Haber Gazetesi Nr 1

Page 1

N1 VARA

2. sayfadaki abone formunu doldurup bilgilerinizi ulaştırın, 16 Gb’lik USB stick almaya hak kazanın....

HER ABONEYE

16 GB

USB STICK

BEDAVA

HABER DECEMBER

2009

ARALIK

haber•nl

Yıl:1 Sayı:1

BESTE KRANT VAN NEDERLAND

N H O L L A N D A’

İYİ G N E N I

AZETESİ

HABER•NL

HER AY 200 EURO 2

Gazetemizin tanıtım kampanyası dahilinde her abonemize 1 adet 16 Gb kapasiteli USB stick hediye ediyoruz. 2. sayfamızdaki formda istenen bilgileri bize ulaştırıp, 1 YILLIK ABONE BEDELİNİ ÖDEDİKTEN SONRAKİ 6 HAFTA İÇİNDE, USB stick’iniz adresinize ulaştırılacaktır.

N VARA

KAZANMA FIRSATI 50 EURO 50 EURO 50 EURO 50 EURO

bulmaca FOTOĞRAFA HİKAYE YARIŞMASI ÖDÜLLÜ MAKALE FOTOĞRAF TANIMA YARIŞMASI

TTPO’dan “Türkiye’de yatırım 19 Kasım 2009 tarihinde, Türk Ticareti Geliştirme Ofisi tarafından ‘Türkiye ile Ticaret ve Türkiye’de Yatırım Olanakları’ konulu bir seminer gerçekleştirildi Rotterdam Ticaret Odası ve TicTurkey’nin katkısı ile organize edilmiş olan seminer Rotterdam Ticaret Odasında yapıldı. Türk Ticareti Geliştirme Ofisi, Türkiye’de yerleşik İhracatı Geliştirme Merkezinin şubesi olup, 22 sene önce Rotterdam’da faaliyete başlamıştı. » 12’de

“İlk şart İnsanları sevmek”

Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ

“Başkonsoloslukta çalışan tüm arkadaşlarımız adına söylüyorum; her vatandaşımıza kapımız açıktır. Hepsinin sorunlarıyla elimizden geldiğince bire bir ilgilenmeye çalışıyoruz. Herhalde bunun için ilk şart insanları sevmek. Sevgi olunca aramızda her sorunun aşılabileceğine inanıyorum.” Geen gedragsproblemen bij allochtone jongeren Integratie wordt vaak gezien als oplossing bij gedragsprobemen, maar is dat wel zo? Orthopedagoog Mitch van Geel, verbonden aan universiteit van Leiden, deed onderzoek naar migranten jongeren op het VMBO en hij kwam tot een opmerkelijke conclusie. » 15’te

NAFİZE ŞENER Siz Hollandalılaştıramadıklarımızdan mısınız? Ben je een Nederlandse Turk of een Turkse Nederlander diye bana ilk defa bir kaç bana ilk defa bir kaç

» 7’de

VEYİS GÜNGÖR

Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, kendisiyle yaptığımız söyleşide önemli konulara değindi. Eğitimden, lobiciliğe ve konsolosluk işlemleri konusunda E-Konsolosluk hizmetlerine değin farklı sorularımızı yanıtlayan Esen Altuğ şu ifadelerde bulundu: “Biliyorsunuz, özellikle Türkiyemiz’in çok özel bir tarihi ve kültürel bir dokusu var. Maalesef bu kültürel dokumuz, sadece Hollanda’da diyemeyeceğim, ama genelde Avrupa’da çok iyi tanınmamakta. Kültürel tanıtım için buradaki Türk kökenli vatandaşlarımıza da görev düşmekte. Görev bölgemizde yaşayan Türk sanatçılarımızın sergi/konser faaliyetlerine katılıyoruz. Başkonsolosluk olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını bir kültürel faaliyetle birleştirme-

ye çalışıyoruz. Almanya’da yaşayan karikatür sanatçımızın göç konulu bir sergisini Başkonsolosluğumuzda düzenledik. Önümüzdeki dönemde de burada yaşayan Türk sanatçılarımızın sanatsal faaliyetlerine destek vermeye devam edeceğiz. Ayrıca yeni bir uygulamamızdan da bahsetmek istiyorum. Vatandaşlarımıza sunulan e-Konsolosluk hizmetleri çerçevesinde, “e-buluşma” uygulamasına Başkonsolosluğumuzda başlanmıştır. Bu hizmetten de sadece e-Konsolosluk üyesi vatandaşlarımız yararlanabiliyor. E-buluşma modülü sayesinde, e-Konsolosluk üyesi vatandaşlarımıza arzu ettikleri takdirde Başkonsolosluğumuzda randevulu işlem yaptırma imkanı tanınmaktadır.”

AYHAN TONCA

Minareler kentin mimari zenginlikleridir

“Çılgın Türkler”, nerelerlerden... Nerelere……

İsviçre’de minare yasağı devam ederken, bir yandan da Amsterdam’ın Osdorp semtinde minare açılışı töreni yapıldı.

Yine mi bir yeni gazete daha diyeceksiniz. Evet bende ilk önce öyle düşünmüştüm. Yine bir yeni gazete daha.

» 4’te

4

N VARA

Aylık yayınlanacak olan HABER Gazetesi her ay abonelerin adreslerine postayla ulaşacak.

DAHA BİTMEDİ Bütün bunlardan başka yıl boyunca organize edeceğimiz etkinliklerden indirimli olarak faydalanabileceksiniz. Düzenli yayınlayacağımız elektronik postalarla sizleri olası kampanyalardan haberdar edeceğiz ve pratik bilgiler paylaşımında bulunacağız. Hollanda Türk İşadamları Derneği’nin) düzenlediği 2009 Yılı Mali Genel Kurul Toplantısı, üyelerden büyük çoğunluğunun katılımıyla Etten-Leur şehrinde gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Özgazi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Aktürk’ün üstlendiği genel kurul toplantısında yeni kararlar alındı. » 3’te

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, karşılıklı yatırımların artırılması amacıyla Türk işadamlarıyla birlikte, Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğü ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Genel Sekreterliği organizatörlüğünde düzenlenen sempozyuma da katılarak, 14 aralık tarihinde Hollanda'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 50 civarında Türk işadamlarıyla birlikte Hollanda’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. 16 Aralık’a kadar süren 3 günlük resmi ziyaretin, Türkiye’nin ihraç ürünlerinin tanıtımı, firmalarımızın dış pazar paylarında artış sağlanması ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Geçtiğimiz aylarda Hollanda Dış Ticaret Bakanı Frank Heemskerk Türkiye’yi ziyaret etmiş, Frank Heemskerk ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, kriz ortamında yüzde 35 oranında azalan iki ülke arasındaki ticareti artırmayı hedefleyen iyi niyet bildirgesine imza atmışlardı. Frank Heemskerk

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan

SEDAT ÇAKIR

» 5’te

STÜDYODA FOTOĞRAF SEANSI

Devlet Bakan’i Zafer Çağlayan Hollanda’da

AHMET SUAT ARI

Yeni bir gazete, yeni bir yıl ve yeni bir işdalı Yeni yıla girerken çıkan elinizdeki bu yeni gazete de olduğu gibi siz yeni bir cesaretle yeni işlere

3

N VARA

olanakları” semineri

Gazetemize 1 yıllık abone olan her abonemiz Rotterdam’daki fotoğraf stüdyomuzda, profesyonel fotoğrafçı tarafından, 1 saate varan fotoğraf seansına hak kazanacak. Abone olur olmaz randevu almakta acele ediniz.

ERDİNÇ SAÇAN

Farklı Açılardan Görebilmek

» 8’de

Bir nesneyi tasvir edebilmek için onun değişik açılardan nasıl göründüğünü bilmeniz gerekir. Bazan sadece görmek

MACHT

» 13’te

Men hoeft de krant maar op te slaan om te zien dat “macht” op alle plaatsen tegenwoordig is. Bij een oorlog proberen de strijdende partijen elkaar

» 14’te


HABER

2

DECEMBER / ARALIK 2009

Try not to become a man of success, but rather try to become a man of value (Albert Einstein)

ARTIK YENİ BİRŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM Değerli okuyucular, Günümüzde zaman tarih boyunca hiç olmadığı kadar hızlı akıp geçmekte. Tabii bununla göreceli bir hızlı akıp geçişi kasdediyorum. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar teknolojik gelişmeler başdöndürücü bir hızla alabildiğine ilerliyor. Teknolojik gelişmelerin beraberinde sadece huzur ve mutluluğu getirmediği açık. Bazen getirdiği kadar da, hatta daha da fazlasını götürebiliyor. Bat ı’nın

içinde bulunduğu yabancılaşma sendromu bu gidenlere en somut örneklerden biridir. Yabancılaşma ve bireyselliği; içinde bulunduğumuz sistemin azametine müteallik, biz de ciğerlerimize bol bol dolduruyoruz, Doğu kökenli kültür elçileri olarak. Bazılarımız elçiliği çoktandır unutmuş vaziyette, bir zamanlar mensubu olduğumuz yüce değerlerin varlığının bile farkında değiliz. İnsanın ciğerlerini sarmayagörsün böyle bir yabancılaşma; artık iliklerimize kadar işlemiş bir haldeki modernprangaları pek sorun etmiyoruz. Belki bizim için, hala o yüce değerleri aramak maksadıyla yola çıkmak için çok geç değil. Ama bahsini ettiğimiz yabancılaşma, insanın en derin hücrelerine sirayet ettikçe, içinden çıkılamaz ve baş edilemez bir dert haline geliyor. Batı kaynaklı düşünce sistemi bizleri sadece başarıya odakladığı için bunun dışında daha ulvi bir hedef göremiyoruz. Başarılı olma yolunda insani ve evrensel değerlerimizden ödün vermeyi bir kayıp olarak algılamadığımız için de, kendisinden başkasını beğenmeyen ve sev(e)meyen varlıklar haline geliyoruz. Bundan kurtulabilmenin ana çarelerinden biri “artık yeni bir şey söylemek lazım” olduğudur. Hergün, her hafta, her ay, her yıl, artık yeni bir şeyler söylemek lazım. Sadece kendimizi kurtarmamızın artık bize yetmediğini görmemiz lazım. Zira kendimizi kurtarırken sevdiklerimizi, uğruna canlar verdiklerimizi kaybedersek, aslında kendimizi kurtarmış olmuyoruz elbette.Bedenen kendimizi kurtarmış olsak bile, zihin akıl ve ruh düzeyinde birlikte olduklarımızı kaybetmiş oluyoruz. Yani hakiki birlikteliği. Artık yeni bir şeyler söy-

lemek de; tek başına, tarihin ve sadece başarıya, daha çok kazanmaya endeksli olan başdöndürücü teknolojik gelişmelerin, bizi silindir gibi ezip geçen o güçleri karşısında, çok bir şey ifade etmiyor belki. Şimdi yeni bir şey düşünmek lazım, şimdi yeni bir şey planlamak lazım, şimdi yeni bir eylem lazım. Şimdi kaybolan o değerleri yeniden bulmak lazım. Bulmak için aramamız gerekiyor. Aramayı da bir yerden başlatmamız gerekiyor. Aradığımız doğru şeyi bulmak için, dil ve kültür en vazgeçemeyeceğimiz ögelerdir. Ne aradığımızı bilmiyorsak, zaten baştan kaybetmişizdir. O halde gün be gün kaybedegeldiğimiz ve her yıl 1 yaş daha alan her insanın bunu kesinlikle teyid edeceği gibi, kaybettiğimiz değerlere doğru bir arayışa çıkalım. Bu yolda yalnız ve tek başına olmadığınıza emin olun. Her insan kendi geleceğinde, mutlaka geçmişinden bir şeyler arar. Bulduğunda ise bunu en çok sevdiklerine, değer verdiklerine aktarmak ister. Bu güzellikler uğrunda harcanan gayretler ne bir kayıptır zannımca; ne de bir rakibe yönelik tavırdır. Bu gösterilen eforlar, sonuçta hep aynı değerleri arama ve bunları paylaşma uğruna olduğu için bundan zararlı çıkacak olan da yoktur; aklını kullananlar için. Aynı kulvarlarda yürümenin daha çok pragmatik yönleri olmalı. Zira maksat, kişisel başarı değil, toplumsal ve kurumsal değerleri yeniden üretebilme çabasıdır. Başarı ise, bunun zaten doğal bir sonucudur. Değer üretilen yerlerde, başarı sonucu da kaçınılmazdır. O halde, tek başına rasyonel olarak düşünmek yetmiyor. Bir formül üretilecekse, sevdiklerimiz, bizi sevenler ve aynı değerler uğruna birtakım çalışmaları yapanlar da, bu formülde bir bileşen olarak, bir faktör olarak muhakkak yer almalı. Hakikaten mutlu olan insan, bir başkasını da gerçek mana da mutlu edebilen insandır. Öyle olmasaydı, milyarlarca yıldız içeren evrende her insan dünyalar kadar dünyalara sahip, etrafındaki her şeyin efendisi, ama tek başına olurdu. Güzelliğin on par’etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa (Aşık Veysel Şatıroğlu)

HABER: 010- 2 900 900 HABER Gazetesi aylık yayınlanır

COLOFON Een maandelijkse uitgave van:

HABER

Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam 010 - 2 900 900 website: www.haber.nl

Drs. İbrahim Karaman is de hoofdredacteur van HABER.

distributie: distributie@haber.nl advertenties: sales@haber.nl

Adı - Soyadı (Naam)

:

Adres - (Adres)

:

Posta Kodu (Postcode)

:

Şehir - (Woonplaats)

:

Banka no - (Rekeningnr.)

:

Tarih - (Datum)

:

Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır.

:

İrtibatımizın sürekliliği için aşağıdaki bilgileri isteğiniz dahilinde doldurabilirsiniz. Cep telefonu - (Mobiel) : Doğum tarihi - (Geb.dat.) : E-posta - (E-mail) :

Hoofdredactie: Ibrahim Karaman Art Direction & fotografie: MFK Repr. Den Haag İlknur Öztürk Repr. Amsterdam Murat Taş

Yıllık abone bedeli olan 29,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere yukarıda yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. (Hierbij machtig ik HABER om eenmalig van bovengenoemde rekening, af te schrijven, een bedrag van 29,- EURO).

Akkoord

abonnementen: abone@haber.nl

Posta adresi: HABER Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam abone@haber.nl Tel: 010 -2 900 900

Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Arnhem en Nijmegen Kürşat Bal Repr. Limburg Muzaffer Bozaslan Rafjes: Rafih Berkane


3

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

HOTİAD MALİ GENEL KURULU RENKLİ GEÇTİ

Seray Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Doğanyiğit yoğun ısrarlara dayanamayarak, tek başına girdiği tek elle cağ kebabı yeme yarışmasını birincilikle bitirdi.

HOTİAD Mali Genel Kurul Toplantısı’na ev sahipliği yapan Şerif Aktürk, kendi çalışanlarıyla birlikte misafirlerini olağanüstü misafirperverlikle ağırladı. Erzurum yöresinin ünlü cağ kebabını hazırlattıran Şerif Aktürk, tüm gün boyunca misafirleriyle tek tek ilgilendi ve bol bol et yemelerini istedi. Cağ kebabını ilk defa tadan bazı misafirler beğenilerini dile getirdiler.

YOĞUN TRAFİK

Hollanda Türk İşadamları Derneği’nin (HOTİAD) düzenlediği 2009 Yılı Mali Genel Kurul Toplantısı, üyelerden büyük çoğunluğunun katılımıyla Etten-Leur şehrinde gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Özgazi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Aktürk’ün üstlendiği genel kurul toplantısında yeni kararlar alındı. Genel Kurul’da oy çokluğuyla alınan kararlar neticesinde, yönetim kurulu sayısı dokuza çıkarılırken, Ali Bekdur, Metin Yılmaz ve Şahin Güneş yönetim kurulu üyeleri olarak seçildiler. Toplantıya başından itibaren katılan Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Ticaret Başmüşaviri Engin Ertekin, HOTIAD’ın üstlendiği misyondan övgüyle bahsetti.Ertekin “Hollanda’daki Türk işadamlarımızın bu seviyeye gelmesinden gurur duyuyoruz. Ticaret müşavirliğimiz olarak yapılan çalışmalarınızın her zaman yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

Turgut Torunoğulları “Son dönemde Avrupa’nın çeşitli ülkelerine Sayın Cumhurbaşkanımız’dan bakanlarımıza kadar bir çok üst düzey katılımcılar geldi. Kendileriyle kişisel olarak görüşmelerimde HOTİAD olarak isteklerimizden de söz ettim” dedi. İLGİNÇ BENZETME

HOTIAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları

Tel: 010-4230513 Hollanda ve Almanya’dan Türkiye’nin her noktasına uçak bileti temin edilir 7/24 hizmetinizdeyiz...

Hasan Karaman Yetkili Acenta

Tel: 077-354 82 56 GSM: 0628-494 308 e-mail: hasan@turknet.nl

HOTIAD Eski Başkanı Mehmet Soytürk’e başarı plaketi verildi

Torunoğulları açılış konuşmasında ilginç bir benzetme yaptı. Global krize işaret eden Torunoğulları “Biz bu krizde bulutların dağılmasını bekleyip yıldızlara kavuşmak yerine, hepimiz birer yıldız olduk” diyerek, HOTIAD üyelerinin 2009 yılında da başarılarına devam ettiklerini söyledi.

Mehmet Soytürk

Laan op Zuid 480 ● 3071 AB Rotterdam Profesyonel düğün fotoğrafları MFK

0628596961

İÇ VE DIŞ MEKAN REKLAM TASARIMI YAPILIR

Süpermarket, Döner Dükkanları, Elektronik ve Tekstil Mağazaları için Aradığınız Tüm Malzemelerin Gerçek Adresi

info@aclass.nl

www.aclass.nl

Metal raflar / Ahşap raflar Vitrinler – vitrin tezgahları Pasta / ekmek reyonları Barkodlu elektronik kasa sistemleri Duvar soğutucuları (sütlük-paket et) Freezer / Meşrubat dolapları Soğutuculu meyve/sebze dolapları Et doplaları ve kasap malzemeleri Döner ve mutfak ekipmanları Klimalar, motor ve motor grupları Soğuk ve derindondurucu odaları

Tel: 06 30 - 35 60 40

Osmanlı restoranlarında alkolsüz, huzurlu bir ortamda yılbaşını gecirmeye ne dersiniz? Sevgili okurlar, bildiğiniz gibi yeni yıla artık sayılı günler kaldı. Ve Osmanlı restoranlarında sizler için çok güzel, çok özel proğramlar hazırlandı. Farklı ve huzurlu bir ortamda zaman geçirip eğlenmek isteyenler aşağıdaki numaralarımızdan bizimle bağlantıya geçip rezervasyonlarını yaptırabilirler. Yerlerimiz kısıtlı sayıda kalmıştır. HOTIAD Yeni Başkanı Rezervasyonlarınızı acele yapmanız tavsiye edilir. Turgut Torunoğulları

Yılbaşı proğramımız Rotterdam Ottoman Sarnıç

Yılbaşı proğramımız Ottoman Utrecht

Proğram başlangıç saati 18.00 Restoran kapasitesi: 300 kişilik

Proğram başlangıç saati 18.00 Restoran kapasitesi: 100 kişilik

Sınırsız açık büfe - birbirinden güzel soğuk ve sıcak yemekler - tatlılar - Sınırsız içecek Hüseyin Badilli ile canlı pop müzik akşamı Dj Ottoman ile en hareketli oyun havaları Özel sürpriz yılbaşı hediye cekilişi

Zengin yılbaşı menüsü karışık meze, karışık şiş, karışık tatlı - Sınırsız içecek Pop alaturkanın kralı Kaan ile muhteşem güzel bir gece Dj İvedik ile en güzel oyun havaları Özel sürpriz yılbaşı çekilişi

Ottoman Sarnic Rotterdam Rezervasyon tel: 010 - 29 00 388 www.sarnic.nl Prijs: P.p € 49,50

Ottoman Utrecht Rezervasyon tel: 030 - 21 48 268 www.ottomaansrestaurant.nl Prijs: P.p €49,50

Restaurant Ottoman Sarnic Restaurant la Cuisine Ottoman HOTIAD Eski Başkanı www.sarnic.nl www.ottomaansrestaurant.nl Mehmet Soytürk http://ottomaansrestaurant.hyves.nl/fotos


HABER

4

DECEMBER / ARALIK 2009

Minareler kentin mimari zenginlikleridir İsviçre’de minare yasağı devam ederken, bugün Amsterdam’ın Osdorp semtinde minare açılışı töreni yapıldı. Nizami Alem Federasonuna ait olan Süleymaniye Camii’nin çifte minaresi var. Üç tarafı beş on katlı binalarla çevrilmiş caminin. Yol üstüne yer alan bu cami, her haliyle İslam’ın ve müslümanların somut bir sembolü olarak duruyor. Çifte minare açılışına başta Osdorp Belediye başkanı bayan Marjo Teuling olmak üzere çeşitli yönetciler, minareyi yapan inşaat şirketi temsilcileri, Türkiye’den Büyük Birlik Partisi genel başkanı Yalçın Topcu ve çok sayıda temsilci ve vatandaş katıldı. Yapılan konuşmaları dikkatle izledim. Konuşmaların baştan sona içerdiği mesaj, Süleymaniye Camii minarelerinin Amsterdam’ın Osdorp semtine bir zenginlik kattığı yönündeydi. Demek ki her şeyde olduğu gibi, Avrupa’daki minare meselesinde de, önemli olan, olaya nereden ve nasıl baktığınızdır. Minarelerin şehir mimarisine zenginlik kattığı düşüncesinden bakarsanız, açılışta olduğu gibi minarelerin kentin güzelleştiriğini görürsünüz, hissedersiniz ve böyle düşünmeye başlarsanız. Yok İsviçre Adalet Bakanının olaya baktığı gibi, minare yasağı referandumu aslında radikal islama karşı yapılmıştır. Dolayısiyle, sanki camilerin minarelerinin radikal islamı temsil ediyor gafletinde ve cehaletinde bulunabilirsiniz. Her iki örnekten, yani

İsviçre’deki minare yaşağından ve Amsterdam’daki minare açılışındaki mesajdan hareketle Avrupa’da yaşayan müslümanların gelişmelerden kendilerine ders çıkartmaları gerekmektedir. Her şeyden önce İsviçre örneği ve Avrupa ülkelerinin bir çoğunda yönetimlere hakim olan zihniyetin temsil ettiği düşünce, ne yazıkki, çoğulculuk yerine tek kültürlülüktür. Bunu siyasetciler ‘müslümanlar Avrupa ülkelerinde yaşıyorlarsa, yasalarımızı kabul etmeleri, aksi takdirde ülkelerine geri dönmeleri’ gerekmektedir şeklinde ortaya koymaktalar. Kabul edelimki bu tür düşünceye sahip olanların sayısı Avrupa’da her geçen gün artmaktadır. Bu grupta yer alanlar Avrupa kökenli olmayanlara hor bakmaktalar, özellikle müslümanların ve islamın Avrupa için bir tehdit oluştuduğunu savunmaktalar. Buna karşılık, genellikle sol düşünürler ve sosyalistler, yeşiller, bazı liberaller veya bazı inançlı demokratlar farklılıkların Avrupa için bir zenginlik olduğunu ve inanç özgürlüğünü savunmaktalar. Avrupa’da insanların din, ırk, dil, kültür, yaşam biçimi gözeltilmeksizin birlikte yaşayabilmelerini, hiç bir şekilde ayırım yapılmamasını savunmaktalar. Batı’da genel anlamda mücadele, tartışma ve kavga bui ki görüş arasında cereyan etmekte ve bundan böylede edecektir. Daha farklı bir ifadeyle; Batı düşüncesi bugün felfesi anlamda çok önemli bir sınavla karşı karşıyadır. Bu sınavda ya çok kültürlülüğü savunanlar kazanacak ve demokrasi, insan hakları ve çoğulculuk hakim unsur olacak. Ya da bunun tam tersi, Avrupa merkezcilik öne çıkacak ve çatışma, ayrışma, ötekileştirme, horlama hakim unsur olacak. Göçmenler, ya da müslümanlar bu mücadelenin neresinde yer alacağız? Elbette ikinci grupta, yani çoğulculuğu savunanların yanında yer alacağız. Bu gruplarla ortak çalışmalar yapacağız. Çalışmalarımızda inancımız, kültürümüz ve değerlerimiz hakkında ikinci grubun üyelerini donatacağız. Onlara neler düşündüğümüzü anlatacağız. Amsterdam’daki minare açılışı töreninde olduğu gibi Hollandalı ve Avrupalı dostlarımız, minarelerin kentin mimari zenginlikleri olduğunu söyleyecekler. İyi diyalog ve ilişki kurduğumuz takdirde bu davranışı sergileyecek yeterli Avrupalı düşünür, siyasetcı, yazar ve gazeteci olduğuna inanmaktayım. Kaldıki, İsviçre’deki referandum bize bir gerçeği gostermiştir. Minare yasağına evet diyenlerin çoğunluğu müslümanların bulunmakdıkları köyler ve kasabalardandır. Hayır diyenlerin çoğunluğunu ise müslümanların yaşadıkları büyük kentler oluşturmuştur. Bu tablo bize çok açık bir şekilde şunu göstermektedir. İslam ve müslümanlarla tanışmayan Avrupalılar daha kolay korku propogandalarından etkilenmekteler. O zaman, müslüman bireylere ve sivil toplum örgütlerine düşen görev çok açık ve net bir şekilde ortadadır. İçinde yaşadığımız ülekenin sağduyulu insanlarıyle, kurum ve kuruluşlarıyla daha çok ortaklıklar yapmak, iletişim kurmak, işbirliği ve birlikte çalışmalar yapmak ve kamuoyunu etkileyecek yeni projeler üretmektir.

Veyis Güngör is advisuer van SMHO (Samenwerkende Moslims Hulp Organisaties) in Amsterdam. Tevens is hij voorzitter van UETD Nederland (Union of European Turkish Democrats).

Voor al uw drukwerk

info@drukkerijdeniz.nl Brielselaan 135 3081 AB Rotterdam Telefoon : 010 - 485 84 88 GSM: 0653 - 35 46 40

www.drukkerijdeniz.nl Tel: 030-8890206

E-fax: 0847-292120 ege n Coll Lid va gadviseurs E-mail: info@profa.nl in Website: www.profa.nl Belast Becon nr: 490.532 Belastingadvies Tafelbergdreef 36 Opstellen jaarcijfers 3564 AB Utrecht Aangiften inkomstenbelasting Aangiften vennootschapsbelasting

BEYAZTAS

Financieel Adviesbureau Charles Petitweg 7 - 10 4827 HJ Breda Postbus 6424 4802 HK Breda Telefon: 076 - 520 79 07 Fax: 076 - 522 71 76 E-mail: info@beyaztas.nl

Tecrübe, Güven ve Kalite 

Muhasebe

Hukuki Danışmanlık

Mali Müşavirlik

Pazar Araştırması

Yatırım Projesi

Vergi Formülleri

İşletme Kuruluşu

Her Türlü Vergi Takibi

İşletme Analizi

İthalat İhracat

Personel ve Maaş İşleri

Firmalara Temsilcilik

Betaalbaar website met webshop?

Bel ons voor een afspraak!

website v.a. € 399 webshop v.a. € 999 www.itnt.nl

Contact: Visseringweg 40 1112 AT Diemen Postbus 1284 1000 BG Amsterdam

Tel: 020 - 398 08 08 Fax: 020 - 398 08 99 Web: www.dijkman.nl E-mail: dijkman@dijkman.nl Open: Zo 20:00 t/m vrij 23.00

0653-53 33 58

D

Dijkman offset

Dijkman Offset staat voor service, kwaliteit en aandacht voor de wensen van onze klanten. De produkten die van onze moderne full colour pers rollen zijn onder te verdelen in nieuwsbladen, verenigingsbladen, special interest bladen, free ad papers en huis aan huis bladen.


5

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

NIEUWJAAR PROGRAMMA:

projectbureau

LIVE MUSIC

Wij detacheren sinds 1994

ONBEPERKT DRANK

Adres:5 Laan op Zuid 392 3071 AA Rotterdam Telefoon: 010-480 81 84 Telefax: 010-480 09 68

FIX MENU

€ 75,- EURO

Website: www.amanos.nl Email: info@amanos.nl

“ÇılGın Türkler”, neRElerlerden... Nerelere…… Doeltreffend promoten ^^ Premiums ^^ Relatiegeschenken ^^ Promotieartikelen Her türlü logo baskısı yapılır. Binlerce ürünümüz vardır.

078 - 618 44 42 www.maxpromo.nl Daha geniş bilgi için websitemize bakınız veya telefon ediniz

i l n sa

GÜVENLİK y. gsm

SİSTEMLERİNDE 16

: +3

DOĞRU ADRES 242

051 02

Tel : 078 - 618 4 4 4 2 Fax : 078 - 618 8 2 2 1 E m a il : y.sanli@ma x p ro m o. n l

w w w.maxpro m o. n l

Uzma nına bir da nışmak r başka olu Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam

Bezoek ons op

stand nr.84

www.adacams.nl

010-462 35 69

Yine mi bir yeni gazete daha diyeceksiniz. Evet bende ilk önce öyle düşünmüştüm. Yine bir yeni gazete daha. Aynı yüzlerce dernek ve teşkilatımız gibi onlarca dergi ve gazetelerimiz var. Neden bir gazete daha? Bu sorulara cevap ararken düşündüm de; ya bu Türkler nerelerden nerelerede geldiler şu kısa bir zamanda Hollanda’da. Hatırlar mısınız 60’lı ve yetmişli yıllarda haber alma ve haberleşme nasıl zordu. Ben yetmişli yılları hatırlarım. Türkiye’den haber alma mektupla, teleksle veya telefon varsa, telefonla olurdu. Tabii bir radyo da vardı: Türkiye’nin Sesi Radyosu. Hatırladığım kadarıyla, 19 MHz kısa dalgadan çekiyordu. Çok zor anlaşılırdı sesleri. Babam bazen “ajans” dinlerdi, bazan maç. Maçı bazen ben de dinlerdim; o zamanlar spiker “şut ve .....!”; hemen oralarda radyo karışırdı; Arapça ve başka tanımadığımız dillerde cızırtılı konuşmalara araya girerdi. Şimdi “şuttan sonra gol oldu mu olmadı mı?” heyecanı ile, radyonun düğmesini birkaç milim sağa veya sola çevirerek, Türkçe sesleri duymak için çaba gösterirdik veya anteni biraz sağa ve sola oynatırdık. Daha sonraları radyo olarak Budapeşte radyosu, Köln radyosu vardı ve Hollanda’da NPS Türkçe yayınları çıktı. Ne rahat dinleyebiliyorduk bunları hiç kesilmeden. Sonraları tabii televizyonda da Türkçe proğramlar çıktı. Hatırlasınız... Alman ZDF kanalında “Türkiye’den mektup var Proğramı” ve WDR’de “Sizin Vatan, Bizim Vatan”. Tabii Hollanda’da “Pasaport” adlı Türkçe proğramı vardı. Her hafta bu proğramların çıkmasını beklerdik dört gözle. Ve şimdi bakıyorum ki; neler var neler, haber alma konusunda. Uydu yayınları, gazete ve dergiler, internet vs. vs. Bunları böyle düşünürken dedimki; “Ne iyi bir yeni gazete daha!”. Tabii bu gazetede diğerlerinden farklı yönler de olacak, tüm resme ait özgün unsurlarda barındıracak muhtevasında. Nasıl mı? Bizzat görüp değerlendirmek de artık size düşüyor bir okur olarak.

Ya şimdi ben ne yazacağım bu köşe yazılarımda? Düşündüm de; bu Türkler’in şu 45 yıl içinde, nerelerden nerelere geldiklerini kendi şahit olduğum kadarıyla yazılarımda kaleme almaya karar verdim. Siz değerli okuyucularımızla yeni sayılarımızda tekrar görüşmek ümidiyle, yeni yılınızı can-ı gönülden kutluyor, insanlara sağlık ve barış getirmesini temenni ediyorum. “Şu Çılgın Türkler” Nerelerden........ Nerelere........

Drs. Ayhan Tonca is Programmaleider Grote Steden Beleid Provincie Overijssel. Tevens is hij CDA raadslid Gemeente Apeldoorn. Daarnaast actief (geweest) in vele landelijke zelf organisaties.


HABER

6

DECEMBER / ARALIK 2009

“İlk şart İnsanları sevmek”

- Esen Hanım, Göreve geldiğinizde 34 kişilik bi ekiple vatandaşlarımıza daha kısa sürede en iyi hizmeti verebilmek için yoğun mesai yapacağınızı belirtmiştiniz. Bu konuda medyaya açıklamalarınız olmuştu. Vatandaşlarımızın soru(n)larını yerinde dinleyeceğinizi ve onların sorunlarıyla ilgileneceğinizi söylediniz, basında da izledik bunu. Şimdiye kadar geçen yaklaşık iki yıl içinde ne tür çalışmalar yaptınız? Görev bölgemizdeki 300.000 vatandaşımıza hizmet vermekteyiz. Başkonsoloslu-

ğumuzun yoğun bir iş hacmi bulunmakta. 38 kişiden oluşan kadromuzla vatandaşlarımıza etkin ve kaliteli bir hizmet vermeyi öngörüyoruz. Günlük konsolosluk işlemlerinin yanı sıra vatandaşlarımıza yönelik bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılarla vatandaşlarımıza konsolosluk işlemleri hakkında bilgi sunmayı ve onlardan alacağımız geri bildirimle konsolosluk hizmetlerinin sunumunda karşılaşılan güçlükleri aşmayı, vatandaşlarımızla iletişim içinde olmayı hedefliyoruz. Bir de tabii biliyorsunuz e-Konsolosluk projemiz var. O projenin gelişmesi için çalışmalar yapmaktayız. Üye sayımız 4.000’e ulaştı, ancak bu sayıyı yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki dönem e-Konsolosluk uygulamasının yaygınlaşmasına yönelik faaliyetlerde bulunmayı öngörüyoruz. - Göreve başladığınızda görev süresi içerisinde ağırlıklı olarak eğitim, işsizlik, e-konsolosluk, lobicilik, sosyo – kültürel katılım çalışmaları, Hollanda Toplumuna daha fazla uyum yapılması konusunda girişimler v.s konularına öncelik vereceğinizi ifade etmiştiniz. Bunlardan eğitim, lobicilik ve sosyo kültürel çalışmaları gözönüne alırsak, hangi somut çalışmala-

rı gerçekleştirdiniz? Ve daha da önemlisi vatandaşlarımıza müjde olarak niteleyebileceğiniz hangi sonuçlar elde ettiniz? Eğitim konusu çok önemli. Bu konuda özellikle velileri bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Her katıldığımız vatandaş bigilendirme toplantılarında ya da çeşitli vesilelerle vatandaşlarımızla bir araya geldiğimizde, -bu bir dernek toplantısı olabilir, sosyal/kültürel bir faaliyet olabilir- vatandaşlarımızdan eğitim konusunda çok duyarlı olmalarını, çocuklarının eğitimine özen göstermelerini talep ediyoruz. Çünkü iş piyasasında etkin olmak istiyorsak, Türk kökenli vatandaşlarımızın, öncelikle iyi bir eğitim almaları gerekiyor. Artık Hollanda’da bildiğiniz üzere farklı bir göç politikası uygulanmakta, iş piyasasında kalifiye işçi, uzman tercih edilmekte. Bu yüzden vatandaşlarımızın eğitimine özel önem veriyoruz. Bunun da öncelikli koşulu velilerin, anne babaların bu konuda çok bilinçli olmaları, duyarlı olmaları. Çocukların eğitimiyle çok yakın bir şekilde ilgilenmeleri, okul ve öğretmenlerle iyi bir iletişim içinde olmaları gerekiyor. Lobicilik konusunda ise iş adamlarımızın öneminin çok büyük olduğu kanısındayım. Hollanda’da çok başarılı bir girişimci topluluğu mevcut. İşadamları dernekleri ve bu dernekler arasındaki eşgüdümlü çalışma sayesinde tanıtım faaliyetlerinde önümüzdeki dönemde birçok başarıya tanık olacağımızı düşünüyorum. - Sosyo-kültürel alana gelecek olursak; bu konuda hem Hollandalılarla hem de buradaki Türk-Hollandalı vatandaşlarımızla olan ilişkilerinize biraz değinebilir misiniz? Biliyorsunuz, özellikle Türkiyemiz’in çok özel bir tarihi ve kültürel bir dokusu var. Maalesef bu kültürel dokumuz, sadece Hollanda’da diyemeyeceğim, ama genelde Avrupa’da çok iyi tanınmamakta. Kültürel tanıtım için buradaki Türk kökenli vatandaşlarımıza da görev düşmekte. Görev bölgemizde yaşayan Türk sanatçılarımızın sergi/konser faaliyetlerine katılıyoruz. Başkonsolosluk olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını bir kültürel faaliyetle birleştirmeye çalışıyoruz. Almanya’da ya-

şayan karikatür sanatçımızın göç konulu bir sergisini Başkonsolosluğumuzda düzenledik. Önümüzdeki dönemde de burada yaşayan Türk sanatçılarımızın sanatsal faaliyetlerine destek vermeye devam edeceğiz. - İlgi nasıldı buradaki bu karikatür organizesine? Gayet iyi idi; biz çok memnun kaldık. Bu tür faaliyetler Türk toplumu arasındaki kaynaşmayı da arttırıcı etki yapmakta. - Efendim, biz kısa bir mini araştırma yaptık ve çevremizde insanımızla iyi bir diyalog yaptığınızı gözlemledik. Belirli bir çerçevede görüşlerini aldığımız insanlar da bu görüşteler. Vatandaşlarımızın, yürüttükleri iş ya da konumlarına bakmaksızın, her kesimden insanımıza da aynı yakınlığı ve alakayı gösterdiğinizi düşünüyorüz. Bunu nasıl başardınız? Öncelikle bunları duymak çok güzel. Teşekkür ederim. Başkonsoloslukta çalışan tüm arkadaşlarımız adına söylüyorum; her vatandaşımıza kapımız açıktır. Hepsinin sorunlarıyla elimizden geldiğince bire bir ilgilenmeye çalışıyoruz. Herhalde bunun için ilk şart insanları sevmek. Sevgi olunca aramızda her sorunun aşılabileceğine inanıyorum.

- Bilindiği gibi sizden önceki konsoloslar da e-konsolosluk hizmetinin vatandaşlarımıza kolaylık sağlayacağını düşünerek bunu gerçeklestirmişlerdi. Bundan başka işlemleri kolaylaştırmak için hangi çalışmalar yapılıyor? Hala vatandaşlarımızdan 010-lu konsolosluk numarasına zor ulaşıldığı ve doyurucu olmadığına dair şikayetler var. Mesela, telefon açılınca daha konuşmaya başlamadan kapatılıyor vs gibi. Yenilerde sisteme dahil edilen e-Buluşmaprojesi bu konuda kolaylıklar sağlayacak mı? “e-Konsolosluk” Dışişleri Bakanlığımızın çok önem verdiği bir proje. Bu projeye niye önem veriyoruz? Vatandaşlarımız, e-Konsolosluk’a üye oldukları takdirde, günün her saatinde, evlerinden veya ofislerinden, e-Konsolosluk internet sitesine bağlanıp konsolosluk işlemlerini yaptırabilmektedirler. e-Konsolosluk projesi ile vatandaşlarımızın memnuniyeti esas alınarak daha hızlı, daha güvenilir ve daha etkin hizmet sunulması hedeflenmektedir. Başkonsolosluğumuzun web sitesinde (www.turkishconsulate.nl) e-konsolosluğa doğrudan bir link veriliyor. Eskiden e-Konsolosluğa üyelik için birtakım belgeler istiyorduk. Artık, üye olmak isteyen va-


7

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

SÖYLEŞİ | İbrahim Karaman FOTOĞRAF | INSITEFOTO [MFK]

Başkonsoloslukta çalışan tüm arkadaşlarımız adına söylüyorum; her vatandaşımıza kapımız açıktır. Hepsinin sorunlarıyla elimizden geldiğince bire bir ilgilenmeye çalışıyoruz. Herhalde bunun için ilk şart insanları sevmek. Sevgi olunca aramızda her sorunun aşılabileceğine inanıyorum. Çok iyi... Hangi işlem? Pasaport uzatma işlemi. - Randevu saatini ve gününü siz mi belirliyorsunuz? Hayır, siz kendiniz E-konsolosluk sitesinden, size verilen farklı seçeneklerden birini seçiyorsunuz. Eğer o gün doluysa size bir başka günü veriyor. Tamamen sistem kendi ayarlıyor, hem size hem bize otomatik olarak bildiriyor. - Konsolosluk süresi içinde kendinize misyon edindiğiniz ve sizden sonra isminizle birlikte anılacağını düşündüğünüz en önemli 2 şey nedir? En önemlisi vatandaşlarımızın eğitim düzeyinde olumlu gelişmenin sağlanması. Ben bir de kadınlarımız üzerinde duruyorum. Kadınlarımızın, genç kızlarımızın daha iyi bir eğitim almaları ve kadınlarımızın iş hayatına, toplumsal yaşama daha çok katılmalarını arzu ediyorum. Tabii siyasi yaşamda da daha etkin bir rol üstlenmelerini bekliyorum. tandaşlarımızın “e-Konsolosluk” sitesindeki (www.e-konsolosluk.net) “Üyelik Başvuru” sayfalarını kullanarak, kimlik ve iletişim bilgilerini kaydetmeleri yeterli olup, başvuru için ayrıca herhangi bir belge istenmemektedir. Üyelik başvurusunun onaylanmasının ardından, e-Konsolosluk hizmetinden yararlanılabilmesi için Başkonsolosluğumuz tarafından e-posta adresine bir şifre gönderilecektir. Şifrenin alınması ertesinde e-Konsolosluk’a üyelik gerçekleşmiş olmaktadır. E-konsolosluğun bir diğer güzel yanı da, örneğin pasaportunuzun bitmesine az bir süre kaldı, size uzatma ile ilgili bir hatırlatma e-maili geliyor. E-konsolosluktaki üye sayımız artıyor ama biz bunu yeterli görmüyoruz, daha çok vatandaşımızın e-Konsolosluk projesine ilgi göstermesini bekliyoruz. Vatandaşlarımıza bu vesileyle çağrıda bulunmak istiyorum. Ayrıca yeni bir uygulamamızdan da bahsetmek istiyorum. Vatandaşlarımıza sunulan e-Konsolosluk hizmetleri çerçevesinde, “e-buluşma” uygulamasına Başkonsolosluğumuzda başlanmıştır. Bu hizmetten de sadece e-Konsolosluk üyesi vatandaşlarımız yararlanabiliyor. E-buluşma modülü sayesinde, e-Konsolosluk üyesi vatandaşlarımıza arzu ettikleri takdirde Başkonsolosluğumuzda randevulu işlem yaptırma imkanı tanınmaktadır. - Ne zamandan beri var bu e-Buluşma? Başkonsolosluğumuzda uygulama çok yeni. 3 Kasım 2009’da e-buluşma uygulamasına geçtik. İlk defa 30 Kasım tarihinde Başkonsolosluğumuzda randevu alarak gelen vatandaşımızın işlemi gerçekleşti. Vatandaşımız sabah saat 09:30 da randevu almıştı. Hemen hemen 15-20 dakika içinde,

aşağıdan sıra numarası almadan doğrudan ilgili servise giderek, işlemini tamamlamıştır. - İşlemler konusunda çok vakit kaybı olduğu artık bilinen bir gerçek. Sıra numarası alınmasına rağmen, bazen işleminizi tamamlattırmak için 3-4 saat beklemek gerekebiliyor. E-buluşmanın kattığı değeri görmek için biz dün başvuruda bulunduk. Bu konu pratik olarak nasıl işliyor acaba? Mesela bu yolla üyelik onayı için ne kadar beklememiz gerekiyor?**

Büyükelçi ile konsolos arasındaki fark nedir? Görev alanları nelerdir? Büyükelçilikler öncelikle iki ülke arasındaki ikili siyasi ilişkileri yürütmektedir. Konsolosluklar ise vatandaşlarımıza konsolosluk işlemleri, ahval-i şahsiye konularında hizmet vermektedir.

- Kadınların sorunlarını nasıl ele almayı düşünüyorsunuz? Son dönemde Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünden bir heyetle birlikte, görev bölgemizdeki kadınların sorunları hakkında Rotterdam ve Amsterdam’da toplantılar düzenledik. Birinci nesil kadınlarımızın Hollandaca dil bilgisi problemi var. Bu sorun, Hollandaca’yı yeterli düzeyde bilmemelerinden kaynaklanan bir takım uyum sorunlarını da beraberinde getiriyor. Tüm kadınlarımızdan çocuklarının eğitimiyle bire bir ilgi-

- Konsolosluk nasıl bir iştir? Günde ya da haftada ne kadar mesai yapıyorsunuz? Başkonsolosluğumuzda hafta içinde sabah 08:30’dan itibaren vatandaşlarımızın başvuruları alınmaktadır. Bütün mesai arkadaşlarım büyük bir özveriyle çalışmaktadırlar. - Konsoloslukta iş haricinde de aranmanız sözkonusu mu? Mesela bir büyükelçi ya da, başbakanlık müşaviri ya da başbakan özel durumlarda akşamları veya geceleri de arar mı? Mesai saatlerimizin dışında da, nöbet uygulaması bulunmaktadır. Dışişleri Bakanlığımızın dış teşkilatı bu şekilde yapılanmıştır. Mesai saatleri dışında da, her an ilgili memurlara, amirlere ulaşılabilecek bir yapılanma mevcuttur. - Konsolosluk kariyer açısından olağanüstü esnek olmayı gerektiriyor sanırım. Sosyal ve ailevi açıdan nasıl bir iştir? Mesela okul çağında çocuklarınız varsa, her 4 yılda bir görev mekanı değiştirmek konsolosların aile bireyleri için zorluklar getirmiyor mu? Yeni ortama alışma, okul kaydı, dil değişimi gibi dinamik unsurlar. Aslında mesleğimiz zordur. Çünkü hem Türkiye dışında mesleğimizi icra etmek durumundayız, hem de çok değişik kültürel ortamlarda bulunmaktayız. Özellikle çocuklar açısından zor yönleri var. Çocuklarımızın bu sisteme uyum sağlaması gerekiyor. Çok değişik ülkelerde eğitimlerini alıyorlar. Olumlu tarafı değişik kültürleri yakından tanıyarak, daha hoşgörülü olmaları. Olumsuz tarafı ise ülkelerinden uzak bir ortamda büyümeleri. Ama mesleğinizi seviyorsanız, en iyi şekilde yapmaya çalışıyorsunuz. ** Üyelik onayımız ertesi gün e-maille ulaştı Bu söyleşinin video görüntüleri için websitemizi ziyaret ediniz...

lenmelerini bekliyoruz. Dernek toplantılarında ve yönetimlerinde kadınlarımızın daha aktif olmalarını teşvik ediyoruz. - Konsolosluk işlemleri dışında vatandaşlarımızla nasıl bir ilişki içindesiniz? Evet, vatandaşlarımızla biz her ortamda her vesileyle bir arada oluyoruz ve olmayı da arzuluyoruz. Daha once de değindiğim gibi derneklerle, çeşitli kültürel, sosyal vesilelerle bir arada olmaya çalışıyoruz. Biz vatandaşlarımızın sorunlarını elimizden geldiğince çözmek için buradayız. Buradaki yerel basından vatandaşlarımızın sorunlarını, aynı zamanda başarılarını takip edebiliyoruz. Hollanda’daki Türk toplumunun daha etkin, başarılı olmasında yerel Türk basının önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum. - Vatandaşlarımıza vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Vatandaşlarımıza mesaj olarak ben tekrar eğitim konusunu yinelemek istiyorum. İyi bir eğitim almaları için gereken her türlü tedbirin alınması ve velilerimizin eğitim konusuna daha duyarlı yaklaşmaları gerektiğini düşünüyorum. İkinci konu da e-Konsolosluk ve e-buluşma ile ilgili mesajımız. E-konsolosluk üye sayısının daha da artmasını arzu ediyoruz. Ve bu bağlamda e-buluşmadan vatandaşlarımızın daha çok yararlanarak, Başkonsolosluğumuzda daha rahat işlem yaptırmalarını umuyorum. Sizlere de yayın hayatınızda başarılar diliyorum. Çok teşekkür ederim.


HABER

UETD’den İnsan Hakları Günü Kutlaması

UETD Hollanda 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle, Amsterdam’daki Türkevi Arastırmalar Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Kahvaltılı basın toplantısına Hollanda’da etkin olan Nogay Türkleri Derneği, Uygur Türkleri Derneği ve Hollanda Batı Trakyalılar Derneği başkan ve yöneticileri de katıldılar. Basın toplantısına Dünya İnsan Hakları kutlamaları çerçevesinde Hollanda’da bulunan eski Çin ögrenci liderlerinden, 1989 yılında yaklaşık bir milyon ögrenciyi Pekin’de daha fazla özgürlük için organize eden Örkes Nur Muhammet Devleti de şeref misafiri olarak katıldı.

Sİz Hollandalılaştıramadıklarımızdan mısınız? Ben je een Nederlandse Turk of een Turkse Nederlander diye bana ilk defa bir kaç yıl önce sorulduğunda çok şaşırmıştım. Hem ilk defa soruluyordu, hem de hiç bu konu hakkında daha önce düşünmemiştim. Bu yüzden cevaplamakta zorlanmıştım. Cevabı ne olabilirdi acaba? Ve önemi neydi? Ayrıca “arasındaki fark nedir ki?” diye de düşündüm. Bunu bana soran Hollandalı, bir bankada üst düzeyde görev alan birisiydi. Ona göre farkı var mıydı acaba? Bir gün radyo dinlerken, Marokkaanse Nederlander veya Nederlandse Marokkaan hakkında konuşmalara şahit oldum. Hatta en son bu hafta Amsterdam’daki Ahmed Marcouch ve Ahmed Badoud arasındaki seçim yarışı esnasındaydı bu. Marcouch “Ik ben een Marokkaanse Nederlander” diyor, diğeri ise; “Ik ben een Nederlandse Marokkaan” diyor. Hangisi doğru? Düşünmeye başladım: ‘Ik ben een Turkse Nederlander’ yani Türk-Hollandalısı veya Türkleşmiş bir Hollandalıyım deyince, sanki kökence Hollandalıyım da, sonradan Türk kültürünü almış ve Türkleşmişim gibi bir izlenim veriyor ve bunu kendime uygun görmüyorum… Düşünmeye devam ettim. Sonra Hollanda’yı sevmediğim yıllar ve sonradan nasıl sevmeye başladığım aklıma geldi… Bir dönem, 2005 yılında Hollandalılarla ve Hollandalı Türklerle bir anket yapmıştım. Hollanda ve Hollandalılar hakkında ne düşünüyorsunuz diye. Hollandalılara ise Türkler hakkındaki görüşlerini sormuştum. Ama her iki taraftan da güzel taraflarını anlatmalarını istemiştim. Anketlerden birini dolduran, sevdiğim tanıdık bir karikatürcü arkadaşım hiç aklımdan çıkmayan şu cümleleri kullanmıştı: “Biz Hollanda’yı sevmeyi unutmuşuz. Biz aslında Hollanda’yı seviyoruz, sevmeliyiz”. Ve gerçekten haklı buldum bu düşünceyi. Biz Hollanda’yı seversek, buradaki yaşamın bizim için daha güzel olacağına inanıyorum. Sadece onun için değil, sevdiğimizi de itiraf etmeliyiz diye düşünüyorum. Ve sevdiğimiz yönlerini aklımızda tutmalıyız. Bir deyişimiz var ya hani “doğduğun yer mi doyduğun yer mi?” diye.. Herşeye rağmen artık gönül rahatlığıyla: “Her ikisi de!” diyebiliyorum. Evet herşeye rağmen seviyorum.

Nasıl ki global olarak bilinen bir kredi krizi var, finansal kriz varsa, yine yeryüzündeki aynı insanları ilgilendiren bir kimlik krizi de olabiliyor. Ama insanlar değişken ve dinamik varlıklar olduğundan bu değişebilir. Bunları gözönünde bulundurarak, bazı sınırlar çekilmesi gerekiyor ve çözüm yönünde cesur adımlar atmamız gerekiyor. Ben Türkiye’de doğdum, burada ilkokula başladım. Hollanda kültüründen de nasibimi aldım ve Hollandalılaşmış bir Türk oldum. Başta Türküm ama Avrupalı bir Türküm. Burada yetiştiysem, bu kaçınılmazdır ve hatta zenginlik ve güzelliktir. Ve evet; Ik ben een Nederlandse Turk.

Nafize Şener consultancy (danışmanlık) ve proje yöneticiliği yapmaktadır. Şu an Sosyal İşler Bakanlığı’nın finanse ettiği Landelijk Netwerk Diversiteitsmanagement projesinde çalışmakta. İş ve ticarette paylaşım için kurulan The NetworKing Turkey uluslararası organizenin lisans sahibesidir.

8

DECEMBER / ARALIK 2009

Yoksullara Kurban Eti UETD Hollanda’nın kardeş kuruluşlarından SMHO’un öncülüğünde Kurban Bayramı süresince toplanan “Yoksullara Kurban Eti” bir anda Hollanda gündemini alt üst etti. Hollanda'nın resmi haber ajansı ANP‘nin sabah saatlerinde tüm basın ve yayın organlarına servis ettiği “Müslümanlar Hollanda’daki yoksullara 3400 kilo kurban eti topladı” haberi Hollanda’da günün haberi oldu. Eksizksiz, tüm günlük gazetelerde, internet haber sitelerinde yer alan Kurban eti toplama haberi, her saat haber veren RTL 7 televizyonunda gün boyu alt yazıyla duyuruldu. Konuyla ilgili UETD Hollanda başkanı ve SMHO danışmanı Veyis Güngör şu açıklamayı yaptı: “4 yıldır bu proje yapılmaktadır. Ancak ilk defa bu yıl okuyucuların önemli bir kesimi tarafından olumlu yorumla-

rın yer alması bizi daha da ümitelendirmektedir. Bizler, Avrupa’da yaşayan müslümanlar olarak, aşırı sağcı ve ırkçı partilerin her gelişmeyi seçmenlerinden oy alabilmek için kullanmalarına karşın, iyilik yapmaya, sosyal sorumluluk almaya devam edeceğiz. Bu yıl Hollanda’nın 20 ayrı kentinde gerçekleşen „Yokullara Kurban Eti“projesi, ümit ediyorum gelecek yıllarda da genişleyerek devam edecektir. Yoksullara Kurban Eti projesinin Hollanda’nın gündeminde ciddi bir yer almasını sevinçle karşılıyorum. Haber hem Hollanda’daki müslümanları hem Hollanda kamuoyunu rahatlatti. Bu bağlamda tüm sivil toplum örgütlerini, bireylerin aktif rol alabileceği ve Hollanda gündemine girecek sosyal projeleri hayata geçirmelerini arzu ediyorum.“ Kurban Bayramı süresince Hollanda genelinde yoksul-

Nieuw saray Hommelseweg 61 6821 LB Arnhem

»» Groente, fruit en levensmiddelen »» Slagerij en doner kebap dag Elke en vers r k k le e

Tel: 026-4438266

Veyis Güngör lar için toplanan Kurban etleri KOÇ Sucuk fabrikasına götürülecek. Burada salam olarak işlenecek Kurban etleri önümüzdeki ayda „Gıda Bankaları“na hibe edilecek. Öte yandan, bu konuda kendisine başvurduğumuz Veyis Güngör “Önümüzdeki günlerde bir sürpriz yapacaklarını; her gün müslümanlara sataşan Wilders’a, müslümanların Hollanda toplumundaki sorunları için sosyal sorumluluk gösterdiklerini anlatmak maksadıyla, Kurban Bayramı’nda yoksullara toplanan etlerden üretilen salamı takdim edeceklerini” söyledi.

D Deco Line woninginterieur

ToptanCI mağazalara perdelİk kumaş ve perde atölyesİ Vitrage stof Overgordijn stof Fornituren

Magazalarımızda sizler için perakende perde satışları: Vitrage Overgordijn Draperie

Rolgordijn Lamel Vouwgordijn

Toptan siparişleriniz için adres: Contactweg 42-B 1014 AN Amsterdam

Filiaal Oost: Filiaal Osdorp: 1e Van Swindenstraat 92 Osdorpplein 704 1093 GJ Amsterdam 1068 TC Amsterdam

Kalite ve tadın buluştuğu tek isim. Helal! Waar kwaliteit en smaak elkaar ontmoeten. Helal!

Tel.: 030 - 296 37 67 Kanaalstraat 56 - 3531 CK Utrecht

Openingstijden: Zo. t/m Do. 10.00 tot 24.00 uur. Vrij. en Za. 10.00 tot 01.00 uur. Wij leveren grote bestellingen bij u op adres af

Het bestuur van SIPOR zoekt per direct voor het bestuursbureau een

directiesecretaresse (24 uur per week)

SIPOR is een professionele onderwijsorganisatie met 4 basisscholen in de regio Rijnmond. Het aantal leerlingen bedraagt 836, het aantal medewerkers 93. Onder leiding van de algemeen directeur wordt in het Bovenschools Management Team, waar alle directeuren aan deelnemen, het beleid voorbereid. SIPOR is in 2002 opgericht na een fusie van de besturen van de basisscholen Al-Ghazali (in de wijk Spangen) en Ibn-i Sina (in de wijk Charlois). Inmiddels vallen onder SIPOR ook de basisscholen Noen (in de wijk Crooswijk) en Ikra (in Dordrecht).

Korte omschrijving van de taken:

Werkomstandigheden: De directiesecretaresse krijgt leiding van de algemeen directeur. De werkzaamheden vinden plaats op de Ibn-i Sina school in een eigen kamer. De werkzaamheden worden zelfstandig uitgevoerd.

• • •

Voor nadere informatie kunt u contact opnemen met: Dhr. C. Gerdan, Algemeen directeur SIPOR. Telefoon 010 – 4951580 Email: c.gerdan@sipor.nl www.sipor.nl Een uitgebreide functiebeschrijving is beschikbaar en wordt op verzoek toegezonden.

• • • •

Management- en secretariële ondersteuning. Archiefbeheer bestuur en algemeen directeur Samenstellen managementinformatie Notuleren van de bestuursvergaderingen (8x per jaar), notuleren van de BMT vergaderingen (ca.19x per jaar), en de BIC vergaderingen (8 x per jaar).

Wij zoeken iemand die:

• •

vaktechnische kennis heeft van de procedurele en administratieve organisatie; kennis heeft van de Nederlandse taal en grammatica; vaardigheid heeft in het tekstverwerken met de computer, het notuleren van vergaderingen, het uitwerken van de notulen en het naar eigen inzicht concipiëren van brieven; vaardigheid heeft in het toegankelijk maken en bijhouden van archieven en werkdossiers; vaardigheid heeft in het te woord staan van derden voor het maken en afhouden van afspraken.

Arbeidsvoorwaarden:

- Salariëring volgens de CAO-PO, schaal 6. - Aantal uren per week: 24, werktijden in overleg - Dienstverband: eerst een jaarcontract, daarna vast U kunt uw sollicitatiebrief en CV richten aan: SIPOR T.a.v. de heer C. Gerdan, algemeen directeur Postbus 51188 - 3007 GD Rotterdam U kunt ook mailen naar: c.gerdan@sipor.nl


9

FOTOĞRAF YARIŞMASI NASIL YARIŞACAKSINIZ?

Aşağıda 10 tane fotoğraf var. Alt alta verilen fotoğraflardan her biri ya bir tanıdık mekana ait, ya da tanınmış bir sima. Gazetemizin farklı sayfalarından alınan fotoğraflar mevcut. Bu fotoğrafların kime ait olduklarını bulun; yanındaki boşluklara yazın ve numaraladığınız bu cevapları fotograf@haber.nl adresine gönderin. Aboneler arasından yapılacak çekilişte kazanan isim 50 EURO kazanacak!

5U0RO

Kazanan ismi gelecek sayımızda yayınlayacağız.

a Açıksöz

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

E

Yarışmaya en son katılma tarihi: 8 Ocak 2010 Hollanda’da tanınan işadamımız

1

..........................................................

2

İpucu: Bu sayımızda söyleşi

İpucu: “Simyacı”

7

..........................................................

..........................................................

..........................................................

Yazısını yayınladığımız yazar

İpucu: “Babam ve oğlum”

8

..........................................................

..........................................................

..........................................................

D66 Milletvekili

Hollanda’nın ünlü aktrisi

..........................................................

5

.......................................................... ..........................................................

..........................................................

4

6

..........................................................

..........................................................

3

İpucu: Twitter

9

..........................................................

..........................................................

..........................................................

Haberlerde ismi geçen ISPAT başkan yardımcısı

Ünlü bir müzik grubu

.......................................................... ..........................................................

Tolk- en vertaaldiensten Turks

 W ebsite s  Broc hu res  Politiet olken  Handle idingen  Gerechts tolken  Congre s tolken  Ondert it elingen  Gespreks tolken  Corr espo ndentie  Simulta an tolken  Sociaa l en Medisc he tolken  (Beëdigd e) vert alin gen van ak  Voor ov ten er heid, be drijfsleven en partic ulier

10

.......................................................... ..........................................................

SADIK YEMNİ SÖZLÜĞÜNDEN ALINTILAR Fikir Yongalama: Ehliyetli düşünme ya da felsefe demlemek. Cepcepniler: Ufak tefek eşyaları, zamanı ve hatta anıları tırtıklayıp paralel evrenlere götüren getiren minik yaratıklar. TekinsizX: Paranormal, metafizik, iyi saatte olsunlar, doğa üstü olayları fantastik, bilimkurgu, polisiye üslupla harmanlayan edebiyat türü. 2009 mayısında çiçeği burnunda bir terim olarak beğenilere sunulmuştur. Vehimiçi: Sürekli paranoya halinde yaşama durumu. Eskidem: Antika ya da eski eşyalar için uygun gördüğüm bir kelime.

Opgenomen in het Kwaliteitsregister Tolken en Vertalers van het Ministerie van Justitie

Tel: 077 - 476 81 34 www.tolkdiensten.nl

GSM: 06–2847 3043 info@tolkdiensten.nl

Hoşkatlanı: Hoşgörü yerine bazen Haya kırıklığı: Ahlaksızlaşma, duyarsızlaşma.

Yenİ bİr gazete, yenİ bİr yıl ve yenİ bİr İşdalı Yeni yıla girerken çıkan elinizdeki bu yeni gazete de olduğu gibi siz yeni bir cesaretle yeni işlere başlayabilirsiniz. Geleneksel olarak bizler kopyalama yöntemi ile iş yapıyoruz. Bir bakkal diğerini çekiyor ve farkına varmadan ve farkına vararak bir sokak veya caddede 4 veya 5 bakkal oluşuyor. Bu da ister istemez satışdaki cironun ve karın düşmesine neden oluyor. Kopyalama yöntemi kötümü? Bence değil. Yerine ve yeniliklerle yapılan kopyalama tam tersine çok iyi olabiliyor. Örnek olarak Seiko saatlerini verebiliriz. Dijital saatlerin ilk çıktığı yıllarda Japonlar dijital saatleri kopyalarak ucuz bir şekilde piyasaya sundular. İlk etapta ucuz ve kalitesiz olarak algılanan Seiko saatleri kendi icatları innovatif buluşlarla ve yeni pazarlama metodları ile bugünkü başarılarını yakaladılar. Hollanda’da olan Türk işadamlarının yeni pazarlar genelde hemen önlerinde canlanıyor, ama bu önümüzde, bazen bu yazıda anlatacağım gibi dönemsel olarak, canlanan pazarları yeni bir işdalı olarak görmek zaman alıyor. Bazen de birinin bunu yeni bir işdalı olarak anlatması gerekiyor. Yeni yıla girerken Hollanda’da neler oluyor. Sinterklaas sonrası Kerst pazarları kurulmaya başlıyor ve yeni yıl heyecanı herkesi sarıyor. Buna bizler de dahiliz. Yılbaşı inanç ve kutlama sistemimizde olmasada kutlama heyecanını yaşıyoruz. Sonra sokaklarda Oliebol karavanları oluşuyor. Sokak görüntülerinde oliebol (kulaç) satın alabiliyorsun ve bunların önünde sıralar oluşuyor. Bu anlattığım da bir yeni işdalı olarak Türk işadamlarının elinde olmasa da bugün daha başka bir konuya değineceğim. Her yıl 65 ile 75 milyon Avroluk havai fişek pazarı. Her yıl müşterisi hazır olan bu pazarda henüz Türk işadamları faaliyet göstermiyorlar. Neden? Konuyu bilmediklerinden mi? Konudan haberdar olmadıklarında mı? Nasıl başlayacaklarını bilemediklerinden dolayı mı? Sermaye eksikliğinden dolaya mı? Son noktadan başlarsak sermaye sorunumuzun artık kalmadığı düşüncesindeyim. Çeşitli konularda iş yapmak isteyen girişimcilere parasal kaynak sağlayacak kişi ve kurumlar var ve ayrıca bu işdalı için yatırım yapabilecek potansiyelde çok işveren var. O zaman zannedersem sorun konuyu bilmemekten ve harekete geçememekten kaynaklanıyor. Enschede kentinde 13 Mayıs 2000 yılında havai fişek yangını ve akabinde patlamlar bu branşta yeni kurallar gelmesine neden oldu. Yangın güvenliği ile ilgili kurallar bazı işyerlerinin kapanmasına neden olduysada geriye kalan şirketlerin daha fazla büyümesinide sağladı. Yüzde 1000 ile 1500 arasında kar marjlarının olduğu bu sektör yeni işdallarına atılmak isteyen işadamlarımız için yeni fırsatların olduğu ve olacağı bir iş-

dalı. Neden yapılması gerekiyor? Her yıl alıcı potansiyeli kesin ve alıcısı hazır. Her şehir ve kasabada uygulanabilir. Kalan mallar bozulmaz ve gelecek yıl yeniden kullanılabilir. Kalan malları değişik kurumlara hukuksal çerçeve içinde satabilirsiniz. Rekabet az. Kar marjı çok yüksek. Zorluklar neler? Bilinmedik bir piyasa Kapalı bir satıcı piyasası (Hollandalı şirketler köşe başlarını kapmışlar) Kanuni zorluk ve zorunluluklar. Yüksek başlangıç kapital gereksinimi. Başlangıç zorluklarını göze aldığınızda çok iyi bir pazar ve işdalı. Gelecek yıl işe başlamak isterseniz bu yıl araştırmaya başlayın. Çevrenizde havai fişek satan dükkanlardan bol broşür toplayın. Çine işyapmaya giden arkadaşlarla görüşün. Çinden fiyat alın. Sonra da Bismillah deyip işe başlayın. Size yeni yılda yeni pazarlarda başarılar dilerim. Yeni yılınız ve yeni gazeteniz kutlu olsun.

Sedat Çakır, göçebe aile yapısından kaynaklanan genetik yapıyla Sultanlar Yolu’nu hazırladı ve yürüdü, yine aynı genetik yapının değiştirici etkisiyle değişim danışmanlığı yapıyor.


HABER

WERK EN NETWERK DECEMBER / ARALIK 2009

Naam: Meryem Karakuş Twitter: @meryemmer

Naam : Metin Tutkun Website : www.benfinance.nl

Naam : Linkedin :

10

Bahar Dayı http://nl.linkedin.com/in/bahard

Mini C.V.

Mini C.V.

2007 – heden Directeur Franchiseformule BenFinance.nl 2000 – 2007 Manager mortgages & insurances DHB Bank

2006 – Present: Sun Microsystems International B.V Feb 2002 – Sep 2006 SYBASE Europe B.V. Sep 1994- Oct 1999 English Teacher

Na de opleiding Commerciële Marketing & Communicatie ben ik afgestudeerd als Business Engineering aan de Hogeschool Utrecht. Voor een groot muziek uitgeverij als binnen/buitendienst gewerkt. Hierin speelde ik een adviserende rol bij vooral communicatie- en reclamebureaus als radiostations en omroepen voor de juiste wijze in het gebruik van producties waar men te maken had met vooral Synchronisatierechten en Openbaarmakingsrechten. Zocht naar nog meer uitdaging in mijn werk, waarmee ik terecht kwam bij een leuk creatief communicatie bureau als Account Sales Manager. Nu van start bij een van de grotere communicatiemakers van Nederland als Accountmanager New Business. `Carrière` zie ik als een lader die stapsgewijs en vooral met een dosis zelfvertrouwen bewust beklommen wordt. Resultaatgericht en teamwork staan voorop!!

Mijn naam is Metin Tutkun, ik ben directeur van BenFinance.nl. Nadat ik 7 jaar lang bij DHB als manager heb gewerkt, heb ik mijn eigen bedrijf opgericht. BenFinance.nl is nu een jonge dynamische franchise formule voor hypotheken, verzekeringen, leningen en makelaardij diensten. Doorgaans wordt aan de hypotheekklant 1% afsluitprovise in rekening gebracht door de banken. Hiervan worden de advieskosten van de bank of intermediair betaald. In plaats van afsluitprovisie werken wij met vaste advieskosten. Wij kiezen ervoor om mensen het beste advies te geven dat niet afhankelijk is van de hoogte van de hypotheek. Want het werk van een adviseur is precies hetzelfde voor een hypotheek van € 100.000 als voor een hypotheek van € 500.000. Hierdoor kan er bij het afsluiten van een hypotheek direct duizenden euro’s bespaard worden.

I work as Senior Order Management Representative. Planning and managing business according to an agreed market development strategy, prioritizing customer satisfaction and business growth, optimizing quality of service as well as executing internal audits and participating in structural improvement discussions in line with SOX (Sarbanes-Oxley) Requirements which is a must for American Companies especially. I have been working with American Companies since 2002 which has for me lots of positive impacts personally. I always work in multicultural environment which is never boring and you can meet lots of different culture as customer or as colleagues and also due to the content of my job you need to be multi tasked which keeps you alert and busy which is passing very good with my personality.

2009 - heden

Account Manager New Business Gast Docente Synchronisatierechten MediaTechnologie HU 2008 - 2009 Account Sales Manager MF Studios Hilversum 2007 - 2008 Binnen/ Buitendienst Mucis Publischer All Music

Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten! Nauwkeurig

Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!

Ambitieus

Nauwkeurig

Ambitieus

Nauwkeurig

Vriendelijk

Flexibel

Vriendelijk

Flexibel

Vriendelijk

Teamplayer

Zelfstandig

Teamplayer

Zelfstandig

Teamplayer

Leidinggevende capaciteiten

Maatschappelijk betrokken

Leidinggevende capaciteiten

Doorzettingsvermogen

Flexibel

Flexibel

Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!

Mini C.V.

Resultaatgericht

Organisatietalent

Representatief

Humor

Representatief

Waarnemer

Ondernemend

Waarnemer

Overtuigingskracht

Beslisser Doener

Denker

 

Doorzettingsvermogen

Leidinggevende capaciteiten Flexibel

Zelfstandig Maatschappelijk betrokken

Doorzettingsvermogen Organisatietalent

Humor

Representatief

Humor

Ondernemend

Waarnemer

Ondernemend

Denker

..............................

Denker

..............................

..............................

Beslisser

..............................

Beslisser

..............................

..............................

Doener

..............................

Doener

..............................

Huidige status: Accountmanager New Business

Organisatietalent

Flexibel

Resultaatgericht

Resultaatgericht

Maatschappelijk betrokken

Ambitieus

 

Huidige status: Bezig met de expansie van de formule via nieuwe franchisenemers

Huidige status: Working and not really looking but open to any other interesting challenges


R KONUK

HABER

Bİr KONU Bİ

DECEMBER / ARALIK 2009

“COMPASSIE”

Leyla Çakır is projectmanager bij Imagine IC en is voorzitter van de landelijke moslimvrouwenorganisatie Al Nisa. Volgens Karen Armstrong verkeren wij ‘op een kruispunt, waarbij de mens in deze chaos de keuze moet maken tus-

sen haat en scheiding of compassie en gerechtigheid’. Als we naar de wereld om ons heen kijken, is deze ogenschijnlijk in chaos. De economische crisis, wederzijdse angst en machtstrijd zijn onderdeel van deze dagelijkse angst en chaos. Waar wij onszelf echter nog niet altijd bewust van zijn, is dat de werkelijke chaos in onszelf schuilt. Een chaos, waarin we niet meer weten hoe we ons verhouden met anderen, niet meer communiceren en niet meer stil staan bij onszelf. Er zijn momenten waarop

ook ik mijzelf erop betrap dat ik opgejaagd leef, aan één stuk door blijf handelen en de tijd voorbij vliegt. Het is verleidelijk bezig te zijn met wereldse zaken als prestatie, materialisme, concurrentie en macht. Hiervoor heb ik mijn hart niet nodig. Mijn verstand is dan mijn vriend, met wie ik graag relativeer en bij wie ik veilig ben. Veilig, omdat ik niet hoef te voelen. Niet naar mijn binnenste hoef te kijken. Niet diep in mijn hart hoef te graven. Totdat ik weer hard geconfronteerd word met de innerlijke essentie. Op die momenten bevind ik mij in een echte ‘wakkertoestand’. In die toestand heerst er alleen stilte. Ik neem de tijd en ruimte om stil te staan en te luisteren naar mijn binnenste. Mijn binnenste wil zich bevrijden van zijn innerlijke chaos. Essentiële vragen die ik mijzelf hierbij stel, zijn: hoe zie ik mijzelf? Zie ik anderen zoals ik gezien wil worden? Ben ik in staat om mijn grootste vijand te helpen als hij om mijn hulp vraagt? Wat heb ik hiervoor dan nodig? Na een ontdekkingsreis weet ik dat compassie het antwoord is, de sleutel tot mijn hart, mijn verlichting, mijn ver- en binding met de buitenwereld, de realiteit.

Ons verstand weet dat de mens zelf, sterker nog, de wereld uit compassie is geschapen, maar voélen wij dit ook echt? Alles komt voort uit Bismillaahir-rahmaan-ir-rahiem (In Naam van Allah, de Meest Genadevolle, Meest Barmhartige). Wij beginnen de dag, de nacht, het gebed, het eten, elke handeling met deze krachtige woorden. Ieder van ons heeft dus dit zaadje in zich en zou in staat moeten zijn om ware compassie te voelen. Doch dreigen we allen in een passieve manier van compassie te blijven verkeren. Het is gemakkelijk om op deze passieve manier compassievol te handelen, vooral naar iemand die compassievol terug handelt. De bekende verwachting: voor wat hoort wat. Het is een ander verhaal om actief compassievol te zijn. Werkelijk compassie voelen totdat deze liefde ons verteert en ons egoïsme daarin oplost. Het is niet de wereldlijke chaos wat ons angst aanjaagt, maar juist onze overgave aan en het blindelings vertrouwen in Allah’S onvoorwaardelijke barmhartigheid, liefde en genade. “Wie ben ik om de verwondering in alles en iedereen te zien? Wie ben ik dat Allah’s schoonheid met mij communiceert? Wie ben ik dat mijn ziel zich wil ontsluieren? Wie ben ik om compassievol te zijn?” Voorbeelden van vragen die ons ervan kunnen weerhouden actief compassievol te zijn en er daardoor misschien zelfs toe kunnen leiden dat ons hart in steen verandert. Deze vragen vormen een draaglast en leiden keer op keer tot teleurstelling. Een draaglast waarvan je jezelf alleen kan bevrijden door jezelf tijd, ruimte en stilte te gunnen, een veranderings-

proces te ondergaan en tot de eigenlijke vraag te komen ‘waarom niet?’ “Waarom zou ik niet de verwondering in alles en iedereen kunnen zien? Waarom zou Allah’S schoonheid niet met mij communiceren? Waarom zou mijn ziel zich niet willen ontsluieren? Waarom zou ik niet compassievol kunnen zijn?” Het zaadje in ons ziel schreeuwt om gevoed te worden door compassie. Wij kunnen ons hierin trainen en ontwikkelen om zo, insha-Allah, een beter mens te worden en Zijn getuige te zijn. Hoe verwerpelijk en verachtelijk iemands daden ook mogen zijn, hoe moeilijk het leven ook is, door simpelweg zelf compassievol te zijn zonder enige verwachting, kan dit juist anderen inspireren om het water in hun stenen hart te laten vloeien door hun lichaam. Dit is, denk ik, één van de moeilijkste dingen om te kunnen, maar tegelijkertijd is het slechts een kwestie van willen. Het hangt van onszelf af. Mocht de wereld echt in een chaos lijken te verkeren, laten we dan onszelf niet de vraag stellen wat de wereld ons kan bieden, maar wat wijzelf de wereld kunnen bieden. Ik probeer daarom ’s avonds als ik in bed lig mijzelf de volgende vraag te stellen ‘hoe compassievol was ik vandaag voor het leven?’. Tot slot een toepasselijk

gedicht uit ‘The Rhyme of the Ancient Mariner’ van Samuel Taylor Coleridge: Farewell, farewell! But this I tell To thee, thou guest! He prayeth well, who loveth well, Both man and bird and beast. He prayeth best, who loveth best. All things both great and small: For the dear God, who loveth us, He made and loveth all.


TTPO’dan “Türkiye’de yatırım olanakları” semineri 19 Kasım 2009 tarihinde, Türk Ticareti Geliştirme Ofisi tarafından ‘Türkiye ile Ticaret ve Türkiye’de Yatırım Olanakları’ konulu bir seminer gerçekleştirildi Rotterdam Ticaret Odası ve TicTurkey’nin katkısı ile organize edilmiş olan seminer Rotterdam Ticaret Odasında yapıldı. Türk Ticareti Geliştirme Ofisi (TTPO), Türkiye’de yerleşik İhracatı Geliştirme Merkezinin (İGEME) şubesi olup, 22 sene önce Rotterdam’da faaliyete başlamıştı. Ofis, Türkiye’nin Hollanda’ya yönekik ihracatını geliştirme misyonu ile çalışmakta, bu amaçla, Türkiye’de yerleşik Türk ihracatçılarına ve Hollanda’da yerleşik Türkiye’den ithalat yapmak isteyen işadamlarına gereksinim duydukları ticari bilgiyi sağlamakta. Seminerde, Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı ve İGEME Genel Sekreteri CemaletArda Açıksöz tin Damlacı,

EVD (Ekonomi Bakanlığına bağlı, Hollanda Uluslararası İş ve İşbirliği Ajansı) Yönetim Kurulu üyesi Mr. Fortuin , ISPAT (T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı) Başkan Yardımcısı Arda Açıksöz ve Türk Ticareti Geliştirme Ofisi Yöneticisi Birsen Yılmaz tarafından birer sunuş yapıldı. Seminerde T.C Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Ticaret ve Ekonomi Müşavirleri Zeynep Bahar İncesulu Aydın ve Engin Ertekin, HOTİAD eski Başkanı Mehmet Soytürk, yeni başkan Turgut Torunoğulları ve Türkiye’nin Amsterdam Fahri Konsolosu Mr. Hans Risch de bulundular. Seminerdeki sunumlardan sonra, ISPAT Başkan Yardımcısı Açıksöz tarafından yönetilen, Türkiye’deki doğrudan yabancı sermaye yatırım ortamı ve ye-

rel teşvikler konusunda bir çalıştay ile ilgili sektörlerden firma temsilcileri tarafından yönetilen, Türk firmaları ile ticaret ve Türkiye’de yatırımlara ilişkin mali konular; vergiler ve yasal konular; ulaşım ve lojistik konularında olmak üzere dört ayrı çalıştay düzenlendi. Seminere katılan firma temsilcilerinin birbirleri ile tanışmasına olanak sağlamak üzere, seminer sonunda bir de resepsiyon verildi.

SOLDAN SAĞA 1-Gözü gönlü tok,hakkına razı olma durumu-Bir içki.2-Belçika’nın tanınmış su markası-Küçük bitkilerMasada sabit mürekkepli kalem takımı.3-Gar ve terminallerde araçlara ayrılan bölümlerden her biri-Kuru soğuk-Allahın emrettiği yaratıcı kelime veya eski dilde 'o' zamirini yöneltildiği önek.4-İridyumun

simgesi-Eski dilde su-Yaratıcı,terbiye edici-Çölde esen rüzgar.5-Bir iş için biraraya gelmişheyetİspanyolca sevinç didası-Üretici güç.6-Feza gökyüzü boşluğu-Klas en güzel-Öğütülmüş tahıl tozu.7-Arma kelimesinin ortası-Omuz ve boyunu

50 EURNO KAZA

BULMACA USTALARI İŞ BAŞINA!

YUKARIDAN AŞAĞI

1-TV’lerde haber sunan kişi-Temiz,arı duru,katışıksız.2-Amerika da bir ülke-Makara kaldıraç.3-Bol karşıtı-Yüz,çehre,sima-Bir besin maddesi.4-Anatomide kafadan sonra en yüksek iki çıkıntı-Milimetrenin kısa yazılışı.5-Yağı da çıkartılan bir bitki.6-Bir hayvan-canlı kalmak ,hayatını sürdürmek.7-Askerlikte uygun adım yürü komutu-At’ın yavrusu-Olumsuzluk edatı.8-Bir kıta- Kara kuvvetleri komutanlığının kısa yazılımıAntalya ilimizin bir ilçesi.9- Erzurum dolaylarında yaygın bir halk oyunumuz-Bir bayan ismi.10-En ince ses-Genelde salonlarda giyilen spor ayakkabısı.11-Bir gülü kopararak orjinal görüntüsünden uzaklaştırmak,pörsütmek.12-Mahalli, yerel,kısmı-Dişi deve.13Elektrikli ve ya motorlu otomatik düzenek.14-İlgi eki-Bir sayı-Hollanda’ca evet’in türkçe söylenişi.15-Öpmekten emir-Arabalardaki elektrik deposu.16-Çehre sima yüz-Paranın resimli yüzü.17-Sağ üstteki siyasetçi.18-Allah’a göre insan-Valide-Bir içki.

soğuktan koruyan aksesuar-Kulun Allah’a niyazıSırlı ve gizemli cam.8-Takat atınca çıktığına inanılan ses-Kurçatovun simgesi-Numaranın kısa yazılışı.9-Dünyamızın uydusu-Dünyayı tehlikelerden kurtardığına inanılan sanal kahraman. 10Bir nota-Midesi bulanarak çıkarmak-Nominal çekiliş.11-Dünya veya minarelerin ucundaki en son işaret-Çocukları olan büyük ana-Astronotların ilk gittiği gezegen-Daha çok göçebe olarak dağ ve yaylalarda yaşayan konar göçer topluluk.12-Sol alt resimdeki kişi-Öğütücü diş

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

4

1 15

2 10

3 16

5

12

9

4 13

17

5 11

7

6

Bulmacayı çözün, anahtar kelimeleri bulun, ödülü kazanın!

7 2

8 20

6

19

9

Yandaki bulmacayı çözdükten sonra çember işaretli numaraları uygun

10

yerlerine yerleştirin. 2010 yılına dair bulduğunuz kelimeleri

18

11

bulmaca@haber.nl adresine yollayın. Yapılacak olan

1

14

3

8

12

çekilişte, aboneyseniz 50 EURO kazanabilirsiniz... Abone olmak çok kolay. 2. sayfadaki abone bilgilerinizi doldurun, bize ulaştırın.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20


13

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’nde yeni yönetim Foto: G.N. Roodhart

Hollanda Diyanet Vakfı Zaandam Sultan Ahmet Camii’nde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, gelecek iki yıllık dönem için yönetim kurulu üyelerinin seçimi yapıldı. Cami dernek üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği ve divan başkanlığını Hollanda Diyanet Vakfindan Sabri Gündoğan’in yaptığı genel kurulda yapılan seçim sonucu yeni yönetim kurulu şöyle oluştu: Ali Acar (Başkan), Metin Ünsal (Başkan Yard.), Recep Ayaz (Sekreter), Rifat Gökçe (Muhasıp), Mehmet Turan (Vezne), Burhan Hotaman (Üye), Hasan Karan (Üye), Mehmet Öztürk (Üye), İrfan Kara (Üye), Yedek: Hüseyin Ayaz Denetleme Muammer Kaman, Izzet Kalaycı ve Mehmet Seklem

Islamitische Scholen Besturen Organisatie (ISBO) ►►

Juridische dienstverlening

►►

Dienstverlening leerlingenvervoer

►►

Begeleiding oprichting scholen

►►

Cultureeleducatieve dienstverlening

►►

Dienstverlening interim-directie

►►

PO Trainingen en Cursussen

►►

Coaching

►►

Pedagogische dienstverlening

►►

Adviezen organisatie onderwijs

►►

Algemene adviezen

Hardwareweg 4

Tel: (033) 454 67 66

3821 BM Amersfoort

Fax: (033) 454 66 66

Postbus 1466

Web: www.deisbo.nl

3800 BL Amersfoort

E-mail: info@deisbo.nl

Farklı Açılardan Görebİlmek Bir nesneyi tasvir edebilmek için onun değişik açılardan nasıl göründüğünü bilmeniz gerekir. Bazan sadece görmek de yeterli değildir. Tadına bakmanız, tınısını duymanız, ellerinizle hissetmeniz, kokusunu çekmeniz de gerekebilir. Bir nesne için beş duyumuzun yardımına ihtiyaç varken neden soyut nesne, kavram ve değerler için çok kolaycı olup siyah beyaz düşünür ve algılarız? Şüphesiz insanlık tarihi boyunca bu sorunun cevabı hep aranmıştır. Cevap ise hiç bir zaman bulunamamıştır. Zira insanoğlu soyut nesne ve kavramları çoğu zaman akıl, sağduyu ve vicdanla değil, çok yanıltıcı ve zaman zaman da sağlıksız olan duygusallıkla algılar ve ona göre de duruşunu belirler. Akıl, mantık, sağduyu, empati ve vicdanın rehber işlevi gördüğü kişilerde oluşan algılama ve yargı duygusallığın rehber olduğu kişilerden farklı olacaktır. Duygusallık kişinin salt kendi egosuna yöneliktir, onun hissedişi temeldir. Halbuki aynı olayda bir başkasının duygusallığı başka türlü tezahür edebilmektedir. Bunda da garipsenecek bir durum yoktur, ancak başkalarının bundan etkilenmesi söz konusu olunca durum değişmektedir. Bu etkilenme olumlu ya da olumsuz olabilir. Olumlu olanın en güzel örneği motivasyonu artırıcı, bir tür gaz verme dediğimiz iltifat, tezahürat ve teşviktir. Olumsuzlara ise sayısız örnek vermemiz mümkündür. Olgu ve olaylara bakış da sadece bir açıdan değil, değişik açılardan bakıldığı zaman sağlıklı olur. Nasıl somut bir nesne için beş duyumuzun yardımına ihtiyaç duyuyorsak olgu ve olaylar için de değişik açıları kullanarak bir yargıya varmamız mümkündür. Bu yargının da mutlaka doğru olacağını düşünmek mümkün değildir. Bakılan açıların dereceleri, bakan göz, daha önceden edinilmiş tecrübeler, travmalar ve daha bir çok faktör algılamayı etkilemektedir. İşte bu durumlarda da empati gerekmektedir. Sadece bizim nasıl algıladığımız değil başkalarının da nasıl algılayabileceğini bilmek ve kendimizi bir an olsun onların yerine koyabilmek alacağımız tavrın belirlenmesinde çok olumlu bir rol üstlenecektir. Bu algılamalar toplumsal hayatta huzur veya huzrsuzluğun sebebi olabilmektedirler. Toplumsal algılamanın önemli etkenleri olan din, dil, milliyet, coğrafya, şehir, mahalle, parti, kulüp, meslek, sınıf v.s. insanların davranışlarını etkilemektedir. Bu her toplum için sözkonusudur, ancak Doğulu toplumlarda daha da belirgindir. Eğitim sistemi ve görgü de algılamanın olumlu ya da olumsuz olmasında önemli bir rol oy-

namaktadırlar. Bağnazlık olarak nitelendirebileceğimiz tek yönlü algılama fertleri sabit fikirli yaparken onların bir çok olay ve olguda siyah beyaz düşünmesine sebep olmaktadır. Toplumda kendi bildiğinin tek doğru olduğunu sanan, kavramlar arasındaki nüansları değil zıtlıkları gören, hoşgörüden yoksun, fanatik ve uzlaşmaz tiplerin olması hep bu siyah beyaz düşünmenin bir sonucudur. Bu siyasete yansıması mutlakiyetçi ve totaliter rejimlerin ortaya çıkması şeklinde olmaktadır. Ayrıca toplumsal hayatta sık sık rastladığımız ayrımcılık ve ırkçılık da bu siyah beyaz düşünmeni bir sonucudur. Yukarıda ifade edilmeye çalışılandan hareketle günlük hayattaki tavırlarımıza çeki düzen vermek, her zaman “kendime reva görmediğimi başkasına da görmem” düsturuyla hareket etmek, başkalarının bizden farklı görüş ve algılamalarının olabileceği gerçeğini kabul etmek bir çok sorun ve çatışmanın önlenmesi anlamına gelecektir. Bu da birazcık empatiyle mümkündür.

Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.


HABER

14

DECEMBER / ARALIK 2009

MACHT Men hoeft de krant maar op te slaan om te zien dat “macht” op alle plaatsen tegenwoordig is. Bij een oorlog proberen de strijdende partijen elkaar hun wil op te leggen. In het parlement proberen partijen de besluitvorming in de door hun gewenste richting te beïnvloeden. Waarom heeft ieder mens de behoefte om macht uit te oefenen? Wat is het dat degene die macht uitoefent onderscheidt van hen die zich onderwerpen aan het gezag van anderen? Waar ligt de oorsprong van macht? Om te leven moet je eten. Eten is macht uitoefenen. Vanaf het begin heeft de ene levenssoort de andere verdrongen. De sterkste soort overwon en kon zich verder ontwikkelen, de zwakste stierf af. Het was en is nog altijd een natuurwet. Mensen begonnen gebieden te verdelen waar een groep kon gaan jagen. Hoe groter de groep, hoe groter het gebied was. Kleine maar machtige (sterke) groepen probeerden meer gebieden te veroveren, niet omdat ze het nodig hadden maar omdat ze meer wilden bezitten. “Onze drift om eigendom te hebben gaat ver uit boven de noodzaak om te bestaan” Om grote groepen te besturen heb je leiders nodig. Om leider te worden moet je een van de volgende eigenschappen hebben: Persoonlijkheid, bezit en organisatie.”Persoonlijkheid – waarmee meestal leiderschap bedoeld wordt - wordt bepaald door lichaamsbouw, geest, spraak en moreel gedrag” In primitieve gemeenschappen kreeg men door lichamelijke kracht de leiding. Tegenwoordig wordt persoonlijkheid gezien met het vermogen te overtuigen of geloof te wekken. Bezit of rijkdom zorgt ervoor dat men macht kan krijgen over mensen (groepen) als ze voor hun onderwerping worden betaald. Organisatie, de belangrijkste machtsbron in de maatschappij. Geen een mens wil alleen leven (uitzonderingen uitgesloten). Je hebt elkaar in de praktijk nodig. “Een van de mooiste kanten van de maatschappij is dat niet iedereen alles zelf hoeft te doen maar zijn handen en geest vrij kan maken voor het werk dat hem ligt” Je wordt hierdoor wel afhankelijk van de kennis van anderen. Dat schept machtsverhoudingen, dus kennis is macht en zeker in onze technologische samenleving. In de samenleving moet bijna iedereen zich verdedigen tegen een te grote druk van anderen. Daarom ontstaan er groepen, vakbonden, verenigingen, partijen enz. Ze hebben allemaal leiders en leden die zich wegcijferen om het doel van een groep te verwezenlijken. Als

een van de leden over een beslissing niet eens is wordt hij of gedwongen om mee te doen of uitgestoten uit de groep en omdat mensen bang zijn om er nergens bij te horen gaan ze er meestal mee akkoord. Dus angst is een van de belangrijkste elementen om macht te krijgen. Er bestaan drie instrumenten om macht uit te oefenen of op te leggen: geweld, beloning en opvoeding. Geweld is gemakkelijk. Wie helemaal niets kan, kan altijd nog wel schieten. “De meest rauwe, onwetende soldaat kan de grootste wijsgeer martelen en doden” Media worden wel de 4e macht genoemd. Met behulp van de media kan je iemand ophemelen maar ook breken. Objectieve media bestaat niet, maar een media dat zo veel mogelijk de twee kanten van de medaille probeert te tonen is in mijn ogen een geslaagd medium. Ik wens de krant HABER… Veel succes! “Allemaal macht” van Tini Visser, blz. 25 “Anatomie van de macht” John Kenneth Galbraith, blz. 19 “Allemaal macht” van Tini Visser, blz. 170 “Omgaan met macht” van Mauk Mulder blz. 49

Allochtone jongeren nemen het heft in eigen handen Biculturele jongeren hebben het heft in eigen handen genomen door een netwerkbijeenkomst voor allochtone jongeren te organiseren. Onder de naam ‘MultiPotentials’ spraken op maandag 2 november onder andere het D66 Tweede Kamerlid Fatma KoserKaya en Tom Fadrhonc voormalig manager van Nike, in Utrecht over het belang van netwerken en deelname van allochtone jongeren aan de maatschappij. Het werd een prachtige avond met een goede opkomst, deskundige sprekers en leerzame workshops. Initiatiefnemer en econoom Erhan Yildiz verwoorde het resultaat als het gevolg van “het ineenslaan van de handen en doen! Ofwel de ondernemende mentaliteit van jonge talentvolle mensen die zonder sponsoring, zonder enige subsidie met enkel enthousiasme en wilskracht er in kunnen slagen om een avond als deze te organiseren” Van links naar rechts: Fatma Koser Kaya was zeer te Meltem Kaya, Esin Cumert, Petra Ter Denge, Fatma Koşer Kaya, Tom Fadrhonc, Bahreddine Belhaj, spreken over de organisatie en Serkan Sert, Güven Erkaslan, Erhan Yıldız, Murat Ersoy spoorde alle multiculturele jongeren een belangrijke rol in de verandkan in de samenleving aanin Nederland aan “de organiserende erende samenleving van nu en in merkelijk verbeterd worden indien jonge talenten als voorbeeld te de toekomst. Een goed netwerk zij zich meer gaan mengen in ‘witte nemen en het heft in eigen handen biedt vaak de juiste ingangen voor netwerken’, zoals debatvereniginte nemen door actief aan de samenverschillende doeleinden tijdens de gen, sportverenigingen of politieke leving deel te nemen” opleiding en carrière. De sociale (jongeren-)organisaties. Netwerken speelt voor positie van multiculturele jongere Nederlandse multiculturele jongeren

Heropeningsfeest Al Ghazali

Op 4 november jongsleden was het een grote dag bij de 165 leerlingen tellende Al-Ghazali school in Rotterdam. Een heropeningsfeest was de aanleiding: de 21 jarige bestaan werd gevierd, samen met de renovatie van het pand.De dag werd verder opgevuld met workshops voor kinderen zoals muziek maken, marmeren en een optreden door kinderen op muziek. Als afsluiting werden er oranje helium gevulde ballonnen los gelaten, de vrije lucht in.

FOTOĞRAFA YE EN İYİ HİKA YARIŞMASI

1.lik ödülü

€ 50,-

Yukarıda gördüğünüz fotoğraf size neyi anlatıyor? Erdinç Saçan was werkzaam als internet coördinator bij Corendon / Gomundo. Momenteel is hij in dienst bij TradeDoubler als senior publisher manager. Daarnaast is hij voorzitter van Stichting De Nieuwe Generatie.

Bu fotoğrafa öykü olabilecek düşüncelerinizi bize yazın. En orijinal fotohikaye jüri tarafından 50,- EURO ile ödüllendirilecektir. Gelecek sayımızda kazanan hikayeyi yayınlayacağız. Aşağıdaki koşulları gözönünde bulundurmayı unutmayın.... 1. Yazılar fotohikaye@haber.nl e-mail adresine gönderilecektir.

2. Hikayeniz en az 200 en fazla 400 kelime içermelidir.

3. Jüri üyeleri: Hüseyin Keleş, Elif Taşpınar ve Can Bayar.


15

Geen gedragsproblemen bij allochtone jongeren Integratie wordt vaak gezien als oplossing bij gedragsprobemen, maar is dat wel zo? Orthopedagoog Mitch van Geel, verbonden aan universiteit van Leiden, deed onderzoek naar migranten jongeren op het VMBO en hij kwam tot een opmerkelijke conclusie. Volgens Van Geel hebben “migranten jongeren op het VMBO een lagere socio -economische status, dat houdt in dat ze thuis minder geld te besteden hebben en dus ook minder lesboeken en andere belangrijke materiaal”. Ondanks deze feit vind Van Geel dat het best goed met ze gaat in vergelijking met de autochtonen jongeren. Verschillende factoren zoals de hechte familie banden die je in migranten gezinnen vaak treft, spelen een belangrijke rol. MUZIK Vooral migranten gezinnen uit de niet westerse samenleving, waarin het belangrijk is dat je direct naar je ouders luistert en dat je je grootouders respecteert, zorgen ervoor zorgt

Ruim 1,1 miljoen Nederlanders met meervoudige nationaliteit

Op 1 januari 2009 telde Nederland ruim 1,1 miljoen personen met de Nederlandse en minimaal één andere nationaliteit. Dat is bijna drie keer zo veel als op 1 januari 1995. Bijna de helft van de Nederlanders met een meervoudige nationaliteit heeft ook de Turkse of Marokkaanse nationaliteit. De sterke stijging van het aantal Nederlanders met meer dan één nationaliteit is veroorzaakt door het grote aantal naturalisaties, vooral in de tweede helft van de jaren negentig. Tussen 1 januari 1992 en 1 oktober 1997 konden niet-Nederlanders hun oorspronkelijke nationaliteit bij naturalisatie behouden. De meeste mensen die in die periode het Nederlanderschap verkregen, benutten deze mogelijkheid.

Te dikke én te dunne mensen depressiever Niet alleen mensen met ernstig overgewicht maar ook mensen met ondergewicht zijn depressiever dan mensen met een normaal gewicht. Opvallend is ook dat niet mensen met een normaal gewicht, maar juist mensen met matig overgewicht het minst depressief zijn. Dat laatste geldt echter alleen voor de mannen. Vrouwen met matig overgewicht en met een normaal gewicht hebben gemiddeld een even hoge depressiescore. Mannen die te dun zijn, zijn depressiever dan mannen die te dik zijn. Dat verschil geldt ook voor vrouwen, maar is bij hen minder groot. Naar verhouding zijn meer vrouwen depressief dan mannen. Verschillen tussen gewicht en depressiviteit worden niet verklaard door eventuele verschillen in leeftijd, opleidingsniveau en herkomstgroepering tussen de gewichtsgroepen.

HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

scholen zie je dat er een oververteer voor dat jongeren een heel sterk gevoel van richting krijgen, aldus genwoordiging is op het VMBO en veel jongeren hun weg nog moeten Van Geel. Daarbij noemt hij ook dat jongeren die het goed doen op vinden naar het VWO”. “Als we een concreet voorbeeld neschool minder gedragsproblemen, men van de allochtone jongeren minder psychische problemen en in Amsterdam-West die we vaak terug zien komen in een beter “Er komen eigenbeeld de media. Dan kunnen minder problemen we het volgende zeghebben. voor bij jongeren die zich gen: Die jongeren Van Geel vasthouden aan hun wijst wel die passen zich etnische identiteit of er een op het eigenlijk aan op de verkeerde manier. feit dat mix van maken en vast De beschermende er nog houden aan verschillende asfactoren uit de veel ruipecten van beide identitmte voor etnische groep raken eiten dan jongeren die verbetering ze kwijt en passen zich dit niet doen” aan de verkeerde invloeis, “vooral op den die een buurt te bieden economische heeft aan”. gebied moet er Volgens Van Geel komen er minder inhaalslag gemaakt worden en op

problemen voor bij jongeren die zich vasthouden aan hun etnische identiteit of er een mix van maken en vast houden aan verschillende aspecten van beide identiteiten dan jongeren die dit niet doen. Vooral de mix van twee culturen is volgens hem behoorlijk succesvol. “Het volledig aanpassen aan de Nederlandse identiteit werkt alleen als je ook de sociaal economische kansen hebt. Nederlands spreken is belangrijk, de Nederlandse cultuur kennen is belangrijk maar dit sluit niet uit dat je niet tegelijkertijd je eigen etnische identiteit hoeft uit te sluiten. In tegen deel is een combinatie hiervan juist het geen dat uitstekend werkt zowel voor het individu als voor de Nederlandse samenleving”, aldus Mitch van Geel.

Studentenvereniging Mozaik organiseert Turkse volksdansen Mozaik organiseert folklorelessen op de Erasmus Universiteit te Rotterdam onder leiding van professionele docent Mehmet Ali Tasdemir. Van de verschillende vormen van het Turkse volksdansen zoals, Artvin, Adiyaman, Zeybek, Silifke en Kilic Kalkan zullen de dansers in onderlinge afstemming met de docent en het bestuur kiezen uit een van de deze dansen. De lessen zullen ééns per week worden verzorgd op de dinsdagavond en zullen twee uren duren. Het bestuur van de studen-

tenvereniging geeft aan dat zowel leden als niet-leden welkom zijn.1 Mozaik is de allereerste Turkse studentenvereniging van Nederland welke in 2010 haar 15-jarige bestaan middels een gala zal vieren. De vereniging verbonden aan de Erasmus Universiteit, maar onder de leden zijn ook studenten van andere Universtiteiten en HBO’s.

De activiteiten die Mozaik organiseert lopen uiteen, welke grotendeels ook jaarlijks terugkeren. Een kennismakingsactiviteit, filmavonden, zaalvoetbaltoernooien, lezingen en als jaarafsluiting een barbecue komen jaarlijks terug. Daarnaast is er een weekendje Milaan en een studiereis naar Istanbul gerealiseerd dit jaar. Ook geeft Mozaik cursussen waarmee studenten iets van hun eigen cultuur meekrijgen, zoals het leren bespelen van de saz en folklore. Vorig jaar is een nieuwe project van start gegaan: project Mozaik. Door middel van giften en een benefietfeest is er geld ingezameld waarmee er in Turkije een mediatheek is opgebouwd voor een basisschool in een dorpje in Samsun. Geslaagde activiteit vonden de leden, hierdoor is er de motivatie ontstaan om dit project jaarlijks te organiseren, waarbij er elk jaar een school wordt geholpen in de voorzieningen en benodigdheden. Voor meer informatie zie www.mozaik.nu

Den Haag

Hoger eindexamencijfer beter voor hoger onderwijs Hoe hoger het cijfer op het eindexamen van het voortgezet onderwijs, hoe sneller studenten afstuderen in het hoger onderwijs. De eindexamencijfers spelen bij mannen een grotere rol dan bij vrouwen. Hoog eindexamencijfer speelt rol bij studiesucces Van de hbo-studenten met een gemiddelde van zes of lager op het centraal schriftelijk eindexamen, studeert slechts de helft binnen 5 jaar af. Bij studenten met een zeven of hoger is dit bijna 70 procent. Ook bij wo-studenten gaat een hoger cijfer op het centraal schriftelijk eindexamen samen met een hoger aandeel dat binnen 6 jaar klaar is met de studie.

Utrecht-Gooi

Sociale verzekeringen per 1 januari 2010 omhoog Uitkeringen als de AOW, ANW, WW, WIA, WAO en Wajong gaan vanaf 1 januari 2010 omhoog. De verhogingen worden doorgevoerd omdat de uitkeringen zijn gekoppeld aan het wettelijk minimumloon (WML). Het minimumloon stijgt van 1398,60 euro naar 1407,60 euro bruto per maand. De aanpassingen zijn nodig omdat ook de lonen en de prijzen de afgelopen tijd zijn gestegen.

Den Haag

Wettelijk minimumloon per 1 januari De bruto bedragen van het wettelijk minimumloon en het minimumjeugdloon stijgen per 1 januari 2010 met 0,64 procent. Wettelijk bruto minimumloon (WML) voor werknemers van 23 jaar en ouder bij een volledig dienstverband per 1 januari 2010: €1407,60 per maand €324,85 per week €64,97 per dag

Den Haag

Inflatie opnieuw hoger De inflatie is in november 2009 uitgekomen op 1,0 procent. Dit is 0,3 procentpunt hoger dan in oktober. De inflatie is voor de vierde opeenvolgende maand gestegen. Dit blijkt uit cijfers van het CBS. Vooral de prijs van benzine had een inflatieverhogend effect. Benzine was in november 11,2 procent duurder dan een jaar eerder. In oktober was benzine nog 1,5 procent goedkoper dan een jaar eerder. Dit komt vooral doordat benzine vorig jaar in november fors goedkoper is geworden.


HABER

DECEMBER / ARALIK 2009

Beni izle: Twitter

haber•nl

16

Twitter bir sosyal ağ ve mikroblog servisidir. Kurulduğu 2006 yılından itibaren çok hızlı büyüme kat etmiştir ve internetteki en popüler 50 site arasında bulunmaktadır. Twitter 140 karaktere kadar mesajlaşma imkanı sunuyor. Twitter aracılığıyla yazılan mesajlar twitter hesap sahibinin sayfasında yayınlanıyor ve bu hesabı takip eden kişilerce görülebiliyor. Bu kısa mesajlara tweet adı veriliyor.

5 soruda twitter Kısaca nedir? Kullanıcılara internet üzerinden kısa mesaj gönderme imkanı sunan bir sistem. Nasıl üye olunur? Twitter.com sitesinden e-mail adresinizi, kullanıcı ismi ve şifrenizi yazarak üye olabilirsiniz. Twitter için para ödeyecek miyim? Kullanımı ücretsizdir. Nasıl mesaj yazılır? Twitter.com sitesinden, twitter programlarından veya sms göndererek neler yaptığınızı, neler düşündüğünüzü yazabilirsiniz. Cep telefonunuzda mobil internetiniz varsa yükleyebileceğiniz farklı twitter programlarından da mesaj gönderebilirsiniz. Her türlü telefon için twitter programları mevcuttur. Kimlere mesaj yazacağım? Arkadaşlarınıza, twitter hesabı olan şirketlere, ünlülere, kısaca twitter hesabı olan herkese mesaj yazabilirsiniz. Ayrıca Twitter’da sizi ilgilendiren konularda arama yaparak sizinle aynı şeylere ilgi duyan kişilerle arkadaş olabilirsiniz.

Tabii ki mesajlarınızı herkesin görmesini istemiyorsanız gizleyebilirsiniz. Bu şekilde sadece sizin izin verdiğiniz kişiler görebilir. Tweet’leri www. twitter.com sitesinden, twitter programlarından veya sms aracılığıyla gönderebilirsiniz. 140 karakter sınırı sms servisleriyle uygun olması için seçilmiştir. Tweet yazmak veya tweet’lere cevap yazmak ücretsizdir, fakat SMS aracılığıyla gönderilen mesajlar doğal olarak ücretlidir. Bu yüzden twitter kullananımı çok nadiren sms aracılığıyla yapılır. Twitter’ın diğer sosyal ağ sitelerine göre farkı, sitesinin ve özelliğinin çok basit olmasıdır. Diğer sosyal ağ siteleri gibi karışık bir önyüzü yok, profilinizi oluşturmanız için yine çok kısıtlı bir bölüm var. Bu yüzden çok sade bir görünümü var. Twitter’da yazılan konular insanların o anda neler yaptıkla-

rından tutun da güncel haberlerle ilgili yorumlarına kadar değişiyor. Twitter sitesine baktığınızda o anda en çok bahsedilen konuların listesini görebilirsiniz.

Twitter nasıl kullanılır?

Twitter’da hesap açtıktan sonra arkadaşlarınızın, ünlülerin veya hiç tanımadığınız insanların twitter hesaplarını takip edebilirsiniz. Eğer takip ettiğiniz kişiler çoksa veya takip ettiğiniz kişiler çok yazı yazıyorsa, twitter sayfanızda günde yüzlerce, hatta binlerce mesaj görebilirsiniz. Bu mesajlar arasında size yazılan mesajları görmek tabii ki zor. Sadece size yazılan mesajları görmek için sağ kısımda @ işareti ile başlayan kullanıcı isminize tıklamanız gerekiyor. Bu sayfada sizin isminizin geçtiği mesajları bulabilirsiniz. Arkadaşınızın mesajına cevap yazarken arkadaşınızın isminin @ işareti ile başladığını görebilirsiniz. Bu ona yazılan bir cevap olduğu anlamına geliyor.

Twitter’ın değeri

Twitter’ın henüz bir gelir imkanı yok. Tweet yazmak ve insanları takip etmek bedava, twitter sitesinde de rek-

lamlar da yok. İleriye dönük para kazanmayı ileriye donuk tabii ki düşünüyorlar, fakat bunun nasıl olacağı tam olarak bilinmiyor. Şimdiye kadar Twitter’a yatırım yapan şirketler var. Bu şirketler 57 milyon dolardan fazla yatırım yaptı ve Twitter’dan bir şekilde para kazanmak isteyeceklerdir. Tabii bu para kazanma olayı Twitter’ı satıp da gerçekleşebilir. 2008 yılında Facebook Twitter’ı satın almak istedi ve 500 milyon dolar önerdi ama sonuç olarak satış gerçekleşmedi. Bu fiyatın büyük bir kısmını Facebook hisseleriyle ödemek istedi, satışın da bu yüzden gerçekleşmediği söyleniyor. Bu sene ise Google’ın Twitter’ı satın almak istediği söylentileri cıktı. Twitter’ın değerinin neden bu kadar büyük olduğunu düşünebilirsiniz. Sonuçta Twitter’da insanlar o anda neler yaptıklarını veya ne düşündüklerini yazıyorlar. Twitter’ın da bir gelir kapısı olmadığına göre büyük şirketler neden milyonlarca dolarlar yatırım yapıyorlar ve değeri yüz milyonlar ile ifade ediliyor? Twitter’ın değeri içeriğinden, yani milyonlarca insanin sürekli yazdığı yazılardan kaynaklanıyor. Bir diğer gücü de bu yazılanları gerçek

SEÇMECE TWITTER: steenbergen RT @Michonnet: Een Amerikaanse president de Nobelprijs voor de vrede geven is net zoiets als Wilders de Nobelprijs voor integratie geven.

zamanlı arama imkanı sunmasından kaynaklanıyor. Bu geniş içerik ve arama gücünün ne kadar kuvvetli olduğunu göstermek için birkaç örnek verebiliriz. Bu sene gösterime giren filmlerin gişelerde başarılı olmalarını beklerken çok başarısız olmalarının Twitter’da yazılan yazılardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Filmlerin ilk çıktığı günlerde sinema seyircilerinin filmi beğenmediklerini yazmalarından dolayı başka insanların bu filmlere rağbet göstermedikleri düşünülüyor. Büyük şirketler kendi markalarıyla ilgili yazılan yazıları takip ediyor ve markalarıyla ilgili kötü deneyimleri olan kişilere nasıl yardımcı olabileceklerini soruyorlar. Bu şekilde müşteri memnuniyetini yükseltmek ve markalarının negatif olarak anılmalarını önlemek istiyorlar.

YAZ KAZAN!

0 5 EURO Yazmaya şimdiden başlayın. Her ay burada farklı bir konu ile siz okurlarımıza ödül dağıtmaya devam edeceğiz.

RT @Priyafengshui love gives u power power doesn't give u love RT @paulocoelho love rules, power disappears. power rules, love disappears @Joostlagendijk What a bad decision of the Dutch parliament to cancel visit to Turkey because ministers don’t want to meet with populist islamophobe Wilders (2 dec.2009) @Turkeyreport ‘We expect 6% contraction of Turkish economy this year and 4% growth in 2010’ says Fatma Melek, chief economist of Akbank (11 dec.2009) @erdincsacan You can receive money from the moneybox without having your card, using your phone in Turkey. The bank sector there is amazing! (1 dec.2009)

2006’da kuruldu. Kurucuları: Jack Dorsey, Evan Williams ve Biz Stone 83 çalışanı var. Twitter ofisi: http://abduzeedo.com/new-twitter-office-headquarter

EV ÖDEVİ

RT @Randy_Gage: THere are 140 private jets and 2,000 limos at the global warming conf in Copenhagen. Just saying...

İŞTE SİZE YAZMA FIRSATI EV ÖDEVİNİZ BİZDEN, KATILIP KAZANMAK SİZDEN

ÖDEVİN KONUSU

“İnsanlar çevrimiçi ve çevrimdışı olarak iki gruba ayrılır. Çevrimdışı olmak, devrimdışı olmak, yani devredışı kalmaktır. NOT: Çevrimiçi=Online”

NE YAPMANIZ GEREKİYOR?

Yazı dili: Türkçe

Yukarıda yazılan aforizmayı konu edinerek, minimum 100, maximum 200 kelime kullanmak koşuluyla, düzgün ifadelerle ve çarpıcı bir şekilde kendi yazınızı kaleme alın ve kendi kısa makalenizi oluşturun. Gönderdiğiniz yazıları jüri kurulumuz tarafından değerlendirilecek ve 1. olarak seçilen makale 50,- EURO ile ödüllendirilecektir. Yazılarınızı makale@haber.nl e-mail adresine ulaştırabilirsiniz. Jüri heyeti: 1. Sadik Yemni 2. Nazan Bilen 3. İbrahim Karaman

Sadık Yemni’nin bu konudaki öyküsünü okumak için: http://www.tersninja.com/sadik-yemniden-sinemasallar-6-sokaklar-benim-yeniden/

Bruiloft fotografie 0628596961


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.