T
ürkiye, adım adım bir nükleer bataklığa doğru sürükleniyor. Hükümet, hayati önemdeki bu konuda karar alırken her türlü hukuksal denetimden kaçmaya çalışıyor. Nükleer santralleri çevresel etki değerlendirme sürecine tabi kılan yargı kararları yok sayılıyor. Yargı kararları hilafına nükleer santrallere izin ve ruhsat süreçlerinde yasal muafiyeteler tanınmaya devam ediliyor. Rusya ile biçimsel olarak yapılan uluslar arası anlaşma ile karar alma aşamasında TBMM’nin yani Türkiye halkının iradesi yok sayılıyor. Mersin ve Sinop’ta yaşayan yurttaşlarımız başta olmak üzere Türkiye halkının büyük çoğunluğu nükleer santrallere karşıdır. Bu çoğunluğa karşılık az sayıda milletvekili açıkça nükleer santrallerin kurulmasına karşı TBMM kürsüsünden mücadele edebilmektedir. Nükleer Karşıtı Platform olarak Türkiye’nin geleceği nükleer tehdit altındayken 12 Haziran’da halkımızı gerçek temsilcilerimiz olan nükleer karşıtı milletvekillerinin TBMM’deki sayısını arttırmaya çağırıyoruz.
AKKUYU FUKUŞİMA OLMASIN Akkuyu’ya yapılacak nükleer santral, Mersin’in yaşamsal öneme sahip değerlerine tarıma, hayvancılığa ve ekosisteme vurulacak büyük bir darbedir. OYLAR NÜKLEER KARŞITI ADAYLARA Nükleer enerji teknolojisinin taşıdığı riskler bütün dünyada kabul edilmiş ve başta Almanya, Japonya gibi ülkeler olmak üzere birçok ülke nükleerden vazgeçtiğini açıklamıştır. Nükleer enerji sorunu, bir teknoloji sorunu olmanın ötesinde siyasi bir tercih sorununu haline gelmiştir. AKP, kendi otoriter ve antidemokratik iktidarına yakışan nükleer bir vizyon edinmeye çalışmaktadır. AKP, Rusya ile olan anlaşmanın ağır şartlarını neyin bedeli olarak kabul etmiştir? Yaşam hakkımız emperyalist enerji politikalarının taşeronlarına kimin çıkarı için feda edilmektedir? Çerneobil’den ders almak istemeyenler ekranlarda çay içip radyasyonlu çayın tadını övmüştü. Fukuşima’dan ders almak istemeyenler ise Japonya’da tüp gaz patladığını sandı. Oylarımız ancak nükleer santral ve silahlardan arındırılmış bir Türkiye ve Dünya için hedefi olan adaylaradır. NÜKLEER KARŞITLARI MECLİSE! Mersin ve Sinop halkı başta olmak üzere Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu nükleer santrallere karşıdır. Nükleer karşıtlarının sesinin halkın en yüksek kürsüsünde dile getirilmesine ihtiyaç vardır. Ama AKP, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve halkın iradesini yok sayarak Rusya ile anlaşma imzalamıştır. Tayyip Erdoğan açıkça, Akkuyu nükleer santrali için hiçbir hukuksal denetime tabi olmayan bir yöntem izlendiği beyan edebilmiştir. BAŞKA BİR ENERJİ MÜMKÜN? Enerji alanındaki özelleştirmelerden vazgeçilmeli, merkezi planlama ve kamusal bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır.
YAŞAMA HAKKI REFERANDUMA SUNULAMAZ Bir tarafta enerji oburu bir toplum yaratmaya çalışan politikalar boy gösterirken diğer tarafta nükleer karşıtlarının oyuna göz dikenler nükleere karşı olduklarını da söyleyemedikleri için referandum gibi ortada bir tavırla durumu idare etmeye çalışmaktadır. Nükleer enerjiye karşı olduğunu açıkça ifade edemeyen parti ve adaylara oy yok. Bu numarayı yutmayız. Yaşama hakkımızı referanduma sunmak isteyenler sonucu garanti edebilirler mi? “Evet” kararı çıkarsa; “gerekirse enerji için öleceksiniz” mi diyecektir. NÜKLEER KARŞITI OLMAK Nükleer karşıtı olmak; sadece teknolojik ve iktisadi bir konu değildir. “Buraya yapılmasın da nereye yapılırsa yapılsın” mantığı içinde kalan bölgesel bir sorun hiç değildir. Japonya’da yaşanan felekette göstermiştir ki nükleer enerji teknolojisinin taşıdığı risk bütün dünyayı tehdit edebilecek potansiyeldedir. Nükleer karşıtı olmak; yaşamı ve yaşama hakkını savunmak, doğanın sömürüsüne ve talan politikasına karşı durmak, ekosistemi korumaktır. Enerji politikaları yaşam alanlarımızı tehdit ederken sermaye gruplarına şirin gözükmeye çalışmamak, halktan yana siyaset üretebilmektir. Nükleer karşıtı olmak; emek, demokrasi ve özgürlükten yana olmakla, yaşamını mücadeleye adamakla mümkündür. Nükleer enerji, en kirli, en tehlikeli, en pahalı enerji üretim biçimidir. Daha fazla enerji tüketmenin gelişmiş ölçüsü olarak gösterilmeye çalışılarak doğal yaşam alanları yağmalanmaktadır. Oyumuz nükleer karşıtı olabilene. Oyumuz yaşamdan, doğadan ve emekten yana olana