Haber Gazetesi Ekim/Oktober 2014 Nr-47

Page 1

HOLLANDALI TÜRKLER Partilerinde PvdA'da Türk oyları sürekli markaja 2006 %80 alınan PvdA 2010 %60 Milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün 2014 %40 siyasi tepkileri 2015 ?

2006'da Hollanda'da yaşayan Türklerin 80%'i PvdA'ya oy kullanmıştı. 2010'da bu oran yüze 60'a düştü ve 2014'te yüzde 40'a indi. Diğer partilere kayan oyların oranı yüzde 20'yi geçmezken, seçmenin büyük bir kısmı da oyunu kullanmamayı tercih etti. Bu neyi gösteriyor? Türk toplumunun kitle partileri olan PvdA ve CDA'ya olan güveni sarsılmış. Ama daha kötüsü, demokratik hukuk devletine olan güven kaybolmuş durumda. Hal-

belirginleşmeye başladı.

"Asscher müslümanları kucaklamalı!" dediler.

3'te

buki demokratik hukuk devleti, azınlık toplumların güvencesidir. Bu güvenceyi yenilemek için yerel seçimlerde başarı gösteren müslüman ve Türk kökenli siyasetçiler artık ülkesel partileşmeye doğru gitmek üzereler. Verenigd Arnhem ve Rotterdam Nida partileri ülkesel bir parti tezini savunmaya başladılar. Böyle bir partileşme sürecinin siyasi aktörleri kim olacak, hangi siyasetçilerimiz birlikte çalışmayı seçecek?

HABER EKİM / OKTOBER 2014

Yıl/Jaar : 5

ISSN:1879-9981

www.haber.nl

Sayı/Nr:

47 11'de

Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş En Etkili 50 Türk insanını seçerek, tarihe izdüşüm olacak projeyi kamuoyuna açıklıyoruz. 2'de

yi Gazetesi İ n E n ı n Hollanda’

HOLLANDA TÜRK TOPLUMU İÇİN

BIR VIZYON ARANIYOR! Belediyeleri köşeye sıkıştırdı

7'de

Resmi senet davalarında yeni karar gereği, artık tapu senedi yeterli Avukat RASİM KÜÇÜKÜNAL sayılacak. RÖPORTAJ

Nizamettin Yiğit:

Ne yaparsan yap,bir planın olsun

24-25'te

2'de

İlk 50 yılımız bazılarına göre büyük başarı, bazılarına göre ise daha katedecek çok yolumuz var. İkinci 50 yıl için bir vizyon ortaya konacak mı?

5. YIL ÖZEL

CEVAPLANMASI GEREKEN SORULAR

Hollanda'daki Türkler'in genel bir vizyonu var mı? • Toplumsal bütünleşmeyi nasıl sağlarız? • Birlik siyaseti yürütülmeli midir? • Hollanda’nın refah hayatına katkımız nasıl olmalıdır? • Bizden bekleneni verebiliyor muyuz? • Yerel yönetimlerle ne kadar iç içeyiz? • Devleti ve hükümeti ne kadar takip edebiliyoruz? • Avrupa’daki Türkler arasında, Hollandalı Türkler kendilerini nasıl konumlandırıyorlar? • Hollanda’nın yönetimine talip olmalı mıyız? • Yoksa uslu ve uysal vatandaş olarak kalmak daha mı avantajımıza mıdır? • Türkler, STKlar ve cemaatler halinde genel itibariyle Hollanda’da kendi aralarında barış içinde yaşayabiliyorlar. Ancak bir üst strateji gerekli olduğunda ne olacak? • 50 yıllık hareket tarzımıza devam mı etmeliyiz? • İlk 50 yılımız bazılarına göre büyük başarı, bazılarına göre ise daha katedecek çok yolumuz var. • İkinci 50 yıl için bir vizyon ortaya konulabilir mi? Sayfa 4-6-8-9-10-13-14-19-24'te

MANŞETLERİMİZ BİR ARADA: HABER ALMANAK

Kuruluşunun 5. yılında 64 sayfalık ÖZEL bir sayı çıkaran HABER Gazetesi, sadece manşet sayfalarını öne çıkardığı yeni edisyonunda Hollanda'nın geçtiğimiz 5 yıldaki gündemine 7'de projeksiyon tuttu.

Doğal Lezzet

Hollanda Türk vizyonu ve düşündürdükleri İbrahim karaman

4'te

50 Yıllık Hollanda serüvenimizde vizyonumuz var mıydı?

İlhan Karaçay

6'da

Siyasilere güven meselesi Ahmet Suat Arı

8'de

Bıyıkları kesilen yumoşlar Metin yazarel

9'da

İnsan tasavvurumuzu asra idrak ettirmek veyis güngör

10'da

“Düşmansız ideoloji yaşamaz!” Zeynel Abidin kılıç

13'de

Vizyon oluşturmak ve değerlerimizi korumak MEHMET EMİN ATEŞ

14'te

İşte biz böyleyiz.. EDA KARA

19'da


HABER

2

EKİM / OKTOBER 2014

HOLLANDA’DAKi EN ETKiLi

50 TURK'U SEÇiYORUZ

Kriterler için: www.50turk.com

Türklerin Hollanda’ya gelişinin 50. Yılı onuruna EKOL Vakfı ve HABER Gazetesi, Hollanda’da tamamladığımız 50 Yılın En Etkili Türk'ünü seçerek, tarihe izdüşecek yeni bir hizmeti kamuoyuna duyuruyor. İki kültür arasında köprü kuran insanlarımız kim? Toplumda rol model olan insanların tanıtılmasına, geleceğe aktarılmasına ve Hollanda-Türk toplumunun gelişmesine katkıda bulunacak bu liste, tarihi bir eser olacak.

Tarih en çok iyileri yazacak Resmi kapsamda, 1964’te başlayan Hollanda serüvenimiz bu yıl 50. Yılına ulaştı. Türklerin Hollanda’ya gelişinin 50. Yılı onuruna EKOL Vakfı ve HABER Gazetesi, Hollanda’da tamamladığımız 50 Yılın En Etkili Türk'ünü seçerek, tarihe izdüşecek yeni bir hizmete imza atmaya hazırlanıyor. İki kültür arasında köprü kuran insanlarımız kim? HollandaTürk toplumunun gelişmesine katma değerde bulunacak bir projeyi hayata geçiriyoruz. Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş en etkili 50 Türk insanını seçerek, toplumda rol model olan insanların tanıtılmasına, geleceğe aktarılmasına ve Hollanda-Türk toplumunun gelişmesine katma değerde bulunmayı hedefliyoruz.

Toplumsal ve iş hayatındaki birikim ve kazanımlarımızı Hollanda kamuoyuna daha iyi tanıtmak ve duyurmak için, Hollanda’da her yıl tekrarlanması öngörülen, En Etkili 50 Türk listesine topluma çeşitli alanlarda hizmette bulunmuş; iyilikleriyle, çalışmalarıyla ve bu çalışmalardan elde ettiği faydalı sonuçları görünen, bilinen Türk insanları girecek. Listenin oluşması için STK’lar kendi içlerinde önemli hizmetlerde bulunmuş insanlarımızı önerebilecekler. Her vatandaşımız, kendilerini temsil ettiğini düşündüğü veya toplu-

Jüri üyeleri şu kriterler üzerinden adayların puanlamasını belirleyecek: Türk toplumu ile ilişkileri, STK’lar ile işbirliği, fonlara ya da yardım kurumlarına yaptığı faydalı işler, siyasi-toplumsal faaliyetleri, toplumsal profili, Hollanda’ya ve Türkiye’ye yaptığı katkılar, lobicilik faaliyetleri, yeni fikir üretimi, proje geliştirme, gençliğe verdiği hizmetler, toplumda dezavantajlı olarak bilinen gruplara verdiği emek ve hizmetler, eğitim faaliyetleri. mun gelişmesine katkıda bulunduğuna inandıkları kişileri teklif edebilecekler. Adaylık başvuruları 1 Mart 2015 tarihine kadar yapılabilecek. Listenin kriterlere göre oluşması için farklı birikim ve çevrelerden 9 kişilik bir jüri heyeti oluşturuldu.

Seçilenler a Hollanda'dak tarih yazac

Jüri, sürecin tanımını ve çalışma yönetmeliğini belirledikten sonra kendilerine sunulan isimlerden ilk listeyi oluşturacak. Önerilen isimler aşağıda yazılı websiteleri üzerinden halkımızın ilgisine sunulacak. Adayların seçimi halk oylaması dikkate alınarak, jüri üyelerinin esas aldığı kriterlerle yapılacak.

Adaylık başvurusu için adayların 18 yaşını doldurmuş olması, Hollanda’da ikamet ediyor olması, ya da geçmiş 50 yıla tekabül eden bir zaman dilimi içerisinde Hollanda’da ikamet etmiş olması gerekiyor. Türkiye’ye kesin dönüş

yapmış veya vefat etmiş olanlar da aday gösterilebilecek. Herhangi bir kişi veya kurum, 1 ya da 1’den fazla aday önerebilecek.

Bu listeye girmesini layık gördüğünüz kişiler varsa, önereceğiniz adayları hangi özelliklerinden ve toplumsal hayata katkılarından dolayı aday gösterdiğinizi yazmanız gerekiyor. Jüri üyeleri, gerektiğinde seçilmeye aday gösterilen insanlarımız hakkında kendileri de araştırma yapabilecek ve şahısların kamuoyuna ve insanlığa malolmuş özellikleri hakkında bilgi toplayabilecek. Jüriye bu konularda bilgi ve fikir vermesine katkıda bulunmak maksadıyla, medya danışmanları, STK danışmanları ve gençlik danışmanları oluşturulacak. Önerilen adaylar arasından seçilmeye hak kazanmış olan 50 kişi-

Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş en etkili 50 Türk insanını seçerek, toplumumuza katma değerde bulunmayı hedefliyoruz. nin bilgileri (fotoğraf, özgeçmişleri ve yaptıkları hizmetler vs.) kitaplaştırılarak, Hollanda-Türk toplumunun önde gelenlerinin davet edildiği bir ödül töreninde halkımıza tanıtılacak. 50 yıllık tarihimize ışık tutan bir izdüşüm mahiyetinde basılacak olan almanak niteliğindeki tarihi eser, hem Türkiye’deki, hem de Hollanda’daki farklı kurum ve kuruluşlara, politik partilere ve önde gelen STK’lara ulaştırılarak geniş çaplı bir tanıtım kampanyası düzenlenecektir. Hollanda’nın 50 senelik tarihinde iz bırakmış ve ileride de bırakmaya devam edecek bu 50 insanımızın tanıtımları, en önemli arşivler arasında yer alacaktır. Türkiye ve Hollanda medyasının bu konuya ilgisini çekerek, önümüzdeki aylarda ve yıllarda farklı basın yayın organlarında yer bulmasını hedefliyoruz. Adayların kesinleşmesinden sonra oluşturulan bu değerli liste, oluşturacağımız çalışma grubu vasıtasıyla her iki ülkedeki basın ve yayın organlarına ulaştırılarak Türk lobiciliğini görünür hale getirecektir.

Seçilen adaylar ve seçilme gerekçelerini açıklayan metinler, almanak içerisinde hem Hollandaca, hem Türkçe yer alacak; böylece her iki ülkenin kamuoyunda azami tanıtım hedeflenecek. Bu konudaki detayları ve somut gelişmeleri ilerleyen sayılarımızda HABER okurlarıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Daha geniş bilgi ve listeye katılım şartları için aşağıdaki websitelerine başvurabilirsiniz: www.50turk.nl www.50turk.com www.ekol.nl www.haber.nl

Sizleri, katılımcı bir bakış açısına ve bu sivil toplum projesine desteğe davet ediyoruz. Katılın, önerin, oylayın. Tarih en çok iyileri yazacak. Saygılarımızla. Jüri Kurulu (Soldan sağa): Kürşat Bal, İlhan Tekir, İbrahim Karaman, Tülay Demir-Oktay, Nur Öztürk, Kamil Saygı, Metin Yazarel, Tuğba Harmankaya, Seher Gülseven.

HABER Gazetesİ'ne Abone olmak İstİyorum Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):

Posta Adresi / (Adres):

12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.

Banka no / (Rek.nr.):

Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:

Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl

Posta adresi: HABER Laan op Zuid 915-b 3072 DB Rotterdam abone@haber.nl Tel: 010 -2 900 900


3

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Kuzu ve Öztürk: Asscher müslümanları kucaklamalı! illeri PvdA Milletvek ve Tunahan Kuzu n Selçuk Öztürk'ü ri siyasi tepkile belirginleşmeye başladı. Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, son zamanlarda toplumdan ulaşan sorular neticesinde yazılı bir açıklama yaptılar. Uyumdan sorumlu Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher 25 Eylül 2014 tarihli mektubunda 4 İslami kuruluş (Diyanet, Milli Görüş, Süleymanlı cemaati ve Gülen cemaati) hakkında yapılan araştırmayı yetersiz bulduğunu ifade etmişti. Konuyla ilgili çalışmalarını sürdüren Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk yaptıkları açıklamada şu düşüncelere yer verdiler: "Kamuoyuna geçtiğimiz hafta bu mektuptan duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik ve Bakan Asscher ile bu konuyu görüşeceğimizi ifade ettik. Bakan Asscher'in mektubunda ele alınan ana madde araştırılan kuruluşların yeterince şeffaf olmaması üzerindeydi. Biz buna anlam veremediğimizi ifade ettik. Bir

sene boyunca bütün kapılarını ve istenilen bütün bilgileri Sosyal işler Bakanlığıyla paylaşan kuruluşların sert bir şekilde eleştirilmesinin doğru olmadığını, bu kuruluşları ötekileştirmek yerine kucaklamak gerektiğini ifade ettik. Günümüzde artan radikalizme bu tur kuruluşların karşı cevap verdiğini ve Hollanda Türk toplumu arasında radikalleşmenin olmamasının sebeplerinden bir tanesinin bu kuruluşların var olmasından kaynaklandığını anlattık. Kuruluşların şeffaf olmadığından şikâyetçi olan Bakan Asscher arzu ettiği şeffaflığı yolladığı mektupla daha uzak hale getirdiğini göstermeye çalıştık. Zira yapılan araştırma bu kuruluşların Hollanda anayasasının temel ilkelerinden olan din hürriyeti, cemiyet/vakıf hürriyeti ve kanun çizgileri içerisinde hareket ettiğini göstermektedir. Durum böyle olmasına rağmen kuruluşlardan tekrar

ve tekrar şeffaflık istenmesinin bu kuruluşlara karşı olan on yargının ve güvensizliğin bir göstergesi olduğunu dile getirdik. Eğer Bakan Asscher gerçekten bu kuruluşların şeffaf olmasını arzu ediyorsa bu meseleyi siyasi arenada çözmek yerine, araştırma raporunun da ortaya koyduğu gibi, araştırılan kuruluşlarla diyalog halinde çözmesi gerekir. 5 sene boyunca mercek altına almak istediği bu kurumlar hakkında devamlı olarak Meclise rapor vermek istediğini belirten Asscher, bu yol ile Hollanda'da yaşayan Hollanda Türk toplumunun Hollanda'ya katılımının daha kolay olacağını düşünse bile burada yanılmaktadır. Hollanda kanunun belirlediği çizgiler içinde geniş kitlelere hitap edebilen kuruluşlara ihtiyacı vardır ve Hollanda olarak bu sivil toplum kuruluşlarına sarılmamız gerekir.

Yaz saati uygulaması bitiyor

G

ün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 31 Mart Pazartesi günü 03.00’ten itibaren 1 saat ileri alınan saatler, bu kez 26 Ekim Pazar günü 04.00’ten itibaren 1 saat geri alınacak. Yaz saati uygulaması ilkbaharda başlıyor ve sonba-

harın ortasında bitiyor. Böylece 7 ay süresince ileri saat uygulaması yapılıyor. Saat değişiminden beklenen fayda ve tasarruf yaz saati uygulamasında gerçekleşiyor. Bütün bu değişimler, AB'deki saat düzenlemesine paralel yapılıyor. İlkbaharda başlayıp son-

baharın ortasında biten 7 aylık uygulama ile 800 milyon-1 milyar kilovatsaat arasında elektrik tasarrufu yapıldığı tahmin ediliyor. Bu tasarruf miktarı orta ölçekli bir hidroelektrik santralin yıllık üretimine karşılık geliyor.

Bakan Asscher gelecek olan bütün sorulara ciddi anlamda cevap vermek istediğini ve bu araştırmanın ve mektubunun bir sonuç olmadığını ve bilakis bir başlangıç noktası olduğunu söyledi."

Çalışma ve İş Hukuku

Ceza Hukuku

Sosyal Güvenlik Hukuku

Çocuk Hukuku

Para tahsili ve icra takibi

Ticaret Hukuku

Uluslararası ihtiyati tedbir

K

urban tweetinden sonra tepki toplayan Leman Sam, Türkiye'deki konserini iptal ederek Hollanda'ya geldi. Kurban Bayramı’nda, “Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır. IŞİD beni şaşırtmıyor” diyerek büyük tepki çeken Leman Sam, gösterilen tepkilerden bunalınca Hollanda’ya geldi. ARKADAŞININ EVİNE YERLEŞTİ Türkiye’deki konserleri iptal edilen sanatçı, Amsterdam’da bir arkadaşının evine yerleşti.

DEİK’in yeni başkanı Ömer Cihad Vardan oldu

Rifat Hisarcıklıoğlu'nun yerine Ömer Cihad Vardan geldi Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) Ekonomi Bakanlığı'na bağlanmasının ardından gerçekleştirilen toplantı sonrasında DEİK Başkanlığı'na eski MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan getirildi. Yeni DEİK’in başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı yönetim kurulu toplantısıyla belirlendi. Buna göre İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı ve eski MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan yeni

mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku

Leman Sam tepkiler sonrası Amsterdam'a yerleşti

www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31

Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu

DEİK’in yeni başkanı oldu. Yönetim Kurulu ilk toplantısında görev dağılımı yaparak, Başkan Yardımcıları, Sayman Üye ve İcra Kurulu Üyelerini belirledi. TOBB, TİM, MÜSİAD, TÜSİAD ve TMB temsilcileri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılıklarına seçildi. Sayman Üye olarak Remzi Gür belirlendi. İcra Kurulu üyeliklerinde ise Ömer Cihad Vardan (Başkan), TOBB, TİM, MÜSİAD, TÜSİAD, TMB temsil-

cileri dışında, Berna İlter, Latif Aral Aliş, Başaran Ulusoy, Rona Yırcalı, Pınar Eczacıbaşı, Çetin Nuhoğlu ve Zeynep Bodur Okyay görev alacak. DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, yaptığı açıklamada, yeni oluşturulan DEİK'in, "2023 Vizyonu" çerçevesinde, Türkiye'nin küresel ekonomideki ağırlığının ve Türk şirketlerinin küresel değer zincirindeki konumu ile marka değerinin artması için çalışmalar yapacağını söyledi. Yeniden şekillenen DEİK'in, çalışmalarını katılımcı, şeffaf ve paydaşlarına hesap verebilir bir anlayışla yürüteceğini dile getiren Ömer Cihad Vardan, geçiş döneminin en kısa zamanda tamamlanacağını, DEİK çalışanlarının ise herhangi bir hak kaybı oluşmadan yeni DEİK'te görev alabileceğini belirtti.


HABER

4

EKİM / OKTOBER 2014

HOLLANDA TÜRK VİZYONU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Eskilerin deyimiyle ‘barika-i hakikat müsademe-i efkardan hasıl olur’. Gerçekler, fikirlerin çarpışmasından doğar düşüncesini ilke edinerek, geliştirilen düşüncelerde tez + antitezden bir sentez oluşturma gerekliliği şarttır. Çokseslilik şarttır. Düşünceler tamamen serbestçe dile getirilmeli, eleştiriler rahatça yapılabilmeli, tahammül sınırları esnekleştirilmeli, aşağılık duygusundan ve kişisel çıkarlardan arınılmalıdır.

İBRAHİM KARAMAN Genelde sayısal başarılarımızı siyasal başarılara tahvil edememek, Türk Milleti olarak zaafiyet noktalarımızdan birisidir. Bunun en bariz örneği yakın zamanda Hollanda'da yapılan genel ve yerel seçimlerde görülüyor. 2010 yılında Nisan ayında çıkardığımız 5. sayımızda, Hollanda'daki Türklerin demokratik usullere göre yapılan seçimlerde, güçlerini 130.000 oy olarak ortaya koyduklarını tespit etmiştik. O gün itibarıyla 260.000 olan oy potansiyelimizin ancak yarısı sandığa yansımıştı. İyi bir organize ile en az 2-3 milletvekili çıkarabilecek bu oy sayısının ne yazık ki kitle partilerine dağılmış olması sadece bu büyük partilere yaramıştı. Nispeten siyasal başarı olarak nitelenebilecek bu sayı, ne yazık ki son beş yıldır siyasal sonuçlara yansımadı. Hatta son yapılan yerel seçimlerde Türklerin kullandığı oy oranı daha da düşerek, yüzde 35'lere kadar gerilediğini gördük. Örneğin Ermeni meselesi 2004 yılında gündeme geldiğinde henüz soykırımın kabul edilme kararı çıkmadan o zamanki Avrupa parlamentosu adaylarımıza karşı bir karalama kampanyası yürütüldü. Bir hengameye getirilen 3 adayımız da sonraki aylarda çeşitli bahanelerle Hollanda’nın siyaset arenasından saf dışı edildiler. Erdinç Saçan, PvdA parti yönetiminden kendisine ulaşan basit bir SMS ile, 'siyaset.nl' sitesini de işlettiği bahanesi kullanılarak partiden uzaklaştırıldı. Birkaç gün arayla Ayhan Tonca ve Osman Elmacı ise CDA’dan ihraç edildiler. Bu kitle partileri mensuplarından sadakat beklerken, kendilerine yıllarca emek veren Türk adayları bir çırpıda gözden çıkarabildiklerini göstermiş oldular. Bunu niye yazdım? 2006 yılında Hollanda gündemine dair, yukarıdaki konuyu da kapsayan düşünce ve ve durum analizi yapan yazılar yazmıştım. O yazılardan birinde, bu olaylardan çıkarmamız gereken dersler başlığı altında bir dizi saptamada bulunmuştum. Sayısal başarımızı siyasi ve toplumsal başarıya dönüştürebilmek için gerekli bazı noktalara yine değinmek istiyorum. Propaganda ve kendimizi profile etme Türklerin en zayıf oldukları sahalardan birisinin ‘propaganda’ olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

ibrahim.karaman@haber.nl Türklerin propaganda ile ilişkileri, yazılara, yalan iddialara cevap vermeye çalışmaktan ibaret kalmış, yani bir nevi pasif, kendini korumaya matuf bir gayretten öteye geçmemiştir. Bu davranış ise Türklerin daima suçlu durumda gösterilebilmesi için, karşı taraflara çok büyük bir rahatlık ve hareket serbestisi bırakmıştır. Görünen o ki, ne FAON (Ermeni Federasyonu) gibi bundan 8-10 sene önce bahsettiğim Türk adaylarını ekarte ettirecek kadar etkili, sonuç alıcı mektuplar yazmışız, ne kamuoyunu arkamıza almada kreatif düşünceler geliştirmişiz. Ermeni Meselesi yıllardır Avrupa’nın gündeminde olmasına rağmen, bu konuda kendimizi dijital ya da görsel medya ve bilimsel kaynaklar aracılığıyla bilgilendirmemiz mümkün olmamıştır. O yıllarda 4000 Ermeni'nin oluşturduğu nitelikli bir lobi çalışması, sadece sözde Ermeni Soykırımı konusunda, o zamanki 400.000 Türk’ün niceliğini yenik duruma düşürmüştü. Ermeni Meselesi gündemden düştüğünde, hem Hollanda’da kalıcı olan bizler için, hem de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ve hakiki demokrasiye yaklaşımını engellemek için farklı malzemeler, yeni iddialarla üzerimize gelecekleri gözardı edilmemelidir. Nitekim bunun izlerine Uyumdan sorumlu Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher’ın Hollanda’daki birtakım müslüman cemaatleri ayrıştırıcı ve fişleyici politikasında rastlamak mümkündür. Apaçık ırkçılık peşinde olan bir başka partiyi zikretmiyorum bile. Halihazırdaki milletvekillerimiz Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk Asscher’ın müslümanları daha kucaklayıcı dil kullanmasını salık vermişler ancak onu pozitif ve konstrüktif alana çekemeyeceklerinin kendileri de zannediyorum farkındadırlar. Medyanın gücü Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, medya tekniğini ve pratikteki işleyişini iyi tanımış olsaydık Hollanda medyasındaki “dezenformasyon” yüzünden gerilimler oluşmasına müsaade etmeyebilirdik. Bu yolla ortamın gerilmesi de en fazla bize zarar verecektir. Bundan nasıl kurtulabileceğimizin yolları aranmalıdır. Hollanda toplumunda çok saygın bir yer edinene kadar habere malzeme olmak yerine, haberi bizzat üretme yolunu seçmemiz en iyi seçenektir.

için birlikteliği çok önemsediklerini belirtti ve Arnhem’de çeşitli sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle güçlü bir toplumsal hareket başlattıklarını ifade etti. Kısa ve uzun vadede strateji belirlemek ve toplumumuzun barış içinde gelişmesine katkıda bulunmak için çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ettiklerini söyleyen Kürşat Bal, önümüzdeki yıl eyalet seçimleri için, daha sonraki yıl ise genel seçimler için toplum önderleriyle görüş alışverişinde bulunmak istediklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Çocuklarımız artık burada geleceklerini inşa ediyorlar. Verenigd Arnhem çocuklarımızın

Erdemli insan, erdemli yönetim Eleştiriye açık ve açık yürekli, yeri gelince kendinden sonrakine görevini, makamını ve yetkilerini devretmesini bilen erdem sahibi insanlarımız böyle bir oluşum içinde yer almalıdır. Böyle bir platformda görev alanlar, kişisel ya da siyasal görüşlerini böyle bir oluşumdaki görevlerinden soyutlayabilmeliler. Eskilerin deyimiyle ‘barika-i

Finans kaynakları Bütün bu sayılanların salt gönüllülerle yürütülebileceğini beklemek safdillik olur. Bu yüzden, bunları gerçekleştirmek için öncelikle bahsedilen bu konuların gerekliliğine inanmak şarttır. Bunu icraata koyabilmek için fiili olarak çalışan bir Ortak Platform Bürosu gerekir. Bu büro, ilk aşamada semi-profesyonel çalışan eleman(lar) la beslenmeli, yararları ve gerekliliği görüldükçe profesyonelliğe geçiş yapılmalıdır. Semi-profesyonel de olsa, böyle bir büronun giderleri olacağı açıktır. Finansal kaynaklar temin edilmeden bu projenin gerçekleştirilme olanağı maalesef yoktur. Üzerinde yaşadığımız ve geleceğimizi kurduğumuz Hollanda’daki 20.000 işadamımız, 1000 dernek ve vakıflarımız, federasyonlarımız, tüm kurum ve kuruluşlarımız bu kaynakların oluşturulmasında işbirliğine gitmez mi dersiniz? Bunlar ütopik diyorsanız, bunun alternatifi olarak 4 yıl daha, 8 yıl daha, 12 yıl daha ölesiye çalışıp, kendimizi ispat edip, bir sonraki seçimlerde istediğimiz partiden aday olabiliriz. Ama her 4 yılda tırpanlanacağımızın rizikosunu göze alacak ya da çıkıp bunun aksini garanti vereceksiniz!

Gentle Incasso

1999 dan beri

1999' dan beri hizmetinizdeyiz

Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.

Kürşat Bal , yon kalıcı bir viz set etkili bir siya peşinde

Arnhem’de bir yıl önce Türklerin öncülüğünde çeşitli görüş ve milletlerin bir araya gelmesiyle kurulan ve 2014 Mart ayındaki seçimlere katılarak büyük başarı elde eden Verenigd Arnhem Partisi 31 Ekim’de geniş çaplı bir istişare toplantısı düzenliyor. Gelderland bölgesindeki kurumların ve kişilerin katılımıyla gerçekleştirilecek olan toplantıda gençliğin yüksek düzeydeki işsizlik sorunları, eğitim sorunlarımız, yaşlılarımızın ödenek ve sorunları, ayrımcılık ve İslamofobi gibi konular tartışılacak. Verenigd Arnhem Başkanı Kürşat Bal yaptığı açıklamada geleceğe yönelik kalıcı bir vizyon ve etkili bir siyaset oluşturulması

Görüşler üstü yapılanma Sağlam bir temelle ve global değerleri doğru okuyan, kavramları anlayabilen ve yeni kavramlar geliştiren, problemleri zamanında sinyalize edebilen, farklı görüş ve çevrelerden oluşan bir yapılanma tercih edilmelidir. Böyle bir platform herhangi bir siyasi görüş için yapılanmayacak ve yönlendirilmeyecek, partiler üstü, cemaatler ve gruplar üstü bir oluşum olmalıdır. Bunun zorluğunu elbette hepimiz de biliyoruz ve yıllardır dile getiriyoruz. Ancak bu sağlanmadıkça, içinde bulunduğumuz handikaplar çözülmeyecektir. Böyle bir oluşum zamanı gelince, kendine muhalefet oluşturabilecek grupların bile haklarını savunabilmeli ki, uzun vadede onlara da faydası dokunabileceğini göstermelidir.

Eğitim şart Bir başka alan da eğitim uzmanlarından oluşturulmalı, bizden sonraki kuşakların eğitimi ve seçkin yerlere gelebilmesi için yeni stratejiler ve metotlar üretilmelidir. Faydası değişik örneklerle gösterilecek, onlarca farklı birimlerin ya da alanların oluşturulabileceğini düşünüyorum. Farklı konularda seminer, kurs, iş ve insan kaynakları konusunda eğitim programı imkanları sunan bir yapılanmanın da gerekli olduğu açıktır. Bu büyük projenin gerçekleştirilme şansı olursa, daha nice faydalı ve güzel projeleri üretebileceğine ve uygulayabileceğine eminim güzel insanlarımızın.

national and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions

Verenigd Arnhem toplumla geniş bir istişareye yöneliyor

Verenigd Arnhem Başkanı Kürşat Bal

Kuruluşlar arası diyalog Uzun zamandan beri gözlenen kurumlar arası diyalog eksikliği, olayı birlikte izleyip toplu bir sonuç ortaya koyamama sonucunu doğurmuştur. Hollanda’da örgütlenmiş, dernek, vakıf ve kuruluşlarımız kendi tabanlarını güçlendirme yönünde yıllardır verdikleri eforun aynısını, kuruluşlar arası diyalog, bilgi-alışverişi ve asgari müştereklerde birlikte hareket etme yolunda da vermeliler. Derinlemesine çalışmalar tabanın gündelik ihtiyaçları için gerekli olabilir. Ancak gücümüzü sürekli ve istikrarlı kılmak için genişlemesine çalışmaların gerçekleştirilmesi de elzemlerden biridir.

hakikat müsademe-i efkardan hasıl olur’. Gerçekler, fikirlerin çarpışmasından doğar düşüncesini ilke edinerek, geliştirilen düşüncelerde tez + antitezden bir sentez oluşturma gerekliliği şarttır. Çokseslilik şarttır. Düşünceler tamamen serbestçe dile getirilmeli, eleştiriler rahatça yapılabilmeli, tahammül sınırları esnekleştirilmeli, aşağılık duygusundan ve kişisel çıkarlardan arınılmalıdır.

geleceği için yapılması gerekeni yapmak için kuruldu. Partileşme sürecimiz bir ihtiyacın cevaplanmasıdır. Bizim en kıymetli değerimiz birlikteliğimizdir. Ancak bir ve beraber olduğumuz sürece daha güçlü bir şekilde toplumumuza hizmet edebilir, ortak bir gelecek oluşturabiliriz. Bunu başaramadığımız müddetçe başkalarının ufak menfaatleri ve önyargılarının kurbanı olmaktan kurtulamayız. Bu birlikteliğe çalışmak hepimizin sorumluluğudur, bizim boynumuzun borcudur ve Verenigd Arnhem’in misyonudur. Bu birlikteliğe çalışmamak ise sorumsuzluktur ve gelecek nesillerimize bunun hesabının verilmesi imkansız olur.”

İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.

Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.

Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49

info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl


5

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Köse Advocaten

Law Office

Voor en met Turkse ondernemers

: 010 - 215 13 11

www.hukukburosu.nl

Senelik €  500'dan başlayan ücretlerle, Türk işletmelerinin hukuk danışmanlığını üstleniyoruz.

Hollanda'daki Türk işletmelerine hizmet sunmak için oluşturduğumuz Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimimiz (sector ondernemingsrecht), bütün hukuksal mevzuat konularında sorunlarınızı çözmeyi hedefliyor. Köse Avukatlık Bürosu'nun Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimi'nin departman yöneticisi avukat Nursel Köse ve bölümdeki hukukçularımız, 3 avukat ve 2 hukuk müşaviri ile hizmetinizdeyiz.

Av. Havva Yılmaz-Altındağ Huk. Müş. Erdal Kaya

Av. Nursel Köse

Bizi tercih eden tüm yolcularımıza teşekkür eder, hayırlı ve bol keyifli uçuşlar dileriz.

14

Av. Ejder Köse

Hukuk Müş. Elif Kıraç

Av. Ali Durmuş

Hukuk Müş. Mevlüt Gök

Design by ExpoLife

Hollanda'nın en büyük Türk avukatlık bürosu Köse Advocaten olarak yeni hizmetlerle karşınızdayız. Türk işletmelerine yönelik avukatlık ve danışma hizmetlerini sunmak ve hedeflenen sonuçları almak için yeni bir formül oluşturduk.

Av. A. Kemal Tosun


HABER

6

EKİM / OKTOBER 2014

50 Yıllık Hollanda serüvenimizde vizyonumuz var mıydı? Tarih, daha doğrusu tarihi yazanlar nankör olabilirler. Bilinçsiz veya kasıtsız yapılan nankörlüklere ‘eyvallah’ deyip geçebiliriz. Ama bilinçli veya kasıtlı yapılan nankörlüklere göz yumamayız.Hollanda’da Türk toplumuna ve Türkiye’ye yararı olmuş nice dostlar vardır. Ne var ki, bazıları, topluma yararı olmuş bu insanları ‘zabıtlara’ geçirmek isterken, gerçek yararlılar ile zararlıları iyi seçemezler.

İLHAN KARAÇAY Sevgili dostum ve Genel Yayın Müdürüm İbrahim Karaman, HABER Gazetesi'ne yorum yazan bizleri, her defasında ''Bu sayıda şu konulara ağırlık vermek istiyoruz'' diye yönlendirir. Bu yönlendirme tabii ki, yazarın fikrine etki yapmak için değil, gündemdeki ilginç konuları hatırlatmak içindir. Karaman dostumuz, notunun altına da, ''Konumuzun dışında kalabilir ve serbest yazabilirsiniz'' şeklinde bir cümle ile kibarlığını ve demokratlığını ortaya koyar. Karaman dostumuz, şimdi okumakta olduğunuz gazetenin ana konusunu bize aşağıdaki şekilde bildirmişti.

1-Hollanda'daki Türkler'in vizyon belgesi olmalı mı? 2-Toplumsal bütünleşmeyi nasıl sağlarız? 3-Birlik siyaseti yürütülmeli midir? 4-Hollanda’nın refah hayatına katkımız nasıl olmalıdır? Bizden bekleneni verebiliyor muyuz? 5-Yerel yönetimlerle ne kadar iç içeyiz? Devleti ve hükümeti ne kadar takip edebiliyoruz? 6-Avrupa’daki Türkler arasında, Hollandalı Türkler kendilerini nasıl konumlandırıyorlar? 7-Hollanda’nın yönetimine talip olmalı mıyız? Yoksa uslu ve uysal vatandaş olarak kalmak daha mı avantajımıza mıdır? 8-Türkler, STKlar ve cemaatler halinde genel itibariyle Hollanda’da kendi aralarında barış içinde yaşayabiliyorlar. Ancak bir üst strateji sözkonusu olduğunda yapılacak şeyler var mıdır? Yoksa 50 yıllık hareket tarzımızı değiştirmek söz konusu değil midir? 9-İlk 50 yılımız bazılarına göre büyük başarı, bazılarına göre ise henüz katedecek çok yolumuz var. İkinci 50 yıl için bir vizyon ortaya konulabilir mi?

Simit

Köfte

ilhan.karacay@haber.nl Bu sorulara yanıt vermeye çalışırken, Hollanda'daki 40'ıncı yılımızda neler yazdığımıza bakmak yararlı olacak. Bakın ne yazmıştık o zamanlar: Tarih, daha doğrusu tarihi yazanlar nankör olabilirler. Bilinçsiz veya kasıtsız yapılan nankörlüklere ‘eyvallah’ deyip geçebiliriz. Ama bilinçli veya kasıtlı yapılan nankörlüklere göz yumamayız. Hollanda’da Türk toplumuna ve Türkiye’ye yararı olmuş nice dostlar vardır. Ne var ki, bazıları, topluma yararı olmuş bu insanları ‘zabıtlara’ geçirmek isterken, gerçek yararlılar ile zararlıları iyi seçemezler. Bazıları bu seçimi yaparken ‘hatır’ faktörü ile hareket eder. Bu hatır faktörü kimi için, arkadaşlık, kimi için akrabalık ve kimi için de ideolojik etkisiyle çalışır. Örneğin kimileri sergi açar ve bu sergide topluma yararlı olmuş kişileri, eserleri veya fotoğrafları ile yaşatmaya çalışır. Merakla gittiğiniz bu sergide bir de bakarsınız ki, aklınızın ucundan dahi geçirmediğiniz isimler varken, beyinlerinize işlenmiş isimler yoktur. Örneğin, Hollanda’daki 100 ünlü Türk’ü tanıtan bir kitap yayınlanmıştır. Bu kitap için benden biyografim istendi. Daha sonra yayınlanan bu kitapta benim adım tesadüfen “Zübük hanım’ın hemen altındaydı. Bu kitapta “Zübük hanım” yer almıştı ama, Şadi Tatlı gibi, Kamuran Sümercan gibi, İbrahim Görmez gibi ve Emin Ateş gibi isimler yer almamıştı. Aslında beni çok memnun etmesi gereken bu kitabı, sırf bu sıraladığım isimler olmadığı için hiç hoş bulmadım. Daha doğrusu, bu konuda yapılan çalışmayı eksik ve yanlış buldum. Eksikti, çünkü yukarıda saydığım isimler gibi pek çok isim yoktu.

Mozarella Panini

Simit Sandviç

Simit Sarayı Meent Adres: Meent 15A 3011 JA Rotterdam

Tiramisu

Simit Burger

Mantı

Mozaik Pasta

Yanlıştı, çünkü “100 ünlü Türk” içinde yer almaması gereken bir yığın başka isim vardı. Hollanda’ya Türk göçünün 40’ıncı yılı kutlamaları çerçevesinde IOT tarafından bir kitap yayınlandı. “De positie van Turken in Nederland 2004” ve “Veertig jaar migratie” başlıklı bu kitap için de benden bir yazı istendi. Bu yazıda, Hollanda’daki Türk medyasını anlatmam istendi. Hatice Can Engin’in redakte ettiği bu kitaba gönderdiğim yazıda, Hollanda’daki Türk medyasını hakkaniyetle anlatmaya çalıştım. Kitabın içeriği, sizlere tavsiye edebileceğim kadar ilginç. Ne yapıp edin bu kitabı bularak okuyun. Ne var ki, bu kitapta da eksikler vardı. Umarım Hatice Can Engin kardeşimiz daha sonra bu kitabı geliştirme yolunu arar.

Ödül furyası

Çok iyi niyetli Bülent Türker ve arkadaşları, oturmuşlar, aylarca çalışmışlar ve 40 yıla damgasını vurmuş isimleri belirlemişler. Bu isimler arasında naçizane ben de vardım. Bu ödülü sembolik olarak kabul ettiğimi, zira ödüle layık daha nicelerinin bulunduğunu açıkça beyan ettim. Ama ödül dağıtımını duyduktan sonra, “falana neden ödül verilmedi?” diye soranları da görür gibi oluyorum. Hollanda’da 40 yıla damgasını vurdukları için ödül alanları yürekten kutluyorum. Ama hak ettikleri halde böylesi ödülleri alamayanlara, sergilerde ve kitaplarda yer alamayanalara da avazım çıktığı kadar sesleniyorum: Ödüle sizler de layıksınız! Helal olsun sizlere! Bu yorumumdan sonra bize görüş belirten okurlarımız Hüseyin Coşkun, Kasım Torunlar, Birgül Soner, Ayhan Fidan, Ayşen Doğan, Engin Özdemir ve Sebahat Yurduşen’e teşekkürlerimi iletiyorum. Bize elektronik posta ile mesaj gönderen sayın Engin Özdemir, Hollanda’da yazıp çizdiklerimizin hep bir kısır döngü olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: “Yazılarınız Hollanda’daki güncel konuları kapsıyor. Fakat bana biraz tekrar gibi geliyor. Yok efendim yabancılar entegre olmuyor. Bizde hemen cevap hazır. Hayır çok iyi entegre oluyoruz. Bilmem balolar, çeşitli aktiviteler ile de bunu ispatlamaya çalışıyoruz. Hep, “actie-reactie”. Actie onlardan. Bizden de reactie bekliyorlar. Yani gördüğüm hep kontrollü bir reactie. Ben bu tartışmayı yürütenlerin seviyesini beğenmiyorum. Fakat kimsenin seviyesi ile de uğraşacak bir ukalalık yapmak istemiyorum. Affınıza sığınıyorum. Bunların benim için bir anlamı yok. Zaman ve enerji kaybı olduğu kadar, bana heyecan da vermiyor bu konular. Dar bir perspektifte kuralını bilmediğim bir oyunun, kendi şahsım adına öznesi olmak istemiyorum.” Sayın Engin Özdemir şöyle devam ediyor: “Size karşı kaba olmak istemiyorum. Fakat bu tür ve tarzı kapsayan yazılar pek ilgimi çekmiyor. Bir zamanlar Carl Sagan’ın bir kitabını okumuştum. Kitapta şöyle bir bölüm hatırladığım kadarıyla bir perspektif veriyor. Dünyaya şöyle bir uzaydan baktığım zaman mavi bir bilye görüyorum. Oradan baktığımda biri diğerinin sınırını ihlal etmiş ya da biri diğerinin toprağına göz koymuş. Bundan dolayı da kavgalar ve savaşlar. Çok anlamsız çekişmeler ve kavgalar. Carls Sagan'ın uzay perspektifi belkide insanlık için bir çözüm. Diğerleri ise hasmane konular. Peki neden Carl Sagan perspektifini tartışmayız? Neden bir şans vermeyiz.” Yukarıda peşinen teşekkür ettiğim sayın Engin Özdemir’in sorularına yanıt vermek isterdim. Ama ben bu değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. Carl Sagan uzaktan baktığı oranda yakını görememiş galiba. İnsanların birbirlerinin yerine göz dikmesi kötüdür ama akıllı akıllı otururken benim toprağıma ve hakkıma göz dikene karşı, benim ne yapmam gerektiğini de anlatmalıydı Carl Sagan. Bir mesaj da Sayın Sebahat Yurduşen’den geldi. Hollanda İçişleri Bakanlığı’nda görevli olan

bayan Yurduşen, “Merhaba İlhan” diye başlamış mektubuna ve devam etmiş. “Umarım sadece küçük ismini kullanmamdan rahatsız olmazsın”. Aksine, çok samimi bulduğum için sevindim Sebahat Hanım. Sebahat Yurduşen, başarıları nedeniyle ödül alanlar arasında bayanların neden olmadığını haklı olarak soruyor ve şöyle diyor: “40 yıla damgasını vuranlar, (17 kişi) ödül alanlar ve verenler. Sadece iki bayan ödüllendirilmiş. Kadınlarımız hala çok azınlıkta. Bu neden kaynaklanıyor? Ödülü verenlerden mi? Hepsinin erkek oluşundan mı? Bir kadın olarak, etrafımda erkekler kadar aktif kadınları da görüyorum. İş kadını olan ve çok başarılı yıllarını ve emeğini vermiş bizim kadınlarımız nasıl unutulur? Bu tabii ki garip bir tepki olabilir, fakat feminist olmasam bile femin duygularım bu haksızlığa gelemiyor. Yani lafın kısası, adınıza aldığınız ödül için çok sevindim. Bunu mutlaka haketmişsinizdir. Fakat benim tanıdığım başarılı bayan yazarlarımız ve gazete yazarlarımız da var değil mi? İsimleri bulunan bazı iş adamlarını yakından tanıyorum. Birisinin kız kardeşinin bütün şirketi yönetmesi ve herşeyden o bayanın sorumlu olması, ve ağabeyinin toplantılara katılması ve ödülü kız kardeşinin değil ağabeyinin alması beni çok üzüyor.” Bayan Yurduşen, İOT’nin düzenlediği 40. yıl kutlamalarına da bir eleştiri getirmiş. Bu konuda da şöyle diyor Sebahat Yurduşen. “IOT’nin , Göçün 40’ıncı yılı nedeniyle yaptığı eğlenceli kutlama için arkadaşlara gönderdiğim mesajı size de gönderiyorum. Bildiginiz gibi, bir kaç hafta önce IOT’nin düzenledigi 40 yılık el kapılarında işçiliğimizin eğlenceli kutlamasına bir çoğumuz davet edildik. Bazı arkadaşlar sevinçle katıldı fakat bazı arkadaşlar bilinçli katılmadılar bu anlaşılmaz davete. Bana davetiye verildiginde ona neden katılmak istemediğimi, tek başıma da olsam bu eğlenceyi protesto ettiğimi bildirdim. 40 yıllık modern köleliğimizi kutlamaya hiç niyetim yoktu. Bunun yanısıra ne kutlanacak hiç anlamadm . Annem 17 yıl metal fabrikasında çalıştı ve kanser sonucu öldü. Babam emekliliğini beklemeden kalp krizi sonucu bizi erkenden terk etti, Amcam 24 yıl tuğla fabrikasında ağır işten ötürü böbreklerini çürüttü ve aramızdan ayrıldı. Bunlar gibi binlerce birinci nesil emaktarlar sorgusuz sualsiz gittiler. Geride kalan bizler hâlâ bu ülkede bir yerleri kapma telaşındayız. Ne kadar ‘bir yerlerdeyiz’ diyebilsek de azınlık damgası (Yahudiler’in sarı yıldızı) 2. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi bizlere de vurulmuş. Şu andaki politikada hâlâ 2’nci sınıf değil 3’cü sınıf muamelesi görüyoruz, Entegrasyon sorununu hala çözememişiz (Hollanda hükümetinin gözünde) Bunların kutlamasını mı yapacağız? 1981 ve 82’lerde İtalya, İspanya, Yugoslavya kendi milletini geriye çağırırken, bizim ülkemiz, 'Aman ha gelmeyin, dövize ihtiyacımız var' diye bağırıyordu. Bir çok işçimiz ne yazık ki azınlık duygularını kendi çocuklarına yaşatmamak için, geri dönmenin tek bir seçenek olduğuna inanıyorlar. Birçoğu için de geriye dönmek zor oldu. IOT’nin yaptığı bu etkinlik, eğlence olarak değil (bizim 40 yıllık modern köleliğimizi kutlamak için) buradaki işçilerin 40 yıllık emeğine, sabrına, azmine ve emeğini bırakıp gitmişlerin anısına bir toplantı, kongre olabilirdi bu. Yani ne demeli buna? Azınlık duygusu hepimizde var. Fakat bu konuda nasıl bilinçleneceğiz? Sorun burada. Dostça Selamlar Sebahat.” Yukarıda Sebahat Yurduşen ve Engin Özdemir, 40'ıncı yılda neler yazmışlarsa, bunlar 50'inci yıl için de aynen geçerlidir. Bundan sonraki 50 yıl için de geçerli olacağına inandığım bu görüşlerin, pozitifliğe dönüşmesini diliyorum. Vizyonumuzun ne olması gerektiğini de kanaat önderlerimizin saptayacağına inanıyorum.


7

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Avukat Rasim Küçükünal

Belediyeleri köşeye sıkıştırdı Resmi senet davalarında yeni karar gereği, artık tapu senedi yeterli sayılacak. "Hollanda'daki bütün 403 tane belediyeye doküman talebi gönderdik. Anlatın bakalım kaç tane resmi senet davası görüldü diye. Başvurumuz 50 sayfalık oldu. Epey bir ödev verdik belediyelere". Küçükünal & Küçükünal Avukatlık Bürosunun sahibi Rasim Küçükünal, vatandaşlarımızı büyük ölçüde etkileyebilecek bir davanın sonucunu aldıklarını belirtti. Davanın içeriği şu şekilde: Belediye'den veya başka bir kurumdam ödenek alan kişiler, Türkiye'de eğer bir malvarlıkları varsa, öncelikle bunu satmaları gerekiyor. Sattıklarını ise buradaki kuruma ispat etmeleri şartı var. Buradaki ödenek veren kurumlar resmi tapu senedini yeterli bir belge bulmuyor ve 'resmi senet' dedikleri Türkiye'de olmayan ek delil istiyor. Farklı ve anlaşılır olması bakımından bunu örneklendiriyor Rasim Bey: "Belediye ve ödenek veren kurumların tutumu şu şekilde; eğer bir üniversite öğrencisi diplomasıyla birlikte bir iş başvurusu yaptığında, başvurulan şirket 'bu diploma senin üniversiteden mezun olduğunu ispat etmiyor, bana bunu ispat edecek ek deliller getir' derse öğrenciyi çok zor bir duruma sokar ve öğrencinin bunu ispat etmesi zorlaşır, çünkü tek belge diplomadır mezuniyeti ispat eden. Belediye ve ödenek veren kurumlar da aynı bu şekilde Türkiye'de malvarlığı olan vatandaşlardan sadece tapu senedinin yeterli olmadığını ve ek olarak, bir de 'resmi senet' olması gerektiğini belirtiyorlardı. Böyle

bir kağıt parçası olmadığından bu zamana kadar vatandaşlarımız zor durumda kalıyorlardı." ifadelerini kullandı. "2009 yılında bu dava öncelikli olarak sonuçlanıyor ve Yüksek İdare Mahkemesi 'Türkiye'deki gayrimenkulünü sattığını ispatlamak için iki evrak göstermek zorundasın, tapu senedi ve resmi senet' diye sonuçlandırmıştı. Belediye 'malvarlığını ispatla!' deyince vatandaş tapuyu gösteriyor. Ancak belediye "Bu bir parçası, diğer resmi senet nerede?" diyor. Yüksek İdare Mahkemesi bunu araştırdı, resmi senet de olması şartını koymuştu. 2010 yılında dava tekrar görülüyor ve teyid ediliyor kural böyledir diye. O günden bugüne kadar Yüksek İdare Mahkemesi olayı ispat etmek için bu yol gerekli diyordu. Normalde vatandaş mahkemeyi kaybediyordu, çünkü resmi senetsiz işleme bile alınmıyordu. Zannedersem bu konuda Hollanda’da hala yüzlerce dava yürürlükte. Ama 2 Eylül 2014 tarihinde mahkemeden (Centrale Raad) yeni bir karar çıkmasını sağladık. Benim bu davada savunduğum tez 'Hayır siz 2009 ve 2010 yıllarında bu raporu çok yanlış yorumladınız. Belediyelere yönelik yanlış bir yol

HABER Gazetesi atmış olduğu manşetlerle Hollanda'da yeni bir anlayış oluşturdu. Kuruluşunun 5. yılında 64 sayfalık ÖZEL bir sayı çıkaran HABER Gazetesi, sadece manşet sayfalarını öne çıkardığı yeni edisyonunda Hollanda'nın geçtiğimiz 5 yıldaki gündemine projeksiyon tuttu.

çizdiniz o davayı belediye tarafından kaybettim." Rotterdam mahkemesi de "Hayır siz bunu yanlış görüyorsunuz" demesine rağmen Centrale Raad bu kararda beni haklı buldu. Kararı Türkçeye tercüme ettirdim bile" dedi. Bu karar çıktı ama bundan sonra ne olacak? "Ben Schiedam Belediyesiyle görüştüm, '2009 yılından beri böyle bir uygulama var ve bu yanlış bir uygulama' dedim ve bana hak verdiler. En az 20 tane böyle bir dava görülmüştür, benim elimde bile 6 tane dava var. Telefondaki bayan bana 'Biz kendimiz aktif olarak bu konuyu ele almayız ama vatandaş kendisi farkına varıp ta "Benim de zamanında 3 yıl önce böyle bir davam vardı ve başvurumu kabul etmediniz ve haksız yere bu evrakları istediniz" derse tekrar bu konuya bakabiliriz dedi. Şu anda Hollanda'daki bütün 403 tane belediyeye WOB doküman talebi gönderdik. Anlatın bakalım kaç tane resmi senet davası görüldü diye. 200 tane teyit e-maili geldi. 40 tanesi "Neden bunu istiyorsun?" diye sordu. Sekiz hafta içinde cevap vermek zorundalar ve bir şekilde alacağız bunları. Belediyelere 50 sayfalık kapsamlı bir başvuru dosyası gönderdik. Epey bir ödev verdik belediyelere anlayacağınız". Burada asıl amacının daha önceden işlenen ve eski karardan dolayı mağdur duruma düşürülen vatandaşların hakkını aramak olduğunu söylüyor Rasim Bey. "Resmi senet davaları'nda belediyelere tekrardan mail gönderip yeni kararı hatırlatmak, artık o belediyelerdeki

camilere, derneklere e-mail göndererek soracağız. 'Siz hiç bu şekilde bu tür meselelerden haberdar oldunuz mu?' diye. Buradaki hedefim aslında şu: Zaten vatandaş “Resmi Senet” yazısını okursa ve başından böyle bir dava geçmişse mutlaka hatırlayacaktır. Avukatı Hollandalı da olsa fark etmez, çünkü Hollanda mahkemesinde kavram Resmi Senet ve Tapu Senedi olarak geçiyor. Faslı bir arkadaşım bu olayı çok güzel yorumladı, 'Centrale Raad bir

nevi dev konteyner gemisiydi, ama sen bir parmağınla iterek onun yönünü değiştirdin' dedi ve gerçekten de öyle bir durum çıktı ortaya. Böyle bir kararın çıkmasıyla, onlar önceki zamana geri dönüp kendi yanlışlarını tekrar düzeltmek zorunda kalacaklar, bir avukat olarak beni mutlu edecek bir sonuç oldu tabi bu." Siz de bu konuda mağdursanız, Schiedam'daki avukat Rasim Küçükünal'la irtibata geçebilirsiniz.

EMEĞİ GEÇENLERİ YADEDİYORUZ

MANŞETLERİMİZ BİR ARADA: HABER ALMANAK 'Esas olan gündemi izlemek değil, gündem oluşturmaktır' prensibini benimseyen HABER, farklı aylarda atmış olduğı isabetli ve konjünktürel güncel manşetleri ile Hollanda Türk Toplumu'nda ses getirmesini bildi. Geçtiğimiz 5 yıl ay-be-ay incelendiğinde, o ayın ağırlıklı gündemine dair ne varsa HABER'in farklı ve çarpıcı biçimde o konuları ele alışı, okurlarımızın dikkatinden kaçmadı. Her defasında başlıklarımıza ve manşet sayfasına dair, olağanüstü güzel tepkiler aldık.

5. YIL ÖZEL

TEŞEKKÜRLER GÜZEL İNSANLAR... (Soldan sağa): Berna Güdücü, Gökhan Çoban, Derya Karaca, Hüseyin Keleş, Bayram Savran, Elko Westervaarder, Kemal Kuzu, Ali Andal, Ali Yücel, Bahtişen Ördek, Ayşe Özkaya, Samet Kaynar, Selman Karaman, Burhanettin Carlak, Mesut Karaman, Sadık Yemni, Serap Torremans, Merve Karaman, Güneş Çobanoğlu, Petek Nas, Elif Çetinkıl, Nilgün Şahin, Keziban Karaçor, Mehmet Ali Topçu, İffet Subaşı, Songül Arslan, Saadet Beder, Rabia Karaman, Neslihan Keser, Sedat Çakır, Mehmet Pekcan, Füsun Akay, Erdinç Saçan, Çiğdem Yüksel, Önder Kaya, Lydia Gitsels, Mehmet Fatih Karaman, Aysun Keser, Özlem Keskin, Eda Kara, Zeynel Abidin Kılıç, Kemal Şahin, Nur Yüksel, Kübra Akçay, Ayhan Tonca, İlhan Tekir, Kamil Saygı, Mehmet Emin Ateş, Ahmet Suat Arı, İbrahim Karaman, Veyis Güngör, Can Bayar, Kürşat Bal, Hasan Karaman, Abdullah Özel, Metin Yazarel, İlhan Karaçay, Nur Öztürk, Nafize Şener, Özlem Hasip.


HABER

8

EKİM / OKTOBER 2014

Siyasilere güven meselesi Siyasilere olan güvensizliği konjünktürel olarak değerlendirmek mümkün olsa da, gelinen noktada siyasilerin kendi rollerinin de olduğu inkar edilemez. Çok sık değişen söylemler, zamanın ruhuna göre alınan tavırlar, fırsatçılık gibi siyasi arenada pek ender rastlanmayan olgular da bu olumsuz kanaatin oluşmasına sebep olmaktadır. AHMET SUAT ARI Anket kuruluşları düzenli aralıklarla halkın nabzını yoklayıp muhtemel siyasi dengeleri tespit etmeye çalışırlar. Anketlerde seçmenlere o anki muhtemel tercihleri ve daha önceki seçimlerdeki tercihleri sorulup bir mukayese yapıldığı gibi, siyasilerle ilgili kanaatleri de sorulur ve çıkan sonuçlar kamuoyuyla paylaşılır. Manipülatif olanları hesaba katmazsak anketlerde ortaya çıkan tablo yüzde yüz olmasa da gerçeğe oldukça yakındır ve ciddiye alınması gerekir. Gerek Maurice de Hond’un peil.nl’i gerekse IPSOS Politieke Barometer’den çıkan sonuçlar mevcut siyasilere güvenin taban yaptığını göstermektedirler. Özellikle de iktidar partilerine olan güven minimum düzeyde seyretmektedir. Tabii ki bu güvensizlik tercihlere de yansımakta ve iktidar sanal olarak parlementoda azınlık durumunda görülmektedir. Siyasilere olan güvensizliği konjünktürel olarak değerlendirmek mümkün olsa da, gelinen noktada siyasilerin kendi rollerinin de olduğu inkar edilemez. Çok sık değişen söylemler, zamanın ruhuna göre alınan tavırlar, fırsatçılık gibi siyasi arenada pek ender rastlanmayan olgular da bu olumsuz kanaatin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu güven(sizlik) meselesi sadece siyasi tercihlerin değişmesi anlamına gel-

memektedir. Bu durum aynı zamanda seçmenlerin sandıktan kaçmalarına da sebep olmaktadır. Nitekim her seçimde sandığa gitme oranının düştüğüne şahit olmaktayız. Bu güven(sizlik) meselesi Hollandalı Türklerde daha da vahim durumdadır. Türkevi Araştırmalar Merkezi’nin Amsterdam Üniversitesi Göç ve Etnik Araştırmalar Enstitüsü ile birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde gerçekleştirdiği ankette ortaya çıkan tablo bunu göstermektedir. 22 Ekim akşamı Amsterdam Tartışmalarının da konusu olacak anket araştırmasından çıkan sonuca göre Hollandalı Türk seçmenlerin yaklaşık % 66’lık kesimi Hollanda siyasetine güven duymamaktadırlar. Bu durum özellikle muhafazakar kesimde yaklaşık % 76’lık oranla çok ciddi seviyelerdedir. Güven, eğitim seviyesi yükseldikçe göreceli olarak artmakta, ancak hala kaygı verici seviyede görülmektedir; zira yüksek eğitim alanların % 57,7’lik bir oranı hala Hollanda siyasetine güven duymamaktadır. Ancak buna tezat teşkil edercesine Hollanda siyasetine ilgi yüksek eğitimlilerde %58’lik oranla oldukça yüksek bir seviyededir. Mevcut durum gösteriyor ki bu güvensizlik durumu kısa vadede ortadan kalkmayacak. Hatta kalkmadığı gibi daha da dibe vuracak. Gerek iç gerek-

suat.ari@haber.nl se dış politikalar bunda etkili olmaktadırlar. İç politikada geçmişte elde edilen kazanımların bir bir kaybedilmesi, ekonomik kriz ve onun halka yansıması, bir takım sosyal meselelerin bazı gruplara mal edilip onların ötekileştirilmesi, uyum adına asimilasyonun dayatılması gibi daha bir çok faktör halkın siyasilere olan güveninin zedelenmesinde rol oynamaktadır. Dış politikada ise takip edilen çifte standart en önemli faktör olarak görülmektedir. Genel konjünktüre baktığımız zaman kısa vadede iyileşmeleri göremeyeceğimiz için bu güven(sizlik) meselesinin daha uzun müddet söz konusu olacağını söylemek mümkündür. Bakalım bu durum 18 Mart 2015’te yapılacak İl Genel Meclisleri seçimlerini nasıl etkileyecek? Sandığa gitme oranının oldukça düşük olacağı kesin, ancak ne tür sonuçların çıkacağını kestirmek çok zor. Ama iktidar partilerinin kaybedeceği kesin. Sadece kaybetmekle kalmayıp iktidarı da teslim etmeleri muhtemel, zira İl Genel Meclislerinden çıkacak tablo Senato’ya da yansıyacak ve zaten karar almak için zar zor bulunan destek tamamen kaybolacaktır. Haliyle de hükümet çalışamaz duruma düşecektir ve çekilmekten başka çaresi kalmayacaktır. Yanılıyor olmayı tercih ederim!

Başkonsolos Togan Oral, Konsoloslar Birliğinin Başkanlığına seçildi

T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Hollanda’da faliyet gösteren Başkonsolos ve Konsolosların Başkanlığını üstlendi. Rotterdam, Lahey ve Amsterdam’da yerleşik muvazzaf ve fahri Başkonsolos ve konsoloslardan müteşekkil “Rotterdam Konsoloslar Birliği”nin (Union des Consuls à Rotterdam - UCR) 20 Ekim'de yapılan olağanüstü Genel Kurul toplantısında düzenlenen seçimde konsolosların tamamının desteğini alan Başkonsolos Oral oybirliği ile Birliğin Başkanlığına getirildi. 1906 yılında kurulan ve Hollanda’daki en köklü konsüler yapılanma olma özel-

liği taşıyan UCR’nin 61 ülke konsolosluğundan 100’e yakın üyesi bulunuyor. UCR üyelerinin büyük bölümü, gerek siyasi, gerek sosyal bağlantı ve nüfuzları güçlü, saygın işadamları ve üst düzey şirket yöneticilerinden oluşuyor. Hollanda’daki görev süresi dolana kadar Başkanlık görevini yürütecek olan Başkonsolos Oral, Türkiye Başkonsolosu olarak Hollanda’daki konsolosları çok sayıda resmi faaliyette temsil etmenin yanısıra; sınırlı sayıda üst düzey davetlinin iştirak edebildiği siyasi, ekonomik, sanatsal ve sosyal etkinliklerde de hazır bulunacak.

2006 ‘dan beri

DOĞRU TERCİH YAPTIĞINIZA EMİN OLUN

Rotterdam şubemiz yakında hizmetinizde


9

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Bıyıkları Kesilen Yumoşlar Yıllar var ki, yeni dünya düzeninin kurucuları insanlığın algı antenleriyle oynayarak, dostu düşman, düşmanı da dost bildirecek tuzaklarla insan evladının tabiatını, doğasını bozdular. Sanat ve sanat tarihi adına dost ve düşman algılarımızla oynadılar, duygusal frekanslarımıza ayar çektiler, yolumuzu, yörüngemizi, kıblemizi şaşırttılar.

METİN YAZAREL Bu sayıda Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve turizim gelirlerini artırmak gibi bir gayeyle, Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olarak anılan, Afrodit veya Aphrodite’nin Anadolu medeniyetleri sergisi adı altında, Hollanda’ya getirilmesini irdeleyen bir yazı yazmıştım. Fakat bir kafeteryanın terasında oturken tanıştığım Berkay ve Gizem isimli gençlerle aramızda geçen diyalogdan sonra başka bir konuda yazmaya karar verdim. Gizem ve Berkay sepetlerinde bulunan kedileri Yumoş olduğu halde, yanıma gelerek, Haber Gazetesi'nde yazılarımı takip ettiklerini, okuyucu haklarını kullanarak beni eleştireceklerini söyleyip başladılar eleştirilerini sıralamaya. Yazı uslubumu çok akademik, kullandığım dili diplomatik ve bir okadar’da ağır bulduklarını ifade ettiler. Seçtiğim konu başlıklarını, insanları okumaya teşvik eden ustaca seçilmiş bir tuzak olarak gördüklerini (Güdükzadeler, Zübükzadeler, Toplumsal Cazgırlar vs) gibi misallerle izah ettiler. Toplumsal konularla ilgili yazdıklarımdan istifade ettiklerini beyan eden uzunca bir muhabbetten sonra, kendilerini sabırla dinlediğim için teşekkür ettiler. Sohbetimiz ilerledikten ve kendilerine kedilerle ilgili anlattığım bir hikayeden

metin.yazarel@haber.nl

sonra, her ikisi de ara sıra edebi yönünüzü de göstermelisiniz diye telkinde bulundular. Ve neden hep asık suratlı yazılar yazıyorsunuz diye sorup, kedi hikayesini yazmam konusunda ısrarcı oldular. Gizem ve Berkay’a verdiğim sözü tutmak adına, kedi hikayesini anlatmak istiyorum. Hikaye’yi bir Cuma hutbesinde, yaşanmış bir olay olarak dinlemiştim. Hutbede hikaye’yi anlatan hocaefendinin çocukluk arkadaşı olan, olayın kahramanı bir müftü çocuğu. Babası müftülüğün bahçesinde sohbet ederken, fareleri kovalayan kedileri göstererek, yanında bulunanlara kedilerin bıyıklarının ne işe yaradığını sorar. Orada bulunanlardan hiç kimse cevap veremez. Bu durum üzerine müftü efendi cevabı kendisi anlatır. Kedilerin bıyıklarının uydu, antenleri gibi işleve sahip olduğunu, kedilerin dost ya da düşman ayrımını bıyıkları vasıtasıyla algıladığını ifade eder. O vakit 7-8 yaşlarında olan bizim küçük yaramaz, babasından dinlediği olayı evde kendi kedilerinin bıyıklarını keserek deneylemek ister. Bir müddet sonra görürler ki, farelerin korkulu rüyası olan kedi, farelere saldırmıyor aksine onlarla oyun oynayarak, oyundaş oluyor.

Bu hikayeden de anlıyoruz ki, Yüce Yaradan hiç bir varlığı, hiç bir organı, hiç bir uzvu, aksesuar olsun diye yaratmıyor, hepsini bir gaye, bir amaç için yaratıyor. Eğer siz canlıların genetiğiyle, doğasıyla oynamaya kalkarsanız, Kedi misalinde olduğu gibi tabiatını bozar, fıtratıyla oynamış olursunuz. Yıllar var ki, yeni dünya düzeninin kurucuları insanlığın algı antenleriyle oynayarak, dostu düşman, düşmanı da dost bildirecek tuzaklarla insan evladının tabiatını, doğasını bozdular. Sanat ve sanat tarihi adına dost ve düşman algılarımızla oynadılar, duygusal frekanslarımıza ayar çektiler, yolumuzu, yörüngemizi, kıblemizi şaşırttılar. Tıpkı turizm gelirlerini artırma adına, Türkiye fonlarından parasal destek ve yardım sağlanarak açılan Aphrodite sergisinde olduğu gibi; aklımız dondu kaldı. Neyin yararlı, neyin zararlı olduğunu hesap edemez olduk. Sevgili Berkay ve Gizem, siz şimdi huylu huyundan vazgeçmiyor, basit bir kedi hikayesinde bile, bir yerlere göndermede bulunmuş diye aklınızdan geçirmekte haklı olabilirsiniz, itiraz etmiyorum, size verdiğim sözü tuttuğumu hatırlatarak, yazımı sonlandırmak istiyorum.

Bosna'da İzzetbegoviç zaferini ilan etti Bosna Hersek'teki devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinde, Demokratik Eylem Partisi (SDA) Genel Başkan Yardımcısı Bakir İzzetbegoviç, zaferini ilan etti. Bosna Hersek’te, ülkede silahları susturan Dayton Barış Anlaşması’nın ardından, devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri 7′nci kez düzenlendi. Seçimlerde, ülkedeki Boşnak nüfusu temsil eden en büyük siyasi parti konumundaki Demokratik Eylem Partisi (SDA) Genel Başkan Yardımcısı ve Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, resmi olmayan sonuçlara göre zaferini ilan etti. İzzetbegoviç, yaptığı açıklamada, Üçlü Devlet Başkanlığı

Konseyi’nin Boşnak üyeliği yarışında önde olduğunu açıkladı. İzzetbegoviç, “Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak üyeliği konusunda zaferimi ilan edebilirim. Benzer seçim sonuçları SDA için de geçerli” diye konuştu.

Hollanda’nın yeni Dışişleri Bakanı Bert Koenders göreve başladı Hollanda’da Frans Timmermans’ın Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı olmasıyla boşalan Dışişleri Bakanlığı’na getirilen Bert Koenders görevine başladı. İktidar ortağı İşçi Partili (PvdA) Koenders, Başbakan Mark Rutte ile görüştükten sonra Kral Willem Alexander tarafından atanarak görevine resmen başladı.

Yeni göreviyle ilgili açıklamada bulunan Koenders, bakanlığı büyük bir sorumluluk olarak gördüğünü söyledi. Siyasetten uzak kaldığı süre zarfında Hollanda ve dünyada önemli değişimler yaşandığına işaret eden Koenders, gelecek hafta NATO Genel Sekreteri ve bazı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüşmeler yapmayı planladığını dile getirdi.

‘den fazla TV kanalını izle Türkçe, Arapça, Farsca, Kürtçe, Afganca, Tajikce, Azerice, Ermenice ve Aşurice

Aylık Ödemesiz

Sınırsız Abonelik

GLTURK’ü satın almak için aşağıdaki bayilerimizle irtibata geçebilirsiniz

satın almak için, www.glturk.com adresinden veya aşağıdaki iletişim telefonlarından bize ulaşabilirsiniz

Ali Sahir +31 643.796.559 I All TV Net +31 641.851.404 I Roos Market +31 206.393.904 I Ramin +31 636.097.778

®

.com

.com

tarafından desteklenmektedir

tarafından sağlanmaktadır

Bayi Olmak için apply@glturk.com +1 905.762.5046

Müşteri Hizmetleri info@glturk.com +1 416.640.2405

13-12-0013

‘den fazla Türk TV kanalı


HABER

10

EKİM / OKTOBER 2014

İnsan tasavvurumuzu asra idrak ettirmek Ancak biz, Batı da yaşayan müslümanlar olarak biliyor ve iliklerimize kadar yaşıyoruz ki, belirli aralıklarla sanki planlanmış gibi müslümanların yaptıkları ya da sebep oldukları bazı olaylar bahane edilerek İslam dininin hep şiddeti telkin ettiği ve radikalizmi savunduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı. Son süreç, yani bugün karşı karşıya olduğumuz gelişmeler de böyle bir algı oluşturmanın ürünü. VEYİS GÜNGÖR Daha, Orta Doğu’daki olaylar bu kadar gündemimizi meşgul etmeden önce de Avrupa’nın en önemli on sorunu içinde İslam radikalizmi yer alıyordu. Avrupa ülkelerinden, müslüman gençlerin din için savaşmaya gitmeleri ‘cihadizm’ olarak sorunların ilk sıralarına yerleştirilmişti. Suriye, Irak ve bölgedeki son gelişmeler cihadizmi artık en başlara taşıdı. Zaten 11 Eylül olaylarından sonra hep sorun gösterilen müslümanlar ve (haksız) olarak İslam artık Batı'nın korkulu rüyası haline getirildi. Ancak biz, Batı da yaşayan müslümanlar olarak biliyor ve iliklerimize kadar yaşıyoruz ki, belirli aralıklarla sanki planlanmış gibi müslümanların yaptıkları ya da sebep oldukları bazı olaylar bahane edilerek İslam dininin hep şiddeti telkin ettiği ve radikalizmi savunduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı. Son süreç, yani bugün karşı karşıya olduğumuz gelişmeler de böyle bir algı oluşturmanın ürünü. Durum böyleyken. En azından biz olaya böyle bakarken bu dine inanan bir birey olarak sürekli üzerimize düşen görevin ne olduğunu sorar olduk. Oysa inandığımız din ve aidiyet duyduğumuz medeniyet tarihte insanlığın huzuru ve yeryüzünde adaletin hakim olması yolunda bir çok imtihandan başarıyla

çıkmıştı. 'Vücudunun o kadar büyütülmesini ve cehennemde hiç bir ehli imana yer kalmamasını isteyen Hz. Ebû Bekir', 'suçsuz bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüştür' anlayışını öngören bir din anlayışı nasıl olur da yerini gözünü kırpmadan savunmasız insanları öldüren bir müslüman imajı insanlık gündemine gelmesine vesile olurdu. Bu işte bir yanlışlık vardı ama... Sorular karşısında titreyerek kendimize dönmeliydik. Ve... Şanlı peygamberimiz ve tarihimizde yaşayan binlerce şahsiyetin örnek davranışı ve insan modeli bizi rahatlatıyor ve imdadımıza yetişiyordu... Yine böyle Hollanda ve Avrupa'nın sıkıntılı bir süreçten geçtiği günlerde CDA'da siyaset yapan Kaya Turan Koçak bir istişare esnasında, Müslümanların imajını iyileştirme doğrultusunda 'Kurban Eti Toplama Projesi' fikrini ortaya atmıştı. Kurban Bayramı esnasında bir miktar et toplanacak ve ihtiyaç sahibi Hollandalılara gıda dağıtan kuruluşlara hibe edilecekti. Proje tutar mı? Tutmaz mı? Bir hayli tereddüt ettik ilk başta. Yedi yıl önce küçük ölçekli, sembolik de olsa başladık et toplamaya. Proje ya da bizim bu davranışımız Hollanda basınında büyük ilgi gördü. 'Müslümanların bilinmeyen yüzü', 'şimdiye kadar neredeydiniz' gibi başlıklar Hollanda basınının attığı

Schiphol'deki MH17 anma noktası 1 Kasım'da kapanıyor

veyis.gungor@haber.nl başlıklar arasında yer aldı. Bıkmadan usanmadan devam edildi et toplama işine. Ve yedi yıl sonra Hollanda Diyanet Vakfı tüm şubelerinde yani ülke çapında bu etkinliğe imza attı. Vakfı tebrik ediyorum. Hollanda'da yoksullukla mücadele alanında çok önemli bir adım bu. Projenin ikinci ayağı ise genelde toplumda kendini marjinal hissedenlerin devam ettikleri restoranlar olarak bilinen Resto van Harte kurumuyla ortak organize edilen yemekli programlardır. Bu programlarda bu yıl 'İslam'ın bir başka yüzü' adıyla Hoca Ahmed Yesevi’nin insan tasavvuru anlatılıyor. Bu insan tasavvuru, her türlü aşırılıktan uzak, insanı eşref-i mahlukat olarak gören bir dünya görüşüdür. İşte bize, Avrupa’da yaşayan ve bu medeniyete ait olan bireylere ve kurumlara bu dünya görüşünü anlatmak düşmektedir. Bu sadece bir medeniyetin propagandası değil aynı zamanda üzerimize farz olan insani bir görev, sosyal sorumluluk ve küresel misyondur. Bu davranışımız öncelikle müslümanları devamla korku içinde olan Avrupalıları rahatlatacaktır. Yukarıda da ifade edildiği gibi ‘suçsuz bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüştür’ anlayışını anlatmak ve bunu asra idrak ettirmektir bizim misyonumuz. Bu bizim varoluşumuzun da bir gereğidir.

Amsterdam Schiphol Havalimanı'nda bulunan, Ukrayna'da düşürülen MH17 sefer sayılı uçağın anma noktası 1 Kasım'dan itibaren kapanıyor. Orada bulunan taziye defterleri, kartlar, oyuncak hayvanlar ise, ailelerle görüşüldükten sonra sabit bir anma yeri bulunana kadar saklanacak.

Bilindiği üzere geçtiğimiz Temmuz ortalarında düşürülen uçağın ardından Amsterdam Schiphol Havalimanı'nın 3 numaralı gidiş platformunun önü tamamıyla çicek ve kartlarla doldurulmuştu. Daha sonra ise onlar oradan kaldırılıp Dünya Ticaret Merkezi'nin yolcu geçiş noktasına taşınmıştı.

Türkiye, artan terör olayları nedeniyle zarar gören Kobani (Ayn el Arap) bölgesine şimdiye kadar toplam 634 araç insani yardım malzemesi ulaştırdı. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, bölgedeki nüfus hareketleri kapsamında, Türkiye'nin Suriye tarafında bulunan Suriye vatandaşlarına 2 Ağustos 2012'den itibaren yardım dağıtım faaliyetlerine başladığı belirtildi.

Açıklamada, 2 yılı aşkın süredir Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda devlet kurumları, belediyeler, yerli ve yabancı organizasyonlar, sivil toplum kuruluşları ve farklı ülkelerin de desteğiyle, sınırın Suriye tarafındaki ihtiyaç sahiplerine gıda, ilaç ve barınma başta olmak üzere insani ihtiyaçların giderilmesine yönelik faaliyetler devam ettiğinin altı çizildi.

Türkiye'den Kobani'ye 634 araçlık insani yardım

Sera Supermarkt

� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz

KALİTEDE TEK İSİM

Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623

Hakiki kuzu eti sadece bizde

2 adet şampiyonluğu olan meşhur Halil Usta'nın leziz yemeklerini tadın... Amsterdam'da yeni açılan restoranımızda geleneksel Türk mutfağının tadına varabilirsiniz.

Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam


11

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine İngiliz medyasının hedefi oldu

HOLLANDA'DAKi

'da Hollanda Etkili n 50 Yılın, E nü 50 Türk'ü z seçiyoru

www.50turk.com

Seçimler 2015'te

Günlerdir çözüm sürecinin bitmesi için Kürtler'i kışkırtan İngilizler, iftiralar atmaktan da çekinmedi. Kraliçe II. Elizabeth'in ülkesi İngiltere'nin hedefinde sadece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan var. Her seçim öncesi iftira kampanyalarına başlayan ve Erdoğan'a iftiralar attığı için tazminatlar ödeyen İngiliz medyası, şimdi de çözüm sürecinin bitmesi için her yola başvurdu.Independent, The Daily Telegraph, Guardian, The Times, Financial Times gazeteleri ve The Economist dergisi, Ortadoğu'da güçlenen Türkiye'yi engellemek için Kraliçe II. Elizabeth'in istediği yayın politikalarına döndü. İşte medyasının son günlerdeki iftira dolu haberleri:

"ÖVÜNDÜĞÜ SÜREÇ BİTİYOR" Erdoğan'ın o çok övündüğü çözüm süreci bitebilir. Kürtlerin bir süredir uykuya yatan ayaklanma duygularını tekrar alevlendi. Diktatör Erdoğan. Erdoğan'ın giderek daha "otokratik" bir lider haline gelmeye başladı. Erdoğan artık Türkiye'nin milliyetçileri arasında yeni dostlar arıyor. Erdoğan son günlerde Kürt konusuna karşı en şahin duruşu sergileyen generallerden dahi daha katı bir duruş sergiliyor. Kürtler, isyan etme noktasına geldi. Bu konuda haksız sayılmazlar. Irak Şam Devleti IŞD'ye karşı PKK'nın direnişi ve laik olması, Kürt isyancıları Amerika için IŞD'ye karşı potansiyel müttefik haline getirdi. Kobani düşerse, çözüm süreci bir daha başlamamak üzere biter. ÖFKE VE NEFRET VAR Kürtlerden haklı tepki. Gültan Kışanak gerginliklerin dineceği konusunda hiçbir garanti olmadığını savunarak, uyarıyor: "Öfke ve nefret birikiyor" dedi. Erdoğan kendine gelmeli. Şiddet, Suriye'deki tutumu üzerine Erdoğan'ı saran fırtınanın sadece bir parçası oldu. Erdoğan'ın son şansı. Diktatör tavrı ile bilinen Erdoğan, Türkiye'nin kapılarını Orta Doğu mezhepçiliğine açma riskiyle karşı karşıya. Erdoğan, ülkesini krize sürükleme riskiyle gidiyor. Erdoğan Kobani'ye gönderilmek istenen yardımları da engelliyor. Ancak amacı ne olursa olsun politikaları, Türkiye'yi bölüyor. KRALİÇE VE ROTHSCHILD İngiltere medyasının yüzde 70'ine sahip olan ünlü Yahudi ailesi Rothschild, Kraliçe II. Elizabeth için, "Vazgeçilmez" konumda. Rothschild ailesi de, özellikle medyada Kraliçe'nin istemediği hiçbir haberi yayınlamamasıyla bilinir. Yayınladığı haberler de "Kraliçe'nin onay verdikleri" olarak yorumlanır.

THE TIMES: Erdoğan, Kürtler'in güçlenmesinden korkuyor. BBC: Erdoğan'ın çözüm sürecini önemsemiyor. Tek derdi Kürtler'in oyu. İNDEPENDENT: Erdoğan, IŞD tehdidini kullanarak ABD ve Kürtlerden taviz koparmaya çalıştığını ancak şansını fazla zorladığını bilmeli. TELEGRAPH: Türkiye ve IŞD'nin düşmanları ortak. İşte bu yüzden Erdoğan harekete .geçmeyecek Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir krize neden oldu. Suriye politikaları ve IŞD, Erdoğan'ın dostlarından kopmasına neden oldu. Erdoğan, ülkesini yanlızlaştırıyor. Erdoğan'ın Büyük Türkiye hayali gerçekten bir 'hayal'. Erdoğan'ın hatalı politikaları ve IŞD, Türkiye'nin komşularını kaybetme riskini ortaya çıkardı. Erdoğan'ın boğaza üçüncü köprü, Çanakkale Boğazı'na köprü, İstanbul'a üçüncü havaalanı benzeri mega planlar tasarlamalarına karşın faizlerin rekabetçi tutulması baskısı dolayısıyla bu projeleri finanse etmenin de zor olacağı ortada. Bu projeler hayal gibi duruyor.

Resmi kapsamda, 1964’te başlayan Hollanda serüvenimiz bu yıl 50. Yılına ulaştı. Türklerin Hollanda’ya gelişinin 50. Yılı onuruna EKOL Vakfı ve HABER Gazetesi, Hollanda’da tamamladığımız 50 Yılın En Etkili Türk'ünü seçerek, tarihe izdüşecek yeni bir hizmete imza atmaya hazırlanıyor. İ�ki kültür arasında köprü kuran insanlaBu liste rımız kim? Hollanda-Türk topa d ' a d n lumunun gelişmesine katma a ll o H değerde bulunacak bir proje. k a c a z a y tarih Bu liste tarih yazacak.

TARİHE İZDÜŞÜM

HERKES ADAY GÖSTEREBİLİR

Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş en etkili 50 Türk insanını seçerek, toplumda rol model olan insanların tanıtılmasına, geleceğe aktarılmasına dair bir çalışma yapıyoruz. En Etkili 50 Türk listesine topluma çeşitli alanlarda hizmette bulunmuş; iyilikleriyle, fikir ve projeleriyle, çalışmalarıyla ve bu çalışmalardan elde ettiği faydalı sonuçları görünen, bilinen Türk insanları girecek. Bu liste çok konuşulacak.

Listenin oluşması için STK’lar kendi içlerinde önemli hizmetlerde bulunmuş insanlarımızı önerebilecekler. Her vatandaşımız, kendilerini temsil ettiğini düşündüğü veya toplumun gelişmesine katkıda bulunduğuna inandıkları kişileri teklif edebilecekler. Adaylık başvuruları 1 Mart 2015 tarihine kadar yapılabilecek. Listenin kriterlere göre oluşması için farklı birikim ve çevrelerden 9 kişilik bir jüri heyeti oluşturuldu.

İŞTE TARİHE GEÇECEK En Etkİlİ 50 Türk'ü seçecek jürİ İBRAHİM KARAMAN

TÜlay DEMİR-Oktay

Kamil SaygI

HABER Gazetesi'nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni. Radboud Üniversitesi mezunu; bilgisayar yüksek mühendisi. Medya prodüksiyon şirketi yöneticiliği de yapıyor. Evli ve 2 çocuk babası.

Araştırmacı, eğitimci, yazar. Hollanda'da doğdu. Uzun yıllar sonra Türkiye'de başarılı bir iş kadını oldu. Yetenek Avcısı markalı kitapları ve ürünleri var. UTİK Başkanı.Hollanda-Türkiye arasında dinamik bir networker. Selçuk Üniversitesi mezunu. 3 yıl Öger Tours yöneticiliği yaptı. 5 yıl Pegasus Air Hollanda ve Fransa Müdürü olarak çalıştı. Halen Meram Restoranlar zinciri genel müdürlüğünü yürütüyor. Evli ve 2 çocuk babası.

Rotterdam Erasmus Üniversitesi Hukuk Bölümü mezunu. Yıllarca Hollandalı avukatlık bürolarında İflas Hukuku üzerine çalıştı. 2012'de kendi ofisini açtı ve Den TuĞba Harmankaya Haag'da müşterilerine hizmet veriyor.

Metin Yazarel

SEHER GÜLSEVEN

Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü okudu. Yıllarca Milliyet'te yazıları yayınlandı. Hollanda'da dernek ve federasyonlarında yöneticilik yaptı. Girişimcilik geçmişi var. HABER Gazetesi köşe yazarı. Serbest çalışıyor.

Türkiye'de liseyi bitirdi. ROC Rijnijsel’da muhasebe, Arnhem meslek okulunda güzellik uzmanlığı okudu. Osmanlıca dil egitimi, ebru ve hat sanatı dersleri aldı. Çocuklar ve yaşlılara yönelik projelerde gönüllü çalışmalar yapıyor.

İlhan Tekir

Nur ÖztÜrk

KÜrŞat Bal

Rotterdam Erasmus Üniversitesi Yönetim Bilimlerinden yüksek lisanslı. Gorinchem'de Groenlinks'ten 2. dönem meclis üyesi. Hartmans Netwerk başkanı. Utrecht Belediye'sinde uzman denetçi olarak çalışıyor. Hollanda'da yetişkinler okulu meslek eğitimini tamamladı. 3 yıl Varsseveld Belediyesi'nde memur olarak çalıştı. Daha sonra özel bir şirkette ofis manager'liği yaptı. HABER Gazetesi PR Halkla İlişkiler Müdürü. Radboud Üniversitesi'nde fizik dalında doktora yaptı. Arentheem Koleji'nde 3 yıl öğretmen oldu. CMO ve SMO yöneticisi. Verenigd Arnhem Partisi'ni kurdu, ilk seçimlerde belediye meclis üyesi oldu. ASML'de süpervizör olarak çalışıyor.

.com

€59

’dan

Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin

BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR


HABER

12

EKİM / OKTOBER 2014

ADVERTORIAL

Dünyada sadece iki klinikte olan

Son teknoloji Visus Oogkliniek Rotterdam'da %100 memnuniyetimiz var. Türkiye’deki ameliyat larda 6 ay garanti bile alamazsınız, ama bizde ömür boyu garantili.

Rotterdam'da 5 yıldır hizmet veren modern göz kliniği Visus hizmetleriyle vatandaşlarımızın beğenisini kazanmaya devam ediyor. 5 milyon yatırımla kurulmuş bu gelişmiş kliniğin sahibi bir Türk: Dr. Nusret Baş. Türkiye'de ilk göz lazerini gerçekleştiren Doktor Nusret Baş, 28 yıldır tek başına 60 binden fazla göz lazer ameliyatı gerçekleştirdi. Visus Oogkliniek nasıl bir kurum? Visus Oogkliniek 5 yıldır Rotterdam’da aktif. Burada açmadan önce uzun yıllardır Türkiye deneyimimiz var. Visus Oogkliniek Doktor Nusret Baş tarafından kuruldu. Doktor Nusret Baş, Türkiye’nin en önde gelen göz cerrahlarından birisi, Türkiye’de ilk göz lazer ameliyatını yapan doktordur. Şu anda 2012 yılı itibariyle Hollanda’nın en büyük göz lazer kliniğiyiz. Rotterdam’da n sonra yakında, Amsterdam’da da bir şube açtık. Kliniğimiz 5 milyon Euro’luk bir yatırımla kuruldu. Dünyanın en gelişmiş ve en pahalı göz lazer cihazlarını bünyemize kattık. Visus Oogkliniek'te şimdiye kadar 10.000’den fazla ameliyat yaptık. Bu ameliyatların sonucunda her hangi bir komplikasyon her hangi bir sıkıntımız söz konusu olmadı. Şu anda Hollanda

GÖZ LAZERİ NORMALDE 1998,- EURO. HABER OKURLARINA %20 İNDİRİMLİ

Visus Oogkliniek Yöneticileri HABER Gazetesi indirim kodu ile gelenlere 400 Euro'luk indirim uyguluyor. Basit bir örnek: Diyelim ki Amersfoortse veya Zilveren Kruis'te sigortalısınız. Göz lazer tedavisi olduğunuz takdirde, €1998,- yerine €1598,- ödüyorsunuz. Aynı kalitedeki tedaviye başka kliniklerde çok daha fazla ödüyorsunuz.

Göz lazer ameliyatı ne kadar

çapında en yüksek notu (reviews) alan sürede tamamlanıyor? kliniğiz, 10 üzerinden 9.5 aldık ortalama. Ameliyatlarımıza müşterilerimize garanti Ameliyatlar çok kısa sürüyor. Ameliyatın kendisi, birinci bölümde göz veriyoruz. Hangi çeşit göz ameliyatları yapı- başına 27 saniye sürüyor, ikinci bolümde göz başına 1 dakika sürüyorsunuz? Yaptığımız ameliyatlar en son teknoloji yor. Toplam 3 dakikada hastamızla ile yapılmakta, ‘İntralasik’, yani halk dilin- sohbet ederek bitiriyoruz zaten. de bıçaksız göz lazeri olarak bilinen yöntemi yapıyoruz. Hastalarımızın büyük çoğunluğu İntralasik dediğimiz, bıçaksız, ağrısız, rüşmesi normalde 1 saat sürüyor ve kansız yöntemle çok kısa bir süre içinde tedavi doktor tarafından gerçekleştiriliyor. Göz oluyor. 4 saat sonra normal görme garantili tansiyonu ölçülüyor, gözün derecesi ölçüameliyatlarımız. Okuma gözlüğünden de kur- lüyor, korneanın deforme olup olmadığı tarıyoruz. Ne okuma için ne de genel anlam- ölçülüyor. Bu ölçümlerden sonra doktor da gözlük ihtiyacı kalmıyor. İntralasik'in yanı tarafından en son teknolojik cihazlar arasıra katarakt ameliyatla- cılığıyla bütün gözün en ön tarafından en rı, göz içi lensleri, gibi arka tarafına kadar komple kontrol edifarklı ameliyatlar da liyor. Bu yüzden de yanılma payı çok az. Göz lazeri nedir ve güvenli midir? yapıyoruz. Göz lazeri, gözdeki görme bozukluğu olan Muayene gö- insanların, derecesini sıfıra getirip tekrar iyi

HABER okurlarına 400,- Euro indirim

Dr. Nusret Baş ve net görmesini sağlamak ve bu sırada gözlük ve lens kullanımını kaldırmaktır. Göz lazeri tamamen lazer ışığıyla yapılıyor ve hiç bir yan etkisi yok, bilinen hiç bir sorunu yok. Dünyada geçtiğimiz 28 yıllık göz lazeri ameliyatlarında zannediyorum 40 milyondan fazla insan ameliyat olmuştur ve hiç bir yan etkisi veya gözlerde gerileme vakası görülmemiştir.

010-25 35 255 telefondan arayıp randevu ve ücretsiz muayene için Yasemin Hanım'la görüşebilirsiniz.

Visus Oogkliniek 's Gravenweg 310 3062 ZM Rotterdam Kimlik kartı

Visus Oogkliniek Rotterdam’ın en prestijli bölgelerinden birisi olan Kralingen’de. 1000 m2 bir alan üzerinde. Ücretsiz park yerleri mevcut. Otoyola, metroya, otobüs durağına ve tramvaya yakın.

Visus artık Amsterdam'da da hizmetinizde Lazer ameliyatında önemli olan ne doktor ne klinik, burada en önemli faktör ameliyatı yapan lazer cihazı. Yapılan ameliyatın sonucu da lazer cihazının kalitesiyle alakalı. Lazer aleti ne

Visus Oogkliniek'in yeni lazer cihazı Schwind Amaris 1050RS. Henüz 2 ay önce piyasaya çıkan bu cihaz dünyadaki lazer ameliyat cihazlarının en gelişmişi. Dünyada 2 adet var: Birisi Japonya'da diğeri Visus Rotterdam'da.

kadar iyise o kadar iyi bir netice alınabiliyor. Piyasada sayısız aletler var, insanlarımız maalesef bunu bilmiyor. Bu aletlerin ucuzu var pahalısı var, eski modelleri ve yeni modelleri var.

Herkes göz lazer diye biliyor, yöntemini biliyor, farklı yöntemleri var, ama kimse aleti bilmiyor. Bu yüzden klinikler lazer aletlerine yatırım yapmıyor. Su anda piyasadaki aletlerin yüzde 90'ı, Visus Oogkliniek Amsterdam'da da yeni açılan klinikleriyle 2000'li müşterilerinin hizmetinde. Şehrin en tanınmış ve elit yılların bölgelerinden olan Gustav Mahlerlaan 56 numarada. 500 m2 başından büyüklüğündeki klinikte Rotterdam'ın yanı sıra Amsterdam'da da kalma. artık hizmet veriyor. Kimse değiştirmiyor, çünkü hem pahalı bir alet hem de müşterilerin bu konuda bilgisi yok. Bizim, Visus Oogkliniek olarak kullandığımız alet, 2013'un

Visus Oogkliniek Amsterdam'da da açıldı

sonunda çıktı ve dünyada sadece bir bizde var, bir de Japonya'da dünyanın en büyük kliniği olan Shinagawa kliniğinde var. Teorik olarak bu Visus Oogkliniek sebepten dolayı Gustav Mahlerlaan 56 dünyanın hiç bir 1082 ME Amsterdam yerinde, bizden ve Japonya'daki Kimlik kartı klinikten başka,

daha iyi bir netice alan klinik yok lazer ameliyatında. Kullandığımız cihazın markası ve modeli Schwind Amaris 1050RS. Amsterdam'ın en lüks sokağı olan Gustav Mahlerlaan'ın ticari merkezinde ev 500 m2 büyüklüğünde.Hastalarımızın gelme gitmeler-

de rahatlık olması için Amsterdam'a da bir klinik açtık. Rotterdam'da yapılan ameliyatların aynısı Amsterdam'da da yapılıyor. Hastalarımız telefonla bize ulaştığında hangi kliniğe gelmek istediklerini belirtmeleri yeterli, aynı kaliteli servis her iki klinikte de mümkün.


13

EKİM / OKTOBER 2014

HABER

“Düşmansız ideoloji yaşamaz!” Ey siyasetçiler! Yahu biz sizlerin cemaziyelevvelinizi biliriz. Siz de seçilmeden önce Asscher’ın ipe götürmek istediği cemaatlerin içerisindeydiniz. Sakın ha bizi savunmayın!. Bizden olduğunuzu da söylemeyin. İkbaliniz elden gider. Sadece bu teşkilatların, bu vakıfların bu ülke için neler yaptığını anlatın. Hangi fedakârlıklara katlandıklarını, ülkedeki huzuru, barışı, güven ortamını tesis etmek için nasıl çaba sarf ettiklerini anlatın yeter. İkinci bir ajandaları olmadığını, burayı yurt edindiklerini, bu ülkeden başka gidecekleri bir yerleri bulunmadığını söyleyin yeter. ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Ne kervan kaldı ne at, hepsi silinip gitti, İyi İnsanlar iyi atlara binip gitti.” (Necip Fazıl KISAKÜREK) İnsan arıyor gözlerimiz, insanlığın çarmıhta can çekiştiğini görünce... İyi olması önemli değil, “insan” olsun diyoruz, ancak gel gör ki Üstad, ‘onların iyi atlara binip gittiğini’ söylüyor. Ve sonra insan müsveddeleriyle karşılaşıyorsunuz. Onların dünyayı ne hâle getirdiğini çaresizce ve üzülerek seyrediyorsunuz. Bakın onlardan biri, yıllar önce insanlığa nasıl bir şey armağan etmiş, nasıl bir yol haritası çizmiş... İngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher bir toplantıda şunları söyler: “Sovyetler Birliği yıkılmıştır, karşımızda düşman kalmamıştır. Ama düşmansız bir ideoloji yaşayamaz. Yeni bir düşman bulmamız lazım. Düşman aramaya ise gerek yok; yeni düşmanımız İslam'dır.” Batılılara böyle bir hedef gösteren, onlara böyle bir yol haritası çizen bu anlayış, bugün yaşadığımız bütün olumsuzlukların, kötülüklerin tek sebebidir. Kendilerini merkezde kabul eden ve dünyayı da ona göre şekillendiren, isimlendiren İngiltere ve Avrupa, sömürdüğü, kan döktüğü bölgeye Ortadoğu adını vermişti. Kime göre Ortadoğu’ysa?!. Churchill ve daha sonra da eli kanlı Amerikalı yetkililer işin içerisinden çıkamayacaklarını anlayınca “Ortadoğu'yu olduğu gibi Türklere geri vermenin daha iyi olacağını” söylediler. Bu asrın başlarında, masa başında cetvelle belirledikleri topraklara ektikleri fitneyi, Müslümanların kanlarıyla suladılar, yeşerttiler, büyüttüler ve her dönemde o fitnenin meyvesini zıkkımlandılar. Dünya insanlığına vereceği hiç bir şeyi kalmayan Batı, insanlığın İslam’a olan teveccühünü gördükçe onları yollarından alıkoymak için akla hayale gelmedik zulümlere kapı aralıyor. Bir taşla bir kaç kuş indirmenin planını yaparken, atacağı taşları da işbirlikçi, hain taifesine hazırlatıyor. O bölge eli kanlı katillerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemliydi. Ancak zalimler,

Kapalı yerlerde sigara içme yasağının kapsamı genişletildi Hollanda’da kapalı alanlarda sigara içme yasağının kapsamı genişletildi. Sağlık Bakanlığı, yürürlükteki yasanın dışında tutulan personel çalıştırılmayan küçük kafelerde de sigara içilmesini yasakladı. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Martijn van Rijn, Danıştay’ın iki hafta önce bu konuda aldığı karar doğrultusunda küçük kafelerde de artık sigara içilmeyeceğini bildirdi. Yasağa uymayanlar öncelikle uyarılacak, tekrarı halinde ise para cezası kesilecek. Sahibi dışında personel çalışmayan küçük kafeler, hükümetin 2008 yılında yürürlüğe koyduğu kamuya açık alanlarda sigara içme yasağına ilişkin yasanın kapsamı dışında bırakılmıştı. Söz konusu ayrıcalıklı durumun adil olmadığına hükmeden Danıştay, iki hafta önce verdiği kararda küçük kafelerin de yasa kapsamına alınması gerektiğini bildirmişti. Sigara kullanımının azaltılması için etkin mücadele veren hükümet, bu yılın başında yürürlüğe giren yasayla Hollanda genelinde tütün ve tütün ürünlerini satın alma yaşını da 16’dan 18’e çıkarmıştı.

oluşturdukları kukla ve işbirlikçi idareciler vasıtasıyla o bölgeyi kendi evleri gibi kullandılar. MOSSAD ve CIA ajanlarının cirit attığı bir bölgeden, ne hayır gelir ne de hoş bir seda duyulur. IŞİD ile o bölgedeki son hamlesini yapmaya hazırlanan emperyalist güruha Türkiye’nin verdiği destek ise, BOP Eşbaşkanlığını kıdemli hâle getirecek, ancak, kendi başını da, Saddam örneğinde olduğu gibi zalimlerin eliyle darağacına götürecek cinsten. IŞİD’in, Müslümanlardan oluşan ya da İslam’dan referans alan bir taife olduğuna inanmıyorum. Kafa kesmek, kan dökmek, masum ve mazlumlara kıymak, böyle bir zulme, vahşete âlet olmak ancak haçlı ordusunun yapabileceği işlerdir. Çok değil, son çeyrek asırda yaşananlara baktığımızda bu kan dökücü çetenin Müslümanlar olmadığını, ancak onlara düşman olan zümrenin olduğu açık bir şekilde görülecektir. Margaret Thatcher, haçlı ordusunun önüne bir yol haritası çizmiştir ve son çeyrek asırdır da yürütülen bundan başkası değildir. IŞİD’e karşı diğer kan emici vampir olan PKK’yı silahla destekleyen Amerika ve avenesinin hedefinde ise Türkiye’nin olduğu unutulmamalıdır. Bize düşen şey, umudumuzu yitirmeden bu gerçekleri görerek hareket etmektir. Kulağımıza ‘Araplardan-Kürtlerden dost olmaz’ masalını anlatanlar, Arapların ve Kürtlerin kulağına da ‘Türklerden dost olmaz’ ninnisi okuyorlar. Bizi birbirimize bağlayacak olan en güçlü bağımızı kopartarak yol alıyorlar. O bölgenin yegane kurtuluş yolu ümmet ve İslam kardeşliğinden geçer. Bunu da bizden iyi, haçlı ruhu bilir. Onun için de, bütün gücünü bu yolu tıkamaya harcar. Biz bize bırakılan ipe sımsıkı sarılarak o yolu aşacağız ve insanlığı kurtuluş yoluyla buluşturacağız... Buna inanıyorum. Seçilenden ne fayda gördük ki… Adamın biri kahvede tartışma esnasında hükûmete küfür etmiş. Birkaç kişi şikâyetçi olunca mahkemeye çıkmış. Adam inkâr edecek ama bir hayli şahit var, mecburen “Efendim ben gerçekten küfrettim ama Patagonya

zeynelabidin.kilic@haber.nl Hükûmetine küfrettim” demiş. Tecrübeli savcı adamın hilesini yememiş tabi ki: “Hadi lan oradan! Ben 25 yıllık savcıyım hangi hükûmete küfredileceğini iyi bilirim. Atın şunu içeri” demiş. Şimdi ben, yazacaklarımın muhatabının Patagonya Hükûmeti olduğunu peşinen belirteyim… Yayın yönetmenimiz Sevgili İbrahim Bey, gazete için yazı isteğini hatırlatırken, önümüzdeki yıl Türkiye’de yapılacak olan seçimlere dikkat çekmemizi ve bu vesileye ilgilileri harekete geçirmemizi salık veriyordu. Baştan söyleyeyim; ben şahsen böyle bir şeye lüzum görmüyorum. Ve halkın diliyle seslenmek istiyorum: “Seçilenden ne fayda gördük ki, seçilecek olandan ne fayda göreceğiz” Gazeteciliğe başladığım yıl Türk kökenli iki milletvekilimizi ilk kez parlamentoya yollamıştık. Büyük bir sevinç yaşamış ve umutlanmıştık. Ne sevincimizi yaşayabildik ne de umduğumuzu bulabildik. Zira, onlar bizi temsil etmiyorlar, sesimizi ilgili yerlere duyurmuyorlardı. Sık sık onların bu hâlini eleştiren yazılar kaleme alır, olmaları gerektiği gibi davranmaları için çağrılarda bulunurdum. Sayıları her seçimde arttı ve şu an Türk kökenli 6 milletvekili ile temsil ediliyoruz. Ama Asscher ve Wilders gibi bir adamların aşırılıkları karşısında hiçbirinin sesi çıkmıyor. Adam, Türk toplumunun yüzde 80’ini karşısına almış, onları kamuoyu önünde potansiyel suçlu ilan etmiş, bizimkilerin içinden biri de çıkıp, “Yahu be adam, sen ne zırvalıyorsun. Biz hem suçladığın o toplumun hem de Hollanda toplumunun bir parçasıyız. Potansiyel suçlu olarak yargıladığın, kamuoyu önünde acımasızca mahkûm ettiğin o cemaatler içerisinden geliyoruz” diyemiyor. Ey siyasetçiler! Yahu biz sizlerin cemaziyelevvelinizi biliriz. Siz de seçilmeden önce Asscher’ın ipe götürmek istediği cemaatlerin içerisindeydiniz. Sakın ha bizi savunmayın!. Bizden olduğunuzu da söylemeyin. İkbaliniz elden gider. Sa-

dece bu teşkilatların, bu vakıfların bu ülke için neler yaptığını anlatın. Hangi fedakârlıklara katlandıklarını, ülkedeki huzuru, barışı, güven ortamını tesis etmek için nasıl çaba sarf ettiklerini anlatın yeter. İkinci bir ajandaları olmadığını, burayı yurt edindiklerini, bu ülkeden başka gidecekleri bir yerleri bulunmadığını söyleyin yeter. Attıkları her adımı, yaptıkları her eylemi, ağızdan çıkan her söylemin hesabını verecekleri bir anlayışıyla hareket ettiklerini söyleyin yeter. Bunları söyleyemiyorsanız neler söylüyorsunuz? Susmakla, onların suçlamalarını kabul ettiğinizi mi anlamlayız? Ya da, bizi olduğumuzdan farklı gösteren konuşmalarla onların bu kirli süreçlerine katkı mı yapıyorsunuz: Siyasî bir tavırla hareket ederek, cemaatleri olduğundan farklı mı anlatıyorsunuz? Sahi siz ne yapıyorsunuz? İşte sırf bu yüzden, bizi temsilen kimsenin bir yere gitmesini istemiyorum. Zaten böyle bir kontenjan ayrılsa ve buradan birkaç seçilenimiz olsa bile, Asscher Efendiyi kimse zapt edemez. Ve “işte bakın, demedim mi, ahan da size paralel yapı” diyerek ortamı daha da gerecektir. Tayyip Bey’in Hollanda ziyareti sırasında Yunus meselesi için söylediği sözler de Asscher’in ekmeğine yağ sürdü; hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan raporunun hazırlanmasına zemin hazırladı. Kısacası siyasetçinin vatandaşa yapabileceği bir iyilik kalmamıştır. Gölge etmesinler başka ihsan istemez... En zor günümde yanımda olmayacaksa, sesimi ilgili mercilere duyurmayacaksa, olduğundan farklı gözükecekse, temsil kabiliyetini kaybedecekse ben öyle siyasetçi istemiyorum. Ha bu arada, hazırlanan raporla alakalı bütün kabahati siyasetçilere yükleme gibi bir niyetim, kastım yoktur. Elbette ki raporda adı geçen zevatın, muhatapların da bu konuda yapmaları gereken pek çok şey vardı. Bunları da sizlerle daha önce paylaştığımı hatırlıyorum.


HABER

14

EKİM / OKTOBER 2014

Vizyon Oluşturmak ve Değerlerimizi Korumak Türk diasporası geçen yazımızda da değindiğimiz gibi ivedilikle aynaya bakmalı, akil adamlarının öncülüğünde bir an evvel toplumumuzun büyük çoğunluğunun benimseyeceği ortak değerleri oluşturma çalışmasına başlamalıdır. Bu çalışma uzun bir süreç olduğundan ve de çok yönlü olduğundan bu konuda zaman ve gayret açısından fedakarlık yapacak üyelerin her kesimden bulunmasına azami gayret gösterilmelidir. M. EMİN ATEŞ Fırtınalı bir dünyada yaşıyoruz. Her gün yeni yangın çıkıyor dünya haritasında. İnsanlar birbirini öldürüyor, dostlar düşman, düşmanlar dost oluyor ama bir müddet sonra saflar yine değişiyor. Kendi yurdunun dışında yaşayan göçmen topluluklar için tüm bu hızlı değişmeler, çok ileri iletişim teknolojisinin de marifeti ile artık odalarımıza kadar giriyor, çocuklarımızı etkiliyor. Çevremizdeki insanların çabucak önyargılar oluşturmasına yol açıyor. Edinilen bilginin doğruluğunu, objektifliğini sorgulama diye bir çaba çoğu zaman olmuyor ve herkes, sosyal medyadan duyduğuna, televizyonda izlediği birkaç görüntüye kapılarak kendini bu sürecin içine katıyor ve ahkam kesmeye başlıyor. Tüm bu olanların bize nasıl etkileyeceğini, kendi toplumumuzun değerlerinin oluşmasında nasıl etkili olacağını tartışmamız gerekirken yüzeysel konuları büyük bir heyecanla konuşur olan bir toplumuz. Son günlerin aktüel konusu olan “Jihadism” Türkçesiyle “cihatçılık” birdenbire insanlığın en büyük düşmanı ilan edildi. Suriye ve Irak’taki müslümanlıktan zerre nasibini almamış, gözlerini kin ve kan bürümüş canilerin sözde “İslam” bayrağı altında yaptıkları katliamlar herkesin dilinde. Puslu havayı fırsat bilen ırkçılar ise Orta Doğudaki olayları bahane ederek Hollanda'daki tüm müslümanları hedef alarak eski

emin.ates@haber.nl kinlerini kusmaktadırlar. Maalesef bu kindar ırkçılar Hollanda meclisine kadar gelmişler ve meclis kürsülerini kendi çirkin hezeyanları için kullanmaktadırlar. Konuyu bilmeyen sıradan Hollandalı komşularımız ise etki altında kalarak senelerdir beraber yaşadıkları göçmenlerin bir bölümüne karşı tavır almaya başlamışlardır. Son zamanlarda camilere yapılan saldırıların artması bu cahilce davranışın ne safhaya geldiğini gösterme açısından ibret vericidir. Endişe veren durumu tespit ettik ancak toplum olarak neler yapmalıyız, nerelerde eksik kalıyoruz, toplumumuzun geleceğini güven altına almak için bugünden neler yapmalıyız konuları pek tartışılmıyor maalesef! Türk diasporasının kendini organize etmesi ve bu gibi tehlikeli oluşumlara karşı hazırlıklı olması ve karşı koyabilmesi için neler yapılmalı? Sorunun cevabını aramadan önce bazı notları hatırlamakta yarar var: • Hollanda'daki Türk toplumu hiçbir zaman kriz yönetimine hazırlıklı olamamış, hep reaksiyoner kalmıştır; yani birileri bize, değerlerimize saldırdıktan sonra “ne yapalım” diye herkes hareketlenir, gösteri veya yürüyüş organize edilir, insanlar içlerindeki hırsı veya kızgınlığı dökerler ve ondan sonra herkes günlük işine döner. • Geçmişimizde bir sürü – hem de etkili- reaksiyoner eylemler başarmamıza rağmen, eylemler bittikten sonra hiçbir zaman aynı kişiler

bir araya gelip, bir daha benzer bir durum olduğunda veya oluşmaya başladığında yapılacak işler, eylemler konusunda kafa yormamış, işleri oluruna bırakmışız! • Hollanda’daki tarihimizi kayıt altına almakta, gelecek nesillere aktarılacak bilgileri toplama konusunda çok zayıf kalmışız. • Diaspora olarak ortak değerler oluşturup, bu değerleri yayma ve genç nesillere aktarma konusunda etkin bir çalışma yapmayı başaramamışız. Bu notlardan sonra sorumuza cevap ararken kendimize dönelim. Türk diasporası geçen yazımızda da değindiğimiz gibi ivedilikle aynaya bakmalı, akil adamlarının öncülüğünde bir an evvel toplumumuzun büyük çoğunluğunun benimseyeceği ortak değerleri oluşturma çalışmasına başlamalıdır. Bu çalışma uzun bir süreç olduğundan ve de çok yönlü olduğundan bu konuda zaman ve gayret açısından fedakarlık yapacak üyelerin her kesimden bulunmasına azami gayret gösterilmelidir. Bu çalışmalar yapılırken aktüel olaylar karşısında sessiz kalmamak için çabuk tepki verecek fakat aynı zamanda oluşum veya önyargıları beklemeden gündemi tayin edecek tartışmaları organize edebilecek kurumlara da ihtiyaç vardır. Göçün 50. senesine geldiğimizde artık Hollanda'daki Türk toplumunun kendi benliği ile ortaya çıkabilecek, ortak değerlerini çok net ola-

rak anlatabilecek kadroları ve kurumları oluşturulmalıdır. Bir yandan ortak değerler üzerinde çalışma yapılırken, öte yandan toplumumuzu her sahada teçhizatlı hale getirecek çalışmaları da yürütmeliyiz. Ortak değerler nasıl oluşmalı? • Yurdumuzdan getirdiğimiz ve kültürümüzden kaynaklanan insancıl değerleri, içinde bulunduğumuz toplumun bize yarar değerleri ile yoğurarak toplumumuz üyelerinin taşımakta gurur duyacağı değerler haline getirmek. • İçinde yaşadığımız demokratik toplumun sosyal ve siyasi değerlerini irdeleyerek ve süzgeçten geçirerek kendimize mal etmek. • İyi ve yararlı bulduğumuz değerleri miras aldığımız değerler ile bağdaştırarak sahip çıkmak. • Toplumsal her alanda konusunda uzman arkadaşların toplumumuzun içinden çıkmasını sağlayacak eğitim destekleri burslar ve teşvikler üretmek. Buradaki değer toplumumuzu yenileyecek fikir adamlarının yine toplumun içinden çıkabilmesidir. Türk diasporasının vizyon oluşturabilmesi için yukarda geçen çalışmalara başlaması, ya da başlatması gerekmekte. Sorumluluk duygusu taşıyan her ferdin – genç olsun yaşlı olsun- artık elini taşın altına koymasının zamanı geldi. Bir dahaki yazımızda konunun detaylarına girip çalışmalar üzerinde düşünceler oluşturacağız.

MÜSİAD AGİT Toplantısı ve Türkiye Hollanda İş Forumu Lahey’de gerçekleşti

MUSIAD Hollanda'ya çıkarma yaptı Kimse Yok Mu Derneği'nin yetkisi Bakanlar Kurulu tarafından kaldırıldı

Avrupa Genişletilmiş İstişare (AGİT) Toplantısı ve Türkiye Hollanda İş Forumu Gala Yemeği, MÜSİAD Hollanda’nın ev sahipliğinde, Lahey Belediye Sarayı’nda gerçekleştirildi. Konuşmacılar Türkiye Hollanda arasındaki tarihsel bağlar ve iş ilişkilerinin geliştirilmesi konularına değindiler.

Galada açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali Bekdur, MUSİAD Hollanda’nın 1994 yılında kurulduğunu ve bu sene 20. Yılını kutladıklarını belirterek, Türkiye- Hollanda arasındaki iş ilişkilerini güçlendirdiklerini ifade ederek düzenledikleri iş forumunun da bu sürece önemli katkılar sağlayacağını dile

Haaksbergen'da 'Canavar Kamyon' Faciası: 3 Ölü, 15 Yaralı

Haaksbergen'da düzenlenen ‘monster truck’ (canavar kamyon) festivali felaketle bitti. Dev aracın seyircilerin arasına dalması saniye saniye kameralara yansıdı. Olayda 3 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Kazada 2 yetişkin ve 1 çocuk ezilerek can verdi. Yaralılar ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı.

getirdi. Lahey Belediye Meclis Üyesi, Abdurrahim Kezvani, ise ‘Lahey Belediyesi olarak bu organizasyona ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Türk girişimcilerin ülkemizde yapacakları ticari ilişkiler Hollanda ve Türkiye ekonomilerine büyük katkı sağlayacaktır’ şeklinde konuştu.

Bakanlar Kurulu, Fethullah Gülen grubuna yakınlığı ile bilinen Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin, 2007 yılında verilen izin almadan yardım toplama yetkisini feshetti. Kimse Yok Mu Derneği'nin yardım toplama yetkisinin, resmen kaldırıldığı bildirildi. Yetki, Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırıldı. Dernek Başkanı İsmail Cingöz, kendi-

Google, Hollanda'ya 600 milyon Euro’luk yatırım yapıyor

Google, yaptığı resmi açıklamayla birlikte Hollanda’da yeni bir data center kuracağını açıkladı. Toplamda 600 milyon Euro tutacak olan yatırımın, Eemshaven bölgesine kurulacağı belirtildi.Verilen bilgilere göre, data center inşaatında 1000 işçi çalışacak.

lerine ulaşan yardım toplama yetkisinin durdurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararını Twitter hesabından paylaştı. Dernek bundan böyle, Kurban derisi toplamak başta olmak üzere yapacağı tüm yardım toplama işlemleri için, en yakın yerdeki mülki amirden izin almak zorunda. İstanbul Valiliği’nden derneğin merkezine iletilen kararda, "Merkezi ilimizde olmak üzere faaliyet gösteren Kimse Yok Mu Dayanışma ve Kaynaşma Derneği’nizin 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. Maddesi kapsamında, izin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılmasına ilişkin 06.02.2007 tarihli ve 2007/11683 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 22.09.2014 tarihli ve 2014/6812 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır." denildi.

Altın Portakal'da belgesel krizi

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali bünyesindeki Ulusal Belgesel Film Yarışması'nın iptal edildiği bildirildi. Ulusal Belgesel Film Yarışma seçkisindeki 15 filmden 13'ünün yetkililerinin çekilme talebinde bulunması nedeniyle festival kapsamındaki "Ulusal Belgesel Film Yarışması"nın iptal edildiği belirtildi. Daha önce yarışacak 15 belgeselden 11'inin yapımcı ve yönetmenleri, sosyal medya hesabı üzerinden festivalden çekildiklerini duyurmuştu.


15

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm Soroban m geliştirir becerilerini m e zl ö g Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka

Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?

SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.

17 yıldır hizmetinizde

GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR

Bisschophamerstraat 1 (naast ANWB) 6511 NA • Nijmegen Tel: 024-3234433

www.luargalajurk.nl

ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.

ile en T E H ZA ler n ü g u mutl lsun. sizin o

KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ

Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen

T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl


HABER

16

EKİM / OKTOBER 2014

Royal Modehuis sahibi Nermin Koçak-Tecim:

Eğer gözünde o ışıltı varsa, saç ve makyaj da güzelse ne giysen yakışır

Yaklaşık 1,5 yıl önce Royal Modehuis isminde Rotterdam ve çevresinin 400 metrekareyle en büyük gelinlikçi ve abiyecisini açan Nermin Tecim'le işyerinde bir sohbet gerçekleştirdik. Nermin Hanım eşi Nafis Bey'le bu işe koyulduklarını ve Royal Modehuis mağazasını açtıklarını söylüyor. Nermin Hanım kendisinin mağazanın içişleriyle, eşinin ise 'daha sıkıcı işler' olarak tanımladığı kağıt kürek işleriyle uğraştığını belirtiyor. Kriz döneminde giyim mağazası açmaya karar verdin, bu bir risk miydi yoksa güvencen var mıydı? Eskiden düğünlerde genelde çok yakın akrabalar abiye giyerdi ama şimdi herkes giyiyor. Herkes Almanya veya Türkiye’den alıyor kıyafetlerini, gözlemlediğim kadarıyla. Kendi tecrübem ise şöyle oldu. 2 sene önce düğünümden önce gelinliğim için önce Hollanda'daki farklı gelinlikçilere gittim, ancak istediğimi bulamayınca hiç üşenmeden Almanya Duisburg'deki gelinlik sokağına gittim. O zamanlar anladım ki gelinlik ve abiye konusunda Hollanda hem geride hem de çok eksiklikleri var. Beijerlandselaan ve Groene Hilledijk sokaklarinda bi kaç gelinlikçi vardı. Bu sokaklar neden Duisburg'deki gibi bir yer olmasın dedim ve eşimle görüştüm. Kendisi yıllardır ticaretle uğraşan biri. Onun olumlu yaklaşımı mağaza açmamızı hızlandırdı. Groene Hilledijk sokakağında 400 metrekare bir mağaza bulduk çok kısa süre içinde ve böylece başladık. İlk açıldığımızda bu civarın en büyük

mağazasıydık. İki katlı olduğu için alt katta rahatlıkla gelinlik veya abiyeler giyinebiliyor, kimse görmüyor. Mağaza açmak bu sektöre girmek aklında var mıydı? Soy ismim Tecim, anlamı ticaretle uğraşan demek. Eskiden Türkiye’den aldığım burada olmayan takı veya çanta gibi eşyaları valizimde getirir Hollandalı arkadaşlarıma satardım. Ticarete yatkınım yani. Ürün seçerken nelere dikkat ediyorsun? Kendi beğendiğim ve tarzım olan modelleri seçiyorum yani beğenmediğim veya kendi giymeyeceğim ürünleri getirmiyorum. Evlenmek isteyen çiftler buraya geldiklerinde ilk ne öneriyorsun? İnsanlar kendi isteklerinden önce fiyata önem veriyorlar, mesela paket yapıyor musunuz hepsini buradan alırsak gibi istekler oluyor. Tabi paket yaparım ve uygun fiyata alırsın ama fiyat yerine önce vücutlarına bakmaları ve o yönde kıyafet seçmeleri lazım. Ben yardımda bulunurum ve şahsi fikrimi söylerim ama herkes kendi

Kendi beğendiğim ve tarzım olan modelleri seçiyorum yani beğenmediğim veya kendi giymeyeceğim ürünleri getirmiyorum.

Nermin Koçak-Tecim nasıl biridir? Spontane, anlık yaşamayı sever ama kararsız değil. Kaç yaşında? 29 Hobileri? Seyahat etmek ve boğa burcumdan dolayı iyi restoranlarda leziz yemekler yemek. Günlük nasıl bir kıyafet tarzı var? Süslenmeyi severim, yemeğe giderken veya gece çıkarken süslüyümdür. Günlük rahat giyinmeyi severim. İş dışında nelerle uğraşır? Öğrenciyim, Cultureel Maatschappelijke Vorming. Ara verdiğim için uzun sürdü ama bu sene son inşallah. Kaç çift ayakkabısı var? Çok! Herhalde 50 çift ayakkabım var, daha çok topuksuz ayakkabı severim ama eşimin benden daha çok ayakkabısı var, sanırım 100'den fazladır. Bunu da yazın lütfen. O da süsüne düşkün.

ROYAL MODE HUIS Groene Hilledijk 22 1A 3073 AG Rotterdam www.royalmodeh uis.nl Kimlik kartı

Nermin Tecim

Özellikle tesettür gelinliklere yoğunluk verdik çünkü ek olarak yapıldığı zaman orijinalini tutmuyor. Tesettür gelinlikler eskiden bulunmuyordu, ama şimdi herkes çok memnun kalıyor.

istediğini alır tabi. Fiyatlarımız çok yor, fakat kıyafetlerimiz modern çizgiyönelik değil mağazanız, baylar uygun olduğu için önce beğenmesini de ve bu çok büyük bir kitleyi kendine için de seçenek var galiba? tavsiye ederim. çekiyor. Sadece Türklere yönelik değil, Baylar için İtalyan olarak niteleÇiftler hazırlık döneminde bu- daha geniş yelpazede müşterilerimiz diğimiz dar kesim kostümlerimiz rada bir seferde her şeylerini ala- var. Zaten vitrini gören mutlaka memevcut. Yelek artık fazla istenmiyor. biliyorlar mı? raklanıp içeri girip göz gezdiriyor. Beyler kaliteli kumaşlarla dikilmiş Tabi buradan damatlık, gelinlik, Sen dışarıdan gelinlikçi mi yok'jilet gibi' damatlık giyinmek istiyor. kınalık, bindallı ve abiyeler var. İster- sa abiyeci mi olarak tanınıyorsun? Bir papyon ve kuşakla, çok şık parlak lerse her şeyi buradan alabilirler. Ben dışarıdan gelinlikçi olarak ayakkabı ve uyum içinde olan manşet İnsanların psikolojisi ile alış ve- tanınıyorum ama abiye de çok satıdüğmeleriyle kostümüne renk katabiliyor. riş doğru orantılı mı ? yoruz. Damatlık çok uygun fiyatlara Türk kızlarımız gerçekten çok gü- veriyoruz. Mesela müşterim bir resim Erkekler için tavsiyem 2 adet gömzeller, ama biraz kendine güvenleri getiriyor biz onu Türkiye’den getirtilek almaları, dinamik düğün ortamaz. Çok düşünüyorlar oldu mu diye. yoruz veya üzerine uygun diktiriyolarında boncuk boncuk ter de döHâlbuki üzerine yakışanı çok fazla ruz. Onun için uygun atölyemiz var, küldüğünden dolayı hoş bir görüntü düşünmeden alacaksın. Saatlerce ay- burada hem dikim, hem de tadilat çıkmayabiliyor en güzel gününüzde. nanın karşısında duranlar var, bence işlerini yapabiliyoruz. Kendi düğünümüzde eşim de 2 adet gereksiz. Eğer gözünde o ışıltı varsa Yeni sezonda ne gibi gelinlikler aynı gömlek alarak çok rahat etmişti. ve saç makyaj da güzelse ne giysen göreceğiz? yakışır. 2015 modelleri dantelli, omuzu Kıyafetlerinizi nerelerden te- açık ve kollu modeller olacak. Ben min ediyorsunuz? şahsen moda yerine klasik ve güzel Kıyafetler Türkiye’den ve Paris’ten olanı tercih ederim. Eğer bu mogeliyor. Ben gidip seçip beğeniyorum del yakışmıyorsa sırf moda kendi zevkime göre ve alıp geliyorum. olduğu için almamaBelirli büyük markalarla çalışmıyo- lısın. ruz, çünkü buradaki insanların geliri Sadece belli ve ben bu insanlara hitap etmek bayanistiyorum ve daha uygun fiyatlara sa- l a ra tıyorum. Daha çok sürümden kazanıyorum. Ama büyük markaları takip 9 Şube ve 100 den fazla acentemizle, ak ediyorum, zaten yeni sezon birbirine benziyor. Belirli firmalarımız var zahmetsiz bir şekilde pek çok istenilen oradan seçip modelleri ona göre getiriyoruz. Özellikle tesettür gelinliklere yoğunluk verdik çünkü ek olarak yapıldığı zaman orijinalini tutmuyor. Tesettür gelinliklerde sıkıntı vardı, bulunmuyordu ama şimdi herkes çok memnun kalıyor. Daha çok Türklere yönelik mi buradaki kıyafetler? Çogunluk olarak Türk firmalarıyla çalıştığımız için insanımız bu modellere alışık olmuş oluemail: info@nuhr.nl online bilet: ww

Direkt uçuşl


17

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.

GÜVENLİK

SİSTEMLERİNDE

DOĞRU ADRES

Schidamseweg 213 3026 AN Rotterdam

Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl

Yazarımız Ahmet Suat Arı makalelerini kitaplaştırdı

İngiliz Parlamentosu Filistin'i tanıdı

İngiliz Parlamentosu, Filistin'in devlet olarak tanınmasına ilişkin önergeyi 274 oyla kabul etti. Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası, "Hükümetin Filistin Devletini tanımasına" ilişkin önergeyi 4 saat görüştü. Parlamenterler oturumda, Ortadoğu sorunu ve bölgenin geleceğine ilişkin görüşlerini ortaya koydu. Muhalefetteki İşçi Partisi'nin Filistin'in Dostları Grubu Başkanı Grahame Morris tarafından hazırlanan, "Parlamento, hükümetin İsrail devletinin yanı sıra Filistin devletinin tanınması gerektiğine de inanıyor" başlıklı önerge, görüşmelerin ardından oylandı. 274 milletvekilinin kabul oyu verdiği önerge hakkında, 12 milletvekili red oyu kullandı.

ların adresi

4

Ekim 1961 tarihinde Üçpınar’da (Konya/Bozkır) doğdu. 1985 yılında Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Dili Kürsüsünden mezun oldu ve aynı yıl Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi’nde (TÖMER) öğretim elemanı olarak göreve başladı. 1987 yılı sonunda da Hollanda’ya yerleşti. Hollanda’da Enschede Yüksek Okulu, Pedagoji Akademisini 1992 yılında bitirip öğretmenlik hayatına atıldı. Davranış bilimleri alanında da uzmanlık sertifikası olan Ahmet Suat Arı halen

FIRSATLARIMIZDAN

zihinsel engellilere yönelik eğitim veren bir orta öğretim kurumunda çalışmaktadır. Meslek hayatının yanı sıra siyaset, eğitim, sendika, kültürsanat, spor ve STK alanla rında aktif rol alan Ahmet Suat Arı, UETD Hollanda’nın 2005-2013 yılları arası genel sekreterliğini yürüttü. Halen Amsterdam Tartışmaları moderatörü olan yazar, özellikle Hollanda’da yayınlanan gazete ve dergilerde Hollanda gündemi ile alakalı makaleler kaleme almaktadır. Elinizdeki bu kitapta yayınlanan makalelerden seçmeler yer almaktadır.

Yurtdışı boşanmalarının Türkiye'de tanınması için önerge YVDK

Hollanda üyesi ve avukat Ejder Köse, YTB'ye gönderdiği bir mektupla, 'Yurtdışındaki “Boşanma” Kararlarının ktarmasız uçuşlar ile çok daha Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi' için bir öneride bulundu. noktaya direkt uçuş imkanı sunuyoruz. Ejder Köse aynı zaman da basın bildirisi olarak yayınladığı mektupta "Hollanda'nın çeşitli bölgelerinde Türk Sivil Toplum Kuruluşları ile yaptığım istişarelerde, katıldığım etkinliklerde, bulunduğum topluluklarda ve takip ettiğim davalarda karşılaştığım Türk topANINDA HABERDAR OLUN! lumunun/diasporaFACEBOOK.COM/NUHRFLY nın mağduriyetine sebep olan 'Yurtdışındaki “Boşanma” Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi' ww.nuhr.nl bilgilendirme: 020 763 04 44 olarak bilinen

BIZI TAKIP EDIN!

Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS

Ayrıca tanıma ve tenfiz davaları için bahsettiğim öneriler uygun bulunarak gerçekleştirilirse vatandaşlarımız büyük bir memnuniyet duyacak, ülkemizdeki mahkemelerin iş yükü azalacak, para ve zaman kaybının da önüne geçilecektir." ifadelerini kullandı.

yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye’de geçerlilik kazanması süreci vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep olmaktadır' ifadelerini kullandı. Ejder Köse "Vatandaşlarımızın bahsettiğimiz mağduriyetlerinin önüne geçmek için bu süreci kısaltmak zaruriyeti bulunmaktadır. Ülkemizdeki uygulamaya alternatif olarak Hollanda hukukundaki uygulama gösterilebilir. Belediyeler, başvuruda bir eksiklik tespit etmeleri durumunda “ret” kararı vermekte, tanıma, tenfiz talebi Avukat Ejder Köse, YTB'ye gönderdiği bir mektupla, ancak bu durumda 'Yurtdışındaki “Boşanma” Kararlarının Türkiye’de mahkemeye intikal Tanınması ve Tenfizi' için bir öneride bulundu. etmektedir.


HABER

EKİM / OKTOBER 2014

İslam öldürmeyi değil, yaşatmayı emreder

18

Gizli servis fişledi, Amsterdam Belediyesi sübvansiyonu durdurdu Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan adalet ve güvenlik bakanlığı tarafından bir grup akademisyene yaptırılan araştırmada, türk gençlerinin diğer gruplardan gençlere oranla radikalizme daha az yöneldikleri tespit edilmişti. Amsterdam tartışmaları meselenin bu boyutuna işaret edip türk gençlerinin radikalizmden uzak durmalarına sebep olan anadolu (Türk) İslam algısını ele aldı. Prof. Dr. Mustafa ünver, “acaba ne var bu topraklarda ki, radikalizm ve extremizm doğurmuyor?” Sorusuyla anadolu islam algısının temel nüvelerine değindi. Ünver, “Canın büyüğü küçüğü olmaz, ona zarar vermek günahtır” diyen bir anadolu ümmisi ve “dünya senden olmayanlarla hoştur. Onların sana verdiği ilimlerle, kıymetlerle ve gönüllerle hoştur. Sadece senin gibiler değil senden

olmayanlar da yaşasın ki, sen de yaşa…” dedirten bir senaristin anadolu terbiyesinin özümsenmesine örnekler teşkil ettiğini ve anadolu medeniyetinin de bu olduğunu söyledi. Anadolu islam algısının oluşmasında etkili olan üç harcın olduğunu söyleyen Ünver, bunları ahilik, tasavvuf ve vakıf geleneği olarak sıraladı. Hollanda’da yaşayan türk gençlerinden radikalizme yönelenlerin ana gerekçelerinin din olmadığı, ayrımcılık, geri bırakılmışlık duygusu, kimlik arayışı, golbal seviyedeki adalatsizlikler gibi faktörlerin de rol oynadığı ifade edildi. Öne çıkan bir başka husus da Türklerin bir genel platform oluşturup radikalizme karşı tedbir alması gerektiği ve bunun için de Diyanet Vakfı’nın öncülük yapabileceğini sözlerine ekledi.

Amsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan bu kararın çok tepki aldığını ancak ‘bir elinde gizli servisin vakıf hakkındaki entegrasyon karşıtı tutumuyla ilgili bilgisi varken di-

Fransa'da iki genç girişimci, yemeklerde domuz eti veya alkol kullanılıp kullanılmadığını 10 dakikada tespit eden bir test geliştirdi. Cezayir kökenli 25 yaşındaki Abdurrahman Chaoui ve 27 yaşındaki Vital Julien isimli iki genç tarafından geliştirilen ve kutusu 6,90 avrodan satışa sunulan test, lokantalardaki yemeklerde domuz eti veya alkol olup olmadığını tespit ediyor. Yemekte servis edilen etten küçük bir örnek alınarak, bir tüp içinde sıcak suyla çalkalandıktan sonra, icat edilen kimyasal içerikli kağıt şeride değdirilerek, ürünün içinde domuz eti veya alkol olup olmadığı anlaşılıyor. Chaoui, BFM televizyon kanalına yaptığı açıklamada, testin sadece yemeğin içinde domuz eti veya alkol olup olmadığını tespit ettiğini, İslami usullere göre kesilip kesilmediği konusunda bilgi veremediğini söyledi.

kalaşmadıkları bilgilerine yer verildi. İnsanların din anlayışı ve yaşam tarzının nasıl tehdit oluşturduğu ve gizli servisin çalışma alanına girdiği sorusunu soran bazı vatandaşlar son zamanlarda bu tür uygulamalarla hukuk devletinin ayaklar altına alınmaya çalışıldığı şeklinde tepkiler gösterdiler. Geçtiğimiz haftalarda Suriye’ye giden gençlerle ilgili Meclis’te yapılan tartışmalarda, hükümet, insanları anonim bir şekilde fişleyebilme imkanı ve yargı sürecini işletmeden tutuklama gibi konuları gündeme taşımıştı.

Mut heyetinden TOVER'a ziyaret

Mersin'in Mut ilçesi Ticaret Odası başkanı Mehmet Gürsel Aydın en başkanlığını yaptığı 25 kişilik işadamı

Yemeklerde domuz eti ve alkol testi

ğer eliyle sübvansiyon vermeye devam edemeyeceğini’ açıkladı. Kararın Oogappel isimli vakfın bir yöneticisi hakkındaki bilgiler üzerine verildiği açıklandı. Vakıf web sitesinde Arapça dersleri, bilgisayar dersleri, helal yemek pişirme kursları ve genç kızlar için çeşitli aktiviteler düzenlediğini yazmıştı. Diğer yandan yapılan açıklamalarda Arapça derslerinin İslam dersi anlamını taşıdığını, vakıf çalışanlarının “Ortodoks bir İslam anlayışı’ sahibi olduklarını ve erkeklerle to-

ve Mut Belediye Başkanı Nebi Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu heyet 19 Eylül Cuma günü TOVER başkanı Durmuş Doğan ve üyelerini ziyaret etti. Gelen heyete TOVER başkanı Durmuş Doğan tarafından bölgenin ticari ve ekonomik durumu, TOVER üyelerinin ticaret sahaları konularından bilgi verildi.

Muhammed Ali'nin sağlığı kötüye gidiyor

Eski ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali'nin kardeşi Rahman, ağabeyinin Parkinson hastalığı nedeniyle konuşmakta güçlük çektiğini söyledi. İngiliz basınında yer alan haberlere göre Rahman, sinir sistemi hastalığı olan "Parkinson" ile mücadele eden 72 yaşındaki eski sporcunun hayat hikayesini anlatan “I am Ali” belgeselinin özel gösteriminde yaptığı açıklamada, ağabeyinin evden dışarı çıkamadığını belirterek, "Konuşmakta zorlanıyor. Hastalığı yüzünden onunla pek konuşamıyorum ama kendisi için burada olmamızdan gurur duyuyor" ifadesini kullandı.

4-675x900Mut Ticaret odası Başkanı Mehmet Gürsel Aydın Hollanda'ya yaptıkları bu ziyarette, özellikle bölgelerinde üretilen özellikle zeytin ürününün ihracatı ve hayvancılık konusunda bilgiler almak için geldiklerini söyledi. Mut Belediye Başkanı Nebi Yılmaz geldikleri bölgede Türk girişimcilerin her alanda ekonomik bir yoğunluk oluşturmalarının, kendilerini memnun ettiğini ve bölgeleri için ortak çalışma imkânlarını aradıklarını belirtti. Mut ticaret heyeti toplantıdan sonra daha sonra bölgede faaliyet gösteren bazı Türk şirketlerini de ziyaret ettiler.

Yeni 10 Euro piyasaya sürüldü

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 1 Ocak 2002 tarihinde tedavüle giren 'Euro' para birimi 12 yıl sonra piyasaya yeni banknot çıkarmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz aydan itibaren yeni banknotlar tedavüle girdi. Kalpazanların sahte euro banknotları piyasaya sürmesiyle zararın önüne geçilmesi için 2014 yılında yeni banknotlar piyasaya çıkmaya başladı. Geçen Mayıs ayında yeni 5 Euro banknotlar piyasaya sürüldükten sonra 23 Eylül tarihinde piyasaya yeni 10 euro banknotu çıkarılıyor. Merkezi Almanya'nın Frankfurt kentinde olan Avrupa Merkez Bankası (EZB) 2013 yılında Almanya'da 39 bin sahte banknot, AB ülkeleri içinde ise 700 bine yakın sahte banknotun ele geçirildiğini duyurdu.


19

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

işte biz böyleyiz.. Sosyal toplum kuruluşları ile kuracağımız ilişkiler ile, bilinçli seçmen potansiyeli oluşturmalıyız. 50. yılımıza yakışır aktif bir siyasi vizyon belirleyip, hak ve hukukumuzu savunacak , bizleri Hollanda siyasetinde var edecek vekillerimizle birlikte nice kutlu yıllara ulaşmalıyız. EDA KARA Sevgili okurlarım, Avrupaya göçün 50. sene-i devriyesinde, bugün geldiğimiz noktada keyfimize diyecek yok şükürler olsun ki. Yokluk ve çaresizlik rüzgârının esip savurduğu binlerce insan, bugün medar-i iftiharımız. Kâğıtlara atılan çizikler, bir pansiyon duvarına hasretle kazınan celtikler geride kaldı. Şu an geldiğimiz noktada Hollanda ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde kültürümüzüa ayakta tutup unutturmayan bugün bize bu onuru yaşatan sevgili büyüklerimizin ellerinden öpüyorum. Zamanında az bulduk, az ol-

eda.kara@haber.nl

duk, çok bulduk çok olduk. İçinde yaşadığımız bu ülke, memleket dönüşleri burnumuzda tüter oldu. O halde artık elimizi taşın altına koyarak birlik olmanın, birlikte bir etmenin zamanı geldi geçiyor. Bireysel sorumluluk ve katılım ile aktif siyasetin ve ekonominin yörüngesine girmeliyiz. Genel anlamda siyaset toplumun taleplerini görme, beklentilerine karşılık verme, kaynakları orantılı dağıtma, gerilimi giderme ve ortak yaşam alanları inşa etme gibi süreçleri yönetme sanatı olarak tanımlanabilir.

Bu nedenle de toplumsal alanda var olmak isteyen grupların, cemaat, STK ve derneklerin, çoğunlukla bir çatı altında toplanmaya çalıştıklarını, bu yolla da varlıklarını sürdürmeye ve güçlendirmeye yarayacak hukuki enstrümanların oluşturulması için gayret sarfettiklerini görüyoruz. Modern toplumlarda hak aramanın, talepte bulunmanın ve kurumsallaşmanın en meşru yolu siyasete katılımdan geçiyor. Türk toplumundaki örgütsüzlük ve farkına varamamak gibi bir dizi etkenin de, Hollanda siyasetindeki belirleyici gücümüzü

bastırdığını düşünüyorum. Siyasetin, bireysel ve toplumsal hayatı geniş biçimde etkileyen bir kurum olduğunu unutmadan, Avrupa’daki Türk ler olarak, siyasetin sunduğu fırsatlardan yararlanmalıyız. Sosyal toplum kuruluşları ile kuracağımız ilişkiler ile, bilinçli seçmen potansiyeli oluşturmalıyız. 50. yılımıza yakışır aktif bir siyasi vizyon belirleyip, hak ve hukukumuzu savunacak , bizleri Hollanda siyasetinde var edecek vekillerimizle birlikte nice kutlu yıllara ulaşmalıyız.

Hollanda’da organ ticareti iddiası Hollanda'da kanunen yasak olmasına karşın kimi zaman "organ ticareti" yapıldığı ortaya çıktı. Erasmus Akademi Hastanesi'nin konuya ilişkin yaptığı araştırmada, iki kişinin Hollanda'da böbrek satın aldıklarını kabul ettiği, bunun doktorlar tarafından da bilindiği belirtildi. Araştırmaya katılan 241 sağlık çalışanın yarıya yakını, hastaların büyük bir kesiminin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışında böbrek satın aldıklarını bildiklerini ifade ederken, 17 kişi ise 2008-2013 yılları arasında tedavi ettikleri bazı hastaların büyük olasılıkla Hollanda'da para karşılığında böbrek temin ettikleri görüşünü dile getirdi. Söz konusu hastalardan iki kişinin Hollanda'da böbrek satın aldıklarını kabul ettikleri de kaydedildi. Hollanda Organ Nakli Vakfı'nın verilerine göre, 2013 yılı sonu itibariyle ülkede böbrek nakli bekleyenlerin sayısı 735.

Türkİye'ye araç İthal etmek İstİyorsanız, bİlmenİz gerekenler Gazeteci Fatih Özyar, gümrük mevzuatları ve Türkiye'ye ithal otomobiller konusunda kamuoyunda sıkça sorulan soruları ve cevaplarını okurlarımız için derledi. Yurtdışında yaşıyorum, şirketimin arabası ile Türkiye’ye giriş yapabilir miyim? Taşıtın mülkiyeti başka bir şahıs ya da şirket adına ise giriş esnasında gümrük idaresine geçerli bir vekâletname ibraz etmeniz gerekmekte olup, verilen süre sonunda taşıtı yurtdışı etmeniz gerekmektedir.

Türkiye’de taşıtım ile birlikte 180 gün kalarak aracımı yurtdışına çıkardım. Sınır kapısından giriş çıkış yapsam tekrar 180 gün süre verilir mi? Yurtdışında kesintisiz 185 gün bulunmanız gerekmektedir. Yurtdışında kesintisiz 185 gün bulunmadan yeniden taşıt getirmeniz mümkün değildir.

Türkiye’de yaşıyorum yurtdışından geçici araç getirebilir miyim? Türkiye’de yerleşik birisinin yurtdışından geçici olarak araç ithal etmesi mümkün değildir.

Babam yurtdışında yaşıyor, fakat ben Türkiye’de yaşıyorum. Babama ait yurtdışındaki aracı Türkiye’ye ben getirebilir miyim? Türkiye’de yerleşik bir kişinin, yurtdışında yaşayan başka birisine ait aracı geçici olarak ithal etmesi mümkün değildir.

Yurtdışında yerleşik olmak ne demektir? Kişinin bir yıl içerisinde 185 günden uzun bir süre Türkiye dışında bulunması halinde yurtdışında yerleşik olduğu kabul edilir ve turistik kolaylıklar kapsamında taşıt getirmesi mümkündür.

Taşıtım ile birlikte bir motosiklet getirdim. Benim taşıtım ile yurtdışına çıkıp geri gelmem gerekiyor. Motosikletim Türkiye’de kalabilir mi? Evet. Ancak motosikletinizi en yakın gümrük idaresini teslim edere k yurtdışına çıkabilirsiniz.

Çifte pasaport sahibiyim. Türkiye’ye giriş yaptığıma ilişkin tüm bilgiler Türk pasaportumda kayıtlı. Diğer pasaportum üzerine kayıt yaptırarak taşıt getirebilir miyim? Bu tip işlemler yanıltıcı bilgi ve belgeler ile gümrük idaresini yanıltarak işlem yapmak kapsamında değerlendirileceğinden bu şekilde davranılmaması gerekmektedir.

Turistik kolaylıklar kapsamında yurtdışından nasıl otomobil getirebilirim? Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Tebliğ (Seri No:1) gereğince turistik kolaylıklar kapsamında yurtdışından geçici olarak taşıt ithal edebilmek için yurtdışında yerleşik olmanız gerekmektedir.

Türkiye’de taşıtım ile birlikte 180 gün kalarak aracımı yurtdışına çıkardım. Tekrar ne zaman araç getirebilirim? Kesintisiz 185 gün yurtdışında bulunmanız halinde yeniden taşıt getirebilirsiniz. Aksi halde taşıt getirmeniz mümkün değildir.

Konu ile ilgili mevzuata nereden ulaşabilirim? www.gtb.gov.tr adresinde, mevzuat başlığı altında bulunan Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Seri No:1) ulaşılması mümkündür.

Otomobilim ile birlikte motosikletimi ya da karavanımı getirmek istiyorum. Bu mümkün müdür? Kişisel kullanıma mahsus kara taşıtınız ile birlikte karavan, motosiklet, yat, bot, jet/ski vb. getirebilirsiniz.

Yurtdışına çıkış yaparken ya da aracımı gümrük idaresine bırakırken dikkat etmem gereken bir husus var mıdır? Evet. Aracınızı yurtdışına çıkarırken ya da bir gümrük idaresine teslim ederken aracınıza ait bilgisayardaki giriş kaydının kapatılması ve pasaportunuzdaki “taşıt vardır” kaşesinin iptal edilmesi gerekmektedir.

Eşim yabancı, onun adına araç getirebilir miyim? Yabancı olan eşinizin yurtdışından taşıt getirebilmesi için yurtdışında kesintisiz 185 gün bulunması gerekmektedir. Ayrıca turistik kolaylıklar kapsamında yapılan işlemlerde kişinin uyruğunun bir önemi bulunmamakta olup, yurtdışında yerleşik olup olmadığı göz önünde bulundurulur.

Yurtdışında yaşıyorum ancak Türkiye’den emekli oldum. Getirdiğim taşıta 360 gün süre verilebilir mi? Taşıtınıza 360 gün süre verilebilmesi için yurtdışından emekli olmanız gerekmektedir. Türkiye’den emekli olanlara bu süre verilmemektedir.

Turistik kolaylıklar kapsamında girişi yapılacak taşıtlara ne kadar süre verilmektedir? Kişinin taşıtı ile birlikte Türkiye’de kalabileceği azami süre 180 gündür. Emekliler için özel bir düzenleme yapılarak 360 gün süre verilmektedir. Bu süreler, kişinin ve taşıtının kesintisiz 185 gün yurtdışında bulunması halinde verilir. Turistik kolaylıklar kapsamında getirilen taşıtlara verilen sürelerin 2 yıla çıkarılacağı şeklinde bir bilgi duydum doğru mu? Hayır. Turistik kolaylıklar kapsamında getirilen taşıtlara 180 gün, yurtdışından emekli olanlara 360 gün süre verilmektedir. Bu sürelerin 2 yıla çıkarılması ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır.

Derleyen: Fatih Özyar

Yurtdışında bulunan şirketim Türkiye’de şube/acente vs. açtı. Taşıtları Türkiye’de kullanmak üzere getirebilir miyim? Yurtdışında bulunan şirketinizin Türkiye’de şube/acente açması nedeniyle şirketinize ait araçların Türkiye’de sürekli kullanılmak üzere getirilmesi Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Seri No:1) hükümleri uyarınca mümkün değildir.

Türkiye dışında bulunan aracımın plakasını iptal ettirdim, bana geçici plaka (ZOLL) verildi. Bu taşıt ile Türkiye’ye giriş yapabilir miyim? Geçici (ZOLL) plakalı taşıtlar için Türkiye’ye girişi esnasında en çok 15 (onbeş) gün süre verilmektedir.

Yurtdışından turistik kolaylıklar kapsamında getireceğim arabanın yaşı ile ilgili bir kısıtlama bulunmakta mıdır? Turistik kolaylıklar kapsamında getireceğiniz taşıtınız ile ilgili bir yaş sınırlaması bulunmamaktadır. Türkiye’ye aracım ile giriş yaptım, aracımı Türkiye’de bırakarak yurtdışına çıkabilir miyim?

Ambara bıraktığım aracım burada ne kadar süre kalabilir? Ambara bırakılan taşıtlar, geçici bırakma dilekçesinde belirtildiği şekilde taşıtın teslim edildiği tarihten itibaren 1 (bir) ay kalabilir. Bu sürenin uzatılması için ilgili gümrük idaresine başvuru yapılabilir. Süresi içerisinde teslim alınmayan ya da süre uzatımı için başvuru yapılmayan taşıtlar için tasfiye hükümleri uygulanır.

Türkiye’de taşıtım ile birlikte 180 gün kalarak taşıtımı yurtdışına çıkardım. Taşıtsız olarak Türkiye’ye gelebilir miyim? Taşıtsız olarak Türkiye’de bulunma süreleri hakkında gümrük mevzuatı açısından bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Aracımı gümrük ambarına geçici olarak bıraktığımda ne kadar ücret ödemem gerekiyor? Gümrüklerde bulunan ambarları işletici kuruluşlar işlettiğinden bu konuda bilgi verememekteyiz. İlgili gümrük idaresinin işletici kuruluşu kim ise oradan bilgi almanız gerekmektedir.

Türkiye’ye taşıtım ile giriş yaptım ve verilen süre bitmeden taşıtım ile yurtdışına çıktım. 185 gün yurt dışında bulunmadan yeniden taşıt gelebilir miyim? Türkiye’ye geçici giriş yapılarak sürenin tamamını kullanmadan yurtdışına çıkış yapmanız ve yeniden giriş yapmak istemeniz halinde kullanmadığınız kalan süreler verilerek taşıtınızın girişine izin verilir.

Turistik kolaylıklar kapsamında Türkiye’ye getirdiğim arabayı devlete terk etmek istiyorum. Ne yapmam gerekiyor. Ayrıca bir ücret ödemem gerekmekte midir? En yakın gümrük idaresine başvurarak taşıtınızı terk edebilirsiniz. Terk dilekçesi vermeniz yeterlidir, herhangi bir ücret ödemeniz gerekmez. Ancak, yasal olarak takip edilen bir vergi ve ceza borcunuz varsa bunun ayrıca ödenmesi gerekir.


HABER

20

EKİM / OKTOBER 2014

TiCARi SAYFALAR Deurwaarder ve Incasso bürolarıyla başınız dertte mi? Tel./fax: 010 - 737 06 76 SLINGE 584 1.KAT 3086 EX ROTTERDAM

Ticari Sayfalar'da 33,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.

Kiralık odalar Ortak kullanım alanları ve günlük yönetimi olan, uygun bir komplekste kiralık büyük stüdyo şeklinde mobilyalı odalar (20 m2). 2-3 kişi tarafından kullanılan ortak mutfak, yemek salonu, duş ve tuvalet. Ücretsiz internet ve Türk televizyonu bulunmaktadır. Ortak alanların temizliği komplekse aittir. Her oda kendi başına bir GBA kaydı yaptırılabilecek bağımsız bir adrestir, yani kira yardımı için müracaat edilebilir.

VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN

Kira enerji masrafları dahil (gaz ve elektrik) 350 - 450 Euro arası.

e-mail: info@edu-talents.com Telefon: 010-2268531 • 0645-067273 Adres: Sandelingplein 162-185 • Rotterdam

info@buropas.com www.buropas.com

Ofis ve işyerlerinizin cam temizliĞİ Tel: 0655-38 45 54 www.schoonmaakbedrijfschiedam.nl info@schoonmaakbedrijfschiedam.nl

Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.

Tolga Advocatuur Aelbrechtskade 52 b Groothandel 3022 HL Rotterdam

In Horeca benodIgdheden

telefoon: 010-2260373 e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur.nl

JILPAQ Holding

meer info: www.jilpaqholding.com www.tolgaadvocatuur.nl T:010merkezinde - 477 96tarihi 28 semtte Pieter de Hochweg 115 Rotterdam F: 010 477 96 83 misafirimiz olun. 3024 BG Rotterdam Nezih ve Temiz hotelimizde

Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl

www.sancak.nl

Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg

aza 8]PDQı K Kaza geliyorum demez!

Rotterdam merkezinde tarihi semtte Nezih ve Temiz hotelimizde misafirimiz olun.

Kendi dilinizde ve kültürünüzde hukuk hizmetleri Erken ve grup rezervasyonlarda

%20’e kadar Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam

indirim

T. 010 - 477 96 28 F. 010 - 477 96 83

Scan for

Virtual Tour

W. www.hotelport.nl E. info@hotelport.nl

www.mob.nu

Erken ve grup rezervasyonlarda

%20’e kadar Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam

indirim

Scan for

SAFETY & T. 010 - 477 96 28 W. www.hotelport.nl F. 010 - 477 96 83 E. info@hotelport.nl SECURITY Virtual Tour

www.ntel.nl 010-467 48 11

MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025

Franchise hukuku Ticari sorunlar İş sorunları Kira sorunları De Veldoven 3 Haciz ve icra sorunları 3342 GR Hendrik-Ido-Ambacht Vergi sorunları İflas ve kişisel iflas sorunları Sosyal sigortalar sorunları

• • • • • • • •

Tel:(078) 684 00 54 Fax: (078) 684 95 33

www.advocatenkantoorkara.nl

Sevim Kara info@advocatenkantoorkara.nl

Tolga Gümüş - Strafzaken - Jeugdzaken (OTS/UHP) - WSNP (schuldsanering) Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam

Ethem Emre / 06 39 11 02 43 / Amsterdam Ulviye Tekeli / 06 39 11 02 41 / Rotterdam info@kazauzmani.nl - www.kazauzmani.nl

Administratie en Accountancy

www.tolgaadvocatuur.nl

• • • • • • • •

İflas ve kişisel iflas davaları Sosyal sigortalar hukuku Boşanma davaları lettertype Bauerbodini bt (bold) Velayet ve nafaka davaları Ticaret hukuku İş hukuku Kira hukuku Haciz ve icra davaları

www.asv-advocaat.nl E-mail:harmankaya@asv-advocaat.nl

www.profa.nl

Stille Veerkade 25 2512 BE DEN HAAG Tel: 070 394 63 45 Fax: 070 393 10 04

Avukat Tuğba Harmankaya


21

EKİM / OKTOBER 2014

HABER


Meydan Restoran Rotterdam'a da açıldı HABER

D

en Haag'dan sonra Rotterdam Beijerlandselaan'da Meydan Restoran'ın ikinci şubesi açıldı. Celal Oruç'un sahibi olduğu Meydan Restoran, konum olarak ve ismine uyumlu bir konumda Beijerlandselaan'ın en gözde meydanının üzerinde. Tüm malzemeleri özel olarak Türkiye'den gelen restoranın, iç dizaynı da Türkiye'den gelen bir iç mimara yaptırılmış. Celal Oruç ise resmi açılış henüz gerçekleşmeden yeni restoranın son halini görmek için geldiğini ve Rotterdam halkına bu yeni mekanın hayırlı olmasını dilediğini belirtti. İç mimarisini çok beğendiğini belirten Oruç, iç mimar Arya Hanım'a özel teşekkürlerini iletti. Ailelerin gönül rahatlığıyla gelip kaliteli ve leziz yemek yiyebileceklerini belirten Celal Oruç, ferah bir ortam olması için mekan yöneticisi İlhan Bey'e özel talimat verdiğini sözlerine ekledi.

Mekanın müdürü İlhan Bey ise yaptığı açıklamada "Sabahları ve haftasonları açık büfe olmak kaydıyla kahvaltı sunacağız. Akşam yemekleri de aynı şekilde kaliteli ve leziz yemeklerden oluşan geniş bir menü hazırladık. Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla burada gelip yemeklerini yiyebilirker" dedi.

Meydan Restoran grup yemekleri ve toplantılar için gayet hazırlıklı

Beijerlandselaan 63 • Rotterdam

Hollanda'nın ilk üstü kapalı pazarı Rotterdam'da hizmete girdi

Markthal'deki C&E Coffee popüler Rotterdam'ın en merkezi yerlerinde 1 yıldan beri yapımı devam eden 'pazar' konseptli Markthal açıldı. İçerisinde 100'den fazla sabit standın bulunduğu Markthal, ayrıca iç tavanında bulunan eserle Hollanda'nın en büyük sanat eserlerinden biri ünvanına sa-

22

EKİM / OKTOBER 2014

hip. Arno Coenen ve Iris Roskam isimli sanatçıların 400 bin megapiksel'den oluşturdukları fotoğraf binanın tavanını tamamıyla kaplıyor. Rotterdam Belediyesi'nin Barcelona, Valencia ve Stockholm'daki bu tür pazarları örnek olarak alarak yaptığı bu

proje, kapalı çarşı niteliğinde ve aynı zamanda yeni pazar yerinin devamı olarak düşünülmüş. Yaklaşık 11 bin metrekarelik bir alanda bulunan Martkhal'ın üst kısmında ise apartman tarzı evler var. Resmi açılışı ise Kraliçe Maxima'nın katılımıyla gerçekleştirildi. Maxima'ya geniş bir tur düzenlendi ve tüm pazarı gezmesine olanak sağlandı. İçerisinde 100'den fazla standın bulunduğu Markthal'de aynı zaman da Türk işletmeciler de var. Bunlardan biri C & E Coffee. Çağdaş Ertem ve Ertuğrul Vayni'nin ortak çalışmasıyla müşterilerle buluşacak

olan C&E Coffee, markthal içerisinde nadir terası olan standlardan. Kendi kahve markalarıyla iddiali bir şekilde müşterilerine hizmet vereceklerini belirten ikili, aynı zaman da Rotterdam'a bir diğer ve İstanbul'a yeni konseptler açma peşinde. C&E Coffee'nin açılışına çok sayıda tanınmış simalarının yanı sıra bölgesel siyasetçiler, Hollanda Türk basın mensupları, sanatçılar ve STK temsilcileri hazır bulundu. Resmi açılışı ise TOVER Başkanı Durmuş Doğan yaptı ve kur-

HTİB, Kobani için şiddet eylemlerini desteklemeyecek Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği - HTİB yayınladığı bir basın bildirisinde Kobani ile ilgili tüm dayanışma eylemlerini desteklediklerini, ancak bu eylemlerin yeni şiddet unsurlarını içermemesi gerektiğini ifade etti. Amsterdam merkezli Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği HTİB yayınladığı bir basın bildirisinde Kobani ile ilgili tüm dayanışma eylemlerini desteklediklerini, ancak bu eylemlerin yeni şiddet unsurlarını içermemesi gerektiğini ifade etti. Şiddet eylemleriyle amaca ulaşılamayacağını bildiren HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı bildirisinde şu görüşlere yer verdi: "Kobani kesinlikle düşmemelidir. Kobani’nin düşmesi sadece bir Kürd şehrinin düşmesi anlamına gelmez, bu aynı zamanda insanlığın özgürce yaşama arzusunun yok edilmesi anlamına gelir. Çünkü Kobani’de yaşayan insanlar özgür bir yaşamı inşa etmeye çalışıyorlardı. Merkezi otoritenin olmadığı veya azaltıldığı, temsili demokrasi yerine doğrudan demokrasinin

deleyi kesmeden önce kısa bir konuşma yaptı. Çağdaş Ertem ve Ertuğrul Vayni de Markthal'ın içerisinde C&E Coffee en gözde standlardan

uygulandığı, çoğulcu ve barışçı bir yönetim tarzı geliştiriyorlardı. Eğer Kobani düşerse, bu yeni ve umut verici modelin yenilmesi, barbarlığın ve ortaçağın karanlık düşüncesinin galip gelmesi anlamına gelir. Buna izin vermemek gerekir. Bu nedenle, özgürlükten yana tüm güçlere çağrıda bulunmak istiyoruz. Kobani ile dayanışmamızı güçlendirelim. Sesimizi yükseltelim. Biz HTİB olarak, Kobani ile ilgili tüm dayanışma eylemlerini destekliyoruz. Ancak bu eylemlerin yeni şiddet unsurlarını içermemesi gerektiğini de düşünüyoruz. Bu çerçevede sokaklarda şiddet eylemleri uygulanmasını, binaların ve kurumların yağmalanmasını doğru bulmuyoruz. Bunların Kobani ile ilgili dayanışma eylemlerinin çerçevesini daraltacağını, amaca ters düşeceğini belirtmek gereğini duyuyoruz. Çünkü dayanışma eylemlerinin amacı daha geniş çevreleri eyleme katabilmektir. Şiddet eylemleriyle bu amaca ulaşılması mümkün değildir."

birisi olduğunu belirterek, "vatandaşlarımızı kendimize özgü tatları tatmak için davet ediyoruz" dediler.

Benimsigortam, IMZA’yı satın aldı H

ollanda’daki Türk sigorta pazarının büyük işletmeleri arasında yer alan BenimsigortaM, sigorta acentelerinden İMZA’yı satın aldı. BenimsigortaM 13 yıldır Hollanda Türk sigorta pazarında aktif. Müşteri portföyü İMZA’nın satın alınmasıyla ikiye katlayarak 20 binin üzerine çıkan BenimsigortaM, sektörünün lideri oldu. Parolası güven, uzmanlık, kaliteli hizmet ve istikrar olan BenimsigortaM, Hollanda sigorta piyasasına 1947 yılında giren Moerenburg Verzekeringen’i 2007 yılında satın almıştı. Moerenburg Verzekeringen,

BenimsigortaM bünyesinde PMF Moerenburg Verzekeringen adı altında Hollandalı müşterilere hizmet vermeye devam ediyor. BenimsigortaM, müşterilerine deneyimli ve uzman kadrosuyla sağlık, araç, seyahat ve hukuki yardım sigortaları başta olmak üzere farklı sigorta ürünleri ve isteğe göre paket seçimi olanakları sunuyor. Bireysel sigortaların yanı sıra işyeri sigortalarının da adresi olan BenimsigortaM, cami binaları sigortasında da uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. BenimsigortaM sahipleri Mehmet Keskin ve André van Aarden,

İMZA’nın satın alınması ile ilgili olarak yaptıkları açıklamada, yıllardır yer aldıkları sigortacılık sektöründe sürekli büyüme göstererek başarılı bir grafik çizdiklerini belirttiler. Keskin ve Van Aarden, İMZA’nın BenimsigortaM bünyesine katılmasıyla Hollanda’daki Türk sigorta pazarında liderlik hedefine ulaştıklarına işaret ederek, bulunulan konumun getirmiş olduğu sorumlulukla hizmetlerin geliştirilerek müşterilere sunulacağını kaydettiler. Mehmet Keskin ve André van Aarden, “Müşterilerimizin memnuniyeti önceliğimiz olmaya devam edecektir” dediler.


23

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

BizBize Karaman'dan özel bayram yemeği

Sanatolia, Den Haag’da Türk Kültür ve Sanat Merkezi açtı

Hollanda Türk Kültür ve Sanat Vakfı “Sanatolia”, Hollanda da yaşayan gençler için özel olarak bir kültür sanat proğramı geliştirdi. Avrupa'daki gençlere yönelik genel kültür ve öz kültürleri doğrultusunda bilgilendirip, bireysel gelişimlerini ve sanatsal yaratıcılıklarını geliştirmek ve sosyal dünyaya daha kaliteli kişiler kazandırmayı amaçlayan Sanatolia, yeni bir dizi faaliyetler için bir merkez açtı. Sanatolia'nın yönetim kurulu Genel Sanat Yönetmeni Tamer Barış ÜLGER, yaptığı açıklamada "İnanç ve güven bizim çıkacağımız yolun ya-

rısını yapacağımız projelerde diğer yarısını oluşturuyor. Yönetim kurulu olarak gençlerimizin enerjilerine güveniyor ve onlara inanıyoruz. Sanatolia bir kültür sanat merkezidir. Sanatolia kelimesi Asya ve Avrupa'nın birleşim noktası olan; “Anatolia” ve çağ atlamada bilim kadar önemli yer tutan; “sanat” kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Anatolia, aynı zamanda güneşin doğduğu yer anlamına da gelir, sanatta insanlığa ışık tutan bir güneştir. Bu bağlamda Doğu ve Batı kültürünün iç içe yaşadığı Den Haag’ta faaliyet gösterecek

olmamızda Sanatolia kelimesini seçmemizde etkili olmuştur" ifadelerini kullandı. "Dil ve Sanat bilgisiz, bilgi de sanatsız olamaz" diyen Ülger, "Dil ve Edebiyat, müzik ve dans, mimari ve sanat gibi düşünceye duyguya ve hayale dayalı olan faaliyetler kültürün içinde yer almıştır. Sanatolia bünyesinde deneyimli öğretmenler denetiminde verilecek olan Gitar, Bağlama, Tiyatro, Resim, Yaratıcı Drama ve Dans gibi dersler bu bağlamda kültürün yaşamasına, ondan kişisel ve toplumsal olarak fayda görmemizi sağlayacaktır"dedi.

İki yl evvel sosyal-kültürel-yardım-sanatsal-eğitim ve sportif faaliyetler yapmak amacıyla kurulan 'BizBize Karaman Vakfı' ve 'BizBize Hollanda Platformu", ilkini geçen yıl gerçekleştirdiği; ailesi –akrabası yanında olmayan, öğrenci, yaşlı ve yalnız kimselere yönelik 'bayram yemeği' etkinliğini bu bayramda da düzenledi. Selam Sucuk ve Abrikoos Restoran’ın katkılarıyla gerçekleştirilen program Din Görevlisi Abdullah Dursun tarafından okunan Kuran tilaveti ile başladı. BizBize Karaman Vakfı adına hoş geldi-

yıllarda da tertip edilmesi en büyük dileğimiz” şeklinde konuştu. Bayram yemeğine katılan vatandaşlarımız da, “Çok anlamlı, yerinde ve desteklenmesi şart” olan bu etkinliğin her yıl geleneksel hale getirilmesini arzu ettiklerini dile getirdiler.

Den Bosch'ta ev ödevleri yardım projesi başladı dakş hassasiyetini gösterdi. Her Salı akşamları saat 19:00 – 21:00 arası ortaokul öğrencileri gönüllüler tarafından ev ödevlerine yardımda bulunulduğunu belirten Erdinç Saçan, Tuba Bayram, Duygu Arslan, ve Süleyman Uslu'nun da her salı orada hazır bulunduklarını belirtti.

Ev ödevi yardımında, özel kuruluşlara gitme imkanı olmayan dar gelirli ailelerin çocuklarına öncelik verildiğini belirten bvakıf yöneticileri, böylelikle kısıtlı imkanlara sahip olan ailelerin çocuklarının da okullarında başarıya ulaşmasına imkan sağlıyor. Den Bosch Belediyesi'nin sunduğu sübvansiyon sayesinde kurulan Studiorum Vakfı yıl boyunca öğrencilere yardımda bulunacak.

Studiorum Vakfı tarafından 1 Ekim'den itibaren ortaokul öğrencilerine ev ödevlerinde yardım projesi başlatıldı. Studiorum Vakfı kurucusu Studiorum Vakfı hakkında daha fazla bilgi almak isteyenErinç Saçan'ın uzun süreli ve hummalı ler http://www.studiorum.nl sitesini ziyaret edebilirler. bir çalışma sonucunda ev ödevlerinde yardım projesine, Brede Bossche School Kruiskamp Müdürü Rene Dullaart’ta yardım etti. Ev ödevlerine yardım için okulu bedava kullanıma açan okul müdürü Dullaart, bu konu-

FOTOHABER

HDV Oss Ulu Camii'nde bayram hatırası

niz konuşması yapan Başkan Fehmi Uzun, özellikle bayramın ilk günü ailesinden uzak, kimsesi ve yakını yanında olmayan vatandaşlarımız için tertip edilen programın amacına ulaştığını söyledi. Uzun, "Geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı program, bundan sonraki

Hollanda Diyanet Vakfı'na bağlı Oss Ulu Camii'nde cami cemaati geçtiğimiz Kurban Bayramı, bayram namazından sonra bir gelenek haline gelmesi babında toplu bir hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Türk Federasyonu’na yeni şube

Hollanda Türk Federasyonu 21. şubesine Maassluis’te kavuştu. Hollanda Türk Federasyonu icra kurulu üyeleri ile Schiedam Ülkü Ocağı’nda bir araya gelen Schiedam, Maassluis ve Vlaardingen teşkilat yöneticileri gündem ve teşkilatların çalışmalarının değerlendirmesini yaptılar. Ayrıyeten ileriye dönük faaliyetlerin görüşüldüğü toplantıda çeşitli fikirler masaya yatırılarak tartışılmış oldu. Toplantı sonrası Maassluis’te binasına kavuşan Maassluis Türk Kültür Derneği ziyaret edildi.


HABER

24

EKİM / OKTOBER 2014

Mütercim Nizamettin Yiğit:

Ne yaparsan yap, bir planın olsun

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İnsanlar zaman zaman kaderleri üzere daha iyi fırsatları yakalar ve diğerleri ona ‘şanslı’ der. Ben ise doğuştan şanslıyım. Zira dünyanın güzel yerleri arasında en güzeli olan, Türkiye’de yeşil Malatya’nın Hekimhan ilçesinin güzel ve şirin bir kasabasında Kocaözü beldesinde 1969 yılında doğmuşum. Ailemiz özellikle kayısı çiftçisi bir aile, ben ise ikinci çocuğu olarak doğmuşum. Köyümüz 1570-75 yılları arasında kurulmuş bir köy ve büyük dedelerim, yani ailemiz, köyün kurucu ailesi. Ben 12’ci nesilden biriyim. Bütün soy zincirimi isimleriyle biliyorum. Bugün bu köyün büyük kısmını akraba olarak adlandırmak mümkün. Fırsat buldukça bütün köyün soyağacı üzerinde çalışıyorum. Anne tarafım aynı ilçenin başka bir köyünden köken olarak da Kürt bir aileden. Kimileri bir ayrıştırma gayreti içinde olsa da biz tam da Türkiye’nin fotoğrafı gibiyiz. Birarada ve her iki kültürle de mutluyuz. Henüz 1 yaşını tamamlamadan babam Malatya’ya taşınmış. Ondan sonra hep Malatya’dayız. Yurt dışına çıkıncaya kadar geçen sürenin hemen tamamı Malatya’da geçti. Dört erkek kardeşiz. Ağabeyim kimyager, küçük kardeşlerimin ikisi de doktor ben ise farklı okullardan sonra Fen Fakültesi’nde biyoloji okudum.Biyoloğum. Branşımdaki insanlar arasından yapılan seçmeleri iki defa başarıyla geçtim. Öğretmenlik yaptım, lisansüstü eğitime Türkiye’de başlayıp ABD’de devam ettim.

Biz asırlardır buna gülüyoruz. Halbuki Nasreddin Hoca klasik yönetim unsurlarından birini uyguluyor. Bir planı olmak. Ne yaparsan yap, bir planın olsun. Bu noktadan baktığımızda 40 veya 50 yıldır burada olan Türkler’in bir planı yok. Bu plansızlık devam edecek olursa Avrupa’daki Türk nüfusu, rüzgâr önündeki yaprak gibi, rüzgâr ne yönde eserse o tarafa gider. O zaman da bir hedefe ulaşılması için rüzgârın doğru istikamette,yeterince uzun süre esmesi gerekir ki, tamamen şansa kalmış olur.

Birkaç dönem babam da ben de teşekkür belgesi almıştık. Babamın bu gayreti bize de güç veriyordu. Liseyi Türkiye’nin ilk Endüstri Meslek Liselerinden biri olan Şehit Kemal Özalper Endüstri Meslek Lisesinde okudum. O yıllarda bir zanaat edinmek hedefti.O nedenle bu okullara “Sanat Okulu” derlerdi. Ortaokul yıllarından itibaren yazları köye gider, yazı dedemizle (Ali Yiğit 1900-2001 yılları arasında yaşadı) geçirirdik. Dedemle bir dede torundan ziyade birer arkadaştık. Üniversite biyoloji bölümünde biyoteknoloji dersi alırken biyoloji ilmi kurallarına göre en iyi yoğurt mayalama yöntemi olarak okuduğumuz yöntemi, ben 12 yaşındayken dedemden öğrenmiş olduğumu görünce şaşırmıştım. Zira o biyoloji veya biyoteknoloji bilmezdi. Ama tabiatı, bitkiyi, hayvanı, özünden tanıyan, bilgili, dağarcığı dolu biriydi. Böyle dolu dolu geçen hatıraları,

ay gibi bir süre Malatya’da kaldık. Ardından da Rotterdam’a geldik. 2003 yılı sonundan beri Hollanda’dayız. 11 yıldır Hollanda’dasınız. Ne umdunuz, ne buldunuz? Nasıl bir ülke olarak zihninize kazıldı? Sosyal, kültürel, siyasi, ekonomik durumu ve duruşuyla, 11 yılı değerlendirdiğinizde nasıl bir tablo çıkar ortaya? Hollanda’ya bir umutla gelmedim. Bir süre denemek için geldik. Deneme devam ediyor. Bulunduğum yerlerde sevgiden bulunmadım, ayrıldığım yerden de nefret etmedim. Eğer sevgiden dolayı bir yere gidecek olsaydım, ya İstanbul’a ya köyüme giderdim sanıyorum. Ancak, hayat insanın önünde bazen bir karar vermeyi gerektiren seçenekler sunuyor. Sonra o tercihinize sadık olmanız, ne yapıyorsanız o yaptığınızda gayret ve sebat göstermeniz gerekiyor. Hollanda’ya ilişkin gözlemlerim

geçen zamanı hep sevdiğim yıllar olarak görüyorum. Evliyim. Üç kızım var. Kızlarımı göremeden geçen gün bana dar gelir. Hollanda yolculuğu nasıl başladı? ABD’de lisansüstü öğrenciyken, seferlerden birinde şimdi eşim olan Neşe Hanım’la tanıştık. 1998 yılında da evlendik. 2003 yılına kadar ABD’de yaşadık. 2002’de büyük kızım doğduktan sonra Amerika’dan Türkiye’ye kesin dönüş yaptık. Kızımın doğumundan sonra, onun orada yaşayacağı kültürel boşluğu fark ederek Amerika’dan ayrıldık.Yaklaşık 7

var tabi. Hep bulutlu, kapalı iklimi olan bir yer. Bu kapalı iklim insanların mizacına da yansımış. Amerika’da insanlar, iş dünyası daha açık ve daha sıcak. “Yabancı” kavramını burada bir şekilde biraz daha fazla hissediyorsunuz. Ne kadar yabancılığımızı hissedersek hissedelim, yine de Hollanda ile veya buradaki işletmelerle iş yapmak kolay. Ama memleketimizde durum daha farklı. Duygusal tarafımız ağır basıyor. Bunun olumlu tarafları var. Dünyanın en misafirperver toplumuyuz. Geçmişte şartlar zor olsa da ba-

Hollanda’ya bir umutla gelmedim. Bir süre denemek için geldik. Deneme devam ediyor. Bulunduğum yerlerde sevgiden bulunmadım, ayrıldığım yerden de nefret etmedim. Eğer sevgiden dolayı bir yere gidecek olsaydım, ya İstanbul’a ya köyüme giderdim sanıyorum. Ancak, hayat insanın önünde bazen bir karar vermeyi gerektiren seçenekler sunuyor. Sonra o tercihinize sadık olmanız, ne yapıyorsanız o yaptığınızda gayret ve sebat göstermeniz gerekiyor. Erken çocukluğum hep akrabalar arasında geçti. Hiç başkalarıyla oynamazdık. 68 tane kuzen veya kuzenlerin çocukları bir aradaydık. Bayramlarda cıvıl cıvıl olurduk. Sokakta da olsa, okulda oynasak da eve geldiğimizde başkalarıyla oynamamız gerekmezdi. Yani mutlakaoynayacak birini bulurduk. Neden dışarıdan biriyle oynayalım ki? O yıllarda babam okumayı askerde öğrenen biri, annem ise ümmiydi.İmam Hatip Lisesi’nde ortaokulu okuduğum yıllarda, babam da akşam ortaokuluna dört yıl her gün devam etti ve ortaokulu birlikte bitirdik.

McDonald’s ve Coca Cola boykottan dolayı ekonomik krizde McDonald’s ve Coca Cola’nın bu yıl büyük zarar ettiği açıklandı. Yapılan açıklamada bu müşterilerin daha ucuz alternatifler aramasına ve artan rekabete bağlandı. McDonald’s şirketinin cirosunun %5 düşerek 6,9 milyar dolara gerilediği, kârının ise %30 düşüş gösterdiği açıklandı. Coca Cola cirosu 12 milyar seviyesinde kalırken kârının 2,4 milyar dolardan 2,1 milyar dolara gerilediği ve bunun şirketi büyük oranda etkilediği açıklandı.

Röportaj: ZEYNEL ABİDİN KILIÇ

Her ne kadar iki şirketin kârının düşmesi yapılan açıklamalarda rekabete bağlansa da, İsrail’i destekleyen bu iki şirketin boykot sonucu ekonomik krize girdiği biliniyor. Geçtiğimiz yaz ayında İsrail’in Gazze’yi bombalaması sonucu büyük ölçüde çocukların da bulunduğu 2000’i aşkın insan öldürülmüştü. İsrail’in saldırılarıyla birlikte İsrail’i destekleyen ve boykot edilecek şirketlerin listeleri yayınlanmış, sosyal medyada paylaşım rekorları kırmıştı. McDonald’s ve Coca Cola bu listelerin başında yer

almış, tüketicinin boykotu ile karşı karşıya kalmıştı. Alınan sonuç da gösteriyor ki, tüketicinin silahı küçümsenemeyecek güçte. Demek ki daha güçlü bir boykotla tüketicinin silahı, İsrail’in kimyasal silâhlarına galebe çalabilir.

HABER Gazetesi'nin Temmuz 2014 konuda sayısında bu lara dikkat ot yk bo n la yapı rail'e destek çekmiştik. İs ların boykot veren marka ekti birkaç ef in in edilmes kendini de ay içerisin gösterdi.


25 balarımız ve dedelerimiz daha sıcak sosyal ortamlarda, itimat ve güvenin, güvenliğin en iyi olduğu ortamlarda yaşadılar. Modernizm içimizdeki duyguyu somutlaştırdı ve o duygu artık içimizi ısıtmaz oldu. Dolaylı olarak bunun etkisini işimizde, ailemizde ve çevremizde hissettik. Bugün iş dünyasında kendi vatandaşlarımızla daha fazla sorun çıkma potansiyeli mevcut. Bu izlenimler ışığında değerlendirdiğinizde yarım asrı burada tüketen toplumumuzu nasıl bir gelecek bekliyor? Günümüz dünyasında egemen kültür batı kültürüdür. Batı gündelik yaşamının batı insanına kazandırdığı

şey, planlı olmalarıdır. Bir planı olmak batılılar için çok önemli. Başarılarının da sırrı burada. Aslında bizde olması gereken bir özellik. Bizde de var aslında. Nasreddin Hoca’nın meşhur bir kıssası var, bilirsiniz. Hoca merkebinin üzerinde eşyalarını taşıdığı heybesini kaybeder. Etrafındakilere sorar, bulamaz. Kızar ve “Hele heybem bir bulunmasın ben ne yapacağımı biliyorum” der. Köylü korkusundan Hocayla birlikte arar ve sonunda heybe bulunur Hocamız ise mutlu. Dayanamazlar, merak eder ve sorarlar: “Yahu Hoca, bize kızdın payladın, ben yapacağımı biliyorum dedin. Eğer bulunmasaydı ne yapacaktın?”

Hocanın cevabı, tam da biz bir yol haritası çizecek cinsten: -“Ne yapayım, evdeki eski kilimi kesip heybe yapacaktım” der. Biz asırlardır buna gülüyoruz. Halbuki Nasreddin Hoca klasik yönetim unsurlarından birini uyguluyor. Bir planı olmak. Ne yaparsan yap, bir planın olsun. Bu noktadan baktığımızda 40 veya 50 yıldır burada olan Türkler’in bir planı yok. Bu plansızlık devam edecek olursa Avrupa’daki Türk nüfusu, rüzgâr önündeki yaprak gibi, rüzgâr ne yönde eserse o tarafa gider. O zaman da bir hedefe ulaşılması için rüzgârın doğru istikamette,yeterince uzun süre esmesi gerekir ki, tamamen

En tembel, en üşengeç, en gevşek Türk olmakta bir marifet yok. Türklerin, Hollanda’da çok güçlü bir örgütlenme yapısı var. Bu farklılığı ve onların çalışma metodunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben bu söylediğinizi bir potansiyel olarak algılıyorum. Türklerin Avrupa’da güçlü bir yapısı yok. Güçlü olabilme potansiyelimiz var. Bu potansiyel zaman zaman ivmelenebiliyor ama tamamen dört başı mamur biristikrara asla erişmiş değil. Bunu söylerken yine de birinci ve ikinci neslin çalışmalarını, geride bıraktığı kurum ve kuruluşları görmezlikten gelmek, onların emeklerine değer vermemek gibi bir amacım yok. Ben potansiyelin iyi kullanılamadığına işaret etmek istiyorum. Gözlemlerinizden yola çıkarak buradaki vatandaşlara neler söylemek is-

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

tersiniz? Hollanda’da yaşayan Türk veya Türk soylu yeni nesillerde okumaya, tahsil etmeye karşı bir ilgisizlik var. Bu dolaylı olarak kendi verimliliklerini de etkiliyor. Sabah kalkıp okula giderkenheyecanla kalkıp gidilmedikçe, okuldan da verim almak mümkün değil tahsilden de. Bunu işe giderken de aynı şekilde heyecan duymuyorsak o işten de verimlilik alamayız şeklinde anlayabiliriz. Türkler olarak eskilerden, tarihte “Türk gibi kuvvetli, Türk gibi cesur” denilmesinden hep mutluluk duyuyor olabiliriz. Bunu bu devirde de yapmamız, doğruluğumuzla, işimiz, eğitimimiz ve yaşadığımız topluma olumlu katkılarda bulunuşumuzdan da heyecan duymamız lazım. En tembel, en üşengeç, en gevşek Türk olmakta bir marifet yok.

Hollanda’da 2,5 milyon kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor

Ekonomik krizin etkilediği ülkeler arasında yer alan Hollanda’da yaklaşık 2,5 milyon kişinin yoksulluk sınırı altında hayat sürdüğü bildirildi. Araştırma kurumu Platform 31 ve Avrupa Kentsel Bilgi Ağı’nın (EUKN) yaptığı incelemeye göre, Hollanda'daki fakirlik oranlarında son beş yıl içinde yüzde 1 dolayında artış görüldü. Ülkedeki yoksul sayısının toplam nüfusa oranının yüzde 15,9 dolayında olduğuna yer verilen araştırmada, yoksulluk sınırı altında yaşayanların yaklaşık 604 bininin çocuklardan oluştuğu kaydedildi. Kurumun yaptığı araştırmaya göre 2008 yılında yüzde 15,5 olan yoksulluk sınırı altında hayat süren çocuk oranı 2013’te yüzde 17’ye yükseldi.

şansa kalmış olur. Devletin vatandaşına sahip çıkmaması bu olumsuzlukta bir etken mi? Burada bir denge kurmamız lazım. Devlet dediğimiz unsurun halkına karşı sorumlulukları vardır. Aynı şekilde o insanlardan beklentileri yani hakları da vardır. Hukuka uygun olarak o devlet hudutları içerisinde olan, o ülke vatandaşı olmayanlar başkaları da bu hak ve sorumluluklardan yine hukuk nispetinde faydalanır, faydalanmalıdır. Ama devlet mutfakta yemek yapan bir hizmetçi değildir. Sabah gelip iş yerinizi sizin için açmaz, siz istirahat etmezseniz sizin yerinize birini işe göndermez. ffİnsanda doğruluğu ararım. ffYalan ve kul hakkından sakınırım. ffSevdiklerimle birarada olmaktan veya haberleşmekten mutlu olurum. Onlara hizmet etmekten, yemek yapıp yedirmekten büyük mutluluk duyar, haz alırım. ffYakınım olsun veya uzak olsun, insana zarar veren her şey beni üzer.

Hayatınızın merkezine neleri koydunuz? Müslüman birisi olarak, çocuklarım ve dostlarımla başkalarının hak ve hukuklarına geçmeden yaşamak.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Dolu dolu.. Bütün çocuklar gibi zaman zaman yaramaz, belki biraz afacan. Nasıl bir aileden geliyorsunuz? Anadolu ailesi. Büyükleri büyük, küçükleri küçük bilen, seven bir aile ortamı. Nasıl bir ortamda büyüdünüz? Mutlu, ancak Türkiye şartlarında ekonomik ve siyasî dalgalanmaların ortasında yokluk, acılar, mutluluk karışık bir şekilde. Rol modeliniz var mıydı? “Oğlum, Allah buğdayın karnını yarık yaratmış ki paylaşalım ve hak geçmesin” sözünü bana öğreten dedem Ali Yiğit, çocukluğumuzda okur yazar olmayan ama okumayı 50 yaşına doğru öğrenen,çocuklarının, doktorası dâhil bütün eğitimi boyunca, bütün sınavlarını, geçtiği veya kaldığı dersleri takip eden, sınava hazırlayan, istirahatimizi bile belirleyen, mütemadiyen hepsinin eğitimsürecinin âdeta bir parçası olabilen annem, askerde öğrendiği alfabeden sonra ilkokulu dışarıdan bitirip, ortaokulve liseyi okuyup çocuklarının yetişmesi için kapasitesinin yüzde

500’ünü yapan bir baba olarak babam, bir ayağı sakat olduğu ve tıbben yüzde80 iş göremez olması gerektiği hâlde engellilik durumunu da unutup at arabacılık yaparak ailesine bakıp çocuklarını en iyi şekilde yetiştiren dayım, ilkokul öğretmenim Hatice İpek, ‘insanları gördüğünüzde tebessüm edemiyorsanız Müslümanlığı yaşamıyorsunuz’ deyip sürekli gülümseyen gençlik dostum Abdülhamitabi, daha sayamadığım birçok rol modelim var.Onları tanımaktan, onların yakınında olmaktan hep mutluluk ve varlıklarıyla hep onur duydum. O yüzden şanslıyım.Kaybettiklerimizin de eksikliklerini hep hissediyorum. Neleri okur, neler dinler, neleri seyredersiniz? Eskiden daha fazla okurdum. Tercüme işinde yoğunlaştıktan sonra, günlük çok fazla metinle haşır neşir olduğumdan okuma ilgim azalıyor. Yine de gündemi, araştırmaları, merak ettiğim konuları, hobilerime dair bilgileri araştırıp okumayı severim. Son yıllarda daha çok dijital ortamdan okuyorum.

Rutte uçak kazasını görüşmek üzere Malezya ve Avustralya'ya gidiyor

Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin Malezya Havayolları’na ait uçağın temmuz ayında Ukrayna’da düşmesi konusunda görüşmelerde bulunmak üzere Malezya ve Avustralya’ya gideceği bildirildi. Hollanda Devlet Bilgilendirme Dairesi’nden (RVD) yapılan açıklamada, 5-7 Kasım tarihlerinde iki ülkeyi ziyaret edecek olan Rutte’nin mevkidaşlarıyla görüşeceği belirtildi. Ziyarette, Malezya ve Avustralya ile kazadan sonra yürütülen yakın işbirliğinin devamı konusunun görüşülmesi bekleniyor. Daha önce Malezya Başbakanı Necip Rezak ile Avustralya Başbakanı Tony Abbott da bu kapsamda Hollanda’yı ziyaret etmişti.

Hukuk sınırları dâhilinde yaptıklarınıza da karışmaz. Türkiye’de 12 Eylül döneminde biz aklımız yeni eriyordu. Büyük ekonomik ve ekonomik olmayan badireler atlattı Türkiye. Kişi başına millî gelir 1200 dolarlardan bugün 11 bin dolara çıktı. Toplu iğne, küçük büyük çiviyi, kurşun kalemi dahi dışarıdan alan Türkiye’den kendi helikopterini üretebilen bir Türkiye’ye kavuştuk. Şehit diplomatını günlerce vatanına getirecek fizikî imkanları olmayan Türkiye’den, afetlerden etkilenmesin diye gezmeye giden vatandaşlarımızı bile aynı gün dünyanın uzak köşelerinden Türkiye’ye getirilebiliyor devletimiz. Bunları görmemiz lazım.

Kendi çapımda aşçılığım da var. Bir yemek tarifi görsem mutlak göz gezdiririm. Güzel şiir görsem mutlak okurum. Eskiden güzel bulduğum şiirleri ezberlerdim. Ne yazık ki ezberlemek her gün biraz daha zorlaşıyor. Güzel müziği dinlerim. Bu caz da olabilir, klasik müzik de olabilir. Ama benim gönlüm hep türkülerdedir. Malatya, Türkiye’mizin türkü birikimine en fazla türkü vermiş bir bölgedir. Malatya türküleri, Arguvan türküleri farklı havalar olsa da en sevdiğim müziktir. İzleyici yönüm fazla değildir. Eski veya yeni Türk edebiyatını severim. Özellikle de şiirleri. Kendi şiirlerim de var. Hayatta neyi önemsersiniz? Çocuklarım ve ailem çok önemlidir. Ayrıca, başkasının hakkını yememeyi çok önemserim. Yaptığınız işle alakalı biraz bilgi verebilir misiniz? Yüksek eğitimde genel biyoloji okudum. Sonra Türkiye’de tatlı su biyolojisive ABD de mikrobiyoloji ve bilgisayarlı biyoloji denilebilecek alanlarda devam ettim. Avrupa’ya geldiğimizde yaptığım birçok iş başvurusuna görüşmeye bile davet edilmedim. Bu başvurular sırasında 1 yıldan fazla zaman geçti. Bu arada Hollandaca kursuna devam ettim ve kursu tamamladım.İnternetten iş başvurusu yaparken bir yandan da yatırım gerektirmediği, başlıca sermayesi bilgimiz ve kendi yeteneğimiz olduğu için tercüme piyasasında iş, daha doğrusu serbest çalışabileceğim proje aradım.2 hafta sürecek işi 5 günde teslim ettikten sonra 2005 yılı boyunca düzenli iş aldığım tercümanlık sektörüne girmiş oldum. 2005 yılında Erasmus Üniversitesi İşletme Fakültesinde işletme lisans ve bilgi yönetimi alanında yüksek lisans derecesi olan eşim, belediyede analist olarak çalışıyordu. Ancak benim aldığım çeviri projeleri arttığından artık ikinci kişiye ihtiyaç vardı. 2006 yılı baharında eşim de evden serbest çalışmaya başladı.

Uluslararası helal ürünler fuarı düzenlenecek

Hollanda Genç İş Adamları Federasyonu 15 ve 16 nisan 2015 tarihleri arasında Helal Expo Europe adı altında Hollandanın en büyük fuar merkezlerinden biri olan ve Eindhoven şehrinde bulunan Beursgebouw fuar merkezinde helal sektörü içerisinde aktif girişimcilere yönelik olarak gerçekleşecek. Yapılan açıklamada; “50 milyon müslümanın yaşadığı Avrupa, helal ürün üreticileri ve helal hizmetler sunan kurumlar için büyük bir pazar oluşturmaktadır. Avupara’daki helal sektörlerin değeri 70 milyar dolardır ve böyle büyük bir değerin nedeni ise Avrupa’da yaşayan müslümanların yüksek alım gücüne sahip olmalarıdır. Hollanda’nın merkezi ve stratejik konumu ayrıca burada yaşayan 850,000 müslümanın yüksek alım güçleri dünyanın her tarafında helal endüstrisinde faaliyet gösteren girişimcilerin Hollanda’da bir araya getirmemizin baş nedenlerindendir” denildi.


HABER

26

EKİM / OKTOBER 2014

Dört soruda Ebola nedir?

Dünya yeni bir salgın tehdidiyle boğuşuyor. Salgın tehdidi oluşturan hastalık “Ebola Virüsü Hastalığı” (EVH) ya da eski adıyla “Ebola Kanamalı Ateşi” olarak biliniyor. Ebola virüsü olarak adlandırılan bu virüs, ciddi ve öldü-

rücü bir hastalık tablosuna yol açıyor. EBOLA NEHRİNİN ADI VERİLDİ İlk olarak 1976 yılında Sudan’da ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde salgına yol açan hastalık, salgı-

nın ortaya çıktığı bölgedeki Ebola Nehri’nin adıyla isimlendirilmiş. Hastalığın önce hayvanlardan insanlara bulaştığı daha sonra da insandan insana bulaşarak salgına yol açtığı biliniyor. EBOLA HAKKINDA MERAK EDİLENLER Son dönemde tekrar gündeme gelen hastalık Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 15 Ekim tarihli raporuna göre yedi ülkede (Gine, Liberya, Nijerya, Senegal, Sierra Leone, İspanya ve ABD) 8 bin 997 vakaya ve 4 bin 493 ölüme yol açtı. Peki Ebola Virüsü Hastalığı nasıl bulaşıyor, nerelerde görülüyor, kimler risk altında, koruma önlemleri neler? Sağlık Bakanlığı ve DSÖ dokümanlarındaki bilgiler şu

şekilde: EVH NASIL BULAŞIR? Virüs hasta olan insan ya da hayvanların kan ve vücut sıvılarıyla direkt temas sonucu bulaşıyor. İnsan dışında maymun, goril, şempanze, meyve yarasası olarak tanınan bir yarasa türü, orman antilobu ve kirpi gibi hayvanlarda da görülebiliyor. “Meyve yarasası” olarak adlandırılan yarasa türü virüsün doğal konakçısı, diğer bir deyimle bu yarasa türünde virüs sürekli bulunma, gelişme ve çoğalma şansı buluyor. EVH AÇISINDAN RİSK GRUPLARI KİMLER? Sağlık çalışanları: Ciddi risk altındalar. Hastanın bakım ve tedavisi sırasında vücut salgılarıyla temas riskine karşı mutlaka koruyucu

Mavi Marmara'ya katılan Türk, İsveç'te Bakan oldu İsveç’te 35. hükümet yeni kabineyi açıkladı. Kabinede, Yeşiller Çevre Partisi Stockholm Belediye Meclis Üyesi Mehmet Kaplan, Şehir Planlaması, Konut ve IT Bakanlığı’na getirildi. Mehmet Kaplan, 2010'da İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargonun kalkması amacıyla organize edilen Özgürlük Filosu'nda yer alan İsveç gemisinde bulunuyordu. Mavi Marmara katliamına tanık olan Kaplan, İsrail tarafından gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. İsrail, 2012'de ülkeyi ziyaret etmek isteyen Mehmet Kaplan'ı, diplomatik pasaportu olmasına rağmen Tel Aviv'deki David Ben Gurion Havaalanı'ndan geri çevirmişti. İsveç'te 14 Eylül'de gerçekleşen genel seçimlerin ardından, geçtiğimiz günlerde yeni kabine açıklandı. Seçimden birinci olarak çıkan Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller ve Çevre Partisi'nin

koalisyonundan oluşan azınlık hükümetinin en dikkat çeken yönlerinden biri, Şehircilik ve İskân Bakanlığı koltuğunun bir Türk'e emanet edilmesi oldu. 1971 doğumlu Mehmet Kaplan, 24 üyeli kabinede Yeşiller ve Çevre Partisi'ne verilen 6 koltuktan üçüne oturdu. Açıklama, İsveç'in yeni başbakanı ve Sosyal Demokrat Parti'nin lideri Stefan Löfven tarafından başkent Stockholm'de yapıldı. Gaziantepli bir ailenin üyesi olan Mehmet Kaplan, evli ve 2 çocuk babası. Kaplan adına açıklama yapan Rafet Candemir, İsveç'te ilk kez bir Müslümanın bakan olduğuna dikkati çekerek toplumun çok geniş bir kesiminden telefonla ve yazılı olarak mesajlar aldıklarını, mesajlarda Kaplan'ın siyasetteki başarısının yabancı kökenli yeni nesiller için güzel bir örnek olarak ifade

malzeme (maske, özel elbise, eldiven, gözlük vb) kullanımı öneriliyor. Gerekli önlemler alınmaz ise sağlık kuruluşları hastalığın yayılımını hızlandırabiliyor. Hasta kişiyle yakın temasta bulunan aile üyeleri ve diğer kişiler: Hasta bakımı sırasında hasta kişinin vücut salgılarıyla temas eden aile yakınları ve arkadaşlar özellikle risk altında. Bu gruplar hastalığın yayılımı açısından da önemli. DSÖ Ebola Virüs hastalığı şüphesi taşıyan hastaların evde bakılmaması gerektiğini belirterek hastane bakımı öneriyor. BELİRTİLERİ NELER? Hastalığın tipik belirtileri ani başlayan ateş, aşırı halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı. Bu belirtileri

kusma, ishal, döküntü, böbrek ve karaciğer fonksiyon bozuklukları ve bazı vakalarda iç ve dış kanamalar izliyor. Kişinin virüsü almasından belirtilerin ortaya çıkmasına kadar geçen süre (İnkübasyon süresi) 2 ile 21 gün arasında değişiyor. Hastalığın kesin tanısı için mutlaka laboratuar testleri gerekiyor. NASIL KORUNURUZ? EVH’ye yönelik bir aşı ya da tedavide kullanılan özel bir ilaç henüz yok ancak çabalar sürüyor. Bu açıdan en önemli korunma, bulaşma yollarının engellenmesi. Bunun için de risk oluşturan durum ve temaslardan kaçınmak gerekiyor. Genel enfeksiyon önlemleri (el yıkama vb) de gözden kaçırılmamalı.

ABD: "Kobani'nin düşmesini istemiyoruz, ancak önceliğimiz petrol rafinerleri"

Mehmet Kaplan edildiğini sözlerine ekledi. Mehmet Kaplan, 2010'da İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargonun kalkması amacıyla organize edilen Özgürlük Filosu'nda yer alan İsveç gemisinde bulunuyordu. Mavi Marmara katliamına tanık olan Kaplan, İsrail tarafından gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. İsrail, 2012'de ülkeyi ziyaret etmek isteyen Mehmet Kaplan'ı, diplomatik pasaportu olmasına rağmen Tel Aviv'deki David Ben Gurion Havaalanı'ndan geri çevirmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki, "Kimse Kobani’nin düşmesini istemez ama bizim öncelikli hedefimiz IŞD’nin (Irak Şam Devleti) bir güvenli bölgeye sahip olmasını önlemek” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, günlük basın toplantısında, Türk liderlerin Kobani’nin IŞD’nin eline düşmesine izin vermeyecekleri sözlerinin hatırlatılıp, "ABD’nin stratejik amacının da bu olup olmadığına" yönelik soru üzerine, “Kimse Kobani’nin düşmesini istemez ama bizim öncelikli hedefimiz IŞD’nin bir güvenli bölgeye sahip olmasını önlemek” dedi. Psaki, bu noktada öncelikli odaklarının, hava saldırılarını yapıldığı yerlerde petrol rafinerileri gibi yerlerin kontrolünü sağlamak olduğunu ifade etti.

500 milyar dolar hedefine hıyar fındık satarak varamayız

Boeing'den yerli uçak için gurur veren açıklama

Rifat Hisarcıklıoğlu DEİK'ten istifa etti

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, Türkiye'nin gelişmiş bir ülke olma hedefine daha fazla domates, hıyar, fındık, limon satarak varılamayacağını, bu çabanın bilgiden, inovasyondan geçeceğini belirtti. Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve International Data Comporation (IDC) Türkiye işbirliğinde düzenlenen 16. Kamu Bilişim Merkezleri Yöneticileri Birliği Toplantısı (KAMU-BİB), Antalya'da düzenlendi. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin önemine değinen Kavranoğlu, "Bilgi ve iletişim teknolojileri geride kalmış toplumlar için çok büyük bir hızla kalkınıp yoksulluktan kurtulmak için tarihi bir fırsattır. Gerektirdiği tek şey, iyi yetişmiş insan potansiyeli ve bu insanların önünü açan bir yönetimdir" dedi.

NFL takımlarından Kansas City Chiefs'in formasını giyen Müslüman oyuncu Hüseyin Abdullah, maçta gösterdiği başarıyı dua ederek kutlamak istedi. New England Patriots'a karşı gösterdiği başarı sonrası sevincini dizüstü çöküp dua ederek gösteren 29 yaşındaki oyuncu Abdullah'ı hakem cezalandırdı. Abdullah sahanın ortasında dizüstü çöktükten sonra başını yere koyarak birkaç saniye dua etti. Bu hareketi "sportmenlik" dışı değerlendiren hakem, Müslüman futbolcuyu cezalandırdı. Hüseyin Abdullah'ın menajeri ceza sonrası sosyal paylaşım sitesi Twitter'da açıklama yaptı. Açıklamada, "Eğer Abdullah'a bu davranışı nedeniyle para cezası verilirse, NFL büyük bir sorunla karşı karşıya kalacak" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak kurulan yeni Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa etti. DEİK'in yeni yapısıyla daha büyük başarılara imza atması ve Türkiye'nin dış ekonomik ilişkilerinde hareket alanını daha da geliştirmesi temennisinde bulunan Hisarcıklıoğlu, bugüne kadar ilgili tüm kamu kurumlarıyla eşgüdümlü çalıştıkları ve ellerinden gelen desteği verdikleri gibi bugünden sonra da yeni DEİK'e gereken desteği vereceklerini kaydetti. Torba Yasa ile feshedilen ve Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak yeniden oluşturulan DEİK'in yeni yönetiminin 20 Eylül'de yayımlanan yönetmelikle Ekonomi Bakanlığı tarafından atandığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'ye istifa mektubu gönderdi.


27

EKİM / OKTOBER 2014

Osmanlı dağılırken Ermeniler ne yapıyordu?

Osmanlı'nın son dönemlerinde Ermeni toplumunun hayatına ışık tutan yüzlerce kartpostal, Londra'da sergileniyor. Osman Köker tarafından hazırlanan serginin adı: "Sevgili Kardeşim - 100 Yıl Önce Türkiye'de Ermeniler"

Avrupa'da Türk konsolosluklarına saldırı

IŞD (Irak Şam Devleti) bahanesiyle yapılan izinsiz gösteriler geçtiğimiz günlerde Avrupa'ya da sıçradı. Avusturya'nın Bregenz kentinde maskeli grup, Türkiye'nin Bregenz Başkonsolosluğuna saldırı düzenledi - İsviçre'de BM Cenevre Ofisi önünde toplanan terör örgütü PKK sempatizanları, üye devletlerin bayraklarının bulunduğu bölüme girerek Türk Bayrağı'nı indirmek istedi

- Fransa'da IŞD'nin (Irak Şam Devleti) Kobani saldırıları protesto eden grup, Türkiye'nin Marsilya Başkonsolosluğuna molotofkokteylli saldırı düzenledi.

AVUSTURYA Avusturya'nın Vorarlberg eyaletinin başkenti Bregenz'de maskeli bir grubun, Türkiye'nin Bregenz Başkonsolosluğuna saldırı düzenlediği bildirildi. IŞD'nin (Irak Şam Devleti) Halep'e bağlı Kobani'ye (Ayn el Arap) girmesini protesto eden grup, gece saatlerinde Bregenz sokaklarında izinsiz gösteri yaptı. Ellerinde IŞD'ye tepki gösteren pankartlar taşıyan grup, terör örgütü PKK lehine slogan attı. Yaklaşık 50 kişiden oluşan ve yüzleri maskeli grup, taşlarla Başkonsolosluk binasına saldırdı. Saldırıda binanın bazı pencereleri kırıldı. BELÇİKA Belçika'da ise Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, IŞD'nin Kobani'ye yönelik saldırısını protesto etmek için AP'ye zorla giren eylemcilerin temsilcilerini kabul etti. Schulz, yaptığı yazılı açıklamada, "Taleplerini ve şikayetlerini dinlemek için Kürt protestocuların temsilcileriyle görüşme kararı aldım ve eylemlerini barışçıl şekilde sonlandırmaları gerektiği konusunda ısrarcı oldum. Taleplerini bu şekilde dile getirmemeleri ge-

rektiğini vurgulamakla birlikte Kobani başta olmak üzere Suriye ve Irak'taki sivillerin durumuyla ilgili endişelerini bütünüyle paylaştım" ifadesini kullandı. AP önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, birkaç saatlik oturma eyleminin ardından içeri yönelirken polis müdahil olmadı ve AP güvenliğinin protestocuları durdurma çabası yetersiz kaldı. Parlamentonun üçüncü katındaki salona çıkan grup üyeleri, 40 dakika kadar süren oturma eyleminin ardından binadan ayrıldılar. MARSİLYA Fransa'da da IŞİD'in Kobani saldırıları protesto eden bir grup, Türkiye'nin Marsilya Başkonsolosluğuna sabah saatlerinde molotofkokteylli saldırı düzenledi. Konsolosluk binasına 4 molotofkokteyli atıldı. Akşam saatlerinde ise bir grup saldırgan, konsolosluğa zorla girmeye çalıştı. Marsilya Başkonsolosuğu yetkililerinden edinilen bilgiye göre, sayıları 20 civarında olduğu belirtilen saldırganlara ilk müdahaleyi konsolosluk güvenlik güçleri yaptı. Fransız güvenlik güçlerinin ise saldırganlara müdahale etmediği gözlendi.

İTALYA Roma'nın uluslararası havaalanı Fiumicino'da da IŞD protesto edildi. Havaalanına giren gruptakilerin, "IŞD'nin, Kobani'deki katliamları durduracağız" şeklinde slogan attıkları belirtildi. Havaalanındaki protesto sırasında gruptakiler ve güvenlik güçleri arasında zaman zaman gerginlik yaşandığı, bölücü terör örgütü PKK'nın ve lideri Abdullah Öcalan'ın posterleri taşıdığı gözlendi.

İsrail toplumunun hasta olduğunu itiraf etti İ

srail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, İsrail Bilim Akademisi'nde düzenlenen "Yabancı Düşmanlığı ve Başkasını Kabullenme" konferansına katıldı. Rivlin konuşmasında "İsrail toplumunun hasta olduğunu ve bunu tedavi etmemiz gerektiğini itiraf etmenin zamanı geldi" dedi. Rivlin, İsrail Bilim Akademisi'nde

düzenlenen "Yabancı Düşmanlığı ve Başkasını Kabullenme" konferansında yaptığı konuşmada, "İsrail'deki Araplar ve Yahudiler arasındaki gerginlik rekor seviyelere ulaştı. Farklı taraflar arasındaki ilişkiler ise en düşük seviyede seyrediyor. Şiddet hastalığı sadece belli bir kesimle sınırlı değil, tüm alanlara nüfuz etmiş durumda" ifadelerini kullandı.

HABER

Bursa'da Ermeni mahallesi Setbaşı. "100 yıl önce Türkiye'de Ermeniler" kartpostal sergisi daha önce Münih, Köln, Paris, Cenevre ve Erivan’da da açılmıştı.

2005'te İstanbul’da da açılmış olan sergi Londra’da, School of Oriental and African Studies (SOAS) çatısı altında bulunan Brunei Gallery’de açıldı. Yanda İstanbul Samatya'daki Ermeni kilisesi ve okulları görülüyor.

Sergi daha önce Münih, Köln, Paris, Cenevre ve Erivan’da da açılmıştı. Bu fotoğrafta ise İzmit'in Ermeni mahallesi Kozluk görülüyor. Arka sağda, mimar Mihram Azaryan'ın tasarladığı İzmit Saat Kulesi var. Bunun gerisinde ise Av Köşkü.

Bafra'da Tomkoryan Mektebi ve Surp Garabed Kilisesi. Sergide, koleksiyoner Orlando Carlo Calumeno’nun arşivinden 1895-1914 yıllarında Ermenilerin yaşamını anlatan yüzlerce kartpostal var.

Diyarbakır'dan genel görünüm. Ortadaki çan Ermeni kilisesine ait. Beyaz çadırlar ise yaz sıcaklarında damlara kurulan yatakları çevreliyor.

İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin

'Facebookta sözlü tacize uğruyorum'

Facebook'ta "belli bir grubun görüşüne tam olarak uymayan bir paylaşımda bulunduğunda kendisinin de sözlü tacize uğradığını" dile getiren Rivlin, "İsrail toplumunun hasta olduğunu ve bunu tedavi etmemiz gerektiğini itiraf etmenin zamanı geldi" diye konuştu.

Eskişehir'de Ermeni mahallesi Hoşnudiye. Sergiyi hazırlayan Osman Köker, Avrupa’nın başka ülkelerinden ve Amerika’dan da davetler aldıklarını dile getirdi.


HABER

28

BULMACA EKİM / OKTOBER 2014

BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!

Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz

Fakir

Bir meyve

Almanya plakası

İlkel su taşıtı

Yağış şekli

Bir erkek ismi

Şaşma ünlemi Sert olmayan

Karadeniz halkı

Eski dilde çivi

Su çıkarılan hendek Yeterli olmayan

Pamuk çeşidi Lihye

Satrançta bir taş

Devre dış bırakma

Hastaya verilen sıvı

Ortalama

Beyaz

YTB Üyesi ve İSBO Müdürü

Denizin en büyüğü Feyz. bir takı türü

Ara

.... gelişi

Ağzı dar uzun cam kap

Vida oluğu Kan pıhtısı

Ömer Seyfettin Hikayesi

Sivas'ın bir ilçesi

Deneyleme Kontrol

İHH Hollanda müdürü Bir nota Tehlike işareti

Büyük anne

Taş'ın sessizleri

YVDK Hollanda üyesi Bir hastalık Ev makarnası Bir hava durumu Ağlayan

Lahza

Kükürtün simgesi

Bitkin, yorgun

Türkiye para birimi

Alay etme

Ev aletleri markası

Bir kuş

Dolu

Bir meyve Nazi hücum kıtası

Eski dilde su

Uyanık

Endonezya imi

Araba markası

Kale hendeği

Bir işi yapma

Takdir sözü

Parmakları sıkma hali

Kakül Pokerde aynı cins iki kağıt

Utanma duygusu

Türkiye plakası

Karışık renkli

Kuzu sesi

Dünyanın uydusu

İri dişli eğe

Arapçada göz

Beyaz Kabe ziyareti

Uzakdoğu araba markası

Nazi Hücum kıtası

Bir ülke

Tarkan'ın şarkısı

Bir poğaça türü

Güç, kuvvet

Rütbesiz asker Halk dilinde hala

Bir bira çeşiti Derneğin kısaltması

Lahza

Titan'ın simgesi

İrlanda plakası Potasyomun imi

Adamkayırma, iltimas

Tahta yaba

IHH Hollanda Müdürü


29

HABER

EKİM / OKTOBER 2014

Den Haag'da parlamento binası protesto için işgal edildi

COLOFON

HABER Adres: Laan op Zuid 915-B 3072 DB Rotterdam Nederland Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim @haber.nl

Hayalindeki abiye ya da gelinliği bulamadın mı? Üzülme!

Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Rabia Karaman Rasim Gencer Özlem Hasip Şenay Tosun

Royal Modehuis'ın 400 m2'lik geniş mağazasında hayallerinin kıyafetini bulabilirsin...

abiye, , k li n li Ge netlik, n ü s , k lı damat ı ve farklı i bindall kıyafet ın r la m elin orta yal'e g o R in iç

ROYAL MODE HUIS Groene Hilledijk 221A 3073 AG Rotterdam Tel: 010-848 95 00 www.royalmodehuis.nl

GÜZELLİK ÖZEN İSTER

Den Haag'da parlamento binasına giren ve 4 saat boyunca işgal eden 100'e yakın Kürt kökenli gösterici Irak Şam Devleti-IŞD karşıtı koalisyondan Kobani'ye destek vermelerini istedi. "Kobani'deki sivillerin kurtarılmasını istiyoruz. Batı harekete geçmeli" diyen göstericilere parlamento güvenliği müdahele etti. Aynı sırada Parlamento binasının üzerinde de polis helikopterleri görüldü. Akşam vakti 21:30 sularında meclise girmeyi başaran grup, Meclis Başkanı Anouchka van Miltenburg ile görüşme talep etti. Meclis Başkanı Van Miltenburg protesocu gruba sabah saatlerinde görüşme sözü vererek, meclis gündemine alacağını söz verdi. Göstericiler, Van Miltenburg'le görüştükten sonra gece 01:30 sularında meclis binasından ayrıldılar. Polis tarafından yapılan

açıklamada protesto için izin alınmadığını belirtildi. Den Haag Belediye Başkanı Jozias van Aartsen, protestocuların meclise girmesinin ardından polis yetkilileriyle acil toplantı yaptı ve Meclis Başkanı Van Miltenburg ile görüşmede bulundu. SP Milletvekili Harry van Bommel da dün gece göstericilerle meclis binasında görüştü. Twitter'da konuyla alakalı 'Daha önce hiçbir zaman gece yarısı meclis başkanının bir konuyu meclis gündemine aldığına şahit olmadım' yazdı. Sosyal medya üzerinden görüş belirten gazeteciler ise kendiliğinden geliştiği söylenen bu prostestonun eş zamanlı olarak Londra, Berlin ve Frankfurt'ta da organize edilmesini ve protestonun önceden izin alınmamasına rağmen bu şekilde işlem görmesini manidar bulduklarını belirttiler.

Art Direction & Fotografie: M. Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79 Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Repr. Amsterdam Ali Andal Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl

EFSANE Düğün Salonu

1000+

kişilik e kapasit

! I D L I Ç A

Her türlü düğün, nişan, sünnet ve özel günlerinizde size hizmet sunmaktan mutluluk duyarız. En güzel günlerinizi gelin birlikte planlayalım. Konuklarınız ve sizin için unutulmaz saatler hazırlayalım. 1000+ kişilik kapasite.

BREDA

DEN BOSCH TILBURG

EFSANE Düğün salonu

EINDHOVEN

ANTWERPEN

Bredebaan 4, Wuustwezel / BELÇİKA (Hollanda sınırına 300 metre)

İrtibat: Adem Ozan: 0641 - 36 68 01 Metin Doğaner: 0610 - 30 11 00 Osman Sungur: 0681 - 46 90 75


HABER

30

EKİM / OKTOBER 2014

fınızı Fotoğra rin gönde lım ya yayınla

Belediye Meclis Üyesi Fatih Elbay, iş arkadaşı Rick van Eski AP Milletvekili Emine Bozkurt, Brüksel'de Avcılar Waarden ile Kuran ve İncil değişerek, iki din arasındaki Belediye Başkanı Handan Toprak Benli ve Necati Şahin'le benzerlikleri bulmak istediklerini belirttiler. Bu şekilde biraraya geldi. birbirlerini daha iyi anlayabileceklerini düşünüyorlar. Yeni Nesil Vakfı'nın eski Başkanı ve Shell'in nadir Türk mühendislerinden olan Mustafa Soykan, Şeyma Özkuzugüdenli ile hayatını birleştirdi. Kendilerine bir ömür boyu mutluluklar dileriz. Fotoğraf Ali İnan'a ait.

Müzisyen Semih Arıkan ve müzik atölyesindeki Türk Sanat Müziği Korosu Türkiye tatili dönüşü hızlı başladı.

Bu görüntü Adacams'ın güvenlik kamerasından. Türksat 4a uydusunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, çanak anten sahipleri yeni kanal listelerini değiştirmek zorunda kaldı. Adacams ise o gece sabah 04'e kadar müşterilerine yardımcı olmak için açık kaldı.

Selami Çoşkun da bu yılın modası olan sakal modasına uyarak, yeni imajıyla seçmenlerinin karşısına çıktı. Roermond Belediyesi'nde Meclis Üyesi olan Selami Coşkun'u, Roermond halkı beğeniyle takip ediyor.

Müsiad'ın Den Haag'ta organize ettiği İş Forumu'unda bir konuşma yapan PvdA milletvekili Selçuk Öztürk, işadamlarına kendi tecrübelerinden bahsetti. Hollanda'daki işadamlarının iş imkanları sağlamak ve işsizliği azaltmak için gayret göstermesi gerektiğini vurguladı.

Limburg'un yine sevilen ve tanınan simalarından Muzaffer Bozarslan ile Göksel Soyugüzel geçtiğimiz günlerde Rotterdam'da bizi ziyaret ettiler. Türklerin 50. yılına dair Limburg'da bir dizi proje ve faaliyet içinde olan ikilinin enerjik halleri gözlerden kaçmıyor.

HELAL FOOD CEO'su Abdurrahman Akbulut lahmacun üretim fabrikasındaki üretimi yerinde denetliyor.

Cleaner Magazine'nin organize ettiği Geleneksel 3. Cleaner Magazine Endüstriyel Temizlik Sektörü Ödülleri akşamına PR müdürümüz Nur Hanım özel davetli olarak katıldı. HABER'in gönüllü çalışanlarından Nur Yüksel ise Cleaner Magazine sahibi Hakkı Bey'in 3. kez organize ettiği ödül törenine en büyük emeği geçenlerden.

Celal Oruç'un sahibi olduğu Rotterdam Beijerlandselaan'da yeni açılan Meydan Restoran'a, Celal Bey daha mekanın resmi açılışını yapmadan Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Karaman'ı özel olarak davet etti. Mekan müdürü İlhan Bey'in de katıldığı sohbette Hollanda ve Türkiye gündemi konuşuldu.

Amersfoort Rahman Camii cemaatinin müdavimleri, HABER Gazetesini her ay dikkatlice takip ettiklerini belirttiler. Soldan Sağa: Selahattin Kömür, Mehmet Ali Yılmaz, Fikret Ege, İlhan Kaya, Nurettin Bayrak. Alt fotoğraf ise Şemsettin Uyar.


31

EKİM / OKTOBER 2014

HABER

Kurban Bayramında Tuna Mezbahanesini tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.


HABER

EKİM / OKTOBER 2014

2015'e şimdiden hazırlık yapın! Hesap kitap çok önemli. 2015'e temiz bir başlangıç yapmaya şimdiden hazırlanın ve muhasebenizi uzmanına ve güvenilir ellere teslim edin. Şimdi muhasebecinizi değiştirmenin tam zamanı! Mali Müşavirlik Vergilendirme ve vergi mevzuatı Personel muhasebesi Online (uzaktan) muhasebe işlemleri Danışmanlık Girişimci olarak, sorularınıza en doğru cevapları alacağınız bir yere gelmek istiyorsunuz. Bunun bilincinde olan ADA GROEP, "tek duraklık işyeri" ADA NIJMEGEN prensibiyle, siz girişimcilere hizmet sunmaktadır. ADA ARNHEM ADA DEN-HAAG ADA AMSTERDAM Kerkenbos 1234 Broekstraat 32 Hoefkade 875 t.t. Vasumweg 18 Birlikte, en kısa sürede çözümler üretebiliriz. 6546 BE NIJMEGEN 6826 PZ ARNHEM 2525 HC DEN-HAAG 1033 SC AMSTERDAM T: +31 (0) 26-3895377 T: +31 (0) 24-8 100 100 ADA GROEP girişimcilerimize, sabit fiyat garantisi T: +31 (0) 70-4274357 T: +31 (0) 20-6946600 F: +31 (0) 26-4437152 F: +31 (0) 24 66 374 66 F: +31 (0) 70-3638097 F: +31 (0) 20-6941800 ile standart hizmet paketleri sunan, size en yakın ve en fonksiyonel danışmanlık noktanızdır. Daha fazla bilgi almak için www.adagroep.nl adresinden websitemizi ziyaret edebilirsiniz.

SİZE YENİ KAPILAR AÇIYORUZ

5 YIL

% 2,55 'den başlayan faizler

ipotek faizlerinde tarihi indirim! www.guler.nl • info@guler.nl

Brouwersdijk 34 3314 GR Dordrecht

10 YIL

%3

'den başlayan faizler

Ayrıntılı bilgi için bizi arayın. Tel: 078 - 648 93 08 T: 078-648 93 08 F: 078-648 93 09


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.