HABER Gazetesi Nisan / April 2016 - Nr-61

Page 1

En iyi jenerasyon ikinci kuşak... Hem Türkiye'yi hem Hollanda'yı iyi biliyoruz.

ARNHEM'DEKi ÇALIŞMALAR BAŞKA ŞEHiRLERE ÖRNEK NiTELiKTE 26-27'de

Ethem Emre. Randstad Letsel Advies şirketinin en tepesindeki isim. Sahasında uzman, Türk toplumunu yakından tanıyor. "Bizler işimizi severek ve en az Hollandalı rakiplerimizin kalitesinde yaptığımız sürece kendi insanımızın, bizden hizmet almakla mutlu olacağından eminim" diyor.

Yok böyle bir şey

Hollanda’da Türkiye karşıtı eğilimlerin arttığı bir ortamda Arnhem’de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Gittik, gördük, yazdık...

HABER APRIL / NİSAN 2016

Yıl/Jaar : 7

ISSN:1879-9981

www.haber.nl

Sayı/Nr:

İYI GAZETESI N E N I N ’ HOLLANDA

16-17'de

RÖPORTAJ

KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM HABER'DE NEXT LEVEL

61

M. Fatih Karaman

7 yıl önce başladığımız HABER Gazetesi serüvenini 61 sayıdır çıkartıyoruz. 2009 yılında ilk sayımıza başlarken 'İlk şart insanları sevmek' manşetini atmıştık. 60 sayıdır genel yayın yönetmenliğini yürüten abim İbrahim Karaman, ilk yazısında 'Artık yeni şeyler söylemek lazım!' diye başlamıştı. Bu sayıdan itibaren bu soYeni yayın rumlu görevi bendeniz devralıyorum. En imiz yönetmen büyük hedefim siz değerli okurlarımızla görevi birlikte iyi işlere imza atmak. devraldı

DURMAK YOK ! LOBiYE DEVAM Farklılıklarımızı bir engel değil, zenginlik olarak görerek, genel menfaatleri grup menfaatlerinin üzerinde tutarak, hamaset, husumet ve nefsi devre dışı bırakarak bu işi eninde sonunda öğreneceğiz. Gayret gösterelim, çaba sarfedelim ki iş işten geçmesin.

FARKLILIKLARIMIZ ENGEL DEĞİL, GÜCÜMÜZDÜR

4-6-8-10-15-24'te

Neden kavgacı bir toplum olduk?

İLHAN KARAÇAY

Dostla dövüş, düşmanla seviş

METIN YAZAREL

5'te

6'da

12'de

Farklılıkların kabulü asgari müştereklere götürür

AHMET SUAT ARI

8'de

STK’lar ve yeni bir misyon perspektifi

VEYİS GÜNGÖR

Kerameti kendinden menkul olanlar...

ZEYNEL ABİDİN KILIÇ

15'te

Birlik olmak ya da olmamak!

Doğal Lezzet MEHMET EMİN ATEŞ

KİM NEREDE GÖRÜLDÜ

24'te

Milosevic belgelerini yayımlayan gazeteciye hapis cezası

14'te

Rekor sayıda Hollandalı işadamı katıldı Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTIAD'ın, Den Haag Kurhaus Hotel’de düzenlediği HOTIAD İş Forumu büyük bir başarıyla gerçekleşti. İş Formunda 600 firma ve girişimci bir araya geldi. 11'de

BULMACA 5'te

10'da

30'da

Panama Belgeleri AB'yi zor durumda bırakacak

Lobi, makro düzeyde bakınca, biz Batı’da yaşayan Türkler için iki boyutludur. Birincisi yaşadığımız ülkelerde kendi toplumumuz adına yapılan lobi, ikincisi ise kendimizi ait hissettiğimiz ülkemiz Türkiye’nin çıkarları için yapılan lobidir. Lobiciliğin ana şartlarından biri de hedef veya hedeflerin belli olmasıdır. Şayet toplum olarak asgari müştereklerinizi belirleyememişseniz hedefinizi de belirleyemezsiniz. Hollanda'daki Türk toplumunun en büyük sıkıntısı da asgari müşterek olduğu zannedilen konularda bile işbirliğinin gerçekleştirilemeyişi.

Sayfa 2-3'te 4'te

20'de

KONSOLOSLUK ÇALIŞANININ 2'de 'İŞGÜZAR MAiLi', HOLLANDA GÜNDEMİNE BOMBA GiBi OTURDU


HABER

APRIL / NİSAN 2016

Konsolos çalışanının 'işgüzar maili', Hollanda gündemine bomba gibi oturdu Rotterdam Başkonsolosluğu’ndaki bir görevlinin ‘işgüzarlığı‘ neticesinde konsolosluk çıkışlı bir e-mail Hollanda’da olay oldu ve yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Konsolosluğun resmi mail hesabından gönderilen mail, kamuoyuyla paylaşılmış olan ilk saatlerinde Hollandaca servis edilince, başta De Telegraaf olmak üzere Hollanda medyası, olayı büyüteç altına aldı. HTİB Derneği ve CHP Hollanda gibi kuruluşlar, Konsolosluğu protesto etme çağrısında bulundular. SP Milletvekili Sadet Karabulut ise mecliste konu ile ilgili “Erdoğan’ın uzun kolu adeta bizi

yönetmeye kalkıyor. Bu bir ihbar hattıdır” diyerek, büyükelçinin bakanlığa çağrılması için VVD’nin sunduğu önergeyi de desteklediğini belirtti. Hollandalı Türklerin bu olaydan çok etkileneceklerini ifade eden Karabulut, Hollanda hükümetini tepki koymaya çağırdı.

Öte yandan Rotterdam Başkonsolosluğu yeni bir açıklama yaparak, gönderilen mailin muhtevasının resmi görüşü içermediğini ifade etti. Açıklama şöyle: "Sayın Yetkili, Dün (20.04.2016) Başkonsolosluğumuz tarafından gönderilen e-postanın bazı sivil toplum kuruluşları tarafından yanlış anlaşıldığı/yorumlandığı anlaşılmaktadır. Mesajın iletildiği mail listesi görev bölgemizde bulunan STK’lar ile rutin konularda iletişim için kullanılan bir mecradır. Kesinlikle Başkonsolosloğumuzun resmi açıklamalarını yaptığı bir platform değildir. E-postada, mesajı kaleme alan memurumuzun, iyi niyetle ancak bir anlamda meramını aşan ifadeler kullandığı anlaşılmaktadır. Sözkonusu e-posta, son dönemde bir kampanya şekline dönüşen, bu kapsamda Başkonsolosluğumuza da çok sayıda ulaşan, Sayın

2

Cumhurbaşkanımıza, Türk halkına ve Hollanda Türk Toplumuna yönelik aşağılayıcı, küçük düşürücü, nefret ve hakaret içeren mesajların, sivil toplum kuruluşlarımız bakımından hangi boyutta olduğunu değerlendirmek amacına matuf bir paylaşımdır. Bunun ötesinde bir anlam taşımamaktadır. Vatandaşlarımızın kimliğine, kişiliğine ve daha da ileri gitmesi durumunda can güvenliğine kastedebilecek iftira ve hakaret kampanyalarını izlemek ve bu hususları ilgili makamların dikkatine getirmek Viyana Sözleşmelerinden kaynaklanan konsüler bir sorumluluğumuzdur. Saygıyla duyurulur. T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu" Önümüzdeki günlerde Hollanda’daki Türklerin ve sivil toplum kuruluşlarının aktif bir şekilde bu tartışmaya katılacak olduğu gözlemleniyor.

CHP Hollanda'dan konsolosluğa ağır eleştiri İşte CHP Hollanda'nın, Rotterdam Başkonsolosluğunun maili üzerine kamuoyuyla paylaştığı ve ağır eleştirileri içeren basın bildirisi: "T.C. Rotterdam Başkonsolosluğuna, (CC: T.C. Lahey Büyükel-

çiliğine) Kamuoyuyla paylaştığınız çağrı mektubunu büyük bir üzüntü ve kaygıyla okuduk. Hiçbir insani ve evrensel karşılığı olmayan bu çağrı ülkemizi altından kalkamayacağı bir yükle karşı karşıya bırakacaktır. Ülkemizin bulunduğu ve içinden geçtiği sürece baktığımızda nasıl da ayrıştırıldığına, düşmanlaştırıldığına ibretle tanıklık ediyoruz. Konsolosluğun şu an aldığı inisiyatif de bu gidişe katkı sunmaktan başka bir işe yaramayacaktır. İnsanların ve kurumların birbirine mesafeli, kuşkulu yaklaşacağına ve düşmanlaşmaya katkı sunacağına inandığımız bu uygulama-

nın ve çağrının bir yanlışlık olarak değerlendirilip biran önce geri çekilmesi ülkemiz ve geleceği için bir zarurettir. Kısa vadeli ve bir kişiyi korumaya dönük bu çağrı ve uygulama; hem bizleri birbirimize karşı konumlandıracak, hem de ülkemizi tarihsel bir anti demokratik noktaya taşıyacaktır. Ülkemiz ve içinden geçilen süreç ne Abdulhamit dönemi jurnaljiliğini, ne de Amerikan McCarthy döneminin cadı avı uygulamalarını hak etmiyor! Konsolosluğunuzun halkımızı gurbet ellerde de birbirine düşüreceği aşikar olan bu inisiyatife karşı hem kurumsal, hem de bireysel hukuki tüm haklarımızı kullanacağımızı ve bu konuda duyarlılık yaratacağımızı özellikle belirtmek isteriz. CHP Hollanda".

Rotterdam Başkonsolosluğu'nun gönderdiği mail Hollanda'da olay oldu ve yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Bildiri daha ilk saatlerde Zamanvandaag tarafından Hollandaca'ya çevrilip servis edilince, Hollanda'nın en büyük gazetelerinden biri olan De Telegraaf olayı derhal internet sitesine taşıdı. Akabinde HTİB Derneği de Konsolosluğu protesto etme çağrısında bulundu. Daha sonra sosyal medyada ilk gelen en ilginç tepkilerden biri de, Hollanda sivil toplum hayatında yakından bilinen Ali İhsan Ünal oldu. Ali İhsan Ünal'ın facebook duvarında yayınladığı yazısını, noktasına virgülüne dokunmadan okurlarımızla paylaşıyoruz.

€59

’dan

BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR

023-751 06 00

Şimdi Ücretsiz Corendon App

Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın


www.tolgaadvocatuur.nl 3

APRIL / NİSAN 2016

HABER

"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 7 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş

Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering) Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b • Rotterdam

www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl


HABER

4

APRIL / NİSAN 2016

DURMAK YOK, KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM... Hakaret etme özgürlüğü olduğunu savunanlar, 'hakaretten alınma özgürlüğü olmadığını' savunarak sadece kendi fikirlerinin önemine vurgu yaptıklarının farkında değiller. M. FATİH KARAMAN 7 yıl önce başladığımız HABER Gazetesi serüvenini 61 sayıdır çıkartıyoruz. 2009 yılında ilk sayımıza başlarken 'İlk şart insanları sevmek' manşetini atmıştık. 60 sayıdır genel yayın yönetmenliğini yürüten abim İbrahim Karaman, ilk yazısında 'Artık yeni şeyler söylemek lazım!' diye başlamıştı. 7 yıl gibi medya için kısa sayılabilecek bir sürede Hollanda Türk medyasının amiral gemisi haline geldiğimizi sadece ben değil, bu işten anlayan herkes söylüyor. Mütevazi olmama hakkımın bir adedini burda kullanmış olayım. Neden böyle bir tanımlama yapılıyor açıklamaya çalışacağım. Bir gazetenin gücü sadece görünen bir olaydan dolayı değildir, küçüklü büyüklü detaylarda gizlidir bu. Öncelikle 7 yıldır aralıksız fikir üreten, yazı yazan Hollanda'nın en iyi yazar kadrosu bunda en etkili faktörlerdendir. Bir gazetede esas olan zaten gündemi takip etmekten önce gündemi oluşturmasıdır. Köşe yazarlarımız da yazılarıyla gündemi oluşturmamıza herbiri ayrı ayrı değerli katkılarda bulunuyorlar. Diğer çok önemli bir faktör sürekliliktir, yayın hayatındaki istikrardır. Çünkü ayda bir de olsa içerikli yazı yazmak kolay değildir. Ciddi araştırma ister, vakit ayırmak gerekir. Hızlıca yazayım olsun bitsin dersen kaliteyi yakalayamazsın. Kendi tecrübelerini yazıya dökmenle beraber, farklı konuları gözlem ve birleştirme gücü, kıyaslama, analiz ve irdemele ister ayrıca. Toplumun önünü açan fikirler üretmek gerekir. Gururla söyleyebilirim ki zaten bunu 7 yıldır yapıyoruz. Köşe yazıları 'content' üretir gazeteye tabi; ancak, sadece köşe yazılarından ibaret değildir bir gazete. Aynı zamanda haberlerin kalitesi önemlidir. Bu sadece ajanstan geldiği gibi al yapıştır değildir. Hollanda'da HBO veya üniversitede gazetecilik okuyan gençlere Batı endeksli mentalite aşılanıyor, Batılı bakış açısı öğretiliyor. Batı medyasında 'Bizim gibi düşünmeyeni, yazmayanı barındırmayız' bilinçaltısıyla olaylara farklı yaklaşanlara şans verilmiyor. Bu yüzden de Hollanda ajanslarından gelen haberleri iyi irdeleyip, araştırıp yazmak gerekir. Muhakkak yıllar içinde fark etmişsinizdir, HABER Gazetesi'nde çıkan haberlerin veriliş biçimleri ve içeriği o yüzden daha objektif ve size daha yakındır. Bir başka gerçek ise... Dünyanın en iyi gazetesini de

fatih.karaman@haber.nl yapsanız, okuyucuya ulaşmadığı takdirde hiçbir işe yaramaz. O yüzden gazetenin dağıtımı bu işin belkemiğidir. HABER Gazetesi'ni Hollanda Türkleri arasında duymayan veya görmeyen yok denilecek kadar azdır. Kendi dağıtım ağımız olduğu için Hollanda'nın en ücra köşelerine de ulaştırılmaktadır. Gazetemiz aynı zamanda posta yoluyla her ay abonelere, iş sahiplerine, camilere ve derneklere, kütüphanelere, hapishanelere ulaşıyor. Bir de tabi mizampaj önemlidir, 'Het oog wil ook wat' der ya Hollandalılar, gazete aynı zamanda güzel dizayn edilmeli, okunur olmalı, kaliteli fotoğraflarla donatılmalı. İtiraf etmeliyim ki; oturmuş bir gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini devralmak biraz daha kolay bir iştir. Ancak yeni dönemde yine her zaman olduğu gibi HABER Gazetesi'nde yenilikler devam edecek. HABER'i gençlere daha çok ulaştırmak adına, daha çok kitleye okutmak adına ve daha çok yaşatılabilir ve sürdürebilirlik adına, kendini geliştirmek her daim şart. Bu saydıklarım bazen radikal değişiklikler de getirebilir, ancak okurumuza ve mesleğimize her zaman saygı ve ciddiyetle yaklaşıp siz değerli okuyucularımıza en iyi hizmeti vermeye devam edeceğimizi buradan bir daha sizlerle paylaşmak isterim. Önümüzdeki dönem bu yeniliklerimizi bekleyin. Hemen bir sonraki sayımızda bakalım farkedecek misiniz? Eski sayılarımızı bir köşede tutmanızı salık veririm. Böylece değişiklikleri bir çırpıda görebileceksiniz. HAKARETİN BİNİ BİR PARA Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretlerin bu günlerde bini bir para. Negatif Türkiye algısı her zaman var olurken Hollanda'da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Hollanda ve Belçika'ya, Brüksel saldırıları sonrası topu atması ve bunu belgeleriyle diploması dünyasına göstermesi, Hollanda'nın bilhassa 'beyaz kitlesine' çok ağır geldi. Bu açıklamalardan sonra Hollanda medyası ağız birliği yapmış bir şekilde Türkiye ve özellikle Erdoğan'a yönelik suçlamaları çoğalttı. Almanya'daki bir densizin, fikir ve düşünce özgürlüğü adı altında ağza alınmayacak hakaretler ve sin-

kaflı lakırdılar saydırması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'da bu kişiyi mahkemeye verdi. Almanya Başbakanı Merkel'in bu mahkeme sürecinin kapısını aralaması üzerine Hollanda'da bu olay büyük yankı buldu. Fırsattan istifade Hollanda'da 'karikatürist' ve 'komedyen' geçinenler, üstü tozlanmış eski bir zihniyetin algı operasyonuna yönelik öncü kuvvetleri biçiminde anında cıngar çıkardılar. Hatta kendine komedyen diyen bir densiz çıkıp 'Ne kadar çok hakaret edersek o kadar iyi olur' diyerek, ağza alınmayacak laflar sarfetti. Hollanda medyasında alenen söylenen küfür ve hakaretler 'Batı'da herkese bir defa sıra gelecektir. Hakaret bile yesen şimdi susman lazım' denilerek yorumlar yapıldı. Evet bu yorum, herkesin ciddi bir TV programı olarak kabul ve takip ettiği Pauw programında dile getirildi. Tabi ki bu tür insanlar, ekstremist, radikal ve fundamentalist diyebileceğimiz kadar azınlıkta görünüyorlar henüz. Ancak hükmettikleri medya alanı bakımından da güçlü pozisyonda olduklarını inkar edemeyiz. Hakaret etme özgürlüğü olduğunu savunanlar, 'hakaretten alınma özgürlüğü olmadığını' savunarak sadece kendi fikirlerinin önemine vurgu yaptıklarının farkında değildiler. Kendine gazeteci diyen Annabel Nanninga ismindeki şahıs kendinde hakaret etme özgürlüğünü bulmuş olacak ki televizyona çıkarak 'ben de, ben de!' dercesine saydırdı. Ancak zırvaladığı şeyleri Facebook blokladı ve 'kurallarımıza göre hakaret ve ayrımcılık içeren içerikler silinir' diyerek yayından kaldırıldı. Facebook'un bu sözümona 'özgür düşünceye darbe' vurmasına çok da fazla bir yaptırımları olamadı tabii ki. O tarafla fazlaca ilgilenmediler. Bir Türk vatandaşının çıkıp bu çirkin eylem sahibine, aynı şekilde sosyal medyada alaycı bir şiir yazmasına Annabel çok kızmış olacak ki, Twitter'da 'Niye hep dışgörünüşe göre kötü şeyler yazıyorsunuz' diyerek tepki gösterdi; kadının şişmanlığıyla dalga geçenlere. Hollanda'da her yıl çocuklara hakareti ve karşındaki insana saygı duymayı öğretmek için milyonlarca Euro harcanıyor. Bakanlıklardan alınan sübvansiyonlarla çocuklara, saygılı olmayı, hakaret ve yalan söylememeyi, karşındakine saygılı davranmayı öğretmeye çalışılırken, aynı zamanda bunlardan hiç nasibini almamış kişilerin fikir özgürlüğü adı altında ağzına gelen her türlü pisliği ve hakareti söylemesi de ayrı bir konu.

HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):

Posta Adresi / (Adres):

12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.

Banka no / (Rek.nr.):

Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:

Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl

Posta adresi: HABER Stolwijkstraat 47A 3079 DN Rotterdam

abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00


5

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Panama Belgeleri AB'yi zor durumda bırakacak referandumunda Birleşik Krallık'ın AB'de kalması için İngiliz hükümeti tarafından desteklenen kampanyayı da gölgede bıraktı.

Panama belgelerinin sızmasıyla kamuoyu desteği azalan İngiltere Başbakanı David Cameron, liderliğindeki Muhalefet Partisinin bazı üyelerinin, hazirandaki Avrupa Birliği (AB) referandumu kampanyası çerçevesinde Birleşik Krallık'ın AB'den çıkması yönünde yürüttüğü kampanyalar nedeniyle zor günler geçiriyor. Merkezi Panama'da bulunan hukuk firması Mossack Fonseca’ya ait yaklaşık 11,5 milyon belgenin bu ay başında sızdırılmasının ardından, babasının off-shore şirketiyle ilişkileri gündeme gelen Cameron, konuya ilişkin ilk yaptığı açıklamada, babasının kurduğu off-shore fonunda hissesi olmadığını söylerken, daha sonra, fonda eşiyle hisse sahibi olduklarını ve paylarını 2010 yılında başbakan

olmadan önce sattıklarını açıklayarak İngiltere'deki muhalefetle halkın bazı kesimlerinin tepkisini çekti. Panama belgelerine ilişkin yaptığı tutarsız açıklamaları sebebiyle, muhalefet ve halk, İngiliz lidere şeffaflık çağrısında bulunurken, Cameron'ın istifasını ve vergi cennetlerine karşı önlem almasını isteyenler de Başbakanlık önünde protesto gösterisi düzenledi. Kamuoyunu kandırmaya çalışmakla suçlanan Cameron, ana muhalefet lideri olarak görev yaptığı son yıl ile başbakanlık koltuğunda bulunduğu yılları kapsayan vergi beyannamesini kamuoyuyla paylaşarak, kendini savundu. Liderlik koltuğunda Cameron'a zor günler yaşatan Panama sızıntısı ayrıca, 23 Haziran'da yapılacak AB

Köse Advocaten INTERNATIONAL LAW OFFICE

"Güvenilirliği mahvoldu" İngiltere gündemine oturan Panama skandalının, Birleşik Krallık'ın AB'de kalması ya da çıkması yönündeki kampanyaları nasıl etkilediğini analiz etmesi için düzenlenen anketlerin birçoğu ise kamuoyuyla paylaşılmazken, "YouGov" adlı araştırma şirketinin yaptığı bir kamuoyu araştırmasının sonuçları, skandalla birlikte Cameron'ın itibarının zedelendiğini öne sürdü. Anketin sonuçlarına göre, Cameron'a güven ilk defa, muhalefetteki İşçi Partisi'nin Lideri Jeremy Corbyn'den düşük çıktı. Panama belgelerinin, Haziran'daki referanduma ne gibi etkisi olacağına dair soru işaretlerine odaklanan Avrupa Reform Merkezi'nin Dış politika Direktörü Ian Bond, "Referanduma gelene kadar halk bu detayları (Panama belgelerini) unutacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Bond, Brexit'i destekleyenlerin Cameron'ı, "normal halktan daha farklı bir dünyada yaşayan, siyasi bir elitmiş" gibi göstererek, Cameron'ın, AB'de kalınması için yürüttüğü kampanyayı zedeleyebileceği uyarısında

bulundu. İskoçya bölgesel hükümetinin Başbakanı ve ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisinin (SNP) lideri Nicola Sturgeon da, Panama belgelerine ilişkin açıklamalarıyla Cameron'ın "güvenilirliğinin mahvolduğunu" söyledi. Cameron'ın vergi konusunda artık tamamen şeffaf olması gerektiği çağrısında bulunan Sturgeon, "Yasal ya da değil, çetrefilli ifadeleriyle Başbakan güvenilirliğini mahvetti, ayrıca halkın güvenine de ihanet etti." dedi.

"Seçmene çocuk muamelesi" Öte yandan Sturgeon, 2014 yılında İskoçya'da yapılan bağımsızlık referandumunda, Cameron'ın AB referandum kampanyasına benzer şekilde halka geleceğe dair belirsizlik korkusu veren, olumsuz faktör odaklı kampanya yürüttüğünü hatırlattı. Birleşik Krallık'ın AB'de kalmasını savunan Sturgeon, Cameron'ın AB'de kalmak için daha pozitif ve yapıcı bir kampanya yürütmesi gerektiği tavsiyesinde bulundu. Hükümetin, ülkenin AB'de kalması gerektiğine inandığını bildiren Cameron'ın kabinesinde bulunan, iktidardaki Muhafazakar Partili AB karşıtı bazı isimler de, olası Brexit halinde Başbakan'ı, halkı ekonomik belirsizliklerle korkutmakla suçluyor.

Ülke genelinde son günlerde yaptıkları konuşmalarla, Brexit kampanyasına yoğun destek veren, İngiltere Adalet Bakanı Michael Gove ile Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Başbakan Cameron ile Maliye Bakanı George Osborne'un halkı özellikle Brexit halinde Birleşik Krallık'ı bekleyen potansiyel istikrarsızlık ve ekonomik verilerle korkuttuğuna vurgu yapıyor. Bu çerçevede dün yaptığı konuşmada Adalet Bakanı Gove, ülkenin AB'de kalmasını destekleyenlerin, "seçmene, kendilerine itaat etmesi için korkutulan çocuk gibi muamele ettiğini" söyledi. İngiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Cameron, ülkesinin AB'deki geleceğine ilişkin Brüksel ile yürüttüğü yeniden müzakerelerde istediğini kopardığını ve ülkesinin 28 üyeli birlikte kalması gerektiğini savunuyor. Cameron bir milletvekilinin parlamentoda kendisine yönelttiği, "İngiliz halkı AB'den çıkılması yönünde oy kullanırsa istifa edecek misiniz?" sorusuna, "Hayır" yanıtını vermişti. Birleşik Krallık'ta AB referandumu 23 Haziran'da yapılacak ve halka "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.

Türkiye'deki avukatları ayağınıza getiriyoruz

 Türkiye'deki avukatlarınız artık Hollanda'da size hizmet verecek.  Avukatlık işleri için Türkiye'ye gitmenize gerek yok. Köse Advocaten olarak ekibimizi Türkiye'den gelen avukatlarla güçlendirdik. Son yıllarda vatandaşlarımızın Türkiye ile alakalı hukuksal sorunları çoğaldı. Bu alandaki sorunları gidermek için, her ay Türkiye'den sizler için özel olarak, uzman avukatlar getireceğiz. Bu avukatlar Türkiye'deki hukuksal meselenizi, sizinle burada ele alacaklar. Böylece her defasında Türkiyeye gitmenize gerek kalmayacak.

Tel: 010 - 215 13 11

www.hukukburosu.nl


HABER

6

APRIL / NİSAN 2016

NEDEN KAVGACI BIR TOPLUM OLDUK? Her yazılı ve sözlü tartışmaya ‘Kardeş veya dost’ sıfatı ile başlarım. Bana yazanları ‘okur’ olarak kabul ettiğim için, onların görüşlerine saygı duyarım. Asma ne zaman ki bu okur denen kişi saygı kurallarının dışına çıkar ve kudurursa, ona da ‘Kardeş’ ile başlayan cevap yazarım ve yanlışını belirtirim. İLHAN KARAÇAY Sevgili, değerli ve de anlayışlı okurlarım / dostlarım, Belki, sayısı çok az da olsa, içinizden bazıları, benim bu sesleniş tarzıma itiraz edecektir. Hollanda’ya ilk geldiğim 1967 yılında Türkler’in sayısı 20 bin kadardı. Gazeteci etiketim ile dolaştığım Hollanda’da hemen hemen tüm yurttaşlarımı tanıma fırsatım oldu. Yurttaşlarımın sosyal, kültürel ve sportif dernekleşmelerinin tamamına şahit oldum, yardım ettim, yazdım ve yayınladım. Birbirimizi ne kadar çok seviyorduk bilseniz… Sonra ne mi oldu? Hiiiç ! Sayımız 100 bini geçti, derneklerimiz çoğaldı ve hatta federasyonlarımız kurulmaya başlandı. Çok kötü siyasi çekişmelerin yaşandığı 1970-1980 dönemini yaşamamıza rağmen, sağcısı, solcusu, futbolcusu ile birbirimizi seven ve saygı duyan bireyler olmaktan vazgeçmedik. Sayımız 400 bine geldiği zaman da önemli bir değişiklik olmadı. Ama ne var ki, sayımız, ikamet izni olmayanlar ve ilticacılar ile birlikte 500 bini geçince, Hollanda’daki yurttaşlarımız arasında bir sürtüşme başladı. Naçizane şahsım, sağcısı, solcusu, futbolcusu, dincisi ve dinsizi ile hep diyalog içinde oldum. Hiç kimseye düşmanlık beslemedim ve bana düşmanca tavır alanlar ile konuşurken ve yazışırken hep ‘Kardeşim, dostum’ sıfatını başta söylemeye çalıştım. Şimdilerde ise birbirimize saygı duymaz bir hale geldik. Özellikle Türkiye’deki siyaset uğ-

Simit Sarayı Amsterdam Dappermarkt 1e van Swındenstraat 40-E 1093 GE Amsterdam

ilhan.karacay@haber.nl runa buralarda kavgalar başladı. Tabii ki ‘post kapma’ sevdası bu gelişmenin baş faktörü oldu. Bir baktınız, sosyal demokrat görüşlü bir adam sağ görüşlü partiye bel bağladı, bir de baktınız ki bunun tam tersi oldu. Görüş ayrılığı ve hatta çekişme aynı parti içinde faaliyet gösterenler arasında da yaşanmaya başlandı. İnsanlar birbirlerini suçlamaya başladı. Sivil Toplum Kuruluşları STK’lar arasında menfaat rekabeti başladı. Aynı durum medya içinde de boy gösterdi. Kaldı ki, 1967 ve sonrasında şahsım (Hürriyet), Şadi Tatlı (Tercüman) ve Kamuran Sümercan (Milliyet) rakip olmamıza rağmen hep birlikte hareket ettik. Türk toplumu için yararlı yayınları paylaştık. Hürriyet (Liberal), Tercüman (sağcı) ve Milliyet (Sosyal Demokrat) politikasıyla yayın yapıyordu ama, biz 3 meslektaş asgari müştereklerde hep haber paylaşıyorduk. Ne yazık ki şimdilerde o meslek dayanışmasını göremiyoruz. Bunun nedenlerinden biri, sosyal medyanın doğuşudur. Önünde tuş bulan yazar ve çizer oldu. Yazar ve çizer olmayı bırakın, yıllarca gazetecilik yapan bizleri de beğenmez yazılar yayınlamaya başladılar. Ben şahsen, yazar çizer takımının çoğalmasından mutluluk duyarım. Ama sonradan olma yazar ve çizerlerden de, mesleğimize saygı beklerim. Daha önce de yazmıştım: Her yazılı ve sözlü tartışmaya ‘Kardeş veya dost’ sıfatı ile başla-

rım. Bana yazanları ‘okur’ olarak kabul ettiğim için, onların görüşlerine saygı duyarım. Ama ne zaman ki bu okur denen kişi saygı kurallarının dışına çıkar ve kudurursa, ona da ‘Kardeş’ ile başlayan cevap yazarım ve yanlışını belirtirim. Çoğu, savunmalarımdan memnun kalır. ‘Sizi yanlış anladım, pardon’ der. Ama art niyetli olanlar saygısızlıklarını sürdürür. Hollanda’daki son tartışma savaşı ‘Üst Kurul’ diyebileceğimiz bir ‘Akil Adamlar Komisyonu’nun kurulmak istenmesi aşamasında yaşandı. Bu konuda dostlarıma gereken bilgi ve nasihatları verdiğim halde, savaş durulmadı. Bu gidişle de duracağa benzemiyor. Tartışmalar düşmanlığa kadar uzandı. Ben şimdi Mersin’deyim. 50 yıllık gazetecilik yorgunluğumu gideriyorum. Ama yine de yazmadan olmuyor. Bundan sonra ne yapacağım biliyor musunuz? Hollanda’ya döndüğüm zaman, sözü edilen ‘Üst Kurul’ veya ‘Akil Adamlar Komisyonu’nu ben kuracağım. Tabii ki yanıma, siyasi, sosyal, kültürel ve sportif yönde çok ılımlı dostları alacağım. Ben kesinlikle görev almayacağım. Her zaman yaptığım gibi, sadece bir deneyimli gazeteci sıfatıyla inisiyatifi ele alacağım ve arzulanan oluşumu gerçekleştireceğim. Bunu yaparken, tabii ki Ankara’daki tüm siyasi partilerin desteğini de arkama alacağım. Bekle beni Hollanda!!!

2,90

Her ay postayla evinizde

Dünya Müslüman Alimler Birliği, İstanbul'da yapılan İİT 13. İslam Zirvesi "Adalet ve Barış için Birlik ve Dayanışma" temasının, tüm İslam ülkelerinin uyguladığı bir gerçeğe dönüştürülmesi çağrısında bulundu. Birlik tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Birlik, İstanbul'daki 13. İslam Zirvesi gerçekleştiği atmosferi, birkaç yıldır İslam ümmetinin içinde bulunduğu dönüm noktasını göz önüne alarak büyük bir önemle takip etmektedir. Birlik, bu dönemin İslam ülkelerinde doğurduğu değişimleri, olayları ve ayaklarını yere güçlü şekilde basmak için sarf ettiği yoğun çabaların önüne bir engel olarak çıkan bölgesel ve uluslararası gelişmeleri takip etmektedir." denildi. Türkiye'nin başkanlık etmesi memnuniyet verici Türkiye'nin, İİT'nin gelecek dönem başkanlığını yapacak olmasından duyulan memnuniyetin ifade edildiği açıklamada, Türkiye'ye, İstanbul'daki toplantının "Adalet ve Barış için Birlik ve Dayanışma" temasını tüm İslam ülkelerinin uyguladığı ve yaşadığı bir gerçeğe dönüştürme ve bu yolda çıkacak engelleri kaldırma çağrısı yapılarak görevinde başarı dileklerinde bulunuldu.

Bahçeli: Türkeş hala şükranla anılmaktadır

Simit Sarayı Meent Meent 15a 3011JA Rotterdam

Simit Sarayı Amsterdam Arena Bijmerplein 1006 1102 ML Amsterdam

MHP Genel Başkanı Bahçeli, merhum Alparslan Türkeş'in fazilet sahibi bir insan olarak temayüz etmiş, gözünü budaktan esirgemeyen cesaret sembolü, şefkat ve merhamet sahibi biri olduğunu belirtti. Kalp krizi sonucu 4 Nisan 1997'de Ankara'da vefat eden Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucusu Alparslan Türkeş, ölümünün 19. yılında kabri başında anıldı. Törene Bahçeli’nin yanı sıra, milletvekilleri, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. Partililer Türkeş’in mezarının başında Kuran okudu, dua etti.

Devlet Bahçeli, Türkeş'in kabrine, baba ocağı Kayseri'nin Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpti, karanfil koydu ve mezarı suladı. Bahçeli, “Türkeş, fazilet sahibi bir insan olarak temayüz etmiş; yer geldiğinde gözünü daldan budaktan

ABONE OLUN Aylık sadece

Dünya Müslüman Alimler Birliği'nden liderlere çağrı

GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN 1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 29 00 900 abone@haber.nl

esirgemeyen cesaret sembolü, yeri geldiğinde de karıncayı incitmeyecek kadar şefkat ve merhamet sahibi olmuştur. Yumuşak huylu, alçak gönüllü, himmet ve haya sahibi mümtaz bir kişilik olarak hala şükranla anılmaktadır.” görüşünü dile getirdi.

Abone olmak için websitemizi ziyaret edebilirsiniz.


7

HABER

APRIL / NİSAN 2016

KOMIKLIK ADI ALTINDA devlet başkanına hakaret CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, SINKAFLI SÖZLER BÖĞÜREN BÖHMERMANN'DAN ŞIKAYETÇI OLDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Alman ZDF kanalında kendisine ileri derecede sinkaflı sözler ve hakaret içeren bir şiir okuyan

Jan Böhmermann'dan şikayetçi olduğu bildirildi. Mainz Savcılığından yapılan yazılı açıklamada, çok sayıda basın mensubunun,

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Jan Böhmermann hakkında şikayetçi olup olmadığına ilişkin savcılığa sorular yönelttiği ifade edilerek, bu doğrultuda Alman Ceza Kanunu’nun 185. maddesine göre, hakaretten dolayı ilgili şikayet dilekçenin Mainz Savcılığı’na iletildiği kaydedildi. Açıklamada, bir avukatlık bürosu tarafından verilen söz konusu dilekçenin konusunun 31 Mart'ta yayınlanan “ZDF Neo Royal” programında aleni bir şekilde okunan tahkir şiirinin olduğu belirtildi. Daha önce de Türkiye'nin, Almanya Dışişleri Bakanlığına konuyla ilgili nota verdiği açıklanmış ve Jan Böhmermann hakkında Türkiye olarak Alman Ceza Kanunu'nun 103. ve 185. maddeleri uyarınca inceleme başlatılması talebinde bulunulduğu belirtilmişti. Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, bu konuda birkaç gün içinde karar vereceklerini ifade etmiş ve Şansölye Merkel'in, program beğenilsin beğenilmesin bunun "bilinçli bir tahkir" olduğunu ifade ettiğini bildirmişti. Mainz Savcılığı da Böhmermann hakkında daha önce, yabancı devletlerin temsilcilerine veya organlarına hakaret etme suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı.

ABD medyası yüzlerce kişinin gözaltına alınışını görmedi

ABD Kongre binası önünde barışçıl protesto düzenleyen gruptan yüzlerce kişiye polisin kelepçe vurması şaşkınlığa neden oldu. Yüzlerce kişinin maruz kaldığı durum, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından yeterince ilgi görmedi.

Müslüman futbolculardan özür diledi

Slovenya Birinci Futbol Ligi'nin son şampiyonu Maribor'un sportif direktörü Zahovic, Müslüman futbolcular Fajic ile İbraimi'ye hakaret ettiği için özür diledi.

Çek Cumhuriyeti "Çekya" olacak

Dışişleri Bakanı Zaoralek, Çek Cumhuriyeti için kısaca, Çekçe'deki "Česko" ismini kullanmak istediklerini kaydetti. "Česko"nun kabul edilmesi halinde, Türkçeye "Çekya" olarak tercüme edilmesi bekleniyor.

Asırlık Lokomotif Bello için özel Lale türü yetiştirildi

1914 L.Schwartzkoff Berlin adlı 7742 sefer sayılı lokomotif’e yaptığı üstün hizmetlerden dolayı takma ismi Bello için 400 lale soğanı karıştırılarak, beyaz açık pembe renkli lale türü yetiştirilrerek ödüllendirildi.

İslam düşmanlığını spora bulaştırdılar

Avustralya futbolunun iki köklü takımı Richmond ve Collingwood arasında Melbourne MCG Stadyumu'nda oynanan karşılaşmada, aşırı sağ Birleşik Milliyetçi Cephe tarafından İslam karşıtı pankart açıldı.


HABER

8

APRIL / NİSAN 2016

FARKLILIKLARIN KABULÜ ASGARI MÜŞTEREKLERE GÖTÜRÜR Bence Türk toplumunun en büyük sıkıntısı da asgari müşterekleri belirleyememesidir. Asgari müşterek olduğu zannedilen konularda bile işbirliği mümkün olmamaktadır. Herkes kendi bakış açısından meselelere baktığı için de bir ortak akıl geliştirmek mümkün olmamaktadır.

AHMET SUAT ARI Ne zaman Batı’da Türkiye ile ilgili olumsuz bir gelişme olsa hemen herkes lobicilikten dem vurur. Lobicilik konusunda ne kadar da başarısız olduğumuz, bu işi aslında bilmediğimizi ağzı laf yapan ya da eli kalem tutan herkesten işitiriz. Maalesef bu konuda sarf edilen ifadelerin büyük çoğunluğu doğrudur, ancak bunların yapıcı olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Zira nasıl daha iyi olması gerektiği hususunda dişe dokunur bir fikir ortaya atılmamaktadır. Hal böyle olunca da temcit pilavı gibi aynı laflar tekrar tekrar ısıtılıp önümüze konmaktadır. Lobiciliğin ne olup olmadığını daha önce birkaç kez yazdığım için tekrar etmeyeceğim. Sadece konunun toplumsal boyutuna vurgu yaparak, bizim lobicilikten ne anladığımızı ve neden başarısız olduğumuzu kendi gözlem ve tespitlerimle ifade etmeye çalışacağım. Bunu yaparken de duygusallık ve hamasetten de uzak duracağım. Lobi, makro düzeyde bakınca, biz Batı’da yaşayan Türkler için iki boyutludur. Birinci-

suat.ari@haber.nl

si yaşadığımız ülkelerde kendi toplumumuz adına yapılan lobi, ikincisi ise kendimizi ait hissettiğimiz ülkemiz Türkiye’nin çıkarları için yapılan lobidir. Her ikisinin de layıkıyla yapılamadığının hepimiz farkındayız. Hem de hemen hemen herkesin bunun öneminin farkında olmasına rağmen durum böyle. Peki nasıl olur da böylesine hassas ve bir o kadar da organize olmuş bir toplum lobicilik konusunda başarısız olur? Kanaatimce anahtar bu sorunun cevabındadır. Makro düzeyde lobiciliğin olmazsa olmazlarını bilmeden mesafe kat etmek mümkün değildir. Öncelikle bu olmazsa olmazların tespit edilmesi gerekir. Nedir bunlar? Her şeyden önce toplumun homojen, bir başka deyişle tek tip olmadığı gerçeğini kabul etmek lazım. Zira Türk toplumu kendi içinde siyasi, dini, sosyal, ekonomik, sportif, coğrafi ve daha bunlar gibi bir çok açıdan farklılıkları içinde barındırır. Bu farklılıklar hem mikro hem de makro düzeyde kendini belli eder. Ayrıca bu farklılıklar içinde yine başka

farklılıklar mevcuttur. Şayet bu farklılıkları kabul etmez ya da bunların farkında olmazsanız lobicilik yapamazsınız. Lobiciliğin bir diğer şartı da hedef veya hedeflerin belli olmasıdır. Şayet toplum olarak asgari müştereklerinizi belirleyememişseniz hedefinizi de belirleyemezsiniz. Bence Türk toplumunun en büyük sıkıntısı da asgari müşterekleri belirleyememesidir. Asgari müşterek olduğu zannedilen konularda bile işbirliği mümkün olmamaktadır. Herkes kendi bakış açısından meselelere baktığı için de bir ortak akıl geliştirmek mümkün olmamaktadır. Lobiciliğin en temel esaslarında farklılıkların kabulü ve asgari müştereklerin belirlenmesi de başlı başına yeterli değildir. Bunlara ilaveten ortak hareket etme kültürü de olması gerekir. Ortak hareket etme kültürünün oluşması için de nefislerin ve husumetlerin devre dışı olması gerekir. Farklı ortamlarda rekabet içinde olanların asgari müşterekler söz konusu olduğu zaman müttefik olabilmeleri gerekir. Ancak bu

bizim toplum olarak bir türlü beceremediğimiz bir durumdur. Nitekim ortak hareket edilmesi gereken en can alıcı konularda bile hedefe değil hedef için hareket etmesi gereken aktörlere bakılmaktadır. “O(nlar) varsa ben (biz) yokuz” ifadesini hemen hemen her konuda duymamız da bunun bir belirtisidir. Son olarak da sözde toplum için hareket ettiğini sanan, ama nihayetinde topluma en çok zarar veren hamaset tacirlerine işaret etmek gerekir. Bunların bir çoğu özellikle sosyal medyada olmak üzere içi boş, çoğu zaman da birbiriyle çelişkili ifadeler sarf etmektedirler. Bunlar, kendileri bir yaralı parmağa işemedikleri halde, elini bir taşın altına koyanlara hamasi ifadelerle saldırmayı bir marifet sanırlar. Farklılıklarımızı bir engel değil zenginlik olarak görerek, genel menfaatleri grup menfaatlerinin üzerinde tutarak, hamaset, husumet ve nefsi devre dışı bırakarak bu işi eninde sonunda öğreneceğiz, ama inşallah iş işten geçmez!

Hollanda gündemi Nisan ayında Türkiye'den gelen bakanlarla oluşturuldu

Türkiye AB, Dışişleri ve Ekonomi bakanlarından Hollanda geçidi A

vrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, vize serbestisi konusunda herhangi bir sorun bulunmadığını belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Schengen bölgesine vizesiz girme kararının haziran bitmeden alınacağını bekliyoruz.” dedi. Bozkır, AB Dönem Başkanı Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da düzenlenen AB Bakanları Toplantısı kapsamında ev sahibi ülke Dışişleri Bakanı Bert Koenders ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklamada bulunan Bozkır, Koenders’le çok yararlı bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Avrupa Komisyonu’nun 4 veya 5 Mayıs’ta vize serbestisiyle ilgili raporunu yayınlayacağını belirten Bozkır, “Komisyon raporunun olumlu çıkacağını ve vizenin kalkması yolunda bir görüş bildireceğini bekliyoruz, bütün gelişmeler bu yönde ilerliyor. Onun akabinde Hollanda dönem başkanlığının konu önüne gelecek. Konsey kararını organize edecek olan Hollanda dönem başkanlığıdır. Bunu konuştuk. Sonra da parlamentoya gidip bu konudaki karar kesinleşecek.” diye konuştu. Vize serbestiyle bağlantılı Türkiye’den istenen 72 beklenti bulunduğunu anlatan Bozkır, bu konuda çıkarılması gereken yasalarla ilgili Meclis takviminde gerekli planlama yapıldığını ifade etti. “Nisan sonunda inşallah hepsi Meclis'ten geçmiş olacak.” diyen Bozkır, şunları kaydetti:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (solda), AB Dönem Başkanı Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders (sağda), Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Miroslav Lajcak, Fransa Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri Harlem Desir ve Portekiz Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri Margarida Marques ile Çırağan Sarayı'nda düzenlenen akşam yemeğinde biraraya geldi. Yemeğe AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da katıldı. “Tabii sadece bunlar değil idari atılması gereken önlemler de var. Bütün bakanlıklar bunların kararlarını alıyor, uygulamaya koyuyor. Şu ana kadar bir noktaya gelindi, bundan sonra da bir sıkıntı gözükmüyor. Şu anda 41 beklenti tam olarak karşılanmış durumda. Avrupa Konseyi’nin ayrıca Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci kapsamında 33 No'lu faslın açılması için de karar alacağına işaret eden Bozkır, Hollanda Dışişleri Bakanı ile görüşmesinde gündeme gelen bu konuda şu anda herhangi bir sorun gözükmediğini bildirdi. Bozkır, Hollanda’nın güçlü bir dönem başkanlığı sergilediğini ve önemli konuların idaresinde yapıcı bir tutum takındığını dile getirdi. Düzensiz göç Düzensiz göç sorunuyla mü-

cadele bağlamında atılan adımlara dikkati çeken Bozkır, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye önemli sayıda Yunanistan’a düzensiz göç yoluyla ulaşmış göçmenleri geri almaya başlıyor ve bunu karşılığında da Suriyeli kardeşlerimizden aynı sayıdaki kişi Avrupa’ya gidiyor ve bu şu ana kadar gayet düzenli bir şekilde ilerliyor. Tabii bunun gerçekleşmesi için de sürekli kontrol edilmesi, işbirliği yapılması, insanların haklarının ihlal edilmemesi ve bu operasyonun son derece düzenli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. .” AB’nin Suriyeli mülteciler için vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar avronun kısa sürede Türkiye’ye gelmesi için yeni bir mekanizma oluşturulduğunu kaydeden Bozkır, bu mekanizmanın detaylarını konuşma fırsatı da elde ettiklerini bildirdi.

Ekonomi Bakanı Elitaş'tan Rotterdam limanına ziyaret

Resmi temaslarda bulunmak üzere Hollanda'da bulunan Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Rotterdam Limanı'nı ziyaret etti. Elitaş ve beraberindeki heyet için yaklaşık 2 saat süren tekne gezisi organize edilirken, gezi sırasında liman yöneticileri tarafından sunum yapıldı. Kapladığı alan ve iş hacmi açısından Avrupa'nın en bü-

yük, dünyanın da 3. büyük limanı konumunda bulunan Rotterdam Limanı, farklı sanayi sektörlerinin bir arada faaliyet gösterdiği lojistik bir merkez olarak dikkati çekiyor. Hisselerinin yüzde 70'i Rotterdam şehrine, yüzde 30'u da Hollanda hükümetine ait olan liman, dünyanın gelişmiş entegre limanları arasında yer alıyor. Bu arada Bakan Elitaş, Hollanda ziyareti kapsamında ülkedeki bazı şirketlerin üst yöneticileri (CEO) ile bir araya geldi. Görüşmede karşılıklı yatırım ve işbirliği konularının ele alındığı öğrenildi.


9

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Türk Hukukçular Birliği hakaretlere el attı

Avukatlar Ejder Köse ve Ali Durmuş imzalı bilgilendirme metninde Almanya’nın ardından Hollanda’da da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağza alınmayacak hakaretlerin Hollanda hukukuna göre nasıl ele alınması gerektiği konusuna bilgi verildi. Türk Hukukçular Birliği’nden, Hollanda’da gündeme oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretlerin fikir özgürlüğü olup olmaması tartışmasına yönelik içerikli bilgilendirme açıklaması yapıldı. İşte Türk Hukukçular Birliği’nin yayınladığı bildiri metni: HOLLANDA’DA HAKARET SUÇU VE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A YÖNELİK HAKARETLER Bilindiği gibi önce Almanya’da gazeteci Böhmermann televizyonda okuduğu bir şiirde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağıza alınmayacak çirkinlikte hakaretler de bulundu. Bunun üzerine Türkiye Almanya’da gerekli işlemleri ve suç duyurusunda bulundu ve Alman yasaları çerçevesinde Başbakan Merkel’in izni de alınarak Almanya şimdi bir soruşturma açtı. Peki ikinci vatanımız olan Hollanda’da durum nedir? Hollanda’da yasalar bu konuda Almanya’dan biraz farklı. Hollanda’da müttefik ve dost ülkenin devlet başkanlarına hakaret suçu Hollanda Ceza Kanunu’nun 118. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her kim bir dost ve müttefik bir ülkenin devlet başkanı veya hükümet üyesine kasten

hakaret ederse 2 yıl hapis cezası veya dördüncü kategoriden adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak bu hükmün çok önemli bir şartı var: böyle bir suç ancak bu dost ve müttefik devlet başkanının veya hükümet üyesinin görevi gereği Hollanda’da bulunduğu zaman oluşabilir. Eğer söz konusu devlet adamı veya hükümet üyesi Hollanda’da resmi görevde bulunmuyorsa herhangi bir hakaret (basın yolu ile dahil olmak üzere) bu kanun maddesi kapsamına girmez. Hepimizin bildiği gibi Hollanda’da bazı ‘kahraman’ gazeteciler ve özellikle belirli bir siyasi partinin mensupları Almanya’da başlayan hakaret furyasına büyük bir ‘aşk ve şevkle’ katıldılar. Bazı yayınlanan karikatürler de Türk bayrakları kullanılarak aslında sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almakla yetinmeyip doğrudan Türk halkını hedef almıştır. Şimdi bazı okur ve takipçilerimiz merak etmiştir hiç mi yasal çare bulunmuyor diye. İşte burada biz özellikle bazı yasal yolları okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Hollanda Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi bir çare olmazsa bile Hollanda Ceza Kanunu’nun 137e ve sonrası maddeleri Hollanda’da bulunan Türk

vatandaşlarımıza ve Sivil Toplum Kuruluşlarına suç duyurusu olanağı tanımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun vatandaşlarını temsil etmektedir. Bizim görüşümüze göre özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik Türk

bayrağını da içeren karikatürler bu maddelerin kapsamına girebilir. Zira bu şekilde bir sözde hiciv veya eleştiri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk bayraklarıyla doğrudan vatandaşlarımıza ırk ve milliyetleri sebebiyle yönelik bir suç olarak yorumlanabilir. Özellikle yorumlanabilir diyoruz zira Hollanda’nın yargı geleneğinde fikir, ifade ve eleştiri hürriyeti çok geniş yorumlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ( AİHM ) emsal kararları da bu çizgiyi destekler nitelikte. Özellikle AİHM siyasetçilerin ve kamu görevi icra edenlerin eleştiri sınırlarının normal vatandaşlardan daha geniş olduğunu ve en ağır hatta ‘şok edici’ eleştirilerin (hakaretler dahi) bile demokratik hukuk devletlerinde kabul edilebilir olduğunun altını çizmiştir. Tabi ki bu bizim çizdiğimiz çerçevede STK ve vatandaşlarımızın şikayet ve suç duyurusunda bulunma hakkına engel değil. Yazımızın sonunda size bir de Hollanda Ceza Kanunu’nun 266. Maddesi 267. Maddesinin 3. Fıkrasını hatırlatmak

isteriz. Bu madde basit hakaret suçunu düzenlemektedir ve bu maddeler gereği her kim hakaret suçu işlerse azami 3 ay hapis cezası veya ikinci kategoriden adli para cezasıyla cezalandırılır. 267. Maddesinin 3. Fıkrasına göre dost ve müttefik bir ülkenin devlet başkanı veya hükümet üyesine yönelikse bu suçun cezası üçte bir oranında yükseltilir. Ancak bu hüküm çerçevesinde herhangi bir soruşturma açılması ancak bu suçun mağduru/müşteki olarak hedef alınan kişinin şikayeti şartına bağlanmıştır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisi bu maddeye dayanarak Hollanda’da herhangi bir avukatı vekil tayin ederse Hollanda adli makamları nezdinde suç duyurusunda bulunabilir. Takipçilerimizi bu güncel konuyla ilgili biraz da olsa aydınlatmış olduğumuzu ümit ediyor, saygılarımızı sunuyoruz. TÜRK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ Av. Ejder Köse Av. Ali Durmuş

Aliya İzzetbegoviç McCarthy Hollanda'ya geliyor KiM DEDi? NE DEDi?

"Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına."

Ferah ve şık bir ofis hayal edin.. ve Moess BV bu hayalinizi gerçekleştirsin Uzman kadrosu ile Moess BV, Tavan ve Duvar işlerinizi en uygun fiyatlar ile tedarik ve montajını sağlamaktadır.

Systeemplafonds en systeemwanden Nieuw en gebruikte glazenwanden

Jan van Galenstraat 18, 3115 JG Schiedam T: 010-426 5445 info@moesstotaalafbouw.com www.moesstotaalafbouw.com


HABER

10

APRIL / NİSAN 2016

STK’LAR VE YENI BIR MISYON PERSPEKTIFI Yeni kuşakların, yönetici kadroların sadece Avrupa çalışma ahlakı edinmeleri, aktüel konuları takip etmeleri, sözkonusu çalışmaların etkili olmasına yetmez. Bunların yanısıra, bu kadroların ciddi bir tarih ve medeniyet bilincine, küresel bir vizyona, haksız yere bir insanın ölümünün tüm insanlığın ölümüyle eş değer olduğu ölçüsüne sahip olmaları gerekmektedir. VEYİS GÜNGÖR Hollanda ve tabii ki genel anlamda Avrupa’da Türk sivil toplum kuruluşları üzerine tartışmalar devam ediyor. Tartışmak, fikir alışverişi yapmak STK’ların geleceklerine yön vermeleri açısından sağlıklıdır. Ancak tartışmaların, daha çok sosyal medyaya yansıyan şekliyle, STK’ların yeni vizyonu yerine, daha çok ekipler, kuşaklar, hizipler hatta zaman zaman hemşeri grupları arası yapıldığı görülmektedir. Kimsenin kimseyi beğenmediğini gözlersiniz. Hele bir de hariçten gazel okuyanların eleştirileri var ki, sormayın. Örneğin, bazı zat-ı muhteremler öyle eleştiriyorlar ki, okuyunca bunların sanki ailelerini, çocuklarını, sosyal hayatlarını toplum meseleleri için feda ettiklerini düşünürsünüz. Oysa, biraz inceleyince toplum adına hiç bir işin ucundan bile tutmadıklarını görürsünüz. Davranışlarında, eleştirilerinde ne ahlak var, ne hukuk. Oysa hakkaniyet ölçüleri içinde eleştirmeye herkesin hakkı mevcuttur. Şimdi gelelim esas konumuza. Sivil toplum kuruluşlarının misyonu ve gelecek perspektifi üzerine duralım isterseniz. Hatırlayanlar olacaktır. Gerek bu sayfalarda, gerek farklı toplantı ve müzakerelerde sık sık ifade ettim. Kurumlar da insan gibi doğarlar, büyürler, yaşlanırlar ve hayata veda ederler. İbn-i Haldun’un tarih teorisi göz önüne alınarak ifade edilen bu bakış açısından STK’lara yaklaştığımızda, otuz, kırk yıl önce şekillenen STK’larımızın hasseten vizyonlarını tekrar gözden geçirmelerinin kaçınılmaz olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalırız. Buna ilaveten, sosyal medyada bazı aymazlar, STK’ların sorunlar karşısında yetersiz kaldığı, lobi yapamadıkları gibi serzenişlerde bulunuyorlar. Bir yandan haklılar, öte yandan haksızlar.

veyis.gungor@haber.nl Haklılar çünkü STK’larımızın çoğunluğunun kuruluş amacı, o yıllardaki sorun odaklıydı. O gün yaşanan sıkıntılara cevap vermek amacıyla kurulmuşlardı. Durum böyle olunca kendini yenileyemeyen STK’ların (ki bu zor bir süreçtir) aktüel sorunlar karşısında çözüm üretmesi, etkin olması, milleti tatmin etmesi bir hayli zordur. Haksızlar, çünkü bir çoğu misafir işçi sürecinde kurulmuş STK’lardan, İslamafobi, ırkçılık, işsizlik, lobicilik, insan hakları, çevre sorunları, uluslararası ilişkiler gibi, günümüzün sorunlarına çözüm bekliyorlar. Bu ise haksız bir beklenti ve eleştiridir. O zaman STK sektöründe neler yapılmalıdır? Bize göre, öncelikle Avrupa Türk toplumu antropolojisi çok iyi incelenmelidir. "Avrupalı Türklerin sosyolojisi nereden nereye gelmiştir?" sorusuna verilecek cevaplar bize aynı zaman da yeni alanlarda oluşacak STK’lar ve çalışma alanlarıyla ilgili bilgi verebilir. Sözkonusu süreç, misafir işçilikten göçmenliğe, göçmenlikten diaspora’ya dönüşümün yaşandığı bir süreçtir. O zaman yeni STK’lar ve vizyonlarına da bu perspektiften yani diaspora olgusundan bakmak gerekir. İşte bu olgudan gelişmelere bakarsak, karşımıza şu şekilde bir tesbit çıkar: Yeni STK’lar yani Avrupa Türk diasporası, bugün var olan ve otuz, kırk yıl öncesi Avrupa şartlarına göre kurulmuş STK’lardan farklı çalışmalıdır. Günümüzde etkin olan STK’ların yöneticileri ikinci nesil veya ara nesil diyebileceğimiz, daha çok Türkiye merkezli düşünen ve hareket eden bir kuşaktır. Oysa bir süre sonra, Avrupa Türk diasporası bulundukları ülkelerde

doğmuş, yetişmiş, şekillenmiş bir grup olacaktır. Bu grup, ait oldukları toplumun değerlerine ters düşmeden, meselelere Avrupai bakabilen, çalışma medotu Avrupa olan bir yönetim kadrosunu oluşturacaktır. İşte bu kadrolar, öncelikle içinde yaşadıkları toplumların SKT’ları gibi çalışmaya başladıkları an, hem Avrupa Türk toplumunun konumu, hem Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri, hem Avrupa Balkanlar, Asya ve Orta Doğu ilişkilerinde de değişmeler olacaktır. Bu grup, yavaş yavaş içinde yaşadıkları toplumun karar vericileri, politika yapanları, yazan, çizen ve düşünürleri ile iletişime geçip diyalog kurmalıdır. Günümüzde yapılagelindiği gibi medyada okudukları haberler karşısında sinirlenip, kendi kendilerini yeme yerine, uzun soluklu bir sivil diplomasi uygulamalıdırlar. İçinde yaşadıkları ülkelerin sosyal, siyasi, ekonomik vb. gündemini takip ederek, olayları kendi perspektiflerinden anlatmayı, yazmayı, tartışmayı denemeliler ve başarmalıdırlar. Tabii ki, bu kuşakların, yönetici kadroların sadece Avrupa çalışma ahlakı edinmeleri, aktüel konuları takip etmeleri, sözkonusu çalışmaların etkili olmasına yetmez. Bunların yanısıra, bu kadroların ciddi bir tarih ve medeniyet bilincine, küresel bir vizyona, haksız yere bir insanın ölümünün tüm insanlığın ölümüyle eş değer olduğu ölçüsüne sahip olmaları gerekmektedir. Bilmelidirler ki, aidiyet duydukları Türk milleti; bin yıl önce “TÖRE” yani ‘birlikçi inanç ve hikmet algıları’, sonraki yüzyıllarda “kanun-u kadim” adıyla icra edilen ve ‘hak, hukuk, adalet, merhamet, iyilik, vahdaniyet’ olarak ifade edilen kavramlar ve değerleri, insanlığın hizmetine sunmuşlardır.

KENAN SOFUOGLU HOLLANDA'DA YARIŞTI Dünya Supersport Şampiyonası'nda mücadele eden Türk motosikletçi Kenan Sofuoğlu, Hollanda'da düzenlenen sezonun 4. yarışında 3. oldu. Hollanda'nın Assen kentiyle aynı adı taşıyan 4 bin 542 metrelik pistte koşulan sezonun 4. yarışı, 18 tur üzerinden yapıldı. Kazaya rağmen yarışı 4. sırada tamamlayan Krummenacher, puanını 71'e yükselterek pilotlar klasmanının zirvesinde kalmayı sürdürdü. İsviçreli sürücüyü, 61 puanla Kenan ve 41 puanla Smith izledi.

TÜRKIYE NÜFUSUNUN YÜZDE 29'U ÇOCUK

Türkiye'nin çocuk nüfusu, 2015 sonu itibarıyla 22 milyon 870 bin 683 olarak belirlendi. Çocuklar, ülke nüfusunun yüzde 29'unu oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye nüfusu 2015 sonu itibarıyla 78 milyon 741 bin 53 iken, çocuk nüfus 22 milyon 870 bin 683 oldu. Birleşmiş Milletler tanımına göre "0-17" yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1935 yılında toplam nüfusun yüzde 45'ini oluştururken, 2015 yılında toplam nüfusun yüzde 29'una geriledi.

KONYALI OTANTIK

Adana Kebap

Döner Kebap

RT

I

N

T C

E

L QUAL

Y

TA

T

O

IF I C AT

IO

Açık büfe kahvaltı

(Her pazar 10:00-13:00 arası)

Gegrilde kipfilet

Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam

010-484 63 48 info@konyali.nl www.konyali.nl


11

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Rekor sayıda Hollandalı işadamı katıldı HOTİADbir ı başarıl eye organiz za daha im attı

Yaklaşık 600 kişinin katıldığı iş forumunda 200'den fazla Hollandalı işadamı vardı Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Lilianne Ploumen

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve Hotiad Başkanı Hikmet Gürcüoğlu Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTIAD, 6 Nisan 2016 Çarşamba günü Lahey Kurhaus Hotel’de düzenlediği HOTIAD İş Forumu büyük bir başarıyla gerçekleşti. İş Forumunda 600'e yakın firma ve girişimci bir araya geldi. Bu yılkı İş Forumunu gerçekleştirmek için Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Diş Ekonomik İlişkiler Kurulu, (DEIK), Hollanda Orta ve Küçük İşletmeler Birliği, (MKB), Sanayi ve İşverenler Konfederasyonu (VNO-NCW) ve Hollanda İşletmeler Ajansı (RVO) ile birlikte çalışıldı. HOTIAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptığı açılış konuşmasında Hollanda ile Türkiye arasında ki ikili ilişkilerin ele alınmasının yanı sıra geliştirilmesi olduğunu belirtti. Yaşlılıktan dolayı kapanan şirketlerin zor Hollanda ekonomisine zarar vereceğini belirten Gürcüoğlu, HOTİAD üzerinden Türk kesimin bir şekilde daha doğru ve daha

hızlı bilgilendirilmesi ve bu kesimin bu potansiyelin bu problemin çözümünde pay sahibi olabilmesini sağlamak bizim için ana amacımız" dedi. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş yaptığı konuşmasında, Hollanda'nın Türkiye gibi güçlü, sürekli gelişen ve küresel alanda söz sahibi bir ortakla daha güçlü olacağını belirterek, "Tüm Hollanda firmalarını Türkiye gibi dinamizmini yitirmeyen bir ülkeye yatırım yapmaya davet ediyorum" dedi. Hollanda'nın, Avrupa'da en fazla sayıda Türk'e ev sahipliği yapan 3'üncü ülke konumunda olduğunu söyleyen Elitaş, bu ülkede yaşayan yaklaşık 500 bin Türk'ün ülkeler arasındaki ilişkilerde köprü görevi gördüğünü dile getirdi. Elitaş, söz konusu ilişkilerin ekonomik ve ticari ilişkilere de yansıdığını kaydetti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2002-2015 yılları arasında 2,4 milyar dolardan

6,1 milyar dolara ulaştığını ifade eden Elitaş, "Hollanda yüzde 53,9 ile 2016 yılı mart ayında en fazla ihracat artışı gerçekleştirdiğimiz ülke olmuştur." diye konuştu. Karşılıklı yatırımlar anlamında da iki ülke arasında önemli işbirliği bulunduğunun altını çizen Elitaş, Türk şirketlerinin yatırım için en fazla sermaye ihraç ettiği ülkenin Hollanda olduğunu belirtti. Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Lilianne Ploumen de mülteciler konusuna değindiği konuşmasında, Hollanda ve AB'nin Türkiye ile yakın işbirliği yaptığı bu konuda Türkiye'ye iltifat edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye ile AB arasındaki işbirliğinin başarılı olması için ellerinden gelen her şeyi yapmaları gerektiğini dile getiren Ploumen, "Sadece kendimiz için değil, evini barkını terk etmiş Suriyeli göçmenler için

mülteciler için bunu yapmamız lazım." dedi. Hollanda'nın, Türkiye'nin 16'ncı ticaret ortağı olduğunu kaydeden Ploumen, "16'ncı sırayla yetinmemek lazım. Çünkü Türkiye, G20'de yer alan ülkeler içerisinde 5. sırada yer almakta" diye konuştu. Ploumen, işbirliğini geliştirerek iş dünyasının yolunun daha akıcı olması için çaba gösterdiklerini belirtti. Ploumen, vize konusundaki sıkıntıların ortadan kaldırılması için gerekli girişimleri sürdürdüklerini anlatarak, vize konusunun ne kadar önemli olduğunu bildiğini söyledi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkan Yardımcısı Nail Olpak da dünyada terör eylemlerinin şiddetini artırdığına dikkati çekti. Terörün dini, milleti, iyisi, kötüsü veya mazereti olmadığını belirten Olpak, "Terörün kimin tarafından ya da kime karşı yapıldığı önemli değildir. Ölenlerin kimlikleri değil, insan olmaları önemlidir." ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki ilişkileri daha ileriye taşımanın iş dünyası olarak kendi so-

rumluluklarında olduğunu kaydeden Olpak, ticaret hacmi ve karşılıklı yatırımlardan mutlu olduklarını ancak yeterli görmediklerini söyledi. Najib Amhali Najib Amhali stand-up gösterisi yaparak girişimcilere ışık tuttu. Davetlileri hem güldürdü hem düşündürdü. Türkiye ve Hollanda’da yatırım fırsatları & Şirket devralmalar Programın paneller bölümünde Hollanda’dan ve Türkiye’den girişimcileri buluştular. Türkiye’de çok sayıda Hollandalı iş adamları yatırım yapmakta. Hollanda’da ise son yıllarda sayıları artan Türk iş adamları görülmekte. Hollanda ve Türkiye arasındaki bağları nasıl derinleşti-

rebilir ve güçlendirebiliniz? Hollanda ve Türk firmaları ne tür ortak çalışmalar gerçekleştirebilirler? Yasa ve bürokrasideki farklılıklarla nasıl baş edilebilir? Bu sorular İş Forumunda ele alindi. Şirket devralma yatırımcılar için önemli bir seçim olabilir. Hollanda’da kendisinden sonra şirketi devralacak çocukları bulunmayan binlerce iş yeri sahibi devredecek yatırımcı aramakta. Şirket kurmayı düşünenler için şirket devralma cazip mi? Ne gibi araştırmalar yapılmalı? Doğru şirketi nasıl bulabilirsin? Bu sorular ve konular da işlendi ve çözümler üretildi. Panellerin ardından Kurhaus Hotel’de verilen resepsiyon ve network görüşmelerinden sonra sona erdi.


HABER

12

APRIL / NİSAN 2016

DOSTLA DÖVÜŞ, DÜŞMANLA SEVIŞ Bir yanda yoplumsal huzursuzluğa sebep bazı gelişmer yaşanırken, diğer yanda vebal altında kalma korkusuyla hareket ederek suya, sabuna dokunmak istemeyen yalancı pehlivan gibi, kaçak güreşen STK temsilcisi ve kanaat önderlerinin bulunduğuna da şahit olduk.

METİN YAZAREL Dostunla dövüşürken, düşmanınla seviş tabiri, kimseye garip gelmesin. Sağlıksız işleyen toplumsal veya bireysel ilişkilerde, dostumuzla dövüşürken, düşmanımızla sevişen bir ilişki biçimi gelişir sehven de olsa. Düşmanımın dostu, benim düşmanımdır, mantığının işletildiği ilişki biçimidir benim kast ettiğim. Geçtigimiz günlerde toplumsal huzura yönelik horoz dövüşünü andıran bir kavganın çığlıkları tırmaladı kulaklarımızı. İstanbul'da başlatılan kavganın kıvılcımının basın ve medya marifetiyle, Hollanda'ya sıçraması sözkonusu oldu. Orada, İstanbul'da başlayan tartışmanın Hollanda'yı yangın yerine çevireceği zannıyla, değerlere saldıran "Donkişotlar" ve sağa sola savuran ucuz "kahramanlar" sürüldü piyasaya. Kılıçlar çekildi, ortam ve sinirler yay gibi gerildi. Kavgada taraf olanlar, dostlarıyla dövüşüp, düşman bildikleriyle sevişerek sanal bir dayanışma içerisine girdiler. Köprü başını tutan deli dumrul ise, kim haklı, kim haksız ayrımına girmeden hakaretler yağdırdı, ahaliyi taraf olmaya çağırdı. Henüz doğmamış bir üst kurula kefen biçerek, ateşi söndürmek maksadıyla, vurun abalıya kıvamında "Donkişot" timsali yel değirmenlerine saldırılar gerçekleştirildi. Diğer yandan, sebebi zayi olabilecek bir mazeretle, içeriğine bakılmadan terörü la-

TÜRKIYE'NIN ÇOCUK NÜFUSU AB ÜLKELERINE GÖRE FAZLA

metin.yazarel@haber.nl netleyen bir bildiri üzerinde, amacına uygun düşmeyen tartışmalar yapıldı. Bildiride ısrarla hangi neden ve gerekçeyle olursa olsun, terörizmi kınıyor ve lanetliyoruz vurgusu gözardı edilerek siyasi ikbale matuf tartışmalar yapıldı. Bildiride şimdiye kadar olmadığından daha çok birlikte ve tek ses olarak, 'terör kimden, nereden gelirse gelsin, kime ve nereye karşı olursa olsun, medeni olan tüm insaları teröre karşı durmaya davet ediyoruz' gibi ifadelerin yer aldığı bildiri üzerinde, siyasi mülahazalara dayalı tartışmalar yürütüldü. Bildiriye imza koyan iki Kürt tandanslı derneğin halen PKK sempatizanı oldukları gerekçesiyle itiraz edildi. Söz konusu örgütlerin tövbe etme ihtimalleri olsa dahi, tövbelerinin toplum indinde kabul görmeyeceği idda edildi. Kimin umurundaydı toplumsal dayanışma? Kimin umurundaydı tüm Avrupa'da İslamofobiyle birlikte büyüyen Müslümanlara yönelik önyargı ve düşmanlık… Evet kimin umurundaydı kimlik ve değerlerin küçük düşürülerek dejenere edilmesi? Kimin umurundaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan ismi üzerinden işleme konan kara propoganda ve Türkiye düşmanlığı? Kimin haberi vardı? İngiliz yayın kuruluşu; The Independent'ın Twitter hesabından, 'Biz Charlie'ydik, Paris olduk, Brüksel olduk,

peki neden Ankara olamadık?' sorusuna, David Kerrison'un verdiği 'çünkü biz Hıristiyanız' cevabından... Hangi entel, hangi önder, adil ve eşitlikçi olmayan ekonomik ve sosyolojik dışlanmanın, "Deyik veya Geyik" muhabbetinden daha derin yaralar açacağına dair fikir beyanıyla toplumsal uyarıda bulundu? Kim, hangi kanaat önderi yakın gelecekte vatandaşlıktan çıkartılma ve sınırdışı edilme gibi, yasal düzenlemelerin olacağı ihtimaliyle toplumsal uyanıklığa davet etti? Kim, hangi üst akıl, en kötü senaryoyu ayrımcılıkla birlikte siddet ve taciz gibi insan onuruna dokunacak "sosyolojik kırılma" tehlikesinin hatırda tutulmasını tavsiye etti? Bir yanda yoplumsal huzursuzluğa sebep bazı gelişmer yaşanırken, diğer yanda vebal altında kalma korkusuyla hareket ederek suya, sabuna dokunmak istemeyen yalancı pehlivan gibi, kaçak güreşen STK temsilcisi ve kanaat önderlerinin bulunduğuna da şahit olduk. Eskilerin deyimiyle dövüş ve kavganın ya mapushanede, ya da gasilhanede biteceğinden korkanlar olduğunu gördük. Sonuç olarak derim ki, kavga ve gürültüyü toplumsal ayrışmaya götürecek kadar büyümeden, tarafları itidal ve tolumsal çıkarları gözetecek olgunluk içerisinde barıştan yana tavır almaya davet ederim.

Wilma Elles Türk vatandaşı oldu Türkiye'de "Öyle Bir Geçer Zamanki" dizisinde canlandırdığı "Caroline" rolüyle tanınan Almanyalı oyuncu Wilma Elles Türk vatandaşlığına geçti. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, Türkiye'de "Öyle Bir Geçer Zamanki" dizisinde canlandırdığı "Caroline" rolüyle tanınan Almanyalı oyuncu Wilma Elles'in Türk vatandaşlığı aldığı belirtildi. Türkiye'de birçok televizyon ve sinema filminde rol alan, son olarak "Yeter" adlı dizide oynayan sanatçının, Türk vatandaşlığı haberini aldığında sevinç çığlıkları attığı ifade edilen açıklamada, Elles'in Türk bayrağını öperek, Türk eşi ile sevinçli haberi kutladığı aktarıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Elles, "Bu benim için ayrıca gurur verici bir karar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum. Beni çok mutlu ettiniz. Ne mutlu Türküm diyene!" ifadelerini kullandı.

mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku

Çalışma ve İş Hukuku

Ceza Hukuku

Sosyal Güvenlik Hukuku

Çocuk Hukuku

Para tahsili ve icra takibi

Ticaret Hukuku

Uluslararası ihtiyati tedbir

www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31

Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu

Türkiye'nin nüfusu giderek yaşlansa da hala Avrupa Birliği (AB) ülkelerine göre çocuk nüfusu oldukça fazla... Toplam nüfusunun yüzde 26'sı çocuk olan Türkiye'de 0-14 yaş arasında yaklaşık 20,5 milyon kişi bulunuyor. AB ülkelerinde çocuk nüfusunun (0-14 yaş arası) genel nüfusa oranı yüzde 13 ile yüzde 22 arasında değişiyor. AB ülkeleri arasında çocuk nüfusunun genel nüfusa oranı en düşük olan ülke yüzde 13 ile Almanya.

İSLAMOFOBI KARŞITI AFIŞLER NEW YORK METROSUNDA

Müslüman komedyen ve film yapımcısı Negin Farsad ve Dean Obeydallah'ın İslamofobiye karşı mizahi dille hazırladıkları afişler New York metrosuna asıldı. “Beware: The Muslims Are Coming – Dikkat edin: Müslümanlar Geliyor” adlı komedi tarzındaki belgeselin yapımcısı Farsad ve Obeydallah'ın Müslümanlarla ilgili önyargıları yıkmak için New York metrosuna asılmak üzere hazırladıkları afişlere sonunda izin çıktı.

BALKANLAR'IN EN BÜYÜK CAMISI YÜKSELIYOR

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından Arnavutluk'un başkenti Tiran'da inşa edilen Balkanlar'ın en büyük camisi olacak Namazgah Camisi'ndeki çalışmalar aralıksız sürüyor. Cami inşaatından sorumlu mühendis Hüseyin Şentürk, yaptığı açıklamada, çalışmaların programa uygun şekilde devam ettiğini belirterek şu ana kadar otopark, konferans salonu, ofisler ve farklı amaçlarla kullanılmak üzere faaliyet gösterecek yer altındaki katların tamamlanmasına çalıştıklarını ifade etti.


13

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı İstanbul'da gerçekleşti

Merkel İsrail’in yerleşim politikasını eleştirdi Merkel, " Filistin Devlet Başkanı ve ben, çok zor olmasına ve büyük komplikasyonlar içermesine rağmen iki devletli çözüm yolunda çalışmaya devam edilmesi konusunda hemfikiriz İsrail Başbakanı’na eleştirel bir şekilde, 'yerleşim faaliyetlerinin elbette iki devletli çözüme git gide karşı çıktığını ve iki devletli çözümün temelini küçülttüğünü gördüğümüzü' ifade ettim." dedi.

PSV'li taraftar şikayetçi oldu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu bünyesinde yer alan, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenlenen, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı İstanbul’da yapıldı. Erdoğan, Ekonomi Bakanlığı, Dış Ekonomik ilişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi tarafından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "Dünya Türk Gi-

rişimciler Kurultayı"ndaki konuşmasında, ilk kurultayın 72 ülkeden iş adamlarının katılımıyla gerçekleştiğini, ikincisinde bu sayının 90'a çıktığını, bugün ise 95 ülkeden iş adamanın kurultayda yer aldığını söyledi. Türkiye'nin, 6 milyonluk diasporasıyla yurt dışında en çok vatandaşı yaşayan 10. ülke konumunda bulunduğunu ha-

tırlatan Erdoğan, geçen haftalarda ziyaret ettikleri Gine'de imzalanan anlaşmayla, 131. iş konseyini de faaliyete geçirdiklerini aktardı. Kurultaya katılan yüzlerce firma temsilcisi yeni iş bağlantıları yapma adına toplantılara iştirak etti. DTİK’e seçilen yeni Bölge Komite Başkanları ise kayıtlara şöyle geçti.

Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi açıldı

ABD’nin Maryland eyaletindeki TürkAmerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo-

ğan, tarafından gerçekleştirildi. ABD’nin başkenti Washington yakınlarında Maryland eyaleti sınırları içinde bu-

DTİK Avrupa Komite Başkanı: Suat Şahin DTİK Avrasya Komite Başkanı: Ali Galip Savaşır DTİK Balkanlar Komite Başkanı: Ömer Süsli DTİK Asya-Pasifik Komite Başkanı: Nejdet Demiryürek DTİK Afrika-Ortadoğu-Körfez Kom. Bşk: Abubekir Salim DTİK Amerika Komite Başkanı: Ömer Er.

lunan Türk- Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin (Amerika Diyanet Merkezi) açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmanın ardından, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve beraberindekilerle kurdele keserek, caminin açılışını yaptı. Beraberindekilerle daha sonra camiye geçerek, yetkililerden bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültür merkezinde bulunan diğer birimleri gezdi. Yağmurlu havaya rağmen Washington yakınlarında yaşayan çok sayıda Türk ve Müslüman da açılışa katıldı. Ayrıca, ABD’deki diğer şehirlerin yanı sıra Kanada’dan gelen çok sayıda konuk da açılışta hazır bulundu. ABD’deki iki minareli tek cami ABD'nin mevcut kültürel zenginliğine yeni bir renk katan merkezdeki cami, 16. yüzyıl geleneksel Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edildi. ABD'deki iki minareli tek cami olan ibadethanede, avlu da dahil aynı anda 3 bin kişi ibadet edebilecek.

Hollanda Birinci Futbol Ligi'nde (Eredivisie) şampiyonluk mücadelesi veren PSV Eindhoven'ın bir taraftarı, dün oynanan Ajax-Utrecht maçını yöneten hakem Danny Makkelie hakkında hatalı karar verdiği gerekçesiyle polise şikayette bulundu.

Bu yıl Türkiye'de sıcaklık rekorları kırılacak

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, bu yıl 60 yıllık sıcaklık rekorlarının kırıldığını belirtti. Yaz aylarının çok sıcak geçeceğini tahmin ettiklerini aktaran Şen, konuşmasına şöyle devam etti: ''Bu yıl son 80 yılın en sıcak yılı olması bekleniyor. "

New York'taki ön seçimlerde zafer Clinton ve Trump'ın ABD'nin New York eyaletinde gerçekleşen ön seçimlerde Cumhuriyetçi Parti'den Donald Trump, Demokrat Parti'den ise Hillary Clinton rakiplerini geride bıraktı.

"Paralele, Devlet Bey ne kadar karşıysa ben ondan daha fazla karşıyım"

Sinan Oğan

Eski MHP milletvekili Sinan Oğan, Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği tarafından Lahey’de düzenlenen “Türk Dünyası Nevruz Şenliği”ne katıldı. Sinan Oğan, mevcut yönetimi başarısız bulduğu için aday olduğunu belirterek, "Kurultay olacak. Bu ne paraleldir, ne kumpastır, ne başka bir şeydir. Onu söyleyeyim. Paralele, Devlet bey ne kadar karşıysa ben ondan daha fazla karşıyım." dedi. Oğan, Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği tarafından Lahey'de

düzenlenen "Türk Dünyası Nevruz Şenliği"ne katıldı. Programdan sonra gazetecilere açıklamada bulunan Oğan, MHP'nin 8 Mayıs'ta tüzük, 29 Mayıs'ta da olağanüstü kongresini yaparak yeni genel başkanını seçeceğini ifade etti. "Kurultay olacak. Bu ne paraleldir, ne kumpas-

tır, ne başka bir şeydir." diyen Oğan, şunları kaydetti: "Paralele, Devlet bey ne kadar karşıysa ben ondan daha fazla karşıyım, kimse kusura bakmasın. Ben siyasi patilerin cemaatler ve farklı organizasyonlar tarafından yönetilmesine karşıyım. Cemaatler siyasete meraklıysa giderler bir parti kurarlar oturup siyaset yaparlar. Cemaatlerin, bu tür yapıların siyasetin dışında kalması gerektiği kanaatindeyim. Ben devlete şerik tanıyorum. Aynı zamanda MHP'ye de şerik tanımıyorum. MHP'nin bir tek şeriği vardır o da ülkücülerdir. Onun dışında MHP'nin bir şeriği, bir

ortağı olamaz." "MHP'ye çok ciddi katılımlar olacaktır" Oğan, genç ve dinamik bir yönetimin işbaşına gelmesiyle siyasete mesafeli duran veya siyasette kendisine uygun bir mecra bulamayan insanların MHP'ye katılacağını vurguladı. "MHP'ye çok ciddi katılımlar olacaktır" diyen Oğan, "Başta Büyük Birlik Partisi olmak üzere birleşmeler olacaktır. Türkiye'de ismen çok tanıdığınız, çok bildiğiniz isimler MHP'ye katılmak için bizden haber beklemektedirler. İnşallah kurultayımızı yaptığımızda göreceksiniz

peş peşe flaş isimler MHP saflarına katılacaklardır." ifadelerini kullandı. Oğan, "Genel başkan seçilirseniz BBP kesin olarak MHP'ye katılacak mı?" sorusuna "Biz davet edeceğiz ve inanıyorum ki onlar da davete icabet edecekler. Şimdi ayrı bir kurumsal kimlik, elbette şu an bir şey demek o kurumsal kimliğe saygısızlık olur. Biz görüşüyoruz, arkadaşlarımız, hep iyi arkadaşlarımız. Aynı kökten geliyoruz, taban da bunu istiyor zaten. Dolayısıyla biz davet edeceğiz, onun sözünü veriyorum ve inancımı ifade ediyorum" dedi.


HABER

14

APRIL / NİSAN 2016

Milosevic belgelerini yayımlayan gazeteciye hapis cezası sözcülük görevinde bulunmuştu. Bosnalı kurban yakınlarının gözaltına alınmaması için büyük çaba harcadığı

Hartmann, Fransız makamları tarafından da daha önce mahkemenin isteğine karşın iade edilmemişti. Gazeteci ve fikir özgürlüğünü savu-

nan batı medyasının birden suspus olduğu dikkatlerden kaçmadı.

İsveç'te Türk kökenli Bakanı istifaya zorladılar

ir ci ve fikunan e t e z a G v ğünü sa özgürlü edyası birden batı m pus oldu sus Fransız gazeteci Florece Hartmann, Milosevic davasına ilişkin gizli belgeleri yayımladığı gerekçesiyle 7 gün hapis yatacak. Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (ICTY) 2009 yılından bu yana yargılanan “Bosna Kasabı” olarak bilinen eski Sırp lider Radovan Karadzic’in önceki gün yapılan karar duruşması öncesinde gözaltına alınan

KiM DEDi? NE DEDi?

Fransız gazeteci ve mahkemenin eski sözcüsü Florece Hartmann’ın 7 gün tutuklu kalacağı bildirildi. ICTY’den yapılan açıklamaya göre Hartmann, 2007 ve 2008 yıllarında bir kitabı ve makalesinde mahkemeye ait gizli belgeleri kullandığı gerekçesiyle o dönem 7 bin euro para cezasına çarptırıldı. Söz konusu meblağı ödemediği için cezası 7 gün hap-

se dönüştürülen Hartmann, 2011 yılında hakkında çıkarılan yakalama emri gereği önceki gün mahkeme önünde tutuklandı. Hartmann’ın Slobodan Milosevic davasına ilişkin gizli belgeleri yayımlayarak mahkemeyi tahkir ettiği ileri sürülüyor. Bosna Savaşı sırasında farklı bölgelerde gazetecilik yapan Hartmann, 20002006 döneminde ICTY'de

İsveç Başbakanı Stefan Löfven, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi koalisyon hükümetinde Şehircilik ve İskan Bakanlığı görevini yürüten Mehmet Kaplan'ın son günlerde hakkında çıkan haberler nedeniyle sunduğu istifasını kabul ettiğini söyledi. Stockholm'de basın toplantısı düzenleyen Başbakan Löfven, Kaplan'ın çok başarılı bir bakan olduğunu belirtti. Löfven, "(Kaplan)

İsveç'in kalkınmasına önemli katkılarda bulundu. Son günlerde medyada hakkında çıkan haberlerden dolayı kendisini işine veremediğini belirterek istifasını sundu. Ben de istifasını kabul ettim. '' diye konuştu. İsveç Başbakanı Löfven, Kaplan'ın yerine Tüketici Bakanı Per Bolund'un atandığı bilgisini verdi. "Değerlerimden taviz veremem" Başbakan Löfven'den sonra kürsüye gelen Kap-

lan, bugüne kadar yaptıklarının arkasında olduğunu ve değerlerinden taviz vermeyeceğini kaydetti. Kaplan, Son günlerde kendisine karşı yöneltilen asılsız suçlama ve saldırılardan ötürü partisinin ve hükümetin zarar görmemesi için istifa etmeye karar verdiğini dile getirdi.

UETD'DEN İSVEÇ'TEKI SIĞINMACILARA YARDIM

MELTEM AYŞE ŞAT YAZAR

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği, İsveç'in başkenti Stockholm yakınlarındaki

kamplarda bulunan Suriyeli sığınmacılara giyecek ve gıda yardımında bulundu. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), İsveç'in başkenti Stockholm yakınlarındaki kamplarda bulunan Suriyeli sığın-

macılara yardım eli uzattı. UETD İsveç'ten yapılan açıklamada, kamplardaki yaklaşık 600 Suriyeliye battaniye, gıda, bot, kaban, temizlik maddeleri ve tıbbi malzeme yardımı gerçekleştirildi. UETD İsveç Başkanı Özer Eken, iki yıldır İsveç'e gelen sığınmacıların eksiklerini gidermeye çalıştıklarını belirtti.

AVRUPA’DAN 4 YILDA SURIYE VE IRAK'A 4 BINI AŞKIN YABANCI SAVAŞÇI GITTI

Dünya öyle bir konuma gelmiş ki artık çağdaş demokrasi 'savunucuları' önüne gelene küfür, hakaret ediyor, alay ediyor vs. Terbiyesizce yaklaşım sergiliyor! Oysa bana göre o kendini bilmez insanlar ağzından çıkan her söz ile, çizdiği her karikatür ile kendini ve aldığı terbiyeyi ifade eder. Eskiden bir devlet adamına (kral, padişah vs) itaat etmeyenin kellesini ucururlardi. Şu an gelinen duruma bakın, millet resmen küfür/hakaret eder hale geldi?! Ki, elbette fikrini beyan etmek herkesin hakkı. Çağdaş demokrasi bunu herkese hak tanır. Lakin, saygı, görgü nezaket kuralları dahilinde etik diyaloglar nerede kaldı. Acaba bir devlet adamına hakaret içerikli konuşan/bel altı karikatür çizenlerin ailesi, oğulları/kızları ile gurur duyuyorlar mıdır?! Benim evladım olsa kendisine 'ben demek ki efendi insan yetiştirememisim!" diye çok fena kızardım ve ciddi hayal kırıklığına uğrardim. Herşeye karşı gelin, itiraz edin, tartışın eyvallahim var. Ama kimse haddini aşmasın! Hollanda ve Almanya'daki şahısların yazıp cizdikleri benimde midemi bulandirdi.

Uluslararası Terörizmle Mücadele Merkezinin araştırmasına göre yabancı savaşçıların 600'ü bölgede hayatını kaybetti. Avrupa ülkelerinden 2012 yılından bu yana Suriye ve Irak’a savaşmak için gidenlerin sayısının yaklaşık 4 bin 294 olduğu bildirildi. Merkezi Den Haag'da bulunan Uluslararası Terörizmle Mücadele Merkezinin (ICCT) araştırmasına göre

söz konusu yabancı savaşçıların yüzde 30’u geri dönerken, 600 kadarı ise bölgede katıldıkları çatışmalarda hayatını kaybetti. AB’ye üye ülkelerin katkılarıyla hazırlanan raporda, terör örgütü DAEŞ saflarına katılan yabancı savaşçıların büyük bölümünün Fransızlardan oluştuğu kaydedildi. Araştırmaya göre son 4 yıl içinde Suriye ya da Irak’a savaşmak için gidenlerin

900’ü Fransa, 720’si Almanya, 700’ü İngiltere, 420’si Belçika ve 220’si ise Hollanda vatandaşlığına sahip. Büyük bölümü kısmen geri kalmış ve benzer mahallelerde ikamet eden bu kişilerin yüzde 17’si kadınlardan oluşuyor. Söz konusu yabancı savaşçıların önemli kesiminin 18-20 yaş grubuna dahil oldukları belirtilen araştırmada, savaşmak amacıyla iki ülkeye gidenlerin yaş ortalamasının son yıllarda düştüğü vurgulandı. Yabancı savaşçıların genellikle suç şebekeleriyle ilişkilerinin olduğu da ileri sürülen araştırmada, bu kişilerin yaşadıkları ülkelerde "gelecek görmedikleri", bu duyguya sahip oldukları için Suriye ya da Irak’a gitmeyi tercih ettikleri belirtildi.


15

HABER

APRIL / NİSAN 2016

KERAMETI KENDINDEN MENKUL OLANLAR... Bu yazılanların muhatapları, kısır çekişmelerden medet umanlar, başını kuma gömenler, meseleleri partizanca değerlendirenler ve insanlar arası duvar örenler değillerdir. Düşünce, inanç, kültür, yaşam ve fikir ayrılıklarını bir zenginlik olarak algılayan, saygı duymasını bilen, hoşgörüyle yaklaşan, tavır konulacak meselelerde asgari müştereklerde buluşabilen; vizyon sahibi, gelecekten kaygı duyan, kısacası, insanca hareket etmeyi erdem sayan bütün örgüt temsilcileridir muhatabım.. ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Yoruldum ben güçlü görünmekten. İçim düğüm düğümken, başka düğümleri çözmekten. Her şeye yetişirken, kendime yetişememekten. Herkese söz geçirirken, yüreğime söz geçirememekten yoruldum” (F. Ç.) Bölündükçe, öteledikçe çoğaldığını sanan kurum/kuruluş mensuplarına çağrı... Bu yazılanların muhatapları, kısır çekişmelerden medet umanlar, başını kuma gömenler, meseleleri partizanca değerlendirenler ve insanlar arası duvar örenler değillerdir... Düşünce, inanç, kültür, yaşam ve fikir ayrılıklarını bir zenginlik olarak algılayan, saygı duymasını bilen, hoşgörüyle yaklaşan, tavır konulacak meselelerde asgari müştereklerde buluşabilen; vizyon sahibi, gelecekten kaygı duyan, kısacası, insanca hareket etmeyi erdem sayan bütün örgüt temsilcileridir muhatabım... Bu hitap, gönül bağım olan örgüt temsilcileri de dâhil –yukarıdaki sınıfının içerisinde bulunan- herkesedir... Saygıdeğer Başkanım, Hak ve halkın yanında olmak adına; cepheme dikmeyi göze alarak sesleneceğim sizlere... Yükünüzün ağır, yolunuzun çetin, çileli ve meşakkatli olduğunu biliyorum. Sağlığınızı, ailenizi ve sosyal yaşamınızı ihmal ettiğinizi de biliyorum. Belli bir gayeyi hedefe ulaştırmak için; ilkeli, kararlı, sabırlı bir şekilde gece gündüz mücadele ettiğinizi de biliyorum. Makamınızdaki koltukların ‘ceylan derisi’nden olmadığını, gelişmeleri endişeyle takip ettiğinizi ve uykularınızın kaçtığını da biliyorum... Ama bilmediğim ve sebebini öğrenmek ve anlamak istediğim bazı hususlar var... Çok sancılı bir süreçten geçtiğimizin bilmem farkında mısınız? 50 yıldır, Hollanda’yı alın teriyle sulayan, en ağır-zor ve pis şartlarda, işlerde çalıştırılan ve ne kendi ülkesince ne de Hollanda tarafından sahip çıkılmayan insanlarımız artık bu ülkeye yük olmaya başladılar. İçine düştüğü her türlü sosyal, siyasal, kültürel, iktisadî krizin faturasını azınlık gruplarına çıkartan ve ödettiren Batı’ya ‘had’ bildirme ‘dur’ deme zamanı ne vakit gelecek merak ediyorum. Avrupa genelinde sayıları 100 bini bulmayan Yahudilerin nasıl örgütlü hareket ettiklerini, kendilerine yönelik baskı, propaganda ve eylemleri nasıl bertaraf edip geri teptirdikleri önümüzde bir ibret tablosu gibi durmuyor mu? Nasıl oluyor da dört yüz bin insanımızı örgütleyemiyor, bir araya getiremiyor, hakları-

zeynelabidin.kilic@haber.nl

mızı arama ve almada bir eylem birliği içerisine giremiyoruz. “Silahı alıp dağlara çıkalım, vuralım, kıralım” demiyorum elbette, zaten Hollanda’nın coğrafî ve fizikî durumu buna müsait değil; dağ olmadığı için eşkıyalar şehirlerde, meclislerde dolaşıyorlar artık... Bir de, ‘vurmak-kırmak’ dinimizin ruhuna aykırı; oysa, “vurdumduymazlık”, “aymazlık”, “nemelazımcılık” da özörgütlerin ruhuna aykırı olan hasletlerdir. Ama her nedense bu hasletlerle donatılmak örgütlerimizin öncelikli projeleri hâline geldi. Sizler, insanları bilgilendirmede, ufuk açma, hedef ve yol göstermede, örgütlemede, gasp edilen haklarını meşru zeminlerde arama ve almada, lobi oluşturmada, dayanışma ve beraberce hareket etmede, vizyon sunmada ve eylem birliğinde, ‘öncü-önder’ olmanız gerekmiyor mu?... Bu kadar incitilen, hakları gasp edilen toplumumuzun itibarını geri iade etmek için daha ne bekliyoruz? Toplanmanın, silkinmenin, ayağa kalkmanın, meşru alanda tepki vermemin, yürümenin zamanı gelmedi mi artık?

Anadolu’nun uyuyan devi: “Türkiye” Bir ulusu tüketmenin savaşlarla olamayacağını anlayan emperyalist güruh, o ulusun; kültür, dil ve dinine yönelik sistemli bir saldırı başlattı. Türkiye’nin bir daha ayağa kalkmaması, İslam âlemine lider olmaması için; işbirlikçiler vasıtasıyla her türlü oyun ve tezgâhı hazırladı, uyguladı ve hayli de başarılı oldular. İnsanlarımız arasına ektikleri, etnik, mezhep ve fikir ayrılığı fitneleri meyvelerini verdi ve koskoca bir ulus, paramparça, darmadağın oldu... Türkiye’deki bu dağınıklığı gittiğimiz her ülkeye taşıdık. Elin oğlu aralarındaki duvarları yıkarken, bizler; aynı vatanın evlatları, öz kardeşler aramıza durmadan yeni duvarlar ördük... Her birimiz bir diğerini “vebalı” ilan ettik. Ağıza alınmayacak laflarla suçladık. Düşman, her gün birimizi tokatladı; diğerlerimiz ise, dövülen kardeşimize atılan dayağı zevkle seyrettik; ertesi gün sıranın bizlere geleceğini hesap edemedik. Ve ardından yere yığılan koskoca bir millet oldu. Haksızlığın karşısında bir kalkan gibi durmayı erdem bilen ‘yüce’ milletten “Bana değmeyen yılan bin yaşasın!..” diyebilen ‘cüce’ bir millet hâline geliverdik ve yeni bir insan(!) cinsi türettik.

Burgemeester De Vlughtlaan 162-164 1063 BS Amsterdam Tel: 0204114318

UETD Hamburg Başkanı'nın aracı kundaklandı

Bizleri bir araya getirecek onlarca esaslı sebep varken; hiçbir değeri olmayan ayrılık nedenlerini kutsadık, korkunç bir parti, hizip, görüş taassubuyla hareket eder hâle geldik. Yazık!.. Sahi sizler, tabela örgütü olmaktan ne zaman kurtulacaksınız? Bir Sivil Toplum Örgütü olarak, önümüzdeki 5-10 yılın plan-program ve projesini çıkarttınız mı? İnsanlarımızı nasıl bir gelecek bekliyor? Bu sancılı sürecin nasıl biteceğinin hesabını yaptınız mı? Yaptığınız ve yapacağınız çalışmaları bölgesel ve merkezî yönetimlerle, siyasî partilerle paylaştınız mı, kendinizi anlattınız mı, gücünüzün farkına vardılar mı? Kraliçe, kral, mahalledeki sivil inisiyatifler, kiliseler; AIVD’nin kendilerine sizin hakkınızda verdiği bilgilerden başka neler biliyorlar? Hollanda’nın son yıllardaki insanlarımıza yönelik ayrımcı, ötekileştirici, antidemokratik uygulamalarının karşısında bütün STK’lar olarak bir araya gelmeyi, karşı durmayı, en az 100 bin insanımızı parlamento binası önünde eyleme çağırmayı düşünüyor musunuz? Kimlik, kişilik, kültür bunalımında olan gençlerimizin elinden ne zaman tutulacak? Türkiye’den akan beyin göçüne ne zaman sahip çıkmayı, değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Başları örtülü diye kamusal alandan atılan, hatta basit bir süpermarkette bile iş bulamayan kızlarımızın sorunlarına ne zaman el atılacak? Gıda Bankasına bile muhtaç hâle gelen insanlarımızın, bakıma ihtiyaç duyan yaşlılarımızın sorunları için neler düşünüyorsunuz? Eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan çocuklarımız ne vakit sahiplenildiğini hissedecek? Dil, din, kültür ve milliyetimize yönelik karalama, iftira, yok etme politikalarına karşı stratejiniz nelerdir? Temsil ettiğiniz insanlar sizlere güveniyorlar ve sizlerden çok şeyler bekliyorlar bilesiniz!.. Bu yazdıklarım mutlaka üye ve cemaatinizden size ulaşıyordur ama, bir de benden dinleyin ve anlaşmamızı yazılı kağıda dökelim istedim... Zira sizler, önümüzü aydınlatan ‘fener’, doğru yön bulunmasına yarayan ‘pusula’ ve tehlike bölgelerini, emniyet yollarını gösteren birer ‘harita’ hükmündesiniz... Eğer işlevinizi, vizyon ve misyonunuzu iyi üstelenememişseniz, vay o insanlarımızın hâline!.. Tabi ki, sizin de vay hâlinize!..

Yenilenen mekanımıza bekleriz.

• Broodjes • Grill Gerechten • Kapsalon • Panini's • Belegde Broodjes • Patat

Almanya'da UETD Hamburg Başkanı Güngör'ün aracına molotofkokteyli atıldı. Almanya'da Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hamburg Teşkilat Başkanı Muhterem Güngör'ün özel aracına molotofkokteyli atıldı. Muhterem Güngör, patlama sesiyle evinden dışarı çıktığını ve yüzü maskeli 3 kişiyi kaçarken gördüğünü açıkladı. Güngör saldırıyla ilgili kamera kayıtlarını da polise teslim ettiğini aktardı. Saldırıda araç kullanılamaz hale geldi. Hamburg Savcılığının olayı geniş çaplı araştırdığını ifade eden Muhterem Güngör, ''Avrupa'da UETD’ye yönelik saldırıların giderek artması oldukça kaygı verici bir gelişme. Kapımın önündeki aracımın kundaklanması da saldırıların vahametini gözler önüne seriyor. Aracımı kundaklayanların kimler olduğunu bilmiyoruz ama polis gerekli çalışmaları başlatmış bulunuyor." dedi.

Ban ki-mun'a "Hollanda aslanı büyük şövalye nişanı"

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Hollanda'nın en yüksek nişanı olan "Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı"na layık görüldü. Lahey'de temaslarda bulunan Ban'a nişanı, Hollanda Hükümeti adına Dışişleri Bakanı Bert Koenders takdim etti.

• Snacks • Tapas • Salades • Çorbalar/ Soep • Warme Maaltijden • Frisdranken


HABER

16

APRIL / NİSAN 2016

En iyi jenerasyon ikinci kuşak, RÖPORTAJ: M. FATİH KARAMAN

hem Türkiye'yi hem Hollanda'yı iyi biliyoruz Ethem Emre

Piyasalarda çok rastlamayacağınız bir kişi Ethem Emre. Randstad Letsel Advies şirketinin en tepesindeki isim. Sahasında uzman, Türk toplumunu da yakından tanıyor. Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaretin gelişmesi noktasında da ilginç düşünceleri var. Sorularımıza takır takır cevap veriyor; belli ki iyi bir birikim ve deneyimi var. "Bizler işimizi severek ve en az Holladalı rakiplerimizin kalitesinde yaptığımız sürece kendi insanımızın, bizden hizmet almakla mutlu olacağından eminim" diyor. ff Ethem Emreyi kısaca tanıyabilir miyiz?

Trabzon doğumluyum, 1974'de Hollanda'ya geldim, 82 yılında Den Haag'ta iş hayatına başladık, o yıllarda Haber gazetesinin ilk sayılarını çıkardık, hatta ondan önce Hizmet gazetesi adi altında Den Haag'ta gazeteyi çıkarıyorduk. O da bizim ekiple çıkmıştı. Den Haag şehir arşivlerinde bulabilirsiniz büyük ihtimalle. O yıllar esnaf sayısı çok azdı, 10 esnaf anca vardı Den Haag'da. 1982 yılında Vertaal & Adviesbureau olarak atıldık iş hayatına. Tercüman ve danışmanlık, o zaman birinci neslinin geliş yıllarından 15-16 yıl sonra, çok ihtiyaç vardı. Tercüman herkes için gerekli ve ihtiyaçtı. Bunun yanında ilk sosyal cemiyetleri kurduk, DESFAC, Den Haag Sosyal Faaliyetleri Cemiyeti. O şekilde alt yapı oluşturduk. Gençlere yol göstermeye çalıştık. Spor kulüpleri çok popülerdi o zaman, Den Haag'da ilk kurulan Türk spor kulübü Boğaziçi Spor Kulübü vardı. İlk kurulan Türk spor kulübü. Toplum daha çok kendi içinde gelişiyordu. O tur yerlere aşırı talep vardı. Hollandalılarla da aşırı kaynaşma yoktu o yıllarda. Kendi kahveler, kendi cemiyetler herkes hızlı şekilde gelişti. O zaman halk ta birbiriyle daha çok ilişkiliydi. Ev ziyaretleri gidip gelmeler, videolar kiralanırdı, 2-3 aile bir arada film seyrederdik. O şeyler kalmadı, teknoloji gelişti her şey farklı boyutta.

ff Yıllarca yaptınız bunu, sonra alanı değiştirdiniz mi, gelişmeler nasıl oldu?

Sonraki yıllarda ben Türkiye'de de kazalarla ilgili olarak bir çalışma başlattım. Bu 'Letsel' konusunda girme sebebimizde bu altyapıyla oluştu. 93-94 yıllarında Türkiye'ye gittim. Çünkü burada sürekli yaz aylarında binlerce insan ülkesine geri gidiyor. Oradaki dosyalarla buradaki hukuk sigortaları adına çözümler gerekiyordu. İstanbul'da Benelux Claim Service adlı bir kurum açtık şirketleştik, bünyemize avukatlar aldı. Neticede hem İstanbul hem de Türkiye genelinde kazalar, her yede oluyor. Akabinde Hollanda'ya dönüp ELFİ Letselschade'yı kurduk. ff Hangi tür hizmetleriniz var, hangileri ücrete tabii, hangileri ücretsiz?

Kaza olaylarında sorumluluk kabul edildiği zaman tamamen ücretsizdir, zaten aldığımız dosyalarda bu analizi yapıyoruz. Hangi dosyada bu hak var, zaten hak olanın dosyalarda devreye giriyoruz. O zaman da baştan diyoruz, kişinin dosyasını aldığımız zaman, hiç bir sorumluluğu kalmıyor. Alacağı tazminat direkt sigorta tarafından kendisine ödeniyor. ff Dosyayı siz aldığınız zaman, müşteri size bir miktar ödemiyor öyle mi, müşterinin sigortası mı karşılıyor?

Mağdurun sigortası yaptığın işe karşılık masrafları karşılıyor. Kişinin alacağı haklar ve tazminat bundan bağımsız ve direk kişiye ödeniyor. Kişiler mağdur olduğu zaman karşı tarafta sorumluluk varsa veya kendi sigorta teminatları varsa, alacağı hukuk hizmetleri için hiç bir ödeme yapmaz. Hukuken bu böyledir, tabi bilmeyen insanlar ödüyor. Hizmeti veren kişi de söylemiyorsa o zaman yanlışlıkla bir ödeme yapmış oluyor mağdur. Ama hukuk burada mağduru koruyor. Bunun hukuksal temeli de şöyledir: ‘Eğer bir kişi bu mağduriyet sebebine oluşmasaydı bu hizmeti almak zorunda kalmayacaktı’ diyor. ff Tipik bir mağduriyet nasıl oluyor, Türkleri baz aldığımızda?

Genelde trafik kazaları oluyor, ağırlık o kazalar, iş kazaları azınlıkta, bizim dosyalarımızın yüzde 95'i trafik kazaları. 'Letsel' nedir bizim insanımız bunu henüz tam kavramadı. Kimisi kazalardan sonra bir kırık çıkık olursa ağır kazada o zaman fiziksel bir sorun oluyor, Ama bir de diğer yandan görünmeyen ağrılar olabiliyor, mesela bir baş ağrısı, trafikten korkup travmalar, görünmeyen ağrılar, boyun, baş ağrıları. Rüyalarına girer kaza yaptığın uyuyamazsın, baş dönmeleri, bunları insanlar umursamıyor, gelip geçer bekleyim diyebiliyor. Sigortalar da diyor ki 'bir kaza

Farkınız nedir Hollandalı şirketlerden? Bir Hollandalı ne kadar da olsa hizmet de verse aynı alanda, bizim kültürümüzü bilmiyor olaya farklı bakıyor. Bir örnek vermek gerekirse Den Haag mahkemesinde bir hakimin bu kazalar üzerine verdiği bir karar var. İşte 'Türk kadınlar genelde çalışmazlar, çocuk yapar, evde kalırlar' diyerek onun zararını hesap ederken gelecekte kariyerinde kaybedeceği kazançlarını uzun vadede hesap etmiyorlar. Sebebi ise 'Türk kadınının kültürü budur' diye. Hollandalı aracı şirketler de bundan farklı düşünmüyor. Öyle bir imaj var zaten ve öyle etki yapıyor. Tabi Hollandalı bu müşterisini çok iyi savunamaz çünkü o da o kültürden geliyor ve yeterince tanımıyor. Burada bizim gibi uzmanlara, kültür farkını ortaya koyacak kişilere ihtiyaç var. Diğer yandan bu sektörde, Türk veya Faslı uzmanlar yetiştirilmiyor. Sadece okul okumak yetmiyor bir de bu sektörde çalışma imkanı bulman gerekir. Sonuçta bakıyoruz, yine de yabancı müşteri potansiyelinin yüzde 80'i Hollandalılara gidiyor. Bir de bazı sebeplerden dolayı Hollandalıyı tercih ediyor insanlar, işte 'Türkler bunu ne kadar iyi yapar' düşüncesiyle. Birbirine güvenimiz de artmalı o anlamda, biz her zaman Hollandalılardan çok iyiyiyiz diyebilirim, çünkü bazı durumlarda bu işlerde avukatlar gereksiz şekilde dosyaları uzatıyor. Arada sadece ‘hizmet verenler’ kazanıyor, mağdurlarımız yıllarını kaybediyor. Geçenlerde Dordrecht'ten böyle bir müşterimiz geldi, 8 yıldır Hollandalı avukat dosyasını masada tutmuş, uzatmış da uzatmış. Mağdur olmuş vatandaş, zamanında kaza geçirmiş, belirli bedensel rahatsızlıkları oluşmuş, bir avukata bağlanmış, onu da sürekli bekledim diyor. 'Avukatım diye merak ettiğim konularda tam bilgi vermedi ama sonuca da ulaştırmadı' diyor. Dosyayı biz aldıktan sonra sigortayla konuşuyoruz, onlar da 'avukattan hiçbir zaman konuyu sonuçlandırma adına bir işlem gelmedi' diyor. Her zaman bir şeyler uzatıldı, tabii ki burada bakıyorsun özet olarak, avukat kendi menfaatine yönelik dosyayı uzatıyor, her 3 ayda bir fatura yazma şansı oluyor, şunu yaptım bunu yaptım diyerek. Bize geldi 3 ay içinde meselesini çözdük sonuca kavuşturduk. Şimdi “Her gün dua ediyorum sana, 8 yıl boşuna beklemişim” diyor. sonrası ilk 3 günde doktora gitmediğin zaman, o dosyada sorun yaşanır'. İnsanlara tavsiyemiz, her zaman kaza sonrasında ilk 3 gün içerisinde ev doktoruna görünsünler, kayıt altına alınsınlar böyle bir kaza geçirdim diye. 1 ay sonra bu ağrılar şiddetlenirse sigortalarla sorunlar yaşanıyor. O zaman ağrıların başka bir kazadan ya da etkenden olabileceğini varsayıyorlar. Haftasonu dahi olsa hastanelerin EHBO gibi ilk yardımına gitmeli vatandaşımız ff Kaza yapan kişinin 'Rechtsbijstand'ı olması önemli herhalde, o olmasa da size başvurabiliyor mu?

Kesinlikle, biz de bir 'Rechtbijstand'ız, özeliz. Rechtsbijstand dediğiniz olay genelde Hollanda sigorta şirketlerinin kurduğu iç yapılarıdır. Bunlar hiç bir zaman vatandaşlar için azami bir gayret göstermezler. Bunlar posta ve maille idare edip sonuçlandırmaya çalışırlar, onların 1000 Euro aldığı tazminatı biz 4-5 katın a çı-

kartabiliyoruz, çünkü içeriye giriyoruz, kişiye özel tavsiyelerde bulunuyoruz. Hollanda'da böyle bir sistem var, sen talep etmezsen kimse sana getirip şu hakların var diye önüne bir şey koymaz. Tabi hak varsa biz de talep edeceğiz. Olmayan bir şeyi de talep edemeyiz. Kişide bu konuma uygun olmalı, yaptığı harcamalar. Ev yardımlarını düşünün mesela, kazadan önce yaptığı işleri yapamaz hale geldiyse özel hayatında bu da bir zarardır, eşine yardımcı oluyordu evde, ama artık olamıyorsa bu da zarardır. 'İmmateriele schade' olarak geçiyor. Bir de tabi acı parası dediğimiz 'smartengeld'. Bu da bir hak. Gelip kayıpları, kendi işyeri olan kişiler çalış-

maz hale geldiğinde, veya tam konsantre işine kendini veremiyorsa kaza sonrası, verimin düştüyse bu da bie zarar. İşin cirosuna yansıyacak, farzet ki günde 8 saat çalışıyorsan yarı yarıya indi, bu da ekonomik olarak geri dönmesi lazım. Size o zaman sigorta iş kaybına uğramamak için ‘Yerine birini tayin et maaşını ver, biz onu öderiz’ diyor. ff Eğer kaza yapan kişi yüzde yüz haksızsa bu konuda siz nasıl ele alıyorsunuz olayı?

Şimdi şöy-


17 le, kişi haksızsa yapılan kazada veya bir ağaca çarptı, duvara çarptı, olabilir bunlar. O zaman kişinin kendi özel sigortalarına bakıyoruz. Tavsiyemiz her zaman şoföründe teminat altında olması için SİV dediğimiz 'Schade İnzittenden Verzekering' olmalı, bu şoförü de kapsıyor. Ama aracın içinde olan yolcular, mesela kardeşi, amcası, arkadaşı olur bunlar her zaman kanunen hak sahibidirler, çünkü mağdurdurlar. Şoföre bir etkileri yok , yolcular, kanun bunları koruyor. Yani kişi şoför haksız bir kaza da yapsa 'inzittenden' dediğimiz yolcuların hakları sabittir. Her zaman hak sahibidirler, karşı taraf olsa da olmasa da. Sorumluluk şoförde değil, karşı tarafta da olsa. Bu da bilin-

meyen bir nokta, çünkü ‘arkadaşım diyor seni mi dava edeceğim’ diyor, ama kanun onun öyle görmüyor, 'akraba da olsa arkadaşın da olsa o yolcudur ben onu koruyacağım' diyor. Bir de OİV denen 'Ongeval Inzittende Verzkering' var, bunların arasında küçük farklar var, OIV kalıcı sakatlık ve ölümde ödeme yapıyor. Onların ölçümleri var, sakatlığa göre tazminat bedeli var onu ödüyor. Ölüm de ise geride kalan aile ferdine tazminat ödüyor. SİV dediğimiz özel bir koruma sigortası, herkesi koruyor, bunun da aylık primi 4-5 Euro, yılda 60 Euro, herkese tavsiye ediyoruz bunu. ff Şirketinizde ve bu yapılarda management bölümünde misiniz?

Şirketlerin aynı zaman kurucu olarak operasyonel işlemlerinde de içerisindeyim. Severek yaptığım bir iş, haftanın 6 günü sabah 6'da kalkıyorum ve işlere yoğunlaşıyorum. İşini severek yapıp benimsiyorsan saat unsuru olmaz. ff Bu alanda ilk şirketsiniz Türkler adına..

Evet altyapısını ciddi bir şekilde yaptık. Sigorta şirketlerine de güvenilir bir partner olmalısınız. Verdiğiniz beyanlara güven duyulmalı. Büyük sigortalarla güzel ilişkilerimiz var. Şu an Hollanda genelinde 4 büromuz var ve 26 kişiyle çalışıyoruz. Hollanda geneline hizmet veriyoruz. Yılbaşından bugüne kadar 350 dosya kapatmışız. İyi bir sayı bu, tüm bürolar beraber.

"Telefon görüşmeleri 3 dakikadan fazla sürmemeli"

ff Günde kaç mail geliyor? İş yürütme prensipleriniz nasıl?

ff Bizi, Avrupalı Türkleri ciddiye almıyorlar mı? ff Bize ihtiyaçları var, sonuçta tabi değişim istiyorlarsa, bizi çok iyi kullanmaları lazım. O

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Fotodrent

da bizim nesil, yani ikinci nesil. Bizim çocuklardan pek bir şey alamazlar, çocuklarımız onları umursamaz bile belki de. Ben her zaman onu iddia ediyorum en iyi jenerasyon biziz. Yani 2. kuşak. Çünkü iki kültürü de taşıyoruz, birinci kuşakta yok mesela, üçüncü kuşak da Türkiye'yi tanımıyor, ama ikinci kuşak iki tarafı da çok iyi biliyor.

200'un altına düşmez. Ama hızlıca hallediyorum mailleri.Rutine ulaştı artık mail cevaplamak, telefonda olsam bile maili anında yazıp gönderirim. Fazla dijitali sevmiyorum. Fiziki ajandam var. Müşterilerle telefonla veya mail yoluyla hep iletişim içerisindeyiz. Müşteri sorusu olduğunda bize ulaşıyor hemen onu araştırıp dosyalardan cevabını veriyoruz. Bizde her gün arayan kişiye aynı gün dönüş yapılır. İkinci güne bırakmıyoruz. Bir de benim prensibim var, telefon görüşmeleri 3 dakikadan fazla sürmemeli. Çünkü bazen bakıyorum tekrarlanıyor konular, sürekli aynı şeyler. Yoksa günün yarısı telefonla geçiyor, ana kelimeleri bulup tak tak söyleyeceksin. Böyle prensiplerle işimi yapıyorum, bu yüzden de hızlı iş bitiriyorum.

ff Kendinize bu yoğunluğun içerisinde nasıl vakit buluyorsunuz?

Çalışırken de dinleniyorum, araba sürerken de dinleniyorum ben. Yani sonuçta sevdiğiniz işi yapıyorsunuz. Pazar günleri özelimiz aileyle birlikte vakit geçiriyoruz. Onun da dışında akşamları yine evdeyiz.

Gönüllerin Başkanı Yazıcıoğlu,

Vefaatının 7. Yılında Hollanda’da Unutulmadı

25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş’ın Keş Dağı mevkisinde içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu,, Amsterdam’da düzenlenen törenle anıldı. Şehitler Haftası münasebetiyle, Çanakkale muharebesinde hayatlarını kaybedenlerde unutulmadı, dualarla yad edildiler. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu anma programı Kur'an-ı Kerim tilaveti, saygı duruşu, İstiklal Marşı, sinevizyon eşliğinde başkanın konuşmalarından, cenaze töreninden ve fotoğraflarından oluşan bir sunum ile başladı. Konuşmalarla süren programa, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Avrupa Türk Birliği Genel Başkanı Erol Yazıcıoğlu’nun yanısıra

Avrupa’nın bir çok ülkesinden dernek üyesi temsilciler ve başkanı seven dostları katıldı. Amsterdam Nizam-ı Alem Süleymaniye Camii Başkanı Mustafa Uslu: "Muhsin Başkan her zaman 'Milletin desteği ve sevgisi siyasetçinin aynasıdır' diyordu. Gerçekten de onun hakka vuslat töreninde Türk milletinin muhabbetinin şahidiyiz. Millet olarak onu çok sevdik. Çünkü Anadolu insanı onu kendisinden biri olarak görüyordu. Bizden biriydi." dedi. Programda konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise, programda yaptığı konuşmada, Yazıcıoğlu'nun, çok iyi ve yiğit bir insan olduğunu belirtti. Muhsin Yazıcıoğlu'nun erdem sayılabilecek bütün sıfatları

Splash Tours İstanbul'a gitti

ff Kaç çocuğunuz var?

3 çocuk var, onlar da büyük çok şükür bir sıkıntımız yok. Oğlumu avukatlığa kazandırdık, büyük kızım bankada çalışıyor. Küçük kızım da tasarımcı, çok başarılı, son sınıfı 10'la bitirdi, Kunstacademie'de. O da işini severek benimseyerek yapıyor.

üzerinde topladığını ifade eden Destici, "Bütün bu sıfatlara uygun bir hayat yaşamaya gayret etti. Hoşgörü ve merhamet sahibiydi. Resulullah Efendimizin 'birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız, iman etmedikçe de cennete giremezsiniz' hadisine uygun olarak hep sevmeye devam etti" diye konuştu. Konuşmaların, şiirlerin, duaların ve toplu resim çektirmenin ardından Avrupa Türk Birliği'ne (ATB) bağlı Amsterdam Nizam-ı Alem Teşkilatı tarafından yapılan ikramla program sona erdi. Çıkışta ise, Peygamber Efendimizi sembolize eden ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun anısına katılımcılara bir ‘’Gül’’ takdim edildi.

Hollanda'da Splashtours adıyla kullanılan hem karada hem de denizden giden otobüsler için Güney Kore ile ortak projeye girildi. Hollanda'nın limanıyla ünlü Rotterdam kentine gideniniz varsa büyük ihtimalle bu haberimize yabancı olmayacaktır. Kentte Splashtours isimli bir firma tarafından kullanılan özel bir otobüs, hem karadan hem denizden gidebilme özelliğine sahip.

Böylelikle birçok önemli şehirde görebileceğiniz tur otobüsü kavramına bir farklılık getiren firma, Rotterdam'ı 25 Euro karşılığında hem karadan hem de denizden gezdirme fırsatı sunuyordu. Şimdi ise ortaya çıkan haberlere göre Türkiye ve Güney Kore ortak bir proje ile ülkemizde "Amfibüs" olarak adlandırılacak bu otobüs projesine imza atacak. TÜMSİAD Genel Başka-

nı Yaşar Doğan'ın verdiği bilgiye göre Türkiye'de üretimi yapılacak bu yüzen otobüsler ile turizme canlılık getirileceği vurgulanmış. Yani bu otobüsler İDO, Metrobüs ve Marmaray'a alternatif iki yaka arası ulaşım aracı olmak yerine turist gezileri için kullanılacak. Tıpkı yukarıdaki videoda görebileceğiniz Splashtours gibi. Bu otobüslerin farklı illerde de kullanılabileceğinin altını çizen Doğan'ın verdikleri bilgilere göreİstanbul, İzmir, Antalya ve Bursa gibi şehirler başta olmak üzere turizm konusunda önemli yere sahip şehirler ve beldelerde hem karayı hem denizi kullanarak size tam bir tur havası yaşatacak otobüsleri görmeye başlayabiliriz.


HABER

18

APRIL / NİSAN 2016

TiCARi SAYFALAR

Ticari Sayfalar'da 49,- veya 83,- EURO'ya ilan verebilirsiniz.

'se koy sepete

MERAM SUPERMARKET MERAM SUPERMARKET Kruiskamp 132 • 3814 PE •Amersfoort

MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025

Sera Supermarkt

GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN

� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz

JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com

Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl

Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg

Design: Websayfa.nl

ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI: AMSTERDAM

DEN HAAG

DEVENTER

0800-0815

EDE

EINDHOVEN

ROOSENDAAL

ROTTERDAM

E L F I - RANDSTAD Letselschade & Advies ve Kaza Avukatı, Kaza Uzmanı bir EMRE Internationaal Holding B.V. kuruluşudur.

UTRECHT

Haftanın 7 Günü Açığız

Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623

Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım

 

Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz

www.happyblus.nl info@happyblus.nl

Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33

Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!

www.avantibakkerij.nl Avanti Bakkerij Van Randwijcklaan 10 /12 3814 AL Amersfoort Tel. 033-2852531

Tel: 010-4230513 Openingstijden: Maandag t/m Zondag 07:30 - 22:00

Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam


19

HABER

APRIL / NİSAN 2016

'Bebeklerde göz çapaklanmasına dikkat edilmeli'

Cumhuriyet Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toker, bebeklerin gözündeki çapaklanmanın kendiliğinden geçmemesi halinde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin 'Patent sloganı' belli oldu

Milli Görüş eğitim fuarı düzenledi Administratie en Accountancy www.profa.nl Muhasebe bir plan işidir. - Financiële administratie - Salarisadministratie - Aangifte Omzetbelasing - Aangifte Loonheffingen - Aangifte Inkomstenbelasting - Vennootschapsbelasting - Jaarrekening - Schrijven van ondernemingsplan - Begeleiding en advisering

Kuzey Hollanda Milli Görüş teşkilatı geçtiğimiz günlerde bir eğitim fuarı düzenledi. Eğitim fuarında, katılımcılara çeşitli seminer ve sunumlar verildi. Bunlardan bazıları şu şekilde: Asuman Ayan, koruyucu aile çalışmaları hakkında bilgiler verdi ve kendisine ayırılan standda ailelerin sorularını yanıtladı. İlahiyatçı Sultan Balkaya, İslami İlimler enstitüsünün gerçekleştirmiş olduğu çalışmalara değindi. Hasene Başkanı Mehmet Yaramış, Hasene derneğinin eğitime sunmuş olduğu katkılara değindi. Fuara katılan bölge ve şubelerdeki bütün eğitim kurumlarındaki öğrenciler ise ders gördükleri eğitim kurumuna verilen konuya göre sanatsal nesneler oluşturdular. Fuarda kurumlar kendilerine ayrılan standlar ile verdikleri eğitimi tanıttılar. Öğrencilerin yapmış olduğu sanatsal nesneler katılımcılardan takdir topladı. Fuarda, eğitimin ahlaklı ve ilim sahibi nesiller yetiştirmekteki önemi vurgulandı.

Pretoriadreef 139-140 3564 BX Utrecht Tel: 030-7070491 Mail: info@profa.nl

Health Products

Tarifli ve menülü diyet e-kitabı hediyeli

3 AYDA 20 KILO ZAYIFLAYIN

Türkiye Patent Hareketi'nin Adres Patent öncülüğünde sosyal medyada başlattığı yarışma sonucunda 2016 yılı Türkiye Patent Haftasının sloganı "Her güzel fikir, patentsiz hiçtir" olarak belirlendi.

AB’den Google’a Android suçlaması

Avrupa Birliği (AB), Google’ı, Android işletim sistemiyle piyasayı domine ederek, rekabet kurallarına aykırı davranmakla suçladı. AB Komisyonu Rekabetten Sorumlu Üyesi Margrethe Vestager, Brüksel’deki AB Komisyonunda düzenlediği basın toplantısında, AB’nin ön incelemelerinde Google’ın Android işletim sistemini ve Google uygulamalarını, AB rekabet kurallarına aykırı bulduklarını söyledi.

NATO-Rusya Konseyinden sonuç çıkmadı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO ve Rusya arasında derin ve kalıcı anlaşmazlıklar olduğunu belirterek, 2 yıl aradan sonra yapılan ilk NATO-Rusya Konseyi toplantısının bunu değiştirmediğini söyledi.

Rusya'dan Türk patlıcanına ithalat engeli

Sağlık koçuyla denetimli zayıflama

Tel: 0624 927 852 E-mail: info@estetikcare.com

www.estetikcare.com

Rusya'nın 25 Nisan'dan itibaren Türkiye’den patlıcan ithalatını geçici olarak durduracağı bildirildi. Rus Gıda Güvenliği Kurumu Rosselkhoznadzor, 25 Nisan’dan itibaren Türkiye’den patlıcan ithalatının geçici olarak durdurulacağını açıkladı


HABER

20

APRIL / NİSAN 2016

BULMACA

BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!

Maksim Salonu sahibi (Üstteki resim)

Yokluk

ilgeç

Soyluluk

Büyük yıkım

Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz

Son harfimiz

IGMG Hollanda eski bşk. (Ortaresim)

İlk harfimiz

Temiz

Soylu

Bir nota Fakat lakin Radyum imi Yönetim

Baskı

Üstünkörü

Başkaları Olağandan büyük Eski dilde su

Kükürt imi

Zorba hükümdar

İyot imi

Güreşte oyun

Bir nota

Kısaca bölük

Bir nota

Mekan

Favori

Avcının kurbanı

Tavan penceresi

İstanbul'da semt

Filistin li silahı

Yokluk

Ucu keskin olan

Göz rengi Taşkın su

İntikam öç

Beceri ..komutanım bir dizi

Rakının ünsüzleri

Şehir

Dolaylı anlatım

Çocuk eğlence yeri

Radyum simgesi

Sıkı dost

Elma artığı Numaranın kısaltılması

Bir nota

Amper imi

Kilise

Geri çevirme

Kırmızı bir meyve

Hükümdar

Almanya plakası

Birey Veda sözü

Magneto Resistance

6. harf

Karbon imi

Parlak olmayan Çoğul eki

Gözcü

Vade bitimi

Bir nota

İleri bir zaman Follukta tek yumurta Türk Hukukçular Birliği Başkanı (Alttaki resim)

Litre imi Kolalı iç astar Hazırlama

6. harf

Bir ilçe

Antalya ilçesi

Kadın elbisesi

Rüzgar

Orta asyada göl İlk harf Su içindeki kara

Soy sop

Maddi sıkıntılı

Belirti iz

İlaç Ses yankı

Tek tip atomdan oluşan

Kırmızı

Yemek


21

HABER

APRIL / NİSAN 2016

HOKAF Çanakkale Ruhu'nu yaşatmak istiyor

Türk savaş tarihine altın harfler ile yazılan Çanakkale

Zaferi'nin 101. yıl dönümünü kutlamak maksadıyla,

İngiltere Başbakanı Cameron: Vize serbestisi kararını Schengen bölgesi aldı

geçen yıl kurulan Hollanda Karamanlılar Federasyonu

'Çanakkale Ruhu' adı altında bir program düzenledi. Ç a nakkale Ruhu ' programı Kuran-ı Kerim saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Dört saatten fazla süren, Schiedam Theater a/d Schie’deki programa Karaman AKP milletvekili Recep Şeker, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, T.C Lahey büyükelçiliği kâtibi Harun Reşit Halisoğlu’nun

yanı sıra aralarında siyasiler, STK temsilcileri, akademisyenler, yerel politikacılar ve bine yakın vatandaş katıldı. HOKAF Başkanı Mustafa Duyar, “Geleceğimizin teminatı gençler hepinizi bu programa katılmanızdan dolayı tebrik ediyoruz. HOKAF olarak düzenlemiş olduğumuz Türk savaş tarihine altın harfler ile yazılan Çanakkale Zaferi'nin 101. yıl dönümünü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin şehitler gününü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız. Federasyonumuzun misyonu çerçevesinde, dil,din ve kültür alanında neslimize hizmet ve bu doğrultuda ni-

celikli ve nitelikli çalışmalar yapmaktayız.” dedi. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, “Bugün bir daha dönmemek üzere gidenlerin tarihin yazdığı en gerçek en şerefli kahramanlarını yad etmek üzere Çanakkale şehitlerini hatırlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bugün toplanmamıza vesile olan başta HOHAF olmak üzere herkesi tebrik ediyorum. Anadolu'yu Anadolu yapan, Çanakkale'yi Çanakkale yapan ruhu daha iyi kavramak ve günümüzde yaşadıklarımızla bir mukayese yapıp, dersler çıkarmak gerekiyor.” ifadesini kullandı.

İngiltere Başbakanı David Cameron, İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası'nda düzenlenen haftalık "Başbakan'a Sorular" oturumunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Oturumda, bir milletvekilinin, TürkiyeAB arasındaki vize serbestisine yönelik sorusuna cevaben Cameron, Birleşik Krallık'ın Schengen bölgesinde bulunmadığını hatırlattı. Cameron, sözlerini şöyle sürdürdü: "Schengen bölgesinde değiliz. Ayrıca Türklere vize (serbestisi) teklifinde bulunma kararını Schengen bölgesi aldı. Biz böyle bir karar almadık, almayacağız da. Ancak vizenin, ülkelere yerleşip çalışmadan çok, ziyaret hakkı veren vize olduğunu hatırlayalım. Schengen ülkelerini vizeleriyle ziyaret eden Türklerin, Britanya'ya gelme ya da otomatik olarak ülkeye girme hakları yok."

FBI Iphone'un şifresini kırdı

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile Amerikalı teknoloji devi Apple arasındaki "şifre savaşı" sona erdi. Aralık 2015'te ABD'nin San Bernardino kentinde terör saldırısı düzenleyen Seyid Rıdvan Faruk’a ait iPhone'un şifresinin kırılmasıyla ilgili yardım talep ettiği Apple'dan olumsuz yanıt alan FBI, söz konusu iPhone'un şifresinin Apple'ın yardımı olmadan kırıldığını duyurdu. ABD Adalet Bakanlığı, pazartesi günü Kaliforniya eyaletindeki federal mahkemeye sunduğu dilekçede, "ABD hükümeti, Faruk'un iPhone'undaki verilere başarılı bir şekilde ulaşmıştır. Bu nedenle Apple'ın yardımına artık ihtiyaç duymamaktadır" ifadesini kullandı. Bakanlık Sözcüsü Melanie Newman da yaptığı yazılı açıklamada, şu anda FBI'ın, söz konusu iPhone'daki bilgileri yürütülen soruşturma kapsamında değerlendirdiğini bildirdi. Newman, ulusal güvenlik ve kamu asayişini korumak için emniyet yetkililerinin önemli dijital bilgilere erişebilmesi hususunun, ABD hükümeti için bir öncelik olarak kalmaya devam edeceğinin altını çizdi.

24 Mayıs Salı günü saat 09:00’dan itibaren SIRA NUMARALARI verilecektir

BÜYÜKBAŞ HİSSE İÇİN BİZİ ARAYABİLİRSİNİZ !


HABER

İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün adı belli oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul- Bursa-İzmir Otoyolu Projesi'nin en büyük ayağını oluşturan İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün adının "Osman Gazi Köprüsü" olacağını açıkladı.

Rusya'dan Türkiye'ye 'sebze meyve' daveti

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Rusya'nın, yaş sebze ve meyve ve Türkiye'den ihraç edilen ürünlerle ilgili süreci ve ürünleri değerlendirme adına teknik heyetle görüşmek istediğini yazılı olarak talep ettiğini belirterek, "Teknik heyetimiz bugünlerde Moskova'ya gidiyor" dedi.

Fransa'da İslamofobide yüzde 82 oranında düşüş

Fransa İslam Konseyi (CFCM) tarafından yayımlanan rapora göre, ülkede İslamofobi kaynaklı vakalar, bir önceki yılın ilk 3 ayına göre bu yılın aynı döneminde yüzde 82 oranında düşüş gösterdi.

Belçika Türkiye ile 'yabancı savaşçı anlaşması' istiyor

Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon, AB Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB arasında yabancı savaşçıların hareketlerinin izlenmesine ilişkin bir anlaşma yapılmasına yönelik çalışılması gerektiğini bildirdi.

Fransız üniversitesinde 'Başörtüsü Günü'

Fransa'nın en eski ve en büyük siyaset akademisi kabul edilen SciencesPo Paris Üniversitesinde başörtülülere destek amaçlı "Başörtüsü Günü" etkinliği düzenlendi.

22

APRIL / NİSAN 2016

Westermoskee 20 yıl sonra ibadete açıldı Westermoskee olarak da bilinen Amsterdam Ayasofya Camii 20 yıllık uzun bir sürecin sonundan 1 Nisan'da ilk cuma namazıtla ibadete açıldı. Kalabalık bir cemaatin katılımı ile kılınan cuma namazının ardından kapalı alanlarında ve camii dışarısında hayır çarşısı programı düzenlendi. Ayasofya Camii Başkanı Muhittin Aydın "Bu gün hamdolsun ilk cuma namazımızı Cenab-ı Allah kılmayı nasip etti. Buranın alınmasına 20 yıl önce emeği ve desteği geçen idarecilerimiz ve başkanlarımızdan Rabbim razı olsun. Bu sürede vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Uzun uğraşlar ve mücadeleler sonucu bu gün-

lere geldik. İlk cuma namazımızı kalabalık bir vatandaşımız ile kılmanın huzur ve mutluluğunu yaşadık" dedi. Açılışından itibaren ay içerisinde çok sayıda ziyaretcinin ziyaret ettiği Amsterdam Ayasofya Camiine, geçtiğimiz günlerde de T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatmagül Demet Sarı da bir ziyarette bulundular. Bakanları ve beraberindeki heyet camiyi gezdikten sonra cami hakkında bilgi edindiler. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Amsterdam Ayasofya Camii'ni

ziyaret edeceği kulislerde konuşuluyor. Amsterdam Ayasofya Camii 1000 kişilik kapasitesi, 42

metre minare yüksekliği ve 26 metre kubbe yüksekliği ile Hollanda ve Avrupada'ki Osmanlı mimarisiyle yapılan tek camii.

Amerikalı Profesör Mc Carthy:

Asıl, Ermeniler Müslümanları öldürdü Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mc Carthy, Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenilerin Van'ı ele geçirerek bölgedeki tüm Müslümanları öldürdüğünü söyledi.Britanya Türk İlişkileri Enstitüsü'nün (BITAF) düzlendiği toplantıda konuşan Osmanlı, Balkanlar ve Ortadoğu uzmanı Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mc Carthy, Birinci Dünya Savaşı tehlikesi karşısında Osmanlı Ordusu seferberlik durumuna geçerken Ermenilerin kendi ülkelerine hizmet etmeleri yerine Rusların tarafını tuttuklarını söyledi. "ERMENILER RUSLAR'A REHBERLIK, CASUSLUK YAPTI" Ermenilerin Rus yanlısı siyaset izlediğini belirten Profesör Justin Mc Carthy şöyle konuştu: "Ruslar 1828 yılında günümüzde Ermenistan Cumhuriyeti'nin başkenti olan Erivan ilini aldı, Türkleri oradan çıkardı ve Türk topraklarını vergi bile almadan Ermenilere verdi. Ruslar

biliyorlardı ki Türkler orada kalsalardı daima topraklarını fethedenlere karşı düşmanlık besleyeceklerdi. O yüzden Türkleri oradan çıkarıp yerine dost bir halkı yani Ermenileri yerleştirdiler.

"800 YILLIK BARIŞIN SONUNU GETİRDİLER" Ayaklanan Osmanlı Ermenileri Rusya'nın yanında yer alarak kendilerini güçlü hissettiklerini vurgulayan Profesör McCarthy, "Rusya ,isyancıların ayaklanmayı örgütlemelerini ve Osmanlı imparatorluğuna gizlice insan ve silah sokmalarını sağlayan bir üs durumundaydı. Ruslar yeniden gelecek olurlarsa ne-

ler olacağını biliyorlardı. Ermenilerin Rusların safında olduğunu da görebiliyorlardı. Böylece 800 yıllık barış içinde birlikte yaşamın sonu geldi" diye konuştu. "ERMENİLER VAN'DA YAŞAYAN MÜSLÜMANLARI ÖLDÜRDÜ" Van'ı ele geçiren Ermenilerin bölgedeki tüm Müslümanları öldürdüğünü belirten Profesör Mc Carthy, Ermenileri işgal edip kendilerinin olduğunu iddia ettikleri 6 vilayette Ermenilerin iki katı Müslüman yaşadığınınım altını çizdi. Mc Carthy konuşmasına şöyle devam etti: “Osmanlı Ermenistan'ı ola-

rak adlandırılan altı vilayetin (Sivas, Mamüretülaziz, Diyarbakır, Bitlis, Van ve Erzurum) nüfusunun sadece yüzde 17'si Ermenilerden oluşuyordu. Bu bölgede nüfusun yüzde 78'i Müslümandı. Bu durum Ermeni ihtilalciler açısından önemli sonuçlar doğuracaktı çünkü ihtilalcilerin istediği Ermenistan’ın yaratılabilmesi için tek yol orada yaşayan Müslümanların bölgeden çıkarılmasıydı." Rusların teşviki ile devlet olma hayaline kapılan Ermenilerin, İngilizlere birçok teklifte bulunduğuna da değinen Justin McCarthy, birinci ve ikinci dünya savaşlarında yaşananlar ile ilgili bilgi ve belgelerin İngiliz arşivlerinde tutulduğunu söyledi. McCarthy, aynı zamanda Balkanlar da yaşayan Türk ve Müslüman toplumun da etnik temizlik siyaseti karşısında nüfusunun üçte ikisini kaybettiğini, ancak bunların yeteri kadar gündeme getirilmediğini ifade etti.

TBMM heyetinin Rotterdam temasları

TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Ko-

misyonu Başkanı ve AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir

ve beraberindeki heyet Rotterdam’da temaslarda bulundu. Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde vatandaşlarla bir araya gelen onların sorunlarını dinleyen heyet, Rotterdam Beijerlandselaan AVM’de esnaf ziyaretinde bulundu. Rotterdam Zuid Simit Sarayı, Meydan Restoran ve Bosporus Kuyumcu’ya ziyarette bulunan heyete Beijerlandselaan AVM Başkan Yardımcısı Nafis Koçak ve Feijenoord ilçesin-

deki Türk kökenli meclis üyeleri de eşlik etti. Keşir, komisyon üyeleriyle birlikte Berlin'e yaptığı çalışma ziyaretinin ikinci gününde, Alman kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yetkilileriyle bir araya geldi. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız’ın da hazır bulunduğu ziyarette, Bayram Özçelik AK Parti Burdur Milletvekili, Ergün Taşçı AK Parti Ordu Milletvekili ve Ana muhalefet Partisi CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’ de yer aldılar.


23

HABER

APRIL / NİSAN 2016

Batı Avrupa Yerel Medya Çalıştayı Frankfurt'ta yapıldı

Japonya'da basılan ilk Kur'an-ı Kerim Tataristan'da

Japonya'da 82 yıl önce basılan ilk Kur'an-ı Kerim nüshası, sergilenmek üzere Kazan İslam Medeniyeti Müzesine teslim edildi.

Rusya, Kırım Tatar Meclisini 'aşırı örgüt' listesine aldı Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) tarafından Almanya'nın Frankfurt kentinde düzenlenen "Batı Avrupa Yerel Medya Çalıştayı" sona erdi. İki gün süren çalıştayın ilk gününde "Diaspora Medyasının Gerekliliği" ve "Avrupa'daki Türk Medyası ile İşbirliğinde Kamu Kurumları" konulu paneller düzenledi. Çalıştayın son gününde ise "Avrupa'da Türkçe Yayın Yapan Medya Organları ve Sorunları" adlı atölye çalışması gerçekleştirildi. Avrupa'da Türkçe yayın yapan medya organlarının sorunlarının masaya yatırıldığı çalışmanın bir bölümüne YTB

Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca, Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik ve Anadolu Ajansı (AA) Avrupa Haberleri Yayın Yönetmeni Yusuf Kaya da katıldı. Yapılan atölye çalışması sonucunda Avrupa'da Türkçe yayın yapan medya organlarının öncelikli önerileri genel olarak mali kaynak konusunda destek sağlanması, Avrupa'daki Türkçe yayın yapan medyanın örgütlenmesi konusunda çalışmalar yapılması, mesleki eğitim çalışmaları ve haber ajanslarına üyelik konusunda daha uygun koşullar sunulması olarak belirlendi. YTB Başkanı Bülbül, çalış-

tay sonunda yaptığı konuşmada, çalıştaya yoğun bir katılım sağlanmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirterek, katılımcıların genel olarak Türkçe medya ve Türkçeyi yaşatma konularında son derece bilinçli ve özverili olduklarını gözlemlediğini söyledi. Çalıştayda sunulan önerileri bir rapor haline getireceklerini dile getiren Bülbül, "Burada bize dair yapılması gereken şeyler varsa üzerimize alacağız, diğer kurumlarla ilgili takip edilmesi gereken konular varsa onları da birlikte çalışacağız." diye konuştu. Bülbül, ayrıca Avrupa'daki Türkçe yayın yapan medya organlarına yönelik eğitim fa-

aliyetleri ve uluslararası fonlar konularında da çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi. Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Karaca ise söz konusu çalıştayın önemine dikkati çekerek, görüşmelerde çok somut değerlendirmeler yapıldığını kaydetti. Sunulan önerileri titizlikle inceleyeceklerini belirten Karaca, "Bu anlamda bizler sorumluluk mevkinde olan insanlar olarak inşallah ayağımızın tozuyla Türkiye'ye döner dönmez bu önerileri dikkate alıp bir araya gelerek sizlerin bizlerden beklediği adımların atılmasına vesile olacak çalışmaları başlatmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Cani Karadzic'e 40 yıl hapis cezası

Hollanda'nın Lahey kentindeki BM bünyesinde bulunan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic hakkında 40 yıl hapis cezasına hükmetti. Hakimler Konseyi, aralarında soykırımın da bulunduğu 11 ayrı suçtan yargılanan "Bosna Kasabı" lakaplı Karadzic'i soykırım, insanlığa karşı suç işlemek ve savaş kurallarını ihlal etmekten suçlu buldu. Hakimler Konseyi, iddianamenin ilk maddesindeki Bratunac, Foca, Kljuc, Prijedor, Sanski Most, Vlasenica ve Zvornik şehirlerinde de soykırım işlendiği iddialarını "delil yetersizliği" nedeniyle reddetti. Konsey, Karadzic'in savaş döneminde kuşatma altında tutulan başkent Saraybosna'da sivillere yönelik saldırlar nedeniyle insanlığa karşı suç işlediğine ve savaş kurallarını ihlal et-

tiğine hükmederken BM askerlerinin esir alınmasından da eski Sırp liderini sorumlu tuttu. Hakimler Konseyi, Temmuz 1995'teki Srebrenitsa Soykırımı'ndan da Karadzic'i suçlu bulurken Bosnalı Sırp güçlerinin hedefinin söz konusu bölgenin Müslümanlardan tamamen temizlenmesi olduğuna işaret etti. Konsey, Karadzic ile Sırp birliklerinin komutanı Ratko Mladic'in, Boşnakların Srebrenitsa'dan temizlenmesini planladıklarına hükmederken Karadzic'in Bosna Sırp Cumhuriyeti içinde Bosnalı Müslümanların öldürülmesine karar verecek tek isim olduğuna vurgu yaptı. ICTY Savcılığı, Karadzic hakkında ömür boyu hapis cezası verilmesini talep etmişti. Mahkemenin kararına hem savcılığın hem de Karadzic'in avukatlarının itiraz etme hakkı bulunuyor.

BOSNALI KURBAN IC Z D A R A K N A D IN R A L IN YAK PROTESTOSU

Rusya Adalet Bakanlığı internet sitesinde yayımlanan açıklamada, "Kırım Tatar Milli Meclisinin 18 Nisan 2016 itibarıyla aşırı faaliyetler nedeniyle çalışmaları durdurulan dini ve sivil toplum örgütleri listesine alındığı" kaydedildi.

Azerbaycan Ermenistan'a ait İHA düşürdü

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, mevziler üzerinde keşif uçuşu yapan, Ermenistan ordusuna ait X-55 tipli İHA'nın vurularak düşürüldüğünü duyurdu. Bakanlık, düşürülen İHA'nın fotoğraflarını kamuoyu ile paylaştı.

Rus turistlerin Türkiye ilgisi devam ediyor

Rusya’da bireysel tatil planı yapanların Türkiye’ye yönelik ilgisinin sürdüğünü gösteren Rusya’nın önde gelen seyahat sitelerinden Momondo verilerine göre, Türkiye, yaklaşan tatil dönemi için Rus turistlerin en çok tercih edeceği ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Bosna Hersekli çok sayıda kurban yakını ve savaş mağduru, Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (ICTY) 2009 yılından bu yana yargılanan ve "Bosna Kasabı" olarak bilinen eski Sırp lider Karadzic'in karar duruşması öncesi gösteri düzenledi. Mahkeme önünde yapılan gösteriye katılan kurban yakınları, Karadzic’in hakettiği cezayı alması çağrısında bulundu. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı gösteriye katılanlar, Bosna Hersek ve Türk bayraklarının yanı sıra Bosna'daki savaşta ya-

şanan soykırımı anlatan pankartlar taşıdı. Türklerin ve Hollandalıların da destek verdiği gösteride, Bosna Hersek’te 1992-1995 yıllarında yaşanan kanlı savaşta hayatlarını kaybedenlerin fotoğraflarını açan acılı aileler, mahkemenin vereceği kararın kendileri açısından oldukça önemli olacağını dile getirdi. Kadın Savaş Kurbanları Derneği Başkanı Bakira Hasecic, yaptığı açıklamada, Karadzic'in, iddianamesinde yer alan tüm suçlardan ceza almasını beklediklerini ifade etti.

Afganistan'da sel felaketi: 30 ölü

Afganistan'ın kuzey illerinden Tahar, Baglan ve Samangan'da seller nedeniyle 30 kişi hayatını kaybetti.


HABER

24

APRIL / NİSAN 2016

BİRLİK OLMAK YA DA OLMAMAK! Son zamanlarda bilinçli bir şekilde körüklenen Türkiye düşmanlığının ana amacı büyük sayıdaki Hollandalı Türk toplumunu dışlamaktır. Türkiye'yi devamlı kötülerken yerel halkın bilinç altında bir “negatif” Türk algısı yaratılmakta ve Hollanda Türk toplumu sinsşce dışlanmaktadır. Bu davranışlara karşı koyabilmenin tek yolu birlik olabilmek ve her konuda toplumuz lehine birlikte hareket edebilmektir.

EMİN ATEŞ Hollandada yerleşik Türk toplumunun sayısı giderek artmakta ve Türk-Hollandalılar artık hatırı sayılır bir topluluk olma yolundalar. Ancak 400 bini aşan bir topluluğun etki gücünün bu sayıya göre çok zayıf olduğu da gözlemlenmektedir. Şimdiye dek kaybedilen haklara bir göz atarsak sayımız arttıkça etkimizin azaldığını görüyoruz. Nedeni “birlik olamamak mı yoksa olmamak mı?” Maalesef Türk-Hollandalıların genelde birlik olabilmede karneleri pek iyi değil. Aslında bu davranış biçimi başlı başına bir sosyal-antropolojik çalışma konusudur. Burada bu davranış biçiminin sonuçları üzerinde duracağız. Her ne kadar son yıllarda Türk-Hollandalılar arasında eğitimde ve ekonomik alanda büyük bir gelişme sağlandıysa bile bunun toplumsal olarak bir birlikte hareket etmeye gitmediği çok açıktır! Fertler kendi sosyo-ekonomik seviyelerini yükseltseler de içinde oturduğumuz Hollanda’da toplumun aktif üyeleri olarak sivil etkinliklerini görmek mümkün olmuyor. Buradaki Türk toplumunun gıderek artan en büyük ihtiyacı ise birlik olmak. Bizleri bekleyen zorlukları sadece ve sadece güçlü bir birlik kurarak aşabiliriz. Nedir bizleri bekleyen meseleler? • Avrupa genelinde hızla artan islamofobi ve onun getirdiği şiddetli ırkçılık ve ayrımcılık; o dereceye geldi ki bazı Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı partiler camilerin kapatılmasını, minarelerin yıkılmasını, müslü-

Dr. Mehmet Malkoç Hollanda’ya veda etti

emin.ates@haber.nl manların serbest dolaşımını dahi yasaklamak istemekte ve de buna karşı ne yerli toplumdan ne de diğer siyasi partilerden ciddi bir tepki gelmektedir. İş yine başa düşüyor! • Son mülteci krizi ve çok büyük sayıda mülteci akımının Hollanda gibi ülkelerde yol açacağı demografik değişiklikler; ucuz ve kalifiye iş gücünün birden iş pazarına katılması,konut ve eğitim sahalarına etkileri Türk-Hollandalıların gelişme sürecinde yeni (olumsuz) faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. • Bedeni Hollandada, kafası ve beyni Türkiyede olan bir topluluk oluşması tehlikesi, çünkü Hollandadaki gelişmeleri iyi takip edemeyen Türk-Hollandalıların o süreçlere katkı yapması imkansızlaşmaktadır. İçinde yaşadığı ülkenin süreçlerine katılamama, dışlanmayı körükleyen bir olgu olarak sosyal hayatlarına yerleşecektir. Bu dışlanma da bir kısır döngü olarak Hollanda yaşamından uzaklaşmaya sebep olacaktır. • Siyasi ve bürokratik süreçlerde yeterli derecede yer alamama Türk-Hollandalıların önemli bir toplumsal gurup olarak katkıda bulunmalarını veya kararların oluşmasında etkili olmalarını engelleyecektir. Kendimizin ve de çocuklarımızın çoğunun Hollandada kalacağını düşündüğümüzde haklarımızı ve konumumuzu korumak için birlikte olmak ve hareket etmekten başka çaremiz olmadığı çok açıktır. Ancak birlikte olabilme nasıl sağlanacak?

İnsanlarımız birbirlerini sevmesini öğrenmeli. Başkasını arkasından çekiştirme, iftira atma, yararlı işlerine dahi gölge düşürme bir çeşit milli spor haline geldi. Türk-Hollandalılar başkasına iltifat etmede çok cimriler. Güzel işleri övme, başarılı insanları candan teşvik etme gibi davranışları maalesef çok nadir görüyoruz. Halbuki kendi toplumumuzdan çıkan yetenekleri devamlı teşvik edersek onların çok daha başarılı olmalarını sağlarız. Hepimiz için önemli olan birlikte olduğumuzu gösterebilme ve bu birliktelikle hak mücadelesi yapabilmektir. Son zamanlarda bilinçli bir şekilde körüklenen Türkiye düşmanlığının ana amacı büyük sayıdaki Hollandalı Türk toplumunu dışlamaktır. Türkiye'yi devamlı kötülerken yerel halkın bilinç altında bir “negatif” Türk algısı yaratılmakta ve Hollanda Türk toplumu sinsşce dışlanmaktadır. Bu davranışlara karşı koyabilmenin tek yolu birlik olabilmek ve her konuda toplumuz lehine birlikte hareket edebilmektir. Birlik olabilme yolunda üzerlerine görev düşenler bellidir. Onlar artık harekete geçmeli ve Hollanda Türk toplumunu Hollandaya dönük, şuurlu bir şekilde bu ülkenin fertleri olma yolunda teşvik etmeli, bu uğurda tüm enerjilerini bu amaca harcamalıdırlar. Bunu başardığımız zaman kendimizi saydırmada, etkin olmada, Hollandaya katkı sağlamada herkesle eşdeğere geleceğiz ki geleceğimiz teminat altına alınsın.

www.diyanet.nl

Den Haag Din Hizmetleri Müşavir Vekili, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkan Vekili Dr. Mehmet Malkoç, görev süresinin sona ermesi dolayısıyla Hollanda’ya veda etti. Rotterdam HDV Laleli Camii konferans salonunda düzenlenen veda törenine, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, T.C. Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, Den Haag Din Hizmetleri Müşavir Vekili ve Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar, HDV Yönetim Kurulu üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, din görevlileri, HDV şube yöneticileri, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı. Avrupalı Türklerin 50 yıllık göç serüveni hakkında da izlenimlerini aktaran Malkoç; “Daha önceleri ‘yaşadığınız ülkelerin dilini öğrenin’ diyorduk şimdi ‘anadilinizi unutmayın’ diyoruz. 50 yılda kök saldınız, yaptıklarınız ve bıraktığınız eserler ortada, bana da bu güzel eserleri bırakan insanlara hizmet etmenin onurunu yaşattınız” dedi.

148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka

Eğer polisle, savcılıkla, çocuk esirgeme kurumuyla veya odeneklerinizle ilgili (işsizlik, hastalık veya sosyal ödenek) sorunlarınız varsa bizi hiç çekinmeden arayın. Sonuçta yardım etmek bizim işimiz! İlk görüşme için ücret talep etmiyoruz, hatta prosedür başlatmamız gerekirse de size masraf olmasın diye devlete 'avukat yardımı' başvurusunda bulunuyoruz. Çekinmeyin arayın, sizi seve seve bilgilendirelim. Hukuk dallarımız: • Ceza hukuku • Aile ve çocuk hukuku • Sosyal güvenlik • İdare hukuku

www.020advocatuur.nl

Avukat Semra Aytemur Linnaeusparkweg 16 1098 EB AMSTERDAM T: 020-66 52 500 M: 0633-64 97 58 E: aytemur@020advocatuur.nl

Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?

SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.

GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR


25

HABER

APRIL / NİSAN 2016

HTF Versam Derneği tekrar Şenyürek dedi

Türkevi Topluluğu "Biyografi Okumaları" organize ediyor Türkevi Topluluğu aylık devam eden “Amsterdam Tartışmaları” ve “Mesnevi Okumaları” etkinliklerine "Biyografi Okumaları Buluşmaları"nı da ekliyor. Biyografi okumalarında bir milletin ya da bir sosyal kesimin düşünce dünyasını etkileyen, yön veren, ilham veren, en önemlisi de tarihe ve bir topluluğa mal olmuş şahsiyetlerle yakından tanışırız. Her hayat hikayesi, her biyografi farklı bir dünya. Türkevi Biyografi bir tarih ilmi olmakla birlikte bir kültür, bir medeniyet aktarımıdır. Norm ve değerlerin

tarif edildiği, yaşandığı ve örneklerinin sergilendiği bir hikayedir. Türkevi Topluluğu "Biyografi Okumaları Buluşmaları"nın ilk yılında 20. Yüzyılda kültür ve medeniyet hayatımıza etki eden yani Bir Asra Yön Verenler ele alınacak. Bunlar: Erol Güngör, Ahmet Cevdet Paşa, Necip Fazıl Kısakürek, Ali Fuat Başgil, Cemil Meriç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal, Nurettin Topçu, Erdem Bayazıt, Samiha Ayverdi, Seyit Ahmet Arvasi…

Ayda bir toplanacak olan bu okuma grubuna katılmak isteyenlerden, toplantılara düzenli katılım ve toplantı sırasında ve sonrasında aktif çalışma bekleniyor. Kayıt ve programla ilgili info@ turkevi.nl adresinden detaylı bilgi alınabilir.

Hollanda Kırım Vakfı yeni yönetimini seçti Hollanda Kırım Vakfı, Rotterdam Almina Baklava'da tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıya Hollanda'da yaşayan Kırım, Tatar, Nogay Türkler'in yanı sıra Türk STK temsilcileri ve işadamları katıldılar.

Hollanda Kırım Vakfı Başkanı Mehmet Pekcan, Kırım'da yaşayan 300 bin Türk'ün olduğunu 10 bin kişinin Kiev ve benzeri şehirlerde sığınmacı olarak yaşadıklarını söyledi. Pekcan, “Ukranya halkı Kırım Türklerini hem evlerini hem

de yüreklerini açtılar. Ben bizatihi şahit oldum. Aynı evde Kırım Tatar Türkleri ile Ukraynalılar birlikte kalıyorlar." Hollanda Kırım Vakfı Yeni Yönetim Kurulu Tanıtım programı, bazı sivil toplum kuruluşları başkanı, Hollanda da hizmet veren basın kuruluşları, Kırım'a destek verenlerin de katılımıyla Rotterdam'daki Almina'da gerçekleştirildi. Yeni yönetim kurulu Mehmet Pekcan, Yılmaz Ekici, Özgür Özbey, Sevgi Kılıçarslan ve İlker Çağay'dan oluşuyor. Hollanda'da yaklaşık olarak 1.500 Kırım Tatar Türkü yaşıyor.

Rotterdam Versam Derneği 13. Olağan kongresini yoğun bir ilgi altında gerçekleştirdi. Teşkilat binasında yapılan kongre şehitler için bir dakikalık saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlatılmış oldu. Yapılan teklifler sonrası divan heyeti şu isimlerden oluştu: Erim Uğurlu (HTF genel sekreteri, divan başkanı), Murat Kaya (Maassluis Türk Kültür Derneği Başkanı) ve İbrahim Günay (Arnhem Hoca Ahmed Yesevi Derneği Başkanı). Faaliyet, muhasebe ve denetleme raporlarının okunması ve onaylanmasından sonra teşkilat başkanı, yönetim kurulu, denetleme ve disiplin kurulları için seçimlere geçildi. Mustafa Şenyürek’in tekrar başkan seçil-

diği kongrede yeni yönetim 13 kişiden oluştu. Teşekkür konuşması için kürsüye gelen Versam Başkanı Mustafa Şenyürek yapmış olduğu konuşmada yapılan ve yapılması düşünülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bugün bir başarıdan söz edibilirsek bunu öncelikle teşkilatımızın Kadın Kollarına borçluyuz diyen Şenyürek gelecekte daha da güzel çalışmalara hep beraber imza atmak istediklerini belirtti. Kongreye katılan Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik ise konuşmasında Versam Derneğinin örnek çalışmalarını dile getirerek gelecek nesillere güzel bir intiba bırakılacağından emin olduğunu söyledi.

ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.

n T ile e E H A Z ünler g u l t mu sun. l o n i z si

KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ

Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen

T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl


HABER

26

APRIL / NİSAN 2016

Arnhem'deki çalışmalar Arnhem ve Türkiye arasında bağlar kuruluyor

Hollanda’da Türkiye karşıtı eğilimlerin arttığı bir ortamda Arnhem’de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Verenıgd Arnhem Partisi Arnhem’de yaşayan Hollandalı Türk vatandaşlarının bağlarını ve altyapılarını Arnhem halkı için somut bir kazanıma dönüştürmeyi başarıyor. Belediye meclisinde Verenıgd Arnhem’in verdiği bir önerge bu partinin önderliğinde ilk meyvelerini verme-

ye başladı. Türkiye’den sürdürülebilir enerji alanında çalışmalar yapan bir ticari heyet Arnhem’e ve bu alanda inovatif çalışmalar yapan şirketlere bir dizi ziyaretlerde bulundu. TPA (Arnhem Türk Platformu), TOV (Arnhem Türk İşverenler Derneği) gibi tüm STK’ların desteğiyle gerçekleştirilen bu ziyaretin yeni bir dönemin başlangıcı olduğu dile getiriliyor. Arnhem belediye başkanı Herman Kaiser,

Deventer Baskonsolosu Zafer Ates ve Verenigd Arnhem Partisi Başkanı Kürşat Bal’ın katılımlarıyla gerçekleştirilen kabulde ekonomik bağlantılar kuruldu. Platform SES ve Yıldırım Usta, yaz tatilinden sonra Arnhem'den Türkiye'ye de bir ticari heyet ziyareti yapılması için çalışmalara başladıklarını açıkladı. Verenigd Arnhem Partisi ticari ziyaretin anlamına ve hedeflerine dair bir açıklama

yayınladı: Türkiye Arnhem için neden önemli? Arnhem Türk toplumu Arnhem’in en büyük azınlığıdır. Arnhem belediye meclisinde temsili mevcuttur. Her sene binlerce Arnhemli Türkiye’ye tatil ve aile ziyaretleri için gitmekteler. Arnhemlilerin akrabalarının birçoğu Türkiye’de önemli mevkilerde görev yapmaktadırlar. Arnhem ile Türkiye arasındaki bu güçlü bağı gelışıtirecek olan ticari ilişkilerin Arnhem’in, Gelderland’ın ve Türkiyede’ki dostlarımızın ekonomisine ve gelişmişliğine motor olabileceğine inanıyoruz. Bu hedefle Platform SES’i kurarak kendimizi örgütlemiş bulunmaktayız. Platform SES kimdir? Platform SES (Sociale en Economische Samenwerking) Arnhem’in azınlıkla-

rının geldikleri bölgelerle güçlü sosyal ve ekonomik işbirliğinin inşası için çalışmayı hedefleyen bir kuruluştur. Türk İşadamları Derneği (TOV), Arnhem Türk Platformu (TPA) ve siyasetçileriyle ortaklaşa kurulmuş olan bir kuruldur. Hedefimiz bu güç birliğine medyayı ve Arnhem’in diğer etnik guruplarını da yanımıza alarak gelişmeye katkı sağlamaktır. Hedefimiz eyaletin başkenti olan Arnhem’in, parçası olduğu 2 milyon nüfuslu Gelderland eyaletinin kalkınmasının motoru olmasını sağlamaktır. Bu ziyaretin, güçlü bir ticari bağın başlangıcı olması hedefimizdir. Bağların sürdürülebilir, kalıcı, ve karşılıklı kazançların gelişmesi için Platform SES ve TOV sizlerle olmaya herzaman hazırdır. Siyasetçisiyle, işverenleriyle, STK’larıyla ve medyasıyla. Bugünlerde ve yarınlarda. Bu ekonomik işbirliğinin başka önemli yönleri nelerdir? Teknoloji bazan da toplumları zorlayabiliyor. İletişim çok ilerledi. Doğru ol-

sun, yanlış olsun bilgi hızla yayılabiliyor. Topluluklar birbirleriyle alakalı yetersiz bilgiye sahipler. Bu, geçmişte birarada yaşamak için bir sorun değilken, bugün bir sorun olabiliyor. Hızlı bir şekilde yanlış bilginin yayılması toplulukları birbirlerine karşı önyargılı yapabiliyor, yersiz korku ve nefrete yol açıp maddi manevi zarar yol açıyor. Bu bilinçsizlik birbirimizle alakalı bir zafiyettir. Bu zafiyeti aşmak zorundayız. Ticaretle, ve ticareti artırarak tanışmışlığı artırmalıyız. Ve önyargıları yok etmeliyiz. Sizlerle ve yaptıklarımızla Arnhem toplumu arasında ve Arnhem ile göç kaynağı olan ülkeler arasında barış ve güveni sağlamak için çalışmalarımıza azimle devam edeceğiz. Dünya artık çok küçüldü. Babalarımız 5 günde Arnhem’den Kayseri’ye giderdi. Bugün biz artık bir kaç saat içinde ulaşıyoruz. Birlikten güç doğar. Geleceği de ancak birlikte inşa edeceğimize inanıyoruz."

GARAGE MERCEDES

Amsterdam'da yeni açılan restoranımızda geleneksel Türk damak tadlarını tadabilirsiniz. Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten

APK

Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam

€ 29,€ 49,-

APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's

Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam

• • • • •

BENZINE: €69 : L DIESE

Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25


27

HABER

APRIL / NİSAN 2016

başka şehirlere örnek nitelikte Arnhem Ahde Vefa gösterdi: şehitlerini andı Arnhem Hoca Ahmed Yesevi Eğitim ve Türk Kültür Merkezi, Ahde Vefa programı düzenledi. Çanakkale şehitlerini anmak için hazırlanan programda geçtiğimiz günlerde Türkiye’de verilen şehitler de anıldı. Yerel sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı toplantıya Hollanda Türk Federasyonu başkanı Murat Gedik ve Verenigd Arnhem Partisi Başkanı Kürşat Bal da katıldı. Hoca Ahmed Yesevi Eğitim ve Türk Kültür Merkezi’nin 20 yıllık tarihine kısa bir bakış sunan Günay, bu derneğin hayata geçmesi için çok zor dönemlerden geçtiklerini ve sabahlara kadar nöbet

tuttuklarını hatırlattı. Bu günlere gelinmesinin kolay olmadığını, bu emeklerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini ve bu kuruluşun hayatta kalması için maddi ve manevi emek sarfedenlerin sorumluluğunu omuzlarında taşıdıklarını ifade etti. “Bizler Türkiye siyasetiyle yakından ilgileniyoruz. Ancak Hollanda ve Arnhem siyasetini de takip etmemiz gerekiyor. Çünkü biz Arnhemliyiz ve burdaki gelişmeler hayatımızı etkiliyor. 3 yıl önce Arnhemde' bu siyasi hareketin başlamasına hep birlikte destek olduk ve meclise taşıdık. Sizler siyasilerimizin görevlerini yerine getirip ge-

tirmediklerini takip etmelisiniz. Bir tek meclis üyesi ile Arnhem’de şimdiye kadar yapılmayan kazanımlar elde edildi. Mesafeler kat edildi. Hem meclisteki arkadaşlarımızın görevlerini yaptıkları hususunda takipçi olun hem de onlara destek olun” diye çağrıda bulundu. Daha sonra kürsüye gelen Hollanda Türk Federasyonu Başkanı Murat Gedik yaptığı konuşmada "Bilinçli, şuurlu, ilimle ve bilimle donatılmış, gösterişten uzak duygusallığını ve heyecanını aklın önüne geçirmeyen bir Türk gençliğine ihtiyacımız var” dedi.

Arnhem Elsweide Futbol Kulubü kızlar takımının başarısı

Arnhem Elsweide Futbol Kulübü kızlar takımının azimli çalışmaları meyve vermeye başladı. Iki yıl önce kurulan kızlar takımının oyuncuları yılmadan ve yüksek motivasyonla antrenmanlarına devam diyor. Kuruluşunun birinci yılında yaşadıkları zorluklara rağmen pes etmeyerek azimle antrenmanlarına ve Lig’deki mücadelesine devam eden takımın kızları ve antrenörleri artık Arnhem ve çevresinde tanınmaya başladı. Hollanda’da benzerleri arasında bir ilk olan Elsweide kızlar takımı ilgi ile takip ediliyor. Ligdeki başarılarını ar-

tıran takımın antrenörleri Ahmet Ekmekçi ve Samet Esen yaptıkları açıklamada şunları söylediler: “İki yıl önce kız takımı olarak başladığımızda karşılaşmalarda dışlandığımızı farkediyorduk. Şu an geldiğimiz noktada ise sportif ve centilmence oyunumuz sayesinde sevilen ve saygı duyulan bir takım olduk. Kızlarımız karşı takımın kızlarıyla arkadaşça ilişki içindeler artık. Elsweide, gençlerimize bir aile ortamı sağlıyor. Takım içerisinde kendileri olabiliyorlar. Başörtülü kızlarımız da rahatlıkla hareket edebiliyor ve uygun bir şekilde spor

Etkin olmanın ve lobiciliğin temelleri Atomun özelliklleri birlikte oluşturduğu cismin özelliklerini belirler. Demir atomu demire özelliklerini, Karbon atomu elmasa özelliklerini verir. Birey olarak insan da topluma özelliklerini verir. Bazı atomlar sadece bir komşusu ile bir bağlantı kurar. Başkalarına ihtiyaç duymaz. Mesela nitrojen veya oksijen. Ve iki atomlu molekül oluştururlar. Başka bağlantı kurmadıkları için gaz şeklinde ve hafif kalırlar. Bazı atomlar çokça bağ kurabilirler. Onlar biraraya geldiğinde dağılmazlar. Metaller öylerdir. Mesela demir. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Atomlardaki gibi birbirleriyle bağlantı kurarlar. Bir bütünlük olmasının sebebi ise güçlü olmak içindir. Tek başına insanoğlu çok zayıf kalır. Atomlardan farklı olarak insanoğlunun kurduğu bağların gücü zamanla değişebilir. Bağların güçlü olduğu topluluklar güçlü olur. Zayıf bağları olan topluluklar, güçlü topluluklar karşısında dağılır. Demirin taşı kırdığı gibi.

Bundan dolayıdır ki güç birliği önemlidir. Sözde değil özde. Sözde güç birliğinin gerçeklikte bir ağırlığı yoktur. Batı toplumu bir şekilde birliğini oluşturmuş, korumakta. Paris ve Brüksel saldırılarında bu birlik görülebilir. İslam topluluklarında ise bu birlik daha zayıftır. Geçmişte bu durumun tersi söz konusuydu, ve zaman içinde değişti. Demokratik topluluklar demokratik olmayan topluluklara nazaran genelde çoğulcu ve şeffaf bir şekilde kararlarını alırlar. Bu, kararların yavaş alınmasına sebebiyet verir. Bu bir dezavantajdır. Ama diğer taraftan şeffaf ve geniş katılımla gerçekleştiği için, toplumsal destek ve uyum güçlü olduğu için, alınan kararlar çok daha kolay uygulanır ve kabul görür. Şeffaf olmak, toplumun oluşturduğu çeşitli katmanlar tarafından etkilenmeye açık yapar. O katmanlar kendilerini ilgilendiren kararları etkilemek için her zaman çalışır. Bu doğal bir süreçtir.

Buna lobicilik de denir. Bir bakıma Batı’nın gücünün sırrıdır. Güç birliği bu şekilde sağlanır. Ve bunu kavga yapmadan, vurma ve kırma olmadan gerçekleştirir. Bağları zedelemeden ilerlenir. Bu düzende sesini çıkarmayan, alınan karardan memnun olan olarak algılanır. Hollanda’daki Türk azınlığı, geleneksel olarak daha otoriter bir gelenekten gelmektedir. Mesela aile içindeki büyük kardeşlere abi-abla denir, isimlerle çağrılmazlar. Büyüklere itaat edilir. Büyükler sorgulanmaz. Şeffaflığı ve etkilenmeyi bir zayıflık olarak görür. Buna "soft", "kilibiklik" der. Hollanda devlet düzeninde lobicilik önemli olduğu kadar, biz Türk azınlığı olarak lobicilikte zayıf kalmaktayız. Birbirimize karşı yeterince şeffaf olmayarak, uzlaşmayı aramayarak, güç birliğini oluşturamamaktayız. Birlik oluştuğunda da uyumlu çalışmakta zorlanmaktayız. Birlik "diğerlerinin bana tabi olmasıyla" sağlanır zanneder bazılarımız.

Sonuç olarak, sorunlarımız kartopu gibi büyüyerek ilerlemektedir. Çünkü düzeni çözmeye zorlayamamaktayız. Sesimizi yeterince duyuramamaktayız. Başka lobi guruplarının gücü bizim sesimizi bastırmakta. Çocuklarımıza, torunlarımıza çileli bir gelecek hazırlıyoruz. Lobicilik güç birliğiyle ve o birliği doğru biçimde kullanarak olur. Kendi aramızda uyum, istişare ve fedakarlık ile güç birliği oluşturulur ve karar verici mercilerle yönelik adımlar atarak doğru etkilemekler olur. Elimizi cebimize atmadan, fedakarlık olmadan güç birliği oluşmaz. Demokratik ortamda güç birliğini oluşturup gösterdiğiniz anda, karar mercileri kendiliğinden etkilenir. Karar mercilerini etkilemenin en etkin yollarından bir tanesi aktif siyaset yapmaktır. Meclis’e bağımsız veya kendi partinizle girdiğinizde karar mekanizmasına çok yakın olup güçlü bir etkinlik kazanmış olursunuz. Mesela Partij voor de Dieren bu bağlamda iyi bir örnektir. Toplum olarak birikmiş

sorunlarımızı gözönünde bulundurursak, her alanda güç birliğine gidilmesinin gerekliliğini ve var gücümüzle karar mercilerini etkilemeye çalışmamız gerektiğini görebilmeliyiz. Başkalarının bizim sorunlarımızı çözmesini beklersek daha çok bekleriz. Artık beklemeyeceğiz, siyasette ve dışında aktif güç birliğine destek vermeliyiz. Güç birliğini bozan ve girmeyen liderlerimizden ise hesap sormalıyız.

Lobicilikte zayıflığımızın birkaç göstergesi: 1. Arnhem’in yüzde 5’i Türkiye asıllıdır. Arnhem belediyesi her yıl 53 milyon ödenek (subsidie) dağıtır. Geçen yılın bütçesinde Türklerin oluşturduğu hiç bir kuruluş yoktur. (Belgeleri isteyenler için sunulabilir) 2. Arnhem’de yabancı uyruklu gençlerin oranı yüzde %25 civarındadır. Diplomasiz okulu terkedenler arasında yabancı uyruklu gençler yüzde %50 üzeridir. Yani iki misli. Buna rağmen, yabancı uyruklu gençlere yönelik

yapma imkanı bulabiliyorlar.” “Kızlarımız kendi aralarında örnek bir dostluk bağı kurdular ve motivasyonları çok yüksek. Kar ve yağmur demeden antrenmanlara sürekli katılım sağlıyorlar. Zaten hedefimiz gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak ve kendi kimliklerini sağlıklı bir şekilde geliştirecekleri, özgüvenlerini artıracak bir ortam sağlamak. Elsweide ailesi olarak bunu sağladığımıza inanıyoruz. Böyle bir imkanı oluşturduğumuz için de gurur duyuyoruz.”

KONUK YAZAR Dr. Kürşat Bal

özel siyaset (doelgoepen beleid) geliştirilmemektedir. 3. Eşcinsellere karşı hoşgörüsüzlüğü azaltmak için, radikalleşmeyi azaltmak için doelgroepenbeleid yapılırken, azınlıklara karşı ayrımcılık sözkonusu olduğunda ‘doelgroepen beleid yapmıyoruz’ denmektedir. 4. Geçen dönemde Arnhem’de spor katılım oranı gençlerde ortalama artarken, yabancı uyruklu gençlerde düşmüş. Bunun araştırılmasını isteyen Verenıgd Arnhem parti önergesi meclis tarafından reddedilmiştir. Üstelik diğer partilerdeki Türk asıllı meclis üyelerinin red oylarıyla bu önerge reddedilmiştir. Etkin bir lobicilik ancak güç birliği ile mümkündür. Güç birliğinin temelleri ise güçlü bağlar ve uyum, istişare ve fedakarlıktır.


HABER

28

APRIL / NİSAN 2016

DENK seçimlere hazırlanıyor

DENK Partisi geçtiğimiz haftalarda Rotterdam'da genel merkez binasının açılışını gerçekleştirdi. Geniş katılımın olduğu açılışta DENK milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, misafirlerle tek tek ilgilendi. 2017'nin Mart ayında yapılacak olan Hollanda Genel seçimleri kampanyalarına şimdiden başlayan DENK, Hollanda'nın en meşhur anket sitesi olan Peil.nl'de de 1 milletvekiliyle anketlerde yerini almaya

Fransa'da olağanüstü hal temmuz sonuna kadar uzatılacak

başladı. Tanınmış Fas kökenli Fa- belirten DENK partisi milletvekilrid Azerkan'ı da partiye üye yapıp, leri bu sayının seçimlere yaklaştıkmilletvekilliği seçimlerinde listeye ça çok daha fazla olacağına kesin koyacaklarını duyuran DENK, böy- gözüyle bakılıyor. lelikle Faslılardan da çok sayıda DENK Partisi Genel Merkez Binapartiye üye alacaklarının işaretini sının açılışında yaptığı konuşmada verdiler. DENK Partisi Lideri Tuna- Tunahan Kuzu 5 milletvekili çıkarhan Kuzu her ortamda hedeflerinin mayı hedefledikleri ve 2017 Genel en az 5 milletvekili olduğunu açık- Seçimlerinde Hollanda'yı seven, larken, Hollanda'nın farklı kökenli kendini Hollanda’nın bir parçası “In samenwerking met Taoufik reizen bv” vatandaşlarına da her fırsatta hitap olarak gören herkesin oylarına taettiklerini dile getiriyorlar. lip olduklarını söyledi. 1300 kayıtlı üyeleri olduğunu

Fransa Başbakanı Manuel Valls, Fransa'da yürürlükte olan olağanüstü halin ülkenin çeşitli şehirlerinde yapılacak Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası tarihlerini de kapsayacak şekilde uzatılmasını isteyeceklerini bildirdi.

Washington’daki Türklerin "24 Nisan" nöbeti sürüyor

Cami bahçesine domuz başı bıraktılar

Berkel en Rodenrijs kasaba- ri, olayla ilgili suç duyurusunda sında Fas toplumuna ait cami bulunduklarını dile getirdi. bahçesine domuz başı bırakıldı. Camilerine yönelik daha önce Rotterdam yakınlarındaki Berkel de camlara taş atılması tarzında en Rodenrijs kasabasında ağırlıklı saldırılar yaşandığına değinen olarak Faslıların gittiği El Fath Amiri, domuz başı bırakılmasının Camisinin bahçesine domuz başı tam bir provokasyon olduğunu bırakıldı. ifade etti. Cami derneği başkanı NuredOlaya tepki gösteren kasabanın din El Amiri, Hollanda medyasına bağlı olduğu Lansingerland Beleyaptığı açıklamada, domuz diye Başkanı Pieter van de Stadt başının cami bahçesine geçen ise yaşanan hadisenin kabul edilsalı günü bırakıldığını belirterek, mesinin mümkün olmadığını kayBELEEF HADJ MET STICHTING SAFA yaptıkları değerlendirmeler so- detti. nucu bunu kamuoyuna bugün duYaklaşık 1 milyon Müslümanın yurma kararı aldıklarını söyledi. yaşadığı Hollanda’da camiler zaPolis ve belediye yetkilileri- man zaman bu tür saldırılara heyle görüştüklerini anlatan Ami- def oluyor.

LEBBEYK

LEBBEYK

ALLAHUMME

LEBBEYK

LEBBEYK

BELEEF HADJ MET STICHTING SAFA

LEBBEYK

“In samenwerking met Taoufik reizen bv”

Stichting Safa Nederland 020 - 386 84 35 / 0655 39 44 10 Hoofdweg AB Amsterdam ervaring en 656 vertrouwen www.safahacumre.nl • www.safahacumre.com Satış noktaları Stichting Safa Nederland Hilal Reizen / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam 020-3868435 / 0655394410 Hilal Reizen / Hoofdweg 1055 AB Amsterdam Hoofdweg 656 1055 AB654 Amsterdam ING-BANK: NL81INGB0005664332 Nurwww.safahacumre.nl Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam / www.safahacumre.com Verkooppunten Hilal Reizen / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam Hilal Reizen / Hoofdweg 654 1055 AB Amsterdam Nur Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam

ALLAHUMME

LEBBEYK

• •

ervaring en vertrouwen

Vertrek: 23.08.2016-Amsterdam/Istanbul/Medina Terug: 15.09.2016-Jeddah/Istanbul/Amsterdam

Stichting Safa Nederland 020-3868435 / 0655394410 Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam ING-BANK: NL81INGB0005664332 www.safahacumre.nl / www.safahacumre.com Verkooppunten Hilal Reizen / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam Hilal Reizen / Hoofdweg 654 1055 AB Amsterdam Nur Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam

Medina Hotel Al Harmony Afstand van Ravza 150 meter

ABD’de yaşayan Türklerin, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği önündeki kaldırımı, 24 Nisan öncesinde Ermeni protestoculara bırakmamak için gece gündüz nöbetleri devam ediyor. Her yıl, başkent Washington etrafındaki Ermenilerin, 1915 yılı olaylarının yıl dönümü kabul ettikleri 24 Nisan’da Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği önünde protesto düzenlemelerine karşı Türk toplumu günler öncesinden harekete geçti.

Pakket bestaat uit: - Hotels 2 Persoonskamer 4 Persoonskamer 5 Persoonskamer - Visium - Reischeque - Vliegtuig (THY) - Transport, begeleiding en bezoeken van heilige plekken - Ontbijt (Medina in het hotel – Mekka Turk Doner P3 Zamzamtower) - Eten/drinken in Arafat en Mina gedurende verblijf dagen

€ 5450

€ 4450

€ 4250

Mekka Hotel Manarad Muad 2 Afstand van Haram 500 meter

(Wijzigingen onder voorbehoud) www.safahacumre.com

İrtibat: Nuri Konuksever • 020-3868435 • 0655 39 44 10


29

HABER

APRIL / NİSAN 2016

TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK... TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DULARINIZI BEKLERİZ... TAZiYE ÔÔHABER

Gazetesi dostlarından Nursel Yüksel'in annesinin yengesi muhterem Nazmiye Yuksel Hanımefendi vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔLeiden Leiden Teşkilatı Kurumsal İletişim Başkanı Fatih Olgun’un genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmetailesine ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.

ÔÔTolgay

Arslan'ın babasi Fevzi Arslan'ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Murhuma Allah'tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔAyşegül Ercan'ın babası Osman Çiftçi'nin vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Murhuma Allah'tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔUzun yıllar Avrupa Millî Görüş

Teşkilatları Genel Başkanlığı ve Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığıyapan, bu camiaya önemli ve pek çok hayırlı hizmeti bulunan Sevgili Osman Yumakoğulları’nın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔRotterdam Kocatepe Camii üye-

lerinden Sevgili Cumali Öcalan’ın eşi Saniye Öcalan’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔAtlas Mezbahası eski sahiplerin-

den Sevgili Recep Ayazoğlu’nun kardeşinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔSevgili Cemil Kuzubaş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. MerhumaAllah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz..

ÔÔSevgili

Süleyman Çolakkadıoğlu’nun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔRotterdam ÔÔHollanda ülkücü camianın önde

gelenlerinden birisi olan, Dordrecht teşkilatı eski başkanlarından Ali Cerit'in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Murhuma Allah'tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

TEBRIK ÔÔDeniz TV Yayın Yönetmeni Sev-

gili Rıza ve Nurdane Deniz’in mahdumu Mustafa ile Memiş ve Meral Ekinci’nin kerimesi Ayşegül 6 Mart 2016 Pazar günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Ayşegül ile Mustafa’yıkutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔICM çalışanlarından Sevgili Bün-

ÔÔSelma Erik'in babas Ali Erik'in

vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Murhuma Allah'tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

sabır ve başsağlığı diliyoruz.

kentinde yaşayan Fadime Uyar Hanımefendi, Allah’ın rahmetine kavuşmuştur, Allah Rahmet eylesin… Ailesine başsağlığı diliyor, yüce Allah’tan sabr-ı cemil temenni ediyoruz.

yamin ve Pembe Kalem’in kerimesi Merve ile Refik ve Meryem Tosun’un mahdumu Hüseyin 26 Mart 2016 Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Merve ile Hüseyin’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔÖZPAŞ Gıda sahibi Sevgili Meh-

met Ali ve Ayşe Özyer’in mahdumu Muhammed Ali ile Ali Murat ve Fadime Ateş’in kerimesi Rukiye 2 Nisan 2016 Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Rukiye ile Muhammed Ali’yi kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔÖntürk

ailesinin oğullarından Mustafa Öntürk 2 Nisan Cumartesi günü Tiel’de düzenlenen görkemli bir düğün ile Sibel ile dünya evine girdi. Mustafaile Sibel’e Ömür boyu mutluluklar diliyoruz.

ÔÔZeki

Media sahibi Sevgili Zeki Ekici’nin kerimesi Sevim ile Yavuz ailesinin mahdumu Yusuf düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Sevim ile Yusuf’u kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔRotterdam Anadolu Camii üyele-

rinden Şevket Özkan’ın eşi Allah’ın Rahmetine kavuşmuştur, Allah Rahmet eylesin! Ailesine ve sevenlerine

ÔÔRotterdam Birlik Camii önceki

başkanlarından, Hollanda Mehteran Koordinatörü Ünal ve Hayriye Fırat’ın mahdumu Yaser ile İsmail ve Ayten Ayhan’ınkerimesi Rabia 9 Nisan Cumartesi günü evliliğe ilk adımı atarak nişanlandılar. Rabia ve Yaser’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔZuiverZorg işletme sahibi Sevgili

Ramazan ve Ebru Akpınar (Kahraman) çiftinin 24 Mart 2016 tarihinde Nezir Ramazanadını verdikleri nur topu gibi bir erkek evlâdı dünyaya geldi. Minik Nezir Ramazan’a dünyamıza hoş geldin diyor, genç çifti ve ailelerini tebrik ediyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...

ŞİFA DİLEĞİ ÔÔHollanda Mehteran okuyucula-

rından Sevgili Hüseyin Çınar’ın eşinin ciddi bir rahatsızlık nedeniyle hastanede müşahede altına alındığını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔRotterdam Anadolu Camii üye-

lerinden Emir Metin’in bir rahatsızlık nedeniyle hastanede müşahede altına alındığını ve bir operasyon geçirdiğini üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔRotterdam

Türk Müziği Korosu Vakfı Başkanı Sevgili Erhan Günbulut’un annesinin ciddi bir rahatsızlık nedeniyle hastanede müşahede altına alındığını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

COLOFON

HABER Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) M. Fatih Karaman fatih.karaman @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Hikmet Davarcı Mesut Balamir Rabia Karaman Muzaffer Bozaslan Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Fatih Uluçay Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl

2016'da sizin de işyerinizi güvenlikle donatalım! Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.

GÜVENLİK

SİSTEMLERİNDE

DOĞRU ADRES

Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS

Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam

Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl


HABER

30

APRIL / NİSAN 2016

Eğitmen-yazar Şeyda Koç bu aralar pek bi aktif

HOTİAD'ın Hollanda Türkiye İş Forumu'nun network bölümü girişimcilerin ayak üstü tanışmasına fırsat tanıdı. Sayokan Hollanda temsilcisi Emirhan Kuzu da network bölümünü kaçırmayan kişilerden.

OSTİM heyeti Arnhem'de ağırlandı

Najib Amhali, Faslıları tanıdığı kadar Türkleri de iyi tanıdığını yaptığı eğlenceli şovuyla gösterdi. Proğramından sonra hayranlarına da zaman ayırmayı unutmadı.

Kocatepe Diyanet Camii- Kitap Klubünün ilk yazar konuğu

Pearl Vakfı Kadın Kolları- şiir dinletisi

Mustafa Koyuncu espri yönüyle de tanınan bir gazeteci. "Edirne Kırkpınar Baş Pehlivanlarından Savaş Yıldırım ile İstanbul Orka Royal Hotel'de güreş tutarak eski günlerimi hatırladım. Savaş Yıldırım dostumuz yaşımıza hürmet etti sağolsun"

Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, Arnhem'de organize edilen ve Türkiye'den çok sayıda iş adamının katıldığı programa katıldı. TOV Başkanı Aziz Zeyrek de program süresi boyunca Türkiye'den gelen işadamlarına mihmandarlık yaptı.

Bizim Hollanda Derneğinin düzenlediği "Özgün Kalemler Edebiyat Atölyesi."

MHP'nin önde gelenlerinden biri olan Sinan Ogan gazetemizi çok beğendi. Gazetemizin gönüllü çalışanlarından genç yakışıklı Mert kardeşimiz ve gazetemizin PR'cısı Nur Hanım bu anı hatıra fotoğrafı çektirerek ölümsüzleştirmek istediler.

Konya'da restoran açan Hollanda'nın tanınmış şahsiyetlerinden Ali İhsan Ünal geçtiğimiz günlerde Amsterdam'da Türkevi'ne bir ziyarette bulundu. Ali İhsan Bey halinden gayet memnun gözüküyordu.

GORiNCHEM'DA SATILIK iŞYERi Gorinchem'ın en işlek sokaklarından biri olan Koningin Wilhelminalaan sokağında, içerisinde iki şirket kiracısı olan, 130 m2 işyeri satılıktır. Halihazırdaki kiracılar olan SNS Bank ve Can Market tarafından aylık kira bedeli düzenli olarak ödenmektedir. Horeca vergunning mevcuttur.

Koningin Wilhelminalaan 64 4205 EZ Gorinchem

İrtibat: Selman Bey 0653-53 33 58

Vraagprijs: € 189.000 k.k.


31

HABER

APRIL / NİSAN 2016

UNUTULAN YEMEKLERİMİZ

İstanbul'da Göç Konferansı'na konuşmacı olarak katılan Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör, UETD Genel Başkanı Zafer Sırakaya ve diğer konuşmacılar 'Diaspora' kavramını tanımlamaya çalışıyorlar.

T.C. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, HOTİAD'ın düzenlediği Hollanda Türkiye İş Forumu'nda proğramda görevli gençlere özel zaman ayırarak hatıra fotoğrafı çektirdi.

Hollanda Türkiye İş Forumu'nun sonunda kadınlar, kendi aralarında sohbet ettiler.

T-Bikers Motor Kulübü, motoruyla Avrupa ve Türkiye turu yapacak olan nam-ı diğer Demir Kaptan'ı uğurlamaya geldiler. Demir Kaptan uzun süren Avrupa turunun ardından Türkiye'ye ulaştı.

Değerli okurlarım bu ilk yazımda üzerinde 10 yıldır çalıştığım ve derleme çalışmaları yaptığım Unutulan Yemeklerimiz adlı kitabımdan çok kısa alıntılar yaparak sizlere merhaba demek istiyorum. Geleneksel yemeklerimiz nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşsada bir çoğu unutulmuş ya da unutulmak üzeredir. Çorba ile başlayıp salata ile taçlanmış; ana yemek ile devam eden Türk sofrası, yine yüzlerce çeşitten oluşan tatlılardan birisi ile son bulur. Ana hatları ile geleneksel Türk yemekleri : Orta Asya’dan Anadolu`ya göç etmiş Oğuz boylarının yemekleri. - Bu boyların, göç sürecinde izledikleri yollardaki kültürlerden etkileşimleri sonucu değişime uğramış yemekleri. - Yine değişik dönemlerde Balkan- Rus-Kafkas-AzerbaycanTürkistan-Horasan-Erran bölgelerindeki sorunlardan kaynaklanan göçlerde Anadolu`ya gelen göçebelerin beraberinde getirdikleri kültüre dayalı yemekleri (Muhacir, Tatar, Çerkes, Türkmen v.b) - Dağ ya da ova köyleri olarak, coğrafik yapıya göre değişim gözlenen yemekleri. - Kıtlık dönemlerinde az sayıda hammadde ile çok çeşitli yemeklerin yaratılması; geleneksel Türk yemeklerinin ivme noktalarını (Etkileşim noktalarını) oluşturan faktörlerdendir - Anadoluyla birlikte; etrafında bulunan Arap, Ermeni, Süryani, Kürt halklarının geleneksel yemeklerininetkisiylede dünyanın en zengin mutfağı olan Türk mutfağı bir gün hakettiği zirveye erişecektir. Divanü Lügat-it Türk’te (XI. Yüzyıl M. 1073). Aş, aşlık, ayran, bekmez, bulgama (bulama), çörek, ekmek, et,

içkü, katık, kagut (kavut), kaşık, kımız, kuyma (kuymak), kavurma, kömeç, şiş, soğüş, süzme, tutmaç, ugut, yarma, yağ, yem,yogurt, yuvga (yufka) çok eski Türk mutfak kültüründeki kelimelerin hemen hemen hiç bozulmadan bugünkü Türk yemek kültürüne ulaştığını gösterir. * Roma, Yunan ve onun uzantısı sayılan Bizans dönemlerinde Akdenizde beslenme; ekmek, şarap, zeytinyağı üçlüsüne dayanır. Osmanlı döneminde ise bunun yerini pirinç, şeker, yağ üçlüsünün aldığını söyleyebiliriz. * * Antik dönemde avlanan hayvanların kolayca hazırlanabilecek ve çok lezzetli olan yerlerini tüketip, diğer bölümlerini attıklarını görüyoruz. Günümüze yaklaştıkça ve kıtlık dönemlerinde; neredeyse hayvanların ve bitkilerin her bir yerinin tüketilmesi en önemli tespitlerdendir. *** Derlemelerim sırasında köylerimizi gezerken; biribirine çok yakın iki köyün birinde bilinen onlarca yemeğin diğer köyde hiç bilinmemesi ilginç tespitlerimdendir. Bu durumu da; Orta Asyadan 13. yüzyılın sonlarına kadar göç edip farklı kanallardan (Kuzey, orta ve güney yönlerinden) Anadoluya yerleşmesine ve bu göç sırasındaki geçilip gelinen yörelerden etkileşimlere bağlamıştım.

Farklı Oğuz Boylarına mensup köylerimizin ve daha sonra gelip yerleşmiş Türkmen Obalarının ve hatta Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleşmiş olan mübadele nedeniyle Balkanlardan getirilip yerleştirilmiş Muhacir ailelerinin yemek kültüründen kaynaklandığını tespit etmiştim. Mutfak kültürlerini de birlikte getirmiş Türkmen ve Yörük boyları Anadolu da yerleştikleri köylerde yine yüzlerce senedir bu kültürü yaşatmaya devam etmektedirler. Ama son otuz kırk yıldan bu yana ne yazık ki bu yemeklerimizin bir çoğunu yapmaz olduk. Unutulan Yemeklerimiz kitabımda dağ, tepe, ova, yayla dolaşarak 300 ü aşkın eski yemek tariflerini buldum. Tanıdığım, tanımadığım herkese sorup soruşturdum; hiç ummadığım zamanda ve kişilerden dahi pek çok yemek tarifi ile mutfak kültürü üzerine bilgiler derledim.Bu derlediğim mutfak bilgilerini, gelecek kuşaklara aktarmanın mutluluğu içindeyim. muratay00@gmail.com Kaynakça : * (Sultan Sofraları 15. ve 16. yüzyılda Osmanlı Saray Mutfağı, S:13, Stefanos Yerasimos, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2002). ** Divanü Lügat-it Türk’te (XI. Yüzyıl M. 1073) *** Antik Dönemde Beslenme. İnci Delemen. Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları. Unutulan Yemeklerimiz (Karaman)

Ankara anlaşmasının avantajı Hollanda'daki Türk vatandaşları için halihazırda eski yabancılar hukuku geçerli. Eğer duruma göre eski yabancılar hukuku daha avantajlıysa bundan faydalanılabilinir. Anne veya babasına oturum müsaadesi almak isteyen bir kişi, şu kriterlere uyduğu takdirde rahatlıkla buradan oturum alabilir: Kişinin sadece bir velisi hayatta ise ve o velisi (annesi veya babası) 65 yaş üzeriyse, kardeşlerinin çoğu Hollanda’da kalıyor ise ve aynı zamanda geliri yeterli ise, başvurusu kabul görür. Fadime Kılıç-Arslan

www.kilicadvocatuur.nl

Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl


HABER

ROTTERDAM'DAN İÇ ANADOLU'YA

DiREKT UÇUŞLAR BAŞLIYOR • TÜRK HAVA YOLLARI GÜVENCESİYLE • TEK YÖNE 54,- EURO'DAN BAŞLAYAN FİYATLARLA • UÇUŞLARDA YEMEK DAHiL • 30 KG BAGAJ HAKKI DAHİL

www.komfly.com

16

NİSAN / APRIL 2016

ROTTERDAM DIR EK TU ÇU Ş

ANKARA KAYSERI KONYA İSTANBUL


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.