AMSTERDAM'DA TÜRKÜLER SÖYLENIYOR Amsterdam'da Türk halk müziğinin eksikliğini hisseden Okan Akın, Nilgün Sarı ve Belgin Evin’in inisiyatifiyle kurulan Amsterdam Türk Halk Müziği korosu gün geçtikçe daha çok ilgi görmeye başladı. Şubat 2017'de bu üç müzik ve sanatsever arkadaşın çalışmalarıyla oluşan koro, uluslararası alanda tanınmış olan müzisyen, kompozitör Mehmet Polat'in koro şefliğinde Hollandalı Türklere Türk Halk Müziği’ni daha yakından yaşama fırsatı veriyor. 19'da
ÖZEL HABER
HABER TOPARLANIN GITMIYORUZ!
Kasım / November 2017
Yıl/Jaar : 8
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
Sayı/Nr:
74
SON 50 YILDA HOLLANDA, KÖKLÜ BiR METAMORFOZ GEÇiRiYOR
Hollanda toplumunun dine bakış açısının son 50 yılda büyük değişime uğradığı gözlemlendi. Buna göre, Hollanda toplumunun %50'si herhangi bir dine aidiyet hissetmiyor. %23,7'lik bir bölümünün kendisini Katolik, %5,7'lik bir bölümünün ise kendisini Protestan olarak tanımlıyor. Hollanda toplumunun neredeyse yüzde 5'i ise Müslüman.
I GAZETESI Y İ N E N I HOLLANDA’N
2'de
KADIR CANATAN'DAN HOLLANDA ANALIZI
HOLLANDA'NIN İNSAN HAKLARI KARNESİ KIRIKLARLA DOLU!
Hollanda, İslamofobi konusunda sık gündeme gelen ülkelerin başında geliyor. Son yıllarda Hollanda'da İslamofobinin temelini teşkil eden birçok insan hakları ihlali yaşandı ve 21'de nefret suçu işlendi.
İNSANLARIN YÜZLERİNİN GÜLDÜĞÜNÜ GÖRMEK BİZLERİ DE MUTLU EDİYOR 12'de
RÖPORTAJ
RESTORANA ZORLA ALKOL SATTIRILMAK İSTENİYOR Woonstad Rotterdam kurumu, kontratında zorunlu alkol satışı belirtildiği iddiasıyla İlya restoranın alkol satması gerektiğini belirtti. Restoran sahibi Müslüman müşterilerinin bu durumdan rahatsız olabileceğini belirterek, alkol satmak istemediğini söylüyor. 16'da
SCHIEDAM'IN MEŞHUR DEĞİRMENLERİ 18'de
Burada doğduk, büyüdük, okuduk, sevdik, sevildik, sevindik, üzüldük, çalıştık, işsiz kaldık, hayatın en önemli kavramlarıyla burada tanıştık... Kısacası bizim temelimiz burada atıldı ve o temel üzerine çok şey inşa edildi. Bu yapıyı temeli ile taşımaya kalkarsak onarılması mümkün olmayan hasarlar verebiliriz. O yüzden buralı olduk ve yaşamımızı burada devam ettireceğiz. KABULLENDİK, SAHİPLENDİK...
ARTIK MAĞDURİYETLER ÜRETİLMESİN
Türklerinin Hollanda'ya gelişini 1964 yılı esas alırsak 53 yıldır bu ülkede yaşamaya devam eden bir toplumu oluşturuyoruz. 2 sene çalışıp dönme arzusuyla gelmişken, dönüş yapmanın artık mümkün olmadığını göreli de çok uzun bir zaman oluyor. Birçoklarımız Hollanda'yı kendi ülkeleri, kendi vatanları olarak görmekten kaçınmıyorlar. Kabullenme, sahiplenme, aidiyet hissetme, yabancı olduğumuz kavramlar değil artık.
Sayfa 4-6-10-14 ve 16'da Hollandalı Türkler başarıya mahkum
M. FATIH KARAMAN
4'te
Köyümüze dönmeyeceğiz, Fadime’yi de getireceğiz...
Evet kimse gitmiyor! Kimse Hollanda'da yarım asrı geçen varlığını heba etmek istemiyor. Hiç kimse toplumsal hafıza kaybı demek olan, kendi kültürel İLHAN KARAÇAY 6'da birikim ve moral değerlerinden tavizler vererek ha‘Türkler yatını idame ettirmek istemiyor. Hiç kimse yurt bil- VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN Hollandalılara diği Hollanda ile, aidiyet duyduğu Türkiye arasında yatırım çıbanbaşı olarak anılmak ve aidiyetler üzerinden yapmadılar’ Tolga Advocatuur mağduriyetler üretilmesini istemiyor. Aelbrechtskade 52 b VEYİS GÜNGÖR
EDE'DE HDV'YE BAĞLI CAMI BAŞKANLARI TOPLANTISI YAPILDI
HABER: ŞENOL OCAKLI 11'de
10'da
3022 HL Rotterdam
Toplumsal uyarı..! alınan telefoon: 010-2260373 alınsın, darılan e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur.nl darılsın
METİN YAZAREL
14'te
En iyisi birlikte
meeryaşamayı info: öğrenmek www.tolgaadvocatuur.nl AHMET SUAT ARI
16'da
RÖPORTAJ Hollanda'nın dünya üzerinde en çok tanınan simgelerinden biridir değirmenleri. Un üretimi için kullanılan değirmenler teknolojik gelişmelerle üretim sahasını gün geçtikçe kaybetmiş durumda.
"Yaşadığımız coğrafyada herşey bizi ilgilendiriyor. Ülkedeki sorunların çözümüne de talibiz."
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız...
3'te
HABER
Kasım / November 2017
Son 50 yılda Hollanda köklü bir metamorfoz geçiriyor H ollanda Merkezi İstatistik Bürosu CBS'in açıkladığı son verilere göre Hollanda'nın 2017'de 17 milyon nüfusu var. Verilere göre Hollanda nüfusu son birbuçuk asırlık süreç içinde 5 katından daha fazla büyüdüğü görüldü. Merkezi İstatistik Bürosunun (CBS) verilerine göre, 2040 yılında nüfusun 17.8 milyona ulaşacağı, bu sayının 2060 yılında ise 17.9 milyona yükseleceği ifade edildi. HOLLANDA'DA BÜYÜME HIZI AZALIYOR. Araştırma bilgilerine göre büyüme hızının azalması, Hollanda'ya az sayıda göçmenin gelmesine bağlı olmasından kaynaklanıyor. Ülkede gerçekleşen yaşlanma nedeniyle ölüm sayısı artarken, nüfus artışındaki azalmanın da giderek daha önemli bir rol oynayacağı ifade ediliyor. Bununla birlikte yapılan tahminlere göre ülkedeki doğum sayısının hemen hemen aynı
kaldığı gözlemleniyor. Yaş yapısı yıllar içinde değişti. 20 yaşın altındaki nüfusun son yüzyılda yarıya kadar düştüğü görülüyor. 65 yaşın üzerindeki yaşlıların sayısının yüzde 6'dan yüzde 15'e kadar yükseldiği de göze çarpan bir diğer veri. Yetkililer bunun nedenini insanların yaşadığı ortamın daha hijyenik olmasına ve daha gelişmiş sağlık bakım sistemine bağlıyorlar. 1900'lü yıllarla karşılaştırıldığında, bebek ölümleri yüzde 97 zarfında azalma gösterirken, son 57 yılda ülkedeki ortalama yaşam süresinin 8,5 yıl arttığı gözlemlendi. Hollanda toplumunun dine bakış açısının da son 50 yılda büyük değişime uğradığı gözlemlendi. Buna göre, Hollanda toplumunun %50'si herhangi bir dine aidiyet hissetmiyor. %23,7'lik bir bölümünün kendisini Katolik, %5,7'lik bir bölümünün ise kendisini Protestan olarak tanımlıyor. Hollanda toplumunun neredeyse yüzde 5'i ise Müslüman.
Land van herkomst
2
Aantal
Turkije
396.414
Marokko
374.996
Indonesië
372.233
Duitsland
368.512
Suriname
348.291
Voormalige Nederlandse Antillen en Aruba
146.855
Polen
123.003
België
115.028
Verenigd Koninkrijk
81.860
Joegoslavië
80.001
China
64.097
Voormalig Sovjet-Unie
55.233
Irak
54.159
Italië
44.105
Afghanistan
43.183
Frankrijk
39.595
Spanje
38.955
Somalië
37.432
Iran
36.561
Verenigde Staten van Amerika
35.736
India
26.932
Portugal
23.613
Ghana
22.556
Egypte
22.205
Kaapverdië
21.714
Bulgarije
21.153
Brazilië
20.997
Pakistan
20.653
Vietnam
20.603
Hongarije
20.226
Griekenland
19.217
Roemenië
18.740
Filipijnen
18.627
Zuid-Afrika
18.586
Thailand
18.483
Hongkong
18.218
Oostenrijk
15.631
Australië
15.377
Canada
14.925
Colombia
14.759
Tsjecho-Slowakije
14.496
Syrië
13.744
Dominicaanse Republiek
13.220
Ethiopië
12.596
Nigeria
11.766
Sri Lanka
11.703
Zwitserland
10.789
Tunesië
9.103
Israël
8.669
Ierland
8.589
2014 yılı baz alınmıştır.
HABER GAZETESİ 9.YAŞINI KUTLAMAYA HAZIRLANIYOR
TEŞEKKÜRLER GÜZEL İNSANLAR... (Soldan sağa): Rukiye Ergin, Berna Güdücü, Sefa Arabacı, Şahin Arabacı, Gökhan Çoban, Derya Karaca, Hüseyin Keleş, Bayram Savran, Elko Westervaarder, Kemal Kuzu, Ali Andal, Ali Yücel, Bahtişen Ördek, Ayşe Özkaya, Meliha Yalçın, Samet Kaynar, Selman Karaman, Burhanettin Carlak, Mesut Karaman, Sadık Yemni, Serap Torremans, Merve Karaman, Güneş Çobanoğlu, Petek Nas, Elif Çetinkıl, Nilgün Şahin, Keziban Karaçor, Merve Batur, Mehmet Ali Topçu, İffet Subaşı, Songül Arslan, Saadet Beder, Rabia Karaman, Neslihan Keser, Sedat Çakır, Mehmet Pekcan, Füsun Akay, Erdinç Saçan, Abdurrahman Gündüz, Çiğdem Yüksel, Önder Kaya, Lydia Gitsels, Mehmet Fatih Karaman, Aysun Keser, Özlem Keskin, Eda Kara, Zeynel Abidin Kılıç, Kemal Şahin, Nur Yüksel, Kübra Akçay, Ayhan Tonca, İlhan Tekir, Kamil Saygı, Mehmet Emin Ateş, Ahmet Suat Arı, İbrahim Karaman, Veyis Güngör, Can Bayar, Kürşat Bal, Hasan Karaman, Abdullah Özel, Metin Yazarel, İlhan Karaçay, Nur Öztürk, Nafize Şener, Özlem Hasip.
www.tolgaadvocatuur.nl 3
Kasım / November 2017
HABER Gazetesi Müşteri Temsilcisi arıyoruz! HABER Gazetesi bünyesinde, Hollanda genelinde çalışmak üzere aşağıda belirtilen nitelikleri haiz, bayan takım arkadaşları arıyoruz: • Satış konusunda öğrenmeye ve gelişime açık • İkna, sunum ve müzakere kabiliyeti gelişmiş • Müşteri ilişkilerine önem veren, presantabl • Yazılı ve sözlü iletişim becerisi gelişmiş • Esnek çalışma saatlerine uyumlu
HABER
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 8 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum.
CV e-mail: info@haber.nl Tel kantoor: 010-290 09 00 Tel mobiel: 06 28 -59 69 61
Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
kutlu Bayramınız lar olsun, çocuk un neşeyle dols etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ?
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
HABER
Kasım / November 2017
HOLLANDALI TÜRKLER BAŞARIYA MAHKUM Türklerden ileride başbakan çıkacak şeklinde inanan insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çok.
M. FATİH KARAMAN Türklerinin Hollanda'ya gelişini 1964 yılı esas alırsak 53 yıldır bu ülkede yaşamaya devam eden bir toplumu oluşturuyoruz. 1. kuşak 2 sene çalışıp dönme arzusuyla gelmişken, dönüş yapmanın artık mümkün olmadığını göreli de artık çok uzun bir zaman oluyor. 1. kuşaktan 4. kuşağa kadar birçoklarımız Hollanda'yı kendi ülkeleri, kendi vatanları olarak görmekten kaçınmıyorlar. Kabullenme, sahiplenme, aidiyet hissetme, yabancı olduğumuz kavramlar değil artık. Bu olguyu farklı bir tarzla, biraz da mizahı bir deyişle manşetimize taşıdık bu sayıda ve TOPARLANIN GİTMİYORUZ! dedik. Böylece, artık bu toplumda kalıcı olduğumuzu hem tekrar vurgulamış olacağız, hem de madem kalıcıyız o halde 'toparlanalım, kendimize (geleceği bu ülkede yaşama biçimine) çeki düzen verelim' babında da kullanacağız. Çokları için bir hayaldan öteye geçemeyen bu dönme sevdası, sadece çok azı için bir gerçekliğe dönüşebilmiş durumda. Geriye dönmeyi bir 'hayal' olarak ifadelendirmem sizi şaşırtmasın sakın. Çünkü bir çok insanımızın geriye döndükten sonra bir kaç yıl içinde tekrar buralara dönmeye çalıştığını görüyoruz etrafımızda. Eminim herkesin böyle bir tanıdığı dostu arkadaşı vardır. Burada bazı noktalara değinmek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim. Hollanda Türk Toplumu Hollanda'da kesin olarak kalıcı ve bu ülkenin ayrılmaz bir parçası. Bu ülkenin başbakanı 'defolun gidin' dese bile, onun da bu gerçeği kavraması gerek.
fatih.karaman@haber.nl Yüksek okul ve üniversite okumuş bazı gençlerimizin de hayalinde Türkiye'ye geri dönme arzusunu gözlemliyoruz. Ama gençler şunu da bilmeli ki 'Türkiye'de başarılı olmak için önce burada yani Hollanda'da başarılı olmak şart'. Çünkü Türkiye'de yaşamanın buraya nazaran daha kolay olmayacağı kesin. Burada başarılı olmanın yolu eğitimden sonra da iş hayatında başarılı olmaktan geçiyor. Bu konuda da Hollanda Türk Toplumunun olarak gayet başarılı olduğunu söylemek mümkün. 25 bine yakın işletmemizle Hollanda ekonomisine yadsınamaz hacimde bir katkı sağlıyoruz. Ancak bunun da daha iyi olabileceğini biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde bir sohbet ortamında Hollanda Türklerinin en başarılı şirketleri konuşulurken 500 milyon ciroya ulaşan kaç tane şirketimizin olduğu konusu açıldı. 500 milyon çok büyük bir rakam elbette; ancak iş hayatında ulaşılamayacak bir rakam değil. 25 bin işletmeden bilinen sadece 1 tane şirket olduğu varsayıldı. Corendon'un yaklaşık son 20 yılda başardığını başka bir Türk kökenli şirketin başaramadığını gördük. Bu da demek oluyor ki daha katedecek çok yolumuz var. Toparlanın gitmiyoruz manşetini atarken tam da buraya değinmek istedik. Kendimizi toparlayıp burada kalıcı olduğumuzu bir kez daha farkına varmalıyız. Türklerden ileride başbakan çıkacak şeklinde inanan insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çok. 500 milyon değil, yeni nesil insanımızın da önümüzdeki yıllarda milyar ciroyu nasıl devirdiklerini beraberce göreceğiz inşallah!
Başbakan ve bakanlar hakkında tutuklama kararı
4
BURASI İSPANYA
İspanya Ulusal Mahkemesi, Katalonya Özerk Yönetimi'nin 8 eski bakanının tutuklanmasına, birinin de kefaletle tutuksuz yargılanmasına karar verdi. İspanya'nın doğusundaki Katalonya Özerk Yönetimi'nde bağımsızlık girişimlerinden dolayı "devlete karşı başkaldırma, ayaklanma ve kamu malını kötüye kullanmakla" suçlanan eski
Katalonya Özerk Yönetimi hükümeti üyelerinin ifadeleri alındı. Eski Katalonya hükümetinin 14 üyesinden 9'u, Madrid'deki Ulusal Mahkemeye giderek ifade verdi ancak Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunan eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont ve diğer 4 eski Katalan bakan mahkemeye gitmedi.
Leiden’da bilgilendirme akşamı
Leiden TOVER üyelerine, Lahey Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Mehmet Tayfun Erkan tarafından, Hollanda Türkiye arasındaki ticari ilişkiler ve Türkiye’deki yatırım ve des-
tek fırsatları konusunda bilgilendirme düzenledi. Türkiye’nin büyüyen bir ekonomiye sahip olduğu ve Hollanda ile ticari ilişkilerin yoğun olduğunu belirten Erkan Türkiye’de yatırımların artırılması için birçok sektörde destekleme olduğunu belirtti. TOVER başkanı Durmuş Doğan ise bu tür toplantılarla üyelerimizi değişen şartların en etkili ağızdan duymalarını sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Hollanda'da ‘En İyi Film’ ödülü, ‘Siyah Karga’nın
Hollanda'da bu yıl 5'incisi düzenlenen Kırmızı Lale Film Festivali'nde (RTFF), Tayfur Aydın'ın yönettiği "Siyah Karga", "En İyi Film" ödülüne layık görüldü. Rotterdam kentinde düzenlenen törende, Türk ve Hollandalı jüri
üyelerinin değerlendirmeleri sonucu birinci seçilen filmin yönetmeni Aydın, 3 bin 500 avro ile ödüllendirildi. Festivalde, "En İyi Yönetmen" ödülünü "Sarı Sıcak" filmiyle Fikret Reyhan ve "Ağustos Böcekleri ve Karın-
calar" filmiyle Erhan Tuncer aldı. İki yönetmen bu başarılarıyla biner avro ödül kazandı. Bu yıl ilk defa yapılan "En İyi Kısa Film" ödülünü Onur Yağız'ın çektiği "Toprak" filmi kazandı. "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" de Uluslararası Adana Film Festivali (UAFF) Direktörü İsmail Dikilitaş tarafından Erdal Özyağcılar'a verildi.
5
HABER
Kasım / November 2017
Yabancı kökenliler PvdA'dan uzaklaştırılıyor Hollanda'daki İşçi Partisinin (PvdA), göçmen karşıtı söylem ve eylemleri ile aşırı sağ politikalara yönelmesi hem yabancı kökenli seçmeni hem de yabancı kökenli parti üyelerini kendinden uzaklaştırdı. PvdA'dan uzaklaşmalara neden olarak bir önceki hükümette bulunmasına rağmen ırkçılığa ve İslam karşıtlığına karşı alternatif söylem geliştirememesi ve çizgisinden uzaklaşması sebebiyle göçmen kökenlilerin desteğini kaybetmesi gösteriliyor. En son PvdA'dan ayrılarak bağımsız devam etme kararı alan Amsterdam Belediye Encümeni Türk asıllı Münire Manisa partisinden ayrılmasına neden olan değişim sürecini AA muhabirine anlattı. Partinin artık eski çizgisinde olmadığını söyleyen Manisa, "PvdA'nın parti kültürü ve siyaseti değişti. Seçmenler artık PvdA'nın hangi çizgide olduğunu anlayamıyor. Partinin tekrar eski günlerine dönmesi için çaba sarf ettim ama bu sinyali görmeyince ayrılma kararı aldım." dedi. Kerkesin sesi olmak için her kesimden insanın partide bulundurulması gerektiğini kaydeden Manisa, "PvdA'nın eylemlerine bakıldığı zaman göçmenlere karşı bir uzaklaş-
ma var. Bunu aday listelerinde de görebiliyorsunuz. PvdA artık ne kadar eskisi gibi yabancılarla ilgileniyor bilemiyorum." ifadesini kullandı. Daha önce PvdA'dan ayrılan Schiedam Belediye Encümeni Mahmut Erdem de partideki eksen kaymasına ilişkin şunları kaydetti: "PvdA'nın son genel seçimlerden sonra aşırı sağ söylemleri ve eylemlerinden dolayı uzun süre düşündükten sonra partiden ayrılma kararı aldım. PvdA partisi son yıllarda kendi öz benliğinden uzaklaşarak yavaş yavaş prensipleri ve geleneklerinden vazgeçti. PvdA'nın bu büyük değişimini seçmenlerime anlatmakta zorlandım. Ülkeyi saran aşırı sağ söylem ve eylemler bazı partileri olduğu gibi maalesef PvdA'yı da etkiledi.
Eski göçmen dostu yeni aşırı sağcı Somali Toplumu Sosyal Hizmet Uzmanı Said Handulle, göçmenlerin PvdA'nın uyguladığı siyasette kendilerini artık göremediklerini işarete ederek "PvdA eskiden eşitlik için mücadele eder ve göçmenlere dayanışma sağlardı. Ülkede aşırı sağın yükselmesi ve diğer partilerin de siyasetini bu yüzden
Münire Manisa, PvdA'nın göçmen seçmenlerden gittikçe uzaklaşması gerekçesiyle partiden ayrıldı. değiştirmesi PvdA partisini de bu özelliklerinden uzaklaştırarak aşırı sağ siyaseti uygulamaya yöneltti." şeklinde konuştu. Türk asıllı İrfan Uslu da, PvdA'nın eskiden diğer partilere göre göçmenler ile ilgilenen en yakın parti olduğunu dile getirerek "Son zamanlarda Türklere karşı uygulamaya başladıkları siyaset bize ters gelmeye başladı. Özellikle sözde 'Ermeni soykırımını' tanınmasını desteklemesi ve parlamento ya da belediye meclisinde olsun partide bulunan Türk kökenli milletvekillerini bunun için zorlaması benim için son damla oldu." ifadesini kullandı. Son hükümette başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı gibi önemli görevler üstlenen PvdA, hükümet ortaklığından mecliste yedinci parti konumu-
na düştü. Parti, 2012'deki seçimlerinde 38 sandalye kazanmış mart ayındaki son seçimlerde ise 29 koltuk kaybederek sadece 9 milletvekili çıkarabilmişti. PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, DENK Partisini kurmuş ve son seçimlerde 3 sandalye elde etmişti. PvdA üyeleri arasında, Türk bakanlara karşı tavrıyla tepki çeken Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ve AB Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da bulunuyor.
Ünlü İslam düşünürü Musa Carullah Amsterdam’da anıldı
Türkevi Topluluğu’nun geleneksel Amsterdam Biyografi Okumalarının 6.da ünlü İslam düşünürü Musa Carullah Bigiyef anlatıldı. Türkevi Topluluğu başkanı Veyis Güngör Musa Carullah’ın hayatı, eserleri, Türkiye izlenimleri ve fikirlerinden örnekler sundu. Musa Carullah’ın biyografisi Avrupalı Türklere kısaca şu dersleri veriyor: "Çok çalışmak durumundayız. Okumalıyız, not almalıyız, yazmalıyız, tarihe not düşmeliyiz. Aklımızı kullanmalıyız. Tefekkür etmeliyiz. Taklid değil düşünmeyi öğrenmeliyiz. Seyahat etmeliyiz, gözlem ve inceleme yapmalıyız. Teslimiyetçi değil, sorgulayıcı olmalıyız. İçinde yaşadığımız Avrupa ülkelerinin dil ve kültürlerini bilmeli aynı zaman da kendi kültür ve inanç değerlerimize hâkim olmalıyız.
Sinema eleştirmeni Dorsay, "Yeterince okumadan iyi bir Türkçe edineceklerini sananlar varsa çok aldanıyorlar. Çünkü dile hakim olmak, gerçekten onu iyi kullanmak gerekir." dedi.
Hollanda’da Sivas Hingel etkinliği'
Sivas dışında yaşayan Sivaslılar, her fırsatta bir araya gelerek birlik ve beraberliklerini perçinlemeye devam ediyorlar. Hollanda Sivaslılar Platformu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Geleneksel Sivas Hingeli" etkinliği gerçekleştirildi. Sivas'a özgü geleneksel yemek çeşitlerinden biri olan patatesli hingel, Amsterdam Eyüp Sultan Sofrasında düzenlenen etkinliğe katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlardan büyük ilgi gördü.
DENK çözülmeyen cinayetlerin peşine düştü Denk Partisi, son aylarda Hollanda’da beş Türk kökenli vatandaşa yönelik yapılan cinayetlerin ciddiye alınması ve konunun netliğe kavuşturulması gerektiği konusunda Güvenlik ve Adalet Bakanı’na sorular yöneltti. Denk partisi konuya ilişkin bir basın bildirisi yayınladı. Denk Partisi Basın Sözcülüğü tarafından yapılan açıklama şu şekilde: Hollanda’da yaşayan Hollandalı Türkler, kısa bir süre içerisinde Türk kökenlilere yapılan beş cinayeti konuşuyor. Bu olaylar birçok vatandaşlar için büyük kaygı kaynağı oldu. Denk partisi bu sinyalleri ciddiye alarak gerekli Bakanlığa bu cinayetlerin nedenleri ile ilgili sorular sordu. Denk partisi Milletvekili Farid Azarkan: "Bu cinayetler arasında bir bağlantı var mı? Güvenlik ve Adalet Bakanı bu konu hakkında netlik sağlaması gerekiyor. Bazı Hollandalı Türkler arasında Almanya'da NSU cinayetleri (Döner Cinayetleri) ile bir benzerlik olma durumu konuşuluyor. NSU cinayetleri Neo-Nazi terör örgütü tarafından 2000 ve 2006 yılları arasında Almanya'da işlenen 10 cinayeti içeriyor. Yetkililer bu meseleyi çözememişti.
Adres: Putselaan 133 3072 CE Rotterdam
HUKUKI HIZMETLERIMIZ:
Sinema eleştirmeni ve yazar Dorsay: Okumadan iyi yazmak bir hayal
Kişisel ve aile hukuku Boşanma davaları Çocuk davaları Nafaka davaları Mal varlığı paylaşımı Velayet ve yerleştirme Çocuk esirgeme kurumu Ceza hukuku Kamu hukuku İş hukuku Sosyal güvenlik hukuku Kira hukuku Kişisel iflas davaları Para tahsil davaları
T: 010- 226 227 1 F: 010- 226 227 2 E: info@soytekin.nl W: www.soytekin.nl
Avukat M. Soytekin
Avukat F. Özer
"Farkımız kalitemizdir"
HABER
6
Kasım / November 2017
Yerli otomobilde ticari satışlar 2021'de
KÖYÜMÜZE DÖNMEYECEĞİZ, FADİME’Yİ DE GETİRECEĞİZ... Dördüncü nesil insanlarımızın büyük bir çoğunluğu ‘süper insan’ olacaklar. Görülüyor ki, iki ana dil ve iki ana kültürle yetişmekte olan bu insanlarımızın, yerli halktan fazlaları var. Zira bu insanlar, yerli halk gibi tek dil ve tek kültür bilinci ile değil, iki dil ve iki kültür bilinci ile ‘düşünür’ oluyorlar. Abartmış olmayalım ama, bunların çoğu bir filozof kadar bilinçleniyor.
İLHAN KARAÇAY
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin otomobil projesi için yoğun mesai harcadıklarını vurgulayarak, "İnşallah 2019'da ilk prototip ortaya çıkacak, 2021'de de ticari satışlar başlayacak." dedi.
Fransız liselerinde grev kararı
Fransa devletinin Fransa dışındaki eğitim kurumlarına getirdiği bütçe kesintisine tepki gösteren dünya genelinde 500'den fazla lise ve eğitim kurumu greve gitti. Orta dereceli eğitim sendikası SNES-FSU'nun çağrısı ile hükümetin, Yurt dışında Fransızca Eğitimi Ajansı (AEFE) bütçesinden 33 milyon avro kesintiye gitmesi kararına tepki olarak, dünya üzerinde 137 ülkede bulunan Fransız eğitim kurumlarında derslerin yapılmayacağı bildirildi.
Gazeteniz HABER’i yöneten dostlarım, elinizdeki Kasım sayısına,‘Toplanın gidiyoruz’ yerine, ‘TOPLANIN GİTMİYORUZ !’ şeklinde bir manşet düşünmüşler. Nereden nereye mi? Avrupa’dan Türkiye’ye tabii… Ben de bu esprili manşete uygun bir yorum yazıyorum. 1964 yılında imzalanan işgücü anlaşmasından bu yana tam 53 yıl geçti. Türkler 1964 anlaşmasından önce, yani 1960’tan bu yana Hollanda’ya gelmeye başladılar. Ben, dünya turu yaparken yolumun düştüğü Hollanda’ya 1967 yılında geldim. Yani tam 50 yıldır Hollanda’dayım. Hollanda’ya gelen her Türk, üç beş yıl çalışıp, bir tarla ve bir traktör alma hayali yaşıyordu. Çabucak köylerine geri dönme planları ile yaşıyor ve çalışıyorlardı. Ama maalesef öyle olmadı. Gönüllerde hep bu fikir ve istek vardı ama olmadı. Tıpkı, Adanalı şarkıcı Ferdi Tayfur’un yaptığı gibi… Ferdi Tayfur bir şarkısında şunları söylemişti: Ne umutla geldik koca şehire Allah sonumuzu hayır getire… Hadi gelin köyümüze geri dönelim Fadime’nin düğününde halay çekelim. Bir başkadır Toroslar’ın yağmuru Anam evde hazırlamış hamuru Çok özledim havasını suyunu… Hadi gelin köyümüze geri dönelim Fadime’nin düğününde halay çekelim. Evet, Ferdi Tayfur ‘Hadi gelin köyümüze geri dönelim, Fadime’nin düğününde halay çekelim.’ dedi ama, o da bizim gibi köyüne dönemedi. Adana yerine Tekirdağ’da binlerce dönüm arsa aldı ve tarımcılık yapmaya başladı. Tam 50 yıldır yaşadığım Hollanda´da, değerli gazeteci meslektaşlarım ve Türk sivil toplum örgütleri ile birlikte, her on yılda değişik sorunlarla mücadele ettik. İlk on yılda, işyerinde ‘suyu sıkılan’, hastalık halinde doktorlar tarafından zorla işe gönderilen yurttaşların sorunları ile
ilhan.karacay@haber.nl uğraştık. İkinci on yılda, aile birleşiminden kaynaklanan iskân sorunu ile uğraştık. Üçüncü on yılda, çocuklarımızın eğitimi ile uğraştık. Dördüncü on yılda, Avrupalılar´ın bizi Avrupa Birliği´ne kabul edip etmeme sorunu ile uğraştık. Son on yılda ise, yurt içindeki siyasi tartışmaların yurtdışına sıçrayışı ile uğraşıyoruz. Avrupalılar´ın, bizi AB´ye alıp almamaları artık çok önemli değil. Zira biz 5 milyonluk bir nüfus, yüzbin kişilik bir girişimci topluluğu, binlerce politikacı (ki, bunların içinde Bakanlar, milletvekilleri, Vilayet ve Eyalet Meclisi üyeleri, Belediye Meclisi üyeleri var) ve binlerce de akademisyen ile zaten Avrupa´ya girmişiz. Hatta buna ´girmişiz´ demek de hata, ´içeriden fethetmişiz´ demek daha doğru olacak. Yaşam mücadelesini Hollanda sürdüren Türkler içinde, başarılara imza atanların sayısı gittikçe artıyor. Anavatanı, ‘arsa ve traktör almak’ için terkeden bu insanlarımızın çoğu, şimdilerde esnaflıktan orta boy işletmeciliğe ve sonunda da büyük işadamlığına imza atıyorlar. Öyle ya, Hollanda’ya bir asır önce gelmiş olan bir İtalyan, biraz palazlandıktan sonra bir ‘dondurmacı’ dükkanı açabilmişti. En kabadayı İtalyan da nihayetinde bir ‘spagetti, makaroni ve pizza’ dükkanı açabilmişti. İtalyan öylece kaldı. 50 yıl önce buralara gelen bir İspanyol hiçbir girişimde bulunmadı. İşçi geldi, işçi gitti ve de işçi olarak öldü. 50 yıl önce gelen bir Faslı, ‘İslam kasabı’ olmaktan öte bir şey yapamadı. Bunlara karşın Türkler’in neler yaptığına bakıldığı zaman, yerli halkın bile yapamadığı işlere el uzatmış oldukları görülür. Tabii ki düşe kalka yaptı bu işleri Türkler. Avrupalı’nın hiç de alışık olmadığı bir sistemle, ana, baba, kardeş, amca, dayı dayanışması ile paralar toplandı ve akıllara yatan bir esnaflık başlatıldı.
Deneyimsizlik pek çoğunu iflasa götürdü. Ama, nasıl ki bir çocuk düşe kalka yürümeyi öğrenirse, bizim insanlarımız da düşe kalka esnaflığı öğrenmeye başladılar. Bunları yapanlar, şimdi yaşları 80’e dayanan birinci nesil insanlarımızdı. Yaşları 50’yi bulan ikinci nesil insanlarımız bu işleri devraldılar. Üçüncü nesil insanlarımızın bir kısmı iyi bir eğitimden geçtiler. Bunların hesapları daha kuvvetli. Bunlar sadece Türk lokantaları değil, İtalyan, Fransız, Yunan, Meksika, Arjantin ve ilgi çeken her ülkenin lokantasını işletiyorlar. Düşünün bir kere, Amsterdam’da, kapısında ‘Peppino’ yazılı bir lokantaya giriyorsunuz, karşınıza İtalyanca konuşan personel çıkıyor. Ama sonunda bakıyorsunuz bunların tamamı Türk. Aynı durumla bir Fransız ve Meksika lokantasında da karşılaşabilirsiniz. İşte bunların hepsi üçüncü nesil çocuklarımız. Üçüncü nesil insanlarımız arasında bakanlıklarda, bankalarda, sigorta şirketlerinde, telekomünikasyon firmalarında ve aklınıza gelebilecek her branşta önemli koltuklara oturmuş olanların sayısı da çok. Sevinerek belirtelim ki, yetişmekte olan dördüncü nesil insanlarımızın büyük bir çoğunluğu ‘süper insan’ olacaklar. Görülüyor ki, iki ana dil ve iki ana kültürle yetişmekte olan bu insanlarımızın, yerli halktan fazlaları var. Zira bu insanlar, yerli halk gibi tek dil ve tek kültür bilinci ile değil, iki dil ve iki kültür bilinci ile ‘düşünür’ oluyorlar. Abartmış olmayalım ama, bunların çoğu bir filozof kadar bilinçleniyor. İşte, bu filozofi ve haletiruhiye içinde yetişmekte olan insanlarımızın bu başarıları dikkat çekmeye başladı. Bakanlıklar ve üniversiteler bu konu üzerine eğilmeye başladılar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler birliği de bu konuya eğildi. Sözün kısası: Köyümüze gitmiyoruz kardeşim. Fadime’yi de inadına buraya getireceğiz.
Prof. Dr. Özcan Hıdır’ın yeni kitabı çıktı Özcan Hıdır’ın, Hıristiyan Kültürü ve Hadisler (Zühd Hadisleri-Literatürü Özelinde) başlığını taşıyan yeni bir çalışması daha geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Kitap, kavramsal çerçeve, metot ve kaynaklara dair bilgi ve değerlendirmelerin yer aldı-
ğı giriş bölümünün ardından; anahatlarıyla Hıristiyanlık tarihi, kutsal kitapları ve Arap Yarımadasındaki Hıristiyanların kutsal kitap, mabed-manastır ve Hz. Peygamber ve ilk Müslüman nesillerle (sahâbe-tâbiûn) iliskisini; Kur’ân, Hz. Peygamber ve
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
genel anlamda Hıristiyan kültürünün hadislere etkisi iddialarını farklı perspektifler, problemler, sebepler, alanlar ve iddialar bağlamında inceleyen önemli ve hacimli –toplam 784 sayfa- bir çalışma. Eserin son bölümünde 15 hadis-rivayet karşılaştırmalı
olarak tek tek değerlendiriliyor. Eser, “hadis” başta olmak üzere, “dinler tarihi”, “şarkiyatçılıkoryantalizm”, “tasavvuf-zühd” ve tarih alanlarını yakından ilgilendiren ve bu alanlara dair Doğu’dan ve özellikle Batı’dan önemli literatür de sunuyor.
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
7
HABER
Kasım / November 2017
Yusuf Altuntaş ISBO'ya veda etti
KSYÖ’nün "OPCW-The Hague Award" ödülü
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (KSYÖ), kimyasal silahların önlenmesi konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla verilen "OPCW-The Hague Award" ödülünü bu yıl iki kurum paylaştı. "OPCW-The Hague Award" ödülüne, Cezayir'deki Afrika Terörizm Çalışma ve Araştırmaları Merkezi (ACSRT) ve Roma Tor Vergata Üniversitesinin Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer'e (KBRN) Karşı Koruma Bölümü layık görüldü.
I
SBO'nun 9 yıldır müdürlüğünü yürüten Yusuf Altuntaş düzenlenen bir veda resepsiyonuyla bu kuruma veda etti. 9 yıl içinde çalıştığı kurum ve kuruluşların önde gelen temsilcileri, profesyoneller ve ISBO personelinin katıldığı veda resepsiyonunda konuşmacılar Yusuf Altuntaş hakkında övgü dolu sözler sarfettiler. Resepsiyona katılan Tilburg Üniversitesi Politikoloji ve Yönetim Bilimleri Dekanı Prof. Dr. Paul Friessen, "İnançların tarihsel gelişimi, dünü, bugünü, yarını' temalı verdiği seminer sonrasında Yusuf Altuntaş ve
yıllardır çalıştığı ISBO kurumunun Hollanda'daki pozisyonuna dair övgü dolu sözler sarfetti ve bir takım vizyoner ipuçları verdi. Konuklara hitap etmek için daha sonra mikrofona gelen Maastricht İslam Okulu Yönetimi'nden Bayan Cansen Candas ve ISBO'nun geçici başkanı Aissa Zanzen ise, Yusuf Altuntaş'a yeni işinde başarılar dilerken, Altuntaş'ın yeri doldurulamaz bir konumla ayrıldığını, ISBO'nun yapılanmasında olağanüstü başarılara imza attığını ifade ettiler. Yusuf Altuntaş Milli Görüş Kuzey Hol-
landa Bölgesi'nin kurumsal iletişim başkanlığı yanında, YTB Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Hollanda Bölgesi üyeliğini de sürdürüyor. Altuntaş, kariyer hayatının önümüzdeki 5-6 yılı içerisinde Amsterdam Bölgesi'nde faaliyet gösteren 2 İslami İlkokulun bağlı bulunduğu üst kuruluşun müdürlüğünü üstleneceğini açıkladı. Bu kurumun okul sayısını en kısa zamanda 4'e çıkaracağını açıklayan Yusuf Altuntaş, Soest'a da İslami İlkokul'un planlandığını sözlerine ekledi.
Rotterdam’da Türk klasik müziği konseri Türk Klasik Müziği Korosu Vakfınca her yıl organize edilen ‘Sonbahar Konseri’ne, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, Denk Partisinin lideri Tunahan Kuzu ve 500'den fazla müziksever katıldı. Rotterdam Konservatuarı Dünya Müziği bölümünde yüksek lisans yapan genç müzisyen Emine Bostancı'nın yönettiği koronun seslendirdiği eserler müzikseverlerin beğenisini topladı. Türk Klasik Müzik Korosu Vakfı Başkanı Erhan Günbulut, Osmanlı'dan günümüze Türk klasik müziği eserlerinin icra edildiğini belirterek, "Türk kültürünü ve sanatını insanlara tanıtmak, yaşatmak ve genç nesillere aktarmak için uğraşıyoruz." dedi.
Hollanda'da ırkçı PEGIDA yürüyüşü
Hollanda'nın Nijmegen kentinde, İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA hareketi yürüyüş düzenledi. Kendilerini "Batı'nın İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupalılar" olarak tanımlayan PEGIDA'nın yürüyüşüne 30 kişi katıldı. Gruptakiler, ellerinde ırkçı ifadeler yazan pankartlarla çok sayıda polis eşliğinde yürüdü.
Avrupa'da "temiz kömür" rüzgarı
Kuzeybatı Avrupa'nın enerji limanı olarak adlandırılan Hollanda'daki Eemshaven Elektrik Üretim Tesisi'nin Operasyon Müdürü Marinus Tabak, tesisin rüzgar, doğalgaz, kömür ve biyokütle santrallerinden oluşan bir kompleks halinde çalıştığını belirterek, "Rüzgar olmadığında elektriğe ihtiyacımız var. Bu yüzden ileri filtreleme teknolojileriyle donatılan termik santralleri kurduk. Böylece kükürtdioksit salımını neredeyse sıfırladık, diğer salımlarda da AB kriterlerinin altına inebilmeyi başardık." dedi.
€59
’dan
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
023-751 06 00
Şimdi Ücretsiz Corendon App
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın
HABER
Kasım / November 2017
8
Hollanda futbolu her kulvarda düşüşte
UEFA Avrupa Ligi'nde Vitesse'nin elenmesinin ardından bu sezon Avrupa arenasında yoluna devam eden takımı kalmayan Hollanda, son 19 yılın en kötü dönemini yaşıyor. Milli takım düzeyinde 2018 FIFA Dünya Kupası'na vize alamayan Hollanda, bu kez de kulüpler düzeyinde Avrupa arenasında aldığı başarısız sonuçlarla taraftarını üzdü.
"İsrail, hep tehdit altında yaşıyormuş gibi dünya kamuoyuna yansıtılıyor"
Eski Hollanda Başbakanı Dries van Agt, "İsrail, Arap ülkeleri arasında bulunan küçük bir yer olarak hep tehdit altında yaşıyormuş gibi dünya kamuoyuna yansıtılıyor" dedi.
Suriyeli imama getirilen yasağı mahkeme haklı buldu
Den Haag Mahkemesi, Suriye asıllı imam Jneid Fawaz'a verilen Lahey'deki iki semte giriş yasağını haklı buldu. Mahkemeden yapılan yazılı açıklamada, Fawaz'ın, Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanlığınca kendisinin Lahey'deki iki semte girişinin yasaklanmasına karşı açtığı davada bakanlığın verdiği kararı haklı bulduğu belirtildi.
Kendi evinizde, güvenilir ve kaliteli bir şekilde, ihtiyacınıza göre kendi dilinizde hizmetler sunuyoruz. Evde bakım konusundaki hizmetlerimiz: • Kişisel bakım • Ev işlerine yardım • Tıbbi yardım • Resmi evraklar/yazışmalar konusunda yardım •Destekleyici rehberlik
Vlamoven 34 6826 TN Arnhem Eendenweg 50 7331 EB Apeldoorn
F.B. Deurvorststraat 43-2 7071 BG Ulft
www.thuiszorgwaalstad.nl info@thuiszorgwaalstad.nl
9
HABER
Kasım / November 2017
Irkçılık karşıtı protesto yasaklandı Hollanda'da Dongeradeel Belediyesi, Kick Out Zwarte Piet (Kara Peter) Hareketinin, ırkçılık karşıtı protestosu izin alınmasına rağmen yasaklandı. Ülkede son yıllarda tartışma konusu ve Hristiyan dünyasında Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikola'nın (Sinterklaas) yardımcılarının siyaha boyanmasının protesto edileceği gösteriye güvenlik gerekçesiyle izin verilmedi. Gösterinin yapılacağı Dokkum köyünün bağlı olduğu Dongeradeel Belediyesi, eylemin olağanüstü güvenlik gerekçesiyle yasaklandığını açıkladı. Ülkenin farklı yerlerinden iki otobüsle köye gelenlerin Dongeradeel Belediyesince protesto için belirlenen alana giderken otobanda gösteriye karşı olan grup tarafından yolu kesildi. Gösteri karşıtı grubu ikna ederek yolu trafiğe açılmasını sağlayan polis, belediyece gösteriye izin verilmediği gerekçesiyle otobüsleri geri gönderdi. Ülkede, son yıllarda Hristiyan dünyasında Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikola'nın (Sinterklaas) temsili olarak Hollanda’ya ge-
lişi dolayısıyla düzenlenen geleneksel festivalde ırkçılık ve ayrımcılığı çağrıştırdığı gerekçesiyle siyaha boyanmış Noel Baba'nın yardımcılarının yer alması tartışmalara neden oluyor. Hollanda Halk Kültür Merkezi tarafından korunması gereken bayramlar listesine dahil edilen Noel Baba'nın gelişi, 1964 yılından bu yana törenle kutlanıyor. Her yıl farklı bir şehirde törenlerle karşılanan temsili Aziz Nikola ve yardımcıları 5 Aralık'a kadar birçok yeri gezerek çocuklara hediyeler dağıtıyor. Hollanda genelinde 5 Aralık'ta Noel Bayramı kutlanıyor. Noel Baba'nın gelişiyle Hollanda’da ırkçılık tartışmaları da başlıyor. Yardımcılarının siyaha boyanmasını ırkçılık ve ayrımcılık olarak değerlendiren insan hakları örgütleri bu kapsamda her yıl protesto gösterileri düzenliyor. İnsan hakları örgütleri daha önce konuyu ulusal ve uluslararası yargıya da taşımıştı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin yanı sıra Amsterdam Mahkemesi bu kapsamda verdiği kararda
"Rus istihbaratı bizi gözetliyor" açıklaması
Hollanda İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren, ülkenin Rus istihbarat servisleri tarafından gözetlendiğini bildirdi. Bakan Ollongren yaptığı yazılı açıklamada, Hollanda Genel İstihbarat ve Güvenlik Servisinin yaptığı araştırmalar sonucunda ülkede organize bir şekilde Rus istihbarat elemanlarının bulunduğunu ve bunların toplumun çeşitli kesimlerinden Rusya'nın çıkarına yönelik bilgi topladıklarını belirtti.
Eskici pazarından 75 cente alınan resim orijinal Hitler eseri çıktı Noel Baba'nın yardımcılarının siyahi olarak tasvir edilmesinin ırkçılık barındırdığına hükmetmişti. Hollandalı yetkililer ise söz konusu etkinliğin sıradan bir çocuk bayramı olduğu görüşünü savunuyor.
Lahey Din Hizmetleri Müşaviri olarak atandı. Yeni müşavir: Yavuz Ünal Prof. Dr. Yavuz Ünal kimdir?
Hollanda Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Yusuf Acar’ın sıkıntılı bir şekilde Türkiye’ye gitmesinden uzun bir süre sonra Prof. Dr. Yavuz Ünal, Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği görevine atandı.
1963 yılında Ordu Fatsa’da doğdu. 1988 yılında 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Mardin İmam-Hatip Lisesinde meslek dersleri öğretmeni olarak göreve başladı. 1990 yılında 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne Hadis Araştırma Görevlisi olarak atandı. 1993 yılında yüksek lisansını, 1997 yılında doktorasını tamamladı. 1998 yılında 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim dalına Yardımcı Doçent olarak öğretim üyeliğine atandı. 2002 yılında Doçent, 2008 yılında da Profesör oldu. 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisinin yazı işleri müdürlüğü, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi’nin yayın editörlüğü ve fakültenin bilgi işlem sorumluğu görevlerini yürütmektedir.
29.08.2008 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliğine seçildi. Yürütmekte olduğu 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevinde süresi dolduktan sonra 15.08.2013 tarihinde Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak atandı. Halen bu görevlerini yürüten Prof. Dr. Ünal, 4. ve 5. Din Şurasının genel sekreterlik görevini de üstlenmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının prestij eserleri olarak kabul edilen, 2 bin ilim adamının otuz yıl süren çalışmalarıyla nihayete eren ‘İslam Ansiklopedisi’, yüz hadis hocasının on yılda hazırladığı ve Prof. Yavuz Ünal’ın koordinatörlüğünü ve metin yazarlığını üstlendiği ‘Hadislerle İslam’ ve sekiz yılda hazırlanan ‘İstanbul Kadı Sicilleri’ adlı üç dev eserin oluşmasında büyük çaba ve gayretleri ile yaptığı katkılarından dolayı layık görüldüğü “Yüzyılın İslam Kültür Hizmet ve Onur Ödülü”nü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.
Hollandalı bir kadın tarafından Savaş ve Soykırım Araştırmaları Enstitüsü'ne (NIOD) bağışlanan sulu boya tablonun, Nazi Almanyası'nın lideri Adolf Hitler tarafından yapılan orijinal bir resim olduğu ortaya çıktı. Bu tablo, Hitler'in Hollanda'daki bilinen tek eseri.
Bağdat'ta intihar saldırısı: 11 ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenen intihar saldırısında 11 kişinin öldüğü, 27 kişinin yaralandığı bildirildi. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Bağdat'ın güneydoğusunda yer alan Nehravan bölgesindeki çarşıda iki intihar eylemcisi kendini patlattı. Saldırıda 11 kişi hayatını kaybetti. Yaralanan 27 kişi çevredeki hastanelere kaldırıldı.
Kılıç Hukuk Bürosu
Kılıç Hukuk Bürosu avukatları, müvekkil çıkarlarını en üst seviyede gözeterek, ihtiyaç duyulan her konuda hukuki yardım ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Alanında uzman avukat kadrosu ile şahıs ve şirketlere hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren ofisimiz; Özellikle Yabancılar Hukuku (oturum, vize vb. ), İş hukuku, Aile Hukuku, Sosyal Sigortalar Hukuku, İdari Hukuk, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Ankara Anlaşması konulu davalarda hizmet sunmaktadır. Ofisimizle iletişime geçip, bilgi talebinde bulunabilirsiniz. Telefonla, e-postayla, faksla veya bu sayfadaki başvuru formuyla bize ulaşabilirsiniz.
www.kilicadvocatuur.nl
Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl
HABER
10
Kasım / November 2017
‘TÜRKLER HOLLANDALILARA YATIRIM YAPMADILAR’ İçinde bulunduğumuz ülkelerde varlığımızın devamı için bir gelecek perspektifi ortaya konulmalıdır. Gecelek perspektifimizin olmazsa olmazları, elli yıllık göçmenlik tecrübemiz, Avrupa kültür tarihini merak etmemiz ve öğrenmemiz, kültür ve medeniyet tarihimizin referanslarını bilmemiz ve aktüalize etmemiz ve Türkiye AB ilişkilerinin bizlere yansımasının farkında olmamızdır. VEYİS GÜNGÖR İki hafta önceydi. Çalışma ofisine fazla uğramadım. O hafta Hollandalı dostlarımı ziyaret ettim. Yaklaşık yirmibeş yıldır tanıştığım ve zaman zaman birlikte çalıştığım Hollandalı dostlarla hasret giderdim. Birlikte kahve içtik. Elmalı pasta yedik. Sohbet ettik. Hollanda’nın gidişatı, artan ayırımcılık, siyasette popülizm ve yükselen ırkçılık gibi konuları konuştuk. Elbette Hollanda’da Türklerin konumu da gündemimizdeydi. Onların bizi nasıl gördüklerini merak ediyordum, zira bizi yakından tanıyorlardı. Sohbetimiz esnasında dostlarımdan birisi samimiyetle ‘Türkler Hollandalılara yatırım yapmadılar’ cümlesini kullandı. Bu ifade önce pek dikkatimi çekmedi. Ancak ilerleyen saatler ve günlerde kafama takıldı. Türklerin Hollandalılara yatırım yapmadıkları tesbitini uzun uzun düşündüm. Hakikaten, Türkler Hollanda’ya mı Hollandalılara mı yatırım yapmamıştı? Kaldı ki, Hollanda’daki girişimci Türklerin sayısı neredeyse yirmibeşbine yakındı. İstihdam ettikleri o kadar insan, çevirdikleri o kadar sermaye vardı. Örneğin Den Haag’da Türk girişimciler kentin ekonomik omurgasını oluşturuyorlardı. ‘Bütün bunlar Türklerin Hollanda’ya katkıları değil miydi?’ diyesi geliyor insanın. Ancak, Hollandalı dostum bunların dışında bir yatırımdan bahsediyordu. Bu yatırım neydi? Nasıl olmalıydı? İşte bu yatırımı konuşmamızın ve tartışmamızın
veyis.gungor@haber.nl
zamanıdır dedim kendi kendime. Zira, yarım milyona varan sayımızla, Hollanda’da etkimizin minimum düzeyde olduğunu onlarca defa gördük. O zaman, işe nereden başlamalıydık? Hollandalılara yatırım öncelikle bir zihniyet meselesidir. Ülkeye, meseleleri, gelişmeleri sahiplenme meselesidir. Siyaseti takip etme meselesidir. Misafir gibi, yabancı gibi durmama meselesidir. Bu bir paradigma meselesidir. Hollanda’da bir gelecek perspektifi geliştirme meselesidir. Geleceğimizi bu ülkede görüyorsak, bunu sadece dil ile ifade etmekle kalmamalıyız. Aynı zamanda sahiplenme ve sorumluluk almak durumundayız. Psikolojik olarak inanmalıyız. Çifte veya çok yönlü bir aidiyet duruşu ve davranışı geliştirmek olmazsa olmazlarımızdandır. Bu mesele aynı zamanda yeni şartlara uygun bir kimlik geliştirme meselesidir. Bunları, bizim dışımızda birileri düşünmeyecektir. Bu ülkenin yağmuruyla ıslanmış, kahvesinin tiryakisi olmuş, günlük en az bir Hollanda gazetesi okumaya devam eden, her akşam olmasa da haftada en az bir kaç kez Nieuwsuur, De wereld draait door, Pauw gibi televizyon programlarını takip edenlerden başkası yapamaz, hissedemez ve uygulamaya koyamaz. Yaşadığımız ülkede kalma yönünde gazetemizin bu ayki ana başlığı ‘toparlanın gitmiyoruz, kalıcıyız’ kararı ve bu
yönde atılacak adımlar hem bireysel hem de kurumsal düzeyde olmalıdır. Sorumluluk hisseden her Hollandalı Türk vatandaşı günlük ilişkilerini, komşularıyla, iş arkadaşlarıyla, sosyal çevresiyle olan ilişkilerini bu yönde yeniden düzenleyebilir. Kurumlarımız, zaten bu süreçte bir hayli zorlanıyorlar, vizyonlarını gözden geçirip, yenileyebilirler. Bireysel başarıların sayısı, rol modellerin tanıması bu süreçte önemlidir. Hollandaca yazanların sayısının artırılması ve gençlerimizin bu alana yönlendirilmesi de düşünülebilir. Kısacası her aktör kendine çeki düzen vermelidir. Peki bu değişimi nasıl ve hangi kimlikle yapacağız? Zira yeni bir paradigma oluşturmak aynı zamanda bir özgüven meselesidir. Özgüven ve kimliğin oluşturulmasında, şahsi kanaatim ve birlikte olduğumuz arkadaşlarımın zaman zaman ifade ettikleri teklifimiz özetle şöyledir: İçinde bulunduğumuz ülkelerde varlığımızın devamı için bir gelecek perspektifi ortaya konulmalıdır. Gecelek perspektifimizin olmazsa olmazları, elli yıllık göçmenlik tecrübemiz, Avrupa kültür tarihini merak etmemiz ve öğrenmemiz, kültür ve medeniyet tarihimizin referanslarını bilmemiz ve aktüalize etmemiz ve Türkiye AB ilişkilerinin bizlere yansımasının farkında olmamızdır. Toparlanırken bunları yanımıza almayı asla unutmayalım.
Başörtülü polise ayrımcılık yapılıyor Hollanda'da Müslüman polis Sarah İzat'ın, çalışırken başörtüsü kullanmasına izin verilmemesi hakkında "ayrımcılık" kararı verildi. Hollanda İnsan Hakları Komisyonundan yapılan yazılı açıklamada, İzat'ın bulunduğu polis bürosu şikayet bölümünde başörtüsüyle çalışmasına izin verilmemesinin "ayrımcılık" olduğu belirtildi. Komisyon, polisin dini sembolize eden eşyaları kullanmanın yasak olması gerekçelerinin, İzat'ın polis bürosunda çalıştığı bölümde şikayetlerin telefon üzerinden alınmasından dolayı geçerli olmadığı için başörtülü ve üniformalı çalışabileceğini kaydetti. İzat, kararın ardından, sosyal medya üzerinden, "Biz kazandık. Üniforma ile başörtüsü takma hakkım var. Bu çok şey ifade ediyor ve bu hepimizin zaferi. Benim yerimde olan herkesin zaferi." mesajını paylaştı. İzat, çalışırken üniformasıyla başörtüsü takmasına izin verilmemesini din özgürlüğüne aykırı ve ayrımcılık olduğu gerekçesiyle Hollanda İnsan Hakları Komisyonuna taşımıştı. Adalet ve Güvenlik Bakanlığına bağlı olan Hollanda İnsan Hakları Komisyonunda alınan kararların bağlayıcılığı bulunmuyor. Hollanda'da, polislerin tarafsız gözükmeleri amacıyla üniforma giydiklerinde dini sembolize eden eşyaları kullanmaları yasak. Amsterdam İl Emniyet Müdürü Pieter-Jaap Aalbersberg, geçen mayıs ayında Hollanda'da yerel bir gazeteye verdiği röportajda, emniyet teşkilatına farklı etnik kökenlerden kişilerin istihdam edilmesini sağlamak için başörtüsünün polis üniformasının bir parçası olması hususunu görüşebileceklerini söylemişti.
Hayalinizdeki iç dizaynı gerçekleştiriyoruz
GASTRONOMİ SEKTÖRÜNDE PROFESYONEL DİZAYN FİRMASI
ProDesi Interior & Design Zeemanstraat 5 2991 XR Rotterdam Tel.: +31 628 919 007 www.prodesi.nl E-mail: info@prodesi.nl
11
HABER
Kasım / November 2017
EDE'de HDV'ye bağlı Cami başkanları toplantısı yapıldı "Bizler toplum olarak artık gidici değiliz, dört nesil olarak burada yaşıyoruz."
HABER - ŞENOL OCAKLI Hollanda Diyanet Vakfına bağlı 145 caminin Ede Ulu Camii'nde yapılan başkanlar toplantısına 145 yönetici katıldı. HDV Koordinatörü Cevdet Keskin'nin yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan 'misyon ve vizyon' konulu toplantıda konuşmacılar, Deventer Din hizmetleri müşaviri Hollanda Diyanet Vakfı yönetim kurulu sekreteri Mehmet Yürek ve HDV Yönetim kurulu üyesi Ayhan Tonca stratejik planlar konusunda bilgi verdiler. "Biz artık buralıyız, dönmeyeceğiz" vurgusu yapılan toplantıda, "İnsanlık için, Hollandalı ve Avrupalılara örnek Müslüman olmalıyız. Misyon ve Vizyon çerçevesinde İslamiyete ufuk tutacak çalışmalar yapılmalıdır. İmam yetiştirme konusunda çalışmalarımız var. Hollan-
"Yaşadığımız coğrafyada herşey bizi ilgilendiriyor. Ülkedeki sorunların çözümüne talibiz." da toplumu aşırı sağa kayıyor, radikalleşiyor, bunlara karşı hazır olmalıyız. Aksi taktirde bu ülkelerden çekip gitmek zorunda kalabiliriz. Bunları iyi düşünmeliyiz. Hollanda'da yaklaşık bir milyon Müslüman var ve 500'e yakın cami bulunmaktadır. Avrupa'da ayrımcılık, düşmanlık, şiddet, nefret eylemleri günden güne artmaktadır" şeklinde sözler sarfedildi. 6 Kasım'da Hollanda Diyanet Müşaviri olarak Lahey Din hizmetleri görevine başlayan Prof. Dr. Yavuz Ünal yaptığı konuşmasında "Bizler toplum olarak artık gidici değiliz, dört nesil olarak burada yaşıyoruz.Yaşadığımız coğrafyada herşey bizi ilgilendiriyor. Ülkedeki sorunların çözümüne talibiz." dedi.
Halter kahramanımız Naim Süleymanoğlu hayatını kaybetti
O
limpiyat ve dünya şampiyonu eski milli halterci Naim Süleymanoğlu, tedavi gördüğü hastanede 50 yaşında yaşamını yitirdi. Karaciğer naklinin ardından tedavisi Ataşehir Memorial Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde süren Süleymanoğlu'nun hayatını kaybettiği belirtildi.
23 Ocak 1967'de Bulgaristan'da dünyaya gelen Naim Süleymanoğlu, haltere 1977'de başladı. 15 yaşında iken Brezilya'da düzenlenen dünya gençler halter şampiyonasında 52 kiloda iki altın madalya alarak şampiyon
Prof. Dr. Yavuz Ünal "Eğer kalıcı yatırım yapacaksanız çocuklarınız için yatırım yapacaksınız.Biz birbirimize saygı duymazssak, kimse sizi hesaba katmaz. Yaşadığımız dünyada yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Birbirimizin elinden tutmazssak sokak köşelerinden çocuklarımızı toplamaya başlarız. Siz sizin coğrafyanızda yaşamıyorsunuz, başka coğrafyada yaşadığınızın farkında olmalısınız. Bizler bu toplumun bir parçasıyız. Gençlerle ilgilenin onlar yoksa bizim değerlerimiz olmayacak.Gençlerimiz, sesimiz soluğumuz olarak 10 yıl sonra profesör olarak karşımıza çıkacaktır" dedi. oldu. Onaltı yaşında rekor kırarak yine şampiyon oldu. Böylece halter tarihinde en genç dünya rekortmeni ünvanını aldı. 1986 senesinde, Melbourne, Avustralya'da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda bir süre ortadan kaybolan ve daha sonra 11 Aralık'ta ortaya çıktığında, Türk Büyükelçiliği'ne sığınarak, Türkiye'de yaşama, ve Türk Milli Takımı adına karşılaşmalara çıkma talebinde bulunan sporcu, talebinin kabul edilmesinin ardından, Naim Süleymanoğlu adını almıştı. 1992'de Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçildi. 1993 Dünya Şampiyonasında, 3 altın madalya kazanmasının yanı sıra, 2 de dünya rekoru kıran halterci, 1994'te Bulgaristan'da yapılan, Avrupa Halter Şampiyonası'nda da, sadece üç kaldırış yaparak, üç dünya rekoru kırdı. Naim Süleymanoğlu'nun vefatı Hollanda'daki dostlarını da çok üzdü. Milli haltercimizle farklı zaman ve mekanlarda görüşüp dostluklarını ilerleten Şahin Arabacı ve Bülent Türker dostlarını kaybetmenin acısını sosyal medyada paylaştılar.
THY Almanya'ya evcil hayvan taşımayacak
Türk Havayollarının (THY) resmi internet sitesinde, Basın Müşavirliği'nin yaptığı açıklamaya göre, "Almanya Hükümeti tarafından alınan karar doğrultusunda, uluslararası uçuş noktalarından Almanya'ya seyahat edecek yolcuların kabinde ve/veya kargo bölümünde evcil hayvan taşıması, ikinci bir bildirime kadar gerçekleştirilemeyecektir. Almanya'ya seyahat edecek yolcularımızın, herhangi mağduriyet yaşamamaları adına konuya önem göstermelerini rica ederiz." ifadesine yer verildi.
Almanya'da ibre 'büyük koalisyonu' gösteriyor
Almanya’da Hristiyan Birlik partileri (CDU/ CSU), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller arasında yapılan koalisyon ön görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından ibre, son 4 yıldır ülkeyi yöneten ve "büyük koalisyon" olarak adlandırılan CDU/CSU ile Sosyal Demokrat Partinin (SPD) yeniden koalisyon kurmasına döndü.
Ehliyetsiz 56 yıl araç kullandığı ortaya çıktı
Almanya'da bir sürücünün 56 yıl boyunca ehliyeti olmadan araç kullandığı tespit edildi. Hochsauerlandkreis polis yetkililerinden yapılan açıklamada, geçen hafta Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Hüsten beldesinde meydana gelen bir trafik kazasına karışan 74 yaşındaki sürücünün, yıllardır ehliyetsiz araç kullandığının tespit edildiği ifade edildi.
Ensar Yufka büyümeye devam ediyor H
ollanda’nın Harderwijk şehrinde, ilk yıllarda evinde başladığı hazır yufka üretimini kısa sürede seri üretim yapan fabrika haline dönüştüren ve günde 40 bin adet yufka üretimi ile Hollanda, Almanya, Belçika, Avusturya, İsviçre, Macaristan gibi ülkelere ihraç eden Osman Avcı, Ensar Yufka fabrikasını yeni taşındığı Ermelo kentinde yüzlerce insanın katıldığı bir törenle hizmete açtı. Sunuculuğunu Yavuz Nufel’in yaptığı açılış töreninde bir konuşma yapan Osman Avcı, “2012 yılında bu yöresel bir ürünümüze olan talebi fark ederek üretim yapmaya başladık. Kısa sürede artan talepleri karşılayamaz hale geldik. Annem bir Anadolu kadını olduğu için o yöresel damak tadını bire bir tutturmanın formülünü bulmuştu ve onun kontrolünde elle üretim yapıyorduk. Klasik yöntemle, yani günlük taze ve doğal yufka üretiminde ilk başlarda haliyle çok zorluklar çektik. Elimde oklavayla saç üzerinde kendim de yufka pişirdiğim oldu. Eleman sıkıntısı çektik. Yöresel bir ürün
olduğu için bu işi tam anlamıyla yapabilen eleman bulmakta zorlandık” dedi. Katıldıkları festivallerle Ensar Yufka’nın adı ve tadının Hollanda sınırlarını aştığını ifade eden Osman Avcı, başlangıçta talep olmasına rağmen marketlere özellikle girmediklerini, günlük olarak 12 kişi ile çalışmalarına rağmen en fazla bin adet yufka üretebildiklerini anlattı. Avcı, Avrupa genelinde Çiğköftem başta olmak üzere Tatlıses Çiğköfte, İstanbul Çiğköfte, Öz Çiğköfte gibi firmaların Ensar Yufka’yı tercih etmeleri üzerine üretimi tamamen el değmeden ve seri üretmenin yollarını araştırarak bu günlere geldiklerini vurguladı. Otomatik üretime rağmen tadında, tazeliğinde ve doğallığında en küçük bir değişim olmadığnı belirten Osman Avcı, “Şayet bir bozulma, bir değişme söz konusu olsa, insanlar Anadolu'nun o lezzetini bulamamış olsa ikinci kez almaz. Annem bu işin uzmanı olduğu ve işin başında olduğu için en çok dikkat ettiği nokta tazeliği. Lezzetinden de hiç ödün vermez” dedi.
HABER
12
Kasım / November 2017
İnsanların yüzlerinin güldüğünü görmek bizleri de mutlu ediyor RÖPORTAJ
manla yola çıkması onların güven duygularının artmasına vesile oluyor. Sorunlar ve çözümler aynı ama kültürel farklılıklar bazen kararları olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Bu iki kültür arasındaki farklılığı bilmek ve ona göre savunma hazırlamak çok önemlidir. Bu anlamda, Türk avukatları olarak önemli bir hizmet verdiğimize inanıyorum.
Avukat Meral Soytekin
ff Toplam kaç çalışanınız var? Şu an iki avukat, bir hukuk danışmanı, iki stajyer ve de ofis menajerimiz ofisimizde hizmet sunmaktadır. Az öncede belirttiğim gibi, kaliteden ödün vermeyip, önümüzdeki sene bünyemize yeni avukatlar katmayı düşünüyoruz.
ff Sizi tanıyabilir miyiz? Ben Meral Soytekin, Hollanda’nın Rotterdam şehrinde doğdum. Erasmus Üniversitesinde hukuk bölümünü 2002 yılında bitirdim. Ardından Oud Beijerland belediyesinde hukuk danışmanı olarak çalışmaya başladım. Tam 10 yıldır avukat olarak görev yapmaktayım.
ff Avukatlığa nasıl ve ne zaman başladınız? Küçük yaşlardan itibaren hep avukat olmak istemişimdir. Bu yüzdendir ki, Gymnasium yapıp, sonrasında Erasmus Üniversitesinde hukuk bölümüne başladım. Mezun olduktan sonra Oud Beijerland belediyesinde hukuk danışmanı olarak ise başladım. Belirli yıllar hukuk konusunda deneyim kazandıktan sonra, Oud Beijerland’da bulunan Hollandalı bir avukatlık bürosunda stajıma başladım. Burada yedi yıl çalıştıktan sonra, kendi vatandaşlarımıza hizmet sunmak için Rotterdam’da kendi büromu açtım. ff Müşteriler neden size gelmesi gerekir, ayrıcalığınız neler? Ayrıcalığımız, sunduğumuz hizmetlerin kalitesi ile ölçülebilir. Bizim için önemli olan müvekkillerimizin hakkını sonuna kadar en doğru şekilde başarıya ulaştırmak için azami şekilde çalışmaktır. Müvekkilimizin davaya başlamadan ve dava sonlandıktan sonra bize güveninin değişmemesi için azami gayret sarf ediyoruz.
Biz davaların büyüklük veya küçüklüğüne bakmayız, her dava bizim için aynı öneme sahiptir.
ff Hangi davalar sizin uzmanlık alanınız? Ofisimizde iki avukat bulunmakta. Kendim Aile Hukuku yani boşanma, mal varlığı, nafaka, velayet v.s. davalarının tamamına bakmaktayım ve bu alanlarda uzman olarak hizmet yürütmekteyim. Ayriyeten çocuk esirgeme kurumu ile alakalı davalar, çocuk yerleştirme davaları ve ceza davalarına da bakıyorum. Diğer avukatımız Fatih Özer Bey ise genelde işveren/işçi davaları, kamu davaları (sosyal, UWV kurumlarına karşı), kira davalarına bakıyor. ff Müşterileriniz size geldiğinde, fiyat anlaşmasını nasıl yapıyorsunuz. Saat ücretli mi yoksa önceden anlaştığınız bir ücretten mi faturalıyorsunuz?
Hollanda’da hukuk konusunda bir avukattan destek almak çoğu zaman herkesin yararlanabileceği şekilde düzenlenmiştir, demek istediğim şudur ki, kişinin gelirine göre Hollanda devleti ödenek veriyor. Kişinin mali durumu kısıtlı olduğu taktirde, devlet masrafların çoğunu karşılayıp, kişi sadece “eigen bijdrage” denilen cüzi miktarı karşılamak zorunda kalıyor. Bu miktar 143 Euro'dan başlar, kişinin gelirine göre yükselebiliyor. Kişi sosyal ödenek aldığı taktirde, bu “eigen bijdrage”dahil tüm masrafları devlet karşılıyor. Kişinin geliri iyi olması
durumunda, yani devlet yardımına tabi değilse, davanın içeriğine göre tabi ki fiyat anlaşması yapılabiliyor.’
ff İleriye yönelik hedefleriniz neler ? Şu an yaklaşık 5 yıldır Rotterdam Zuid’te Kocatepe yakınında hukuki destek vermekteyiz. Öncelikli hedefim Rotterdam ve çevresinde avukatlık denildiği taktirde, kişilerin bizi verdiğimiz kaliteli destekten dolayı tanımasıdır. Sonra tabi ki hukuki yelpazemizi genişletmektir. Mesela 2018 yılı için Türkiye’de boşanmak isteyen vatandaşlarımıza da yardım edebilmek veya yabancılar hukunda yardımcı olabilmektir. Şu an bünyemizde bulunan avukatlarımıza yenilerini de katmayı düşünüyoruz. ff Müşteri portföyünüzü artırmak için neler yapıyorsunuz?
Şu an bünyemizde çalışan avukatların yanısıra yabancılar alanında uzman olan avukata ihtiyacımız var. O alandaki soruları yakında uzman bir avukatla çalışıp bu alanda da ofis olarak hizmet vermeyi düşünüyorum.
ff Müşterileriniz daha çok Türklerden mi oluşuyor, yoksa diğer ırklardanmüşteriniz var mı? Müşteri portföyümüz çok çeşitli olup ofisimizin yer itibari ile bulunduğu konumdan dolayı çoğunluğu Türklerden oluşmaktadır. O yüzden avukatlarımız ve sekreterlerimiz hem Türkçe hem de Hollandaca dilinde hizmet sunmaktadır. Ama tabi ki farklı irktan vatandaşlar da var. Haklarını arama ve alma noktasında sıkıntı yaşayan insanlarımızın kendi dilinde hizmet veren bir danış-
ff Başarınızın sırrı nedir? Başarımızın sırrı zannedersem müvekkillerimize sunduğumuz hizmetten ve davaların iyi bir neticeye ulaşması için azami gayret sarf etmemizde yatıyor. Muvekillerimizi davanin basindan sonuna kadar destek veriyoruz. Böylece muvekillerimizin çoğu yeni durumlarda tekrar bize yönleniyorlar.
ff Müvekkillerinizle unutamadığınız hatıralar/ ilginç olaylar var mı? İnsanların yüzlerinin güldüğünü görmek bizleri de mutlu ediyor. Bir akşam arandım. Bir baba, herhangi bir sebepten dolayı 15 yıldır göremediği 24 yaşındaki engelli çocuğuna ulaşmak istemiş. Son çare olarak bize başvurmuş. Bana da elindeki bir iki bilgiyi iletti. Biz sadece hukukî değil, insani amaçlı bir girişimde bulunarak baba ve oğlunu buluşturduk; o
günden itibaren bizi sürekli arar, dua eder. Bunları yaşamak çok güzel. Yine çocuğu elinden alınan ve uygun olmayan bir aileye verilen bir çocuğun ailesine dönmesine yardımcı olduk, bu da bizleri sevindiren davalarımız arasındadır.
ff Gözlemlerinizden yola çıkarak buradaki vatandaşlara neler söylemek istersiniz, bu süreçte öğrendikleriniz ışığında gelecek nesle neler tavsiye edersiniz? Çoğu vatandaşlarımızın hukuki sorunlarında avukata başvurmaları bazen zor olabiliyor. Avukatın sadece hali vakti yerinde olan kişiler için olan bir kurum olarak görülebiliyor. Az önce de belirttiğim gibi, maddi durumu kısıtlı olan kişiler için, hukuki sorunlar yaşandığı taktirde bir avukata başvurmaları mali bakımdan fazla bir yük olmuyor. Hollanda devleti maddi konumu iyi olmayan vatandaşları için finansal katkı sunmaktadır. Hele ki sosyal ödenek aldığınız taktirde hiç bir ücret ödemeden hukuki sorunlarınıza bir avukat tarafından cevap alabiliyorsunuz. Yapmanız gereken Sociale Dienst’e hukuki ödenek için sadece bir form doldurmaktır. Biz bu konuda da müvekkillerimize yardım ediyoruz. İnsanlar haklarını aramaya devam etsinler ve haksızlıkları kabullenmesinler. İçinden çıkamadıkları durumlarda, çözemedikleri sorunlarda mutlaka işin uzmanına danışsınlar. Özellikle kendi lisanınızla hizmet eden bir uzmanla hukuksal sorunlarınızı paylaşın. İnsanların derdiyle dertlenmeyi ve onlara hizmet etmeyi seviyorum. Bu yüzden her ayın ilk cuma günleri halka açık olarak ücretsiz bir danışmanlık günü düzenliyoruz. Vatandaşları dinleyip, âcizane sorunlarına çözmeleri noktasında yol gösterip, tavsiyelerde bulunuyoruz. Haklarını alma ve arama hususunda yardımcı oluyoruz. Yoğunluktan dolayı, bu ücretsiz danışma günleri için randevu alınması gerekiyor. Bu konu hakkında bilgi için:
Advocatenkantoor Soytekin Putselaan 133 3072 CE Rotterdam Tel.: 010- 226 227 1 Fax: 010- 226 227 2 Email: info@soytekin.nl Web: www.soytekin.nl
13
HABER
Kasım / November 2017
Sivaslılar Rotterdam’da bir araya geldi
Müsiad Hollanda'da 4'e ayrılıyor
Sivasspor tişörtü açık artırmada 1000 euro karşılığında sahibini buldu.
Hollanda’da teşkilatlanarak, bu amaç doğrultusunda 2011 yılından beri faaliyetlerini sürdürmekte olan ASBİR Hollanda Şubesi, Hollanda’daki Sivaslıları Rotterdam’da bir araya getirdi. Programa başta ASBİR Federasyonu Genel Başkan yardımcısı Gazi Kılınç, HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, EUBA Başkanı Hasan Aras, Anatolia Nuts sahibi Said Yılmaz, Tandartsen Praktijk adına Ahmet ve Hülya Kaya, Benim Sigortam adına Mehmet Keskin Nafi Keleş, JILPAQ adına Faruk Halıcı, Köftehoor Restoran adına Sefa Çopur, siyasetçiler, Hollanda’daki Sivaslılar, STK temsilcileri ve girişimciler katıldı. Zeynel Abidin Kılıç tarafından sunulan programın açılış konuşması, ASBİR Hollan-
da Şube Başkanı Göksel Soyugüzel: “Yıllardır özlem duyduğumuz Sivaslıları bir araya getirmenin mutluluğu içerisindeyim. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Biz Hollanda Avrupa Sivaslılar Birliği olarak 2011 yılından beri faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz ancak 2016 yılında resmî kuruluşumuzu gerçekleştirdik. ASBİR ailesi olarak 2011 yılından beri Sivas’a götürülen akülü engelli arabalarda en çok katkıyı Hollanda şubesi olarak biz yaptık. Sivas’a yatırım için zaman zaman gelen heyetlere toplantılar düzenledik. Yatırımcıları teşvik ettik. Ancak faaliyetlerimiz artık Hollanda ağırlıklı olacak. ” dedi. HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu,
Gentle Incasso
1999 dan beri
1999' dan beri hizmetinizdeyiz
gündemi değerlendirdiği konuşmasında, bundan sonra toplum olarak belirlenen yol haritasının işlerliğe konulması gerektiğine vurgu yaptı. Programda, Sivasspor tişörtü açık artırmayla satışa sunuldu. Zorlu çekişmeden sonra Anatolia Nuts sahibi Said Yılmaz 1000 Euro karşılığında tişörtün sahibi oldu. Programda, sevilen ses sanatçıları Mustafa Karagöz, Turan Yıldırım, Grup Es, sevilen türkülerle davetlilere unutulmaz anlar yaşatırken, Hollanda Mehteran’ın, Mehteran halay ekibinin gösterileri de salondakiler tarafından heyecan ve coşkuya izlendi. ASBİR Hollanda Yönetim Kurulu: Göksel Soyugüzel (Başkan), Aynur Arıkan (Sekreter), Ünsal Artuk (Başkan Yardımcısı) Siyami Demir (Başkan Yardımcısı) Ertuğrul Gültekin (Başkan Yardımcısı), M. Yılmaz (Muhasip/ Tanıtım Sorumlusu), Ünal Fırat (Koordinatör), Gökmen Bekar (Gençlik Kolları Sorumlusu) Hülya Kaya (Üye), Beran Yılmaz (Üye), Zeynel Abidin Kılıç (Üye).
2 Aralık Cumartesi günü Rotterdam, Den Haag ve Utrecht’te gerçekleşecek olan açılış hazırlıkları kapsamında Schiedam Padişah Restoran’da düzenlenen ‘üyelerle buluşma kahvaltısı’ programına Müsiad Rotterdam üyeleri ve eşleri ile basın mensupları katıldı. Açılış töreni ve üyeleri ile yapılan Türkiye iş gezisi hakkında değerlendirmeler yapan Rotterdam Müsiad Başkanı Mustafa Duyar, katılımcı üyelere ayrıntılı bilgiler verdi. Kahvaltıda eski başkanlar Mehmet Akbulut ve Sinan Tosun da birer selamlama ve başarı dilekleri içerikli konuşmalar yaptılar. Rotterdam Genç Müsiad başkanı Elif Cansu Kaba ise açılış hazırlıkları ve Genç Müsiad’ın faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Bilgilendirme toplantısı sonrası katılımcılarla topluca hatıra fotoğrafı çekildi.
1. ELDEN SATILIK iŞYERi Gorinchem'ın en işlek sokaklarından biri olan Koningin Wilhelminalaan sokağında, içerisinde iki şirket kiracısı olan, 130 m2 işyeri satılıktır. Halihazırdaki kiracılar olan SNS Bank ve Can Market tarafından aylık kira bedeli düzenli olarak ödenmektedir. Horeca vergunning mevcuttur. Vraagprijs: € 201.000 k.k.
and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Alacaklılarınız sizin paranızla tatile mi gidiyor? O takdirde çekinmeyin ve bizi arayın. 18 yıldır, 20'den fazla ülkede aktifiz.
Koningin Wilhelminalaan 64 4205 EZ Gorinchem
İrtibat: 1. elden sahibi tel. 0653-53 33 58
Gaan uw debiteuren met uw geld op vakantie? Aarzel dan niet en bel ons. Wij zijn inmiddels 18 jaar actief in meer dan 20 landen.
Gentle Incasso
Debt Collections & Payment Solutions Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
Tel: 010-4230513 Laan op Zuid 480 3071 AB Rotterdam
Muhasebe işlerinizi ciddiyetle, usulüne uygun ve profesyonelce yapıyoruz. Sene sonunda gereksiz vergi ödemeyin, uzmanına danışın.
HABER
Kayserililer Vakfı basın ödülleri vermeye hazırlanıyor
Hollanda Kayserililer Vakfı (HKV) bu yıl ilki gerçekleştirilecek ve geleneksel hale dönüşmesi hedeflenen bir organizasyonla Hollanda’da basın ödülleri vermeye hazırlanıyor. Bu kapsamda Vlaardingen’de bulunan MellowShip Restoran’da bir tanıtım ve istişare toplantısı düzenlendi. Toplantıya Hollanda’da aktif olan medya kurum ve temsilcileri katıldı. HKV Başkanı Hasan Tekten’in konuşması ile başlayan bilgilendirme ve istişare toplantısına genel sekreter Mehmet Safranti tarafından planlanan organize ile ilgili sunum ile devam edildi. Hollanda’da hemşeri dernekleri statüsünde olan Kayserililer Vakfının, Hollanda’nın toplumsal, siyasi ve sosyal yaşamı ile ilgili hassasiyetleri konu edinmesi, bu konuda yapılabilecek her türlü olumlu çalışmalarda inisiyatif alması amaçlı, yıllık çalışma planında, basın ödülleri dağıtılmasının anlam ve önemine vurgu yapıldı. Hollanda’da yazılı, sözlü, görsel ve internet haberciliği kategorilerinde belirlenecek basın ödül adayları, HKF vakfı yönetim kurulu tarafından belirlenecek ve üyeler tarafından seçilecek. Toplantı, Başkan Hasan Tekten’in katılım ve katkılarla ilgili teşekkür konuşması ve toplu hatıra fotoğrafı ile sona erdi.
Fest-i Hijab Fuarı görücüye çıkıyor
Hollanda’da ilk defa düzenlenecek olan Fest-i Hijab, Tesettür Giyim, Trend Butikler, Moda ve Güzellik, Kültür ve Yiyecek stantlarıyla görücüye çıkıyor. Rotterdam’ın The Crown Fuar ve Sergi alanında 16 ve 17 Aralık tarihlerinde Asude Modanın düzenleyeceği festivalde; firmalar, butikler, mağazalar, girişimciler, ürünlerini ve hizmetlerini daha geniş kitlelere ulaştırma imkânı bulacak. Fest-i Hijab olarak ilk defa tüm kültürlere ve genel olarak ailelere hitap eden büyük çaplı bir fuar düzenleyerek tüm butikleri ve mağazaları bir araya toplayacak. 2 gün boyunca alışveriş severleri ağırlayacak olan festivalde, birçok muhafazakâr marka yer alacak. Firmalar, butikler, mağazalar, girişimciler, ürünlerini ve hizmetlerini daha geniş kitlelere ulaştırma imkânı bulacak.
14
Kasım / November 2017
TOPLUMSAL UYARI..! ALINAN ALINSIN, DARILAN DARILSIN Avrupa Birliği’nin kuruluş amacındaki en büyük hayali Avrupa'nın savaş çıkaratan bir fitne kıtası olmasına engel olmaktı. Bu manada birliğe üye ülkeler arasında sınırların kaldırılarak, Avrupa kıtasının bir daha savaşlarla yıkılmasının engellenmesi amaçlandı.
METİN YAZAREL Biz Avrupalı Türkler olarak yaşadığımız ülkelerde edindiğimiz demokratik hak ve hürriyetlerin Türkiye ile ilişkiler bahane edilerek, küresel modernleşmenin baskısına feda edilmesi tehlikesiyle karşı karşıyız. Kendisine biçilen rolleri oynamaktan öte, başka bir işe yaramayan kânâat önderi figüranlar üzerinden toplumsal mühendislik yaparak tavizler koparmayı hedefliyorlar. Hatırlanacağı gibi bir süre önce Hollanda temsilciler meclisinde Türk toplumunu temsil eden STK'ları sorgulayan bir uygulamaya şahit olmuştuk. Sorgulamaların neticesinde, "devletin mızıkçılık ederek, bundan sonra Türk sivil toplum örgütleriyle konuşmama, tebâsına küsme" kararına tanık olduk. Çağdaş devlet ilkeleriyle bağdaştıramadığım sözkonusu kararı, Haber Gazetesinin Kasım 2016 sayısında "Devlet Mızıkçılık Ederek Tebasına Küser mi?" diye eleştiren bir yazı yazmıştım. Öteden beri sivil toplum örgütlerini çağdaş demokrasilerin vazgeçilmezleri arasında görerek sivilizasyon ve sosyalleşmenin en etkili araçlarından birisi olduğuna inanırım. Yine; devlet otoritesini kullanan yönetici zümrelerle, tebâ arasında sürdürülen ilişkilerin, STK'lar üzerinden yürütülmesinin, devletle vatandaşı arasında sosyal mutabakatı sağlamak anlamında en önemli araç olarak görürüm. Modern devletlerde sivil toplum örgütleri, gücünü temsil ettiği üyelerden alarak yönetici zümre ve yönetilen ahâli
metin.yazarel@haber.nl
arasındaki ilişki ve işbirliğine katkı sağlayan kurumlar olarak tarif edilirler. Hal böyle olunca, devletlerin STK'larla ilişkilerinde ben küstüm oynamıyorum şeklinde oyun bozanlık etmesini (zıllımasını) moderniteyle alakalandırmak mümkün olmaz. Hollanda'da bir süre önce gündeme getirilen "küstüm yasası'nın" sivil örgütlenmeleri sindirmekten başaka bir amaca yönelik olmadığını tekrardan hatırlatırım. Gelelim normalleşmesini şiddetle arzu ettiğimiz bu sorunlu ortamda STK'lar üzerinden toplumsal ayar çekilmek istenmesine. Devlet indinde göze girmek ve kesilen subsidi (sübvansiyon) kaynaklarına tekrardan ulaşılmak isteniyorsa, STK'ların devletle olan ilişkilerinde 'emret komutanım' modunda olması bekleniyor. 'Bundan böyle Hollanda Türkiye, iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkilerde buradaki varlığınızı gözeterek hareket etmelisiniz' diye telkinler ima ediliyor. 'Türkiye'nin sizlerin buradaki ilişkilerinize ayak bağı olacak kararlar almasına müsaade etmeyerek, yaşadığınız ülkelere olan sadakatınızı göstermelisiniz' şeklinde telkinlerle ahâli hizaya çekilerek toplumsal rıza üretilmek isteniyor. Neye göre, hangi anlayışa göre rıza üretileceği, işbirlikçi figüranlardan dahi gizleniyor. Entegrasyon ve asimilasyon politikalarının iflas ettiğini itiraf eden ve kolonizasyon kültürüne aşina bir ülkenin hangi anlayışa göre, rıza üreteceğini kimse bilemiyor.
Evet; bulunduğumuz ülkelerde muhatabı olduğumuz anti-demokratik uygulamalara karşı, maalesef toplumsal dayanışmayı sağlayamadık. Türkiye’nin bizim lehimize olan tepkilerini dahi eleştirmeyi marifet bildik. 11 Mart krizini bahane ederek, Türkiye'ye karşı olan siyasal grup ve cemaatların 'Türkiye'nin himayesine gerek yok, çek elini üzerimizden Türkiye' şeklinde yaptığı ince ayarlı menfi propogandaları engelleyemedik. Lobicilik anlamında da olsa, kültür ve inanç birliğine dayalı ilişkilerde dahi, toplumsal birlikteliğe yatırım yapamadık. Ortak aklın gereği olan toplumsal dayanışmayı ya ideolojik sebeplere, yada nefsani tercihlere feda ettik. Haber Gazetesi'nin bu sayıda "Toparlanın Gitmiyoruz" şeklinde ironik manşetine gelince, evet kimse gitmiyor! Kimse Hollanda'da yarım asrı geçen varlığını heba etmek istemiyor. Hiç kimse toplumsal hafıza kaybı demek olan, kendi kültürel birikim ve moral değerlerinden tavizler vererek hayatını idame ettirmek istemiyor. Hiç kimse yurt bildiği Hollanda ile, aidiyet duyduğu Türkiye arasında çıbanbaşı olarak anılmak ve aidiyetler üzerinden mağduriyetler üretilmesini istemiyor. Aksine diaspora kültürüne uygun düşecek bir biçimde, kültürel birikimlerini yaşatarak sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın her alanında söz söyleyebilmek, birlikte yaşama ve birlikte yönetme iradesini görmek ve göstermek istiyor.
Amsterdam ve Rotterdam'da Cumhuriyetin 94’üncü yıl coşkusu
29
Ekim Cumhuriyet Bayramı; Rotterdam, Amsterdam ve Deventer Başkonsoloslukla-
rında verilen resepsiyonlarla kutlandı. Rotterdam’daki kutlamanın adresi geçen yıl olduğu gibi bu yılda Inntel Otel idi. Baş-
konsolos Sadin Ayyıldız ve eşi Mehtap Ayyıldız’ın ev sahipliğinde gerçekleşen resepsiyonuna, Hollandalı konukların yanı sıra, işadamları, siyasetçiler, STK temsilcileri, politikacılar ile vatandaşlarımız katıldı. Deventer Başkonsolosluğu Geçici Tedvire Memur Konsolos İlyas Çetin ile eşinin ev sahipliğinde kentin tanınmış otellerinden Sandton Ijssel’da verilen resepsiyona belediye başkanları, komiserler, encümen üyeleri, çeşitli kurum ve kuruluşların üst düzey yetkilileri, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, yurttaşlarımız ile Hollandalılardan oluşan seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. yıldönümü başkent Amsterdam'da ise Tropen Kraliyet Enstitüsü'nde gerçekleştirilen resepsiyonla kutlandı.
15
HABER
Kasım / November 2017
Lahey’de Cumhuriyet Balosu
Türkiye’nin yanı sıra yurtdışında da Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94.yıldönümü kutlamaları yapıldı. Hollanda’nın Lahey kentinde de düzenlenen baloda Cumhuriyet bayramı coşkuyla kutlandı. Türk sinemasının usta sanatçısı Fatma Girik ile Avrupa ve Türkiye’de farklı
sektörlerde yatırımları bulunan başarılı işadamı Turgut Torunoğulları’nın onur konuğu olarak davet edildikleri baloya ülkenin çeşitli kentlerinden seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Altın Lale Organize Komitesi Başkanı Bülent Türker, “Bugün burada Cumhuriyetimizi bir kez daha
coşkuyla kutluyor, Büyük Lider Atatürk’e şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye ve Atatürk sevdalılarının bir araya getirmek, Hollanda’da ve dünyada başarılı Türkleri ödüllendirmek en büyük amacımız” ifadesini kullandı. Geceye onur konuğu olarak katılan Türk sinemasının usta oyuncusu Fatma Girik adeta ilgi odağı oldu. Etkinlik çerçevesinde 3.Altın Lale ödülleri dağıtımında ise heyecan dorukta idi. Bülent Türker, Nurhan Akkarpuz, Hülya Kaya, Beyzade Ünver, Erol Sanburkan, Murat Erçarıkçı, Fatma Koşer Kaya, Ali Koç, Sonya Çakır, Seyid Yeyden’den oluşan jüri, yüzlerce aday arasından Zeki Baran, Görkem Yüce, Melih Oyman, Mehmet Emin Alkanlar, Ali Özkal, Emine Kara, Hatice Bayer, Murat Kurt, Cihat Çelikkol ve Özcan Özbay çeşitli kategorilerde bu yıl Altın Lale ödüllüne layık görüldü. Ardından Ömür Boyu Yaşam Ödülü yılların sinema sanatçı Fatma Girik’e takdim edildi. Altın Lale Ödülü daha önce ünlü halterci Naim Süleymanoğlu ile Türk sinemasının bir başka usta sanatçısı Türkan Şoray’a verilmişti.
Perfection of the taste!
www.mevlanakip.nl
! D N E P O E G G A D N O Z E ELK NEN TEGEN 0% RENTE BETALEN IN TERMIJ
A MS T E R DA M Klimopweg 27 1032 HZ 020 717 34 45
BA R E ND R E CH T Van’t Hoffstraat 8 2991 XP 010 213 3685
www.istikbal.nl | info@istikbal.nl
U T R E CH T Europalaan 95 3526 KP 030 721 0821 www.bellonawonen.nl | info@bellonawonen.nl
HABER
Restorana zorla alkol sattırılmak isteniyor Rotterdam'da bulunan İlya restoranı geçtiğimiz günlerde ilginç bir haberle gündeme oturdu. Woonstad Rotterdam kurumu, kontratında zorunlu alkol satışı belirtildiği iddiasıyla İlya restoranın alkol satması gerektiğini belirtti. Restoran sahibi Müslüman müşterilerinin bu durumdan rahatsız olabileceğini belirterek, alkol satmak istemediğini söylüyor. Binanın sahibi olan Woonstad Rotterdam kurumu, restoranlar yapılan kira sözleşmesinde alkol satışı konusunda bir maddenın yer aldığını ifade ederek, restoranın bulunduğu sokağın canlı tutulması için alkol satışının şart olduğunu söyledi. İlya restoranın yanında bulunan iki ayrı cafenin de alkolsüz olması nedeniyle çeşitlilik olabilmesi açısından İlya’da alkol satılması gerektiği belirtiliyor. Restoran sahibi Özkan Bayram konuyla ilgili yaptığı açıklamada alkol satışına sıcak bakmadıklarını ifade ederek: "Alkol nedeniyle kavgalar çıkabiliyor. Diğer müşteriler rahatsız edilebiliyor ve alkol olmayan yerleri tercih eden müşterilerimizi kaybedebileceğimizi düşünerek alkol satışı yapmak istemiyoruz. Woonstad ile alkol satışı anlaşması yapmadık. Alkol için ruhsat başvurusunda bulunmuştuk ancak alkolsüz de yeteri kadar ilgi gördüğümüz için alkol satışından vazgeçtik ” dedi.
16
Kasım / November 2017
EN IYISI BIRLIKTE YAŞAMAYI ÖĞRENMEK ‘Toparlanın gitmiyoruz’ derken şüphesiz, bizim buralarda kalıcı olduğumuza vurgu yapmakla birlikte, sürekli “işinize gelmiyorsa defolup gidin” şeklindeki ifadelere de bir cevap vermemiz gerektiğinin altını çizmektedir. Hem de bu cevabı öyle bir formüle etmeliyiz ki, hem okuyanın aklında kalsın hem de muhataplarının yüzüne bir tokat gibi insin. Bakalım bunu becerebilecek miyiz?
AHMET SUAT ARI Biraz zaman aldı, ama galiba mizahın gücünün farkına varmaya başladık. Genel Yayın Yönetmenimiz Haber’in bu sayısının “Toparlanın Gitmiyoruz” manşetiyle çıkacağını ve yazılarımızda bu konunun mizahi bir dille işlenmesini arzu ettiklerini belirtmiş. Bu isteği okur okumaz içimden ‘ha şöyle’ dedim. Zira mizah hem sözlü hem de yazılı en etkili metotlardan birisidir. Tabii ki ölçüyü kaçırmamak kaydıyla. Ölçü de insanların kendi tasarrufları olmayan özellikleri değil, icraatlarıdır. Buna uyulduğu müddetçe de mizahta sınır yoktur. Eskiler buna hiciv derlerdi. Bir kişiyi, bir toplumu, bir âdeti, görülen kusur ve eksiklikleri, gülünç hâlleri, açık veya kapalı olarak yeren, alaya alan söz ve yazılar anlamına gelen hiciv, özellikle köşe yazarları tarafından sıkça kullanılan bir yazı türüydü. Nedense artık pek kullanılmaz oldu. Gelelim konumuza. Haber’in yayın kurulu ‘Toparlanın gitmiyoruz’ derken şüphesiz, bizim buralarda kalıcı olduğumuza vurgu yapmakla birlikte, sürekli “işinize gelmiyorsa defolup gidin” şeklindeki ifadelere de bir cevap vermemiz gerektiğinin altını çizmektedir. Hem de bu cevabı öyle bir formüle etmeliyiz ki, hem okuyanın aklında kalsın hem de muhataplarının yüzüne bir tokat gibi insin. Bakalım bunu becerebilecek miyiz?
suat.ari@haber.nl ‘Toparlanın gitmiyoruz’, çünkü nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Burada doğduk, büyüdük, okuduk, sevdik, sevildik, sevindik, üzüldük, çalıştık, işsiz kaldık, hayatın en önemli kavramlarıyla burada tanıştık, kısacası bizim temelimiz burada atıldı ve o temel üzerine çok şey inşa edildi. Bu yapıyı temeli ile taşımaya kalkarsak onarılması mümkün olmayan hasarlar verebiliriz. Buna ne niyetimiz ne de hevesimiz var. Bunca emeğe saygı için hiçbir yere gittiğimiz yok, beğenmiyorsan sen kendine başka bir yer ara. Ya sev ya terk et dersen de sen zararlı çıkarsın, zira sevgimiz ortalamanızdan çok daha güçlüdür. Hem de biz bir sevdik mi ölesiye severiz, öyle menfaatimizin bittiği yere kadar değil! Ha bizim Anavatanımıza muhabbetimizden mi rahatsız oldun? Bence hiç gerek yok. Sen de öyle yap, ama bizleri de içine alacak şekilde. Aksi kalbine zarar. Hem neme lazım, artık hastalanmanın da bir maddi maliyeti var. Maazallah bir bakmışsın nefretten ortaya çıkan kalp rahatsızlıkları ‘temel sigorta’ kapsamından çıkarılmış. Gel akıllı ol da nefreti zihninden at! Zaten keskin sirke küpüne zarar. Maçlarda Türk takımlarını tutulmasına mı bozuluyorsun? Onun da kolayı var. Çevrene bir bak, zira hayatında bir kere bile gitmediği şehirlerin takımlarını tutan bir
Brouwersdijk 149 Dordrecht
sürü insan görürsün. Onlar senin gözüne batmıyor da sadece göçmen asıllıları kınıyorsan o da senin sorunun. Hiç zaman kaybetmeden bir uzmana gidip hazımsızlığa bir çare ara derim. Bazıları arkamızdan konuşup serzenişte bulunuyormuş. Neden iki kişi bir araya gelince Türkçe konuşuyormuşuz? Burası Hollanda’ymış! Bu konuda da çuvaldızı bize batırmadan önce iğneyi kendilerine bir batırsalar hiç fena olmaz. Konuşurken iki kelimeden birisini İngilizceden seçenlerin benim anadilim konusunda söz söyleme yetkisi olabilir mi? Tabii ki hayır! Farz et ki hepimiz toptan bu ülkeyi terk ettik. Biz daha yoldayken b...’unu yutmuş hindi gibi düşünmeye başlarsın. Zannetme ki öyle sessiz sedasız çekip gideceğiz ve sen güllük gülistanlık bir ortamda hayata devam edeceksin. Bizim gitmemiz senin muhayyilenin bile alamayacağı sonuçlar doğuracaktır. İstersen başını ellerinin arasına alıp bir tasavvur et bunları. Emin ol kendi düşüncelerinden ürpereceksin. Gel sen şu çakma sarı oğlan ve onun gibilerin gazına gelip de bindiğin dalı kesme. Onların nasılsa tuzu kuru, olan yine sana olur. En iyisi birlikte yaşamayı öğren, hem ruh sağlığın için de en doğru olanı budur!
Putselaan 127-A Rotterdam
Volkerakstraat 10 Arnhem
Konut kredisi uzmanınız 1991 yılından bu yana hizmetinizde
Danışmanlık ücreti SADECE
€ 1899*
Eğer polisle, savcılıkla, çocuk esirgeme kurumuyla veya ödeneklerinizle ilgili (işsizlik, hastalık veya sosyal ödenek) sorunlarınız varsa bizi hiç çekinmeden arayın. Sonuçta yardım etmek bizim işimiz!
HAYALİNİZDEKİ EVİ Mİ BULDUNUZ?
İlk görüşme için ücret talep etmiyoruz, hatta prosedür başlatmamız gerekirse de size masraf olmasın diye devlete 'avukat yardımı' başvurusunda bulunuyoruz. Çekinmeyin arayın, sizi seve seve bilgilendirelim. Hukuk dallarımız: • Ceza hukuku • Aile ve çocuk hukuku • Sosyal güvenlik • İdare hukuku
www.020advocatuur.nl
• En kapsamlı banka seçenekleri • En düşük aylık giderler • 2013 yılının en iyi konut kredisi uzmanı adayı gösterilen danışmanımız hizmetinizde • 24 yıllık deneyimle kişiye özel danışmanlık hizmeti Avukat Semra Aytemur Linnaeusparkweg 16 1098 EB AMSTERDAM T: 020-66 52 500 M: 0633-64 97 58 E: aytemur@020advocatuur.nl
Randevu için 078-6551655 nolu numaramızdan bizi arayabilir veya en yakın şubemize başvurabilirsiniz * Sartları sorunuz
yilmaz.nl
sigorta, kredi, ipotekli kredi, finansal danışmanlık
17
HABER
Kasım / November 2017
TiCARi SAYFALAR MERAM SUPERMARKET
Ticari Sayfalar'da 49,- veya 83,- EURO'ya ilan verebilirsiniz. MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
Doğal ve taze ürünler her gün Meram supermarket'te Meram Supermarket, Servis araçlarının ana bayisidir
Meram Supermarket sahibi Ali Çiçek
- Verzekeringen
Bge^gjl
- Hypotheken
CWa[bWWhZ_` L[hp[a[h_d][d
- Aan- verkoop woningen - Taxaties
Ayhan Zor 06 - 52472400
Adres | Zwart Janstraat 55a 3035 AL Rotterdam Telefoon | 010 - 466 06 09 Fax | 010 - 466 11 20 E-mail | azor@komfortverzekeringen.nl WWW | komfortverzekeringen.nl
Ook alle Nederlandse producten
Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım
Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz
www.happyblus.nl info@happyblus.nl
Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!
Sera Supermarkt
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
Tolweg 28 3851 SK Ermelo Tel: 0031 (0) 341 26 78 07 Mob:0031 (0) 653 55 13 50
Haftanın 7 Günü Açığız
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
HABER
18
Kasım / November 2017
Schiedam'ın meşhur değirmenleri
Paul Sporken ile Schiedam'ın o meşhur değirmenlerini konuştuk.
De Kameel değirmeni ofis olarak kullanılıyor. De Nieuwe Palmboom değirmeni ise müze olarak iş yapmakta. Gelecek yıl yine De Molen gibi kiralamaya açık olacakmış. De Noord değirmeninin içerisi bir restoran olarak görev yapıyor. De Vrijheid değirmeni ise el yapımı un üretimi gerçekleştiriyor ve toptancı lara satış yapıyor. Hollanda'nın dünya üzerinde en çok tanınan simglerinden biridir değirmenleri. Un üretimi için kullanılan değirmenler teknolojik gelişmelerle üretim sahasını gün geçtikçe kaybetmiş durumda. En büyük şehirlerinden en küçük kasabalarına kadar yel değirmenlerini her zaman görüyoruz ancak, bu değirmenlerin tarihçesini, kullanım amacını ve bugünkü durumunu hiç merak ettiniz mi? İşte siz değerli okurlarımız için, dünyaca ünlü Schiedam değirmenlerin hikayesini araştırdık. Öncelikle buradan Finma CEO'su ve HOTİAD Onursal Başkanı Mehmet Soytürk'ü anmadan geçemiyeceğiz, çünkü bu değirmenlerin hikayesinin yazılmasına fikir babalığı yaptığı kendisi. Mehmet Bey, kendisinin Schiedam Değirmenciler Vakfı'yla olan bir işbirliğini esas alarak bu değirmenleri toplumumuzun daha yakından tanımasını arzu ettiğini ifade etti. Schiedam Değirmenciler Vakfı Başkanı Hugo Boogaard ile bir randevu yaptık ve vakfın İletişim Müdürü Paul Sporken ile görüştük. Schiedam Değirmenciler Vakfının aynı zamanda bürosu olan De Kameel isimli değirmende buluştuk Paul ile.
Muhasebe bir plan işidir. Administratie en Accountancy - Financiële administratie - Salarisadministratie - Aangifte Omzetbelasing - Aangifte Loonheffingen - Aangifte Inkomstenbelasting - Vennootschapsbelasting - Jaarrekening - Schrijven van ondernemingsplan - Begeleiding en advisering
Pretoriadreef 139-140 3564 BX Utrecht Tel: 030-7070491 Mail: info@profa.nl
www.profa.nl
Değirmenlerin tarihini sorduğumuzda, "Ne kadar geriye gitmek istiyorsunuz?" şeklinde mukabelede bulundu Paul. 'Türkiye'de de değirmenler var, ama buraya göre oradakiler daha farklı. Mesela Türkiye'nin Güney Batı bölgesi daha rüzgarlı olduğu için tarihte orada da değirmenler yapılmış ancak, zaman içerisinde bunlar geliştirilmemiş' diyor. Schiedam bölgesinde bulunan değirmenlerin bu denli kalıcı ve simgeleşmiş durumunu sorduğumuzda ise, Schiedam'da bulunan değirmenlerin hikayesini şu şekilde anlatıyor Paul Sproken: "Eskiden Hollanda'nın birçok şehirlerinde, şehrin kıyılarını kaplayan değirmenler olurdu. Dordrecht, Rotterdam ve Amsterdam'da birçok değirmenler vardı, ama bunların çoğu maalesef yok oldu. Schiedam'daki bu değirmenler ise muhafaza edilmiş. "Eski şehir içinde 20'ye yakın değirmen bulunuyordu, ama ona rağmen burda da şu an ayakta kalan sadece 6 adet değirmen kaldı. 1800'lu yıllardan 1875'lu yıllara kadar altın çağını yaşayan değirmencilik, tabii diğer gelişen enerji kaynaklarıyla birlikte daha da az kullanılmaya başladı. Bir de buradaki değirmenler alkollü cin (jenever) üretiminde kullanılıyordu. Bunların prodüksiyon süreci değişime uğrayınca, değirmenler de gitgide az kullanılmaya başlanmıştı. 1920'lerde ancak Hollanda'da değirmenlerin Hollandaya ait bir simge olabileceği düşüncesi ortaya çıktı ve o yıllardan sonra ancak değirmenler koruma altına alındı. 1960 yılından itibaren Schiedam'lı küçük bir grup buradaki değirmenleri tekrar kurtarmak için kolları sıvadı. Schiedam Belediyesi de bu değirmenlerin değerini anlayınca, bizim şu anki görünümüyle Schiedam Değirmenciler Vakfı ortaya çıktı." Schiedam Değirmenciler Vakfı'nın, Schiedam içerisinde bulunan 6 değirmenin bir anlamda koruyucusu niteliğinde bir görev üstlendiğini öğreniyoruz. Değirmenler Devlet anıtı olarak koruma altında tutuluyor. Aynı zamanda bakımını da üstleniyor vakıf. Schiedam'daki değirmenlerin tabii turistik bir yönü de var. Her yıl yurt içinden ve yurt dışından binlerce turist bu değirmenleri gezmek için geliyor Schiedam'a. Hatta geçtiğimiz dönemde Japonya'dan bir televizyon kanalı bile gelmiş röportaj yapmak için. 6 değirmen içerisinden biri müze olarak kullanılırken, aynı değirmenin içerisinde de değirmenden çıkan ürünlerin satıldığı bir dükkan da olduğunu belirtiyor Paul Sporken. Burada ün ve un mamüllerinin yanı sıra biyolojik ürünlerin de satıldığını belirtiyor. Bunların yanı sıra De Kameel adlı değirmenin içi modern bir şekilde restore edilerek katının biri ofis haline getirilmiş. Şirketler burayı kiralayarak toplantılarını burada yapabi-
liyorlar. Türkiye'den gelen delegasyonların burayı gelip görmeleri gerektiği konusunda hemfikir oluyoruz sohbet esnasında. Sohbete değirmenin üst katlarına doğru çıkarak devam ediyoruz Paul ile. Hollanda'da bulunan birçok Türk fırınının ve toptancısının olduğundan bahsediyoruz ve bunların kendilerinden un alıp almadıklarını soruyoruz. Schiedam değirmenlerinde üretilen unların Hollanda'da bulunan büyük Türk toptancılarına satış yaptığını belirtiyor Paul. Türk fırınlara direkt bir satışın olmadığını söylüyor ama böyle bir talebin olması durumunda kendilerinden rahatlıkla alış veriş yapabileceklerini de ekliyor sözlerine. Değirmenin dizaynına bakıldığında, Schiedam'da bulunan değirmenler Hollanda'nın diğer değirmenlerine göre daha farklı. Daha yüksek bir yapı olarak inşa edilmiş. Bunun nedenini hem rüzgarın etkisinin daha çok hissedilmesine bağlıyor, hem de depo olarak kullanılmasına. Değirmen içerisinde 3 farklı kat bulunuyor. Üst katlara çıktıkça, tamamen ahşaptan yapılan düzeneklerin aslında ne kadar akılıca dizayn edildiğini görüyoruz. Günümüzde farklı kullanım amaçlarının olduğunudan bahsediyor Paul. Buna göre, De Kameel değirmeni ofis olarak kullanılıyor. De Nieuwe Palmboom değirmeni ise müze olarak iş yapmakta. Gelecek yıl yine De Molen gibi kiralamaya açık olacakmış. De Noord değirmeninin içerisi bir restoran olarak görev yapıyor. De Vrijheid değirmeni ise el yapımı un üretimi gerçekleştiriyor ve toptancı lara satış yapıyor. De Drie Koornbloemen değirmeninin Şubat 2018'e kadar geçici değirmen dükkanı olarak kullanılacağını ve De Walvisch değirmeninin ise şimdi restorasyonda olduğunu belirtiyor Paul. Hollanda'nın eski kültüründen izler taşıyan bu değirmenleri muhakkak gezip görmelerini salık veriyoruz okurlarımıza. Kaldığımız ülkenin bazı gizli güzelliklerini keşfetmek için o kadar geç değil. Hatta şimdi tam zamanı.
Işıklandırmada yeni yöntem LED aydınlatmalar düşük enerji tüketimleri, uzun ömrü olmaları, sağlamlıkları, küçük boyutları ve hızlı açılıp kapanabilme özellikleri ile geleneksel ışık kaynaklarına göre farklı avantajlar sağlamaktadır. Ürün kategorilerimizde, mekanlarınızı daha ferah hale getiren aydınlatmalardan, değişik ambiyans veren çeşitlere kadar oldukça farklı çalışmalar göreceksiniz. Fiyatlarımız her bütçeye uygundur.
Her türlü led ışıklandırma sistemi, led spotları ve dekoratif malzemeleri bizden temin edebilirsiniz. Uzman ekibimiz mekanlarınıza en uygun ışıklar konusunda sizi aydınlatacaktır. Telefon: 040 711 46 63
www.ledstation.nl
LED SPOT LED LAMP LED PANEL LED TL Bize an danışmad r ra a k vermeyin
LED FLOODLIGHT LED DOWNLIGHT LED HIGHBAY LED STRIP TOEBEHOREN
Thorvaldsenlaan 2c 5623 BM Eindhoven
19
HABER
Kasım / November 2017
Amsterdam'da türküler söyleniyor ÖZEL HABER
Hollandalı gelinden Muşlu kadınlara kurs
Turist olarak geldiği İstanbul'da tanıştığı kişiyle evlenerek Muş'a yerleşen Hollandalı Evguenia Bali, gördüğü eğitimden sonra buradaki kadınlara ahşap boyama kursu veriyor. Hollandalı Evguenia Bali yaklaşık 24 yıl önce turist olarak geldiği İstanbul'da tanıştığı Ahmet Bali ile evlenerek birlikte ülkesine döndü.
Hollanda'da hahamdan Müslümanlara PEGİDA'yı kınayan mektup
“Amacımız sevginin, barışın ve kardeşliğin dili olan türkülerimizi birlikte söylemek, dinletmek ve öğretmek”
A
msterdam'da Türk halk müziginin eksikliğini hisseden Okan Akın, Nilgün Sarı ve Belgin Evin’in inisiyatifiyle kurulan Amsterdam Türk Halk Müziği korosu gün geçtikçe daha çok ilgi görmeye başladı. Şubat 2017'de bu üç müzik ve sanatsever arkadaşın çalışmalarıyla gerçekleşen koro, uluslararası alanda tanınmış olan müzisyen, kompozitör Mehmet Polat'in koro şefliğinde Hollandalı Türklere Türk Halk Müziği’ni daha yakından yaşama fırsatı veriyor. Amsterdam Türk Halk Müzigi Korosu yoğun bir katılım ile her hafta çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan ciddi katılımla
kaliteli müzik üretmenin peşindeler koro üyeleri, diğer yandan bu işi yaparken olağanüstü keyif aldıklarını belirtiyorlar. Koronun şu an yaklaşık 25 kişilik, çesitli yaş grubundan oluşan bir kadrosu var. Hem profesyonel hem de amatör müzisyenler çalışmalara katılım sağlıyor. Amsterdam Türk Halk müziği korosu 'ilk konser' icrasını TC Amsterdam Başkonsolosluğu ve Amsterdam MUSİAD’ın ortaklaşa organize ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramında gerçekleştirdi. Başarılı geçen bu konser halktan büyük ilgi gördü. Aynı sezonda ikinci konserini “Bahar Konseri” teması ile 20 Mayıs 2017’de Yunus Emre Enstitüsü'nün salo-
Tegen inlevering
's. / voor ALLE auto e ti en rt ve ad e ez €39 van d
APK
BENZINE: €69 : L E DIES
€ 29,€ 49,-
Türk Halk Müziğine ilgi duyuyorsanız aşağıdaki irtibat bilgilerine başvurabilirsiniz: Nilgün Sarı Tel: 0641-48 57 56 nilgunm06@gmail.com
Hollanda'da, haham olarak görev yapan Lody van de Kamp, Enschede kentinde yaşayan Müslümanlara, İslam ve göçmen karşıtı PEGİDA'yı kınayan mektup yazdı. Van de Kamp, mektubunda, Enschede kentinde geçen hafta PEGIDA mensubu bir grubun cami yapılması planlanan alanda yaptıkları İslam karşıtı hareketlerin utanç verici olduğunu belirtti.
Fatih Camisi'nde ışık gösterisi
Hollanda'nın Eindhoven kentinde, "GLOW" Işık Sanat Festivali kapsamında Fatih Camisi'nde ışık gösterisi gerçekleştirildi. Eindhoven GLOW Festival Vakfınca bu yıl 12'ncisi organize edilen Işık Sanat Festivali'nde, Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Fatih Camisi'nde yapılan ışıklı gösteri, büyük ilgi gördü.
GARAGE MERCEDES • • • • •
APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
Keurmeester Serdar Altay
nunda, birbirinden güzel türkülerle, sergileyerek halkla tekrar buluştu. Eylül ayının başında tekrar sezonunu açan koro, 10 Kasım'da 'Atatürk'ün sevdiği türküler' ile NDSM werf'te mini bir konser düzenleyerek tekrar türkü severlerle buluştular. Amserdam’da türkü söylemenin ve türkü dinlemenin ayrıcalığını keşfeden Amsterdamlı Türkler koro mensuplarına teşekkür ettiler. Koro hakkında kendileriyle konuştuğumuz Nilgün Sarı, Belgin Evin ve Okan Akın şunları söylediler: ''Biz yeni kurulmuş bir koroyuz ve büyük hedefler belirledik kendimize. İlk sezonun sonunda ulaştığımız seviyeye bakınca, koyduğumuz hedeflere ulaşacağımıza olan inancımız bir kat daha arttı. Bunda koro şefimizin ve koristlerimizin, özverili çalışmasınin da büyük payı oldu. Yeni sezonda çalışma tempomuzu daha yüksek tutup, daha başarılı projelerin altına imza atmayı hedefliyoruz. Bizim tek amacımız sevginin, barışın ve kardeşliğin dili olan türkülerimizi birlikte söylemek, dinletmek ve öğretmek. Türkülerimizi yaşamayı, yaşatmayı ve gelecek nesillere taşımayı hedefliyoruz. Biz Amsterdam Türk Halk müziği korosu olarak Hollanda ile Türkiye arasında bir köprü niteliği taşıyoruz. Müziğin evrenselligi tartışılmaz, çünkü müziğin dili sevgidir. Bu düşüncede olan herkesi koromuza bir şekilde katılmaya davet ediyoruz.''
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
HABER
Hollandalı öğrencilerden camiye ziyaret
Vlaardingen’de yeni bir restoran: Mellowship
Hollanda'da bir grup lise öğrencisi din dersleri kapsamında cami ziyaretinde bulundu. İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Teşkilatlarına bağlı Selahaddin Eyyubi Camisi'ni ziyaret eden Ulft köyündeki Almende İsala Lisesinde öğrenim gören 275 öğrenci, İslam hakkında bilgilendirildi.
Vlaardingen kentinin merkezinde ‘nezih, ferah, farklı lezzetleriyle iddialı ve hergün kahvaltı’ parolasıyla ‘Mellowship Restaurant’ geçtiğimiz günlerde kapılarını açtı. Seçkin davetli topluluğunun katılımıyla gerçekleşen açılışta özellikle Hollandalı davetliler ‘Mellowship’e hayran kaldıklarını ifade ettiler. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, Vlaardingen Belediye Başkan Yardımcısı Alderman Bert van Nieuwenhuizen, Hollanda Müsiad üyeleri, VVD Partisi eski Milletvekili Fadime Örgü, girişimciler ile Türk ve Hollandalı davetliler açılışta hazır bulundu. ‘Mellowship Restaurant’ sahipleri Ümit Akbulut ve İlhan Zengin, “Mellowship aslında Anadolu mutfağını
Amsterdam'da beton bloklu güvenlik önlemi
20
Kasım / November 2017
Avrupalılara açmak için kurduğumuz bir konsept. Kahvaltı, öğle öğünü akşam ise ızgara ağırlıklı mönü olacak. Misafirlerimiz bundan sonra iş görüşmelerini, aile yemeklerini, dostlarıyla buluşmalarını burada rahatlıkla yapabilirler. Dostluk, arkadaşlık ve muhabbet anlamına gelen Mellowship, nezih ve ferah ortamıyla Hollandalılardan da büyük beğeni göreceğine inanıyoruz. Gençlerinde ilgi göstereceği şekilde tasarlanan bu yeni yerimiz, haftanın her günü açık olacak. Konseptimizi başka şehirlerde de uygulamak adına franchise olarak şube açmak planımız var.” şeklinde açıklamalarda bulundular. huizen, “ Türk girişimci ruhu Vlaardingen'de yolunu bulmuştur. Vlaardingen Belediye Başkan Yar- Bugün kentimizde zarif ve gayet şık bir Türk restoranı açıldı, çok dımcısı Alderman Bert van Nieuwen- memnunuz. ” ifadesini kullandı.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'daki meydanlara muhtemel terör saldırılarına yönelik önlemler kapsamında beton bloklar yerleştirildi. Amsterdam Belediyesi genellikle turistlerin sık ziyaret ettiği Dam Meydanı gibi bazı meydanlara dün gece beton bloklar kurdu. Belediye, bazıları oturmak için de kullanılabilen yaklaşık yarım ton ağırlığında 96 beton blok yerleştirdi.
Belçika'da İslam karşıtı siyasetçilerin provokatif ziyaret girişimine yasak
İslam karşıtı Hollandalı ve Belçikalı siyasetçilerin, Brüksel'de Müslümanların yaşadığı bir bölgeye yapacakları provokatif "ziyaret" yasaklandı. Molenbeek Belediye Başkanı Francoise Schepmans, yaptığı açıklamada, "kamu güvenliğine yönelik öngörülebilir tehdit" gerekçesiyle Hollanda'nın aşırı sağcı ve İslam karşıtı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders ile Flaman Çıkarları Partisi Grup Başkanı Belçikalı Filip Dewinter'in, Molenbeek bölgesine yapmayı planladığı ziyaretin yasakladığını duyurdu.
Londra’da metro istasyonu tahliye edildi
Waalstraat 22 T 026-3799473 @ info@sifaclinic.nl I www.clinic.nl
• • • • • • • • •
İngiliz Ulaşım Polisinden (BTP) yapılan açıklamada, metro istasyonundan polise yapılan çağrılar üzerine yetkililerin bölgedeki bir olaya müdahalede bulunduğu kaydedildi. Polis, olayın detaylarına ilişkin bilgi vermezken, istasyonun kapatıldığını ve bölgenin güvenlik kordonu altına alındığını duyurarak, vatandaşların bölgeye gitmemesi çağrısında bulundu. Trenlerin de bu istasyonda durmadığı ve istasyonun boşaltıldığı aktarıldı.
Fysiotherapie Acupunctuur Kruiden Vitaminen supplementen “biologisch actieve” Bloedonderzoeken “vitaminen tekort,allergie, ontstekingen” Body analyse (check up) Yaotech behandeling Acuut “pijn behandeling” Fitness
• Andumedic (pijn verlichting) • Premium (afvallen bij problemen met de schildklier, constipatie enz. Ook verstevigen en gezichts behandelingen) • Cryo (vet afbreken) • Avitae (afvallen, verstevigen, cellulitis) • Diode laser (pijnloze SHR methode) • Cavitatie (afvallen, verstevigen, cellulitis) • Eric pak (sauna, lymfedrainage)
• Massage (voor het hele lichaam) • Gezichtsbehandelingen (reiniging en verzorging) • Begeleiding bij afvallen • Cupping therapie (hacamat)
Waalstraat 22 | 6826 BP Arnhem | T: 026-3799473 @: info@sifaclinic.nl | www.clinic.nl
21
HABER
Kasım / November 2017
Hollanda'nın insan hakları karnesi kırıklarla dolu! İSTANBUL - Kadir Canatan Hollanda, İslamofobi konusunda sık gündeme gelen ülkelerin başında geliyor. Son yıllarda Hollanda'da İslamofobinin temelini teşkil eden birçok insan hakları ihlali yaşandı ve nefret suçu işlendi. İslamofobinin belli başlı tezahür biçimleri nefret söylemi, camii kundaklama, okullarda ve işyerlerinde artan ayrımcılık olarak kendini gösteriyor. Bunlarda ise başrolü Geert Wilders gibi siyasilerin nefret söylemleri oynuyor. Son iki yılın en önemli vakalarından biri, Wilders’in etnik bir gruba hakaret ve ırk ayrımcılığına tahrik suçlarından suçlu bulunmuş olması. Wilders, 2014 seçimleri sonrasında Hollanda’nın Faslı vatandaşları hakkında sarf ettiği nefret içerikli sözler ve “Hollanda’da daha az Faslı” çağrısından dolayı, Aralık 2016’da verilen bir kararla suçlu bulunmuştu. Wilders’in suçlu bulmasına rağmen, Amsterdam mahkemesi heyeti Hürriyet Partisi (PVV) liderini hapis veya para cezasına çarptırmamış, suçlu bulunmanın Wilders konumundaki bir siyasetçi için kâfi olduğuna hükmetmişti. Wilders çektiği video ile mahkeme heyetine ağır suçlamalar yöneltmiş, kararın milyonlarca Hollandalının ifade hürriyetini tehdit ettiğini ve herkesi cezalandırdığını iddia etmişti. Wilders’in İslamofobik örgütlenme ve propagandası merkez siyaseti de gittikçe sağa kaydırıyor. Aralık 2016’da verilen mahkûmiyet kararı, yıllardır ifade hürriyeti kalkanının ardından Müslümanlara karşı kin ve nefret kusan bir zata sınırlarını bildirmesi bakımından önemli bir gelişme. Bu kararın bir içtihada dönüşerek, artık Müslümanlara yönelik hakarete bir set çekilmesi elzemdir.
Polise yapılan bildirimler sonucunda, 2016 yılında Hollanda’da yaşayan Müslümanların, din ve inançlarından dolayı önceki senelere oranla yaklaşık iki kat daha fazla ayırımcılığa maruz kaldıkları ortaya çıktı. Cami saldırıları, Hollanda İslamofobisinin en önemli unsurlarından birisi. Hollanda’da da 2015 yılında 28 olan camilere yönelik saldırı sayısı, 2016 yılında 72’ye çıktı. Uzmanlara göre son yılda Hollanda’da bulunan 475 cami en az bir kez ırkçı-İslamofobik saldırıya uğradı. Hollanda’da Müslümanların uğradığı baskı ve tehditlerden dolayı, Müslüman örgütler 2015 yılında hükumetten destek ve güvenlik hizmeti talep etmişti. Amsterdam Üniversitesi öğretim üyesi Martijn de Koning, raporu hazırlayan heyete Hollanda İslamafobisinin şu üç söylemi içerdiğini ifade ediyor: “İslam yabancıdır”, “İslam bir problemdir ve buna karşı bir şeyler yapılmalıdır” ve “Hollanda İslam’ın kendisini değiştirerek, kendi anlayışına uygun bir reforma tabi tutmaya çalışmaktadır”. 2016 yılı İslamofobi vakalarına bakıldığında, siyaset ve medyaya hâkim olan İslam’a karşı bu yaklaşım tarzı ve tutumun, birçok suçu ve insan hakkı ihlalini tetiklediği müşahede ediliyor.
İslamofobi sanala taşınıyor!
2016 yılındaki cami saldırıları şu şekilde sınıflandırılmıştır: Yangın, grafiti, Vandalizm/tahribat, mektup veya internet aracılığıyla tehdit, domuz ve benzeri kalıntılarının bırakılması. Camii saldırılarının yanı sıra, 2016 yılı Hollanda’daki Türklere ve Diyanet başta olmak üzere Türk kurumlarına yönelik baskıların arttığı bir yıl olmuştur. Bilhassa FETÖ’nün de kara propagandasıyla, Diyanet
ve din görevlileri üzerinde baskı kurulmaya çalışılmıştır. Günümüzde ayrımcı ve İslamofobik nefret söylemlerinin önemli mecralarından biri de internettir. Hollanda’da internet üzerinden yapılan ayrımcılıkların bildirildiği MDI ve MIND gibi internet şikâyet hatlarına, 2015 yılında en çok Müslümanlara yapılan ayrımcılıklar bildirilmiştir. İnternetteki ayrımcı ifadeler sırasıyla Müslümanlar, Faslılar ve Türkleri hedef almıştır. MIND şikâyet hattına 2016’da 918 şikâyet ulaşmıştır: Bu rakam 2015 yılında 652, 2014 yılında ise 304 idi. 2016 yılında da İslamofobi (185) ve etnik ayrımcılık (305) en çok şikâyet edilen konular olmuştur. Bu şikâyetlerden sadece 97’si kanuna aykırı bulunarak internet ortamından kaldırılmaları talep edilmiş, 81 vaka ise savcılığa havale edilmiştir.
Biyolojik temelli ırkçılık, ayrımcılık olaylarında geniş yer tutuyor
2016 yılında Hollanda’nın en yakıcı insan hakları sorunu ayrımcılık oldu. Hollanda anayasasının 1. maddesi ayrımcılık yasağı ve eşit muamele hakkını açıkça düzenlemesine rağmen, önyargı, ırkçılık, grup temelli insan düşmanlığı, nefret söylemi ve nefret suçları Hollanda’da 2016 yılında kaygı verici seviyelere ulaştı. Hollanda’nın ayrımcılık karşıtı büroları da 2016 yılında 4 bin
651 bildirim kaydetmiş. Biyolojik temelli ayrımcılık olayları toplam ayrımcılık olaylarının yüzde 75’ini teşkil ediyor. Bu bildirimlerin çoğu ırk ve etnik köken ayrımcılığından şikâyet etmekte ve bunların çoğu da iş hayatında yaşanan olaylardan oluşmakta. Bunun yanında engellilik, cinsiyet ve cinsel yönelim de ayrımcılık türleri arasında yer alıyor. İstatistiki verilere göre ırkçılığın İslamofobiyi sollamış olduğu görülüyor. Gözlemciler gerçekte bunun kayıtlarla ilgili bir sorun olduğuna dikkat çekiyorlar. Zira yetkililere güvenmediklerinden ve misillemeden korktuklarından dolayı Müslümanlar, başlarına gelen olayları bildirmeye çekiniyorlar. Bu çekingenliğin birinci sebebi, Müslümanların ilgi çekmek istememeleri ve tekrar saldırıya uğrama korkusu. Tespit edilen ikinci sebep ise polise yönelik önyargıları. Ulusal polis tarafından yapılan araştırmaya göre, yaptıkları bildirimin herhangi bir sonuca ulaşmadığını düşündüklerinden, Müslümanlar polise müracaat etmiyor. Böylelikle, şikâyette bulunmak isteyen Müslümanlara karşı polisin de caydırıcı veya ayrımcı tavır sergilediği ortaya çıkarılmış oluyor.
İslamofobi Türkofobiye dönüşüyor!
2017 yılındaki gelişmelerin de teyit ettiği bir husus Amsterdam çalıştayına katılan Türkiyeli kanaat önderleri tarafından dile getirildi: Hollanda’da İslamofobiye ek olarak Türkofobiye doğru bir eğilim söz konusu. Bilhassa, Hollandalıların 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsünün Türkler üzerinde yarattığı travma etkisini anlamaktan uzak olmaları, Türkler üzerindeki siyasi ve psikolojik baskıyı artırmaları, önemli bir sorun
olmaya devam ediyor. Bu anlamda, özellikle 11 Mart 2017’de Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda ziyareti sırasında diplomatik teamüllere uymayan muameleye tabi tutulması ve polisin Türkiye Başkonsolosluğu yakınlarında toplananlara karşı orantısız güç kullanması, uzun süre tamir edilemeyecek yaralar açtı. Bu talihsiz olaylar dizisi, Türk toplumunun demokratik haklarına ve onuruna yönelik bir saldırı oldu. Ayrıca Başbakan Rutte’nin seçim atmosferinde özellikle bir Türk gencine yönelik “defol git” sözü ve Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb’in 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasındaki günlerde, bazı Türk cami ve kurumlarını hedef alan ve Türklerin “demokrasi eğitimi” eksikliği olduğuna dair genelleyici ve ayrımcı açıklamaları, 2016 yılına ait oldukça kaygı verici gelişmelerdi.
Çocuklar ve mülteciler mağdur durumda
Çocuk hakları ve bilhassa çocuğun kimlik hakkı bakımından, bebek kutusu uygulamaları ve çocuğun kültürel arka planı dikkate alınmadan verilen koruyucu aile kararları sorun olmaya devam ediyor. Mülteci hakları bakımından, mültecilerin cezaevi benzeri yerlerde tutulmaları da önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Maalesef, Hollanda hükümeti 2015-2016 yıllarında, Birlemiş Milletler ve BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından çıkarılan talimatlara aykırı olarak, reddedilen sığınmacıları tehlikeli bölgelere sınır dışı etmeye devam etti. [Prof. Dr. Kadir Canatan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesidir]
Mısır'da terör 305 can aldı Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki camiye düzenlenen terör saldırısında can kaybı 305'e yükseldi. Mısırlı yetkililer katliamın DEAŞ bağlantılı olduğunu açıkladı. Mısır ordusu da saldırganlara yönelik hava saldırısı düzenledi. Modern mısır tarihindeki en kanlı saldırının ayrıntıları belli olmaya başladı. Mısırlı yetkililer Sina Yarımadası'ndaki
Ravda Cami'ne yapılan saldırının DEAŞ bağlantılı olduğu görüşünde.Savcılığa göre, saldırganlar 25-30 kişilik bir gruptu. Asker kıyafeti giyen maskeli teröristler ciplerle cami önüne gitti. Burada bombalı ve silahlı saldırı düzenledi. Bölgedeki araçları ateşe veren ve yaralılara müdahale eden ambulansları da hedef alan teröristlerin yanında
DEAŞ bayrağı vardı. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed El Sisi'nin saldırının arkasındakilere en şiddetli şekilde yanıt verilecektir açıklaması yapmıştı. Açıklamanın hemen ardından operasyon başlatıldı. Ordudan yapılan açıklamaya göre, saldırının gerçekleştiği Sina Yarımadası'ndaki ElAbed kasabasına yakın bir bölge havadan vuruldu. Operasyonda saldırıyı gerçekleştirenler, saldırıda kullanılan araçları ve saldırganların silah sakladıkları sığınaklar hedef alındı. Hava saldırısında saldırganların öldürüldüğü açıklandı, ölü sayısıyla ilgili bir bilgi verilmedi. Kanlı saldırı Gazze'yi de vurdu. Mısır yönetimi Sina'daki güvenlik durumlarını gerekçe göstererek Refah Sınır Kapısı'nı da açmayı erteledi. Mısır'da, El Ravda Camisi'ne yapılan terör saldırısının ardından Türkiye'de
bir günlük milli yas ilan edilmesiyle bütün yurtta ve dış temsilciliklerde bayraklar yarıya indirildi.
Mısır'daki terör saldırısı için bir günlük yas
Mısır'da, El Ravda Camisi'ne yapılan terör saldırısı nedeniyle Türkiye'de bir günlük milli yas ilan edildiği bildirildi. Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan
yazılı açıklamaya göre, El Ravda Camisi'ne yapılan menfur terör saldırısında hayatını kaybedenlerin acısı nedeniyle bir gün süreyle milli yas ilan edildi. Alınan karar çerçevesinde, 27 Kasım Pazartesi günü güneşin batışına kadar bütün yurtta ve dış temsilciliklerde bayraklar yarıya indirilecek.
HABER
Kasım / November 2017
Kas hastalığı bulunan Minik Sara'nın anne ve babası Emine Kara ve Bram Verbrugge, Altın Lale Balosunda organizator Bülent Türker'den Hollanda Onur Ödülü'nü aldılar.
Hollanda'da Müsiad'a bağlı işadamları geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye bir işgezisi düzenlediler. İstanbul'da Osman Çelik'in işlettiği Veyron Hotel'de kalan grup, Osman Bey'le birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.
22
SIPOR İslam Okulları başarılı Müdürü Cihan Gerdan geçtiğimiz günlerde gazetemizi ziyaret ederek SIPOR'a bağlı olan okullar hakkında bilgi verdi. Önümüzdeki yıllarda yeni okulların da müjdesini verdi Cihan Bey.
29 Ekim Cumhuriyet Balosu'na özel davetli olarak Türkiye'den katılan Türk sinemasının önemli isimlerinden Fatma Girik''in Hollanda'daki mihmandarlığını adaşı Fatma Karaca-Arabacı yürüttü. İkili, aktivitelerde neredeyse hiç ayrılmadılar.
Hollanda'da çoklarımızın tanıdığı Metin Külünk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en vefakar dostlarından biri. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Külünk ailesinin ünsiyeti 40 yıla dayanıyor. Yukarıdaki fotoğraf 1978 yılında, Metin Külünk'ün ağabeyi Ergin Külünk'ün nişan töreninden. Alttaki fotoğraf ise 2016 tarihinden bir hatıra karesi. Metin Külünk'ün yakında Hollanda'yı ziyaret edeceği kulislerde konuşuluyor.
Zaandam Türk Kültür Ocağı'nda keyifler yerinde. Hem de sazlı sözlü!
Rotterdam Versaar'da aktif dernek hayatını sürdürüyor. Sık sık yapılan proğramlardan birine katılan HTF Başkanı Murat Gedik, Durmuş Doğan ve Cevdet Demirbağ da katıldı.
Saglık sigortası indiriminden yararlanmak için
BENIM'le kal! * a! lm ka Kollektifsiz
*BM sigortam sigortalıları kollektif olarak sigortlandıkları için sigorta sirketlerinin talep ettiği primlerden daha az öderler.
23
HABER
Kasım / November 2017
COLOFON
HABER
Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) M. Fatih Karaman fatih.karaman @ haber.nl
Hollanda Türk Turizmciler ve Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Kamil Saygı gazetemizi ziyaret ederek yeni dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Kırmızı Lale Film Festivali'nin sponsorlarından olan HOTİAD üyeleri Helincon CEO'su Mehmet Terkivatan ve Özgazi CEO'su Şerif Aktürk Festivalin açılış proğramına katıldı.
Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Hikmet Davarcı Mesut Balamir Rabia Karaman Muzaffer Bozaslan Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@ haber.nl Interviews & Correspondenten: Aysun Beder Özlem Hasip Ayşe Özkaya Şüheda Karaman
Amsterdamlı Ayse Konuksever geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden, Türkiye'den gelen bir gezi otobüsünü önünde durarak bir fotoğraf paylaştı. Altına da şu notu düştü: "Sabah sabah Türk turist kafilesini görünce resim çekilmeden olmazdı. Amsterdam'ın göbeğinde İstanbul plakasını hergün görmüyoruz sonuçta!".
"Ellerinize sağlık canlar. Hak hizmetlerinizi kabul eyleye!". Nijmegen Alevi Derneği'nin çalışkan hanımları yüz güldürmeyi biliyor.
Rode Tulp Film Festivali onur konuğu Erdal Özyağcılar Festival'de 'Yaşam Boyu Onur Ödülü'ne layık görüldü. Hollanda'nın tanınmış politikacılarından Zeki Baran, Erdal Bey'le hatıra fotoğraf çekindi.
T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız geçtiğimiz günlerde yapımı süren Venlo'daki yeni HDV Tevhit Camii külliyesine bir ziyarette bulundu. Bilindiği üzere geçtiğimizi haftalarda camiye aşırı sağcı gruplar tarafından bir saldırı düzenlenmişti.
Repr. Amsterdam Murat Ay Fatih Uluçay Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Leerdam Bahtişen Ördek Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@ haber.nl e-mail & website: info@ haber.nl www.haber.nl
Yayımlanan makalelerdeki köşe yazıları ve fikirler yazarına aittir ve Haber Gazetesi'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
ABONE OLUN
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN
Aylık sadece
€
2,90
Her ay postayla evinizde
1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 290 09 00 abone@ haber.nl
Amsterdam'ın gözde mekanı • Broodjes • Grill Gerechten • Kapsalon Burgemeester De Vlughtlaan 162-164 1063 BS Amsterdam Tel: 0204114318
• Panini's • Snacks • Belegde Broodjes • Tapas • Patat • Salades
• Çorbalar/ Soep • Warme Maaltijden • Frisdranken
HABER
Kasım / November 2017
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEK-UBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
ile en T E H ZA nler ü g u l mut un. s l o n i siz
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
TÜLAY DEMİRCİ moderatörlüğünde MEHMET EMİN ATEŞ ombudsmanlığında
Sevgili İzleyicilerimiz, Yaşam biçimi, siyasi görüşü, dünya görüşüne bakmadan, farklılıklarımızı zenginlik sayarak; siyahı, beyazı ve arasındaki milyonlarca gri tonu sizlerle buluşturmaya geliyoruz. Rotterdam'daki stüdyolarımızdan tüm insanlığa sesleneceğiz. Sizin de söyleyecek sözünüz varsa, programımızı izlemeye ve zaman zaman görüşlerinizi, bize iletmeye davet ediyoruz. Siyah Beyaz pek yakında başlıyor!...