üretim miktarı
(ha)
(ton)
ORGANİK
65
682,46
1538,00
GEÇİŞ
24
64,70
120,90
TOPLAM
89
747,16
1658,90
ORGANİK
56
1475,72
1408,40
GEÇİŞ
21
83,45
105,00
TOPLAM
77
1559,17
1513,40
ORGANİK
51
4505,95
42902,68
GEÇİŞ
76
253,24
447,86
TOPLAM
127
4759,19
43350,54
ORGANİK
115
4532,92
4370,23
GEÇİŞ
354
1169,07
2291,99
TOPLAM
469
5701,99
6662,22
ORGANİK
308
4474,10
2369,42
GEÇİŞ
521
1586,60
İnsanlık kimyasalların oluşturduğu zararların pençesinde. Tek çözüm her olayın doğasına dönmekte yatıyor. Organik tarıma ilgi her geçe gün artıyor. Güven, Samsun’un organik üretimde markalaşma yolunda hızla ilerlediğini de sözlerine ekliyor: “Olması gerekende bu. Çünkü pazarlama ve ürün portföyü çok geniş. Burası bir pazar aslında. Bölgenin de pazarı. Samsun hem liman olarak hem iç pazarlara karayolu güzergahı olarak ciddi potansiyele sahip. Ayrıca bölgede her türlü ürün yetiştirilebiliyor.”
İlçeler Organik Üretim Alanları İlçeler Organik Üretim Alanları
Yıllara Göre Samsunda Organik Tarım Çiftçi sayısı
ganik gübre desteğimiz çiftçilerimizin bütün arazisine yetecek düzeyde değildi. Sadece organik üreticilerimize destek amacı taşıyarak bunu yaptık. Çiftçilerimiz de kendileri eksik kalan alanları için organik gübre satın aldılar.”
3267,02
ALAÇAM ALAÇAM ATAKUM ATAKUM AYVACIK AYVACIK BAFRA BAFRA CANİK CANİK ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA LADİK LADİK ONDOKUZMAYIS ONDOKUZMAYIS TEKKEKÖY
6 6 526 526 210 210 451 451 168 168 1276 1276 312 312 896
251,5 251,5 2293,047 2293,047 1948,837 1948,837 1965,126 1965,126 2176,141 2176,141 16389,798 16389,798 1838,638 1838,638 9062,828
254,538 254,538 2428,703 2428,703 1948,84 1948,84 3271,417 3271,417 2328,041 2328,041 17900,902 17900,902 1960,802 1960,802 11880,623
Üretim Üretim Alanı Alanı (da) (da) 254,538 254,538 1965,294 1965,294 1583,777 1583,777 1616,197 1616,197 1227,659 1227,659 12705,4 12705,4 1647,083 1647,083 6787,984
896 15
9062,828 188,257
11880,623 188,257
6787,984 152,549
1101336 22328
21425
TEKKEKÖY TERME
15 477
188,257 4386,69
188,257 88853,162
152,549 4373,69
22328 728880
21425 456191
TERME TOPLAM
477 4337
4386,69 88853,162 4373,69 728880 40500,862 131015,285 32314,17 6774429
456191 2926982
TOPLAM
4337
40500,862
İlçe Adı İlçe Adı
Kullanılan Kullanılan Alan (da) Alan (da)
Üretici Üretici sayısı sayısı
Belgelenen Belgelenen Alan (da) Alan (da)
131015,285 32314,17
Üretim
Ürün Grubu
Ürün Grubu
Üretici sayısı Üretici sayısı
Kullanılan
Belgelenen
Kullanılan Alan (da)
Belgelenen Alan (da)
2926982
Alan (da)
Alan (da)
56,998
56,998
Tahmini Üretim
Alanı (da)
Üretim (kg)
(da) 2,050
5
Doğal Toplama Meyve
5 2636
56,998 27737,682
56,998 24931,600 2,050 114607,967
6060,70
5636,44
ORGANİK
117
496,65
1802,50
Meyve Sebze/Çiçek
2636 287
27737,682 3323,837
114607,967 4675,410
GEÇİŞ
973
2734,75
4971,92
Sebze/Çiçek Tarla Bitkileri
287 1409
3323,837 9382,345
4675,410 11674,91
1090
3231,40
6774,42
Tarla Bitkileri TOPLAM
1409 4337
TOPLAM
4337
Tahmini
Üretim Alanı
Doğal Toplama
829
Sayı 24 / Ekim 2011
6774429
0
Samsun’da Organik Tarım Ürün Grupları Üretim ve Alanları Samsun’da Organik Tarım Ürün Grupları Üretim ve Alanları
TOPLAM
TOPLAM
Tahmini Tahmini Gerçekleşen Gerçekleşen Üretim Üretim Miktar (kg) Miktar (kg) (kg) (kg) 127228 0 127228 0 535664 0 535664 0 220922 201955 220922 201955 1142805 286406 1142805 286406 252585 180705 252585 180705 1900886 1780300 1900886 1780300 741795 0 741795 0 1101336 0
(kg) 1615
Gerçekleşen
Gerçekleşen Miktar (kg) Miktar (kg) 1405
1615 3259002
1405 2059160
24931,600 220,754
3259002 542038
2059160 16802
220,754 7159,730
542038 2971774
16802 849615
9382,345 40500,862
11674,91 32314,100 7159,730 131015,285
2971774 6774430
849615 2926982
40500,862
131015,285
6774430
2926982
32314,100
35
Kapak
Kamu ve özel sektör yatırımlarıyla
Karadeniz’in şifa merkezi Samsun Sağlık kenti kavramının ilk defa dillendirildiği Samsun, şimdi de ülkenin bu alandaki 20 üssünden biri olmaya hazırlanıyor. Sektör kamu ve özel sektörün yatırımlarıyla öyle zenginleşmekte ki, 19 Mayıs Şehri sadece bölgesine değil yakınındaki ülkelere de hizmet verecek donanıma kavuşuyor.
Ö
nceki dosyalarımızda ‘Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı’ diye niteleyerek; tarım, ticaret, sanayi, ulaşım, eğitim, turizm ve lojistikteki imkanlarına dikkatleri çektiğimiz Samsun, ‘sağlık kenti’ kavramının ilk telaffuz edildiği vilayetlerden biri. Bölgesinin bu sektördeki merkezliğine doğru koşuyor hızla. Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkta üs haline getireceği 20 il arasında. Yakınındaki ülkelere de hizmet sunulabilmesi için çalışmalar sürüyor. Hedefler güzel, söylemler de. Ancak 19 Mayıs Şehri acaba bu sıfatı şu andaki konumu ve potansiyeliyle hak ediyor muydu? Her türlü hastalığın teşhis ve tedavisi gerçekleştirilemeden, sağlık
36
kentliği iddiasında bulunulabilir miydi? Soruları konuyla birinci derecede muhatap kişilere yönelttik. Okuyacağınız cevaplar yüz güldürücü. Böbrek naklindeki başarı Türkiye ortalamasının gerisinde değil örneğin. Yakında karaciğer ve ilik transferleri de başlayacakmış Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ndeki (OMÜ) merkezde. Cerrahi alet imalatındaki dünya üçüncülüğü de çok önemli bir etken bu sıfatın pekişmesinde. Hastane yatırımında kamu ve özel adeta bir yarış halinde. Şehir dal branşlarında da bölgesinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak gibi. Dünya Göz Hastanesi’nin gelişi bu manada ehemmiyet arz ediyor. Ayrıca şehirde
bir firmanın ilaç üretimi yapması sevindirici. Yatak kapasitesi 4 binden fazla. 1 üniversite, 15 devlet, 4 branş ve 8 özel sektör hastanesi hizmet veriyor. 3 ağız ve diş sağlığı, 13 özel tıp ve dal, 6 özel diyaliz ve 131 aile sağlığı merkezi ile 59 laboratuar da ilavesi. Özel hastanelerdeki yatak sayısının 630’a ulaşması dikkat çekici bir gelişme. “Uluslararası Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi ve Sergisi” ile Samsun’un Medikal Cihazlar ve Aletler konusunda iyice kurumsallaştı. Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği (MEDİKÜM), hız kesmeden sürdürüyor çalışmalarını. Şehir alternatif tıp açısından da şifa kaynağı. Havza ve Ladik ilçelerindeki kaplıcalardan edilen istifade katsayısı çoğaltılabilir. Sayı 24 / Ekim 2011
Samsun’da organ nakli dâhil hemen hemen her türlü hastalığın teşhis ve tedavisi mümkün. Yıllardır başarıyla gerçekleştirilen böbrek transferlerinden sonra karaciğer ve ilik nakli de yapılacak Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ndeki merkezde. Artık Dünya Göz Hastanesi gibi dal hastaneleri de şube açıyor şehre.
Sayı 24 / Ekim 2011
37
Kapak
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç:
Samsun 20 sağlık kampüsünden biri AK Parti Samsun milletvekillerinden Ahmet Yeni, iktidarın ayrılan bütçeyi 4 kat artırarak sağlık hizmetini herkesin ulaşabildiği bir seviyeye getirdiklerini vurgularken, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise, 19 Mayıs Şehri’nin bu sektörde kaydettiği dönüşüme işaret ediyor. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç vekil seçildiği Samsun’un sağlık alanında da büyük bir dönüşüm geçirdiğini ifade ediyor: “Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ilçe hastaneleri, özel sektör hastaneleri ile Samsun’u ‘Sağlık Kenti Samsun’ dedikten sonra 4–5 yıl içinde gerçek bir sağlık kenti kimliğine kavuşturduk. Şimdi sırada sağlık kampusu var. Türkiye genelinde 20 vilayetimiz sağlık kampusu olacak, onlardan bir tanesi de Samsun olacak.” 2002 yılından bu yana Türkiye’de çok şeyin değiştiğini belirten TBMM KİT Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Sam-
Suat Kılıç: “Samsun’u ‘Sağlık Kenti Samsun’ dedikten sonra 4–5 yıl içinde gerçek bir sağlık kenti kimliğine kavuşturduk.”
38
sun Milletvekili Ahmet Yeni ise, sağlık hizmetini herkesin ulaşabildiği bir seviyeye getirdiklerini vurguluyor: “ Bunun için sağlık bütçesini 4 kat artırdık. Türkiye’de 893 yeni sağlık tesisini tamamlayarak halkımızın hizmetine sunduk. Hastanelerde rehin kalma ayıbını ortadan kaldırdık. Doktor hizmet odasını 6 bin 643’ten 21 bin 273’e çıkartarak muayene kuyruklarına son verdik. 21 bin aile hekimi ile halkımızın sağlık problemlerini yakın takibe aldık. 2002 yılında özel tedavi gerektiğinde hastanelerimizin büyük çoğunluğundan ‘boş yer yok’ cevabı alınıyordu. O dönemde yoğun bakım yatak sayısı sadece 869’du, bugün itibariyle bu sayıyı 10 kat artırarak 8 bin 100’e ulaştırdık. İlaç kuyruklarına son verdik”
Ahmet Yeni: “2002 yılında yoğun bakım yatak sayısı sadece 869’du, bugün itibariyle bu sayıyı 10 kat artırarak 8 bin 100’e ulaştırdık.”
Sayı 24 / Ekim 2011
T E S EKKÜ R Ramazan ayında 8 ayrı noktadaki ihtiyaç sahibi ailelerin “Kimse Yok Mu ? çağrısına “BİZ VARIZ” diyen ve 1000 (bin) kişinin her akşam iftarda sıcak yemek yemesine vesile olan yardımsever gönüllü dostlarımız;
Yeşilyurt Demir Çelik’e, Sayın Birnur ŞAHİNOĞLU’na, Ulusoy Un’a, Filiz Helva’ya, Sayın Mehmet ÖZDAĞ’a, Sayın Halit KAZANCI’ya, Sayın Hüseyin KAZANCI’ya, Sayın Nusret ÇİFTÇİ’ye, Sayın Hayati SARI’ya, Çakıroğlu Gıda Sayın Sinan ÇAKIR’a, Sayın Nagihan ALBAYRAK’a, Sayın Adem GÜNEY’e, Köktaşlar Nakliyat Sayın Fuat KÖKTAŞ’a, Sayın Yusuf YILMAZ’a, Romatem’e, Ceynak Lojistik’e, NSB Mobilya Sayın Salih BAYRAKTAR’a, Paşaoğulları İnşaat’a, Sayın Erol İNCE’ye, Mahya Diş Deposu’na, Hasan Optik’e, Tozlu Giyim’e, Borsan Grup’a, Korkmazlar Oto’ya, Mado Sayın Cüneyt KESKİN’e, Kökboy’a, Bafra Eriş Un’a, Samsun Segman’a, İmza Giyim’e, Yaprak Emlak’a, Dicle Mutfak’a, Akabe Kömür’e ve her türlü desteğini esirgemeyen İlkadım Belediyesi’ne ve tüm gönüllülerimize teşekkür ederiz.
SAMSUN ŞUBESİ YÖNETİM KURULU TEL: 0362 238 28 35
Sayı 24 / Ekim 2011
39
Kapak
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy:
Sağlık kenti sıfatını hak ediyoruz AK Parti Samsun milletvekillerinden Ahmet Yeni, iktidarın ayrılan bütçeyi 4 kat artırarak sağlık hizmetini herkesin ulaşabildiğini bir seviyeye getirdiklerini vurgularken, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise, 19 Mayıs Şehri’nin bu sektörde kaydettiği dönüşüme işaret ediyor.
Aksoy: “Medikal sektörü içinde yer alan cerrahi aletlerde, Almanya-Tutlingen ve Pakistan-Sialkot bölgelerinden sonra dünyanın 3’üncü cerrahi el aletleri üretim üssü konumundadır Samsun.”
40
Sayı 24 / Ekim 2011
Samsun’un ‘sağlık kentliği hedefinde’ vardığı noktayı ve potansiyelini şehrin bir numaralı yöneticisi Vali Hüseyin Aksoy’la da konuştuk. Aksoy personel, teknik donanım ve bina durumuyla vilayetin bu sıfatı fazlasıyla hak ettiğine inanıyor. Cerrahi alet üretimindeki gelişmelere özellikle dikkati çekerek, bu sahada daha ileri seviyelere çıkılabileceğini dile getiriyor.
Coğrafi konumunun yanı sıra, sağlık sektöründeki yetişmiş ve eğitimli insan gücü, sağlık hizmetlerini, gelişmiş ülkelerdeki nitelikli sağlık hizmetleriyle rekabet edebilecek düzeyde sunabiliyor olması ve kamu sağlık hizmetlerinin yanı sıra özel sektörün de sağlık hizmetlerine ciddi yatırımlar yapması, sağlık hizmetleri açısından önemli avantajlarımızdır.
- Samsun ‘sağlık kenti’ hedefinde şu ana kadar neleri başarabildi?
Samsun’un bir diğer avantajı ise, kolay ulaşılabilen, ulusal ve uluslararası düzeyde, kaliteli ve hızlı sağlık hizmeti verebilecek potansiyele sahip bir çekim merkezi olmasıdır.
Samsun, sağlık sektörünün kamu ve özel yatırımlarla zenginleştiği, tıbbi alet üretiminde ülke genelinde merkez konumuna gelmiş, ilaç üretiminde önemli potansiyeli olan ve Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmetinde markalaştırmayı hedeflediği 20 şehirden biridir. Bölgede tıp fakültesinin bulunması, 4 bini aşkın yatak kapasitesi, 20’si kamu 8’si özel hastane, estetikten ortopediye, ruh ve sinir hastalıklardan ortodontiye, genel hastalıklardan kardiyovasküler cerrahi ve müdahalelere her alanda Samsun sağlık hizmetlerine başvuruları karşılayan bir kenttir. Sayı 24 / Ekim 2011
Sağlık sektörünün tüm taraflarının ortak bir Samsun sağlık paydası doğrultusunda fikir, eylem ve hedef birliği sağlayarak ve bölgesel bir merkez olan ilimizi ulusal ve uluslar arası bir sağlık merkezi olması yönünde başlatılan çalışmalar doğrultusunda Sağlık Kenti Samsun platformu oluşturulmuş ve sürecin olgunlaşmasıyla Sağlık Kenti Samsun Derneği kurulmuştur. Amacımız, Samsun’u sağlık hizmetlerinde bölgesel, ulusal ve uluslararası
alanda öne çıkaracak sağlık kenti oluşturmaktır. Özellikle kaplıca/termal turizm için uygun potansiyele sahip olan Samsun’da son yıllarda bu tür termal merkezlerin çevresindeki konaklama imkanları da bu potansiyeli avantaja dönüştürecek şekilde gelişmiştir. Havza ve Ladik-Hamamayağı Kaplıcaları Karadeniz sahilinin tek termal merkezleridir. Havza, Karadeniz turlarının tamamının geçiş güzergahında yer almaktadır. Bölge’deki en önemli termal turizm merkezidir. Termal Turizm için Havza’yı tercih edenler aynı zamanda Akdağ Kayak Merkezi’nde kayak yapma fırsatı bulacaklardır. Samsun Sağlık Serbest Bölgesi kurulması başta olmak üzere bu kapsamda birçok proje üzerinde çalışmalar özel sektör öncülüğünde ve Valiliğimizin himayesinde sürmektedir. - Şu haliyle ‘Sağlık kenti’ sıfatını hak ediyor mu şehir? Sizce nerelerde eksiklikler söz konusu?
İlimiz hastane, hekim, ekipman ve
41
Kapak tıbbi cihaz yönünden Türkiye de önde gelen iller arasındadır. Kamu ve özel sektör uyum içerisinde birbirlerini tamamlamaktadırlar. Sağlık kenti sıfatı sadece kamu veya sadece özeli ilgilendiren bir vasıf değildir. İlin toplu olarak bu sıfatı hak etmesi gereklidir. Samsun da kamu ve özel sektörü ile bu sıfatı hak etmektedir. Samsun sağlık sektörü tıp alanında dünyada ne gibi gelişmeler olursa olsun yakından takip etmekte ve bunu en kısa zamanda ilimize ve bölgemiz insanının hizmetine sunmaktadır. - Bütün hastalıkların teşhis ve tedavileri rahatlıkla gerçekleşebiliyor mu Samsun’da?
İlimizde her türlü hastalığın teşhis ve tedavisi yapılmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda bazı hastalıkların tedavisi olmamasından dolayı hastalar il dışına sevk ediliyor iken günümüzde il dışı sevkler minimuma inmiştir. İl dışına yapılan sevklerde sadece hastaların ikametlerinin sevk edildikleri illerde olmasından dolayı yapılmaktadır. - Kanser ve benzeri amansız hastalıklarda da durum böyle mi?
Eğitim araştırma hastanemize bağlı olarak faaliyet gösteren onkoloji merkezimiz, yine sağlık müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren KETEM merkezimizin yanı sıra üniversite hastanemizde hizmet veren onkoloji servislerimiz ilimizin ihtiyacını ve bölgemizin ihtiyaçlarını yeterince karşılamaktadır. Kanserin erken teşhis ve tedavisinde vazgeçilmezlerin başında gelen pet CT ve LİNAC cihazlarımız hem eğitim araştırma hastanemizde hem de tıp fakültesi hastanemizde mevcuttur. Ayrıca özel sektör de LİNAC ve pet CT cihazlarıyla erken teşhis ve tedavide kamuya destek olmaktadır. - Dünyada ‘Sağlık Kenti Samsun’ dedirtebilecek durumda mıyız?
İlimiz özellikle kardiyovasküler cerrahi ve ortopedi operasyonları açısından bölgemizin başkenti olmuştur. Kalbi
42
Vali Aksoy: “Kanserin erken teşhis ve tedavisinde vazgeçilmezlerin başında gelen pet CT ve LİNAC cihazlarımız hem eğitim araştırma hastanemizde hem de tıp fakültesi hastanemizde mevcuttur.”
durdurmadan yapılan kardiyovasküler cerrahi operasyonları ilimizde hem kamu hem de özel sektörde gayet başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. - Aynı sözleri organ nakli için de söyleyebiliyor muyuz?
Üniversite hastanemiz organ nakil merkezi çok başarılı operasyonları gerçekleştirmektedir. Önümüzdeki aylarda Sağlık Bakanlığı’mızdan aldığı izin ile karaciğer nakillerini de gerçekleştirecek olan hastanemiz ülkemizdeki büyük bir ihtiyacı da karşılamış olacaktır. - Medikal alet ve ilaç üretimi hangi boyutta?
Son yıllarda ekonomideki yerini daha da sağlamlaştıran ve dikkatleri üzerine daha fazla çeken tıbbi cihaz sektörü, önümüzdeki yıllarda ihracatta ciddi atılımlar yapabilecek azımsanamaz bir işgücü ve tesis potansiyeline sahiptir. Medikal sektörü içinde yer alan cerrahi aletlerde Samsun, Almanya-Tutlingen ve Pakistan-Sialkot bölgelerinden sonra dünyanın 3’üncü cerrahi el aletleri üretim üssü konumundadır. Sağlık Bakanlığı Ulusal Bilgi Bankası kayıtlarına göre Samsun’da Organize
Sanayi Bölgesi’nde yığınlaşan üreticilerin 2’si büyük olmak üzere toplam 44 tane olduğu görülmektedir. Samsun’daki bayilerle beraber sektörde faaliyet gösteren firma sayısı toplam 251’dir. Samsun’da medikal aletler konusundaki yığınlaşma son yıllarda ulusal çapta kabul görmeye başlamıştır. Özellikle sektöre ilişkin olarak hazırlanan ulusal raporlarda bu konuya dikkat çekilmeye başlanmıştır. Valiliğimizin himayesinde ilimizde her sene düzenlenen uluslararası katılımcılarıyla geleneksel hale gelen “Uluslararası Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi ve Sergisi” Samsun’un Medikal Cihazlar ve Aletler konusunda kurumsallaşmasını sağlamıştır. Kongre sayesinde bölgedeki kurumlar sektörü daha fazla sahiplenmiştir. Her kongreden sonra yayınlanan sonuç bildirgeleri sektörün ve üretici firmaların sorunlarının tespiti ve karar vericilere duyurulması açısından kritik dokümanlardır. Samsun’da tıbbi aletler ve medikal cihazlar sektöründe faaliyet gösteren imalatçı firmaların bir araya gelerek kurduğu Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği (MEDİKÜM), Samsun’un Türkiye ve dünyada önemli tıbbi malzeme üretim ve satış merkezlerinden biri olma özelliğini geliştirerek sürdürmeyi, tıbbi malzeme üretici ve satıcı işletmeler arasında kümelenme ve işbirliği kültürünün geliştirilmesini, sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmayı, yenilikçilik ve girişimcilik kültürünü geliştirmeyi ve ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Medikal sektöründe Samsun’un dünya üçüncüsü olması ve Medikal sektöründeki branşlar arasında birliktelik oluşturulması gibi gelişmelere bağlı olarak Medikal Organize Sanayi Bölgesi kurulması fikri gelişmiştir. Samsun’da Medikal OSB’nin oluşturulmasına dönük çalışmalarımız devam ettirilmektedir. Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
43
Kapak
Tek eksiği hiberbarik oksijen merkezi…
Samsun artık sağlık üssü Sağlık Bakanlığı’nca Türkiye’de 27 bölge ve 18 üs belirlendi. Samsun bölgelikten üslüğe terfi etti. Bölge 2,5; üs ise 3,6 milyonluk hinterlanda sahip. İl Sağlık Müdürü Mustafa Kasapoğlu, Rusya’ya gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında ‘sizden nasıl sağlık hizmeti alabiliriz?’ sorusuna muhatap kaldıklarını söylüyor: “Önümüzdeki süreçte; Rusya ve Türkiye arasında vizelerin kalkmasını iyi değerlendirip, hem iç hem dış sağlık turizmini ön plana çıkarmalıyız.”
Türkiye’nin dünyanın sağlık çarşısı durumuna geldiğini anlatan Kasapoğlu, “Dünyada sağlık maliyeti çok yüksek. Bizde diğer ülkelere nazaran daha düşük.” diyor.
44
Sayı 24 / Ekim 2011
İl Sağlık Müdürü Mustafa Kasapoğlu, şehir halkının artık hiçbir şikâyet için İstanbul ve Ankara’daki büyük merkezlere gitmek zorunda kalmadığını söylüyor. Bu aşamaya 2003 yılında başlayan ‘sağlıkta dönüşüm programı’ çerçevesindeki atılımlarla gelindiğini belirten Kasapoğlu, “Bakanlığımız sağlık bölgesi olan Samsun’un konumunu yükselterek Sağlık Üssü statüsüne getirdi. Sağlık bölgesi 2,5 milyon insana hitap eden seviyede iken sağlık üssü kavramı 3,6 milyonluk bir hinterlanda sahip. Donanım ve fiziki anlamda da şehrimiz daha yukarılara taşınacak. Giresun’dan Kastamonu’ya ve Tokat’a kadar uzanan bir coğrafyanın sağlık üssü olduk. Türkiye’de sağlık bölgesi olarak 27 nokta, sağlık üssü olarak 18 bölge var.” RUSYA FIRSATI KAÇMAMALI…
Büyükşehir Belediyesi’nin kardeş şehri Novorossisk’e yaptığımız ziyarete Sağlık Kenti Samsun Derneği Başkanı Köksal Holoğlu da vardı. Rus halkının sağlık konusuna özel ilgisini gördük. ‘Sizden nasıl sağlık hizmetini alabiliriz?’ diye sordular. Orta Karadeniz çanağındaki şehrimiz, bölge ülkelerine de hitap eder duruma geldi. Önümüzdeki süreçte; Rusya ve Türkiye arasında vizelerin kalkmasını iyi değerlendirip, hem iç hem dış sağlık turizmini ön plana çıkarmalıyız.” Bu uğurda kamuya, özel sektöre ve üniversiteye büyük görevler düştüğünü vurguluyor. Ona göre şu anda Rusya’ya sağlık hizmeti sunulmasının önündeki tek engel ulaşım. Bu karşılıklı uçak ve gemi seferleriyle aşılabilir. Bakanlığın ‘Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Genelgesi’ doğrultusunda birim oluşturulmuş. Hedef, bölge ülkelerine büro açmak.
19 Mayıs Şehri’ndeki sağlık ünitelerine bölge ülkelerden hasta çekilmesi için çalışmalar yürütüldüğünü de söylüyor Kasapoğlu: “Örneğin
DÜNYANIN SAĞLIK ÇARŞISI OLUYORUZ… Sağlık kenti tabirinin ilk kullanıldığı yer Samsun. Çok sayıda vilayet bu
Sayı 24 / Ekim 2011
role oynuyor son yıllarda. Kasapoğlu, bu rekabetin Türkiye’ye sağlıkta cazibe merkezi yapacağını dile getiriyor: “Ziynet eşyası alacaksanız kuyumcular çarşısına, ayakkabı alacaksanız ayakkabıcılar çarşısına gidersiniz. Türkiye’de sağlığın çarşısı olma durumuna geldi. Elbette öncelik kendi insanımızda. Dünyada sağlık maliyeti çok yüksek. Türkiye’de diğer ülkelere nazaran daha düşük. ” Teşhis ve tedavi noktasındaki tek eksik hiberbarik oksijen merkezi. Deniz kıyısındaki ve sağlık kendi iddiasındaki her vilayete gerekiyor aslında. Ancak doktorsuz ruhsatlandırılamıyor. Bu sahadaki uzman sayısı çok az; ülke genelinde 26 ile sınırlı. Türkiye’de iki yerde eğitimi var. Yılda yalnızca iki uzman yetişiyor. Bakanlık uzman gönderdiğinde özel sektör daha öncesinde çalışan merkezi canlandırmaya hazır. Samsun şifalı kaplıcalarıyla alternatif tedavi imkânlarını da bünyesinde barındırıyor
45
Kapak
Sağlık Kenti Samsun Derneği Başkanı Holoğlu:
Dünya ölçeğine kilitlendik Sağlık Kenti Samsun Derneği Başkanı Köksal Holoğlu, şehrin teşhis ve tedavideki yetkinliğine dair şunları söylüyor: “Tam teşekküllü genel hastanelerimiz sayesinde artık çok nadir ve özel vakalar dışında hiçbir konu için İstanbul veya Ankara ya da yurtdışı gibi alternatiflere artık gerek duyulmuyor. Açık kalp ameliyatlarından, kanser ve tümör tedavilerine, fizik tedavide robot tedavilerinden beyin cerrahi ve Beyin Pili uygulamalarına varıncaya kadar tüm uygulamalar Samsun’da yapılabiliyor. Çok yakın zamanda başlanacak ilik ve organ nakli hizmetleriyle bu çeşitlilik çok daha artacak.” 46
Sayı 24 / Ekim 2011
Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Holoğlu, “Son on yılda sağlık alanında yapılan yatırımlarla Samsun, Türkiye ölçeğinde il bazında kişi başına yapılan sağlık yatırımı olarak İstanbul ve Antalya’dan sonra 3.sıraya çıkmıştır.” diyor. Aynı zamanda Sağlık Kenti Samsun Derneği’ni de yöneten Holoğlu, konuya ilişkin sorularımızı cevapladı. - Samsun sağlık kentliği yolunun kaçıncı kilometresinde?
Tüm Türkiye’yi izleyebilenler; en azından çevre illeri bilenler, ‘Sağlık Kenti Samsun’ gerçeğini çok daha net fark edeceklerdir. Karadeniz Bölgesi’ndeki diğer önemli illerin hiçbirisinde, özellikle özel sağlık yatırımları açısından şehrimizdeki çeşitlilik ve yoğunluk yoktur. Buna ilaveten, nüfus, ekonomi ve büyüklükte Samsun’un önündeki birçok şehirde bile bizdeki sağlık hizmetleri potansiyeli bulunmamaktadır. Türkiye’nin en köklü tıp fakültelerinden 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi ile başlayan “Sağlık Kenti” algısında, tüm çevre illere hitap edebilen Gazi Devlet Hastanesi ve Kadın Doğum Hastanesi ve hemen her branştaki diğer kamu hastaneleri, yakın dönemde dev bir yatırım olarak hizmete açılan Bölge Araştırma Hastanesi sürecin kamu ayağını oluşturmaktadır. Ancak Türkiye’de devlet eliyle yapılan sağlık yatırımlarındaki bu yoğunluk, birçok şehirde mevcuttur. Samsun’u Türkiye ölçeğinde tam bir “Sağlık Kenti” yapan asıl önemli süreç, özel sağlık yatırımları sayesinde gelişmiştir. - Bina, hekim, ekipman ve tıbbi cihaz yeterliliği açısından ‘Sağlık kenti’ olma sıfatını hak eder bir noktada mıyız? Varsa eksikliklerimiz nelerdir?
Bugün itibarıyla Samsun’da Medicana, Medicalpark, Mediva, Büyük Anadolu, Atasam, Medibafra olmak üzere altı adet tam teşekküllü özel genel hastane var. Çarşamba’da Fizomer hastanesi inşaat halinde. Bölgenin köklü fizik tedavi rehabilitasyon merkezi olan Akademi ile birlikte, Türkiye’nin ilk ve tek Fizik tedavi rehabilitasyon zinciri olan Romatem, 2 şubesiyle Samsun’da kurulmuş ve buradan Türkiye’ye açılmıştır. Psikotem ve Psikomer iki önemli psikiyatri merkezidir. Avrupa ve Sayı 24 / Ekim 2011
Hekim sayısı ve kadrolar, tamamen Sağlık Bakanlığı’nca planlandığı için bu konuda atılabilecek çok özel bir adım yok. Ancak ülke ortalamasına göre çok iyi bir noktadayız. - Şehirde her türlü hastalığın teşhis ve tedavisi mümkün mü?
Holoğlu, “Samsun’daki özel sağlık kuruluşları, özellikle kardiyoloji ve kalp damar sağlığında, beyin cerrahisi-Parkinson tedavisi ve beyin pili uygulamalarında Türkiye ölçeğinde bilinen ve tanınan hekimlere sahip” diyor. Türki Cumhuriyetlerde Şubeleri bulunan başta FBM Estetik klinik olmak üzere, sadece Samsun merkezde ondan fazla estetik klinik bulunmaktadır. Akademi Duyum Tıp Merkezi, radyoloji ve görüntülemede Karadeniz’in en önemli merkezlerinden biridir. Demirdöven Pataloji-Sitoloji laboratuarı Türkiye ölçeğinde standartlara sahiptir. Son bir ayda yaşadığımız son iki gelişme ise artık Samsun’un Sağlık Kenti vizyonunu taçlandırmıştır. Türkiye’nin en önemli sağlık gruplarından MEDICANA ve Borsan Grup ortaklığıyla, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük özel hastanesi Medicana Samsun Hastanesi 24 Eylül’de açıldı.Türkiye’yi çoktan aşmış, dünyadaki en önemli göz merkezlerinden biri olmuş Dünya Göz Hastaneler Grubu da Karadeniz’deki ilk yatırımını Samsun’da yaptı. Tüm bu saydıklarımızla Samsun’un ne kadar güçlü birer sağlık kenti vizyonuna ulaştığı görülebilir. - Bu yatırımlarda bina özellikleri, hekim sayısı ve tıbbı donanım bakımından dünya standartları da yakalandı mı öte yandan?
Samsun’u öne çıkaran aslında en önemli özelliklerden biri de aslında bu. Tam teşekküllü genel hastanelerimiz sayesinde artık çok nadir ve özel vakalar dışında hiçbir konu için İstanbul veya Ankara ya da yurtdışı gibi alternatiflere artık gerek duyulmuyor. Açık kalp ameliyatlarından, kanser ve tümör tedavilerine, fizik tedavide robot tedavilerinden beyin cerrahi ve Beyin Pili uygulamalarına varıncaya kadar tüm uygulamalar Samsun’da yapılabiliyor. Çok yakın zamanda başlanacak ilik ve organ nakli hizmetleriyle bu çeşitlilik çok daha artacak. - Kanser ve benzeri amansız hastalıklarda hastalar tedavileri için başka şehirlere gitmek zorunda kalıyor mu?
Samsun’daki önemli özel hastanelerimizde bugün itibarıyla çok başarılı tümör tedavileri ve radyolojide kansere dönük en üst teknolojiler başarıyla uygulanıyor. Çok nadir özel vakalar dışında teşhis ve tedaviden en riskli ameliyatlara kadar tüm uygulamalar Samsun’da yapılabiliyor. - Dünyada ‘Sağlık kenti Samsun’ farkındalığı oluşturabilecek hassas ameliyat ve cerrahi müdahalelerden bahsedebilir miyiz?
Samsun’un Sağlık Kenti vizyonu daha ağırlıklı ülke ölçeğindedir. Bu vizyonla öncelikle çevre 10 ille ve 5 milyon nüfusla planlanmış bir hedef kitle var. Bunun yanında da, Karadeniz’deki konumumuz itibarıyla Rusya, Türkî Cumhuriyetler ve Gürcistan Samsun’un hedef uluslararası kitlesini oluşturuyor. Samsun’daki özel sağlık kuruluşları, özellikle kardiyoloji ve kalp damar sağlığında, beyin cerrahisi-Parkinson tedavisi ve beyin pili uygulamalarında Türkiye ölçeğinde bilinen ve tanınan hekimlere sahip. Yakın dönemde bu vizyonumuz sayesinde sadece Türkiye ölçeğinde değil, dünya ölçeğinde de çok önemli başarılara ve gelişmelere ulaşacağımıza inanıyoruz.
47
Kapak
OMÜ’deki merkez böbrek naklinde son derece başarılı.
Karaciğer ve ilik nakillerine yakında başlıyor Yılda 40 böbrek naklini Samsun ve çevre iller için yetersiz bulan Doç. Dr. Kamil Yakupoğlu, “OMÜ Tıp Fakültesi şu an organ nakil merkezini daha verimli bir hale getirmek ve nakil yapılan hasta sayısını arttırmak için bazı çalışmalar yürütüyor. Fakat bu çalışmaların meyvesi hemen değil birkaç yıl sonra alınabilecektir.” Yakupoğlu’na göre sayı 150’nin altına düşmemeli.
Yakupoğlu: “Her ilde bir organ nakil merkezi kuramazsınız. Bu doğru da olmaz. Fakat bulunduğunuz bölgenin merkezinde olan organ nakil merkezi tüm bölgeye doğru hizmet verebilir.”
48
Sayı 24 / Ekim 2011
Organ nakil merkezleri kolay oluşturulamıyor. Ameliyat ekibinin ehilliği büyük önem arz ediyor. Vericilikteki ‘gönüllülük esası’ ekibin yükünü ağırlaştırıyor. Rutin operasyonlardan fazla emek sarf ediliyor. Ayrıca nakil merkezli hastanelerde mecburen tüm uzmanlık dalları da sürece dahil. Başarıda takım ruhu rol oynuyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı çatısı altında 2005’te yeniden yapılandırılan Organ Nakli Merkezi’nde şimdiye kadar 172 böbrek transferi gerçekleştirilmiş. Yüzde 20’si kadavradan, 80’i ise canlı vericiden. Merkezde yılda 40 nakle imza atılıyor. Diyaliz öncesi nakil oranında yüzde 12,2’yle yüzde 12’lik Türkiye ortalaması aşılmış. Yüzde 97’lik başarı oranıyla da dünya standartlarının üzerine çıkılmış. Yakında karaciğer ve ilik nakilleri de başlayacak. Gelinine organını bağışlayan kaynanalara şahitlik edilmiş burada. Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Üroloji Sayı 24 / Ekim 2011
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Y. Kamil Yakupoğlu, her yerde merkez bulunmasının fayda getirmediğini; rantabllığın organların aynı bölgede nakliyle yakalanabileceğini söylüyor: “Her ilde bir organ nakil merkezi kuramazsınız. Bu doğru da olmaz. Fakat bulunduğunuz bölgenin merkezinde olan organ nakil merkezi tüm bölgeye doğru hizmet verebilir. Samsun’da bu anlamda bir merkez ve çevresine de hizmet veriyor. Trabzon’da da merkez var. İkisi Karadeniz Bölgesi’ne yetiyor.” Peki, buna rağmen niçin hala nakil için bölge dışındaki merkezlere gidiliyor? Yakupoğlu bunun sebeplerini şöyle sıralıyor; ” Sonuçta alt yapı yatırımı gerektiren işler bunlar. Bizim merkezimizde şu an sadece böbrek nakli yapılmakta. Samsun geneline bakıldığında binin üzerinde böbrek nakli olması gereken hasta var. Çevre illeri de eklersek, yılda 40 böbrek nakli yeterli olmuyor elbette. Bu sayının en az 150 civarında olması gerekiyor. Ancak bu sayede bölge insanının
ihtiyacına cevap verebiliriz. Bu sayının artması için elbette olmazsa olmaz organ bağışı. Yani organ varsa nakil var, organ yoksa nakil yok. Bölgede organ nakli Türkiye ortalamasından farklı değil yani halen daha düşük. Ancak, bizlerin çalışması ve toplumun bilinçlenmesi sayesinde kadavra donör sayısında gözle görülür bir artış var ama halen yeterli değil. “ Nakil, böbrek yetmezliği masrafını yarı yarıya düşürüyor. Yetmezli hasta sayısı 60 bin civarında. Diyalize bir hasta için yılda 20 bin dolar harcanıyor. Hesap ortada. Ayrıca organ nakli yapılan insanlar çalışma hayatlarına geri dönerek ekonomiye katkı sağlayabiliyorlar. Organ naklinde ticaretin önlenmesi adına vericide birinci derece akrabalık şartı aranıyor. Kişi birinci derece akraba değilse, etik kurulun kararıyla böbreğini bağışlayabiliyor. OMÜ’deki merkez, hiçbir nakli etik kurula taşımamış. Başka bir ifadeyle, vericileri hep akrabalardan olmuş. Suiistimal mevzuunda bir hayli hassas davranılıyor.
49
Kültür - Sanat
2011-2012 sanat yılında pek çok yeni eser sahneye konacak…
Opera ve bale severlere perde müjdesi La Boheme operasının prömiyeriyle bu sanatı sevenlere merhaba diyen Samsun Devlet Opera ve Balesi, çocuk ve gençlere yönelik sevdirme etkinliklerine bu sezon da devam edecek. Kurum, yoğun turne programına da çıkacak.
2
011-2012 sezonunun çalışmalarını tamamlayan Samsun Devlet Opera ve Balesi, açılışta Giacomo Puccini’ye ait La Bohème operasının prömiyeriyle çıkmayı tercih etti bu sanatı sevenlerin karşısına. Eser 1 Ekim’den itibaren, ünlü İtalyan rejisör Vincenzo Grisostomi Travaglini’nin rejisörlüğünde ve orkestra şefi Tulio Gagliardo Varas’ın yönetiminde sahneleniyor. Samsun Devlet Opera ve Balesi La Bohème operası, E. Kalman’ın Çardaş Prensesi opereti ile Turgay Erdener ve Ferdi Merter’in
50
İstanbulname operetini ilk defa sergiliyor. D. Şadi Erdoğan ve Ali Aykaç’ın Seslerle Anadolu müzikali de yeni bir eser kurum için. Tabi ki sezon boyunca başka eserler de izleyicinin beğenisine sunulacak. Bu sezonki bale yapıtlarının ilki Don Kişot’un müziği Ludwig Minkus’tan. Zorba balesinin prömiyeriyse Mikis Theodorakis’in müziğiyle mart ayında seyirciyle buluşacak. Çocuklar da, F.Josef Breuer ile Heinz Wunderlich’in Bremen Mızıkacıları’yla merhaba diyecek sanat yılına. 2010-2011’de sahnelenen Ali Baba
ve 40 Haramiler operası, 1001 Gece Masalları balesi, Amazonlar balesi, Mevlâna – Çağrı balesi ve Kuklacı çocuk müzikali de bu sezon da gösterimde kalacak. Samsun Devlet Opera ve Balesi, Cumhuriyet, Atatürk’ü Anma, Yeni Yıl, Çanakkale Şehitleri ve Gençlik gibi özel günlere özgü konser programlarının yanı sıra; oda müziği ve senfonik konserlerle de sanatseverlere hitap edecek. Bölgenin tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkma misyonuyla şehrin miSayı 24 / Ekim 2011
2010-2011’de sahnelenen Ali Baba ve 40 Haramiler operası, 1001 Gece Masalları balesi, Amazonlar balesi, Mevlâna – Çağrı balesi ve Kuklacı çocuk müzikali de bu sezon da gösterimde kalacak.
tolojik değerlerine de eğilen Opera ve Bale, “Amazonlar” adlı iki perdelik bale eserini 5 Mayıs 2011’de görücüye çıkarmıştı. Bu kurumun ilk dünya prömiyeri idi ve yerelden evrensele ulaşma yolunda önemli bir başlangıçtı. Kurumca, 19 Mayıs Şehri’nde 350 bin kadına ulaşmayı hedefleyen Kadın Sağlığı Eğitim Projesi’nin desteklenmesine ithaf edilen bale, sezon boyunca izlenebilecek. Eylül ayında Tiflis’te Amazonların ilk yurtdışı gösterimine imza atan Opera ve Bale, bu etkinliğini aynı şehirde ekimde de yineleyecek. Şimdi de Karadeniz Bölgesi halk Sayı 24 / Ekim 2011
kahramanlarından Hekimoğlu’nun hayatını opera eserine dönüştürmeye çabalıyor Samsun Devlet Opera ve Balesi. Müziğini Orkestra Şefi Tolga Taviş’in bestelediği, sözlerinide koro şefi Bertan Rona’nın yazdığı üç perdelik epik operayı 2012 yılında sunuma hazır hale gelecek. Bu arada çocuk ve gençlere yönelik bale eğitimi ekimde başlayacak kursla sürecek. Son iki yılda ilköğretim çağındaki 80 kişiye klasik bale eğitimi verildi. Haziranda bitecek kursta deneyimli bale sanatçılarınca eğitilecek. Başarılı öğrenciler sahnele-
necek eserlerde rol alarak, sezon sonu repertuar çalışmalarına katılacak. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle protokol imzalayan Samsun Devlet Opera ve Balesi, Müzik ve Sesler adlı bir sosyal sorumluluk projesine de öncülük edecek bu yıl. Projede soprano, mezzo soprano, tenor, bas- bariton gibi farklı ses renklerine sahip solistler ile bir piyano sanatçısı görev üstleniyor. Projeyle çocukların insan sesinin değişik frekanslarını tanıması amaçlanıyor. Hayatı boyunca hiç opera, bale temsili izlememiş; çok sesli müzik, bale ve opera hakkında fikirsiz vilayetin uzak
51
Kültür - Sanat köylerindeki çocuklara ulaşılacak. Böylece bu sanat dalına dair bilgi edinilmesi ve iyi sanat izleyicilerinin çoğaltılması hedefleniyor. Müzik ve Sesler her ay iki defa sahneye konacak. Benzer düşüncelerle üretilen O-pera Zamanı isimli müzikli oyun da en az haftada iki kere çocuk ve gençlerle buluşturulacak. Oda Müziği Eğitimi Konseri de, diğer sevindirici faaliyetlerden biri. Bunun için de Milli Eğitim Müdürlüğü’yle işbirliğine gidiliyor. Lise düze-yinde taşra ve merkeze bağlı okullarda evrensel müziği, orkestra enstrümanlarını, çok sesli müziğin ünlü bestecilerini tanıtma amaçlı organizasyon yıl boyunca ve her ayın ilk Salı günü gerçekleştirilecek. Samsun Devlet Opera ve Balesi turne programlarına da devam edecek öte yandan. Kasım ayındaki adres Batum. 1001 Gece Masalları’nı sahneleyecek burada. 8 Mart’ta Ali Baba ve Kırk Haramiler’le Eskişehirlilere merhaba diyecek. “Seslerle Anadolu müzikali” de 10 Aralık 2011 Cumartesi günkü prömiyerin ardından Amasya, Tokat, Sivas, Sinop, Kastamonu, Çorum, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Kars, Iğdır ve Van’da sahnelenecek.
52
2011 – 2012 SANAT SEZONU PRÖMİYER TARİHLERİ 1 Ekim 2011 Cumartesi La Bohème - Opera 19 Kasım 2011 Cumartesi Don Kişot - Bale 10 Aralık 2011 Cumartesi Seslerle Anadolu - Müzikal 21 Ocak 2012 Cumartesi İstanbulname -Operet 3 Mart 2012 Cumartesi Zorba - Bale 22 Mart 2012 Perşembe Bremen Mızıkacıları - Çocuk Oyunu 14 Nisan 2012 Cumartesi Çardaş Prensesi - Operet 2011 – 2012 SANAT SEZONU KONSER TARİHLERİ 29 Ekim 2011 Cumartesi Cumhuriyet Konseri 26 Kasım 2011 Cumartesi Senfonik Konser 29 Aralık 2011 Perşembe Yeni Yıl Konseri 30 Ocak 2012 Pazartesi Senfonik Konser 25 Şubat 2012 Cumartesi Senfonik Konser 28 Nisan 2012 Cumartesi Senfonik Konser EKİM AYI TEMSİL PROGRAMI 01.10.2011 Cumartesi 20:00 La Bohème 03.10.2011 Pazartesi 20:00 La Bohème 07.10.2011 Cuma 10:30 Kuklacı 08.10.2011 Cumartesi 14:00 Mevlana-Çağrı 13.10.2011 Perşembe 20:00 Ali Baba Kırk Hara. 20.10.2011 Perşembe 20:00 Amazonlar 27.10.2011 Perşembe 20:00 1001 Gece Masalları 29.10.2011 Cumartesi 20:00 Cumhuriyet Konseri Tüm Temsiller Büyük Salon’da gerçekleştirilecek.
Opera Opera Çocuk Müzikali Bale Opera Bale Bale Konser
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
53
Spor
Mazisini arayan Takım! Samsunspor’un tüm sezonların puan değerlendirmesinde 9. sırada olmasıyla bu ligdeki tecrübesini de ortaya koymaktadır. Beş yıl aradan sonra çıktığı ligde kamuoyu tarafından “mazisini arayan takım!” nitelendirmesini de beraberinde getirdi. Haber-Analiz: Aydın DOĞDU
54
Sayı 24 / Ekim 2011
Ö
zellikle 1985-1986 ve 1986-1987 yıllarında göstermiş olduğu performansla şampiyonluğu kılpayı kaçırmasıyla ülkenin her yerinde sempati kazanmış ve o krediyi halen kullanan takım olma hüviyetindedir. Bu yıllarda üst üste sezonu 3. bitirme başarısını gösterdi. Ne gariptir ki o yıllarda iki takım Avrupa kupalarında mücadele hakkına sahip olduğundan 3. olmasına rağmen o armayı elde edememiştir. O yıllara şöyle kısa bir yolculuk yapacak olursak; Özellikle Tanju, Fatih, Savaş, Muzaffer, Javonovski, Emin gibi isimleriyle şampiyonluğa koştu. O yıllarda uzun haftalar lider götürdüğü ligi son haftalarda kaçırmasıyla hayal kırıklığını iki kez yaşadı. Daha sonraki yıllarda etkili oyuncularını büyük takımlara kaptıran Samsunspor, bu kez ligi 4. bitirip yine üst sıralarda iddialı olduğunu gösteriyordu. 1988-1989 sezonuna istediği gibi başlayamamış ancak tüm takımların da çekindiği takım hüviyetini koruduğu bir dönemi yaşıyordu. İlk yarılar bitmiş ikinci yarının ilk maçı için Malatyaspor deplasmanına hareket edilmişti. Havza ilçesi civarında kar yoğunluğunu artırmıştı. Karşıdan hatalı sollama yapan kamyon o an otobüste bulunanların da kimisinin hayatının sonu, kimisi için futbol hayatının sonu kiminin de hayatlarında hatırlamak istemeyecekleri bir acı hatıra bırakmıştı. Samsunspor o yıl küme düşürülmemiş ve oynayacağı tüm maçlar için 3-0 hükmen mağlubiyet verilmişti. Federasyonun, bu kararını tüm kamuoyu tarafından takdirle karşılanmış herkes elinden geleni fazlasıyla gösterme gayretindeydi. Fenerbahçe’li Turhan Sofuoğlu’nun 100. gol hediyesi olan arabayı da Samsunspor’a bağışlaması da ayrıca takdirle karşılanmıştı. O zaman ülkemizin Başbakan’ı Rahmetli Turgut Özal takıma 3 Milyar TL bağış yapmış. O parada şimdiki tesisler için ve yeni takım kurulmasına harcanmıştır. Böylelikle tesisleşmenin de halledilmesi anlamında önemli bir adım da bu şekilde atılmış oldu. Sayı 24 / Ekim 2011
Kazanın tüm izlerini silip lige tekrar giriş yapan takımımız başlangıcı Galatasaray’ı 1-0 yenerek iyi bir başlangıç yapmasına karşın ligde tutunamayarak 2. lige düştü. Aynı sezon 1. lige tekrar çıkmasına rağmen yine 2. lige düşmekten kurtulamıyordu. Sezon Başında yapılan kongre ile Samsunspor’a uzun yıllar hizmet edecek İsmail Uyanık Başkanlığa geliyor ve düştüğü gibi tekrar 1. Lige yükselme başarısını gösteriyordu. Başkanlığı 1992-2005 yılları arasında sadece 1,5 yıllık bir ara vermesine rağmen Samsunspor’a en uzun başkanlık yapma ünvanını da elinde bulundurmaktadır. Yapılan doğru hamlelerle birlikte aralıksız 13 sezon ligde tutunmayı başararak asansör takım hüviyetinde de kurtulmuştuk. Kimi zaman üst sıraları zorlasak da çoğu zaman ligde orta sıralarda bitirmeyi başardık. Bu dönemde yaşanan tek kupa sevici de 1994 yılında son kez yapılan Balkan kupasını müzesine götürerek göstermiştir. İsmail Uyanık Başkanlığı bıraktığı dönemlerde takım da bocalamaya başladı. Finans sıkıntıları da üst üste eklenince 2004-2005 sezonunda son haftalarda kaldığımız ligde bir sonraki yıl olan 2005-2006 yıllarında Süper Lige veda ediyorduk. Kümeden düşme her ne kadar İsmail Uyanık’ın başkanlığı bırakmasına bağlansa da Adnan Ölmez’in ne kadar çaba gösterdiği de halen hafızalarda yer almaktadır. Nitekim son haftalarda oynanan bir maç sonrası kalp spazmı geçirerek hastaneye kaldırılmıştı.
Artık umutların tükenmiş ve bulunduğumuz 1. ligde dahi küme düşmemeye oynuyorduk. Hatta çok değil iki sezon önce averajla ligde kalmış bir takım vardı ortada. Herkesin takıma sırt döndüğü bir dönemde daha evvel uzun yıllar yönetimlerde yer almış ve spor kamuoyunun da yakından tanıdığı Erkurt Tutu ve ekibi göreve geliyordu. Öncelikle birlik ve beraberlik sağlanmış. Borçlarını ödemeyen Samsunspor’dan parasını zamanında ödemeye başlayan ve artık markasına yakışır şekilde güvenilen bir takım haline gelmişti. Bu durum Futbolcular içinde tercihte öncelik anlamı taşıyordu. Artık hedef ilk yıl ligde tutunabilecek bir takım, sonraki yıllarda ise Süper Lige çıkma hedefi ortaya konmuştu. Hüseyin Kalpar’ın geldiği dönemde de parlak olmayan bir durum vardı. Takım alt sıralardaydı ve hedefi ligde kalmaktı. Kalpar Hoca, takımı daha az gol yiyen ve kontra atak futboluyla sonuca gitmek isteyen bir oyun anlayışı vardı. Bunu da daha ilk maçlarda aldığı sonuçlarla göstermiş oldu. O yıl ligi 10. bitiren takım artık yeni sezona Süper Lig düşüncesiyle başlıyordu. Her ne kadar otoriteler “şampiyon olamaz, belki ilk altı” demiş olsa da takımına inanmış taraftarlar sezon boyunca bunu ne kadar istediklerini de her platformda göstermeyi başardı. Gerek stadı doldurarak gerekse deplasmanlara giderek takımı biran yalnız bırakmadılar. Sık sık statta “bu aşkın romanı yarım kalmayacak” pankartı ile takıma ne kadar inandıkları da göstermiş oldular. Bankasya 1. ligde bir çok takıma göre mütevazi maliyete (4.3 Milyon) sahip olan takımda Kemal Tokak, Zenke, Murat Yıldırım, Hakan Bayraktar, Kenan Yelek, Agbetu, Orhan Taşdelen, Ersin, Adem, Turgay ve devre arasında takıma katılan Dilaver, Ufuk Bayraktar gibi isimlerin ön plana çıkmasıyla takım lige son iki hafta kala şampiyonluğunu ilan edip beş yıl ara verdiği Süper Lige çıkmayı başardı. Başkan Erkurt Tutu’nun yeni seçilmesine rağmen, şirketleşmenin önünü açmak için olağanüstü kongre karar aldı. Bu süreçte görev almayacağını belirterek, Galip Öztürk’ün de tam destek verdiği Kazım Yılmaz Başkanlığa seçildi.
55
Spor
Kalpar Hoca ile yollarını ayıran Kazım Başkan, tüm Türkiye’nin Fenerbahçe’yi eleyen Yong Boys’un Teknik Direktörü Petkoviç ile anlaşmaya vardı. Ofansif yönüyle bilinen Petkoviç, daha çok 3-43 sistemiyle tanınıyordu.
başında gelmektedir. Kadroda ise takımı Süper Lige taşıyanlardan Murat Yıldırım, Ahmet Şahin, Kemal Tokak ve Zenke şans bulabiliyordu. Kenan Yelek ise aktif futbol hayatına son verip Teknik heyette göreve başlıyordu.
Takıma yeni gelenlerle birlikte takımı şampiyonluğa taşıyan futbolcularla yeniden bir takım kurmaya çalıştı. Birçok futbolcusuyla da yollarını ayıran Samsunspor, oynadığı hazırlık maçlarında ki performansıyla da bir hayli eleştiriye uğradı.
İlk haftaya birçoğu yeni oyuncularıyla çıktığı sahaya aldığı Gençlerbirliği galibiyetiyle büyük moral kazanıyor, oynadığı futbol ile de ümit aşılıyordu. Her ne kadar 2. yarıda ki futbol eleştirilse de yeni bir takım için bu durum normal karşılanıyordu.
Yönetimin, sebebi tam olarak bilinmeyen bir nedenle, İsa Turan’ı görevden alıyor yerine uzun yıllar yöneticilik yapmış ve bir dönemde İstanbulspor’un başkanlığını yapmış olan. Geçen yıla kadar uzun yıllar Galatasaray takımının Genel Menajerliğini yapmış Adnan Sezgin ile anlaşma yaparak iddialı bir takım kurmak istediğini de ortaya koymuş oldu.
2. Hafta oynanan Galatasaray maçında da bu sefer ilk yarı tutuk ikinci yarı aktif oynayan takım 3-1 yenilmesine rağmen taraftar da desteğini artırıyordu. Bu maçta kırmızı kart gören Ahmet Şahin eleştiri yağmuruna tutuluyordu.
Son haftaya girerken, yapmış olduğu 12 transferle bir anda herkesin dikkatini üstüne çeken Samsunspor, yepyeni bir takımla lige başlamak durumunda kalıyordu. Kısacası liglerin ertelenmesinin en işine yarayan takımların
56
3. Hafta ise uzun yıllardır ara verilen Karadeniz Derbisine tanık olunuyor. Trabzonspor 1-0 öne geçmesine rağmen jenerik bir golle Ergün ile beraberliği sağlayarak taraflar 1’er puana razı oluyordu. Oynan futboldan ise taraftarlar son derece memnun kalıyor. Sonraki haftalara daha da ümitli bakılıyordu. Orduspor maçı ise iki komşu takımın
mücadelesiyle birlikte Süper Lige birlikte çıkmasıyla da başka bir anlam taşıyordu. Geçen yıl oynanan maçlarda taraflar yenişememişti. Bu maça da aynı puanla çıkan takımın mücadelesinde de gol sesi çıkmayınca iki takımda 1’er birer puanla yetindiler. Yapmış olduğu toplam 4 maçta elde ettiği 5 puanla taraftarların bir anlamda gelecek adına ümitli olduğu da bir gerçek. Takımın, ilerleyen haftalarda daha iyi olacağı inancı tüm kamuoyunun ortak görüşü. Çünkü takımda birçok yeni futbolcu var ve hiçbir hazırlık maçı yapmadan lig maçlarına çıkmak durumunda kaldılar. Her hafta üstüne konarak oynanan futbol ise ümitleri artırmaktadır. Futbol dünyasına bir hayli ünlü futbolcu kazandıran Samsunspor yine benzer bir hamleyi yapmaya hazırlanıyor. Daha şimdiden Kemal Tokak, Bance, Murat Yıldırım, Ekigho ve kritik kurtarışlara imza atan Ertuğrul en çok konuşulan isimler arasında olmayı başardılar. Şimdi herkesin merak ettiği; Samsunspor, mazisinde ki o şaşalı dönemi tekrar görebilecek mi?
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
57
Sinema Çelik Yumruklar Tür : Bilimkurgu , Aksiyon , Dram Gösterim Tarihi : 7 Ekim 2011 Yönetmen : Shawn Levy Süre: 127 dk Yapım yılı : 2011 Oyuncular : Hugh Jackman, Evangeline Lilly, Kevin Durand, devamı... Filmin konusu: Eski organizatörlerden Charlie, hurda metalden kalitesiz robotlar yaparak geçimini sağlamakta ama zorlanmaktadır. Sonunda dibe vurur ve kendisinden ayrı yaşayan oğlu Max ile şampiyonada yarışacak bir boksör bir robot yapıp eğitmek üzere bir araya gelir. Bu vahşi arenada işler ciddiye bindikçe, Charlie ve Max bütün engellere rağmen, ringlere geri dönmek için son bir şans daha elde ederler. Boks sporunun insanlar dünyasından büyük ölçüde ayrılıp, robotların teknolojik dünyasına kaydığı yakın bir gelecekte geçen aksiyon dolu filmin başrolünde X-Men serisinin Logan’ı Hugh Jackman var. 2,5 metre uzunluğunda ve 900 kilo ağırlığında robotlarla insan olarak baş edemeyince kendisi küllerinden bir boksör robot yaratan Charlie Kenton rolünde izlediğimiz Jackman’ın yanı sıra filmin kadrosunda yakın zamanda Ölümcül Tuzak, Kader Ajanları gibi aksiyonlarda seyrettiğimiz Anthony Mackie ve Lost dizisiyle yıldızı parlayan seksi oyuncu Evangeline Lilly de yer alıyor.
Anadolu Kartalları Tür : Aksiyon , Dram Gösterim Tarihi : 28 Ekim 2011 Yönetmen : Ömer Vargı Yapım : Türkiye Yapım Yılı : 2011 Dağıtımcı : Tiglon Oyuncular : Çağatay Ulusoy, Alpay Kemal Atalan, Özge Özpirinçci, devamı... Filmin konusu: Onur, Ayşe, Mustafa, Tunç ve Fatih. Onlar, gökyüzüne hakim birer pilot olma hayaliyle yaşayan genç havacılar. Hayalleri yükseklerde fakat hedefe giderken yaşadıkları bin türlü zorluk, aile, sevgili hasreti, dostlukları, havada olmak için yaptıkları fedakarlıklar ve birbirleriyle rekabetleri ne kadar çetin bir yola çıktıklarının da göstergesi olacak. Binbaşı Kemal Tanaçan’ın deneyimi ve desteği sayesinde eğitimden geçen beş genç için Uluslararası Anadolu Kartalı Tatbikatı, hayatlarını tamamen değiştirecek çok büyük bir deneyim olacaktır. Türk sinemasının en çok ses getiren filmlerinden Eşkıya, Gönül Yarası, Kabadayı gibi filmlerin yapımcılığını, Herşey Çok Güzel Olacak, İnşaat ve Kabadayı filmlerinin yönetmenliğini üstlenen Ömer Vargı bu filmle tekrar yönetmen koltuğuna oturuyor. Oyuncu kadrosunda Çağatay Ulusoy, Alpay Kemal Atalan, Özge Özpirinççi, Alper Saldıran, İsmail Filiz, Hande Subaşı, Ekin Türkmen, Engin Altan Düzyatan gibi genç kuşağın önemli isimlerini bir araya getiren filmin müzikleri ise Ozan Doğulu’ya emanet.
Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm Tür : Polisiye , Aksiyon Gösterim Tarihi : 28 Ekim 2011 Yönetmen : Serdar Akar Yapım : Türkiye Yapım Yılı : 2011 Dağıtımcı : Özen Film Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu, Fatih Artman, İnanç Konukçu, Filmin konusu: Hem anlattığı hikayeler, hem de anlatım tarzıyla, yerli polisiye dizileri arasında yeni bir atmosfer ve uslup yaratma yolunda emin adımlarla ilerleyen “Bir Ankara Polisiyesi Behzat Ç.” uzun metraj sinema projesinde dizideki kadroyu bir araya getirmenin yanı sıra Tardu Flordun, Cansu Dere ve Hakan Boyav’ın da yer aldığı farklı bir Behzat Ç. hikayesi sunuyor. ‘Red Kit’ öldürdüğü kurbanlarını kazdığı çukurlara gömen psikopat bir katildir. Bu sayede, polislerden geçmişinin intikamını aldığı inan katilin ipliğini pazara çıkartırken Behzat Ç. ve ekibinin karşısında bir de olay yeri inceleme amiri vardır. Filmin senaryosunu Emrah Serbes’in Bir Ankara Polisiyesi “Son Hafriyat”ından gene kendisi tarafından uyarlanırken, yönetmen koltuğunda yine Serdar Akar oturuyor.
58
Sayı 24 / Ekim 2011
Say覺 24 / Ekim 2011
59
60
Say覺 24 / Ekim 2011