HABEREXEN
Yaşam tarzınızı yükseltecek lezzetler...
Mimar Sinan Mah. Atatürk Bul. 182 Atakum / SAMSUN Tel.: 439 34 34 E-Posta: info@afillirestaurant.com Web : www.afillirestaurant.com
HABEREXEN
®
Aldırma Sinop! Türkiye’nin en kuzeydeki kenti Sinop, barındırdığı onca potansiyele rağmen gözden ırak olduğu için gönüllerden de uzak oldu yıllardır.
www.haberexen.com AYLIK HABER DERGİSİ Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR SORUMLU YAZI iSLERi MÜDÜRÜ
Ya tarihi cezaevi edebiyat ve müzik eserlerinde geçtiğinde duyardık adını, ya da hamsi sezonu açılışında balıkçıların pek bir havalı söyledikleri “Sinop hamsisi bu hemşerim” sözleriyle. Son günlerde Sinop’u ülke ve bölge gündemine taşıyansa nükleer ve termik santrallerin inşası ve üzerine yapılan polemikler oldu. M.Ö 400 yıllarda Sinop’ta doğan Kinik felsefesinin öncüsü Diyojen’in (Diogenes) dönemin hükümdarı Büyük İskender’e söylediği “Gölge etme başka ihsan istemez.” sözü gibi Sinop’ta ilgisizlikten kurtulmak istiyor.
Ahmet AK
HABER MERKEZi
Mustafa BiLiK Mert Volkan GÜN Cüneyt YASAR KAPAK FOTOGRAFI
Murat KARASALiHOGLU HALKLA iLiSKiLER
Ekrem Yunus KESiCi Onur NURDEMiR Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com
Ulusal ve uluslararası ölçekte turizm özelliklerine sahip il.
REKLAM SATIS
Hem de sadece deniz-kum-güneşle sınırlı değil.
Yavuz YAMAN Kürsad TEKOLUK
Doğayla baş başa olmayı yeğleyenlerin için bulunmaz fırsatlarla sahip Sinop’un Tek ümidi bacasız sanayi turizmdeki müthiş potansiyelini sonuna dek kullanabilmek. Bunu yaparken tarım ve sanayide de gelişebilmek. Karadeniz’deki tek doğal liman Sinop’ta. Kültürel zenginlikleri ve bakir güzellikleri tarih boyunca insanları cezp etmekte. Pek çok medeniyete ev sahipliğinin sırrı da bu.
Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANISMANLARI
AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY GÖRSEL YÖNETMEN
Uğur BIYIK BASIM YERi
Şehirde sanayi yok, haliyle buna bağlı kirlilikte.
Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96
Halkı da turizme son derece duyarlı ve bu potansiyeli sonuna kadar kullanmak istiyor.
YÖNETiM YERi ADRESi
Şehirde örnek bir kalkınma modeli ortaya konabilir. Nitelikleri hiç de sıra dışı değil.
YAYIN TÜRÜ
Sinop’un -başta turizm- elindeki imkanları niçin kullanmadığını ve nasıl değerlendirebileceğini masaya yatırdık bu kapağımızda. Olayı derinlemesine araştırınca birbirinden ilginç hakikatler su yüzüne çıktı. Tespitlerin hemen hemen tümü siyaset üstü.
Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN Aylık Yerel Süreli Yayın BASIM TARİiHi
09 Temmuz 2013 ISSN: 2147-4397
Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sayı 45 / Temmuz 2013
3
HABEREXEN HABEREXEN
R
10
Sayı 40 45 // Şubat Temmuz 2013 Sayı 2013
dos y al ar
14
33 ('ø7g5 EDİTÖR 6 AKILDA KALANLAR
6 AKILDA KALANLAR
8 KÖŞE YAZISI - BEKİR REŞİTOĞLU
8 .gù( <$=,6, %(.ø5 5(ùø72ö/8
10 SGK KAPIYI BİR DEFA ÇALAR
10 hd %(<$='$1 %ø5ø +$<$7,0,='$1
12 SEL TAŞKINLARINDAN SASKİ Mİ SORUMLU d,.,<25 *ø%ø DSİ Mİ?
20
18 DÖRT DÖRTLÜK SANAYİ ŞEHRİ 14 7h5. <81$1 0h%$'(/(6ø <$ù,1'$ 20 KÖŞE YAZISI - AYLİN TAT 20 +85'$ .$5721'$.ø <$%$1&,
7(.(/ø1ø .,5$&$ö,= 22 ANADOLU TURLARINDA ÇOK CİDDİ GELİŞMELER OLACAK
24
24 1( <('øöø1ø='(1 (0ø16(1ø= 24 AVNİ AKER’DEN BOŞALACAK YERE SAĞLIK $)ø<(7 ù(.(5 2/681 KOMPLEKSİ KURULABİLİR
34
30 7ø5ø'ø1( 7ø5ø'ø1( %$1,/,5 26 KARAVAN’DA HAYAT OH NE RAHAT '2678./$5,1
30 AMASYA EVLERİ
34 520$7ø=0$1,1 <$./$ù,.
34 KAPAK - BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN SİNOP 7h5h 9$5
40
46 18’İNDE EVLENDİ 20 YIL SONRA ÜNİVERSİTEYİ 38 .gù( <$=,6, $</ø1 7$7 KAZANDI 50 TOKAT DOMATESİ 40 6$.,1 *(d .$/0$
.h0(/(1 '( *(/
52 KUŞLA KUŞ BALIKLA BALIK OLMAK
54 .gù( <$=,6, $<',1 '2ö'8 56 KÖŞE YAZISI - AYDIN DOĞDU 58 DURGUNSU SÜRAT KANOSUNDA 56 2.d8 <$5,ù7,5$&$. ÇARŞAMBA FARKI $/$1 $5$1,<25 61 TEKNOLOJİ - DİZÜSTÜ KATİLİ TABLETLER
60 23(5$
64 BAYAT EKMEKLERLE LEZZET YOLCULUĞU
60
56
62 '$0$. 7$',
64 )87%2/ 6$06816325 4
4
66 6ø1(0$
Sayı 45 / Temmuz 2013 Sayı 40 / Şubat 2013
Say覺 2013 Say覺 45 39 // Temmuz Ocak 2013
55
Akılda Kalanlar
SAMSUN ATAKUM’DA İSTANBUL GEZİ PARKI GERGİNLİĞİ Samsun’un Atakum ilçesinde İstanbul Taksim’deki “Gezi Parkı” eylemlerine destek veren grupla polis arasında ger ginlik yaşandı. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden organize olan protestocular, AK Parti Atakum İlçe binası önünde toplandı. Çevik kuvvet de TOMA ve panzerle olay yerine konuşlandı. Dağılın ikazına uyulmayınca göstericilerle emniyet kuvvetleri karşıya geldi. Olaylar sırasında çok sayıda kişi gözaltına alındı.
19 MAYIS ŞEHRİ’NDE TÜRKÇE OLİMPİYATLARI COŞKUSU
11’inci Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın coşkusunu, Tekkeköy’deki Yaşar Doğu Spor Salonu’nda gerçek leştirilen etkinlikle, Samsunlular da doyasıya yaşadı. 25 ülkeden gelen 75 öğrenci şarkıları, şiirleri ve halk oyunlarıyla izleyicilere unutulmaz bir gece tattırdı. Prog ram boyunca davetliler de Türkçe şarkılara gönülden eşlik etti. İlave sandalyelerle kapasitesi 10 bin 500’e çıkarılan salon ağzına kadar doldu.
ORDU-GİRESUN’NUN PİSTİ 2013 SONUNA BİTİYOR
Türkiye’de ilk defa denenen bir metotla deniz doldurularak inşa edilen Ordu-Giresun Havalimanı’nın 3 bin metrelik pisti 2013 Aralık’ta tamamlanacak. Açıklama çalışmaları yerinden inceleyen Ordu Valisi Kenan Çiftçi ve Giresun Valisi Dursun Ali Şahin’den geldi. Pist asfaltlama ve dolgu işi eş zamanlı yürütü lüyor.
ERDOĞAN SAMSUN’DA DA SORDU: “DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKIYOR MUYUZ?” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Milli İradeye Saygı Mitingi” silsilesinin 4’üncüsünde Samsunlulara seslendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Karadeniz söyleyeceğini kemençe ile söyler. Sazla söyler, türkü ile söyler. Karadeniz söyleyeceğini tulumla söyler. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi İskoçya tutumuyla söylemez.” yüklenen Erdoğan, “Karadeniz siyasette söyleyeceğini sandıkta söyledi. İnşallah yine sandıkta söyleyecek.” diye konuştu. Karadeniz haftalardır dolduğunu ama taşmadığını belirtip “Samsun’un Cumhuriyet Meydanı tıklım tıklım dolu.” dedikten sonra da kalabalığa şu soruları yöneltti: “Taksim Meydanı duyar mı? Ankara duyar mı, tüm Türkiye duyar mı, dünya duyar mı? Samsun demokrasiye sahip çıkıyor muyuz, sandığı ve milli iradeye sahip çıkıyor muyuz, Türkiye’ye sahip çıkıyor muyuz?” 6
Sayı 45 / Temmuz 2013
ÇORUM BOĞAZKALE’DEKİ YER ALTI ŞEHRİ TURİZME KAZANDIRILMAYI BEKLİYOR Yol genişletme çalışmaları sırasında Boğazkale’nin Evci beldesinde bulunan yer altı şehrini inceleyen Çorum Hitit Üniversitesi Arkeoloji bölümünden bir grup akademisyen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tescili sonrası ivedilikle kurtarma kazısı yapılarak bölgenin şehrin turizm zenginliğine dahil edilmesi gerektiğini belirtiyor. Boğazkale -antik adıyla Hattuşa-, Hititlerin başkenti. Buraya 12 kilometre uzaklıktaki beldede daha öncesinde de Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait taş eserler gün ışığına kavuşturulmuştu. Bunların bir bölümü Boğazkale Müzesi’nde sergileniyor.
2023 HEDEFLERİ İÇİN KAFKASLAR VE RUSYA’YA İŞBİRLİĞİ ZAMANI Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) tarafından idaresindeki şehirde düzenlenen Rusya Federasyonu Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi Türk-Rus İşadamları Ticaret Forumu’nda çok önemli gerçeklerin altını çizdi: “Bölgesel işbirliğine girmemiz, bölgesel işbirliği içerisinde büyümemiz kaçınılmazdır. Kafkaslar ve Rusya ile olan ilişkiler, Türkiye’nin 2023 hedefi için son derece önemli. Bu bölge, 21. yüzyılda kardeşlik, işbirliği ve refah fırsatı olarak değerlendirilebilir. Sosyal, kültürel ve ekonomik ağın oluşturulmasıyla olumlu sonuçlar alacağımızdan şüphe yok”
TÜRK-RUS İŞ FORUMU 2013 TOPLANTISI SAMSUN’DA YAPILDI Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’ınca (OKA) organize edilen “Türk- Rus İş Forumu 2013” toplantısı Samsun’daki Anemon Otel’de yapıldı. Programa; Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Tokat Valisi Mustafa Taşkesen, Çorum Valisi Sabri Başköy, Amasya Valisi Abdil Celil Öz, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İlkadım Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen, Novorossisk Belediye Başkanı Dış İlişkileri Danışmanı Pavel Mıhaylovıch, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yardımcısı Haluk Akyüz, Novorossisk Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Julia Rostovokova ve çok sayıda davetli katıldı.
BAKAN KILIÇ’TAN 2023 HEDEFLERİ Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç Samsun’da düzenlenen toplamda 5 milyar 797 milyon lira tutarındaki yatırımları tanıttı. Kılıç, Cumhuriyet’in 100’üncü yılının kutlanacağı 2023’te 223 dev projeyi hayata geçirmeyi hedef lediklerini anlattı. Sayı 45 / Temmuz 2013
ORDU FATSA’DA BİR KİŞİ SELDE BOĞULDU Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Aşağıyavaş Köyü’nde hayvanlarını otlatmak için sabah saatlerinde evden ayrılan 70 yaşındaki İsmail Depe’den haber alamayan ailesi köylülerden yardım istedi. Arama sonrasında sel sularına kapılarak boğulan Depe’nin cansız bedeni evinin yaklaşık 300 metre uzağındaki Kuz Deresi’nde bulundu.
7
Köşe Yazısı Köşe Yazısı
Bekir Reşitoğlu Reşitoğlu Bekir Ramazan ve İhtiyaç gO PV ]O ùH GRùXP Suizanların unutulup hüsnüzanların yeniden yeşerdiği Ramazan ayını idrak ediyoruz 9 Temmuz’dan itiba ren. İhtiyaç ůƺŵ ve muhtaç ďŝƌ ŐƺŶ kelimelerinin ĕĂƚ ŬĂƉŦ ŐĞanlamlarını ůŝǀĞƌŝLJŽƌ͙ yine iliklerimize KŶƵŶůĂ kadar LJĂƔĂhissedeceğiz. Dünyada bizden başka ŵĂLJŦ ƂŒƌĞŶŵĞůŝLJŝnj͙ Ƶ insanların ĚƺŶLJĂĚĂŶ ŶŝŚĂŝ ĂLJƌŦůŦƔŦ ŚŽƔ da yaşadığının farkına varacağız. Hemen aynı evi paylaştı ŬĂƌƔŦůĂŵĂLJŦnj͙ ğımız ailemizle veya arkadaşlarımızla nasılĐƺŵůĞĚĞ da yabancılaştığımızı 7ůŬ ĚƵĂLJĞŶ ŐĂnjĞƚĞĐŝ görüp DĞŚhayıflanacağız. hakkını ŵĞƚ ůŝ ŝƌĂŶĚ͛ŦŶ͕ Komşuluk ͲŚĂƐƚĂůŦŒŦŶĂ ƌĂŒŵĞŶ hatırlayacağız. Mahallemizin, ilçemi ĚŝŵĚŝŬ ĂLJĂŬƚĂLJŬĞŶͲ ǀĞĨĂƨ Őŝnjůŝ͘ 7ŬŝŶzin, ilimizin, ülkemizin ĐŝƐŝŶĚĞ͕ ϭϵϵϵ bölgemizin, DĂƌŵĂƌĂ ĞƉƌĞŵŝ͛LJůĞ ve bütün eşrefidƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶ mahlukatın ƂŒƌĞŶĚŝŒŝ dertlerini ĂĚŦŶŦ ďƺƚƺŶ içselleştireceğiz. WƌŽĨ͘ ƌ͘ ŚŵĞƚ DĞƚĞ /ƔŦŬĂƌĂ͛ŶŦŶ Ŭŝ͙ mĕƺŶĐƺƐƺŶĚĞ ĚĞ ŵƺƚĞŵĂĚŝLJĞŶ ĨĂƌŬůŦ Anlayacağız ki bin bir türlü nimetlerŐƂƌƺƔůĞƌĞ ƐĂŚŝƉůŝŒŝŶ ŬĂǀŐĂLJŦ ǀĞ ĕĂƨƔle donatılmış her yanımız. Yediğimiz ŵĂLJŦ ŐĞƌĞŬƟƌŵĞĚŝŒŝŶŝ ǀƵƌŐƵůĂLJĂŶ ǀĞ ekmekten, ĂŶůĂLJĂďŝůŵĞLJŝ aldığımız nefese, gülümse ďŝƌďŝƌŝŵŝnjŝ ƂŶĞƌĞŶ WƌŽĨ͘ meden ağlamaya, sevinmekten üzül ƌ͘ dŽŬƚĂŵŦƔ ƚĞƔ͛ŝŶŬŝ͙ meye, yürümekten koşmaya, düşün mekten rüyaya, sıkılmaktan ϮϬϭϯ coşkuya ƂƌĚƺŶĐƺLJƺ ĚĞ ĞŬůĞŵĞůŝLJŝnj͕ KͲ ve dahaŵĞƔŚƵƌ ne varsa birer fırsat ƺŶLJĂĐĂ bizlere. ĐĂŬ͛ƚĂŬŝ ŬĂLJŦƉůĂƌŦŶĂ͘ Gerçeği özümsemek için işaretlerle ŵĞƔŚƵƌ ƌĞƐƐĂŵŦŵŦnj ƵƌŚĂŶ ŽŒĂŶĕĂLJ͛Ŧ çevrili hayatımız. Fakat görebilmek ĚĂ ĞďĞĚŝLJĞ ƵŒƵƌůĂĚŦŬ͘ ƐĞƌŝ ĞŶ ƉĂŚĂůŦLJĂ esas bunları. ƐĂƨůĂŶ ƐĂŶĂƚĕŦŵŦnjĚŦ Ž͘ ŝƌ ƌƂƉŽƌƚĂũŦŶĚĂ ƔƂLJůĞ ƐŽƌƵůŵƵƔƚƵ ŬĞŶĚŝƐŝŶĞ͗ ͞zĂƔĂLJĂŶ İşte Ramazan nurdan spot ışığı işlevi ĞŶ ƉĂŚĂůŦ dƺƌŬ ƌĞƐƐĂŵŦ ŽůŵĂŬ ŶĂƐŦů ďŝƌ görüyor kararan kalplere. ĚƵLJŐƵ͍͟ ƵĚĂŬůĂƌŦŶĚĂŶ ƔƵ Detayları ŝĨĂĚĞůĞƌ es geçmememizi sağlıyor. ki ĚƂŬƺůŵƺƔƚƺ ĐĞǀĂďĞŶ͗ ͞sĂůůĂŚŝ Öyle ďĞŶŝŵ nefsimizi ayartmayı kendine iş belle ŝĕŝŶ Śŝĕďŝƌ ƔĞLJ ĚĞŒŝƔŵĞĚŝ͘ ĞŶ ŬĞŶĚŝŵyen kötü varlıklar da pek müdahil ĚĞŶ ĞŵŝŶĚŝŵ ŚĂƩĂ ďŝƌĂnj ŐĞĕ ďŝůĞ ŽůĚƵ͘ olamıyorlar sürece. AydınlıklaŐĞůŵĞŵ͘ birlikte ϱϬ ƐĞŶĞŵŝ ĂůĚŦ ďƵ ĚƵƌƵŵĂ rahatız yandan. ϱϬ ƐĞŶĞ daĂĕ öte ŬĂůĚŦŵ͕ ĞŬŵĞŬ ĂůĂŵĂĚŦŵ͕ ŵĞƚƌŽLJĂ ďŝŶĞŵĞĚŝŵ͕ ĞǀŝŵŝŶ ŬŝƌĂƐŦŶŦ
Ö
88
Oruç ibadetinin Allah katındaki değeri başka. Bizzat O bildiriyor bu hakikati. Öyleyse tüm algılama gücümüzle buradaki sırra ve odaklanmalı ƂĚĞLJĞŵĞĚŝŵ͖ Śŝĕ hikmete ŬŝŵƐĞ ďŝůŵĞĚŝ ďƵŶdeğil Bir çırpıda söyleyebiliriz ůĂƌŦ͘͘͘ miyiz? zĂďĂŶĐŦůĂƌ ŚĂŬŬŦŵĚĂ Ăůƨ ƚĂŶĞ ki, sadece yemek ve ƐĂŶĂƨ͕ içmekten kesil ŬŝƚĂƉ ĕŦŬĂƌƴ͘ ŦƌĂŬŦŶ ŚĞƌŚĂŶmeyle açıklanamaz bizden istenen. Őŝ ďŝƌ ƐĂŚĂĚĂ ŚĂŬŬŦŶĚĂ Ăůƨ ƚĂŶĞ ŬŝƚĂƉ Yüreğimizi deŬŝƔŝ ortaya kayabilmeliyiz. ĕŦŬĂƌƨůĂŶ ŬĂĕ ƚĂŶŦLJŽƌƐƵŶƵnj dƺƌŬŝİyilikleri, güzellikleri, yardımlaşmayı, LJĞ͛ĚĞ͍ mƐƚĞůŝŬ ďƵ LJĂnjĂƌůĂƌ ďŝůĂŝƐƟƐŶĂ empatiyi, sevgiyi, duayı, barışı ve öteyi ŬĞŶĚŝ ĂůĂŶůĂƌŦŶĚĂ ĚƺŶLJĂŶŦŶ ĞŶ ŵĞƔŚƵƌ duyumsama katsayımızı artırabiliyorsa ŝƐŝŵůĞƌŝ͘͟ oruçtur oruç. Gerisi aç kalmaktır. Boşu boşuna Cevabını Allah ,ĞƉŝŵŝnj mı? ĨĂŶŝLJŝnj͘ ƺŶLJĂ ĚĂ biliyor? ƂLJůĞ͘ ^ĂŶŬŝ ŚĞƉ ďƵƌĂĚĂ ŬĂůĂĐĂŬŵŦƔ ŚŝƐƐŝŶĚĞŶ İftar sofları gün boyunca terbiyeleŬƵƌƚƵůŵĂĚŦŬĕĂ ƉƌĂŶŐĂůĂƌĚĂLJŦnj͘ ,ĂŬŝŬŝ nen nefislerin şımartıldığı ƂnjŐƺƌůƺŬ ƐŽŶƐƵnjůƵŒƵ ŐƂƌŵĞ arenalara ǀĞ ŽŶĂ dönüşmemeli. İğneyle kazma misali ŐƂƌĞ ŚĂLJĂƟ ĚŝnjĂLJŶ ĞĚĞďŝůŵĞĚĞ͘ zĞƌŬƺͲ elde edilenďĂŬŵĂŬƚĂƐŦŶŦnj͍ hasletleri bir zŽŬƐĂ kaşık ĞƐŬŝ çorƌĞLJĞ ŶĂƐŦů bada yitirmemeli. Midemizi fesada ĕĂŒ ŝŶƐĂŶůĂƌŦ Őŝďŝ ƂŬƺnjƺŶ ďŽLJŶƵnjůĂƌŦŶͲ uğratmamalı. Alabildiğine hafiflemeliĚĂ ĚĞŶŐĞůĞŶĞŶ ƚĞƉƐŝ ŵŝ njĂŶŶĞƚŵĞŬͲ yiz ki mertebemizi yükseltebilelim. ƚĞƐŝŶŝnj͍ dĂďŝ Ŭŝ ďƵ ƚĞƔďŝŚƟ͘ &ĂŬĂƚ ŶĞ Yoksa ağır yağlıƐĂŶĂŶůĂƌĚĂŶ͍ yiyeceklerin sira ĨĂƌŬŦŵŦnj ǀĂƌ veďƂLJůĞ 7ƔƚĞ yetiyle çökerďƵ͘ de çökeriz. Allah korusun ƚĞŵĞů ƐƵĂů ĞĚĞŶůĞƌŝŵŝnjĚĞŶ͖ ĞůŝͲ dümdüz çakılabiliriz de… ŵŝnjĚĞŶ͕ zemine ĂLJĂŒŦŵŦnjĚĂŶ͕ ŐƂnjƺŵƺnjĚĞŶ͕ ŬƵůĂŒŦŵŦnjĚĂŶ͕ ďƵƌŶƵŵƵnjĚĂŶ ǀĞ ŬĂůďŝYazının başlığı Ramazan ve İhtiyaç. ŵŝnjĚĞŶ ǀƐ͖ ƌƵŚƵŵƵnjƵ ƐŦLJŦƌĂĐĂŒŦnj ŵƵƚKim neye muhtaç? Oruç ůĂŬĂ͘ muhtaç, ĂŵďĂƔŬĂ ĂůĞŵůĞƌĞ ŐŝĚĞĐĞŒŝnj͘ tutmanın gayesi soruların ŽŒŵĂĚĂŶ esas ĞǀǀĞů ĚĞ bu ŽƌĂůĂƌĚĂLJĚŦŬ͘ karşılıklarını doğru eşleştirmek. ƐůŦŶĚĂ Ƃůƺŵ͕ ƂůƺŵƐƺnjůƺŒĞ ĚŽŒƵŵĚƵƌ͘ &ŦƚƌĂƨŵŦnjĚĂŬŝ ĞďĞĚŝLJĞƚ ĚƵLJŐƵƐƵ ďƵŶƵŶ İsraf kaçınmamız gereken birinŝƐƉĂƨĚŦƌ͘ cil hataların belki de başında geliyor. Yiyeceğiz içeceğiz ama israf ŝƌ LJĂŶĚĂ Ƃůƺŵ͕ ĚŝŒĞƌ LJĂŶĚĂ ƐŽŶƐƵnjůƵŬ͘ etmeyeceğiz. Böyle buyuruyor Hz. 7Ŭŝ ďŝůŝŶŵĞLJĞŶůŝ ĚĞŶŬůĞŵ͘ ŶĐĂŬ ƂůƺŵĞ y͕ ƐŽŶƐƵnjůƵŒĂ ĚĂ z ĚĞƌƐĞŬ͖ z ƚĂŵĂ-
Muhammed (sas). Ramazan’da da har vurup harman savuruyorsak ne yazık! Tüketimdeki çılgınlığı törpüleyecekken, soframızdakini bölüşecekken, ŵĞŶ y͛ƚĞŬŝ ƉĞƌĨŽƌŵĂŶƐĂ ďĂŒůŦ͘ ĞŵĞŬ artanları kati suretle ziyan etmeyecekŬŝ ďŝůŝŶŵĞLJĞŶ LJŽŬ ŽƌƚĂĚĂ͘ ŝůŵĞŵŝnj ken yediğimiz önümüzde ůĂnjŦŵůĂƌĂ ƚƺŵĚĞŶ ǀĂŬŦķnj͘ yemediğimiz 7ŶŬĂƌ͕ ŝƐLJĂŶ arkamızda sorumsuzluğunda boğul ǀĞ ŝŬŝLJƺnjůƺůƺŬ ĚĞƌƚůĞƌŝŵŝnj͘ ĞǀĞŬƵƔƵ mamalıyız. Hayat serüvenimizi baştan ƌŽůƺ ďŝnjnjĂƚ ƚĞƌĐŝŚŝŵŝnj͘ ayağa irdelemeliyiz. Sonrasını da plan lamalıyız. ŝƌĂŶĚ͛ŦŶ͕ /ƔŦŬĂƌĂ͛ŶŦŶ͕ ƚĞƔ͛ŝŶ ǀĞ ŽŒĂŶĕĂLJ͛ŦŶ ǀĞĚĂůĂƌŦŶĚĂŶ ŚĂŶŐŝ ĚĞƌƐͲ Sıcak Ramazan pidesindeki yumuşak ůĞƌŝ ĕŦŬĂƌŵĂůŦLJŦnj ĚŝLJĞ ƐŽƌĂďŝůƐĞŬ ĚĂŚŝ lığa samimiyete ŬĂĮ͘ ve ,Ğƌ Ƃůƺŵ ďŝƌ bürünmeliyiz. ŝďƌĞƫƌ͘ ŽŒƌƵLJƵ ƵŶƵƩƵƌŵĂŵĂ ŝŬĂnjŦĚŦƌ͘ 7Ŭŝ ĞůůĞ ŶĞůĞƌĞ Doyma marjımızı minimuma indir ƐĂƌŦůĚŦŒŦŵŦnjŦŶ ŵƵŚĂƐĞďĞƐŝŶŝ LJĂƉŵĂ ķƌmeliyiz. ƐĂƨĚŦƌ͘ Midemizin metrekaresini 3+1 daire büyüklüğünden mümkünse kulübe Onu ĐĂďĂ ebadına ĂŶĂŵŦnjŦŶ ufaltabilmeliyiz. ǀƺĐƵĚƵŶĚĂŶ ŬŽƉdaraltıp, ufkumuzu genişletmeliyiz. ŵĂĚĂŶ ŚĂƩĂ ƌĂŚŵĞ ĚƺƔŵĞĚĞŶ ĞǀǀĞů Unutmamalıyız ki şu dünya denilen ďŝƌ ŝŵŬĂŶ ƚĂŶŦŶƐĂLJĚŦ ŶĞ LJƂŶĚĞ ŬĂŶĂĂƚ mekan fezada ƺŶLJĂ minik birĞĚĞƌ kürecik. ŽůƵƔƚƵƌƵƌĚƵŬ͍ ĐĞnjƉ ŵŝLJĚŝ Tıpkı milyonlarca rakibini ekarte ďŝnjŝ͍ zĂƌĂƨĐŦ͛ŶŦŶ ƌĂŚŵĂŶŝLJĞƟ ǀĞ ƌĂŚŝŵetmeyi başarıp yumurtayı dölleyen ůŝŒŝ ƐŽŶƐƵnj͘ bŝŵĚŝ ƐŽƌƵůƵLJŽƌ ĂLJŶŦ ƐŽƌƵ͘ erkek Uzay bir mƐƚĞůŝŬ üreme ƚĞĐƌƺďĞ hücresi ĞƚŵĞLJŝ gibi. ĚĞ ůƺƞĞĚĞƌĞŬ͘ ana rahmi. Oluşan embriyoysa dünya. ďĞĚŝLJĞƩĞŬŝ ŐƺnjĞůůŝŬůĞƌ ŵŝ͕ ϯͲϱ LJŦůůŦŬ Nasıl ki o nüve karanlık ortamda bes ƐĂůƚĂŶĂƚůĂƌ ŵŦ͍ ŽŬ ŶĞƚ ďŝƌ ŚĂů͘ <ĂĨĂůĂƌ lenip insan yavrusu olup dünyaya ĚŝŶŐŝŶ͘ ůŵĂ ŝůĞ ĂƌŵƵƚ ĂLJƌŦƔŦLJŽƌ͘ bĞLJƚĂŶ doğacaksa; dünya da, dünyadaki haya ŚĂƌŝĕ ŬĂŶĚŦƌŦůŵĂ ŝŚƟŵĂůŝ ĚĞ ƐŦķƌ͘ tımızda bir gün sonlanıp esas hayat başlayacak. Ahrete doğacağız. gün 7ŶƐĂŶŦnj͘ sĂƌůŦŒŦŵŦnjĚĂ͕ ƵĨĂĐŦŬ ďŝƌ OŝƐƚĂƐͲ alnımız ak, yüreğimiz pürü ise ne LJŽŶ ĚƺŶLJĂ͘ ^ŽŶ ĚƺĚƺŒĞ ĚĞŬ pak ƺŵŝƚůŝLJŝnj͘ mutlu. Bu da oruçlarımızdaki kaliteye ŵĂ ŶĞĨĞƐůĞƌŝŵŝnjŝŶ ƐŽŶƵŶĐƵƐƵŶĚĂ ĚĂ azami ehemmiyet venjŽƌƵŶĚĂLJŦnj͘ her günümüzü ĂƟŬ ĚĂǀƌĂŶĂďŝůŵĞŬ ůůĂŚ oruçlaştırmakla ŬŽƌƵƐƵŶ ďŦƌĂŬŦŶ mümkün. ĚƺŶLJĂLJŦ͕ ƐŽŶƐƵnjůƵŬ ďĂƔŦŵŦnjĂ LJŦŬŦůĂďŝůŝƌ͙͘ Sayı / Şubat 2013 Sayı 4540 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
9
Gündem
Genel Sağlık Sigortası’nda takip ve sorumluluk vatandaşlarda…
1 Ocak 2012 tarihinden itibaren Türkiye genelindeki bütün vatandaşları kapsayan Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulamasından hala bihaberseniz bu röportajı mutlaka sonuna dek okumalısınız. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Samsun Müdürü Selami Göz’e akla gelen tüm detayları sorduk. Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygula ması 5510 sayılı Kanun’un 1 Ekim 2008’de yürürlüğe girmesiyle baş ladı. İlk etapta 4/a’ları (işçi), 4/b’li leri (Bağ-Kur), isteğe bağlı sigorta kapsamındakileri ve emekli–dul– yetim aylığı alanları kapsıyordu. Sonra sında Devlet memurları ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli de projeye dahil edildi. Bu grupların hiçbirine de girmeyenler için GSS zorunlu değildi. Ancak 1 Ocak 2012’den itibaren her kes sistemdeydi artık. Hatta yeşil kartlılar bile. GSS’nin yurt geneline yayılmasıyla gelir testiyle de tanışıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu yönde tebligatlar ulaştırdı her yere. Bunların iletildiği vatandaşlardan 49 bin 270’i Samsun’da yaşamaktaydı. İşlem mecburiydi ve elbette ki bir amacı vardı. Durumdan geç haberdar olanlar katmerli borç faturalarıyla karşılaştı. En çok merak edilen soruları Sosyal Güvenlik Kurumu Samsun İl Müdürü Selami Göz’e yönelttik. 10
-Kendisine gelir testi davet yazısı gelmeden başvuru yapanlar hata mı etmekteler? 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince tüm vatandaşlar kurumumuz tarafından 1 Ocak 2012 itibariyle zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır. Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi statü sünde olmayanlar, SGK tarafından re’sen tescil edilmekte ve bir ay içeri sinde vakıflara başvurarak gelir testi yaptırmaları gerektiği kendilerine bil dirilmektedir. Bu kişiler için, gelir test leri sonuçlandırılıncaya kadar 5510 sayılı Kanunun 82’ nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgarî kazanç tutarı olarak esas alınarak primleri tahakkuk ettirilmektedir. Bu nedenle kişilerin davet yazısı gelmeden gelir testi yaptırmaları bir hata olarak görülmemelidir.
-Kendisine davet geldikten sonra bir ay içinde gelir testine gidecek vatandaşın GSS prim borcu testin ardından mı başlıyor? GSS primi kişilerin tescil edildiği tarihten itibaren tahakkuk ettirilmek tedir. Ancak kişilerin prim ödeyip ödemeyecekleri veya ne kadar öde yecekleri gelir testi sonucuna göre belirlenmektedir. Kişinin, SGK tara fından bildirim tebliğ edildiği tarih ten itibaren bir ay içerisinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurması halinde gelir testi sonucuna göre ödemesi gereken prim tescil tarihi itibariyle geçerli olmaktadır. Kişi bir aylık süreyi aşmışsa, ödeyeceği prim gelir testinin sonuçlandığı tarih itibariyle geçerli olacaktır. Bir aylık süreyi aşanlarda gelir testinin sonuçlandığı tarihe kadar olan borç en yüksek tutar üzerinden tahakkuk ettirilmektedir. Yani bir aylık süre bize kişinin gelir testi sonucuna göre tahakkuk ettirilecek prim borcunun Sayı 45 / Temmuz 2013
Selami Göz: “SGK, kişilere tescil tarihi itibariyle prim borcu tahakkuk ettirmektedir. Bu borç ödenmediği sürece birikmeye ve kurumca gecikme zammı ilave edilmeye devam edilmektedir.”
ne zaman başlayacağı noktasında önem arz etmektedir. Ayrıca, gelir testine göre primi devlet tarafından karşılanacak kişilerde bir aylık süre altı ay olarak uygulanmaktadır.
GSS PRİM BORCU 60 GÜNÜ AŞARSA!
bulunmamaktadır. -Bankalarda parası olanların mev duatlarına haciz işlemi uygulanacak mı? Haciz hangi malları kapsıyor? SGK e-haciz işlemini henüz uygulamaya koymamıştır. E-haciz uygulamasıyla
-Samsun’da kaç kişiye gelir testi için tebligat ve ödeme emri ulaştırıldı? 49.270 kişiye tebligat çekilmiş. -Diyelim ki SGK sehven mektup göndermedi veya gecikildi. Adres hata sından ileti ulaşmadı. Bu durumlarda
-GSS prim borcu bulunanlar sigortalı olarak hastanelerde mua yene olabilirler mi? Genel sağlık sigortası kapsamında bulunan sigortalılarımızın, kurumu muzun sunmuş oluğu sağlık yardım larından faydalanması için GSS prim borcunun 60 günden fazla olmaması gerekmektedir. Bu nedenle bazı istisnai haller (Acil hal, analık hali vb.) hariç hastanelerde muayene olmaları mümkün bulunmamaktadır. -GSS prim borcunun bağlayıcılığı nedir? Borcu belirlenenler nasıl bir yöntem izlemeli? Kişilerin prim borçlarını ödememeleri halinde günlük faiz uygulanmakta ve hukuki yolla tahsili cihetine gidilmek tedir. -Samsun’da GSS borçlarının toplam tutarı nedir? Sistem üzerindenTürkiye geneli toplam borç tutarı takip edilebilmektedir. İl bazında bu bilgiye ulaşılamamaktadır. GSS prim borçlarında otomatik icra uygulanmamaktadır. Borçların tahsila tıyla ilgili nasıl bir yol izleneceği kurum başkanlığımız tarafından belirlene cektir. Samsun’ da genel sağlık sigortası prim borcu bulunan ve bu nedenle icra uygulanan sigortalımız Sayı 45 / Temmuz 2013
nasıl bir yol izleneceği kurum başkan lığımızca belirlenecektir.
GSS PRİM BORCU ERTELENMİYOR AMA TAKSİT VAR
-GSS prim borcunun ertelenmesi veya taksitlendirilmesi mümkün mü? GSS prim borcunun ertelenmesi konusunda herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Taksitlendirme hususunda şu an başkanlıkça verilmiş bir talimat var.
gelir testi gerçekleşene dek GSS prim borçları birikmeye ve gecikme faizi yemeye devam edecek mi? SGK, kişilere tescil tarihi itibariyle prim borcu tahakkuk ettirmektedir. Bu borç ödenmediği sürece birikmeye ve kurumca gecikme zammı ilave edilmeye devam edilmektedir. Ancak kişilere kurum tarafından tebligat yapıldıktan sonra bir ay içerisinde gelir testi için sosyal yardımlaşma ve daya nışma vakfına müracaat etmesi halin de prim borcu tescil tarihi itibariyle yeniden düzenlenmektedir. 11
Ge癟en temmuzdaki afetten bir y覺l sonra da hala sorularla ugras覺yoruz
SEL TASKINLARINDAN SASKI MI SORUMLU DSI MI? Say覺 45 / Temmuz 2013
4 Temmuz 2012’deki sel afeti yalnızca Samsunluları değil, bütün ülkeyi derinden üzmüştü. Çok karakteristik ihmalleri gözler önüne seriyordu yaşananlar. Olayın ardından tam bir geçti. Ancak o günlerdeki soruların cevapları netleşeceğine aksine yeni sualler eklendi zihinlerdeki kafa karışıklıklarına. 2014’te yürürlüğe girecek kanunla SASKİ ile DSİ arasındaki yetki paylaşımı daha da çetrefilleşiyor. Sayı 45 / Temmuz 2013
Turizm
Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) ile Devlet Su İşleri’nin (DSİ) görevlerini tam yerine getirip getirmediğini tartışıyoruz 15 canın yitirilmesinden bir yıl sonra da. Yıl boyunca inecek tahmini yağışın yüzde 9’unun dört saatte toprakla buluşması irademiz dışında. Ancak Karadeniz Otoyolu’nun altındaki su menfezlerini geniş ve tıkanmayacak özellikte inşa etmek elimizde. Öte yandan TOKİ evlerinin hemen yanı başında bulunduğu ırmak üzerindeki köprünün yüksekliğini de iyi ayarlayabiliriz. Aksi halde selin getirdikleriyle bent haline dönüşüverir köprü. 4 Temmuz 2012 tarihli yıkıcı sel felaketinin ardından bir yıl geçti. Zaman hızla akıp giderken acaba yetkililer yeni afetlerden en az zararla kurtulabilmek için hangi tedbirleri aldı?
14
Geçen yılın 2 Temmuz’unda Çarşam ba’yı vuran hortum Türkiye’yi derinden sarsacak sel faciasının işaretiydi. Akçaltı, Uluköy, A.Dikencik, Y.Dikencik, Dikbıyık Merkez Mah, Dikbıyık Yukarı Güzelpınar köylerinde ev, işyeri, cami,
ahır ve depo tipi binalar zarara uğradı. Bir gün sonrasında Sinop Dikmen ve Samsun Canik’te sel felaketi meydana geldi. Meteorolojinin kayıtlarına göre o gece metrekareye 48 buçuk kilogram yağış düştü. Afet merkezine ilk ihbar 23:04 sularında ulaştı. Kısa bir süre sonra Yılanlı Dere, Adatepe, Gürgentepe, Muratlı, Kaşyayla’daki mahsur kalmalara müdahale edildi. 06:00’da şehrin Trabzon yönüne çıkışındaki karayolunda 2’si çocuk, 1’i kadın 3 ceset bulundu. 17:20’deki bilanço 9 ölü, 2 kayıp, 21 yaralıydı. Sel 4 Temmuz’da Alaçam’ı da vurdu. Cuma günü ölü sayısı 11’e yükseldi. 9 Temmuz Pazartesi günü ise Ayvacık, Salıpazarı ve Terme ilçelerinde sular taştı. 1 kişi ölürken 2 kişi de yaralandı. 11 Temmuz’da da 14 yaşındaki Cansu Çakan’ın öldüğü belirlendi. Haberlerin en acısı Gaziosmanpaşa
Mahallesi’ndeki TOKİ’nin inşa ettirdiği Kuzey Yıldızı konutlarının bodrum katlarındaydı. Kenan Yazıcı, oğulları Mücahit ve Bedirhan ile Hüseyin ve Abdullah Yılmaz isimli kardeşler binaya dolan suda boğuldu. Bütüner ailesi de Samsun-Ordu karayolunda dolum tesisleri mevkiinde otomobilleri ile seyir halindeyken yakalandı sele. Baba Murat Bütüner’in kullandığı araç sulara kapıldı. Eşi Emine ile çocukları Merkay ve Migranur hayatını kaybetti. YETKİ TARTIŞMASI DEVAM EDİYOR Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) ile Devlet Su İşleri’nin (DSİ) görevlerini tam yerine getirip getirmediğini tartışıyoruz 15 canın yitirilmesinden bir yıl sonra da. Yetki karmaşası için deyiz. SASKİ Genel Müdürü Coşkun Öncel, 2014’te yürürlüğe girecek ve büyükşehir belediyelerinin sınırlarını il Sayı 45 / Temmuz 2013
“Bir yasa çıkıyor, kimin ne yapacağı belli değil. DSİ de biz de aynı şeyden muzdaripiz.” SASKİ Genel Müdürü Öncel mülki sınırları yapacak yeni Büyükşehir Kanunu’nu kastederek “Bir yasa çıkıyor, kimin ne yapacağı belli değil. DSİ de biz de aynı şeyden muzdaripiz.” diyor. Mevcut yasalarda dere ıslahı ve taşkınları koruma vazifesinin DSİ’de olduğunu; fakat sözünü ettiği yeni kanuni düzenlemenin sorumluluk sahibini gölgeli bıraktığını belirterek şunları söylüyor Öncel: “Kızılırmak ve Yeşilırmak’tan yeni yasayla SASKİ’nin sorumluğuna bağlanacak. 60 yıldır DSİ oralarda bir şey yapmamış, ben iki günde nasıl yapacağım. Dediler ki bir gecede yasa çıktı. Büyükşehirin parası, personeli ve ekipmanı var mı? Sayı 45 / Temmuz 2013
İlave verildi mi? Bir sürü yerde problem var, bunları yapmaya ne benim param ne de ömrüm yeter. Bir yerden başlıyorsun yapa yapa gidiyorsun. Buralarda taşkın olur ve sigorta para öderse, ‘SASKİ suçlu sensin’ denilecek. Yasaların arasında boşluklar var. Dünya Su Kongresi’nde bilim adam larının yaptığı açıklamalarda dünyada küresel iklim değişikliği nedeniyle artık teknik formüllerin değişmesi gerektiğini, debilerin değiştiğini dile getirdiler. Biz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu ödenek, zaman ve bilgi birikimi meselesidir.” DSİ şuanda Canik İlçesi Yılanlıdere
ve İncirli Deresi mevkiinde selkapanı yapımıyla meşgul. SASKİ ise Atakum İlçesi’ndeki Afanlı ve Kuruzeytin derelerinde temizleme ve selkapanı inşası işlemlerini yürütüyor. Derelerin karayoluyla kesiştiği noktalarda da Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü duvar yapıyor. Canların yitirildiği felaketin üzerinden 1 sene geçmesine rağmen, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ)’nin halen görevlerini tam yerine getirip getirmediği tartışılırken, bu birimler ise olayla alakalı açıklama yapmaktan çekiniyor. 15
Turizm
Yazacağınız şiirin ilk dizesi bizden:
SANA DÜN BOZTEPE’DEN BAKTIM EY GÜZEL
KARADENİZ
Aslında tam 40 yıl önce Ordu’nun gündemine gelen Boztepe’ye teleferik kurma fikri ne yazık ki 2011 yılında fiiliyata geçebildi. Bizimkisi bir iddia; siz de gidip görünce girişteki cümle ye mutlaka ‘maalesef’ kelimesini de ilave edeceksiniz. Hat yalnızca şehir halkının ve yerli turistlerin değil, yabancıların da ilgisini çekmekte ve beğenisini toplamakta. 9 Haziran 2012 tarihinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16
katıldığı törenle resmen açılan telefe rikte 7 direkle 500 metre yüksekliğe erişiliyor. Uzunluğu iki bin 350 metre. Oturaklı kabinleri 8 kişilik. Saatte inişçıkış dahil bin 800 yolcu taşıyor. Yazın ileri vakitlere kadar açık. Ancak enerji israfını önlemek amacıyla kışın daha kısa sürelerle aktif. Belediye İçin Mühtiş Gelir Kaynağı Faaliyete başladığından bu yana yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi binmiş teleferiğe. Yakında Büyükşehir statü
süne kavuşan belediyenin kasasına 5,5 milyon lira para girmiş. Düzenli ödemeler bu kaynaktan yapılıyormuş. Hafta içi 5, sonuysa 6 lira ücret alınıyor. Öğrenciler, şehit aileleri, gazi ler ve gazeteciler yüzde 50 indirim uygulanıyor. Proje sonrasında tur operatörleri güzergahlarına Ordu’yu, özellikle de Boztepe’ye teleferikle çıkmayı da ekledi ler. Hemen deniz kenarındaki kalkış istasyonu sürekli insan sirkülasyonu Sayı 45 / Temmuz 2013
2011’de faaliyete geçen Boztepe teleferiği sadece yerli turistlerin değil, yabancılarında büyük ilgisini çekiyor. İki bin 350 metre uzunluğundaki hatta saatte gidiş-dönüş bin 800 yolcu taşınıyor. Karadeniz’i ve şehri yukardan görmek iste yenlerin akın ettiği bir yer burası. Üstelik son derece de güvenli.
hesaba katılarak sokak formunda tasarlanmış. Kafeler, satış yerleri, oyun parkları ve iskele var. Turizm Danışma Bürosu, Karadeniz Otoyolu’nun kara bölümünde. Buradaki otopark 317 araç kapasitesine sahip. Son Derece Güvenli Yükseklik korkusu çekenler hiç endişe duymasınlar, teleferik hattı güvenlik kriterleri açısından sorunsuz. Hızı ayarlanabilir özellikte. Aşırı rüzgarlı, fırtınalı ve yıldırım riskli günlerde devre dışı Sayı 45 / Temmuz 2013
bırakılıyor. Acil kurtarma motoru da her an göreve hazır. Alt ve üst istasyonlarda iki jeneratör bulunuyor. Maliyeti ilk etapta 9 milyon 100 bin TL. olarak planlanan teleferik için daha sonrada belediye meclisinden alınan yetki ile ilaveler yapılarak teleferik toplamda KDV dahil 11 milyon 800 bin. TL’ye mal oldu. Eleştiriler Anlamsız Bugün Teleferiğin Adapark’taki ikinci ayağı koruma alanı içinde ve Yalı Camii’ne
çok kısa mesafede. Şehrin güzelliğini bozar düşüncesiyle proje başlarda epey tartışılmıştı. Oysa söz konusu ayağın konuşlandığı saha koruma kapsamında değildi; hakkındaki karar inşa sonrası verilmişti. ‘İstemezük’ sesleri bu gerekçeye daya nıyordu. Hattan şimdi 1 milyonu aşkın insan faydalanıyor. Adeta bir ulaşım aracı öte yandan. Karlı havalarda Boz tepe’ye varabilmenin tek yolu.
17
Güncel
Hem geçmişe dayanan müteşebbisçi ruhu hem de günümüzdeki dinamikliğiyle…
DÖRT DÖRTLÜK SANAYİ ŞEHRİ
ÇORUM Çorum’da sanayi yatırımına girişmek pek çok açıdan avantajlı. Sonuncu teşvik programında 4’üncü bölge kapsamında. Üstelik 5’inci bölgenin imkanlarından da yararlanabiliyor. Kritik notlara ulaşım açısından da elverişli. Şehirdeki Organize Sanayi Bölgesi (OSB) genişlemeye müsait. Alt yapı problemi yaşanmıyor. Çorum, Karadeniz kıyısındaki şehirlerin aksine düz arazi avantajına sahip. Büyümeye ve genişlemeye son derece müsait.
doğu yönünde bitişik 215 hektarlık arazinin seçim işlemi tamamlanıp imar planı onaylandı. Şu anda parsel ve alt yapı çalışmaları sürüyor.
Şehre 1977 yılında kurulan Organize Sanayi Bölgesi (OSB), merkeze 12 kilometre mesafede. İki bölümlü OSB’nin büyüklüğü ise 437 hektar. 1997’de dev reye sokulan ikinci bölüm 177 hektar. Her iki bölümdeki toplam sanayi parseli de 132. 78’i ilk bölümde.
Çorum’daki OSB, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’na (OSBÜK) da üye. Yönetim Kurulu ve Bölge Müdürleri Komisyonu’nda temsil ediliyor. 58 kilometre uzaklıktaki Merzifon Havaalanı’nın yurtiçi ve yurtdışı uçuşlarda aktif hali, bölgenin canlılık potansiyeline ciddi katkılar sağlamakta.
Karma nitelikli Çorum OSB’de pek çok sektörde faaliyet gösteriliyor. Başlıcaları şöyle: Makine, ziraat aletleri, gıda, plastik ve elektro plastik, medikal, orman, kimya, seramik, mermer, ısı yalıtım, prefabrik yapı, döküm, oto yan sanayi, karoser-damper imalatı, tekstil, mobilya ve metal… Önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek gelişmeler dikkate alınarak bölgeyle 18
OSB’de yüzde 70 oranlı bedelsiz arsa tahsisi devam ediyor. Elektrik, su, doğalgaz, kanalizasyon, yağmursuyu , telefon gibi her türlü alt yapı hizmetleri aksaksız yürüyor. Dış ticaret evrakları ildeki Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO) koordinasyonuyla bürokrasiyle uğraştırmadan onaylanıyor. İnşaat aşamasından üreti me geçiş sürecine gereken tüm bilgi ve belgelerin ücretsiz düzenleniyor. Atık
suların arıtımında da sorun yok. TEŞVİKTE 4. BÖLGE En son 2012’deki revizyonla Türkiye yatırım teşvik uygulamaları açısından 6 bölgeye ayrılmış durumda. Çorum 4’üncü bölgede. KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti gelir/kurumlar vergisi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği teşviklerinden yararlanıyor. İlaveten bir alttaki 5’ye verilen teşviklerden de faydalanabiliyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi Strateji Belgesi’ne ilişkin sloganı, “Orta ve Yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmak” diye belirledi. Çorum’daki müteşebbis ruh çok güçlü. Ruhun, Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyonla taç lanması gerekiyor. Bunun yolu da teknokent oluşumundan geçiyor. Dünyayla rekabetin temel şartlarından biri bu. OSB’nin hazırladığı Çorum Teknoloji Sayı 45 / Temmuz 2013
Geliştirme Bölgesi, fikir merhalesinden proje somutluğuna ilerledi. Kalkınma Bakanlığı’ndan tasdik çıktı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) eliyle desteklenecek. Protokol imzalandı. SUNGURLU OSB 1997’de kuruluş adımları atılan Çorum’un Sungurlu ilçesindeki OSB’nin karma statü tescili 27 Nisan 2001’de yapıldı. Bölge için 484 hektar alan kamulaştırıldı. 100 hektarlık bölümündeki 1. Etap Uygulama Alanı’nda 84 sanayi parseli oluşturuldu. Alt 2008’de bitti. İlk arsa 7 Ağustos 2009’da tahsis edildi. Talepler beklenin altında kalınca broşür ve kitapçıklar bastırılarak bölge yatırımcıya tanıtıldı. Yurt içi gezi programları düzenlendi. Halihazırdaki tahsis sayısı 7. Bölgedeki bir firma oto yedek parçası üretiyor. Başka bir firmaysa mobilya, kapı ve ahşap malzeme imal ediyor.
ÇORUM’DAKİ YATIRIM AVANTAJLARI Çorum’da geçmişe dayanan bir sanayi kültürü ve girişimci ruh var. Paylaşım ve ortaklık kültürü de gelişkin. Kalifiye işgücü sıkıntısı çekilmiyor. Bağrında binlerce öteye ait önemli kültür mirasları barındırıyor. Adeta bir kültür başkenti. Turizm potansiyeli her geçen yıl gelişiyor. Ankara’ya 240, Samsun Limanı’na 175, Mer zifon Havaalanı’na 58 kilometre uzaklıkta. Hammadde kaynakları da yakın. Ulaşım imkan ları gayet iyi. Hitit Üniversitesi ile sanayi işbirliği günbegün güçleniyor. Yatırım desteklerinde, bir başka ifadeyle kalkınmada öncelikte 4’üncü Bölge kapsamında.
Çorum’daki OSB gibi burası da genişlemeye elverişli. Yeni teşvik sistemi dahilinde.
Sayı 45 / Temmuz 2013
19
Köşe Yazısı Köşe Yazısı
AylinTat Tat Aylin İçimdeki Ses 9HID İçimdeki sesler durmuyor bu günlerde. Hep iyiye ve güzele davet ediyor her şeyi, herkesi. Lakin yaşananlar umutsuzluğa ve hayal kırıklığına itiyor beni. ƂnjůƺŬƚĞŬŝ ĂŶůĂŵŦ ƐƂnjƺŶĚĞ ĚƵƌŵĂ͕ ƐĞǀŐŝ ǀĞ ĚŽƐƚůƵŬKardeş kardeşe kavgalar, ƚĂ ƐĞďĂƚ yaşanan ǀĞ ĚĞǀĂŵĚŦƌ ǀĞsavaşlar, hayal kırıklıkları, aldanmaĨĂŶŦŶ͘ 'Ğƌĕŝ͕ ĕĂŒŦŵŦnjĚĂ lar, aldatmacalar… ŝŚĂŶĞƚ ǀĞ ďĞŶĐŝůůŝŬůĞƌĞ LJĞƌŝŶŝ ďŦƌĂŬĂŶ ďŝƌ ŬĂǀƌĂŵ ŚĂůŝŶĞ ŐĞůŵŝƔƟƌ Nerede insanlık diyor içimdeki ses. ǀĞĨĂ͘ Oysaki canlılar içerisinde en güzel, en özel değerleri insanoğluna ver ,ĂǀĂůĂƌ ƐŽŒƵLJƵƉ͕ ĂŒĂĕůĂƌ LJĂƉƌĂŬůĂƌŦŶŦ ĚƂŬƚƺŬƚĞŶ ƐŽŶƌĂ ĚĞƌŝŶ ďŝƌ ŚƺnjƺŶ ĕƂŬĞƌ miş yaradan. ŝĕŝŵĞ͘ EĞĚĞŶƐĞ ŬŦƔ ŵĞǀƐŝŵŝ͕ LJĂƔĂŵŦŵ ďŽLJƵŶĐĂ ƐŽƌŐƵůĂŵĂ ŵĞǀƐŝŵŝ ŽůŵƵƔƚƵƌ Bazen insan yoruluyor yaşadığı ŬĞŶĚŝ ƐĞǀĚŝŬůĞƌtüm ĚƺŶLJĂŵĚĂ͘ olumsuzluk<ĞŶĚŝŵŝ͕ karşısında. Herşey ŝŵŝ͕ ƐĞǀŵĞĚŝŬůĞƌŝŵŝ͕ LJĂƉŵĂŬ ŝƐƚĞLJŝƉƚĞ gece gibi çöküyor üstüne. Sabah LJĂƉĂŵĂĚŦŬůĂƌŦŵŦ ƐŽƌŐƵůĂƌ ĚƵƌƵƌƵŵ͘ oluyor, güneş doğuyor ama içim'ĞŶĞůĚĞ ĚĞ ŚƺnjƺŶůƺĚƺƌ ƐŽƌŐƵůĂŵĂdeki sesin fırtınası dinmek bilmiyor. ůĂƌŦŵ͘ Çabalıyorsun çünkü; yorulsan da, bittiğin anlar da olsa, tükenmişliğin <ĂLJŦƉůĂƌŦŵŦ͕ ŝŚĂŶĞƚůĞƌŝ͕ ĚŽƐƚ ďŝůĚŝŒŝŵ son noktasına gelsen de hayat bu ƌŝLJĂŬąƌůĂƌŦ ŚĂƨƌůĂƌŦŵ͘ işte yaşayıp duruyorsun.
S
hep Mevlana’nın güzel sözleriyle ve hikâyeleriyle aydınlatmaya çalışırım yolumu. Okudukça ve anlamaya çalıştıkça
7ŶƐĂŶƐĂŬ ĞŒĞƌ͕ ŝŶƐĂŶĐĂ LJĂƔĂŵĂŬaçılır ruhumdaki perde… ƐĂ ĂŵĂĐŦŵŦnj͖ ďĂƔŬĂ ŝŶƐĂŶůĂƌĂ ĚĂ ŝůůĞ ĚĞ Ğů ƵnjĂƚŵĂŬƨƌ LJĂƔĂŵŦŶ ĂĚĂďŦ͘ Teknoloji ilerlemiş, insanoğlu uzayı dĂŶŦŵĂĚŦŒŦŶ͕ ŽƚƵƌƵƉ ƚĂ ďŝƌ ďĂƌĚĂŬ ĕĂLJ keşfetmiş ama ŝŶƐĂŶůĂƌĂ sözlerdeki sihirďŝůĞ hiç ďŝůĞ ŝĕŵĞĚŝŒŝŵŝnj ŬĂƌƔŦ bozulmamış. ǀĞĨĂ ŐƂƐƚĞƌŵĞŬƟƌ ŝƔŝŶ ĂƐůŦ͘
Bir gün yıkanmak için hamama ŝƌŝŶŝ ͚͛LJĂ ƂůĚƺƌ LJĂ LJĂƔĂƚ ĂŵĂ ĂƐůĂ LJĂƌĂůŦ gider Mevlana ve kısa bir süre sonra ďŦƌĂŬŵĂ͛͛ ĚĞŵŝƔ bĞŵƐ dĞďƌŝnjŝ͘ dışarıya çıkar. Neden çıktığını soran-
ŽƐƚůƵŒƵŶ ǀĞ cevap ŵŝŶŶĞƩĂƌůŦŒŦŶ ŽůŵĂnjƐĂ lara verdiği ibret vericidir ‘telŽůŵĂnjŦĚŦƌ s & ͕ lak beni körünce havuzun kenarında
oturan şahsı beni oturtmak için yer-
Makam, mevki uğruna ne haksızlıklar ve adaletsizlikler yaşatıyoruz birbirimize. İşte içimdeki ses bugünlerde ne
ŵĂĚĂŶ ĚŽŒƌƵůĂƌŦ ĂŶůĂƚĂŶ LJƺƌĞŬůĞƌĚŝƌ yapmalı, ne etmeli, nasıl insan ǀĞĨĂůŦ ĚŽƐƚ͙ oğlunu adalete davet etmeli diye ŽƐƩƵŶ ŚĂŬŬŦŶĂ ŝůŝƔŵĞŵĞŬƟƌ ǀĞĨĂ͘ konuşup ne ͚͛ ŝƌ ĮŶĐĂŶ duruyor. ŬĂŚǀĞŶŝŶ Ne ŬŦƌŬ yapsam, LJŦů ŚĂƨƌŦ etsem susturamıyorum içimdeki ǀĂƌĚŦƌ͛͛ ĚŝLJĞ ďŝůĞŶĚŝƌ ǀĞĨĂůŦ ĚŽƐƚ͘
sesin isyanını. sĞĨĂ ŶĞĚŝƌ͍ ŝůŝƌ ŵŝƐŝŶ ĚĞƌ DĞǀůĂŶĂ͖ Adaletsizliği kalkan etmiş ͚͛sĞĨĂ͕ ĂƌŬĂŶĚĂ kendisine ďŦƌĂŬƨŒŦŶŦ͕ ŐŝĚĞƌŬĞŶ lere yine bir Mevlana sözüyle cevap LJĂŬƨŒŦŶŦ LJĂďĂŶĂ ĂƚŵĂŵĂŬƨƌ͘ vermek istiyorum. sĞĨĂ͕ ĚŽƐƚůƵŒƵŶ ĂƐĂůĞƟŶĞ͕ ďŝƌ ĚƵĂ ƐŽŶƌĂƐŦ ǀĞƌŝůĞŶ ƐƂnjůĞƌĞ͕ ŝŚĂŶĞƚ ‘Yüzde ısrar etme ŚĂLJĂůůĞƌĞ doksan da olur. ŬĂƚŵĂŵĂŬƨƌ͛͛ İnsan dediğin noksan da olur
sĞĨĂ͕ ƂnjůĞŵ ĚŽůƵ͕ ƐŦĐĂĐŦŬ ďŝƌ ŬƵĐĂŬůĂŵinden kaldırdı, bende utancımdan ĂĚŦƌ͘ ŒĞƌ ƚƺŵ ďƵ ŐƺnjĞů ĚƵLJŐƵůĂƌŦ ƐŝnjĞ var? ŚŝƐdışarıya çıktım’. Sakın büyüklenme elde neler ƐĞƫƌĞŶ ĚŽƐƚůĂƌŦŶŦnj ǀĂƌƐĂ ƐĂŚŝƉ ŽůĚ Žƌ ĂƔŵĂŬ͕ NenjĂŵĂŶůĂƌŦ şaşılacakďŝƌůŝŬƚĞ şey değil mi? ĚŽƐƚ Žů- ƵŒƵŶƵnj͕ ĚƺŶLJĂŶŦŶ ĞŶ ĚĞŒĞƌůŝ ŶŝŵĞƟŶĞ Bir ben varım deme, yoksan da olur.’ ŵĂŬƨƌ s & ͘ ƐĂŚŝƉƐŝŶŝnjĚŝƌ ĂƐůŦŶĚĂ͘
Günümüzde ise tam tersi işliyor.
Adaletin,
sevginin,
barışın
ve
<ĞŶĚŝŵŝnjŝ LJĂůŶŦnj ŚŝƐƐĞƫŒŝŵŝnjĚĞ͕ Śŝĕ ĞŶĚĞ LJĂƌĂĚĂŶŦŵ Ă ƔƺŬƌĞĚŝLJŽƌƵŵ Ŭŝ͖ Biz Mevlana’nın torunları birbirim- kardeşliğin hâkim olduğu bir dünya ďŝƚŵĞLJĞĐĞŬ ƐĂŶĚŦŒŦŵŦnj ĂĐŦůĂƌŦ LJĂƔĂƌŬĞŶ ŚĂLJĂƨŵĚĂ͕ ƐŦĐĂĐŦŬ ŶĞĨĞƐůĞƌŝŶŝ ĚĞƌŝŶĚĞŶ izin yerini kapmak için akla gelme özlemiyle, kalın sağlıcakla… <ŦƔŦŶ LJƺnjƺ ƐŽŒƵŬ ŽůĚƵŒƵ ŝĕŝŶĚŝƌ ďĞůŬŝ ĚĞ ŐƺůƺƔůĞƌŝ͕ ƐĂŵŝŵŝ ďĂŬŦƔůĂƌŦLJůĂ ďŝnjĞ ŦƔŦŬ ŚŝƐƐĞƫƌĞŶ ĚŽƐƚůĂƌŦŵ ǀĂƌ͘ Kendimi kötü hissettiğim zamanda yecek şeytanca oyunlar oynuyoruz. ďƵ ŚƺnjŶƺŵ͘ ƚƵƚĂŶ ďŝƌ ĕŝŌ ŐƂnjĚƺƌ ǀĞĨĂůŦ ĚŽƐƚ͘ ͚͛zĂƔĂŵ ŐƺůŵĞLJŝ͕ ƐĞǀŐŝ ŚĂŬ ĞƚŵĞLJŝ͕ ,ĂůĂ ǀĂƌ ŽůĂŶ LJŽŬƐƵů ŝŶƐĂŶůĂƌ͕ ĕĂƨƐŦnj͕ hĕƵƌƵŵƵŶ ŬĞŶĂƌŦŶĂ ŐĞůĚŝŒŝŵŝnjĚĞ͕ ďŝƌ ǀĞĨĂ ƵŶƵƚŵĂŵĂLJŦ͕ ĚŽƐƚůƵŬ ƐĂĚŦŬ ŬĂůŽĚƵŶƐƵnj͕ ŬƂŵƺƌƐƺnj ŽŶůĂƌĐĂ ĕĂƌƉĂŶ ĂLJĂŒŦŵŦnj ƵĕƵƌƵŵĂ ŬĂLJŵĂŬƚĂLJŬĞŶ ďĞ- ŵĂLJŦ ďŝůĞŶůĞƌ ŝĕŝŶĚŝƌ͛͛ ĚĞŵŝƔ LJĂ DĞǀůĂLJƺƌĞŬ͙ 7ŶƐĂŶůŦŒŦŵĚĂŶ ďŝůĞ ƵƚĂŶĂƐŦŵ ĚĞŶŝŵŝnjŝ ƐŦŵƐŦŬŦ ƚƵƚĂŶ LJƺƌĞŬůŝ ŬŽůůĂƌĚŦƌ ŶĂ͖ ƂŶĐĞůŝŬůĞ ƐŝnjůĞƌŝ ĚƺŶLJĂLJĂ ŐĞƟƌŝƉ͕ ŐĞůŝƌ͘ sĞ ďƂLJůĞ njĂŵĂŶůĂƌŦŵĚĂ ĚĂ ĞŶ ĕŽŬ ǀĞĨĂůŦ ĚŽƐƚ͙ ŚĞƌ ĚĂŝŵ ĞůŝŶŝnjĚĞŶ ƚƵƚĂŶ ďƺLJƺŬůĞƌŝŶŝnjĞ ƐŽƌŐƵůĂĚŦŒŦŵ ƔĞLJůĞƌŝŶ ďĂƔŦŶĚĂĚŦƌ ǀĞĨĂ <ĞŶĚŝ ĚŽŒƌƵůĂƌŦŶŦ LJĂƔĂƌŬĞŶ͕ ƐŝnjŝŶ LJĂŶ- ǀĞ ĚŽƐƚůĂƌŦŶŦnjĂ ŚĞƌ ĚĂŝŵ ǀĞĨĂůŦ ŽůŵĂŶŦnj ĚƵLJŐƵƐƵ͙ ůŦƔůĂƌŦŶŦnjĂ ŚŽƔŐƂƌƺ ŝůĞ ďĂŬĂŶ ǀĞ Ɛŝnjŝ ŬŦƌ- ǀĞ ĂLJŶŦ ǀĞĨĂLJŦ ĚĂ ŐƂƌŵĞŶŝnj ĚŝůĞŒŝLJůĞ͙
38 20
Sayı 45 40 // Temmuz Şubat 2013 Sayı 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
21
Araştırma
ANADOLU TURLARINDA ÇOK CİDDİ GELİŞMELER OLACAK TÜROFED Başkanı Osman Ayık, “Özellikle Karadeniz ülkelerinden Türkiye’ye yönelik bir takım hareketlerde Samsun önemli bir mevkie sahip olacak. Bununla beraber biz tabi ki uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetleri içerisinde Karadeniz’e de özel bir şekilde yer vermek istiyoruz.” diyor.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, otelcilikteki yerel inisiyatiflerin önemini anlattığı bilgilendirme toplantıları turunun Karadeniz Bölgesi ayağını Samsun’dan başlattı. Bölgenin doğa turizmi potansiyeli giderek kurumsal anlamda da keşfediliyor. Konaklama ihtiyacının karşılanması için 5 yıldızlı oteller inşa ediliyor. Peki bunları yaparken nasıl bir strateji izlenmeli? Yılların ihmalinin ya da atıllığının önüne geçelim derken yanlışlara düşülebilir mi? Bu kritik soruları Ayık’a yönelttik. Federasyonun geleceğe bakış açısını da öğrendik bu arada. -Son yıllarda turizm yatırımları Karadeniz Bölgesi’nde de hız kazandı. Birbiri ardına donanımlı oteller inşa ediliyor. Bu gelişmeyi nasıl değerlendirmeliyiz? Aslında sadece Karadeniz’de değil, Türkiye’nin son on yıldaki gelişimi ne paralel olarak hemen hemen Anadolu’nun her tarafında ciddi yatı rımlar var. Özellikle alt yapı konusunda çok önemli gelişme kaydedildi. Aşağı yukarı 50’ye yakın nitelikli havaalanı ülkenin her yanında oluştu. Buna paralel duble yollar, hızlı tren projeleri ve yatay anlamdaki ulaşım imkanlarının 22
artmasıyla birlikte her tarafta çok ciddi yatırımlar başladı. Özellikle de konaklama tesisleri anlamında Samsun ve Karadeniz Bölgesi bu yatırımlardan ciddi miktarda pay alan bölgelerimizden bir tanesi. Biz de Türkiye Otelciler Federasyonu olarak bu gelişmeye paralel, geçmiş yıllarda sadece Türkiye’nin belli nokta larında turizm yapılıyordu aslında. İstanbul başta olmak üzere güney sahil lerinde Antalya ve onun devamında sahil bölgelerinde ciddi bir gelişme söz konusuydu ama biraz öncede söylediğim
gibi Türkiye’nin her yerinde turizm yapılır hale geldi. Çünkü Türkiye’de gerek gelişmelere paralel, gerek iş hayatındaki gelişme ve Türkiye’nin her bölgesinde sahip olduğu çok önemli özelliklerinde dolayı ister istemez çok ciddi bir turizm hareketliliği olacak. İhmal edilen veya daha doğrusu yapılma imkânı olmayan özellikle Anadolu turları için Türkiye’de çok ciddi bir gelişme bekliyoruz. Bu gelişmenin ipuçlarını da birçok alanda görmeye başladık. Samsun Karadeniz’in en önemli kentlerinden birisi ve tabi ki bu yatırımlardan en Sayı 45 / Temmuz 2013
“İhtiyaç olmayan yatırımlar bir müddet sonra fiyat istikrarsızlığından başlayarak birçok farklı soruna neden olabil ir.” diyen Ayık, kaliteli ve nitelikli hizmetten kesinlikle ödün verilme mesini de tavsiye ediyor.
önemli payı alacak şehirlerden bir tanesi olacak. Önemli de bir ticaret merkezi. TÜROFED olarak Türkiye’nin her yerinde her bölgesinde temsil kabiliyeti olan yerel inisiyatiflerin oluşmasını istiyoruz. Bu anlamda her yeri tek tek ziyaret ediyoruz. Karadeniz’de ilk durağımız da Samsun. Muhtemelen önümüzdeki günlerde Karadeniz’deki diğer illeri de ziyaret edeceğiz. Ardından da Doğu Anadolu’da Erzurum başta olmak üzere diğer bölgeleri de ziyaret edip Türkiye’nin her yerinde konaklama sektörünün temsili ile ilgili yapılanmaları oluşturacağız.
OTEL AÇARKEN İHTİYAÇ VE İSABET ÖNEMLİ…
-Samsun’daki Otel planlamasında, biraz daha açarsak, sayısında, konuşlanmalarında ve taşıyacakları özelliklerde nelere dikkat edilmeli? Samsun’da tesislerin yapılması çok doğru ama ihtiyaca göre yapılmalı. Haksız rekabete neden olacak yatırımlara dikkat edilmeli. Bundan kastımız şudur; Samsun’un 5 tane 5 yıldızlı otele ihtiyacı varsa 15 tane olmamalı. Ürün kompozisyonu dediğimiz, farklı konseptlerde farklı kategorilerde yol almak için daha garantili yatırımdır. İhtiyaç olmayan yatırımlar bir müddet sonra fiyat istikrarsızlığından başlayarak birçok farklı soruna neden olabilir. Yerel inisiyatiflerin de önemi daha iyi anlaşılıyor. Burada oluşmaya başladığında mutlaka bu tür konularda da yerel yöneticileri yoracaklardır. Onlara da bu tür yatırımlara yön vermeleri konusunda baskı kurmaya başlayacaklar ve dola yısıyla da daha sağlıklı bir gelişmeyi sağlayacaklardır.
KONAKLAMA TURİZMİN TEMEL ALT YAPISIDIR
-Bölgede turizm önünün açılması için otelciler ve turizmciler arasında Sayı 45 / Temmuz 2013
nasıl bir işbirliği kurulmalıdır? Zaten konaklama turizmin temel altyapısıdır. Öncelikle nitelikli tesislerin, belli standartlara sahip tesislerin ortaya çıkması lazım ki, siz bu anlamda konak lama hizmeti verir hale gelince ister istemez bunun doğrultusunda bir arz ve talep oluşacaktır. Arkasından da zaten son yıllarda iç pazar anlamında ciddi bir hareketlenme başladı. Bu bölgeye dönük bir hareket başladı. Yıllardır insanların biriken seyahat arzusu iç pazardaki bu dinamikle Kara deniz’de de ciddi bir gelişmeye neden olacak. Hepimizce çok iyi bilinen birçok yerli tur operatörü, özel Karadeniz
turları hazırlamaya başladılar. Bunun devamında da Türkiye’nin son yıllardaki gelişimine paralel olarak, coğrafyamız çekim merkezi haline geldi. Samsun’un da bunlardan özel bir pay alacağını düşünüyorum. Özellikle Karadeniz ülke
lerinden Türkiye’ye yönelik bir takım hareketlerde Samsun önemli bir mevkie sahip olacak. Bununla beraber biz tabi ki uluslar arası tanıtım ve pazarlama faaliyetleri içerisinde Karadeniz’e de özel bir şekle yer vermek istiyoruz. -Turizmin gelişmesi ve ilerlemesinde otel sahiplerine ne gibi misyon veya görev düşmekte? Otel sahiplerine düşen sorumluluk birinci derecede nitelikli ve kaliteli hizmet vermektir. Bu aslında bizim mesleğimizin temel gerekliliklerinden biridir. Bunu sağlamak, arkasından da özel ürünlerin gelişmesini, bölgedeki bir takım doğal zenginliklerin ortaya çıkarılması
ve buranın turizminin bu bölgede bir yaşam tarzına dönüştürülmesi gerekiyor. Bunların yanında da bir takım ortak tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin içinde de yer almaları gerekiyor.
23
Kent
Trabzon Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Kasapoğlu:
Avni Aker’den Boşalacak Yere Sağlık Kompleksi Kurulabilir
Hizmeti, ‘bir bayrak yarışı’ gören Mustafa Kasapoğlu, Trabzon Kamu Hastaneleri Birliği’nde iş akışını aksamadan yürüyecek raya oturttuklarını söylüyor. Şehirdeki hayırsever kültüründen son derece memnun. Arazi sıkıntısına dikkat çekiyor o da. Akyazı dolgu sahasına taşınacak Avni Aker Stadı’ndan boşalacak yere bütün sağlık ünitelerini buluşturacak kompleks yapılmasının Trabzon kamuoyunda değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. 24
Sayı 45 / Temmuz 2013
“Hizmet bir bayrak yarışıdır.” anlayışına sahip Kasapoğlu. “Bu nedenle bizden önceki hizmet etmişlerden bayrağı alarak daha ileriye nasıl götürebiliriz düşüncesi içerisinde olan insanlar olmak durumundayız.” diyor. Başarılı bir bürokrat izi bırakarak 10 yıl çalıştığı Samsun’un eski Sağlık Müdürü Mustafa Kasapoğlu, Kasım 2012’den bu yana Trabzon’da Kamu Hastaneler Birliği görevini yürütüyor. Kendisini yeni makamında ziyaret ettik ve şimdi hangi projelerle uğraştığını sorduk.
hastanelerinin yatırım programına alınması da gündemimizde.” Trabzon’da ciddi seviyede hayırsever kültürü bulunduğundan da söz ediyor ayrıca: “Bu da bizim için önemli bir kazanım. Burada hayırseverlerimiz bir-
Şehir içinde Avni Aker Stadı, 850 bin metrekarelik Akyazı dolgu sahasına taşındığında büyük bir arsa boşa çıkacak. Buraya kompleks halinde bir sağlık yerleşkesi düşünülebileceğinin altını çiziyor Kasapoğlu: “Bu tabi ki şehrin gündemine alınması gere
“Hizmet bir bayrak yarışıdır.” anlayışına sahip Kasapoğlu. “Bu nedenle bizden önceki hizmet etmişlerden bayrağı alarak daha ileriye nasıl götürebiliriz düşüncesi içerisinde olan insanlar olmak durumundayız.” diyor. Personel eğitiminden, hastanelerin mali yapıları ve fiziki koşullarının iyileştirilmesine kadar pek çok planlamayı tamamına erdirdiklerini söylüyor. Bundan sonraki yatırımları da program lamışlar. İş akışının aksaksız gitmesi için gereken kıvamı yakalamışlar. Trab zon’a geldiklerindeki heyecanı aynen koruduklarını da belirtiyor: “Burada uzman ekibimizi oluşturarak bir yapı lanma içerisine girdik.”
Trabzon’daki Hayırseverlik Kültü rü Çok İyi
Trabzon sağlık konusunda Artvin, Rize, Bayburt, Giresun ve Gümüşhane’yle birlikte 1 milyon 750 binlik nüfusa hitap ediyor. İldeki büyük şehir statü sünün faaliyetlerinin halka daha etkin ulaşmasına katkı sağlayacağını anla tıyor Kasapoğlu: “Trabzon’da 13 tane ağız ve diş sağlığı merkezide dahil olmak üzere hastanemiz mevcut. Ayrıca Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi ve özel Avrasya Üniversitesi Hastanesi var. Yine üç tane daha özel hastanesi var. Bunlar dışında yüksek güvenlikli psikiyatri hastanesi yatırım programına alınacak. Bunun yanında 650 yataklı şehir hastanesi ve yeni ilçe devlet Sayı 45 / Temmuz 2013
çok yeni hastane ve servisin yapılma sını üstlenmiş durumda. Trabzon’daki bu artının bilhassa altını çizmek istiyorum. İnşallah Samsun’da da bunlar olur. Gerçekten buna kamuda çalışan bizlerin ihtiyacı var çünkü bu bizi daha fazla motive ediyor ve çalışma azmi mizi arttırıyor.”
Sağlık Kuruluşları Dağınıklıktan Kurtarılmalı
Samsun’dan sonraki Karadeniz sahil şeridinde arazi sorunu hat safhada. Bu Trabzon’da ziyadesiyle hissediliyor.
ken bir konu. Öte yandan Trabzon’da sağlık kurumları gerçekten çok dağınık konumlara sahipler. Bu dağınık sağlık kuruluşlarını tek bir kampüs içerisinde bir araya toplamak Trabzon içinde çok iyi bir hizmet olur. Samsun’da bunu başardık. Burada da böylesi güzel bir iş yapılabilse de güzel bir sağlık yerleşkesine kavuşulabilse. Trabzon kamuoyu konuyu çok iyi değerlendirmeli ve tüm yönleriyle tartarak iyice gözden geçirmeli.”
25
Hobi
Karavanda tatil ve yaşam bir başkadır alabildiğine özgür ve rahat. Yağan yağmurun, esen rüzgarın keyfini çıkarırsınız. Büyükşehirden kaçan, yazlıktan sıkılan, hobi bahçesi olan ve sit alanındaki arazisi için yapılaşma izni alamayanların imdadına karavanlar yetişiyor.
Karavanda Hayat
Oh Ne Rahat
Pek çok kişinin hayali karavanla seyahat etmektir. Peki ya kara vanınızda konaklayabilseydiniz? Sabah deniz kenarında uyanıp yüzünüzü deniz suyuyla yıkayabilir, salon niyetine koca bir çayırı kullanabilir, dünyanın her yerinde bir eve sahip olabilirsiniz. Karavan, hem tatil yapanlar için, hem de günlük yaşamını sürdürenler için farklı bir dünyanın kapılarını açıyor. Ev rahatlığını yaşarken bir yandan da ağaçların altında uyumanın keyfini çıkarabilirsiniz. Dalga sesleri arasında uyanabilir, kapınızı açar açmaz kendinizi denizin serin sularına bırakabilirsiniz. Nehir kenarından yakaladığınız balığı
26
hemen orada pişirebilirsiniz. Yazlık aldığınızda her zaman tek bir yerdesiniz ancak karavanla haritada beğendiğiniz birçok yerde bunları yaşayabilirsiniz. Üstelik karavan size farklı bir sosyal ortam da getirir. Farklı kişilerle tanışır, farklı dostluklar kurar, çocuklarınızla farklı bir ortamda vakit geçirme nin keyfini çıkarırsınız. Ailenizle, eşinizle ve dostlarınızla keyifli sofralar, sohbetler, anlar paylaşırsınız. Karavan size gündelik yaşamdan ayrı, anlatılacak farklı anılar sunar. Karavanda yaşam için illa kamp alanlarına ihtiyaç yok. Su ve elektrik ihtiyaçları için kamp alanları
tercih ediliyor, ancak karavanlarda su depoları, duş ve tuvalet de bulunuyor. Hatta jeneratörü olan karavanlar da üretiliyor. O da yoksa seyyar jeneratörler de kullanılabilir. Ayrıca bu jenara törün sağlayacağı elektrik ile çalışan klima size yazın serinlik kışın ısınma konforunu rahatlıkla sağlayabiliyor. Dünyanın her yerin de villanız varmış gibi. Uydusu yoluyla televizyon izlenebilen, internet için de bilgisayara takılan 3G modemlerden kullanılabilen villalar. Karavan öğrenciler ve yalnız yaşayanlar için de harika bir çözüm. Ekonomik, izolasyonu iyi, kolay soğur ve kolay ısınır.
Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
27
Hobi Arabanın motor gücüne göre alınacak yerli üretim bir çekme karavanın fiyatı 15 bin-50 bin TL arasında, motokaravanların fiyatı ise 30 bin TL’den başlıyor. Eğer acele bir karar vermek istemiyorsanız, günlüğü 200-300 TL’ye karavan kiralamanız ve bir süre için kervancılığı denemeniz de iyi olabilir.
Hatta solar paneller takılırsa, elektriğe de ihtiyacınız kalmaz. Arsaya da ihtiyacınız yok. İki kişilik yataklı bölmenin yanı sıra oturma grubu olarak kullanılan alan, zahmetsiz bir şekilde yatak haline de gelebiliyor karavanlarda. Böylece iki çocuklu bir ailenin rahatlıkla yaşayacağı karavandaki buzdolabı, elektrik veya tüp gazla çalışabiliyor. Karavanla ilgili muhabbetlerde akla ilk gelen soru tuvalet ve banyo sistemi. Portopotti ve kartuşlu olmak üzere iki tip tuvalet bulunuyor. Haz nelerine parçalayıcı ve koku giderici kimyasallar bulunan tuvaletlerin kullanımı oldukça rahat. Ancak, ülkemizde karavanla turizm yete rince tanınmıyor. Avrupa yollarında ise özellikle yaz aylarında en az araç sayısı kadar karavan görüyoruz. Avrupalılar karavanlı tatili çok seviyor. Karavan kültürü Türkiye’de de özellikle eğitim seviyesinin yükselmesi, insanların farklı tatil arayışına girmesiyle yay gınlaşmaya başladı. Karavanlar karayollarına uygunluk açısından genellikle 4-5 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğinde imal ediliyor. Bu
28
10-14 metrekarelik alanlar anlamına geliyor. Karavanların fiyatları, içlerindeki donanıma ve büyüklüklerine göre değişiyor. Arabanın motor gücüne göre alınacak yerli üretim bir çekme karavanın fiyatı 15 bin-50 bin TL arasında, motokaravanların fiyatı ise 30 bin TL’den başlıyor. Eğer acele bir karar vermek istemiyorsanız, günlüğü 200-300 TL’ye karavan kira lamanız ve bir süre için kervancılığı denemeniz de iyi olabilir. Karavancılık bir sosyal yaşam biçi midir. Bir motokaravan sahip olduğu imkanları nedeniyle belki kamp alanlarına çok fazla ihtiyaç duymaya bilir ama çekme karavan ve çadır sahiplerinin çoğunlukla kamplara ve park alanlarına ihtiyacı vardır. Moto karavanların ise kullanılmadıkları dönemde park edebilecekleri alanlar önem arz eder. Gezilerimizin ve tatillerimizin güvenli ve konforlu geçmesi için kampların asgari bazı temel fonksiyonlarının olması gereklidir. Bunun yanı sıra fiyatların hem işletmeleri kazanç elde edebilecekleri, hem de kamp ve karavancıların kabul edebilecekleri makul seviyelerde olması gereklidir.
Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
29
Turizm
30
Say覺 45 / Temmuz 2013
Öz Kültürümüzün Yaşayan İzleri
AMASYA EVLERİ Tabi özellikleri ve tarihi geçmişiyle eşsiz nitelikteki şehirl erimizden Amasya’nın elması ve kirazı bir hayli meşhur. Pek çok Osmanlı şehza desi burada yetişti. Ama evlerinin güzelliği ve anlamı bir başka. Her biri tarihi eser konumunda. Türk-İslam kültür ünün izler ini günümüze dek taşımakta.
I
nsanlık tarihinde pek az şehre nasiptir her daim cazip kalabilmek. İşte onlardan biri de kuşkusuz Amasya’dır. Elbette milletleri cezp edişinin arka planı sağlam sebep lerle dolu. Coğrafi konumu ve tabii özellik leri onu topluluklara mesken tutturmuştur. Havası da başkadır buranın. Osmanlıların şehzadelerini yetiştirdiği nadide yerlerdendir. Sipahî-zâde Mehmed Efendi, Takvimü’l-Bül dân’da şöyle tanımlamaktadır kenti: “Altıncı iklimdendir ve Anadolu’da büyük bir şehirdir. Suru, kalesi, bahçeleri, büyük ırmağı ve bunun üzerinde su dolapları vardır.” Sivas’ın kuzeyindeki Kösedağ eteklerinden çıkıp Karadeniz’e dökülünceye kadar; batıdan doğuya 519 kilometre kat eder Yeşilırmak. “İris” ya da Bayezid Paşa İmareti Vakfiyesi’nde “Nehr-i Kebîr (Ulu Irmak)” adıyla anılır. Onun suladığı mümbit topraklarda kurulmuştur Amasya. Elması ve kirazı dillere destandır. Hele o evleri yok mu? Nehirle öylesine bölün müştür ki ortadan ikiye, bir yanı meşhur aşk masalının kahramanlarından Şirin’in; diğer yanıysa Ferhat’ındır adeta. Köprüler iki yakayı nişanlayan birer yüzük misalidir. Harşena Dağı’nın eteklerinde sıralan Yalıboyu evleri de bir başka güzelleştirir ırmağın kıyısını.
Sayı 45 / Temmuz 2013
31
Turizm
Amasya evlerinin çoğu 19’uncu yüzyıla ait. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na istinaden Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 5 Mayıs 1992 gün ve 2364 sayılı kararıyla tescilli ve korunmakta.
HER BİR EV TARİHİ ESER
Amasya Evleri genellikle yan yana, sırt sırta ve bitişik nizamdır. Haremlik ve selamlık esasına uygundur. Bodrum üzeri tek ve iki katlıdır. Avlulu ve bahçelidir. Bahçe ortadadır ve dışa kapalıdır. Birinci ve ikinci kat üzeri “sahniş-sahn-ı şirin”lilerine de (üç tarafı pencereli, çıkma tarzı cumba) rast lanmaktadır. 1915yangını, 1939 depremi ve zaman zaman meydana gelen sel felaketleri, ahşap konutları olumsuz etkilemiştir. Hatuniye Mahallesi bu açıdan öbürlerinden daha şanslıdır. Evler sofalara göre planlanır. Odalar sofaların etrafındadır. Kimilerinde odalar arasında kalan ve eyvan denilen, sofayla herhangi bir mimari bulunmayan mekanlar görülmektedir.
CUMBALARDAKİ SİMETRİ
Konutların ikinci katları genellikle (dışa taşıntılı) cumbalıdır. Böylece hem simetri oluşmakta, hem de yer kazanılmaktadır. ÖzellikleYalıboyu’nda, Roma Dönemi sur duvarları üzerin dekiler yani Yeşilırmak’a bakan güney yöndeki evler; “eliböğründe”lerle (ahşap evlerin çıkmalarına destek için yerleştirilen çapraz payanda) desteklenerek dışarıya taşırılmıştır. İç mekan genişletilmiştir bu metotla. Giyotin tarzındaki pencere sayısı da artmıştır. Üçlü gruplar halindedir pencereler. Önlerindeki ahşap kafesler dışarıdan içerinin görülmesini engeller. Ananevi tasarımda odalar birbirine benzerdir. Ocak, şerbetlik (çiçeklik), dolap, raf ve 32
sedir mimarinin ayrılmaz parçalarıdır. Eski Türk evlerindeki özellik korunur. Bunlarda da bağımsız bir banyo (gusülhane) yoktur. İhtiyaç ahşap gömme dolaplarda (yüklüklerde) giderilir.
İÇERİŞEHİR-YALIBOYU EVLERİ
20’inci Yüzyıl başlarında Amasya’nın mimarisini Selçuklu ve Osmanlı ağırlıklı çeşitli medeniyetlere ait abidevi eser lerin yanı sıra; Kastamonu, Safranbolu, Bursa, Edirne ve Filibe gibi eski Türk illerindeki ortak bir plan ve cephe anlayışlı ferah evler belirliyordu. İki katlı, çoğunlukla beşik örtüsü çatılı cumbalı, bazen de sokak boyunca bütün çıkmalı, üçlü pencere sistemli evler vadinin güney yamacı boyunca tatlı bir meyille uyumlu bir biçimde yayılmaktaydı. Kralkaya Mezarlarının alt tarafında Yeşilırmak sahil şeridi boyunca surlar üzerindeki çıkmalarla yan yana dizilmiş mükemmel bir tablo oluşmaktaydı. Sofa evin tasarımının ana unsurudur; oların bağlantısını sağlar. Dış, orta ve köşe diye sınıflandırılır. Hela, abdestlik, kiler ve merdivenlerin irtibat yeridir.
HAZERANLAR KONAĞI
Ziya Paşa’nın Amasya Mutasarrıflığı zamanında Defterdar Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına 1872’de yaptırılmıştır, Hazeranlar Konağı. Osmanlı döneminin en zarif sivil mimari örneklerindendir. Önden ve yandan iki girişlidir. Normal uygulamalara paralel; haremlik girişi
önünde bir kuyu mevcuttur. Avlunun batı köşesinde bina ile bütünleşmiş kazan ocağı dikkat çekicidir. İkinci giriş Hatuniye Camii avlusu ile irtibatlıdır. Çift kanatlı selamlık kapısından alçak tavanlı bir mekana girilir. Buradan da konağın selamlık bölümüne çıkılır. Konağın Yeşilırmak’a bakan güney cephesinde tam bir simetri hakimdir. Katlar ve odalar ahşap kuşaklarla enine ve dikey hatlarla belirlenmiştir. Üst katta her iki köşe odasında gerçekleştirilen çıkmalar cepheye canlılık ve hareket kazandırmıştır. Bu uygulama çatı örtüsünü de etkilemiş çıkmaların küçük çatıları ana çatıya saplanmış, altlarında üçgen alınlıklar meydana gelmiştir. Kuzey ve batı Sayı 45 / Temmuz 2013
cephelerindeki diğer alınlıklarda da durum aynıdır. Diğer bütün cepheler 90 santimetre eninde 1/2 oranında dikey pencerelerle bezenmiştir. Güney cephedeki her bölüm üçer penceresiy le simetriye uyumludur. Bu sayede günün her saati ışık almaktadır konak. 1979’da kamulaştırılmıştır ve günümüzde üst katları etnografya müze si olarak kullanılmaktadır. 19’uncu Yüzyıl’ın günlük yaşamını görmek mümkündür burada. Bodrum katı, Güzel Sanatlar Galerisi’dir.
ANITKENT KONUTLARI
Yeşilırmak kenarındaki tarihi sur duvarları üzerindedir. Buradaki evler ahşap çatkı arası kerpiç dolguyla inşa Sayı 45 / Temmuz 2013
edilmiştir. Kırma ya da beşik çatı üzeri, oluklu kiremitle örtülüdürler. Osmanlı evinin bütün özelliklerini yansıtırlar. Bitişik nizamda, bodrum üzeri tek kat ya da iki katlıdırlar. Bazılarında birinci veya ikinci kat üzerinde köşk diye bilinen şahniş yer almaktadır. Umumiyetle avlulu ve bahçelidir. Su kuyusu ve ocak avluda ilk göze çarpan nesnelerdir. Amasya evlerinde iç ve dış mekânlardaki bütün birimler ilintilidir ve birbirini tamamlar. İkinci katlardaki dışa taşkınlık, cumbalılık bu evlerde de klasik bir tercihtir.
ÇATI, SAÇAKLAR VE BEZEME
Eski Amasya evlerinin çatıları iki türdür. Kırma çatı tipinde, evin her yüzüne
doğru iner. Beşik çatıysa adından da anlaşılacağı üzere, beşikörtüsü biçimindedir ve iki yüzeye sahiptir. Günümüze kadar ulaşan örneklerde en çok beşik çatıyı görmekteyiz. Çatı lar oluklu alaturka kiremitle örtülüdür. Saçaklar genelde ön cephededir. Birden fazla cephede olanları da söz konusudur. Kimileri altı kaplamalıdır. Eski Amasya evlerinde, ahşap, ahşap üzeri kalem işi, alçı ve madeni bezemelere şahit olunmaktadır. Tavanlarda, kapılarda, dolap kapaklarında, pen cere kafesliklerinde, merdiven korku luklarında, konsollarda ve bazı evlerin saçak silmelerinde süsleme malzemesi ahşaptandır. 33
Kapak
BAŞIN ÖNE EGİLMESİN SİNOP Görecek güzel günler var daha…
E
n kuzeydeki Sinop, barındırdığı onca potansiyele rağmen sapa kaldığından hep gözlerden ıraktı. Ya hamsi sezonu açılışında duyardık adını, ya da tarihi cezaevi edebiyat ve müzik eserlerinde geçtiğinde. Şimdiyse nükleer ve termik santral inşası sebebiyle gündemi mizde. Ulusal ve uluslararası ölçekte turizm özelliklerine sahip il. Hem de sadece deniz-kum-güneşle sınırlı değil. Doğayla baş başa olmayı yeğleyenler için bulunmaz fırsatlarla donatılı. Uzaklardaymış gibi unutulan; ne gidilen ne de gelinen Sinop’a dair akılda kalan birkaç unsur: Türkiye’nin en kuzeyi, hamsi, meşhur ceza evi, eski NATO üssü ve şimdi de nükleer santral. Haritada şehir bulma ca oynarken bir çırpıda yerini bulurduk fakat hiç orada olmamıştık. Vilayetin makûs talihi ta 1919’da başlıyor esasen. Hikaye çok kısaca şöyledir: Kurtuluş mücadelesi için İstanbul’dan yola çıkan Bandırma Gemisi aslında o yılın 18 Mayıs’ında Sinop’a demir atar. Ancak Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını Anadolu’nun içlerine eriştirecek kara bağlantısı yoktur. Rota mecburen Samsun’a çevrilir. Böylece büyük ve tarihi fırsat kaçar.
34
Bugün ‘kıyıya ve kenara itilmişlik’ halinden kurtulabilmenin arayışı içinde Sinop. Tek ümidi bacasız sanayi turizmdeki müthiş potansiyelini sonuna dek kullanabilmek. Bunu yaparken tarım ve sanayide de gelişebilmek. İstanbul’a 315, Gürcistan’ın Batum şehrineyse 307 deniz mili mesafede şehir. Bu özelliği sebebiyle İstanbul-Batum arasında çalışan Cruise turlarının mecburi durağı. Türkiye’deki limanlardan ikisi Medcuris ağına dahil. Biri Kuşadası, diğeri de Sinop. Karadeniz’in karşı kıyısındaki Odesa limanı da aynı kategoride. İl günübirlikte olsa yılda 800 bin turist ağırlıyor. Geçtiğimiz yıl 13 gemi yanaştı. 2013’te sayının 21’e çıkacağı tahmin ediliyor. Bu da 30 bin ziyaretçi demek. Ülkemizde bir turist günde ortalama 150-200 dolar harcıyor. Cruise yolcularınki 300-400 doları buluyor. Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
35
Kapak
KARADENİZ’İN TEK DOĞAL LİMANI Karadeniz’deki tek doğal liman Sinop’ta. Kültürel zenginlikleri ve bakir güzellikleri tarih boyunca insanları cezp etmekte. Pek çok medeniyete ev sahipliğinin sırrı da bu. Vilayet için turizm olmazsa olmaz ehemmiyette. En gözde gelir kaynağı. ‘Karadeniz’de üç liman vardır’ derler: Temmuz, Ağustos ve Sinop. Sadece temmuz ve ağustos aylarında fırtınasızdır deniz. Sinop limanı sığınılacak en emin yerdir. Bu yüzden Cruise listesindedir zaten. Şehirde sanayi yok, haliyle buna bağlı kirlilikte. Halkı turizme son derece duyarlı. Tarihi Cezaevi’nin hikâyesi Dünya Edebiyat Tarihi literatüründe. Sinop, turizm için biçilmiş bir kaftan adeta. Doğal güzellikleri ve tarihi eser yoğunluğu dikkat çekmekte. Orman örtüsü, uzun kıyaları, tabii kumsalları, yaylaları ve mesire mekanları dillere destan. Sürekli göç verdiğinden çevresi neredeyse hiç bozulmamış. Kaleleri ve kaya mezarları, M.Ö. 4500’ten günümüze izler taşımakta. Kiliseler, camiler, medreseler, hamamlar, çeşmeler, tabyalar, türbeler, vb. eşsiz tarihi eserlerle dolu her yanı. Yağmurun bölgenin öbür şehirlerinden az yağması da avantaj.Yaz tatillerinde tercih buraya kaymakta. Kastamonu, Çorum, Amasya ve Samsun gibi çevre illerden çok sayıda kişi turistik amaçla uğramakta. Plajlarının toplam uzunluğu 175 kilometre. Yüzde 70’i Akdeniz’dekileri aratmıyor.
NATO PERSONELİ HALA ZİYARET ETMEKTE 1950’li yıllarda NATO’nun en stratejik üssü Sinop’taydı. Amerikalı ve İngiliz personeller halkla kaynaşmıştı. Evlerde misafir ediliyorlardı. Halen daha aileleriyle gelip turist sıfatıyla şehri gezmekteler. Bir nevi kültür elçisi rolünü üstlenmekteler. Deniz üzerinden Ukrayna ile Türkiye’nin en kısa bağlantı yolu özelliğindeki Sinop’un ulaşımı, Ankara ve İstanbul karayolundaki iyileştirmelerle kolaylaştırılmaya çalışılıyor. Ayrıca havalimanındaki genişletme faaliyeti de katkı sağlayacak bu amaca. 2007’de başlatılan ancak sonrasında duran Sinop-Yalta yat seferlerinin yeniden aktifleşmesiyle Karadeniz’in en mühim turizm destinasyonu konumuna erişecek şehir. Halihazırda yediği ekmeğin büyükçe parçası orman ve su ürünleri işlerinden. 36
Sinop’ta valilik vazifesini kısa bir süre önce devralan Yavuz Selim Köşger’in ilk tespi ti, şehirdeki müthiş turizm imkanlarının tanıtım eksikliği yüzünden yeterince değerlendirilemediği yönünde. Bu açığın kapatılması için gayret sarf edileceğini; aynı zamanda buna paralel tarım ve sanayide de hamleler gerçekleştirileceğini söylü yor. O da farkında şu ayrıntının: ‘Yıllarca gözlerden ırak kalışıyla şehrin tabii güzel likleri korundu. Doğası bozulmadı, vahşi betonlaşmaya tutsak olmadı.’ İnsanların artık çevreye, tabiata, tarihe ve kültüre duyarlılıkla yaklaştığını belirtiyor: “Sinop’u hem turizme açacağız. Hem de bu açılım tabii ve tarihi dokusuyla coğrafyasını boz madan olacak inşallah. Sinop’u ilk defa gören birisi olarak kentin tanıtımının gerektiğini biliyorum. Nasıl ki ben daha önce Sinop’u tanımamışım benim gibi mil yonlarca insan var. Dolayısı ile bu insanların algı alanına nasıl girileceğinin yolu bulu nup Sinop tanıtılmalı.” Tanıtımın özenle planlanması gerektiğinin altını çiziyor vali. Birinci hedef Karadeniz ve Orta Anadolu’dan yerli turist akışını temin etmek. Ardından dünyanın ilgi si sahasına girilecek. İlkin kapasitenin mevcudundan hakkıyla yararlanılacak. Hemen peşinden artırıma geçilecek. Cruise Sayı 45 / Temmuz 2013
Vali KÖŞGER;
SİNOP’UN TEK EKSİĞİ
TANITIM Yatırımcılara “Sinop yeni yeni ulaşılabilir ve erişilebilir bir kent olmaya başlıyor. 10-15 yıllık bir vadede her alanda kapasitesini ikiye katlayacak bir şehir.” diye sesleniyor Vali Köşger. gemisi uğramalarına odaklanılmalı: “Elbette tanıtım açısından güzel bir şey. Ancak, bu tür günübirlik ziyaretlerden ziyade Sinop’ta konak layacak turisti hedeflememiz lazım. Kentimizde konaklayan turistleri uzun süre oyalayacak güzel ve hoşça vakit geçirtecek memnun edecek, onların bir tatilden beklentilerini karşılayacak materyallerde mevcut.” Bu materyal leri de şöyle sıralıyor Köşger: “Deniz kum güneşin yanı sıra bir gün Erfelek İlçesi’nde şelaleler gezilerek ve dağ yürüyüşü yaparak, bir başka gün Ayancık İlçesi’ndeki İnaltı Mağarası gezilerek değerlendirilebilir. Bir başka gün Türkiye’nin tek fiyordu Hamsilos’a ayrılabilir. İnceburun’a gidilerek Türkiye’nin en kuzeyinde bulunmak, diğer taraftan Tarihi Sinop Cezaevi’ni gezmek bunlar ayrı ayrı birer gün alacak ve insanın hayatında unutulmaz izler bırak a cak tatil anıları oluşturur. İnsanlar bir yere neden gitmek isterler? Eğer orada bulunmak orayı görmek özel ve önemli ise insanlar giderler. Sinop tüm bunları insanlara sunabilecek durumda. Türkiye’nin en kuzey nokta sında bulunmak orayı görmek özel Sayı 45 / Temmuz 2013
ve ayrıcalıklı bir durumdur. Bunu iyi anlatabilmemiz ve tanıtabilmemiz gerekiyor.”
EV PANSİYONCULUĞU YETMEZ
‘Konaklama ihtiyacının giderilme sinde evlerin pansiyonlaşması kafi değil’ saptaması da Vali Köşger’e ait. Kurumsal yatırımlara işaret ediyor: “Özellikle kongre turizmi hedeflen meli, 5 yıldızlı birkaç tane otelin, toplantı seminer gibi faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği kongre salon larının bulunması ve çok sayıda kişinin ağırlanabileceği kapasitelerin oluşması lazım. Bu anlamda artık Sinop’un bir üst seviye hizmet sunmaya geçmesi lazım. Aile pansiyonlarının butik otel lerin devamlılığının yanında çok daha büyük hizmetlerin sunulabildiği alter natiflerinde kentte bulunması gerek. Bunun gerçekleştirilebilmesi için elde yeterli malzeme var. Bu potansiyeli gören özel sektörde Sinop’a gelerek yatırım yapacaktır.”
10-15 YILDA KAPASİTE İKİYE KATLANACAK…
Sinop’taki ekonominin parametreleri ni anlamak adına salt şu istatistikler kafi: Yüzde 72’si tarıma dayalı. Fakat
şehirdeki tarımsal üretim ülke genel indekinin binde 4’ü. Tablo açıkça gös teriyor ki, hizmet sektörü ve sanayiye eğilmek şart. İşte “Hizmet sektörünün motoru turizm.” diyen Vali Köşger’in formülü: “Turizmin artması ile Sinop ekonomisi içerisinde hizmet sek törünün payı yüzde 60-70’e çıkartı larak sanayi sektörünün de paralel olarak büyütülmesi lazım. Sinop kalkınmada öncelikli ve bölgesel teş vik kapsamında 5. Grup’ta yer alıyor. Yani Sinop ve ilçesi Boyabat Organize Sanayi Bölgelerinde yatırım yapan bir müteşebbis Hakkari’de yatırım yapan girişimci ile aynı düzeyde teşvikten faydalanıyor.” Ulaşımdaki sorunlar müteşebbislerin iştahını kaçıran birincil etken. Yatırım cılara “Sinop yeni yeni ulaşılabilir ve erişilebilir bir kent olmaya başlıyor. 10-15 yıllık bir vadede her alan da kapasitesini ikiye katlayacak bir şehir.” diye sesleniyor vali. Şehrin dinamiklerine de “Bu süreci iyi yöne terek, buradaki doğal ve kültürel dengeyi muhafaza ederek, tabiat varlıklarını koruyarak, doğaya, tarihe uygun mimari ve estetik ile bu kenti dönüştürmemiz lazım.” diyor. 37
Kapak
NÜKLEER TEHDİT VE PARİS GERÇEĞİ Köşger, Sinop’a konuşlanacak nükleer ve termik santrallere dair düşüncelerini de paylaştı Haberexen’le. Fransa’daki nükleer santrallerden 6’sının her yıl milyonlarca turistin akınına uğrayan başşehri Paris’e 200 kilometreden daha yakın olduğunu vurguluyor öncelikle. “Nükleer santral projesi bir devlet politikası.” gerçeğini hatırlıyor peşi sıra: “Nükleer santral yapılırken iki ana unsur ön plana çıkıyor. Birincisi deprem riski açısından son derece güvenli olması. İkincisi de bol su olması. Türkiye’de nükleer santral yapılması için uygun özellikte iki tane uygun yer var. Bunlar Mersin Akkuyu ve Sinop.” Devamında da şu bilgile ri aktarıyor: “Dünyada kalkınmış 31 ülkede nükleer santral olduğunu bili
yoruz. Nükleer enerjiyi oransal olarak en çok kullanan ülke Fransa. Elektrik enerjisinin dörtte üçünü nükleer sant rallerden karşılıyor. Paris’te altı ay yaşadım. Sadece Eyfel Kulesi’ne yılda 12 milyon insan çıkıyor. Dünyanın en fazla turist alan şehri Paris’tir, 55 mil yon turist çeker. Eğer nükleer santral turiste bir sıkıntı verecek olsa Paris’in ayağa kalkması lazımdı.” Termik sant ral mevzuundaki kanaatini henüz netleşmemiş ama: “Bununla ilgili şu aşamada bir açıklama yapmayı düşünmüyorum. Ama Sinoplu hemşe rilerimin yabana atılmayacak kaygıları olduğunu biliyorum.”
ÇILGIN PROJE RASYONEL DEĞİL
Kendisinden bir önceki meslektaşınca
ortaya atılan Kanal İstanbul’dan mül hem ‘çılgın projeye’ hiç de sıcak bak mıyor Vali Köşger. Sinop’un ikiye bölünmesini ve sonra da iki yakanın köprüyle birleştirilmesini gerekli ve mantıki bulmuyor yani: “Sinop’un doğal yapısı içerisinde deni ze uzanan bir köprü yapısı var. Bunu bozarak üzerine yeni ve suni bir köprü yapılması projesi çok rasyonel değil.” Musiki cemiyetleri ile tiyatro kulüpleri aracılığıyla ilde her türlü sanatsal ve kültürel faaliyetle uğraşılmasından çok memnun. Futboldaki geride kalışa üzülse de yelken, satranç ve bilardo sporlarındaki uluslararası başarıları önemsiyor. Şehirde iki yelken kulübü faaliyette.
“NÜKLEER SANTRAL BiR NiMETTiR” AK Parti Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, illerine kurulacak nükleer santrali her açıdan hayırlı görüyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, hükümetin şehri ulaşılabilir bir konu ma yükselttiğini, böylelikle hedef lere kolayca varılabileceğini kaydediyor: “Yolu olmayan bir kentte hiçbir alanda gelişme sağlayamazsınız. Sinop hükümetimizden önce ulaşılabilir bir kent değildi. Şimdi artık dışarıdan insanlar geldikçe Sinop’ta gelişim ve değişim sağlanabilecektir. Karadeniz’in batısından gez meye başlayan bir insan gezisini Kastamonu’da sonlandırır, doğusunu gezen yola Samsun’dan başlardı. Sinop hep arada kalırdı ve pek kimsenin uğramadığı bir duraktı.”
ileride kongre turizminde işe yarayacağını dile getiriyor: “Yatırımcının kışın tesisisin boş kalacağı endişesi de ortadan kalkmış olacak ve yatırımdan çekinmelerine neden olacak hiçbir faktör kalmayacak.” Santrali ili adına her zaviyeden hayırlı görüyor Ersoy: “Zamanla nükleer araştırma merkezi de kurulacak. Bu merkezde çalışanlar, burayı merak edenler nükleer santra lin nasıl bir şey olduğunu görmek isteyenler ve kente gelenler olacak.” Santrali destekliyor çünkü: “Yaklaşık 10 bin kişi inşaat sürecinde burada çalışacak. İnşaat bittikten sonra 500 mühendis olmak üzere toplamda 2 bin kişi istih dam edilecek.”
SANTRAL İNŞASINDA 10 BİN KİŞİ ÇALIŞACAK
Ersoy, nükleer santral inşasının vilayetteki konaklama talebine tavan yaptıracağını, bu sayede oluşacak tesislerin 38
Sayı 45 / Temmuz 2013
Yollarla Anadolu’nun içlerine daha yeni yeni bağlanabilmesinin ve bu yüzden sanayi yatırımlarından nasibini alamamasının dezavantajını planlı ve stratejik atılımlarla avantaja dönüştürmek istiyor Sinop.
EGiTiM, KÜLTÜR & TURiZM ViZYONU Engin Altay, Sinop ekonomisinin ‘temeli planlı bir eğitim ve turizm yapılanması ve kültürel hareketlilikle’ ayağa kalkacağına inanıyor. Sinop’un Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Meclis’e gönderdiği vekil Engin Altay, ildeki tüm kesimlerin tek bir vizyonda birleştiği ve buna Türki ye’de ender rastlandığı görüşünde. Bu vizyonu da ‘eğitim-kültür ve turizm kenti’ diye özetliyor. Ekonomik kalkınmanın ‘temeli planlı bir eğitim ve turizm yapılanması ve kültürel hareketlilikle’ olacağına inanıyor. “Organize bir kalkınma stratejisi ile hareket edilmelidir.” düşüncesini de dillendiriyor. Şehrin turizm geleceğe dair bir hayli ümitli: “Sinop bir tarih kenti bir doğal güzellikler cenneti. Tanıtımının yeterince yapılmadığı konusunda kuşkularım olmakla birlikte her geçen gün yeni doğal güzelliklerin keşfedilmesi Sinop’un uçsuz bucaksız güzelliklere sahip olduğunu da gösteriyor. Bundan 15 yıl önce Erfelek Şelaleleri bilinmiyor iken bugün Sinop-Boyabat yolunda köylülerimi zin tesadüfi bulduğu kilise kalıntıları bile görülebilmektedir. Küresel ısınma ile birlikte Sinop turizminin gelecekte daha fazla ülke ve uluslararası alanda tanınacağını da ayrıca düşünüyorum.”
GÜMRÜKSÜZ YERE YABANCI GEMİ UĞRAMAZ Kİ
Altay da ulaşımı ‘en önemli sorun’ diye niteliyor: “Havaalanının genişletilmesi yoların biter hale gelmesi bir avanSayı 45 / Temmuz 2013
taj olacaktır.” Alternatif faaliyetlerin devreye sokulmasıyla turizmin yıl boyu sürebileceğinin altını çiziyor: “Kongre turizmi, doğa, dağ yürüyüşü, yayla hatta ve hatta yaylaların spor takımlarımıza tesis olarak kazan dırılması bile düşünülebilir.” Kara deniz otoyolunun artılarını kabul etse de eksilerinin gözlerden kaçırıl masını istemiyor: “Sahil ve bu güzel coğrafya bozulmamalı. Yol iç kesimden yapılmalı ve devam etmeli. Sinop Karadeniz yol azgının tepesinde yer alması kadar, havadan ve iç kesimden kolayca ulaşılabilecek bir turizm merkezi olmaktadır. Ankara’dan sabah 08:00 de yola çıkan bir kişi saat 14:00 de Sinop’ta denize girebilmektedir.” Gemi seferlerinin büyük ticari kuruluşların iradesiyle düzene konulabileceğini düşünüyor. AK Parti’ye şu konuda sıkıca eleştiriyor: “Gümrüğünün bile kapatıldığı bir ile yabancı gemi sefer düzenlerken bir değil binlerce kez düşünür. AK Parti Sinop gümrüğünü kapatmıştır. En eski doğal limanın olduğu ilimiz mağdur edilmiştir.”
SAĞLIĞIN KARNESİ HEP ZAYIF
Altay siyaset hayatı evvelinde eğitim ciydi. Bu kulvarda başarılı sayıyor ilini: “Sadece yükseköğretim öğrencileri miz için barınma ve yerleşke eksikliği
hissediliyor.” Sağlıktaki durum tam tersineymiş: “Sağlık önemli bir sorun. 3 dönemdir Sinop milletvekiliyim ve en çok yaptığım iş hastalarımızı tedavi ettirebilmek için çaba göstermek olmaktadır. Bunun nedeni gerekli alt yapı ve insan gücünün Sinop’ta olmamasıdır.” Futbolda pek esamisi okunmadığından, şehrin deniz ve bireysel sporlardaki dereceleri de gündemde yer tutamıyormuş: “Ülke olarak spordan öncelikle futbolu anladığımız için bu başarılar maalesef görülmü yor. Sinop’umuzun bir spor politikaları acilen oluşturulmalı.”
NÜFUSU AZ DİYE GÖZDEN ÇIKARILDI
Nükleer santralin çerçevelediği vizyona uymadığını anlatarak; şehri ve ülkeyi zor durumda bırakacağını ileri sürüyor Altay: “Umarım ben yanılırım. AK Parti iktidarı Sinop’u nüfus yoğunluğu az diye gözden çıkarmıştır. Bu nedenle Sinop’u bir enerji adası mantığıyla inşa etmeyi düşünmektedir. Bir yandan nükleer santral bir yandan Gerze’ye termik santrali ve hatta Ayancık ve Erfelek’te bile planladıkları termik santraller bu heveslerinin göstergeleri. Ama Gerze halkımızın dünyaya örnek direnişi sayesinde termik santralini yaptırmayacağız.”
39
Kapak
ÖZEL SEKTÖRÜN HANTALLIGI TURiZMi BALTALIYOR Sinop Kültür ve Turizm Müdürü Tosun, yeme içme hizmetlerinden konaklamaya dek, özel sektörün kamu ya göre son derece geride bulunduğunu, Samsun’la aradaki sahil yolunun bitmesiyle müşteri kaybının hızla çoğaldığını dile getiriyor.
S
inop İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, devletin turizmin serpilmesi ve yerleşmesi için imkânlarını seferber ettiğini ancak özel sektörün hantal davrandığını; turistlerin bu yüzden günübirlik ziyaretleri yeğlediklerini iddia ediyor. Tosun’a göre yeme içme hizmetlerinden konaklamaya dek, özel sektör şehirde kamuya göre son derece geride. Bakanlıktan uzmanlar getirterek planladıkları eğitim programlarına kimi işletmelerin personellerini gön dermemelerinden yakınıyor Tosun: “Sonrasında bir lokantaya gidip bir çorba içmek istediğinizde garson parmağını tabağın içinde getiriyor. Oteller turizm formatında hizmet veremiyor. Verseler kapasiteleri çok
düşük.” Ve uyarıyor ki, Karadeniz Sahil Yolu’nun açılmasıyla başlayan müşteri kaybı daha da çoğalacak: “Eskiden Samsun - Sinop arası uzunca bir vakit alıyordu. Sahil Yolu’nun Samsun Sinop bölümünün de hizmete girmesi ile 1 buçuk saatte düştü. Samsun’u bırakın Sinop’a gelen turlar konaklama olarak programlarına Ordu’yu koyuyorlar.”
TURİSTE, ÖZEL SEKTÖR PARA HARCATACAK…
Tosun da tam üzerine parmak bası yor ki, Karadeniz’in turizmdeki en potansiyelli şehri tartışmasız Sinop. Lakin konaklamada yerlerde sürünüyor: “Kalabalık bir grubun, Cruise gemileri ile gelen misafir lerin alışveriş yapabileceği çarşılar yok” Gümrüksüzlük de büyük prob-
lem: “Sinop’tan satın aldığınız ürünler için gümrükten vergi iadesini alamıyorsunuz. Trabzon limanı hemen size aldığınız ürünler için gümrük çıkışında vergi iadesini ödüyor. Dolayısı ile turist Sinop’ta alışveriş yapmıyor. Sinop limanı gemilere su, yakıt vs. takviye hizmetlerini veremiyor. Liman özel işletmede.” Bütün bunlar dururken nükleer santra lin turizme negatif etkisini konuşmak gereksiz: “Çünkü Fransa Paris örneği gözümüzün önünde.” Turizmin sahibi özel sektördür, devlet değil: “Sinop’un turizmden kazanç elde edememesi de bu yüzden. Turistin parasını biz alacak değiliz özel sektör alacak. Turist harcama yapmıyor değil. Bizim özel sektörümüz turistin harcama yapmasını sağlayacak seviyede değil.
SAKİN, HUZURLU VE GÜVENLİ
S
inop’un gözden ıraklığı tabi atının korunması kadar kül türel yozlaşmanın olumsuz tesirini savmasında da faydalı olur. Halen gecelerin kilitlenmeden gönül rahatlığıyla uyunduğu bir yerleşim birimidir burası. Sanayiye endeksli göç de almadığından nüfusu kozmo politleşmemiştir. İl Emniyet Müdürü Şeref Aytekin, şehirde güven içinde yaşandığını belirtiyor: “Sinop, kamu düzenini bozacak ciddi olayların vukuu bulmadığı, huzurlu ve güvenli bir kent. Burada gasp cinayet gibi olaylar yok denecek kadar az. Herkesin birbirini tanıdığı bu kentte yaşanan küçük olaylar ve adi suçlarda derhal aydınlatılarak suçlular kısa sürede yargı önüne çıkartılıyor. Sinop 40
tüm bu özellikleri ile Türkiye’nin en sakin, huzurlu ve güvenli şehirlerinin başında gelmektedir.” Huzur hüküm sürse de turistik canlanma güvenlik tedbirlerini zorunlu kılıyor. Sinop tarihinde ilk defa yunus timleriyle tanışıyor bu sezon. İki yunus timinin yanı sıra 4 güven timi de görevde. Cruise gemileri yanaştığında yabancılar tedirgin olmasınlar diye resmileri geri çekile rek sivil polis ekiplerine devrediliyor asayiş takibi. Türkiye olay listesinde 68’inci il. Polisiye hadiselerin yüzde 90’ı aydınlatıyor. Ülke genelindeki oran yüzde 72’lerde. İlçelerdekilerle şehirde toplam 750 polis var. 2011 ve 2012’de 3’er cinayet işlenmiş. Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
41
Kapak
ERFELEK 28 kilometreyle Sinop’un en yakın ilçesi Erfelek, ormanlık dağ alanları ve Tatlıca Şelaleleriyle ‘deniz-kum-güneş’ üçlüsünden bıkanlara çok iyi bir alternatif. Ancak genç nüfusun göçü ilçenin geleceğini tehdit ediyor.
E
rfelek ilçesi, Sinop’un yükselen turizm yıldızla rından biri. Deniz-kum-güneş üçlüsünden sıyrıla rak doğayla iç içe tatil geçirmeyi dileyenlere bire bir. Dağ yürüyüşleri için ideal. Tatlıca Şelaleleri bir harika. Tema Vakfı’nca da tescilli: Yeşilin dünyadaki en fazla çeşidi burada. Yöre, Atlas Dergisi’nin 20’inci yıl özel sayısında kapaktı. 28 kilometreyle Sinop’un en yakın ilçesi. Her ağustosta aynı adla kültür, doğa, doğa sporları ve sanat festivali düzenlenmekte. Eylülleri gerçekleşen hayvan ve emtia panayırıysa çok eski bir gelenek. Belediye Başkanı Muzaffer Şimşek, bu etkinliklerle ilçenin eski geleneklerini yaşatmayı ve yeni nesillere aşılamayı amaçladıklarını kaydediyor. Vilayetin genelindeki sıkıntı yüzde 70’i ormanlarla kaplı Erfelek’te de söz konusu. Gençlerin göçüyle nüfusu eriyor. Araziler işlenemiyor. İş gücü zafiyeti var. Kütükte 100 bin kişi kayıtlı ama ilçe merkezinde yalnızca 3 bin 700, 46 köyündeyse 13 bin 700 vatandaş oturmakta. Ziyaretler burada da günübirlik. Çok ilginç bir detayı bizlerle paylaşan Belediye Başkanı Şimşek, Orman Kadastro’sunda ilgilileri eşlik etmediğinden şahıs arazilerinin de ormana kaydığını belirtiyor: “Arazilerin sahibi olan kişiler orman kadastrosu geçtiğinde arazilerinin ormana bırakıldığından haberdar olmadılar. Memleketlerine tatil döneminde geldiklerinde bunu öğrendiler. Ama bu defa da itiraz etmek için gere ken zaman aşılmıştı ve itiraz edemediler.”
NÜKLEER MANZARALI ARSA SATIŞLARI! Nükleer santral tartışıla dursun, Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erol Derici’den öğrendiğimize göre, nükleer manzaralı arsalar kapış kapışmış. Sinop Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Erol Derici prensip te odalarının her girişime karşı 42
muhalefet yaklaşımı gütmediğini söylüyor: “Sinop kendine eğitim kültür ve turizm alanlarında yol çizmiş Sayı 45 / Temmuz 2013
bir kent olmasına karşın bu kente nükleer santral yapılacak. Bu bir devlet projesi halini aldı. Kentimizde de Gerze İlçesi’ne yapılacak termik sant rale karşı çok büyük bir tepki olmasına karşın nükleer santral için aynı tepki yok. Biz de böyle düşünüyoruz. Termik santrale kesinlikle karşıyız ama nükleer santralde keskin bir karşıtlığımız yok.” Yapım ortağı Japonların karşıtlık araş Sayı 45 / Temmuz 2013
tırmasında da ciddi boyutta olumsuz luk gözlenmemiş. İlginç bir trendden de söz ediyor Derici: “Nükleer santralin turizme balta vuracağını tahmin ediyordum. Ancak, şu an Sinop’a komşu illerden insanlar nükleer santral yapılacak alana yakın arazilerden arsa satın almaya çalı şıyorlar. Bu arsa fiyatlarını da arttırmış
durumda.” Santral ve istihdam ilişkisini de şöyle yorumluyor: “Nükleer santral inşası sırasında büyük bir istihdam sağlanacağı doğrudur. Ancak santral işlemeye başladığında Sinop istihdam sağlanacağı doğru değildir. Son dere ce yüksek teknolojiye sahip bir işleyiş içerisinde bilgisayarların yönettiği bu santralde hangi Sinoplu’ya ne iş verecekler?” 43
Kapak
SiNOP-ÜNiVERSiTE iSBiRLiGi Sinop Üniversitesi akademik yükümlülüğün paralelinde şehrin kalkınması ve gelişmesinde de sorumlu hissediyor kendini. Rektör Recep Bircan, sanayi ve turizmde işbirliği projeleri yürüttüklerini kaydediyor. Sinop Üniversitesi 2007 yılına dek Samsun Ondokuz Mayıs Üniversi tesi’ne bağlı fakültelerden ibaretti. Bünyesinde 6 fakülte aktif: Su Ürünleri, Fen-Edebiyat, Eğitim, Boyabat İktisadi ve İdari Bilimler, İlahiyat Fakültesi ve Mühendislik-Mimarlık. Sağlık ile Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik yüksekokulları, Fen ile Sosyal Bilimler enstitüleri, 5 meslek yüksekokulu ve 4 araştırma uygulama merkezi de diğer birimler. 2012-2013 akademik döneminde 4643 lisans ve ön lisans; 106 da yüksek lisans ve doktora öğrencisiyle yoluna devam ediyor. Rektörü Prof. Dr. Recep Bircan, şehirle üniversitenin işbirliğine çabaladıklarını; akademik çalışmanın ötesinde Sinop’u güzel noktalara ilerletmeye kilitlendiklerini
söylüyor: “Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğümüz ile birlikte öğrencilerimizi Organize Sanayi Bölgemizde faaliyet gösteren sanayicilerimiz ile öğrencilerimizi sık sık bir araya getiriyoruz. Böylece öğrencilerimiz mezun olduğunda onlara nasıl bir ortam hazırlarız konusunu işliyoruz. Kentin turizm değerlerini ön plana çıkarmak, turistlere kentimizde kaliteli hizmet sunacak personel yetiştirmek ve gastro turizm konusunda kentimizi daha iyi tanıtmak ama cıyla Akliman’da bulunan Sinop Üni versitesi Ahmet Muhip Dıranas Turizm
İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Uygulama Oteli’ni hizmete sunmuş bulunuyoruz. 135 yataklı 200 kişilik restorantı olan bu otel kışın kongre turizmine de hizmet verecek 250 kişilik konferans salonuna da sahip.”
SİNOP YENİDEN KANATLANACAK Bir açılan bir kapanan; hakkındaki kimi kararlar bir türlü fiiliyata geçemeyen Sinop Havalimanı’ndaki pistin uzunluğu Bin 652’den Bin 980 metreye; genişliği de 30’dan 45 metreye çıkarılıyor. 250’ye 15 metre ebatlarındaki taksi yolu da yeni pistle uyumlu hale getiriliyor. Apron da yapılıyor. İnşaatın 20 Mayıs 2014 tarihine kadar bitirilmesi planlanıyor. Pist bir ihtimal daha erkenden, 2013 Ekim’de hizmete sokulabilir. Terminal ve diğer hizmet binaları henüz proje aşamasında, ihale edilmedi. Bu durum hava trafiğini aksatmayacak. 44
Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
45
Yaşam Emniyet müdürü eşi Aslı Türkmenli’nin sıra dışı hikâyesi
18’İNDE EVLENDİ
20 YIL SONRA ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI İnatçı ve hedeflerine her şartta koşabilen bir kişiliğe sahip. İçindeki yüksek öğrenim aşkını hep taze tuttu. Onlarca yıl öncesinin bilgisiyle sınavı kazanmayı başardı. Samsun Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli’nin eşi Aslı Hanım’dan söz ediyoruz. Afyon’da başladığı Güzel Sanatlar Resim Bölümü’ne yatay geçiş yaptığı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde devam ediyor. Seneye üçe gidecek.
18
yaşındayken evlendi. Lise yi dünya evindeyken bitirdi. Ancak yüksek öğrenim hep içinde bir ukdeydi. 20 yıl sonra birden karar verdi. Üniversite imtihanlarına girecekti. Yıllar evvelki bilgileriyle hiç ders çalışmadan ulaştı hedefine. Bu sıra dışı hikâyenin kahramanı Aslı Türkmenli. 1973 Ankara doğumlu. Aslen Erzurumlu. Samsun Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli’nin eşi. Nikâh landıklarında Elazığ’da şark hizmetin deydiler. Liseyi burada tamamlar. Çocuk tedavisi gördüğünden okuma aşkını erteler Aslı Hanım. Sık sık gerçekleşen tayinler de etkilidir tehirde. İkiz çocukları var. Biri kız diğeri erkek. 13 yaşındalar. Onlardan bir yıl sonra ikinci kızı dünyaya gelir. Evlatları büyür ken bir eksiklik hisseder kendinde. Ankara’dayken Belediye Meslek Edinme Kursu’na (BELMEK) iter bu arayış onu. Dile kolay 10 yıl devam eder kursa. Bir ressamdan atölyede özel dersler de alır bu süreçte. Yağlı boyaya merak salar. Ta ilkokuldan resim öğretmeni çizgilerini beğenirmiş. Bu alanda tahsil yapma sını önermekteymiş. Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 46
Resim Bölümü’nü kazanarak, hocasının arzusunu tamama erdirmenin ve ama cına erişmenin mutluluğunu yaşar bayan Türkmenli. Puanı yüksektir. İyi çalışabilse tıp fakültesine yerleşebilecektir. Ama gönlünde yatana, sanata yönelmeyi yeğlemiştir. Üniversite evvelinde gençlik merkezin de gönüllü resim öğretmenidir zaten. Afyon’da birinci sınıf nihayete erer. Eşi Samsun’a atanınca yatay geçişle Ondo kuz Mayıs Üniversitesi’ne kaydolur. Son finalleri de gayet güzeldir. Alttan dersi kalmaz. Seneye üçe gidecek.
SON GÜN SINAVA BAŞVURDUM
Bir gün eşiyle televizyon izlerlerken başlar her şey. “Aslı bak Üniversite sınav başvuruları yarın son günmüş, başvur istersen” der, İsmail Bey. “Herhangi bir planlama olmadan tamamen doğal olarak gerçekleşti yani. Eşim benim üniversite okumak istediğimi bildiği için her sınav başvuru tarihinde öylesine konuşurduk ama çocuklar küçük olduğu için hep vazgeçerdik ama o gün bir anda söyleyiverdi. Ben de başvurdum. ” diyor, Aslı Hanım. Aslında 15 senelik resim geçmişi vardır fakat yeni mezun birisi diploma avantajıyla hemen önüne geçebilmek-
tedir. Bu hakikat de tetikler onu. Okuldan ayrılalı 20 yıl olmuştur. Dershaneden de yararlanmamıştır. Dönemindeki sınav sistemiyle o günkü çok farklıdır ayrıca. “Kazanırsam kazanırım, kazanamazsam da evimde otururum” rahatlığındadır. Başarı kaydedeceğine inanmaktadır. İstediğini eninde sonunda hayata geçiren bir kişiliktedir. Önündeki engellere pek takılmaz ve aldırmaz. Sürücü ehliyetini de uzun senelerin ardından cebine koymayı bilmiştir. “Bu hayatta herkes araba kullanır ama sen kullanamazsın” dermiş eşi. Direksiyon hâkimiyeti bir hayli kötüymüş. O sözü yiyince inat eder. İlk dersleri de İsmail Bey’dendir.
KIZLARIM ERKEN EVLENMESİN
Peki, erken evlilik için ne düşünmektedir tattığı tecrübeler akabinde? “Benim de iki tane kızım var ve onlara hiç tavsi ye etmiyorum.” diye konuşuyor Aslı Türkmenli. Ve şöyle sürdürüyor sözlerini: “Ama bizim zamanımızda öyleydi. Şu anda gençler artık daha bilinçli ve kendi ayakları üzerinde durmak istiyorlar. Ama bir de şu avantajımız vardı bizim. Biz erken yaşta olgunlaşıyoruz. Çünkü 18 yaşında evlenip bir evi idare etmek kolay bir şey değil. Şimdiki gençler olgunluk yok. Çünkü herhangi bir sorumluluk duygusu yok. Çocuklarım da okusunlar, Sayı 45 / Temmuz 2013
iyi bir meslek sahibi olsunlar, sonuçta bunlar her anne babanın istediği şeyler. Deriz ya vatana millete hayırlı evlatlar olsunlar diye. Biz de onların geleceği için elimizden geleni yapıyoruz. Bizim çocuklarımızın da biri yan flüt çalıyor, diğeri gitar çalıyor. Hepsi çok yetenekli. Mesela birinin basketbol aşkı var. Onlar nasıl mutlu oluyorlar ise öyle yaşasınlar. Artık bu dönemde tüm çocuklar yarış atı gibi. Bir sınav bitiyor bir diğeri başlıyor. Ama ben çocuklarımın her birinin en az bir sanat dalıyla uğraşmasını istiyorum.”
RESİM TERAPİDİR, HAYAL GÜCÜNÜ GELİŞTİRİR
tik, fen gibi o resim dersinde öğrenciyi zorluyorlar. Resim hayal güçlerini geliş tirmektedir.” Kadınlara da hiçbir engele takılmamalarını tavsiye ediyor: “Yeter ki gönülden istesinler. O işi yapabilecek gücü kendilerinde görsünler. Hayatta hiçbir şey istediklerini yapmaya engel değildir. Kendilerini nasıl görmek istiyorlarsa, sonuçta bir ev kadını olmayı tercih etmiştir. Ben okul okumayı tercih etmişimdir. Kendi tercihi ile mutluysa kendi isteğiyle o işi yapıyorsa o işi yapmaya devam edebilir. Ama kendi
Onların içindeki resim sevgisinin yok olmasını istemiyorum. Bazıları “Ben tahtaya bir resim çiziyorum, siz de oturun onu çizin” diyor. Sanki bir matema-
işinden mutlu değilse neyi istiyorsa onu yapsın. Kendisi hangi hayatı seçmek istiyorsa onu yaşasın.”
Yaşı dolayısıyla memuriyet hakkından mahrumdur Aslı Hanım. Özel okullarda ya da belediyelerin kurslarında gençlere resim öğretmeyi planlıyor. Resim bir terapi aracıdır ona göre. Afyon’daki kimi öğrencilerinin psikolojik yorgunluklarını resimle attıklarını belirtiyor: “Çocukların okullarda resim derslerinde bunaltıl masından hiç hoşlanmıyorum. Onların rahat edebileceği kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam olsun istiyorum.
40 DERECE ATEŞTE DAHİ OKULU ASMADIM
Aynı zamanda Polis Eşleri Yardımlaşma ve Kaynaştırma Derneği Başkanlığı’nı da başarıyla ve itinayla yürütmektedir bayan Türkmenli. Ailesindeki fertlerin tümü sabahleyin evden çıkmakta akşamları buluşmak tadır: “Zamanın yetmediği anlarda keşke gün 24 saat değil de 30 saat olsaydı diyorum. Ama kimse beni zorlamadı, kimsenin zoruyla gidip okumaya karar vermedim. Kendi istediğim bir şeyi yapıyorum ve bunun tüm sonuçlarına da katlanmak zorundayım. Ayrıca okuldaki hocalarım falan hepsi beni diğer öğrencilere örnek gösteriyorlar. “Bakın 3 çocuğu var, eve gidiyor, yemek yapıyor, çocuklara bakıyor” diyerek örnek gösteriliyorum. 40 derece ateşli olsam bile mutlaka okula gitmişimdir. Normalde 3 haftalık bir devamsızlık hakkımız var ama ben bütün derslerimi takip etmişimdir.” Sayı 45 / Temmuz 2013
47
48
Say覺 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
49
Güncel
Etli, kaliteli ve lezzetli
TOKAT DOMATESi Mümbit toprakları ve iklimiyle tipik bir tarım şehri Tokat, her geçen yıl domates yetiştiriciliğin deki iddiasını artırmaya çalışıyor. Şehirdeki 13 bin aile bu sebzeden ekmek yiyor. Sırık domatesin yüzde 90’ı 54 vilayete pazarlanıyor. Çikolata domateste de iyi gelişmeler oluyor. Tokat, sanayiden neredeyse hiç nasip lenemeyen bir şehir. Ancak toprağı son derece mümbit. Her türlü bitkinin yetişmesine elverişli. Ne var ki, pazarlama eksikliği yüzünden bu imkanını avantaja dönüştüremiyor vilayet. Tarı ma dayalı sanayi imkanından ideal ölçülerde istifade edilemiyor. İlin zengin ürün çeşitliliğinde domates bir adım çıkanlar arasında yer alıyor. Etliliği, kalitesi ve lezzetiyle meşhur. Gece ve gündüz sıcaklıkları arasındaki belirgin farka borçlu bunu. Geçmiş yıllarda yalnızca yer domatesi ziraatı yapılmaktadır Tokat’ta. 1994’te Tarım İl Müdürlüğü’nün merkez ilçeye bağlı
YILLAR 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
72.490 76.190 80.120 80.020 78.630 81.990 85.822 85.719 82.630 74.090 71.260 76.740 76.340
kalitede artış gözleniyor. Mevcut domates işleme tesisleri hammad deyi büyük oranda bulunduğu ilçe lerden sağlamakta. Merkez, Niksar ve 50
Yazıbağı Köyü’nde 0,5 dekarlık arazi de denemeye başladığı sırık çeşidi de yaygınlaşıyor giderek. Hibrit sera tür leriyle açıkta üretiliyor artık.
76 BİN 340 DEKARDA DOMATES EKİLİYOR
Domates, sebze yetiştiriciliği sıralama sında, ülke genelindeki gibi bu ilde de liste başı. 1 milyon 333 bin 641 dekarda buğday, 102 bin 897 dekarda şeker pancarı üretilirken, 76 bin 340 dekarla domates üçüncü. 2012 istatistikleriyle bunun 64 bin 460 dekarı sofralık, geriye kalanıysa salçalık. Gelir açısından irdelendiğinde yılda 284.938.440 lirayla birincilik kürsüsünde. Domates
(Ton) 388.367 352.520 423.237 479.816 433.415 518.506 524.892 510.661 540.540 479.218 456.025 513.886 499.892
ekimi alanı sebze toplamının yüzde 47’sine denk geliyor. Ülkeye oranıysa yüzde 4,67. İklim ve toprak özelliklerine ovaların verimliliği de eklenince Tokat’ta hem örtü altında hem de açıkta sebze yetiş tirilebiliyor. Yazlık sebzelerden doma teste ciddi bir üstünlüğü söz konusu. Karadeniz Bölgesi’nin bu sebzedeki üretim üstü. Potansiyeli ülkede çapında da hatırı sayılır büyüklükte.
AMBALAJ VE PAKETLEMENİN ARTILARI
Ambalajlama ve paketleme tesisleri nin kurulmasıyla pazar payında ve
Zile ilçelerindeki mahsul bura lardaki salça fab rikalarının alım garantisinde.
iller Sivas, Kayseri ve Yozgat’a pazarlanmakta. Ayrıca Fransa, Avusturya, Belçika ve Almanya’ya salça satıl makta. Tokat’ta yaklaşık 13 bin aile domates tarımından ekmek yiyor.
Sırık domatesin yüzde 90’ı il dışına çıkıyor. İstanbul ve Ankara gibi metropoller de dahil 54 vilayete dağıtılmakta mahsul. Bir kısmı komşu
Tohum distribütörleri ile hazır fide işletmelerinin yakın markajında bölge. 2012’de salçalık domates için 15 mil yon hazır domates fidesi getirilmiş. Diğer amaçların miktarıysa 12 milyon.
Sayı 45 / Temmuz 2013
ÇiKOLATA DOMATESi Yurdun dört bir yanına domates gönderilen Tokat’ta sırık domates ürün çeşitliliğini arttırmak amacıyla yeni tip domatesler deneniyor. Çikolata domates de bunlardan biri. Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ndeki sera denemelerinde ilk ürün 2012’de elde edildi. Bu domates türü Amerika’nın yerli kabilelerinden Çerokiler tarafından dünyaya tanıtıldı. Yetiştirdikleri kahve renkli domates tohumlarını Tennessee Eyaleti’ndeki kimi çiftçilere 1900’lü yılların başlarında vermişler. Lezzeti farklı. Bol ca insan sağlığına yararlı likopen, antioksidan maddeler ile C ve A vitaminleri içermekte. Daha ziyade söğüş ve salata tarzıyla tüketiliyor. Nor mal domatesin kullanıldığı her yerde değer lendirilebiliyor.
Sayı 45 / Temmuz 2013
51
Yaşam Evde hayvan bakmanın birincil şartı:
KUŞLA KUŞ, BALIKLA BALIK OLMAK Evimizde kuş ve balık türü hayvan yetiştirmeye niyetliysek, öncelikle akvaryum ve kafes ortamındaki hassas denge noktalarını çok iyi öğrenmemiz gerekiyor. Bazen farklı türler yan yana yaşayamıyor örneğin. Petshop yetkilisinin dediklerini can kulağıyla dinlemek ve harfiyen uygulamak zorundayız. Aksi takdirde çok sağlıklı bir kuşun ya da balığın aniden öldüğüne şahit olabiliriz. Evde hayvan bakmak isteyenlere hizmet sunan petshoplardan alış-veriş yapmak olayın yalnızca başlangıcı. Gerideki süreç çok zahmetli. Üstelik bir hayli özen ve sorumluluk da gerektiriyor. 15 senedir petshop mesleğiyle uğraşan Sebahattin Kanık 9 yaşındayken merak salmış bu konuya. İlkin edindiği kuş ve balıkların evinde çiftleşip üremelerini sağlamış. Ardından kendi dükkânını açmış. Hayvanların bakılacağı yerin ve ortamın özellikleri ile yakalanmaları muhtemel hastalıklara ilişkin püf noktalarını anlattı Haberexen’e. -Hayvan almayı düşünenlere ilk başta neleri söylersiniz? Öncelikle tüm hayvan severlere “bakabiliyorsanız alın” diyoruz. Çünkü bu bir sorumluluk, sonuçta bir canın yükümlülüğünü alıyorsunuz. İlgi, şefkat gösterebilecekseniz alın. Nihayetinde hayvanla uğraşmak ve bakımı kolay bir iş değil. Buna öncelikle belirli bir vakit ayırmayı göze almalısınız. Kendi yaşamımızda olduğu gibi hayvanların da besinlerine dikkat edeceksin, hasta lanmasına neden olabilecek unsurları ortadan kaldıracaksın, hastalanırsa da gerekli ilaçları temin edip hayvana vereceksin. En basit örneği olarak kuş tüylerini kabartıp bekliyorsa veya balık suda durgun yüzüyorsa bunları tespit edip petshopa veya bir veteriner ile 52
iletişime geçip hayvanı tekrar sağlığına kavuşturabilmelisin. Hayvanın cinsine göre bakım koşulları da farklılaşıyor. Örneğin muhabbet kuşu kanaryaya göre daha basittir, kanarya daha özellikli bir bakım ister. Bu hayvanların haftalık verilecek gıdaları ile aylık verilecek gıdaları vardır. Hastalıklarına karşı artı vitaminler veririz. Kanaryanızdan daha iyi verim almanız ve daha sağlıklı olması için kendi mamanızı kendiniz yaparsınız. Kısacası hayvan bakımı canlıdan canlıya değişir.
EGZOTİK TÜRLER DAHA İLGİ ÇEKİYOR
-En fazla hangi hayvanlara talep geliyor? Özellikle kuş kategorisinde; muhabbet ve kanarya türlerini; balık kategorisinde ise japon ve ciklet ağırlıklı balıkları satıyoruz. Mesela iguana da sattığımız ilginç hayvanlar arasında gösterilebi lir. İguanaya akvaryumda veya özel kafeslerde bakabiliriz. İguanalar genelde otçul hayvanlardır ve yeşillikle beslenirler ama bazen et de yiyebilirler. Bir de maymunumuz var ama onu satmıyoruz, şov amaçlı. Eğitimlidir ve gün boyunca sürekli omzumda geziyor. Hayvan severler daha çok egzotik hayvanlar alıyorlar. Akvaryum için ciklet grupları oldukça tercih ediliyor. Ciklet
grupları da kendi içlerinde ayrılıyor; Tanganika cikletleri, Amerikan cikletleri gibi. Artı japon balıkları ile tropikal dediğimiz lepistes, köpek balıkları ve tetra gibi balıklar da akvaryum balıkçılığında önde gelen çeşitler. Kuşlarda ise papağan çeşitleri özellikle ilgi görüyor. Cennet, Sultan ve benzeri çeşitleriyle de papağanlar da ayrı cinslere ayrılıyor.
AKVARYUM VE KAFESTEKİ HAS SAS DENGELER
-Peki, evimize almak istediğimiz hayvanlar için akvaryum veya kafes seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Akvaryum kurarken su dengeleri iyi oluş turulmalı. Bunda Ph dengesini temel alıyoruz. Bunun yanında suyun oksijen yeterliliği, dezenfektesinin uygun olması gerekiyor. Suyun hazırlanmasından sonra seçeceğimiz balık türleri de akvar yumun boyutuna göre olması gerekiyor. Örneğin ciklet balığının; küçük satış boyu, yavru boyu, damızlık ve damızlık altı dediğimiz boyutları vardır. Onları seçerken akvaryum boyutları ve litre hesabının iyi yapılması gerekmektedir. Tabi akvaryumun yanı sıra her balık türü de yan yana yaşayamaz. Cikletler ayrı bir kategoride yaşar, tropikal dediğimiz balıklar ayrı, japon dediklerimiz de ayrı birer kategoride yaşar. Japon ve tropikal balıklarda genelde boyutlarına Sayı 45 / Temmuz 2013
göre yan yana yaşayan cinsler vardır. Ortak balık dediğiz köpek balığı, vatoz, çöpçü ve bunlara benzer balıklar japon, ciklet ve yine tropikal dediğimiz türlerle aynı ortamda yaşayabilir. Kuşlar aynı cinsleriyle beraber yaşar, onları da yine tek olarak veya çift olarak aynı kafeste yaşatabilirsin. Ancak farklı türler yan yana yaşayamaz. Örneğin cennet papağanları ile sultan papağanlarının aynı ortamda yaşaması risktir. Birbir lerine saldırabilirler. Evcil dediğimiz hayvanlar içerisinde Jako papağanları eğitimi zor bir hayvandır. Bu kuşların eğitimli olanlarının alınması vatandaş açısından bütçeyi biraz zorlayabilir ama daha faydalı olacaktır. Sonuçta eğitimli bir hayvan eğitimsiz hayvana göre yeni yaşam alanına daha kısa sürede alışacaktır. -Hayvanları nereden ve nasıl temin ediyorsunuz? Balık türlerinde bazen kendimizde yavrulamalarını sağlıyoruz ancak tüm hayvan kategorilerinde genellikle yurtdışından ülkemize getiren ithalat çılarla anlaşma yapıyoruz ve onlardan alıyoruz. Direkt ülkeden getirmek maliyetli. Tabi bunların yanı sıra çevremizdeki eşimiz dostumuzun yavrulattığı yerli üretim dediğimiz balıklar da oluyor.
EN SAĞLIKLI KUŞ DA BİRDEN ÖLEBİLİYOR
-Sattığınız hayvan kısa sürede ölmüşse sizce bunun sebebi ne olabilir? Normal şartlarda bu durumlarla nadir olsa da karşılaşıyoruz. Bir gün içinde değil de 3 gün 5 gün veya bir ay içinde ölebiliyorlar. Biz böyle bir şey ile karşılaştığımızda öncelikle ölüm nedenini araştırıyoruz. Örneğin kuş ilk alındığında kafesten salınmış oluyor ve kafasını çarpmış olabiliyor. Ama öyle bir şey yok gibi görülebilirken biz hayvana yakından baktığımızda bunu anlayabiliyoruz. Özellikle kuşları açık alanlarda rüzgâra bırakıldığında kuş bünyesi hassas olduğundan hasta oluyor ve ölüme sebebiyet veriyor. Tabi bunların dışında nazar dediğimiz olay da var. Buradaki en Sayı 45 / Temmuz 2013
beğenilen kuş, en sağlıklı, en son ölecek dediğimiz kuş sabah geldiğimizde ölü bulabiliyoruz. Tabi bu Allah’ın takdiri ama nazar dediğimiz olay da başımıza gelebiliyor.
VETERİNERDEN BİLGİ DESTEĞİ
-Hayvan hastalıklarında sizlere gelen vatandaşlara neleri öneriyorsunuz? Kuş ve balık konularında veterinerler bizden daha tecrübeli olamazlar. Bizler sürekli onlarla iç içeyiz. Daha fazla gözlemleme ve etkileşim içindeyiz. Veteriner hekimler genelde kedi, köpek gibi büyük hayvanlar konusunda daha bilgilidir. Sürekli onlarla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Hayvana verilecek ilacın kimyasını biz bilme yiz, orantılarını yazar kafamızdan hesaplarız ama veterinerlere danışmak zorundayız. Kedi ve köpekler için iğne meselelerinde aşı programlarına göre hareket etmemiz gerekmektedir. Bu doğrultuda petshopçular ile veterinerler arasında bir iletişim birliği olması gerekmektedir.
Örneğin ucuz kuşları iyi kötü demeden alıp satanlar var ve vatandaşlar bu konuda çok eziliyor. Karantinaya alınmadan gönderilen kuşlar Türkiye’deki hava koşullarına alışamıyor ve bir hafta içinde ölebiliyorlar. Karantinayı ithalatçının yapması gerekiyor. Bunun yanı sıra petshopçuların derneği yok. Halbuki aramızda bir dernek kurabilsek; fiyat birliğini, her hayvanın alınmayışını veya ülke genelinde kaliteli ortamda üreticiler varsa ve onlarla toplu olarak görüşülmesini sağlayabiliriz.
FİYAT BİRLİĞİMİZ YOK
-Meslektaşlarınız arasında belirgin bir koordinasyon var mı? Fiyat birlikteliğimiz yok. 53
GRAND ATAKUM OTEL
SAMSUN’UN ULUSLARARASI MARKASI 2013 yılında Samsun’da Konak lama sektörünün durumu nedir?
Samsun’da 2012 yazında yaşanan sel felaketleri Turizm hareketini son derece olumsuz etkilemiş ve gelen yerli, yabancı turist sayısını azalmasına neden olmuştu. Bu nedenle özellikle Temmuz ayında otellerde ciddi bir boşluk yaşanmıştı. Diğer yandan Ramazan ayının yaz ortasına denk gelmesi nedeniyle, özellikle innergoing olarak tabir edilen iç turizm hareketinde önemli oranda bir durgunluk yaşanmıştı. 2013 yazında Samsun ve genelde Kara deniz Bölgesi’nde sezonun daha verimli ve hareketli geçmesi için neler yapıla bileceğiyle ilgili konular sektör içe risinde sıklıkla gündeme geldi. Özellikle başkanlığını yaptığım Uluslararası Turizm Profesyonelleri Derneği ‘Karadeniz SKAL’ da bu konular her toplantıda ele alındı ve görüşüldü. Çeşitli tedbirlerin ele alınması tartışıldı. Kültür turları yapan gurupların Samsun’da konaklamalarının sağlan ması bu konulardan biriydi. Acentaların birçoğu gerek Samsun’un mevcut turizm potansiyelini bilmediklerinden, kimi bütçelerine, kimileri ise programlarına uymadıklarından bahisle Samsun’da konaklamak istemiyorlardı. Grand Atakum Otel olarak bizde ülke mizin önde gelen tur operatörleriyle görüşmeler yaptık. Samsun’un misafirleri
54
için öneminden bahsettik ve Samsun’un Karadeniz Kültür turlarının ‘Olmazsa Olmazı’ olduğunu anlattık. Samsun’un Karadeniz bölgesinin kültür, doğa ve Deniz ve eğlence merkezi olduğunu gösterdik. Onlara 4 yıldızlı otelimizin konaklamada sağlayacağı hizmeti ve uygulayacağı avantajlı paketleri anlattık.
Yeni açılan ve açılacak otelleri nasıl görüyorsunuz?
Bir kentin gelişmesinde altyapı hizmetleri önemlidir. Ulaşım ve konaklama ola nakları yeterli değilse turizm gelişmez. Yapılacak yatırımların makro ölçekte planlanması ve bu planların hayata geçirilmesine çalışılmalıdır. Yatırımcıların zarar görmemesi, yatırımların atıl kalmaması için kamu, özel sektörü doğru bilgilendirilmelidir. Gelen turist sayısının artış hızı ile yatırımların hızı birbirine yakın olmalıdır… Samsun’da yeni yapılan ve yapılmakta olan oteller 12 ay içerisinde yatak kapasitesini yaklaşık 2,5 katına çıkacaktır. Müşteri potansiyelinin aynı oranda veya ona yakın oranda artmaması durumunda sektör ve yatırımcılar ciddi zararlar göreceklerdir. Bu kaçınılmazdır. Bunu engellemek için satış ve pazarlama konusunda çok ciddi ve hızlı çalışmalar yapılmalıdır. Ancak kısa vadede bu zor olduğundan, önümüzdeki yakın dönemde sektörün sarsılması kaçınılmaz olacaktır.
Grand Atakum Otel olarak siz bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Biz bu tespiti yaklaşık 1 yıl önce yaptık ve çalışmalarımızı bu gelişmeden en az zarar alacak şekilde yönlendirmeye çalışıyoruz. 2013 yılının ilk 6 ayı geçen yıllara göre daha iyi geçti. Grand Atakum Otel olarak doluluğumuzu 2012 yılının ilk 6 ayına göre % 10 oranında arttırdık. Bu yükselişteki en önemli etkinin, müşteri memnuniyeti olduğunu düşünüyorum. Grand Atakum Otel ekibi olarak ilk hedefimiz ‘Müşteri Memnuniyeti’. Ekibimizin her elamanı bir Halkla ilişkiler uzmanı gibi davranıyor. Kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Eksiklerimizi görmeye çalışıyoruz. Misafirlerimizin düşüncelerine değer veriyoruz. Bunun sonucunda misafirlerimizden son derece olumlu geri dönüşler alıyoruz.
Grand Atakum Otel’in müşteri kitlesi kimlerden oluşuyor?
Daha önceleri de söylemiştim. Oteli mizde dünyanın çeşitli ülkelerinden (yaklaşık 50 ülkeden) misafir konaklama yaptı. Dünyanın dört bir yanında Grand Atakum Otel adı dolaşıyor. Bu onur, Grand Atakum Otel yönetim ve çalışanlarının olduğu kadar, Samsun Turizminin de… Bundan gurur duyuyoruz. Otelimizde uluslararası standartlarda hizmet veriyoruz. Misafirlerimizden
Sayı 45 / Temmuz 2013
Samsun’un önde gelen turizmcilerinden Grand Atakum Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yavuz’la Turizm sektörünü ve sektörde Samsun’un yerini konuştuk. 2013 yazında Samsun ve genelde Karadeniz Bölgesi’nde sezonun daha verimli ve hareketli geçmesi için neler yapılabileceği konuştuğumuz Mustafa Yavuz sorularımıza içtenlikle cevap verdi. İşte o röportaj;
gelen yüzlerce teşekkür mesajı var. Odalarımızın temizliği ve dizaynı, kahvaltımızın zenginliği, mutfağımızın hijyen ve lezzet zenginliği, personeli mizin güler yüzü ve samimi davranışları bizleri onurlandırıyor…
Rakipleriniz kimler?
Lokal bir 4 yıldızlı otel olmamıza rağ men, hizmette uluslararası kaliteyi yakalamaya çalışıyoruz. Standartlarımızı, uluslararası otel standartlarında tutmaya gayret ediyoruz. Bu açıdan yaklaştığımızda rakipleri miz ulusal ve uluslararası otel zincir leri. İşimiz zor ama biz zorları başarmayı seven bir yapıyız. Bu nedenle kendimizi sürekli geliştirme çabasındayız.
Yurtiçi müşteri kitleniz ve hedefleriniz neler?
Yurtiçi müşteri kitlemiz çok geniş ama izlediğimiz kadarıyla Ege Bölgesi, İstanbul en çok misafir gelen bölgeler. Akdeniz Bölgesinden ve Güneydoğu’dan gelen de büyük bir kitle var. Tabi KKTC’ni de önemli bir Pazar olarak dikkate almak gerekiyor…
Hangi yurtdışı pazarları hedef alıyorsunuz?
Samsun ve Karadeniz için önemli olan pazarlar, Almanya ve Orta Doğu Pazarı, daha sonra Gürcistan ve Rusya geliyor. Almanya’nın neredeyse tüm kentlerine direkt uçak seferleri var. Orta Doğu’dan ise son yıllarda Karadeniz Bölgesine ciddi bir talep var. Gürcistan ve Rusya ise yakın komşularımız… Tabi bir de ortak
kültürel bağlarımız olan Yunanistan bizim için büyük bir Pazar. Yurtdışı pazarlama çalışmalarımızı bu ülkelerde yapmaya çalışıyoruz.
Son olarak bize ne söylemek istersiniz?
Samsun’da Turizm hareketinin daha da ileri gitmesini isteyenlerin bir araya gelmesi ortak çalışmalar yapması gere kiyor. Arkeoloji Müzesi için yeni bir bina ihtiyacımızın karşılanması gerekiyor. Yerli yatırımcıların desteklenmesi ve yüreklendirilmesi gerekiyor. Özellikle sektöre yatırım yapan insanlarımızın, yatırımlarını daha verimli hale getirme leri için daha fazla gayret sarf etmesi istiyor ve bekliyorum.
Köşe Yazısı
Köşe Yazısı
Aydın Aydın Doğdu Doğdu Federasyon +ROLJDQL]P Yönetimi İstifa Etmeli!
ø
7ŶŐŝůŝnjĐĞ ŚŽůŝŐĂŶŝnjŵ͖ Fenerbahçe’ye ƚĞŬ ƐƵĕůƵ ŐƌƵƉůĂƌ ŵŦĚŦƌ͍ Olaya bugüne kadarŬĞůŝŵĞ sadeceŽůĂŶ Trabzonspor UEFA tarafından ver ƺŒƺŶůĞƌĚĞ ĕŽŬ Őƺƌƺůƚƺ ǀĞ ŽůĂLJ tarafından bakıldı. Belki de kamuoyunu ilen cezalardan sonra zaman kayĂŝůĞ ͞ŚŽůŝŐĂŶ͟ ĂĚŦLJůĂ betmeden dĂƌĂŌĂƌ ŐƌƵƉůĂƌŦŶŦŶ͕ ŝĕŝŶĚĞ ďƵůƵŶĂŶ yanıltan veĕŦŬĂƌĂŶ salt birďŝƌ açıdan bakılmasının “istifa” etmelidir. Çünkü, ĂŶŦůŦƌŵŦƔ͘ ,ŽůŝŐĂŶ ƐƂnjĐƺŒƺŶƺŶ ĂŶ- ŐĞŶĕůĞƌ ĚŽŒƌƵ ǀĞ ŝƐƚĞŶŝůĞŶ ƔĞŬŝůĚĞ LJƂŶnedeni oldu. Arada sadece Orduspor böylesi bir yanılgının içinde duran bir ůĂŵŦ͖ 'ŝƫŒŝ ŽƌƚĂŵŦ ĚĂŒŦƚĂŶ͕ ŝĕŬŝĐŝ͕ ůĞŶĚŝƌŝůĞŵĞnjƐĞ ƚĂďŝ Ŭŝ ĚŽŒĂů ŽůĂƌĂŬ Ŭŝŵŝ Başkanı Nedim Türkmen, biraz olsun yönetim, meşrutiyetini kaybetmiştir. ƔĂŵĂƚĂĐŦ ǀĞ ŚĂƔĂƌŦ ďŝƌ ŬĂƌĂŬƚĞƌ͟ Ěŝƌ͘ ;ĞƐĂƌƚ ŶŝLJĞƚůŝůĞƌŝŶ ŐƺĚƺŵƺŶĚĞ ŽůĂďŝůŝƌůĞƌ͘ kamuoyunda fazlasıyla konuştu o da Güven ortadan kalkmıştır. ŬŝƐƂnjůƺŬ͘ĐŽŵͿ ŶĐĂŬ ortamı ďƵŶůĂƌŦŶ ƂŶƺŶĞ ŐĞĕŵĞŬ LJŝŶĞ Artık ŽŶdurumu bir alt lige inerek ödedi. böylesi bir yönetim kesinlikle görevi ůĂƌŦ LJƂŶůĞŶĚŝƌĞŶůĞƌŝŶ ŵĂŚŝLJĞƚůĞƌŝ ǀĞ ĞĚŝŶ&ƵƚďŽů ůŝƚĞƌĂƚƺƌƺŶĞ͕ 7ŶŐŝůŝnjůĞƌŝŶ ŚĞŵ ŬĞŶ- bırakmalıdır. ĚŝŬůĞƌŝ ŬĂƌĂŬƚĞƌ ƂnjĞůůŝŬůĞƌŝĚŝƌ͘ LJƌŦĐĂ ĞŵĚŝ ƺůŬĞ ŵĂĕůĂƌŦŶĚĂ ŚĞŵ ĚĞ ŐŝƫŬůĞƌŝ ƺůŬĞͲ ŶŝLJĞƚ LJĞƚŬŝůŝůĞƌŝŶĐĞ ĚĞ ƐƺƌĞŬůŝ ĚĞŶĞƟŵĞ Olay aslında Samsunspor’u da yakından ůĞƌĚĞŬŝ ŵĂĕůĂƌĚĂ LJĂƉƨŬůĂƌŦ ǀĞ ĕŦŬĂƌƚƚĂďŝ ƚƵƚƵůŵĂůĂƌŦ ǀĞ ŬŽŶƚƌŽů ĂůƨŶĚĂ ŽůŵĂilgilendiriyordu. Ancak bunun çok Samsunspor, cephesi ise bundan böyle ƨŬůĂƌŦ ŽůĂLJůĂƌůĂ ĂŶŦůŵŦƔ ǀĞ ďƵŶƵŶ ƺnjĞƌŝŶĞ ůĂƌŦ ĚĂ ďĂƔŬĂ ĚŝŬŬĂƚ ĞĚŝůŵĞƐŝ üstünde duramadık. Zamanında “Adalet” daha da ďŝƌ sesini yükseltmeli ve ŐĞƌĞŶ hakkı ĚĞ LJŝŶĞ ŬĞŶĚŝ ƺůŬĞ ƚĞƌŝŵŝ ŽůĂŶ ͞ŚŽůŝŐĂͲ ƵŶƐƵƌĚƵƌ͘ yazısında bunun üzerinde durmaya olanı istemesini bilmelidir. Bu kadar kesŶŝnjŵ͟ ĨƵƚďŽů ǀĞ ƐƉŽƌ ƚĞƌƂƌƺŶĚĞ ĚĞ LJĞƌŝŶŝ çalışmıştım. Diğer taraftan da zaman kin bir karardan sonra hak talebinde ĂůŵŦƔ ďƵůƵŶƵLJŽƌ͘ dƺŵ ďƵŶůĂƌŦŶ ĚŦƔŦŶĚĂ ďŝƌĞLJƐĞů ĂŶůĂŵzaman olayı yazmaya çalışmıştım. bulunulmalı ve daha çok kamuoyu ĚĂ ĚĂ ƐƚĂƚůĂƌĚĂ ŐƂƌŵĞŬ ŝƐƚĞŵĞĚŝŒŝŵŝnj LJƌŦĐĂ ŚĞƌŬĞƐŝŶ ŚĂůĞŶ ŚĂķnjĂƐŦŶĚĂ oluşturmalıdır. ŽůĂLJůĂƌŦ ŚĂůŝ ŚĂnjŦƌĚĂ LJĂƔĂŵĂLJĂ ĚĞǀĂŵ Samsunspor, yıl Süper Lig’de kalmışŝůĞ ĞĚŝLJŽƌƵnj͘ DĂĂůĞƐĞĨ ŚĞƌ ƚƺƌůƺ ŵĂĕ ĂĚĞƚĂ LJĞƌ ĂůĂŶ͖ o 'ĂůĂƚĂƐĂƌĂLJ͛ŦŶ͕ >͘hŶŝƚĞĚ olabilirdi. Belki de şuan bu sıkıntıları Federasyonun, bu kadar futbolumuzu ŽLJŶĂĚŦŒŦ ǀƌƵƉĂ <ƵƉĂůĂƌŦŶĚĂŬŝ ŵĂĕƚĂ ĚĂ ďŝƌ ƐĂǀĂƔĂ ŚĂnjŦƌůĂŶŦLJŽƌŵƵƔ Őŝďŝ ŚĂnjŦƌůĂLJŝŶĞ ŚŽůŝŐĂŶůĂƌ ŦŬĂŶ çıkmaza ŶĂŶůĂƌ ǀĂƌ ƺůŬĞŵŝnjĚĞ͘ ŝŒĞƌ ƚĂƌĂŌĂŶ ĨƵƚyaşamamış olacaktık.ďĂƔƌŽůƺ Tabi kiŽLJŶĂŵŦƔ͘ bu karara sokmaya hiç ama hiç hakkı ŽůĂLJůĂƌ ƐŽŶƵĐƵ͕ Ϯ 7ŶŐŝůŝnj ƂůŵƺƔ ďŝƌ ŝŬŝƐŝ ĚĞ ďŽů ƚĂďŝƌŝŶŝ ďŝƌ ƺƐƚƺŶůƺŬ Őŝďŝ ŬĂƌƔŦ ƚĂƌĂĨĂ bağlamadan da ligde kalmamız daha yoktu. Bunun böyle olacağı baştan itibarLJĂƌĂůĂŶŵŦƔƨ͘ ŶĐĂŬ ŽůĂLJ LJŝŶĞ ƺůŬĞŵŝnjŝŶ çok arzu edilendi. Ancak, Federasyon enĞnjŝĐŝůŝŬ Őŝďŝ ŐƂƐƚĞƌŵĞLJĞ ĕĂůŦƔĂŶ ŬŝƔŝůĞƌ ŝƐĞ göremeyen bir yönetimin maalesef ŽůƵŵƐƵnj ŚĂŶĞƐŝŶĞ LJĂnjŦůŵŦƔ ǀĞ ŝnjůĞƌŝ LJŦů- ŽůĂLJůĂƌŦŶ ĕŦŬŵĂƐŦŶĚĂ ĞŶ ďƺLJƺŬ ĞƚŬĞŶ͘ yetkililerin verdiği karar hep bugüne ülkemizin de içine atılmış bir bombadır. ůĂƌ LJŦůŦ ŚĂůĞŶ ƐƺƌŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ ,Ğƌ ŽLJŶĂŶĂŶ ƵŶůĂƌŦŶ ͞ŐƂnjůĞƌŝ ŬĂƉĂůŦ͊͟ ŽůĚƵŒƵ ŬĂĚĂƌ kadar7ŶŐŝůŝnj tartışılmıştı. Ne demişlerdi “Şike Bunun olumsuz yansımaları, sadece futƚĂŬŦŵůĂƌŦLJůĂ ŵĂĕůĂƌĚĂ͕ ŐƺŶĚĞŵĞ ͞ŐƂŶƺůůĞƌŝ ĚĞ ŬĂƉĂůŦ͊͟ ŽůƵŶĐĂ ŽƌƚĂLJĂ ,Žůŝvar, ancak sahaya yansımamıştır!” Ne bolumuza değil diğer organizasyonlara ŐĞƟƌŝůĞƌĞŬ ĂĐŦůĂƌ ƚĂnjĞůĞŶŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ ŐĂŶŝnjŵ ĕŦŬŦLJŽƌ͘ demekti bu nasıl anlaşılırdı hepimizin olan adaylığımız içinde olumsuz yönleri malumu. můŬĞŵŝnjĚĞ͕ LJŦůůĂƌ LJŦůŦ ďŝƚŵĞŬ ďŝůŵĞLJĞŶ olacaktır. ĞůŬŝ ĚĞ ƚĞŬƌĂƌĚĂŶ Ɛŝů ďĂƔƚĂŶ ĞůĞ ĂůŦŶ ƔĞŬŝůĚĞ ŚĂůĞŶ ĚĞǀĂŵ ĞƚŵĞŬƚĞ ŽůĂŶ ŽůĂLJ-
56
“şike” olayı mevcuttur.
ŵĂƐŦ ŐĞƌĞŬĞŶ ͞ƚĂƌĂŌĂƌůŦŬ͟ ŬĂǀƌĂŵŦLJůĂ
dƺŵ ŚĞƌŬĞƐŝŶ ďŝůŵĞƐŝ ŐĞƌĞŬŝƌ Ŭŝ ͞ŵĂĕůĂƌ ŬŝŵŝůĞƌŝŶŝŶ ĚĞƔĂƌũ ŽůŵĂ LJĞƌŝ ĚĞŒŝůĚŝƌ͊͟ Bundan sonrası gayri lafı-güzaftır. ǀĞƚ LJĂŶůŦƔ ŽŬƵŵĂĚŦŶŦnj͊ ĞŶŝŵ ƐŦŬĕĂ ŬƺĨƺƌ Benim üzüldüğüm ise “kendi ŬĂƌƔŦůŦŬkulübüne ĞĚĞŶůĞƌŝ ƵLJĂƌŦƌŬĞŶ ĚƵLJĚƵŒƵŵ ceza veremeyen” ülkeŐĞĕŵĞŶŝŶ durumuna ƨƌ ďƵŶůĂƌ͘ KůĂLJůĂƌŦŶ bir ƂŶƺŶĞ düşmenin utancıdır. sebepŐĞƌĞͲ olan da ĞŶ ƂŶĞŵůŝ ǀĞ ŐƂnjĂƌĚŦ Buna ĞĚŝůŵĞŵĞƐŝ şuan ki Federasyon Başkanı ve yönetimŬĞŶ ďŝƌ ďĂƔŬĂ LJƂŶƺĚƺƌ ďƵ ƚƺƌ ŚĂĚŝƐĞůĞƌ͘
͞ ĞĚĞŶ ŒŝƟŵŝ ĞƌƐůĞƌŝŶĚĞ͟ ƚĞŬƌĂƌĚĂŶ͕ ƐƉŽƌ ŚĂƌĞŬĞƚůĞƌŝŶŝŶ LJĂŶŦŶĚĂ͕ ďƵ ŬŽŶƵĚĂ ĚĂ ĚĞƌƐůĞƌ LJĂƉŦůŵĂůŦ ǀĞ ŐĞƌĞŬŝƌƐĞ ďƵ ĚĞƌƐͲ ůĞƌĞ ŚĞŵ ƉƐŝŬŽůŽŐůĂƌ ŚĞŵ ĚĞ ƐƉŽƌĐƵůĂƌ ĕĂŒƌŦůĂƌĂŬ ŬŽŶƵLJůĂ ŝůŐŝůŝ ĚĞƌƐůĞƌ ǀĞƌŝůŵĞ-
ƺŶŬƺ ŚŝĕƚĞ LJĂĚƐŦŶĂŵĂnj ƔĞŬŝůĚĞ ŵĂĕůĂƌĂ yapmalı ve görevi bırakmalıdır. ŬƺĨƺƌ ĞƚŵĞŬ ǀĞ ƐƚƌĞƐŝŶŝ ĂƚŵĂŬ ŝĕŝŶ ŐĞůĞŶůĞƌ ǀĂƌ͘ KLJƐĂ ŵĂĕůĂƌŦŶ ŝnjůĞŶŵĞƐŝ ĚĞ ďĞůůŝ ďŝƌ Ŭƺůƚƺƌ ĕĞƌĕĞǀĞƐŝŶĚĞ ǀĞ ƚŽƉůƵŵƵSayı 45 / Temmuz 2013 ŵƵnjƵŶ ƂnjƺŶĞ LJƂŶĞůŝŬ ŽůŵĂůŦĚŦƌ͘ ^ĂŶŦŵŦŵ ďƵŶƵ LJĂƉŵĂŬ ĚĂŚĂ ŬŽůĂLJĚŦƌ͘
ŝƐĞ ďŝƌ ƚƺƌůƺ ďƵ ŽůŐƵŶƵŶ ǀĞ ƚŽƉůƵŵƐĂů ŶĞĚĞŶTüm ůĂƌ halkımızı “saf”ƂŶůĞŶĞŵĞŵŝƔƟƌ͘ yerine koyan,Ğƌ Böylesi köklü ƐŽƐLJĂů kulüplerimizin aldığı ceza ŶĞ LJĂƐĂ hem ĕŦŬĂƌŦůŦƌƐĂ ĕŦŬĂƌŦůƐŦŶ͕ ƚƺŵ de ĐĂLJ- elbette ůĞƌŝ ƺnjĞƌŝŶĚĞ ĚƵƌƵůŵĂůŦ͘ ,ĂƩĂ Birde ŽŬƵůĚĂŬŝ Federasyon, Beşiktaş’a hem ki bizleri üzmüştür. bu ĚŦƌŦĐŦůŦŬůĂƌĂ ƌĂŒŵĞŶ͕ ŝƐƚĞŶĞŶ ǀĞ ďĞŬůĞŶĞŶ ͞^ƉŽƌ <ĂƌĚĞƔůŝŬƟƌ͊͟ ŽůŐƵƐƵŶĂ ďŝƌ ƚƺƌůƺ ĞƌŝƔŝůĞŵĞŵŝƔƟƌ͘ ƵŶĚĂŬŝ ƚĞŵĞů ƉƌŽďůĞŵ ŝƐĞ ƂnjĞůůŝŬůĞ ŬƵůƺƉůĞƌŝŶ ŚĞƌ ĚĂŝŵ ĚĞƐƚĞŬĕŝƐŝ ƚĂƌĂŌĂƌ ŐƌƵƉůĂƌŦ ŐƂƐƚĞƌŝůŵŝƔƟƌ͘ KLJƐĂ
ůŝ͘ ƵŶƵŶ bakmak ĚŦƔŦŶĚĂ ŵŶŝLJĞƚ LJĞƚŬŝůŝůĞƌŝ ĚĞ açıdan gerecektir. Lokomatif ŽůĂLJŦŶ LJĂƐĂů ĕĞƌĕĞǀĞƐŝLJůĞ ŝůŐŝůŝ ŬŽŶĨĞƌĂŶƐͲ açıdan önemli olan bu kulüplerin böyleůĂƌ ǀĞƌĞďŝůŝƌ͘ LJŶŦ ƔĞŬŝůĚĞ dĂƌĂŌĂƌ ŐƌƵƉͲ de si bir durumu biz futbolseverleri ůĂƌŦŶŦŶ ĚĞƌŶĞŬůĞƌŝŶĚĞ Ŭŝ ďĞŶnjĞƌ ŐĞŶĕůĞƌĞ üzmüştür. ĚĞ LJƂŶĞůŝŬ ďƵ Őƺƌ ƵLJŐƵůĂŵĂůĂƌ LJĂƉŦůĂďŝůŝƌ͘ zĂƐĂůĂƌ͕ ŚĞƉ ĕŦŬĂƌ ĂŵĂ ǀŝĐĚĂŶĚĂ LJĞƌ ĂůAncak, LJĞƌŝŶŝ eğer “adalet” dediğimiz mefŵĂnjƐĂ͕ ďĂƔŬĂ LJĂƐĂůĂƌĂ ďŦƌĂŬŦƌ͘ humu “büyük ŐƺŶĚĞŵĚĞŶ kulüp”,“küçükĚƺƔŵĞLJĞŶ͕ kulüp” diye ^ŽŶ ŐƺŶůĞƌĚĞ ayırırsanız da buna kimse razı gelmez, ͞ ůĞŬƚƌŽŶŝŬ ŝůĞƚ͟ ƵLJŐƵůĂŵĂƐŦ ĚĂ͕ ƔĂŚƐĞŶ ŵĞƌĂŬ ĞƫŒŝŵ ďŝƌ ƵLJŐƵůĂŵĂĚŦƌ͘ Ƶ gelemez. ƵLJŐƵůĂŵĂLJŦ ƚĞŽƌŝ ŽůĂƌĂŬ ĚĞƐƚĞŬůĞŵĞŬůĞ ďĞƌĂďĞƌ͕ ƵLJŐƵůĂŵĂƐŦŶŦŶ ĕŽŬƚĂ Bunun ƉƌĂƟŬƚĞ sorumlusu olan yöneticiler ŬŽůĂLJ ŽůŵĂLJĂĐĂŒŦŶŦ ĚƺƔƺŶƺLJŽƌƵŵ͘ ŝŒĞƌ acaba böylesi bir vebalin altından nasıl ƚĂƌĂŌĂŶ ͞^ƉŽƌ ^ĂǀĐŦůŦŒŦ͊͟ ĚĂ LJŝŶĞ ŵĞƌĂŬ kalkacaklardır. Hem kendi taraftarlarını ĞƫŒŝŵ ƵLJŐƵůĂŵĂůĂƌĚĂŶ͘ ƺŶŬƺ ĞŒĞƌ ďƵ hemƵLJŐƵůĂŵĂůĂƌĚĂŶ de tüm futbolseverleri hep ƚƺƌ ĚĂ ƐŽŶƵĕ ĂůŦŶŵĂnj aldatmışlardır. Futbolumuza “kara bir ŝƐĞ ŽůĂLJŦŶ ǀĂŚĂŵĞƟ ƐĂLJŵĂŬůĂ ďŝƚŵĞnj leke” sürmüşlerdir. Bu utanç fazlasıyla ŚĂůĚĞĚŝƌ ĚĞŵĞŬƟƌ͘ ƺƔƺŶƺŶ ŵĂĕůĂƌĚĂŬŝ herkese yeterde artar bile. ŽůĂLJůĂƌŦ ŶŽƚ ĂůĂŶ ^ĂLJŦŶ ^ĂǀĐŦŵŦnj͕ ƐŽŶƌĂ Ŭŝ ŐƺŶ ŽŶůĂƌĐĂ ŝŶƐĂŶŦŶ ŚĂLJĂƨŶŦ ĞƚŬŝůĞLJĞďŝůĞĐĞŬ͊ Artık bu karardan sonra kesinleşmiş bir
idir. Artık zaman kaybetmeden gereğini
Say覺 45 / Temmuz 2013
57
Spor
Durgunsu sürat kanosu, birbirinden ayrı fakat birbirine paralel düz suyollarındaki kulvarlarda zamana karşı yapılan sportif bir yarış türü. Mücadele kulvarı en kısa sürede tamamlama esasına göre veriliyor. Müsabakalarda kullanılan teknele rin tarihi taş devrine uzansa da kayak ve kano sporları henüz yeni yeni kabul görüp popülerleşiyor.
58
Kano Sporu 1995 yılında Türkiye Kürek Federasyonu’na bağlandı. Ancak 1997’ye dek sadece ismi vardı. Hiçbir faaliyet gerçekleştirilmedi. 2000’de rafting branşının da eklenmesiy le federasyonun adı Kürek Kano ve Rafting diye değişti. Kano ve Rafting 2002’de müstakil bir federasyon çatısına kavuştu. 2006’da rafting koptuğunda tabelada yalnızca kano ibaresi kaldı.
İLK DÜNYA ŞAMPİYONASINA 2005’TE KATILDIK
Kano Milli Takımımız ilk Dünya Şampiyonası’na 2005’te katıldı. Hırva tistan’ın Zagreb şehrindeki yarış malarda 3 sporcuyla temsil edildik ama turnuvadan derecesiz döndük. Şimdiye dek ki en önemli başarıyı yine Hırvatistan-Zagreb’de 62 ülkenin iştirak ettiği 2011 Avrupa Gençler ve 23 Yaş Sayı 45 / Temmuz 2013
Yeşilırmak ve Ayvacık baraj gölünde coşkun antrenmanlar
DURGUNSU SÜRAT KANOSUNDA
ÇARŞAMBA FARKI Kano Federasyonu, Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Çarşamba Belediyesi, tarafından Adapark’da inşa edilen Su Sporları Merkezi ve Ferdi Spor Salonu’nda başarılı sporcular yetiştiriliyor. Durgunsu sürat kanosunda iyi derecede yüzme yeteneği, 12 yaşına basmak ve sudan korkmamak şart. Spor dalı Türkiye’de henüz çok yeni ama gelecek vaat ediyor.
Altı Şampiyonası’nda yakaladık. K1 200 metre Genç Erkeklerde, Mustafa Gülbahar Avrupa Şampiyonu oldu. Diğer sporcularımız da 7 kez B Final ve 3 kez de A Final çekti. A Finalde birer 4’cülük, 7’cilik ve 9’unculuk gördük. Bu olimpik sporla ilgilenecek gençlerin önü açık ve geleceği parlak. Sporun birincil şartı yüzme bilmek ve asgari12 Sayı 45 / Temmuz 2013
yaş. Aileler su denildiğinde çocukları için endişelenmeden edemiyor yine de. Uzman kano su sporları hocası Süleyman Şişli’nin şimdilik biri kız 9 sporcusu var. İkisi köylerden. Tesis ise 25’er kişilik gruplara hizmet verebilecek çapta. Eğitim çalışmaları Ayvacık Suat Uğurlu Barajı Gölü’nde yürütülüyor.
Sporcular her gün Çarşamba İlçesi’ndeki spor merkezinden Ayvacık’taki antrenman alanına gidiyor. Ulaşım hizmeti Çarşamba Belediyesi’nden. İki yıldır Su Sporları Merkezi ve Ferdi Spor Salonu’nda sporcu yetiştiren Şişli, Avrupa’da çok rağbet gören bu spor dalıyla ülkemizde pek ilgilenilmediğini söylüyor: “Avrupa’da kano yarışları bir 59
Spor
festival havası içerisinde düzenlenir ve dolu tribünler eşliğinde yarışılır. Bizde ise spor dendiğinde akıllara futbol geliyor ve hiçbir spor dalı futbol kadar ilgi görmüyor. ” Ama mevcut durumu normal karşılıyor: “Kano daha çok yeni bir spor ülkemizde. Dolayısı ile çok fazla sporcusu ve meraklısı henüz çok yok.”
KANODA BİRİNCİ İŞ DENGEYİ ÖĞRENMEK
Kano yarışçısı olabilmek için yüzme yeteneği ve 12 yaş şartını yerine getir mek kafi değil. Sudan korkmamak da gerekiyor. Kano 5 metre 20 santimet re uzunluğunda bir su taşıtı. En geniş noktası 50 santimetre. Onu suyun üzerinde kullanıcısı dengede tutuyor. Başkaca destek unsuru yok. Denge sağlanması öğrenilirken defalarca dev riliyor kanolar. İyi yüzücülüğe işte bu anlarda ihtiyaç duyuluyor. Başvurucuları mutlaka yüzme testinden geçirdiklerini söylüyor Şişli: “Sudan korkup korkma dıklarını deniyoruz. Bu aşamayı geçemeyen çocukları kursumuza alamı yoruz. Sonrasında ise ilk dersler kano üzerinde denge sağlamayı öğretmek üzerine oluyor. En zor kısmı da bu zaten. Denge sağlamayı öğrenen bir kanocu için geriye sadece kondisyon kalıyor.”
GÜVENLİKTEN TAVİZ VERİLMİYOR
Güvenlik daima ön planda. Yeni başla yanların ilerilere açılmasına müsaade edilmiyor. Eğitim sürecinde can yeleği giymek mecburi. Şişli de antrenman sırasında motorlu bir botla talebelerini yakından izliyor. Her an müdahaleye hazır bekliyor. İdmanlarda Yeşilırmak’ın sabıkası, Ayvacık baraj gölününse büyüklüğü ailelerin yüreklerini hoplatıyor. İyi yüzücü sayısının azlığı da bu korkuya ilave olunca kursiyer bulmak epey zorlaşıyor. Kano kursları tamamen ücretsiz. Üstelik gelecek de vaat ediyor devamcısına. Kursiyerler den birinin milli takıma çağrıldığını ve üç defa kamplara katıldığını kaydederek şunları anlatıyor Şişli: “Üç senedir lisanslı olan bir tane çocuğumuz liseyi bitirdi ve kano branşı ile İstanbul Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’na başvurdu. Sonucunu bekliyor. Ülkemizde fut60
bol veya diğer spor dallarının aksine kano sporcularıçok fazla bir rekabet yaşamadan gelecekleri için şans elde edebilmekteler.”
KANO YAPMANIN AVANTAJLARI
Üniversite eğitimi de alan sporcuların üçüncü kademe antrenör sıfatıyla mezun olduklarını belirtiyor: “Bu da milli takım antrenörü olabilecek bir seviye anlamı taşıyor. Bu spor dalında milli sporcu olmak da diğer spor dallarına nazaran daha kolay.
İyi bir çalışma ile bir iki yıl içerisinde milli takım seviyesinde sporcu olmak mümkün.” Diğer avantajları da şöyle sıralıyor: “Avrupa ya da Dünya çapında bir derece almak da Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında öğretmenlik branşına girmek için yeterli. Diğer spor branşlarında binlerce rakip var. Ama kanoda onlarca rakip var. Kano sporunda yıldızlar kategorisinde Türkiye’de toplamda 30-40 sporcu ancak vardır. Miniklerde veya büyüklerde de durum aynıdır. ”
KANODA SAMSUN’UN YÜZ AKLARI
T
ürkiye Kano Federasyonu’nun 2013 yılı faaliyet progra mındaki 30-31 Mart 2013 tarihli Muğla/Köyceğiz Gölü kano 1. aday milli takım seçme yarışında Çarşamba Bele diyesi’nin sporcularından Kerim Tenha yıldızlarda, Şura Albayrak ise miniklerde birinci oldu. Faruk Demir de minikler ikincisi. 2013 yılı Mayıs Ayı’nda Fransa’da yapılan Uluslararası Kano Yarışları’nda B Milli Takım Kampında ülke mizi temsil eden Tenha toplamda üç kez milli kampa çağırıldı.
Sayı 45 / Temmuz 2013
Say覺 45 / Temmuz 2013
61
Dizüstü Katili tabletler Kapak
1990’lı yıllarda üretilmeye başlanan ve daha sonrasında Microsoft’un ele almasıyla ünlenen tablet bilgisayarlar günümüzde en çok revaç görülen teknoloji aletlerinden biri. Teknoloji devlerinin arasındaki yarışlar doğrultusunda sürekli yenilenen bu kişisel bilgisayarlar, her geçen gün yeni modelleriyle teknoloji marketlerinde yerlerini alıyor. Büyük ve yüksek çözünürlüklü ekranları, güçlü işlemcileri ve uzun pil ömürleriyle neredeyse bütün teknoloji üreticilerinin ürettiği tabletlerde Android, Windows ve iOS işletim sistemleriyle markalar birbirleri ile kıyasıya bir yarış sürdürüyorlar.
Retina Ekranlı iPad 4 264ppi ekranı ile piyasadaki en iyi ekranlar arasında yer alan yeni Retina Ekranlı iPad (iPad 4), 1.2 megapiksellik ön kamerası ile de HD kalitesinde videolu sohbet imkanı sağlıyor. A6X işlemcisiyle ve iOS 6 işletim sistemiyle ekstra bir performans sergileyen iPad 4’ün pil ömrü 10 saate kadar dayanabiliyor. iPad4’ün önceki modelleriyle arasındaki en büyük farklardan birisi de 8 pinli Lightning bağlantı özelliğine sahip olması. İlk olarak iPhone 5 ile piyasaya tanıtılan bu yeni bağlantı, çok daha küçük ve daha dayanıklı olmasının yanı sıra iki yönüyle de takılabilen aparatıyla kullanıcılarına büyük kolaylık sağlıyor.
Sony Xperia Tablet Z Muhteşem tasarımı ve su geçirmez özelliği ile telefon piyasasına damga vuran Sony Xperia Z, hafif, ince ve süper keskin hatlarıyla tablet piyasasına da hızlı bir giriş yapmayı başardı. Su ve toza dayanıklı kasası sadece 495 gram ağırlığında ve 6.9 mm inceliğinde olan Yeni Sony Xperia Tablet Z, 8 megapiksel kamera ve 32 GB depolama alanına sahip. Full HD’nin de üzerinde tam 1,920 x 1,200p çözünürlüklü ekrana sahip olan dört çekirdekli 1.5 GHz hızındaki Snapdragon S4 işlemcisi ile Android 4.1’i sorunsuz ve akıcı şekilde çalıştırabiliyor.
62
Sayı 45 / Temmuz 2013
Lenovo S6000 10.1 inçlik IPS ekranı ve 1,280 x 800p çözünür lüğe sahip Lenovo S6000’in dört çekirdekli işlemcisinin hızı kesin değil fakat 1.2 GHz. MicroHDMI çıkışı ile görüntüyü monitöre ya da televizyona aktarabiliyor. İnternet bağlantısı temelde WLAN üzerinden sağlanırken modeline göre 3G seçeneğine de bulunduran, 560 gram ağırlığında ve 8,6 milimetre kalınlığında kasaya sahip S6000, Wi-Fi bağlantıda sekiz saat pil ömrü sunabilecek.
Samsung Galaxy Tab 3 10.1 Apple ve Samsung arasındaki telefon yarışları, birbiri ardında çıkarılan yeni tablet modelleriyle iPadler ve Galaxy Tab seri leri arasına da sıçradı. 510 gram ağırlığında ve 8 mm inceliğinde olacak olan Galaxy Tab 3, 1.3 megapiksel ön kamerası ile de HD kalite de görüntülü sohbet imkanı sağlayacak. Android 4.1 işletim sis temi ve 200 MHz hızlandırılmış (1.2 GHz) çift çekirdekli Cortex-A9 işlemcisi gücündeki Samsung Galaxy Tab 3 10.1’in ekranı ise 1,280 x 800 çözünürlüğünde olacak.
Sayı 45 / Temmuz 2013
63
Kapak
T
emel gıda olan ekmeğin çöpe atılması ülkemizde en kötü davran ışlardan biri olarak görülmesine rağmen üretilen ekmeğin bir bölümü henüz fırınlarda satılmadan, bir bölümü de satın alındıktan sonra tüketilemeyerek israf edilmektedir. Yapılan yoğun israfın nedeni kötü niyetten ziyade ihmal ve bilgisizlikten kaynaklanmakta.
değerlendirebileceğiniz, çöp yerine ekmekleri sofraya en güzel sunumlar ile taşıyabileceğiniz ve israfın önüne geçebileceğiniz tarifler vermek istedik.
Ekmeğin sağlıklı bir şekilde muhafazası kadar bayatlamış ekmeklerin uygun yöntemlerle değerlendirilmesi de önemli bir konu. Bu bağlamda sizlere evlerinizdeki bayat ekmekleri
Türkiye verilerine baktığımızda ise sadece ekmek israfıyla yıllık ekonomik kaybımızın 1 milyar 564 milyon TL olduğu tespit edilmiştir. 250 gramlık ekmek üzerinden hesaplandığında
Unutmayın, Dünya genelinde yılda ortalama 870 milyon insan yetersiz beslenmektedir. Yaklaşık 10 milyon insanın yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybettiği bir ortamda yıllık 1,3 milyar ton gıda israf edilmektedir.
ülkemizde günde 1.486 ton, yılda 542 bin ton ekmek israf edilmektedir. Bu neredeyse günlük 6 milyon, yıllık ise 2 milyar adetten fazla ekmek israfı demektir. Samsun’a bakıldığında israf edilen ekmek 110 bin adettir. İsrafın ekonomik olarak önlenmesi durumunda elde edilecek olan yıllık 10 milyar 546 milyon lira ile 5 kişilik bir aile baz alındığında 104 bin aileye yoksulluk sınırında geçilebilecek bir kaynak sağlamış olacağız. 161 bin 708 kişiye asgari ücret ödenir. Yine israf edilmemiş ekmek olmasaydı 100 yataklı 80 hastane, 16 derslikli 500 okul ve 500 kilometrelik bölünmüş yol yapabilecektik.
bayat ekmeklerle lezzet yolculuğu eve ekmek alırken
etecek Ekmek almadan önce; tük ek ve yem k ece etil kişi sayısı, tük ı gibi tar mik ek ekm n evde buluna tam olarak unsurlar dikkate alınarak duyulduğu tespit ne kadar ekmeğe ihtiyaç edilmelidir. yvancılık Bakan Ekmek; Gıda, Tarım ve Ha lerden alınma lığından üretim izni alan yer lıdır. ise ambalajlı Aynı gün tüketilemeyecek lmeli, ekmek edi ekmek satın alınması tercih rına dikkat ulla koş ambalajsız ise saklama edilmelidir. eğin ezilmeme Alışveriş yaparken ekm ı bir poşette ve sine dikkat edilmeli, ayr üzerine konarak alınan diğer ürünlerin taşınmalıdır.
64
Sayı 45 / Temmuz 2013
FIRINDA KIZARTILMIŞ EKMEK ÇEŞİTLERİ 250 gr (10 dilim) ekmek 50 gr (1 fincan) zeytinyağı
2 diş çok ince doğranmış sarımsak Pul biber, kekik, kırmızı toz biber
• Bir tencerenin içine su koyulup kaynatılır. Su kaynamaya başlayınca suyun üzerine değmeyecek şekilde tel süzgeç koyulur. • Tel süzgecin içine bayat ekmekler koyularak üzeri kapatılıp yaklaşık 10 dakika ekmeklerin yumuşaması için beklenilir. • Yumuşayan bayat ekmeklerin yarısı küp şeklinde diğer yarısı da ince uzun şekilde doğranır. • Ekmekler sarımsak, zeytinyağı ve baharatlar ile harmanlanıp fırında yaklaşık 10 dakika pişirilir. • Hazırlanan ekmekler, çorba ve salataların yanında servise sunulur.
TUZLU YOĞURTLU EKMEK ORUĞU ÇORBASI 75 gr (1 fincan) ince bulgur 75 gr (3 dilim) bayat ekmek 50 gr dövülmüş et 1 adet yumurta 70 gr (1 orta boy) patates
1 su bardağı tuzlu yoğurt 20 gr (2 yemek kaşığı) tereyağı Yeterince su Kuru nane, kırmızı pul biber, kimyon, tuz
• İnce bulgur ve bayat ekmek ılık su ile ıslatılıp kimyon, dövülmüş et ve yumurta eklenerek köfte harcı elde edilir. • Patates haşlanarak püre haline getirilir, maydanoz ve baharatlarla lezzetlendirilir. • Hazırlanan köfte harcı yuvarlak şekilde oyularak içine patates harcı eklenip kapatılır. • Zeytinyağı ile fırında kızartılır. • Çorbası için tuzlu yoğurt, su ile ayrıştırılarak (et veya tavuk suyu olabilir) kaynatılır. • Fırında pişmiş köfteler ilave edilerek kaynatılır. • Servis öncesi tereyağı, kuru nane ve pul biber yakılarak servis edilir.
EKMEK ORUĞU (İÇLİ KÖFTE) 100 gr (1 su bardağı) köftelik bulgur 125 gr (5 dilim) bayat ekmek 60 gr (1/2 adet) kuru soğan
20 gr (1 yemek kaşığı) un Kimyon, kırmızı pul biber, tuz Kızartma için 1 bardak ayçiçeği yağı
• Bulgur su ile iyice ıslatılır ve içine bayat ekmekler eklenerek 1 saat kadar bekletilir. • Soğanlar ince ince doğranarak tüm baharatlarla birlikte ekmek ve bulgura eklenir. • Elde edilen karışım et makinesinde 2 defa çekilir. • Ceviz büyüklüğünde parçalara ayrılarak avuç içinde yassılaştırılır ve yağda kızartılır.
KURU EKMEKLİ ÜZÜMLÜ VE ÇİKOLATALI PUDİNG 250 gr (10 dilim) bayat ekmek 250 gr (1 su bardağı) süt 50 gr (5 yemek kaşığı) şeker
10 gr (1 yemek kaşığı) kakao 20 gr (2 yemek kaşığı) nişasta
• Süt, şeker ve kakao ocakta kaynatılır. • Nişasta su ile açılarak süzülüp kaynayan karışıma ilave edilir. • Ekmekler kâselerin içerisine koyulur. • Hazırladığımız karışım, ekmeklerin üzerine sıcak olarak ilave edilir. • Servise sunarken üzerine damla çikolata ve kuru üzüm serpilerek sunulur.
Sayı 45 / Temmuz 2013
65
Sinema Sinema WĞŶŐƵĞŶ <ƌĂů ϯ dƺƌ ͗ ŶŝŵĂƐLJŽŶ 'ƂƐƚĞƌŝŵ dĂƌŝŚŝ ͗ ϴ bƵďĂƚ ϮϬϭϯ ;ϭƐ ϭϴĚŬͿ zƂŶĞƚŵĞŶ ͗ <ƵĚƌĞƚ ^ĂďĂŶĐŦ Vizyon Tarihi: 19 Temmuz 2013 (85 Dak) Yönetmen: James DeMonaco KLJƵŶĐƵůĂƌ ͗ ĂǀŝĚ ƩĞŶďŽƌŽƵŐŚ Oyuncular: Ethan Hawke, Lena Headey, Rhys Wakefield můŬĞ ͗ 7ŶŐŝůƚĞƌĞ Tür: Gerilim, Aksiyon &ŝůŵŝŶ ŬŽŶƵƐƵ͗ ZĞdž ŚĞŶƺnj ŐĞŶĕ ǀĞ ƚƺŵ ƉĞŶŐƵĞŶůĞƌ Őŝďŝ ƐĞǀŝŵůŝ ďŝƌ ŚĂLJǀĂŶĚŦƌ͘ WĞŶŐƵĞŶ bĞŚƌŝ͛ŶĚĞ ŬƵnjĞŶůĞƌŝ >ĂƌƌLJ ǀĞ DŽĞ ŝůĞ ďĞƌĂďĞƌ LJĂƔĂŶ ZĞdž ĕĞǀƌĞƐŝ ĚĂŒůĂƌůĂ ĕĞǀƌŝůŝ ƔĞŚƌŝŶĚĞ Her yıl bir gece, sonuçlarına katlanmadan her türlü suçu işleyebilseydiniz ne yapardınız? Bir ailenin tek bir gecede yaşadıklarını ele alan spekülatif gerilim türündeki Arınma Gecesi (The ŬĞƔĨĞ ĕŦŬƨŒŦ ďŝƌ ŐƺŶ ĂƔŦŬ ŽůƵƌ͘ Ƶ ĂƔŬ ZĞnj͛ŝŶ LJĂƔĂŵŦŶĚĂ ƉĞŬ ĕŽŬ ƔĞLJ ĚĞŒŝƔƟƌĞĐĞŬ ǀĞ ǀĂŚƔŝ Purge) filminde dört kişi, tehlikelerle dolu dış dünyan evlerine zorla girdiğinde ne kadar ileri gideLJĂƔĂŵŦŶ ďŝůŵĞĚŝŒŝ ŬĂƉŦůĂƌŦŶŦ ĂƌĂůĂLJĂĐĂŬƨƌ͘͘͘ cekleri konusunda sınanacaktır. WĞŶŐƵĞŶ <ƌĂů͕ ŐĞŶĕ ǀĞ ƐĞǀŝŵůŝ ďŝƌ ƉĞŶŐƵĞŶŝŶ njĂĨĞƌůĞƌůĞ ĚŽůƵ ĞƉŝŬ ŚŝŬĂLJĞƐŝŶŝ ďĞLJĂnjƉĞƌͲ ĚĞLJĞ LJĂŶƐŦƨLJŽƌ͘ <ĞŶĚŝŶĞ ďŝƌ ĞƔ ďƵůĂďŝůŵĞŬ ŝĕŝŶ ĚŝŒĞƌ ďŝŶůĞƌĐĞƐŝLJůĞ LJĂƌŦƔĂŶ ŬĂŚƌĂŵĂŶŦŵŦnj͖ Suçun kol gezdiği ve hapishanelerin dolup taştığı Amerika’da hükümet, her yıl cinayet de dahil ďƵnjƵůůĂƌ͕ ŬĂƌůĂƌ ǀĞ ƂůƺŵĐƺů ĚĂůŐĂůĂƌ ĂƌĂƐŦŶĚĂ ŚĂǀĂĚĂŶ͕ ŬĂƌĂĚĂŶ ǀĞ ƐƵĚĂŶ ŐĞůĞŶ ƚĞŚůŝŬĞher türlü suç eyleminin yasal olmasına 12 saatliğine izin vermektedir. Polis aranamaz. Hastaneler ůĞƌĞ ŬĂƌƔŦ ĞƚŵĞŬ njŽƌƵŶĚĂ ĂƐŦů bu njŽƌůƵ ŐƂƌĞǀ ŝƐĞ ŬĞŶĚŝƐŝŶĞ yardıma araŵƺĐĂĚĞůĞ verir. Şiddetin ve suçun her ŬĂůŦLJŽƌ͖ yeri sardığı gecede bir ŐĞůĚŝŒŝ aile, bir ĂŶ yabancı kapılarını çaldığında kim olacaklarının kararıyla mücadele edecektir. Yıllık Arınma Gecesi sırasında James ƐŽŶƵŶĂ ŬĂĚĂƌ ŐƺǀĞŶĞŶ ĂŝůĞƐŝ ƚĂƌĂķŶĚĂŶ LJĂůŶŦnj ďŦƌĂŬŦůŦLJŽƌ͘ ĞƐƵƌ ƉĞŶŐƵĞŶŝŵŝnj ŬĂĚĞƌŝLJůĞ Sandin’in (Ethan Hawke) güvenlikli evine davetsiz bir misafir zorla girdiğinde bir aileyi parça LJƺnjůĞƔŝƉ LJŽůĐƵůƵŒƵŶ ƐŽŶ ĞŶŐĞůŝŶŝ ďĂƔĂƌŦLJůĂ ĂƚůĂƚĂďŝůĞĐĞŬ ŵŝĚŝƌ͍ lamakla tehdit eden bir dizi olayı başlatır. James DeMonaco (Assault on Precinct 13 ve The dƺƌŬĕĞ ĚƵďůĂũŦŶŦ zĞŬƚĂ <ŽƉĂŶ͛ŦŶ ƐĞƐůĞŶĚŝƌĚŝŒŝ ďƵ ƐŦƌĂ ĚŦƔŦ LJĂƉŦŵ ϯ ĕĞŬŝůĚŝ͘
Arınma Gecesi
Negotiator’ın yazarı) tarafından yönetilen Arınma Gecesi filminin yapımcısı Blumhouse’dan Jason Blum (Paranormal Activity, Insidious, Sinister), Platinum Dunes’un ortaklarından Michael Bay, Brad Fuller ve Andrew Form (The Amityville Horror, The Texas Chainsaw Massacre) ile Sébastien Kurt Lemercier (Assault on Precinct 13)’dir.
dĂƔ DĞŬƚĞƉ
dƺƌ ͗ ƌĂŵ 'ƂƐƚĞƌŝŵ dĂƌŝŚŝ ͗ ϭϱ bƵďĂƚ ϮϬϭϯ zƂŶĞƚŵĞŶ ͗ ^ĂĚƵůůĂŚ ĞůĞŶ KLJƵŶĐƵůĂƌ ͗ DĞůƚĞŵ ƵŵďƵů͕ DĞůŝƐĂ ^ƂnjĞŶ͕ ƺůĞŶƚ 7ŶĂů můŬĞ ͗ dƺƌŬŝLJĞ
Geçmişin Sırları &ŝůŵŝŶ ŬŽŶƵƐƵ͗ <ĂLJƐĞƌŝ >ŝƐĞƐŝ͛ŶŝŶ ƐŽŶ ƐŦŶŦķŶĚĂŬŝ ϲϮ ƂŒƌĞŶĐŝ ϭϵϮϬͲϭϵϮϭ LJŦůůĂƌŦŶĚĂŬŝ ƂŒƌĞ-
Ɵŵ ĚƂŶĞŵŝŶĚĞ ŽŬƵůůĂƌŦŶŦ ƚĞƌŬ ĞĚĞƌůĞƌ͘ dĞŬ ĂŵĂĕůĂƌŦ ^ĂŬĂƌLJĂ DĞLJĚĂŶ ^ĂǀĂƔŦ͛ŶĂ ŬĂƨůŦƉ Vizyon Tarihi: 19 Temmuz 2013 ŽƌĚƵLJĂ ĚĞƐƚĞŬ ŽůŵĂŬƨƌ͘ Ƶ ϲϮ ŐĞŶĕ ŶĞĨĞƐ <ƵƌƚƵůƵƔ ^ĂǀĂƔŦ͛ŶŦŶ ĞŶ ĕĞƟŶ ĕĂƨƔŵĂůĂƌŦŶŦŶ Yönetmen: Robert Redford Oyuncular: Shia LaBeouf, Susan Sarandon, Robert Redford, Nick Nolte LJĂƔĂŶĚŦŒŦ ŐƺŶůĞƌĚĞ ǀĂƚĂŶůĂƌŦ ƵŒƌƵŶĂ ƔĞŚŝƚ ŽůƵƌůĂƌ͘ dĂƔ DĞŬƚĞƉ ĂĚůŦ Įůŵ ďƵ ϲϮ ŐĞŶĕ ƔĞŚŝTür: Dram, Gerilim, Gizem ĚŝŶ ƂLJŬƺƐƺŶƺ ďĞLJĂnjƉĞƌĚĞLJĞ ƚĂƔŦLJĂŶ ďŝƌ LJĂƉŦŵ͘͘͘
&ŝůŵŝŶ ĞůĞŶ uyarlandı. ƺƐƚůĞŶŝƌŬĞŶ͕ ƐĞŶĂƌLJŽ ŝƐĞ dƺƌŬ ĞĚĞďŝLJĂƨŶŦŶ ƵƐƚĂ Film NeilLJƂŶĞƚŵĞŶůŝŒŝŶŝ Gordon’un aynı ^ĂĚƵůůĂŚ adlı romanından 30 yıl boyunca kimliğini gizlemeyi başaran ŬĂůĞŵůĞƌŝŶĚĞŶ <ĂƌĂŬŽLJƵŶůƵ͛LJĂ Ăŝƚ͘ &ŝůŵŝŶ ŽLJƵŶĐƵ ŬĂĚƌŽƐƵŶĚĂ DĞůŝƐĂ üzerine ^ƂnjĞŶ͕ eski bir teröristin zŦůŵĂnj (Redford) bir gazetecinin (LaBeouf) gerçek kimliğini ortaya çıkarması yaşadıklarına odaklanıyor ƺůĞŶƚ 7ŶĂů͕ DĞƚĞ ,ŽƌŽnjŽŒůƵ͕ dƵŶĐĞů <ƵƌƟnj͕ DĞůƚĞŵ ƵŵďƵů͕ LJƔĞŶ 'ƌƵĚĂ͕ ůƚĂŶ ƌŬĞŬůŝ Őŝďŝ ƉĞŬ ĕŽŬ LJŦůĚŦnj ŝƐŝŵ ǀĂƌ͘͘͘ &ŝůŵŝŶ ĂŶĂ ĞŬŝďŝ ŝƐĞ :ĞƐƐŝĐĂ ŚĂƐƚĂŝŶ͕ EŝŬŽůĂũ ŽƐƚĞƌͲtĂůĚĂƵ ǀĞ ŬƺĕƺŬ ŽLJƵŶĐƵůĂƌ DĞŐĂŶ ŚĂƌƉĞŶƟĞƌ ŝĞ /ƐĂďĞůůĞ EĠůŝƐƐĞ͛ĚĞŶ ŽůƵƔƵLJŽƌ͘
<ĞůĞďĞŒŝŶ ZƺLJĂƐŦ dƺƌ ͗ ƌĂŵ 'ƂƐƚĞƌŝŵ dĂƌŝŚŝ ͗ ϮϮ bƵďĂƚ ϮϬϭϯ ;ϮƐ ϬĚŬͿ zƂŶĞƚŵĞŶ ͗ zŦůŵĂnj ƌĚŽŒĂŶ Wolverine KLJƵŶĐƵůĂƌ ͗ <ŦǀĂŶĕ dĂƚůŦƚƵŒ͕ DĞƌƚ &ŦƌĂƚ͕ zŦůŵĂnj ƌĚŽŒĂŶ Vizyon Tarihi: 26 Temmuz 2013 můŬĞ ͗ dƺƌŬŝLJĞ
Yönetmen: James Mangold &ŝůŵŝŶ ŬŽŶƵƐƵ͗ ŽŶŐƵůĚĂŬ͛ƚĂ LJĂƔĂLJĂŶ͕ ŝŬŝ ŐĞŶĕ ƔĂŝƌ ZƺƔƚƺ KŶƵƌ ǀĞ DƵnjĂīĞƌ dĂLJLJŝƉ hƐůƵ͕ Oyuncular: Hugh Jackman, Famke Janssen, Brian Tee, Hiroyuki Sanada, Will Yun Lee //͘ ƺŶLJĂ ^ĂǀĂƔŦ͛ŶŦŶ ĕĞƟŶ ŬŽƔƵůůĂƌŦŶĂ͕ LJĂƔĂĚŦŬůĂƌŦ ŬƺĕƺŬ ŵĂĚĞŶĐŝ ŬĞŶƟŶĚĞŶ ƚĂŶŦŬůŦŬ Tür: Bilimkurgu, Aksiyon, Macera
ĞƚŵĞŬƚĞĚŝƌůĞƌ͘ LJĂŬůĂƌŦ ƺnjĞƌŝŶĞ LJĞŶŝ LJĞŶŝ ŬĂůŬĂŶ ŐĞŶĕ ƵŵŚƵƌŝLJĞƚ ĚƺŶLJĂĚĂŬŝ ĐŝĚĚŝ
Wolverine hayranlarının dilekleri yerineĞĚĞďŝLJĂƚĂ geliyor. Marvel mutantı ĚĞŒŝƔŝŵůĞƌůĞ ďŽŒƵƔƵƌŬĞŶ͕ ƐĂŶĂƚĂ͕ ǀĞ ĞŶ evreninin ĕŽŬ ĚĂ kısa ƔŝŝƌĞ boylu ŐƂŶƺů asabi ǀĞƌŵŝƔ ŽůĂŶ yine ďƵ Hugh Jackman’ın canlandırrmasıyla karşımıza çıkıyor. Daha önce vizyona giren, X-Men, X-Men ŝŬŝ ŐĞŶĐŝŶ LJƺƌĞŒŝŶĞ Śŝĕ ƵŵƵůŵĂĚŦŬ ďŝƌ njĂŵĂŶĚĂ ĂƔŬ ĂƚĞƔŝ ĚƺƔĞƌ͘ <ĞŶƚĞ LJĞŶŝ ŐĞůĞŶ ŐĞŶĕ Last Stand, Wolverine Origins gibi filmlerle ardında çok da memnun bir hayran kitlesi bırakamayan ďŝƌ ŬŦnjĂ ĂLJŶŦ ĂŶĚĂ ƚƵƚƵůĂŶ ŝŬŝ ĂƌŬĂĚĂƔŦŶ ĂƌĂƐŦŶĚĂŬŝ ĚŽƐƚůƵŬ ĂĕŦůŵĂnj͖ ďŝůĂŬŝƐ LJƺƌĞŬůĞƌŝŶĞ seri bu sefer adamantiyum iskeletli kahramanımızın geçmişine değiniyor.
ĚƺƔĞŶ ďƵ ƐĞǀĚĂ ŽŶůĂƌŦŶ ŬĂůĞŵůĞƌŝŶŝ ǀĞ ŚĂLJĂƚĂ ĚĂŝƌ ŽůĂŶ ŝŶĂŶĕůĂƌŦŶŦ ĚĂŚĂ ĚĂ ŐƺĕůĞŶĚŝƌŝƌ͘
Wolverine’i bu sefer Japonya’da seyredeceğiz ve düşmanları samuraylar olacak. 1982’de dört ŵĂ ŚĞŵ ŬĞŶĚŝ ŐĞůĞĐĞŬůĞƌŝ͕ ŚĞŵ ĚĞ ƺůŬĞŶŝŶ ǀĞ ĚƺŶLJĂŶŦŶ ŐŝĚŝƔĂƨ ŚĂLJƌĂ ĂůĂŵĞƚ ĚĞŒŝůĚŝƌ͘͘͘ bölüm olarak çıkan romanın bölümlerinden uyarlanacak olan filmĮůŵŝŶ de, Wolverine aşkı LJŝŶĞ olan zƂŶĞƚŵĞŶůŝŒŝŶŝ ǀĞ çizgi ƐĞŶĂƌŝƐƚůŝŒŝŶŝ zŦůŵĂnj ƌĚŽŒĂŶ͛ŦŶ ƺƐƚůĞŶĚŝŒŝ LJĂƉŦŵĐŦůŦŒŦ Mariko Yashida’yı bulabilmek için Japonya’ya gidecek. Başrollerinde Hugh Jackman, Will Yun Lee <D͛LJĞ Ăŝƚ͘ ĞŬŝŵůĞƌ ŽŶŐƵůĚĂŬ ǀĞ 7ƐƚĂŶďƵů͛ĚĂ ŐĞƌĕĞŬůĞƔƟƌŝůĞŶ LJĂƉŦŵ ĂLJŶŦ njĂŵĂŶĚĂ ve Tao Okamoto yer alan “The Wolverine” son ayların en beklenen filmleri arasında ön sıralarda ŽŶŐƵůĚĂŬůŦ ŵĂĚĞŶĐŝůĞƌŝŶ ĚĞ ƂLJŬƺƐƺŶĞ ĚĞŒŝŶŝLJŽƌ͘ KLJƵŶĐƵ ŬĂĚƌŽƐƵŶĚĂ ƌĚŽŒĂŶ͛ŦŶ LJĂŶŦ ƐŦƌĂ DĞƌƚ &ŦƌĂƚ͕ <ŦǀĂŶĕ dĂƚůŦƚƵŒ͕ Ğůĕŝŵ ŝůŐŝŶ͕ yer alıyor.
dĂŶĞƌ ŝƌƐĞů͕ ŚŵĞƚ DƺŵƚĂnj dĂLJůĂŶ Őŝďŝ ŐĞŶĕͲƵƐƚĂ ƉĞŬ ĕŽŬ ŝƐŝŵ ĚĞ LJĞƌ ĂůŦLJŽƌ͘
66 66
Sayı 40 / Şubat 2013
Sayı 45 / Temmuz 2013
HABEREXEN