T
ürkiye, adım adım bir nükleer bataklığa doğru sürükleniyor. Hükümet, hayati önemdeki bu konuda karar alırken her türlü hukuksal denetimden kaçmaya çalışıyor. Nükleer santralleri çevresel etki değerlendirme sürecine tabi kılan yargı kararları yok sayılıyor. Yargı kararları hilafına nükleer santrallere izin ve ruhsat süreçlerinde yasal muafiyeteler tanınmaya devam ediliyor. Rusya ile biçimsel olarak yapılan uluslar arası anlaşma ile karar alma aşamasında TBMM’nin yani Türkiye halkının iradesi yok sayılıyor. Mersin ve Sinop’ta yaşayan yurttaşlarımız başta olmak üzere Türkiye halkının büyük çoğunluğu nükleer santrallere karşıdır. Bu çoğunluğa karşılık az sayıda milletvekili açıkça nükleer santrallerin kurulmasına karşı TBMM kürsüsünden mücadele edebilmektedir. Nükleer Karşıtı Platform olarak Türkiye’nin geleceği nükleer tehdit altındayken 12 Haziran’da halkımızı gerçek temsilcilerimiz olan nükleer karşıtı milletvekillerinin TBMM’deki sayısını arttırmaya çağırıyoruz.