Freedom in your hands! AĞUSTOS 2015 SAYI: 33 www.revizyondergi.com www.haberrevizyon.com www.hra.com.tr www.radyohra.com www.hra.tv.tr
FİYAT: ISSN
Teröre Destek Verenler Lanetlenmelidir!
2
KKTC: 2 2149 - 2336
İÇİNDEKİLER AĞUSTOS 2015 CONTENTS AUGUST 2015 KÜNYE
Tek Yürek Olalım
İmtiyaz Sahibi ATS Grup Güvenlik ve Yenilenebilir Enerji Sist. Basım Yayın Reklam İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Adına R. Aytekin TÜRKER
Bakış
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü R. Aytekin TÜRKER Proje Yönetmeni Halil PETEK
Grafik Tasarım ATS Graphic Design Studio Halkla İlişkiler Merve PETEK
Reklam ve Organizasyon Yönetimi C. Buğra DEMİREL Gülbin SERTOĞLU Hukuk Danışmanı Av. Zihni Levent DURAK Muhasebe ve Finans Sevilay BALCI Turan ALPTEKİ
Terörün Dini, Irkı, Vatanı Yoktur
18
Haber
Fahri Bölge Haber Temsilcileri KKTC: Murat CEYLAN Güney Doğu Anadolu: İbrahim H. KARACA Refik TÜRKER Güney Marmara Bölgesi: Cemal AKSU Ege: Ülkü AKTAŞ Karadeniz: Şükrü YAVUZ İngilizce tercümelerimiz sözleşmeli yeminli tercüman tarafından yapılmaktadır.
HABER
I Ş İ D D O S YA S I
R
G
İ
S
İ
Haber Revizyon Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Haber Revizyon Dergisi’nin tüm hakları R. Aytekin TÜRKER’e aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. Makalelerdeki görüş ve düşünceler yazarlarına aittir. Yazılı izin alınmadan, kaynak gösterilse dahi kullanılamaz.
BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ.
Sefa Koyuncu
....10
Aşırı Sıcak Havalara Dikkat! ....12
Lokman Ayva
38
....16 Teotihuacan
Keşif
HABER
....18 Hayalet Yapılar Sadabad Sarayı
Haber
....30 Büyümek Ya Da Büyümemek
D e t o k s N a s ı l Ya p ı l ı r ? Yüksel Güleç
....32 Uyuma ve Rüya Görme
Yaşam
Yönetim Yeri Hürriyet Bulvarı ATS Plaza No:129/2 Beylikdüzü / İstanbul
E
....8 Türkiye’de Koalisyon Çıkmazı
Güven Nimeti
Yayın Türü Ulusal, Süreli, Aylık
D
Haber
Haber
İletişim Çözümleri www.coordination.tv
İletişim 0212 875 5 880 – 0544 875 5 880 haber@haberrevizyon.com www.haberrevizyon.com
....6 TÜBİTAK 52 Yaşında
Danışma Kurulu Erol CANDABAKOĞLU Süha Fazlı BEZİRAY - Alaaddin SİNAN İsmail Ahmet ORHUN - Mustafa KESKİN Prof. Dr. Arif VERİMLİ - Dinçer YILDIZ Sertaç AKGÜL
Katkıda Bulunanlar Cahit ÜLKÜ - Lokman AYVA Şahin MENGÜ - Sunay AKIN Prof. Dr. Arif VERİMLİ - Dr. Haydar DÜMEN İsmail Ahmet ORHUN - M. Metin YILGÖR Rafael SADİ - Onur BELGE Turan BAŞOL - Yüksel GÜLEÇ Can KAPYALI - Metin BAŞOL Dr. Yavuz DİZDAR - Ahmet GÜNEŞTEKİN Sefa KOYUNCU - Mehmet BAŞKAK
....4
....34 LGBTİ Nedir?
Haber
50
....42 Gelin - Kaynana İlişkileri
Prof. Dr. Arif Verimli
....54
Vajinismus Müjdesi
YAŞAM
Akıllı Hayvanlar
Dr. Haydar Dümen
...56
Burçlara Göre Kadınlar Astroloji
....60
E ditör’den
Kendimizi ne hale getirir olmuşuz. İnsan olduğumuzu, yaratana karşı sorumluluklarımızı yok sayar olmuş, insanlığın gelişip daha güzel ve daha ileriye doğru gidebileceğini bile düşünmeyi bırakmışız. Ne oluyor? Neler oluyor? Kimlerin çıkarları için insanlık ölüyor, öldürülüyor? Çocuklar, anneler, yaşlılar eziyet çekerken aklı baki insanlık kendini nerede ve neyin içinde arıyor?
Sebebini bilenlerin açıklamadığı, sebebini bilmeyenlerin yorumlayamadığı kaoslar yaşanıyor dünyamızda. Her an, her dakika yapıcı olmamız gerektiğini unutuyoruz. Zarar vermeyi, emek verilerek var edilmişleri yok etmeyi kendimize meziyet haline getirir olmuşuz. Herkes istediklerini açık açık dile getirse ve kaos imparatorlarının düşüncelerini sorgulayabilsek ne kadar güzel olurdu. Ama onlarda düşüncelerinin insanlık yararına olmadığını bildikleri için savaş, ayaklanma ve ülkelerin kendi içinde erimelerini sağlayacak kaoslar peşindeler. Hiç emek harcamadan, taze yeni sağılmış bir kap sütün üzerine çıkan kaymağı kaşıkla alıp afiyetle yemek için bekliyorlar. İnek bizim, ot bizim, süt bizim… Sağan, besleyen, bakan, büyüten biziz ama kaymağı onların olamaz. Bu işler zor artık. Bedel de biçseler kaymağı vermeyeceğiz. Ama elimizdeki kaymağın da farkında olmalıyız artık. Saldırılarla karşı karşıyayız, uzun ama kısa gözüken… Yapanlar belli, yaptıranlar belli cezası belirsiz. Canlar almış, ocaklar söndürmüş bu hain düşüncelere sahip, yaşamaya çalışan ve destekçilerinde aramızda bulunduğu terör lanetlenmelidir! Birileri örgütler kurar, haraçlar toplar, zorla mekanları, evleri basarlar, kötülük aşılayıp gelir elde ederler ve bu kadar hainlik yetmezmiş gibi destekçileri de olur bu hainlerin. Kendileri gibi şerefsiz düşüncelere sahip, kaypak, cinsiyetsiz, kimliksiz ve kişiliksiz destekçiler bulurlar. İşte tam burada “Teröre Destek Verenler Lanetlenmelidir!” Biz sınırımıza sevgiyle gelmiş 10 milyon insana kucak açmış bir milletiz…
Bakış
Tek Yürek Olalım
TEK YÜREK OLALIM
“
“Ülkemizin Bütünlüğünü Hedef Alanlara
Karşı Tek Yürek Olalım, Kardeşliğimizi Pekişti-
“
relim...”
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 32 kişinin hayatını kaybetmesine ve yüzlerce vatandaşımızın yaralanmasına yol açan bu menfur saldırıyı ve her türlü terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Ölen kardeşlerimizin hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Saldırının faillerinin en kısa sürede yakalanarak adalete teslim edilmelerini bekliyoruz. 61 bin ihracatçının temsilcisi TİM olarak bu saldırılara sağduyu içerisinde yaklaşarak birlik ve bütünlüğümüzü korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü biz terörden arınmış, kardeşliği güçlenmiş, güvenin tesis edildiği Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve toplumsal alanda büyük sıçrama yapacağına inanıyoruz.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, ülkemiz, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da terörizmle kararlı bir şekilde mücadeleye devam edecek, barış ve kardeşlik ortamını yeşertmek için elinden gelen gayreti gösterecektir. Biz de TİM olarak burada üzerimize düşen her türlü görevi üstlenmeye hazırız. 4 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet BÜYÜKEKŞİ
Haber
Terörün Dini, Irkı, Vatanı Yoktur!
TERÖRÜN
DİNİ, IRKI, VATANI
YOKTUR
6 haberrevizyon.com Ağustos 2015
!
“ Terörün dini, ırkı, milleti, milliyeti ve vatanı yoktur.
“
20 Temmuz Pazartesi günü Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 32 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör eylemi ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Her zaman söylüyoruz; terörün dini, ırkı, milleti, milliyeti ve vatanı yoktur. Dolayısıyla, teröre karşı uluslararası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik, ediyoruz” mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gelişmeleri Ankara’da takip ettiğini, ilgili bakanların ise Şanlıurfa’da gerekli çalışmaları yaptığını bildirdi. Terörün, insanlığın huzur ve mutluluğuna kasteden bir olaylar silsilesi olduğunu ve teröre karşı mücadelenin, dünyanın her yerinde hep birlikte verilmeye mecbur olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bu vesileyle bir kez daha kınıyor ve bu terör eyleminde ölen 32 vatandaşımızın ailesine
başsağlığı diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bununla ilgili de zaten başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere bütün görevli arkadaşlarımız en sıcak şekilde ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar, gösterecekler” dedi. Olayın faili Adıyaman nüfusuna kayıtlı Abdurrahman Alagöz olduğu belirlenen canlı bomba saldırısı ile ilgili olayda Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Hakimliği soruşturma dosyasına gizlilik kararı getirdi. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Hakimliği ‘dosya içindeki belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği’ iddiasıyla soruşturmada gizlilik kararı aldı. Mahkeme, savcılığın talebini aynı günde jet hızıyla kabul etti.
7 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
TÜBİTAK 52 Yaşında
TÜBİTAK 52 YAŞINDA 8 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK’ın kuruluş yıldönümü sebebi ile mesaj yayınladı. TÜBİTAK’ın ülkenin kalkınma hedeflerine paralel olarak, bilim ve sanayi alanında araştırma ve geliştirme çalışmalarını başarıyla yürüten önemli bir kurum olduğunu belirtti. Başbakan Davutoğlu mesajında, bilim ve teknolojinin bugün yüksek medeniyet seviyesini oluşturan unsurların en başında geldiğini, toplumların gelişmesinde hayati ölçüde belirleyici olduğunu belirtti. Geleceğin dünyasını bilim üreten, bunu doğru ve etkin kullanan milletlerin şekillendireceğini vurgulayan Ahmet Davutoğlu, “Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne erişme çabamızda bilim, bilgi, teknoloji ve insan kaynağına yapılan yatırımlar büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
edecektir. Bu düşüncelerle, TÜBİTAK’ın kuruluş yıl dönümünü kutluyor, değerli mensuplarına başarılarının devamını diliyorum.”
“
Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne erişme çabamızda bilim, bilgi, tek-
Bu bakımdan, hükümet olarak bilim ve teknolojiye büyük önem atfettiklerini, bilgi ve teknoloji üreten ülkeler arasında üst sıralarda yer almak için var güçleriyle çalıştıklarını belirten Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
noloji ve insan kaynağına
“TÜBİTAK, ülkemizin kalkınma hedeflerine paralel olarak, bilim ve teknoloji alanında araştırma ve geliştirme çalışmalarını başarıyla üstlenen güzide bir kurumumuzdur.
önem taşımaktadır
yapılan yatırımlar büyük
“
Ülkemize birçok proje, araştırmacı ve bilim insanı kazandıran, sanayimizin, bilim ve teknoloji politikalarımızın gelişmesinde katkıları olan TÜBİTAK, bundan sonra da Türkiye’nin geleceğe hazırlanmasında bu önemli rolü üstlenmeye devam
9
Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Bakış
Türkiye’de Koalisyonlar Çıkmazı
Sefa KOYUNCU Bizde, Batı ülkelerindeki gibi koalisyon kültürünün gelişmemesindeki ana faktörün, yanlış muhalefet anlayışı olduğu söylenebilir. İnönü’nün siyasi literatürümüze kazandırdığı, “Muhalefette tasvip olmaz” anlayışı hâlen geçerliliğini korumaktadır. Bu sebeple, “Muhalefet demek, iktidarın yaptığı her şeye karşı çıkmaktır” anlayışı kırılmadıkça, uzun ömürlü ve başarılı koalisyonlar kurulması da zor olacaktır. İlk koalisyon hükümetlerinin 1960 askerî darbecileri tarafından cebren kurdurulmuş olması da halkı bu yönetim biçiminden soğutmuştur. Menderes’i şehit eden askeri darbenin lideri Cemal Gürsel; 1961-65 yılları arasında talimatla peş peşe, İsmet İnönü’nün başrollerde olduğu bir azınlık, üç de koalisyon hükümeti kurdurmuştur.
Muhalefet demek, iktidarın 1923’ten, AK Parti’nin 2002’de tek başına iktidara gelmesine kadar, ülkemizde 57 hükümet görev yaptı; bunlardan 21’i, iki veya daha fazla partinin yer aldığı koalisyon hükümetleriydi. Ülkemizdeki irili ufaklı her siyasi partinin, tabanına angaje olduğu kırmızı çizgileri olduğu için hiçbir ortaklık hükümeti kolay kurulmadı. Koalisyon kültürümüz gelişmediği için de ortaklık hükümetleri genel anlamda kısa ömürlü ve başarısız oldular. Türkiye kalkınmasını Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan’ın tek başına iktidarlarında gerçekleştirdi. Esasen Türkiye gibi tarihî Osmanlı misyonuna sahip bir ülke, koalisyon hükümetleriyle büyük hedefleri yakalayamaz, nitekim yakalayamadı da. Koalisyonların kurulma sürecinin de, kurulduktan sonrasının da zaman, enerji ve kaynak kaybı olduğu çok kere görüldü. Bu sebeple; istikrarlı bir kalkınma, büyüme ve gelişmenin devamı için ülkemizin yeni bir seçimle, 13 yıl aradan sonra tekrar ortaya çıkan koalisyon labirentinden bir an önce çıkması gerekiyor. 10 haberrevizyon.com Ağustos 2015
yaptığı her şeye karşı çıkmaktır Demirel, Ecevit, Erbakan, Bahçeli, Yılmaz, Çiller, Erdal İnönü; 70’li ve 90’lı yıllarda kurulan kaotik koalisyon hükümetlerinin aktörleri olarak, siyasi tarihimizdeki yerlerini almışlardır. Bu çerçevede, koalisyon arayışlarının Menderes, Demirel, Özal ve Erdoğan’ın tek parti iktidarları sonrası ortaya çıkması, manipülasyon ve dış müdahaleye işaret etmektedir. Dış müdahale askerî darbelerle doğrudan olduğu gibi propaganda yoluyla dolaylı olarak da yapılmaktadır. Bunun en son örneği 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşanmış, iç ve dış mihraklarca bütün propaganda kanalları kullanılarak halkın iradesi çarpıtılmış, çok parçalı hâle getirilmiştir.
TÜRKİYE’DE KOALİSYONLAR ÇIKMAZI
“
Daha önce kurulan 21 koalisyon hükümetinden hiçbiri Türkiye’nin dertlerine çare olmadı, çare erken seçim.
Bu karmaşık tablo, millî iradenin sandığa yansıması değildir. Ülke kendilerinden bir an önce yeni hükümeti kurmalarını beklerken; halkın yüzde 52 oyuyla doğrudan seçilen Cumhurbaşkanının konumunu kırmızı çizgi olarak öne çıkaran siyasi partilerin abesle iştigal ettiği açıktır. Koalisyon görüşmeleri sırasında, “çözüm süreci”ne yüzde yüz karşı olduğunu açıklayanlarla, meseleyi şirazesinden çıkartıp farklı mecralara sürüklemeye çalışanlar da yanlış yapmaktadır.
“
Bu, ülkemizle birlikte kan, gözyaşı ve barut dumanlarının dinmediği bölgemiz için olduğu kadar, dünya için de önemlidir. Yeniden tek parti iktidarıyla “yeni anayasa” ve “başkanlık sistemi”,Cumhuriyet tarihinin en önemli reformlarından biri olacaktır. İnanıyorum ki milletimiz sandığın tekrar önüne konulması hâlinde, siyasi skalada istikrardan yana gerekli düzeltmeyi yapacaktır.
Türkiye’nin bu nevi fantezilerle vakit kaybetme lüksü yoktur. Küresel iktisadi krizin ardından Avrupa bölgesel ekonomik krizinin giderek etkisini artırdığı, Ortadoğu’da siyasete terör örgütlerinin yön verdiği bir dönemde Türkiye koalisyonlarla zaafa uğratılmamalı, güçlü bir istikrar adası olarak varlığını devam ettirmelidir. 11 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
Aşırı Sıcak Havalara DİKKAT!
AŞIRI
SICAK
!
HAVALARA DİKKAT 12
haberrevizyon.com Ağustos 2015
13 AÄ&#x;ustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
Aşırı Sıcak Havalara DİKKAT! Aşırı hava sıcaklıkları çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getireceği için bu hava koşullarında biraz daha fazla dikkatli olmak gerekmektedir. Nem ve sıcaklık artması ile vücut ısısı da artmakta olup metabolizmamız bu duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Normal zamanlarda vücudumuz terleme yolu ile ısısını dengeli korumaya çalışır. Fakat aşırı sıcak havalarda bu işlemde başarılı olamaz. Özellikle kronik hastalığı olanlar, çocuklar, yaşlılar da vücut sıcaklığının dengede tutulması her zaman mümkün olmayabilir. Kişinin bulunduğu ortamdaki nem oranı aşırı fazla ise kişi terler ama bu terleme ile vücut sıcaklığında önemli bir değişiklik olmaz.
EN ÇOK ETKİLENEN GRUPLAR Hamileler Açık alanlarda çalışanlar 65 yaş üzeri yaşlılar Bakıma ihtiyacı olanlar Aşırı kilolular Kronik hastalığı bulunanlar (şeker hastalığı, kalp – damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, beyin – damar hastalıkları, böbrek hastaları, karaciğer hastaları, solunum sistemi hastaları) Sürekli ilaç kullanan kişiler (tansiyon, idrar söktürücü, uyku ve depresyon ilaçları) Sokak çocukları ve evsizler Aşırı sıcak havalardan özellikle yalnız yaşayan yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar en çok risk taşıyan gruptadır.
KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI? Güneşin tam tepede olduğu günün en sıcak saatlerinde saat 10:00 / 16:00 arası mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Güneş altında herhangi bir koruyucu önlem almadan çalışılmamalı, fazla hareket edilmemeli, sık sık tuz içeren sıvı gıdalar alınmalıdır. 14 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Giysiler hafif bol ve açık renkte seçilmeli, kafamızı direkt güneş sıcaklığından koruma amaçlı şapka takılmalı, yine güneşin zararlı ışınlarından gözlerimizi korumak için güneş gözlüğü takılmalıdır. Spor yapmak için sabah erken veya akşam saatleri tercih edilmelidir. Ağır fiziksel spor aktivitelerinden kaçınılmalıdır. Kapalı alanlar iyi havalandırılmalıdır.
NASIL BESLENİLMELİDİR? Her gün en az 14 su bardağı su içilmelidir. Bu ortalama 2 – 2,5 litre su yapmaktadır. Sabah kahvaltısında taze sebzeler, az yağlı peynir, kafein içeren içecekler yerine süt, kuşburnu veya ıhlamur gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Ana yemeklerde yağlı kızartma yerine ızgara, haşlama gibi sağlıklı pişirme yöntemleri ile pişirilmiş yemekler yenmelidir.
Güneş gören pencere ve kapılar güneşlik ile gölgelendirilmelidir. Park edilmiş araçların içinde çocuk, bebek, engelli ve evcil hayvanlar kesinlikle bırakılmamalıdır. Vücut sıcaklığının yükselmemesi için mümkünse sık sık duş alınmalıdır. Duş almanın mümkün olmadığı durumlarda ise eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalıdır.
Aşırı sıcak havalarda vücut direncini artırmak için bol miktarda meyve, sebze ve mineral alınmalıdır. Sıvı alımında çay, kahve ve gazlı içecekler yerine süt, ayran, meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Çok soğuk ve buzlu içecekler mide kramplarına neden olacağından dolayı tüketilmemelidir. Açıkta satılan yiyecek ve içeceklerin bozulma olasılığı düşünülerek tüketilmemeli. Yeni açılan bir gıda maddesi de açıkta bekletilmemelidir. 15
Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Bakış Güven Nimeti
Lokman AYVA Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı
Artık güvenmek istiyorum. Güvensizliğe değil, güvene katkı yapmak istiyorum. Güvenilir toplumda, güveneceğim dostlarla, güven içinde yaşamak istiyorum. Sadece insanlara mı? Devletime, hükümetime, okullara, diplomalara, meslek
Arkadaşımla Boğaziçi Üniversitesi’nin bahçesinde oturmak için boş sandalye ve masa bakıyorduk. Kolay olmasa da hemen bir yer bulduk. Gelin görün ki iki kişiyiz ve “her ikimiz de yiyecek içecek almak üzere içeri girince ya birileri gelir oturursa!” diye alışılmış bir kaygı doğdu içimizde. Ben dedim ki, “dizüstü bilgisayarımı masaya koyayım, buranın birine ait olduğu belli olur ve böylelikle oturmazlar.” Arkadaşım bilgisayarın başına bir şey gelebileceği konusunda uyardı. Bir an hak verdim ve bilgisayarı masadan almak istedim. Sonra kendimi çok tuhaf hissettim. Niye mi? Ya burası benim okulum. Oradaki kişiler ya benim hocalarım ya da öğrenci arkadaşlarım. Ben onlara güvenmeyeceğim de kime güveneceğim? İşin doğrusu biraz utandım ve hemen bilgisayrı koydum.
rınımdan, duygularımdan, inancımdan
Arkadaşım da demesin mi “Ben de montumu koyuyorum o zaman.” Sizi fazla merakta bırakmayayım: Yiyeceklerin hazırlanması epey sürdü ve biz geldiğimizde eşyalarımıza hiç birşey olmamıştı. Boğaziçi Ailesine, ortamına güvendim ve yanılmadım. Mutluluğumu anlatamam. Kendimce ortamın güvenilir olduğunu ıspatladım ve güvene katkı yaptım.
ve kendimden emin olmak istiyorum.
Sadece ben mi?
Acayip bir şey mi istiyorum sizce? Yeminle söylüyorum ki bu istek sadece ve
Arkadaşım da güvendi. Belki risk aldık ama karşılığında güvenilir büyük bir aile ve ortam kazandık. Eğer biz o gün eşyalarımızı bırakmamış olsaydık güvensizliği sürdürmüş olacaktık.
sadece içimden geldi. Sanki tabi birşey
“Acaba güvenin mi yoksa güvensizliğin
gibi geliyor bana. Zaman zaman sorun-
mi maliyeti yüksektir?”
lar olduğunu hissediyorum. İnşallah bu
Zaman zaman kendi kendime tartışırım: “Acaba güvenin mi yoksa güvensizliğin mi maliyeti yüksektir?” Kendi hayatım itibarıyla söyleyebilirim ki, güvensizliğin maliyeti bana çok yüksek olmuştur. Malumunuz ben kör biriyim. Bu vasfım itibarıyla kandırılmaya çok müsait olduğumu düşünebilirsiniz.
sahiplerine, polise, sertifikasyon kuruluşuna, oturduğum binaya güvenmek, ya-
güvensizliğe katkı yapanlardan biri ben değilimdir.
Çok alışveriş yaptım. İşportacılık yaptım. Çok para aldım verdim. Yöneticilik ve milletvekilliği yaptım. Şu ana kadar kandırıldığıma dair bir tek vaka hatırlıyorum. Onu da doğrudan suçlayamam, zira emin değilim. 16 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Güven Nimeti
Kuruluşlarla yaşadığım olaylar daha güvensiz olmuştur. Filanca görevini yapar diye güvendiğiniz kuruluşun görevini yapmadığına çok şahit oldum. O kuruluşun verdiği belgenin gerçeği yansıtmadığını da çok yaşadım. Yazılı kurallarla uygulanan kuralların çok çok farklı olduğunu bilmeyen var mıdır bilmiyorum. Günlük hayatta insanların randevularına uyarak zamanında gelememe, verdikleri sözleri unutma, ihmal etme, yokmuş gibi davranmaları neredeyse adetten oldu. Ama o bildiğimiz kıymetli davranışları yapabilenler hala çok çok az değil. İlginçtir eğitim seviyesi düştükçe o kıymetli davranışları yapanların sayısı daha da artıyor. Burada maksadım “eğitimli/ eğitimsiz” meselesi suçlu aramak için değil, sadece bir gözlem paylaşımı. Güvenebileceğiniz insan... Hayatta iniş çıkışlarımız çok oldu. Bin bir emekle, tırnaklarımızla tepelere çıktık ama bir anda kendimizi diplerde bulduğumuz çok oldu. Bu dönemlerde bir takım insanlar yanınızdan kayboluverirler. Bu durumu anlayabiliyorum. Kendince geçmişten bir soğukluğu vardır ve ilk fırsatta “Olacağı buydu” deyiverirler. Yahut geçim kaygısıyla sizinle aynı ortamda görünmek istemezler. Adamın çoluğu çocuğu vardır. Diplere inen kişinin çoluğu, çocuğu, geçim derdi yokmuşçasına davranılır. Tekrar tepelere çıktığınızda da çevrenizde aynı kişiler yine olurlar. Hak vermesem de bunları anlayabilirim. O tür “dostları kaybettim” diye üzülmeyin duyacağınız özlem, sizin tepelere çıkmanızla emin olun bitecektir. Bu bahiste bir gözlemimi daha paylaşmak istiyorum: Sebebini bilmiyorum ve bilmek için de hiç uğraşmadım: Tepeden diplere yuvarlandığımda da tepedeymişim gibi arkadaşlığını ve dostluğunu esirgemeyip sürdüren erkeklerden ziyade her nedense hanımlar olmuştur. Dim dik, kararlı ve gerçekten çok büyük bir cesaretle durmuşlardır. Öyle ki bu tutum ve davranışların farklı cinsiyetlerdeki kişilerin arasında olması pek
çok menfi anlama çekilebilecek olmasına rağmen. Benim öyle çok dostum, arkadaşım vardır. O duruşun ne anlama geldiğini ancak yaşayan bilir. O duruşun yanında makamın, paranın, itibarın, zevklerin, hobilerin hiç birinin hiç bir değeri yoktur. “Güven nimeti” bahsini deşeledikçe anlıyorum ki benim tek başıma altından kalkabileceğim bir mevzu değil. Birkaç damla göz yaşı dökmeden anlatamadığım şu Çanakkale hatırasını inşallah sakin bir şekilde yazmayı başarırım: Savaş esnası. Düşman maddi, manevi varlığını sömürme, yok etmek için, iki yüzlülüğünde, ahlaksızlığında doruklara ulaşma emelini gerçekleştirmek maksadıyla bizim yüreği mangal, temiz, pak, içi dışı bir, iyiliksever Anadolu gençlerinin üstüne her türlü silah ölüm kusmaktadır. Er, komutanının yanına gelir ve arkadaşının yaralandığını, yanına gitmek istediğini söyler. Şahadetin en yüksek, gaziliğin de en düşük ihtimal olduğu o anda komutan, “Evladım, görmüyor musun? Bu kurşunların arasından gitmek neredeyse imkansız. Gitsen de arkadaşın sen varana kadar şahadet şerbetini içmiş olur çoktan.” der ve izin vermez. Ama er, o kadar ısrar eder ki komutan dayanamaz ve izin verir. Çok uzun süre geçmeden er, sırtında arkadaşıyla geri döner. Komutan haklı çıkmıştır: Arkadaşı şahadet şerbetini içmiştir. Komutan bakar, “Ben sana demiştim” der. Er, gözü yaşlı, “Vardığımda yaşıyordu” der. “Konuşabiliyor muydu=” diye üzgün devam eder, komutan. “Ben duyacağımı duydum” der hıçkırıklar içinde, er. Komutan, “Ne dedi” diye sorunca er işte, herkesin duyabilmek ve söyleyebilmek isteyeceği arkadaşının o sözünü aktarır: ““Geleceğini biliyordum” dedi” Daha fazla devam edemeyeceğim. Allah hepimize güvenle beklendiğimizde gidebildiğimiz ve yine güvenle beklediğimizde gelebilen dostlarla bayram yapmayı nasip etsin. 17 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
KeĹ&#x;if
Teotihuacan
18 haberrevizyon.com AÄ&#x;ustos 2015
TEOTIHUACAN 19 AÄ&#x;ustos 2015
haberrevizyon.tv
Keşif
Teotihuacan
Kimler tarafından neden kurulduğu ve neden terkedildiği henüz bulunamamış olan bu şehrin Tanrılar Şehri diye anılmasının sebebi, bir efsaneye göre insanlardan önce Tanrıların burada toplanıp insanları nasıl yaratacaklarını tartışmalarıdır. Kentin kimler tarafından neden yapıldığı bilinmemekte ve bu konuyla ilgili hiçbir yazıt ile karşılaşılmamıştır. Kendi döneminin en büyük 6 şehrinden biri olan bu şehrin İ.Ö 150 yıllarında kurulduğu ve İ.S 650 yıllarındaki çöküşten 100 yıl sonra kadar terkedildiği sanılmaktadır. Kente daha sonra gelen Zapotek ve Mistekler gibi Maya toplumlarının yaşamış olduğu bölgeye ‘’Değerli Adama Yeri’’adı verilmiştir. Daha sonra bulunan bazı yazıtlarda şehirden Tollan adıyla bahsedilmektedir ki, bu isim kayıp başkent Tula’nın diğer bir adıdır. René Guénon’a göre Tula binlerce yıl önce batmış olan bir aydınlanma ve tekamül merkezinin adıydı ve buradan göç etmiş insanlar ismi onurlandırmak açısından bu tür merkezlere bu ismi vermiştir.
Teotihuacan’ın bu kadar büyük bir alana yayılması ise gerçekten şaşırtıcıdır. Kuzeyden güneye 3 km uzunluğunda ve 40 metre genişliğinde gösterişli cadde günümüzde Ölüler Yolu adıyla bilinmektedir. Bu yolun her iki tarafında piramitler ve tapınaklar bulunur. Cadde kuzeye doğru 30 metreye yakın yükselerek , güney yönunden gelen birinin yolu göğe doğru yükseldiğini düşündürür. 20 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Teotihuacan kentiyle ilgili en büyük gizem kentte yaşayanların henüz bilinmeyen bir nedenle kenti aniden terk etmiş olmalarının sebebi nedir? Teotihuacan kentindeki yapıların konumları, Gize’deki piramitler gibi Orian Takımyıldızının yerdeki yansıması olacak biçimde ve aynı zamanda, Queatzalcoatl Tapınağı’ndan hareketle gezegenlerin yerdeki yansıması olacak biçimde düzenlenmesi bir rastlantı mıdır? Arkeologlar 1906’da Güneş Piramidi’nin belirli bir yüksekliğinde ve ayrıca tapınaklarda kara mika kaplamalarının olduğunu saptamışlardır ki, bölgeye kara mika mineralinin elde edilebileceği en yakın yer Güney Amerika kıtasındaki Brezilya’dır. Bu kara mika kaplamaları Tanrılar Şehrine nasıl ulaşmıştır?
Yolun aşağısında duran birinin eşit yüksekliklerden oluşan basamakların, göğe doğru uzanan sonsuz bir merdiven olduğunu ve Ay piramidi ile sonlandığını düşünmesini sağlar. Ölüler Yolu Ay Piramidi ile sona erer. Ölüler Yolunun sol tarafında Güneş tapınağı bulunmaktadır. Doğu tarafında ise 3. büyük tapınak Quetzalcoatl bulunmaktadır. Bu şehrin gizemleri ve hala cevabı bulunamamış sorular şunlardır:
21 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
IŞİD Dosyası
. IsId ,
DOSYASI 22 haberrevizyon.com Ağustos 2015
23 AÄ&#x;ustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
IŞİD Dosyası
IŞİD, Irak ve Suriye’de etkinlik gösteren silahlı grubun adıdır. Açılımı içe Irak, Şam İslam Devletidir. Eski adı Arapça Daiş, Daeş ve Deaş adlarıyla da bilinir. IŞİD petrol kaynaklarının yakınında olduğundan Dünya’nın en zengin terör grupları arasında yer almaktadır. El-Kaide’ye bağımlılığını 2004 yılında ilan eden grup kısa sürede Irak El-Kaide’si adını aldı.
Grup genelde Sünnî topluluklar olmak üzere Mücahidîn Şûra Konseyi, el-Kaide, Jaysh el-Fatiheen, Jund el-Sahaba, Katbiyan Ansar El-Tevhid vel Sunnah, Jeish el-Taiifa el-Mansoura gibi farklı isyancı grupların desteğini alarak büyüdü. Halifeliği kurma hedefi Sunni nüfusun yoğun olduğu bölgeler olan Irak ve Levant’te vardır. Şubat 2014’te El-Kaide, IŞİD ile tüm bağlarını kestiğini duyurdu. Irak’ın Diyala, Kerkük, Selahaddin ve Anbar illerinde yoğun savaşın yaşandığı dönemlerde çok büyük etkinlik gösterdi. 24 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Halen devam eden Suriye iç savaşında Suriye’nin İdlip, Halep ve Rakka bölgelerinde varlık gösterdi. Bakuba’yı başkenti ilan etti. IŞİD, Irak hükümeti üyeleri ve binlerce sivil Iraklının ölümlerinden sorumlu tutulmaktadır. Irak savaşının sonlarına doğru ciddi anlamda gerilemeye başlamıştır. ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile 2012’de gücünü toplayarak üye sayısını kat kat aştığı görülmektedir.
Haber
IŞİD Dosyası
2013 yılında El-Cezire’ye sızdırılan bir mektup ve ses kaydıyla El-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri, bu grubun Suriye kanadını tasfiye ettiğini açıkladıysa da IŞİD emiri Ebu Bekir elBağdadi, bu tasfiye kararını reddettiğini ve grubun Suriye’deki operasyonlarına devam edeceğini açıkladı.
bağış oranı 2005 ile 2010 yılları arasında sadece yüzde 5 idi.
IŞİD, Suriye’nin Kuzeyinde Nisan 2013 itibariyle hızlı bir şekilde askeri güç kazanarak bu bölgenin en güçlü grubu oldu.
IŞİD ajanından Irak istihbarat birimlerinin edindiği bilgiye göre, örgütün 2 milyar dolarlık finansal gücü olduğu ve bu paranın büyük bir çoğunluğunun Musul Merkez Bankası’ndan çalınan altın ve paralar olduğunu belirtiyor.
Şeriat kanunlarını Suriye’de etkin olduğu bölgelerde icra etmeye başladı ve yabancı gazetecileri, yardım kuruluşlarına üye insanları, rakip gördükleri askerleri hapsetti veya sürgüne gönderdi. IŞİD’in Ağustos 2014’te Suriye İnsan Hakları Gözleme Örgütünün verilerine göre Irak’taki savaşçı sayısı 30 bin, Suriye’deki savaşçı sayısı ise 50 bin olduğu açıklandı.
Maddi Kaynakları IŞİD’e ait ele geçirilen belgeler analiz edilerek bir rapor hazırlandı. Araştırma sonucuna göre terör örgütüne dışarından yapılan 26 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Terör örgütüne bağlı birimlerin alıkoyma, adam kaçırma, rehin alma gibi işlerden elde ettikleri gelirin yüzde 20’sini merkeze yönlendirdikleri belirlendi.
IŞİD’in Irak ve Suriye’ye uluslar arası yardımları da kullandığı rapor edilmiştir.
Kullandığı Silahlar Helikopter ve alçak irtifa uçaklarını düşürmeye yarayan füze sistemlerini ele geçirip kullanmaya başlamıştır. Bunun haricinde araca monte edilebilen ağır makineli tüfeklere, scud füzesine, M198 tipi havan topuna sahip olduğu bilinmektedir. IŞİD, Musul Havalimanını ele geçirdiğinde içinde bulunan kargo uçaklarını, askeri taşıma ve saldırı helikopterlerini de ele geçirdi fakat bunları kullanma gücünün olmadığı biliniyor. Musul Üniversitesi’ne ait materyalleri 2014 yılında IŞİD ele geçirdiğinde Irak, BM Büyükelçisi BanKi-Moon’a bir mektup yazmış ve çalınan materyallerin nükleer silah yapımında kullanılabileceğini bildirmişti. Uzmanlar konuyu inceleyerek bu tehdidin çok küçük olduğunu bildirmişlerdi.
IŞİD rehin alma ve kişi kaçırma eylemlerini sıklıkla gerçekleştiriyor IŞİD rehin alma ve kişi kaçırma eylemlerini sıklıkla gerçekleştiriyor. Ayrıca örgütün körfez ülkelerinden yüksek miktarda bağış topladığı da iddia ediliyor. Suudi Arabistan ve Katar, IŞİD’i finanse etmekle suçlanıyor. Tüm bunların yanında Suriye’nin Kuzeyinde elektrik satarak ve Doğu Suriye’deki petrol kaynaklarından gelir elde ettiği de öne sürülüyor. IŞİD’in Irak ve Suriye’ye uluslar arası yardımları da kullandığı rapor edilmiştir.
IŞİD’in Ağustos 2014’te Suriye İnsan Hakları Gözleme örgütünün verilerine göre Irak’taki savaşçı sayısı 30 bin, Suriye’deki savaşçı sayısı ise 50 bin olduğu açıklandı 27 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
IŞİD Dosyası
IŞİD’in Türkiye’de Karıştığı Olaylar
Musul Başkonsolosluğu
Cilvegözü
11 Haziran 2014’te Irak Musul Başkonsolosluğumuza baskın yapan IŞİD toplam 49 kişiyi rehin aldı.
11 Şubat 2013 yılında Hatay Cilvegözü Sınır Kapısında bombalı araçla saldırı düzenlendi. Yapılan saldırıda toplamda 18 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerden 4’ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı.
Çok sayıda IŞİD mensubuyla takas edilerek rehineler 3 ay sonra MİT’e teslim edildi.
Sultanahmet Patlaması
Reyhanlı
Sultanahmet’te 6 Ocak 2015’te bir polis memurunun da şehit olduğu patlama meydana geldi.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde 3 dakika arayla iki ayrı bomba yüklü araç patlatıldı.
İlk önce teröristin DHKP-C’li olduğu bilgisi verilse de sonrasında canlı bombanın IŞİD üyesi olduğu ortaya çıktı.
46’sı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı toplam 52 kişi hayatını kaybetti.
Diyarbakır HDP Mitingi
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı saldırısı olarak tarihe geçti.
HDP’nin Diyarbakır mitinginde 6 Haziran 2015 tarihinde 5 ölü ve yüzlerce yaralının olduğu patlama meydana geldi.
Saldırıda 146 kişi de yaralandı.
Bombayı miting alanına giren IŞİD üyesi Orhan Önder patlatmıştı.
Ulukışla
Suruç
Hatay’dan İstanbul’a giden IŞİD üyeleri Niğde Ulukışla’da yol kontrolü yapan bir üstçavuş ve bir polis memurunu öldürdü.
20 Temmuz Pazartesi günü Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonunun Kobani’ye yardım götürmek için toplandıkları sırada basın açıklaması yapılırken adının Şeyh Abdullah Alagöz olduğu belirlenen IŞİD üyesinin üzerinde taşıdığı bombayı patlatmasıyla 32 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi yaralandı.
Kaçarken gasp ettikleri kamyonun şoförünü de öldürdüler.
28 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Tarih
Sadabad Sarayı
Sadabad Yapılış tarihi
: 1722
Yaptıran
:III. Ahmet
Yıkım tarihi
: 1730
Yıkım nedeni
: İsyan
Yer
: Kağıthane
Batılıların deyişiyle “Avrupa’nın tatlı suları” kıyısındaki Sadabad, ünlü Lale Devri eğlencelerinin ortamıdır; dünya yaşamı ve zevklerinin öncelik kazandığı, uzunca süren bir barış döneminin simgesidir. Buradaki saray 1722’de, III. Ahmet için sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Elçi Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin aylar süren Fransa ziyaretinden aktardığı gözlemler saray çevresinin peyzaj tasarımında önemli rol oynamıştır. Bahçe ve su düzenlemeleri, anıtlar ve köşkler, portakal ağaçları dizili yollar bu etkilerin ürünü olmalıdır. Farsça yer isimleri, kanallar ve çardaklar ise aynı çağların İranHint bahçelerini hatırlatmakta, Sadabad bir anlamda Paris ve İsfahan arasında kalmaktadır. Önde gelen devlet görevlilerinin de ahşap saraylar ve köşkler inşa ettirdiği bu mutlu, coşkulu mimarlık ve bahçe ortamı
1730’da Patrona Halil Ayaklanması’nda yıkılıp yağmalanmıştır. Yine de Sadabad Sarayı ve bahçeleri 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar defalarca onarılmış, değiştirilmiş ve özenilerek kullanılmıştır. Ancak 20. yüzyılın ortalarındaki şehircilik kararları uyarınca, o dönemde artık terk edilmiş ve harap olan yapılar yıkılmış, sarayın yerini İstihkam Mektebi, daha sonra Kağıthane Belediyesi almıştır. Esas saray Kağıthane Deresi’nin kenarında, sütunlar üzerine oturmaktadır; uzun bir kanal olan “Cedvel-i Sim” içine alınan derenin suları mermerden set ve çağlayanlarla sarayın önündeki fıskiyeli havuzlara aktarılmıştır. Sarayın içinde divanhanelerin, tavanları işlemeli odaların ve kafesli cumbaların bulunduğu tarihsel kayıtlarda anlatılmaktadır. III. Ahmet döneminin sarayı için en dayanaklı veriler Avusturya elçisi Gudenus’un çizimleri ile dönemin betimlemeleri ve gravürlerinde bulunabilmektedir.
30 haberrevizyon.com Ağustos 2015
3D Model: Cem KOZAR
d Sarayı Construction Date
: 1722
Commissioned By
: III. Ahmet
Destruction date
: 1730
Cause of destruction
: Riot
Location : Kağıthane
The palatial undertaking of Sadabad which was situated on the shores of the “Sweet Waters of Europe” -as it is called in the western world- is known as the setting of the celebrated festivities of the Tulip Age; it is the symbol of a relatively long period of peace as the worldly life and pleasures gained priority in Ottoman culture. The palace at this spot was built in 1722 by the grand vizier Ibrahim Paşa for Sultan Ahmet III. The travel accounts of the Ottoman ambassador Mehmet Çelebi who spent almost a year in France played a significant part in the design of the landscape of the palace area. Garden and water arrangements, monuments and pavilions, alleys with orange trees should be among the reflections of this influence. On the other hand, the Persian names given to places and buildings, the architecture of canals and canopies remind the Persian and Mughal gardens as well, so that Sadabad remains somewhat between Paris and Isfahan. This prosperous and joyful atmosphere of architecture and gardens where the leading state officials constructed timber palaces and pavilions was destroyed and plundered during the
Patrona Halil riot in 1730. The palace and gardens of Sadabad, though, were restored and reorganized for several times, and passionately used until the second half of the nineteenth century. However, the already abandoned and ruined buildings were demolished according to the urbanism approaches of mid twentieth century, and the palace was replaced by a military engineering school and later on by the Kağıthane Municipality. The major palace building was located at the bank of the Kağıthane Stream resting on columns; waters of the stream which were taken into a long canal called “the silver line” were directed over marble sets and cascades into pools with jets of water in front of the palace. Historical sources give descriptions of reception halls, rooms with decorated ceilings and alcoves with lattices. The most reliable data on the palace of Ahmet III can be found among the sketches of the Austrian ambassador Gudenus, and among descriptions and engravings of the time. 31 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Finans Büyümek Ya Da Büyümemek
Yüksel GÜLEÇ Bir insanın hayatındaki en zorlu süreçlerden birisi büyümeye başladığı yani ergenliğe girdiği dönemdir. Ses değişir, surat değişir, vücut değişir. Yavaş yavaş çocukluktan çıkılır. Bu geçiş döneminde elbise bulmakta zorlanmaya başlar insan. Ne büyükler için hazırlanan elbiseler olur üzerinize ne de çocuklar için. Sırf bunun için garson boy denilen bir ölçü bile icat edilmiştir. Orta okul civarına gelindiğinde genel olarak satıcıya garson boy denildiğinde o anlar. İşletmelerde kurulduktan sonra aynen insan hayatındaki aşamalara benzer aşamalar geçirir. Kuruluşta her şey çok kolay iken, gelişen işlerle beraber işletmeDE karmaşık işlemler ortaya çıkar. Düne kadar satış, pazarlama, muhasebe gibi işlemleri bir kişi götürebilirken, büyümeye başladığı zaman işler yetişmemeye başlar. Daha düne kadar beyanı zorunlu olmayan işlemlerde daha detaylı bilgiler vermek zorunda kalınır. Örneğin işletme tüzel kişilik ise fatura tutarları (alış ve satışlar) 5.000,- TL üzerinde olmaya başladığı zaman devlete aylık bildirmek zorundasınız. Bunu bildirmediğinizde ya da hatalı bildirimde idari para cezası yersiniz. Nakit ödemeleri ya da tahsilatları 8.000,- TL üzeri olursa her işlem başına ceza yersiniz. Personel çalıştırmaya başladığınızda risk analizi ve benzeri yükümlülükleri yerine getirmezseniz yakalandığınızda canınız çok yanabilir. Yukarıda belirttiğimiz 5.000,- TL sınır yüzünden kayıtlarınızın nerdeyse % 75’ i maliyenin bilgisayarlarına aktarılmış ve aktarılmaya devam etmekte. Belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra ve belli koşullar yerine gelmiş ise e-fatura denilen sisteme geçip aynı sistemi kullanan tüm firmalar ile fatura alış verişini bu sistem üzerinden yapmanız gerekmekte. Bu yüzden bilgisayar alt yapınızı güncellemeniz gerekmektedir. E-faturaya geçtikten bir dönem sonra e-deftere geçmeniz lazım. Bu da yıl içinde belli dönemler halinde yapmış olduğunuz tüm kayıtları devlete aktarmanız demektir. 32 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Daha bitmedi, büyümeniz hala devam ediyor ise aktif toplamı, net satış hasılatı ve personel sayınız, maliyenin ilgili sene içinde belirlemiş olduğu tutarlardan en az iki tanesine uyuyorsanız bir denetim şirketi tarafından denetlenmeniz ve faaliyetleriniz hakkında olumlu rapor almanız gerekir. Aksi takdirde bir takım yaptırımlar ile karşılaşabilirsiniz. Yani kuruluş sonrasında firmalar büyürken çok sıkıntılar ile karşılaşmaya başlar. Bu normaldir. Büyümenin getirdiği gerekliliklerdir. Ancak işletmeler bu durumdan çıkmak için çözüm aramaya başladığında önlerine çıkan danışmanların çoğunluğu standart yaklaşımlarla sanki büyüyen bir çocuğa verilen garson boy giysiler gibi benzer tavsiyeler vermekte, bu kimi firmaya uymakta ancak bazılarında sıkıntılar yaratmaktadır. Yani her işletmenin büyümeye yönelik planları özel olarak hazırlanmalı, sektör özellikleri, firma ayrıntıları dikkate alınmalı ona göre çalışılmalıdır.
B Ü Y Ü M E K YA D A B Ü Y Ü M E M E K
İşletmeler için bu kadar detay çalışma yapılması sanki tüm ekonomik krizlere işletmelerin sebebiyet verdikleri izlenimi vermektedir. Ancak kimi durumlar vardır ki bu tüm işletmelerin yapacağı usulsüz işlemlerden daha çok piyasaya zarar vermektedir. Bunlardan birisi ise Gümrük Bakanlığı’nın 15 Nisan tarihli yeni genelgesidir. Bu genelge sayesinde Türkiye’ye gümrük giriş noktalarından hiçbir beyanda bulunmadan serbest biçimde nakit para getirilmesinin önünü açmıştır. Bu durum karşısında şaşkınlığa düşmemek elde değil, bir tarafta vergisini ödeyen en ufak hatada cezalar yağdırılan işletme-
ler. Bu firmalar ekonominin hayatta kalmasını sağlarken türlü baskılara maruz kalmakta, bir tarafta böyle bir genelge. Bu durum kayıt dışı ekonominin genişlemesine yol açarken, bir yandan da kara para aklanması, teröre destek ve benzeri durumları akla getirmektedir. Bunları belli bir düzeyde takip edebiliyor iken artık bu işlemler tamamen yer altına inmesine neden olacaktır. Bu ülkeye sıcak para gelmesine sebebiyet verebilir ama bunun yaratacağı kronik sorunları, edinilen alışkanlıkların ileride ekonomiye zarar vereceğini unutulmayarak bu kararın tekrardan gözden geçirilmesi mutlak gerekmektedir. 33 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber
Uyuma ve Rüya Görme
UYUMA 34
haberrevizyon.com Ağustos 2015
RÜYA ve GÖRME 35
Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
“
Uyuma ve Rüya Görme
Herkesin ihtiyacı farklı olsa da insanların ortalama günde altı ila sekiz saat uykuya ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaç duyulan zamanlar yaşam boyunca değişiklik gösterebilir.
“
Yaşam
Deniz memelileri nefes almak için uyanık kalmak durumundadırlar. Beyinlerinin sadece yarısı uykuya dalar. Hemen hemen herkes rüya görür, beyin hasarına uğramış kişiler haricinde. Ancak herkes gördüğü rüyayı hatırlamayabilir. Ortalama bir insan uykusunun yaklaşık 2 saatini rüya görerek geçirir. Bu sayı yaşam boyunca altı yıla eşittir. Çoğu rüya 5 ila 20 dakika arası sürer. Gece boyunca 6 ila 24 rüya görürüz.
Amerikalı bir lise öğrencisi olan Randy Gardner dünya üzerindeki en uzun süre uyanık kalma rekorunun sahibidir. Randy Gardner bilimsel bir proje için 264 saat uyanık kalmıştır. Hayvanlarda uykuya ihtiyaç konusunda insanlara göre ciddi farklılıklar gösterirler. Genel olarak incelediğimizde fiziksel olarak ne kadar büyükse uykuya o kadar az uyurlar. Örneğin yarasalar günün 20 saatini uyuyarak geçirirken, zürafalar sadece 2 saat uyurlar.
36 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Haber
D E T O K S
Detoks Nasıl Yapılır?
38
haberrevizyon.com Ağustos 2015
Vücudumuza ağırlıklı olarak beslenme ile giren ve atık madde olarak bekleyen zararlı toksinler bulunmaktadır. Bu zararlı toksinlerden kurtulma işlemine detoks denir. Vücudumuzdan atılmasını kolaylaştıran besinleri sizler için haberimizde derledik.
Nasıl
?
Ya p ı l ı r
Ağustos 2015
39
haberrevizyon.tv
Haber
Detoks Nasıl Yapılır?
Brokoli Karnabahar, brokoli, kıvırcık salata, lahana gibi gıdalar sülforafan açısından zengin içerikleri sayesinde vücudumuzun yüksek miktarda antioksidan ve zehirsizleştirici madde üretmesini sağlar. Ayrıca bu gıdaların kansere karşı da önemli derecede koruyucu etkisi bulunmaktadır.
Yaban Mersini Hücreleri zehirli maddelerden arındırma ve koruma yönünden oldukça zengindir. Antioksidan özelliği bulunan yüksek miktarda antosiyanin içerir.
Kurt Üzümü Tadı yaban mersini ile kiraz arasında olan sulu bir meyvedir. Ülkemizde de yetiştirilmeye başlanmış olup Çin tıbbında uzun yıllardır kullanılmaktadır. DNA’yı korur. Tümörlere karşı fareler üzerinde büyük fayda sağladığı tespit edilmiştir. C vitamini oranı portakaldan çok daha fazladır. Karaciğeri koruyucu özelliği vardır. Kalsiyum, çinko, selenyum, germanyum, fosfor gibi birçok faydalı element içerir. Gözde oluşan sarı nokta hastalığına karşı koruyucu etkisi vardır.
Sarımsak – Soğan Birçok faydalı mineral içerir. Böbreklerin süzmesine yardımcı olur. Kansere karşı koruyucudur. Karaciğerin temizlenmesinde sülfür içeriği sebebiyle yardımcı olur. Antibiyotik benzeri etkisiyle mikroplara karşı doğal direnç sağlar.
Susam Yüksek oranda lif içeriği sayesinde bağırsak kanserine karşı koruyucudur ve bağırsak fonksiyonlarını düzenler. Romatizmal hastalıkları iyileştirici ve engelleyici etkisi vardır.
Fesleğen Nane, reyhan ve fesleğen kansere karşı koruyucu, vücutta su tutulmasını engelleyici olan besinlerdir. Kolit, romatizma gibi iltihabi hastalıklara ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
Pancar Kansere karşı oldukça etkili olan betasiyanin bakımından çok zengindir. Demir, magnezyum, çinko, kalsiyum açısından zengin olması sebebiyle vücuttan zehirlerin atılmasını kolaylaştırır.
40 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Ananas Bromelain içeriği sayesinde zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Bağırsak temizliği sağlayıp, hazmı kolaylaştırır.
Elma Suda eriyen pektin adında bir tür lif içerir. Zengin besin içeriğine sahiptir. Metallerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
Maydanoz A, C ve K vitaminleri açısından oldukça zengindir. Karaciğer metabolizmasını artırarak zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırır. Böbreklerin çalışmasını artırıcı etkisi vardır.
Enginar Yağların kolayca parçalanmasını sağlayan maddeler bulundurmaktadır. Karaciğerin zararlı maddeleri zehirsizleştirilmesini sağlayan silymarin içerir.
Rezene Sindirimi kolaylaştırır. Yoğun lif içeriği sayesinde bağırsaklardan zararlı maddelerin atılımını hızlandırır.
Tarçın Kalsiyum ve demir açısından zengindir. Şeker metabolizmasını düzenleyerek karaciğerin yorulmasını önler. Yağ asitlerinin parçalanmasını kolaylaştırır.
Zencefil Metabolizmayı hızlandırır, bağırsak hareketlerini artırır. İştahı frenleyip atık maddelerin atılımını kolaylaştırır.
Avokado İçeriğinde bulunan hem suda eriyen hem de erimeyen lifler sayesinde bağırsak temizliğine ciddi anlamda yardımcı olur. Romatizmal hastalıklara karşı iyileştirici ve koruyucu etkisi vardır.
41 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber LGBTİ Nedir?
LGBTİ Nedir
42
haberrevizyon.com Ağustos 2015
?
?
43 AÄ&#x;ustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber LGBTİ Nedir? 1900’lü yıllardan beri kullanılan LGBTİ kelimesi Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel ve İnterseks kelimelerinin baş harflerinin birleşmesinden oluşmuştur. Eşcinsel haklarının mücadelesinde kullanılan çatı kelime LGBTİ’dir. İlk başlarda GLBTİ kelimesi kullanılırken lezbiyenlerin toplumda yok sayılması ile L harfi başa gelmiştir. Bu yöntem ile aslında kadınlara bir nevi pozitif ayrımcılık uygulanmıştır. Yurt dışında bazı örgütler ise bu oluşuma Queeri temsilen Q harfinin de eklemişlerdir. Eşcinsel kelimesi en yaygın ve ve ilk kullanılan terimdir. Sonrasında eşcinsel kelimesi homofobi için olumsuz çağrışımları yok etmek amacı ile yerini eğilimlere göre belirleyen sözcükler ile değiştirmiştir. LGBTİ bireyler toplum tarafından marjinal kişiler olarak nitelendirilmektedir. Dünya geneleine baktığımızda hemen hemen her yerde LGBTİ bireylerin cinsel ve sözlü tacize uğradığını görmekteyiz. 2009 yılında Transeksüel aktris Candis Cayne “Biz hala açıkça taciz edilebilir bireyleriz” demiştir. LGBTİ insanlık tarihi kadar eskidir. Eski Mısır, Hititler, Sümerler dönemine ait LGBTİ tarihi ile ilgili yazılı belgeler bulunmaktadır. 44 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Hatta bazı Mezopotamya tapınaklarında ve yakın döneme kadar Hindistan’da eşcinsel fahişeler bulunmaktaydı. Hititler döneminden M.Ö. 1400’lerden kalma bir yasa derlemesinde erkekler arası evliliğe izin veren bir madde belirlenmiştir. Eşcinsel evliliğe izin veren ilk yasa olarak kabul edilmiştir.
Ayda 25TL ile bir çocuğu okul öncesi eğitimine kavuşturun Erken çocukluk gelişimi kavramının “Çocuk hakları”nın gündemine her geçen gün daha fazla yerleştiğini görüyoruz. Çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminde anaokullarının işlevi yadsınamaz. Gelin, hiçbir çocuğumuzu açıkta bırakmadan, bütün çocuklarımıza “hayata eşit koşullarla başlama hakkı”nı tanıyalım. Daha yaşamlarının başında eksikli kalmasınlar. Onları anaokullarına kavuşturalım. Tıpkı kendi yakınlarımız gibi. Çocuklarımızdan bu “can suyu”nu esirgemeyelim. Ayda 25 TL/yılda 300 TL bir yoksul çocuğa bu konuda büyük destek olacak. Var olun!
UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi Kıvanç TATLITUĞ
Okul Öncesi Eğitiminin Güçlendirilmesi UNICEF’in Türkiye’deki önceliklerinden biri. “Çocuk başına aylık 25TL / yılda toplam 300TL” katkı ile 10 pilot ilin 3’er ilçesinde çocuklarımızı anaokullarına kavuşturuyoruz. Hedef binlerce çocuk.
Haber LGBTİ Nedir?
Eşcinselliğin bazı boyutlarıyla yüceltildiği, sosyal açıdan kabul gördüğü bir ülke antik Yunanistan’dır. Genç Ganymades’i kartal kılığına girerek tanrı Zeus’un kaçırması bun açık bir örnektir. Eşcinsellik, Eski Yunan sanatının büyük bir bölümüne kaynak olmuştur. Sadece erkek eşcinselliği değil, kadın eşcinselliği de sanata işlenmiştir. Roma Uygarlığı döneminde sert bir baskıyla karşılaşmıştır eşcinsel ilişkiler. Antik Çin’in neredeyse bütün tarihi boyunca eşcinsellik çok yaygındı.
Rönesans Avrupası’nda ise eşcinsel olup ta bu eğilimini heteroseksüel ilişkiyle birlikte sürdüren pek çok ünlü kişi olduğu bilinmektedir. 1969’daki Stonewall ayaklanmasından ve 1968’deki cinsel devrimden önce toplumda polis şiddeti, homofobi ve LGBTİ bireyler için aşağılayıcı kelimeler vardı. LGBTİ hak mücadelesi cinsel devrimlerin ardından hızla büyüyerek dünya çapına yayılmıştır. İçe kapanıklığın dışa açılımı Stonewall ayaklanmalarıyla beraber 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında başlamıştır. Algı değişimi LGBT bireylerin için olmuş gay ve lezbiyenlerin toplumsal ilk kabullenmeleri yaşanmıştır.
Akdeniz bölgesi Arap uygarlıklarında erkekler arası eşcinsel ilişkilerin olduğunu ortaya koyan birçok anekdot vardır.
Eşcinselliğe ya da eşcinselliğe karşı duyulan, korku, nefret, hoşnutsuzluk ve ayrımcılığa homofobi denmektedir.
Arap ülkelerinde erkekler arasındaki eşcinselliğe ait gelenekler günümüze kadar sürmüştür. On dokuzuncu yüzyıla kadar Afganistan’da makyajlı, kadın gibi giyinmiş oğlanlar, zengin erkeklerin haremlerinin bir parçasıydı.
Uluslar arası Af Örgütü’nün yapmış olduğu araştırmalara göre 70 ülkede LGBTİ bireylere şiddet uygulanmaktadır ve buna bağlı olarak 8 ülkede de eşcinsellere idam cezası verilmektedir.
Hıristiyanlık ta eşcinselliği yasaklamış dinler arasındadır fakat buna rağmen batı ülkelerinde tüm ortaçağ boyunca eşcinsel ilişkilerin çok fazla yaygın olmamakla birlikte devam ettiği bilinmektedir. 46 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Homofobi kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde bulunmamaktadır fakat dil derneği sözlüğünde “eşcinsellik korkusu” olarak karşılık bulmaktadır. Bazı devletlerde homofobik hareketler ve söylemler “nefret suçu” kabul edilip cezai yaptırım uygulanır.
Toplumsal nedenler, din, ideolojik veya psikolojik nedenler homofobinin sebepleri arasındadır. Afrika’nın bazı bölgeleri, Hindistan, Guyana, Jamaika, Malezya, Papua Yeni Gine, Kuzey Kore, bazı Orta Asya Devletleri ve birçok Müslüman ülkede eşcinsellere hapis cezası uygulanır. Bazı ülkelerde ise eşcinsellere idam cezası uygulanmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İran, Nijerya, Moritanya, Sudan, Somali ve Yemen bunlara örnektir.
Cinsiyet Kimliği Önceden eşcinsel yönelimin kişinin kendi cinsiyetiyle bağlantılı olduğu düşünülüyordu. Mesela bir erkeğe ilgi duyan erkeğin feminen veya bir kadına ilgi duyan bir kadının maskülen özelliklere sahip olduğu anlayışıydı. Son dönemde ise cinsiyet kimliği cinsel yönelimden ayrı bir olgu olarak görünmeye başlamıştır.
Heteroseksüel, biseksüel ve eşcinsel kişiler feminen veya maskülen olabilirler ya da hem feminen hem maskülen özellikler gösterebilirler. Birçok gay ve lezbiyen grubu üyeleri arasında cinsiyetiyle uyumsuz eşcinsel ve cinsiyetiyle uyumlu heteroseksüel kişilikler vardır. Bu konu detaylı araştırıldığında çoğu lezbiyen ve gay’in çocukluk yıllarında cinsiyet uyumsuzluğu yaşandığı görülmektedir.
47 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Haber LGBTİ Nedir? Kimlik ve Yönelimler
TRANSEKSÜEL
GAY
Transeksüel, karşı cinse benzeme isteği duyan, kendisini karşı cinse ait hisseden kişilere verilen isimdir.
Kökenine baktığımızda “gey” sözcüğü Fransızca “gai” den gelmektedir. Anlamı ise neşeli, canlı renkli ve gösterişlidir. “gay” tabiri 1960’lı yıllardan beri erkek eşcinsellerin kendilerini tanımlamak amacıyla kullandığı bir kelimedir. Oxford İngilizce sözlükte “eşcinsel kişi” olarak tanımlanır.
LEZBİYEN Lezbiyen kelimesi kadın eşcinsel anlamına gelmektedir. 1800’lü yıllardan beri kullanılmaktadır. Lezbiyen kelimesinin kökeni eşcinsel kadın şair Sappho’nun doğduğu yer olan Lesbos (Midilli) Adası’na dayanır.
BİSEKSÜEL Biseksüellik cinsel ve duygusal yönelimi hem karşı cinse hem de kendi cinsine dönük olan kişidir. Biseksüel kelimesi hem sıfat hem isim olarak kullanılır.
Hem kadın hem de erkek için geçerlidir. Mesela kişi kadın olduğu halde erkek olmayı isteyebilir veya erkek olduğu halde kadın olmayı isteyebilir. Transeksüellik kişinin kendini karşı cinsten biri olarak görüp hissetmesidir. Bu sebepten dolayı transeksüeller dışarıdan belli olmak zorunda değildir. Travestilerden farklı olarak davranış ve fiziksel görünümden öte transeksüellerin büyük bir çoğunluğu cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirerek hukuki ve sosyal olarak karşı cinse geçiş yaparlar.
İNTERSEKSÜEL İnterseksüel hem kadın hem erkek cinsiyetine sahip olan kişidir. İnterseksüel olmak için çift cinsiyetli olmak gerekmez kişi içerisinde hem kadın hem erkek özelliklerini taşıyabilir. Her iki cinse de cinsel veya duygusal bir çekim hissedebilir.
48 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Cinsel Yönelimi Değiştirmek Mümkün Mü? Biseksüel ya da eşcinsel yönelimi, heteroseksüelliği dönüştürmeyi amaçlayan metodlar vardır. Bu metodlar psikoanalitik teknikleri, davranışsal teknikler, tıbbı yaklaşımlar, ruhsal ve dinsel yaklaşımlar içerebilir. Hatta dünyanın bazı yerlerinde şiddet içeren metodlar bile vardır. Örneğin lezbiyen kadınlara heteroseksüelliğe dönmeleri için yapılan tecavüz!
Bu gruplar ve kişilerin bir çoğunun eşcinselliği utanç verici, aşağılayıcı bir şey olduğunu destekleyen politik akımlar olduğu gözlemlenmektedir. Eşcinsel çocukları kendileri istemedikleri halde böyle yerlere götürüldüklerini bazen de zorlandıklarını, özgürlüklerinin elinden alındığını Dünya Sağlık Örgütü bildirmiştir. Amerikan Sağlık Örgütü de bu konu ile ilgili etik olmayan tedavilerin insan haklarının ihlalinden dolayı ihbar edilmesi ve ulusal yönetmelik altında yaptırım uygulanmasını önermiştir.
Bugüne kadar kişinin cinsel yönelimini değiştirmeyi başardığına dahil yapılan herhangi bir bilimsel araştırma yoktur. Cinsel yönelim değiştirme metodları, dini kuruluşlar, LGBTİ hakları kuruluşları, bilimsel ve profesyonel kuruluşlar arasında tartışmalıdır. Bazı kişiler ve gruplar dini eforları içeren değiştirme yöntemlerinin eşcinsel hislerini ve davranışlarını değiştirebileceğini iddia etmektedir. 49 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Yaşam
Akıllı Hayvanlar
AKILLI HAYVANLAR 50 haberrevizyon.com Ağustos 2015
51 AÄ&#x;ustos 2015
haberrevizyon.tv
Yaşam Akıllı Hayvanlar
Yunuslar: Maymunlar ve Şempanzeler:
Basit cümleleri öğrenebilir böylelikle kendilerine daha önce sorulmamış bir soruyu anlayıp bunu yerine getirebilirler.
Küçük bir çocuğun zekasına sahip olan şempanzeler insana en yakın hayvan olarak bilinirler.
Vahşi doğada yaşayan yunusların birbirleriyle iletişim kurdukları ve kültüre benzeyen bir yapıya sahip oldukları bilinir.
Maymunlara ve şempanzelere işaret dili rahatlıkla öğretilebilir. Öğretilen işaret dili sayesinde duygularını anlatabilir ve önerilerde bulunabilirler.
Ahtapot: Ahtapotların sırt kemiği olmayan en iyi hayvan oldukları düşünülür. Ev kedileri ile ahtapotlar ortalama aynı zekaya sahiplerdir. Ahtapotlar renk değiştirerek öğrenir ve iletişim kurarlar. Çok akıllı olan ahtapotlar akvaryumdan çıkmayı kolayca başarabilirler. Balıkçıların kayıklarına girip burada bulunan yengeçleri yerler.
Gri Papağanlar:
Mantis Karidesi:
Afrika gri papağanları hakkında yapılan araştırmalara göre 1000 kelimeye kadar öğrendikleri belirlenmiştir.
Fiziksel boyutu çok küçük olmasına rağmen üstün bir zekası vardır.
Bu öğrendikleri kelimeleri iyi anlayabildikleri ve cümle kurabildikleri tespit edilmiştir.
Bedenlerindeki floresan ışıkları kullanarak birbirleriyle iletişim kurarlar. Hatta diğer karidesleri tek tek hatırlayabilirler.
52 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Sağlık
Gelin - Kaynana İlişkileri
Prof. Dr. Arif Verimli
Bizim toplumumuzda daha temelde yapılan bir yanlış ilk sinyalleri vermektedir: “Kız alma kız verme”. Asla “erkek alma erkek verme” diye bir kavramdan bahsedilmez. Kız alınır ailenin parçası yapılır, kız verilir ailenin parçası yaptırılır. Bir kız ilk kez bir başka eve gelin olarak gittiğinde; bu, O’nun için tam bir yaşam değişikliğidir. Kendi evinde gördükleri, yaşadıkları, bir olay hakkında edindi54 haberrevizyon.com Ağustos 2015
ği fikir, kişilik yapısı, tutum ve davranışları, hayata bakışı yeni geldiği evde ne kadar devam edecek? İşte sorun burada başlar. Özellikle Anadolu’da alınan gelin tamamen en baştan değiştirilerek yepyeni bir kişilik ortaya çıkarılmak istenmektedir. Oysaki evlilik bir paylaşım, bir hayat arkadaşlığıdır. Birbirini oyma, yontma ve değiştirmeye dayalı bir güç savaşı değildir.
Gelin - Kaynana İlişkileri Türk toplumunda son derece fazla görülen gelin- kaynana gerginlikleri, nedenleri ve çözüm yollarını tartışmak istiyorum. Burada aslında en zor görev oğula düşmektedir. Herkes derdini O’na anlatırken, O annesi ve eşi arasında kalmakta aslında olan O’na olmaktadır. Burada yapılması gereken hiçbir şekilde kimsenin birbiri arkasından konuşmamasını sağlayarak bütün her şeyi beraber konuşmak asla içe atmamak, anlatılmak isteneni davranışlara ve surat ifadesine yansıtmadan dobra dobra paylaşmaktır. Eğer bir çözüm bulunamıyorsa bir uzmandan yardım alınmalı, psikoterapi talep edilmelidir. Çözülemeyecek bir sorun olmamakla beraber her şeyin başının saygı olduğunu hatırlatarak ve özellikle kaynanalara şöyle sesleniyorum:
Kişi kendisine karşı yapılan herhangi bir davranışı bir değer vermeme olarak algılayabileceği gibi, kaynana da gelinin rahat tavırlarını saygısızlık olarak nitelendirebilmektedir.
“ Siz yaşça büyüksünüz, gelininiz ise yaşça sizden küçük. O’nun hata yapması doğal. Burada sizin olgun ve anlayışlı olmanız gerekiyor. En azından oğlunuzun hatırı ve mutluluğu için.”
Burada ünlü bir düşünürün sözü aklıma geliyor: “sen ne anlatırsan anlat, senin anlattığın benim anladığım kadardır” Gelin kaynana gerginliğinin temeli bu. İkinci ve daha biyolojik olan temel; kaynananın oğlunu paylaşmak istememesidir. Çünkü her evlat ölümsüzlüğe giden yolun anahtarıdır. Canlılar tarihi göstermiştir ki; hiçbir canlı ölümsüz değildir. Ölümsüzlüğe, dünyaya getirilecek evlatlarla ulaşılır. İşte bu bilinçaltı faktör müthiş bir kıskançlığa, paylaşımsızlığa yol açmaktadır. Ben bunca yıl kahrını çektim, büyüttüm şimdi bir başka kadına vermek bana çok zor geliyor mantığı hakimdir kaynanada. Gelinin ise sürekli bir değer görme beğenilme üzerine kurulu istekleri, yaşı gereği yetersiz kalabileceğini unutur. Sevilmediğini düşünmesine, bu sevgisizlik hissi ise, depresyon, anksiyete, panik bozukluk, histeri gibi çok ciddi psikiyatrik hastalıklara yol açmaktadır. 55 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Sağlık
Vajinismus Müjdesi
Dr. Haydar DÜMEN
Dünyanın en zengin adamı benim. Hiç kimsenin satın alamayacağı, ulaşamayacağı kadar zenginim. Açıklayayım: Bayramın 1. günü en değerli hediyelerimden birini daha aldım. 3741’inci manevi torunum, 5 günlük bir erkek çocuğun maille gelen resmiydi bu. Anne - baba 8 Eylül 2014 tarihinde Vajinismus nedeniyle Almanya’dan gelmişlerdi. Teşekkür maillerine evliliklerinden 5 yıl sonra, kocasının giydiği damatlıkla, ona göre de giyinmiş annenin fotoğraflarını da teşekkür mailine eklemişlerdi. En altına da MUTLU AİLE diye bir not düşmüşler. 56 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Vajinismus Müjdesi Manevi gururunu taşıdığım, doğacak erkek çocuklarının göbek adı Haydar olacak diye, ailelerden de söz alırdım. Yukarıda verdiğim sayının yarısı kadar, şu anda göbek adı Haydar olan bu çocukların birçoğu da artık delikanlı. Öteki yarısı kızların da Gül olacak diye her birinden söz aldık. İşte bize ulaşılmaz bir gurur ve mutluluk veren tablo bu. Bunca çocuk bizim sayemizde yaşama kavuştu, bana da en zenginim deme hakkı verdi.
57 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
Sağlık
Vajinismus Müjdesi
Bir sonraki mutluluğumu da bayramın 2. günü yaşadım. 12 günlük evli bir aile. Kadın kendisine elle dokunmaya bile izin vermiyor. Korku, panik, tedirginlik içinde, bir başka şehirden geldiler ve aynı gün, evliliklerini gerçekleştirdiler, karı koca olarak müjdeyi ailelerine uçarak götürdüler. Değerli okurlarım, fazla söz kafa karıştırır. “Doktor Tanrı’nın yeryüzündeki elidir. Yanlış yaparsa hayat gider, doğru yaparsa insanlara hayat verir.” Bu özlü sözü ben ürettiğim için, ben bu söze uymanın ötesinde savunucusu ve koruyucusuyum da. İnanmadan bu tür sözler üretilmez. Çünkü sağlık ve onunla ilgili kavramlar laga lugaya gelmez. Hepinize mutluluk dilerim. 58 haberrevizyon.com Ağustos 2015
Astroloji
Burçlara Göre Kadınlar
KOÇ Rakip burç kadınları ile bir karşılaştırma yaptığımızda koç kadını erkek olmadan da mutlu olabilir. Başkalarının kolay mutlu oldukları yerlerde, mutluluğu çok zor kabullenirler. Kolay kadın değillerdir.
BOĞA Boğa kadınının en belirgin özelliği, güzellik ve kadınlığın simgesi Venüs’tür. Yorgun erkek sevmezler. Seksi kadınların çoğu Boğa burcudur.
İKİZLER İkizler kadını çok seçicidir. Seçtiği erkek mükemmel olmalıdır. Kendisini çok sevdiğini sandığı erkeği çok konuşması yüzünden kaybetme olasılığı yüksektir.
YENGEÇ Burçlar dünyasından Yengeç kadını gibi hassa ve duyarlı kadın bulunmaz. Bazı erkekler hayat boyu korunması gerektiğini düşünür. Canlı kanlı hareketlidir.
ASLAN Aslan kadını ziynet eşyalarını ve lüksü çok sever. Eşine verdiği destekle en yüksek konuma ulaşmasını sağlar. Evinde iyi bir anne, iyi bir eş ve ev kadınıdır.
BAŞAK Başak kadını hayatı boyunca bekar kalabilir. Seks onun için önemli değildir. Sadık bir arkadaş çevresi ona istediği mutluluğu verebilir.
60 haberrevizyon.com Ağustos 2015
BURÇ
G Ö R E
KADI
ÇLARA
INLAR
TERAZİ Terazi kadını değerlidir. Erkeklerin rüyalarında, hayallerinde kurdukları kadın modelidir diyebiliriz.
AKREP Akrep kadını ateşlidir ve duygularını belli etmeyi sever. Erkekler onların bu hallerine bayılırlar. Erkeğini seçtiği zaman her şeyi ile ona bağlanır.
YAY Yay kadınları çok neşeli, sempatik ve toleranslıdırlar. Onların eğlenceli bu ruh hali çevrelerindeki herkese bulaşır. Cazibesi erkekleri sıraya sokar.
OĞLAK Oğlak kadını belirlediği hedefe sağına soluna bakmadan caydırmalara ve yönlendirmelere fırsat vermeden başarıya doğru emin adımlarla ilerleyip en üst basamağa kadar çıkar.
KOVA Kova kadının değişikliğe bayılır hatta birkaç ayda bir ev mobilyalarını bile kökte değiştirebilir. Sık sık yer değiştiremeyeceği için evlerinin şekillerini, eşyaların değiştirmeye bayılırlar.
BALIK Tam aşık olunacak bir kadındır. İyi, yumuşak ve sevgi doludur. Sadık, uyumlu ve güvenilirdir. Herkese yardım etmek için elinden geleni yapar.
61 Ağustos 2015
haberrevizyon.tv
ADRESİNİZE GELSİN Tarafsızlık, bağımsızlık ve gerçeğin temel ilke olarak kabul edildiği, profesyonel yaklaşımıyla aylık olarak yayımlanan, ulusal ve uluslararası dağıtımı gerçekleştirilen Haber Revizyon Aylık Haber Dergisi, ulusal medyanın bir üyesidir. Haber Revizyon okurlarının önceliği tarafsız, çarpıcı ve gerçek haberleri aylık olarak okumak olacaktır. Haber Revizyon News Magazine, where objectivity, independence and reality are held as core principles is a member of the national media published monthly and delivered nationally and internationally with a professional approach. The privilege of Haber Revizyon readers will be reading objective, striking and real news reviewing the monthly agenda.
ABONELİK FORMU / SUBSCRIPTION FORM AD:
NAME:
SOYAD:
LAST NAME:
MESLEK: OCCUPATION:
Sunay AKIN
Şahin MENGÜ
D. TARİHİ:
“Kürdistan’ın En Önemli Ayağı Türkiye’dir.”
Aşkın semti neresi mi?
DATE of BIRTH:
Prof. Dr. Haydar DÜMEN
Rafael SADİ
VAGİNİSMUS NEDİR? TEDAVİSİ VAR MIDIR?
ADRES: ADDRESS:
Freedom in your hands!
ŞUBAT 2013 SAYI: 5 www.haberrevizyon.com www.haberrevizyon.tv
POSTA KODU:
FRANSA MALİ’DE DİĞERLERİ NEREDE?
ZIP/ POSTAL CODE:
GELECEĞİNİZİ NASIL ALIRDINIZ?
İLÇE: REGION:
FİYAT:
10 KKTC:
İSRAİL’DE SEÇİM 2013
11,5
www.haberrevizyon.com Başkan: Freedom in your hands! www.haberrevizyon.tv “SAVAŞ ÇIĞLIKLARI ATILDIKÇA ALTIN YÜKSELİR” OCAK 2013 SAYI: 4
İŞTE EŞİTLİK PLATFORMU
FİYAT:
NİSAN 2013 SAYI: 7 www.haberrevizyon.com www.haberrevizyon.tv
10 KKTC:
Onlarlaydı...
BUGÜN 33.GÜN
TELEFON:
HİÇ MÜLTECİ OLDUN MU?
TELEPHONE:
GENELEV
FAKS:
Have You Ever Been a Refugee?
Proje Sizden Hibe Bizden
E-MAIL:
Dr. Haydar DÜMEN
Cinsiyet
Değişimi
T.C. KİMLİK NO:
tarihten gizlenen
ID NUMBER:
mezarlik
( Abonelik onayı ile fatura kesim için gereklidir. )
Röportaj
The Unopened Door of the EU M. Metin YILGÖR
Rafael SADİ
6 AYLIK ABONELİK
SUBSCRIPTION FOR 6 MONTHS
10
12 AYLIK ABONELİK 20
SUBSCRIPTION FOR 12 MONTHS
GÜCÜNÜN FARKINDA MISIN
?
( Required for invoicing after subscription )
+ KDV
DEVLETİ YÖNETENLER VEBALDE GEZİYORLAR
AB’ninKoray ÖZTÜRKLER Röportaj / Interview Açılmayan KapısıGüçlü Kadın Güçlü TÜRKİYE
Siyonizm ve Erdoğan
KONTROLSÜZ ZAMANIN
E-MAIL:
Cem Vakfı Firuzköy Şubesi Başkanı:
İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Nazır ŞENTÜRK
Ayıp mı?sebep Günah mı? Sevginde arama! İhtiyaç mı?
FAX:
11,5
Sanatıma Dokunma! Sefa ZENGİN
Kan, Toprak, İnsan OUR DUTY IS TO SERVE HUMANITY
CITY:
10 KKTC:
Avrupa’ya En Yakın Mezarımız Sunay AKIN
11,5
EQUALITY AT WORK ERCÜMENTPLATFORM YÜCELER İstanbul Valisi Bakan Fatma ŞAHİN GÖREVİMİZ Hüseyin Avni MUTLU KIRMIZI İPİNHİZMET GİZEMİ Lokman AYVA, Halit ERGENÇ İNSANLIĞA
İL:
FİYAT:
Kadının Düzensiz Yeri
Çağın Zorunluluğu İNOVASYON
KONTROLSÜZ BEDENLERİ Sunay AKIN Ege Vapuru’nun Salıncağı
Şahin MENGÜ
Demokrasinin Teminatı Özgür Basın
LÜTFEN DERGİMİZİN AYLIK SAYISINDAN KAÇ KOPYA İSTEDİĞİNİZİ YAZINIZ.
VAT
PLEASE WRITE HOW MANY COPIES OF THE SAME ISSUE YOU WISH TO BUY.
+ KDV VAT
KARGO BEDELSİZDİR
NO CHARGE FOR DELIVERY
ABONELİK BİLGİ FORMU TARAFIMIZA ULAŞTIKTAN SONRA MÜŞTERİ HİZMETLERİMİZ SİZİNLE İLETİŞİME GEÇECEKTİR. Haber Revizyon Customer Services will be contacting you after the submission of this form.
FORMU EKSİKSİZ DOLDURDUKTAN SONRA, AŞAĞIDAKİ ADRESE POSTALAYINIZ. PLEASE COMPLETE THE FORM ABOVE AND MAIL IT TO THE ADDRESS BELOW.
HÜRRİYET BULVARI ATS PLAZA NO:129 BEYLİKDÜZÜ - İSTANBUL
DİLERSENİZ www.haberrevizyon.com ADRESİNDEKİ ÜYELİK BİLGİ FORMUNU DOLDURABİLİRSİNİZ. YOU MAY ALSO COMPLETE THIS FORM ONLINE at www.haberrevizyon.com
www.haberrevizyon.com
www.haberrevizyon.tv
0212 875 5 880
ADET COPIES
İMZA
SIGNATURE