Bade daha 4 yaşında, ama herkesin kalbini kazandı
Hayırsever Avrupa Türkleri,
Bade için seferber oldu
TÜRKİYE İLE BAĞIMIZ GÜCÜMÜZDÜR; ANCAK YÖNÜMÜZ HOLLANDA
Sevimli Bade büyüyünce doktor olmak istiyor Hollanda’da yaşayan Muhammet Çakır’ın lösemi hastası olan 4 yaşındaki kızı Bade ve Bade’ler için, Hollanda’daki vatandaşlarımız seferber oldu. Sosyal medyada geniş yankı ve paylaşım bulan Bade yavrunun durumu ulusal televizyonlara ulaştı ve tüm Avrupa Türkleri bir seferberlik arayışı içine girdiler. Başvuru sayısının önümüzdeki günlerde on binlere ulaşması bekleniyor. 9'da
HABER ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Yıl/Jaar : 7
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
Sayı/Nr:
YI GAZETESI İ N E N I N HOLLANDA’
7 yasinda
HABER
59
7 YAŞINDA
Türkiye ile bağımız bizim zenginliğimiz ve gücümüz; ama yönümüzü buraya çevirmemiz lazım. Enerjimizi buraya vermemiz lazım. Çünkü biz burada yaşıyoruz. EUBA olarak zaten kuruluş amacımız en büyüğü bu. Hollandalılara açılmamız gerekiyor.
Hasan Aras
14'te
ROTTERDAM’DA 100 BİN MÜSLÜMANDAN BAHSEDİYORUZ
Hollanda Türkleri Avrupa'nın lumu model top m olabilir i?
Mehmet Akbulut
22'de
AKIL TUTULMASINDAN KURTULMALIYIZ Millet olarak topyekün akıl tutulması yaşıyoruz. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Bu duruma çare olması gerekenler de adeta fırsattan nemalanmanın peşinde, habire ateşe odun taşımaktalar. En kötüsü de milletin aklıyla alay etmeleri. İnsanın gözünün içine baka baka her şeyi kendi istedikleri istikamette millete yutturmaya çalışıyorlar. Konumuz bu sefer Hollanda’daki akıl tutulması. Akıl tutulması sadece bizde yok. Yüreğimizi işgal eden,
reklerimiz o kadar çok ki. Asgari müştereklerimiz çok olsa bile, birlikte hareket etme yolunda oluştelefoon: turulan engelleri aşmak 010-2260373 artık elzem olmuştur. e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Yöntem farklılığı, benmerkezli bakış açısı, müzakere kültürümüzün zayıf olması, ortak iş ve düşünce üretmenin önündeki engellerden biri. Bunların nasıl aşılacağımeer konusunda info: Hollanda platformunda sıkwww.tolgaadvocatuur.nl sık fikir teatilerinde bulunmamız gerekiyor. 4-6-8 ve 13'te
esir alan şu“kin” ve “düşmanlık” hislerinden kurtulalım, arınalım.
HOLLANDA TÜRK MEDYASI YAPILANMA YOLUNDA
Advertorial
3'te
İlhan Karaçay Hollanda Türk basının, dününü, bugününü ve yarınını yazdı.
Babası oğluyla adeta dalga geçmiş:
Roket Atar
Asgari müşterekler çok, ortak kullanım alanları dar
İBRAHIM KARAMAN
3'te
4'te
Hollanda'da Türk gazeteciler (!)
İLHAN KARAÇAY
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız...
6'da
6'da
Akıl tutulması
AHMET SUAT ARI
Hollanda yeniden Avrupa Birliği dönem başkanı 8'de
Göç olgusu ve sosyal statü METIN YAZAREL
12'de
VEYİS GÜNGÖR
Türkçe, AKPM'de çalışma dili oldu
Burada bizim tek bir görüşümüz var. Arnhem halkı için uğraşıyoruz, esnaflarımızı bir arada tutabilmek için uğraş veriyoruz. Mesela her sene yılbaşı resepsiyonu yapıyoruz, buraya ortalama 200 civarında katılım oluyor. 16 ve 17'de
13'te
Aziz Zeyrek
BULMACA 5'te
10'da
Biz hangi ara birbirimize böyle düşman olduk?
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
ESNAFLARIMIZI BİR ARADA TUTABİLMEK İÇİN UĞRAŞIYORUZ
Doğal Lezzet
25'de 17'de
20'de
VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN ASGARİ MÜŞTEREKLERİMİZ ÇOK Tolga Advocatuur Kurumlarımızın ortak hareket etme Aelbrechtskade 52 bkabiliyeti maalesef çok güçlü değil. Halbuki asgari müşte3022 HL Rotterdam
8'de
Hollanda Türklerinin en büyük ortak noktası 'asgari müştereklerimiz'. Farklı görüş ve yaşama biçimlerine tahammül en büyük gereksinimimiz. Haber Gazetesi, ortak noktalarımızı irdelemeye devam ediyor.
“Kendisine faydası olmayan insanın topluma katkı sunacağına inanmıyorum. Bunun için de insanın kendini yetiştirmesi, eğitmesi donanımlı hâle gelmesi ve bu toplumla yüzleşebilmesi gerekiyor.
HABER
2
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
İnegöl Mobilyacıları Tümsiad'ı ziyaret etti
Geçtiğimiz günlerde Hollanda'ya gelen 30 kişilik İnegöl'lü mobilya sektöründe çalışan işadamları grubu, EUBA'yı ziyaret
ettiler. EUBA Başkanı Hasan Aras işadamlarıyla özel olarak ilgilendi. Türk basınından sadece HABER Gazetesi'nin takip ettiği
ziyaret, daha çok sohbet ortamında geçti. Ziyarette İnegöllü işadamları kendilerini tek tek tanıtırken aynı zamanda İnegöl'ün
mobilya sektörünün Türkiye'deki kalbi olduğunu belirttiler. İnegöl'lü işadamlarına sohbet esnasında bir konuşma yapan EUBA Başkanı Hasan Aras, İnegöllü işadamlarına Hollada'yı tanıttı. Hasan Aras konuşmasında: "Hollanda Avrupa’nın küçük ülkelerinden bir tanesi. 16 milyon nüfusu var. Yaklaşık 450 bin Türk var. 20 binin üzerinde Türk iş adamı var. 21 bin üniversite diplomalı gencimiz var. Türkler olarak Hollanda’da şu an 50 bin insanı istihdam ediyoruz. Türklerin Hollanda’daki geçmişi 50 sene. 50 senedir biz buradayız. Bu 50 sene başarı öyküleriyle dolu. Türkler muazzam şeyler yaptı Hollanda’da, bana göre. Biz Türk toplumu olarak
şu an Hollanda’ya yük değiliz, Hollanda’ya artı bir değer katıyoruz. Hollanda ekonomisine faydamız var" dedi. İnegöllü işadamları ise kendilerini tanıtırken yaptıkları açıklamada şu sözlere yer verdiler: "Mobilium AVM, Avrupa’nın en büyük AVM’si olarak geçiyor. Metrekare olarak Avrupa’nın en büyük AVM’si ve mobilya ağırlıklı. Ankara’yı geçti şu an. İnegöl, mobilyanın başkenti. Bizde koca bir şehirde herkes mobilya yapıyor. Herkes bir şekilde mobilyadan ekmek yiyor. Hepimiz mobilyaya bağlıyız. O yüzden hep beraber mobilya diyoruz. İnegöl'de her bütçeye uygun mobilya bulabilirsiniz. Bir kaç gün misafirimiz olup karar verebilir-
siniz. Konum olarak birçok şehre göre daha avantajlı olduğumuz için, lojistikten avantajımız oluyor ve bu da fiyatı etkiliyor. Nakliyeyi ayarlayabiliriz. Eskiden var olan sıkıntılar geçtiğimiz 5 yıl içinde büyük oranda giderildi. Yeni pazar araştırmaları yapıyoruz, Hollanda bizim için yeni bir pazar olabilir." dediler. EUBA Başkanı Hasan Aras'ın Türkiye'den gelen mobilyaların kaliteli ancak paketleme de sıkıntı olduğunu belirtmesi üzerine, İnegöllü mobilyacılar bunun üstesinden gelmek için uğraş verdiklerini ve bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğini bildiklerini ifade ettiler. İşadamlarının isim ve verilerine websitemizden ulaşabilirsiniz.
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
ile en T E H ZA nler ü g u l mut un. s l o n i siz
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
ABONE OLUN Aylık sadece
€
2,90
Her ay postayla evinizde
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN 1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 29 00 900 abone@haber.nl
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
Abone olmak için 29. sayfadaki formu doldurunuz.
www.tolgaadvocatuur.nl 3
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Babası oğluyla adeta dalga geçmiş:
Roket Atar Bursa'da yaşayan iş adamı Roket Atar, babası tarafından konulan ismi ve soyadı dolayısıyla internet sitelerinde konu olurken, her gün meraklı vatandaşlarca da telefonla aranıyor. Bebek tekstili üzerine 16 yıldır üretim yapan bir firmanın sahibi olan Atar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iş dünyası ve resmi yazışmalarında "Roket" ve "Atar" adı, soyadını görenlerin önce güldüğünü belirterek, "İnanmayıp kimliğime bakıyorlar. Gerçeği görünce de nedenini soruyorlar" dedi.
İlkokula gidene kadar ismini bilmediğini, çünkü herkesin kendisini babasının adı olan "Kamil" diye çağırdığını anlatan Roket Atar, "Küçük yaşlarda roketin ya da roketatarın ne olduğunu bilmiyordum. Lise dönemlerine geldiğimizde ismim çok enteresan karşılanmaya başlayınca bana da enteresan geldi. Sonra bunun normal bir isim olmadığını ben de idrak ettim" ifadesini kullandı. Babası ismini 28 gün düşünmüş Kendini bilmeye başladık-
tan sonra babasına kendisine neden "Roket" ismini koyduğunu sorduğunu dile getiren Atar, şöyle konuştu: "Rahmetli babam askerliğini çavuş olarak yapmış. Yeni gelen erlere roketatar dersi veriyormuş. Sevdiği bir arkadaşı babama, 'Oğlun olursa adını Roket koyar mısın, nasıl olsa soyadınız da Atar' demiş. Babam o an için, 'Olursa Roket adını veririm' diye cevaplamış. Ardından 30 Ağustos'ta ben doğuyorum ve babam da sözünü unutmuyor. Adımı Roket koyuyor" dedi.
UÇAKTAN RESTORAN YAPMAK IÇIN PARÇALAYIP GÖTÜRDÜLER
Uçuş ömrünü tamamlayarak parçalara ayrılan uçak, restoran olarak tekrar birleş-
tirilmek üzere karayoluyla İstanbul'dan Balıkesir'e götürüldü. Özel bir havayolu firması tarafından THY'den alınan uçuş ömrünü tamamlamış Airbus A340 tipi uçak İstanbul Atatürk Havalimanı'nda burnu, kanatları, gövdesi ve kuyruğu olmak üzere 8 ayrı parçaya ayrılarak 7 TIR'ın dorsesine yüklendi. Parçalara ayrılan uçak, tekrar birleştirilmek üzere Balıkesir'in Edremit İlçesi'ne restoran olmak için taşındı.
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 7 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl
Simit Sarayı Amsterdam Dappermarkt Yakında
Simit Sarayı Amsterdam Arena Bijmerplein 1006 1102 ML Amsterdam
Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
HABER
4
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
ASGARİ MÜŞTEREKLER ÇOK, ORTAK KULLANIM ALANLARI DAR Kaynaklar oluşturulmadan ve süreklilik arzetmeden profesyonelliğe geçiş sağlanamaz. İşadamları kuruluşlarımızın yeni finans kaynaklarını oluşturmaya yönlenmesi gerekiyor. Bu da, fikir ve projeler geliştirmekle, yeni ve ortak iş alanları üretmekle, uluslararası dikkat çeken konsorsiyum çalışmalarıyla, inovatif çalışmalarla mümkündür.
İBRAHİM KARAMAN Yazmak başlı başına olabilecek en güzel eylemlerden bir tanesi. Hollanda Türk medyası olarak 7. yaşımıza bastık. Hollanda Türklerine geçtiğimiz 6 yıl içinde istikrarlı biçimde hitabeden köşe yazarlarımız, ulvi bir görevi de yerine getiriyorlar. Her ay sizler için özel olarak klavyenin başına geçip, o aya dair gündemimizde ne varsa ortak olarak onu işleyip düşünsel olarak topluma katkıda bulunuyorlar. Yazmak hakikaten düşünceleri en kalıcı şekilde sunmanın en özel bir şekli denebilir. Gazetemizde yazan, topluma kanaat önderliği yapabilecek nitelikteki köşe yazarlarımızın birikimli ve donanımlı insanlar olması bizim kendimizi en şanslı hissettiğimiz yönlerden birisidir. Genelde yazarlarımızla ortak konu ele aldığımızda, her köşe yazarımızın önerilen konuyu farklı bir açıdan ele alması sayesinde, aynı konu etrafında onlarca farklı analiz geliştiriliyor, irdelenen konular okurlarımızın
ibrahim.karaman@haber.nl beğenisine sunuluyor. Denemeler tarzında kitap bastıracak olsak, son 6 yıldır ortaya konan bu yazılardan en az 10 kitap ortaya çıkar zannediyorum. Bazı aylarda da ortak konu olmadığı vaki oluyor. Mesela bu sayımızda olduğu gibi. Yazarlarına güvenmek insana güzel bir his veriyor. Konumuz serbest olduğunda da yazarlarımız, zorlanmadan kendi seçtikleri bir konuyu irdeliyorlar ve bize sadece aracı olup size sunmak kalıyor.
KURULUŞLARIMIZ ve KAYNAKLARIMIZ Kurumlarımızın ortak hareket etme kabiliyeti maalesef çok güçlü değil. Halbuki asgari müştereklerimiz o kadar çok ki. Asgari müştereklerimiz çok olsa bile, birlikte hareket etme yolunda oluşturulan engellerin başında 'priority' dediğimiz öncelik sıralaması geliyor. Yöntem farklılığı işin başka bir boyutu. Benmerkezli bakış açısı da ortak iş ve dü-
şünce üretmenin önündeki engellerden biri. Bunların nasıl aşılacağı konusunda Hollanda platformunda sık sık fikir teatilerinde bulunmamız gerekecek. Geçtiğimiz dönem içerisinde işadamları derneklerinin bu konuda bir girişimi olmuştu. Bunu farklı sohbet ortamlarında duyduk. Bu sayımızdaki röportajlarımızdan birinde Tümsiad Başkanı da bu konuya bir göndermede bulunuyor. Kendimize özgü nedenlerle, ortak hareket etme alanımızın çok dar olduğunu idrak etmemiz işten bile değil. Tümsiad homojen yapısı itibarıyla başarı yolunda koşan yeni dönem iş adamları derneklerimiz arasında en dikkate şayan konumlardan birine sahip. Den Haag'daki kurumsal binaları bir çoklarımızı kıskandıracak kadar güzel. Bu güzellikteki bir bina için gerekli finans kaynağını nasıl temin ettikleri konusu belki hepimize farklı ilhamlar verecektir. Ancak aynı finans kaynaklarını, farklı projeler
ve işler üretme konusunda yeterince kullanmadıklarını düşünüyorum. Finans kaynağı olarak aidatların elbette çok özel bir yeri vardır. Bu konuda en dikkat çekici aidatı HOTİAD üyeleri ödüyor. Son bilinen rakam üye başına yıllık 2500 Euro idi. Müsiad üye başına aylık 50-60 euro civarında bir miktar talep ediyor. Tümsiad sandığım kadarıyla daha az. Leiden ve Arnhem gibi şehirlerde yapılanan yerel işadamları kuruluşlarımızdaki bazı üyeler ise herhangi bir meblağ bile ödemiyorlar. Halbuki istikrarın temin edilebilmesi, katılımın sağlanması ve kalitenin sürekli arttırılması, esas olarak finans kaynaklarının var oluşu ve süreklilik arzetmesiyle mümkündür. Bu bağlamda aidatsız bir kuruluştan uzun süre ve muhtevalı hizmet vermesi de beklenemez. Bunu Mehmet Akbulut'un anlatımıyla SPİOR röportajımızda da görebiliyoruz. Finans kaynaklarının oluşturulması, stratejik hareket etmek isteyen kuruluşlarımızın olmazsa olmazıdır. Kaynaklar oluşturulmadan ve süreklilik arzetmeden profesyonelliğe geçiş sağlanamaz. İşadamları kuruluşlarımızın aidat meselelerini halletmiş bir şekilde yeni finans kaynaklarını oluşturmaya yönlenmesi gerekiyor. Bu da, fikir ve projeler geliştirmekle, yeni ve ortak iş alanları üretmekle, uluslararası dikkat çeken konsorsiyum çalışmalarıyla, inovatif çalışmalarla ve yeni teknik ve yöntemlerin geliştirilmesiyle mümkündür. Halihazırdaki işadamları kuruluşlarımızın faaliyetleri, bilhassa başkanların ve günlük yönetimdeki çok aktif birkaç üyenin sorumluluğu üstlenmesiyle devam edebiliyor ancak. Bazı durumlarda başkan statüsünde olan şahıslar, kendi işletmelerinden azımsanmayacak miktarları, yıllık olarak kuruluş bütçesine ödemekte buluyor çözümü. Sonraki aşamalarda, başkanlık sadece o statüyü sürekli doldurmak için, kendi cebinden harcamakla doğru orantılı hale getiriliyor. Bu bağımlılık ise kurumun güçlenmesinin önündeki en önemli engellerden biri olarak göze çarpıyor. Geçen ay yolumuz bir işadamını ziyaret ettiğimizde geçmişteki ilginç bir anısını paylaştı; öteden beri süregelen bu adetin nasıl yer ettiğine hayretimi gizleyemedim. Eski bir işadamları derneğinin başkanı olan işletmecimiz kendi merkezlerine toparlanan paranın bazen birkaç katını, kendi cebinden çıkarıp vermesi gerekiyormuş. Bir başkanın üzerindeki külfeti anlamanın en somut örneklerinden biri bu. Hotiad, Tümsiad ve Müsiad gibi kuruluşlar, varlıkları gereği medyanın da ilgi alanını oluşturuyorlar. Bir başka yazımızda bunlardan Müsiad'ı incelemeye alıp neden bazı şeylerin beklenenden farklı geliştiğini anlamaya çalışalım.
"Esed'in, Lahey’deki UCM’de yargılanması gerekir" Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’inLahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanması gerektiğini söyledi. Lahey’de katıldığı bir konferansta konuşan Koenders, sığınmacı akınının sorumlusunun Esed olduğunu belirtti. Esed iktidarda olduğu sürece Suriye’ye barışın gelmesinin mümkün olamayacağına işaret eden Koenders, şunları kaydetti: "Esed'in, Lahey’deki UCM’de yargılanması gerektir. Elinde bu kadar çok kan olan biri yargı karşısında hesap vermeli. Esed aynı zamanda şu anda karşı karşıya olduğumuz sığınmacı akınının tek sorumlusudur. Buna karşın Esed’in yakın zamanda görevinden ayrılmayacağının bilincindeyim. Bu konu öncelikle konuşulması gerekir ve Rusya’nın da bu kapsamda yardımına ihtiyaç var."
5
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
HABER
ÇOK YAKINDA HIZMETINIZDEYIZ!
Charloisse Hoofd 47 · 3087 CA Rotterdam
HABER
6
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
HOLLANDA'DA TÜRK GAZETECILER (!) Hollanda'daki Türk medyası, 50 yıl önce başlayan ve düşe kalka bugünlere varan faaliyeti ile, takipçilerine yararlı hizmetler yapmıştır. Ne var ki, Hollanda'daki Türk medya mensuplarının kendilerine bir faydası olmamıştır. İLHAN KARAÇAY Hollanda'da radyo, televizyon ve gazetelere muhabirlik, yorumları ile de yazarlık yapanların sayısı fazla değildi. Ne var ki, 'Sosyal Medya' meredi (meret) yaşama geçtikten sonra bu sayı çok arttı. Şimdi pek çok insan, sosyal medya sayesinde görüş ve düşüncelerini yazmaya çalışarak kendini tatmin ediyor. Bu gelişme, aslında sevinilmesi gereken bir gelişmedir. İnsanların, görüş ve düşüncelerini özgürce anlatmaya çalışması mutluluk verici olmalıdır. Ne var ki, etiklik kontrolü olmadığı için, pek çok kişi, görüş belirteyim derken hakaret yağdırmaktadır. Hakaretin yanında iftira da atılıyor ve insanlar karalanıyor. İnternet ortamında hayali gazeteler yaratılıyor ve hayali isimlerle yazılan haber ve yorumlarla kişilere saldırılıyor. Bu gelişme, gazeteciliği onurlu bir şekilde yapanları çok üzüyor. Hollanda'daki Türk medyası, 50 yıl önce başlayan ve düşe kalka bugünlere varan faaliyeti ile, takipçilerine yararlı hizmetler yapmıştır. Ne var ki, Hollanda'daki Türk medya mensuplarının kendilerine bir faydası olmamıştır. Türkiye'deki ulusal yayın organlarına çalışan arkadaşlarımızın kimi az bir gelirle, kimi de bedavaya hizmet etmişlerdir. Hollanda'da yayıncılık yapmaya çalışan arakadaşlarımız da, sponsorluk ve reklam sıkıntısı nedeniyle zorluk çekmektedir. Bu nedenle çok sayıda yayın organı, yayın yaşamına son vermiştir. Şimdi yayınlarını sürdürmekte olan dergi/ gazte sayısı, bir eldeki parmak sayısını geç-
ilhan.karacay@haber.nl memektedir. Hoş, Hollanda'daki Türk yayınlarına Manşet adlı yeni bir dergi/gazete katılmıştır. Bu da sevindirici bir gelişmedir.
Derneksiz gazeteciler Hollanda'daki Türk medya mensuplarının gerçekleştiremedikleri 'Dernek' konusu da başlı başına bir sorundur. Hollanda'da, her meslek dalında bir oluşuma önayak olan Türk medyası, ne yazık ki, kendileri için bir dernek kuramamışlardır. 'Hollanda Türk Gazeteciler Derneği'nin kurulamayışının çeşitli nedenleri vardır. Geçmişte bunun için birkaç girişim olmuştur. 1980'li yıllarda, Hollanda Türk Spor Kulüpleri Federasyonu'nun Rijswijk'teki ofisinin kapısına, 'Hollanda Türk Gazeteciler Derneği' tabelası da asılmıştı. Resmileştirilemeyen derneğin o sembolik levhası daha sonra kaldırılmıştı. 2000'li yılların başında, 'Hollanda Türk Gazeteciler Derneği'nin oluşumu için yeniden girişimler olmuştu. Ama ne var ki o girişimler de sonuçsuz kaldı. Ne tuhaf değil mi, gazeteciler her meslek dalı için dernek oluşumuna önayak oluyor ama kendi derneklerini bir türlü kuramıyorlar. Hollanda'daki Türk gazetecilerin, bir araya gelerek derneklerini kuramayışı, bazı uyanıkları harekete geçirmiştir. Geçmişte örneklerini gördük. Kendilerine 'Türk Gazeteciler Derneği' adını yakıştırıyorlar ve utanmadan bunu ilan ediyorlar.
RESMİYETE DÖNÜŞTÜRÜLEMEMİŞTİ: Hollanda'da İlhan Karaçay (Başkan-Hürriyet), Şadi Tatlı (Başkan Yardmcısı-Tercüman) ve Kamuran Sümercan ( Genel Sekreter-Milliyet) girişimiyle kurulan 'Hollanda Türk Gazeteciler Derneği', resmiyete dönüştürülemediği için yaşama geçememişti. Fotoğrafta, Rijswijk'teki bir otelde yapılan ilk toplantıya katılan üyeler görülüyor.
Bugünlerde de bazı uyanıklar, Hollanda'da yıllardır profesyonel gazetecilik yapmış kişilerin bilgileri dışında böylesi düzmece bir dernek adıyla ortalıkta dolaşıyorlar. 'Düzmece' dedim ama, belki de düzmece değildir. Belki resmen kurmuşlardır böyle bir derneği. O zaman da bu, aşağı bir girişim sayılır. Zira, acizane bendeniz dahil, Hollanda'da profesyonelce gazetecilik yapan hiçbir arkadaşımızın haberi bile olmadan kurulmuş olan böylesi bir dernek, düzmeceden de öte bir dernektir. Hiç kimsenin, gerçek gazetecilerin haberi olmadan, 'Hollanda Türk Gazeteciler
Derneği' adı altında bir oluşum yapmaya hakkı yoktur. Son gelişme Hollanda'da yayıncılık ve gazetecilik yapan bazı arkadaşlarımızın, 'Dernek' boşuğundan yararlanmaya çalışanlara karşı yeni bir girişimde bulunduklarını duydum. Bunun için ilk iki toplantıyı yaptıklarını da öğrendim. Dilerim, bu arkadaşlarımızın bu defaki bu girişimi başarı ile son bulur ve Hollanda'daki sivil toplum kuruluşu dünyası, gerçek bir 'Türk Gazeteciler Derneği' ile zenginleşir.
7
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Diyanet'in sivil kanadı IOT'den istifa etti
Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Arif Yakışır, federasyon olarak IOT'den ayrıldıklarını duyurdu. Beklenmedik ayrılık haberi Hollanda'da geçtiğimiz haftaların en çok konuşulan haberleri arasındaydı. Bildi-
ride "Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyon 14 kasım 2015 tarihinde toplanıp bazı konuları görüşmüş olup, yine bazı konularda da önemli kararlar almıştır. Bu alınan kararlardan biri de İOT, yani Türkler için Danışma Kurulu hakkındadır. Bu önemli kararı sizlerle paylaşmak istiyorum. IOT’nin kuruluş amacı; Hollanda’da bulunan Türkler adına, ilgili bakanlıklara, hükümete, sorulduğunda ve sorulmadığında tavsiyelerde bulunmaktır. IOT bu görevini bize göre ilk 20 yıl başarı ile yapmıştır. Daha sonraki senelerde IOT sanki duraklamaya girmiş olup, çalışmalarını ağır bir şekilde sürdürmüş olup, son 10 yılı aşkın bir süredir
de bakanlıklarla işbirliğı çercevesinde bazı projelere ağırlık vermiştir. IOT’nin kuruluşundan beri üye olan federasyonumuz, IOT’nin bilhassa son birkaç yıl içerisindeki gidaşatını kaygı ve endişeyle izlemektedir. Son gelinen durum ise hiçde iç açıcı değildir. Malum, 31 aralık 2014 tarihi itibarıyla hükümet bütün danışma kurullarının sübvansiyonlarını kesti. Devletin maddi desteğinin kesilmesi, bundan sonra IOT ve diğer danışma kurullarının artık danışmanlık görevlerinin yapamayacaklarını, bakanlık ve hükümete tavsiyelerde bulunamayacağı anlamına gelemektedir. Bu da kurumun ciddiyetini kaybettiğini, varlığının ortadan kaldırılması, IOT’nin bundan böyle fazla birşey ifade etmeyeceği anlamına gelmektedir. Her ne kadar IOT yönetim kurulu üyeleri olarak, kurumun varlığının devam ettirilebilmesi için birçok Türk kuruluşları, işverenler v.s. gibi yerlerle görüşülmüş olmasına rağmen, maalesef olumlu bir destek alınamamıştır. IOT şu anda varlığını sürdürebiliyorsa, o da yıllardır verilen sübvansiyonlardan tasarruf edilerek artırılan paralarla ve bakanlıktan alınan bazi projelerle devam ettirmektedir. 30 yıldır var olan bir kurumu üzülerek bildirmek isteriz ki, Hollanda’daki Türk
halkının bir kısmı bu kurumun varlığından haberi bile yok. Bu çok düşündürücüdür. IOT’nin Türk toplumu tarafından yeteri kadar tanıtılmamasının yalnız IOT yönetimine yüklemek de doğru değildir. IOT’nin kuruluş tüzüğüne baktığımızda, IOT’ye üye olan bir federasyonun ülke genelinde en az 5 tane bağlı derneği olması gerekiyor. Ama uzun yıllardır ve şu anda bile bazı bağlı federasyonlara şöyle bir baktığımızda maalesef, federasyonların 1 tane, bazılarının da bağlı hiçbir dernekleri dahi bulunmamaktadır. Ama bu federasyonlar hala IOT’de temsil edilmektedirler. Bu tabloya şöyle bir baktığımızda, Hollanda’daki Türk toplumunu kandırmaktan başka birşey değildir. Ne yazık ki, IOT içerisinde de kurulduğu günden beri büyük bir dengesizlik, eşitzislik bulunmaktadır ve bu da hala devam etmektedir. Tabanı olmayan federasyonlar, büyük ve geniş tabanı olan federasyonlardan çok daha fazla söz hakkına sahiptirler. Buda kurum içerisinde yıllardır eşitsizlik oluşturmuştur. Şuanki duruma baktığımızda, geçtiğimiz haftalarda IOT’nin geleceğini belirlemek için 3 kez federasyon başkanları toplantıya davet edildi. Maalesef çoğu federasyonlar hiç cevap bile vermediler. IOT genel yönetim kurulu toplantısı uzun bir süredir gerçekleşemedi. Genel yönetim kurulu toplantısına katılan temsilciler, toplantı başlar başlamaz hemen, biran evvel bitirip gitmeyi düşünüyorlar ve hazırlıksız geliyorlardı. Bazı toplantılarda yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun katılmaması sebebiyle iptal edilmiştir. Bu durumda federasyonların IOT ‘yi ne kadar ciddiye aldıkları malumdur. IOT’ye bağlı federasyonların birçoğu aidatlarını 2-3 yıldır halen ödemediler. Bu fede-
rasyonlarda IOT ‘de en çok söz sahibi olan federasyonlardır! Federasyonlar projeleri yaptıktan sonra hesap ve rapor hazırlayıp vermeleri uzun süre uğraştırıyor, geçikiyor. Yeri geldiği zaman IOT Hollanda'daki Türkleri temsil ediyor diyoruz. Öyle de olması gerekir, ama maalesef IOT başkanı taşıdığı sorumluluğun farkında bile değil. Hangi şapkayı nerede takacağını bilmiyor. Türkleri temsilen IOT başkanı, geçen sene “gezi olaylarında” T. C devletine karşı yapmış olduğu, takındığı tutum ve davranışı, katılmış olduğu ve organize etmiş olduğu protestolarla Türk toplumunun büyük bir kesiminin tepkisini toplamış, yadırganmıştır. IOT başkanı Türk toplumunun içinde, STK’ların faaliyetlerinde, önemli gün-
İOT'NİN CEVABI
• T.İ.K.D.F. Federasyonun IOT’den ayrılmasını üzüntüyle karşılıyoruz! • Sorunlarımızın çözümü için güç birliği şarttır! Hollanda’da Türkler İçin Danışma Kurulu’nun (IOT) kurucu üyelerinden, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu’nun (T.İ.K.D.F.) IOT üyeliğinden ayrılma kararını üzüntü ile karşıladık. IOT Yönetim Kurulu ve üye federasyonlar olarak, Hollanda Devleti’nin 31 Aralık 2014 tarihi itibari ile parasal desteğini kesmesini bağımsız olarak yolumuza devam etme, istediğimiz sorunları gündeme getirme konusunda bir fırsat olarak değerlendirdik ve kendi kaynaklarımızla hak mücadelesine devam etme kararı aldık. Türk toplumunun artan sorunları, bu mücadeleye birlikte devam etmeyi, güç birliğini zorunlu kılmaktadır.Hollanda’da işsizlik azalmasına rağmen, özellikle Türk gençleri arasındaki işsizlik tam tersine artıyor. Halen gençlerimizin yüzde 27’si işsiz durumda. Genel olarak bakıldığında çocuklarımızın eğitimdeki başarıları, diğer grupların gerisinde seyrediyor. Türk toplumu artan bir şekilde, ırkçılık, ayrımcılık ve İslam düşmanlığından kaynaklanan saldırıların hedefi konumunda. Sahip olduğumuz
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku
Çalışma ve İş Hukuku
Ceza Hukuku
Sosyal Güvenlik Hukuku
Çocuk Hukuku
Para tahsili ve icra takibi
Ticaret Hukuku
Uluslararası ihtiyati tedbir
lerde hiç görülmemektedir. Türk kurumlarının davetlerine iştirak etmemektedir. Ama Türk toplumunun tasvip etmeyeceği başka davetlere katılabilmektedir. Son olarak Amsterdam belediyesini temsilen İstanbul´da eşcinsellerin gösterisine katılıp, gözlemcilik yapmıştır. Bir IOT başkanı böyle olmamalıdır. Bu ve bazı nedenlerden dolayı önceki başkanlarlarla bu başkanı kıyaslayacak olursak, Türkleri temsil eden başkanın böyle olmaması gerektiğı düşüncesindeyiz. Kişiler, taşıdığı sorumluluğun çok iyi bilincinde olmalı. Türk toplumunun örf, adet ve değerlerine saygı duymalı, her kesimi eşit şekilde kucaklamalı. Burada, TIKD Federasyonu yönetim kurulumuz ve bağlı derneklerimizin, tabanımızın
tasvip etmeyecekleri daha birçok konular vardır. Ama bunlara girmek istemiyoruz. Bazı konuların, hataların düzeltilmesi için daha önce IOT yönetimine mektup yazdık, toplantılarda sözlü uyarılarda bulunduk. Maalesef düzelme olmadı. Yukarıda sıralamaya çalıştığımız bazı nedenlerden dolayı federasyon yönetim kurulumuzun almış olduğu karar gereği, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu olarak 22 ocak 2016 tarihi itibarıyla IOT’den ayrıldığımızı, bu tarih itibarıyla TİKDF’nun IOT´deki üyeliğimizin son bulduğunu, bundan böyle faaliyetlerine katılmayacağımızı bildirir, federasyonu temsilen yürütme kurulunda görev alan federasyon genel sekreterimiz sayın Göksel Soyugüzel de belirtilen tarihden itibaren IOT’deki başkan yardımcılığı görevinden istifa etmiştir. Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz." denildi.
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
haklar ve özelliklede yaşlılarımızın hakları ayaklar altına alınmakta ve durumları giderek ağırlaşmaktadır. IOT olarak bu ve benzeri konularda 30 yıldır verdiğimiz mücadeleye var gücümüzle devam ediyoruz. Tüm bu konularda Hollanda Hükümeti ile yoğun bir görüşme trafiği içinde haklarımızı korumaya çalışıyoruz. Sonuç alamadığımız konularda, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan anlaşmalardan kaynaklanan haklarımız kapsamında, Avrupa Komisyonu’na şikayet süreçleri başlatıyoruz. IOT tüm bu çabalarında ilgili otoriteler tarafından muhatap alınan ve ağırlığı olan bir kuruluştur.Bualanlardakieşit hak mücadelemiz, her sorumluluksahibisiviltoplumkuruluşugibi, diğerazınlıklarınhaklarınasahipçıkmakladahaanlamlı, dahainandırıcıolacaktır. Bu güne kadar yapılan toplumsal çalışmalarda birlikte hareket eden T.İ.K.D.F. ile IOT önemli bir ortak geçmişe sahiptir. Hollanda’daki toplumumuzun çıkarları için verdiğimiz mücadelede bundan sonra da yollarımız sık sık kesişecektir. T.İ.K.D.F.’ye bu güne kadarki katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Emre Ünver IOT Başkanı
HABER
8
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
AKIL TUTULMASI Daha 15-20 yıl öncesine kadar kabul edilemez bulunan ve herkesin tepkisini çeken söylem ve tavırlar günümüzde iyiden iyiye sıradanlaşmıştır.
AHMET SUAT ARI Millet olarak topyekün akıl tutulması yaşıyoruz. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Bu duruma çare olması gerekenler de adeta fırsattan nemalanmanın peşinde, habire ateşe odun taşımaktalar. En kötüsü de milletin aklıyla alay etmeleri. İnsanın gözünün içine baka baka her şeyi kendi istedikleri istikamette millete yutturmaya çalışıyorlar. Sosyal medyayı hiç açmasak daha iyi olur, zira orası ayrı bir alem! Bu konuyu şimdilik burada bitirelim, zira konumuz bu sefer Hollanda’daki akıl tutulması. Akıl tutulması sadece bizde yok. Yaşadığımız ülke de pek farklı sayılmaz. Ama buradaki akıl tutulmasının kaynağı bizimkinden biraz farklı. Burada sadece Müslümanlar ve (Müslüman) mülteciler söz konusu olunca yaşanıyor akıl tutulması. Tek tesellimiz Anayasa’nın 1. Ve 6. Maddeleri sayesinde yasal güvenceye sahip olmamız. Aksi takdirde neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Bu toplumda yaşayıp de çevresinde olup bitenlerden haberdar olanların da malumu olacağı üzre gerek Avrupa’da gerekse yaşadığımız ülke Hollanda’da kısmi bir ayrımcılık ve ırkçılık söz konusudur. Kısmidir, çünkü hedefte sadece Müslümanlar vardır. Artık özellikle iş pazarında olmak üzere Müslümanlara yönelik ciddi bir ayrımcılık söz konusudur ve bunun boyutları günden güne genişlemektedir. Hatta zaman zaman yasaları zorladığına da şahit olmaktayız. Buna bir de son zamanlarda mülteciler üzerinden yürütülen ırkçılık eklenmiştir. Wilders gibi siyasilerin de kışkırtmasıyla (Müslüman) mültecilere yönelik ciddi saldırılar söz konusudur. Hem siyasilerin hem de saldırganların mültecilere karşı olumsuz tavırlarının gerekçesi, onların Müslüman olmaları veya öyle oldukları varsayımıdır. Ülkeye büyük meşakatlar çekerek ge-
lebilenler karşılaştıkları manzara karşısında ikinci bir şok yaşamaktadırlar. En kötüsü de potansiyle suçlu muamelesi görmeleridir. Peki nasıl oldu da Hollanda gibi hoşgörüsüyle tanınan, çok kültürlülüğün kabul gördüğü bir ülkede bunlar olabilmektedir? Hele hele zaman zaman demokratik karar mekanizmalarının (şiddet içeren) baskılar yüzünden işlememesini anlamak mümkün değil. Mülteciler Kabul Bürosunun isteği üzre bünyelerinde bir mülteci kampı oluşturulup oluşturalamayacağını görüşmek isteyen belediye meclisleri basılmakta ve gerek meclis üyeleri gerekse daimi encümenler tehdit edilmektedirler. Sadece tehditle kalmayıp şiddete de başvurmaktadırlar. Bu yüzden ertelenen belediye meclisi toplantıları bile söz konusudur. Bu saldırganları kışkırtan siyasilerin ise, bırakın bu şiddeti kınamayı, en küçük bir memnuniyetsizlik ifadesi içeren bir tavırlarını görememekteyiz. Tam aksine yangına körükle gidip, mağdurların daha da mağdur olması için teklifler vermektedirler. Daha 15-20 yıl öncesine kadar kabul edilemez bulunan ve herkesin tepkisini çeken söylem ve tavırlar günümüzde iyiden iyiye sıradanlaşmıştır. Bu duruma gelinmesinde hem medya hem adalet hem de siyasilerin rolü büyüktür. Yazılı ve görsel medya ırkçı ve ayrımcı söylemleri her gün topluma sunmakta ve yerli yersiz her fırsatta onlara düşüncelerini aktarmaları için podyum sunmaktadırlar. Geleneksel siyasi parti temsilcileri ise elektoral kaygılarla bazen ırkçıların dümen suyuna gitmektedirler, bazen de onları taklit etmektedirler. Hukuk sisteminin de olması gerektiği gibi işlediğini söylemek mümkün değil. Aleni Anayasa suçu işlendiği halde kamu savcıları harekete geçmediği gibi, yapılan şikayetleri de düşünceyi ifade
suat.ari@haber.nl etme özgürlüğü kisvesiyle işleme sokmamaktadırlar. Ara sıra açılan davalar da ırkçılar lehine şova dönüşmektedir. Kaygı verici boyuttaki bir diğer gelişme de Müslümanların inançlarını istedikleri gibi yerine getirebilmelerini engelleme çalışmalarıdır. Üstelik bu sadece ırkçılar tarafından değil, yerleşik siyasiler tarafından da zaman zaman alenen yapılmaktadır. Helal kesim ve ibadet yerleri ile ilgili tartışmalar buna örnektir. Nerede bir cami projesi söz konusu ise orada hemen camiye karşı gruplar oluşmakta ve engellemek için her yola başvurulmaktadır. Belediyeler de tepkilerden korktukları için ya ağırdan almakta ya da işi yokuşa sürmektedirler. Sözümona çevredekileri memnun etmek için değişik istişare platformları oluşturup ‘polder modeli’yle uzlaşma sağlamaya çalışılıyor. Üstelik bu sözde muhatapların her halükarda civarlarında Müslümanlar için bir ibadet yeri istemediklerini bile bile! Zaten bu muhatapların bir çoğunun akıl hocaları da bölgeyle alakası olmayan ırkçı siyasilerdir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Hollanda Anayasası bizlere güvenli bir liman işlevi görmeye devam edecektir. 1. Maddede ifade edilen “Hollanda’da yaşayan herkes eşit şartlarda eşit muameleye tabi tutulur. Hiç kimse inanç, dünya görüşü, siyasi fikri, kökeni ve cinsiyeti dahil hiç bir sebeple ayrımcılığa maruz bırakılamaz” ibaresi çok önemlidir ve bunun herkes şuurunda olmalıdır. 6. Madde de “Her fert dini inancını, kanunların verdiği sorumlulukların saklı kalması kaydıyla, ferdi veya grup halinde yaşama hakkına sahiptir” ifadesyle inanç hürriyetini güvence altına almaktadır. Bunlar birilerinin bizlere lutfettiği haklar değil Anayasal haklardır ve onlardan istifade etmek de gayet tabiidir...
Türkçe AKPM'de çalışma dili olarak kullanılmaya başlandı
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Delegasyonu Başkanı AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan, Türkçe'yi uluslararası platformlarda çalışma diline dönüştürmenin gurur verici olduğunu söyledi. Küçükcan, AA muhabirinin AKPM kış dönemi toplantıları konusunda sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden bir tanesi olduğuna işaret eden Küçükcan, dolayısıyla Avrupa Konseyi'nin Türkiye açısından tarihsel önemine değindi. Bu yıldan itibaren Türkiye'nin AKPM'deki üye sayısının 12'den 18'e çıktığını anımsatan Küçükcan, bu milletvekillerinin partiler arasında 10 AK Parti, 5 CHP, 2 HDP ve 1 MHP olarak dağıldığını belirtti. Bu yıl Türkiye'nin aynı zamanda Avrupa Konseyi'ne en fazla maddi yardım yapan ülkelerden bir tanesi olduğuna işaret eden Küçükcan, bunun da Türkçe'nin Avrupa Konseyi'nde bir çalışma dili olarak kabul edilmesine olanak sağladığını kaydetti.
Türk milletvekillerinin artık genel kurul, komisyon ve alt komisyon toplantılarında Türkçe konuşabileceklerini belirten Küçükcan, dün de milletvekillerinden bazılarının genel kurulda Türkçe konuşmaya başladıklarını söyledi. Küçükcan, "Türkçe'yi uluslararası platformlarda çalışma diline dönüştürmek bizim için gurur verici" ifadesini kullandı. Türkiye'nin bunun için özveride bulunduğunu ve ciddi bir maddi kaynak sağladığını anımsatan Küçükcan, bunun aynı zamanda AKPM'de ve Avrupa Konseyi'nde Türkiye'nin görünürlüğünün artması anlamına geldiğini kaydetti. İlerleyen dönemlerde de bu örgütte çalışan Türk vatandaşlarının sayısında bir artış beklendiğini dile getiren Küçükcan, bunun da Türkiye'nin uluslararası kurumlarda temsil gücünün artışına işaret ettiğini söyledi. Küçükcan, "Temsil gücünüz ne kadar varsa etkiniz de o kadar artar" diye konuştu.
Ferah ve şık bir ofis hayal edin.. ve Moess BV bu hayalinizi gerçekleştirsin Uzman kadrosu ile Moess BV, Tavan ve Duvar işlerinizi en uygun fiyatlar ile tedarik ve montajını sağlamaktadır.
Systeemplafonds en systeemwanden Nieuw en gebruikte glazenwanden
Jan van Galenstraat 18, 3115 JG Schiedam T: 010-426 5445 info@moesstotaalafbouw.com www.moesstotaalafbouw.com
9
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Hayırsever Hollanda Türkleri,
Bade için seferber oldu
Hollanda’da yaşayan Muhammet Çakır’ın lösemi hastası olan 4 yaşındaki kızı Bade ve Bade’ler için, Hollanda’daki vatandaşlarımız seferber oldu. Kızı Bade için uygun ilik arayan acılı
baba Muhammet Çakır’ın sesini duyan Hollanda Türk Gönüllüler Vakfı üyeleri, Bade ve Bade’ler için, ‘Bir ilik, bin iyilik’ adıyla organizasyon tertip ettiler. Rotterdam Diva salonunda gerçekleşen ve 400 dolayında vatandaşımızın katıldığı yardım programına Avrupa İlik Bankası (Europ Donor) Hollanda yetkilisi Ditha Kaarls ile HDV Rotterdam Mevlana Cami Din Görevlisi Bünyamin Yıldız konuşmacı olarak katıldılar.
Bade bir defasında şöyle demiş: "Baba sen hani diyordun ya, dünyada bir çok güzel insanlar var diye. Onlar bana yardım edecek değil mi babacığım?". Bu sözler üzerine tüm katılanlar gözyaşlarını tutamadılar.
Bade’nin babası Muhammet Çakır “Kızımız Bade 4 yaşında olup 4 Temmuz 2015’ten beri kan kanseri (Lösemi) tedavisi görmekte. Tedavinin başlangıcı kemoterapi ile yapıldı fakat beklenilen sonuç alınmayınca ilik nakli yapılması gerekti. Maalesef abileri ve bizim iliklerimiz uymadı ve ilik bankasından uygun ilik çıkmadı. Doktorlardan aldığımız bilgiye göre uygun donörün Türk genlerinden bulunma ihtimali daha yüksektir. Fakat maalesef ki Türkler'den donör olan çok az. Bu manada sizlerle bizi Bade ve Bade’ler için biraraya getirmeye vesile olan Hollanda Türk Gönüllüler Vakfı üyelerine sonsuz teşekkür
Son haftalarda Hollanda'daki Türkler 3000'den fazla başvuruda bulundular. ederim.” şeklinde duygularını dile getirdi. Organize adına konuşan Nilgün Şahin, Bade ve Bade’lere çare olabilmek için bu programı düzenlediklerini, talep olması halinde başka kentlerde de benzer organizasyonu yapabileceklerini söyledi.
İşadamı Hikmet Gürcüoğlu ve Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız da, Bade'yi ziyaret edip, acil şifalar dileğinde bulundular ve donör olmak için başvurdular.
En büyük süpernovanın infilak ettiği öğrenildi BBC'nin haberine göre, ABD'deki Ohio State Üniversitesi'nden Profesör Christopher Kochanek, ASASSN-15lh adı verilen dev süpernova patlamasının Güneş’ten 570 milyar kat daha fazla ışık saçtığını ifade etti. Kochanek, ilk olarak geçen yıl haziran ayında tespit edilen patlamanın, halen büyük miktarda enerji yaymaya devam ettiğini söyledi.
"3 milyar Euro'yu hazır etmek üzereyiz" Başbakan Davutoğlu Alman mevkidaşı Merkel ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında konuştu. Basın toplantısında konuşan Angela Merkel, "Sığınmacılar için Türkiye'ye 3 milyar euro ödemek için hazırlık yapıyoruz" dedi.
Kamer Genç vefat etti
Huzur veren duruşuyla Bade, annesiyle... Bade büyüyünce doktor olmak istiyor.
Türkler Sıraya Girdi Avrupa İlik Bankası (Europ Donor) Hollanda yetkilisi Ditha Kaarls, “Bade’nin rahatsızlığını duyan Hollanda Türkleri adeta donör olmak için sıraya girdi. Bu memnuniyet verici bir durum. Şimdiye kadar 3 binden fazla Hollanda Türk’ü donör olurken, donör olmak isteyen kişi sayısı ise bin civarında. Daha geniş bilgi için www.europdonorp.nl sitesinden bilgi alınabilir.” dedi. İlik-Kök Hücre Gönüllüsü (Donör) Dinen Caiz Programın gerçekleştiği salona kurulan online sistemle dönör olabilmek için imkanın sunulduğu programda konuşan Rotterdam Mevlana Cami Din Görevlisi Bünyamin Yıldız, İlik-Kök Hücre Gönüllüsü (Donör) olmanın dinen bir sakıncası olmadığını söyledi. Yıldız, “Bir kız babası olarak Bade Çakır kızımızın ailesi ile empati kurdum. Rabbim sabır ve şifa versin inşallah. Lütfen bizlerde duyarlı olalım! Kızımıza bu iliği bulalım! İnsanları bu hususta bilgilendirelim. Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmaktır! Organ bağışı ve donör olmak dinen caizdir.” şeklinde konuştu.
23 Şubat 1940 tarihinde Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde dünyaya gelen Genç; Pankreas kanseri tedavisi gördüğü hastanede vefat etti. Kamer Genç, SHP, DYP ve son olarak da CHP milletvekili olarak görev yapmıştı. Kamer Genç’i en son CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ziyaret etmişti.
Vur emrini Putin mi verdi? Rus tarihçi Yuri Felshtinsky, İngiltere’de kamuoyuna açıklanan soruşturma komisyonu raporunda eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun öldürülmesi ile ilişkilendirilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tarihe "kusursuz cinayeti planlayan ama başaramayan adam" olarak geçeceğini söyledi. Raporun "Rus liderin canını yakacağını" söyledi.
HABER
10
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
HOLLANDA YENIDEN AVRUPA BIRLIĞI DÖNEM BAŞKANI Özellikle göçmen krizi ve uluslararası güvenlik meselesi de Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini belirleyecektir.Türkiye’nin Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa’yı dolaşma hedefi de 2016 için önemli bir hedeftir. Zaten Türkiye – AB arasında devam eden Vize Serbestisi Diyaloğunun sonuçlandırılması bu yıl ajandasında da yer almaktadır.
VEYİS GÜNGÖR Hollanda 1 Ocak tarihinden itibaren yeniden Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlendi. Hollanda bu görevi onikinci kez üstleniyor. Hollanda’nın dönem başkanlığı, bizi farklı yönlerden yakından ilgilendiriyor. Bunlardan birincisi yaşadığımız ve aynı zamanda bir çoğumuzun vatandaşı olduğu Hollanda’nın dönem başkanlığında aidiyet duyduğumuz ve vatandaşı olduğumuz ‘Türkiye – Avrupa Birliği ilişkileri’nin yeniden gündeme gelmesidir. İkincisi ise bizim de içinde olduğumuz Avrupa’nın ‘mülteciler sorunu’ karşısında bir insanlık sınavı vermesiyle karşı karşıya olmasıdır. Üçüncüsü de ‘radikalizm ve terörizmle’ mücadeledir. Esasen bu üç ana konu her ne kadar birbiriyle ayrı gibi görünsede, Avrupa’nın, Türkiye’nin ve insanlığın karşı karşıya olduğu ve çoğu zaman iç içe geçmiş konular veya sorunlarıdır. Hollanda dönem başkanlığını önümüzdeki üç beş ay bu maddeler meşgul edecektir. Bu maddelere geri dönmek şartıyla, Hollanda’nın bundan önceki Avrupa Birliği dönem başkanlığına şahit olmuş birisi olarak bir kaç hatıramı burada iafde etmek isterim. Hollanda, o dönemde yani 2004 yılının sonlarında Avrupa Birliği dönem başkanlığını Jan Peter Balkenende ile geçirmişti. Bizim için tarihsel öneme sahipti o altı aylık dönem. Zira Avrupa Birliği tarihinde ilk defa müslüman bir ülke olan
veyis.gungor@haber.nl Türkiye’ye müzakereler için tarih veriliyordu. Bu sebepledir ki, Hollanda Türkiye arasında heyetler sık sık gelip gidiyordu. Bakanlar hatta Başbakanlar düzeyinde ziyaretler ve toplantılar olmuştu. Hollanda Başbakanı Balkenende, Hristiyan Demokrat bir partiden olmasına rağmen Türkiye için olağanüstü gayret sarfediyordu. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı toplantılardan bir tanesi Lahey’de gerçekleşmişti. Ben de değerli hocam devlet bakanı Mehmet Aydın’ı ziyarete gitmiştim. Toplantıdan sonra hatıra fotoğrafları çekiliyordu. Bir anda kendimi iki ülke başbakanları arasında buluverdim meclis bahçesinde… Ve, Türkiye’ye Avrupa Birliği ile müzakere tarihinin verilmesi tarihi, akşamı ve saatleri asla unutulmaz. Tarih 17 Aralık 2004. Gün uzuyor, saatler ilerliyor. Tartışmalar devam ediyor. Gecenin yarısı olmuştur. Brüksel tarihinde ilk kez, bu kadar çok yabancı gazeteciyi gece yarısı bir arada görmektedir. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, tüm müslüman ülkelerin gazetecileri, çok kalabalık bir gazeteci grubu o anı takip etmektedir. O gece hepimiz heyecanlıydık. Sadece biz mi? Hayır. Milyonlarca insan, Türkiye, Avrupa ülkeleri, islam ülkeleri belki Afrika, televizyonların başına kilitlenmiş halde Avrupa Birliği’nin Türkiye ile başlatacağı müzakere tarihi hakkındaki kararı bekliyordu. Ve Türk heyeti gece yarısı, zaman
zaman görüşmelerin kopma naktasına varmasına rağmen, müzakere tarihini alarak, el sıkışıp masadan ayrılıyordu. İşte o an milyonlar bir ‘ooh’ çekmişti. Böylece 2005 yılında Türkiye AB müzekereleri başlamıştı. 2016 yılının ilk altı ayında Avrupa Birliği’ne başkanlık edecek Hollanda ve karşı karşıyaya olduğu konulara geri dönelim isterseniz. Türkiye’nin 2004 yılındaki heyecanla olmasa bile, Hollanda’nın dönem başkanlığından ciddi beklentileri var. Bunlardan en önemlisi artık küresel bir sorun haline gelmiş olan ‘mülteciler’ sorunudur. Bu sorun Türkiye’siz asla çözülemez. Avrupa’yı korkutan, rahatsız eden ve uykularını kaçıran mülteci akını şüphesiz Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini etkileyecektir. Bize göre ‘mülteciler’ sorununda, genel anlamda Türkiye başarılı bir sınav verirken, Avrupa sınavda bocalamış ve geçerli not alamamıştır. Milyonlara ev sahipliği yapan Türkiye’ye Avrupa ve dünya teşekkür etmesi gerekirken, hala bir takım münferit olaylardan dolayı Türkiye eleştirilmektedir. İnsanlık tarihinde, komşu ülkeden bile gelse, milyonlara ev sahipliği yapan kaç ülke ve millet vardır? Türkiye bu olaya hazırlıksız yakalanmış olabilir, Türkiye’nin göç veya mülteci politikası eleştirilebilir, ancak adeta bir mille seferberlik ruhuyla bölgeye ilgi duyması insanlık tarihine şan ve şerefle geçecektir.
Hatta bu çerçevede, Türkiye’nin bu insani davranışı Avrupa kamuoyuna iyi anlatılarak, Türkiye algısının olumlu yöne çevrilmesi de mümkündür. Diğer taraftan, 2016’da gündeme gelecek en önemli konulardan birisi de hiç şüphesiz göçmen krizi ve Avrupa’nın tartışılan sorunu ‘Schengen Sistemi ve sınır yönetimi’ olacaktır. Özellikle göçmen krizi ve uluslararası güvenlik meselesi de Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini belirleyecektir. Tabii ki, Türkiye’nin Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa’yı dolaşma hedefi de 2016 için önemli bir hedeftir. Zaten Türkiye – AB arasında devam eden Vize Serbestisi Diyaloğunun sonuçlandırılması bu yıl ajandasında da yer almaktadır. Son olarak, Türkiye – AB ilişkilerinin önemli meseleleri arasında yer alan radikalimz ve terörle mücadele de 2016’nın üzerinde yoğunlaşılacak bir gündem maddesidir. Bütün bunlar bize, Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin her iki taraf, hatta Orta Doğu ve diğer milletler için ne kadar önem arzettiğini bir defa ortaya koymaktadır. Geride bırakılan dönemde zaman zaman duraklama, kırılma süreçleri yaşansa da, ilişkilerin zarureti ve insanlık için ehemmiyeti taraflar ve tarafları oluşuran mekanizmalar tarafından farkına varılması kaçınılmazdır. Yıllarca ifade ettiğimiz gibi, bu mekanizmalardan birisi de hiç şüphesiz Sivil Toplum ve özellikle de ‘Avrupa Türk Diasporası’dır.
Amsterdam Tartışmaları'nda turizm konuşuldu
Geçtiğimiz günlerde Hollanda’ya ziyeret gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’a, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sorunlarını iletme imkanı buldular. DEİK/DTiK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı ve Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Hollanda Üyesi Turgut Torunoğulları ile Komfly Sahibi Osman Çelik ve İATI Hollanda temsilcisi Kamil Saygı, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’a, turizme ilişkin ve diğer bir takım sorunları içeren
bir rapor sundular. Corendon adına Yıldıray Karaer, Komfly sahibi Osman Çelik ve İATİ Hollanda ve Fransa Koordinatörü Kamil Saygı, Prettig Reizen, AdoTravel, Calsedon, Enka Reizen, Freesun ve Lara Travel şirketleri adına bakana sunum yaptılar. Turizm sektörünün önemli aktörlerinden Corendon Grubu yöneticilerinden Yıldıray Karaer yaptığı kısa sunumda Corendon’un mevcut portföyü ve hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Karaer,
Hollanda’da tatil ülkesi sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını ve uzun aradan sonra geçen yıl turist sayısının % 30 oranında düştüğünü ancak hala birinci sırada olduğunu belirtti. Osman Çelik ise sunumunda şu mesajlara yer verdi: "2005 yılında Hollan-da`dan Türkiye`ye 1.353.000 turist gönderildi. O dönem 20 Türk operatörleri şirketleri olarak, yaklaşık 210.000 civarında turist göndermişdik. 10 yıl sonra yani geçtiğimiz yıl Hollanda`dan Türkiye`ye
giden turist sayısı Hollanda istatistik kurumu centraal istatistik bürosu rakamlarına göre, 2015 ocak-ekim 642.000, 2015 kış ayları-kasım aralık ise 150.000 civarında tahmin ediliyor yani 2015 yılında toplamda 800.000 civarında turist gittiği tahmin edilmektedir. Rakamlara baktığımızda 10 yıl içerisinde yaklaşık % 50 oranında bir düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber 2015 yılında burada hazır bulunan 6 operatörümüz toplamda sadece 20.000 civarında turistik yolcusu gönderebildi. Ayrıca Türk operatörlerin sayısı 20 den 6 ya düşmüştür. Bizlerin gönderdigi turist orani ise % 90 düşmüştür. "İstek ve taleplerimiz" 1 - Türkiye ye turistik paket satışlarımızı arttırılabilmemiz için, SGR’nin Türkiyemiz’e satış yapan operatörlerin haksız bu uygulamanın kaldırılması yönünde, Bakanlığımızın Hollanda hükümeti nezdinde mümkün ise girişimde bulunmasını veya TÜRSAB bünyesinde, Bakanlığımızın kontrolünde Türkiye de alternatif sigorta garanti fonu oluşturulmasını talep ediyoruz. 2 - Charter – Tur operatörü yakıt indirimi adı altında verilecek, yakıt indirim desteğinin sadece havayollarına veya direk havayoluna değil, yerel operatörlere kontrollü bir şekilde direk olarak verilmesini talep ediyoruz. Örnek olarak Bakanlığımız Sun Express, Transavia, Pegasus, Onur Air gibi havayolu şirketlerine bu indirim veriyor ama bu şir-
ketlerden biz koltuk bloke aldığımız için, bizlere herhangi bir avantaj veya herhangi bir indirim yansıtılmamaktadır. O sebeble bize göre kesinlikle bu indirimden direk olarak operatörlerin faydalanması, Türkiyemize gönderilecek yolculara direkt yansıtabilmemiz için gerekmektedir. Ayrıca bu uygulama bizlere geçtiğimiz yıllardaki yolcularımızı toparlamada yardımcı olacağına kesinlikle inanmaktayız. 3 - Büroşür veya reklam katkı payının tüm Türkiyemiz’e paket yolcu gönderen operatörlere, adil olarak verilmesini özellikle talep ediyoruz. Hollanda’dan Türkiye`ye giden turist sayı-
sının arttırılması ve biz Türk turizm operatörlerinin hak ettiğimiz yere, imkanlara kavuşturulması için, ilginizi ve desteklerinizi hep beraber sizden rica ediyoruz. 4 - Ayrıca Hollandalılara uygulanan vize uygulamasının kaldırılmasını rica ediyoruz. DEİK/DTiK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı ve Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi Turgut Torunoğulları, yurtdışından Türkiye’ye getirilen araçların kalış süresinin 6 aydan 2 yıla çıkartılması, askerlik bedelinin 6 bin eurodan bin euroya çekilmesi başta olmak üzere yurtdışındaki vatandaşların istemlerini bakana iletme olanağı buldu.
11
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Turizm fuarında Bakan heyecanı Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin Genel De-
YILLAR SONRA FUARDA BİR BAKAN Hollandalı Türkler, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'a büyük ilgi gösterdiler. Bu yıl 46. düzenlenen Utrecht Turizm Fuarı Türkiye, Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin öncülüğünde açtığı yaklaşık 750 metrekare büyüklüğündeki stantla açıldı. Fuarın en büyük 10 katılımcı arasında Türkiye yaklaşık 50 özel işletme ve sektör kuruluşu ile birlikte yer aldı. Fuarın açılması öncesinde İstanbul Sultanahmet’te canlı bomba saldırısı meydana gelmiş, patlama sonucu, çoğu yabancı turist 10 kişi ölmüş, 15 kişi de yaralanmıştı. Utrecht Turizm Fuarı en çok konuşulan konulardan biri de bu oldu.
TURİZMİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın Türk standının açılışını yaptığı konuşmasında "Türkiye turizm sektöründe son 10 yılda büyük performans göstermiştir. Turizmin dünyada ki 6. sırasında yer alması ile yıldız ülkesi olarak önemli başarılara imza atmıştır. Bundan sonrada aynı şekilde çalışmalara aynı şekilde çalışmalarımıza ve etkinliklerimize devam edeceğiz. Hem turizmin çeşitlendirilmesi, hem turizmin tüm yıla yayılması amacı ile uzun vadeli stratejilerimizle işbirliğimizle destinasyon yönetimimizde tanıtım anlayışımızla kamu özel sektörel işbirliği içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Bu kapsamda ülke olarak 2023 hedeflerimizi sektöründe katkılarını alarak revize ederek hedeflerimize erişmek için, adımları hızlı bir şekilde netleştiriyoruz. " HOLLANDA'DA 1,3 MİLYON TURİST TÜRKİYE'YE GELİYOR Hollanda'nın Avrupa'da Almanya ve İngiltere ile birlikte en önemli 3 pazar olduğuna işaret eden Bakan Mahir Ünal " Her yıl 1,3 milyon Hollanda vatandaşı ülkemizi ziyaret ediyor. Ülkemiz deniz kum, güneş tatilinin Hollandalı misafirlerimiz için en gözde ülkesi durumunda. Yaptığımız pazar araştırmaları bize şunu gösteriyor ki Hollanda'dan Türkiye'ye yönelik sadece, güneş,kum ve deniz değil şehir gezileri kültür turları aktivite ve termal turizmi talebi gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye'yi ziyaret eden Hollandalılar arasında memnuniyet oranı da çok yüksek olup ülkemize gelen ve misafirperverliğimizden son derece memnun olan, Hollandalı misafirlerimizin her biri bir Türkiye elçisi gibi davranıyor. Ve çevrelerimize ülkemize tavsiye ettiklerini büyük bir memnuniyetle haber alıyoruz. Tanıtımda öncelikli hedefimiz kültürümüzü ve özgün değerlerimizi ve bu değerlerimizin tanıtımını ve iletişimini daha etkin yollarla gerçekleştirmek ve sizleri ülkemizde yeni ürünler ve destinas-
yonlar ile tanıştırmak." Turizmin çeşitlendirilmesi ve tüm yıla yayılması amacıyla uzun vadeli stratejilerle çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Ünal, şöyle konuştu: “Türkiye turizm sektöründe son 10 yılda üstün bir performans göstermiştir. (Türkiye) turizminin dünyada altıncı sırada yer almasıyla yıldız ülke olarak önemli başarılara imza atmıştır. Bundan sonra da aynı şekilde çalışmalarımıza ve etkinliklerimize edeceğiz. Hem turizmin çeşitlendirilmesi hem turizmin tüm yıla yayılması amacıyla uzun vadeli stratejilerimizle, işbirliğimizle, destinasyon yönetimimizle ve tanıtım anlayışımızla kamuözel sektör işbirliği içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu kapsamda, ülke olarak 2023 hedeflerimize sektörün de katkılarını alarak ulaşmak için atılması gereken adımları hızlı şekilde netleştiriyoruz.” Ünal, her yıl Hollanda’dan Türkiye’ye giden turist sayısının yaklaşık 1,3 milyon civarında olduğuna işaret ederek, bu ülkenin Avrupa’da, Almanya ve İngiltere’yle birlikte Türkiye turizmi açısından en önemli üç pazardan biri olduğunu ifade etti. Hollandalıların Türkiye’deki kültür turları ve termal turizme yönelik taleplerinde de artış olduğunu kaydeden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığımız pazar araştır-
maları bize şunu gösteriyor ki, Hollanda’dan Türkiye’ye yönelik sadece güneş, kum, deniz değil, şehir gezileri, kültür turları, aktivite ve termal turizm talebi de gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’yi ziyaret eden Hollandalılar arasında memnuniyet oranı da çok yüksek. Ülkemize gelip misafirperverliğimizden son derece memnun olan Hollandalı misafirlerimizin her biri Türkiye elçisi gibi davranıyor. Çevrelerine ülkemizi tavsiye ettiklerini büyük bir memnuniyetle haber alıyoruz.” Konuşmasının ardından fuarı gezen Ünal, temasları kapsamında Hollanda Turizm Organizasyonları Birliği (ANVR) Başkanı Frank Oostdam, Corendon tur operatörü ortakları Yıldıray Karaer, Atilay Uslu ve üst yönetici Steven van der Heijden, Thomas Cook tur operatörü idari direktörü Carola Hoekstra ve TUI Nederland tur operatörü genel müdürü Arjen Kers ile de görüşe rek sektöre ilişkin bilgi aldı. Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin verdiği bilgiye göre geçen sene 117 binden fazla kişinin ziyaret ettiği fuarda, Türkiye, bağımsız katılan diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte yaklaşık bin 300 metrekarelik bir alanda temsil ediliyor. Bu konumuyla da Türkiye, fuarın en büyük katılımcılarından biri olarak gösteriliyor.
ğerlendirmesinden ana başlıklar şöyle: Nüfusu yaklaşık 17 milyon olmakla birlikte, Hollanda yurtdışına en fazla seyahat gerçekleştiren ülkeler arasında yer almaktadır. Yurtdışı tatil hacmi bakımından Avrupa’nın 4. büyük ülkesi olup; Avrupa’da satılan tatillerin % 8’i Hollandalılar tarafından satın alınmaktadır. Hollanda her ne kadar 2012 ve 2013 yıllarında ekonomik durgunluk yaşanmış olsa da, 2013 yılının son çeyreğinden itibaren az bir büyüme görülmüş olup, bu trend pozitif yönde devam etmektedir. 2014 yılında tatile çıkan kişi sayısı 12,5 milyon olup, bu sayı, toplam nüfusun % 80’nin tatile çıktığını göstermektedir. Bunun % 50’den biraz azını yurtiçi tatilleri oluşturmaktadır. Hollandalılar minimum 25 gün tatil yapmakta olup; tatile çıkanların ortalama tatil sayısı % 2,79’tur. Yıllık tatil sayısı 35,1 milyondur. 2014 yılında yurtdışı tatilleri için toplam 11,7 milyar Avro harcama yapılmıştır. Yurtdışı tatillerinin % 53’üne araba, % 38’ine ise uçak ile gidilmekte olup; bu kapsamda özellikle özel araçla ulaşımın çok kolay olduğu Almanya’nın tüm tatil türleri açısından 1. sırada, Fransa’nın ise 2. sırada yer aldığı görülmektedir.
€59
Yurtdışına çıkan Hollandalıların en fazla ilgi duyduğu turizm türü deniz turizmi olup; bunu şehir gezileri, kültürel turlar ve aktif turizm takip etmektedir. Türkiye, Hollanda’nın en popüler deniz turizmi ülkelerinin başında gelmektedir. Ancak son yıllarda, ülkemize yönelik şehir gezileri ve kültür turları satın alma eğiliminde bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Toplam Turist Sayılarında Hollanda’nın Oranı: % 3,45 Bakanlığımız verilerine göre 2015 yılının ilk 11 ayı itibariyle Hollanda’dan ülkemizi ziyaret eden yabancıların sayısında geçen yılın aynı dönemine göre % 5,61 oranında bir azalış görülmektedir. Geçen yıl aynı dönemde Türkiye’yi ziyaret eden Hollandalı sayısı 1.270.761 iken, bu yıl bu sayı 1.199.502 olmuştur. Hollanda’nın turizm istatistiklerini hazırlayan GfK pazar araştırma şirketinin 44. Hafta verilerine verilerine göre de Türkiye’nin Hollanda pazarındaki payında bir miktar azalış olduğu görülmektedir. Azalışa rağmen, yine GfK’nın 2015 yılı 44. haftası verilerine göre paket tur satışları esas alındığında Türkiye Akdeniz güneş destinasyonları arasında ilk sırada yer almaktadır (562.000). Bu sayılara Türkiye satışları yapan önemli tur operatörlerinden Sundio’nun satışları da dahil değildir.
’dan
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
023-751 06 00
Şimdi Ücretsiz Corendon App
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın
HABER
12
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
GÖÇ OLGUSU VE SOSYAL STATÜ Bazı sosyal bilimcilerin seçme ve seçilme hakkının aslında asimilasyona hizmet edeceği tarzında itiraz etmelerine rağmen, dünün misafir işçileri siyasi haklara kavuşma olarak algıladılar ve tekrardan sınıf atlayarak ikinci sınıf vatandaşlığa razı oldular.
METİN YAZAREL Sanayisi gelişmiş diğer ülkeler gibi, Hollanda da ihtiyaç duyduğu işgücü açığını azgelişmiş ülkelerden, iş gücü ithal ederek karşıladı. Bu bakımdan Hollandalı Türklerin kendi geleceklerini inşa etmeleri anlamında, göç olgusuyla birlikte sosyal tarihlerini iyi bilmeleri gerektiğine inanırım. İlk gelen birinci nesil, misafir işçi statüsünde olduğu için, misafirce karşılanıp, misafirce ağırlandılar. Çalışacakları fabrikaların çevresinde, toplu yaşam alanlarında, pansiyon denen ortamlarda yaşamaya mecbur bırakıldılar. Zaman içerisinde birinci neslin geride bıraktığı aile bireylerini yanlarına alma arzusuyla birlikte sınıf atladılar. Statü değişikliğine, misafir işçilikten göçmen işçilik statüsüne, yani yerleşik hayata terfi ettiler.
metin.yazarel@haber.nl Aile birleşiminin beraberinde getirdiği oturacak konut, cocukların eğitimi gibi, bir çok ihtiyaç ve problemlerle karşılaştılar. Ev sahibi ülkeler, aile birleşimi nedeniyle artan talepleri karşılamak ve sosyal uyumu sağlamak anlamında kanuni düzenlemelerle yabancı haklarını yasal güvence bağladılar. Yabancılar notası altında yasal güvenceye kavuşan dünün misafir işçileri tekrardan sınıf atlayarak, göçmenlikten yabancı işçi statüsüne terfi ettiler. Her biri farklı inanç ve kültürü temsil eden göçmen işçiler, bir müddet yabancılar yasasının tanıdığı haklarla hayatlarını idame ettirdiler. Daha sonra sosyal uyumu sağlama ve sisteme entegre olma anlamında seçme ve seçilme hakkına kavuştular. Seçme ve seçilme hakkı A. Talip ve N.
Albayrak'ın Hollanda'ya bağlılık ve sadakatlarının sorgulanması talebine kadar, birlikte yaşama, birlikte yönetme ve birlikte çözme iradesi olarak algılanmıştı. Bazı sosyal bilimcilerin seçme ve seçilme hakkının aslında asimilasyona hizmet edeceği tarzında itiraz etmelerine rağmen, dünün misafir işçileri siyasi haklara kavuşma olarak algıladılar ve tekrardan sınıf atlayarak ikinci sınıf vatandaşlığa razı oldular. İlk başlarda AB içerisinde siyasi nüfusu abartmak maksadıyla, insanlar vatandaşlığa özendirilerek çifte vatandaşlığa hoşgörü ve sempatiyle bakıldı. Böylece dünün misafir işçileri, önce göçmen, sonra yabancı işçi, daha sonra ikinci sınıf vatandaşlığa terfi ettirilerek, sosyal statüleri sürekli değişime uğratılmış oldu.
Müsiad Hollanda'dan yeni yıl resepsiyonu MÜSİAD Hollanda şubesi, yeni yıl resepsiyonu düzenledi. Derneğin Rotterdam’daki merkezinde düzenlenen programa Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali Bekdur’un yanı sıra siyasetçiler, işadamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan kalabalık bir grup katıldı.
İFLAS KERVANINA O 'DA' KATILDI
Bu yıl da benzer şekilde programlar düzenleyeceklerine değinen Bekdur, Hollanda ile Türkiye arasındaki ilişkilere katkı sunmak istediklerini dile getirdi. MÜSİAD Hollanda Başkan Yardımcısı Abdurrahman Akbulut ise son günlerde Avrupa’da artan islamofobi ile bağlantılı olaylara etkili bir şekilde karşı çıkılması gerektiğini
söyledi. Her zaman mağdurun yanında yer almayı prensip edindiklerine vurgu yapan Akbulut, “Zulüm kimden gelirse gelsin
zulümdür. Müslümanlar olarak islamofobiye karşı kendi doğru bildiğimizin gereğini yerine getirmemiz lazım” diye konuştu.
Kozmetik ve parfümeri firması DA'nın iflas ettiği öğrenildi. RTLZ'nin elde ettiği bir mektuba göre, mahkemede DA'nın iflası açıklandığı belirtildi. Şirketin avukatının franchise sahiplerine gönderdiği mektupta konuyla ilgili bilgilendirme yazdığı öğrenildi. Şirketin avukatı Ludwig ve Van Dam Avukatlık bürosuna göre iflas kararının henüz ne anlama geldiği ve franchise sahiplerini nasıl etkileyeceği henüz bilinmemekte.
AIVD 2016 YILINDA 250 YENI ELEMAN ALACAKLARINI BILDIRDI
Hollanda İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı AIVD 2016 yılında 250 yeni eleman alacaklarını bildirdi. 2015 yılında 200 yeni çalışan aldıklarını belirten teşkilat, 2016 yılında da büyümeye devam edeceklerlerini ifade ettiler. 2012 yılında yapılan kısıtlamaların ardından, yeni yılda daha önce olmadığı kadar büyüyecek. Önceki yıllarda yapılan 68 milyon Euro'luk bütçe kısıtlamarının teşkilatı derinden etkilediği belirtildi. Arapça, Rusça, Farsça, Berberce ve Kürtçe ağırlıklı çevirmenlerin yanı sıra, teknik elemanların alınacağı ifade edildi.
Forum Mediation'dan arabuluculuk hizmeti
Hollandalı Türkler, artık yaşadıkları anlaşmazlıkları mahkemeye gerek kalmadan, "arabuluculuk" yöntemiyle çözebilecek. Üstelik bunu da kendi ana dillerini konuşan hukukçuların yardımıyla gerçekleştirebilecekler. İkinci kuşak arasında başarılarıyla öne çıkan isimlerden bir olan hukukçu Betül Eryılmaz'ın kurduğu "Forum Mediation", Hollandalı Türkler'e arabuluculuk hizmeti verecek. Hem uluslararası hem de Hollanda'da sivil hukuk
ve arabuluculuk eğitimi alan Eryılmaz, "profesyonel arabulucu" olarak deneyimlerini Türk toplumuyla paylaşacak. Forum Mediation, tarafların içinde bulunduğu uyuşmazlığın, mahkemeye gitmeden, hukuka uygun biçimde ve tarafsız bir şekilde çözülmesine yardımcı olacak.Betül Eryılmaz, boşanma ve aile sorunları, çalışma ve iş hayatı ile kültürel konulardaki uyuşmazlıklar konusunda arabuluculuk hizmeti verecek. Gelişmiş hukuk sistemine sahip ülkelerde yaygın
Perspective Care, hasta ve yaşlı bakım hizmetini ana dilde ve kültüründe evde ve dışarda sunan bir kurumdur. Bu alanda 8 yıllık tecrübeye sahibiz. Günlük aktivite ve grup aktiviteleri yanında, hastalarımızın işlerini kolaylaştırmak için bünyemizde bulunan maatschappelijk advies, gemeenschapshuizen en samenwerkingsorganen op het gebied van welzjin organlarımızla Hollanda mevuzatına uygun hizmet sunuyoruz. Farklı etnik kökenden gelen ve Hollanda'da hayatını sürdüren insanların hayat kalitesini arttırmayı hedeflediğimiz modern yapılarda sevgi evleri oluşturup insanlarımıza güvenli hizmetler sunmaktayız.
Postadres: Postbus 2796 • 3500 GT Utrecht Tel: 0686468658 • 0633651058 E-Mail: perspectivecare@gmail.com
biçimde kullanılan arabuluculuk yöntemi ile hukuki konulardaki zaman ve para kaybı da en aza indiriliyor. Hollanda'da bir bakanlıklıkta hukukçu olarak çalışan Betül Eryılmaz, aynı zamanda Hollanda Arabuluculuk Federasyonu üyesi. Ayrıntılı bilgi için: Web: www.forummediation.nl Telefon: 0648503984 Email: info@forummediation.nl
Perspective Care
Zorginstellingen Erkend zorginstelling en maatschappelijke dienstverlening
Bezoekadres: Rietveldenweg 54-A unit 1016 5222 AS • 'S-Hertegenbosch
13
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
BIZ HANGI ARA BIRBIRIMIZE BÖYLE DÜŞMAN OLDUK? Bu ülke insanına bu denli kin beslemek, bu denli bölmek, bu denli kutuplaştırmak hangi mihrakı sevindirir, hangi fitne ve şer odaklarının ekmeğine yağ sürer, bir hesap edin lütfen. Arkanızı dönmeye korkar oldunuz. Nedir paylaşamadığınız yahu? Ölüm gibi bir ibret tablosu var önünüzde, ondan ders almadığınız gibi onun üzerinden kendi haklılığınızı ortaya koymaya çalışıyorsunuz. Ölen kişiyi de yeniden darağacında sallandırıyorsunuz. Yazıklar olsun!.. ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Allah, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?” (Mevlânâ) “Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için… Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil yetmiş iki millet dahi elin’ yüzün’ yumaz değil… Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü…” (Yunus Emre) Yazmak ve yanmak… 80’li yılların sonunda Den Haag’da düzenlenen bir edebiyat akşamında Aziz Nesin’i dinlemiştim. Kitaplarındaki ustaca kurguya, akıcılığa atıfta bulunarak şöyle bir hatırasını paylaşmıştı: “Japon bir yayınevi sahibi, kitaplarımdan bazılarını, kendi dillerine çevirmek istemiş ve beni yakından tanımak için İstanbul’a gelmişti. Yayınevi sahibi bu adam, kitaplarımı okuyunca ‘böyle usta bir yazarı yakından tanımam gerek’ düşüncesiyle bir hafta misafirim olmuştu. Havaalanında ilk karşılaşmamızda kendi âdetleri gereği yere kadar eğilerek bir tazimde bulundu. Sonra, ‘Sayın üstad, ekselans Aziz Nesin Efendi Hazretleri’ diye uzun bir tanımlamayla bana hitap etti.İlk gün biraz İstanbul’da dolaştık. Akşam eve geldiğimizde bana hitap ve saygısında hafif bir azalma hissettim.‘Sayın’hitabını kullanmıyor, saygıdan ‘eğilme’işini azalmıştı.İkinci gün gezi ve insanlarımızı tanıma sonrasında,‘üstad’sıfatını kaldırdı.Üçüncü ve diğer günlerden sonra hitap ve saygıda azalmalar oldu, derken gideceği gün bana‘lan Aziz’demeye başladı. Sebebini sordum, cevap hayli manidardı:‘Yahu ben seni usta bir yazar sanırdım, ama öyle olmadığını Türk insanını yakından tanıyınca anladım. Sen, düşünmüyor, kurgulamıyor, gördüklerini yazıyormuşsun; bu da yazarlık değil ki’ deyince, yazdıklarımı gözden yeniden geçirme gereği hissetim.” Geçenlerde “Basın Günü”münasebetiyle düzenlenen toplantıda Sevgili Vecih Er Bey’de benzer bir soru sordu bana: “Yazı yazarken veya konu bulmada zorlanıyor musunuz?” Aziz Nesin’in bu hatırasını paylaşarak soruyu cevaplamak ve “bizim insanımızın olduğu yerde konu ve malzeme boldur” demek istedim
zeynelabidin.kilic@haber.nl
ama diğer arkadaşlara da söz hakkı verilsin diye, kıssaya değinmeden bu işin zor olmadığını kısaca anlatmaya çalıştım. Yazmak için de yanmak için de malzeme bol ama yazmak neyi değiştirdi ki? Ne acılı bir yüreğe merhem oldu, ne bir yangına su…Ne bozuk işleyen çarkı düzeltti, ne yağan kirlere set çekti… Ne dökülen kanlara engel, ne yitirilen canlara koruyucu bir el… Ne merhamete açılan bir yol, ne de sevgiyle, şefkatle açılan bir kol… Ne savaşları bitiriveren bir söz, ne barışa nazar eden bir göz… Olmadı, olamadı yazdıklarımız… Bir-iki masum yüreğin titremesi, bir çift gözün yaş dökmesinden başka bir şeye yaramadı galiba yazdıklarımız. Aziz Nesin gibi, yazdıklarımızı gözden geçirme gereği hâsıl olacak galiba… Ya da Nazım’ın dediği gibi, yazmak yerine yanmak lazım belki de; karanlıkları aydınlığa çıkarmak için… Elbette yazdıklarımın öncelikli muhatabı kendi nefsimdir. Yazarken ve nefes alıp verirken, “Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir” buyruğuna uymaya çalıştım hep. Yazarken yandığımı gördüm… Yanarken de yazdığımı… Dert edindim, kaygı duydum, çözüm sundum, dik durdum, elimi taşın, omzumu yükün altına koydum…Bunları yaparken de huzur duydum… Sırf bu yüzden yazmaya değer mi; devamı gelsin mi dersiniz? “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…” Son üç haftada, basın, siyaset ve iş dünyasından farklı düşünceye sahip üç insanı kaybettik. Bu ölümlerden sonra yaşananlar, yazılıp ve çizilenler, toplum olarak geldiğimiz yerin neresi olduğunu bizlere apaçık göstermekte. Basın mensubu olan Hasan Karakaya Müslüman kimlikli biri idi. Buna rağmen onun ölümünden dakikalar sonra “Kara bir kaya yuvarlandı, cehennemin dibine düşüverdi” gibi yazılar yayımlanmaya başlandı. Sonra siyasetin renkli siması, Alevi kimlikli biri olan Kamer Genç yumdu gözlerini hayata. Daha bedeni soğumadan şu çirkin ifadeler düştü fotoğrafının altına. “Ne kadar büyüktü dindara kinin. Hacıya, hocaya uzardı dilin. Konuşsana mevta! Bitti mi pilin?”
Ardından iş dünyasının önemli isimlerinden Mustafa Vehbi Koç göçtü bu âlemden. Onun da soyağacı çıkarıldı bir anda… “Yahudi, Ermeni, şarapçı” olduğu yazıldı. İslam’a olan kini belgelerle anlatılmaya çalışıldı… Kısacası bu üç ölüm, insanlık olarak nereye gittiğimizi göstermesi bakımından hayli önem arz etmekte. Biz hangi ara böyle kindar bir toplum olduk Allah’ım… İnanın insanlığın geldiği bu durumdan korkuyorum, endişe duyuyorum. Yürekler bunca kini taşımaz; ezilir bu yükün altında. Yürekler sevgi hamalıdır; yürek sevgiyle kendisini bulur, onunla anlam kazanır. Bu nasıl bir tahammülsüzlük, bu nasıl cinnet hâli, anlaşılır gibi değil. Siyasetin kirli isi, bir kin hâlinde yüreklere sinmiş ve o yürekleri esir almış vaziyette. “Bir partinin, bir meşrebin mensubuyuz” diye bizden başkasını hor görmek, küçük düşürmek, iftira atmak, karalamak, sövmek, hakaret etmek, hatta dövmeye ve öldürmeye yeltenmek kadar cahilce, aptalca, vahşice bir davranış var mıdır? Yoktur… Bu ülke insanına bu denli kin beslemek, bu denli bölmek, bu denli kutuplaştırmak hangi mihrakı sevindirir, hangi fitne ve şer odaklarının ekmeğine yağ sürer bir hesap edin lütfen. Arkanızı dönmeye korkar oldunuz. Nedir paylaşamadığınız yahu? Ölüm gibi bir ibret tablosu var önünüzde, ondan ders almadığınız gibi onun üzerinden kendi haklılığınızı ortaya koymaya çalışıyorsunuz. Ölen kişiyi de yeniden darağacında sallandırıyorsunuz. Yazıklar olsun!.. Bu ülke insanını bu hâle getiren her kim ve kimlerse hepsi de aklını başlarına devşirmeliler. Onların gittiği yol yol değilse, güttüğü dava dava değilse, millet olarak biz onları hizaya getirelim. Aramıza uçurumlar kazılan, duvarlar örülenlerle bir araya gelmenin, birlikte hareket etmenin yollarını arayalım. Okyanusta yol alan bu geminin yolcuları biziz. Bir alabora olma hâlinde kurtarmak için bize uzatılan can yeleklerini de biz imal ediyoruz, haberiniz ola!.. Yani vay hâlimize!.. Biliyorsunuz değil mi, o canileri? Hani şu umut yolculuğuna çıkan mültecilere sattığımız ve onları sünger gibi suya çekerek batırdığımız can “KURTARMA(!)” yeleklerini… Bu nasıl bir vicdan yahu? İnsanın bu vahşet karşısında Vicdan(ı)Sızlar! Yani demem o ki, batma anında bile bize uzanan kurtarıcı el,
bizi yok etmeye and içen eldir, yabandır. 70’li yılların sonlarında Orhan Gencebay o günkü ortamı “Nedir bu kin ne bu nefret / Hiç kalmamış cana kıymet / Parça parça olsan bile / Sabret gönlüm yine sabret / Dayan gönlüm dayan bu acılar biter elbet / Bir kurtaran olur elbet”dizeleriyle anlatmaya çalışmış ama yanlış kurtarıcılar çıkmıştı karşımıza. Cunta çıkmış, kurtarma yerine daha da karartmış günlerimizi. Biz boş yere kurtarıcı beklemeyelim. Biz önce yüreğimizi işgal eden, esir alan şu“kin” ve “düşmanlık” hislerinden kurtulalım, arınalım. İnanın sevmek, kin ve nefret gütmekten, nifak ekmekten, haset etmekten daha kolaydır. Neden zor olanı, boğazımıza kara bir yılan gibi dolananı, yüreğimizi solduranı seçelim?Neden iki dünyamızı da zindana çevirelim, neden? Biz “barış dini”olan İslam’ın müntesipleri değil miyiz? Sevgi, rahmet ve merhamet Peygamberinin ümmeti değil miyiz? O kaynaktan beslenen ve cihana sevgi, merhamet ve adalet dağıtan ecdadın nesli değil miyiz? Ne oldu bize? Biz kimiz? Rehberimizi mi yitirdik, yönümüzü mü şaşırdık? Bu yaşayan ölüler biz değiliz; biz olamayız. Ülke cehenneme dönmüş, siyasiler, kanaat önderleri bir araya gelemiyorlar. Bölgeye ateşler yağıyor, ülke liderleri bir araya gelemiyor.Hep bu nefret dilini kullandıkları için; ekilen fitne, nifak tohumları ve egoları yüzünden birbirlerinin yüzüne bile bakamıyorlar. Bu durum “Milletler, liderlerinin dini üzeredir” düsturu gereği tepeden aşağıya doğru yansıyor. Millet de, büyük ve kör bir taassupla bağlı olduğu liderinin, hocasının diliyle, yüreğiyle karşısındakine konuşuyor. Daha doğrusu kin ve nefret kusuyor. Bu kirli oyuna alet olan her kimse, bu kötülüğü, bu zulmü bu insanlara yapmayın!.. Edep, haya, ahlâk, nezaket, sevgi, merhamet, adalet ve saygı gibi hasletlerimizi gün yüzüne çıkaralım. Bizim ezelden ebede yol azığımız bunlardır. Ey siyasiler! Yakın bir zamanda kaybettiğimiz bir siyaset dehasını sadece, siyasi edep ve üslup yönüyle örnek alarak hareket etmiş olsanız bile, insanlığa büyük bir hizmet etmiş olursunuz… Mehmed Âkif’in şu dizeleriyle yazma ve yanma işini bu aylık böylece sonlandıralım… “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol, Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”.
2016'da sizin de işyerinizi güvenlikle donatalım! Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
DOĞRU ADRES
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS
Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
HABER
14
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Türkiye ile bağımız gücümüz; ancak yönümüz Hollanda olmalı
RÖPORTAJ: M. FATİH KARAMAN
ff Anka-Psy nasıl bir şirket ve ne tür hizmet veriyorsunuz?
Biz şizofreni, ağır depresyon gibi hastalıkları olan kişilere hem ev hem bakım hizmeti veriyoruz. Bunun için de evlerimiz var. Hastalığın sebebine göre kişilere belediye zaman veriyor. Ne kadar bakıma ihtiyacı varsa ona göre bütçe sağlıyor. Delta Loyd gibi büyük şirketlerle çalışıyoruz. O şirketler bize hastaları yönlendiriyor. Bize uygun olup olmadığı araştırıldıktan sonra hastaya uygun bakım ve yatak hizmeti veriyoruz. Bazı hastalıklar kronik olduğundan, tedavi süresini sürekli uzatıyor belediye. ff Herkesin kendine ait odaları var mı bu evlerde?
Hasan Aras 1967 Sivas doğumluyum, evliyim ve 3 çocuk babasıyım. 1991'de Hollanda'ya geldim. İlk yıllar zor oldu, herşey farklı ve en zor taraf ise dil sorunu. Dil konusunda hep başkasına bağımlı olmak zor. İki sene içinde kendimi toparladım. Kendime bir rota çizdim ve matematik öğretmeni olmak için bir yıl Matematik Öğretmenliği okudum ve 'Propedeuse'yü aldım. Ama bu arada Sosyal'den ödenek aldığım için beni çağırıp 'senin iş araman lazım, okula gidersen ödeneğini keseriz' dediler. Mecburen okulu bırakmak zorunda kaldım. Arkadaşlarım aracılığıyla Rotterdam Yüksek Okulu'nda bir kurs buldum. Yabancı ve Hollandalılar arasında köprü olacak bir kurstu bu. Oradan sertifika aldım ve Den Haag'da bir projede iş buldum. 15-17 yaş arası gençlere okul veya iş ayarlıyorduk. 3 yıl burada çalıştıktan sonra projeyi başarılı buldukları için uzattılar. Ama bu arada hükümet değişikliği oldu ve tasarruflar dolayısıyla bütün projelerin sübvansiyonlarını durdurdular. Orada çalışırken ben Hogeschool Rotterdam'da Sosyal Danışmanlık bölümüne başlamıştım ve hem çalışıp hem okudum. Diplomamı buradan aldıktan sonra iki yıl boyunca iş bulamadım. 2004 yılında Parnassia şirketinde çalışmaya başladım. 2010 yılında ise kendi işimi kurmaya karar verdim ve AnkaPsy'yi kurdum. Aslında matematik bölümünden, sosyal bölüme geçtim; bölüm olarak pek alakalı değil ama biraz yolumuz öyle çizildi. ff Aynı zamanda eski adıyla Tümsiad Hollanda, yeni adıyla EUBA'nın başkanısınız. Kısaca Tümsiad ve EUBA'yı anlatır mısınız? 2008 yılında Tumsiad Hollanda'ya geldi. Cuijk şehrinde bir yer kiralandı ve 4 yıl boyunca orada bir şeyler yaptı arkadaşlar. Şimdi Den Haag'da büromuz var. Biz 2015'in Mart ayında EUBA'yı kurduk ve Tümsiad'ın ismi Avrupa'da EUBA oldu. European Business Association, yani Avrupalı İşadamları Derneği. Halihazırda 100'ü aşkın üyemiz var. Küçük orta ve büyük ölçekte iş yapan insanlardan oluşuyor. Üyelerimizin çoğunluğu Rotterdam'dan. Önümüzdeki 3 yıl için kendimize üye sayısı bakımından büyük bir hedef koyduk. Üç sene içinde 250 üye yapmak istiyoruz. ff Yönetim Kurulu olarak hangi sıklıkla toplanıyorsunuz ve ne tür faaliyetler yapıyorsunuz? Haftalık yönetim kurulu toplantımız var on kişiden oluşuyor. Biz yönetim kurulunu öncelikle 19'a kadar çıkartmak istiyoruz. Ayda bir kez üye toplantısı yapıyoruz. Bu üye toplantılarında da her ay bir üyeye söz hakkı veriyoruz, kendini ve şirketini tanıtıyor. Her sene sonunda yönetim ile bir sonraki senenin faaliyet programını belirliyoruz. 2016'da 4 tane seminer var. Türkiye gezimiz olacak, TBMM'de ve dışında görüşmeler yapacağız. Tüm üyelerimiz bu gezilerimize katılabiliyor, hatta üye olmayanlar da isterlerse katılabilecekler. ff Üye olmak isteyen şirketler için ne tür kriterleriniz var?
Bizim kriterlerimiz çok basit. Bir tane en önemli şartımız var, kırmızı çizgimiz dediğimiz. Bize
üye olmak isteyen kişide aradığımız tek şart dürüst olması ve düzgün iş yapması. Sahtekar insanları istemiyoruz. Üye aidatımız var; çünkü tek gelirimiz aidatlar. Taban fiyat 25 Euro, tabi daha fazla vermek isterse verebilir. Yeni başlamıştır veya işler ters gidiyordur ve ödeyemeyecek durumdaysa hiç ödemesine gerek yok. Yeter ki dürüst olsun. Bizim amacımız hizmet etmek. Bizim insanımız girişimci, ama kurulan şirketler ilk üç sene içinde tekrar iflasa gidebiliyor. Biz insanlara faydalı olalım istiyoruz. Bazen işi öğreniyorsun ama çok pahalıya mal olabiliyor, biz deneyimlerimizi paylaşalım istiyoruz. EUBA'nın en önemli görevi insanların birbirini tanıması ve bilgi paylaşımı ve beraber iş yapmak. Resmi rakamlara göre 23 bin üzerinde işadamı var. Birbiriyle iş yapsalar bile yeter. 'Örgütsüz güç, güç değildir' diye bir söz var. Bu 23 bin insan bir araya gelse muazzam bir güç/pazar olur. Hatta yeni işadamları derneklerinin de çıkması lazım bence. Bu çeşitlilik bizim gücümüzü gösterir. ff
Farklı işadamları dernek-
Evet evlerimiz var, bir eve en fazla iki kişi yatırıyoruz. Bunun yanı sıra geçtiğimiz yıl içerisinde başlattığımız yeni bir projeyle daha büyük bir evde 11 kişiye 24 saatlik bakım yapıyoruz. Orada mutfak salon gibi yerler beraber kullanıma açık ama herkesin kendine ait odası var. ff Ocak 2015 tarihinden itibaren bütçe belediyelere verildi değişiklikler oldu dediniz. Bu nasıl bir değişiklik ve size hangi yönde etkisi oldu?
Hükümet geçtiğimiz yıl 'Zorg' sektörünü belediyelere kaydırdı. Bu da bizi kısa vade-
de olumsuz etkiledi. Eskiden biz sağlık sigortalarıyla çalışıyorduk. Hastaların bakım süresini CZ sigortası yapıyordu ama şimdi belediyelere geçti. Belediyeler de hazırlıksız yakalandı ve çok fazla birikmeler olduğundan sistemde beklemeler ve geç ödemeler oldu. Ben iki buçuk ay hiç bütçe alamadım bundan dolayı. Benim çalışanlarım, hastalar ve evlerin masrafları var. Mecburen işçilerimin maaşını vermek zorundayım, borç bulup birikimlerimle birlikte elemanların maaşını ödedik. Uzun vadede yeni sistemin daha avantajlı olduğu düşünüyorum. Denetimler sıklaştı, daha önce bütçeler hastaların kendilerine ödeniyordu ve biz hastalardan hizmetlerimiz karşılığında ödemeler alıyorduk. Hastaların bazıları psikolojik rahatsız. Bazen ödemeler uzun sürdüğü için 4 aylık miktar birden hastanın hesabına yatırılıyordu, bazen 20 bin Euro gibi yüklü bir miktar olabiliyordu bu. Bu miktarı görüp ödemeden kaçan hastalar da oldu ve bundan
zarar ettik tabii. 2014 yılında 60 bin Euro alacağımız gitti. Ben hastamla para konuşmak istemiyorum. Şimdi biz ödemeleri belediyelerden alıyoruz, bu daha iyi. İnşallah gelecekte daha güzel olacak. ff Kaç elemanınız var çalışan?
10 çalışanımız var, bunlardan ikisi psikolog, HBO Maatschappelijk Werk ve SPH, yani Sosiaal Pedagogisch Hulp yapmış kişiler var. ff Verdiğiniz hizmet herkese göre değil mi, yani sadece Türklere yönelik değil?
Evet çalışanımızın yedisi Hollandalı. İlk başladığımızda Türkler'e ve müslümanlara yönelik çalışalım dedik. Delta Loyd'dan tanıdıklarım vardı "sadece müslümanları gönderin" dedik ama çok az gelen olduğu için konsepti değiştirdik ve herkese yönelik yaptık. Bizim kültürümüzde psikolojik rahatsızlık bir tabu. İnsanlar kolay kolay bir yere başvurmuyor ama gizleyecek birşey yok.
ff Kaç tane hizmet verdiğiniz eviniz var? 6 tane evimiz var ve Rotterdam Slinge'de 'Opvangcentrum' dediğimiz daha büyük evimiz var. Burada 24 saat hizmet veriyoruz. Toplamda 32 tane hastamız var. Yeni bir projemiz daha var, 2016'nin büyük projesi olacak. Yeni bir bölüm açmak istiyoruz, o da hafif zihinsel engelli gençlere yönelik olacak.
leriyle iş yapma potansiyeliniz var mı ve Hollanda'daki diğer işadamları dernekleriyle görüşüyor musunuz? Biz bunu bir ara denedik, hatta üç sene boyunca diğer derneklerle ayda bir toplantılar yaptık. Aynı metotla çalışıyoruz hepimiz. Bazı farklılıklarımız da olabilir ama bunlar çok önemli değil. Biraraya gelip güç birliği yapabilmemiz lazım dedik. Resmi olamamakla beraber bir de isim koyduk. Türks Nederlands Ondernemers Platform adında. Bu bir kaç sene sürdü ama şu an dağıldı gibi, yani bir buçuk senedir görüşmüyoruz. Toplantılara kendim katılıyordum. Toplantılardan şunu anladım, bizim birlikte çalışma kültürümüz zayıf. Türkler olarak biz bunu beceremiyoruz. ff Türklerle iş yapılmaz diye bir algı oluşmuş, güven sorunu var birbirimize karşı. Bunu nasıl aşacağız?
Bunu işadamları dernekleriyle aşacağız. Bir araya gelerek birbirimizle iş yaparak dürüst ticaret yaparak aşacağız bu güven problemini. Beraber iş yapmayı teşvik ediyoruz toplantılarımızda. 2016 yılında Hollandalılara açılmak istiyoruz. Den Haag ve Rotterdam belediye başkanları ve
işadamları ile görüşme düzenleyeceğiz.
ff EUBA başkanısınız, ne zamana kadar başkanlık yapacaksınız ve önümüzdeki 5 yıl içindeki hedefleri nelerdir? Bir senedir başkanlık yapıyorum. Zamanı geldiğinde yeni başkan gelecek tabi, ama belirli başkanlık süresi yok, performansa göre 1 sene ya da 5 sene sürebilir. Başkan başarılı ise devam eder ama EUBA yerinde sayıyorsa değişime ihtiyacı var demektir. 5 senelik hedef olarak, niyetimiz daha fazla insana ulaşıp bilgi ve potansiyelimizi harekete geçirmek istiyoruz. Biz 50 yıldır Hollanda'dayız bu süreç içerisinde Türk toplumuna baktığımız zaman, bu 50 yıl içerisinde büyük işler yaptık. Kendimizle gurur duymamız lazım. Üniversite mezunu gençlerimiz çok fazla ve 23 bin işyeri sahibi istihdam sağlamış insanlar var. Biz Türkler olarak bunu başardık. İnşallah gelecek 50 yılda çok daha büyük işler yapacağız. Bu başarı EUBA'ya da pozitif anlamda yansıyacak diye düşünüyorum. EUBA olarak biz de daha çıtayı yükseltip başarılara koşmak istiyoruz. Bizim parolamız var; "Her şey güzel, güzele gidiyor". Yani şu an güzel ama ileriki günler daha güzel olacak diye düşünüyorum.
"Üç sene içinde üye sayımızı 250'ye çıkarmak istiyoruz."
ff Bu çok güzel bir çalışma, EUBA işadamları derneği olmakla beraber lobi faaliyetleri de düşünüyor musunuz? Bu Hollandalılarla görüşmelerimiz zaten bir lobi faaliyetleri. İlerde güzel programlar yapıp Hollandalıları da davet etmek istiyoruz. Biz artık Türklerin arasından çıkıp kabuğumuzu kırmak istiyoruz. Sonuçta biz burada yaşıyoruz. Türkiye ile bağlarımız kopartmayız; bu bizim gücümüz tabii ki. Türkiye Tümsiad ile bağımız hep olacak. Bir örnek vereyim başımdan geçen bir olay. Trabzonlu bir işadamı Tümsiad aracılığı ile Hollanda'ya geldi, ben Trabzon'da Hollanda peyniri üretmek istiyorum dedi, biz de bu işin bir uzmanını bulduk ve durumu anlattık. Hollandalı peynir uzmanı 'ben ona iki günde işin püf noktalarını' öğretirim dedi. Tercüman ayarladık ve işi öğrendi. Kendi arabamla Türkiye'den gelen şirket sahibini, peynir yapımında gerekli aletlerin satıldığı yere götürdüm ve her şeyi satın alarak Türkiye'ye gitti. Sonra Tümsiad'ın Tüm Expo fuarında Trabzonlu peynir üreticisyle karşılaştık. Peynir yapmaya başlamış ve peynirlerin bekleme süresinde olduğunu söyledi. Böyle birbirimize faydalı olabiliyoruz. Türkiye ile bağımız bizim zenginliğimiz ve gücümüz; ama yönümüzü buraya çevirmemiz lazım. Enerjimizi buraya vermemiz lazım. Çünkü biz burada yaşıyoruz. Senede bir Türkiye'ye gidiyoruz, ama burada yaşıyoruz. EUBA olarak zaten kuruluş amacımız en büyüğü bu. Hollandalılara açılmamız gerekiyor.
15
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
"Leyla ile Mecnun hikaye değil, gerçek insanlardır"
la'ya İskender Pa i göre Fuzuli'y rkler Avrupalı Tü ya dünya tanıtabilir...
Kendimize ait hazinemizden uzaklaştık." Leyla ile Mecnun'dan film, opera ve müzikaller yapılmasını isteyen Pala, bunu en iyi yapacak kişilerin de Avrupa'da farklı dillere hakim genç nesiller olduğunu dile getirdi.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da, Türkevi Araştırmalar Merkezi, Pırıltı Edebiyat Dergisi ve Mürekkep Vakfınca "Fuzuli, Leyla ile Mecnun" adlı konferansa düzenlendi. Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. İskender Pala ve AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen, konferansa katıldı. Pala, konferansta yaptığı konuşmada, ünlü şair Fuzuli'nin yazdığı Leyla ile
Mecnun'un bir medeniyet ve ahlak eseri olduğunu söyledi. Fuzuli'nin çağını aşan bir şair olduğunu ama günümüzde yeteri kadar ilgi görmediğini belirten Pala, dünyayı bu ünlü ismin yazdığı Leyla ile Mecnun'dan mahrum bırakmanın israf olacağını vurguladı. Fuzuli ile aynı çağda yaşayan İngiliz şair Shakespeare'i kıyaslayan Pala, şöyle konuştu: "Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet'ten daha iyi. Bunu sadece biz değil konunun uzmanları da söylüyor. Bugün Shakespeare'in dili eskimiştir. Orijinal dilini anlayan İngiliz aydını azdır. Bizde Leyla ile Mecnun'un orjinalini okuyan ise neredeyse yoktur. Leyla ile Mecnun masaldan öte bir medeniyet ve ahlak kitabıdır. Eskiden köy odalarında okunarak hatmedilirdi. Okumaya okumaya
"Fuzuli, Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden biri" İsen de geniş bir coğrafyaya hitap eden Fuzuli'nin Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden bir olduğunu ifade etti. Fuzuli'nin Arapça ve Farsça da yazmasına karşın en önemli eserlerini Türkçe kaleme aldığına işaret eden İsen, "Türk edebiyatında Leyla ile Mecnun'u Fuzuli'den önce de yazan oldu. Fuzuli acıları ve dertleriyle bunu en iyi kaleme alan isimdir" diye konuştu. Fuzuli'yi diğer şairlerden ayıran en önemli özelliğin, şiirlerinin toplumun farklı kesimlerince anlaşılması olduğuna dikkati çeken İsen, dünyada farklı sosyal sınıflara aynı oranda hitap eden şair sayısının çok az olduğunu anlattı. Türk dünyasında en çok basılan kitabın Leyla ile Mecnun olduğunu vurgulayan İsen, şöyle devam etti: "Fuzuli'nin eserlerine Türklerin olduğu her yerde rastlamak mümkün. Kendi çağından başlayarak yakın döneme kadar en çok okunan isimlerden biri. Fuzuli'nin divanını ezbere bilenler olduğunu biliyorum." İsen, Türk uygarlığının Fuzuli gibi dünya medeniyetine katkı sunan birçok isim yetiştirdiğini belirterek, bunun günümüzde gurur verdiği gibi sorumluluk da yüklediğini sözlerine ekledi.
KÜLTÜR BAKANLIĞI’NIN PARASIYLA CUMHURBAŞKANINA GÖNDERMEDE BULUNDU NY Times'da çıkan bir yazıda Mustang filminin yönetmeni Deniz Gamze Ergüven Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "diktatör imasında" bulundu. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen Mustang filminin yönetmeninin NY Times'a verdiği röportajın bir kesitinde (Fransa'da verdiği bir röportaja atfen:) "..Orada verdiği bir konferansta, muhabirler Ergüven Hanım'a 'Filmde sözdinlemez yeğenlerine baskı yapmaya çalışan amca ka-
rakterinin Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olarak mı algılamamız gerekiyor?' şeklinde soruyorlar. Kendisi de buna "Yazma aşamasında, evet kendisi diğer başka erkek figürlerle beraber çoğu zaman kafamdaydı ve onu düşünerek yazdım" diye cevapladı. 1 Kasım tarihli seçim sonuçları hatırlatıldığında ise sonuçların 'çok korkutucu olduğunu ve bir şok olarak yansıdığını' belirtti.
Sadık Yemni: "Charlie Hebdo, ÇİRKİN ÇİZGİYE DEVAM
"Charlie Hebdo dergisinde yakın zamanlarda göçmenlerle ilgili olarak yayımlanan karikatürler meslekdaşları ve okurlar tarafından ırkçı ve tahrik yüklü bulundu. ‘Göçmenler’ başlıklı karikatürde Aylan Kurdi'nin kıyıya vuran cesedi bir balon içinde görünüyor ve yanında "Küçük Aylan büyüdüğünde ne olurdu?" diye soruluyor. Aşağıda sığınmacılardan kaçan bir kadını betimliyor. Bu tacizcilerin sığınmacılar olduğunun kesin garantisiyle bir soru soruyor. ‘Aylan büyüseydi ne olacaktı?’ Aklınca, ‘Bir tacizci fazla olacaktı’ diyor. Nasıl bir merhametsizlik, acımasızlık bu ya?
Derginin arka sayfalarında yer alan ve Aylan Kurdi'nin bedeninin kıyıya vurmasının tasvir edildiği karikatürde "Hedefe çok yaklaşmıştı" ifadesinin yanında, Aylan'la birlikte aynı yerde hayatını kaybeden ağabeyi beş yaşındaki Galip'e de atıfla ‘İki çocuk menüsü, tek menü fiyatına’ yazılı bir restoran reklamı panosu yer aldı. Yine bir başka bir karikatürde ise;Hıristiyan ve Müslümanları temsil eden çizimlerin üzerinde ‘Avrupa'nın Hıristiyan olduğunun kanıtı:Hıristiyanlar su üstünde yürüyor, Müslüman çocuklar batıyor’ cümlesi kullanılmıştı. Diğer yandan, 'Fransa, size anlatıldığı gibi değil' başlığı altındaki dört karikatür-
den biri olan Aylan Kurdi'yle ilgili karenin Fransa toplumunun eleştirisini içerdiği görüşlerini dile getirenler de varmış. Yani ‘Biz aslında böyle birileri değiliz’ demek istiyorlarmış. Olabilir. Gerçekten olabilir. Müslüman çocukları batıranların karikatürünü yaparlarsa inanırım ben de. Karar sizin. NOT: Ben bu çirkin çizgilerin yayılmasına katkı vermemek için bahsini ettiğim karikatürleri burada vermiyorum".
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk Hollanda'daydı
Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'na katılan Öztürk, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2010'dan bu yana üstlendiği forumun eş başkanlığı görevini nisanda Fas'a devredeceğini söyledi. "Biz terörle mücadelenin tüm ülkelerin ortak çabasıyla başarılı olacağına inanıyoruz" diyen Öztürk, şöyle konuştu: Öztürk, foruma katılan ülkelerin Türkiye'ye yabancı savaşçılarla ve terörle mücadelesinden dolayı teşekkür ettiğini anlatarak, bu konuda daha önce Türkiye aleyhine yapılan propagandanın tersine döndüğünü gözlemlediklerini vurguladı.
Picasso'nun tablosu İstanbul'da ele geçirildi
Amerika Birleşik Devlet'lerinden çalınarak İstanbul'a getirilen ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso'nun tablosu ele geçirildi. Tabloyu başta FBI olmak üzere birçok polis ve güvenlik teşkilatınca arandığı belirtildi.
İstanbul'da düzenlenen operasyonda, İspanyol ressam Pablo Picasso'ya ait olduğu belirtilen "Saçını Tarayan Çıplak Kadın" isimli tablo ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ABD'nin New York kentindeki bir koleksiyoner kadının evinden çalınarak İstanbul'a getirilen, İspanyol ressam Picasso'nun 1940'ta yaptığı 123x92 santimetre ebadındaki "Saçını Tarayan Çıplak Kadın" isimli tablonun uluslararası kaçakçılar tarafından satılmak istendiğini belirledi.
2015'de magazin gündemine 3 isim damga vurdu
2015 yılında Magazin ve sanat basınında en çok konuşulan ünlü isimler belirlendi. Yıl boyunca erkek isimlerin öne çıkması ise dikkat çekti. MTM’nin araştırmasına göre, Acun Ilıcalı toplam 45 bin 987 haberle yılın zirve ismi oldu. Ilıcalı, yıl boyunca 2 bin 850 haberle yazılı basında, bin 536 haberle görsel medyada ve 41 bin 601 haberle online medyada yer aldı. "Survivor", "O Ses Türkiye", "Yetenek Sizsiniz Türkiye”, “İşte Benim Stilim” gibi 2015 yılında birçok programın yapımcılığını ve sunuculuğu üstlenen Ilıcalı, adından söz ettiren başarılı programlara imza attı. 2015’in ikinci zirve ismi 40 bin 848 haberle Cem Yılmaz oldu. Ünlü komedyenin yazıp yönettiği “Ali Baba ve 7 Cüceler” filmi,sinema eleştirmenlerin ve izleyenlerin olumlu olumsuz yorumlarına neden oldu. Sosyal medyadaki eleştiri ve yorumlara kayıtsız kalmayan Yılmaz,tüm bunlara twitter hesabı üzerinden cevap verdi. Ancak daha sonra sosyal medya mecralarında yeni yıl temizliği yapan Cem Yılmaz, twitter hesabındaki tüm mesaj ve paylaşımlarını sildi. 2015’in üçüncü zirve ismi 34 bin 957 haberle İbrahim Tatlıses oldu. Geçirdiği beyin ameliyatı sonrası genel sağlık durumu ve iyileşme süreciyle ilgili basına yansıyan haberlerin yanında,siyasete girmesi ve ardından aldığı çekilme kararı, medya gündeminin öne çıkan konuları arasındaydı.
HABER
16
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Canım babam benim BABAYA ÖZLEM BÖYLE BİR ŞEY... Canım babam benim. 2 hafta oldu şimdi... Seni son kez gördüğümde ne güzeldin. Sanki uyuyordun. Her an kalkacak gibi halin vardi. Ama sana sarıldığımda seni öptüğümde soğuktun. Yoktun artık burda. Kaşlarını taramak istedim.... hep bana düzelttirirdin..."Aman dikkat et fazla kesme!" derdin hep. Ben de "merak etme" baba derdim. Allahıma şükür ayaklarını sıcacık suyla yıkıyabildim.... Aynı evdeki halimiz. Hep sana kremler sürerdim. Torpille temizlerdim ayaklarını. O güzel ayaklarınla her gün çıkardın yürüyüşe. Hiç erinmezdin. Hep gezerdin. "Marketten bişey lazım mı?" kızım diye her gün arardın. Eve girdiğimde Babaaaa diye bağırıp kim "He kızım" diye cevap verecek artık? Akşamları "bana bir cowboy filmi bul" derdin ve kumandayı bana uzatırdın. Ve her seferinde de bulurdum. Beraber izlerdik. Sabah keyfimiz Esra Erol şovunda çok gülerdik beraber. "Sen de katıl" derdin bende gel beraber gidelim derdim ve çok gülerdik. Kısmetin çok olur senin derdin hep. Haberin olmadan çok güzel iltifatlar
YAZAN: HILAL ALTUN ediyordun. Nilay'a bana gider harika elbiseler alırdın. Her seferinde aldığını giymiştik. Çok zevkliydin. Severdin bakımlı olmayı ve bizden de beklerdin bunu hep. Her cuma camiye gittiğinde sanki yeni damat gibi giyinirdin. Tabac parfümünü sıkardın..."Baba abdestin bozulmaz mı böyle?" derken gülerek "bişey olmaz kızım" derdin. Küçüklerle küçük büyüklerle büyük olmasını biliyordun. Her salı gider taze hamsi alırdin...Teker teker büyük bir sabır ile temizlerdin. Ama kızartmasını bana bırakırdın. "Aferin beceriyon sen bu işi" derdin ve salataya başlardın. Çok titiz bir insandın. Herkesin yemeğini beğenmezdin. Hep kendin yapardın... ve çok insana da kısmet oldu yemeklerin. Senle gizli gizli zencefil katardık yemeklere ve Nilay'ı kandırırdık....Sonra da anlıyordu kızıyordu ve biz de gülüyorduk :)) Senin hakkında daha çok şey yazabilirim....o gülüşün...İştahla yemek yemen...Kısacık boyunla hızlı yürüyüşün...Güzel yemek yapman... "Dag münür" demen...Colombo izlemen...Namaz kılınca torununun üzerine atlamasına sevinmen.... Offff babammmm....seni çok özlüyorum. İnşallah sana hayırlı evlat olmuşumdur. Nur içinde yat. Mekanın gül dolu cennet bahçesi olsun babam benim. Hayırlı cumalar Eko babam.
McCarthy Hollanda'ya Oylamada tatsız geliyor ve yanıltıcı
Burhanettin Carlak'tan protesto
prosedür
Gazeteci Burhanettin Carlak geçtiğimiz günlerde VPRO'nun websitesinde yapılan 'Yılın Diktatörü' oylamasının kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik bir çaba olduğunu söyledi. Carlak şöyle dedi:
"Websitenizden yılın diktatörü seçimine ilişkin haberinizi okudum. insan hakları ihlalleri sürekli gündemde tutulmalıdır ve demokrasi ve özgürlüklerin - referansı ne olursa olsun- herkesce yüksek bir deĝer olarak tutulması düşüncesindeyim. "
"Fakat hemen belirtmeliyim ki belirtilen 7 kişilik listede Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoĝan'a yer vermenizi üzüntü verici ve çarpıtıcı olarak deĝerlendiriyorum. Yılın diktatörünü seçim biçiminiz, çarpıtıcı olduĝu kadar, siyasi. İlk yedi adayın tesbitine bakılınca sözde gazeteci ve uzmanlar tarafından belirlendiĝi belirtiliyor? Hangi gerekçe ve kriterlere göre belirlenmiş; bu gazeteci ve uzmanlar kim? Propaganda, olayları çarpıtma, tek taraflı bilgi verme ve kutuplaştırma aslında diktatörlerin methodu ile aynıdır. 7 Kişilik liste ki bunların içinde kendi halkını öldüren Beşşar Hafız el-Esad veya Küzey Koreli Kim Jong-Nu yok! Türkiye eksikliklerine raĝmen demokrasi yolundadır ve en büyük demokratik reformlar Erdoĝanın liderliĝi ile olmuştur. Erdoĝan'ın kendi halkını öldürdüĝü iddası ile eleştirmek, yanlı ve PKK'nın terörünün şirin gösterildiĝi, islamafobik sinsice bir propaganda olduĝu kanısındayım. Gazetecilerin baskı altında olduĝu iddianıza ilişkin olarak da tutuklu gazetecilerin çoĝunlukla, gazetecilikle ilgisi olmayan faaliyetlerinden dolayı hüküm giydiklerini belirtmek isterim. Mesleklerine vurgu yapılması yanlış bir görüntü oluşturuyor. Şeffaf olmayan bir prosedür gerçeĝin yansımasını engelliyor. Erdoĝan'ın listeye alınması ile böylesi bir yarışmaya gölge düşürülüyor. Sizlerden kriterlerinizi yeniden belirlemenizi talep ediyorum. Seçimle ilgili prosedürün yeniden gözden geçirilmesi kanısındayım". Burhanettin Carlak.
Zaandam’da kültür şölenine gençlerden büyük ilgi
Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Zaandam Türk Kültür Ocağı tarafından tertiplenen Kültür Şöleni yoğun ilgi gördü. Kültür Şölenine Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik ve icra kurulu üyeleri, Avrupa Türk Konfederasyon yönetim kurulu üyesi Güven İşçi, Hollanda Türk Federasyon yönetim kurulu üyeleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan çok sayıda kişi katıldılar. Kuran-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Zaandam Türk Kültür Ocağı yetkilileri açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Ozan Mehmet Alkır ve Hollanda Türk Federasyon sanatçısı Gökhan Tekin’in sahne almalarından sonra Hollanda Türk Federasyon genel başkanı Murat Gedik, “Şu güzel ortamda dünyayı Türkçe gören, dünyayı Türkçe okuyan, dünyayı Türk'e Türk eden ve o dünyaya o Türk dili ile yön vermek isteyen bir çatının bayrağını Zaandam'a da diktik.” dedi.
SAMİMİYETİMİZDEN ÖDÜN VERMEYELİM Gedik, “Zaandam Türk Kültür Ocağı Türk halkımıza hayırlı ve uğurlu olsun. Ülkücüler çok zor dönemler geçirdi.Ülkücüler Türk'ün tarihinden esinlenen o heyecanla, o azimle hamd olsun hep ayakta kaldılar. Ülkücü hareket Yüce Allah'ın izin verdiği müddetçe her daim var olacaktır. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Yeter ki samimiyetimizden ödün vermeyelim. Bu ülkede artık kalıcıyız. Türk milleti olarak yaşamış olduğumuz topluma katkı sağlamaya devam edeceğiz. Nerede bir Türk var ise oralar ile ilgilenmek, oraya ilgi göstermek, onların kederleri ile kederlenmek bizlerin görevidir. Bugün Azerbaycan Türklüğü ne ise Doğu Türkistan Türklüğü ne ise Türkmeneli Türklüğü ne ise ve Batı Avrupa'da yaşayan Avrupa Türklüğü sizler aynısınız. Büyük bir ailenin neferleriyiz ve evlatlarıyız biz. Bu sebeplerden dolayı Türkçemizi en iyi şekilde geliştirmeliyiz. Çünkü oraları Türk ruhu ile yapacağız.” şeklinde konuştu.
Türkiye’den şölene katılan sanatçı Yudum ve Osman Öztunç’un sahne almaları ile salonda coşku gittikçe artarak katılımcılara unutulmaz bir şölen yaşatıldı. Zaandam Türk Kültür Ocağı Kültür Şöleni kutlamasında 2015 yılında çeşitli çalışmalarda başarılı olan teşkilatlara plaketler de takdim edildi. Türkmeneli, fitre/zekat ve kurban kampanyası çalışmalarında başarılı olan Hollanda Türk Federasyon’a bağlı teşkilat başkanları plaket ile ödüllendirildiler.
17
HABER
Esnaflarımızı bir arada tutabilmek için uğraşıyoruz ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
RÖPORTAJ: M. FATİH KARAMAN
ff Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Antalya'da bir çiftçi babanın 5. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokuldan sonra, bir sanat öğrenmek için 1983 yılında kuru temizleme işine başladım. 9 yıl Türkiye'de çalıştıktan sonra 1991'de Hollanda'ya geldim ve 12 yıl burada aynı işte çalıştım. 2004 yılında ise kendi işyerimi kurdum. Küçük bir yerde başladım ve şu anda işleri büyüttük ve ailecek burada çalışıyoruz. İki çocuğum var. Eşim ve kızım benimle birlikte çalışıyor ve oğlum okuldan arta kalan zamanında yardımcı oluyor. 8 işçi çalıştırıyorum, aile fertleriyle birlikte bu sayı 12 kişi oluyor. ff Kuru temizleme için 12 eleman çok değil mi? Günlük 500-600 parça kıyafet temizliyoruz, bu miktar yoğun zamanlarda 900'e kadar çıkabiliyor. Bizim servisimiz de var. Elemanlardan iki tanesi zaten servis şoförü. Aynı zaman da beraber çalıştığımız iş yerleri var onlara yüzdelik veriyorum, onlar da benim adıma kıyafetleri topluyorlar. Şoförler ise iki günde bir kirli elbiseleri alıp temizleri bırakıyor. Bu şekilde beraber çalıştığımız yaklaşık 55 adet işyeri var tüm Gelderland bölgesinde. Arnhem Belediyesi, Arnhem Polis Teşkilatının ve İtfaiye'nin de işlerini biz yapıyoruz. ff Anladığım kadarıyla burası daha çok Hollandalılara yönelik bir işyeri... Evet müşterilerimizin yüzde 95'i
Hollandalı, çok az bir kısmı Türk. Bunların da çoğunluğu tanıdık zaten. Kuru temizlemede bazı müşterileri kıyafetleri hemen iki saat içinde almak istiyor ama bu mümkün değil. Kıyafetlerin iki gün bizde kalması gerekiyor. İşimizi kaliteli yaptığımız için gerektiğinde birden fazla kez temizleme yapıyoruz. ff Kuru temizlemede kıyafetler tam olarak hangi işlemlerden geçiyor? Kuru temizleme işlemi özel makinalarda ve özel K4 adı altında kullandığımız kimyasal bir ilaç var, onunla oluyor. Bazı kıyafetlere, mesela yünlü kıyafetler, su değince bozulur. Bu yüzden son teknoloji makinalarla kimyasal temizleme yapıyoruz. Yıllar içerisinde şirketimize ciddi yatırımlar yaptık ve büyük makinalar aldık. Mesela bir makine 45 parça birden temizleyebiliyor. İşçilerin sağlığı için de böyle profesyönel makinalar lazımdı, sonuçta kimyasal ilaçlarla çalışıyoruz. ff Şirketinize büyük yatırımlarda bulunmuşunuz, 55 ayrı noktaya temizlik kıyafetleri götürüyorsunuz belediye ve kurumlar anlaşmalar yapıyorsunuz. Bu anlaşmalar yıllık mı yapılıyor? 10 yıldır Arnhem Belediyesi'nin işlerini biz yapıyoruz. ff Arnhem Belediyesi'nin işini nasıl aldınız? Kendilerini ben bulmadım, onlar bana geldi ilk önce. Benden fiyat istediler, verdiğim fiyatı önce pahalı buldular. Ben de onlara bir ay boyunca gelecek kıyafetleri ücretsiz yıkayabileceğimi ve bu şekilde benden memnun kalıp
kalmamalrını kontrol edebileceklerini belirttim. Kaliteli iş çıkardığımızı görünce işleri hep bana getirdiler ve 10 yıldır beraber çalışmaya devam ediyoruz. Şu anda Elst Belediyesi ile de çalışıyoruz iki yıldır. Bunşların yanı sıra bazı daha küçük kuru temizleme firmaları, bendeki makinalar onlarda olmadığı için, bize günlük iş getiriyorlar. Onlara da günlük servis yapıyoruz. ff Gelderland bölgesinin en büyük kuru temizleme şirketisiniz diyebilir miyiz? Evet, kuru temizleme olarak en büyük biziz. Daha da büyüyebiliriz ama personel sıkıntısı yaşıyoruz. Bundan dolayı da haftanın 6 günü çalışmak zorunda kalıyor, tatile bile çıkamıyorum. Yaz tatilinde Türkiye'den gelen Türk Futbol Takımlarının buradaki kampları esnasında da takımların bütün çamaşırlarını biz yıkıyoruz ff Mesai hiç bitmiyor diyebilir miyiz? Haftada 6 gün çalışıyorum, yaz sezonunda ise haftada 7 gün çalışıyorum.
ff Kaçta kalkıyorsunuz sabahları? Her gün sabah 6'da kalkıyorum ve işe geliyorum, eve vardığımda ise genelde saat 10 oluyor. Saat 7'ye kadar iş yerindeyim sonra TOV'da oluyorum. TOV'da bir görev aldım, 6 yıl boyunca yönetim kurulu üyesiydim, 2014'de de TOV'un başkanı oldum, bu yüzden epey yoğunum. ff Aileye nasıl zaman ayırıyorsunuz? Pazar günleri aileye ayırıyoruz. Gerçi birlikte çalışıyoruz zaten. ff TOV’da uzun süre görevdeydiniz, şimdi başkansınız. TOV’a gelirsek şu an kaç üyesi var ve 2015 yılına, yani geçtiğimiz yıla bakarsak ne gibi etkinlikler oldu?
2014'de aldığımızda üye sayısı aynı kaldı. Ortalama 60 üyemiz var. Üyemiz aslında çok, fakat parayı ödemedikleri için sadece ödeyenleri sayıyorum. Normalde yüze yakın kayıt oluyor ama 60 tanesi falan ödemeyi yapıyor. ff 60 tane iş adamı ciddi bir rakam. Bütün Gelderland mi yoksa sadece Arnhem mi? Sadece Arnhem. Önceden Nijmegen’de vardı, Nijmegen’in de kendi TOV’u kuruldu. Onu da biz yardım ederek kurduk orada, çünkü bizim için zor oluyordu eski yönetimdeyken. Artık orayı çıkardık.
ff TOV çok canlı. Hollanda’nın Rotterdam, Amsterdam’daki işadamları dernekleriyle yarışıyorsunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz siz başkan olarak? Burada bizim tek bir görüşümüz var. Arnhem halkı için uğraşıyoruz, esnaflarımızı bir arada tutabilmek için uğraş veriyoruz. Mesela her sene yılbaşı resepsiyonu yapıyoruz, buraya ortalama 200 civarında katılım oluyor. İftar yemeğimiz de öyle, her sene bunu yapıyoruz. Balık tutma, piknik gibi, ilk baharda, 'yaz’a merhaba' programı da yapıyoruz. Geçen sene Hogeschool Arnhem ve Nijmegen HAN’da gençlerimize seminerler düzenledik. Staj problemi olanlara Arnhem Belediyesi ile birlikte HAN’da bir program yaptık. O da güzel bir program oldu, yani gençler için. Bunları çoğaltmak, bilgilendirmek, Arnhem halkıyla beraber, birlik ve beraberlik olması için programları artık fazlalaştırmak istiyoruz. Çünkü bir sene oldu geleli, yavaş yavaş bu sene daha fazla programımız olacak. ff 2016 yeni
programlar olacak dediniz, yine gençler ve öğrencilerle mi bu programlar? Zaten amacımız gençler. Biz staj arayan öğrenciler bize başvurdukları zaman bütün üyelerimize onların cv’lerini gönderiyoruz, peynir ekmek satar gibi satıyoruz. Senelik yüzün üzerinde öğrencimize staj yeri buluyoruz. ff Arnhem’de Türk gençlerine yönelik staj yeri problemi yok denecek kadar az diyebilir miyiz? Aynen, dediğim gibi öğrencilerin CV’lerini istiyoruz. Onları biz üyelerimize, hatta üye olmayan bazı şirketlerimiz d e var, onlara gön-
deriyoruz. Onlar zaten hemen iletişime geçiyor. Ben kendim bulamıyorum, benim branşım tekstil, benim branşıma stajyer yok malesef. Ben stajyer bulamıyorum. ff 60 tane üye olarak yıl bazında belirli baktığınızda ne kadar ciroya sahip bu şirketler yani TOV tüm cirosuna baktığımızda nasıl bir sayı çıkıyor ortaya baktınız mı hiç? Onu bir ara belirledik, belirlemeye çalıştık, onu net olarak hiç yapamadık. Çünkü sorduk, bir araştırma yaptık, net söylenmediği için.
ff Türk şirketlerinin genel olarak cirolarını zikretmeme özelliği var değil mi? Evet, kesinlikle net zikredilmiyor bu konudaki meseleler. Az olanlar çok, çok olanlar da az söylüyor. Bir de özelimize karışma gibi böyle bir tepki aldım. Ama büyük şirketlerimiz, yani 90 tane işçi çalıştıranımız var. Hatta bugün plaket verilecek. 25’in üzerinde personel çalıştıran 6 tane iş yerimiz var, bugün plaket vereceğiz 6 tane.
HABER
18
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
TiCARi SAYFALAR
Ticari Sayfalar'da 49,- veya 83,- EURO'ya ilan verebilirsiniz.
'se koy sepete
MERAM SUPERMARKET MERAM SUPERMARKET Kruiskamp 132 • 3814 PE •Amersfoort
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
Sera Supermarkt
GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Design: Websayfa.nl
ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI: AMSTERDAM
DEN HAAG
DEVENTER
0800-0815
EDE
EINDHOVEN
ROOSENDAAL
ROTTERDAM
E L F I - RANDSTAD Letselschade & Advies ve Kaza Avukatı, Kaza Uzmanı bir EMRE Internationaal Holding B.V. kuruluşudur.
UTRECHT
Haftanın 7 Günü Açığız
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım
Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz
www.happyblus.nl info@happyblus.nl
Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!
www.avantibakkerij.nl Avanti Bakkerij Van Randwijcklaan 10 /12 3814 AL Amersfoort Tel. 033-2852531
Tel: 010-4230513 Openingstijden: Maandag t/m Zondag 07:30 - 22:00
Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam
19
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Alblasserdam Belediye
Başkanı'ndan taziye ziyareti
Hollanda'nın Rotterdam yakınlarındaki Alblasserdam şehri Belediye Başkanı Jaap Paans İstanbul'daki terör saldırısından HDV Alblasserdam Yunus Emre Camii'ni ziyaret ederek Türk halkına başsağlığı diledi. Alb-
lasserdam Türk toplumundan gelen 'neden terör İstanbul'u vurunca diğer şehirlerdeki gibi aynı hassasiyet gösterilmiyor' şeklinde sorular aldıklarını ve bu yüzden Türk böyle bir ziyaret yapmak istediğini belirtti.
Cuma namazı sonrası cami cemaatiyle bir araya gelen Paans, Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısını kınayarak, taziyede bulundu. Şehirlerinde yaşayan Türk toplumuna destek amacıyla bu ziyareti gerçekleştirdiğini söyleyen Paans, "Selamün Aleyküm" diye başladığı konuşmasında, terörün nerede olursa olsun kınanması gerektiği mesajını verdi. Paris'teki saldırılar ile İstanbul'dakinin farklı olmadığını kaydeden Paans, terörün amacının korku salmak olduğunu ama buna izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Paans'a eşlik eden Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi avukat Ejder Köse de belediye başkanına ziyaretinden dolayı teşekkür etti. Hollanda'da ilk kez bir belediye başkanının Türk toplumuna yönelik bu tarzda bir ziyarette bulunduğunu anlatan Köse, gösterilen dayanışma örneğinin takdiri hak ettiğini dile getirdi. Hollanda Türk medyasının mensuplarının da hazır bulunduğu ziyarette, Belediye Başkanı Paans'a konu hakkında sorular yöneltildi. Belediye meclisinin yaptığı ziyaretten haberi olup olmadığı sorusuna "Meclisi arayıp buraya geldiğimi bilgilendirdim, hepsinin haberi var ve Alblasserdam halkını ilgilendiren bu tür olaylar aynı düşünüyorlar" dedi.
Belçika belediyesinden teröre Türk bayraklı tepki
Belçika'nın Maasmechelen Belediyesi, Sultanahmet'teki terör saldırısının ardından dayanışmasını göstermek için Türk bayrağı astı. Belçika'nın Hollanda sınırı yakınlarındaki Maasmechelen'da Sultanahmet'teki terör saldırı sonrasında Türkiye ve Türk toplumuyla dayanışma için belediye binasına Türk bayrağı asıldı. Flaman Hristiyan Demokrat (CD&V) partisinden Maasmechelen Belediye Meclis Üyesi Mustafa Uzun, yaptığı açıklamada, Paris'te 13 Kasım'daki terör saldırılarının ardından belediyede Fransız bayrağının göndere çekildiğini hatırlatarak, "İstanbul'daki saldırı sonrası Belediye Başkanı Raf Terwingen beni arayarak ne yapılabileceğini sordu. Ben de belediye
binası önüne Türk bayrağını asabileceğimiz söyledim. Bunun üzerine böyle bir karar alındı" dedi. Uzun, Türk bayrağının bir hafta kadar belediye binası önünde dalgalanacağını söyledi. Kararı, muhalefetteki Flaman Sosyalistler (SP.A) de destekledi. Sosyalist Parti'den Belediye Meclisi Üyesi Zehra Kolkıran, belediyenin böyle bir karar almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bu arada Belediye Başkanı Terwingen, Türk bayrağı ve kendi fotoğrafından oluşan bir kolajı sosyal medyada profil fotoğrafı yaparak dayanışma mesajı verdi. Yaklaşık 40 bin nüfuslu Maasmechelen'da 6 bin Türk yaşıyor.
Hollanda Suriye’de DAEŞ’le mücadele kararı aldı Hollanda hükümeti, uluslararası koalisyonun Suriye’de terör örgütü DAEŞ’e yönelik yürüttüğü hava operasyonlarına katılma kararı aldı. Başbakan Mark Rutte, Bakanlar Kurulu’nda alınan karara göre, bir yılı aşkın süredir sadece Irak’taki hava operasyonlarına katılan savaş uçaklarının Suriye’deki operasyonlarda da görev almaya başlayacağını açıkladı. Müttefiklerinin bu yöndeki taleplerine olumlu cevap verdiklerini kaydeden Rutte, terör saldırılarını önlemenin DAEŞ’in Irak ve Suriye’deki güvenli limanlarının ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Suriyeli sığınmacı 'kazı kazan'dan 1 milyon euro kazandı
F
ransa’ya sığınan bir Suriye vatandaşının "kazı kazan" şans oyununda 1 milyon euro kazandığı ortaya çıktı. Le Parisien gazetesi, Fransa’ya 2011 yılında gelen ve ismi açıklanmayan 30 yaşlarındaki sığınmacının, geçen yıl "kazı kazan" şans oyunu sayesinde 1 milyon euro kazanan talihliler arasında yer aldığını yazdı. Fransız Talih Oyunları İdaresi
yetkililerinin aktardığı bilgiye göre, 1 milyon euro kazanan Suriyeli sığınmacı, Fransa’da işçi olarak çalışıyor. Haziran ayında kazandığı 1 milyon euro tutarındaki parayla önce bir apartman katı alan Suriyelinin şimdi bir restoran açmayı, Fransızcasını ilerletmeyi ve Suriye’de kalan ailesinin diğer üyelerini Fransa’ya getirmeyi hedeflediği bildirildi.
Terör örgütü DAEŞ’in güvenlikleri için tehdit olmaya devam ettiğine işaret eden Mark Rutte, Irak askerleri ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) silahlı gücü Peşmerge’ye desteklerinin de süreceğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Bert Koenders da Suriye ve Irak’ta istikrarın ancak tutarlı bir yaklaşımla mümkün olabileceğini ifade etti. Hollanda’da uzun zamandır gündemde olan savaş uçaklarının Suriye’deki operasyonlara katılması konusu koalisyon ortakları arasında fikir ayrılığına yol açmıştı. Koalisyonun büyük ortağı Liberal Parti’nin (VVD) desteğine kar-
şın, küçük ortak İşçi Partisi (PvdA) uçakların Suriye’deki operasyonlara katılmasına karşı çıkıyordu. Ancak, PvdA’nın hafta başında yapılan grup toplantısında uçakların Irak’ın yanı sıra Suriye’de de görev yapması kararı alınmıştı. ABD de Aralık 2015'te Hollanda’dan Suriye’deki hava operasyonlarına katılması için talepte bulunmuştu. Hollanda’nın bir yılı aşkındır bölgede bulunan F-16 uçakları şimdiye kadar sadece DAEŞ'e yönelik Irak’taki hava operasyonlarına katıldı. Ürdün’de konuşlu Hollanda birliğinde, savaş uçaklarının yanı sıra 200 kadar da asker görev yapıyor.
Dünyada 244 milyon kişi doğduğundan başka bir ülkede yaşıyor BM, dünya genelinde doğdukları ülkeden başka bir yerde yaşayan kişi sayısının 244 milyona ulaştığını bildirdi. Birleşmiş Milletler, dünya genelindeki uluslararası göçmen nüfusunun 2000 yılına göre yüzde 41 artışla 244 milyona ulaştığını duyurdu. BM'den açıklanan konuya ilişkin raporda, doğduğu ülkeden başka bir devlette yaşayanların uluslararası göçmen olarak kabul edildiği belirtilerek, 20 milyonluk mülteci nüfusuyla birlikte bu sayının 244 milyon olduğu bildirildi. Uluslararası göçmen nüfusunun 2000 yılına göre yüzde 41 arttığı kaydedilen raporda, bu artışın aynı dönemdeki dünya nüfus artışından daha fazla olduğu vurgulandı. Raporda görüşlerine yer verilen BM Ekonomik ve Sosyal İşlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Wu Hongbo, iyi yönetilen göç hareketlerinin hem göç veren hem de göç alan ülkelere katkı sağ-
En fazla göçmen Hindistan ve Meksika'dan Raporda uluslararası göçmenlerin bulunduğu bölge ve ülkelere ilişkin bilgilere de yer verildi. Buna göre en fazla göçmen, nüfuslarının yüzde 10'undan fazlasını göçmenlerin oluşturduğu Kuzey Amerika, Avrupa ve Okyanusya'da bulunuyor. Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler'de ise göçmen nüfusu toplam nüfusun yüzde 2'sinden az. Dünya genelindeki tüm uluslararası göçmenlerden 16 milyonu Hindistanlı, 12 milyonu ise Meksikalı. Sayıca önde gelen diğer göçmen topluluklar ise Rusya, Çin, Bangladeş, Pakistan ve Ukrayna'dan. layacağına işaret ederek, göçmenlerin toplumlar ve ekonomilerin
ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade etti.
HABER
20
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
BULMACA
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Bir kuş türü
Dolama
Bir ağaç türü
Sur
Almanya nın plakası
Tümsiad Hollanda Başkanı
Sıcak içilen bir süt karışımı
Niteliklerini övme
Diyet
Satmaktan emir
Partner Gentle Debt Collect. & Payment Solutions Orta resim
3. tekil kişi Yakılmış şekerleme
Gram imi
Ev çatısı tahtası
Sarmaktan emir
Tepkili uçak Alps Water sirketi sahibi (alt resim)
Tanıdık
Çekin ödeme emri
Özen
Cahiliye devrinde put
Ağabey
Hücum
Veri, girdi, malumat
Kalay’ın simgesi
Bir bağlaç
Gümüş’ün simgesi
Şarkı
Akılla ilgili
Bir nota
Kitap dolabı
İskambilde bir grup
Burun iltihabı
Kıbrıs'ta bir şehir
Bir ay
Cet
Güzel hoş
Anlatmaktan emir
Beyaz
tümör İst. Tek. Üni. İtalya da eyalet
Bir nota ABD imi
Şikar
Fikret…… (romancı)
Bulamaya çalışmak
Kısaca numara
Utanma
Para dolabı
Tek hücreli canlı
Muğla’nın bir ilçesi Hollandaca evet
Cet
Resmi Dere yatağı
Köpek yavrusu
Şeker türü
Beyaz Murat, istek Veya diğer
Çocuk pisliği Ağaçlıklı yer Bir erkek ismi
Bir boya şekli Ağabey
Ele avuca sığmayan
Babanın kardeşi Kan yolu Bir meyve Nakit olarak Kısaca milimetre
Ateş Bir nota
Alfabenin 15. Harfi
İçe dönük hastalık
Amasya Hamamözü’ne bağlı bir köy
En kısa zaman
21
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
FIKRA- EĞLENCE Sevinememek Temel'in karnesindeki zayıfları gören annesi sinirli sinirli Temel'e bağırır: -Ha bu nedur? Geçen yıl sinif birincisudun, bu yıl sonuncu olmişsun! Temel gayet sakin cevaplar: -Anacuğum geçen yıl sen çok sevinmiştun bırak bu yıl da başka analar sevinsun da!
Konserve Olarak Anneleriyle pazara çıkan iki kardeş aralarında durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Biri ne kadar şanslı olduklarını dile getirdi: -Bahçıvanlar fasulye, domates, biber, patates ekmese biz bunlar yiyemezdik halimiz nolurdu sonra... Kardeşi sözünü kesti: -Yoo gayet güzel yerdik niye yiyemeyelim. -Nasıl yiyecektik ki? -Konserve olarak :)
Saat Neden Geride Ö� ğretmeni Temel'e sordu: Söyle bakalım Temel... Amerika'da saatler Avrupa'ya göre neden 5 saat geridir? Temel cevabı bilmese de yine hazır cevaplılığını konuşturur: Amerika daha geç keşfedildi da ondan öğretmenum.
Denizler Niçin Taşmaz? Küçük kardeşi Temel'e sormuş: -Abi bütün nehirler dereler, irmaklar denize dökiliyi ama denizler taşmiyi. Ha bu nasi oliyi da? Temel uzunca bir süre düşündükten sonra cevabı balıklara bağlamayı başarır: Suyun fazlasini denizun dibindeki baluklar içiyi da ondan uşağum.
Olmayan Manzara Karı koca otele geldiler. Anahtarı aldılar. Otel personelinden biri kendilerine yardım etti. Odaya çıktılar. Personel valizleri yerleştirirken, kadın pencereden baktı ve yüzünü buruşturdu: "Ne biçim otel bu! Sözüm ona adı "Deniz Oteli" hiçbir yerinden deniz görünmüyor ki.. Personel hemen atıldı: "Beyazıt'taki "Amerikan Oteli"nden de New York görünmez, efendim..." Bu Seferki Ciddi Çölde petrol arayan şirketin sahibine şantiye şefinden susuzluktan yakınan mektuplar geliyordu. Kayserili patron sekretere: "Şikayet etmek için ne lazımsa yapıyorlar. Ama ben bir türlü inanamıyorum." Sekreter: "Bu seferki ciddi sanırım. Çünkü zarfın üstündeki pulu toplu iğneyle tutturmuşlar."
Başka Doktora Oğlu, işten dönen babasına der ki: Sorma baba. Bugün doktora gittim. Beni muayene ettikten sonra ne dedi biliyor musun? Bir ay deniz kıyısında tatil yapmam gerekiyormuş. Nereye gidelim dersin? -Başka bir doktora gidelim evladım!
Yemesi Kolay Olsun Timur'un defterdarları hesapta bir yanlışlık yapar. Bunun üzerine Timur çok kızar ve o defterdara kağıtları yedirir, işten de kovar.
Bu sayfa işadamı Ismail Yıldırım'ın sponsorluğuyla hazırlanmaktadır.
Yerine Nasreddin Hoca'yı alır. Nasreddin Hoca, hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur, durumu görünce haliyle sebebini sorar. Cevap da tam Hoca'dan beklenildiği gibidir: Yemesi kolay olsun diye Hünkarım!
30 YIL ÖNCE PARA ÖDEMEDİKLERİMİZ
• Cep telefonu faturası • Kredi kartı aidatı • Damacana su • Dijital TV üyeliği • İnternet faturası • Sevgililer günü hediyesi Demek ki 30 yıl sonra şu an ne olduğunu bilmediğimiz bir sürü masrafımız olacak. Biriktirmek Şart :)
İSMAİL YILDIRIM İŞADAMI, ZWOLLE
Zeka Ölçümü Dursun'la Temel, bebeklerini parkta dolaştırıyorlardı. Dursun’un 12 aylık bebeği yürüyor, Temel'in 22 aylık bebeği ise kucakta.. -Ö� vünmek cibi olmasun benimçi çok akillidur, dedi Dursun. Temel'in cevabı daha bi gariptir: -Benimçi daha akilli daa! 20 aylik oldu hala kendini taşıtayi..
KARiKATÜR
HABER
22
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
RÖPORTAJ: ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
Rotterdam’da 100 bin Müslümandan bahsediyoruz ff
1961 Kayseri doğumlu olan Mehmet Akbulut, ilk, orta ve lise tahsilinin bir bölümünü Türkiye’de tamamlar. 1978 yılında henüz 17 yaşındayken aile birleşimi çerçevesinde Hollanda’ya gelen Akbulut, buradaki yaşamı anlama ve algılamaya çalışmış ve bu süre içerisinde de vasıfsız olarak, temizlik, kaynakçılık, inşaat gibi pek çok sektörde çalışmış. Başta Millî Görüş Teşkilatları Genel Sekreterliği olmak üzere, MÜSİAD kurucu başkanlığı, IOT Sekreterliği, İslam Okulları Platformu’nun (ISBO) sekreterliği ve pek çok cami, cemiyet, dernekte hizmetleri olan Akbulut hâlen SPIOR başkanlığını yürütmekte. Evli, 5 çocuk, 6 torun sahibi.
MEHMET AKBULUT
“Müslümanlar her şeyi başkalarından bekleme psikolojisinden kurtulmalı” Mehmet Akbulut SPIOR Başkanı olarak geçen yıl göreve başladı. Büyük bir organizasyon olan SPIOR’u konuştuk. Ama o daha çok Hollanda’daki Müslüman toplumun geleceğine dönük düşüncelerini anlattı. SPIOR için yeni bir yol haritası belirlediklerini ve bu manada toplumu harekete geçireceklerini ifade eden Akbulut, Müslümanların bu ülkeden de cennete gidebileceklerinin altını çiziyor. Akbulut ile yapılan bu sohbetten keyif alacağınıza ve hayli istifade edeceğinize inanıyor, söyleşiyle sizleri baş başa bırakıyoruz...
“Kendisine faydası olmayan insanın topluma katkı sunacağına inanmıyorum. Bunun için de insanın kendini yetiştirmesi, eğitmesi donanımlı hâle gelmesi ve bu toplumla yüzleşebilmesi gerekiyor. Bunu da teşkilat içerisinde verilen kimlik eğitimi ve dışarıda alınan akademik eğitimle bütünleştirerek tamamladım. Teşkilat bünyesinde hizmet veren Selam GMBH adlı şirkette işletme sorumlusu olarak işe başladım. Benim hedefim sosyo-politik alanda bir mücadele vermekti ama teşkilatın bu manada benden beklentisine müspet cevap vermek maksadıyla böyle bir oluşum içerisinde yer aldım. Oradan ayrıldıktan sonra bir arkadaşımla 1992 yılında TURNED adlı bir gıda toptancı şirketi kurduk.1997 yılına kadar süren bu işimizi de sonlandırdıktan sonra İslam ilk ve orta okullarında 10 yıllık bir çalışma geçmişim oldu.
Eğitim alanındaki bu uzun soluklu hizmetin ardından 3 yıl gibi Doğuş Media Group’da Halkla İlişkiler Müdürü olarak hizmetimiz oldu. Oradan da ayrıldıktan sonra son üç yıldır danışmanlık ve proje alanında hizmet veren şirketimizin başındayız. ff SPIOR’un tarihçesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Rotterdam Rijnmond Bölgesi Müslüman Kuruluşlar Üst Platformu (SPIOR), İslam okullarının kuruluşuyla birlikte 1988 yılında faaliyetlerine başladı. Kuruluş aşamasında Kadir Canatan’la birlikte Ali İhsan Ünal Bey’in başkanlığını yaptığı dönemlerde de bu oluşuma katkılarımız olmuştu. Rotterdam Belediyesinin yoğun bir talebiyle, İslam okullarının açılmasıyla birlikte doğabilecek sorunları ortadan kaldırmak ve din derslerinin tek bir kurum vasıtasıyla verilmesi gayesiyle hayata geçirilmiş bir
kurum. Daha sonraları faaliyet alanları genişletilmiş ve bugünkü hâlini almıştır. SPIOR,Rotterdam Rijnmond bölgesinde, 20’ye yakın farklı milletten, 66 Müslüman kuruluşunu temsil eden bir platform. Aslında SPIOR kurumu, Hollanda’da bir ilk. Başka, bu türde bir yapılanma yok. Farklı ülkelere de örnek gösterilecek bir yapı. 27 yıldır SPIOR’un bu çalışmaları devam ediyor. Rüştünü ispatlamış olan bir platform. Müslümanların, Hollanda toplumu içerisinde entegrasyonunu, katılımını ve birlikteliğini sağlamak ve en iyi şekilde kendilerini ifade edebilmelerine zemin hazırlamak amacı ile kurulmuş bir platform. Türklerden, Bosnalılardan, Faslılardan, Surinamlılardan, Pakistanlılardan, Hintlilerden ve farklı milletlerden oluşan insanlar, bu platform içerisinde yer alıyorlar.
ff Böyle önemli bir kurumun toplum tarafından tanınmayışının nedeni nedir? SPIOR, yüzünü daha çok lokal hükümetlere çevirdiği için kendi tabanını çok fazla hareket ettirememiş olması yeterince tanınmama sebebi olabilir. Bir de idari mekanizmadaki hantal ve yanlış yürütme bu noktadaki en büyük etken bence.
ff Neden böyle bir politika izlenmiş, bu doğru mu? Hayır, değil. Bunun doğru olmadığını şimdilerde izlenen yerel ve merkezi hükümetlerin politikalarında görmek mümkün. Bu gibi kurumların oluşması için çaba sarf eden üst kurullar, daha sonra bu oluşumların bitirilmesine dönük politikalar uyguluyorlar. Verilen yardımlar kesiliyor zamanla, ya da verdikleri zaman kurumun amacı dışında çalışmalar yapması isteniyor. Veren el sürekli talep edendir. Eğer birilerine bağlı olursanız, sizin kuruluş felsefenize aykırı olan program ve projeleri de hayata geçirmek zorunda kalırsınız. Bundan dolayı SPIOR yeni bir yol haritası belirlemeli ve belediyenin yardımına ihtiyaç duymadan faaliyetlerini sürdürmelidir. Müslümanların sorunlarının giderilmesi yönünde ve
“SPIOR, kendisiyle yüzleşmeli, tabanıyla bütünleşmeli ve kendini yeniden yorumlamalıdır” belediye ile ilişkilerde önemli bir platform olan SPIOR farklı bir misyona sahip. SPIOR ne devlete ne de herhangi bir cemaate bağlı olmayan, bağımsız bir oluşum.
ff Nasıl bir yorum gerekiyor? Bir toplumuz birden değiştirmek kolay değil. Bunun için büyük bir emek ve özveri gerekiyor. Yapacağınız çalışmaların bir altyapısı olması ve onun inandırıcı olması lazım. Bu vizyon değişikliğini anlatacak insanın olması lazım. Tabanın sizin yapacağınız işe inanması lazım. SPIOR büyük bir organizasyon ve müthiş bir potansiyel. Ancak üyeler tarafından yeterince kullanılamıyor.
ff Nasıl bir SPIOR var kafanızda? Bize bu görev 3 yıllığına tevdi edildi. Tüzük gereği ikinci bir seçilme şansı yok. Bu 3 yılı sağ-salim bitirirsek, geride, güçlü bir kurum bırakmak istiyorum. Bunun için de kafamda planladığım ve hayata geçirmek istediğim birkaç hedef var. Bunlardan birincisi ve en önemlisi SPIOR, tekrar kendi toplum ve tabanıyla buluşmalı, kucaklaşmalıdır. SPIOR’u oluşturan insanların bu kurumla aidiyetleri sağlanmalıdır. İkincisi ise, Diyanet camiasını ve onun bağlantılı olduğu dernekleri SPIOR’a dahil etmek, üye yapmaktır. Hollanda’da Müslüman toplumu oluşturan üç önemli damar var. Bunlar, Diyanet, Millî Görüş ve Süleyman Efendi camiası. Geçmişte bazı olumsuzluklar yaşanmış ve Diyanet bu oluşumda yer almamış. Diyanet’in bu kurumda temsil edilmemesi bence büyük bir eksiklik. ff Üye olma şartı nedir? Tüzüklerinde “İslami” olduğu belirtilen her oluşum SPIOR’a üye olabilir. Hiçbir finansal, aidat sorumluluğu yoktur. SPIOR’da belirleyici faktör Türk toplumudur.
ff SPIOR’a neden üye olmak lazım? SPIOR ilk kurulduğunda bütçesinin tamamı belediye tarafından sübvanse ediliyordu. Şimdi bu oran yüzde 10’lara düştü. Bütçesini, fonlardan ve projelerden karşılıyor. Ben bu durumun iyi tarafının olduğunu da düşünüyorum. Zira, daha bağımsız hareket edebilme imkânın artıyor. Rotterdam’daki 100 bin Müslümandan bahsediyoruz. Kişi başına günlük 1 Euro verilse günde 100 bin Euro’luk bütçe oluşur. Kimseye yalvarmadan Müslüman kendi müesseselerini sübvanse eder, ayakta tutar, yaşatır, hatta ihtiyaç sahiplerini de gözetir, kollar. ff Gelecek nasıl görünüyor? Hollanda’da bir milyonu aşkın Müslümanın varlığından söz ediyoruz. Müslüman toplumun 25 ve 50 yıl sonrasının hesabı kitabı yapılmalıdır. Bunları kurumsal bir perspektifle değerlendirmek lazım. Bunun için de SPIOR bize önemli bir imkân sağlıyor. 1987 yılında düzenlenen ve Rahmetli Erbakan Hoca’nın da katıldığı “Avrupa Müslümanlar Meselesi” adlı bir konferans, bir yıl sonra İslam okullarının açılmasına vesile olmuştu. Sık sık anlatılan bir misal vardır: “Bir mıh bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır”. Buradan hareketle her bir Müslümana büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Hiç kimse de yaptığı çalışmayı ve verdiği hayrı küçümsemesin. Bu gücü sevk edebilecek düzgün yapılanmalara ihtiyaç var. SPIOR böyle bir misyon, böyle bir vazife üstlenebilir. Her şey hazır, iş sadece Müslümanların kolları sıvayarak işe başlamasına kalıyor. Önümüzdeki aylar itibariyle yeni ve güçlü bir yönetimle belirlenen hedefler doğrultusunda çalışmalara başlayacağız.
Batman ve Superman Türk Hava Yolları ile uçuyor Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, "Batman v Superman: Adaletin Şafağı" filmi için Warner Bros şirketiyle ortaklığa imza attıklarını belirterek, "Yaptığımız bu ortaklık sayesinde hem filmin Amerika'daki galasında
hem Londra'daki galasında THY havayolu resmi sponsoru olarak yer alacak" dedi. THY'nin Warner Bros Pictures ile imzaladığı sponsorluk anlaşması tanıtım töreni, Atatürk Havalimanı'ndaki THY Teknik AŞ yeni hangarında yapıldı. Törende THY
filosundaki Boeing-777 tipli uçak filmin temasına uygun tasarımla giydirilerek, basın mensuplarına gösterildi. THY Kurulu Başkanı Aycı, törende, marka bilinirliği konusunda yaptıkları çalışmalarla Alman havayolu şirketi Lufthansa'yı yakaladıklarını söyledi.
23
GÖÇ YOLLARINDA MÜLTECILER
KONUK YAZAR Murat Kurt Mültecilere yönelik yardım çalışmalarını koordine eden Murat Kurt'un Makedonya ve Türkiye'deki izlenimleri.. Mülteciler dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle de Suriyeli mülteciler her gün bir şekilde haberlerin konusu oluyorlar. Bazen, göç yolunda bugün yine şu kadar mülteci hayatını kaybetti türünden çok acıklı haberler de izliyoruz. Her gün binlerce mülteci, daha iyi bir yaşam umudu için tehlikeli yolculukları göze alıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçerek hayallerinin peşinden gitmeye devam ediyorlar. Milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, yıllardır mültecilerin ilk sığınacakları ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Hemen şunu da belirtelim ki, Türk insanının zorda kalan insanlara gösterdiği yardımseverlik, Türkiye devletinin de bu konuda işini kolaylaştırmaktadır. Avrupa ülkeleri bırakın milyonları, daha binlerce mülteciyi istemeden de olsa kabul etmesi ile neredeyse Avrupa Birliği’nin
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
sonunun geldiği yorumları yapılmaya başladı. Hatta ırkçılar giderek seslerini yükseltmeye başladı ve bazı yerlerde mültecilerin kaldığı mekanlara saldırılar bile olmakta gecikmedi. Şu an, hali hazırda göç yollarında olan mültecilere, giitikçe ağırlaşan kış şartlarında yardım dağıtmak için geçenlerde Makedonya’nın Sırbistan sınırındaki Tabonevts’e sınır kapısına iki kilometre mesafedeki tren istasyonuna Hollanda IHH adına gittim. Hava sıcaklığı -5 derecede olan bu bölgede, iki gece binlerce mülteciye yol azığı, battaniye, kışlık elbise ve çocuklara süt dağıttık. Türkiye’den Yunanistan’a geçebilen mülteciler bu ülkede işlemleri yapıldıktan sonra Makedonya’ya teslim ediliyor, Makedonya hükümeti de eski bir trene, üst üste bu insanları bindirerek 4 saatlik bir yolculuk sonucunda Sırbistan sınırına en yakın ve son istasyon olan Tabonevtse’ye getiriyor. Mülteciler bu istasyonda bazı yardım kuruluşlarının yardımlarıyla biraz soluklanıp dinleniyorlar ve iki kilometre ötedeki Sırbistan gümrüğüne yürüyorlar. Sırbistan'dan Macaristan'a oradan Avusturya'ya derken Avrupa'nın bir çok ülkesine dağılıyorlar. Başta Suriyeliler olmak üzere Irak, Afganistan, Somali gibi ülkelerden gelen mültecilerin
çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Günlerdir zor şartlar altında yolculuk yapan çocukların bir kısmı hasta olarak, kadınlar ise yorgun bir şekilde geliyorlar. Hatta trenlerin bazı vagonlarının kapısı veya camı bile yoktu. Onlara hemen birer battaniye sarıp, ekmek, peynir, konserve, su gibi yiyecek-içecekler dağıttık. Çocuklara süt, şeker, balon verdik. Hasta olanlarını, orada gönüllü çalışan doktorlara muayene ettirdik ve en azından bir kaç basit ilaçla sıkıntılarını gidermeye çalıştık. Yıllardır bir çok yardım projesine katılan biri olarak, o anda, bu katıldığım proje kadar beni çok fazla etkileyen çok az yardım çalışması olmuştur diye düşündüm. Aracısız, doğrudan ve o anda çaresiz gözlerle size bakan ihtiyaç sahibi insanlara bizzat elinizle yardım etme fırsatı buluyorsunuz. Gecenin bir yarısı, trenden inen bir çocuk, sizin yüzünüze öylece bakıp mahzun gözlerini sizden kaçırdığında, donma derecesinde hissettiğiniz üşüme duyusu bir anda kaybolup insanı bir sıcak basıyor. Bu çalışmalarımızı, Makedonya'da yaşayan Arnavut kardeşlerimizle birlikte organize ettik. Arnavutlar bu konularda çok duyarlı ve şuurlu bir şekilde hareket ediyorlar. Orada olduğumuz müddetçe
bize gönüllü olarak yardım ettiler. Biz döndükten sonra da onlar yardımların dağıtılmasına devam ettiler. Makedonya'daki çalışmalardan sonra Türkiye'ye geçtim. Hatay-Yayladağı'na sığınmış olan Bayırbucak Türkmenleri'ne gıda dağıtımında bulunduk. Türkmendağı'nda yaşayan Türkmenlerin köyleri, Suriye ve Rusya tarafından bombardımana tutuluyor. Bir çok insan şehit olmuş ve onların yetimleri ile hanımları Türkiye'ye sığınmış durumda. Bu mağdur insanlara da yardımda bulunduk ve yetim çocuklara çikolata, şeker ve balonlar verdik. Suriye'de filler tepişiyor, herkesin, her kesimin bir hesabı var. Arada kalan ve ezilen çocuklar, yaşlılar ve aciz insanlar. Her yerde onlar mağdur oluyor. Her gün bir çok insan, ya savaşın içinde ya da göç yollarında hayatını kaybediyor. Maalesef bazıları da yollarda soyuluyor ve cinsel istismara uğruyor. Yakın gelecekte, bu dert bitecek gibi de gözükmüyor. Gerek Hollanda'da, gerek Makedonya'da ve gerekse de Türkiye'de olsun bu çalışmalarımıza katkıda bulunan herkese, mağdur ve mazlumlar adına çok teşekkür ediyoruz.
"KLM ŞU AN IÇIN BIZE ENTERESAN GELMIYOR" "Türk Hava Yolları'nın KLM'i alma gibi bir niyeti yok". THY Genel Müdürü Temel Kotil'in bu açıklamasıyla, aylardır dedikodu olarak dillendirilen 'THY, KLM'i satın alacak' söylemi de son bulmuş oldu. De Financiele Telegraaf Gazetesine açıklamalar yapan Temel Kotil: "KLM şu an bizim için enteresan değil. THY olarak şu an daha çok büyüme peşindeyiz. Avrupa Havacılığı sorunlarla boğuşuyor. Müşteriler çok hızlı bir şekilde uçmak istiyor, ancak Avrupa'daki havayolları ve havalimanları gece saatlerinde uçamadıkları için diğer havayolları ve havalimanlarıyla yarışamıyorlar." dedi. Geçtiğimiz günlerde Amsterdam Schiphol Havalimanında düzenlenen Avrupa Havacılık Konferansına havacılık sektörünün en önde gelen firmaları katıldı. Hollanda'nın AB başkanlığı nedeniyle Amsterdam'da düzenlenen fuarda, Hollandalı gazeteciler THY'nin KLM'yi alma olasılığından dolayı Temel Kotil'i fuarda aradılar, ancak Kotil başka işlerinden dolayı fuara katılmayacağını açıkladı. Türk Hava Yolları'nın günlük Hollanda çıkışlı Amsterdam ve Rotterdam uçuşları bulunuyor.
Helal Et, e meyv sebze ve izi çeşitlerim aze pt her gün ta uz. sunuyor
2016 yılının bütün müşterilerimize sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesini diliyoruz.
SİZİ DE . BEKLERİZ
STAR MARKET
Laan op Zuid 1178 3071 AC Rotterdam
010-210 59 67 0641-366 801 KIMLIK KARTI
HABER
24
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Mültecilerden açlık grevi
Hollanda’nın Rosmalen kentinde oluşturulan geçici barınma merkezinde kalan bir grup sığınmacı, açlık grevine başladı. Bölgesel Brabants Dagblad gazetesinde yer alan habere göre, bir fuar alanında kurulan geçici merkezin şartlarından memnu-
niyetsizlik dile getiren sığınmacılar, başka bir barınma merkezine taşınmayı istedi. Suriye ve Eritre’den geldikleri belirtilen 400 kişinin kaldığı merkezde, sığınmacılardan 300’ü açlık grevi başlattı. Mülteci Yurtları Merkezi'nden (COA) ko-
McCarthy Hollanda'ya Metin Külünk geliyor KiM DEDi? NE DEDi?
nuyla ilgili yapılan açıklamada, sığınmacıların kalıcı bir yere taşınma isteklerinin anlaşılabilir olduğu belirtildi. Ancak ülke genelindeki merkezlerde boş yer kalmadığı ifade edilen açıklamada, bu yüzden geçici merkezler oluşturulduğu kaydedildi. Sığınmacı kendini yakmaya çalıştı Öte yandan, Zaandam kentindeki merkezde kalan Suriyeli bir sığınmacının da kendini yakmaya çalıştığı belirtildi. Arkadaşları tarafından kurtarılan sığınmacının hastaneye kaldırıldığı bildirildi.
Buradan AB ye çağrı yapıyorum; 2017 yılı "Avrupa'da Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele Yılı" ilan edilsin.
Uluslararası Rotterdam Film Festivali başladı
Gentle Incasso
1999 dan beri
Hollanda’da sinemaseverlerin büyük ilgi gösterdiği “Uluslararası Rotterdam Film Festivali” başladı. Bu yıl 45’incisi düzenlenen ve 7 Şubat’a kadar sürecek festivalin açılışında Hollanda yapımı Beyond Sleep adlı film gösterildi. Hollanda Kraliçesi Maxima’nın açılışını yaptığı festival kapsamında 50
kadar ülkeden uzun ve kısa metrajlı 477 film, 12 gün boyunca Rotterdam’daki 17 farklı sinemada izleyiciyle buluşacak. 106 filmin dünya prömiyerinin yapılacağı festivalde, Özcan Alper’in “Rüzgarın Hatıraları” adlı filmi ve İlker Savaşkurt’un “Sürgün Türküleri” adlı belgeselinin yanı sıra farklı Türk yönet-
menlere ait 5 kadar kısa film gösterilecek. Festival kapsamında düzenlenen geleneksel “Tiger Awards” yarışmasında ise bu sene farklı ülkelerden 8 film yarışacak. Yarışma sonuçlarının 5 Şubat Cuma günü açıklanacağı etkinlikte birinci seçilen filmin yönetmenine 40 bin avro ödül verilecek.
1999' dan beri hizmetinizdeyiz
nal and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.
İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.
Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.
Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
25
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
HABER
SOSYAL MEDYANIN HAYATIMIZA KARŞI KONULAMAYAN GİRİŞİ Sosyal medya artık hayatımızda neredeyse vazgeçilmez bir olgu oldu. Kendi hayatını umuma açmak, başkalarının hayatını takip etmek sanki her zaman içimizde olan bir olguymuş meğer. Her ne kadar sosyal medyada başkaları tarafından beğenilmek ve takip edilmek hoşumuza gidiyorsa da, online dünyada yazdıklarımızdan sorumlu değilmişiz gibi bir düşünce hakim. M. FATİH KARAMAN Sosyal medya artık hayatımızda neredeyse vazgeçilmez bir olgu oldu. Kendi hayatını umuma açmak, başkalarının hayatını takip etmek sanki her zaman içimizde olan bir olguymuş meğer. Her ne kadar sosyal medyada başkaları tarafından beğenilmek ve takip edilmek hoşumuza gidiyorsa da, online dünyada yazdıklarımızdan sorumlu değilmişiz gibi bir düşünce hakim. Bunun aslında öyle olmadığını çok defa çeşitli haberlerde gördük. Hele ki Türkiye'de; mesela Twitter üzerinden yazdığı birşeyden dolayı insanların başının belaya girdiğini biliyoruz. Batı dünyasında da bu farklı değil; sadece Türkiye'deki kadar farklı amaçlar için kullanılmıyor sosyal medya. Hollanda'da son aylardaki mülteci karşıtı gösterilerin çoğaldığını görüyoruz. Küçük kasabalara 300-500 Suriyeli mülteci yerleştirilecek diye kıyametler kopartılıyor. Belediye meclis üyeleri tehdit ediliyor, belediye meclisinde mültecilerin gelişi ile alakalı toplantılar engellenmeye çalışılıyor. Hollanda'nın alışık olmadığı görüntüler ortaya çıkıyor ve polis silah kullanmak zorunda bile kalıyor. Bu tür protestoların organizesinin sosyal medya üzerinden yapıldığı anlaşılınca, buna karşı önlem almak da polise düşüyor. Geçtiğimiz günlerde Sliedrecht kentinde polisler, Mark Jongeneel adlı vatandaşını evine giderek, Twitter üzerinden yazdığı gönderilere dikkat etmesi gerektiğini, yazdıklarının toplumu kışkırtmaya yönelik olduğunu ve bu yüzden yazdıklarının tonajını ayarlaması gerektiğini belirtmişler. Buna benzer farklı birtakım olaylar Hollanda'da geçtiğimiz aylarda da yaşandı. Sosyal medya üzerinden toplumu kışkırtacak söylemler polisler tarafından yazan kişilere sildirildi. Bu kişiler bunu 'ifade özgürlüğümüz elimizden alınıyor' diye algılayıp belirtse de, devlet 'bir başkasının ifade özgürlüğü başladığı yerde seninki biter' anlayışıyla bunlara karşı önlemini aldı. Bu demek oluyor ki, 'klavye kahramanlığına' sınırlama getirilebilir, sosyal medyada yazdığın her şey seni bağlar. Ve zaten yazdığımız her şey de takip ediliyor, o yüzden kaçışımız da yok. D66 milletvekilinin gizemli istifası Geçtiğimiz günlerde Hollanda meclisinde yine alışık olmadığımız bir görüntü yaşandı. D66 milletvekili Wassila Hachchi ani bir kararla milletvekilliğinden istifa etti. Hollanda'da milletvekillerinin istifa etmesi
fatih.karaman@haber.nl
garip bir durum değil. Zaten her dönem ortalama 35 milletvekili istifa edip kariyerine iyi gelecek başka bir işe gidiyor. Bu yıllardır hep böyle olmuş. Geçmişte milletvekili, bakan veya başbakan olan birçok kişi şu anda çok daha iyi kazanan başka işlerdedir. Bunun en belirgin örneği de eski Pvda Başkanı Wouter Bos ve eski CDA'dan bakan Camille Eurlings'dir. Yeri gelmişken not alıp geçelim. Konumuz D66 milletvekili Wassila Hachchi'nin Hollanda meclisinden, yani milletvekilinden nasıl ayrıldığı. Hafta başı D66'nın grup toplantısından önce D66 lideri Pechtold'u arayan Hachchi, kendisiyle konuşmak istediğini belirtiyor ve toplantıdan önce Pechtold'a milletvekilliğinden ayrılıp Amerika Birleşik Devletleri'ne gideceğini ve orada Demokratların aday adayı Hillary Clinton'un seçim kampanya takımına katılacağını ifade ediyor. Pechtold tabii ki çok şaşırıyor ve kendisinin bu konuyu bir gece daha düşünüp acil karar vermemesini istiyor. Bir gün sonra Hachchi, istifa mektubunu meclise gönderiyor, odasındaki eşyalarını bile toparlamadan apar topar çıkıyor ve bir daha meclise uğramıyor. Hollanda meclisinde bir ilk gerçekleşiyor. Daha önce hiç bir milletvekili eğer kavgalı bir şekilde ayrılmıyorsa, meclisteki ayrılma seremonisinde bulunmamazlık etmemiş. Meclis Başkanı Arib Hachchi'nin mektubunu mecliste okuyor, ancak hem milletvekillerinde, hem D66'da hem de Hollanda kamuoyunda soru işaretleri kalıyor. Daha sonra 2 hafta boyunca hiçbir şekilde Hachchi'den cevap alınamıyor. Ne bir Tweet atıyor ne de birilerine ayrılığı konusunda ipucu veriyor. Bu gizem bununla kalmıyor ve tam 2 hafta sonra Hachchi 'bir köpek tarafından ısırıldığını' ve bu yüzden sesinin çıkmadığını, ancak ABD'de Hillary Clinton'un seçim kampanyasına katıldığını belirtiyor. Tabii burada hemen yeni sorular beliriyor kafalarda: Öncelikle Hachchi'nin, ABD'deki işinden maaş alıp almaması sorgulanıyor. Çünkü maaş alma durumunda, Hollanda'daki vergi ödeyen vatandaş, Hillary Clinton'a dolaylı yoldan destek vermiş olacak (ABD'de çalışmak için çalışma izni almak, haftalar süren bir süreç). Eğer ki gönüllü olarak yapacaksa bu işi, nasıl geçinecek? Bundan sonraki en önemli soru ise Hachchi'nin 'Bekleme Parası' (Wachtgeld) uygulanmasından yararlanıp yararlanmayacağı. Hollanda'daki milletvekilleri, işlerinden olmaları durumda, yeni iş bulana kadar maaşları devam ediyor çünkü. 'Wachtgeld'
sorunsalı yılda 3-5 kez kamuoyunda farklı kişiler için gündeme gelir ve tartışılır. Hachchi'nin bu tutumu herkeste şaşkınlık yaratırken, Fas kökenli olmasından dolayı Hollandalılarda hemen başka bir soru getiriyor kafalara: Wassila Hachchi radikalleşti mi? Bunun olmama olasılığı daha yüksek görülürken, son zamanlarda da davranışlarında da gariplikler yokken, bugüne kadar hala Hachchi'ni ani gidişi soru işareti olarak kalıyor. Burada şuna da değinmeden edemeyeceğim. Hillary Clinton'un Demokratların adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bundan birkaç ay önce Amerika'da Clinton'un Dışişleri Bakanı görevini sürdürürken, mail yoluyla yaptığı yazışmaları bakanlığın mailadresi yerine kendi kişisel mail adresinden gönderdiği ortaya çıkmış, daha sonra mahkeme kararıyla bu yazışmaların, gizli bilgiler karartılıp yayınlanmıştı. 55 bin sayfalık bir dokumandan bahsediyoruz ve bunu incelemek aylar alıyor. Bu maillerin sonucunda geçtiğimiz günlerde Rusya'nın RT televizyonu bu maillerde ilginç bir detayı ortaya koydu. Libya'daki Arap Baharı sırasında Batılı ülkeler alelacele Kaddafi'yi yerinden etmek için büyük çaba sarfetmişler. 2011 yılından bahsediyoruz, bundan henüz 5 yıl önce orta doğu bu denli savaşlar içerisinde değilken yani. Hillary Clinton'a Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderilen 2 Nisan 2011 tarihli mailde, Kaddafi'nin 143 ton altın reservinin Afrika'da Dolar'la yarışabilecek Pan-Afrikan para birimine garanti olabilme ihtimalinden bahsediliyor. Aynı zaman da Fransa'nın Afrika'daki gücünü korumak için de girişimlerin gerektiğinden bahsediliyor. Libya'yı ilk vuran Fransa idi hatırlarsanız. Hatta o zaman Fransa'nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy idi ve Sarkozy'nın seçim kampanyasını Kaddafi'nin finanse ettiğine dair dedikodular var. Mailde Kaddafi'nin bu atılımının Fransa'yı Afrika'da güçsüzleştireceğini ve bu yüzden Sarkozy'nin ilk olarak Libya'yı savaş uçaklarıyla vurduğundan bahsediliyor. Daha sonra Kaddafi öldürüldükten sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron kameralar önüne çıkıp 'Yaşasın Özgürlük' ve 'Bir diktatörden kurtuldunuz' diye haykırmışlardı. Yani anlayacağınız Arap Baharı'nı bahane olarak kullanan ABD ve Avrupa ülkeleri, kendi emelleri için yapmayacakları şey yok.
Bu durumda Wassila Hachchi'nin ABD'de seçim kampanyasına katılacak olması Hollanda'daki biz vergi veren vatandaşları çok ilgilendiriyor. Kime göre kahraman Orta doğudaki savaşlardan bahsetmişken Hollanda'da yaşanan bir olay daha var ki, tabiri caizse tam evlere şenlik. Biliyorsunuz, Hollanda hükümeti geçtiğimiz günlerde Suriye'de Daeş'i vurmaya karar verdi. Bununla birlikte Hollanda sokaklarında polislerin otomatik silahla gezmesine de izin verdi. Yani Suriye'deki savaş buradaki hayatı artık yakindan etkilemeye başladı diyebiliriz. 47 yaşındaki eski Hollandalı kumandan Jitse Akse 17 Mayıs 2015 tarihinde YPG'ye katıldığını ve Daeş'e karşı savaşacağını Facebook sayfasından açıkladı (Ne demiştik, sosyal medyadaki söylemlerinizden sorumlusunuz). Daha sonra Hollanda televizyonuna çok sayıda Daeş'li terörist öldürdüğünü ve bundan çok zevk aldığını söyledi. Akse'nin YPG'de katıldığı bölüm kış mevsiminden dolayı savaşmayı bıraktığı için Hollanda'ya döndü 'Savaşsever Akse’. Hollanda savcılığı ise Hollanda'ya döner dönmez Akse'yi gözlatına aldı ve açıklamada Hollanda kanunlarındaki sivillerin başka sivili öldürmesi yasağından bahsetti. Ancak buraya kadar herşey normal gözüküyor. Bir sivilin kendi kafasına göre dünyanın bir yerine gidip orada başka sivilleri öldürmesi (Kendi deyimiyle Daeş teröristleri öldürdü, ancak bunun hiç bir kanıtı yok tezinden hareket ediyor devlet) tabii ki sorgulama ve tutuklama sebebi olmalı. İşe bakın ki Hollanda medyasında bu adam kahraman ilan edildi ve kamuoyuna da bu düşünce empoze edildi. Hatta farklı televizyon proğramlarında Savcılık eleştirildi ve bu 'kahramanı' rahat bırakmaları gerektiği belirtildi. Savcılık gözaltına aldı almasına Akse'yi ama davaya bakan savcı, Jitkse Akse'nin söylemlerinin kontrol edilememesinden dolayı hapis cezası alma olasılığının çok düşük olduğunu ifade etti. Yani savaş suçu işleseniz de, olay yerine gidip incelenemediği için ceza almassınız mesajı verilmiş oldu. Burada savcılığın kamuoyunun tepkisinden etkilenip etkilenmediği kafaları karıştırmaya devam ediyor. Olayları mercek altına aldığımızda da etrafımızda ne kadar virüs ve mikrop var, bunu daha iyi görebiliyoruz.
Türkiye ile Almanya DAEŞ'e karşı ortak mücadeleye hazır Başbakan Davutoğlu, "DEAŞ insanlığa yönelik bir tehdittir ve Türkiye-Almanya birlikte bu tehdide karşı Irak'ta, Suriye'de, Türkiye'de, Almanya'da her yerde mücadele etmeye hazırdır" dedi.
Berlin'de Almanya Şasölyesi Angela Merkel ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, "Merkel'e bir teşekkür borcumuz var. O da dünya ve Avrupa'da mülteciler konusunda tam bir sessizlik
hakimken, üç dört senedir süren bu insanlık trajedisine dönük olarak herhangi bir tedbir düşünülmezken, Sayın Merkel bu konuda Avrupa'da ciddi bir farkındalık oluşmasını sağladı. Yaptığı açıklamalarla siyase-
tin sadece ortaya çıkan bazı risklerle mücadele etmek değil gerektiğinde insani bir tavır ortaya koyarak, bütün insanlığın meselelerine bu açıdan bakarak yaklaşmak olduğunu gösterdi" ifadelerini kullandı.
HABER
Arnhem'de koffieshop'lar sınırlandırılamadı Arnhem Belediyesi 'Koffieshop'ların azaltılmasını öngören ve belediye içinde semtlere yayılmasını engelleyen yürürlükteki kararını değiştirdi. Değiştirme teklifi D66, SP, GroenLinks ve Hayvanlar Partisinden geldi. Buna göre belediye içindeki koffieshoplar azaltılmazken şehirdeki diğer semtlerde açılmasına da müsade edilebilecek. Ancak bu teklife itiraz Verenigd Arnhem partisinden geldi. İstatistikler Arnhem'de kişi başına düşen uyuşturucu satılan 'koffieshop'ların Rotterdam ve Utrecht'ten daha çok olduğunu gösteriyor. Arnhem Belediye Meclisinde yapılan yeni bir oylamayla 'koffieshop'lar kanunundaki sınırlandırmalar kaldırıldı. Verenigd Arnhem Partisi lideri Kürşat Bal belediye meclisinde yaptığı konuşmada; "2009 yılında 'koffieshop'ların kendiliğinden kaybolması' kararı ile
26
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Verenigd Arnhem Parti Başkanı Dr. Kürşat Bal
azaltılması amaçlanmıştı. Ancak bu yeni teklifle hem koffieshop sayısı yükseltiliyor hem de Arnhem'in diğer bölgelerine de yayılmasına izin veriliyor. Üstelik 'koffieshop' fazlası varken azaltma yerine tam tersine çoğaltılıyor. Koffieshoplara kolayca ulaşılabilmesi uyuşturucunun da kolayca Arnhem halkına ve çocuklarına ulaşması anlamına geliyor. Arnhem Belediyesi'nin uyuşturucuyu fasılite etmesi ve desteklemesi gibi bir olay kabul edilemez" dedi. Yapılan oylamada Verenigd Arnhem Partisi ret oyu kullanırken, oylama 20'ye 18 oyla kabul edildi.
Belediyeler usulsüzce malvarlığı araştırması yapıyor
A
vukat Rasim Küçükünal’ın uzmanlık alanlarından birisi olan ‘Türkiye’deki Malvarlık araştırmaları’ konusunda Rasim Küçükünal vatandaşlara sahip çıkmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Venlo şehrinde, HDV Tevhid Camii'nde vatandaşlara bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda Belediyelerin kanunsuzca hareket ederek, vatandaşların TC-kimlik numaralarını elde etmeye çalıştıklarını belirten avukat Rasim Küçükünal, "Vatandaşlar TC kimlik bilgilerini vermek zorunda değiller. İlk kimlik kararı Aralık 2013 yılında Dordrecht mahkemesinde gerçekleşti. Bu dava bir şikâyet üzerine oldu. Belediye kimlik numarası istedi ama vatandaşımız vermedi, bunun üzerine maaşını kesti. Vatandaş mahkemeye başvurdu ve hâkim vatandaşın lehine bir karar verdi. Şikâyet üzerine olduğu halde biz bu davayı kazandık. Emsal olması bakımından bütün meslektaşlarıma gönderdim bu kararı” dedi.
VATANDAŞIN SUSMA HAKKI VARDIR Bir başka konu ise, belediye memurlarının vatandaşları çağırıp sorgulamaları durumunda kişilerin susma hakkı var. Yani polis bürosunda susma hakkına sahip olduğunuz gibi belediyelerde
de susma hakkına sahipsiniz. Avukat Rasim küçükünal, bu konuyu Avrupa mahkemelerine taşımayı hedefliyor. Bu konuda yapılan resmi açıklamalar TC Hükümetinin böyle bir araştırmayı kesinlikle kabul etmediği yönündedir.
1. ve 2. kuşak Hollanda Türkleri Avukat Rasim Küçükünal'ın anlattığı mevzuat uygulamalarını dikkatle dinliyorlar.
GARAGE MERCEDES
Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten
APK
Amsterdam'da yeni açılan restoranımızda geleneksel Türk damak tadlarını tadabilirsiniz.
Amsterdam'ın Ahi Evran'ı Fikret Beydoğan, artık müşterilerene nefis yeni restoranında hizmet veriyor!
Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam
€ 29,€ 49,-
APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
• • • • •
BENZINE: €69 : L DIESE
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
27
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
BIRLIKTE YAŞLANIP AYNI GÜN ÖLDÜLER Batman'da yaşayan 55 yıllık evli çiftten Hasan Kaya'nın vefatından 16 saat sonra eşi Fatma Kara da hayata gözlerini yumdu. "Ben senden önce öleceğim, sen de fazla kalmayacaksın" Hasan Kaya'nın yeğeni Zeki Taş (52), gazetecilere yaptığı açıklamada, dayısı-
nın 9 Ocak'ta saat 02.00 sularında vefat ettiğini söyledi. Yengesinin, eşini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını ve aynı gün saat 18.00 sularında rahatsızlanarak yaşamını yitirdiğini belirten Taş, şöyle konuştu: "Çocukları yoktu. Daha önce oturduk-
ları bir evin sahibinin anlattığına göre, dayımla yengemin arasında yazın ilginç bir konuşma geçmiş. Dayım eşine, 'Ben senden önce öleceğim' deyince, yengem, 'Sen neden benden önce öleceksin? Birlikte ölelim' diye cevap vermiş. O derece samimiydiler.
'İnanç ve Şiddet' adlı program Hoorn'da kilisede tartışıldı
Kuzey Hollanda’nın Hoorn kentindeki Octaaf Kilisesinde, multecilere yardım komitesi tarafından organize edilen toplantıya, kentteki papazlar, siyaset çiler, çeşitli dinlere mensup yetkililer ve
Hoorn Abdulkadir Geylani camii din görevlisi, Mustafa Yeşilorman ile vatandaşlarımız katıldı.Din görevlisi Mustafa Yeşilorman tarafından okunan Kuran-ı Kerim ile başlayan program Türk
ve Hollandalı yetkililer tarafından sunuldu. Çok çekişmeli geçen gecede, kentte yaşayan Müslüman ve diğer katılımcıların, sırayla yaptıkları ortak konuşmalarda, öncelikli olarak, bu toplumda bir arada yaşayan her dine mensup insanların biri birilerine saygı duyulmalı dediler. İslam ve Bariş Geceye dört ay önce ailece Şam’dan Hollanda’ya sığınmacı olarak gelen, Sham Assaf adlı 14 yaşındaki Süriyeli kizin çok güzel Hollandacası ve söylediği sözler damgasını vurdu. Programa katılan davetlilere adeta insanlık dersi vererek, Süriye’deki baskı zul-
munden nasıl kaçtığı hayat hikayesini yazıya dökerek Hollandaca dilinde okudu ve büyük bir alıkış topladı. Sham Assaf, kendisinin yazdığı yazıda, ben bir Müslüman kızı olarak, benim ,okuduğum ve bildiğim İslamda şiddet,ayrımcılık, baskı ,zülüm gibi bir şeylerin ,olmadığı, İslam dini bariş dini olduğunu, herkesin yaşamına saygı duyan, çaresiz insanlara yardım eden, höşgörü dini olarak bilinmektedir ve siz Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum, gelin bu dünyada kardeşçe,dostça yaşıyalım, İslam ‘dan korkmayın diye seslendi. Şenol Ocaklı
ONBEPERKT TAPAS ETEN 070 - 326 3349
VOOR EEN VASTE PRIJS
HABER
28
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
HTF Dordrecht Ayasofya Türk yaşlılar üniversiteyi teşkilatında seçim heyecanı ziyaret etti
Dört senedir Dordrecht Ayasofya teşkilatı başkanlığını yürüten Vedat Özdal yapılan seçimler ile tekrar başkan olarak görevlendirildi. Kongrede divan başkanlığını Hollanda Türk Federasyon genel sekreteri Erim Uğurlu ve üyeliklerini Schiedam Türk Kültür Derneği başkanı Ahmet Öneren ve Rotterdam Versam derneği başkanı Mustafa Şenyürek yaptılar. Faaliyet ve muhasebe raporlarının okunması ve ibrası sonrası yapılan seçimlerde yeni yönetim oluşturuldu. Vedat Özdal’ın başkanlığında oluşan yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Şükrü Durusoy, Masum Kolkılıç,
Şükrü Durkut, Umut Durkut, Kemal Tunç, Ali Kaya, Turan Altıntaş, İsmail Bağ, İsmail Tanrıseven, Hamza Şahan, Mümtaz Özdal, Zafer Karagöz, Ziya Safrantı. Vedat Özdal’ın teşekkür konuşmasından sonra söz alan Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik ise Dordrecht’te hizmet
eden bütün gönüldaşlarına teşekkür etti. Dordrecht teşkilatının çalışmalarını taktir ile takip ettiklerini dile getiren Gedik yeni seçilen yönetime de başarılar diledi. Murat Gedik özellikle tefrikaya dikkat edilmesini ve Dordrecht teşkilatının mevcut yönetim ile çok güzel işler yapacaklarına inandığını söyledi.
Hollanda Beyaz Ay Vakfı ve ADO Evde Saglık Bakım ve Rehabilitasyon Kurumu tarafından organize edilen etkinlikte Türk Yaşlılar, Rotterdam'daki Avrupa İslam Üniversitesi'ni ziyaret ettiler. Gezi, çocuklarımızın ve torunlarımızın eğitim gördüğü kurumları ziyaret ediyoruz sloganıyla gerçekl eşti. İki grup halinde Rotterdamdaki Avrupa İslam Üniversitesi'ne giden Türk Yaşlılar Üniversiteyi gezerek, yetkilerden bilgi aldılar. Türk yaşlılara, Avrupa İslam Üniversitesi ögretim üyeleri Cemil Uslu ve Mevlüt Koç tarafından İslamın doğru anlatılması için yapılan çalışmalar anlatıldı. Akademisyenler İslam'ın Avrupa'da doğru anlatılması için yapılan çalışmalar önemlidir. Avrupa İslam
Üniversitesi üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapmak, yüklenmiş olduğumuz vizyon ve misyonu yerine getirmek için çalışmalarımız sürüyor. Avrupa İslam Üniversitesi tarafından gerek akedemik anlamda gerek te egitim anlamında yürüttüğümüz çalış-
malar kısa orta ve uzun vade olarak sürüyor." dediler. Ziyarette bir konuşma yapan Hollanda Beyaz Ay Vakfı ve ADO evde Bakım Kurumu yöneticisi Neşet Ayhan Avrupa İslam Ünüversitesi yöneticilerine kurumlarımız ve yaşlılarımız adına teşekkür ediyorum. Engelli vatandaşlarımızın engelini kaldırmak ve onları kurtarmak için Hollanda lı kurum ve kuruluşlar ile beraber bazı ortak çalışmalar ve projeleri uygulamaya çalışmaktayız. Ayrıca 2016 yılında Türkiye ile de bazı ortak çalışmalar düzenleyeceğiz." dedi.
KONYALI OTANTIK
Adana Kebap
Döner Kebap
RT
I
N
T C
E
L QUAL
Y
TA
T
O
IF I C AT
IO
Açık büfe kahvaltı
(Her pazar 10:00-13:00 arası)
Gegrilde kipfilet
Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam
010-484 63 48 info@konyali.nl www.konyali.nl
29
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK... TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE... TAZiYE ÔÔRegenboog Sanat Merkezi Vakfı Başkanı Ömer Yaralı’nın kıymetli babası Halil Yaralı hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabr-ı cemil ve başsağlığı dileriz.
ÔÔAK
Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun babası hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhum baba Yeneroğlu’na Allah’tan rahmet, başta Mustafa Yeneroğlu olmak üzere acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
ÔÔBatı Avrupa Türk İslam Merkezi
Başkanı Sevgili Uğur Arısoy’ın kıymetli validesi, Hacı Rıfat Arısoy’un değerli eşi Duriye Arısoy’un vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔSevgili Kazım, Nedim ve Süleyman
Yeşiloğlu’nun kıymetli valideleri Firdevs Yeşlioğulu’nun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔHDV Amsterdam Fatih Camii eski
başkanlarından ve siyasetçilerimizden Adnan Tekin’in muhterem babası Sabri Tekin hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli aileye sabır ve başsağlığı dileriz.
ÔÔHollanda
Mehteran ekibinden Sevgili Gazi Özkara’nın ablasının, Yıldıray Çınar'ın annesinin vefatını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz...
ÔÔYeminli
tercüman, Sosyal Danışman ve yerel siyasetçilerimizden Sevgili Şerafettin Babacan’ın amcası Mustafa Babacan’ın hakkın rahmetine kavuştuğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
HOŞ GELDIN BEBEK! ÔÔNIF Kurumsal İletişim Başkan
Yardımcısı Sevgili Mehmet Erik ile Zehra Erik çiftinin Meryem Betül adını verdikleri nur topu gibi bir kız evlâdı dünyaya geldi. Minik MeryemBetül'e dünyamıza hoş geldin diyor, genç çifti ve ailelerini tebrik ediyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz.
ÔÔAvicenna İslam Koleji öğretmen-
lerinden Sevgili Mehmet ve Rümeysa Öztürk çiftinin 8 Ocak 2016 tarihinde Elif adını verdikleri nur topu gibi bir kız evlâdı dünyaya geldi. Minik Elif'e dünyamıza hoş geldin diyor, genç çifti ve ailelerini tebrik ediyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz.
ŞİFA DİLEĞİ
HABER
Almina Pastanesi Sahibi Sevgili Yılmaz Ekici'nin rahatsızlığını öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim @haber.nl
TEBRIK ÔÔSV
Nieuwe Utrecht Spor Kulübü emektarlarından Sevgili İmdat ve Bahçegül Soner’in mahdumu Kenan ile ShoukryAbdElftah ve JolandavanLeeuwenkamp’ın kerimesi Suemaya 26 Aralık 2015 Cumartesi günü düzenlenen sade bir merasimle nişanlandıklarını ilan ettiler. Sumaya ile Kenan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔRotterdam Birlik Camii önceki yö-
neticilerinden Sevgili Mustafa ve Emine Çelikkaya’nın kerimesi Sühelya ile Can Mehmet ve Serpil İlgin’in mahdumu Mücahit Mustafa 20 Aralık Pazar günü düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Süheyla ileMücahit Mustafa'yı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔNIF Üniversiteliler Birliği Başkanı
Sevgili Doğukan Ergin ile Amine Taş, düzenlenensade bir merasimle nişanlandıklarını ilan ettiler. Amine ve Doğukan’ı kutluyor, iki cihansaadeti diliyoruz.
ÔÔComputech firması sahibi Sevgili
Cemal Özpınar’ın rahatsızlığı sonucu hastanede müşahede altına alındığını ve başarılı bir operasyon geçirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔEurocarGarage Sahibi Sevgili İl-
han Özpolat'ın eşi Songül Özpolat'ın rahatsızlığı sonucu müşahede altına alındığını ve başarılı bir operasyon geçirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔUsta ve deneyimli gazetecilerden
Sevgili Ali Okşak'ın rahatsızlığını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.
ÔÔUzun yıllar Oss Cemiyet Başka-
Eğitimi projesi düşünürlerinden İslam tarihi uzmanı Johan Hendrik Meuleman’ın (62) vefat haberini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
da en fazla Türkler var. 2014 yerel seçimlerinde bağlı olduğum D66 Partisi’nden tercihli oylarla Feijenoord meclisine girmiştim. Geçen zaman içinde ilçemizdeki sorunları beledi-
Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman
Repr. Eindhoven Ali Yücel
ÔÔMillî Görüş Teşkilatlarında uzun
“Feyenoord’da doğdum büyüdüm. Bir Feyenoordlu olarak ilçemizin bütün sıkıntılarını dertlerini, çok iyi biliyorum. İlçemiz yabancılar olarak yoğun bir nüfusa sahip. Yabancı nüfus arasında
Art Direction & Fotografie: Fatih Karaman fatih@haber.nl
Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu
Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız
FATİH ELBAY BAŞKAN YARDIMCISI OLDU Rotterdam’ın Feijenoord ilçesinin belediye başkan yardımcılığına Fatih Elbay getirildi. Feijenoord İlçe Komisyon Başkan yardımcılığı görevine getirilen Fatih Elbay,
Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Rabia Karaman Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip
Repr. Amsterdam Fatih Uluçay
nı olarak görev yapan Varol ve Sevgi Atak’ın oğlu İlker ile Mehmet ve Sevgi Güler’in kerimesi Nurten düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Nurten ile İlker’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz. yıllar görev yapan Halil ve Hanife Kaba’nın mahdumu Yusuf ile Yahya ile Ayşe Şahinbaş’ın kerimesi Dilara düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Dilara ile Yusuf’u kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔİmam
COLOFON
ye meclisine taşıyarak çözüm üretmeye çalıştık. Bundan sonra da yeni görevimde aynı duyarlılık ve görev anlayışı ile çalışmalara devam edeceğim.” açıklamasında bulundu.
Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):
Posta Adresi / (Adres):
12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Banka no / (Rek.nr.):
Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl
Posta adresi: HABER Stolwijkstraat 47A 3079 DN Rotterdam
abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00
HABER
30
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal Utrecht Turizm Fuarı'ndan sonra Hollanda'daki bazı STK'larla hem de turizmcilerle buluştu. Komfly CEO'su Osman Çelik ve İATİ Hollanda Temsilcisi Kamil Saygı, Bakan Ünal'dan küçük ölçekli acentalara sektörel destek istediler.
Amsterdamlı avukat Semra Aytemur'un 1 Mart 2016'dan itibaren '020 Advocatuur' Avukatlık Bürosunu açacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Semra Hanım, Utrecht Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 2007 yılında bitirdikten sonra, öncelikle mahkemelerde yüksek katip olarak görev yaptıktan sonra avukat olarak çalışmaya başladı. Kendisine başarılar diliyoruz.
İskender Pala, Hollanda'ya Leyla ile Mecnun'u anlatmaya geldi. Amsterdam'ın tanınmış işadamlarından Nur Juwelier sahibi Nuri Konuksever ise İskender Pala ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
7 güzel adamdan biri olan, meşhur şair Rasim Özdenören geçtiğimiz günlerde Hollanda'da Türk Müzesi'nin ve Den Haag Platformu'nun edebiyat konferansına konuşmacı olarak katıldı. Gorinchem'dan İbrahim Özsoy ise üstad Rasim Özdenören ile bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
Hedef Medya sahibi Ali Andal, geçtiğimiz günlerde umreye gitti. Umrede ise Milli Futbolcu Hakan Çalhanoğlu'yla karşılaşıp hatıra fotoğrafı çektirdi. Hollanda Nevşehirliler Vakfı'nın Amsterdam'lı hemşehrileri, Amsterdam'da biraraya gelerek yemekli bir sohbet ayarladılar. Amsterdamlı Nevşehirliler Hol-Nev vakfına daha çok üye katabilmek için uğraş veriyorlar.
Anka-Psy sahibi Hasan Aras da bu ay gazetemizi ziyaret edenlerden. Hasan Bey'in ilginç hikayesini bu sayımızdaki röportajımızda okuyabilirsiniz.
GORiNCHEM'DA SATILIK iŞYERi Gorinchem'ın en işlek sokaklarından biri olan Koningin Wilhelminalaan sokağında, içerisinde iki şirket kiracısı olan, 130 m2 işyeri satılıktır. Halihazırdaki kiracılar olan SNS Bank ve Can Market tarafından aylık kira bedeli düzenli olarak ödenmektedir. Horeca vergunning mevcuttur.
Koningin Wilhelminalaan 64 4205 EZ Gorinchem
İrtibat: Selman Bey 0653-53 33 58
Vraagprijs: € 189.000 k.k.
31
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
Yakınlarda açılan Almina Baklava daha şimdiden Rotterdam'ın gözde mekanlarından biri oldu.
Rotterdam'ın sevilen simalarından nam-ı diğer 'cip cip' Hüseyin Çoruhlu'nun bu fotoğrafı 19681969 yıllarından. Hüseyin Bey hatırlıyor. "Hacı Faik oda tiyatrosu karşısı, kebab salonu ve Selçuk Sineması yanı börek salonu".
Göreme Ayran sahibi Mehmet Demirel çok aktif bir işletmeci. Mehmet Bey'i Hollanda'nın her yerinde aynı zamanda, Hollanda dışında pek çok ülkede görmek mümkün. Rotterdam Almina Baklava'nın açılışında da hazır bulunan Mehmet Bey, etrafa neşe saçmasıyla dikkat çekiyor.
Estetik Care şirketi sahibi, Mehmet Can Hollanda'da Powerwalking sporuyla çok sayıda vatandaşın kilo vermesini sağlıyor. Mehmet Bey metodlarıyla haftada 2 kilo zayıflamanın mümkün olduğunu belirtiyor.
Atalay ve Mehmet Mutlu, amcaları Atilla Mutlu'yu doğum gününde tebrik ederek bir hatıra fotoğrafı çektirdiler. Mutlu ailesinin güleryüzlülüğü hiç eksik olmuyor. Soyadları gibi mutluluklar dileriz.
Sedat Ünsal ve Derya Ünsal-Karaca çiftinin kızları 1 yaşına bastı geçtiğimiz günlerde. Kızlarına çok güzel bir doğum günü hazırlayan çifti kutluyor, küçük prensese ailesiyle beraber nice mutlu yıllar diliyoruz. Sanatçı Hülya Polat geçtiğimiz günlerde Hollanda'daydı. Yeni albüm çalışmasının olduğunu belirten Hülya Hanım, yeni albümün Karadeniz türkülerinden oluşacağını söyledi. "Her şeyi yapıyor olmaktansa en iyi yaptığım şeyleri yapmak istiyorum. Diğer yöre türkülerini seslendiren çok solist var, ama Karadeniz türkülerini seslendiren ve bu işi düzgün yapan çok az. Ben kendi yöre türkülerime hizmet etmek istiyorum" dedi. 'Karadeniz türkülerini değiştirdiler, bu konuda ne düşünüyorsunuz?' sorusuna ise "zamana uydurdular, teknodan çıkıldı çok şükür bir dönem tekno furyası vardı. Şimdi daha etnik modern oldu. Bir tutam arabesk katıldı, melez bir şey oldu. Ama gençlik buna rağbet ediyor. Ne kadar kalıcı olur onu zaman gösterecek. Kemençenin yanında başka enstrümanlar da çalınması taraftarıyım ben, çok fazla bozmamak kaydıyla" ifadelerini kullandı.
Yeni yıl, yeni hukuk Her yıl olduğu gibi bu yılda yeni yılla birlikle farklı hukuki alanlarda yenilikler bizi bekliyor. Bunların takibi için hükümetin resmi sitesi www. overheid.nl sitesinden bilgi edinebilirsiniz. Vergi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve iş hukuku gibi bir çok konuda yenilikler olacak hukukta. Uzmanlık alanımız olan yabancılar hukukunda bir örnek verecek olursak, eşini yurtdışından getirmek isteyen kişinin gelirinin 1 Ocak 2016'dan itibaren 20 Avro artarak, minimun 1525,- Avro olması gerekiyor. Bir diğer uzmanlık alanımız olan iş hukukunda, önümüzdeki yılın en önemli değişikliği ise emeklilik yaşının 67'ye çıkması. Yeni yılın daha adaletli geçmesi dileğiyle!
www.kilicadvocatuur.nl
Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl
HABER
ŞUBAT/ FEBRUARI 2016
TEŞEKKÜRLER GÜZEL İNSANLAR...
HABER GAZETESİ 7 YAŞINDA
(Soldansağa):RukiyeErgin,BernaGüdücü,GökhanÇoban,DeryaKaraca,HüseyinKeleş,BayramSavran,Elko Westervaarder, KemalKuzu,AliAndal,AliYücel,BahtişenÖrdek,AyşeÖzkaya,MelihaYalçın,SametKaynar,SelmanKaraman,Burhanettin Carlak, Mesut Karaman, Sadık Yemni, Serap Torremans, Merve Karaman, Güneş Çobanoğlu, Petek Nas, Elif Çetinkıl, Nilgün Şahin, Keziban Karaçor, Merve Batur, Mehmet Ali Topçu, İffet Subaşı, Songül Arslan, Saadet Beder, Rabia Karaman, Neslihan Keser, Sedat Çakır, Mehmet Pekcan, Füsun Akay, Erdinç Saçan, Abdurrahman Gündüz, Çiğdem Yüksel, Önder Kaya, Lydia Gitsels, Mehmet Fatih Karaman, Aysun Keser, Özlem Keskin, Eda Kara, Zeynel Abidin Kılıç, Kemal Şahin, Nur Yüksel, Kübra Akçay, Ayhan Tonca, İlhan Tekir, Kamil Saygı, Mehmet Emin Ateş, Ahmet Suat Arı, İbrahim Karaman, Veyis Güngör, Can Bayar, Kürşat Bal, Hasan Karaman, Abdullah Özel, Metin Yazarel, İlhan Karaçay, Nur Öztürk, Nafize Şener, Özlem Hasip.
Dine uygun, temiz ve kaliteli ürünlere duyulan ihtiyaç hem İslam ülkelerinde hem de bu ülkelere ihracat yapan Batı ülkelerinde helal gıda pazarının her geçen gün daha da büyümesine yol açıyor. Helal kavramını öne çıkaran gıdadan bankacılığına kadar genişleyen piyasanın büyüklüğünün 120 milyar euroyu bulduğu belirtiliyor. 11'de
HABER EYLÜL / SEPTEMBER 2014
Yıl/Jaar : 5
ISSN:1879-9981
Sayı/Nr:
Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu'ndan ezberbozan öneriler...
46
CELAL ORUÇ ELEŞKİRT'E FAKÜLTE KURUYOR
www. haber•nl
H O L L A N D A'NIN E
N İYİ G
AZETESİ
HABER
Türkçe konuşulan anaokulları açın
EKİM
Hüseyin Avni Karslıoğlu, Köln'deki DTİK buluşmasında Avrupa Türk Toplumu'na yönelik vizyoner önerilerde bulundu.
50 yıl sonra bile garip kaldık!
21'de
6'da
3 yıl sonra Bakanlık raporu kanıtladı: 5'te
IŞİD, İslam, radikalizm AHMET SUAT ARI
8'de
9'da
Gençlik, başarı ve inanmak…
VEYİS GÜNGÖR
10'da
Eylüllere rağmen umuda tutunmak... ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
14'te
Hoşgeldin Eylül... EDA KARA
18'de
Bakanlık raporu, i 3 yıl öncek fiyasko araştırmayı tescilledi
3 yıl önce düzenlenen bir raporla, spekülatif bir şekilde gündem oluşturan raporun içeriğinin gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı. 2011 yılının Ocak ayında, Türk gençleri töhmet altında bırakılmıştı. VOLKSKRANT YANILTMIŞTI 3 yıl önce ortaya çıkan bir Türk Düşünce Grubu'nun, Türk gençlerinin tehlikeli bir şekilde radikalleşmekte olduğunu iddia eden manifestosu, 'De Volkskrant' gazetesinde manşet olmuştu. Bakanlık için yapılan araştırma sonucunda, Türk gençlerinin, üç yıl önce çok spekülatif bir şekilde iddia edildiği gibi olmadığını ortaya koydu.
MEDENİYET TASAVVURU Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanlığı'nın son araştırması bir defa daha gösterdi ki, Türkler'in Anadolu’da oluşturdukları İslam anlayışı ve geçmişte insanlığa sundukları ve yarınlarda yeniden takdim edecekleri medeniyet tasavvuru, her türlü aşırılıktan uzak, insanı eşref-i mahlukat olarak gören bir dünya görüşüdür. Bu anlayış öncelikle müslümanları, akabinde korku içinde olan Avrupalıları rahatlatacaktır.
ÇİÇEĞİ BURNUNDA MİLLETVEKİLİ TUNAHAN KUZU'DAN GÜNDEMİ SARSACAK SÖZLER:
"Bunu söylerken üzülüyorum, ama söylenmesi gerekiyor. Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşları yetersiz. Önümüzdeki zamanlarda bütün kurumlar istisnasız varoluş sebeplerini gözden geçirmelerini arzu ediyorum. İddialı konuşarak belki bir çoğunun kendini feshetmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendini feshetmeyenler elini vicdanına koyup, şapkayı çıkarıp önüne koyup içindekine baksınlar. Acaba kaç kişiyi temsil ediyorlar 12'de ve kaç kişiye hitap ediyorlar? Adetleri seçim sonucunda görebilirsiniz..."
"Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşları yetersiz"
Hollanda'da üniversitede okuyan gençlere yönelik hizmet veren Anatolia Öğrenci Derneği Amsterdam Vrij Üniversitesi’nde 'Wonen en Werken in Turkije' (Türkiye'de yaşamak ve çalışmak) adında bir sempozyum organize etti. Anatolia Öğrenci Derneği’nin sempozyumu Hollanda'da yüksek eğitim almış olan öğrencilerin ilgisini çekti. Sempozyumun konukları Türkiye'de yaşadıkları zorlukları, farklılıkları, kısaca kendi yaşam hikâyelerini öğrencilerle paylaştı. Daha önce yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre Hollanda'da eğitim almış öğrencilerin yüzde 40'nın Türkiye'ye gidip orada yaşamayı
2'de
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM NASIL OLACAK?
Doğal Lezzet
5
mobil ct/dk Türkiye’deki hatları arayın
"ADANA DEMİRSPOR'DA DIŞLANDIM, TEKRAR FEIJENOORD'DAYIM" 26'da
TÜRKLER SEÇİMDE SEVİNDİREMEDİ
12 Eylül 2012 Hollanda Genel Seçimleri'nde Hollanda Türklerinin Türk adaylara yansıyan oyları
düşünen eğitimli gençlerin büyük bir kısmının, Türkiye'ye dönme nedenlerinin maddi nedenlerden kaynaklandığını belirtirken, diğer kısmının ise işlerde dışlanmışlık ve ailevi Türk öğrencilerin nedenlerin etkili olduğu %40'ı Türkiye'ye açıklandı. dönmek istiyor
%45
17'de
GÜRKAN HOCA SORULARIMIZI YANITLADI "Amacımız geleceğe iyi futbolcular yetiştirmek hem kendi akademimde hem Feyenoord'ta. Kendim de Feyenoord'ta gelişiyorum, çünkü futbol gelişime açık. Feyenoord'ta çok iyi isimlerle çalışıyorum ve bunun bana katkısı çok. Burada bir gelecek planlıyorum ama Türk futboluna da katkım olsun isterim."
ZEHRA'NIN SİZE BİR ÇAĞRISI VAR
Utrecht Üniversitesi’nde Hukuk öğrencisi olan Zehra Sarıaslan, Hollanda’nın Birleşmiş Milletler (BM) Gençlik Temsilciğine aday oldu. Birinci ve ikinci turda, toplamda 19 aday arasından �inale kalan Zehra, 23 ve 24 Ekim'de yapılacak olan �inal oylamasını da kazanarak Birleşmiş Milletler Gençlik Temsilcisi olmak istiyor.
"Beni bugüne kadar destekleyen ve oylarını esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum. Sizin oylarınızla ve desteklerinizle finale kalabildim. 24 Ekim BM Uluslararası Günü'nde finalde, üç aday arasından yine en çok oyu alan yeni Gençlik Temsilcisi olacaktır. Finalde en çok oyu alabilmem için yine desteğinize ihtiyacım var. 2'de
22'de
Gazete dediğin çokyönlü ve çokseslidir. Hayatınıza dokunur, düşüncelerinize yön verir. Bilgi verir, ayrıntı verir, ilham verir. Her sayısıyla, her sayfasıyla keyiflendirir. Eleştirir ve eleştirilir. Ama daima doğrunun peşinde ve yanında olur. 6 yıldır HABER Gazetesi siz değerli okuyucularımıza daha kaliteli bir yayın sunmak için çalışıyor. 2016'da yeniliklerimizi bekleyin.
ABONE OLUN € 2,90 AYLIK SADECE
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN Detaylı bilgi: 010 - 29 00 900
Her ay postayla evinizde
7'de
2, 7, 13, 18, 22'de
Türkler Hollanda'ya gelişlerinin 50. Yılı'nı kutlamaya hazırlanırken, Toplumsal Dönüşüm projeksiyonları her gün daha da belirginleşmeye başladı. Misa�ir işçi statüsünden belediye başkanlığı, üst düzey milletvekilliğine kadar uzanan bir çizgimiz olsa da, 450.000'e varan göçmen sayımızla, artık ev edindiğimiz Hollanda'da etkili bir Türk lobisinin bulunmayışı ve Müslüman kuruluşlar arasında son yıllarda daha da beliren "iç rekabet", Türk Toplumu'nun bir üst kademeye çıkmasındaki en önemli engeller olarak göze çarpıyor. 50. yıla doğru 'toplumsal dönüşüm' kavramı nasıl ele alınacak? İşte 2013'de en çok karşımıza çıkacak soru bu.
8'de
Huizen'daki aile suçsuz yere tutuklandı. Belediye başkanı panik yaşattı, suç sabit olmadan kamuoyunda suçlu gibi davranıldı. Şimdi kim neyi düzeltecek?
şlar ları ve kurulu Seçim sonuç rekabet', farklı 'iç arasındaki farklı kişilerce ki kesimlerden Hollanda'da DA eleştirildi. ALTIN MERCEK STK'LAR
'
Eğitimli gençler, Hollanda'yı terk ediyor
AIVD'nin suçlamasıyla tutuklanan aile tamamen suçsuz çıktı
18'de
16 ve 18'de
ISSN:1879-9981
EY HER Ş
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ KENDİNİ YENİLEYECEK Mİ?
HOLLANDA’DA AYRIMCILIK ŞİKAYETLERİ İKİYE KATLADI 2 BİNE YAKIN KİŞİ EBOLA'DAN ÖLDÜ NORVEÇ'İN OSLO'SUNDA EN POPÜLER İSİM MUHAMMED CAMERON, İSKOÇLARA AYRILMAMALARI İÇİN YALVARIYOR
Sayı/Nr: 28
12 Eylül seçimlerinin ardından Türk kökenli adaylara sadece 87 bin oyun çıkması, Hollanda'da sayıları 1200'ü bulan Türk özörgütlerinin yeniden mercek altına yatırılmasına yol açtı. Her ne kadar, nerdeyse tüm federasyon başkanlarının, işadamları kuruluşlarının, hemşeri derneklerinin ve diğer irili ufaklı kuruluşların başkan ve yetkililerinin, Hollanda'daki vatandaşlarımızı ısrarla sandığa teşvik etmeleri bir vakıaysa da, alınan sonucun içler acısı olması, bu tür kuruluşların varlık sebeplerinin tartışmaya açılmasına neden oldu. Farklı kesimlerdeki düşünür ve yazarlar önümüzdeki yıllarda tüm yapılanmalarda revizyona gidilmesi gerektiği konusunda hem�ikirler.
DÜNYA DEĞİŞİYOR, İŞLER DEĞİŞİYOR 2 ve 4'te
Kültürel tehdit ve radikalizm olgusu METİN YAZAREL
Yıl/Jaar:3
İR H AY A TA D A
TURK GENCLERi RADiKALLESMiYOR İLHAN KARAÇAY
OKTOBER
www. haber•nl
Türkiye ile aramızda 3 nesil sonra bağ kalmayacak. Ticari bağ olacak ancak dil bağı ne olacak? 30 yıl sonra hangi dilden konuşacağız biz, bunu düşündünüz mü hiç? İşadamlarımızı Türkçe, Almanca ve İngilizce konuşulan anaokulları açmaya davet ediyorum.
www.ysk.gov.tr sitesinden randevu almalısınız.
2012
'
HELAL GIDA SEKTÖRÜ 120 MİLYAR EUROYA YÜKSELDİ
16'da