Richard Troost
HABER MEI / MAYIS 2016
Yıl/Jaar : 7
ISSN:1879-9981
www.haber.nl
İYI GAZETESI N E N I N ’ A HOLLAND
50 yılı aşkındır bulunduğumuz Hollanda'da dördüncü jenerasyona geldik. Birinci kuşak olan dedelerimiz Hollanda'ya ilk geldiklerinde çok zor dönemler geçirdiler. Son süreçte bir defa daha kimliğimiz, aidiyetimiz, sadakatimiz ve vatandaşlığımız sorgulandı. Buna rağmen çözümün parçası olmaya devam ediyoruz.
Sayı/Nr:
62
Bana dört tane duvarı veriyorlar ve orası marka oluyor 22-23'te
Müşteriyi memnun etme adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Mesela örnek vermem gerekirse, çoğu insan müşterisini tedarikçisiyle tanıştırmaz, çünkü oradan para kazanacak. Ama biz öyle yapmıyoruz. Beraber gidiyoruz Türkiye'ye, ürünlere beraber bakıyoruz ve aynı zamanda müşterimize tavsiyelerde bulunuyoruz.
Röportaj: Çok yönlü bir zanaatkâr: Mehmet Akçay
KAPALI DEĞİL AÇIK TOPLUM GEREKLİ
ÇİFTE AİDİYET BİR ZENGİNLİKTİR
Korku ile yönetilen ve yaşayan bir toplum oluşturma yerine, birbirini anlamaya çalışan, farklılıkları bir zenginlik olarak gören bir toplum modeli için çalışmaya, uğraş vermeye hazır mısınız? Biz Hollandalı Türkler artık içine kapalı toplum yerine açık toplum haline yönelmeliyiz. Dışlamalardan yılmamalı, yersiz korkuların bertaraf edilmesi için uğraş vermeliyiz. Daha fazla birlikte çalışma ve anlaşma için çalışmalıyız.
Çifte aidiyet bir zenginliktir. Çift dilliliğin gelişime olan önemini de her zaman araştırmalar ortaya koyuyor zaten. Bu yüzden Hollanda Ülkemiz, Türkiye Vatanımız diye bir manşet attık. Çünkü bizim bu ikilem içerisindeki hayatımız her daim bir olumluluk olarak algılanmalı. Daha iyi gidişat, genelde hep daha iyi sonuçlar verir çünkü. Kendi kimliğimizi asimile olmadan koruduk. Bu bir iftihar meselesidir. 4-6-10-15'te
WEERT BELEDIYE BAŞKANINDAN INSANLIK DERSI
İftihar edilecek pozisyondayız
M. FATIH KARAMAN
VOOR UW JURIDISCHE ZAKEN
4'te
Tolga Advocatuur Aelbrechtskade 52 b 3022 HL Rotterdam
Türkiye modeli nasıl olmalı?
İLHAN KARAÇAY
telefoon: 010-2260373 e-mail: t.gumus@tolgaadvocatuur.nl
6'da
Ayinesi iştir kişinin...
AHMET SUAT ARI
16-17'de
8'de
Aidiyet bir gönül işidir, yasalarla tayin edilemez
VEYİS GÜNGÖR
Advertorial
15'te
Doğal Lezzet
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... 3'te
BULMACA
Grup X ile söyleşi
10'da
Boyundan büyük işlerle uğraşanlar oldukça…
ZEYNEL ABİDİN KILIÇ
İzin yolu haritanız bizden
meer info: www.tolgaadvocatuur.nl
Weert Belediye Başkanı Jos Heijmans'ın Hollanda devletinden mülteci statüsü alamayan Suriyeli bir ailenin Hollanda'da saklanmasına yardımcı olduğu belirtildi. Heijmans, kurallardan daha önce insanlığın önemli olduğunun vurgusunu yaparak, Hollanda'da Sayfa 2'de birçok kişiden takdir topladı.
Sayfa 27'de
20'de
Avicenna Koleji Müdürü
Toplumda son dönemlerde sertleşmeler olduğunu görüyorum ve bu bana endişe veriyor açıkçası. Rotterdam'da beraber yaşayalım, hangi dinden, hangi ırktan olursan ol. Beraberce bu şehri güzelleştirelim. Hollanda'da bu mümkün, o yüzden beraber yapmamız lazım. Ben burada birbiriyle iyi geçinen, birbirine saygı duyan bir grup müslüman aile görüyorum. Beraber çalışarak en iyisini ortaya koymak için uğraş veriyorlar. İşte o zaman ben çok etkileniyorum. 13'te
KİM NEREDE GÖRÜLDÜ
30-31'de
EN HAREKETLI ÇOCUKLAR EN BAŞARILI IŞADAMLARI OLUYOR
HABER
MEI / MAYIS 2016
Weert belediye başkanından insanlık dersi DENK Hareketi Weert Belediye Başkanı Jos Heijmans Hollanda devletinden mülteci statüsü alamayan Suriyeli bir ailenin Hollanda'da saklanmasına yardımcı olduğu belirtildi. Durumu bir komisyon
toplantısında açıklayan Belediye Başkanı Heijmans, Suriyeli ailenin Hollanda'da kalması için elinden geleni yaptığı ortaya çıktı. Aileye iltica statüsü verilmeyince, aileye ev bulmak için Wonen
Simit Sarayı Amsterdam Dappermarkt 1e van Swındenstraat 40-E 1093 GE Amsterdam
Simit Sarayı Meent Meent 15a 3011JA Rotterdam
Burgemeester De Vlughtlaan 162-164 1063 BS Amsterdam Tel: 0204114318
Limburg'e aile adına başvurarak ev çıkarmak için uğraştığını söyleyen Heijmans, Suriyeli aileyi birbirinden ayırıp bir kısmını geri göndermenin aileye çok zarar vereceğini ifade etti. Suriyeli ailenin Hollanda'dan çıkarılmasına mahkeme ve bakan aracılığyla önlemeye çalışan belediye başkanı, bunda başarılı olamayınca aileye bu şekilde yardımcı olduğunu savundu. Weert Belediye Başkanı Heijmans, kurallardan daha önce insanlığın önemli olduğunun vurgusunu yaparak, Hollanda'da birçok kişiden takdir topladı.
gündeme oturuyor
Simit Sarayı Amsterdam Arena Bijmerplein 1006 1102 ML Amsterdam
Yenilenen mekanımıza bekleriz.
Sunucu Sylvana Simons DENK hareketine katılarak, DENK'i güçlendirdi. Hollanda televizyonlarının tanınan yüzü sunucu Sylvana Simons'un DENK kadrosuna katıldığı duyuruldu. DENK partisinden yapılan basın bildiriyle du-
yurulan haberde Sylvana Simons'un neden DENK'e katıldığı açıklandı. Simons yaptığı açıklamada "DENK'i baştan beri takip ediyorum. Yenilikçi ve birleştirici tutumları beni bu kararı almamda etkili oldu. Hollanda politikası bana nefret gören müslümanların hikayesi nin benim hikayem olmadığını aşılamaya çalıştı, veya Hollandalılara, siyahi kişilerin günlük hayatlarında gördükleri ırkçılığının onların hikayesi olmadığını aşılmaya çalıştı. DENK bize azınlıkların,
• Broodjes • Grill Gerechten • Kapsalon • Panini's • Belegde Broodjes • Patat
kadınların ve her türlü baskı gören kişilerin hikayelerinin, aslında tam da bizim hepimizin hikayesi olduğunu gösterdi. Çünkü biz beraber hareket ettiğimiz takdirde herkesi kabullenen bir toplum ortaya çıkacaktır" dedi. Daha öncede Faslı Farid Azarkan'ı bünyesine katan DENK, Hollanda gündemine gün geçtikce daha çok oturmaya başladı. Azerkan'ın gelişiyle anketlerde 1 milletvekili alması kesin gözüyle bakılırken, Simons'un DENK'e nasıl bir katkı yapacağı merak konusu.
• Snacks • Tapas • Salades • Çorbalar/ Soep • Warme Maaltijden • Frisdranken
2
www.tolgaadvocatuur.nl 3
Irkçı eğilimler hortlamaya devam ediyor
HABER
MEI / MAYIS 2016
De Telegraaf haddini aştı; Erdoğan'ı maymun olarak çizdi Alman mizahçı Jan Böhmermann'ın hakaret içerikli bir şiir yazması üzerine şikayette bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile mizahçılar arasındaki gerginlik her geçen gün büyüyor. İngiltere'de bir derginin Erdoğan'a hakaret içerikli şiir yarışması açmasından
sonra, Hollanda'da yayın yapan De Telegraaf gazetesi de Erdoğan'ı gorile benzeten bir karikatürü manşetten yayımladı. Gazete, Erdoğan'ın Avrupa'daki ifade özgürlüğünü baskı altına altığını ileri sürdü. Erdoğan karikatürde bir kadın gazetecinin kalemini
kıran, mürekkebini döken ve üstüne basan bir goril olarak resmediliyor. Karikatür, Türk asıllı bir Hollandalı gazetecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınıp sorgulanmasının ardından yayımlandı.
Avrupa kontenjanından seçilen Akparti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu: “Adalet Bakanı Maas’ı Cumhurbaşkanımıza yönelik haddi aşan yorumundan dolayı kınıyorum.” dedi. Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas popülist aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisiyle ilgili yazdığı yorumda “AfD Erdoğan’ın ruh ikizi” yorumunda bulundu. Maas’ı eleştiren İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komis-
yonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Almanya’da yükselen ırkçılıkla ilgili sorumluluğunu yerine getirmek yerine meseleyi çarpıtan Adalet Bakanı Maas’ı haddi aşan yorumu nedeniyle kınıyorum. Alman Adalet Bakanı Heiko Maas’ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisiyle ilgili yorumunda sorumsuz ve alakasız bir şekilde Cumhurbaşkanımızla ilgili atıfta bulunması kınanacak bir durumdur. Ülkemizin demokratikleşmesini, kalkınmasını,
azınlık haklarının gelişmesini ve uygulanmasını, başta AB olmak üzere uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin geliştirilmesini sağlamakta öncü olmuş bir Cumhurbaşkanı’nın Almanya’da kitlesel zemin bulan aşırı sağ partiyle aynı konumda değerlendirilmesi, olsa olsa şaşkınlığın bir ifadesi olabilir. Bu tip açıklamaların ikili ilişkilere gölge düşürdüğünü hatırlatarak, Adalet Bakanı Maas’ı yorumundan dolayı kınıyorum.”, açıklamasında bulundu.
Alman Adalet Bakanı'nın sorumsuz demeci
"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 7 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş
148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka
Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)
Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?
SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.
GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR
www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam
HABER
4
MEI / MAYIS 2016
İFTİHAR EDİLECEK POZİSYONDAYIZ Ancak Hollanda'da karşılaştığımız olumsuzluklar, Hollanda karşıtı olmayı gerektirmiyor elbet. Büyüklerimiz dinini ve dilini kaybetmeme adına, asimilasyondan kaçınmak adına karılıp karışmadılar Hollanda kültürüne ve aynı şekilde çocukları da öyle büyüdü ama yeni nesil gençler bu şekilde büyümüyor. M. FATİH KARAMAN 50 yılı aşkındır bulunduğumuz Hollanda'da dördüncü jenerasyona geldik. Birinci kuşak olan dedelerimiz Hollanda'ya ilk geldiklerinde çok zor dönemler geçirdiler. Hollanda'ya alışmaları, burada bir düzen kurmaları yıllar aldı. Yıllar sonra getirdikleri aileleriyle anca oturaklı bir düzen kurabildiler. İkinci ve üçüncü jenerasyon ise, burada doğup büyümenin yanısıra, burada okula gidip eğitim almanın, yani batı kültürüyle büyümenin avantajıyla kendilerini daha çok buraya ait hissetmeye başladılar. Dördüncü jenerasyondaki çocuklar henüz küçükler ancak onlar daha çok buraya ait, daha çok 'Hollandalı' olacaklar. Geçtiğimiz 50 yıllık süreç içerisinde Hollanda Türk toplumu olarak 'Ne yardan ne serden' vazgeçemedik, ve bir 50 yıl daha geçse vazgeçemeyeceğiz gibi görünüyor. Türkiye'ye vardığımızda gurbetçi, 'alamancı' damgasını, burada olduğumuz süreç içinde de hep yabancı damgası elbette hep oldu olacak, ancak kendi kimliğimizi asimile olmadan korumamız, aslına bakarsanız bir iftihar meselesidir. Çifte aidiyet bir zenginliktir. Çift dilliliğin gelişime olan önemini de her zaman araştırmalar ortaya koyuyor zaten. Bu yüzden Hollanda Ülkemiz, Türkiye Vatanımız diye bir manşet attık. Çünkü bizim bu ikilem içerisindeki hayatımız her daim bir olumluluk olarak algılanmalı. Daha iyi gidişat, genelde hep daha iyi sonuçlar verir çünkü.
OLUMSUZLUKLAR HOLLANDA KARŞITI OLMAYI GEREKTİRMEZ Ancak Hollanda'da karşılaştığımız olumsuzluklar, Hollanda karşıtı olmayı gerektirmiyor elbet. Büyüklerimiz dinini ve dilini kaybetmeme adına, asimilasyondan kaçınmak adına karılıp karışmadılar Hollanda kültürüne ve aynı şekilde çocukları da öyle büyüdü ama yeni nesil gençler bu şekilde büyümüyor. Bu da beraberinde hem pozitif hem de negatif olarak algılayabileceğimiz gelişmeler getiriyor. Bunlardan negatif olanı kuşkusuz yeni neslin Türkçede ileri derecede geri kalmış olması. Sadece evde konuşulan Türkçe’yle büyümüş çocuklar güzel Türkçemizin bırakın kurallarını, yeterince kelime haznesinden uzak, sadece birkaç yüz kelimelik bir Türkçe ile konuşmaya çalışıyorlar. Türkçede konuşma dili, yazma dilinden de kolay olduğu için iş bir makale veya yazı yazmaya gelince, ya da duygu ve düşünce dünyasını ifade etmeye sıra gelince çok zorlanıyorlar. Bir çok üniversite bitirmiş cevval gibi gençlerimiz var Hollanda'da. Gün geçtikçe sayıları çoğalıyor. Ancak Hollandaca veya İngilizce konuşunca kendilerini çok iyi ifade ede-
fatih.karaman@haber.nl
bilirken Türkçe‘de bir şey anlatmaya gelince zorlanıyorlar ve bu da kendilerine olan güvenini sarsıyor. Tabi Hollanda'da yaşayıp kendini Hollandaca ifade etmesi çok güzel bir şey. Başka bir şey de beklenemezdi ama Türkiye'ye taşınma hayali olan gençlerimizin çoğunluğu kendilerini ifade etmekte zorlandıkları için Türk iş ve bürokrasi hayatında ciddiye alınmıyorlar.
TÜRKÇE ÖNEMLI! Bunun yanı sıra Hollanda'da yetişen gençlerimiz tabii ki ağrılıklı olarak buranın kültürü ve yaşam biçimiyle büyüyorlar. Batı mentalitesiyle aşılanan gençler bir ikilem içerisinde kalıyor bazen. Ben 6 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak Venlo'da doğdum büyüdüm. Küçük yaştan beri evimizde genelde Türkçe konuşulurdu. Aynı zamanda Türkçe kitaplar okuyarak Türkçemi olabildiğine geliştirdim,üniversite yıllarımda ise ek dersler alarak Hollandaca zaviyesinden bir yaklaşımla Türkçeyi gramer kuralları çerçevesinde pekiştirdim. Bu konuda en faydalı şeylerden birisi Türkçe-Hollandaca sözlük okumaktı benim için. Sözlük okunur mu demeyin, gayet tabi okunur. Bir roman gibi okunmaz elbet ancak ders kitabı gibi incelenir. Bilmediğin kelimeleri gördükçe, anlamını okudukça ve bu kelimeleri Cem Yılmaz'ın esprisindeki gibi cümle içerisinde kullandıkça, bir süre sonra günlük hayatta kullanır hale geliyorsunuz. Çocuğunuza bu yüzden güzel bir TürkçeHollandaca sözlük hediye edin. 30-40 yaşı üzerindekiler iyi bilir Hollanda 90’lı yıllarda gerçekten yaşanası bir ülkeydi. 2001’den sonra biraz daha bizlere karşı ve özelde Müslümanlara karşı farklı davranışlar sergilenmeye başlanırken son 5 yılda bu işin iyice çığırından çıkmaya başladığını görüyoruz. Ama bu demek değildir ki biz Hollanda'dan ve Hollanda toplundan vazgeçecek pozisyondayız. Tam tersine buraya daha bir sıkı sarılıp buranın bizim kalıcı ülkemiz olduğunu göstermemiz, dilimizi, kultürümüzü, medeniyetimizi yaşatmamız şarttır. Dünyada Türklük artık sadece Türkleri
kapsayan bir terim olarak algılanmıyor. İsmet Özel’in yoğunluklu olarak dile getirdiği gibi, Türk olma kavramı, sadece bir ırka yönelik bir tanımlamadan daha üstün bir tanımlamadır. Daha kapsayıcıdır ve birarada tutucudur. Bu, derin tarihimizin verdiği özgüvenle ve donanımıyla birleştirildiğinde Hollanda'da Türklerin asimile olma olasılığı o yüzden çok düşüktür. Türkiye’ye bağlılık, aidiyet duygusu o yüzden geniştir ve vatan bizim için vazgeçilmez bir coğrafyadır, duygudur, kavramdır.
HOLLANDA'DA KÖŞE YAZARI OLMAK Hollanda gazetelerinde batı dünyasının genelinde olduğu gibi, genelde çarpıcı ve gündem oluşturucu yazılar köşe yazarlarının yazılarından pek çıkmaz. Biz köşe yazarlığı denildiğinde, ağırlığı olan, fikir üreten, topluma yol açıcı insanları anlıyoruz. Türkiye'de köşe yazarı kavramı o yüzden Hollanda'dakinden epey farklıdır. Burada columnist bilinen kişiler, gündemde olan konulara genelde kendi kişisel düşüncelerini dile getirirken, aslında gündem oluşturan, çığır açan, analizler getiren yazılar yazmıyorlar. Bir eksiklikten söz ediyoruz… Yani Hollanda toplumunun gelişimine katkı sağlayan yazılar neredeyse yok denecek kadar az oluyor yıllar içerisinde bakıldığında. Tabi sizi duyar gibiyim, "Hollanda toplumu gelişmiş bir toplum, bu yüzden öyle yazılara ihtiyaç yok ki".
Kanımca bir toplum her zaman gelişmeye açık olmalı ve kendini zamana ve mekana adapte edebilme gücünü göstermeli, eleştiriye ve bilimselliğe açık olmalı. Toplumda dönüşüm dediğimiz bu olgu her daim geçerlidir. Bir sefere mahsus bir olay olarak kalmaz. Haber Gazetesinin 2012 Ekim ayı 28. sayısında 'Türkler Toplumsal Dönüşüme Gebe' manşetini atmıştık. Bu da aslında Hollanda Türk toplumunun son 50 yılda kendini nasıl geliştirdiğini, iyiye yönelik evreler geçirdiğini ve hala bu yolda ilerme gayretini gösteren bir manşetti. Bilindiği gibi, Hollanda halkı biz Türklere nazaran daha çok okuma alışkanlığı olan bir toplum. Hatta araştırmalara göre okuma alışkanlığı en az olan ülkelerden birisiyiz Türkiye olarak. Hollandalıların daha çok okuma oranına rağmen, Hollanda'da gazetelerinde ve televizyonlarında fikir üreten, topluma yol gösteren çok az kişi olduğunu görüyoruz. Televizyonlardaki tartışma programlarına baktığımızda da bu gösterge ön plana çıkıyor. Günlük çıkan birkaç tartışma programında toplumsal olaylar tartışıldığında şu gibi garip şeyler ortaya çıkıyor. Program başına hızlı hızlı birkaç farklı konu ele alındığı için, programa katılan konuklar da her bir konuya katkı vermek zorunda kalıyor. Konuşulan konu hakkında uzman olmasa da. Tabii herkes fikrini vermekte özgürdür, vermelidir de. Ancak uzman görüşü olarak lanse edilen bu görüşlerin, bilhassa biz Türkler hakkında toplumda yanlış bilgilendirmeler ortaya çıkardığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Pauw programında olduğu gibi. Hatırlayalım kısaca. Ebru Umar'ın özellikle gündeme oturmak için çıkardığı ve medyanın ve politikanın Türkiye düşmanlığı çerçevesinde büyüttüğü olaydan sonra Umar soluğu Pauw programında aldı. Programda Hollanda Türk toplumuna verdi veriştirdi. Neymiş efendim, Hollanda Türk toplumunun entegrasyonu başarısız olmuş. Yok Hollanda'daki Türklerin yüzde 70'i Ak partiye oy verdiği için, Hollanda'da yaşama hakları yokmuş gibi zırvalamalar. Sırf kendisi gibi düşünmüyor diye ötelediği, tu ka ka dediği Hollanda Türk halkını, Hollandalılara yalakalık yapma yolunda kullanması, doğrusu acınası bir durumdur ve ciddiye alınacak yönü de yoktur. Hollandalı medyatörlerin, Ebru Umar tarzındaki insanları maşa olarak kullanması hiç bitmeyecek. O halde buradan çıkan en önemli sonuçlardan birisi de, o medyalara alternatif olabilecek kendi medyamızı daha da güçlendirmektir. Ama bu başlı başına, yeni bir makale konusu.
5
HABER
MEI / MAYIS 2016
Utrecht Ulu Camii resmen açıldı Hollanda’nın en büyük camisi ünvanına sahip olan HDV Utrecht Ulu Camii resmi açılışını 15 Mayıs 2016 Pazar günü gerçekleştirdi.
Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Utrecht Ulu Camii’nin resmi açılışı, kalabalık bir topluluğun katılımıyla gerçekleştirildi. Resmi açılışa T.C.Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Utrecht Belediye Başkanı Jan van Zanen, Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, Amsterdam Başkonsolosu Tolga Orkun, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi ve Lahey Din Hizmetleri Müşavir vekili
Yusuf Acar, Denk Partisi milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, PvdA Milletvekili Yasemin Çegerek, bazı Müslüman ülkelerin büyükelçi ve başkonsolosları, STK temsilcileri, siyasiler, Utrecht’te yaşan Türk toplumu ve Hollandalılar katıldı. Mehteran takımı gösterisi eşliğinde gerçekleşen, Hollanda’nın en büyük camisi unvanına sahip olan HDV Utrecht Ulu Camii’nin açılış kurdelesi Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdü-
Köse Advocaten INTERNATIONAL LAW OFFICE
rü Prof. Dr. Ali Erbaş, T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve Utrecht Belediye Başkanı Jan van Zanen tarafından kesildi. Ayrıca resmi açılışın devamında düzenlenen kermes, 3 gün boyunca devam etti. Hollanda’lı ve özellikle Utrecht’li müslüman toplumunun gurur kaynağı olan Hollanda’nın en büyük camisi ünvanına sahip olan HDV Utrecht Ulu Camii resmi açılışı 15 Mayıs 2016 Pazar günü çok özel davetlilerin katılımı ile gerçekleşti.
Türkiye'deki avukatları ayağınıza getiriyoruz
Türkiye'deki avukatlarınız artık Hollanda'da size hizmet verecek. Avukatlık işleri için Türkiye'ye gitmenize gerek yok. Köse Advocaten olarak ekibimizi Türkiye'den gelen avukatlarla güçlendirdik. Son yıllarda vatandaşlarımızın Türkiye ile alakalı hukuksal sorunları çoğaldı. Bu alandaki sorunları gidermek için, her ay Türkiye'den sizler için özel olarak, uzman avukatlar getireceğiz. Bu avukatlar Türkiye'deki hukuksal meselenizi, sizinle burada ele alacaklar. Böylece her defasında Türkiyeye gitmenize gerek kalmayacak.
Tel: 010 - 215 13 11
www.hukukburosu.nl
HABER
6
MEI / MAYIS 2016
TÜRKIYE MODELI NASIL OLMALI? Türkiye'mizde son yıllarda “Demokratik açılım” veya “Kürt açılımı” başlıklı bir konu tartışılmaktadır. Böyle bir tartışmaya “taraf” olarak katılma ihtiyacı hissetmiyorum. Ama, 49 yıldır yaşadığım demokrat Hollanda'da gördüğüm ve öğrendiğim bazı gerçekleri de yazarak, Türkiye'deki yöneticilerimize mesajlar vermek istedim.Bizim “Anavatan” dediğimiz ülkemizi yönetenlere, nedense “baba” diyoruz.Yani “Devlet baba”. Ne var ki, devletimizin bize babalık yaptığını hiç hissetmemişizdir. İLHAN KARAÇAY Yurtdışında gazetecilik yapan Türkler'in yaşam tarzları ve gazetecilikteki konumları çok farklıdır. Şahsen ben, tam 49 yıldır gazetecilik yaptığım Hollanda'da farklı bir işlev yapmaktayım. Zira, gazeteci 'taraf' olmamalıdır. Ama ne var ki, ben ve benim gibi diğer meslektaşlarım da 'taraf' olmak mecburiyetindeyiz. Bizim tarafımız Türk tarafı'dır. Dikkat ediniz, Türkiye tarafı değil, Tük tarafı diyorum. Türkiye tarafı olsaydık, yaşadığımız ve tabiyetini de taşıdığımız ülkeler ile sürtüşme halinde olurduk. Türkiye'yi bizden başka savunacak merciler olduğu için, biz Türkiye'yi savunma Donkişotluğu'na soyunamayız. Ama biz (yurtdışındaki Türk gazetecileri) buradaki Türk vatandaşlarını veya Türk kökenlileri savunma ve hatta koruma görevini üstlenmişizdir. 49 yıl önce ne yaptıysak, bugün de onu yapmak durumundayız. 49 yıl önce, çaresizlik içinde olan yurttaşlarımıza ombudsmanlık yapmaya başlamıştık. Yurttaşlarımızın sorunlarını sadece yazmıyorduk. Yurttaşın sorunlu olduğu kuruluş veya kişilerin peşine düşüyor ve çözüm yolları arıyorduk. Ben şahsen bugün de aynı yöntem ile çalışıyorum. Bu nedenle sadece burada yaşayan yurttaşlarımızı kapsayan bir çalışma içindeyim. Türkiye'deki siyasi gelişmelere hemen hemen değinmedim. Arada bir Türkiye ile bağlantılı siyasi yazılar yazdıysam, bu yazılar da sonuçta buradaki yurttaşlarımızın sorunlarını içeren yazılar olmuştur. Türkiye'mizde son yıllarda “Demokratik açılım” veya “Kürt açılımı” başlıklı bir konu tartışılmaktadır. Böyle bir tartışmaya “taraf” olarak katılma ihtiyacı hissetmiyorum. Ama, 49 yıldır yaşadığım demokrat Hollanda'da gördüğüm ve öğrendiğim bazı gerçekleri de yazarak, Türkiye'deki yöneticilerimize mesajlar vermek istedim. Bizim “Anavatan” dediğimiz ülkemizi yönetenlere, nedense “baba” diyoruz. Yani “Devlet baba”. Ne var ki, devletimizin bize babalık yaptığını hiç hissetmemişizdir. Hollandalılar ülkelerine bizim gibi “Anavatan” demezler. “Babavatan” derler. Demek ki sonuçta bir yerde birleşiyoruz. Biz
ilhan.karacay@haber.nl de babaya bel bağlıyoruz, Hollandalılar da… Şimdi size “Devlet baba” olmanın güzel bir örneğini sunacağım. Bunu daha önce de yazmıştım Hollanda devleti, esareti altında olan Endonezya'ya 27 Aralık 1949'da bağımsızlıklarını verirken, orada kendilerini Endonezyalı'dan ayrı tutan Molukalılar, kendi bölgelerinde ayrı bir devlet olarak yaşamak istediklerini belirtmişler ve Hollanda'dan bu ayrımı yapmalarını istemişlerdi. Molukalılar zaten bir kanton bölgede yaşıyordular. Ne var ki, Hollanda hükümeti o zaman Molukalılar´ın isteklerine kulak tıkamış ve Endonezya'yı bir bütün olarak kabul edip o zamanki Sukarno yönetimine bırakmıştı. Kanton Molukalılar'ın Dışişleri Bakanı Chris Soumokil idi (3 Mayıs 1950'de Molukalılar´ın Cumhurbaşkanı oldu). J.A. Manusama ise Eğitim Bakanı idi. (2 ay sonra o da Savunma Bakanı oldu). Endonezya genelinde karmaşık ve bir iç savaş durumu vardı. 1951 yılında 4000 Molukalı askerin 12.500 kişilik aile grubu Hollanda'ya geçici olarak göç etmişti. Bu Molukalılar burada kurulan kamplardaki barakalarda yaşamaya başlamışlardı. 2 Aralık 1963'te Soumokil tutuklandı ve hapse atıldı. 11 Mart 1966'da Sukarno'nun yerine Suharto Cumhurbaşkanı oldu. Bir ay sonra da, yani 12 Nisan 1966'da Molukalılar´ın Cumhurbaşkanı olan hapisteki Soumokil idam edildi. İşte ondan sonra Manusama Hollanda'da sürgünde Güney Moluka Devletini kurdu ve kendini Cumhurbaşkanı ilan etti. Geçmişteki haklarını almak için Hollanda'dan talepte bulunan Güney Molukalılar, Hollanda hükümetinin bu konuda duyarsız davranması üzerine Hollanda'da terör eylemlerine başladılar. 2 Aralık 1975 günü, Groningen şehri ile Zwolle arasında çalışan bir yolcu trenini Wijster otlağının ortasında durduran genç Molukalı teröristler, Hollanda'yı tam 21 gün heyecan içinde bıraktılar. Bu arada bir ilkokul da bir grup Molukalı tarafından basılmış öğrenciler ile öğretmenler rehin alınmıştı. Ben o zaman Hürriyet gazetesine ve TRT´ye çalışıyordum. Okuldakileri rehine tutanlara gönderilen yemeklerin içine ishal ilacı konmuştu. Yemeği yiyen herkes aşırı
ishal olunca polis teröristleri yakalamayı başardı. Trendeki eylem sürdüğü için, ishal ilacı konusu gizli tutuldu. Hollanda medyası bu konuda tek satır bile yazmadı. Haliyle halkın da bundan haberi yoktu. Ben de bu ishal ilacı haberini almıştım. Eh, nasıl olsa burada kimse okumaz diye bu haberi Hürriyet'e verdim. Haber Hürriyet'te yayınlanınca, dünya medyası Hürriyet'i kaynak göstererek bu haberi yaydı. Treni kaçıranlar silahlıydı. Yolculara bir zarar verilmemesi için büyük sabır gösteriliyordu. Ama eylemin 21'inci günü sabah erken saatlerde düzenlenen uçaklı, helikopterli ve zırhlı araçlı bir operasyonla teröristlerin beşi de öldürüldü. Hollanda halkı adeta bayram yapıyordu. Ama sonra ne oldu biliyor musunuz? O zaman Hollanda Başbakanı olan Joop Den Uyl sabah saat 09.00'da televizyon ekranlarından halka hitabetti. Ne dedi Den Uyl biliyor musunuz? Sakın ha, aklınıza “Kanları yerde kalmaz” gibi laflar getirmeyin. Başbakan Den Uyl şöyle dedi: “21 gün süren bu eylem sonunda hükümetimiz mağlup olmuştur. Mağlup olmuştur, çünkü 5 evladımızı kaybettik. Bu eyleme kayıpsız son verebilseydik başarılı sayardık.” İşte böyle sevgili okurlarım. “Devlet baba” dediğin, böyle konuşmalıydı. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Tam 10 yıl Molukalılar'dan ses çıkmadı. Ancak tam 10 yıl sonra 1975'te öldürülen o 5 genç mezarlarının başında bir grup tarafından anıldı. Yani devlet baba şefkati teröristleri ve yandaşlarını bu şekilde durdurmuş oldu.. Bizim, yani Türkiye'nin başına musallat olan teröristler ile, Molukalı teröristler mukayese edilir mi?' diye bir tartışma yapılabilir. Önemli olan genel yaklaşımdır. Bizde maalesef böyle bir yaklaşım, vatan hainliği ile eşdeğer sayılabilir. Tabii ki bireyler devleti temsil edemezler. Bireylerin yaptıkları yanlışlıklar devlete mal edilemez. Ama alın size başka bir örnek: 35 yıl kadar önce Mersin'de tatil yapıyordum. Elinizin artığı bizim orada bir motel, plaj ve gazinomuz vardı. Gazinoda yemek yenirdi ve dans edilirdi. Bir Pazar matinesine Mersin Valisi ve Emniyet Müdürü eşleriyle gelmişlerdi. Deniz kenarında bir masada
oturuyorduk. Program öncesi sahneye Nina adlı sevimli bir kız çıtı. Nina Mersin'in Hıristiyan eşrafından ünlü bir ailenin kızıydı. Nina bize şarkılar söyledi durdu. İtalyanca söyledi. İbranice söyledi ve hatta Yunanca söyledi. Ama Nina Arapça bir şarkıya başladığı zaman, masamızda bulunan Emniyet Müdürü Reşat Akkaya ( Sonra Ordu'ya Vali oldu) arkada duran polislere emir verdi: “İndirin şu kızı sahneden, burası Arabistan mı?” diye bağırdı. O zaman ben müdahale ettim. “Ne oluyoruz yahu” dedim. “Kız İtalyanca söyledi, İbranice söyledi, Yunanca söyledi. Burası İtalya, İsrail ve Yunanistan olmadığı gibi Arabistan da olmaz” diye ekledim. O zaman Vali de beni destekler mahiyette baş sallayınca Nina sahneden indirilmedi. İşte, Türkiye'mizde bireyler de olsa, bazı yöneticilerimizin yaklaşımı böyle. Böyle olunca da devlet baba ile evlatlarının arası açılıyor. Anadolu topraklarında, devlet babayı temsil eden bazı bireylerin ne gibi çirkinlikler yaptığını yazan ve anlatan çok olmuştur. Ben isterseniz yine kısaca bir örnek vereyim. Mersin'de İçişleri Bakanlığı mensuplarının yararlandığı tatil sitesi bizim motelin yanındadır. Yine 30 yıl önce bu tesise uğramıştım. Pek çok emekli vali ve kaymakam ile bir masada sohbet ediyorduk. Konu, doğuda yaşayan insanlarımıza yapıldığı iddia edilen ayrımcılıktı. İsmini veremeyeceğim bir vali şunları anlattı: “Doğu'da kaymakamlık yapıyordum. Bir gün pencereden dışarı baktığım zaman muhtarın jandarmalar tarafından götürülmekte olduğunu gördüm. Pencereyi açıp dışarı seslendim ve kendilerini çağırdım. "Hayırdır muhtar" dedim. "Hayırdır bey. Ben size kaç defa geldim sayın kaymakamım. Okul istedik "Para yok" dediniz. Çok şey istedik "para yok" dediniz. Benim evime geldiler,"Vergi borcun var" dediler. Ben de "para yok" deyince beni hapse götürüyorlar. Koskoca devlette para yoksa bende nasıl para olsun sayın kaymakamım" diyen muhtarı zor kurtardım.” İşe bu da bir yaklaşım. Türkiye modeli nasıl olmalı derken, önce yukarıda dile getirdiklerimin düzeltilmesi lâzım. Türkiye için hayırlısı olur inşallah!!!
GORiNCHEM'DA SATILIK iŞYERi Gorinchem'ın en işlek sokaklarından biri olan Koningin Wilhelminalaan sokağında, içerisinde iki şirket kiracısı olan, 130 m2 işyeri satılıktır. Halihazırdaki kiracılar olan SNS Bank ve Can Market tarafından aylık kira bedeli düzenli olarak ödenmektedir. Horeca vergunning mevcuttur.
Koningin Wilhelminalaan 64 4205 EZ Gorinchem
İrtibat: Selman Bey 0653-53 33 58
Vraagprijs: € 201.000 k.k.
7
HABER
MEI / MAYIS 2016
Çocukla seyahat ediyorsanız bunlara dikkat edin Köse Avukatlık Bürosu avukatlarından Kemal Tosun yaptığı açıklamada yaz tatiline çocuklarla giden vatandaslarımızın dikkat etmesi gereken konulara ilgi çekti. Küçük çocukla yurt dışına seyahat ederken gümrük kapılarında karşılaşabilecek soruna değinen Avukat Kemal Tosun "Son yıllarda olası çocuk kaçırma olaylarını önlemek amacıyla Koninklijke Nederlandse Marechaussee (Sınır Polisi) sıkı denetimler gerçekleştirmektedir. Schengen ülkesi olmayan bir ülkeye, örneğin Türkiye’ye, seyahat ederken denetimler yürütülmektedir. Küçük çocuk ile yurt dışına seyahat etmek
4e
velayet kullanma kapsamına girmektedir. Bu demek oluyor ki yurt dışına seyahat ederken velayeti elinde bulunduran ebeveyn(ler) izin vermelidir(ler). Eğer çocuk evlilik süresince doğmuş ise her iki ebeveyndede velayet vardır. Ancak çocuk evlilik dışı dünyaya gelmiş ise, hukuken velayet sadece annede olur. Bu durum resmi kayıtlara babanında velayet sahibi olduğunu işleterek değiştirilebilir. Yaz ayları boyunca Koninklijke Nederlandse Marechaussee genellikle velayete aykırı hareket edilip edilmediğini denetlemektedir. Bundan dolayı küçük çocuk ile tek
başına seyahat eden yetişkin kişi denetime tabii tutulur. Bunun yanısıra çocuğun yetişkinden farklı soyadı taşımasıda fazladan denetimi tabii tutulmak için bir sebeptir." dedi. Avukat Kemal Tosun'un, velayeti sizde olmayan veya tek başınıza küçük çocuk ile seyahat etmeniz durumunda yanınızda bulundurmanızı tavsiye ettiği belgeler ise şunlar: – Diğer ebeveynin tatil için Bildirim İzni – Velayet kayıtının fotokopisi;
TURKSE CINEMA ZONDER GRENZEN
İngiltere’de işsizlik oranı yüzde 5,1
– Seyahata izin veren ebeveynin pasaport fotokopisi; – İsteğe bağlı olarak, ebeveynlik planı; – Doğum belgesi; – Çocuğun gidiş-dönüş bileti. Eğer velayet sahibi ebeveyn seyahata izin vermiyorsa, (acil) mahkemede dava açarak seyahat izni çıkartılabilir. Mahkemenin kararı, izin vermeyen diğer ebeveynin yerine geçmiş olur böylece ve tamamen yasal olarak tatile çıkmış olursunuz. Tavsiyemiz son ana kadar beklememenizdir." dedi.
İngiltere’de mart ayında işsizlik oranı yüzde 5,1 ile bir önceki ayda kaydedilen seviyesini korudu. İngiltere’nin Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre ülkede mart ayında işsizlik oranı bir önceki ayda kaydedilen yüzde 5,1 seviyesini korudu.
Srebrenitsa anneleri Jeremic'in adaylığına karşı
Bosna Hersek'teki Srebrenitsa ve Zepa Anneleri Derneği ile Soykırım Tanıkları ve Mağdurları Derneği, bir dönem Sırbistan Dışişleri Bakanı ve BM Genel Kurulu Dönem Başkanı olarak da görev yapan Vuk Jeremic'in BM Genel Sekreterliği'ne aday gösterilmesine tepki gösterdi.
27 MEI - 4 JUNI 2016
Özbekistan'da Kırım Tatar sürgünü anma töreni
LANTAREN VENSTER ROTTERDAM 27-30 MEI
Kırım Tatar sürgününün 72. yıl dönümü dolayısıyla Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te anma töreni düzenlendi. Kırım Tatar Milli Medeniyet Merkezi tarafından düzenlenen anma törenine ülkede yaşayan çok sayıda Kırım Tatarı ve Özbek vatandaşların yanı sıra Ukrayna'nın Taşkent Büyükelçisi Yuriy Savçenko katıldı.
FILMHUIS DEN HAAG 29 MEI
Kanada'daki yangın 760 milyon dolarlık zarara yol açtı
RIALTO AMSTERDAM 1-4 JUNI NATLAB EINDHOVEN 2-4 JUNI
Kanada'nın en verimli petrol yataklarına sahip Fort McMurray bölgesindeki orman yangını sanayi üretiminde 760 milyon dolarlık zarara yol açtı. Kanada'nın en verimli petrol yataklarına sahip Fort McMurray bölgesindeki orman yangını hala kontrol altına alınamadı.
LOUIS HARTLOOPER UTRECHT 2 JUNI CINECITTA TILBURG 4 JUNI
Irak'taki çatışmalarda 61 kişi öldü
RTFF.NL ONTWERP 56SPACES
4eRTFF.indd 7
22/04/16 22:25
Irak'ın Musul kentini elinde tutan terör örgütü DAEŞ'in 11 intihar eylemcisiyle Peşmerge mevzilerine saldırması sonucu çıkan çatışmalarda 61 kişi öldü.
HABER
8
MEI / MAYIS 2016
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN... Durumdan çıkarılacak ilk sonuç siyasi ve sosyal konularda her şeyin ince elenip sık dokunması gerektiğidir. Sadece güvene dayalı bir işbirliğinin insanı töhmet altında bırakabildiğini gördük. İkinci sonuç konu ve amaç ne olursa olsun birlikte hareket edeceğin kişi ve kurumların kim olduğunu iyi öğrenip ondan sonra birlikte hareket edip etmemeye karar verilmesi gerektiğidir.
AHMET SUAT ARI Geçtiğimiz Şubat ve Mart aylarında Ankara’da terör örgütü PKK tarafından yapılan iki intihar saldırısının ardından yine Mart ayında Brüksel’de DEAŞ tarafından başta Zaventem Havaalanında olmak üzere değişik metro istasyonlarında bir dizi intihar saldırısı gerçekleştirildi. Bu saldırılarda yüzden fazla masum insan hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de yaralandı. Maddi zararın boyutları ise hem kısa vadede hem de uzun vadede milyarlarla ifade edilebilir, ancak manevi zararın yanında maddi zararın lafını bile etmek abes olur. İşte böyle bir ortamda teröre karşı hem birey olarak hem de kurumsal olarak bir şeyler yapılması gerekiyordu. Herkes bir şekilde üzüntüsünü ve öfkesini farklı platformlarda ifade etmekle meşguldü. Derken HTİB’in Başkanı Mustafa Ayrancı’dan Türkiye kökenli ülkesel kuruluşların imzalayacağı bir bildiri teklifi geldi. O an itibariyle de oldukça isabetli bir tavır olacağı düşüncesiyle bildiriyi kaleme almayı şahsen (Türkevi adına) üstlendim ve aynı gün bir taslak bildiri hazırlayıp gönderdim. Kimlerin imzalayacağı konusunda en ufak bir bilgim yoktu ve öğrenme gibi bir ihtiyaç da hissetmedim, zira kimin imzaladığından çok bildirinin muhtevasıydı beni ilgilendiren. Ama gel gör ki böylesi bir konuda bile birileri istis-
mar yolunu seçmekten kaçınmıyorlar. Bir taraftan “nasıl olur da teröristlerle aynı bildiriye imza atarsınız?” suçlamasına maruz kalırken, diğer taraftan da altına imza attığı bildiriyi savunamayacak, hatta manipüle edecek kadar aşağılık bir tavırla karşı karşıya geldik. Tabii kendilerine muhbirlik görevi addedenler de cabası. 30 yıllık çalışmalarımızın referansının ne olduğunu bilmezmişçesine bizi sağa sola (imzasız) jurnalleyenler bile olmuş. Şu bildiri konusuna tekrar dönüp bir bakalım, ne demişiz orada. Bildirinin başlığında “Terör insanlığa karşı işlenen bir suçtur”demişiz. Bununla da yetinmeyip “Hangi nedenle olursa olsun terörizmi dünyanın her yerinde bir insanlık suçu olarak görüyoruz” ve “Biz, medeni insanların terörün her türlüsüne karşı çıkmasını bekliyoruz” da demişiz. Maalesef bunları herkes bizim kastettiğimiz gibi okumamış. Kimisi bildiriyi bile okumadan sadece imzası olanlara bakmış ve ona göre yargıda bulunmuş, kimisi de sadece kendi işine gelen kısımları biraz da manipülasyonla kullanıp sözüm ona uyanıklık etmiş. Her ikisinin de canı cehenneme demek gerekir, ama biz onu Allah’a havale edip, bu durumdan çıkardığımız sonucu kamuoyuyla paylaşalım en iyisi. Bu durumdan çıkarılacak ilk sonuç siyasi ve sosyal konularda her şeyin ince
suat.ari@haber.nl elenip sık dokunması gerektiğidir. Sadece güvene dayalı bir işbirliğinin insanı töhmet altında bırakabildiğini gördük. İkinci sonuç konu ve amaç ne olursa olsun birlikte hareket edeceğin kişi ve kurumların kim olduğunu iyi öğrenip ondan sonra birlikte hareket edip etmemeye karar verilmesi gerektiğidir. İşte bu bağlamda bizim Fedkom gibi PKK örgütlerinin teröre açıkça tavır almayacağını bilmemiz gerekirdi. Zaten Fedkom’um o bildiriye imza atıp atmadığı da meçhul. Atmışsa onun sorumluluğunu taşıyamayacak kadar ikiyüzlü, güvenilmez ve sahtekar olduğunu gösterdi, zira websitelerinde yaptığım taramada gördüğüm bildiri tamamen farklı olduğu gibi, saçmalıklarla da dolu. Hem de kendi yaptıklarını görmezden gelip, hatta meşrulaştırıp sadece DEAŞ teröründen bahsedilmekte. Kısacası tencere dibin kara, seninki benden kara misali bir terörist bir diğer teröristi kınamakta! Son olarak da Fedkom’u PKK örgütü olduğunu bildiği halde imza koymaya davet ederek bizleri yanıltan Mustafa Ayrancı’yla olan ilişkilerimiz PKK terörüne karşı kemkümsüz tavır almasına bağlı olacağını kamuoyuyla paylaşır, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyerek noktalıyoruz.
DEVREN SATILIK RESTORAN
Facebook'tan sansür ve kirli oyun Türkiye'nin haber kategorisinde en büyük Facebook sayfalarından birisi olan Yeni Şafak'ın sayfası geçtiğimiz haftalarda Facebook tarafından sansüre uğradı. 10 milyon takipçisi olan Yeni
Şafak'ın sayfası sebepsiz bir şekilde kapatıldı. Buna ek olarak geçtiğimiz günlerde yeni bir yenili olarak tanıtılan Facebook'un trending haberleri sansürlerdiği ortaya çıktı...
Hollanda ekonomisi 2016 yılının ilk çeyreğinde bir önceki döneme kıyasla yüzde 0,5 büyüdü. Hollanda Merkezi İstatistik Bürosu (CBS), ülke ekonomisinin 2016 yılının ilk çeyreğinde bir önceki 3 aylık döneme oranla yüzde 0,5 büyüdüğünü açıkladı. Merkezi İstatistik Bürosu verilerine göre son bir buçuk yıldır büyüme trendi gösteren ekonomi, 2015’in ilk çeyreğine oranla ise yüzde 1,4 büyüdü. İhracat, yatırım ve tüketici harcamalarının arttığına değinilen CBS açık-
lamasında iş pazarının da büyüdüğü kaydedildi. CBS verilerine göre istihdam açığının yüzde 6,7’den yüzde 6,5’e düştüğü ülkedeki toplam işsiz sayısı 2015’in ilk çeyreğinde 24 bin eksilerek 604 bine geriledi. Büyüme verilerine ilişkin değerlendirme yapan Hollanda Ekonomi Bakanı Henk Kamp, uluslararası alandaki belirsizliklere rağmen Hollanda ekonomisindeki gidişatın iyi olduğunu belirterek büyümenin devamı için bir takım girişimleri olduğunu dile getirdi.
Hollanda ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 0,5 büyüdü
GARAGE MERCEDES
Amsterdam'ın en tanınmış sokaklarından birinde olan Bos en Lommerweg'de, Bos en Lommer Plein'e yürüme mesafesinde, 400 metrekare, işler halde devren satılık restoran.
Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten
APK
İrtibat Fikret Beydoğan:0683-830313
€ 29,€ 49,-
APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's
Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam
Bos en Lommerweg 251 • 1055 DV Amsterdam
• • • • •
BENZINE: €69 : L DIESE
Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25
9
MEI / MAYIS 2016
Hollandalı şirketten mayına karşı etkili zırhlı araç Hollandalı TenCate şirketi Amerikan ordusuna yeni bir zırhlı araç geliştirmek için kolları sıvadı. TenCate şirketi CEO'su Loek de Vries, ABDS adı verilen sistemi TenCate'nın hissedarlar toplantısında tanıttı. De Vries yaptığı konuşmada mayının üzerinden geçen zırhlı aracın içinde bir kutu yumurta olsa dahi kırılmayacağını belirtti. Amerikan ve Avrupa ordularının yeni zırhlı araçlar için heyecanlı olduklarını belirten
TenCate şirketi yatırımcı ilişkileri müdürü Geert Steens, "Yeni sistemli zırhlı araçlar eğer bir mayının üzerinden geçtiğinde sistem ototmatikman devreye giriyor ve saliseler içinde patlayan bombaya ters etki yapacak şekilde basınç uyulayıp, patlamayı nötral haline getirip, aracın havaya kalkmasını engelliyor. Araç bu patlamanın gücüyle hasar görüyor, ancak aracın içerisindeki askerler zarar görmüyor" dedi. Sistemin daha da iyi olması için çalışmaların devam ettiğini belirten Geert Steens "Devletlerin bu tür yatırımları çoğaldıkça, zırhlı araçlar sistemini de gelişmeye devam edecek" diyerek, sistemin önemine vurgu yaptı. TÜRKİYE'NİN ÇOK İHTİYACI VAR Türkiye'de Koç Holding bünyesinde yapılan zırhlı araçların mayınlara karşı zayıflı-
ğı son dönemlerde iyice göz önüne çıkmaya başladı. Askerleri taşıyan ve "Shortland" olarak bilinen zırhlı araç ise verdirdiği ağır kayıplarla gündemde. Koç Holding bünyesindeki Otokar tarafından üretilen araç, zırhlı olmasına rağmen her saldırıda çok sayıda askerin/polisin şehit olmasına neden oluyor. Düz yolda devrildiğinde bile şehit verdiren araç, saatte 100 km'nin üzerine çıkamayan hızıyla da, askerleri teröristlerin hedefi haline getiriyor. En hafif kazalarda bile araçlar darmadağın oluyor. PKK'ya karşı operasyonların sürdüğü Diyarbakır'da polis ve askerler tuzaklara ve saldırılara karşı kendi önlemlerini de alıyor. Zırhlı araçların saldırılar karşısında zayıf kalması nedeniyle kendi önlemlerini alan güvenlik güçleri, zırhlı güvenlik aracının etrafını tellerle çevirdi.
HABER
Hokaf’dan yönetime seminer
Hollanda Karamanlılar Federasyonu (HOKAF), geçmiş dönemin değerlendirmesi ve önümüzdeki aylarda yapmayı planladıkları faaliyetler ve projeler hakkında yönetim kurulu üyelerine günübirlik ‘Hizmetiçi Seminer’ verdi.
Mavi elmas 57,5 milyon dolara satıldı
Dünyanın nadir elmasları arasında yer alan 14,62 karatlık Oppenheimer mavi elması 57,5 milyon dolara satıldı ve dünyanın en pahalı yüzüğü oldu. Ünlü Müzayede Evi Christie's tarafından İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen müzayedede bir yüzüğün üzerinde açık artırmaya sunulan mavi elmas çekişmeli geçen bir müzayede sonucu rekor fiyata satıldı.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Haber Dışişleri'ne çağrıldı
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber'in, 13 Mayıs günü basına ifade ettiği sözler nedeniyle Dışişleri Bakanlığına çağırıldığı ve kullandığı ifadelerin kınandığı öğrenildi.
Belçika'daki Türk gençlerden klasik müzik adımı
Belçika'da yaşayan 6 genç Türk müzisyen, ismini "Brüksel-Boğaziçi" bağlantısından alan "Brusphorus" adlı oda müziği topluluğu kurdu.
Nobel kazanmak güzel ama oraya giden yol daha güzel
Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, "Nobel kazanmak güzel ama oraya giden yol daha güzeldir. Nobel’e götüren yol, uzun ince bir yol, zor ve güzel bir yoldur." dedi.
HABER
10
MEI / MAYIS 2016
AIDIYET BIR GÖNÜL IŞIDIR, YASALARLA TAYIN EDILEMEZ Korku ile yönetilen ve yaşayan bir toplum oluşturma yerine, birbirini anlamaya çalışan, farklılıkları bir zenginlik olarak gören bir toplum modeli için çalışmaya, uğraş vermeye hazır mısınız? Bu teklifim sadece karar vericiler ve Hollandalılar için değildir. Bizim için de geçerlidir. Biz de artık içine kapalı toplum yerine açık toplum haline yönelmeliyiz.
VEYİS GÜNGÖR Hollanda Türk toplumu olarak son haftalarda yine zor günler geçiriyoruz. Birbiri arkasına gelişen olaylar direk veya dolaylı bir şekilde toplumumuzun bireylerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Elli yıllık Hollanda Türk göçmenlik tarihimizde şu günlerde yaşadığımız sürecin benzerlerini yaşadık. Hepsini sabır, sağduyu ve metanetle atlattık. Bu süreci de şüphesiz aşacağız. Bu süreçte; Mülteci kriziyle Avrupa siyasi gündeminden hiç düşmeyen Türkiye ve zaten aylardır var olan medyadaki anti Türkiye ve anti Erdoğan yaygarası ile oluşturulmak istenen algı, daha da pekişmiş oldu. Bu sürecin bir devamı olarak son günlerde bir dizi olaylar meydana geldi. Gelişmeler bazen Türkiye ile Hollanda arasında kriz havasına sebep oldu. Bütün bunlar hiç şüphesiz Hollanda Türk toplumuna zor günler yaşattı. Özellikle Cumhurbaşkanı'mız ile ilgili yapılan karikatürle başlayan ve Ebru Umar'ın (ki bize göre tam bir oyun ve senaryo) Türkiye'de sorgulanmak üzere bir kaç saat göz altına alınması ve bir müddet ülkeyi terketme yasağı getirilmesi ile devam eden süreç bir çok ilişkilerimizi etkilemiş oldu. Bu süreçte bir defa daha kimliğimiz, aidiyetimiz, sadakatımız ve vatandaşlığımız sorgulanmış oldu. Sorgulanmayla kalmayıp adeta Ebru Umar tarafını veya Erdoğan yani Türkiye'yi seçenler olarak Hollanda Türk toplumu kategorize edilmeye çalışıldı. Hatta ilginçtir, Türkiye seçimlerinde Hollanda Türk'lerinin ezici çoğunlukta (%70) Erdoğan'ı ve AK Parti'yi seçmeleri tekrar tartışma konusu oldu. Demekki Türklerin demokratik haklarını kullanmaları o kadar zorlarına gitmişki olayı tekrar önümüze getirdiler. Bence biraz daha ileri gidin de Türklerin neden ezici çoğunlukta Erdoğan'a oy verdiğini iyi analiz edin. Türkiye
Böhmermann'ın şiirine Almanya'dan yasaklama
veyis.gungor@haber.nl seçimlerine neden bu kadar ilgi olduğunu düşünün. Gerek Hollanda medyası gerek siyasiler bu süreçte ne yazıkki bizim gönlümüzün karar verdiği çifte aidiyeti bir zenginlik olarak değil de adeta bir sorun olarak gördüler, yaklaştılar. Bu yaklaşım hem bizim açımızdan hem içinde yaşadığımız toplum açısından son derece endişe vericidir. Siyasilerin ve medyanın bu yanlı tutumu ancak ırkçıları ve Ebru Umar gibi provakatif köşe yazarlarını sevindirir. Bu gidişat ancak toplumda kutuplaşamaya hizmet eder. Oysa, bu köşeden defalarca yazdığımız ve her fırsatta ifade ettiğimiz gibi çifte aidiyetin Hollanda için bir fırsat ve zenginlik olarak görülmesi gerekmektedir. Aidiyet bir gönül meselesidir. Yasalarla tayin edilemez. Neden Hollanda Türk toplumunun sahip olduğu çifte aidiyetle Hollanda için bir şans olarak görülmez? Kabul edilmez? Çifte aidiyet şuurunda olan Hollandalı Türk bireylerin dünya üzerinde ulaşabileceği ülke ve toplulukların çokluğu, Hollanda için böyle bir imkanın olağanüstü bir şans olduğu niye düşünülmez? Korku ile yönetilen ve yaşayan bir toplum oluşturma yerine, birbirini anlamaya çalışan, farklılıkları bir zenginlik olarak gören bir toplum modeli için çalışmaya, uğraş vermeye hazır mısınız? Bu teklifim sadece karar vericiler ve Hollandalılar için değildir. Bizim için de geçerlidir. Biz de artık içine kapalı toplum yerine açık toplum haline yönelmeliyiz. Dışlamalardan yılmamalıyız. Yersiz korkuların bertaraf edilmesi için uğraş vermeliyiz. Daha fazla birlikte çalışma ve birbirimizi karşılıklı anlamaya gayret etmeliyiz. Bizim 'varoluş' felsefemiz de bunu getirir. Unutmayalım bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı korku ve ümitsizliğin anahtarı bizim elimizdedir.
Hamburg Eyalet Mahkemesi Alman mizahçı Böhmermann'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren şiiri hakkında ilk kararı verdi. Erdoğan'ın avukatı “Karardan memnunum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret şiirine ilk mahkeme kararı çıktı. Hamburg Eyalet Mahkemesi şiiri prensipte mizah olarak değerlendirdi, ancak şiirin büyük bölümünü yasakladı. Mahkeme şiirin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade özgürlüğü tutumuyla ilgili bölümlerini ve politikasına karşı eleştirileri yasalara uygun buldu. Hamburg Eyalet Mahkemesi şiirdeki “Akılsız bir çuval, korkak ve tutuk” sözle-
rini de yasalara uygun olarak değerlendirdi. Ancak mahkeme şiirin Cumhurbaşkanı'na hakaret içeren büyük bölümünün yasalara aykırı düştüğü kararını verdi ve yayınlanmasını yasakladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hubertus von Sprenger, “Karardan memnunum” dedi. Ancak Böhmermann'ın avukatı Christian Schertz mahkemenin kararını “yanlış” diye niteledi ve bunun sansür anlamına geldiğini, sanat özgürlüğüne aykırı olduğunu söyledi. Avukat Schertz, itiraz yollarını araştırdıklarını, gerekirse Anayasa Mahkemesi'ne gideceklerini belirtti.
KONYALI OTANTIK
Adana Kebap
Döner Kebap
RT
I
N
T C
E
L QUAL
Y
TA
T
O
IF I C AT
IO
Açık büfe kahvaltı
(Her pazar 10:00-13:00 arası)
Gegrilde kipfilet
Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam
010-484 63 48 info@konyali.nl www.konyali.nl
11
HABER
MEI / MAYIS 2016
Zahet'ten Nijmegen'de büyük açılış
Geçtiğimiz günlerde Nijmegen'de yaklaşık 5000 m2 alan üzerinde oluşturduğu yeni bir bakımevini hizmete açan Zahet kuruluşu seçkin bir davetli topluluğunun açılışa katılmasıyla hem yeni binasının tanıtımını yaptı hem de çevre sakinleriyle buluştu. Açılışa Deventer Başkonsolosluğunda Ticari Ateşe Hasan Önol'un ve çevre belediyelerindeki belediye başkan yardımcılarının da katıldığı resepsiyonda, Zahet Başkanı Atanur Erkaslan, yeni gözde mekanın imkanları hakkında bilgiler verdi. Mekanı gezen ve bilgi alan vatandaşlar Atanur Bey ve ekibi, Hasan ve Turgay Bey'ler ile Lies Hanım'a, bakımevinin kalitesine hayranlıklarını gizlemediler. Yönetici Atanur Erkaslan'ın bakıma muhtaç yaşlılarımıza, bu imkanları geniş yeni bakımevi hakkında verdiği ayrıntılı bilgiler şöyle: "Biz burayı açarken gönüllülerle başladık ve onların hepsi şimdi maaşlı eleman olarak çalışıyor. Bizim burada bu anlamda çok avantajlarımız var. Çalışanlarımızın hepsi ise dört elle sarılıyorlar. Tabii ki bu bir holding değil ve tamamen bir vakıf. Sahipleri de tüm çalışanları. Burası bizim ikinci şubemiz, burası daha profesyonelleşerek, yani gerek elemanların kalitesi gerekse binamızın kalitesiyle ilgili
olsun bunlar daha gelişiyor. Hollandalı hastalarımızdan birisinin kesinlikle kapalı alanda olması gerektiği ve etrafında kesici aletlerin olmaması gerektiği söylendi geldiğinde. Bu kişiye verilen özel ilgiden sonra tamamen normal hayatına girdi. Şimdi kendi alışverişini yapıyor, sokağa çıkıyor ve bütün ihtiyaçlarını görüyor. Bize geldiğinde 90 yaşındaydı, şimdi 95 yaşında. Bu adam köyünün en zenginlerinden biriydi, kendi evi de var üstelik. Beek-Ubbergen'de ben köyümden başka yere gitmem diye olmazsa olmazları vardı. Önce bizim BeekUbbergen'deki şubemizde yaşadıktan sonra oradan kalkıp buraya gelmesi hiç de zor olmadı. Burası 5 bin metrekare, 2 bin metrekare kapalı alanımız ve 3 bin metrekare bahçemiz var. 18 kişilik yerimiz var. Bizi tercih etmelerinin başında, biz kişinin dilinden anlıyoruz, ama bu sadece konuştuğu dil değil. Örneğin bizim mutfağımızda kesinlikle helal et kullanılır bizim insanlarımız için kesinlikle uygun bir yer. Biz kültür farklılığını biliyoruz ve buna çok önem veriyoruz. Hangi ulustan olursa olsun ana dilinde konuşan çalışanlarımız var ve hiç bir zaman dil sıkıntısı çekmiyoruz. Birkaç tane Hollandalı yaşlımız da var. Hollandalı ve Türk yaşlıların bir arada olmasının çok faydası var. Bizim insanımız bir Hollandalı kuruma gitmiyor ama Hollandalı yaşlılar kolaylıkla bizi tercih ediyor. Hollanda'nın her tarafından hangi sigor-
ta kurumuna üye olursa olsun yaşlılarımızı kabul edebiliyoruz. Çünkü sonuçta bizim paramızı buradaki üyelerimizin sigortaları ve devlet ödüyor ve biz burada bu hizmeti verebiliyoruz. Bu hizmetleri verebilmeniz için bazı sertifikalarınız olması lazım. Bunun dışında sigorta şirketleriyle anlaşmamız var. Buradaki hizmet 24 saatlik sürekli aksamadan devam ediyor. Bütün hizmetleri alıyorlar. Ev doktoru ve 'niveau 5' hemşirelerimiz var. Tabi onlar gece gündüz burada değiller ama onların nöbetleri var. Olası bir durumda burada olabiliyorlar. Toplam 70'den fazla maaşlı personelimiz var, bunun yanında 15 tane gönüllü çalışanımız var. Bu 70 kişinin içerisinde yöneticiler, hemşireler, hastabakıcılar, rehberler mevcut. Bizde herkesin kendine ait bir rehberi, yani bir sorumlusu var. O kişinin hakkındaki kişisel bilgileri izleyerek, sosyal durumu kötüye gidiyorsa çok daha hızlı takip edip önlemlerimizi alıyoruz. 24 saat yatılı kalanlar da dahil evlere ulaştırdığımız hizmet ile toplamda 250 kişiye hizmet veriyoruz. Sadece Nijmegen belediyesiyle değil, çevredeki, Cuyk, Boxmeer, Oss, Arnhem, Doetinchem, Reijden gibi 9 belediye ile de yakın temas içindeyiz. Hatta yeni birtakım belediyeler bize gelerek "Bizim orada da bu hizmetleri yapabilir misiniz?" diye teklifte bulunanlar oldu. Evde ya da sabit mekanlarımızın birinde, bizim halen Türkiyelilerimiz için bu bakım işi bir tabu olarak görünüyor, oysa böyle değil; bu bir ihtiyaç. Siz yaşlı anne babanıza bakamayabilirsiniz, her ihtiyacına yetişemeyebilirsiniz ama burada bu bizim görevimiz. Bazen bize soruyorlar 'bizim bakamadığımıza siz nasıl bakıyorsunuz' diye. Bizde çalışan kişi 8 saat sırf bu işle ilgileniyor ve profesyonel işimiz bu. Çünkü biz bu işin eğitimini almışız, yaşlılarımızın hastalıklarıyla, bakıma muhtaç yönleriyle ilgili bilgimiz var. Bahçemiz çok geniş etrafı güvenli bir şekilde donatıldı. Herkes istediği gibi gezinti yapabiliyor. Kendi başına kontrolsüz dışarı çıkma şansı yok. Emniyet bizim için çok önemli."
Bakıma muhtaç yaşlılar için Atanur Bey'e 024-763 04 20 no'lu telefondan ya da info@ zahet.nl mailinden ulaşabilirsiniz.
Ferah ve şık bir ofis hayal edin..
Iğdırlı aile Almanya'dan gelen 'yanlış cenaze' ile yıkıldı Almanya'da vefat eden Gülderen Bezek'in cenazesini defin için uçakla Iğdır'a getirten yakınları, dini vecibeleri yerine getirmek amacıyla tabut açıldığında yabancı bir cenazeyle karşılaştı. Gönderilen cenazenin Alman bir evsize ait olduğunu, Bezek'in naaşının ise halen Almanya'da bulunduğunu öğrenerek rahatladı.
Sınırda kadın sığınmacı vuruldu Suriyeli kadın sığınmacı, Slovak sınır muhafızları tarafından Macaristan sınırında vuruldu. Slovakya-Macaristan sınırının, Slovakya tarafındaki Velky Meder bölgesinde görev yapan Slovak sınır muhafızları 26 yaşındaki Suriyeli kadın sığınmacıyı silahla yaraladı.
BM: 'Tutuklu Filistinli çocukların sayısında dramatik artış var' BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Shamdasani, İsrail hapisanelerindeki tutuklu çocukların sayısında "dramatik" bir artış yaşandığına dikkati çekti. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, yaptığı açıklamada, İsrail Cezaevi Servisi istatistiklerine göre, hapishanelerde 12'si kız çocuğu 440 tutuklu çocuk olduğunu ifade etti.
Onun en acılı Anneler Günü
G a z i a n te p' te , eşiyle 6 çocuğunu yangında kaybeden kadın, Anneler Günü dolayısıyla ziyaret ettiği çocuklarının mezarı başında gözyaşı döktü. Merkez Şehitkamil ilçesi Taşlıca Mahallesi kırsalındaki toprak evde önceki gün çıkan yangından yaralı kurtulan Naciye Bakır, yaşamlarını yitiren eşi Mehmet Emin Bakır ile çocukları Mücahit (13), Halime (12), Dilovan (7), Büşra (6), Emin (5) ve Tacettin'in (2) defnedildiği Yeşilken Mezarlığı'na gitti.
ve Moess BV bu hayalinizi gerçekleştirsin Uzman kadrosu ile Moess BV, Tavan ve Duvar işlerinizi en uygun fiyatlar ile tedarik ve montajını sağlamaktadır.
Systeemplafonds en systeemwanden Nieuw en gebruikte glazenwanden
Jan van Galenstraat 18, 3115 JG Schiedam T: 010-426 5445 info@moesstotaalafbouw.com www.moesstotaalafbouw.com
HABER
12
MEI / MAYIS 2016
Miraç Beldesi Ramazan bereketinden mahrum kalmasın
Ramazan hayır ve bereket ayıdır. Kudüs Vakfı, bu ayın bereketinden mirac beldesi Filistin’deki mağdur insanların da yararlanması için muhtelif kampanyalar düzenlemektedir. Siz de imkânlarınızın nispetinde bu kampanyalara katkıda bulunarak oradaki insanların yaralarının sarılmasına yardımcı olabilirsiniz. 1.Oruçluya İftar Kampanyası: “Kim bir oruçluya yemek verirse, ona oruçlunun sevabı kadar sevap yazılır. Bununla birlikte ötekinin sevabından da bir şey eksiltilmez.” (Hadisi Şerif) “Oruçluya iftar” için verilecek miktar: 5 Euro’dur. 2.Zekât Kampanyası Mallarınızın zekâtlarını Kudüs Vakfı vasıtasıyla Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilirsiniz. 3.Sadakayi Fıtır (Fitre) Kampanyası: Bir fitre miktarı: 5 Euro’dur. Fitrelerinizi de Kudüs Vakfı vasıtasıyla Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilirsiniz. 4.Gıda Paketleri Kampanyası: Bir gıda paketinin hazırlanması için gereken miktar: 25 Euro’dur. 5.Yetim ve Yoksul Çocuklara Bayram Hediyesi Kampanyası: Kudüs Vakfı, Filistin’deki yetim ve yoksul çocukların biraz olsun bayram sevinci yaşayabilmeleri için onlara hediye paketleri dağıtmayı planlamaktadır. Siz de en azından bir paketle katkıda bulunabilirsiniz. Bayram hediyesi paketi için gereken miktar: 20 Euro’dur.
6.Yetimlerin Kefaleti Kampanyası: Yetimlerin kefaleti programının amacı durumu iyi olan birinin Filistin’den bir yetimin geçimini üstlenmesi ve ona aylık
Filistinli kardeşlerinin iftar sofrasını şenlendirmeye
olarak düzenli bir yardım göndermesidir. Yetim kefaleti için aylık ödenmesi gereken miktar: 35 Euro’dur. 7.Sadakayi Câriye Kampanyası Bu kampanyanın amacı Filistin’de umumun yararlandığı eserlerin yeniden
ihyası veya yine aynı türden hastane, okul vs. gibi yeni eserler ortaya konmasıdır. Sadakayi cariye programlarına iştirak için ödenmesi gereken birim ücret: 10 Euro’dur.
Bu Ramazan niyetli misin? Stichting Kudüs Vakfı IBAN: NL12INGB0009632486 BIC: INGBNL2A Tel :0031 (0)45-571 57 99
www.kudusvakfi.nl info@kudusvakfi.nl
et ad an r i B maz ası Ra any m ku
,-
25
€
Londra otobüslerine 'Sübhanallah' ilanları
ABD'de Müslüman öğrenciye karalama
İngiltere'nin başkenti Londra'nın simgelerinden olan kırmızı, iki katlı otobüslerin üzerinde "Sübhanallah" yazılı ilanlar yer alacak. Uluslararası insani yardım kuruluşu "Islamic Relief", ramazan ayı boyunca Suriye'deki iç savaş kurbanlarına kampanyayla yardım toplanacağını bildirdi. "Islamic Relief" kuruluşunun İngiltere Direktörü
ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bir lise yıllığında başörtülü öğrenci için gerçek adı yerine, terör örgütü DAEŞ'in İngilizce kısaltması ''Isis'' kullanıldı. Tepki çeken karalamayla ilgili okul
Imran Madden, "Bu bir anlamda iklimi değiştirme kampanyası olacak. Çünkü uluslararası yardım ve bu ülkedeki Müslüman toplum etrafındaki olumsuz havayı değiştirmek istiyoruz" dedi. Uluslararası yardımın, son 15 yılda aşırı yoksulluk içinde ya-
şayanların sayısının yarı yarıya azaltılmasına yardımcı olduğunu belirten Madden, İngiltere'deki Müslümanların ramazan ayında yardım kuruluşlarına 100 milyon sterlinden fazla para bağışladığını kaydetti. Londra'nın yanı sıra Birmingham, Manchester, Leicester ve Bradford şehirlerindeki otobüslerde de bu ay sonundan itibaren bu posterler olacak. Birleşik Krallık'ta yaklaşık 3 milyon Müslüman yaşıyor, bu nüfusun yarısı başkent Londra'da bulunuyor.
mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku
Çalışma ve İş Hukuku
Ceza Hukuku
Sosyal Güvenlik Hukuku
Çocuk Hukuku
Para tahsili ve icra takibi
Ticaret Hukuku
Uluslararası ihtiyati tedbir
www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31
Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu
yönetimi ''baskı hatası'' gerekçesine sığınırken Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi bunun okuldaki ilk islamofobik vaka olmadığını açıkladı. Amerikan-İslam İlişkileri Konseyinden yapılan açıklamada, okul yıllığında ''karalanan'' öğrencinin güvenliğinden endişe edildiği belirtilerek ''Ailenin bu olayın ön yargılardan kaynaklanmış olabileceği endişesine katılıyoruz ve terör örgütünün üyesi olarak etiketlenen kızın güvenliğinden derin kaygı duyuyoruz.'' ifadesi kullanıldı.
13
HABER
En hareketli çocuklar en başarılı işadamları oluyor MEI / MAYIS 2016
Şu an da gururla Rotterdam'ın en iyi öğretmenlerinin bizim okulda çalıştığını söyleyebilirim. Öğretmenlerimizin yüzde 80'i müslüman, diğer yüzde 20'lik bölüm ise müslüman değil.
Avicenna İslam Ortaokulu Müdürü
Richard Troost ff Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İsmim Richard Troost, 60 yaşındayım. Avicenna İslam Ortaokulunun müdürüyüm. Eğitim alanına PABO öğretmenlik okulunda Psikolojo akademisinde okuyarak atıldım. Çocukların eğitim alma sürecinin nasıl oluştuğunu öğrenmek için psikoloji okudum. O eğitimimle beraber ROC okullarında psikoloji dersleri vermeye başladım. Yıllar içerisinde sınıfın önünden daha çok okulların yönetim bölümüne geçtim. İnterim Management şirketi kurdum ve son 20 yıldır bu sektörde, okul yöneticiliği yapıyorum.
ff Avicenna Koleji'ndeki göreviniz nasıl başladı? Geçici yönetici olarak bir okula geldiyseniz, geldiğiniz okulda işlerin iyi gitmediğinin işaretidir. Okulun finansında sorunlar olabilir, öğretmenlerin kalitesi sorunlu olabilir veya buna benzer bir sürü eksiklikler tanımlanmış olabilir. Bu okulda da bu öyleydi. İbn Ghaldoun ismiyle başlayan okul, kötü yönetimin getirdiği sorunlar, finansal çelişkiler ve birçok çatışmaların yaşanmasıyla ve bunun üzerine, 2013 yılında olan sınav hırsızlığı ile doruk noktasına ulaştı ve okul kapanmak zorunda kaldı. İbn Ghaldoun okulu kapanmak zorunda kalınca 600 tane öğrenci açıkta kalmıştı. Okul yılının ortasında gerçekleştiği için de bu çocukları etraftaki diğer okullara yerleştirmek çok zordu. Çünkü diğer okullarda gelen çocuklar hakkında hiç bir bilgi bilmiyorlar ve bundan dolayı okullar hiç de istekli değillerdi. Belediye yöneticileriyle görüşülüp tamamen yeni bir okul açma fikri doğdu ve böylelikle 2013 yılının Kasım ayında geçici yönetici olarak ben okul yönetimine dahil oldum.Yeni yönetimle okulda ders veren öğretmenlerin yüzde 70'ini değiştirmek zorunda kaldık. Bazı öğretmenlerin Hollanda-
cası yeterli değildi, bazılarının ise diplomasi yoktu. Okul yılının ortasında yeni öğretmen bulmak da çok zor iş. Şu an da gururla Rotterdam'ın en iyi öğretmenlerinin bizim okulda çalıştığını söyleyebilirim. Öğretmenlerimizin yüzde 80'i müslüman, diğer yüzde 20'lik bölüm ise müslüman değil. Böylelikle hem çeşitliliği sağlamış oluyoruz, hem de çocukların zihinlerini geliştirmek için tartışma ortamı yaratmış oluyoruz. Herkesin aynı şeyleri düşünmesi çocukların gelişimi için iyi değildir. Öğretmenlerimiz neden iyi? Çünkü, hem yetkililer, hem mahirler hem de genç müslüman öğretmenlerimiz var idealleri olan, çocukları seven ve okulu daha iyi yerlere getirmek için uğraşan. İlgili olan bir klüp var oluyor elinizde, ve bu öğretmenler çocuklarla gidip cemaatle namaz kılıyorlar, kıldırıyorlar ve onlarla konuşup her konuda ilgileniyorlar. Mesela ev durumlarından tutun da sokaktaki durumlara kadar. Sadece müslümanlığı değil aynı zaman da İslami kültürü de paylaşıyoruz biz bu okulda. Bu da çocukların kendilerini rahat ettikleri ve kendilerini geliştirebildikleri bir ortam oluşturuyor. ff Peki neden bir İslam ortakokulu olmalı? Toplumda son dönemlerde sertleşmeler olduğunu görüyorum ve bu bana endişe veriyor açıkçası. Rotterdam'da beraber yaşayalım, hangi dinden, hangi ırktan olursan ol. Beraberce bu şehri güzelleştirelim. Hollanda'da bu mümkün, o yüzden beraber yapmamız lazım. Ben burada birbiriyle iyi geçinen, birbirine saygı duyan bir grup müslüman aile görüyorum. Beraber çalışarak en iyisini ortaya koymak için uğraş veriyorlar. İşte o zaman ben çok etkileniyorum. Dışarıya da bunu böyle yanstımamız gerektiğini düşünüyorum. Çocuklara iyi bir eğitim ve gelecek hazırlamak için uğraşalım.
Hem iyi bir müslüman olmaları, Kur'an'ı hayatlarının merkezine oturtmaları, hem de hayatta başaralı olmaları gayet mümkün. Diğer dini okullarla da iyi bir iletişim içerisindeyiz, dini konuları görüşüp, tartışıp, bu toplumda inançlı olmanın ne demek olduğunu onlarla görüşebiliyoruz. ff Yeni okulda nasıl bir sistem oturttunuz? Bütün öğretmenlere yeni düzenlemeler getirdik. Okulda bir dersin en iyi nasıl olması gerektiği konusunda fikirler geliştirerek dersleri uygulamaya geçtik. Örnek vermek gerekirse, her sabah öğretmen, öğrencilerini lokalde kapısının önünde bekler, onları içeri aldıktan sonra hoşgeldiniz der ve Kuran-ı Kerim okunmasıyla derslere başlanır. Derslerde öğrencilerin ev ödevlerine önem verilir. Öğrencilerin verilen ödevleri yapıp yapmadıkları kontrol edildikten sonra dersteki konuya giriş yapılır. Dersler işlenir, çocukların verilen konuyu anladıklarını emin olunduktan sonra gelecek dersler için yeni ev ödevleri verilir. Burada en önemli konulardan birisi de RTTİ sistemini getirdik okulumuza. RTTİ sisteminde, bir öğretmen sınıfındaki her bir öğrencinin düzeyini biliyor ve ona göre hareket ediyor olması, yani öğrencilere iyi bakıp, çocukların ne yapıp yapamadıklarını bilmek. Böylelikle çocuklar bilişsel yönlerini ölçmekle beraber, zeka düzeylerini ve
davranışlarını da göz önünde bulunduruyoruz. Bu şekilde bütün öğretmenler sınıflarındaki öğrencileri çok iyi bir şekilde tanıyor ve birebir çocuklarla kendi düzeylerinde ilgilenebiliyor.
ff Bütün çocuklarla bizzat ilgileniliyor yani... Evet, biz buna 'şahsa özel eğitim' diyoruz. Öğrencilere lazım olan bilgileri vermek. Çocukların diplomalarını almalını istiyoruz tabii ki de, ama aynı zaman da çocukların seviyesinin de en üst düzeyde olması için uğraşıyoruz. Bütün çocukların yüzde 100 oranında diplomalarını almalarını istiyoruz. Bu yıl sonunda öngörülerimize göre VMBO, HAVO ve VWO sınıflarında yüzde 95 ila yüzde 100 geçme olasılığı var. Bundan çok eminim. Hal böyle olunca dışarı dünyaya da 'Evet burada bir İslam Ortaokulu var ve çok yüksek dereceler alıyor' diyebiliyoruz. Çocukların davranışı kendiliğinden olmuyor, farklı şeylerden kaynaklanıyor. Çocukları daha ciddiye alarak neden böyle davrandıklarını sorgulamak daha enteresan. Eğer çocuklar terbiyesizce davranıyorsa, orada incinmil bir çocuğun dikkat çekmeye çalışan bir tavrını görürüz. Çocukları dövmekle veya onlara bağırmakla değil, onları ciddiye almakla onları etkileyebilirsin. Bir de çocuk olduklarını unutmamak gerekir, hareketli olmaları iyi bir şey. Zaten büyüyünce sıkıcı insanlar olacaklar. Bugünün en hareketli çocukları yarının en iyi işadamları oluyor.
ff VMBO, MAVO ve HAVO VWO olmak üzere iki farklı lokasyonunuz var. İkisinin arasında kalite farkı var mı? VMBO'daki çocuklar daha istekli ve coşkulu yani daha heyecanlı oluyorlar. HAVO ve VWO'dakiler daha sakin oluyorlar. Ona göre de eğitimini ayarlaman gerekir. İki lokasyonda da şuan eğitimiz çok yüksek kalitede, ondan eminim.
ff Okulda ibadetlere nasıl zaman ayrılıyor? Okulumuz içerisinde kızlara ve oğlanlara ayrı abdesthane ve mescit mevcut. Cuma öğleden sonra ders yok, cuma
namazından dolayı. Ramazan geldiğinde özel Ramazan için ders saatlerimizi ayarlıyoruz. Ramazan içerisinde derslere biraz daha geç saatte başlıyoruz. Çocuklar gece sahura kalktığında uykusuz kalmasınlar diye. Çocuklarla, aileler beraber iftar organize ediyoruz. Bir de çocuklara kıyafet kodu ve kurallarımız var. Bir dönüşüm yapmakla da meşgulüz. Yani çocuklara nasıl iyi bir Müslüman olursun düşüncesini yerleştirmek, mesela biriyle kavga ettiğinde en fazla 3 gün kavgalı kalabilirler. Bu tür pratik şeyleri de görüyorlar.
ff Avicenna Koleji'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Renkli görüyorum, çünkü her yıl büyüyoruz bu benim için iyi bir işaret. 530 öğrenciyle başlamıştık, bu yıl 600 öğrencimiz var, gelecek yıl ise 650'nin üzerine çıkacağız. Okul büyüdükçe ailelerin güveni de çoğalacak. Anne-babalar da daha çok okulla ilgilenmeye başlıyorlar. Okul aile birliği de çok aktif halde şu an, daha çok anneler, babalardan ziyade.Ama ailelerin ilgisinin daha çok olabileceğini düşünüyorum. Dersler dışında da çok aktivitemiz var okul olarak, mesela çocuklara tekvando dersleri veriliyor. Annebabalar da bizimle beraber düşünmeye davet ediyorum.
ff Öğrencilerden geri çevirdiğiniz oluyor mu? Hayır, ilkokuldan gelen tavsiyeler zaten belli. O tavsiyelerde çocuğun hangi derecede olduğu belirlenmiş, ona göre alıyoruz çocukları. Çocukları daha yüksek seviyeye getirebileceğimizden eminiz. Eğer bir öğrenci 'basis kader' sınıfına girdiyse, biz bu öğrenciyi bir üst düzeye çekmek için uğraşıyoruz. ff Hollanda medyasında İslami eğitim veren okullar hakkında çok önyargı ve negatif bir algı oluşturuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bizim okul olarak vizyonumuz var. Bir İslam Ortaokulu olarak hem öğrencilerin dini inançlarını yaşayabilme imkanını vermek hem de yaşadığımız modern şehre ayak
uydurabilmek istiyoruz. Aynı içeriye dönüklüğü Protestan ve Katolik okullarında da görebilesiniz. Bence hem Kuran bazlı bir hayat sürdürmek hem de Rotterdam'da etrafındaki olaylardan haberdar olmak mümkün. Bu birbirine zıt bir şey değil. Bir Müslüman kapalı bir kız veya kadın olarak bir iş görüşmesinde erkeklere el vermek istemiyorsan, o işe alınmazsın. Bu gerçeği de çocuklara vermek gerekiyor. İnancına önem verip aynı zamanda yaşadığın toplumda da kendine yer ayırman gerekir. İşin gerçeği bu. Yaptığın bir işin sonuçları vardır bunu da çocuklara öğretiyoruz. ff Peki ailelerin rolü nedir burada, aile içerisindeki eğitimle okuldaki alınan eğitim nasıl bir dengede tutuyor? Tabi evdekiyle okuldaki her zaman örtüşmeyebilir. Çok inançlı aileler de var, daha ortayolu seçmiş aileler de var. Bazı çocukların evlerinde tabular hakkında hiç konuşulmuyor mesela. Veya bazı çocuklar, okul, sokak ve ev üçgeninin bunalımında kalıyor. O yüzden biz de okul olarak cami, aile ve kendi pedagojik bilgilerimizin aynı düzeyde olmasını istiyoruz. Camilerle bu konuda iyi bir iletişim içerisindeyiz. Ailelerle de öyle ancak bazı babalarla mesela çocuk eğitimi hakkında konuşmak isterim. Evdeki eğitimle okuldaki eğitimi aynı düzeye ve seviyeye çekmek gerçekten zor. ff Dediğiniz, ev, sokak ve okul üçgeni çocuklar için bir hayli zor ve kafa karıştırıcı olsa gerek? Evet orası zor. Bazı öğretmenlerimiz o yüzden camilere gidip onlarla da eğitim hakkında görüşüyorlar, bizim duruşumuzu anlatıyorlar. Ama henüz bu iletişim istediğimiz seviyede değil. Mesela ayda bir cami yönetimi ve cami imamıyla bir araya gelip eğitim hakkındaki görüşlerimizde ara yüzleri bulmak isterim. Okul içerisinde böyle bir sempozyum düzenleyip, öğretmenler, okul yönetimi, ailelilerle görüşüp çocukların eğitimini topluma kazandırmak adına nasıl organize edebiliriz diye görüş alışverişinde bulunmak isteriz. ff Bu ailelere bir çağrı mı? Evet buradan o çağrıyı yapmak isterim. Siz gazete olarak da bu konuda yardımcı olabilirsiniz. Beraber bir sempozyum organize edip, aileleri ve cami yönetimini de katıp çocuk eğitimi, İslami değerler ve normlar hakkında bilgi alışverişinde bulunabiliriz. Yoksa çocuklar bu sokak, aile ve okul üçgeni içerisinde çok zorlanıyorlar.
HABER
14
MEI / MAYIS 2016
Elfi Letselschade Avukatlık Bürosu Rotterdam'da açıldı
G
eçtiğimiz günlerde, Rotterdam Centraal Station yanındaki ünlü Groot Handels Gebouw binasında ve Juridisch Loket yanında Weena 717 adresinde, Hollanda’da ilk resmi Kaza Avukatı bürosu ELFI Kaza Avukatı (ELFI Letselschade Advocaat) adıyla açıldı.
çeşitli avukat bürolarındaki hizmet dönemi sonunda, Ocak 2016 tarihinde kendi ofisine kavuşmak suretiyle 13 Mayıs 2016 tarihinde resmi açılış törenini gerçekleştirmiş oldu. Büronun komple iç mimari, tasarım, logo ve stil uygulaması Av. Onur Emre’nin kızkardeşi Gülşen Emre tarafından gerçekleştiridi.
Hizmet alanları Avukat Onur Emre, günümüzde bazı avukatlar kaza hukuku davalarına bakmakta olduğunu, ancak kendisinin kaza hukuku uzmanlık
alanı olduğunu belirtti. Başta kaza hukuku olmak üzere, iş hukuku, sosyal güvenlik hukuku, sigortalar hukuku
ve şiddet içerikli suçlar gibi konular Avukat Onur Emre’nin çalışma alanlarına giriyor.
Açılış töreni Açılışa Rotterdam Başkonsolos yardımcısı Ulvi Darendeli, Rotterdam avukatlar barosu temsilcileri, çok sayıda avukat, Randstad Kaza Uzmanı kurumu personeli, bir çok kurum ve kuruluş temsilcileri ve basın mensupları ile oldukça kalabalık bir katılımla, tamamen yeni bir iç tasarımlı iki katlı ofiste muhteşem bir açılış gerçekleştirildi. Avukat Onur Emre, yaklaşık 6 yıllık
Çok sayıda genç avukatın da katıldığı açılış resepsiyonunda Avukat Onur Emre, yaklaşık 25 Türk asıllı avukat ve hukukçularla Hollanda ve Türkiye Hukuk Enstitüsü kurmak istediklerini ve böyle bir birliktelikle bu genç avukatların, Türkiye Cumhuriyeti Rotterdam Konsolosluğu için her türlü hizmeti vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
Televizyon karşısında yemek çocukları obez yapıyor
Bebek ve çocuklara, film ve reklam seyrederken ya da bilgisayar oynarken yemek yedirilmesi obeziteye davetiye çıkarıyor. Bebek ve çocuklara, film ve reklam seyrederken ya da bilgisayar oynarken yemek yedirilmesi obeziteye davetiye çıkarıyor. Yemeğe başladıktan sonra 20 dakika içinde tokluk hormonunun uyarılmasına fırsat kalmadan, kendisine sunulan gıdayı, ağız açma ve yutma refleksi şeklinde ihtiyacından fazla miktar tüketen çocukta, mide büyümesi söz konusu oluyor.
www.advocatenkantoorkara.nl
Kara Avukatlık Bürosu olarak işletmecilere ve özel kişilere hukuki danışmanlığın yanısıra, genel sözleşme hukuku, iş hukuku, şirketler hukuku, kiralama hususu, kişisel ve aile hukuku ile diğer sivil yargı alanlarında yardımcı oluyoruz.
İş Hukuku Şirketler Hukuku Franchise Hukuku Kira Hukuku Kişiler ve Aile Hukuku Borçlar ve ödemeler
Westblaak 5 F 3012 KC Rotterdam Tel: (010) 257 99 01 Fax: (010) 257 99 02 E-mail: info@advocatenkantoorkara.nl
Administratie en Accountancy
www.profa.nl - Financiële administratie - Salarisadministratie - Aangifte Omzetbelasing - Aangifte Loonheffingen - Aangifte Inkomstenbelasting - Vennootschapsbelasting - Jaarrekening - Schrijven van ondernemingsplan - Begeleiding en advisering
Pretoriadreef 139-140 3564 BX Utrecht Tel: 030-7070491 Mail: info@profa.nl
Muhasebe bir plan işidir.
15
HABER
MEI / MAYIS 2016
BOYUNDAN BÜYÜK IŞLERLE UĞRAŞANLAR OLDUKÇA… Doğduğun vatan ile doyduğun ülke arasında bir ayrım ya da tercih yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Kuşun altın kafese konulma hikâyesi gibi, insanın yüreği nerede özgürce kanat çırpıyorsa orada olmalı. Rızık da Rabbimin teminatı altında olduğuna göre, bize her yer vatan, bize her yer ülke olmalı… ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?” (Aliya İzzetbegoviç) Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede bir caminin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı hoca zannederek namazı kıldırmasını söylerler. “Yok ben hoca değilim” dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ilk kez gördüğü böyle bir uygulama karşısında şaşırırlar ve ölüye ne söylediğini merak ederek sorarlar… Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu dersin. Onlar durumu anlar, dedim” der. Bu kıssanın hissesi aşağıda yazdıklarımda gizlidir…
DOĞDUĞUN YER MI, DOYDUĞUN YER MI? Doğduğun vatan ile doyduğun ülke arasında bir ayrım ya da tercih yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Kuşun altın kafese konulma hikâyesi gibi, insanın yüreği nerede özgürce kanat çırpıyorsa orada olmalı. Rızık da Rabbimin teminatı altında olduğuna göre, bize her yer vatan, bize her yer ülke olmalı… İçerisinde yaşadığım ülkede 36 yılımı doldurdum. İlk geldiğim yıllarda, tanımadığım bir Hollandalı yaşlı kadının bana güvenerek 5 Gulden verip, kendisi için patates kızartması almamı istemesini hiç unutmuyorum. İstediği malzemeler 4,75 Gulden tutmasına rağmen ben ona zorla 5,25 Gulden geri vermiştim. Meğerse ben cebimdeki 10 Guldenle onun verdiği parayı karıştırmışım. Kadın almıyor, “ben sana 5 Gulden verdim, sen bana 10 Gulden üzeri veriyorsun” diye. Ben ısrar ediyorum ve sonuçta, kadına patates kızartmasını ben ısmarlamış oldum. Helal olsun! O zaman 15 yaşında gençtim, gençlere güven daha az olmalıydı; şimdi 50’yi devirdik, kadınlar yanımdan geçerken çantalarını saklayarak, yoldan uzaklaşarak gidiyorlar. Bu benim içimi çok acıtıyor. Bunun sorumlusu kim mi? Ben o günkü Hollanda’yı özlüyorum.. Niye mi? “ÖNCE INSAN SONRA KURALLAR” SLOGANIYLA BÜYÜDÜK… Geçen hafta posta kutumuza bir bülten düştü. Rotterdam Belediyesinde çoğunluğu
zeynelabidin.kilic@haber.nl
elinde bulunduran ve idare ettiğini sanan Leefbaar Rotterdam Partisi’nin aylık bülteni. Çok çalıştıklarını iddia eden bu partinin neler yaptığına göz atmak için bülteni karıştırırken, bu partinin meclis üyelerinden Tanya Hoogwerf ile Ronald Buijt’ın yazı başlıkları dikkatimi çekti. Tanya Hanım, “Cihadçılarla mücadelenin grup konuşmalarıyla olamayacağını” iddia ederek bu konuda kendilerinin yapmak istediklerini anlatıyor ve diğer partilerin bu konudaki esnek tavırlarını eleştiriyordu. Bir diğer meclis üyesi Ronald Efendi’de, “Sonunda yine Batı Suçlu” başlıklı bir makale döşenmiş ki, yavrum oğlanı durdurana aşk olsun. Müslümanların dünyayı kana buladığını ama buna rağmen Batı’nın suçlandığına hayıflanıyor bizim ataşlı oğlan… “Çoğu insana göre ben kendi sömürgeci tarihimizden, köleleri çalıştırdığımızdan, Zwarte Piet’i sevdiğimizden, ilticacıları kabul etmeyişimizden utanmalıymışım” diyerek kendince bir ironi yapıyor ve günah çıkarmaya çalışıyor... Yine saldırısını meşrulaştırmak için “Bütün rahiplerin pedofil olmadığını ama pedofilliğin Katolik kilisesi içerisinde büyük bir sorun olduğunu” yazıyor. Ve ondan sonra döküyor kusmuklarını... “Bütün Müslümanlar terörist değil ama teröristlerin ezici çoğunluğunun Müslümanlar olduğunu, saldırıların İslam’la alakası olmadığını iddia etmenin, VVD’nin seçim vaatlerini yerine getirdiğini iddia etmek gibi bir şey” olduğunu yazıyor. Hızını alamıyor, iş pazarında Müslümanlara yapılan ayrımcılığı bile haklı buluyor... Daha neler neler... Şimdi, bu adamlar yerel yönetimlerde iş yapması için seçilmiş, görevlendirilmiş olan kişiler. Neden üzerlerine düşmeyen böyle işlerle iştigal ettiklerini merak ediyor insan. Adamlar yerel hizmeti bırakmışlar, ulusallığı aşmışlar uluslararası çalışıyorlar. Kentteki çarpıklığı düzeltemeyen, güveni sağlayamayan, işsizliği önleyemeyen, yoksullara çare olamayanlar, dünyayı düzeltme uğraşı içerisine girmişler. Kurtuluş reçetesi de hazır: “Müslümansız, İslamsız bir dünya!..” Bunların başında da Faslı, Müslüman kimlikli Ahmed Aboutaleb kardeşimiz var. Bir Belediye Başkanı olarak bunların neler yapıp yapmadıklarını, dışarıya hangi beyanatları verip vermediklerini takip ediyordur mutlaka. Belediye Başkanımız da haftalık olarak Metro gazetesine makaleler yazıyor. Geçen hafta yazdığı “14 Mayıs’ın hikâyesi unutulmamalıdır” başlıklı yazısında Olga van de Velde adlı bir kadının yaşadıklarını anlatıyor. “1940 yılında Rotterdam’ın bombalandığı sırada 6 yaşında olan Olga’nın, o günkü yaşadığı travmayı 76 yıl geçmesine rağmen hala atamadığını ve bir uçak sesinden bile etkilenerek, gayriihtiyari olarak bugün bile bedenini büktüğünü ve bu acıların bir daha yaşanmaması için böyle günlerin unutulma-
ması gerektiğini” vurguluyor. Bu çok güzel bir şey; yaşanan haksızlıkları, acıları unutmayalım amma günümüzde cesedi kıyıya vuran minik Aleyna için de bir şeyleri yazacak mısınız, Sevgili Başkan... Ya da babasının, kendisini feda etmesine, korumasına rağmen İsrail askerlerinin kurşunlarıyla can veren Muhammed’in hikâyesini yazacak mısınız? Tecavüze uğrayan, öyle bir çocuğu doğurmamak için kendini asan kadınların hikâyesini de yazacak mısınız? Yoksa onları yazmasını torununuzdan mı bekleyeceğiz? Günümüzde bunlar yaşanırken ve kendi idareniz altındaki kişilerin İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş açtıklarını, kendi işleri dışında başka işleri meslek edindiklerini; topluma, bu yazdıklarıyla kin ve nefret aşıladıklarını da hesap ediyorsunuzdur mutlaka. Yoksa siz hâlâ 76 yıl önceki hikâyeleri anlatarak yerlilerden takdir toplamaya mı çalışacaksınız? Selefiniz, zamanın Belediye Başkanı Ivo Opstelten’de benzer bir şey yapmıştı. 2008 yılının başlarında Rotterdam Belediyesinde kaydı bulunan bütün evlere ücretsiz olarak Isaac Lipschits tarafından kaleme alınan ve 1940’lı yıllarda, Avrupalıların Yahudilere karşı giriştiği kıyımı konu edinen “Onbestelbaar Brieven” adlı kitap yollanmıştı. Kitabı almaktan, okumaktan dolayı memnun olmuştum ama aynı günlerde Ivo Opstelten’e de bir mektup yazarak, “Sevgili Başkanım, ben de Müslümanların karşılaştığı, özellikle çocukların yaşadığı kıyımı, korkuyu, travmayı anlatan bir kitap yazacağım, kitabı neşredecek birini bulurum ama aynı hassasiyeti göstererek benim kitabımı da ücretsiz olarak Rotterdam’daki bütün evlere yollar mısınız? diye sormuştum. Cevap alamadım tabi ki… Aboutaleb de cevap vermeyecek. O, Leefbaar meclis üyelerinin kent için yapacaklarından daha çok, onların İslam ve Müslümanlar aleyhinde söyleyeceklerini dinleyecek, yazacaklarını okuyacak ve onlardan aldığı ilhamla kendi köşesinde 76 yıl önce yaşanan olayları anlatarak halkın gözünü perdeleyecek. Aboutaleb’i, FORUM Direktörü olduğu zamanlarda bir toplantıda tanımış, zamanın Devlet Bakanı Boxtel’ın gözlerinin içerisine bakarak hükümetin bu uygulamalarının yanlış olduğunu söylemiş, gidip tebrik etmiş ve kendileri gibi yürekli insanlara bu ülkenin ihtiyacı olduğunu ifade ederek daha iyi yerlere gelmesi dileğinde bulunmuştum. Olabileceği en iyi makamda şimdi ama, insanlık insanlığından her gün kaybediyor, kentte yoksulluk, işsizlik artıyor. İnsanlar güven sorunu yaşıyor. Bu işlerin çözümü için belediyeyi dolduranlar, dünyayı aydınlığa çıkaramaya ve dünya insanlığını İslam’dan kurtarmaya çalışıyorlar. Yani demem o ki; “Bekri Mustafa imam olmuş…” Vay hâlimize!..
En çok uyuyan millet Hollandalılar Uyku düzeni dünyanın farklı bölgelerinde ve erkekler ile kadınlar arasında farklılık gösteriyor. Araştırmada kadınların, erkeklerden yaklaşık 30 dakika fazla uyuduğu ortaya çıktı. Sonuçları "Science Advances" dergisinde
Yunus Emre karakteri Hollanda'daydı
yayınlanan araştırmaya göre, 2014 yılında insanların uçuş sersemliğinin üstesinden gelmelerine yardımcı olmak amacıyla akıllı telefonlarda kullanıma giren Entrain adlı uygulamanın verilerini inceleyen bilim adamları, 20 ülke vatandaşlarının uyku düzen-
lerinin ve sürelerinin farklı olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, Avustralya, Belçika, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Hollanda'da ortalama uyku süresinin 8 saat ve üzerinde olduğunu gösterdi.
TRT ekranlarından aşina olduğumuz Yunus Emre dizisi başrol sanatçısı Yusuf Gökhan Atalay Türkevi Derneği’ni ziyaret etti.
Fransa’da grev ve protesto dalgası sürüyor
Fransa'da geçen yıl başlayan yoğun protesto dalgası halen sürüyor. Haftaya çalışma yasasını protesto eylemleri ve grevleriyle giren Fransa’da geçen yıl başlayan protesto dalgası bu yıl da etkisini sürdürüyor.
Filistinli çocuğu vuran İsrail polisinin dosyası kapandı
İsrail Polisi Soruşturmalar Birimi, Ağustos 2014'te yatsı namazına giderken Muhammed Abdulcelil Sinokrot'u (16) başından vurarak ölümüne neden olan polis hakkında açılan dosyayı "delil yetersizliği" nedeniyle kapattı.
ABD ile Almanya bilgi paylaşımı anlaşması imzalayacak
ABD ile Almanya'nın, uluslararası terörle mücadelede bilgi paylaşımını artırmak amacıyla yeni bir anlaşma imzalayacağı bildirildi. Johnson, terör örgütlerinin son dönemdeki saldırılarının ardından ABD ile Avrupa ülkeleri arasındaki ortak terörle mücadele çabalarının arttığını söyledi.
Yemen'de 7,6 milyon kişi açlık tehlikesi altında
BM, çatışmaların sürdüğü Yemen'de 7,6 milyon kişinin düzenli şekilde gıdaya ulaşamadığını bildirdi. Birleşmiş Milletler, Yemen'de 7,6 milyon kişinin düzenli biçimde gıdaya ulaşamadığını bildirdi.
HABER
16
MEI / MAYIS 2016
İzin yolunda yanınızdayız Groningen
Amsterdam Rotterdam
İşaretler
Türkiye
207
Nijmegen 116
Eindhoven
Şehir isimleri
İstanbul
123 109
Ülke isimleri
Düsseldorf
112
147
E35/3
Otoyol numaraları
207
Şehirler arası mesafe (km) Şehir noktaları
Almanya
Köln
E35/3 Koblenz E31
342
149
Mannheim
Nürnberg E35
68 Karlsruhe
E56/3
228
170 E45/9
Passau
E35/5 193
125
E35/2
E56/E57
280
123
İsviçre
70
Bolzano
E35/2 243 E35/A9 Milan
154
Parma
Slovenya
E45/A22
Graz
99 Bologna
173
Maribor 116
E59
Szeged
Zagreb
108
137
Hırvatistan
Novi Sad
394
97
Belgra
Bosna Hersek
E55/A14
243
124 Rimini
Macarista
E60/E75
E70/A3
144
Budapest
121
Verona
E35/A1 124
E60/E75 122 Gyor
Avusturya Inssbruck
Luzern
Wien
282
E45/9 149
Basel
E60
München
Sırbistan
120 Ancona
İtalya
156
E55/A14
Leskov
Pescara 192
E55/A14
Foggia 137 Bari E55/A14
Kaza Uzmanı
Po
113 Birindisi E90/2 341*
Ioanin
€59
’dan
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
023-751 06 00
YAŞADIĞINIZ BİR TRAFİK KAZASI, İŞ KAZASI, TIBBİ KAZALAR VE AKLINIZA GELEBİLECEK DAHA BİR ÇOK KAZALAR OLABİLİR.
TÜM HOLLANDA GENELİNDE BÜNYEMİZDEKİ UZMAN KADROMUZLA, MAĞDUR OLDUĞUNUZ BİR KAZADA HAK ETTİĞİNİZ TAZMİNAT MİKTARINIZI KENDİ DİL VE KÜLTÜRÜNÜZDE SİGORTA TARAFINDAN EN HIZLI VE GÜVENİLİR ŞEKİLDE DİREK SİZE ÖDENMESİNİ SAĞLAR. SİZDEN HİÇBİR ÜCRET TALEP EDİLMEZ.
Şimdi Ücretsiz Corendon App
HABER Gazetesi iyi yolculuklar diler Hayallerinizi
Corendon’la Yaşayın
17
HABER
MEI / MAYIS 2016
Pratik bilgiler
Türkiye'nin Avrupa ülkeleri Büyükelçilikleri telefon numaraları
AVUSTURYA Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 100 Karayolu: 100 Otoban: 130
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 113 (Kaza durumunda) Ambulans: 112 İtfaiye: 112
Araç farlarının gündüz de açık tutulması zorunlu. Araçta ön ve arka koltukta oturanların emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunuyor. 12 yaşından küçük çocukların arka koltukta oturması gerekiyor.
HIRVATİSTAN Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 192 İlk yardım: 112
Polis 133, Ambulans 144, Yangın 122.
Polis: 166 İtfaiye: 160 Ambulans: 150
MACARİSTAN Vinyetsiz yakalanmanın cezası 60 ila 255 EUR arasında değişiyor. Ön ve arka koltukta oturanların kemer takma zorunluluğu var. Farlar gündüz açık tutulmak zorunda. Araçtaki her yolcu için güvenlik yeleği şart.
MAKEDONYA Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 80 Karayolu: 110 Otoban: 130 Polis: 192 İtfaiye: 193 Ambulans: 194 YUNANİSTAN Otoban ücreti gişelerde ödeniyor. Selanik’ten sonra 2,60 EUR ve Komotini (Gümülcine) öncesi 2,40 EUR ücret otoyol ücreti ödeniyor.
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 90 Karayolu: 110 Otoban: 130
SIRBİSTAN Sırbistan’da vize yok (90 gün için). Otoyollar ücretli ancak vinyet mecburiyeti bulunmuyor.
SLOVENYA Vinyet Zorunlu. Haftalık vinyet 15,00 EUR. Vinyet almamanın cezası iaw 300 – 800 EUR (Vinyet cezası hemen ödendiğinde yüzde 50 indirim uygulanıyor).
Polis 192 İtfaiye 193 Ambulans 194
Polis: 107 İtfaiye:105 Ambulans: 104
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Şehir dışı: 80 Karayolu: 110 Otoban: 120
BULGARİSTAN: Adres: BOULEVARD VASSIL LEVSKI NO:80 1000 SOFIA Telefon: 00 359 2 935 55 00
AVUSTURYA: Adres: PRINZ EUGEN STR. 40 1040 WIEN Telefon: 0043-1-505 73 38
İSVİÇRE: Adres: LOMBACHWEG 33 3006 BERNE Telefon: SANTRAL: 00 41 31 359 70 70
MACARİSTAN: Adres: ANDRASSY UT. 123 1062 BUDAPEST Telefon: 0036-1-344 50 25
İTALYA: Adres: VIA PALESTRO 28, 00185 ROMA Telefon: 00 39 06 446 99 33 00 39 06 445 941 00 39 06 445 942 00
ROMANYA: Adres: CALEA DOROBANTILOR 72, SECTOR 1 BUCHAREST Telefon: 0040-21-206 37 00
HIRVATİSTAN: Adres: MASARYKOVA 3/2 10000 ZAGREB Telefon: 00 385 1 486 46 60(Santral) /46 80 /46 81 (Konsolosluk)
YUNANİSTAN: Adres: VASSILEOS GHEORGIOU B'8 10674 ATHENS Telefon: 0030-21-07 26 30 00
SIRBİSTAN: Adres: KURUNSKA 1 11000 BELGRADE Telefon: 00 381 11 333 24 00 Faks: 00 381-11 333 24 33
SLOVENYA: Adres: LIVARSKA 4 1000 LJUBLJANA Telefon: 00386-1-236 41 50 / 00386-1-236 41 51
Hız limitleri: Şehir içi: 50 Karayolu: 90-110 Otoban: 130
BULGARİSTAN Hız limitleri: Şehir içi: 50 Karayolu: 90 Otoban: 130
ALMANYA: BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ Adres: T.C. Berlin Büyükelçiliği Tiergartenstr. 19-21 10785 Berlin Telefon: 0049-30-27 58 50
Polis: 100 İtfaiye: 199 Ambulans: 166
Hollanda Avrupa Büyükelçilikleri telefon numaraları Almanya: Avusturya: İsviçre: Slovenya: İtalya: Hırvatistan:
an
+49-30-20 95 60 +43-664-203 82 59 +41-79-651 14 50 +386-31-355 600 +39-335-691 09 39 +385-1-464 22 00
Bosna Hersek: Sırbistan: Yunanistan: Macaristan: Romanya:
+387-33-56 26 00 +381-11-202 39 00 +30-210-725 49 00 +36-20-922 87 77 +40-744-65 24 77
Romanya Arad E68/A1
Sibiu
271
E60/A3 E81
275
159
ad
Bucuresti
Piteşti
172
75
E75/A1
E85 Ruse Nis
E70/A2 Pirot
75
vac
89
Sofia E80/A1
19 Grdelica
114
E75/A1
olikastro
188
nna
Kavala 59 E90/2 153
262 E75/1
Bulgaristan 144 E80/A1
Thessaloniki
147
E87/9
129
Burgas
Plovdiv
E90/2
293
Varna
195
Svilengrad
180 A1/6-7
Kapikule
16
Samsun Tekirdağ
55
106
146
İpsala
239
Yunanistan
179
Yozgat
273
TÜRKİYE
Sivas
212
Ankara 333
Trabzon
218
Larissa E92/1
Ordu
505
283 Bursa
153
150
Bolu
E80
E84
Alexandraupoli Xanthi
İstanbul
Nevşehir 78
261 Aksaray 75
128
İzmir
249 Erzincan
197
Kayseri
Konya Niğde Antalya
185
304 Adana
Gaziantep 222
HABER
18
MEI / MAYIS 2016
Çok yönlü bir zanaatkâr: Mehmet Akçay
Röportaj | İbrahim Karaman Foto | M. Fatih Karaman
Bana dört tane duvarı veriyorlar ve orası marka oluyor ff Mehmet Akçay kimdir, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Aslen Ardahan'lı olmakla birlikte, 1956’da babamın Kırşehir Mucur'a taşınmasıyla orada doğup büyüyüp, 16 -17 yaşlarında da yine babamın devamlı içinde tuttuğu bizi okutma hevesiyle Bursa/İnegöl’e taşınması neticesinde ikametimiz de Bursa olmuş oldu. İmam hatip lisesini okuyordum, babam beni en çok bir müftü veya vaiz olarak bir yerde görmek isterdi. ff Niye İnegöl’ü seçti?
Bursa'ya babam aslında aşinaydı, devamlı gidip geldiği için kendi mesleğinin de verdiği durumdan dolayı, ağır sanayi orada olduğundan makineleri oradan gidip alırdı. Kendisi iyi bir marangozdu. Bursa'ya gidip yeşilliği görünce, doğayı görünce, çok farklı bir ortam. Bir de tabi İstanbul'a yakın ve Bursa'da fakültenin olması da cezbediciydi. Bunun yanında Bursa İnegöl'de Ardahan'lı akrabalarımız da vardı. Biraz da nasip tabii. Bir yandan okula devam ediyorduk öte yandan elimizdeki zanaattan ötürü zamanımızın çoğu atölyede geçiyordu. Kendi oyuncağımızı bile kendimiz yapıyorduk. Talaşın içinde oynuyorduk; en küçük yaşlardan, 6-7 yaşından sonra baba mesleği bir altın bilezik takılmaya başladı bize diyebilirim. Babam çok titiz bir insandı, işine olan titizliği şükürler olsun bize de yansımış. Aile marangozluğa aşina olunca, esnaf olunca, bizde de ister istemez biraz otomatikman yerleşti girişimcilik ruhu. ff Zanaatkârlıkta size çok cazip gelmiş anlaşılan?
Zanaatkârlık zaten içinde olan bir şey. Okula gidiyorsun tamam ama benim İnegöl'e geldiğimde etrafımdaki arkadaşlarım yine sanayide olan arkadaşlarımdı. Komşular, arkadaşlar sanayide çalışıyordu. Ben de evin büyüğü olarak mecburen çalışmaya başlamak zorunda kaldım. Kardeşim Levent ile, o benden 1 sınıf altta olmasına rağmen, aramızda olağanüstü güçlü bir bağ vardı.. Onunla biz kardeşten ziyade dostuz. Aslında bu biraz anlatılmıyor yaşanıyor. O benim için bu dünyada yaslanabileceğim bir değer. Ki ona da ben aynıyım. Bir şeyi yaparken karşılıklı düşüncelerimizi okuyabilirdik ve hala da öyle. Bir şeye karar verdiğinde ya dur diyor ya da devam edelim diyor, o manada hep destek oluyor. Allah'a şükürler olsun o bağımız çok kuvvetli. Arkadaş çevremiz de aynıydı. Daha sonra çalışma hayatımız başladı beraber İnegöl sanayisinde. İnegöl sanayisi başlı başına bir endüstri mobilya konusunda. oradan başladık bir şekilde, yani 85-87'de İnegöl'e taşındık, 89 civarlarında biz tamamen sanayiye entegre olduk. Ondan sonra 3-4 yıl Levent'le beraber çalıştık, kendimizi geliştirdik. ff Biz atölyeniz var mıydı?
Tam niyetlenmiştik açmaya. Altyapısını hazırlamıştım, o
zaman 20 yaşındayım. Hollanda işi çıktı, birileri sebep oldu, evlilik yoluyla Deventer’a gelip yerleştim. Buraya geldikten sonra bir yandan dil kurslarına gittim öte yandan kayınpederimin horeca dükkanına epey emek verdik. Bu sayede kendime bir başka meslek daha edindim 'horeca'yla alakalı. 'Horeca'nın altyapısı orada oluştu bende. 2 yıl kadar tezgahın arkasında döner kestim, servis yaptım. Yeri geldi bulaşık yıkadık, yeri geldi fırınla uğraştık. Hem orada çalışıyordum hem de müteahhit şirketlerine iş başvurusunda bulunuyordum. Telefon rehberleri sürekli elimizin altındaydı. O zamanlar Google yok tabi. Deventer etrafındaki şirketleri arıyorum, pat çat 'işçi lazım mı' diye soruyordum. Birkaç sefer diploma soranlar oldu, eğitimimi soranlar oldu. Ben onlara 'beni 1 hafta veya 1 ay deneyin hiç para vermenize gerek yok işinize gelmezse çıkarın' dedim hep. Farklı iş kurumlarına yazıldım ve çevredeki işyerlerine gidip marangozlukla, inşaatla alaklı işler yapmaya başladım. 3 ayın içerisinde hızlı gelişmeler oldu, ama tabi inşaatta da bir Hollandalı gibi çalışmadık. Hollandalılardan 2 kat fazla çalıştım. Bu tür işlerde çalışırken, dili daha iyi kavradım, teknik terimleri de çözdüm. Ne nerden alınıyor, hangi malzemeyi nereye kullanıyorsun en önemli olan bu. O şirketten sonra kendi şirketimi kurdum ve kendime başladım, 1995 yılında.
PROJELERE BAŞLIYORLAR Proje bazlı işler almaya başladım. Kardeşim Levent 1996 yılından sonra Türkiye’den sık sık gelmeye başladı; geliyordu, işleri bitirince tekrar geri gidiyordu. 2002 yılından sonra da artık geri gitmedi. 2002 yılında gelme sebebi ise Türkiye'de çıkan anayasa kitapçığı krizi. Mobilya dekorasyon dükkanı açmıştı Levent. 6 aylık dükkan, kriz bir vurdu, ertesi gün kilit vurmak zorunda kaldı kapıya. Bıçak keser gibi elindeki tüm işler bir anda kesildi, bir süreç falan da olmadı. Devalüasyon oldu, bir gün 10 lira olan mal bir gün sonra 1 lira oldu. Kimse önünü göremez olmuştu. Alınan işi bile bırakmak zorunda kaldı insanlar. O geldikten sonra ben de burada zaten çok yoğundum. Saat ücreti 70-80 euro aldığımız işlerden sonra, 2 tane büyük proje aldım o zamanlar, iki tane villa yapacağım. 2004'e kadar aynı şekilde devam ettik, ondan sonra Rotterdam taraflarında talep olmaya başladı. Bu taraflarda iş yapmaya başlayınca git-gel sıkıntı olmaya başladı. Rotterdam bilmediğim bir şehir değildi, benim diğer birader Rahim buradaydı zaten. Buraya taşınmaya karar verdik. MBT'yi Deventer'de kurmuştum 2003'lerin sonunda. Oradan da buraya taşıdık ve aynı şekilde Levent'le beraber burada devam ettik. İşler büyümeye başladı, yeni elemanlar almaya başladık. Bir kaç firmaya güven verince onlar da işleri bize yönlendirdiler. 2007'ye kadar V.O.F. olarak devam ettik daha sonra MBT Holding'i kurduk. 2011 dönemine kadar çok yoğun
bir dönem geçirdik. Şirkette çok hızlı bir büyüme yaşadık, Öyle bir döneme geldik ki yanımda kontratlı çalışan 30 elemanın 2 sene boyunca maaşlarını proje olmadan ödeyecek haldeydik. Bu hızlı büyümenin bize zararı büyük oldu, kontrolsüz büyümüştük çünkü. Gelen talebi, karşılamaya çalıştık ama belki daha kontrollü yapabilirdik. 2008 krizi de üstüne cabası oldu tabii ki. O aralar da farklı yatırımlara yönelelim dedik. Krizden dolayı başka yatırımlara bakmaya başlarken, bir iki yanlış yatırım yaptık. Birlikte çalıştığımız Hollandalılar bizi gaza getirdi, gereksiz bir yatırımcılık macereası yaşadık. O zaman 400 bin Euro'muz yandı gitti. Onun peşine de biz 2009'un Ramazan’ında Konyalı'yı devraldık. 6 hafta içerisinde Konyalı’yı yıktık, tamamen yeniledik ve açılış yaptık yeni konseptle. ff Çok hızlı yapmışsınız Konyalıyı?
Evet, zaten her şey elimizin altındaydı, hem inşaat işi dolayısıyla elemanlarımız, hem horeca altyapımız olduğu için ne istediğimizi iyi biliyorduk. Kendi çalışma alanlarımız… Zamanımızı hep dışarıda geçirdiğimiz için, akşam yemeklerimiz hep dışarıda oluyordu. İstediğimiz gibi bir servis yapan ve kaliteli yemekleri olan bir yer bulamamıştık. Hayal ediyorduk şöyle bir mekanımız olsa diye. Konyalı için Ömer Baler Hocam vesile olmuştu, bizi eski sahipleriyle tanıştırdılar bir akşam oturduk ve o akşam anlaştık.
www.stomerijzeyrek.nl UW KLEDING WEER ALS NIEUW Wij behandelen uw kleding persoonlijk. Ook voor tapijten, gordijnen, leer en suéde tevens paardendekens. Behalve suéde en tapijten wordt alles binnen ons bedrijf gereinigd. Daarom kunnen wij u óók als u een keer haast heeft snel van dienst zijn. In overleg is veel mogelijk. Wij halen gratis het stoomgoed bij u op, en bezorgen het gratis bij u terug.
Gildemeesterplein 302 • Winkelcentrum Presikhaaf T. 026 3610119 • E. info@zeyrek.nl
19
HABER
MEI / MAYIS 2016
ff Bir yandan da inşaat sektöründeki kaybınız vardı, yine büyük bir riske girdiniz?
Yani öyle oldu, yine bir riske girdik. Ama tamamen farklı bir sektöre girelim dedik. Durup dururken olan şeyler değildi. Nasip de var işin içinde tabii ki. Demek ki kaybımızda da bir murad varmış ki… O zamanda bizi ayakta tutan kriz dönemini atlatmamızda Konyalı vesile oldu. Konyalı’ya da biz emek vermeden geri durmadık tabii. İnşaat projelerinden geliyordum, mutfakta kravatımı gömleğimin arasına iliştirip bulaşık yıkıyordum. Hiç de gocunmuyorduk, hatta zevkle yapıyorduk. ff Konyalıyı büyüttünüz ve etli ekmeği Hollanda'da sevilir hale geldi. Rotterdam'da güzel bir mekan haline getirdiniz…
Evet etli ekmeği geliştirdik. Birebir ar-ge çalışması yapmadık ama her seferinde daha iyi olması için çalıştık. Öyle bir durumda insanların gidip yiyeceği bir restoran yoktu. Aslında var olan bir şeyi daha güzelleştirerek tekrar sunduk insanlara. İnsanların da beklentisi varmış demek ki tuttu. "TECRÜBE KADAR PAHALI BİR ŞEY YOK"
ff Kaç saat çalışıyordunuz o günlerde?
O günlerde çok saat çalışıyorduk, çok saat! Çünkü sabahları inşaat erken başladığı için mecbur 5'te kalkmam lazım. Gece de restoranı kapatman lazım gece 12'de. Her gün Konyalı'da olmuyordum gerçi de, ama 11-12'den önce eve gidemiyordum. Haftada bir bana bir palet çizim geliyordu, teklif istiyorlardı şirketler. Bizim inşaat teklifleri de öyle normal basit teklifler değil. 25-30 sayfa oluyordu bazen. Her hangi birine de yaptıramıyorsun. Bütün A'dan Z'ye işlerin fiyatları hesaplanması gerekiyordu. Her biri parça tek tek yazılı olması gerekiyor. Konyalı'da daha sonra yan binayı alarak, lounge olarak büyüttük. O süreç biraz sıkıntılı geçti. Bazı yerel politikacılar bizi uzun süre oyaladılar gerekli izinleri çıkarmak için. 1 sene fuzuli kira ödedik. Politikacılarla iş yapmayacaksın ve güvenmeyeceksin, onu anladık orada. O sırada MBT'nin iflası gerçekleşti. MBT'yi kurarken ben 150 yıllık bir şirket olsun diye hayal etmiştim. Olmadı maalesef. ff Hangi şeyleri farklı yapsaydınız öyle olurdu?
Aklı başında düzgün bir iş yöneticisi almış olsaydım belki daha farklı olabilirdi gelişmeler. Teknik işi ben zaten idare ediyordum, o benim işimdi. Daha iyiyim o işte. Yöneticilikte bir tecrübem yok, ama ben her ikisini de yürütmek zorunda kalıyordum. Daha çok inceliyoruz şimdi. Ben her zaman söylerim: “Tecrübe kadar pahalı bir şey yok. Bu dünyada satın alamayacağın tek şey tecrübe. Onu kaybetmen lazım, o milyonu kaybetmen lazım ki o tecrübeyi kazabilesin”. Bu işin gerçeği. Bizde o şekilde o tecrübeyi kazanacakmışız, parayı kaybederek. Etrafımda tanıdığım Hollandalılar var. Adam 7 sefer iflas etmiş, 8'inciye bıkmadan usanmadan tekrar başlamış ve sonunda tutturmuş. USTALIK DÖNEMİ
ff Şu da bir gerçek, siz de piyasadan ucuz çalışmıyorsunuz, bunun ne demek olduğunu iyi biliyorsunuz değil mi?
Mutlaka! Bir insan yapılan veya yaptırdığı işe değer veriyorsa, kendi mekanına değer veriyorsa , biz değer katan bir firmayız aslında baktığında. Bana 4 tane duvarı veriyorlar ve orası bir marka oluyor. Konyalı'dan başla mesela. Konyalı o halde dekore edilmeseydi, o zamanki şartlarda, orası bir marka olmazdı. Şimdi Bowling salonuydu, Nazar Restoran'dı, ondan sonra yaptığım Has Döner'lerin konseptleriydi ve son yaptığım Rotterdam’daki Keyf-i Terras Restoran'ı. Her birini yaptıkça daha da güzelleştirmeye başladık. Has Döner'cilerine başladığımda HAS daha çok standart dönerciydi. Biz ne yaptık, daha farklı modern mekanlar' yapmaya başladık. Ondan sonra Keyf-i Terras Restoran da tamamen A'dan Z'ye anahtar teslimini yaptık. Proje yönetiminden, mimarla olan ilişki ve çizimlerden ve işverenin sana güveni. Mekan sahibi anahtarı veriyor bana ve güvenerek 'kafana göre takıl' diyor. Ama bir işi aldığımda sadece onu yaparken düzenleme ve düşünce geliştirmiyorum. Günün her anı yatarken kalkarken, nasıl daha iyisi yapılıp fark yaratılabilir zihnimde çeviriyorum. Çözümler üretip en uygun şekilde en güzel hale getirmeyi planlıyorum. Bu bir süreçtir çalışmalar bitene kadar en iyi şekilde yapmayı planlıyoruz. Bütün yaptığım yerler için de şu geçerli. Bir yer benim içime sinmiyorsa o şekilde yapmak istemem. Çünkü orayı Mehmet Akçay yaptığında, insanların "Burası güzel olmamış veya paradan kaçınılmış şurası de şöyle olmuş" demelerini istemem. Bir mekan iyi de olsa, kötü de olsa fatura bize çıkacak, insanlar öyle görecek. ff Keyf-i Terras Restoran çok beğenilen bir mekan oldu, orada iltifatlar aldınız mı?
Bizim yapabileceklerimizi ve kapasitemizi göstermemize en büyük fırsat aslında Keyf-i Terras oldu. En kapsamlı iş orasıydı şu ana kadar. Her santimetre karesi işlenen bir mekan oldu. Orda tabi mekan sahibi Hasan Bey’in, hem işin oluşumu yönünde cömert davranması, hem de bize güvenmesi önemli bir etkendi. ff Daha çok gastronomi sektörü mü iş alanınız şimdi?
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ
"YIL SONUNA KADAR DOLUYUZ"
Müşteriyi memnun etme adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Mesela örnek vermem gerekirse, çoğu insan müşterisini tedarikçisiyle tanıştırmaz, çünkü oradan para kazanacak. Ama biz öyle yapmıyoruz. Beraber gidiyoruz Türkiye'ye, ürünlere beraber bakıyoruz ve aynı zaman da müşterimize tavsiyelerde bulunuyoruz. Masadır, sandalyedir, atölyeye gidiyoruz, renk seçeneklerine bakıyoruz. Onlar oluştuktan sonra gerisi hızlıca geliyor. Konyalı, Nazar Restoran, Keyfi Terras derken şimdi Allah’a şükürler olsun her yerden bir akım var, telefonlarımız susmuyor. Yıl sonuna kadar dolu işlerimiz. Tamamı gastronomi. Artık şu an tamamen uzmanlık alanımız. Mutfağın dizaynından al da, kim nerede nasıl çalışacak diye önden biliyoruz. Ölçülerimiz ve standartlarımız var kullandığımız. Bu şekilde çok hızlıca anahtar teslimi yapabiliyoruz. Mekanın sahibi bütçesini ayarlıyor ve başka bir işe karışmasına gerek kalmıyor. Hepsi hazır geliyor ve takılıyor. Projeyi bir başkası 3 ay içerisinde oluşturuyorsa, biz birkaç gün içinde çalıştığımız mimarlarla hızlı iletişim içinde olduğumuz için, proje başlayıp birkaç haftalık kısa sürede teslim ediyoruz. Müşterimize gerçekten çok kapsamlı servis de veriyoruz. Bazen oluyor yapılan mekanın mutfağını bile doldurabiliyoruz. Etinden de tut da, servisine kadar.
ffEser ortaya çıkarma hazzı nasıl bir duygu? Açıkçası onu yaşaman lazım. Siz güzel bir yazı yazdığınızda insanlar size iltifat ettiğinde o hazzı anlatabilir misiniz? O güzel bir duygu, bizde de aynı. İnsanların, senin yaptığın bir işi beğenmesi güzel, o haz seni bir sonraki projeyi daha güzel yapmana itiyor. Zamanla arkada bıraktığımız referanslara baktığımızda, biraz da imkan verildiğinde, bütçeler verildiğine, sen de o bütçeye göre hareket ediyorsun. En iyisini yapmaya çalışıyorsun.
ABONE OLUN
GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN Aylık sadece
€ 2,90
Her ay postayla evinizde
1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 29 00 900 abone@haber.nl
ff Türkiye dönme planlarınız vardı bir ara…
Bir nevi döndük sayılır aslında bakarsan. Çünkü Konyalı restoranı sattık, sonra Bursa'da 300 kişilik güzel çalışan saygın bir restoran açtık. Kardeşim Levent başında duruyor. Onun yanı sıra ben de buradaki dekorasyon ve çalışmalarda zaten Türkiye'yle çalışıyorum. Yıl bazında 15-20 civarı tır yüklenip geliyor farklı çalışmalar için. İleriki dönem neyi gösterir bilmiyorum henüz. Hazır bir şeyi bırakıp Türkiye'de bir maceraya atlamanın da mantığı yok gibi. Türkiye piyasasına alışmak yine birkaç yıllık süreç olacak. Burada alıştığımız sistem orda tamamen farklı. Avrupalı bir firma olarak Türkiye'den iş almak başka, Türkiye'deki bir firma olarak orada çalışmak başka. Sistemin oturması yıllar alabilir.
Abone olmak için websitemizi ziyaret edebilirsiniz.
HABER
20
MEI / MAYIS 2016
TiCARi SAYFALAR
Ticari Sayfalar'da 49,- veya 83,- EURO'ya ilan verebilirsiniz.
'se koy sepete
MERAM SUPERMARKET MERAM SUPERMARKET Kruiskamp 132 • 3814 PE •Amersfoort
MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025
Sera Supermarkt
GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN
� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz
JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com
Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl
Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg
Design: Websayfa.nl
ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI: AMSTERDAM
DEN HAAG
DEVENTER
0800-0815
EDE
EINDHOVEN
ROOSENDAAL
ROTTERDAM
UTRECHT
E L F I - RANDSTAD Letselschade & Advies ve Kaza Avukatı, Kaza Uzmanı bir EMRE Internationaal Holding B.V. kuruluşudur.
Haftanın 7 Günü Açığız
Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623
Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım
Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz
www.happyblus.nl info@happyblus.nl
Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33
Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!
Tel: 010-4230513 Divan Bakkerij www.divanbakkerij.nl Van Randwijcklaan 10 /12 • 3814 AL Amersfoort •Tel. 033-2852531
Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam
21
HABER
MEI / MAYIS 2016
Hollanda milli kadrosunda Sneijder var, Van Persie yok Hollanda Milli Takımı'nın, İrlanda Cumhuriyeti, Polonya ve Avusturya ile yapacağı hazırlık maçlarının aday kadrosu belirlendi. Teknik direktör Danny Blind,
31'den 26'ya düşürdüğü kadroya Galatasaray'dan Wesley Sneijder'i dahil ederken, Fenerbahçe'den Robin van Persie'yi ise çağırmadı. Blind, PSV'den 8 futbolcuya yer verdiği kadroya, Roma forması giyen ve sakatlığını atlatan Kevin Strootman'ı da alırken,
Utrecht'in genç oyuncusu Bart Ramselaar'ı ise ilk kez davet etti. Kadroya alınan Sneijder, 26 Mayıs'ta oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinden dolayı Hollanda'nın 27 Mayıs'ta İrlanda Cumhuriyeti ile yapacağı hazırlık maçında forma giyemeyecek.
Geert Wilders’ten Trump’a destek
Hollanda'da daha çok Müslümanlara karşı görüşleriyle bilinen aşırı sağcı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, ABD’deki başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olmak için kampanya yürüten iş adamı Donald Trump’ı desteklediğini açıkladı.
Hollanda’nın Nazi işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü
Hollanda, İkinci Dünya Savaşı’nda uğradığı Nazi işgalinden kurtuluşunun 71. yıl dönümünü törenlerle kutladı. Lahey, Rotterdam ve Amsterdam gibi şehirlerin yanı sıra ülke genelinde 14 farklı yerde büyük ölçekli kutlamalar düzenlendi.
Hollanda Kralı Willem Alexander, Hollanda askeri birliğini ziyaret etti
Hollanda Kralı Willem Alexander, terör örgütü DAEŞ’e karşı Suriye ve Irak’ta yürütülen hava operasyonlarında görev yapan Hollanda’nın Ürdün’deki askeri birliğini ziyaret etti.
Enes Ünal, Eredivisie'de oynamak istiyor
Health Products
Tarifli ve menülü diyet e-kitabı hediyeli
3 AYDA 20 KILO ZAYIFLAYIN
Hollanda İkinci Futbol Ligi ekiplerinden NAC Breda’da oynayan milli futbolcu Enes Ünal, takımının 13 Mayıs Cuma günü başlayacak yükselme grubu maçlarında başarı elde ederek birinci lige (Eredivisie) çıkması için elinden geleni yapacağını söyledi.
PSV'den antisemit sloganlar için araştırma
Sağlık koçuyla denetimli zayıflama
Tel: 0624 927 852 E-mail: info@estetikcare.com
www.estetikcare.com
Hollanda Birinci Futbol Ligi’ni (Eredivisie) şampiyon tamamlayan PSV Eindhoven, geçen hafta oynadıkları Zwolle maçından sonra antisemit slogan atan taraftarları hakkında araştırma başlattı.
HABER
22
MEI / MAYIS 2016
BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!
BULMACA Engel
Avrupa'da bir halk
Kredi türü
Kurtarma botu
Alenen açıkça
Oksijen imi
Litre imi
İmam Hatip Lisesi
Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz
Utanma Yabancı Berilyum imi Hitap sözü Üzerinde konusunda
Ruh
Sorumluluk
Fosfor imi
Kuran'da bir hareke Ahmak bön
Orta resimdeki DENK siyasetçi
Tüküren bir hayvan
Çiğköftem sahibi (üst resim)
Ateş
Asitli bir içecek
Bir sayı
Milattan önce
Akademi ile ilgili
Başbakanlık iletişim merkezi
Geri verme
Şebnem
Şöhret
Güçsüz dayanıksız kimse Kural
Birdenbire İngilizce adam
Bir ders
Mesafe Sularla çevrili kara
İlk harf
Tarz
Veliaht Mısır tanrısı
Bir nota
Bir nota
Kalay imi Eski bir tahıl ölçeği
Bir futbol takımı
Para dolabı
Bir sayı
Karbon imi Rumuzu, simge
Bin kg. Hoşgörü
Bir besin türü
Fecir Karşılaşma
Bir sayı
Çok kollu omurgasız
Açılış çiçeği
Akım
Dargın kimse Uçan memeli
İkili
Kalp katılaşması
Lahza
Asker
İtalyan yemeği
Hristiyan resmi Dört……. ….koşmak
Güney Kore başkenti
Potasyum imi
Alt resim DENK siyasetçisi
Örneğin,söz gelimi
Birimin eşit parçaları
Yumuşak minder
Bir mevsim
Eski dilde şarkı
Su kaynağı
Şehir
Şöhret
Karışık renkli
Yumurta ve yağ içeren sos
Tümör
Olumsuzluk eki
Çoğul eki
Utanma
23
HABER
MEI / MAYIS 2016
AB’de her 5 gençten biri işsiz
AB’de mart ayındaki yüzde 19,1’lik genç işsizlik oranı, neredeyse her 5 gençten birinin işsiz olduğuna işaret ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki çok düşük enflasyon ve
zayıf ekonomik büyümenin yanı sıra genç işsizliğin hala yüksek seviyelerde olması sorun teşkil etmeyi sürdürüyor. ABD’li yatırım bankası Lehman Brothers'ın 2008 yılında
iflasını açıklamasıyla başlayan ve tüm dünyayı etkileyen küresel ekonomik krizin üzerinden 8 yıl geçmesine karşın Avrupa ülkelerindeki yüksek genç işsizlik (25 yaş altı) hala çözüm bekleyen en önemli sorunların başında geliyor. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, 28 üyeli AB’de genç işsizlik oranı diğer yaşlardaki işsizlik oranlarına kıyasla daha yüksek seviyelerde seyrediyor. Genç işsizliğin zaman içerisindeki seyrine bakıldığında AB'de toplam nüfus içerisindeki genç işsizlik 2005-2007 yıllarında keskin şekilde azalırken, 2008'in ilk çeyreğinde yüzde 15,2 ile en düşük seviyeye ge-
riledi. Ancak o dönemdeki ekonomik kriz, genç istihdamını da ciddi oranda etkiledi. AB’de genç işsizlik 2016 yılı Mart ayında yüzde 19,1 oldu 2008'in ikinci çeyreğinden itibaren genç işsizlik artış eğilimine girerek 2013'ün ilk çeyreğinde yüzde 23,8’le en yüksek seviyeye ulaştı. AB’de genç işsizlik 2014'te de yüzde 22,2 düzeyinde ölçülürken, son verinin mevcut olduğu 2016 yılı Mart ayında yüzde 19,1 oldu. Martta 25 yaş altı genç işsiz sayısı ise 4 milyon 287 bin seviyesinde açıklandı. Mart ayındaki mevcut genç işsizlik oranına göre, AB’de halihazırda neredeyse her 5 gençten biri işsiz bulunuyor.
Fransa ve Almanya'dan Nizami'nin idamına tepki
Fransa ve Almanya, Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi lideri Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesine tepki gösterdi.
Londra Belediye Başkanı Han'dan Trump'a tepki
İngiltere’nin başkenti Londra’nın yeni seçilen Müslüman Belediye Başkanı Sadık Han, Müslümanların ABD'ye alınmaması çağrısında bulunan ancak kendisi için istisna olabileceğini söyleyen Donald Trump'a tepki gösterdi.
Cameron haltetti
İngiltere Başbakanı David Cameron, İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası’nda düzenlenen haftalık “Başbakan’a Sorular” oturumunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Oturumda, bir milletvekilinin, Türkiye-AB arasındaki vize serbestisine yönelik sorusuna cevaben Cameron, Birleşik Krallık’ın Schengen bölgesinde bulunmadığını hatırlattı.
Hollandalı eski yıldızlar teknik direktörlüğe ilk adımı attı 24 Mayıs Salı günü saat 09:00’dan itibaren SIRA NUMARALARI verilecektir
Hollanda'nın efsane futbolcularından Mark van Bommel, Ruud van Nistelrooy ve Jaap Stam, teknik direktörlük diploması aldı.
BÜYÜKBAŞ HİSSE İÇİN BİZİ ARAYABİLİRSİNİZ !
Frank de Boer Ajax’ı bıraktı
Hollanda Birinci Futbol Ligi’nde (Eredivisie) lider girdiği son haftada şampiyonluğu PSV Eindhoven’a kaptıran Ajax’ta teknik direktör Frank de Boer görevinden ayrıldı.
HABER
24
MEI / MAYIS 2016
Belçika medyası Türk toplumunu topa tutuyor Suat BEZENG/Belçika Belçika’da yaşanan son hadiseler, Müslüman topluluğunu zor duruma düşürdüğü yetmiyor gibi Türk siyasetçileri üzerinden Türkler de yıpratılmaya çalışılıyor.
layarak” Facebook hesabından “Modern Türkiye’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bu bayramı dünya çocuklarına adadığı için teşekkür ederim” şeklinde yazı yazması gündeme getiriyor.
Belçika’da yaşanan sorunları okurları ile paylaşmak yerine, sözde “Ermeni Soykırımı” konusu üzerinden Türk siyasetçileri hedef alınarak Türk toplumu yıpratılmaya çalışılıyor.
Başta Saint Josse belediye başkanı ve Federal Milletvekili olan Emir Kır’ı hedef alan Belçika Medyası, 24 Nisan’da İxelles belediyesine yerleştirilen sözde anıtın önünde kutlamalar yapılırken, Türk kökenli Emir Kır’ın bahsi geçen anma töreninde olmamasını eleştiriyor. Anıtın de Decers, MR Molenbeek Bele“In samenwerking met Taoufik reizen bv” önüne MR Ixelles Belediye Baş- diye Başkanı Françoise Schepkanı Dominique Defourny, MR mans ,CDH Kültür Bakanı Alda Uccle Belediye Başkanı Armand Greoli’nin olduğunu ifade eder-
LE VİF DERGİSİ 28 NİSAN HABERİYLE PAYLAŞTI Le Vif dergisinin 28 Nisanda paylaştığı bu haberde, Belçika’da Ermeni Soykırımı ile alakalı tasarıların memnun edici olmadığını da açıkça ifade ediliyor. Türk toplumunu sözde “Ermeni Soykırımı” iddiaları ile yıpratmak isteyen Belçika Medyasına karşı sosyal medyada tepkiler artarak devam ediyor. Her fırsatta, BELEEF HADJ MET STICHTINGda SAFA Türk ve Müslümanları hedef alan Belçikalı siyasetçiler ve ken Emir Kır’ın orada olmaması Belçika Medyasına karşı Türk ve kutlamadan bir gün önce Emir STK ve derneklerinin yapacağı Kır’ın Passage 44’te “Ulusal Ege- girişimler bekleniyor. menlik ve Çocuk Bayramını kut-
LEBBEYK
LEBBEYK
ALLAHUMME
LEBBEYK LEBBEYK
BELEEF HADJ MET STICHTING SAFA
LEBBEYK
“In samenwerking met Taoufik reizen bv”
Stichting Safa Nederland 020 - 386 84 35 / 0655 39 44 10 Hoofdweg AB Amsterdam ervaring en 656 vertrouwen www.safahacumre.nl • www.safahacumre.com Satış noktaları Safa Nederland Hilal ReizenStichting / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam 020-3868435 / 0655394410 Hilal Reizen / Hoofdweg 1055 AB Amsterdam Hoofdweg 656 1055 AB654 Amsterdam ING-BANK: NL81INGB0005664332 Nur Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam www.safahacumre.nl / www.safahacumre.com Verkooppunten Hilal Reizen / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam Hilal Reizen / Hoofdweg 654 1055 AB Amsterdam Nur Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam
ALLAHUMME
Vertrek: 23.08.2016-Amsterdam/Istanbul/Medina Terug: 15.09.2016-Jeddah/Istanbul/Amsterdam
Stichting Safa Nederland 020-3868435 / 0655394410 Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam ING-BANK: NL81INGB0005664332 www.safahacumre.nl / www.safahacumre.com Verkooppunten Hilal Reizen / Javastraat 48 1094 HJ Amsterdam Hilal Reizen / Hoofdweg 654 1055 AB Amsterdam Nur Juwelier / Hoofdweg 656 1055 AB Amsterdam
Pakket bestaat uit: - Hotels 2 Persoonskamer 4 Persoonskamer 5 Persoonskamer - Visium - Reischeque - Vliegtuig (THY) - Transport, begeleiding en bezoeken van heilige plekken - Ontbijt (Medina in het hotel – Mekka Turk Doner P3 Zamzamtower) - Eten/drinken in Arafat en Mina gedurende verblijf dagen
€ 4450
Almanya'dan Gazze'nin yeniden imarı için yardım
Almanya'nın Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) Gazze'nin yeniden imarına katkı için 9.3 milyon dolar yardımda bulunduğu bildirildi.UNRWA tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Almanya tarafından, İsrail'in Gazze'ye 2014 yılında düzenlediği saldırılar neticesinde kullanılamaz hale gelen konutların imarı için sağlanan 9.3 milyon dolar, yapılan katkının bir parçasıdır." ifadeleri kullanıldı.
Amerikan hamburgerinde fare ve insan DNAsı
Medina Hotel Al Harmony Afstand van Ravza 150 meter
€ 5450
Belçika'da gardiyanların iki haftadır devam eden grevi nedeniyle askerler cezaevlerinde görev yapmaya başladı. Belçika hükümetinin isteği üzerine görevlendirilen askerler Brüksel'deki iki ve Liege'deki bir hapishaneye gönderildi. Gardiyanların, bütçe kesintileri yüzünden az personelle çalışmak zorunda kaldıkları gerekçesiyle başlattığı grev, iki haftadır sürüyor. Brüksel ve Fransızca konuşulan Valon bölgesindeki grev nedeniyle hapishanelerde şartlar kötüleşti. Bazı mahkumlar, duş, üç öğün yemek ve aileleriyle görüşme gibi temel haklardan mahrum kalıyor.
LEBBEYK
• •
ervaring en vertrouwen
Gardiyanların grevi nedeniyle askerler göreve çağrıldı
€ 4250
Mekka Hotel Manarad Muad 2 Afstand van Haram 500 meter
(Wijzigingen onder voorbehoud) www.safahacumre.com
İrtibat: Nuri Konuksever • 020-3868435 • 0655 39 44 10
ABD'de gıda güvenliği konusunda yapılan bir araştırmada bazı hamburgerlerde fare ve insan DNA'sına rastlandı. Clear Labs adlı şirketin araştırması için California eyaletinde faaliyet gösteren tedarikçiler ve fast food zincirlerinden alınan 258 hamburger ve donmuş hamburger eti örneği molekül seviyesinde incelendi. Toplam 79 markanın ürünlerinin incelenmesi sonucu hamburgerlerin üçünde fare, birinde ise insana ait DNA bulunduğu saptandı. Bulunan DNA'ların insan sağlığına zarar vermeyeceği iddia edildi. Fare ve insana ait DNA'ların kaynağının kesin olarak tespit edilemediği, fare DNA'larının hayvanların dışkısından, insan DNA'sının ise saçtan kaynaklanmış olabileceğini kaydedildi.
25
MEI / MAYIS 2016
Türk filmleri Hollanda seyircisiyle buluşacak Hollanda’da Türk filmlerinin sanatseverlere ulaştırılması amacıyla düzenlenen geleneksel “Kırmızı Lale Film Festivali”nin 4’üncüsü bu sene 27 Mayıs’ta başlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hollanda Kraliyeti ve Rotterdam Belediyesinin desteğiyle Hollanda Türkiye Kültür Vakfı tarafından düzenlenen, 4 Haziran’a kadar sürecek festivalin açılışına Hülya Koçyiğit ile Fatma Girik’in yanı sıra tanınmış sanatçı ve yönetmenler katılacak. Hollanda Türkiye Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Emin Alkanlar, festivalle ilgili düzenlenen basın toplantısında, filmlerin bu sene Rotterdam, Amsterdam ve Eindhoven’in yanı sıra Lahey, Utrecht ve Tilburg kentlerinde
seyirciyle buluşacağını söyledi. Alkanlar, uzun ve kısa metrajlı 30 kadar filmin katılacağı festivalde dağıtılan “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün bu yıl Fatma Girik tarafından Hülya Koçyiğit’e verileceğini kaydetti. Hollanda ile Türkiye arasında kültür köprüsü oluşturmayı hedeflediklerine işaret eden Alkanlar, festival kapsamında 7 kişiden oluşacak jüri tarafından yapılacak değerlendirme sonunda “En iyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “Yaşam Boyu Başarı” ve “Ustaya Saygı” alanlarında ödüller dağıtılacağını açıkladı. Mülteci dramına dikkat çek-
mek amacıyla teması “Zorunlu Göç” olarak belirlenen festivalde sığınmacılarla ilgili filmlerin yanı sıra Emin Özmen’in bu kapsamdaki fotoğraf sergisinin de 3 şehirde açılacağını anlatan Alkanlar, iki ülkeden sinemaseverleri bir araya getirmeyi amaçladıklarını ifade etti. Festivale daha çok seyircinin gelmesi için yoğun çaba harcadıklarına işaret eden Alkanlar, “Festival filmleri bu sene 6 şehirde izleyiciyle buluşacak. Daha önce 3 şehirde filmler gösteriliyordu. Şehir sayısının artmasının izleyici sayısını yükseltebileceğini düşünüyo-
ruz. Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak gerçekleştirilecek ‘Kısa Çek’ projesiyle Türk ve Hollandalı genç kuşak sinemacıların ürettikleri kısa filmlerle karşılıklı etkileşim içine girmeleri de sağlanacak. 6 Türk, 6 Hollandalı kısa filmcinin İstanbul ve Amsterdam sokaklarında ürettikleri kısa filmler festivalin son gününde izleyicilere sunulacak.” diye konuştu. 27 Mayıs-4 Haziran tarihlerinde düzenlenecek festivalde yarışacak filmler ise şöyle: Mavi Bisiklet (Yönetmen Ümit Köreken), Rauf (Yönetmen Soner Caner ile Barış Kaya), Kalandar Soğuğu (Yönetmen Mustafa Kara), Misafir (Yönetmen Mehmet Eryılmaz), Sarmaşık (Yönetmen Tolga Karaçelik), Dolanma (Yönetmen Tunç Davut) ve Saklı (Yönetmen Selim Evci).
HABER
Fransa'da olağanüstü hal uygulaması uzatıldı
Fransa Senatosu, başkent Paris'teki terör saldırılarının ardından ilan edilen olağanüstü hal uygulamasının 2 ay daha uzatılmasını kabul etti.
Bağdat'ta bombalı saldırı: 20 ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ın doğusundaki Sadr bölgesinde meydana gelen saldırıda 20 kişinin hayatını kaybettiği, 70 kişinin yaralandığı bildirildi.
Terörist Fehriye Erdal'ın yargı kararı ertelendi
İş adamı Özdemir Sabancı suikastı faillerinden, terör örgütü DHKP-C üyesi Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan Belçika'da yargılanıp yargılanmayacağına ilişkin kararın açıklanması 25 Mayıs'a ertelendi.
ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.
n T ile e E H A Z ünler g u l t mu sun. l o n i z si
KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ
Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen
T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl
HABER
26
MEI / MAYIS 2016
Amsterdam’da Erol Güngör anlatıldı Yeni bir medeniyet tasavvuru için kültür tarimize yolculuk düşüncesiyle, Amsterdam merkezli Türkevi Topluluğu tarafından organize edilen "Biyografi Okumaları"nın ilkinde sosyolog Erol Güngör anlatıldı. Amsterdam Türkevi’nde gerçekleştirilen Biyografi Okumaları, Türk sosyoljisinde ve kültür, tarih ve mediyet anlayışında bir iz bırakan, genç yaşta aramızdan ayrılan Erol Güngör’ü okuma ve anlatımı ile başladı.
Veyis Güngör; ‘33 yıl önce çok genç yaşta aramızdan ayrılan fikir ve bilim adamı Erol Güngör'ü ilk defa 30 yıl önce 17 haziran 1986 yılında genç bir üniversite öğrencisi iken yine Amsterdam’da Hollanda Türk Dostluk Derneği’nde anlatmıştım. Yıllar sonra Erol hocayı tekrar anlatmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Zira Erol Güngör’ü anlamak, aslında bir zihniyet değişimini anlamak, olayları yorumlamada bir metod geliştirmektir.
Eğer polisle, savcılıkla, çocuk esirgeme kurumuyla veya ödeneklerinizle ilgili (işsizlik, hastalık veya sosyal ödenek) sorunlarınız varsa bizi hiç çekinmeden arayın. Sonuçta yardım etmek bizim işimiz!
Azız Zeyrek
İlk görüşme için ücret talep etmiyoruz, hatta prosedür başlatmamız gerekirse de size masraf olmasın diye devlete 'avukat yardımı' başvurusunda bulunuyoruz. Çekinmeyin arayın, sizi seve seve bilgilendirelim. Hukuk dallarımız: • Ceza hukuku • Aile ve çocuk hukuku • Sosyal güvenlik • İdare hukuku
www.020advocatuur.nl
Avukat Semra Aytemur Linnaeusparkweg 16 1098 EB AMSTERDAM T: 020-66 52 500 M: 0633-64 97 58 E: aytemur@020advocatuur.nl
HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):
Posta Adresi / (Adres):
12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.
Banka no / (Rek.nr.):
Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:
Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl
Posta adresi: HABER Stolwijkstraat 47A 3079 DN Rotterdam
abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00
27
HABER
MEI / MAYIS 2016
Grup X ile söyleşi Değerli okurlarım Merhaba. Gazetemizde yeni bir yazı dizisine başlıyorum. Hollanda`da yaşayan ve "bizden" sanatçıları sizlere tanıtmak amacıyla, ilk söyleşimi; Zaandam`da yaşayan ve aynı şehirde program alan müzik grubu GRUP X ile yaptım. Haydi Grup X`i tanıyalım. Murat Ay : Hollanda`da yaşayan Türk Müzik Grubu Grup X bir yarışmaya katıldı ve bu yarışmada birinci olarak geniş kitlelere ismini duyurdu. Hasancım bu yarışmadan bahsedermisin Grup X Hasan Sönmez : Yarışma Kuzey Hollanda`da en çok dinlenilen Noord Holland Radyosu tarafından düzenlendi. Ben sabahları arabayla işe giderken genellikle bu radyoyu dinliyordum. Bir gün bu yarışma anonsu yapıldı. Ben de bu radyoya bir elektronik posta ve yarışmaya katılmak istediğim şarkımızı gönderdim. Radyoda Hollandaca seslendirdiğimiz şarkımızı çok ilginç bulmuşlar. M.A. : Şarkı Hollandaca ve beste de size ait. Grup X: Evet sözler program yaptığımız salonun sahibi Selim Kılıç`a ve bana ait. Bestesini klavyecimiz Ümit Işık yapmıştı. Şarkının çıkış nedeni de biz Türklerin 50 yıldır Hollanda`da olması, buraya entegrasyonu ve burada yerleşik hayata geçmemiz idi. Bir de yabancılar, özellikle Türkler, negatif olarak gündemde oluşumuz; bizi bu şarkıyı yapmaya zorladı. Biz de
pozitif yanlarımızı göstermek istedik. Türk grubunun Hollandaca bir şarkı bestelemesi ve bu şarkıda Hollanda`yı anlatması onlara çok enteresan gelmiş. M. A. : Yarışmaya kaç müzik grubu katıldı? Grup X : Yaklaşık olarak 60 grup katıldı ve biz ilk 8`e seçildik. Daha sonra halk oylamasına sıra geldi. Sosyal medya üzerinden seçim yapıldı. Sağolsunlar bizim halkımız, çevremiz ve dostlarımızın desteğiyle birinci seçildik. Arkadaşlarımız watsap grupları yapıp oradan duyurdular. Şehir dernekleri, özellikle Karaman ve Kastamonu dernekleri internet sayfalarından çok yardımcı oldular. Sahne aldığımız salondaki düğünlerde anonslar yaptık, afiş ve bildiriler hazırladık. Türkiye`deki sanatçı dostlardan rica ettik. Bura-
dan herkese çok teşekkür ediyoruz. Hatta bin oy civarında bize oy kullananlar hata yapmışlar ama yine de birinci olduk. Grup X: Melek Sönmez: 8 müzik grubundan bir tek biz Türk müzik grubu olunca Türkler canla başla bizleri desteklediler. Grup X: H. Sönmez: Ayrıca diğer Hollandalı yedi grup İngilizce, yalnızca biz Hollandaca seslendirdik bu da çok ilginç bir durum. M. A. : Gerçekten ilginç. Kaç oy aldınız? Grup X: 681 oy aldık ve birinci olduk. İkinci olan grubun oyu 300 lerde kaldı. Birincilik ödülü olarak Hollanda nın en ünlü müzik stüdyosunda kayıt yapma hakkı ve profesyonel bir klip hakkı kazandık. Ayrıca Amsterdam`da her yıl düzenlenen Uitmarkt Festivali`nde
sahneye çıkma hakkı kazandık. M. A. :Çok güzel. Peki grubunuzu ne zaman kurdunuz? Grup X: Grubumuzu yaklaşık 10 yıl önce kurduk. Tabii müzik hayatımız çok daha öncelere gidiyor. Grup X olarak on yıldır birlikteyiz. M. A. : Grubunuz kaç kişiden oluşuyor? Grup X: Bir ara 6-7 kişiye çıkmıştık. Derken diğer arkadaşlar ayrıldı ve şu an 4 kişiyiz. Grubumuz klavye, bağlama, perküsyon ve vokal den oluşuyor. Grubumuzun bir özelliği de bayan solist bulunması. M. A. : Neden Grup X? Grup X: Bir ara grubumuzda Erkan arkadaşımız vardı. Erkan
Fotoğrafçılık kursu Fotografie cursus Fotoğrafçılığı en ince ayrıntılarına kadar öğrenmek, yeteneklerini keşfetmek, hobini profesyonelliğe taşımak ve adından söz ettiren bir fotoğrafçı olmak için fotoğrafçılık kursu izlemeye ne dersin? Güzel bir ortamda, diğer kursiyerlerle beraber fotoğraf sanatını geliştirme şansını kaçırmayın. Kayıtlarmız başlamıştır.
Sen de iyi bir fotoğrafçı olabilirsin! Hemen ara ve kaydını yaptır... 5 haftalık bir kurs boyunca, fotoğraf sanatının temel ögelerini öğrenip her ortamda istediğin gibi fotoğraflar çekebileceksin. Aynı zamanda şu kavramların ne demek olduğunu ve nasıl kullanılacağını öğreneceksin: Diyafram, Enstantene, Çözünürlük, ISO, Kadraj. Dersler isteğe göre Hollandaca veya Türkçe olarak verilecektir.
Stolwijkstraat 47a 3079 DN Rotterdam training@expolife.nl Tel: 010 - 423 04 24
arkadaşımız önerdi ve bu ismi kullanmaya başladık. Biliyorsunuz x bilinmeyen demektir. Biz kişilerin isimleri ön plana çıkmasın, grubumuz Grup X ismiyle anılsın istedik. Bu amaçla bu ismi seçtik. İsmimiz duyulmasın istemiştik. Grup X: M. Sönmez : Ama tam tersi oldu ve duyuldu. (gülüyor) M. A. : Şarkılarınızı Türkçe ve bu yarışmadan öğrendiğimiz üzerine Hollandaca`da söylüyorsunuz. Başka dillerde de söylüyor musunuz Grup X: Bazı düğünlerde, repertuarımızda birkaç Arapça şarkı var onları da yeri geldiği zaman söylüyoruz. Ayrıca Andre Hazes gibi ünlü sanatçıların şarkılarından bazılarını, Hollandaca seslendiriyoruz. Bu da Hollandalı misafirlerin çok ilgisini çekiyor. Bir şarkıya girdiğiniz zaman halk ta size eşlik edip birlikte söylüyor. M. A. : Yeni bir proje hakkında çalışıyorsunuz. 8 Mayıs Pazar günü bir klip çalışması yapacaksınız. Bu konuda bilgi verirmisiniz? Grup X: Evet, Anneler gününe denk geliyor. Pazar günü Zaandam`da bir piknik alanında, çok kalabalık bir katılımla bizim için önemli bir klip çekeceğiz. Önümüzdeki haziran ayında Fransa`da Avrupa Kupası Maçları var. Türk Milli Takımı`da bu turnovaya katılacak. Milli Takımımız`a destek olmak amacıyla bir marş besteledik. Sözleri Selim Kılıç`a, bestesi bendeniz Hasan Sönmez`e aranjesi de Türkiye`den ünlü aranjör Ekrem Düzgünoğlu`na ait. Bu marşımız Türkiye`de hazırlandı. Okumalarını, bu yarışmada hak kazandığımız, biraz önce sözünü ettiğimiz ünlü stüdyoda yaptık. Parçamız hazır, pazar günü klibini çekeceğiz; milli takımımıza ve halkımıza armağan edeceğiz. Grup X: M. Sönmez: Türkiye deki müzisyenler ve müzik grupları bizleri, Avrupa daki müzik gruplarını bu tür konularda yeterli ve yetenekli görmüyorlar. Bunun böyle olmadığını göstermek ve bizim sadece düğünlere çıkan bir çalgıcı grubu olmadığımızı göstermek için de bu marşı yaptık. M. A. : Nedense yapılan güzel şeylere duyarlı olup destek vermeyen bir karaktere sahibiz. iki yıl önce Karaman Spor`a bir marş besteledim ve hediye ettim ama çok iyi değerlendirilmediğini düşünüyorum. Ayrıca tebrik, taltif gibi konular hak getire. 2014 yılı Hollanda-Türkiye ilişkilerinin 400. yılıydı. ön araştırmalarımla birlikte tam bir yıl emek harcadım. Senfonik türde bir rapsodi besteledim. Bir çok masrafını cebimden harcadım. Amsterdam Türkevi stüdyo masraflarını karşıladı. Yine aylarca uğraşarak bir dökümanter hazırladık. Toplumumuz ve kurumlarımız maalesef bu konu da da duyarsız kaldılar. Yalnızca Türkevi kendi olanaklarıyla desteklemeye çalıştı. Anlatmaya çalıştığım maalesef bu tür faydalı ve kalıcı çalışmalar toplumumuz tarafından yeterli desteği görmüyor. Umarım sizin bu çabalarınız ve emekleriniz boşa gitmez ve yeterli desteği görür. Grup X: M. Sönmez: Evet gerçekten bizim toplumumuz sanata ve sanatçıya maalesef önem vermiyor. Salonda Hollandalılar varsa gelir, seni dinler, inceler, fotoğraf çeker ve seni onore eder. Sana saygı duyar, sen bunu hissedersin. Ama bizimkiler bi alttan bakar sana ve hiç önemsemez. Grup X: H. Sönmez: Yıllar önce Amsterdam`da Concert Gebouw`da Sezen Aksu`nun konserine gitmiştik. Bir Hollandalının, duygusal bir şarkıyı dinlerken, hüngür hüngür ağladığına şahit olduk. Müziğin gücü bu işte diye düşündük. M. A. : Biz nasıl ki başka kültürlerden bizim müziğimize ilgi görüyorsak; biz de onların caz müziğine, folk müziğine, rock müziğine ya da klasik müziğe önem vermeli, dinleyip anlamaya çalışmalıyız. Bu duygular ve beklentiler karşılıklı. Peki geleceğe dönük gerçekleştirmeyi hayal ettiğiniz projeleriniz var mı? Grup X: H. Sönmez: Çok aşırı bir beklentimiz yok. Yıllar önce eşim Melek için yaptığım bir beste vardı, 12-13 yıldır rafta duruyor. Bir kaç demo yaptık. Melek adlı bu şarkımızı güzel bir çalışma ile dinleyicilerimize sunmak istiyoruz. Grup X: M. Sönmez: Aslında bu şarkımızı Türkiye`den ünlü sanatçılardan isteyenler oldu ama ben verdirmek istemedim. Ben Hasan`ın söylemesini istiyorum bu bestesini. Ve bu şarkıyı unutulmazlar arasına sokmak arşiv şarkısı yapmak istiyoruz. Bir de ilerde çocuğumuza, bak yavrum bu şarkıyı baban bana yaptı demek için... M. A. : Arkadaşlar söyleşimizin sonuna geldik. Çok teşekkür ederim, bana zaman ayırdınız. Sizlere yavrunuzla birlikte; bol müzikli, sağlıklı ve başarılı bir yaşam diliyorum.
HABER
Messi Real Madridlileri kızdırdı
La Liga lideri Barcelona'nın Arjantinli yıldızı Lionel Messi, Real Madrid'in sezonu kupasız kapatmasını istediklerini söyledi.
Chobani'nin yüzde 10'u çalışanlarına verilecek ABD'deki Türk yoğurt şirketi Chobani'nin 2 bin çalışanına
şirketin yüzde 10'luk hissesinin verileceği bildirildi.
Chobani Yoğurt'un kurucusu Hamdi Ulukaya, New York Times'a verdiği röportajda, şirketin satılması veya halka arza açılması durumunda Chobani'nin ABD'deki 2 bin tam zamanlı çalışanına şirketin yüzde 10'luk hissesinin verileceğini söyledi. Ulukaya, 2005'te kurulan Chobani'nin son 10 yılda emeği geçen çalışanlarına işaret ederek, "Kurduğum şirketin bu kadar başarılı olacağını hiç düşünmemiştim. Chobani'nin ilerlemesi bu insanlar olmadan
düşünülemez. Şimdi şirketin daha da büyümesi için uğraşacağız ve çalışanlarımız kendi geleceklerini de aynı zamanda kuracaklar" dedi. Piyasa değeri iki yıl önce 3 ila 5 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilen Chobani'nin yüzde 10'luk hisseleri çalışanların şirkette bulunduğu görev süresine göre dağıtılırken, şirkete daha erken yıllarda katılan elemanlara düşecek hisse değerinin 1 milyon dolara kadar ulaşması söz konusu.
Birinci ligde bu sezon yönettiği 24 maç sonunda aldığı ortalama 6,630 puanla birinci olan Gözübüyük’e ödülü, Hollanda’da her sene ağustos ayında düzenlenen yılın başarılı sporcularının açıklandığı galada verilecek. Genç yaşına rağmen elde ettiği bu başarıdan büyük bir gurur duyduğunu belirten Türk asıllı Gözübüyük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son derece mutlu olduğunu söyledi. Bu noktaya gelebilmek için çok çalıştığını ve aldığı ödülün de bunun göstergesi olduğuna işaret eden Gözübüyük, 201516 sezonunda Eredivise’de en
fazla maç yöneten hakemin kendisi olduğunu kaydetti. Kendisine gösterilen güveni boşa çıkarmamak için büyük çaba harcadığına değinen Gözübüyük, “Aralarında Clarence Seedorf, Patrick Kluivert gibi
tanınmış eski futbolcu ve antrenörlerin olduğu isimler bu yarışmada oy kullanıyor. Bu denli tanınmış kişilerin beni birinci seçmesinin mutluluğu tarif edilemez."dedi.
FIFA Dünya Kupası, Avrupa Futbol Şampiyonası, FIFA Kulüpler Dünya Kupası, Şam-
piyonlar Ligi gibi önemli organizasyonlarda hakemlik yapan Cüneyt Çakır, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda da maç yönetecek. FIFA kokartlı Türk hakem Cüneyt Çakır, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinin ev sahipliği yapacağı 2016 Olimpiyat Oyunları'ndaki erkekler futbol maçlarında görev alacak.
FIFA'dan yapılan açıklamaya göre, 5 Ağustos'ta yapılacak açılış töreninden 2 gün önce başlayacak futbol karşılaşmalarına atanan hakemler belli oldu. Erkekler müsabakalarında görevlendirilen 18 hakem arasında 2015 UEFA Şampiyonlar Ligi finali, 2014 FIFA Dünya Kupası yarı finali, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finali
ve 2012 FIFA Kulüpler Dünya Kupası finalini yöneten Cüneyt Çakır da yer aldı. 39 yaşındaki Çakır'ın yardımcılıklarını, Bahattin Duran ve Tarık Ongun yapacak. Yedi kentte oynanacak 2016 Rio Olimpiyat Oyunları futbol turnuvasının finali, 2014 Dünya Kupası'nın da sahibini bulduğu Maracana Stadı'nda yapılacak.
Yaklaşık 90 bin yabancı öğrencinin okuduğu Hollanda üniversitelerinde Türk öğrenci sayısı ancak 900’ü buluyor. İşte bu sayıyı artırmak isteyen Hollanda Çin, Hindistan, Tayland gibi ülkelerde olan eğitim ofisi Neso’yu Türkiye’de de açtı. Lisans ve master için 5 bin Euro burs verecek. Türkiye’de üniversite okumak isteyen gençlerin sayısının 2 milyonun üzerinde olması her ülkenin ilgisini çekiyor. Bu ülkelerden biri de
Hollanda. Ülkedeki 90 bin yabancı öğrencinin ancak 900’ü Türk. Ülkedeki eğitimin uluslararasılaşmasından sorumlu kurumu olan EP-Nuffic bir süre önce dünyadaki 11’inci ofisini Neso Turkey’i İstanbul’da açtı. Hedef, ülkede yükseöğrenim gören Türk öğrenci sayısını artırmak. ÖĞRENİM ÜCRETLERİ Lisans programlarında ücretler 6 bin ile 15 bin Euro, master programlarında 8 bin
Bu yıl 69'uncusu düzenlenen Cannes Film Festivali başladı.
Yönetmen Woody Allen'in yarışma dışı kategoride yer alan "Cafe Society" filminin eleştirmenler için gösterimi ve film kadrosunun fotoğraf çekimiyle açılan festival, 22 Mayıs'a kadar devam edecek.Fransa'nın Cannes şehrindeki festivalde, Altın Palmiye için yarışacak filmleri değerlendirecek jürinin başkanlığını "Mad Max" serisi filmlerin yönetmeni George Miller yapacak.
'Evsiz aç birinin yiyecek çalması suç değil'
İtalya’da Yargıtay, bir marketten gıda ürünleri çalan aç bir evsizin yaptığının suç olmadığına hükmederek, hakkındaki cezaları kaldırdı.
İspanya 26 Haziran'da erken seçime gidiyor
İspanya, geçtiğimiz 20 Aralık'ta yapılan genel seçimlerden sonra hükümetin kurulamamasından dolayı 26 Haziran'da erken genel seçimlere gidecek. 10 Haziran'da başlayacak seçim kampanyasının 24 Haziran akşamı sona ermesi öngörülüyor.
TÜBİTAK MAM'dan 'helal et testi'
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Gıda Enstitüsünce yürütülen proje kapsamında geliştirilen test ile çiğ et ürünlerinde domuz eti kullanılıp kullanılmadığı 5 dakikada belirlenebiliyor.
28
MEI / MAYIS 2016
En iyisi Gözübüyük
Hollanda Birinci Futbol Ligi’nde (Eredivise) düdük çalan en genç hakem olan 30 yaşındaki Serdar Gözübüyük, Hollanda’da 2015-2016 sezonunun en başarılı hakemi seçildi. FIFA kokartlı en genç hakem unvanının da sahibi olan Gözübüyük, Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) ile yüksek tirajlı De Telegraaf gazetesi tarafından ortak düzenlenen oylamada, ülkenin tanınmış hakemlerinden Björn Kuipers ve Danny Makkelie gibi isimleri geride bırakarak “Altın Kart” ödülünü almaya hak kazandı.
Cüneyt Çakır Rio'da düdük çalacak
Hollanda üniversiteleri yüksek lisans bursu ile Türk öğrenci arıyor ile 20 bin Euro arasında. Öğrencilerin konaklama dahil aylık yaşam giderleri yaklaşık 800 Euro. 5 BİN EURO’LUK BURS ŞANSI Hollanda burslarını Nuffic idare ediyor ve bütçesi Hollanda Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı ile 48 araştırma ve uygulamalı bilimler üniversitelerince sağlanıyor. Türkiye’nin de içinde olduğu ülke öğrencilerine yıllık 5 bin Euro’luk destek veriliyor.
Advocaat Hollanda Milli Takımı’nda
Hollandalı ünlü teknik adam Dick Advocaat, Hollanda milli futbol takımında teknik direktör Danny Blind’in yardımcılığına getirildi. Advocaat’ın, 1 Temmuz'dan itibaren ayrılma kararı alan Ruud van Nistelrooy'un yerine görev yapacağı duyuruldu. 1992-1994 ve 2002-2004 arasında iki kez Hollanda'yı çalıştıran 68 yaşındaki Advocaat'ın, milli takımın 22 Mayıs'ta Portekiz'de başlayacak hazırlık kampına katılarak resmi görevine başlayacağı belirtildi.
29
HABER
MEI / MAYIS 2016
TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK... TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DULARINIZI BEKLERİZ... TAZiYE
rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır dileriz.
ÔÔAmsterdam'ın tanınmış işadam-
ÔÔOss şehri sakinlerinden Hacı Ka-
larından Nur Juwelier sahibi Nuri Konuksever'in kayınvalidesi Merhum Muhlis Aydın'ın eşi Ayten Aydın Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Merhumeye Allah'tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil diliyoruz.
ÔÔRotterdam Mevlana Camii Baş-
kanı Sevgili Adnan Berkcan’ın oğlu Cihangir Berkcan’ın (23) genç yaşta elim bir kaza sonucu vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. Rabbim, Peygamberimize komşu, mekânını cennet eylesin.
ÔÔHollanda Türk Federasyon Ge-
nel Muhasibi Sadettin Şimşek’in annesinin vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan
sım Bahadır’ın vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır dileriz.
ÔÔHollanda
Mehteran ekibinden Sevgili Osman Turan’ın halasının kızının genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.
TEBRIK ÔÔUtrecht Türk İşadamları Derneği Başkanı Sevgili Ömer Soner’in kızı Merve ile, İmdat Akdemir’in oğlu Servet, düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Merve ile Servet’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔEski
siyasetçi ve yöneticilerden Sevgili H. İbrahim ve Selvi Emili’nin oğlu Mustafa Aykut ile Polat ve Gülay Altun’un kerimesi Ümmühan 30 Nisan Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Mustafa Aykut ile Ümmühan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔRotterdam Kocatepe Camii üye-
lerinden Sevgili Alaattin ve Sevilay Şahan’ın kerimesi Nesrin İle H. İbrahim ve Nezaket Çifci Caferoğlu’nın mahdumu Ebelfez 07 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Ebelfez ile Nesrin’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.
ÔÔRotterdam
Birlik Camii üyelerinden Sevgili Ali ve Saniye Şahin’in mahdumu Enes ile Mehmet Ali ve Ayşe Kuruoğlu’nun kerimesi Betül 16 Mayıs Pazartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Betül ile Enes’i kutluyor, iki cihan saadeti
Karsu Hollanda’nın en önemli müzik ödüllerinden Edisons'a aday gösterildi Hollanda'nın en başarılı müzisyenlerinden olan Karsu, Hollanda'nın en prestijli ve tanınmış müzik ödüllerinden birisi olan Edisons ödülüne aday gösterildi. İnternet üzerinden oy verilerek kazanın belirlendiği yarışma 3 Haziran 2016 tarihine kadar oylamaya açık olacak. Edison Müzik
ödülünün websitesi olan www.edisons. nş/jazz adresinden Karsu'ya oy verebilirsiniz. Karsu ile beraber 10 tane farklı müzisyen de Edisons ödülüne aday gösterildi. 24 Haziran 2016 tarihinde kazanan Rotterdam Luxor Tiyatro salonunda geniş katılımlı bir gecede sahibini bulacak.
diliyoruz.
ÔÔHoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!..
ÔÔHollanda
Mehteran ekibinden Sevgili Hüseyin Çınar’ı dördüncü kez dedelik makamına oturtan Ünzile adını verdikleri nur topu gibi bir kız torunu dünyaya geldi. Genç çift Özkan ve Namia Aydın’ı tebrik ediyor, minik Ünzile’ye dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...
ÔÔHoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!..
ÔÔDe Optiek Gözlük Dükkânı ortakla-
rından Sevgili Gökhan ve Aysun Yıldız çiftinin Emir Aslan adını verdikleri nur topu gibi bir kız evladı dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, minik Emir Aslan’a dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...
Hollanda savaş uçakları DAEŞ hedeflerini vurdu Hollanda’nın Suriye ve Irak’ta görev yapan F-16 savaş uçaklarının son bir haftada DAEŞ hedeflerine yönelik bombardımanında onlarca örgüt mensubunun etkisiz hale getirildiği bildirildi. Hollanda Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Irak’tan sonra 3 ayı aşkındır Suriye’de de görev yapan savaş uçaklarının son bir hafta içinde DAEŞ hedeflerini 4 kez bombaladığı belirtildi. Açıklanmayan saldırılarda onlarca örgüt mensubunun etkisiz hale getirildiği, DAEŞ’e ait bir patlayıcı üretim tesisinin ise imha edildiği kayde-
dildi. Hollanda hükümetinin aldığı karar gereği daha önce sadece Irak’ta DAEŞ’e karşı hava operasyonlarına katılan savaş uçakları, şubat ayından bu yana Suriye’de de görev almaya başlamıştı. Ürdün’de konuşlu Hollanda birliğinde 4 F-16 savaş uçağının yanı sıra 200 kadar da asker görev yapıyor. Hollanda askerlerinin görev süresi ekim, savaş uçaklarının ise temmuzda sona erecek. Hollanda F-16’larının yerini 1 Temmuz’dan itibaren Belçika’ya ait savaş uçakları alacak.
COLOFON
HABER Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) M. Fatih Karaman fatih.karaman @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Hikmet Davarcı Mesut Balamir Rabia Karaman Muzaffer Bozaslan Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Murat Ay Fatih Uluçay Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl
2016'da sizin de işyerinizi güvenlikle donatalım! Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.
GÜVENLİK
SİSTEMLERİNDE
DOĞRU ADRES
Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS
Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam
Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl
HABER
30
MEI / MAYIS 2016
Nilgün ve Fırat'ın düğününden bir kare. Geçtiğimiz yıllarda HABER'e de emeği geçen Sevgili Nilgün'ü düğününde yalnız bırakmadık ve HABER ailesi olarak genç çiftimizin düğününden bir selfie hatırası aldık.
Göreme Ayran sahibi Mehmet Demirel, Temel Duran, Zafer Gültekin ve Göksal Kadi, Metin Külünk'ün Köln'de konuşmacı olarak katıldığı '3. nesil platformu' proğramındaydı.
1944 Kırım-Tatar dramını işlediği şarkısı ile Erovizyon`da Ukrayna`yı birinciliğe taşıyan Jamala (Cemile) 2014 yılında Edirne`de TASAM tarafindan “Kızıl Elma” ödülü almıştı. Burhanettin Carlak, Jamala ve Mehmet Tütüncü.
Life Groothandel sahibi Emin Bey yaz sezonunun ilk mangalını arkadaşı Yusuf Çınar'la açtı. Emin Bey gençleri Beşiktaş Hollanda'nın Süleyman Seba Futbol Turnuvası'na davet etti.
Geçtiğimiz günlerde Rotterdam'da bir studiedag düzenleyen Verenigd Arnhem Partisi Yönetim Kurulu üyeleri, CMO, DENK ve Nida yetkilileriyle görüşüp, fikir alışverişinde bulundu.
T-Bikers motorcu grubu 19 Mayıs proğramı etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen bir proğramda çok anlamlı bir fotoğraf çektirdiler.
Ankara anlaşmasının avantajı
Hollanda'daki Türk vatandaşları için halihazırda eski yabancılar hukuku geçerli. Eğer duruma göre eski yabancılar hukuku daha avantajlıysa bundan faydalanılabilinir. Anne veya babasına oturum müsaadesi almak isteyen bir kişi, şu kriterlere uyduğu takdirde rahatlıkla buradan oturum alabilir: Kişinin sadece bir velisi hayatta ise ve o velisi (annesi veya babası) 65 yaş üzeriyse, kardeşlerinin çoğu Hollanda’da kalıyor ise ve aynı zamanda geliri yeterli ise, başvurusu kabul görür.
www.kilicadvocatuur.nl
Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl
31
HABER
MEI / MAYIS 2016
HTF Arnhem teşkilatının ikinci mini futbol turnuvası güzel görüntülere sahne oldu. HTF Arnhem'in sevilen yüzü Hacı Bayram Savran gençlerle poz vermeyi ihmal etmedi.
HABER'in sadık okuyucularından Sevgili Emirhan Kuzu şark köşesinde bile gazetemizi okumayı ihmal etmiyor.
ProDesi Interior & Design şirketi sahibi Mehmet Akçay'ın kızı Kübra Akçay geçtiğimiz günlerde Hollanda Gönüllüler Vakfı gönüllülerinden Uysal Deveci ile nişanlandı. Genç çifti tebrik eder mutluluklar dileriz. Sevgili Kübra gazetemizde de uzun süre staj gördü. Nişan töreninde Akçay ailesinin Türkiye ve Hollanda'daki üyeleri hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Haber Gazetesi'nin gönüllü müdavimleriden Saadet Hanım Avukat Jale Çelenk'e gazetemizi tanıtıyor.
Karsu Dönmez, geçtiğimiz günlerde Hollanda adına Eurovizyon şarkı yarışmasına katılan ve arkadaşı olan Douwe Bob ile beraber fotoğrafını yayınladı ve Douwe'ya başarılar diledi. Douwe Bob yarışmada 11. oldu.
Zahet Bakımevi'nin Nijmegen'deki yeni şubesinin açılışında Atanur Erkaslan, Deventer Başkonsolosluğu Ticari Ateşesi Hasan Önol Bey'e bilgi veriyor.
Adacams sahibi Şahin Arabacı geçtiğimiz günlerde oğlu Eren'in sünnet düğününü gerçekleştirdi. Çok renkli görüntülere sahne olan sünnet düğününde hem çocuklar hem de büyükler doyasıya eğlendi. Biz de genç Eren'i ve Arabacı ailesini tebrik ediyoruz.
€59
’dan
Fadime Kılıç-Arslan
023-751 06 00
BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR
Şimdi Ücretsiz Corendon App
Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın
HABER
ROTTERDAM'DAN İÇ ANADOLU'YA
DiREKT UÇUŞLAR BAŞLIYOR • TÜRK HAVA YOLLARI GÜVENCESİYLE • TEK YÖNE 54,- EURO'DAN BAŞLAYAN FİYATLARLA • UÇUŞLARDA YEMEK DAHiL • 30 KG BAGAJ HAKKI DAHİL
www.komfly.com
16
MEI / MAYIS 2016
ROTTERDAM DIR EK TU ÇU Ş
ANKARA KAYSERI KONYA İSTANBUL