skip to main | skip to sidebar
Haykırı Dergisi kültür,sanat,edebiyat ve mizah • Home • About • Posts RSS • Comments RSS
KATHARLAR VE KATHARCILIK
“Fransa’da Katharlara uygulanan Albi Haçlı Seferleri’nin başında, 1209’da Haçlı orduları Biziers şehrine girer. Haçlı askerleri katedrale de saldırırlar. Ancak bir sorun vardır: O kalabalığın arasında kim Kathar, kim Hıristiyan, nasıl ayırt edeceklerdir... "Kılıçlarından kan damlayan kuzeyli Baronlar, Başpapaz’ın huzurunda diz vurup sordular: “Kathar sapkınları çoluk çocuk Biziers katedraline sığınmış. Onları korumak isteyen halk, Katoliğiyle, Yahudisiyle aralarına karışmış, Tanrının kullarını şeytana tapanlardan nasıl ayıracağız Peder.” Katharların üstüne haçlı seferlerini Roma adına yöneten Başpapaz yanıtladı: "Hepsini öldürün. Tanrı kendi kullarını ayırır."” (22 Temmuz Biziers Katliamı) Tarihte isimleri,inançları,kültürleri yok edilen Katolik kilisesinin zulmüne uğrayan bir topluluk.yaşam tarzlarıyla,inanışlarıyla,kültürleriyle Katolik kilisesinin egemenliğini tehdit eden bu topluluk kimdi,inançları neydi,nasıl yaşıyorlardı ? Katharlar, hem Tanrı’ya hem İsa’ya inanıyordu. Fakat “Tanrı-İsa-Kutsal Ruh” biçimindeki üçlemeye karşı çıkıyorlardı. Üstelik bunu Katolik Kilisesi’nin uydurduğunu söylüyorlardı. Tanrı ile insan arasına hiç kimsenin giremeyeceğini, inanç için bir “yetkili aracı” ya da “din görevlisi”ne gerek olmadığını ileri sürüyorlardı. Şayet tanrı inancı araya giren bir kişi kanalıyla edinilirse bunun “ikinci el” olacağını söylüyor, herkesin kendi inancını kendi başına ilk elden edinmesini öngörüyorlardı. Bir diğer deyişle “ruhban sınıfı” olgusuna ve din yönetiminde hiyerarşik nitelikli bir kurumsal yapılanmaya karşıydılar. Şöyle bir akıl yürütme tarzları vardı: Tanrı “doğuş” kavramının üstündedir. O, tümüyle ruhsal bir varlıktır, maddeden arınmıştır. O, sevgidir. Sevgi, güç ile bağdaşmaz. Evrendeki maddi oluşum ise güç kullanılarak sağlanmıştır. Bu nedenle madde, dolayısıyla dünya temelinden kötüdür. Dünyanın oluşumu, tanrısal tahta zorla oturmuş bir “hilekâr tanrı”nın yani Şeytanın marifetidir. Madde temelinden “kötü” olduğu için, İsa da kendini maddeden sıyırmış, bedeni içinde ölümsüz, Tanrı’nın oğlu olamaz. Ancak bir “peygamber” olabilir ve ölümlü olduğu için de sevgi ilkesi uğruna çarmıhta ölmüştür. Sevgi çarpıtılıp güç içinde eritilince ortaya “Roma” çıkmıştır. Tersinden yazıldığında oluşan “amor” sözcüğü “sevgi” ya da “aşk” anlamına gelir. Buna göre Roma sevginin tersidir, sevgisizliktir. Bu görüşle Katharlar, Katolik Kilisesi’ni ruhani olmaktan çok dünyevi olmakla suçluyordu. Haçı kutsal saymaya ve ona bakarak tapınmaya karşı çıkıyorlardı. Onlara göre; Katolik Kilisesi’nin haçı, Hıristiyanlığın yüzyıllarca savaşmış olduğu pagan inançlarındaki putlardan çok daha berbat bir puttu. Katharlar, insanca bağlılığa, yürekliliğe, özellikle ateşten korkmamaya ve alçak gönüllülüğe çok önem verirdi. Tapınmak için kiliseye gitmeyi “insanın acınası bir hali” olarak görmekteydiler. Bu nedenle kendi tapınmalarını açık havada ya da herhangi bir çatı altında yaparlardı. Devamı için tıklayın» Gönderen Haykırı Dergisi on 1 Mart 2013 Cuma | 0 yorum |
DEVLETLERİN II.DÜNYA SAVAŞ’INA KATILMAMA NEDENLERİ Burma Burma’nın II.Dünya Savaş’ına girmemesi Burmalı’ların içinde ukte olarak kaldı.Lakin nasıl girsinler dünya savaşına? O günlerde büyük bir politik çalkantıya sebep olan dünya savaşına girip girmeme kararı iki farklı bakış açısından ileri geliyordu.Mynmarlı Müslüman’lar,Müslüman Türk kardeşlerimiz savaşa girmiyorlarsa bir bildikleri vardır,biz de girmeyelim derken; Budist’ler Budizm’in hoşgörü anlayışının artık günümüz dünyasında işlemediğini ve bundan kurtulmak için savaşa girilmesi gerektiğini söylüyorlardı.Karar vermek üzere son kez toplantı yapmak için iki grubun ileri gelenleri Nepal’de toplanmak üzere yola koyuldular. Yolda Muson yağmurlarına denk gelen iki grubun ileri gelenleri sele kapılıp öldüler.Ülkede 6 yıl yas ilan edildi ve yas bittiğinde savaş bitmiştir.Türk’lerin son
BU BLOGDA ARA Yükleniyor...
YAZILARDAN HABERDAR ET
H-ARŞIV Submit
• Mart (5)
Copyright © 2009 Haykırı Dergisi All Right Reserved. Blogger Templates created by Deluxe Templates. Wordpress Theme by Clipthephotos
Powered by Blogger.