HABER MART/ MAART 2016
Yıl/Jaar : 7
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
Sayı/Nr:
I GAZETESI Y İ N E N I HOLLANDA’N
60
HOTİAD ETKİNLİĞİN VE GÜCÜN ZİRVESİNDE
31 üyeli HOTIAD a milyarlarc euroyu yönetiyor
Son yıllarda stratejik vizyonu ve istikrarlı çalışmalarıyla insanımızın özgüvenini artıran bir çizgiye koşuyor HOTİAD.
Hikmet Gürcüoğlu Sayfa 2-3'te
Hikmet Gürcüoğlu
!
Terör, kime karşı işlenirse işlensin, kim tarafından işlenirse işlensin bir insanlık suçudur ve öyle kalacaktır. Hiç bir terör eyleminin haklı bir gerekçesi yoktur. En ulvi mücadele kalemle ve düşünceyle yapılır. ZULMÜN VE HAKSIZLIĞIN KARŞISINDAYIZ Her ne kadar zor da olsa metanet dilemek ve sağduyuyu elden bırakmamak mecburiyetindeyiz. Bu caniliğin arkasındaki karanlık ellerin istediği toplumda kaos yaratıp milleti birbirine düşürmektir. Yeryüzünde hiç bir silah, kalem ve düşünceden daha güçlü değildir. Kalem ve düşüncenin yüce değeri ilelebet payidar kalacaktır. Hangi şart altında olursak olalım Hollanda'da, Avrupa'da kalem ve düşüncelerimizle mücadele etmeye, terörü ve teröre giden yolları reddetmeye devam edeceğiz. Zulmün ve haksızlığın karşısında olacağız.
YIĞIT NAMIYLA ANILIR DIYE BIR SÖZ VAR: ÇOĞU INSAN BANA AYRANCI DER Ürün yelpazesi olarak ayran, meyveli ayran, yoğurt, meyveli yoğurt ve kaşar peyniri üretiyoruz. Çok fazla geniş yelpaze yerine, kaliteli ürünü önemsiyoruz.
22-23'te
Negatif Türkiye algısına karşı imza kampanyası
Kalem ve düşünce, tüm silahlardan daha güçlüdür
İBRAHIM KARAMAN
4'te
Sadece teröristlere değil, çanak tutan Batılılar'a da lanet !
İLHAN KARAÇAY
6'da
Hollanda’nın tanınmış avukatlık bürolarından Köse Avukatlık Bürosu geçtiğimiz günlerde başlattığı yeni bir çalışmayla Hollanda Türk halkına yeni hizmetler getiriyor. 13'te
Yine terör yine acı, yine çifte standart
AHMET SUAT ARI
Ateş, sadece düştüğü yeri yakmıyor
8'de
12'de
BAŞARI EN ÇOK, ÇOK ÇALIŞMAYA BAĞLI Ceza hukukunda genelde 3-0 geride başlıyorsunuz ve durumu 4-3'e getirmek için çok çaba sarfetmeniz gerekiyor. Tek bir şey yaparak beraat ettiremezsiniz...
Avukat Tolga Gümüş
M. FATIH KARAMAN
Doğal Lezzet
27'de
14-15'te
BULMACA 5'te
10'da
'Teröristseviciler' iş başında
Ahbap Çavuşlar
METIN YAZAREL
VEYİS GÜNGÖR
GENEL YAYIN YÖNETMENİMİZ DEĞİŞİYOR 5'te
Suçsuz insanlar hiç beklemedikleri bir anda, bir mekanda teröre kurban gidiyorlar. Ve arkada bıraktıkları gözü yaşlı çocuklar, akrabalar, dostlar, eşler… Kahpe terör ve planlayıcıları ve onlara destek veren hainler bir milleti böyle ağlatıyorlar. Ancak, sabır ve vakurla, biz bize düşen ilk vazifeyi yapıyoruz elbette. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve milletimize sabr-ı cemil diliyoruz. Ancak olay bununla sınırlı kalmıyor işte. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. 4-5-6-7-8-10 ve 27'de
KÖSE AVUKATLIK BÜROSU, TÜRKİYE AVUKATLARINI VATANDAŞIN AYAĞINA GETİRECEK
4'te
Göreme Ayran sahibi Mehmet Demirel:
TERÖRÜ LANETLİYORUZ
HABER
Hotiad etkinliğin ve gücün zirvesinde MART / MAART 2016
HOTIAD BAŞKANI PETROL YÜKSEK MÜHENDISI HIKMET GÜRCÜOĞLU AYINESI IŞTIR KIŞININ LAFA BAKILMAZ 2004 yılından beri faal olan Hollanda Türk İş Adamları Derneği (Hotiad) özellikle son yıllarda yaptığı çalışmalarla Hollanda Türk toplumunun dikkatini çekiyor. Son yıllarda stratejik vizyonu ve istikrarlı çalışmalarıyla insanımızın özgüvenini artıran bir çizgiye koşuyor HOTİAD. Bunda en büyük pay kuşkusuz Hotiad Başkanı Petrol Yüksek Mühendisi Hikmet Gürcüoğlu'na ait. Başkanlık görevini üstlendiginden bu tarafa çok şey değişmiş. Görev bilinci, sosyal sorumluluk anlayışı, tarafsızlık, sorun tesbitinde isabet, çözüme odaklanma ve gösterişten uzak bir çalışma anlayışı, olayı en iyi ifade eden kavramlar. Tam bir görev adamı. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz şiarında bir insan. 'Mesele icraat' diyen Hikmet Bey sonuca odaklı yönüyle de bilinir. Yaptıklarını genelde ancak sorduğunuzda duyabilirsiniz. Yine de 'ben' demeyip, biz diye anlatır. Göreve geldiğinde "Hotiad'ın ülkesi Hollanda'dır" dediğinde 'neden böyle diyor?' diye dikkat çekmişti. Kamuoyu sonra ne demek istedigini anladı. Sorunlar burada ise çözüm de burada olmalı idi. Amaç Hollanda Türk toplumunu güçlendirmekti. Çünkü tek çözüm güçlü olmaktı. Bu vizyon zamanla tam farkındalık ve umut yarattı.
Hikmet Gürcüoğlu
İSTİKRA VE KALİTE İÇİN BİR A-TAKIMI Bunu yapmak için de bir A-takımı kurmuştu. Hem de çoğunlugu gençlerden oluşan bir takım. Bu hem gençlere güvenmekti, hem de onlara alan tanımaktı. Hikmet Bey'i tanıyanlar bunu onun beyefendi kişiliğine ve akılcı davranışına ne kadar uyduğunu hemen anlamıştı. Otoriter bir başkanlık uygulaması bir yana takım gücüne inanan bir anlayışa sahip. Sağ tarafına da Şerif Aktürk'ü almıştı. Şerif Bey deli dolu kişiliği ile Hollanda Türk iş dünyasının en etkili isimlerinden birisidir. Hotiad'ın prestijini omuzlayan isimlerin başında gelir. Türkiye gündemini yakından ve iyi takip eden, analizleri ile öne çıkan İlhan Döne, aynı görevi Hollanda gündemi için yapan Veysel Hut, sunumları ile dernek çalışmalarına görsellik ve renk katan Faruk Halıcı, soğukkanlı tavırları ile dikkat çeken Memet Terkivatan, Hotiad'ın beyin takımını oluşturuyor. Kuruluşundan beri derneğe verdiği katkı ve desteklerinden dolayı kurucu Başkan Mehmet Soytürk'ü de saymadan geçmek olmaz. Ve derneği yıllar içinde zirveye taşıyan, isimleri bu yazıya sığmayan daha onlarcası.
ANA AMAÇ TÜRK HALKININ KONUMUNU YÜKSELTMEK Hotiad Başkanı Hikmet Gürcüoğlu'nun söylemlerinde sık sık şunu görürüz; "Ana amacımızı Türk toplumunun Hollanda'daki konumunu yükseltmektir. Zira 100 bin aile olan Hollanda Türk toplumu, kurduğu 25 bin işletme ile sosyal bir vaka olarak anılmaktadır. Yüksekokul ve üniversite mezun sayımız 24 bindir. Yani her dört aileden biri serbest çalışmaktadır. Ve her dört aileden birinin evinde, bir bachelor diplomalı vardır. Bu potansiyeli daha iyi yönlendirerek Türk insanının bu ülkedeki varlıgını daha değerli ve etkin hale getirmek istemekteyiz." Bu tesbit, bu bilinç ve bu yönde gösterilen gayretler herkesin gözü önündedir. Bu amaca ulaşmak için çeşitli çalışmalar yapılmakta. Üniversite öğrencilerine ulaşmak hedefiyle 'Öğrenci Buluşmaları' adı altında düzenlenen programlarda öğrenciler daha büyük başarılar için heyacanlandırılıyor. Onların gözünde birer rol model olmuş, başarıyı yakalamış isimlerin hikayeleri gençler için etkileyici ve ilham kaynağı olmakta. 'Başarı Ödülleri Proğramı' ile yılın öğrencisi, sporcusu, sanatçısı ve genç girişimcisi seçimleri yapılarak başarı ödüllendiriliyor. Burada asıl amaç toplumu motive etmek. Türk diasporasını yüceltme uğruna başarılı işadamlarımıza ve kültürel elçilerimize de projeksiyon tutan Hotiad, geleneksel hale getirmeye çalıştığı bu etkinlikle, Hollanda Türklerine güven aşılamaya çalışıyor. Vizyon ve misyonu sadece iş sahasında degil, sanatsal, kültürel ve eğitici girişimlerle de destekleyerek, toplumlararası kaynaşmaya katkıda bulunuyor. Bir sosyal vakıa haline gelen Hotiad artık Hollanda Türk toplumun vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturuyor. Toplumda herkes ya Hotiad'dan kendisine ait bir şey buluyor ya da bir örnek görüyor. Kimi 'etkin dernek böyle olur' derken, kimi 'bizim böyle insanlarımız da var diyerek' gurur duyuyor.
31 üyeli HOTIAD milyarlarca euroyu yönetiyor
Basın açıklamalarının çoğunda Hotiad'ın A-takımı yer almaya özen gösteriyor.
'Başarı Ödülleri Proğramı' ile yılın öğrencisi, sporcusu, sanatçısı ve genç girişimcisi seçimleri yapılarak başarı ödüllendiriliyor.
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Özgazi Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Aktürk her ikisi de Erzurumlu.
İşte Hotiad'ın A-Takımı
Şerif Aktürk
İlhan Döne
Faruk Halıcı
2
Memet Terkivatan
Veysel Hut
www.tolgaadvocatuur.nl 3
HABER
MART / MAART 2016
Business Forum Programı Hollanda Türk iş dünyasına yönelik olup, girişimcilerin bilgi dağarcıkları genişletiliyor, motive ediliyor. Genel ve güncel konuların işlendigi bu programlar hem bilgilendirici hem de ufuk açıçı özelliği var. Rol modellerle bir arada olmak ta girişimcilerde ayrı heyacan uyandırmaktadır.
HOTIAD'A TÜRK DEVLETI DE BÜYÜK ÖNEM VERİYOR Hotiad üyelerinin Hollanda ve Türkiye vatandaşları olması derneğe iki ülke arasında köprü olma görevi yüklemektedir. Hollanda iş dünyasına yönelik yapılan üst seviye programlarla Türkiye bir yatırım ülkesi olarak tanıtılıyor. Önümüzdeki 6 Nisan tarihinde Hotiad yine böyle bir etkinliğe imza atacak. Hollanda ve Türkiye ekonomi bakanlıkları ile birlikte, bakanların da katılımı ile düzenlenen bu programda, Hollanda iş dünyasını MKB Başkanı, Türkiye iş dünyasını ise DEIK Başkanı Ömer Cihad Vardan temsil edecek. Hotiad vizyonu ve etkinliğine uyan bu çalışma ile dernek yine bir zirveye imza atacak. Türkiye ile Hollanda ve diğer ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini desteklemek üzere, özellikle Hollanda’da kurumsal yapısını tamamlamış girişimcileri bir şemsiye altında toplamak ve uluslararası ses getirecek faaliyetleri gerçekleştirmeyi hedef alan Hotiad, geçtiğimiz haftalarda Hollanda'yı ziyaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da zaman zaman kisisel hitaplarına ve takdirlerine mazhar oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hollandalı yatırımcılarla yapılan proğramda ve Türk toplumu temsilcileriyle buluşmasında, Hikmet Gürcüoğlu ve Şerif Aktürk'ü konuşmasında ismen anarak, Hotiad'a devlet nezdinde verdikleri önemi de vurgulamış oldu. Bilgilendirme, eğitim, lobi faaliyetleri ve diğer hizmetler aracılığıyla Hollandalı Türk girişimcilerle diger ülkelerin girişimcileri arasında ekonomik ve kültürel yakınlaşma anlayışının gelişmesini teşvik eden ve üyelerine sektörel alanlardaki ekonomik olanaklar ve ticari yatırımlar konusunda rehberlik yapıp fırsatlar sunan Hotiad, sadece 2006'dan beri yaptığı ekonomik forum ve zirvelerle kalmayıp, geziler, fuar, seminer, konferans ve benzeri organizasyonların da ev sahipliğini üstleniyor.
ÜYELİK KRİTERLERİ Peki HOTİAD gibi etkin, Türk toplumu için faydalı çalışmaları inkar edilemez bu kurumun kaç üyesi var, gücü nedir? Hollanda'ya yerleşmiş, iş hayatına burada başlamış, belli bir iş hacmine ulaşmış Türk girişimcilerin üye olduğu bir Sivil Toplum Kuruluşu HOTİAD. Üyelik kriterleri yüksek bir dernek olan Ho-
tiad, Hollanda'da 31 üyesi ile toplamda 2 milyar Euro’yu bünyesinde barındıran iş hacmi ile, 2 bini aşan bir istihdamı temsil ediyor. Üye şirketlerden bir çoğu alanında ülkesel ölçütte şirketlerdir. Bünyesinde Hollanda'nın en büyük 500 şirket grubuna girmiş bir üyesi ve en varlıklı ilk 500 kişi grubuna giren bir başka üyesi de mevcut. Üyelerin ait oldukları sektör ve kârlılık durumu göz önünde bulundurulmak suretiyle yıllık minimum beş milyon Euro ciroya sahip olmak, ya da hizmet sektörlerinde faaliyet gösterenler için yıllık beşyüz bin Euro ciroya sahip olmak, üyelik kriterlerinden ikisi olarak göze çarpıyor. Ciro limitine ulaşamayıp dernek faaliyetlerine üst düzey katkısı olacağına inanılan üye adayları ise onursal üye olarak kabul edilebiliyorlar. Hali hazırdaki yönetim kurulu Hikmet Gürcüoğlu, Şerif Aktürk, Veysel Hut, İlhan Döne, Faruk Halıcı, Behzat Eren, Esat Şengül, Adil Karakaya, Tahsin Yıldırım, Memet Terkivatan ve Yusuf Erbil'den oluşuyor. ÜYELERİN PROFİLLERİ Hotiad'ın çok fazla bilinmeyen bir yönünü de kamuoyu ile paylaşmakta fayda var. Son bir yıldır Hollanda'daki Türk özörgütler grubuna bir örgüt daha katıldı: Centre for Public Debate. Sivil Tartışma Merkezi olarak anılan kuruluşta Hotiad Başkanı Hikmet Gürcüoğlu'nun da yönetim kurulunda görev alması, kamu diplomasisi işlevini öne çıkartacağını gösteriyor. Onlar bunu lobicilik olarak isimlendirmemeye özen gösteriyorlar ama gerçekte bu bir lobi kuruluşudur. Bu oluşumun finans bağımsızlığı öneminden yola çıkarak finansını Hotiad üyeleri üstlenmiş. Bu takdire şayan dayanışma ve destek önümüzdeki yıllarda Hollanda Türk Toplumu'na 'saygınlık' olarak geri dönecektir. Hotiad hiçbir siyasi görüş, kimlik, mezhep ve benzeri konuları farklılık olarak görmediği ve tamamını kucakladığı için de her kesimden insanımızın takdirini kazanmaya devam ediyor. Aynı zamanda bir sivil toplum hareketi olan Hotiad, üyelerine iş yaşamlarında onurlu olmayı ve dürüst davranış kurallarına bağlı kalmayı telkin ederek kişisel ve toplumsal saygınlığı hak etmeyi ve muhafaza etmeyi hedefliyor. Profesyönellik konusunda her ne kadar bazı eksiklikler mevcut olsa da, stratejik bakış açısı günden güne bütün üyelerde yer etmeye başlamış. Hotiad'dan geçtigimiz aylarda birkaç şirket üyeliğini sonlandırdı. Ancak bu kopuşların bazı basında iddia edildigi gibi Hotiad'ın stratejisine ya da gücüne dair olumsuz bir gerileme getirmediği de ortaya çıktı. Görüldü ki Hotiad kişilere bağlı ve dayalı bir dernek değil, bilakis kurumsallaşmayı yakalamış bir dernek.
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 7 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl
Simit Sarayı Amsterdam Dappermarkt 1e van Swındenstraat 40-E 1093 GE Amsterdam
Simit Sarayı Meent Meent 15a 3011JA Rotterdam
Simit Sarayı Amsterdam Arena Bijmerplein 1006 1102 ML Amsterdam
Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
HABER
4
MART / MAART 2016
KALEM VE DÜŞÜNCE, TÜM SİLAHLARDAN DAHA GÜÇLÜDÜR Terör, kime karşı işlenirse işlensin, kim tarafından işlenirse işlensin bir insanlık suçudur ve öyle kalacaktır. Hiç bir terör eyleminin haklı bir gerekçesi yoktur. En ulvi mücadele kalemle ve düşünceyle yapılır. Yeryüzünde hiç bir silah da, kalem ve düşünceden daha güçlü değildir. Kalem ve düşüncenin yüce değeri ilelebet payidar kalacaktır.
İBRAHİM KARAMAN Öncelikle terörün her türlüsü lanetlediğimi bildirmek isterim. Terör, kime karşı işlenirse işlensin, kim tarafından işlenirse işlensin bir insanlık suçudur ve öyle kalacaktır. Hiç bir terör eyleminin haklı bir gerekçesi yoktur. En ulvi mücadele kalemle ve düşünceyle yapılır. Yeryüzünde hiç bir silah da kalem ve düşünceden daha güçlü değildir. Kalem ve düşüncenin yüce değeri ilelebet payidar kalacaktır. Hangi şart altında olursak olalım Hollanda'da, Avrupa'da kalem ve düşüncelerimizle mücadele etmeye, terörü ve teröre giden yolları reddetmeye devam edeceğiz. Zulmün ve haksızlığın karşısında olacağız. HOLLANDA MEDYASI BIN DEREDEN SU GETIRIYOR Geçen yıl Paris saldırılarının ardından Hollanda meclisinde D66 parti lideri Alexander Pechtold şöyle demişti: "Yapılan araştırma lar ortaya koyuyor ki, son 8 yıl içerisinde yapılan terör saldırılarının yüzde 99,3'ü İslam'dan gelmiyor". Bu açıklamayı, Geert Wilders'in 'Bütün terör saldırıları İslam'dan kaynaklanı-
ibrahim.karaman@haber.nl yor' söyleminin ardından yapmıştı Pechtold. NRC gazetesi Alexander Pechtold'un bu açıklamasının doğru olup olmadığını araştırdığını söyledi bir sonraki gün. NRC muhabiri Thomas van Veen, Pechtold'un söyleminin etkisini tazyif etmek için bin dereden su getirmişti. Mesela, "Pechtold son 8 yıl diyor, ancak yapılan araştırma 2006-2013 yılları arası için geçerli. 2014 ve 2015 yılının verileri yok" diyebiliyor. Veya "Bu veriler, sadece başarılı olan olan saldırılar değerlendirilerek yapılırsa, yüzde bu kadar yüksek çıkmıyor" aldatmacısını öne sürüyor. Sonuç olarak ise "Evet Alexander Pechtold'un bu söylemleri doğru ancak bu, bu kadar kolay değil bazı farklı verilere de bakmak lazım" diyerek kendince bir yorum getiriyor. Hollanda medyasının son zamanlarda müslümanlara ve özellikle Türkiye'ye karşı büyüterek yürüttüğü algı operasyonuna bakarsak, buna çok şaşırmamak gerekiyor. Çünkü herkes oyunun içerisinde kendi rolünü oynuyor. Bu sayımızın farklı sayfalarında bilhassa Hollanda medyasının, Türkiye'deki büyük kısmı dış kaynaklı terörü nasıl 'görmezden geldiğini'
hatta zaman zaman insanların bilinçaltlarına hitap edip, teröristleri nasıl mazlum göstermeye, onları nasıl sevdirmeye çalıştıklarını işleyeceğiz.
İKI SARIŞININ BENZERLIKLERI Diğer yandan, ABD'deki seçimlere giden yolda Donald Trump'ın seçimleri kazanıp Amerika'da başkan olması ve söylemlerini yerine getirmesi durumunda, felaketleri beraberinde getireceğini ve bir kaos ortamı yaşanabileceğine dair bir haber yaptık. Donald Trump, Cumhuriyetçiler Partisi'nde geçen yıl başkan olmak için aday olduğunda kimse onu ne ciddiye aldı, ne de bir şans tanıdı. Ama şu an geldiğimiz noktada görüyoruz ki, Trump yaptığı seçim kampanyasıyla hem Cumhuriyetçilerin adayı olma yolunda hızla ilerliyor ve hem de seçimlerde başkan olarak seçilme ihtimalini gitgide arttırıyor. Biz bu haberi yapıp yayına hazırlarken ajanslara yeni bir haber düştü. Economist Intelligence Unit adında ekonomi alanında uzman bir uluslararası düşünce kuruluşu, Donald Trump'ın ABD'nin başkanı olarak seçilmesi durumunda dünyayı ve ABD'yi istikrarsız-
HOLLANDA TÜRK TOPLUMU ARAYIŞTA 1 Ocak 2015’te faaliyetlerine başlayan ve Hollanda’nın Rotterdam kentinde kurulan, kısa adı CPD olan Sivil Tartışmalar Merkezi, Hollanda Türk Toplumunu biraraya getirmek için Mart 2016’da Den Haag’da yeni bir deneyimde daha bulundu. CPD, Hollanda’da faaliyet gösteren 52 Türk kökenli sivil toplum kuruluşunu bir istişare toplantısına davet etti. Gündemi çok açık bir şekilde belirlenmeyen bu toplantıya yaklaşık 30 dernek ve vakıf yetkilisi katıldı. Duyurusu ve daveti amatörce gerçekleştirilen davet, toplantının işleyişinde de kendini gösterdi. Teknik alanda ve usule dair getirdiğim eleştirilere, gazeteci büyüğümüz İlhan Karaçay, 'onları görmezden gelebiliriz' tarzında bir yaklaşım getirdi. Bu alandaki eleştirilerin ‘belirleyici’ olmadığı özelliğini ikrar etsek de, bazen bir toplantının hazırlığı, toplantının tüm gidişatına ve toplu kalitesine etki ediyor. Nitekim hazırlık, hem katılanlar açısından hem de organize edenler açısından zayıf kalınca, toplantının içerik olarak hafızalarda kalan kısmı da pek kavi olmuyor. CPD Başkanı Mehmet Emin Ateş de zaten en çok bundan yakınıyor. Toplantıdan önce 52 özörgüte gönderilen bilgi notlarına dair sadece 2 özörgütün dönüş yaptığını ve bunun elbette hazırlık için yeterli olmadığını söylüyor. Bu toplanışın ‘manaün fîhi’ bir türlü ortaya konulamadığı için de, konular dağılır ve hangi konu açılırsa insanlarımız hazırlıksız biçimde görüş belirtmek zorunda hissederler kendilerini. Tam da burada CPD’nin kafasında bu topluluğun 'nereye ve nasıl' evrilmesi gerektiği konusunda tam bir düşünce oluşmadığını görüyoruz. Ortam sağlayıcı rollerini öne çıkarmakla birlikte, ‘Siz ne karar alırsanız, o olacak’ şeklindeki bir yaklaşımın nasıl bir oluşumu ortaya çıkaracağı, istifhamları bol bir kurgu ortaya çıkarıyor. Hem usulen, hem de içerik olarak zayıf giden bir toplantıdan, mutmain edici sonuçlar bekleyemezsiniz elbette. Tam bu yazıları yazdığım anda Durmuş Doğan beni arıyor ve bahsi geçen toplantının kapsamı alanına dair serzenişlerde bulunuyor. Durmuş Bey “Geçmişini bilmeyen geleceğinden emin olamaz. Geçmişi bilip, yaşadığımız günün üzerinden geleceğe yatırım yapmalıyız. Ancak bu şekilde arzu edilen şekilde birlikte hareket etmeyi sağlayabiliriz” şeklinde bir saptamada bulunuyor. Hiç planda yokken DEİK’e dair değerlendirmelerde bulunuyoruz. DEİK’deki üst düzey görevlendirmelerde ‘liyakat ekseninden ziyade, kimlikler ekseninde’ hareket edilmesini birlikte eleştiriyoruz. 2016’da, yukarıda yazdığım ve çoğunlukla hepimizin muzdarip olduğu konularda, daha ciddi teşrii mesai yapmamızın gerekliliğinin altını çiziyoruz.
GENEL YAYIN YÖNETMENLİĞİNİ BIRAKIYORUM
Değerli Okurlarımız, Yedinci yılına girdiğimiz Haber Gazetesi’nin 60. sayısını şu an elinizde tutuyorsunuz. Gazetenin genel yayın yönetmenliğini bir yed-i güzel adama bırakmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Evet doğru duydunuz, manşet sayfasında da ipucunu verdiğimiz gibi 61. Sayıdan itibaren genel yayın yönetmeni olarak başka bir kardeşimiz olacak karşınızda. 60 sayı boyunca, elimden geldiğince, dilim döndüğünce, tamamı bir kitap olabilecek şekilde farklı konulara değinmeye, tespitler yapmaya ve çözümler üretmeye çalıştım. Elbette tamamıyla bu yazı dünyasından çekiliyor değilim; perde arkasında bu tür medya
çalışmalarını desteklemeye devam edeceğim. Ancak, hadi moda bir deyimle de tabir edeyim, genel yayın yönetmenlik koltuğunu daha genç birine devretme vaktimiz gelmiştir. Bizi izlemeye devam ederseniz kim olduğunu Nisan ayında bizzat göreceksiniz. Hem de yenilenen bir HABER Gazetesi çıkacak karşınıza. Bendeniz 2016’dan itibaren farklı bir alanda, profesyonel bir anlayışla yeni işler üretmeye yöneliyorum. Bir de sivil toplum kuruluşu olarak 1.5 yıl önce beş arkadaşımızla kurduğumuz Ekol Vakfı aracılığıyla Hollanda’da gelecek yıllara iz bırakacak farklı çalışmalar yapmak istiyoruz. Bu vesile ile siz değerli okurlarıma bu sütunlardan veda etmek istiyorum. Yeni yerlerde, yeni imkanlarda buluşmak üzere. Hoşça kalın, dostça kalın.
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku
Çalışma ve İş Hukuku
Ceza Hukuku
Sosyal Güvenlik Hukuku
Çocuk Hukuku
Para tahsili ve icra takibi
Ticaret Hukuku
Uluslararası ihtiyati tedbir
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
laştıracağı kanaatinde. Dünya ekonomisine büyük bir darbe olacağını, Amerika'nın komşusu Meksika'yla bir ticaret savaşına da gireceğini ve Daeş'in bile bundan faydalanacağı analizini ortaya koyarak, Trump'un seçilmesinin, dünyaya zarar verecek 'Top 10' olaylarının arasında gösteriyorlar. Peki Donald Trump neden bu kadar başarılı kampanyasında? Öncelikle mitinglerine gelen insanlara bir 'siyasi' şov vermesi insanların ilgisini çekiyor. Onun mitinglerinde o kadar farklı olaylar gelişebiliyor ki. Mesela başkan adayı Trump'un 'Beni protesto ermek isteyenler olursa, onlara rahatlıkla vurabilirsiniz. Sizin mahkeme masraflarını bile karşılarım' diyerek insanları kışkırtması, insanlara macera gibi geliyor ve gerçekten bunu ciddiye alıp birçok protestocu ya dövülüyor, ya da salondan çok sert bir şekilde dışarı atılıyor. Her fırsatta 'Bu ülke çok nazik idare ediliyor, eskiden olsa böyle protestocularu biz sedyelerle dışarı gönderirdik' veya sürekli 'Atın onu dışarı!' diyerek hem karşıtlarını aşağılıyor, hem de taraftarlarını daha çok gaza getiriyor. ABD'de söylediklerini kontrol için yapılan bir araştırmaya göre Trump'ın söylemlerinin yüzde 87'si yalanlardan oluşuyor. Mitinglerindeki bu söylemler en son Chicago'da bir mitingi, taraftar ve protestocular arasında çıkan kavga yüzünden iptal oldu. İnsanları direkt olarak şiddete yönlendirmekten hiç imtina etmiyor Trump. Şimdi gelelim bizim buradaki sarışına. Geert Wilders'in 2014 seçimleri akşamı 'Daha az Faslı istiyorsanız bunu ayarlarız' demesinin ardından, 5 binden fazla kişi suç duyurusunda bulunmuş ve savcılık 'Şiddeti teşvik ediyor' diye davayı başlatmıştı. Bugünlerde bu davanın ilk duruşması yapılmak üzere. (Davanın sonucu Ekim 2016'da açıklanacak). Davanın ilk hazırlık duruşması 18 Mart'ta yapılmadan önce Hollanda televizyonlarında 'Wilders'e açılan dava haklı mı haksız mı?' tartışmaları yapılıyor. Wilders'in 'Şiddete teşvik edip etmediği' tartışılıyor ve her iki taraf da beyanlarını ortaya koyuyor. Ancak bugünlerde Hollanda Terörle Mücadele ve Ulusal Güvenlik Koordinatörü (NCTV) tarafından yapılan yeni bir araştırmada ilginç bir söylem atıldı ortaya. Wilders'in son zamanlarda en çok kullandığı 'Kom in Verzet' yani 'Direnişe Geç' söylemi, (Sosyal medyada bu söylem 100 binden fazla kez paylaşılmış) aşırı sağcılar tarafından mültecilere karşı şiddet için kullanıldığını belirtiyor NCTV ve bu şiddetin artmasından endişelerini de dile getiriyorlar. Bundan sonra da Müslümanlara ve mültecilere uygulanan şiddetin artacağını öngörüyorlar bu sebeplerden dolayı. Donald Trump'ın mitinglerinde kullandığı dilin, insanları birbirine kırdıracak nitelikte olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Wilders'in Hollanda'da kullandığı dil ile insanları şiddete teşvik ettiğini, Hollanda Terörle Mücadele ve Güvenlik Ulusal Koordinatörü söylüyor. Bu benzerlikler içerisinde Wilders'in Hollanda genel seçimlerinde en büyük parti olarak başbakan çıkmasının, Hollanda'nın hem ekonomisine, hem de dünya duruşuna büyük zarar getireceği apaçık bir gerçek.
5
HABER
MART / MAART 2016
Negatif Türkiye algısına karşı imza kampanyası “Hollanda medyası taraflı haberleriyle toplumu kutuplaştırıyor”
Ahmet Erdoğan Hollanda medyasında ve özellikle devlet sübvansiyonlu NOS kanalında yapılan taraflı Türkiye haberlerine karşı internet ortamında bir imza kampanyası başlatıldı. 3 gün içerisinde 7 bin kişi tarafından imzalanan kampanyanın amacı 'Türkiye hakkında yalan yanlış haberlere tepki göstermek'. İmza kampanyasını başlatan Ahmet Erdoğan ve Mehmet Akkoç, "Hollanda Türklerinin de ödediği vergilerle bu tür kanallar devlet sübvansiyonu alıyor.
Türklerin vergisiyle tekrar Türklere karşı taraflı haberler yazarak, toplumda kutuplaşmaya yol açılmaya çalışılıyor" dediler. Konuyla ilgili görüştüğümüz Ahmet Erdoğan: "48 saat içerisinde 7 bin imzaya ulaştık, bu rakamın çok daha fazla olması gerekiyor. Hollanda'da yaşayan bütün Türkler ileriki günlerde ve yıllarda yapılan taraflı ve yalan haberlerden zarar görecek. Aynı şeyi Ermeni meselesinde de yaşadık. Yıllarca bu konu-
Köse Advocaten INTERNATIONAL LAW OFFICE
delerini kullandı. İmza kampanyasını aşağıdaki linkten imzalayabilirsiniz. İmzaladıktan sonra mail kutunuza gelen linki tıklayarak imzanızı teyid etmeniz gerekiyor.
Mehmet Akkoç
ya tepki göstermediğimiz için, içinde bulunduğumuz bu zaman dilimi içerisinde şimdi de yapılan algı operasyonlarıyla bizleri suçluyorlar" dedi. Erdoğan: "Bu tür taraflı haberler ileriye dönük bakıldığında toplumsal büyük sıkıntılara yol açacak. Gurupları bilinçli olarak birbirine karşı kışkırtıyorlar. Şimdi olduğu gibi. 'Nederlanse Publieke Omroep' halkın parası ve vergi parasıyla ayakta duruyor. Yani Türkler de vergi verdiğine göre bir bölümü bi-
zim paramızla da finanse ediliyor. Aslında Türklerin verdiği parayla yine Türkler toplu katliamlar yapan katil ilan ediliyor. Haberler çarpıtılıyor ve bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bunu NPO gibi tarafsız ve güvenilir haber vermekle yükümlü olan bir kanalın yapmaması bizi üzüyor. 'Burada Türkiye'nin gerginliğini istemiyoruz' diyorlar ama Türkiye'den tek taraflı ve Türkiye aleyhine haberleri de NPO alıyor. NOS, Nieuwsuur, VPRO gibi kanallar da aynı şeyi yapıyor" ifa-
İmza kampanyasına şu linkten katılabilirsiniz: www.petities24.com/teken_ de_petitie_voor_een_onpartijdige_verslaggeving_over_ turkije.
Türklere hakaret eden Yunan vekil kovuldu
Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye ile AB arasında imzalanması planlanan 'göçmen' anlaşmasının ele alındığı oturumda
gergin anlar yaşandı. Yunanistan Başbakanı Çipras Türkiye'ye gelerek destek ve işbirliği isterken Yunanistan'ın ırkçı Altın Şafak Partisi'nden Eleftherios Sinadinos, AP'deki oturumda yaptığı konuşmada; "Türk, köpek gibidir. Vahşi görünür ama bir düşmanla karşılaştığında kaçar" dedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz bunun üzerine milletvekilinin salondan atılmasını istedi. Altın Şafak üyelerinden söz hakkı için talep gelse de Schulz, bunu kabul etmeyerek "Lütfen oturumu terk edin. Bu tartışmaya açık değildir" dedi.
Türkiye'deki avukatları ayağınıza getiriyoruz
Türkiye'deki avukatlarınız artık Hollanda'da size hizmet verecek. Avukatlık işleri için Türkiye'ye gitmenize gerek yok. Köse Advocaten olarak ekibimizi Türkiye'den gelen avukatlarla güçlendirdik. Son yıllarda vatandaşlarımızın Türkiye ile alakalı hukuksal sorunları çoğaldı. Bu alandaki sorunları gidermek için, her ay Türkiye'den sizler için özel olarak, uzman avukatlar getireceğiz. Bu avukatlar Türkiye'deki hukuksal meselenizi, sizinle burada ele alacaklar. Böylece her defasında Türkiyeye gitmenize gerek kalmayacak.
Tel: 010 - 215 13 11
www.hukukburosu.nl
HABER
6
MART / MAART 2016
SADECE TERÖRISTLERE DEĞIL, ÇANAK TUTAN BATILILAR'A DA LANET ! Çok yazdım kahpelikleri, nankörlükleri ve aşağılayıcı aşağılıkları... Her yazım sırasında adrenalimim yükseklere çıkmıştır. Ama bu defa bırakın adrenalinimi, sinirlerim bana kalp krizi yaşatacak kadar yükselmiştir. Avrupa siyasetçileri, medyası ve halkı adeta kin kusuyor. Türkiye'ye öyle hakaretler ediliyor ve öyle suçlanıyor ki, bu suçlama ve hakaretler, gerçeği bilen her sağduyulu insanı çileden çıkaracak nitelikte. İLHAN KARAÇAY Sevgili ve Değerli Okurlarım, Hatırlayacaksınız, Paris’te yaşanan terör olayından sonra ayağa kalkan tün Avrupa ülkeleri ve halklarının, Ankara’da geçen ekim ayında yaşanan terör olayından sonra cılız bir ses çıkarmakla yetinmesine çok içerlemiştik. Paris’teki eylemden sonra tüm Avrupa televizyonları gün boyu canlı yayına geçmiş ve Devlet Başkanları, Başbakanlar ve hatta Kral ve Kraliçeler aynı canlı yayınlarda taziyelerini bildirmişlerdi. Yine hatırlayacaksınız, Paris’teki patlamadan sonra yapılan Liberty (Özgürlük) protesto yürüyüşüne dünyanın dört bir yanından liderler katılmış ve özgürlük feryatları atılmıştı. İşte o özgürlük yürüyüşünden sonra yazdığım yorumumda, ‘Yarın Paris’e gideceğim ve Ermeni soykırımı yoktur diyeceğim. Fransız polisi beni tutuklayacak. Peki benim için de liberty pankartları açacak mısınız’ diye yazmıştım. Ankara’yı kana bulayan katliamdan sonra yazdığım yorumda da, ‘Avrupalı’nın canı can da, Türk’ün canı patlıcan mı?‘ diye sormuştum. Zira, Avrupalılar’ın Paris olayından sonra ortaya koyduğu tepki ile, Ankara’da yaşanan olaydan sonraki tepkileri kıyaslanamayacak kadar cılızdı. Geçtiğimiz hafta Ankaralılar üçüncü kez kanlı bir terör olayı daha yaşadılar. Avrupa medyası bu haberi yayınladı. Yayınladı ama, günlük basit haberler gibi yayınladı. Haaa, inkar etmeyeyim, Hollanda’nın en büyük gazetesi De Telegraaf haberi birinci sayfada
ilhan.karacay@haber.nl büyük bir fotoğraf koyarak yayınladı. 10’uncu sayfada da yine büyük bir fotoğraf ile haber verildi. Ama aynı sayfada bir de yorum vardı. Frank van Vliet imzalı bu yorumda, tek kelime bile taziye veya ‘günahsız insanlara yazık oldu’ gibi bir cümle yoktu. Yorum, sadece ve sadece Türkiye’yi her konuda suçlayan ifadeler ile doluydu. İşte Avrupalı’nın insanlık anlayışı da buydu. Şimdi, ‘İnsan hakları anlayışınız batsın’ desem haklı değil miyim? Türkiye’nin, gerek terör konsunda ve gerekse Avrupa’yı çok rahatsız eden mülteci konusundaki haklılığı, Avrupalılarca görmezden geliniyor. Daha doğrusu bu konular Avrupalılar’a iyi bir şekilde anlatılamıyor. Örneğin, Hollanda’da pek çok Türk Sivil Toplum Kuruluşu terörü lanetleyen bildiriler yayınladılar. Aynı kuruluşlar Avrupa medyasının mülteci konusunda Türkiye’yi yerden yere vuran yayınları karşısında da seslerini yükselttiler. Bir Gençlik Kuruluşu, medyaya karşı bir imza kampanyası başlattı. İmzalanması istenen metinde, ‘Biz de Hollanda’da vergi veriyoruz. TV yayınları, Türk kökenli biz Hollandalılar’ı da hesaba katmalı’ gibi ifadeler var. İmza kampanyasını başlatan kardeşlerime mesaj geçtim. ‘Böyle olmaz’ dedim. Hollanda medyasının neleri yanlış yaptığını bildirmemiz gerektiğini belirttim. ‘Böyle yazıyor ve söylüyorsunuz ama, işin doğrusu şudur’ dememiz gerektiğini yazdım. İşte bu nedenledir ki, sadece Hollanda’da değil, tüm Avrupa ülkelerinde, Türkler’in sözcülüğünü yapacak bir organa ihtiyaç vardır.
Ne gariptir ki, böyle bir organ kurulması için dört koldan girişimler var. Ama birbirinden kopuk girişimler. Bu konuyu hafta başında yayınladığım, ‘Hollanda’da paylaşılamayan İstişare Kurulu’ başlıklı yorumumda izah etmiştim.
Sevgili ve Değerli Okurlarım, Haçlı ruhu Batılılar’ın genlerine öylesine işlenmiş ki, dünyada eşi görülmemiş insanlık yardımımıza bile değer vermiyorlar ve bir de aşağılıyorlar. Çok yazdım kahpelikleri, nankörlükleri ve aşağılayıcı aşağılıkları... Her yazım sırasında adrenalimim yükseklere çıkmıştır. Ama bu defa bırakın adrenalinimi, sinirlerim bana kalp krizi yaşatacak kadar yükselmiştir. Avrupa siyasetçileri, medyası ve halkı adeta kin kusuyor. Türkiye’ye öyle hakaretler ediliyor ve öyle suçlanıyor ki, bu suçlama ve hakaretler, gerçeği bilen her sağduyulu insanı çileden çıkaracak nitelikte. ‘Türkiye at pazarlığı yapıyor’ diyor ve yazıyorlar. ‘Boğaz’ın Kuzey Koresi Türkiye’ye güven olmaz’ diyor ve yazıyorlar. ‘Türkiye Bit Pazarı’ndaymış gibi davranıyor’ diyor ve yazıyorlar. Hepsi de Türkiye’ye veriecek olan birkaç milyarlık paradan söz ediyorlar ve Türkiye’yi dilencilik ile suçluyorlar. Peki, Haçlı ruhu ile şartlanmış olan bu mantıksız söylemlere karşı bir tek Avrupalı lider çıkıp da, ‘Yapmayın beyler, Türkiye dünyada eşi görülmemiş bir insani yardım yapıyor.’ diyemiyor mu?
Diyemezler, çünkü Haçlı Ruhu ile şartlanmış olan seçmenlerine karşı antipatik olmak istemiyorlar. Bir peki daha; Bizim Cumhurbaşkanımız veya Başbakanımız Avrupalılar’a, ‘ Birkaç milyar euro için kıyameti koparıyorsunuz. Biz size 10 milyar verelim, siz alın tüm mültecileri’ diyemiyorlar mı? Yurtdışında yaşayan tüm Türkler ve Türk kökenliler, çatlak sesleri ve horlanmaları daha yakından duyuyor ve hissediyorlar. İşte, bu hissiyatları dışarı vurmak için birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. İnşallah bu birlik ve beraberlik yakında gerçekleşir.
Hollanda'nın en büyük gazetesi De Telegraaf, Ankara'daki son terör olayını büyük bir fotoğrafla yayınladı. yayınladı ama aynı sayfadaki Frank van Vliet imzalı yorumda ne bir taziye kelimesi ne de ' Günahsız insanlara yazık oldu' gibi bir cümle yoktu.
Tunahan Kuzu, koca mecliste tek Powned'e haddini bildirdi başına 1 dakika saygı durdu
H o l l a n d a Parlamentosu’nun Tunahan Kuzu’nun 1 dakikalık saygı duruşu önergesini kabul etmemesinin ardından, konuşmak için söz alan DENK Parti Lideri Tunahan Kuzu, kendi konuşma süresinin 1 dakikasında saygı duruşuna geçti. “Geçen yıl Paris’te olan saldırının ardından burada herkes saygı duruşunda durmuştu,
aynı saygıyı şimdi malesef göremiyoruz” diyerek kendi konuşma süresi esnasında Ankara ve dünyanın hertarafında terörden hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Hollanda Parlamentosunda sadece Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk terörde hayatını kaybedenler için saygı duruşuna geçtiler. Diğer tüm milletvekilleri, Başbakan Rutte dahil olmak üzere, yerlerinden kalkmazken, milletvekillerinin asık suratlı olmaları dikkat çekti.
KIRIM TATARLARINA DESTEK IÇIN
6 NISAN'DA EVET
Geçtiğimiz günlerde Hollanda'nın çirkef sunucusu Rutger Castricum, Amsterdam Bijlmer'da yine sokaklara çıkmış ve oradaki insanlarla röportajlar yapıp, insanları kötü bir şekilde yayına vermişti. Bunun üzerine milletvekili Tunahan Kuzu mecliste Powned hakkında soru önergeleri yöneltti. Devlet sübvansiyonlu bir yayın kurumu olan Powned'in insanları küçük düşürücü bir
Hollanda 6 Nisan 2016 tarihinde referanduma gidiyor. Halk, referandumda AB ile Ukrayna arasındaki ticaret antlaşmasını onaylayıp-onaylamadığını belirtecek. Kasım 2013'de Ukrayna'nın AB ile işbirliği yapmasını istemeyen grupların protestoları neticesinde gelişen olaylar Mart 2014'de Rusya'nın Kırım Yarımadasını illegal bir şekilde ilhakını beraberinde
şekilde yayın yapmasını eleştiren Kuzu: "Kamu kanalları milletin vergi paralarıyla finanse ediliyor. Böyle bir durumda bu şekilde sübvanse edilen bir kanalın vatandaşları küçük düşürücü ve damgalayıcı bir şekilde alaya alması düşünülemez. Yıllık 5.5 milyon Euro devletten destek alan bu kurumun insanları bu şekilde kötülemesi olacak bir şey değil"dedi. Tunahan Kuzu'nun
Powned hakkında mecliste yönelttiği soru önergeleri Powned kanalı tarafından hiç hoşnut karşılanmadı. Meclisteki görüşmeden hemen sonra Powned'den Tunahan Kuzu'ya röportaj isteği geldi. Tunahan Kuzu daha sonra yaptığı açıklamada "Kamu kanalları toplumu bir araya getiren bir faktör olmalı. Rutger Castricum ise buna ayak uydurmak istemiyor. Powned kanalının Rutger Castricum'un açıklamarını kabul etmemesi vu konu hakkında bir açıklık getirmesini öneriyorum. Biz kanalların kapanmasını tabii ki istemiyoruz, ancak fikir özgürlüğü ile beraber edep kuralları ve kamu sorumluluğunu da önemli. Kamu parasıyle insanlara bu şekilde darvanılmasını istemiyoruz" dedi.
getirmişti. Kırım'ın Rusya`ya bağlanması tüm dünyada tepkilere neden olmuştu. 500 bin Türkiye kökenli vatandaşımızın yaşadığı Hollanda'da Türklerin de mutlaka oylarını kullanmaları ve “evet”oyu vermeleri demokrasi ve bölgesel işbirliği için olduğu kadar, dolaylı olarak Rusya'ya da bir mesaj niteliğinde olacak.
7
HABER
MART / MAART 2016
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:
tin s i r ö r e T üsü t ö k i s i iy olamaz
Terör örgütlerine karşı çifte standarttan uzak durmak lazım teciler konusunda atılacak adımlar hakkında da bilgiler veren Çavuşoğlu, Suriyelilerle ilgili bir sorun olmadığını fakat, Türkiye’nin coğrafi kısıtlamaları olduğunu anımsattı. Kısıtlamadan dolayı Türkiye’nin doğusundan gelen mültecilere statü verilmediği ifade eden Çavuşoğlu,
şunları kaydetti: “Bunların geri gönderilmesi önemli. Geçici barınma merkezlerinin sağlıklı, aynı mülteciler için yaptığımız kamplar gibi iyi standartlara sahip olması lazım. Maalesef Avrupa’daki bazı geri gönderme merkezleri utanç verici durumda. Onlar gibi ol-
maması lazım. Bize yakışmaz bu. Dolayısıyla geçici olarak nasıl barındıracağız, sonra nasıl göndereceğiz. Biz bu konularda da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile işbirliği yapmak istiyoruz.
www.advocatenkantoorkara.nl Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Belçika'nın PKK ve DHKP-C'li teröristlerin iadesi konusunda hassasiyet göstermediğini belirterek, "Terör örgütlerine karşı çifte standarttan uzak durmak lazım” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hilton Otel'de düzenlenen Türkiye-Belçika Üçlü Bakanlar Toplantısı sonrasında soruları cevaplandırdı. Belçika ve Türkiye arasında suçluların iadesiyle ilgili bir soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye’nin bugüne kadar adi suçlular ve yabancı terörist savaşçılar konusunda Belçika’nın taleplerini yerine getirdiğini hatırlattı. Belçika’nın adi suçluların iadesi konusunda gerekli hassasiyeti gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, “Fakat PKK ve DHKP-C konusunda aynı hassasiyeti gösterdiğini söyleyemeyiz. Polisin en son 2014’te yaptığı (Belçika) operasyonların daha yargıya yansımadığını görüyoruz. Hiç kimsenin iç işlerine karışmak istemeyiz. Ama teröristler ve terör örgütlerine karşı çifte standarttan uzak
durmak lazım” şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, Belçika mahkemelerinin yabancı terörist savaşçılar konusunda kısa sürede kararlar aldığına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bunları memnuniyetle karşılıyoruz. Bizim de gözaltına aldığımız, tutukladığımız çok sayıda yabancı terörist savaşçılar var. Ama PKK’yı DAEŞ’ten farklı tutup ona tolerans göstermek, ya da DHKP-C gibi terörist örgütlere müsamaha göstermek çifte standarttır. Bizim de arzumuz, bu teröristler konusunda aynı hassasiyetin gösterilmesi ki Belçika’da da bunların cezaya çarptırılması gerekiyor. Müsamaha yapılmaması gerekiyor.” "Nisan ayında çalıştay düzenlenecek" Belçika Dışişleri Bakanı Reynders de uluslararası anlaşmaların kendileri için de geçerli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Belçika’da PKK ve DHKP-C hakkında adli takip ve soruşturmalar federal savcılar tarafından, çok detaylı bir şekilde yürütül-
mektedir. Kısa bir süre sonra 4 dava hakim karşısına çıkacak. Usulleri yavaş olan bir ülkeyiz ancak terör ve teröristlerin süreçleri konusunda en aktif ülkelerden bir tanesiyiz. PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin soruşturması konusunda da taahhütlerimizi yerine getiriyoruz. Nisan ayında bürokratlarımız arasında suçluların iadesi, hukuki işbirliği ve hüküm giymiş kişilerin transferiyle alakalı bir çalıştay düzenlenecek ve detaylı görüşmeler olacak. Tabii ki sözler verdik ve bunları da tutacağız.”
Kara Avukatlık Bürosu olarak işletmecilere ve özel kişilere hukuki danışmanlığın yanısıra, genel sözleşme hukuku, iş hukuku, şirketler hukuku, kiralama hususu, kişisel ve aile hukuku ile diğer sivil yargı alanlarında yardımcı oluyoruz.
İş Hukuku Şirketler Hukuku Franchise Hukuku Kira Hukuku Kişiler ve Aile Hukuku Borçlar ve ödemeler
Westblaak 5 F 3012 KC Rotterdam Tel: (010) 257 99 01 Fax: (010) 257 99 02 E-mail: info@advocatenkantoorkara.nl
"BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile işbirliği yapmak istiyoruz" Mültecilerin iade edilmesi konusunda ortak bir karar alınıp alınmadığı konusunda Çavuşoğlu, Türkiye-AB zirvesinde Türkiye'nin yaptığı tekliflere işaret etti. Çavuşoğlu, “Önümüzdeki 10 gün bunları çalışmaya devam edeceğiz. Hem birlikte, hem de AB kendi içinde çalışmaya devam edecek” diye konuştu. Türkiye’ye gelecek mül-
€59
’dan
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
023-751 06 00
Şimdi Ücretsiz Corendon App
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın
HABER
8
MART / MAART 2016
YINE TERÖR, YINE ACI, YINE ÇIFTE STANDART Böylesi saldırılar dost ve düşmanın kimler olduğunu göstermeye yarayan birer turnusol kağıdına benzer. Dostlar hemen üzüntülerini en etkin bir şekilde ifade ederken, dost olmayanlar kem kümlerle olayı görmezden gelmeye çalışırlar. Maalesef yaşadığımız ülke halkı ve siyasileri de bizi hayal kırıklığına uğrattılar.
AHMET SUAT ARI Ankara yine alçakça bir intihar saldırısına sahne oldu. Bu sefer benim de 6 yıl boyunca hemen hemen her gün geçtiğim Kızılay Meydanı kana bulandı. Şu anki bilgilere göre 37 kişi hayatını kaybederken, bazıları ağır yaralı olmak üzere yüzden fazla da yaralı mevcut. Allah saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara da acil şifalar versin. Başta şehit yakınları olmak üzere Türk milletinin de başı sağ olsun. Allah bu milleti böylesi acı ve hüzne gark edenleri, onlara dolaylı dolaysız destek verenleri de kahretsin! Her ne kadar zor da olsa metanet dilemek ve sağduyuyu elden bırakmamak mecburiyetindeyiz. Bu caniliğin arkasındaki karanlık ellerin istediği toplumda kaos yaratıp milleti birbirine düşürmektir. Şu an itibariyle her türlü eleştirimizi sonraya saklayıp toplum olarak yek vücut teröre prim vermeyeceğimizi göstermemiz gerek. Zaman durumdan fırsat yaratıp iktidara vurma zamanı değildir. Bu saldırıların hedefi ne iktidar ne de muhalefettir, hedef tüm kurumlarıyla Türk milletidir. Haliyle böylesi bir durumda bir olmaktan başka seçeneğimiz yoktur. Nitekim TBMM’de temsil edilen partiler, birisi hariç, bunu yayınladıkları deklarasyonla göstermişlerdir. HDP yine kayıtsız kalmıştır! Zaten başka şey de beklenmezdi onlardan, zira onların patronu PKK’lı birisi çıktı bu alçakça eylemin faili! Onlar her zaman olduğu gibi otomatik moduna geçip hükümeti suçladılar. Pişkinliğe yine zirve yaptırdılar kısacası, ama bu böyle gitmez, bir gün yakayı ele verecekler! Böylesi saldırılar dost ve düşmanın kimler olduğunu göstermeye yarayan birer turnusol kağıdına benzer. Dostlar hemen üzüntülerini en etkin bir şekilde ifade ederken, dost olmayanlar kem kümlerle olayı görmezden gelmeye çalışırlar. Maalesef yaşadığımız ülke halkı ve siyasileri de bizi hayal kırıklığına uğrattılar. Medya ise oldukça manipülatif bir şekilde, sanki asıl sorumlusu iktidar, özel olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan’mış gibi yorumlarla kamuoyunu yanılttılar. En kötüsü de, milletvekili Tunahan Kuzu’nun, Mecliste bugün Türkiye ile AB arasında varılan anlaşmanın görüşülmesi öncesinde bir dakikalık saygı duruşu teklifinin reddedilmesidir. Hem de meselenin özüyle alakası olmayan saçma sapan gerekçelerle reddedilmesi çok manidar. Bir da-
suat.ari@haber.nl
kikalık saygı duruşunu reddetmek için yarım saat konuşmaya zaman ayırmayı anlayan varsa beri gelsin. Bu da gösteriyor ki, Avrupa genel anlamda teröre değil, sadece kendisine yönelen teröre karşıdır. Bu da maalesef Türk toplumunu yaşadıkları ülke toplumundan soğutmaktadır. Bunun da kaçınılmaz olarak bir sürü olumsuz yansıması olacaktır.
AVRUPA’NIN INSANLIK IMTIHANI Avrupa Suriye iç savaşından kaçan mülteciler üzerinden büyük bir imtihan vermekte. Bir Avrupa kurumu olan AB’yi içinde 28 öğrenci olan bir sınıf olarak tahayyül edersek, bu imtihanı alnının akıyla geçecek öğrenci hemen hemen yok gibi. Her ne kadar bazı öğrenciler biraz ümitvar görünseler de diğerlerinin durumu onların başarılı olmasına mani olmaktadır. Koskoca AB bu imtihanda hem siyasi hem sosyalhem de ekonomik olarak büyük bir başarısızlığa imza atmak üzeredir. Hatta o imza çoktan atılmıştır bile demek mümkün. Neyse ki bu sınıfa dahil olmak isteyen ama mevcut öğrenciler tarafından bin bir bahane bulunarak kabul edilmeyen öğrenci Türkiye onlara şereflerini bir nebze olsun kurtarma şansı verdi. Bu zorlu imtihanın soruları aslında pek de zor değil. Biraz vicdanını dinlersen çözebileceğin türden sorular. Üstelik kopya çekmek de serbest! Birinin yaptığını bir diğerinin de yapması kopya değil, tam aksine iyi hal olarak görülebilir. Hal böyleyken neden bocalamakta bu ülkeler diye sorduğumuz zaman, meselenin vicdanla cüzdan arasında bir çekişme olduğunu görürüz. Hem cüzdanın baskısı hem de vicdanın çifte standardı AB ülkelerinin yakın tarihin en ağır insanlık dramlarından birisine göz göre göre kayıtsız kalmasına sebep olmaktadır. İkinci Dünya Savaşında yaşanan dram Bosna’da tekrar etmiş ve şimdi de dolaylı olarak Avrupa’nın bir çok bölgesinde yeniden gündeme gelmiştir. Görünen o ki, Avrupa tarih önünde bir kez daha insanlığa karşı mahcup olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Avrupa Suriye iç savaşının ta başından beri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmıştır. Suriye halkı demokratik reformlar için sokaklara dökülüp diktatör Esad’a karşı çıkarken uzaktan destek mesajları verilmiş, ama gerçek destek hiçbir zaman verilmemiştir. Avrupalı liderler
Esad’ın gitmesi gerektiğini olur olmaz her yerde dillendirmişler, ama gitmesi için gereken hiçbir adımı atmamışlardır. Şayet ciddi bir baskıyla, gerekirse yaptırımların da hayata geçirilmesiyle Esad’ın gitmesi ya da gerekli reformları yapması sağlanabilirdi, ancak bu yapılmadı. Sadece yapılmamakla kalmadı bunu yapan Türkiye kaderine terk edildi. Hatta sırtından bıçaklandı. Zira Türkiye çözüm süreciyle yüzyılın projesini gerçekleştirip müzmin bir sorunu çözme yolunda emin adımlarla ilerlerken, başı ABD ve AB’nin çektiği bir grup DAİŞ’le mücadele kisvesi altında Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın uzantısı PYD’ye bir iktidar alanı sundular. Peşinden de Suruç’ta DAİŞ’in patlattığı bomba Çözüm Sürecinin sabote edilmesine yol açtı. Ondan sonrası herkesin malumu! Türkiye bir taraftan sayıları milyonlarla ifade edilen Suriyeli mülteciler için insanca yaşama şartları sağlamaya çalışırken, bir taraftan da yeniden hortlatılan terörle baş etmeye çalışmaktadır. An itibariyle Türkiye’ye sığınan mülteci sayısı 2,7 milyondur. Bunların bir kısmı kamplarda yaşarken büyük bir kısmı da kendi imkanlarıyla özellikle büyük şehirler olmak üzere ülkenin her tarafında ayakta kalma mücadelesi vermektedirler. Bir kısmı da çeşitli yollardan Avrupa’ya gelme çabası içindedirler. Normal yollardan gelmeleri hemen hemen imkansız olduğu için genellikle tehlikeli, meşakkatli ve rizikolu yolları denemektedirler. Üstelik bunun için de insan tacirlerine binlerce dolar ödemektedirler. Hemen hemen her gün lastik botlarla Yunanistan’a geçmek isteyen mültecilerin dramını medyada görmekteyiz. Hem de Avrupalıların kendilerini istememelerine rağmen! İnsan bu durumda, acaba bu kadar istenmediklerini bilseler gelmekten vaz geçerler mi, demekten kendini alamıyor. İşte bu Avrupa’ya gelmek için yola çıkan sığınmacılar AB ülkelerinin başını ağrıtan. Bir taraftan bu insanlar her türlü engelleri aşarak gelmeye devam ediyorlar, bir taraftan da Avrupalılar bunlara karşı tavırlar almaktadırlar. Bu sığınmacıların yerleştirileceği belediyelerde zaman zaman şiddet de içeren protestolar olmakta, bu belediyelerin meclislerinin demokratik karar alma süreci engellenmektedir. Kullanılması düşünülen binalar sabote edilirken, karar verici konumunda olanlar tehditlere maruz kalmaktadırlar. Tüm Avrupa ölçeğinde (siyasi)
SUNEXPRESS, 2015’TE REKOR GELİR ELDE ETTİ
Geçtiğimiz haftalarda opsiyonlu 10 Boeing 737-800 MAX uçağını kesin siparişe çeviren SunExpress, 2015’te elde ettiği gelirle yeni bir rekora imza attı. Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2015’te 1 milyar 106 milyon Euro ile tarihinin en yüksek gelirini elde ederek kendi rekorunu kırdı. Opsiyonlu olan 10 adet 737 MAX’ı kesin siparişe çeviren SunExpress, buna ek olarak 10
adet yeni 737-800 MAX için de opsiyonlu sipariş verdi. “Son dört yıldır başarılı ve sağlıklı bir şekilde yürütülen büyüme stratejimiz sayesinde, SunExpress tarihinin en yüksek gelirini elde ederek, 2015 hedeflerimizi geçtik” diyen SunExpress Genel Müdürü Jaan Albrecht 2015 sonuçları hakkında bilgi verdi: “2015’te rekor bir iş hacmine ulaştık: Satışlarımızı önceki yıla göre yüzde 9 arttırarak 1 milyar 106 milyon Euro gelir elde ettik. Taşıdığımız yolcu sayısı ise, önceki yıla göre yüzde 19.2 artarak 8.7 milyon oldu. Uçaklarımızdaki doluluk oranı ise yüzde 85 olarak gerçekleşti. Bu güçlü büyümenin arkasından yatan temel etken ise 25 ülkeden 3500 çalışanımız ve tabi ki ana ortaklarımız Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın
SunExpress’e aktardığı bilgi ve birikimdir” dedi. Yeni pazar arayışları SunExpress’in, alt kuruluşu Frankfurt merkezli SunExpress Deutschland ile beraber, Türkiye ve Avrupa başta olmak üzere, Kızıl Deniz, Kanarya Adaları (İspanya), Yunanistan, Tunus, Bulgaristan, Umman’da 110 şehre uçtuğunu belirten Albrecht, yeni pazarlar aradıklarını belirtti: “Avrupa’dan Türkiye’ye olan rezervasyonlar geçen yılın gerisine düştü, ama biz turizmin yaz sezonunda toparlanacağı konusunda iyimseriz. Ancak, bu tabi ki bizi yeni pazar arayışlarından alıkoymuyor. Şu anda İran ve Kuveyt gibi doğu ülkelerindeki gelişen pazarlarda görüşmeler halindeyiz. Geçtiğimiz haftalarda İran uçuşları için anlaşmalarımızı yaptık. Bu yaz, Nevruz ile beraber, Tahran’dan İzmir’e, Antalya’ya ve İstanbul’a turist taşımaya başlayacağız. Başlangıçta bu uçuşlarımız full charter olacak, ama bu uçuşların başarısına bağlı olarak tarifeli uçuşlara da başlayacağız"dedi.
sorumlular her açıdan büyük bir baskı altındadırlar demek mümkün. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sorumlu tavrı sorunun çözümü için bir nebze olsun olumlu yönde bir ivme sağlamışsa da bu uzun sürmemiştir. Birkaç bin sığınmacı için aylarca toplantılar yapıldığı halde hiç sonuç elde edilememektedir. AB ülkeleri kendi sorumluluklarını yerine getirmekten acizken parmaklarıyla Türkiye’ye işaret etmekte ve Türkiye’yi sığınmacıların Avrupa’ya geçmesine engel olmamakla suçlamaktadırlar. Hem de bunu 3 milyona yakın sığınmacıyı barındıran bir ülkeye yapıyorlar! Böyle bir ortamda Türkiye çok ciddi bir teklifle AB’ye geliyor ve sorunu çözme planını sunuyor. Türkiye’nin bu planına göre sığınmacıların maddi külfetine AB’nin de katkı sağlaması halinde Yunanistan’a kaçak yollardan geçmiş sığınmacılar geri alınacak, buna mukabil olarak da aynı miktarda sığınmacı AB’ye gönderilecektir. Türkiye doğrudan sığınmacılarla alakalı olmayan fakat kendisi için önemli vizesiz dolaşım ve AB’ye üyelik müzakerelerini de pazarlık konusu yapmış ve bu konuda söz almıştır. Kimilerine göre bu sığınmacılar üzerinden bir pazarlık olarak algılansa da, mevcut durumda daha iyi bir çözüm mümkün görünmemektedir. Türkiye bu planla hem Avrupa’yı rahatlatmış hem de onların sorumluluk almasını sağlamıştır. Tabii ki Avrupa’ya başka yollardan gelmeler devam edecektir, ama bu şimdikine nazaran daha düşük seviyede olacaktır. Hollanda’nın dönem başkanlığında gerçekleşen bu teklif Başbakan Rutte tarafından da gerçekçi kabul edilmiş olmalı ki, gelecek her türlü eleştiriye rağmen olumlu tavır almıştır. Kanaatimce bu doğru bir tavırdır. CDA lideri Buma’nın dediği gibi Avrupa satışa getirilmemiştir, tam aksine Avrupa’ya sorumluluğunu yerine getirme şansı verilmiştir. Buma gitsin milyonlarca mağdurun içinde acaba Hristiyanlar da var mı diye arasın dursun, zira partisi adına konuşan bazı sözcüler sadece Hristiyan mağdurlar için üzülmektedirler. Görünen o ki, diğer milyonlarca mağdurun onların gözünde bir ehemmiyeti yoktur. Yazık ki hem de ne yazık!
88. OSCAR ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU
88. Akademi Ödülleri gecesinde, "En İyi Film" ödülünü "Spotlight" kazanırken, "Mad Max: Fury Road" 6 dalda ödül aldı. Gecede, Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu iki yıl üst üste "En İyi Yönetmen" ödülünün sahibi oldu. "Diriliş" filmindeki rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü alan Leonardo DiCaprio da ilk Oscar'ını kazandı.
9
MART / MAART 2016
Lise bitirmiş gençlere ilahiyat imkanı Yurtdışında yaşayan toplumumuzun dinî, sosyal ve kültürel konularda ihtiyaç duyduğu hizmet alanlarında görev alacak kişilerin yetiştirilmesi amacıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı koordinesindeki Uluslararası İlahiyat Programı ile Türkiye'de ilahiyat öğrenimi imkânı sağlanmaktadır. Söz konusu program kapsamında başvuru ve öğrenci belirleme çalışmalarına başlanmıştır. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için her geçen yıl kıymeti biraz daha artan ve önemli hale gelen UİP’in öğrenci niteliğinin artması, başarısını doğrudan etkilemektedir. Bu sebeplerle
yeni dönem başvuruları ve kayıt süresince programın tanıtım faaliyetleri önem taşımaktadır. Adaylar hakkında din görevlilerimizce doldurulacak olan referans mektuplarında adayın bilgileri doğru, eksiksiz, gerektiğinde araştırma yapılarak doldurulmalı ve müşavirlik/ataşeliklerimize
itina ile teslim edilmelidir. Başvurular ile ilgili olarak adayların ve yurtdışı temsilciliklerimizin izleyecekleri yol kısaca aşağıda belirtilmiştir: UİP 2015-2016 eğitimöğretim yılı için başvurular elektronik ortamda uip.diyanetvakfi.org.tr adresinden yapılacaktır.
Adayların verilen adres üzerinden online başvuru formunu doldurup en yakın din hizmetleri müşavirliğine veya ataşeliğine teslim etmeleri gerekiyor. Lise diploması örneği (onaylı fotokopi), Lise diploması denkliği, (eğitim müşavirliği veya ataşeliğinden temin edilebilir.) Lise son sınıfta okuyan öğrencilerin son sınıfta okuduğuna dair belge veya not çizelgesi, Kimlik/pasaport fotokopisi, (vatandaşlık süreci devam eden adayların başvuru belgeleri) Adayın el yazısı ile yazılmış öz geçmişi, İki adet fotoğraf.
HABER
Google’a rekor vergi cezası
Fransa Maliye Bakanlığının, ABD merkezli teknoloji şirketi Google’dan, geçmişten gelen birikmiş vergi cezaları ile birlikte toplam 1,6 milyar avro talep ettiği bildirildi. Ekonomi gazetesi Echos, Bakanlığın, Google’dan geçmişten gelen vergi borçları ve cezaları ile birlikte 1,6 milyar avro talep ettiğini duyurdu.
Bu yıl Türkiye'de sıcaklık rekorları kırılacak
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, bu yıl 60 yıllık sıcaklık rekorlarının kırıldığını belirtti. Yaz aylarının çok sıcak geçeceğini tahmin ettiklerini aktaran Şen, konuşmasına şöyle devam etti: ''Bu yıl son 80 yılın en sıcak yılı olması bekleniyor. "
Avrupa'da işsizlik ocakta azaldı
Euro Bölgesi'nde işsizlik, ocakta yüzde 10,3 ile 2011 yılının Ağustos ayından bu yana en düşük seviyesine geriledi. Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) bugün açıklanan verilerine göre, 19 üyeli Euro Bölgesi'nde mevsimsellikten arındırılmış işsizlik geçen yılın aralık ayındaki yüzde 10,4 düzeyinden ocakta yüzde 10,3’e düştü.
Kapıkule'de tüm zamanların rekoru kırıldı
Bir günde bin 949 tırın giriş çıkış yaptığı Kapıkule Sınır Kapısı'nda tüm zamanların işlem rekoru kırıldı. Trakya Gümrük ve Bölge Ticaret Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Kapıkule'de 16 Şubat Salı günü bin 29 tırın giriş, 920 tırın da çıkış işlemleri yapıldı.
Sharapova dopingli çıktı
Sharapova sponsor desteğini kaybetti. Doping kullandığını itiraf eden dünyaca ünlü kadın tenisçi Maria Sharapova, sponsor desteklerini kaybetmeye başladı.
HABER
10
MART / MAART 2016
ATEŞ, SADECE DÜŞTÜĞÜ YERI YAKMIYOR… Bu acı yetmiyormuş gibi, bir de bulunduğunuz ülkenin medya organları olayları çarpıtıp, zaman zaman yalan yanlış haberleri servis ediyorsa, işte acınız iki misli oluyor. Ankara’daki insanlık dışı terör olayının gazete sayfalarına yansıması, yapılan yorumlar akli selim her vatandaşımızı çileden çıkarmaya yetiyor.
VEYİS GÜNGÖR Aidiyet duyduğumuz ülke Türkiye’mizin başkenti yine kanlı ve kahpe bir terör olayına şahit oldu. Bu terör olayı ne son ne de ilk sanki. Terör belası can almaya devam ediyor. Suçsuz insanlar hiç beklemedikleri bir anda, bir mekanda teröre kurban gidiyorlar. Ve arkada bıraktıkları gözü yaşlı çocuklar, akrabalar, dostlar, eşler… Kahpe terör ve planlayıcıları ve onlara destek veren hainler bir milleti böyle ağlatıyorlar. Ve bir millet bir ülke top yekûn yas halinde. Korku ve endişe insanlara hakim oluyor ister istemez. İnsanın ağzına sıralanıyor birden beddualar. Ancak, sabır ve vakurla, biz bize düşen ilk vazifeyi yapıyoruz elbette. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve milletimize sabr-ı Cemil diliyoruz. Ancak olay bununla sınırlı kalmıyor işte… Burada bitmiyor… Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Ateş, nerde yaşarsanız yaşayın, ister üç bin ister on bin kilometre uzakta yaşayın, eğer Türk milletine gönülden bağlıysanız, sevgi besliyorsanız, yani bir defa o milleti sevmişseniz, vurdumduymaz olamıyorsunuz. Sadece biz mi? Türkler mi duyarlı? Elbette hayır. Ankara’daki
terör, ülkemize, kültür ve medeniyetimize bir umutla bağlanan insanların hatta tüm dünyadaki mazlum milletlerin de yüreğini yakmaya devam ediyor… Bu acı yetmiyormuş gibi, bir de bulunduğunuz ülkenin medya organları olayları çarpıtıp, zaman zaman yalan yanlış haberleri servis ediyorsa, işte acınız iki misli oluyor. Ankara’daki insanlık dışı terör olayının gazete sayfalarına yansıması, yapılan yorumlar akli selim her vatandaşımızı çileden çıkarmaya yetiyor. Örneğin, kanlı PKK terör örgütüne bir türlü terör örgütü diyemeyen Hollanda medyası özellikle burada doğup, büyüyen ve Hollanda’ya da aidiyet duyan gençlerimizi içten içe yiyip bitiriyor. Türkiye’deki her olay ile ilgili taraflı haber yapan bu medya maalesef gençlerin Hollanda ve Avrupa’ya olan güvenlerini zedeliyor. Siz, bir de buna Türkçe konuşan ancak ne zaman Türkiye’de olumsuz bir olay yaşansa “Erdoğan istifa”, “hükümet istifa” sloganları atan grupları da eklerseniz, acının boyutunu artık varın siz düşünün. İnsan, Hollanda medyasını bir nebze olsun anlayabilir, ancak,
AVRUPA’DA HER DÖRT CEZAEVINDEN BIRI AŞIRI DOLU
veyis.gungor@haber.nl bir ihanet şebekesi gibi çalışan, PKK’ya hiç bir şekilde lanet okumayan, hatta onu haklıymış gibi gösteren her hafta Trouw, NRC, de Volkskrant gibi gazetelerde yazılar yazan, radyo ve televizyonların mankenleri haline gelen zihniyet insanı kahrediyor. Bu zihniyetin sözcüleri Hollanda medyasına vermiş oldukları söyleşilerde, Hollanda başbakanı Rutte’nin Türkiye Başbakanı Davutoğlu ile neler görüşmesini bile salık veriyorlar. Daha da ileri giderek, Cumhurbakanımız Erdoğan’ın Hollanda’da kendisini eleştirenleri bile rahat bırakmadığını iddia ediyorlar. Bunların gözünü Erdoğan düşmanlığı bürümüş… Şimdi, bütün bunlar bizim Hollanda’da, üç dört milyon insanımızın da Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşadıkları gerçekler. Bizi, acımızla baş başa dahi bırakmıyorlar. Çok sevdiğimiz Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan olağanüstü bir taarruz var. Hal böyle olunca, bizim Türkiye için dua etmemiz, ancak içinde yaşadığımız ülkelerde de mutlaka bir şeyler yapmamız gerekmektedir. Yapılacak iş, sadece Ankara’da ya da bir başka yerde kanlı terör olayının vuku
bulmasıyla harekete geçilip, yarın bir gün unutulacak bir mesele değildir, olmamalıdır.
Peki ne yapılmalı? Cevap hazır. Nasıl vatan hainleri, Türkiye’mizi kötüleyenler yıllardır, yavaş yavaş içinde yaşadığımız toplumun karar vericileri, politika yapanları, yazan, çizen ve düşünürleri ile iletişime geçip diyalog kurdularsa, Türkiye’mizi sevenler de aynı yolu seçmelidirler. Medyada okudukları haberler karşısında sinirlenip, kendi kendilerini yeme yerine, uzun soluklu bir sivil diplomasi uygulamalıdırlar. İnandıklarını, olayları kendi perspektiflerinden anlatmayı, yazmayı, tartışmayı başarmalıdırlar. Suçu ona buna, sivil topluma, devletin bilmem hangi birimine atmayı bırakmalı, küresel bir insan kimliğiyle ama sahip olduğu değerleri asla kınamadan, yeni bir vizyon geliştirmelidirler. Bu yapılmazsa, her dönem birileri sizin adınıza konuşup, sizin inanmadığınız, tasvip etmediğiniz, hemfikir olmadığınız açıklamaları yapmaya, yazılar yazmaya devam edecektir. Hem de en acılı günlerinizde bile.
Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan cezavlerine ilişkin raporda, ‘’Avrupa’da her dört cezaevinden birinin hala aşırı dolu olduğu’’ kaydedildi. Aşırı doluluk oranının 2011 yılına göre, 2014 yılında azaldığı belirtilen raporda, ‘’Avrupa’da her dört cezaevinden birinin hala aşırı dolu olduğu’’ kaydedildi. Avrupa genelinde 2011 yılında ortalama 100 mahkum için 96 kişilik cezaevi kapasitesi bulunduğu hatırlatılan raporda, 2014 yılına gelindiğinde 100 mahkum için 94 kişilik cezaevi kapasitesine erişildiği bildirildi.
ALMANYA’DA FACEBOOK’A 100 BIN EURO CEZA
Facebook, Almanya'da mahkeme kararı olmasına rağmen paylaşımlara ilişkin ticari kullanım koşulları anlaşmasını değiştirmediği gereçesiyle 100 bin Euro para cezasına çarptırıldı. Facebook şirketi, kullanıcıların paylaştığı içeriklerle ilgili telif haklarına ilişkin ticari kullanım koşulları anlaşmasındaki bir maddeyi mahkeme kararına rağmen yeteri düzeyde değiştirmediği gerekçesiyle Berlin Eyalet Mahkemesince 100 bin Euro para cezasına çarptırıldı.
KONYALI OTANTIK
Adana Kebap
Döner Kebap
RT
I
N
T C
E
L QUAL
Y
TA
T
O
IF I C AT
IO
Açık büfe kahvaltı
(Her pazar 10:00-13:00 arası)
Gegrilde kipfilet
Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam
010-484 63 48 info@konyali.nl www.konyali.nl
11
HABER
MART / MAART 2016
Trump seçilirse Amerika karışacak ABD'yi r le zor günor bekliy
Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanını belirleyecek olan seçimler 8 Kasım 2016 tarihinde yapılacak. Amerikan seçim sistemine göre geleneksel olarak iki parti seçimlerde yeni başkanı seçmek için yarışıyor: Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Parti. ABD'nın şu anki Başkanı Barack Obama'nın ikinci
dönemi olması hasebiyle tekrar seçilemiyor. Bu yüzden iki partinin de seçimlere katılacak olan lideri henüz belli değil. Ancak öyle gözüküyor ki, Demokratlarda eski Başkan Bill Clinton'un eşi Hillary Clinton önelemelerde başkan adayı olacak. Cumhuriyetci Parti'de bu isim, büyük bir ihtimalle, Donald Trump olacak. Şu
an itibariyle ön seçimler en çok delegeyi kazanarak Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olma yolunda hızla ilerliyor. Dünyada ve özellikle ABD'de Donald Trump'ın bu beklenmedik 'başarısının' nereye kadar gideceği merak konusu. Geçtiğimiz günlerde Amerika'nın Chicago eyale-
tinde yapılacak olan Donald Trump'un seçim konuşması taraftar ve karşıtlar arasında çıkan kavga yüzünden son anda iptal edildi. Donald Trump'ın seçim konuşmalarında kendisini protesto eden vatandaşlara olan tavrı gitgide sertleşmiş ve taraftarlarını bu protestoculara saldırmak için her ortamda gaza getiriyordu.
Neredeyse her konuşmasında 'eskiden olsa bu tür protestocuları buradan sedyeyle götürlerdi. Şimdilerde ise herkes birbirine iyi davranmaya çalışıyor. Bundan kurtulmamız lazım, daha sert olmamız lazım' mesajı veriyor Donald Trump. 8 Kasım 2016 tarihinde Donald Trump seçilir de ABD'ye başkan olursa, Amerika'nın karışabileceğini belirten uzman sayısı hiç de az değil. Komşu ülkelerine
şimdiden sataşan, İslam'a savaş açacağını belirten, Rusya ve Avrupa'ya gözdağı vermek için uğraşan ve aynı zaman da her ortamda kavgacı tavrıyla insanları kışkırtmaya çalışan bir 'başkan aday adayı', başkan olduğu takdirde Amerika'ya çok zarar vereceği kesin gözüyle bakılıyor. İşte aşağıda Donald Trump'ın seçim kampanyalarında takındığı çirkin dilden bazı örnekler.
Donald Trump genelde seçim mitinglerini siyahi gençlerin polis tarafından vurulduğu eyaletlerde yapmayı seçiyor. St. Louis, Cleveland ve Chicago şehirlerinde polis ve siyahi vatandaşlar karşı karşıya gelmişti. Son olarak da Chicago'daki mitingi son anda iptal oldu.
Trump'ın seçim mitinglerinde genelde protestocular mitinge gelen vatandaşlar tarafından dövülüyor ve zorla dışarı atılıyor. Neredeyse her mitinginde Trump "Atın bunları dışarı, çabuk atın dışarı gözüm görmesin" diyor.
"Çok eğleniyoruz değil mi? Atın onu dışarı hemen. Atın dışarı. O adamı atın dışarı hemen, Meksikalı mısın sen? Atın gitsin dışarı!"
Protesto eden kişiler dışarı götürülürken, gaza gelen birisi yanından geçen siyahi gence polisleri gözü önünde dirsek atıyor. Donald Trump ise "Vurabilirsiniz bunlara, iyi insan değil bunlar, sizin mahkeme ve avukat masraflarını ben karşılarım" diyerek insanları şiddete çağırıyor. Dirseği atan kişi bir gün sonra tutuklanarak ceza evine konulduğu belirtildi.
"Çıktılar mı? Evet çıktılar. Bu insanları dışarı atmak uzun sürüyor çünkü artık kimse karşısındakine sert davranmak istemiyor. Daha sert davranmamız lazım, bu ülke tekrar sert davranmaya başlaması lazım. Protesto edenler hiç sorun yaşamıyor, ancak protestocuya eline sallayanlar tutuklanıyor. işte sorun bu ülke de. Onu da atın, hadi annene git".
Bir kaç gün içerisindeki mitinglerinde kullandığı alaycı ve küçük düşürücü tavırlar, Chicago mitinigin de taraftar ve karşıtlarını o kadar sert bir şekilde karşı karşıya getirdi ki, polis artık mecburen müdahele etmek durumunda kaldı. Son anda Trump mitingi iptal etti.
Ferah ve şık bir ofis hayal edin.. ve Moess BV bu hayalinizi gerçekleştirsin Uzman kadrosu ile Moess BV, Tavan ve Duvar işlerinizi en uygun fiyatlar ile tedarik ve montajını sağlamaktadır.
Systeemplafonds en systeemwanden Nieuw en gebruikte glazenwanden
Jan van Galenstraat 18, 3115 JG Schiedam T: 010-426 5445 info@moesstotaalafbouw.com www.moesstotaalafbouw.com
HABER
12
MART / MAART 2016
AHBAP ÇAVUŞLAR Hollanda'da örgütlenmiş STK'ların iş pazarında, okulda, sokakta, siyasette, resmi kurum ve kuruluşlarda fırsat eşitliği gibi herhangi bir konuda, toplum yararına hangi işleri başardıklarını neden sormaz da, basın ve medyayı kullanarak hava atmalarına fırsat tanırsınız diye sorgu sual ettiler.
METİN YAZAREL Bildiğiniz gibi "Bıyıkları Kesilen Yumoşlar" başlıklı yazıyı yazmama neden olan, Gizem ve Berkay'lı buluşmalarımız vardı. Epeyce bir aradan sonra, 2016'da toplumsal önceliklerimiz neler olmalı gibi, üst akıl ve toplumsal hafızayı tartıştığımız bir buluşma daha gerçekleştirdik. Bu buluşmada daha çok "Heb jij het ook helemaal gehad met de partijdige en onvolledige berichtgevingen van de Publieke Omroepen m.b.t Turkije? Wil jij daarover je zorgen kenbaar maken? Teken dan nu de petitie in de link" başlıklı imza kampanyasını konuştuk. Hollanda medyasının Türkiye aleyhinde yaptığı yalan, yanlış haberlere ve karalama kampanyasına tepkinizi iletmek için digital ortamda başlatılan protesto linkine isminizi ekleyip onaylayın kampanyası üzerinde durduk. Yine bu buluşmada belki bir çok kişiye tuhaf gelecektir ama, Gizem ve Berkay öncelikle benim sosyal mecra alanlarında ve gazetedeki köşemde, daha çok Türkiye siyasetine yatkın yazılar yazdığımı eleştirerek, adeta eleştiri yağmuruna tutup, tahammül sınırlarımı test ettiler. Her ne kadar Gizem ve Berkay'ın şahsıma yönelik eleştirilerinden sıkılıp masadan kalkmayı tasarlamış olsamda kendilerini sabırla dinleme olgunluğunu gösterebildim.
MALCOLM X ÖLÜMÜNÜN 51'INCI YILINDA ANILDI
metin.yazarel@haber.nl Gizem ve Berkay'ın eleştirisi sadece şahsıma yönelik eleştirilerle sınırlı değildi. Sivil toplum örgütleri, basın, medya, kanaat önderleri ve Türk toplumu temsilcilerine yönelik eleştirileride vardı. Gizem, Hollanda Türk basını ve kanaat önderlerini Türk gençliğinin geleceğiyle ilgili gelişmelere duyarsız kalmakla suçlayarak, endişelerini anlattı. Berkay ise, basın yoluyla magazin değeri bile olmayan bazı kimselerin, kanaat önderleri diye lanse edilmesini eleştirdi. Basının durumunu Ahbap-Çavuş ilişkileri çerçevesinde gördüklerini, düğün dernek işlerini fotoğraflarla süsleyerek kişileri reklam etmek için, kim nerede görüldü gibi magazinsel haberleri eleştirdiler. Ve bazı kimselerin Türkiye'den Hollanda'ya atanan konsolos, ya da din görevlisi gibi devlet ricalini ziyaretlerinin basında yer almasına anlam veremediklerini belirttiler. Diğer yandan yine Türkiye'de ki bazı kurumlara gönüllü danışmanlık yapan kimselerin yabancı plakalı arabaların Türkiye'de kalış suresinin uzatılması ve askerlik mevzuatı gibi konuları övünç kaynağı etmesini eleştirdiler. Bazı kurumların toplantılarına danışman sıfatıyla katılarak arz-ı endam eden danışmanların, resim çektirip hava
atmaktan başka, mal varlığı bildirimi gibi Türkiye'den kaynaklanan sorunların giderilmesi için neler yaptıklarını merak ettiklerini ifade ettiler. Deik, Geyik gibi muhabbetlerin yapıldığı ortamlarda, Türkiye ve Türkler hakkında yalan yanlış haberler yapan Hollanda basınının tekzib edilmesi için üst aklın ne gibi önlemler tavsiye ettiklerini merak ettiklerini dile getirdiler. Hollanda Türk basınına şöyle bir soru yönelttiler. Hollanda'da örgütlenmiş STK'ların iş pazarında, okulda, sokakta, siyasette, resmi kurum ve kuruluşlarda fırsat eşitliği gibi herhangi bir konuda, toplum yararına hangi işleri başardıklarını neden sormaz da, basın ve medyayı kullanarak hava atmalarına fırsat tanırsınız diye sorgu sual ettiler. Sonuç olarak derler ki: 20.000. üzerinde işletme, 25.000. üzerinde yüksek okul bitirmiş eğitimli insan gücünden dem vurmak lobicilik adına hiç bir şey ifade etmez. Toplumsal birliktelik ve lobicilik anlamında üst akıl oluşturulmak isteniyorsa... Öncelikle: olmayan güç gösterisinde bulunarak, toplumu yanıltmaktan ziyade, İslamafobi'yle birlikte gelişen yabancı düşmanlığı ve negatif algıyı düzeltecek işler yapmaya öncelik vermeliyiz dediler.
Tunahan Kuzu Leidenlıları bilgilendirdi Geçtiğimiz günlerde Leiden İşadamları Derneği TOVER tarafından, Hollanda Parlemontosu milletvekili Denk Partisi Lideri Tunahan Kuzu'nun da katıldığı 'Hollanda'daki Ekonomik ve Sosyal Durum Değerlendirmesi' toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşmacılar, katılanlara Hollandalı Türklerin bir arada hareket ederek geleceklerini hazırlaması gerektiğini ve her alanda gittikçe artan ayrımcılıkla mücadele etmek gerektiğini ifade etti. Bunun yapılabilmesi için ancak hep beraber olunduğunda sonuç elde edilebileceği de varılan sonuçlar arasındaydı. Katılımcıların sorularını da cevaplayan Tunahan Kuzu ise DENK Partisi olarak çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti. TOVER Başkanı Durmuş Doğan: "Bu tür toplantılarla Türkiye'ye yönelmiş düşüncelerimizin bir nebze olsun yaşadığımız ülkeye çekmek,etrafımızda ne olup bittiğinden haber olunmasını sağlamaya çalışıyoruz" dedi . Perspective Care, hasta ve yaşlı bakım hizmetini ana dilde ve kültüründe evde ve dışarda sunan bir kurumdur. Bu alanda 8 yıllık tecrübeye sahibiz. Günlük aktivite ve grup aktiviteleri yanında, hastalarımızın işlerini kolaylaştırmak için bünyemizde bulunan maatschappelijk advies, gemeenschapshuizen en samenwerkingsorganen op het gebied van welzjin organlarımızla Hollanda mevuzatına uygun hizmet sunuyoruz. Farklı etnik kökenden gelen ve Hollanda'da hayatını sürdüren insanların hayat kalitesini arttırmayı hedeflediğimiz modern yapılarda sevgi evleri oluşturup insanlarımıza güvenli hizmetler sunmaktayız.
Postadres: Postbus 2796 • 3500 GT Utrecht Tel: 0686468658 • 0633651058 E-Mail: perspectivecare@gmail.com
ABD'de ırkçılıkla mücadelenin sembol isimlerinden Müslüman aktivist Malcolm X, öldürülüşünün 51'inci yılında New York'ta düzenlenen törenle anıldı.Yaşadığı dönemde ABD'de egemen olan ırkçılığa karşı verdiği etkili mücadeleyle tüm dünyada kitlelerin büyük saygısını kazanan Malcolm X için, 21 Şubat 1965'te konuşma yaparken üç silahlı saldırgan tarafından vurulduğu Audubon Ballroom gösteri salonunda anma töreni düzenlendi.
İSLAMOFOBI KARŞITI AFIŞLER NEW YORK METROSUNDA
Müslüman komedyen ve film yapımcısı Negin Farsad ve Dean Obeydallah'ın İslamofobiye karşı mizahi dille hazırladıkları afişler New York metrosuna asıldı. “Beware: The Muslims Are Coming – Dikkat edin: Müslümanlar Geliyor” adlı komedi tarzındaki belgeselin yapımcısı Farsad ve Obeydallah'ın Müslümanlarla ilgili önyargıları yıkmak için New York metrosuna asılmak üzere hazırladıkları afişlere sonunda izin çıktı.
BALKANLAR'IN EN BÜYÜK CAMISI YÜKSELIYOR
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından Arnavutluk'un başkenti Tiran'da inşa edilen Balkanlar'ın en büyük camisi olacak Namazgah Camisi'ndeki çalışmalar aralıksız sürüyor. Cami inşaatından sorumlu mühendis Hüseyin Şentürk, yaptığı açıklamada, çalışmaların programa uygun şekilde devam ettiğini belirterek şu ana kadar otopark, konferans salonu, ofisler ve farklı amaçlarla kullanılmak üzere faaliyet gösterecek yer altındaki katların tamamlanmasına çalıştıklarını ifade etti.
Perspective Care
Zorginstellingen Erkend zorginstelling en maatschappelijke dienstverlening
Bezoekadres: Rietveldenweg 54-A unit 1016 5222 AS • 'S-Hertegenbosch
13
HABER
MART / MAART 2016
Köse Avukatlık bürosu, Türkiye avukatlarını vatandaşın ayağına getirecek
Hollanda’nın tanınmış avukatlık bürolarından Köse Avukatlık Bürosu geçtiğimiz günlerde başlattığı yeni bir çalışmayla Hollanda Türk halkına yeni hizmetler getiriyor. Köse Avukatlık Bürosu
CEO’su Avukat Ejder Köse Hollanda Türk basın mensuplarına verdiği basın toplantısında, Türkiye’de aktif çalışan avukatlar ile ortak çalışma kararı aldıklarını belirtti. Yeni proje hakkında bil-
giler veren Ejder Köse “Hollanda’daki vatandaşlarımızın, Türkiye’deki hukuksal sorunlarıyla ilgili olarak son zamanlarda yardım talepleri oldukça artış gösterdi. Bu bakımdan Türkiye’deki meslektaşlarımız ile yapı-
lacak mesleki dayanışma kapsamında sunacağımız bu hizmet, vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne ışık tutacaktır” dedi. Köse, “Biz Hollanda’da görev yapmakta olan avukatlarız ve Türkiye’deki olaylarla
ilgili olarak dava alma yetkimiz yok, ayrıca Türk hukuku hakkında da yeterli bilgi sahibi değiliz” diyen Avukat Ejder Köse, Hollanda’da yaşayan vatandaşların en çok boşanmalarda kararın Türkiye tarafından tanınması ve tenfiz, Türkiye’den emeklilik, miras ve ceza davaları ile mal varlığı araştırmasına ilişkin davalarla ilgili olarak Türkiye’deki avukatlardan hukuksal yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtti. Avukatlığı dışında Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Hollanda üyesi ve Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı olan Avukat Ejder Köse, meslektaşı Avukat Ali Durmuş birlikte düzenledikleri toplantıda, mesleki dayanışma çerçevesinde Türkiye’den katılan iki avukat ile birlikte, ayda bir kez bir araya gelerek, karşılıklı hukuksal sorunlarla ilgili sorulara cevaplar arayacaklarını da belirtti. Bu hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşlarımızın Köse
Avukatlık bürosunu telefon ile aramalarının yeterli olacağı açıklandı. Türkiye’den gelen misafir avukatlar ise, yurt dışında yaşayan vatandaşların bir ayağının Türkiye’de olduğuna işaret ederek, “Bu durumda Türkiye’deki problemler için hukuk ihtiyacı her zaman olabiliyor. Köse Avukatlık Bürosu bizleri buraya davet ederek, vatandaşları Anavatandaki hukuksal sorunları konusunda bilgilendirmemizi istedi. Biz iş almaya ve iş takibi yapmaya gelmedik. Bizim amacımız ve görevimiz dayanışma ve yol göstermek. Vatandaşlarımızın, Türkiye’deki tüm hukuksal sorunlarında Köse Avukatlık bürosuyla birlikte yol gösterici olmaktan büyük mutluluk duyacağız. Belirli aralıklarla bilgilendirme ve danışma günleri çerçevesinde Hollanda’ya geleceğiz” dediler.
Günlüklerinden oluşturduğu ‘Seddulbahir-Cephede kitabını tanıttı Bir Gün’ gösterisi beğeni gördü Çanakkale Savaşı’ndaki Seddülbahir Cephesi’nde yaşanan mücadeleyi anlatan “Seddulbahir-Cephede Bir Gün/Tarihi Canlandırma” adlı tiyatro gösterisinin galası Hollanda’da yapıldı. Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun desteği ve Bizim Hollanda Platformu tarafından Rotterdam yakınlarındaki Schiedam kentinde düzenlenen galaya Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız’ın yanı sıra Türklere ait sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Ankara Efsane Sahne Sanatları Topluluğunun sahneye koyduğu gösteri öncesinde düzenlenen resepsiyonda konuşan Büyükelçi Arslan, Çanakkale’de yaşanan mücadelenin bir destan olduğunu
söyledi. Türklerin Çanakkale ve farklı cephelerde yaşamlarını yitiren şehitler sayesinde bugün huzur içinde yaşadığını belirten Arslan, şöyle konuştu: “Başbakan Yardımcımız Sayın Lütfi Elvan Bey’in büyük katkısı olduğunu biliyorum bu projenin hayata geçirilmesinde. Bizim Çanakkale, şehitlerimiz ve gazilerimiz konusunda heyecan duymamız için belki böyle gösterilere de ihtiyaç yok. Çünkü hepimizin
ailesinde, kentlerinde, köylerinde mutlaka Çanakkale ya da başka cephelerde yitirmiş olduğumuz aziz şehitlerimiz var. Onların aziz hatırları karşısında ne kadar eğilsek azdır. Büyük milletler sadece başardıklarıyla, yönettikleri topraklarla, medeniyete kazandırdıkları eserlerle veya kazandıkları zaferlerle büyük olmuyor. Büyük milletlerin arkasında her zaman büyük fedakarlıklar vardır.” ifadelerini kullandı.
Rotterdamın en büyük kitapevi olan Donner 'de düzenlenen kitap tanıtım programı oldukça yoğun ilgi ile karşılandı. Programa Rotterdam belediye başkanı da katıldı. Yoğun bir davetlinin ziyaret ettiği program, kitabın yazarı Mehmet Akbulut'un neden böyle bir kitap yazma ihtiyacı hissettiğini açıklamasıyla başladı. Aslında böyle bir çalışmayı yıllar önce orta okulda öğretmeninin tavsiyesi üzerine günlükler tutarak başladığını kaydeden yazar, o günlerde tuttuğu günlüğün bu kitabın oluşmasında esas temeli oluşturduğunu kaydetti. Konuşmasını, göçmen çocuğu, göçmen genç, göçmen yetişkin ve göçmen dede olarak farklı evrelere ayıran yazar, şimdiye kadar olan hayatının evrelerinde kazanımlarından ve bazı kayıplarından bahsetti. Hayat sürekli bir mücadele gerektiğini ve bunun için kendi dini inancının müthiş bir motivas-
paylaşmak çok fazla sorun olmaz." dedi. Daha sonra kitabın ilk nüshası yazar Mehmet Akbulut tarafından Rotterdam belediye başkanı Ahmed Abutaleb'e takdim edildi. Abutaleb, başarının veya başarısızlığın inRotterdam belediye başkanı sanın nereden geldiğiyAhmed Abutalib Andermans le bir alakası olmadığı(El-malı) kitabının ilkini aldı. nı, buraya geldiklerinde yonu olduğunu, bundan dolayı en alttan başlamak dutoplumun hem ortasında hem rumunda kaldıklarını ama de kendi değer ve yargılarını mücadeleyi bırakmayanların göz ardı etmeden yaşamasını başarılı olduğunu, mücadeve başarıları yakalamasının le etmeyenlerin sürekli hem mümkün olduğunu anlattı. Ya- kendileri hemde çevreleri için zar bu davranışını adeta bir or- sorun olduğundan bahsetgan bağışına benzeterek, "Ben ti. Daha sonra yazarı tebrik kendi özelimi bana ait olanları eden başkan yazara ve bu tür toplumla paylaşıyorum, adeta girişimde olmak isteyenlere bir organ bağışlayan gibi, ben- başarılar diledi. den bu bilgileri alanlar üzeriProgramın bitiminde yazar ne ekliyerek daha ilerilere ta- Mehmet Akbulut katılımcıların şısınlar diye. Netice itibariyle yoğun ilgi gösterdiği kitaplarıher insan bir göçmendir, bu nı imzaladı. Kitap önümüzdeki bilinçle hareket edilirse diğer günlerde bol.com sitesinden de daha muhtaç olan insanlarla temin edilebilecek.
HABER
14
MART / MAART 2016
Başarının en çok, çok çalışmaya bağlı olduğuna inanıyorum ff Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
30 yıl önce Schiedam'da doğdum. Ü� ç kız kardeşiz. Babam, annem bana hamileyken erkek çocuk beklediği için Tolga ismini hazırlamış ama ben doğunca kız olduğum halde yine de “hazırladığımız ismi koyalım Tolga olsun” demiş. ‘Babasının kızı’ olarak gözde bir bebekliğim olmuş. 5 yaşında spora başladım. Erasmus Ü� niversitesi’nde hukuk bölümüne başladım. Kolay bir bölüm değil, ama 4 yılda öğrenimimi tamamladım. Daha tahsilimi yaparken, deneyim olsun diye bazı tanınmış avukatlık bürolarında çalıştım. 22 yaşımda okulu bitirdim ve iş aramaya başladım. Ceza hukuku yapan, Hollanda'da tanınmış bir avukatın bürosunda işe başladım. Kendisi çelik yelek ile dolaşıyordu. Bir defasında arabada giderken bana genişçe bir çanta verdi ve "Gümüş Hanım, eğer anormal bir durum olursa bu çantayı önüne tut". Meğer verdiği çanta kurşun geçirmezmiş. Orada 1 bir yıl kadar çalıştım. Sonrasında Westland’da stajer avukat olarak 3 yıl çalıştım. En sonunda ise Rotterdam'a taşınıp kendi büromu açtım.
Bence yargılanan herkesin bir avukat hakkı var, yani çok büyük bir suçtan yargılansan bile buna hakkın var. Ben bu kişi ne yapmış demek yerine ona insan olarak bakıyorum. Her zaman her şey, herkesin başına gelebilir. Buna çok inanıyorum. Böyle bir dava sonucunda müvekkilin serbest bırakılması da ayrı bir başarı, çünkü ceza hukukunda genelde 3-0 geride başlıyorsunuz, ve durumu 4-3'e getirmek için çok çaba sarfetmeniz gerekiyor. Tek bir şey yaparak beraat ettiremezsiniz, çok fazla çalışman lazım ve beraat ettirdiğin zaman bu çok güzel.
ff Hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
Ceza hukukundaki tüm alanlar, çocuk davaları ve koruyucu aile ile alakalı davalar ve kişisel iflas davalarına bakıyorum. ff Küçüklükten beri hep avukat mı olmak istemiştiniz?
Hayır, aslında altı yaşımda cerrah olmak istiyordum. Kan görmek beni rahatsız etmiyordu. Hatta 9 yaşlarındayken öğle paydosunda okuldan eve geldiğimde yemekten sonra çizgi filmler yerine canlı yayında ameliyatları izlerdim, çok ilgimi çekerdi. İ�nsan hayatını kurtarmak istiyordum. Bu dünyada yapabileceğin en iyi şey olduğuna inanıyorum. Bir olay oldu, parmağımı kestim ve kendi kanımı görünce bayılmışım. Böyle olunca bu işi bir kez daha düşünmem lazım dedim kendi kendime. Lisede biyoloji ve fizik derslerimin yeterine iyi olmadığını da fark edince kendime bir 'B-Planı' uygulamaya karar verdim ve hukuk okumaya karar verdim. Avukatlık da hoşuma gidiyordu. Avukatların filmlerdeki imajı da beni etkilemişti. Büyük işadamlarını hapisten kurtaran avukatların nasıl efor sarfettikleri dikkatimi çekiyordu. ff Okul hayatının yanında başka şeyler de yaptınız mı?
Çok disiplinli bir öğrenciydim, ilkokuldan bu yana her zaman çok çalıştım. Başarının en çok, çok çalışmaya bağlı olduğuna inanıyordum. Zaten o sebeple buraya geldim ve başardım. Annem babam bana hiç bir zaman ‘dersine çalış’ demedi. Bunun yanında hayatımda spor vardı ve uzun yıllar Judo yaptım. Spor yapmış olmasaydım avukat olamayacağıma inanıyorum. Spor bana enerji veriyor. Ailem bana bu konuda her zaman destek çıktı ve Hollanda'nın her yerine bu şekilde maçlara gittik. Babam benim kişisel koçumdu ve spor koçum bile bu duruma saygı gösteriyordu. 18 yaşıma kadar yarışmalara katıldım ve 100’ün üzerinde ödül kazandım. Daha sonraki yıllarda maçları bıraktım ve sadece antrenman yapmaya devam ettim. ff Hollandalı avukatlık bürosunda iyi deneyimleriniz oldu mu?
İ�ş bulmanın zor olduğu zamanda bir iş
Bir insan tutuklanıyor, büroya gidiyorum ve müvekkil ile görüşüyorum. Ama ben polis bürosuna güvenmiyorum yasak olduğu halde dinleme yapıyorlar. Mesela suçlu hapishanede arkadaş ediniyor, o da senin gibi mahkum sanıyorsun ama meğerse gizli polismiş. Ö� yle şeyler oluyor. O durumlarda şifreli konuşuyorum müvekkilimle. ff Zor bir yol seçtiniz, ama çok çalıştığınız zaman karşılığını almayı bildiğiniz için bu işe girdiniz. Yargılanan kişilere nasıl bakıyorsunuz?
Bence yargılanan herkesin bir avukat hakkı var, yani çok büyük bir suçtan yargılansan bile buna hakkın var. Ben bu kişi ne yapmış demek yerine ona insan olarak bakıyorum. Her zaman her şey, herkesin başına gelebilir. Buna çok inanıyorum. Böyle bir dava sonucunda müvekkilin serbest bırakılması da ayrı bir başarı, çünkü ceza hukukunda genelde 3-0 geride başlıyorsunuz, ve durumu 4-3'e getirmek için çok çaba sarfetmeniz gerekiyor. Tek bir şey yaparak beraat ettiremezsiniz, çok fazla çalışman lazım ve beraat ettirdiğin zaman bu çok güzel. Müvekkillerimle çok iyi anlaştığımı düşünüyorum. Genelde iyi insanlar ama bir zaman olmuş ki bir yanlış karar vermişler ve başlarına istenmedik bir durum gelmiş. Ya da iyi bir karar almışlar ama karşılarına kanuni engel çıkmış. Hangi durumda olurlarsa olsunlar o insanların dünyasını iyi anladığımı düşünüyorum. ff Bir de diğer alanlarlarınız var, çocuk hukuku ve kişisel iflaslar?
Ö� ncelikle koruyucu aile konularında 'Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan problemli bir aileye 'size yardıma geldik' deyip ailelerden, aile ve çocuklar hakkında bütün bilgileri alıp, yazılı bir şekilde mahkemeye gönderiyorlar ve mahkemede 'ondertoezichtstelling' (denetim altına alma) veya 'uithuisplaatsing' (evden alma) kararına varabilir. Bu durumda anne babanın söz hakkı kesiliyor ve söz hakkı Çocuk Esirgeme Kurumundan birisine veriliyor. Burada aileler gelen kişilere iç meselelerinin anlatmamalarını öneriyorum. 'Size yardımcı olacağız' diyorlar anne baba her şeyi anlatıyor ama söylenileni daha sonra kötüye kullanabiliyorlar. ff Neler tavsiye ediyorsunuz ailelere?
Avukat Tolga Gümüş buldum. Ancak bana taşınma şartı koştular ve kabul etmek zorunda kaldım. Den Haag'a taşındım. Tek başıma yaşıyordum, hatta evdeki çiçeklerim kurudu çok çalışmaktan hiç bir şeye zamanım olmadı. Beni çok çalıştırdılar ama şimdi bana çok faydası oldu. Westland Avukatlık Bürosu'nda pek yabancılarla çalışmamışlar. Ben iş başvurumda bir mektup yazdım ve beni görüşmeye çağırdılar. İ�ş görüşmesinde çok zor sorular sordular, mesela 'Niçin avukat oldun?' değil de 'Seni bir Türk olduğun için avukatım olmanı istemiyorum deseler ne dersin?' gibi sorular sordular. Sonra beni işe aldılar. Aldıktan sonraki dedikleri şey şuydu; "Diğer bütün başvurulanlar Hollandalıydı, ama sen içlerinde en iyi Hollandaca konuşanıydın!". Elbette Hollandacayı yerli Hollandalılardan daha iyi
konuşan bir sürü tahsilli arkadaşımız var. Şu da var ki, iş arkadaşlarım çok iyi insanlardı ve hala irtibatlarımız devam ediyor. ff Kendi işinizi kurdunuz, bu çok zor bir karar değildi galiba?
Evet bizim kanımızda var kendi işini yapmak. Avukatlık bürosunu bırakmamın sebebi kendi istediğim ihtisası yapmaktı. Ceza avukatı olmak istedim. Kendime bir yer bulup başladım. Normalde stajer avukat işini bıraktığı zaman dosyalarını da götürür ama hiç bir şey almadım, sıfır dosyayla başladım. Dışarıda flyer dağıttım insanlarla iletişim kurdum ve kendi çevremi oluşturdum. ff Ceza hukukunda prosedür nasıl işliyor anlatır mısınız?
Çocuk Esirgeme Kurumu geleceğiz dediği zaman benim müvekkillerimden de duyduğum şu: 'Eğer bizi kabul etmezsen çocuğunu alırız elinden' diyorlarmış. Böyle bir hakka sahip değiller. Buna sadece hakim karar veriyor. Aileler ziyareti kabul etmeme hakkına sahip. Tavsiyem şu, eğer aileyi arayıp gelirlerse her şeyi anlatmasınlar. Ne yapmaları gerektiği hakkında bir avukata danışsınlar. ff Bunların dışında bir de 'Schulsanering' yani kişisel iflas davalarına bakıyorum. Kişisel iflas durumunda 3 yıllık bir rotaya giriyorsun ve dişini sıkıp idare ediyorsun ve problemsiz olursa 3 yılın sonunda borçların siliniyor. Kişinin gelen maaşı kesilip yaşayacağı kadar para verilerek, kalanı borçlara ödeniyor ve mesela 3 yıl sonra 500 bin Euro borç bile olsa, kalanını sildirilebiliyor.
15 RÖPORTAJ: M. FATİH KARAMAN
HEMEN PES ETMEYECEKSİN
ff Enerjik bir insansınız, iş dışında nelerle meşgulsünüz?
Günlük olmayan işlere de vakit ayırıyorum. Hız yapmak ve yükseklik aktivitelerini seviyorum. Mesela uçaktan paraşütle atladım, plano uçak kullandım, yarış pistinde yarış arabalarıyla yarış bile yaptım. Bu tür adrenalin veren farklı şeyleri denemek bana uzak değil. ff Gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz, genç kızlarla iletişiminiz nasıl?
Gençlere verebileceğim tavsiyem, hiç pes etmeden azimle çalışmaya devam etsinler. Hemen pes etmeyeceksin. Ben her zaman meşguldüm; hiç boş vaktim olmazdı. ff İşkolik misiniz?
Çok çalışıyorum, sayenizde ben de hayatımı gözden geçiriyorum şimdi, haha. Belki de öyleyimdir, en son hafta sonu uzun süre sonra ilk defa evdeydim. Tol-
HABER
MART / MAART 2016
ga Advocatuur benim işim olarak değil de benim bir parçam olarak görüyorum. ff Kitap okuyor musunuz?
Avukat olarak zaten çok dosya okuyorum ve sürekli kurslar alıyorum ve onun için de çok okumak lazım, onun dışında okumuyorum. Tabii ki HABER Gazetesini okuyorum :). ff Siz küçükken doktor olmak istediniz ve bir doktorla evlendiniz. Düşündünüz mü bunu hiç?
Hayır, tanıştığımızda alnında yazmıyordu doktor olduğu. Eşimle çok gurur duyuyorum, yaptıklarıyla. Tabii ki avukat olarak insanlara yardımcı oluyorsun, ailesinin dağılmasını önlüyorsun veya hürriyetini geri veriyorsun. Bunlar topluma yapılan faydalı işler diye düşünüyorum ama konu insan sağlığı ve hayatta kalma işi olunca doktorluk bambaşka bir şey! (Gülümsüyoruz).
Hollanda'da teröristlerin vatandaşlıkları silinecek
Hollanda'da terör örgütü olarak görülen gruplarla bağı yargı kararıyla tespit edilen ve terörle ilintili suçlarla yargılanıp mahkum olanlar vatandaşlıktan çıkarılacak. Uluslararası düzenlemeler vatansız bırakılmayı yasakladığı için, yeni yasa uyarınca sadece "çifte vatandaş" statüsünde olan 'terör suçluları' Hollanda uyruğunu kaybedecek. Yeni yasa ile birçok durumda Hollanda vatandaşlığının geri alınmasının da yolu açıldı. Te-
rör örgütlerine üye olanlar, terör amaçlı eğitim veren ya da bu eğitime katılanlar, bu suçlardan hüküm giymeleri halinde Hollanda vatandaşlığından çıkarılabilecekler. Güvenlik ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve parlamento tarafından kabul edilen yasaya Sosyalist Parti, Yeşil Sol ve Hayvan Partisi üyesi senatörler karşı oy kullandı. Türkiye ve Fas kökenliler başta olmak üzere Hollanda'daki göçmenlerin bir bölümü aynı zamanda
“MUTLUYUM BEN”
geldikleri ülkenin pasaportunu da taşıyor. Yasa uyarınca vatandaşlıktan çıkarma yetkisi Güvenlik ve Adalet Bakanı'nda olacak. Vatandaşlıktan çıkarılanlar, karara itiraz etmek için yargıya başvurabilecek. Tasarı görüş için Danıştay'a gönderilmişti. Danıştay da, yasanın tek uyruğa sahip kişilere uygulanmasının uluslararası hukuk açısından uygun olmayacağı görüşünü belirtmişti. Yasaya karşı çıkan sol partiler, bu önlemin köklü sorunlar yaratacağını düşünüyor. Sol partilere göre bu düzenleme, çifte vatandaşlığa sahip olanlar ile tek uyruklu kişiler arasında eşitsizliğe yol açacak. Cihat yanlısı terör yapılarıyla mücadele amacıyla gündeme gelen tasarının, terör örgütleri ile bağlantısı saptanan göçmenleri hedef aldığı yorumları yapılıyor.
KONUK YAZAR Hilal Altun
AJANDAMDAKI HER ŞEYI BITIRIRIM Her zaman şükreden bir insan olmuşumdur, Allah'ın nasip ettiği imkanlara ve nimetlerine.
ff Sabahları kaçta kalkarsınız?
Sabahları 06.30’da kalkıyorum.
ff Günlük kaç telefon geliyor ofisinize?
10-15 civarı gün boyunca pek susmaz telefonum. Eşim, ailem, arkadaşlarım, müvekkilim ve müvekkil olmak isteyenler arıyor. ff Evde yemek yapıyor musunuz?
Biz de kim eve erken gelirse o yemek yapıyor ve genelde ben geç giderim, haha. Bazen benim ailemde, bazen eşimin ailesinde yiyoruz. Bazı günlerde de bir şeyler ısmarlarız. ff Aileye zaman ayırabiliyor musunuz?
Her hafta görmeye çalışıyorum ama nasıl denk gelirse görüşüyoruz. ff Eve iş götürüyor musunuz?
Ara sıra dosya götürürüm okumak için. Ama binde bir. Evde bilgisayarım yok, bunu bilerek seçtim. ff Zaman darlığı çekiyor musunuz?
En önemlisi iş planı benim için. Planlamayı iyi yapmazsam hayatım mahvolur. İ�şyerimde bazen telefon geliyor yeni randevu için ama yine de ajandamdaki her şeyi bitirmeden çıkmam.
Bugün sizlere 30 yaşındaki Şükran Çalışkan’la tanıştırmak istiyorum. Şükran 'Fondatie Terninck’te gözetimli çalışma programına bağlı. Bu merkez zihinsel engeller için bir günlük merkezidir. Sükran’da Down sendromu var. Randevuya vardığımda hoş bir bayanla karşılaşıyorum. Heyecanlı ama yine de bir asil duruşu var. ‘Mutluyum ben’ diyerek kendini tanıtıyor ve görüşmemizin açılışını yapıyor. Peki nedir seni mutlu eden Şükran? “Star olmayı hayal ediyorum. Televizyona çıkmak istiyorum. Sahne almayı, dans etmeyi seviyorum. Yüzmeyi, müzik dinlemeyi, ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi de çok seviyorum. Kelebekler, kuşlar, güneş beni mutlu ediyor. İşimi seviyorum. Sevgiyi seviyorum. Arkadaşlarımı seviyorum. Onlar bana güç veriyorlar ve beraber çok şeyler öğreniyoruz.” Fazla sürmüyor karşımdaki bayanın kendine özgüveni ve hayatta ne istediğini bilmesini farketmem. İçtenlikle burada. Saçlarına taktığı mavi çiçeğini gösteriyor bana ve diyor ki: “Ben çok duygusalım. İnsanları izleme-
yi seviyorum. Insanlarla beraber olmak çok önemli”. Bu hayatta malesef bazen insanlar beraber iken bile ayrı oluyorlar. Şükran’ın dediği gibi sevdiklerimizle beraber vakit geçirsek, beraber birşeyler yapsak, eski zamanlardaki gibi, daha güzel ve mutlu ortamlar yaratabiliriz. Kendi kendime soruyorum şimdi, acaba Şükran diğer insanlardan farklı olduğunun bilincide mi? Doğru kelimeleri ararken ablası Ayşe sanki düşüncelerimi okudu ve kız kardeşine net soruyor: “Tombili, sen kendini başkalarından farklı buluyor musun?” “Ben başkayım tabi. Sokakta insanlar bana bakıyor çünki ben bir starım. Güzel ve bakımlıyım. İnsanlar bana hayran kalıyorlar. Ben çok mutluyum diye bakıyorlar bana. Herkes mutlu olmalı.” Kelimeleri beni derinden vuruyor. Farkına olmadan negatifliği dışlıyor. Hayatındaki güzel şeyle-
re odaklanıyor. Hayatta zaten Şükran için fazla zor olmamalı. Rahatsız veya stresli olduğunda odasına çekilir ve müziğin sesini sonuna kadar açar. Sevdiği birşeyi yaparak kendi morelini kendi düzeltiyor. Eğer biri ona karşı saygısız davranıyorsa, ona: “Dur, bugün olmaz!” diyerek o kişiden uzaklaşıyor. Şükran beni çok etkiledi. Farkında olmadan çok güzel ve zekâlı sözler paylaşıyor. Bu kendi kişiliğine özendir. Kendinin hayata bakış acısı, kendini geliştirmesi, sevdiklerinden, ailesinden, arkadaşlarından destek bulması… böyle bir insana hayran kalmamak mümkün değil. İsmi de kendi gibi çok değerlidir. Şükran’ın doğduğu gün, annesi ve babası bu küçücük bebeğin Allah’tan gelen büyük bir nimet olduğuna inandılar ve şükür ettiler. Sevgilerini ve saygılarını esirgemediler. Sevgi konusunda Şükran’ın bize son bir mesajı var: “Sevmek iyidir. Sevdiklerinle buluşun. Birbirinizi dinleyin. Birbirinizi özleyin, beraberken bile. Birbirinize şarkılar söyleyin. Mutluyum ben. Herkes mutlu olsun.”
HABER
Sokaklarda gül dağıtan Milli Görüş takdir topladı MART / MAART 2016
Melbourne
Rotterdam
Belçika
Amersfoort
Milletvekili Tunahan Kuzu da kampanyaya katılanlar arasındaydı.
Amsterdam
Eindhoven
Enschede
Den Haag
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) tarafından organize edilen "Buyurun, Ben Müslümanım" adlı etkinliğin ikincisi sekiz ülkede gerçekleştirildi. Etkinlikle Almanya, Hollanda, Fransa, Danimarka ve Avusturya gibi Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki şehirlerde halkın yoğun olduğu cadde ve meydanlara kurulan stantlarda yoldan geçenlere gül ve İslamiyet hakkında broşürler dağıtıldı. IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş, etkinliğin amacının Müslümanlarla ilgili ön yargıların yıkılması olduğunu ifade etti. Altaş, yapılan araştırmaların, yabancı ve İslam düşmanlığı oranının Müslümanların ve yabancıların en az oranda yaşadığı yerlerde en yüksek seviyede olduğunu gösterdiğini belirterek, "Buyurun, ben Müslümanım' etkinliğiyle IGMG geçtiğimiz sene edindiği olumlu tecrübeleri devam ettirmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa'nın beş ülkesinde 100'den fazla noktada bini aşkın Müslüman gönüllü etkinliğe aktif katılım sağladı. 61 bini aşkın buluşma gerçekleşti ve insanlarla yüz yüze iletişim sağlandı" dedi. Altaş bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğin sekiz farklı ülkede yaklaşık 150 noktada gerçekleştirildiğini belirterek, "Aksiyonumuzla Avrupa'da aynı toplumu paylaştığımız vatandaşlarımıza biz Müslümanlarla hiçbir engelle karşılaşmadan kolayca iletişime geçebilme imkanı sunuyoruz. Bu aynı zamanda ilgili yerdeki Müslüman cemiyetini tanıma fırsatı anlamına geliyor. Bu hususa da çok önem veriyoruz" ifadelerini kullandı. Hollanda'da da etkinlik düzenlendi "Buyurun, Ben Müslüman'ım" etkinliği kapsamında Hollanda'nın Amsterdam, Lahey, Rotterdam ve Utrecht gibi büyük şehirlerin de olduğu toplam 14 kentte gün boyunca gül dağıtan gençler, meraklıların İslamiyet hakkındaki sorularına cevap verdi. Güney Hollanda olarak bilinen Hollanda İslam Federasyonu (NIF) ile Kuzey Hollanda, Milli Görüş Noord Nederland’ın birlikte gerçekleştirdiği proje Hollanda’da havanın da oldukça güzel gitmesi ile birlikte göz kamaştırıcı güzellikte devam etti. Binlerce gül ve broşür dağıtan gençler 10 binlerle
16
iletişim kurdular. Bu rakamın bu yıl Avrupa genelinde 100 binleri bulacağı tahmin ediliyor. Siyasilerden ve bürokratlardan projeye destek Leiden’de projeye DENK partisi eş başkanı Tunahan Kuzu destek vererek gençlerle birlikte gül dağıttı. Amersfoort’ta bir belediye başkanı Lucas Bolsıus gençlerle birlikte projeye Dordrecht start verdi. Neden Gül Gençlerin dağıttıkları mini broşürde niçin bu çalışmayı yaptıklarını özetleyen kısa ve öz açıklamalar yer alıyordu. “Gül’ün” sevginin, güzelliğin ve neşenin sembolü olduğu belirtilirken onun Müslümanlar indinde daha başka ve çok daha önemli bir anlam ifade ettiği de belirtiliyordu. Gül’ün tüm insanlığın huzuru ve kurtuluşu için Allah taraUtrecht fından gönderilen, yüce peygamberimizi temsil ettiği de belirtiliyordu. NIF gençlik başkanı Bahri Bulut ve tanıtma başkanı Sezer Değmez de çalışmanın içinde yer aldılar ve şu değerlendirmelerde bulundular. Sezer Değmez “Bu anlatılmaz güzel bir duygu. Gerçekten bunu yaşamak lazım. Bunun ne kadar elzem bir çalışma olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Yapılan konuşmalar alınan tepkiler çok çok önemli. Gençlerimizin bu çalışmanın içinde olması bizi son derece mutlu ediyor. Allah onlardan razı olsun” Bahri Bulut ise şunları kaydetti. “Gençlerimizin bu toplumlar içerisinde, bay bayan olarak çarşılarda, pazarlarda dolaşarak gül dağıtıp onunla birlikte de “buyurun muhabbet edebiliriz. Dinim hakkında bir sorunuz varsa buyurun sorun. Bildiğim kadarıyla cevaplamaya çalışırım” demeleri karşısında çok güzel tepkilerin olduğunu görmekteyiz. Seneye aynı inanç ve gayret devam etmeyi düşünüyoruz. Bunun bir gelenek haline gelmesini arzu ediyoruz.” diye konuştu. Yetkililerden edindiğimiz bilgiye göre Hollanda genelinde 14 bin gül, 10 bin broşür dağıtılarak tahminen 30 bin kişiye ulaşıldı. Tüm Avrupa’da ise toplan 105 kentte 150 noktada bu çalışmalar yapıldı 10 binlerce gül ve broşür dağıtılarak 100 binlere ulaşıldı. Adnan Şahin
17
HABER
MART / MAART 2016
WEFA 1300 mülteciye sıcak Rotterdam da artık merhamet şehri yemek dağıttı Los Angeles ve Jakarta’dan sonra
Makedonya-Sırbıstan sınırındaki sığınmacılar için “Acil Yardım” kampanyası başlatarak tüm mağdurlara yardım elini uzatan WEFA, bölgedeki yiyecek ve temizlik malzemesi dağıtımını sürdürüyor. Hijyen paketi, yolluk ve sıcak yemekten oluşan yardım paketleri bölgede bulunan 1300 mültecinin buruk bir sevinç yaşamasına neden oldu. Bölgeye geldiklerinde karşılaştıklara manzara karşısında büyük bir üzüntü ve şaşkınlık duyduklarını ifade eden WEFA Dış İlişkiler Koordinatörü Yusuf Aydın, “Çoğunluğunu Suriyeli ve Afganlıların oluşturduğu mülteciler bölgede oldukça zor şartlarda yaşıyor. Çadırları, battaniyeleri, yiyecekleri ve hatta giyecek ayakkabıları yok. Çocuklar ve bebekler h a v a
şartlarından muazzam etkilenmiş; hepsi hasta. Gece ayazında ısınmak için insanlar ellerinde ne varsa yakmak zorunda kalıyor. Durum maalesef içler acısı. WEFA olarak bölgeye yolluk, hijyen paketi, sıcak yemek yardımında bulunduk. Makedonya’nın geçiş izni vermesine karşın Sırbistan’nın kabul etmediği tampon bölgedeki yaklaşık 400 Suriyeli de yokluk ve çaresizlik sarmalı içinde büyük bir dram yaşıyor. Bu nedenle bu tampon bölgedeki mültecilere çadır, battaniye, ayakkabı, kaban yardımında
bulunduk ve buradaki 200 çocuğa da oyuncak hediye ettik. Yardımlarımız kuşkusuz devam edecek. Ancak hayırsever vatandaşlarımızın buradaki hassasiyetleri oldukça önem taşıyor. Zira buradaki insani trajedinin boyutu oldukça büyük. Bizler de veren el ile alan el arasındaki köprü olarak hayırsever vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz ve bu iyilik seferberliğine tüm hayırseverlerimizi davet ediyoruz. Eminiz ki onlarda bu çağrıya kayıtsız kalmayacak ve her zaman olduğu gibi içtenlikle iştirak edeceklerdir.” WEFA’nın mülteciler için “Acil Yardım” kategorisi altında başlattığı yardım kampanyasında Yolluk (5,-€), Sıcak yemek (3,-€) ve Hijyen paketi (4,-€) dağıtımı 17 Mart tarihine kadar devam edecek.
Jakarta’dan Los Angeles’a kadar toplam 68 dünya şehri tarafından uluslararası merhamet tüzüğü imzalandı. 20 mayıs 2016 tarihinden itibaren Rotterdamda büyük bir şenlikle merhamet tüzüğünü imzalayan şehirlerin arasında yer alacak. Merhamet tüzüğünün imzalanması için NİDA 2014’te belediye meclisinde ‘Merhamet şehri Rotterdam’ konulu bir önerge sunmuştu. Merhamet Tüzüğü Uluslararası merhamet tüzüğü onlarca dünya şehrinin merhameti çalışmalarının merkezine alacağına dair taahhüt verdiği bir tüzüktür. Ayrıca insanlar arasında nefret ve hor görmenin önüne geçmek & kültür çeşitliliğinin önünü açmak için şehir yönetimleri tarafından iyi niyetin taahhüte çevrildiği tüzüktür. Tüzük aynı zamanda her yıl başarılı gönüllülere dağıtılan merhamet ödülleri töreninde imzalanacaktır. Merhamet Tüzüğü’nün Hollanda kolu imza töreni için NİDA ve Rotterdam belediyesi ile ortak bir çalışmaya başlamıştır. Ayrışma ve bölünme döneminde önemli bir taahhüt Rotterdamın merhamet şehri olması için uzun süre gayret eden ve NİDA adına önergeyi belediye meclisinde sunan Aydın Peksert, merhamet tüzüğünün imzalama tarihinin belirlenmesi sonrasında şu açıklamalarda bulundu: ‘Rotterdam’ın şehr-i merhamet olmak istemesi
kültürler arası uzaklaşma, insanların yaşam stilinden ötürü çatışma ve zengin-fakir farkının büyüdüğü bu dönemde önemli bir taahhüttür. Verdiğimiz bu sözü gerçekleştirmek için sürekli bir gayret içerisinde olmalıyız ve merhameti önceliğimiz haline getirmeliyiz’.
2016 Merhamet ödülü: İnsani ekonomi 2011 yılından itibaren geleneksel olarak her yıl sahibine kavuşan merhamet ödülü Hollanda'da gerçekleşen kalpleri ısıtan, insanları birbirilerine bağlayan ve refahı destekleyen insiyatif sahiplerine başarılı gayretlerinden dolayı tanınmaktadır. Merhamet ödülünün bu yılki teması insani
ekonomi olarak belirlenmiştir. 2016 merhamet ödülleri ile değerli insani ekonomi merkezli insiyatifler desteklenilecektir. www.handvestvoorcompassie.nl sitesi üzerinden değerli insiyatifler 8 nisan 2016 tarihine kadar aday gösterebilecektir. Büyük bir organize ile ‘2016 Merhamet Ödülleri’ töreni Rotterdamda gerçekleşecektir.
'50 milyon turist hedefini gerçekleştirmemiz uzak değil'
Ünal Bakan rizm u Berlin T daydı Fuarı'n
Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, “50 milyon turist hedefimizi gerçekleştirmemiz hiç de uzak değil. Çünkü bunun için ihtiyaç duyduğumuz her şeye sahibiz" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Berlin’de bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı’ndaki Türkiye standını ziyaret etti. Fuarda yaklaşık 3 bin metrekare alana kurulan ve 127 firmanın yer aldığı Türkiye standını gezen Ünal, sektör temsilcileri ve katılımcılarla sohbet etti.
Ünal, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kültür, sağlık, termal, inanç, yayla ve deniz-kum-güneş turizmiyle ürün çeşitliği açısından son derece zengin bir ülke olduğunu söyledi. Turizmcilerden kendilerine ve Türkiye’ye güvenmelerini isteyen Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “50 milyon turist hedefimizi gerçekleştirmemiz hiç de uzak değil. 50 milyar dolar turizm gelirini gerçekleştirmemiz hiç de uzak değil. Çünkü bunun için ihtiyaç duyduğumuz
her şeye sahibiz. Kendinize güvenin, ülkenize güvenin, moralimizi yüksek tutalım. Yüksek işbirliği ve çözüm ortaklığı ile sektörle birlikte ben umuyorum ki önümüzdeki 5 yıl Türkiye turizmini gerçek anlamda hedeflediğimiz noktaya ulaştıracağız.”
HABER
18
MART / MAART 2016
TiCARi SAYFALAR
Ticari Sayfalar'da 49,- veya 83,- EURO'ya ilan verebilirsiniz.
'se koy sepete
MERAM SUPERMARKET MERAM SUPERMARKET Kruiskamp 132 • 3814 PE •Amersfoort
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
Sera Supermarkt
GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Design: Websayfa.nl
ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI: AMSTERDAM
DEN HAAG
DEVENTER
0800-0815
EDE
EINDHOVEN
ROOSENDAAL
ROTTERDAM
E L F I - RANDSTAD Letselschade & Advies ve Kaza Avukatı, Kaza Uzmanı bir EMRE Internationaal Holding B.V. kuruluşudur.
UTRECHT
Haftanın 7 Günü Açığız
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım
Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz
www.happyblus.nl info@happyblus.nl
Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!
www.avantibakkerij.nl Avanti Bakkerij Van Randwijcklaan 10 /12 3814 AL Amersfoort Tel. 033-2852531
Tel: 010-4230513 Openingstijden: Maandag t/m Zondag 07:30 - 22:00
Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam
19
HABER
MART / MAART 2016
Ucuzluğu değil kaliteyi tercih ediyoruz
A
msterdam'ın tanınmış esnaflarından Fikret Beydoğan, yıllardır işlettiği kasap ve marketinin yanı sıra, Amsterdam'ın bilinen sokaklarından Bos en Lommerweg'de Sera Grillroom adında yeni bir restoran açtı. Fikret Beydoğan, Sera Grillroom'un Amsterdam'ın tüm halkına hitap ettiğini ifade ediyor. Dünya mutfağından yemekler sunduklarını, bonfile ve antrekot gibi her çeşit etleri zaten kasaplıktan geldikleri için en kalitelisini sunduklarını belirtiyor. Fikret
Bey: "Etlerimizin yüzde 90'ını Tuna'dan alıyoruz. Gençlerin güvenilir bir şekilde gidip yemek yiyecekleri yer az. Kasaplar var ama pek dikkat etmiyorlar, 'istediğimiz etleri bulamıyoruz' diyorlar ama imkan bizim elimizde. Eğer rızkımıza kanaat edersek ve doğruyu ararsak doğruyu buluruz. Ucuzluğu değil kaliteyi tercih ediyoruz. Babamın bir sözü var; 'oğlum malın iyisini satarsan vezir, kötüsünü satarsan rezil olursun' derdi. Biz de bu vesileyle böyle bir yer açma gereği duyduk" ifadelerini
kullandı. Her gün sabah sekizden öğlen bir'e kadar kahvaltılarının olduğunu söylüyor Fikret Bey. 1'den sonra ise sulu yemekler ve ızgara çeşitleri olduğunu anlatıyor. Fikret Bey "Kahvaltımız 7 Euro ve et yemeklerinde de indirimlerimiz olacak. Ben kasap kökenli olduğum için eti en iyi ve en ucuz şekilde sunmaya gayret ediyoruz" dedi. Restoranın 120 kişilik kapasitesi ve gruplara özel ayrı bir bölümleri olduğundan bahsediyor Fikret Bey ve ekliyor: "Yemeklerden sonra çay kahve bizim ikramımız. Yemeklerde de salata ikram ediyoruz". "Şu anda 6 eleman çalıştırıyoruz. Bizim gayemiz insana hizmet vermek. Benim için maneviyat çok önemli. Kanaat olduktan sonra zenginsindir zaten. İnsanların helal yemek istediği zaman burası akıllarına gelmesi lazım" diyerek iş ahlakından bahsedi-
yor Fikret Bey. Geçtiğimiz yıllarda Ahilik konusunda da bir ödül de almıştı işletmeciliğiyle. Aynı zamanda Amsterdam Belediyesi'nde 'Yılın Amsterdamlısı' da seçilmişti. Müşterilerine güler yüzlülüğüyle tanınan Fikret Bey 'bu kadar işi nasıl bir arada yürütüyorsunuz sorusuna ise şu cevabı veriyor: "Peygamberimiz buyuruyor ki 'Bir insan yanınıza geldiğinde onu tebessümle karşılayın ve isteklerini yerine getirin'. Bizim ahilikte var, dürüst olmak, güvenilir olmak. Biz bunu hizmetlerimizde gözetiyoruz. Kısa ömrümüzde hayır için ne yapabiliriz, işimizi iyi yapmak, helal satmak, hizmet etmek lazım. Restoranda da aynı şey gerekli. Gelenlere en güzel şekilde hizmet etmek. Biz kendimize motto edindik "Yeryüzünde makam ahirette hasenat" şeklinde. Bu dünyanın imtihan olduğunu biliriz ve olunca şükreder olmayınca sabrederiz".
Sera Grillroom Restoranın başında oğlunun durduğunu söyleyen Fikret Beydoğan "Ben diyorum ki, gelen müşterilerin cebine değil yüzüne bak. Güzel hizmet edersen zaten para kendiliğinden gelir. Son olarak sözlerini söyle bitiriyor Fikret Bey: "Ben istiyorum ki Müslümanlar kendi dünyalarına daha ciddiyetle eğilsinler ve her şeyi helalinden yapsınlar. Helal yazdığı halde haram satılmasın. Burası çok güzel ve rahat. Diğer restoranlarda olmayan her şey burada var. Kasap geçmişim olduğu için et konusunda en iyi şekilde hizmet veriyoruz. İnsanlarımız buyurup gelsinler ve lezzetlerimizi yerinde tatsınlar".
YTB'den diaspora strateji belgesi
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Bülbül, "Türkiye'nin bütün kurumlarıyla, paydaşlarıyla ve ilgili taraflarla bir araya gelerek bir diaspora strateji belgesi oluşturacağız" dedi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan başkanlığında toplanacak Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu'nda (YVDK), bir diaspora strateji belgesi-
Health Products
Tarifli ve menülü diyet e-kitabı hediyeli
nin hazırlanması için çalışmalara başladıklarını söyledi. ABD ziyareti öncesi YTB'nin 2016 projeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bülbül, Türkiye'nin birçok kurumuyla yurtdışına yönelik farklı çalışmalar yürüttüğünü belirterek, bütün bu faaliyetlerin bir diaspora stratejisi içerisinde sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Önümüzdeki günlerde Başbakan Yardımcısı Akdoğan başkanlığında toplanacak danışma kurulunda bir diaspora stratejisi belgesinin geliştirilmesi ve kamuoyununa sunulması için hazırlıklara başladıklarını ifade eden Bülbül, "Burada Türkiye'nin bütün kurumlarıyla, paydaşlarıyla ve ilgili taraflarla bir araya gelerek bir diaspora strateji belgesi oluşturacağız. Bu strateji belgesi içerisinde elbette şu ana kadar çözülemeyen konular varsa onları zaten gündemimize alaca-
ğız. Ama dile getirilmeyen, bir şekilde ihmal edilen alanlar varsa, bunları da ilgili kurumlarla o strateji belgesi kapsamında çözmeye çalışacağız" dedi. Bülbül, "Bu yıl kurum olarak üzerinde odaklanacağımız önemli bir çalışma, bir diaspora strateji belgesi hazırlamak. Bu belge, yurtdışındaki vatandaşlarımızın kültürel değerlerini koruması, Türkçelerini koruması, ekonomik pozisyonlarının güçlendirilmesi, dini değerlerinin korunması, Türkiye'ye aidiyetleri, bulundukları ülkelerde daha etkin hale getirilmeleri ve bulundukları ülkelerde karşılaştıkları sorunların çözümü gibi birçok alt başlığı olan, birçok fonksiyonu içerecek olan bir strateji belgesi" şeklinde konuştu. Bülbül, diaspora stratejisinin hazırlanmasında ilgili kurumlarlarla koordinasyon görevini YTB'nin yerine getireceğini de bildirdi.
3 AYDA 20 KILO ZAYIFLAYIN
Sağlık koçuyla denetimli zayıflama
Tel: 0624 927 852 E-mail: info@estetikcare.com
www.estetikcare.com
WILDERS HAKIM KARŞISINA ÇIKACAK
Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlükler Partisi lideri Wilders, Fas kökenlilere yönelik sözleri nedeniyle ırkçılık, ayrımcılık, hakaret ve toplumda kin ve nefreti körükleme suçlarından yargılanacak. Hollanda’da iki sene önce Fas kökenlilere yönelik sözleri nedeniyle hakkında dava açılan aşırı sağcı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, ırkçılık, ayrımcılık, hakaret ve toplumda kin ve nefreti körükleme suçlarından hakim karşısına çıkacak. Hollanda medyasında yer alan habere göre savcılar,
tamamlanan iddianamede Wilders’e suça iştirak, suç işleme ve suça teşvik suçlamaları yöneltecek. Wilders, 2014 yerel seçim sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda parti üyelerine, “Bu şehirde ve Hollanda’da çok mu, az mı Faslı istiyorsunuz?” sorusunu sormuş, ardından aldığı “Az” cevabı üzerine, “Gereğini yaparız” demişti. Wilders, seçim kampanyası sırasında "Eğer Faslılar daha az olsa Lahey daha az sorunlu bir kent olurdu" ifadesini kullanmıştı. 6 binin üzerinde suç duyurusu
Büyük tepkiye yol açan bu sözlerden sonra aralarında Faslı sivil toplum örgütleri ve Hollandalı bazı belediyelerin de olduğu geniş bir kesim, Wilders aleyhine savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu yapanların sayısının 6 binden fazla olduğu belirtiliyor. Wilders’in 18 Mart’ta başlayacak davası, güvenlik gerekçesiyle Lahey yerine Badhoevedorp’taki adalet yerleşkesinde görülecek.
HABER
20
MART / MAART 2016
BULMACA
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
SIMON Okulları
genel müdürü Sinirlilik
Eski dilde su
Seslenme sözü
Köpek
Gökyüzü sema
Ateşli hastalık
Tarihte bir uygarlık
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Kara Avukatlık bürosu sahibi
Dikiş makinasının altı ipliği
Merhem
Kalın etkinlik kağıdı CMO Müdürü
Yönetim
Büyük havuz Orta öğretim
Duman lekesi
Üretici güç
12. harf
Sürekli
Manyetik Rezonans
Kır savaşçısı çete
Ajax stadyumu
Dilsiz
Karışık Renkli
Lahza
Kuş çeşidi
Renyum imi
Göz rengi Tarama gereci
Bal yapan
Vantilatör
Bir ay Açıktan
Mesafe
Elbise asma gereci
Süslü Mezar
Aylık
Utanma Vilayet
Liranın ilk hecesi
Kuzu sesi Saadet partisi
Küçük tekne
Abi
Eli uz
10. harf
Ziynet
Hazır çorba markası
Almanya plaka Kılıç kabı
Nikelin simgesi
Mali
Fakat lakin
Büyük bıçak
Şehir
Boyun eğen
Raylı taşıt Uz zeka
Almanca'da evet
Katkılı ekmek
Az pişmiş
Uzaklaşma
Telefon sözü
Japonya da şehir
Şikar
Satrançta hareket
Ahtapot Yanlışlık
Demir kiri
Kalın tahta Sergi malzemesi
Avlanma işi
Dilsiz
Uzak
Hıyar Bir nota
Hayvan iç organları Oyuncunun yaptığı
Şehzade eğitmeni
İlgi
Göz rengi
21
HABER
MART / MAART 2016
FIKRA- EĞLENCE Matematik Finali 4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastik patladı?"
Annem Gel Dedi İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar, - Sen gitmek istemiyor musun? - İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
Havaalanı Genç is adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder. Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der. Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceğiniz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, ver-
SUDOKU
diğim yeşil valizin Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum." Görevli kız şaşkınlıkla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil". Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sene yapmıştınızda!" Geri zekalı Okula yeni gelen Öğretmen Öğrencilere çağrıda bulunur. Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın. Sınıftan çıt çıkmaz. Nihayet bir öğrenci ayağa kalkar.Öğretmen: Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun evladım diye sorar. Ayağa kalkan öğrenci: Hayır ama sizin tek başınıza ayakta kalmanıza gönlüm razım olmadı
Boğaz Köprüsü Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor, bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyorlar gezmeye... Turist falanca sarayı görüyor .. - "Bu ne kadar zamanda yapılmış diyor" Temel de: "5 yılda diye cevap veriyor"... Amerikalı : "Yazık bizde olsa 1 yıl .." biraz sonra filan camiyi görüyor - "Bu ne kadar zamanda yapılmış" diye soruyor .. Temel de ....
- " 2 yıl" diye cevap veriyor ... Amerikalı:" Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi" diyor. Temel uyuz oluyor duruma.. Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar.. Yine soruyor turist.. Temel..2 ay diyor, adam gene yazık be bizde olsa 1 haftada biter, diyor. Temel iyice deliriyor, tam o sırada boğaz köprüsünün altına geliyor.. Adam yukarıyı göstererek bu köprü ne kadar zamanda yapıldı diyor.. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafasını kaldırıp "Hangisi ? Bu mu? Bilmem, bu dün burada yoktu .." ki:
Tatil isteyen kadın Kadın, işten dönen kocasına der
-Sorma hayatım.Bugün doktora gittim.
Bu sayfa işadamı Ismail Yıldırım'ın sponsorluğuyla hazırlanmaktadır.
Beni muayene ettikten sonra ne dedi biliyor musun? Bir ay deniz kıyısında tatil yapmam gerekiyormuş. Nereye gidelim dersin? -Başka bir doktora gidelim hayatım! Kadının iyisini nasıl anlarsın? Temel'e sormuşlar; Kadının iyisini nasıl anlarsın? Konuşmasına bakarım. Ya hiç konuşmuyorsa? O kadar iyisine rastlamadım.
Trafik kazası Temel bir gun arabada giderken fireni patlar. Etrafına bakan temel ne yapacağını bilemez.Bir tarafta kurulu bir pazar ve diger tarafta da oynamakta olan bir çoçuk görür. Pazara giden yolu secersem çok insan ölür çoçugun tarafına gider-
KARiKATÜR
€
2,90
Her ay postayla evinizde
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN 1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 29 00 900 abone@haber.nl
İŞADAMI, ZWOLLE
sem bir çoçukla olayı kurtarırım der ve ertesi gun gazetede şöyle bir manşet:'Pazara Giren araba yüz kişiyi ezdi. Temel'e sorarlar 'nasıl oldu' diye.Temel'den söyle bir cevap gelir: 'herşey çoçugun pazara koşmasıyla başladı....'
Bu da bizim en favori karikatürlerimizden biri
ABONE OLUN Aylık sadece
İSMAİL YILDIRIM
Abone olmak için websitemizi ziyaret edebilirsiniz.
HABER
22
MART / MAART 2016
Yiğit namıyla anılır diye bir söz var: Çoğu insan bana Ayrancı der Mehmet Demirel
r iyo gitn e meye gil
si il i çalışıyod n Göre e k t ruz. Bizim iş a m e Ay bizz e ran'ın sa l y i r servise de bağlı. İyi e l i hibi Mehmet Demirel, müşter servis çok önemli. İyi marka
ff Dinamik, renkli ve neşeli kişiliğiyle tanınan Göreme Ayran CEO'su Mehmet Demirel'le ofisinde keyif alacağınız bir söyleşi gerçekleştirdik. En az bizim kadar eğleneceğinize eminiz. Keyifli okumalar.
ff Nevşehirlisiniz değil mi? Evet övünmek gibi olmasın haha. Ben öksüz büyüdüm, 3 yaşımda babamı kaybettim, ve beni amcam yetiştirdi. Abdurrahman Demirel. Kendisine çok müteşekkirim. Kendisi fırıncıydı ve ticari hayatta esnaflık işini ondan öğrendik. Yeri geldi az oldu, yeri geldi sıkıntı çektik ama ticari hayatta her şeyin olabildiğini ve olduğunu da gördük. Bir iş yaparken ona inanıyorsan, 'bu benim ekmeğim' diyorsan başarısız olmanız imkansız. Zaten bir yerlere gelmek değil orada kalmak önemli olan. Biz bugün 23 senemizi devirdik. Biz yine aynı yerde aynı isimle müşteri potansiyelimizi koruyoruz çok şükür. Bu da tabi ticari bir hamurdan kaynaklanıyor. Müşterilerimizin derdini dinleyip acı ve tatlı gününde yanlarındayız, iç içeyiz. Ben mesela Dordrecht'te bir kahveye gireyim beni tanımayan yoktur. Bu da bizim geleneğimizden ve yetiştirenlerden kaynaklanıyor. Hiç bir zaman ben demem biz derim. Biz böyle daha mutluyuz.
ff Hollanda maceranız nasıl gelişti? .1993 yılında Hollanda'ya geldim. "Burada ne iş yapabiliriz?" diye düşünürken Almanya'dan akrabam ayrancılık işini tavsiye etti ve bu işe girmeye karar verdik. Hollanda'da ilk biziz ayran işini yapan. Küçük bir depo kiraladık, Türkiye'den cam şişe ve makine getirdik. Kapaklı şişe ayran ile başladık. Sadece Rotterdam'da dağıtıyorduk. Üretim tamamı bize aitti. O zamanlar şişeleri geri toplayıp yıkayıp tekrar kullanıma hazır hale getiriyorduk. Şişeleri toplamak ve yıkamak çok za-
manımızı aldığı için tek kullanımlık bir ambalaj sistemine geçtik, işlerimiz geliştiğinde. Şimdi tüm Hollanda'da dağıtım yapıyoruz. 4 ülkede dağıtım yerlerimiz var. Hollanda, Belçika, Fransa ve Almanya'da.
ff 1996 yılında Leerdam'a taşıdınız üretimi, nasıl oldu bu? Biz önce kendimiz üretiyorduk. Üretim başlı başına bir iş, hem üretip hem de dağıtmak çok zor. Çok fazla ekipman lazım. Özellikle gıda işinde ya üretici ya da pazarlamacı olmak lazım, ikisi birden çok zor. Bizim süt aldığımız bir çiftçi arkadaşımızın, kullanmadığı peynir üretim bölümü vardı. 'Siz her gün süt alıyorsunuz gelin burada imalatı beraber yapalım' diye teklif sundu. Anlaşıp boş olan fabrikasını beraber kullanma kararı aldık. 18 yıldır birlikte çalışıyoruz. O üretiyor, biz denetliyoruz. Ayran dolum makinesinden her gün ayran alınıyor ve götürüp analiz ediliyor ve günlük rapor geliyor. Her gün her imalatta bu yapılıyor, yoksa risklidir. O yüzden de şimdiye kadar hiç şikayet almadık. Mesela yasal olarak belirlenmiş tuz oranından fazla tuz atamazsınız. Binde 12'lik tuz oranı var. Kalite her gün o analizlerle teyit ediliyor. ff Pazar payınız nedir? Hollanda'da pazarın yüzde 40'ı Belçika'da ise yüzde 50'si bizim. Burada marka çeşidi var, bu yüzden. Ama ilk ve kaliteli olmamızdan dolayı iyi bir yerdeyiz. Fiyatta rekabet yapmayan tek firmayız. Kaliteden ve fiyattan da taviz vermiyoruz. Ürün kaliteli olduğu zaman her zaman satar. Ticari bazda bir sıkıntımız yok. ff Toplam kaç noktaya ürün veriyorsunuz ? Dört farklı ülkede dağıtım yapıyoruz ve bu ülkeler içerisinde binlerce dağıtım noktamız var. Bir şehirde Türk satış noktası varsa oraya
olmak istiyorsan iyi ürün üretmek zorundasın. Ürün yelpazesi olarak ayran, meyveli ayran, yoğurt, meyveli yoğurt ve kaşar peyniri üretiyoruz. Çok fazla geniş yelpaze yerine kaliteli ürünü önemsiyoruz. Kendi ürünlerimizde hiç bir katkı maddesi yoktur tamamen bitkisel ürünler. Gönül rahatlığıyla kendimiz de yiyoruz, satıyoruz da. ff Üretim aşaması nasıl oluyor? Kullandığımız sütler tanklarda yoğurt yapılıyor ve sonra belirli bir bekleme süresinden sonra su ve tuzu katılıp ayrana dönüştürülüyor. İddia ediyorum; gerçek yoğurttan yapılan ayran sadece bizde var.
ff Sizi çok yollarda görüyoruz, müşterilerle iletişiminiz de gayet iyi gözüküyor? Tabii götürmekten ziyade aynı zamanda ziyaret ediyoruz. Hollanda'da 1000 müşterimiz varsa çoğunu belirli sürelerle ziyaret ediyorum. Şahsen arkadaşlık dostluk kurduğumuz insanları ziyaret etmek bizi de mutlu ediyor. Bunlar olması gerekir bence, hoşuma da gidiyor. Tabii ki birbirimizden para kazanıyoruz ama bunun yanında dostluk da var bu da çok önemli. Türk toplumu muhabbeti sever. Gönüllerin soğumaması lazım.
ff Ayran milli içecek ilan edildi, siz de ayranla milletin karnını doyuruyorsunuz, bu nasıl bir duygu? Bizim kültürümüz olduğu için daha bir mutlu oluyorum tabi. Bir anımı anlatayım. Leerdam'da bir yerde ayran bırakırken oradan geçen Hollandalı bir adam "Oo lekker melk" gibi bir muhabbete başladı. Ben de dedim ki 'bu bir Türk içeceği, bu bir yoğurtlu içecek' diye tarif ettim. Bedava alabilirsin dedim. Evde tadına bakarım dedi ve gitti. Adamın ayranı sevip tekrar dükkana
Ürün yelpazesi olarak ayran, meyveli ayran, yoğurt, meyveli yoğurt ve kaşar peyniri üretiyoruz. Çok fazla geniş yelpaze yerine, kaliteli ürünü önemsiyoruz. Kendi ürünlerimizde hiç bir katkı maddesi yoktur; tamamen bitkisel ürünler. Gönül rahatlığıyla kendimiz de yiyoruz, satıyoruz da. gidip bana Türk içeceği ver demesi ne güzel bir şey. Hollanda'da büyük bir sorun var. Almanların yüzde 70'i ayranı seviyor, ama burada Hollandalılara içiremiyoruz. Çünkü 'karnemelk' diyor ve içince beklediği tadı farklı geldiği için beğenmiyor. Halbuki bu 'karnemelk' değil farklı bir içecek, buna 'yoghurtdrank' deseler daha severler bence. Bunun bize çok zararı oluyor Hollanda'da. Almanya'da ve Fransa'da 'karnemelk' olmadığı için öyle bir sorun olmuyor. ff Süpermarketlerde özel Türk ürünleri satan bölümler açıldı oraya girmeyi düşünüyor musunuz?
Ben zamanında C1000 ile anlaşacaktım, ama bana 'fiyat rekabetini kendimiz belirleriz' dediler. Mesela 'ben 2,50 Euro'ya senden alıyorsam 2,51 Euro'ya satarım' diyor. Bizim yıllarca beraber çalıştığımız insanımız var ben o insanları ezemem. Diğer Türk esnafına zararı dokunacaksa ben bu işe girmem. Sonuçta vefa borcumuz var. Uzun süre birlikte çalışmışız. Fiyatlarda zaten çok yüksek tutmamaya çalışıyoruz. Kalitemize güveniyoruz. Eğer müşteri bana daha ucuzu var derse o zaman onu al diyorum ve bir zaman sonra üründen şikayet geldiği için geri bana gelip benimle çalışıyor, bu da bizi mutlu ediyor tabi.
TÜRKLERİN SIRTINDAN PARA KAZANAYIM VE BİR KÖŞEDE YİYEYİM DİYE DÜŞÜNMEM... ff Muhabbeti seven bir insansınız... Yapımızda var ve çekirdekten beri esnafız, öyle gördük. Çoğu müşterim benim Göreme'nin sahibi olduğumu bilmez. Beni tanımıyorsa kesin 'şofördür' der. Bu mütevazilikten kaynaklanıyor herhalde, ben bu işin sahibiyim falan diye böbürlenmem. Bazı insanlar patronlardan hoşnut olmuyor mesela. ff Dikkat çekiyor sosyal medyada gençlerle ilgilendiğiniz... Olmamız gerekir zaten. "Türklerin sırtından para kazanayım ve bir köşede yiyeyim" diye düşünmem. Bu benim vicdanımı sızlatır. Ben insanımın parası bana nasip oluyorsa, o insanımın da zor anında ben yanında olmalıyım. Herkes işi paraya dökerse sıkıntılı.
ff Oğlunuz Oğuzhan futbolu çok seviyor... Ben futbolu çok severim, Galatasaray'lıyım. Geçmişte de oynadım. Küçük oğlumda futbol hastalığı var, hem de yetenekli. Günün 24 saati yetmez ona futbol için. Benim de sevdiğim bir dal olduğu için üzerine duruyoruz ve ilgileniyoruz. Onun bir yerlere gelmesi için mücadele ediyoruz. Yeter ki içimizden başarılı bir çocuk yetişsin. Bu sadece maddi değil ilgilenmek de lazım. Ben şunu tavsiye ediyorum, çocuklarınızla ilgilenin ve spor yaptırın, fark etmez hangi spor olduğu. Çocuğumdaki disiplin ve karakterin spordan kaynaklandığını düşünüyorum. Gençlere yatırım yapalım istiyorum.
23
HABER
MART / MAART 2016
RÖPORTAJ: M. FATİH KARAMAN
önce Hamburg'a bir palet ayran gönderdim, düğüne lazımmış, alıp gittiler. Yıllar sonra bana ayranı hatırlatıp 'çok güzel tadı vardı' dedi oradaki arkadaş, bu çok güzel bir şey. Oturduğun yerde en iyi markayım demesi yeterli değil. Görünmek tanınmak zorundasın.
Profesyonel olmamız lazım, bu bir öz eleştiri.
ff Şöyle bir algı var. Türk işadamlarını konuşurken peynirci, sucukçu gibi size de ayrancı diyorlar. Bu sizin hoşunuza gidiyor mu? Yiğit namıyla anılır diye bir söz var. Benim hoşuma da gidiyor. Belki çok insan benim ismimi bilmez, 'Ayrancı' der.
ff Sizin başka bir özelliğiniz daha var kimse bilmez bunu; siz çok iyi bir ekmek ustasısınız değil mi? Bazen servise çıkıyorum şoför arkadaşlarla, samimi olduğum fırıncı arkadaşsa, ve hamur varsa, hemen elimi yıkayıp hamura giriyorum. Çalışanlar 'Abi sen ayrancı değil misin?' diye şaşırıyorlar. Fırıncılık olmazsa olma-
zımız. Aynı zamanda fırıncı arkadaşlara farklı ekmekler yapmaları konusunda tavsiyeler de ediyoruz. Türk fırınları çok standart, farklı tat yok. Yıllardır Türk pidesinden başka bir şey yok. Hem kilo yapar, onun için değişmek de lazım. Bizim fırıncılar usta yetiştiremiyor ve profesyonel çalışmıyor. Başarı sadece ciro değildir.
Tabii ki canım en çok arabanın içini görüyoruz, hahaha. Bunlar olmadan olmaz. Biz müşteriye ürün götürüyoruz; bu da mecburen yollarda geçiyor. Her yere gitmek zorundasın, insanlar seni tanımalı. Ben yıllar
ff Uzun süre yollarda olduğunuzdan arabanıza da önem veriyorsunuz bildiğimiz kadarıyla. Arabada da Mercedes'i tercih ediyorsunuz... Çocukluğumuzdan beri severim. Türkün arabası diye düşünüyorum. Çok sevmemin nedeni, bizim fırın Nevşehir Belediyesi'nin karşısındaydı. Belediyeye bakanlar gelirdi ve hep Mecedes'le gelirdi. Belediye başkanı da Mercedes'e binerdi. Benim de içimde
ff Sizi hep yollarda görüyoruz. Kaç kilometre yapıyorsunuz yıllık? 100 bin km yapıyorumdur kesin. Bu sadece kendi arabamla, diğer araçlar hariç.
vardı. Bende 1-0 öndedir. Büyük bir kaza geçirdim, bu arada test de ettim sağlamlığını. Rahatlık da var uzun yolda.
ff Sizin olayları algılayış biçiminiz, çevrene bakışınız, sosyal medyada bilgiyi alıp depolamanız ve onu tekrar sunmanız dikkat çekiyor. Genel kültür olarak da bu kadar zamanı nasıl buluyorsunuz? İnsan olarak, ben bir şey düşünürken önce kendime bakıyorum. Eğer bir insan topluma faydalıysa ve zararı olmuyorsa ben o insanı desteklerim. Burada bilgileri de insanlarla görüşüyoruz. Dostlarımızla güzel bilgiler paylaşıyoruz. Kahvede boş oturan insanla ben bir olamam, bilgi bazında söylüyorum. Biz toplumun içindeyiz, çoğu insanın ne istediğini tahmin edebiliyorum. Kimseyi kırıcı bir pozisyona da girmek istemem. Ticaretin dışında korkmadan çizgimi belirtirim. Ben buyum yani. ff 50 yıldır Hollanda'dayız. Burası baba vatanımız oldu artık. 23 bine yakın girişimcimiz var. Siz kendi 23 yıllık esnaf geçmişiniz ile baktığında nasıl bir gelişim görüyorsunuz ticari hayatta?
ff Arabanızla ayrı bir muhabbetiniz var, ikinci eviniz gibi değil mi?
Bizim Türkler profesyonel çalışmıyor, biz de bile yok. Bizim insanımızda olmadığı için birbirimizi desteklememiz lazım, sadece benim profesyonel olmamla olmuyor. Mesela ben dağıtımda 'pin-apparaat' yanımda taşıyorum. 'Pin yapar mısın?' diyorum istemiyor. Para vermek istiyor halbuki pin daha güvenli. Hollandalıya PIN yapıyor ama bana yapmıyor. O zaman ben nasıl profesyonel olayım? Hala yirmi sene önceki mentaliteyle çalışıyor, ticaretine yatırım yapmıyor, insana yatırım yapmıyor, ucuz düşünüyoruz. İnsanımız kendini geliştirmesi gerek. Profesyonel olmamız lazım, bu bir öz eleştiri. Bir sürü işveren derneği kuruldu bir iş yaptığı yok. Küçük esnafa yardımcı olmuyor. Ben de geçmişte üye oldum, başkanı gelip benim kahvemi içmedi. Ben ayrıldıktan sonra benim yanıma geliyor. Hiç bir işadamı derneğinin arayıp da 'Derdin var mı?' dediğini görmedim. Yılın en iyilerini seçmek marifet değil. Esnaflara ne veriyorsun o önemli. Bilgilendirmesi lazım esnafları. Avrupa'da Türklerin bir lobi gücü yok, birleşemiyoruz. İnsanları toplayıp bilgilendirmek lazım.
TEL: 010-210 59 67 / 0641-366 801
S MAAND ACTPIE RIL 2016
BIEFSTUK
LAMS RIBBEN
LAMSSCHOUDER
1 kilo € 9,99
1 kilo € 6,99
1 kilo € 7,50
EIEREN MEDIUM
AARDAPPELEN
UIEN
30 stuks € 2,79
5 kilo € 1,49
5 kilo € 1,49
SILIFKE KASAR
BANAAN
HOCAOGLU YOGHURT
800 gr. € 3,79
1 kilo € 0,99
per stuk € 0,99
KOÇ SUCUK
KIPPENPOTEN
HELE LAM (Hollands)
per stuk € 2,99
10 kilo € 13,49
per kilo € 7,49
A T T/M 4 VAN 7 MZOALAANGRDE VOORRAAD STREKT
KIPFILET
2 kilo € 9,00 GEHAKT
HELE KIP
3 stuks € 9,99 RUNDERLAPPEN
KIPPENPOTEN
3 kilo € 4,99 SOEP VLEES
3 kilo € 9,99
2 kilo € 11,99
2 kilo € 9,99
DRUM STICKS
KIP/KALKOEN SHOARMA
KIP KARBONADE
2 kilo € 4,99
1 kilo € 4,99
2 kilo € 4,99
Laan op Zuid 1178 · 3071 AC · Rotterdam
HABER
Verenigd Arnhem seçim çalışmalarına şimdiden başladı
Verenigd Arnhem Partisi, Arnhem Belediye Meclisi'ne katılımının ikinci yılını tamamlamasından dolayı, durum değerlendirmesi yapmak ve önümüzdeki iki yılın parti stratejisini belirlemek için bir araya toplandı. Parti Yönetimi ve Meclis Grubu Üyeleri gün boyu geçen toplantıda geleceğe yönelik planlarını, parti çalışmalarını ve iki yıl sonra gerçekleşecek olan yerel seçimlere ilişkin hazırlıkları görüştü. Verenigd Arnhem Meclis Üyesi Kürşat Bal parti olarak bulundukları Arnhem Meclisinde son iki yıldır bir çok önergeye imza attıklarını ve değişik Meclis Komisyonlarında hummalı çalışmalarda bulunduklarını fakat bunun maalesef Arnhem gündeminde yer almadığını, bu çalışmaların daha geniş alanda görünür ve partinin daha tanınır hale gelmesi gerektiği düşüncesini ifade etti.
24
MART / MAART 2016
temsiliyet eksikliğinin giderilmesi noktasındaki girişimlerimiz dikkate alınmış ve sonuç vermiştir. Bu başarıların devamı için daha da özverili çalışacağız. Daha yapılacak çok işimiz var. Bütün Arnhemlilerin sesi olmaya, farkındalık yaratmaKürşat Bal "Hepimiz Arnhem ya, herkese eşit Verenigd Arnhem için çalışıyoruz. Sorunlarımızı şartların adilParti Başkanı Kürşat mecliste duyurmak için şuan ce sunulduğu Bal: Hepimiz Arnhem değişik partilerle, sivil topbir toplum inşa için çalışıyoruz. lum kuruluşları ve vatandaşedene kadar Sorunlarımızı larımızla birlikte farklı çalışdevam edecemecliste duyurmak malar yapmaktayız. Bir meclis ğiz. Bunun için için şuan değişik üyesi çıkarmış olmamıza rağParti Yönetimi partilerle, sivil men güzel başarılar elde ettik. ve diğer gönültoplum kuruluşları Arnhem’in uluslararası ticaret lüler ellerinden ve vatandaşlarımızla alanındaki konumunu güçlengelenin fazlasını birlikte farklı dirmek adına Mecliste kabul çalışmalar yapıyorlar"dedi. ettirdiğimiz önerge sonucunda, yapmaktayız. Stratejik topArnhem’de ve Türkiye’deki Yelantının yanı sıra nilenebilir Enerji ve Çevre TeknoVerenigd Arnhem’e lojileri kümeleriyle karşılıklı ticari iş‘taze kan’ takviyesi de birliği kurulmasının önü açılmıştır ve yapıldığını belirtiyor Kürşat Bal. bu kapsamda ilk ticari heyet yakında Parti Yönetimi ve Parti Grubunu güçArnhem’i ziyaret edecektir. Ayrıca şehlendirecek olan yeni isimlerin yakında rimizdeki bütün farklılıkların, düzenletoplanacak olan Genel Kurul Toplantınen etkinliklerde, bürokraside ve sasında görüşüleceği açıklandı. natla ilişkili kurumların kadrolarındaki
AVRUPA’DA İSLAMOFOBI'YE KARŞI ÖNLEM ÇAĞRISI Avrupa’da Müslüman karşıtlığının kaygı verici noktaya ulaştığını belirten uzmanlar, İslamofobi’nin "nefret suçu" olarak tanımlanmasının çözüme katkı sağlayacağını düşünüyor. Avrupa’ya yönelen sığınmacı akını ve Fransa’da meydana gelen terör saldırıları, Müslümanlara karşı ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük vakalarını artırdı. Merkezi Belçika’da bulunan düşünce kuruluşu Thinkout Başkanı Bekir Güneş, yaptığı açıklamada, Avrupa’da güvenlik politikalarının ağırlık kazandığını vurguladı. Güneş, “Hukuksal boşluklar var. Çoğu yerde şahsen dava açamıyorsunuz. Caydırıcı ceza bulamıyorsunuz, hafifletici sebepler bulunabiliyor. Cezalar ertelenebiliyor. Hukuksal düzenlemeler yapılması gerekiyor” diye konuştu. “İslamofobi akımını durdurmalıyız”
Toplumsal Bütünlük için Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMİSCO) Genel Sekreteri Bashy Quraishy de İslamofobinin tarihsel arka planı bulunduğunu ve medya ve siyasetçiler eliyle körüklendiğini söyledi. Quraishy, “Bütün Avrupa halklarıyla birlikte hareket ederek bu tehlikeli İslamofobi akımını durdurmalıyız. Eğer durduramazsak bu bütün Avrupa toplumları için büyük problemlere yol açacaktır” ifadelerini kullandı. “DAEŞ gibi örgütlerin ağına düşüyorlar” Almanya’da faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Dış İlişkiler Müdürü Dr. Zekeriya Altuğ da Avrupa’da Müslümanların din özgürlüğünün kısıtlandığını belirterek, “Bu nedenle yeni yetişenlen nesiller ya kendi kimliğini tamamen kaybederek suça bulaşıyor ya da DAEŞ gibi örgütlerin ağına düşüyor” dedi.
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Eğer polisle, savcılıkla, çocuk esirgeme kurumuyla veya odeneklerinizle ilgili (işsizlik, hastalık veya sosyal ödenek) sorunlarınız varsa bizi hiç çekinmeden arayın. Sonuçta yardım etmek bizim işimiz! İlk görüşme için ücret talep etmiyoruz, hatta prosedür başlatmamız gerekirse de size masraf olmasın diye devlete 'avukat yardımı' başvurusunda bulunuyoruz. Çekinmeyin arayın, sizi seve seve bilgilendirelim. Hukuk dallarımız: • Ceza hukuku • Aile ve çocuk hukuku • Sosyal güvenlik • İdare hukuku
www.020advocatuur.nl
Avukat Semra Aytemur Linnaeusparkweg 16 1098 EB AMSTERDAM T: 020-66 52 500 M: 0633-64 97 58 E: aytemur@020advocatuur.nl
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
25
HABER
MART / MAART 2016
Geniş bir müşteri yelpazesine Türk ev yemeklerini tattıracağız
İsa Özer Amsterdam'ın ünlü sokaklarından Burgemeester de Vlugtlaan'da yeni bir mekan açıldı. Nevşehirli işadamı İsa Özer, Göreme Lunchroom adında yeni lokantasıyla müşterilere hizmet verecek. İsa Bey aynı sokakta Göreme Fresh Food adında bir kasap ve market işletiyor. Kendisiyle Göreme Lunchroom hakkında konuştuk. İsa Özer: "Göreme Lunchroom lokantamızı tamamen yeniledik. Soğuk meze ve Türk yemekleri olacak. Bunun yanında çorba ve el yapımı döner olacak. Zaten Göreme Lunchroom vardı, yenilemenizdeki sebep neydi?
"Yeni bir konsepte ihtiyaç olduğunu gördük. Burası bir tür Türk lokantası olacak. Türk ev yemekleri, daha ziyade Türk bayanlarının yaptığı yemekler olacak, sarma ve dolma gibi. Çeşitli çorbalarımız olacak. Burada geniş bir müşteri yelpazemiz var, sadece Türklere yönelik olmayacak o yüzden. Sıcak ev yemeklerinin yanı sıra, el yapımı döner de olacak. İnsanlar iş arası veya pazardan çıkıp burada oturup sıcak yemeğini yiyebilecek hem de Türk yemeklerini tadabilecekler. Çünkü Türkler dışında farklı ırklardan insanlar geliyor. Yakınımızda oteller var, turistler oradan çıkıp gelip
burada yemeğini yiyor. Burası son zamanlarda epey popüler oldu, ilk önce sadece biz vardık, sonra diğer Türk işyerleri geldi". İsa Bey uzun yıllardır Hollanda'da esnaflık yapıyor. Hikayesi gayet ilginç. 1980'de Hollanda'ya ilk geldiğinde babasının Kızılırmak adında bir kafeteryasında çalışmaya başlamış. "Fırsat bulup okula da gidemedim. 5 yıldan sonra orayı sattık ve ben 1986 yılında 'Nevşehir Kasabı'nı açtım Amsterdam'da. 1990'da orayı sattım. İki sene Kısmet Tatlıcısı'nda çalıştım. Daha sonra 1994'de Witte de Withstraat'ta bir snackbar aldım. 4 yıl işletip orayı
da sattım. 1998 yılında da bunlara ek olarak bir de temizlik şirketi açtım. 1998 den 2007'ye kadar orayı işlettim ve orayı biraderime devrettim. 2003 yılında ise şimdiki olduğumuz yeri satın aldım ve Göreme Fresh kasap ve marketi çalıştırıyoruz" Müşterilerinizle çok sıcak bir diyaloğunuz var... Tabi bu benim karakterim, müşterilerim hangi ırktan olursa olsun, 15 yaşımdan beri bu işin içinde olduğum için haliyle Türk esnafı müşteriye karşı daha idareci ve hoşgörülü oluyor, herhalde oradan geliyor. Et reyonunuz da hayli zengin... Tabi etten anlıyoruz ve müşteri potansiyelimizin büyük çoğunluğu yabancı. Her türlü müşterimiz var. Bu yüzden çok çeşitli et bulundurmak zorundayız. 'Göreme
Kasabı'na gittim istediğim eti bulamadım' demesin kimse. Bonfilesinden tut, süt danasına kadar her türlüsü var. Dönerciler hazır döner satıyor ve fiyatlar çok ucuz, kaliteyi düşürdüler. Siz kendiniz yapıyorsunuz... Bizde döner 4,5 Euro. Kaliteli olunca daha ucuza satamazsın. 2 Euro'ya satılan dönerden ne beklersin. Kahve'de 2 Euro. Bizim kalitemiz yüksek. Her gün kendi yapımımız döneri takmayı düşünüyoruz. Yaprak etten ve 'Bursa döneri' dediğimiz kıymadan yapıyoruz. O da çok güzel. 'Bursa döneri' süt danası ile kuzu etini katıp kıyma çekip yapıyoruz. Yaprak döner ise sadece kuzu ve dana; başka et katmadan.
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
n T ile e E H A Z ünler g u l t mu sun. l o n i z si
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
HABER
UETD'NIN YENI BAŞKANI ZAFER SIRAKAYA OLDU
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Köln’de gerçekleşen 5. Genel Kurulu’nda Zafer Sırakaya genel başkan seçildi. Sırakaya, görevi 2013 yılından beri genel başkanlık yapan Süleyman Çelik’ten devraldı. UETD’nin önceki yönetimlerinde de görev alan Zafer Sırakaya AK Parti Brüksel temsilciliği görevini yürütüyordu. Sırakaya seçildikten sonra delegelere teşekkür etti. Köln Pullman Hotel’de yapılan genel kurula Avrupa Birliği Bakanı
26
MART / MAART 2016
Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan, AK Parti Dışilişkiler Başkan Yardımcısı Metin Külünk, delegeler ve çok sayıda davetli katıldı. Zafer Sırakaya yaptığı konuşmada, terör saldırılarında şehit olanlara rahmet, yaralanlara da acil şifalar diledi. UETD Genel Başkanı Sırakaya, “UETD kuruluşundan bugüne kadar gelmiş olduğu süreçte
insanla uğraşan, insanla ilgilenen, insana hizmet götüren, Avrupalı Türklere yaşam biçiminde kolaylık sağlayan bir perspektifle yola çıktı. Önümüzdeki süreçte hem insanlığa hizmet eden hem Avrupa’daki Türk toplumuna hizmet eden aynı zamanda Avrupa’daki Müslüman toplumunun sıkıntılarıyla ilgilenen ve bunlara siyasal, kültürel, sosyal anlamda çözüm bulan bir dernek olarak göreceğiz” dedi. Köln’de 2005 yılında dönemin başbakanı Recep tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ve lobi çalışmaları yapmak üzere kurulan (UETD) Avrupa Türk Demokratlar Birliği, Avrupa’nın 15 ülkesinde 250 şubesi bulunan bir yapıya dönüştü.
DEİK Hollanda Türkleri için önemini artırıyor
26-27 Mart’ta Istanbul’da tüm dünyaBen bir dönem daha DTİK yönetimine dan Türk işadamlarının katılacağı toplanadayım. Bize Avrupa genelinde yapılan tıya hazırlık aşamasında Spijkenisse Atlas haksızlıklara karşı mücadele edeceğiz. Otel’de düzenlenen konuşmada DEİK/ Biz hep birlik ve beraberlik içerisinde DTİK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı olmalıyız. Bu kurultaya bu anlayış içinde gitmeyi arzuluyoruz. Burada kim olan Edelstaal Şirketler Grubu CEO’su Turgut Torunoğulları son 4 yıllık icraatbaşkan olacak kimler yönetim kuruluna ları hakkında detaylı bilgiler verdi. seçilecek hiç önemli değil. Önemli olan İşadamı Mehmet Soytürk tarafından toplumumuza hizmet verecek, toplumun yönetilen ve T.C. Lahey Büyükelçiliği Ticaönüne sunduğumuz teklifler, fikirler ve ret Müşaviri Tayfun Erkan, Hollanda MÜönerileri bir kat daha artırmak, yeni proSİAD Başkanı Ali Bekdur, YTB Hollanda jeler ve çözümler üretmek zorundayız.” üyeleri Özcan Hıdır ve Osman Elmacı ile açıklamasında bulundu. bazı işadamları derneklerinin temBilgilendirme topsilcilerinin katıldığı toplantıya ilgi lantısına katılan ve DEIK/DTIK yapılanyoğun oldu. ması hakkında kısa bir İş dünyası ve STK temsilcileri ile konuşma yapan Lahey kapsamlı ve verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyleyen TorunoBüyükelçiliği Ticaret ğulları, “Daha önceki seçim öncesi Müşaviri Tayfun Erkan toplantımızda yine işadamları ve ise 26-27.Mart tarihleSTK temsilcileri ile bir araya gelerek rinde İstanbul’da gerLahey kapsamlı bir değerlendirmede buçekleştirilecek olan Büyükelçiliği lunmuştuk. Bizler Avrupalı Türkler DTİK kurultayında Ticaret Müşaviri olarak birbirlerimizi ötelemeden ve seçilecek olan üyelere Tayfun Erkan ayrıştırmadan sevmeye mecburuz. başarılar diledi.
GARAGE MERCEDES Amsterdam'da yeni açılan restoranımızda geleneksel Türk damak tadlarını tadabilirsiniz. Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten
APK
Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam
€ 29,€ 49,-
APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
• • • • •
BENZINE: €69 : L DIESE
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
27
HABER
MART / MAART 2016
'TERÖRIST-SEVICILER' IŞ BAŞINDA 'Söz uçar, yazı kalır' demiş atalarımız. Bu düşünceyle Hollanda medyasının yazdığı yalan-yanlış Türkiye yazılarına ve negatif algıya baktığımızda, bundan 10, 20 veya 30 yıl sonra bugünün olayları için arşivlere bakıldığında hep bu yazılanlarla karşılaşacak insanlar. Bu da yine Ermeni meselesinde yaşadığımız gibi yalan haberlerle bizlere 'soykırım' baskısı yapılmaya çalışılacak. M. FATİH KARAMAN Ankara'da meydana gelen alçakça terör saldırısının ardından yine Hollanda Türk milleti olarak, yaşadığımız ve babavatanı olarak gördüğümüz Hollanda'da 'terörist-seviciler' ile karşılaştık. 37 masum insanın hayatını kaybettiği ve yüzlerce insanın yaralandığı hain terör saldırısından sonra her ne hikmetse Hollanda medyası yapılan terör olayına terör dememek için büyük gayret sarfetti. PKK'ya 'işçi partisi', teröristlere ise 'militan' diyerek terör kelimesini ağzına almaktan kaçındılar. Saldırının ilk haberleri gelmeye başladığında Hollanda medyasında saldırı bir 'patlama' olarak verildi: 'Ankara'daki patlamada çok sayıda ölü var' başlığını en az beş farklı büyük haber sitesinde gördüm. Olayın daha detaylı haberleri gelmeye başladığında ve bir terörist saldırı olduğu kesinleştiğinde bile bu yaklaşımları değişmedi. Son zamanlarda sistematik bir şekilde Türkiye aleyhinde haberler Hollanda medyasında yer almaya devam ediyor ve görüyoruz ki gitgide de çoğalıyor. İşin ilginç tarafı şu ki, medyada çıkan Türkiye söylemleri hiç tutarlı bir şekilde verilmiyor. Yani çok sinsice farklı haberlerde aynı olaya farklı isimler verilebiliyor ve bunların arşivlere girilmesi sağlanıyor. Yazılı basın geçtiğimiz yüzyıl içerisinde en önemli medya çeşididir. Bu sebeptendir
fatih.karaman@haber.nl
ki, geçmişe yönelik bilgiler için gazete kupürleri sıkça kaynak olarak gösterilir. Şimdilerde gazetelerin daha az okunduğunu, televizyon ve sosyal medyanın daha çok ön plana çıktığını görsek de, genel anlamda televizyon programlarında, gazetede çıkan düşünce yazıları konu alınır. 'Söz uçar, yazı kalır' demiş atalarımız. Bu düşünceyle Hollanda medyasının yazdığı yalan-yanlış Türkiye yazılarına ve negatif algıya baktığımızda, bundan 10, 20 veya 30 yıl sonra bugünün olayları için arşivlere bakıldığında hep bu yazılanlarla karşılaşacak insanlar. Bu da yine Ermeni meselesinde yaşadığımız gibi yalan haberlerle ileride bizlere 'soykırım' baskısı yapılmaya çalışılacak. Geçtiğimiz günlerde Hollanda medyasında çıkan bu tür algılara bir dur demek adına, Ahmet Erdoğan ve Mehmet Akkoç bir imza kampanyası başlattılar. Kampanyanın amacı, oluşturulan negatif Türkiye algısını durdurmak ve objektif haberlerin verilmesini sağlamak. İmza kampanyası internet ortamında başladıktan sonra Ahmet Erdoğan'la görüştüm. "Devlet sübvansiyonlu medya organlarının vatandaşın verdiği vergilerle, Hollanda'daki toplumu kutuplaştırmaya çalıştığını görüyoruz" diyor Ahmet Erdoğan. Kampanyanın sadece imza vermekle kalmayacağını anlatıyor
genç arkadaşlarımız ve ileriye dönük güzel planlarından bahsediyorlar. Bu güzel adımlarından dolayı Hollanda Türk Toplumu'nun bunu takdir edeceğini düşünüyorum. Siz de bu imza kampanyasına katılın ve sesinizi bu şekilde duyurun. (http://www.petities24. com/teken_de_petitie_voor_een_onpartijdige_verslaggeving_over_turkije) Hollanda medyasının bu tavırlarının ardından Hollanda Parlamentosu'nda da Ankara terör saldırısıyla ilgili ilginç bir olay yaşandı. Bizleri hem kızdıran hem de üzen bu olay şöyle gelişti. Denk Partisi lideri, değerli dostum Tunahan Kuzu, meclisin Türkiye-AB ve mülteciler konulu oturumda, meclisteki milletvekillerini Ankara saldırısında hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti. Meclis Başkanı Khadija Arib usulen bunu kabul edemeyeceğini belirtti. Diğer partilerin milletvekilleri ise nasıl davranacaklarını bilemez bir halde 'bizi zor durumda bırakıyorsun' şeklinde Tunahan'a tepki gösterdiler ve sonuç olarak 1 dakikalık saygı duruşuna geçilmedi. Daha sonra tekrar söz alan Tunahan Kuzu, kendi konuşma vaktinden 1 dakikasını saygı duruşuna ayıracağını belirterek Hollanda meclisinde, diğer milletvekillerinin sıkıntılı bakışları arasında tek başına saygı duruşuna geçti. Tunahan'ın bu davranışı Hollanda Türkle-
rinden müthiş beğeni kazandı. (Tunahan'ın bu hareketine Türk toplumdan 'rant' için yapıyor diyen bile çıktı. Ama onları pek dikkate almayın siz. Batıda olan terör saldırılarından sonra bu kişiler Batı'daki politikacıları 'rant için saygı duruyorlar' diye eleştirmemişlerdi çünkü.) Paris saldırılarının ardından hatırlayacaksınız, tüm Avrupa Birliği ülkelerinde saat tam 12'de eş zamanlı olarak 1 dakikalık saygı duruşu yapılmıştı. Okullarda, sokakta, trafikte herkes saygı duruşuna geçmiş, öğretmenler öğrencilerle saldırı sonrası günlerce bu konuyu konuşmuştu. Hatta o zaman, Hollanda medyasında 'müslüman çocuklar saygı duruşu esnasında ses yaptılar' diye algı bile yapılmıştı. Biz bu medyanın Türkiye'de gerçekleşen bir başka terör saldırısından sonra UEFA ligi maçında 1 dakikalık saygı duruşunda 'Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez' diyen vatandaşlarımıza '1 dakikaya tahammülleri yok' dediklerini de gördük, başkalarının acılarına ne kadar uzak olduklarını da. Terörü kınamak doğal bir refleks olmaktan çıktı malesef, terör sevicilerin çoğalmasıyla. O yüzden tekrar yazmakta fayda var. Ankara'da meydana gelen terör saldırısını kınıyor ve lanetliyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara açıl şifa diliyorum.
ONBEPERKT TAPAS ETEN 070 - 326 3349
VOOR EEN VASTE PRIJS
HABER
28
MART / MAART 2016
Türkiye'ye kesin dönüş yapan çifte vatandaşların ödenekleri kesilecek
Türkiye'ye kesin dönüş yapan ve Hollanda'dan halen ödenek alan kişilerin aldıkları ek ödeneğin kesilmesine hükmedildi. Bugün Temyiz Kurulu'nda sonuca varılan ve Avukatlar Fadime Kılıç, Nazmi Türkkol ve Dirk Schaap'ın açtıkları mahkeme sürecinde sona gelindi. Temyiz Kurulu'nun verdiği karar neticesinde Türkiye kesin dönüş yapmış çifte vatandaşı olan kişilerin ödenekleri kesintiye uğrayacak. Ödenek almaya devam etmek isteyenlere ise Hollanda'da yaşama şartı getirildi. Hollanda vatandaşı olmayan ve sadece Türk vatandaşı olan kişiler ise ek ödenekten yararlanmaya devam edecekler. Hollanda'da çalışıp ve çifte vatandaş sahibi kişiler yıllarca çalıştıktan sonra malulen emekli olmuş, ve emekli maaşları asgari maaşın altında olduğu için buna ek ödenek alıyorlardı. Aynı zaman da bu kişiler Türkiye'ye kesin dönüş yaptıkları zaman bu ödenekleri devam ediyordu. Ancak bugün çıkan kararla mahkeme
bu ödeneklerin kesilmesine hükmetti. 'Yurt dışı ödeneklerinin kısıtlanması kanunu'na (WET BEU)göre ek ödeneklerin ödenmesi için Hollanda'da yaşama şartı aranıyor. Bu yasaya göre yurtdışında ödenek alan kişilerin ödenekleri belirli süre içerisinde azaltıldı ve bir süre sonra tamamen kesildi. Konuyu Temyiz Kurulu'na götüren ve ek ödenek alanların hakkını savunan avukatlar Nazmi Türkkol, Fadime Kılıç ve Dirk Schaap, mahkemede "Ödenek alan kişiler çifte vatandaş oldukları için, Hollanda'da yaşama şartının kendilerine geçerli olmaması gerekiyor ve Türkiye'ye taşındıklarında ödeneklerinin devam etmesi gerekiyor" şeklinde savunması üzerine Temyiz Kurulu konuyu Avrupa Adalet Divanı'na götürmüş ve buradan konuyla ilgili bilgi almıştı. 14 Ocak 2015 tarihinde Avrupa Adalet Divanı konuyla ilgili bir kararname çıkarmış ve konu hakkında "Ulusal yasalara göre öde-
Avukat Fadime Kılıç, ileriye yönelik Türklerin ödeneklerinin tamamen kesilmesi olasılığını değerlendirdi. Fadime Kılıç: "Böyle bir tehlike her zaman göz önünde tutulmalı, özellikle öngörülen ekonomik krizleri ve politik gelişmeleri değerlendirirsek. Şu an bize en çok güvence veren Ankara Anlaşması ve Ortaklık Hukuku. Avrupa Birliği'yle yapılan bu karşılıklı ortaklık hukuku sebebiyle diğer üçüncü ülke vatandaşlarına getirilen yeni kısıtlamalar, bizler için engelleniyor. Ortaklık hukukunun getirmiş olduğu koruma ve yargıda gelinen nokta, çok güven verince
bazı ödenekler konusunda haklarımızı korumakta, geri dönüş durumunda. Endişe verici olan tek konu, politik gelişmelerden dolayı, karşılıklı ortaklık hukukunun kaldırılması. Yani AB ile Türkiye'ye anlaşır da anlaşmada 'OKK 3/80'in hukuki geçerliliğini kaldırmak isterse, yapabileceğimiz savunma kalmamakta. Bir diğer endişe verici durum ise, bireysel ödenekler konusunda, çifte vatandaş olmanın, Demirci davasında olduğu gibi, örnek alınıp, kısıtlamalara yol açması. Eğer bu karardan dolayı, diğer Avrupa Birliği ülkesi vatandaşları için yeni kısıtlamalar
nek alma hakkı bulunan çifte vatandaşlı kişilerin, Türk vatandaşlığından çıkmadan önce Hollanda vatandaşlığı elde ettiği için uluslararası hukuk çerçevesinde konuyu değerlendirmeye alamayacaklarını" belirtmişti. Avrupa Adalet Divanı aynı zaman da Çifte vatandaşlığı bulunan kişilerin Hollanda vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olduklarından,farklı bir muamelenin sözkonusu olmadığını da ifade etmişti. Temyiz Kurulu ise Avrupa Adalet Divanı'nın bu kararını kabul ederek aynı şekilde karar verdi. Karar nihai sayıldığı için temyiz yolu da böylelikle kapandı. Konuyla ilgili görüştüğümüz Avukat Fadime Kılıç kararın aslında kendilerini sevindirdiğini, "çünkü bu karar emsal bir karar olmakla beraber, ileride ders kitaplarında da öğretilecek" ifadelerini kullandı. Kılıç: "3 yıldır süren bu dava da sona gelmemiz bizi sevindirdi. Bu kararla birlikte çok önemli bir yola girmiş bulunuyoruz. Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürmemiz için yol açıldı.
Temyiz Kurulunda savunmamızı yaparken zaten bizim aklımızda olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürmek vardı. Biz savunmamızı yaparken hakimlere kararın Avrupa Adalet Divanı'nın verdiği karardan daha geniş kapsamlı olması gerektiğini belirttik. Mesela kişinin ödeneğinin kesilmesi durumunda ailesinin de bundan zarar gördüğünü ifade ettik. Ödeneği alan vatandaş Hollanda vatandaşı olarak belki Hollanda'ya gelebilir ancak ailesi Hollanda vatandaşı değilse burdan zarar göreceğini de söyledik. Temyiz Kurulu ise bu konu hakkında 'ödenekler kişiye özeldir' diyerek ailesini hesaba katamayacaklarını ifade etti. Bunun üzerine müvekillimle görüşerek konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımaya karar verdik" dedi. Temyiz Kurulu'ndan karar çıkmasının dolayı mı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yolu açıldı sorusuna ise Avukat Fadime Kılıç: "Aynen öyle oldu, bu kararda biz özellikle AİHM'nin 8. maddeyi kullandık savunmamızda, AİHM'nin yolu açılsın diye. Ondan dolayı da müvekkillerimize de iyi bir tazminat hakkı doğdu. Dava 3 yıldan fazla sürdüğü için her 6 aylık uzatma için 500 Euro tazminat verildi, bu da toplamda müvekkil başına 3500 Euro'luk tazminat bedeli ediyor. Ek ödenekler zaten çok cüzi rakamlar, maaşa göre değişse de çok yüksek bir rakam değil. her halukarda müvekkillerimiz mükafatlandırılıyor." dedi.
TÜM ÖDENEKLER KESILEBILIR MI?
Tarkan'ın yeni albümü çıktı Şarkıcı ve besteci Tarkan'ın yeni albümü "Ahde Vefa", 11 Mart'ta müzikseverlerle buluştu. Açıklamada görüşlerine yer verilen ünlü sanatçı, Türk sanat müziğinin kendisindeki yerinin hep çok özel ve ayrıcalıklı olduğunu aktardı. Tarkan, müziğe olan yeteneğini keşfetmesi ve geliştirmesinde Türk sanat müziğinin önemine vurgu yaparak, "Benden uzun yıllardır beklenen Türk sanat müziği albümümü sizlerle paylaşacak olmanın tatlı telaşı ve heyecanı içindeyim.
Paris'te Türk ressamların sergisi ilgi gördü
Fransa'nın başkenti Paris'te Türk ressamlar Prof.Dr. Müjde Ayan ve Peruze Hamurcu'nun eserlerinin sergilendiği resim sergisi açıldı. Linda Farrell Sanat Galerisi'nde düzenlenen açılışa sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Küratörlüğünü Günseli Toker'in yaptığı sergide Lüksemburglu heykeltraş Assy Jans'ın eserleri de yer aldı.
Apple 450 milyon dolar uzlaşma bedeli ödeyecek
ABD Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı temyiz başvurusu reddedilen Apple, elektronik kitapların fiyatlarını gizlice yükseltmek ve rekabet kurallarını ihlal etmekten dolayı 450 milyon dolar ödeyecek. ABD Anayasa Mahkemesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Apple'ın temyiz başvurusu gerekçe gösterilmeden reddedildi.
'Kavgam' Almanya’da çok satanlar arasında
Adolf Hitler’in otobiyografisini ve fikirlerini kale aldığı “Kavgam” kitabı, Almanya'da şimdiye kadar 24 bin adet satıldı. Münih merkezli Çağdaş Tarih Enstitüsü (IfZ) tarafından, tarihçilerin bilimsel açıklamaları ve eleştirileri dahil edilerek hazırlanan Adolf Hitler'in otobiyografisini ve fikirlerini kaleme aldığı "Kavgam" kitabının Almanya'da çok satanlar listesinde yer aldığı bildirildi.
Japonya nüfusu eriyor
getirilirse, Türk vatandaşların hakları da tehlikeye girecek demektir. Çok somut bir gelişme olmamakla beraber, politik ve hukuki gelişmeleri
çok iyi takip etmemiz gereken bir konu, Ankara anlaşmasının daha fazla kısıtlanmaması." dedi.
Japonya nüfusu, 2010 ve 2015 yılları arasında yaklaşık 1 milyon kişi azaldı. Japonya İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan rakamlara göre, ülke nüfusu, geçen yıl ekim ayında yapılan sayımda 5 yıl öncesine göre yüzde 0,74 azalarak 127 milyon 100 bin tespit edildi. Bu rakamlara göre, Japonya nüfusu son 5 yılda 947 bin kişi azaldı.
29
HABER
MART / MAART 2016
TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK... TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DULARINIZI BEKLERİZ... TAZiYE ÔÔRotterdam-Zuid
bölgesinin sevilen simalarından, Sivaslı Sevgili Mesut Demirci’nin (45) vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔSchiedam’ın
sevilen sakinlerinden Gaziantepli Sevgili Mehmet Köse’nin (Entepli Memo) vefatını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔKöşe
kardeşi Erdal Adanur’un genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
yazarlarımızdan Zeynel Abidin Kılıç’ın eşi Eftaliye Kılıç’ın halasının vefat haberini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ÔÔQ-Fast
ÔÔSevgili
ÔÔSevgili Atila Adanur’un kıymetli
Telekom sahibi Sevgili Ömer Soner’in muhterem babası, Ahmet, İmdat ve Haluk Soner’in kıymetli amcaları Hacı Soner hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli aileye sabır ve başsağlığı dileriz.
Ramazan ve Mustafa Darıcı’nın kıymetli validesinin vefat haberini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ÔÔHollanda Mehteran Koordinatörü Sevgili Ünal Fırat’ın teyzesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ÔÔRotterdam Mescid-i Ravza Baş-
ÔÔDeneyimli gazetecilerden Sevgi-
li Yalçın Çakır’ın kayınvalidesi, Kadriye Çakır’ın kıymetli validesi Aliye Çıkrıkçı’nın vefat haberini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ninin genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔBademizi Son Yolculuğuna Uğur-
ladık. Hollanda’da yaşayan lösemi hastası 4 yaşındaki Bade Çakır, 24 Şubat tarihinde hayatını kaybetti. Bade’ye Allah’tan rahmet, geride gözü yaşlı, gönlü yaslı kalan aile ve sevdiklerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ÔÔStichting Reflex Başkanı Sevgili
Adil Çiftçi’nin kıymetli babası Kazım Çiftçi hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabr-ı cemil ve başsağlığı dileriz.
ÔÔSevgili İbrahim Yerden’in yeğe-
ÔÔNafis Koçak'in kayın pederi Kon-
yalı Durmuş Ali Tecim vefat etmiştir. Nermin Hanım ve Nafis Bey'e başsağlığı diler, merhuma rahmet dileriz. Mekanı cennet olsun.
ÔÔNursel Yüksel'in teyzesi Gülsüm
Turhan vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır niyaz ederiz.
TEBRIK ÔÔYılmaz
Finans sahibi Sevgili Metin ve Aysel Yılmaz’ın kerimesi Emine ile Abdurrahman ve Ülkü Höke’nin mahdumu Muhammed 27 Şubat 2016 Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Emine ile Muhammed’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
kanı Sevgili Zahir Güneş’in kıymetli validesi Zemzem Güneş’in vefat haberini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
ÔÔRotterdam Birlik Camii önceki
başkanlarından, Hollanda Mehteran Koordinatörü ve gazetemiz bölüm editörlerinden Ünal ve Hayriye Fırat’ın mahdumu Yaser ile İsmail ve Ayten Ayhan’ın kerimesi Rabia 28 Şubat Pazar günü sözlendiler. Rabia ve Yaser’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔHollanda'nın sevilen avukatların-
dan Sevgili Fadime Kılıç ve Tolgay Arslan geçtiğimiz günlerde muhteşem bir düğünle dünya evine girdiler. Fadime ve Tolgay'ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ŞİFA DİLEĞİ Aktas Sloperij sahiplerinden Ertuğrul Aktaş, beyin kanaması sonucunda ameliyat olmuş ve başarılı bir ameliyat geçirmiştir. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔHollanda Mehteran sancaktar-
larından Sevgili Hulüsi Kılıç’ın aynı günlerde annesinin eşinin ve kızının rahatsızlıklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Hastalarımıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔSevgili Dursun Darıcı’nın
ciddi bir rahatsızlık sonucu tedavi gördüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔKocatepe
ÔÔRotterdam-Zuid sakinlerinden Sevgili Kenan Karakaya’nın biricik kardeşi Erol Karakaya’nın genç yaşta(30) vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
yor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔSevgili
Süleyman ve Gülbeyaz Karakuş’un mahdumu Sedat ile Mehmet ve Zeynep Dağ’ın kerimesi Suna 21 Şubat 2016 Pazar günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Suna ile Sedat’ı kutlu-
Camii üyelerinden Sevgili Cumali Öcalan’ın eşi Saniye Öcalan’ın ciddi bir rahatsızlık sonucu tedavi gördüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
COLOFON
HABER Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Rabia Karaman Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Art Direction & Fotografie: Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Fatih Uluçay Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
2016'da sizin de işyerinizi güvenlikle donatalım! Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
DOĞRU ADRES
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS
Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
HABER
30
MART / MAART 2016
Aynı zamanda Nogay Vakfı kurucularından olduğunu öğrendiğimiz Rotterdam Mevlana Camii Başkanı Adnan Berkcan'ı ofisinde ziyaret ettik. Rotterdam'ın ve Hollanda'nın en büyük camilerinden olan Mevlana Camii Rotterdam'ın Mevlanaplein sokağında.
Müsiad'ın yöneticilerinden Helal Horeca sahibi Abdurrahman Akbulut ve Simit Sarayı işletmecisi Mustafa Duyar, Başbakan Davutoğlu'nun Hollanda ziyaretinde kendisine eşlik eden sevilen Bakan Lutfi Elvan'la hatıra fotoğrafı çektirdiler.
De Optiek isimli gözlük mağazası geçtiğimiz haftalarda resmi açılışını yaptı. İşletmeciler Gökhan Yıldız ve Özcan Mert açılışta davetlilerle bizzat ilgilendiler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Hollanda ziyaretinde Türk STK'larla görüşmesinin ardından vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Tuba Çelik Başbakan'ın kitabıyla poz verirken, Kamil Saygı da başbakanın Hollanda'ya vedası anında oradaydı.
Köse Avukatlık Bürosu çalışanları geçtiğimiz günlerde, yeni çalışmalarını kutlamak için, yeni açılan Keyf-i Terras Restoranı'nda bir takım yemeğinde buluştular. Türkiye'den gelen avukatlar da akşama iştirak etti.
"Uzun zamandan sonra tekrar bir aradayız. Sohbet şahane, arabaşı bahane." diyor Murat Kurt, Oruç Uluçay, Mücahit Batman, Hüseyin Gündüz ve arkadaşları.
Cengiz Murt ve Simge Kazan, geçtiğimiz günlerde dünya evine girdiler. Genç çifte bir ömür boyu mutluluklar dileriz.
Köşe yazarımız, duayen gazeteci İlhan Karaçay'ın yeğeni Aydın Karaçay geçtiğimiz günlerde Avrupa Gazeteciler Sosyetesi Genel Başkanı seçildi. 482 gazetecinin kayıtlı olduğu Avrupa Gazeteciler Sosyetesi, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından da AB'nin resmi basın iletişim kurumu olarak tanınıyor.
GORiNCHEM'DA SATILIK iŞYERi Gorinchem'ın en işlek sokaklarından biri olan Koningin Wilhelminalaan sokağında, içerisinde iki şirket kiracısı olan, 130 m2 işyeri satılıktır. Halihazırdaki kiracılar olan SNS Bank ve Can Market tarafından aylık kira bedeli düzenli olarak ödenmektedir. Horeca vergunning mevcuttur.
Koningin Wilhelminalaan 64 4205 EZ Gorinchem
İrtibat: Selman Bey 0653-53 33 58
Vraagprijs: € 189.000 k.k.
31
HABER
MART / MAART 2016
Adacams'dan Şahin Arabacı, Gökhan Yılmaz ve Harun Aktaş, Mehmet Akçay'ın bahçesinde keyifle müzik çalıyorlar. Türk Sanat Müziği ve TÜrk Halk Müziklerinden şahane eserlerin seslendirildiği söyleniyor.
Mehmet Akbulut çıkardığı kitabının tanıtımında gelenlerle eskileri yad etti. Soldan sağa: Kürşat Bal, Arif Yakışır, Ömer Baler, Mehmet Akbulut, Hasan Yar, Raşit Bal, İsmail Taşpınar, Cihan Gerdan, İlhan Döne.
Milli Görüş Amersfoort Teşkilatı Gençlik İdaresi geçtiğimiz hafta yurt dışında eğitim gören Yavuz Büyükeken'i ziyaret ettiler. Resul Mahmutoğulları, Kamil Erbilek, Mükremin Mahmutoğulları, Ömer Faruk Erdoğan, Abdurrahman Yıldız, Yavuz Büyükeken, Hasan Karadağ ve Esat Büyükeken selfie ile bu anı ölümsüzleştirdiler.
Orhan Ölmez'in Hollanda'daki en sadık dinleyicilerinden ve hayranlarından olan Saadet Beder, Orhan Bey'le bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
Gayretli çalışmalarıyla vatandaşlarımızın sevgisine mazhar olan Rotterdam Konsolosumuz Ulvi Darendeli kuzeni Fethi Can Erdem ve Hayrettin Gürlek ile ziyafet esnasında.
Rotterdam'dan Türkiye'ye giderek, İzmit'in Yuvacık köyünde Kirazdere Restoranı'nı açan ve işleten Halit Karaaslan, geçtiğimiz günlerde oğlu Enes ve gelini Sibel'in nişan törenini düzenledi. Genç çifte bir ömür boyu mutluluklar diliyoruz.
Haber Gazetesi'nde bir dönemler köşe yazısı yazan Özlem Keskin, geçtiğimiz günlerde dünya evine girdi. Özlem ve Mehmet Bulut çiftini tebrik ediyoruz.
HTF Başkanı Murat Gedik'in 'Türk'e ve Özelde Avrupa Türk'üne genel bir bakış' isimli eseri şimdiden 4. baskıya erişti. Murat Bey 'in kitabı 2015'in ilk günlerinde piyasaya çıkmıştı.
"Sadece dua etmekle yetinmiyoruz, Battal kardeşimizi ziyaret ediyoruz ve edeceğiz de". Köşe yazarlarımız Veyis Güngör ve Metin Yazarel'in neredeyse 40 yıllık dostu olan sevgili Battal Arslan'ı, birkaç yıl önce geçirdiği rahatsızlık nedeniyle ziyaret ettik. Ziyarete Meram Restoranlar sahibi Erdoğan Yüce, Hollanda Türk Müzesi Başkanı Salih Dadak, HABER Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karaman, Türkevi Topluluğu'ndan Veyis Güngör, Metin Yazarel ve Kamil Saygı da katıldılar.
Avukat Yardımı (gefinancierd rechtshulp) Hukuki Yardım Kurulu (De Raad voor Rechtsbijstand), yani tüzel ve özel kişilerin avukat masraflarını karşılama konusunda karar veren kurum. Bu yardımdan faydalanabilmek için, yıllık brüt gelirleri, tek başına yaşayanlar için € 26.000,- Avro'nun altında, aileler için ise € 36.800,- Avro'nun altında olması gerekiyor. Bazı davaları ise Hukuki Yardım Kurulu karşılamıyor. Örneğin kişinin yeterince avukat ihtiyacı olmadığını düşündükleri durumda masraflar karşılanmıyor. Tüzel kişiler için ise, şirketin devamlılığını etkileme şartı gözönünde bulunduruluyor. Gelirinize göre, avukat miktarının genel olarak bir kısmı kişi tarafından karşılanmak zorunda. Eğer 'rechtsbijstand' sigortanız varsa, avukat seçme konusunda özgür olduğunuz için, sigortanızdan kendi seçtiğiniz avukatın davanızı takip etmesini talep edebilirsiniz. Avukat masrafları bu durumda sigortanız tarafından karşılanmaktadır.
www.kilicadvocatuur.nl
Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl
HABER
MART / MAART 2016
2016 yılında da tüm yolcularımıza özenle hizmet vermekten gurur duyarız. Yeniliklerimizi bekleyin. • TEK YÖNE 54,- EURO'DAN BAŞLAYAN FİYATLARLA
16