FİZİKSEL ÇEVRE KONTROLÜ
Hypergreen Tower
HATİCE ÇOBAN 20121811024
Hypergreen Tower
• Hypergreen, Jacques Ferreir Architects tarafından tasarlanan, Lafarge’ın işvereni olduğu bir konsept projedir.
• Projenin amacının, yüksek yoğunluklu kentsel dokuda, sürdürülebilir gökdelen yapımı için, konunun hem kamusal hem de çevresel yönünü göz önünde bulundurmaya çalışan bir konsept oluşturmaya çalıştığından bahsedilebilinir.
• Konseptin içerdiği ilkeler; yapının güneşlenmeye göre yönelimi, iklimsel çift cephe sistemi, sürdürülebilirliğe yönelik içeriğin ve beton strüktürün en iyi biçimde uygulanmasıdır.
Hypergreen Cephe Detayı
• Yapı; yönelimi, cepheleri ve iç organizasyonu bakımından iklimsel işlevleri doğrultusunda tasarım kriterleri içermektedir. Bu yolla sıradan bir gökdelene göre yüzde 30 oranında enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Bunun yanında yapının, sunduğu iklimsel ve görsel konfor ile birlikte yeni bir gökdelen görünümü çizdiğinden bahsedilebilinir.
• Beton strüktür, az miktarda malzeme kullanımı ve yönelimi güneşlenmeye uygun biçimde yapılmış yapının kılıfı olarak üstleneceği iklimsel rol doğrultusunda tasarlanmıştır. Bu özelliklere sahip olması için strüktür, son betonarme teknolojileri, özellikle de dış örgü için ultra-performanslı betonlar ve en son prefabrikasyon teknikleri kullanılarak tasarlanmıştır. • Cephe, kafes örgüsü yapısı ile kuzeyde olabildiğince çok güneş ışığı alırken, güneydeyse fazla ısınmayı önlemek için güneş kırıcı olarak davranmaktadır. •
• Izgara(grid) dokulu cephe, doğal ışığı içeri alırken iç mekândaki iklimlendirmeyi de kontrol ederek ısıtma ve havalandırma için enerji gereksinimini en aza indirgemektedir. Dış cephe bu doğrultuda betonun gücünü 6-8 kat arttırabilen Ductal betonundan imal edilmiştir.
Ürünün içinde çelik destek yerine organik fiberler olması, hafif, düzgün, pürüzsüz yüzeyler inşa etme olanağı sağlamaktadır. Gün ışığını yakalayan cephe üzerindeki 3000 m2’lik güneş panelleri, yapının tepesindeki rüzgâr türbinleri ile birlikte Hypergreen’in enerjisinin bir kısmını üretirken, ‘Grid Skin’ adı verilen cephe yapının yatay stabilitesini sağlamaktadır.
• Hypergreen projesi, enerji verimliliği, enerji üretme kapasitesi ve suyun yeniden kullanımını sağlayacak teknolojiler ile birlikte bu özellikleri taşımayan binalara kıyasla yüzde 50 ile 70 oranında enerji bakımından kendi kendine yeterli olabilecek düzeydedir. • Bu işlevleri yerine getirecek sistemler, jeotermal ısı pompaları, ılıman seralar, rüzgâr türbinleri, fotovoltaik paneller bunlardan bazılarını içermekte ve binanın kullanımı ve mimarisi için ayrılmaz bir öğe olarak kabul edilmektedirler.
KAYNAKÇA • http://nat-envirsun.blogspot.com.tr/2006_09_01_archive.html • Güleryüz ve Dostoğlu, (2012), ‘’Yüksek Binalar ve Sürdürülebilir Mimarlık:Çelişkiler, Beklentiler’’, Yapı Dergisi, sayı:368, s:74-76 • http://www.jacques-ferrier.com/projets/hypergreen Yüksek yapılarda Ekolojik mimari ve sürdürülebilirlik YÜKSEK LİSANS TEZİ HASAN TOLGA BOSTAN