MÜLAKAT SORÜLARI VE CEVAPLARI 1.Muvazaayı açıklayınız? Tarafların aralarında anlaşarak üçüncü kişileri aldatmak gayesiyle,gerçekte yapma niyetinde olmadıkları bir işlemi yapıyormuş gibi göstermeleri mutlak muvazaadır. Aslında gerçekte başka bir işlem yapmak istemelerine rağmen üçüncü kişilere karşı diğer bir işlemi yapıyorlarmış gibi davranmaları nisbi muvazaadır.
2. Yürütmenin durdurulması/İhtiyati tedbir farkları? İhtiyati tedbir dava açılmadan önce de istenebilirken yürütmenin durdurulmasının istenebilmesi için davanın açılmış olması şarttır. Konu bakımından ihtiyati tedbir kapsamında her türlü tedbir alınabilirken,yürütmenin durdurulması açısından idarenin işleminin uygulamasının durdurulması söz konusudur. İhtiyati tedbir kararı kural olarak icra dairesince yürütülür. Yürütmenin durdurulması kararı ise, bizzat idarece yerine getirilir.
3.HAGB/Cezanın ertelenmesi farkları? 1-) HAGB bir muhakeme kurumudur. Erteleme bir infaz kurumudur. 2-) Erteleme süresi iyi halli geçirilirse ceza infaz edilmiş sayılır. HAGB kararında tanınan süre iyi halli geçirilirse davanın düşmesine karar verilir. 3-) HAGB’de denetim süresi beş yıldır. Ertelemede, cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir; bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan cezanın süresinden az olamaz. 4-) Erteleme sadece hapis cezalarında söz konusudur. HAGB’de Adli para cezaları hakkında da geri bırakma kararı verilebilir. 5-) HAGB kararı sanık hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmadığından, bu kararla sanık hükümlü statüsüne girmez. Ertelemede ise sanığın hükümlü olması değil sadece hükümlü olarak cezaevine girmesi önlenmektedir.
4.Danıştay’ın görevleri? a) (Değişik: 22/3/1990 - 3619/3 md.) İdare Mahkemeleri ile vergi mahkemelerinden verilen kararlar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülen davalarla ilgili kararlara karşı temyiz istemlerini inceler ve karara bağlar. (Ek cümle : 1/7/2016 – 6723/6 md.) Danıştayın temyiz mercii olarak görevi, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlıdır. b) Bu Kanunda yazılı idari davaları ilk ve son derece mahkemesi olarak karara bağlar.
c) Başbakanlık veya Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüşünü bildirir. d) (Değişik:18/12/1999-4492/1 md.)Tüzük tasarılarını inceler; kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirir. e) Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında görüşünü bildirir. f) Bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yapar.
5.Genel norm/Özel norm ilişkisi? Genel kanunlar, geniş bir sosyal ilişikler alanında kalan hukuki vakaları hükmü altına alan kanunlardır. Medeni Kanun Ceza Kanunu gibi. Özel kanunlar ise, dar bir sosyal ilişki alanında kalan hukuki vakıaları hükmü altına alan kanunlardır. Belediye ve Vergi resimleri hakkında kanun, ihtira Beratı Kanunu. Askeri Ceza Kanunu gibi. Aynı anda aynı olayı düzenleyen biri genel diğeri özel iki ayrı kanun yürürlükte bulunduğu takdirde, eğer önceki kanun genel yeni kanun özel ise, bu takdirde olaya özel olan yeni kanun hükümleri uygulanmalıdır. Şayet, önceki kanun özel yeni kanun genel ise bu durumda da kanun koyucunun genel yasayı çıkarırken hangi amacı taşıdığına bakmak gerekir. Yasa koyucu önceki tarihli özel kanunla düzenlenen hususlarda yeni bir bakış açısıyla sonraki tarihli genel kanunla bir değişiklik öngördüğü takdirde olaya sonraki tarihli genel kanunun uygulanması gerekir.
6.Medeni hukukta kısıtlılık halleri? Akıl hastalığı,akıl zayıflığı,savurganlık,alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı,kötü yönetim,kötü yaşam tarzı,özgürlüğü bağlayıcı ceza alınması,yaşlılık,sakatlık,ağır hastalık ve tecrübesizliktir.
7.Borcun kaynakları? Borcun kaynakları deyimi,iki taraf arasında bir borç ilişkisin doğmasına sebep olan olguları ifade eder.Kanunumuz borcun kaynaklarını üç başlıkta düzenlemiştir.Bunlar;hukuki işlemler(özellikle sözleşmeler),haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşmedir.
8.Uzlaştırma ve arabuluculuğun faydaları? *Daha ekonomiktir,Daha hızlıdır. *Arabulucuyu kendiniz seçebilirsiniz. * Uyuşmazlığın her aşamasında başvurabilirsiniz.
9.Karşı dava açmanın şartları? MADDE 132- (1) Karşı dava açılabilmesi için; a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması, b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması,şarttır. (2) Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir. (3) Karşı davaya karşı, dava açılamaz.
10.Yetki sözleşmesi,şartları? Yetki sözleşmesi MADDE 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları MADDE 18- (1)Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. (2)Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.
11.Yasama dokunulmazlığı? * Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekillerinin meclis kararı olmadıkça tutuklanamaması ve yargılanamamasıdır. *Yasama dokunulmazlığının iki istisnası vardır: Birincisi, milletvekili ağır cezayı gerektiren bir suçtan dolayı suçüstü yakalanmışsa veya anayasanın 14. Maddesindeki eylemlere ilişkin olarak seçimden önce milletvekilinin soruşturmasına başlanmışsa yasama dokunulmazlığından bahsedilemez. *TBMM’deki siyasi parti grupları yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapamazlar,karar alamazlar. *TBMM üyesi hakkında seçimden önce veya sonra verilmiş bir cezai hükmün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır ve üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
12.OHAL KHK şartları? OHAL döneminde çıkarılan KHK’lardır.Tabii afet,Tehlikeli salgın hastalık,Kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması gibi durumlarda OHAL ilan edilir. OHAL KHK çıkarma yetkisi CB başkanlığında toplanan BK’ya aittir.OHAL KHK için yetki kanununa ihtiyaç yoktur.OHAL KHK ile her türlü hak düzenlenebilir.OHAL KHK için An. Mah. dava açılamaz.
13.Sözlü vasiyetname şartları? Madde 539- Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.
14.Temel hak ve özgürlükler? a. Temel Haklar Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır: Yaşama hakkı (En temel haktır. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz sınırlandırılamaz.) Kişi dokunulmazlığı hakkı (Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğünü korumaya yöneliktir.) Sağlık hakkı (Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama ve sağlığını koruyacak tedbirler alma hakkına sahiptir.) Eğitim hakkı (Herkes eğitim - öğretim hakkına sahiptir.) Dilekçe hakkı (Herkes şikayetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM'ye iletme hakkına sahiptir. Özel yaşamın gizliliği ( Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Kanunla belirlenen özel durumlar dışında hiç kimsenin üzeri ve özel eşyaları aranamaz, haberleşme araçları dinlenemez.) Konut dokunulmazlığı (Hiç kimsenin konutuna izinsiz girilemez.) Seçme ve seçilme hakkı (Herkes ülke yönetimine katılmak için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu amaçla siyasi parti kurabilir ve siyasi partiler üye olabilir.) Ülkemizde yukarıda belirtilen temel haklar anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. Devlet bazı özel durumlarda bu haklardan bazılarında kısıtlamaya gidebilir. b. Temel Özgürlükler İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları; Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü Basın özgürlüğü Din ve vicdan özgürlüğü Haberleşme özgürlüğü Yerleşme ve seyahat özgürlüğü Toplantı hak ve özgürlüğü Bilim ve sanat özgürlüğü, Bu haklar da devlet tarafından anayasa ve yasalarla koruma altına alınmıştır. İnsanlar bu hak ve özgürlükleri kullanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek için devletin belirlediği kanunlara uymak zorundadır.
16.Ceza sorumluluğunu azaltan/kaldıran haller? Azaltan haller: 1- Yaş küçüklüğü 2- Akıl hastalığı 3- Sağır ve dilsizlik 4- Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma 5- Cebir ve tehdit 6 Zorunluluk (zaruret) hali 7- Mücbir sebep 8- Kaza ve tesadüf 9- Çeşitli hata halleri 10- Haksız tahrik Kaldıran haller: 1.Meşru müdafaa 2.Amirin emri 3.İlgilinin rızası 4.Hakkın kullanılması
17.Denetimli serbestlik nedir? Denetimli serbestlik, "mahkemece belirtilen koşullar ve süre içinde, denetim ve denetleme planı doğrultusunda şüpheli, sanık veya hükümlünün toplumla bütünleşmesi açısından ihtiyaç duyduğu her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı toplum temelli bir uygulamayı" ifade eder. Denetimli serbestlikle, hükümlülerin suç işlemesine neden olan davranışlarının düzeltilerek, tekrar suç işlemelerinin önlenmesi, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin takip edilmesi, madde bağımlılarının rehabilitasyonu, mağdurların uğradıkları zararın giderilmesi ve bu yolla toplumun korunması amaçlanır.
18.İYUK aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller? Madde 5 – (Değişik: 10/6/1994-4001/3 md.) 1. Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir. 2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.
19.Sulh hukuk mahkemelerinin görevleri? MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.
20.Hakimin verebileceği kararlar?Kanun yolları? Madde 223 – (1) Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür. Olağan kanun yolları:İtiraz,İstinaf,Temyiz Olağanüstü kanun yolları:Yargıtay Cum. Başsavcısının itiraz yetkisi,Kanun yararına bozma,Yargılanmanın yenilenmesi
21.Ceza hukukunda uzlaştırma? Uzlaştırma Madde 253 – (Değişik: 6/12/2006-5560/24 md.) (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur: a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar. b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), 2. Taksirle yaralama (madde 89), 3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra), 4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116), 5. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141), 6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157), 7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234), 8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),suçları. c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar. (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir. (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz. (1) (4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. (12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir. (16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. (19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. (20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
22.Tüzel kişiler hakkında bilgi veriniz? A. Tüzel kişilik Madde 47- Başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. Amacı hukuka veya ahlâka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz. B. Hak ehliyeti Madde 48- Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler. C. Fiil ehliyeti Madde 49- Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. II. Kullanılması Madde 50- Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar. D. Yerleşim yeri Madde 51- Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. E. Kişiliğin sona ermesi I. Sınırlı devam etme Madde 52- Sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam eder.
II. Malvarlığının tasfiyesi Madde 53- Tüzel kişinin malvarlığının tasfiyesi, kanunda ve kuruluş belgesinde aksine hüküm bulunmadıkça, terekenin resmî tasfiyesine ilişkin hükümlere göre yapılır. III. Malvarlığının özgülenmesi Madde 54- Tüzel kişinin malvarlığı, kanunda veya kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça ya da yetkili organı başka türlü karar vermedikçe, en yakın amacı güden kamu kurum veya kuruluşuna geçer. Bu malvarlığı olanak ölçüsünde daha önce özgülendiği amaç için kullanılır.Hukuka veya ahlâka aykırı amaç güttüğü için kişiliği mahkeme kararıyla sona eren tüzel kişinin malvarlığı her hâlde ilgili kamu kuruluşuna geçer.
23.Davalı birden fazla ise yetkili mahkeme? MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.
24.Anayasa Mahkemesi üyeleri nasıl seçilir? Madde 146 – Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kurulur.Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay (…) genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer. Yargıtay, Danıştay (…) ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, (…) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde (…) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırk beş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır. Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında Resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.
25.Hacizde istihkak iddiası? Madde 96 – (Değişik: 18/2/1965-538/53 md.) Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra tutanaklarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar. Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar. 2 – Üçüncü şahsın istihkak iddiası : Madde 97 – (Değişik: 18/2/1965-538/54 md.) İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikıne karar verir. İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde icra mahkemesi takibin talikı talebini reddeder. Takibin talikıne karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır. Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur. (Değişik beşinci fıkra: 2/3/2005-5311/9 md.) Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir. Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır. Kiralanan taşınmaz veya gemilerdeki hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez. Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine icra hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukarıdaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir.
26.Taşınmazlarda olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı? b. Olağanüstü zamanaşımı Madde 713- Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur. Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.
27.Hakimin yasaklılığı? Yasaklılık sebepleri(HMK) MADDE 34- (1) Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır: a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada. b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında. c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında. ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında. d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında. e) Nişanlısının davasında. f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.
28.Tanıklıktan çekinme? HMK Kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme MADDE 248- (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilirler: a) İki taraftan birinin nişanlısı. b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi. c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu. ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar. d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları. e) Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk. Sır nedeniyle tanıklıktan çekinme MADDE 249- (1) Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler. Menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinme MADDE 250- (1) Aşağıdaki hâllerde tanıklıktan çekinilebilir:
a) Tanığın beyanı kendisine veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birine doğrudan doğruya maddi bir zarar verecekse. b) Tanığın beyanı kendisinin veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa. c) Tanığın beyanı, meslek veya sanatına ait olan sırların ortaya çıkmasına sebebiyet verecekse.
CMK Tanıklıktan çekinme Madde 45 – (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir: a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı. b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi. c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu. d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları. e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar. (2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez. (3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler. Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme Madde 46 – (1) Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır: a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler. b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler. c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler. (2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.
29.TCK m.61? Cezanın belirlenmesi MADDE 61. - (1) Hakim, somut olayda; a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun işlendiği zaman ve yeri, d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g) Failin güttüğü amaç ve saiki, Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. (2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz. (4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır. (5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir. (6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez. (7) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz. (8) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur. (9) (Ek: 6/12/2006 – 5560/1 md.) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz. (10) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.(1)(2)
30.Boşanma nedenleri? Özel boşanma nedenleri: *Zina *Hayata kast,pek kötü veya onur kırıcı davranış *Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme *Terk *Akıl hastalığı Genel boşanma nedeni: *Evlilik birliğinin temelden sarsılması
31.DDK nedir,denetleyemeyeceği kurumlar nelerdir? İlk kez 1982 Anayasasında yer almıştır.Üyelerini Cumhurbaşkanı seçer ve denetimini yapar.Kamu kurum ve kuruluşlarını,dernek ve vakıfları,kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarını işçi ve işveren kuruluşlarını,kamuya yararlı tüm kurum ve kuruluşları denetler.CB görevlendirmesi ile denetleme yapar,resen harekete geçme yetkisi yoktur.TSK(Yeni anayasa değişikliği ile denetleyebilecektir.) ve Yargı organlarını denetleyemez.
32.CMK tanımlar? Tanımlar Madde 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında; a) Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, b) Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, c) Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı, d) Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı,
e) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, f) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, g) İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, h) Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, i) Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi, j) Suçüstü: 1. İşlenmekte olan suçu, 2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu, 3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu, k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu, l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi, ifade eder.
33.Ceza hukukunda yetkili mahkemeler? Madde 12 – (1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. (2) Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. (3) Suç, ülkede yayımlanan bir basılı eserle işlenmişse yetki, eserin yayım merkezi olan yer mahkemesine aittir. Ancak, aynı eserin birden çok yerde basılması durumunda suç, eserin yayım merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için eserin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. (4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunda eser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun işlendiği yer dışında tutuklu veya hükümlü bulunuyorsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. (5) Görsel veya işitsel yayınlarda da bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır. Görsel ve işitsel yayın, mağdurun yerleşim yerinde ve oturduğu yerde işitilmiş veya görülmüşse o yer mahkemesi de yetkilidir. Özel yetki Madde 13 – (1) Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. (2) Şüpheli veya sanığın Türkiye'de yerleşim yeri yoksa Türkiye'de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. (3) Mahkemenin bu suretle de belirlenmesi olanağı yoksa, ilk usul işleminin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir. Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki Madde 14 – (1) Yabancı ülkede işlenen ve kanun hükümleri uyarınca Türkiye'de soruşturulması ve kovuşturulması gereken suçlarda yetki, 13 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre belirlenir.
(2) Bununla birlikte Cumhuriyet savcısının, şüphelinin veya sanığın istemi üzerine Yargıtay, suçun işlendiği yere daha yakın olan yer mahkemesine yetki verebilir. (3) Bu gibi suçlarda şüpheli veya sanık Türkiye'de yakalanmamış, yerleşmemiş veya adresi yoksa; yetkili mahkeme, Adalet Bakanının istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusu üzerine Yargıtay tarafından belirlenir. (4) Yabancı ülkelerde bulunup da diplomatik bağışıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı yetkili mahkeme Ankara mahkemesidir. Deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda yetki Madde 15 – (1) Suç, Türk bayrağını taşıma yetkisine sahip olan bir gemide veya böyle bir taşıt Türkiye dışında iken işlenmişse, geminin ilk uğradığı Türk limanında veya bağlama limanında bulunan mahkeme yetkilidir. (2) Türk bayrağını taşıma hakkına sahip olan hava taşıtları ile demiryolu taşıtları hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. (3) Ülke içerisinde deniz, hava veya demiryolu taşıtlarında ya da bu taşıtlarla işlenen suçlarda, bunların ilk ulaştığı yer mahkemesi de yetkilidir. (4) Çevreyi kirletme suçu, yabancı bayrağı taşıyan bir gemi tarafından Türk kara suları dışında işlendiği takdirde, suçun işlendiği yere en yakın veya geminin Türkiye'de ilk uğradığı limanın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bağlantılı suçlarda yetki Madde 16 – (1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
34.Kıymetli evrakın iptali? I - Şartları MADDE 651- (1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. II - Hükümleri MADDE 652- (1) İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. (2) Bunun dışında iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın çeşitli türlerine ilişkin özel hükümler uygulanır.
35.Kiraya verilen konutta tahliye sebepleri? *Yazılı tahliye taahhüdü *Mesken ya da işyeri ihtiyacı *Yeniden inşa veya esaslı onarım *Kiracının kira bedelini ödememesi *Kiracının veya eşinin aynı şehir veya belediye sınırları içinde oturabileceği bir meskenin olması *10 yıllık kiracının tahliyesi
36.Senetle ispat,istisnaları? Senetle ispat zorunluluğu MADDE 200- (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki
işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Senede karşı tanıkla ispat yasağı MADDE 201- (1) Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Delil başlangıcı MADDE 202- (1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Senetle ispat zorunluluğunun istisnaları MADDE 203- (1) Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir: a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler. b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler. c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler. ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları. d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli.
37.AyM. nin yüce divan sıfatıyla yargılama yetkisi? Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay (…) Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Hakimler ve Savcılar (…) Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları (…) da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcı vekili yapar.Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
38.Hakimlerin coğrafi teminatı? B. Hakimlik ve savcılık teminatı Madde 139 – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun
olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.Hakimlerin coğrafi yönden teminatları yoktur.
39.Doğal hakim ilkesi? B. Kanuni hakim güvencesi Madde 37 – Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
40.Hakimin reddi? Ret sebepleri MADDE 36- (1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması. ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması. Ret usulü MADDE 38- (1) Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez. (2) Hâkimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir. (3) Hâkimin reddi dilekçesi, reddi istenen hâkimin mensup olduğu mahkemeye verilir. (4) Ret talebi geri alınamaz. (6) Ret sebebi sabit olmasa bile, merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilir. (7) Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz. (8) Hâkimi çekilmeye davet, hâkimin reddi hükmündedir. (9) Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun yollarına başvurulabilir.
41.Poliçenin unsurları nelerdir? • • • • • •
Poliçe kelimesi (başka dilde yazılmış ise o dildeki poliçe karşılığı kelime) Kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi emri Muhatabın adı soyadı Lehtarın adı soyadı Keşide tarihi Keşidecinin imzası
42.Borç ödemeden aciz vesikası ve sonuçları? *İİK m.68/1 anlamında resmi dairelerce verilen belge niteliğindedir. *İptal davası açılması için dava koşulu niteliğindedir. *Bir başka alacaklının koydurduğu hacze iştirak etme imkanı verir. *Verildiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde aynı borçluya karşı aynı borçtan ötürü yeniden takip yapmak isteyen alacaklının tekrar ödeme emri göndermesine gerek kalmaz.
43.Davanın nakli? Madde 19 – (1) Yetkili hâkim veya mahkeme, hukukî veya fiilî sebeplerle görevini yerine getiremeyecek hâlde bulunursa; yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir. (2) Kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması kamu güvenliği için tehlikeli olursa, davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtay’dan ister. (3) (Ek: 24/11/2016-6763/21 md.) Mahkeme, fiili sebepler veya güvenlik gerekçesiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına karar verebilir. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır.
44.Bağışlamanın geri alınması? Bağışlamanın geri alınması MADDE 295- Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde,bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: 1. Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse. 2. Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa. 3. Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.
45. Adli tatilin dava açma sürelerine etkisi? Süreler hukuk davalarında 1 hafta,ceza davalarında 3 gün uzatılmış sayılır.
46.Ticari iş? MADDE 19- (1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. (2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.
47.HMK vekalette özel yetki aranan haller? HMK m. 74- (1) Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez.
48.İcranın geri bırakılması? İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut
icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.
49 .Tacir nedir?Tacir olmanın hak ve yükümlülükleri? *Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. • Tacirler her türlü borçlarından dolayı iflasa tabidir. • Bir ticaret unvanı seçmek ve kullanmak zorundadır. • İşletmelerini ticaret siciline kaydettirmek zorundadır. • Ticari defter tutmak zorundadır. • Basiretli (işin sonunu gören, anlayan) bir iş adamı gibi hareket etmek zorundadır. • Haksız rekabet (ekonomik rekabetin kötüye kullanılması) yapamaz. • Ücret ve faiz istemek, • Ücret veya cezai şartın indirilmesini isteyemezler. • Fatura ve teyit mektubu kullanmak, • İhtar ve ihbarların noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla yapılması gerekir. • Hapis hakkı • Ticari örf ve âdetin tacirlere uygulanacağını bilmek zorundadır.
50.Suçluların iadesi? Türkiye’den yabancı devlete iade MADDE 10- (1) Yabancı ülkede işlenen bir suç nedeniyle hakkında adlî merciler tarafından ceza soruşturması veya kovuşturması başlatılan ya da mahkûmiyet kararı verilen bir yabancı, talep üzerine, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılabilmesi ya da hükmedilen cezanın infazı amacıyla talep eden devlete iade edilebilir. (2) Talep eden devlet hukuku ile Türk hukukuna göre, soruşturma veya kovuşturma aşamasında üst sınırı bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlardan dolayı iade talebi kabul edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinin kabul edilebilmesi için hükmolunan cezanın en az dört ay hürriyeti bağlayıcı ceza olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçu bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası belirtilen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir. (3) Aynı kişi hakkında birden fazla devlet tarafından iade talebinde bulunulması hâlinde, suçların ağırlığı ve işlendiği yer, taleplerin geliş sırası, kişinin vatandaşlığı ve yeniden iade edilme ihtimali gibi şartlar dikkate alınarak, iade taleplerinden hangisinin öncelikli olarak işleme alınacağı Merkezî Makam tarafından belirlenir. (4) İade hâlinde, kişi ancak iade kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya kişinin mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir. İadenin kabul edilemeyeceği hâller MADDE 11- (1) Aşağıda sayılan hâllerde iade talebi kabul edilmez: a)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, iadesi talep edilen kişinin Türk vatandaşı olması.
b) İadesi talep edilen kişinin ırkı, etnik kökeni, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle bir soruşturma veya kovuşturmaya maruz bırakılacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence veya kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması. c) İade talebine esas teşkil eden fiilin; 1) Düşünce suçu, siyasî suç veya siyasî suçla bağlantılı bir suç niteliğinde olması, 2) Sırf askerî suç niteliğinde olması, 3) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmesi, 4) Türkiye’nin yargılama yetkisine giren bir suç olması, 5) Zamanaşımı veya affa uğramış olması. ç) İadesi talep edilen kişi hakkında, talebe konu fiil nedeniyle daha önce Türkiye’de beraat veya mahkûmiyet kararı verilmiş olması. d) İade talebinin, ölüm cezası veya insan onuru ile bağdaşmayan bir ceza gerektiren suçlara ilişkin olması. (2) Birinci fıkranın (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamındaki iade talebinin dayanağını teşkil eden fiilin bütün unsurları, özellikle işleniş şekli, suçun işlenişinde kullanılan araçların veya ortaya çıkan sonuçların ağırlığı dikkate alınarak fiil siyasî suç olarak kabul edilmeyebilir. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, siyasî suç olarak kabul edilmez. (3) Birinci fıkranın (d) bendinde, cezanın niteliğine ilişkin bir ret sebebinin varlığı hâlinde, talep eden devlet tarafından, öngörülen cezanın infaz edilmeyeceğine dair yeterli teminat verilmesi hâlinde, iade talebi kabul edilebilir. (4) İadesi talep edilen kişinin, talep tarihinde on sekiz yaşını doldurmamış olması, uzun zamandan beri Türkiye’de bulunuyor olması veya evli bulunması gibi kişisel hâlleri nedeniyle, iadenin kişinin kendisini veya ailesini, fiilin ağırlığı ile orantısız şekilde mağdur edecek olması durumunda iade talebi kabul edilmeyebilir. Görev ve yetki MADDE 15- (1) İade talebi hakkında karar vermeye, kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi yetkilidir. Kişinin bulunduğu yer belli değilse, Ankara ağır ceza mahkemesi yetkilidir. İade kararı MADDE 19- (1) Ağır ceza mahkemesince iade talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, bu kararın yerine getirilmesi, Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarının görüşü alınarak Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın onayına bağlıdır. Türkiye’nin iade talepleri ve şartları MADDE 22- (1) Soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılabilmesi ya da verilen mahkûmiyet kararlarının infazı amacıyla yabancı bir ülkede bulunan ve hakkında yakalama emri veya tutuklama kararı verilen kişinin Türkiye’ye iadesi, adlî merciler tarafından istenebilir. Üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kişinin iadesi talep edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinde bulunulabilmesi için hükmolunan hapis cezasının en az dört ay olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçu bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası belirtilen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir. (3) Merkezî Makam tarafından uygun görülmesi hâlinde talep, yabancı devlete gönderilir. Ancak, aşağıdaki durumlarda Merkezî Makam iade talebini yabancı devlete göndermeden reddedebilir: a) Talebin, iade için gerekli şartları taşımaması.
b) Ceza infaz kurumlarında geçirilecek süre dikkate alındığında, iade yoluna başvurulmasının kişi yararı ve kamu yararı arasında açık bir orantısızlığa sebep olması. c) Türkiye’nin millî güvenliğinin veya uluslararası ilişkilerinin zarar görme ihtimalinin bulunması.
51.Adli tatilde görülebilecek davalar,adli tatilin temyiz süresine etkisi? MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür: a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi. b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler. c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları. ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar. d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri. e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar. f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler. g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler. ğ) Çekişmesiz yargı işleri. h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
52.Tam yargı ve iptal davaları arasındaki farklar? İptal davaları,yönetimin hukuka uygunluğunu sağlayan yollar olup, bu yolla idarenin hukuka açıkça aykırı işlemleri iptal edilmektedir. Menfaati ihlal edilen hemen herkese dava hakkı tanınmaktadır. İptal davaları tamamen idari yargıya özgü bir dava türü olup, sonuçlarından ilgili olan herkes yararlanabilmektedir. Tam yargı davalarında, bir hakkın ihlali neticesi bunun yerine getirilmesini veya uğranılan zararların karşılanması amacı güdülmektedir. – İptal davalarına yalnız idari işlemler konu edilirken, tam yargı davalarına idari eylemler ve sözleşmeler de konu edilebilir. – İptal davası ile yalnız idari işlem iptal edilirken, tam yargı davasında davacı bir hakkın yerine getirilmesini yada uğranılan zararın giderilmesini talep edebilir. – İptal davası açabilmek için, iptali istenen işlem ve davacı arasında bir menfaat ilişkinin bulunması yeterli olmasına karşılık, tam yargı davalarında bir hakkın ihlal edilmiş olması gerekmektedir. – İptal davasının doğurduğu sonuçtan iptal edilen karar ile ilgisi olan herkes yararlanmasına karşılık, tam yargı davasının doğurduğu sonuçtan sadece davanın tarafları yararlanır.
53.Bilgi edinme kanunu? Bilgi veya belgeye erişim süreleri MADDE 11.- Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi on beş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş
içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve on beş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir. 10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle on beş iş günlük süre kesilir. Başvuru sahibi on beş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır. İtiraz usulü MADDE 13.- Bilgi edinme istemi 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi on beş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler.Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur .
54.Sözleşme türleri? Borçlar Hukuku: 1.Mülkiyetin devrini içeren sözleşmeler: Mülkiyetin kesin olarak karşı tarafa geçirilmesi taahhüdü vardır. Satım, bağış ve trampa sözleşmeleri. 2. Kullandırma ve yararlandırma içeren sözleşmeler: Geçici bir süre için zilyetliğin karşılıklı ya da karşılıksız olarak karşı tarafa geçirilmesi söz konusudur. Kira sözleşmesi, kullanım ödüncü, tüketim ödüncü. 3.İş görme içeren sözleşmeler: Taraflardan biri birşeyi yapmakla yükümlüdür. Vekalet, tellallık, komisyonculuk sözleşmeleri. 4. Saklama amacı güden sözleşmeler: Alacaklıya ait eşyanın borçlu tarafından bir süre saklanarak sonunda alacaklıya teslim edilmesini içerir. Vedia, ardiye sözleşmesi. 5.Güvence sağlamak amacı güden sözleşmeler: Bir borcun ödenmesi güvence altına alınır. Kefalet sözleşmesi. 6. Sonuçları talih ve tesadüfe bağlı sözleşmeler: Edimin ödenip ödenmemesi tesadüflere bağlıdır. Kumar ve bahis borçlarına dair sözleşmeler, ölünceye kadar bakma sözleşmesi. 7. Ortaklık sözleşmesi: Ekonomik güçlerin ortak amaca bağlı olarak birleştirilmesi. Adi ortaklık. İsimsiz Sözleşme Örnekleri: 1. Sulh sözleşmesi 2.Tek satıcılık sözleşmesi 3. Satış için tevdi sözleşmesi 4. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi 5.Garanti sözleşmesi İdare Hukuku 1.Mali iltizam sözleşmeleri 2.Kamu istikraz sözleşmeleri 3.Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri 4.Yap işlet ve Yap işlet devret sözleşmeleri
55.AİHM başvuru şartları? *İç hukuk yollarının tüketilmesi gerekir. *6 aylık zamanaşımı süresine uyulmalıdır. *Başvuranın kimliği belli olmalıdır. *Başvuru AİHM yetkisi içinde olmalıdır.
*Hakkın kötüye kullanılmaması gerekir.
56.İdari yargıda genel yetkili mahkeme,disiplin suçlarında yetkili mahkeme? Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir. Disiplin suçlarında yetkili mahkeme kamu görevlisinin görev yaptığı yerdeki idare mahkemesidir.
57.HMK teminat yatırılması gereken haller? MADDE 84- (1) Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir: a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması. b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi. (2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir. (3) Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
58.İstinabe nedir,istisnaları var mıdır? Mahkemenin görmekte olduğu bir uyuşmazlıkla ilgili olarak,kendi yetki alanı dışında yapılması gereken bir muhakeme işleminin gerçekleştirilmesini,işlemin yapılacağı yerde bulunan aynı seviyedeki mahkemeden istemesidir. İstinabe doğrudanlığın istisnasıdır.CMK m.196/2’ye göre sanık alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe yoluyla sorguya çekilebilir.(İstinabenin istisnası)
59.İYUK’ta harç ve giderlerin eksik yatırılması halleri? (Değişik: 10/6/1994 - 4001/4 md.) Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilme-si ve tamamlanması hususu daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Harç veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/4 md.) Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, otuz gün içinde posta ücretinin tamamlanması daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bu kararın tebliği tarihinden başlayarak üç ay
içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.
60.Tacir,Tacirin yükümlülükleri? MADDE 12- (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur. 2. Küçük ve kısıtlılar MADDE 13- (1) Küçük ve kısıtlılara ait ticari işletmeyi bunların adına işleten yasal temsilci, tacir sayılmaz. Tacir sıfatı, temsil edilene aittir. Ancak, yasal temsilci ceza hükümlerinin uygulanması yönünden tacir gibi sorumlu olur. 3. Ticaret yapmaktan menedilenler MADDE 14- (1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. Tacirin yükümlülükleri: - Bir ticaret unvanı seçmek ve kullanmak - İflasa tabi olmak - Ticari defterleri tutmak - Ticaret siciline kaydolmak - Ticaret ve sanayi odalarına kaydolmak - Basiretli iş adamı gibi hareket etmek - Ticaret karinesi (borçların ticari olma esası) - Ücret istemek - Faiz istemek - Fatura verme zorunluluğu ve teyit mektubu - Ücret ve cezaî şartın indirilmesini mahkemeden isteyememek - Ticari örf ve âdeti, tacirlere mutlak olarak uygulamak
61.Demokratik meşruiyet nedir? En temel ifade ile “demokrasi”; ulus egemenliğine dayalı yönetimde, halkın iradesini, düzenli aralıklarla yapılan özgür ve adil seçimler ile yansıtarak, temsilcilerini seçmesi ve bu temsilcilerinde halkın iradesine uygun hareket etmesidir.Meşru olan nedir sorusuna verilecek cevap kısaca; “hukukun”, “ahlâkın” ve “geçerliliği olan bir değerin” üzerine kurulmuş olan kurum veya kural meşrudur, olacaktır. Demokratik Meşruiyet ise yönetenlerin seçimler aracılığıyla iş başına gelmesi, yönetenlerin eylem ve işlemlerini demokratik ilkelere uygun ve halkın rızasına göre yerine getirmeleri olarak tanımlanabilir.
62.Haksız rekabeti kanun koyucu neden kanunda düzenleme gereği duymuştur?Haksız rekabet durumlarına örnek veriniz?Haksız rekabet nedeniyle açılabilecek davalar nelerdir? Haksız rekabet kurumu hukuki işlem güvenliği için kanunda düzenlenmiştir. Haksız rekabet hallerine örnek olarak;
*Kötüleme *Gerçek dışı ve yanıltıcı bilgi verme *Aldatıcı reklam yapma *Sözleşmeyi iptale yönlendirme, verilebilir. Haksız rekabet durumunda açılabilecek davalar; *Haksız rekabetin tespiti davası *Haksız rekabetin önlenmesi *Haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması *Maddi ve manevi tazminat
63.OHAL nedir? OHAL KHK’sı ile CB kararnamesi arasındaki fark nedir? Olağanüstü hâl ya da kısaca OHAL, olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ekonomik bunalım, kamu düzeni tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan uygulamadır. OHAL KHK’sı ile CB kararnamesi arasındaki fark ise OHAL KHK’sı CB başkanlığında toplanan BK kararı ile çıkarılır ve bir OHAL durumu olması gerekir.CB kararnamesini ise CB çıkarır ve herhangi bir duruma ihtiyaç yoktur.
64.Kıymetli evrak nedir?Ticaret hukuku dışında bildiğiniz kıymetli evrak var mı? Hakkın senetten ayrı olarak değerlendirilemediği,senet üzerindeki hakkın devredilmesi için senedin de devir ve teslim edilmesi gereken evraklardır. Makbuz senedi ve varant(Eşya hukuku)
65.Hukuki dinlenilme hakkı nedir? MADDE 27- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
66.Objektif ve sübjektif iyi niyet? Sübjektif İyi Niyet: Bir hakkın doğumuna engel olan bir durumun olayda varlığı veya hakkın doğumu için gerekli unsurlardan birinin olayda yokluğu konusunda kişideki mazur görülebilen bilgisizlik veya yanlış bilgi olarak tanımlanır. Sübjektif iyi niyet hakların kazanılmasında aranır. Medeni Kanunun üçüncü maddesine dayanır. Objektif İyi Niyet (Dürüstlük İlkesi): Toplum içerisin- deki normal bir insanın, haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken uyması gereken kurallara objektif iyi niyet kuralları denir.
67.İdari yargıda yerindelik denetimi? Yerindelik denetimi, takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğunun belirlenmesinde, idari yargı hâkiminin yetkisinin sınırıdır. Yerindelik, takdir yetkisinin denetiminde kullanılan hizmet gerekleri ve kamu yararı ölçütlerine uygun bir işlemin, isabetli veya yararlı olup olmadığına hâkim tarafından karar verilmesidir. Hâkim böyle bir değerlendirme yaptığında, idareye tanınan yetkiyi kullandığı için, yargı denetiminin dışına
çıkmış olmaktadır. Çünkü idari yargı hâkimine verilen yetki, idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını belirleme yetkisidir. İdarenin yerine geçerek bir işlemin, isabetli, yararlı olup olmadığına karar veren hâkim, Anayasayla kendisine verilen yetkiyi aşarak, idare içinde bir üst amir konumuna gelmiş olmaktadır. Bu sebeple hâkim, anayasal yetki sınırlarına dikkat ederek karar vermelidir.
68.Yürütmenin durdurulmasından bahset?Bu karara nasıl itiraz edilir? Yürütmenin durdurulması, idari yargıda açılacak iptal davalarında mahkemenin nihai karar vermesinden önce tedbir niteliğinde verilen bir karardır.İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Bu karara yürütmeyi durdurma kararı denir. Yürütmeyi durdurma kararı aksi bir karar ile kaldırılıncaya kadar davanın sonuna kadar geçerlidir. Sonuçta dava ret kararı verilirse yürütmenin durdurulması kararı hukuki sonucunu yitirir. Bir de dosyanın işlemden kaldırılması halinde aynı sonuç doğar. Yürütmeyi durdurula talebi ancak iptal davasında yapılır. Başlı başına bir dava türü değildir. Yani doğrudan iptal isteği olmaksızın yürütmeyi durdurma davası yoktur. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye, kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
69.Arama koruma tedbiri? Makul şüphe varsa,şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla şüpheli veya sanığın ya da diğer bir kişinin üstü,eşyası,konutu,işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir. Konutta,işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz.Ancak suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda bu kural uygulanmaz. – Arama kural olarak hakim kararı ile yapılır. – Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılır. – Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile yapılır. – Ancak;konutta,işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama,kolluk amirinin yazılı emri ile yapılamaz. – Avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir.
– Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut,işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan 2 kişi bulundurulur. – Askeri mahallerde yapılacak arama ve elkoyma,Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askeri makamlar tarafından yerine getirilir. – Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir;kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusu hazır bulundurulur. – Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz. – Hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin belge veya kağıtlarını inceleme yetkisi,Cumhuriyet savcısı ve hakime aittir.
70.4483 sayılı memurların muhakemesi kanunundan bahsediniz? Bu Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. İzin vermeye yetkili merciler Madde 3 – Soruşturma izni yetkisi a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi, d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri vb. Yetkili ve görevli mahkeme Madde 13 – (Değişik: 17/7/2004-5232/5 md.) Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi,kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir.
71.Yabancı devlet aleyhine icra takibi yapılabilir mi? Yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna başvurulamaz.Hem İİK hem de Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi ile bu durum yasaklanmıştır.
72.Mülkilik ilkesi? TCK’NIN YER BAKIMINDAN UYGULANMASI (MÜLKİLİK İLKESİ): TCK hükümlerinin uygulanılmasında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik sahası dikkate alınır. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik sahası içerisinde işlenilen suçların faili, vatandaş olsun ya da yabancı olsun fark etmeksizin TCK hükümleri uygulanır. Eğer suç sayılan fiilin bir kısmı Türkiye’de bir kısmı Türkiye dışında gerçekleşmiş ise, ya da tersi bir durum söz konusu ise, ya da suç sayılan fiil Türkiye dışında işlenmiş olmasına rağmen netice Türkiye’de gerçekleşmiş ise, şimdiye kadar ifade edilenlerin tümü için geçerli olmak üzere TCK hükümleri uygulanır. Ya da daha açık bir ifade ile suç Türkiye’de işlenmiş sayılır.
73.Üniter devlet?Federasyon?Konfederasyon? Üniter Devlet:Devleti oluşturan unsurların birliğine ve tekliğine dayanır. Tek merkezden yönetilen, ülkenin her tarafında aynı hukuk kurallarının geçerli olduğu devlet şeklidir. İtalya,Türkiye gibi
Federasyon (Federal Devlet):Kendi iç yapılarında bağımsız, dışarıya karşı ise aynı hukuk kurallarına tabi olan birden fazla devletten oluşan devlet şeklidir.ABD,Almanya gibi Konfederasyon (Konfederal Devlet):Birden fazla devletin varlıklarını korumak şartıyla, özellikle savunma gibi belirli bir amaç çerçevesinde oluşturdukları topluluklardır.Avrupa Birliği örnek verilebilir.
74.Teminat gerekmeyen haller? MADDE 85- (1) Aşağıda sayılan hâllerde teminat istenemez: a) Davacının adli yardımdan yararlanması. b) Davacının, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması. c) Davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılmış olması. ç) İlama bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapılmış olması.
75.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması? (5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. (6)Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,gerekir.Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. (7)Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. (8)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur.Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
76.Müteselsil sorumluluk ve Müşterek kefalet? Müteselsil sorumluluk;birden çok kimsenin aynı borçtan dolayı borçlu oldukları zincirleme borç ilişkisinde her borçlunun söz konusu o borcun kendine düşen payı kadar değil de borcun tamamından sorumlu olması durumudur. Müşterek kefalet ise;birden fazla kişinin ortaklaşa kefil olmasıdır.
77.Borçlar Hukukunda iradeyi sakatlayan haller? Yanılma,Aldatma ve Korkutma TBK’da iradeyi sakatlayan hallerdir.
78.Evlat edinmenin şartları? I. Birlikte evlât edinme Madde 306- Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler.Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları
gerekir.Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir. III. Tek başına evlât edinme Madde 307- Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir. Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir. IV. Küçüğün rızası ve yaşı Madde 308- Evlât edinilenin, evlât edinenden en az on sekiz yaş küçük olması şarttır. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez. Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin izniyle evlât edinilebilir.
79.Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar? Madde 230 – (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir: a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler. b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi. c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62 nci maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi. d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.
80.İtiyadi suçlu ve Kamu görevlisi?(TCK tanımlar) Madde 6- (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında; a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi, b) Çocuk deyiminden; henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi, c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi, d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar, e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi, f) Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler, g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi, i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi, j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır.
81.Kast,Olası kast,Taksir,Bilinçli taksir nedir,İlliyet nedir?Ceza hukukunda kaçağın tanımı? Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir . Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır. Dış dünyada meydana gelen değişikliğin bir insana bağlanabilmesi için bu değişikliğin o insan davranışından kaynaklanması gerekir. Maddi unsura ilişkin neticenin hareket sahibi faile bağlanabilmesine nedensellik (illiyet bağı) denir. Hakkındaki soruşturmanın veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir.
82.Feri fail Asli fail? Eski TCK’da geçen bir ayrımdır. Yeni kanunda yardım eden feri faildir. Asli fail ise suçu asıl işleyen kişidir.
83.Ceza hukukunda yemin? Yemin verilmeyen tanıklar Madde 50 – (1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir: a) Dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış olanlar. b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar. c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar. Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme Madde 60 – (1) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
84.Sosyal medyanın hukuki ilişkilere etkisi? Günümüzde sosyal medyanın kullanım oranı çok fazladır. Bu da her şeyi etkilediği gibi hukuki ilişkileri de etkilemiştir. Hatta yakın zamanlı Yargıtay kararında Facebook’ta eski
sevgilisinin fotoğrafını silmeyene hapis cezası verileceği bildirilmiştir. Ayrıca Twitter’da hakaret veya terör propagandası yapanlara hukuki yaptırımlar uygulanmıştır.
85.CB seçilme şartları?Kaç yıllığına seçilir?Kaç defa seçilebilir? Madde 101 – (Değişik: 21/1/2017-6771/7 md.) Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
86.Kadastro mahkemesi yargılama usulü ve özellikleri? Kadastro mahkemesi;taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara,tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara,sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına,kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar.Tek hakimlidir ve Asliye hukuk sıfatına haizdir.Aksine hüküm yoksa basit yargılama usulü uygulanır.Resen araştırma ilkesinin uygulandığı hususlar vardır her bir mirasçının ayrı dava açması gerekmez tek mirasçının dava açması mümkündür,adli tatilde çalışan mahkemelerdir.Tebliğler mahkemece resen yapılır talep aranmaz ,tek mirasçının açtığı davada sadece onun hakkında değil tüm mirasçılar hakkında hüküm kurulur gibi çok özelliği vardır.
87.Cum. Savcısının verebileceği kararlar nelerdir? Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,Kamu davasının açılmasının ertelenmesi,Görevsizlik ve yetkisizlik,Ayırma ve Birleştirme kararlarını verebilir.
88.Ceza davalarında dava zamanaşımı? Dava zamanaşımı Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl, c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer. (2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. (6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
89.Çerçeve anayasa ve düzenleyici anayasa nedir?Örnek veriniz?
Düzenleyici Anayasa: Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır. 1982 Anayasası örnek verilebilir. Çerçeve Anayasa: Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır. 1921 Anayasası
90.Tekerrür nedir? Madde 58- (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. (2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz. 3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur. (4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. (5) Fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
91.Hapis cezası türleri? Madde 46- (1) Hapis cezaları şunlardır: a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. b) Müebbet hapis cezası. c) Süreli hapis cezası.(Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz. Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.)
92.İfade özgürlüğünün kapsamı,sınırları? VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti Madde 25 – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz;düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması,millî güvenlik,kamu düzeni,kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması,Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
93.CMK istinafa başvurulamayacak haller? a) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere,sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beş yüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
94.Anayasal teamül nedir,uyulması zorunlu mudur? Hukukun yazılı olmayan yürürlük kaynaklarından biridir. Anayasal teamül birileri tarafından konulmuş,yazılmış olmayıp zaman içerisinde uygulanarak oluşmuştur. CB nin hükümeti kurma görevini en çok oy alan partinin genel başkanına vermesi anayasal teamüle verilecek güzel bir örnektir. Uyulma zorunluluğu ise yoktur,ama genelde uyulur.
95.Katı anayasa Yumuşak anayasa? Yumuşak Anayasalar : Olağan yasaların değiştirilmesi yöntemine göre değiştirilir. Bu açıdan yasalarla, anayasa arasında hiçbir ayırım yapılamaz. Bu anayasalar da değiştirilemez madde yoktur. Örneğin; 1921 Anayasası Katı (Sert) Anayasalar : Bu anayasaların değiştirilmesi için özel, yasaların değiştirilmesi usulünden daha zor bir yöntem benimsenmişse sert (katı) anayasa söz konusudur. 1982 Anayasası Bir anayasanın sert olduğunu gösteren belirtiler şunlardır: 1. Değiştirilemeyecek maddeler içermesi 2.Değiştirilmesi için özel çoğunluk aranması 3. Halk oylaması usulüne yer vermesi
96.İsticvap nedir? İsticvap, davanın taraflarının kendi aleyhine olan hususlarla alakalı olarak dinlenmesidir. İsticvap,taraflarca getirilme ilkesinin uygulandığı davalarda geçerlidir.Hakim bir tarafın isticvabına re'sen veya tarafların istemi üzerine karar verebilir.
97.Nafaka türleri? Boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında ergin olmayan çocuk için ergin olacağı tarihe kadar velayet kendisine verilmeyen eşin, çocuk yararına vereceği nafakaya İŞTİRAK NAFAKASI denir. (TMK m. 182) EŞ adına boşanma kararının kesinleşmesinden sonra verilen verilen nafakaya YOKSULLUK NAFAKASI denir. (TMK m. 175)
Boşanma davasının devamı sırasında EŞ ve ERGİN OLMAYAN ÇOCUK yararına verilen ve boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar süren nafakaya TEDBİR NAFAKASI denir. (TMK m. 169) Bağımsız nitelikte TMK m. 197 hükmüne göre açılan ve EŞ ve ERGİN OLMAYAN çocuk yararına verilen nafakaya TEDBİR NAFAKASI denir. ERGİN olan muhtaç kişinin üstsoy, altsoy ve kardeşlerinden isteyebileceği nafakaya YARDIM NAFAKASI denir. (TMK m. 364)
98.İlamlı icrada yetkili mahkeme neresidir?Yetkisiz icra dairesinde takip yapılırsa borçlu ne yapabilir? Kaç gün içinde yapabilir? İlamlı icrada yetkili icra dairesi Türkiye’de kurulu bulunan tüm icra daireleridir.Bu kanun maddesi uyarınca da yetkisiz icra dairesi gibi bir durum ilamlı icrada ortaya çıkmaz.
99.İddianamenin kabul edilmemesine eder,Süresi,İtiraz nereye yapılır?
itiraz
edilir
mi,Kim
itiraz
İddianamenin iadesi kararına Cum. Savcısı itiraz edebilir. İtirazın süresi iade tarihinden itibaren 7 gündür. İtiraz kararı veren mahkemeye yapılır.
100.Görev ve yetki kurallarının farkları? *Görev kamu düzenine ilişkindir,dava şartıdır. *Görev kesindir değiştirilemez. Ancak bazı durumlarda yetki değiştirilebilir. *Görev yargılamanın her aşamasında incelenir.Yetki ise ilk itiraz olarak öne sürülmelidir. *Görev anlaşması yapılamaz. Ancak yetki sözleşmesi yapılabilir.
101.Taşınmaz hak ve alacaklara el konulması? Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde,şüpheli veya sanığa ait taşınmazlara,hak ve alacaklara elkonulabilir.Bu elkoyma CMK’nın 128/2. maddesinde sayılan bazı suçlarla ilgili(soykırım,insan ticareti,hırsızlık,yağma vb.) yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda mümkündür ve bu durumlarda elkoymaya ancak hakim karar verebilir.Bu taşınmaz,hak ve alacakların şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi elkoyma işlemi yapılabilir. Bu madde kapsamında elkoyma kararı alınabilmesi için ilgisine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınır. Bu rapor en geç üç ay içinde hazırlanır. Özel sebepler zorunlu kıldığında bu süre talep üzerine iki ay daha uzatılabilir. Taşınmazlara,hak ve alacaklara elkoyma kararının gereklerine aykırı hareket edilmesi Türk Ceza Kanununda düzenlenen “muhafaza görevini kötüye kullanma” suçunu oluşturur.
102.CB görev ve yetkileri? Yasama ile ilgili olanlar: *Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni gerektiğinde toplantıya çağırmak, *Yasaları yayımlamak, *Yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri göndermek, *Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, *Yasaların, kanun hükmündeki kararnamelerin,Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün, tümünün ya da belirli kurallarının Anayasa'ya biçim ya da esas yönünden aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmak, *Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek, Yürütme ile ilgili olanlar: *Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, *Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek, *Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu'nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak, *Yabancı devletlere Türk Devleti'nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, *Uluslararası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, *Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanlığını temsil etmek, *Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek, *Genelkurmay Başkanı'nı atamak, *Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak, *Milli Güvenlik Kurulu'na Başkanlık etmek, *Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak, *Kararnameleri imzalamak, *Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak, *Devlet Denetleme Kurulu'nun üyelerini ve Başkanını atamak, *Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak, *Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, *Üniversite rektörlerini seçmek, Yargı ile ilgili olanlar: Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir kısmını, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinden bir kısmını seçmek
103.Zorunlu müdafilik? Şüpheli veya sanık için: -Şüpheli veya sanığın gözlem altına alınmasına karar verilmesinden önce - Şüphelinin gözaltı sonrası Sulh Ceza Hakimliği sorgusu esnasında - Şüpheli veya sanık hakkında tutuklama istenildiğinde - Şüpheli veya sanığın tutuklama süresinin uzatılması istenildiğinde - Şüpheli veya sanık , 18 yaşını doldurmamışsa - Şüpheli veya sanık , Kendisini savunamayacak derecede malülse(akıl hastalığı vb.) - Şüpheli veya sanık , Sağır ve dilsiz ise - Şüpheli veya sanık alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren bir suç işlediğinde - Kaçak sanık hakkında duruşma yapılabilen hallerde - Duruşma düzenini bozan sanığın duruşmadan çıkarılması halinde
104.Vergi Mah. görevleri ve Vergi Mah. yürütmenin durdurulması? Vergi Mahkemelerinin görevleri: Madde 6 – Vergi mahkemeleri: a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar,tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
105.AYM nin görevleri? MADDE 3- (1) Mahkemenin görev ve yetkileri şunlardır: a) Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde veya hükümlerinin şekil ve esas bakımından, Anayasa değişikliklerinin ise sadece şekil açısından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla açılan iptal davalarına bakmak. b) Anayasanın 152 nci maddesine göre mahkemelerce itiraz yoluyla kendisine intikal ettirilen işleri karara bağlamak. c) Anayasanın 148 inci maddesi uyarınca yapılan bireysel başvuruları karara bağlamak. ç) Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak d) Siyasi partilerin kapatılmasına ve Devlet yardımından yoksun bırakılmasına ilişkin davaları karara bağlamak.
e) Siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun denetimini yapmak veya yaptırmak. f) Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına veya milletvekilliklerinin düşmesine ya da milletvekili olmayan bakanların dokunulmazlıklarının kaldırılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisince karar verilmesi hâllerinde, ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekilinin Anayasa, kanun veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hükümlerine aykırılık iddiasına dayanan iptal istemlerini karara bağlamak. g) Mahkeme üyeleri arasından Anayasa Mahkemesi Başkanı ve başkanvekilleri ile Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve Başkanvekilini seçmek. ğ) Anayasada kendisine verilen diğer görevleri yerine getirmek.
106.Tutukluluğun gözden geçirilmesi kaç günde bir yapılır,Tutuklama kararına kimler,kaç gün içinde,nereye itiraz edebilir? Tutukluluğun incelenmesi Madde 108 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir. (2) Tutukluluk durumunun incelenmesi,yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir. (3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re'sen karar verir. Tutuklama kararına kararına karşı itiraz,kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi,tutuklama kararına itiraz edebilirler.
107.HAGB’de suça ilişkin şartlar nelerdir? Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ayrıca sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması gerekir.
108.Hakimin vicdani kanaati? Anayasa m.138’e göre, HAKİMLER görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Soruşturma yeterli kanaat bulunup duyguyla (vicdanla) sanık hakkında verilen hüküm, Yargıtay’a göre yine de hukuka ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun olmalıdır. Vicdani kanaat; yargıca sanığın kişiliği ile kanıtları özgürce değerlendirme olanağı veren bir takdir hakkı olsa da Yargıtay vicdani kanaatin kesin,tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırılmasını istemektedir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilebilmesi için sanık aleyhinde şüpheden tamamen uzak, kesin kanı uyandırabilecek yeterlilikte kanıtlar bulunmalıdır. Vicdani kanaat;sanığın kişiliği ile kanıtları özgürce değerlendirme konusunda yalnızca yargıcın sahip olduğu özgürlük ve esarettir.
109. Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adaların kendisine ait olduğu, nüfusunun yarısından fazlasının o adalarda yaşadığı, Birleşmiş Milletler deniz hukuku
sözleşmesine de taraf olması dolayısıyla Anadolu anakarasında ve Ege Denizi'nde söz sahibi olduğunu iddia etmektedir.Türkiye bu tezlere karşı hangi tezleri ileri sürer ve Türkiye'nin savunması ne olur? Uluslararası antlaşmalar çerçevesinde adaların kendisine ait olması nedeniyle Ege Denizinde söz sahibi olması gerçekçi değildir. Çünkü karasuları Ege’de 6 deniz mili olarak kabul görmektedir. Fazlası uluslararası sular durumunu ortadan kaldıracaktır. Nüfusunun yarısından fazlasının adalarda yaşadığı tezi ise gözlemci görevlendirilerek çürütülebilir. Son olarak da Türkiye BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmadığı için bu sözleşmenin hükümlerini tanımak zorunda değildir.
110.Suçun manevi unsurları nedir,açıklayınız? Suçun manevi unsurları kast ve taksirdir. Kast: Suçun bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Doğrudan kast ve olası kast olmak üzere ikiye ayrılır.Doğrudan kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Taksir:Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır.
111.İhtiyari dava arkadaşlığı nedir?Elbirliği mülkiyeti nedir? İhtiyari dava arkadaşlığı MADDE 57- (1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir: a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması. b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri. c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması. İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu MADDE 58- (1) İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder. II. Elbirliği mülkiyeti 1. Kaynakları ve niteliği Madde 701- Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. 2. Hükümleri Madde 702- Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır. 3. Sona ermesi
Madde 703- Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer. Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır.
112.Asli kurucu iktidar Tali kurucu iktidar deyince ne anlıyorsunuz? Ülkemizdeki iktidar Asli kurucu mu yoksa Tali kurucu mu? Asli kurucu iktidar: Bir anayasa yapımı sırasında, kendisini bağlayan hiç bir hukuk kuralının bulunmadığı kurucu iktidar asli kurucu iktidardır. Örneğin darbe sonrası yapılan anayasa,Yeni bir devletin kurulması ile yapılan anayasa bu duruma örnektir. Tali kurucu iktidar: Eğer bir kurucu iktidar,anayasa değişikliğini,değiştirmekte olduğu anayasada mevcut kurallar doğrultusunda yapabiliyorsa,ya da daha doğru bir anlatımla,değişikliği ancak bu kuralları gözeterek yapmak zorundaysa,bu kurucu iktidara,tali (=ikincil, =türevsel) kurucu iktidar denir. Ülkemizdeki iktidar belirli kurallara bağlı kalarak değişiklik yapmaktadır;bu nedenle tali kurucu iktidardır.
113. Bulut teknolojisinde;taraflar arasındaki sözleşmenin türü nedir,saklanan verilerin mülkiyetinin kime aittir? Birden çok sözleşmenin unsurlarını barındırdığı için kendisine özgü yapısı olan bir sözleşmedir(Sui Generis). Saklanan verilerin mülkiyeti saklatana aittir.
114.Cum. Savcısının görevleri? *Ağır cezalık suçlar ile kanunda kamu davası açılması gerektiği belirtilen konularda şikayetçi olsun veya olmasın hazırlık soruşturmasını yapar,kamu davası açar. *Delilleri toplar ve sanığı sorguya çeker. *Ölüm olaylarında cesetlerin adli muayenesini yaptırır. *İddianame hazırlar ve yargı kararlarını yerine getirir. *Suçtan zarar gören kişilerin ve toplumun haklarını savunur. *Medeni hukuku ilgilendiren,kanundan doğan bazı davaları açarlar.
115. a)İç sular,karasularımız,münhasır ekonomik bölge? B)devletlerin ve ua kuruluşların yapmış oldukları bir anlaşma öncesinde yapmış oldukları sözleşme nedir ve nerede yapılmıştır? c)haksız el atmanın önlenmesi davası? A)İç sular, karasularının ölçülmeye başlandığı esas hattın kara tarafından kalan deniz alanlarıdır. Başka bir ifadeyle, karasularının iç sınırı ile kara ülkesi arasında kalan deniz kesimi, iç suları oluşturur. Kıyıya bitişik olan bu denizalanı, kıyı devletinin kara ülkesine sıkı sıkıya bağlı olan sulardır. Bu su alanlarına, koylar, körfezler, limanlar, kapalı denizler ve iç denizler ve düz esas hatlar yönteminin uygulandığı durumlarda bu hatların berisinde kalan su kesimleri girmektedir. Karasuları ise;egemen bir devletin kara topraklarına bitişik,genişliğini uluslararası hukuka göre kendisinin belirlediği,hakimiyeti kıyı devletine ait olan deniz alanını belirler. Münhasır ekonomik bölge, Deniz Hukuku ile ilgili Birleşmiş Milletler Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgar enerjisi de dahil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir. B) Montevideo sözleşmesi. Montevideo,Uruguay’ın başkentidir. Montevideo Sözleşmesi burada imzalanmıştır.
C)Malik,mülkiyet hakkından doğan yetkilerin haksız olarak engellendiği veya güçleştirildiği durumlarda bu davayı açabilir. Bu dava müdahale devam ederken açılabilir. El atmanın haksız olması gerekir. El atmanın önlenmesi davasında malik mülkiyet hakkını ve meydana gelen saldırıyı ispat etmek zorundadır. Saldırının tekrarlanması tehlikesi varsa bu dava açılabilir. Bu dava ayni bir davadır ve bu sebeple herhangi bir süreye tabi değildir.
116.Sigorta sözleşmesinin tanımı ve sigorta çeşitleri? Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Mal sigortaları(yangın,taşıma,tarım,hırsızlık,kasko vb), Sorumluluk sigortaları(motorlu kara taşıtları sorumluluk sigortaları,zorunlu trafik sigortası,hekim mesleki sorumluluk sigortası vb) ve Can sigortaları(hayat sigortası,kaza sigortası vb) gibi çeşitleri vardır.
117.Sakarya Türküsü? Necip Fazıl, “Sakarya Türküsü”nü 1949 yılında trenle bir Ankara dönüşü,seyrettiği Sakarya nehrinin verdiği ilhamla yazmıştır.Şiirin konusu, bireysel ıstıraplar yerine toplumsal sorunların önemidir.Türk milletinin 1949 yılındaki durumunun özetidir.Ayrıca , Anadolu Oğuz Türklerinin tarihini, hâlini, geleceğini değişik çağrışımlarla özetlemektedir.
118.İİK’da yazılı ceza suçları? 1- Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltme (m.331) 2-Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırmak(m.332) 3-İflas ve konkordato işlerinde kişisel yarar sağlama (m. 333) 4- Ticaret şirketlerinde yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara sokma kastıyla ticari işletmenin borçlarını ödemeyerek alacaklılarını zarara sokma (m. 333/a) 5-Konkordatoda yetkili kimseleri hataya düşürme(m. 334) 6- Üzerinde kiralayanın hapis hakkı bulunan eşyanın kaçırılması ve tahliyesi gereken yerin başkasına işgal ettirilmesi (m. 335) 7-Müflisin mallarını iflas idaresine vermeme ve müflisin alacaklarını bildirmeme (m. 336) 8- Mal beyanında bulunmama (m. 337/1) 9-İstenilen malı teslim etmeme,defter tutulurken hazır bulunmama iflas idaresinin emirlerine uymama (m. 337/2) 10- Ticareti terk hükümlerine aykırı davranma (m. 337/a)
11- Gerçeğe aykırı beyanda bulunma (m. 338) 12- Mal beyanından sonra mal ve kazançta meydana gelen artışı bildirmeme (m. 339) 13- Taahhüdü ihlal (m. 340) 14- Çocuk tesliminden kaçınma (m. 341) 15- Hükmen teslim edilen taşınmaza ve gemiye tekrar girme (m. 342) 16- İlam hükümlerinin infazına karşı koyma (m. 343) 17- Nafaka borcunu ödememe (m. 344) 18- Gerektiği halde sermaye şirketinin iflasını istememe (m.345/a) 19- Yarar sağlamak için artırmadan çekilme (m.345/b)
119.Anayasa değiştirilemez hükümleri? I. Devletin şekli Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. II. Cumhuriyetin nitelikleri Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde,insan haklarına saygılı,Atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik,laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. III. Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti Madde 3 – Türkiye Devleti,ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.Dili Türkçedir.Bayrağı,şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
120.Sayıştay’ın görevleri?HSK’nın görevleri? Sayıştay’ın görevleri MADDE 5 – (1) Sayıştay; a) Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetler ve sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru,yeterli,zamanlı bilgi ve raporlar sunar. b) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetler, sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlar. c) Genel uygunluk bildirimini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. ç) Kanunlarla verilen inceleme,denetleme ve hükme bağlama işlerini yapar.
HSK’nın görevleri MADDE 4 – (1) Kurulun görevleri şunlardır: a) Bakanlığın, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak. b) Hâkim ve savcılarla ilgili olarak; 1) Mesleğe kabul etme, 2) Atama ve nakletme, 3) Geçici yetki verme, 4) Her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma, 5) Kadro dağıtma, 6) Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, 7) Disiplin cezası verme, 8) Görevden uzaklaştırma, işlemlerini yapmak. c) Aşağıdaki alt bentlerde belirtilen hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yürütmek. 1) Bakanlık merkez, bağlı ve ilgili kuruluşları ile uluslararası mahkemeler veya kuruluşlarda görev yapan hâkim ve savcılar. 2) Geçici yetki veya görevlendirme ile başka bir kurum, kurul veya kuruluşta çalışan hâkim ve savcılar. 3) İdarî görevleri yönünden savcılar. 4) Komisyon işlerine yönelik görevleri yönünden adalet komisyonu başkan ve üyeleri. ç)Adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma ile hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma yapılması konularına münhasır olmak üzere genelge düzenlemek. d) Yargıtay ve Danıştay’a üye seçmek. e) Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek. (2) Kanunlarda açıkça Bakanlığa verilenler dışında, hâkim ve savcıların tüm özlük işleri, Kurul tarafından yerine getirilir.
121.Müsadere nedir? Eşya müsaderesi Madde 54- (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/11 md.) Eşyanın üzerinde iyiniyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı ayni hakkın bulunması hâlinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir. (3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir. (4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir. (5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir. (6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur. Kazanç müsaderesi Madde 55- (1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir. (2) Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir. (3) (Ek: 26/6/2009 – 5918/2 md.) Bu madde kapsamına giren eşyanın müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan iktisap eden kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir.
122.Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar? *Karasuları sorunu yaşanmaktadır. *Hava sahası sorunu yaşanmaktadır. *Ege Adaları hakimiyeti sorunu yaşanmaktadır. *Kıbrıs sorunu yaşanmaktadır. *Kıta sahanlığı sorunu yaşanmaktadır. *Azınlıklar sorunu yaşanmaktadır.
123.Cari hesap nedir? MADDE 89- (1) İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir. (2) Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.
B) Hükümleri MADDE 90- (1) Türk Borçlar Kanununun 134 üncü maddesiyle 143 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere cari hesap sözleşmesinin hükümleri şunlardır: a) Aksi kararlaştırılmadıkça, cari hesaba alacak veya borç kaydedilmesi, tarafların, alacağı veya borcu doğuran sözleşme veya işleme ilişkin dava ve savunma haklarını düşürmez. Sözleşme veya işlem iptal edilirse bunlardan kaynaklanan kalemler hesaptan çıkarılır. b) Cari hesap sözleşmesinin yapılmasından önce doğmuş bulunan bir alacak, tarafların onayıyla cari hesaba kaydedilirse, aksi kararlaştırılmamışsa bu alacak yenilenmiş olmaz. c) Bir ticari senedin cari hesaba kaydı, bedelinin alınmış olması hâlinde geçerli olmak şartıyla yapılmış sayılır. d) Her hesap devresi sonunda alacak ve borcu oluşturan tutarlar birbirinden çıkarıldıktan sonra tanınan veya hükmen belirlenen bakiye, yeni hesap devresine ait bir kalem olmak üzere hesaba geçirilir; sözleşme sona ermiş veya artan tutar haczedilmiş ise onun ödenmesi gerekir. e) Cari hesabın alacak sütununa yazılan tutarlar için, sözleşme veya ticari teamüller gereğince, kaydolundukları tarihten itibaren faiz işler.
124.İkamet nedir? İkametgah(yerleşim yeri)bir kimsenin yerleşme kast ve niyetiyle oturduğu yerdir.Üç tür ikametgah vardır. 1.İradi (ASLİ) yerleşim yeri:Sürekli kalma niyetiyle oturulan yer ikametgah olarak kabul edilir. 2.İtibari yerleşim yeri:Önceki ikametgahı belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı halde Türkiye’de henüz bir ikametgah edinmemiş olan kimsenin halen oturduğu yer onun ikametgahı sayılır.Kısaca kişinin asli yerleşim yeri yoksa meskeni onun yerleşim yeri sayılır. 3.Kanuni yerleşim yeri:Kanuni ikametgahı olan kişiler;velayet altındaki küçüklerle, vesayet altındaki kişilerdir.
125.Ağır ceza mah. baktığı suçlar nelerdir? Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma(m. 148),irtikâp (m.250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik(m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık(m. 158), hileli iflâs(m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (Devletin güvenliğine karşı suçlar,Anayasal düzene karşı suçlar,Milli savunmaya karşı suçlar,Devletin sırlarına karşı suçlar) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.
126.Kırmızı bülten nedir?İnterpol hakkında bilginiz var mı? Kırmızı Bülten;bir ülkenin adli makamlarınca aranan hükümlü,şüpheli veya sanıkların ilgili ülkeye geri verilmesi amacıyla görüldüğü yerde yakalanması için İnterpol Genel Sekreterliği’nce çıkartılan,aranan şahısların açık kimliği ve isnat edilen suça ilişkin adli bilgiler,ilgililerin bulunduğu yer tespit edildiğinde alınması gereken tedbirler ile mevcutsa fotoğraf ve parmak izi fişlerini içeren bir bültendir.
Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı INTERPOL en büyük uluslararası adli polis teşkilatıdır.Uluslararası seviyede suçların önlenmesi,bastırılması,sanıkların izlenmesi,ilişki kurduğu kişilerle irtibatlarının tespit edilmesi,yakalanması,tutuklanması ve iade edilinceye kadar devam eden işlemlerin yürütülmesi ile uluslararası organizasyon olan İNTERPOL’e üye ülke sayısı günümüz itibariyle 190’dır.İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Arapça dilleri teşkilatın resmi dilleri olarak kabul edilmiştir.Teşkilatın merkezi Lyon,Fransa’dadır.
127.İdari yargıda dava açma süreleri?Bu sürelerin özel kanunlarda istisnası var mı? Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Kamulaştırma Kanununa göre kamulaştırma işlemine karşı otuz gün içinde idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda dava açma süresi otuz gündür. MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlara karşı açılan davalarda dava açma süresi on gündür. Türk vatandaşlık kanununa göre vatandaşlıktan çıkarılma işleminin iptaline ilişkin davalarda süre altmış gündür.
128.Kamu davasının açılmasının ertelenmesi? Kim karar verir? İtiraz mümkün müdür? Cumhuriyet savcısı,soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup,üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı,yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir.Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere; a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması, b) Yapılan soruşturmanın,kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi, c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin,şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması, d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın,aynen iade,suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Cumhuriyet savcısının kararına itiraz Madde 173 – Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
129.İdari yargıda duruşma yapılan haller? Duruşma: Madde 17 –Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmi beş bin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmi beş bin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.
Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir. 1 ve 2 nci fıkralarda yer alan kayıtlara bağlı olmaksızın Danıştay, mahkeme ve hakim kendiliğinden duruşma yapılmasına karar verebilir.Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz gün önce taraflara gönderilir.
130.Kanunilik ilkesi? Kanunsuz suç ve ceza olmaz,diğer bir deyişle suçta ve cezada kanunilik ilkesi (kanunilik İlkesi),devletin cezalandırma yetkisini sınırsız ve keyfi bir biçimde kullanmasını önleyerek bireye devlet müdahalesine karşı güvence sağlar. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereği,hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz;hiç kimse bir fiil için kanunda gösterilen ceza dışında bir ceza ile veya kanunda gösterilen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz. Kanun yapma yetkisi yasama organına ait bir yetki olduğundan, suç ve ceza içeren kurallar ancak yasama organı tarafından meydana getirilebilir. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin doğal bir sonucu olarak idarenin düzenleyici işlemlerle suç ve ceza içeren kural koyma yetkisi yoktur.Ayrıca kanunilik ilkesi kıyas yasağını da kapsamaktadır.
131.CMK’da hukuka kesin aykırılık halleri? a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması. c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması. d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi. e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması. f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi. g) Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi. h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması. i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması .
132. Sosyal medyanın hukuki veya etik olarak sakıncaları neler olabilir? İlk olarak sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği,yalan haber ve manipülasyonlar mevcuttur. Yalan olan şeyleri kullanarak milletin vicdani duygularını yıpratıp sömürü yapanlar da vardır.Bunlar etik olarak sakıncalıdır. Hukuki olarak sakıncalara örnek olarak sosyal medyadan karşılıklı hakaretleşen kişiler birbirlerine dava açmaktadır.
133.Beraat kararının verileceği haller? Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması, c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması, e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde verilir.
134.CMK’da yemin teklif edilemeyen kişiler?
Madde 50 – (1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir: a) Dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış olanlar. b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar. c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.
135.HMK m.150? Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması MADDE 150- (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
136.CMK’da normal suçlarda ve terör suçlarında gözaltı süresi? Madde 91 – (1) Yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir.Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez.Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz. OHAL’de: Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yedi günü geçemez. Delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle Cumhuriyet savcısı, gözaltı süresinin yedi gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. GEÇİCİ MADDE - Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden önce, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar nedeniyle gözaltına alınan kişiler hakkında gözaltı süresi en çok otuz gün olarak uygulanır.
137. İYUK’ta yetkisizlik kararı hangi mahkemeler arasında verilir,hangi merciye başvuru yapılır? İdare-İdare veya Vergi-Vergi mahkemeleri arasında yetkisizlik kararı olabilir. Yetkisizlik kararı verildiği takdirde yetkili bölge idare mahkemelerine başvurulur. Farklı bölge idare mahkemelerinin yetkisi içerisinde ise durumu Danıştay çözer. BİM veya Danıştay’ın verdiği yetki uyuşmazlıkları hakkındaki kararlar kesindir.
138.Sınırlı ayni haklar nelerdir? *Rehin hakları *Taşınmaz yükü *İrtifak hakları.İrtifak hakları ikiye ayrılır; 1)Kişiye sıkı sıkıya bağlı irtifaklar(intifa,oturma) 2)Düzensiz irtifaklar(üst hakkı,kaynak irtifakı)
139.Yetkide ve usulde paralellik ne demektir? Yasada aksine bir düzenleme bulunmadıkça bir işlemin tesisinde uygulanan yetki ve usul koşullarının aynı işlemin geri alınması, kaldırılması işlemlerinde ve tersi işlemin yapılmasında da aynen uygulanmasıdır. Anayasal değil Danıştay içtihatları ile getirilmiş bir idare hukuku ilkesidir. Örneğin;resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren bir tüzüğün kaldırıldığı resmi gazetede yayımlanarak duyurulmalıdır.
140.CB forsundaki 16 yıldızın anlamı nedir? Forstaki 16 yıldız 16 büyük Türk devletini simgelemektedir. Ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini simgelemektedir. Bu 16 devlet şunlardır: *Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 204-M.S. 216) *Batı Hun İmparatorluğu (M.S. 48-216) *Avrupa Hun İmparatorluğu (M.S. 375-469) *Ak Hun İmparatorluğu (M.S. 420-552) *Göktürk İmparatorluğu (M.S. 552-745) *Avar İmparatorluğu (M.S. 565-835) *Hazar İmparatorluğu (M.S. 651-983) *Uygur Devleti (M.S. 745-1368) *Karahanlılar (M.S. 940-1040) *Gazneliler (M.S. 962-1183) *Büyük Selçuklu İmparatorluğu (M.S. 1040-1157) *Harezmşahlar (M.S. 1097-1231) *Altınorda Devleti (M.S. 1236-1502) *Büyük Timur İmparatorluğu (M.S. 1368-1501) *Babür İmparatorluğu (M.S. 1526-1858) *Osmanlı İmparatorluğu (M.S. 1299-1922)
141.Geçici tutuklama kararı nedir ve hangi durumlarda verilir? İade talebine konu olabilecek bir suçun işlendiğinin kabulü için kuvvetli şüphe bulunması hâlinde, iade talebinin Merkezî Makama ulaşmasından önce, Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşma hükümleri veya mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde, ilgili devletin talebi ve Merkezî Makamın uygun bulması üzerine kişi geçici olarak tutuklanabilir. İade talebine konu olabilecek ve 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi kapsamına giren bir suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe bulunan kişi, ilgili devletin talebi aranmaksızın geçici olarak tutuklanabilir.
Geçici tutuklama süresi ilgili milletlerarası antlaşma hükümlerine göre belirlenir. Mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde kişi, en fazla kırk gün geçici tutuklu kalabilir. Geçici tutuklama yerine kişinin kaçmasına engel olacak şekilde Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesi uyarınca adlî kontrol kararı verilebilir. İlgili devlet tarafından dördüncü fıkrada belirtilen süre içinde iade evrakının gönderilmemesi hâlinde geçici tutuklama veya adlî kontrol kararı kaldırılır. Bu durum, iade talebinin alınmasından sonra iade amacıyla koruma tedbirleri uygulanmasına engel teşkil etmez.
142.Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının uygulanmasına özel bir infaz rejimi var mıdır? (1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı rejimine ait esaslar aşağıda gösterilmiştir: a) Hükümlü, tek kişilik odada barındırılır. b) Hükümlüye, günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır. c) Risk ve güvenlik gerekleri ile iyileştirme ve eğitim çalışmalarında gösterdiği gayret ve iyi hâle göre; hükümlünün, açık havaya çıkma ve spor yapma süresi uzatılabileceği gibi kendisi ile aynı ünitede kalan hükümlülerle temasta bulunmasına sınırlı olarak izin verilebilir. d) Hükümlü, yaşadığı yerin olanak verdiği ve idare kurulunun uygun göreceği bir sanat veya meslek etkinliğini yürütebilir. e) Hükümlü, kurum idare kurulunun uygun gördüğü hâllerde ve onbeş günde bir kez olmak üzere (f) bendinde gösterilen kişilere, süresi on dakikayı geçmemek üzere telefon edebilir. f) Hükümlüyü; eşi, altsoy ve üstsoyu, kardeşleri ve vasisi, belirlenen gün, saat ve koşullar içerisinde on beş günlük aralıklarla ve günde bir saati geçmemek üzere ziyaret edebilirler. g) Hükümlü hiçbir suretle ceza infaz kurumu dışında çalıştırılamaz ve kendisine izin verilmez. h) Hükümlü, kurum iç yönetmeliğinde belirtilenlerin dışında herhangi bir spor ve iyileştirme faaliyetine katılamaz. ı) Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez. Hükümlü hakkında uygulanacak tüm sağlık tedbirleri, tıbbî tetkik ve zorunluluklar hariç ceza infaz kurumlarında, mümkün olmadığı takdirde tam teşekküllü Devlet ya da üniversite hastanelerinin tek kişilik ve yüksek güvenlikli mahkûm koğuşlarında uygulanır.
143.Davanın devri? Dava konusunun devri MADDE 125- (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. (2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.
144.Yüksek mah. nelerdir? Zabıt katibi çekilebilir mi? Çekinirse nasıl yapar?
Yüksek mahkemeler Anayasa’da sayılmıştır. Bunlar Anayasa Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi’dir. Zabıt kâtibinin reddi veya çekinmesi Hakimler hakkında geçerli olan yasaklılık ve red sebepleri zabıt kâtipleri hakkında da uygulanır. Zabıt kâtibinin reddi veya kendisinin reddini gerektiren sebepleri bildirerek görevden çekinmesi hâlinde gereken karar, yanında çalıştığı mahkeme başkanı veya hâkim tarafından verilir. Aynı işte zabıt kâtibinin hâkim ile birlikte reddi istemi hakkında veya çekinmelerine karar verecek merci, hâkime göre belirlenir.
145.CMK’da bağlantılı davalar? Bağlantı kavramı Madde 8 – (1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır. Davaların birleştirilerek açılması Madde 9 – (1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir. Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması Madde 10 – (1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir. (2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır. (3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur. Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme Madde 11 – (1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.
146.İlamlı icra nedir? İlamlı icra takibi,mahkeme tarafından bir hükme bağlanmış resmi bir belge ile açılan icra takiplerine denir. İlam kararları genellikle bir şeyin yapılmasına ilişkin olarak alınır. Söz konusu ilamlı icra takibine girebilecek konular şu şekilde sıralanır:Para,menkul teslimi,çocuk teslimi,çocuk ile şahsi münasebet-görüştürme ve gayrimenkullerin tahliyesi ve teslimi vb. İlamlı icrada yetkili icra dairesi Türkiye’de kurulu bulunan tüm icra daireleridir. İlamlı icrada itiraz kurumu bulunmamaktadır. Borçlu icra emrine karşı ancak icranın durdurulması yoluna ya da icranın geri bırakılması yoluna başvurabilir.
147.Kabahat nedir? Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.Emre aykırı davranış,Dilencilik,Kumar,Sarhoşluk,Çevreyi kirletme kanunda sayılan kabahatlerden bazılarıdır.
148.Aleyhe bozma yasağı?
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 265. maddesine göre, “Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhine kanun yoluna gidilen karar, sanık lehine bozulabilir veya değiştirilebilir. Cumhuriyet savcısı, kanun yoluna sanık lehine başvurduğunda, yeniden verilen hüküm önceki hükümde tayin edilmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez.” Bu durumda; hüküm sanık veya sanık lehine cumhuriyet savcısı veya Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 262. maddesine göre; sanığın yasal temsilcisi veyahut eşi tarafından sanık lehine temyiz edilmiş ise, sanık hakkında bozma kararından sonra ilk oluşturulan hükümde yer alan cezadan daha ağır bir ceza tayin edilemeyecektir. Böylece bozmadan sonra serbestlik ilkesine bir sınırlama getirilmiş olmaktadır. Bu kural ile sanık lehine yargı yoluna başvurulduğunda hükmün sanık aleyhine sonuç doğurması yasaklanmış olmaktadır.
149.Taraf yemini? Yeminin konusu MADDE 225- (1) Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Yemine konu olamayacak vakıalar MADDE 226- (1) Aşağıdaki hususlar yemine konu olamaz: a) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar. b) Bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller. c) Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar. Yemin etmemenin sonuçları MADDE 229- (1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. (2) Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır. Yemini yerine getirecek kimseler MADDE 232- (1) Yemin, tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur. (2) Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir. (3) Ergin olmayan veya kısıtlı kimselere bizzat dava hakkı tanınan hâllerde, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.
150.Ticaret hukukunda dürüst resim ilkesi nedir? II - Dürüst resim ilkesi MADDE 515- (1) Anonim şirketlerin finansal tabloları,Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini,öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam,anlaşılabilir,karşılaştırılabilir,ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde;şeffaf ve güvenilir olarak;gerçeği dürüst,aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır.
151.Yargıtay’ın yapısı?
Yargıtay;Birinci Başkanlık,daireler,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,bürolar ve idari birimlerden oluşur. Yargıtay’ın karar organları şunlardır: 1. Daireler, 2. Hukuk Genel Kurulu, 3. Ceza Genel Kurulu, 4. Büyük Genel Kurul, 5. Başkanlar Kurulları, 6. Birinci Başkanlık Kurulu, 7. Yüksek Disiplin Kurulu, 8. Yönetim Kurulu. Birinci Başkanlık; Birinci Başkan ve başkanvekilleriyle Genel Sekreterden oluşur. Yargıtay’da on iki hukuk, on iki ceza dairesi ve her dairede bir daire başkanı ile yeteri kadar üye bulunur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı;Cumhuriyet Başsavcısı,Cumhuriyet Başsavcıvekili, Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarından oluşur. Hukuk Genel Kurulu,hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinden; Ceza Genel Kurulu, ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşur.
152.Suça iştirak? Müşterek Faillik Suretiyle Suça İştirak (TCK m.37/1): Müşterek faillik,suçun vücut bulması için suçun işlenmesine katılan her bir failin eyleminin zorunlu katkısına ihtiyaç duyulması halinde söz konusu olur. Müşterek faillik açısından kilit nokta suça katılanların fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasıdır. Örneğin, hırsızlık suçu işlemek üzere anlaşan iki kişiden biri olay yerinde gözcü olmuş,diğeri de malları çalmışsa,müşterek faillik suretiyle suça iştirak ettiklerinden her bir fail işlenen suçun ceza miktarı ile cezalandırılacaktır. Dolaylı Faillik Suretiyle Suça İştirak (TCK m.37/2): Dolaylı faillik,kişinin başkasını araç olarak kullanarak suç işlemesi halinde söz konusu olur. Dolaylı fail,asıl fail gibi cezalandırılır. Örneğin,yaşı küçük çocuğu kullanarak kasten adam öldürme suçunun işlenmesinin sağlanması halinde,dolaylı fail,asıl fiili işleyen kişi gibi cezalandırılır. Suça Azmettirme Suretiyle İştirak (TCK m.38): Suça azmettirme,belli bir suçu işleme konusunda henüz bir düşüncesi olmayan bir kişinin başkası tarafından ikna,telkin veya diğer bir suretle bu suçu işlemeye karar vermesinin sağlanmasıdır.Suça azmettirme şeriklik biçimlerinden biridir. Azmettiren kişi,suç teşkil eden fiili işleyecek kişinin karar almasında önemli bir rol üstlendiğinden azmettiren de işlenen suçun cezası ile cezalandırılır. Suça Yardım Etme Suretiyle İştirak (TCK m.39): Suça yardım etme,suç işleme kararını vermiş olan kişinin suçu işlemesine maddi veya manevi katkıda bulunmayı ifade eder.Suça yardım etme de şeriklik biçimlerinden biridir. Örneğin,kişinin suçu işlemesi kararının doğru ve gerekli olduğunu söyleyerek suçu işleyene teşvik etme, kasten adam öldürme veya kasten yaralama için silah temin etme veya olaydan sonra faili saklayacağını söylemek tipik suça yardım etme şekilleridir. Suça yardım etme hükümleri uygulanan fail TCK md. 39’a göre işlenen suçun cezası üzerinden belli oranlarda ceza indiriminden yararlanır.
153.İvedi yargılama usulü?
Madde 20/A- (Ek: 18/6/2014-6545/18 md.) 1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır: a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri. b) Acele kamulaştırma işlemleri. c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları. d) Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri. e) Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar. f) Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları. 2. İvedi yargılama usulünde: a) Dava açma süresi otuz gündür. b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.(üst makamlara başvurma) c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır. d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup,bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır. e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez. f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi,keşif,bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır. g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır. ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür. i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda,maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak,ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir. j)Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.
154.CMK bağlantılı suçlarda yetki? Madde 16 – (1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir. (4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.
155.Yargıtay’da duruşma?
Temyiz incelemesi ve duruşma MADDE 369- (1) Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir. (2) Yargıtay temyiz incelemesini dosya üzerinde yapar. Ancak, tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptaline,evlenmenin butlanına veya iptaline, boşanma veya ayrılığa, velayete, soy bağına ve kısıtlamaya ilişkin davalarla miktar veya değeri altmış bin Türk Lirasını aşan alacak ve ayın davalarında taraflardan biri temyiz veya cevap dilekçesinde duruşma yapılmasını talep etmiş ise Yargıtay’ca bir gün belli edilerek taraflara usulen davetiye gönderilir. Tebliğ tarihi ile duruşma günü arasında en az iki hafta bulunması gerekir;taraflar gelmişlerse bu süreye bakılmaz. Tebligat gideri verilmemişse duruşma talebi dikkate alınmaz. Duruşma giderinin eksik ödenmiş olduğu anlaşılırsa,dairenin başkanı tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde duruşma talebinden vazgeçilmiş sayılacağı, duruşma isteyene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde giderler tamamlanmadığı takdirde, Yargıtay incelemesini dosya üzerinde yapar. (4) Yargıtay, ikinci fıkra hükmü ile bağlı olmaksızın, bilgi almak üzere resen de duruşma yapılmasına karar verebilir. (5) Duruşma günü belli edilen hâllerde Yargıtay, tarafları veya gelen tarafı dinledikten sonra,taraflardan hiçbiri gelmemiş ise dosya üzerinde inceleme yaparak kararını verir. (6) Duruşma günü kararı verilemeyen işlerin en geç bir ay içinde karara bağlanması zorunludur.
156.Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri kimlere uygulanır? Çocuk kavramı hem TCK hem de ÇKK’da düzenlenmiştir. TCK 0-18 yaş arası için,uluslararası hukukun da etkisiyle, “çocuk” terimini tercih etmiştir. 5395 s. ÇKK’da TCK ile uyumlu olarak “çocuk” terimini kullanmış ve çocuğu “Daha erken yaşta ergin olsa bile,on sekiz yaşını doldurmamış kişi” şeklinde tanımlamıştır. Böylece terim konusunda daha önce yaşanmış olan karmaşa da önlenmiş olmaktadır. Bununla birlikte 5395 s. ÇKK yasa kapsamına giren çocuk kavramını ikiye ayırmıştır: 1. Korunma ihtiyacı olan çocuk ve 2. Suça sürüklenen çocuk. Buna göre “korunma ihtiyacı olan çocuk”, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu; “suça sürüklenen çocuk” ise, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade eder. O halde TCK m.31 kapsamına giren çocuk “suça sürüklenen çocuk”tur. Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri de 0-18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanır.
157.Vergi hukukunda mücbir sebepler? Mücbir sebepler: Madde 13 – Mücbir sebepler: 1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; 2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; 3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler; 4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir.
158.Davadan vazgeçme(geri alma) ve feragat Geri alma:
*Davacı talep sonucundan feragat etmemekte,onu ileride tekrar açma hakkını saklı tutmaktadır. *Karşı tarafın muvafakati gereklidir. *Hakimin onayına gerek yoktur. *Davacı yeniden dava açabilir,çünkü dava açılmamış sayılmıştır. *İki taraflıdır. *Vekaletnamede özel yetki aranmaz. Feragat: *Davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesidir. *Karşı tarafın muvafakatine gerek yoktur. *Hakimin onayına gerek yoktur. *Davacı yeniden dava açamaz. Çünkü kesin hüküm gibi sonuç doğurur. *Tek taraflıdır. *Vekaletnamede özel yetki aranır.
159.Mahkeme dava dilekçesinde usuli eksiklikler görürse ne yapar? MADDE 119- (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.
160.TTK kaç kitaptan oluşur? 6 kitaptan oluşur.Ticari işletme,Şirketler,Kıymetli evrak,Taşıma işleri,Sigorta,Deniz ticareti.
161.TMK kaç kitaptan oluşur? Dört kitaptan oluşur.Kişiler,Aile,Miras ve Eşya hukuku.
162.Mahkeme görevli olmadığını düşünüyorsa nasıl bir karar verir?(HMK) HMK’da mahkeme görevsiz olduğunu düşünüyorsa görevsizlik kararı verir.(İdari yargıdaki gibi görevli mahkemeye resen göndermez.) Bu karardan sonra ise HMK m.20’deki durum ortaya çıkar. Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler MADDE 20- (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin,süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten;kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
163.İnfaz hakiminin görevleri nelerdir? MADDE 4. – İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır :
1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri,yerleştirilmeleri,barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak. 2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak. 3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak. 4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek. 5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
164.İİK’da sayılan haciz türlerini açıklayınız? 1.Kesin haciz:Kanunda haciz denildiğinde,takip prosedüründe takibin kesinleşmesinden sonra satıştan önceki aşamayı ifade eden ve satış talep etme imkanı veren kesin haciz anlaşılmalıdır. a)Tamamlama haczi:Satış aşamasında satılan malların alacağı karşılayamaması halinde uygulanır.(resen) b)İlave haciz:Hacze iştirak durumunda belli şartlar dahilinde uygulanır.(talep üzerine) 2.Geçici haciz:Kesin haciz dışında,itirazın kesin kaldırılması aşamasında söz konusu olan ve kesin hacze dönüşmedikçe satış hakkı vermeyen hacizdir. 3.İhtiyati haciz:Kesin hacze dönüşmedikçe satış imkanı vermeyen,takip hukuku içerisinde para alacakları için kabul edilmiş bir geçici hukuki koruma yoludur..
165.Yurt dışında suç işleyen biri orada direkt yargılanır mı? Yargılanıp ülkeye gelirse burada yargılanır mı? Yurtdışında gözaltında geçirdiği süreler cezadan mahsup edilir mi? Vatandaş tarafından işlenen suç Madde 11- (1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye'de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır. (2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektirdiğinde yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı hükümetin şikayetine bağlıdır. Bu durumda şikayet,vatandaşın Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır. Cezadan mahsup
Madde 16- (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir. Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması Madde 19- (1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz. (2) Ancak suçun; a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak, b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak, İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
166.Yargılanmanın yenilenmesine kimler başvurabilir?Kişi öldüyse başvuru yapılabilir mi?(ceza hukukuna göre) Kişinin kendisi,avukatı veya cum. savcısı başvurabilir. Ancak kişi öldüyse;Ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler. Sayılan kişilerin yokluğu hâlinde, Adalet Bakanı da yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir.
167.Resen istinaf? On beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir.
168.HMK’da ilk itirazlar? MADDE 116- (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir: a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı. b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı. c) İş bölümü itirazı.(Asliye Tic. Mah. ile diğer Hukuk. Mah. arasında)
169.HMK dava şartları? Dava şartları MADDE 114- (1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
170.Meclis soruşturmasını anlatınız?
*Başbakan veya Bakanların görevleriyle ilgili cezai sorumluluklarının araştırılmasını sağlar. *TBMM üye tam sayısının 1/10 'unun önergesi ile istenebilir. *Meclis bu istemi en geç 1 ay içinde görüşüyor ve gizli oy ile karara bağlar. *Soruşturma açılmasına karar verilirse, TBMM'deki siyasi partilerin sayısı oranınca bir komisyon oluşturulur. *Komisyon 2 ay içinde raporu sunar. *Rapor verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde dağıtılır 10 gün içinde de Yüce Divana sevk kararı ya reddi onaylanır. *Yüce Divan'a sevk olabilmesi için üye tam sayısının salt çoğunluğu gereklidir. *Bakan sevk edilirse bakanlık düşer Başbakan sevk edilirse hükümet istifa etmiş sayılır.
171.Anayasa Mah. yapılan bireysel başvuru hakkında bilgi? Bireysel başvuru 12 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen referandumla kabul edilerek hukukumuza girmiştir. Bireysel başvuru,temel hak ve özgürlükleri kamu gücünün işlem,eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edilen bireylerin diğer başvuru yollarını tükettikten sonra başvurdukları istisnai ve ikincil nitelikte bir hak arama yolu olarak tanımlanabilir. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için öngörülmüş olan şartları şu şekilde özetleyebiliriz: 1- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için öncelikle ortada devletin kamu gücünün aktif ya da pasif bir ihlâli neticesinde meydana gelmiş bir mağduriyetin olması gerekmektedir. 2- Devletin kamu gücünün aktif ya da pasif ihlâline karşı ülke içindeki tüm idari ve hukukî yolların tüketilmiş olması gerekmektedir. 3- Bireysel başvuruya konu olan mağduriyetin Anayasa'da teminat altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden bir ya da birkaçının ihlâl edilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. 4- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru,yasal süresi içinde yapılmalıdır. 5- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru,23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen işlemler ve kararları kapsamaktadır.
172. Yüksek güvenlikli cezaevlerinde hangi suçlardan hükümlü olanlar kalır? Bu cezaevlerine alınan kişiler ülkemizde organize suçlar işlemiş,uyuşturucu suçları işlemiş, terör suçu, devlete ve topluma karşı çeşitli ağır suçlar işlemiş kişilerdir. Bu kişilerin hüküm giydiği yer F tipi ağır cezaevleridir. Bunun yanı sıra daha ağır suçlar işlemiş ve tek kişilik koğuşlarda kalması gereken kişilerin korunması daha ağır ve yüksek düzeyde olup sıkı kontroller yapılmaktadır.
173.Danıştay’ın karar organları? Danıştay’ın karar organları şunlardır: a) Daireler b) Danıştay Genel Kurulu, c) İdari İşler Kurulu, d) İdari Dava Daireleri Kurulu, e) Vergi Dava Daireleri Kurulu, f) İçtihatları Birleştirme Kurulu, g)Başkanlar Kurulu, h)Başkanlık Kurulu, ı) Yüksek Disiplin Kurulu, i) Disiplin Kurulu.
174.İcra hukukuna hakim olan ilkeler?
1)Tasarruf ilkesi, 2)Taraflarca hazırlama ilkesi, 3)Usul ekonomisi ilkesi, 4)Şeklilik ilkesi, 5)Para ile tatmin ilkesi, 6)Alenilik ilkesi, 7)Cebri icra tekeli ilkesi, 8)Ölçülülük ilkesi
175.Taşkın haciz nedir? Haczin konusunu,borçlunun haczedilebilir tüm mal ve hakları oluşturmaktadır;ancak bu ifade borçlunun tüm malvarlığının haczedilebileceği anlamına gelmemektedir. Haczin sınırını alacak,masraflar ve faiz oluşturmaktadır. Alacak miktarını aşan haciz,taşkın haciz olarak adlandırılmaktadır.
176.Yargı yerinin belirlenmesi? MADDE 21- (1) Aşağıdaki hâllerde,davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur: a) Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına herhangi bir engel çıkarsa. b) İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa. c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse. ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.
177.Çocuk eğitim evi nedir?Kaç yaş grubu içindir? Bu evlerde suç işledikleri zaman 12 ila 18 yaşları arasında bulunan ve cezasını çekmeye başladığında 18 yaşını doldurmayan hükümlü çocuklar barındırılmakta,18 yaşını doldurup da bulundukları kurumda herhangi bir eğitim kurumuna devam eden çocukların,cezaevi idaresinin de uygun görmesi şartıyla devam ettikleri eğitim programlarını tamamlayabilmeleri açısından 21 yaşına kadar kalmalarına müsaade edilebilir.
178.Vekaletsiz iş görme? A. İşgörenin hak ve borçları I. İşin görülmesi MADDE 526- Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına işgören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür. II. Sorumluluk MADDE 527- Vekâletsiz işgören, her türlü ihmalinden sorumludur. Ancak, işgören bu işi,işsahibinin karşılaştığı zararı veya zarar tehlikesini gidermek üzere yapmışsa, sorumluluğu daha hafif olarak değerlendirilir. İşgören, işsahibinin açıkça veya örtülü olarak yasaklamış olmasına karşın bu işi yapmışsa ve işsahibinin yasaklaması da hukuka veya ahlaka aykırı değilse, beklenmedik hâlden de sorumlu olur. Ancak, işgören o işi yapmamış olsaydı bile, bu zararın beklenmedik hâl sonucunda gerçekleşeceğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. III. İşgörenin ehliyetsizliği MADDE 528- İşgören, sözleşme ehliyetinden yoksunsa, yaptığı işlemden ancak zenginleştiği ölçüde veya iyiniyetli olmaksızın elinden çıkardığı zenginleşme miktarıyla sorumlu olur. Haksız fiillerden doğan daha kapsamlı sorumluluk saklıdır. B. İşsahibinin hak ve borçları
I. İşin işsahibinin menfaatine yapılması hâlinde MADDE 529- İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır. İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir. II. İşin işgörenin menfaatine yapılması hâlinde MADDE 530- İşsahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, işgörmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, işgörenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür. III. İşin işsahibi tarafından uygun bulunması hâlinde MADDE 531- İşsahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekâlet hükümleri uygulanır.
179.Çocuklara uygulanacak güvenlik tedbirleri? MADDE 5. — (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan; a) Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye, b) Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine, c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine, d) Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına, e) Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya, yönelik tedbirdir.
180.Anayasa madde 58? A.Gençliğin korunması Madde 58 – Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.
181.Müddetname nedir? Müddetname hükümlünün hürriyeti bağlayıcı ceza süresini, cezaevine alındığı tarih ve tahliye olacağı tarihleri gösteren belgedir. Müddetname; onaylayan savcıdan talep edilebilir.
182.Diplomasi dokunulmazlığı?
Devletler Hukuku kurallarına göre, diplomatlar görev yaptıkları yabancı ülkelerde bazı ayrıcalıklara sahip kılınmışlardır. Örneğin bir suç işledikleri takdirde yargılanamazlar, tutuklanamazlar, beraberindeki eşyaları denetlenemez, bazı vergi ve resimlerden muaftırlar, elçiliğin binaları, içinde bulunduğu ülkenin değil, bağlı olunan ülkenin malı sayılır. Bu binalara ev sahibi ülke hükümetlerine mensup polis görevlileri bir olay durumunda bile izin almadan giremezler. Fakat elçilik binaları suçlulara bir sığmak olarak da kullanılamaz. Diplomasi dokunulmazlığından elçilik ve konsolosluk görevlileri ile bunların eşleri ve çocukları yararlanır. Uluslararası kuruluşlarda çalışan ve milletlerarası memur statüsünde olanlar da diplomasi dokunulmazlığından yararlanırlar.
183.Hüküm uyuşmazlığı nedir? 1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden(adli-idari) en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir. Ceza kararlarında; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması halinde hüküm uyuşmazlığı var sayılır. İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır.
184.Suça sürüklenen çocuk nedir?Ceza indirimi yapılır mı? Suça sürüklenen çocuk; Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade eder. Yaş küçüklüğü Madde 31- (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz. (3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
185.İlamsız takip belgeye dayandırılmadan yapılabilir mi?
İlamsız takip; yalnızca para ve teminat alacakları içindir. 3 türü vardır. Genel haciz yolu,Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ve Kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu ile tahliyesi. Genel haciz yolunda herhangi bir belgeye ihtiyaç yoktur. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda ise bir kambiyo senedi bulunmalıdır. Kiralanan taşınmazın ilamsız icra yoluyla tahliyesinde ise kira sözleşmesi gereklidir.
186.Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmanın şartları nelerdir? VI. Evlilik birliğinin sarsılması Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
187.Cezaevleri tipleri? Cezaevi tipleri A tipi,A1 tipi,A2 tipi,A3 tipi,B tipi,C tipi,D tipi,E tipi,F tipi,H tipi,K1 tipi,K2 tipi,L tipi,M tipi,R tipi ve T tipi cezaevidir.
188.Mercii tayini? Merci tayini: Madde 44 – 1. Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde dava dosyaları, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için: a) Uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde, o yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, b) Diğer hallerde Danıştay'a, gönderilir. 2. Danıştay ve bölge idare mahkemesi görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaştırır. 3. Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği kararlar kesindir.
189.Anayasa nedir? Örgütlenmiş bir toplumda devletin yönetim biçimini belirten;yasama,yürütme,yargı erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren,yurttaşların hak ve ödevlerini,özgürlüklerini saptayan ve düzenleyen,yasa sıralamasında en önde gelen yasadır.
190.Ceza sorumluluğu hakkında bilgi veriniz?
İlk olarak bilmemiz gereken ceza sorumluluğu şahsidir. Ceza sorumluluğu tespitinde 3 başlık vardır. Bunlar; 1- Tam ceza ehliyeti, Bir kişinin işlemiş bulunduğu bir suça karşı ceza ehliyetinin olması için o kişinin söz konusu suçu işlediğinde irade ve şuur serbestisini elinde bulundurması, olayları açıklıkla anlayabilip onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme kabiliyetine sahip olması gerekir. Kişinin neleri ne için yaptığı ve bu yaptıklarının sonuçlarını bilmemesi, eylemine bilerek girişmesi gerekir. Bu gibi durumlarda tam ceza ehliyeti söz konudur. 2- Ceza ehliyetinin bulunmaması, Ceza ehliyetine sahip olmadığının kabulü için, o kişinin yaptığı eylemin fiziksel mahiyetini bilemeyecek veya bildiği taktirde, eyleminin yanlış olduğunu anlayamayacak düzeyde akıl hastası olması gerekir. Ağır seyreden akıl hastalıkları, ağır zeka gerilikleri ve şuur kaybı durumlarında işlenen suçlarda ceza ehliyetinden bahsedilemez. 3- Azaltılmış ceza ehliyeti, Fiili işlediği sırada 0-12 yaş arasındaki çocukların kusur yeteneği yoktur. Bu kişiler hakkında ceza verilemez; ancak haklarında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanılabilir. Fiili işlediği sırada 12-15 yaş arasında bulunan çocukların isnat (anlama ve isteme) yeteneği araştırılır. Bu dönemdeki çocukların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza verilmez; ancak haklarında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. İsnat yeteneği varsa indirilmiş ceza verilir. Fiili işlediği sırada 15-18 yaş arasında bulunan çocuklar hakkında indirilmiş ceza verilir. Fiili işlediği sırada 0-12 yaş arasında bulunan çocuklara ilişkin hükümler, 0-15 yaş arasında bulunan sağır dilsizler hakkında; 12-15 yaş arasında bulunan çocuklara ilişkin hükümler, 15-18 arasında bulunan sağır ve dilsizler hakkında; 15-18 yaş arasında bulunan çocuklara ilişkin hükümler ise, 18-21 yaş arasında bulunan sağır ve dilsizler hakkında uygulanır.
191.Hukuki dinlenilme hakkı? Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak,yargılama süjelerinin,yargılamada şeklen yer almaları dışında,tam olarak bilgi sahibi olmaları,kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir. Bu hakkın ikinci unsuru,açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar,yargılamayla ilgili açıklamada bulunma,bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum silahların eşitliği ilkesi olarak da ifade edilmektedir. Bu hakkın üçüncü unsuru,tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesidir. Bu değerlendirmenin de, kararların gerekçesinde yapılması gerekir. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık bir istinaf gerekçesi ve temyizde de bozma sebebidir. Hakkın ihlâlinin niteliğine göre,yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilebilir. Ayrıca adil yargılanma ihlâli çerçevesinde de Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne başvurulabilir.
192.Tellal,Mütekabiliyet?
Tellal(simsar);Bir ücret karşılığında bir anlaşma fırsatı göstermek veya sözleşmenin yapılmasında aracılık etmek üzere tayin edilen kimsedir. Kısacası, tellal iki tarafı bir araya getirir. Tellal her iki tarafla da anlaşma yapan ve bunlardan ücret alacak olan bir aracıdır.Genel olarak tellallık Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Ticaret Kanununda ise tellal;taraflardan hiçbirine ticari mümessil,ticari vekil,satış memuru veya müstahdem yahut acente gibi bir sıfatla daimi bir surette bağlı olmaksızın,ücret karşılığında,ticari işlere ilişkin mukavelelerin yapılması konusunda taraflar arasında aracılık yapmayı meslek edinen kimse olarak tanımlanmıştır. Mütekabiliyet(Karşılıklılık ilkesi);yabancı ülkelerde Türk vatandaşlarına olumlu veya olumsuz nasıl bir uygulama yapılıyor ise o ülkenin Türkiye'deki vatandaşlarına aynı uygulamanın yapılması esasına dayanır.
193.Müsadere nedir? Müsadere, işlenen bir suç ile ilgili belirli bazı eşya veya kazançların mülkiyetinin devlete aktarılması olarak tanımlanabilir. Ceza hukukunda suç işleyen kişinin tüm malvarlığının devlete geçirilmesi anlamında “genel müsadere” yasaktır (Anayasa md. 38). TCK da genel müsadere sistemini değil, özel müsadere sistemini benimsemiştir. Eşya (Mal) Müsaderesi: İşlenen bir suçla ilgisi olan belirli bir eşyanın müsadere edilmesidir. Kazanç-Para Müsaderesi: Suç neticesinde elde edilen veya suçun işlenmesine kaynak oluşturan maddi menfaatlerin müsadere edilmesidir. Kabahatlerde Müsadere: Kabahatin konusu olan eşyanın veya işlenen kabahat neticesinde elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi suretiyle müsadere edilmesidir. Örneğin,seyyar satıcılık yapmak için kullanılan eşya müsadere edilebilir. Tüzel Kişilerde Müsadere: Tüzel kişiler,dernek,vakıf,şirket gibi kurumsal yapıları olan kuruluşlardır. Özel hukuk tüzel kişisinin yararına suç işlenmesi halinde, yararına suç işlenen tüzel kişi hakkında eşya müsaderesi veya kazanç müsaderesi hükümleri uygulanabilir.
194.Karşı dava? Karşı dava açılabilmesinin şartları MADDE 132- (1) Karşı dava açılabilmesi için; a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması, b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması, şarttır. (2) Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme,talep üzerine yahut resen,karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir. (3) Karşı davaya karşı, dava açılamaz. Karşı davanın açılması ve süresi MADDE 133- (1) Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir. Asıl davanın sona ermesi MADDE 134- (1) Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz. Uygulanacak hükümler MADDE 135- (1) Bu Kanunun dava ile ilgili hükümleri, aksine özel düzenleme bulunmayan hâllerde, karşı dava hakkında da uygulanır.
195.Görevsizlik ve yetkisizlik halinde ne yapılır?
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler(hmk): MADDE 20- (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde,taraflardan birinin,süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten;kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak,dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde,bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Dosya kendisine gönderilen mahkeme,kendiliğinden taraflara davetiye gönderir. Görevsizlik ve yetkisizlik hallerinde yapılacak işlem(iyuk): Madde 43 – 1. İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştay'a veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine gönderirler. a) Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay,davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir. b) Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme kendisini görevsiz veya yetkisiz gördüğü takdirde,söz konusu mahkeme ile ilk görevsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise,uyuşmazlık bölge idare mahkemesince, aksi halde Danıştay'ca çözümlenir. 2. Görev ve yetki uyuşmazlıklarında Danıştay ve bölge idare mahkemesince verilen kararlar ilgili mahkemelere bildirilir ve bu husus taraflara tebliğ olunur. 3. Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir. Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu(cmk): Madde 5 – (1) İddianamenin kabulünden sonra; işin,davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa,mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir. Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Yetkisizlik iddiası(cmk): Madde 18 – (1) Sanık,yetkisizlik iddiasını,ilk derece mahkemelerinde duruşmada sorgusundan, bölge adliye mahkemelerinde incelemenin başlamasından ve duruşmalı işlerde inceleme raporunun okunmasından önce bildirir. (2) Yetkisizlik iddiasına ilişkin karar,ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusundan önce,bölge adliye mahkemelerinde duruşmasız işlerde incelemenin hemen başlangıcında, duruşmalı işlerde inceleme raporu okunmadan önce verilir. Bu aşamalardan sonra yetkisizlik iddiasında bulunulamayacağı gibi mahkemeler de bu hususta resen karar veremez. Yetkisizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
196.Belirsiz alacak davası nedir? Onu diğer davalardan ayıran nedir? Belirsiz alacak ve tespit davası MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Belirsiz alacak davasının en önemli özelliği ise davanın açılmasından sonra yargılama devam ederken dava konusu miktar iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın artırılabilmesidir.
197.İdari yargıda yetki?
İdari davalarda genel yetki: Madde 32 – 1. Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde,yetkili idare mahkemesi,dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir. Kamu görevlileri ile ilgili davalarda yetki, Taşınmaz mallara ve kamu idarelerine ilişkin davalarda yetki, Taşınır mallara ilişkin davalarda yetki, Tam yargı davalarında yetki ve Vergi davalarında yetki.
198.Yetkisiz temsil nedir?Zamanından önce ifa ne demektir,bunun hukuki sonuçları nedir? Temsil yetkisi olmadan başkası adına hukuki işlem yapılması halinde yetkisiz temsil söz konusu olur. Temsil yetkisinin hiç olmaması,gerekli kapsamda olmaması,geri alınması veya kısıtlanması halinde olur. Mevcut sınır aşıldığında aşılan sınır bakımından yetkisiz temsil söz konusu olur. V. Erken ifa MADDE 96- Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu,edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak,kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu,erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.
199.Edinilmiş mallara katılma rejimini açıklayınız? Tüm evli çiftler için uygulanacak yasal mal rejimidir. II. Edinilmiş mallar Madde 219- Edinilmiş mal,her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır: 1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, 2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, 4. Kişisel mallarının gelirleri, 5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler. III. Kişisel mallar Madde 220- Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır: 1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, 2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, 3. Manevî tazminat alacakları, 4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.
200.Zamanaşımı nedir?CMK'da zamanaşımı türleri nelerdir?
Zamanaşımı hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların,getirdiği yaptırımların yine hukuk kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. CMK'da üç tür zamanaşımı vardır dava zamanaşımı,ceza zamanaşımı ve müsadere zamanaşımı. Dava zamanaşımı Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl, c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer. Ceza zamanaşımı Madde 68- (1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez: a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl. b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl. c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmi dört yıl. d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl. e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl. Müsaderede zamanaşımı Madde 70- (1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren yirmi yıl geçtikten sonra infaz edilmez.
201.Sarı sendika nedir? Sarı sendika,işçiden çok işverenin menfaatlerini kollayan,sermaye çevreleriyle iş birliği içinde bulunarak işçi haklarının alınmasına yönelik hareketleri engelleyen ve kısıtlayan sendikadır.
202.İddianamede bulunması gereken unsurlar? Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; a) Şüphelinin kimliği, b) Müdafii, c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi, e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği, g) Şikâyetin yapıldığı tarih, h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, j) Suçun delilleri, k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, gösterilir.
203.Konişmento nedir?Navlun sözleşmesi nedir? Konşimento ya da taşıma senedi, üzerinde yükleyici,alıcı,ihbar merciiden başlayarak her türlü bilginin yer aldığı kıymetli evraktır. Navlun sözleşmeleri konusu denizde eşya taşımak olan sözleşmelere verilen genel addır. İki kişi arasında bir deniz yoluyla taşıma sözleşmesi yapılmışsa ve bu taşımanın konusu yük ise, bu sözleşme navlun sözleşmesidir
204.Kanun boşluğu,Hüküm içi boşluk nedir?
Kanun boşluğu;bir konuda,kanunda yani yazılı hukuk kurallarında (mevzu hukukta) somut olaya uygulanabilecek bir hükmün bulunmaması sonucu ortaya çıkan boşluk türüdür. Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesine göre hakim,somut olayda karşılaştığı bir kanun boşluğunu örf ve adet hukukundaki hükümlerle doldurur. Kural içi boşluk; Kanun koyucu tarafından bilerek ve isteyerek bırakılan boşluktur. Kanunda, hukuki sorun için bir çözüm öngörülmüş fakat bu çözüm somut olaya doğrudan doğruya uygulanamadığı için hakim tarafından doldurulması istenen boşluk türüdür. Hakim somut olayda karşılaştığı bir kural içi boşluğu takdir yetkisini kullanarak doldurur. Hakim kendisine bir takdir yetkisi verilip verilmediğini kanun maddesinin yorumundan anlar.
205.YSK hakkında bilgi veriniz? *Seçimleri düzenler ve seçimle ilgili itirazları inceler ve kararını verir. *Bir üyenin Milletvekili olup olamayacağına karar verir. *Kararları kesin olup değiştirilemez itiraz için başka makamlara baş vurulamaz. *11 üyeden oluşur.(7 asıl , 4 yedek) *Üyelerin 6 Yargıtay , 5 Danıştay arasından seçilir. *Üyelerin görev süresi 6 yıldır,süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
206.Ticaret sicili,Adli sicil,Arşiv kaydı nedir? Ticaret sicili, tacirlerin ve üçüncü kişilerin bilmelerinde yarar ve zorunluluk bulunan, tacir ile ticari işlemeye ilişkin bilgi ve kayıtları kapsayan bir devlet sicilidir. Ticaret sicilinin tacirin hukuki durumunu saptamak, üçüncü kişileri aydınlatmak, açıklık ve tacire ait bazı kazanılmış hakların korunmasına yardımcı olmak gibi değişik amaçları vardır. Kesin çizgilerle bir ayrım yapılamasa da genel olarak adli sicil kaydı,infazı tamamlanmamış sonuçları devam eden kayıtları ihtiva ederken;adli sicil arşiv kaydı infazı tamamlanmış,etkisi ortadan kalkmış kayıtları ihtiva eder. Örneğin sürücü belgesine el konulduğunda,el konulma süresince bu kayıt adli sicil kaydında görünecek olup,el koyma süresi tamamlanıp sürücü belgesi kullanılma hakkı tekrar doğduğunda bu kayıt arşiv kaydına alınacaktır.
207.Birden fazla davalının olması halinde dava nerde açılır, davalı yurtdışında ikamet ediyor ve Türkiye'de yerleşim yeri yoksa dava nerde açılır? MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması hâlinde yetki MADDE 9- (1) Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir.
208.Ayıba karşı tekeffül nedir?
MADDE 219- Satıcı,alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi,nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı,bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. 7. Alıcının seçimlik hakları MADDE 227- Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: a.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. b.Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. c.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. d.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı,alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının,sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde,durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim,satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı,ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
209.Komandit şirketi anlatınız? MADDE 304- (1) Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirket komandit şirkettir. (2) Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir. (3) Komandite ortakların gerçek kişi olmaları gerekir. Tüzel kişiler ancak komanditer ortak olabilirler. Komandit şirketin özellikleri; • • • •
• • • •
Komandit Şirketin kurulabilmesi için iki veya daha çok gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi, Şirketin, belirli bir iktisadi amaç ve konu için kurulması gerekmektedir. Girişim için bir ticari işletme kurulması gerekmektedir. Bir Komandit Şirketin kurulması için en az iki ortağın bir araya gelmesi gerekmektedir. Ortaklar, sorumluluklarının ne olacağını kararlaştırarak, en az bir ortağın sorumluluğunun sınırlı (komanditer ortak), ve yine en az bir ortağın sorumluluğunun da sınırsız (komandite ortak) olarak belirlenmesi gerekmektedir. Şirket kuruluşunda, ortakların müşterek gaye için, eşit haklarla birleşmesi ve işbirliği yapması gerekmektedir. Ortakların sermaye getirmeyi kabul etmiş olmaları gerekmektedir. Şirket işletmesinin bir unvanı olması ve bu unvanda “Komandit” olduğunun belirtilmesi, Ortaklar arasında sözleşme yapılması gerekmektedir.
210.Kefalet nedir? Türleri?
Kefalet sözleşmesi;kefilin alacaklıya karşı,borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi,yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin,sorumlu olduğu azamî miktarı,kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda,bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. TÜRLERİ: 1. Adi kefalet MADDE 585- Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak, aşağıdaki hâllerde doğrudan doğruya kefile başvurabilir: 1. Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması. 2. Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi. 3. Borçlunun iflasına karar verilmesi. 4. Borçluya konkordato mehli verilmiş olması. 2. Müteselsil kefalet MADDE 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. 3. Birlikte kefalet MADDE 587- Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur. 4. Kefile kefil ve rücua kefil MADDE 588- Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumludur. Rücua kefil, kefilin borçludan rücu alacağı için güvence veren kefildir.
211.Kolektif şirketin nedir? Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu, şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür. Türk Ticaret Kanunu’na göre, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara kollektif şirket denir. Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır. Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir. Ortaklar, kâr veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler.
212.Ceza kanununun amacı nedir? Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
213.Hedefte sapma nedir?
Hedefte sapma halinde hata söz konusu değildir. Fiil,neticesini;ya seçilen araçların yetersizliği veya yetenekli şekilde kullanılamaması yüzünden ya da başka bir sebepten dolayı istenen konu üzerinde değil sapma sonucu başka bir konu üzerinde gerçekleşmektedir. Örneğin A,B'ye ateş eder ama iyi nişancı olmadığı için mermi B'nin yanında duran C'ye isabet eder. Burada hedefte sapma vardır.
214.Hısımlık zümre sistemi? Türk miras hukuku kan bağına dayanan mirasın geçişi ile ilgili olarak zümre sistemini benimsemiştir. Zümre sistemi soy esasına dayanır ve zümreler miras bırakan esas alınarak belirlenir. Zümre sistemine göre, önde olan zümrede mirasçı var ise sonra gelen zümredeki kan hısımları mirasçı olamayacaklardır. Yine zümre başları hayatta ise altsoylarına miras geçmeyecektir. Miras bırakının altsoyu 1. Zümre mirasçılardır. Üstsoylar da miras bırakana yakınlıklarına göre derecelenirler. Miras bırakanın ana ve babası ile kardeşler,yeğenler, bunların çocukları, torunları ve devamı 2. Zümre mirasçılardır. 3. Zümre mirasçılar ölenin büyükana ve büyükbabaları ile bunların çocukları yani amca, dayı, hala, teyze, kuzen/kuzinlerden ve devamından oluşmaktadır. 4. Zümrede ise büyükana ve büyükbabanın ana ve babaları ile bunların çocukları yer almaktadır.
215.İşveren ile işçi arasında çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri ve sırası? MADDE 6- (1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. (2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (4) İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır. (5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.
216.Taşra teşkilatı? Merkezi idarenin taşra teşkilatı birimleri şunlardır: 1.İl genel yönetimi a.Vali b.İl idare kurulu c.İl müdürleri 2.İlçe yönetimi a.Kaymakam b.İlçe idare kurulu c.İlçe müdürleri 3.Bucak yönetimi(kaldırıldı)
217.Adi şirket nedir? Adi şirket (ortaklık) Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup aynı kanunun 620. Maddesinde tanımlanmıştır: Buna göre, adi ortaklık sözleşmesi iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bu tanımdan adi ortaklığın beş unsuru kapsadığını söylemek mümkündür. Bu unsunlar; kişi unsuru, sermaye unsuru, sözleşme unsuru, müşterek amaç unsuru ve işbirliği unsurudur.