nükleer masallar ve
GERÇEKLER
!
nükleer santrale
hayır NKP
nükleer karşıtı platform
nükleermücedele TARİHİMİZDEN
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
NÜKLEER MASALLAR VE GERÇEKLER Dünyanın dört bir yanında atomu parçalayarak enerji üreten santrallerden biri daha dünyamıza radyasyon kustu. Milyonlarca yıl yok olmayan bu radyasyon, şimdi bir balığın, arının, çiçeğin ve hatta yeni doğmuş bebeğin vücudunda. Japonya'da yaşanan Fukuşima Nükleer Santral Kazası sonucu doğaya karışan radyasyon; pasaportla yolculuk etmiyor; sınır tanımıyor; “bu da insan evladıymış” demiyor. Elektrik üretmek için parçalanan atom; şimdi balığı, arıyı, çiçeği parçalıyor yavaş yavaş. Şimdi sakat kalanlar, yıllar sonra birer istatistik olacaklar. Bu, ilk değildi; geçmiş bize nasıl bir canavar yarattığımızı göstermişti. 1986 yılı 26 Nisan günü Çernobil Nükleer Santrali'nde “insan hatası” sonucu -sanki santralin diğer kısımları insanlar tarafından yapılmıyor- oluşan “arıza” neticesinde soğutma sistemi “geç” devreye girer; bir bahar günü tam üç milyon çocuk artık gelecekte hastaneleri evi bilecek bir yaşama başlar. Santral soğutma çalışmalarında bulunan 600 bin insan, zehirlenmiş 2.5 milyon hektar toprak, sakat doğumlar, on kat artan kanser, kirlenen milyonlarca ağaç, milyonlarca çiçek kalır geriye. Artık Çernobil'in kilometrelerce yakınında kuş uçmuyor, çocuk sesi duyulmuyor. Pripiat, girişin yasak olduğu hayalet şehirdir artık. Ülkemizde ise başta Karadeniz olmak üzere Çernobil Kazası'nın gerçek etkisi ve sonuçları siyasal iktidarlarca saklanmış ve gerçekler hiçbir zaman halka anlatılmamıştır. Geçmişte bizlere radyasyonlu çayları içirenlerin, bugün yeni masallarına kanmıyoruz artık. «Banka hesaplarını insan hayatından önde tutanlara, havamızı, suyumuzu kirletenlere, tüp gazla nükleer santrali ayıramayanlara geleceğimizi teslim etmeyeceğiz.»
!
«Bir yanlış ilk kez yapılırsa hata ikinci kez yapılırsa aptallıktır»
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
MASALI ANLAMAK İÇİN NOTLAR Dünyada elektrik üretimi için ilk nükleer santral 1954 yılında yapılmıştır. 1973-1974 yıllarında yaşanan Petrol Krizi, nükleer lobiler için bir fırsat yaratmış ve “sayaçsız evler” masalı ile nükleer santral üreticileri, dünyanın dört bir yanında nükleer santrallerini inşaya girişmişlerdir. Bugüne kadar gelişmiş ülkeler, geçmişte kurtarıcı olarak görülen nükleer enerji santrallerinden bugün kurtulmanın yollarını aramaktadırlar. Gelişmiş ülkeler nükleer santrallerini bir bir kapatırken; demokrasisi sorunlu, sağ liberal politikaların kıskacında olan bizim gibi ülkelere, nükleer lobiler eliyle nükleer santraller dayatılmaktadır. Bu kirli teknolojilerin dayatılması ilk değil. Tıpkı kanserojen olması nedeniyle asbest kullanımını yasaklayan ülkelerin, asbestli yalıtım malzemesi içeren gemi söküm işlerini Türkiye'ye yönlendirdikleri, yüksek enerji tüketen çimento fabrikalarını ülkemize taşıdıkları, siyanürle altın arama bahanesi ile Kaz Dağlarını yağmaladıkları, fuel-oil ve ithal kömürle çalışan santraller ile doğal yaşamı tahrip ettikleri gibi, bugün de bu lobiler nükleer enerji santralleri ile tüm hayatımızı tehdit etmektedirler. Bugün AKP Hükümeti ve geçmiş 30 yılda görev almış hükümetler, Türkiye'ye nükleer santral kurmak için canla başla çalışmışlardır. Çok uluslu şirketlerin Türkiye'deki uzantısı olan işbirlikçi sermaye çevreleri de bu işe çanak tutmuşlardır. Ülkemizde nükleer santral kurma çabaları masum değildir. Dağıtılan rüşvetler o dönemin gazetelerine bile yansımış ve nükleer santral kurulmasından vazgeçilince verilen rüşvetler geri istenmiştir. İhaleye k a t ı l a n W h i t e We s t i n g h o u s e Firması'nın Kuzey Amerika'da bulunan santralin hurda ekipmanlarını satmaya çalıştığı ortaya çıkmıştır. Bu yolla devletin 5 milyar doların üzerinde bir kayba uğrayacağı, söz konusu ülkenin de atık probleminin bedava çözüleceği bir durumla karşı karşıya kalacaktık.
!
«Halkım ot yer , ben yine de atom bombası yaparım» General Ziya ül Hak (Pakistan Eski Cumhurbaşkanı)
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
MASALDAN BAŞLIKLAR… DİYORLAR Kİ: “DÜNYADA GELİŞMİŞ BÜTÜN ÜLKELERDE NÜKLEER SANTRAL VAR”
Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santral Kazası'nın hemen ardından Almanya ve İsviçre, 1980 öncesi yapılan nükleer santrallerini durdurduğunu açıkladı. Fransa'da halk sokağa döküldü. Çin Hükümeti yeni santrallerin onayını durdurdu. Japonya'daki radyasyon sızıntısından çok önce Almanya ve İsveç'te yeni nükleer santral kurulması kesin olarak yasaklanmıştı. Avusturya Hükümeti, yapımı 1979 yılında biten tek nükleer santralini halk oylaması sonucunda açmama kararı aldı. İtalya, 1986 Çernobil Kazası'nın ardından tüm nükleer reaktörlerini kapattı ve yenisini yapmadı. Belçika, 2002 yılında nükleer santrallerini kapatma kararı aldı. Danimarka zaten 1970'lerde nükleer santral kurmama kararı almıştı. İspanya ise;55 nükleer reaktör yapma kararına karşı yalnızca 9 tane yapabildi; zaten onlar da 2006 yılında nükleer programından vazgeçti. Şimdi İspanya güneş enerjisi teknolojisinde en ileri ülke konumunda. Peki, AKP Hükümeti bunları bilmiyor mu? Oysa biz yaşadıklarından ders alan bu ülkelerin, nükleer çılgınlığa “dur” demek zorunda kaldıklarını biliyoruz.
!
«Biraz radyasyon kemiklere yararlıdır» 12 Eylül Askeri Müdahalesinin Generali, Eski Cumhurbaşkanı,Ressam Kenan Evren
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
DİYORLAR Kİ: “NÜKLEER SANTRAL KURMAZSAK YAKINDA KARANLIKTA KALIRIZ”
Yılboyu hükümetler, “Nükleer santral kurmazsak karanlıkta kalırız” derken, aslında bu kendilerinin akıl ettiği bir şey değildi. Nitekim Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na(UAEK) göre “Genellikle insanlar artan riskleri, artan çıkarlar karşılığında kabul etmeye eğilimli olduğundan, nükleer enerji ve ona bağlı atıkların kabülüne giden yol, şiddetli bir enerji kesintisiyle kısaltılabilir” idi. Yani nükleer lobiler, santral satacağı ülkeye, halkını ikna yöntemini de söylemekteydi. Başka bir deyişle; nükleer lobiler elektrik kesintileri ile insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istemişlerdir. Bu yönteme uygun olarak 1999 yılında ülkemizin önemli bölgelerinde, zaman zaman elektrikler nedensiz kesilerek, sözde enerji krizinin altyapısı oluşturulmaya çalışılmıştı. Oysa o günlerde Keban ve Atatürk barajlarında su seviyelerinin maksimumda olduğu ve hatta üretim yapılmayıp, suyun tahliye edilerek boşa akıtıldığı açığa çıkmıştı. Bugün resmi açıklamalara göre elektrik dağıtım şebekelerindeki kayıp ve kaçak tüketim oranı ortalaması yüzde 18'leri bulmaktadır. Akkuyu'da kurulması düşünülen nükleer santral devreye girdiği zaman, ancak toplam elektrik üretiminin yalnızca yüzde 5'i karşılanacaktır. Kayıp ve kaçak tüketim oranının, gelişmiş ülkelerin seviyesi olan yüzde 10'lara çekilmesi bile bu pahalı ve kirli teknolojinin kurulmaması için yeterlidir. Ülkemiz enerji kaynakları konusunda iddia edildiği gibi fakir bir ülke değildir. Mevcut su ve linyit potansiyelinin üçte ikisi henüz kullanılmamıştır. Ülkemizin son derece zengin jeotermal, güneş ve rüzgar gibi kaynakları ise n e r e d e y s e h i ç kullanılmamıştır. 48 bin megawattlık (MW) rüzgar potansiyelimizin yüzde 2'si kullanılmakta, 3 milyar kilowatt saat (kWh) jeotermal potansiyeli k u l l a n ı l m a y ı beklemektedir. Bir diğer temiz ve yerli/yenilenebilir kaynağımız güneştir. Bu kaynaktan elde edilebilecek elektrik üretimi Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) tarafından
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
yıllık 380 milyar kWh olarak açıklanmıştır. Bu potansiyelimize ise henüz “el değmemiştir.” Akkuyu Santrali, bir ülke sınırları içinde bulunup da sahibinin bir başka ülke olacağı ilk nükleer santraldir. 4 ünitelik projenin yaklaşık 20 milyar ABD Doları'na mal olması öngörülmektedir. Bu santral için Rusya ile yapılan devletlerarası anlaşma gösteriyor ki verilen 15 yıl alım garantisi boyunca toplam 71 milyar dolar Rusya'ya verilecektir. Halkın emeği olan bu paralar ile yeni ve yenilenebilir potansiyelimizi kullanarak, çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak mümkünken; Türkiye bir n ü k l e e r m a c e r a y a sürüklenmektedir.
ZIN
I IM
AR L K ÇU İÇİN ŞI O R E ÇMAK KA V Z YI UN ERE İ A V L Ğ A L Ğ DO Nİ S TRA I E İ M N ŞA CEĞ SA C A Y LE ER E GE KLE N E NÜ
D
NKP
nükleer karşıtı platform
. . .
İR
!
nükleer santrale
hayır
DİYORLAR Kİ: “BİZ 3. NESİL NÜKLEER SANTRAL KURACAĞIZ!”
Japonya'da gerçekleşen Fukuşima Nükleer Santral Kazası sonrası kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, “Onlar eski teknoloji, biz 3. Nesil santral kuracağız” diyen AKP Hükümeti dünyada henüz çalışan 3. Nesil bir nükleer santral olmadığı gerçeğini bizlerden saklamaktadır. 3. Nesil santrallerle ilgili olarak ise; Finlandiya'da kurulmak istenen santralde ise; Oluşan güvenlik riskleri nedeniyle inşaatın 3 yıl daha uzayacağı ve maliyetin en az 3 milyar dolar daha artacağı belirtilmektedir. Hiçbir yerde test edilmemiş bir teknoloji Mersin Akkuyu'da gündeme getirilmekte, Avrupa'da lisans alamamış bu Rus teknolojisi yeni ve güvenilir olarak lanse edilmektedir. Türkiye; nükleer şirketlerin teknolojilerini test ettikleri deney sahası değildir.
sahip
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
DİYORLAR Kİ: “NÜKLEER SANTRALLER UCUZ ELEKTRİK ÜRETİR”
AKP, sekiz yıllık iktidarı boyunca Türkiye'yi elektrik enerjisini dünya ölçeğinde vatandaşına ve sanayicisine en pahalı sunan ülke konumuna getirmiştir. Bunun temel nedeni, enerjide serbestleşme ve kuralsızlaştırma politikalarıdır. Halkın vergileri ile yapılan enerji santrallerini “babalar gibi” satmaktadır. Bizleri sermayenin kâr hırsına mahkum eden bu zihniyet, Rusya ile anlaşarak, kilovat saatini 12.5 sentten alacağı pahalı elektriği (diğer kaynaklardan elektrik üretim bedelleri 4-6 sent arasında iken), faturalarımıza “otomatik zam” olarak yansıtacaktır. Nükleer santral kazaları sonucu ortaya çıkan maddi kayıp, sigorta şirketleri tarafından karşılanmayıp, ülke halklarına fatura edilmektedir. Fukuşima Kazası Japonya'da deprem nedeniyle meydana gelen ilk tehlikeli nükleer santral kazası değildir. Temmuz 2007'de, Kaşiwazaki-Karima Santrali, merkez üssü 10 kilometre uzaklıkta olan 6.8 şiddetinde depremden hasar görmüş, çıkan yangın sonucu radyoaktif atık içeren variller çevreye yayılmıştır. Santralin gördüğü hasarın maliyeti 3.6 milyar Avro olmuştur. Three Miles Island Nükleer Santrali'nde 2 milyar dolarlık bir reaktörden sızan radyasyon 90 dakikada 1 milyar dolarlık çevre temizleme maliyetine dönüşmüştür. Fransız Areva tarafından, önceki reaktörlere göre ciddi bir biçimde güvenli, istikrarlı, ucuz ve yapım süresi kısa diye ortaya atılan 3. Nesil reaktörlerin ilk uygulaması olan Finlandiya'daki Olkiluoto-3 (OL3) Reaktörü bir felaket olarak ortadadır. Güvenlik riskleri nedeniyle beklenen üç yıllık inşaat gecikmesi ile reaktör bütçesi en az 3 milyar ABD Doları aşılmıştır. Kurulumundan, sökülmesine kadar her aşaması milyarlarca dolara mal olan bu santralların ucuz elektrik ürettiği tamamen gerçek dışıdır.
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
DİYORLAR Kİ: “DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ AZALACAK”
Ülkemizde izlenen yanlış politikalar sonucu enerji sektörünün dışa bağımlılığı yüzde 72 düzeyine ve kriz öncesi değeri 50 milyar dolara ulaşmıştır. Ürettiğimiz elektrik enerjisinin yarısı doğalgazdan elde edilmektedir. Şekilde de görüldüğü üzere doğalgazda yüzde 60'lar oranında ülkemiz Rusya'ya bağımlıdır. Toplam elektrik üretimimizin yalnızca yüzde 5'ini karşılaması planlanan nükleer santral ile dışa bağımlılığımızın azalması olanaksızdır. Akkuyu için Rusya ile yapılan devletlerarası anlaşmaya göre; Akkuyu Koyu'ndaki binlerce dönüm arazi, 1 TL bile talep edilmeden, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından Rus Devleti'ne hibe edilmiştir. Nükleer santralın inşası için Rusya'dan kalifiye uzman işçiler ve personel getirilecek ve nükleer santral Rus personel tarafından işletilecektir. Santralin işletilmesinde, Rus Devleti, Akkuyu'da 10 bin kişilik işçi köyünün oluşturulmasını talep ederken; bu yolla Rus Devleti, Akkuyu'da adeta İncirlik gibi "özerk" bir üs elde edecek ve Akkuyu Santrali, bir ülke sınırları içinde bulunup da sahibinin bir başka ülke olduğu dünyanın ilk nükleer santrali olacaktır.
!
AKP ENERJİ KRİZİNİ BAHANE EDEREK NÜKLEER LOBİLERE PAZAR AÇMAK İ S T İ Y O R . . .
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
DİYORLAR Kİ: “ NÜKLEER SANTRALLER TEMİZDİR”
Nükleer Santrallar çevre sadece kaza sonucu kirletmekle kalmazlar.Nükleer santralde kullanılan madenin çıkarılması, işlenmesi ve atık haline geldikten sonra da yıllarca saklanması aşamalarında da çevreye ciddi zararlar verir. Nitekim Doğu Almanya'da, Soğuk Savaş sonrası terk edilen madenlerin temizlenmesi ve çevreye yaydığı radyoaktif kirlilikten korunması için 90'lı yıllarda 500 milyar Alman Mark'nın gerektiği açıklanmıştır. Diğer yandan, bilim insanlarına göre; “Deniz kenarlarında elektrik üreten nükleer reaktörlerin soğutma suyuna takılan yetişkin ve yavru balıklarla, larvaların ölüm oranı, balık avcılığındakinin yüzde 46'sına karşılık gelmektedir.” Yine eğer Akkuyu Santrali kurulur ve tam kapasiteyle elektrik ürettiğinde, buharlaşan 1 milyon metreküp soğutma suyu, taşıdığı ağır metallerle bölgenin iklimini ve insan sağlığını etkilerken; geride bıraktığı atık tuz miktarı da yaklaşık 40 ton olacaktır.” Günümüzde, nükleer atıkların güvenli biçimde uzaklaştırılması ve milyonlarca yıl boyunca depolanması için kalıcı bir çözüm sunan hiçbir teknoloji yoktur. Bu problem devam ettiği sürece nükleer atıkların nakli, insanlara ve çevreye risk oluşturmakta olup; nükleer atıkların yönetiminin maliyetini tahmin etmek şu an için olanaklı değildir. Nükleer lobiler nükleer atık problemine kalıcı bir çözüm bulamamışlardır. Durum böyleyken nükleer santrallerin temiz olduğunu söylemek, çocuklarımızın geleceğini kirletmekten başka bir şey değildir.
!
«Bekarlık Nükleerden daha risklidir» Enerji Bakanı Taner Yıldız
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
NÜKLEER SANTRAL KAZALARI 1988'DEN GÜNÜMÜZE 442 ADET NÜKLEER REAKTÖRDE 6000'DEN FAZLA OLAY KAYDA GEÇMİŞTİR. Bunlardan En Önemlileri ve Üst Seviyedekiler Aşağıdakilerdir.
2011 2011 2006 2006 2006 2005 2005 2005 2003 1999 1999 1999 1999 1993 1993 1989 1989 1986 1986 1981 1980 1979 1977 1969 1967 1966 1964 1959 1958 1958 1957 1957 1952
NKP
nükleer karşıtı platform
Fukushima Japan Onagawa Japan Fleurus Belgium Forsmark Sweden Erwin US Sellafield UK Atucha Argentina Braidwood US Paks Hungary Tokaimura Japan Yanangio Peru Ikitelli Turkey Ishikawa Japan Tomsk Russia Cadarache France Vandellos Spain Greifswald Germany Chernobyl Ukraine (USSR) Hamm-Uentrop Germany Tsuraga Japan Saint Laurent des Eaux France Three Mile Island US Jaslovské Bohunice Czechoslovakia Lucens Switzerland Chapelcross UK MonroeUS Charlestown US Santa Susana Field Laboratory US Chalk River Canada Vinča Yugoslavia Kyshtym Russia Windscale Pile UK Chalk River Canada
!
nükleer santrale
hayır
dün b u g ü n FUKUŞİMA
yarın
AKKUYU
OLMASIN
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
SAKLANANLAR VE SAKLAYANLAR Nükleer santraller kirlidir. Birçok kirli ilişkiyi ve yalanı beraberinde getirir. Sonuçları itibariyle geri dönülemez tahribata yol açan nükleer santrallerin zararlarını saklamak için hükümetler, bürokratlar ve hatta bilim insanları halklarına yalan söylemişlerdir. Çünkü gözlerini kar hırsı bürüyenler, insan yaşamını hiçe saymaktadır. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Eski Başkanı, Çernobil sonrası artan kanser oranları sorulunca “Radyasyonu bilmeyen halkım, ölçümleri ne yapacak” diyerek, tabiî ki eğitim sistemini eleştirmiyor; aksine, “bu halk cahildir” diyor. Çünkü her şeyi onlar biliyor; ne kadar yaşayacağımıza, nasıl öleceğimize kendilerinin karar verebileceklerini düşünüyorlar. Çernobil'in hemen sonrası, binlerce çay işçisi kadın, hasat zamanı yarı bellerine kadar ıslak çay yapraklarının arasında çalıştı. Yetkili hiçbir kurum bir açıklama yapmadı. Radyoaktif madde bulaşmış çayı gömüp yalıtacaklarına, harmanlayarak bizlere içirdiler. İstanbul İkitelli'de hurdalıkta bulunan radyoaktif hastane atığı, çevrede yaşayan en az 300 kişinin radyasyona maruz kalmasına yol açtı. Çünkü sorumlu kuruluş TAEK en temel önlemleri bile almamıştı. Bu yaşananlar tam bir yıl sonra açığa çıktı. Böylece Türkiye, nükleer santralı olmadan nükleer kaza listesine giren dünyada ki tek ülke olma özelliğine de sahip olmayı başardı. Yine TAEK Almanya'dan getirtilen tonlarca radyoaktif atığı çimento fabrikalarında para karşılığı yaktıklarını açıkladı ve hemen ardından açılan soruşturma derhal sonuca bağlandı: Yani inkar edildi. ABD kendi atıklarını Yuka Dağı'na sığdıramazken, eski bir çevre bakanımız “Dünya'nın tüm nükleer atıkları bir kamyona sığar” dedi. Ve Recep Tayyip Erdoğan Fukuşima Nükleer Santrali'nin reaktörlerindeki patlamalar sonrası “Tüp de patlıyor” diyerek geleneği sürdürüyor. Yöneticilerimiz kırk yıldır gerçekleri çarpıtıyor.
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
SON UYARI FUKUŞİMA 11 Mart 2011 tarihinde Japonya'da meydana gelen 9 büyüklüğünde şiddetli depremin ardından bölgede nükleer santraller konusunda alarm verilmişti. Miyagi Bölgesi'nde yer alan Onagawa Nükleer Tesisi zarar görmüş, santralın bir türbininde yangın çıkmıştı. Buradaki yangın söndürülürken, bazı santrallarda soğutma sistemi çalışmadığı bildirilmiş ve ardından gelen haberler ise ne yazık ki endişelerin gerçeğe dönüştüğünü göstermiştir. Yaşananların hemen ardından santralin bulunduğu alandan 184 bin 670 kişinin tahliye edildiği açıklandı. Japonya tarihinde hükümet ilk kez nükleer acil durum ilan etti ve bu durum halen devam ediyor. Aslında 1986 yılında yaşanan Çernobil Faciası'ndan bu yana depremlerin tetiklediği ya d a fa r k l ı te k n i k hatalarla meydana gelen onlarca kazanın gizlendiği ve sonuçları hakkında güvenlik, teknolojik sır vb. gerekçeler gösterilerek, g e r ç e k l e r i n açıklanmadığı, nükleer güvenlik konusunda sicili bozuk bir ülkede yaşanan son olay, çok önemli bir dönüm noktasına g e l i n d i ğ i n i göstermektedir. Deprem ve tsunami doğal felakettir. Nükleer santraller ise bir insan tercihidir. Çay ve su içerek nükleer felaketin sonuçları saklanamaz. Ya p ı l m a s ı g e r e k e n nükleer santral tercihinden vazgeçmektir.
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
!
nükleer
santrale
hayır
NKP
nükleer karşıtı platform
NKP
nükleer karşıtı platform
!
nükleer santrale
hayır
dün ÇERNOBİL b u g ü n FUKUŞİMA
artık
YETER
r
geleceğimizi nüklee lobilere teslim etmeyeceğiz NKP
nükleer karşıtı platform