KÜRDĠSTAN ADINA MÜCADELE TÜRKĠYE ADINA MÜCADELEDĠR Abdullah Öcalan: Bugünkü toplantımızda dost örgütlerden yoldaşların da huzurunda, Türkiye‟deki siyasal gelişmeler, devrimci hareketin sorunları ve görevleri üzerine bir tartışma yapabiliriz. Özellikle şimdiye kadar yaptığımız bazı değerlendirmelere yönelik sorular sorabilirsiniz. Türkiye‟de bize yönelik çeşitli eleştiriler yapılıyor, bizim de onlara eleştirilerimiz oluyor. Bunu dergi köşelerine sıkıştırmaktan öteye, böyle açık bir tartışma platformuyla cevaplamak daha uygun olur düşüncesindeyiz. Tartışmalara da açıklık getirmek açısından bu daha uygun bir yöntemdir. Eleştiriler geliştirilebilir. Eleştirinin kendisi zaten geliştirme özelliklerine sahiptir. Ben de bu vesileyle bize yönelik olarak geliştirilen eleştirilere cevap verebilirim. Bazı görüşleri daha derli toplu sunabiliriz. Siz de bu konudaki görüşlerinizi söyleyebilirsiniz. PKK‟ye yönelik eleştirileriniz olabilir. PKK‟den beklenen görevler nelerdir ve nasıl yerine getirilmelidir? Türkiye üzerine görüşlerinizi özellikle yansıtabilirsiniz. Buralara kadar ulaşabildiniz. Bu hayli çaba isteyen bir geliştir. Bunun anlamı vardır ve değerlendirmek gerekir. Bizler de elimizden geleni sergilemeye çalışırız. İçimizde Türkiyeli birçok arkadaş da var. Kürdistan adına mücadele, aynı zamanda Türkiye adına da mücadeledir. Görüşlerinizi sunmanız bu tartışma vesilesiyle yerinde olur. Buyurun. TKP-B Genel Sekreteri Taylan Doğan: Böylesine bir tartışmayı hazırlayan PKK Önderi Abdullah Öcalan yoldaş başta olmak üzere, Akademi yöneticisi yoldaşlara, dinleyici olarak katılan tüm yoldaşlara saygılarımı, sevgilerimi ve yoldaşça dayanışma dileklerimi sunmak istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Akademi ortamındaki yoldaşlar sürekli değişiyor. Son iki üç yılda zaman zaman burada birlikte olduk. Değişik yoldaşlarla görüşme ve tartışmalarımız, her anlamda dayanışma ve yardımlaşmamız oldu. Bu da bizi geliştirebiliyor. Yoldaşların bu dayanışmaları ve çabaları bizim için birçok konuda yardımcı oldu. Bunun için aynı zamanda teşekkürlerimizi bildirmek istiyoruz. Biz Türkiye devrimcileri olarak -birçok yoldaş, Türkiye‟nin büyük şehirlerinde kaldığı için biliyor- üniversitelerde, derneklerde, sendikalarda veya birtakım başka legal alanlarda toplantılar ve çokça tartışmalar yaptık. Belki bunlar verimli oldu, belki olmadı. Bu farklı bir konudur. Ama birçok tartışma yürüttük. Burada yapacağımız tartışma ise bence çok farklı. Akademi sahasında bir anlamda Kürdistan halkının devrimci mücadele alanındaki kararlılığını ve inancını görüyoruz. Bunu tüm sıcaklığı ile görebiliyoruz ve böylesine bir tartışma daha verimli olabilir. Türkiye devrimci hareketinin geçmişine baktığımızda, üretken olmaktan çok kısır bir sonuç elde eden, teoriyi pratiğe dönüştürmekten çok çıkmaza süren, belki varolan bazı pratik adımları da muğlaklaştıran, bu nedenle birçok devrimcinin neredeyse artık bıktığı bir tartışma ortamına geçmişte tanık olduk. Bunun izleri halen duruyor. Eğer gerçekten devrimci mücadelede yol almak istiyorsak, bu tip bir tartışmaya ihtiyacımızın olmadığını bilmemiz gerekir. Yani soyut, üretken olmayan, somut sonuçlara varmayan, deyim yerindeyse laf ebeliğini aşmayan, vakit israfına yol açan, dergi sayfalarında kağıt ve kalem israfına yol açan bir tartışma yerine, halklarımızın çıkarlarına uygun, onları bir adım ileri götüren, gerçek kurtuluşa yaklaştıran bir tartışma olmalıdır. Böylesine bir tartışmaya tabii ki her zaman ihtiyacımız vardır ve her zaman da yararlı olacaktır. Bugünkü tartışmamızda sizin de sorularınızla tartışma daha da zenginleşir. Kısaca bazı görüşlerimi aktarmak istiyorum. Daha sonra yoldaşların sorularıyla daha zengin bir tartışma yürütebiliriz. Devrimci Hareketler BaĢlangıçta Aydın Hareketi Olarak Doğar Türkiye devrimci hareketi tarihine kısaca bakalım: Bu birçok devrimci hareketin yayınlarında da, PKK yayınlarında da yer aldı. Bizzat Abdullah Öcalan yoldaşın değerlendirmelerinde de yer aldı. Şu gerçekliği açığa çıkarmamız gerekiyor: Dünyanın her yerinde -sadece sosyalist hareketlerde değil- devrimci hareketler ister istemez başlangıçta bir aydın hareketi olarak başlıyor. Bunlar devrimci mücadelenin birtakım sorunlarını gündeme getiriyor. Gerçekten doğru bir hat çizebilmişse ve bu hat zaman içinde geliştirilebilmişse; gerek ulusal kurtuluş