ESM ZONGULDAK ŞUBE ÇALIŞMA RAPORU

Page 1



GİRİŞ ESM ZONGULDAK ŞUBE ÖRGÜTLÜLÜK DAĞILIMI

TTK GENEL MÜD. TTK ARMUTÇUK İŞL. MÜD. TTK AMASRA İŞL. MÜD. TTK ÜZÜLMEZ İŞL. MÜD. TTK KARADON İŞL. MÜD. TTK KOZLU İŞL. MÜD.

İL

ÇALIŞAN SAYISI

ZONGULDAK ZONGULDAK BARTIN ZONGULDAK ZONGULDAK ZONGULDAK

642 130 158 227 308 216

EÜAŞ ÇATALAĞZI TER. SANT ZONGULDAK DSİ 232. ŞUBE MÜD. DSİ 233. ŞUBE MÜD.

ZONGULDAK ZONGULDAK

MTA BATI KDZ. BÖLGE MÜD.

ZONGULDAK

TEKEL İL MÜD.

ZONGULDAK

SANAYİ İL MÜD.

ZONGULDAK

GENEL TOPLAM

ESM ÜYE ÜYE 165 28 57 48 39 44

TÜRK KAMU - SEN

% 26.Oca 22 36 21 13 20

ÜYE 118 5 32 24 90 21

% 18 0.4 20 16 29 10

MEMUR - SEN ÜYE 218 72 51 116 128 119

% 34 55 32 51 42 55

ÜYE OLMAYAN

141 25 18 39 51 32

% 22 20 11 17 17 15

3 6

52

1733

22

412

Kamu görevlisi: Kamu kurum ve kuruluşlarının işçi statüsü dışındaki bir kadro veya pozisyonunda daimi suretle çalışan, adaylık veya deneme süresini tamamlamış kamu görevlileri. Kamu işvereni: Kamu görevlilerinin çalıştığı tüzel kişiliği olan yada olmayan kamu kurum ve kuruluşları. Kamu İşveren Vekili: Kamu kurum ve kuruluşlarını temsile ve bütününü sevk ve idareye yetkili olanlar ile bunların yardımcıları İş yeri: Kamu hizmetinin yürütüldüğü yer

42

24

3

293

0.05

17

23

727

44

42

4

310

0.07

18

Kurum: Kuruluş kanunları veya kuruluşları ilişkin mevzuatlarında görev, yetki ve sorumlulukları belirlenen, hizmetin niteliği ve yürütülmesi bakımından idari bir bütünlüğe sahip işyerinden oluşan kuruluşlardır. Sendika: Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Konfederasyon: Değişik hizmet kollarında bu Kanuna tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.


Sayın Divan, değerli Misafirlerimiz, değerli basın ve çok değerli ESM’nin saygın üyeleri sizleri saygıyla selamlıyorum. 5.Olağan Genel kurulumuzun öncelikli olarak geçmişin olumlu ve olumsuz yönleri ile değerlendirilirken, önümüzdeki sürece ışık tutacak, bizlerin ekonomik ve demokratik taleplerimizi dillendirmede yardımcı olacak şekilde bu genel kurulumuzun sonuçlandırmayı diliyorum. 12 Eylül sonraki emekçilerin kendilerini ifade edeceği, hak ve özgürlük taleplerin yanında ekonomik kazanımlarını sağlamak adına vermiş oldukları mücadeleler her türlü baskı, korku ve yıldırma politikaları ile kesintiye uğratılmıştır. Kamu çalışanlarının sendikal mücadelesi, önceleri sendikal hakları yok denilerek engellemeye çalışılmıştır. Örgütlenme mücadelesi verenler iş yerlerinde baskı ve yıldırmalarla engellenmeye çalışılmıştır. Tüm baskı ve yıldırmalara karşı direnenler sürgün ve işten atılmalarla tehdit edilmiştir. Kamu çalışanlarının sendikal mücadelesi tüm baskılara ve tehditlere rağmen devam etmiştir. Kamu çalışanlarının örgütlü mücadelesi iş kollarındaki örgütlülüğün ardından konfederasyon olarak (KESK) devam etmiştir. KESK sadece üyelerin ekonomik ve demokratik talepleri değil işçi sınıfının bir parçası olduğu bilinciyle tüm ezilenler ve sömürülenlerin sözcüsü olmuştur. KESK, Kamu Çalışanlarının ekonomik ve Demokratik taleplerinin takipçisi olurken, diğer taraftan iş yerlerine sahip çıkmıştır. İş yerlerinin kapatılmasına, özelleştirmelere, talana karşı çıkmıştır. Sendikamız örgütlü mücadelenin bir parçası olarak hukuksuzluğa karşı çıkmış, yargı yollarını zorlamıştır. Özelleştirmelere karşı fiili mücadele yürütülürken yargı yoluyla da özelleştirmelerin yolsuzluk ve yoksulluk olduğu vurgulamıştır. KESK’in örgütlü mücadelesini kırabilmek için devlet kendi güdümünde sendikaları kurmuştur. 2013 yılındaki Toplu Sözleşmedeki devlet güdümlü sendikanın uygulaması buna en güzel örnektir.

AKP, 12 yıldır sürdürmekte olduğu iktidar politikalarını iktidar olmadan önce ABD ile yaptığı görüşme ve verdiği sözler üzerine kurgulamıştır. Dış politikasını komşularla sıfır sorun diye başlamıştır. BOP’un eş başkanıyım diye başladığı orta doğuyu biçimlendirme politikasına “yeni Osmanlıcılık” adını vermiştir. Dış politikayı ülke halkının çıkarları üzerinden yapmak yerine, ABD’nin taşeronu olarak sürdürmeye çalışmıştır. Taşeronluğu dahi beceremeyen AKP, dış politikasında İslam inancının sadece bir mezhebinin halifesi gibi davranmıştır. İsrail, Libya, Tunus, İran, Irak, Mısır ve Suriye ile dış politikalarını radikal İslami gruplar üzerinden yürütmüştür. 12 yıl sonra AKP dış politikasını ise şu sözlerle ifade etmektedir; Onurlu Yalnızlık. AKP içeride ise Halkları birbirine düşüren politikalar izlemiştir. Ayrımcı ve ayrılıkçı politikasını yürütebilmek için Ilımlı İslam söylemleriyle halkı pasifize etmiştir. Devletin olanaklarını sosyal devlet yutturmacası adı altında (kömür, makarna, yağ, tuz, vs…) dağıtmış ve halkın vergilerini yandaş iş adamlarına akıtmaktadır. İlkokul çocuklarına beslenme adı altında (bozuk sütleri) içirmişlerdir. Sütleri göstermelik ihalelerle kendilerine yakın iş adamlarının firmalarından alınmıştır. AKP, ihale kanunun da sürekli yaptığı değişikliklerle kendine yakın iş adamlarına ihalelerin verilmesini sağlamıştır. İşkolumuzda en bariz olarak TKİ’nin Dodurga Kömür madeni rödevans usulü kiralama ihalesine çıkartılmıştır. “İhale kapalı saha için yapılmıştır. İhaleyi alan şirket, aynı birim fiyat üzerinden ihaleye girmeden, açık sahayı da işletmeye başlamıştır. Böylece şirket ucuz olan kapalı saha fiyatına, İhale bedeli pahalı olan açık sahayı İhaleye girmeden ele geçirmiştir.” Milyonlarca ton kömürün bulunduğu sahada vurgunun hesabını yargı da dâhil kimse soramamıştır. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarının bir diğer önemli sonucu ise yaşanan iş kazalarıdır. Ağır ve tehlikeli, aynı zamanda emek yoğun bir işkolu olan madencilikte işçi sağlığı ve iş güvenliği oldukça önemlidir. Özel ilgi, düzenleme, donanım ve yatırım gerektirir. Bu da ancak devlet eliyle kamu yararı gözetilerek yapılması ile mümkündür. Bu


kavramlar sermaye için geri plandadır. Onun önceliği kardır. Bu nedenledir ki son yıllarda Kemalpaşa, Dursunbey, Karadon ve Elbistan’da yaşananlar tesadüf değildir. Uygulanan ve hedeflenen politikaların görünür sonucudur. Ülkemizde son 13 yılda 14 315 kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi 2013 yılında en az 1235 işçinin iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdiğini açıklamıştır. İş kazalarının % 12,3 inşaat sektöründe, %11.80 kömür madenciliğinde, %10 metal üretiminde yaşanmıştır. Madencilik sektöründe 2013 yılında ülkemizde sektöründe 44 kişinin ölümü ile sonuçlanan iş kazası olmuştur

93,Enerji

İlimizde ise son 12 yılda madencilik sektöründe ölenlerin sayısı 271 kişidir. Bunların 185 kişi kaçak ocak ve özel ocaklardır. TTK’ da 2000-2012 yılları arasında 35 bin 305 iş kazası olmuştur. 35 bin 458 yaralanma olmuş 86 işçimizde hayatını kaybetmiştir. Son 30 yılda ise TTK’da 140 bin 365 iş kazası olmuştur. 139 bin364 işçimiz yaralanmış 864 işçimiz hayatını kaybetmiştir. İş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıradayız. Ülkemizde bunlara iş kazaları değil iş cinayetleri denilmektedir. Siyasi iktidar gerekli yatırım, önlem, güvenlik ve iş eğitimlerini yapacağına, taziye ziyaretlerinde bulunmakta ve söylediği rahmet dualarıyla birlikte “ Güzel Öldüler” sözüdür. AKP’nin insana verdiği değerin göstergesidir. Bizim açımızdan bu kazalar siyasi iktidarın büyük sorumlusu olduğu cinayetlerdir. İş kazalarında hayatlarını kaybedenleri saygı ile anıyoruz.

AKP hükümeti, sürekli her alanda toplumu rahatsız edecek uygulamalar yapmaktadır. AKP iktidarını sürdürmek için kendine muhalefet eden tüm yapılara savaş açmıştır. Öncelikle yasal düzenlemeleri iktidarın çıkarlarına göre yapıyor, engel olan yargı kurumlarını ele geçiriyor. Muhalefet eden kişileri Ergenekoncu olarak nitelendirip, ceza evine göndermiştir. YÖK’ü protesto eden bilimsel, parasız, laik, demokratik eğitim isteyen öğrencilere insanlık dışı şiddet uygulanmakta, ceza verilmektedir. Hakkını arayan emekçilere şiddet, baskı ve örgütsüzlük dayatılmaktadır. Bir nevi polis devleti hüküm sürmektedir. Son bir aydaki gelişmelerde polis devleti olduğumuzun göstergesidir. AKP hükümetinin, eğitim alanındaki değişiklikleri ve uygulamaları toplumun geniş kesimini rahatsız etmiştir. Başbakan’ın önce “dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” söylemi ile somutlaşan AKP’nin yeni eğitim projesi, toplumun bütün itirazlarına rağmen, yasallaştırılarak yürürlüğe koyduğu 4+4+4 kademeli eğitim uygulaması içinden çıkılmaz sorunlar yumağı haline gelmiştir. Eğitimi gericileştirmeye ve ticarileştirmeye mahkûm eden bu anlayış şimdi AKP’nin 4+4+4 kademeli eğitim projesi ile daha da derinleşmekte, bu şekilde eğitim sermayenin ve cemaatlerin denetimine sunulmaktadır. AKP’nin sağlık politikası ise hastalar müşteri, hastaneler ise ticarethane haline getirilmiştir.

. Taşeronlaştırma ve özelleştirme istihdamı daraltmakta, işsizliği artırmaktadır. Öncelikle taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. Özelleştirilen kurumlar kamuya geri verilmelidir.

AKP iktidarı döneminde, bankalar yabacılara satılırken iş kollarımızın da içinde bulunduğu 150 kurum ve kuruluş özelleştirilmiştir. Çalışanlar işsiz kalırken taşeron uygulamaları ile ülke güvencesiz ve ucuz iş gücü cennetine dönüştürülmüştür.

Çalışmak, tüm insanlar için bir haktır. Bu hak güvence altına alınarak tüm yurttaşlarımıza istihdam sağlanmalıdır. Yetişmiş elemanlardan başlayarak işsizliği çözmek, siyasi iktidarların görevidir. İstatistikler göstermektedir ki istihdamı artıran kamu kurumlarıdır

AKP iktidarını sürdürebilmek için yandaş sermayeyi, yandaş medyayı, yandaş yargıyı ve yandaş kolluk kuvvetlerini kullanmıştır. 2013 Haziranında Taksimde AVM yapılmak için kesilen ağaçlara sahip çıkanlara, “çapulcu, eşkıya, dış mihrakların ve faiz lobilerinin adamları” diyerek gaz bombalarıyla, tomalarla, joplarla, ellerinde sopa ve


palalılarıyla acımasızca saldırmışlar, 6 kişinin ölümüyle, 11 kişinin gözünü kaybetmesiyle ve yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştır. Gezi Parkı’nın yağmalanmasına karşı gelişen halk hareketi, bugün toplumun sesi duyulmak istenmeyen tüm kesimlerinin, kadınların, gençlerin, çevre hareketinin, ezilen kimlik mücadelelerinin, eğitim ve sağlık hakkı mücadelesinin talepleri ile buluşmuştur. AKP toplumun önemli bir kısmını kendi iktidar düşlerini hayata geçirmek için baskıyla sindirmekte, hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışmaktadır. Gezi parkında yer alan ağaçların sökümüne karşı tutulan nöbete yapılan vahşi saldırı ile başlayan süreç, bugün halkın demokratikleşme ve özgürlük talepleri ile buluşmuş ve onun simgesi olmuştur. AKP’nin faşizan uygulaması tüm yurtta protestolarla karşılanmıştır. Geri adım atmak zorunda kalan iktidar kendisini protesto etmek için tencere tava çalanlara dava açmıştır. Siyasi iktidarın kadına bakışı, kadının bedeni ve kadın emeğinin sömürüsü üzerinedir. Kadınların söz yetki ve karar haklarını elinden alarak kadın hakkını sadece örtünme (türban) olarak sunmaktadır. Kadını en az üç çocuk diyerek doğurganlığa iterken, her yıl yüzlerce kadının erkek egemenliği altında dövülmesine, cinsel istismarına, öldürülmelerine ve çocuk evliliklerine tek söz etmeyerek kadının yerini yatak odası olarak işaret etmektedir. Ülkemizde kadına uygulanan şiddet 2002 yılından 2009 yılına kadar resmi rakamlara göre 1400 kat artmıştır. Kadınların%42 fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalırken, boşanma sebeplerinin %85’i şiddet sebebiyle olmaktadır. Resmi rakamlara göre 2013 yılının ilk altı ayında 88 kadın öldürülmüş, 77 kadın tecavüze uğramış, 117 kadın yaralanmış ve 91 kadın cinsel tacize uğramıştır. İş kazalarında da 2013 yılında 103 kadın hayatını yitirmiştir.

AKP, korku cumhuriyeti yaratmıştır. Ülkemizde, sivil dikta yönetimi uygulanmaktadır. Muhalefet yapan tüm kesimler hain ilan edilmektedir. Açıkçası AKP kendi emekçisini, köylüsünü, esnafını, alevisini, kürdünü, çingenesini, yargısını, güvenlik teşkilatlarını yaratmış ve de başarılı olmuştur. 20 yıldır sürdürdüğümüz sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi ile demokrasi mücadelemiz, bugün çok daha fazla önem kazanmaktadır. AKP’nin sermaye adına bu topyekûn saldırısına karşı biz emekçilerin daha fazla mücadele etmesi ve katkı koyması gerekmektedir. Mücadelemizi sadece ESM’nin ve KESK’in sınırlarında ekonomik ve özlük haklarla sınırlı görmeyen, tüm emek cephesini kapsayacak, bütünlüğü hedefleyen bir yerden yapmalıyız. Artık tek tek mücadele yerine topyekûn mücadelenin koşulları zorlanmalı, ortak örgütlenmeyi hedefleyen mücadeleyi öncelikle başarmalıyız.


ESM ZONGULDAK ŞUBESİ 5. OLAĞAN GENEL KURUL FAALİYET RAPORU ESM Zonguldak Şubemizin 23.01.2011 tarihinde yapmış olduğu 4. Olağan Genel kurulu Seçim Kurulunca kesinleşen seçim sonuçları sonrasında 01.02.2011 tarihinde en yaşlı üye Tahsin KUMKUMOĞLU’ nün başkanlığında toplanmış ve yapılan görev dağılımı aşağıdaki gibidir. Şube Başkanı Şube Sekreteri Şube Mali Sekreteri Şube Toplu Söz. ve Hukuk Sek. Şube örgütlenme Sekreteri. Şube Eğitim Basın Yayın Sekreteri. Şube Dış İliş. Kadın ve Çevre sek.

Tahsin KUMKUMOĞLU M. Kemal ÇAKMAK Ercan ACAR Ahmet Kaya ALTINSOY Sezai KARATAŞ Özkan ALTINER Ömer GENÇ

Şube Denetleme Kurulu 08.02.2011 tarihinde yapmış olduğu toplantı sonucu; Başkan Üye Üye

Selma PEKSÖZ Akif MEMİŞ Nevzat KAYNAR

Şube Disiplin Kurulu 08.02.2011 tarihinde yapmış olduğu toplantı sonucu; Başkan Üye Üye Olarak görev dağılımı gerçekleşmiştir.

Hasan KARAÜZÜM Aykut KIRBIYIK Havva BULTAN

Yönetim Kurulu üyemiz Özkan ALTINER’ in istifası üzerine l. Yedek Alaaddin Kara göreve davet edilmiş olup 23.08.2011l tarihinden sonra Şube Eğitim Basın Yayın Sekreteri olarak Yönetim kurulunda görev almıştır.

TTK’dan Emekli olan Yönetim Kurulu Üyemiz A.Kaya ALTINSOY’un Emekli olması nedeniyle Yönetim Kurulu görevinden ayrılmış ve yedek üyemiz Emine BULUT 29.01.2013 tarihinde Toplu Sözleşme ve Hukuk Sekreterliği görevini üstlenmiştir. 18.11.2013 tarihinde Şube Örgütlenme Sekreteri Sezai KARATAŞ Yönetim Kurulu Üyeliği görevinden ve ESM üyeliğinden istifa etmiş olduğundan ESM Şube Örgütlenme Sekreterliği görevini 05.12.2013 tarihinden itibaren yedek üyemiz Vacit ESEN üstlenmiştir. Şube denetleme kurulu üyemiz Akif MEMİŞ’in sendika üyeliğinden istifa etmesi üzerine, yerine yedek üye Ayla SARIOĞLU görev almıştır. Yönetim kurulunda görev alan arkadaşlar ESM Ana Tüzüğüne uygun olarak sendikal faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. ESM Zonguldak Şube olarak öncelikli şube temsilciler kurulu toplantısı yaparak önümüzdeki sürecin değerlendirilmesi yapıldı.


Siyasi iktidarın Meclisten geçirmeye çalıştığı torba yasa ile Esnek, güvencesiz ve taşeron yolu ile iş yerlerimizin güvencesiz çalışma yerlerine dönmesine ve kazanılmış haklarımızın gaspına karşı il milletvekillerine faks ve mail eylemliliği yapıldı. AKP il binası önünde meşaleli protesto eylemi yapıldı.

14 Nisan 2011 tarihinde maliye bakanlığının ek tazminat uygulamasındaki eşitsizliği protesto etmek için dilekçe kampanyası başlatıldı.

9 Şubat 2011 tarihinde DSİ ve çalışanlarının ek tazminatlarının yükseltilmesi için Başbakan ile Çevre ve Orman Bakanına faks eylemi yapıldı.

28 Nisan 2011 tarihinde yapılan TTK’daki Kurum İdari Kuruluna yetkili sendika olarak katılındı. 1Mayıs 2011 Mitingine katılım sağlandı.

10 Şubat 2011 tarihinde Siirt’teki toplu tecavüz ve çocuk istismarını teşhir, sorumluların cezalandırılması talep etmek ve duyarsız davranan yetkilileri protesto etmek amacıyla, kadın dayanışması örgütlenerek basın açıklaması yapıldı.

ESM Genel Başkanı Sayın Kemal BULUT 6 yıllık başkanlık görevinden sonra 4688 sayılı yasanın 18. maddesi gereği yazılı müracaatla işe dönme talebinde bulunması üzerine, TTK Genel Müdürlüğü sürgün niteliğinde Bartın ili Amasra Taş Kömürü Müessesesine atamasını yapmıştır. Yanlı, sürgün ve ceza niteliği taşıyan bu uygulamaya karşı hukuksal dava açılmıştır.

23 Şubat 2011 Tarihinde TTK Genel Müdürlüğünün Sendikamızı yok sayan uygulamasına karşı çıkılmış, komisyonlarda üyelerimizin yer alması sağlanmıştır. 1mart 2011 tarihinde torba yasa uygulamasına karşı cumhurbaşkanına faks Eylemi yapıldı. 3 Mart 1992 Kozlu Grizu faciasının anma toplantısına ve Madenci şehitliğinde yapılan törene katılım sağlandı. 7 Mart 1983 Armutcuk Maden faciasının anma etkinliği yapıldı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününe ilişkin etkinlik ve eylemliklere katılım sağlandı. 13 Mart 2011 tarihinde SES, TMMOB ve TTB ortaklaşa yaptıkları sağlıkta özelleştirme, aile hekimliği ve tam günle ilgili Ankara’ da yapılan mitinge katılım sağlandı 04.04.2011 tarihinde TTK genel Müdürlüğü ile görevde yükselme sınavı ile ilgili üyelerimizin sıkıntıları çözmek anmacıyla girişimlerde bulunuldu.

22 Nisan 2011 tarihinde Bartın Çevre Platformunun düzenlemiş olduğu termik santrale hayır mitingine katılım sağlandı.

30 Mayıs 2011 tarihinde TTK Genel Müdürlüğünün ESM üyelerine yönelik baskıları kınamak amacıyla Genel Müdürlük önünde basın açıklaması yapıldı. 1Haziran 2011 tarihinde TTK Genel müdürlüğünün ESM’ yi yetkisiz sendika kılma girişimlerine karşı hukuksal savaş başlatıldı. 10 Haziran 2011 Tarihinde TTK Genel Müdürlüğüne bağlı iş yerlerinde sendika üyelerimize ve üye olacaklara yapılan baskılara son verilmesi konusunda Genel Müdürlükle görüşme yapıldı.


2 Temmuz Sivas katliamının protesto eylemine katılım sağlandı 15 Eylül 2011 tarihinde TİS ile ilgili madenci anıtında kitlesel basın açıklaması yapıldı. 23 Eylül 2011 tarihinde TİS sürecine dönük olarak KESK heyetiyle birlikte iş yerleri toplantıları yapıldı.

08 Ekim 2011 tarihinde Ankara’da yapılan İNSANCA YAŞAM İÇİN EŞİTmitingine katılım sağlandı.

ÖZGÜR-DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE


25 Kasım 2011 tarihinde Kadına Şiddete Hayır etkinliklerine şube olarak katılım sağlandı. 2-3-4 Aralık 2011 tarihinde Ankara’da yapılan işçi sağlığı ve iş güvenliği kongresine şubemiz olarak katılım sağlandı. Van-Erciş depreminde mağdur kalan insanlarımız için KESK Zonguldak şubelerinin yapmış olduğu giyim ve diğer ihtiyaçlar için yapılan kampanyaya katılım sağlandı.

21 Aralık 2011 tarihinde 1 günlük iş bırakmak eylemini gerçekleştirdik.


13 Ocak 2012 tarihinde meydana gelen Karadon- Gelik havzasındaki grizu faciasında hayatını kaybedenlerle ilgili yapılan soruşturmalarda teknik eleman olarak görev yapan üyelerimize hukuki destek verildi

24 ocak 2012 tarihinde Uğur MUMCU’yu anma etkinliklerine katılım sağlandı. 9 Şubat 2012 tarihinde (ESM, BTS, HABER-SEN ve TARIM ORKAMSEN) 399 sayılı KHK’nin 2 sayılı cetvelinde yer alan sözleşmeli personelin ek ödemelerinin düzeltilmesi, yemek yardımı yapılması ve 1 sayılı cetveldeki Müdür, Başuzman ve müşavirlerin hak kayıplarının giderilmesi için basın açıklaması yapıldı. İmza kampanyası başlatıldı. 15 Şubat 2012 tarihinde İşçi anıtında hükümetin dayattığı sendikal hak ve özgürlüklerini gasp etmeye yönelik yasa tasarısını ve sıfır zam politikasını protesto etmek için bodro yakma eylemi gerçekleştirildi.


25 Şubat 2012 tarihinde Zonguldak Maden Mühendisleri Derneğinde üyelerimizle dayanışma yemeği yapıldı. 3 Mart 2012 8 Mart 2012 28-29 Mart 2012 tarihinde Ankara’da iki günlük eğitimde 4+4+4 kademeli kesintili eğitim yasa teklifi ve sendikalar kanununda yapılacak değişiklikleri protesto etmek için yapılan eyleme yönetim bazında katılım sağlandı. 6 Nisan 2012 Amasra temsilciler yemeği 16 Nisan 2012 tarihinde Sendikal hak, ekonomik talep ve özlük haklarımızı içeren 2012 toplu sözleşme heyetine iletilmek üzere hedef bir milyon imza adı altında imza kampanyası yapıldı.

1 Mayıs 2012 ve 2013 Emeğin Bayramına katılım sağlandı.


25 Haziran 2012 günü Konferedasyonumuza yönelik şafak operasyonu adı altında genel Başkanımızda dâhil olmak üzere 58 arkadaşımız gözaltına alınmıştır. AKP’nin Kesk üzerine yaptığı baskı ve yıldırma politikalarına karşı illerde ve ilimizde protestolar yapılmıştır.

23 Mayıs 2012 tarihinde Kamu işveren Heyeti ile Kamu sendikaları arasında 30 Nisanda başlayan toplu görüşme sözleşmeleri 21 Mayıs pazartesi günü uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. 29 Mayısta tarihinde Kamu Görevlileri hakem kurulu öncesi eylem ve etkinlikler yapılmıştır. 27 Haziran 2012 tarihinde gözaltına alınan KESK li üyelere destek için Ankara Adliyesi önünde yapılacak desteğe katılım sağlandı. 2 Temmuz Sivas katliamının protesto eylemine katılım sağlandı


25 Kasım 2012 kadın platformunun etkinliğine katılım sağlandı. 1 Eylül barış etkinlikleri düzenlendi

20 Ekim 2012 tarihinde orta doğudaki savaşa hayır etkinliği yapıldı. 7-8 Aralık 2012 Tarihinde 4+4+4 yasasına ilişkin Ankara mitingine katılım sağlandı.


Türkiye’de 8 Mart: 19 Ocak 2013 tarihinde Ankara’da yapılan enerji çalış tayına katılım sağlandı. 27.01 2013 tarihinde GMİS’ in Zonguldak’ta yaptığı Emeğe Saygı mitingine katılım sağlandı.

İlk kez 1921 yılında Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında “ Türkiye 1975 Kadın yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 4 yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984 yılından sonra kesintisiz olarak kutlanmaya başlandı.

KADIN 3mart kozlu faciasının anma etkinliklerine katılım sağlandı

Kimi der ki kadın Uzun kış gecelerinde Yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir Harman yerinde dokuz zilli Köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran. Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal, O benim kollarım, bacaklarım, Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, hayat arkadaşımdır, Nazım HİKMET


31 Mayıs 2013 tarihinde başlayan gezi parkı direnişine destek eylemleri olarak Zonguldak ta basın açıklamaları ve yürüyüşler düzenlendi Yönetim Kurulu üyemiz (Basın ve Yayın Sekreteri) Alaaddin Kara destek Sendikamız adına gezi eylemlerini izlemek üzere İstanbul’a gönderildi.

5 Haziran 2013 tarihinde KESK’in almış olduğu uyarı grevine Zonguldak ta katılım sağlandı. İsmet İNÖNÜ parkından başlayan yürüyüşle gezi olaylarına destek ve hükümetin uyguladığı aşırı şiddet sloganlarla protesto edilerek acılık deresinde madenci anıtına ve tekrar İnönü parkına yürüyüş korteci şeklinde gelindi. Yapılan basın açıklaması ve protestolarla siyasi iktidara karşı olan tavır sergilendi.


2 Temmuz Sivas katliamını anma etkinliklerine katılım sağlandı.

30 Ağustos 2013 Savaşa Hayır eylemliğine katılım sağlandı.

1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerine katılım sağlandı.

26-27 Ekim 2013 tarihinde Amasra Temsilciliğimizin katkılarıyla birlikte üye katılımlı Enerji Kurultayı yapıldı.


19 Aralık 2013 grevi, AKP hükümetinin rüşvet –Altın kaçakçılığı ve kara para aklama operasyonlarının protesto edilmesi eylemine dönüştü.

AKP Hükümetine karşı HER YER YOLSUZLUK; HER YER RÜŞVET eylemi yapıldı.


ESM BARTIN İL TEMSİLCİLİĞİ, AMASRA İLÇE VE AMASRA İŞYERİ TEMSİLCİLİĞİNİN FALİYET RAPORU.

2011-2012 ve 2013 1 mayıs Emeğin bayramına katılım sağlanmıştır.

Bartın il temsilciliğimiz iş yeri özünde örgütleme ve sendikal haklarının savunulması, iş yeri çalışanlarının üyemiz olup olmasına bakmamaksızın tüm çalışanların sorunlarına duyarlı yaklaşmış ve çözülmesi konusunda emek harcamıştır. 2011 yılında yapılan 4.Olağan genel Kurul sonrası temsilciliğimizin bazı faaliyetleri şöyledir. İl bazında yapılan KESK ve Demokrasi platformunun tüm faaliyetlerine katılım sağlanmıştır.


ESM olarak Termik santral hayır mitinglerine katılım sağlandı , imza kampanyalarında görev alındı ve basın açıklamalarına üyeler olarak katılım sağlandı.

Amasra Temsilciliğimiz Üyelerimizle zaman zaman bir araya gelerek yemekli kaynaşma ve örgütlenme toplantısı yapmıştır.Bu toplantılarda emekli olan üyelerimize sendikamız adına plaket verilmiştir.

Üyelerimize yönelik Tiyatro getirerek kültürel etkinlikler yapılmıştır.

2012 yılında eylül ayında Amasra Kaleşah mahallesi Okulundaki taşımalı eğitim için öğrencilere ve velilere basın açıklamasında destek verildi.


Hükümetin uygulama çalıştığı 4+4+4 eğitim projesine karşı çeşitli etkinliklerle birlikte imza kampanyası ve basın açıklaması yapıldı.

26-27 Ekim 2013 tarihlerinde Şubemizin düzenlemiş olduğu ENERJİ ÇALIŞTAYI konulu Program düzenlenmiş olup; programa üyelerimiz ve Amasra KESK bileşenlerinden temsilciler katılmıştır.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.