Yasin çalışamaz, ama Stefan adıyla çalışabilir
Yol Haritası
İzin yolunda yanınızdayız
Polis Yasin’den özür diledi
Sayfa 5'te
Mektubunu ve CV’sini küçük değişikliklerle ama Stefan ismiyle tekrar yollayan Yassine, bir kaç saat içinde aranır ve uygun pozisyon olduğu söylenerek görüşmeye Stefan olarak davet edilir
Yetkililer, ne olursa olsun, ayrımcılığa uğradığınızda suç duyurusunda (aangifte) bulunmanızı tavsiye ediyorlar.
Sayfa 16-17'de
HABER MAYIS / MEI 2015
Yıl/Jaar : 6
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
Sayı/Nr:
İYI GAZETESI N E N I N ’ HOLLANDA
53
Doğru olanın ayağına taş değmez Söyleşi serimize bu sayıda, ilk kuşağın önemli simalarından Hasan Güney ile yaptığımız keyifli sohbetle devam ediyoruz. 1977 yılında başladığı hizmet maratonunun bir gün karşılık bulacağına inanıyor. Samimi, hizmet sevdalısı, ehliyetli, idealist, münevver bir insanla hoş bir muhabbet gerçekleştirdik. Hasan Güney, anılarını anlattığı “Gelecek çok daha güzel olacak” adlı bir kitabı da geçen ay vatandaşlarımızın bilgi ve ilgisine sundu. RÖPORTAJ
URETTIGIN KADAR VARSIN Fikir üretebiliriz. Proje üretebiliriz. İş üretebiliriz. Düşünce üretebiliriz. Yeni ürünler üretebiliriz. Markalar üretebiliriz. Kavramlar üretebiliriz. Konseptler, politikalar, metodlar, teknikler, üretebiliriz. Peki nasıl?
Sayfa14'te
KARAMANLILAR BULUŞTU
VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN
Fikir üret, proje üret, ürün üret, kavram üret. Çünkü ürettiğin kadar varsın. Ürettiklerinle bilinir, anılırsın.
İBRAHIM KARAMAN
4'te
Tarihe yön veren dehalar
7'de
VEYİS GÜNGÖR
12'de
Advertorial
4-6-12-15'te
De Telegraaf gazetesi haddini aşıyor!
Avrupa Türkleri’nin içgüdü ile üretkenliği
İLHAN KARAÇAY
6'da
Üretmeden tüketmenin dayanılmaz hafifliği...
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
15'te
METIN YAZAREL
BULMACA
10'da
Hak ve hürriyetler De TelegraAf Türk milletinin geleceğinin gazetesi aşıyor! garanti altınahaddini alır
HASAN KÜLÜNK
Doğal Lezzet 29'da
NOS'a göre İstanbul’da polis, Atina’da göstericiler tü kaka
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız...
21'de
26'da
Hollanda’da Kral Günü'nde ücretsiz Kur’an dağıtıldı
Üreten ve veren el, tüketen ve alan elden üstündür
Tolga Advocatuur
Bünyesinde 12 köy Aelbrechtskade 52 b derneği bulunan Hollanda 3022 HL Rotterdam Karamanlılar Federasyonu (HOKAF), resmi açılış telefoon: 010-2260373 e-mail: vet.gumus@tolgaadvocatuur.nl tanıtım toplantısını gerçekleştirdi. HOKAF, ilk geniş katılımlı toplantısını meer info: Rotterdam’da www.tolgaadvocatuur.nl 24'te yaptı.
HABER
2
MAYIS / MEI 2015
Leiden Türk tarihi kitaplaştırıldı
Leiden Türk tarihi, Leiden’a gelen ilk gurbetçilerin bir kısmının hatıralarıyla kitaplaştırıldı. “Gelecek çok daha güzel olacak” başlığı ile yayınlanan kitabın tanıtım gününe ilgi yoğundu. Tanıtım Leiden Belediye Binası’nda yapıldı. Katılımın yoğun olduğu tanıtma gününe Leiden belediye başkanı, Rijnland bölgesi arşiv müdürü, T.C. Rotterdam başkonsolosu, bazı STK ve üç semavi dinin temsilcileri ile bir çok davetli katıldı. “Gelecek çok daha güzel olacak” isimli kitap, Leidenli Türk toplumunun buradaki elli yıllık geçmişine göz gezdiriyor. İlk gelenlerin hikayeleri kendilerinin anlatımıyla kitapta yer alıyor. Kitabın başlığı ile günümüzün endişe ve sorunlarına atıfta bulunulurken geleceğe umutla bakıldığını da gösteriyor. Şehir Tarihçisi Cor Smit, Rob Manders, Aart van Bochove ve proje sahibi Emine Güney tarafından hazırlanan kitapta şehrin yakın zaman Türk tarihi hem tarihçi hem de yaşayan şahitlerin ağzından yazıldı. Geçtiğimiz haftadan itibaren tüm yayın evleri tarafından satışa sunulan kitap Hollandaca ve Türkçe olarak yazıldı.
HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):
Posta Adresi / (Adres):
12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Banka no / (Rek.nr.):
Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl
Posta adresi: HABER Stolwijkstraat 47A 3079 DN Rotterdam
abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00
3
Nuhr 10 yıllık bir proje Nuhr şirketini kısaca tanıyabilir miyiz? Nuhr olarak 2013'te faaliyete geçtik ve şu an Rotterdam'da 2, Utrecht, Den Haag, Amsterdam, Haarlem, Amersfoort, Zaandam ve havalimanında birer tane olmak üzere 9 şubemiz var. 2013'te faaliyete geçtik ama bunun bir de hazırlık aşaması var. Bu oluşum bizde 2010'da başlamıştı, iki yıl alt yapı hazırlığı yapıldı. Nuhr projesi, altyapı hazırlığından tutun da, tekniğine kadar tamamen bana ait bir proje. Yaklaşık 3 yılımı aldı. Tabi kaktıda bulunanlar oldu ama bu 2013'den sonra oldu. Başlangıç aşamasında herkes bu işe karşıydı. Bu proje kimine zarar verecek kimini de çok ciddi şekilde ileriye götürecekti. Bu iş aslında bir sabır işiydi. Bizim Türk ticaretinde bir şey vardır, 'bugün açtım yarın para kazanayım' ama öyle bir ticaret yok. Ticaretin en gerekli taraflarından biri, bir proje hazırlamak ve bunun 5 yıllık bir çıkış noktasını gözetmektir. Buradaki bir Kayserili’nin bir Hollandalı’nın nereye seyahat ettiğini bilmek ne aradığını bilmek ve o planlamada biz ne kadar yer alabiliriz, hesap o. Buradaki yapılan yatırım bunun üzerine yapıldı. İlk etapta yaptığımız şey Hollanda’da kurduğumuz şubeler var o şubeler kendilerini yeniliyor beraberinde de bir sonraki hedefi franchising verecek. Hollanda’da büyük şehirlerin hemen hemen tamamında olmak. Zaten böyle bir hedefti bu. Nuhr 10 yıllık bir proje. ilk iki yıl insanların güvenini kazanmak gerekir ve ticaretin en sancılı olduğu yıllardır. Kȃr beklemekten öte yatırım yapman gerekir. Bunu düşünüerek yatırımın tamamını da ben üstlendim. Ciddi bir yatırım mıydı bu? Gayet ciddi yatırımlar sözkonusu elbette. Online bir güç yarışı bu; yaşadığımız çağın vermiş olduğu bir kolaylık. Öte yandan devasa yatırımlar kaçınılmaz tabii ki. Bu bir değirmen misali, değirmeni kurmak en büyük problemdir, ondan sonra zaten çiftçi gelip seni buluyor. Bu da çok büyük bir risk değil mi?
MAYIS / MEI 2015
Ahmet Karacadal Sektör zaten risk, biz turizm işi yapıyoruz, zamanla yarış pazarla savaş mantığına hâkim olan bir sektörün içerisindeyiz. Zaman ve savaşsız bir turizm yok dünyada. Yeni dönemde yeni değişikler de bekleyebiliriz o zaman? Evet, Osman Çelik Bey'le ortaklık yolunu seçtik, bu çok yeni bir haber. Komfly'ın uçak alımlarının ve Anadoluline'ın uçak alımlarının tamamını durdurduk ve hepsini yeni kurduğumuz şirkete taşıdık ve adını da Anafly koyduk. Anafly.nl sitesini de aldık ve 27 Nisan itibarı ile çalışmaya başladık. Benim üzerinde çalıştığım yaklaşık 5 yılı doldurmuş ve üçüncü yıla girmiş bir Nuhr projesi var. Ben konsantrasyonumu Nuhr'a verip Anafly'ın acentalığını yapacağım. Her zaman söylüyorum, ben biletçiyim. Diğerinde sadece bir hissedarım. Tabi karşılıklı fikir alışverişi yaparız ama Anafly, Osman Bey tarafından yönetilecek, tüm icraat onda olacak. Aslında sektörde biriktirmiş olduğunuz güçlerinizi birleştirdiniz. Bu teklif kimden geldi? Her iki taraftan da geldi çünkü bunun altyapısı da belli, pazar şartları bunu gerektirdi. Bu-
rada ben veya Osman Bey kötü durumda olduğu için değil, pazarda büyük şirketler birleşiyor artık. İnsanlar bir şekilde bir yerden bilet alabilir, burada amaç farklı bir ürün çıkartmak. Kuruluş nedeni de bu. Nuhr neden bu kadar yatırım yapıldığının mantığı da klasik seyahat acentesinin yapmış olduğu yolcunun istekleri üzerine yapılan bir satış mantığı yürütmeyecek. İnsanların ne kadar mevcut seyahatlerini farklılaştırmak, onların bütçelerine göre onlara bir seyahat sunmak yani birinin diğerine soru cevap şeklinde bir satış pazarlama artık günümüz şartlarında kaybediyor. Peki bu Türkiye’ye giden halka nasıl yansıyacak, konsept olarak bir şey görecekler mi? Öncelikle Nuhr'un burada varmak istediği nokta kişinin talebiyle ilgili ona sunması gereken doğru ürünü ona yansıtmak. Mesela bir tekstil firmasından manav alışverişi yapamazsın. Bu takdirde siz birey profilini de bilmeniz gerekiyor. Hollanda'daki mesela Kayserili
vatandaşımızın ne istediğine yönelik bir çalışma var diye örneklendirebiliriz yani? Tabiî ki tamamen tema, yani Kayseri'ye uçan ile Antalya'ya uçan yolcu profilinde ciddi fark var ve bunu iyi analiz etmek lazım. Bu insanın ne istediğini ve ona uygun olabilecek alternatifi çıkartıp sunmak önemli olan ve bunu da cüzdanıyla özdeşleştirmen gerekiyor. Siz bunu bir kaç kez yakaladınız geçmişte, mesela kimsenin girmediği zamanlarda Kayseri’ye uçuşlar yaptınız. Bizim bir “evden eve” adlı bir sloganımız vardı, şu anki sektörde bu tip seyahatler ne kadar az düzeyde değerlendirilmiş olsa da sonuçta yaşadığımız bir Hollanda, gelen halkın bir profilleri var ve bu profilin içerisinde yüzde 80 kırsal kesimden gelen bir halk var ortada. Ben bunu analiz etmeye çalışıyorum. Destinasyonu da ona göre belirleyip o halkın ne istediğini ve ne kadara almak istediğini hesaplamaya çalışıyorum. Bu bir kurulacak büyük bir sistemin altyapısı
olarak nitelendirilebilir. Araştırmak, analiz etmek başkalarının pastasından pay çalmak değildir. Hollandalıların dediği gibi "Meten is weten". Araştırdığın bir veri sana mesaj veriyor. Bunu görmeme gibi bir lüksümüz yok ve gördüğümüz bir şeyi de uygulamamız gerekiyor. Bunun ne kadarını bu güne kadar diğer meslektaşlarım uyguladılar, hepsine saygı duyuyorum. Ama ben olayın biraz daha ilerisine gidip çağımızın da verdiği istatistikler üzerine bunu farklılaştırmak ve aldığım istatistiklerle yolcunun nerede olduğunu, ne zaman uçmak istediğini ve hangi bütçeyle bu seyahati planlayabileceğini bulabilmek için uğraşıyorum. Bu aksiyonunuzla şirketinize klas atlattığınızı söyleyebilir miyiz? Zaten şu andaki sektörde bir mesaj var; o mesajı doğru anlamak lazım. Hiç bir ticarethane kendisine gelebilecek olan tüm yolcu ve satış profilini hiç kimseyle paylaşmak istemiyor. Bunun adı acentacılık. Sektörümüzdeki örnek şu; hiçbir hava yolu kendisinden direkt alacak yolcuyla arasına acentayı koymak istemiyor. Eğer direk satabiliyorsa aracıya ihtiyacı yok çünkü her havayolunun sistemsel yatırımlarının teknolojik yatırımları sıradan bir acentanın hayal edemeyeceği bir büyüklüğe sahipler. Havayolu da oteli de yolcuya doğru mesajı verdiğine inanıyorlar ve bu doğru. Bizim yapmamız gereken Nuhr olarak biz havayolu ve otelin ulaşamadığı müşterilere ulaştığımız müddetçe onlar bizimle çalışmak isteyecek. Çünkü ben senin ürününü alıp yolcunun istediği şekle çevirip senin istediğin şekilde sunuyorum. O yoğurmayı biz yapıyoruz. Benim varmak istediğim nokta şu: Havayolu kimi istiyor ve acenta neyi istiyor ve yolcu neyi istiyor? Bu üçlü denklemi doğru kurmak lazım, çaprazları doğru hesaplamak lazım. Hangi havayolu-
HABER
nun hangi yolcuyu istediğini vermek. Havayolunun ulaşamadığı yolcuyu ona verebiliyorsam ben doğru bir acentayım. Yolcu kendini ifade edemediği için hangi havayolunda olması gerektiğini bu şartlarda bilmiyor çünkü. Ek destinasyon olarak yeni ve en cok dikkat çeken yer neresi? Londra. Şu anda Hollanda pazarında Londra’ya giden yaklaşık 4 buçuk milyonluk seyahat eden bir yolcu profili var. Bu konuda birşeyler yapmak için uğraşıyoruz. Daha büyük pazarlara yöneliyorsunuz doğru anladıysam? Nuhr’da varmak istediğimiz bir Kayseri, Konya veya Nador değil, daha büyük pazarlar var. Nuhr’un şu an hizmet veren websitesi saydığım destinasyonlardan ibaret değil sadece. Çeşitlilikten dolayı ürün yelpazesi genişledi. Satış olarak ya da ciro olarak hala aynı seviyeyi koruyor olmamız daha geniş pazarlara ve rakamlara ulaşmamıza dayanak teşkil edecek. Nuhr.nl'e girip aradığı farklı destinasyonları bulabilir müşteri. Biletlerinize nasıl yansıyor bu peki? Halkımızın içerisinde gelir düzeyi yüksek, orta ve düşük olan insanlar var, her zaman ucuz satmak marifet değil. Müşterinin ne istediğini iyi bilmek lazım. Ucuz istiyorsa ucuz ver ama ucuzun da bir maliyeti var. Seyahatini program dâhilinde düşünüyorsa bu adam orada ucuzluk diye bir şey aramıyor. Seyahatiyle ilgili en kısa ve en rahat olanı arıyor. Şimdi ben ucuz bilet satıyorum dersem olmaz. Paketlerin içinde araç kiralama gibi şeyler de var. Sitemizde müşterinin Nuhr’la ilişkisini kurabileceği bir üye listemiz mevcut. O üye listelerinde zaten biz yolculara bizimle ilgili olarak değil, seyahatiyle ilgili olarak düşündüklerini, bizde yapmış olduğu rezervasyon tarihi ve uçacağı tarih arasındaki seçmiş olduğu fiyat aralıklarını da bir görüntü olarak oluşturabiliyoruz sistemdeki altyapımızla. Müşterinin ne istediğini yakalamaya çalışıyoruz. Alışverişinin ilk tarihinden bitiş tarihine kadar ona ilgi gösteriyoruz.
HABER
4
MAYIS / MEI 2015
ÜRETEN VE VEREN EL, TÜKETEN VE ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR Gelecek nesillerimizin bilgiye nasıl ulaşabileceklerini öğrendikleri farklı yaklaşımlara açık ve her veriyi ya da öneriyi olduğu gibi kabul etmeyen, karşılaştıran, relative eden, örneklendiren, sorgulayan yaklaşımla aşağıda toparlayıp şematize ettiğim ve 'üretebiliriz' dediğim her alandan en az bir tanesini, tercihen birkaç tanesini uygulayabilen donanımlı ve birikimli insanlar oluşturmalıyız. Sıradışılıktan ve tekdüzelikten çıkıp, ezber bozan, eleştirel olabilen ama eleştirel olduğu oranda da çözümleme yolunda sürekli fikir ve düşünce üreten gençler yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin salt bir bilgi deposuna döndürülmesi, ileride söz sahibi olacaklarının teminatı değildir. İBRAHİM KARAMAN Üreten ve veren elin, tüketen ve alan elden üstün olduğu gerçeğini yeniden içselleştirme ve yaşamın her alanında etkili hale getirme zamanındayız. Üretmekle salt materyalist bir zihniyeti kasdetmiyorum elbette. Maddeyi üretmenin yanısıra, manadan geri kalmayan, içeriği, kurguyu, kaliteyi, fikri ve düşünceyi üreten bir eylemi de kasdediyorum. Bilginin değerli olduğu aşikardır, ancak bilgi ile ne ürettiğimiz de en az bilgi kadar değerlidir. “Düşünüyorum o halde varım” diyen Descartes belki de sözünün eksikliğinin farkında değildi. Sadece düşünmekle var olmuyor insan. Varlık, üretmek ve insana faydalı olmakla değer kazanıyor. Üretmek ya da üretkenlik dediğimiz zaman işin bir maddi yönü var bir de manevi. Her ikisini de muhtasar, özetlenmiş maddeler şeklinde ele almaya çalışalım... Var olmak, ne düşünerek sürdürülür ne de maddiyatla ölçülür. Var olmak, üretmek ve faydalı işler yapmakla ancak kaim olur. “Andolsun ki insan hüsrandadır. Ancak iman eden, faydalı işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye eden müstesna” (Asr Suresi). Burada ölçü açıkça verilmiş: üret, insana faydalı ol ki, hüsrana uğramaktan kurtulasın. Var olasın. Öte yandan “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” ayeti de bir mutlakiyete işaret eder. (Necm 39) Üretmek illa elle tutulur bir nesne üretmek de değildir. Ve illa ve şu anda karşılığını beklemek de değildir. Toplumumuzda gönül-
15
ibrahim.karaman@haber.nl lü olarak ve karşılık beklemeden çalışmanın değeri gittikçe daha çok anlaşılmaya başlandı. Umarım bu konuda kendimizi daha da geliştirebiliriz. Bir tüketim toplumunda yaşıyoruz. Gerçek hedef tükettiğinden çok üretmek olmalı. Şu anda modern 'tüketim toplumunda' tam tersini yapıyoruz oysa. Dünyanın imkanlarını, Yaradan'ın bize sunduğu o cömert maddi kaynakları hiç durmadan tüketiyoruz. Afrika'yı tüketiyoruz, doğayı tüketiyoruz, insanı tüketiyoruz. Mutluluğu tüketiyoruz. Mutluluğu tükettiklerimizde arıyoruz mesela. Halbuki tükettiğimizden çok üretirsek bu engeli kolayca aşabiliriz. Araştırmalara göre insanların mutluluk kaynaklarının başında yardımsever olmak, faydalı işler yapmak ve karşılık beklemeden iyilik yapmak ve üretmek geliyor. Yakın çevremizdeki belli bir başarıyı yakalamış insanları gözönünde bulunduralım. Toplumda öne çıkan, toplumbilimcileri, fikir ve kanaat önderlerini, bir ürünün, bir fikrin ya da markanın sahiplerini... Artık kendileriyle özdeşleşen şeyler, neredeyse ürettikleri ürünler, fikirler ya da eylemlerden oluşmuştur. Dünya ölçeğinde elle tutulan ya da insanlığa faydalı veyahutta ihtiyacı karşılayan ürünleri üretmek, ekonomik manada da söz sahibi olmakla aynı anlamı taşıyor. Bugün Almanya otomotiv dünyasında bir dünya devi ise ürettiği farklı marka arabaları, yedek parçaları ve makine üretimi sayesinde böyle bir ekonomik dev haline gelmiştir. Amerika tek-
nolojik açıdan gelişmiş ülkelerden bile on yıl, yirmi yıl, hatta elli yıl ileriyse, geliştirmiş olduğu konseptler, metodlar, teknik altyapı ile, nicelikli ve nitelikli üretim ağı nedeniyledir. Üzerinde yaşadığımız Hollanda'da ve Türkiye'de hepimize çok görev ve çok iş düşüyor. Çok daha fazla ve iddialı üretimi nasıl sağlayabiliriz? Girişimcilik ruhunu nasıl gelecek nesillere aşılayıp daha da geliştirebiliriz? Değerleri mahfuz edip onları yaşatmayı nasıl becerebiliriz? Bunlar için sık sık istişareye başvurmamız gerekiyor toplum olarak. Gelecek nesillerimizin bilgiye nasıl ulaşabileceklerini öğrendikleri farklı yaklaşımlara açık ve her veriyi ya da öneriyi olduğu gibi kabul etmeyen, karşılaştıran, relative eden, örneklendiren, sorgulayan yaklaşımla aşağıda toparlayıp şematize ettiğim ve 'üretebiliriz' dediğim her alandan en az bir tanesini, tercihen birkaç tanesini uygulayabilen donanımlı ve birikimli insanlar oluşturmalıyız. Sıradışılıktan ve tekdüzelikten çıkıp, ezber bozan, eleştirel olabilen ama eleştirel olduğu oranda da çözümleme yolunda sürekli fikir ve düşünce üreten gençler yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin salt bir bilgi deposuna döndürülmesi, ileride söz sahibi olacaklarının teminatı değildir. Dünya ölçeğinde ve ülkelerarası ölçeklerde katma değerli ürünler ve hizmetler hedeflediklerimiz olmalı. Ürettiğin somut bir projen olsun. Somut projeni uyguladığın bir programın olsun. Somut projen yoksa bile, müşahhas önerilerin olsun hayata ve topluma faydalı
olmaya dair. Çok bildiğini zannedip hiç bir çözüm ve öneri getiremeyen insanlar, 'lafla peynir gemisi yürütmeye çalışan insanlar' gibidir. Çözüme katkıda bulunamayan ve hiç bir şey üretemeyen tembel insanlardan ancak topluma kambur olur. Toplumun sırtında kambur olmak ne kötü ve abesle iştigal bir durumdur. Neler üretebiliriz toparlayalım o halde... Fikir üretebiliriz. Proje üretebiliriz. İş üretebiliriz. Düşünce üretebiliriz. Yeni ürünler üretebiliriz. Markalar üretebiliriz. Kavramlar üretebiliriz. Konseptler, politikalar, metodlar, teknikler, üretebiliriz.
Ve hepsinden önemlisi insan üretebiliriz. Üretken ve aktif olan çocuklar yetiştirmek gerek. Ahlaklı, akıllı, katılımcı ve paylaşımcı nesiller yetiştirmek gerek. Ya yaşadığımız bu çağda ya da geleceğin dünyasında söz sahibi olmak istiyorsak, işte buradan başlamalıyız. Evet mutlaka iyi bir eğitim olmalı, ama eğitim tek başına yetmez. Ne kadar üretirsen o kadar varsın ve toplumsal irade dediğimiz ortak bilince katkın da o kadardır. O halde, mutluluk için dahi olsa, üretin. Fikir üretin, proje üretin, ürün üretin, kavram üretin. Çünkü ürettiğin kadar varsın. Ürettiklerinle bilinir, anılırsın. Ürettiklerinle Mizan'a çıkarsın.
5
MAYIS / MEI 2015
Yasin çalışamaz, ama Stefan adıyla çalışabilir Uluslararası bir şirket olan ve Rotterdam limanında bulunan S5 isimli şirketin işçi aramaya başladığını duyan 25 yasındaki Yassine iş başvurusunda bulunur.
Ancak başvurusundan bir kaç gün sonra profili uygun olmadığı için reddedildiği haberini alır. Önce kararı kabullenen Yassine, daha sonra bu kararı test etmeye karar verir. Bu defa mektubunu ve CV’sini küçük değişikliklerle ama Stefan ismiyle tekrar yollar. Hatta Stefan’ın tecrübesi Yassine göre bir yıl daha azdır. Bir kaç saat içinde S5 “Stefan”ı arayarak en uygun işçi olduğunu ve görüşmeye davet ettiğini bildirir. Yassine: “Şaşırmıyorum artık. Ama çok üzücü bir durum. Reddedilmek bir şey, ama bu şekilde olması çok kötü. Bu hikayeleri çok
duydum, şimdi ise kendi başıma gelince nasıl bir duygu olduğunu biliyorum”. S5 şirketine ulaşmak isteyen gazeteciler yetkililerle görüşemediklerini bildirdiler. Haberler S5 şirketi yetkililerinin kendisini aradığını söyleyen Yassine “Kızgın bir şekilde beni aradı ve Stefan olmadığım için işe alınmayacağımı söyledi. Alış verişteydim. Beni daha sonra aramasını istedim. Ancak kabul etmedi.” Yassine ise alınmadığına çok da üzülmediğini belirtiyor: “İsim ve soyisimden dolayı reddeden bir işyerinde kim çalışmak ister ki?”
Minderbroedersstraat 8 4811 LX Breda Tel: 076 – 76 40 900 info@mcbreda.nl
. MC BREDA TIP MERKEZI Çok tecrübeli tecrübelive vekaliteli kaliteli Çok uzman Türk Türkdoktorları doktorları. uzman Hollanda'nın her tarafından Bekleme süresi yok, hasta Bekleme 1 haftakabul içindeedilir. ilk randevunuz süresi yok, 1 hafta içinde ilk verilmektedir randevunuz verilmektedir.
Bredanın merkezinde klinikte Breda'nın merkezinde klinikte ve poliklinikte sigortalı veya ve poliklinikte sigortalı veya sigortasız direk kaliteli sigortasız direk kaliteli sağlık sağlık hizmeti hizmeti.
Uzmanlık dalları: ● ● ● ● ● ●
Beyin ve sinir cerrahi Ağrı tedavisi anestezi Plastik cerrahi Ortopedi Mide ve Bağırsak Üroloji
HABER
Polis Yasin’den özür diledi
Yassine ismiyle başvurduğu işe alınmayan, ancak Stefan ismiyle başvurunca işe alınan Yassine, ayrımcılık için suç duyurusunda bulunamayınca polis müdürleri kendisinden özür diledi. İş başvurusunda kendi ismiyle reddedilen ancak Hollandalı isimle işe alınan Yassine’in ayrımcılığa uğradığı için polise gidip suç duyurusunda bulunması tavsiye edildi. Suç duyurusunda bulunmak için emniyete giden Yassine suç duyurusunda bulunamadığı gibi polisin ‘provoke ediyorsun’ suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Suç duyurusunda bulunmanın herkesin hakkı olduğunu söyleyen bölge emniyeti Yassine’e yeniden suç duyurusunda yapması için davet etti. Ancak ikinci denemesinde de başarılı olamayan Yassine’in açıklamaları üzerine Emniyet Bölge Müdürlüğü kendisinden telefonla özür diledi. Yassine, özrü kabul ettiğini ve olayı büyütmek istemediğini açıkladı. Olay üzerine Parlemento’da sorular soruldu. Yetkililer, ne olursa olsun, ayrımcılığa uğradığınızda suç duyurusunda (aangifte) bulunmanızı tavsiye ediyorlar. Her ne kadar kişisel anlamda hatalar ve ayrımcılık yapılsa da, Hollanda hala bir hukuk devleti olmaya devam ediyor. Emnniyet müdürlerinin özür dilemesi ve Yasine’in sonunda hakkını savunabilmesi bunun için bir örnek teşkil ediyor.
“Avusturalyalı askerler Çanakkalede tecavüz ve yağma yaptılar” dedi, işten atıldı
Tüm tedaviler ve randevuler Tüm tedaviler ve randevular akşamları ve hafta sonlarıda akşamları ve haftasonları da sunulmaktadır sunulmaktadır. Tedavi öncesi ve sonrası Tedavi öncesi ve sonrası hastalarımıza özel ilgiilgi. hastalarımıza özel Alanında uzman Türkçe konuşan doktorlarımızla Sağlık sorunlarınıza Türk doktorlarının tedavisi ameliyatlarınızı yapıyor, hastalarımızı tedavi ediyoruz.
WWW.MCBREDA.NL
DİREK YÜKSEK KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ
Bu yıl Çanakkale savaşının 100. Yılı dolayısıyla Avusturalya ve Yeni Zelanda’da yapılan anma törenleri sırasında bir gazetecinin tweetleri işten atılmasına neden oldu. ANZAC’ları (Avusturalya ve Yeni Zelanda Ordusu) eleştiren Gazeteci Scott Mcİntyre, ANZAC askerlerinin Çanakkale’de tecavüz ve yağma yaptıklarını söyledi. Bu eleştirileri üzerine, fikir özgürlüğünün beşiğinde, işvereni tarafından iki saat içinde işinden atıldı. İngilizlerin İstanbul’u ve boğazları elde etmek için Gelibolu yarımadasında başlattıkları savaşta Avusturalya ve Yeni Zelanda askerleri savaşmıştı. Ancak Mcİntyre, Çanakkale’de Avusturalya’nın hiç bir kavgası olmadığı yabancı bir milletle, emperyalist emeller için savaşmasını eleştirdi. Tweetlerinde şu sözlere yer veren gazeteciye tepkiler yağarken, gazeteci işinden de oldu
HABER
6
MAYIS / MEI 2015
AVRUPA TÜRKLERI’NIN IÇGÜDÜ ILE ÜRETKENLIĞI Üretmek için düşünmeye zaman ayırmak şarttır. Üretken olabilmek için yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralayabiliriz. Ama bu konudaki en önemli şey, zamanınızı daha iyi değerlendirmektir. Nasıl ki, paranızı harcarken çok dikkatli olmalıysanız, zamanınızı harcarken de o kadar dikkatli olmalısınız.
İLHAN KARAÇAY Gazeteniz HABER, bu sayısında ‘Üretkenliği’ dosya haber olarak seçmiş. Tabii ki biz yazarlara da bu konuda ahkam kesmek düştü. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Karaman, Avrupa’ya göç etmiş birinci nesil Türkler’in, üretkenliği kendileri için değil, patronlar için yaptığını saptamış, şimdi, ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü nesil Avrupa Türkleri’nin, üretkenliği patronlar için değil, kendileri için yapmaları gerektiğini gözler önüne sermek istemiş. Bu, gerçekten çok önemli ve yerinde bir yayın kararı. Üretken olmak, yaşadığımız çağda en çok ihtiyaç duyulan bir şeydir. Üretmek için düşünmeye zaman ayırmak şarttır. Üretken olabilmek için yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralayabiliriz. Ama bu konudaki en önemli şey, zamanınızı daha iyi değerlendirmektir. Nasıl ki, paranızı harcarken çok dikkatli olmalıysanız, zamanınızı harcarken de o kadar dikkatli olmalısınız. Çağımızın vazgeçilmezi olan bilgisayarı kullanırken de fazla zaman öldürmemeniz gerekir. Çalışırken dikkatiniz kaçıyorsa, yarım saatlik bir uyku size çok iyi gelebilir. Üretkenlik, tabii ki meşguliyet ile gerçekleşir. Ama meşgul olmak ile üretken olmak bambaşka şeylerdir. Karınca gibi çok çalışsanız da, bazen üretken olamıyorsunuz. Üretken olabilmek için, ‘acil’ olan ile ‘önemli’ olanı ayırt edebilmeniz gerekir. Üretkenlik için fikir yürütenler çok
önemli konulara parmak basmışlardır. Örneğin, Golda Meir, ‘Saatin hükmettiği biri değil, ona hükmeden biri olmalıyım’ demiş. ‘Ne kadar çalıştığın değil, ne kadar problem çözdüğün önemlidir’ diye bir de anonim söz vardır. Bir başkası da şunu söylemiş: ‘Önemli ve zor görevlerin yüzde 20’sini bile tamamlarsanız, o günün bitiminde kendinizi üretken hissedersiniz’. Benjamin Franklin ise şunu söylemiş: ‘Organize edilmiş her bir dakika, bir saat kazandırır’. Öğrenmenin yaşı olmadığını gösteren, azmin ve üretkenliğin başarı üzerindeki etkilerini incelerken, Hamiş’in “Başarı, iyi gözlem, fırsatları iyi yorumlamakla, azimle, çalışmakla ve tecrübeyle gelir. Düz bir çizgi değildir.” demiş olduğunu okuyoruz. Yukarıda anlattıklarım, üretkenliğin teknik ve teorik içeriğidir. Ama üretkenliğin bir de pratik yönü vardır. Avrupa’daki dört nesil Türkler, üretkenliği pratikte çok iyi başarmışlardır. Teknik ve teorik bilgi olmamasına rağmen bunu becermişlerdir. İçgüdü ile başarmıştır bunu Türkler. Kim bilir, belki de atalarının geçmişteki ticari başarıları genlerine işlemiştir Avrupalı Türkler’in… Öyle ya, bakınız Hollanda’daki Türkler’in ticari başarılarına… 20 bini aşkın işveren Türk var Hollanda’da. 100 bini aşkın eleman çalışıyor bu 20 bin işyerinde. Çok sayıda Hollandalı eleman da cabası… İşte, Avrupa’daki Türkler, ne Golda Meir’in, ne Benjamin Franklin’in ve ne de Hamiş’in söylemleriden habersiz oldukları halde,
ilhan.karacay@haber.nl içgüdüleriyle beceriyorlar üretkenliği. Avrupalı Türkler’in üretkenliği konusundaki başarı öykülerini sıkça okumuşsunuzdur. Acizane şahsım, 50 yıllık gazetecilik yaşamımda, başarılara imza atmış yüzlerce Avrupa Türk’ünü irdeleyip yazmışımdır. Türkler’in Hollanda’ya Göçü’nün 50’inci yılını anlatan kitabımda da başarılı Türkler’e bolca yer vermiştim. Hollanda’da kurulmuş olan Türk işveren dernekleri ve federasyonlarına göz attığımız zaman, binlerce Türk işveren arasında 100, hatta 200 eleman çalıştıranları görürüz. Hollandalılar da görüyorlar bu başarıyı. Bu nedenle de kıskançlık duyduklarını sezinliyoruz. Bunları gördükçe mutlu oluyoruz. Bu mutluluğumuz devam edecek tabii… Avrupalı Türkler, sadece ticarette değil, eğitimde de başarılılar. Büyük kuruluşlarda ve holdinglerde köşebaşlarını tutmuş pek çok Türk ismine rastlayabiliriz. Siyasette de başarılıdır Avrupa Türkleri. Milletvekili, İl Genel Meclisi Üyesi ve Belediye Meclisi Üyesi ve hatta Bakan olmuş Türkler’in sayısı, Avrupalılar’ı korkutacak kadar çoktur. Bu başarıların çoğu teknik ve teorik bilgilerden değil, pratikteki zeki uygulamalardan kaynaklanıyor. Dördüncü nesil Türkler şimdilerde daha da dikkatliler. Teknik ve teorik bilgilere de sahip oldukça başarılar daha da çoğalacaktır. Kim bilir, beşinci ve altıncı nesil Türkler, belki de ekonomik ve siyasi becerileri ile Avrupa’yı fethedeceklerdir. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Amerika ve İsrail’e siyah ateş düştü
Amerika ve İsrail’de polisin siyahi vatandaşlarına uyguladığı şiddet sonucu halk büyük protestolar düzenleyerek ayrımcılığı ve ırkçılığı protesto ediyor. ABD’de polislerin siyahi Freddie Gray isimli vatandaşın tutuklandıktan bir hafta sonra dayaktan ölmesi üzerine isyanlar başgöstermiş, Baltimore’da olağanüstü hal ilan edilmişti. Günlerce süren protestolar da çok sayıda tutuklu ve yaralı var. İsrail’de de polislerin Etyopyalı yahudi bir askeri dövme görüntülerinin ortaya çıkmasıyla ülkede protestolar başladı. Binlerce Etiyopya asıllı Yahudi, önceki gün Tel Aviv’deki Azrieli Kulesi yakınlarında gösteri düzenlemiş, bazı ana yolları kapatmıştı. Polisin müdahale ettiği gösteride, 23’u polis 46 kişi yaralanmış, 26 eylemci gözaltına alınmıştı. Kudüs’te de Perşembe akşamı ırkçılık karşıtı protesto düzenleyen binlerce Etiyopyalı Yahudi’ye, İsrail askerleri ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su fışkırtan zırhlı araçlarla müdahale etmişti. Protestocuların taş ve pet şişelerle karşılık vermesi sonucu 2 polis ve 12 gösterici yaralanmıştı. Knesset Başkanı Yuli Edelstein, İsrail vatandaşı Etiyopyalıların gösterilerinin devam etmesi halinde ülkenin iç savaşın eşiğine gelebileceğini söyledi.
7
MAYIS / MEI 2015
HABER
Hollanda’da Kral Günü'nde ücretsiz Kur’an dağıtıldı Hollanda’nın 13 şehrinde Kral Günü’nde 15.000 Kur’an ücretsiz olarak dağıtıldı. Organizatörler bu eylemle İslam hakkındaki olumsuz imaja ve İslam adına yapılan saldırılara karşı yeni bir ses çıkarmak istediklerini belirttiler. Alkhattab Vakfı hedeflerinin 10 sene sonra bütün otel odalarında İncil’in yanında bir de Kur’an bulundurulması olduğunu söyledi. Centrum Middenweg Rotterdam isimli kuruluş
Amsterdam, Rotterdam, Utrecht, Den Haag, Nijmegen, Heerlen, Lelystad ve Breda gibi şehirlerde gençler 15.000 Kur’an dağıttılar.
da bu eyleme maddi ve manevi destek verdi. Genelde tepkilerin olumlu olduğunu söyleyen yetkililer “Müslüman olmayanlar Kur’anı kendileri okumak istiyorlar. Medyada duyduklarından farklı olarak İslam hakkında kendi fikirlerini oluşturmak istiyorlar” dediler. Amsterdam, Rotterdam, Utrecht, Den Haag, Nijmegen, Heerlen, Lelystad ve Breda gibi şehirlerde gençler 15.000 Kur’an dağıttılar.
Angelina Jolie BM’yi göreve çağırdı, Suriye seviyesini gösterdi
Reklam ve ilanlarda algı operasyonu Devletten sübvansiyon alan RTV Noord Holland (Radyo-TV), Hilversum ve Huizen’de otobüs duraklarına verdiği ilanla tepki çekti. İlanda “Gooi bölgesinde başka cihadçı aileler var mı?’ diye soruluyor. Reklama Huizen belediye meclis üyesi Kerem Gencer ve Moslims in Diaoloog kurumundan tepki geldi. Olayın bir algı operasyonu olduğunu belirtenler devletten, dolayısı
ile müslümanlardan da maddi kaynak alan bir kurumun böyle bir şey yapmasının kabul edilemez olduğunu söylediler. “Hollanda’da bir milyona yakın müslüman var. Bunlardan 200 tanesi radikalleşmiş. Bu ilanla tüm müslümanlar zan altında bırakılıyor.” Twitterda olayla ilgili tepkilerde, İkinci Dünya Savaşı öncesinde yahudiler için yapılan ilanlar paylaşılarak
benzerlikler gündeme getirildi. İlanlarda yahudilerin bu bölgede istenmediği belirtiliyor. Reklamın “Laan 1940-1945” isimli sokakta verilmesinin bilinçli bir hareket olup olmadığı sorgulandı.
Müslüman öğrenciye domuz eti mecburiyeti Danimarka’da aşçılık okulunda okuyan bir öğrenciyi domuz eti yemeye zorladığı için mahkeme okulu 6000 euro tazminat ödemeye mahkum etti. Danimarka gazetesinin haberine göre aşçılık okulunda yaptığı yemeklerin tadına bakmaya zorlanan 24 yaşındaki kız öğrenci öğretmeniyle yaptığı tartışmayı gizlice telefonuna aldırıp mahkemeye başvurdu. Mahkemede 75.000 euro tazminat isteyen öğrenciyi haklı bulan mahkeme, okulu 6.000 euro tazminat ödemeye mahkum etti.
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku
Çalışma ve İş Hukuku
Ceza Hukuku
Sosyal Güvenlik Hukuku
Çocuk Hukuku
Para tahsili ve icra takibi
Ticaret Hukuku
Uluslararası ihtiyati tedbir
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir konuşma yapan Angelina Jolie, Suriye’li mültecilere yardım çağrısı yaptı. Konuşmasında Birleşmiş Milletlerin Suriye’deki iç savaş karşısındaki kararsız tutumunu da eleştiren Jolie, mültecilere yardımı engelleyen ülkelere yaptırım uygulanmasını istedi. Ünlü aktör Angelina Jolie, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu İyi Niyet Elçisi olarak da görev yapıyor. Suriye savaşının başladığı günden beri sıkça Orta Doğu’ya ziyaretlerde bulunan Jolie, BM’nin gücünü kullanarak krize çözüm bulmasını istiyor. BM’nin bir çok kararı Çin ve Rusya’nın vetoları yüzünden uygulanamıyor. Jolie, “Suriye’ye ve kararsızlığın küllerinden yükselen kötülüğe baktığımızda, bu olayın masum insanları koruma ve savunmada dünyanın beceriksizliğinin geldiği en alçak nokta olduğunu görüyoruz” dedi Akdeniz’de boğularak hayatını kaybeden mültecilere de değinen Jolie: “Binlerce mültecinin dünyanın en zengin kıtasının kıyısında boğularak ölmesini görmek kadar aşağılayıcı bir durum yok. Umutsuzluğa düşen kimseden başka hiç kimse çocuklarının hayatını bu şekilde riske atmak istemez.” Suriye’nin BM temsilcisi Başar Caferi ise, Jolie’nin duygusal konuşması karşısında “çok güzel bir kadın” dedi. Caferi’nin, içerik yerine şekle yönelik bu sözlerinin, cinsiyetçi bir cevap olduğu yorumları ve tepkisi geldi.
HABER
NOS'a göre İstanbul’da polis, Atina’da göstericiler tü kaka NOS ep bunu h r yapıyo
K
amu kuruluşu NOS, websitesinde 1 Mayıs İşçi Günü’nde yapılan gösterilerle ilgili verdiği haberlerde ne kadar taraflı olduğunu bir kez daha gösterdi. Aynı haberde İstanbul ve diğer Avrupa başkentlerindeki gösterilerle ilgili ilginç bir yaklaşımda bulundu. Verdiği farklı haberlerde “İstanbul’da polis göstericilere şiddet uyguladı” derken “Atina’da göstericilerin yangın bombası atması sonucu polis müdahale etmek zorunda kaldı” şeklinde haber verdi. “Milan’da da göstericiler ve düzeni sağlayan polisler karşı karşıya geldi. Göstericiler arabaları ateşe verdiler ve dükkanların camlarını kırdılar. “İsyancılar”ın bazıları, bugün Milan’da açılacak olan Expo’ya karşı pankart taşıdılar. Polis, kalabalığı dağıtmak için gözyaşartıcı
8
MAYIS / MEI 2015
gaz ve tazyikli su (TOMA) kullandı” denildi. İstanbul konusundaki paragrafta ise şöyle denildi: “Genelde barışçıl gösteriler oldu. Ancak polisin güçlü bir şekilde müdahale ettiği şehirler de var. İstanbul’da Taksim Meydanı çevresinde huzursuzluk vardı. Orada 1977’de 1 Mayıs kutlamaları sırasında onlarca gösterici ölmüştü. Bu yıl göstericilerin orada eylem yapması yasaklandı ve bu yüzden başka
meydanlara yayıldılar. Orada polis onları yine de kovaladı.” Daha önce de yalan haberlerin Hollanda Parlemento’sunu ve toplumunu nasıl meşgul edip etkilediğini gözler önüne sermiştik. Bu taraflı haberler üzerine, medyanın toplumun algısını oluşturmada ne kadar etkili olduğu ve adaleti önceleyen güçlü bir medyanın ne kadar gerekli olduğu tekrar gündeme geldi.
ADVERTORİAL
İKINCI EL ARAÇ ALIRKEN HUKUKI OLARAK NELERE DIKKAT ETMEK GEREKIR? Özel bir satıcıdan araba satın alıyorsunuz ve kısa zaman içerisinde arabada bozukluk olduğunu fark ediyorsunuz. Tabii alıcı olarak ilk başta neler yapabileceğinizi bilmek istersiniz ve doğal olarak satıcıya gidip bu durumu arz edersiniz. Belki hasarın gidermesini istersiniz, belki arabayı geri verip paranızı geri istersiniz. Hukuki boyutuna bir bakalım: Kanun özel kişiyi bir ticari amaçlı satıcıyla aynı tutmaz. Ticaret olarak araç alan ve satan kişi için araçlar hakkında çok daha geniş bilgiye sahip olunduğu düşünülür. Bu kanuna da yansımıştır, o yüzden ticari bir satıcıdan araç satın aldığınız takdirde ve ilk 6 ay içerisinde bir hasar ortaya çıktığında bu hasarın satış esnasında mevcut olduğu düşünülür. Bunun aksini satıcı kanıtlamak zorunda. Alıcı olarak bu sizin hatanız yüzünden
olmadığını kanıtlamak zorunda değilsiniz. Diyelim ki aldığınız araçta bir sorun ortaya çıktı. Öncelikle satıcıyı arayıp bu durumu öğrendiğiniz andan itibaren iki ay içerisinde haberdar etmelisiniz. En azından oluşan hasardan kendinin bilgisi olması yeterli sayılır. Kendisine hasarın gidermesini talep edersiniz veya alternatif bir araç istersiniz. Kabul etmezse aracı geri verip paranızı almak istediğinizi dile getirebilirsiniz. Yine kabul etmezse, o halde elinizde bir delil bulunması için bilirkişi raporu çıkarmayı tavsiye ederiz. Önemli olan önce satıcıya onun hatasını düzeltmesi için fırsat verilmesi. Araç onarılamaz veya denkliği olmayan alternatif bir araç sunuluyor ise, alıcı olarak anlaşmayı feshedebilirsiniz. Satıcı kabul etmezse, o zaman mahkemeye başvurup
Mr. Hilal Demir-Paksoy Juriste / Hukukçu
Bakanlıktan büyük hizmet:
Yurtdışı Aile Danışmanlığı hizmeti başlıyor
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) Türkiye’de özel çağrı merkezleri aracılığıyla vatandaşlara aile danışmanlığı hizmeti sunmaktaydı. Konsolosluk yaptığı bir açıklamayla bu hizmetin, 11 Mayıs 2015 tarihinden itibaren yurtdışındaki
Mr. Hilal Demir-Paksoy paranızı geri almak için gerekli adımlar atabilirsiniz. Aracınızın kilometresi ile oynanmış ise onarım veya alternatif bir araç sunulamaz. Bu gibi durumlarda da sözleşmeyi feshedebilirsiniz veya fiyat indirimi talep edebilirsiniz. Beklentilerinize uymayan bir araç mı satın aldınız? Ve yukarıdaki yazılanların durumunuza geçerli olup olmadığını öğrenmek mi istiyorsunuz? Bizimle iletişim kurmaktan çekinmeyin.
J.L. van Rijweg 72 2713 JA Zoetermeer Tel:+31(0) 79 34 31 432 Fax: +31(0) 34 27 101 Mob: +31(0) 681 32 06 38 hpaksoy@legalaccount.nl www.legalaccount.nl
vatandaşlara da sunulmaya başlanacağını bildirdi. Konsolosluğun açıklamasında, pilot proje olarak başlatılan uygulama çerçevesinde, vatandaşların (+90 312) 253 92 00 numaralı hattan, 24 saat uzman psikolog ve aile danışmanlarına ulaşmaları mümkün olabileceği belirtildi. Anılan hatta erişim 7 Mayıs 2015 tarihinde uygulamaya konulan “Memleketim Portalı” üzerinden de (http://memleketim.gov.tr) gerçekleştirilebilecek. Sözkonusu uygulamanın, önümüzdeki dönemde ASPB tarafından yurtdışında açılacak müşavirlikleriyle de eşgüdüm halinde yürütülmesi ve zaman içinde kapsam ve erişim açısından tüm dünyadaki vatandaşlara en geniş şekilde hizmet sunabilecek kapasiteye erişmesi öngörülüyor.
AMERIKALI NÖROLOG: “ADHD DIYE BIR HASTALIK YOK!”
İKIBIN YILLIK TEVRAT BULUNDU
BAKIMEVINDEKI KADIN KÜVETTE YANARAK CAN VERDI
Amerikalı doktor Richard Saul, 50 yıl nörolog olarak görev yaptıktan sonra ADHD (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) diye bir hastalığın olmadığını söyledi. ADHD tedavisi için verilen ilaçların, sorunun kaynağını tedavi etmek yerine durumu daha da kötüleştirdiğini iddia etti. Son yıllarda yerinde duramamak, konsantre olamamak, dikkat eksikliği gibi belirtilerin çocuklarda ve yetişkinlerde endişe verici boyutlarda giderek arttığını söyleyen doktor, Ritalin adlı ilacın da olmsuz etkilerinin çok olduğunu belirtti. “
Banırma’da ikibin yıllık Tevrat bulunduğu bildirildi. Bir ihbarı değerlendiren jandarma ekipleri, Bandırma’dan Erdek ilçesine gitmekte iki kişinin bulunduğu araçta arama yaptı. Yapılan aramada, yaklaşık 2 bin yıllık olan ve tahmini piyasa değeri 400 bin Amerikan doları olan İbranice el yazması Tevrat ele geçirdiği bildirildi. Ön ve arka kapağı ahşap, 68 yapraktan oluşan Tevrat’a el konuldu. Gözaltına alınan zanlılar, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Belçika’da bakımevinde kalan 89 yasındaki felçli kadın banyo suyunda yanarak can verdi. Bakıcının yaşlı kadını küvete koyduğu, suyun ısısını kontrol etmeden açık bırakıp bir sonraki hastaya gittiği bildirildi. Felçli kadın yardım isteyemeyince sıcak küvetin içinde kaldı. Bir süre sonra yanık yaraları ile hastaneye kaldırılan kadın kurtarılamadı. Bakıcının işine son verildiği ve bakımevinin uzun süredir personel yetersizliği yaşadığı bildirildi.
9
HABER
MAYIS / MEI 2015
KONYALI OTANTIK
Adana Kebap
Döner Kebap
RT
I
N
T C
E
L QUAL
Y
TA
T
O
IF I C AT
IO
Açık büfe kahvaltı
(Her pazar 10:00-13:00 arası)
Gegrilde kipfilet
Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam
010-484 63 48
info@konyaliotantik.nl www.konyaliotantik.nl
HABER
10
MAYIS / MEI 2015
DE TELEGRAAF GAZETESI HADDINI AŞIYOR! Fikir ve hizmet üreten insanları, kıskançlık sebebiyle sen bizden değilsin diye yönetimden uzaklaştırmak. Davetlerde vatandaşı temsil eden "salon sosyetesi" edasıyla protokolde en ön sırada yer kapma yarışına katılmak. Fırsat buldukça bol bol resim çektirip, yakın çevresi ve de Facebook gibi sosyal mecralarda hava atmak. Dost gözüyle bakarak gördüğüm ve yanlış algıya sebep olan, bazı hususları uyarı amaçlı dile getirmek istedim. Aksi halde amacım hiç bir şahsı üzmek ya da rencide etmek değildir bilinmesini isterim.
METİN YAZAREL Toplantı ve davetlere vatandaş temsilcisi olarak katılan,"salon sosyetesi" STK yöneticileri protokolde yer kapmak için yarışıyor, bol, bol resim çektirip, yakın çevresi ve de Facebook gibi sosyal mecralarda havasını atıyor. UETD ve Avrupa'da Ak Parti'yi temsil ettiğini söyleyen kurumlar ise, bazı istisna kişiler hariç çamura batıyor. Kısa bir süre önce Hollanda Parlementosu uyum yasası ve sözde soykırımı tasarısını tartıştı. Bu tartışmalar esnasında De Telegraaf ve Metro gazeteleri basın ve gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan tahrik ve spekülasyona dayalı yayınlar yapmıştı. Amaç Türk ve Ermeni toplumları arasında kin ve nefret duygularını körükleyerek toplumsal huzuru sabote etmekti. Her iki gazeteninde Türk düşmanlığı konusunda birlikte hareket ederek, aynı deliğe işediği ve işedikleri delikten beslendikleri bilinen bir gerçekti. Yine geçtiğimiz günlerde De Telegraaf Gazetesi T.C. Cumhurbaşkanını mafya ile irtibat-
metin.yazarel@haber.nl landıran çirkin bir iftira haberi daha yayımladı. Kaynağını soruşturması süren bir savcılık dosyasına dayandırdığı haberinde, soruşturmanın gizliliği ilkesini ihlal ederek haber yaptı. Lahey Adalet Divanı'nın bulunduğu bir ülkede, bir telefon görüşmesine atıfta bulunarak, adalet sisteminin usül ve esasa dayalı prensiplerini gözardı edip, kasten ve bilerek bir ülkenin Cumhurbaşkanını ithameden gerçek dışı, yalan yanlış hukuka aykırı bir haber servis edildi. Yani muhakeme süreci beklenmeden soruşturma dosyası usulsüzce deşifre edildi, algı operasyonuna dayalı haberler yapıldı. Şimdilik bütün bu olumsuz gelişmeler karşısında tavrımız, T.C. Lahey Büyükelçiliği'nin gazeteciler cemiyeti ve Hollanda Adalet Bakanlığına yaptığı suç duyurusu ve itirazın nasıl sonuçlanacağını beklemek olmalı. Bakalım, Adalet Bakanlığı sözkonusu gazetelerin gerçek dışı mesnetsiz saldırılarını hak ve hukuk ihlali olarak görüp cezalandırıcak mı, yoksa alışık olduğumuz üzere basın özgürlüğü kis-
vesi altında suç unsuru yoktur diyerek dosyayı kapatacak mı? UETD ve Avrupa'da AK Parti'yi temsil ettiğini söyleyenlere gelince..! Prensip olarak Avrupa'da Ak Parti'yi temsil eden kişi ya da kurumlar hakkında yazı yazmamaya kararlıydım. Neden mi? Nedeni çok basit. Eleştiri kültüründen yoksun kimseler luzumsuz laflar ederek "duygudaşlık alanlarımızı" tahrip eder düşüncesiyle yazmayacaktım. Fakat De Telegraaf Gazetesi'nin Sayın Cumhurbakanımızla ilgili haberi kanıma dokunup, vicdanımı yaraladığı için, fikr-i firar eyleyip yazmaya karar verdim. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan, öl de ölelim diyerek nara atanların, liderlerine iftira atan gazeteye tepkisiz kalmalarına kızdığım için yazacağım. Sözkonusu habere en basidinden bir tekzip göndermeyi dahi akıl edemediklerine üzüldüğüm için yazacağım. Kimse kusura bakmasın ve de alınmasın, yıkıcı değil, yapıcı olacağına inandığım kısa bir durum tespitinde bulunacağım.
UETD ve Avrupa'da Ak Parti'yi temsil ettiğini söyleyenlerin birincil görevleri, Türkiye'den gelen devlet ricalini, bakan veya milletvekillerini hava alanlarında karşılamak. Daha sonra gelen misafirlere refakat edip, lobicilik adına olmayan güç gösterisinde bulunarak siyasi istismara sebep olmak. Miting ve salon toplantıları organize etmek. Toplantılara ve de seçim zamanı sandık mahalline otobüslerle insan taşımak. Bilgi, beceri ve liyakatına bakmadan, huzuru divanda eletek öpenleri "Abdurrahman Çelebi" yerine koyup yönetime almak, adam kayırmak. Fikir ve hizmet üreten insanları, kıskançlık sebebiyle sen bizden değilsin diye yönetimden uzaklaştırmak. Davetlerde vatandaşı temsil eden "salon sosyetesi" edasıyla protokolde en ön sırada yer kapma yarışına katılmak. Fırsat buldukça bol bol resim çektirip, yakın çevresi ve de Facebook gibi sosyal mecralarda hava atmak. Dost gözüyle bakarak gördüğüm ve yanlış algıya sebep olan, bazı hususları uyarı amaçlı dile getirmek istedim. Aksi halde amacım hiç bir şahsı üzmek ya da rencide etmek değildir bilinmesini isterim. Özet olarak demek isterim ki, siyasi görüş ve ideolojisi ne olursa olsun, De Telegraaf Gazetesi'nin Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığı çirkin saldırıyı tel'in ve protesto etmeyi, bir vatandaşlık vazifesi olarak görür, cümlenizi akl-ı selim ve sağduyuya davet ederim.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Hollanda’daydı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi. Kurtulmuş, "Eski Türkiye'nin o kirli, pasaklı, girdaplı yollarına geri mi döneceksiniz, yoksa halktan başka kimsenin beşeri anlamda egemen olmadığı yeni Türkiye istikametinde yürümeye devam mı edeceksiniz" diyerek seçimlerde oy istedi.
Hollanda'daki temaslarını tamamlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacminin kısa süre içinde 15-20 milyar dolar seviyelerine geleceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD'ı ziyaret ederek genel kurula hitap etti. Numan
Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada iki ülke arasındaki ticaret hacminin en kısa sürede 15-20 milyar dolar seviyelerine çıkacağını belirtti. Kurtulmuş, "2002 yılında iki ülke arasında yaklaşık 2,4 milyon dolar seviyesinde olan ticaret hacmi bugün çok şükür 7,2 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Ayrıca her iki ülkenin başbakanları ve yeneticileri, hükümet
Arnhem Türk toplumu 4 Mayıs’ta barış mesajı verdi
TPA (Turks Plantform Arnhem) ve Hristiyan kuruluşlar 4 Mayıs Ölüleri Anma Günü’nde beraber anma töreni organize ettiler. Anma törenine Afgan ve Bosna toplumu ve belediye başkanı Herman Kaiser da katılırken, barış mesajları verildi. Arnhem’in merkezindeki bir kilisede yapılan törende Ezan ve Fatiha süreleri okundu. Programda “selam”ın anlamı üzerinde etkileyici bir konuşma yapan imam Ahmet Budak, “Selam barış demektir. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Bir Hollandalı, bir Türk, bir müslüman ve hepsinden onemlisi bir insan olarak sizi selamlıyorum. Bu anı birlikte paylaşmak için bir araya geldik. Barış ve barış için ölenler için bir araya geldik. Ben barışı içselleştirmeliyim ki bunu senin için de temenni edebileyim. Kur’an’da “bir masum insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, bir insanı kurtaran da bütün insanlığı kur-
tarmış gibidir” ayeti vardır. Barış için ve bizlerin yaşaması için hayatını verenler de bütün insanlığı kurtarmış gibidir. Onlar gelecek nesillere barış içinde bir toplum bırakmak için hayatlarını verdiler. Umarım biz de gelecek nesillerimize barış içinde olan bir toplum bırakırız” dedi. Daha sonra “Güce Karşı İnsan” anıtına kadar yürüyüş yapıldı. Anıta, TPA Başkanı Veysel Eroğlu tarafından çelenk konuldu. Bu yıl anma törenlerinde Arnhem Türk ve müslüman toplumun katılımının ilgisinin yoğun olması Arnhem toplumu tarafından da takdirle karşılandı. Verenigd Arnhem Partisi grup başkanı Kürşat Bal yaptığı bir açıklamada “Biz artık Arnhemliyiz. Arnhem’in bir parçasıyız. Arnhem’in tarihi bizim olduğu kadar, bizim tarihimiz de Arnhem’in. Gelecek nesiller için karşılıklı kabulleniş ve barış içinde bir toplum inşa etmeliyiz” dedi.
başkanları, devlet başkanları seviyesinde ifade edilen rakam 15 milyar dolar seviyesindedir. Ümit ediyorum ki en kısa zamanda Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret ilişkileri bu seviyelere yükselecektir. Bundan kuşku duymuyoruz" dedi. Numan Kurtulmuş daha sonra Den Haag'daki Keukenhouf Botanik Bahçesini gezdi.
Güçlerini birleştirdiler, büyük projeye imza attılar
Rotterdam'da inşaat sektöründe Türk işadamları bir ilke imza atıyor. Rotterdam’ın Delfshaven bölgesinde 44 konutluk inşaat projesi başlattılar. Farklı Türk şirketlerinin birlikte yürüttüğü konut projesinde müşteriye sunulan evlerin alımında baştan aşağıya projeye katılan şirketler çeşitli alanlarda müşteriye hizmet sunacak. Projenin yapımcı yetkilisi GOB BV'den Özcan Atılgan “Biz bu imkanı elimizden geldiği kadar, iyi bir hesaplama yapıp, projeyi gerçekleştirmeyi hedef edip, çalışmalar yap-
tık. Bu doğrultuda belediye ile imza attık. Aslında bu imza ile bir başarıyı elde ettik." dedi. Gerçekleştirilen konutlar hakkında da detaylı bilgi veren Özcan Atılgan: "4-5 odalı konutlar olacak. Bu proje sadece Türk vatandaşları için değil diğer toplumlara da açık bir proje. Onlarda bundan faydalanacaklar" dedi. Denk Verzekeringen CEO'su Ahmet Denk ise proje hakkında şunları söyledi: "Bu Hollanda’da bir ilk, inşallah ilk ve son olmaz devamı gelir. Bizim Türk toplumunun içerisinde böyle bir şeyin olması hepimizi gururlandırır.
En azından Türk camiası için güzel bir çıkış noktası olacaktır. Projenin kredi bölümünde Denk Verzekering olarak yer alıyoruz. Finansal işlere biz bakıyoruz." Uw makelaar CEO'su Nurullah Erdem, Hollanda’da bir ilk gerçekleştirmek için burada olduklarını söyledi: “Çünkü bir Türk işadamı 44 dairelik sıfırdan bir inşaat projesi yapıyor. Konutların zemin katında 71 adet kapalı otoparkı mevcut olacak. Konutlarımız 4 ve 5 odadan oluşacaktır. 99 metre kareden 140 metre kareye kadar dairelerimiz olacak ve bunun yanı sıra otopark alanı üzerinde bahçe/teras /veranda bulunmaktadır. Metre kareleri 35 ten 112 metre kare arasında. Konutların satışını Uw Makelaar Site olarak yapacağız.” ifadelerini kullandı. Evlerin çok cazip fiyatlara satışa sunulacağını belirten proje yetkilileri, 179 bin Euro'dan başlayan fiyatlar ile halka satışının başladığını ifade ettiler.
11
HABER
MAYIS / MEI 2015
Hollanda’nın ilk kültürlerarası kaza hukuk bürosu
Kaza Uzmanı
Advertorial
yönetimi takdir ile karşılanmaktadır. Hizmet başarı notu 10 üzerinden 7,5’tur. Buradan da anlaşıldığı gibi, hizmet kalitesini yükseltmeye daha fazla yatırım yapmak gerekmektedir. Elbette insan i ve finansal bir perspektif ile ileriye bakmak gerekir. Sigorta şirketleri olmasaydı ne olurdu acaba? Kaza geliyorum demez ve insan her zaman kazaya maruz kalabilir. Peki, sigorta şirketleri olmasaydı, dünyanın hali ne olurdu acaba? O nedenle sigortalı olmak elbette çok önemlidir. İnsanın başına herhangi bir kaza gelmesi halinde, sigortası sayesinde en azından finansal rahatlama sözkonusu olacaktır. Aracı sigorta şirketinizle hangi sigortaları yaptırmanız gerektiğini konuşmanızı öneriyoruz. Sigorta şirketleri ile ilgili zaman zaman memnun kalınmayan durumlar, örneğin: dosyanın yavaş ilerlemesi, tazminat miktarında daha yüksek beklentiler gibi… De Letselschade Raad; sigorta ve kaza hukuku şirketleri için çok önemli bir kurumdur. Geçtiğimiz bir kaç yıl içinde aşağıdaki bazı konularda hem sigorta şirket-
YAŞADIĞINIZ BİR TRAFİK KAZASI, İŞ KAZASI, TIBBİ KAZALAR VE AKLINIZA GELEBİLECEK DAHA BİR ÇOK KAZALAR OLABİLİR. TÜM HOLLANDA GENELİNDE BÜNYEMİZDEKİ UZMAN KADROMUZLA, MAĞDUR OLDUĞUNUZ BİR KAZADA HAK ETTİĞİNİZ TAZMİNAT MİKTARINIZI KENDİ DİL VE KÜLTÜRÜNÜZDE SİGORTA TARAFINDAN EN HIZLI VE GÜVENİLİR ŞEKİLDE DİREK SİZE ÖDENMESİNİ SAĞLAR. SİZDEN HİÇBİR ÜCRET TALEP EDİLMEZ. AMSTERDAM Design: Websayfa.nl
Hollanda’da yılda çok sayıda; az, orta ve ağır hasarlı trafik kazaları meydana gelmektedir. Bu kazalardan dolayı bir çok kazazede, insan odaklı bedensel yaralanma ve incinmelere (letselschade) maruz kalıyorlar. Bir çok insanın kazadan sonra hayatı olumsuz etkileniyor. Kimileri halk deyimiyle kazayı ucuz atlatmış, kimileri halen kazanın izlerini taşıyor ve kimileri de maalesef daha acı sonuçlara maruz kalıyorlar. De Letselschade Raad (Kişisel Hasar Hizmetleri Konseyi) verilerine göre, 2013 yılındaki hasar miktarı tazminat olarak 1 Milyar Avro olmuş. Bu hasarların % 80 onarına 10.000 avroyu geçmeyecek kaza tazminatları ödenmiştir. Geri kalan % 20’lik oranı ise büyük hasarlar olup, sigorta şirketleri tarafından yüksek tazminatlar ödenmiştir. De Letselschade Raad kurumuna göre, Hollanda’da kaza dosyaları takibi oldukça hızlı ve başarılı bir şekilde yürütülüyor. Ancak, kaza dosyası takibi temposunun gelecek yıllarda daha da artması ve hizmette kalitenin yükseltilmesi istenmektedir. Hollanda’da % 90 oranında kaza tazminatları
leri, hem kaza hukuku büroları, avukatlar ve elbette mağdur kazazedeler için bir çok iyileştirici çalışmalar yapmıştır; bunlardan bazıları şöyle: - GBL ve GOMA kurallarında iyileştirmeler - İş hukuku 15. Maddesinde iyileştirmeler - WA/Rechtsbijstand ile ilgili olarak Kwaliteitscode Rechtsbijstand uygulaması getirildi - Sigorta şirketleri ve tüketici haklarını koruma konusundaki yeni uygulamalar - Konuyla ilgili mesleki kurumlar Klachtenistituut Financiele Dienstverlening kurumuna bağlandı - Verbond Tuchtraad Financiele Dienstverlening (Assurantiën) kuruldu. Bu kurum sigorta şirketlerinin tutum ve davranışlarını kontrol etmektedir. Gelecek yıllarda ne gibi yenilikler öngörülmektedir? 1- Acı parasının yükseltilmesi 2- Sağlık sürecinde bağımsız sağlık danışmanlığının oluşturulması 3- Tazminat normlarının getirilmesi 4- Merkezi hükümetin yeni yasal düzenlemeleri 5- Araba sektöründeki teknolojik yenilik ve gelişmeler Biz, Kaza Uzmanı (ELFI ve Randstad Letselschade & Advies kardeş kurumları) olarak kaliteye, dosyaların hızlı takibine, müşterilerimizin memnuniyetine önem vermekteyiz. Hollanda’da ilk kültürlerarası kaza hukuku bürosu olarak, hizmetlerimizi artırarak sunmaya devam ediyoruz. Ücretsiz Danışma Hattımızdan (0800-0815) bizi arayıp her türlü bilgiyi alabilirsiniz veya www.kazauzmani.nl web sitesini ziyaret edebilirsiniz
DEN HAAG
Kaza Uzmanı bir
DEVENTER
ve
EDE
EINDHOVEN
ROOSENDAAL
ROTTERDAM
UTRECHT
kurumlarının Türk toplumuna yönelik özel bir projesidir.
Star Fresh Food açılış nedeniyle cazip indirimler sunuyor
STAR FRESH FOOD Laan op Zuid 1178 3071 AC Rotterdam
%40'lara varan indirimlerden yararlanın
0641-366 801
KIMLIK KARTI
HABER
12
MAYIS / MEI 2015
TARIHE YÖN VEREN DEHALAR Projeyi okuyunca gördüm ki, projeyi hazırlayanlar Hollanda doğumlu. Toplumun eğitim sorunuyla ilgileniyorlar. Kafa yormuşlar. Metodoloji geliştirmişler. Hesap yapmışlar. Planı hayata geçirmek için ortak ve destek arıyorlar. Bu noktada dikkatimi çeken nokta, bu gençlerin kendiliğinden harekete geçmeleridir. Mensup oldukları toplumun sosyal bir meselesine sahip çıkmaları ve içinde yaşadıkları topluma bu yolla katkıda bulunmalarıdır.
VEYİS GÜNGÖR Her ay düzenli olarak devam eden ‘Mesnevi Okumaları’nın Mayıs ayı toplantısında ele aldığımız konu: ‘Hayy Ibn-i Yaqzan’ adlı kitap oldu. Kitap, tarihte ilk felsefi roman olma özelliğini taşıyor. Endülüslü düşünce adamı ‘Ibn-i Tufayl’ tarafından yazılmış. Kitabın ana teması, insansız bir adada yetişen, büyüyen ve deneylerle hakikati yani varlığı anlayan, bulan Hayy’ın hikayesinden oluşmakta. Sözkonusu kitap, İslam ve Batı düşüncesini yüzyıllar boyu etkileyen bir kitap. Aynı derste, dünyayı etkileyen ‘dehaları’ da andık. Ultim, son sözü söyleyenler olarak da ifade edebileceğimiz bazı dehalar şöyle: ‘Sokrates’ öncesi filozoflardan ‘Thales van Milete’, Anadolu’da yaşamış. Taoculuk’un kurucusu ve Konfüçyüs’ün zamanında tartışmaya girdiği Çinli filosof ‘Laozi’. Ütopya’nın savunucusu, mimarı ve humanist ‘Thomas More’. Robinson Crusoe’nın yazarı ve dünya edebiyatının önemli ismi ‘Daniel Defoe’. Toplumsal sözleşme öğretisiyle ün kazanan ‘Jean Jacques Rousseu’. Sosyoloji’nin kurucusu olarak da bilinen ‘Ibn-i Haldun’. Vahdet-i vücud öğretisinin büyük sözcüsü ‘Muhyiddin Ibn Arabi’ ve daha sayacağımız onlarca isim.
veyis.gungor@haber.nl Bu ve benzeri isimlerin ortak özellikleri, yaşamış oldukları dönemde statükoya ters, keskin, iddialı, var olan görüşlere aykırı fikirler söylemeleridir. Bu hatırlatmadan sonra, Hollanda şartlarına gelelim. Bir çok yazımda ve konuşmamda da ifade ettiğim üzere, bizler, kökleri Anadolu’da olan, ancak büyüyüp yeryüzüne yayılan bir dünya görüşünün çocuklarıyız. Temsilcisi ya da ait olduğumuz dünya görüşünün, insan vizyonunun tarihte olduğu gibi bugün de insanlığa vereceği bir takım mesajları olduğuna inanıyoruz. Biz, bu mesaj’ın idrakinde olarak içinde yaşadığımız ülke ve insanlara var olan şeylerden farklı olarak bir şeyler söylememiz de gerektiğine inanmaktayız. Aslında, bu bir taraftan sosyoloji’nin kurucusu ve tarih bilimci Ibn-i Haldun’un teorisine göre ‘göçmenlik statüsünden’ kaynaklanan üreticilik tarafımızın keşfedilmesi diğer taraftan da ‘Allah-insan-tabiat’ ilişkisinde söylenecek sözümüzün olması anlamına da gelir. Bunun günlük yaşamda karşılığı nedir diye sorulunca, cevabımız şu şekilde olur. Örneğin Hollanda’da yetişen gençlerin, hem elli yıllık bir göçmenlik statüsünün getirdi-
ği tecrübe hem sosyal şartların zorlamasıyla yeni yeni projeler ve fikirler peşinde olduklarının gözlemlenmesidir. Tarihsel bilincin harekete geçmesiyle gençler yenilikci fikirleri ilk önce kendi aralarında konuşup geliştiriyorlar sonra kağıda döküp projelendiriyorlar. Bu çerçevede son olarak, yıllar önce bir trafik kazasında kaybettiğim bir arakadaşımın oğlu Emre’nin ‘Hollanda’daki Türk çocuklarının eğitim seviyelerini arttırmak ve toplumda daha etkin yerlere gelmelerine katkıda bulunmak’ amacıyla hazırladığı bir projeyle karşıma çıkması oldu. Projeyi okuyunca gördüm ki, projeyi hazırlayanlar Hollanda doğumlu. Toplumun eğitim sorunuyla ilgileniyorlar. Kafa yormuşlar. Metodoloji geliştirmişler. Hesap yapmışlar. Planı hayata geçirmek için ortak ve destek arıyorlar. Bu noktada dikkatimi çeken nokta, bu gençlerin kendiliğinden harekete geçmeleridir. Mensup oldukları toplumun sosyal bir meselesine sahip çıkmaları ve içinde yaşadıkları topluma bu yolla katkıda bulunmalarıdır. Benzeri bir çok projenin ve düşüncenin olduğunu bilmekteyiz. Diğer taraftan, Hollandalı veya Avrupalı
Türklerin son zamanlarda sık sık tartışmaya açtıkları, ‘göçmenlikten diasporaya geçiş süreci’tartışmasıdır. Bu süreç, Avrupalı Türkleri küresel düşünmeye, büyük düşünmeye, tarihe not düşmeye de davet etmektedir. Bu süreç aynı zamanda Türklerin içinde bulundukları toplumların sırtında bir kambur değil, tam aksine tarihsel, sosyal ve dini altyapıya sahip küresel ilişkileriyle içinde bulundukları ülkelere de bir fırsatı getirecek bir süreçtir. Zira bizim ‘Elest’ ya da ‘Elest bezmi’ anlaşmasını anlayacak ve insanlığa anlatacak bir vizyonumuzun bulunmasıdır. Biz, ‘Kalu bela’ veya ‘Elest’ adlarıyla bir tasavvuf kültürü ve edebiyatı geliştirmiş ve kurumlaştırmış bir geleneğe sahibiz. Özellikle diasporanın aday aktörleri yani girişimciler, sanatçılar, sporcular, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Türk kökenli siyasetçiler hem Avrupalı Türklerin hem Avrupa ülkelerinin şanşlarıdır. Anlatmaya çalıştığımız süreci anlamakta zorlananlar veya bizi hayalci olarak niteleyenler olabilir. Ama, yukarıda ifade ettiğim, tarihe yön verenleri ve tarihsel süreçleri iyi okuyanlar, yani geçerli, dominant görüş ve yorumlardan farklı şeyler söyleyenlerin toplumların gidişatını değiştireceklerine inanmaktayım. O zaman bize düşen iş, orijinal proje ve düşüncelere sahip olan gençlere yardım etmek, onları ilgili kurum ve kuruluşlarla tanıştırmak ve ilgi göstermektir. Tarihe yön veren dehaların ortaya çıkmasına katkıda bulunmaktır. Tarihi mirasımız bize bunu salık vermektedir.
Özgürlük Yemeği'nde tarih bilincine dikkat çekildi Hollanda’nın Alman işgalinden kurtuluşu olan 4 ve 5 mayıs anma ve kutlama günleri çerçevesinde başkent Amsterdam başta olmak üzere ülkenin bir çok yerinde anma töreni ve programla yapıldı. 4 mayıs günü daha çok resmi törenler yapılırken, 5 mayıs günü 'Özgürlük Yemeği' programları adı altında 'özgürlük', 'hoşgörü’, 'demokrasi' ve 'di-
renme' temaları konuşuldu. Bu çerçevede, Türkevi Derneği’nin Meram Dostları Derneği ve Coffee Mania ile ikinci kez ortaklaşa düzenlediği Özgürlük Yemeğine Türk ve Hollandalı sanat, siyaset, sivil toplum temsilcileri ve girişimciler katıldı. Yılın gazetecisi Rene van Zwaap, yazar A. van Bommel, gazeteci yazar M. El Fers, siyaset bilimci
Ozan Türkdogan, eğitimci Veli Tongel, şair Mesut Balık başta olmak üzere seçkin bir grup katıldı. Türkevi Derneği proje koordinatörü Mehmet Akkoç’un yönettiği panelde söz alan katılımcılar günün anlamına dair görüşlerini ifade ettiler. Günümüz Avrupa’sındaki gelişmelere dikkat çeken konuşmacılar müslüman bireylerin
toplumda daha etkin olmalarını, tarih bilinciyle birlikte daha katılımcı bir konuma gelmeleri belirtildi. Toplantıda İkinci Dünya Savaşında 77 bin Faslı askerin görev aldığı ve Türk diplomat Behiç Erkin’in 20 binin üzerinde Musevi’yi kurtardığına dikkat çekildi.
ALBERT HEIJN'IN EKMEĞINDEN FARE ÇIKTI! Bert ve Marijke, Einhdoven'daki Albert Heijn’den aldıkları ekmeği dondurucudan çıkardıktan sonra yemek istediklerinde, içindeki fareyi görünce şok geçirdiler. Olay üzerine Albert Heijn’den bir yetkili bir buket çiçek, bir şişe şarap ve alışveriş fişleri ile özür dilemeye geldiğinde müşteriler bunu reddettiler. Bert’in “Böyle bir şeyi bu kadar basit ve ucuza kapatmak istemelerini kabul edemem” dediği bildirildi. Ailesine daha sonra Efteling biletleri teklif eden AH’nin bu teklifini de kabul etmeyen çift bunları yeterli bulmadı. "Olay para ya da eşya meselesi değil. Ayrıca bize karşı kibirli davrandılar. Ekmekte bir şeyler çıkabilir. Ama bir fare?" AH yetkilileri üretimin çok sıkı control edildiğini ve farenin ekmeğin içine nasıl girdiğini anlayamadıklarını söylediler.
13
MAYIS / MEI 2015
HABER
Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Gurbetçiye 10 müjde
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik geçen hafta Almanya’da açıkladığı müjdeler için çalışmalar başladı. Anavatanlarından ayrı yaşayan milyonlarca vatandaşı ilgilendiren müjdelerin hayata geçmesi için ilgili kurumlar, gerekli mevzuat değişikliklerini en kısa sürede tamamlamak üzere kolları sıvadı. Avrupa’da yoğun olarak yaşayan Türkler eğitimden ulaşıma, hukuktan ekonomiye ve sosyal sorunlara kadar pek çok alanda yıllardır zorlu mücadeleler veriyor. Yurtdışında yaşayan milyonlarca vatandaş, kendileri için büyük sorun haline gelen konularda sevindirici haberi Başbakan Davutoğlu’ndan aldı. Yurtdışında yaşayan vatandaşlara yönelik çalışmalarıyla dikkati çeken Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) yurtdışındaki vatandaşların önünde duran önemli meseleleri tespit ederek rapor haline getirdi. Bu rapor, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta Almanya’nın Dortmund kentinde açıkladığı yeni düzenlemelere ışık tuttu. En temel sorunlar sıralandı YTB, Türk vatandaşlarının yaşadıkları ülkelerde karşılaştıkları en temel sorunları raporlaştırdı ve bu sıkıntılar hükümet programına dahil edildi. Raporda, yurtdışında seçim bölgesi oluşturulması ve seçilme hakkı verilmesi, yurtdışından getirilen araçların kalış sürelerinin uzatılması, pasaport harçlarının düşürülmesi, tanıma ve tenfiz davalarının kolaylaştırılması,
dövizli askerlik bedelinin düşürülmesi, akademik eğitime maddi destek, yurtdışındaki Türk gençleri ile Türkiye’nin ilişkilerinin güçlendirilmesi, Türkiye’ye yapılan hava yolu seyahatlerinde aile indirimi gibi başlıklar altında öneriler sıralanarak, neler yapıla-
bileceği aktarıldı. Dövizli askerlik daha kolay Daha önce 6 bin Avro olan dövizli askerlik bedeli bin avroya düşürülme kararı alındı. Yurtdışında yaşayan Türkler, askerlik için 6 bin avroyu ödeyemediği zaman vatandaşlıktan çıkma riskiyle karşı karşıya kalıyordu. Miktarı düşürülen ücretler arasında pasaport harçları da yer aldı. Alınan karar ile 217 avro olan pasaport harçları 100 avroya düşürülecek. Yurtdışından Türkiye’ye seyahatleri sırasından THY’yi tercih eden ailelere yüzde 20 indirim sağlanması planlanıyor. Doğuma ve eğitime destek Başbakan Davutoğlu’nun verdiği müjdeler arasında en dikkat çeken gelişmelerden biri, eğitime verilecek olan destek. Buna göre yurtdışında ikamet ederken bulunduğu ülkede akademik eğitim alan Tük vatandaşlarına lisans için 500, yüksek lisans için 700, doktora için ise bin avroluk burs desteği sağlanacak. Eğitim gibi doğumun da destekleneceğinin duyurulduğu açıklamada yurtdışında doğum yapan vatandaşlara ilk çocuk için 300, ikinci çocuk için 400, üçüncü çocuk için de 600 TL maddi destek sağlanacak. Öte yandan hukuki kararların tanınması noktasında da büyük kolaylıklar getiriliyor. Getirilen değişiklik ile Almanya’da alınan hukuki bir karar Türkiye’de, Türkiye’de alınan bir karar ise Almanya’da tanınacak. Seçilme hakkı geliyor Yaşadıkları ülkelerde kullandıkları araçları Türkiye’de en fazla 180 gün tutabilen vatandaşlar, yasal değişikli-
ğin yapılmasının ardından araçlarını 2 yıl tutabilecek. Yurtdışından getirilen cep telefonları Türkiye’de 30 gün boyunca kullanıma açık kalabiliyordu. Alınan karar ile yurtdışından Türkiye’ye gelen vatandaşların cep telefonları 60 gün boyunca iletişime açık olacak. YTB’nin hazırladığı raporda, yurtdışında yaşayan vatandaşların Türkiye’de yapılan seçimlerde seçilmesi gerektiği, vatandaşlardan bu yönde talepler geldiğini de bildirildi. Raporda yurtdışı seçmenin yurtiçi siyasal toplum ile bağlarının bu yolla güçleneceği vurgulandı. Başbakanlık, bu taleplere de duyarsız kalmadı ve yurtdışında yaşayan seçmene seçilme hakkını da tanıyacak olan düzenlemenin yapılması kararını aldı. - Çalışmalar kısa sürede başlayacak Yurtdışındaki vatandaşları sevindiren kararların alınmasında etkin rol oynayan YTB’nin Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının YTB’nin birinci derecede görev alanına girdiğinin altını çizdi. Yurtdışında milyonlarca vatandaşımız olduğunu vurgulayan Bülbül, “Vatandaşlarımızın ülkemizden ayrıldıkları günden bu yana pek çok alanda başarılara imza atmışlar ancak aynı şekilde bazı sıkıntılar da yaşamışlar. Gün geçtikçe zamana ve siyasal-sosyal zemine bağlı olarak bu sorunların çeşitlendiğini görmekteyiz. İşte biz bu noktada YTB olarak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına kalıcı çözümler üretmek gayesindeyiz” diye konuştu. Bülbül, kendilerine yurtdışında yaşayan vatandaşlardan gelen talepleri Başbakanlığa ilettiklerini ifade ederek, “YTB burada bir ayna görevi yapmıştır. Vatandaşın talebini doğrudan yansıtmıştır. Vatandaşlarımızın sorunlarının bu şekilde çözülüyor olmasından mutluluk duyuyoruz. Müjdelerle ilgili çalışmaları en kısa sürede başlatıyoruz” şeklinde konuştu. Öte yandan Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla yurtdışında yaşayan ve isteyen her aileye bayrak, Kuran-ı Kerim ve Türkçe sözlük de dağıtılacak.
BAŞBAKAN GURBETÇİLERE 10 MÜJDE VERDİ Başbakan Davutoğlu, Almanya’nın Dortmund kentinde Türk vatandaşlarına seslendiği konuşmasında yurt dışında yaşayan vatandaşlar için yaptıkları hizmetleri hatırlattı. Konuşmasının sonunda gurbetçilere 10 ayrı müjdelerinin olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları söyledi: Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için dövizli askerlik bedelini 6 bin Euro’dan bin Euro’ya indiriyoruz. İkincisi yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için 217 Euro olan pasaport harçlarını 100 Euro’ya indiriyoruz. Üçüncüsü yurtdışından getirilen araçların Türkiye’de kalış süresini 2 yıla çıkarıyoruz. Özellikle boşanma, miras meselelerinde söz konusu olan tanıma ve tenfiz davalarını hızlandırarak kolaylaştırıyoruz. Yani Almanya’da alınan bir hukuki kararın Türkiye’de tanınması, orada alınan kararın burada tanınması için talimatları verdim. Artık iki hukuki işlem olmayacak. İnşallah hukuki işlemleriniz en kolay yoldan yapılacak. Günlük bir sorun ama çok gündeme getirilmişti, yurtdışından getirilen telefonların Türkiye’de kayıt edilmeden kullanma süresini iki katına çıkaracağız. Yine çok gelen bir meseleydi, yurtdışındaki vatandaşlarımızın 3 kişilik bir aile ile yaptıkları yolculularda THY’den yüzde 20 indirim talep edeceğiz. Yurtdışındaki vatandaşlarımıza, Almanya’da olup da okuyan gençlere, akademik destek ve burs sağlıyoruz. Bu çerçevede, lisans bursu olarak 500 Euro, yüksek lisans bursu olarak 700 Euro, doktora bursu olarak bin Euro’luk burs desteği veriyoruz. Başlattığımız Gençlik Köprüsü Projesi’nin kapsamı artıracağız. Dokuzuncu olarak, hanım kardeşlerimize sesleniyorum. Doğum yapan her annenin ilk çocuğuna 300 TL, ikinci çocuğa 400, üçüncü çocuğa 600 TL hediye verecek. Ayrıca çeyiz hesabına devlet yüzde 20 katkı sağlayacaktır. Son olarak da 7 Haziran’dan sonra inşallah ilk girişimlerimizden biri, size seçilme hakkını getirmek olacaktır.”
.com 023-751 06 00
€59
’dan
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
Doğru olanın ayağına taş değmez
HABER
14
MAYIS / MEI 2015
RÖPORTAJ: ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
HASAN GÜNEY
Söyleşi serimize bu sayıda, ilk kuşağın önemli simalarından Hasan Güney ile yaptığımız keyifli sohbetle devam ediyoruz. Bu ülkede yaşayanların bu topluma katkı sunduğuna inanıyoruz. Ancak bazıları, ailesini bile ihmal ederek bu katkıyı zirvelere taşımaktan geri durmadılar. Hasan Güney de onlardan biri ve belki de en çok mücadele edenlerden... 1977 yılında başladığı hizmet maratonunun bir gün karşılık bulacağına inanıyor. Samimi, hizmet sevdalısı, ehliyetli, idealist, münevver bir insanla hoş bir muhabbet gerçekleştirdik. Hasan Güney, anılarını anlattığı “Gelecek çok daha güzel olacak” adlı bir kitabı da geçen ay vatandaşlarımızın bilgi ve ilgisine sundu. Onun anlatacağı çok şey vardı, biz sizinle ancak bu kadarını paylaşabiliyoruz. İlgiyle okuyacağınızı ve istifade edeceğinizi, okuduktan sonra onu daha çok iyi anlayacağınızı ve daha çok seveceğinizi umuyoruz.
ff Hasan Güney’i tanıyabilir miyiz? 1948 Erzurum-Aşkale Topalçavuş köyü doğumluyum. 6 erkek, bir kız kardeşin ortancasıyım. Çocukluğumuz köyde geçti. Baskıları birebir yaşadık. Babam tüccardı, mal alır, satar, kesim yapardı, varlıklıydı. Dindardı. Bize de hep “Dine, imama, camiye asla karşı gelmeyin ve ne yaparsanız yapın onların savunucusu olun” derdi. Köylü ona, üzerinde taşıdığı vasıflar nedeniyle ‘halife’ derdi. 1970 yılından beri Hollanda’da ikamet etmekteyim. 1977 yılından beri de HDV ve Türk İslam Kültür Derneklerinde farklı kademelerde görevlerde bulundum. Evli, 4 çocuk ve 4 torun sahibiyim. 1970 yılının Haziran ayında Ankara’dan KLM uçağıyla Hollanda’ya uçtuk. İlk geldiğimiz yer de Leiden idi. Tabi bunlar anlatıldığı gibi kolay olmadı, insanın canından can gidiyor. Çok zor oldu. Bilinmezliğe atılan adımın bizim için neler getireceğini hesap edemiyorsunuz.
ff İlk günleriniz nasıldı ve ilk izleminiz neydi?
Farklı bir iklim, farklı insanlar, farklı mekânlar elbette bize her şey garip geliyordu. Hoş karşılandık. Kampa yerleştirildikten sonra bizlere avans olarak 60 Gulden harçlık verdiler. ‘Türkiye’de iltimas geçmiş olabilirler’ diye bizi tekrar sağlık kontrollerinden geçirdiler. Buradaki öyle utanç verici bir şekilde değildi, tek tek odalarda gerçekleştirdiler. Şikâyeti tesbit edilenler tedavi için hastaneye sevk edildiler. Ortaokulda yabancı lisanımız İngilizce idi. Kelime hazinemiz zengin olduğu için bana çalıştığımız çelik halat fabrikasında vardiya şefliği görevi verildi. Kampta her düşünceden insan vardı ama herkes birbiriyle dostça geçinirdi. Ordulu biri vardı, bana sahip çıkardı. Kazandığım parayı elimden alıp, bana biraz harçlık verir, kalanı biriktirirdi. Günde en az 12 saat aralıksız çalışırdık. Bunun yanında dernek çalışmaları da başlayınca, günlük 18 saat çalışıyorduk. Özellikle dernek çalışmaları sırasında biz kendimizi topluma adamış, âdeta vakfetmiştik. Bu yorucu geçen günler şimdi etkisini sağlığımız üzerinde kendisini hoyratça göstermeye başladı. Ama asla yaptıklarımızdan pişman değilim. Yıkanabileceğimiz bir ortam yoktu. Hollandalılar fabrikanın banyolarında soyundukları için
sürekli kavga çıkıyordu. Bize özel duş kabinleri yaptılar ve namaz kılabileceğimiz ortamlar hazırladılar. Bizim de amacımız birkaç yıl çalışıp bir traktör, birkaç parça tarla alıp dönmekti, ama 45 yıl oldu hâlâ dönemedik, dönemiyoruz.
ff İlk yıllardaki dinî, sosyal ve kültürel yaşam nasıldı? İlk cami, ilk örgüt, ilk vakıf bulunduğunuz yörede ne zaman ve nasıl kuruldu?
Kaldığımız kampta 300 civarında insan yaşıyor. İş ve biraz da gezinti haricinde hiçbir şey yapmıyoruz. İbadet yok, bayram yok, ramazan yok... Müslümanlıktan eser yok. Gelişlimin birkaç yıl sonrasında kalıcılığımızın uzayacağını anlayınca öncü olduk ve ilk Kurban Bayramını kutlamanın, kurbanımızı kesmenin ve namazımızı kılmanın arayışı içerisine girdik. Kampta herkes herkesi tanıdığı için bu konuda duyarlı olanlarla hareket ediyorduk. Fabrika, namaz kılmamız için ayarladığımız bina için bize halı verdi. 1977 yılında Türk İslam Kültür Derneği adlı bir vakıf kurduk. ‘Hoca’ dediğimiz Maraşlı bir arkadaşla ve Recep Arıcı’nın önderliğinde günlük namazlarımıza başladık, cumaydı, teravihti derken bugünlere geldik. Şartlar ağırdı, o kadar insanın arasında 15 kişi ancak oruç tutuyor, namaz kılıyordu. Daha geniş bir yerimiz olsun diye Abdullah Memişoğlu, Recep Arıcı, Ali Tüysüz ile birlikte oluşturduğumuz bir ekiple, ibadethane olarak kullanmak amacıyla 1979 yılında Leiderdorp’da bir spor salonu aldık. 1984 yılında Leger des Heils diye bilinen bir grubun yerini 230 bin Gulden’e satın aldık. Belediye o zamanlar, 30 bin Guldenlik tadilat masrafımızı karşıladı. Bu iyi ilişkiler nedeniyle ezanın Cuma günleri dışarı duyurulmasını bile yürürlüğe koydurduk. Ama bu duruma o zamanlar Türklerin içerisinden bile karşı çıkanlar oldu. Middelburg’tan Hollandalı biri de belediyeye bir mektup yazarak bu durumdan duyduğu endişeyi dile getirmiş ve “Eğer bu durum bütün Hollanda’yı sararsa, sorumlusu sizsiniz” diye de rahatsızlığını bildirmiş. Şimdiki camimizin yeri kiliseydi. Zamanın Encümen Azasının buranın alımında epey bir katkısı oldu. Eski camiyi 450 bine sattık, buranın toplam maliyeti 2 milyon Guldeni buldu. 1992 yılında da burayı hizmete açtık.
Adımlarımızı çok dikkatli atıyorduk zira yapacağımız her yanlış Müslümanlara mâl edilecekti. Bunun vebalinin büyük olduğunu biliyorduk. Azami itina ile hareket ediyorduk. 17 yıl boyunca Hollanda Diyanet Vakfı’nın yönetiminde farklı alanlarda görevlerde bulundum. 32 yıldır da Leiden Mimar Sinan Camii Başkanlığını yürüttüm. Federasyonu federasyon yapan Şadi Tatlı, İbrahim Görmez, Osman Bahadır, Emin Ateş gibi isimlerdi. Bizler de, Arif Yakışır, Ahmet Demir, Mustafa Kırat gibi zamanın genç kuşağı da onlardan aldığımız emaneti layıkıyla gelecek kuşağa emanet etmek için canla başla çalıştık.
ff Unutamadığınız hatıralar var mı?
Rizeli Abdullah Memişoğlu diye bir arkadaş fabrikada namaz kılıyor. Şefin, bu arkadaşa işi düşmüş, yanına varmış, derdini anlatıyor, bağırıyor, çağırıyor ama arkadaş hiç oralı olmuyor. Şef bana geldi, “Hasan, Memişoğlu bana küsmüş galiba, benimle konuşmuyor” dedi. Gittim baktım ki, Memişoğlu namaz kılıyor. Durumu anlattım da şef rahatladı. Her kurban bayramında 250 civarında koyun satar ve elde edilen kârı camiye bağışlardık. Polis bu durumun farkındaydı. Camimizi ziyaret eden polis, “Hasan, sakın koyunları kesilmeden kimseye vermeyin. Balkonda, banyoda kesiyorlarmış” dedi. Faslı bir arkadaş kurbanını almaya geldi. Biz de kesilmediğini, beklemesi gerektiğini söyledik. O da, beklemeyeceğini, parasını verdiğini, alıp gideceğini söyledi. Verdik tabi ki. Bir saat sonra polis eşliğine kucağında koyunla Faslı kardeşimiz geri geldi. Meğerse Faslı vatandaş, koyunu tramvayla evine götürmek istemiş. Tramvay vatmanı da koyunla tramvaya binemeyeceğini söylemiş. Bizimkisi de sinirlenmiş ve “Waaroom hav hav wel de, me me niet” demiş. Yani, “Neden köpeklere evet de, koyunlara hayır” demek istemiş. Anlaşamamışlar, devreye polis girmiş ve geri getirip teslim etti. Hollanda vatandaşlığına ilk geçenlerdenim. Bunu duyanlar ‘gavur’ olduğumu söyleyecek kadar ileri gitmişlerdi. Eşim Hatice Güney’e ‘Yılın Mukaddes Anası Ödülü’ verildi. Bana da yaptığımız hizmetlerden dolayı Kraliyet Nişanı verildi. Elbette biz bu hizmetleri ödül almak, takdir toplamak için yapmadık, ama yaptıklarımızın
daha bu dünyada iken kabul görmesi bizi ziyadesiyle mutlu ediyor.
ff Zorlandınız mı bu hizmetleri yürütürken?
Biz bu hizmeti yürütürken iç ve dış mihraklar da boş durmadılar. Bizim milliyetçiliğimizi, dindarlığımızı resmi makamlara ispiyonlayıp, oradan nemalanmaya çalışanlar da oldu. Ama biz gücümüze güç katarken, onlar bize attıkları iftiralarla baş başa kaldılar.
ff Müslümanların dağınıklığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Böl, parçala ve yönet taktiği ile bizi dağıtanlar ve yönetenlere inat, birleşmeli ve Müslümanlar olarak birbirimize sahip çıkmalıyız. Bir olsaydık, yek vücut olsaydık, tek hedefe yürüseydik durumumuz daha iyi olurdu. Farklı cemaatlerde olmamızı bir zenginlik olarak kabul edelim ve birlikte hareket etmenin yollarını arayalım. “Müslümanlar ancak kardeştir, birbirimizi sevmedikçe hakiki iman etmeyeceğimiz” buyrulurken bizim bu düsturun dışında hareket etmemiz mümkün değil.
ff Yapmayı istediğiniz ama vaktiniz olmayan bir şey kaldı mı?
Kendimize ait ortaokul, lise ve yüksek okul düzeyinde eğitim veren okulların açılmasını çok istedim. Keşke bir camimiz eksik olsaydı da onun yerine İs-
lami eğitim veren bir okulumuz olsaydı. “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın, bir lisan bir insan iki lisan iki insandır” gibi düsturların yolumuzu belirlemesi gerekirken biz hâlâ oyunda oynaştayız. “İlim Çin’de de olsa onu gidip alın” buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz. Ama ilim tahsil etmek, okumak Müslüman için sanki en ağır işkence gibi geliyor. Bir de bu cenaze vakfının işlevini ve görev alanlarını genişletmeyi çok isterdim. Buraya defnedilenlerin belli bir zaman sonra mezarlarının kaldırılmasını durdurmak için belli bir fon ayarlamamız gerekir. Kalıcı bir mezarlık çalışması başlatılmalı. Her üyeden alınan aidatların sadece 2 Euro’su sırf bu amaç için kullanılsa bile, bu iş kökten çözülür. Kadın evinde ya da hastanede ölüyor. En yakınına bile namahrem olan kadını Hollandalı sarhoş bir erkek soyunduruyor, giyindiriyor. Bu çok incitici bir durum. Bunun acilen çözülmesi gerek. Bunun kaygısını ancak ben ve benim gibi olanlar duyabilir. Türkiye’den belli bir süreliğine gelmiş, buranın şartlarını bilmeyen, hem Türkiye’den hem Hollanda’dan maaş alanlar bilemezler de anlayamazlar da... (Burada Hatice Güney Hanım devreye giriyor ve bu konudaki kaygısını, şikâyetini sert dille ifade ediyor. Bu duruma içinin yandığını söyleyen Hatice Hanım, sorunun biran önce çözülmesi için ilgilileri göreve davet ediyor)
ff Bundan sonra ne ola-
Kalite, servis ve uygun fiyatlarla size hizmet etmek hazırız. Arayın görüşelim. De Groene Voorwaarts 491 7325 AT Apeldoorn www.happyblus.nl info@happyblus.nl Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
cak? Burada mı kalacaksınız? Türkiye’ye mi döneceksiniz? Bu yaştan sonra, hele ki bunca sağlık sorunu varken geri dönmemiz mümkün değil. Sağlığımız elverdiği müddetçe İstanbul ve Erzurum arasında kısa bir izin dönemi geçiriyoruz.
ff Yaşadıklarınızdan yola çıkarak gelecek kuşağa neler tavsiye edersiniz?
Bizim yaşadıklarımızı yaşamamaları için birlik ve beraberlik içerisinde hareket etsinler. Kendi enerjilerini bizim tecrübelerimizle sinerjiye dönüştürsünler ve oluşturacakları aydınlık yarınların temelini bağlı oldukları medeniyetin direkleri üzerine inşa etsinler.
ff Hayat size ne öğretti, ya da Hasan Güney hayattan ne öğrendi?
Hayattan şunu öğrendim: Doğru olanın ayağı taşa takılmaz. Ne yaparlarsa yapsınlar Allah doğrunun yardımcısıdır. Uzun vadeli hesap yapmamayı öğrendim. Allah “ol” deyince oluyor. Gelecekten ümitliyim. Mehmet Akif’in dediği gibi; “Onların işi bizim dinimiz gibi sağlam, bizim işimiz onların dini gibi çürük” buradan hareketle dünyanın İslam’a gebe olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu doğumda bizim görevimiz, etkimiz, rolümüz nedir, onu bilmeli ve ona göre hareket etmeli, bu uğurda çile çekmeli, ter dökmeli, mücadele etmeliyiz.
15
MAYIS / MEI 2015
ÜRETMEDEN TÜKETMENIN DAYANILMAZ HAFIFLIĞI... Kaldı ki, bu okulda okuyan talebelerin yüzde 80’ini Müslümanlar oluşturuyor. Mahallemizde salyangoz satanlara veliler mutlaka cevap verecektir ama bizim bundan önce yapmamız gereken bir şey var; o da, yanı başımızdaki İslam okullarına destek vermek, okul yoksa, açılması için harekete geçmek ve çocuklarımızı oralara kaydettirmektir.
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup ‘Burada işini çok iyi yapan bir çöpçü yaşıyormuş’ desin.” (Martin Luther King) 15 günlük kısa bir izin çerçevesinde Türkiye’deydim. Seçim atmosferine girmiş memleketim. Gürültü ve görüntü kirliliği birbiriyle yarışıyor. Liderler en ağır ve kirli bir dille birbirlerini ağırlıyorlar; vatandaş bu durumu alkışla destekliyor. Seçim meydanlarında en ağır hakaretler, en ağır küfürler dalga dalga ülkemin üzerine yayılıyor ve bu nefret söylemi ülke insanının bölünmesine, parçalanmasına, birbirine kin gütmesine zemin hazırlıyor. Ettikleri bunca küfür, iftiradan sonra birbirlerinin yüzüne nasıl bakacaklar ve ülkemin menfaatini için bir araya nasıl gelecekler, ülke bütünlüğünü nasıl savunacaklar, merak ediyorum. Zaten öyle bir kaygı ve dertleri de yok, alimallah… Zihinler bulanık, zemin kaygan, kimin eli kimin cebinde belli değil. Dine küfreden dinsiz biri muhafazakar bir partiden aday gösterilirken, din ile savaşmayı taahhüt eden ya da Zerdüştlüğü savunan bir partiden dindar biri aday olabiliyor. Bu tezadı açıklamak ve anlamak çok zor. Yüzlerce kişiye oyunun rengini sordum. İktidar partisinden memnun olan bir Allah’ın kuluna rastlamadım. İyi de kardeşim, sen vermiyorsun, öbürü memnun değil kim seçiyor bu adamları? Cevap yok. Kimileri ‘kötünün iyisi’ diye oy veriyormuş iktidar partisine. Kimileri başka bir alternatif olmadığı için, kimileri esaslı bir muhalefetin bulunmadığı için, kimileri de bu iktidarın gerçekten ülkeye bir şeyler yapacağına inandıkları içinmiş. Bu anlayış, ülkemizi 100 yıl geriye götürdü, koyun bile güdemeyecek olan Evrenlere, Demirellere ülke yönettirdi… Yeter artık yahu, özünüze dönün, kendiniz olun, kendiniz gibi hareket edin!.. Ölürseniz de dik durun, dik ölün… Ortama göre şekillenenler…
zeynelabidin.kilic@haber.nl
“İnsanlar, önderlerinin/liderlerinin dini üzeredir” diye buyuran Efendimiz, liderin, bir maya gibi topluma şekil verebileceğinin altınız çiziyor. Eğer lider, hak ve hakikat üzere adaletle hükmederse, toplum ona göre şekil alabilir. Aksi hâlde toplumda kokuşmuşluk, haksızlık, zulüm, ahlaksızlık, hayasızlık pirim yapar, zirveye tırmanır. Siz eğer böyle bir toplumun tebaası olarak yaşamak zorundaysanız, önderinizin yaptıkları sizin için bir yol haritası hükmündedir. Onların yaptıklarına göre şekillenirsiniz. Ya ona duyduğunuz muhabbet gözünüzü karartır ya da ondan beklenen dünyevi menfaat sizi aldatır. Üretimi teşvik eden bir müessese, üretimi artıran bir yapılanma görmedim. Her şey vahşi kapitalizmin kurguladığı eksende, hoyratça tüketilerek yürütülüyor. Sadece yeme-içme, giyim-kuşam, eşya anlamında değil, bütün gönül zenginliklerimiz, değerlerimiz, insani vasıflarımız, sevgimiz, dostluklarımız, bilgimiz, birikimimiz bile tüketim raflarında pazarlanıyor. Harcıyor, harcanıyoruz. Sadece ülkemde değil, vahşi kapitalizm her yeri esir almış durumda. En akıl almaz soygun, talan, dolandırıcılık, yalan, kandırma ve çarpmak için plan yapan, proje üreten, emek veren, bin bir türlü fikir ortaya koyan kişi, en basitinden, kapısının önündeki bahçeye iki fidan dikmeyi, bir-iki sebze fidesi ekip onun ürününü yemeyi kendine zül sayıyor. Kin, nefret, hased, bozgunculuk, fitne gibi gayriinsani duyguların yüreklerde üremesi için azami çaba sarf edilirken, bir düşkünün elinden tutmayı, bir yetim başı okşamayı, bir ihtiyaç sahibine kolkanat germeyi, sevmeyi, saymayı, adaletle davranmayı, ahlaklı, erdemli olmayı sırtımızda bir yük olarak görüyoruz. Dünyevi kaygılarla nefes alıp veriyor, ahiretin varlığını, hesabın, kitabın, mizanın, sıratın varlığını unutuyoruz. Sadece madde değil tükettiğimiz, maneviyatımız da törpüleniyor bu sistemin dişlileri arasında. Sadece beden değil tükenen, ruhumuz da o acımasız çarkın dişlileri arasında can veriyor.
Siz birileri tarafından sürekli iyi, güzel, doğru olan her şeyin tüketilmeye zorlandığı bir düzende faydalı bir şey üretmeyi aklınızdan geçirebilir misiniz? Böyle bir topluma katkı sunmayı ister misiniz? Plan, proje yapmayı, vatandaşın istifade edebileceği bir ürünü üretmeyi düşünebilir misiniz? “Hayır!” dediğinizi duyar gibiyim. Bence düşünmeliyiz, akletmeliyiz, bu sisteme, bu düzene inat üretmeli, plan-projelerle tüketilen değerlerimize yeniden hayat vermeli, bizi saran bütün netameli birikintileri de yanımızdan, yanı başımızdan, içimizden, yüreğimizden kovmalıyız. Yaşanılabilir bir dünyayı ancak böyle inşa edebiliriz. Başkalarının kurguladığı bir dünyada figüran olmaktansa, kendi dünyamızın efendisi olmalıyız. Ferdiyetçi anlayışın bizi kuşatmasına, esir alıp önünde diz çöktürmesine müsaade etmeyelim ve “ben” olarak çıktığımız yolda “biz”e ulaşmanın gayreti içerisinde olalım. Madem devletin bu manada bir teşviki, bir yönlendirmesi yok, o hâlde biz yükleneceğiz bu yükü omuzlarımıza. STK’lar, işadamları elini taşın altına koyup bu kutlu yolculuğu başlatmalılar. En iyi şarkı söyleyenin, en iyi yemek yapanın, en iyi inek sağanın ödüllendirildiği bir ülkede bizlerde, insanlığın hizmetine sunulacak en iyi projeyi ödüllendireceğimiz yarışmalar düzenlemeli, gençliği bu alanda teşvik etmeliyiz. Üstün ahlaklı, üstün meziyetli neslin yetişmesi için kolları sıvamalıyız. Yatırım, yeni bir dünyayı kuracak olan geleceğin nesline yapılmalıdır. Gerisi laf-ı güzaftır… Çocuklarımız zehirleniyor! 7 yaşındaki torunum Rotterdam’da kamu okullarından birine gidiyor ve henüz üçüncü sınıfta. Her ay farklı bir temanın işlendiği söylenen okulda ‘İlkbahar’ın gelişiyle yaşanan değişikliklere değinilmiş. “İnsanların aşık olması, güneşle birlikte cinsel arzularının artması ve buna bağlı olarak birlikte olmak, evlenmek” konuları işlenmiş. İlk ders sonrasında torunum annesine şunları soruyor: “Anne, seks yapmak ne demek? Kızlar
HABER evlenmek isterse illa da erkeklerle evlenmesi gerekmiyormuş; oğlanların da illa kızlarla evlenmesi gerekmiyormuş... Ben evlenmek istersem bir kızla evlenebiliyormuşum...” Şimdi bir devlet ilkokulunda ilkbahar teması adı altına 10 yaşın altındaki çocuklara bu tür bir mikrop ve zehir enjekte edilirse, bunun toplumsal dönüşümü elbette koskoca bir yıkım ve çöküş olacak, daha pek çok Özgecanlar hadisesi yaşanacaktır. İlkokul çocukları böyle bir rezalet ile karşı karşıyaysa, varın siz orta ve lise dengi okulların hâlini düşünün. Kaldı ki, bu okulda okuyan talebelerin yüzde 80’ini Müslümanlar oluşturuyor. Mahallemizde salyangoz satanlara veliler mutlaka cevap verecektir ama bizim bundan önce yapmamız gereken bir şey var; o da, yanı başımızdaki İslam okullarına destek vermek, okul yoksa, açılması için harekete geçmek ve çocuklarımızı oralara kaydettirmektir. Elbette torunumun duydukları tabu olarak kalacak değil ama, o tür bilgileri öğreneceği yaşa geldiğinde mutlaka öğrenecektir; yoksa daha okumayı bile sökememiş bir çocuğa böyle bir zehri yutturmak, hazmedilir cinsten olmasa gerek. Hollanda Eğitim Bakanlığı müfredatına göre eğitim veren İslam okulları, çocuğun müspet ilimleri öğrenmesinin yanında İslami bir donanıma sahip olarak yetişmesine de zemin hazırlıyor. Çocuğunuz o okulda kimlik ve kişilik kazanıyor, değerlerine sahip çıkıyor, o değerleri yaşıyor ve yaşatma çabası içerisine giriyor. Kendine olan güveni, toplumsal katılımı artıyor. Çalmıyor, haramdan sakınıyor, helal ve yasal olanı arıyor. Bu ülke ve insanına hizmet etmek için âdeta yarışıyor. Sevgi, saygı, sadakat ve üstün ahlâk duygularıyla yetişiyor. İşte böyle bir neslin yetişmesi için İslam okullarının yöneticileri ve öğretmenleri gece gündüz uğraşıyor. Siz hâlâ böyle bir tercih yapmadıysanız hemen kararınızı verin... Tercih sizin, ya çocuklarınız Freud ve Darvinist düşünce akımıyla zehirlenecekler ya da İslam’ın bütün insanlığa sunduğu o güzelliklerden beslenecekler. İşte sırf bu yüzden İslami okullara sahip çıkılmalıdır. Taziye… Aynı yaşlardaydık(50) Sevgili Hatice Onat ve İlhami Ocak’la. İki eski dostu mayıs ayının ilk günlerinde ebediyete uğurladık. Hastaydılar, ölümleri bekleniyordu ama duyduğumda hissettiğim iç yanması hâlen sürüyor. Sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Güle güle güzel insanlar, nur içinde uyuyun, Rabbim rahmetiyle yargılasın.
Autosloperij Aktas
Eski arabanızı getirin 2500,- Euro alın* *Sloopregeling kimler için geçerli: • Rotterdam Belediyesi'nde ikamet ediyor olmalısınız. • 28 Kasım 2013 tarihinden önce aracınızın, sizin adınıza kayıtlı olması gerekmektedir. • Aracınızın modeli, benzinli araçlarda, 1992'ten daha eski, dizel araçlarda ise 2005'ten daha eski olmalı. • 1992'den eski LPG ve CNC modeller de 'Sloopregeling'e dahildir.
• Tüm (hurda) arabaları 150 Euro'dan başlayan fiyatlarla sizden alıyoruz. • Aracınızı ücretsiz kapınızdan alıp hurda merkezimize çekiyoruz. • Vrijwaringsbewijs'i anında size veriyoruz. • Hollanda'nın her yerinden arayabilirsiniz.
• Eğer aracınız 'Sloopregeling' kapsamına giriyorsa, Rotterdam Belediyesi en az 1000 Euro en fazla 2500 Euro sübvansiyon vermektedir.
DEV 2. ŞUBEMIZLE DE HIZMETINIZDEYIZ
Ijsselmondselaan 169-179 3064 AS Rotterdam
i için g l i b ş i n Daha ge abilirsiniz. ş 7/24 ula - 578 281 0624
Autosloperij Aktas Gilze-Rijenstraat 38 3045 PJ Rotterdam Tel: 010-4188391 Mob: 0624 - 578 281
HABER
16
MAYIS / MEI 2015
İzin yolunda yanınızdayız Groningen
Amsterdam Rotterdam
İşaretler
Türkiye
207
Nijmegen 116
Eindhoven
Şehir isimleri
İstanbul
123 109
Ülke isimleri
Düsseldorf
112
147
E35/3
Otoyol numaraları
207
Şehirler arası mesafe (km) Şehir noktaları
Almanya
Köln
E35/3 Koblenz E31
342
149
Mannheim
Nürnberg E35
68 Karlsruhe
E56/3
228
170 E45/9
Passau
E35/5 193
125
E35/2
E56/E57
280
123
İsviçre
70
Bolzano
E35/2 243 E35/A9 Milan
154
Parma
Slovenya
E45/A22
Graz
99 Bologna
173
Maribor 116
E59
Szeged
Zagreb
108
137
Hırvatistan
Novi Sad
394
97
Belgra
Bosna Hersek
E55/A14
243
124 Rimini
Macarista
E60/E75
E70/A3
144
Budapest
121
Verona
E35/A1 124
E60/E75 122 Gyor
Avusturya Inssbruck
Luzern
Wien
282
E45/9 149
Basel
E60
München
Sırbistan
120 Ancona
İtalya
156
E55/A14
Leskov
Pescara 192
E55/A14
Foggia 137 Bari E55/A14
Po
113 Birindisi E90/2 341*
Ioanin
HABER Gazetesi iyi yolculuklar diler
17
HABER
MAYIS / MEI 2015
Pratik bilgiler
Türkiye'nin Avrupa ülkeleri Büyükelçilikleri telefon numaraları
AVUSTURYA Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 100 Karayolu: 100 Otoban: 130
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 113 (Kaza durumunda) Ambulans: 112 İtfaiye: 112
Araç farlarının gündüz de açık tutulması zorunlu. Araçta ön ve arka koltukta oturanların emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunuyor. 12 yaşından küçük çocukların arka koltukta oturması gerekiyor.
HIRVATİSTAN Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 192 İlk yardım: 112
Polis 133, Ambulans 144, Yangın 122.
Polis: 166 İtfaiye: 160 Ambulans: 150
MACARİSTAN Vinyetsiz yakalanmanın cezası 60 ila 255 EUR arasında değişiyor. Ön ve arka koltukta oturanların kemer takma zorunluluğu var. Farlar gündüz açık tutulmak zorunda. Araçtaki her yolcu için güvenlik yeleği şart.
MAKEDONYA Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 80 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 192 İtfaiye: 193 Ambulans: 194 YUNANİSTAN Otoban ücreti gişelerde ödeniyor. Selanik’ten sonra 2,60 EUR ve Komotini (Gümülcine) öncesi 2,40 EUR ücret otoyol ücreti ödeniyor.
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130
SIRBİSTAN Sırbistan’da vize yok (90 gün için). Otoyollar ücretli ancak vinyet mecburiyeti bulunmuyor.
SLOVENYA Vinyet Zorunlu. Haftalık vinyet 15,00 EUR. Vinyet almamanın cezası iaw 300 – 800 EUR (Vinyet cezası hemen ödendiğinde yüzde 50 indirim uygulanıyor).
Polis 192 İtfaiye 193 Ambulans 194
Polis: 107 İtfaiye:105 Ambulans: 104
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 80 Karayolu: 110 Otoban: 120
BULGARİSTAN: Adres: BOULEVARD VASSIL LEVSKI NO:80 1000 SOFIA Telefon: 00 359 2 935 55 00
AVUSTURYA: Adres: PRINZ EUGEN STR. 40 1040 WIEN Telefon: 0043-1-505 73 38
İSVİÇRE: Adres: LOMBACHWEG 33 3006 BERNE Telefon: SANTRAL: 00 41 31 359 70 70
MACARİSTAN: Adres: ANDRASSY UT. 123 1062 BUDAPEST Telefon: 0036-1-344 50 25
İTALYA: Adres: VIA PALESTRO 28, 00185 ROMA Telefon: 00 39 06 446 99 33 00 39 06 445 941 00 39 06 445 942 00
ROMANYA: Adres: CALEA DOROBANTILOR 72, SECTOR 1 BUCHAREST Telefon: 0040-21-206 37 00
HIRVATİSTAN: Adres: MASARYKOVA 3/2 10000 ZAGREB Telefon: 00 385 1 486 46 60(Santral) /46 80 /46 81 (Konsolosluk)
YUNANİSTAN: Adres: VASSILEOS GHEORGIOU B'8 10674 ATHENS Telefon: 0030-21-07 26 30 00
SIRBİSTAN: Adres: KURUNSKA 1 11000 BELGRADE Telefon: 00 381 11 333 24 00 Faks: 00 381-11 333 24 33
SLOVENYA: Adres: LIVARSKA 4 1000 LJUBLJANA Telefon: 00386-1-236 41 50 / 00386-1-236 41 51
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Karayolu: 90-110 Otoban: 130
BULGARİSTAN Hız limitleri: Şehir içi: 50 Karayolu: 90 Otoban: 130
ALMANYA: BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ Adres: T.C. Berlin Büyükelçiliği Tiergartenstr. 19-21 10785 Berlin Telefon: 0049-30-27 58 50
Polis: 100 İtfaiye: 199 Ambulans: 166
Hollanda Avrupa Büyükelçilikleri telefon numaraları Almanya: Avusturya: İsviçre: Slovenya: İtalya: Hırvatistan:
an
+49-30-20 95 60 +43-664-203 82 59 +41-79-651 14 50 +386-31-355 600 +39-335-691 09 39 +385-1-464 22 00
Bosna Hersek: Sırbistan: Yunanistan: Macaristan: Romanya:
+387-33-56 26 00 +381-11-202 39 00 +30-210-725 49 00 +36-20-922 87 77 +40-744-65 24 77
Romanya Arad E68/A1
Sibiu
271
E60/A3 E81
275
159
ad
Bucuresti
Piteşti
172
75
E75/A1
E85 Ruse Nis
E70/A2 Pirot
75
vac
89
Sofia E80/A1
19 Grdelica
114
E75/A1
olikastro
188
nna
Kavala 59 E90/2 153
262 E75/1
Bulgaristan 144 E80/A1
Thessaloniki
147
E87/9
129
Burgas
Plovdiv
E90/2
293
Varna
195
Svilengrad
180 A1/6-7
Kapikule
16
Samsun Tekirdağ
55
106
146
İpsala
239
Yunanistan
179
Yozgat
273
TÜRKİYE
Sivas
212
Ankara 333
Trabzon
218
Larissa E92/1
Ordu
505
283 Bursa
153
150
Bolu
E80
E84
Alexandraupoli Xanthi
İstanbul
Nevşehir 78
261 Aksaray 75
128
İzmir
249 Erzincan
197
Kayseri
Konya Niğde Antalya
185
304 Adana
Gaziantep 222
HABER
Anayasal hakları gözardı eden Tıp Fakültesi haksız çıktı Rotterdam Erasmus Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin iki kız öğrencisi 'uygulama' dersinin bir bölümünden muaf tutulmak isteyerek fakülteye başvurdular. Ancak fakültenin dekanı öğrencilerin talebini reddetmişti. Hakim bu kararı geçersiz saydı. Söz konusu derste öğrenciler birbirlerini muayene ediyorlar. Müslüman kız öğrenciler, ders sırasında soyunup bir erkek öğrenci tarafından muayene edilmek istemediklerini ve sadece kız öğrenciler tarafından muayene edilmek istediklerini belirterek, dersin o bölümü için muafiyet istediler. Fakülte dekanı başvuruyu reddetti. Genç kızlardan bir tanesi baskılar sonucu derse katılıp dersi aldığını ama yaşadığı bu travmayı daha sonraki öğrencilerin yaşamaması için davaya devam ettiğini açıkladı. Gazetemize açıklama yapan avukat Rasim Küçükünal geç-
18
MAYIS / MEI 2015
mişte bu derse hiç katılmadan mezun olan öğrencilerin dahi olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Küçükünal, böyle bir davanın daha önce görülmediğini de belirterek “Öğrencilerin anayasal hakları olan din ve inanç özgürlüğü ve bedensel dokunulmazlık hakları göz ardı edilerek Fakülte’deki uygulamalara öncelik verilmiştir. Üniversite, öğrencilerin anayasal haklarını göz ardı edip karar vermiştir” dedi. Uzun süre diyalogla meseleyi çözmek isteyen öğrenciler, bir kısım hocaların keyfi tutumu yüzünden mahkemeye başvurmak zorunda kaldığını belirttiler. Mahkeme, iki kız öğrenciyi haklı bularak fakültenin olayı yeniden değerlendirmesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme, fakültenin prosedürel hata yaptığını, muafiyet kararının dekanın değil, Sınav Komisyonu’nun vermesi gerektiğini belirterek davayı iade etti.
Sürücüsüz TIR'lar geliyor
Otomobil endüstrisinin önde gelen firmalarından biri olan Daimler, dünyanın ilk sürücüsüz TIR'ını duyurdu. Daimler inanılması güç bir projeye imza attı. Firma, sürücüsüz hale 90 km hıza çıkabilen bir TIR tasarladı. Verilen koordinat sayesinde istenilen mesafeye gidebilen ve 90 km hıza çıkabilen bu araç tanıtıldığı ilk günden itibaren yoğun ilgi görüyor. Otoban şartlarında test edilen TIR, ilk duyurulan bilgilere göre uzun yol şöförleri için tasarlanmış gibi gözüküyor. Testlerin gerçekleştirildiği Nevada bölgesinde Otobanda 90 km hıza ulaştıkları TIR görünümüylede oldukça etkileyici çizgilere sahip.
9 Euro'ya bilgisayar Sınav Komisyonu, önümüzdeki dönemde muafiyet talebini yeniden değerlenirecek. Hakim, Sınav Komisyonu’nu anayasal haklarını göz önünde bulundurarak karar vermeleri gerektiği konusunda da uyardı. Olayın bir başka boyutu da yine medyada veriliş şekli idi. Bazı gazetelerin olayı ‘Müslüman öğrenciler muayene yapmak istemiyorlar’,
ya da ‘Müslüman öğrenciler dersi reddediyorlar’ şeklinde yansıtmaları üzerine olumsuz yorumlara neden oldu. Diğer yandan özel hayatın gizliliği esasını hiçe sayarak, öğrencilerin kimliklerini izinsiz bir şekilde bir kısım gazetecilere veren fakülte yönetiminin de sonradan öğrencilerden özür dilediği ortaya çıktı.
Ermeni kabusu sona erdi ve hiçbir şey degişmedi
Gerek tarihsel boyutu, gerekse kıtalararası stratejik yapısı ve gelecek vizyonuyla artık Türkiye, sözde Ermeni tezlerini zayıflatacak güce kavuşmaktadır. 2025'e kadar olan ikinci 10 yıl içinde Türkiye'nin, bölgenin belirleyici aktör olması, artık dengeleri Türkiye lehine geliştirecektir. 100. yıl büyüsü dağıldıktan sonra, istikrarı yakalayan, devam ettiren ve 2023 hedeflerine ulaşan bir Türkiye, Ermeni Diasporasının kabus haline getirdiği mesnetsiz tezlerini uluslararası arenada geçersiz hale getirebilecektir. Uluslararası Ermeni Diasporası, aralarında Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Kanada, İtalya parlamentolarının bulunduğu zorlama tanımalarla, 100. yılda, Amerika'yı da genel itibarıyla arkasına almış mevcut bir durum söz konusu. Bilimsel ve tarihsel mesnetlerden tamamen yoksun bir propagandaya boşa çıkaracak olan en büyük etken ise Türkiye'nin son 10 yılda katettiği devasa ekonomik gelişmelerdir. Geçen sayımızda 'Ermeni Kabusu Sona Eriyor' sürmanşetiyle dünyada propaganda edilen yanılsamaları okuyucularımıza duyurmuştuk. Nitekim 1915 olaylarına ilişkin 100. yıl geçmiş, ne Türkiye'nin ekonomik hızı ne de Dünya ve Avrupa Türkleri'nin çalışmaları bir sekteye uğramadan kararlılıkla yoluna devam etmektedir.
Krala hakaret etmek fikir özgürlüğü mü, suç mu? Aktivist Abulkasım Al-Jaberi, Zwarte Piet’e karşı yapılan gösteride “fuck de koning” dediği için savcılık tarafından tutuklandı. Savcılık, aktivistin sözlerinin kral WillemAlexander ve kraliçe Maxima’ya hakaret içerdiğini söyledi. Al-Jaberi’nin avukatı tutuklamanın fikir özgürlüğüne karşı bir darbe olduğunu söyledi. Avukat, kral ve kraliçenin mahkemede şahitlik
yapmasını isteyecek. Hollanda’da krala hakaret etmek kanunen yasak. Hakaret suçunun beş yıla kadar hapis cezası karşılığı var. Tutuklama üzerine Hollanda’da fikir özgürlüğü tartışmaları yeniden alevlendi ve olay Hollanda’yı ikiye böldü. Bir çok Hollandalı, fikir özgürlüğü konusunda uygulanan çifte standarda sosyal medyada isyan etti.
Kaliforniya’da kurulan The Next Thing adlı girişim, “dünyanın ilk 9 dolarlık bilgisayarını” tanıttı. Kickstarter adlı topluluk fonlama platformu üzerinde yayınlanan CHIP adlı bu cihaz, bir disketten daha küçük boyutlara sahip ve bilgisayar piyasasında 10 doların altını hedefleyen ilk ürün olarak dikkat çekiyor. Donanım tarafında 1 GHz işlemci, 512 MB RAM bellek ve 4 GB depolama alanı sunan CHIP adlı mini bilgisayar, herhangi bir ekrana VGA ya da HDMI üzerinden bağlanabiliyor. Elbette fiyat 9 dolarda kalınca, geri kalan her şeyi kullanıcının alması gerekiyor. Ekran, kablolar, klavye ve fare gibi ek donanımlar toplam maliyete eklenecek bileşenler olarak sıralanabilir. Ancak tüm bunlara sahip olunduğunda CHIP kullanıcıları dosya taşıyabiliyor, internette WiFi üzerinden dolaşabiliyor ve hatta yüklü oyun ve uygulamaları kullanabiliyor.
Almanya’da skandal: Yetim çocuklar Macaristan’a satıldı
Almanya’nın Gelsenkirchen şehrinde bulunan çocuk esirgeme yurdundaki yetim çocukların, senelerce yasadışı yollarla Macaristan'a satıldığı ortaya çıktı. Çocuk başı aylık 6000 Euro'ya yakın para talep edildiği öğrenildi.
Gelsenkirchen şehrinde bulunan esirgeme yurdu yetkililerinin, 10 sene önce Macaristan’da ek yurt kurdukları ve bu şekilde çocuk satışlarının başlatıldığı ortaya çıktı. Alman ARD televizyon kanalının hazırladığı raporla birlikte ortaya çıkan skandal, Macaristan’a satılan yetimlerin sefil bir hayat sürdüklerini de belgeledi. Gelsenkirchen Belediye Başkanı Frank Baranowski "Raporda okuduklarım beni şoke etti. Bu skandalın ayrıntılarının bir an önce çözülmesi için soruşturma başlatıldı." dedi.
19
HABER
MAYIS / MEI 2015
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm Soroban m geliştirir becerilerini m e zl ö g Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
18 yıldır hizmetinizde
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
Bisschophamerstraat 1 (naast ANWB) 6511 NA • Nijmegen Tel: 024-3234433
www.luargalajurk.nl
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
ile en T E H ZA ler n ü g u mutl lsun. sizin o
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
HABER
20
MAYIS / MEI 2015
"Gelecek nesillerin çözüm odaklı düşünmeleri bizi umutlandırıyor" ff Murat ve Selami’yi kısaca tanıyabilir miyiz? Selami Üç çocuklu bir ailenin birinci çocuğu olarak 1982 yılında Den Haag’da doğdum. Kayseriliyim. Evliyim, iki çocuğum var. VWO eğitimini bitirdikten sonra, Rotterdam Erasmus Üniversitesinde İktisat eğitimime başladım ve nihayetinde başarıyla tamamladım. Aynı üniversitede önce Şehircilik ve Lojistik dalında ve peşinden Accountancy dalında Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Ticaretle uğraşmaya 23 yaşlarımda üniversite yıllarımda kadim dostum ve kardeşim Murat ile başladım. Murat 1983 Den Haag doğumluyum aslen Erzurumluyum. Dört kardeşten oluşan ailemizin en büyükleriyim. Evliyim ve bir kızım var. İlk okuldan sonra VWO ve sonrasında Üniversite eğitimini Rotterdam da sürdürdüm. Rotterdam Erasmus Üniversitesinde İktisat bölümünü bitirdikten sonra aynı üniversitede Accountancy üzerine Yüksek Lisans eğitimi gördüm. Ticarete 2003 yılında henüz 20 yaşlarında aile şirketimizde başladım. Bunun yanı sıra tabii eğitimimizi de devam ettiriyorduk. O yaşlarda ticaretle uğraşmamın bana risk almanın aslında sorun değil de bilerek yapılan bir hamle olduğunu öğretti. İktisat eğitiminde anlatılanları küçük ölçekli de olsa gerçek hayatla kıyaslıya biliyordum. Aradan çok fazla
SELAMİ ELKIRAN zaman geçmeden 2005'de ortaktan daha öte olan Selami kardeşimle MANDS’ın ilk temel taşlarını yerleştirdik.
ff Şirket adının bir hikâyesi var mı, niçin MANDS? Selami MANDS’ı kurmadan önce Murat ile sürekli iştişare yapıyorduk. Şirketimizin ismi orijinal ve kulağa hoş gelmesi gerekiyordu. Bunun yanı sıra ortaklığımızı bir şekilde temsil etmesi gerekiyordu. En sonunda ismimizin baş harflerini, M ve S harflerini kullanmaya karar verdik. And kelimesinin ekleyerek (ingilizcede ve anlamını taşımaktadır), MANDS ismi oluştu. Murat İsmin önemi gerçekten büyük. Kalıcı, anlamlı ve bir hikayesi olması gerekir. Selami ile çok düşündük taşındık. MANDS’te karar
MURAT TOSUN
verdikten sonra toplumumuza nasıl anlatırız dedik. Şükür kaliteli hizmet sayesinde ağızdan ağıza dolaştı ismimiz.
ff İşinizin dışındaki uğraşlarınız var mı? Selami Boş zamanlarımda, özellikle hafta sonlarını ailemle geçirmeyi çok seviyorum. Geniş bir aileyiz. Ayda bir aile büyükleriyle bir araya gelmek, onlara yalnız olmadıklarını hissetirmek bizim ailenin kendi içinde geçmişten gelen bir geleneğidir. Bunun dışındaysa boş vakitlerimde ailemle birlikte doğayla başbaşa olmayı tercih ederim. Ayrıca, kitap en büyük hobim ve vazgeçemeyeceğim şeylerden bir tanesi. Okumadan yatmayı sevmiyorum. Murat MANDS’ın yanı sıra 2006 yılından beri MÜSİAD Hol-
landa üyesiyim. 2014 başı itibari ile Yönetim Kurulu üyesiyim ve Bütçe & Finans komisyonu Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Ticaretle uğraşanın fazla vakti olmadığı dilden dile dolaşır. Ancak vakit ayırmadıkça kendiliğinden oluşmaz. Bende ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Çocuğum benim için her zaman öncelik taşır. Hafta sonumu ailemle kaçamak yapmak ve yoğun çalıştığım günleri telafi etmekle geçiriyorum. Çocuklarınız varsa, onlarla vakit geçirme sorumluluğunu da taşımanız gerektiğini düşünüyorum. Sadece bugünü değil, aksine geleceğe yatırım yapılmalı. ff Sizin işinizdeki prensipleriniz neler? Selami Bizim prensiplerimiz arasında paylaşımcı ve ekip çalışmasına inanmak yer
alıyor. Lider önce hedefleri ortaya koyar, ekibini bu hedeflere inandırır. Bununla ilgili zaman zaman yapılan hataları da birlikte yok etmek konusunda da gerekli beceriyi ortaya koyar. Burada yönlendirici olmak ve aynı zamanda takip edici olmak son derece önemli. İş hayatında sorumluluğu paylaşan ve delege eden bir yapımız vardır. Sonuç odaklı çalışırız. Başarıyı ödüllendirmek gerektiğine inanırız. Başarısızlığı da mutlaka çözümlendirmek isteriz. Murat Genelde problem odaklı olmaktansa çözüm odaklı olmalarını tavsiye ediyoruz çalışanlarımıza ve girişimcilerimize. Problem her zaman her dalda ve her safhada olacaktır. Problemi bulmak çok zor olmuyor, ancak çözüm aranmadıkça problemin çözülmesini beklemek akıllıca olmaz.
ff Başarınız sırrı nedir? Bizce başarının bir sırrı yok. Bu sadece çok çalışmanın bir sonucu. Sabırla yorulmadan, gelişmelerden haberdar olarak, daha iyisini istemekten asla vazgeçmeden çalışmak, zamanın ihtiyaçlarını iyi kestirebilmek çok önemli. Herşeyde olduğu gibi sevgi anahtar kelime. Sevdiğiniz işi yapmak, hatta hobi gibi yapmak bize göre büyük mutluluk. İşinizden zevk almanız ve çok çalışmanız sizi başarıya götürür. Biz şahsen yaptığımız işi çok seviyoruz ve çok çalışıyoruz. Severek
yaptığınız her işte mutlaka başarı vardır. Bizim asıl sermayemiz ismimizdir. Belirli noktadan sonra isminiz güvenle anılıyorsa, çok çalıştığınızı ve yapılan anlaşma veya verilen sözlere sadık olduğunuzu belirtirsiniz. Bizim işimizde güven önemli bir unsurdur.
ff Hollanda’daki Türk işverenlerin geleceği hakkında ne söylemek istersiniz, gidişat olumlu mu? Selami Türk asıllı işverenler giderek yüksek eğitimli kimselerden oluşmaktadır. Bu bizi gelecek hakkında umutlandırmaktadır. Ayrıca Türk işverenleri Hollandalı meslektaşlarına göre kriz zamanlarında risk alma konusunda daha esnek olabiliyorlar. Bunun yanında farklı bağlantıları da kurabiliyorlar ve işyerindeki kültürel çeşitlilik de ekonomik gelişim açısından olumlu etkiler sunabiliyor. Murat Gelecek nesillerden kesinlikle umutluyum. Yaptıkları işlerden, eğitimlerinden ve hem yerel hem Türk sivil toplum kuruluşları ile irtibatları ve çözüm odaklı düşünmeleri umutlandırıyor. Bazen özellikle Türk toplumunu ve dolayısıyla Türk işverenlerini ilgilendiren olaylarda sesimizi daha gür çıkarabilmeyi henüz tam kavramış değiliz. Ama bu olumsuzluğu göstermez, aksine daha çok gerçekleştirmemiz gereken hamlelerin olduğunun altını çizer.
21
HABER
MAYIS / MEI 2015
Nuri Pakdil'le Edebiyat akşamı "Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP)
Yazar Nuri Pakdil, kendi adına Amsterdam'da düzenlenen edebiyat söyleşisinde Türk gençleriyle bir araya geldi. Pakdil söyleşiye ilginç bir selamla girdi. Pakdil, Türkevi Araştırmalar Merkezi, Pırıltı Edebiyat Dergisi ve Mürekkep Vakfı’nın düzenlediği “Nuri Pakdil ile Edebiyat Söyleşisi” adlı etkinlikte Hollanda’da yaşayan Türklerle bir araya geldi. Amsterdam’daki etkinliğe yazar Ali Ulvi Temel ve şair Necip Evlice de katıldı. Konuşmasına “Hepinizi, antikapitalist, antinasyonalist, antifaşist, antikomünist, antisiyonist, antiemperyalist ve en önemlisi de antifiravunist bilinçle selamlıyorum” diye başlayan Pakdil, Müslüman coğrafyalarda bir insanlık trajedisi yaşandığını kaydetti. YERYÜZÜNÜ KURTARACAK HAREKET TÜRKIYE'DEN BAŞLAYACAK İslam dünyasının şu anki halinin içler acısı olduğunu ve bunun kendisine büyük bir ıstırap verdiğini anlatan Pakdil, “İslam ülkelerine baktığımız zaman, bütün umudun Türkiye’de olduğunu, Türkiye’nin, özellikle Ortadoğu bağlamında, tartışılmaz önemde bir işlevi olduğunu görüyorum. Ben, yeryüzünü kurtaracak hareketin ancak ve ancak Türkiye’den başlayacağına inanıyorum ve gençlerimize hep umutla bakıyorum. Batı-
Simit
Köfte
cılar, işte bunun için Türkiye’nin ilerlemesini durdurmak, birliğimizi bozmak amacıyla bütün dünyada tuzaklar kurmakta. Fakat inşallah bunların hiçbiri bizi etkilemeyecek” diye konuştu.
NECIP FAZIL OKUYUN, KIMSEYLE TARTIŞMAYIN, DÜŞÜNÜN İslam’ın özgürlükçü, ilerici, devrimci ve bağımsız olduğuna değinen Pakdil, nerede olunursa olunsun herkesin sömürücülere ve yerli işbirlikçilere karşı cephe oluşturması gerektiğini ifade etti. Gençlere çok okumaları, kendilerini iyi yetiştirmeleri ve iyi derecede bir yabancı dil öğrenmeleri tavsiyesinde bulunan Pakdil, şu değerlendirmede bulundu: “Çünkü Müslümanlar olarak çok donanımlı olmalıyız. Gençler, Necip Fazıl Kısakürek’in tüm eserlerini titizlikle okumalısınız. Yitirilecek bir dakikamız bile yok. Mümkün olduğunca hiç kimseyle tartışmayın. Düşünün ve düşündürtün. Bugün, onurlu bir insan olabilmek ancak ciddi olarak antikapitalist ve antifiravunist olmakla mümkündür.” Programda Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya şiirini de okuyan Pakdil, dinleyicilere kendisine mutlaka mektup yazmaları çağrısında bulundu. Pakdil, etkinliğin sonunda okuyucuları için kitaplarını da imzaladı.
Mozarella Panini
Avukat olarak 6 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
Simit Sandviç
Simit Sarayı Meent Adres: Meent 15A 3011 JA Rotterdam
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
Tiramisu
Simit Burger
Mantı
Mozaik Pasta
HABER
22
MAYIS / MEI 2015
TiCARi SAYFALAR
Ticari Sayfalar'da 49,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.
GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN
JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
OFIS VE IŞYERLERINIZIN CAM TEMIZLIĞİ Tel: 0655-38 45 54
www.schoonmaakbedrijfschiedam.nl info@schoonmaakbedrijfschiedam.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Bierstraat 119 • 3011 XA Rotterdam - Financiële administratie - Salarisadministratie - Aangifte Omzetbelasing - Aangifte Loonheffingen - Aangifte Inkomstenbelasting
• • • • • • • •
www.sancak.nl
Sera Supermarkt
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
www.profa.nl
- Vennootschapsbelasting - Jaarrekening - Schrijven van ondernemingsplan - Begeleiding en advisering
Stille Veerkade 25 2512 BE DEN HAAG Tel: 070 394 63 45 Fax: 070 393 10 04
Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
Administratie en Accountancy
ROTTERDAM BÜROMUZ AÇILDI
İflas ve kişisel iflas davaları Sosyal sigortalar hukuku Boşanma davaları lettertype Bauerbodini bt (bold) Velayet ve nafaka davaları Ticaret hukuku İş hukuku Kira hukuku Haciz ve icra davaları
www.asv-advocaat.nl E-mail:harmankaya@asv-advocaat.nl
KALİTEDE TEK İSİM
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
Avukat
Tuğba Harmankaya
Showroom ve mağazalarımızda bol çeşitlerimizle hizmet veriyoruz.
Alle kleuren tegellaminaten 8 mm voor € 9,50 per m2
www.afium.nl
Sluzenkamp 15-17 3085 GV Rotterdam Tel.: 010 - 786 01 30 E-mail: info@afium.nl
Tel: 033 - 475 82 02
Hulp nodig? Thuis of op de zaak
PC • Laptop • Mobiel • Tablet reperaties Internet • Netwerk • Voip • TV & Advies
Xenonweg 13-J 3812 SZ Amersfoort
www.pcspoedservice.nl info@pcspoedservice.nl
Tel: 010-4230513 Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam
23
HABER
MAYIS / MEI 2015
Milletvekili Genel Seçimleri için yurt dışı oy kullanma işlemleri Kaza kullanabilmek için T.C. kimlik numarası bulunan bir nüfus cüzdanı veya T.C. pasaportu gerekiyor. Hollanda’da 242 bin 993 seçmenden yaklaşık 175 bininin ikamet ettiği Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesinde 50 sandık, 66 bin seçmenin bulunduğu Deventer Başkonsolosluğu bölgesinde ise 20 sandık kurulacağı bildirildi. Türkiye’nin Rotterdam Baş-
konsolosu Togan Oral, oy kullanma işlemi için gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını belirterek Hollanda makamlarıyla da yakın işbirliği içinde olduklarına işaret etti. Hollanda’da bazı sivil toplum kuruluşlarının, seçime katılımı artırmak için belirli yerlerden otobüslerle seçmenleri oy verme merkezine taşıması da bekleniyor.
Avukatı
Design: Websayfa.nl
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanan yurt dışı temsilciliklerde randevuyla oy kullanma prosedürünü iptal etti. Bu seçimlerde
oy kullanmak için randevu yapmaya gerek kalmadı. Yurt dışında 8 Mayıs’ta başlayan ve 31 Mayıs’a kadar devam edecek olan milletvekili genel seçimlerinde Avrupa’nın 57 noktasında yaklaşık 2,5 milyon vatandaşın oy vermesi bekleniyor. Hollanda’da oy verme işlemi 29, 30 ve 31 Mayıs tarihlerinde 10.00-19.00 saatleri arasında gerçekleşecek. Oy
Elfi & Randstad
KAZA HUKUKUNDA LİDER, KAZA TAZMİNATLARINDA UZMAN KURULUŞ!
ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI
Avrupa ülkeleri şişmanlık tehdidi altında
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanlarının Prag'da düzenlenen bir kongrede açıkladığı rapora göre, Avrupa ‘devasa boyutlara varan bir şişmanlık krizi' ile karşı karşıya kalacak. Uzmanlar 2030 yılına kadar hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde obeziteden muzdarip insanların sayısının büyük artış göstereceği tahmininde bulunuyor. Bu durumdan özellikle erkeklerin etkileneceğine dikkat çekiliyor.
Danimarka Başbakanı'nın eşi İngiliz parlamentosunda
İngiltere’de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, Danimarka Başbakanı Helle Thorning – Schmidt'in eşi de milletvekili olarak İngiltere meclisine girmeye hak kazandı. Galler’in Aberavon bölgesinden İşçi Partisi için yarışan ve partinin eski liderlerinden Neil Kinnock’un da oğlu olan 45 yaşındaki Stephen Kinnock, seçim sonuçları neticesinde İşçi Partisi’nin kazanmış olduğu 232 sandalyeden birisinin sahibi oldu.
Jackie Chan idam cezasını destekliyor
Ünlü aktör Jackie Chan, uyuşturucu suçlarına idam cezası verilmesini desteklediğini açıkladı. BBC'nin haberine göre Jackie Chan, gazetecilerle İngilizce ve Çince yaptığı söyleşide, uyuşturucunun gençlere zarar vermekle kalmayıp aileye de ıstırap çektirdiğini belirtti. Chan, "Bazı durumlarda idam cezasını destekliyorum" dedi.
HABER
Rotterdam Mevlana’da çoşkulu kermes
Rotterdam Mevlana Camii'nde gerçekleştirilen kermese katılan vatandaşlar memnun ayrıldılar. Geçtiğimiz günlerde yapılan kermese yoğun ilgi gösteren vatandaşlar hem camiye katkıda bulundular hem de 3 gün boyunca güzel sohbet ve eğlencenin tadını çıkardılar. Çocuklar için özel parkların ayarlandığı kermeste çocuklar doyasıya eğlenirken, Mevlana Cami Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bercan ve Başkan Yardımcısı Nami Altıparmak katılımdan çok memnun kaldıklarını dile getirdiler. Kermeste elde edilen gelirlerle Mevlana camisinin ihtiyaçlarını karşılayacaklarını belirten yetkililer caminin sorunlarını bu tür kermesler çözmeye çalıştıklarını ifade ettiler.
"Ramazan Bayramı Hollanda’da resmi tatil günü ilan edilsin!"
24
MAYIS / MEI 2015
KARAMANLILAR BULUŞTU
Duyar başarılı HOKAF Başkanı Mustafa t gösteriyor yapılanmada üstün gayre HOKAF YÖNETİM KURULU: Başkan - Mustafa Duyar, Başkan Yardımcıları: Mehmet Kabakyer, Gülseren Kuş, Tuğba Harmankaya, Sekreter - Şenay Tosun, Muhasip - Muzaffer Çetin, Halkla İlişkiler – Mehmet Ali Kondu, Basın ve Tanıtım - Mehmet Ali Topcu, Yönetim Kurulu Üyesi - Erkan Özçelik, Eğitim - Kültür Komisyon Koordinatörü - İlhami Gümüş, Gençlik Komisyon Koordinatörü - Cemal Şimşek, Utrecht Bölge Sorumlusu - Adem Güneş, Amsterdam Bölge Sorumlusu - Ahmet Can, Den Haag Bölge Sorumlusu - Hasan Güzel.
Bünyesinde 12 köy derneği bulunan Hollanda Karamanlılar Federasyonu (HOKAF), resmi açılış ve tanıtım toplantısını gerçekleştirdi. Ocak 2015’te Hollanda Karamanlılar Vakfı ve Hollanda Bizbize Karaman Vakfı’nın birleşmesiyle kuruluş çalışmalarını tamamlayarak faaliyetlerine başlayan HOKAF, ilk geniş katılımlı toplantısını Rotterdam’da yaptı. HDV Rotterdam Laleli Camii toplantı salonunda gerçekleşen programa Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, TC. Rotterdam Muavin Kon-
solosu Ulvi Darendeli, Hollanda Denk Partisi Milletvekili Tunahan Kuzu, Güney Hollanda Eyalet Meclis üyeleri Huri Şahin ve Muzaffer Çetin, HOGİAF Başkan Yardımcısı Vecih Er, STK temsilcileri, işadamları, HOKAF’a bağlı köy derneklerinin yöneticileri, programa destek olan sponsorlar ile Karamanlı vatandaşlar katıldı. ‘Organizasyonların sürekli değişip yenilendiği gibi biz de, temelimizi teşkil eden köy dernekleri ile yaptığımız istişareler sonucunda yeni bir yapılanmaya gitmeyi ve geniş katılımlı HOKAF’ı kurma kararı almış bulunmaktayız’
şeklinde sözlerine başlayan HOKAF Başkanı Mustafa Duyar, federasyon başkanı olarak hem gururlu hem de sevinçli olduğunu söyledi. Duyar, “15 yıl önce başlayan Hollanda’da ve Türkiye’de yaşayan Karamanlı hemşerilerimize hizmet etmek üzere yola çıkmış bir oluşumun, bugün yeni bir yüz ve yapılanma ve en önemlisi yenilenerek, çoğalarak bu hizmetlerine devam ediyor olması son derece önemlidir. Birlik ve beraberlik içerisinde aynı hedef ve gaye etrafında toplanıp enerjimizi sinerjiye dönüştürüp, neslimizin Hollanda’da varlık mücadelesinde dil, din ve kültür alanında faaliyetler yapmak için yola çıkmış bulunmaktayız.” HOLLANDA’DA 45 BİN KARAMANLI “Hollanda’da yaklaşık yarım milyon Türk nüfusu var. Bunun yaklaşık yüzde 11’ini (45 bin) Karamanlı hemşerilerimiz oluşturmaktadır. Öte yandan Hollanda’da Türk girişimci sayısı 22 bin civarındadır. Bunun büyük bir çoğunluğunu yine Karamanlı hemşerilerimiz oluşturmaktadır.” TÜRK TOPLUMU, HOLLANDA’NIN BİR PARÇASIDIR Rotterdam Muavin Konsolosu Ulvi Darendeli, “Böylesi güzel organizasyonlarda Hollandalı dostlarınızı da devet etmenizi tavsiye ediyorum. Biz Türk milletine, Karamanlılar’a yakışan böyle bir davranış içerisinde olmaktır. Çünkü Hollandalılar’ı da bu tür organizasyonların içerisine çekersek, bu toplum içerisinde o kadar ileri gitmiş oluruz, diye düşünüyorum. Türk toplumu, Hollanda’nın bir parçasıdır. Bu şekilde nitelikli ve nicelikli programların artarak devam etmesini temenni ediyorum.” dedi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan ile Karaman Valisi Murat Koca’nın kutlama mesajlarının okunduğu etkinlikte, folklör gösterisi ve türküler seslendirildi. HOKAF yönetim kurulunun tanıtıldığı programda, organizasyona katkıda bulunanlara plaket takdimi yapıldı.
Utrecht Üniversitesi profesörü Kees van den Bos yaptığı bir açıklamada Ramazan Bayramının tatil edilmesini istedi. Van den Bos, “Sadece Noel veya Paskalya günlerini değil, Ramazan Bayramını da tatil yapın. Ama müslüman gençlerden, kabul edilmediklerini hissediyorlarsa, topluma katılmalarını ve yerleri için mücadele etmelerini de isteyin” dedi. Profesör, müslümanların dışlandıklarını hissetmelerinin önlenmesi gerektiğini vurguladı. “Gençler dışlandıkları duygusundan dolayı radikalleşiyorlar. Kimlikleri hakkında ikilem içindeler, özgüvenleri yok ya da toplumda tehdit ve adaletsizlik görüyorlar. Mesela bir markette staj yeri bulmak isediklerinde kendilerine değil, beyaz bir Hollandalıya verildiğini görüyorlar.” dedi.
Camilerin güvenliği için özel indirim yapıyoruz! GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.
Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam
DOĞRU ADRES
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS
25
HABER
MAYIS / MEI 2015
HOTİAD girişimcilerden tam not aldı
Hollanda Türk İş Adamları Derneği’nin (HOTİAD) organize ettiği ve Hollanda’nın en büyük işveren kuruluşu olan Hollanda Sanayi ve İşverenler
Konfederasyonu’nun (VNONCW) ve Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) iştirakıyla gerçekleştirilen HOTİAD SUMMİT
17 Nisan 2015 tarihinde Den Haag’ın seçkin salonu Sociëteit De Witte’da gerçekleştirildi. 250 seçkin davetlinin
katılmıyla gerçekleştirilen Summit proğramına konuşmacı olarak T.C. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, VNONCW Başkanı Hans de Boer, TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası ile Türkiye’den ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden işadamları katıldı. HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptığı konuşmasında HOTİAD’ın çizgisinden bahsetti ve HOTİAD olarak sadece ekonomik faaliyetleri yapmadıklarını, bunun yanı sıra sanatsal ve kültürel faaliyetlere de önem verdikleri-
ni ifade etti. HOTİAD’ın genç girişimcilerle ve üniversite öğrencileriyle yaptığı buluşmaları da anlatan Hikmet Gürcüoğlu, “Geleceğin genç girişimcilerine bilgi ve deneyimlerimizi aktarıyor ve onlara yol gösteriyoruz” dedi. HOTİAD ödüllerini bu yıl 4 farklı kategoride vereceklerini de sözlerine ekleyen Gürcüoğlu, bu sayede genç girişimciye, öğrenciye, sanat çalışmalarına da destek olduklarını ifade etti. Konuşmalardan sonra bir panel şekline 4 farklı üst düzey yöneticisine şirketleri hakkında sorular soruldu. DEİK Yönetim ve İcra kurulu
Üyesi Pınar Eczacıbaşı, DEİK Türkiye-Hollanda İş Konseyi Başkan Yardımcısı Semiha Ünal, Vestel Benelüks General Menajeri Umut Canbaz ve Rabobank’tan Ronald Batstra dinleyicilere deneyimleri ve şirketleri hakkında bilgi verdiler.
Mısır’da 183 kişinin idam kararı onaylandı
Mısır’da yüksek mahkeme daha önce idama mahkum olan 183 kişinin idamını onayladı. General Sisi’nin Mısır’da darbe yapıp Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi tutuklamasından sonra Müslüman Kardeşler Teskilatı’nın bütün aktiviteleri yasaklanmış ve bir çok Müslüman Kardeşler taraftarı öldürülmüş ya da tutuklanmıştı. Eylül 2013’te tutuklanan Müslüman Kardeşler taraftarlarının idam kararını Mısır büyük müftüsünün onaylaması gerektiği bildiriliyor.
Hollanda'da 'Gözübüyük' tartışması 26 Mayıs Salı günü saat 09:00’dan itibaren SIRA NUMARALARI verilecektir
BÜYÜKBAŞ HİSSE İÇİN BİZİ ARAYABİLİRSİNİZ !
Hollanda Futbol Federasyonu, şikeye karıştığı iddia edilen Türk kökenli Hollandalı futbol hakemi Serdar Gözübüyük'e sahip çıktı. Hollanda basınında yer alan haberlerde, Almanya'da yürütülen şike davasında yargılanan bir şüphelinin, Hollanda 2. Futbol Ligi'nde 2-3 karşılaşmada Serdar Gözübüyük'ün şike yapması amacıyla rüşvet aldığı yönünde ifade verdiği belirtildi. Almanya'da salı günü mahkeme önüne çıkacak şüpheliyi tanımadığını vurgulayan Gözübüyük ise, ''Adımın tanımadığım birisi tarafından böyle anılması nedeniyle şoka uğradım. Birisinin kamuoyu önündeki imajını lekelemek çok kolay. Bu şekilde üzerime çamur atılması büyük haksızlık" ifadelerini kullandı. Konuya ilişkin Hollanda Futbol Federasyonu da Gözübüyük'e sahip çıktı. Federasyondan yapılan yazılı açıklamada, "Güvenilirliği olmayan bir kişinin ifadelerine dayanarak böyle bir iddianın ortaya atılması federasyonumuzu üzmektedir. Gerçeklere dayanmayan ifadelerle Gözübüyük'ün kamuoyu önüne bu şekilde gösterilmesi çok riskli bir durum" ifadeleri kullanıldı. Serdar Gözübüyük, Hollanda'nın son dönemde yetiştirdiği en başarılı ve formda hakemleri arasında gösteriliyor.
HABER
BULMACA MAYIS / MEI 2015
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Gaye
Paralı şans oyunu
Rahatlama nidası
Bir bağlaç
Kraliçe
Jılpaq CEO'su
Küçük çivi
Uçma organı
Bir ağaç
Kız ismi
Şua
Bıçak türü
Güzel iyi
Avrupa'da ülke
İsmail ... sanatçı Beraber iş yapan kişiler
Alfabe ilk harfi Saydam cila
Demir'in imi
Gösteri
Kurtlar vadisinde karakter
Bir hayvan
Tesbih başlığı
Kısaca doktor
İşaret sıfatı
Eski dilde doktor
Mutlu
Devlet demir yolları
Güneydoğu Anadolu'da şehir
Bir hayvan
Yükses ihtisas
Gürültü patırtı
TOVER Başkanı
Kuzu sesi
Olumsuzluk
Yasak
7. harf
Bir hayvan
Acıma sözü
Küçük bitki
Azot imi
Bir bağlaç
Anadolu Ajansı
Japonya'da kent
Teferruat
Bir tanrıça
İsviçre'de göl Koz
İngilizce'de bir yardımcı fiil Bir şehir
Layık görme
Erkek ismi
Bir ajans
Millet Dere yatağı Paranın resimli yüzü Arıtılmış, temiz
Küme
Kadın evliya
Antalya'nın ilçesi
İşaret sıfatı
Pencere örtüsü
Su çıkarılan derin çukur
İlgeç belirteç
Talyum'un imi
Helal karşıtı Akar
Hz. Ali'nin oğlu
Bina eden kişi
At, aslan saçı
Küçük bitti
Bayındırık İskan Bakanlığı
Islak
Şebeke
Özneyi bulma sorusu
Taraf
Kasadan sorumlu kişi
İlgi eki
Yemekten emir Dini tören Ehemmiyeti
26
Hayvanın su içtiği yer
Kansızlık
İki yüzlülük
27
HABER
MAYIS / MEI 2015
Resmi kapsamda, 1964’te başlayan Hollanda göç serüvenimiz 50. yılına ulaştı. Türklerin Hollanda’ya gelişinin 50. yılı hatırasına, EKOL Vakfı insiyatifi ve HABER Gazetesi'nin medya partnerliği ile, Hollanda’da tamamladığımız 50 Yılın, En Etkili 50 Türk'ünü seçerek, tarihe izdüşecek yeni bir hizmete imza atacak. İki kültür arasında köprü kuran insanlarımız kim? Hollanda-Türk toplumunun özgüvenine ve gelişmesine katma değerde bulunacak bir çalışma.
HOLLANDA'DAKi
Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş En Etkili 50 Türk insanını seçerek, toplumda rol model olan insanların tanıtılmasına, geleceğe aktarılmasına dair bir çalışma yapıyoruz. En Etkili 50 Türk listesine topluma çeşitli alanlarda hizmette bulunmuş; iyilikleriyle, fikir ve projeleriyle, çalışmalarıyla ve bu çalışmalardan elde ettiği faydalı sonuçları görünen, bilinen Türk insanları girecek. Bu liste çok konuşulacak.
Listenin oluşması için STK’lar kendi içlerinde önemli hizmetlerde bulunmuş insanlarımızı önerebilecekler. Her vatandaşımız, kendilerini temsil ettiğini düşündüğü veya toplumun gelişmesine katkıda bulunduğuna inandıkları kişileri teklif edebilecek. Adaylık başvuruları 31 Mayıs 2015 tarihine kadar yapılabilecek. Listenin kriterlere göre oluşması için farklı birikim ve çevrelerden 9 kişilik bir jüri heyeti oluşturuldu.
Adayınızı www.50Turk.nl sitesinden önerebilirsiniz
En Etkili 50 Türk bu kriterlere göre seçilecek Jüri seçimlerini yaparken dokuz alanda oluşturduğu kriterleri gözönünde bulunduracak. Adayların sosyal ve toplumsal imajı, ticari ve ekonomik katkıları, siyasetteki etkileri, STK'lar ile ilişkileri, üretkenlik, inovasyon, mobilizasyon faktörleri, eğitim dünyasına yönelik çalışmaları, kültürel, sanatsal ve tarihsel katkıları, gençliğe yönelik çalışmalarının yanında genel birtakım kriterler değerlendirme kapsamına alınacak. Bu alanlarda oluşturalan 45 adet kriter ise halkımızın bilgisine sunuluyor.
Sosyal ve toplumsal imaj
Üretkenlik, inovasyon, mobilizasyon 21 22 23 24 25
Inovatif faaliyetleri bilinmektedir. Yeni fikir üretimi. Proje geliştirme özellikleri. Hollanda medyasıyla olan etkileşimi. İnsanların birincil ihtiyaçları için üretimi mevcut.
26 27 28 29 30
Eğitim faaliyetlerini destekler. Eğitim ve öğretim çalışmalarına katkı sağlar. Tahsil yapan gençlere finans ve burs destekleri. Toplumda dezavantajlı gruplara verdiği emek ve hizmetler. Bilim dünyası ve üniversitelerle olan etkileşimi.
31 32 33 34 35
Sanatsal faaliyetleri destekler ve gözetir. Türkçe dilinin doğru ve yaygın kullanılmasını benimser. Türk kültürünü benimser, yayılmasına katkıda bulunur. Göç tarihinde farklı alanlarda yaptığı olumlu çalışmalarıyla bilinir. Spor faaliyetlerini destekler ve gözetir.
36 37 38 39 40
Gençlere rehberlik çalışmaları mevcuttur. Gençleri ve stajerleri istihdam ediyor. Gençlere yol gösterici ve vizyon verici konuşmaları mevcuttur. Gençleri sivil topluma kazandırıcı çalışmaları mevcuttur. Gençlere imkan ve zemin sağlayan çalışmaları mevcuttur.
41 42 43 44 45
Vizyoner ve stratejik hareket biçimi. Toplumsal profili, siyasi-toplumsal faaliyetleri. Lobicilik faaliyetleri. Referanslarının güçlü olması. Profesyonellik özellikleri.
Eğitim dünyasına yönelik çalışmaları
1 2 3 4 5
İnsanlarla kolayca diyalog kurabiliyor. Hollanda Türk toplumunda iz bırakması, öncülük, ya da etkileri. Medya'da öne çıkma özelliği. Sosyal medyayı iyi kullanma özelliği. Hollanda kurum ve kuruluşlarıyla etkileşimi ve ortak çalışmaları.
6 7 8 9 10
Ticari ve ekonomik faaliyetleriyle Hollanda'da bilinir. Hollanda'da ticari hacmi büyük bir iş yapıyor. Proje ve ürün geliştirme yönleri mevcuttur (ticari ve ekonomik). Türkiye-Hollanda arasında ticarete katkıda bulunmaktadır. Hollanda'da işiyle birçok insana ulaşıyor.
11 12 13 14 15
Siyasi katılımda öncü ve teşvikçi olmuştur. Siyasette etkili olmuştur. Politikacılarla iletişimi ve etkileşimi mevcuttur. Siyasette iz bırakmıştır. Siyasi sorumluluk bilinci toplumda bilinmektedir.
16 17 18 19 20
Türk toplumunun çıkarlarını gözetir ve önceler. Farklı STK’lar ile işbirliği bilinmektedir. Fonlara ya da yardım kurumlarına yaptığı faydalı işler. STK'lara maddi ve manevi katkıları. Halkın içinde bulunuyor, toplumsal faaliyetlere katılıyor.
Ticari ve ekonomik katkılar
Siyasetteki etkileri
STK'lar ile ilişkileri
Kültürel, sanatsal ve tarihsel katkılar
Gençliğe yönelik çalışmaları
Genel kriterler
Hollanda'da Destekleyen Kuruluşlar
HOLLANDA TÜRK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ MİLLİ GÖRÜŞ KUZEY HOLLANDA BÖLGESİ
HOLLANDA TÜRK İŞADAMLARI DERNEĞI
CENTRE FOR PUBLIC DEBATE
TÜRK İSLAM KÜLTÜR DERN. FEDERASYONU
HOLLANDA İSLAM MERKEZİ VAKFI
HOLLANDA TÜRK YAŞLILAR FEDERASYONU
HOLLANDA TÜRK FEDERASYON
TÜRKEVİ TOPLULUĞU
HOLLANDA TÜRK SPOR VE KÜLTÜR FED.
HABER
Hollandalı gazeteci Peter R. de Vries peygambere sahip çıktı G
azeteci Peter R. De Vries fikir özgürlüğü konusundaki çifte standardı yine eleştirdi. “Kahrolsun kral” demenin yasak olduğu bir ülkede Peygambere terörist demenin serbest olmasının çifte standart olduğunu söyleyerek gündemi değerlendirdi. Geçtiğimiz günlerde bir aktivist “Kahrolsun kral” dediği için tutuklanmıştı. Bunun üzerine ünlü gazeteci Peter R. De Vries bir tweetle müslümanlara uygulanan
Türk öğrenci başarısıyla bir günlüğüne rektör olacak
H
ogeschool van Amsterdam (HvA, Amsterdam Yüksek Okulu) Pedagoji bölümü 1. Sınıf öğrencisi Hamit Yücel yazdığı bir projeyle birincilik ödülü kazandı. Hamit, bir günlüğüne HvA’nın rektörü ile birlikte okulun yönetiminde bulunacak. Kendilerine dağıtılan bir anketi dolduran öğrencilere “Yönetici olursan ne yaparsın?” diye soruldu. 50 öğrencinin katıldığı ankette Hamit’in projesi birincilik kazandı. Hamit, girişimcilik alanında yapmak istediklerini okulun yönetimine sunacak. Okul yöneticileri, iş pazarının değişmesi sonucu ve pedagoji öğrencilerinin iş bulmada yaşadıkları zorluklara binaen girişimciliğin
28
MAYIS / MEI 2015
önemini vurgulayan Hamit Yücel’in projesini merak ettiklerini belirttiler. Hamit Yücel “Pedagoglar için iş bulmak gittikçe zorlaşıyor. Bu yüzden girişimcilik ruhu çok önemli. Öğrencilerin bunu HvA’da geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum” dedi.
çifte standarda dikkat çekerek itiraz etti. “Bu ülkede kahrolsun kral demek suç, ama Wilders’ın çıkıp peygambere terörist demesi serbest” dedi. De Vries, daha önce de Paris saldırıları sırasında “Ben Charlie Hebdo değilim” diyerek aykırı bir ses çıkarmaya cesaret eden nadir kişilerdendi. Bir çok sağcı ırkçının hakaret ve tehditine maruz kalmış ama bu olayın kullanılarak müslümanlara haksızlık yapılmasına itiraz etmişti.
TOV Utrecht’ten “Staj ve iş yerinde ayrımcılık” konferansı
Turks Ondernemers Vereniging (Türk İşverenler Derneği) Utrecht, 19 Mayıs 2015’de “Staj ve iş yerinde ayrımcılık” isimli bir konferans düzenliyor. Konferansa Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher, Utrecht Belediye Başkanı Jan van Zanen, Türkiye Deventer Konsolosu Zafer Ateş ve HOTİAD başkanı Hikmet Gürcüoğlu gibi isimler davet edildi. Konferansın amacının gençleri, öğrencileri ve işverenleri yöneticilerle bir araya getirerek önyargılarla mücadele etmek olduğu bildirildi. Konferans 19 Mays 2015’de 18:00-22:00 arasında Utrechtte yapılacak. Adres: Rijnvliet 3, Utrecht.
Nazar baştan aşağı yenilendi
Gauck'tan Osmanlı Devleti hakkında çirkin sözler
Cumhurbaşkanı Gauck, Berliner Dom katedralinde Almanya'daki kiliselerin ortak düzenlediği Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımı anma törenine katılarak bir konuşma yaptı. Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, "Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik ve evet soykırım tarihi için bir örnektir" dedi.
Şu sırada yüz yıl önce planlı ve sistematik olarak katliam eylemlerine kurban giden Ermeni halkının üyelerini andıklarını savunarak sözlerine başlayan Gauck, 1915 olaylarında Ermenilerin yaşadıklarına ilişkin olarak, "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" iddiasında bulundu.
Schiedamse Vest 12 3011BA Rotterdam Tel: 010-4046074 Email: info@nazar.nl
Her haftasonu canlı müzik keyfi www.nazar.nl
Bolulu Hasan Usta'nın enfes yemeklerini siz de tadın
Usta elinden Kuzu incik spesiyalitemizi özellikle tavsiye ediyoruz...
29
HABER
MAYIS / MEI 2015
Hak ve hürriyetler Türk milletinin geleceğinin garanti altına alır
HABER
Berlin anlaşması hatta gülhane hatt-ı hümayunu ıslahat fermanı AB müktesebatı dahil ikiyüz yıldır önümüze konulan, önerilen, dayatılan ne derseniz deyin, ne kadar anlaşma reform varsa içindeki özgürlük, hak, hürriyet, azınlık hakları, vb kavramlar lügat manası dışında "Türkün olan ne varsa" (Hükümranlık hakkı dahil) elinden alma hakkı, hürriyeti olarak tasarlanmıştır.
Hasan Külünk
Temel mesele "demokrasi ve özgürlükleri" istemek veya istememek tercihlerine göre kamplaşmak değil, bu kavramlara yüklenen mânâ ve beklentilerin farklılığıdır. Düşünen, konuşan her münevver insan bu kelimelere farklı mânâlar yükleyip karınlarından konuşmuş oluyorlar.
Westsingel 25 3811BA AMERSFOORT Tel: +31(0) 643 270 527 info@keskinconsult.com
www.keskinconsult.com
Bu itibarla diyorumki bu konuda sözü, beklentisi, teklîfî olanlar namusluca evvelâ kelimelere yükledikleri mânâları açıklasınlar, sonra düşüncelerini ifade etsinler. Zira özgürlük denilince ben Galata Köprüsü'nde balık tutmak veya Bostancı sahilinde mangal yakıp piknik yapmayı anlıyorum, bir başkası dağda silahlı müfreze kurup çevre köylerden haraç toplama hakkı anlıyor. Ne olacak özgürlükler verildi deyince. Ben olta takımını alıp köprüye gideceğim o keleşi alıp dağa gidecek. Demokrasi deyince ben vekiller eliyle ülke yönetimine katılmayı anlıyorum,o ayrı bayrak ayrı dilde eğitim ve tabii heryerde kullanma hakkı anlayacak. Tarif edilmemiş kelimelerle tartışmaya devam edersek katedecek bir mesafe yoktur. Boş kafaya sarık sararız. Hiçbir yere varamayız. Berlin anlaşması hatta gülhane hatt-ı hümayunu ıslahat fermanı AB müktesebatı dahil ikiyüz yıldır önümüze konulan,önerilen,dayatılan
COLOFON
Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) ibrahim @haber.nl
ne derseniz deyin, ne kadar anlaşma reform varsa içindeki özgürlük, hak, hürriyet, azınlık hakları, vb kavramlar lügat manası dışında "Türkün olan ne varsa" (Hükümranlık hakkı dahil) elinden alma hakkı, hürriyeti olarak tasarlanmıştır. 1960 anayasasının getirdiği geniş hürriyetler 1970 lerde Türkiye'yi sokağa çıkılmaz hale getirmiştir. Keza aynı 1960 anayasası ve daha sonra Hazırlanan sendikacılık mevzuatı 1980 e geldiğimizde fabrikalarımızın %65i grevde olan bir Türkiye üretmiş. Her seferinde kurşunu kendi ayağımıza sıkmışızdır. Sonuç olarak derimki hak hürriyet reform yenilik vs, vb, ne kadar kavram kullanılırsa çok iyi tanımlanmalı sınırları ve muhteviyatı etraflıca tahlil edilmeli ve bu coğrafyada Türkün hükümranlık hakkı asla riske edilmeden çerçeveler çizilmelidir. Hiçbir "hak ve hürriyet" Türk Milletinin geleceğinin garanti altına alınmasından daha ileri bir hak ve hürriyet değildir, olmamalıdır, olamaz.
Gentle Incasso
Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Rabia Karaman Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Art Direction & Fotografie: Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79 Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Fatih Uluçay Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
1999 dan beri 1999' dan beri hizmetinizdeyiz
national and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.
İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.
Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.
Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
HABER
30
MAYIS / MEI 2015
Garage Mercedes'in sahibi Serdar Altay müşterilerini her zaman güleryüzle karşılıyor.
Visus Oogkliniek'in müdürü Serdar Baş, T.C. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'u Rotterdam havalimanının apronunda karşılayarak mihmandarlığını yaptı.
Enerji Bakanı Zafer Yıldız, HABER Gazetesi'ni incelerken.
HDV Gençlik tarafından düzenlenen 'Çanakkale Savaşı' konulu sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Ahmet Belada, 1500 kişilik salonu dolduran genç katılımcıların enerjisinden memnun kaldı.
Hollanda kamuoyunda tartışma konusu olan Prof. Dr. Justin Mccarthy'nin 1915 olayları temalı konferansı yoğun bir katılımla Amsterdam'da gerçekleştirildi. Vrije Üniversiteit'in konferansa izin vermemesi üzerine toplantıyı başka bir salona almak zorunda kalan organizatörler, salonda yoğun güvenlik önlemleri de aldılar.
ExpoLife Stüdyoları'nda çekilen 'Hollanda'daki Türk Gençleri'nin konumları' konulu tartışma proğramı sonunda katılımcılar İlhan Tekir, Ahmet Erdoğan, sunucu Salih Türker, Ülkü Öğüt ve Halil İbrahim Karaarslan hatıra fotoğrafı çektirdi. Proğram Mayıs 2015 tarihinde Moslim Omroep'ta "Turkse Nederlanders: wat is er mis mee?" adıyla yayına girdi.
Konyalı Restoran'ın çalışanları T.C. Enerji Bakanı Zafer Yıldız'ı ağırladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş da Hollanda ziyareti esnasında HABER Gazetesi'ni inceledi.
ABONE OLUN Aylık sadece
€
2,90
Her ay postayla evinizde
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN Abonelik için 2. sayfadaki formu doldurabilirsiniz. Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 290 09 00 abone@haber.nl
T.C. Deventer Başkonsolosumuz Zafer Ateş'le bir hatıra fotoğrafı.
31
HABER
MAYIS / MEI 2015
Bizimle Yü OYUNUZU rü KMULULTLAKA ANIN! Avrupa Türk lüğü Küresel tahakkümü yıkmak, Ağırlaşan hayat şartlarını kırmak için, Umuda, uyanışa, büyük Türkiye’ye Bizimle Yürü Avrupa Türklüğü.
design: Burcan.nl
Teröre karşı, bölünmeye karşı, Haram ve hıyanete karşı, Tepeden bakanlara karşı Azarlayan, parmak sallayan, Ters bakanlara karşı Bizimle Yürü Türkiye. Sizler Avrupa’daki sözümüz, Dünyaya dönük çehremizsiniz, Sizler Türkiye’siniz, Sizler Türk vatanısınız, Sizler Türk milleti sevdasıyla yoğrulmuş Milli yüreklersiniz.
29, 30 ve 31 Mayıs 2015 oyunuzu kullanın Rotterdam Başkonsolosluğu’na bağlı bölgeler De Broodfabriek Volmerlaan 12 2288GD Rijswijk Deventer Başkonsolosluğu’na bağlı bölgeler De Scheg Piet van Donkplein 1 7422LW Deventer
HABER
MAYIS / MEI 2015