Jim Rugg
100. yıl büyüsü dağıldıktan sonra, istikrarı yakalayan, devam ettiren ve 2023 hedeflerine ulaşan bir Türkiye, Ermeni Diasporasının kabus haline getirdiği mesnetsiz tezlerini uluslararası arenada geçersiz hale getirecek. Yıl/Jaar : 6
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
Sayı/Nr:
52
VERGİ İADESİ ALABİLECEĞİNİZ HASTALIK MASRAFLARI NELER? Daha önce hastalıkla ilgili bir çok kalemden vergi iadesi ile tasarruf edebiliyordunuz. Bu yıl hastalık masraflarınızla ilgili nasıl tasarruf edeceğinizi ve nelerin vergi iadesi kapsamı dışında olduğunu sizin için derledik. 23'te
N İYI GAZETESI E N I N ’ A D HOLLAN
Rotterdam başörtüsüne ayrımcılıkta önde gidiyor
AVRUPA BOSNA'DA ÖLDÜ
VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN
Fransız aydını BALKANLARIN BİLGE LİDERİ Tolga Advocatuur Henry Levi, Balkanların Bilge Lideri Aliya İzzetbegoviç "Tarih hiç Aelbrechtskade 52 b “Avrupa Bosna’da bir bağımsızlık savaşının kaybedildiğini yazmamıştır." 3022 HL Rotterdam öldü” demişti. Aliya sözleriyle tarihe geçen unutulmaz bir liderdi. telefoon: 010-2260373 şöyle diyor: “Ben 5'te Rotterdam ve çevresindeki e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Avrupa’ya giderken ayrımcılığı kaydeden Radar isimli kuruluşun bilgilerine kafam önümde göre geçtiğimiz yıl eğik gitmiyorum. meer info: ayrımcılıkla ilgili başvurular www.tolgaadvocatuur.nl Çünkü çocuk, ikiye katladı. 14'te kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü Advertorial hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa, onlar bunların Geçtiğimiz günlerde Aliya İzzetbegoviç'e atfen "Borçlarım var, tamamını yaptılar. bu sözü kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip çıkmazdayım!" Hem de Batı’nın Erdoğan da uluslararası emperyalist güç odak7'de diyorsanız... gözü önünde, Batı larına karşı Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda vereceği mücadele için aynı sözü kullandı. medeniyeti adına.”
16-17'de
Ayhan Tonca
Türk Diasporasına ne kadar bütçe lazım?
İBRAHIM KARAMAN
4'te
Bosna felaketi Batı'nın oyunu muydu?
İLHAN KARAÇAY
6'da
Hollanda devlet geleneği ve müzmin Nisan gündemine dair
AHMET SUAT ARI
8'de
1. Cihan Harbi ve yüzyılın iftirası METIN YAZAREL
10'da
Bosna entellektüelleri ve Avrupa İslamı
VEYİS GÜNGÖR
Hangi soykırımdan bahsediyorsunuz?
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
Eyaletlere 8 Türk seçildi
ANMA PROĞRAMI
Den Haag’daki Büyükelçiliğimizde 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü dolayısıyla tören düzenlendi. Asala tarafından Lahey’de 1979 yılında uğradığı terörist saldırı sonucu hayatını kaybeden dönemin Büyükelçisi Özdemir Benler’in oğlu Şehit Ahmet Benler anısına yap18'de tırılan anıt kamuoyuna takdim edildi. 25'de
BULMACA
12'de
13'te
8'de
“Belki 50 yıl sonra MüslümanTürk asıllı bir başbakanımız olacaktır”
LAHEY BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN
Doğal Lezzet
28'de
HABER NİSAN / APRIL 2015
Uluslararası Ermeni Diasporası, aralarında Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Kanada, İtalya parlamentolarının bulunduğu zorlama tanımalarla, 100. yılda, Amerika'yı da genel itibarıyla arkasına almış, ancak bilimsel ve tarihsel mesnetlerden tamamen yoksun bir propaganda ile, Türkiye'nin gelişmesine engel olmak istiyor. Ermeni Diasporasının planlarını bozacak en büyük etken ise Türkiye'nin son 10 yılda katettiği ekonomik gelişmelerdir. 4-6-10-13'te
HABER
2
NİSAN / APRIL 2015
HOLLANDA'DA İZ BIRAKANLAR EYLÜL 2015'TE AÇIKLANACAK Seçilmesini istediğiniz adayların bilgilerini www.50turk.nl websitesine girebilirsiniz. Önümüzdeki aylarda HALKOYLAMASI da websitesinden mümkün olacak.
Resmi kapsamda, 1964’te başlayan Hollanda göç serüvenimiz 50. yılına ulaştı. Türklerin Hollanda’ya gelişinin 50. yılı hatırasına, EKOL Vakfı insiyatifi ve HABER Gazetesi'nin medya partnerliği ile, Hollanda’da tamamladığımız 50 Yılın, En Etkili 50 Türk'ünü seçerek, tarihe izdüşecek yeni bir hizmete imza atacak. İki kültür arasında köprü kuran insanlarımız kim? Hollanda-Türk toplumunun özgüvenine ve gelişmesine katma değerde bulunacak bir çalışma. Adayınızı www.50Turk.nl sitesinden önerebilirsiniz
Bu liste tarih k yazaca
HOLLANDA'DAKi
HERKES ADAY GÖSTEREBİLİR
TARİHE İZDÜŞÜM Hollanda’nın geçmiş 50 yılının, gelmiş geçmiş En Etkili 50 Türk insanını seçerek, toplumda rol model olan insanların tanıtılmasına, geleceğe aktarılmasına dair bir çalışma yapıyoruz. En Etkili 50 Türk listesine topluma çeşitli alanlarda hizmette bulunmuş; iyilikleriyle, fikir ve projeleriyle, çalışmalarıyla ve bu çalışmalardan elde ettiği faydalı sonuçları görünen, bilinen Türk insanları girecek. Bu liste çok konuşulacak.
Listenin oluşması için STK’lar kendi içlerinde önemli hizmetlerde bulunmuş insanlarımızı önerebilecekler. Her vatandaşımız, kendilerini temsil ettiğini düşündüğü veya toplumun gelişmesine katkıda bulunduğuna inandıkları kişileri teklif edebilecek. Adaylık başvuruları 31 Mayıs 2015 tarihine kadar yapılabilecek. Listenin kriterlere göre oluşması için farklı birikim ve çevrelerden 9 kişilik bir jüri heyeti oluşturuldu.
Proje gelecek nesiller için kalıcı eserler bırakmayı hedefliyor
Hollanda'da Destekleyen Kuruluşlar HOLLANDA TÜRK İŞADAMLARI DERNEĞI
CENTRE FOR PUBLIC DEBATE
TÜRK İSLAM KÜLTÜR DERN. FEDERASYONU
HOLLANDA İSLAM MERKEZİ VAKFI
HOLLANDA TÜRK FEDERASYON
TÜRKEVİ TOPLULUĞU
HOLLANDA TÜRK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ
HOLLANDA TÜRK YAŞLILAR FEDERASYONU
MİLLİ GÖRÜŞ KUZEY HOLLANDA BÖLGESİ
HOLLANDA TÜRK SPOR VE KÜLTÜR FED.
3
HABER
NİSAN / APRIL 2015
En Etkili 50 Türk bu kriterlere göre seçilecek Jüri seçimlerini yaparken dokuz alanda oluşturduğu kriterleri gözönünde bulunduracak. Adayların sosyal ve toplumsal imajı, ticari ve ekonomik katkıları, siyasetteki etkileri, STK'lar ile ilişkileri, üretkenlik, inovasyon, mobilizasyon faktörleri, eğitim dünyasına yönelik çalışmaları, kültürel, sanatsal ve tarihsel katkıları, gençliğe yönelik çalışmalarının yanında genel birtakım kriterler değerlendirme kapsamına alınacak. Bu alanlarda oluşturalan 45 adet kriter ise halkımızın bilgisine sunuluyor.
Sosyal ve toplumsal imaj
Üretkenlik, inovasyon, mobilizasyon 21 22 23 24 25
Inovatif faaliyetleri bilinmektedir. Yeni fikir üretimi. Proje geliştirme özellikleri. Hollanda medyasıyla olan etkileşimi. İnsanların birincil ihtiyaçları için üretimi mevcut.
26 27 28 29 30
Eğitim faaliyetlerini destekler. Eğitim ve öğretim çalışmalarına katkı sağlar. Tahsil yapan gençlere finans ve burs destekleri. Toplumda dezavantajlı gruplara verdiği emek ve hizmetler. Bilim dünyası ve üniversitelerle olan etkileşimi.
31 32 33 34 35
Sanatsal faaliyetleri destekler ve gözetir. Türkçe dilinin doğru ve yaygın kullanılmasını benimser. Türk kültürünü benimser, yayılmasına katkıda bulunur. Göç tarihinde farklı alanlarda yaptığı olumlu çalışmalarıyla bilinir. Spor faaliyetlerini destekler ve gözetir.
36 37 38 39 40
Gençlere rehberlik çalışmaları mevcuttur. Gençleri ve stajerleri istihdam ediyor. Gençlere yol gösterici ve vizyon verici konuşmaları mevcuttur. Gençleri sivil topluma kazandırıcı çalışmaları mevcuttur. Gençlere imkan ve zemin sağlayan çalışmaları mevcuttur.
41 42 43 44 45
Vizyoner ve stratejik hareket biçimi. Toplumsal profili, siyasi-toplumsal faaliyetleri. Lobicilik faaliyetleri. Referanslarının güçlü olması. Profesyonellik özellikleri.
Eğitim dünyasına yönelik çalışmaları
1 2 3 4 5
İnsanlarla kolayca diyalog kurabiliyor. Hollanda Türk toplumunda iz bırakması, öncülük, ya da etkileri. Medya'da öne çıkma özelliği. Sosyal medyayı iyi kullanma özelliği. Hollanda kurum ve kuruluşlarıyla etkileşimi ve ortak çalışmaları.
6 7 8 9 10
Ticari ve ekonomik faaliyetleriyle Hollanda'da bilinir. Hollanda'da ticari hacmi büyük bir iş yapıyor. Proje ve ürün geliştirme yönleri mevcuttur (ticari ve ekonomik). Türkiye-Hollanda arasında ticarete katkıda bulunmaktadır. Hollanda'da işiyle birçok insana ulaşıyor.
11 12 13 14 15
Siyasi katılımda öncü ve teşvikçi olmuştur. Siyasette etkili olmuştur. Politikacılarla iletişimi ve etkileşimi mevcuttur. Siyasette iz bırakmıştır. Siyasi sorumluluk bilinci toplumda bilinmektedir.
16 17 18 19 20
Türk toplumunun çıkarlarını gözetir ve önceler. Farklı STK’lar ile işbirliği bilinmektedir. Fonlara ya da yardım kurumlarına yaptığı faydalı işler. STK'lara maddi ve manevi katkıları. Halkın içinde bulunuyor, toplumsal faaliyetlere katılıyor.
Ticari ve ekonomik katkılar
Siyasetteki etkileri
STK'lar ile ilişkileri
Kültürel, sanatsal ve tarihsel katkılar
Gençliğe yönelik çalışmaları
Genel kriterler
TARİHE GEÇECEK EN ETKİLİ 50 TÜRK'Ü SEÇECEK JÜRİ İBRAHİM KARAMAN
EKOL Vakfı Başkanı. HABER Gazetesi kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni. Radboud Üniversitesi mezunu; bilgisayar yüksek mühendisi. Medya prodüksiyon şirketi yöneticisi. Evli ve 2 çocuk babası.
İlk, orta ve lise tahsilini Danimarka’da tamamladı. Syddansk Üniversitesi'nde uluslararası iletişim bilimleri okudu. Hollanda’ya tașındı. Radboud Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Buurtbemiddeling Nijmegen gönüllüsü ve AHU DEMİRTAŞ-KIRICI komșular arası arabulucu.
KAMIL SAYGI
Selçuk Üniversitesi mezunu. 3 yıl Öger Tours yöneticiliği yaptı. 5 yıl Pegasus Air Hollanda ve Fransa Müdürü olarak çalıştı. Meram Restoranları genel müdürlüğünü icra etti. Türkevi Araştırmalar Merkezi üyesi. Evli ve 2 çocuk babası.
SELİM ŞAFAKLIOĞLU
Amsterdam Üniversitesi Ekonomi ve İktisat bölümü mezunu. Finans müdürlüğü ve proje yöneticiliği yaptı. Vergi danışmanlığında lisans yapıp uzman oldu. Osmanlı ve İslam Tarihi konusunda araştırmalar yaptı. Evli ve 2 cocuk babası.
METIN YAZAREL
Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü okudu. Yıllarca Milliyet'te yazıları yayınlandı. Hollanda'da dernek ve federasyonlarında yöneticilik yaptı. Girişimcilik geçmişi var. HABER Gazetesi köşe yazarı. Serbest çalışıyor.
Rotterdam Erasmus Üniversitesi Hukuk Bölümü mezunu. Avukat. Yıllarca Hollandalı avukatlık bürolarında İflas Hukuku üzerine çalıştı. 2012'de kendi ofisini açtı ve Den Haag'da müşterilerine TUĞBA HARMANKAYA hizmet veriyor.
İLHAN TEKIR
Rotterdam Erasmus Üniversitesi Yönetim Bilimlerinden yüksek lisanslı. Gorinchem'de Groenlinks'ten 2. dönem meclis üyesi. Hartmans Netwerk başkanı. Utrecht Belediye'sinde uzman denetçi olarak çalışıyor.
NUR ÖZTÜRK
Hollanda'da yetişkinler okulu meslek eğitimini tamamladı. 3 yıl Varsseveld Belediyesi'nde memur olarak çalıştı. Daha sonra özel bir şirkette ofis manager'liği yaptı. HABER Gazetesi PR Halkla İlişkiler Müdürü.
KÜRŞAT BAL
Radboud Üniversitesi'nde fizik dalında doktora yaptı. Arentheem Koleji'nde 3 yıl öğretmen oldu. CMO ve SMO yöneticisi. Verenigd Arnhem Partisi'ni kurdu, ilk seçimlerde belediye meclis üyesi oldu. ASML'de süpervizör olarak çalışıyor.
HABER
4
NİSAN / APRIL 2015
TÜRK DİASPORASINA NE KADAR BÜTÇE LAZIM? 100. yıl büyüsü dağıldıktan sonra, istikrarı yakalayan, devam ettiren ve 2023 hedeflerine ulaşan bir Türkiye, Ermeni Diasporasının kabus haline getirdiği mesnetsiz tezlerini uluslararası arenada geçersiz hale getirebilecektir. 2023 hedeflerine bu kadar sadıkane kilitlenmişken, Türkiye dışında yaşayan 6 milyon Türk için en az 100 milyon euroluk bir 'diaspora bütçesi' işe elzemdir. Yani kişi başına 16 euro. İBRAHİM KARAMAN
ERMENİ DİASPORASININ DÜNÜ BUGÜNÜ Bugün Türkiye’nin üzerine atılan sözde soykırım meselesi, her ne kadar asılsız ve mesnetsiz kaynaklara dayandırılsa da son yıllarda, Türkiye’ye uluslararası ilişkilerde bir imaj kaybı oluşturdu ve Türkiye’nin uluslararası arenada önünü kapatmak isteyen 22 devlet tarafından da maalesef resmi olarak tanındı. Ermeni Diasporası üçüncü ülkeler karşısında Türkiye’yi karalama kampanyası Türkiye’nin dış politikasında da sorun yaratmakta ve her yerde karşımıza çıkan bir engel olmaktadır. Türkiye’nin 2000'li yıllara kadar gerektiği kadar önem vermediği Ermeni Diasporası, 17 Aralık 2004’te Bürüksel görüşmelerinde önüne büyük bir engel olarak çıkmış, Avrupa Birliği Ermeni sorunu konusunda Türkiye’ye iki dayatmada bulunmuş ve Türkiye’nin AB’ye girmesi için Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanıması ve Türkiye’nin Ermenistan’la sınır kapısını açmasını istemiştir. Ermenistan soykırım olayını ve tarihi topraklar ile ilgili iddialarını okullar, kiliseler, dernekler, partiler, basın ve en önemlisi diaspora mensuplarıyla kamuoyuna taşıyarak, dünyada ezilmiş bir ulus imajını yaratan batının ekonomik yardımlarını kendine çekmek ve hoşgörüsüne sığınmak istemektedir. 22 ülkede de bu emellerine ulaştıkları gözönünde bulundurulursa katettikleri yol azımsanmayacak kadar çoktur. 1970'li yıllardan sonra dünya kamuoyu-
ibrahim.karaman@haber.nl na sesini duyurmaya çalışan Ermeni Diasporası yeni stratejiler belirleyerek ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) terör teşkilatıyla sahneye çıkmıştır.1973-1984 yılları arasında yürüttüğü sözde soykırımın tanınması ve büyük Ermenistan ideallerini kabul ettirmeye çalışan ASALA terör örgütü farklı ülkelerde toplam 42 Türk diplomatını şehit etmiştir. 2010 yılı içerisinde sözde soykırımın 95. Yılı olması sebebiyle sözde soykırım için bir komite kurulmuş ve çeşitli etkinlikler yapılmıştır. Bu etkinlikler içerisinde; bilim-eğitim çalışmaları, kültürel çalışmalar, kitap yayınları, film çekimleri, Ermenice ve yabancı dillerde müzik albümleri, konferanslar, tiyatrolar ve geçmişi anmayı sağlayan müze gezileri yapılmıştır. Son yıllardaki hedef 2015 tarihine kadar uluslararası alanda sözde soykırımı kabul ettirmek Ermeni Diasporasının en önemli önceliğiydi. Sözde soykırım tezini dünyaya tanıtmak amacı ile takip ettiği bir diğer önemli politika da medya üzerinden tarihi tezlerin dünyaya duyurulmasıydı. Diaspora, bunun için en etkin alanlardan biri olan sinema endüstrisini kullanmak istedi. Hedef dünyada ses getirecek bir film projesi idi. Bu filmde dünyaca ünlü yönetmen Steven Spielberg'e teklif götürüldü. Öte yandan 'Bir daha asla' adıyla, ünlü müzisyen Stevie Wonder önderliğinde bir çok müzisyenin katılımıyla, konserler dizisi
Amerika Yaklaşık 800.000 Ermeninin yaşadığı ABD, Diaspora faaliyetlerinin en yoğun olduğu ilk dört ülkede (ABD, Fransa, Almanya, İngiltere) %40’ını kapsamakadır.Toplam olarak bin civarında kuruluşu olan Ermeni Diasporasının en büyüğü AAA (Armenian Assemly of America)'dır. ABD diğer ülkedeki Diaspora Ermenilerinin de başını temsil etmektedir. ABD’de çeşitli eyaletlerde çıkan 21 günlük ve haftalık gazete,17 adet Ermeni faaliyetleri raporu, 188 adet bülten, 25 radyo, 10 tv programlarıyla Türkiye aleyhiye kamuoyu oluşturma gayreti içerisindedir. Türkiye’ye yönelik ABD yardımlarının engellenmesi, Türkiye’ye ABD’nin silah satışının önlenmesi, Azerbaycan’a ABD yardımı
yapılmasının önlenmesi ve Ermenistan’ın her alanda ABD tarafından desteklenmesi ABD’deki Ermeni lobisinin ana amaçlarındandır. ABD’nin 41 eyaletinde Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını kabul ettiren diaspora faaliyetleri çok büyük yankı getirmelerine rağmen ABD Senatorya ve temsilciler meclisinden soykırım kararı çıkmadı. ABD senetoryası ise Türkiye ile ilişkilerine zarar vermemek için soykırım iddialarını resmen kabul etmemektedir. Fransa ABD’den sonra 350.000 nüfusu ve %25’lik çalışma alanıyla diaspora Ermenilerinin en yoğun olduğu yerdir. Fransa’da bulunan Ermeni diasporası uzun yıllardan beri politikada ağırlığını
düşünüldü. 1985 yılından sonra basın yayın tiyatro ve medyaya ağırlık veren Ermeni diasporası Ermenistan dışındaki Ermenileri “soykırımı tanıtma çalışmaları” adı altında ortak noktaya toplamaya başladı.
KARŞI ATAKLAR
1915 olaylarının 100. yıl dönümü için, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı uluslararası alanda yapacağı lobi faaliyetlerle, diplomasi ve ekonomik müdahalerle Ermeni Diasporası'nın provokasyonlarına set çekmeyi hedefledi. Bu bağlamda mesela Türk Tarih Kurumu'na özel bir görev biçildi ve 2015'te piyasaya kazandırılacak olan "Türk Ermeni İlişkiler Külliyatı" hazırlanıyor. Sözde soykırımın uluslararası alanda tanınmasına yönelik, kendi parlamentoları üzerinden tanıyan devletler haricinde, şu ana kadar çok önemli yaptırımsal bir gelişme yaşanmamıştır. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile 1. Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerden biri olan Çanakkale Savaşlarının 100. Yıldönümünde tarihin en görkemli anma törenlerinden biri düzenlenecek. Törenleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın himayesinde 77 ülkeden temsilcilerin katılımıyla gerçekleşecek. Avustralya ve Yeni Zelanda'dan 10 bin 500 kişi, 24-25 Nisan'da yapılacak törenleri izlemek için Çanakkale'ye gelecek. Yeni Zelanda'dan 2 bin kişi, Avustralya'dan 8 bin kişi törenlere
katılacak. Ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinden 500 VIP konuk davet edilecek.
TÜRK DİASPORASI BÜTÇESİ
Ermenilerin iddialarının mesnetsiz olduğunu, ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını ve çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenileri kullanan devletlerin yürüttüğü politikayı anlamak için tarihsel gelişimi incelemek gerekir. Uluslararası Ermeni Diasporası, aralarında Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Kanada, İtalya parlamentolarının bulunduğu zorlama tanımalarla, 100. yılda, Amerika'yı da genel itibarıyla arkasına almış, ancak bilimsel ve tarihsel mesnetlerden tamamen yoksun bir propaganda ile, Türkiye'nin gelişmesine engel olmak istiyor. Ermeni Diasporasının planlarını bozacak en büyük etken ise Türkiye'nin son 10 yılda katettiği ekonomik gelişmelerdir. Gerek tarihsel boyutu, gerekse kıtalararası stratejik yapısı ve gelecek vizyonuyla artık Türkiye, sözde Ermeni tezlerini zayıflatacak güce kavuşmaktadır. 2025'e kadar olan ikinci 10 yıl içinde Türkiye'nin, bölgenin belirleyici aktör olması, artık dengeleri Türkiye lehine geliştirecektir. 100. yıl büyüsü dağıldıktan sonra, istikrarı yakalayan, devam ettiren ve 2023 hedeflerine ulaşan bir Türkiye, Ermeni Diasporasının kabus haline getirdiği mesnetsiz tezlerini uluslararası arenada geçersiz hale getirebilecektir. 2023 hedeflerine bu kadar sadıkane kilitlenmişken, Türkiye dışında yaşayan 6 milyon Türk için en az 100 milyon euroluk bir 'diaspora bütçesi' işe elzemdir. Yani kişi başına 16 euro. Şu anki ayrılan bütçenin yaklaşık 1 euro olduğunu düşünürsek bu alanda yapılacak çok şey var demektir. Neden 100 milyon euro gerektiği konusuna ise bir başka yazıda değinelim.
ERMENI DİASPORASI NEREDE, NE KADAR GÜÇLÜ?
etkin bir şekilde hissettirmiş ve 18 Ocak 2001'de Fransa’ya 1915’te Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını resmen kabul ettirmiştir.
Almanya 20.000’e yakın nüfusu ve diaspora faaliyetlerinde %15 payı olan Almanya’daki Ermeni Diasporasının faaliyetleri GAC (German Armenian Community) tarafından organize edilmektedir. Almanya’daki yoğun çalışmalar ve özellikle Almanya’nın soykırımda dünyada tek ülke olma görünümünden çıkma politikasından dolayı Bremen`de Sözde soykırım anıtı dikilmiştir ve 2005'te Almanya da 1915’de Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını
kabul etme yolunu seçmiştir.
İngiltere 15.000 nüfusu ve diasporanın etkinliği açısından yine %10’a yakın payı olan İngiltere’de diaspora faaliyetleri küçük olmasına rağmen etkinliği fazladır. Kamuoyunda yer edinmeyi başaran diaspora Ermenileri aktif olmalarına rağmen İngiltere’ye soykırımı kabul ettirememiştir. İngiltere de ABD gibi böyle bir olayın olmadığını savunmak değil, dış politikasına özellikle Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerine zarar vereceği açısından böyle bir teklifi reddetmiştir.
Haber.nl websitemiz yenilendi Gazetemizin websitesi geçtiğimiz günlerde tamamıyla yenilendi. Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için daha işlevsel ve aradığınız bilgiye en hızlı ve kolay biçimde ulaşabileceğiniz güncel trendlere uygun bir websitesi hazırladık. Okuyucularımıza daha hızlı ve kali-
teli hizmet sunmak için yenilenen HABER.NL sitesinde her gün Hollanda Türklerini ve gündemi ilgilendiren haberleri yerine göre güncel yerine göre ayrıntılı bir halde bulabileceksiniz. Ana ve alt sayfalarda yapılan tasarım değişiklikleriyle, daha modern bir arayüze
kavuşan HABER Gazetesi'nin websitesi aynı zamanda haberlerin okuyuculara daha rahat ve hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlayacak. Farklı kategoriler halinde kullanıcıya haberleri sunan yeni sitede, fotoğraf ve video kullanımı da ön planda.
2015 HABER KAMPANYASI Gazete ve websitemizdeki haberleri HABER.NL şeklinde kaynak göstererek yayınlayabilirsiniz
5
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Tarih hiç bir bağımsızlık savaşının kaybedildiğini yazmamıştır "Tarih hiç bir bağımsızlık savaşının kaybedildiğini yazmamıştır." Aliya İZZETBEGOVİÇ
söyler. Bosnalı Müslümanlar olarak çok baskı gördüklerinden dolayı yeterli dinî� eğitim alamadıklarını belirten Aliya, “Ben, İ�slam’ı ve mücadele şuurunu Mevdudi ve Seyyid Kutup gibi alimlerin kitaplarından öğrendim.” demiştir. Maziyi iyi bilen, geleceğe ümitle bakan, hali iyi değerlendiren kültürlü bir Müslüman lider olan Aliya İ�zzetbegoviç örnek bir kişiliğe sahipti.
BALKANLARIN BİLGE LİDERİ
1925 yılında Samaç’ta dünyaya gelen Aliya, Saraybosnalı kimliği ile ön plana çıkmıştır. Gençlik yıllarından itibaren siyasetle ilgilenmiştir. Henüz 16 yaşında II. Dünya Savaşı sırasında Genç Müslümanlar Teşkilatı’na üye oldu. Bundan dolayı da savaştan sonra hapsedildi. Hapisten çıktıktan sonra, hukuk, sanat ve bilim konularında eğitim gördü. Bu esnada bir inşaat şirketinde işe girdi. Yugoslavya’da yayınlanan birçok dergi ve gazetenin yanısıra, İ�slam dünyasında da yazılar neşretti. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran en önemli eserleri 1970 yılında kaleme aldığı “İ�slam Manifestosu” ile 1980 yılında tamamladığı “Doğu ile Batı Arasında İ�slam” adlı kitaplarıdır. “İ�slam Manifestosu” kitabı delil gösterilerek 1983 yılında tekrar tutuklanarak 14 yıl hapse çarptırıldı. Yaptığının hatalı olduğunu söylemesi istenerek, çıkarılacağı ifade edilmesine rağmen bu teklifi şiddetle reddetti. Daha sonra uluslararası baskının da etkisiyle 1989 ylında hapisten çıktı. Henüz hapisteyken komünist bloğun dağılacağını ifade eden Aliya, yakın arkadaşlarıyla beraber bu durumun kritiğini yaptı. Nitekim 1990 yılında “Demokratik Hareket Partisi” SDA’yı kurdular. Oybirliği ile ilk başkanı seçildi. Kitabını hazırlayan Alev Erkilet’e: “Sizi en çok hangi yönü etkiledi?” diye sorulduğunda “Beş yüz sayfanın her satırı... Bu kadar ceza, ayrımcılık ve katliam yaşadığı halde, kalbi asla katılaşmamış bir insandı, beni en çok bu insan yanı etkilemiştir.” diyerek insanî� ve İ�slamî� hoşgörü-
ALİYA’NIN KİŞİLİĞİNDEN KESİTLER
sünü ifade eder. Fransız aydını Henry Levi, “Avrupa Bosna’da öldü” demişti. Aliya şöyle diyor: “Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa, onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde, Batı medeniyeti adına.”
ENTELLEKTÜEL BİR LİDER
Cesaret, kararlılık ve ince siyasetiyle bir ulusun imhasını önledi. Gittiği bütün toplantılarda halkını düşünerek hareket etti. Budapeşte’deki bir toplantıda ka-
deh kaldırmayan tek lider oydu. Cidde’de yapılan bir toplantı sonunda Kabe’ye giden Aliya, iki rekat namaz kıldıktan sonra şöyle dua etti: “Allah’ım, lütfen kendi merkezlerinden çok uzakta yaşayan halkıma, çektikleri acılarda ve yalnızlıklarında yardım et.” Genç yaşta başlattığı mücadelesini, asimile edilmek istenen milletini, İ�slam kültürüyle ayağa kaldırmaya çalıştı. Riske girmeyi hayatının bir parçası gördü. Dinî� terbiyesini, önce ailesinden, özellikle de annesinden alan Aliya, mahalle camisindeki sabah namazlarını ve hocanın okuduğu Rahman suresini unutamadığını
Savaşa rağmen, Cuma Namazında Gazi Hüsrev Bey Camii tıklım tıklım doluydu. İ�mam hutbedeyken, oğlu ve iki korumasıyla camiye giren Aliya İ�zzetbegoviç’e yer ayırarak öne geçmesini teklif ettiler, diğer taraftan da hoca hutbeyi durdurdu. Bu durum karşısında Aliya, “Burası Allah’ın evidir. Burada farklılık olmaz. Allah katında en üstün olan, takva sahibi olandır. Ben, burada oturacağım. Bilmiyoruz, belki hepimiz çiğnenecek, öleceğiz; amma, İ�slam’ı inşaallah çiğnetmeyeceğiz. Hocam lütfen hutbeyi tamamlayın” demişti. Aliya’nın bu tavrından dolayı bütün cemaat duygulanmıştı. O, en zor şartlarda dahi, adalet ve hoşgörüyü elden bırakmadı. Ü� midini kaybetmeyen, etrafına pozitif enerji vermeye çalışan Aliya: “Bizler özgürlük için mücadele eden, kimseden nefret etmeyen bir halkız. Kısmen cesaretimiz, kısmen de bilgeliğimiz ve iyiliğe yönelmemiz suretiyle amacımıza ulaşmak isteyen insanlarız. İ�nanın bana, tüm bu acı tecrübelerden sonra dahi, insanlardan nefret etmiyorum. Herşeyin güzel neticeleneceğine ve bu cehennemden bir çıkış olduğuna dair ümit etmemi sağlayan şey budur işte.” “Geçmişi unutmayın, ama geçmişte yaşamayın” derken çok çalışılması gerektiğini ifade etmekte. Ahlakın üstünlüğünü ve tesisini sağlamak için çalışan Aliya, ent-
rikayı sevmediği gibi, açık ve şeffaf olmaya azamî� derecede gayret eder ve hesap vermekten hiç çekinmezdi. Makam ve mevkî�, onun için inanç ve ideallerini gerçekleştirme yolunda bir amaç değil, bir araçtı. Mütevazı, ama onurlu bir kişiliği vardı. Eleştiriye açıktı. Hayatı boyunca, Allah’a ve İ�slam’a göre şekillenen şahsiyetiyle, kendine olan güveniyle hep dik durmuştu. Gençlerin önünü açmak için, huzur içinde makamını genç kadrolara bıraktı ve onlara tecrübeleriyle yardımcı olmaya çalıştı. Ne asil, ne erdemli anlayış ve davranış. Hayatını özgürlük ve ülkesinin bağımsızlığına adayan Bilge Kral şöyle diyor: “Ben, bütün sevgimi özgürlüğe adadım. Bireyler ölür, halklar yaşar. Bağımsız bir Bosna devleti kuruldu, zalimler devrildi. Çok yaşadım ve yoruldum. Hayat kısa değil, ben onu uzun buluyorum. Şimdi Sevgilime kavuşmak istiyorum.” İ�slam dünyası için bir model lider olan Bilge Kral Aliya İ�zzetbegoviç, 78 yaşında, 19 Ekim 2003’te Hakk’a yürüdü.
.com
€59
’dan
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
HABER
6
NİSAN / APRIL 2015
BOSNA FELAKETİ BATI'NIN OYUNU MUYDU? Assen'de anıt dikilmesi sırasında en büyük hedef bendim. İşçi Partisi, sözde ermeni soykırımını kabul etmedikleri gerekçesiyle iki Türk kökenli milletvekili adayını listelerinden çıkarmıştı. Bunun üzerine kendileriyle konuştuğum zaman parti lideri Wouter Bos'a, 1920 yılında Algemeen Handelsblad gazetesinde yayınlanmış olan bir makaleyi göstermiştim. Wouter Bos'a yaptıkları hatayı hatırlatarak 'Bu durumda Türkler'den size oy gelmeyecek' demiştim.
İLHAN KARAÇAY Bu ayki HABER'in ana konuları, 23'üncü yılı anılan Bosna-Hersek savaşı ve 100'üncü yılı anılan sözde Ermeni soykırımı oldu. İnsanlık tarihinin en acı soykırımlarından biri olan, Sırplar'ın Bosna-Hersek soykırımından sonra, vahşetin en acımasız bir şekilde yaşandığı Vukovar kentine gitmiştim. Ama isterseniz, önce katliam öncesine gidelim. Sırpların en büyük hedefleri 'Büyük Sırbistan'ı kurmaktı. Bu hedef projenin adı 'Podrinje Projesi'dir. Bu projenin çabucak gerçekleşmesi için, Bosna-Hersek'teki Müslümanlar'ın öncelikle yok edilmesi gerekiyordu. Öyle de yapıldı. Rusya, Sırp militanları destekleyerek Balkanlar'a yerleşmek istiyordu. NATO, AB ve ABD ise, Rusya'nın bu planını bozmak için biraz da çirkince planlar yapıldı. Sırplar'ın açık bir şekilde soykırım yapmaları gerekiyordu. Bu soykırımın yapılması için göz yumma şeytanlığı harekete geçirilmişti. Miloseviç'in önüne geçmek için bu göz yumma gerçekleşti. Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün Hollandalı komutanı Tom Karremans bu planın başrol oyuncusu seçildi. Radovan Karadziç ve Radko Mladiç ağır bir şekilde silahlandırılarak Srebrenica'ya gönderildiler. Barış Gücü'nün Hollandalı komutanı Karemans bu insan kasapları ile kadeh tokuşturdu ve 'Ben eskiden piyano çalıyordum' gibi bir yalakalık yaparak bu katillere hoş görünmeye çalışıyordu. Bu katiller Müslüman gençleri topladılar, kamyonlara bindirdiler ve toplu olarak hunharca katledildiler. Burada suçlu sadece lanet olası Karremans değil, O'na bu laçkalığı yapması için emir verenlerdi. Karremans'ın bu laçka tutumundan sonra meydana gelen soykırım hareketi gizli tutulmak istendi. Ama, Karremans'ın tercümanı olan Hasan Nuhanoviç, bu sırrı ortaya döken adam oldu. Bu emri verenler, Milesoviç'ten kurtulduktan sonra, Bosna-Hersek'te Müslümanlardan arındırılmış tek dinli ve tek kültürlü bir Av-
ilhan.karacay@haber.nl rupa Devleti kurmayı amaçlamışlardı. Ama beklenen olmadı. Müslümanlar'ın yaşadığı Srebrenica, şimdilerde 'Sırp Cumhuriyeti' sınırları içinde kalmıştır. Almanya Şansölyesi Merkel bile daha sonra 'Avrupalı Müslümanlar'dan söz etmiştir. Onlara göre, Bosna-Hersek'teki Müslümanlar, 'Avrupalıdır' ve Avrupalı kalmalıdırlar. Sonrası malum. 11 Temmuz 1995'te Srebrenica'da, Karremans'ın göz yumması ile katledilen 8372 Müslüman genç, Batı'nın ihaneti nedeniyle yok edilmişlerdir. Bu yazdıklarım belki de inanılması zor bir iddiadır ama, bize düşen, idia da olsa konuşulanları ve yazılanları ortaya sermektir. Savaş'ın sona ermesi ile açılan SlovenyaHırvatistan üzerinden Sırbistan'a girerken üzerimde Türk pasaportu yoktu. O zaman Sırplar Hollandalılar'a kızmış olduğu için vize mecburiyeti koymuşlardı. Vizem olmadığı için beni Sırbistan'a sokmadılar. Geri döndüm, dağ ve orman yollarındaki küçük sınır kapılarından girmeyi denedim ama beceremedim. Daha sonra Sırp Konsolosluğu'nun bulunduğu Vukovar'a gittim. Vukuvar, savaşta en çok can ve mal kaybına sahne olan kent idi. O gece basit bir otelde konakladım. Ertesi gün Sırp Konsolosluğu'a giderken acı manzara ile karşılaştım. Evler mermi ve top atışlarından harabeye dönmüştü. Sabahın erken saatinde yol kenarında rastladığım bir kadın beni çok şaşırtmış ve üzmüştü. Genç ve güzel bir kadındı. Almanya'da çalışmış ve sonra da ülkesine geri dönmüştü. Geçimini sağlayabilmek için, telli bir kafese yerleştirmiş olduğu balıkları satmaya çalışıyordu. Kanım donmuştu sanki. Balık alamazdım ama bahşiş verebilirdim. Uzattığım parayı kabul etmedi. Çok ısrar ettim. Otomobil ile Türkiye'ye gitmekte olduğumu söyledim. Ama nafile, parayı kabul etmiyordu. Sonra oradan geçen birine seslendim. Balıkların hepsini o kişiye verdim. Bu davranış, kadın için bir aşağılama olmadı. Mutlu oldu, elimi
sıktı ve hızlı adaımlarla evine doğru yürümeye başladı. SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI BORAZANCILIĞINA SON...
Sözde 'Ermeni soykırımı' özde ise 'Savaşta karşılıklı öldürme'. Pek çok kez yazdık bu konuyu. Yazdığım zamanlar haber portallarında şahsım için 'Kovun bu Müslüman köpeği. Schieten (kurşunlayın) bu adamı.' diye yayınlar yapılmıştı. Ben de 'Bırakın havlasınlar' dedim ve hiçbir hukuki yola başvurmadım. Assen'de anıt dikilmesi sırasında en büyük hedef bendim. İşçi Partisi, sözde ermeni soykırımını kabul etmedikleri gerekçesiyle iki Türk kökenli milletvekili adayını listelerinden çıkarmıştı. Bunun üzerine kendileriyle konuştuğum zaman parti lideri Wouter Bos'a, 1920 yılında Algemeen Handelsblad gazetesinde yayınlanmış olan bir makaleyi göstermiştim. Wouter Bos'a yaptıkları hatayı hatırlatarak 'Bu durumda Türkler'den size oy gelmeyecek' demiştim. Wouter Bos bunun üzerine Ermeni iddiaları hakkında yumuşak bir mesaj vermişti. O beyanat Hollanda gazetelerinde çok geniş yer almıştı. Ülkenin üçüncü büyük gazetesi Trouw haberi büyük puntolarla yayınlarken, şahsımdan şöyle söz ediyordu: ‘ Wouter Bos’un yaptığı açıklama, Dünya Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürlüğü’nü yapan İlhan Karaçay için çok güzel bir haber olmuştur sanırız.’ Evet, Bos'un yaptığı açıklama çok hoşuma gitmişti. Şimdi sıra, sözde Ermeni soykırı borazancılığı yapan diğerlerine geldi. İddia ettikleri sözde soykırımın 100'üncü yılını anacak olan Ermeniler, eskisi gibi körü körüne destek bulamıyorlar. Erivan'da yapılacak olan anma törenine, pek çok ülkenin Başbakanı veya bir Bakanı gitmeyecek.
Camilerin güvenliği için özel indirim yapıyoruz!
1920'de yayınlanan Algemen Handelsblad gazetesinin kupürü.
Yazarımız İlhan Karaçay, DÜNYA Gazetesi'ni yönettiği yıllarda görüştüğü İşçi Partisi lideri Wouter Bos'a, 1920 yılında Algemeen Handelsblad'ta yayınlanan objektif bir makaleyi göstermiş ve Bos'un bu konuda daha yumuşak bir demeç vermesini sağlamıştı.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.
Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam
Ülkelerin çoğu, sadece büyükelçileri ile temsil edilecekler. Bu da gösteriyor ki, körü körüne Ermeni borazancılığı yapanlar, o eski ve bayağı tutumlarından vazgeçiyorlar. O borazancılar da artık, 'Bu konuyu siyasler değil, tarihçiler tartışmalı ve gerçekler ortaya çıkarılmalıdır.' diyorlar. Biz de bekleyeceğiz ve göreceğiz. Bakalım sonunda kim haklı çıkacak?
DOĞRU ADRES
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS
7
Türkiye'de cep telefonlarınız artık kapanmayacak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, yurt dışından yolcu beraberinde getirilen telefonların kayıt yaptırmadan kullanma süresini 60 güne çıkardıklarını bildirdi. Bakan Elvan, yaptığı açıklamada, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında kurulan Mobil Cihaz Kayıt Sistemi'nde Türkiye'ye gelen turist ve gurbetçi vatandaşlar için bir çok kolaylık sağladıklarını ifade etti. Yurt dışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonlarının kayıt altına alınmaması halinde 30 gün içinde kapatıldığını hatırlatan Elvan, Mayıs ayındaki Berlin ziyareti sırasında gurbetçi vatandaşlardan bu konuda bir çok talep geldiğini dile getirdi. Ba-
kan Elvan, söz konusu talepler doğrultusunda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazların Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelikte değişikliğe gittiğini kaydetti. Yapılan değişiklikle yurt dışından yolcu beraberinde getirilen mobil cihazların kayıt altına aldırılması için verilen azami sürenin 30 günden 60 güne çıkartılarak, kayıt süresinin kısa olması nedeniyle ortaya
çıkan sorunları giderdiklerini belirten Elvan, şöyle konuştu: "Özellikle yaz tatillerini geçirmek üzere ülkemize gelen gurbetçi vatandaşlarımız Türkiye’de yeni telefon almak gibi bir zorlukla karşı karşıya kalıyorlardı. Bu düzenleme ile bunu ortadan kaldırdık. Benzer şekilde Türkiye’ye gelen turistler de telefonlarını 2 ay süreyle rahatlıkla kullanabilecekler."
New York okullarında Kurban ve Ramazan bayramı resmi tatil
New York, Eylül ayından itibaren müslümanların iki büyük bayramını tanıdığını ve okulların Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda tatil edileceğini açıkladı. “Bu sağduyunun geliş-
mesi ve müslüman toplumun şehrimize katkılarının takdir edilmesi olarak görülmelidir” diyen belediye başkanı, haberi bir basın açıklamasıyla New York halkına duyurdu. Tatil edilen bayram
günü yerine okullar başka bir gün ders verecekler. Basın açıklaması sırasında çeşitli konuşmacılar “Bu değişiklik dini toleransı ve kültürel zenginliğimizi çocuklarımıza aktarmak için bir fırsattır” dedi. Jamaika Müslümanları Merkezi imamı Şamsi Ali “sonunda çocuklarımız okulları ya da dini pratikleri hakkında seçim yapmak zorunda kalmayacaklar. Bugün New Yorklu olduğum için daha fazla gurur duydum” dedi.
HABER
NİSAN / APRIL 2015
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 6 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
DANIMARKA HELAL KESIMI YASAKLADI
Danimarka hükümeti helal ve koşer kesimi ülkede yasakladığını ilan etti. Tarım ve Gıda Bakanı Dan Jorgenson “Hayvan hakları dini haklardan
önce gelir” dedi. Danimarka Avrupa’da helal kesimi yasaklayan beşinci ülke oldu. Yasak, bir kanunla değil Bakanlığın kendi ka-
rarı ile yürürlüğe girdi. İslami ve Yahudi kuruluşlar tartışma olmadan ve Meclis’in atlanarak karar verilmesine tepkilerini dile getirdiler. Yahudi kuruluşlar olaya sert tepki verirken Avrupa’da dini özgürlüğün gittikçe kısıtlanmaya başladığını ve dini azınlıklara saldırıların giderek arttığını söylediler. İskandinavya ülkelerinde sünnetin de yasaklanması çağrısı yapılıyor.
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
HABER
8
NİSAN / APRIL 2015
HOLLANDA DEVLET GELENEĞI VE MÜZMIN NISAN GÜNDEMINE DAIR Ülkede seçimler yapılıyor ve koalisyon ortakları sandıklara gömülüyorlar ve hayat hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Ne kazananlar zafer sarhoşluğunda ne de kaybedenler yas tutuyorlar. Üstelik seçim sonuçları teorik olarak hükümeti çalışamaz hale getirdiği halde bu böyle. Kimse hükümeti istifaya davet etmediği gibi Meclis de çalışmalarına seçim öncesindeki gibi rutin bir şekilde devam ediyor. AHMET SUAT ARI Çok garip bir ülkede yaşıyoruz vesselam. Ülkede seçimler yapılıyor ve koalisyon ortakları sandıklara gömülüyorlar ve hayat hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Ne kazananlar zafer sarhoşluğunda ne de kaybedenler yas tutuyorlar. Üstelik seçim sonuçları teorik olarak hükümeti çalışamaz hale getirdiği halde bu böyle. Kimse hükümeti istifaya davet etmediği gibi Meclis de çalışmalarına seçim öncesindeki gibi rutin bir şekilde devam ediyor. İşte Hollanda’yı Hollanda yapan da budur. Hislerle değil akılla hareket den bir devlet geleneğidir bu. Nitekim parlamentodaki partiler 4 yıllık bir süre için halktan icazet almışlardır ve bu süre henüz sona ermemiştir. Haliyle yerel, il genel meclisleri ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde alınan sonuçlardan hareketle hükümetlerin istifasını istemek Hollanda devlet geleneğinde yoktur. Ancak son yapılan İl Genel Meclisleri seçimlerinin sonuçları Senatodaki temsile yansıyacağı için iktidarı doğrudan ilgilendirmektedir. Zira mevcut sonuçlara göre iktidar partilerinin Senato’da zaten yeterli olmayan desteği
suat.ari@haber.nl
iyiden iyiye azaldı ve bu durum Temsilciler Meclisinden geçen kararların Senato tarafından da onaylanmasını imkansız kılmaktadır. Koalisyon ortakları her karar için muhalefet partilerinden destek almak mecburiyetindedir ve bu desteğin verilip verilmeyeceği ise şüphelidir. Şayet önümüzdeki dönemde birkaç karar Senatodan geçmezse hükümetin istifa etmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda da tabii olarak hükümet çalışamaz hale gelmesinden dolayı istifa etmek zorunda kalacaktır. Benim öngörüm 2015 sonunda erken genel seçimler olacağı yönündedir. Ancak seçimlerin farklı bir tablo ortaya koyup koymayacağı konusunda pek de iyimser olmadığımı söyleyebilirim. Ümidim ırkçı parti PVV’nin düşüş trendini devam ettirmesidir. Hollanda böyle bir ülke ve benim kanaatime göre de siyasetin işleyişi açısından dünyaya örnek teşkil eden bir geleneğe sahip. Halbuki dünyanın bir çok ülkesinde durum böyle mi? Oralarda siyaset hayat memat meselesidir. Rakipler siyasi rakip değil ‘hain’, haliyle onları yok etmek bir ‘vatani görev’dir. Tabii vatani görevin de ihmal edil-
mesi mümkün değil, gereği yapılmalıdır. Seçimleri kazananlar zafer çığlıkları atarken mağluplar mağlubiyete kendileri dışında sebepler aramakla meşgul olurlar. Kazananı kutlamayı hiç mi hiç akıllarına getirmezler. Zaten kazanan ‘hakkıyla’ kazanmamıştır onların gözünde ne de olsa. Kazananların kibrini söylemeye bile gerek yok. Kim ne derse desin çok sıkıcı gibi gelse de ben Hollanda usulü siyaseti seviyorum. Hollanda siyasetini kendi haline bırakıp bizleri çok yakından ilgilendiren, çoğu zaman da olumsuz etkileyen bir başka siyasete bakalım. Bu siyasetin önümüzdeki günlerde yine başımızı ağrıtacağı kuşkusuz. Malum Nisan ayı geldi. Nisan ayı Ermeni Meselesinin dünya gündemini meşgul ettiği bir ay. Bu yıl 100. Yıl olması dolayısıyla bir başka önem arz etmektedir. Özellikle Ermeni diasporası bu yılı kendilerince iyi değerlendirmek isteyecektir. Tabii ki Türkler de boş duracak değil, onların da bir takım hamleleri olacaktır. Bu meselenin çözüme kavuşması için çözüm odaklı çalışılması gerekir. Ancak gerek Ermeni diasporası gerekse Türk tezi-
nin savunucularının stratejileri çözüme gitmekten ziyade çözümsüzlük içermektedir. Ermeniler mağdur rolünü azami şekilde kullanırken, bizimkiler de savunma ağırlıklı bir strateji takip etmektedirler. Ermeni Meselesi diaspora Ermenileri tarafından bir varoluş olgusu olarak görüldüğü için tutumları uzlaşmazdır. Hatta Türkler bütün isteklerini kabul etse bile tatmin olmayacak bir ruh haline sahiptirler. Merhum Hrant Dink de buna işaret edip diasporaya gölge etmeyin diye çağrıda bulunmuştu, ama nafile. Yine geçtiğimiz yıl o zamanki Başbakanımız şimdiki Cumhurbaşkanımız Erdoğan da çok anlamlı bir mesajla meseleyi çözme yönünde ciddi bir adım atmıştı, ama onun uzattığı zeytin dalı da hemen ateşe atıldı. Diaspora bildiğini yapmaya devam edecektir. Onlardan nemalanmak isteyen siyasetçiler de yine gönüllü olarak tetikçiliği sürdüreceklerdir. Biz ise geçen yıl Erdoğan’ın başlattığı yapıcı yaklaşımı muhafaza edip meselenin sadece siyasi boyutuyla değil insani boyutuyla da ilgilenmeliyiz. Artık başlarına geleni hak ettiler mantığıyla devam etmenin bir anlamı yoktur. Tam aksine herkesin acısına saygı duyarak kendi tezimizi dillendirmeliyiz. Bunu yaparken de ırkçı terminolojiyi terk etmemiz şarttır. Zira insani ve evrensel değerler üzerine inşa edilmemiş hiç bir dava sağlıklı bir sonuca götürmez. Bunun örnekleri hem tarihte hem de günümüzde sayılamayacak kadar çoktur.
Eyaletlere 8 Türk seçildi 18 Mart'ta düzenlenen Eyalet seçimlerinde listelerde bulunan 8 Türk kökenli aday Eyalet Meclisine seçildi. PvdA ve VVD'nin oy kaybettiği seçimde 7 aday direkt seçildi, 1 aday ise tercihli oylarla seçildi. Seçim sonuçlarına göre Güney Hollanda Eyaleti'nde PvdA'dan Metin Çelik (6464 oy), Yeşil Sol’dan (GL) Huri Şahin (33495 oy) ve CDA'dan Muzaffer Çetin (2799 oy) seçildi. Kuzey Hollanda Eyaleti'nde ise PvdA’dan Adnan Tekin (5178 oy), Demokratlar66’dan Zafer Yurdakul (2429 oy), Kuzey Brabant Eyaleti'nde Sosyalist Parti’den (SP) Nurettin Altundal (2196 oy)ve D66’dan Suat
Kutlu (1822 oy) meclise girmeyi başardı. Zafer Aydoğdu ise 2738 oyla tercihli oylarla seçildi. Hollanda’da 10 Türk kökenli politikacı ülke genelindeki farklı eyalet meclislerinde görev yapıyor. 2011 Eyalet Seçimlerine kıyasla seçime katılımın azaldığı görülürken, yüzde 47,5 ile son yılların en düşük seviyesine indiği gözlemlendi. VVD partisi oy kaybına rağmen seçimlerin birincisi çıktı. PvdA ise seçimin kaybedeni olarak tarihe geçti. Oylarını artıran partilernden en çok kazananı ise D66 ile CDA oldu. Yeni seçilen eyalet meclisi üyeleri, yasalara göre, 26
Mayıs’ta Senato’yu belirleyecek. Sadece eyalet meclisi üyelerinin oy kullanacağı seçimde hükümet ortaklarının, mevcut dağılıma göre Senato’da çoğunluğu sağlaması mümkün görünmüyor. VVD lideri Başbakan Mark Rutte, seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, oy kaybına rağmen ülkenin en büyük partisi olmalarını memnuniyetle karşıladığını, hükümetin göreve devam edeceğini söyledi. Seçimde oyları büyük oranda düşen PvdA’lı Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher, mecliste en büyük sol parti konuma yükselen sosyalistlerden sorumluluk almasını istedi.
Kuzu, Rutte’ye hodri meydan dedi T
unahan Kuzu bir sözlü önerge ile Başbakan Rutte’ye hodri meydan diyerek Rutte’nin sözleri, işsizlik ve ayrımcılık konusunda Meclis’te genel bir tartışma istedi. Kuzu, “Burada doğup büyüyen gençleri hala göçmen olarak gören bir başbakanı anlamakta zorlanıyorum. Düşünüp taşındığını söylüyor ve ayrımcılığa karşı hiç bir şey yapamayacağını iddia ediyor. Gençler arasındaki işsizliğin boyutları ve ayrımcılığın ciddiyetine rağmen başbakan bu konuya çözüm getirmiyor. Bu yüzden
başbakanla Meclis içinde tartışma istemişti. dedildi. SP, CDA, VVD ve PVV ile istiyoruz” dedi. Kuzu’nun önergesi Meclis’te birlikte PvdA da red oyu kullandı. Rutte, Metro Gazetesi'ne verdi- çoğunluğun karşı çıkmasıyla redği röportajda ayrımcılığa karşı kendisinin yapabileceği birşey olmadığını, ayrımcılık sorununu göçmen çocuklarının kendilerinin çözmesi gerektiğini söylemişti. “Kendiniz kendi yeriniz için mücadele etmelisiniz” diyen Rutte, iş başvurularında Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün meclisteki odasına izinsiz bir ayrımcılığa uğrayan gençşekilde girmeye çalışan POWNED muhabirleri, Kuzu ve Öztürk'ün lerin kendi sorunlarını meclise yaptığı şikayet üzerine 2 ay men cezası aldılar. kendilerinin çözmesini
POWNED Meclisten 2 ay men cezası aldı
9
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Ermeni meselesi Hollanda'da Hristiyan
kardeşliğini gündeme getirdi CDA, PVV, CU ve SGP partilerinin ayrı ayrı ve ortaklaşa verdikleri yazılı önergeleri Hollanda Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. Dışişleri Bakanı Bert Koenders’a Ermenistan’daki anma törenlerine Hollanda Başbakanı’nın ve Kralın bizzat gitmesi, hükümetin açıklamalarında ‘Ermeni soykırımı meselesi’ yerine bundan böyle ‘Ermeni soykırımı’ kelimesini kullanması ve soykırımın alenen kabullenmesine yönelik önergeler verildi. Toplumu germeye yönelik bir üslupta geçen meclis görüşmeleri Dışişleri Bakanı Koenders’ın verdiği cevaplar sonrası tartışmalara dönüştü. Daha önce Hollanda hükümeti adına Dışişleri Bakanı Koenders ve Başbakan Yardımcısı Asscher, meclise hükümetin tutumunu bildiren bir mektup yazmışlardı. Bu konuyu siyasetçilerin
değil, tarihçilerin tartışması gerektiğini ve iki ülkenin kendi aralarında halletmesi gerektiği yönünde tutum bildirmişlerdi. Bakan Koenders mecliste yaptığı konuşmada ‘1915’de olan olayların feci sonuçları olduğu yadsınamaz bir gerçek' olduğunu söyledi. Bakan daha sonra özetle şunları söyledi: “Soykırım konusunda hukuki bir karar vermek hükümetin görevi değildir. Hükümetlerin bilimsel konularda ihtiyatlı olması gerekir ve konsensüsün bilim adamları tarafından sağlanması doğru olanıdır. Bilim özgür olmalıdır. Türkiye ve Ermenistan arasında, sözde Ermeni soykırımı anlaşmazlığı hususunda ilerleme kaydedilebilmesi, iletişim yollarının açık tutulması gerekir. Başka hükümetlerin bu tartışmalara katılmaları buna mani olabilir. Sonuç olarak,
in y e n u B ? kafası devletlerin böyle bir tartışmada taraf olmaları ve doğruyu, yanlışı belirlemeye kalkmaları onların görevleri arasında değildir.” Bakan tartışmanın sonunda verilen 3 teklifin reddedilmesini önerdi. Yarım milyona yakın Hollanda-Türk toplumunu provoke eder nitelikte geçen tartışmalarda Ermeni lobisinin Hristiyan partiler üzerindeki etkisi dikkat çekti. Özellikle CDA partisinden Pieter Omzigt’in, bu konuyu her fırsatta meclis gündemine taşıması ve
Ermeni lobi gruplarıyla yakın ilişkileri Türkleri rahatsız etmekte. Meclise verilen 4 önerge 7 Nisan Salı günü meclis genel kurulunda oylanacaktı. Ancak oylamanın yapılacağı saatlerde Tunahan Kuzu, gazetemiz yayına hazırlandığı sırada, gazetemize yaptığı açıklamada, Ermeni Meselesi görüşmesinden 1 dakika önce oylamanın, CU, CDA ve SGP'nin marifetiyle
Oylamaya ala 1 dakika k e A CU, CD v nin eri SGP partil iyle s e rg öne ertelendi.
2 gün ertelendiğini ve 'Hristiyan kardeşliğine' dikkat çekti. Bu oluşumun Pieter Omtzigt öncülüğünde 2 gün sonraki oylamaya kadar PvdA ve VVD'yi iknaya çalışılacağını söyledi. Bu gerçekleşirse bundan sonra Hollanda'da 'Ermeni Meselesi' yerine 'Ermeni Soykırımı' kavramı kullanılacak. Oylama sonucunu ve analizini websitemizden okuyabilirsiniz.
Türkleri mafya ile özşdeşleştiren Başbakan Rutte'ye göre Gilze-Rijen Belediye Başkanı özür diledi ayrımcılık azınlıkların Tilburg yakınlarındaki Gilze-Rijen Belediye Başkanı Jan Boelhouwer’a bir mektup gönderen İOT, belediye başkanının Türkler hakkında yaptığı açıklamaları geri almasını istedi. DENK Partisi ise İçişleri Bakanı’na yazılı soru önergesi vererek belediye başkanının görevden istifa etmesini istedi. Gilze-Rijen Belediye Başkanı Volksrant’a verdiği bir röportajda, şehirdeki mafyanın belediye üzerindeki etkisini anlatırken Türkler hakkında bazı söylemlerde bulundu. Mektupta belediye başkanının Türkler hakkındaki söylemlerini geri almasını, değilse mahkemeye başvuracakları açıklandı. “2400 Türk’ten her biri parayı nerden kazandıklarını biliyorlar. Kanuni veya kanun dışı. Sadece bilmekle kalmıyor, hepsi de susu-
yor. Susmak bir kültür olmuşve susmak zorundalar.” söyleminde bulunan Gilze-Rijen Belediye Başkanı hakkında Tunahan Kuzu, belediye başkanının insanları damgalayan açıklamalarda bulunmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Selçuk Öztürk de belediye başkanının açıkça özür dilemesini ve görevinden istifa etmesini istedi. Volkskrant’ın Brabant bölgesindeki iki belediye başkanı ile yaptığı röportajda dikkat çekici iddialar var. Belediye başkanları mafyanın bölgede etki alanının gittikçe büyüdüğünü, belediyeleri baskı altına aldığını ve belediye başkanlarının tehdit edildiğini söylediler. Gelen yoğun tepkiler üzerine özür dilemek zorunda kalan Gilze-Rijen Belediye Başkanı Jan Bo-
Türkler PvdA’dan uzaklaşıyor
D
emet TV’nin yaptığı bir araştırmaya göre Türklerin PvdA’dan uzaklaştığı ortaya çıktı. 2400 Kişi arasında yapılan araştırmaya göre Türk seçmenin sadece %17’si PvdA’ya oy vereceğini söyledi. Daha önce PvdA’ya oy verenlerin %73’u artık bu partiye oy vermeyeceklerini söylediler. Tunahan Kuzu ve Selçuk Ozturk’un geçtiğimiz aylarda PvdA’dan atılmalarının bunda etkisi olup olmadığı sorusuna %51 olumlu yanıt verdi.
kendi sorumluluğu
elhouwer, özrünü yazılı bir basın bildirisiyle bildirdi. Yazılı özrün yeterli olmadığını ifade eden Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Ejder Köse, sadece Gilze-Rijen'de yaşayan Türklerin değil Hollanda Türklerinin de gururunun fazlası ile incindiğini ve Boelbouwer’ın 6 Nisan Pazartesi günü HDV İmam-ı Azam Cami’ye gelerek Türk Toplumu ve onların temsilcileri önünde özür dilemesi gerektiğini belirtmişti. İmam-ı Azam Camii’ndeki proğrama katılan Belediye Başkanı Boelhouwer, Avukat Ejder Köse, İOT Müdürü Ahmet Azdural, HTİKB Genel Sekreteri Göksel Soyugüzel, Hollanda Türk Federasyonu’ndan Tuncay Bahtiyar, İmam-ı Azam Cami Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Aydın ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı proğramda tekrar özür diledi ve sözlerini talihsizlik olarak niteledi.
Başbakan Mark Rutte Metro gazetesine verdiği demeçte ilginç söylemlerde bulundu. Ayrımcılık konusuna değinen başbakan çözümün Muhammed’de olduğunu iddia ederek sorumluluğu reddetti. “O konuda düşündüm ve bunu benim çözemeyeceğim sonucuna vardım. İkilem şu ki, çözüm Muhammed’in kendisinde. Hollanda’ya ‘ayrımcılık yapmayın, insanları kişiliklerine ve bilgisine göre yargılayın’ diyebilirim. Ama ayrımcılık olursa seçim Muhammed’in: hakaret edilmekten dolayı bırakmak ya da devam etmek. Yeni gelenler her zaman uyum sağlamak zorunda ve her zaman önyargılarla ve ayrımcılıkla karşılaşırlar. Kendi yerin için mücadele etmelisin.” Burda doğan çocukların buralı oldukları sorusuna karşı ise “Dominant Hollanda kültürünü aktarmakta ve entegrasyonun boytuları konusunda kararlı olmalıyız” diyerek cevap verdi. Geçtiğimiz günlerde başörtülü bir kızın işe alınmaması sorusuna ise yine kaçamak cevap veren başbakan başörtülülerin değil mini etek-
lilerin güvenliğini gündeme getirdi. Rutte’ye göre din ve devletin ayrı olması Yahudi-Hristiyan geleneğinin bir sonucu. Dolaylı olarak başörtüsüne, Yahudi-Hristiyan geleneğinde de, din ve devletin ayrı olduğu laik ülkede de yer olmadığını ima etti. “Ben kadın-erkek eşitliğinden bahsediyorum. Dominant kültür başörtücük (hoofddoekje) hakkında bir şey söylemiyor, ama anayasada belirlenen Yahudi-Hristiyan değer ve normlar hakkında diyor. Örneğin din ve devletin ayrışması konusunda. Ya da geri kalmış bir semtte mini etekle güvenli bir şekilde yürüyebilir misin?.” Başbakan Rutte'nin, entegrasyonu tek taraflı olarak dominant kültürün beklentilerine ayak uydurmak olarak tarif etmesi, asimilasyon istediği yorumlarına neden oldu. Başörtüsüne laik devlet anlayışında da, yahudihristiyan geleneğinden geldiğini iddia ettiği toplumda da yer olmadığı anlamı çıkan sözleriyle “ayrımcılığın sorumluluğu size ait” anlamına gelen sözleri “Rutte, Wilders’i sağdan sollamaya çalışıyor” yorumlarına neden oldu.
EVERYTIME... EVERYWHERE... EVERYBODY...
NO TO RACISME
HABER
10
NİSAN / APRIL 2015
ÖZDEMIR'DEN 'SOYKIRIMI TANIMA' ÇAĞRISI
1. CIHAN HARBI VE YÜZYILIN İFTIRASI Tarihi bir olayı siyasallaştırarak tarafsız ve objektif olma ilkeleriden uzak, soykırım gibi bir insanlık suçunu parlemento kararlarıyla kabul ettireceklerini sananlar, gün gelecek tarihi gerçeklerle yüzleşerek, hatalarının farkına varacak, Ermeni iftiralarına alet oldukları için insanlıklarından utanacaklar.
METİN YAZAREL Tarihi hafızamızdan kolay kolay silinmeyecek gibi görünen 1. Cihan harbinin yüzüncü yılını idrak etmekteyiz. 1789-1799 Fransa'da 'Monarşi' rejminin yıkılıp, yerine 'Cumhuriyet' rejmininin kurulması olarak bildiğimiz Fransız ihtilali, tüm dünyada Milliyetçilik akımlarının gelişmesine öncülük etmiştir. Fransız ihtilaliyle başlayan aydınlanma ve etnik kökene dayalı ulus devleti oluşturma şuuru, Britanya krallığı hariç, bir çok hanedanlık devletlerinin yıkılışını hızlandırmıştır. Bu münasebetle Osmanlı İmparatorluğu içerisinde batılı devletlerin kışkırtmasıyla başlayan bağımsızlık hareketleri 1821-1829 Mora isyanıyla Yunanistan'a bağımsızlığını kazandırmıştır. Yunanistan'ın ardından 1913'e kadar sürecek olan balkan savaşları Osmanlı İmparatorluğu içerisinden Bulgaristan, Karadağ, Arnavutluk, Sırbistan, Romanya'nın da aralarında bulunduğu bu günkü Balkan Devletleri'ni doğurmuştur. Yunanista'nın bağımszlığını kazanmasıyla başlayan, I. ve II. Balkan savaşlarında güç ve oteritesi zayıflayan Osmanlı'nın durumunu fırsat bilen diğer unsurlar da bağımsızlık mücadelesine girişmişlerdir. İmparatorluğun batısında ulus devletler oluşturulurken doğu cephesinde de suların durgun aktığını söylemek mümkün değildir. 93 Harbi diye bildiğimiz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nı avantaja çevirmek isteyen Milleti Sadıka olarak tabir edilen Ermeni azınlık
metin.yazarel@haber.nl
düşmanla işbirliği yapmıştır. Ruslar ortodoks dindaşlarının desteğini alarak sıcak denizlere inme stratejisiyle birlikte, kafkaslardan başlayan ve Akdeniz havzasına uzanan uydu bir devlet oluşturma planları çerçevesinde Osmanlı Ermenileri'ni kullanmıştır. Cihan harbi sürecinde Osmanlı topraklarında Hıristiyan misyonerler Rum, Ermeni ve Süryanilere yönelik faaliyetlerini canlı tutarak imparatorluğun parçalanmasına yönelik faaliyetlerine hız vermişlerdir. Ermeniler, 1877-1878 OsmanlıRus Savaşı sonunda Rusya'dan, işgal ettiği Doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini ve bölgeye özerklik verilmesini talep etmişlerdir. Ermenilerin bu talebi, Rusya tarafından kısmen kabul edilmiş olsada Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan Yeşilköy, eski adıyla “Ayastefanos” anlaşması ve daha sonraki Berlin Anlaşması’yla Ermeni sorunu uluslar arası boyut kazanır olmuştur. Böylece, Osmanlı Devleti'ni bölmek isteyen yabancı güçler, TürkErmeni ilişkilerine müdahale etmeye başlamışlardır. İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni sorunu, aslında emperyalist batının Osmanlı Devleti'ni yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve yalanları da işte bu politikanın propaganda ürünüdür!.. 24 Nisan tarihi iddia edildiği gibi, olmayan soykırımı ve tehcir kararının alındığı tarih değildir. 24 Nisan 1915
tarihi başta İstanbul ve yurt genelinde faaliyet gösteren Ermeni komitelerinin kapatılıp yönetici asilerin tutuklandığı tarihtir. Tehcir (yer değiştirme) Alman Genarali Bronsart von Schellendorf’un ısrarlı telkinleriyle 27 Mayıs 1915’te çıkartılan bir kanunla alınmış bir karardır. Ermeniler Dünya kamuoyuna soykırımı propogandalarını terör yöntemiyle duyurmayı amaçladıkları için, İstanbul'da teröristlerin tutuklandığı tarihi bilerek soykırım tarihi olarak ilan etmişlerdir. Kaldı ki tutuklananlara Birleşmiş Milletlerin tarif ettiği soykırımı tarifene giren hiç bir uygulama sözkonusu degildir. Halbuki Milletler Cemiyeti'nin 12.09.1948 tarihli soykırım sözleşmesi: 13. maddesi gereğince 12.01.1951 tarihinde yürürlüğe girmiş ve ancak 1951 tarihinden sonraki olaylara uygulanabilmektedir. Ermenilerin soykırım iftiraları içerik olarak, ne Birleşmiş Milletler, ne de Avrupa İnsan Hakları İhlalleri Sözleşmesi tarifine uyan fiziki bir durum olmadığı için, hukuki zeminin dışında parlementolardan çıkarttırdıkları siyasi kararlarla soykırım yalanlarını kabul ettirmeye çalışmaktalar. Tarihi bir olayı siyasallaştırarak tarafsız ve objektif olma ilkeleriden uzak, soykırım gibi bir insanlık suçunu parlemento kararlarıyla kabul ettireceklerini sananlar, gün gelecek tarihi gerçeklerle yüzleşerek, hatalarının farkına varacak, Ermeni iftiralarına alet oldukları için insanlıklarından utanacaklar.
TOVER, GENÇLERI GIRISIMCILIĞE TEŞVIK TOPLANTISI DÜZENLEDI TOVER gençleri girişimciliğe teşvik etmek amacıyla Genç Girişimciler konulu toplantıyı Leiden Mimar Sinan Cami toplantı salonunda katılımcılarla birlikte yaptı.Leiden Belediyesi Ekonomiden sorumlu kanun belirleyici Robert Strijk, Leiden Belediye Meclis Üyesi Vahit Köroğlu Leiden Belediyesi'nin genç girişimcilere bakış açısı ve belediye tarafından sunulan imkanları,TOVER Başkanı Durmuş Doğan dernek olarak gençleri sunabilecekleri olanakları anlattılar. Toplantıya destekleklerini veren Leiden Mimar Sinan Cami başkanı Göksel Arıbaş ve Fatih Vakfı başkanı Fatih Kasapoğlu ve Hollanda Genç MÜSİAD Başkanı Asiye Gedik de katıldı.
HOLLANDA, YATIRIMCILARIN GÖZDESI OLMAYA BAŞLADI
AYRIMCILIĞI YETKILILER CIDDIYE ALMIYOR
Geçtiğimiz yıl Hollanda’da yabancı sermayenin yatırımları ikiye katlayarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Yurt dışından Hollanda’ya 2014 yılında 3,2 milyar euro değerinde yatırım yapıldı. Hollanda Yabancı Yatırımcıları Ajansı’nın (NFİA) verilerine göre geçtiğimiz yıl yatırımlar 187 yeni proje ve 6000 kişilik istihdam ile rekora ulaştı. NFİA, yabancı sermayenin Hollanda’ya gelmesine yardımcı oluyor. Google ve Netflix gibi Amerika’dan büyük şirketlerin yanı sıra, Çinli ve Güney Koreli şirketler de yatırımcılar arasında. Ekonomi Bakanı Henk Kamp, “Yatırımcılar Hollanda’da büyük fırsatlar görüyorlar. İyi eğitimli halkımız, dijital alt yapımız ve ekonomik şartlar yatırımcıları çekiyor” dedi. Hollanda, çok uluslu şirketlerin yatırım yapmasını için ideal bir ülke. Çünkü bu şirketlere büyük kolaylıklar sağlayan bir vergi sistemi var. Ancak Almanya ve Fransa Hollanda vergi sisteminin değişmesi için Avrupa Komisyonu’na başvurdu.
Ayrımcılıkla ilgili 2013 yılında 1600 defa suç duyurusu yapılmasına rağmen, savcılığın sadece 83 suç duyurusu hakkında işlem başlattığı bildirildi. İşleme konulan şikayetlerin bu yıl en düşük seviyede olduğu belirtildi. Savcılık 1988’den beri ayrımcılığı kayıt altına almaya başlamıştı. İşleme alınan şikayetlerin azalmasına rağmen, ayrımcılıkla ilgili şikayetler ve suç duyurularında yükseliş görüldü. Polise şikayette bulunan 3600 olaydan 1600’u hakkında suç duyurusu bulunuldu, ancak bunların 83 tanesi hakkında işlem başlatıldı. Savcılık, ayrımcılık artarken işleme konulan suç duyuruların azalmasının nedenlerini açıklayamadıklarını bildirdi. Bu sonuçların, savcılığın kendi kullanımı için hazırladığı ve NCRV’nin ele geçirdiği bir raporda yazıldığı bildirildi. D66 milletvekili Magda Benrdsen, polisin yoğunluğundan dolayı ayrımcılıkla ilgili suç duyurularının işleme konulmamış olabileceğini söyledi.
Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Alman hükümetini 'Ermeni soykırımını tanımaya' çağırdı. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Alman hükümetinden "100 yıl önce Osmanlı topraklarında Ermenilere soykırım yapıldığını" tanımasını istedi. Ermenistan'ın başkenti Erivan'ı ziyaret eden Özdemir, "Soykırımın 100'üncü yılında, bu terimi saklamamanın zamanı artık gelmiştir" diye konuştu. Özdemir, "Alman hükümetinin 1915 - 1916 yıllarında işlenen bu kanlı suçlara uygun olmayan bir dil kullanmasından üzüntü duyduğunu" da ifade etti. Fransa ve İsviçre'nin yanı sıra çeşitli ülke parlamentoları ve uluslararası kuruluşlar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilerin tehcirini ve öldürülmesini 'soykırım' olarak nitelendiriyor.
TAZİYE Platform ve Kadın Dergisi'nin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut'un babası tedavi gördüğü AMC Hastahanesi'nde vefat etti. Ağır kalp ve şeker hastalığı bulunan İsmet Turgut, yoğun bakıma alındığı AMC'de gerçirdiği ameliyata rağmen hayata tutunamadı. Mevlana Camii'nde namazı kılınan İsmet Turgut'un cenazesi memleketi Kayseri'de toprağa verildi. İsmet Turgut 1937 yılında Kayseri'de doğdu ve 1970 yılından beri Hollanda'da yaşıyordu. Haber Gazetesi olarak, Ebubekir Turgut'a ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
AMSTERDAM İSTANBUL’U ÖRNEK ALDI Amsterdam’da 31 Mart’ta ilk Lale Festivali başlayacak. Geçtiğimiz sonbaharda bunun için Amsterdam’in her yerine 500.000 civarında lale soğanı ekildi. Saskia Albrecht, Lale Festivali fikrini İstanbul’dan ilham alarak oluşturduğunu söyledi. İstanbul belediyesinin her yıl İstanbullu sayısınca, 14 milyon lale ektiğini bildirdi. Amsterdam’in önümüzdeki yıllarda hedefi de Amsterdam’ı nüfusu sayısınca, 820.000 lale ile donatmak. Rijksmuseum, filmmuseum EYE, Artis, de Oude Kerk, de Hermitage, de Zuidas, bazı büyük oteller ve Amserdam'in ilçeleri organizeye katkıda bulunuyorlar.
11
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Belediyeler usulsüzce malvarlığı araştırması yapıyor Avukat Rasim Küçükünal:
Geçtiğimiz günlerde Avukat Rasim Küçükünal avukatlık bürosunda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’deki malvarlığı araştırmaları hakkındaki gelişmeleri gazetecilerle paylaştı. 2014 yılında, Türkiye’deki mal varlığı araştırmaları hakkında belediyelere mektup göndermiş ve hangi yollarla mal varlığını araştırdıklarını
sormuştu. Avukat Rasim Küçükünal: "Yüksek idare mahkemesinin geçmişe dönük malvarlığı araştırmasında vatandaştan tapunun yanında bir resmi senet istiyorlardı ama bu senet Türkiye'de olmadığı için vatandaş mağdur oluyordu. Biz böyle bir senedin olmadığını ve yanlış yapıldığını mahkemeye sunduk ve kazandık. Belediyele-
re böyle bir kararın alındığını hatırlattık ve ne yapacaklarını sorduk, belediyelerin cevabı ise “Vatandaş böyle bir haktan faydalanmak istediğini söylerse gereğini yaparız” oldu.
TÜRKIYE’DEKI MALVARLIĞI ARAŞTIRMALARI YASADIŞI
Rasim Küçükünal, Ankara’da bulunan ve bu konu-
da araştırma yapan Gürdal Avukatlık Bürosu’nun çalışma sisteminin yasadışı bir uygulama olduğunu söyledi. Küçükünal şöyle devam etti; “Hollanda’daki belediyelerden gelen istek doğrultusunda bu avukatlık bürosu vatandaşların malvarlığını araştırıyor. Türkiye’deki yasalara göre sadece avukatlar tapu dairesinden üçüncü şahsa ait bilgi alabilir. Bu durumda iki şart var; birincisi herhangi bir dava söz konusu olacak, ikincisi de vekâletname olacak yani o şahıs izin vermiş olacak. Gürdal avukatlık bürosu vatandaşın haberi olmadan yapıyor ve bu yasalara uygun değil. Bir başka olay da, vatandaşlar TC kimlik bilgilerini vermek zorunda değiller. İlk kimlik kararı Aralık 2013 yılında Dordrecht mahkemesinde gerçekleşti. Bu dava bir şikâyet üzerine oldu. Belediye kimlik numa-
Savarona ilkbahar balosu renkli geçti
Nijmegen'de bulunan ve 2008 yılından beri etkinlikler düzenleyen Savarona Cemiyeti geleneksel İlkbahar Balosunu geçtiğimiz günlerde Cuijk'teki Van der Valk otelinde gerçekleştirdi. Arnhem ve Nijmegen'den misafirlerin katıldığı baloya ayrıca, Deventer konsolosluğundan Müfit Mutlu ve Mehmet Öztürk, Nijmegen Belediye Başkan Yardımcısı Turgay Tankır, TürkiyeHollanda Dostluk Vakfı Başkanı Bülent Türker, Rotterdam CHP Yönetim
Kurulu Üyesi İlham Aday, TOV Başkanı Aziz Zeyrek, TOV Nijmegen yöneticisi Atanur Erkaslan, ADA Groep yöneticileri Mehmet Mutlu ve Aytekin Fındık'ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Savarona Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri, Başkan Nagihan Yüksel ve Sekreter Nigar Öztürk-Keski Savarona’nın bu yılki geleneksel gecesini düzenleyen isimler arasındaydı.
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku
Çalışma ve İş Hukuku
Ceza Hukuku
Sosyal Güvenlik Hukuku
Çocuk Hukuku
Para tahsili ve icra takibi
Ticaret Hukuku
Uluslararası ihtiyati tedbir
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
"Polis bürosunda susma hakkına sahip olduğunuz gibi belediyelerde de susma hakkına sahipsiniz"
rası istedi ama vatandaşımız vermedi, bunun üzerine maaşını kesti. Vatandaş mahkemeye başvurdu ve hâkim vatandaşın lehine bir karar verdi. Şikâyet üzerine olduğu halde biz bu davayı kazandık. Emsal olması bakımından bütün meslektaşlarıma gönderdim bu kararı” dedi.
VATANDAŞIN SUSMA HAKKI VARDIR
Bir başka konu ise, belediye memurlarının vatandaşları çağırıp sorgulamaları durumunda kişilerin susma
hakkı var. Yani polis bürosunda susma hakkına sahip olduğunuz gibi belediyelerde de susma hakkına sahipsiniz. Avukat Rasim küçükünal, bu konuyu Avrupa mahkemelerine taşımayı hedefliyor. Bu konuda yapılan resmi açıklamalar TC Hükümetinin böyle bir araştırmayı kesinlikle kabul etmediği yönündedir. Bu konuda siz de mağdur durumdaysanız, Avukat Rasim Küçükünal'la 010-238 0830 telefon numarasından irtibata geçebilirsiniz.
GENÇ KIZLARI BEKLEYEN TEHLIKE
L
imburg eyaletinin Valkenburg kentinde bir otele baskın düzenleyen polisler, reşit olmayan bir kızı istismar eden onlarca erkeğin bilgilerine ulaştı. Otel odasında yakalanan 21 yaşındaki zanlı, genç kızları pazarlayan bir ‘loverboy’ olmakla suçlanıyor. Zanlının telefonunda 50 kişilik müşteri listesi bulunduğu açıklandı. Zanlı müşteriler, çocuk istismarından sorgulanmaya başladılar. Zanlılardan birisi otel odasında yakalandıktan sonra ve polisin sorgusu üzerine geçtiğimiz ay intihar etmişti. İkinci bir zanlının da intihar ettiği açıklandı. Bunun üzerine açıklama yapan savcılık, zanlıların evlerine polis ziyareti yapılmadığını, telefonla sorguya davet edildiklerini
belirtti. Daha önce savcılık tarafından yapılan bir açıklamada ‘kapılarında polis gören zanlıların eşlerinin şaşkına dönecekleri’ sözlerine yer verilmişti . İntiharlar üzerine polis, zanlılara psikolojik destek vereceğini açıkladı. Zanlılar, reşit olmayan 18 yaşından küçük çocuklarla cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı 4 yıla kadar ceza alabilecekler. Ailesi 16 yaşındaki genç kızın kaybolduğunu polise bildirmişti. Otel odasında yakalanan 21 yaşındaki zanlının genç kızları aldatarak fuhuşa zorladığı ve ailelerinden uzaklaştırdığı belirtiliyor. Genç kızları bekleyen tehlikelerin başında olan ‘loverboys’ konusunda ailelerin dikkatli olmaları uyarısı yapıldı.
HABER
12
NİSAN / APRIL 2015
BOSNA ENTELLEKTÜELLERI VE AVRUPA İSLAMI Tam da bu sırada, Müslümanların zorlandıkları bir dönemde, sorumluluk sahibi Müslümanların üzerinde durmaları gereken, Bosna İslamı tecrübesi karşımıza çıkmaktadır. 500 yıllık bir tarihi tecrübeye sahip olan Bosna İslamı yani Avrupa İslamı, bugüne kadar Avrupa’daki Müslümanların gündemine hakkıyla giremedi. Bosna sadece yukarıdaki yaşanan soykırım etrafında gündemimizdeydi. Oysa Avrupa müslümanlarının tanışmaları ve bilmeleri kaçınılmaz olan bir Bosna İslam örneği vardı karşımızda.
VEYİS GÜNGÖR Bosna, hafızalarımızda hala canlılığını koruyan, çok yakın çağ tarihinin soykırımlarından (Hocalı’da da olduğu gibi) bir tanesinin yaşandığı bir ülke olarak yer alır. 1992’nin Nisan ayında başlayan ve üç yıldan fazla süren Bosna Savaşı sırasında Boşnaklar sistematik bir soykırıma tabi tutulmuşlardır. Bu savaşta hayatını kaybeden, şehit olanlara Allah’tan rahmet dilerim. Bosna’nın bu dramatik tarihi ve insanı kahredici acı olayı yanısıra bizi çok yakından ilgilendiren bir başka yönü daha bulunmaktadır. O da Bosna entellektüelleri ve Avrupa İslamı’dır. Avrupa Müslümanlarının gündeminde pek fazla olmayan bu konu, dünyada yaşanan olaylar ve Avrupa’daki Müslümanların konumuyla, önemini her geçen gün daha da pekiştirmektedir. Başta Orta Doğu’da yaşanan gayri insani olaylar ve tabii ki Avrupa’nın muhtelif yerlerinde İslam adına, Müslümanlar adına yapılan eylemler, Avrupa’da yaşayan kanaat önderlerini, düşünürleri ve sorumluluk sahibi olanları derin bir muhasebeye davet etmektedir. Her ne kadar Müslümanlar ‘Bu benim islamın değildir’ sloganıyla yaşanan olaylardan Müslümanlar sorumlu tutulmamalıdır demeye çalışsalar da, büyük kitleler, ne yazık ki dıştan bakışla olayları yorumlamaya devam etmekteler. İslam dünyasında cereyan eden kanlı eylemler, köktenci, aşırı, gayri insani hareketler neyin nesiydi? sorusu genç beyinleri meşgul ediyor. Avrupa’da yetişen genç Müslümanlar yaşananlar karşısında ve muhatap oldukları sorular karşısında türlü çıkış yolları aramaktalar. Müslümanların geniş bölümünde hakim olan
veyis.gungor@haber.nl ‘helaller ve haramlar’la sınırlı din algısını zorlayarak, hem kendilerini rahatlatıcı hem içinde yaşadıkları ülke insanlarını serinletici bir islam algısını irdeliyorlar. Tam da bu sırada, Müslümanların zorlandıkları bir dönemde, sorumluluk sahibi Müslümanların üzerinde durmaları gereken, Bosna İslamı tecrübesi karşımıza çıkmaktadır. 500 yıllık bir tarihi tecrübeye sahip olan Bosna İslamı yani Avrupa İslamı, bugüne kadar Avrupa’daki Müslümanların gündemine hakkıyla giremedi. Bosna sadece yukarıdaki yaşanan soykırım etrafında gündemimizdeydi. Oysa Avrupa müslümanlarının tanışmaları ve bilmeleri kaçınılmaz olan bir Bosna İslam örneği vardı karşımızda. Bu bizim için, Avrupa için bir şanstı aslında. Ortada bu doğrultuda Almanya’da yapılan bir iki toplantı ve bir kaç yayından başka bir şey yok. Halbuki, özellikle Paris’teki Charlie Hebdo saldırıları sonrası Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Profesörlerinden Hayri Kırbaşoğlu ile yapılan bir söyleşide, ‘İslam dünyası, mevcut sıkışık durumdan “Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç’in Bosna’sını örnek alarak, kurtulabilir’ mesajı veriliyordu. Peki, kim di bu Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç? Bosna tecrübesi neyi içeriyordu? Bosna İslamı ya da Avrupa İslamı’ndan bahsedebilir miydik? İsminden de anlaşılacağı üzere hem Kral yani devlet adamı, siyasetçi, yönetici hem de Bilge yani bilim adamı, entellektüel, yazar bir kişiliğe sahip Aliya İzzetbegoviç. Düşünce ve aksiyonun hemhal olduğu, teori ve uygulamanın aynı kişide birleştiği, örneğine ender rastlanan bir kişilik. Krallık kişiliği belki kısaca şöyle an-
Gouda camisinin yapımına VVD engeli
Gouda’da eski askeri tesislerin yerine yapılacak olan cami ve iki okul projesine belediyeden verilen destek azaldı. Caminin yapılmasına verdiği desteği çeken VVD’nin yeni tavrı ile, caminin izin almasının zor olduğu bildirildi. Cami için 11 Mart’ta Gouda belediyesinde oylama var. Medyada çıkan haberler üzerine gündeme oturan Gouda camii projesi Meclis’in de gündemine gelmişti. VVD milletvekili daha önce Meclis’te caminin para kaynakları ile ilgili Güvenlik ve Adalet Bakanlığına soru önergesi vermişti. CDA milletvekili de caminin para kaynakları, satışı, cemaatin dini görüşü ve sığınakla
ilgili yine aynı bakanlığa soru önergesi vermişti. SGP (Staatkundig Gereformeerde Partij) belediye meclisi üyesi, görüşleriyle meclisteki konuşmasında tartışmalara yol açtı: “Biz herkese ibadet mekânı hakkı veririz. Ama İslam dini İsa’nın Tanrının çocuğu olduğuna inanmıyor. O yüzden caminin yapılmasına karşıyız” dedi. VVD’nin de desteğini çekmesiyle oylamanın kaderini CU (Christen Unie) belirleyecek. CU’nun cami yapımına aslında karşı olduğu ancak yapılacak iki okulu desteklediği bildirildi. CU oylamadan bir gün önce kararını açıklayacak.
latılabilir: Yirminci yüzyılın yetiştirdiği Bosna mücadelesinin sembol ismi Aliya İzzet Begoviç lise yıllarında Müslüman Gençler Kulübü’nü kurar. 24 yaşında hapisaneye girer. 45 yaşında yazdığı İslam Manifestosu adlı kitabıyla Yugoslav komünist rejiminin tüm şimşeklerini üzerine çeker. Ve Aliya tekrar cezaevine girer. Cezaevinden çıkınca Bosna Hersek’in bağımsızlığı için siyasi mücadeleyi başlatır. Demokratik Eylem Partisi adayı olarak 1990 yılında BosnaHersek’te yapılan seçimlere katılır. Seçimlerden Bosna-Hersek başkanı olarak çıkar. Ve 1992 yılında malum savaş başlar... Şu cümleler ise Aliya’nın entellektüel yanını daha net bir şekilde anlatıyor: “Muhammed İkbal’den Kierkegard’a, Hay bin Yekzan’dan Erich Fromm’a, Aristo’dan Adorno’ya, İmam-ı Gazali’den Fazlurrahman’a… onlarca ismi zihinsel yolculuğunda hapishane arkadaşı edinmiş bir lider hiç kuşkusuz dünyayı ve ukbayı kavrayışında da emsallerinden ayrılacaktır.” Doğu ve Batı düşüncesinin temel taşlarının yan yana zikredildiği bu düşünce dünyası hiç şüphesiz küresel bir vizyonu da beraberinde getirmektedir. Aliya İzzetbegoviç’in ‘Doğu ve Batı Arasında İslâm’ adlı eserinde karşımıza ‘Maneviyatçı, maddiyatçı ve İslâmî’ bir dünya görüşü çıkmaktadır. Yani ‘şuur, tabiat ve insan’. İnsanlık tarihi sürecinde ortaya çıkan ideoloji, felsefe ve düşünce sistemleri bu üç temel dünya görüşünün birine dayanır. “Bunların birincisine göre, yegâne veya esas varlık ruhtur, ikincisine göre maddedir. Üçüncüsüne gelince, o ruh ve maddenin bir arada varoluşundan ortaya çıkmaktadır. Çünkü, yalnızca madde olsaydı,
materyalizm tek tutarlı felsefe; maneviyat ise tamamen mânâsız bir tutum olurdu. Diğer yandan eğer ruh varsa, o zaman insan da vardır ve maneviyat ile ahlâk olmadan insan hayatı mânâsızdır. En yüksek şekli insanda sergileyen ruh-madde birliği prensibinin adı ise İslâm’dır.” Bosna İslam anlayışı ya da ekolünün günümüzde yaşayan bir ismi de eski Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanı Dr. Mustafa Çeriç’tir. Çeriç’e, dünya barışına yaptığı katkı ve hoşgörü kültürünün yayılması yönündeki gayretlerinden dolayı 2003 yılında UNESCO’dan Barış Ödülü verildi. Çeriç Bosna İslam öğretisinin püf noktasını şöyle anlatıyor: ‘Bizim mezhebimize (Hanefiliğe) göre dinde değiştirilemeyecek bazı şeyler vardır. Ama bunlar farklılaşabilir, çeşitli hallere bürünebilir. Bunu su gibi düşünün. Suyu sadece su olarak da kullanabilirsiniz ya da H2O’yu muhafaza ederek onu buz haline de getirebilirsiniz, gaz haline de. Din de böyledir aslında. Bir formülü vardır, ama halleri ortama ve koşullara göre değişebilir. İmam el-Matüridi’ye göre (10. yüzyılda Semerkand’da yaşamış önemli düşünürlerden biri) nakil yanında akla da büyük önem vermiş ve hepimizin önünü açmıştır. Biz şimdi daha iyi anlıyoruz ki İslam alemi dogmaların alanını genişletip aklın önünü kestiğinde gerilemiş, bunun aksi olduğunda ise ilerlemiştir. Tarih bize bunu defalarca kafamıza vura vura öğretti.’ Evet, Bosna entellektüellerini temsilen, Bosna ya da Avrupa İslam anlayışını en güzel şekilde temsil eden ‘Kral Bilge’ Aliya İzzetbegoviç ve günümüzün inanmış aydını Mustafa Çeriç’in Avrupalı Müslümanlar tarafından yeniden keşfedilmesi, anlaşılması, anlatılması ve aktarılması kaçınılmaz oluyor. Bu anlayış yani Bosna İslam anlayışı ya da ekolu 500 yıllık bir tecrübedir. Özellikle Almanya’nın başını çektiği EuroIslam, yani Avrupa İslamı söylemlerinin tabiiki Bosna İslam anlayışı ile alakası yoktur. Bosna tecrübesi yani 500 yıllık Avrupa İslamı, Avrupalı Müslüman sorumlu bireyler tarafından yeniden gündeme getirilmeli, yeniden incelenmelidir.
Dikkat: bu peyniri yemeyin Hollanda Gıda İdaresi (Voedsel- en warenautoriteit), Raquefort isimli Fransız peynirindeki tehlikelerle ilgili uyarıda bulundu. Bu peynir çeşitli süpermarketlerde satılmıştı. Gıda İdaresi peyniri yememenizi ve çöpe atmanızı tavsiye etti. Çiğ sütten yapılmış peynirde escherichia coli isimli bakterinin bulunduğu bildirildi. Bakteri, bir hafta içinde ciddi gıda zehirlenmelerine yol açıyor. Bu peyniri
yediğiniz hafta mide ve bağırsak enfeksiyonu, ishal ve yüksek ateş gibi belirtiler varsa doktora gitmeniz tavsiye edildi. Belçika’da bu peynirin marketlerden toplatıldığı ancak Hollanda’da bunun neden yapılmadığı sorgulanıyor. Peynir hakkındaki bilgiler şöyle: Adı: Roquefort Bar kodu: EE1632 İdentificatie: FR 120203 022CE Son kullanma tarihi: 8 Mayıs 2015
Hollanda'da at eti skandalı
Oss şehrindeki et tüccarı Willy Selten, ortaya çıkan at eti skandalı için belgede sahtecilik suçundan hakim karşısına çıktı. Selten olayı ‘kaza’ olarak nitelendirdi. At etinin toplam et ticaretinin %1’den az olduğundan dolayı yan-
lışlıkla dana etine karıştığını söyleyen Selten, “Belki biraz da dikkatsiz davrandık” dedi. Olayın idari bir hatadan kaynaklanmış olabileceğini söyleyen tüccar, “At ayrı bir şekilde asılıp, eti kemiğinden ayrılıyor ve götürülüyordu” dedi. Dondurucuda at etinin üstüne dana etiketi yapıştırıldığını kendisinin farketmediğini söyleyerek olayın yanlışlık olduğunu iddia eden Selten, serbest bırakılacağını umduğunu söyledi. Mahkeme ise Selten'i iki yıl hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme karıştırılan etlerin yanlışlıkla değil, kasten karıştırılıldığına knaat getirdi. Avrupa çapında
2012 yılında Avrupa çapında at eti skandalı ortaya çıkmıştı. Mahkeme sırasında Hollanda Gıda Otoritesine (Nederlandse Voedsel en WarenautoriteitNWA) skandalın ortaya çıkmadan önce ihbar yapıldığı ortaya çıktı. ihbarın, kendisine at eti gönderilen Oss’taki bir snackbar tarafından yapıldığı bildirildi. Savcılık, Selten’in dana etinden ucuz olan 360.000 kilogram at etini kasten sattığını düşünüyor. Mahkemenin Salı günü kararını vermesi bekleniyor. At eti nasıl ayırt edilir? At etinin rengi çok daha koyu kırmızıdır. Dışarıda 3- 5 saat bırakırsanız rengi siyaha kadar koyulaşır. Yağı sarıdır. Lifler çok daha belirgindir. Kokusu hafif aromatiktir. Tatlımsı bir tadı vardır.
13
HABER
NİSAN / APRIL 2015
HANGI SOYKIRIMDAN BAHSEDIYORSUNUZ? Ama Batılı ülkelerin Türkiye üzerindeki hesapları yüzünden Ermenistan’a “git kendi yalanlarının içinde boğul” diyemiyorlar. Türkiye’nin, arşivlerin açılması, uzmanlarca araştırılması için yıllardır çağrıda bulunmasına rağmen, Ermenistan bu çağrıya kulak tıkıyor ve Fransa, İngiltere, Amerika gibi ülkelerde oluşturduğu güçlü lobisine dayanarak, Türkiye’yi bu tuzağın içerisine çekmeye çalışıyor.
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın. (Aliya İzzetbegoviç) HANGI SOYKIRIMDAN BAHSEDIYORSUNUZ? Ermenistan’ın her yıl temcit pilavı gibi 24 Nisan’da Türkiye’nin önüne sürdüğü sözde soykırımın 100’üncü yılı münasebetiyle, ilgililer tarafından hummalı ve sinsi bir çalışma sürdürülüyor. Ermeniler, yaşadıkları ülkelerde yürüttükleri lobi faaliyetiyle bunun bir soykırım olduğunu dünya kamuoyuna duyurmaya, deklare etmeye hazırlanıyorlar. Ben, içerisinde yaşadığım ülkeye ihanet edersem, düşmanlarla işbirliği yapıp ülke insanını arkadan vurursam; ölmeyi de, sürülmeyi de, zindana atılmayı da hak etmiş olurum. Ve bundan dolayı da merhamet dilenmem, ‘beni vurdular, zindana koydular, tehcir ettiler’ diye de yaygara koparmam… Bu davranış pek doğru olmaz, yakışık almaz… Ermenistan’ın da yaptığı bundan gayrısı değildir. Ermenistan’ın, Asala Terör Örgütü vasıtasıyla Türkiye’nin toprak bütünlüğüne karşı başlattığı ve 50’ye yakın diplomatın öldürülüşüyle son bulan eylemlere, yine aynı amaç doğrultusunda hareket eden, rengi da aynı olan PKK adlı örgüt sahiplenmiştir. Bu yakılan fitne ateşi 30 yılı aşkındır yanmakta olup, kardeşi kardeşe düşürmüş, on binlerce fidan kökünden kurutulmuştur. Bunlar nasıl göz ardı edilir, nasıl unutulur? Türkiye’nin bu konudaki ilkeli ve kararlı duruşu dünya kamuoyunun gözünden kaçmıyor. Ama Batılı ülkelerin Türkiye üzerindeki hesap-
zeynelabidin.kilic@haber.nl
ları yüzünden Ermenistan’a “git kendi yalanlarının içinde boğul” diyemiyorlar. Türkiye’nin, arşivlerin açılması, uzmanlarca araştırılması için yıllardır çağrıda bulunmasına rağmen, Ermenistan bu çağrıya kulak tıkıyor ve Fransa, İngiltere, Amerika gibi ülkelerde oluşturduğu güçlü lobisine dayanarak, Türkiye’yi bu tuzağın içerisine çekmeye çalışıyor. Türkiye, dış politikasında daha akıllı, daha ilkeli bir yol izleseydi bugün bunlar yaşanmıyor olacaktı.
“BIZ ONLARIN KIM OLDUĞUNU BILIYORUZ” Yaşlı bir adama sokakta yürürken bir bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış. Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı adam huzursuzlanmış; “acelesi olduğunu, röntgen istemediğini” söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. “Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum” demiş. Hemşire “Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz” deyince; Yaşlı adam üzgün bir ifade ile: “Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor” demiş. Hemşireler hayretle: “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sormuşlar. Adam cevaplamış:
“Ama ben onun kim olduğunu biliyorum” Kıssanın hissesi: Ermenistan bizim kim olduğumuzu unutmuş, bilmiyor olabilir amma, biz hem onun hem de bizim kim olduğumuzu çok iyi biliyoruz... Daha dün, Asala’dan, Hocalı Katliamından biliyoruz... Soykırım, Soy’a çekimdir biraz… Bence siz soyunuzu hesaba çekin… ŞANLI DIRENIŞIN ADI... BOSNA-HERSEK Hadi 100 yıl uzak bir mesafe; şuradan 20 yıl öncesine, Bosna’ya gidelim... Bütün dünyanın gözü önünde kıyılan Bosna halkının durumunu hangi isimle anacaksınız? Biz bu yüzyılda soykırımlar gördük, ama o asla, Ermenistan’ın iddia ettiği gibi bir soykırım değil... Bosna’da, Filistin’de yaşandı bu kıyımlar... Dün de yaşandı, bugün de yaşanıyor. 19. yüzyıl sonlarında, Osmanlı hâkimiyetinin o bölgede sona ermesinin ardından Avusturya, Bosna’yı işgal etmiş ve bölgenin sahip olduğu medeniyetten zorla koparılmasının kapısını aralamıştı. Boşnaklar için tarihin en büyük kırılması o günlerde yaşanmıştı. Bir milletin kimliğinin zorla değiştirilmesi, hayat membaı olan medeniyetinden uzaklaştırılması bile tek başına bir soykırımdır. Batılı pek çok ülke gittikleri, işgal ettikleri bütün ülkelerde bunu yapmaya çalıştılar. Pek çok ülkede başarılı oldular; günümüzde yaşanan sorunların temelini de, ülke halklarının o medeniyetten koparılmaları ve kimliklerinin zorla değiştirilmesi oluşturuyor. Bugün, Suudilerin başını çektiği ve 9 İslam ülkesinin bir olup da Yemen’in başından bomba yağdırmasını da, işgalci Batılı devletlerin o
Avrupa'nın ilk ve tek Türk Aküpünktürü
Çağımızın şifası HACAMAT
Hommelseweg 29 · 6821 LA Arnhem +31 26 880 01 02 · www.sifaacupunctuur.nl
MİGREN'de an %100'e var nı tedavi imka
Saliha Atasever-Akkurt
ülkelerde yaktıkları fitne ateşi ekseninde değerlendirmek gerek. Osmanlı ise, çağrıldığı yerlerde insanların diline, tarihine ve inanca asla dokunmadı; hatta onların yaşaması, yaşatılması için bütün imkânları seferber etti. Savunmasız insanları, çocukları, yaşlıları, kadınları, hayvanları bile katleden Sırp canilerinin en alçakça eylemi de, kadın ve kızlara yaptıkları tecavüz idi. Tecavüze uğrayan kadınların, “Bizi öldürün, bizim bu utançla yaşamamıza müsaade etmeyin” diye Türk askerlerine yakarış ve çığlıkları hâlâ kulaklarımızda. Boşnaklar, özellikle II. Dünya Savaşında sonra büyük katliamlar yaşadı, ancak verdiği ulusal bağımsızlık mücadelesinden asla vazgeçmedi. Verilen bu özgürlük mücadelesinde, Aliya İzzetbegoviç unsurunu görmezden gelemeyiz ve onu anmadan da Boşnak halkının verdiği o şanlı direniş pek anlaşılmaz. Büyük inkılâplar önde gidenlerin mührünü taşır hep ve cemiyetlerin tarihini kahramanlar yazarlar... İşte Aliya, toplumun medeniyet değerlerini bilen ve o gücü ön plana alarak Boşnak halkını örgütleyen; tarih yazan kahramanlardan sadece biriydi. Ve o, kendi medeniyeti ile Batı medeniyetini şu şekilde mukayese ediyordu: “Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına” Bosna-Hersek’in haklı davasını dünyaya kabul ettiren, savaştan zaferle çıkmasını sağlayan, Bilge Kral Aliya’yı ve o kirli savaşta hayatını kaybeden on binleri, soykırımın sene-i devriyesinde rahmetle anıyor, başta BM olmak üzere, Hollanda’yı, Fransa’yı, Yunanistan ve diğerlerini, o günlerde canilere verdikleri destekten dolayı nefretle kınıyorum. Biz, Bosna halkının verdiği o ulusal kurtuluş mücadelesini ve Batılı canilerin vahşetini asla unutmayacağız.
Tüm sigorta şirketleri ile çalışıyoruz Bitkisel ilaçlarla tedavi Hacamat (kupa) tedavisi Tıbbi masaj İğne ile tedavi Hommelseweg 29 6821 LA Arnhem Tel: 0655 - 16 19 05 Tel: 026 - 880 01 02 www.sifaacupunctuur.nl info@sifaacupunctuur.nl
Tedavi edilen hastalıklar Sigara, alkol ve ilaç bağmlılığı Romatizmal hastalıklar Solunum yolu hastalıkları Kısırlık, Kusma tedavisi Adet düzensizliği, Menopoz Guatr, Şeker hastalığı Migren, baş ağrıları, kas ağrıları
Stres, Depresyon, Panik atak Uyku bozuklukları Kalp damar hastalıkları Sedef, Allerjik, Egzama Kronik yorgunluk, Aşırı terleme Selülit, Şişmanlık, El ayak yanmaları Daha yüzlerce hastalık tedavisi
HABER
14
Rotterdam başörtüsüne ayrımcılıkta önde gidiyor NİSAN / APRIL 2015
ROTTERDAM’DA BAŞÖRTÜLÜ BIR KADIN GÜN ORTASINDA SALDIRIYA UĞRADI
Rotterdam ve çevresindeki ayrımcılığı kaydeden Radar isimli kuruluşun bilgilerine göre geçtiğimiz yıl ayrımcılıkla ilgili başvurular ikiye katladı. En çok ayrımcılığa uğrayan grupların müslümanlar ve yabancılar olduğu belirtildi. Geçtiğimiz yıl ayrımcılıkla ilgili başvuru sayısı 1202’ye ulaştı. Wilders tarafından geçtiğimiz yıl yapılan “daha az, daha az” çağrısı üzerine ayrımcılığa uğradıklarını
belirtenlerin sayısı artarken, daha önceki yıllarda da bu sayının sürekli artış gösterdiği görüldü. Araştırmacı Gregor Walz’a göre, müslümanlar inançlarından dolayı ayrımcılığa daha çok uğruyorlar. Bunlar arasından en büyük grubu başörtü takan kadınlar oluşturuyor. Müslümanlara karşı olan şiddetin de, 2004 yılında zirveye ulaşmasından sonra, artmaya devam ettiği belirtildi.
Arabasıyla kırmızı ışıkta beklerken yaşlıca bir adam arabanın penceresine tıkladı. Ne olduğunu sormak için penceresini açan kadın birden bire neye uğradığını şaşırdı. Adam “kankermoslim” diyerek küfretmeye, kadına vurmaya ve boğazını sıkmaya başladı, başörtüsünü çekiştirdi. Saldırganın arabasında bulunan kadın yolcusu da gülerek olayı izledi. Saldırgan daha sonra aracına binerek ordan uzaklaştı. downloadŞok içinde neye uğradığını şaşıran kadına yardıma koşan çevredekiler saldırganın plakasını not ettiler. Saldırıya uğrayan başörtülü kadın, akrabası ile polise suç duyurusunda bulunmaya gidince ikinci şokunu yaşadı. Polis şu anda suç duyurusu yapmanın mümkün olmadığını söyleyip 5 gün sonra pazar günü geri gelmesini söyledi. Saldırıya uğrayan kadının gün boyunca istifra ettiği bildirildi. Doktor, kadının beyin sarsıntısı geçirdiğini ve vücudunda morluklar olduğunu belirtti.
TÜRK DANIŞMA VE EĞİTİM VAKFI SON NOKTAYI KOYDU
Bekir Cebeci
Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkanı Bekir Cebeci’nin Türkiye’ye geri dönme kararı alması üzerine 20 yıldır Hollanda’da sürdürdüğü sosyal çalışmalara son veriyor. Rotterdam Meram Restaurant'ta yapılan yemekli veda toplantısında Siot İkinci Başkanı Drs. Harm Puite yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Biz, Bekir Cebeci ile 25 yıl önce Hollanda Yetişkinler Eğitimi Genel Merkezinde eğtim koordinatörü olarak çalışırken tanıştık. Siot’u birlikte kurduk. Amacımız Hollanda’daki Türk toplumuna başta eğitim olmak
üzere çeşitli alanlarda hizmet etmekti. Başkanımız Bekir Cebeci’nin Türkiye’ye dönme kararı alması bizleri derinden etkiledi. Çünkü Bekir Cebeci, Siot vakfının kalbidir. Nasıl ki bir insanın kalbi durunca hayat durur, Bekir Cebeci de gidince Siot çalışmaları durur. Onun için Siot vakfımızı kapatma kararı aldık. Bundan sonraki hayatında Bekir Cebeci’ye başarılar dileriz.” Siot Başkanı Bekir Cebeci ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “SİOT Vakfının kurarken önümüze 3 E hedefini koymuştuk. Bunlar EĞİTİM, EMANSİ-
PASYON (özgürlük ve eşit haklar) ve EKONOMİ. Bu hedeflere hizmet etmek için çeşitli projeler geliştirdik ve kitaplar yazdık. Türk STK’larıyla yaptığımız ortak toplantılarda toplam 20 bine yakın kitaplarımızı katılımcılara bedava dağıttık. Siot Vakfı olarak Hollanda Anayasasını Türkçe’ye tercüme edip Türkçe ve Hollandaca kitap olarak yayımladık ve herkese bedava takdim ettik. Hollanda eğitimi ile ilgili olarak Eğitim Rehberi, Terbiye ve Tahsil kitaplarını halkımızın hizmetine ücretsiz sunduk. Hollanda’da çifte vatandaşlık hakkının kazanılmasından kullanılmasına kadar bütün safhalarda görev aldık. Ve vatandaşlırımızın büyük çoğunluğunun çifte vatandaş olmasını sağladık. Türk İslam Kültür Dernekleri (TİKF) Başkanı Arif Yakışır da yaptığı konuşmada başta Bekir Cebeci olmak üzere Siot vakfına yaptığı eğitim çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
TILBURG’DA BIR GENÇ KIZ BAŞÖRTÜSÜNDEN DOLAYI IŞE ALINMADI
T
ilburg’ta 20 yaşındaki Saloua Elhajou, GroenRijk isimli bahçe ve çiçek ürünleri satıcısı tarafından başörtülü olduğu gerekçesiyle işe alınmadı. GroenRijk’in sahibi Wim van Noort olayı dogrularayark şunları söyledi: “Bu bizim şirket kültürümüze uymuyor. Biz bunu istemiyoruz ve bunda kararımız kesin.” Saloua Elhajou ise “iş yeri sahibine, başörtüsünü arkaya bağlayarak ve yeşil başörtü kullanarak çalışmayı kabul edebilirim dedim. Ama bana başörtüsüz çalışırsam konuşmaya
gelebileceğimi söylediler. Ne duyduğuma inanamadım” dedi. GroenRijk adlı mağazalar zinciri Tilburg’daki şubesinde yaşanan başörtüsü olayından sonra bir açıklama yaptı. Açıklamada bütün şubeler için geçerli bir kılık kıyafet düzenlemesine gidileceğini ve bu düzenlemede başörtülülere de yer olacağını bildirdi. Tilburg’ta 20 yaşındaki Saloua Elhajou iş başvurusunda bulunmuş ancak başörtülü olduğu için GroenRijk tarafından reddedilmişti. İnternette yoğun tepki üzerine GroenRijk bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı. GroenRijk Tilburg şubesinin genç kızdan özür dilediği ve konuşmaya davet ettiği açıklandı. Tilburg’da bazı partiler de bu olay üzerine belediye meclisinde soru önergesi verdiler. Belediye yönetimine ayrımcılığa engel olmaları ve işyeri sahibine karşı önlem alınıp alınamayacağını sordular. Farklı kültürel gelenekten gelen gençlerin iş pazarında eşit şekilde yer edinmeleri konusunda belediye yönetiminin ne yapacağını sordular.
ADVERTORİAL
İş yasasındaki değişiklikler ve işverenlere özel öneriler Ayrılan Ortak Yükümlü mü? Ortağınızla birlikte bir firmanız var (vof). Ortağınız bir gün size ortalıktan ayrılacağını haber veriyor. Peki, müşterilerinizle veya başkalarıyla firma adına yaptığınız anlaşmalarınızdan sadece siz mi sorumlusunuz? Kısa bir zaman önce ’s-Hertogenbosch mahkemesi bu sorunun cevabini verdi. Mahkeme bir (vof )şirketin bir ortağı ortalıktan ayrıldıktan sonra firma altında, ortaklık zamanda yapılan süreli sözleşmeler için, sorumlu olduğuna karar verdi1. Bu davada şahıs X ve Y bir ortaklık (vof) oluşturmuşlardır. Vof bir online alışveriş sitesi işletilmektedir. Vof 20 Ocak 2009 tarihinde Tweakers Price Watch ile bir reklam sözleşmesi yapar. Tweakers Price Watch bu Vof adına reklam
1 Hof ’s-Hertogenbosch 16 september 2014 ECLI:NL:GHSHE:2014:3642
verir.1 Ağustos 2009 tarihinde şahıs Y ortaklıktan ayrılır. Şahıs X bu firmayı sürdürmeye devam eder. Ticaret odasına bu değişiklikler bildirir. VNU şirketinin gönderdiği Ocak 2010- Eylül 2010 dönemini ait reklam faturaları ödenmemiştir. Mahkeme ayrılan ortağında bu faturaları ödeme yükümlülüğü olduğuna karar verdi. Çünkü bu sözleşme, şahıs Y ortaklıktan ayrılmadan önce yapılan bir süreli sözleşme. Şahıs Y, VNU şirketine ortaklıktan ayrıldığındı haber vermesi gerekirdi. Şahıs Y ortaklıktan ayrılmadan önce VNU şirketi müşterek olarak şahıs X ve Y den ödenmeyen faturaları talep edebilirdi. Bir haber verilmediği için VNU bu değişiklikten haberdar değil ve mağdur. Değişiklik Ticaret Odasında kayıtlı olsa bile değişmiyor. VNU şirketi sürekli Ticaret Odasının kayıtlarını kontrol etmekle yükümlü değil. Bu davadan çıkarılacak
Mr. Hilal Demir-Paksoy Juriste / Hukukçu
Mr. Hilal Demir-Paksoy ders şöyledir, bir ortaklık bozulduğu takdirde, kâğıt üzerinde belirgin olarak anlaşmalar yapılması gerekir. Yukarıda anlatılan durumdaki gibi, ortaklığı devam ettiren bir şahıs var ise, diğer sözleşme tarafları bu değişlikten haberdar edilmesi gerekir veya sözleşmeler yenilenmesi gerekir. Bir ortak firma kurmadan önce ve sonlandırdığınız takdirde kâğıt üzerinde sözleşme yaptırın, böylece sürpriz faturalar ile karşılaşmazsınız. mr. Hilal Paksoy-Demir
J.L. van Rijweg 72 2713 JA Zoetermeer Tel:+31(0) 79 34 31 432 Fax: +31(0) 34 27 101 Mob: +31(0) 681 32 06 38 hpaksoy@legalaccount.nl www.legalaccount.nl
15
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Hollanda Diyanet Başkanı Alparslan Türkeş
Ünver Hollanda'ya veda etti TC. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver’e veda programları düzenlendi, programlarda duygusal anlar yaşandı.
T.C. Lahey Din İşleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver geçtiğimiz günlerde Rotterdam ve Deventer'da düzenlenen
veda proğramlarıyla Hollanda Türklerinden helallik diledi ve veda etti. HDV Rotterdam Laleli ve Deventer Merkez Camii'nde düzenlenen veda merasim-
lerine TC. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, TC. Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Malkoç, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar, din görevlileri, HDV şube yöneticileri, cami temsilcileri, bazı STK başkanları ile vatandaşlar katıldı. Prof. Dr. Mustafa Ünver yaptığı veda konuşmasında, görev yaptığı süre boyunca kendisine destek olan tüm çalışanlara, cemiyet başkanlarına ve tüm din görevlilerine teşekkür etti ve haklarını helal etmelerini istedi. Kendisinin herkese hakkını helal ettiğini söyleyen Ünver şöyle konuştu: “2011 yılının Aralık ayında göreve başladım. Bugün elhamdülillah, çok güçlü bir Hollanda Diyanet Vakfı bırakmanın huzurunu yaşıyorum. Bu başarı benim değil, ekibimizin başarısıdır. Nerede barışa, insanlığa hizmet varsa biz orada olmalıyız, şuur ve anlayışıyla hareket ettik. Çok şükür tek kuruş banka kredisi kullanmadan birçok camimizin, kültür merkezimizin inşaatlarını tamamladık. Allaha şükürler olsun tek kuruş bile olsun bankaya el uzatmadan yaptığımız hizmetler. HDV, Hollanda Türk toplumu için bir kazanç, gururlandıran bir kurum. O yüzden şanına yakışır olması lazım idi. Şayet bilmeyerek kırdığımız, üzdüğümüz kardeşlerimiz varsa, haklarını helal etsinler, bizde hakkımızı helal ediyoruz. Dualarda buluşalım inşallah.” Rotterdam ve Deventer’de yapılan konuşmalar ve hediyeleşme sonrası, tüm katılımcılar, övgülerle bahsettikleri ve hizmetlerini hiç bir zaman unutmayacakları Prof. Ünver ile tek tek vedalaştılar.
vefatının 18. yılında dualarla anıldı
MHP'nin kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş vefatının 18. yıl dönümünde Hollanda Türk Federasyon'nun, Arnhem Hoca Ahmed Yesevi Türkiyem Camii Konferans Salonu'nda düzenlediği bir programla anıldı. Anma programına Hollanda’daki Ülkücüler yoğun ilği gösterdi. Arnhem Hoca Ahmed Yesevi Başkanı İbrahim Günay yaptığı konuşmada Alparslan Türkeş’in Türk gençliğine bakışını ve verdiği önemden bahsetti. Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik yaptığı konuşmasında "Avrupa Türklüğü Dünya Türklüğü'nün bir parçasıdır ve bunu en iyi görenlerden birisi de merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'tir. 18 yıl geçmesine rağmen
Başbuğ halen kitleler tarafından anılmaktadır. Bu sadakat başka hiç kimseler için gösterilmemektedir. Türkeş demek, Türk tarihinin bir bütün olarak ele almak demektir. Yaşamış olduğumuz toplumda huzur ve barış için mücadele etmek demektir. Ruh kökünden kopmadan herkes ile kucaklaşmak demektir. Başbuğ bizlere cehalet ile mücadele etmeyi öğretmiştir ve bu cehalet çok sayıda maskeler kullanıp karşımıza çıkmaktadır. Onun bırakmış olduğu emanetler her daim yaşatılacaktır." ifadelerini kullandı. Kuran-ı Kerim ve dualar ile devam eden anma programı, Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Hoca Ahmed Yesevi Teşkilatı'nın ikramı ile son buldu.
Almanya savaş alanına döndü
“Gizli servis AİVD, düşen uçakla ilgili belgeleri gizliyor”
G
eçen yaz düşen MH17 numaralı uçakla ilgili araştırma ile ilgili şüpheler artıyor. NOS’un verdiği habere göre AİVD (gizli servis) bilgi ve belgeleri polis ve savcılığa vermeyerek araştırmayı engelliyor. Araştırmayı yapan ilgililer, politikacıların ve AİVD’nin olayın sorumlularının bulunup cezalandırılmasını istemediklerini düşündüklerini söylediler.
“Savcılık ve polisin bilgiye ihtiyacı var. Ancak AİVD kanunları bahane ederek bilgi vermekten kaçınıyor. Araştırmayı yürüten çalışma grubu politikacıların samimiyetini sorguluyorlar. Gerçekten suçluların bulunup cezalandırılmasını istiyor mu politikacılar?” AİVD yayınladığı bir yazı ile iddiaları yalanlayarak savcılık, emniyet ve AİVD arasında uyumlu bir çalışma olduğunu söyledi.
A
lmanya’nın Frankfurt kentinde Avrupa Merkez Bankası’nın yeni binasının açılışı sırasında yapılan gösteriler sırasında çatışma çıktı. Polisle çatışmaya giren göstericiler arasından 350 kişi tutuklandı. Göstericiler bütün Avrupa’yı etkileyen fakirleştirme politikalarına karşı çıkıyorlar. Bu politikaları
desteklemekten sorumlu tuttukları Avrupa Merkez Bankası’nı protesto ediyorlar. Göstericiler polise taşlarla saldırırken köprü ve ana yolları kapatarak arabaları ateşe verdiler. Polis göstericilere karşı tomalarla müdahale etti. Şehrin savaş alanına döndüğü bildiriliyor. Frankfurt'ta Avrupa Mer-
kez Bankası binasının açılışı öncesi kapitalizm karşıtı göstericiler ve polis arasında çıkan çatışmalarda Almanya savaş alanına döndü. Göstericiler, fakirliğe karşı Merkez Bankasını ve Avrupa'nın politikalarını eleştiriyorlar. Eylemler sonrası yapılan protesto yürüyüşüne 17.000 kişinin katıldığı bildirildi.
Canlı şahitler Leiden'de yaşayan Türkler'in tarihini yazıyorlar
'G
elecek çok daha güzel olacak.' Leidenli Türkler ve Hollandalılar olarak, Türk toplumunun buradaki elli yıllık geçmişine göz gezdirdikleri kitabın başlığı işte bu. Kitapta ilk gelenlerin hikayelerini kendilerinden anlatımlarından okuyabilirsiniz. Bu göç serüveni sonucunda şehre yerleşenlerin bu yeni şehirle ilgili umutlarına vurgu var bazı hikayelerde, ya da içinde kendi endişe ve sorunlarını barındıran bugüne bakış açılarına da işaretler. Keşfin bir kısmını da okurlara bırakıyor kitap. Şehir tarihçisi Cor Smit’in kaleme aldığı bölümler bu keşifte yolunuzu aydınlatacak. 23 Nisan günü kitap halka bir programla tanıtılacak. Aart van Bochove kitaba emeği geçen birkaç kişiyle röportaj yaptıktan sonra, ilk örneklerin, kitabın temel taşlarını oluşturan barınma, çalışma ve tarih konularındaki üç temsilciye sunumuna geçilecek. Bu temsilciler, Rijnhart Wonen’in manageri
Güney Vakfı ‘Gelecek çok daha güzel olacak’ bir Güney Vakfı projesidir. Güney Vakfı, ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim ve kişisel gelişim konularında yönlendirme ve danışmanlık şeklinde destek hizmeti vermektedir. Bunun yanısıra vakıf, olanakları kısıtlı olanlara kendilerini geliştirme fırsatı sağlamakta, toplum içindeki farklı gruplar arasında köprü görevi görmektedir. Daha fazla bilgi için www.güney.nl sitesini ziyaret edebilirsiniz. Annemarie Rook, Elsbeth Boer Leiden esnaflar birliği genel sekreteri ve Ariela Netiv Erfgoed Leiden en Omstreken (Leiden ve civarı arşivi) genel müdürü.
Ne zaman ve nerede? Tanıtım, 23 Nisan Perşembe günü Leiden Belediye Binası Halk Salonu’nda yapılıyor. Konuyla ilgiliyseniz saat 15.30’dan itibaren salona giriş yapabilirsiniz.
HABER
16
MART / MAART 2015
“Belki 50 yıl sonra Müslüman-Türk asıllı bir başbakanımız olacaktır”
RÖPORTAJ: ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
Ayhan Tonca Söyleşi serimize bu sayıda, Sevgili Ayhan Tonca ile yaptığımız keyifli sohbetle devam ediyoruz. Herkesin bu ülkeye ve bu topluma katkı sunduğuna inanıyoruz. Ancak bazıları, ailesini bile ihmal ederek bu katkıyı zirvelere taşımaktan geri durmuyorlar. İşte onlardan biri Ayhan Tonca. Gençlik döneminde başladığı bu maratonu hâlen sürdürmekte. Hollandalı Türk toplumunun kurmuş olduğu hemen hemen bütün ortak oluşumlarda onun adına rastlıyoruz. HTİKDF, Belediye Meclis Üyeliği, IOT, CMO, İbn-i Haldun, gibi kuruluşlarda en üst düzeyde görev alan Tonca, verdiği hizmetin bir gün karşılık bulacağına inanıyor. Samimi, hizmet sevdalısı, ehliyetli, idealist, münevver bir insanla hoş bir muhabbet gerçekleştirdik. Onun anlatacağı çok şey vardı, biz sizinle ancak bu kadarını paylaşabiliyoruz. ff Ayhan Tonca kimdir?
5 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak 1964 yılında Karaman’da dünyaya gelmişim. 1970 yılında aile birleşimi çerçevesinde Hollanda’ya göç ettik. Üniversiteye kadar olan tahsil hayatımı Hollanda’da tamamladım. HTİKDF, IOT, CMO gibi çatı kuruluşlarında başkanlık görevlerinde bulundum. İbn-i Haldun İslam Ortaokulunda müdürlük ve Yönetim Kurul Başkanlığı yaptım. Uzun bir dönem siyasetin içerisinde bulundum. Şimdilerde, Zwolle’da Hilâl adlı İslam İlkokulunda müdür olarak görev yapıyorum. Evli ve iki kız çocuğu babasıyım. ff Ailenizin Hollanda’ya göç serüveni nasıl ve ne zaman başlamış?
Babam asker dönüşü Karaman şehir merkezine bir terzi dükkânı açar. 1964 yılında Karaman’da şehir merkezinde bir yangın çıkar ve babamın terzi dükkânı da olmak üzere pek çok işyeri yanar. O zamanlar Avrupa’ya göçün başladığı yıllar. İş ve İşçi Bulma Kurumu Avrupa’ya gitmek istedikleri durumda işyerleri yananlara öncelik tanır ve bu amaçla kaydolurlar. Müracaatları kabul olur ve düşerler Hollanda’nın yoluna. Ben henüz bir haftalıkken babam Apeldoorn’a gelir. Klasik göçmen hikâyesi… Birkaç yıl derken, aradan 6 yıl geçer ve hâlen dönemez. Annem bu noktada tavrını kor ve ‘ya gitmeyeceksin ya da bizleri de götüreceksin’ der. Babam da 1970 yılında annem ve rahmetli kardeşimle birlikte bizi yanına aldırdı. 6 yaşındaydık ve ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite tahsilimi
burada yaptım. O zamanlar sınıfta tek Türk biziz. Bizi şaşkınlıkla izliyorlar. Türkiye, Türkler ve Müslümanlar hakkında bilgi edinmek için bizi dinlemeye çalışıyorlar. Aslında sonradan yapacağımız çalışmalara o günkü vazifemiz âdeta bir zemin hazırlamış. Bir köprü vazifesi gibi işlevimiz vardı; bizim insanımızla Hollandalılar arasında. ff Üniversite’de hangi bölümden mezun oldunuz?
Utrecht Üniversitesi’nde iki yıl astronomi/uzay bilimleri okudum. Yıldızlara bakmayı severdim, ama Hollanda’da yıldız görünmediği için bizim bu alana yoğunlaşmamızın bir lüzumu da yoktur diyerek, yönümüzü, Türkçe-Arapça-Farsça bölümün çevirdik. O bölümden mezun oldum. Aslında akademik bir kariyer istiyordum. 2002 yılında okulu bitirdim ve Ortadoğu Dilleriyle ilgili tez hazırlamak istiyordum. Bunu da zamanın ilgili kişisine iletmiştim. Ben bir Türk olarak, Türkçemi, kültürümü, tarihimi Hollandalı hocalardan öğrendim. Bunun böyle olmayacağına, bunları çocuklarımıza benim veya bizim vermemiz gerektiğine inandığım için böyle bir karara varmıştım. 2003 yılında askerlik görevi için Türkiye’deyim. Üniversitedeki hocam aramış, araştırma tezimi vermem gerektiğini söylemiş. Ben el yazısıyla 5 sayfalık bir taslak yazıp yolladım. Yolladım diyorum, amma bayağı zorlanarak yolladım. Buraya geldiğimde, doğal olarak benim seçilmediğimi öğrendim. Allah’a sürekli ‘hakkımızda hayırlı ise nasip et’ diye yakarırım. Demek
ki nasip değilmiş. Ardından, Overijssel Eyaletinde proje müdürü olarak çalışmaya başladım. ff İlk STK hizmetiniz nasıl başladı?
Kaldığımız şehri ‘taşra’ olarak nitelerlerdi arkadaşlar. Ben memnundum, havasından, suyundan, doğasından. Apeldoorn Camii Gençlik teşkilatında görev alarak başladık bu yolculuğa. Daha sonra cami yönetimi, ardından federasyon derken arkası geldi. Sevgili İbrahim Görmez abi, 80’li yılların ortalarında bize Federasyonun Gençlik Teşkilatı Başkanlığı görevini verdi. 1988 yılında da, Türkler için danışma Kurulu(IOT) ile tanıştım. Onlar da Gençlik Komisyonu oluşturmak için arayış içerisindeydiler. O yıl, IOT bünyesinde Hollanda’da ülkesel Gençlik Teşkilatını kurduk. Ondan sonra Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanlığı, IOT, CMO, İbn-i Haldun’da müdürlük derken bugünlere geldik. Arkadaşların teveccühü ile bu kurumlarda yöneticilik yaptık. Yöneticilikten ziyade burada yaşayan insanlarımıza dinî, millî, sosyal ve kültürel hizmet sunmanın gayreti içerisinde olduk. Tek gayemiz buydu. İbrahim abi bizim o günkü heyecanımızı, hizmet etme sevdamızı görünce bana aynen şunları söyledi: “Ayhancığım sen bu konuda çok heveslisin, heyecanlısın, Allah hep böyle sürdürsün ancak dikkat et, bu bir bulaşıcı hastalıktır, bu yolda
ff 50 yılı burada bitiren insanlarımızı nasıl bir gelecek bekliyor 50 yılımızı burada doldurduk. Burada doğduk, burada büyüdük. Türkiye ve Hollanda arası ikilemden kurtulmamız gerekiyor. Geri dönemeyeceğimize göre hem bedenen hem de ruhen rahat edebileceğimiz bir yeri seçemediğimiz için sürekli bocalama içerisinde olduk. Bundan dolayı, kendi öz değerlerimizden taviz vermeden bu ülkeyi artık yurt edinmemiz ve kendimize ait bir kimlik edinmemiz gerekir. Her ne kadar yıllardır süren bir ekonomik kriz varsa da, bunun yansımaları olumsuz olsa da, ırkçılık, iş pazarındaki ayrımcılık artsa da yönümüzü bu tarafa çevirmemiz gerekir. Zira bunların gelip geçici olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin de gelişmekte olduğunu gören insanımız orada bir yaşam inşa edebileceğinin planını yapmakta. Göçler sancılı olur. Bunun da sona ereceğine inanıyorum. Biz kendimize yeni bir kimlik belirleyerek buraları yurt edinme gayreti içerisinde olmalıyız. Ecdadımız nereye defnedilmişse biz oraları yurt ve anavatan bellemişiz. Canın ve kanın toprağa karışmadır anavatanı kutsal hâle getiren. Bizler de eğer buraya defnedilme işini başarırsak, burayı yurt edinmeye başlarız. Bizim Türkiye ile olan o güçlü bağımızın kaynağı da o topraklarda yatan annelerimiz, babalarımız ve diğer canlarımızdandır. Bir asır sonra Avrupalı Müslümanlar olarak bizim torunlarımız, “dedelerimiz Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan da Hollanda’ya gelerek buraları yurt edinmişlerdir” diyeceklerdir. Biz şimdiden geleceğe dönük çalışmalar, yatırımlar yaparak onların buralarda kendi kimlik ve öz değerlerine sahip çıkarak yaşayacakları ortamı inşa etmemiz gerek.
devam edersen çocuklarının büyüdüğünü göremeyeceksin” Ben o sözleri hayretle karşılamıştım ama İbrahim abi haklıymış, biz çocuklarımızın büyüdüklerini göremedik. Ama asla pişman değilim. Ailede bizim bu anlamda yolumuz açılmış olmasaydı, bize destek verilmeseydi, biz bunların binde birini dahi yapamazdık. Onlar da bizim bu yolda Allah rızası için olduğumuzu bildikleri için önümüzü hep açtılar. Onların haklarını ödememiz mümkün değil. Bu hakkı onlara teslim etmemiz gerek. ff Bu birikim ve tecrübeleriniz ışığında yeni kuşağa neler tavsiye edersiniz?
İdealist insanların olduğu kadar bir idealimizin ve vizyonumuzun olması gerek. Ben vizyonumuzu belirledim: “Lider olacağız ve 50 yıl sonra bu ülkenin başbakanı Müslüman Tük asıllı biri olacak.” Bu ideali gerçekleştirmek için gerekli çalışmayı yapmalıyız. Her alanda birey ve toplumsal olarak üzerimize ne görev ve sorumluluk düşüyorsa yerine getirmek zorundayız. Herkes için bir ucundan tutarsa ben önümüze koyduğumuz
hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Bunu bize tarihimiz şanlı örnekleriyle gösteriyor. Biz bunu başarabilecek gücü ve inancı taşıyan bir toplumuz. Bu vizyona inanalım yeter. Kolay olmayacak elbette ama olacak… toplumumuzun her bireyi önüne 50 yıl sonrasının hedef ve vizyonunu koyarak “ben 50 yıl sonra bu ülkenin lideriyim” diyebilmelidir. Bu hedef ve vizyon etrafına birleşilirse, adımlar sağlam atılır, başarıya daha çabuk ulaşılır. Ben şimdi 4 yaşındaki çocuğun önüne bu vizyonu bu hedefi korsam, bu ideal ile büyüyen o çocuk 50 yıl sonra bu ülkeye başbakan olacaktır. Bu hedefe koşarken de “Ben” demeyi bırakacağız ve “Biz” diyerek yola çıkacağız. ff Hollanda’nın bu noktada bize karşı tavrı nasıl olur?
Biz bu çalışmaları yürütürken Hollanda bize sürekli “siz çift aidiyetlisi-
17 niz” diye bizi sindirmeye, kenara çekilmeye, durdurmaya, çalışmalarımızı sekteye uğratmaya çalışacaktır. Buna aldırış etmenden yolumuza devam etmeliyiz. Nasıl ki şuan Yahudiler Hollanda toplumunun yüzde yüz bir parçası sayılırken, İsrail hayranlığını dillendiriyor ve orayla olan ilişkilerini sürekli yeniliyorlar ve desteklerini artırarak devam ettiriyorlar ve onlara bu anlamda bir şeyler denmiyorsa, bizlerde aynı şekilde buranın bir parçası olarak Türkiye sevdamızı yüreklerimizde taşıyarak yolumuza devam edebiliriz. Ancak, Türkiye siyasetini güdüp, oranın konjonktürünü burada yaşatmaya çalışırsak, o zaman Hollanda bizi ‘Ankara’nın uzun eli, Türkiye’nin paralel yapısı’ diye suçlayacaktır. ff Siyasetle olan münasebetinizin kesilişi ile son ihraçları bağdaştırmak mümkün mü?
Sözde Ermeni Soykırımını kabul etmediğimiz gerekçesiyle milletvekili olmamız engellenmiş ve ‘Ankara’nın uzun eli’ olarak yaftalamıştık. Oysa benim savunduklarım Ankara’nın değil kendi düşüncelerimdi. Ben olayların nasıl olduğunu bildiğim için öyle bir tavır koymuştum. Selçuk ve Tunahan’la alakalı yaşananlar da aynı şeyler. ‘Kurumların araştırmasına Ankara karşı çıkmış da, Hollanda’daki milletvekilleri de Ankara’nın söylemleriyle hareket ediyormuş da’ gibi ucuz siyaset tartışmalarıyla bu sefer de bu arkadaşlar kurban edildi. Hollanda’ya bunu söyletmeden önümüzdeki 50 yılı tamamlarsak, lider olacağımıza inanıyorum. Bu toplumun ayrılmaz bir parçası olarak bu topluma katkı sunarak, haklarımızı, sorumluluk ve yükümlülüklerimizi bilerek hareket etmeliyiz. O zaman bu toplum sana hak ettiği değeri verecek ve belki de seni lider diye seçecektir. Dinî cemaatlerin dağınıklığı bizim geleceğimizi ne denli etkiliyor? Bu bizim çok büyük bir eksiliğimiz ve aslında o lider konumuna gelebilmemiz için en acil olarak çözülmesi gereken bir sorunumuzdur. Çok acil olarak, saygın, sözü dinlenilir, ciddiye alınan, bilimsel araştırmalar yapabilen, insanları bu alanda eğitebilen dinî bir üst kurum ve enstitümüz olmalıdır. CMO ile
HABER
MART / MAART 2015
ortaklaşa bu alanda bir uğraşımız oldu ama maalesef tamamına erdiremedik. 2006 yılında bütün cemaatler bir araya gelerek, ‘Hollanda’da İslamî eğitim verecek müesseslerimizi kurmalıyız’ diye ortak bir karar aldık ve bir deklarasyon yayımladık. Ancak yürütülemedi. Önce bu müesseseleri ayakta tutacak bilim adamlarının yetişmesi ve o kurumların kendine has bir müfredatı olmalıydı. Bu yapı oluştuktan sonra da, o kişiler o müfredatla hem imam yetiştirecekler hem de gençleri dinî bakımdan donanımlı hâle getireceklerdi. Bu müesseseyi oluşturmuş olsaydık, İslam bugün bu şekilde tartışılmıyor olacaktı. Hatta bu ülkenin bir parçası hâline gelecekti. Bu acilen yapılmalıdır. İslamofobi zirveye tırmanıyor. Hollandalılar, İslam’ı Doğu’dan gelen gerici bir düşünce olarak görüyor. Bu önyargıları bitirmek ancak bu yolla olur ve bu müessesenin de da biran önce kurulması için çaba sarf etmeliyiz. Batı’da bu ilim müesseselerini oluşturmamız lazım. ff Ayrı bir siyasî oluşumla mı, yoksa kendi partimizi kurarak mı siyasî arenada yer almalıyız? Nasıl bir formül düşünürsünüz?
1980 yılından beri insanlarımız Hollanda’daki siyasî partilerle ilişki içerisindeler. Bizim orada oluşumuz, bu partilerin bütün söylemlerini kabul ettiğimiz anlamına gelmez. İnsanlarımıza hizmet etme alanlarından biridir siyaset, bir çoğumuz da hizmet için bu yolu seçmişizdir. Herkesi bir parti altında toplamak mümkün değil. Her düşünceden insanımız var. Türkiye’de sağcı bir partinin üyesi olan burada sol bir hareketi destekleyebiliyor. Bu geçiş döneminde azınlıkların kurdukları partiye de ihtiyaç var. SGP gibi mesela. Parlamentoda iki sandalyesi var, iktidar olma gibi bir iddiası yok ancak, kendi öz kimliğini, dinî ve dünya görüşlerini açıkça ifade etmesi onların en büyük kazancıdır. Mevcut partiler içerisinde hiçbirimiz bunu yapamadık, yapamayız. Mevcut siyasî partiler içerisinde olalım ancak o partinin yönetimlerinde yer almadıkça hiçbir etkimiz olamaz. Bir parti işçilerin haklarını savunurken, diğeri işverenleri savunuyor. Sen bu iki partiden birinde yer aldığında, hedef kitlenden birini ötekileştirmiş oluyorsun. Bir örnek vereyim: Ben dört yıl CDA’nın Bilimsel Araştırma Enstitüsünde görev yaptım. Orada yapılan araştırma sonuçları bazen partinin
McCarthy Hollanda'ya Prof. Dr. Ahmet Akgündüz geliyor KiM DEDi? NE DEDi?
Avrupa'yı Gerçekten Sevenler, yapıcı olmak için gelenlere değil, asıl Avrupa'yı çökertecek olan İslamofobi, hatta daha doğru bir tabirle Türkofobi ile mücadele etsinler. Bu ara Hollanda'daki bazı gazeteciler, sadece İslam'dan taviz vermediğim için bize hücum ediyorlar; bilsinler ki, biz, Hollanda'ya iki medeniyet arasında köptü kurmak için geldik, asla yıkmak için değil. 14 yıldır ürettiğimiz ilmi eserler ortada. 50 yıllık Batı Üniversitelerindeki İslam Bölümleri bizim 15 yılda ürettiğimizi üretemediler. programı hâline gelebiliyor. Eğer biz oralarda bulunarak bir maddenin değişmesini sağlarsak, kendi adayımızın olmasına bile gerek yok, parti zaten programına aldığı için bizim hakkımızı savunacaktır. Vitrinde insanımızın olması da o konunun gündeme taşınması için önemli bir etken olacaktır. Aday olanların dışında bizim kaçta kaçımız partilere üyeyiz ki? Çok azımız. Apeldoorn’dan örnek vereyim… 400 kadar üyemiz var Kongrelere 50-60 kişi katılıyor ve bunlar parti programını, listeyi ve adayları belirliyorlar. Yani 60 kişi Apeldoorn adına konuşuyor ve kentin yönetimini belirliyor. Eğer ben o 60 kişinin içerisinde güçlü bir şekilde yer alırsam şunu parti programına yazdırabilirim: “İslamofobia’ya karşı ciddi ve somut adımlar atılmalıdır” Bunu yazdırdıktan sonra da hangi aday gelirse gelsin o programı uygulayacaktır. Yani bizim sıkıntımız burada. Partilerin bir seçim tüzüğü bir de genel teamüller var; seçilenler bunlara uymak zorundalar. Onu kabul ederek partiye giriyorlar. Eğer mevcut siyasî partilerde hizmet etmek istiyorsak, o partilerin yönetiminde güçlü bir şeklide yer almalıyız. Yok eğer kendimiz bu ülkeye ve insanlarına hizmet için farklı bir oluşum içerisindeysek, bunun da hakkını vererek yapmalıyız. ff Önümüzdeki 50 yıla nasıl bakıyorsunuz?
Bulunduğumuz yerlerde lider olacaksak bizleri 50 yıl sonrasına taşıyacak bir vizyonumuz olmalı. Kendi partimizi kurmalıyız, buna ihtiyaç var. Sadece bir kesimin sesini duyurmak, hakkını savunmak için değil herkesi kucaklayan bir parti programıyla kamuoyunun önüne çıkmalıyız. Ben bu ülkenin yönetimine ve başbakanlığına talipsem, bu anlayışla yola çıkılmalı ve genele hitap eden bir oluşumu başlatmalıyız. Bunu çok da iyi yaparız. Bizim geçmişten gelen öyle bir medeni-
yet ve liderlik kültürümüz de var.
ff Hollanda medyasının bir algı operasyonu başlattığını düşünüyor musunuz?
Medya çok büyük bir güç. Hollanda insanı bu güç tarafından yönetiliyor. Bizim bu alana yatırım yapmamız gerek. Kendi imkânlarıyla bu işi yürüten birkaç dergi ve gazete dışında sesimizi duyuracak çok güçlü bir medya organımız yok. Medya organlarında çalışan, yazan, çizen insanımız da yok denecek kadar az. Medya, bütün bu gelişmeleri önyargıyla ve şişirerek kamuoyuna sunuyor; bu da algı operasyonuna yol açıyor. 11 Eylül sonrasında pek çok medya kurumu bizi dinlemek istedi. Konuştuğumuzda da, ‘Yahu sen olumlu konuşuyorsun, bize radikal söylemi olan birini bulabilir misin?’ diye serzenişte ve istekte bulunanlar oldu. Bu alanda güçlü olmamız lazım. Gençlerimizi medya alanında okumaları, eğitim almaları ve mes-
KISACA AYHAN TONCA:
lek sahibi olmaları için yönlendirmeliyiz. Bir şeyler değiştirecekseka bu alanı iyi kullanmalı ve güç birliği oluşturmalıyız. Hollanda medyası her ne kadar bağımsız olduğunu ilan etse de, belli bir zihniyetin tarafıdır. Buna, bunca zaman yürüttüğüm görevler çerçevesinde çok yakinen şahitlik ettim. Sizin hangi zorluklarla mücadele ederek halkımıza hizmet ettiğinizi ve toplumun sesini ilgili yerlere duyurduğunuzu biliyorum. Öte yandan milyonluk bütçeye, donanımlı elemanlara sahip oldukları hâlde suskun kalanları; başında oldukları kurumları yanlış yönetenleri de görüyor, üzülüyor ve kızıyorum. ff Sizi etkileyen, unutamadığınız anılarınız var mı?
Kabe’yi ilk gördüğüm anı hiç unutamıyorum. Çocuklarımın doğumu ayrı bir duygu. Hayatımın en zor anı da kardeşimin genç yaşta vefatı idi… Siyasette olup olmamak önemli değil ama partinin bizi yok yere harcamasının ardından toplumumuzun sahiplenmemesi beni üzen bir başka olaydı. Kaldı ki, toplumumuzun diline tercüman olmuştum ben o zaman. O birlik ve beraberliği gösteremedik, asgari müştereklerde buluşamadık maalesef.
• Batı ve Doğu felsefesi okurum. • Tasavvuf Müziği'nden çok hoşlanırım. Diğer yabancı ve yerli müzikleri de dinlerim. • Sinema filmleri ve belgeselleri seyrederim. • İnsanî ve ahlâkî değerleri önemserim. • İnsanda dürüstlüğü ve olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi olanı ararım. • İftira ve yalandan kaçınırım. • Ailemle birlikte olmaktan mutlu olurum. • Haksızlık beni üzer. • Hayatımın merkezinde Kur’an ve Sünnet var. • Rol model olarak genel anlamda Martin Luther King, “I have a dream”. Hollanda'da hizmet anlamında İbrahim Görmez ve Emin Ateş, Osman Bahadır (Federasyonda beraber bulunduğum büyüklerim) Tarihimizde ve dinimizde tabii çok daha örnek alacağımız insanlar ve büyük âlimler var, bunların yeri ise apayrıdır…
ff Hayat size neler öğretti?
Her gece başımı yastığa rahatça koyabiliyorsam, her sabah kalktığımda aynaya bakabiliyorsam, benim için önemli olan odur. Kimsenin kalbini kırmamanın, kul hakkına tecavüz etmemenin gerekliliğini öğrendim. Dinimizin ve Peygamber Efendimizin çizdiği doğru yolda yürümenin bize kazandırdığı sayısız nimetlere şükretmenin önemini öğrendim. Geriye dönüş mümkün olsaydı, çocuklarıma biraz daha fazla vakit ayırırdım diye düşünüyorum.
HABER
SunExpress Amsterdam’dan
Kayseri, Antalya ve Konya’ya uçacak
Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, yaz sezonu uçuşlarını değerlendirmek üzere Hollanda’daki acenta temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Toplantıda Schiphol havaalanından yeni açılacak olan direkt uçuşlar tanıtıldı. SunExpress satış ve pazarlama müdürü Ali Çillioğlu, 2014 yılının tarihin en büyük cirosunu gerçekleştirdiğini ve ürünlerde değişiklikler yaptıklarını belirtti. Çillioğlu sözlerine şöyle devam etti; “Piyasadaki gidişat gereği Lowcost modeline geçtik. Artık yolcu, bagaj hakkı ve uçuş esnasında ikram hizmetlerini bilet alırken seçebilecek. SunExpress ağırlıklı olarak turist yolcu piyasa-
sına endekslenmiş bir şirket” dedi. Antalya ve Konya hatlarının önemini vurgulayan Çillioğlu, gelen taleplerin üzerine Türkiye’nin bu bölgelerine direkt uçabilmenin öneminin farkında olduklarını söyledi. Bu yıl filoya 5 yeni uçak katılıyor ve uzun vadede 50 adet yeni uçak siparişleri mevcut. 20 ülkede 110 noktaya uçuş yapmakta olup 25 yılda toplam 63 milyon yolcu taşıdı. SunExprress ile seyahat eden yolcu sayısında yüzde 28lik bir artış olduğu belirtildi.
Minderbroedersstraat 8 4811 LX Breda Tel: 076 – 76 40 900 info@mcbreda.nl
. MC BREDA TIP MERKEZI Çok tecrübeli tecrübelive vekaliteli kaliteli Çok uzman Türk Türkdoktorları doktorları. uzman Hollanda'nın her tarafından Bekleme süresi yok, hasta Bekleme 1 haftakabul içindeedilir. ilk randevunuz süresi yok, 1 hafta içinde ilk verilmektedir randevunuz verilmektedir.
Bredanın merkezinde klinikte Breda'nın merkezinde klinikte ve poliklinikte sigortalı veya ve poliklinikte sigortalı veya sigortasız direk kaliteli sigortasız direk kaliteli sağlık sağlık hizmeti hizmeti.
18
NİSAN / APRIL 2015
Uzmanlık dalları: ● ● ● ● ● ●
Beyin ve sinir cerrahi Ağrı tedavisi anestezi Plastik cerrahi Ortopedi Mide ve Bağırsak Üroloji
Hollanda'daki
Kayserililer
vakıf altında
toplanıyor
Hollanda'daki farklı Kayseri hemşehri dernekleri, Rotterdam’da bir araya gelerek tek çatı altında toplanmaya karar verdi ve Hollanda Kayserililer Vakfı’nı kurdu. Hollanda’da yaşayan 40 bin civarında Kayserili’yi temsil edecek Hollanda Kayserililer Vakfı'nın resmi kuruluşu dolayısıyla Rotterdam Laleli Camii salonunda bir organizayson düzenlendi. Toplantıya T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Hollanda Denk hareketi milletvekilleri Tunahan Kuzu, Selçuk Öztürk, Avrupa Kayserililer Birliği Başkanı Erdoğan Esen, politikacılar, işadamları, bazı STK temsilcileri ile Kayserili vatandaşlar katıldı. Proğramda bir konuşma yapan Hollanda Kayserililer Vakfı Başkanı Mevlüt Gürcü, “Kurmuş olduğumuz Hollanda Kayserililer Sosyal ve Dayanışma Vakfı’nın altyapı çalışmalarına geçen yıl başladık. Bugünde resmi açılışını yapıyoruz. Hollanda’da yaşayan hemşerilerimizin sosyal ve kültürel alanda ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte faaliyetler yapmak amacındayız.” dedi. Denk hareketi milletvekili Tunahan Kuzu, “Türk toplumu olarak yarım asırdan beri Hollanda’dayız. Nerden geldiğimiz, aslımız çok önemli, ve bununla gurur duymamız gerekir.” ifadelerinde bulundu. T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral yaptığı konuşmada: “Bu tarz ‘vilayet’ özelinde örgütlenmeler arttı. Bir toplum köklerinin nereden geldiğini bilmezse, nereye gideceğini de bilemez. Özellikle çocuklarımıza, gençlerimize bu ülkeyi sevdirmeliyiz. Türkçe bizler için son derece önemlidir, bizim ortak dilimizdir. Ülkemizde yapılacak olan genel seçimlerde mutlaka vatandaşlık görevimizi yerine getirelim, oyumuzu kullanalım. Bu vesileyle kurmuş olduğunuz bu vakıf hayırlı olsun.” YÖNETİM KURULU: Mevlüt Gürcü (Başkan), Oktay Ünlü (Başkan Yardımcısı), Hasan Tekten (Başkan Yardımcısı), İsmail Coşkun(Başkan Yardımcısı), İzzet İlksoy (Muhasip), Seyit Yeyden (Danışman), Mehmet Safranti (Sekreter).
BÜLENT TÜRKER EVINI MÜZEYE ÇEVIRDI
Tüm tedaviler ve randevuler Tüm tedaviler ve randevular akşamları ve hafta sonlarıda akşamları ve haftasonları da sunulmaktadır sunulmaktadır. Tedavi öncesi ve sonrası Tedavi öncesi ve sonrası hastalarımıza özel ilgiilgi. hastalarımıza özel Alanında uzman Türkçe konuşan doktorlarımızla Sağlık sorunlarınıza Türk doktorlarının tedavisi ameliyatlarınızı yapıyor, hastalarımızı tedavi ediyoruz.
WWW.MCBREDA.NL
DİREK YÜKSEK KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ
Bülent Türker Rotterdam'daki kendi evini Çanakkale müzesine dönüştürdü. Türker yaptığı basın açıklamasında "20 yıldır farklı ülkelerden toplamış olduğum yüzlerce objeden oluşan bir Çanakkale müzesi kurdum. Halkımızın ve özellikle öğrencilerimizin gelip burada Çanakkale tarihi hakkında bilgi edinmeleri mümkün" dedi. Haftanın 7 günü sabah 8'den akşam 22'ye kadar randevu alınıp gidilebilen müzede gelen çocuklara İstiklal Marşı, Kınalı Hasan ve Seyid Onbaşı'nın posterleriyle Türk bayrağı hediye olarak veriliyor. Aynı zaman da müzeye gelenlere Çanakkale savaşındaki gibi kuru ekmek ve üzüm hoşafı ikram ediliyor.
19
HABER
NİSAN / APRIL 2015
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm Soroban m geliştirir becerilerini m e zl ö g Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
17 yıldır hizmetinizde
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
Bisschophamerstraat 1 (naast ANWB) 6511 NA • Nijmegen Tel: 024-3234433
www.luargalajurk.nl
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
ile en T E H ZA ler n ü g u mutl lsun. sizin o
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
HABER
20
NİSAN / APRIL 2015
Kudüs Vakfı Ramazan kampanyasını başlatıyor
K
udüs Vakfı, Ramazan bereketinden Filistin’de çok zor şartlarda hayatlarını sürdüren Filistinlilerin de yararlanması için bu aya özel bazı yardım kampanyaları düzenleyeceğini açıkladı. Bu ayda Avrupa’daki müslümanlarla Filistin’deki kardeşleri arasında köprü oluşturmak istediklerini söyleyerek Ramazan kampanyası için hazırlıklarına başladı.
Kudüs Vakfı müdürü Ali Sonlu, yaptığı açıklamada Ramazan kampanyası yanında, web sitesini yenileme, Filistin’e yardım gönüllüleri ağını genişletme ve yeni projeler konusunda çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. “Özellikle yetim çocuklar ve muhtaç aileler insanların temel ihtiyacını karşılayacak çalışmalar yapmayı, mesela tatlı su arıtma tesisi kurmayı düşünüyoruz.”
Kudüs Vakfı, Filistindeki yetim, dul ve fakir ailelere yardım amacıyla kurulmuş, herhangi bir gruba bağlı olmayan ve politik faaliyette bulunmayan bağımsız bir insanı yardım kuruluşu olarak çalışmalar yapıyor. www.kudusvakfi.nl sitesiden yardımlarınızı iletebilirsiniz.
İçme suyundaki tehlike
Finlandiya Teknoloji Üniversitesinde yapılan bir araşıtrma içtiğimiz sularda gittikçe daha fazla ilaç atıkları bulunduğunu ortaya koydu. Üniversite, yeni geliştirdiği bir teknikle bu atıkları %99 temizleyebileceğini açıkladı. İlaç atıklarının küçük bir kısmı dahi içme suyuna karışarak çevreye zarar veriyor ve balıkların hormonlarını değiştirebiliyor. Parasetamol ve İbuprufen gibi ilaçların mevcut sistemle arıtılabildiği ancak anti-depresan, epilepsi ilaçları, kalp ilaçları ya da jeller gibi bazı kimyasalların arıtılmasının yetersiz olduğu ve içme suyunda kaldığı bildirildi. Hollanda sularının da gittikçe daha çok ilaç, tarım ilacı ve hormonlar içerdiği belirtildi.
Park kartını devralmak 60 euro
Arnhem mahkemesi süresi dolmamış park kartını başka bir sürücüye devretmenin yasak olduğuna karar verdi. Nijmegen’de bir kadın arabasını park etmek istedi. Park yerinden ayrılmak isteyen bir sürücü, park kartı süresinin henüz dolmadigini söyleyerek kadına kartını verdi. Plaka ve araç adına olmayan kartta bir kaç saatlik park süresi bulunuyordu. Bunu gören güvenlik görevlisi kadına 60 euro ceza yazdı. Kadın olayı mahkemeye taşıyınca hakimin kararı karşısında şok oldu. Park kartını devralan kadını suçlu bulan hakim, kadının 60 euro ödemesine karar verdi. Hakime göre kadın park vergisini odememisti ve bu vergi araç adına ödenmesi gerekiyordu. Araba Klübü KNAC, kararı “hukukun yoldan çıkma sınırına yaklaşması” olarak değerlendirdi.
Polisin davranış bozukluğu da mahkemelik oldu!
Hollanda polisi, 2014 yılında davranış bozukluğu sebebiyle, bir önceki yıla göre yüzde on artış göstererek 10.517 kişi tarafından mahkemeye şikâyet edildi. Polis hakkındaki şikayetlerin büyük bir çoğunluğunu kaba davranış, tehlikeli sürüş, trafik kuralları ihlali ve fiziksel şiddet oluşturuyor. Toplam 10.000’den fazla şikayet olmasına rağmen bunlardan 1.992 tanesi dikkate dahi alınmamış; 3.550 şikayet tatlıya bağlanmışken 3.551 şikayet ise tek celsede çözümlenmiş. Amsterdam, Rotterdam ve Denhaag gibi polis denetiminin daha sık olduğu mega kentlerde bu tarz şikayetere daha çok rastlandığı görüldü. Amsterdam’da 100.000 kişiden 140; Rotterdam’da ise 80 ila 77 arasında değişen kişinin bu mesele ile alakalı bir şikayeti olduğu tespit edildi. Denhaag’da da durum bundan farklı değil; polisin görevini olması gerektiği gibi yapmadığı, sıkâyetlerin başında yer alıyor. Ankete göre on bölgenin yedisinde en yaygın görülen şikayet sebebi, polisin üslup ve davranış bozukluğu ile alakalı.
21
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Allah hayalimdekinden daha iyisini verdi
Ortaklar Hasan Tanyeri ve Ali Kazan bir arada
Nazar Restaurant Schiedamsevest 12 3011 BA Rotterdam 010-404 60 74
18 yıllık meslek hayatımda Kuşadası, Marmaris, Bodrum ve Uludağ gibi büyük yerlerde büyük turistik otellerde çalıştım. Son ustalık dönemlerimde de şef aşçılık yaptım. En son Kuşadası’nda Grand Önder otelinin şef aşçısıydım. 2001 yılında Hollanda’ya geldim. Restoran işine yine Hollanda’da devam ettim. 12 yıl sonra Allah nasip etti ve güzel bir restoranın hem işletmecisi hem ortağı oldum.
ra unlu mamuller dağıtıyor. O yüzden kendisi hafta sonları gelir, sohbet ederiz, hasret gideririz. Birbirimize danışırız işleri. Ben kendisini ortak değil bir ağabey olarak görürüm. ff Bu sektöre nasıl girdiniz?
Hasan Tanyeri ve işadamı Ali Kazan geçtiğimiz aylarda Nazar Restoran'ı devralarak konsepti tamamen yenilediler. Yeni Nazar'ı Hasan Usta'ya sorduk... Nazar Restoran'da 2004 yılında 1 yıl şef aşçı olarak çalıştım. O zamanlar mola zamanlarında şöyle 'bir restoranım olsun' derdim ama aklımın ucundan Nazar geçmezdi. Allah hayalimdekinden daha iyisini verdi. Kendi idealimde her zaman bir sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri ve bunun yanında hafta sonları
türkü ziyafeti veren bir restoran sahibi olmak vardı. Her şey azim ve kısmet meselesi. Allah hayal ettiğimden daha çoğunu verdi, bu benim için bir mucize. Bu mucizenin oluşmasında en büyük desteği olan ortağım Ali Kazan ağabeyime çok teşekkür ederim, onun sayesinde oldu her şey. Kendisinin Den Haag'da ayrıca bir şirketi var. Fırınla-
Ben çekirdekten yetiştim, 13 yaşında bulaşık yıkayarak başladım ve o zamandan beri bu sektördeyim. Ünlü ustalarla çalıştım. Televizyonlardan tanıdığınız Oktay Usta ile çalıştım. Benim asıl ustam ağabeyimdir. Eniştem ve dayımın oğlu halen Cumhurbaşkanlığı sarayında çalışıyorlar. Ailede var aşçılık. ff Hollanda'daki Türklerindamak tadı ile Türkiye’dekiler nasıl? Türkiye'de daha mı leziz yapıyorlar yemekleri?
Genelde psikolojik bir algı oluyor, mesela siz Türkiye’ye tatile gidince yediğiniz yemek çok güzeldir çünkü siz zaten tatil moduna girmişsiniz. Bu-
KIMLIK KARTI rada da çok lezzetli yemekler yapılıyor inanın. Bunun yanında baharatların kullanımı ve etin yeterince marine edilmesi ve zamanında pişmesi gibi şeyler aynı olursa burada da aynı lezzeti yakalarsınız. ff Bir şef aşçı olarak hazırladığınız menülerde insanların damak tadına hitap ederken hangi ayrıntılara dikkat ediyorsunuz?
Ben hem işletmeci hem de aşçıyım burada. Atmosferi bizim oluşturmamız gerekiyor. İnsanlara yemek tavsiyesi verirken de bunlar önemli detaylar. Masaya servis yaparken “Kendim yaptım efendim” dediğimde ise bu müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor.
ff İç dizaynda tamamen bir yenieleme sözkonusu. Mutfak kısmına da yansıdı mı bu? Etin taze olması, yeterli derecede marine olması ve çok güzel servis yapılması çok önemli. Burada buna özen gösteriyoruz. Mesela kuzu incik yemeğimiz meşhurdur. Bu yemek 3,5 saat fırında bekliyor ve et kemik birbirinden ayrılıyor. Suyundan özel bir sos yapıyoruz ve çoğu zaman bu yemek yok satıyor. ff Kaç kişi çalıştırıyorsunuz?
Nazar’ı ilk devraldığımızda 6 kişiyle başladık, şimdi
Biz öncelikle insanların gönüllerini doyuruyoruz. ise 16 kişi ile çalışıyoruz. Yaz sezonunda bu sayı daha da çoğalıyor haliye teras falan işin içine giriyor. Burada büyük hedeflerimiz var. Nazar'ın 2. şubesinin hazırlığı var. Yer henüz belli değil, kesinleşince duyuracağız. Restoranın iç dizayn konsepti çok sevildi ve herkes memnun kalıyor. Mehmet Akçay Bey bu konsepti yaptı. Kendisini çok severim, o benim bir ağabeyim. O burayı yaparken “Ahşap aksesuar kullanırsan yoğun günün ardından restoranda koku kalmaz” demişti ve böyle yapmamızı önerdi. Gerçekten restoran ne kadar yoğun koksa da ertesi gün kokudan eser kalmıyor restoran ertesi güne adeta tazeleniyor. ff Oran olarak müşteriler kimlerden oluşuyor?
Bizim müşterilerimiz yüzde 50'si Hollandalı, gelen Türkler genellikle ailelerden oluşuyor. Guruplar, bayan guruplar ve iş adamları da geliyor. ff Açılış saatleri nasıl?
Pazartesi-Perşembe arası sabah 09'dan gece 01'e kadar açığız. Cuma-Cumartesi gece 02'ye kadar açığız. Haftada 7 gün serpme kahvaltımız var. Bizim avantajımız yer olarak Rotterdam’ın tam ortasında olmamız. Rotterdam’ın her ye-
rinden rahatlıkla ulaşılabilir. Bunun yanında Rotterdam’da çok turist var. Bundan dolayı da yeni personel alırken bazı şartlarımız var. Hollandaca, Türkçe ve İngilizce bilmeleri önemli. Bir de Hollanda'daki Türk restoranlarda gördüğüm servis elemanı zayıflığından ötürü özel ders düzenliyoruz personelimize. Müşteriye hizmetin ve servisin güzel olması şart tabii ki. Müşteri eve gelen saygıdeğer misafir gibi karşılanması gerekir. Servis ve ilgimizle önce gönüllerini doyurmaya çalışıyoruz; sonra enfes yemeklerimizle karın doyurmak daha kolay. ff İnsanlar hangi tatlar için burayı tercih etmeliler?
Bazı müşteriler ilk geldiklerinde biraz tedirgin olabiliyorlar, ama içerisini görünce biraz daha rahatlıyorlar. Müşterimiz masasına geçtiğinde o güne dair lezzetlerden tavsiyeler sunuyorum. Nasıl bir yemek istediğini öğrenip ona göre tavsiye ediyorum. Garsonumuz gelen misafirlere saygılı ve düzeyli davranıyor. Eğer garsonumuz kız ise bayan müşteriyi, erkek ise bay müşteriyi muhatap alarak servisi servisi sunmalarını tavsiye ediyorum. Müşterimizin rahat etmesi bizim için en öncelikli konulardan biridir.
AYAK UZATMAYA 90 EURO CEZA
Alkmaar-Nijmegen treninde yolculuk yapan Gijs Sluik, trende ayağını karşı koltuğa koyduğu için 90 Euro para cezasına çarptırıldı. İnternette yayınlanan ceza görüntülerini yüzbinlerce insan izledi ve tepki gösterdi. Görüntülerde sivil polis olduğu sonradan anlaşılan 3 kişinin Sluik’e yaptıkları muameleye tepki gösteren izleyiciler kampanya başlatarak para topladılar. Cezayı ödemek için başlatılan kampanyada 700 Euro toplandı. Filmde sivil polislerin sert tutumu ve Sluik’u emniyet müdürülüğüne götürmekle tehdit etmeleri görülüyor.
HABER
TiCARi SAYFALAR
22
NİSAN / APRIL 2015
GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN
JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
OFIS VE IŞYERLERINIZIN CAM TEMIZLIĞİ Tel: 0655-38 45 54
www.schoonmaakbedrijfschiedam.nl info@schoonmaakbedrijfschiedam.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.
• • • • • • • •
Ticari Sayfalar'da 83,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.
İflas ve kişisel iflas davaları Sosyal sigortalar hukuku Boşanma davaları lettertype Bauerbodini bt (bold) Velayet ve nafaka davaları Ticaret hukuku İş hukuku Kira hukuku Haciz ve icra davaları
www.asv-advocaat.nl
Stille Veerkade 25 2512 BE DEN HAAG Tel: 070 394 63 45 Fax: 070 393 10 04
Avukat Tuğba Harmankaya
E-mail:harmankaya@asv-advocaat.nl
ROTTERDAM BÜROMUZ AÇILDI
Administratie en Accountancy
www.profa.nl
Bierstraat 119 • 3011 XA Rotterdam
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
www.sancak.nl
Sera Supermarkt
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
KALİTEDE TEK İSİM
- Financiële administratie - Salarisadministratie - Aangifte Omzetbelasing - Aangifte Loonheffingen - Aangifte Inkomstenbelasting
- Vennootschapsbelasting - Jaarrekening - Schrijven van ondernemingsplan - Begeleiding en advisering
Merve Gümüş
Her zevke özel takılar Merve Şafaklıoğlu Tel: 0616 - 40 54 81 merve.safaklioglu@hotmail.com
De Groene Voorwaarts 491 7325 AT Apeldoorn www.happyblus.nl info@happyblus.nl Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
Tel: 010-4230513 Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam
23
HABER
NİSAN / APRIL 2015
VERGİ İADESİ ALABİLECEĞİNİZ HASTALIK MASRAFLARI NELER? Hasta aile ziyaretleri Ev efradınız aynı hastalıktan dolayı bir aydan uzun süredir hastanede kalıyorsa, hastane 10 kilometreden uzaksa bu yol masraflarınızı da bildirebilirsiniz. Aile yardımı (gezinshulp) Bazı şartlar altında aldığıGeçtiğimiz yıllarda vergi iadesi alabileceğiniz kalemler gittikçe azaltıldı. Daha önce hastalıkla ilgili bir çok kalemden vergi iadesi ile tasarruf edebiliyordunuz. Bu yıl hastalık masraflarınızla ilgili nasıl tasarruf edeceğinizi ve nelerin vergi iadesi kapsamı dışında olduğunu sizin için derledik: Hastalık masraflarınızın bir kısmını vergi iade formunda bildirebilirsiniz. Bu masraflarınızın geçerli olması için Vergi Dairesinin belirlediği yüksek barajı da geçmesi gerekiyor. Kendiniz, eşiniz ya da kendisi ödeyemeyecek durumda olan 27 yaşından küçük çocuklarınız için yaptığınız hastalık masraflarını bildirebilirsiniz. Bu masrafları başka bir yerden almamanız şartı var. Yani sigortadan, özel ödenekten (bijzondere bijstand) gibi kurumlardan aldığınız masraflar bu kapsamın dışında. Sigorta şirketlerinin belirlediği ‘kendi rizikonuz’ (eigen risico) ya da sigorta primlerinizde bu yıl kapsam dışında. Ev işi yardımı (hulp in de huishouding), ev bakımı (thuiszorg), bir bakımevinde kalma masrafları da
Simit
yine vergi iadesi kapsamı dışında. Dişçi Diğer bütün hastalık masraflarinizi Vergi Dairesine bildirebilirsiniz. Sigortanizin ödemediği pahalı diş tedavileri, logopedi ziyaretleri, fizik tedavi masrafları, homeopat ve akupunktur gibi masraflarınız bunlara dahil. Bu masraflarınızın sigorta kapsamı dışında olması şartı var. İlaçlar Doktorunuzun yazdığı ve kendi cebinizden ödediğiniz ilaçlarınızı da bildirebilirsiniz. Buna doğal ilaçlar da dahil. Ancak ilaçların tedavi amaçlı olması, hastalık önleyici olmaması şartı var. Diyet Bir doktor ya da diyetisyenin size yazdığı diyetin masraflarını da bildirebilirsiniz. Böyle bir diyetiniz varsa belli bir meblağı masraf olarak bildirebilirsiniz. Vergi Dairesinin sitesinde ne kadar masraf bildirebileceginizi bulabilirsiniz. İki diyet takip ediyorsanız bunlardan birini bildirebilirsiniz. Bazı şartlarda ikincisini de bildirme imkânınız var. Yardım malzemeleri Yardım malzemelerinin büyük bir kısmını bildire-
Köfte
Mozarella Panini
miyorsunuz. Kullandığınız ve kendinizin ödemek zorunda kaldığı yardım malzemelerinin hangilerini bildireceginizi Vergi Dairesinin sitesinden bulabilirsiniz. Ayakkabı tabanı (steunzolen), işitme cihazı, takma diş, kan değerlerini ölçmek için alete ödediğiniz meblağları Vergi Dairesine bildirebilirsiniz. Bu aletlerin tamiri ve sigortası için yaptığınız masrafları da. Ancak yürüteç (rollator), baston, scootmobil ya da tekerlekli sandalye artık vergi iadesi kapsamı dışında. Ev değişiklikleri Banyonun uygun hale getirilmesi gibi evinizde yapacağınız değişiklikler 2014’ten itibaren vergi iadesi kapsamı dışında. Ancak arabanızda hastalığınızla ilgili değişiklik yapacaksanız, bu masrafları bildirebilirsiniz. Yol masrafları Kronik hastalığı olup ta sürekli doktor ve hastaneye gitmek zorunda olanlar, eğer normal insanlardan daha fazla masraf yaptıklarını ispatlayabilirlerse ve sigorta şirketleri bu masrafları karşılamıyorsa, vergi dairesine bildirebilirler.
Simit Burger
Mantı
yine de bir hayli zor. Zira bu yıl iade alabilmek için kaydedilen baraj yüksek. İade alabilmek için belirlenen hastalık barajı gelirinize göre bellirleniyor. Örneğin 2014 yılında 50.000 euro kazandıysanız, masraflarınız 1249 euroyu aşmalı ki, vergi iadesi alabilirsiniz.
Westsingel 25 3811BA AMERSFOORT Tel: +31(0) 643 270 527 info@keskinconsult.com
www.keskinconsult.com
Nevşehirliler destek arayışında
Simit Sandviç
Simit Sarayı Meent Adres: Meent 15A 3011 JA Rotterdam
Tiramisu
nız aile yardımı masraflarını da bildirebilirsiniz. Kıyafet ve yatak Hastalıktan dolayı yaptığınız kıyafet ve yatak masraflarinizi da bazı şartlar altında bildirebilirsiniz. Baraj Bütün şartlara uysanız dahi, vergi iadesi almanız
Mozaik Pasta
Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Rotterdam’da ‘Nevşehirliler Buluşuyor‘ programıyla geniş bir kitleyi biraraya getiren Nevşehirliler, derneklerini federasyonlaştırdıktan sonra yeni faaliyetleri planlamak için tekrar biraraya geldiler. Amsterdam’da Hünkar restoran ve Rotterdam’da Oba Restoran’da buluşan yönetim kurulu üyeleri yeni destek arayışı içindeler. Nevşehirliler Federasyonu Başkanı Şengezer Kürk yaptığı konuşmada
öncelikli hedeflerini “Dinimize, dilimize ve kültürümüze sahip çıkma, birlik bereberliği sağlama ve bu yönde çalışmalar yürütme şeklinde olacaktır” şeklinde özetledi. Hollandanın her bölgesinde Nevşehirlilerin dağıldığını söyleyen Şengezer Kürk, Rotterdam, Amsterdam ve Tilburg’da şube çalışmalarını tamamladıktan sonra bu yıl içinde ilki işadamlarıyla Türkiye gezisi olmak üzere, iftar programı ve federasyonun kuruluşunun 1. yılını kutlamak
için faaliyetler gerçekleştireceklerini ifade etti. Federasyon Başkanı Şengezer Kürk geçtiğimiz günlerde Nevşehir’e bir çalışma ziyareti gerçekleştirip Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, Nevşehir Kent Konseyi Başkanı Muhammet Çetin ve Nevşehir İl Kültür Turizm Müdürünü makamında ziyaret ederek federasyon hakkında bilgilendirmede bulunmuştu.
HABER
24
NİSAN / APRIL 2015
Nevruz Bayramı Den Haag’da coşkuyla kutlandı Hollanda Azerbaycan Türk Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından bu yıl 6.sı düzenlenen Nevruz Şenliği'nde konuşan Başkan İlhan Aşkın, tarih boyunca Türk dünyasında da Nevruz’un çeşitli isimlerle kutlandığını ifade ederek Nevruz’un bahar ve bereketi sembolize ettiğini, yeniyıl ve yılın başlangıcını çağrıştırdığını belirtti. Nevruz Bayramını Hollanda'da gelenek haline getirdiklerini ve derneklerinin her yıl baharın gelişini müjdeleyen Nevruz'u coşkuyla kutladıklarını ifade eden İlhan Aşkın "Kutlamakta olduğumuz şenlikten elde
edilen yardımı zulme uğrayan ve Türkiye’ye sığınan Türkmenlere ulaştıracağız. Hollanda’da ’Nevruz Bayramı’ dolayısıyla yaktığımız ateş, bundan sonra da hep yanmaya devam edecektir. Örf, adet ve geleneklerimizi yeni nesillerimize aktarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Türk geleneklerinde önemli yere sahip bu bayram, aynı zamanda dostluklarımızın pekişmesini de sağlıyor." dedi Türklerin Ergenekon'dan çıkışını sombolize eden örste demir dövme demir dövüldü ve konuşmaların ardından şenliğe katılanlar yumurta tokuşturdu. Türk dünyasından çeşitli folklör gösterileri sahne aldılar, Azerbaycanlı sanatçıların seslendirdiği manilerle ziyaretçiler coşkulu bir gün yaşadılar. Programda Türkmenleri temsilen Abbas kasap ve Sabah Mardan şu an Türkmen elindeki sorunları dile getirerek Hollanda Azerbaycan Turk Kültür dernegi temsilcilerine teşekkür ettiler.
Hollanda yabancıların işsizliğinde Avrupa çapında birinci oldu
Avrupa’da yabancılar için en kötü istihdam olanaklarının Hollanda’da olduğu bildirildi. Hollanda’da yabancı ve göçmenlerin yarıdan fazlasının işsiz olduğu ve bu rakamlarla Hollanda’nın Avrupa’da birinci sırada yer aldığı yapılan bir araştırma ile ortaya çıktı. Ekonomik krizden sonra
yabancılar arasındaki işsizlik oranının, yerlilere nazaran neredeyse 4 katı daha fazla olduğu ortaya çıktı. Genç ve eğitimli kişilerde bu farkın 5 katına kadar çıktığı bildiriliyor. Yabancılar arasındaki bu yüksek işsizlik oranının sebeplerden birinin geçici sözleşmeler olduğu bildiriliyor. Krizde ilk önce geçici sözleşmesi olan Türkler ve Faslılar işten çıkarılıyorlar. Araştırmanın en dikkat çekici noktası ise yüksek eğitimli yabancılar arasında da yerlilere nazaran büyük oranda işsizlik olması. Bu rakamlara göre eği-
tim ve dil seviyesinin yüksek olması da iş pazarında bir yabancı olarak şansınızı artırmıyor. iş pazarındaki en önemli etkenlerden bir diğeri de ayrımcılık. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Rutte ”Ayrımcılık yabancıların kendi sorumluluğu. Herkes kendi yeri için mücadele etsin” demişti. Rakamlar, kendi yerin için mücadele etmenin dahi buna engel olmadığının en somut göstergesi olarak ortaya çıktı. En iyi diplomalara sahip olmak ve dili iyi bilmek dahi iş pazarında yabancıların lehine işlemiyor.
BÜYÜK SEZON İNDİRİMİ e, k, abiy Gelinli ünnetlik, lık, s damat ı ve farklı i bindall kıyafet ın r la m elin orta yal'e g o R in iç
ROYAL MODE HUIS Groene Hilledijk 221A 3073 AG Rotterdam Tel: 010-848 95 00 www.royalmodehuis.nl
GÜZELLİK ÖZEN İSTER
Adalet Bakan Yardımcısı Teeven, uyuşturucu baronu ile anlaşmış
Adalet Bakanlığı’nın 15 yıl önce uyuşturucu baronu olan Cees H. ile bir anlaşma yaptığı ve bu anlaşmadan devlete 750.000 gulden aktarıldığı belirtildi. Uyuşturucu baronu Cees H. ile, devlete 750.000 gülden ödeme karşılığında uyuşturucudan kazandıkları-
nın kendisinde kalmasına izin verilmesi üzerine bir anlaşma yapılmıştı. Geçtiğimiz yıl Adalet Bakanı Opstelten, o zamanlar Cees H.’ye 1,25 milyon gulden kaldığını söylemişti. Ancak Nieuwsuur, o zamanlar Başsavcı olan Teeven’le yaptığı anlaşmadan,
uyuşturucu baronu Cees H.’ye 5 milyon gulden para kaldığını ortaya çıkardığını açıkladı. Bu anlaşmadan Vergi Dairesinin de haberdar edilmediği de ortaya çıktı. Adalet Bakanı Opstelten Meclis’e, bahs edilen anlaşmada ne kadar para söz konusu olduğunu bilmediğini söylemişti. Muhalefet meseleyi Meclis’in gündemine taşımak istiyor. Adalet Bakanı su sorularla karşılaşıyor: “Bilgiler bakanlıkta varken, neden faturaları bulamadığını söyledi? Bu bilgi Fred Teeven (Adalet Bakan Yardımcısı) için hangi sonuçları doğuruyor?"
Vergi Dairesi bu sene sizi yine kontrol edecek
Vergi Dairesi her yıl belli kalemleri daha sıkı kontrol ediyor. Bu yıl kontrol edeceği konuların şu şekilde olduğu bildirildi: İşletme giderleri Girişimciler, işletme masraflarını belli bir seviyeye kadar kendileri belirleyebiliyorlar. Ancak masraflarınız gelir ve giderlerinizle orantılı olmazsa çok dikkat çekebilir. Bakım ve hastalık masrafları Sigorta şirketinizin ödemediği bazı masraflardan vergi iadesi alabilirsiniz. Diyet masrafları, aile yardımı ve ilaçlar gibi bazı
masraflarınızı Vergi Dairesine bildirebilirsiniz. Ancak dikkat edin, daha önce bu uygulamaya dahil olan tekerlekli sandalye ya da evin hasta için uygun hale getirilmesi gibi masraflar artık kapsam dışında. Çocuğun bakımı Çocuğunuzun bakım masrafları bazı durumlarda ve 21 yaşına kadar vergi iadesi kapsamında olabiliyor. Bu genelde boşanmış aileler için ve bazı şartlarda geçerli. Yurtdışındaki mal varlığı Yurt dışında bulunan birikmiş para ya da yatı-
rımlar ve tatil evleri için de vergi vermeniz gerekiyor. Ancak yurt dışında bulunan bir eviniz dolayısıyla çift vergi ödememek için başvuruda bulunabilirsiniz. Yurtdışındaki emeklilik hakkınız Yurt dışındaki emeklilik birikimleriniz bazen Hollanda’da bazen bulunduğu ülkede vergiye tabi tutuluyor. Şirketin zararı İslerinizin yanında uğraştığınız ek şirketiniz zarar edebilir ve bunu vergi iadesi ile halledebilirsiniz. Ancak arka arkaya her yıl zarar eden bir şirketten Vergi Dairesi şüphe duyup araştırma başlatabilir. Anıt bina Anıt olan binaların tamiratlari vergi iadesi kapsamındadır. Ancak bu, binanın anıt olması ve sadece tamiratı için geçerlidir. Binanın genişletilmesi için değil.
25
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Lahey Büyükelçiliği'nden anma proğramı T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan büyükelçilik girişinde yapılan Şehit Ahmet Benler anıtını Türk bayrağını kaldırarak tanıttı. Özel olarak yapılan anıt, gündüzleri siyah harflerlerle, geceleri ise beyaz harflerle ışık saçıyor.
D
en Haag’daki Büyükelçiliğimizde 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü dolayısıyla tören düzenlendi. Çanakkale şehitleri ve Asala tarafından Lahey’de şehit edilen Ahmet Benler
anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’nde düzenlenen tören kapsamında, elçiliğin önüne 1979 yılında uğradığı terörist saldırı so-
nucu hayatını kaybeden dönemin büyükelçisi Özdemir Benler’in oğlu şehit Ahmet Benler anısına yaptırılan anıt dikildi. ELÇILIĞE AHMET BENLER ANITI Lahey Büyükelçisi Sadık
ROTTERDAM'DA, SARIKAMIŞ’TAN ÇANAKKALE’YE KONFERANSI
Arslan, bu eserin Hollanda Türk toplumu ve büyükelçiliğin hafızasında canlılığını her daim koruyan şehit Ahmet Benler’e şükranların bir ifadesi olarak yaptırıldığını söyledi. Rotterdam Başkonsolosu
Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş’in yanı sıra Türk toplumu temsilcilerinin de katıldığı törende konuşan Arslan, Türklerin büyük felaket ve acılarından nefret ve düşmanlık değil dostluk çıkaran bir millet olduğunu kaydetti. Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim tarihte önemli başarılara, önemli kazanımlara imza atmış bir millet olarak katlandığımız fedakarlıklar, pek çok diğer milletlere göre daha büyük seviyede. O nedenle Çanakkale muharebelerinin 100. yıl dönümü milletimizin hafızasında müstesna bir yere sahip. Bu vesileyle şehit ve gazilerimiz, onlara liderlik eden önderlerimizin, komutanlarımızın
aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum, ruhları şad olsun. Vatanımız sağ ve diri olsun.” Terör örgütü Asala tarafından 12 Ekim 1979’da Lahey Büyükelçiliği yakınlarında şehit edilen Ahmet Benler’in tesadüfen yitirilmediğine de dikkati çeken Arslan, “Ahmet Benler’i, milletimiz hakkında, diplomatlarımız hakkında, sıradan vatandaşlarımız hakkında senelerce yürütülen nefret kampanyalarının bir eseri olarak şehit verdik. Benzer kampanyalar bugün de milletimize karşı, vatandaşlarımıza karşı devam etmekte. O yüzden hepimizin uyanık olması lazım” diye konuştu.
28 31-05-2015 PAZAR - SAAT 10:00 - YER: HİLALSPOR TESİSLERİ
Sivil Tartışmalar Merkezi (CPD), Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (TİKDF) ve Hollanda Öğrenci Dernekleri Ülkesel Kuruluşu (NATDS) tarafından 19 Mart 2015 Perşembe akşamı, Rotterdam’da Yunus Emre Kültür Merkezi'nde bir konferans düzenlendi. 'Sarıkamış’tan Çanakkale’ye adıyla düzenlenen konferansa, T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral'ın yanısıra çoğunluğu gençlerden oluşan 200’ü aşkın dinleyici katıldı.
Konferansa Ankara’dan Hacettepe ve Gazi üniversitelerinden katılan Doç. Dr. Ali Güler ve Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Çanakkale ve Sarıkamış cephelerinde Osmanlı İmparatorluğunun girdiği çetin savaşları dinleyicilere sunumlar eşliğinde anlattılar. Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTİKDF) Başkanı Arif Yakışır ve Hollanda Sivil Tartışmalar Merkezi (CPD) Başkanı Mehmet Emin Ateş’in konuştuğu programda, Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran ise tarihimizin ihtişamlı zafer-
lerinden bahsederken, bizim için iyi neticelenmeyen savaşlardan da dersler çıkarmak zorunda olduğumuza işaret etti. ‘Birinci Dünya Savaşının 100. Yılı ve Osmanlı imparatorluğu’ konferanslar serisinin bir sonraki etkinligi 24 Nisan 2015 tarihinde Amsterdam VU Üniversitesi binasında yapılacak. Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi konusunda uzman tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy'nin vereceği konferansta Doğu cephesi ve Kafkaslardaki savaş anlatılacak.
Hollanda amatör liginde mücadele eden Hilalspor Eindhoven bu yıl geleneksel 28. Hilalspor Saha Futbol Turnuvası'nı Hollanda, Almanya ve Belçika'dan 24 takımın katılımı ile düzenleyecektir. Turnuvaya katılmak isteyen takımlar afişteki telefonlardan ulaşarak bilgi edinebilir ve müracaatlarını yapabilirler.
HABER
26
NİSAN / APRIL 2015
HOTİAD Summit proğramıyla Türkiye-AB sürecini ele alacak HOTİAD başarı ödülleri bu yıl 4 dalda
Hollanda Türk İş Adamları Derneği’nin (HOTIAD) organize edeceği ve Hollanda’nın en büyük işveren kuruluşu olan Hollanda Sanayi ve İşverenler Konfederasyonu’nun (VNONCW) ve Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) iştirakıyla gerçekleştirilecek olan HOTİAD SUMMİT, 17 Nisan 2015 tarihinde Den Haag’ın seçkin salonu Sociëteit De Witte’da düzenlenecek. Geçtiğimiz günlerde bir bilgilendirme toplantısı düzenleyen HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, dernek
yöneticileri İlhan Döne, Faruk Halıcı ve Veysel Hut’un da hazır bulunduğu basın toplantısında, HOTİAD SUMMİT’in içeriği hakkında bilgi verdi. Zirvenin ana temasının Türkiye’nin AB üyeliği süreci‘ olarak belirlendiğini belirten Başkan Hikmet Gürcüoğlu, konuyla ilgili Türkiye’den ve Hollanda’dan önemli konuşmacıların katılacağını ifade etti. 250 civarında seçkin bir katılımcı grubunu ağırlayacak olan organizasyon, tüm gün boyunca seminer şeklinde Türkiye’nın AB sürecini
ele alacak. Summit’in iki ülke ilişkileri açısından faydalı sonuçlar vermesini hedeflediklerini anlatan Hikmet Gürcüoğlu, “Hollanda’nın, Türkiye’nin AB sürecindeki gelişimine pozitif etkiler sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Zirveyi Hollanda’nın ünlü televizyon spikerlerinden Jeroen de Pauw’un sunacağı ifade edilirken, zirveye Türk işadamları, Hollanda işadamları, TÜSİAD Başkanı ve yöneticileri, VNO-NCW Yöneticileri, Philips ve Rabobank CEO’larının da katılması bekleniyor.
Kaza Uzmanı
YAŞADIĞINIZ BİR TRAFİK KAZASI, İŞ KAZASI, TIBBİ KAZALAR VE AKLINIZA GELEBİLECEK DAHA BİR ÇOK KAZALAR OLABİLİR. TÜM HOLLANDA GENELİNDE BÜNYEMİZDEKİ UZMAN KADROMUZLA, MAĞDUR OLDUĞUNUZ BİR KAZADA HAK ETTİĞİNİZ TAZMİNAT MİKTARINIZI KENDİ DİL VE KÜLTÜRÜNÜZDE SİGORTA TARAFINDAN EN HIZLI VE GÜVENİLİR ŞEKİLDE DİREK SİZE ÖDENMESİNİ SAĞLAR. SİZDEN HİÇBİR ÜCRET TALEP EDİLMEZ. AMSTERDAM
DEN HAAG
Design: Websayfa.nl
Kaza Uzmanı bir
DEVENTER
ve
EDE
EINDHOVEN
ROOSENDAAL
ROTTERDAM
kurumlarının Türk toplumuna yönelik özel bir projesidir.
UTRECHT
Geçtiğimiz yıl HOTİAD Ödülleri adı altında yeni bir faaliyet başlatan Hotiad, bu yıl da bir ödül töreni düzenleyerek bu faaliyeti geleneksel hale getirmeyi hedefliyor. HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu konu hakkında yaptığı açıklamada, geçen yıl 3 ayrı dalda ödül verdiklerini bu yıl ise bunu 4 farklı dala çıkaracaklarını belirtti. Bu yıl ödül törenini için ayrı bir program olacağını belirten Gürcüoğlu, "2014 yılında verilen HOTİAD yılın öğrencisi ödülü, yılın kültür sanat ödülü ve yılın
başarılı sporcu ödülüne bu yıl yılın genç girişimci ödülü de eklenecek. Ödül töreni için şu an iki farklı tarih üzerinde duruyoruz, bunlar 2 ve 9 Mayıs 2015. Ayrıca ödül törenine özel Türkiye’den gelecek bir ünlü şovmen katılacak ve Hollanda’dan sanat ve halk müziği koroları da sahne alacak. Ödüle layık görülenlerin tavsiye edilebileceği gibi şahsen müracaat etmek de mümkün. Ödüle layık görülenler oylama ve özel jürinin puanları ile belirlenip noter huzurunda açıklanacak" ifadesini kullandı.
Cici terörist, kötü terörist ayrımını bırakın
Hollanda Türkleri Konseyi-HTK Türkiye’deki terörist saldırılara dikkat çektiği basın bildirisinde Avrupa ve Amerika’yı eleştirdi. Basın bildirisi şöyle: "Öncelikle, 30 Mart 2015 tarihinde, İstanbul'daki Çağlayan Adliye Sarayı'ndaki makam odasında çalışma esnasında, DHKP-C adlı terör örgütü mensuplarınca katledilerek şehit edilen, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Ve buna binaen Türk Yargısına, Türk Milletine ve ailesine Hollanda Türkleri Konseyi olarak başsağlığı diliyoruz ve ışıklar içinde yatsın diyoruz. HTK olarak biz, Türkiye'de bir savcının katledilmesini, sadece Türk yargısına göz dağı vermeye çalışmak değil, aynı zamanda dünya ölçeğinde de yargı ile bağı olan her türlü yargı mensubuna karşıda alçakça bir terör eylemi olarak değerlendirmekteyiz. PKK ve DHKP-C ve
buna benzer, etnisiteyi, siyasi eğilimi ve dini (mezhepçiligi de) referans olarak kullanan diğer terrör örgütleri, özelde Ortadoğu coğrafyasında ve genelde ise dünya coğrafyasında, kendi maceracı, katliamcı ve kalleşçe icra ettikleri eylemler ve emmeller peşinde koşmaktadırlar. Uluslararası tüm güvenlik makamlarının, terör örgütleri listesine aldığı DHKP-C, PKK ve İŞİD gibi örgütler, aynı yöntemi kullanmaktadırlar. Bunların Türkiye dışında da örgütlü oldukları muhakkaktır. Bizimde içinde barış içersinde yaşadığımız Hollanda'da bu örgütlerin örgütlü olduğu bizzat güvenlik makamlarınca belirtilmektedir. Bu terör örgütlerinin, Türkiye gibi ülkelerde, eylem yaptıktan sonra en çok sığındığı yer maalesef Avrupa ülkeleridir. Bu anlamda Avrupa ülkeleri bu tür örgütlerin sığınmalarına, çeşitli örtüler altında örgütlenmelerine, bu-
ralarda terörist yetiştirmelerine izin vermemeli ve istihbaratlarındaki bazı unsurlarında bu örgütleri kullanmalarına müsade etmemelidirler. Cici terörist, kötü teörrist ayrımını özellikle Avrupa ve ABD bırakmalıdır. Bu konuda tek standartlı olmalıdır. Batılı ülkelerin bu konuda sicili çok iyi değildir. Biz HTK olarak özellikle Avrupa ülkelerinin yetkili mercilerine ve kamuoyuna, bu terör örgütlerinin tespiti dahilinde, üyelerinin destekçileri ile birlikte derhal tutuklanmalarını (Türkiye'ye iade edilmelerini) veya cezalandırılmalarını ve tüm birimlerinin imhası çağrısını yapıyoruz. Aksisi ise cebinde akreple dolaşmaya ve yılanla bir yatağa girmeye benzer diyoruz. Bir gün bu akrepin ve yılanın Avrupa ülkelerine karşıda, geçmişte olduğu gibi terör eylemine başvuracağı uyarısını yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde özellikle Türk diplomatik misyonlarına ve çeşitli anti-terörü benimseyen kanaat önderlerine karşı oluşabilecek saldırılara karşı da, tedbir almaya ve Avrupalı güvenlik makamlarını bu konuda uyanık olmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla, Hollanda Türkleri Konseyi adına, Sefa M. Yürükel ve Mustafa Cingöz
27
NİSAN / APRIL 2015
THY Genel Müdürü Temel Kotil gençlere hitap etti l Temel Koti nas e sunumları iler ic y sında dinle mik a in d a d arasın iyor iz ç e tr bir por
H
ollanda Genç MÜSİAD tarafından geçtiğimiz günlerden düzenlenen 'Widen Your Vision With Temel Kotil' konulu konferansa yoğun ilgi vardı. Den Haag World Trade Center'de düzenlenen konferansa Müsiad yöneticileri, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, STK yöneticileri, basın mensupları ve çok sayıda misafir katıldı. Hollanda Genç MÜSİAD Başkanı Asiye
Gedik açılış konuşmasında göçün 50. yılında Türk Hava Yolları'nın bugüne kadar olan başarısının çok önemli olduğunu vurguladı. Konuşmasında Hollanda Genç MÜSİAD girişimcilik hakkındaki projeleri ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Daha sonra söz alan THY Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil konuşmasında Türk Hava Yolları'nın yıllar içindeki gelişimini ve nasıl dünyaca ünlü bir hava yolu şirketine
dönüştüğünü anlattı. Özellikle gençlere birçok nasihat veren Temel Kotil, hiçbir zaman pes etmemenin ve okuyup kendini geliştirmenin önemli olduğunu belirtti. Kendisininde Amerika'da burs ile okuduğunu ve azmin sonunun selamet olduğunu unutmamak gerektiğinden bahsetti. Kendi hayatında da örnekler veren Kotil lk önce ağaç dikmeden meyve olamayacağını söyledi. Temel Kotil gençlere ilham veren konuşmasından sonra proğram konuşmacılarla sorulu cevaplı röportaj şeklinde devam etti. Proğramın son bölümünde söz alan T.C. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral gençlerin birçoğunun Türkiye'ye gitme hayalleri olduğunu ve kendisinin hep nasihat olarak bulundukları ülkeyi sevip burada güzel bir gelecek inşa etmeleri gerektiğini söyledi. Proğram sponsorlar Helal Food ve Harrısons Baklava şirketlerine birer plaket verilmesi ile sona erdi.
CULTIFEST, 4 GÜN BOYUNCA ZİYARETE AÇIK Hollanda’nın Utrecht kentinde, Jaarbeurs Fuar alanında bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan "Cultifest" festivali, 4 gün boyunca ziyaretçilerine kapılarını açacak. Gerçekleştirilecek olan festivalin tanıtımı için Schiedam Padişah Restoran’da basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Cultifest Festivali yöneticileri Zekeriya Arslan ve Harun Demir, festivalin bölüm başkanları, STK temsilcileri ile bazı davetliler katıldı. Utrecht Jaarbeurs Fuar alanında 14-15-16-17 Mayıs 2015 tarihle-
rinde kapılarını ziyaretçilerine açacak olan Kültür Şöleni Utrecht şehrindeki Jaarbeurs Fuar ve Sergi Sarayı’nda 4 gün boyunca faaliyet göstereceğini açıkladı. Geçen yıl da sahne/sanat bakımından zengin bir program sunduklarını belirten Zekeriya Arslan "Türkiye’den birçok önemli sanatçı festivalimizde sahne alacak. Rafet El Roman, Uğur Işılak, İrem Derici, Ali Kiriş ve Murat Atalay fuarımıza katılacaklar. Fuara girişi ön satış 5 avro, kapıda 6 avro ve araç parkı ücreti 5 avro olacak." dedi.
HABER
Gizli servis yasa dışı DNA bilgilerini saklamış
Hollanda gizli servisi AİVD’nin yasal bir kaynağı olmamasına rağmen DNA bilgilerini sakladığı bildirildi. Teftiş Kurulu CTİVD yayınladığı bir raporda bu bilgilere yer verdi. Teftiş Kurulu’nun verdiği bilgiye göre isimler DNA’larla ilişkilendirilerek AİVD tarafından bir veri tabanında saklanmış. AİVD ne kadar isim olduğunu açıklamıyor. Kanunlara göre DNA bilgileri araştırılabilir ancak araştırmadan sonra DNA ve parmak izlerinin yok edilmesi gerekiyor. AİVD, haberden sonra Bakanlığın bu bilgileri yok etmesini istediğini ve bu bilgilerin yok edildiğini açıkladı.
Çiçeği burnunda bakanın geçmişi şaibe altında
Geçtiğimiz haftalarda istifa eden Güvenlik ve Adalet Bakanı Opstelten’in yerine atanan yeni Bakan Aard van der Steur (VVD) hakkında yeni iddialar ortaya atıldı. Van der Steur’in evinin de içinde bulunduğu Warmond’daki kalenin 2006 yılında yarım milyon euroya yakın sübvansiyon (subsidie) aldığı ortaya çıktı. Yetkililer bu meblağın normalin çok üstünde olduğunu ve devletin sadece içinde oturulmayan tarihi eserlere sübvansiyon verdiğini bildirdi. Ayrıca geçtiğimiz hafta Bakanlık görevine atanıncaya kadar van der Steur’in, sübvansiyon alan vakfın başkanı olduğu bildirildi.
İki dil bilen insanlar dünyayı daha farklı algılıyor
Muhsin Yazıcıoğlu Amsterdam'da dualarla anıldı
25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'ta geçirdiği helikopter kazasında yaşamını yitiren Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu için Amsterdam'da bir anma programı düzen-
lendi. Amsterdam Nizam-ı Alem Süleymaniye Camii'nde düzenlenen programa Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, ATB Başkanı Erol Yazıcı, STK yöneticileri çok sayıda vatandaş katıldı.
Mustafa Destici yaptığı konuşmasında Yazıcıoğlu'nun Türk siyasetinin yetiştirdiği değerli isimlerden birisi olduğunu söyledi. ''Onunda bir insan olduğunu düşünerek ona göre anma yapmalıyız. Vefatından tam 6 yıl geçti. Fakat henüz vefatıyla ilgili bir aydınlatma olmadı" ifadelerini kullandı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun da arasında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan helikopter kazasının üzerinden tam 6 yıl geçti.
İki dili de iyi konuşan insanların dünyaya iki farklı pencereden baktıkları ortaya çıktı. Bu farklı bakış açıları sayesinde olaylara daha farklı yaklaşım gösterdikleri belirtildi. İngiliz psikologlar İngilizce ve Almanca konuşan insanlara aynı olayı hem İngilizce hem Almanca anlatmaları istediler. Bir Alman’ın “Adam evinden çıktı ve dükkâna gidiyor” dediği, bir İngiliz’in ise “Adam yürüyor” dediği ortaya çıktı. Hem Almanca hem İngilizce bilen insanların ise Almanca’da birinci şekilde ifade ettiği, İngilizce’de ikinci şekilde anlattığı ortaya çıktı. Bir dilin gramer ve kullanılış şekli kişinin bakış açısını da değiştiriyor. Araştırmacılara göre dil o kadar belirleyici ki, kişinin çevresindeki dünyayı ve olayları nasıl anlattığını etkiliyor. İki dil bilen birisi aynı olayı iki dilde farklı şekilde anlatabiliyor. İki dil bilmek sadece dünyayı farklı şekilde anlatmaya değil, dünya algısını da değiştirmeye yarıyor. Hollanda'da iki dille yetişen çocuklarının Türkçe ve Hollandaca'yı bilmelerinin büyük bir fırsat olarak görülmesi gerektiği ifade edildi.
HABER
BULMACA NİSAN / APRIL 2015
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
28
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Fakat
Bir tahıl türü
Köy çorbası
Kıraat
Belirti
Perspective Care sahibi (altresim)
16. harf
İneğe seslenme
National Security Agency
Çok bilmiş
Alfabe ilk harf
Piskokulu hayvan
İlave
Mesafe
Becerikli kişi
Fransa'da evli bayan
Anadolu Ajansı
Yıkanılan yer
Küme
Bir kuş türü
Matematik
El ele sıkışma
Ama
Bir nota
Yalancı karanlık
Aç olmayan
Dünyanın şekli
Şehzade eğitmeni
Kilise müziği Bayağı
Memeli balık Düşünüş biçimi Kulak süsü
Tehlike ikazı
İçkili mekan
İnsani yardım vakfı Ağırlık ölçüsü
Şaşma nidası
Su
Unutmalar
Ölü koyulan yer
Kısaca ilkokul
Bruce ...
Kadın giysisi
Hollandaca evet
Duman lekesi
Alfabenin son harfi
Demir şiş
Kabaca hayır
Toplu konut idaresi
Üye
Zaman dilimi
Maske
Talih, baht
Yaprak ...
İsmin yerine kullanılır
Nakit
Anadolu Ajansı
İstanbul Teknik Üniversitesi
Ayak
Nitelik
Kötü göz
Trabzon ilçesi Konut topluluğu
Küçük kayık
İspanya plakası
Tatlandırıcı
Rusça'da evet
Bir cila türü
Maske
Samaryumun imi
Kötü görülen
İspanya plakası Ödeşme Rüzgar çeşidi
Uzaklık anlatır
Bir erkek ismi
İzmir'de antik kent
Bir nota
Memnuniyet sözü Akıtma
Kaygısız kişi
Eski dilde Su
Vücut sıvısı
Potasyum imi
Etten-Leur'deki Özgazi CEO'su (Üstteki resim)
Bir nota
İtalya'nın imi
Uydumuz
29
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Star Market yenilendi
STAR FRESH FOOD
COLOFON
Laan op Zuid 1178 3071 AC Rotterdam
HABER
KIMLIK KARTI
Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) ibrahim @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Rabia Karaman Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Art Direction & Fotografie: Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79
RotterdamZuid'ün tanınmış marketlerinden Star Market, geçtiğimiz günlerde mekanı büyüttüğü yeni yerine taşındı ve bir açılış gerçekleştirdi. Önümüzdeki haftalarda 30'a yakın üründe yüzde 40'lara varan indirimler uyguladıklarını belirten Star Market'in sahibi Adem Ozan, Star Market hakkında bilgi verdi.
Planlar nasıldı ne zamandan beri dükkanı büyütme planındaydınız? 2001 yılından beri Rotterdam-Zuid'de Star Market’i çalıştırıyorum. Plan proje hep vardı büyütmek istedik. Büyütürken dikkate almamız gereken hususlar vardı tabii ki. Temiz, ferah bir ortamda insanlarımızın rahatça alışveriş yapabileceği aradığını bulabileceği bir yer yıllardır arıyoruz, burası denk geldi. Müşteriler aradığı temel gıda olarak mutfağın-
da neye ihtiyacı varsa onu bulabileceği bir yer olarak dizayn ettik. Et ve süt mamülleri, kuru gıdalardan meyve sebzeye kadar herşey mevcut. Bu çevrede müşteri potansiyelinden çok memnunuz. Rotterdam farklı yerlerinde şubeleriniz olacak mı? Evet, ikinci bir şube düşünüyoruz bu da aynı konsept üzerinde olacak. Albertheijn’in hemen yanında olmak bizim için büyük avantaj, onlar müşteri çekiyor. Oraya geldikten sonra bize de uğruyor insanlar. Afrikaanderplein ile olan
yol bağlantımız açıldığında ise daha çok müşteri bekliyoruz, hatta bu yer küçük gelebilir diye düşünüyoruz. Burada 10 çalışanımız var ve haftanın 7 günü açığız. Pazartesi-Cumartesi arası sabah 8 akşam 8 arası ve Pazar günleri 12-18 saatleri arası açığız. Açılış nedeniyle 30'a yakın ürünlerde büyük indirimler var ve halkımız yararlanabilirler. İşimi severek isteyerek yapıyorum ve en iyisini yapmaya çalışıyorum. Başarılı olamayacaksam bırakırım. Amacım insanlara hizmet etmek ve ekmek paramı kazanmak. Kendime istemediğim hiçbir şeyi başkası için
istemem. Buraya gelen müşterilerle güleryüzle sohbet ederiz müşteri diyaloğu arıyor seviyor sohbet etmeyi. Et reyonunuz ve helal et konusunda bilgi verir misiniz? Haftada üç sefer et alımı yapıyoruz; büyük ve helal markalardan alıyoruz. Helal et konusunda son derece hassasız. Her yıl Helal sertifikasını talep ederim. Müşterilerim bana nasıl güveniyorsa ben de benimle birlikte çalışan arkadaşlara öyle güveniyorum. Kendinize istemediğiniz bir şeyi bana vermeyin derim. Ben de istemediğim bir şeyi kesinlikle müşterime vermem.
Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Fatih Uluçay Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
EFSANE Düğün Salonu
1000+
kişilik e kapasit
! I D L I Ç A
Her türlü düğün, nişan, sünnet ve özel günlerinizde size hizmet sunmaktan mutluluk duyarız. En güzel günlerinizi gelin birlikte planlayalım. Konuklarınız ve sizin için unutulmaz saatler hazırlayalım. 1000+ kişilik kapasite.
BREDA
DEN BOSCH TILBURG
EFSANE Düğün salonu
EINDHOVEN
ANTWERPEN
Bredebaan 4, Wuustwezel / BELÇİKA (Hollanda sınırına 300 metre)
İrtibat: Adem Ozan: 0641 - 36 68 01 Metin Doğaner: 0610 - 30 11 00 Osman Sungur: 0681 - 46 90 75
HABER
Yeniaşçı & Kaya avukatlık bürosu aile fotografı. 1 Nisan 2015 tarihinden itibaren avukat Elvan Şahin de aileye katılarak ekibi güçlendirmiş.
30
NİSAN / APRIL 2015
T.C. Lahey Büyükelçimiz Sadık Arslan'ı elçilikte ziyaret ettik. Hollanda gündemini kendisiyle değerlendirme fırsatımız oldu.
Kayseri Vakfı'nın kuruluşundan sonra davetliler Rotterdam'daki Meydan Restoran'a giderek sohbete devam ettiler.
Adacams ekibi Hollanda-Türkiye maçını özel Türk bayraklı formalarıyla izlediler.
Konya Ak Parti Milletvekili Harun Tüfekçi'nin mihmandarlığını üstlenen Göreme Ayran sahibi Mehmet Demirel ve arkadaşı Sayıner Selçuk hoş bir sohbet ortamı oluşturdular.
Benimsigortam sahibi Mehmet Keskin 5 günlük iş ve özel seyahatinin en can alıcı anı olarak nitelediği, 89 yaşındaki ailenin çınarı sevgili Annennesi Alyazmalım Güllü Toktaş'a ziyaretini bir selfie ile ölümsüzleştirdi.
Geçtiğimiz günlerde İkazia Hastanesi'nde kendi deyimiyle bir bakım yaptıran gazeteci Ergun Kula ve düşerek ayağını kırınca hastanelik olan politikacı Necat Kaya başlarına gelen olayı Facebook üzerinden bildirince, yüzlerce kişiden 'geçmiş olsun babında' beğeni ve yorum aldılar. Sevenleri onları yalnız bırakmadı.
Hollanda Genç Müsiad'ın düzenlediği ve Temel Kotil'in konuşmacı olarak katıldığı proğramda katılımcılar hazırlanan platform önünde hatıra fotoğrafı çektirdiler.
31
1999 dan beri
HABER
NİSAN / APRIL 2015
Gentle Incasso
1999' dan beri hizmetinizdeyiz
l and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.
İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.
Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.
Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
McCarthy Hollanda'ya geliyor KiM DEDi? NE DEDi?
Prof. Dr. Justin Mccarthy Ermeniler, İngilizlerle ve Ruslarla anlaşıp vatan hainliği yaptılar. Elimizdeki binlerce belge Türklerin değil, Ermenilerin soykırım yaptığını gösteriyor. "Telgraf direkleri Osmanlı ordusu için çok elzemdi. Bu hatların korunması için Osmanlı Ordusu en seçkin birliklerini cephe gerisine kaydırmak zorunda kaldı. Ancak yine de başarılı olamadılar. Ermeni çeteleri koparması çok kolay olan telleri parçalayıp dağlara kaçıyorlardı. İsyan ettikleri bölgelerde Müslümanların nüfusu ezici bir ağırlığa sahipti. Rusların savaşı kazanmasına yardım ederek, savaş sonrası Rus ordusunun yardımı ile bir devlet kurmayı hayal ediyorlardı. Bu nedenle cephe gerisinde sürekli saldırılar düzenleyerek bölgenin dağlık coğrafyasına kaçtılar. Osmanlı, Ermenileri bile Ermenilerden korudu. Ermeniler ise, doğuda Osmanlı askerlerini, devlet görevlilerini, valileri bile öldürdü, işkence etti. Şimdi kim soykırım suçlusu? Herhalde Osmanlı değil. Birileri 100 yıldır Osmanlı'nın Ermenileri katlettiğine dair belgeler arıyor. Elimizde binlerce belge var. Bu belgeler Türklerin değil, Ermenilerin soykırım yaptığını gösteriyor. Osmanlı arşivleri açık ama Ermenilerinki değil."
Justin Mccarthy 24 Nisan 2015'te CPD'nin organizesiyle Hollanda'da bir konferans verecek.
KONYALI OTANTIK
Adana Kebap
Döner Kebap
RT
I
N
T C
E
L QUAL
Y
TA
T
O
IF I C AT
IO
Açık büfe kahvaltı
(Her pazar 10:00-13:00 arası)
Gegrilde kipfilet
Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam
010-484 63 48
info@konyaliotantik.nl www.konyaliotantik.nl
HABER
NİSAN / APRIL 2015
15
HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):
Posta Adresi / (Adres):
12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Banka no / (Rek.nr.):
Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:
€ 2,90
Her ay postayla evinizde
Posta adresi: HABER Laan op Zuid 915-B 3072 DB Rotterdam
abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00
ABONE OLUN
Aylık sadece
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 290 09 00 abone@haber.nl