HOTİAD, TDLS ve Mozaik'nin organize ettiği 'İş Dünyası Öğrencilerle Buluşuyor' akşamına yoğun ilgi
YÜZMİLYONLARI
HOTİAD N YENİDE ATAKTA
YÖNETEN İŞADAMLARIMIZ
GENÇLERLE BULUŞTU 16'da
Camii'nde neler oluyor Amersfoort Mevlana Camii Cemaati gönderilen Davut Heyal Hoca'nın neden gönderildiğini öğrenmek ve hocalarının tekrar görev başına dönmesini istiyorlar.
Corendon CEO'su Atilay Uslu, Koç Et Mamulleri CEO'su Hikmet Gürcüoğlu, Özgazi Holding CEO'su Şerif Aktürk ve Rotterdam Ticaret Ateşesi Tuba Sander gençlerle buluştular ve yaklaşık 120 akademisyen gençle deneyimlerini ve bilgilerini paylaştılar. Tuba Sander işinsanlarına faydalı bilgiler verdi.
Davut Heyal
Yıl/Jaar:4
Sayı/Nr:
ISSN:1879-9981
H OLL ANDA
GİRİŞİMCİ BULUŞMALARININ 3.SÜ YAPILDI
"PROFESYONELLİK NASIL 7'de OLMALI?"
CELAL ORUÇ ELEŞKİRT'E FAKÜLTE KURUYOR
www. haber•nl
39
İYİ GAZETESİ N E ' NI N
Henüz 11 aylık görevdeyken bir şikayet üzerine görevden alınan Amersfoort Mevlana Camii imamı, Trabzon Akçaabatlı Davut Heyal Hoca'nın neden görevden alındığını hiç kimse bilmiyor. 17'de
'Davut Hoca Kalmalı' kampanyası başlattılar!
HABER TURK LOBISI NEREDE? KASIM / NOVEMBER 2013
TİKDF'den Açıklama: "METİN ORTAK METİN DEĞİL
SEYİT YEYDEN LÜ ve OKTAY ÜN di n le iz le iy ilg
İOT'DEN AYRILABILIRIZ" Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu adına bir basın bildirisi yayınlayan TİKDF Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Göksel Soyugüzel "IOT tarafsızlığını muhafaza etmeli. 23 Ekim 2013 tarihli IOT’nin basın bildirisini desteklemiyoruz." ifadelerini kullandı.
TIKDF Genel Sekreteri Göksel Soyugüzel
OKURLARIMIZA GÖZ LAZERiNDE
Var mı? Yok mu? Olmalı mı?
Türk Lobisi artık bizim için büyük harflerle yazılacak özel bir isim haline geldi. Hollanda Türkleri'nin yaklaşan 50. Yılı tarihi dönüm noktasını da gözönünde bulundurarak Türk Lobisi konusunu incelemeye aldık. Görünen o ki yapılacak çok işimiz var. 4'te HOLLANDA TÜRK LOBİSİ
KAMUOYUNDAKİ GÖRÜŞLER
Türk Lobisi Türkler ve Türkiye için artık büyük harflerle yazılacak özel bir isim haline geldi. Hollanda Türkleri'nin yaklaşan 50. Yılı tarihi dönüm noktasını da gözönünde bulundurarak Türk Lobisi konusunu incelemeye aldık. Bazılarına göre Türk Lobisi yok, bazılarına göre var ama yeterince güçlü bir pozisyonda değil, bazılarına göre varolması ve gelişmişlik göstermesi en elzem konuların başında geliyor.
Bu konuda kamuoyunda önümüzdeki aylarda ve yıllarda çok yankı bulmasını beklediğimiz Türk Lobiciliğini, görüşlerine önem verdiğimiz sevgili dostlarımızdan sorup bir derleme yapmaya çalıştık. Henüz "efradını cami ağyarını mani" bir tanımlama ve niteliklendirme yok ama kamuoyunun dikkatini önümüzdeki aylarda ve yıllarda bu konuya çekmek istiyoruz.
BULMACASEVERLERE MÜJDE Okurlarımızdan gelen yoğun istek üzerine 14'te HOLLANDA'YA ÖZEL BULMACA devam ediyor!
5'de
AHDE VEHFA PROĞRAMLARI
Hollanda Türk Federasyon Hollanda'daki Türk insanının kendi öz kültürü, geleceği, ve bir çok milli alanda birlik ve beraberliği için ahde vefa proğramları başlattı.
?
Amersfoort Mevlana
€ 400,iNDiRiM
24'te
Rotterdam ve Amsterdam'da
Ev almanın tam zamanı! 5 YIL
11'de
% 3,15
YAPILACAK İŞ ÇOK Hollanda'da Türkçemizin anadili olarak kazanılması konusunda 50 binden fazla imza toplamamıza rağmen bu konuda henüz somut bir kazanımımız yok. Lobide güçlü olmak, konomik göstergelerin bir sonucu mudur? Dünyanın diğer ülkelerinde göçmen konumunda olan toplulukların lobi çalışmaları nelerdir? Olaya bilimsel açıdan mı yaklaşmak lazım yoksa sosyal-kültürel faktörler midir?
12'de
'ten başlayan faizler
Doğal Lezzet
22'de
14'te
TÜRKLER’E MVV ŞARTI YOK
7 Kasım 2013 tarihinde Avrupa Birliği Adalet Divanı ‘Demir’ davasında kararını açıkladı ve Türk vatandaşlarına MVV vize şartının Ankara Antlaşmasına aykırı olduğunu karara bağladı.
18'de
20'de
KORUYUCU AILE IÇIN MARATON 'ALSANCAK BÖREKÇISI' ÇIKTI
20 Ekim'de yapılan Amsterdam Maratonu'na Meram Dostları Derneği’nin sponsorluğunda katılan yedi duyarlı genç sporcu 'Word jij ook pleegouder?' tişörtleriyle dikkat çekti.
Sadık Yemni'nin yeni kitabı 'Alsancak Börekçisi' okuyucusuyla buluştu. Nar Kitap Yayınevi'nden çıkan kitap Sadık Yemni'nin bilhassa Hollanda'daki anılarını konu alıyor.
20'de
1 GÜNÜMÜZ BÖYLE GEÇTI
Bir Günümüz Böyle Geçti' de bu sayımızdaki konuklarımız Dildade Tiyatro Grubu'nun oyuncularından Mesut Hoşcan, Sema İlhan ve Enes Ayhan.
HABER
2
KASIM / NOVEMBER 2013
n ile e T E r ZAH ünle g l e n güz olsu n i z i s
ZAHET, Hollanda'da yaşayan ve yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir kurumdur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerini, hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz.Kendi dillerinde hitap ederek hastalara kendi evlerinde Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi hissetmelerini sağlıyoruz. yerinde görmek için, sizi Beek-Ubbergen'deki bakımevimize bekliyoruz.
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm rir Soroban m lerini gelişti zlem beceri ö g e v e m Dinle sağlar Odaklanma ştirir cerisini geli e b k ti a m te Ma i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
İrtibat bilgileri: Stichting ZAHET T. 024-7630420 Verbindingsweg 13 F. 024-7630421 6573 BS Beek-Ubbergen E. info@zahet.nl
Biletiniz n e z i e R a 'Erk le y ' i s e c n güve a l n o f e l bir te elinizde
3
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
Sınırsız İNTERNET Lyca’dan Lyca’ya Arama & SMS Her kredi yüklediǧinizde (1)
Türkiye ile doyasıya konuşun
9
ct /dk
sabit hatlar
29
ct /dk
cep telefonları
baǧlantı ücreti 19ct
ÜCRETSİZ SİM kart ve daha çok bilgi için www.lycamobile.nl ziyaret ediniz veya 0207543030 arayınız BURALARDA BULUNUR: Belhuizen
R
(1)De klant dient tenminste eenmaal per kalendermaand op te waarderen om te kunnen profiteren van de “Onbeperkt gratis data binnen Nederland” actie. Onbeperkt Data gebruik is onderhevig aan een verandering in snelheid van 3G naar 2G voor gebruik van meer dan 3GB data per simkaart gedurende de promotieperiode. ONBEPERKT BELLEN VAN LYCAMOBILE NAAR LYCAMOBILE: geldig voor 30 dagen bij een opwaardering met €10 of €20. Een fair use policy van 3.000 minuten en sms’jes is van toepassing. Voor Standaard Plan klanten geldt na 30 dagen een tarief van 12ct/sms en 0 ct/min. voor de eerste 30 min./gesprek met een starttarief van 24 ct/gesprek. Na 30 minuten geldt een tarief van 15 ct/ min. Voor Saver Plan klanten geldt na 30 dagen een tarief van 9ct/sms en 0 ct/min. voor de eerste 30 min./gesprek met een starttarief van 9 ct/gesprek. Na 30 minuten geldt een tarief van 9 ct/ min. De gratis belminuten en sms’jes kunnen alleen gebruikt worden tijdens de actieperiode. Lycamobile behoudt het recht om te allen tijde de voorwaarden aan te passen en om deze aanbieding in te trekken, een redelijke termijn voor nieuwe klanten in acht nemend. Deze promotie is geldig van 01-11-2013 tot en met 30-11-2013.
LM_NL_285x386mm.indd 1
04/11/2013 15:01
HABER
4
KASIM / NOVEMBER 2013
HOLLANDA TÜRK LOBİSİ Türk Lobisi konusuna kamuoyunun dikkatini çekerek bütün bileşenlerini tanımlama ve dışında kalanları hariç tutma yoluyla, Hollanda Türkleri'nin ikinci 50 yılına önden ışık tutacak stratejilerin konuşulmasını temin edebiliriz düşüncesindeyim.
İBRAHİM KARAMAN Aziz ve de asil okurlarımız, HABER Gazetesi'nin bu sayısının manşetini, Hollanda Türkleri'nin yaklaşan 50. Yılı tarihi dönüm noktasını da gözönünde bulundurarak Hollanda'daki Türk Lobisi konusuna ayırdık.Bazılarına göre Türk Lobisi yok, bazılarına göre var ama yeterince güçlü bir pozisyonda değil, bazılarına göre varolması ve gelişmişlik göstermesi en elzem konu. Bu konuda kamuoyunda önümüzdeki aylarda ve yıllarda çok yankı bulmasını beklediğimiz Türk Lobiciliğini görüşlerine önem verdiğimiz sevgili dostlarımızdan sorup bir derleme yapmaya çalıştık. Elbette sadece bu satırlarla sınırlı olan insan sayısı ve görüşleriyle "efradını cami ağyarını mani" bir niteliklendirme henüz mümkün
ibrahim.karaman@haber.nl
olmayabilir. Ama en azından bu konuya kamuoyunun dikkatini çekerek bütün bileşenlerini tanımlama ve dışında kalanları hariç tutma yoluyla Hollanda Türkleri'nin ikinci 50 yılına önden ışık tutacak stratejilerin konuşulmasını temin edebiliriz düşüncesindeyim. Çok kısa birkaç örnek. Biz Hollanda'da Türkçemizin anadili olarak kazanılması konusunda ferden ferda büyük eforlarla uğraşırken ve mahkeme sonucu dahi aleyhimize sonuçlanmışken, Çince'nin seçmeli ders olarak konulması dünyadaki Çin lobisinin bir kazanımı mıdır yoksa ekonomik göstergelerin bir sonucu mudur? Dünyanın diğer ülkelerinde göçmen konumunda olan toplulukların lobi çalışmaları nelerdir?
Olaya bilimsel açıdan mı yaklaşmak lazım, yoksa sosyal-kültürel midir ya da asıl unsur ekonomik faktörler midir? İşte bu bağlamda sevgili dostlara ileride geniş açıklama ortamları oluşturmak temennisiyle Türk Lobisi'nin hali hazırdaki görüntüsünü çok kısa ve öz bir şekilde değerlendirmelerini istedik. Bu görüşleri aşağıdaki satırlarda sizinle paylaşmak istiyorum:
MEHMET EMIN ATEŞ: Hollanda'da Türk lobisi henüz oluşamamıştır. Bazı arkadaşların ferdi çabaları sonucu etkin oldukları alanlar vardır, ancak Türkler için lobi, şuur, sebat, beceri ve çok geniş bir iletişim ağı gerektirir. Yeni yetişen genç
AÇILDIK e, k, abiy Gelinli ünnetlik, lık, s damat ı ve farklı l bindal n kıyafeti arı ortaml al'e gelin y için Ro
nesilde çok becerikli arkadaşlar var ancak ben henüz bu konuda bilinç ve de yapılanma göremiyorum. En iyi lobi, lobi yapıldığı belli olmayan lobidir.
AHMET SUAT ARI: Hollanda'da Türklerin ciddi anlamda lobi yaptığı söylenemez. Halbuki, Türklerin çoğunluğu lobi yapılması gerektiğine tüm samimiyeti ile inanıyor. Lobicilik yapılamamasının ilk sebebi bu konudaki bilgi eksikliğidir. Lobiciliğin nasıl yapılması gerektiği ve stratejileri hakkında Türklerin önemli eksikleri olduğu kesin. Bunun örneklerini siyasette, basında, kültürde ve sivil toplum hareketlerinde bariz olarak görmekteyiz. Mesela siyasilerimizden tek beklentimiz ‘bizim çıkarlarımıza’ her ne pahasına olursa olsun sahip çıkmalarıdır. Bunun böyle olmadığı hissine kapıldığımız zaman da onları hemen siler atarız. İkinci önemli sebep ise neyin lobisinin yapılması gerektiği konusundaki belirsizliktir. Lobisi yapılması gereken asgari müşterekler ne zihinlerde ne de politikalarda belirgindir. Bu da rasyonel yaklaşımlar yerine duygusal yaklaşımları doğurmaktadır. Bunun da çoğu zaman faydadan çok zararı vardır. Lobiciliğin uzun soluklu bir meşgale olduğu ve çok sabır gerektirdiği bilinen bir gerçektir. Bu uzun soluklu meşgale de iyi belirlenmiş bir stratejiyle zamanı, mekanı, insanı ve enstrümanları doğru kullanmayla sonuca götürür.
İLHAN DÖNE: Lobi konusunu tek tanımla anlayabilmenin zor olduğunu düşünüyorum. Zira herkes kendi perspektifinden olaya bakacağından siyasal, sosyal, ekonomik ve diğer anlamlarda lobicilikten ne anlayacağız? Lobi/lobicilik bir anlamıyla “Bir ülkede bulunan soydaşlar vasıtasıyla egemen erk üzerinde etki kurabilme faaliyetinin adı” olarak tanımlanmakta, diğer bir anlamıyla “Çıkar guruplarının sistematik olarak karar vericilerin yani politikacı
kararlarını etkileme çalışmaları” olarak tanımlanmakta. Bu çerçevede lobi gibi kavramlardan ne anlamamız gerektiği üzerine düşünmek, müzakerede bulunmakla işe başlamalıyız. Konuyu ele alırken bu işin erbaplarıyla birlikte hareket etmeliyiz.
VEYIS GÜNGÖR: Sözün etkili olabilmesi için Hollanda Türk cemaatinin bir çok alanda kurumsal olarak gelişmiş olması gerekir. STK’lar lobi oluşturmada önemli aktörlerdir. Hollanda’daki Türk STK’ların lobi gücü ise Hollanda’daki Türk toplumunun gücüyle doğru orantılıdır. Fonksiyonel lobi örnekleri yer yer karşımıza çıksa da, kurumsal bir lobicilikten bahsetmemiz çok zor. Zaman zaman lobicilik yapmaya çalıştıklarını belirten, kısmen de yapan, ki benim başında olduğum kurum da dahil, STK’ların kurumsal lobicilik yapacak alt yapıları bulunmamaktadır.
TUNAHAN KUZU: Öncelikle lobi yapmak strateji işidir ve aynı zaman da lobi yapmak profesyonel bir iştir. Hollanda Türk lobisinin şu anda en önemli eksikliği bu bence. Basit bir örnek: Milletvekili olduğumun ilk haftası, sağlık sektöründen olduğum için, ecza ve ilaç lobisi hemen tanışmak istediklerini bildirdiler ve benimle randevu yaptılar. Farklı sektörlerde etkili insanlarla tanışmak ve güven ortamı yaratmak lazım ki kalıcı ve sürekli bir ilişkiyi koruyabilesiniz. Genel olarak baktığımızda, lobicilik kendi çıkarını ajandaya koymaktır, biz burada bunu yeterince yapamıyoruz. Hollanda'daki yarım milyon insanımız önce kendi haklarında hemfikir olması gerekiyor. Bunun için STK'larımızın ortak çıkarları beraber belirlemese gerekiyor. VECIH ER: Lobicilik hükümetler tarafından verilen kararları etkileme çalışmasıdır. Modern toplumlarda lobicilik devlet sisteminin önemli unsurlarından biridir. Bizim üzerinde yaşadığımız coğraf-
Başka lobi kuruluşları nasıl başlamış?
Hayalindeki abiye ya da gelinliği bulamadın mı? Üzülme! Royal Modehuis'ın 400 metrekarelik geniş mağazasında hayallerinin kıyafetini bulabilirsin!
Lobiciliği daha somut bir modelden anlama adına Hollanda'da CIDI (Centrum Informatie en Documentatie Israel) örneği incelenebilir: CIDI'nin yaptığı her türlü açıklama ve basın bildirisi, Hollanda medyasında büyük yankı buluyor. Yahudi lobisi dünyada olduğu gibi Hollanda'da da çok önemli bir yer alıyor ve her zaman ses getiriyor. Sıcak bir örnek: Wilders ve Le Pen gibi politikaları benzeşen iki liderin buluşmasının, ileriki bir aşamada Avrupa'da güç bulması ve mesela Yahudilerle alakalı 'ritüel kesim ve sünnet olma' gibi dini temellere engel oluşturabilecek noktalarda tereddütlerini dile getirdiler ve bu görüş gerek medyada gerekse kamuoyunda geniş yankı buldu.
CIDI'nin kendi belgesellerinde ortaya konan lobi çıkış noktası şöyle özetlenebilir: İsrail devletinin kurulmasından 25 yıl sonra, 1973'teki İsrail Arap savaşında Hollanda'daki kamuoyu, İsrail'e karşı bir tür tavır almaktaydı.İsrail ve yahudiler adına hoş olmayan ve aşırı keskin olmaya başlayan sesler yükselmeye başlamıştı. 1974'de Bob Levisson, CIDI'yi kurarak, İsrail ile alakalı tüm haberlerin dokümantasyonuna başladı. Bundan sonra Hollanda kamuoyunda CIDI ile propagandalar başladı. Levisson, o zamanki milletvekillerine ve hükümetteki insanlarla görüşüp 'Biz buradayız, kurulduk, her türlü bilgiyi bizden alabilirsiniz' diyerek CIDI'yi hükümete tanıtarak her
yada kendi insanımızın lobicilik faaliyetlerinde yeterli olmadığı kanaati bende hakim. Maalesef bizler aksiyon toplumuyuz yani bir hadise meydana gelince hemen tepki veriyoruz ama üzerinden bir süre geçince herşey unutuluyor. İşin ehemmiyeti aşikar. Ancak bunun için o işe inanmış kalifiye elemanların yetiştirilmesi önemli. Bir toplumda katma değer üretebiliyorsanız, sözlerinize itibar edilir. Biz kendi perspektifimizden baktığımızda iş dünyası olarak, yaklaşık 20 bin girişimcimiz ve bunların istihdam ettiği 55 bin insan var. Bu tablo bize Den Haag'ta büyük güç katmakta. Ancak bunu da kendi adımıza yeterli görmüyorum. Lobicilik faaliyetinde uzun vadede müspet hareket her zaman kazandırmaktadır.
DR. KÜRŞAT BAL: Hollanda'daki Türk lobisi etkisiz, çünkü bu konuda çaba gösteren insanlar ve STK'lar maalesef birlikte ve uyum içinde hareket edemiyor. Gündeme ve olan olaylara fazla tepkisel yaklaşıyoruz. STK'larımız Hollanda'daki gündemi takip ediyorlar ve izliyorlar, ama hiç bir zaman gündemi oluşturmak için bir çaba göstermiyorlar. Lobicilikte gündemi takip etmekle kalmayıp, kendi gündemini yaratmak çok önemli.
KAYA TURAN KOÇAK: STK'larımız ortak hareket edebilmesi lazım. Geçtiğimiz 50 yıl içerisinde gelen gurbetçilerimizden bunu beklemek doğru olmaz. Onlar buraya çalışmak için geldiler sonuçta. Ama yeni nesiller, okuyan ve aktif olanlar bunu yapabilirler. İşadamları kuruluşlarımızın etkili olabilmesi için MVO ve VNO/NCW ve MKB'de siyasetçilerimizin ise her kademede görev almaları lazım. Seçimden seçime dar kapsamlı siyaset içinde kalmamalıyız. Gençlerimiz Türk öğrencilerin yanında üniversiteye bağlı Hollandalı öğrenci derneklerinde de aktif olmalılar. Bu 3 alanda da iyi olursak işte o zaman etkileyici bir Türk lobisinden bahsedebiliriz.
türlü enformasyon iletişimini başlattı. 1991 yılında, CIDI 'Israel Nieuwsuur' diye bir telefon hattı kurdu. Buradaki amaç, Körfez Savaşı esnasında Hollanda'daki Yahudilere ve arayan herkese günde iki defa o telefon hattında İsrail ve bölge hakkında bilgi vermekti. Bu haberler genelde İsrail basınından, CIDI'nin kendi deneyimlerinden alınıyordu. Dakikada 50 cent olan bu hatla aynı zamanda CIDI'ye gelir sağlanıyordu. Bilindiği gibi ekonomik ve siyasi faaliyetlerde de İsrail Lobisi Hollanda'nın en güçlü lobilerinden birisidir. Yükselen ırkçılığı önlemek, haklarımızın çiğnenmesini engellemek ve imaj oluşturabilmek için, bu lobi tarzındaki kuruluşları da incelemek, bunu bilimsel, sosyal, kültürel ve ekonomik açılardan destekleyerek Türk Lobisi'ni oluşturmak kaçınılmaz olmuştur. Öğrencilerimiz bu konuda tezler yazmaya başlayabilir.
Hollanda'daki Türk lobisi neler yapabilir?
ROYAL MODE HUIS Groene Hilledijk 221A 3073 AG Rotterdam Tel: 010-848 95 00 www.royalmodehuis.nl
Herşeyden önce aşağıdaki çalışmaları yapabilmek icin bütün ilgili kurum ve derneklerin katkısı ve desteğiyle, CIDI örneğinde olduğu gibi kurumsallaşma çalışması yapılmalı ve bu çalışmaları profesyonel bir şekilde yürütmek hedeflenmelidir. -Türkiye ve Türkler hakkında bilgili olup Hollandalılara bu konularda bilgi vermek. Sağlam kaynağa dayanmayan ve önyargılara dayalı bilgi akışını engellemek ve kendini kabul ettirmek,
-Türkiye ve Türkler hakkında Hollandaca yazılar, makaleler yazıp, Hollanda basınına göndermek. Bu şekilde Hollanda medyasında Türkler ve Türkiye hakkında pozitif imaj oluşturmak. - Türkiye ve Türkler hakkında, film ve belgeseller çekmek. Göçün 50 yılını ele almak, çekilen zorlukları sergilemek, bu fırsatı iyi değerlendirmek. Birinci nesle bu konuda hem Hollandalıların hem de yeni neslin vefa göstermesini sağlamak. -Türkiye'den sağlam kay-
naklı bilgi edinmek, Hollanda ortamına uyarlamak, dünyaya ve Hollanda'ya sunmak. -Hollanda basınında güçlü, kararlı, bilgi dolu söylemler verebilmek için, gençler yetiştirmek. Bu konu için özel akademiler kurmak. Think-thank denen düşünce kuruluşları ihdas etmek. -Türkiye ve Türkler hakkında çıkan yalan-yanlış, yanlı haberlere mektuplar ve mailler yazmak. Bu konuda hukuksal destek aramak. - Farklı STK'ların asgari müştereklerde birlikte hareket etmesini sağlamak.
5
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
TÜRK FEDERASYONDAN SİYASET AKADEMİSİ KURULDU AHDE VEHFA A vrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerin siyasi hayatına daha fazla katılmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirilen proje kapsamında,
Hollanda Türk Federasyon Hollanda'daki Türk insanının kendi öz kültürü, geleceği, ve bir çok milli alanda birlik ve beraberliği için kurulmuş teşkilatlarında bir dönem başkanlık yapmış olan teşkilat mimarlarını “Ahde Vefa” programında bir araya getirdi. Bu buluşma ile Hollanda Türk Federasyon’un “Ahde Vefa” programlarının ilki büyük bir başarı ile tamamlanmış oldu. Yapılan ilk “Ahde Vefa” programında mevcut binalı teşkilatlarda başkanlık yapmış olanlar bir araya gelerek birlik ve beraberlik mesajları verdiler. Türk Federasyon genel başkanı Murat Gedik kısa bir konuşma ile geleceğe dönük yatırımlardan bahsetti. Murat Gedik: “Allah nasip ederse Hollanda’da teşkilatımıza
aralarında Başbakanlık Başmüşaviri Yiğit Bulut, SDE Başkanı ve AK Parti MKYK Üyesi Yasin Aktay ve AK Parti MKYK Üyesi Sayın Osman Can'ın da bulunduğu siyasetçi ve akademisyen tarafından
Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın gerek siyasi katılımını, gerekse farkındalıklarını artırmak amacıyla bir süredir ‘Siyaset Akademisi’ projesi üzerinde çalışan UETD Almanya sonunda bu projeyi hayata geçirdi.
HABER Gazetesi'nin Ekim manşeti toplumda yankı buldu ve Hollanda Türk Federasyon AHDE VEFA proğramlarına başladı.
emeği geçen bütün gönüldaşlarımızla ileride geniş bir program yapacağız. Yıllarca evvel vermiş olduğunuz emekler çok şükür bugün meyvelerini vermektedir. Etrafı ile barışık, yaşamış olduğumuz toplumda kendi özünden kopmamış fakat yer edinmiş gelecek nesiller için çalışmaktayız.” Başkan yardımcısı Tuncay Bahtiyar, genel sekreter Erim Uğurlu, genel muhasip Sadettin Şimşek, gençlik kolları başkanı Ahmet Çömlekçi ve genel sekreter yardımcısı Kani Yaşar katıldıkları proğram davetlilere takdim edilen plaketlerle son buldu.
sında n Nisan 2013 sayı HABER Gazetesi'ni ya in Yazarel Si set köşe yazarımız Met a'daki Türkler için Okulu'nun Holland tu. e çağrıda bulunmuş kurulması yönünd i ey oj pr rkleri bu Ancak Almanya Tü gerçekleştirdi. ce ön n Hollanda'da
3 GANGEN MENU 29,50 nu voor
20 genç kıza 4 yıl eğitim
deze aktie is geldig dinsdag t/m donderdag
14,95
Turkse Specialiteiten
Anne Fonds tarafından 22 Kasım'da düzenlenecek olan yardımlaşma konserinde Karsu Dönmez ve Funda Mujde sahne alacaklar. Girişlerin € 20 olduğu ve Rotterdam Lantaren Venster tiyatro sahnesinde düzenlenecek olan konser ve gösteride toplanan yardımlarla Türkiye'deki 20 yardıma muhtaç genç kızlara 4 yıllık eğitim bağşlanacak.
Restaurant Sarnic
Vijfwerelddelen 105, 3071 R’dam www.sarnic.nl 010 - 29 00 38 Geldig tot 31 oktober 2013
4'te
Köse Advocaten
Rotterdam • Amsterdam
bir dizi eğitim gerçekleştirilecek. Bakan Yardımcısı Etyemez, UETD Siyaset Akademisinin açılışında Köln'de yaptığı konuşmasında, sivil toplum örgütlerinin önemine vurgu yaparak, vatandaşlarımızın gerek sivil toplum örgütlerinde gerek yaşadıkları ülkelerin siyasi hayatlarında daha fazla yer alarak yaşanan sorunlarda çözümün bir parçası olmaları gerektiğini belirtti.
Law Offıce
Voor en met Turkse ondernemers
: 010 - 215 13 11 www.hukukburosu.nl
Senelik € 500'dan başlayan ücretlerle, Türk işletmelerinin hukuk danışmanlığını üstleniyoruz.
Hollanda'daki Türk işletmelerine hizmet sunmak için oluşturduğumuz Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimimiz (sector ondernemingsrecht), bütün hukuksal mevzuat konularında sorunlarınızı çözmeyi hedefliyor. Köse Avukatlık Bürosu'nun Şirketler ve Ticaret Hukuku Birimi'nin departman yöneticisi avukat Nursel Köse ve bölümdeki hukukçularımız, 3 avukat ve 2 hukuk müşaviri ile hizmetinizdeyiz.
Av. Havva Yılmaz-Altındağ Huk. Müş. Erdal Kaya
Av. Nursel Köse
Av. Ejder Köse
Hukuk Müş. Elif Kıraç
Av. Ali Durmuş
Hukuk Müş. Mevlüt Gök
Design by ExpoLife
Hollanda'nın en büyük Türk avukatlık bürosu Köse Advocaten olarak yeni hizmetlerle karşınızdayız. Türk işletmelerine yönelik avukatlık ve danışma hizmetlerini sunmak ve hedeflenen sonuçları almak için yeni bir formül oluşturduk.
Av. A. Kemal Tosun
HABER
6
KASIM / NOVEMBER 2013
HARIÇTEN GAZEL OKUYANLARA...
IUR, YÖK TARAFINDAN DA TANINDI
Biz Türklerin şartları artık seksenli veya doksanlı yılların şartları değildir. O yıllarda kuruluşlar sahip oldukları sayısal üye çoğunluğuyla değerlendirilirlerdi. Bugün ise nitelik ön plana çıkmaktadır. Kimse sizin kaç üyeniz olup olmadığıyla ilgilenmiyor. İlgilendikleri sizin kaliteniz, projelerinizin gücü, innovatif olup olmadığınız, faaliyetlerinizin günün meselelerinin çözümüne katkısı olup olmadığı, farklı kuruluşlarla işbirliği yapıp yapmadığınız, global ilişkilerinizin olup olmadığı, katılımcı olup olmadığınız, sosyal sorumluluk alıp almadığınız, uluslararası partnerlerinizin olup olmadığı, istikrarlı ve tutarlı olup olmadığınızdır. AHMET SUAT ARI Ömrümün yarısını Hollanda’da geçirdim. Bundan sonra bu ülkedeki ikamet sürem Türkiye’dekinin aleyhine uzayıp gidecek. İnşallah ömrümüzün geri kalanı sağlıklı ve faydalı geçer. Bugüne kadar toplum için faydalı olma gayreti içinde oldum. Zaman zaman bu yoldaki tercihlerimde yanılmışlığım oldu. Doğru bellediğim bazı tavır ve duruşların yanlış olduğunu fark edip kendime yeni yönler tayin ettim. Ama hiç bir zaman yan gelip yatmadım, mutlaka elimi bir taşın altına koydum. Haliyle her zaman iki çift laf etme hakkım olduğunu düşünüyorum. Şimdi bu da nereden çıktı diyenler olacaktır. Ben de sabredin diyorum. Yazının sonunda bu sorunun cevabı kendini gösterecektir. Türkiye’dekileri saymazsak 26 yıllık Hollanda tarihimde bazıları Türklere bazıları da Hollandalıların geneline hitap eden olmak üzere 10’un üzerinde kuruluşta yöneticilik yaptım ve yapmaktayım. Bunların bazılarının da kurulmasına ön ayak oldum. Bu çeyrek asırlık zamanda her şeyde olduğu gibi kuruluşlar ve onların işleyişinde de bir takım değişiklikler oldu. Klasik anlamda teşkilatçılık hem Hollanda hem de biz göçmenlerin kuruluşlarında büyük oranda terk edildi. Artık her şeye el atmak değil, çalışma alanını sınırlayıp işinin ehli olmak ön plana çıktı. Buna ayak uyduramayanlar da başarısızlığa mahkum oldular. Bu da zamanın ruhunu yakalamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Hem toplum hem de ona hitap eden kurumlar dinamik olmak zorundadırlar. Bu dinamizmi başta siyasi, dini, kültürel, sosyal, akademik, sportif kurum ve kuruluşlar olmak üzere her tür yapılanmalarda gözlemlemekteyiz. Değişime direnen statik yapılar zaman içinde kaderine terk edilmektedir. Avrupa’da başarılı ve etkin bir teşkilatçılığın yolu içinde yaşadığımız şartları iyi çözmekten geçer. Toplumların dinamiklerini iyi okumak ve bu yapı ile ters düşmeden, çoğu zaman onlarla işbirliği yaparak be-
suat.ari@haber.nl lirlenen hedeflere ulaşmak mümkün olabilir. İçine kapanarak, kendi dünyasında yaşamak belki temel sosyal ihtiyaçlara hitap edebilir, ama uzun vadede başarılı olmaya engeldir. Biz Türklerin şartları artık seksenli veya doksanlı yılların şartları değildir. O yıllarda kuruluşlar sahip oldukları sayısal üye çoğunluğuyla değerlendirilirlerdi. Bugün ise nitelik ön plana çıkmaktadır. Kimse sizin kaç üyeniz olup olmadığıyla ilgilenmiyor. İlgilendikleri sizin kaliteniz, projelerinizin gücü, innovatif olup olmadığınız, faaliyetlerinizin günün meselelerinin çözümüne katkısı olup olmadığı, farklı kuruluşlarla işbirliği yapıp yapmadığınız, global ilişkilerinizin olup olmadığı, katılımcı olup olmadığınız, sosyal sorumluluk alıp almadığınız, uluslararası partnerlerinizin olup olmadığı, istikrarlı ve tutarlı olup olmadığınızdır. İşte benim 2005 yılından beri genel sekreterliğini yaptığım UETD Hollanda da bu esaslardan hareketle kendisine bir misyon belirledi. Bu misyon, kendi öz kimliklerine, norm ve değerlerine yabancılaşmadan içinde yaşanılan ülkelere uyum sağlamayı, bu ülkelerde etkin bireyler ve saygın vatandaşlar olmayı, her alanda katılımı ön plana çıkaran ve böylece Avrupa’da çok kültürlülüğe katkıda bulunmaya inanan bir düşünceyi tanıtmak, yaymak, yeni nesillere aktarmak ve bu yönde ortak bir ‘Avrupa Türkleri Kimliği’nin oluşumunda bu düşüncenin etkin olmasını sağlamayı ihtiva etmektedir. Çıkış noktaları da çifte aidiyet ve transnasyonal kimlik, sorumluluk, katılımcılık olarak belirlenmiştir. Bu misyona hizmet çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetlerin metodu, içinde yaşadığımız ülkenin sivil toplum kuruluşlarının ekseriyetle uyguladıkları metoddur. UETD Hollanda, sayıları günden güne artan “Türk Orta Sınıfı”nın belirlenen hedeflere ulaşmada anahtar rol oynayacağının şuurundadır. Haliyle girişimcisi, siyasetçisi, yazarı, hukukçusu, sanatçısı, akademisyeni ve öğrencisiyle Hollanda’daki insanımızın farklı
alanlardaki katılımına öncü ve örnek olacak bu sınıfın toplum yararına mobilize edilmesi gereğinden yola çıkarak faaliyetlerinde onları merkeze almaktadır. UETD Hollanda hiç bir zaman kendisini mevcut diğer kuruluşlara alternatif olarak görmemiştir. Tam aksine onları tamamlayan, hatta onların gerektiğinde partneri olan bir kuruluştur. Bizim faaliyet alanlarımız siyasi katılım ve (sosyal) sorumluluk, ortak çalışma ve diyalog, çok amaçlı lobi, AB-Türkiye İlişkileri, insan hakları ve ırkçılıkla mücadele, sivil toplum ve demokrasi olarak sınırlandırılmıştır. Bu alanlarda bize olumlu katkısı olacağına inandığımız her kuruluşla, rengine bakmadan, birlikte çalışırız. Zaten bizim faaliyetlerimiz takip edenler de bunun farkındadırlar. Sekiz yıl önce kurulan UETD Hollanda diğer bir çok kuruluşa nazaran çok gençtir. İlk bir kaç ayı hariç tutarsak teşkilatın ana kadrosu hep aynı kalmıştır. Başkan Veyis Güngör ve genel sekreter olarak da bendeniz ta başından beri aynı konumda hizmet etmeye çalışıyoruz. Bizi bugünlere yukarıda çerçevesini verdiğim misyon ve o misyona hizmet için uygulanan metodlara inancımız getirdi. Ama bu hep böyle devam edecek diye bir kayıt yoktur. Kurumlar kalıcı olmakla birlikte kişiler geçicidir. Gün gelecek biz de görevi başkalarına devredeceğiz. Bundan tabii ne olabilir ki? Ancak bu gayet tabii durum bazıları için zil takıp oynatacak kadar kadar önemli ki, sağda solda dedi kodu yapmaktadırlar. Hatta kendi hafsalalarının ürünü olan senaryolara inanacak kadar da işi ileri götürenler var. Böyleleri her ihtimali bir şekilde dile getirirler ki, sonradan “bak ben demiştim!” diyebilsinler. Biz de ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyoruz. Yoksa it ürür kervan yürür mü olacaktı? Yok yok, biz yine edebimizi bozmadan, hariçten gazel okumayın diyelim!
Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
DOĞRU ADRES
Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz!
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteemvan ADACAMS
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
İslam Üniversitesi Rotterdam'ın yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) İUR Lisans ve Master diplomalarının denkliğini kabul ettiğini belirtti. Yapılan açıklamada "Bundan sonra İUR'de okuyan öğrenciler Türkiye’deki bütün Üniversitelerle, kanunlar ve uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü işbirliği (Doktora hakkı dahil) mümkün olabileceği gibi, mezunların da başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, devletin bütün kadrolarına müracaat hakkını elde etmiş olacaklar" denildi.
HAMIT KARAKUŞ LISTE BAŞI
19 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan belediye meclisi seçimlerine katılacak olan Türk kökenli adaylar seçim listelerinde yer almaya başladı. PvdA, Mart 2014 Rotterdam Belediyesi'nde belediye meclis seçimlerine Hamit Karakuş'un liste başı olarak katılacak. Rotterdam başkanı Rob de Werd 3 aday arasından Hamit Karakuş'un kazandığını açıkladı. Rotterdam belediyesi encümen üyesi Karakuş oyların %60,2 sini alarak, Delfshaven ilçe başkanı Carlos Gonçalves ve belediye meclis üyesi Leo de Bruin'i geride bırakarak liste başına geçti. Dordrecht'te PvdA'nın hazırladığı 21 kişilik taslak listede 2. sırada Nilüfer Sönmezer, 4. sırada Bahattin Güler ve 13. sırada da Gül Akansu var. CDA Dordrecht için hazırladığı listenin 7. Sırasında Şahin Seme var.
İLK ŞOFÖRSÜZ OTOMOBIL BAKANI TAŞIDI Hollanda’da geliştirilen şoförsüz otomobil ilk seferine Bakan Melanie Schultz van Haegen ile çıktı. Karayolları Dairesi, Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü TNO ve Delft Teknik Üniversitesi tarafından ortaklaşa geliştirilen otomobilin güvenli olacağı ve birbirlerine yakın seyredebilecekleri için yollarda kuyruklar oluşmasını önleyebilecekleri belirtiliyor. Otomobilin beynini oluşturan bilgisayarlar, sensor, kamera ve radarlardan gelen sinyalleri değerlendirip karar veriyorlar. Şoförsüz otomobillerin 2020 yılından itibaren satılmaya başlayacağı tahmin ediliyor. Araştırmacılar, 20 yıl içinde tüm otomobillerin şoförsüz olabileceğini söylüyorlar.
MÜSLÜMAN OLDUĞU GEREKÇESIYLE ŞEKER VERMEDI Amsterdam’da bir Hollandalı kadın, Sint-Maarten kutlamasına katılan çocuklara Müslüman oldukları gerekçesiyle şeker vermedi. Çocuklara Müslüman oldukları için şeker vermeyeceğini, Sint-Maarten’ın Hıristiyanlara ait bir kutlama olduğunu ve Müslüman çocukların bu nedenle şeker toplama haklarının olmadığını söylediği öğrenildi. Çocukların anneleri kadın hakkında Ayrımcılık Kayıt Merkezi’ne şikayette bulundular.
7
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
GİRİŞİMCİ BULUŞMALARI - 3 GERÇEKLEŞTİRİLDİ
PROFESYONELLİK NASIL OLMALI? ğin çeşitli branşlarda nasıl realize edilebileceğini anlattı. Oktay Ünlü Kralingen Crooswijk'de Belediye Meclis Üyeliği yapıyor ve 13 yıldır devletin bakanlıklarında cezaevi denetimi yapıyor. Uzun zamandır ticaretle uğraşıyor ve şimdi sigorta ipotek şirketi var. Ünlü: "Pazarı her zaman genişletebilir-
P
rofesyonelleşme ve pazar büyütme nasıl olmalı konuluö 3. Girişimci Buluşmaları seminerinde Seyiy Yeyden ve Oktay Ünlü katılımcılar workshop verdi. Yaklaşık 25 işinsanının katıldığı seminer renkli görüntülere sahne oldu. Konuşmasına 50 yıl önceki göç hikayesiyle başlayan Seyit Yeyden,
50 yıl önce buraya gelen birinci neslin buraya gelmesinin girişimci ruhlarından olduğunu belirtti. Seyit Yeyden: "Ailesini bırakıp, buraya çalışmaya gelmişler ama buranın dilini kültürünü ülkeyi bilmiyor. Sadece para kazanıp geri dönecek, bundan daha büyük bir risk olamaz. Türk ve Hollandalı girişimcilerin arasındaki te-
mel fark ise Hollandalı önce bütün araştırmalarını yapar, danışır bina kiralar ve sonra işe başlar. Türk ise önce bina kiralar 6 aylık kirayı öder sonra etrafına bakar ne yapacağına karar verir. Türklerin çoğu birbirine bakarak iş yapar. Türklerin girişimciliği 25 yıla dayanıyor. Oktay Ünlü ise yaptığı konuşmada profesyonelli-
Katılımcılar: Mehmet Ali Özel: Maliflex Uitzendbureau. Aytekin Fındık: Ada Groep Accountancy. 4 farklı şehirde şubesi var. Nafiz Koçak: Royal Modehuis gelinlik mağazası. Seçimlerde Feyenoord'dan liste başı olarak aday. Atanur Erkaslan: 25 yıldır Erka Reizen ve 5 yıldır sağlık sektöründe.
sin bu bana yeter diye bir şey yok. Ticaret ortamında en önemli kurallardan bir tanesi satabileceğiniz şeyleri satın ve aynı üründen çok fazla çeşit satmayın. Konseptinizi ona göre ayarlayın. Eğer bir iş yapacaksan yer seçimi çok önemli, mamullerini kime satacaksın, müşterilerin gelir düzeyi nasıl ve personel seçimi çok önemli. Pazarını
Kaya Turan Koçak: Rabobank'ın en üst düzey Türk yöneticisi. Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili adayı 6. sırada. Havva Çınar: 29 yıllık eğitim uzmanı, Hollanda'da ilk kurulan Montessori okulunda müdür. Mesut Karaman: Orange Valley Webanalist. Semih Tuna: Accountant ve TDLS başkanı.
büyütmek istiyorsan ve kalıcı olmak istiyorsan profesyonelleşmen gerekir. Bunun doruğu da markalaşmaktır. Ön araştırma yap ve bilinçli bir şekilde iş yap" mesajını verdi. Konuşmaların ardından katılımcılar kendilerini tanıttılar. Proğramın son bölümünde ise hep beraber yemeğe geçilerek, daha detaylı konuşma fırsatı buldular.
Nur Yüksel: Rotterdam polisi HR Menejeri. Nuri Şekercan: Gentle Incasso icra ve haciz bürosu sahibi. Dilan Doğan: Gentle Incasso Den Haag Şube sorumlusu. Ogün Göktürk: 1990'dan beri Marketing en Bussines Communication şirketi var. Harun Karaarslan: 3 yıldır borç destek bürosu var.
Cumhuriyet Bayramı Coşkusu
Rotterdam Başkonsolosluğu himayesinde Başkonsolos Togan Oral ve eşi Gül Oral'ın ev
sahipliği yaptığı Cumhuriyet Bayramı Kutlaması Mainport Otel'de düzenlendi. Hollanda da ki Türk toplumunun her kesimiyle kucaklaştıklarını ve nice 90 yıllara
ulaşmayı dileyen Togan Oral "Türkiye'nin istikrarlı büyümesi buradaki Türk insanını kendilerine olan güvenini arttırıyor ve Cumhuriyetin nimeti ve fazileti bunlar. Tüm dünya Türkiye deki gelişmeleri hayranlık ve gıptayla izliyor. Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren Marmaray projesinin topladığı ilgi buna bir örnek teşkil ediyor." dedi. Avrupa’daki milyonlarca Türk'ün hem Hollanda’ya hem Türkiye ye önemli katkılar sağladığını dile getirdi. Resepsiyona katılan konuklara Türk yemek ve tatlıları ikram edildi. Büyük ilgi gören folklor gösterisinden sonra davetliler geniş network imkanı buldular.
A+ Jurıdısch Advies A Hukuk olarak Hollanda'da yaşayan vatandaşlarımıza ana dilinde danışmanlık
hizmeti vermekteyiz. ınd, uwv, iflas ve haciz ile ilgili sorunların yanı sıra bir çok alanda sizin için en uygun çözümü sunuyoruz. İlk görüşme ücretsizdir.
T 06-81 77 58 66 09:00 - 12:00 SAATLERİ ARASINDA RANDEVU YAPILMAKTADIR.
.com
€59
’dan
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin Haber Gazetesi
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
HABER
8
KASIM / NOVEMBER 2013
ZIHINLERI FOSILLEŞMIŞ STK LIDERI DINAZORLAR, TOPLUMSAL ÖNDERLER Anlamakta zorlandığım durum ise bizim dinazorların oturdukları koltuklarda fosilleşme durumudur. Kolay mı zannediliyor kendi dönemine damgasını vurmuş, ağzından çıkan her kelime doğru ve emir telakki edilmiş, huzuru divanına el-etek öperek çıkılan bir öndere, 'sizin devriniz kapandı, siz geçmişinize takılıp kaldınız' diyerek defterini dürüp tacından tahtından mahrum etmeyi.
METİN YAZAREL Niyetim Hollanda da bulunan bazı sivil toplum örgütlerimizin entegrasyona uygunluğunun aştırıldığı bir ortamda tarihi vesika ve fosillerden yararlanarak insan anatomisini incelemek değil. Elimizde bulunan belgelerden istifademiz nisbetinde dünü, bugünle kıyaslayarak, günümüzün STK anlayışı ve kanaat önderlerinin liderlik yeteneklerini dikkate alarak toplumsal duyarlılık ve toplumsal farkındalığımızı yani sosyal yapımızı irdelemek olacak. Yaşı, başı kemale ermiş insanlardan hemen her konuda medeni olgunluk gösterecekleri beklentisi içinde olduğumuz doğrudur. Nedense insanların ihtiyaçları, istekleri, hedefleri, idealleri yani insanın iç dünyası, psikolojik yapısı, ruhu ve yeteneklerini dikkate almadan sürekli iyimser beklentiler içinde oluruz. Hangi mevkii iştigalde bulunmuş olursa olsunlar, çıtayı en yükseğe tutmak, kuyruğu sürekli dik tutmak kolay elde edilen bir mizaç değildir. Kendimizi, çevremizi ve bizi kuşatan maddi, manevi değerleri, etkisi altında kaldığımız olayları sorgularken, çağdaşımızın elinden tutamamış olabiliriz. Benim eleştirim yetersiz ve yeteneksiz olduğu halde İstanbul milletvekili Metin Külünk Bey'in tabiriyle yol ortasına oturan Hint ineği gibi oturduğu koltuktan kalkmak istemeyen ve kendisini kutsayan STK yöneticilerine yönelik olacaktır. Hindular ineklerini kutsal saydıkları için müdahalede bulunmuyorlar anlarım, anlamakta zorlandığım durum ise bizim dinazorların oturdukları koltuklarda fosilleşme durumu-
AP seçimlerinde CDA'dan iki Türk
metin.yazarel@haber.nl dur. Kolay mı zannediliyor kendi dönemine damgasını vurmuş, ağzından çıkan her kelime doğru ve emir telakki edilmiş, huzuru divanına el-etek öperek çıkılan bir öndere sizin devriniz kapandı siz geçmişinize takılıp kaldınız diyerek defterini dürüp tacından tahtından mahrum etmeyi. Diğer taraftan göçün 50. yılını kutlamaya hazırlandığımız göçmenlik hayatımızda talihli olma fırsatını yakalayan sivil toplum lideri kanaat önderlerimize geçmiş hizmetlerinden dolayı haklarını teslim ediyorum. Bilgi, beceri ve kabiliyetleri ölçüsünde toplumsal örgütlenmemizi sağlayıp hizmet ettiler, kendilerine teşekkür ediyorum. Bugüne kadar emeği geçen bir çok sivil toplum önderimizin gönüllülük ilkesine dayalı ceplerinden para koyarak yaptıkları hizmetlerin karşılığının kuru bir teşekkür olmadığını da biliyorum. 50. Yıl anısına Rotterdam kentine dikilen göçmen anıtı da bu manada bir teşekkür beratı olarak algılansın istiyorum. Anıtın dikilmesini anlamlı ve değerli bulduğumu ifade ederken aynı semt belediyesi sınırları içerisinde seçilmiş Türk kökenli belediye başkanı ve meclis üyelerinin görevlerinden azledilmesini ise kabul edilemez ve iki yüzlülük olarak görüyorum. Dikilen anıtın bizlere lanse edilen şekliyle ECRI ve Nationale ombudsman Alex Brenninkmeijer in tehlikesine işaret ettiği raporunda kamu alanın da, iş pazarı ve eğlence sektöründe yabancılara yapılan baskı ve ayrımcılığın giderilmesine vesile olmasını diliyorum. Yine bu anlamda küresel sermayenin
baskısı altında sindirilmiş sendikalara, adil olmayan gelir dağılımına, sağlık alanında, eğitimde, adalette, kısacası sosyal dengeyi bozacak her türlü ayrımcılığa karşı toplumsal dayanışmayı sağlayacak bir uyanışa vesile olmasını temenni ediyorum. Burada bir konuyu açıklık getirerek anıtın dikilmesine karşı olduğum izlenimini verecek yanlış anlaşılma algısını da düzeltmek isterim. Anıt değil anıtların hatta varsa fotoğrafı ilk gelen misafir işçimizin heykelinin dikilmesine taraftarım. Benim vurgulamak istediğim durum törene katılan dış misyon şeflerimiz dahil olmak üzere, kanaat önderlerimizin matem günümüz olan 10 Kasım tarihini dikkatlerinden kaçırmış olmalarınadır. Ve hatta konu Atatürkümüz olunca mangalda kül bırakmayan sözde Atatürkçülerimizin duyarlılığı olmak üzere yarınlarda şenlik ve matem günün ikisinin bir arada nasıl bir duygusal tepkiyle kutlanacak olmasınadır. Elli yıllık göçmenlik serüvenimizi sanayileşmiş yıkıcı bir hayat tarzıyla yaşayan bir toplumda önce misafir sonrasında da yabancı statüsünde yaşamak mecburiyetinde kaldık. Eğer yaşadığımız cemiyet içerisinde saygınlık kazanmak ve bu yıkıcılığa bir son vermek istiyorsak sınıf atlayarak “kendimizibulmak ve toplumdaki yerimizi tayin etmek” zorundayız. Yani yeni bir anlayışla dizayn edilmiş toplumsal birliktelik ve duyarlılığı sağlayacak vizyon ve misyona sahip yeni model sivil toplum örgütlerine ihtiyacımız olduğunun önemine işaret ederek yazımı sonlandırmak istiyorum.
2014'ü şimdiden planlayın!
Alaattin Erdal
Kaya Turan Koçak
22 Mayıs 2014'te yapılacak olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine partilerin aday listeleri belli olmaya başladı. CDA listesinde 2 Türk kökenli adaya yer verirken, tarihinde ilk defa ilk 10'a bir Türk girmeyi başardı. Listede 6. sırada olan Kaya Turan Koçak gazetemize yaptığı açıklamada bunun tesadüf olmadığını ve 20 yıllık bir siyaset geçmişinin bunda katkıda bulunduğunu söyledi. Parti yönetimince yapılan açıklamada aday listesinin ilk sırasında mevcut AP parlamenteri Esther de Lange yer alırken, 6. sıradaki Kaya Turan Koçak'ın yanı sıra 18. sırada Charlois İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Alaattin Erdal yer aldı. Aday listesinin son hali yerel yönetimlerinin fikirleri de alındıktan sonra 8 Şubat 2014 tarihinde yapılacak kongrede şekil bulacak. Kaya Turan Koçak basına yaptığı açıklamasında aday listesindeki yerinin iyi olduğunu ve bu sıralamadan memnun kaldığını belirtirken, CDA tarihinde ilk kez Hollanda içi ve dışındaki seçimlerde yabancı kökenli bir adayın yer aldığını da vurguladı.
Hesap kitap çok önemli. 2014'te temiz bir başlangıç yapın ve muhasebenizi uzmanına ve güvenilir ellere teslim edin. Şimdi muhasebecinizi değiştirmenin tam zamanı! Mali Müşavirlik Vergilendirme ve vergi mevzuatı Personel muhasebesi Online (uzaktan) muhasebe işlemleri Danışmanlık Girişimci olarak, sorularınıza en doğru cevapları alacağınız bir yere gelmek istiyorsunuz. Bunun bilincinde olan ADA GROEP, "tek duraklık işyeri" ADA NIJMEGEN prensibiyle, siz girişimcilere hizmet sunmaktadır. ADA ARNHEM ADA DEN-HAAG ADA AMSTERDAM Kerkenbos 1234 Broekstraat 32 Hoefkade 875 t.t. Vasumweg 18 Birlikte, en kısa sürede çözümler üretebiliriz. 6546 BE NIJMEGEN 6826 PZ ARNHEM 2525 HC DEN-HAAG 1033 SC AMSTERDAM T: +31 (0) 26-3895377 T: +31 (0) 24-8 100 100 ADA GROEP girişimcilerimize, sabit fiyat garantisi T: +31 (0) 70-4274357 T: +31 (0) 20-6946600 F: +31 (0) 26-4437152 F: +31 (0) 24 66 374 66 F: +31 (0) 70-3638097 F: +31 (0) 20-6941800 ile standart hizmet paketleri sunan, size en yakın ve en fonksiyonel danışmanlık noktanızdır. Daha fazla bilgi almak için www.adagroep.nl adresinden websitemizi ziyaret edebilirsiniz.
SİZE YENİ KAPILAR AÇIYORUZ
9
KASIM / NOVEMBER 2013
HABER
HABER
10
KASIM / NOVEMBER 2013
ANADİLİ MAHKEMESİ SONUÇLANDI
BIZ BU TOPLUMUN NERESINDEYIZ? Genel bir cevap vermemiz gerekirse, şimdilik biz bu toplumun dışındayız. Bu, bir çoğumuzu rahatsız eden bir cevap olabilir ama, realite böyle. Önümüzdeki yıl, Türk göçünün 50'nci Yılı'nı kutlamaya hazırlık yapanlar, bu soruya on yıl, yirmi yıl sonra nasıl cevap vereceğimizi de düşünmeliler. Hollanda Türk toplumu bir çok alanda başarılara imza atmıştır. Atmaya da devam edecektir. Arzumuz bu başarıların genişleyerek devam etmesidir.
VEYİS GÜNGÖR
veyis.gungor@haber.nl
UETD Hollanda’nın stratejik ortaklarından saygın bir Hollanda Sivil Toplum Kuruluşu’nun genel müdürünün görevden ayrılması sebebiyle verdiği bir resepsiyondayız. Salonda yaklaşık üçyüz elli kişi var. Eski adalet bakanı Hirsch Ballin programın açılış konuşmasını yaptı. On yıl hizmet eden bir kişiye yakışır bir program hazırlamışlar. Eski çalışma arkadaşlarımdan, Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Lilianne Ploumen, Başbakan Rutte ile Çin seyahatinde olduğu için toplantıya video konferansıyla katıldı. Utrecht Belediye Başkanı Aleid Wolfsen da programa katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmalar ve hediyelerden sonra yemek bölümü başladı. İlk göz göze gelip sohbet ettiğim kişi, Bakanlığı sırasında, düzenlediğimiz bir programda, Konya’dan hediye olarak gelen Mevlevi sikkesini kafasına tereddüt etmeden geçiren Hirsch Ballin oldu. Mesnevi’nin sadece birinci cildi varmış kendisinde. Bu hafta Mesnevi’nin altı cildini de kendisine göndereceğime söz verdim. Daha sonra Haarlem papazı Jos Punt ile bir süre konuştuk. Bir ramazan iftar programında bize misafir olmuştu. Bir ara Türkiye ve Türkler üzerine Trouw ve NRC gazetelerinde yazılar yazan Froukje Santing’le göz göze geldik. Evet onlarca tanıdık isim. İsimleri burada sıralamaya gerek yok. Esas konumuza gelmek gerekirse… Resepsiyonun ilerleyen dakikalarında, bir ara salonun balkonuna çıkıp, aşağıyı bir müddet seyre daldım. Arı gibi bir kalabalık vardı. Hollanda'nın karar vericileri, politikacıları, yazarları, sanatçıları, sivil toplum kuruluş temsilcileri bir vesileyle bir aradalardı. O kadar güzel ilişkiler, diyalog, fikir alışverişi yapıyorlardı ki anlatamam. Hayretle bir müddet seyrettim. Birbirleriyle kart değişiminden tutun da, iş bağlama, yeni randevular, yarım kalan işlerin ayak
üstü konuşulmasına kadar, herşeyi konuşuyorlardı. Kuşbakışı grubu seyrederken, bir kaç kişi hariç tüm grubun Hollandalılar'dan oluştuğunu gördüm. Birkaç siyah saçlı vardı ki, sonradan bunları bulup tanıştım. Birisi Afganistan doğumlu, bir diğeri Surinamlı, bir başkası da Fransız çıktı… Düşündüm. Tekrar düşündüm… Neler mi aklıma geldi? Kısaca anlatayım. Bu resepsiyon gibi her hafta, her ay farklı bir biraraya geliş var Hollanda’da. Bu tip unsurlar, içinde yaşadığımız ülkenin karar vericileri, yöneticileri, yönlendiricileriyle tanışmanın önemli yolundan sadece biridir. Mensubu olduğumuz sosyal grubun sorunlarının anlatılması için de iyi bir fırsattır. Düşünmeye devam ettim. Hollanda Türk toplumunu şöyle bir gözümün önüne getirdim. Bizim toplumumuzun konumunu ve topluma hizmet etmek konumunda olanları şöyle sırasıyla kafamda canlandırdım. Genel manada, bu tür yerlere gitmenin, katılmanın adeta zül olduğunu, zorlandığımızı, bu tür ortamların bir çoğumuz için sıkıcı olduğunu düşündüm. Oysa içinde yaşadığımız ülkenin temel taşlarından, dinamiklerinden bir tanesi de, hiç şüphesiz her vesileyle verilen resepsiyonlar ve buralarda atılan köprülerle, kurulan yeni ilişkilerdir. İlişkilerin kurulduğu unsurlar elbette sadece resepsiyonlardan ibaret edeğildir. Her an organize edilen sempozyumlar, kurslar, konserler, seminerler, çalıştaylar, velhasıl insanların bir araya gelmesi için oluşturulan her unsur, hem kişinin kendini geliştirmesi hem sorumluluk duyduğu kitlenin bir takım sorunlarına çözüm aranması için en güzel fırsattır. Peki biz, genel anlamda ne yapıyoruz? Burada 'biz' derken, toplum için sorumluluk alanları kasdediyorum. Bunlar örneğin STK yöneticileri,
Gentle Incasso
1999 dan beri
1999' dan beri hizmetinizdeyiz
nal and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tahmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim isimizdir.
İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme suresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da isletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.
Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.
Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49
info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl
siyasetçilerimiz, medya mensuplarımızdır. İstisnaları bir tarafa bırakırsak, biz genel anlamda, kendi organize ettiğimiz faaliyetlerimize katılarak yetinmeyi tercih ediyoruz. Sadece katılmakla kalmıyoruz, kendimiz ortaya bir iş çıkarmadığımız halde, toplumda etkin olan üç beş kişi varsa, onları da zaman zaman tenkit ederek, topluma hizmet ettiğimize inanmaktayız. Kimse kusura bakmasın. Çok önemli oranda medya mensuplarımız, STK temsilcilerimiz, girişimcilerimiz, sanatçılarımız ve imamlarımızın hali böyle. Bu tablo aşağı yukarı her alanda ne yazık ki aynı. Daha çok içine kapalı bir yaşam tarzını tercih ediyoruz Hollanda’da. Bu hal, herhalde bize kolay geliyor. Diğer hal, yani içinde yaşadığımız toplumun farklı ve bir çok kesimiyle ilişki halinde olmak enerji ister. Bu hal belirli bir stratejiyi gerektirir. İlişkilerin kurulması, yönetilmesi ve tabii ki sürdürülebilir bir hal alması elzemdir. Herhalde bütün bunlar insanın gözünü korkutuyor. İşte, yazının başlığında kullanılan; “Biz bu toplumun neresindeyiz?” sorusuna verilecek cevap da tam burada karşımıza çıkıyor. Genel bir cevap vermemiz gerekirse, şimdilik biz bu toplumun dışındayız. Bu, bir çoğumuzu rahatsız eden bir cevap olabilir ama, realite böyle. Önümüzdeki yıl, Türk göçünün 50'nci Yılı'nı kutlamaya hazırlık yapanlar, bu soruya on yıl, yirmi yıl sonra nasıl cevap vereceğimizi de düşünmeliler. Hollanda Türk toplumu bir çok alanda başarılara imza atmıştır. Atmaya da devam edecektir. Arzumuz bu başarıların genişleyerek devam etmesidir. Bu başarının, içinde yaşanılan toplumun dinamikleriyle de sürdürülmesidir. Aksi takdirde bir yönümüz hep eksik kalacaktır.
Anadili derslerinin tekrar Hollanda eğitim müfredatına alınması için açılan davanın kararı açıklandı. Mahkeme açıkladığı kararında, Hollanda devletinin anadili dersleri verilmesi konusunda uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan bir sorumluluğunun olmadığını belirtti. Dava bir üst mahkemeye taşınacak.
EVINI BAŞKASIYLA PAYLAŞANIN ÖDENEĞI DÜŞÜRÜLECEK Sosyal İşler Bakanlığı Müsteşarı Jetta Klijnsma, aralarında herhangi bir ilişki olmadan aynı evde yaşayanların ödeneklerini düşürmek istiyor. Bu plana göre ‘ortak giderler normu’, emeklilere, dul ve yetim maaşı alanlara, haklarında kısmen iş göremez kararı verilmiş yaşlılara da uygulanacak. Bu normun, kira, çocuk ve sağlık yardımlarında da dikkate alınması isteniyor. Böylece değişikliğin 2017 yılına kadar 150 milyon Euro’luk tasarruf sağlayacağı belirtildi.
ETLER MIKROP KAYNIYOR Hollanda’da etlerin yaklaşık yüzde 20’sinde insan sağlığına zararlı MRSA bakterilerine ve ESBL enzimlerine rastlandığı açıklandı. Hollanda Gıda ve Ürün Denetleme Otoritesi, yılda 2 bin etten örnek alındığını ve bunların yaklaşık yüzde 20’sinde bakterilere rastlandığını bildiri. ESBL enziminin antibiyotiği etkisiz hale getirdiği belirtildi. Bakteriye rastlanan et oranının artmasında hayvancılıkta antibiyotik kullanımının yaygınlaşmasının önemli rol oynadığı düşünülüyor.
BAYRAMDA YÜZLER GÜLDÜ
S
osyal, kültürel, yardım, sanatsal, eğitim ve sportif faaliyetler yapmak amacıyla oluşturulan ‘BizBize Karaman Vakfı’ ve ‘BizBize Hollanda Platformu”, önemli bir etkinliğe daha imza attı. BizBize Hollanda Platformu bir ilke imza attı ve ailesi yanında olmayan, öğrenci, yaşlı ve yalnız kimselere yönelik ‘bayram yemeği’ düzenledi. Yemeğe başta Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral olmak üzere çok sayıda vatandaşımız katıldı. Kuran tilaveti ile başlayan programda BizBize Karaman Vakfı adına hoş geldiniz konuşması yapan Başkan Fehmi Uzun, özellikle bayramın ilk günü ailesinden uzak, kimsesi ve yakını yanında olmayan vatandaşlarımız için tertip edilen programla ulvi bir görevi ifa etmek istediklerini söyledi. “Yapılmayanı yapmak, toplumumuzun faydasına
Bizbize Karaman Vakfı'nın yaptırdığı "Bugün çocuğunuza TÜRKÇE öğretemezseniz, yarın torununuzla TÜRKÇE konuşamazsınız" afişi dikkat çekti. Vakıf Başkanı Fehmi Uzun, Rotterdam Başkonosolosu Togan Oral'a plaket takdim etti.
çalışmalar tertip etmek” parolasıyla kurulan BizBize Karaman Vakfı, Hollanda’da ilk defa kurban bayramının birinci gününde HDV Rotterdam Mevlana Camii’nde ‘bayram yemeği’ tertip etmiş oldu. Fehmi Uzun, Geçtiğimiz yıl Ekim ayında ‘engelli vatandaşlarımıza yardım kampanyası’ programıyla dikkat çeken BizBize Karaman Vakfı, bu bayram yemeği konseptini gelecek yıllarda da
Erkan Özçelik, gösterdiği ilgi ve alakadan dolayı Rotterdam Mevlana Camii Başkanı Adnan Berkcan'a da bir plaket sundu.
tertipleyerek geleneksel hale getireceklerini anlattı ve BizBize Karaman'ın önümüzdeki aylarda da farklı içerikte programlarla halkımızın karşısına çıkacağını söyledi. Şiir ve türkülerin seslendirildiği bayram programında, organizasyonun gerçekleşmesinde katkı sağlayan ve emeği geçenlere BizBize yönetimi tarafından plaket takdim edildi.
11
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
ET N IK L Y A ,0 3 3 00 = € .0 0 0 1 € K E T O İP NET IK L Y A ,4 9 4 € = 00 İPOTEK € 150,0
5 YIL
% 3,15 'den başlayan faizler
10 YIL
% 3,95 'den başlayan faizler
HABER
12
KASIM / NOVEMBER 2013
TİKDF'den Açıklama:
METiN ORTAK METiN DEĞiL Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu adına bir basın bildirisi yayınlayan TİKDF Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Göksel Soyugüzel "IOT tarafsızlığını muhafaza etmeli. 23 Ekim 2013 tarihli IOT’nin
İOT'DEN AYRILABILIRIZ
basın bildirisini desteklemiyoruz." ifadelerini kullandı. IOT yetkilisiyle yapmış olduğumuz öngörüşmede, kurum olarak tarafsız olunması gerektiğini ve bu konuyla ilgili basın bildirisi yayımlamanın IOT’nin görevi olmadığını bil-
dirdik. Buna rağmen, IOT yine de böyle bir basın bildirisi yayımlamıştır. IOT bir kurumun, kişinin ve siyasi partinin savunucusu olmamalı, tarafsız davranmalıdır. Bundan dolayı, IOT’nin bu basın bildirisine katılmadığımızı ve destekle-
mediğimizi bildirmek isteriz. IUR Rektörü sayın Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün bazı beyanlarına (cımbızlanarak) atfen yayımlanan bildiri tarafsızlıktan uzak olduğu gibi, başta TİKD Federasyonu olmak üzere tüm IOT kuruluşlarının ortak metni de değildir. Aynı şekilde, IOT geçtiğimiz aylarda “Gezi Parkı” olaylarına ilişkin olarak yayımladığı,TİKD Federasyonu'nun da kabul etmediği bildiri ile de tarafsızlığını zedelemistir. Her iki talihsiz bildiriler sonucunda TİKDF yönetimi olarak IOT içindeki konumumuzu ve üyeliğimizi gözden geçirme kararı almış olduğumuzu da bildirmek isteriz. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz`ün -belki maksadını aşmış, uslubu tartışmalı farklı anlamlar yüklenmek istenilen- beyanları kendi-
sini bağlar. IOT‘nin çalışma alanı, Türkiye`deki iç siyasi hesaplaşmayı Hollanda`ya transfer etmek olmamalıdır. Türk Toplumu olarak aramızda gerilim yerine, karşılıklı saygı, sevgi, hoşgörü ve işbirliği kültürünü yaymak olmalıdır. Hollanda’daki vatandaşlarımız birlik, beraberlik, barış ve kardeşlik duyguları içerisinde yaşamaktadırlar. Bu tür yanlı ve çalışma alanı dışındaki peşin hükümlerin kendi iç huzurumuza zarar verdiği kanaatindeyiz." ifadelerine yer verildi.
Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’ne bağlı Rijnmond Kültür Merkezi’nde Rotterdam Delfshaven Bospolder ve Tussendijken mahalle sakinleri, Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb ile mahallede güvenlik ve mahallenin temizliği ile alakalı yapılan çalışmaların gidişatı hakkında tartışma yapıldı. Bospolder ve Tussendijken mahallelerinde ikamet etmekte olan Rotterdam’lıların yoğun ilgi gös-
terdiği akşam, belediye ve polisin mahallede ve semt pazarında yaptığı çalışmaların sinevizyon gösterisi ile başladı. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi Genel Başkanı Uğur Arısoy bu akşama katılan Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb ve mahalle sakinlerine Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’ne bağlı Rijnmond Kültür Merkezi ve çalışmaları hakkında kısa bir bilgi verdi ve bu tartışmaya ev sahibi olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.
BATUM Aboutaleb'i ağırladı
Webtasarım Webshops
internet teknoloji
Webhosting
internet teknoloji
internet teknoloji
Kurumsal kimlik (huisstijl)
internet teknoloji
Reklam/Flyer tasarım internet teknoloji Dynamic flash banner
Website scan (bedava)
internet teknoloji
Profesional team Güvenebileceğiniz doğru adres
ya
ı ask
B
d
me
git
üm
t en
AyyildizWeb Broekstraat 32-215 6828 PZ Arnhem
A
msterdam Tartışmaları’nın 24.’sünde “Balkanların unutulan ülkesi Arnavutluğu” tartışıldı. UETD, Türkevi Araştırmaları Merkezi ve Hollanda Türk Yazarlar Kulübünün ortaklaşa organize ettiği Amsterdam Tartışmaları'nın bu ayki konusu 41 yıl komünist Enver Hoca yönetiminde kalan Balkanların inanç ve kültür genotizminin yapıldığı ülke
UETD ARNAVUTLUK'U YADETTI Arnavutluk'' idi. Tartışmaya, UETD Hollanda başkanı Veyis Güngör ve başkan yardımcılarından Kamil Saygı konuşmacı olarak katıldılar. Balkan ülkelerinde Türkçe yayın yapan ve Hollanda’da 90’lı yıllarda organize edilen Avrupa Türkçe Süreli Yayınlar Sempozyumlarına davetli olarak katılan yazar ve düşünürlerle başla-
yan Balkan ilişikilerinin sonraki yıllarda daha somut prolerle devam ettiğine dikkat çekerek konuşmasına başlayan UETD Hollanda başkanı Veyis Güngör Arnavutluğa yaptığı çalışma ziyaretleri esnasındaki izlenimlerini konu alan bir konuşma yaptı. Yaklaşık iki saat süren sorulu cevaplı oturumdan sonra sonuç bildirgesinde “Avrupalı
Türklerle Türkiye arasındaki bir coğrafyada yaşayan Türk ve akraba topluluklara, Avrupalı Türklerin yapabilecekleri çok şey var. Bu sorumluluğun bilincinde olmamız gerekir. Amsterdam Tartışmaları bu sorumluluğun bir gereği olarak tartışmalara tüm hızıyla devam edecektir.” denildi.
Konuşmacılar:Kamil Saygı, Veyis Güngör. Moderatör: Ahmet Suat Arı.
m
arı
tas
r işle
ılır
ap
zy
ini
internet teknoloji
T : +31(0)26 711 32 32 E : Info@ayyildizweb.nl W : www.ayyildizweb.nl
13
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
TiCARi SAYFALAR Gelininizi, damadınızı ya da eşinizi Hollanda'ya getirmek için IND'ye nasıl başvuru yapmanız gerekiyor?
Artık Ticari Sayfalar'da 33,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.
HOLLANDA’DA
K aza Uzmanı’nız Letselschade & Advies
İş ve trafik kazalarında uzman kadrosuyla Hollanda genelinde hizmet vermekteyiz. Yürüyen davalarınız ücretsiz incelenir ve uzman görüşü sunulur.
Daha fazla bilgi için: ROOSENDAAL: AMSTERDAM: ROTTERDAM:
Tel./fax: 010 - 737 06 76 SLINGE 584 1.KAT 3086 EX ROTTERDAM
Nieuwe Markt 65A, 4701 AD Tussen Meer 1B, 1068 EX OSDORPPLEIN ‘s Gravenlandseweg 285, 3125 BK SCHIEDAM
Tel. 0165-39 13 34 Tel. 020-410 94 94 Tel. 010-242 41 24
Mob: 06-39110241 / 06-39110243
info@kazauzmani.nl
www.kazauzmani.nl
info@buropas.com www.buropas.com
OFIS VE IŞYERLERINIZIN CAM TEMIZLIĞİ Tel: 0655-38 45 54 www.schoonmaakbedrijfschiedam.nl info@schoonmaakbedrijfschiedam.nl
Her türlü dış cephe temizliği hizmetlerimiz mevcuttur.
Beauty & Kapsalon
Dames & Heren
mail: beautysalon_labella@live.nl
Tel: 0650 211 183
Ingelandenweg 1 1069 WE Amsterdam info@hedefmedya.nl Rotterdam T:010merkezinde - 477 96tarihi 28 semtte Pieter de Hochweg 115 477 96 83 misafirimiz olun. 3024 BG Rotterdam www.hedefmedya.nl NezihF:ve010 Temiz hotelimizde
Tel: 070- 393 02 46 Mob: 0654 - 69 76 04
La Bella
Rotterdam merkezinde tarihi semtte Nezih ve Temiz hotelimizde misafirimiz olun.
SAFETY & SECURITY
www.ateamkozijnen.nl
Hildebrandstraat 127 2524 VG Den Haag
tasarım: www.websayfa.nl
Galvanisstraat 13-15 3316 GH Dordrecht
Erken ve grup rezervasyonlarda
www.ntel.nl T. 010 - 477 96 28 W. www.hotelport.nl 010-467 48 11 F. 010 - 477 96 83 E. info@hotelport.nl
%20’e kadar Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam
indirim
Scan for
Virtual Tour
Erken ve grup rezervasyonlarda
%20’e kadar
www.rt-totaalafbouw.nl
Tel: +31 624 291 247
Keukens • Badkamers • Stucwerken • Dakkapellen Afbouwsystemen • Loodgieterswerken • Vloer- en tegelwerken • Tuin ontwerp en aanleg
TEL: 033 - 260 10 10
www.sancak.nl
www.mob.nu
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
www.solarstream.nl info@solarstream.nl
www.kontv.com.tr
Administratie en Accountancy
www.profa.nl
Pieter de Hochweg 115 3024 BG Rotterdam
indirim
T. 010 - 477 96 28 F. 010 - 477 96 83
Scan for
Virtual Tour
W. www.hotelport.nl E. info@hotelport.nl
www.tolgaadvocatuur.nl HABER
14
KASIM / NOVEMBER 2013
AVUKAT VE HUKUKÇULAR SAYFASI
www.kilicadvocatuur.nl 020-475 00 05
Tolga Gümüş - Strafzaken - Jeugdzaken (OTS/UHP) - WSNP (schuldsanering) Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
www.tolgaadvocatuur.nl
Serpil Tümkaya www.advocatenpraktijktumkaya.nl 010 - 798 24 52
"Türkler’e MVV şartı geçersiz: Aile birleşimi ve oturum alınması kolaylaşacak" 7 Kasım 2013 tarihinde Avrupa Birliği Adalet Divanı ‘Demir’ davasında kararını açıkladı ve Türk vatandaşlarına MVV vize şartının Ankara Antlaşmasına aykırı olduğunu karara bağladı. Avrupa Birliği ve Türkiye arasında var olan Ankara Antlaşmasını (Katma Protokoller, ve Ortaklık Konsey Kararları dahil) denetleyen AB Adalet Divanı (ABAD), Hollanda’da yaşayan, ama yasal statüsü olmayan Türk vatandaşlarından istenen, şart koşulan MVV vizesinin Ankara Antlaşmasına istinaden, 1 Aralık 1980 yılında yürürlüğe gi-
• • • • • • • •
ren ‘Ortaklık Konsey Kararı 1/80’in 13’üncü maddesine aykırılığından dolayı, MVV şartının Türklere geçersizliği kanaatine vardı. MVV vizesi nedir? Herhangi bir yabancı (Türkler dahil) Hollanda’da ikamet/oturum hakkı elde edebilmesi için, ilk önce kendi ülkesindeki Hollanda Büyükelçiliği veya Hollanda Başkonsolosluğu aracılığıyla MVV (oturum vizesi) alma yükümlülüğü vardır. Eğer, MVV vizesi (oturum vizesi) olmaksızın oturum müracaatı yaptığında, her zaman başvuru ret edilir. Kısacası, Hollanda Dev-
İflas ve kişisel iflas davaları Sosyal sigortalar hukuku Boşanma davaları lettertype Bauerbodini bt (bold) Velayet ve nafaka davaları Ticaret hukuku İş hukuku Kira hukuku Haciz ve icra davaları
www.asv-advocaat.nl E-mail:harmankaya@asv-advocaat.nl
leti bir yabancının oturum alma hakkını önceden denetler, bütün kriterlere uyum sağlandığı tespit edildikten sonra ancak, o kişinin Hollanda’ya gelmesine izin verir ve söz konusu MVV vizesi yabancının pasaportuna ilave edilir. Bu vizeyle Hollanda’ya yasal giriş yapar ve ancak oturum müracaatı yapma imkânı doğar. Söz konusu dava aile birleşimi üzerine yürütülmemesine rağmen, verilen
Stille Veerkade 25 2512 BE DEN HAAG Tel: 070 394 63 45 Fax: 070 393 10 04
karar emsal karar olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, her Türk vatandaşı bu karara dayanarak, MVV şartından muaf tutulma hakkı bulunmaktadır. Dava gerekçesi olarak 1963 Ankara Antlaşmasına dayanarak, 1980 Ortaklık Konsey Kararı 1/80 protokolünün 13’üncü maddesinin ‘haklarında kısıtlamalar yapılamaz’ (standstill-clausule) ilkesi çerçevesinde alınmıştır ve bir kere daha Ankara Antlaşmasının Türk vatandaşlarına ne kadar ek haklar beraberinde getirdiğinin bir kanıtıdır. Türklerin oturum ve çalışma hakların-
da yeni ve kısıtlayıcı nitelikte olan Hollanda mevzuatı geçersiz sayılmaktadır. Güncel hayatta ve pratikte bu karar şu kolaylıkları beraberinde getirecektir: yasal olmayan veya seyahat vizesiyle Hollanda’da bulunan Türk vatandaşı, Hollanda’da (veya başka bir AB ülkesinde) 1 Aralık 1980 yılındaki o ülkedeki kriterler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani 2013’teki yasalar değil, 1 Aralık 1980 yasaları geçerlidir! Tekrar avukatlar olarak arşiv araştırması yapmamız gerekecek. Aile birleşiminden fay-
Hukuk alanları: - Aile hukuku (nafaka, çocuk davaları, mal varlığı sorunları) - Boşanma davaları - Velayet ve yerleştirme davaları (çocuk esirgeme kurumu davaları)
- Ceza hukuku - Kamu hukuku - İş hukuku - Kira hukuku - Para tahsil davaları
Her ayın ilk cuma günü saat 18:00-20:00 arası, hukuksal sorunlarınıza ÜCRETSİZ danışma imkanı sunuyoruz. Bu günler için randevu almanız tercihimizdir.
Avukat Tuğba Harmankaya
dalanmak isteyen ve yasal olmayan vatandaşlarımız, bu karara dayanarak, Türkiye’ye gitmeksizin direkt olarak oturum başvurusu yapma hakkı çıkmıştır. Bütün vatandaşlarıma bu kararın hayırlı olmasını diliyorum. Meselenin takipçisi olduğumuzu ve uygulanmaya koyulana kadar takip edeceğimizi ve haklarımızın tamamını alana kadar mücadelemize devam edeceğimizden hiçbir tereddütleri olmamaları gerektiğini bir kere daha tekrar etmek istiyorum. Türk Hukukçular Birliği Başkanı, Av. Ejder Köse
www.advocatenkantoor-soytekin.nl info@advocatenkantoor-soytekin.nl
Avukat Meral Soytekin Adres: Putselaan 133 (Kocatepe Camii yakını) 3072 CE ROTTERDAM Tel: 010-226 227 1 Fax: 010-226 227 2
"Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır" Ius est ars boni et aequi
mr. Rasim Küçükünal
www.kucukunal.nl
Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31 M: info@kucukunal.nl
mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay
15
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
BULMACA
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Dayanıklılık
Suç
Dokunma
Almanya imi
İsimler
Olağanüstü hal
Uykuda görülen
Su
Yemek
Adaletli
Utanma
Baston Hollanda imi Tic. Ateşemiz (Alt Resim) Dişi deve Alıştırma Şüphe
Kıbrıs'da bir şehir Erka Reizen CEO'su (Üst Resim) Başkalaştır
Kur'an'da geçen bir kuş
Kur'an'da bir sure
Uyma, uygunluk
15. harf
Hayvan ölüsü
İsviçre'de irmak Uzaklık işareti
Şehir
Hile Avrupa Birliği
Atari oyunu
Güzel, iyi
Eke, Olgun
Lafazan, geveze
Şaşma Rüzgar
Olumsuzluk edatı
Azot imi
Bir erkek ismi
Bilgiçlik taslayan
Litrenin kısaltılması Topa ayakla vuruş
Ay evi, kadın ismi
Apse, Cerahat Tenis aracı
Uygun
Su
Erkek sesi
Sporda eleme kuralı
Binek hayvan
Resimli para yüzü
Utanma duygusu
Üretim
Polis sopası
Daim olan
Tepkisiz uçak Karışık renkli
Dini vecibe
Bir nota Eza, sıkıntı
Kore arabası
Amerika'da ırmak
Silah sapı
Alt tabaka
Bir nota
Gemi batması Yok etme Eskiden tahıl ölçeği
Cephane
İhanet
Ateist
Telefon sözü
Su Avrupa Ekonomi Topluluğu
Hiper tansiyon
Kırmızı
Bir göz rengi
Eski eşya
Mercanada
"Türk kulüpleri hala isim alıyor, futbolcu almıyor"
Serap Torreman s
Eski dilde şarkı
Güven Oruç
Sparta Rotterdam takımında antrenör olarak çalışan Güven Oruç ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Güven hoca 1979 Hollanda doğumlu ve genç yaşına rağmen önemli takımlarda görev almış. 13 yaşında RCV kulübünde futbola başlayan Güven Oruç, ilk maçta denendiğini ve U16'ya seçildiğini belirtiyor. Devamında ise henüz 17 yaşındayken ilk antrenörlük teklifini alıyor ve RCV kulübünün bir bayan futbol takımının hocalığını yapıyor. Güven hoca: "John de Wit antrenördü o zaman ve çok şey öğrendim ondan. İki buçuk sene orda çalıştıktan sonra altyapıda çocukları çalıştırmak istedim ve en küçük yaştan A takımına kadar çalıştırdım. Daha sonra Emma kulübünde çalışmaya başladım ve orda ikinci takıma atılan çocuklar vardı ama başarılı olduk ve bir yaş alttan aldığım çocuklar üste çıktılar. Sonrasında Galatasaray Futbol Okulu’ndan teklif aldım, 2011'de orda başladım. İlk sezon iyi başladık Galatasaray’da sonra-
sında Den Haag okulu açıldı ve ben orada da antrenman verdim" diyor genç çalıştırıcı. Sonradan Galatasaray okuluyla fikir ayrılığı yaşıyor ve ordan ayrılıyor. Ağırlığın Hollanda kulüpleri olması gerektiğini belirterek. "Sonrasında bir turnuvada Sparta Rotterdam’dan Nilton Vortado ile tanıştım, kendisi altyapı koordinatörüydü. Çünkü oraya yönlendirdiğim çocuklar vardı, Feyenoord’da da iki çocuk yönlendirmiştim. Geçen sezon U12 ile beraber çalışmaya başladım, şuan U15'i çalıştırıyorum. Bu aynı zamanda Hollanda Milli Takımı’nın sistemidir. Sparta’dan profesyönel olan çocuklar çoğunlukla milli takıma kadar ilerliyorlar, çünkü Sparta’da öncelikle hoca eğitimi çok iyi, KNVB hocaları burada ders veriyorlar. " diyerek anlatıyor çalışmalarını. Çalıştırdığı takımda dört Türk çocuğun olduğunu belirtiyor ve bunlardan birisini çok ki şanslı görüyor Güven hoca. Defansta oynayan sol ayaklı Osman isimli genç henüz 13 yaşında ama çok yetenekli.
FIKRA KÖŞESİ Zekâmı almış Adam hep oğlunun okul başarısıyla övünürdü. Karnesini okurken gururla karısına "Hiç şüphe yok, bu çocuk benim zekâmı almış” dedi. Karisi gülümsedi. “Orası doğru, çünkü benim zekam yerinde duruyor." Aklıma Girsin Diye Temel, yarın ki sınav için kopya hazırlıyordu. Babası sordu: "Bu nasil yazi ula böyle, karinca cibi?" Ne yapsın Temel, kopya hazırlıyorum diyemez ki. Önce heyecanlandı korktu. Sonra: "Büyük yazarsam aklimda kalmiyii, küçük yazayrum ki, aklıma cirsun da"
İyi kekeme Kekemenin biri bir gün Beşiktaş’ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındaki bir bakkala girip: -"Kakakakarrdess, bububurraaalarrrrdaddadadadbi kekekeme okukukukuluu varmış, nenerededede bibibiliyo musun?"diye sormuş. Bakkalda: -"Okulun yerini bilmiyorum ama ağbi, senin okula hiç ihtiyacın yok bence gayet iyi kekeliyorsun.."
Materyalist Avukat Çok havalı ve zengin bir avukat, yeni aldığı spor arabasını ofisinin önüne park eder. Ofisteki arkadaşlarına nasıl gösteriş yapacağını düşünerek arabasından inerken, yoldan hızla gecen bir kamyon sağ tarafındaki kapıyı kopartır atar. Avukat derhal cep telefonunu kapar ve polisi arar. Bir dakika içinde polis olay yerine gelir fakat daha tek bir soru sormasına fırsat bırakmadan avukat isterik bir şekilde haykırmaya başlar.. Daha gecen gün aldığı arabası mahvolmuştur ve kaportacı ne kadar ince isçilik gösterse de gene de eskisi gibi olmayacaktır. O kamyonun sürücüsü derhal bulunmalı ve yaptığı hasar ona mutlaka ödettirilmelidir. Avukat kızgın ve öfkeli şikayetini nihayet bitirdiğinde, polis bıkkın ve inanamaz bir şekilde başını sallar; 'Siz avukatların bu kadar materyalist olduğunu bir türlü anlayamıyorum..' der. '..sahip olduğunuz şeylere öyle bağlanıyorsunuz ki, başka bir şeyi gözünüz görmüyor'. 'Nasıl söylersin böyle bir şeyi?' diye hayretle sorar avukat. Polis adama acıyarak ve küçümseyerek bakar; 'Sol kolun dirseğinin altından kopmuş görmüyor musun? Kamyon sana çarptığı sırada olmuş olmalı ve sen bana kaportacıdan bahsediyorsun....' 'Aman Tanrım!' diye bağırır avukat: 'Rolex'im de gitmiş!!!'
Sparta’da böyle bir şansınız var, iyi bir kulüpte çalışıyorsunuz ve çok iyi eğitmenlerden ders alıyorsunuz, buradan bakınca Türk futbolu nasıl görünüyor sorusuna şu şekilde cevap veriyor: "Türkiye’de Galatasaray Futbol Okulu ile beş maça çıkmıştım. Mesela bana orda kriter sordular. Elimdeki kağıda baktım, ‘ya bana yanlış kağıt verdiler ya da bu çocuklar onlar değil’ diye düşündüm. Mesela boy kriteri var, bakıyorum hiç alakası yok. Ben Türkiye’de kritere bakıldığına inanmıyorum. En büyük hayal kırıklığım da orda oldu. Yazık diyorum, çünkü burada eğitilmiş çocuklar Türkiye’de oynayabilirler, mesela Oğuzhan önce Galatasaray’a gitmişti, beğenilmedi. Daha ciddi bakılmalı. Menemen ve Bucaspor bu konuda iyi olan iki kulüp." Menemen ve Buca'nın iyi olup üç büyüklerin iyi değil olmasını büyük takımların altyapı sisteminin olmamasına bağlıyor: "Her gelen hoca kendi yöntemi ile oynatıyor. Çocuk
her gelen hoca ile başka bir taktik ve teknik öğreniyor, yaş ilerledikçe üst takıma adapte olamıyor. Şike meselesi hatırlattığımızda ise: "Türk futbolu umutsuz. Türk futbolunu yanıltan olay Galatasaray’ın UEFA kupasını kazanmasıdır. Çünkü Galatasaray o zaman çok iyi bir takımdı, Türk futbolu iyi değildi. Hagi ve Popescu ordaydı, Taffarel kalede, Fatih Terim kenarda daha ne olsun! Fatih Terim milli takımda da çalıştığı için Türk oyuncuları tanıyordu. İşin özüne dönersek, Türk kulüpleri hala isim alıyor, futbolcu almıyor, kim boşta kalıyorsa onu alıyorlar, Hollanda ise sistemine futbolcu alıyor. Sistem uyum çocuk yaştan başlar, hoca eğitimi gibi. Bugün Hollanda’da, Avrupa’nın önemli kulüplerinde ve milli takımda oynamış ve teknik direktörlük yapmak isteyen tüm eski oyuncular, ikinci lig hatta üçüncü lig takımları ile başlıyorlar, tecrübe kazanıyorlar, sonrasında Hollanda birinci liginde takım buluyorlar. Mantık bu, yapı bu, başarı bu."
HABER
16
KASIM / NOVEMBER 2013
D A İ T HO N E D İ N YE A T K A AT HOTİAD, TDLS ve Mozaik Öğrenci Derneği'nin ortaklaşa organize ettikleri 'İş Dünyası Öğrencilerle Buluşuyor' toplantısına işadamları ve işkadınları hem konuşmacı hem de davetliler olarak katıldılar. Yaklaşık 120 öğrencinin katıldığı buluşma akşamına, ayrıca iş dünyasının tanınmış simaları, TOVER Başkanı Durmuş Doğan, TOV Başkanı Rahmi Gemril, HOTIAD Başkan Yardımcısı ve TUR-NED CEO'su İlhan Döne, Finma CEO'su Mehmet Soytürk, Milletvekili Selçuk Öztürk, İOT müdürü Ahmet Azdural, Mehmet Emin Ateş, Osman Çelik, Kaya Turan Koçak, Mehmet Keskin, Avukat Ejder Köse ve çeşitli STK'lardan yöneticiler de dinleyici olarak katıldılar. TUĞBA SANDER NE ANLATTI? T.C. Rotterdam Ticaret Ateşesi Tuğba Sander yaptığı konuşmada Türkiye ve Hollanda arasındaki ekonomik bağlara dikkat çekti. Sander konuşmasına Türk gençlerine çok kıymet verdiklerini belirterek başladı. Hollanda'daki eğitimli Türk gençlerinin iki ülke arasında iki ülkenin de menfaatine olabilecek her türlü proje de yer almalarını beklediklerini söyleyen Tuba Sander konuşmasın şu şekilde devam etti: "Sizin buradaki varlığınız, Türkiye Hollanda ilişkilerinin bir teminatıdır.Türkiye Hollanda ilişkileri gelecekte de giderek daha da güçlenecektir, çünkü Türkiye’nin geleceği çok parlaktır. Türkiye bugün dünyanın 17. büyük ekonomisidir. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisidir. Yurt içi hâsılatı 1 trilyon Dolar'a yaklaşmıştır. Önümüzdeki dönemlerde bunun artarak devam etmesi bekleniyor. 2011-2017 yılları arasında en hızlı büyüyen ülke Türkiye olacaktır ve %6,7 civarında büyüme bekleniyor. Türkiye bu büyümesini iç tüketime dayanarak yapmıştır. Yabancı sermayeyi çekerek yapmamıştır. Biliyorsunuz 2008-2009 yıllarında bütün dünya krizle uğraşırken, herkes krizden dolayı ticaret yapamıyoruz derken Türkiye 2010'da 9.2 oranında ve 2011'de 8.8 oranında büyüme gerçekleştirdi. Bunun için yabancı sermaye Türkiye’yi bir odak olarak seçti son 10 yılda Türkiye'nin yabancı sermaye girişi 10 kat arttı. Şimdi 123 milyar dolar civarında yabancı serma-
ye Türkiye'de faaliyet gösteriyor. Mesela Coca Cola, 93 ülkeye ve Microsoft ise 73 ülkeye yaptığı operasyonu İstanbul’dan yönetiyor. Türk Hava Yolları Avrupa'nın 3. büyük hava yolu ve aynı zaman da Türkiye 45 bin tırı ile Avrupa’nın en büyük kara yolu filosuna sahip. Ama bizim asıl güvendiğimiz Türkiye’nin genç nüfusu. Türkiye’nin yaş ortalaması 29,7. Bu gençler aynı zamanda eğitimli. Her yıl Türkiye’de 500 bin tane genç üniversiteden mezun oluyor. Türkiye’nin iş gücü 26 milyon kişiyle Avrupa’da ki 5. büyük ülkeyiz. Tuba Sander, Hollanda'nın şu an 2 bin şirketle Türkiye'ye en çok yatırım yapan ülke olduğunu belirterek son 10 yılda Hollanda'nın Türkiye'ye 16,6 milyar Dolarlık bir yatırım yaptığını söyledi. Aynı zamanda Türkiye'nin ise Hollanda'ya yaptığı yatırımın 6,6 milyar Dolar olduğuna dikkat çeken Sander, bu yatırımlarda Hollanda'daki Türk işletmelerinin de büyük pay sahibi olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye'nın kuvvetli olduğu konuları gençlerin aklında kalmasını istediğini ve nasıl bir ülkenin mensubu olduklarını bilmeleri için bu konuları tek tek sayan Sander: "Bildiğiniz gibi Türkiye bir tekstil ülkesi ve 35 bin tane tekstil kuruluşu var, örme giyimde Türkiye dünyada 4. sırada, dokuma giyimde 9. sırada. Hollanda’ya da bu çerçevede tekstil ürünleri satıyor. Zaten Türkiye bir pamuk ülkesi ve dünyanın 7. büyük pamuk ülkesi. Deri ürünlerde de başarılıyız. Bu-
YÜZMİLYONLARI
YÖNETEN İŞADAMLARIMIZ
GENÇLERLE BULUŞTU
Corendon CEO'su Atilay Uslu, Koç Et Mamulleri CEO'su Hikmet Gürcüoğlu, Özgazi Holding CEO'su Şerif Aktürk ve Rotterdam Ticaret Ateşesi Tuba Sander. Gençlerle buluşmaktan hepsi de son derece mutluydular. İşadamları deneyimlerini ve bilgilerini ilk defa bu kadar ayrıntılı gençlerle paylaştılar. Tuba Sander işinsanlarına faydalı bilgiler verdi. nun dışında gıda ürünleri, taşıt araçları gönderiyoruz, Türkiye dünyanın 16. büyük taşıt araçları üreticisi. Binek otomobilinde ve otobüs de Avrupa da 1. sırada, ticari araçta 3. sıradayız. Bunlar bizim kuvvetli olduğumuz konular ama profilimizi biraz daha geliştirmek istiyoruz, onun için üretimimizi de değişik alanlara kaydırmak istiyoruz. Türkiye’nin güçlü yanlarını bilin. Gittiğiniz şirketlerde Türkiye’nin nelerden oluştuğunu bilgilendirin anlatın istiyorum. Türkiye’nin ekonomisinde kamu harcamalarının da payı büyük, %20 oranında ve bu gurur duyulacak bir şey" diyerek sözlerini sonlandırdı. HİKMET GÜRCÜOĞLU HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu ise yaptığı konuşmada HOTİAD'ın konumunu ve kendi hayatını özetledi gençlere. Hotiad'ın Hollanda üst düzey Türk şirketlerinin üye olduğu bir kuruluş olduğunu belirterek üye sayılarının 30 olduğunu söyledi. Bundan sonra her yıl üye sayısını 10 sayı artıracaklarını söyleyen Gürcüoğlu "Aslında iki tane Hotiad var, biri görünen biri de görünmeyen Hotiad" diyerek açıklamalarda bulundu. "Öncelikle görünmeyeninden başlayayım. Hotiad sizin öğrenci dernekleriniz gibi bir arkadaşlık kulübü. Asıl kazancımız; ar-
kadaşlarımız. Kendi aralarında tecrübelerini, bilgilerini ve networklerini paylaşıyorlar. Tecrübe deyip geçmemek lazım, çünkü bu pahalı, meziyetli ve zaman alıcı. Ancak kazanılmış bir tecrübe diğer arkadaşlar için daha çok faydalanılabilir bir imkandır. Dolayısıyla Hotiad bunu kendi içerisinde çoğu zaman farkına varmadan, dostluk ve sohbet ortamında bunu yakalar ve kullanır. Çok bilinmeyen bir diğer tarafı da, bizim bilip gördüğümüz ve yaşadığımız bu arkadaşlıklar zaman içerisinde ve zaman zaman ticari işbirliklerine de bizleri götürmüştür. Diyelim ki bir plan ve projemiz var ancak riskli ve maliyeti düşündürüyor ve bu paylaşıldığı zaman çok daha kolay olabileceği bilindiği için bu tür işbirlikleri kendiliğinden doğuyor. Dışarıdan bilinmeyen bir başka özelliği, bu belki biraz yenidir, Hotiad üyelerimiz için, hem kişisel hem ticari yeteneğimizi geliştirmek adına ekibimizde gördüğümüz bazı eksiklikleri gidermek için seminer çalışmalarımızdır. Bunu iki ayda bir yapıyoruz. Konumuzu belirliyoruz, konuşmacımızı belirliyoruz. Genellikle Türkiye'den geliyor ve bize yeterli olmadığımızı düşündüğümüz bir konuda bilgi veriyor. Örnek olarak son konumuz aile şirketlerinin uzun vadede varolmayı sağlayabilecek, adını kurumsallaşma koyduğumuz konunun aslında ne olduğu ve nasıl olabileceği konusunda Türkiye’den davet ettiğimiz bir uzman bizi aydınlatmaya çalıştı ve bundan tabii ki fayda gördük" dedi. Hotiad'ın görünen tarafını da gençlere sunan Hikmet Gürcüoğlu: "Hotiad olarak MKB denilen Hollanda’nın işverenler şirketlerini ifade ediyorsunuz, bunlara yakın ve dahil olmak dolayısıyla bunlar kanalıyla oluşan politikaları belirlemek için Hotiad yavaş yavaş yol alıyor. Bu kurulduğumuz günden beri dü-
Jilpaq CEO'su Faruk Halıcı'nın moderatürlüğünde gerçekleşen buluşmada gençler renkli sorular sordular.
şündüğümüz, ancak çok da kolay olmayan, fakat sürekli mesafe aldığımız bir saha. 'Hotiad Öğrenci Buluşmaları' adı altında başlattığımız ve benim fikir olarak sunduğum ve hemen kabul gören bu tür buluşmalar da, başka bir örnektir Hotiad’ın görünen taraflarına. Tilburg'da yaptığımız bir önceki toplantıda konuşmacı olarak katılan Celal Oruç ve Turgut Torunoğulların'ın hikayesini dinlemiştik. Çok değil sadece 30 yıl önce çok farklı konumda olan bu işadamlarımız şimdilerde Hollanda'da Quote 500'lere giriyorlar. Bu akşam konuşmacı olarak katılan Şerif Aktürk ve Atilay Uslu da bu kategorilere girenler arasında. Corendon Hollanda’nın ilk 500 zengin şirketleri içinde yer aldı. Ben bunu Elsevier'deki bir yazıda gördüm, bu listeyi yabana atmayalım, Philips, Akzo, DSM, ING Bank gibi pek çok şirketin arasında artık bir Türk şirketi var. Şerif Bey Avrupa’daki en büyük beyaz peynir tesislerine sahip. Şerif Bey birazdan diyecek ki ben de Hollanda’ya geldiğim ilk iki ayımı bir restoranda bulaşıcılık yaparak geçirdim. Tabi buradaki mesaj şu: Bir yerlere gelmek için bir işin en tabanından başlıyorsunuz. Şunu da eklemek lazım. Bu arkadaşlarımız belki Hollandaca lisanında sizin kadar yetenekli değiller, fakat sizlere çok iyi örnek olabilecek konumdalar. Sizler değil 3 dil, çok daha fazla sayıda dil bilen insanlarsınız. Sizin başarabileceğinize eminim, ama inanmak yetmez formasyonunuz var inanacaksınız, çalışacaksınız ama yarıda bırakamyacaksınız ki başarının devamı gelsin. Hotiad'ın görünen bir diğer tarafı da ki bu çalışmaya bu yıl başladık, Başarı Ödülleri dediğimiz ve 3 dalda ödül vereceğiz bir çalışma. Bir diğer çalışmamız, proje destek-
leme programı. Sizin gibi genç arkadaşların tabi ki düşünce ve projeleri var ancak düşünmek yetmiyor ve imkan gerekebiliyor bu tür projelere destek sağlamak için bizi bulacaksınız. Hikmet Gürcüoğlu Hotiad'dan sonra gençlere kendisin hangi yollardan geçtiğini ve bugünlere nasıl geldiğini şu şekilde anlattı: "Ben 80'li yıllarda Hollanda’ya geldim. Annem babam burada yok ancak abilerim vardı, onların yanına geldim. Hayalimde her zaman hukukçu olmak vardı ama Petrol Yüksek Mühendisi oldum. Mühendis oldum derken de sucukçu oldum. Üreticiyiz ve bildiğiniz markaların pek çoğunu biz üretiyoruz.Koç, Sancak, Pınar, Şölen, Yayla, Marmara, Özyörem, Yedoy Bağdat, Erciyes, Fulya, Aytaç, Ece ve belki daha sayamadığım markalar. Bunun dışında piyasadaki bildiğimiz et ürünlerini de biz üretiyoruz. Koç Et Mamulleri 36 yıllık bir aile şirketi. 3 kardeşten ben en gençleri idim, şu an dördüncü kardeşimiz de katıldı, o bir jeolog ama o da sucukçu oldu. Aile şirketleri güzeldir, önemlidir, güçlüdür ancak bunu oluşturup kullanabilmek lazım. Kimsenin ben demediği bir ortamdır. Hep biz deriz, tabi ben de biz demiş olduğum için fakülteden sonra hiçbir iş başvurusu yapmadan mühendis olarak çalışmadım ve sucukçu oldum. Petrol Yüksek Mühendisi Hikmet Gürcüoğlu hukukçu olmak isterken nasıl mühendisliğe yöneldiğini ve sucukçu olduğunu de dinleyicilerin meraklı bakışları altında esprili bir biçimde anlattı.
17 ŞERIF AKTÜRK Şerif Aktürk de nasıl işe başladığını ve peynir sektörüne nasıl girdiğini gençlere şu şekilde anlattı: "Üniversite ben meteoroloji bölümündeyim ve bir de makine bölümü vardı. Bir sürü fakülte aynı anda imtihana giriyoruz. Bir gün fizik imtihanı vardı ve orda çok zorlu bir profesör vardı. O sınava öyle çalıştım ki 3 saatlik imtihanı bir saatte bitirdim. Sonuçlar belli olduğunda ise ekranda baktım en yüksek puanı almışım ama adımın baş harfi A olduğu için listenin en üstünde yazıyor adım. O an hayatım boyunca, şu anki işlerimin yükselişi de dahil, en sevindiğim büyük anlardan birisidir. Ben Ağrı'da liseyi bitirdim ve çok zor şartlar altından buraya geldim. Zamanla büyük bir mücadele ve çalışma sonucu böyle bir başarı elde ettik. Üniversitede bölümü de çok iyi bir dereceyle bitirdim. Şu anda sizi görünce kendi okul yıllarımı hatırlıyorum. En iyi hayat, talebe hayatı. Okula git, ders çalış, hayat bunlardan ibaret ama kıymetini bilin. Zamanla iş, ev, çocuk derken hayat zorlaşıyor, tabi pişman değilim yaptığım seçeneklere. Hollanda’ya ilk geldiğimde ise, iş bulamadım ve ailemi geçindirmek için ben de bulaşık yıkadım restoranda. Sonra hasbelkader bir arkadaş beraber bir iş yapalım dedi öyle işe başladık. Okul ve iş hayatında da hep mücadele verdim, derdim ki 'Herşeyi dünyada insan yapıyor, ben de bir insan olduğuma göre ben de beceririm'. Benim çıkış nok-
KASIM / NOVEMBER 2013
tam buydu ve böyle mücadele ederek geldik buralara. İnanın şu anda benim dalımda beyaz peynir teknolojisinde dünyada maalesef üç beş kişiden biriyim ve benim yaptığım işin de okulumla alakası yok ama burada mücadele ve çalışma var." Aktürk konuşmasının devamında: "Başta ben de dili bilmiyordum biraz kurslara gittim ve işe başladık. Benimle ortak olan arkadaş süt almış fakat bu süt yolda bozulmuş ve çökelek olmuş. Bu aldığı süt kota üzeri olan süt imiş. Burada çiftçilerin inek başına bir kotası var 'Şu kadar süt üretebilirsiniz' diye onun üzerinde verdiğin zaman çok büyük cezalar ödeyeceksin ya da dökeceksin. Meğer arkadaş kota üzeri bu sütü alıyormuş 20 kuruşa litresini. Ben de işe başlarken çok alacağım bana 10 kuruşa ver dedim çiftçiye. O da bana nerde bidonların dedi. Ben o sütten alacağım zannetti ve bana 1 Gülden diyor. Meğer kota fazlası olduğu için bu süt “zwart melk” oluyormuş. Ben de anlam veremiyorum neden siyah dediğine halbuki süt beyaz diyorum kendi kendime. Benim danışmanım vardı ona sordum durumu anlatıp o da “zwarte melk” diyor kotayı anlatmaya çalışıyor sonra eve gittim sözlükten baktım ve öğrendim. Yani ben işe başladıktan 6 ay sonra sütün beyaz veya siyah olabileceğini öğrendim. Fakat şunu gördüm mücadele herşeyin karşısında durabiliyor. Son 5 yıl içinde başka bir duygu içinde olmaya başladım. Şu an 4 fabrikanın sahibiyim. Campina ile ortak süt işletme
tesisi kurduk ki bu çok da kolay bir iş değil, dünyanın üçüncü büyük firması bu sektörde." Şerif Aktürk peynir sektöründeki işlere başlama hikayesini anlatırken, aynı zaman gençlere şu mesajı veriyor: "Sizin bilmediğiniz bir şey sizi bir yerlere götürüyor, evet mücadele ediyoruz o hedefe varmak için ama inanın başka bir güç onu bize yaptırıyor sanki öyle planlanmış, demek ki birileri birşey yaptırıyor aslında ama biz yaptık zannediyoruz. İşte o güce inanmak çok önemli. ATİLAY USLU Atilay Uslu 1969 yılında 1 yaşında Hollanda'ya geldiğini ve temel eğitimde Elektroteknik okuduğunu belirtiyor. 1990 yılında bu branşta da çalışmaya başlayan Uslu, 1993 yılında bir restorana işletmeci olarak giriyor ve 1993 yılından sonra seyahat branşına adım atmaya karar veriyor. Atilay Uslu: "2000 yılından itibaren Corendon Grup ortağı ve yöneticisi oldum ve 2005 yılında 5 uçakla Corendon müşterilerinin büyük bölümüne tatil noktalarına hizmet vermeye başladık. Bir çok ülkelerde temsilciliği açtık ve şu an Hollanda’da en büyük 500 şirketin arasında yer almaktayız." diyerek başlıyor sözlerine. "Ben pek okumadım aslında, MAVO'dan sonra teknik okul oradan sonra annem 'Oğlum evlen çoluk çocuğa karış, iş hayatına atılma, baban atıldı da ne oldu bak, gitti hiç göremiyoruz' dedi. Babam bir hafta evde üç hafta dışarıdaydı. Türkiye’de konserler düzenliyordu. Ben o zamanlar annemi dinledim ve şimdiki KPN'de teknisyen olarak işe başladım. Bir hafta sonra şefime maaşını sordum ve 25 yıldır çalıştığını ve 2500 Gulden aldığını söyledi. Ben de ondan daha yüksek maaş alma şansım yoktu ve bu kadarıyla yetinmek istemiyordum. O sıralar amcamın bir grillroom'u vardı ve amcam bir İtalyan restoranı açmak istedi. Bana 'Sen grillroom’u işletir misin?' dedi ve 1990 yılında 22 yaşında işten çıktım ve amcamın teklifini
kabul ettim. 3 yıl grillroom'da çalıştım. Sonra ordan da ayrıldım, çünkü bazı sorunlar vardı ve biraz da gündüz işi yapayım dedim. Hem tatile de giderim düşüncesiyle seyahat acenteliğine başladım. 1994 yılında Mega Reizen diye bir şirket başladım. O yıl Yugoslavya'da çıkan savaştan dolayı insanlarımızın çoğu uçakla Türkiye'ye gitmek istediler. Biz de oradan buradan bulduğumuz biletleri satıyoruz. İyi bir yıl geçti ama grillroom'dan kazandığım param gitti. Çünkü bilet aldığımız şirketlerin bazıları battı ve ben oradan seyahatçiliği öğrendim, çünkü seyahat işinde kimseye güvenmeyeceksin. Herkes batıyor. Biz geçen sene seyahat sektöründe en güvenilir şirket ödülü aldık. Greydon tarafından veriliyor ödül. Seyahat sektöründe %5.8'i sağlıklı şirketmiş. Yani %94.2'si batıyormuş. Biz de o 5.8'in en sağlıklısıymışız, o yüzden bu ödüle layık görüldük. Bu sene batık şirketlerden dolayı 500 bin Euro'dan fazla paramız yandı. Geri dönecek olursak 2000 yılında ortağımla beraber Corendon’u kurduk, biz televizyonlardaki teletekstlerle birşeyler yapmaya çalıştık. Sonra hızlı bir şekilde internete geçtik. Sistemlere büyük yatırımlar yaptık. Bizim ilk başladığımız da 50 tane tur operatörü vardı ve 2004 yılında 20'ye düştü. Corendon Airlines'ı kurmamızın tek sebebi başka havayolları bize koltuk vermek istemediler, o zaman biz büyük bir şirket değildik. 2011'de Corendon Dutch Airlines'ı kurma sebebimiz de yeni yerlere uçabilmek için gerekliydi. Şimdi 37 tane havaalanına uçuyoruz. Şu anda iki tane hava şirketimiz var. Bunları yapmasaydık ayakta duramazdık. Şu an şirket olarak toplam 500 milyon ciromuz var." İşadamlarımızın sunumlarından sonra toplantı interaktif biçimde soru ve cevaplarla devam etti. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral da gençleri motive edecek çok dikkat çekici bir konuşma yaptı.
HABER
Togan Oral gençlere coşkulu bir konuşma yaptı EVLILIK YILDÖNÜMÜ OLMASINA RAĞMEN GENÇLERLE BULUŞMAYA GELDI
"Hotiad’a bu geceyi yaşattıkları için kalpten teşekkür ediyorum. Çok keyif aldım ama öte yandan gurur duydum. Anavatanından binlerce kilometre uzaklıkta benim için yabancı bir ülke. Sizler burayı vatan yaptınız ama burada, buranın büyük üniversitelerinden birinin çatısı altında gençlerimize rolmodel olabilecek bu kadar güzide bir gruplari buluşturdunuz. Siz bunu kendi başınıza yapmadınız buradaki Hollanda'da doğup büyümüş ve burada eğitim almış gençlerimizle ve onların kurdukları kurumlarla birlikte yaptınız işte TDLS. Bu başlıbaşına buradaki geleceğimizin ne kadar parlak olduğunun bir göstergesi. Önümüzde engeller tabii ki var kimse kendini kandırmasın. Kendinize şunu hatırlatın, sizin başka bir ülke ile çok özel bir bağınız var siz bunu aklınızdan çıkartıp ben burada doğup büyüdüm bu ayrımcılıklar benim başıma niye geliyor derseniz o zaman hiç bir zaman mutlu olamazsınız. Şunu kabul etmek lazım: Siz Türkiye'den gelmiş olan insanların torunları, çocuklarısınız; bunu aklınızdan çıkarmayın. Çıkarsanız bile bu hep hatırlatılacak çünkü ben baktığım zaman göçmen grup görüyorum, yani siz orijinal Hollandalı değilsiniz. İster isminizi değiştirin, ister saçınızı sarıya boyatın. Ne olursa olsun zaten sizin muhatap olduğunuz insanlar, yaşadığınız bu toplum sizin göçmen bir neslin çocukları olduğunuzun farkında. Bunu biliyorsunuz ve her adımda siz bununla yüzleşeceksiniz. Siz bunu negatif birşey olarak görürseniz, bu sizin hayatınızı mahveder. Sizin burada yapmanız gereken şey bunu pozitife nasıl çevirirsiniz. Bunun yolu var. Siz belki bazen, önünüze çıkan zorluklar vs. nedeniyle bunu unutuyorsunuz. Fakat şundan emin olun, farklı olmak bir avantajdır dezavantaj değil. Ama o avantajı nasıl bulacaksınız? Herkes kendi yolunu bulacak ama onun için yapmanız gereken bazı şeyler var: Birincisi kendinize güveneceksiniz, ama boş bir güven, bir ego değil, o güveni hissetmenizi sağlayacak altyapıya sahip olacaksınız. Sahip olmak için de çok çalışacaksınız. Buradaki bu grup belli bir seviyeyi aştığı için artık onlar daha kalender bir noktaya geldiği için çok
mütevazi konuşuyorlar. Her ne kadar tesadüf ve Allah nasip etti oldu gibi deseler de ben biliyorum ki; hayır bu bir tesadüf değil. Tesadüf olsa insan gecenin bir yarısı kalkıp problem çözmez. Sabahlara kadar çalışmaz. Bu çalışma, azim ve kararlılık bunun başka bir şeyi yok. O yüzden bir seçim yapacaksınız hayatınızda. Ya sıradan olmayı seçeceksiniz, sıradan bir hayat ve bununla yetinmeye razı mı gönlüm yoksa ben daha fazlasını mı istiyorum? O kararı verdikten bunu nasıl yapabileceğinizin yolunu tespit edeceksiniz ve o stratejiyi çizeceksiniz. Onu çizdikten sonra da gereğini yapacaksınız. Hiç kimse size hiçbir şeyi altın tepside sunmayacak. Sizin dedeleriniz babalarınız buraya gelirken o zorlukları göze alarak geldiler. Dil bilmeden geldiler. Onlar size şu çatı altında eğitim görmenizi sağlayacak bir imkan sundularsa siz bunun çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Öncelikle sahip olduğunuz değerlerin, kültürün ve kimliğin farkına vararak hareket etmeniz gerekir. Siz Türk ve Müslüman kimliğiyle tanınacaksınız. Buna inanmıyor olsanız bile, kendinizi Türk hissetmeseniz bile siz öyle tanınacaksınız. Madem öyle tanınıyorsunuz, bunun en azından özünü bilin. O kültürü öğrenin ve geldiğiniz memleketin kültürü, tarihini ve değerlerini bilin bunlara sahip olun. Farklı olmanın kötü bir şey olmadığını ve sizi geriye götürmediğinin farkına varacaksınız. İş görüşmesine gittiğinizde diyeceksiniz ki bak bu üniversiteden şu kadar insan mezun oldu ama ben farklıyım. Onların hepsinin sana sunacağının yanında artı olarak fazladan dil bilmem, pratik sorun çözme zekam ve girişkenliğim var ama bunu yapabilmek için kendine güvenmek gerekir. Sen kendine güvenmezsen kimse güvenmez sana. Türkiye'yle gönül bağınızı hiç bir zaman koparmayın. Türkiye mi Hollanda mı derseniz her ikisinde de başaracak kalifikasyonlara sahip olun".
Amersfoort Mevlana Camii'nde neler oluyor? Amersfoort Mevlana Camii Cemaati gönderilen Davut Heyal Hoca'nın neden gönderildiğini öğrenmek ve hocalarının tekrar görev başına dönmesini istiyorlar.
HDV Amersfoort Mevlana Camii geçtiğimiz son günlerde bir krizle çalkalanıyor. 11 ay önce göreve başlayan Mevlana Camii İmamı Davut Heyal'in nedensiz ve ani bir kararla görevden alınıp Türkiye'ye geri yollanması, Amersfoort Mevlana Camii cemaatini ayaklandırdı. Diyanet Dış İlişkiler Genel Müdür Vekili Ahmet Dilek tarafından imzalanan ve 25 Ekim 2013 tarihinde Davut Hocaya verilen mektupla işine son verildiğini öğrenen Davut Hoca, Türkiye'ye gönderiliyor. Davut Hoca'nın gönderilmesiyle alakalı otobüs tutarak Den Haag'a müşavirliğe giden 50 kişilik bir grup, kendilerine Prof. Dr. Mustafa Ünver'in Türkiye'de
olduğunu söyleyen HDV Vakfı Koordinatörü Cevdet Keskin'le görüştüler. Cevdet Keskin'in cevaplarından ikna olmayan grup daha sonra Den Haag'daki Büyükelçiliği ziyaret etti. Ancak oradan da sonuç alamadılar. Mevlana Camii eski yönetiminde ikinci başkan olan Tugay Yöndemli gazetemize yaptığı açıklamada Davut Hoca'nın gönderilmesiyle ilişkin şunları kaydetti: "Bu bir yargısız infazdır. Davut Hoca'nın suçu neyse, hep beraber gönderelim. Biz camii cemaati olarak gönderilme nedenini öğrenmek istiyoruz". Davut Hocanın geldiğinden beri çok iyi işler yaptığını belirten cemaat: "Bu hoca geldi ve burada gençlerimizle ilgilendi; hem
sohbeti, ibadeti, yapmış olduğu herşey gerçekten mükemmeldi. Hiç bir ufak şey yok ki, bu hoca buradan atılsın. Sabah namazlarının müdavimleri 45 - 50 kişiye çıktı. Şimdi sabah namazında sadece 4-5 kişi var. Bunun yanı sıra şikayet edenin kim olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Bizim merak ettiğimiz de o zaten. Vakıftan bildiren de yok. 'Kalem kırıldı, dolayısıyla sizin buraya gelmeniz de bu hocaya zarar verir' denildi bize." Den Haag'tan bir tane müfettiş geldiği gelen haberler arasında. Ancak müfettişin hangi şahıslarla konuştuğunu camii cemaatinden kimse bilmiyor Erdal Şen: "Cevdet Bey bizi öncelikle adam yerine koymadı. Dediği tek şey şu: müfettiş gelmiş, araştırmış, sormuş. Biz de ona söyledik biz müfettişi hiç görmediğimizi. Müfettiş sadece belirli kişilerle görüşmüş, başka kimse yok. Ali Şimşir: "Den Haag'da Cevdet Bey dedi ki 'Eğer cemaatten bir kişi bile gelse ve şikayet ederek bu hocanın arkasında namaz kılmayacağını söylese, o hocayı sıkıntıya sokar' dedi. Yani biz
HDV Mevlana Camii İmamı Davut Heyal
her hafta öyle desek, biz hocanın arkasından kılmıyoruz, her hafta bize yeni bir hoca mı yollayacaklar? Biz devlete karşı çıkmak istemiyoruz, devletimize güveniyoruz, inanıyoruz. Onlar da bize yardım etsin. Biz sadece hocamızı geri istiyoruz." dedi. İsmet Akçan: "Bu konuyla ilgili bilgi almak için Türkiye Diyanet İşleri'ni aradım ve Diyanet İşleri Başkanlığı Yardımcısı Ekrem Keleş'le görüştüm. Ancak bırakın yardım görmeyi bir daha bizi aramayın dediler. Davut Heyal: "Kimsenin, ne benim ne cemaatin bu manada beklediğimiz bir durum değildi, hem ben hem de cemaat hayal kırıklığı içerisindeyiz. Böyle bir neticenin oluşabilmesini gerektirecek bir süreç
hem şahsım hem cemaat adına yaşanmadı. Size gönderilen resmi yazışma var mı? 25 Ekim itibariyle Diyanetteki ataşelikteki arkadaşların telefonla yaptıkları görüşmede, beni ataşeliğe davet ettiler ve gittiğimde elime tutuşturdukları bir tebligat oldu. 31 Ekim itibariyle Hollanda’daki görevimin sonlandırıldığına dair bir bilgi vardı. Sonraki süreçte ben bir gerekçe olup olmadığını sorduğumda bana ertesi gün bir e-mail attılar. Söyledikleri şey: “Hakkımda sözüm ona yazılı ve sözlü şikâyetler varmış ve bunun üzerine gelen müfettişin mahallinde yaptığı inceleme neticesinde bakanlıklar arası ortak Kültür Komisyonunun kararıyla Türkiye’deki görevine döndürülmesi”. Sadece bu yazıyor. Yani sadece şikâyet var ama ne olduğu belli değil, teferruat ve tafsilat yok. Çözüleceğini düşündüğüm için hukuken de bir girişimde bulunmadım. Hakkımı aramadım çünkü henüz 11 aylık görevdeyim ve yaptıklarımıza karşılık bir madalya beklerken böyle bir sürpriz yaptılar maalesef. İşin bu noktaya gelmesinden
hem Amersfoor camii müdavimleri hem konuyla ilgili tüm şahıslar olağanüstü rahatsız olmuşlar. Halk Avrupa’da görevlendirilmiş 22 yıllık geçmişi olan, yazılı imtihan ve mülakatlardan geçmiş, Diyanet'in aklı başındaki heyeti huzurunda kendini ispatlamış, sicili araştırılarak gönderilmiş bir imamın neden tam bir gerekçe gösterilmeden erken görevden alınıp Türkiye'ye gönderileceğini sorguluyorlar. Haberi yayınladığımız sırada, Facebook'ta Davut Hoca Kalmalı kampanyasını başlatan gençler daha şimdiden 1500 kişinin onayını almışlar. Ortada bir de, arada oluşan muhalefetlerden dolayı atamayla gelen bir yönetim sözkonusu. Camide bizzat ziyaret ettiğimiz cemaat eski ve yeni yönetim olarak bölünmek istemiyorlar. Görüşlerini almak istediğimiz vakıf yetkilisi Cevdet Keskin'e haber yayına hazırlandığı sırada maalesef ulaşamadık. Ancak olayın arkasında yatan sebepleri irdelemek üzere kamuoyonu bilgilendirmek maksadıyla Türk medyasını aydınlatmalarını istiyoruz. Gelecek sayılarımızda okurlarımız için konunun takipçisi olacağız.
HABER
TAKSİM FM KÖŞESİ
18
KASIM / NOVEMBER 2013
HAK-DER'den Avrupa'ya gelen dedelere eleştiri
Erdo, Ridvan ve Ali' ile #BirlikteSonsuza ! BirlikteSonsuza diyoruz çünkü bu programdaki bütün güzelliklerin sonsuz olması dileğini taşıyoruz. Erdo' nun ismiyle özdeşleşen "Seninle Sonsuza" şarkısından yola çıkarak, dinleyiciyle olan bütünlüğü anlatıyor buradaki birliktelik. Perşembe akşamları 21:00'den itibaren dinleyebileceğiniz ve canlı müzik konseptinde geçen bu programda : Ridvan Akbina, Ali Turanoğlu ve Erdo hem kendi bestelerinden hemde diğer güzel şarkılardan,türkülerden seslendiriyorlar. Zaman zamanda ünlü ve özel konuklar davet edip özel konseptli programlar hazırlıyorlar bizlere. Bu programın en önemli farklılığı ne diye sorduğumuzda : "Samimiyetimiz ! İnsanların duygularına müziklerimizle ortak olmaya çalışıp keyifli vakitler geçirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Program boyunca canlı performans sergilediğimiz için çoğu zaman stüdyo'daki enerjimizin aynısını evlerinde dinleyenlerede yansıtıp, onlarında bu programın bir bütünü olmalarını sağlıyoruz" Kısaca sizleri tanımak gerekirse? Erdo: "Asıl adım Erdinç, insanlarda artık bu şekilde tanıdıkları ve Erdinç'in kısaltılmışı olduğu için sahne adı olarak Erdo'yu kullanıyorum. 1989 Hollanda Rotterdam doğumluyum. Yaklaşık 10 senedir (tabi bir kaç küskün ve non-active yıllarımı saymazsam) müzik aleminde kendim-
ce ugraşıyorum. Sahneler aldık, almaya devam ediyoruz. Bunun dışında kendime ait albümleri, coverları, klipleri sosyal medya sayfalarımda paylaşıyorum ve bu şekilde kitlemle buluşturuyorum. Her zaman aynı hızda olmasada, her zaman emin ve sağlıklı adımlarla şarkılarımı dahada güzel projeler ile sunmaya gayret gösteriyorum. Gerek sanatçı gerekse radyocu kimliliğimde beni yanlız bırakmayan ve ısrarla inanıp takip etmeye devam eden herkese ve bizlere verdikleri destekten otürü sevgili Taksim FM'deki ailemize bir kez daha Haber gazetesi aracılığıyla teşekkür ediyorum"
Rıdvan Akbina: "1991 doğumluyum. Ablamın nişan töreninde başlayan müzik tutkum 14 yaşındayken Hollanda Ezan birincisi olduktan sonra daha da pekişti. Öncesinde kendimi bir ilahi korosunda ispat ettim ve buradan farklı kişilerle tanışıp tarzımı degiştirdim. Sonrasında kendini gitara verdim ve gitar çalmayı öğrendim. Daha sonra kendi stüdyomu kurup
kendi bestelerimi kayıt almaya başladım. Bugüne kadar, Orhan Ölmez, Sinan Yilmaz, Latif Doğan, Mehmet Yakar ve Arzu Şahin gibi sanatçılarla çalışma fırsatı buldum. Bizi dinleyenlere, Haber gazetesine ve Taksim FM'e teşekkürler".
Ali Turanoğlu: "1992 yılında Schiedam'da doğdum. Ailemden gelen müzik sevdasıyla küçük yaşlarda müziğe başlayıp aldığım müzik eğitimleriyle pekiştirdim. Ailede var olan bu müzik kültürü, müzikle iç içe büyümeme ve tutkuya dönüşmesini sağlamıştır. Bağlamaya küçük yaşlarda başlayıp daha sonra gitar, mey ve çeşitli aletlere gönül verip kendimi geliştirdim. Çeşitli müzik eğitimleri alan Ali Turanoğlu Taksim FM'e aday
Koruyucu Aile için maraton koştular
2
0 Ekim'de yapılan Amsterdam Maratonu'na Meram Dostları Derneği’nin sponsorluğunda katılan yedi duyarlı genç sporcu 'Word jij ook pleegouder?' yani 'Sen de koruyucu aile olur musun?' yazılı tişörtlerle dikkat çektiler. Gençlerin koruyucu aile konusuna hassasiyetleri maraton katılımcılarından da destek aldı. Yaptıkları açıklamada ise "Evden alınan çocuklarımıza oranla koruyucu aile sayımızın çok az oldugunu dikkat çek-
mek istiyoruz. Güçlü, kendinden emin, milli ve manevi değerlerine sahip bir Türk nesli istiyorsak koruyucu ailelerimizin artması gerekiyor. Bu artışın yanı sıra çocukların neden evlerinden alındığı konusunu arastirip çözüm üretmek gerekiyor. Biz artık buralıyız ve bunu kabullenmemiz gerekir ve ancak kabul edersek koruyucu ailelerimiz artacaktır, çünkü koruyucu aile olmak uzun vadeli bir iş" diyerek konuya ne kadar duyarlı oldukları mesajını verdiler.
'Türk Öğrenciler Birliği' kuruldu Hollanda'daki Türk Öğrenci Dernekleri'ni bir araya getirmeye çalışan ve ismi National Assembly of Turkish Dutch Students olan yeni oluşumun kurulduğunu bir basın bildirisiyle kurucular Yunus Ulaş, Sümeyra Akpınar ve Mehmet Baykan YIlmaz tarafından duyuruldu. Yaplın açıklamada: "Hollanda'da günümüzün ve geleceğin en geniş çaplı Türk öğrenci oluşumu olma yönünde faaliyet göstermek amacı ile yapılanma çalışmalarını tamamlayan National Assembly of Turkish Dutch Students (NATDS)’in resmen kurulduğunu sizlere belirtmek isteriz. Erişilmek istenen
ve öncelikli hedefler; Hollanda’daki bulunan bütün üniversitelerde ögrenci konseylerinin oluşması, NATDS’in resmi makamların (devlet-üniversite yönetimi vs.) tek danışma organı olması, çeşitli çalıstaylar ve önde gelen (Türk) bilim insanları ile organize edilecek "Öğrenci Kongresi" gibi farklı projeler ile Hollandalı-Türk oğrencilerinin eğitim seviyelerine katkı sağlamakla birlikte stratejik vizyon sahibi bireyler olmalarına katkı sağlamak ve Hollanda'da yaşanan gelişmeler karşısında proaktif bir yapıya kavuşmalarını sağlamak" denildi.
HAK-DER tarafından yapılan basın bildirisinde Diyanet İşleri Başkanlığının yeni yürürlüye koyduğu 65 tane Alevi Dedesinin Diyanet İşleri bünyesinde çalışmasına tepki gösterildi. Yapılan açıklamada " Diyanet, alevileri temsil eden bir kurum değildir. Diyanet aracılığıyla gönderilen dedeler olsa olsa ‘diyanetin dedesi’ olur bizim dedemiz olamaz. Bizim dedelerimiz var. Alevi dedesi devletten maaş alırsa, alevi dedesi olmaz. Bu yolumuza terstir. Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın talimatıyla tüm masrafları devlet tarafından karşılanacak 65 Alevi dedesi Avrupa’ya gönderilecek. Uçak biletleri dahil bütün harcamaları devlet tarafından ödenecek. 'Sözde' dedeler Muharrem etkinliklerine katılacak ve vatandaşlarla buluşturulacak ve Avrupa Alevileri kendi öz-inanç değerlerinden koparılmaya çalışılacaktır. Bu işin organize ayağında Cem Vakfı var. Hükümet-Diyanet tara-
olup radyo hayatına orda devam etmektedir. Arzu şahin, Kıvırcık Ali, Yıldırım Budak, Orhan Ölmez, Abdurrahman Onul, Sedat Ucan, Murat Goğe Bakan ve Bediha Akartürk gibi ünlü sanatcılarla konser sahnesini paylaşmıştır.
fından kendilerine verilen gri pasaport ile bu “grûh” bütün Avrupayı serbetçe dolaşabilecek. Yas-sı matemlerimizde bulunacak, dede kisvesi altında ve takkiye yaparak Sunni veya Şiiİslam öğretilerini çocuklarımızın beyinlerine işleyecek. Alevi kimliklerinden ve bu kimliğin gerektirdiği demokratik örgütlenmelerden uzaklaştırarak kontrol altına alınacak, ötesinde sunnileştirmeye ya da şiileştirmeye çalışacaklar" denildi. Yapılan açıklamada "Herkim ki, bu çabaya yeltenirse ancak, misyoner olur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devlet tarafından kendisine ayrılan dev bütçe ile Avrupa, Asya, Afrika ve Amerikayı kapsayarak yürüttüğü misyonerlik faaliyetlerinin ne menem şey olduğunu biliyoruz. Türk-İslamcılığını dünyada yaygınlaştırmak istiyor. Bu planlarının alt başlıklarından biri ise Alevileri asimilasyona tabii tutarak sünnileştirmek veya şiileştirmektir" denildi.
En büyük amacı müziğe dair gerekli eğitimini alıp, kendini daha üstlere taşıyıp, sesini dünya'ya duyurabilmektir ve babaanesinin kardeşi olan değerli halk ozanı Kazanci Bedih'in yolundan ilerlemektedir".
GARAGE MERCEDES
Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering / voor alle auto's.€39 e ti en rt ve ad ze de van
APK
BENZINE: €69 : L E S IE D
€ 29,€ 49,-
• APK Keuringsstation Kleine Beurt • Reperatie en onderhoud en APK vanaf €109 alle merken • Inkoop en verkoop Grote Beurt • Banden en APK vanaf €229 • Accu's
€ 89
€ 189
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
19
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
İSIM DEĞIŞTIRME Türkçe yayın yapan organların güçlendirilmesi. Bu konuda teşvik proğramlarına başvurmak bir yöntem olduğu gibi Hollanda’da Türkçe yayın yapan medya tarafından güçlendirilen işadamlarının yine Türkçe yayın yapan medya kurumlarına gönüllü ve büyük miktarlarda destek olmaları.
SEDAT ÇAKIR İnsanların isimleri kimliklerinin bir parçasıdır. Bu kimlik içinde etnik ve dini köken olduğu gibi aile ve ulusal tarih de vardır. İsmini değiştirmeye zorlandığın zaman değiştirdiğin bir tek senin ismin olmuyor, isminle birlikte bir tarihte silinmeye başlıyor. Ailen ve kendi halkınla olan bağlantıların kopmaya başlıyor çünki her nekadar kendin belirli bir ırka veya dine mensup olsan da ismin buna uygun değilse araya ister istemez sorunlar giriyor. İnsanlar neden isim değiştirmek isterler? Bunun çeşitli nedenleri var ama genelde bunu iki ana nedene bağlayabiliriz. Birinci neden topyekün zorlama ile oluyor. Bunun acı örneklerini en son olarak Bulgaristan'da gördük. 1970 ve sonrasında zor ve zülumla Pomak ve Türk müslümanların isimleri değiştirildi. Zor ve zülumla yapılan isim ve kimlik değişikliği kısmen başarılı oluyor ve genelde alttan bir direnme harekatı başladığından netice itibarıyla başarısız oluyor. Ama yinede kayıplar verdirtiyor. Bulgaristan'da olan asimilasyon kampanyası kısa
sedat.cakir@haber.nl sürmesi ve sonrasında Avrupa Birliği baskıları ile olan kanun değişiklikleri ile telafi edildi. Bunun yanında size daha tehlikeli olan ikinci nedeni anlatmak isterim ve sonuçta da sizlerle birlikte uzun dönem engelleme stratejileri geliştirmek isterim. Uçakla Hollanda'ya geliyorum ve yanımdaki Hollandalı ile yolculuğumuzun sonuna doğru konuşmaya başlıyoruz. Türkiye'de ve diğer ortadoğu ülkelerinde iş yaptığını anlatıyor. Yaptığı işler çok ilginç ve bunun yanında bir Türk bayanla evli olduğunu söylüyor. Eşi iş bulmakta zorlandığı için ismini değiştirmek zorunda kalmış ve yeni ismi ile yolladığı tüm iş başvurularına olumlu yanıt almış. Bunu şu anda Bulgaristan'da da gözlemleme imkanımız var. Daha önceleri zorla Bulgar ismini kabul etmeyen insanlar şimdilerde ekonomik ve sosyal nedenlerle gönüllü olarak isimlerini değiştiriyorlar. Hollanda’da gözle görülmeye, elle hissedilmeyen bir baskı var yabancılar üzerine. Bu
konuda Hollanda yüzyılların deneyimine sahip olan bir ülke. Yahudiler her nekadar dinlerine sadık kalsalarda isimlerini değiştirmek ve Hollanda sistemi içinde asimilasyona zorlanmışlardır. Çevrenizde bakın Yahudilerin hemen tümü bir Hristiyan Hollanda ismi ile hayatını sürdürmektedirler. Sonraları daha yakın tarihte Endonezya'dan gelenlere aynı baskı süreci uygulanmıştır. Endonezya'lıların da ezici ağırlığı, buna Müslüman Endonezyalı'lar da dahil, isimlerini değiştirmişlerdir. Sürinamdan gelenler Hindistan kökenli müslümanlard a isimlerini değiştirmişlerdir. Afrika kökenli ve kölelikten gelenler ilk Sürinam'a köle olarak geldikleri tarihlerde isimlerini köle tacirlerinin veya köle sahiplerinin isimlerini alarak kimliklerinden soyutlandırılmışlardır. Arada komünistlerden kaçan Macarlar ve diğer ırklarda bu zorlamalardan
kendilerine düşen bölümü almışlar ve büyük sorun çıkarmadan asimile olmuşlardır. Şimdi sıra Faslı ve Türklerde. Medyada karalama kampanyaları bu asimilasyon çalışmalarının bir parçası. Bu karalama karşısında insanlar Türk olduklarından utanmak zorunda bırakılıyorlar. Ayrıca devamlı olan bir İslam karşıtı yayınlardan buna destek oluyorlar. Korku kampanyalarında Türklerin ve Faslıların kendi isimleri ile iş bulamadıkları için olan araştırmalar yapılmaya başlıyor. Biz de seviniyoruz Hollanda devleti Türk vatandaşlarında ruh sağlığını düşünerek birşeyler yapıyor diye ama nihayetinde iyi niyetli görünen araştırmalarda korku politikasının bir parçası. Başarılı olan Türkler, işverenler ve üniversite öğrencileri bu oluşan gelecek kaygısı içinde isimlerini değiştirme yönüne gidiyorlar. Kanımca bu en kısa
zamanda durdurulması gereken bir durum. Bu üzücü ve sonuçları Türk toplumu için vahim olacak bu gelişmeler nasıl önlenir. Bence en önemli olan olay Türklerin Hollanda toplumu içindeki başarılarının vurgulanması, Türk STK’larının bu konuda daha aktif politika izleyerek insanları incitmeden kendi isimleri ile işyapma imkanlarının olduğunu vurgulamaları. Anadilde eğitimin artırılarak verilme yöntemlerinin sağlanması. Türkçe yayın yapan organların güçlendirilmesi. Bu konuda teşvik proğramlarına başvurmak bir yöntem olduğu gibi Hollanda’da Türkçe yayın yapan medya tarafından güçlendirilen işadamlarının yine Türkçe yayın yapan medya kurumlarına gönüllü ve büyük miktarlarda destek olmaları. Anadili ve medyası güçlü olan toplulukların yaşama şansları artıyor. Bunu da artıracak olan sizlersiniz.
Sedat Çakır, göçebe aile yapısından kaynaklanan genetik yapıyla Sultanlar Yolu’nu hazırladı ve yürüdü, yine aynı genetik yapının değiştirici etkisiyle değişim danışmanlığı yapıyor.
Sherazade araştırma ödülü Türk gencine verildi
COLOFON
HABER
Adres: Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam Nederland Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim@haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Zeynep Türkcan Özlem Hasip Art Direction & Fotografie: M. Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties Office: 010-2 900 900 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79
ş Gidi üş dön
Leiden Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde okuyan ve eğitimini 'Müslüman ve Hollandalı gençler arasındaki iletişimin ön yargılara etkisi' teziyle bitiren 27 yaşındaki Fatih Toprak, bu teziyle bu yıl ilk defa verilen Sherazade Odülü'nü kazandı. Sherazade ödülünü Fatih Toprak'a veren jüri üyeleri de bu araştırmanın günümüze çok uygun olduğunu, güzel ve yenilikçi bir tez olmasına dikkat çektiler.
Interviews & Correspondenten: Serap Torremans Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Repr. Leiden Serap Torremans Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
Yıllar içinde teknoloji ve iletişim! Size de tanıdık geliyor mu?
HABER
20
KASIM / NOVEMBER 2013
1 GÜNÜMÜZ BÖYLE GEÇTI Kahvaltıdan alışverişe, güzellik ve bakımdan, akşam yemeği ve nargile keyfine "1 Günümüz Böyle Geçti" adı altındaki yeni köşemizde her ay Hollanda'daki cemiyet hayatının tanınmış simalarını veya bir çifti gün boyu takip ederek neler yaptıklarını kayıt altına alacağız. Bu sayımızdaki konuklarımız Dildade Tiyatro Grubu'nun oyuncularından Mesut Hoşcan, Sema İlhan ve Enes Ayhan.
1
2
Geçtiğimiz ay DJ Sertan ve Ayşe Bayazit ile başlatmış olduğumuz bu köşemiz de bu ay ki konuklarımız hepinizin yakından tanıdığı Dildade Tiyatro gurubunun oyuncuları Sema İlhan, Mesut Hoşcan ve Enes Ayhan'dı. Saatlerimiz 12.00'yi gösterdiğinde Simit Sarayı Beijerlandselaan'da kahvaltılarımızı yapmak üzere toplandık. Enes çalıştığı için geç katılacağını bildirmişti. Nur yine trafik sıkıntısında başbakan olduğunu ve geç geleceğini bildirdi :) 'Dakika bir gol bir' esprisinde daha biz sormadan Mesut 'Yetenek Sizsiniz' perde arkasını anlatmaya başladı. Yıldızlı Hayır'ın hayra dönüşeceği enteresan hikayeler var. Uçakta, mahallede, hatta cuma namazı çıkışında bile insanlar gelip sormuşlar. 'Ee Mesut anlat nasıl oldu' diye! Mesut o günden beri anlatıyor. Aslında bir bakıma
1
ciddi bir tecrübe edindikleri de aşikar! Mizahi iseniz bu durumu bile kullanmanız gerekli ve Mesut anlatırken rahatlamış bir şekilde izah ediyor olayları. Gelelim Sema, Sema ve Sema'ya... Cana yakın tavırları ve sıcacık samimiyetine farklı biri olduğunu o da Mesut gibi gelir gelmez belli etti. Espriler hava da uçuşmaya başladı. Hava da denk gelip yakalayabildiğimiz kadarını yazacağız.
Dildade nedir? Bilmeyenler için önce Dildaye'yi sonra da konuklarımızı ve yaptıklarımızı anlatalım bu yazımız da. 3 mahalle arkadaşı olan Cengiz, Enes ve Mesut, 'Çok Güzel Hareketler' Televizyonlarda çıktığı dönemde kendilerinde var olduğuna inandıkları bu oyunculuk ka-
2
biliyetini sahnelenmek isterler ve bu yolculuğa çıkarlar. Yaklaşık 5 yıl önce kurulan Dildade Tiyatro bugün sahne aldığı oyunlar kapalı gişe oynuyor. Yönetmenliğini Vedat Gültekin'in yaptığı Dildade Tiyatrosu'nun toplamda 30 oyuncusu bulunmakta.
Mesut Hoşcan Dildade'nin en çok konuşulan ismi. Bolulu olmasına karşın ata mesleği aşçılığı seçmeyip tiyatro mutfağında yer almak istemiş. Halen öğrenci olmasına karşın büyük bir enerji şirketinde de part time çalışmakta. Gördüğü ve yaşadığı duyguları ve özellikle toplumsal mesaj verilecek yaşanmış olayları oyun halinde sunma isteği var. 25 yaşında ve bekar... Sema İlhan Dildade'in Gül'ü (diğerleri alınmasın) Simit Sarayı
3
3
Rotterdam merkez şubesinde çalışıyor. Pozitif, sempatik ve hayata dair gereklilikleri yerine getirmeye çalışan biri. Çorum'un Hollanda temsilcilerinden. Her gün farklı insanlarla muhatap olduğu için sahnede birilerini canlandırmak onun için daha rahat. 24 yaşında ve bekar...
Enes Ayhan Günlük hayatta engelli çocuklarla vakit geçiren ve eğitmenlik yapan biri için sahne almak daha zordur aslında. Beden ve ruh terbiyesini aynı anda alıp o çocuklarla zaman geçirip, zorlukları bilerek yaşayan biri. Gerçek hayat'ta dram sahne de komedi! Zor olsa da ikisini bir arada yürütebiliyor. 26 yaşında ve evli. ...Ve sahne açılsın Simit Sarayı'nda kahvaltı tabaklarımıza ek ola-
4
rak gelen lezzetli sucuklu yumurta, menemen ve kaşarlı yumurtanın da dibini sıyırdıktan sonra Bosporus Juwelier'de Sema'yı takıların başında bulduk. Birbirinden farklı küpe ve künye denemelerinine devam ederken Mesut ta doğal olarak saatlerin başında denemelere başladı. Arada bir esprilerinin havada uçuşması hepimizi kahkahalara boğdu. Mekanın iç tasarımına hayran kaldıklarını belirten ikilimize yine Bosporus Juwelier tarafından hediyeler ikram edildi. Daha sonraki durağımız ise Royal Modehuis idi. Bayanlarımızın seferber olup Mesut'a takım elbise beğendirmesi Sema'nın gelinlik giymesinden daha zor oldu! Ama müjdeyi alan Mesut bir kaç hafta içinde tekrar Royal'e gidecek, bol çeşit erkek ceketleri ve gömleklerinin geleceğini bildiren Royal Modehuis sahi-
5
besi Nermin Hanım, Mesut'u sevindirmiş oldu. Sema'nın abiye yerine gelinlik giymesi çok hoştu. Çok çok yakıştı Sema diyoruz ve Allah kısa zamanda nasip etsin diyerek süslenme ve makyajlar için Bella Boudoir'in yolunu tutuyoruz. Kapıda Zehra Hanım bizi karşılıyor ve Sema tanış olduğu için hiç çekinmeden kuaför sandalyesine oturup saçlarının yapılmasını bekliyor. Mesut ve ekibimiz bir hayli hoş sohbet içerisinde Sema'nın hazırlanmasını bekliyoruz. Mesut o ara sahnedeki komik anılardan bir kaç hikaye anlatıyor. "Birinde bir oyunun içinde çay içme sahnesi vardı, ama o oyundan sonraki oyunda o masanın üzerine çıkılması lazım. Çay bardakları orada unutuldu! Yeni oyuna başladık! Tam o sırada hem oynuyorum hem de masada ki çay bardaklarını görüyorum! Toparlamam
6
Bijerlandselaan
Beijerlandselaan 42-44 Rotterdam
Beijerlandselaan 97 Rotterdam
Groene Hilledijk 221A Rotterdam
Sint Jacobstraat 8 Rotterdam
Goudse Rijweg 16 Rotterdam
Van Vollenhovenstraat 15 Rotterdam
21
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
4
gerekti. Üzerimizde asker kıyafetleri var. O ara Vedat Hocamız asker diye bağırdı seyircilerin arasından. "Mıntıka temizliğini unutmayın!" O ara hemen bardaklar toplandı ve doğaçlama bir yolla kimse anlamadan oyuna devam ettik! Bu ve bunun gibi bir kaç hikayenin ardından
5
Sema'nın güzelleşmesi tamamlanmış ve acıkan karınlarımızı doyurmak üzere Lider Mangalbaşı'nın yolunu tutuyoruz... Enes Ayhan'ın da katılımıyla kadromuz tamamlamış ve birbirinden güzel yemekleri mideye indirdik. Bu arada Enes'i yakından tanıma fırsatı bul-
6
duk yenilen yemekler, tatlı ve çayın ardından mekan sahibi Yusuf Altınsoy'a teşekkür ederek XL Lounge'a geçtik. Nargilelerimizi, söyledik. Günün yorgunluğuyla beraber yine günün analizini yaptık. Mekan sahiplerinin özel ikramlarıyla bir kaç saatlik sohbet nasıl geçti an-
lamadık! Yaklaşık 11 saatlik günün yorgunluğuyla evlerimize dağıldık! Bu güzel günde bizleri kırmayacak gelen ve mütevazilikleriyle bulundukları noktalardan daha çok çok yerleri hakeden arkadaşlarımız Mesut, Sema ve Enes'e bir de buradan teşekkür ediyoruz.
SADIK YENMİ'NİN YENİ KİTABI ÇIKTI
Sadık Yemni’nin 1977 yazındaki deneyimlerini anlattığı Alsancak Börekçisi adlı Anı-romandan üç kısa metni seçtik. Anadolu halkı altmış ortalarında ruh ve beden olarak içine kapalıydı. Avrupa’ya misafir işçi olarak gitmeleriyle bu cenderede sıkışmışlık hali sona ermiş ve makus talihinden sıyrılmıştı. Ressurrection. Dirilişti. Türklerin Avrupa’ya göçleri Mars’a insanlı araç indirmek kadar önemli bir gelişmeydi. Sonuçları muazzam oldu. Yetmişlerde yurtdışına sınırlı ölçüde ve acayip kısıtlamalarla çıkılabiliniyordu. Yurtdışına telefon için bazen günlerce bekleniyordu. Sosyal medya araçları mevcut olmadığı için Türkiye dışında ne olup bittiği bilinmiyordu.
1
Göçmenlik harika bir açılıştı Türkiyeliler için. Avrupa’yı, Dünyayı, ilginçtir komşularını, Yunanlıları, İranlıları, Arapları, Rusları ve Kürtleri burada tanıyacaktı yeniden. Hollanda’da devlet dairelerinde vatandaşa yapılan muameleyi kendi devlet daireleriyle kıyaslayacaktı. Memleketteki demokrasinin kaç ayar olduğu fark edilecekti. Okuma yazma bilmeyen annelerin kızları üç dil bilen üniversite mezunları olacaktı. Anadolu insanına has girişimci ruh şahlanacak ve Hollanda’da neredeyse her yirmi göçmenden biri kendi iş yerini kuracaktı. Bunda yabancıların uğradığı ayrımcılık ve mesnetsiz İslamofobi de bir katalizör rolü oynamaktaydı kuşkusuz, ama esas itici güç maziden gelmekteydi. Euro-Türk’ün artık kendi orta sınıfı mevcuttu. Parmakla gösterilen zenginleri vardı. Türkler dünyayı yeniden küresel ölçekte deneyimlemeye girişmişti. Pazar günleri göreceli olarak en tenha günlerdi. Kazım’la öğle yemeğimizi yerken içeriye içlerinde eşofmanlı dayımın, Börekçi Mustafa’nın, Agop’un, Taki’nin de bulunduğu on beş kişilik bir grup girince
2
apıştık kaldık. Haftalarca önceden o Pazarın Amsterdam’daki Türk restorancılar arasında maç günü olarak tespit edildiğini unutmuştum. Kazım olmasaydı Amsterdamse Bos - Amsterdam Ormanı denen yerde icra edilen maça katılamayacaktım. Hayatlarında çeyrek yüzyıldır sporun S’si olmayan, iki yüz metrelik mesafelere arabalarıyla giden esnaf kesiminin maçını izlemek bayağı keyifliydi. Dayım, Börekçi Mustafa, Agop, Taki, Artin ve daha birkaç kişi Leidseplein ekibine, Tayfun, Sankut, Kemal Abilerin takımı da Harlemmeer ekibini temsil etmekteydi. Şehir Merkezi, Şehrin Eski Batısı’na karşı gibi durumdu. Şehir Merkez ekibi, yani börekçilerin dahil olduğu takım maçı güç bela 4-3 gibi bir skorla kazandı. Tek tük Türk seyircinin yanı sıra gelip geçen parka spor için gelmiş uzun boylu, atletik tipli Hollandalıların da biraz oyalanıp maçı izlediği oluyordu. Yarısı göbekli, tel bacaklı, tıknaz, nefes nefese kalmış olan asportif bedenlerin gayretli gayretli debelenmesini eğlenceli bulanlar maçı sonuna kadar izleyecekti. Bildiğim kadarıyla o ilk kuşak restoran, börekçi, konfeksiyoncu, seyahat bürosu sahibi kimselerin
tarihlerindeki ilk ve son maçtı. Ertesi gün börekçiye doluştuklarında hemen herkes bel, diz, sırt ve kalça ağrılarından şikâyetçiydi. Dökülüyorlardı. Maçtan sahneler anlatıp kendini ve takımını övenler gırlaydı tabii ki.
3
Düsseldorflu Bedri altı hafta kadar
Günün enteresan olayları: -Her gittiğimiz yerde ne içersiniz sorusuna hep sonda kalan Mesut çoğunluk ne içerse ondan içmek zorunda kaldı! -Akşama kadar en az 20 defa yetenek Sizsiniz esprileri havada uçuştu! Mesut ve Enes bununla ilgili bir oyun yazacaklarını itiraf ettiler. - Sema sahnede en iyi Mesut'la anlaştığını, birbirlerini oyun anlamında tamamladıklarını belirtti. Biz de onları 3 yıldızlı evet ile uğruladık! Yolunuz açık olsun....
önce arabayla memleketi Kars’a gitmiş ve on gün kadar önce de dönmüştü. Bize başından geçenleri anlatırken Türkiyeli göçmenlerin besili bir buffalo sürüsü gibi olduğunu düşündüm. Yazları on binlerce arabalık konvoylarla Türkiye yoluna çıkıyorlardı. Aslanı, kurdu, çakalı, sırtlanı pusu kurmuş bekliyordu. Yolda trafik cezası, rüşvet, haraç, gasp, haksız vergilemelere
maruz kalarak, güzergah üzerindeki garajlara, otellere, restoranlara, marketlere bereket saçarak bir başka çileyi çekmek üzere Türkiye sınır kapısına dayanıyordu. Charter uçakları sürüme çıkınca ve biletlerin fahiş fiyatları düşünce bu konvoylar biraz ufalsa da binlerce kilometre yolu tepmeye devam edeceklerdi.
SON FM 5. yılını kutladı
Son FM internet radyosu 5. yılını bir resepsiyon vererek ve ardından Mustafa Ceceli konseriyle kutladı. Resepsiyon, milletvekilleri, işinsanları, STK temsilcileri, akademisyenler ve
halkın katılımı ile gerçekleşti. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Hollanda'daki Türk basını ile iyi bir diyalog içinde olduğunu Son Fm'in 5. yıl kutlamasında olmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi. Oral "Hollanda Türk Medyası benim ikinci ailem. Hollanda'da hemen her gün basın mensubu arkadaşlarımızla Hollanda'nın çok değişik yerlerinde yağmurda çamurda karda, kışta beraber oluyorum. Hollanda Türk toplumun her alanda ulaştığı en güzel aşama göstergelerinin
birini bu gece yaşıyoruz. Güzide bir topluluk ve Türkiye'nin en güzel sanatçılardan bir tanesi burada. Bu hepimizin gururu duyması gereken, hepimizin özümsemesi gereken bir nokta" dedi. Son Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aşıran, kendilerini bu mutlu günlerinde yalnız bırakmayanlara teşekkür etti. Aşıran "Bizler 5 sene başladığımızda online medyanın gücüne, ilk başta kendimizde çok fazla inanmamıştık. Fakat ilerleyen günlerde, internet medyasının gücünü öğrenmiş olduk. Bu vesile ile de, bu mutlu günümüzde de saygıdeğer misafirlimizle Son FM'in 5. yılını kutladık" dedi. Resepsiyondan sonra davetliler Mustafa Ceceli'nin konseri için De Doelen konser salonuna geçerek, Ceceli'nin şarkılarını coşkuyla dinlediler.
HABER
22
KASIM / NOVEMBER 2013
Rotterdam'ın tanınmış simalarından ve kendi deyimiyle Nasreddin Hoca'nın akrabası Ali İhsan Ünal, Nasreddin Hoca heykelinin önünde fotoğraf çektirdi.
Sanatçı Orhan Ölmez sık sık hayranlarıyla buluşmaya geliyor. HABER Gazetesi olarak özel davetli olduğumuz Almanya konserinde kendisiyle sohbet etme fırsatı bulduk. Yakında Hollanda'ya geleceğinin müjdesini de verdi bize.
Emine Bozkurt Ankara'ya gittiğinde karşılaştığı ve 15 Aralık'tan itibaren Lahey Büyükelçisi olarak Hollanda'ya gelecek olan Cumhurbaşkanı dışişleri danışmanlarından Sadık Arslan'la hatıra fotoğrafı çektirdi.
Göçün 50. yılı dolayısıyla birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla Rotterdam'da açılan Göçmen Anıtı, kalabalık bir grup tarafından şölenle halka açıldı. Aralarında Türk kökenli yazarlar, milletvekilleri, işadamlarınında bulunduğu grup hep beraber açılış kurdelesini kesti. Göçmen Anıtı'nın fikir babası olarak Ömer Hünkar Ilık biliniyor.
Nihat Hatipoğlu Rotterdam'da verdiği sohbetten önce Simit Sarayı Meent sahibi Mustafa Duyar ile birlikte kahvaltı yaptı. HABER Gazetesi'nin de sponsorlarından olduğu sohbet proğramı dolu dolu geçti.
Bu yıl da kutsal topraklardan dönen hacıları unutmayarak özel pankart hazırlayan Schiphol Havalimanı Yönetimi, geleneksel hacı misafirperverliğini gösterdi. Göksel Soyugüzel de hacıları karşılamak için Schiphol'de hazır bulundu.
Rotterdam Schiemond'da bulunan Resto van Harte Restoranında SMHO ve Meram Dostları Vakfı tarafından düzenlenen yardım yemeğinde, tanınmış simalar gelen müşterilere kendi elleriyle yemek servisi yaptılar.
Baby op komst?
www.kraamzorganne.nl nh@kraamzorganne.nl
IHH Hollanda yeni yönetim kurulunu oluşturdu ve dönemin ilk toplantısını genç ve dinamik üyelerle yaptı. Geçtiğimiz günlerde Filipinleri vuran Haiyan Tayfunu'ndan sonra hayatını kaybeden binlerce kişinin yanısıra evsiz barksız kalan insanlar için de yardım kampanyasına devam ediyor.
Tel: 085-2733262
Mini-BLOG
UETD Genel Merkez MKYK üyelerinden Teşkilatlanma Başkanı Köksal Kuş ve Muhammet Mustafa Yüksel Rotterdam ofisimizi ziyaret ederek yeni dönem çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
willem.lageweg@haber.nl
De afgelopen week was de week van de fair trade. Bij fair trade krijgen de producenten van koffie, thee, fruit en steeds meer andere producten een eerlijke en meer stabiele prijs. Max Havelaar is in ons land het bekendste fair trade label. Door het fair trade systeem wordt het voor mensen in ontwikkelingslanden lonender om te produceren. Door een beter en stabieler inkomen krijgen ze meer perspectief op een toekomst in eigen land. De belangstelling voor fair trade producten neemt in Nederland in hoog tempo toe. Ieder jaar groeit de omzet met al gauw meer dan 20%. Toch zijn de marktaandelen vaak nog erg klein. Daarom is het goed dat supermarkten en andere organisaties steeds meer fair trade producten verkopen en promoten. Naast fair trade zijn er ook andere keurmerken die bijdragen aan betere inkomens en meer duurzaamheid in ontwikkelingslanden. Met elkaar zorgen al deze acties voor een meer duurzame en rechtvaardige wereld. En dat is hard nodig.
Fair trade
23
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
15 ARALIK
PAZAR 20:00
BİLET SATIŞ NOKTASI: www.ticketmaster.nl
SERTAB ERENER 15 ARALIK 12:00
ÇAĞLA ŞİKEL
İLE GELİNLİK VE GECE KIYAFETLERİ MODA GÖSTERİSİ 15:00
HAKAN AKKAYA İLE
BANA YAKIŞIR YARIŞMASI GİRİŞ: € 15 / € 10 (KONSER BİLETİ OLANLAR İÇİN) YARIŞMA BAŞVURUSU ve BİLGİ: www.globalmusicfestival.nl
Adres: World Forum Den Haag - Churchillplein 10, 2517 JW Den Haag
HABER
KASIM / NOVEMBER 2013
ADVERTORIAL
Dünyada sadece iki klinikte olan
Son teknoloji Visus Oogkliniek Rotterdam'da %100 memnuniyetimiz var. Türkiye’deki ameliyat larda 6 ay garanti bile alamazsınız, ama bizde ömür boyu garantili.
Rotterdam'da 5 yıldır hizmet veren modern göz kliniği Visus hizmetleriyle vatandaşlarımızın beğenisini kazanmaya devam ediyor. 5 milyon yatırımla kurulmuş bu gelişmiş kliniğin sahibi bir Türk: Dr. Nusret Baş. Türkiye'de ilk göz lazerini gerçekleştiren Doktor Nusret Baş, 28 yıldır tek başına 60 binden fazla göz lazer ameliyatı gerçekleştirdi. Visus Oogkliniek nasıl bir kurum? Visus Oogkliniek 5 yıldır Rotterdam’da aktif. Burada açmadan önce uzun yıllardır Türkiye deneyimimiz var. Visus Oogkliniek Doktor Nusret Baş tarafından kuruldu. Doktor Nusret Baş, Türkiye’nin en önde gelen göz cerrahlarından birisi, Türkiye’de ilk göz lazer ameliyatını yapan doktordur. Şu anda 2012 yılı itibariyle Hollanda’nın en büyük göz lazer kliniğiyiz. Rotterdam’da n sonra yakında, Amsterdam’da da bir şube açtık. Kliniğimiz 5 milyon Euro’luk bir yatırımla kuruldu. Dünyanın en gelişmiş ve en pahalı göz lazer cihazlarını bünyemize kattık. Visus Oogkliniek'te şimdiye kadar 10.000’den fazla ameliyat yaptık. Bu ameliyatların sonucunda her hangi bir komplikasyon her hangi bir sıkıntımız söz konusu olmadı. Şu anda Hollanda
GÖZ LAZERİ NORMALDE 1998,- EURO. HABER OKURLARINA %20 İNDİRİMLİ
Visus Oogkliniek Yöneticileri HABER Gazetesi indirim kodu ile gelenlere 400 Euro'luk indirim uyguluyor. Basit bir örnek: Diyelim ki Amersfoortse veya Zilveren Kruis'te sigortalısınız. Göz lazer tedavisi olduğunuz takdirde, €1998,- yerine €1598,- ödüyorsunuz. Aynı kalitedeki tedaviye başka kliniklerde çok daha fazla ödüyorsunuz.
GÖZ LAZER AMELIYATI NE KADAR
çapında en yüksek notu (reviews) alan SÜREDE TAMAMLANIYOR? kliniğiz, 10 üzerinden 9.5 aldık ortalama. Ameliyatlarımıza müşterilerimize garanti Ameliyatlar çok kısa sürüyor. Ameliyatın kendisi, birinci bölümde göz veriyoruz. Hangi çeşit göz ameliyatları yapı- başına 27 saniye sürüyor, ikinci bolümde göz başına 1 dakika sürüyorsunuz? Yaptığımız ameliyatlar en son teknoloji yor. Toplam 3 dakikada hastamızla ile yapılmakta, ‘İntralasik’, yani halk dilin- sohbet ederek bitiriyoruz zaten. de bıçaksız göz lazeri olarak bilinen yöntemi yapıyoruz. Hastalarımızın büyük çoğunluğu İntralasik dediğimiz, bıçaksız, ağrısız, rüşmesi normalde 1 saat sürüyor ve kansız yöntemle çok kısa bir süre içinde tedavi doktor tarafından gerçekleştiriliyor. Göz oluyor. 4 saat sonra normal görme garantili tansiyonu ölçülüyor, gözün derecesi ölçüameliyatlarımız. Okuma gözlüğünden de kur- lüyor, korneanın deforme olup olmadığı tarıyoruz. Ne okuma için ne de genel anlam- ölçülüyor. Bu ölçümlerden sonra doktor da gözlük ihtiyacı kalmıyor. İntralasik'in yanı tarafından en son teknolojik cihazlar arasıra katarakt ameliyatla- cılığıyla bütün gözün en ön tarafından en rı, göz içi lensleri, gibi arka tarafına kadar komple kontrol edifarklı ameliyatlar da liyor. Bu yüzden de yanılma payı çok az. Göz lazeri nedir ve güvenli midir? yapıyoruz. Göz lazeri, gözdeki görme bozukluğu olan Muayene gö- insanların, derecesini sıfıra getirip tekrar iyi
HABER okurlarına 400,- Euro indirim
Dr. Nusret Baş ve net görmesini sağlamak ve bu sırada gözlük ve lens kullanımını kaldırmaktır. Göz lazeri tamamen lazer ışığıyla yapılıyor ve hiç bir yan etkisi yok, bilinen hiç bir sorunu yok. Dünyada geçtiğimiz 28 yıllık göz lazeri ameliyatlarında zannediyorum 40 milyondan fazla insan ameliyat olmuştur ve hiç bir yan etkisi veya gözlerde gerileme vakası görülmemiştir.
010-25 35 255 telefondan arayıp randevu ve ücretsiz muayene için Yasemin Hanım'la görüşebilirsiniz.
Visus Oogkliniek 's Gravenweg 310 3062 ZM Rotterdam KIMLIK KARTI
Visus Oogkliniek Rotterdam’ın en prestijli bölgelerinden birisi olan Kralingen’de. 1000 m2 bir alan üzerinde. Ücretsiz park yerleri mevcut. Otoyola, metroya, otobüs durağına ve tramvaya yakın.
Visus artık Amsterdam'da da hizmetinizde Lazer ameliyatında önemli olan ne doktor ne klinik, burada en önemli faktör ameliyatı yapan lazer cihazı. Yapılan ameliyatın sonucu da lazer cihazının kalitesiyle alakalı. Lazer aleti ne
Visus Oogkliniek'in yeni lazer cihazı Schwind Amaris 1050RS. Henüz 2 ay önce piyasaya çıkan bu cihaz dünyadaki lazer ameliyat cihazlarının en gelişmişi. Dünyada 2 adet var: Birisi Japonya'da diğeri Visus Rotterdam'da.
kadar iyise o kadar iyi bir netice alınabiliyor. Piyasada sayısız aletler var, insanlarımız maalesef bunu bilmiyor. Bu aletlerin ucuzu var pahalısı var, eski modelleri ve yeni modelleri var.
Herkes göz lazer diye biliyor, yöntemini biliyor, farklı yöntemleri var, ama kimse aleti bilmiyor. Bu yüzden klinikler lazer aletlerine yatırım yapmıyor. Su anda piyasadaki aletlerin yüzde 90'ı, Visus Oogkliniek Amsterdam'da da yeni açılan klinikleriyle 2000'li müşterilerinin hizmetinde. Şehrin en tanınmış ve elit yılların bölgelerinden olan Gustav Mahlerlaan 56 numarada. 500 m2 başından büyüklüğündeki klinikte Rotterdam'ın yanı sıra Amsterdam'da da kalma. artık hizmet veriyor. Kimse değiştirmiyor, çünkü hem pahalı bir alet hem de müşterilerin bu konuda bilgisi yok. Bizim, Visus Oogkliniek olarak kullandığımız alet, 2013'un so-
Visus Oogkliniek Amsterdam'da da açıldı
nunda çıktı ve dünyada sadece bir bizde var, bir de Japonya'da dünyanın en büyük kliniği olan Shinagawa kliniğinde var. Teorik olarak bu sebepten dolaVisus Oogkliniek yı dünyanın hiç bir yerinde, bizden Gustav Mahlerlaan 56 1082 ME Amsterdam ve Japonya'daki klinikten başka, daha iyi bir netiKIMLIK KARTI
ce alan klinik yok lazer ameliyatında. Kullandığımız cihazın markası ve modeli Schwind Amaris 1050RS. Amsterdam'ın en lüks sokağı olan Gustav Mahlerlaan'ın ticari merkezinde ev 500 m2 büyüklüğünde.Hastalarımızın gelme gitmelerde rahatlık olması için
Amsterdam'a da bir klinik açtık. Rotterdam'da yapılan ameliyatların aynısı Amsterdam'da da yapılıyor. Hastalarımız telefonla bize ulaştığında hangi kliniğe gelmek istediklerini belirtmeleri yeterli, aynı kaliteli servis her iki klinikte de mümkün.