Haydi şimdi lobi zamanı
Hollanda Türk toplumuna çağrı Almelo şehrindeki Ermeni Havari Kilisesi’nde, önümüzdeki 24 Nisan günü, 1915 olaylarıyla ilgili olarak ‘Soykırım Anıtı’ açılacağı duyuruldu. Toplum barışını dinamitleyecek bu girişime herhangi bir izin alınmadığı belirtiliyor. Hollanda Türk toplumu olarak, Ermeni diasporasının nefreti körüklemeyi ve huzursuzluk çıkarmayı amaçlayan bu yasadışı girişimini engellemek
üzere, yerel ve ulusal makamları harekete geçirmek görevimizdir. Bu ülkede yaşayan yarım milyona yakın Türk’ün selameti açısından, gür sesimizi duyurmak için en hızlı şekilde Almelo’da, Rotterdam’da, Utrecht’te ve bulunduğumuz diğer şehirlerde örgütlenerek yerel makamlara rahatsızlığımızı iletelim. İmza kampanyası başlatalım. 23'te
Mehmet Emin Ateş
HABER NİSAN / APRIL 2014
Yıl/Jaar : 5
ISSN:1879-9981
Sayı/Nr:
42
Mayıs'tan itibaren her ay
CELAL ORUÇ ELEŞKİRT'E FAKÜLTE KURUYOR
www. haber•nl
H O L L A N D A'N Meşhuriyet fetişizmi, dezenformasyon ve tefekkür İbrahim karaman
4'te
Sıla yolu cazibesi! İlhan Karaçay
İYİ G N E IN
HABER okurlarıyla buluşuyor
Hollanda Türk tarihinin en önemli şahsiyetlerinden ve en birikimli kanaat önderlerinden biri olan Mehmet Emin Ateş artık deneyim ve birikimlerini yeni nesille paylaşacak. Mayıs sayımızdan itibaren Mehmet Emin Ateş'i siz değerli okurlarımızla buluşturacağız.
AZETESİ
ANNECiM
Mamma MiA li Turchi!
Sapla saman birbirine karıştırıldı
Ermeni-Türk ilişkilerinde soykırım iddiaları 9'da
10'da
Harde bir Müselman görsem korkirem!” Zeynel Abidin kılıç
11'de
Heartbleed problemi ve küresel dinleme selman karaman
29'da
16'da
Komfly.com açıkladı
HEDEF 70 bin KOLTUK
28'de
Yerel demokrasi ve belediyelerin gücü veyis güngör
Hedef çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırmak
YVDK Hollanda görücüye çıktı
8'de
Metin yazarel
Nijmegen'den tüm Hollanda'ya açılmak istiyorlar
31'de
6'da
Ahmet Suat Arı
SORMEN dahÎ çocuklar yetiştiriyor
Türkiye'nin menfaatleri, emparyalizm ve onun menfaatlerine rağmen Türkiye ve Türk halkındadır. Ve tarih tekerrür edince aynı şeyleri yaşarız...
Tarih tekerrürden ibarettir Rivayet olunur ki, Fatih'in ünlü komutanı Gedik Ahmet Paşa'nın 1480 yılında İtalya'nın Otranto şehrini fethetmesi üzerine bölgede bir Türk korkusu oluşur ve daha sonra bu korku dalga dalga tüm Avrupa'ya yayılır. O tarihten itibaren, anneler çocuklarını "Türkler geliyor!" diye korkutmaya başlar ve her endişe ve korku karşısında da çocuklar, ''Mamma mia Li Turchi!'' (Anneciğim; Türkler Geliyor!") demeye başlarlar. Tarih tekerrürden ibarettir..
4'te
Dev eğitim fuarı geliyor
30'da
20'de
Bu devirde bu cesaret!
HOLLANDA YEREL SEÇİMLERİNDE
İŞTE KAZANAN TÜRK KÖKENLİ ADAYLAR %39 Tercihli oy sayılarıyla birlikte tam liste
Türklerin tüm Hollanda’da oy kullanma oranı:
12 ve 13'te
Doğal Lezzet
Dindarlıklarımız içtenliğini kaybediyor Prof. Dr. Mehmet Görmez
20'de
OKURLARIMIZA GÖZ LAZERiNDE € 400,- iNDiRiM Rotterdam ve Amsterdam'da 32'te
HABER
Geert Wilders
H
ollanda’daki ayrımcılık ve ırkçılık oranının yıllar içinde belirgin bir artış göstermediği, zaten toplumda yer etmiş olan bu ırkçılık görüşlerinin son yıllarda daha somut olarak politikacılar tarafından dile getirdiği düşünülüyor. Bu konudaki en ilgi çeken tezi ise NRC Gazetesi’ndeki makalesinde yazan ve BNR’deki bir proğrama konuşan Zihni Özdil dillendiriyor.
2
NİSAN / APRIL 2014
Hans Spekman ZİHNİ ÖZDİL: 'WİLDERS KİN VE NEFRET EKMİYOR, BİÇİYOR!' Tarih ve toplum-bilimi üzerine aykırı görüşleriyle tanınan Zihni Özdil, NRC'de yayınlanan bir haberde Hollanda politikasındaki ikiyüzlülüklere yüklendi. PvdA teorisyeni Hans Spekman'ın henüz pek tanınmadığı 2008 yılında "Hizaya gelmek istemeyen sorunlu Faslıları, kendi insanlarının gözü önünde aşağılayıp rezil ede-
Diederik Samsom
ceksin!" açıklamasının bugün Wilders'ın yaptığı açıklamadan farkı olmadığını savundu. Bunun yanı sıra PvdA lideri Samsom 2011 yılında genel başkan olmadan hemen önce "Faslı gençlerin Amsterdam'da sokakları rahatsız eden etnik bir monopolileri var. Bu sebepten dolayı Amsterdam polisi bu gençlerin kulaklarını tutup çekmeli" demecinin, Wilders'ın söylemiyle eşdeğer olduğu görüşünde.
POLİTİKANIN FRANKENSTEİN'I MI? Wilders'ın sorunlardan dolayı ortaya çıkmadığını, tam aksine sorunlardan dolayı Wilders'ın doğduğunu belirten Özdil, "50 yıl önce Hollanda halkının yüzde 40'ı yabancıları istemiyordu. İşin tuhafı şu anda da Hollanda halkının yüzde 40'ı ülkede yabancıları istemiyor." tesbitinde bulundu. "Nieuwsuur'ün yaptığı
GİRİŞİMCİ BULUŞMALARI
Siyasetçiler buluşması Moderatör: Mehmet Emin Ateş Konuşmacılar: Adnan Tekin (PvdA) Ali Osman Biçen (D66) Güliz Tomruk Kişi (GL) Kaya Turan Koçak (CDA) Proğram: Sunumlar Soru cevap faslı Akşam yemeği
4
en son araştırmada 'daha az Faslı' isteği Hollanda halkının yüzde 43'ünden destek alıyor" diyen Zihni Özdil, Wilders'ın toplumda kin ve nefret ekmediğini, yıllardır toplumda yerleşik olan kin ve Zihni Özdil Rotterdam Erasmus nefreti 'biçtiğini' Üniversitesi Tarih ve Sanat bölümü savunuyor. Hollanda’da ya- doktorası yapıyor. Erasmus Üniverpılan yerel seçim- sitesi Tarih bölümü mezunu olan lerin arefesindeki Özdil, aynı zaman da Orta Doğu debat proğramına tarihi, Kültür ve Sanat Teorileri ve katılan izleyicileri Film ve Kitle Medyası alanlarında provake niteliğin- uzman de “Daha çok Faslı mı istiyorsunuz, getirmişti. daha az mı?” sorusunu soBu tartışmanın Hollanran Wilders’a seyirciler show da için çok iyi olacağını da proğramlarındaki gibi “Daha belirten Zihni Özdil, artık az, daha az, daha az!” karşı- Hollanda'da ırkçılık ve aylamasında bulunmuşlardı. rımcılığın açıkça konuşulBunun üzerinde sözlerine maya başlanmasının çözüm devam eden Geert Wilders yolunda iyi bir işaret olduğu“İşte bunu biz temin edece- nu belirtti. ğiz” radikal söylemini dile
Basın mensupları, siyasetçiler ve STK'lar davetlidir. Yerimiz sınırlı olduğundan ve organize açısından katılımınızı önceden bildirmenizi rica ediyoruz.
Avrupa Parlamentosu adayları basın ve kamuoyuyla buluşuyor
Bilgi: 010-290 09 00 workshop@haber.nl
4 farklı partinin adayları interaktif bir ortamda sizlerle buluşacak. itinizi Kartviz eyi getirm yın a unutm
Tarih: 4 Mayıs 2014, Pazar Saat: 14:00 - 17:00 Yer: Meram Rotterdam Zuid Adres: Afrikaanderwijk 1• Rotterdam
Evet, HABER Gazetesİ'ne Abone olmak İstİyorum Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):
Posta Adresi / (Adres):
12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere yan tarafta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Banka no / (Rek.nr.):
Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail):
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır.
Posta adresi: HABER Laan op Zuid 915-B 3072 DB Rotterdam abone@haber.nl Tel: 010 -2 900 900
3
NİSAN / APRIL 2014
HABER
HABER
4
NİSAN / APRIL 2014
MEŞHURİYET FETİŞİSTLERİ, DEZENFORMASYON ve KAYBOLAN İÇTENLİKLERİMİZ Bir de işin dezenformasyon boyutu var. Bilhassa sosyal medyanın gün-be-gün hayatımıza sirayet etmesiyle, onsuz yapamayacağımız hissi oluşuyor. Sabah bakıyoruz ekrandan akan bilgilere, öğlen bakıyoruz, akşam bakıyoruz. Geceleri aç bir 'pac-man' gibi bize sunulan ve bilgi diye yutturulan iletileri bünyemize, zihnimize almaya devam ediyoruz. Bazen uykudan uyanıyoruz, biz uyurken dünyada neler değişmiş onu merak ediyoruz.
İBRAHİM KARAMAN MEŞHURİYET FETİŞİSTLERİ İnsanın doğasında var, bilinmek ister, ilgi gösterilmek, sevilmek ister. Tanınmış olmak, parmakla gösterilmek hep cazip olagelmiştir. Yaptığı işler karşılığında bunu hakediyorsa insan, zaten doğal bir sonucudur, tanınmış bilinmiş olmak. Nam-ı diğer meşhur olmak. Medya ve günümüz teknolojisinin sunduğu imkan ve kolaylıklar insan hayatına girdikçe, insanlarda bu istek daha dayanılmaz bir hal alıyor. Bilhassa sosyal medyanın gündelik hayatımızın bir parçası olması sürecinde bu içimizdeki ‘meşhur olma’ isteğine kendimizi kaptırdık. Sosyal medya ve teknoloji bu isteği fiile dönüştürmek için bireylere sayısız imkanlar bahşetti. Eskiden özel bir yeteneği olan, bir konuda derinlemesine çok iyi olan, belli bir liderlik vasfını bünyesinde barın-
ibrahim.karaman@haber.nl
dıran ya da dünyadaki olayların ve akımların değişmesinde rol alan insanlar meşhur olurdu. Bu elbette anlaşılır bir durum. Ancak teknoloji geliştikçe ‘meşhuriyet cazibesi’ bu bahsettiğim vasıfları bünyesinde barındırmasa bile çoğu insanın iştahını kabarttı. Andy Warhol der ki “In the future everyone will be world-famous for fifteen minutes” yani “Bir gün herkes 15 dakikalığına dünyaca meşhur olacak”. Öncelikle bir bilinme, tanınma isteğiydi. Sonra meşhur olmak modasal bir durum haline geldi. Bu ‘meşhuriyet cazibesi’ sonra bazı insanlarda açlık hissi gibi dayanılmaz bir hal almaya başladı. İştah kabardıkça kabardı ve bu dayanılmaz cazibe ucu bucağı olmayan “meşhuriyet fetişizmi” haline geldi. Yani bir tür meşhurolma azgınlığı. O zaman tarihe not düştüler: “Eyy meşhuriyet
ne zalimsin!”. Sosyal medya ‘meşhuriyet fetişizmi’ni daha çok tetikledi. Eskiden medyada boy boy görünmek isteyen insanlara, klasik medya azcık uyanıp frene dokununca, bu fetişistlerin imdadına sosyal medya yetişti. Artık insanın önünde onu, başkalarının imkanları ve fırsatlarıyla engelleyen sınırlamalar da yok. O yüzden klasik medyada yüz bulamasa bile, bu meşhuriyet fetişistleri her fırsatı kullanıp, bazen bilgisayar ekranlarımızdan, bazen her an el altında tuttuğumuz akıllı-telefonumuzun minik ekranından geçip gidiyor. Bana rastlamadı diyenlerdenseniz kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. Bu yazıyı bırakıp etrafınızda bu tür şahsiyetleri görüp görmediğinizi bir daha düşünün derim. Biz bunların bazılarını klasik medyadan tanıyoruz. Çekilen 100 fotoğrafın 100'ünde de olma
isteği mevcut bu gürühta. Sosyal medyanın, bilhassa Facebook gibi programların bir yan etkisi de, takip eden insanlar açısından bir kıskançlık ve hasetlik oluşturmasıymış. Bu da işin cabası. Ama iş bununla da kalmıyor. DEZENFORMASYON Bu yetmiyor. Bir de işin dezenformasyon boyutu var. Bilhassa sosyal medyanın gün-be-gün hayatımıza sirayet etmesiyle, onsuz yapamayacağımız hissi oluşuyor. Sabah bakıyoruz ekrandan akan bilgilere, öğlen bakıyoruz, akşam bakıyoruz. Geceleri aç bir 'pacman' gibi bize sunulan ve bilgi diye yutturulan iletileri bünyemize, zihnimize almaya devam ediyoruz. Bazen uykudan uyanıyoruz, biz uyurken dünyada neler değişmiş onu merak ediyoruz. Ertesi gün bir bakıyoruz, dün bize zerkedilen bilgilerin çoğu yalan-
talan-dolan. Olsun diyoruz, olsunlarımız çoğalıyor ve aynı açlıkla; sunulan dezenformatif bilgilerin tekrar alıcısı olarak buluyoruz kendimizi. Zihinlerimizi rahatsızlık veren şeylerle doldurmaktan kaçınamıyoruz. Bu da yetmiyor, kaybettiklerimize eklediğimiz koleksiyonumuz gittikçe şişmeye devam ediyor.
KAYBOLAN İÇTENLİKLERİMİZ Artık insanlığımız ve iyilikseverliğimiz samimiyetini kaybeden boyutlara ulaşıyor. Son yıllarda samimiyetimizi kaybettiğimizi rahatlıkla görebilirsiniz; bunun için araştırmacı uzman olmaya gerek yok. Sık sık çıktığımız sosyal hayatımızda, farklı proğramlarda, resepsiyonlarda, insanlarla etkileşim içinde bulunduğunuz ortamları düşünün. Yüze gülmek ve karşıdakine samimi olmayı ötelemek bir profesyonellik gereği olarak algılanıyor. Hoşlanmadığınız, sevmediğiniz insanla aynı masaya oturuyorsunuz ve onu idare ediyor durumuna düşmek pahasına kendinize kıyıyorsunuz. Yokluğunda sarfettiğiniz sözleri, tam tersine çevirip varlığında bir iltifat malzemesi olarak kullanıyorsunuz. İkiyüzlü davranmayı bilmek bir şiar halini alıyor. Vay halimize ki vay vay! … VE TEFEKKÜR EYY! Buna bir çıkış yolu bulmak gerek. Çıkış yolu çok uzaklarda zannediyoruz. Muhtemeldir ki çıkış yolu yanı başımızda. En yakınımızda. Ama bakmayı, görmeyi bilmiyoruz herhalde. Tefekkür etmiyoruz...
Annecim Türkler geliyor T
ü rkiye' ni n menfaatleri, emparyalizm ve onun menfaatlerine rağmen Türkiye ve Türk halkındadır. Eminim birçoğunuz Paul Revere'nin 239 yıl önceki ünlü 'gece yarısı seyahati'ni bilirsiniz. Anlatılır ki Paul Revere şehirleri geçerken şöyle bağırırmış; 'İngilizler geliyor'. Ana akım medyadaki Türkiye'nin bu yerel seçimleri ile alakalı oldukça uzun ve propaganda yüklü makale ve haberleri okurken Paul Revere'nin bu meşhur söylemini anımsadım ve bunu uyarlayarak 'Dikkat, dikkat; Türkiye'nin yerel seçimleri geliyor' diye düşündüm. Bunun Türk halkının ve Türkiye'nin yerel seçimleri olduğunu gözardı edip yüksek miktarda propaganda yüklü, neredeyse histerik diyebileceğimiz haberler seçimlerin tansiyonunu ve kutuplaşmayı artırdı. Türkiye bu son seçimleri çok özel şartlar altında gerçekleştiriyor. Skandallar, dış etkiler ve Erdoğan taraftarları ve rakipleri arasında siyasi kutuplaşmayla ge-
Amerika'nın menfaatleri ile Türkiye halkının ve hükümetinin menfaatleri aynı değil. Amerika’nın menfaatleri kendine belirlediği emperyal hedeflerinde ve bu hedefler de, bu küresel oyundan, saldırganlıktan ve ihlallerden fayda sağlayacak olan %1’in menfaatinedir. Aynı şey Emperyal Avrupa için de geçerli. Onların ilgisi hiç bir zaman Türkiye halkının çektiği eziyete ve zahmete yönelik olmamıştır ve olmayacaktır. Bu, batılı efendilerinin kuklası olan otokratik Arap rejimleri için de böyledir. çen seçim kampanyası bu seçimlerin sonuçları itibariyle ömüzdeki dönem için belirleyiciliğini ortaya koyuyor. Dışarıdan üretilen sonu gelmez propaganda, yolsuzluk iddiaları, sızıntılar ve skandallar, AKP ve CIA destekli Gülen grubu arasındaki çatışma seçim sonuçlarının önemini kat be kat artırdı. Bütün bu şartlar ve olaylar seçim dönemindeki yüksek gerilimi Türkiye'de yaşayanlar için açıklasa da bunun Türkiye dışındaki devletlerin ve aktörlerin agresif ve sert tutumlarını ve davranışlarını açıklamadığı ortada. Sonuçta bu seçim Türkiye'de bir yerel seçimden başka bir şey değildi. Lütfen bu söylediklerime somut olarak bir kaç örnek vermeme müsaade edin. Batı emperyalizminin
Sibel Edmonds Boiling Frogs Post yazarı ve yayıncısıdır. 'Memoır of Classified woman: The Sibel Edmonds Story' isimli kitabın yazarıdır. 2006 PEN Newman's Own Fırst Amendment Award ödülünü, 'Gelişen uluslararası izolasyan ve devamlı artan hükümet sırlarının olduğu bir zamanda Amerika'da bilginin özgürce yayılmasına katkısı' sebebiyle almıştır. Bayan Edmonds Kamu Yönetimi ve Uluslararası Ticaret alanında George Mason Üniversitesinde master derecesi ve Ceza Hukuku ve Psikolojisi dalında George Washington Üniversitesinde derecesi vardır.
medyasının kolları sıvayıp emparyalizmin menfaatleri için olaya nasıl müdahil olduğuna bakalım: Financial Times manşetten şöyle yazdı: 'Türkiye Erdoğan'dan ötesine bakmak zorunda1'. Financial Times'in ikiz kardeşi Economist ise 'Gittikçe otokratikleşen Erdoğan seçmeniyle bağını koparıyor ve ülkesine zarar veriyor2'. Langley medyası Washington Post öfkeli bir şekilde 'Türkiye Başbakanı çaresizce gücünü korumaya çalışıyor3'. Amerikan Kongresi, müttefiklerinin ve dost ülkelerin (yani bizim kukla rejimlerimiz; mesela Suudi Arabistan, Ürdün, Tunus, Özbeskistan Azerbeycan ve diğer birçokları) en ağır insan hakları ihlallerinde bile sesini çıkarmazken, hemen
manidar bir zamanlamayla Türkiye'ya karşı 'zor' bir pozisyon alıyordu4. Bu hareket, Amerikan emparyalizminin dostu ve müttefiki Avrupalı dostları tarafından hemen destekleniyordu5 Evet doğru, Avrupa da ortak ilgi ve menfaatleri için bu kampanyaya desteklerini gösterdi. Carnegie Avrupa ofisi ne istediğini 'Recep Tayyip Erdoğan'ın sığ demokrasisi sarsılacak6' diyerek ortaya koyuyordu İsrail medyası da bu koroya katılıp 'Erdoğan'ın krallığında çürüyen şeyler var7' diyordu. İsrail'in The Times Gazetesi de Erdoğan'a çamur atmaya 'Erdoğan'ın gölge düşmanla savaşı8' haberiyle devam ediyordu. Arap Monarşisiyle yakın bağları olan Al Jazeera ise 'Erdoğan'ın megalomanyak
projeleri9' haberiyle' koroya katılıyor, Al-Monitor ise benzer bir habere imza atıyordu: 'Türkiye evinde demokrasiyi, Ortadoğu'da şanını yitiriyor10'. Çoğu diktatörlükle idare edilen 200 ülkede, hergün onlarca uluslararası problemin ve kanlı savaşların yaşandığı bu dünyada, neden acaba bir milletin 'iç hesabı' olması gereken yerel seçimler böyle bir ilgiye mazhar oluyor? Neden bir milletin yerel seçimleri bu kadar yoğun bir propaganda ve etkileme çabasına muhatap oluyor? Amerika'nın menfaatleri ile Türkiye halkının ve hükümetinin menfaatleri aynı değil. Amerika’nın menfaatleri kendine belirlediği emperyal hedeflerinde ve bu hedefler de, bu küresel oyundan, saldırganlıktan ve
YAZI | SİBEL EDMONDS ÇEVİRİ: SELMAN KARAMAN ihlallerden fayda sağlayacak olan %1’in menfaatinedir. Aynı şey Emperyal Avrupa için de geçerli. Onların ilgisi hiç bir zaman Türkiye halkının çektiği eziyete ve zahmete yönelik olmamıştır ve olmayacaktır. Bu, batılı efendilerinin kuklası olan otokratik Arap rejimleri için de böyledir. Bu yerel seçimler Türkiye'nin ve Türkiye halkının kendi iç işidir. Kendi seçimleri olacaktır, zaten böyle de olması gerekiyor. Bu seçimin sonuçları da kazanımları ve kaybettirdikleri de bu halkın kendisinin karar vermesi gereken bir şeydir. Türkiye'nin ve Türkiye halkının menfaatleri de ancak kendilerinin sahip çıkacağı birşeydir ve bağımsızlığını ve yeterliliğini ilan etmekte bu seçimlerle Türkiye halkına düşer, emparyalizme ve onun menfaatlerini gözetenlere değil. NOT: Bu yazı Sibel Edmonds'un kendi sitesindeki İngilizce yazısından tercümeyle ve onun izniyle, uyarlanarak yazılmıştır.
1. http://www.ft.com/intl/cms/s/0/96b49ade-b67c-11e3-905b-00144feabdc0.html#axzz2xNpRQfBv 2. http://www.economist.com/news/europe/21599819-increasingly-autocratic-prime-minister-losing-touch-voters-and-damaging-his-country 3. http://www.washingtonpost.com/opinions/turkeys-prime-minister-acts-desperately-to-hold-onto-his-power/2014/03/25/efe03f22-b376-11e3-8cb6-284052554d74_story.html 4. http://inthecapital.streetwise.co/all-series/senators-introduce-resolution-condemning-turkey-for-blocking-twitter-and-youtube/ 5. http://www.hurriyetdailynews.com/us-eu-officials-react-to-turkeys-youtube-ban.aspx?pageID=238&nID=64214&NewsCatID=359 http://carnegieeurope.eu/strategiceurope/?fa=55101 6. http://carnegieeurope.eu/2014/03/27/recep-tayyip-erdo%C4%9Fan-s-shallow-version-of-democracy-will-falter/h65o 7. http://www.israelhayom.com/site/newsletter_article.php?id=16463 8. http://www.timesofisrael.com/erdogans-fight-against-a-shadow-enemy/ 9. http://www.aljazeera.com/indepth/opinion/2014/03/erdogan-megalomaniac-projects-201432012171661127.html 10. http://www.al-monitor.com/pulse/politics/2014/03/turkey-loses-democracy-domestically-reputation-mideast.html
5
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Mısır'da 529 kişiye idam kararına tepkiler çığ gibi büyüyor
M
inya Ceza Mahkemesi, 529 darbe karşıtı hakkında idam cezası verilmesini ve
dosyalarının müftüye sevk edilmesini kararlaştırdı. Mısır'da 529 darbe karşıtına şiddete teşvik suçundan idam
cezası verildiği bildirildi. Söz konusu karar 3 Temmuz'da gerçekleşen darbenin ardından, darbe karşıt-
ları aleyhinde verilen ilk karar oldu. Öte yandan özellikle Türkiye'de olmak üzere dünyanın her yerinde insanlar bu idamlara tepkilerini gitgide çoğaltırken, batı medyası ve AB'nin bu kararları, neredeyse görmezden gelmesi gözlerden kaçmadı. İstanbul'da Platform Siyah isimli bir kuruluş, 12 Nisan günü Üsküdar'da yaptığı etkinlikle 529 kişinin idama
mahkum edilmesini protesto etti. İstanbul'da da Platform Siyah üyeleri Üsküdar sahiline temsili darağacı kurdu. "Mısır asılıyor dünya susuyor-Sessiz kalma" çağrısıyla Marmaray istasyonu önünde toplanan grubun protesto eylemi saat 17.29'de başladı. Beyaz kefen giyen protestocular, idama mahkum olan 529 kişinin isimlerinin yazılı olduğu dövizleri boyunlarına asarak idam sehpasına çıktı. Bir kişi,
darağacında Mısır üniformalı asker tarafından temsili olarak idam edilirken, infazı izleyen kefen giymiş 529 kişi de aynı anda yere düştü. Rabia işareti yapan Platform Siyah üyeleri "Haksızlık karşısında eğilen dilsiz şeytan gibidir", "Öldük sandınız, ölen insanlığınızdı" yazılı dövizler açarak, "Defol Sisi, seninleyiz Mursi" ve "Mısırlı ölmez, insanlık ölür" sloganları attı. Eylem olaysız sona erdi.
.com
€59
’dan
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
Köse Advocaten
Rotterdam • Amsterdam
Law Offıce
Voor en met Turkse ondernemers
: 010 - 215 13 11 www.hukukburosu.nl
Senelik € 500'dan başlayan ücretlerle, Türk işletmelerinin hukuk danışmanlığını üstleniyoruz.
Hollanda'daki Türk işletmelerine hizmet sunmak için oluşturduğumuz Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimimiz (sector ondernemingsrecht), bütün hukuksal mevzuat konularında sorunlarınızı çözmeyi hedefliyor. Köse Avukatlık Bürosu'nun Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimi'nin departman yöneticisi avukat Nursel Köse ve bölümdeki hukukçularımız, 3 avukat ve 2 hukuk müşaviri ile hizmetinizdeyiz.
Av. Havva Yılmaz-Altındağ Huk. Müş. Erdal Kaya
Av. Nursel Köse
Av. Ejder Köse
Hukuk Müş. Elif Kıraç
Av. Ali Durmuş
Hukuk Müş. Mevlüt Gök
Design by ExpoLife
Hollanda'nın en büyük Türk avukatlık bürosu Köse Advocaten olarak yeni hizmetlerle karşınızdayız. Türk işletmelerine yönelik avukatlık ve danışma hizmetlerini sunmak ve hedeflenen sonuçları almak için yeni bir formül oluşturduk.
Av. A. Kemal Tosun
HABER
6
NİSAN / APRIL 2014
Sıla yolu cazibesi “Üç saatlik bir uçak yolculuğu varken, üç günlük meşakkatli bir yolculuğa ne gerek vardı?” diye sorabilirsiniz. Ben bu soruya, “Mesleğim icabı” diye bir yanıt verebilirim. Bu sorunun asıl muhatabı, bu meşakkatli yola düşen yüz binlerce gurbetçidir. Bana kalsa, Avrupa Birliği’ne layık görülen ilkel ülkelerde eziyet çekeceğime, üç saatlik bir uçak yolculuğu en akıllı iş olur. Yollarda yapılan masraf hesaba katıldığı zaman, bu masraf ile Türkiye’de süper bir otomobil kiralanabilir. İLHAN KARAÇAY Türkiye’ye otomobil ile ilk yolculuğumu 1970 yılının mayıs başında yapmıştım. Şimdiki eşim Jeanne ile nikah kıymak için Mersin’e gidiyordum. Bir talihsizlik sonucunda Niğde-Aksaray mevkiinde bir kaza geçirmiş ve ölümden kıl payı dönmüştük. 23 Mayıs’taki nikah ve düğün törenimizi alçılarla sarılı bir şekilde yaptık. O tarihten tam 44 yıl sonra, sanırım 30’uncu kez otomobil ile yola çıkma kararı verdim. Tüm aile efradımın ve yakın dostların itiraz ve ikazlarına rağmen, çile dolu olduğu bilinen sıla yoluna yeniden düştüm. Gurbetçinin nelere göğüs gerdiğini geçmiş yıllarda gördüm ama, şu Avrupa Birliği’ne üye olmuş Bulgaristan’ı bir kez daha görmek için herşeyi göze alarak yola çıktım. Eşim Jeanne, kızım Vahide ve torunum Esra arkamdan uçakla geleceklerdi. Mart sonu olduğu için yollar çok sakindi. Almanya’dan Avusturya’ya giderken her zaman Münih-Salzburg yolunu değil, Nürberg’ten sonra Regensburg- Lins yolunu tercih ederim. Zira bu yol hem daha kısa hem de
daha tenhadır. Regensburg’u geçtikten sonra, hiçbir kontrol olmayan Avusturya gümrük kapısından girdim. Graz istikametine giderken kilometrelerce uzun pek çok tünelden geçtim. Hani bu yolun daha çok ‘tünel yolu’ olduğunu söylesem yalan söylemiş sayılmam. Her tünel geçişinden sonra yol vergisi gişelerinde ödeme yaptım. Modern Avusturya’dan (!) çıkarken, pasaportuma bakan polis ‘geç’ işaretini verdiği zaman “Ne olurdu yani, yol güzergahı üzerindeki Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan veya Makedonya da Avusturya gibi modern olsaydı ve soygun yapmasalardı” diye düşünürken, bir Avusturyalı gümrükçünün yolumu kesmesi beni şaşırttı. Avusturyalı gümrükçü, otomobilimin ön camında ‘vignet’(vinyet) olmadığı için ceza vermem gerektiğini belirtti. Memura yol boyunca vergi ödediğimi söyledim. “O başka” dedi ve Avusturya’ya girerken en az 10 günlük vinyet almam gerektiğini söyleyen memura, “Ben bunu bilmiyordum” dediysem de fayda etmedi. Memur bana, her
ilhan.karacay@haber.nl tarafta böyle bir mecburiyet olduğuna dair tabelalar asılı olduğunu söyleyince, kendisine, trafik işaretlerinden başka tabelaların beni ilgilendirmediğini, Almancayı da iyice anlayamayacağımı söylemem de işe yaramadı. Aynı memur otomobilimi kenara çekmemi söyledi ve 20 metre ötedeki büroya gidip geldi. Elinde Türkçe yazılı bir kağıdı gösterdi. Bu kâğıtta motorlu taşıtlar için ne kadar ceza verileceği yazılı idi. Otomobil ibaresinin karşısında 120 Euro yazıyordu. Normalde 7,80 Euro'ya alınan bir vinyet için 120 Euro ceza ödeten bir ülke bence soyguncunun daniskası olmalıydı. Eskiden Avusturya’ya girişte memurlar durduruyor ve vinyet satın almamızı söylüyorlardı. Şimdi neden böyle bir uyarı yapmıyorlar? İlkel diye nitelediğimiz ülkelerden önce, medeni olarak nitelediğimiz Avusturya gibi bir ülkede böylesi bir soyguna maruz kalmak, uzun sürecek olan yolculuğun ilk gözdağı olmalıydı. Avusturya için, sınıra yakın benzin istasyonlarından vinyet alırken, Slovenya için de
vinyet almayı unutmayın. Graz üzerinden Maribor’a giderken çok berbat olan yollar kısmen otoyol olmuş. Bu nedenle sabah saat 07.00’de başlayan yolculuğum, 1600 km. sonra Belgrad’da saat 23.00’te virgüllendi. Çok güzel bir otelde sadece 44 Euro'ya konakladıktan sonra sabah yine saat 07.00’de yola koyuldum. Sırbistan’dan Bulgaristan’a girerken, Pirot denen korkutucu yolların hala aynı şekilde olduğunu görünce çok şaşırdım. Bu yollar hala rezalet durumunda. Sofya’dan otoyola giderken de rezil yollardan geçme mecburiyeti var. 150 kilometrelik oto yolundan sonraki yollar da rezalet. Bence bu yollardan geçme yerine, 250 km. kadar daha uzun olan Yunanistan yollarını tercih etmek daha akıllı bir iş olacak. Dönüşte Yunanistan yolunu kullanacağımdan eminim. Özellikle Türk TIR’larının Bulgaristan sınırındaki uzun bekleyişleri de hala sürüyor. Herşeye rağmen Türkiye yolculuğum ertesi gün saat 14.00’te Kapıkule’de noktalanmış oldu. Kim bilir, otelde 8 saat konaklamaya rağmen bu bir rekor düzey-
de hızlı yolculuk olabilir. Bir başka gerçek de, yollarda adeta tuzak kurulduğudur. Hiç gereği olmayan yerlere 30 km. ve 50 km. sürat tahdidi koyuyorlar ve ileride bekleyip yolunuzu kesiyorlar. Böylece de suç işlemiş sayılıyorsunuz ve cezayı yiyorsunuz. Bu bir tuzak ama, tuzağa düşmemek de bizim elimizdedir. Bu nedenle yaygara koparmanın da bir yararı olmaz. “Üç saatlik bir uçak yolculuğu varken, üç günlük meşakkatli bir yolculuğa ne gerek vardı?” diye sorabilirsiniz. Ben bu soruya, “Mesleğim icabı” diye bir yanıt verebilirim. Bu sorunun asıl muhatabı, bu meşakkatli yola düşen yüz binlerce gurbetçidir. Bana kalsa, Avrupa Birliği’ne layık görülen ilkel ülkelerde eziyet çekeceğime, üç saatlik bir uçak yolculuğu en akıllı iş olur. Yollarda yapılan masraf hesaba katıldığı zaman, bu masraf ile Türkiye’de süper bir otomobil kiralanabilir. Şu an Mersin’de bahar havasını yaşıyorum. Dilerim, dönüş yolu macerasını da sizlerle paylaşırım.
EFSANE Düğün Salonu
1000+
kişilik e kapasit
! I D L I Ç A
Her türlü düğün, nişan, sünnet ve özel günlerinizde size hizmet sunmaktan mutluluk duyarız. En güzel günlerinizi gelin birlikte planlayalım. Konuklarınız ve sizin için unutulmaz saatler hazırlayalım. 1000+ kişilik kapasite.
BREDA
DEN BOSCH TILBURG
EFSANE Düğün salonu
EINDHOVEN
ANTWERPEN
Bredebaan 4, Wuustwezel / BELÇİKA (Hollanda sınırına 300 metre)
İrtibat: Adem Ozan: 0641 - 36 68 01 Metin Doğaner: 0610 - 30 11 00 Osman Sungur: 0681 - 46 90 75
7
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Türkiye
1
9
ct
ct
(1)
/dk
/dk
sabit hatlar
(1)
cep telefonları Baǧlantı ücreti 9ct
Yukarıdaki fiyatlardan yararlanmak için SAVER PLAN yazıp 2525’e mesaj gönderiniz
Dünyada bir ilk... Her kontör yüklediǧinizde
Avrupa, Amerika & Avustralya’da bulunan bütün Lycamobile’lara
Baǧlantı ücreti yok
SINIRSIZ BEDAVA ARAMALAR Amerika
Almanya
Avustralya
Avusturya
Belçika
Birleşik Krallık Danimarka
Fransa
Hollanda
İrlanda
İspanya
İsveç
İsviçre
İtalya
Norveç
Polonya
(2)
Portekiz
ÜCRETSİZ SİM kart ve daha çok bilgi için www.lycamobile.nl ziyaret ediniz veya 0207543030 arayınız BURALARDA BULUNUR: R
.nl
(1)Het Lycamobile SAVER PLAN is geldig vanaf 09-07-2013. Klanten kunnen op elk moment overstappen van het Standaard Tarievenplan naar het Saver Plan. Ten minste 30 dagen na activatie kan de klant weer terugkeren naar het Standaard Tarievenplan. De extra beltegoed promotie (€5 = €10, €10 = €20 en €20 = €40) geldt alleen voor het Lycamobile Standaard Tarievenplan en is niet van toepassing op het Saver Plan. Nadat de klant is overgestapt van het Standaard Tarievenplan naar het Saver Plan zal de klant het promotiebeltegoed verliezen. Het nieuwe tarief is geldig vanaf 08-02-2014. (2) Deze promotie is geldig van 10/03/2014 tot en met 31/05/2014.. Nieuwe en bestaande klanten dienen op te waarderen om in aanmerking te komen voor de promotie, en gratis te kunnen bellen van Lycamobile naar elke Lycamobile voor 30 dagen vanaf de datum van opwaarderen. Klanten dienen minimaal 1 cent beltegoed op hun account te hebben staan. Promotie is alleen geldig voor particulier gebruik. Na 30 dagen gratis bellen dient de klant nogmaals op te waarderen om gratis te blijven bellen, zo niet dan wordt het standaardtarief berekend. Internationale gesprekken worden afgerekend per minuut. Deze promotie is alleen geldig voor klanten van Lycamobile Nederland en is niet van toepassing op roaming gesprekken.
LM_NL_Turkish_Haber_285x386mm.indd 1
03/04/2014 19:04
HABER
8
NİSAN / APRIL 2014
Sapla saman birbirine karıştırıldı Kavga sadece Türkiye sınırları içinde yürütülmedi. Özellikle de Batı kamuoyunu etkilemek için az çaba sarf edilmedi. Tabii ki ortada bir kavga varsa onun tarafları kendi haklılıklarını savunacaklardır. Kimsenin buna bir itirazı olamaz, ama bu kavga bel altı vuruşlarla olursa kabul edilemez. İşte bu bel altı vuruşları geçtiğimiz aylarda ziyadesiyle tecrübe ettik. Her bel altı vuruşta canı yanan taraf can havliyle hareket edip tepkinin dozunu artırdı. Bununla sınırlı kalsa iyi. Maalesef bir kaç ay içinde uzun yılların çabası sonucu elde edilen kazanımlar büyük bir risk altına girdi. AHMET SUAT ARI Bundan daha iki yıl önce 14 Nisan 2012’de yazmış olduğum “Cemaatfobi” başlıklı bir makalemde o zamanlar Gülen cemaatine karşı yapılan tartışmalarla ilgili düşüncelerimi paylaşmıştım. Her satırı onlarla ilgili en samimi düşüncelerimi içermekteydi. Bana o makaleyi kaleme alma ihtiyacını hissettiren haksızlığa karşı durma refleksiydi. Başkaca hiç bir sebebi yoktu. Yine aynı makale yüzünden malum çevreler tarafından bir takım suçlamaya maruz kalmıştım. Geçen yıl da yine benim imzamla yayınlanan bir bildiriyle Cosmicus Lisesi ve Cemaate karşı bir grup tarafından yapılan kampanyaya karşı tavır almıştık. Bunun sonrasında da binbir türlü iftiraya maruz kalmıştım. Gün oldu devran döndü ve beni suçlayanlarla cemaat mensupları el ele boy göstermeye başladılar. Boşuna dememişler “olmaz olmaz” diye! Şöyle bir göz atalım bakalım iki yıl önce neler yazmışım. Ben de çok ‘saf’ mıymışım göreceğiz? “… Cemaat üyesi değilim, ancak cemaat üyesi olanlara karşı da en ufak bir itirazım olamaz. Nitekim fertler kendilerini bir cemaate ait hissetmek isterlerse bu onların en tabii hakkıdır. Onları bu tercihlerinden dolayı yargılamak, küçümsemek, ötelemek, dışlamak, yaftalamak, suçlamak ve daha bilimum olumsuz fiile maruz bırakmak kimsenin haddi ve hakkı değildir. Benim itirazım ancak cemaat(ler)in başkalarının tercihlerine müdahale etmesi halinde olur. Ben nasıl başkalarının tercihine saygı duyuyorsam, başkaları
suat.ari@haber.nl da benim tercihime saygı duymalıdır. Benim kırmızı çizgim budur, başka da bir şeye gerek yoktur…” İşte aynen böyle demişim. Hala da aynı düşüncedeyim. Kimsenin tercihine karışma hakkını hala kendimde görmüyorum. Kırmızı çizgimde de herhangi bir değişiklik olmadı, olmaz da! Benim kırmızı çizgimde değişiklik olmadı, ancak cemaatle ilgili düşüncelerimde oldukça büyük değişiklikler oldu. Tabandaki fedakar gönüllülerin niyet ve samimiyetlerinden en ufak bir şüphe duymamakla birlikte üst kadronun benim sandığım gibi olmadığını maalesef kendileri bize şu geçtiğimiz bir kaç ay boyunca ziyadesiyle gösterdiler. Bu değişikliğe, aslında çok önceleri var olduğu anlaşılan, ancak 17 Aralık tarihinde iyice gün yüzüne çıkan Cemaat-AK Parti kavgası ve bu kavgada kullanılan metot ve tavırlar sebep oldu. Bu kavga herkesin malumu olduğu için burada tekrarlamanın bir anlamı yok. Burada anmamın sebebi bendeki kanaat değişikliğinde oynadığı roldür. Kavga sadece Türkiye sınırları içinde yürütülmedi. Özellikle de Batı kamuoyunu etkilemek için az çaba sarf edilmedi. Tabii ki ortada bir kavga varsa onun tarafları kendi haklılıklarını savunacaklardır. Kimsenin buna bir itirazı olamaz, ama bu kavga bel altı vuruşlarla olursa kabul edilemez. İşte bu bel altı vuruşları geçtiğimiz aylarda ziyadesiyle tecrübe ettik. Her bel altı vuruşta canı yanan taraf can havliyle hareket edip tepkinin dozunu artırdı. Bununla sınırlı kalsa iyi. Maalesef bir kaç ay içinde uzun
yılların çabası sonucu elde edilen kazanımlar büyük bir risk altına girdi. Bir çok kişiyi 2000’lerin başında yaşanan ekonomik felaketin tekrar yaşanacağı korkusu basmıştı. Öyle bir halet-i ruhiye içindeydik ki canımız ne gazete okumak ne de televizyon izlemek istiyordu. Herkes, tüm dünya dersek abartmış olmayız, 30 Martta yapılacak yerel seçimlere odaklanmıştı. Gerçi seçimler yereldi, ama hiç de yerel seçim olacağı havası yoktu, aksine tam bir genel seçim havası içinde geçti. Konu o kadar çetrefil ki, bir türlü sadede gelmek mümkün olmuyor. Benim Cemaatle ilgili kanaatimin değişmesinin başlıca sebebi yürüttükleri kavgadaki içten pazarlıklı, planlı, programlı ve topyekün tavırlarıdır. Rakiplerini alt etmek için her yol mübah sayılıp, milli çıkarlar bile tehlike altına sokulmuştur. Bir taraftan her gün gizli hesaplarda yayınlanan tapelerle alakalarının olmadığını söylerken, diğer taraftan onlara topyekün sarılıp, gerek kendilerine ait medya organlarında gerekse sosyal medyada pervasızca kullandılar. Her şey o kadar aleni oldu ki, siyasetle hiç ilgilenmeyenler bile bunu net bir şekilde gördü. Türkiye’deki kavganın bir de Hollanda boyutu vardı. Hollanda Türk toplumu istisnalar hariç bu kavgayı uzaktan seyretmeyi tercih etti diyebiliriz. Başka da yapabilecekleri bir şey yoktu. Ancak özellikle Cemaat yayın organları temsilcileri neredeyse tüm mesailerini bu kavgaya ayırdılar. Sosyal medayada koordineli olarak bazı önde gelen
şahsiyetlerin tweetleri retweetlendi. Sadece bununla yetinilmedi, aynı zamanda Hollanda kamuoyunu etkilemek için yorumlar yazılıp gazetelerde yayınlatıldı. Bunlar yapılırken sapla sapan birbirine karıştırıldı. Başbakana vuracağım derken Türkiye’ye vuruldu. Daha düne kadar Hollanda’ya geldikleri zaman aynı karede bulunmak ve ağırlamak için dokuz takla atanlar birdenbire bu insanlardan nefret eder duruma geldiler ve bunu da hiç gizleme ihtiyacı duymadılar. Hele hele Cemaatin yayın organının genel yayın yönetmeni tam bir tetikçi gibi çalıştı. Türkiye’nin bu haliyle AB’ye girmeyi hak etmediği, Erdoğan’ın Hollandalı Türklere korku saldığı, Türkiye’deki seçimlerin Hollandalı Türklerin huzurunu kaçırdığı gibi konuların işlendiği yorumlarla Hollanda kamuoyunda bir algı yaratılmak istendi. Bu tür dezenformasyonlarla en çok zararı Türk toplumuna verdiklerinin kesinlikle farkında olmaları lazım. Zira daha düne kadar böyle tavırların zararlı olduğunu benimle birlikte onlar da söylüyorlardı. Hatta çoğu zaman beraber yapıyorduk bunu. Acaba kavgada basiret tutulmasına yakalandılar da hiç bir şeyin farkında olamıyorlar mı diye düşünmeden edemiyor insan. Kavgada yumruk sayılmaz mantığıyla hareket etmek yerine itidalli davranmak, sapla samanı birbirine karıştırmamak gerekir. Aksi takdirde sadece rakibinize değil kendiniz dahil herkese zarar verirsiniz. Allah aklımızı başımıza toplamamıza yardım etsin.
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm rir Soroban m lerini gelişti zlem beceri ö g e v e m Dinle sağlar Odaklanma ştirir cerisini geli e b k ti a m te Ma i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
17 yıldır hizmetinizde Bisschophamerstraat 1 (naast ANWB) 6511 NA • Nijmegen Tel: 024-3234433
www.luargalajurk.nl
9
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Ermeni-Türk İlişkilerinde Soykırım İddaları Diplomaside misillemenin geçerli bir kural olarak kabul görürdüğünden hareketle, geçmişinde insan hakları alanında sabıkası bulunan ülkeler varsa aynı yöntemle misilleme yapılmalı.
METİN YAZAREL 24 Nisan 2014 tarihinde Ermeni Havari Kilisesi'nin (Armeense Apostolische Kerk ) Almelo kentinde soykırım anıtı dikme girişimini kin ve nefreti körüklecek bir tavır olarak değerlendiriyorum. Türk toplumunu ve Hollanda makamlarını Ermeni diasporasının tezgahladığı huzur ortamı ve iç güvenliği tehlikeye atacak girişimlere fırsat vermemesi konusunda duyarlı olmaya davet ettikten sonara, Ermeni meselesinin nasıl siyasallaştırıldığına değinmek istiyorum. Ermeni meselesi konusunda yaşadığımız olaylar ben de dahil olmak üzere birçoklarımızı yakın tarihten başlayarak uzak geçmişi, tarihin derinliklerini araştıp öğrenemeye teşvik etti. Ermeni-Türk ilişkilerinin sağlıklı ve objektif bir bakış açısıyla değerlendirilebilmesi için, tarihin o döneminde gerçekleşen olayların sebep ve neticeleri, taraf tutulmadan incelenip tarihi hakikatlar gün ışığına çıkartılmalı. Sözde soykırımı konusunda en
önce Türk halkı bilgilendirilip aydınlatılmalı, konuyla ilgili okullarda tarih derslerinde, basın ve yayın organlarında televizyonlarda belgeseller, çocuklar için çizgi filmler gösterilmeli ve çeşitli envanterler hazırlanıp tarihi doğrular anlatılmalı ve böylece halkın olaylara bakış açısı duygusal tepkiler değil, bilinçli ve aklı-selime uygun tepkiler olmalı. Türk Devleti haklı davasında sözde soykırım iddalarını savunanlara karşı, kendini savunma konumundan çıkıp, daha aktif politikalar geliştirmeli. Ermeni tarafının 2015 için çok ciddi hazırlıklar yaptığı dikkate alınarak şimdiden önlemler alınıp karşı propogandalar geliştirilmeli. Sözde soykırım yasasını kabul eden ülkelere Türk halkının duyarlılığı anlatılmalı ve söz konusu ülkelerle ilişkiler ciddi anlamda sorgulanmalı. Türkiye’nin girişimlerine aldırmadan, topyekün bir milleti suçlamayı iç siyayaset malzemesi yaparak, halklarının
metin.yazarel@haber.nl duyarlılığını dikkate almak zorunda kaldıkları mazeretiyle, Hollanda örneğinde olduğu gibi, anıt dikilmesine müsaade eden devletlere karşı Türk devleti de, halkının duyarlılığını dikkate almalı. Diplomaside misillemenin geçerli bir kural olarak kabul gördüğünden hareketle, geçmişinde insan hakları alanında sabıkası bulunan ülkeler varsa aynı yöntemle misilleme yapılmalı. Sonuç olarak öncelikler ve öneriler neler olmalıdır derken, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyen Atatürk’ün huzurunda protokol gereği yabancı misyonların ziyaret ettiği mekan olan Anıtkabirin bir köşesine, ya da daha uygun olanı arslanlı yola, yol boyunca tarihte masum ve mazlum olmuş milletler anısına anıtlar dikilmeli. Her halde bundan daha iyi ve daha güzel bir misilleme olamaz!.. Çünkü hiç bir dünya lideri Atatürk kadar barışcı, Atatürk kadar sulhçü olamamıştır.
2015 yılında sağlık hizmetlerine 360 milyon Euro ekstra bütçe geliyor Hükümet yetkilileri yaptıkları açıklamada gelecek yıl sağlık hizmetleri için ekstra 360 milyon Euro ek bütçe ayırdıklarını belirttiler. D66, SGP ve Christen Unie muhalefet partileri nin desteğiyle temsilciler meclisinden geçirecek olan hükümet,
"Nerede Türkler yaşıyorsa oraya peynirimiz ulaşıyor"
gelecek yıllar için bu bütçenin 200 milyon Euro olacağını açıkladılar. Ek bütçenin çoğu yaşlıların günlük bakımlarına gideceğini de belirten yetkililer, Jeugdzorg için bir defalık 60 milyon Euro'luk bir ek harcama yapacaklarını söylediler.
Şerif Aktürk RTL7 televizyonunda yayınlanan 'De Succesfactor' isimli televizyon proğramının seçtiği '2014 Başarı Ödülleri'nde Şerif Aktürk'ün sahibi olduğu Özgazi Holding süt ürünleri dalında 'en iyi yatırımcı' ödülünü kazandı.
30 Mart 2014 tarihinde saat 13:00'de RTL7 televizyonunda yayınlanan proğramda Özgazi şirketinin bugünlere nasıl geldiğini anlattı. Daha önce yapılan tanıtım çekimlerinde fabrikada prodüksiyon'un nasıl işlediğini tv ekibine anlatan Özgazi Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Aktürk şunları söyledi: "Bu işe ilk başladığımda Hollanda'daki Türk marketleri beyaz peynirlerini yurt dışından, Almanya'dan alıyorlardı. Ben de bunun üzerine niye
kendi peynirimizi kendimiz üretmiyoruz diye düşünmeye başladım. Sonuçta Hollanda’da sütten bol ne var? 2000’li yıllara kadar fazla rekabet yoktu, beyaz peynir sektöründe toplam 5 şirket vardı. Bizim de sektöre girmemizle bu sayı 6 oldu. Beyaz peynir çoğunlukla Avrupa'da yaşayan Türk kökenli vatandaşlar tarafından tüketilmekte olduğu için, bizim Türk marketlere ve Türk kökenli vatandaşlara ulaşmamız gerekiyordu. Halihazırda şirketimiz büyük adımlarla büyüyor ve günlük 40.000 ki-
lodan fazla beyaz peynir üretiyoruz. Her şeyin başı azimdir ve biz durmuyoruz, büyümeye devam ediyoruz. İlk başladığımız dönemlerde kendi markamızı üretiyorduk. Daha sonra geniş yelpazede ürün satmak istedik ve 2000 yılından sonra fason üretim dediğimiz, 20 farklı markanın beyaz peynirini üretmeye başladık. Ürettiğimiz peynir dünyanın her köşesine gidiyor, nerede Türkler yaşıyorsa oraya peynirimiz ulaşıyor".
n ile e T E ZAH nler ü g el güz lsun o n i siz
ZAHET, Hollanda'da yaşayan ve yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir kurumdur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerini, hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz.Kendi dillerinde hitap ederek hastalara kendi evlerinde Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi hissetmelerini sağlıyoruz. yerinde görmek için, sizi Beek-Ubbergen'deki bakımevimize bekliyoruz. Haber Gazetesi
İrtibat bilgileri: Stichting ZAHET T. 024-7630420 Verbindingsweg 13 F. 024-7630421 6573 BS Beek-Ubbergen E. info@zahet.nl
HABER
10
NİSAN / APRIL 2014
Yerel Demokrasi ve Belediyelerin gücü Seçimlere katılımın yüzde elli’nin altına düşmesi ise bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırmıştır. Katılımın düşük olması siyasilere ve yöneticilere bu işin altından nasıl kalkılacağı, yerel demokrasinin nasıl güçlendirileceği sorularını sordurmuştur.
VEYİS GÜNGÖR Mart ayında hem Hollanda’da hem de Türkiye’de yerel seçimler yapıldı. Her iki ülkeye de aidiyet duyan bireyler olarak her iki seçim sürecini de dikkatle takip ettik. Bizim öncelikli görevimiz elbette, içinde yaşadığımız ülke Hollanda’da yapılan yerel seçimler ve etrafında şekillenen yeni tartışmalardır. Türkiye’deki yerel seçimler adeta Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir güven oylamasına dönüşmüş oldu. Seçim sonuçlarının milletimize hayırlı olmasını temenni ederim. Hollanda yerel seçimlerine gelince. Bilindiği gibi 19 Mart yerel seçimleri ‘yerel demokrasi’ tartışmasını yeniden gündeme getirmiştir. Seçim öncesi büyük şehirlerdeki ilçe belediyeleri başta olmak üzere bazı küçük belediyeler birleştirilmiştir. Bu birleşme ciddi tartışma konusu olmuş, yerel demokrasinin zarar göreceği yönünde görüşler ortaya atılmıştır. Ancak buna karşılık, yerel siyasi partilerin sayısı artarken, vatandaşın önemli bir kısmı son seçimlerde bu yeni yerel partilere yönelmiştir. Tartışmalarda öne çıkan bir başka konu ise, yerel yönetimlerin politika üretme özgürlüklerinin kısıldığı yönündedir. Seçimlere katılımın yüzde ellinin altına düşmesi ise bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırmıştır. Katılımın düşük olması siyasilere ve yöneticilere bu işin altından nasıl kalkılacağı, yerel demokrasinin nasıl güçlendirileceği sorularını sordurmuştur. Bu süreçte aktif vatandaşa, etkin girişimci ve profesyonellere, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Yerel demokrasinin yeniden inşası ise mutlaka katılımcı vatandaş sayısının arttırılmasıyla mümkündür. Bu alanda örneğin, Planburo Çevre ve Yaşam’ın ‘Enerjik Toplum’ ve WRR (Hü-
veyis.gungor@haber.nl kümet Politikaları Bilimsel Danışma Kurulu)’nun hazırladığı ‘doe-democratie’ (katılımcı demokrasi) adında çalışmalar mevcuttur. Buna ilaveten 19 Mart seçimlerinden sonra, yerel yönetimleri ve yöneticileri bekleyen en önemli sorunlardan birisi de ‘karar vericilerle’- ‘vatandaşın’ iletişimini en iyi şekilde sağlayıp, ‘katılımcı bir yerel yönetimler’ modeli ortaya koymalarıdır. Karar vericiler uygulayacakları politika ile vatandaşın ‘yerel demokrasiyi’ yeniden keşfetmesini sağlamalıdırlar. Unutulmaması gereken bir başka konu ise eski Hollanda başbakanlarından Thorbecke’nin şu sözüdür: ‘Demokrasi yerel yönetimlerde öğrenilir’. Tam bu noktada aklımıza Hollanda sosyal demokratları gelmektedir. Bilindiği gibi sosyal demokratlar Hollanda demokrasisinde, yerel yönetimlerden başlayıp merkez yönetime doğru yükselmişlerdir. Hatta zaman zaman iyi bir sosyal demokrat olan Amsterdam Belediye Başkan Yardımcısı ‘Wibout’ hakkında nostalji olarak ‘Wie bouwt? Kim İnşa eder?” sorusuna ‘Wibout’ esprisi yapılır. Çünkü Wibout Amsterdam’da ‘sosyal konut politikası’ ve ‘şehir kalkınması’ gibi projeleri hayata geçirmiştir. Evet. Bir çok ülkede olduğu gibi, Hollanda’da da belediyelerin gücü gün geçtikçe artmaktadır. Adeta yönetimlerde bir güç kayması söz konusudur. Bu çerçevede örneğin Den Haag’daki merkezi hükümet ‘bakım, gençlik, iş’ alanlarındaki sorumluluklarını artık belediyelere devrediyor. Bu düşüncenin arka planı; belediyelerin bu alanlarda daha pratik çalışmalar yaparak, hizmeti vatandaşa ulaştıracak kurumları tespit etmesi ve bunlara daha kolay ulaşması olarak tanımlanmaktadır. Bu hizmet değişikliğinin bir başka sebebi ise;
merkezi yönetimlerin artık tortulaşmış bürokrasi anlayışı, karmaşık yasaları, halktan uzak karar vericileriyle sürekli boğuşulması karşısında her geçen gün güç kazanan yerel yönetimlerin büyümesi olarak görebilir. Ancak bu noktada karşımıza pratik bir sorun daha çıkıyor. Belediyeler bu hizmeti devralırken, para kontrolünün önemli bir kısmının yine merkezi hükümette kalıyor olmasıdır. Zira merkezi hükümet gerekirse yerel yönetimlerin bütçesinde kısıtlama yapabilecek ve böylece yerel yönetimler örneğin vergi gelirlerinin daha küçük bir bölümüne sahip olabileceklerdir. Yerel demokrasi ve yönetimler ünlü düşünürlerin tartıştıkları önemli konular arasında yer alıyor. Örneğin ünlü siyaset bilimci Benjamin Barber, ‘If Mayors Rule the World’ (Dünyayı Belediye Başkanları Yönetse) adlı kitabında ‘yerel ekonomiyi teşvik ve sorunları çözmek için şehirlerde dinamizm, inovasyon ve girişimciliğin olması gerekir’ diyor. Belediyelerin gücüne dikkat çeken Barber, Latin Amerika’da uygulanmaya başlayıp, kısa sürede dünya çapında örnek bir proje haline gelen ‘Ödünç Bisiklet Projesi’nden bahsederek, bilgi ve tecrübe paylaşımına dikkat çekiyor. Yerel demokrasi tartışması çerçevesinde Hollanda’da karşımıza çıkan bir başka konu da şüphesiz belediye başkanlarının halk tarafından seçilmesinin istenmesidir. Anayasal değişikliği gerektiren bu konu aynı zamanda Hollanda’nın bir federatif devlet olmadığından dolayı uzun zamandır tartışılmaktadır. Evet, 19 Mart yerel seçimleri sadece belediye düzeyinde karar vericilerin seçilmesi olarak kalmamış, aynı zamanda demokrasinin önemli sorunlarını da tartışmaya açmıştır. Siyasete atılan Türk kökenli karar vericiler başta olmak üzere, Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşları, Türkçe medya temsilcileri ve duyarlı bireyler bu sorunlar hakkında kafa yormalı ve gün geçtikçe güçlenen yerel yönetimler ile halk arasında sağlıklı bir diyaloğun kurulmasına katkıda bulunmalıdırlar.
abiye, , k li n li Ge netlik, n ü s , k lı damat ı ve farklı d bin all feti ın kıya r la m a elin ort yal'e g o R in iç
ROYAL MODE HUIS Groene Hilledijk 221A 3073 AG Rotterdam Tel: 010-848 95 00 www.royalmodehuis.nl
GÜZELLİK ÖZEN İSTER
Lahey'de düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin tanıtım basın toplantısında Hollanda Başbakanı Rutte'ye 'Zwarte Piet' (Siyah Piet) hakkında bir soru soran yabancı gazeteciye ne cevap vereceğini bilemedi. NOS'e yansıyan görüntülerde 'Zwarte Piet'in siyah olduğunu ve bunu değiştiremeyeceğini' belirten Başbakan Mark Rutte, Hollanda Antilyanları'ndaki arkadaşlarının Sinterklaas zamanında çok sevinçli olduklarını ve yüzlerinin zaten siyah olduğu için boyamalarına gerek kalmadığını söyledi. Kendisinin Siyah Piet'i oynadığında ise günlerce siyah boyayı yüzünden çıkartmakla meşgul olduğunu söyleyen Başbakan Rutte'nün bu cevabı sosyal medyada yer yer ırkçılık olarak algılandı. Birçok Hollandalı ise sosyal medyada Rutte'nün bu tavrından utanarak, başbakanın bu cevabı için özür diledikleri gözlemlendi.
BYEGM, Da Vinci Projesi'yle 10 genç gazeteciyi Hollanda'ya gönderdi
Hayalindeki abiye ya da gelinliği bulamadın mı? Üzülme! Royal Modehuis'ın 400 m2'lik geniş mağazasında hayallerinin kıyafetini bulabilirsin...
Başbakan Mark Rutte ne diyeceğini şaşırdı
10 genç Türk gazeteci, Leonardo Da Vinci Projesi kapsamında Hollanda’yı ziyaret ediyor. Lahey Basın Müşavirliği ve NVJ, Avrupa Komisyonu’nun “Lifelong Learning Programme” mesleki kabiliyetlerini arttırmak, sosyal birleşme ve ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda bir program hazırlandı. Proje kapsamında Hollanda’daki Türk Toplumunun
Sosyal Haritasını Çıkartma temasını da göz önünde bulunduran katılımcılar iki hafta boyunca tecrübeli gazetecilerin gözetimi altında mesleki yeteneklerini geliştirip kullanmayı öğreniyorlar. T.C Başbakanlık Basın – Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Basın ve Enformasyon Uzmanı Emrah Sümer'in liderliğinde Hollanda'nın önde gelen basın kuruluşlarıyla da temas
halinde olan katılımcılardan, proje kapsamında kendi gazetecilik yapımlarını hazırlamaları da isteniyor. Çalışmalar projeye destek veren medya kuruluşları tarafından yakından takip edildi. Katılıcımlar, telefonlarını tam teşekküllü bir haber hazırlama aracı olarak kullanma konusunda bilgiler aldılar. 10 genç gazeteciye Free Press Unlimited, NVJ, Nu.nl, RTV Rijnmond, BN De Stem gibi Hollanda'nın en tanınmış medya kuruluşları da kapılarını açtı. Yerel kurumlarla buluşma kapsamında, Türkevi Araştırmalar Merkezi ev sahipliğinde Amsterdam Meram Restoran'da düzenlenen bir tanışma toplantısında, Türkevi Başkanı Veyis Güngör Türkiye'den gelen genç gazetecilere, 2012 yılında yaptırmış oldukları HOLLANDA’DA TÜRKÇE YEREL MEDYA ARAŞTIRMASI ANKET VE MÜLAKAT SONUÇLARI raporunu sundu. Hollanda’da Türkçe yerel medyanın tarihsel gelişiminin sunulduğu rapora ve Hollanda Türk medyası hakkında verilen bilgilere T.C Başbakanlık Basın – Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Medya Projesi kapsamında katılan genç gazeteciler geniş ilgi gösterdiler.
11
HABER
NİSAN / APRIL 2014
“Harde bir Müselman görsem korkirem!” Bırakın kısır siyasî kavganızı, menfaat çatışmanızı; gün, el ele vererek sorunları çözme vakidir. Ülke insanı o kadar bölündü ki, bir fitne ateşi de siz yakıp, birkaç parçaya da siz bölmeyin. Birbirinizin yüzüne bakamayacağınız sözleri söylemeyin. Aynı gemide olduğumuzu unutmayın. Bu kavgaların gemiye vereceği zararı hesap edin. Onun su alması, alabora olması, karaya oturması hepimize zarar verecektir. ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “İnsanlar tuhaftır, fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar” (H. Z. Uşaklıgil) Yurtdışı Türkler Başkanlığı Hollanda Danışma Kurul Üyeleri, seçilişlerinin 15. ayında basın mensuplarıyla bir araya gelerek bu süre içerisinde yaptıklarını ve önümüzdeki 4 yılda yapacaklarını anlattılar. Avrupalı Türk Toplumun sorunlarının teşhis ve tespitini yapmak, çözüm için bunları bir rapor hâlinde ilgili mercilere ulaştırmak gibi bir görev ve sorumlulukları var kurulun. Bu süre içerisinde de, öncelikli ve kronikleşişmiş sorunların tespiti yapılmış ve bir rapor hâlinde YTB’ye sunulmuş. Raporda, kangren hâline dönen pek çok sorunumuz yer alıyor: Türkçe dil sorunu, Koruyucu aile, diploma denklikleri, kurumsal dağınıklık, ayrımcılık, işsizlik, pasaport harçlar, sıla yolu problemler, geri dönüş yapanların uyum sorunları ve diğerleri… Bunlar anlatılınca, Nasreddin Hoca’nın meşhur hikâyesi geldi aklıma: Nasreddin Hoca borçludur. Alacaklısı gelip parasını ne zaman vereceğini sorar. Nasreddin Hoca da alacaklısına şunları söyler: “Şu yolun kenarına çalı çırpı diktim. Koyunlar buradan geçerlerken tüyleri çalılara takılacak. Çalıdaki tüyleri toplayacağım. Hanımım da eğirip iplik yapacak, ipliklerle kazak örecek, pazarda satacak. Ben de sana olan borcumu böylece ödeyeceğim!” Alacaklı sinirinden acı acı gülmeye başlar. Bunu gören Nasreddin Hoca: “Seni köftehor seni” demiş. “Peşin parayı görünce nasıl da gülersin değil mi” Ben de dostlarımızı dinleyince kendimi çalı etrafında dolaşan koyun gibi hissettim. Benim sorunumu soracak, öğrenecek, kağıda döküp ra-
por yapacak, memlekete ulaştıracak, ilgililer dinleyecek, değerlendirecek, uzmanlar toplanacak, komisyon oluşturulacak, karar alınacak ve çözüm için adım atılacak… Hem de, Türkiye bürokrasisinin o hantal yapısı içerisinde ışık hızıyla(!) yürütülecek bütün bunlar… Elbette böyle bir oluşumu önemsiyorum. Bu kurulda görev alan dostlarımızın hepsini yakından tanıyorum; hepsi de birbirinden müstesna insanlar. Sahalarında uzman, donanımlı, hizmet etmeyi önemseyen, toplum yapısını iyi bilen, gelecekten kaygı duyanTürkiye ve Hollanda’nın yetiştirmiş olduğu üstün meziyetlere haiz insanlar. Bu süreç içerisinde güzel işler yapacaklarına da inanıyorum. Ayrıca, T.C Devleti’nin vatandaşlarını sahiplenmesini, onlara arka çıkmasını, sorunlarıyla hemhâl olmasını anlamlı buluyorum. Bu ilgi ve sahiplenme bana güven ve onur duygusu veriyor. Ama ‘yiğit düştüğü yerden kalkar’ düsturundan hareketle, bu silkinişin, bu toparlanışın, bu ayaklanışın ve bu sorunlardan kurtuluşun adresinin ancak ve ancak içerisinde yaşadığımız ülke ve o ülkede yaşayan insanlar olduğunu düşünüyorum. Tespit edilen sorunlarımızı yok saymak ne mümkün; elbette var. Her yerde olduğu gibi Hollanda’da toplumsal uçurumu derinleştirmeye, huzur ortamını bozmaya çalışanlar var. Yukarıda zikredilen sorunlarımızın çözümüne dönük adım atılmazsa daha büyük afetlerin bizi bulması içten bile değil. Bu manada, hem bu toplumsal dokuya zarar verenlere hem de sorunlarımızı büyütenlere karşı sözlü olarak her kesimden büyük tepkiler var. Herkes gidişattan şikâyetçi ve herkes elini açmış dua ediyor: “Allah’ım bizi bur zorlu günlerden selamete çıkar!” Bu tepkileri eyleme dönüştürecek adımların atılması lâzım. Ama hiç kimse bunun gereğini yerine getirmiyor.
zeynelabidin.kilic@haber.nl Yine bir kıssa geldi aklıma… Kendisine ilk hedef olarak zenginliğin gösterildiği 10 yaşındaki bir çocuk, aklının yettiği günden itibaren şu duayı etmeye başlar: “Allah’ım! Bana piyangodaki en büyük ikramiyeyi nasip et!” Bu dua diline tesbih olmuştur ve her dem aynı şeyi mırıldanır…“Allah’ım! Bana piyangodaki en büyük ikramiyeyi nasip et!” Yaşı, 15, 25, 35 derken 95’i bulur ama dilinde hâlâ aynı dua: “Allah’ım! Bana piyangodaki en büyük ikramiyeyi nasip et!” Gökteki melek, saçı ağarmış, beli bükülmüş, pir-i fâni olan bu nur yüzlü ihtiyarcığa bakıp acımış ve Allah’a niyazda bulunmuş: “Allah’ım, bu kulunun son günleri. İyi hatırlıyorum, piyangodaki büyük ikramiyenin kendisine çıkması için ta 10 yaşından beri size dua ediyor. Ne olur, bunca yıllık duasının ve ihtiyarlığının hatırına, onun son günlerindeki duasını kabul etseniz olmaz mı?” Gecikmeden gelen cevap hayli düşündürücüdür: “Ona, piyangodaki en büyük ikramiyeyi çıkaracağım çıkarmasına da , ah bir bilet alsa!..” Hedeflere ulaşmak için sebeplere sarılmak lazım. Dua eden yavrumuz 95 yıllık ömründe 3-5 kez bilet alma gereği duysaydı, dualarının kabul olduğunu görecekti. Yani, kıssadaki çocuğun düştüğü yanlışlığa düşmeden ‘gelin bir bilet alalım’ diyorum. Yoksa treni kaçıracağız. Ne olur! Her türlü siyasî, din, etnik, sosyal statünüzden, kişisel çıkarlarınızdan, menfaat taassuplarınızdan sıyrılarak bir araya gelmenin yolarınıarayın. Sorunların çözümü sizin bir araya gelmenizin altında yatıyor. Madem unumuz, yağımız, şekerimiz var, helvacı aramaya ne hacet; o bizim işimiz… Yoksa ısmarlama yoluyla sorunlar ancak kronikleşir; dahası, kangren hâline döner ve toplumun düzenini tehdit eder. Buna meydan vermemek için Hollanda’daki Türkler olarak elimizi taşın
altına koyarak işe başlamalıyız. “Elimiz taşın altındayken nasıl iş yapılacak?” diye sorarsanız, önce o taşı birlikte kaldırma sorumluluğunu üstleneceğiz; arkası kendiliğinden gelecektir zaten… Kısacası, sorun bizdeyse, çözen de biz olmalıyız…
Anama mektuplar… Canım anacığım! Konuşma özürlü oğlunu ancak sen anlarsın. Sana hep bu ruh hali içerisindeyken seslendim. Hep biçare kaldığım, yüreğimin ateşlerde kavrulduğu vakitlerde. Seninle, sevinçlerimi paylaştım mı, hatırlamıyorum. Rüyada sık sık görürsün ya… Çok zor durumdasın, avazın çıktığı kadar bağırarak yardım istiyorsun; en yakınların bir adım ötede ama sesini duyuramıyorsun. Aynen o hâldeyim anne. Sesimi duyuramıyorum ve sesimi duyurmak istediğim belki de tek kişi sensin. Neden mi? Dünyayı ‘kurtarıcılar’dan kurtarasın diye. Dualarına sarıl diye… Kimsenin gücü yetmiyor anne; kimse bu yangın karşısında kılını kıpırdatmıyor. Azeri şair Vahabzâde’ye“İn görürem korkmirem / Cin görürem korkmirem / “Harde bir Müselman görsem korkirem!” dedirten ruh ve duygu hâline hak verdiğim demlerdeyim. Bu şiirin nasıl bir ortamda kaleme alındığını çok iyi biliyorum. Şiir, bazı had bilmezlerin iddia ettiği gibi Müslümanları töhmet altında bırakma adına değil; aksine Müslümanın, mazlum, mağdur ve sahipsiz oluşuna ithaftır. “Siz ey Müslümanlar! Suskun ve âciz, helâk olmuş ölüler! Başınıza gelen bu acı felâketler karşısında hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu?” diye haykıran Filistinli Şehid, Şeyh Ahmed Yasin’in, içerisinde bulunduğu durumu anladığım vakitlerdeyim. Müslümanlar, aralarına atılan fitne tohumlarının nereden ve kimden geldiğine bakmaksızın birbirlerine buğz ediyorlar, kin güdüyorlar, el açıp beddua; hatta harp ilan edip, kurşun yağdırıyorlar... Bundan dolayıdır ki,Nerde bir Müslüman görsem korkuyorum anne. Rabbimin ayetine sığınıyor, senin dualarını bekliyorum anne!.. “Onlara:'Yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, mü’minleri bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman;'Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız’ derler.”ayetini hatırlatıyor, ifşat ve bozguncu taifesini Allah’a havale ediyorum.
2014'te yeni bir sayfa açın! Hesap kitap çok önemli. 2014'te temiz bir başlangıç yapın ve muhasebenizi uzmanına ve güvenilir ellere teslim edin. Şimdi muhasebecinizi değiştirmenin tam zamanı! Mali Müşavirlik Vergilendirme ve vergi mevzuatı Personel muhasebesi Online (uzaktan) muhasebe işlemleri Danışmanlık Girişimci olarak, sorularınıza en doğru cevapları alacağınız bir yere gelmek istiyorsunuz. Bunun bilincinde olan ADA GROEP, "tek duraklık işyeri" ADA NIJMEGEN prensibiyle, siz girişimcilere hizmet sunmaktadır. ADA ARNHEM ADA DEN-HAAG ADA AMSTERDAM Kerkenbos 1234 Broekstraat 32 Hoefkade 875 t.t. Vasumweg 18 Birlikte, en kısa sürede çözümler üretebiliriz. 6546 BE NIJMEGEN 6826 PZ ARNHEM 2525 HC DEN-HAAG 1033 SC AMSTERDAM T: +31 (0) 26-3895377 T: +31 (0) 24-8 100 100 ADA GROEP girişimcilerimize, sabit fiyat garantisi T: +31 (0) 70-4274357 T: +31 (0) 20-6946600 F: +31 (0) 26-4437152 F: +31 (0) 24 66 374 66 F: +31 (0) 70-3638097 F: +31 (0) 20-6941800 ile standart hizmet paketleri sunan, size en yakın ve en fonksiyonel danışmanlık noktanızdır. Daha fazla bilgi almak için www.adagroep.nl adresinden websitemizi ziyaret edebilirsiniz.
SİZE YENİ KAPILAR AÇIYORUZ
HABER
12
NİSAN / APRIL 2014
HOLLANDA YEREL SEÇİMLERİNDE
İŞTE KAZANAN TÜRK KÖKENLİ ADAYLAR
Hollanda Yerel Seçimleri'nin parti bazındaki sonuçlarının ardından adaylara verilen tercihli oylar da belirlendi. Belediyeler listelerdeki kişilerin aldığı oyları açıklarken, listelerdeki Türk adaylarının tercihli oylarla üst sıralara çıktığı gözlemlendi. Haber yayına hazırlandığı sırada kazandığı kesinleşen Türk kökenli aday sayısı 136'yı buldu. İsmine ulaşamadıklarımızla birlikte bu sayının 140 civarında olduğu düşünülüyor. Türk Buna göre farklı şehirlerdeki parti ve listelerdeki tercihli oylarla Belediye Meclis Üyeliğine seçilen Türk adayları şu şekilde: PVDA
56 Meclis Üyesi
Belediye
Kazanan aday
Almelo
Fulya Uysal
Alphen aan de Rijn
Gülhan Keskin-Akdemir
CDA
15 Meclis Üyesi
Belediye
Kazanan aday
206
Boxtel
Kübra Atalay
242
217
Dordrecht
Şahin Seme
363
Aldığı oy
Aldığı oy
Amersfoort
Harun Keskin
1281
Enschede
Ayfer Koç
969
Amsterdam
Emre Ünver
2120
Gilze Rijen
Erol Bahtimur
171
Amsterdam
Orhan Kayar
1804
Helmond
Sedat Dere
530
Amsterdam Nieuw-West
Münire Manisa
844
Hengelo
Nuri Akfidan
510
Apeldoorn
Eşref Öcal
760
Maassluis
Mehmet Çiçek
270
Apeldoorn
Şükran Aksoy
447
Oldenzaal
İlyas Demir
174
Arnhem
Engin Bülbül
385
Oude Ijsselstreek
Memet Tekinerdogan
Bergen op Zoom
Şahin Ergeç
207
Rijssen-Holten
İsa Kahraman
1090
Beverwijk
Bayram Gezer
362
Rotterdam
Turan Yazır
1849
Capelle a/d Ijssel
Hasan Saritas
268
Den Haag
Bülent Aydın
1219
Schiedam
Nihat Ulusoy
190
Venlo
Duygu Oruç
302
Deventer
Çetin Yıldırım
634
Venlo
Merve Karaman
297
Lütfi Altuntaş
519
Venray
Kamelya Ertürk
249
Dieren
Mehmet Şahan
252
Groen Links
14 Meclis Üyesi
Doetinchem
Ercan Koçyiğit
501
Belediye
Kazanan aday
Aldığı oy
Dordrecht
Bahattin Güler
870
Amsterdam Oost
Nevin Özütok
5647
Dordrecht
Nilüfer Sönmezer
683
Beverwijk
Haydar Erol
1016
Ede
Raşit Görgülü
360
Delft
Sinan Özkaya
Eindhoven
Yasin Torunoğlu
Den Haag
Mustafa Okçuoğlu
1438
Emmen
Serkan Özkan
285
Deventer
Ömer Melikoğlu
547
Kenan Boz
719
Dordrecht
Ahmet Karapınar
418
Gorinchem
Ali Koçak
337
Doetinchem
Sevda Bali
220
Gorinchem
İbrahim Elmacı
159
Ede
Hilal Çelik
388
Haaksbergen
Kenan Koşar
169
Gorinchem
İlhan Tekir
316
Harderwijk
Zehra Sarıaslan
599
Haarlem
Burhan Gün
538
Heemskerk
Fevziye Şahin
266
Lelystad
Kadir Aksoy
410
Helmond
Neco Kaygısız
356
Tiel
Armağan Önder
447
Hengelo
İ. Yıkılmaz
303
Tilburg
Ali Yenice
457 615
Hoorn
Dilek Bilgen Küçükşantürk
290
Waalwijk
Dilek Odabaşı
Kerem Gencer
342
SP
4 Meclis Üyesi
Leerdam
Kemal Koyuncu
398
Belediye
Kazanan aday
Leerdam
Zeynal Tosun
298
Arnhem
Abdurrahman Çetintaş
289
Maassluis
Murat Çiftçi
360
Enschede
Ahmet Yılmaz
372
Middelburg
Mehmet Kavşıklı
305
Gorinchem
Eyüp Güngör
239
Nijmegen
Turgay Tankır
4177
Schiedam
Hakan Küçük
349
Roermond
Selami Coşkun
422
VVD
44 Meclis Üyesi
Roermond
Ali Bayrak
312
Belediye
Kazanan aday
Rotterdam
Hamit Karakuş
Rotterdam Charlois
Zeki Baran
Rotterdam Charlois
Ahmet Yıldırım
15711 1110
19 Mart 2014'te Hollanda'da yapılan yerel seçimlerde, yerel partilere rağbet artarken, geleneksel partilerde genel itibarıyla oy kaybı yaşandı. 400’e yakın belediyede yapılan seçim sonrasında, iktidar partileri PvdA VVD ile birlikte, ana muhalefet partisi CDA büyük oy kaybederken, D66 partisi seçimlerin galibi oldu. Yerel partilerin hem oy oranlarını hem de belediye meclislerindeki sandalye sayılarını %50'lik bir payla artırmaları Hollanda'nın ana gündem maddelerinden biri oldu.
600
Enschede
Huizen
Aldığı oy
Aldığı oy
Amsterdam
Dilan Yeşilgöz-Zegerius
679
Beverwijk
Rahman Kat
285
498
Rotterdam Feijenoord
Deniz Çatıkkaş
850
Rotterdam Kralingen
Oktay Ünlü
551
YEREL PARTİLER
En büyük 10 şehirde anakent ve semtlerde Türk adaylara kullanılan oy sayısı Rotterdam
Amsterdam Den Haag Utrecht
Eindhoven Nijmegen Zaandam
Dordrecht Schiedam Deventer Toplam
Rotterdam
Amsterdam Den Haag Utrecht
Toplam
Toplamda: 29 Meclis Üyesi
Schiedam
Mahmut Erdem
452
Parti
Belediye
Kazanan aday
Aldığı oy
Zeynep Erdoğan
226
NIDA
Rotterdam
Aydın Peksert
1256
Soest
Osman Suna
784
NIDA
Rotterdam Delfshaven
Hülya Bozok
583
Soest
Adem Başkaya
264
NIDA
Rotterdam Feijenoord
Mustafa Doğan
980
Tiel
Neşe Budak
237
NIDA
Rotterdam Noord
Emin Erdoğan
703
Tilburg
Orkun Baytemur
756
Islam Democraten
Den Haag
Hasan Küçük
2966
Tilburg
Yusuf Çelik
260
Islam Democraten
Den Haag
Tahsin Çetinkaya
1886
Utrecht
Bülent Işık
961
Beter voor Dordt
Dordrecht
Aydın Gündoğdu
355 316
Velsen
Ahmet Karateke
406
Beter voor Dordt
Dordrecht
Osman Soy
Vlaardingen
İlhan Altundag
503
Lijst Çete
Almelo
Uğur Çete
Zaandam
Songül Mutluer
689
Multicultureel Plus
Amsterdam Nieuw-West Neslihan Bedirhanoğlu
477
Verenigd Arnhem
Arnhem
Kürşat Bal
306
GBWP
Bergen op Zoom
Aydın Akkaya
458
Burger Belangen
Enschede
Zehra Çeben
526
Pro-Hengelo
Hengelo
Zaandam
Eylem Köseoğlu 16 Meclis Üyesi
Belediye
Kazanan aday
Aldığı oy
686 1400
Ali Oflazoğlu
328
Gem.Belng Heusden Heusden
Hüseyin Şimşek
492
411
Leerdam 2000
Leerdam
Ali Keskin
250
245
Werkn. Groepering
Oldenzaal
Murat Yıldırım
161
Almelo
İmran Dikman
210
Amsterdam
Meltem Kaya
1435
Arnhem
İbrahim Güven
Bergen op Zoom
Ufuk Cuman
Bergen op Zoom
Ömer Duman
232
Lokaal Belang
Oude Ijsselstreek
Gulden Siner-Sır
409
Beverwijk
Yusuf Kınık
169
Lijst Kaya
Rotterdam Ijsselmonde
Necat Kaya
906
Den Haag
Mehmet Eser
1410
Blanco Lijst
Schiedam
Refik Malkoç
656
Den Haag
Birgül Özmen
1180
Top / Gem. Belangen Terneuzen
Yeter Erbişim
211
Hengelo
İ. Çetinkaya
244
PRO Tiel
Tiel
Mustafa Alışkan
168
Leiden
Vahit Köroğlu
627
Hart voor Veghel
Veghel
Ülkü Öğüt
373
Rotterdam Feijenoord
Fatih Elbay
Velsen Lokaal
Velsen
Süleyman Çelik
342
464
Lokale Demokraten
Venlo
Gökhan Yurt
507
7959
Lokale Demokraten
Venlo
Ali Oruç
418
317
inVENtief
Venray
Ahmet Koçyiğit
293
Tiel
Mehmet Yüce
Utrecht
Selma Baş
Veenendaal
Gökhan Çoban
1030
28031 15002 10877 9607 6278 4499 3319 3236 2017 1831
84696
En büyük 4 şehirde anakent ve semtlerde Türk adaylara kullanılan oy sayısı
Schiedam
D66
%39
361
Deventer
5829
Türklerin tüm Hollanda’da oy kullanma oranı:
Zaandam
Murat Baylan
985
Weert Lokaal
Weert
Fatih Yücel
297
Zaandam
Bahar Palabıyık
931
Swolwacht
Zwolle
Cemal Yıldırım
839
28031 15002 10877 9607
63516
Medyaya yansıyan haberlerde, yaşlı bir kişinin oy verirken hayatını kaybettiği, başka bir kişinin ise oy vermeye eşeğiyle gittiği belirtildi. Türkler arasında en çok oyu liste başı da olduğundan dolayı Hamit Karakuş aldı. Karakuş 15711 oy aldı, ancak PvdA’nın ülkedeki genel kaybından dolayı seçim sonrasındaki ilk günlerde istifa etti. Nijmegen’den seçilen tek Türk kökenli aday Turgay Tankır 4177 oy alarak en fazla Türk’ün oy kullandığı 6. şehir sıralamasına girdi. Hollanda da merkez sağ, Hıristiyan birlik ve Sosyal demokrat partiler merkeze yönelerek oy kaybına uğradılar. Kaybedilen oylar marjinal diye nitelenen aşırı sağ ve aşırı sola kaydı.
İşte 19 Mart 2014 Hollanda Yerel Seçimleri'nden bazı ilginç anekdotlar Oy kullanma oranı düşük seviyede gerçekleşmiş olsa da sandığa gidip oy kullananlar ne istediğini bilen seçmenlerdi. Liberal solu temsil eden D66’nın popülizme prim vermeden yükselişi dikkatle değerlendirilmeli. Lokal partilerin dikkate değer oranda oy almaları seçmenin mevcut büyük partilere olan güven kaybından kaynaklanmıştır. Yerel seçimlerde, yer yer PvdA ve CDA gibi merkezi temsil eden partilerin yenilginin faturasını Türk kökenli adaylara kestiği söyleniyor. Tüm Hollanda’daki Türk kökenli seçmen sayısı: 290.000. Tüm Hollanda’da oy kullanan Türk seçmen sayısı (dağıtmalarla): 114.000 Oy kullanma oranı: %39. Rotterdam'da Pvda'nın düşüşünün en büyük nedenlerinden birisi NİDA partisinin gelmesi. Önceki dönemde 3 yıl Feijenoord Bel. Başkanlığı yapan Seyit Yeyden 730 civarında tercihli oyla seçilemeyerek siyasete ara verdi. Türk kökenli adaylar arasında medyada çok öne çıkmamış olan, Utrecht’ten Selma Baş 7959 oy alarak kendi çevresinde bir rekora imza attı. 2010 yılındaki yerel seçimlerde D66 da 11. sıradan aday olan Selma Baş oylarını 8 kattan daha fazla arttırdı. 22 aday 1000'in üzerinde tercihli oy aldı. Bu 22 adayın oy toplamı: 64.813 yani Türkler tarafından kullanılan geçerli oy sayısının yaklaşık %57si.
2010 ve 2014 seçimlerinde Türk kökenli üyeler PvdA 90 56 CDA 26 15 GL 21 14 D66 11 16 VVD 8 2 Yerel 18 29 4 büyük şehirde PvdA'nın seçilen aday sayısı ortalama yüzde 40 düşüş gösterdi. 2006 ve 2010'daki yerel seçimlerde toplamda sırasıyla 175 ve 180 adayımız kazanmışken, 2014 seçimlerinde toplam belediye meclisi üyesi sayısı 140'ta kaldı. Seçimlerin en büyük galibi D66 oldu. 4 büyük şehirde D66, 2006 yılında 8, 2012 yılında 26 aday seçtirirken 2014 yılında bu sayı 41 oldu. Oldenzaal, Gorinchem gibi küçük yerleşim birimlerinde adaylar yaklaşık 160 civarındaki tercihli oyla seçildiler. Büyük şehirlerde 800 tercihli oy buna yetmedi. 2014 yerel seçimlerinin ardından yapılan araştırmaya göre Rotterdam'da her 100 seçmenden 95'i Türk adaya tercihli oy kullanmış. Eindhoven’den tek seçilen Türk kökenli aday Yasin Torunoğlu 5829 oy alarak en fazla Türk’ün oy kullandığı 5. şehir sıralamasına girdi. Yerel partilerin kazanma sayısının yüksekliğine bakılırsa, seçmen kaliteli adaya önem veriyor. Öte yandan geleneksel kitle partilerinden yerel partilere büyük bir kayma görülüyor. Konsolosluk şehri olan Deventer’da kullanılan tercihli oy sayısı 1700 olarak belirlendi.
13
HABER
NİSAN / APRIL 2014
HOLLANDALI TÜRKLER AÇISINDAN YEREL SEÇİMLER Yaklaşık 290 bin Türk kökenli seçmenin olduğu yerel seçimlerde 125 bin Türk oy kullandı. Semtlerde kullanılan mükerrer oylar ve liste başındaki Türk adayların, önceki seçimlerdeki oy sayıları ile diğer birtakım küçük faktörler hesaba katıldığında Türklerin 2014 yerel seçimlerindeki oy kullanma oranının %39 olduğu görülüyor. Oy kullananların %62'si diğer sayfada listenen büyük şehirlerden oluşuyor.
En büyük 4 şehir olan Rotterdam, Amsterdam Den Haag ve Utrecht'te Türklerin kullanılan oy sayısına katkısı %45. Bu 4 büyük şehir dışında Türklerin oy kullanma oranı %33’ü biraz geçiyor. Geleneksel partilerin nisbeten daha az Türk kökenli aday gösterdiği ve seçilen üye sayısının 140 civarında olduğu düşünülürse Hollandalı Türklerin sandığa gitme oranları önceki yıllara göre düşmüş durumda.
Anakent belediyelerinde Türk kökenli adayların aldıkları oy sayıları ve oranları
Oy sayısı Oy oranı %
Seçilen Türk sayısı Oy oranı %
Yerel Partiler
D66
CDA
GL
SP
VVD
56
29
16
15
14
4
2
41.18
21.32
11.76
11.03
10.29
2.94
1.47
Anakent Belediyelerde partilerin aldıkları oy sayıları ve oranları SP VVD %1.34 %1.06
CDA %8.26
D66 %16.69
CDA
GL
SP
VVD
55947
19004
18019
9403
8790
1529
1204
49.12
16.69
15.82
8.26
7.72
1.34
1.06
2010 Yerel Seçimleri 2014 Yerel Seçimleri Fark
PvdA
Yerel Partiler
D66
CDA
GL
SP
VVD
90
18
11
26
21
3
8
56
29
16
15
14
4
2
-38%
+61%
+45%
-42%
-33%
+33%
-75%
VVD %1.47
Seçilen Türk adayları sayısı bazında önceki seçimler karşılaştırması 90
2010 2014
GL %10,29 PvdA %49.12
Yerel Partiler %15.82
Yerel Partiler
Anakent ve semtlerde Türk kökenli meclis üye sayısı olarak 136 Türk kökenli aday kazandı SP %2.94
GL %7.7
D66
Seçilen Türk adayları sayısı bazında 2010 ve 2014 seçimlerini karşılaştırma
Anakent ve semtlerde kazanan Türk kökenli belediye meclisi üye sayısı olarak (136 Türk kazandı)
PvdA
PvdA
CDA %11,03
PvdA %41,18
56
D66 %11,76 Yerel Partiler %21,32
29
26 11
16
21 15
14
18 3 4
PvdA D66
CDA
GL
Yerel SP Partiler
8 2 VVD
HABER
14
NİSAN / APRIL 2014
Dindarlıklarımız içtenliğini kaybediyor
Diyanet İşleri Başkanı PROF. DR. Mehmet Görmez
D
iyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Son aylarda hem İslam dünyasında hem de ülkemizde büyük samimiyet kaybına uğradığımızı görüyoruz. Dindarlıklarımız içtenliğini kaybediyor" dedi. Görmez, Kutlu Doğum Haftası programında yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed'in 14 asır önce, Medine'de ayrılmış, parçalanmış bir medeniyeti yeniden birleştirdiğini söyledi. Hazreti Muhammed'in en büyük mucizesinin, yeryüzünün en bereketsiz topraklarında, yeryüzünün en medeni toplumunu inşa etmek olduğunu ifade eden Görmez, şöyle konuştu: "Onun rahle-i tedrisinden geçen Hazreti Ömer, Hazreti Ebubekir, Hazreti Osman, Hazreti Ali ve sahabeden her biri daha sonra birer yıldız gibi bütün dünyayı aydınlatacaklar. Aslında bu neslin inşası, Medine'yi açık bir üniversiteye dönüştürüşü, Mescid-i Nebevi ve orada verdiği dersler ve o rahle-i tedristen geçen insanlar, o insanların kısa süre sonra İslam'ın rahmet mesajını gö-
Görsünler diye yapmaya başladık, duysunlar diye yapmaya başladık. Riya, gecenin karanlığında karıncanın ayak sesinden daha gizli bir şirk. türmesi, Hazreti Peygamber'in görüyoruz. Dindarlıklarımız en büyük mucizelerinden bir içtenliğini kaybediyor. Dünyamız yapaylaştı. Dünyamızda tanesidir." Görmez, Hazreti her şey hakikatin önüne geçti, Muhammed'in bütün hayatı- hakikati perdelemeye başladı. nın incelendiğinde insanlığa Reklam levhalarının arasınverdiği en önemli mesajın sa- dan, ışıklı panoların arasından mimiyet olduğunu kaydede- geçiyoruz. Sağımıza solumuza rek, "Onun kurduğu medeni- baktığımızda suni imaj ve rekyette iki yüzlülüğe yer yoktu. lamların arasından geçiyoruz. Onun kurduğu medeniyette al- Onlar bizim hayatımıza sirayet datmaya yer yoktu, aldanmaya etti. Hayatımızı yapaylık, sunida yer yoktu. Onun kurduğu lik, imaj, reklam, propaganda medeniyette insan onurluydu. kapladı götürdü, onun için saBütün bunları hatırlayalım ve mimiyet diyoruz." "Hatta hayatımızdaki bu ona salat ve selam getirelim" yapaylığı, suniliği, gösteriyi ve ifadelerini kullandı. "SUNİ İMAJ VE REKLAM- gösterişi dini hayatımıza da LARIN ARASINDAN GEÇİYO- aktardık" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: RUZ" "Görsünler diye yapİnsanların hayatlamaya başladık, duyrında samimiyete çok sunlar diye yapmaya büyük önem vermesi başladık. Riya, gecenin gerektiğini vurgulakaranlığında karıncayan Görmez, şöyle denın ayak sevam etti: sinden daha "Son aylarda hem gizli bir İslam dünyasında şirk. Ta hem de ülkemizo zade büyük samimiyet kaybına Prof. Dr. Mehmet Görmez uğradığımızı
Cafe Ten to Ten
man Resulü Ekrem bize bunu hatırlattı. Başkası görsün diye yaptığımız hayırlar. Oysa Resulü Ekrem ne demişti. 'Sağ elimizin verdiğini, sol elimiz bilmeyecek'. Hayırsever kavramı gündemimizden çıktı. Yerine sponsor girdi. O sponsorluk da bir reklama dönüştü. Bizi üzecek binlerce örnek vermek mümkün. Oysa bunlar bizim samimiyetimiz, ibadetlerimizdi. İyiliklerimiz başkasına beğendirmek için yapıldığında bütün anlamlarını kaybeder, hatta zarara dönüşür." "ARAYACAĞIMIZ İLKE SAMİMİYET, İÇTENLİK VE GÖNÜLDEN DAVRANMAKTIR" Görmez, her kötülüğün insanın kendi zindanı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bu zindanlardan kurtulmanın yolu iyilik yapmaktır ama sadece iyilik yapmak değil, o iyiliği sadece Allah için yapmak bizi zindanlardan kurtarır. Zindanlardan çıkışın yolu yapılan hayrı sadece Allah rızası için yapmaktır. Samimi hayır ancak insanı zindanlar-
www. facebook.com/tentoten
Nieuwebinnenweg 65 A Rotterdam Tel: 0102364387 www.tentoten.nl
dan kurtaracak şeydir. Yüce Allah kendisi ile olan ilişkimizde ihlas ve samimiyet arıyor. Dostlarımızla, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde de aynı şekilde samimi olmamız gerekiyor. 'Allah'ın katında en faziletliniz, Allah'ın kullarına karşı en samimi olanınızdır' buyuruyor. Bütün insanlar arasındaki münasebetlerde arayacağımız ilke samimiyet, içtenlik
ve gönülden davranmaktır. İslam dünyasında çok büyük yaralar açıldı. Önce yüreklerde, sonra şehirlerde, başkentlerde kaybetmeye başladık. Tekrar 14 asır önce Efendimiz nasıl gelip yürekleri birleştirdiyse, aynı şekilde kutlu doğumu yüreklerimizi birleştirsin, kalplerimizi tamir etsin, samimiyetle birbirine kardeş olan bir topluluk olmayı hepimize nasip etsin." dedi.
Geçtiğimiz günlerde Amsterdam Dam Meydanı'nda çeşitli gruplar tarafından Mısır'da idama çarptırılan 529 kişi için protesto mitingi düzenlendi. Amsterdam Dam meydaninda bir araya gelen ve darbe karşıtı döviz taşıyan grup, kararı protesto etti. Tadammoen Vakfı Başkanı Zahid Ammar "Biz Amsterdam Dam Meydanı'nda, 30 Haziran'da Mısır'da yapılan darbeyi kınamak için buradayız" ifadesinde bulundu. UETD Başkanı Mehmet Salih Kaya ise "Amsterdam Dam Meydanı'nda, arkadaşlarımızla beraber Mısır'da kazanılan demokratik hak-
ların oyunlarla halkın elinden alınmasını protesto etmek için buradayız. Halk tarafından seçilenlen ancak halk tarafından aşağı alınır" açıklamasında bulundu. 'Benim Mısır Arap Cumhuriyeti'nden Ahmed Aboel Ata "Biz Amsterdam Dam Meydanı'nda darbeye karşı toplandık. Mısır'daki kardeşlerimize destek olmak için toplandık. Biz dünyada hiç kimseye zulüm yapılmamasından yanayız. Bu ister müslüman, ister hıristiyan veya yahudi olsun. Bizim davamız demokrasi ve hurriyet davası" dedi. Kalabalık basın bildirisi okunduktan sonra sessizce dağıldı.
Mısır'daki idam kararları protesto edildi
KAMPANYA: NARGİLE € 9,50
Philip Morris fabrikası kapanıyor Bergen op Zoom'daki Philip Morris sigara üretim fabrikası 1 Ekim'den itibaren kapanıyor. Yapılan basın toplantısında 1 Ekim'de kapanacak olan fabrikadan 1230 işçinin işlerine son verileceği belirtildi. Fabrikanın yönetim kurulu, ekonomik krizin etkilerinin son yıllarda Philip Morris'e yüzde 20 civarında bir gerileme getirdiğini ve aynı zamanda vergi kurallarının da fabrikayı kapatma kararında etkili olduğunu belirtti. Bir süredir çalışanlarda endişeli bir bekleyiş olduğunu söyleyen FNV Jet Grimbergen "son dönemlerde fabrikada bir hüzün havası esiyordu. Kötü şeylerin olacağından endişe ediliyordu" dedi. Bergen op Zoom’da, Marlboro ve Chesterfield markaları için yılda 75 milyar sigara üretiliyordu.
Çocuklarınıza bağırmayın, ikna edin
2014 YURTDIŞI GENÇ LİDERLER II. PROGRAMI ANKARA’DA BAŞLIYOR
Londra Ekonomi Okulu'nda yapılan bir araştırmaya göre, anne ve babaların yaramaz çocuklarına bağırmaları, çocukları daha çok agresif olmaya itiyor. Sert bağırmanın ve çocuklara ağır cezalar vermenin ters teptiğini belirten araştırmacılar, bunlarda dolayı bu çocukların daha az söz dinlediği bulgusuna vardılar. 2000 ve 2001 yıllarında doğan 19 bin çocuk arasında yapılan araştırma, çocukların 1, 3 ve 5. yaşlarında bilgi toplanarak yapıldı. Çocukların kardeşleri ve öğretmenleri de bu araştırmada kullanıldı.
Yurtdışında yaşayan yeni nesil Türkler'in başarılı rol modeller olarak yetişebilmeleri, yaşadıkları toplumlarda daha aktif olabilmeleri ve toplumlar arası ilişkileri daha da güçlendirmek amacıyla Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen “Genç Liderler II. Programı” Ankara’da başlıyor. PROGRAMA 8 ÜLKEDEN 39 GENÇ KATILACAK Program 14 Nisan 2014 Pazartesi günü Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler’in katılımıyla Ankara’da başlayacak. Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere, İsveç, İsviçre, Kanada ve Norveç ülkelerinden toplam 39 başarılı genç liderleri katılacak. Geçen yıl Ankara ve İstanbul’da gerçekleşen Genç Liderler I. Programına 8 ülkeden 41 genç katılmıştı.
15
NİSAN / APRIL 2014
HABER
HABER
16
NİSAN / APRIL 2014
SORMEN dahi çocuklar yetiştiriyor
n Nijmegen'de a 'y tüm Hollanda lar or açılmak istiy
Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programı. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırıyor, matematik becerilerini geliştiriyor. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıtkalem gibi hiç bir araç-gereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlıyor. Nijmegen'de SORMEN yetkililerini ziyaret ettik ve bu dahiyane çocukların aritmetiği nasıl içselleştirdiklerini yerinde gördük. SORMEN Yöneticisi Eylem Canik yöntemlerini ve uygulamarını anlattı. Bu fikir nasıl oluştu? Bir tanıdığımız aracılığıyla. Bize böyle bir şeyden bahsetti. Çocukların Türkiye’de bu sistemle eğitim aldıklarını ve çok güzel sonuçları olduğundan bahsetti. Ben bunun üzerinde durdum ve araştırdım. Basın ve internetten araştırmalar yaptım ve onlarla alakalı bir takım dokumanlar inceledim çünkü çok hoşuma gitti, muhteşem bir sistem. Sonra "Neden biz bunu Hollanda'da yapmayalım?" dedik ve bir yıl altyapısıyla uğraştık. Öğretmen eğitimi, materyallerimizin oluşması, araştırmalar, çocukların üzerindeki her türlü psikolojik etkileri nelerdir ve katkısı neler anlamında. Sadece zeki çocukları
mı seçiyor bu yöntem? Hayır, tam tersine. Beni en çok etkileyen, bunu yapan çocukların çok zeki çocuklar olmadığı. Yani normal düzeyde bir zekaya sahip çocukların da böyle bir eğitimle bu kadar güzel hesaplar yapabilmeleriydi. Toplama, çarpma, çıkartma ve bölme işlemlerini zihinden yapabilme üzerine bir eğitim. Biz matematik dersi vermiyoruz, sadece dört işlemi normal, ondalıklı ve negatifli sayılarda yapabilme üzerine bir eğitim veriyoruz. Buradaki amaç çocukların sağ ve sol beyinlerinin bir arada ilerlemesini sağlamak, var olan kapasitelerini yükseltmek, matematiksel zekâlarını ilerletmek ve bununla beraber gelen olumlu
İŞTE NİJMEGEN'İN ÇALIŞKAN ÇOCUKLARI
EYLEM CANİK: "Normal düzeyde bir zekaya sahip çocukların da böyle bir eğitimle bu kadar güzel hesaplar yapması beni çok etkiledi" değişimler oluyor çocuklarda. Bunun hızlı okumaya da faydası oluyor tabi.
Bu konuda bir eğitiminiz var mı? Ben bunun için çok özel bir eğitim aldım. Özellikle uzmanını Hollanda’ya getirip bir kaç öğretmenle birlikte eğitim aldık. Üniversite dönemlerinde ve öncesinde ilgi alanımda var olan bir şeydi benim için matematik. Satranç gibi zeka oyunları be-
nim ilgi alanım. Bunu gördüğümde, çocuklarımız bu eğitimi almalı diye düşündüm. Burada bir araştırma yaptım, Hollanda’da böyle bir şey varsa çocuklarımı göndereyim diye düşündüm ama bulamadım. Olmayınca yoğun uğraşlar sonucu kendimiz başladık ve çok güzel sonuçlar aldık. Beynimizin sağ lobu mantıksal zekâmızı, sol lobu ise yaratıcı zekâmızı temsil eder. Beynin her iki tarafı da etkin
Hollanda'da kaçak ikamet edenlerin cezalandırılması planından vazgeçildi Koalisyon protokolünde yer alan plan, Sosyal Demokratların isteği üzerine iptal edildi. Hollanda hükümetinin, koalisyon protokolünde yer alan, ülkede kaçak durumda olanların cezalandırılmasını öngören düzenlemeden vazgeçtiği bildirildi. İşçi Partisi (PvdA) lideri Diederik Samsom, hükümet ortağı Liberal Parti’yle (VVD) bu konuda anlaştıklarını kaydetti. Ülke genelinde uzun zamandır sert tartışmalara yol açan düzenlemenin iktidar ortağı Sosyal Demokratların isteği üzerine iptal edildiği belirtildi. Koalisyon ortağı iki partinin daha önce üzerinde anlaştıkları düzenleme, kaçak durumda olanların para cezasının yanı sıra hapis cezasına çarptırılmalarını öngörüyordu. Plan, iktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti'de son dönemlerde büyük rahatsızlığa yol açmıştı. Plana karşı olanlar, parti yönetimine sert eleştirilerde bulunurken, bazı üyeler partiden istifa etmişti. Hükümetin söz konusu plandan vazgeçmesinde Senato’daki dağılımın da etkili olduğu belirtiliyor. Muhalefet partileri, Senato’da çoğunluğa sahip olmayan hükümete bu konuda destek vermeyeceklerini açıklamışlardı.
Hollanda'nın ilk Fenerİum Mağaza açılışında izdiham Fenerium mağazasının açılışına katılan sarı-lacivertli futbolcu Dirk Kuyt, büyük sevgi gösterisiyle karşılaştı. Fenerbahçeli futbolcu Dirk Kuyt, Hollanda’nın Rotterdam kentinde, Fenerium mağazasının açılışına katıldı. Kuyt’a büyük sevgi gösterisinde bulunan taraftarlar, izdihama yol açtı. Taraftarlar Kuyt’tan imza alabilmek için birbirleriyle yarıştı. Güvenlik güçleri kalabalığı zor dağıttı. Sarı-lacivertli futbolcunun gelişinden önce mağaza önünde toplanan taraftarlar, Hollandalı yıldızı tezahüratlarla karşıladı. Kuyt, mağaza içinde Fenerbahçe formalarını imzaladı. Dışarıda biriken kalabalık güvenlik güçlerine zor anlar yaşattı. Mağazanın bulunduğu cadde trafiğe kapatıldı. Kalabalığı dağıtabilmek için takviye kuvvet çağrıldı.
bir şekilde kullanılabildiğinde zihinsel kapasitede de ciddi bir artış olacaktır. Bu nedenle çocuklarımızın hem yaratıcılığını hem de mantıksal düşünme güçlerini desteklediğimizde, gerek sosyal alanda gerek okul hayatlarında başarılarının da ne kadar arttığını görebiliriz. Soroban mental aritmetik eğitiminde biz çift el sistemini kullanmaktayız ve dolayısıyla bu sistem beynin her iki tarafının da denge-
li bir biçimde kullanılabilmesini sağlamaktadır. Bu sistem çocukların beyinlerinin sağ ve sol birlikte gelişmesini sağlıyor, çünkü ikisi bir arada kullanıyor ve sürekli hayal etmek zorunda. Hayal dünyasını çok geliştirmesi gerekiyor, bu sistemle beraber gelişiyor. Çocuğun matematiksel zekâsı gelişirken diğer derslerdeki başarısı da artıyor. Kendi seviyesindeki diğer çocuklara baktığında onlardan farklı ol-
17 duğunu ve onların yapamadığı birçok şeyi çok rahat bir şekilde yapabildiğini görüyor ve kendine olan güveni artıyor. Velilerden de çok güzel tepkiler alıyoruz, çok memnun kaldıklarını soyluyorlar.
Pratik sonuçları gözlemlenebiliyor mu? Bir örnek vereyim. İki kardeş 9 ay Türkiye’de yaşayıp geri geldikten sonra, öğretmenleri çocukların ciddi anlamda bir adaptasyon sorunu yaşadıklarını ve derslerinde geri olduklarını söylemiş. Bizde derslere devam ettikten sonra, yaklaşık bir senedir
HABER
NİSAN / APRIL 2014
matematikleri en zayıftan en iyiye yükselmiş. Çocukların derslerindeki başarı o kadar artmış ki öğretmenleri sormaya başlamış "Siz ne yaptınız da bu çocuklar bu kadar düzeldiler?" diye.
Ders içeriğinde ne var mesela? Örnek olarak 30 tane sayı arka arkaya geliyor ve toplama ve çıkartma yapıyor. Bu aynı zamanda göz egzersizi de yaptırıyor. Türkiye'de özel yaptırdığımız bir bilgisayar proğramında, rakamlar ekrana farklı yerlerden geliyor ve göz koordinasyonunu çok
Şu anda nerelerde ve kaç yerde veriliyor bu kurs? Atanur Bey: İyi bir temel vermek adına çok dikkatli davranıyoruz, 2 yıldan beri burayı biz pilot bölge haline getirdik. Aldığımız sonuçları ölçülür hale getirdik. Biz şu anda bu verilerle birlikte Milli Eğitim Bakanlığından SORMEN olarak bu sistem üzerinden resmi olarak tanınma almak için müracaatta bulunduk. Şubeleşmeye mi geçeceksiniz? Vermiş olduğumuz şubeliklerin şartları biraz ağır olduğu için, kontrole bağlı bir olay tabi, o yüzden herkese veremiyoruz. İnsanların böyle bir sistemin Hollanda’da olduğunu bilmesini istiyoruz. Bununla ilgili olan uygun ve bu işe yatkın insanlara bu konuda iyi rehberlik verip, şubelikler dağıtmak istiyoruz. Çocuk derslerinde başarılı olsa bile aile içinde iletişim sıkıntısı yaşıyor ve dolayısıyla sosyal bozukluk yaşıyor. SORMEN sisteminin vermiş olduğu temel eğitimle bunların büyük bir kısmını giderilebileceğini düşünüyorum. Tabiî ki bu sadece Türkler veya yabancılar için geçerli değil, tüm çocuklar için geçerli. Bu ülkede hesap makinesi kullanılıyor, bu da beyin tembelliğine yol açıyor. Bu sisteme bütün çocukların ihtiyacı
iyi sağlaması gerekiyor. Gelen her rakama göre çocuk aslında zihninde bir formül kuruyor ve o formüle göre yerleştiriyor ve bunu çok hızlı yapıyor. Matematik bütün pozitif bilimlerin temeli değil mi? Tabiî ki matematik bunun da temeli, bunun yanında duyu organlarını kullandırarak yapılıyor. Okullarda normal hesap makinesi ile yapılıyor. Hesap makinesindeki süreç hafızada egzersiz olarak gelişmiyor. Bunun başka avantajları da
var. Yaşlandığınızda Alzheimer gibi hastalıkları önlemiş veya en aza indirgemiş durumda, çünkü sürekli beyin kasları çalışıyor ve gelişmiş oluyor. Çocuk hızlı düşünebi-
liyor veya doğru kararlar veriyor. Sadece matematiksel olarak düşünmemek gerekir. Bütün çocuklar dahi olacak anlamına gelmiyor ama bu çocukların arasından dahi çıkma şansı daha yüksek. Hızlı karar verebilen, kendine güvenen insan olabilecek çocuklar. Bu programı biz kendimiz için yaptırdık. Çocuğun hafızasını hem geliştirme hem eğitme anlamında hazır-
olduğunu düşünüyorum. Teknoloji o kadar ilerlemiş ki beynin düşünmesine gerek yok teknoloji düşünüyor insan için. Bizim yaptığımız çalışmalar arasında ek olarak, çocukların konsantrasyonunu geliştirecek, özel video çalışmalarımız, meditasyon çalışmalarımız, konsantrasyon terapi uygulamamız var. Biz 3 ders saati veriyoruz, Cumartesi günleri 3x40 dakika. İlk dersimiz Abaküs. İkinci dersimiz ise bunları mental dediğimiz, zihinden hesap yapma üzerine oluyor. Son dersimiz ise konsantrasyon ve verimlilik üzerine birtakım zihinsel çalışmaları içeriyor. Bunun yanında ev ödevi veriyoruz ve çocuk günlük anne ya da babayla interaktif 15 dakika ders çalışması gerekiyor. Ailenin bilinçli davranması ve başında durup ilgilenmesi gerekiyor, çocuk küçük yaşta olduğu için unutabilir. Farklı şehirlerden size başvurmak isteyenler olursa onları eğitiyor musunuz? Tabii ki onlara şubelikler veriyoruz ama bir kaç aşamadan geçiyor. Mutlaka ön görüşmesini yapıyoruz, uygunsa bu kişi bu işe nasıl bakıyor bunlar önemli. Şimdiye kadar reddettiğimiz kişiler oldu çünkü bu, para için yapılacak bir iş değil. Eğer gerçekten gönül vermişseniz bu işe, zaten para kazanılıyor. Bizim için önemli olan çocukların gelişiminde katkı sağlamak isteyen kişilerle oturup devam ediyoruz. Onlara yardımcı oluyoruz ve bir yere kadar varıyoruz. Bunu isteyen kişiler, işletmesini burada da yapacağız diyenler başvurabilirler. Tüm altyapısı bitmiş durumda. Biz bu konuda sonuna kadar rehberliğini de yaparız.
SORMEN Yöneticileri Atanur Bey ve eşi Eylem Hanım bu eğitimi, kiraladıkları modern okullarda veriyorlar.
lanmış bir program. Bölme, toplama ve çıkartma aşamasını geçtikten sonra ekstra isteyenlere ondalık veriyoruz. Mesela, çocuk annesiyle marketin kasada bekliyor ve sadece bakıyor, kendi kendine topluyor ve kasiyer toplam düğmesine basmadan diyelim €123,75 olduğunu söylüyor miktarın. Bu çok güzel bir şey, hesap makinesinden daha hızlı.
EYLEM CANİK
Öğrencimizin birisinde disleksi vardı. Süreç içerisindeki durumu görelim dedik çünkü bizde ilk defa böyle bir şey yaşıyorduk. Çocuk, yapılan yarışmalarda birinci olmaya başladı. Rakamları tanımakta zorlanıyordu ve okulda ek ders aldığı halde matematik dersi zayıfmış. Babasının ifadesi şöyleydi: “Benim çocuğumun durumunda %100 değil %1000-2000 gelişme var”. Çocuğun ilk kez coğrafya dersinden 10 aldığını söylediler hâlbuki biz coğrafya dersi vermiyoruz ama diğer derslerdeki başarısı da çok arttı. Bu sistemi öğrenen çocukların matematiği diğer çocuklardan gözle görülür biçimde farklı. Test yapıyoruz, bir dakikada kaç soru çözecekler diye, en az 20 soru çözüyorlar.
BUYRUN TÜRK AVUKATLARININ BAŞARISI Türkiye’de ikamet eden hak sahiplerine ödenen ANW Ödeneğindeki %40’lık kesinti nedeniyle açılan davada Danıştay kararını verdi. Hollanda'da sosyal ödenekler için en üst mahkeme konumunda bulunan Danıştay (Centrale Raad van Beroep), Türkiye'de ikamet eden hak sahiplerine ödenen Geride Kalanlar Ödeneğinde (ANW) yaptığı %40 oranındaki kesinti nedeniyle açılan davada kararını verdi. Avukatların beklentileri doğrultusunda bu kararla, 22 Ağustos 2013 tarihinde Amsterdam Mahkemesi'nin verdiği karar teyit edildi. Yani Danıştay’ın bu kararı ile dulluk maaşında yapılmış olan bu kesinti uluslararası
anlaşmalara aykırı bulunup ve böyle bir kesintinin yapılamayacağına karar verildi. Söz konusu davayı açan avukatlardan bazılarını bünyesinde barındıran Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı avukat Ejder Köse, Danıştay’ın, yaklaşık yüzde 40 oranında yapılan kesintileri Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmalara aykırı bulduğunu söyledi. Bu hukuk mücadelesi ile ilgili olarak davanın avukatlarından Av. Nazmi Türkkol şu açıklamalarda bulundu: "Bildiğiniz gibi Hollanda devleti 2000 yılından beri, yurt dışında ikamet eden hak sahiplerine ödenen çeşitli ödeneklerde tasarruf gerekçesi ile bazı kesintiler yapmak istedi. İlk önce bunu ek ödenekleri (Toeslagenwet) kesmek yoluyla yapmaya çalıştı.
'Akdaş davası' olarak bilinen ve yaklaşık 10 yıl süren bu hukuk mücadelemiz sonucunda, Adalet Divanı bu uygulamayı Ankara Anlaşmasının 3/80 katma protokolüne aykırı bularak, Hollanda Devletinin bu uygulanan kanun değişikliğinin iptal edilmesi gerektiği yönünde karar vermişti. Bu kararla bu ek ödenekler hak sahiplerine ödenmişti. SVB bu kararı kabul etmeyerek yüksek mahkemeye gitmiş ve bir de her zaman yaptığından farklı olarak sadece SVB’nin kendi hukukçuları değil Hollanda devletinin avukatları da duruşmada hazır bulunmuşlardı. Bu da bize Hollanda Devletinin bu davaya ne kadar önem verdiğini gösterdi. İşte Danıştay verdiği bu kararla haklı olduğumuzu bir kere daha onaylamış oldu” dedi. Daha detaylı bilgi için websitemize bakabilirsiniz.
HABER
18
NİSAN / APRIL 2014
TiCARi SAYFALAR Deurwaarder ve Incasso bürolarıyla başınız dertte mi?
Ticari Sayfalar'da 33,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.
Kiralık
Ortak kullanım alanları ve günlük yönetimi olan, uygun bir komplekste kiralık büyük stüdyo şeklinde mobilyalı oda (20 m2). 2-3 kişi tarafından kullanılan ortak mutfak, yemek salonu, duş ve tuvalet. Ücretsiz internet ve Türk televizyonu bulunmaktadır. Ortak alanların temizliği komplekse aittir. Her oda kendi başına bir GBA kaydı yaptırılabilecek bağımsız bir adrestir, yani kira yardımı için müracaat edilebilir. Kira enerji masrafları dahil (gaz ve elektrik) 350 - 450 Euro arası.
Bizi arayın ya da e-mail gönderin e-mail: info@edu-talents.com
Adres: Sandelingplein 162-185 • Rotterdam Telefon numarası: 010-2268531 • 0645-067273
Tel./fax: 010 - 737 06 76 SLINGE 584 1.KAT 3086 EX ROTTERDAM
info@buropas.com www.buropas.com
Ofis ve işyerlerinizin cam temizliĞİ Tel: 0655-38 45 54 www.schoonmaakbedrijfschiedam.nl info@schoonmaakbedrijfschiedam.nl
Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.
Groothandel In Horeca benodIgdheden
JILPAQ Holding
www.jilpaqholding.com VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN
T:010merkezinde - 477 96tarihi 28 semtte Pieter de Hochweg 115 Rotterdam F: 010 477 96 83 misafirimiz olun. 3024 BG Rotterdam Nezih ve Temiz hotelimizde
Rotterdam merkezinde tarihi semtte Nezih ve Temiz hotelimizde misafirimiz olun.
www.sancak.nl
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Tolga Advocatuur Aelbrechtskade 52 b aza 3022 HL8]PDQı Rotterdam Kaza geliyorum demez!
K
Kendi dilinizde ve kültürünüzde hukuk hizmetleri
Erken ve grup rezervasyonlarda
%20’e kadar Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam
indirim
T. 010 - 477 96 28 F. 010 - 477 96 83
Scan for
Virtual Tour
W. www.hotelport.nl E. info@hotelport.nl
telefoon: 010-2260373 e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur. Ethem Emre / 06 39 11 02 43 / Amsterdam Ulviye Tekeli / 06 39 11 02 41 / Rotterdam info@kazauzmani.nl - www.kazauzmani.nl
Erken ve grup rezervasyonlarda
%20’e kadar Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam
indirim
Scan for
SAFETY & T. 010 - 477 96 28 W. www.hotelport.nl F. 010 - 477 96 83 E. info@hotelport.nl SECURITY Virtual Tour
www.ntel.nl 010-467 48 11
www.mob.nu
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
meer info: www.tolgaadvocatuur.nl Administratie en Accountancy
www.profa.nl
Tolga Gümüş - Strafzaken - Jeugdzaken (OTS/UHP) - WSNP (schuldsanering) Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
www.tolgaadvocatuur.nl
19
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Luar, Nijmegen'in ferah mağazası Nijmegen’de ziyaret ettiğimiz Luar kıyafet mağazası yenilenmiş. Mekan sahibi Nuray Erkaslan Hanım, tali bir mekandan daha işlek ve ferah bir mağazaya taşındıklarını söylüyor ve hiç reklam yapmadan müşterilerinin çoğaldığını anlatıyor. “Şu anda koleksiyonumuz bayan kıyafetinden oluşuyor, ama yakın bir zamanda erkek kıyafeti de satmayı düşünüyoruz. Bir kısmı erkek giyim, bir kısmı gece kıyafeti olarak kalacak. Şimdi ağırlıklı olarak uzun abiye, kısa kokteyl ve güncel, yemeğe giderken giyilecek kıyafetler var. Çanta, şal ve aksesuarlarımız var. Beden olarak 34 den 46 ya kadar her zaman bulunuor. Bazen 48 ve 50 beden de olabiliyor. Koleksiyonumuzda sadeliği tercih ediyoruz. Kaliteye önem veriyoruz. Türklerden çok Hollandalı müşterilerimiz var. Onlar daha çok sadeliği seviyor. Biz 17 seneden beri bu çizgideyiz. Modellerimiz değişiyor ama çizgimiz değişmiyor. 15 yıldan sonra, son 2 senedir buraya taşındık. Daha ferah ve işlek bir yer. Dört yol ağzı ve kalabalık bir sokak. Acil olsun olma-
14-60 yaş arası herkese kıyafetlerimiz var. sın kıyafetlerin tamiratını yapıyoruz. Kısaltma, daraltma gibi şeyler yapıyoruz. Kuru temizlemeye de gönderiyoruz. Önceki işyerinin ismi Shadow idi gölge anlamına geliyor, şimdiki ismimiz Luar, Portekiz’ce de ışık, aydınlık anlamına geliyor.”
Luar Bisschop Hamerstraat 1 6511 NA Nijmegen
Tel: 323 44 33
Kimlik kartı
TiCARİ ABONELİĞİNİZ YOKSA Dİgitürk HOLLANDA'da DA SİZE DAVA AÇABİLİR DİGİTÜRK, İnternet üzerinden veya Ticari Abonelik yapılması gereken iş yerinde ev aboneliği ile kanuna aykırı yollarla şifreli televizyon yayınlarını, izleten/izleyen kişi ve iş yerlerini tespit etmek ve engellemek üzere Avrupa'da geniş bir mücadele başlattı.
DİGİTÜRK’ün Hollanda’daki avukatı Sevim Kara (Advocatenkantoor Kara) tarafından görevlendirilen icra memurları, Türk restoran ve kahvelerinde yaptıkları tespitler sonucunda, bu tür umuma açık iş yerlerinde yoğun bir şekilde DİGİTÜRK’ün hak sahibi olduğu kanalların yanısıra özellikle futbol yayınlarının izletildiği yönünde açıklamada bulundular. Tespit edilen işyerlerine, Avukat Sevim
Kara, DİGİTÜRK’ün hak sahibi olduğu futbol yayınlarına yönelik her türlü suistimal, gerek hukuki, gerek cezai (hürriyeti bağlayıcı hapis) yaptırımlarla karşı karşıya kalacakları konusunda kendilerine bildirimde bulunuyor. Yayınları, ticari abonelik almadan izletmeye devam eden işyerlerine karşı avukatların derhal yasal takibe geçtiği ve DİGİTÜRK yayınlarını izleten işyerlerine mahkemeden izletmeyi durdurma kararı çıkartıldığı bildiriliyor. Hollanda ve Avrupa Birliği yasaları ile koruma altında olan telif hakları, fikir ve sanat eserleri kanunlarına göre bu işyelerine tekrar maddi tazminat ve cezai davalar açıldığı biliniyor.
Franchise hukuku Ticari sorunlar İş sorunları Kira sorunları De Veldoven 3 Haciz ve icra sorunları 3342 GR Hendrik-Ido-Ambacht Vergi sorunları İflas ve kişisel iflas sorunları Sosyal sigortalar sorunları
• • • • • • • •
Tel:(078) 684 00 54 Fax: (078) 684 95 33 Nuray Erkaslan: Türkiye’den tanınmış markalarla çalışıyoruz: Mesela İzmir'de Saygın, Gencer, Bayraktar ve Fidan Abiye var, İstanbul’da Arsi var.
www.advocatenkantoorkara.nl
Sevim Kara info@advocatenkantoorkara.nl
"Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır" Ius est ars boni et aequi
mr. Rasim Küçükünal
www.kucukunal.nl
Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31 M: info@kucukunal.nl
mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay
HABER
20
Bu devirde bu cesaret! NİSAN / APRIL 2014
dakı sıkıntıları, siyasi iradeye duyurmak istiyoruz. Gençlerimiz iş bulmada çok sıkıntı çekiyorlar ve aynı zaman da ayrımcılığa uğruyorlar. Bunların en aza indirgenmesini hedefliyoruz" dedi.
BRAVO!
Hedef yeni projeler geliştirmek
Dev eğitim fuarı geliyor Talim Educatief Centrum'ün katkılarıyla geçtiğimiz günlerde yeni bir oluşum hayata geçirildi. Yeni oluşumun hedefi Hollanda'da 17 ve 18 Mayıs 2014 tarihinde Amsterdam'da dev bir EĞİTİM FUARI'na imza atmak. Yusuf Altuntaş başkanlığında oluşturulan yeni yönetim kurulunun basın açıklamasında "Talim Eğitim Merkezi ile gönül bağı olan Kuzey Hollanda Milli Görüş Teşkilatları da etkinliğe full destek veriyor. Yaklaşık altı aydır hummalı bir çalışma sürdürüyoruz. Genelde Hollanda toplumunu, özelde ise yabancıları ilgilendiren eğitime dair bir çok konu farklı formatlarda ele alınarak, bu eğitim fuarında, eğitimde ba-
şarıyı engelleyen problemlere dikkat çekilecek" ifadeleri dile getirildi. Basın toplantısına Eğitim Fuarı Komisyon Başkanı Yusuf Altuntaş, Talim Eğitim Merkezi İdarecisi Ahmet Sait Karakan, Eğitim Başkanı Fatih Yıldırım, Kadınlar Teşkilatı Eğitim Başkanı Aytül Köprülü ve Kübra Duruer katıldı. Sıfır yaşından itibaren, üniversite çağına dek geniş bir kitlenin eğitimdeki sorunlarının ele alınacağı fuarın, kendisine emsal teşkil eden kurum ve örnekler arasında ülke bazında bir ilk olacağı belirtiliyor. Fuarda hitap edilen kitlenin sadece öğrencileri değil, çeşitli eğitim kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve velileri de içine alan geniş bir
yelpazeyi kapsayacağını ifade eden Altuntaş, fuar boyunca on bine yakın ziyaretçi beklediklerini sözlerine ekledi.
50 kişilik gönüllüler ordusu Yusuf Altuntaş sözlerine şu şekilde devam etti: "Yaklaşık 50 kişilik bir gönüllüler takımı oluşturduk. Fuardaki ele alınacak ana temaları ise belirledik. Bunlar güvenilir ortam, ailelerde maddi imkansızlıklar, okullarda yetersiz aile katılımı, kimlik oluşumu ve bunalımı ve son olarak diplomasız okul terki şeklinde olacak." Düzenlenecek olan Eğitim Fuarı'nı geleneksel hale getirmek istediklerini belirten Yusuf Altuntaş, "eğitim alanın-
Daha sonra sözü alan Kadınlar Teşkilatı Eğitim Başkanı Aytül Köprülü, gençlerin öğrenimlerini erken terk etmelerinin büyük bir sorun olduğunu ve gençlerde bir 'kimlik bunalımı'nın oluştuğunu söyledi. Aytül Köprülü bu eğitim fuarıyla asıl hedeflerinin “Çekilen fotoğrafın fuar sonrasında iyi bir analizinin yapılarak, hem ilgili makamlara etkili bir biçimde duyurulması, hem de eğitimdeki engellerin hitap kitlesinin önünden kaldırılmasına yönelik yeni çözüm projeleri geliştirmektir” şeklinde ifade etti.
Çok çeşitli etkinlikler
Eğitim Fuarı'nın geniş kapsamlı olacağını belirten Eğitim Başkanı Fatih Yıldırım, "Bu fuarda üç katlı ve 2500 metrekarelik alanda çeşitli etkinlikler yer alacak. Hollandaca dil ağırlıklı paneller, Türkçe ve Hollandaca dil etkinlikleri, "İki Kültür arasında BEN" konu-
lu kompozisyon yarışmaları, eğitimi ele alan yazarların ve eserlerinin tanıtımı, çocukların sunumları, iki dilli bilgi yarışmaları, eğitimde İslam'ın ve diğer dinlerin öngörülerini işleyen konferanslar, bilgi danışma masaları, rol model olabilecek meslek tanıtımları, veli okul katılımını destekleyici sunumlar, görsel ve sanatsal sunumların yanısıra bir de "Eğitimde Özgürlük" konulu bir de fotoğraf yarışması yapılacak" dedi. Bunun yanı sıra çeşitli eğitim kurumları ve kuruluşların da tanıtımlarının yapılacağı standların ziyaretçilerin ilgisini çekeceğini beklediklerini belirten yönetim kurulu üyeleri, "Ruh ve beyinlerin öncelikli olarak doyurulmaya çalışılacağı fuarda, ziyaretçilere yönelik farklı mutfaklardan sunumlarda yer alacaktır" dediler.
Eğitim Fuarı'na büyük destek
Bu inisiyatifin Talim Eğitim Merkezi'nin öncülüğünde aynı zamanda Kuzey Hollanda Milli
Rotterdam SIPOR okulları yine başarılı CITO'DA 550 tam puan
Hollanda ortalaması bu yıl çok düşük Her yıl Hollanda genelinde binlerce ilkokul son sınıf öğrencisinin katıldığı CITO seviye tesbit sınavı sonuçları Mart ayında açıklandı. Bu sınavda alınan sonuçlara göre öğrenciler VWO, HAVO ya da VMBO gibi çeşitli seviyelerdeki okullara gönderiliyorlar. CITO'nun resmi web sitesinde yapılan açıklamaya göre bu yıl 165.000 sayıda öğrenci bu sınavı yaptı ve geçen yıllara kıyasla Hollanda genelindeki sonuçlarda bir düşüş gözlendi. Bu sene Hollanda genelinin ortalaması 535 puanla geçen yıldan 1 puan daha düşük ve son 5 yılın en düşük puanı olarak tarihe geçti.
Bu yıl sonuçlarında en çok göze batan sonuç, 0 hata ile bütün soruları doğru cevaplayan Joey Griffon isimli öğrenci oldu. Bunun yanı sıra 4 öğrencinin 1 hata yaptığı ve 19'dan az hata yapan ve 550 puan alan 8 bin öğrencinin olduğu belirlendi.
İslam okulları vakfı: SIPOR Ancak bu genel düşüşe rağmen bazı İslam okullarındaki yabancı öğrencilerin başarısı dikkat çekiyor. Rotterdam ve çevresindeki dört okulu bünyesinde barındıran SIPOR Vakfı (Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond) bu yıl CITO'dan 2 öğrencisinin 550 tam puan almasıyla üstün bir ba-
şarı elde etti. İbn-i Sina ilkokulu öğrencilerinden Amna Anwar ile Imane Elbarkani isimli 2 öğrenci 550 puan alarak, CITO sınavından tam puan aldılar. Her yıl 550 tam puan alan öğrencilere bir ödül töreni düzenleyen SIPOR müdürü Cihan Gerdan: "Geçen yıl 3 öğrencimiz bu puanı tutturmuştu, bu başarıyı hafızalara kazımak, çocukların ufkunu açmak ve motive etmek için madalya ile ödüllendiriyoruz" diyen Cihan Gerdan, bu yıl 550 tam puan tutturan 2 öğrenciye ve ailelerine özel bir başarı madalyası takdim etti.
"Bize taş duvarlar değil, geleceği kucaklayacak beyİnler lazım" 550 tam paun alan öğrencilerden Pakistan asıllı Amna Anwar Cerrah olmak istediğini belirtirken Fas asıllı Imane Elbarkani ise mimar olmak istediğini söyledi. Öğrenciler ve aileleriyle uzun süre sohbet eden Cihan Gerdan, çıkacakları yolda çocuklara başarılar diledi ve çocukların tercihlerine saygı duymalarını ve o yönde teşvik etmelerini istedi. Cihan Gerdan ailelere yaptığı konuşmasında SIPOR ve islam okulları olarak ileriye yönelik dü-
Görüş Teşkilatları, IGMG, T.C. Başkonsolosluğu, T.C.Eğitim Müşavirliği ve YTB tarafından da destek gördüğünü sözlerine ekleyen Yusuf Altuntaş, "Fuarda iki gün boyunca anketörler tarafından, ziyaretçilerle çeşitli anketlerde yapılacaktır. Daha sonrasında ise ‘’Etkinlik Sonuç Bildirgesi“ amacıyla hazırlanıp yayınlanması düşünülen bir kitap çalışması da kalıcılık olması açısından önemli buluyoruz. Özellikle de çözüme yönelik projelerin geliştirilmesi sürecinde iyi bir referans olacağı gibi, meselelerin ilgili mercilere ulaştırılmasında da yazılı rapor mahiyetinde açıklayacağız" dedi.
şüncelerini ve hayallarinden ipuçları verdi. SIPOR kapsamındaki 4 okulda 1300 civarında öğrencileri olduğunu belirten Gerdan, "Bize taş duvarlar değil, geleceği kucaklayacak beyinler lazım. Bütün uğraşımız bu yöndedir. Çocuklarımız burada kendilerini evlerinde hissediyorlar. 550 puan alarak iyi bir eğitim alma fırsatı yakalayan bu iki kızımız gittikleri okullarda sürekli başörtüleri ve inançlarının gereğini yaşadıklarından dolayı sorgulanacaklar. Bu durum onların içine kapanmasına ve özgüvenlerini yitirmesine sebep olacaktır. Aileleri olarak onları bu zorlu yolculukta destekleyecek ve yalnız bırakmayacaksınız. Bu okullarda bu gibi durumu yaşamadıkları için kendilerine olan güvenleri tamdı. Bu yüzden başarılı idiler. Bunun devamını sizler veliler olarak sağlayacak ve onların yanında olduğunuz onlara hissettireceksiniz. Çocuklarımıza, geçmişleriyle gelecekleri arasında bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Onları, kendi tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla ve değerleriyle buluşturarak geleceğe hazırlıyoruz. Buradan mezun olanlar bizim bu alanda elçilerimiz olarak dünyanın her bir yanına yayılacaklardır. Buna inanıyoruz.
“El Ghazali’de heyecan ve öğrenme isteği gördüm”
Rotterdam Belediyesi’nin eğitimden sorumlu encümen üyesi Hugo de Jonge, seçim öncesi Rotterdam’da bulunan El Ghazali İslam ilkokulunu ziyaret etti. Okul müdürü Kristel Karso, SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, Okul Aile Birliği üyeleri, okul çalışanları ve bazı velilerin de hazır bulunduğu ziyarette, okulun tarihçesi ve şu anki geldiği durum ile alakalı bilgi alışverişinde bulunuldu. Okulun temizliği, düzeni ve eğitim kalitesine duyduğu hayranlığı ifade eden de Jonge, “El Ghazali’de heyecan ve öğrenme isteği gördüm, bu da beni hayli memnun etti. Umarım bu kalite çıtası daha da yükselir”dedi.
Onlar kendi kimliklerinden, kendi değerlerinden asla utanmayacaklar, o güzellikleri gizlemeyecekler ve tüm dünya insanlarıyla o güzellikleri paylaşacaklardır” ifadelerini kullandı.
21
HABER
NİSAN / APRIL 2014
5 YIL
% 2,95 'den başlayan faizler
10 YIL
% 3,75 'den başlayan faizler
HABER
22
NİSAN / APRIL 2014
Avrupa Parlamentosu PvdA adayı Adnan Tekin
Her zaman adil paylaşım için çalışıyoruz
İnsanların işsiz kalmasına karşı savaşmak istiyorum.
22 Mayıs 2014 tarihinde tekrar seçimlere gidiyoruz. Bu sefer Avrupa Parlamentosu seçimleri kapımızda. Avrupa Parlamentosu Brüksel'de; ancak hayatımıza gitgide daha çok etki yapmaya başladı. O yüzden bu seçimler çok önemli. Bu seçimlerde Pvda'da 7. sıradan aday olan Adnan Tekin ve Amsterdam eski Belediye Başkanı Job Cohen'le; Avrupa, Hollanda ve Türkiye ekseninde bir görüşme gerçekleştirdik.
Adnan Tekin
Adnan Bey, politika arenasında neler yaptınız? Çok uzun bir süre politik asistanlık yaptım. 1998-2002 arasında Amsterdam’da Belediye Başkan vekilliğini yürüttüm. Sonra on sene boyunca Job Cohen için Amsterdam’da ve Lahey'de siyasi danışman olarak çalıştım. Üç senedir Noord Braband Eyalet Meclis Üyeliğini yürütüyorum. Neden Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılıyorsunuz? Bunun nedeni Amsterdam’da benim için çok değerli olan birinin haksız yere işsiz kalmasıydı. Eski işvereni ona ve çoğu meslektaşına işten atıldıklarını bildirdi. Onların yeri-
ne Doğu Avrupa’dan gelen ucuz işçileri işe aldılar. Gelen ucuz işçilere karşı değilim, fakat bunlar dürüst bir şekilde işlemeli. Bu yüzden Brüksel’de ucuz işçilerin kullanılması ve buradaki düşük eğitimli inanların onlar yüzünden işsiz kalmasına karşı savaşmak istiyorum. Bu seçimler sizin için neden önemli? Az önce söylediğim gibi, hala krizdeyiz ve Avrupa Perlamentosu'na girmek istememin nedeni işsizlik. İyiye giden yerler var fakat insanlar bunu daha görmüyor ve hissetmiyor. Bu insanların sesi olmak istiyorum Bruksel’de. Ben Brüksel’in bizim hakkımızda çok ve uzun düşündüğünü düşünüyorum fakat bu Hollanda’daki normal insanlar tarafından anlaşılmıyor ve işler istendiği gibi gitmiyor. Brüksel insanlara iş vermek ve perspektif çizmek yerine işlerini ellerinden alıyor. Neden PvdA’yi seçtiniz? Ben 20 yıldır PvdA üyesiyim.
1994'te partiye üyeliğim başladı babamın sayesinde. Babam burada demiryollarında sendika yöneticisiydi ve her zaman 'Joop den Uijl sayesinde sendika yöneticisi oldum' derdi. Babam ve ben her zaman adil paylaşım için çalışıyoruz ve ben de bu yüzden PvdA üyesi oldum. Avrupa'da çoğalan bir ırkçılık var, Avrupalı Türkler için bu konuda AB’de ne yapabilirsiniz? Irkçılığa en iyi karşı adım okumaktır ve iyi bir bölüm bitirmektir. O zaman topluma katılmak daha kolaydır ve iş sahasında tam aday olursunuz. İki gelişme görüyorum ben toplumda: biri pozitif, birçok Türk ve Fas kökenli gençlerimiz iyi bir bölüm okuyorlar. Fakat negatif yönü ise iyi bir staj imkânı bulamamaları ve okulu bitirememeleri. Gençler bana günlük staj aradıklarını bildiriyorlar ve Avrupa’nın bu gençlere şans tanımasını istiyorum. Böylece bölümlerini bitirip tam teşekküllü bir şekilde iş sahasına girerler.
Adnan Tekin Kimdir? 1972 Amsterdam doğumlu. Aslen Ardahan Posof’lu. 1990 yılından beri toplumsal faaliyetlerde aktif olarak görev alan Tekin, 1998 yılından 2011 yılına kadar Amsterdam Belediyesinde danışman olarak görev yaptı. Son 3 yıldır Eyalet Meclis Üyesi olarak görev yapmakta olan Tekin evli ve 4 çocuk babası.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
Bence bu ırkçılığa karşı en iyi cevap. Avrupa-Türkiye ilişkisine nasıl bakıyorsunuz? Tam üyelik için görüşmeler devam etmeli. Job Cohen Amsterdam Belediye Başkanı olduğu dönemde 'Türkiye’nin Avrupa’ya üye olması benim için önemli, sadece Türkiye’deki Türkler için değil, Hollanda’daki Türkler için de önemli' demişti. Her zaman bu söyleme ben de katıldım. Hollanda’daki Türkler kendilerini evde hissetmeleri gerekiyor. Bu uyum için çok faydalı olacaktır ve bu aynı zamanda benim de düşüncem. Bizim seçim programımızda Türkiye ile anlaşmaların ve verilen sözlerin tutulması gerektiği yazıyor. Fakat son zamanlarda Türkiye’de bir polarizasyon politikası görülüyor, bu beni üzüyor. Umarım bu çabucak geçer ve yinede tam üyelik için görüşmelere devam eder. Avrupa ve Türkiye arasında çok anlaşmazlıklar oldu. Bu konuda siz hangi tarafı tutacaksınız? Ben Avrupa Parlamentosu milletvekili olduğum takdirde Hollandalı bir Avrupa politikacısı olacağım. Kökenim Türkiye’dedir ve Türkiye benim için özel bir konumda tabii ki. Bu sebepten dolayı Türkiye’deki du-
İnternet kötü bir bağımlılık
DOĞRU ADRES
Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz!
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteemvan ADACAMS
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
Cep telefonu, internet, sosyal medya bağımlılığının aile içi şiddete, güven sarsılmalarına ve ailenin dağılmasına yol açabileceği bildirildi. Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murad Atmaca, cep telefonu, internet, bahis oyunları ve sosyal medyanın, bağımlılık durumunda ciddi travmatik sonuçlara yol açabileceğini bildirdi. Atmaca, yaptığı açıklamada, internet bağımlılığının psikiyatri literatürüne çok sonradan eklendiğini, teknolojinin gelişiminin psikiyatriyi de etkilediğini söyledi.
23
rumu daha iyi anlayabiliyorum. Seçilirsem olan biteni çok detaylı takip edeceğim. Sizce Avrupa Türkiye’yi kabul edecek mi ve bu pozitif bir etkileme olacak mı? Bence kesinlikle pozitif bir efekti olacaktır, hem Türkiye açısından hem de Avrupa’da yaşayan Türkler için. Böylece kendilerini daha evde hissedecekler. Kimsenin cam küresi yok bu yüzden bilemiyorum, ileriyi göremiyorum, ama umarım olur. Sadece Türk bir politikacı değil tüm Hollandalıların politikacısısınız. Bunu Türk ve Hollandalı seçmenler arasındaki birlikteliği nasıl sağlayacaksınız? Benim ajandam iş sahası ve staj problemlerine yönelik ve bu sorunlar sadece Türklerin değil Hollandalıların da sorunu. Fakat Türk ve Fas asıllı Hollandalılar bu sorunları biraz daha fazla yaşıyorlar. Benim planım daha fazla staj ve iş imkanı geliştirmek. Avrupa bu konuda önemli bir rol alabilir düşüncesindeyim. Her zaman örnek olarak verdiğim bir husus var. Avrupa’da farklı şirket ve işyerleri için çalışan bir sürü lobiciler var. Ben de girdiğimde bu organizelere gidip Avrupa için ne yapıyorsunuz diyeceğim. İş yapmak iyidir fakat ekstralar da önemlidir. Gençlere sizin yanınızda staj imkânı verin diyeceğim, hepsi büyük şirketler. Bizim seçim programımızda Avrupa iş ilanları bankası olması gerektiği yazıyor, buna katkı sağla-
HABER
NİSAN / APRIL 2014
mak istiyorum. Mesela Kuzey Hollanda staj bankası açma teklifinde bulundum. Yani sadece iş ilanları bankası değil staj bankaları da oluşsun istiyorum. Burada yaşayan gençler Brüksel veya Münih'de de staj imkânları bulabilsin. Bu imkânları büyütmemiz gerekiyor, böylece ayrımcılık ve haksız rekabete karşı gelmek için. İmkânları büyütüp kolaylaştırmak gerekiyor. Kuzey Hollanda eyaletinde de son yıllarda bunu denedik ve epey ilerleme kaydettik. Tercih oylarını almak için seçimlere katılımı nasıl sağlamak istiyorsunuz? Beş sene önce Geert Wilders seçimlere ilk defa katıldığında 435 bin oy aldı ve bu beni inanılmaz rahatsız etti. Bu oy oranıyla Avrupa’da en büyük oldu ve 5 sandalyesi var. Ama kendisi tabii ki Avrupa Parlamentosu'na girmiyor. Bu sene yine katılıyor liste başı olarak. Kazanacağını tahmin ediyorum, fakat Brüksel’e gitmeyecek. İnsanların gerçekten oy kullanmasını istiyorum. Sadece benim ekonomi hakkında ve ilerisi hakkındaki düşüncem için değil, Wilders’in oy alarak oraya diğer aşırı sağcı partiler ile birlikte orada anlaşmalar yapıp güçlü bir gruplaşma yapmaması için. Çünkü bu güç meselesidir, ne kadar sandalyen olursa o kadar güçlü olursun ve işleri o kadar değiştirebilirsin. Oy kullanmayı düşünen insanları gerçekten oy kullanmaları için mobilize etmek istiyorum.
Job Cohen:
"Adnan Tekin gerçek bir................... sosyal demokrat ve çok iyi bir politikacı" JOB COHEN ve ADNAN TEKİN
Adnan Tekin'i neden destekliyorsunuz? Öncelikle ben PvdA’yı destekliyorum. PvdA’nın Avrupa’da güçlü durumda olması benim için önemli. Avrupa’nın durumunun iyi olması için ve Avrupa’daki konseptin iyi olması için sosyal bir Avrupa’ya ihtiyacımız var. İyi bir seçim listemiz olduğuna inanıyorum ve Adnan’ı iyi tanıyorum. Yıllarca yanımda çalıştı. Harika bir adam, gerçek bir sosyal demokrat ve çok iyi bir politikacı. Onu desteklemem için tüm nedenler mevcut.
Türkiye’nin Avrupa birliği üyeliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Son yıllarda çok şey oldu ve işlerin kolaylaştığını söyleyemem. Benim için en önemli olan Avrupa ve Türkiye’nin arasının iyi olması ve iyi kalması. Bu tabi Türkiye’nin nasıl geliştiği ve Avrupa’nın nasıl geliştiğine de bağlı. İstanbul’a gittim bir kaç kez ve bunun Avrupa için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Avrupa’nın ve Ortadoğu'nun birbirine dokunduğu bir dönüm noktası.
Türkiye’deki gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben şu an bir polarizasyon görüyorum ve belki de biliyorsunuzdur, ben her şeyi bir arada tutma çabasındayım her zaman. Bu anlamda biraz kaygılı bakıyorum olaylara, benim için herkesin en iyi şekilde gelişmesi en çok önemli. Bu polarizasyonun devam etmemesini umuyorum. PvdA geçen seçimlerde çok oy kaybetti. Sizce bunun nedenleri neler ve Pvda nasıl devam etmelidir?
Bence bunun en büyük nedeni Pvda’nın iktidarda olması ve VVD gibi bir partiyle hükümeti kurmuş olması. Biraz birbirine zıt iki partiyiz. Yapılan anlaşmalar değiş tokuş üzere yapılan anlaşmalar. Bazıları VVD için çekici bazıları ise PvdA için. Fakat ikisi de bunun yüzünden oy kaybetti, bunu gördük. Diğer taraftan kimse şu an seçim beklemiyor. Şua n önemli olan, yapılan anlaşmaların devam etmesi. Böylece ülkenin daha iyi olması ve büyümesi. Eğer bu böyle olursa PvdA için iyi olacaktır. Yeni kurulan, Türk ve Faslı Hollandalılara yönelen yerel partiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence bu Türk ve Faslı Hollandalıların emansipasyonuna bağlı, onların çoğu ilk jenerasyon olan isçilerin ve devamında işçi partisi olan PvdA’ya bağlı olmalarıyla biliniyorlardı. Fakat şuan kendini geliştirmiş, yüksek eğitim almış olanların kendi fırsat ve imkanlarını kullanmaları ve devamında kendilerini diğer partilere yöneltmelerini anlıyorum. Bu partilerin uzun omurlu olup olmadığını göreceğiz, fakat geleneksel partiler üzerinde dağılım olmasına şaşırmıyorum.
Hollanda Türk toplumuna çağrı
İşte Almelo şehrindeki Ermeni Havari Kilisesi arazisinde düşünel sözde soykırım anıtı
Almelo şehrindeki Ermeni Havari Kilisesi’nde, 1915 olaylarıyla ilgili olarak ‘Soykırım Anıtı’ açılaca-
ğı duyuruldu. Kilisenin web sitesinde anıtın sözde soykırımı anma günü olan 24 Nisan tarihinde düzenlenecek törenle açılacağı bilgisi yer aldı. Törenle ilgili olarak Almelo Belediye Meclisi’ndeki Türk kökenli siyasiler dışındaki tüm üyelere davetiye gönderildiği öğrenildi. 24 Nisan 2014 tarihinde Almelo kentindeki Ermeni
Havari Kilisesi’nde (Armeense Apostolische Kerk) bir “soykırım anıtı” açılması planlıyor. Anıtın dikilmesi için Almelo Belediye Meclisi’nde bir görüşme yapılmadığı ve herhangi bir izin alınmadığı belirtiliyor. Sosyal medyada hızla yayılan sözde soykırım söylemlerinin sadece nefreti körükleyeceği bilgisi yer alan bir bildiride "Hollanda Türk toplumu olarak, Ermeni diasporasının nefreti körüklemeyi ve huzursuzluk çıkarmayı amaçlayan bu yasadışı girişimini engellemek üzere, yerel ve ulusal makamları harekete geçirmek görevimizdir. Bu ülkede yaşayan yarım milyona yakın
Türk’ün selameti açısından, gür sesimizi duyurmak için en hızlı şekilde Almelo’da, Lahey’de, Rotterdam’da, Utrecht’te ve bulunduğumuz diğer şehirlerde örgütlenerek yerel makamlara rahatsızlığımızı iletelim. İmza kampanyası başlatalım. İnternette aktif bilinçlendirme çalışmaları yürütelim. Şikâyet dilekçemizi Almelo Belediyesinin elektronik posta adresine gönderelim. Derneklerimizin düzenleyeceği gösterilere katılalım. Toplumumuzun siyasi temsilcilerini harekete geçirerek kendilerine destek olalım. Gelin hep birlikte, Ermeni toplumunun bu nefret tohumları ekmeyi amaçlayan girişimini
başarısızlığa uğratalım. açıklamalar yapması Şanlı tarihimize ve şe- ve kamuoyunda lobi hitlerimize kasteden ha- yapması bekleniyor. Bilindiği gibi her karet ve iftira kampanyalarına sessiz kalmayalım. yıl 24 Nisan yaklaşırken AmeriÇocuklarımızın ve bizden kan Kongresi'ndeki Ermeni Losonraki nesillerin bu bisi sözde soykırımı gündeme ülkedeki geleceğini güvenceye alalım. Lütfen çevremizdeki herkese bu bilgiyi yayalım ve harekete Geçen yıl yayınladığımız geçelim." 35. sayımızda Ermeni denildi. Lobisi'nin tüm dünyada Hollansözde Ermeni soykırımıda Türk nın 100. yılı olan 2015 topluiçin hazırlıklar yaptığını mu adına duyurmuştuk. varlığını sürdüren dernek, vakıf ve federasyonların, STK ve kanaat önderlerinin Hollanda toplumundaki barış ortamını koruma adına farklı
getirerek, Türkiye üzerinde global düzeyde bir baskı kurmaya çalışıyor.
HABER
24
NİSAN / APRIL 2014
Siyasetin Beyefendisi Kaya Turan Koçak
Avrupa Parlementosu Yolcusu
Haber Gazetesi 22 Mayısta yapılacak Avrupa Parlementosu seçimlerinde CDA’nın 6. sıra adayı Kaya Turan Koçak’la bir söyleşi gerçekleştirdi. Bu söyleşide kendisinin siyasete bakışı, neden aktif olduğu, şayet seçilirse bunun hem kendisi hem de toplum için ne anlama geleceğini konuştuk. Herkesin üzerinde mutabık olduğu beyefendi kavramının hakkını veren Koçak, Avrupa Parlementosuna hazır olduğunu bu söyleşiyle bir kere daha gözler önüne serdi. Finans sektöründe çalışıyorsunuz ve iyi bir işiniz var, ancak sizin siyasette de oldukça aktif olduğunuzu görüyoruz. Siyaseti neden bu kadar önemsiyorsunuz? Kaya Turan Koçak: Siyaset, hayatımızın her alanını etkiliyor. Bunu böyle bilmek lazım. Bu da benim siyasete ilgi duymama sebep olmuştur. Siyaset esasen bir çözüm merkezidir ve bu çözüm merkezine sahip cıkmamız lazımdır. Demokrasilerde toplumsal sorunlara siyasette çözüm bulunur. Türk toplumun siyaseti önemsediğini söyleyebilir miyiz? Kaya Turan Koçak: 19 Martta Hollanda’da Belediye Meclisleri seçimleri gerçekleşti. Bazı belediyelerde Türklerin bu seçimlere katılımı iyiydi, ancak bir çok belediyede Türklerin katılı-
mı maalesef Hollanda ortalamasının çok altında oldu. Seçmen listesinde ismimizin arkasına ‘oyunu kullandı’ diye bir ibare düşürtmek birey ve toplum olarak bilinçlendiğimizin en güzel göstergesidir aslında. Kendi iradesine sahip çıkan vatandaş herzaman kazançlı çıkar. Dünyada halâ seçme ve seçilme hakkını alabilmek için mücadele eden insanlar varken, bizler bu alınmış hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Vatandaş olarak yapmamız gereken, tercih edeceğimiz adaya tercihli oyumuzu kullanarak, oyumuza sahip çıkmaktır. Avrupalı Türkler olarak bu topraklarda yaşıyorsak, hayatın her alanında aktif katılımcı bireyleri olmamız lazım. Siyaset de buna dahil. Uzun Yıllardır CDA’da değişik pozisyonlarda aktifsiniz. Şu an itibariyle de hem
1 Ocak 1971 tarihinde Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğan Kaya Turan Koçak 1973 yılında 1973 yılında aile birleşimi yoluyla Hollanda’ya geldi. İlk, orta, lise ve Meslek Yüksek Okulu’nu Hollanda’nın Eindhoven şehrinde tamamladı. Aslen endustri mühendisi olan Koçak şu an itibariyle Rabobank Genel Müdürlüğünde sector uzmanı olarak çalışmaktadır. 1992 yılında CDJA Eindhoven Gençlik Teşkilatında siyaset ile tanışan Koçak, hem CDJA’da hem de CDA Eindhoven teşkilatlarında yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 1998 yılında CDA’nın Intercultureel Beraad (Çok Kültürlülük Müzakere Kurulu) Brabant başkanlığı ve akabinde de 2002-2010 yılları arası iki dönem Eindhoven Ana Kent Belediye Meclisi üyeliği yaptı. 2007 yılında Inter Cultureel Beraad’ın yeniden yapılanmasıyla oluşan CDA Kleurrijk yönetimine girdi ve 2011 yılından beri de başkanlığını yürütmektedir. CDA Kleurrijk başkanlığının yanı sıra da CDA’nın Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) üyesidir. Koçak evli ve iki çocuk babasıdır.
CDA Kleurrijk’in başkanı hem de MKYK üyesisiniz. Neden CDA’yı seçtiniz? KayaTuran Koçak: Öğrencilik yıllarımda dört değişik siyasi partinin programlarını inceledim ve CDA’nınkini kendime daha yakın buldum. CDA’nın insana, topluma, çevreye ve dünyaya bakış açısı benim bakış açıma yakındı. CDA muhafazakar değerlere önem veren bir merkez partisidir. Ben de kendimi muhafazakar olarak gördüğüm için CDA’yı tercih ettim. Biz, CDA olarak ilk önce insan ve toplum diyoruz. Devlet ve piyasa insanlara hizmet için olmalıdır, tersi değil. Bir de CDA muhafazakar bir parti olarak inançlarla sorunu olmayan bir partidir. Haliyle inançlara ve manevi değerlere saygılı bir partiyiz. CDA’yı diğer partilerden ayıran en önemli özellik nedir? Kaya Turan Koçak: Dediğim gibi biz inançlarla sorunu olmayan, hatta temel prensiplerini bir inançtan alan bir partiyiz. D66, VVD ve PvdA gibi partiler inançarla bir türlü barışık olamadılar. Hep onlara müdahale etme çabası içinde oldular. Mesela, geçtiğimiz aylarda şimdiki PvdAVVD hükümeti D66’nın da desteği ile Birinci Meclisten bir yasa geçirdiler. Bu yasayla ‘Allah’a hakaret’ suç olmaktan çıktı. Özellikle içinde bulunduğumuz bu ortamda böylesi bir yasayı yürürlüğe sokmanın kimin işine yarayacağını kestirmek pek de zor olmasa gerek. Bu yasayı çıkartmakla Hollanda’da hangi soruna çözüm bulmuşlar bunu ben çok merak ediyorum. Sadece ben değil, benim gibi bir çok insan da bunu merak etmektedir. CDA, dinin böylesi sembol politikalarına alet edilmesine karşıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü çok önemlidir ve demokrasilerin vaz geçilmez unsurlarıdır, ancak inanç özgürlüğü de demokrasilerde güvence altına alınır. İnsanları inançlarından dolayı rencide edebilmek ve incitmek bizim CDA olarak demokrasi anlayışımız ile örtüşmemektedir. CDA ile Türk seçmenler arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Kaya Turan Koçak: 22 yıldır siyasetin içindeyim ve bu süre zarfında ilişkinin inişli çı-
kışlı olduğunu gördüm. 19851986 belediye seçimlerinde Hollanda’da 5 yıl kesintisiz legal olarak yaşayan göçmenlere seçme ve seçilme hakkı verildiğinde Türk seçmenlerin çoğunluğu CDA’ya oy vermişlerdi. Ruud Lubbers’ın Hollanda Başbakanı olduğu dönemlerden bahsediyorum. Bu dönem 1998 yılına kadar devam etti ve o tarihten itibaren bir duraklama oldu. 2006’daki genel seçimlere hazırlık sürecinde CDA yeniden atağa geçmişti ve üç Türk arkadaşımıza aday listesinde yer vermişti. Bu arkadaşlar Hollanda Turk toplumunun yakından tanıdığı Ayhan Tonca ve Osman Elmacı ve o zaman milletvekili olan Coşkun Çörüz’dü. Ermeni lobisinin kamuoyunda oluşturduğu baskı sonucu Ayhan Tonca ve Osman Elmacı parti yönetimi tarafından milletvekili listesinden çıkarıldılar. Aynı muamele PvdA listesinden aday olan Erdinc Saçan’a da yapıldı ve o da PvdA listesinden çıkarıldı. Bu gelişme Türk toplumu üzerinde bir şok etkisi yaptı. Biz CDA’da siyaset yapan Türk arkadaşlar olarak uzun süre bu şoku üzerimizden atamadık. Bu arada boş durmayıp CDA yönetimiyle sorunun tekrar yaşanmaması için çok üst düzeyde görüşmeler yaptık ve bunda da başarılı olduk. 2009 yılıda tekrar bir canlanma baslamıştı ki, bu sefer de 2010’da kurulan VVD-CDA azınlık hükümeti ve bu hükümeti dışarıdan destekleyen PVV’yle işbirliği sorunu çıktı. Bu sorun CDA içinde genis bir kitlede ciddi rahatsızlık verdi. Partimiz 2012 Milletvekili seçimlerinde seçmenler tarafından tekrar ciddi bir sekilde cezalandırıldı ve 13 milletvekiliyle tarihinin en düşük seviyesine indi. Parti içindeki değişim ve yeni vizyon bu tarihten itibaren başladı. Partimizin Genel Başkanı Bayan Ruth Peetoom öncülüğünde bir çok araştırma yapıldı ve partinin yeni çizgisi ve vizyonu belirlendi. Kısacası CDA tekrar merkez partisi olmaya karar verdi. Bunun yansımalarını da 19 Mart 2014 Belediye Meclis Seçimleri'nde gördük. Neden Avrupa Parlamentosuna aday olmayı tercih ettiniz? Kaya Turan Koçak: Ben siyaseti kimseyi ‘ötekileştirmeden’ yapmayı kendime şiar edindim. İki yıldır CDA Kleurrijk’in başkanıyım ve bunu yaparken herkesi kucaklayan bir siyaset güttüm. Benim Avrupa Parlamentosuna adaylığımın iki sebebi var. Birinci sebep yaşadığımız bu topraklardaki sorunlara bi-
Sadece partimin değil, seçmenlerin de tercih ettiği bir vekil olmak istiyorum.
Kaya Turan Koçak zim de çözüm adına bir katkımız olsun istiyorum. Finans ve iş dünyasındaki 18 senelik tecrübemi Avrupa siyasetinde değerlendirmek istedim. İkinci sebebi ise Hollanda siyasetinde maalesef ciddi bir kutuplaşma oluşmasıdır. Hollanda’da çok kültürlü toplum olarak bizim geleceğimiz ile ilgili maalesef doğru bir algı oluşamıyor. CDA Kleurrijk olarak yapmış olduğumuz bir çok görüşmemizde bunu tecrübe ediyoruz. Parti içinde bu algıyı olumlu şekilde geliştirmek, yeni seçilen siyasetçilerimizin etkilerini artırmak ve CDA Kleurrijk’in parti icindeki pozisyonunun etkili kalmasını sağlamak adına Avrupa Parlamentosuna aday oldum. Klasik bir soru: Seçmenler neden sizi tercih etsinler? Kaya Turan Koçak: Ben hem partimin hem de seçmenimin tercih ettiği bir parlementer olmayı arzuluyorum. Partim tarafından tercih edilip 6. sıradan aday gösterildim. Şimdi de seçmenler tarafından tercih edilmeyi arzuluyorum ve bunu gerçekleştirmek için de çok çalışıyorum. Bir taraftan 22 senelik siyaset, 18 senelik finans ve iş dünyası tecrübemle yeterli deneyime sahip olduğuma inanıyor Avrupa siyasetinde başarılı olacağımı düşünürken, diğer taraftan bunca zaman zarfında Türk toplumuna hep yakın olmayı başardım. Bir çok Türk Sivil Toplum Kuruluşuyla, işveren ve ögrenci örgütleriyle güzel ve başarılı çalışmalarım oldu. Bunun değişmeyeceğine inanıyor ve şu ana kadar yaptıklarım yapacaklarımın
teminatıdır diyorum. Şayet seçilirseniz öncelikli olarak ilgi alanınız neler olacak? Kaya Turan Koçak: CDA Kleurrijk Başkanlığını ve MKYK üyeliğimi daha etkili olabilmek için devam ettirmek istiyorum. Zira Avrupa Parlamentosu ile ulusal parlamentolar arasında önümüzdeki dönemlerde daha çok işbirliği söz konusu olacak. Ayrıca şu anda CDA’da göçmen kökenli bir milletvekilimiz yok. Bu eksikliğimizi, en azından gelecek seçimlere kadar, telafi etmek istiyorum. Benim çalışmalarım ağırlıklı olarak eğitim, iş pazarı ve iş dunyası ile ilgili olacak. Bir başka önemli bulduğum konu da, toplumlar arasındaki kutuplaşmaya karşı Birleşmis Milletler denetiminde yürütülen Medeniyetler İttifakı projesinin Hollanda’da hayata geçirilmesidir. Seçilirsem bunun için azami gayret sarf edeceğim. Son olarak da şunu vurgulamak istiyorum. Hollanda’daki siyasetçiler olarak vatandaşlarımıza ulaşmakta bir iletişim sıkıntımız var. Bunun için ortak hareket edebileceğim, Türk toplumunun her kesiminin temsilcilerden oluşan bir ekip kurmak istiyorum. Bu ekiple birlikte siyasete ve siyasetçiye duyulan güveni artırarak, var olan sorunlarımıza planlı ve sürdürülebilir çözümler aramak istiyorum. İşiniz oldukça ağır olacak. Başarılar dileriz. Kaya Turan Koçak: Teşekkür ederim. Zor olduğunu bile bile talip olduk. Üstesinden geleceğimize inanıyorum.
25
CultiFest ekibi parlamentoyu ziyaret etti
Bu sene 29 Mayıs ve 1 Haziran 2014 arası Hollanda Den Bosch şehrinde İmkan Vakfı tarafından düzenlenecek olan CultiFest festivalinin organizasyon ekibi Hollanda meclisinde PvdA milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ü ziyaret etti. İmkan Vakfı tarafından yapılan basın bildirisinde, gezide hem meclis binası gezildiğini hem de Hollanda Yerel seçim sonuçların milletvekilleriyle degerlendirildiği belirtildi. Aynı zamanda Tunahan Kuzu'dan 31 Mayıs 2014 tarihinde CultiFest esnasında düzenlenecek olan Hollanda-Türkiye meclisler arası futbol karşılaşması için de
söz aldıklarını belirten vakıf yetkilileri "Bu karşılaşma CHC Orka Spor Klübü'nün sahasında düzenlenecek. Tunahan Kuzu'dan böyle bir söz almamız bizi sevindirdi" dediler. İmkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Arslan “Türk ve Hollanda spor dayanışması Cultifest'in genel program içerisinde yer almaktadır. Her sene düzenlemeyi düşündügümüz iki ülke meclisleri arası futbol müsabakası bir dostluk maçı edasında geçecektir. İki ülkenin dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi CultiFest ve vakfımız tarafınca hedeflenmektedir” dedi.
“Twitter’da tehdide” gözaltı
Hollanda’da, Amerikan Hava Yollarına tehdit mesajı atan 14 yaşındaki kız çocuğu gözaltına alındı. Hollanda’da, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan Amerikan Hava Yollarına tehdit içeren mesaj atan 14 yaşındaki kız çocuğu, polis tarafından gözaltına alındı. Rotterdam polisi, tehdit mesajından dolayı aranan kız çocuğunun kendiliğinden teslim olduğunu bildirdi. Kökeni açıklanmayan
HABER
NİSAN / APRIL 2014
çocuk, mesajında, “Afganistanlı, El Kaide üyesi ve 14 yaşında” olduğunu belirterek 1 Haziran’da “büyük bir şey yapacağını” yazmıştı. Mesajdan sonra harekete geçen havayolu şirketi, kızın bilgilerini FBI’ya ilettiklerini açıklamış, kız çocuğu da yazdıklarının şakadan ibaret olduğunu açıklamasına rağmen polis tarafından aranmaya başlanmıştı.
HOKAV Başkanı Uğur Şen Hollanda'ya veda etti Rotterdam'ın tanınmış simalarından, HOKAV Başkanı Uğur Şen, emekli oldu ve Türkiye’ye kesin dönüş yaptı. Uğur Şen, görev süresi boyunca 8 konsolos ve 20 muavin konsolosla çalıştı. 1977 senesinde Hollanda’nın Utrecht kentine eğitim amaçlı gelen ve 1987 senesinde Rotterdam Başkonsolosluğuna memur olarak giren Uğur Şen, Mart 2014 tarihi itibariyle bu görevinden emekli oldu. Utrecht kentinde ilk Türk Kültür Merkezi’nin kurucu başkanı olan Şen, 15 yıldır aralıksız başkanlığını sürdürdüğü Hollanda Karamanlılar Vakfı’nın gelişmesinde ve tanınmasında büyük emeği var. Bundan sonraki yaşamını eşi Hülya Hanım ile Alanya ve Karaman’da geçirecek olan Uğur Şen, emekli olupTürkiye’ye kesin dönüş
yapacak olmasından dolayı bir veda programı düzenledi. Rotterdam’ın Schalmei Salonu'nda düzenlenen veda proğramına başta ailesi, konsolosluktaki mesai arkadaşları, HOKAV yönetimi, bazı STK temsilcileri, Karamanlı'lar, siyasiler ve işadamları katıldı. Konsolosluktaki 25 yıllık hizmetine dair anekdotlar anlatan Uğur Şen, “Görev sürem boyunca 8 konsolos ve 20 muavin konsolosla çalıştım. Bu süre zarfında kendisinden çok şey öğrendiğim ve hep örnek aldığım amirim Erkut Onart Bey'dir. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala kendisiyle irtibatım devam ediyor. Asıl olan geride hoş seda bırakabilmektir. Yoksa mevki ve makam gelip geçicidir. Görev sürem boyunca vatandaş ayrımı yapmadan, mesai saatleri dışında da,
amirlerimle zaman zaman ters düşme pahasına dahi hep yardımcı olmaya çalıştım. Görevimi layıkıyla yapmanın huzuru içindeyim. Bundan sonraki yaşamımda da toplumsal çalışmalarda aktif olmak istiyorum. Bu program vesilesiyle bizi yalnız bırakmayan tüm dostlara
şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde duygularını dile getirdi.
HABER
Multifestival Avrupa emin adımlarla ilerliyor Geçtiğimiz günlerde Melek Atak Ahoy’da bir basın toplantısı düzenleyerek yeni festival, Multifestival hakkında bilgi verdi. Melek Atak, Multifestival Avrupa’nın, Rotterdam bölgesinde ve Avrupa düzeyinde, her sene düzenlenecek olan kültür ve etkinlik fuarı olduğunu söyledi. Melek Atak sözlerine şöyle devam etti: “Mayıs ayının ilk haftasında bilgilendirme günü olacak, Ahoy yetkilileri ve uzman şirketler birlikte Ahoy’u gezip bilgi alışverişinde bulunulacaklar. Bazı festivallerdeki organizelerde yapılan hatalara düşmemek için böyle bir gün organize edilecek.” Ahoy ile uzun süreli bir anlaşma yaptıklarını ve bunun yanında Avrupa’nın diğer ülkelerine de açılmak istediklerini belirten Melek Atak, Haziran ayından sonra Hollanda
26
NİSAN / APRIL 2014
dışındaki ilk ülkenin Fransa olacağı yönündeki sinyalleri verdi. Melek Atak, “Ne yazık ki bazı arkadaşlar 19 Mart’ta kendince bir basın açıklaması yaptılar, bunlar hoş şeyler değil. Aynı basın toplantısında dava açtıklarını veya açacaklarını bildirdiler. Aradan 3 hafta geçmesine rağmen bize bu konuda bir bilgi gelmedi. Multifestival Europa Melek Atak ve ekibi olarak davayı biz açtık ve polise suç duyurusunda bulunduk. Ben bu basın toplantısını kendi festivalim hakkında bilgi vermek için düzenledim. Başka festivaller ve şahıslar hakkında konuşmak istemiyorum, çünkü bu bize ve benim festivalime yakışmaz. Bu konuda bilgi almak isteyenlere, gerekli bilgileri verdim. Eğer isteyen varsa buyurun gelin ofisimde bu konuya açıklık
getireyim” dedi. Melek Atak, “Multifestijn tarafından bu tarihler için esnaflara stantlar satıldı, bu esnaflar mağdur oldu ve ne yapacaklarını bilmiyorlar, bu konuda bir çalışmanız var mı?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Bu yüzden polise suç duyurusunda bulunduk. Ne yazık ki 17 Mart’a kadar satışlar yapıldı. Esnaflar €200,- ön ödeme yapıyorlar. Biz bu miktarı stant kirasından düşeceğiz. Bu Multifestijn için satış yapanlarla hiç bir bağlantımız ve mecburiyetim yoktur, ama esnaf mağdur olmasın diye böyle bir karar aldık. Bu konuda çalışmalarımız da devam ediyor.” dedi. Multifestival Europa organizasyonunda görev alacak isimler ise basına açıklandı. Melek Atak (Müdür), Ahmet Gündoğdu (Müdür yardımcısı), Shermin Shahidi (Genel koordinatör ), Abdullah Kutlu(Sponsorluk), Durak Altıok (Sağlık), Emel Akgül (Tanıtım fuarı), Bayram Altıntaş (Kitap fuarı), Kübra Koyuncular (Bazaar), Mehmet Pekcan (Kültür), Nuray Yılmaz (Turizm ve gayrimenkul), İffet Subaşı (Sivil Toplum Kuruluşları), Vedat Gültekin (Sahne
ve Sanat), Stichting Kleurrijk Mehmet Ali Taşdemir (Halk Oyunları), Emir Barhan (Müzik, Mystique Productions), İffet Subaşı (Öğrenci Dernekleri ve Gençlik Kuruluşları), Selami Yılmaz (Dünya Mutfağı), Ergün Kula (Basın Yayın) ve Atak Consultancy (Belediyeler)olacak. Ana sponsorluğu için Lebara Mobile ile anlaşan Melek Atak “Satış sorumluları olarak ülke ve bölge temsilcileri, bu yıl sadece Türklere değil, Faslılar, Sürinamlar ve Hindistanlılara da ağırlık verecek. Halkla ilişkiler yani sivil toplum kuruluşlarına ve gençlik kuruluşlarına kendilerini tanıtma imkânı sağlamak için bu yıl özel bir yer vereceğiz. Stantların %75’i satılmış durumda. Ana sponsorumuz Lebara, ama Türkiye’den de görüşmelerimiz var.” dedi. Multifestival’deki bölümler sağlık, sahne, güvenlik, bilet satışı, çocuk parkı, bazaar, turizm ve gayrimenkul, teknik ve lojistik sanatçılar, kitap fuarı, yemek bölümü, kültür ve fuar olarak açıklandı. Melek Atak biletler hakkında; “Giriş biletlerini Ahoy ile birlikte Ticketmaster aracılığı ile satacağız. Park yeri için
Melek Atak'ın profesyonel çalışmaları takdir topluyor
ön satış €5,- ama fuar günü €7,50 olacak” açıklamalarında bulundu. Melek Atak, basın toplantısında bir jest yaparak “Basın için araba park kartları benden” dedi. Basın toplantısı, medya mensuplarıyla
Ahoy fuar alanını gezdikten sonra toplu fotoğraf çekimleriyle sona erdi. Melek Atak ve ekibi daha sonra, Mercan Restoran’da basın mensuplarıyla akşam yemeğinde bir araya geldiler.
27
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Dünyanın en iyi destinasyonu İstanbul Dünyanın en büyük seyahat sitesi TripAdvisor'ın seyahat eden kişilerin verdiği oylarla belirlediği "Dünyanın En İyi Destinasyonu" listesinde ilk sırada İstanbul yer aldı. Geçen yıla kadar ilk 10'da dahi bulunmayan İstanbul, bu yıl seçmenler tarafından birinciliğe yükseltildi. İkinci sırada ise geçen yıl dördüncülükten yükselen Roma oldu. Birinciliği İstanbul'a kaptıran Paris ise, bu yıl listede kendine sadece yedinci sırada yer bulabildi. Siteyi kullanan gezginlerin oyları ve görüşleriyle belirlenen listede İstanbul'u sırasıyla, Roma, Londra, Pekin, Prag, Marakeş ve Paris takip etti. İstanbul geçen yıl listede 12'nci sırada yer almıştı. Bu yılki sıralamada ayrıca New York 12'nci, Barcelona 15'inci, Dubai 17'nci, Sydney 21'inci,
Simit
Geçen yıl dı, 12. sıraday i bu yıl birinc oldu
2 adet şampiyonluğu olan meşhur Halil Usta'nın leziz yemeklerini tadın... Amsterdam'da yeni açılan restoranımızda geleneksel Türk mutfağının tadına varabilirsiniz. San Francisco ise 24'üncü sırada bulunuyor. Bu yıl altıncı kez yapılan sıralamada, gezginlerin oteller, turistik yerler, restoranlar gibi yerlere son 12 ayda yaptıkları değerlendirmeler dikkate alındı. Tripadvisor adına açıklama yapan james Kay, "Bu ödüller kullanıcılarımızın milyonlarca değerlendirmelerinden ve notlarından oluşturuluyor" dedi.
Köfte
Mozarella Panini
2014 yılının en iyi destinasyonların ilk 10'u şu şekilde: 1. İstanbul 2. Roma 3. Londra 4. Beijing 5.Prag 6. Marakeş 7. Paris 8.Hanoi 9. Siem Reap 10. Shanghai
Simit Sandviç
Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam
Sera Supermarkt
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
KALİTEDE TEK İSİM
Hakiki kuzu eti sadece bizde
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
Cumhurbaşkanlık seçimi için adres beyanı şart Simit Sarayı Meent Adres: Meent 15A 3011 JA Rotterdam
Tiramisu
Simit Burger
Mantı
Mozaik Pasta
10 Ağustos'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için Türkiye dışından da oy kullanmak ilk defa mümkün olacak. Hol-
Adres beyanı yaptıran vatandaşlarımız Yurtdışı Seçmen Kütüğünde kayıtlarının olup olmadığını http://www.ysk.gov.tr/ysk/faces/YurtDisiSecmenSorgulama sayfasından kontrol edebilirler.
HOTİAD BİR DAHA ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD), TDLS, Hezarfen, Biruni ve Eurasia öğrenci dernekleri ile birlikte yaptığı konferans Den Haag'ta gerçekleşti. Konferansa Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Sosyal Demokrat İşçi Partisi milletvekili Selçuk Öztürk, Rotterdam Başkonsolosluğu Ticari ataşesi Tuba Sander, politikacılar, STK temsilcileri, işverenler ve öğrenciler katıldılar. Hotiad yönetim kurulu başkanı Hikmet Gürcüoğlu konferansta yaptığı konuşmasında,“ Hollanda’ya gelen birinci ve ikinci nesiller zor şartlarda önemli başarılar
landa'daki Türk vatandaşları bağlı oldukları konsoloslukların beyan ettiği oy kullanma yerlerinde oylarını kullanabilecek. Oy kullanma işlemiyle ilgili Deventer Başkonsolosluğu, vatandaşları bilgilendirme duyurusu yayınladı. Oy kullanabilmek için adres beyanının şart olduğunu belirten duyuruda adres beyannamesinin konsolosluktan alınabileceğini veya konsolosluğun websitesinden indirilip postayla konsolosluğa gönderilebileceği yazıyor.
elde ettiler. Kültürünü, dilini, dinini bilmediğimiz Avrupa’ya işçi olarak geliyorsunuz, Türk’ün yaratıcı gücünü kullanarak önemli başarılara imza atarak işveren durumuna geliyoruz. Eğitime de önem vererek önemli yerlerde görevler alıyoruz. Avrupa’daki ve Türkiye’deki Türkler için bu önemli yerlerde görev almaları hepimize gurur veriyor. İş dünyası öğrenci buluşturmalarını geleneksel hale getirip gençlerimizin Hollanda’da iletişim kurmalarına aracı olmaya devam edecek” dedi.
Hollanda'ya sığınma başvurusu arttı Hollanda'ya geçen yıl yapılan sığınma başvurusunun 2012'ye göre 4 bin kişi artarak 17 bin 190’a yükseldiği bildirildi. Güvenlik ve Adalet Bakanlığı verilerine göre, Avrupa ülkeleri arasında en çok sığınma başvurusu yapılan 10. ülke olan Hollanda'ya geçen yıl 17 bin 190 kişi sığınma başvurusunda bulundu. Suriye'deki iç savaştan kaçanların sığınma taleplerinin arttığı, sadece geçen yıl 2 bin 670 Suriyeli'nin Hollanda'ya sığınma talebinde bulunduğu belirtildi. Önceki yıl bu sayının 450 civarında olduğu belirtildi. Hollanda'ya Suriyelilerin yanı sıra Somali ve Eritre'den gelenlerin sayısının arttığı, Rusya, Hindistan ve Irak’tan gelenlerin ise azaldığı kaydedildi. Farklı nedenlerle iltica başvuruları kabul edilmeyen sığınmacılar, Amsterdam Schiphol ve Rotterdam The Hague havalimanlarındaki gözaltı merkezlerinde kalıyor.
HABER
28
NİSAN / APRIL 2014
YVDK, Hollanda Türk basınına görücüye çıktı
Soldan sağa: Özcan Hıdır, Osman Elmacı, Ejder Köse, Yusuf Altuntaş YTB'ye bağlı ve kısa adı YVDK olan Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu 5 üyeden oluşuyor. Üyelerden birinin Türkiye’de olması nedeniyle 4 kişilik YVDK Kurulu, tarafından geçtiğimiz günlerde Rotterdam’ın yeni açılan mekanlarından biri olan Sultan Ahmet Restoran’da Hollanda Türk basını karşısında görücüye çıktı. YVDK üyelerinin sunumu daha sonlanmadan bazı gazetecilerin eleştirel soruları üzerine daha çok sorulu-cevaplı fasıllarla devam etti. Genel açıklamaları kurum adına Özcan Hıdır yaptı ancak zaman zaman diğer üyeler Ejder Köse, Osman Elmacı ve Yusuf Altuntaş da basın toplantısına katılan gazetecilere açıklamalarda bulundular. Açıklamalar şöyle: “Bildiğiniz gibi YTB yurtdışında yaşayan vatandaşlar, akraba topluluklar ve paydaşlar için kuruldu. Bunların sorunlarıyla ilgilenmek, misyon ve vizyon geliştirmek üzere bu başkanlık Ankara’da 4 yıl önce kuruldu. Hollanda’dan seçilen 5 üye var. YTB şu motto ile hareket ediyor, “nerede bir akrabamız, vatandaşımız varsa biz
oradayız”, güzel bir söylem. Bizler de danışma kurulu üyeleri olarak Hollanda da nerde bir soydaşımız varsa oradayız. Dolayısıyla şiarımız bu, YTB olarak. YTB ve YVDK’nın önemi kısaca, yurtdışındaki vatandaşların alanına giren konularda belirlenecek politikaların oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla oluşturulmuş istişare nitelikteki bir kuruldur. Bu yarı resmi bir kurul. Herkes burada gönüllü olarak çalışıyor. Seçilmişlik var, ama devletin maaşlı elemanı değiliz dolayısıyla istişare anlamında bir organdır. Zaman zaman Türkiye’de toplantılara katılıyoruz. Orada bulunduğumuz ülkelerle ilgili konuları ve problemleri arz ediyoruz ve onların çözümü üzerindeki takibi yapmaya çalışıyoruz. YTB yeni bir kurum, köklü bir kurum değil. Yakın gelecekte bu kurumla birlikte çok güzel işler yapılacağı konusunda ümitliyiz. Bizler sizlerle birlikte bu kurumu daha ileriye taşımanın gayreti içerisinde olacağız. Bu toplantının asıl amacı basın mensupları ile tanışmak daha yakından hasbihal
etmek. Sizin görüş ve önerilerinizi dinleme ve ilgili mercilere iletme konusunda istekliyiz ve sizlerden bunları bekliyoruz. Yıl sonundaki faaliyetlerimizi ve geleceğe yönelik viz-
Genel bilgilendirmelerden interaktif geçen fasıldaki bazı sorular ve cevaplar ise şöyle kaydedildi: Seçilmeniz nasıl oldu? İlanlar verildi, ve başvuruların arasından seçildi. Sorunların tespiti noktasında nasıl bir yol izlediniz? Sivil toplum kuruluşlarıyla görüşüp istişarelerde bulunuyoruz ve buna dayanarak bunları birleştirip çözüm için sunuyoruz. Hollanda devleti sizin bu çalışmalarınızı iç işlerimize karışmayın derse ne yapacaksınız? Sonuç itibariyle buradaki vatandaşlar TC vatandaşı olduğu için devlet vatandaşının hak ve menfaatlerini koruması için yükümlü, o yüzden ben bu çalışmalarda bir sıkıntı görmüyorum. Tam tersine Türk toplumu Hollanda toplumuyla daha
yonlarımızı sizlerle paylaşmak, her sene en az bir kere sizlerle bu şekilde bir araya gelip durumumuzu gözden geçirmek istiyoruz. Biz görevi üstlendikten sonra bir planlama yaptık, Hollanda’daki belli başlı kurum ve kuruluşlarımızı ziyaret ettik ve onlarla istişare ettik. Bu ziyaretlerimizin neticesinde 2013 Haziran ayında Ankara’da bir toplantı yapıldı. Başbakanımız ve ilgili bakanlar katıldı. Bazı meseleler orda özel olarak görüşüldü. Hollanda’daki konsoloslar ve büyükelçilerimizle ve kuruluşlarımızla görüşmelerimiz var. 2014’teki 50 yıl kutlamaları içerisindeyiz. Konsoloslarla görüşmelerimiz var bu konuda da. Türkçe dilinin gelişmesi, koruyucu aile, ayrımcılık ve işsizlik, pasaportlara harç, sıla yolu sorunları, cep tele-
iyi entegrasyon ve partisipasyonu için yardımcı olabilecek bir kuruluş. Bugüne kadar herhangi bir çalışma yapıldı mı? Bedelli askerlik 10 bin Euro’ya yükselmişti. Bu konuda Nisan 2013’te resmi öneri Hollanda’dan gitti. Bu miktar çok yüksek bulunduğu ve indirilmesi ile ilgili kurula gidildi. Yani çalışmalar yapıyoruz. Hollanda’daki mal araştırma komisyonunun istediği gibi Türkiye’de araştırmalar yapamayacağına dair gereken önlem alınması gerektiğini ben YTB olarak kuruma sundum. Türkiye’de evlendikten sonra Hollanda’da boşanmaya karar veren insanlar. Hollanda’daki boşanmayı Türkiye kabul etmediği için Türkiye’de de boşanmak için başvuruyor. Türkiye’de uzun sürdüğü için zorluk-
fonu harçları, dönüş yapan Türklerin uyum sorunu gibi temel ve kronik bazı sorunların etkin takibi ve çözümüne yönelik adımlar atmak bizim önemli amaçlarımız arasında. Bir burada yaşıyoruz, buradaki insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bizim Hollandalılarla işbirliği yapmaksızın burada iş yapmamız mümkün değil. Buradaki vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne katkı sunmamız Hollanda için bir avantajdır.
la karşılaşıyor insanlar. Bu konuyu da kurula sunduk. Çalışma kurulu hem Türkiye hem Hollanda ayaklı bir kurum. İki taraftan da çalışmalar yapıyoruz. YVDK olarak lobi çalışmaları da mı yapmanız gerekiyor? Hayır biz bunu sekreterliğe gönderiyoruz, danışma kurulu 70 kişilik üyelik ile beraber ve bütün ilgili bakanlıklarla birlikte görüşüp bir karar alınıyor. Bu karar çıktığı taktirde o ilgili makamlara talimat gidiyor. Kanunda ne yazıyorsa o, bunların hepsi kanunda geçiyor. Buradan ve diğer kuruluşlardan aldığınız konuları raporlaştırıyor musunuz ve ilerde bunu dijital ortamda bizimle paylaşacak mısınız? YVDK’nın misyonları içinde yurt dışındaki vatandaşları fişleme gibi bir görevi var mı?
YTB dünyada ilklerden bir tanesi, yani birçok ülkede böyle bir kurum yok. Yeni bir kuruluş, dünya genelinde 70 kurul üyesinden oluşan bir kuruluş. Bir projeyi kuruma sunup iki ay içerisinde hayata geçiremiyoruz, ancak sorunların tespiti, iletilmesi ve hayata geçirilmesi çoğunluk gerektiriyor ve bu konuda oradaki insanların sizinle beraber hemfikir olması gerekiyor."
Biz ziyaret ettiğimiz kurumlara en acil sorunlarını sorduk ve neticede bunu raporun içine koyduk. Kendi sorun olarak gördüğümüz şeyleri de koyduk rapora. Bir araya geldiğimizde sizlere de sunacağız bu raporumuzu. Sizlerin de sorun olarak gördüklerinizi ekleriz raporumuza. Fişleme konusuna gelince, öyle bir şeyin Türkiye’nin gündeminde olmadığını zannediyorum. Biz böyle bir şeyin içine asla girmeyiz ve bunu bir zül addederiz. Ne sıklıkla toplanıyorsunuz? Şu ana kadar ortalama iki veya üç haftada bir mutlaka bir araya geliyoruz. Biz 5 yıl için seçildik. İlk yıl durum tespiti, ikinci yıl eylem planı ve son üç yıl da performans planına çevirmeye çalışacağız. 5 yıl sonra asıl rapor çıkacak.
NSA'nın 122 dünya liderini dinlediği NATO'nun yeni Genel Sekreteri JENS Muzaffer Bozaslan'a kraliyet ortaya çıktı Stoltenberg nişanı
Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) dinleme skandalıyla ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Der Spiegel dergisi NSA'in 12 siyasetçi için özel bir dosya hazırladığını yazdı. NSA devlet ve hükümet başkanlarını dinleme skandalıyla ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Der Spiegel dergisi NSA'in faaliyetlerini ifşa eden eski ajan Edward Snowden'in özel arşivindeki devlet ve hükümet başkanlarıyla ilgili bilgilere ulaştı. Buna göre Almanya Başbakanı Angela Merkel'le ilgili olarak toplam 300'den fazla bilgi kayıtlara geçirildi. NSA'in dosyasında toplam 122 devlet ve hükümet başkanının adı geçiyor. Listede Badavi'nin yanı sıra Angela Merkel, Peru, Somali, Guatemala, Kolombiya, Belarus ve Suriye Devlet Başkanları ile Ukrayna'nın eski Başbakanı Yulya Timoşenko da bulunuyor.
Norveç'in eski Başbakanı Jens Stoltenberg, NATO'nun yeni Genel Sekreteri oldu. Tüm NATO üyelerinin onayını alan Stoltenberg, görevini 4-5 Eylül'de Güney Galler'de yapılacak NATO zirvesinin ardından devralacak. Norveç İşçi Partisi'nin liderliğini yapan Stoltenberg, toplamda 10 yıla yakın süre başbakanlık yapmıştı. 2009 yılında NATO Genel Sekreterliğine getirilen Danimarka'nın eski Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in 4 yıllık görev süresi üye ülkelerin onayıyla 1 yıl daha uzatılmıştı.
20 yıldır Venlo'da Belediye Meclis üyeliğini başarıyla yürüttükten sonra görevini bırakan Muzaffer Bozaslan, hizmetlerinden dolayı Kraliyet Nişanı'yla ödüllendirildi. Beş yıldır HABER Gazetesi'nin Limburg temsilcisi olan ve Venlo Tevhid Camii'nde de uzun süre hizmet yapan Bozaslan, caminin yeni yönetiminin oluşmasında büyük rol oynadı. Muzaffer Bozaslan Kraliyet Nişanı'nı Venlo Belediye Başkanı Scholten'dan aldı. Fotoğraf soldan sağa: CDA Venlo Meclis Üyesi Merve Karaman, Muzaffer Bozaslan, Venlo Belediye Başkanı Antoin Scholten, Venlo Meclis Üyesi Duygu Oruç, Venlo Meclis Üyesi Aissa Meziani.
29
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Heartbleed problemi ve küresel dinleme Böylece sizin güvenli olduğunu düşündüğünüz her türlü iletişiminizi dinleyip, gözleyebiliyorlar. Kısacası hafta sonu gezmeye giderken bütün kapı ve pencereleri sıkıca kilitleyip kapattığınızı, ama kapınızın anahtarını da dışarıya kapının koluna asıp gittiğinizi düşünün. Sanırım işin ciddiyeti yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
SELMAN KARAMAN Son üç gündür Internet dünyası ‘heartbleed’ problemi ile çalkalanıyor (The Heartbleed Bug; http://heartbleed.com). Artık çoğu kullanıcının öğrendiği üzere internette ‘https’ ile başlayan adresler güvenli (cryptoşifrelenmiş) protokol üzerinden iletişim sağlıyorlar. Teorik olarak kriptolu iletişimde mesaj gönderen ve alan iletilerini şifreleyerek birbirlerine gönderiyorlar. Şifreleme de ve bu şifreyi çözüp mesajı okumada kullanılan güvenlik sertifikaları ise her sitenin kendine ait özel anahtar-şifreleri ile kodlanıyor. Böylece anahtar ve sertifika olmadan kriptolu iletişimi çözümlemek ve dışarıdan dinlemek imkansız hale geliyor. Bu kriptoluma ve şifreleme işlemleri için ise değişik onlarca metod ve algoritma kullanılıyor. Buraya kadar her şey teorik olarak yolunda gözüküyor. Pratikte ise bu algoritmaları programlayıp yazılım olarak kullanıyoruz. Internet serverlarının nerdeyse %60′ından fazlasında kullanılan ‘openssl’ programı da böyle bir yazılım. Yani İnternet üzerinde şifreli iletişim kullandığınızda, bu bir alışveriş sitesi veya e-mailinizi okuduğunuz program,
selman.karaman@haber.nl
veyahutta dedenize gönderdiğiniz Whatsapp mesajı veya tweet böyle bir kriptolama işleminden sonra alıcıya iletiliyor. Bütün dünyanın güvenlikli olduğunu düşünüp rahatça kullandığı bu sistemin aslında son iki yıldır hiç de güvenli olmadığı ve büyük bir programlama hatası sonucu bir açık verdiği ortaya çıktı. Bu açık sayesinde, kriptolamak için kullanılan sertifika ve anahtarlar üçüncü şahıslar tarafından kolaylıkla elde edilebiliyorlar. Böylece sizin güvenli olduğunu düşündüğünüz her türlü iletişiminizi dinleyip, gözleyebiliyorlar. Kısacası hafta sonu gezmeye giderken bütün kapı ve pencereleri sıkıca kilitleyip kapattığınızı, ama kapınızın anahtarını da dışarıya kapının koluna asıp gittiğinizi düşünün. Sanırım işin ciddiyeti yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bu programdaki açık bulununca ortaya şöyle bir manzara çıkıyor; son iki yıldır güvenli diye bildiğimiz bütün iletişimlerimiz aslında bu hatayı bilinen birileri tarafından izlenebiliyordu. Ayrıca, son iki yıldaki internet üzerindeki veya bu program kullanılarak yapılan her turlu iletişimi depolayan birileri bu iletişimlerimizi iste-
Gentle Incasso
diği zaman geriye dönük olarak da çözebilecek demektir. Sadece kişisel bilgiler değil aynı zamanda bütün şirketlerin ticari sırları da dahil olmak üzere her türlü elektronik ortamda yapılan türlü iletişim de risk altında demektir. Şimdi bu açık kapatılmış durumda, ama gündelik hayatta kullandığımız binlerce programdan birisi olan bu programın binlerce satırdan oluştuğunu düşünürsek ve bu hatanın belki de bir kaç satırlık bir yanlış programlama ile ortaya çıktığını hesap edersek aslında, bunun gibi henüz bizim bilmediğimiz ama erbabınca keşfedilen ve suistimal edilen nice açıklarının var olduğunu da varsaymamız çok da abartılı olmaz. Bütün bunları aynı zamanda son aylardaki başbakanın ve diğer devlet başkanlarının vs kriptolu telefonlarının da rahatlıkla dinlenildiğini de göz önüne alarak değerlendirirsek, durumumuz aslında hiç de iç acıcı görünmüyor. O zaman bize düşen ise öncelikle her türlü internet ve elektronik iletişimin güvenli olmadığını kabul etmek ve ona göre davranmak.
1999 dan beri 1999' dan beri hizmetinizdeyiz
Hollanda'da şeritleri karanlıkta parlatan yol Özel bir boyayla boyanan şeritlerin gündüz depoladıkları ışık gece yolu aydınlatıyor. Tasarruf gerekçesiyle birçok otoyolda geceleri ışıkların söndürüldüğü Hollanda'da şeritleri karanlıkta parlayan özel tasarım yol projesi hayata geçirildi. Sanatçı Daan Roosegaarde tarafından Oss kentinde tasarlanan çevreye duyarlı projede, özel bir boyayla bo-
yanan yol şeritlerinin gündüz depoladıkları ışık, gece 10 saat kadar yolu aydınlatabiliyor. "Akıllı yol" olarak adlandırılan proje, enerji tüketiminde tasarruf sağladığı gibi yol güvenliğini de artırıyor. Alt Yapı ve Çevre Bakanı Melanie Schultz van Haegen’ın açılışını yaptığı deneme amaçlı 500 metrelik yolun ülke geneline yaygınlaştırılması hedefleniyor.
VACATURE/ELEMAN ARANIYOR Eethuis Tadım is op zoek naar een kok gespecialiseerd in Turkse gerechten.Interesse? Solliciteer dan direct.
Tadım Restoran'a ızgara ve sulu yemeklerden iyi anlayan aşçı alınacaktır. Mail: tadimgrill@gmail.com İrtibat:
Tel: 010 476 61 79 Nieuwe Binnenweg 231-A 3021 GC Rotterdam
GARAGE MERCEDES
and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir.
Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten
Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.
İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.
Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
• • • • •
€ 29,€ 49,-
APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.
APK
BENZINE: €69 : DIESEL
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
HABER
Multifestival Avrupa basın toplantısının takipçisi olan medya mensupları, proğramın devamı niteliğindeki akşam yemeğinde Mercan Restoranda sohbet ettiler.
Amsterdam Dam Meydanı'nda organize edilen Mısır idam kararlarının protestosuna çok sayıda vatandaş katıldı. Helal Food yöneticilerinden Cemal Akbulut ta katılımcılar arasındaydı.
Komfly.com şirketinin acentelere verdiği ödül gecesinde Aktie Reizen sahibi ve TOVD Başkanı Durmuş Doğan satışlarından dolayı, Meram Restoranları CEO'su Erdoğan Yüce de katkılarından dolayı bir plaket aldılar.
Sultan Ahmet Restoran çalışanlarından Özer Altay ve Oğuz Balcı, YVDK Basın Toplantısı yemeğinden sonra, Doç. Dr. Özcan Hıdır ile hatıra fotoğrafı çektirdiler.
30
NİSAN / APRIL 2014
Şahmeran ekibi uzun süreli Beyaz Show turnesinin ardından Münih'de son bir hatıra fotoğrafı çektirdi. Seyfi Atçeken yine başarılı bir organizasyona daha imza attı.
Avrupa Parlamentosu adayları Adnan Tekin ve Kaya Turan Koçak, TDLS'in organize ettiği proğramda karşılaştılar. İki farklı partiden seçimlere katılan ikili, önümüzdeki dönem daha çok karşılaşacağa benziyor.
Jilpaq Holding CEO'su Faruk Halıcı ve Multifestival Avrupa Müdür Yardımcısı Ahmet Gündoğdu yemek anında festival konusuna da değindiler.
Mesut Karaman, Job Cohen'in evinde Adnan Tekin'le yaptığı röportaj sonrasında hatıra fotoğrafı çektirdi.
Multifestival Avrupa ekibi, hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor. 6-10 Haziran 2014 tarihinde Ahoy Rotterdam'da organize edilecek olan festivalde, birçok sürpriz sanatçı bekleniyor.
Rotterdam’da düzenlenen Uluslararası Rotterdam Maratonu´nu erkeklerde Etopyalı Eliud Kipchoge 2.05.00'lik derece ile kazandı. Maratonda ikinciliği yine Kenyalı Bernard Koech 2.06.07 derece ile az farkla elde etti. Kenyalı Bernard Kipyego 2.07.57'lik derece ile üçüncü oldu.
Demet TV'nin sevilen kameramanı Theo Massa, kameramanlığının yanı sıra fotoğrafçılığını da konuşturuyor.
ADA Groep Nijmegen Şubesi Direktörü Aytekin Fındık, bürolarında kullandıkları Smart Board 'u (Akıllı Tahta) test ederken. Dokunmatik olan büyük ekran, ızı ın f a r ğ o internet Fot in r e d n ö bağlantısının g yalım yanı sıra, yayınla yazı için de kullanılıyor.
Venlo HDV Tevhid Camii'nin müdavimlerinden İlimdar Çelik, gazetemizin sıkı takipçilerinden.
31
Komfly'ın hedefi 70 bin koltuk
Geçtiğimiz günlerde acentelerine bir ödül töreni düzenleyen Komfly.com CEO'su Osman Çelik, Komfly acentelerine katkılarından dolayı birer plaket takdim etti. Acentelere 2014 sezonu için bilgiler veren Osman Çelik, geçmişten bugüne nasıl geldiklerini de anlattı. Amsterdam Meram Restoran'da yapılan ödül törenine 40 civarında acente katıldı. Hollanda farklı şehirlerinden gelen acente yetkilileri yemekte hasbihal ettiler. Osman Çelik yaptığı konuşmada Komfly.com şirketi olarak bugünlere nasıl geldiklerini anlattı. "Bugüne kadar 13 acente toplantısı yaptık. Hatırlarsanız ilkini, Nevşehir'e gerçekleştirdiğimiz uçuşumuzla Türkiye'de yapmıştık. Bugüne kadar Türkiye'de yedi, Hollanda’da altı toplantı yaptık. 14 yıldır Hollanda piyasasında charter seferleri düzenliyoruz.
HABER
NİSAN / APRIL 2014
Hollanda'dan uçtuğumuz hatlar: Amsterdam, Rotterdam, Eindhoven'dan, Kayseri, Ankara, Konya, Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir, İstanbul ve uygun sezonlarda Elazığ veya Sivas'a seferler düzenliyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 2 milyona yakın yolcu uçurduk. Şirket ve ekip olarak çok tecrübeliyiz. Kendimize güveniyor ve inanıyoruz. İyi bir yolda devam ettiğimize inanıyorum, çünkü genç ve dinamik bir ekibimiz var. Türkiye pazarını çok iyi biliyoruz. Bunun yanı sıra Fas ve diğer pazarlarla da görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye ve Fas haricinde başka pazarlarda da acenteleremize ve müşterilerimize daha farklı destinasyonun biletlerini sunmayı hedeflemekteyiz . Biz bugüne kadar piyasada bir denge olduk ve tecrübeli ekibimizle istikrarlı çalışmamı-
za devam edeceğiz" dedi. Toplantıya gelen ve gelmeyen birlikte çalıştıkları bütün acentelere teşekkür eden Osman Çelik "14 yıldır yaptığımız uçuşlarda bugüne kadar ne acentelerimizden ne de yolculamarımızdan hiç bir ekstra ücret talep etmeden ve onları mağdur etmeden Komfly.com garantisiyle bügünlere taşıdık. 2011 yılında 38 bin 58, 2012'de 14 bin 127, 2013'de ise 29 bin 656 yolcu taşıdık. Bu sene inşallah hedefimiz yaklaşık 70 bin yolcu taşımak ve şu anda 25 bine yakın bilet satmış bulunmaktayız. Hem acentelerimizden hem de yolculardan gelen istek doğrultusunda, bu yıl koltuk sayısını çoğalttık. Biz şirket olarak kurulduğumuz günden bugüne kadar her zaman acenteler aracılığıyla satış yapmak isteyen ve acentelerin
yanında olan bir şirket olduk. Internet veya direkt yolcu satışını her zaman ikinci plana attık. Bizim için her zaman %7080 civarında acente satışı, kalan kısmı ise direkt veya internet satışı olarak gerçekleştirdik. Bu sebeple her zaman acen-
telerimizle iç içe olduk ve her zaman onlarla hareket ettik. Piyasa bizi yıllardır takip ettiği gibi yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır." ifadelerini kullandı. 2014 yılında uçuşlarını farklı havayollarıyla gerçekleştirdiklerini belirten Komfly.com CEO'su Osman Çelik, "2014'de proğramladığımız yaklaşık 70 bin koltuğu Transavia, Freebird Airlines, Onur Air ve Pegasus'la sunuyoruz. Bildiğiniz gibi bu yıl Amsterdam Schiphol Havalimanı'nda tamiratlar yapılmakta. Bu durumda yolcularımızın uçuşlarından en az 3 saat önce havalimanında bulunmaları büyük önem arzediyor. Ayrıca bagajlarını, biletlerinin üzerindeki yazan kiloya göre getirmeleri işlemleri kolaylaştıracaktır. Yolculara güvendikleri şirketten bilet temin etmeleri konusunda da çağrıda bulunuyoruz" dedi. Acenteler akşam yemeği eşliğinde bilet satışlarını nasıl artıracaklarını konuştular. Proğramın devamında yüksek satış yapan ve yıllardır Komfly. com ile çalışan bazı acentelere plaketleri takdim edildi.
COLOFON
HABER Adres: Laan op Zuid 915b 3072 DB Rotterdam Nederland Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Rabia Karaman Rasim Gencer Özlem Hasip Şenay Tosun Art Direction & Fotografie: M. Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-2 900 900 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79 Interviews & Correspondenten: Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Repr. Amsterdam Ali Andal Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
HABER
NİSAN / APRIL 2014
ADVERTORIAL
Dünyada sadece iki klinikte olan
Son teknoloji Visus Oogkliniek Rotterdam'da %100 memnuniyetimiz var. Türkiye’deki ameliyat larda 6 ay garanti bile alamazsınız, ama bizde ömür boyu garantili.
Rotterdam'da 5 yıldır hizmet veren modern göz kliniği Visus hizmetleriyle vatandaşlarımızın beğenisini kazanmaya devam ediyor. 5 milyon yatırımla kurulmuş bu gelişmiş kliniğin sahibi bir Türk: Dr. Nusret Baş. Türkiye'de ilk göz lazerini gerçekleştiren Doktor Nusret Baş, 28 yıldır tek başına 60 binden fazla göz lazer ameliyatı gerçekleştirdi. Visus Oogkliniek nasıl bir kurum? Visus Oogkliniek 5 yıldır Rotterdam’da aktif. Burada açmadan önce uzun yıllardır Türkiye deneyimimiz var. Visus Oogkliniek Doktor Nusret Baş tarafından kuruldu. Doktor Nusret Baş, Türkiye’nin en önde gelen göz cerrahlarından birisi, Türkiye’de ilk göz lazer ameliyatını yapan doktordur. Şu anda 2012 yılı itibariyle Hollanda’nın en büyük göz lazer kliniğiyiz. Rotterdam’da n sonra yakında, Amsterdam’da da bir şube açtık. Kliniğimiz 5 milyon Euro’luk bir yatırımla kuruldu. Dünyanın en gelişmiş ve en pahalı göz lazer cihazlarını bünyemize kattık. Visus Oogkliniek'te şimdiye kadar 10.000’den fazla ameliyat yaptık. Bu ameliyatların sonucunda her hangi bir komplikasyon her hangi bir sıkıntımız söz konusu olmadı. Şu anda Hollanda
GÖZ LAZERİ NORMALDE 1998,- EURO. HABER OKURLARINA %20 İNDİRİMLİ
Visus Oogkliniek Yöneticileri HABER Gazetesi indirim kodu ile gelenlere 400 Euro'luk indirim uyguluyor. Basit bir örnek: Diyelim ki Amersfoortse veya Zilveren Kruis'te sigortalısınız. Göz lazer tedavisi olduğunuz takdirde, €1998,- yerine €1598,- ödüyorsunuz. Aynı kalitedeki tedaviye başka kliniklerde çok daha fazla ödüyorsunuz.
Göz lazer ameliyatı ne kadar
çapında en yüksek notu (reviews) alan sürede tamamlanıyor? kliniğiz, 10 üzerinden 9.5 aldık ortalama. Ameliyatlarımıza müşterilerimize garanti Ameliyatlar çok kısa sürüyor. Ameliyatın kendisi, birinci bölümde göz veriyoruz. Hangi çeşit göz ameliyatları yapı- başına 27 saniye sürüyor, ikinci bolümde göz başına 1 dakika sürüyorsunuz? Yaptığımız ameliyatlar en son teknoloji yor. Toplam 3 dakikada hastamızla ile yapılmakta, ‘İntralasik’, yani halk dilin- sohbet ederek bitiriyoruz zaten. de bıçaksız göz lazeri olarak bilinen yöntemi yapıyoruz. Hastalarımızın büyük çoğunluğu İntralasik dediğimiz, bıçaksız, ağrısız, rüşmesi normalde 1 saat sürüyor ve kansız yöntemle çok kısa bir süre içinde tedavi doktor tarafından gerçekleştiriliyor. Göz oluyor. 4 saat sonra normal görme garantili tansiyonu ölçülüyor, gözün derecesi ölçüameliyatlarımız. Okuma gözlüğünden de kur- lüyor, korneanın deforme olup olmadığı tarıyoruz. Ne okuma için ne de genel anlam- ölçülüyor. Bu ölçümlerden sonra doktor da gözlük ihtiyacı kalmıyor. İntralasik'in yanı tarafından en son teknolojik cihazlar arasıra katarakt ameliyatla- cılığıyla bütün gözün en ön tarafından en rı, göz içi lensleri, gibi arka tarafına kadar komple kontrol edifarklı ameliyatlar da liyor. Bu yüzden de yanılma payı çok az. Göz lazeri nedir ve güvenli midir? yapıyoruz. Göz lazeri, gözdeki görme bozukluğu olan Muayene gö- insanların, derecesini sıfıra getirip tekrar iyi
HABER okurlarına 400,- Euro indirim
Dr. Nusret Baş ve net görmesini sağlamak ve bu sırada gözlük ve lens kullanımını kaldırmaktır. Göz lazeri tamamen lazer ışığıyla yapılıyor ve hiç bir yan etkisi yok, bilinen hiç bir sorunu yok. Dünyada geçtiğimiz 28 yıllık göz lazeri ameliyatlarında zannediyorum 40 milyondan fazla insan ameliyat olmuştur ve hiç bir yan etkisi veya gözlerde gerileme vakası görülmemiştir.
010-25 35 255 telefondan arayıp randevu ve ücretsiz muayene için Yasemin Hanım'la görüşebilirsiniz.
Visus Oogkliniek 's Gravenweg 310 3062 ZM Rotterdam Kimlik kartı
Visus Oogkliniek Rotterdam’ın en prestijli bölgelerinden birisi olan Kralingen’de. 1000 m2 bir alan üzerinde. Ücretsiz park yerleri mevcut. Otoyola, metroya, otobüs durağına ve tramvaya yakın.
Visus artık Amsterdam'da da hizmetinizde Lazer ameliyatında önemli olan ne doktor ne klinik, burada en önemli faktör ameliyatı yapan lazer cihazı. Yapılan ameliyatın sonucu da lazer cihazının kalitesiyle alakalı. Lazer aleti ne
Visus Oogkliniek'in yeni lazer cihazı Schwind Amaris 1050RS. Henüz 2 ay önce piyasaya çıkan bu cihaz dünyadaki lazer ameliyat cihazlarının en gelişmişi. Dünyada 2 adet var: Birisi Japonya'da diğeri Visus Rotterdam'da.
kadar iyise o kadar iyi bir netice alınabiliyor. Piyasada sayısız aletler var, insanlarımız maalesef bunu bilmiyor. Bu aletlerin ucuzu var pahalısı var, eski modelleri ve yeni modelleri var.
Herkes göz lazer diye biliyor, yöntemini biliyor, farklı yöntemleri var, ama kimse aleti bilmiyor. Bu yüzden klinikler lazer aletlerine yatırım yapmıyor. Su anda piyasadaki aletlerin yüzde 90'ı, Visus Oogkliniek Amsterdam'da da yeni açılan klinikleriyle 2000'li müşterilerinin hizmetinde. Şehrin en tanınmış ve elit yılların bölgelerinden olan Gustav Mahlerlaan 56 numarada. 500 m2 başından büyüklüğündeki klinikte Rotterdam'ın yanı sıra Amsterdam'da da kalma. artık hizmet veriyor. Kimse değiştirmiyor, çünkü hem pahalı bir alet hem de müşterilerin bu konuda bilgisi yok. Bizim, Visus Oogkliniek olarak kullandığımız alet, 2013'un so-
Visus Oogkliniek Amsterdam'da da açıldı
nunda çıktı ve dünyada sadece bir bizde var, bir de Japonya'da dünyanın en büyük kliniği olan Shinagawa kliniğinde var. Teorik olarak bu sebepten dolaVisus Oogkliniek yı dünyanın hiç bir yerinde, bizden Gustav Mahlerlaan 56 1082 ME Amsterdam ve Japonya'daki klinikten başka, daha iyi bir netiKimlik kartı
ce alan klinik yok lazer ameliyatında. Kullandığımız cihazın markası ve modeli Schwind Amaris 1050RS. Amsterdam'ın en lüks sokağı olan Gustav Mahlerlaan'ın ticari merkezinde ev 500 m2 büyüklüğünde.Hastalarımızın gelme gitmelerde rahatlık olması için
Amsterdam'a da bir klinik açtık. Rotterdam'da yapılan ameliyatların aynısı Amsterdam'da da yapılıyor. Hastalarımız telefonla bize ulaştığında hangi kliniğe gelmek istediklerini belirtmeleri yeterli, aynı kaliteli servis her iki klinikte de mümkün.