Soğuk savaş ve Üniversite

Page 1

~路-

....---路------

- - -

'-'

SOGUKSAVA~

. VE . UNIVERSITE SAVA$ SONRASI YILLARIN ENTELLEKTUEL TARiHi

Noam Chomsky Ira Katznelson / R.C.Lewontin David Montgomery / Laura Nader Richard Ohmann Raymond Siever Immanuel Wallerstein Howard Zinn

k1zilelma yaymc1hk


i~indekiler

Editorden 9 Giri§ Bombalann Golgesindeki Refah 11

David Montgomary Soguk Sava§ ve Akademinin Donii§iimii 35 R. C. Lewontin Soguk Sava§ Doneminde Tarih Siyaseti 65

Howard Zinn ingiliz Dili ve Edebiyah ve Soguk Sava§ 99

Richard Ohmann Soguk Sava§'m Antropolojiye Etkisi 129

Laura Nader Soguk Sava§ Boyunca Yerbilimleri Ara§hrmalan 165

Ray Siever Soguk Sava§ ve Oniversite 187 k1ztlelma yaymc1hk/l siyaset-tarih-tarh§ma kitaplan /1 Birinci bas1m/ istanbul, Kas1m 1998

©The Cold War and the University Toward an Intellectual History of the Postwar Years Editor: Noam Chomsky The New Press, New York, 1997 Tiirk~esi:

Musa Ceyian

Ofset hazirhk: REPAR Bask1 - Cilt: Umut Matbaac1hk ISBN: 975-8334-01-8

klZllelma yaymc1hk, REP AR tamhm ileti§im ve matbaac1hk ltd. §ti. kurulu§udur. Alemdar Mah. Giizel Sanatlar Sok. 9 I A 34410 Cagaloglu-istanbul Tel: (0.212) 514 05 71 Fax: (0.212) 51915 84 e. mail: repar@superonline.com I

l

Noam Chomsky Soguk Sava§ Donemi Alan Ara§hrmalarmm Ongoriilmeyen Sonu~lan 209

Immanuel Wallerstein Liberalizmin Bek~isi Olarak Siyaset Bilimi 245

Ira Katznelson


Noam Chomsky Massachussetts Teknoloji Enstitiisii (MIT) Dilbilim ve Felsefe Boliimii'nde profesor. Amerika Sosyal ve Fen Bilimler Akademisi ve Ulusal Bilimler Akademisi iiyesi. Amerika Psikoloji Dernegi'nin "Sei;kin Bilimsel Katk1 Odiilii" sahibi. Dilbilim, felsefe, entelektiiel tarih, giincel sorunlar, uluslararas1 ili§kiler ve Amerikan di§ politikas1 konulannda i;ok say1da yaz1 yazmt§, dersler vermi§tir. Ira Katznelson Columbia Oniversitesi'nde siyaset bilimi ve tarih profesorii. Son yaymlanan kitaplan: Path of Emancipation: Jews, States, and Citizenship (Ozgiirle§menin Yollan: Yahudiler, Devletler ve Vatanda§hk) ve Liberalism's Crooked Circle: Letters to Adam Michnik (Liberalizmin C::arp1k Dongiisii: Adam Michnik' e Mektuplar). Halen ikinci Diinya Sava§• ABD'de liberalizmin olu§umu ve niteligi konulu bir kitap iizerinde i;ah§maktadir. R. C. Lewontin

Harvard Oniversitesi'nde zooloji ve biyoloji profesorii. Kitaplanndan bazilan: Biology and Ideology (Biyoloji ve ideoloji), Not in Our Genes (Genlerimizde Degil) ve Human Diversity (insan C::e§itliligi). David Montgomery Yale Oniversitesi tarih profesorii. Laura Nader 1960 Y1hndan beri California Oniversitesi (Berkeley) antropoloji profeso-

rii. Kitaplan: Harmony Ideology: Justice and Control in a Zapotec Mountain Village (Uyumideolojisi: Bir Zapotec Dag Koyiinde Adalet ve Kontrol), Essays in Controlling Processes (Kontrol Siirei;leri Ozerine Denemeler), Naked Science: Anthropological Inquiry into Boundaries, Power and Knowledge (C::1plak Bilim: Smirlar, Giii; ve Bilgi Ozerine Antropolojik Ara§hrmalar) ve Energy Choices in a Democratic Society (Demokratik Bir Toplumda Enerji Tercihleri). Amerikan Sosyal ve Fen Bilimler Akademisi iiyesidir ve 1995 y1lmda Hukuk ve Toplum Dernegi tarafmdan Kalven Odiilii ile odiillendirilmi§tir. Richard Ohmann Wesleyan Oniversitesi, ingiliz Di!i ve Edebiyah profesorii. Kitaplan: English in America (Amerika'da ingilizce), Selling Cultures: Magazines, Markets and Class at the Turn of the Century (Kiiltiirleri Pazarlamak: Yiizy1l Ba§mda Dergiler, Piyasalar ve Sm1f), Making and Selling Culture (editor) (Kiiltiirlerin Olu§umu ve Pazarlanmas1).


Raymond Siever Harvard Oniversitesi'nden emekli jeoloji profesorii. Sand (Kum), Sand and Sandstone (Kum ve Kumta§1) ve Understanding Earth (Yerkiireyi Anlamak) kitaplan arasmdad1r. Jeoloji, jeokimya ve O§inografi konularmda yiizden fazla makalesi vardrr. Immanuel Wallerstein Binghampton Oniversitesi, Femand Braudel iktisat, Tarihsel Sistemler ve Medeniyetler Ara§hrma Merkezi Miidiirii. Paris'teki Ecoles des Hautes Etudes en Sciences Sociales'te ogretim iiyesi. C::ok say1daki kitaplarmdan birkac;1: The Modern World - System (C::agda§ Diinya - Sistem):, The Capitalist WorldEconomy (Kapitalist Diinya - Ekonomi), Historical Capitalism (Tarihsel Kapitalzim) ve After Liberalism (Liberalizmden Sonra) Howard Zinn Boston Oniversitesi'nden emekli tarih profesorii. A People's History of the United States (Birle§ik Devletler Halkmm Tarihi), A People's History of the United States: The Wall Charts (Birle§ik Devletler Halkmm Tarihi: Duvar ilanlan) adh kitaplarm ve You Can't be Neutral on a Moving Train (Hareket Halindeki Bir Trende Vitesi Bo§a Alamazsmiz) adh bir hahratm yazandir.

Editor' den

Soguk Savai;;'m, bu yiizy1hn ikinci yansmm biiyiik kismmda hayahm1zm en onemli gerc;egi oldugunda tarihc;iler hemfikirler. Soguk Savai;;, siyasetimize egemen oldu, ekonomimizi doniii;;tiirdii ve tiim diinyada insanlarm hayatlarma c;ok biiyiik bir etki yaph. Tarihe bak1i;;1m1zdan, kiiltiire ve bai;;ka iilkelerin toplumlarma yaklai;;1m1m1za kadar bir dizi onemli sahada bak1i;; ac;ilanm1z1 da radikal bic;imde degii;;tirdi. Ancak Soguk Savai;;'m entellektiiel hayat iizerindeki etkisi konusunda i;;imdiye kadar kapsamh bir c;ahi;;ma yapilmadi. Universiteler, Soguk Savai;; gerilimlerinden, McCarthy donemi ve sonrasmm personel politikalarmdan, devletin belirli arai;;hrma projelerine desteginden nasil etkilenmii;;ti? Ve bizzat bilimsel disiplinler bundan nasil etkilenmii;;ti? Bizi elinizdeki proje iizerinde c;ahi;;maya iten, ii;;te bu sorular oldu. Bai;;lang1c;ta, konu ile ilgili c;ok zengin bir bibliyografya bulacag1m1z1 umuyorduk.. Ancak McCarthy-donemindeki sorui;;turmalarm i.iniversiteler i.izerindeki etkileri konusundaki mi.ikemmel c;ahi;;rnalann d1i;;mda bu konuda c;ok az i;;ey yazilm1i;; oldugunu gormek bizi i;;ai;;irth. Soguk Savai;; doneminde devletin bilimsel c;ahi;;malan finanse etmesinin, bilgiyi elde etmede nas1l belirleyici ve degii;;tirici oldugu konusu da dahil c;ok genii;; bir alanda en temel istatistiki veriler bile yoktu. Kui;;kusuz, doneme ait kii;;isel hahralar uzun zamandrr anlahhyordu ama i.iniversiteler heni.iz bir tarih tezi olui;;turacak temel verileri toplamaktan ve goriii;; ahi;;verii;;ini tei;;vik etmekten uzakh. 0 halde vakti c;oktan gelmii;; gec;mii;; bu tarhi;;ma nas1l bai;;lahlacakh? The New Press Yaymevi, c;ei;;itli i.iniversitelerde son birkac; yildrr bu sorular i.izerinde bir dizi tarhi;;ma bai;;lath. Farkh disiplinlerden bilim. adamlan ile goriii;;memiz sonucunda, kaynak eksikligi yiizi.inden arai;;hrroaya dayah, geleneksel anlamda bir tarih c;ahi;;mas1 yapmanm i;;u an ic;in imkans1z oldugu ortaya c;1kh. Bunun yerine, i.ilkenin en sec;kin baz1 bilim adamlarmm Soguk Savai;;'m kendi entellekti.iel ve mesleki yai;;amlarma etkileri konusundaki otobiyografik anlahmlannm c;ok daha yararh olacag1 sonucuna vard1k. Gerc;ekten, bu seminerlerin en c;arp1c1 sonuc;-


larmdan biri de, belirli bir iiniversiteden bir grup bilim adammm bu hayati konulan tarh§mak iizere, fiilen bir masa etrafmda ilk kez topland1klarma ili§kin ula§hklan konsensus idi. Elinizdeki kitap, bu tarh§malarm sonucunda olu§tu. Kitabm amac1, Soguk Sava§'m <;e§itli disiplinler iizerindeki etkileri konusundaki ki§isel (ve kimi durumlarda da subjektif) anlahmlan biraraya getirmek. Yazarlardan ikisi (Ira Katznelson ve Immanuel Wallerstein), kendi. alanlarmdaki anahtar nitelikteki belgeler iizerine yogunla§may1 tercih etti. Digerleri ise, hem kendi ogrencilik giinlerini hem de mesleklerinde bir yer i§gal etmeye ba§lad1klan miiteakip Soguk Sava§ y1llanm bizlerle payla§an daha genel yazilar yazmay1 tercih ettiler. Bu yiizden bu kitap, birbirinden tamamen farkh makalelerden olu§tU. Dslup veya i<;eriklerin benzer olmas1 i<;in yazarlara herhangi bir telkinde bulunulmad1. Bu onemli y1llara ili§kin anlahmlannm gelecekteki tarh§malarm parametrelerini de belirlemeye ba§layacag1 umuduyla yazarlar, kendilerini en rahat hissettikleri iislupta yazmaya te§vik edildi. Elinizdeki kitap, konunun <;e§itli boyutlanm ele alacak bir dizi kitabm ilkidir. Amerikan askeri ve istihbarat orgiitlerinin Amerikan iiniversiteleri iizerindeki etkisi konusuna odaklanan Christopher Simpson'un editorliigiindeki ikinci kitap, bundan kisa bir sure sonra yaymlanacakbr. Daha sonraki kitaplar, devletin bu konudaki harcamalarmm bilimsel ara§hrmalarm istikametine etkisini daha ayrmhh olarak ele alacak ve bu can ahc1 y1llarda Avrupa' daki ve ba§ka yerlerdeki paralel geli§meleri inceleyecektir. Arkadan geleceklerle birlikte bu kitap, yeni bir bilim adamlan ku§agm1, sozkonusu donemin tarihi i<;in hala ihtiya<; duyulan ara§hrmalan yapmaya te§vik edecektir. Umuyoruz ki bu ilk kitap, Soguk Sava§ y1llanm ya§ayanlara ve o donemi ya§amaml§ §ansh insanlara, zamanm egemen entellektiiel iklimi ve bizim bizatihi dii§iinii§ bit;imimizde sebep oldugu (<;ogu zaman gozden ka9an ve incelenmeyen) degi§im hakkmda bir fikir verecektir.

Andre Schiffrin

10

David Montgomery

Giri§ Bombalann Golgesindeki Refah

1946 yilmm May1s aymm son giinlerinde Philip Morrison ve Los Alamos Bilim Adamlan Birligi'nin diger iiyeleri, Amerikan kamuoyunu atom bombasmm mahiyeti ve atom enerjisini sivil ve uluslararas1 denetim altma almanm onemi konularmda aydmlatmay1 ama<;layan bir dizi radyo program1 haz1rladilar. Arkada§lan Louis Slotin, birka<; hafta sonra Bikini Attol'da patlahlacak yeni bir bombanm montaj1 it;in gerekli bir deney sirasmda plutonyumun par<;alanm birle§tirirken oliimciil bir radyasyon dozuna maruz kald1gmdan bu bilim adamlannm radyo prograrm projesi daha bir aciliyet kazamyordu. Manhattan Projesi it;in miisadere edilen eski bir okul binas1 olan Fuller Lodge' daki iki oda, KRS istasyonu'nun stiidyo ve kontrol odas1 i§levini goriiyordu. Radyodaki konu§malarmda bu bilim adamlan, sadece ge<;en Eyl~l aymda yaymlanmI§ olan Atomic Energy for Military Purposes (Asken Ama<;h Atom Enerjisi) adh resmi raporda da verilmi§ atom bombas1 iiretimi ile ilgili bilgileri degil, aym zamanda sozkonusu raporda bahsedilmemi§ olmas1 dikkate deger olan Hiro§ima ve Nagasaki'.~eki ins~nlar iizerindeki tahribah da detayh olarak ortaya koydular. Gozlemlen aras1~da, Bikini Attol'da ger<;ekle§tirilmesi planlanm1§ patlamalar <;er<;evesmde 98 sava§ gemisi iizerinde yap1lacak deneylerin planlarma da belli belirsiz ahflar yerahyordu.1 ilk atom bombalannm yarahlmasma katk1da bulunmu§ bu adamlar, kendi yarahklan olan bu bombadan diinyanm gelecegini korumak i<;in gerekli siyasi kararlan, ancak aydmlatilm1§ bir yurtta§ kitlesinin verebilecegine inamyorlardi. Bilebildigim kadanyla Los Alamos'un d1§mda hi<; kimse de bu yaymlan duymadi. Mevcut bir tek ozel rad yo istasyonu bile konuyu ele almad~. -~epsini dinledim, zira ben KRS istasyonu tarafmdan stiidyolarma b1h§1k odadal<i kontrolleri yapmakla gorevlendirilen askerdim ve iilkedek.i diger istasyo~larda yaymlanmasm1 umduklan transkripsiyonlan kes1yord~m. Sah1p olduklan bilgileri, tehlike altmdaki diinyaya beyhude tebhg etmeye <;ah§an bu ciddi bilim adamlan ile boylece kar§lla§mam, benim Soguk Sava§ ile tam§mamdi. 11


F

GiRi$

DAVID MONTGOMERY Soguk Sava§, ilniversitelerin yap1lanm ve akademik disiplinlerin i<;erigini yeniden §ekillendirdi. Siyasi ve entellektiiel hayatm tiim dokularma niifuz ettigi gibi. Bu kitaptaki makaleler, birbirinden <;ok farkh konulan ele ahyor: Fen ve sosyal bilimlerdeki ara§hrmalarm donii§tiiriilmesi, siyaset teorisyenlerince liberal demokrasinin yeniden tammlanmas1, gild.in tum diinyada kullamlmasmm verdigi entellektiiel kibir ve ulusal hayatta akademik muhaliflerin rolii. Benim buradaki kendi katk1m, akademinin kendisinden <;ok iiniversitelerin i§ gordiigii ulusal siyasi ve ekonomik atmosferle ilgili olacakhr. Bunu tercih ettim, zira hem bir asker, ogrenci, sendika eylemcisi ve bir tarih<;i olarak sahip oldugum yanm yiizyilhk hayat tecriibemde, 1960'lara kadar herhangi bir iiniversitede bulunmak yer almad1; aynca Soguk Sava§'m entellektiiel hayah donii§tiirmesi akademik baglam ile smirh da degildi.

Tepe Los Alamos'taki kontrol kuliibesine bir dizi §ans eseri geli§me sonucu varmi§hm. Ya§1m gen<; oldugu i~in ikinci Diinya Sava§1'nda askere son <;agnlan Amerikahlardand1m. Ger<;ekte askere resmen kayd1m Mart 1946'da yap1ld1. Winston Churchill'in Ba§kan Truman'm onaylayan bak1§lan altmda Fulton' da (Missouri) yaphg1 "Komiinist Be§inci Kollarm"2 (casuslarm, vatan hainlerinin) "medeniyete y.:onelttigi artan meydan okuyu§ ve tehlikeyi" bertaraf etmek amac1yla bir Anglo-Amerikan ittifak1 <;agnsmda bulundugu konu§masmdan bir hafta somayd1 bu. Churchill'in mesaj1 her ne kadar kamuoyunda geni§ tarh§malara yola<;m1§sa da benim de mensubu bulundugum ordu bu mesaja tabi olmakta vakit kaybetmedi. Alman sava§ esirlerinin Camp Lee'de (Virginia) hala <;ah§hnlmalarma ve terhis edilmeyi bekleyen sava§ gazilerinin disiplini gev§ek tutmalarma ragmen acemilere verilen bilgi ve egitim kurslan hemen komilnizm tehlikesine odakland1. Ve <;avu§lar, iizerlerinde kasatura ile delme talimi yaphg1m1z Alman i.iniformas1 ta§1yan maketlerin aslmda Ruslar olduguna bizi temin ettiler. Ancak askere almanlarm <;ogunun kafas1 ba§ka §eylerle me§guldii. Swarthmore Koleji'nde hizlandmlm1§ birinci sm1ftayken oda arkada§1m, o okula tarihinde ilk kez kabul edilmi§ zenci ogrencilerdendi. Askere almd1ktan soma onunla ancak Camp Lee' deki beyaz askerleri siyahlardan ay1ran tel <;itte konu§abiliyordum. 1946'nm ilk alb aymda en azmdan be§ zenci sava§ gazisi hayahm kaybetmi§, Columbia'mn (Tennesee) Mink Slide mahallesinde ulusal muhafizlar tarafmdan zenci gazilere, evlerine ve i§yerlerine- bir tecaviiz vuku bulmu§ ve Agustos bitme12-

den Deep South' da oniki tane daha Afrikah- Amerikalmm oliimiine yola<;m1§ olan irk<;1 §iddet, o <;itin her iki yakasmda kalan askerler arasmda yogun ve <;ogu zaman da kizgm tarh§malar dogurdu.3 Irk aynm1 esasma gore d iizenlenmi§ ki§lalanm1zdaki iki beyaz asker, memleketlerindeki lin<; etme olaylarmdaki kendi rollerini ovilnerek anlatiyorlardi. Bununla birlikte istihdamda aynmc1hg1 yasaklama ve lin<; fiilini federal bir su<; haline getirme yolunda Kongre' de harcanan <;abalardan da haberdard1k. Arna bu <;abalar, gilneyli muhalefetin gii<; birligi ile yenilgiye ugrahlm1§h. Daha soma, Eyliil 1946'da, (o zamanlar hala a<;1k<;a birlikte hareket edebilen) Walter White ve Paul Robeson'un onciiliigilndeki e§raftan Afrikah-Amerikahlardan olu§an bir heyet, Ba§kan Truman'1 ziyaret etti ve kendisinden iilkeyi sarsan tecaviizlere kar§l harekete ge<;mesini istedi. 0 giri§im, meyvesini Ba§kan'm bir Sivil Haklar Komitesi atamas1yla verdi. Komite'nin Ekim 1947'deki raporu, bir federal anti-lin<; kanunu, e§it istihdam konusunda daimi bir komisyonun kurulmas1 ve silahh kuvvetler ile kamu mekanlannda aynmc1hga son verilmesi tavsiyelerinde bulundu.4 Biz, bu miicadeledeki her geli§meyi izledik ve yogun bir §ekilde tarh§hk. Dahas1, a<;1k olarak yiiriitiilen bu beyazlarm yonetim yap1sma kar§l saldm sadece Birle§ik Devletler ile de sm1rh degildi. Bu miicadelenin global niteliginin benim Los Alamos'a gidi§imle <;ok alakas1 vard1. Birlikte egitildigimiz askerlerden hi<;biri, somiirge halklanm Avrupah veya Amerikah yoneticilerine itaate devam etmeye zorlamak i<;in sava§a gitmek istemiyordu. 0 zaman zihnimizde en biiyiik yeri i§gal eden bag1ms1zhk miicadelesi, ne Vietnam' da yeni alevlenmekte oland1 ne de Filipinler'de olam. Endonezya'mn miicadelesiydi. Japonya'mn teslim olmasmm hemen akabindeki Endonezya'nm bag1ms1zhk ilanma, yalmzca, ii<; yd siirecek "polis hareketini" ger<;ekle§tirecek askeri giiciinii heniiz toparlayamarn1§ olan Hollanda degil, ayru zamanda Birle§ik Devletler ve ozellikle ingiltere de kar§l pkrnl§h. ingiliz kuvvetleri, Churchill'in Fulton'da yaptig1 "medeniyete yonelik artan meydan okuyu§ ve tehlikeye" kar§l ortak bir savunma ihtiyacm1 vurgulayan konu§masmdan bir aydan az bir sure once Endonezya' da silaha sanlm1§lard1. Aynca Amerikan basm1, s1k s1k, Endonezya bag1ms1zhk kuvvetlerinde komiinistlerin egemenligine dikkat <;ekiyordu. Benim boliigiimde Hollanda imparatorlugu i<;in sava§rnaya istekli bir tek adam bile yoktu. Sivil kalabahklan kontrol etme taktikleri konusunda talim yapmaya ba§lad1g1m1zda kaygilanm1z artrnt§h (her ne kadar bu talimi pratikte ilk kullanma ihtimalimiz, o siralar ulusal diizeyde greve gitme tehdidinde bulunan Amerikan demiryolu i§<;ilerine kar-

13


GiRi$

DAVID MONTGOMERY §_1 i~iyse de). Bu yi.izden bir subay, "Birle§ik Devletler'de bir yerde" gizh btr goreve goniillii gitmek isteyen olup olmad1gm1 sordugunda c;ok say1da istekli el havada uc;u§uyordu (k1demli askerlerin "asla goniillii olmaym" tembihlerini kulak ard1 ederek). Birkac; giin ic;erisinde Los Alamos'a giden askeri trendeydik. Daha once ayru ytl ic;erisinde ordu, Manhattan Projesi'nin askeri ve sivil miidiirleri Genaral Leslie R. Groves ve Dr. Norris E. Bradbury'nin talebi iizerine, orada sava§ zamam hizmette bulunmu§ askerl~r ter~i~ ~dilirken projeyi siirdiirebilmek amac1yla yeni birlikler g6ndenlmes11c;m celp c;1karmt§b. 0 talebi ancak kirk yedi y1l sonra Los Alamos'a turistik bir gezi yapbg1mda, bir zamanlar radyo istasyonuna ev sahipligi yapm1§ olan ve §imdi tamamen yenipen in§a edilmi§ §ehirde benim zamammdan kalan tek bina olan Fuller Lodge' da turistler ic;in sergilenen tarihi belgeler arasmdaki mektubu okudugum zaman ogrenecektim. Proje miidiirii olarak Robert Oppenheimer'm yerini alan Bradbury'nin gorevinin de Japonya'nm teslim olu§una ragmen bomba~~n iiretim~ni devam ettirmek oldugunu ise c;ok daha sonraki y1llarda ogrenecektim. Louis Slotin, oliimiine kadar, bombalan kullamma haz1rlama testlerini iic; kere degil, en azmdan yirmi dort kere yapmt§b. Bombalar daha soma monte edilmemi§ halde Los Alamos'ta depolara konuyordu. Montaj i§ini tamamlamak ve bombalan bekleyen B29'lara nakletmek, en azmdan iki giin gerektiriyordu. 1949 yih sonuna kadar 200 bombahk bir stok operasyonel durumdayd1; agirhg1 bir tondan daha az ve roketlerle attlabilecek bir bombay1 geli§tirme c;ah§malan yiiriitiiliiyordu ve hidrojen fiizyon bombalan yapmak ic;in acil ve masraftan kac;ilmayan bir program da ba§lablmi§h. Ac;1k havada rutin olarak yaptlan testier, stoklann 1967'de 32.500 adet silahtan olu§an zirve noktaya c;1kmasm1 saglarm§b. Hem askeri hem de sivil niifus i.izerinde deneyler de yap1hyordu. Bu, 1950'lerde pervasizca yap1hyordu ve Hazel O'Leary'nin Ba§kan Clinton'un Enerji Bakaru olmasma kadar iist diizey devlet gorevlileri tarafmdan kabul de edilmeyecekti.5 Projenin bilimsel c;ah§malanru 1993'te ziyaretc;i turistler ic;in sergileyen Bradbury_ miizesinde bu c;tlgm deneyler ve geli§tirme c;all§malan . sergilenmedi. l§in kotiisii, ne miizede sergilenenler ne de Los Alamos'un ilk y11lan hakkmdaki belgesel film, Hiro§ima ve Nagasaki'den fazlaca bahsediyor. Film, ilk bombanm Alamagordo' da test ic;in patlablmasmm goriintiileri ile bitiyor; bunu da belirgin olmayan bir t§tk c;akmas1 ve tonu yiikselen miizik izliyordu. Slotin'in oliimii de tarihi miizede yer alrmyordu, ki bu da durumla uygunluk arzediyordu: 1946 Arahk 14

aymda Los Alamos'taki ti.im personelin, radyasyon konusu ile ilgili tamkhk yapmas1 yasaklanmt§b.6

ikiKamp Bu c;ah§madaki makalelerin ac;1kc;a ortaya koydugu gibi, Soguk Sava§ ve ozellikle de ABD ile SSCB'nin hizla birbirlerini yok edebilecek muazzam silah stoklan kurmalan, ekonomik ve akademik faaliyetin siiratle geni§lemesine yolac;b. Bu durum otuz ytl siirdii. Ba§lang1c;tan itibaren de bu geni§lemeye, niikleer silahlarla ilgili sessizlik ve aldatmaca e§lik ediyor ve resmi di.izeyde telkin edilen "ic;_ dii§man" korkulanyla besleniyordu. Tam da Los Alamos radyo yaytnlan unutulmaya terkedildigi bir zamanda A.J. Muste, John Foster Dulles' a §6yle yaz1yordu: Siz, "Sovyetler Birligi'nde neler olup bittigme ili§kin gizlilik perdesinden" bahsediyorsunuz. Peki ya atom silahlan stoku etrafmdaki gizlilik ne? Bizler atom perdesini stk1ca gerenken Ruslar'dan demir perdeyi c;ekmelerini istemi§ olmuyor muyuz? Bu soru, Swarthmore Koleji'ne tekrar ba§lad1g1mda, i§c;i hareketi ic;erisinde gec;irdigim giinlerde ve nihayet tarihc;ilik mesleginde pe§imi b1rakmad1. Swarthmore'un 1947-1950 yillan arasmda bana verdiginden daha iyi bir egitimi tahayyiil etmek zor. Derslerini hayat ve oliime dair kendi ki§isel tecriibelerinden soyutlamayan gaziler, seminerleri ne§elendiriyorlard1. Tarh§malanm1z, sadece diinyay1 anlamaya yonelik degildi. Aym zamanda, 1950'lerin "kiiltiirel ozgiirliik" co§kusunun aksine, diinyay1 degi§tirmeye de yonelikti. Kitaplar deviriyorduk; gecenin gee; saatlerine kadar aralarma bol miktarda karbon kag1d1 konulmu§ daktilolarda yaz1lar yaz1yorduk ve hummah bir §ekilde ekonomik planlama, insan haklan, i§c;ilerin yeni giicii ve Taft-Hartley Yasas1, Birle§mi§ Milletler ve <;in Ktz1l Ordusu'nun zaferi gibi konularda tarb§malar yap1yorduk. Ozellikle iktisat seminerleri unutulacak gibi degildi. Temel ilkeler ve varsayimlarla ilgili tarb§malarla yanktlaruyordu. 0 zaman hic;bir ogrencinin profesorlerin otoritesinden korkusu yoktuysa da hocalanrmz, §irketlerin giiciindeki yogunla§may1 ara§bran veya ekonomik kontrolleri yiiriiten hiikiimet kurumlarmdaki gorevlerinden heniiz yeni donmii§lerdi. Kapitalizm, sosyalizm ve mevcut sis.temlerden ak1lhca odiinc; 15


DA YID MONTGOMERY alan bir gelecek aray1§1 bizim acil, pratik kayg1lanm1z1 olu§turan konulardi. Kampiisteki siyasi faaliyetler, Amerikan Gazileri Komitesi (AVC) etrafmda doniiyordu, ki AVC'nin ogrenci dernegindeki say1s1 bir ara 300'iin iizerine <;1km1§h. Dyeleri, \Ok geni§ bir yelpazedeki konulan tarh§iyordu: Yeni bayan ogrencilere dayak ahlmas1, Yahudi ogrencilerin kabuliinii sm1rlayan "esnek cografi hedef", §ehirdeki sosyal tesislerdeki irk aynmc1hg1 gibi konular ve federal hiikiimetin politikalan. Hepimiz, aynmc1hgm ve Truman'm Sivil Haklar Komitesi'nin 1947'deki raporunda ifadesini bulan "ayn fakat e§it" doktrininin kmanmasma goniilden sevindik. Bir sonraki y1l, "beyazlarm iistiinliigii"niin ezeli partisi Demokratlar, partinin en koklii gelenegini korumak isteyen Strom Thurmond ve onun Dixiecrat* dostlarmm partiden aynlmalarma neden olan kapsamh bir insan haklan program1 benimsediginde sevin<; <;1ghklan athk. Uyelerin biiyiik <;ogunlugu Marshall Plam'm desteklerken NATO'nun kurulmasma, yeniden askere almmalara ve batidaki i§gal bolgelerinde Amerika tarafmdan bir Federal Cumhuriyet kurmak suretiyle ~lmanya'nm boliinmesine kar§1 <;1kti. <;ogumuzun umudu, Sanayi Orgiitleri Kongresi (CIO)'nin sava§ sirasmda yaphg1 ve Amerika'mn giineyinde irklar aras1 demokrasi ve sava§ sonras1 refah artmrm ile ba§lamak iizere "Dort Ozgiirliik ile ilgili onemli bir ba§lang1<; yap1lmas1" <;agnsma baglanmi§h.s Haziran 1946 ile May1s 1947 arasmda yapilan 5194 NLRB (Ulusal i§giicii ili§kileri idare Heyeti) se<;imlerinde oy kullanan 805.000 i§<;inin yiizde 77'sinin oylanm sendikalar lehinde kullanmas1 (Wagner Yasas1 <;1ktigmdan beri en yiiksek oran), iyimserligimizi a<;1ga <;1kanyordu. Fransa, italya ve 1947 bahanna dek Macaristan'da ve 1948 $ubatma kadar da <;ekoslavakya'da komiinistlerle diger Nazi dii§manlanm biraraya getiren koalisyon hiikiimetlerini yakmdan inceledik. ingiltere'nin yeni i§<;i Partisi hiikiimetinin yapmay1 vaadettigi kapsam11 degi§iklikler, AVC i<;in ozel bir cazibe olu§turuyordu. Dyelerin ba§ka konulardaki gorii§leri ve Ticaret Bakam Henry A. Wallace hakkmdaki fikirleri ne olursa olsun Bakan'm, Churchill'in 1946 y1lmdaki "demir perde" konu§masma tepki verirken "emperyalizmin, aydmlanm1§ bir Anglo-Saxon §emsiyesi altinda bile yeniden canlandmlmasm1" kmamasmda hemfikirdiler.9 Ancak 1949 baharma gelindigine bizim AVC fashm1z kapamyordu (benim ba§kanhg1m altmda!). Sebep, yalmzca en son biiyiik gaziler grubunun mezun olmak iizere olmas1 degildi. Dyelerin <;ogu zaten te§kilattan aynlm1§h. Kalanlar ise derin husumet i<;erisinde sag ve sol frak16

GiRi$ siyonlara boliinmii§lerdi. Te§kilatm iizerine oturdugu politik orta yol kaybolmu§tu. Sovyetler Birligi ile askeri ve diplomatik husumet yanhs1 Di§i§leri Bakam James Byrnes'm, Wallace'm gorevine son verilmedigi takdirde hiikiimetten aynlacagm1 deklare etmesi iizerine Ba§kan Truman Wallace'1 kabineden azletmi§ti. 1947'de Truman, komi.inizmi Amerikan di§ politikasmm merkezine koymu§, Yunanistan'daki komi.inist isyam bastmna misyonunu ingilizler'den devralm1§ ve bunlara paralel olarak ti.im federal gorevliler (<;ah§anlar) sadakat taramasmdan ge<;irilmi§lerdi (fi§lenmi§lerdi). Bu temizlik, Ba§savc1'nm Y1k1c1 Orgiitler Listesi'ni haz1rlamasm1 getirecek, Amerikahlar bir te§kilata girerken yahut dilek<;elerin altma imza koyarken once bu listeye bir goz atacaklardi. AVC'nin ulusal yiiriitrne kurulu iiyeleri, giderek Truman'm politikalanna daha <;ok sanlmaya ba§lad1lar ve komiinist editor John Gates'i, Swarthmore fashyla ilgili protestolar yiiziinden aralarmdan attilar. 1948'deki iki olay, iilkeyi kararh bi<;imde Truman'm tedbirlerinin arkasma katti. Birincisi, (::ekoslavakya'da yonetimi tamamen komiinist kontrolii altma sokan $ubat aymdaki kitlesel grevler ve sokak gosterileri idi. Gazi ogrenciler, (::ek siyasetiyle ozellikle ilgilenmi§lerdi. Onlarm bu geli§me kar§1smda boli.irnneleri, bir orta yol birakmadi. ikinci olarak, Haziran aymda SSCB, Berlin' deki miittefik varhgm1 abluk~ altma alarak ayn bir Bah Alman devletinin kurulmas1m onlemeye <;al~§h. 0 giinlerde, ti.im filmlerden once gosterilen haber bi.iltenleri neredeyse bir yil boyunca, ku§atma altmdaki §ehre malzeme ta§tyan Amerikan askeri rn;aklarmm goriinti.ilerini on plana <;1kardi. Toplumsal muhayyilede Berlin, "Hitler' in kalesi "nden "ozgiirl iigiin kalesi "ne don i.i§ tiiriilm ii§tii. Kamuoyu yoklamalan, Amerikahlarm <;ogunlugumm ba§ka bir biiyiik sava§m kap1da olduguna inand1gm1 ortaya koyuyordu.10 Komiinist Parti'nin onbir lideri, Temmuz'da <;1kan Smith Yasas1 uyarmca su<;land1 ve yarg1landi. Bir onceki y1la onemli bir iyimserlik katm1§ olan Henry Wallace'm ba§kanhk i<;in kampanyas1, Kas1m'da halkm oylarmm yiizde 2.5'inden daha azm1 toplayabildi. iki yil daha ge<;ti ve beklenen sava§ kendini Kore' de gosterdi. Askeri biit<;e 1950 y1h i<;erisinde 13 milyar dolardan 54 milyar dolara firlad1 ve mi.iteakip on y1lda gayri safi milli hasilanm yiizde lO'unun i.izerinde kaldi. RC. Lewontin, Raymond Siever ve Noam Chomsky'nin bu kitaba yaphklan katkilarda ortaya koyduklan gibi, askeri harcamalar mi.iteakip kirk y1lda ekonomik biiyiimenin motoru haline gelmekle kalmad1, aym zamanda ara§hrma yard1mlan, burslar ve yiiksek egitimde yeni ara§hrma sahalarmm olu§turulmas1 i<;in de bir gerek<;e olu§turdu. Ba§17


-DAVID MONTGOMERY

I'

kan Franklin D. Roosevelt' in Donanma'ya iki adet Okyanus Gemisi yaphrmak ic;in kamu hizmetleri bii.tc;esinden tahsisat yap1lmasm1 gizleme geregi hissettigi 1930'larm ikinci yansmdan beri hayli mesafe alm1;;hk. Nii.kleer silahlann, diplomasinin i;;e yaramaz bir enstrii.mam oldugu ortaya c;1kti. Amerika' da politikalan formiile edenler, olii.mciil silahlanm Kore'de ve sonraki krizlerde kullanmay1 ciddi olarak dii.;;i.indi.iler ve ke1,{iilerini, bu imkam geli;;tirmeye ve si.irdii.rmeye harcanan rakamlarm (1995'te, yani Japonya'nm teslimini izleyen elli yilda toplam 3.9 trilyon dolann), Sovyetler Birligi'ni saldmdan "caydird1gma" ikna ettiler. Ruslar kendilerinin bi.iyi.ik silah arsenalini geli;;tirdiklerinde bu doktrin, Kar;;1hkh Kesin Tahrip (MAD) yoluyla ban;;m saglanmas1 bic;iminde resmile;;tirildi.11 Ancak Sovyet askeri gi.ici.i hemen ti.imi.iyle komi.inist yonetimlerin kontroli.i altmdaki topraklarda konu;;landmlm1;;ken Amerikan bombard1man uc;aklan, fi.izeleri ve piyadeleri ti.im di.inyada serbestc;e cirit ahyordu -en ;;iddetli bic;imiyle de Kore, Vietnam, Lii.bnan ve Irak'ta. 1945'te Birle;;miยง Milletler'in zafer ve ban;;1 saglamasmdan bu yana toplam 194 sava;; kaydedildi. Bunlann c;ogu da Asya ve Afrika' da, Bi.iyii.k Gii.c;ler 'den birinin veya her ikisinin saglad1g1 silahlarla yii.rii. ti.il d ii. "Nihai silah", ban;;tan c;ok kayg1 getirmi;;se de onun golgesindeki uzun sii.reli di.inya c;ati;;mas1, hem Birle;;ik Devletler'de hem de Sovyetler Birligi'nde gizlilik, ;;i.iphecilik ve toplum kurallarma uyma lehinde bask1lan i.ist dii.zeye c;1kardi. Devlet hizmetinde c;ah;;mak ic;in 1947'de c;ok az bir gi.ivenlik soru;;turmas1 gerekiyordu. Arna o y1l Washington'daki yasama orgam, devlet i.iniversitelerindeki y1k1c1 hocalarm ara;;tmlmas1 ic;in yapilan c;ah;;malardan ilkini ba;;latb. Horace Mann Bond ve Alexander Meiklejohn gibi birkac; gaze c;arpan istisna d1;;mda akademik yoneticiler, soru;;turma komitelerinin i;;aret ettigi fakii.lte i.iyelerini i;;ten c;1karmak ic;in gonii.lli.i hizmet ettiler. Yale'in RektOri.i Charles Seymour, komi.inistlere i;; vermeme politikas1m ve bir i.iniversite yoneticisinin FBI ile kampi.is arasmda irtibat gorevlisi yapilmasm1, hii.kii.met kontroli.inden kurtulmanm bir yolu bic;iminde ac;1khyordu. "Yale'de bir cad1 av1 olmayacakbr" diyordu Seymour "c;i.inki.i burada hie; cad1 olmayacak".12 Fakat cad1 av1, bu donemin, ozellikle de Senator Joseph McCarthy'nin adm1 alan 1949-1954 doneminin olagan uygulamas1 idi. Bu c;ah;;madaki makaleler, bireylerin ara;;tuma komiteleri tarafmdan beklenmedik bic;imde neredeyse hedef gosterilmesinin altm1 c;iziyor, fen bilimlerindeki ara;;tumacilann be;;eri ve sosyal bilimlerdeki meslekta;;18

GiRi$ larma gore daha az soru;;turmaya maruz kald1klan gozleminde bulunuy~r . .:~l_:' de ~ukuk ve hp alanmdaki imtiyazs1z ogretim i.iyeleri, lisansustu_ ogrenciler ve stajyerler, ahlanlar arasmda c;ogunlugu olu;;turuyordu. Yme de (o zaman ve halen) y1k1cilan arama i;;lemlerini me;;rula;;hracak yasal kovu;;turmalardan en etkin olarak kullarnlarn "atom casuslan" hakkmda olanlanydi. Sovyetler Birligi'nin ilk bombasm1 patlatmasmdan soma Klaus Fuchs' a yoneltilen suc;lamalan, once bir dizi daha az ?nemli :aka, d_a~a s~nra da Ethel ve Julius Rosenb.~rg'in yargilamp I~~m edilmelen izledi. Los Alamos'taki ve Chicago Universitesi'ndeki b1hm adamlannm 1945-1946' da geriye kalan tek "smm, bilimsel ve mi.ihen~islik ayrmblan" oldugu ve "ba;;ka i.ilkelerde birkac; yil ic;erisinde takht ~d.ilebilecegi" yolundaki ac;1klamalan, Rosenbergler'in casusluk ey_~em1~m, sadece Sovyetler'in bombasm1 degil, Kore'deki sava;;1 da mumkun kild1g1 bic;imindeki yarg1sal izah ile susturuldu.13 , Rosenbergler'in idam edildikleri gece New York'un Union Square mm ara sokaklanrn hka basa doldurmu;;, idam1 protesto eden ve Beyaz Saray' dan son dakikada bir tecil karan c;1kmasm1 uman binlerce insa~m a~asm?ar~1m. idamlarm infaz edildigi resmen teyid edilince, sess1z ve ofkeh bu msan kitlesi bahya, karanhk ve metruk Be;;inci Cad?~'ye dogru yoneldik. Hayahmda ilk defa New York polisini deh;;et ic;mde kac;1;;uken gordi.im. Fakat k1zgmhg1m1z bo;;una idi. Zira, toplumun genel kurallarma uyma donemi iistiimiize c;okmii;;ti.i. . E;; za~anh olarak, Marksist teorinin hiikiimran ideoloji haline gelm1;; oldugu topraklarda bu teori, sloganlara ve bir resmi inanca indirg~~~e~te id~. Bir y~nd~n Sovyet yetkililer, d1;; politikalarmm gerc;ekten i~1 s1stemm (kap1tahzm ve sosyalizmin) uzun si.iredir varoldugu gerc;egmden hareket ettigini" iddia edip iki siyasi ni.ifuz alam arasmdaki ~~i;;kileri istikrara kavu;;turucu resmi dii.zenlemeler aray1;;ma girerken, ote yandan Sovyetler'in ki.iltiir onderi A.A. Zhdanov, kendi niifuz alam i~e:isin~e (1946 yazmda ba;;lay1p mi.iteakip yilda da devam eden) fen b_1hmlennde, be;;eri bilimlerde ve iktisatta "Bah'ya secde etmeye" kar;;1 sIStem_ati~, si.irekli bir saldm ba;;lath. Ba;;lang1c;ta Moskova Duru;;malan_ vesile~1yle yaz1lm1;; olan Sovyetler Birligi Komiinist Partisi'nin Tarih1/Bol~~v1kler/K1sa Yol, Dogu Avrupa'daki ti.im ogrenciler ic;in zorunlu ders k1tab1 oldu. Eyliil 1947'de Zhdanov'un kendisi Komii.nist Enfor~~syon Bi.irosu'nun ac;1h;; kongresindeki ac;1;; konu;;masmda dunyamn ik1 kampa boli.indugunu ilan etti: Amerika'nm 6nderligindeki bir "Sa~~ยง, En_i-p~r~1alizm ve Gericilik Kamp1" ve Sovyetler Birligi'nin onderligmdek1 bu Ban;;, Ulusal Bag1ms1zhk ve Sosyalizm Kamp1". Kongreye 19


DAVID MONTGOMERY davet edilen partiler, iktidarda bulunan partilerdi. Bu yiizden de C::in, Yunanistan ve Almanya'nm onemli ve zor durumdaki Komiinistleri bile davet edilmemi§lerdi. Fransa ve italya'nm biiyuk partilerinin liderleri c;agrilm1§lard1, ama Zhdanov tarafmdan "parlamento hulyalan" ic;inde olmalan ve ozellikle de italyanlar'm demokrasinin tum alanlanna yay1lmas1 yoluyla sosyalizme ula§ilabilecegi fikri nedeniyle azarland1lar.14 Kongrede onurlu bir yer i§gal etmi§ olan Yugoslavlarm partisi, aradan bir yil bile gec;meden Kominform' dan ahld1 ve kmandi. Bunu, tum Dogu Avrupa'da "Titoculuk" ile suc;lananlarm yarg1lanma, hapsedilme ve idam edilme dalgas1 izledi. Bunlar arasmda Rudolph Slansky, Laslo Rajk, Josef Groz ve Traicho Kostov gibi sava§ sirasmdaki Nazi i§gallerine direni§teki rolleriyle me§hur komunistler de vardi. Bizzat Sovyetler Birligi'nde 1949 ile 1952 arasmda (ki Amerika'da McCarthyizmin zirvesidir) binlerce insan, "koksiiz kozmopolitan11k" ve "yabanc1 olan §eylere tapmma" gibi suc;larla hapsedildi veya idam edildi.15 Kore Sava§1, hem Dogu Avrupa' da hem de ABD' de askeri butc;elerin daimi onceligini sagladi. Kisa bir sure sonra Nikita Kruschev, silahh kuvvetlerin "metal yiyicilerini", sava§ sonrasmm Be§ Y1lhk Planlanm saphrd1klan ic;in kmayacakh. Kendi devletleri ve basmlan tarafmdan kovu§turmaya ugram1§, lekelenmi§ ve Truman'm §ahince politikalarma hararetle direnen Amerikan komiinistlerinin ve onlarm gittikc;e azalan muttefiklerinin tek umudu, ilerlemeyi kendi kamplannda gormekti ve ba§ka yapacak §eyleri de yoktu. Du§manlarmm agzmdan Sovyetler Birligi ile ilgili c;1kan aleyhte raporlan reddettiler, komunist hukumetlerin muhaliflerine yonelttikleri en inamlmaz suc;lamalara inand1lar.16 Sonuc;ta, Amerikan solculanna indirilen darbe, ozellikle 1956'da Nikita Kruschev Sovyet parti kongresinde, bask1 ve saphrma i.izerine kurulu bir yonetim geleneginin kendi iilkesinin geli§mesini sekteye ugrathgm1 soylediginde ~ok daha oliimciildi.i. Kruschev, Stalin'in kendi insanlanna ve partisine kar§l i§ledigi suc;lan bir bir ortaya dokti.igu gizli bir konu§mas1 (ki, kisa bir sure sonra tiim di.inyaca bilinecektir) ile de tezini destekliyordu. Pek c;ok Amerikan solcusu, kendi mucadele ya§amlannm beyhude gec;mi§ oldugu sonucuna vardilar.

Planlama Versus Verimlilik Amerikan Universiteler Birligi, global c;ah§maya tepkisini, akademik ozgurli.ige temel tehdidin "di.inya komi.inizmi" oldugunu deklare ede-

20

GiRi~

rek ortaya koydu. Ve bu davaya hizmet eden hie; kimsenin akademik dunyada yeri yoktu. Birligin, Yale' in Rektori.i A. Whitney Griswold ba§kanl~_gmdaki bir komitenin uc; y1lda haz1rlad1g1 iiniversitelerin ve Ogretim Uyelerinin Hak ve Sorumluluklari ba§hkh deklarasyonu, 37 i.iniversite yonetimince onaylandi. Burada i.iniversite, "ogrenme idealine, manevi dustura, iilkeye ve onun yonetim bic;imine sad1k ferdi bilim adamlan toplulugu" bic;iminde tammlamyordu. "Serbest giri§imin, entellekti.iel ve ekonomik ilerleme ic;in elzem oldugu" da ekleniyordu.17 Griswold'un komitesi deklarasyonunu yaymlaymcaya kadar benim yakm ilgimi c;eken bir tarafi yoktu. Swarthmore' da etrafmda orgutlenip tarh§hg1m1z, ara§hrd1g1rmz ve eyleme gec;tigimiz umut ve idealler ugrundaki kararh miicadelenin, ben c;oktan Amerika'mn fabrikalarmda ve sendikalarmda yuriitiilmekte oldugu sonucuna varmi§hm. Ben, makinistlik meslegimi ogrenmekle me§guldum. Amerikan Kongresi'ndeki c;ogunluk, 1938'den beri sendika hareketine kar§l husumet ic;indeydi ve bu konuda kis1tlay1c1 yasalar c;1karmalan da esas itibariyle Ba§kan'm 1srarh veto tehditleriyle onlenebilmi§ti. 1946 Kongre sec;imlerinde Cumhuriyetc;iler'in, "Bi.iyuk i§giicii" ile ozde§le§tirdikleri "Komiinizm, Kontroller ve Kaos" ile mucadele slogamyla bi.iyiik bir zafer kazanmasmdan sonradir ki Ba§kan Truman'm Taft-Harley Yasas1'na vetosunu bertaraf edebilmi§lerdi. Ancak yine de i§c;iler sendikalara akm etmeye devam ettiler. Hareketin geleneksel kaleleri olan sektorlerde sendika uyeligi rekor duzeylere ula§h: in§aat (tum i§c;ilerin yi.izde 87'si), madencilik (yuzde 65), demiryollan (yi.izde 76). "Ac;1k at6lye" politikalarmm epeydir "sad1k i§c;i" yarathg1 imalat sanayiinde i§c;iler sendikal temsil lehinde oylesine biiyiik oranlarda oy kullanmaya devam e_ttiler ki tarihi biiyiiklukteki yuzde 42 oram, 1953'e kadar yakalanamadi. Imalat sektorundeki yeni iiyelerin c;ogu, 1944'te i§c;i oylanm ha~ekete gec;irmede muazzam bir gi.ic; oldugunu kamtlam1§ olan Sanayi Orgi.itleri Kongresi (CIO) ile baglanhh idi. CIO'nun Amerikan kent-endi.istri hayatmm merkezindeki buyi.ik yeri, dinamizmi ve stratejik konumu bu te§kilah, ti.im toplumsal reform taleplerinin adresi haline gelmi§ti. Sava§ sirasmda devletin ekonomik roliindeki buyi.ik arh§a ve askeri iiretimde azaltmaya gidilmesiyle yeni bir ekonomik bunahm olacagma ili§kin genel beklentiye ragmen Truman yonetiminin ciddi olarak dikkate ald1g1 politika alternatifleri, aslmda otuzlu y1llann sonunda one siiri.ildugi.inden daha az idi. Ellis Hawley'in iddia ettigi gibi, New Deal'in* son donemlerindeki politika dam§manlan arasmda, ulusal ekono21


DAVID MONTGOMERY

I

mik planlama, girketlerin giic;lerinin belli bir yonde yogunlagmasm1 onleyecek sistematik anti-trost icraatlan ve ekonomik biiyiimeyi te§vik edecek biiyiik devlet harcamalanm savunanlar da vardi. Bu alternatiflerden hic;biri ac;1k bir c;ogunlugun destegini kazanamad1g1 ic;in federal ekonomik politikalar c;ok az bir tutarhhga sahipti. Ancak, 1943 gibi erken bir tarihte bile iic; politika sec;eneginden ikisi terkedilmi§ti. Antitrost yaklag1rm, sava§ seferberliginin erken bir kurbam oldu. Direkt olarak sava§ zamam kontrolleriyle ilgili olanlarm d1gmda kalan tiim ekonomik planlama kurumlan kapahldi. 1945'te yasaya girmi§ olan "tam istihdama" resmi baghhga ragmen, o hedefe varmak ic;in elde birak1lan tek yol, Keynezyen maliye politikasmm sm1rh bir versiyonuydu: siirekli ekonomik biiyiimeyi saglayabilmek ic;in devlet harcamalarmm ve para · arzmm manipiile edilmesi.18 CIO'nun akhnda daha bagka geyler de vardi. Kas1m 1946'daki genel kurulu, 1930'lardan beri goriilen en biiyiik grev dalgasmm ertesinde yapildi. i§c;iler bu grevlerde biiyiik iicret arbglan kopard1lar, igverenlerin igyerlerindeki sendika temsilini azaltma taleplerini savd1lar. Dikkatlerini devletin roliine c;eviren genel kurul delegeleri, §U taleplerde bulundular: ulusal saghk sigortas1, iilke c;apmda c;ocuk bak1m tesisleri, irk ve cinsiyet aynrmnm kanunen yasaklanmas1, atom enetjisi ile ilgili tiim tesislerin devletle§tirilmesi, bir Missouri Vadisi Tegkilab kurulmas1, konut sorununu halletmek ic;in federal diizeyde konut yap1rm, Afrika kokenli Amerikahlarm ve Meksika kokenli Chicanolarm oy hakkma kavugmalan ve son olarak da "kaynaklan dogru yere yoneltmek" ve "ciddi bir bunahm1 onlemek ic;in" hayati ekonomik kaynaklarm fiyat, envanter ve dag1bmmm yeniden devlet kontrolii altma sokulmasi. 19 CIO'nun prograrm, izleyen dort yil ic;erisinde Kongre' de yenilgiyle kargilagh. Boylece Amerika, o siralar Avrupa ve Kanada' daki geli§melerle k1yasland1gmda i§levleri kit olan bir refah devleti olarak kahyordu. igverenlerin i§yerinde idari otoriteyi yeniden peki§tirmek, sendikalan kanunen zay1flatmak, devletin ekonomik kontrollerini sona erdirmek ve devletin saglad1g1 genel yard1mlar yerine emeklilik ve saghk yard1mlanm i§c;ilerin firmaya sadakatini saglayacak §ekilde maa§ alam ic;erisinde tutmak ic;in yiiriittiikleri etkin miicadele, imalat sanayiinin sendikala§ffil§ boliimlerinde yeni bir tiir dengeli akdi iligkiler doneminin temellerini atb. Komiinizme kar§t yiiriitiilen miicadele, kampanyanm baganyla yiiriitiilmesini saglayan kalkan olmugtu .. 1948'de General Motors ile Birlegik Otomotiv I§c;ileri Sendikas1 arasmda imzalanan ve oldukc;a nam salrm§ olan "Detroit Anlagmas1"

22

GiRi$ ile baglayarak iicretler yaygm bic;imde ekonominin tamarmndaki verimlilik arh§ endeksine baglamyordu. Kar§1hgmda da sendikalar, igyeri yohetimlerinin yiiksek iiretimle ilgili onkogullanm kabul ediyorlardt. Verimlilik, Charles S. Maier'in yerinde ifadesiyle "bagh bagma bir siyasi pazarhk ilkesi" haline geldi.20 Marshall Plam, istikrarm siirekli biiyiime ile saglanacag1 ilkesinde Detroit Anlagmas1 ile buluguyordu. Yirmi yildan uzun bir siireyle sanayi iilkelerinde ki§i bagma iiretim, ancak 1848'den 1875'e kadarki donemde Kuzey Atlantik iilkelerindeki ekonomik genigleme ile kiyaslanabilecek bir hizda arh§ gosterdi. iggiiciiniin ve kentli Demokratlarm hem endiistrinin belirledigi hem de yasama orgamnm belirledigi transfer odemelerini iyilegtirme yetenekleri sayesinde gelirler, niliusun alt kademelerinde hemen hemen iist kademelerindeki kadar arb§ gosterdi. Ortalama aile geliri yiizde 85 artarken i§c;i s1mfmdaki onlu yaglardaki gern;lerin aile biitc;elerine katk1 yapmalan bile gerekmiyordu arbk. 0 y1llarda gec;erli olan "bolluk ic;inde yokluk" yorumlarma ragmen 1950-70 donemi, bugiin liberallerce son yirmi be§ y1lm trendlerini elegtirirken baz almmaktadir.21 Sm1f miicadelesi davasm1 giitmeye devam eden sendikacilar, binbir zorlukla kargilag1yorlard1: FBI ve Kongre komitelerinin soru§turmalan, rutin mahkeme celplerini miiteakip maliye tarafmdan hesap kontrolleri, sendika gorevlilerinden istenen komiinist olmad1klarma dair yeminli beyan, siirgiinler, Smith Yasas1'na dayanan sm;lamalar, itaatsizlik ve yalan yere yemin davalan, karde§ kuruluglara karg1 devlet sigorta komisyonunun faaliyetleri, Y1k1c1 Faaliyetleri Kontrol Heyeti'nce hasmane sorgulamalar ve daha az tarbgmah olan rakip sendikacilan kayiran NLRB kararlan. Orduya i§ yapan girketlerin, biinyelerinde giivenlik kuvvetlerinden gorevli bulundurmalan gerekiyordu. Personel miidiirleri de s1k s1k FBI tecriibesi kriteri aranarak atamyordu (Ford'un, Detroit FBI direktOrii John Bugas'1 istihdam etmesiyle baglayarak). R.C. Lewontin, devletin kendi kurumlan dt§mda yaphrd1g1 karh araghrma programlarmdaki araghrmacilarm siyasal egilimleriyle ilgili sistematik bir ozenin gosterilmedigini soyliiyorsa da sanayi i§c;ilerinin soru§turulmas1, resmi ve s1khkla da iirkiitiicii boyuttaydi. Arna Atom Enetjisi Komisyonu, hem General Electric'e hem de Chicago Universitesi'ne solcu sendikalarla i§ yapmama emrini verdi. 1953'te Lynn'deki fabrikalarmdaki onemli bir sendikal sec;im arefesinde General Electric, Senator McCarthy'nin komisyonu ile "tam i§birligi yapmay1 reddeden" her i§c;inin i§ten c;1kanlacagma iligkin ulusal politikasm1 ac;1klad1. Bu politika 1966 yilmda sessizce terkedilinceye kadar sadece Lynn fabrika-

23


DAVID MONTGOMERY

GiRi$

lannda c;ogu sendika temsilcisi ve yerel gorevli olmak iizere 28 i§c;i i§ten c;1kanldi. 1950'de iilke c;apmda bir liman giivenligi program1 yiiriitme yetkisi verilen Sahil Giivenlik Te§kilah, c;ok gec;meden 2700 denizci ve liman i§c;isini i§lerinden etti.22 Bu siyasi temizlik hareketine ragmen, ekonomik iyile§tirme talepleri bastmlamaz olc;iilerde seyretti. Aynen iiretim h1zma ve i§c;iler iizerindeki yonetim otoritesine kar§I (s1khkla da sendikanm yaphg1 sozle§meleri c;igneyerek) gayri resmi kafa tutu§lan gibi. Yeni teknolojiler, yeni pazarlar, devlet ve yerel yonetimlerin verdigi te§vikler firmalan bu inatc;1 militanhga tepki vermeye yoneltti. Ve firmalar, i§lerini sanayi §ehirlerinden §ehir d1§larma veya Giineybah gibi hem daha az say1da sendikarun hem de potansiyel mii§terilerin bulundugu bolgelere kaydud1lar. Zor durumda bulunan benim Brooklyn' deki yerel Birle§ik Elektrik I§«;ileri Sendikam (UE), American Safety Razor firmasma kar§I yaphg1 oturma eylemi ile ulusal diizeyde dikkatleri iizerine toplad1, ama firmanm fabrikas1ru Virginia'ya ta§1masma engel olamad1.23 Amerikan iktisadi cografyas1, siyasi hayatma paralel olarak h1zla donii§tiiriilmekteydi.

Modernle§me Teorisi Bu §ekilde yiiriitiilmekte olan temizlik hareketi beni de kara listeye ahp makinistlikten ahlmama yolac;hktan soma tarih alanmda lisansiistii egitime ba§lad1g1mda (1959), muzaffer iiretim kiiltiiniin fabrika hayatmm yams1ra iiniversitenin entellektiiel hayahm da yeniden §ekillendirdigini ogrenmi§ oldum. Tiim disiplinlerin egemen metod ve kavramlannda onemli degi§imlere rastlanabiliyorduysa da i§c;i hareketinin tarh§Ilma bic;imi ozellikle ilginc; geldi bana. Swarthmore giinlerimizde ogrenci arkada§lar ve ben Amerika' daki i§c;ilerin neden Avrupa' dakilerin yapm1§ oldugu gibi sosyalist hedefler ortaya koyamad1klan sorusuyla bogu§mu§tuk. Yani, kadim "Amerika'nm istisnailigi" meselesiyle. Geldigim noktada, Birle§ik Devletler'deki endiistri ili§kilerinin tiim diinyanm benimseme egilimine girdigi bir model oldugunu goriiyordum. Alexis De Tocqueville'in, Amerika'y1 diinyanm gelecegi olarak fantazile§tiri§i, okudugum yeni yaymlarm c;ogunda kendini hissettiriyordu. Benim dikkatimi yogunla§hrd1g1m davram§ bilimlerinde yeni yakla§Im, ilk bask1s1 1960'da yapilan Industrialism and Industrial Man (Endiistriyelizm ve Endiistryel insan) adh kitapta ozetleniyordu. Yazarlan Clark Kerr, John T. Dunlop, Frederick Harbison ve Charles A. Myers, donemlerinin prototipi insanlardi. Evlerde dersler veriyorlar, ara§hrma-

l~-24

lanm yaz1yorlar, grevlerde arabuluculuk yap1yorlar, hiikiimetin politika olu§turan heyetlerinde gorev ahyorlar, ilniversitelere degilse bile boliimlerine ba§kanhk yap1yorlardi. Ki iiniversiteler, Richard Hofstadter'in derin etki yapan Anti-Intellectualism in American Life (Amerikan Hayatmda Entellektiielizm Kar§1thg1-1962) adh c;ah§masmda ortaya konuldugu gibi, entellektiielligin ya§ayan sembolleri idi. Bu yazarlar, c;agda§ endiistri ili§kileri iizerine ara§hrma yapmakla kalmay1p, onun §ekilleni§ine katk1da bulunmu§lard1 ve halen de bulunuyorlard1. Onlara gore, hem i§c;i sm1f1 tarihi alanmda ba§at konumdaki John R. Commons okulu hem de onlarm Marksist ele§tirmenleri yanh§ soruyu sormaktayd1lar. C::iinkii onlar analitik mercegi, i§c;ilerin "protestolanna" ve bu protestolarm ele ahm§l iizerine tutuyordu. Oysa "endiistriyel geli§medeki i§c;i sorunu", aslmda "i§gilcilniin yap1landmlmas1" idi. Bu gorev, tarihsel olarak, c;e§itli "endiistrile§tirici elitler" tarafmdan yerine getiriliyordu. Yazarlara gore bu elitler arasmda "siyasi liderler, sanayi orgiitlerinin kuruculan, iist diizey askeri subaylar, baglanhh aydmlar ve bazen de i§c;i orgiitlerinin liderleri" yer ahyordu. "Spesifik kiiltiirler ve ortamlar" baglammda bu insanlar, evrensel nitelikteki bir "endiistrile§me manhg1"m izlediler.24 Verimlilik kavram1, burada, yalmzca bir politik sorun halletme formi.ilii degil, ayru zamanda tarihin tammlay1C1 bir temas1 olarak da sunuluyordu. Bu kavramsal c;erc;eve, aynca, aym analiz bic;imini ideolojik iddialan ne olursa olsun tiim sanayi iilkelerine uygulamakla, Sovyetler'in daha iistiin bir ya§am tarzm1 temsil ettikleri iddialanm da c;iiriitmii§ oluyordu. Mary ve Charles Beard'm Amerikan tarihinin yaz1mmda onceden sahip olduklan hegemonik niifuz kaybolmu§tu. Aym §ekilde Beardlarm ekonomik determinizmi ve "Hamiltoncular versus Jeffersoncular" diyalektigini bolgesel bir c;ah§ma ve "halk" ile "c;1karlar"m c;ah§mas1 olarak ac;1klay1§lan da tarihe kan§ml§h. Beardlar, gerc;ekten, 1945'ten beri sivrilen pek c;ok tarihc;inin kmamalarmm as1l hedefi olmu§lardi. Kendi iilkelerinin tarihlerini yazan Amerikah tarihc;iler iizerinde Marksizmin etkisi az olmu§tu (oysa Avrupa tarihinin ve antik donemlerin tarihinin yazilmasmda Marksizm derin bir iz buakmi§b).25 1960 y1hna gelindiginde "endiistrile§me manbg1", ekonomik c;1karlann c;ab§mas1m sona erdirmi§ti. Richard Hofstadter'in 1955 tarihli yetkin kitab1 Age of Reform: From Bryan to F.D.R (Reform C::ag1: Bryan'dan F.D.R'a), Beard'm sevgili popiilistlerini, ac1mas1z haydut baronlar c;agmda reformun miijdecileri roliinden s1ymp modernitenin §a§km ve gerici dii§manlan konumuna dii§iirmil§tii. Daniel Bell'in The End of Ideology: 25


DAVID MONTGOMERY

On the Exhaustion of Ideas in the Fifties (ideolojinin Sonu: Ellili Y11larda Fikirlerin Tiikeni;;i Ozerine) adh \ah;;masmdaki (1961) saglam tezleri, sava;; sonras1 siyasetinin, sosyal sm1flarm birbirlerine kar;;1 degil kozmopolitan goriinii;;lii elitlerin dar gorii;;lii "halka" kar;;1 ittifak olu;;turmalanm saglad1g1 dii;;iincesinde israr ediyordu. Bell' in kavramsal \er\evesi, entellektiiel keskinligi olan tarih\iler tarafmdan hemen ge\miยงe uygulandi. Ornegin yeni bir siyasi tarih yaz1m1 dalgas1, Beardiyen iisluptaki ekonomik nedenler aray1;;m1, "etno-kiiltiirel" dii;;manhklarm ara;;hnlmas1 ile degi;;tirdi (negatif referans grup teorisinin ortaya koydugu gibi). Bizzat McCarthyizm, "anti-entellektiielizmin" bir bi\imi olarak alg1lanmaya ba;;ladi. Fakat "endiistrile;;me manhg1" sadece ABD ve SSCB'ye uygulanmadi. Aym zamanda, 1955'de Bandung'da (Endonezya) ger\ekle;;tirdikleri konferanslarmda binbir gii\liikle kazand1klan bag1ms1zhklarm1 Biiyiik Gii\ler'in ikisine de vermeye hi\ niyetlerinin olmad1g1m dramatik bi\imde ilan eden Asya ve Afrika'nm yeni devletlerinin rollerini yorumlamada bir tarz da sunuyordu. Sovyetler Birligi hemen kendisini Bandung taleplerine yakmla;;tmrken ve <::'.in Halk Cumhuriyeti de konferansm temel kahhmc1larmdan biri iken D1;;i;;leri Bakam John Foster Dulles, "tarafs1zhg1", politik moralitenin terkedili;;i olarak tekrar tekrar km1yordu. Modernle;;me teorisi ise bir derece daha yaratlc1 bir yakla;;1m sundu. U\iincii Diinya, "geli;;mekte" idi. "Modernitenin" e;;igindeki "geleneksel" toplumlardan olu;;uyordu. Walt Whitman Rostow (Washington ile akademi arasmda mekik dokuyanlardan biri), The Stages of Economic Growth: A Non-Communist Manifesto (Ekonomik Biiyiimenin A;;amalan: Komiinist Olmayan Bir Manifesto)'yu yazd1 (1960). Rostow, sonrasmda ekonomilerin verimlilikte kendi h1zlanm koruyabildikleri "kalk1;; donemleri"ni (take-off periods) anyordu. Giderek kantitatif bir yontem benimseyen iktisat tarih\ilerinin ag1r gorevi, tarih i\inde bu kalk1;; donemlerini te;;his etmek ve degi;;ik iilkelerde ger\ekle;;melerini a\1klamakti. Politikac1larm gorevi ise, bunlarm U\iin<:ii Diinya'da ger\ekle;;melerine ivme kazand1rmakti. Ki U\iincii Diinya'nm yeni dogmu;; devletleri ve uzun zamandir sefalet tuzagma yakalanm1;; daha eski egemen devletleri, endiistrile;;me manhgma ve Amerika'nm temsil ettigi mevcut duruma dogru \ekilebilsinlerdi.

Ya Modernite Sonras1? Yakla;;1k olarak benim modernle;;me ile ilgili literatiir listesi haz1rlamak

26

GiRi$ i\in fabrikadaki giinliik sm1f \ah;;malan konusunu tarh;;hg1m donemde biiyiik Bab iilkelerindeki siyasal diizenler, hissedilir derecede liberal reformizme dogru kaym1;;ti. Ki;;i ba;;ma dii;;en gelirdeki diizenli arh;;lara ragmen Michael Harrington'un The Other America (Oteki Amerika1962)'y1 ke;;fi, kamuoyunda onaylay1c1 bir yank1 buldu. Benim kara list~ye a~mmam1 da kolayla;;hran ve ba;;ka binlerce sanayi iยง\isini yeni i;; turlen aray1;;ma yonelten 1958-60 doneminin biiyiik i;;sizlik dalgas1, oto1:1asyonun potansiyel etkisi ile ilgili alarm \anlan \aldirmaya ba;;ladi. I;;te o zaman Norbert Wiener'in 1948 yilmda Cybernetics (Sibernetik)'te yazd1g1 ugursuz sozleri ilk kez ke;;fettim: Oretimi, bilginin elektronik olarak kontrol edildigi bir sistemle ger\ekle;;tiren bir ekonomide iyi egitim gormii;; baz1 uzmanlara ihtiya\ olacaksa da "ikinci devrimin (otomasyonun) ger\ekle;;tigi durumda alelade vas1flan olan ortalama insanlarm satacak, para edecek hi\bir ;;eyleri olmaz". Bunu izleyen tarh;;mada aralarmda The Affluent Society (Miireffeh Toplum-1958) ile John Kenneth Galbraith' in de bulundugu bir ka\ kahhmc1, verimlilik kiiltiinii de sorgulay1p, i;;giiciinii kii\iiltecek ve "en alt basamaktaki ham insan giicii" arzm1 kokiinden kurutacak tarzda toplumun yeniden yap1landinlmas1 fikrini benimsiyordu. Wiener'in miitevazi ongoriilerini anlatan sozleri bana, kendisinin de o sozleri yazd1g1 sava;; sonras1 doneminin entellektiiel a\1khgm1 hahrlatt1: "<::'.oziim, tabi ki, alma ve satmaya degil insan degerlerine dayah bir topluma sahip olmakbr. Bu topluma ula;;mak i\in iyi bir planlama ve miicadele yiiriitmemiz gerekir, ki en iyimser bak1;;la bu miicadele fikir diizleminde ger\ekle;;ebilir. Aksi takdirde olacaklan kim bilebilir ki?"26 John F. Kennedy'nin goreve ba;;lamas1, onun biiyiimeyi te;;vik i\in vergi indirimi teklifleri ve "fiize a\1gm1 kapatmak i\in" biit\e arhnmlan ile birlikte otomasyon tarh;;malan birdenbire kesildi. Ancak gorevindeki ;;ahince retorik ve icraahna ragmen Kennnedy, Nikita Kruschev'in Amerika'y1 turlay1p Eisenhower ile ban;;, Roswell Garth ile de tah1l ve domuzlar hakmda konu;;masmdan; Amerika'nm Orta-bahsmdaki insanlarm, (Ruslar'm bizi bombalama firsah elde etmelerinden bile once) yiyeceklerimize bizi oldiirmeye yetecek kadar Strontium 90 katan atom bombalannm atmosferdeki testlerine biiyiik \aph protestolarda b.ulu~n:alanndan; ve Papa XXIII. John'un, Amerikan (ve diinya) Katolis1zmm1 ban;;a, toplumsal adalete ve Kilise'nin yenile;;mesine a\masmdan soma iktidara gelmi;;ti. Ostelik, Bandung Konferans1 ertesinde Ce~.ayir ve Orta Afrika, Avrupa' dan yonetilmeye ba;;kaldirm1;;lar ve U\iincii Diinya iilkeleri, Bati'ya hammadde saglama rollerini bitirmeye 27


DAVID MONTGOMERY

),'

matuf tedbirler (bazen ithal ikamecilik, bazen Afrika sosyalizmi veya Arap sosyalizmi olarak adlandmlan politikalar) arayi~ana girmh;ilerdi. Birle§ik Devletler'de Afrikah-Amerikahlar'm irk aynmc1hgma kar§1 yiiriittiikleri miicadele, mahkemelerde ezici zaferler kazanmakla kalmam1§, sivil itaatsizlik akidesinin rehberliginde bir kitle hareketi haline gelmi§ti. Ba§kan Kennedy ve Ba§kan Johnson'un bu yeni ortama tepkileri, verimlilik siyasetine olan sarsilmaz baghhklanru, insan haklan kanunlan c;1karmak ve yoksullann gelirlerini artiracak transfer odemelerini kullanmak suretiyle peki§tirmek oldu. Yakla§1k bir on yil siireyle Amerikahlar'm en yoksul yiizde 20'sinin gelirleri, gerc;ekten, en zengin yiizde 20'sininkinden daha hizh bir arh§ gosterdi. i§giicii piyasalanndaki derin yap1sal e§itsizlikler bu on yilm sonuna gelindiginde, siyah i§c;ilerin hem sendikalarm hem de §irketlerin uygulamalanna kazan kaldirmalarma yolac;tiysa da en zengin §irketlerdeki sendika iiyeleri, aym zamanda, hem biiyiik oranh iicret arh§l hem de rutin i§lerinde ikinci planda olma durumlarma bir son verilmesini talep ettiler. 1968' den sonra, hem Bab Avrupa hem de Amerika'da, E.H. Phelphs-Brown'un "iicret patlamas1" adm1 verdigi siirec;, iicretleri verimlilik arb§mdan daha hizh bir §ekilde yiikseltti. Buda, 1973'e gelindiginde, iiretim ve ticarete yahnlan sermayenin getirisinde bir azalmaya, bu yiizden de iicretlerin ve gelirlerin donduruldugu bir doneme girilmesine yolac;tl. Mavi yakah i§c;ilerin sorunlanm tarti§mak iizere Ba§kan Nixon tarafmdan toplanan bilimsel bir panel, hiikiimetin, olaganiistii zanaatkarhk yetenegi olanla. ra ulusal diizeyde odiiller vermesini ve vas1fh i§c;ileri onore edecek posta pullan c;1karmas1m tavsiye ediyordu.27 Ancak o giine gelindiginde Vietnam Sava§l akademik diinyay1 temelinden sarsrm§h. Bu, olaya taraf olan bilim adamlarmm yapbklan bir sava§h. Sava§a gosterilen olc;iilii tepkiler ve sava§m y1k1mmm kontrollii bir §ekilde arttmlmas1 giderek daha fazla ogrenciyi deh§ete dii§iirmekle kalmad1, yiizlerce ogrencinin devam ettigi modernle§me konulu derslerde de yank1sm1 buldu. Sava§l protesto etmek (ve/veya ondan kac;mak) ve sava§m yonlendirilmesinde, siirdiiriilmesinde iiniversitelerinin ve akademisyenlerinin oynad1klan rolii kmamak ic;in sokaga dii§tiiler, yonetim binalanm i§gal ettiler. Sava§ kar§lh hareketin ortaya c;1kard1g1 toplumsal ele§tiri seli, modernle§me paradigmas1 etrafmda toplanrm§ entellektiiel birikimi de yanp gec;ti. Tarihc;ilerin yeni entellektiiel ak1mlan ilk once Wisconsin Universitesi'nde su yiiziine c;1kh. Beardlarm parlak miiritleri (Merle 28

GiRi$ Curti, Howard K. Beale ve Merill Jensen), o eski dii§iince ekoliiniin ele§tirel yamm 1950'ler boyunca hayli keskin tutmu§lardi. Eisenhower doneminde Wisconsin' e c;ekebildikleri en tanmrm§ lisansiistii ogrencilerinin c;ogu, New York solcularmm c;ocuklanydi. Wisconsin'deki ortam, onlan McCarthyci taarruzdan korudu (hem de Senat6r'iin memleketi olan eyalette!), mizac;lanna orta-bahnm radikalizm mirasmdan kath ve 1959'da etkili dergi Studies on the Left'i (Sol Uzerine Ara§hrmalar) c;1karmaya te§vik etti. Dikkatlerini once bu iilkenin diplomasi tarihinin ele§tirel bir yeniden degerlendirilmesine, daha soma da Afrikah-Amerikahlarm ve popiiler kiiltiiriin tarihiyle hesapla§maya yonelttiler. Hocalanm c;ogu zaman kmam1§ olan 1968 asilerinin aksine James Weinstein, Martin Sklar, Lee Baxendall, Ira Berlin ve Warren Sussman gibi ogrenciler, Wisconsin' de entellektiiel ac;1dan iyi beslendiler, hem Amerikan tarih yaz1rmndaki daha eski geleneklerden hem de ellili yillarm daha yeni kavramlarmdan biiyiik olc;iide yararland1lar. Toplumun tiim katmanlarmm degi§ik §ekillerde destekledigi yay1lmac1 di§ politika imaj1, yirminci yiizy1lm entellektiiel ve kiiltiirel hayatmm belirgin bir §ekilde radikal olmayan niteligine ili§kin imaj ve yiizyilm siyasetine "§irket liberalizminin" egemen oldugu imaj1, modernle§me teorisinin konsensusa verdigi onemi korurken teorinin bayram yapan iislubunun yerine keskin bir ele§ti,.. rel degerlendirme getirdi. insan haklan (ozgiirliikler) hareketinin Afrikah-Amerikahlarm tarihinin ara§hnlmasma katt1g1 ivme, Wisconsin'e gelmeden once giineydeki onemli zenci iiniversitelerinde hocahk yapan (ve daha soma Brooklyn Koleji'nde boliim ba§kam olan) John Hope Franklin'in yarahc1 rehberliginden yararlandi. En onemlisi, Franklin'in kitab1 (1961) Reconstruction After the Civil War (ic; Sava§ Somas1 Yeniden Yap1lanma), c;ok yaygm bir kam olan siyahlarm yonetiminde bulunan giineydeki trajedi ve yozla§ma efsanesinin ilk. defa sistematik olarak c;iiriitilldiigii ve onemli bir akademik yaymevi tarafmdan yaymlanm1§ bir kitaph. Onun ve Berkeley'deki Kenneth Stampp'm vesayeti alhnda gene; bilim adamlan, zencilerin tarihini saygm dergilere ve yaymevlerine ta§1maya ba§lad1lar. Altmi§h y1llann sonuna gelindiginde iilke sathmdaki lisansiistii ogrenciler, yeni ara§hrma alanlanm ve tarihi anlamada yeni yollan kendi boliimlerinde kabul ettirmek ic;in bastmyorlardi. Ogrenci ajitasyonlan ve Martin Luther King Jr.'m 1968'de oldiiriilmesinin ate§ledigi getto ayaklanmalan c;ok gec;meden zenci ara§hrmalan boliimlerinin §ekillenmesine katk1da bulundu. Dstelik bu boliimler, bilimsel bak1§ ac;1sm1, Bir-

29


DAVID MONTGOMERY legik Devletler tarihinde zencilerin roliinden kiiresel bir olgu olan Afrika diasporasma kaydirdilar. Kadm araghrmalan ve Chicano araghrmalannm daha sonraki 9.eligmelerinde, lisansiistii ogrencilerin inisiyatifleri c;ok daha onemliydi. Ogrenciler, ilk tarih dergilerinin editOrliigi.inii yaphlar; ilk dersleri haz1rlay1p dekanlara ve boliimlerine anlahp miifredata almaya ikna ettiler. Immanuel Wallerstein'in belirttigi gibi, resmi olarak sponsorlugu yapilan bolge araghrmalan programlarmm aksine zenci araghrmalan, Chicano araghrmalan, etnik araghrmalar ve kadm araghrmalan, "dipten filizlenmiglerdi. Universitelerin unuttugu insanlarm (biiyiik olc;iide 1968 sonrasmdaki) isyanmi temsil ediyorlard1".2s Benim kendi tecriibem, ozellikle i§<;i sm1f1 tarihinin unutulmugluktan biiyiik tarih dergilerine ve hatta Amerika'nm dogusundaki sekiz onemli iiniversitenin olu§turdugu Ivy League iiniversitelerine ani s1c;ray1g1 ile ilgiliydi. Bir kere daha, geligmesinin hayati bir doneminde Amerikan iiniversite yagammdan ayn diigmeyi becerebilmigtim. 196769'un kargagas1 sirasmda ingiltere'de yeni kurulmug bir iiniversitede Amerikan i§<;i tarihini tamhyordum. Yani, farkh bir aksanm konuguldugu akademik .?ir hayatla ilgili arzulu bir diyalogun ic;indeydim. Ancak Pittsburgh Universitesi'ne doniigiimde, en yetenekli ve adanm1§ lisansiistii ogrencilerin ig<;i sm1f1m kegfetmi§ olduklanm gordiim. Onlarm dikkatini, ozellikle, 1970'teki 34 grev (iilkenin 18 yildir kargilaghg1 en yiiksek rakam) ve bu grevlerin yerlegmi§ toplu pazarhk parametrelerini k1rmas1 celbetmigti. Madenciler, ogretmenler, postacilar, otomotiv i§c;ileri ve kamyon gofOrleriyle grev hatlarmda birlikte yiiriiyerek onlarm kigisel hikayelerini dinliyorlard1. Bu hikayeler, "endiistrilegme manhgma" karg1 husumeti (ki bunu Vietnam'daki katliam azdirmaktayd1) daha iyi anlamalanm saghyordu. Bu ogrenciler, kendi tarih vizyonlarma, Reg Theriault'nun keskin bic;imde yeniden ortaya koydugu kavrayig1 da katmaya c;ahg1yorlard1: Sadece General Motors'un degil, tiim endiistriyel iiretim siirecinin "manhg1"mn ilginc; yan1, organize olmayan kendi insani yollanyla bunu yapan i§~iler di§mda hi~ kimsenin bunun manhkh olup olmad1gm1 tarh§mamas1d1r. Bilebildigim kadanyla hie; kimse, "manhg1" insani kavramlarla apklamaya giri§medi. Teknolojikilerlemenin, yani daha etkin iiretimin hep ger~eklegmesi manhkh bir §ey midir?29 Ogrenciler, 1946-47'nin gazilerini hahrlatan bir entellektiiel enerji 30

GiRi$ ile bu tarihi ilginin pegine dii§erek Pittsburgh, Rochester ve Binghampton' a akm ettiler. Ara§hrmalannda, hareketleri degil i§yerlerini hedefleyerek ve popiiler kiiltiiriin perde gerisindeki anlamlanm ve gerilimlerini didikleyerek Kerr ve Hofstadter'in bilimsel ku§agmm iddia ettigi ele§tirel potansiyeli yakaladilar. Zhdanov'un saphrmalarma maruz kalmarm§ bir Marksist analiz tarz1 ortaya koyan E.P. Thompson' dan s1mrs1z bir ilham aldilar. Bu yeni §evklere e§lik eden partizanhk ve suni tav1rlara ragmen Vietnam' daki sava§a kar§I miicadele c;ag1, tarihc;ilerin tasavvurunda goriilmemi§ bir arh§a ve tarih ara§hrmalarmm yeniden bu meslegin uzun siiredir d1§lam1§ oldugu insanlara, ya§am ve anlam bic;imlerine ve insani geli§me imkanlanna yonelmesine tamk oldu. . . Doksanh y11lara gelindiginde o c;agdan ilham alarak yeti§mi§ b1hm adamlanm i.ilkedeki tarih boliimlerinde, biiyiik dergilerin yaym kurullannda ve· meslek kurulu§larmm sec;ilmi§ organlarmda gormek miimkiin. Ancak buralarda kar§1la§hklan, lisansiistii egitim ald1klan giinlerin politik ve kiiltiirel ortarmndan c;ok farkh. Soguk Sava§ bitti. Sovyetler Birligi'nin ve halk demokrasilerinin ani c;okii§ii tarafmdan bitirildi. 1980'lerin ilk yansmm fi.ize kar§Ih biiyiik miicadelesi, Berlin Duvan'nm her iki yakasmda ortak arzulan olan ama farkh tecriibelere sahip insanlan, (o duvarm kendisinin c;okmesinden de once) biraraya getirmi§ti. Yenile§mi§ bir entellektiiel hayat ihtimali, Jiri Dienstbier'in ki§iliginde ifadesini buluyordu. Dienstbier, niikleer fiizelere kar§I kitlesel miicadelede one pkmas1 sayesinde <;ekoslavakya'nm di§i§leri bakam olmu§tu ve iilkesinin karh silah ihracahm durdurma yolunda baglay1c1 kararlar alm1§h. $oyle diyordu: Sanki §U araya giren son kirk yil hie; ya§anmaml§ gibi, belki 1945 ytlma, Atlantik $arh'nm ilkelerine ve Hitler kar§Ih koalisyona ve hiir ve demokratik bir Avrupa'nm in§aasmda sava§ sonras1 i§birligi fikrine geri donmeliyiz.30 Bu sozler, c;ok gec;meden, serbest piyasamn zafer sarho§lugu ve soykmmc1 milliyetc;ilik karga§asmda bogulup gitti. Dienstbier gorevinden almd1 ve iilkesi boliindii. Birle§ik Devletler'in elinde hala 9250 o~erasyonel sava§ ba§hg1 var ve Bakan Hazel O'Leary'nin k1sa ama e§me rastlanmam1§ resmi ac;1k sozliiliigii konugulur durumda. Aynen Weiner'in tavsiyesindeki istihza gibi, tiim sanayi iilkelerinde kamu sektorii parc;alamyor ve tiim toplumsal faaliyetler, ahm sahmm konusu haline getiriliyorlar. En yenilikc;i tarihc;iler, merkez d1§1 anlahlara don31


,...

DAVID MONTGOMERY di.iler. bte yandan, "kapitalizme dii;;man"31 olarak goriilen bilim anlay1;;1yla ideolojik miicadele ic;in kurulan yeni vak1flarca hayli desteklenen mesleki rakipleri, onlan Kiiltiir Sava;;lan'run ic;ine c;ekiyorlar. Ancak, "araya giren kirk yilm" siyasi tarihi geriye dondiiriilemeyecegi gibi akademik ara;;hrmalarm olc;egi, iislubu ve ic;eriginin olaganiistii derecedeki yeniden yapilanmas1 da geriye dondiiriilemez durumda. Dniversite, arbk, entellektiiel ve sosyal hayatm ;;ekilleni;;inde tayin edici onemde bir kurumdur. Daha insani bir varolu;;un kurulmasma katk1 yapabilecek fikirler aray1;;mda hayati onemde bir politik alan yaratmaktadir. (Bu alan, McCarthyci baskmm en kotii giinlerinde toplumun diger kesimlerindeki erkek ve kadmlarm gipta ettikleri bir aland1). Universitelerin Soguk Sava;; deneyimlerinin gozden gec;irilmesi gerekiyor. Yalruzca, bize insan muhayyilesinin nas1l ku;;atma altma almd1g1ru degil, aym zamanda gizlilik ve sapbrma perdesinin nasil yirtild1g1ru da ogretmesi ic;in. Notlar * ABD' de, i<; Sava;; oncesinin ilkelerini izleyen ve beyazlann zencilere egemenliginin siirmesi taraftan olan giineyli Demokrat Parti iiyeleri. (('.ev.) *New Deal (Yeni Sozle;;me): Otuzlu yillarda Ba;;kan Roosevelt'in izledigi ekonomiyi yeniden yapilandirma politikalarma verilen ad. (('.ev.) 1 Henry DeWolf Smyth, Atomic Energy for Military Purposes, (U.S. Government PrintingOffice, 1945. Bazi degi;;iklerle Princeton J]niversity Press tarafmdan 1945'de yeniden bastlmi;;, Stanford University Press ise Philip Morison'un yeni bir onsozii ile 1989'da yeniden basmi;;hr). Slotin'in oliimii, ยงU <;ah;;malarda <;ok iyi ele almmaktadir: Clifford T. Honicker, "America's Radical Victims. The Hiden Files", New York Times, 19 Kasrm 1989, 6.boliim, s.39; Martin Zeilig, "Dr. Louis Slotin and 'the Invisisible Killer'", The Beaver: Exploring Canada's History, Agustos/Eyliil 1995, s.20-26; ve Dexter Master'm The Accident (New York, 1955) adh romam. Slotin'inoliimii, 1947 tarihli, gen<; bir bilim adammm binlerce Pasifik Adah insanm hayatim kurtarmak i<;in kendini feda edi;;ini anlatan The Beginning or the End adh filmde ise saptmlmi;;hr. 2 D.F. Fleming, The Cold War and Its Origins, (2 cilt. Garden City, N.Y., 1961), 1.cilt, s.349. 3 John Egerton, Speak Now Against the Day: The Generation before the Civil Rights Movements in the South, (New York, 1994), s.361-9 4 a.g.e, s.413-6 5 Honicker, s.39; report on U.S. Nuclear Weapons Cost Project, New York Times,13 Temmuz1995 61946'daki emirle ilgili olarak bkz. Honicker, s.41 7 Aktaran Greg Herken, The Winning Weapon:The Atomic Bomb in the Cold War, 19451950 (New York, 1980), s.149 8 "What Are We Fighting For?", Steelabor, 28 Mayis 1943, s.6-7

32

GiRiS 9 Wallace'dan aktaran Herken, s.144 10 Bu olaylarm ayrmhh bir anlatrmi i<;in bkz. Fleming, 1.cilt, s.489-510 11 New York Times, 13 Temmuz 1995 1~ Ak~aran ~igmund Diamond, Compromised Campus: The Collaboration of Universities with the Intelligence Community, 1945-1955, s.42 13 Bilim adamlannm ifadeleri, Fleming,1.cilt, s. 522' de verilmektedir. 14 Ivo Banac, With Stalin Against Tito: Cominformist Splits in Yugoslav Communism, (Ithaca, NY, 1988), s.24-8; Wolfgang Leonhard, Eurocommunism: Challenge for East and West, (New York, 1978), 47-50; Roy A: Medvedev, Let History Judge: The Origins and Consequences of Stalinism, (New York, 1971), s.474-85. 15 Medvedev, s.474-85 16 O~negin bkz. Derek Kartun, Tito's Plot against Europe: The Story of Rajk Conspiracy, (New York, International Publishers, 1950), ~7 Aktaran Deborah Sue Elkin, "Lab<?.r and the Left: The Limits of Acceptible Dissent at Yale, 9120s to 1950s" (Yale Universitesi'nde hazrrlanmi;; doktora tezi 1995), s.266-8 ' 18 Ellis W. Hawley, The New Deal and the Problem of Monopoly: A Study in Economic Ambivalence, (Princeton, 1966) 19 Fi~al ~roceedings of the Eighth Constitutional Convention of the Congress of Industrial Orgamzatwns ... 1946 (yaymci ve tarihi yok). Almhlar sayfa 42'de. 20 Charles S. Maier, In Search of Stability: Explorations in Historical Political Economy (Can::i:bridge ve New York, 1987), s.123 ' 21 Ornegin bkz. "Here We Go Again", The Nation 263 (26 Agustos/2Eyliil1996) s.18-9 ' ' . ' 22 Ellen W. Schrecker, "McCarthyism and the Labor Movement: the Role of the State" in Steve Ros~wurm (ed), The CIO's Left-Led Unions, (New Brunswick, N.J. 1992), s.139-158; Michael J. Bonislawski, "The Anti-Communist Movement and Industrial Unionism: IUE vs. UE", (Master tezi, University of Massachusetts at Boston, 1992), s.70. 23 Bu.ili;;ki, net bi<;imde Emmanuel Fried'm ยงU iki oyununda ortaya konuyor: The Dodo Bird (Buffalo, 1963) ve Drop Hammer (Buffalo, 1977). .24 Kerr, Dunlop, Harbison and Myers, Industrialism and Industrial Man, (second edition, New York, 1964), s.8, Sn, 10. 25 Swarthmore'da okuduklanm arasmda Louis Hacker, Oliver Cromwell Cox, Herbert Aptheker ve (1953'te smir di;;i edilen) C.L.R. James, bu gozlemimin istisnasmi olu;;turuyorlardi. 26 Norbert Wiener, Cybernetics: or Control and Communication in the Animal and the Ma~hine, (Cambridge, Mass., 1948), s.28; John Kenneth Galbraith, The Affluent . Society (Boston, 1958), s.334-48; Wiener'in, bilimsel <;ah;;masimn toplumsal yansimalani:'dan duydu~ entellektiiel izdirap, daha sonra yazdigi The Human Use of Human Beings: Cybernetics and Society, adh kitabmda a<;ik<;a goriiliir (New York 1950). , 27Gi?vanni Arrighi, The Long Twentieth Century: Money, Power, and the Origins of Our Times, (London and New York, 1994), s.304-5; Nixon'un paneli, ;;u <;ah;;mada tarh;;ilmakt~dir: Aaron Michael Brenner, "Rank and File Rebellion, 1966-1975" (Columbia Universitesi'nde hazirlanmi;; doktora tezi, 1966), s.77.

33


DAVID MONTGOMERY 28 Immanuel Wallerstein'in bu kitaptaki makalesine bkz. 29 Reg Theirault, How to Tell When You're Tired: A Brief Examimation of Work, (New York, 1995), s.120. 30 New York Times, 25Ocak1990. 31 Bu deyim, William E. Simon, A Time for Truth (New York, 1978), s.231'den almm1~hr.

R. C. Lewontin

Soguk Sava§ ve Akademinin Donti§timti "Sava§, sadece doviigme veya ~arp1gma eyleminden ibaret degildir; ayru zamanda, dovii§erek miicadele etme isteginin yeterince bilindigi zaman kavrarmru da kapsar." (Hobbes, Leviathan) Siyasi konumlarma bagh olarak ve farkh nedenlerle aydmlarm Soguk Savag'a ili§kin kotii arulan vardir. Liberaller ve sol akademisyenler Soguk Sava§ sozkonusu oldugunda ideolojik gayretkegligin ve Amerikan di§ politikasmdan kaynaklanan siyasi baskilarm saphrd1g1 araghrma giindemlerini ve dogrudan veya dolayh bi~imde anti-komiinist siirek avmm ve korkak akademik yonetimlerin mahvettigi kariyerleri ve insan hayatlanm hahrlarlar. Bu kitaptaki oteki makaleler, bu olaylann bilim adamlarma ve bilime verdigi zaran belgeliyor. Neo-muhafazakarlarm kotii arulan daha farkhdir. Bazilan, tabi ki, Komiinist Parti ve sempatizanlarmm bozguna ugrahlmasma bayram eden ve hatta bu kampanyaya aktif bi~imde kahlan eski Tro~kistlerdir. Ancak onlara ve aralanna kahld1klan daha genel muhafazakarlar giiruhuna gore, Soguk Savag'm izleri, hala kalan yaralan, Vietnam'm yaralandir. Neo-muhafazakarlar, hala, akademisyenlerin sm1flan yonetmesi ve kendi onyarg1lanm hi~bir engellemeye maruz kalmadan ogrencilere vermeleri siirecine direnen ogrencilerle bunun me§rulugu konusunu tarh§1yorlar. Dahas1, akademisyenlerin rakipsiz otoritelerini kurmalarmdan yirmi be§ yil sonra akademik sag, hala kendi yaralarmdan ac1 ~ekmeye devam ediyor.1 Her§eye ragmen Soguk Savag'm hi~ de fena olmad1g1 fikrini, yalruzca bir Rusya Araghrmalan Merkezi'nin olagand1§1 diiriistliikteki bir iiyesi veya Lawrence Livermore Laboratuan'ndaki bir fizik~i kabul edebilir. Bununla birlikte, Kremlinologlarm ve balistik fiize bilimcilerinin kahksiz oz ~1kar olarak kii~iimsenecek yanlan, aslmda, Soguk Sava§ ve akademiye ili§kin biiyiik hakikattir. Hem maddi tezahiirleri ile hem de yaratmakta biiyiikroliiniin oldugu ideolojik atmosfer yoluyla Soguk Sava§, akademinin goriilmemi§ ol~iide biiyiimesinin sorumlusu idi. Bun-

34

35


R.C.LEWONTIN

SOCUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONO~-OMD

dan ba§ka, olaganiistii miktarlarda kamu paras1m giri§imci profesorler kanahyla iiniversitelere ak1tmakla Soguk Sava§, bir meslek erbab1 olarak akademisyenlere kendi kurumlanndaki giic; miicadelesinde etkili bir silah saglamt§ ve onlarm c;ah§ma ko§ullanyla il?ili olagandt§t_ bi~ kontrol de kurmu§ oldu. Bu, manevi hakhhklan ve bz-saygtlarma c1dd1 bir darbe vurursa da akademisyenler §U gerc;egi kabul etmeliler: Pek c;ok meslekta§larmm, dostlarmm ve yolda§larmm oradan c;arm1ha siiriiklendigi Via Dolorosa, aym zamanda biiyiik c;ogunlugun mesleki ikbalinin gec;tigi yoldu da.

Soguk Sava~ Ekonomisi Soguk Sava§, Amerika'mn ekonomik g~li§mesinde~i biiyiik bir ~c;~aza c;oziim olu§turdu. Avrupa, Kuzey Amer~ka ve Asya da u~us~l p~htikala­ n formiile edenler ve iktisatc;1larm c;ogu, modern kap1tahzmm refah diizeyinin, ekonomiye, ciddi devlet miidahelelerine bagh oldugunu c;ok iyi bilirler. Bu miidahale, sadece, para arzimn kont~~lii.ve vergil~r :_er~­ fah yoluyla gelirin yeniden dag1hmmdan ibaret deg1ldir. Devletin, uretime ve istihdama iic; yolla siibvansiyon saglay1c1hk roliinii de kapsamaktadir. Birinci yol, devletin mal ve hizmetlerin biiyiik bir ahc1s1 olmas1dir. ikinci yol, sermaye yetersizligi c;ekilen sektorlere dogn.1:d~ serma!e vermektir. Ornegin demiryollanm gec;ici olarak devletle§tinp, m~dd1 altyapism1 yeniden kurduktan soma piyasada_ tekrar satmak ~suretiyle..k~.m~~ nun zaran pahasma bu sekt6riin modermzasyonunu saglamak. Uc;uncu yol, tek ba§ma en biiyiik bir giri§imin bile kal~ira~ayacag1 yeni teknoloji yaratma maliyetini ve hem mevcut teknoloJilen uygulamada he~ d_e daha ileri yenilikler yapmada gerekli olan egitilmi§ kadrolarm mahyehni devletin iistlenmesidir. · · Modern zamanlarda biiyiik c;aph ilk devlet miidahaleleri Birinci Diinya Sava§t sirasmdayd1. Hem Avrupa'da hem de ~u~ey Amerika'da devlet, silahh kuvvetleri yoluyla, i§ giiciine biiyiik bir t§Veren olmu§, onlann iirettigi mallarm temel bir ahclSl ve bilimsel ara§hrmalarmm s~­ va§ amac;lan ic;in k1§kirhc1s1 haline gelmi§ti. Bu sava§tan c;ok k1sa bir sure soma bu tiir devlet yatmmlannm sonu geldi. Tiiketici mallanna olan birikmi§ talebi kar§tlayacak iki yilhk k1sa bir hamleden soma genel bir dii§ii§ ya§andi. 1929'daki felaket ve c;okii§~e~ o~c~ &el~n 1920'lerin ortalarmdaki k1sa siireli "hamle" sirasmda bile l§Stzhk Ing1ltere, Almanya ve isvec;'te ortalama yiizde lO'un iizerinde seyretti. Danimarka ve Norvec;'te rakamlar felaket durumdayd1 (yiizde 17 ve 18).2 1929'dan 1939'a kadar olan donemde Avrupa ve Kuzey Amerika'daki

36 i! I

Ii:

~

ekonomik olaylan ayrmhs1yla incelememiz gerekmez. Ancak tiiketici talebi yaratmak ic;in ba§vurulan bir dizi geliri yeniden yaratma c;abalanna ragmen bu ekonomilerin derin bir bunahm ic;inde kald1klanm ve ikinci Diinya Sava§t'na kadarki donemde i§sizlik oranlarmm yiizde 10 ile 20 arasmda seyrettigini hahrlamarmz gerekir. Yeni diinya sava§mm ba§lamas1yla birlikte Avrupa ve Amerika ekonomilerine, yirmi be§ ytl oncesininkinden c;ok daha biiyiik olc;ekte devlet miidahalesi yap1ldi. Birle§ik Devletler' de kimya, elektrik, tak1m tezgahlan, otomotiv ve havac1hk sanayilerinde kamunun zaran pahas1na muazzam fabrika kapasiteleri yarahld1. Bilimsel ara§brma, bir devlet giri§imi haline geldi. Manhattan Projesi, bunun sadece goriinen ornegi idi. Universiteler, ordunun egitim ayg1tma eklemlendi. Fakat Birinci Diinya Sava§t ve iki sava§ aras1 donemin tecriibesi, iktisatc;tlan ve planlamac1lan bilinc;lendirmi§ti. Paul Samuelson, 1943'te, sava§ somasmda "ekonomilerin §imdiye kadar gormedigi uzunlukta bir i§sizlik donemi ve endiistriyel bozulma" ihtimalinden sozediyordu.3 Devletin muzazzam sahnalma ve sermaye giicii nden mahrum kalan ekonomiler, iist diizeydeki faaliyetlerini nastl siirdiirebileceklerdi? Aslmda siirdiiremezlerdi. Soruna Avrupa' da bulunan c;oziim, devletin sava§tan soma da yerinde kalmas1, en c;ok ihtiyac; duyulan alanlarda ekonomiye dogrudan miidahalede bulunmas1ydi. ismen muhafazakar olan hiikiimetlerin uygulad1klan sosyal demokrat politikalar ingiltere ve Avrupa' da sava§tan beri hiikiim siirmii§tiir. ingiltere' de, Almanya'mn teslim olu§unun iizerinden iki ay bile gec;meden gelen i§c;i Partisi'nin zaferiyle c;elik, madencilik ve demiryollan gibi c;okme tehlikesi alhndaki ana sanayi dallan devletle§tiriliverdi. Ba§ka orneklerde (Fransa ve italya'daki gibi) ise devlet ekonomik giri§imlere ortak oldu. Bilimsel ara§brmalar, Fransa'daki Centre National des Recherces Scientifigues veya ingiltere' deki Research Council'ler yoluyla esasen bir devlet i§i haline geldi. Universitelere devlet destegi de degi§mez kural oldu. Amerika ic;in Avrupa'daki (ve Japonya'daki) c;oziim miimkiin degildi. Birle§ik Devletler'in biitiin bir ideoloji tarihi, devletin, vergilendirme giicii ve miitevazi olc;iilerdeki gelir dag1tma giiciiniin otesi~de biiyiik bir ac;1k ekonomik rol iistlenmesine kar§t c;1k1§larla doludur. Oteki zengin iilkelerde buna olan ba§anh talebe ragmen Birle§ik Devletler' de saghk hizmetleri maliyetlerinin toplumun geneline yaygmla§bnlmasmm siyaseten reddi, bu muhalefetin en ac;1k ornegidir. Bu ideolojik tavnn giicii , anlams1z sembolleri bile ku§atmaktadir. Muhafazakar Avrupa partileri "Sosyalist" etiketini ta§tyabilirken, Meksika'daki bir 37


r R.C.LEWONTIN

SoGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UM0

kapitalist se<;kinler partisi "Devrimci" parti ad1yla hiikiimet edebilirken bir Amerikan bag kanmm (aynen Willy Brandt'm yaphg1 gibi) Sosyalist Enternasyonal toplanhsma kahlmasmm ancak bir hayal aleminde goriilebilecek olmasmdan en ufak bir utan<; bile duyulmamaktadir. Birle§ik Devletler'de iiretim ve tiiketime ciddi anlamda devlet miidahalesi, genel olarak ulusun ve medeniyetin bekasmm tehdit altmda bulundugu sava§ durumlarmda siyaseten imkan dahiline girmektedir. 1929'dan beri devletin satm ald1g1 mal ve hizmetlerin tarihi, $ekil l'de gosterilmektedir. Bunahmm baglang1cmda federal diizeyde satmalmalar, gayri safi milli has1lamn (GSMH) yiizde l'inin biraz fazlasm1 olugturuyordu. New Deal politikalannm sonucu olarak bu rakam, iki sava§ aras1 y11larda yaklag1k yiizde 6'ya <;1kh ve savag ekonomisinin baglamas1yla birlikte federal ahmlar, GSMH'nm yiizde 42'sine, yani olaganiistii zirve noktasma brmandi. Savagm sonunu izleyen iki y1l i<; erisinde bu ahmlar 1936'daki seviyelerine dii§mii§tii, <;iinkii askeri harcamalar devreden <;1km1§h. Fakat o anda, 1948'de yava§ yava§ baglayarak ve Kore Savag1 esnasmdaki askeri harcamalar sonucunda h1z kazanarak federal hiikiimet biiyiik bir tiiketici haline geldi. 195l'den beri federal hiikiimetin ahmlan, ortalama olarak GSMH'mn yiizde lO'unda 0.1

0.4

....

o.a

rtl

i=rtl ....

0

0.2

Ydlar ~kil 1I Devlet tarafmdan yerel, federal ve askeri diizeylerde yapdan tum

satmahmlann olu~turdugu GSMH oranlan

38

seyretmi§tir (Kore Savag1'nm sonuna dogru yiizde 16'hk zirveye ula§ffil§hr). 1929'u izleyen olagandt§l ekonomik krizde bile (ki buna New Deal'm federal harcama politikas1 ile cevap verilmi§tir), Soguk Savag'm yaratt1gma yaklagacak kadar hiikiimetlerce mal ve hizmet ahm1 yapilmamt§b. $ekil l'in gosterdigi gibi ikinci Diinya Savag1'nm ba§mdan beri ger<;eklegen federal ahmlarm onemli bir k1sm1, askeri ama<;lar i<;in olmugtur. Harareti ne olursa olsun "savagm" avantaj1, doyurulamaffil§ mallara muazzam bir talep yaratmas1dir. (Bu mallar, ya siirekli olarak tahrip edildikleri i<;in veya askeri planlamac1larm muhayyilesinde, savagtaki as1l kullammlarmdan bag1ms1z olarak daha iyi bir silah sistemi yaratmak her zaman miimkiin oldugu i<;in doyurulamamaktadir). insanlar sadece smirh bir miktarda yiyebilirler ama devletin bombard1man u<;ag1 i§tah1 doymak bilmez. Ordunun haz1r durumda tutulmas1 gereginin, iiretim i<;in dogrudan bir talep yaratacag1 dogru olmasma ragmen Amerika i<;in daha ciddi ve uzun vadede daha 6nemli ekonomik sonucu, mal ve hizmetler i<;in devletin yapm1§ oldugu harcamalarm biiyiik miktarlarda olmasmm megrulaghnlmas1 olmu§tur. $ekil l'in gosterdigi gibi, askeri harcamalarm toplam federal ahmlar i<;indeki pay1 giderek gozle goriiliir bi<;imde dii§mii§tiir (Soguk Savag'm baglang1cmda, 195l'de, yiizde 60'tan bugiinkii yiizde 30'un altma). Aynca, devlet ahmlannda federal yonetimlerden yerel yonetimlere dogru bir kayma da olmugtur. Esasen yol, egitim, temizlik, polis gibi altyap1 hizmetleri i<;in yap1lan kamu harcamalarmm biiyiik bir k1sm1, hep yerel ve eyalet yonetimlerinin megru harcamalan olarak goriilmii§tiir. $ekil 1, tiim devlet kurumlannm yaphg1 satm ahmlarm GSMH'ya orammn 195l'den beri siireklilik arzettigini, ancak federal yonetime maledilebilir oramn yiizde 70'ten 40'a dii§tiigiinii gosteriyor. 1993'e gelindiginde devletin roliiniin ve ulusal iiretimden yapbklan ahmlarda yerel ve federal yonetimlerin oynad1klan goreli roliin, Amerika'nm Birinci Diinya Savag1'na giri§indeki konumuna donmii§tii . Soguk Sava§ sona ermi§ olabilir ama devletin rolii daimilegmi§tir. $ekil 1 ve 2' deki tum degerlerin mal ve hizmet ahmlanm gosterdigini, geliri yeniden dag1hc1 iglevleri refah ya da sosyal giivenlik gibi transfer odemelerini kapsamad1gm1 bilmemizde yarar var. Amerikan siyasal ideolojisinde hala ba§at olan anti-sosyalist tona ragmen devlet, GSMH'nm ana ve daimi bir tiiketicisi haline gelmi§tir. Devlet kapitalizmi, kiirtaja benzer bir gey. Ne kadar nefret edilirse edilsin tecaviiz durumlannda kiirtaja izin verilir. Amerikan ekonomisi i<;in Churchill'in 1946'da Fulton'da (Missouri) yaphg1 konugmada ilan 39


R.C.LEWONTIN

SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DON0$0M0

ettigi Soguk Sava;;, sanki Tann'nm gonderdigi bir hediyeydi. 1947 Truman Doktrini ve Marshall Plam ile ciddi olarak ba;;lay1p, Kore ve Vietnam'da s1cak sava;; nobetlerinden ge<;erek geli;;en bir ulusal olagani.istii

1940

~ekil

1950

1960

1970

1980

1990

2000

2 I Ara~hrma-geli;;tirmeye yap1lan toplam federal harcamalar (1983'iin sabit fiyatlanyla milyon dolar olarak)

路askeri hal bilinci 50 yil siireyle korundu. Onunla birlikte Amerikan tarihinde e;;ine rastlanmayan goreli bir kesintisiz istikrar donemi de geldi. Soguk Sava;;'m, ekonorniyi desteklemede devlete bir rol vermek i<;in yarahld1gm1 soylemek safhk olursa da (<;iinkii Soguk Sava;;, diinyada ekonornik ve politik gii<; i<;in verilen daha geni;; <;aph bir miicadelenin tezahiiriiydii), hayati bir ulusal ekonomik politikamn enstriimam haline gelmi;;ti. Eger Soguk Sava;; olmam19 olsayd1, icad edilmek zorunda kahnacakh. Arna biitiin bunlann路akademi ile ilgisi ne?

Entellektiiel Dretimin Toplumsallagmas1 ikinci Diinya Sava91'ndan once ekonorninin biiyiimesinin bagh oldugu teknik yenilikler, dii;;iik teknoloji diizeyinde <;ah;;an i;;letmelerin iiriiniiydii . Tanm ve sanayide makinala;;ma, otomotivde <;eki;; giicii,

40

havac1hk, elektrifikasyon ve ilk elektronik teknolojileri, "arka bah<;e atblyeleri"nin mucidleri (bir ba;;ka deyi;;le kii<;iik sanayi i;;letmeleri) tarafmdan geli;;tirildi. Yalmzca, gorece yiiksek bir teknik egitim ve laboratuar altyap1s1 gerektiren kimyasal yenilikler biiyiik ;;irketlerin i;;iydi sentetik kau<;uk, boya ve yaglar ornegindeki gibi. Ancak ikinci Diinya Sava91 ile ba;;layarak yenilik yapmak, giderek <;ok yiiksek bir bilimsel ve teknolojik uzmanhg1 ve son derece pahah sermaye yatmrm gerektiren ara;;hrma-geli;;tirme yapacak yap1lara bagh olmaya ba;;ladi. Boyle yatmm programlanm da ancak <;ok biiyiik ;;irketler ger<;ekle;;tirebilirdi. 0 halde yenilik yapmada sorun, bilimsel egitim alm19 ve ara9hrmay1 bir kariyer olarak goren uzmanlardan olu;;an biiyiik bir yap1 ortaya koymak ve bu ara;;hrmacilarm emrine kiitiiphaneleri, laboratuarlan, teknik asistanlan, cihazlan ve ilk bulgulan aktarabilecekleri ileti;;im kanallanm vermekti. $irketlerin elindeki toplam kaynaklar bu i;;e yeter de artarsa da bu kaynaklar, kapitalizrnin olagan anar;;ik ve rekabet<;i mekanizmalan tarafmdan harekete ge<;irilemez. Her ;;eyden once en biiyiik bireysel te;;ebbiislerin elindeki fazla sermaye bile hem bilim adamlarmm ve ara9hrmac1lann egitimi hem de pek <;ok ara;;hrma program1 i<;in gereklidir. American Telephone and Telegraph Company, mevcut en ba;;anh ;;irket ara;;hrma giri;;imini (Bell Laboratuarlan) finanse edebildiyse de buna ilaveten Bell Laboratuarlan'ndaki bilim adamlarmm yeti;;tigi iiniversiteleri, fakiilteleri, laboratuarlan ve kiitiiphaneleri de yaratamad1. ikinci olarak, ara;;hrmaya yatmm sadece riskli olmakla kalmay1p, ayn1 zamanda, ba;;anh olsa bile on yil veya daha fazla siireyle bir getirisi olamayacakhr. Oysa tipik bir ;;irket yahnm ufku, iki ila ii<; y1lhk bir siireyi kapsar. Karlarm azald1g1 bir donemde kesintiye gidilecek ilk yer, bir ;;irketin ara;;hrma-geli;;tirme boliimiidiir. U<;iinciisii, ba;;anh bir yenilik genellikle, benzer ilgileri olan uluslararas1 bir bilim adamlan toplulugunun ilk bulgulan geni;; ol<;iide birbirleriyle payla;;malarma baghdir. Fakat ;;irketlerin miilkiyet haklan ile ilgili <;1karlan bu payla91rm engellemektedir. Ozel iireticilerin tek ba;;ma smirh olan kaynaklanm bir havuzda toplayacak bir yontem bulunmahdir. Ayn1 zamanda, derhal kar etmek ve pazar avantajm1 kapmak isteyen bireysel rekabet<;ilik ile ara;;hrmalarm uzun vadeli i;; birlik<;i niteligi arasmdaki <;eli;;kiyi de ortadan kaldirmak gerekir. Yani, ara;;tirmalarm ve teknoloji egitiminin hem maliyeti hem de yiiriitiilmesi toplumsalla;;tmlmahdir. Belli bir malm iiretirni i<;in gerekli miihendislik <;ah;;masma biraz para bulmak yeterli degildir. ila<; ;;irketleri, geli;;tirme maliyetlerini miilkiyetlerinde bulunan bir ilacm fi41


SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UM0

R.C.LEWONTIN yatma ekleyebilirler. Yeniligin ekonomik yayilmas1 etkisini dogurmak i<;in hem ara§tlrmanm patronlan hem de yiiriitiiciileri, ba§lang1<;ta bu tescili yapilmI§ <;1karlar sisteminin d1§mda olmahlar. Bir yenilik, somut bir §ekil almaya (ger<;ek bir iiriin olmaya) ba§lad1gmda bir firmanm onu bir miilk olarak almasma izin verilmelidir. Bu noktanm oncesinde yenilik siireci toplumsalla§tmlmahdir. Marx'm, devletin "burjuva sm1fmm i§lerini yoneten bir komite" oldugu iddiasmdaki derin dogrulugu kabul etmek i<;in mutlaka Marx'm takip<;isi olmak gerekmiyor. Devletin ara§tlrmalan ve teknik egitimi toplumsalla§brmas1, sadece maliyetleri iistlenmesinden daha fazlasm1 gerektirir. Devlet, ara§tirmalan yiiriiten kurumlara da sahip olmah. Bunlar, varhklan, elde edilen iiriinden bir miilkiyet <;1kan elde etmelerine bagh olmayan kurumlar olmah. Yani ara§brmay1 yiiriitenler, bunu, rekabet<;i bir piyasa mah olarak degil, bir sure<; yahut hizmet olarak iiretmeliler. Arthur D. Little gibi ozel ara§tlrma ve geli§tirme §irketleri bu i§levi yerine getirebilirler. Devletin mii§teri oldugu, Ulusal Havac1hk ve Uzay Dairesi'nin havac1hk alanmdaki geli§tirme i§lerini ihale etmesi gibi durumlarda imalat<;1 §irketler, geli§tirme i§ini maliyet arb sabit kar esasma gore de yapabilirler. Devlet de kendi laboratuarlarmda ara§brma yapabilir. Ulusal Saghk Enstitiileri'nin (NIH) yaphg1 9 milyar dolarhk ara§brma harcamasmm yakla§Ik be§te biri kendi i<;inde yap1lmaktadir. Bununla birlikte dogrudan iiretime yonelik olmayan ara§brmalar i<;in iiniversiteler ve onlarm kontrolii altmdaki ara§hrma kurumlan en iyi adaylardir. Universitelerin kiitiiphane ve laboratuarlan zaten var. Universiteler, ara§hrmay1 bir kariyer olarak benimsemi§ profesyonel aydmlann <;ah§ma mekamdir. Her§ eyden once, miihendisleri ve bilim adamlanm yeti§tiren kurumlardir iiniversiteler. Satmak amac1yla mal iiretmek ve hissedarlanna kar payi dag1tmak zorunda da degildirler. 0 halde devlet ile akademi arasmda ara§hrmalarm patronaj1 ve yiiriitiilmesinde kolay bir ortakhk vardir. Sorun, Amerika' daki devlet kar§Ib ideolojiye ragmen yenilik yapmamn maliyeti ve siirecin nasil toplumsalla§hnlacag1 konularmda dugiimleniyor. Bunun cevab1 da sava§ olmu§tur. Ara~hrma

ve Egitimin Toplumsalla~masmm Bir Ko~ulu Olarak Sava~

ikinci Diinya Sava§1'ndan once federal hiikiimet, ulusal bilim camias1 ile iki vesileyle ili§ki kurdu -ki her ikisi de sava§ zamamndaydi. i<; Sa42

va§ sirasmda Abraham Lincoln, se<;kin doga bilimcilerinin uzmanhklanm devletin hizmetine sokabilmek i<;in Ulusal Bilimler Akademisi'ni (NAS) kurdu. Ancak NAS'm fahri iiyeleri, modern bir sava§ makinas1nm teknik taleplerine hizmet etmek i<;in hem say1ca azd1 hem de ya§hydi. Sonu<; ta, Birinci Diinya Sava§1 sirasmda Woodrow Wilson, Ulusal Ara§hrma Konseyi'ni (NRC) kurarak NAS'm uzmanhg1m onemli ol<;iide arbrd1, modernize etti. NAS'm genel kontrolii altmda <;ah§an NRC, <;ogu NAS'a se<;ilemeyen ama o ideali ta§1yan <;ok say1daki miihendis ve bilim adam1m biinyesinde barmdmr ve bunlar <_;e§itli devlet kurumlannm ilgi alanma giren konulardaki sorunlarla ilgili bilimsel ara§hrmalar yapar. i§in ilgin<; yam §Udur ki NAS ve NRC ozerk sivil toplum kurulu§landir. Arna ger<_;ekte, devletin herhangi bir kurumunun istedigi ve parasm1 odedigi ara§hrmalan ytlpmak zorundad1rlar. Sava§m kurallannm ilk bak1§ta biiyiik bir istisnas1 oldugu goriiliir. Tanmsal egitim ve ara§brma, ondokuzuncu yiizyilm ortalarmdan beri devletin bir ugra§1s1 olmu§tur. Fakat istisna <_;ok belirgindir. Tanm Bakanhg1'm ve onun ara§brma i§levini kuran Organik Yasas1 ve Devlet Ziraat ve Miihendislik Koleji'ni ve deney <;iftliklerini kuran Morill Land Grant College Yasas1, 1862' de, yani i<; Sava§'m ortasmda kanunla§b. Tanm Bakanhg1'nm ger<;ekle§tirdigi ilk ara§tlrma, giineyde yeti§en mahsiillerin yerine kuzeydekilerin (ozellikle de kuzeyin pamugunun) ekilmesini, m1sir ve siipiirge dansmdan §eker iiretilmesini ve ipek bocek<;iligi yap1lmasm1 vurguluyordu. Devletin tanmsal ara§hrmalara 1865'ten beri verdigi destegin hikayesi, ideolojik sorunu anlamarmza yard1mc1 olacak niteliktedir. Tanm, dii§iik diizeyde bir ozel sermaye birikiminin ve deger iiretiminin oldugu bir iiretim sektoriiniin u<; bir ornegidir. Her zaman, <;iftlik iiriinleri yeti§tiren iki milyondan fazla kii<;iik <;ift<;i varolmu§tur. Bugiin bile en biiyiik 16.000 <;iftlik, toplam iiretimin sadece yiizde 30'unu ger<;ekle§tiriyor. Ara§brma maliyetlerinin toplumsalla§bnlmas1 yolunda iireticilerin kendileri baz1 ad1mlar atmakta, ara§tlrmalan desteklemek i<;in kendi aralarmda vergi koyan gruplar olu§turmaktalar. Arna bu destek, ara§hrmay1 yiiriitmek i<;in gerekli sermaye, bitki ve personele sahip devletin zirai deney istasyonlanna yard1m §eklinde olmaktadir. C:::iftlik girdilerini saglayanlar da diger sanayi sektOrleri gibi iist seviyede yogunla§ffil§lardir. Fakat <;ogu ila<; ve ba§ka kimya §irketlerine ait oligopolle§mi§ tohum endiistrisi bile kendi temel genetik malzemeleri i<;in tamamen devletin zirai deney istasyonlarma bag1mh haldedir. Tanmsal ara§hrma ve egitimin maliyetinin toplumsalla§tmlmas1, 43


, R.C.LEWONTIN fonlann kaynaklan ile bu kaynaklarm tanzim edilmesinin kontrolii arasmdaki aynm tarafmdan me§rula§bnlmaktad1r. Tanmsal ara§brma ve egitime devlet desteginin tarihi, yerel ve ulusal giic;ler arasmda Kongre'nin tahsis ettigi paranm kontrolii ic;in yap1lan miicadele ile doludur. Ve bu miicadele, devletin z1rai deney istasyonlarmm miidiirlerinin ABD Tanm Bakanhg1'na kar§I degi§mez zaferleriyle sonuc;lanm1§br. Devletin zirai deney sistemini kuran ilk Hatch Yasas1 (1887), federal fonlann dogrudan dogruya "Birle§ik Devletler'in tanm sektoriiyle dogrudan ilgili ara§brma ve deneyler" yapmak iizere tek tek deney istasyonlarma verilmesini ongoriiyordu. Kon:gre, tekrar tekrar para tahsisab yaph, tanmsal yenilikler ic;in kurumlar olu§turdu ve daha sonra fan ve kurumlarm tiim kontroliinii bunlarm yerel bolgelerine devretti. 4 Kongre'nin 104. Donemi'nin tek bir iiyesi bile daha hayatta yokken tanmsal ara§brmalara "blok yard1m" kullamhyordu. Fakat tanmsal ara§brmalarda devlet sosyalizmi hortlagmdan kac;mmak miimkiin olmu§ken oteki sektOrlerde miimkiin olmad1. Tanm, oziinde yerel niteligi nedeniyle ve yerel ko§ullarda fuetimi yap1lan yine yerel iiriinlere gore farkhla§tmlmI§ bolgesel ara§hrma ve egitim programlarmm gerekliligi ac;1smdan benzersizdir. Dstelik, tanmsal ara§hrmalarm \:Ogunun sonuc;lannm, fiilen, yerel bir ortamda test edilmesi gerektigi ic;in bu ara§hrmalar fiziki olarak desantralize olmah, ara§brmalara yonelik kararlar da yerel c;erc;evede almmahdir. North Carolina'nm rmsm, Minnesota' da iyi iiriin vermez ama Florida'dan firlahlan bir uzay mekigi California'ya inebilir. Ara§hrmalarm daha biiyiik bir olc;ekte merkezile§mesini me§rula§hrmak amac1yla insamn nas1l olup da sava§a yol verebildigini anlamak giic;.

Devlet Akademinin Hamisi Haline Geliyor ikinci Diinya Sava§I oncesinde devletin yiiksek egitim kurumlarmdaki ara§hrmalara verdigi destek, bag1§larla yiiriiyen iiniversitelere eyaletlerin verdigi yard1mlar ve devletin iiniversite sistemine entegre olan zirai deney istasyonlarmm tanmsal ara§hrmalar ic;in federal ve eyalet fonlanru kullanmalarmdan ibaretti. 1940'da ara§hrma-geli§tirmeye verilen toplam federal fonlar, sadece 74 milyon dolard1 ve bunun da yiizde 40'1tanma gidiyordu. Geriye kalan yiizde 60 (ki esasen askeri ara§hrmalard1), devletin ve endiistrinin laboratuarlarmda harcan1yordu. biiyiik bir bilims_el .projeler dizisine yahut ulusal hedeflere hizmet eden ara§hrma-geh§tirmede iiniversitelere biiyiik bir rol verecek diizeyde merkezile§mi§ 44

SoGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UMU

bir devlet destegi yoktu. Atom bombas1 bunu kokiinden degi§tirdi. Devletin kontrolii ve sponsorlugu altmdaki bir tek projenin muazzam ba§ans1, hem akademisyenlerin hem de siyasi planlamac1larm anlayt§ma biiyiik bir etki yapmI§b. Olay sadece merkezi olarak planlanrm§ ve finanse edilmi§ bilimsel bir projenin i§e yararm§ olmas1 degil, bilimin farkh dallanm entegre etmi§ olmas1 ve akademi ac;1smdan en onemli olan yam da bu projenin tiimiiyle iiniversitedeki bilim adamlarmm c;abalanna bag1m11 olmas1yd1. Sava§tan once proje ara§hrmalan, endiistrideki ve devletteki bilim adamlarmm yine endiistri ve devletteki tesislerde yiiriittiikleri c;ah§malart:h. Buna kar§1hk, her ne kadar Oak Ridge ve Los Alamos gerc;ekten devletin yedeginde idilerse de kiiltiirleri, (c;ogu Avrupah) profesorler tarafmdan yarahld1. Atom bombas1 projesinin ikonografisinin sembolik imajrm saglayan, Los Alamos laboratuarlarmdaki masasmda oturan General Groves degil, Chicago Universitesi'nin atletizm sahasmm seyirci tribiinlerinin alhnda bir atom stoku olu§turan bir italyan profesordii. Henry Moore'm mantar §eklinde yiikselen bir niikleer patlama bulutu ve bir Oliiniin kafas1yla arutla§hrd1g1 yer Nevada' da degil, o atletizm sahasmdadir. Miittefiklerin Ren'de oldugu, Amerikahlar'm da tekrar Filipinler' e dondiigii Kas1m 1944 gibi erken bir tarihte bile Roosevelt, sava§ sonras1 ekonomisinde devletin finanse ettigi bilimin oynayacag1 role ili§kin dii§iincelerini ifade ediyordu. Bilimsel Ara§brma-Geli§tirme Dairesi'nin Ba§kam Vannevar Bush'dan devlet ile bilim arasmda sava§ sirasmda kurulan ili§kinin nasil siirdiiriilebilecegine ili§kin oneriler getirmesini istedi. Bilim diinyasmm sozciisii olarak hareket eden Bush, Science-The Endless Frontier (Bilim: Sonu Olmayan Saha) adh, bir manifesto ile cevap verdi.5 Burada, her§ eyden once bilimin miireffeh ve giivenlikteki bir ulusun temeli oldugu iddia ediliyordu: Yeni iiriinler, yeni sanayiler ve yeni i§ imkanlan, doga kanunlarma ili§kin bilgide siirekli bir artl§I gerektirmektedir... Ayn1 §ekilde, saldirgana kar§I savunmamiz da yeni bilgiyi gerektirir.. ki bu da temel bilimsel ara§hrma ile elde edilebilir.6 ikinci olarak; devlet bu ara§hrmalarm ve bilim c;ah§anlanrun egitiminin hamisi olmaktan daha onemli bir katk1 yapamaz: · Devletin endustriyel ara§brmalan geli§tirebilecegi en onemli yol, temel ara§hrmalann desteklenmesi suretiyle yeni bilimsel bilgi

45


r R.C.LEWONTIN

akl§ml arhrmak ve bilimsel yetenegin geli§mesine katk1da bulunmaktrr .7 U~iinciisii; her ne kadar devletin para vermesi gerekli ise de parayi ki-

min ald1gmm ve nastl harcand1gmm kontrolii, fiilen, paranm verildigi

kimselerin elinde olmahdrr. Paranm verildigi bir kurum, bilimsel ara§hrma ve egitimin kendine ozgii niteligme geni§ ilgi duyan ve bunu bilen insanlardan olu§mahdrr. Kurum, Federal Hiikiimet'in d1§mdaki te§kilatlara sozle§meler veya bagt§lar vererek ara§brma faaliyetini ilerletmelidir. Bu faaliyetlerde kendi laboratuarlarrm kullanmamahdrr. Kamuya ait ve ozel kolejlerde, iiniversitelerde ve ara§hrma enstitiilerinde temel ara§trrmalarm desteklenmesinde ara§trrma politikas1, personeli, yontemi ve oli;eginin kontrolii, bu kurumlann kendi dahline brraktlmahdrr. Bu, hayati onemdedir.s

I I,

Bush'un soziinii etmedigi ise, "dahili kontrolii, kurumlarm kendisine" birakmarun, aslmda kontrolii, paray1 alan bilim adamlarma birakmak anlamma geldigidir. Ki, paray1 ilk talep edenler onlardir ve tiim bunlarm ne anlama geldigini kurum ii;inde bilen de bir tek onlardir. Her§ eyden once paray1 verme sorumlulugu, bilimsel arai;;brma ve egitimin "kendine ozgii niteligini" anlayan insanlara (yani parayi alan ayru adamlarm temsilcilerine) verildigi i~in bu bir "kendin pii;;ir kendin ye" durumudur. Askeri bilim ve bilim adamlannm savai;; sirasmda elde etmi§ olduklan (sadece Manhattan Projesi'nden degil; radarm gelii;;tirilmesinden, elektronik techizahn kii~iiltiilmesinden ve roket abm sistemlerinden alm1i;; olduklan) muazzam prestijin bir gostergesi olsa gerek ki Bush, bu self-servis sisteminin kurumsallai;;bnlmasm1 alenen isteme cesaretini bulabilmii;;ti. Ai;;ag1lay1Cl ve agresif bir dilencinin, bir keresinde kendisine, daha iltifat~1 olsayd1 insanlardan daha ~ok para koparacagrm soyleyerek ogut veren Rothschild' a cevaben:"Rothschild, ben sana nastl banker olunacagm1 soyliiyor muyum? 0 halde bana nastl dilcnci olunacag1ru ogretme" dedigi anlabhr. Ancak Kongre, i;;iipheci bir yaklai;;1ma sahipti. Ulasal. Bilim Vakfi'ru (NSF), yani Bush'un onerdigi kurumu olui;;turacak yasa, ilk olarak 46

SOCUK SAVAS VE AKADEMiNiN D0NU$0MO Truman tarafmdan 1946'da Kongre'ye geti,rildi ama gei;medi -her ne kadar bu reddedilii;;, sadece bilim adamlarmm ellerinin halkm cebine girecegi geri;egi yiiziinden olmad1ysa da. Tanm konusunda Kongre, federal fonlarm harcanmasm1 ve kontroliinii bag1ms1z kurumlara devretme konusunda hi~bir zaman ideololojik nedenlerden kaynaklanan ciddi bir goniilsiizliik gostermedi. Sozkonusu olan, ayru zamanda, egitim ve bilim ii zerindeki devlet miidahalesine ilii;;kin klasik korku idi. Gelecek vaadeden gen~ bir bilim adarm olarak ben de k1sa da olsa i§in i~ine girdim. The Westinghouse Electric Corporation, ogrenciler arasmda ulusal diizeyde bir arai;;brma yani;;mas1 diizenlemii;;ti ve ben de kazananlardand1m. Westinghouse tarafmdan oyle bir diizenleme yaptlm1i;;b ki arkadai;;lanm ve ben ilgili yasay1 ele alan Kongre komitesinde NSF lehinde ifade verecektik. Komite iiyeleri bize, kamu parasm1 kabul etmenin bizi bag1ms1z olmaktan ~1kanp ~1karmayacagm1 sordular. Devlet destegine ilii;;kin Kongre ne diii;;iiniirse diii;;iinsiin, The Westinghouse Electric Corporation'm bu konuda hi~bir kui;;kusu yoktu. Egitime destek siyasetinde ayru gerilim halen de temel bir sorun olmaya devam ediyor. Yerel egitim sistemleri, yerel emlak vergileriyle desteklenmektedir fakat federal egitim siibvansiyonlarmdan da yararlamlm1i;;br. Ancak bu siibvansiyonlarm ~ei;;itli on koi;;ullan da vard1r. Zihinsel ve fiziksel oziirlii ogrenciler i~in ozel egitim programlarmm uygulanmas1 zorunlulugu gibi. Bu koi;;ullar, yerel diizeyde ciddi bir ~abi;;ma ve kirgmhk kaynag1dir. Zira okul yoneticileri, para ihtiyac1 tarafmdan tuzaga diii;;iiriildiikleri hissine kapilmaktadir.9 NSF, Soguk Savai;;'m tam gaz faaliyette oldugu ve Kore'de de bayag1 bir s1caklai;;bg1 1950 y1hna kadar kurumlai;;amadi. 1951'deki bai;;lang1~ biit~esi olan 100.000 dolar, on ytl i~erisinde 100 milyon dolara ~1kh. Bunun yiizde 85'i iiniversitelere ve onlann kontrolii alhndaki arai;;brma kurumlarma gitti. Kongre' deki goniilsiizliigiin, akademik arai;;hrmalara devlet desteginin tamamen Bush' un belirledigi koi;;ullar altmda verilmesine engel oldugu dii§iiniilmemelidir. NSF ve NIH'm kurum d1i;;ma yaphrd1klan arai;;hrma programlan hala bai;;lang1~ ai;;amalarmdayken Atom Enerjisi Komisyonu (AEC), Deniz Arai;;hrmalan Dairesi (ONR) ve benzeri kurumlar iiniversitelerde ve onlarm arai;;hrma birimlerinde ~ei;;itli arai;;brmalan bir sozlei;;me sistemi yoluyla finanse ediyorlardi. Ahcmm istedigi belli bir mahn tedariki fikrini hahrlatan "sozlei;;me" (contract) kavrarm, ger~egi gizlemektedir. Akademik kurumlarla yaptlan "sozlei;;meler", ashnda, tek tek arai;;brmac1lara veya kii~iik gruplara disiplinleri i~erisindeki entellektiiel dinamiklerin ai;1ga ~ikard1g1 arai;;hrma projele-

47


.. SoGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UM0

R.C.LEWONTIN

ler (tavsiye kurullan), resmen, NIH'delsi muadillerinden daha <;ok manevra alam olan nitelikli program sorumlularma yalmzca tavsiyede bulunur. Fakat bir NSF program sorumlusu, bir teklifin lehindeki veya aleyhindeki a<;1k tavsiyeleri a<;1k<;a gozard1 edemez. 0 halde, fiiliyatta Kongre, son kertede "bilimsel ara§hrma ve egitimin kendine ozgii niteligine biiyiik ilgi duyan ve bundan anlayan ki§ilerce", (yani kendi meslekta§larmca) akademisyenlere verilen paralarm tahsisahm yapmaktad1r. Yasal olarak para, ara§hrmacilarm <;ah§bg1 kurumlara veriliyorsa da pratikte bu kurumlar sadece mali kontrol yapmakta, i<;erige ili§kin bir kontrol yapmamaktadir. Ara§hrma fonlan bulma ve bunlan kullanmada akademisyenlet, bag1ms1z miite§ebbisler gibi hareket ediyorlar.

rini yiiriitmeleri i<;in verilen bag1§lard1. Tek §art, bag1§1 yapan federal kurumun misyonu ile proje arasmda genel bir ilgi kurulabilmesiydi. 1950'lerin sonunda Rochester Universitesi'nde gen<; bir asistan olarak bana once ONR, daha soma da AEC yakla§b. Benim, niifus genetik siire<;lerinin simulasyonunda biiyiik dijital bilgisayarlar kulland1g1m1 duymu§lardi. Bana, <;ah§mam1 destekleyecek bir sozle§me teklifinde bulundular. ONR, genel olarak bilgisayarlarm geli§mesi konusu ile ilgileniyordu. AEC'nin gorevleri arasmda ise, insan niifuslan arasmda mutasyonlarm etkisi konulu ara§brmalar da vardi. AEC'nin sozle§mesi, biyoloji akademisyenleri camiasmdan se<;ilmi§ bir dizi program sorumlusu tarafmdan yonetiliyordu. Bu gorevlilerden hi<;biri, onbe§ yilhk sozle§me siiresince bana, gelecek yihn sozle§mesine tahsis edilen para i<;in yilhk ba§ vurumu gonderme zamamnm geldigini habrlatmak di§mda hi<;bir miidahalede bulunmadi. Union Carbide Corporation tarafmdan AEC adma i§letilen Oak Ridge National L.aboratory gibi biiyiik devlet tesisleri bile, ara§brmalan ve <;ah§ma kiiltiirleri iiniversitedekilerden farks1z olan bilim adamlanna sahipti. Onlarm Oak Ridge' de <;ah§malan, kismen 1950'lerin ba§mda akademik i§in az say1da olmas1, kismen de ulusal bir laboratuarm, ara§brma fonlarma kolay eri§im saglamas1 ve ogrencilere ders verme gibi bir derdin de olmamas1 sebebi y le olmu§tu. Universitelerdeki ara§hrmalar i<;in aynlan fonlar biiyiidiik<;e ve bununla birlikte hem iiniversitedeki bilim adamlarmm giicii hem de onlarm yapbklan i§in ko§ullanm kontrol etme giicii arttik<;a bu bilim adamlan arasmdan akademiye diizenli go<;ler ba§ladi.10 NSF'nin nihai kurumla§mas1 ve NIH'm kurum dl§l ara§hrma programlanndaki muazzam geni§leme ile birlikte, Bush'un ara§hrmalarm federal diizeyde finansmam modeli de kurumla§ml§ oldu. Ara§brma fonlan bloklar halinde tahsis etmekte ve bu tahsisatlarda <;ogu zaman belli bir ara§brma projesi teklifi ko§ulu aranmamaktadu. Astronomi gozlem istasyonlan veya atom tesisleri gibi baz1 biiyiik ulusal tesislerin biit<;eleri ayn olarak belirlenebilmektedir. Ancak bunlar i<;in bile ara§hrmamn spesifikle§tirilmesi soz konusu degildir. Federal bag1§larla yiiriitiilecek ara§brma teklifleri, ara§brmacilar tarafmdan NSF veya NIH gibi bireysel devlet kurumlarma yapilmaktadir. Hangi tekliflerin finanse edilecegi karan ve spesifik biit<;e onerileri, fiilen, haleflerinin tavsiyesi ile atanan ve kendileri de federal yard1m fonu kullanan akademisyenlerden olu§an komitelerce verilmektedir. NIH sisteminde komiteler (inceleme birimleri), tekliflere puanlar vermekte, odiillendirmeler hemen hemen istisnas1z olarak bu puanlara gore yapilmaktadir. NSF'de komite-

Devletin Patronaj1 ve Anti-Komiinizm Soguk Sava§'m akademi iizerindeki etkisini anlamam1zda bize <;ok yard1mc1 olacak olan bir diger konu da yasama organ1 ile yiiriitme orgammn politikalan arasmda varolan bir ba§ka onemli ayn§madir. Radikal aydmlarm kogu§turulmas1 ve "temizlenmesine" ragmen, ki bu bir Soguk Sava§ uygulamas1du, hi<;bir §ekilde tutarh bir devlet giivenlik politikas1 yoktu. Soguk Sava§'m siirek avlan, 1920'nin Palmer Baskmlan ile ba§layan ve yalnizca ikinci Diinya Sava§l sirasmda kisa bir sure kesilen ve haris politikacilar tarafmdan radikallere yonelik taarruzun eyalet meclisleri ve Kongre tarafmdan siirdiiriilmesi olay1ydi. Akademik radikalizme yonelik genel bir devlet taarruzu olmaktan uzak olan yasama orgamndaki anti-komiinizm, kismen baz1 Kongre iiyelerine ve eyalet meclis iiyelerine §Ohret getirecek bir oportiinizm siyaseti, kismen de Kongre' deki bir partinin yiiriitmedeki oteki parti ile giri§ebilecegi politik miicadelenin bir arac1 idi. Akademik sola saldirma i§i, ya miitevelli heyeti iiyelerinin ve eyalet meclislerinin bask1lan albndaki iiniversite yoneticilerince veya zaman zaman devlet dairelerini sembolik tedbirlere zorlayabilen bir dizi yasama komitelerince yiiriitiildii. Temsilciler Meclisi'nin Gayri-Amerikan Faaliyetler Komitesi, Martin Dies ba§kanhgmda ikinci Diinya Sava§l oncesinde faaliyette bulunuyordu ve sava§tan soma da J. Parnell Thomas ba§kanhgmda buna devam etti. Senato i<; Giivenlik Alt Komiteleri (McCarran Komitesi ve Jenner Komitesi), a<;1k<;a, sava§ oncesinde New York Eyaleti'nde solu yiiksek atml§ olan Rapp-Coudert Komitesi ornek alarak olu§turulmu§tu. McCarthy'nin Soru§turmalar Daimi Alt Komitesi'nin, yiiriitmenin komiinistlere kar§l iimitsizce "yumu§ak" oldugunun ve radikallerle dolu

49

48

i

I

I.,

lL_ .

.

..


R.C.LEWONTIN

oldugunun altm1 <;izdigini unutmayahm. Radikallerin oporhinist<;e takibah, devlet politikas1yla karn~tmlmamahdir. Radikal akademisyenlere yonelik gozle goriiliir bir yasama orgam taarruzuna kar§1hk, devletin kurumlanmn destekledigi ara§hrmalarda siyasi ideolojiye genel bir kay1ts1zhk vard1. En <;arp1c1 ornek de, ilk bak1§ta giivenlik kaygilarma en fazla duyarh olmas1 gereken AEC' dir. Hanford, Los Alamos ve Oak Ridge' deki iiretim ve teknoloji geli§tirme tesislerine giri§ ve oralarda <;ah§mak i<;in giivenlik soru§turmas1, ku§kusuz gerekiyordu. Fakat biyoloji boliimiiniin tamarm ve Oak Ridge' deki bilgisayar merkezi bile giivenlik alanmm d1§mdayd1, giivenlik soru§turmas1 olmadan da girilebilirdi. Brookhaven ve Argorne Ulusal Laboratuarlan da oyle idi. Kumm di§1 sozle§me programmm, sozle§meyi yaptig1 ki§ilerin siyasi gorii§lerine hi<; aldm§ etmedigi anla§ilyor. <;arp1c1 bir ornek, Columbia Universitesi'nden L.C. Dunn'dir. Dunn, bir dizi Sovyet-Amerikan i§ birligi ve kiiltiirel miibadele te§kilatmm organizatorii veya gorevlisi idi. Vitrine <;ok <;ikar, solun ve Sovyet yanhs1 gruplarm yiiriiyii§lerinde goriiliirdii. Komiinist Parti'nin iiyesi olmamasma ragmen partinin destekledigi pek <;ok te§kilatta aktif rol oynuyordu. Paris'teki Amerikan biiyiikel<;iliginde bilim ata§esi olmak i<;in yaphg1 ba§ vuru, biiyiik ihtimalle siyasi nedenlerle reddedildi. Bununla birlikte siyasi faaliyet donemi boyunca ara§hrmalan, bir AEC sozle§mesi ile desteklendi. 1960'lardaki benim ki§isel tecriibem de buna benzer. Chicago Universitesi'nde ogretim iiyesi iken Kara Panterler Partisi ile <;ah§hm. Hiikiimetin sava§ politikasma saldiran halka a<;1k konu§malar yaphm. Sosyalist i§<;i Partisi ve Komiinist Parti yetkilileriyle birlikte Chicago'da kent merkezinde ban§ mitinglerini diizenleyen komitelerde yer ald1m. Vietnam Ulusal Kurtulu§ Cephesi temsilcileri ile aleni ili§kilerim vard1. Kuzey Vietnam Cumhuriyeti'ne onlar adma bir ara§hrma burs ba§ vurusu yapmak da dahil onlara bilimsel destek toplamaya <;ah§hm. Bu faaliyetler, Federal Soru§turma Biirosu (FBI) tarafmdan yakmdan izleniyordu. Bilgi Edinme Ozgiirliigii Yasas1'na dayanarak yaphg1m dosya taleplerine verilen tepkiler bunun kamtiydi. Arna yine de him bu donemde ve sonrasmda benim ara§hrmalanm AEC'nin ve halefi kurumlarm (ERDA ve Enerji Bakanhg1) verdigi uzun vadeli sozle§melerle desteklendi. 1954'te J.R. Oppenheimer'm giivenlik kis1tlamalanmn kaldmlmas1 (ki me§hur bir olaydir), bir devlet politikasmm kamh degildi. Oppenheimer ile gii<;lii siyasi miittefikleri olan Edward Teller arasmdaki bir ki§isel miicadelenin sonucuydu. Akademi'deki solun dogrudan en

I'

11

II

50

l1

1! [I I

ti

I

SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DON-0$-0MO

biiyiik dii§mam, devletin tutarh politikas1 degil, miitevelli heyetlerinin ve iiniversite yoneticilerinin oporhinizmi ile korkakhg1 idi.

Soguk Sava§ Patronajmm Tarihi Soguk Sava§, devletin Amerika'nm iiretim potansiyeline biiyiik bir ivme kazandmc1 haline gelmesinin ortamm1 haz1rladi. Ancak ikinci Diinya Sava§1'nm sonundan beri devletin miidahale seviyesi ii<; a§ag1 be;; yukan sabit kalm1;;tir. 1950'den beri eyaletlerin ve federal hiikiimetin yaphg1 ahmlar, GSMH'nm yakla§1k yiizde 20'si civannda olmu§tur -son oniki yilda Soguk Sava§'m ortadan kalkmas1yla biraz dii§mii§ olsa da. Ger<;ekten federal ahmlar, kismen askeri harcamalardaki bir azalmanm sonucu olarak yan yanya azaltildi. Ancak devletin ara;;hrma ve egitimdeki rolii <;ok farkh bir <;izgide seyretti. Bir kere, $ekil 2'de goriildiigii gibi, 1940'1 izleyen yirmi be;; yilda him ara§hrma-geli§tirme faaliyetlerine yapilan federal harcamalarda (sabit fiyatlarla) onemli bir arh§ donemi ya§andi. ikinci Diinya Sava§l sirasmda yapilan biiyiik yatmmlan bir kenara birakirsak, ara§hrma-geli§tirme harcamalan 1964'e kadar yiiksek oranlarda arth. Sava;; zamanmdaki ortalamanm on kah bir seviyeye <;lkh, daha sonra da dengelendi. ikinci olarak; son otuz yilda toplam ara;;tirma-geli;;tirme harcamas1 artmam1§ sa da ii niversitelerin oraru (ve dolay1s1yla iiniversitelerde harcanan miktar) yiikselmeye devam etti ve $ekil 3'te goriile~~gi iizere 1965' ten beri her y1l yakla;;1k yiizde 2 gibi hizh bir oranda artti. Universiteler, 1954'te toplam federal ara§hrma-geli§tirme harcamalannm yakla§1k yiizde 5'ini ahyorlardi. Oysa bugiin yiizde 22'sini ahyorlar. Bu rakam, yalruzca temel ara§hrmalan degil, uygulamah ara;;hrma-geli§tirmeyi de kapsad1g1 i<;in daha bir onemli hale gelmektedir. Bu kategorileri birbirinden ayiran <;izgi tarum geregi miiphemdir, fakat NSF tiim harcamalan diizenli olarak bu k1s1mlar altmda kategorize etmektedir.11 NSF cetvellerine gore iiniversiteler ve bagh ara§brma kurumlan, temel ara;;hrmalar i<;in federal harcamalann bugiin yakla;;1k yiizde 60'm1 (ama yalruzca yiizde 60'm1!), uygulamah ara§brmalar i<;in yiizde 30'unu ve (tahmin edilecegi iizere) biiyiik ol<;iide sanayinin bir fonksiyonu olan geli;;tirme i<;in yakla§1k yalruzca yiizde 7' sini almaktad1rlar. Yirmi be§ y1l once bu rakamlar yakla§1k ;;oyleydi: yiizde 50, yiizde 23 ve yiizde 4. Yani iiniversitelerin payi tum ara;;hrmalarda biiyiimii§, uygulamah ara§hrmalarda (iiniversitelerin geleneksel alam olan temel ara§hrmalara gore) biraz daha fazla bir arh§ gostermi§, geli;;tirme alarunda ise <;ok daha fazla bir arh§ gostermi§tir.


R.C.LEWONTIN

SoGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UM0

0.15

i::

<1l

~

<1l

0'""'

-~rIJ

0.10

'""' > Q)

·~

:;:::i

1950

l9BD

1970

1980

1990

2000

Y1llar $ekil 3/ Kolej ve iiniversitelerin (finansmam federal diizeyde yap1lan ara§hrma -gefo;;tirme dahil) federal ara:;;hrma-geli:;;tirme-fonlanndan ald1klan pay.

Soguk Sava~ veya Soguk Olanla Sava~ ikinci Diinya Savag1'mn sonundan beri akademiye durmadan artan miktarlarda devlet parasmm aktig1 tarbgma gotiirmez bir gen;ekse de bu, mutlaka Soguk Savag'm yiiriitiilmesinin bunda itici gii<; oldugu anlamma gelmez. $oyle denebilir: Sava§ suasmda ya§anan tecriibe, toplumsal sorunlann halledilmesinde devlet miidahalesinin potansiyeli konusundaki kamuoyu bilincini arbrd1 ve arbk savag sonrasmda yeni toplumsal talepler dile getirildiginde devlet, bu talepleri yerine getirecek kurum olarak goriiliiyordu. Aragbrma-geli§tirme, bu talepleri kargllamada gerekli oldugu ol<;iide iiniversiteler, devlete biraz hizmet etmeye aday ilk kurumlardi. Bu alternatif a<;1klamanm kamb i<;in ilk bak1lacak alan, saghkbr. Halkm saghk sorunlanna duyarhhgmm ve saghk hizmetleri talebinin devletin ve siyasetin temel me§ guliyetlerinden biri haline geldiginde kugku yok. Universiteler, belki saghk hizmetler~ talebinden kazan<;h <;ik1yorlar. biiyiik bir ara§brma iiniversitesinde Ingilizce profesorii olan birisi a<;1smdan hp fakiiltesi, iiniversitenin fiziki yer ve dona-

52

mmmdan a§m oranda pay alan ve profesorlerine korkun<; maaglar veren ve bu yiizden de akademik camiada gittik<;e biiyiiyen bir tumor gibidir. Soguk Sava§ doneminin ortasmda, 1960'larm sonunda Chicago Oniversitesi Biyoloji BOliimii (ki hp fakiiltesini de kaps1yordu), iiniversiteye hem fizikisel hem mali olarak egemendi. Ogretim iiyesi biit<;esinin ve aragbrma biit<;esinin yansm1 ahyordu. Universite'nin rektOrii yeni bir kiitiiphane kurmak istediginde, hp fakiiltesinin en zengin hamisini dekanmdan (daha sonraki hayir i§lerinde geri verme sozii vererek) "odiin<; almak" zorunda kalm1gb. Devletin akademik aragbrma-geligtirme i<;in yaphg1 harcamalarm tarihi ile saghk araghrmalarma yaphg1 harcamalarm tarihi yan yana getirildiginde ($ekil 4'teki gibi) biiyiik bir benzerlik goriiliir. Federal saghk araghrmalan ve tiim iiniversite araghrma-geligtirme harcamalarmm egrileri, birbirlerini yalmzca yukanya dogru olan genel trendlerinde degil, kisa vadeli dalgalanmalardaki ayrmhlarda da izliyorlar. Ne var ki saghk hizmetleri talebj,;nin akademik araghrma-geligtirme biit<;elerinin itici giicii oldugu iddias1 tam dogru degil. Bir kere; saghkla ilgili araghrma maliyetleri, iiniversitelerin araghrma-geligtirme biit<;elerinin yalmzca yaklag1k ii<;te birini olugturuyor ve bu oran en azmdan son otuz y1lda sabit kald1. $ekil 4'iin gosterdigi gibi, iiniversitelerin saghk ve diger tiim konulardaki harcamalan aym tarihi seyri gostermi§tir. Bu da bagka bir itici giiciin varhgmm gostergesidir. ikincisi; saghk maliyetle:rinin toplumsallaghnlmas1 lehinde baganh bir halk talebi olmu§ olsayd1, bu kendini, ara§hrmalarm daha belirsiz ve uzak maliyetlerinden ziyade hasta bak1mmm ilk maddi maliyetlerinde gosterirdi. Amerikahlar hastahk ve olUmden <;ok korkuyorlarsa da bu onlarm toplumsallaghrmaya ideolojik antipatilerini bertaraf etmeye yeterli gelmemigtir. Devletin ekonomiye miidahalesine Soguk Savag'm saglad1g1 megruiyet, bir savag durumunun bilin<;iizerinde yaratabilecegi daha genel etkinin hem bir ornegi hem de bu bilincin tahkim edilmesidir.12 Saghk harcamalarmdaki biiyiik arh§, kanserle "savag " benzetmesi ve "dii§mam yenmek i<;in yeni silahlar geligtirme" ihtiyac1 tarafmdan megrulaghnldi. Hastahkla "sava§ ", sefaletle "savag ", uyugturucuyla "savag ", elli y1lhk bir savagta olugmU§ genel bir bilin<; i<;in kolay benzetmelerdir. Kennedy'nin 196l'de goreve ba§larken yaphg1 konugma, ulusal bilinci dile getiriyordu ve tiim baglanhlan kuruyordu:

53


I • R.C.LEWONTIN

soGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$UMU

12000

10000

'2 0

es

8000

aaaa

.....

..!!!

8

4000

2000

1920

IUD

1179

1190

Ydlar $ekil 4/ Saghkla ilgili ara§tlrma-geli§tirmeye toplam federal harcamalar; kolej ve ilniversitelerdeki tiim ara§hrma-geli§tirme faaliyetlerine yapdan federal harcamalar; ve kolej ve ilniversitelerde saghk ve saghk dJ.§1 projelere yap11an federal harcamalar.

Davullar, §imdi yine bizi tekrar biraraya getirmek i~in ~ahyor. Silahlara ihtiyacumz varsa da bu bir silahlara ~agn degil; sava§a hazir vaziyetteysek de bu bir sava§ ~agns1 degil. Asbnda bu, ytllarca siirecek, uzun, yan bu~uk bir miicadeleye ~agndir ... insanhgm ortak dii§manlarma kar§1: tiranhk, sefalet, hastahk ve bizzat sava§m kendisine kar§l.

Akademi Uzerindeki Etki Birle§ik Devletler'de ikinci Diinya Sava§1'nm sonundan beri akademinin hacminde gerc;ekle§en muazzam biiyilmenin detayh olarak ortaya konulmasma fazla gerek yok. Kolej ve ilniversitelerin toplam biitc;eleri, sabit dolar degeri ilzerinden, 1946 ile 1991 arasmda yirmi kat artt1. Aym y1llarda ogretim ilyelerinin ortalama full-time maa§lan iki bu~uk kat arh§ gosterdi. Kolej ve ilniversitelerden bir yilda alman diplomalarm say1s1 dokuza katland1. Sorun, akademinin hacim ve maddi kaynaklarmdaki bu muazzam biiyilmenin ne kadarmm Soguk Sava§' a maledilebilecegidir. Buna dogrudan bir cevap vermek olanaks1zdir, c;ilnkii gene!

54

ekonomik biiyilmenin ne kadarmm Soguk Sava§' a baglanabilecegini bilmek miimkiin degildir. Ku§kusuz, eger Samuelson ve oteki iktisat~ila:rm ikinci Diinya Sava§! sirasmdaki korkulan dogruysa, bu durumda ekonominin biiyiimesi tiimiiyle Soguk Sava§ sayesinde sagland1 ve Soguk Sava§ olmasayd1 1920'lerin olaylanm tekrar ya§amak zorunda kalacakhk. Ancak daha miitevazi bir tez ile, devletin yilksek ogretime yaphg1 dogrudan odemelerirt ilniversitelerin politik ekonomisinde hayli rol oynad1gm1 soyleyebiliriz . ikinci Dilnya Sava§1 oncesinde ve hemen ertesinde, 1946'da, federal hiikiimetten alman gelir, kolej ve ilniversitelerin gelirlerinin yiizde S'ini olu§turuyordu. Fakat bu rakam 1946'dan sonra htzla arth, yiizde 12 ila 26 arasmda onemli dalgalanmalar gosterdi ve 1980'lerde akadeffii,. nin toplam gehrlerinin yakla§tk yiizde lS'inde istikrar buldu. Bununla birlikte akademik kurumlar arasmda hem ald1klan federal yard1m oram hem de eyaletten ald1klan kendi biitc;elerinin oram a~1smdan biiyiik farkhhklar vardir. Genel olarak, biiyiik ve zengin kurumlar paramn c;ogunu almaktadir ve onlarm gelirlerinin c;ok daha biiyiik bir kisrm federal kaynaklardan gelmektedir. Bu e§itsizlikler, tiim Soguk Sava§ donemi boyunca degi§memi§tir. 1968'de ara§hrma-geli§tirmeye federal tahsisahn yiizde 28'ini on ilniversite alrm§h .(1990'da yiizde 24). Ve elli iiniversite paramn yiizde 68'ini ald1 (1990'da yiizde 64). Bu elli biiyiik ahc1mn her biri, federal hiikiimetin ara§hrma-geli§tirme fonlarmdan halen yilhk 60 milyon dolar ila 500 milyon dolar almaktadir. Federal ara§hrma-geli§tirme harcamalarmm yiizde 95'i, dort yilhk kolej ve ilniversitelerin yiizde lO'una dag1hlmaktadir. Aynca kurumlarm, federal fonlarm ana kullamc1s1 olmalarmda hayli istikrarh bir ~izgi de olu§mU§tur. Tablol, 1990'daki federal ara§hrma-geli§tirme fonlarmm en biiyiik onbe§ kullamc1s1 listesinin, 1975'teki listeden c;ok az bir degi§iklik gosterdigini ortaya koyuyor (1975'te onbirinci ve onbe§inci olan Berkeley ve Chicago, 1990'da onaltmc1 ve onsekizinci siraya dii§mii§lerdi). Ayn1 §ekilde, bu biiyiik akademik fon kullamcilan, gelirleri ac;1smdan da devlete oldukc;a bag1mlilar. Tablo 2, 1967'de degi§ik destek seviyelerindeki kurumlara federal ara§hrma fonlarmdan gelen toplam kurumsal gelirin oranlanm ve bunlarm 199l'deki kar§1hg1 olan harcamalan gosteriyor. En biiyiik altm1§ ara§hrmac1 kurum, gelirleri ac;1smdan federal hiikiimete biiyiik olc;iide bag1mh idiler. Ve halen de oyledirler.

55


,,. I

R.C.LEWONTIN

SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DON0$DM0

Tablo 1/ 1990'da federal arai;;brma-gelii;;tirme fonlanndan en biiyiik destegi alm1i;; 15 iiniversite ve 1975'teki siralamadaki yerleri. Kurum

1990 S1ralamas1

Johns Hopkins Universitesi Stanford Universitesi M.l.T. Washington Universitesi California Universitesi (Los Angeles) Michigan Universitesi California Universitesi (San Fransisco) California Universitesi (San Diego) Wisconsin Universitesi (Madison) Columbia Universitesi Harvard Universitesi Cornell Universitesi Pennsylvania Universitesi Yale Universitesi Minnesota Universitesi

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

1975 S1ralamas1 10 3 1 2 4 14 18 8 5 7 6 3 9

16 12

Tablo 2/ Federal arai;;brma fonlanndan elde edilen toplam kurumsal gelirin oram. ("Dynamics of Academic Science", 1967, NSF 67-6'dan almm1i;;tir). 1967'de Federal Destek ~viyesi

199l'deki Yaklai;;1k Kari;;1hg1

Kurum Say1s1

20.000.000 $ iizeri 10.000.000-20.000.000 5.000.000-10.000.000 500.000-5.000.000 100.000-500.000 1.000-100.000

140.000.000 $ iizeri 80.000.000-40.000.000 35.000.000-80.000.000 4.000.000-35.000.000 700.000-4.000.000 10.000-700.000

14 15 31 10 129 416

Arai;;tirma Desteginin Toplam Biitc;eye Oram .355 .303 .241 .187 .054 .018

Bu rakamlarm, biiyiik kurumlarm ara§brma fonlanna bag1mhhg1m abartbg1 iddias1 one siiriilebilir. Her§ eyden once bu paramn <;ogu, ara§brmalarm dogrudan maliyeti i<;indir. Yani bu para olmazsa iiniversitenin yapacag1, egitim (ders verme) i§ine devam etmekten ba§ka bir §ey degildir. Ne var ki olay bu kadar basit degildir. Halen, bit federal ara§brma yardrmmm toplam degerinin yiizde 40'1 "dolayh maliyetlere", yani kurumun genel ama<;h harcamalarmda kullamlan genel fonlarma gitmektedir. Ara§brma yapmamn, 1smma, elektrik ve idari 56

I

~.

biinye gibi altyap1 harcamalanm da gerektirdigi, bunlann bir kismmm da eger ara§brma yap1lmasayd1 harcanmayacak oldugu kesindir. Ote yandan dogrudan maliyetler, tipik olarak, biiyiik ol<;iide maa§larla (lisansiistii ogrencilerin burslan ve sekreterlik hizmetleri dahil) ol<;iilmektedir. Ogretim iiyesi maa§lan da dogrudan maliyetlerden odenmektedir -ya normal maa§a bir siibvansiyon §ekli olan "yaz maa§t" bi<;iminde ya da baz1 kurumlarda akademik maa§m bir oram bi<;iminde. Ara§brma-geli§tirme fonlarmdan kolej ve iiniversitelere verilen gelir, onlarm federal hiikiimetten ald1klan siibvansiyonlarm yalmzca bir k1sm1m olu§turmaktadir. Kurumlann yonetimi altmdaki ogrenci yard1m ve kredi programlan, burslar, <;ah§ma-okuma programlan, in§aat fonlan ve ara§brma-geli§tirmeye verilen bagt§ ve sozle§meler dt§mdaki diger siibvansiyon tiirleri, yiiksek ogretim kurumlanndaki toplam federal harcamalarm diizenli olarak toplam yiizde 40 ila yiizde 55'ini olu§turmaktadir. 1970'te yiiksek ogretimdeki 3.24 milyar dolarhk toplam federal harcamanm 1.76 milyar dolan, ara§brma-geli§tirme dt§mdaki ama<;lar i<;indi. 1990' da toplam rakam 15.21 milyar dolard1 ve bunun 6.06 milyar dolan da yine oteki egitim,ama<;lan i<;indi. Federal fonlarm biiyiik ol<;iide yiiksek egitim i<;in (ara§brmadan <;ok) harcanmas1, Amerika' daki devlet kar§tb ideoloji i<;in onemli bir meydan okuyu§ anlamma gelmektedir. Ara§brma-geli§tirmenin toplumsalla§bnlmasmm, dogrudan yeni askeri teknoloji iiretimi ihtiyac1 ve akademinin bu ara§brma i<;in gerekli teknolojik donamma sahip insan havuzunu olu§turmas1 ger<;egi tarafmdan ka<;1mlmaz ktlmd1g1 one siiriilebilir. Ne var ki biiyiik kaynaklann ara§brma dt§l ama<;lara tahsis edilmesi, bu dar amac1 a§maktadir. Devlet, yiiksek ogretime (biiyiik yonetsel ve teknik kadronun iiretiminin bir arac1 olarak) derinligine niifuz etmi§tir -ki bu kadro olmaks1zm ba§anh bir ekonomi miimkiin degildir. Aynen ara§brma kaynaklarmda oldugu gibi, egitim kaynaklan da tek tek firmalar tarafmdan, ne kadar biiyiik olurlarsa olsunlar kar§tlanamaz. ikinci Diinya Sava§t'ndan sonra ihtiya<; duyulan radikal ol<;iide biiyiimii§ egitim altyap1s1, yalmzca egitim maliyetlerinin toplumsalla§bnlmas1 yoluyla miimkiin olabilirdi. Ve devlet de buna gerekli tepkiyi gosterdi. Bir sava§ mentalitesi olmaksizm bu tepki siyaseten kabul edilemez olurdu. Hem ara§brma hem egitim i<;in akademiye federal paralarm ak1blmas1 sonucu, onceden yerel bir insan toplumuna hizmet eden kurumlarm egitim yap1larmda ve imajlarmda bir degi§me ya§anrm§br. North Carolina Eyalet Tanm ve Miihendislik Koleji, North Carolina Eyalet Uni57

I


r

11' :

i

L

R.C.LEWONTIN

SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DONU$0MO

versitesi olurken devletin kontrolilndeki tanm fonlarmdan gelen ara§hrma paralan, giderek daha ~ok NIH, NSF, Enerji Bakanhg1 ve Savunma Bakanhg1'nm bag1§ ve sozle§melerinden gelmeye ba§lad1. Bu da, boliimlerin entellektiiel menzilini ve saytlanm arhrmalanm saglad1. Pennsylvania Eyalet Universitesi, Eyalet Koleji'nin bulundugu §ehri terkedip §imdi kendine ait posta kodunun da bulundugu University Park'ta yerle§ti. Bir zamanlar elit kurumlarca kii~iimsenen ~ok say1da kadm koleji, tanm ve makina enstitiileri ve ogretmen kolejleri, lisansiistii egitim programlan ve ara§hrma projelerine sahip devlet iiniversiteleri haline geldiler. Lisansiistii ogrencisi olmayan Butler Universitesi'nin biyoloji prograrm, federal fonlan kullanarak, lisans ogrencileriyle iist diizeyde aktif ara§hrma programlan yiiriitmekte. Hemen her kurumdaki ogretim iiyelerinin, kolej hocalarma biraz bilim yapma frrsah haz1rlayan kii~iik bir federal bag1§ alarak derslerden biraz nefes almas1 miimkiindiir. Federal destegin e§itsiz dag1hrm yiiziinden dort y1lhk kurumlarm ~ogunlugu, hi~ku§kusuz, ogrencilerine ve ogretim iiyelerine ~ok az ara§hrma yapma frrsah saglayabiliyorlar veya hi~ saglayam1yorlar. Bununla birlikte, onemli sayilabilecek ara§hrmalarm yapilmasmm miimkiin oldugu kurumlarm say1smda biiyiik bir arh§ olmu§tur. Gii<; Kaymas1

Bilimin maliyetinin toplumsalla§masmm sonucu olarak akademik kurumlarm maddi varhklarmdaki ve biiyiikliiklerindeki arh§, kurumsal gii~ iizerinde ikincil ve ~eli§kili bir etki daha dogurdu. Kolej ve iiniversitelerin ilgin~ bir ozelligi, akademik personelinin doktor ve avukatlar gibi serbest meslek erbabmm egitim, sosyal statii ve ozel zihinsel donamrmna sahip iken aym zamanda onlan istihdam eden kurumlarm belirledigi zaman siireleri i~inde ve ko§ullarda ~ah§malan gereken maa§h insanlar olmaland1r. Akademisyenlerin kendi ~ah§ma ko§ullarma ili§kin gii~le­ rini arhrmak i~in siirekli miicadeleleri olmu§tur. Akademik ozgiirliik teziyle kendilerini bireysel olarak kurumsal k1s1tlamalardan kurtarmaya, terfi ve gorev siireleri ile ilgili kurallan saglamla§hrarak kendilerini misillemelerden korumaya ~ah§hlar. Aym zamanda, kurumsal yonetimi ele almak suretiyle i§lerinin kollektif kontroliinii ele ge~irmeye ~abalad1lar.13 Bu miicadelede akademisyenlerin elindeki silahlar, ikinci Diinya Sava§I oncesinde fazla gii~lii degildi. Kendi statiilerini algilay1§lan ve i~inde yeti§tikleri kiiltiirel ve sm1fsal ~evre, onlan, ah§Ilm1§i§ ~i hareketi ve orgiitlenmesinden ahkoyuyordu. Akademisyenler, onlan temsil 58

eden Amerika Universite Profesorleri Birligi (AAUP)'nin durmadan onlarm haklanm savunmasma muhta~hlar. i§i birakacaklarma <lair ger~ek bir tehdidin yoklugunda akademisyenler, yalmzca, kamuoyunun ve iiniversite yetkililerinin makul derecede iyi durumdaki ogretim iiyelerine sahip olmalarmm kendi lehlerine olacagm1 dii§ilnmelerini umut etmekten ba§ka yapacak bir§eyleri yoktu. Yonetimi temsil eden Amerika Kolejler Birligi ile 1915-1940 arasmda yapilan ortak toplanhlarda AAUP, akademik ozgiirliigiin temel kavramlanm ortaya koyup atamalanmn ve gorev siirelerinin duzenli hale getirilmesini talep etti. Ancak 1940'ta etkili bir model ayrmhh olarak haz1rlanabildi. Arna sava§m ba§lamas1yla bu konu, tiimiiyle giindem di§ma itildi. Gorevden ahnma i§lemlerinin prosediirel standartlan konusundaki nihai anla§ma, 1958'e kadar da imzalanamad1. Soguk Sava§ tum bunlan degi§tirdi. Sava§ sonras1 "bebek patlamas1mn" kolejlere biiyiik bir talep yaratmasmdan once ellilerin sonu ve altm1§lann ba§mdan itibaren, devletten para akI§mm sonucu iiniversitelerin ogretim iiyesi say1smda (ozellikle fen bilimlerinde) onemli bir arh§ goriilmeye ba§lad1. Sonu~, en azmdan fen bilimlerinde yirmi be§ yil siiren bir i§ giicii a~1g1 oldu. Aym zamanda, ara§hrma iiniversiteleri devletten bag1§ ve sozle§me bi~iminde gelen siibvansiyonlara bag1mh hale geldiler. Arna bu siibvansiyon kanah, giri§imci ruha sahip ferdi profesorler yoluyla kullamlm1§br. Akademisyen arzmdaki s1kmh ile akademisyenlere iiniversiteye biiyiik miktarlarda paralar ak1tma giicii verilmesi faktorleri biraraya gelince, i§ veren ile ~ah§an arasmdaki pazarhk ko§ullanm belirlemedeki gii~ dengesini degi§tirdi. Dogal ve sosyal bilim profesorleri, arhk daha az ders yiikii, daha geni§ ve §a§ah ~ah§ma ortamlan, liberal bir izin politikas1, biraz ara§hrma destegi ve ~ok cazip yan odeme paketleri sunan kurumlar arasmda bir tercih yapabiliyorlardi. Profesorler arhk iiniversite i~in degil, iiniversite i~inde ~ah§1yorlard1, zira.ba§ka yerden daha cazip bir teklif geldiginde oraya transfer olabileceklerini ~ok iyi biliyorlardi. Federal fonlarm avantajlan, yalmzca iyi yeti§mi§ bilim adamlarmda degil, yeni ogretim iiyelerinin bulunmasmda ve lisansiistii egitimin ko§ullarmda da hissediliyordu. Ellili y11larm ortalarmda, bir elit iiniversitede biyoloji alamndaki bir lisansiistii ogrencisi, ders vererek, akademik olmayan i§lerde part-time ~ah§arak veya ~ah§an birisiyle evlenmek suretiyle ge~imini saglayabilirdi. Diplomas1m ald1gmda ise ara§hrma yapmak i~in zaman, ortam ve fonlan saglayan bir akademik i§ bulmada biraz §ans1 vard1. Arna en muhtemel i§ alam, full-time ho59


r" i

I

j

SOGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DON0$0MD

R.C.LEWONTIN

yenin zihin_sel enerjisinden hayli gotiiriir. Ostelik "laboratuar", bir demokrasi veya oligar§i degil, bir kralhkbr. Akademik takvimi ya da lisans diplomasmm ko§ullanm tarb§ma ayncahg1, goni.illi.i olarak ogretim iiyeleri senatosundaki hi.imanistlere kalm1§br. Akademinin devlet yard1mlarmdan yarar saglad1g1 husus, sadece c;ah§ma ko§ullan degil, bir biitiin olarak bilimin ko§ulland1r. Biitc;esi yalmzca 140 milyon dolar (NSF'ninkinin yiizde 8'i) olan -ki bunun sadece yiizde 6's1 ara§brma yard1mma gider- Ulusal Be§eri Bilimler Vakfi, yine de bilime onemli bir katk1 saglamaktadir. Ara§brma maliyetlerinin toplumsalla§hnlmas1 etrafmda donen bir me§ruiyet halesi sayesinde entellektiiel meseleler, ekonomik ve askeri giic;meselelerinden c;ok ayn olarak degerlendirilmektedir.

cahkb. Ancak alttru§lann ortalarmdan beri yeni bir kahp olu§tU. Lisan- · si.istii ogrenim goren bir biyoloji ogrencisi, arbk, birbirleriyle yan§ an c;e§itli i.iniversitelerden okul i.icretlerinin tamarmm kapsayan bir burs alabilir veya NIH'nin veya NSF'nin doktora ogrencisi bursundan veya egitim bagi§larmdan yararlanabilir. Doktoradan sonra NIH veya NSF'den iki ila i.ic; yil si.ireli burs ya da devletin bag1§ fonlarmdan yararlanan yerle§mi§ bir ara§hrma laboratuarmda doktora sonras1 bir ara§brmac1hk donemi soz konusudur. Yakla§lk 1990 y1lma kadar doktora sonras1 ara§brmac1 olarak iki veya i.ic; yil gec;iren her gene; biyolog, bir asistanhk i§ini c;antada keklik gorebilirdi. NIH veya NSF' den ara§brma yard1rm beklentisindeki bir i.iniversiteden ara§brma ve techizat yard1m1 alabilirdi. Birinci yil c;ogunlukla ders vermeleri istenmezdi ~i yeni ogretim i.iyesi, kendi ara§brma prograrmm yoluna koyabilsin. I§e yeni alman ogretim i.iyeleri ic;in bu kO§Ullar hala gec;erlidir. Bu olumlu c;ah§ma ko§ullarma sahip olmanm verdigi gi.ic;, ilk ba§ta bi.iyi.ik ara§brma i.iniversitelerinin fen bilimlerindek_i ve sosyal bilimlerin bir kismmdaki eski akademisyenlerin lehine sonuc;lar doguruyor olmasma ragmen kurumlar ile akademisyenler arasmdaki genel ili§kiyi de degi§tirmi§tir. Kadrolu ve kadrosuz ogretim i.iyeleri arasmda ve moleki.iler biyolojiciler ile edebiyat ele§tirmenleri arasmda zorunlu ders yi.iki.i ac;1smdan bir e§itsizlige goz yumulursa da bir kurum ic;inde bu e§itsizligin ne kadar si.irdiiriilebileceginin de bir smm vardir. Fen bilimlerindeki dii§iik ders yiikii, sosyal bilimlerde de dii§iik ders yiikii anlarmna gelmi§tir. Disiplinler arasmda maa§ derecelerinde ne kadar oranhs1zhk olacagmm da bir sm1n vardir. Ve, bag1§ ve sozle§melerden alman ara§brma yard1mlan, iiniversitelerin maa§lan genel fonlarmdan arbrmasma imkan tamr. Biyologlara daha yiiksek maa§ verilmesi, biyograficilere de daha yiiksek maa§ verilmesine yolac;m1§hr. Yan odemelerde yapilan iyile§tirmeler, tiim ogretim iiyelerini etkilemektedir. Ara§hrma fonlarmm bireysel kullamc1larmm finansal giic;,leri sonucunda fakiilte yonetiminin kollektif giiciindeki arb§lar, aslmda, e§itsiz bic;imde (bilimsel c;ah§malarm toplumsal orgiitleni§i yiiziinden) daha c;ok sosyal ve be§eri bilimlerde olmu§tur. Akademideki bilim adamalan "laboratuar"dan bahsettiklerinde fiziki bir mekam degil, ortak bir fiziki ve sosyal ortarm payla§an ve giinliik sosyal etkile§imi olan ve lisansiistii ogrenciler, doktora sonras1 ara§hrmacilan ve teknik c;ah§anlardan olu§an kiic;iik bir grubu kastediyorlar. Kiic;iik bir "laboratuarm" bile entellektiiel ve mali yonetimi, bundan sorumlu akademis-

Yeni $i§elerde Eski $arap Soguk Sava§ bitti. En azmdan §imdilik. Aym zamanda, muhafazakar siyasal giic;ler tarafmdan devlet harcamalarmda indirime gidilmesi lehinde ba§anh bir kamuoyu talebi yaratild1. Bu talep, reel iicretlerdeki ve i§ gi.ivenligindeki azalmamn yolac;tig1 ekonomik kayg1 arb§mdan kaynaklanmaktadir. Ekonomi politikasmda sorun, bir yandan tiim siyasal giic;lerin modern kapitalizmin istikran ic;in elzem gordiikleri devlet miidahalesinin seviyesini siirdiiriirken bir yandan da toplam harcamalan kismak olmu§tur. Harcamalan azaltacak popiiler yollan bulmak kolay olmu§tur: siyasal giicii olmayan ve her haliikarda topluma yiik olduklan dii§iiniilerek kendilerine kizgmhk duyulan marjinalle§mi§ gruplara fayda saglayan sosyal giivenlik ve gelir dagthrm programlan. Sorun, tasarruf ic;in yarabltru§ olan talebin, iiretime olan devlet destegine yonelmesini (devletin roliinii alenen kabul etmeden) onlemek olmu§tur. Eski yontem hala gec;erli: "dovii§erek miicadele etme istegi, yeterince iyi bilinmektedir". Yeni dii§manlar icad edilmeye devam ediliyor, eski baz1 dii§manlar da kendilerine yonelik retorigin siyasi kampanyalarla periyodik olarak 1s1blmas1 suretiyle kamuoyu bilincinde canh tutuluyor. Arna bu ulusal dii§manlardan hic;biri, tek ba§ma, bir endi§e kaynag1 olarak Sovyetler Birligi'nin birakhg1 bo§lugu dolduramaz. Palm Springs ya da Key West'te delikler arasmda gidip gelirken di.i§iinceye dalan en paranoyak bir siirgiin bile, el Barbudo'nun giic;lerinin kendisine saldirmak iizere oldugunu tahayyiil etmiyor. Ku§kusuz, kamuoyu bilinci olu§turanlarm c;abalan ile devletin giri§tigi

61

60 1:

ii 11

L .

L


l soGUK SAVA$ VE AKADEMiNiN DON-0$-0M-0

R.C.LEWONTIN

bir c;aba vardir. Burada Bosna, <;ec;enistan, Lilbnan ve Kore orneklerinde ifadesini bulan istikrars1z bir diinya anlay1§1mn yaygmla§bnlmas1 istenmektedir. Bunlar tek ba§ma yetersiz kald1g1 ic;in, Tiananmien Meydam, Tibet'in i§ gali ve Achille Lauro bize periyodik olarak habrlabhr. Bununla birlikte, "ulusal giivenlige" odaklanmam1§ c;agnlann siyaseten sonsuza kadar i§e yarayip yaramayacag1 belli degil. Askeri giivenlik kavrammm bir de yedegi vardir ve bu da bir "miicadele iradesinin" yaratilmasmda daha fazla rol oynamaktadir. Ekonomik sava§lar, ekonomiye devlet miidahalesinin temel bir gerekc;esi olarak silahh miicadelenin yerini ahyor. Japonya veya Bab Avrupa'mn, Amerika'nm iiretim giiciiniin yerini almaya devam edecegi tehdidine, boykot veya ithalat kis1tlamalan ile cevap verilemez, zira Amerikan sermayesinin kendi ihracat pazarma bag1mhhg1 soz konusudur. Devlet destekli oteki ekonomilerin ilerlemesine, Amerikan hiiki,imetinin iiretimin hamisi roliinii terketmesiyle kar§l konulamayacagm1 herkes c;ok iyi bilmektedir. Bu hamiligin en onemli kism1, her zaman ic;in, ara§tlrma ve egitim maliyetlerinin toplumsalla§bnlmasmda yatmaktadir. Bu hamiligi siirdiirecek giicii saglayan, kismen de birbiriyle c;eli§en iki unsur vardir. Birincisi; temel ve uygulamah ara§brmalarm ve yeni teknolojilerin ilk geli§iminin Amerika' da gerc;ekle§tigi iyi bilinmektedir. <;iinkii ba§ka hic;bir ekonominin, yenilik maliyetlerini biiyiik olc;iide sosyalle§tirilmesini Amerika'mnki kadar kaldirma kapasitesi yoktur. Avrupahlarm bu maliyetleri bir havuzda toplama giri§imleri (ornegin, niikleer fizik ara§brmalarmda CERN veya molekiiler biyoloji ara§hrmalarmda EMBO gibi kurumlarla), ara§hrma-geli§tirmedeki Amerikan hegemonyasma meydan okumak ic;in hala c;ok kiic;iik olc;eklidir. ikinci olarak, Amerikah ogrencilerin fen ve matematik testlerinde Japonlann ve Avrupahlarm c;ok gerisinde olduguna <lair tekrar tekrar iddialar ortaya ablmakta ve eger yeniliklerin kazandird1g1 zengin kaynaklarm kurumamas1 isteniyorsa bilim egitiminde ciddi bir c;abanm gerekli oldugu vurgulanmaktad1r. Silahlarm c;ab§masmm aksine ekonomik sava§, kendi kendini yenileyen ve sonu gelmeyen bir siirec;tir. Devletin kendi ekonomik roliinii me§rula§bran di§ dii§manlarm tiikenme tehlikesi de hie; yoktur. Ara§brmalarm ve yiiksek ogretimin siibvanse edilmesi, o roliin ana temasm1 olu§turmaktadir. Bilime, hatta akademinin dt§mdaki sanatlara verilen federal destege ne tiir itirazlar olursa olsun bu itirazlar, hem ekonomik bir felaket devlet harcamalarmda topyekiin bir kismby1 kac;1mlmaz kild1g1 ic;in hem de belli programlarm ic;eriginin bunlan

62

ozellikle kolay zarar gorebilir kild1g1 ic;in seslendirilmelidir. Yoksa devletin bu siibvansiyonlanmn Amerikan siyasal sisteminin dogasma aykm oldugu teziyle degil. Soguk Sava§ bitmi§ olabilir ama entellektiiel c;abanm toplumsalla§bnlmas1 kahc1dir. Notlar 1 Yakm iki omek §unlardir: Gertrude Himmelfarb, On Looking Into the Abyss: Untimely on Culture and Society, (New York: Alfred Knoph, 1994) ve Paul Gross and Norman Levitt, Higher Superstition: The Academic Left and Its Quarrel with Science, Gohns Hopkins Univ. Press, 1994). 2 Bkz. E. Hobsbawm, The Age of Extremes, (New York: Pantheon, 1994), s.90-93; Hobsbawm'a sadece bu istatistikleri tarh§mas1 ic;in degil, aym zamanda beni ahnhlar yaptigrm c;e§itli birincil kaynaklara yonelttigi ic;in de minnettanm. 3 Paul Samuelson, "Full Employment After the War", ed. S. Harris, Post-war economic Problems, (1943), s.27-53 4 Bu tarihin aymtilan, yakmda c;1kacak olan ve RC. Lewontin, S. Baker, F. Valente ve N. Makhoul'un yazd1g1 The Political Economy of Agricultural Research adh kitapta · ele almmaktad1r. 5 Vanevar Bush, ed., Science-The Endlless Frontier (Washington, D.C.: Office of Scentific Research and Development, 1945)

6A.g.e, s.5 7 A.g.e, s.7 8 A.g.e, s.33 9 Ozerklik ic;in bu ideolojik talep, ciddi ekonomik maliyetine ragmen eyalet yetkililerine kar§1 direni§i de ic;ermektedir. iki yil once Vermont'ta, yerel kentler, okullan daha kotii ko§ullarda olan mahallelerdeki emlak vergisi yiikiinii , daha ziyade tatil evlerinin olu§turdugu ve devamh oturulmayan ev sahipleri aleyhine omak iizere hafifletecek ve boylece okullarm vergilerden elde ettigi gelirleri eyalet c;apmda yeniden dag1tacak bir plaru reddettiler. Degi§iklikten biiyiik olc;iide yarar saglayacak olan benim §ehrim Marlboro' daki sec;menler, bunun eyalet hiikiimetine okullarm i§lerine kan§ma firsah saglayacagm1 soyleyerek plam ac;1k ideolojik nedenlerle reddettiler. 10 Omegm 1950'lerin ortalarmda Oak Ridge'in Biyoloji Boliimii'nde W. Baker, D. Lidsley, E. Novitski ve L. Sandler c;ah§iyordu. Bunlar daha sonra Chicago, · California, Oregon ve Washimngton iiniversitelerine gec;ip buralarda genetik alanmda ulusal ve uluslararas1 diizeyde onemli onciileri oldular. 11 NSF, temel ara§hrmayi, "olgularm ve gozlemlenebilir gerc;eklerin daha biitiin olarak bilinmesi veya anla§ilmas1" olarak tammlar. Geli§tirme ise "yararh maddelerin, aletlerin, sistemlerin veya metodlarm (prototiplerin ve siirec;lerin tasarrm ve geli§tirilmesi de dahil) iiretimine yonelik ara§hrmalardan elde edilen bilgi veya anlayi§tn sistematik kullamm1" dir. Uygulamah ara§hrma, bu ikisi arasmda bir yerdedir ve "kabul edilmi§ bir ihtiyac1 kar§ilamaya" yoneliktir. 12 "Sava§ "mecazmm kamu politikasmda (dogrudan Soguk Sava§ bilincinin di§mda) kuvvetli tesirinin oldugunun farkma varmam1 saglayan Columbia Universitesi'nden Elinor Barber'a minnettanm.

63


• R.C.LEWONTIN

Howard Zinn

13 Bu konudaki c;ei;;itli goriii;;ler ic;in §U c;ahi;;malara bak1mz: W. P. Metzger (ed).,

Reader on the Sociology of the Academic Profession, (Ar~o Press, 1_977)' deki_ makaleler ve w. P. Metzger (ed), The American Concept of Academic Freedom m Formatwn, (Arno Press, 1977)'deki hpk1 bas1m1 yapilan belgeler.

Soguk Sava§ Doneminde Tarih Siyaseti Bask1 ve

Direni~

Akademi, fildi~i kulesi degil. Ellen Schrecker'in, McCarthyizm ve iiniversiteler iizerine yaphg1 giizel c;ah11masmm ba§hg1 bu. Tarih pratigi, Amerika' daki sava§ sonras1 c;e§itli ak1mlardan etkilenmi§tir. Ellilerde McCarthyizm ve altmt§larda da "radikal tarihin" yiikseli§i tarafmdan. Bu donemi izleyen on yilda devamh bir c;atl§ma vardi: Siyasette bask1 ve direni§ arasmda, tarihc;ilik mesleginde ise muhafazakarhg1 gizleyen sahte objektiflik ile toplumsal degi§ime ac;1kc;a beyan edilmi§ baghhk arasmda. Bu makalede bu c;ati11may1, sava§ sonrasmm elli yilhk doneminde ic;inde ya§ad1g1m, gozlemci ve kahhmc1 olarak tecriibe ettigim §ekliyle anlatmaya c;ah11acag1m. ikinci Diinya Sava§l sirasmda Hava Kuvvetleri'nde askere ahnml§ bir tersane i§c;isiydim ve Avrupa iizerinde uc;u§ gorevi yapan bir sava§ uc;agmm bombac1s1 oldum. Sava11tan sonra ise hendek kaz1Cis1, garson, belediye i§c;isi ve bira fabrikas1 i§c;isi olarak .c;ah§hm. 1949'da, okul iicretim Asker Haklan Yasas1 uyarmca odenince tarih dalmda okumaya, daha sonra okutmaya ve profesyonel bir tarihc;i olarak yazmaya ba11lad1m. Akademinin ic;indeki ve d1§mdaki bunca yil boyunca tersane i§c;ilerini orgiitlemekten insan haklan hareketlerine ve sava§ kar§lh hareketlere katllmaya kadar siyasal faaliyetler ic;inde bulundum. Hava kuvvetlerine kahlmadan l>nce yiizeysel tarih kitaplan okumu§tum: Charles Beard'm The Rise of American Civilization'1 (Amerikan Medeniyetinin Yiikseli§i), gazeteci George Seldes'in Mussolini'nin iktidara yiiriiyii§iinii anlathg1 Sawdust Caesar'1 (Tozlu Sezar). Alman Nazizmi iizerine yapilm1§ c;ah§malardan da beni "iyi sava§ta" sava§ma azmimi arhracak kadar okumu§tum.1 Tarihin politik niteligi, o zamanlar benim ic;in yabanc1 bir kavramdi. Ulusal c;1karlara baghhgm, tarihc;ilerin c;ah§malanm s1khkla saptlrd1gm1 c;ok daha sonra ogrenecektim. Bu, en ac;1k olarak sava§ zamanlarmda, yani tarihc;ilerin mesleki yeteneklerini askeri zafer hedefi ugruna askerligin hizmetine sunmaya c;agnld1klan zamanlarda goriiliir. Birle§ik Devletler 1917'de Almanya'ya sava§ ilan ettiginde arala64

65

.I


'""T' ,,,,

HOWARD ZINN

rmda Frederick Jackson Turner ve J. Franklin Jameson'un da bulundugu Amerika'nm onde gelen baz1 tarihc;ileri Washington'da toplanarak "tarihc;ilerin iilkeleri ic;in §imdi ne yapabilecegini" tarh§1yorlard1. Yaptiklan i§lerden biri, c;e§itli devlet kurumlarmm dag1thg1 bro§iirlerin 33 milyondan fazla kopyasm1 yapmakh. "Biiyiik sava§" sirasmdaki tarih propagandas1 iizerine yaphg1 bir c;ah§mada George T. Blakey, pek c;ok tarihc;inin "ulusal onyarg1 baskilanna yenik dii§tiigii ve sava§ hedeflerini bilimsel itidalin oniine gec;irdigi" sonucuna vanyor. 2 Aym yazar, daha sonraki tarihc;ilerin bu tecriibe tarafmdan "ayikhnld1gm1" soyliiyor. Fakat objektif tarihc;ilik iddias1 ile ilgili miikemmel c;ah§masmda PeterNovick'in ortaya koydugu gibi,3 ikinci Diinya Sa'va§1, sec;kin bilim adamlanmn vatanperverlik §evkinin gelmesine yolac;h. Harvard Universitesi'nden Samuel Eliot Morison, sava§ sirasmda yazd1g1 bir makalede "olay1 aynen oldugu gibi ac;1klamaya" olan geleneksel baghhgm1 teyid ediyordu. Bununla birlikte, yine aym makalede Morison, Birinci Diinya Sava§1'nda hayal kmkhgma ugrad1g1m ac;1klayan tarihc;ileri ele§tiriyordu. ikinci Diinya Sava§1'mn gene; ku§ag1mn, tarihc;iler tarafmdan "sava§mak zorunda olduklan bir sava§a manevi olarak hazirhks1z tutuldugunu ... ve tarihc;ilerin, sava§m bir i§e yarad1g1m, kolelikten evla oldugunu ifade etmi§ olmalan gereken insanlar" oldugunu soyliiyordu.4 ikinci Diinya Sava§l tarh§malanmn kar§l tarafmda ise Charles Beard vard1. Beard, Roosevelt'i, kandirma ve manipulasyon yoluyla milleti sava§a soktugu ic;in sert bir dille km1yordu. Tarih yaz1mmm kac;m11maz politik niteligini kabul etmekte Beard, Morison'dan daha samimi idi. Amerika Tarihc;iler Birligi'nde (AHA) ba§kan olarak sava§ oncesinde yaphg1 konu§masmda Beard, filozof Benedetto Croce'nin tarihin "gec;mi§e ili§kin bugiinkii dii§iincemiz" oldugu gorii§iini.i aktanyor ve tarihin, gerc;eklerin seleksiyonunu ve diizenlemesini ic;erdigini vurguluyordu. Tarihc;i, "tarihi kiic;iik veya biiyiik yapmaya katk1da bulunur" diyordu.s Ta sava§tan sonradir ki genc;ligimde tiimiiyle kabul ederek okumll§ oldugum tarihin politik karakteri iizerine kafa yormaya ba§lad1m. Tarih ara§hrmalanm, siirmekte olan c;ah§malardan ayirt etmemi giderek daha olanaks1z hale getiren §ey, sava§ sonras1 diinyas1mn zor durumu idi. Sava§ta hevesli bir bombac1 idim. Arna iilkeme dondiikten sonra, sava§tan sonra farkh bir diinya kurulmas1 ypniinde sarfedilmi§ sozlerin ic;i bo§altilmi§h. Fa§izm, Almanya ve italya'da yenilgiye ugrahlrm§h ama diinyamn oteki bolgelerine yay1hyordu. Atlantik ~arh'ndaki self-

66

SoGUK SAVA~ OONEMiNDE TARiH SiYASETi

determinasyon vaadlerine ragmen Bati'mn emperyal giic;leri, Malaya'da, Afrika'da, indoc;in'de ve Filipinler'de eski somiirgelerini kaphrmamak ic;in sava§a tutU§ffiU§lard1. Fa§ist devletlerde gori.ildiigii bic;imiyle c;ok nefret edilen militarizm, Birle§ik Devletler ile Sovyetler Birligi arasmda ba§layan Soguk Sava§ ile bu kez de niikleer bir olc;ekte yeniden yiikseli§e gec;iyordu. New York Eyalet Universitesi'nde tarih okumaya resmen ba§lad1g1mda (1949) ve hemen sonra Columbia Universitesi'nde devam ederken yeni korkunc; anti-komiinizm ikliminin c;ok iyi farkmdayd1m. (Ogrenciyken Manhattan'da dii§iik gelirli insanlar ic;in yapilrm§ bir konut projesindeki bir evde e§im ve iki c;ocugumla oturuyor ve geceleri bir depoda ak§am iizerinden gece yansma kadar da kamyonlara yukleme yap1yordum). Diinyadaki siyasal ve askeri c;ah§malar evimize geliyordu. Yine o yd (1949), alh ayhk hamile e§im, iki ya§mdaki kiz1m1z Myla ve ben 1932 model antika Buick'imizle Paul Robeson'un bir ac;1k hava konserini izlemek ic;in Peekshill'e (New York) gittik. Ya~h gene; pek c;ok gene; radikal ic;in Robeson, kiilturel ve siyasal bir kahramandi. Konser, Hudson Valley' deki sagc1 gazi gruplarm engelleme tehditlerine (ki kisa bir sure once ba§anh bir engelleme yapm1§lard1) aldirmadan gerc;ekle§tiriliyord u. Fakat biz safc;a du§unmu~tiik ki erken yapilan duyurular ve Peekshill'e akm eden biiyiik kitle nedeniyle konsere gitmek giivenli olacakh. Yamlrm§hk. Robeson §arkilanm soyledi. Aym §ekilde Pete Seeger de. Ne var ki onlar §ark1lanm soylerken konser alanmm c;evresinde gurultulu bir ayaktak1rm topland1 ve izleyiciler toprak yola dogru gec;erken ayaktak1m1 arabalara ve insanlara ta§h sopah saldmya gec;ti. Polis ise mudahale etmeden bekliyordu. E§im ve kiz1m, arabanm on koltugunda oturarak kendilerini korumaya c;ah§1yorlard1. Ta~ darbeleriyle arabanm tum camlan tuzla buz edildi. 0 an, sava§ta Alman uc;aksavar ate§ini yararak yapm1§ oldugumuz uc;u§ gorevlerindekinden daha fazla korkmu§, aym zamanda ofkelenmi§tim. Bizimle beraber gelen bir kadmm kafas1 ta§la yanlm1§h. Dunyadaki c;e§itli olaylar, Amerika'da bir korku ve histeri iklimi yarahyordu: Dogu Avrupa'mn Sovyetlerce i§gali, C::in'de komunizmin zaferi, Sovyetler Birligi'nin ilk atom bombasm1 patlatmas1 ve Kore'de sava§ c;1kmas1. Ulkede, komiinistler ve komiinist zanhlan mahkemelere c;1kanhyordu. Ya Alger Hiss olaymdaki gibi "yalan yere yeminden" ya da Amerikan Komiinist Partisi liderlerinin durumdaki gibi "hukiimeti giic; ve ~iddet kullanarak devirmeye azmettiren ve savunan komplolar" kurmaktan yargilamyorlardi.

67


HOWARD ZINN 1950 yilmda bir akgam evimden c;1k1p giderken yakmlardaki bir binada pahrhh bir olaya tamk oldum. Yuzleri ve ba§lan kan revan ic;indeki erkek ve kadmlar, sokakta sersemleyerek yuruyordu. Kore Sava§I'na Amerika'mn kangmasm1 protesto eden bir Quaker* toplanhsma kahlm1glar ve super vatanseverlerin saldmsma ugrarm;ilardi. Bir bagka zaman elimde bir pogetle evime donerken trenc;kotlu iki adam (ki nasil giyineceklerini c;okc;a film seyrettikten sonra ogrenmiglerdi) tarafmdan durduruldum. FBI kimliklerini gosterip tamd1g1m komunistler hakkmda konugup konugmayacag1m1 sordular. Reddettim. Ertesi gun egim ve ben, savag s1rasmda birbirimize yazd1g1m1z ve ic;inde komunist harekette yeralan arkadaglardan da bahsettigimiz mektuplanm1z1 ahp salondaki g6mineye att1k. Gerc;i o an ic;imizden oyle gelmi§ti ama daha sonra.c;ok pigman oldugumuz bir geydi bu. 0 mektuplann tarihsel belgeler oldugu soylenebilir. 0 belgeler de Soguk Savag'm kurbam oldular. Sava§ sonrasmm super guc;leri arasmdaki c;ahgmanm yogunluguna, c;ok gec;meden en saygm Amerikah tarihc;ilerden bir k1smmm utanmaz partizanhg1 da eklendi. Peter Novick §6yle yaz1yor: Soguk Sava§' ta Amerikan davas1mn yard1mma ve savunusuna katk1da bulunmaya en istekli olanlar ve dogrudan c;ah§anlar, diplomasi tarihi camias1 idi. Bu bilim adamlannm temel katk1s1, yakm donem tarihinin, mevcut politikalan me§ru gosteren bir versiyonunu saglamakti. Amerika'nm, mihver devletleri ve Sovyetler Birligi ile mi.icadelelerini, yay1lmac1 totaliter rejimlere kar§l si.irekli ve kac;imlmaz tek bir mi.icadelenin birbirini izleyen a§amalan olarak gos teri yorlardi. 6 Ulusal siyaset, baz1 onde gelen tarihc;ilere tarihle ilgili gorevler yukledi. Winston Churchill'in 1946'daki "Demir Perde" konugmasmdan sonra Mart 1947'de Yunanistan ve Turkiye'ye devletlerini komunist ayaklanmalara karg1 koruyabilmeleri ic;in askeri ve ekonomik yard1m veren Truman Doktrini'nin ilam geldi. Aym ay ic;inde Truman'm 9835 nolu Yurutme Emri, tiim federal c;ahganlar ic;in sadakat-guvenlik kriterini getirdi. Ki buna gore komiinistler ile "sempati duzeyinde bir baglanh" bile i§ten ahlma gerekc;esi olabiliyordu. Ellili y1llann bagmda William L. Langer ile S. Everett Gleason, Amerika'nm ikinci Dunya Savag1'na giri§inin iki ciltlik bir tarihini yazdi. Amac;lan, kendi ifadeleriyle "Amerika Birlegik Devletleri'nin bir dunya mucadelesindeki aydmhk guc;lerin oncusu olarak sanc1yla dogu68

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi gunu" tarihe kaydetmek idi. Kendilerine, ayncahkh devlet belgelerine eri§me imkam tamnm1§ olmasma ragmen hie; bir devlet gorevlisi "goruglerimizi etkileyecek en kuc;uk bir c;aba gostermedi" geklinde bir iddialan oldu.7 Ancak bu iki bilim adam1 ile yonetim arasmdaki baglanh, gizli degildi. Langer, Merkezi Haberalma Tegkilah'mn araghrma muduru, Gleason ise Ulusal Guvenlik Konseyi'nin yuri.itme sekreter yard1mc1s1ydi. Amerikan di§ politika tarihi konusunda belki de en yaygm kullamlan kolej ders kitab1, Thomas Bailey' in A Diplomatic History of the American People'i (Amerikan Halkmm Diplomasi Tarihi), §U degerlendirmeyi yap1yordu: "Bizzat kendi yagam bic;imlerinin komunist dehget tehlikesi altmda oldugunu Amerikahlarm tumu kabullenmeye hazir degil... C::ogu, savunma harcamalanndan gikayetc;i. Moskova'nm en iyi bildigi dilin kuvvetin dili oldugunun farkmda degiller". 8 Conyers Read'in 1949'da AHA bagkam olarak yaphg1 konu§ma gunu deklare ediyordu: "S1cak ya da soguk, topyekun bir sava§ herkesi askere ahr ve herkesi gorevini yapmaya c;agmr... Asla tamamen ozgur insanlar olamay1z. Hatta dilimiz ve kalemimizle bile" .9 Diplomasi tarihc;isi Samuel Flagg Bemis'in 1961'deki bagkanhk konugmas1 da aym gekilde ac;1k sozlii idi: Kendini c;ok fazla incelemesi, kendini c;ok fazla ele§tirmesi, bir halk ic;in zayiflahc1dir ... Bi.iyi.ik bir halkm ki.ilti.iri.i, kendisini sorgulamaya ba§lad1g1 an c;i.iri.imeye ba§lar .. Biz, ulusal hedefimizi gozden kac;irmaya baghyoruz ... askeri haz1rhk durumumuz, daha az c;ah§ma ve daha c;ok i.icret ic;in yapilan sinsi grevlerle sekteye ugrahhyor. Bizim tembelce eglenmemiz ve hafifc;e mmldan1§1m1z, bedbah di.i§mammizm agresif enerjisini daha da arhran teba halklarmm kah disiplini ve tiranik bask1s1yla nas1l kiyaslanabilir.1° Sovyetler Birligi'ne kar§l yurutiilen Soguk Sava§, fa§izme kar§l savagm, demokrasinin totaliterlige karg1 savagmm devam1 olarak goruluyordu. Fakat, fa§izmin Avrupa'da yukselige gec;tigi donemlerde bu tarihc;ilerin, sahip olduklan bilimsel birikimi boyle bir gevkle fa§izm kar§lh bir mucadelenin hizmetine sunmad1klanm soylemek insafh bir degerlendirme olur. "Oteki" totaliterlik, onlan daha fazla ilgilendiriyordu. Buda, dunyadaki konumlarma meydan okumaya baglaymcaya kadar fa§izme kar§l koymakta isteksiz davranan bahh guc;lerin sicili ile paralellik arzediyordu. "Bah medeniyeti" ile ilgili dersler ahrken, iiniversite mufredatm69


.. I

HOWARD ZINN

da boyle bir konunun sei;ili§inin bile, Soguk Sava§'m gereklerine uygun bir milliyeti;i onyarg1dan kaynakland1gm1 dii§iinmemi§tim. 1946 Yilmda Harvard'm Genel Egitim Komitesi bir rapor yaymlad1. (The Reforming of General Education -Genel Egitim Reformu). Daniel Bell, raporun "ozgiir bir toplumun ilkelerini...bir totaliterlik diinyasmda demokrasi tarurmru ... tiim Amerikahlar ii;in ulusal birligin temeli olarak 'ortak ogrenim' sunma ihtiyac1ru" kuvvetlendirdigi degerlendirmesini yap1yordu.11 Amerikan toplumu yahut di§ politikasm1 giii;lii bir dille ele§tiren herkesi ii;ine alacak derecede geni§ bir i;eri;evede yiiriitiilen i;ilgm bir komiinist av1 olan McCarthyizm olgusu, Wisconsin Senatorii Joseph McCarthy'nin i;ah§malanru a§h. Arna McCarthy, komiinist avm1 histeri noktasma vardirrm§h. 0, ulusal giindemin ortasma, 1950'nin ba§mda, ABD yonetiminin en tepelerinde yeralan komiinistlerin listesine sahip oldugunu soyleyip bir sansasyon yarathgmda dii§tii. "Listelerinin" diizmece oldugu ortaya i;1kacakh. Bununla birlikte, ba§kanhgm1 yaphg1 iki Senato komitesinde (Senato Devlet Operasyonlan Komitesi ve ozellikle de Soru§turma Alt Komitesi' nde) yaphg1 bir dizi konu§mada, yalruzca D1§i§leri Bakanhg1'm degil, Amerika'nm Sesi'ni ve Devlet Bas1mevi'ni de komiinist etkisi alhnda olmakla sui;luyordu. Komiinistlerle miicadele yaygmhk kazandi. Komiinistlerle baglanhlarmdan ku§kulamlan tarihi;iler, bu miicadelenin ilk kurbanlan arasmdaydilar. Tarihi;i M. I. Finley'in, Nevada Senatorii Pat McCarran'm ba§kanhgmdaki Senato ii; Giivenlik Komitesi'nde 1952'deki ifadesinde iki taruk, Finley'in 1930'larda Columbia'da lisansiistii ogrenci iken bir komiinist i;ah§ma grubu kurdugunu soyledi. Komite'ye i;agnlan Finley, Komiinist Partisi iiyesi oldugunu yalanlad1, ancak tarud1g1 insanlarla ilgili sorulan yarutlamay1 reddetti. $imdi Rutgers Universitesi'nde olan Finley'in harikulade bir hoca ve bilim adarm oldugu kabul ediliyordu. Onunla ilgili bir soru§turma yiiriiten bizzat iiniversitenin bir komitesi de soru§turma sonrasmda hem Finley'in hem de McCarran Komitesi'nin sorulanm yamtlamay1 reddeden bir ba§ka ogretim iiyesinin (matematiki;i Simon Heimlich'in), Komite'ye tepki verirken kendi anayasal haklarm1 kulland1klan sonucuna vardi. Buna ragmen Rutgers Universitesi Miitevelli Heyeti, bu iki bilim adamm1 oybirligi ile i§ten ath. Heyettekilerden biri, fakiilte raporuna ahfta bulunuyordu:"Komite'nin yaphg1, bu meselenin tamarmru, hukukun inceliklerinin hakim oldugu soyut bir durum olarak degerlendir70

soGUK SAVA':} OONEMiNDE TARiH SiYASETi

mektedir. Bana oyle geliyor ki, biz komiihizmle sava§ halinde bulundugumuzu unuttuk". Bir ba§ka iiye, biiti;esinin yiizde 60'1ru devletten alan iiniversitenin "kamuoyunu inciteineyecegini" soyliiyordu.12 Dogrusu, kamuoyuna ili§kin ifade yerindeydi. Kongre tarafmdan yiiriitiilen soru§turmalar, Amerikan bas1mrun suskun tepkisi ve giderek isman Soguk Sava§ ortanu, Amerikan kamuoyunda yans1masm1 buluyordu. 1946'da yapilan bir kamuoyu yoklamasma gore, yoklamaya kahlanlarm yiizde 44'ii Komiinist Parti'ye iiye olmarun bir cezai sui; haline getirilmesini savunurken bu rakam 1949'da yiizde 68 idi. 1954'e gelindigmde Harvardh sosyal bilimci Samuel Stouffer'in yaphg1 bir ara§hrma, gorii§ii alman insanlarm yiizde 52'sinin, tum komiinistlerin kodese hkilmas1 lehinde oldugunu ortaya koyuyordu.13 Baz1 tarihi;iler Kongre soru§turmalarma meydan okudular ve sonui;ta i§lerinden oldularsa da (Finley iilkeyi terkedip ingiltere'de sei;kin bir kariyer elde etti. Kraliyet tarafmdan da "sir" iinvamyla odiillendirildi), bazilan da bu engizisyon ile i§birligi yaph. Tarihi;i Daniel Boorstin, 1953'te Temsilciler Meclisi Gayri-Amerikan Faaliyetler Komitesi'ndeki ifadesinde, 1930'larm sonunda k1sa bir siire Komiinist Partisi iiyesi oldugunu kabul etti ama arhk hii; bir komiinistin bir Amerikan iiniversitesinde hocahk yapmasma izin verilmemesi gerektigini soyliiyordu. Boorstin, Komite'nin "hii; bir §ekilde kendisinin akademik ozgiirliigiinii zedeleni.emi§ oldugunu" da ekliyordu.14 Komiinizme muhalefetini nasil ortaya koymu§ oldugunu anlatmas1ru isteyen Komite'ye Boorstin §oyle diyordu: "Once, dini faaliyetlere samimiyetle kahlarak yaphm. <;unkii dinin komiinizme kar§l bir set oldugunu dii§iiniiyorum... ikinci muhalefet §eklim de, derslerimde ve yazilanmda Amerikan demokrasisinin e§siz faziletlerini ke§fetmeye ve ogrencilerime aktarmaya i;abalamak oldu" _15 Popiilaritesinin zirvesinde iken McCarthy, ba§anlanyla oviiniiyordu, Kendi iddiasma gore, bizzat ABD Ordusu'nda varolan komiinist niifuzunu soru§tururken McCarthy, biiyiik saygmhg1 olan General George Marshall'a yiiklendi. <;ok gei;meden popiilaritesi hizfa sondii, destegi kayboldu ve nihayet 1954'de Senato yaptlg1 bir oylamayla McCarthy'yi "kmad1". Senator, devlet erkaruru (the Establishment) utandiracak dereceye vard1rrm§h i§i. Arna komiinistlerle miicadele ba§ka bii;imlerde devam etti. Ve komiinistlerle baglanhlarmdan ku§kulanilan tarihi;iler, bu miicadelenin ilk kurbanlarmdan oldular. Dlkenin onde gelen iiniversitelerinin rektorleri, komiinizme muhalefetlerini biiyiik bir hevesle deklare ettiler. 71

,, 11 :111

I I'

'.11.I

'

\

~


,. HOWARD ZINN 1953'te onlann te§kilab Amerikan Universiteler Birligi (AAU), Komi.inist Parti'ye iiye olmamn "iiniversitede bir gorev alma hakk1m ottadan kaldird1g1m" ilan ediyordu.16 Harvard, Yale, Columbia, Princeton, MIT, Chicago, Caltech ve ba§ka otuz kurum, bu deklarasyonun albna imza koydu. Anti-komiinist engizisyonlann tarihi;ilerin i;ah§malarma etkisi, ku§kulamlan radikallerin i§ten uzakla§bnlmasmm i;ok otesindeydi. Ve hatta, McCarthy'nin kendi i;ah§malanm da a§1yordu. Ellen Schrecker, "ulusun kolej ve iiniversitelerini saran politik siikut"a dikkat i;ekiyor: Marksizm ve bu ideolojinin taraftarlarmm akademiden kokleri tamamen kazmamad1ysa da marjinalle§tirildi. Statiikonun ai;1ki;a ele§tirilmesi ortadan kalkh. Amerikah bilim adamlarmm kendilerine uygulad1klan sansiiriin gen;ek boyutlarm1 bilebilmek i;ok zor. Yazilmam1§ kitaplan, okutulmam1§ dersleri ve hii; bir zaman yaptlmam1§ ara§hrmalan oli;menin kesin bir yolu da yok.17 Daniel Boorstin'in Kongre'de ifade verdigi yil ben, Columbia'da doktora derslerimi bitiriyor ve tez konusunu sei;meye i;ah§1yordum. Columbia' daki kidemli tarih hocalarmdan birine, sivil ozgiirliikler konusuyla ilgili bir tez yazabilecegimi soyledigimde beni uyard1 ve ba§ka bir konuyu denememi istedi. Bu konu tarh§mah idi ve diplomam1 almam1 daha da zorla§hrabilirdi. Arna bu durum, 1950'lerin spesifik olgusu olan McCarthyizm'in sonucu muydu? Yoksa Amerika'da McCarthyizm donemi oncesi ve sonrasmda siiregiden durum, "yazilmam1§ kitaplann, okutulmam1§ derslerin ~.tihii; bir zaman yapilmam1§ ara§brmalarm" bir pari;as1 m1yd1? Amerikan kiiltiiri.inde (tarih pratigi dahil) kahc1 bir muhafazakarhk ya..: §anmad1 rm ve bu muhafazakarhk ciddi olarak sadece toplumsal protesto donemlerinde (1930'lar ve 1960'larda) sorgulanmad1 m1? Richard Hofstadter, The American Political Tradition (Amerikan Siyasal Gelenegi) adh kitab1m, Soguk Sava§ atmosferinin tam olarak yerle§mesinden once yazd1. Orada, Amerikan siyasal liderliginin s1mrlanm ~oyle karakterize ediyor: "miilkiyet ve te§ebbiis ... kapitalist kiiltiiriin [kendisinin "son derece milliyeti;i" dedigi kiiltiiriin] ekonomik faziletleri" ,is Bu s1mrlar, aym z·amanda, ulusal tarihimiz boyunca, spesifik McCarthyizm olgusu oncesi ve sonrasmda, saygm tarih biliminin de s1mrlanna i§aret ediyordu. 1913'te Charles Beard, bu sm1rlarm olduki;a di§ma i;1k1p i;1gir ai;an kitab1 An Economic Interpretation of the Constitution'u (Anayasa'nm Ekonomik Yorumu) yazd1gmda New York Times, Be72

i I

~'

• .i

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi ard'm kitabm1 kmayan bir ba§ makale yazd1. 1930'larda bir oli;iide sm1f bilinci ta§iyan Harold Rugg'm tarih dersi kitab1 yaygm olarak kullamlmaya ba§lad1gmda Ulusal imalati;1lar Birligi, Rugg'm kitabma kar§l bir saldm ba§latb, okul kitaplan arasmdan i;1karthrmay1 ba§ard1 ve boylece 1940'larm tarih kitab1 yazar ve yaymcilarma bir uyan gondermi§ oldular.19 Marksist tarihi;ilere gelince; onlar, McCarthy donemi oncesinde bile toplum diizenine aykm idiler. Bu yiizden Herbert Aptheker ve Philip Foner'in oncii i;ah§malan, yalmzca, yaymc1hk sektoriiniin marjinalleri olarak kabul edilebilecek yaymevlerince kabul ediliyordu. Aptheker'in klasigi A Documentary History of the Negro People in the United States (Birle§ik Devletler'deki Zencilerin Belgesel Bir Tarihi), ki Afrikah-Amerikahlar hakkmda ara§hrma yapanlar ii;in paha bii;ilmez bir kaynakhr, kiii;iik Citadel Press tarafmdan yaymland1. i§i;i tarihi konusunda i;ah§anlar ii;in son derece yararh bir kaynak olan Foner'in bir kai; ciltlik ara§hrmas1 A History of the Labor Movement in the United States (Birle§ik Devletler i§i;i Hareketi Tarihi), solcu International Press tarafmdan basild1. Her iki i;ah§ma da Marksist olmayanlarca da yapdabilirdi, i;iinkii Amerikan tarihinin "Marksist" yorumunu yaprmyorlard1. Arna oyle goriiniiyor ki Marksist tarihi;iler, ai;1ki;as1, zencilerin ve i§i;ilerin tarihi konusunda daha bilini;li idiler. Merkezdeki tarihi;ilerin Afrika kokenli Amerikahlarm tarihine i;ok az dikkat sarfetmeleri, Amerikan toplumuyla ilgili bir gosterge niteligindedir. American Historical Review dergisinde 1945-1968 arasmda yaymlanan 450 makaleden sadece be§ tanesi Afrikah-Amerikahlan konu ediniyordu. Afrika kokenli Amerikahlarm tarihi konusunda yogun i;ah§malar bulmak ii;in saygm dergi Journal of Negro History veya Carter Woodson tarafmdan 1925'te kurulmu§ olan Hayatm ve Tarihin Ara§hnlmas11i;in Birlik'in yon verdigi yaymlara bakmak gerekiyordu. Zenci tarihi;ilerin yazrm§ oldugu kiii;iik bir yaymlanm1§ kitaplar demeti de vard1: Woodson, John Franklin Hope'un From Slavery to Freedom'1 (Kolelikten Ozgiirliige); W.E.B. DuBois'in Black Reconstruction'1 (Zencilerin Yeniden Yap1lanmas1); ve Rayford Logan'm The Betrayal of the Negro: From Rutherford B. Hayes to Woodrow Wilson'u (Zencilere ihanet: Rutherford B. Hayes'tan Woodrow Wilson' a). Ellili yillarm ba§mda, Soguk Sava§'m ba§lang1cmda meslege yeni giren geni; ve istekli bir tarihi;i olarak benim ula§abilecegim neler vard1? Amerikan tarihinin radikal bir bak1§ ai;1s1yla yazilrm§ hii; bir genel degerlendirmesi yoktu. Ne de Amerikan di§ politikasmm ele§tirel bir tari73


HOWARD ZINN

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi

hi. Ve William Appleman Williams, ellilerin sonunda The Tragedy of American Diplomacy'yi (Amerikan Diplomasisinin Trajedisi) yaymlaymcaya kadar da olmadi. Bu kitap, bir revizyonist tarih donemi ba§latacakh. The Age of Jackson (Jackson C:::ag1) adh kitab1 Pulitzer odi.ili.i kazanan Arthur Schlesinger, Jr. gibi tarih<;ilere ovgi.iler yagdmld1g1 bir donemdi bu. C:::ok gi.izel bir i.islupla yazilm1§ olan bu kitap, Jackson'1, demokratik gelenegin bir kahramam, Franklin D. Roosevelt'in mi.ijdecisi olarak sunuyordu. Ancak, bilim adamlanm irksal nefrete kar§I daha duyarh kilm1§ olmas1 gereken bir sava§tan sonra bile Schlesinger'm kitab1, Jackson'm ulusal bankac1hk sektori.ini.in <;1karlanna kar§I birisi oldugunu vurguluyor, onu bir irk<;1, koleci ve K1z1lderililerin katili olarak ki.i<;i.imsi.iyordu. (Kendimin de o zamanlar bu ti.ir konulara duyars1z oldugumu ve Schlesinger'1 keyifle ve hayran11kla okudugumu belirtmeliyim). 1950'lerin genel tarihi anlahrm, s1khkla, Amerikan toplumundaki <;ah§malarm fazla pahrhh olmad1gmm vurguland1g1, dar sm1rlar i<;inde tutuldugu ve sm1f aynmlanmn daha bir keskin oldugu toplumlardaki §iddete dayah karma§amn gori.ilmediginin anlatild1g1 bir konsensus" tarihi olarak tammlanmt§hr. Bu sozi.im ona konsensus tarih<;ileri, bu anlayi§a Amerika'nm ge<;mi§inin bir tammlanmas1 olarak ula§hlar, ama bu konsensusun erdemleri konusunda aynhga dii§ti.iler. 1952'de Chicago Universitesi'nde verdigi bir dizi derste ve aym ba§hkla 1955 yilmda yaymlad1g1 bir kitapta Daniel Boorstin, bu konsensusla dalga ge<;iyor ve Amerikan siyasetinin bir dehas1" olarak gori.iyordu. The End of Ideology (ideolojinin Sonu) kitabmda Daniel Bell de bu <;ah§mas1z ortam1 (hem ideolojik hem de fiili <;ah§manm yoklugunu), memnuniyetle kar§1hyor, Amerikan toplumunun olgunla§masmm bir i§areti olarak degerlendiriyor. Ote yandan Richard Hofstadter, i.ilke:n,in siyasal liderligini bu konsensusta biraraya getiren kapitalizm ve milliyet<;ilik ideolojilerine ele§tirel yakla§1yordu. S1mf <;ah§malarmm yoklugunu Amerika'daki kolonilerin kokeninde feodalizmin olmamasma baglayan Louis Hartz, Amerfkan diskurunun hapsedildigi dar sm1rlardan duydugu ho§nutsuzlugu a<;1k<;a ifade ediyordu.20 Columbia' da lisansi.isti.i <;ah§malanm1 yi.iri.iti.irken derslerde ve bana sunulan literati.irde, Hofstadter'in de Hartz'm da tarif ettigi smirlan gordi.im. Liberal bilim adamlan gordi.im: anayasa hukuku okutan Henry Steele Commager ve Missisipi dogumlu ama koleligin lagv1 taraftarlarmm a<;1k bir hayram olan David Donald. Onlarm <;ah§malan, liberal gelenegin i<;ine <;ok iyi oturuyor. 11

11

11

11

74

Konsensusun muhafazakar kanadmda ise meslekta§lan Allan Nevins vardi. Dretken bir yazar olan Nevins, bir yandan i<; Sava§'m sekiz ciltlik bir tarihini yazarken bir yandan da Rockefeller'lar ve Parlak c:;ag'm oteki zengin mi.ite§ebbislerini i<;tenlikle savundugu yaz1lara da vakit buluyordu. Onun yaz1lan, ilerlemeci" <;agm ve 1930'lann ele§tirel <;ah§malarma (Mathew Josephson'un The Robber Barons'una (Haydutlar) ve Gustavus Myers'in A History of the Great American Fortunes (Amerika'daki Bi.iyi.ik Servetlerin Tarihi) adh 1907 tarihli klasigine) bir cevap olarak gori.ilebilir. Kitabmm 1962'deki yeni bas1mmda Josephson, Nevins gibi tarih<;ileri Amerikan tarihinin baz1 boli.imlerini, eski ti.ifek kapitalistlerin imaj1m, ender bulunan antika mobilyalar gibi parlatacak §ekilde yeniden yazmay1 oneren revizyonistler" olarak gori.iyordu. Revizyonist" s1fah, daha sonralan, tarihiJosephson'cu gelenekte kurcalayanlar i~in kullamlacakhr. Tarihe olan ilgimi derinle§tirebilmek i<;in derslerimdeki okuma listelerinin ve mi.ifredatm dt§ma <;1kmam gerektigini anlad1m. Bu yi.izden, Mathew Josephson ve Gustavus Myers'1 okudum. Ve, Birle§ik Devletler i§<;i hareketi tarihiyle ilgili yogun bir okuma si.irecine girdim. 195l'de NYU'de bir lisans ogrencisi iken i§<;i tarihi ile ilgili hi<; birders bulamad1m ama bag1ms1z bir okuma program1 uygulad1m, ki bu da beni Foner'in <;ah§malan ve i§<;i sm1fmm tarihi i.izerine yazilm1§ diger kitaplarla tam§hrdi. Beni ozellikle cezbeden, bir tarih<;i degil de bir ingilizce hocas1 olan Samuel Yellen'in kitab1 American Labor Struggles (Amerikan i§<;i Mi.icadeleleri) oldu. Kitap, aras1ra bir-iki kelimelik bahisler di§mda Amerikan tarihi derslerimin hi<;birinde rastlamad1g1m dramatik ve §iddetli olaylan anlahyordu. 1877'deki bi.iyi.ik demiryolu isyamm, 1886 Haymarket olaym1ve1912 Lawrence tekstil grevini ilk defa okuyordum. Beni ozellikle etkileyen de 1913-14 Colorado Komi.ir Madeni Grevi'nin hikayesi oldu. Columbia' daki Amerikan tarihi derslerinde yer almayan bu olay1 ben master tezimin konusu yapmaya karar verdim. Otuzlu yillarm i§<;i mi.icadelelerinin heyecam arhk ge<;mi§ti ve i§<;i hareketi di.i§U§te idi. Taft-Hartley Yasas1'nm yi.iri.irli.ige girmesiyle beraber bizzat sendikalar kendilerini zamanm Soguk Sava§ atmosferine uydurarak liderleri arasmda bir komi.inist av1 ba§lathlar. Fakat Columbia'mn hocalarmdan eski ve ya§h biri, Harry Carman ve asistam James Shenton, benim i<;in degerli bir kilavuzdular. Colorado Komi.ir Madeni Grevi'nin ayrmtilanm kurcalamak, 11

11

11

I

'.i

75

----------------~_.ji


SOGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi HOWARD ZINN Amerikan toplumuyla ilgili sahip oldugum radikal ele§tirilerin tiimiinii teyid edecekti. Bu, en az Emile Zola' run Frans1z madencilerini konu alan romaru Germinal' de anlabld1g1 kadar yogun ve §iddet i<;eren (Amerikan usulii) bir sm1f miicadelesiydi. Bu grev, Rockefeller'in §irket <;1karlan ile Colorado'nun siyasi liderleri arasmdaki baglan, mahkemelerin ve askerlerin yakma ve oldiirme eylemlerinde kullarulmasm1 (ki 1914 Ludlow Katliarm ile sonu<;land1), "objektif" oldugu varsayilan basmm zenginlerin <;1karlarma hizmetteki roliinii ve liberal bir federal hiikiimetin (Wilson yonetiminin) maden sahipleriyle i§birligindeki roliinii gosteriyordu. Pek maddi kaynaklan olmayan madencilerin ve ailelerinin, Amerika'nm en gii<;lii §irketine nasil direndiklerini gostermesi a<;1smdan da <;arp1c1ydi. Doktora tez konum i<;in de bir kere daha liberal-muhafazakar konsensusun di§mda bir §eyler aramak zorundayd1m. New York belediye ba§karu olarak bu konsensusa dahil olmasmdan once 1920'lerde Dogu Harlem' den se<;ilmi§ radikal bir Kongre iiyesi olan Fierollo LaGuardia'y1 tez konusu olarak se<;tim. 0 donemin, "Cazz C::ag1" oldugu kabul ediliyordu. Yani bir refah <;ag1. Bu, benim Amerikan tarihi derslerimde hi<; bir zaman sorgulanmayan bir tarumlamaydi. Ancak LaGuardia bunu ofkeyle reddediyordu. Kongre' de, kendi bolgesindeki yoksul insanlar i<;in ve Pennsylvania' da grevdeki madenciler ve orta-batmm bor<; batagmdaki <;ift<;ileri i<;in sesini yiikseltti: Bir radikal olarak adlandmlmak beni hi<; mi hi<; rahats1z etmiyor. Eger ortada fiyatlarda manipiilasyona imkan taruyan, <;iftc;ilere c;iftliklerini ipotekler sonucu kaybettirecek ve §ehirlerimizdeki binlerce <;ocugun yetersiz beslenmesine yola<;acak kadar gida sekt6riinde tekellerin kurulmasma imkan tan1yan bir durum varsa, ortada radikal bir yanh§hk vardu.21 Dt§i§leri Bakaru Frank Kellogg'un Nikaragua'nm komiinistler tarafmdan ele ge<;irilmesinin onlenmesi ve Amerikahlarm hayatmm kurtanlmas1 i<;in gerekli gordiigii 1927'de bu iilkeye Amerikan deniz piyadelerinin gonderilmesine LaGuardia neredeyse tek ba§ma kar§l <;1kti. Nikaragua' da komiinist eylemlerin varhgmm hi<; bir karub olmad1giru soyliiyor ve ekliyordu: "Nikaragua'daki Amerikahlarm canlanm ve mallanru korumak i<;in orada §U an faaliyette bulunan muazzam donanma ve piyade giiciine gerek yoktur. Bana elli tane New York polisi verin, tam korumayi garanti ederim".22

LaGuardia'nm bu sabrlanru, 1954'te Amerika Guatemala'daki hiikiimeti devirmek i<;in harakete gec;mek iizereyken okuyordum. Amerika, Guatemala tarihindeki bir kac; hiir sec;imden biri sonucunda i§ba§lna gelmi§ olan hiikiimetin komiinistlerin kontroliinde oldugu suc;lamasm1 yap1yordu. (0 hiikiimet, United Fruit Corporation'm topraklanru millile§ tirmi§ti). Ellili y1llarda tarih<;ilerin yahut oteki bilim adamlarmm orgiitlii bir faaliyeti yoktu. Birle§ik Devletler'in askeri miidahalelerine kar§l son derece smuh baz1 bireysel protestolar yapildi. Bu miidahaleler, U<;iincii Diinya iilkelerine kar§l ve hep "komiinizmi durdurmak" amac1yla gerc;ekle§tiriliyordu. Arn.erika'run Kore'ye miidahalesi, bir milyondan fazla Korelinin hayabna malolmu§tu. Kore Sava§1'nm bittigi yil olan 1953'te ABD hiikiimeti, uan'da milliyetc;i lider Musadd1k'm devrili§ini organize etti. Frans1zlar indo<;in' deki eski somiirgelerini yeniden fethetmeye c;ah§1 yorlard1 ve bu sava§m askeri malzemelerinin c;ogunu da Birle§ik Devletler saghyordu. Ba§kan Eisenhower, 1958'de, oradaki hiikiimeti bir isyana kar§l korumak amac1yla Liibnan'a 14.000 deniz piyadesi gonderdi. Ellili y11lardaki Soguk Sava§ di§ politikalan kar§1smda akademinin suskun kalmas1, Soguk Sava§'m ic;erdeki muadilini (i§ten ablmalar, kara listeler, sendikalara saldm, FBI'm tacizleri, ki bunlan hepsi de komiinizmle miicadele adma yap1hyordu) de pasif kalarak kabullenmesi ile paralel gidiyordu. Universitelerde McCarthyizmin ara§hrmasm1 yapbktan sonra Ellen Schrecker'm dedigi gibi: Profesorler ve yoneticiler, kuruma baghhk ve ulusal giivenlik gibi yiice oldugu varsay1lan degerler ugruna kendi meslekta§lannm ve c;ah§anlarmm sivil ozgiirliiklerini c;igneyip ge<;tiler ... Akademik yapmm devletin taleplerine kendini son derece kolay adapte etmesi, akademinin McCarthyizme tepkisinin en onemli boyutu olsa gerek.23 Di§arda askeri miidahaleler ger<;ekle§tiren, i<;erde de komiinist avc1hg1 yapan devlete baz1 tarih<;ilerin boyun egi§leri, sessiz kalmarun da otesine gec;ip sue; ortakhgma donii§tii. 1960'da John F. Kennedy'nin ba§kanhga sec;ilmesi ile Beyaz Saray'a bir c;ok bilim adam1 daru§man olarak girdi: Harvardh siyaset bilimci/ tarihc;i McGeorge Bundy, MIT'den iktisat<;1 Eugene Rostow ve Harvardh tarihc;i Arthur Schlesinger, Jr. Ba§kan Kennedy Kiiba'da Domuzlar Korfezi'nin gizlice i§gal edil77

76


,,

HOWARD ZINN mesine karar verdiginde Schlesinger, Soguk Sava§ politikalan dikkate almd1gmda bunun akilhca olmad1g1m dii§iiniiyordu. A Thousand Days (Bin Giin) adh kitabmda Schlesinger, i§gale muhalefetini Ba§kan' a yazd1g1 ozel bir notta ifade ettigini soyliiyor. Bununla birlikte: "Domuzlar Korfezi'nden sonraki aylarda, Kabine Odas1'ndaki o hayati tarh§malar esnasmda bu kadar sessiz kald1g1m ic;in kendi kendime sitem ettim". Sessizligini "tarh§manm ko§ullarma" baghyordu. Kendi deyi§iyle: Bir Ozel Yardnnc1'mn Ba§kan ile onun istegi iizerine ozel olarak ve samimi bir §ekilde konu§mas1 ba§kadir; devlet i§lerinde tecriibesiz olan bir kolej profesoriiniin yard1m almadan olu§turdugu gorii§lerini, her biri arkasmda kendi kurumlarmm tam destegi olan Dt§i§leri ve Savunma Bakanlan ve Kuvvet Komutanlan gibi muhterem zevata kar§I ac;1k bir toplanbda savunmas1 ba§ka.24 Schlesinger'in Kiiba'nm i§galine muhalefeti, popiiler bir devrimci hiikiimeti devirmeyi hedefleyen askeri bir miidahaleye moral ac;idan kar§I olmasmdan kaynaklanm1yordu. Castro devriminin popiilaritesi, Schlesinger ic;in, sadece i§gal i§inin uzamas1 anlamma geldigi ic;in onem ta§1yordu. "Ani bir cerrahi miidahale ile olabilirse bunu desteklerim". Arna "kabaday1ca bir miidahale, Amerika'nm yeni imaj1m yikar" ve "en biiyiik ulusal kiymetimizi (John F. Kennedy'nin kendisi) de pervasizca tiiketilebilir". 2s Schlesinger'm manhg1, di§ politika alamndaki geleneksel partileriistii yakla§1m ic;erisindeydi. Bu yakla§1ma gore, belli bir di§ politika taktigine itiraz edilebilir. Arna bu itiraz, temel meselelerin dogru veya yanh§hgma yahut self-determinasyon gibi temel bir ilkeye degil, "bu taktik i§e yarar mi?'' veya "imaj1m1z1 ne yonde etkiler?" tiiriinden sorular ac;ISmdan yap1labilir. Schlesinger, kitabmda, Kennedy'ye yazd1g1 yazmm ic;edgini tam olarak ac;1klarmyor. Ancak The Nation' da yazd1g1 bir makalede bir ba§ka tarihc;i Ronald Radosh, Domuzlar Korfezi i§galinde Schlesinger'm rolii konusunda daha fazla bilgi verdi. Oyle anla§1hyor ki Schlesinger, "en biiyiik ulusal kiymetimiz olan John F. Kennedy"yi korumak ic;in "yalan soylemek gerektiginde, alt seviyedeki gorevliler tarafmdan soylenmelidir" gorii§iinii ta§1yor.26 (Reagan doneminin Iran-Contragate skandallarmda bu "makul yalanlama" taktigi ayyuka c;1kacakh). Schlesinger'a gore, aldatma gerekli olabilir, zira §U anda pek c;ok insan ac;1kc;as1 Kiiba'nm, diinyadaki c;ogunlugun da kiic;iik bir ulusa kar11

78

SOCUK SAVA~ OONEMiNDE TARiH SiYASETi §I bilinc;lice yapilmI§ bir saldm olarak yorumlayacag1 bir politikay1 me§rula§hracak derecede bizim ulusal giivenligimize §iddetli ve yakm bir tehdit olu§turdugunu dii§iinmem~ktedir" .27 Schlesinger, Kennedy'ye yaz1smda, bir basm toplanhsmda i§gal konusunun giindeme gelmesi durumuna hazirhk olsun diye ornek sorular ve yalan cevaplar da sunuyordu: Soru: Saym Ba§kan, CIA bu i§e kan§h m1? Cevap: Birle§ik Devletler'in Castro rejimini giic; kullanarak devirmeye hie; niyetinin olmad1gma sizi temin ederim.28 i§galden dort giin onceki bir basm toplanbsmda Ba§kan Kennedy, "ABD silahh kuvvetleri Kiiba'ya hie; bir ko§ul altmda miidahalede bulunmayacakhr" diyordu.29 Ulusal giiciin hizmetkan roliinii oynamI§ olan Schlesinger ve oteki bilim adamlan, "gerc;eklerin kati olarak sunulmasi. ..hic; ku§kusuz en yiice kanundur" tiiriinden ifadeleri sayesinde "objektif" tarih havarisi sayilan XIX. yiizyil tarihc;isi Leopold von Rani<e'nin diisturunu izliyorlard1. Arna bir ba§ka zaman Ranke §oyle yaz1yordu: "Tarih sadece akademik bir konu olmad1g1 ic;in insanhk tarihinin bilgisi, her §eyden once kendi ulusumuza fayda saglamahd1r, zira ulusumuz olmasayd1 bu yaphklanm1z1 yapmamIZ miimkiin olmazd1" .3o · KU§kusuz c;ok az sayida tarihc;i, bir Schlesinger veya Bundy gibi ulusal siyasete etki yapabilecek konumundaydi. <;ogumuz, gerek yaphklanm1zla gerekse sm1fm di§mda diinyadaki vatanda§lar olarak roliimiizii nasil oynad1g1m1z ac;1smdan; olsa olsa ogrencilerimizi etkileyebilirdik. Bir insamn i§inin, bir ba§kas1mn iki dudag1 arasmdan c;1kacak . soze bagh oldugu bir durumdaki zor §artlarda bile bir tercih imkam vardir. Ve bu tercih, iizerimizde bulunan giic; sahipleri onaylasa da onaylamasa da derinden hissettigimiz degerlerimize gore ogretmek ve davranmak ile emniyette olahm diye kendimize sayg1s1zhk ederek bir otosansiir uygulamak arasmdadir. Egitimcilik kariyerimin ba§mdan beri oto-sansiire kar§I c;1kbm. Bunu ozel bir cesarete degil, hayabmm ko§ullarma baghyorum. (Bir tersanede iic; yil c;ah§bktan, sava§ta bombac1hk tecriibemden ve c;e§itli i§lerden sonra) akademik diinyaya gee; girmi§ olmam, benim siyasal gorii§lerime giic; ve giiven katti. Diiriistliik §eklinde anla§Ilmad1g1 siirece "objektifligin" ne miimkiin ne de arzu edilir bir §ey olmad1g1m biliyordum. Tarihin, daha iyi bir diinyanm yaratilmasmda biraz rol oynayabi79


HOWARD ZINN lecegini dii§iiniiyordum. Arna herhangi bir partiye, ulusa veya ideolojiye payanda .ol~rak degil. Tarih ogretimi ve yaz1mmda kullamlan kaynaklarm se<;1mmde, sava§ ve ban§, irk aynmc1hg1 ve ekonomik e§itsizlige ili§kin sorular uyandiracak §ekilde hareket edebilecegimi ve buna yonelik bilgiler sunabilecegimi dii§iindiim. Hayahm1 sm1f ve kiitiiphaneyle sm1rlayacag1m1, zamamm1zm onemli <;ah§malan sirasmda bir kenara <;ekilecegimi dii§iinmedim. Egitimciler ve bilim adamlan i<;in bu her zaman zor bir yoldur. Ve S~guk Sava§ atmosferinde kolej yoneticileri, bir ogretim iiyesinin a<;1k s1yasal soru§turmaya maruz kalma ihtimali konusunda normalden daha kayg1h idiler. Egitimcilikteki ilk.. i§imin giineydeki bir zenci kiz kolejinde olmas1 belki de riski azaltti. Ozel olarak bir zenci kolejinde i§ aramam~§hm ama teklif edilince memnuniyetle kabul ettim. Amerikan egitimmde ana bak1§ hattmm di§mda olan zenci kolejlerinin, ortodoks olmayan bir hoca i<;in bir s1gmak olabilecegini dii§iinmemi§tim. Fakat <;ogu kere durum boyleydi. ~tl~nta'?a geli§mekte olan insan haklan hareketine (oturma eyl~mlen, gos:enler, grevler ve boykotl~~a) kan§hg1mda, oturma eylemlermden dogmu§ olan $iddet Dl§l Ogrenci Koordinasyon Komitesi (SNC.~)'nin y~r~tme kuruluna kahlmam istendi. Martin Luther King'in ve Guney Hmshyan Liderlik Konferans1'nm ekibinde bulunmu§ olan zenci bayan Ella Baker ile birlikte SNCC'ye "yeti§kin bir dam§man" olarak dii§iiniilmii§tiim. Hareket i<;inde bir tiir tarih<;i-katihmc1 oldum. Hocahga ve SNCC'deki <;ah§mama ilaveten Harper's Magazine, The Nation, The New Republic ve ba§ka yaymlarda makaleler yaz1yordum. FBI'm benim Spelman Koleji'ndeki faaliyetlerimi izledigini bilmiyordum. Fakat 1970'lerin ortalarmda Bilgi Edinme Ozgiirliigii Yasas1'ndan yararlanarak benimle ilgili FBI dosyasmm (yiizlerce sayfahk FBI notlan, haber kiipiirleri ve <;e§itli belgeler) bir kismm1 elde etmeyi ba§ard1m. FBI ajam M.A.Jones, te§kilatm list diizey bir yetkilisi olan "Dr. DeLoach"a yazd1g1 bir notta §oyle diyordu: "DirektOr, Boston Globe'un 1024-65 say1h niishasmda <;1kan 'Ogrencilere Komiinist Demeyin' ba§hkh makaleyle ilgili olarak Zinn'in dosyasmda neler oldugunu sormu§tur". !,ones daha so~~~ be~im askeri ve egitim sicilimi aktanyor ve ekliyor: Spel~a~ Kolep nde 1ken irk meselelerinde olduk<;a aktifti. Elde ettigim1z bilgilere gore <;e§itli insan haklan meseleleriyle ugra§maya devam etmektedir. Kendisi halen Boston Biiromuzun Giivenlik Endeksi'nde yeralmaktadir". v

80

SOGUK SAY A$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi 1961ve1962'de, Atlanta'da bir ara§hrma grubu olan Giiney Bolge Konseyi, benden, Atlanta'nm 150 mil giineyinde yeralan ve kii<;i.ik bir §ehir olan Albany' deki gosteriler ve kitlesel tutuklamalar iizerine bir rapor haz1rlamam1 istedi. Hapisten yeni <;1km1§ zencilerle, Albany hareketinin liderleriyle ve gosterilerin ba§lang1cmda bu §ehirde bir "Ozgiirliik Evi" kurmu§ olan SNCC'li insanlarla soyle§iler yaphm. $ehrin polis §efi ve Albany'nin ba§kenti oldugu Dougherty Bolgesi'nin §erifi ile de konu§tum. "Albany, Georgia: Federal Sorumluluk 1le ilgili Bir Ara§tirma" ba§hkh raporum <;ok net olarak ABD hiikiimetinin Albany' de anayasay1 hakim kilmakta ba§ans1z oldugu sonucuna vanyordu. Kokenleri ta I\ Sava§' a kadar uzanan zenci halkm anayasal haklan ve sivil haklarla ilgili yasalan, yerel zab1ta kuvvetleri tarafmdan tekrar tekrar <;ignenirken Ba§kan, Adalet Bakanhg1 ve FBI bunlan gormezden geliyordu. Raporum, New York Times'm ilk sayfa giindemini i§gal etti, LP.Stone's Weekly' de de almhs1 yapildi. Basmm benim FBI'ya yonelik ele§tirilerime kahhp kahlmad1gm1 sormas1 iizerine Martin Luther King, Jr., FBI bi.inyesindeki irk<;1hkla ilgili sert bir ifade kullandi. Bu, J. Edgar Hoover'1 fena halde kizdirdi. FBI, Eyliil 1958'de New York'ta (Komi.inist lider Benjamin Davis'in bir kilisenin di§mda King'e yakla§mas1 i.izerine) King ile ilgili bir dosya a<;ml§h.31 Hoover'in benimle ilgili talep ettigi raporda ajan M.A. Jones "Zinn, DirektOr'ii ve FBI'1 ele§tiren ve bir kism1 da The Nation'da yaymlanan pek <;ok makale yazm1§hr" di yor. Atlanta (Georgia), Selma (Alabama) ve Hattiesburg (Missisipi) gibi giiney kentlerindeki ozgiirliikler hareketi eylemlerini izledikten ve bunlara katild1ktan soma federal hiikiimeti, zenci halkm haklarmm yerel gorevlilerce <;ignenmesini onleyemedigi i<;in ele§tirmeye devam ettim. Amerikan di§ politikas1 da dahil ba§ka konularda da sesimi yiikselttim. Spelman Koleji'nde hocahg1m sirasmdaki faaliyetlerimle ilgili olarak FBI'm yorumu §U: Zinn' in si.iregiden komiinizm yanhhg1 ve Amerikan kar§1thg1, Spelman' daki faaliyetlerinden kaynaklamyor olsa gerek. Oradaki faaliyetleri: Atlanta' da "Amerika'nm Kuba Politikas1" konulu bir seminer duzenlemek (ki bu seminerdeki konu§mac1lardan biri ABD'nin Kuba politikas1m kmad1); $ubat 1962'de, nukleer denemelerin sona erdirilmesini talep eden ve Amerika'nm dort bir yamndan gelen ogrencileri Beyaz Saray'm d1§mda bir protesto gosterisi yap ma ya <;agumak. 81


r HOWARD ZINN Benimle ilgili rapor ;;u sonw;lara vanyordu: Soz konusu zatm faaliyetleri, kendisinin Yedek Endeks mi yoksa Giivenlik Endeksi'ne mi konulacagma ili;;kin bir karar vermeyi gerektiriyor. [Giivenlik Endeksi'ndeki insanlar, Ba;;kan ne zaman Kongre'nin 1950'de i;1kard1g1 Olaganiistii Hallerde Tutuklama Program1'm yiiriirliige koymay1 ulusal giivenlik apsmdan gerekli goriirse tutuklanabilirler ve kamplara yerle;;tirilebilirlerdi.] Ancak olaganiistii hallerde ABD'nin ulusal savunmasma ve kamu giivenligine zarar verebilecegine ili;;kin yeterli kan1t mevcut oldugundan Zinn, Giivenlik Endeksi'ne konabilir. Giivenlik Endeksi kartlan Boston Biirosu'na gonderilmektedir. Dogrusu, tarihin i<;ine bizzat girmeye karar vermi;; bir tarih<;i, devlet ve onun istihbarat kurumlan a<;1smdan, tarihi sadece yazan birisinden (ne kadar geleneksel <;izgi d1;;mda yazarsa yazsm) daha tehlikeli olur. Spelman Koleji'nde ge<;irdigim yedi yll boyunca kolej muduru, benim siyasal faaliyetlerimden giderek daha fazla rahats1z oluyordu. Ve sonunda 1963'te "itaatsizlik"ten i;;ime son verdi. Sorun, benim Spelman' daki ogrencilere yonetimin otoriterligine kar;;1 isyanlarmda destek vermem miydi? Yoksa Atlantahlarm ozgurluk hareketlerindeki ve ABD d1;; politikasm1 protesto gosterilerindeki faaliyetlerim miydi? Gerek kolej yonetimine gerekse federal hukumete itaatsizlik i<;erisinde oldugumu biliyordum. Ablmamda d1;;ardan bir etkenin de, belki mutevelli heyetindeki muhafazakar beyaz i;;adamlarmm, belki FBI'm ve belki de her ikisinin de rol oynam1;; olabilecegini du;;unuyordum. Spelman Koleji'ndeki en yakm meslekta;;1m, hem bir dost hem de bir tarih<;i olan Staugh ton Lynd idi. 0 da <;e;;itli insan haklan路 hareketleri faaliyetlerine kablm1;;b ve 1964 Missisipi Yaz Prograrm'ndaki Ozgurliik Okullan'nm muduru idi. Atlanta' da, Kuba' ya yonelik Amerikan politikasm1 protesto ederken aym grev hattmda yuruduk; Temsilciler Meclisi Gayri-Amerikan Faaliyetler Komitesi'ne kar;;1 aym forumda bulu;;tuk; Hiro;;ima ve Nagasaki'nin dramatik sembolleri oldugu ve bizim Amerika tarafmdan ba;;labld1gma inand1g1m1z bir yan;;ta her iki super gucun de nukleer silah kapasitelerindeki arb;;a birlikte uziilduk. Harvard ve Columbia'da parlak bir ogrencilikten odiil kazanm1;; bir tarih<;ilige, Spelman' da hocahktan Yale' de profesorluge ve tarih<;ilik mesleginden silini;;ine kadar Staughton Lynd'in yorungesi, Soguk Sava;;'m akademiye etkisi konusunda <;ok ;;ey anlabyor bizlere.

82

f

j

SOGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi Spelman'dan aynlmam1 muteakip Boston Universitesi'nden bir i;; teklifi ald1g1m s1ralarda Staugh ton, Spelman' daki gorevinden istifa etti ve onu hemen Yale Universitesi kapb. 1965'te ABD'nin Vietnam'daki sava;;1 azd1gmda Demokratik Toplum Taraftan Ogrenciler Dernegi'nden Tom Hayden ve bir tarih<;i ve bir komunist olan Herbert Aptheker'le birlikte du;;man ulkesi Kuzey Vietnam' a bir gezi yapb. Bundan k1sa bir sure soma da Yale'deki ogretim uyeliginden kovuldu. Akademik sicilini dikkate ald1gm1zda kolej ve universitelerin Lynd'in pe;;ine du;;ecegini du;;unursunuz. Fakat Chicago Eyalet Koleji'nde bir i;;e..ba;;vurdugunda, "kamusal eylemleri" yiizunden reddedildi. Chicago Universitesi'nde bir i;; beklerken de reddedildi, zira radikal tarih<;i Jesse Lemisch tecrubesi ile ilgili yorumunda "kotii kanaat" beyan etmi;;ti. Lemisch, Chicago Universitesi'nde bir somester <;ah;;bktan sonra ablm1;;ti. Boliim ba;;kam, ona "itikatlanmzla biliminiz birbirine kan;;1yor" demi;;ti.32 Lynd, Chicago bolgesinde bir egitimcilik i;;i bulamadi. Kara listeye almd1gma kani olduktan soma tarih<;iligi birak1p Chicago Universitesi Hukuk Fakultesi'ne ogrenci olarak kaydoldu. Ve sonunda da bir i;; hukuk<;usu oldu. Lynd'in Kuzey Vietnam'a yaptig1 gezinin onu akademide istenmeyen bir a dam yapmas1 ;;a;;irbc1 degildi. Vietnam' daki sava;;, Soguk Sava;; y1llarmm anti-komunizmini 6zetliyordu. Arna aym zamanda bir donum noktas1yd1 da. Altm1;;h y1llarm insan haklan mucadelelerinde J. Edgar Hoover'm ve digerlerinin, <;e;;itli hareketleri komunizmden etkilenmekle yaftalama giri;;imlerinin (eski bir Ba;;kan Harry Truman, oturma eylemlerinin komiinistlerce tezgahland1gmdan emin oldugunu soyliiyordu), bu hareketlerin giderek Amerika'nm geneli tarafmdan da kabul edilmeye ba;;lad1g1 ger<;egini bertaraf etmeleri gerekiyordu. Martin Luther King, Jr. ve SNCC, zenci ahali arasmda ve giderek de beyaz ahali arasmda ezici bir <;ogunlugun destegine sahipti. Ki komiinizm su<;lamalan i;;e yaram1yordu. Ger<;ekten Hoover, King'i gozden du;;urmek i<;in umutsuzca bir casusluk faaliyeti yapacak kadar ku<;iilmu;;tu. Bizzat Vietnam'daki sava;;m "Komunizmi durdurmak" a<;1smdan . me;;rula;;tmlm1;; olmas1 ve komunizme kar;;1 Soguk Sava;;'m i<;inden <;1kilmaz bi<;imde Vietnam'daki <;ab;;maya bagh hale gelmi;; olmas1 ger<;egi, sava;;m kendisinin itibar kaybetmesine paralel olarak Amerikan halkmm, hukumetin "komunizm tehdidini" kullanmasmdan daha <;ok ku;;ku duyar olmas1 anlamma geliyordu. Fakat bu, kamuoyunun huku-

83


ff''.

I

HOWARD ZINN

metin Vietnam' a biiyiik c;:aph asker sevketme gerekc;:esini kabul ettigi 1965'ten, tiim kamuoyu yoklamalarmm halkm liderlerinden hayal kmkhgma ugrad1gm1 gosterdigi 1975'e kadar on y1lhk bir siirec;:ti. Bu donem boyunca, tilkenin geri kalam gibi tarihc;:iler de, sava9a ABD'nin bula9mas1 konusunda gerek kendi vicdanlan ile gerekse birbirleriyle miicadele ettiler. Arna aym zamanda sm1fta, yaz1lannda ve toplum genelinde, tarihc;:ilerin oynamasr gereken uygun rolii yogun olarak tartl9tllar. 1965 Yilmda Herbert Marcuse ile birlikte Boston Common'daki bir ba9lang1c;: protestosunda bir konu9ma yapmakla ba9layan sava9 kar91tl faaliyetlerim, beni 1966 yazmda Japonya'ya gotiirdii. Japan aydmlarm olu9turdugu ve Amerika'nm Vietnam'daki sava9ma da kar91 c;:1kan Beheiren adh kurulu9, beni ve SNCC'nin emektar iiyesi ve bir AfrikahAmerikah olan Ralph Featherstone'u davet etmi9ti. Ondort giinde oniic;: Japan kentini firtma gibi turlay1p konu9malar yaphk. Turumuz sonras1 Tokyo'ya dondiigiimiide Amerika'nm Japonya' daki biiyiikel<;isi Edwin Reischauer ile bir gorii9me ayarlad1m. Reischauer'1 Harvard'da Dogu Asya Ara9tlrmalan Merkezi'nde ara9hrmac1 oldugum donemden tamyordum. 0 da orada Japan tarihi dersleri veriyordu. Ba9kan Kennedy tarafmdan biiyiikelc;:i tayin edildiginde Cambridge' de Joyce Chen'in iinlii (in lokantasmda kutlama yemegine katilm19hm. Ancak Tokyo'daki gorii9memiz, Vietnam sava91 konusunda kar91t gorii9lere sahip tarihc;:ilerin c;:ati9mas1 §eklinde gec;:ti. Reischauer'a, kendisinin 1954 tarihli Wanted: An Asian Policy (Bir Asya Politikas1 Aramyor) adh kitabm1 ve oradaki, biiyiik olc;:iide komiinizmin durdurulmasma dayanan bir politikanm "As ya sorunumuzla ilgili tehlikeli bir basitle9tirme"33 oldugunu soyledigi sozlerini hatirlattim. Oysa §imdi, kendi gorii9leri ne olursa olsun yonetimle paralel olmak zorunda olduklanm hisseden biiyiikelc;:ilerin geleneksel tavn ic;:inde Vietnam' daki Amerikan politikasm1 savunuyordu. 0 ki9isel gorii9ler de, belki, biiyiikelc;:iligin ha9metli atmosferinde degi9ime ugruyor. Tam Featherstone ve ben Japonya'da iken Noam Chomsky de Harvard' da bir konu9ma yap1yordu. 0 konu9ma bilahare The New York Review of Books' ta "Aydmlarm Sorumlulugu" ba9hg1yla yaymlandi. Chomsky, "hakikati soylemek ve yalanlan if9a etmek aydmlarm sorumlulugudur" diyordu.34 Arna, ona gore, farkh dii9iinen aydmlar vardi. Nazilerin destekc;:isi olan Alman filozof Martin Heidegger'in 1933'te soyledigi "hakikat; bir halk1, eylem ve bilgisinde kesin, ac;:1k ve guc;:lii k1lan §eydir" soziine ahfta bulunuyordu. Chomsky, Arthur Schlesinger'm Domuzlar Kofezi i9gali sirasmda soyledigini itiraf ettigi yalanlarma ve

SOGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi

planlanm19 olan Kiiba'nm i9galini ortbas ettigi ic;:in New York Times'a ovgiiler dizmesine dikkat c;:ekiyordu. Chomsky §oyle diyor: "Bu tiir olaylarm entellektiiel camiada c;:ok az bir tepki uyandirmas1 onemlidir. Ornegin, sosyal bilimlerdeki onemli bir kiirsii ba9kanhgmm, diinyay1, dibimizdeki bir tilkenin Amerika'nm sponsorlugunda i9gal edilmesinin bir i9gal olmad1gma ikna etmeyi kendisine gorev edinmi9 bir tarihc;:iye verilmesinde bir acayiplik oldugunu kimse ac;:1ga vunpuyor".35 Schlesinger, Vietnam'a yonelik Amerikan politikasm1, 1954'te, "genel uluslararas1 iyiniyet program1m1zm bir parc;:as1" §eklinde tammhyordu. Chomsky'nin yorumu ise §U: "Eger bir ironi olsun diye si:iylenmemi9se bu sozler, c;:agda9 tarihin bu temel olgusunu anlamak iizere kullamlm19 muazzam bir alayc1hhgm ya da yetenegin ifadesidir".36 Chomsky, Ba9kan Kennedy'nin dam9manhgm1 ve Vietnam Sava91'nm entelektiiel §ak9akphgm1 yapanlarm ifadelerine, tarihi c;:arp1tmanm c;:irkin ornekleri olarak i9aret ediyor. Walter Rostow §oyle yazm19tI: "Ondokuzuncu yiizy1l boyunca Amerikahlar, iyi niyetle kendilerini, ge~ rek ilkelerinin gerekse giic;:lerinin bu k1tada yay1lmasma adayabilmi9lerdi". McGeorge Bundy ise "Amerikan demokrasisinin emperyalizm ic;:in siirekli bir i9tah1 hie; yoktur" diyordu.37 1967' de Beacon Press, benim Vietnam: The Logic of Withdrawal (Vietnam: Geri (ekilmenin Manhg1) adh kitab1m1 yaymladi. Kitap, k1sa siirede sekiz baski yapti. Daha once sava91 ele9tiren kitaplar yaymland1ysa da benimki indoc;:in' den derhal geri c;:ekilme c;:agns1 ya pan ilk kitaph. Yakla91k o siralarda Boston Universitesi Siyaset Bilimi Boliimii, benim gorevimde kalmam konusunda bir oylama yap1yordu. 1965 ve 1966'da bir karara varilm19 olmalan gerekirken boliimde benim Vietnam Sava91'na ac;:1k tavir almam1 ele9tiren baz1 kidemli hocalar sure uzahmma kar91 c;:1k1yorlardi. Sonunda 1967 ilkbaharmda oylama yapilabildi. Yine benim sava9la ilgili tavnmdan dolay1 bir muhalefet vardi. Ancak ben, boliimdeki herkesten daha fazla yaym sahibiydim ve ogrencilerin benimle ilgili degerlendirmeleri de miikemmeldi. Az bir oy fark1yla gi:irevimde kald1m. Birle9ik Devletler!de kac;: tane akademisyenin sava9a muhalefetlerini dillendirdikleri ic;:in goreve devam haklarmm verilmedigini, atamalarmm yap1lmad1gm1 yahut ba9ka §ekillerde cezalandmld1gm1 bilebilmek zordu. Veya kac;: tanesi akademik kariyerini kurtarmak ic;:in sessiz kalm19h. Sesimi giic;:liikle de olsa yiikseltebildigim ic;:in §anshyd1m. Yine de, sava9 kar91h miicadelenin ic;:inde yeralmam, i9imi tehlikeye atmaya devam etti.

84 85


HOWARD ZINN

1'

1968'de §air-rahip Daniel Berrigan ile birlikte Vietnamhlar'm serbest b1rakhg1 ii<; Amerikan pilotunu almak iizere Kuzey Vietnam' a gittigimde Universite yonetiminde homurdanmalar vardi. 1972'de Vietnam'a bir kere daha gittigimde Liberal Sanatlar Koleji'nin dekam, derslere girmemekle sozle§memi ihlal ettigimi soyledi. Oysa, orada bulunacag1m on gun si.ireyle ti.im derslerime meslekta§lanm girecekti. Ve 1972'de Boston Universitesi'nin yeni rektori.i John Silber'1 Amerikan Deniz Piyadelerini sava§a adam toplamak amac1yla kampi.ise davet etmesi ve ardmdan da protestoculan tutu~_latmak i~in polis ~agrrma­ smdan soma onu kmamam i.izerine Boston Universitesi'ndeki ogretim uyeligi kariyerimin geri kalan y1llannda boy hedefi haline geldim. Maa§1m di.i§i.ik tutuldu; dersime her someste~. 400 ogrenci kay1t yaphrmas1na ragmen bana asistan verilmedi; Paris Universitesi'nden bir somester hocahk yapmak i.izere davet ald1g1mda izin vermeyi reddettiler. Ve bir grev s1rasmda i.iniversite sekreterlerinin olu§turdugu grev hattm1 ge~­ meyi reddettigimde ben ve bir ka~ ogretim i.iyesi arkada§ i§ten ahlmakla tehdit edildik. Bizim lehimizdeki protestolar sayesinde pa~ay1 s1yrrd1k. Bunlann hi~biri hayahm.1 tehdit edici nitelikte degildi ve ben konu§ma ve hareket ozgi.irli.igi.imi.i, meslegin ki.i~i.ik mi.ikafatlanyla degi§meyi istemiyordum. Ancak i.ilke sathmda ka~ tane ogretim i.iyesinin sava§ kar§Ismdaki tutumlan yi.izi.inden baskmm bir ti.iri.ine maruz kald1gm1 merak ediyordum. Meslegin ve prestijin, idarecilerin, i§ada~lan­ nm-mi.itevelli heyeti i.iyelerinin ve politikac1lann onaylamasma bagh oldugu akademide a~1ktan konu§manm riski hep vardrr. Vietnam ~ag1, bu donemlerden biriydi, zira sava§ ~ogu bilim adamm1 vicdamndan vurmu§tU. Y1ldan y1la ti.im i.ilke sava§a cephe ald1k~a ogretim i.iyeleri, hi.iki.imet politikasm1 ele§tirirken daha bir gi.ivende hissettiler ken~ilerini. O gi.ivenlik, Amerika'mn dl§ardaki askeri politikasma (1ster Kore'ye mi.idahale, ister iran ve Guatemala hi.iki.imetlerinin ala§ag1 e~ilm~­ si isterse ni.ikleer silahlann say1smdaki muazzam arh§a olsun) yonehk bir ele§tiri taarruzu yapacak bir i~ hareketin bulunmad1g1 1950'li yrllarda yoktu. 1950'den soma militarizmin canl~nmas~, i§~i hareketini~ zay1flahlmas1 i~in elveri§li bir ortam yarath. Zrra, tanhsel olarak: ~1§ tehditler", §irketlerin gi.ici.ine meydan okuyu§lan bertaraf etmek 1~m kullamlm.1§tlr. Bununla birlikte, altm.1§h y11lann ozgi.irli.ik ve insan haklan hareketleri, protestolan ve taban orgi.itlenmesini te§vik etti, sava§ ka_r§1~1 hareketin yolunu a~tr. Irk aynmc1hgma kar§l mi.icadelede ~a~1 tanh~1leri ve diger akademisyenleri, 1950'lerin bogucu atmosfenm krrmada 86

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi

(bir yurtta§ olarak faaliyetlerinde, mesleki orgi.itlerinde ve bilimsel ugra§1lannda) cesaretlendirdi. Amerikan tarihiyle ilgili birka~ se~kin ~a­ h§ma yaymlam.1§ olan Princeton' dan Martin Duberman, yeteneklerini sahneye yans1tt1 ve In White America (Beyaz Amerika' da) admda, i.ilkedeki rrk~1hgm tarihini koleligin ba§lang1cmdan 1950'lere kadar incelemesi a~1smdan hem hazin hem de yol gosterici bir belgesel dram kaleme aldr. Vietnam' daki sava§m azmasmdan soma tarih~iler ve diger disiplinlerden bilim adamlan (uni.inti dil felsefesinde kazanm1§ Noam Chomsky ba§ta olmak i.izere), ~e§itli toplanhlarda konu§malar yaphlar, grev hatlarmda yi.iri.idi.iler, sava§ kar§1h gosterilere kan§trlar. Ben de, nereye davet edilirse oraya ko§an ve i.ilkeyi dola§an bir akademisyenler tayfasmda yer ahyordum. Ekim 1967'de Noam Chomsky ve digerlerinin yamsrra ben de Boston Comrrton'da binlerce ki§inin kahld1g1 bir toplanhda bir konu§ma yapt1m -ki bu da kendilerinden daha soma alabildigim dosyamda FBI tarafmdan tam.1 tam.ma belirtiliyordu. 0 toplanhdan soma Arlington Street Kilisesi'ne dogru uzun bir alay yi.iri.iyi.i§i.i vardr. Kilisenin tarihi §am.dam yakild1 ve gen~ adamlar, ellerindeki askere almma celp kag1tlanm onun alevine tutmak i~in s1raya girdi. Harvard' da lisansi.isti.i ogrencisi olan Michael Ferber, sava§la ilgili olarak gi.izel bir konu§ma yaptr. C::ok ge~meden o ve diger dort ki§i (Dr.Benjamin Spock, rahip William Sloane Coffin, yazarlar Mitchell Goodman ve Marcus Raskin), gen~leri askerlikten caydrrmak su~lamas1yla kovu§turmaya tabi oldular. 1968 Y1lmm ba§mda Daniel Berrrigan ile beraber, Vietnam i.izerinde di.i§i.iri.ili.ip hapse ahlan ve §imdi de Kuzey Vietnamhlarca serbest blrakrlan i.i~ Amerikah pilotu Laos'a getirmek i.izere Hanoi'ye gittim. Ayrn yrl daha soma Paris'teki Kuzey Vietnam ban§ heyeti ile gori.i§mek i.izere birka~ akademisyenle (tarih~iler Marilyn Young, George Kahin, Jonathan Mirsky ve iktisat~1 Douglas Dowd) Paris'e gittim. 1969'un sonbahan, sava§ kar§lh hareketin zirve noktasma tamk oldu. Ulke sathmda bir ka~ milyon insan, ~ogu daha once hi~ sava§ kar§lh gosteriler ya§amam.1§ kasaba ve kentlerde sava§1 protesto amac1yla toplanmr§h. 0, Moratoryum Ci.inti idi. Boston Common' da 100.000 insan topland1. Esas konu§mac1, Senator George McGovern idi. Ben de konu§mac1lar arasmdayd1m. Sava§l protesto etmekten tutuklanan binlerce insandan ka~mm tarih~i oldugunu bilmek irnkans1z. Ben, be§ kez tutukland1m ve sanmm benim durum.um o zaman yap1lan eyelemlerle ilgili bir gosterge olarak almabilir: 87


HOWARD ZINN 1970: Boston Ordu Ossii'ne yeni askere almanlan ta~ayan otobiislerin yolunu kapathg1m1z i<;in yakla§1k yiiz ki§i tutukland1k. 1971: May1s ba§lannda Washington'da bir ka<; glin siireyle caddeleri kapatmak ve sava§I protesto etmekten tutuklanan binlerce ki§inin arasmdayd1m. Bir ka<; glin soma bu kez Boston' da, Federal yonetime ait binay1 <;evrelemi§ kalabahgm arasmdan almarak yine tutukland1m. 1972: Kampiis polisinin sava§ kar§1h gostericilere yonelik vah§etini protesto etmek amac1yla dekanlardan birinin ofisini i§gal ettikten soma Ogrenci Birligi'nin salonunda tutuklanan ogretim iiyeleri ve ogrenciler arasmdayd1m. iki mgilizce hocas1 ve bir misafir yazar da oradaydi. Tek tarih<;i bendim. Akademisyenlerden, yazarlardan ve sanat<;ilardan ylizlercemiz, psikolog Robert J. Lifton'un organize ettigi bir eylemde, Nixon'un sava§I siirdiirmesini protesto etmek i<;in Kongre binasmm koridorunda oturmaktan tutukland1k. Altm1§h ve yetmi§li y11larda bir kac; kez, sava§ karg1h protestocularm durugmalarmda tamkhk etmek iizere c;agnld1m. Bu vesileyle, tarihc;ilik meslegimi kullanmamn ahg1lmam1g bir yolunu da kegfetmi§ oldum. Jiiriye, akademik merdivenin bir basamak yukansma c;1kmamn risk altmda oldugu pratik durumlardaki Amerikan tarihiyle ilgili "ders veriyordum". 51 s1k da, Birlegik Devletler'deki sivil itaatsizligin tarihinin "uzman tamg1" olarak ifade verdim. 1973'te, daha sonralan "Pentagon Kag1tlan" olarak bilinen "c;ok gizli" belgeleri dag1tmaktan yargilanan Daniel Ellsberg ve Antony Russo'nun durugmasmda jiiriye saatlerce Vietnam Savag1'nm tarihini anlathm. Az say1da tarihc;i de, birikimini ve agirhgm1 oteki tarafa kaydirm1g, "mahkeme tarihc;ileri" olmu§tu: Arthur Schlesinger, Bagkan Kennedy ic;in; John Roche, Lyndon Johnson ic;in. Fakat, iilke sathmdaki binlerce tarihc;i, goyle veya boyle, sava§ karg1h harekete kahldi. Ve ilk defa sava§, AHA'nm Arahk 1969'daki y1lhk toplanhsmda giindem konusu oldu. O toplanbda bir grup tarihc;i, bir radik~l tarih kurulu olugturdu ve Birligin c;ahgma toplanhsma savag kar§Ih bir karar tasans1 sunmay1 kararla§hrdi. AHA'mn bundan onceki c;ahgma toplanblanna bu kadar kalabahk bir kabhm olmam1gb. Biiyiik bir toplanh salonu bka basa dolmugtu c;iinkii Radikal Kurul'la ilgili ve AHA'nm eski ti..i.feklerinin kurul planlanm engelleme kararhhg1yla ilgili ortahktaki soylentiler yay1lm1gb. Birlegik Devletler'in savagtan c;ekilmesini isteyen karar, toplanhya 88

SOGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi sunuldu (sunma i§i de bana verilmi§ti). Yiiksek tansiyonlu bir tarh9ma oldu ve eski tiifekler, kozlanm ac;hlar: solla baglanhh iki tarihc;i olan Stuart Hughes ve Eugene Genovese, siyasi tarhgmalar ic;in degil mesleki geligme ic;in kurulmug olan AHA'y1 "politize edecegi" gerekc;esiyle karar aleyhinde konugtular. Ben ve Amerika'daki \:in uzmanlarmm duayeni ve kendisiyle hep dostc;a iligkilerim olan tarihc;i John Fairbank arasmda, k1sa ve komik denecek bir mikrofon kapma kavgas1 da yagandi. Fairbank daha sonra bana gunlan yaz1yordu: "Sizin aleyhinizde oy kulland1lar, c;iinkii Vietnam Savag1'mn tarihc;i olarak kendi haklanm, firsatlanm ve terfi prosediirlerini etkilemi§ olduguna inanm1yorlardi...AHA, yalmzca mesleki amac;lar ic;indir". Kendisiyle Haziran 1970'de AHA Newsletter'da bir "ac;1k mektup" teatimiz oldu. Ona cevab1m guydu: Varsayahm ki sava§, bizleri "tarih<;iler olarak" etkilemiyor, sadece "vatanda9lar olarak" etkiliyor. 0 halde, aiger vatanda~;larla bir araya gelerek zamammizm hayati sorunlanyla ilgili olarak sesinizi ylikseltiyor musunuz? ... Eger insanlar nerede ve ne zaman ve hangi konuda olursa olsun toplamp, onemli konularda kendi tercihlerini ifade edemiyorlarsa demokrasinin anlam1 nedir? Bunu yapam1yorlarsa, demokrasi bir kandirmacadir, zira siyasi liderler, politikalan kendileri olu9tururken vatanda§lar hayatlannm yiizde 99'unda sessiz kalarak fiilen devre d1§1 buak1lm1§hr. Hayli saygm Giineyli tarihc;i C. Vann Woodward, AHA'mn bagkanhk koltugunda idi. Eski irkc;1 tarihten uzaklagirken kendisi degerli ve oncii nitelikte bilimsel c;ahgmalar yapm1§ olmasma ragmen, Birligin giindemine Vietman sorununun girmesinden rahats1z oldugu ac;1kti. Tegkilatm onaym1 kazanan karar, hem tarihc;iler arasmdaki sava§ karg1h duygulan hem de soruna bulagmada gordiikleri sm1rlan ortaya koymaktadir. Bu karar, radikal kurulun yenilgiye ugrahlmasmdan hemen sonra toplanhya sunulmugtu ve bu da Birle9ik Devletler'in savagtan c;ekilmesini istiyordu. Fakat bunu, ulusal servetin c;ok biiyiik bir miktannm savaga harcanmasmm tarihc;ilik meslegini yaralad1g1 gerc;egine dayandirm1gh. Tarihc;ilerin, kendi mesleki ya9amlanm etkilemedigi siirece diinyada olup bitenle alakadar olmamalan gerektigi inanci, Amerika'nm Vietnam' daki savagmm ilk agamalarmda daha da giic;liiydii. Kahlan 2400 delege arasmda Amerika'dan 140 tarihc;inin de bulundugu ve 1965 ilk89


HOWARD ZINN baharmda Avusturya'nm ba§kenti Viyana'da toplanan bir Uluslararas1 Tarih Bilimleri Kongresi (ICHS) ile ilgili olarak American Historical Review dergisinin editorii Body Shafer, AHA'ya §U bilgileri veriyordu: (Vietnamla ilgili) mevcut siyasi gorii§leri giindeme alma giri§imi...ba§ansiz oldu. Buro, herhangi bir giincel siyasi sorunun giindeme almmasma kesinlikle kar§l pkb ve ... genel-sekreter Michel Francois, ICHS'nin sadece bilimsel tarih ara§hrma amac;h oldugunu soyleyerek bu tiir giri§imlere kar§I sert bir habrlatma yaptI.38 Bununla birlikte, altm1§h y1llarda, giic;lii insan haklan ve sava§ kar§Ih ak1mlardan kac;milmaz olarak etkilenen tarihc;iler, yeni bir tiir Amerikan tarihi yazmaya ba§lad1lar, ki bu §imdi "revizyonist tarih" olarak bilinmektedir. Bu anlay1§, "bilimsel tarih ara§hrmalan" fikrini (Marksist tarih yorumunun bir "bilim" oldugunda ISrar edenin, Sovyetler Birligi'ndeki Stalinizm oldugunu hatirlayahm) reddedip geleneksel yorumlan sorguladilar ve Amerikan tarihindeki ortodoks anlatimlarda biiyiik olc;iide ihmal edilmi§ konulara el athlar. Bu yeni tarihin onciileri, kurucu babalarm geleneksel olarak kutsam§mdan aynlmaya ciiret ettiklerinde yiizyilm ilk y1llarma ve Charles Beard'm An Economic Interpretation of the Constitution'ununa (Anayasanm Ekonomik Bir Yorumu) gittiler. 0 civarlarda James Harvey Robinson da altm1§lann "ilgili olma;' c;agnsma The New History (Yeni Tarih)' de onceden kahlrm§h: "ic;inde bulundugumuz an, hep gec;mi§in kurbam oldu; arbk gec;mi§i ac;mamn ve ilerleme ic;in onu ke§fetmenin zaman1 geldi" .39 Bunlar, yalmz seslerdi. Meslekteki daha geni§ bir hareketin bir parc;as1 degildi. Bu, ellili y1llarm bir kac; tarihc;isi ac;1smdan da gec;erliydi. Carl Becker gibi: Kiitiiphanelerimiz, gec;mi§e ait bilgi stoklanyla dolu; ve bir toplumun emrinde, daha once, insan tecriibesiyle ilgili bu kadar c;ok giivenilir bilgi olmam1§br. Tiim bu uzmanhk ar.a§hrmalan, zamammizm toplumsal hayah iizerine ne etki yapmI§hr? ... Kesinlikle c;ok az -o da varsa eger. 40 Tarihle ilgilenen felsefeciler de bu konuda boliinmii§lerdi. Alfred North Whitehead §unlan yaz1yordu: "istedigimiz, zorlayan §imdiki zamam anlamakbr. Gec;mi§in bilgisinin tek faydas1, bizi §imdiye haz1rlamas1drr". Daha baskm gorii§ii temsil eden Arthur 0. Lovejoy, tarihc;inin

90

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi amac;lanri.m "sosyal reformcu"nunkilerle kan§hnlmamas1 gerektigini soyliiyordu. Tarihc;inin i§i, ona gore, "belli olaylarm yahut olaylar dizisinin, belli gec;mi§ zamanlarda olup olmad1grm ve bu olaylarm ozelliklerinin neler oldugunu bilmektir" .41 Altm1§h y1llar, ortodoks "objektiflik" anlay1§mdan bir uzakla§maya tamk oldu. Ve "objektifligin", halk arasmda varolan adaletsizliklerin kabuliinii gizleme arac1 oldugunu gordii. Amerikan hayahmn c;ok farkh alanlarmda statiikoya meydan okunuyorken, fikirler alanmda da benzer meydan okuyu§lar goriilmeye ba§land1. Ameri~an di§. politikasmm geleneksel zarars1z yorumlanndan aynlan ve yem ufuklar ac;an c;ah§ma, William Appleman Williams'm The Tragedy of American Diplomacy'si (Amerikan Diplomasisinin Trajedisi) idi. 1959 y1hnda yaymlad1g1 kitabmda Williams, cesurca, Amerika'nm diger iilkelerle ili§kilerinin "Amerikan fikirlerini ve ideallerini yads1d1gm1 ve baltalad1gm1" soyledi. Amerikan siyasetini, (kapitalizmin ihtiyac;larmd~n.. d?g:~) ~~y~~mac1hk olarak g~riirordu. Birle§ik Devletler'in diinya goru§u, ozgurluk ve refah, Amenka nm ekonomik ve ideolojik sisteminin ac;1k kap1 politikalan yoluyla siirekli yayllmasma baghdrr" idi.42 Soguk Sava§ politikalan (Amerika'nm istemedigi hiikiimetlerin sabote edilmesi, yeryiiziindeki tiim sagc1 diktatorliiklerin desteklenmesi, niikleer silahlarm deh§et verici biiyiimesi ve Sovyetler Birligi ile silahlanma yan§1) ele§tiri oklanm giderek daha c;ok c;ektikc;e Williams'm gorii§leri, yeni bir "revizyonist" tarihc;iler okulunun temelini olu§turdu. Altm1§larm yeni bir yaym1, Studies on the Left (Sol Dzerine Ara§hrmalar), onlarm diinyaya ac;Ilan kap1s1 oldu. Diplomasi tarihindeki yeni radikal tarihc;ilerin saflan, altrm§larda ve sonraki on yilda kalabahkla§h. Marilyn Young'un 1968 tarihli kitab1 The Rhetoric of Empire (imparatorluk Soylemi) ile 1991 tarihli kitab1 The Vietnam Wars (Vietnam Sava§lan) arasmda onlarca tarihc;i Amerika'nm dii:lomasi siciline ele§tirel perspektiften yakla§h. Gerc;ekten, bu tarihc;ilerm etkisi sayesindedir ki Princeton University Press, 1973'te, W.A.Williams okulunun sert bir ele§tirisini yaymlad1 (Robert Maddox, The New Left and the Origins of the Cold War - Yeni Solve Soguk Sava§'m Kokenleri). Altm1§h ve yetmi§li y1llarm c;e§itli hareketleri, milyonlarca Ame. nkahy1 etkiledi. Yeni tarih yaz1mlan, Amerikan tarihinin tiim boyutlanmn ortodoks anlahmlarma meydan okuyordu. Alferd Young, c;iftc;ilerin, i§c;ilerin, kadmlarm ve zencilerin roliinii vurgulayarak yeni bir Amerikan Devrimi tarihi okuluna babahk etti. Kolelikle ilgili geleneksel anla91


r'. I I

!

SOGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi HOWARD ZINN

I'

hmlar, yi.izeysel ve hatta ozi.ir dileyici olmu§tu. $imdi ise "koleligin ekonomi politigi", Eugene Genovese tarafmdan Roll Jordan Roll'da (Sallan Jordan Sallan) analiz ediliyordu. KOle topluluklarmda canh tutulan muazzam ki.ilti.ir ise Lawrence Levine tarafmdan Black Culture and Black Conciousness (Zenci Ki.ilti.iri.i ve Zenci Bilinci) ad1yla kayda ge<;iriliyordu. DuBois'in klasigi Black Reconstruction'a (Zencilerin Yeniden Yap1lanmas1), yeni kahhmlar oldu. C.Vann Woodward'm Reunion and Reaction (Yeniden Birle§me ve Tepki) adh <;ah§mas1, kuzeydeki cumhuriyet<;i yapmm ekonomik nedenlerini, 1977'de zencilerin Yeniden Yap1lanmas1'nm durdurulmasma dayandmyordu. Zenci ve beyaz tarih<;iler (John Hope Franklin, Eric Foner), arhk, gi.i<;li.i ve kapsay1c1 tarih yaz1mlan ile Yeniden Yap1lanma'mn eski irk<;1 hikayelerinin yerini aldi. Gi.ineydeki ozgi.irli.ikler hareketi i<;erisinde yeralm1§ tarih<;i Vincent Harding, zenci tarihini anlatan bir ka<; ciltlik bir <;ah§maya ba§ladi. Kitap<;1larda, yeni bir kadm tarih<;iler ku§ag1 tarafmdan yaz1lm1§, kadm tarihi ile ilgili raflar dolusu kitaplar olu§maya ba§ladi. Eleanor Flexner'in A Century of Struggle'1 (Mi.icadele Dolu Bir Yi.izy1l), Amerikan tarihi boyunca kadmlarm daha a§ag1 derecede muameleye tabi tutulmalarma nas1l direndiklerini ve e§it haklar talep ettiklerini ortaya koyuyor. Gerda Lerner, yazd1g1 antolojiler Black Women in White America (Beyaz Amerika' da Siyah Kadmlar) ve The Female Experience' de (Kadmlann Tecri.ibesi), zenci ve beyaz kadmlann yaz1lanm ve konu§malanm biraraya topladi. Roslyn Baxandall, Linda Gordon ve Susan Reverby, America's Working Women (Amerika'mn i§<;i Kadmlan) adh kitabm iki bask1s1nm editOrli.ini.i yaphlar. Kuzey Amerika'nm yerli halklarmm tarihine, gerek beyaz gerekse K1z1lderili tarih<;ilerce saygm bir yer verilmeye ba§landi. Gary Nash'in Red, White, and Black'! (K1z1l, Beyaz ve Siyah), Amerika'nm ilk donemlerinde irklar aras1 ili§kiler i.izerine onemli bir <;ah§maydi. The Invasion of America'da (Amerika'mn i§gali) Franklin Jameson, hi<; tereddiit etmeden, Amerikan yerle§mecilerin Kizilderililerin topraklanm vah§ice ellerinden ah§ml ve K1z1lderili kabile ya§ammm tahrip edili§ini tammhyordu. 1980'lerde ve 1990'larda Kizilderili bilim adamlan (Donald Grinde, Ward Churchill), kendi halklarmm ki.ilti.ir tarihi konusunda giderek daha fazla derinlige inmeye ba§lad1lar. Yetmi§li y11larm sonunda A People's History of the United States'ini (Genel Birle§ik Devletler Tarihi) yazmaya koyuldugumda, faydalanacag1m yeni tarih <;ah§malan vardi. Mi.iteakip onbe§ y1lda kitap, en azmdan yirmibe§ bask1 yaph ve 400.000' den fazla sattl. Kesin olan

1;mydu ki, altm1§larm ve yetmi§lerin hareketleri, tamamen yeni bir insan ku§ag1 (ogretmenler, ogrenciler ve genel halktan insanlar) yaratm1§h ve bu insanlar, daha az hamaset ta§1yan, daha fazla ele§tirel ve siradan insanlann direni§lerine ve kurban edili§lerine daha duyarh tarih <;ah§malarma susam1§lardi. Bu yeni tarihin meslekte ne kadar saglam yer edindigini gostermek i<;in §Unu soylemek yeterli: bu yeni tarihin pratisyenleri, marjinalle§mek bir yana belli bir kabul gormii§lerdi ve hatta 1980'lerde ve 1990'larda Amerikan Tarih<;iler Te§kilah'nm ba§kam bile oldular (Bizzat William Appleman Williams ile ba§lay1p, daha sonra Eric Foner ve Blanche Wiesen Cook ile devam ederek). AHA, Foner'den, The New American History (Yeni Amerikan Tarihi) adh <;ah§manm editOrli.igi.ini.i i.istlenmesini isteyecek kadar muhafazakarhktan uzakla§ml§h. Birlik, Barton Bernstein'm antolojisi Towards a New Past'm (Yeni Bir Ge<;mi§e Dogru) a<;1k<;a meslegin marjininde bulundugu 1968'den beri bayag1 bir mesafe katetmi§ti. 1990 Yilmda yaymlanan Foner'in kitab1 §dyle ba§hyordu: "Son yirmi yilda Amerikan tarihi yeniden yapildi".43 Kitabm bi.iyiik k1sm1, yeni duyarhhklan yans1tir §ekilde "Temel Konular"a aynlm1§h. Toplumsal tarih ve kadm tarihinde se<;kin eserler vermi§ olan Alice Kessler-Harris ve Linda Gordon'un makaleleri yerahyordu. Afrikah-Amerikahlarm tarihi ve i§<;i sm1fmm tarihine ili§kin makalelerin yamsira William Appleman Williams geleneginden bir tarih<;i olan Walter LaFeber'in de bir <;ah§mas1 vardi. Yeni tarih, gerek i<; ve di§ politikadaki gerekse tarih yaz1m1 camiasmdaki eski diizenin savunucularmda sert tepki uyandmyordu. "Revizyonistleri" kmamada muhafazakar politikac1larla muhafazakar tarih<;iler bulu§uyorlardi. Senato'nun Cumhuriyet<;i lideri Robert Dole, Amerikan askerlerinden olu§an tempo tutmu§ bir dinleyici grubuna, tarihe yeni yakla§1mlarm amacmm "Amerika'ya <;amur atmak" oldugunu soyli.iyordu. Muhafazakar bir tarih<;i olan Gertrude Himmelfarb, The Times Literary Supplement' deki bir yaz1smda yeni tarihi "post-modernizm" ile ilintilendirip, ge<;mi§le ilgili hi<;bir objektif ger<;egi" kabul etmemekle ve "tarihin, tarih<;inin keyfine gore" olmas1 gerektigini savunmakla su<;luyordu. Tarih yaz1mmm geleneksel amacmm, ge<;mi§i "aynen oldugu gibi" yeniden kurmak oldugunu da hahrlahyordu. Bu, yeni tarihe yoneltilen ele§tirilerde tekrar tekrar i§lenen bir konuydu. Fakat That Noble Dream' de (0 Asil Ri.iya) Peter Novick, "objektiflik" <;agnsmda bulunan tarih<;ilerin iki yi.izli.ili.igi.ini.i gozler oni.ine ser/1

93 92


HOWARD ZINN

mi§ti. Bizzat konulann sec;imi, tarihte neyin onemli olduguna ili§kin karar, objektifligi bir mit haline getirmiyor muydu? Aym makalesinde Himmelfarb, Andrew Jackson'm Kongre'ye ilk mesajmm tarihc;i George Bancroft tarafmdan yazilm1§ oldugunu ogrenen bir ogrencinin duydugu heyecana kendisinin de kahldigmm alhm c;iziyor. Sonra da yeni tarih yaz1mmda "irk-simf-cinsiyet"e yapilan vurguya olan kizgmhgmi ilan ediyor. Bir Cumhuriyetc;i yonetim sirasmda Ulusal Be§eri Bilimler Vakfi'mn ba§kanhgmi yaprm§ olan Lynn Cheney, "yeni tarih, gerc;eklerden sakmmaktadir. Sanki hie; gerc;ek yokmu§, sadece yorumlar varrm§ gibi" diyordu.44 Ancak aym konll§masmda, kurulu giic; (iktidar) yapismm ele§tirisine a§m bir onem verildigini de soyliiyordu. Eger o yorum, giic; yap1sim savunsaydi kendisi acaba "yorumlama" dan §ikayetc;i olacak rmydi? Dickens'm Hard Times'mda (Zor Zamanlar) bilgic;lik taslayan bir karakter olan Mr. Gradgrind, gene; bir ogretmene nasihatte bulunur: "$imdi, benim istedigim gerc;eklerdir. Bu oglanlara ve kizlara gerc;eklerden ba§ka bir §ey ogretme. Hayatta yalmzca gerc;ekler arzu edilmektedir... Gerc;eklere sanlm, beyefendi". Ancak bir okuyucuya veya dinleyiciye sunulan her gerc;egin gerisinde bir de yargi vardir, bu gerc;egin onemli oldugu yargisi. Yani Himmelfarb ic;in George Bancroft'un yazarhg1 onemlidir, ama yeni tarihc;iler ic;in de zenciler, kadmlar, c;ah§an insanlara ili§kin bilgiler onemlidir. Onlar (bizler), bu insanlann, ortodoks tarih c;ah§malarmda ihmal edildiklerini dii§iiniiyoruz. Sovyetler Birligi'nin c;okmesi, "Sovyet tehdidi"nin yokolmas1, Birle§ik Devletler'in yiiriittiigii §ekliyle Soguk Sava§'1 sona erdirmedi hem diinyada hem de Amerikan toplumu ic;erisinde. Diinyada yay1lmaC1 politikalar ve iilkede muhalefetin marjinalle§tirilmesi, Sovyetler Birligi'nin varhgmi a§h, onun oliimiinden sonra da devam etti. Bununla birlikte, son yillarm toplumsal hareketleriyle beraber muhalefet daha az marjinal hale geldi ve tarih yazirm (geleneksel tarihin yerini almadiysa da) hesaba kahlmasi gereken bir giic; haline geldi. Bu, bir kac; ac;1dan goriilebiliyordu. Ornegin, okul c;ocuklanna ve yiiksek ogretimdekilere ku§aklar boyu sunulan ve ulusal kiiltiirde yeniden iiretilen Kolomb'un geleneksel hikayesine, ilk defa 1980'lerde ve 1990'larda yiiklenildi. Benim People's History'min giri§ boliimii, ispanyol rahip Bartalome de la Casas'm eski yazilanndan yararlanarak Kolomb'un, gozii donmii§ bir altm arayicihg1 yaparak ve Hispaniola'nm Kizilderili halkmm imhasmi gerc;ekle§tirerek modern emperyalizmin bir onciisii oldugunu ortaya koyuyordu. 94

SoGUK SAVA$ OONEMiNDE TARiH SiYASETi 1?9~' de~i be§yiiziincii kutlamalarma gelindiginde, orta okul ogretmem Bill Bigelow ve digerlerinin sayesinde tiim iilkedeki ogretmenler, Kolomb hikayesini farkh bir tarzda ogretmeye ba§laml§lardi. Ulkenin c;e§itli yerlerinde, Kolomb kutlamalanm protesto eden gosteriler yapildi. Denver' daki bir gec;i§ toreni, protestolar nedeniyle iptal edilmek zorunda kalmdi. <;ocuk kitaplan, arhk, Kolomb hikayesinin yeni bir versiyonu ile yaymlanmaya ba§ladi. Doksanlarm ba§mda bir grup tarihc;i, yeni tarihin vurgulanm ta§iyan, tarih ogretiminde bir "Ulusal Standartlar" dizisi haz1rladi. Bunlar, iilke sathmdaki 20.000 egitim bolgesine dag1hldi ve muhafazakar tarihc;ilerin ve politikacilann §im§egini iizerine c;ekti. ABD Senatosu, 99'a kar§ihk 1 oyla bir karar c;ikararak bu standartlan kmadi, tarihin daha vatanperver ve "Bah medeniyetini" daha c;ok begenen bir tarzda ele· almmasim istedi. . ikinci Diinya Sava§1'nm sonu ic;in yapilan kutlamalarla 1995 yih, sava§m hemen ertesinde ba§lami§ olan Hiro§ima'nm bombalanmas1 etrafmdaki tarh§malarm zirveye hrmam§ma tamk oldu. Sava§ sonrasi donem boyunca bu tartl§manm seyri, bu donem ic;erisinde tarih alamnda neler oldugunun da bir gostergesidir. Hiro§ima ve Nagasaki'nin bombalanrnasi meselesiyle, Harvard'm Dogu Asya Ara§hrmalan Merkezi'nde ara§hrmaci iken ilgilenmeye ba§lami§hm. (Bu ara§hrma gorevleri, Amerikan kurumlannm, <;in' de komiinistlerin zaferinden soma Asya'y.a yonelik daha. fazla bilimsel enerji harcama c;abalannm bir par~as1yd~). Ilgim, kismen Ikinci Diinya Sava§i'nda Avrupa sava§ bOlgesmde bu borhbaci olarak sahip oldugum tecriibemden de kaynaklamyordu. 0 zaman, sava§m bitmesinden hemen once bir Fransiz koyiine tamamen anlams1z bir §ekilde napalm bombas1 ahlmasma kahlffil§hm. (Kismen anlamsiz bombalama diye bir §ey var mi?). C~l~1mbia Univer~ity Forum dergisi ic;in "Bir Oliim ve Belgeler Y1gmag.~ ba§hkh bir makale yazmi§hm. Orada, Hiro§ima ve Nagasaki ye bomba atmamn. manevi veya askeri hie; bir me§rulugunun varolmadigim iddia ettim. Iddiami §U kaynaklara dayandmyordum: ABD Stratejik Bombalama Raporu; Robert Butow'un Japan's Decision to Surrender Gaponya'nm Teslim Olma Karan) adh kitabmda Japon liderlerle yaphgi soyle§iler; 1svic;reli yazar Robert Jungk'un Brighter Than A Tho~san~ Suns (Bin Tane Giine§ten Daha Parlak) ba§hkh c;ah§masi; ve Di§i§ler~ Bakanhgi belgelerini kullanan Herbert Feis'in Japan Subdued Gaponya Boyun Egdirildi) admdaki kitabi. Bir kac; yil sonra (1965) Gal Alperowitz, bir c;1gir ac;an kitabi v

95


HOWARD ZINN

Atomic Diplomacy'yi (Atom Diplomasisi) yaymladi. Kitap, Henry Stimson, James Byrnes ve James Forrestal gibi, bombalama karanna kahlm1;; onemli siyasi liderlerin amlarmda yap1lm1;; yogun ara;;tirmalara dayamyordu. Alperowitz, sava;;1 kazanmak i<;in kesinlikle gerekli olmayan bombalama karannm politik bir karar 019-ugu, Sovyetler Birligi'ne mesajlar gondermeyi hedefledigi sonucuna varm1;;ti. izleyen y11larda daha fazla say1da yeni tarih<;i, Alperowitz'in bulgulanm teyid eden ara;;hrmalar yaph. Barton Bernstein, devlet gorevlilerinin yaz1lanndan alman yeni veriler kullanarak belgeler toplad1, Bulletin of Atomic Sciences dergisinde yaz1lar yaymladi. Devlet ar;;ivlerinde ve Ba;;kanhk yaz1lannda yap1lm1;; geni;; ara;;hrmalara dayanan Martin Sherwin'in A World Destroyed (Harap Edilmi;; Bir Dunya) adh <;ah;;mas1, Alperowitz'in tezinin alhm <;iziyordu: "Japonlann teslim olmasmdan once kullamma hazir ise bombanm kullamlmas1 gerektigine inanan Truman, Stimson ve Byrnes, bombanm olaganustii. gucii.nun bu netlikte sergilenmesinin Sovyetler'i, bu y1k1c1 silahm notralize edilmesi kar;;1hgmda toprak kazanma hedeflerinden vazge<;meye ikna edecegini dii.;;unii.yorlard1" .4s 1995'te "Hiro;;ima: Suskunlugun Bozulmas1" ba;;hkh, konu ii.zerine yap1lm1;; olan <;ah;;malardan yararland1g1m ve daha onceki yaz1lanmdan <;ok daha keskin olar_ak olaym moral boyutunu on plana <;1kard1g1m bir makale yazd1m. Insanlan, "ba;;kalannm hayatmm Amerikahlannkinden daha az degerli oldugu inancm1 reddetmeye" <;agirdim.46 Aym y1l Alperowitz, y1llarca mucadele edip binlerce devlet belgesini Bilgi Edinme Ozgurlugii. Yasas1'na dayanarak elde ettikten sonra yazd1g1 devasa <;ah;;mas1 The Decision to Use the Atomic Bomb'u (Atom Bombasm1 Kullanma Karan) yaymladi. Kitap, saphrma ve suskunluga kar;;1 gii<;lli. bir argii.mand1 ve otuz y1l once yazm1;; oldugu kitaptan <;ok daha fazla dikkat topladi. Onemli olan, atom bombasma kar;;1 argumanlarm arhk kultii.rii.n marjininde degil, on planda olmas1ydi. Amerikan kamuoyunda, hala, o bombalama kararmda Birle;;ik Devletler'in hatah oldugunu kabul etmeye direnen bii.yii.k bir kesim de vardi. Pearl Harbor'un hahras1 ve bomba kullamlsa da kullamlmasa da Japonlarm teslim olmaya haz1r olduklarmm bilinmemesinin bunda katk1s1 var. Fakat, Alperowitz'in belirttigi gibi, "1991'de, Pearl Harbor'un ellinci y1ldonumunde yap1lan bir kamuoyu yoklamas1 (New York Times, 8 Arahk 1991), kahlanlann yakla;;1k yansmm, her iki tarafm da sava;;m ba;;mda ve sonunda giri;;96 'I

SoGUK SAVA$ DONEMiNDE TARiH SiYASETi tikleri kar;;1hkh eylemler i<;in ozur dilemesi gerektigine inand1gm1 ortaya koydu".47 Yeni tarihe duyulan husumetin yogunlugu, aym zamanda Soguk Sava;;'m uzun serii.veni boyunca ne kadar <;ok ;;eyin degi;;tiginin de bir gostergesiydi. 1961'de AHA'daki ba;;kanhk konu;;masmda Samuel Flagg Benis, "kendini <;ok fazla ele;;tirmesi, bir toplumu zay1flahr" demi;;ti. 48 Oysa otuz kusli.r y1l sonra yeni bir tarih<;iler ku;;ag1 vard1 ve bunlarm <;ogu da John Dower'la hemfikirdi: "Biz, Japonlan kendi tarihlerini sterilize etmekle su<;luyoruz, ama biz de aym ;;eyi yap1yoruz ... ele;;tirel olan herkese Amerika'dan nefret ettigi su<;lamasm1 yoneltiyoruz. Amerika bu mu (sorgulamayan, kor, vatanperver bir milliyet<;ilik) ?"49 1995'te ABD Kongresi'ne Cumhuriyet<;i ve Demokrat muhafazakarlar hakimdi. Ba;;kan, muhafazakar gundemlerle uzla;;maya yatkm oldugunu tekrar tekar gostermi;; bir Demokrat'ti. Arna yine de, Amerikahlar arasmda altm1;;h ve yetmi;;li y1llarm hareketleri i<;inden (askeri mudahalelerin ortasmda bile), muhafazakarlarm endi;;e ile bahsettikleri "daimi bir husumet kli.ltli.ru" di ye bir ;;ey <;1km1;;ti.so 0 husumet kiiltli.runde yeni tarih onemli bir rol oynamaya ba:;;lam1:;;ti.

Notlar * Dostlar Cemiyeti adh Hiristiyan grubunun iiyelerine verilen ad. (C::ev.) 1 Sawdust Caesar, (New York: Harper, 1935). 2 George T. Blakey, Historians on the Home Front: Propagandists for the Great War (Univ. Press of Kentuc~y, 1970) 3 Peter Novick, That Noble Dream (Cambridge, U.K.: Cambridge Univ. Press, 1988) 4 Novick, Dream "Faith of a Historian" 5 "History as an Act of Faith", American Historical Review, (1934). 6 Novick, Dream. 7 A.g.e. 8 (New York: Appleton-Century-Crofts, 1950) 9 Novick, Dream. 10 A.g.e. 11 A.g.e.

12 Ellen Schrecker, No Ivory Tower: McCarthyism and the Universities (New York: Oxford University Press, 1986) 13 David Caute, The Great Fear (New York: Simon & Schuster, 1978) 14 Novick, Dream. 15 A.g.e. 16 Schrecker, Tower

97


HOWARD ZINN

Richard Ohmann

17 A.g.e. 18 (New York: Knopf, 1948) 19 James Loewen, Lies My Teacher Told Me (New York: The New Press, 1995) 20 Bkz. Hartz, The Liberal Tradition in America, (New York: Harcourt Brace, 1955) 21 Congressional Record, 23 May1s 1924. · 22 LaGuardia Papers, Municipal Archives, New York, 13Ocak1927. 23 Schrecker, Tower. . . 24 Arthur Schlesinger, Jr., A Thousand Days, (Boston: Houghton M1ffhn, 1965).

25A.g.e. ,, N · 6A" t 1977 26 Ronald Radosh, "Historian in the Service of Power , atzon, gus os · 27 A.g.e. 28 A.g.e. B f p· C l b· 29 Victor Bernstein and Jesse Gordon, "The Press and the ay o igs , o um ia University Press, Fall 1967. . . 30 Fritz Stern, The Varieties of History, (New York: Mer~d1en, 1956) . . 31 Bkz. David J. Garrow, The F.B.I and Martin Luther Kmg, Jr., (New York. Pengum, 11

1;~3]~ss Lemisch, On Active Service in War and Peace, (Chicago: New Hogtown Press, 1975). ) 33 Edwin Reischauer, Wanted: An Asian Policy, (New York: ~lfred Knopf, 1955 . 34 Noam Chomsky, The American Power and the New Mandarins, (New York: Pantheon, 1969). 35A.g.e. 36A.g.e. 37 A.g.e. . . 38 Newsletter of the American Historical Assoc1at10n, 1966. 39 (New York: Macmillan, 1912). .. 40 Carl Becher, "What Are the Historical Facts?", The Western Political Quarterly, Eyliil 1955. . . 956) 41 Alfred North Whitehead, The Aims of Educatwn, (New York. Mentor, 1 · 42 Williams, Tragedy, (New York: Dell, 1962): . . .· 43 Eric Foner, The New American History, (Philedelph1a Temple Umv. Press, 1990). 44 Dipnot belirtilmemi~. 45 (New York: Vintage, 1977). 46 Westfield, N.J: Open Magazine Pamphlets, 1995). . . 47 Gar Alperaowitz et al., The Decison to Use the Atomic Bomb,(New York. Knopf, 1995). 48 Novick, Dream. 49 John Dower Aktaran Boston Globe, 25Temmuz1995. 50 Adam Garfi~kle, Telltale Hearts, (New York: St. Martin's Press, 1995).

98

ingiliz Dili ve Edebiyatl ve Soguk Sava§

Soguk Sava§'ta saflann belirginle§meye baglad1g1 siralarda i.iniversitelerde ingiliz dili ve edebiyah bir gerileme donemi ya§1yordu.1 ingiliz dili ile ugraganlar, sozli.i sanatlarla ve Anglo-Amerikan yi.iksek ki.ilti.iri.iyle ha§H negirdiler. Kendilerinin de bir bilimsel disiplin olduklan iddialanrun, metin analizi veya tarih ve filoloji bilimlerinden destek bulup bulmayacagma iligkin bir tarhgma d1gmda onlan rahats1z edecek bir ba§ka konu da yoktu. ingiliz dili, bilinen klasikleri muhafaza ettigi ve birinci sm1f ogrencilerine ge<;er not aldiracak kadar kompozisyon yazmay1 ogrettigi si.irece, i.iniversite i<;inde ve d1gmda pek fazla kimsenin ne olup bittigine aldird1g1 da yoktu. Soguk Savag'ta saflar dagilmaya baglad1gmda ise i.iniversite d1gmda pek <;ok insan, ingiliz dili ve edebiyatmm gimdi ne yapacagm1 bayag1 merak ediyordu. Politik sag, ingiliz diline ve diger begeri bilimlere, <;ok degerli kitaplann muhaftzhgm1 b1rakhklan, geleneksel degerleri terk ettikleri ve toplumsal di.izeni bozduklan su<;lamas1yla h1g1mla saldmyordu. Orta <;izgideki medya, <;ok-ki.ilti.irli.ili.ik ve siyasi di.iri.istli.ik konulanrn i§leyen abarhh yaymlar yap1yordu. Bu hasmane yaymlarm, tedirgin edici olmakla beraber sebepsiz oldugu da soylenemezdi. ingiliz dili, ger<;ekten, sessiz gerileyigini durdurmu§, toplumsal di.izene ele§tirel bir bakt§ kazanmt§, temel inan<; ve degerlerin <;oguna meydan okumu§ ve kendi ki.ilti.irel misyonunu iyice gozden ge<;irmi§ti. Bu ti.irden bir saf degi§tirme, hi<; bir zaman oybirligi ile ger<;eklegmez; ki.ilti.ir savaglan, bu camia i<;erisinde de devam etmektedir. Bununla birlikte, kirk yilhk Soguk Sava§'ta bu sahanm merkezi sola kaydi. Disiplinin onci.ileri, kendilerine yoneltilen (Sag'm 'ki.ilti.irel ihanet' olarak gordi.igi.i) "<;okki.ilti.irli.ili.ik" su<;lamasmdan sab1kahdir. Bu alana yeni girenler, sava~ sonras1 donemde ona gekil veren ku§agm bakt§ a<;1sma gore skandal say1labilecek uygulama ve perspektiflere yoneltilmekteler. 0 zamanlar, hemen hemen hi<; kimse ingiliz dili ve edebiyatm1 "siyasi" olarak degerlendirmiyordu. $imdilerde ise edebi ki.ilti.ir siyaseti, ka<;1mlmazdir -<;ogu insan i<;in de memnuniyet vericidir.

99

I

I 11

i I\

Ii

Ii 11

I'11 'I


i''

II

RICHARD OHMANN

I'

I'.; ,,

,:

l

O halde boyle bir degi;;im nas1l gen;ekle;;ti? Akla ilk gelen Vietnam, insan haklan, feminizm ve benzeri hareketler ve miiteakip muhafazakar restorasyon etrafmda donen ac;.1klamalar dogrudur ama eksiktir. (iinkii bunlar, oteki alanlann, neden Ingiliz dili ve ona .~om;;u alanlannkine paralel bir yol izlemedigini ac;1klamamaktadir. Oyleyse, sava;; sonrasmm iiniversitesinde ve erken donem Soguk Sava;; konsensusunda ingiliz dili ve edebiyatmm ozel konumuna bir bakahm. Ozellikle Yale Universitesi ingiliz Dili ve Edebiyah Boliimii'nii.n Soguk Sava;;'m ba;;lang1cmdan once i;; ba;;mda.oldu~~'. s.oguk Sav~;; donemi istihbarat c;ah;;malanmn ve Soguk Sava;; ideoloJismm temellenni athgm1 iddia etmenin miimkiin oldugunu, biraz da hayretle belirtmem gerek. (Boyle bir iddia, William H. Epstein taraf~d.a~ ustahk~~ on.e siiriilmii;;tiir de).2 Epstein'in tezi, Yale'e yonelik ele;;tms1m ve Yale m bilim anlay1;;m1, Soguk Sava;; dii;;iince ve ~etodunun ba;;lang1cma (ve 1950'lere dogru da merkezine) dogrultur. Ingiliz dili alanmda c;ah;;an insanlarm akademik c;ah;;malannm, bilinc;li olan bir kac;1 di;;mda, Merkezi Haberalma Te;;kilah (CIA)'nm tammlad1g1 bir ulusal c;1kar formiiliiyle ili;;kili oldugunun veya ona hizmet ettiginin ta~~m~i: fa~~mda oldugunu soylemiyor. Soyledigi, daha ziyade, Yale' deki Ingil~z dih v~ ~de足 biyah camiasmm, Soguk Sava;; istihbarahm be~l~yen.. meh~.ai:ahz1 ~~足 h;;malarmm ve bilgiyi organize etme yontemlermm gozdehgm1 ve ac1hyetini surd iirdiigiidiir. Fakat, eger ingiliz dili Soguk Sava;;'1 ba;;latmaya katk1da bulunmu;;sa, bunun c;ok az somut semeresini gordii. Soguk Sava;; donemi boyunca hiikiimetin ve ozellikle de ordunun bonkorce finansman saglam~足 siyla ;;ekillenen Amerikan iiniversitelerindeki temel ve uygulamah bilimlere bakhg1m1zda, derhal ve net olarak, edebiyat ara;;hrmalannm ikinci s1mf muamelesi gordiigiinii, dolayh olarak bir ;;eyler elde edebildigini ve yonetimlerin "pejmiirde alanlara" dag1th~l~n payl~nn kir~nh足 lanm toplayabildigini goriiriiz. (Bkz. RC. Lewontm m b~ kitaptak1 ~a~ h;;mas1). Yahut, Di;;i;;leri Bakanhg1, CIA, Stratejik H1zmetler Ofis1 (OSS) ve Ford Vakfi gibi kurumlarca yarahlan ve biiyiitiilen bolge ara;;tirmalanm dii;;iiniin: Soguk Sava;; sozle;;melerinden, prestijli dam;;manhk gorevlerinden ve Washington' a gidi;; geli;; trafiginden beslenerek sava;; sonras1 iiniversitesinde lisansiistii egitim ve ara;;tirmalarm ;;ekli tamamen degi;;tirildi. Tek ba;;ma bu iki miidahale, iiniversiteleri onemli olc;iide Soguk Sava;; rec;etesine gore yeniden yap1landirdi. (ok say1da daha kiic;iik ornekler de var: Antropoloji, bag1mh (ast) halklarla ilgili bilgi elde edilmesi 100

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SOGUK SAVA$

ve onlanri kontrolii ic;in harekete gec;irildi, bazen de ayaklanmalan bashrma faaliyetlerinde kullamld1; dilbilim, asil geli;;me y11larmda ordu ve hariciyenin c;e;;itli kollarmca desteklendi -her zaman istedikleri sonuc;lan alamadilarsa da; siyaset bilimi, baz1 yerlerde (bizzat Amerikan Siyaset Bilimi Dernegi de dahil), CIA ve oteki Soguk Sava;; kaynaklarmca finanse edildi; serbest piyasa ve "geli;;meci" iktisat da aym destegi ald1; ve bu son iki alanda, ulusal siyasetin formiile edilmesine dogrudan veya dolayh olarak kahlmamn verdigi prestij ve niifuz da i;;in cabasi. Bu liste; psikoloji, yabanc1 dil ogretimi, hatta bol miktarda onemli oss baglanhlanyla tarih3 gibi alanlar ile Soguk Sava;; devleti arasmdaki daha az hayatiyet ta;;1yai: birliktelikleri de kapsayacak ;;ekilde geni;;letilebilir. Ingiliz dili ile OSS arasmda sava;; sirasmda hangi bag var olursa olsun, Soguk Sava;; dii;;iinii;;iine ve sonrasmdaki hissiyata ingiliz dili hangi takviye kuvvetini saglam1;; olursa olsun ve hangi giic; odaklan onu ulusal hedef ile uyum ic;ine sokmu;; olursa olsun, ba;;ka pek c;ok alana verildigi bilinenlerle kiyasland1gmda Soguk Sava;;' a hizmet kar;;1hgmda gerc;ekten c;ok az somut te;;vik verildi. Agirhg1 olan ve sonuca tesir edici gizli te;;vikler var rmyd1? CIA' in kiiltiir siyasetiyle ilgili daha sonraki if;;aatlar .?ikkate almd1g1rida bunu di;;lamak saghkh olmaz: CIA' in Kiiltiirel Ozgiirliik Kongresi'ni finanse etmesi, dergilere ve yaymc1lara aktanlan paralar, kukla vak1flar, Ulusal Ogrenci Dernegi'nin gizlice finanse edilmesi ve dernege miidahalelerde bulunulmas1 vs. vs. Tesadiife bakm ki tiim bu faaliyetler, ajan Thomas W. Braden (Dartmouth' aki ingiliz Dili ve Edebiyah Boliimii'niin eski elemam) tarafmdan f.6netildi. Yerle;;mi;; kurumlar, Soguk Sava;; retorigine destek verdiler. Ornegin, Guggenheim Vakf1 ba;;kam Henry Allen Moe, haz1rlad1g1 alb ayhk raporlannda ozgiirliik adma onu kis1tlamaya c;ah;;anlara ate;; piiskiiriiyor, ulusa sadakatin bizim en yiice gorevimiz oldugunu ilan ediyor, bilimin giic;lii bir Amerika'y1 dogurdugunu soyliiyor ve hie; bir Komiinist Parti iiyesinin Guggenheim yard1m1 kullanamayacagma soz veriyordu.4 Fakat yine oteki alanlardaki patronaj1 ve 19SO'lerde edebi ara;;hrmalara verilen destegin en biiyiik kismmm bireysel kolej ve iiniversitelerin ogretim iiyelerine verdigi iicretli yilhk izin programlanndan geldigi gerc;egini gozoniine ald1g1m1zda, finansal yard1mlar konusundaki tiim bu varsay1m ve onsezilerin yamlhc1 oldugu goriiliir. Edebiyatla ugra;;anlar, diger pek c;ok alanlardakilerin oldugu gibi iktidar koridorlarma yakm degillerdi. Kendi hocalanmm veya edebiyat ara;;hrmalan sahasmdaki onemli adamlarm neden evlerinde oturduklanm, neden mavi kurdelah komisyonlarda gorev yapmad1klanm ve ne101


RICHARD OHMANN den kimsenin onlarm Kuba fiize krizi hakkmdaki tavsiyelerini istemedigini hie; merak etmedim. ingiliz dili, eylem adam1 entellektiieller yeti:;;tirmi yord u. Bir bilgi biinyesi olarak, global sorunlarm yoneticilerine (OSS-sonras1 giinlerde) sunabilecegi bir :;;ey yoktu. Aynca 1950'lere gelindiginde gizliligin, diinya siyasetinin, "istihbaratm" ve ozel bilimsel bilginin kac;milmaz bir ko:;;ulu oldugu goriiliiyordu. Otekiler, bu meselelerle gorevliydi. Biz ise, sadece onlarm sahip olduklan uzmanhktan degil, aym zamanda bu uzmanhg1 nasil kulland1klanru bilmekten, destek veya ele:;;tirimizi dillendirme hakkmdan da yoksunduk. (Gizlilik perdesini kaldiran U-2 olay1 gibi nadiren gerc;ekle:;;en bir skandal haric;). Gerc;ek tarih, ba:;;kasmm ii;;iydi. \:ok az Soguk Sava:;; paras1 tiiketen ve siyaset c;evrelerinden d1:;;lanan edebiyat ara:;;hrmalan, tarihin marjininde seyrediyordu. Bizi hie; kimse biiyiik oyunu oynamaya davet etmedi. Biz5 de bu mesafeli durumun rahathg1ru sec;tik. (Bu tercihin, ne derece ula:;;amad1g1rmz cigeri murdar saymaktan veya ne derece hakhhg1m1zdan kaynakland1gm1 Allah bilir). Uluslararas1 komiinizme kar:;;1 miicadele bize gore degildi. Bizim sozciilerimiz (Modern Lisanlar Dernegi (MLA)'nm ba:;;kanlan gibi), toren zamanlarmda ozgiirliik ve demokrasi retorigini ku:;;anabiliyorlard1ysa da kiiltiir hanemizden ic;eri girdigimizde kaba vatanperverlikten kac;m1yor, McCarthy ve daha az onemli anti-komiinist zevata z1rcahiller olarak kiifiirler savuruyor, Eisenhower yonetiminin :;;ahsiyetsi:i pragmatizmini hor goriiyorduk. Fikri yap1rmzm merkezinde, ii;; hayatma, ticarete ve meta kiiltiiriine dii:;;manhk yatiyordu. Hevesle miizik setleri, kitaplar ve nihayet arabalar ve evler ald1ksa da kendimizi, ac;gozlii toplumun d1:;;mda tarumlamay1 ba:;;ard1k. Mathew Arnold' dan yiiz yil sonra, birazc1k s1kmtiyla da olsa onun kiiltiirsiizlere yonelttigi ele:;;tirilere sanld1k. Raymond Williams'm Culture and Society' de (Kiiltiir ve Toplum) giizelce analizini yaphg1 "kiiltiir ideolojisini" ya:;;1yorduk. Toplumdan bir derece ayn olarak ve bunun bedelini de odemeyi teklif ederek. Gerc;i teklifimizi sag1r kulaklara fisild1yorduk. Kisacas1 ingiliz dili ve ona kom:;;u alanlar, Soguk Sava:;;'m engellenemeyen kapitalist geli:;;mesine ve diinyada Amerikan egemenligi projesine angaje olmamaya ve bunlara husumete dayah miiphem bir tavir geli:;;tirdiler. Edebiyat teorisi ve ona e:;;lik eden uygulamalar, bu bula:;;mama tavnru saglama baghyordu. Ba:;;at bir konumda oldugu bu donemlerde Yeni Ele:;;tiri, bu angajmana girme ii;;ini, edebi c;ah:;;malarm ozerkliginde israr ederek iistlendi. I.A. Richards, Cleanth Brooks, W. K. Wimssatt, John Crove Ransom, Alan Tate gibi onde gelen teorisyenler ile onlarm ihtiyar

iNGiLiz DiLi VE EDEBiYATI VE soGUK SAVA$ "kardinali" T.S. Eliot baz1 noktalarda birbirlerinden aynhyorlardi. Fakat onlarm fikirleri, bir reddiye ilmihali olu:;;turuyordu. ("Niyete dayah yarultma": Bir c;ah:;;marun anlamm1, yazarmm niyetiyle e:;;itlemek ve boylece onun gerc;ek ya:;;anbs1 ile ili:;;kilendirmek. "Etkisel yamltma": Bir c;ah:;;mayi, okuyuculan iizerinde yapbg1 etkiyle degerlendirmek. "Ba:;;ka kelimelerle izah etme sapkin11g1": Bir c;ah:;;may1, herhangi bir onerme ta:;;1yan ic;erik ile ilii;;kilendirmek). Yeni Ele:;;tirmenler, bu tiirden manevralarla i;;iir sanatm1, tarihsel siirec;ten kopardilar, dilin oteki pratiklerinden ayirdilar ve :;;iir tecriibesini, bilincin tuhaf, gec;ii;;siz bir hali olarak tammladilar. Daha az belirgin olmakla beraber onemli olan ise, o tecriibeyi eylemden ayirmalanyd1: "$iir sanab, hie; bir :;;eyin olmas1m saglayamaz" diyordu Auden. Ve Yeni Ele:;;tirmenler de bu onermeye katlhyordu. Onun yerine §iir sanah, tecriibenin yeniden diizenlenmesi ve birle§rnesinde ba:;;anh olur. Yeni ele§tirmenlerin ele§tirilerinde ironi, rniiphernlik, gerilim ve paradoks gibi arac;lara olaganiistii deger vermelerini ac;tl<larken one siirdiikleri sebeplerde de ac;1kc;a goriildiigii gibi. Gerek giinliik ya§anu gerekse bilimi bir ahenksizlik ic;inde birakan bu arac;lar, onlann "goriiniirde tezat olu§turan davram§lan ac;1klamalan" ac;1smdan onemlidir. Yeni Ele§tiri ac;1smdan bu fikrin kokeni, davram§lann "dengeli bir siikuneti"nin merkezi ve neredeyse tedavi edici bir rol oynad1g1 Richards'm Principles of Literary Criticism (Edebiyat Ele:;;tirisinin ilkeleri) adh c;ah:;;rnasmdad1r. Richards, bizim kiiltiirel hastahg1rn1zm, davran1:;; ve diirtiilerde bir dengesizlikten ibaret oldugunu ve i;;iirin de, bir dinginlik haline ula:;;rnarnizda bize yard1mc1 olarak bizi iyile:;;tirebilecegmi varsay1yor. Bu birle:;;meye ne kadar c;ok ahenksiz unsurlar eklenirse i;;iir o kadar etkili olur. Bu yiizdendir ki Richards, trajediye "belki de bilinen en genel, herkesin kabul ettigi, tamamen diizenleyici bir tecriibe" olarak ovgiiler yagd1m. Brooks da iyi i;;iirlerin "davranl§larm, biitiinciil ve hiikrneden bir davran1:;;a tabi bir hiyerar:;;ide bulu:;;rnas1m saglad1g1m ve birle:;;mi:;; bir :;;iirde :;;airin kendi tecriibesi ile 'hesapla:;;rnak' zorunda oldugunu" soyliiyor. $imdi ben bu iki ifadeyi, Eliot'm modem diinyadaki "duyarhhgm c;oziiliii;;ii" te:;;hisi ile biraraya getirdigirnde :;;oyle bir siralamaya ula:;;1yorurn: Diinya kornplekstir, ahenksizdir, goz karna:;;tmc1drr. Biz, diinyay1 biitiin ve anlamh olarak algilarnak ic;in can ahyoruz arna gerc;ek diinyadaki eylern, tatrnin edici bir diizeni ac;1ga c;1karam1yor/rneydana getirerniyor.6

I 1,

:1

II

I 11

11

II II !I

Bu yiizden, 102

i ,I

103


RICHARD OHMANN

$iir sanahnm degeri, tek tek §iirlerin ve §airlerin degerlerini ve §U veya bu moral bak1§ ac;1sm1 te§vik etmede degil, ahlaki karma§tkhklan kucaklamada ("onlarla hesapla§mada") soylenen yalanlan a§ar. $iiri hakkm1 vererek okumak, yalruzca eylem yapma diirtiisiinii degil belki de moral yargi diirtiilerini de notralize eder, etkisizle§tirir. $iir sanah, hie; bir deger sistemini yahut eylem bic;imini tercih edemez. Tiim degerleri, tiim eylemleri ve ashnda realiteyi olu§turan her §eyi kabul eder, kavrar. Toplumsal hayattaki ahenksizlik ile "ba§anh bir §airin yaptig1 gibi onu ku§atarak, dengeli davram§lar gostererek hesapla§abiliriz". Bu fikirler demeti yoluyla Yeni Ele§tiri de, sava§ sonras1 donemde hayli revac;ta olan "ideolojinin sonu" ve tarih ve siyasetin tutulmas1 mi.ilahazalarma kendi kiic;iik katk1s1m yapmt§ oldu. Bilgimizin objelerini, oteki disiplinlerin konularmdan ayirmakla ve ayru derecede de farkh bir egitim ve ogretim metodu ongormekle edebiyat teorisinin, ayru zamanda, bizim mesleki konumumuzda one siirdiigiimiiz iddialarm saglamasmm yap1lmas1 ihtiyacma da cevap verdigini soylemeye gerek yok. Yeni Ele§tiri, edebiyat c;ah§malarmdaki egemenlik miicadelesinde tek yan§mac1 degildi ku§kusuz. Ba§ka ekoller de, benzer ideolojiler iirettiler. Chicagolu ele§tirmenler, dii§iince sistemlerini, birbiriyle yan§an doktrinlerden c;ok sorgulama onciilleri olarak goren ve degerleri metodolojik degerler konumuna indirgeye!l bir "c;ogulcu" ele§tiri ortaya koydu. Northrop Frye'm etkili c;ah§mas1 Anatomy of Criticism (Ele§tirinin Anatomisi), edebiyab ve bizim c;ah§malanrmz1, "ozgiir, sm1fs1z ve kentli" bir toplum vizyonuna ta§1d1 -ki bu toplumun, bizim sakinleri oldugumuz gerc;ek hayattakinden c;ok farkh oldugu kesindi..Edebiyat alanmdaki pek c;ok ki§i, Avrupah kokeninin siyasetinden s1ynlrm§ ve tek ba§ma olan (yalmz) bireyi kendi davram§lan ve kendi oliimiiyle ba§ba§a birakabilen bir varolu§c;uluga sanld1.7 Amerikancilar, tarihimizi kahramanlar hakkmdaki mitler etrafmda teorile§tirmeye ba§ladilar ve bizi, Birle§ik Devletler'i Avrupa'dan, sm1f c;ab§malarmdan ve imparatorluktan koparmaya c;agirdilar. (ihmal edilmedigi durumlarda) irk, bir kinaye veya ilk giinah meselesi haline geldi. Genel olarak, metinleri anlay1§1rmzda zaman smm olmayan evrenselliklere ula§bk: a§k, oliim, sanat, ac1 c;ekme ve de sefil tarih karma§as1. Amerikan ba§kentinin tecriibe ve zaferlerinden irak olmam1z ho§ idiyse de, ku§kusuz aym zamanda bunlardan karh da c;1k1yorduk. Zira iiniversiteler, ozellikle Sputnik sonras1 donemde Sovyet1er Birligi ile gerek ekonomik gerekse askeri alanda rekabet etme ihtiyac1 duyan ba§104

iNGiLiz DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$

kentin ihtiyac;lanm kar§ilayabilecek diizeyde h1zla geni§ledi. Yiikselen dalg~, miihendislik, matematik ve fen bilimleriyle beraber ingiliz dili ve edeb~yabm ~~ havaya kaldmyordu. Bu, biiyiik olc;iide, kompozisyon ve edeb1yata gm§ derslerinin iiniversitenin yap1smda ongoriilmii§ olmasmd~ndi. Fakat o bereketli donemlerde pek c;ok lisans ogrencisi, pratikte c;ok l§e yaramayan be§eri bilimlerde yogunla§may1, ekonomik ozgiirl~k c;e~c;evesin~e degerlendiriyordu. Boliimlerin ve kadrolarm biiyiimes1, esk1 ve yem doktora programlarmm talebi kar§ilama kapasitesinden daha fazla oldu. Maa§lar, sava§ sonrasmm bayag1 kit diizeylerinden soma neredeyse meslek haysiyetine yara§ir diizeylere ula§b. (Benim ilk y1hrmn sonunda, yani 1953'te kendilerini piyasaya arzeden arkada§lar yakla§1k 3000 $ maa§ ahyordu; 196l'de asistan profesorliik elde ettigimde 64~0 $ ahyordum. Bu rakam, eger haf1zam beni yamltrmyorsa, baba~ bir ~~adem~s!en maa§1yla bir aileyi gec;indirme umudunu tiiketip ozel sektore gec;1§mden hemen once 1946 yilmda Western Reserve Dniversitesi'nde full-time bir profesor ve boliim ba§kam olarak ald1g1 maa§tan fazlayd1). .Mad~~ ~o§ullanm1z1 iyile§tirirken profesyoneller-yoneticiler sm1fi~m 1deoloJ1sme ortak olduk. Bunu bize saglayan Soguk Sava§ sistemi~n da~~ aleni ideolojisirtden kac;md1g1rmz halde bile. Biz, bilginin geh§mes1m:i, uzmanhga giivenilmesinin, mesleki ozerkligin, bireyin inki§~f~~n~ hyakate dayah bir terfi sisteminin yanmdayd1k. Bu davram§lar, b1z1 isbhdam eden liberal iiniversitelerle iyi gec;inmemizi saglad1 -her'ne kadar fen bilimleri, hukuk ve i§letme ile ilgili olarak homurdanmalanrmz o~uyorduysa da. Dahas1, bizim kiiltiir ic;in yapbg1m1z c;ah§malarm, Amenkan toplumunun gerc;ek c;1karma oldugunu da savunuyorduk. Ses getirecegini bilsek, kiiltiirii ticari kabahktan c;1karabilir, onu daha asil bir tarihi misyondan sapbran hamasi anti-entellektiielizmden kurtarmaya katk1da bulunabilirdik. . Yani ellili y1llar boyunca ve altrm§h y1llann ba§mdaki donemde Ingiliz dilinin, sava§ sonras1 geli§melerinin giivenli bir anaforunda bul~ndugunu ve ana akmbyla kar§ila§tmld1gmda pek goriinmeyen c;eli§k~ler ta§1d1g1~~. so~liiyorum. Gayri safi milli has1lamn ortalama yiizde 9 unun asken uretime, yakla§1k yiizde 25'inin de toplam devlet harcamalarma gittigini gozoniine almca Soguk Sava§, ABD kapitalizminin talepv eksikligi sorununu "c;ozdii" ve ekonomiyi kipir kipir bir hale getirdi. Soguk Sava§, yiiksek ogretimi ve profesyoneller- yoneticiler s1mf1m da kendisiyle birlikte siiriikledi. Edebiyat c;ah§malan, asker-endiistri-devlet-iiniversite kompleksinin kiic;iik de olsa entegral bir parc;as1yd1 ve ga105

'I

I


r RICHARD OHMANN

nimetin kmnblanm topluyordu. Ancak diger pek <;ok alamn aksine ingiliz dili, Soguk Sava§'ta <;arp1§maya <;agnlmad1, ona ozel te~vikler verilmedi ve dogrudan Soguk Sava§ hedeflerince §ekillendirilmedi. Bu §ekilde kenarlarda tutulan be§eri bilimlerdeki insanlar, kendi ilgilerini iiretkenlige yans1tmada ve Soguk Sava§'l hari<;teki insanlarm konumundan degerlendirmede gorece ozgfudiiler. Genel olarak, hiir diinyanm ideolojisine dii§iinmeden uyduk ama kan ak1blmasma taraftar degildik. C::iinkii her§eye ragmen Sovyetler, bizim ozgiirliigiimiize bir tehdit olu§turmuyordu. Genelde Sovyetler'in kah rejimini ve Berlin'den Kuzey Kore'ye kadar ona yakm rejimleri kimyorduk. Ancak Amerikan toplumunun militarizasyonuna kar§l koyduk, bombadan ve "siyasi risk alma"dan nefret ettik, diktatorliiklerle yapilan ittifaklan reddettik, "istihbaratta" <;ok az i§e yarad1k ve kendimizi de, ba§kalarmm e§siz gordiikleri Amerikan ya§am tarzmm <;ogundan ve Amerikan i§ diinyas1nm projelerinden uzak tuttuk. Tekar etmek gerekirse biz, aym zamanda, McCarthy versiyonu bir yana resmi anti-komiinizm ile de uyu§am1yorduk. Ogleden sonralan Harvard Meydam'nda Cronin'in yerinde bir bira i<;ip Ordu-McCarthy soru§turma komisyonunda verilen ifadeleri izliyordum. SenatOr'iin bizim kiiltiirel haysiyetimize dokunan taraf1, a§m kabahg1ydi. Samyorum Harold Ickes, yaphg1 bir <;ah§madan "uyuz eden <;iiriime" diye soz ediyordu ve bu her §eyi bizim i<;in <;ok iyi ozetliyordu. Tehlike mi? Biz hiimanistlerin Komiinist Parti ile ne i§i olabilirdi ki? Aynca Harvard, Wendell Furry'nin 'Be§inci Degi§iklik' ile ilgili tutumunu, Temsilciler Meclisi Gayri-Amerikan Faaliyetler Komitesi'ne (HUAC) kar§l kan§1k hislerle savunmakla iiniversitemizi anti-komiinizm i<;in giivenli bir hale getirmemi§ miydi? Cad1 avc1lan, utan<; verici ha<;h seferlerini "bizden" epeyce uzakta siirdiirdiiler, medenile§tirici misyona yahut akademik hiimanistlerin mesleki ikbaline hi<; bir tehdit olu§turmad1lar -<;ogumuz oyle dii§iiniiyorduk. Kendi dar oz-<;1kanm1z1 ideolojik riiyalarla birle§tirdik, kendimizi olduk<;a da emniyette hissettik. Fakat cad1 avc1lan, "bizden" bazilanm da es ge<;mediler ku§kusuz. ifade vermeyi reddettikleri veya 'Be§inci Degi§iklik'i benimsedikleri i<;in (genellikle de eski yolda§lanm korumak i<;in bu onurlu davram§l gosteriyorlard1) cezalandmlanlar arasmda <;ogunlugu kadrolu akademisyenler de vardi: Edwin Berry Burgum (ingiliz Dili ve Edebiyab, New York Universitesi (NYU)), Lyman Bradley (Alman Dili ve Edebiyah, NYU; y1llarca da MLA'mn muhasibi), Joseph Butterworth (ingiliz Dili ve Edebiyab, Washington Universitesi), Herbert 106

iNGiLiz DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$

Phillips (Felsefe, Reed), Herry Slochover (Alman Dili ve Edebiyah, Brooklyn), M.I. Finley (Klasikler, Rutgers), Burrows Dunham (Felsefe, Temple). Pek <;ogu aslmd_a kara listeye almm1§h. Temizlik ve paranoya doneminde Washington Universitesi'ndeki ge<;ici i§inden uzakla§hnlan Kenneth Burke de dahil. Ellen Schrecker'm No Ivory Tower'da (Fildi§i Kulesi Degil)B biiyiik bir dikkatle biraraya getirdigi bu isim listesi, hiimanistler i<;in giivenli bolge olu§turmaktan <;ok uzak. Meslege McCarthy'nin borusunun ottiigii donemde girmekte olan bizler olaylara nasil tepki vermi§tik? Ben, lisansiistii ogrenimime 1952'de ba§lad1m ve hi<; bir §ey hahrlam1yorum. Son vah§iliklerle ilgili ne bir biilten, ne ogretim kadrosundaki korkulu ve kizgm okutman asistanlann biraraya gelmesi, ne biiyiiklerimizden bir uyan, ne de kovu§turmaya ugrayan bilim adamlarma destek !dilek<;eleri veya toplanhlan. Hi<; bir §ey. McCarthyizm'e yonelik o genel hiirmetsizlik ve McCarthyizm'in kendi egitimimiz ve istihdam1m1za hi<;bir etkisinin olmayacagma ili§kin giivenceler hari<;. Akademisyenlerin bu §ekilde topa tutulmalannm, hedef se<;ilenlerin ba§ka bir tiiriin mensubu ve komiinist olacak kadar kotii olmalan nedeniyle bize birders veya uyan olmad1gm1 mi dii§iiniiyorduk? Bilerek veya bilmeyerek, yapilan bask1lar boyle bir aynmm yapilmasm1 te§vik ediyordu. Aynca, i§ diinyasm1 ve tiiketim toplumunu kiiltiiriin havah konumundan karalamanm ba§ka, bunlan devirmeyi hedefleyen bir orgiite kahlmamn ba§ka bir §ey oldugu yolundaki pek ortahkta olmayan dii§iinceyi de besliyordu. Bu olaylann i<;inde s1k1§1p kalanlar, yalmzca temizlik harekatmdan nasibini alanlar degildi. Baz1 se<;kin hiimanistler de isteyerek veya istemeyerek anti-komiinist ha<;h seferinin i<;inde yeraldilar. Anti-komiinizmin borusunu ottiirenler ve komiinist isimleri if§a edenler yahut her ikisini de yapanlar arasmda §U §ahsiyetler de vard1: Tanmml§ ele§tirmen Robert Gorham Davis, tarih<;i (ve daha sonra Kongre Kiitiiphanesi miidiirii) Daniel Boorstin, fikir tarih<;isi Arthur 0. Lovejoy ve felsefeciler Sidney Hook ve James Burnham. Daha dii§iik diizeydeki su<; ortakhg1 daha yaygmdi. Columbia' daki ogretim iiyelerinin HUAC oniinde ifade verme talimatmm haz1rlanmasma kahlan Lionel Trilling ile rektOriine yazd1g1 bir yaz1da, kendi boliimiiniin ge<;mi§te <;ok say1da solcuya yatakhk ettigini, kendisinin ise gelecekte aym hatay1 tekrar etmeyecegini soyleyen Washington Universitesi ingiliz Dili ve Edebiyah boliim ba§kam Robert Heilman orneklerindeki gibi.9 i§ten atmalar gibi bu tiirden miidahalelerin de geriye doniip bir biitiinliik i<;erisinde degerlendirildi107


iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SOGUK SAVA$ RICHARD OHMANN

ginde <;ok daha <;arp1c1 olduklan goruhir. Olaylar mutemadiyen oluyordu ve bazen de bilinmiyordu yahut yerel duzeyde haberdar olunuyordu. Yine de liderlerimizin hareketlerinde ve harekete ge<;mede ba;;ans1zhklarmda, bizim gibi bu i;;lerin kiy1smda olanlara yonelik mesajlar da vardi. Cad1 avc1hgma kar;;1 olan tav1rlar <;ok az bir orgutlenme ger<;ekle;;tirdi, eylem gucu olu;;turabildi. Buyuk akademik kurumlar, uzla;;may1 se<;tiler, sessiz kaldilar. Universiteler, HUAC'm ve anti-komunist mutevelli heyeti uyelerinin gundemi belirlemelerine izin verdiler. bgretim uyelerine, bu i;;lerden annarak gelmelerini tavsiye ettiler. FBI' dan bilgi ahp kulland1lar ve kendi engizisyonlanm kurdular. Histeriyi a<;1k<;a reddedenlerin (Buffalo Universitesi gibi) say1s1 ger<;ekten <;ok azdi. Furry olaymda kendine hakim olmasma ragmen Harvard bu onurlu kurumlar arasmda yeralm1yordu. Kiy1ma ugram1;; olanlan (M.I. Finley gibi harikulade bir kariyeri olanlan bile) <;ok az kurum i;;e almaya yana;;1yordu. Universitelerin te;;kilah olan Amerika Universiteler Birligi, a<;1k<;a, soru;;turmalan yurutenlerle i;;birligi yapmanm universite yoneticilerinin ve ugretim uyelerinin gorevi oldugunu ve bunu yapmayan ogretim uyelerinin kariyerinin tehlikeye girebilecegini soyluyordu.10 Amerika Universite Profesorleri Birligi, ahlan ve ahlma tehdidi altmda bulunan ogretim uyelerinin imdat seslerine boyun buktu, beceriksizlik ve korkudan 1956'ya kadar bu cad1 av1 konusunda sessiz kaldi. Ki bu tarihte de av partisi sona ermi;;ti. Bu konularda kendi i<;erisinde bolunmu;; olan Amerika Sivil bzgurlukler Birligi bile bu tarihe kadar yorum yapmaktan ka<;mm1;;tin Daha once de belirttigimiz gibi, Guggenheim Vakf1 da komunistlerin vak1f yard1mlarmdan kesinkes di;;land1g1m ilan etmi;;ti. MLA da, yabanc1 dil ogretiminin ulusal <;1kara hizmet ettigi goru;;unun bayraktarhgm1 yap1yordu 12 ve kiy1ma ugram1;;, temizlik harekatmdan nasibini alm1;; uyeleriyle ilgili olarak dilini tutuyordu. Ne de bizim meslek onderlerimiz, spesifik bask1larla mucadelede olup bitene kederlenmenin di;;mda ba;;ka bir yol bulabildiler. 0 halde, aslmda bizim mahallede yap1lan Soguk Sava;; kavgalarmdan ne ders <;1kard1k -ozellikle de <;irakhklanm ellilerin ba;;mda ge<;irenlerimiz? Devletin, i;;verenlerimizle i;;birligi i<;erisinde, ozgurluk ve dii;;unceye adand1g1 varsayilan miiesseselerimizi ve siyasetimizi gozetleyebilecegini ogrendik. Sahip oldugumuz ozel ayncahklarla birlikte yuklendigimiz ozel mecburiyetlerle iktidara kafa tutma hurriyetimizin, aslmda oteki <;ah;;anlardan daha az oldugunu ogrendik.13 Damgalanm1;; olanlarm, meslek ve bilim kurulu;;larmdan ve meslekta;;lanm1zm

olu;;turdugu ad hoc gruplardan <;ok az bir yard1m umabileceklerini de ogrendik. Tum bunlar yeterince a<;1kti. Ba;;ka baz1 noktalarda ise daha dolayh bir ogretim yurutme imkam vardi. Geni;; say1labilecek sm1rlar i<;erisinde serbest<;e ders verebiliyor, ara;;hrma yapabiliyorduk. Ancak aktivizm riskli idi. Siyasi orgutlere (hi<; degilse birine) uye olmak, intihar etmek demekti. Aym ;;ekilde, profesyonel olmak demek, partizan olmamak, tarih ajanhgmdan ka<;mmak demekti. Tum alanlarda oldugu gibi edebi ara;;hrmalarla ugra;;anlar da kendi uzmanhk alanlarmm sm1rlan i<;erisinde kalmahyd1lar. Sadece mesleki <;1karlar a<;ismdan degil, emniyet a<;1smdan da tiim alanlarm ozerkligine yatmm yapilmas1 gerekiyordu. (Benim bolum ba;;kamm, 1954'te beni, edebiyat felsefesi dersi almaktan 1srarla caydirmaya <;ah;;m1;;ti. Ya kiilturun ekonomi politigi gibi o zamanlar tahayyiil edilemeyen birders olsayd1 ve birisi onu se<;mek isteseydi, ona ne derdi acaba?). Aym zamanda, diger alanlarla birlik olup kendini ulusal <;1kara adamahydi. Soyut bir duzlemde ifade etmek gerekirse hakikat, sadakatin hizmetkan olmahydi. Ve tabi ki bir konu, gerek derslerde gerekse bilimsel ugra;;1da du;;uncenin o geni;; sm1rlan di;;mda kahyordu: tarihsel materyalizm. Marksizm akademiden <;ekildi, gelenek kurudu. Be;;eri bilimlerdeki sayilan bir elin parmaklanm ge<;meyen Marksistler (Gaylord Leroy, Robert Cohen, Paul Siegel) birbirlerinden, onlara ilgi duyan ogrencilerden, oteki alanlardaki bilim adamlanndan (Stanford'lu Paul Baran, Amerikan universitelerinde Marksistligi ile nam salm1;; tek iktisat<;1yd1), siyasal partiler ve projelerden uzakhlar. Be;;eri ve sosyal bilimlerin tamammda bu di;;lanma sonucunda belli konular incelemeye kapahhyor, baz1 konularm (en onemlisi sm1f mucadelesi) etrafma "izinsiz girilmez" tabelas1 konuyor, somuru ve iktidar gibi konular ise sterilize ediliyordu. ingiliz dili ve edebiyah ile kom;;ulannm kayb1 ise, sonu<;lan itibariyle daha ah;;1lmam1;; tiirdendi (daha bir tahrip edici degildiyse bile): Kiilturu burjuva toplumundan <;ekip <;1kanrken, tarihsel ele;;tiriden muaf tutarken (tarih, biyografi, nufuz (etki) ara;;tirmalan, fikir tarihi ve etraf1 kordonla <;evrilmi;; "edebiyat" tarihinin manevralannm buyuk bir kism1 "geri plana" ge<;tigi i<;in) bize de burjuva toplumunun moral a<;1dan ele;;tirisini kultur peQceresinden yapmak kahyordu. Tarihsel materyalizmin surgune gonderilmesi, universitenin geni;;lemesi ve maddi imkanlardaki arti;;mm getirdigi guvenle birlikte, dikkatimizi kendi kulturel <;ah;;malanm1zm ko;;ullarmdan ve meslegimizin saglamla;;hnlmas1 i;;inden de uzakla;;hrdi. Bir ba;;ka deyi;;le, sm1f, iktidar ve irk ili;;kile109

108


iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE soGUK SAVA$

RICHARD OHMANN

bi~imlerine vurgu yapmak istiyorum. Kendimizle birlikte liegitime getirdigimiz (veya yi.iksek kiiltiire olan baghhgirmzm bir sonucu olarak ta§idigimiz) ve ticari kiilti.ir ve ekonomi di.izeninin il~~h b~r. ele§tirisi~~ ya?:a1:1 anlayi§imizdan bahsetmi§ bulunuyorum. Bihm dilme kar§i §Hr dihm savunan Yeni Ele§tiri'nin boyle bir ele§tiri anlayi§im te§vik ettigini veya bi.inyesinde barmdirdigmi da soyledim. B~§~~ngi~ta geneld~ Roman Jacobson'un varhgi ve ~ah§malan yoluyla goru§ alammiza gir~n ve Yeni Ele§tiri'ye a§llanan Rus formelizmi de ayru §eyi yaprm§h: Ozel bir dil veya dilin ozel bir kullammi olan, dili d?~u~ rutininden ~ekip ~ikaran, yabancila§hran, maddiligini yenileyen, bilmci taz~leyen edebiyat. Varolu§~uluga sanlanlar ve modernist yazarlarm partizan olanlan burjuva moralitesinin kategorilerini ki.ime di.i§i.irecek ba§ka bir yol buldular: <;ok ~e§itlilik arzeden ve siyasi olarak birbirine zit olan Eliot, Joyce, Woolf, Lawrence, Hemingway, Faulkner, Dos Passos ve digerleri, herbiri kendisini sanayi kapitalizmine muhalif bir konuma yerle§tirdi ve onun yerine avangard ki.ilti.ir sahasmdan daha gi.izel~bir §ey koydu. Be§eri bilimlerde Bi.iyi.ik Kitaplar anlayi§im yayan ve ~ogu zaman da modernizme dii§man olan edebiyattaki gelenekselciler, klasik veya Katolik ya da monar§ist ge~mi§ii;t penceresinden de baksalar kapitalist realiteyi kmiyorlardi. Bu gruplarm hepf;i olmasa bile ~ogu, milliyet~i tutkulardan ve Amerikan muzafferiyet~iliginden de ka~mdilar. Amerika, ham ve kaba idi. Avr~pa. ise kiiltiiri.i d~rt edinmi§ti. <;ogu kimse Anglofilia (ingiliz hayranligi) ile doluydu. "Ingiliz dili"nin daha bir ingiliz dili anlarmna geldigini habrlaymca 1950'lerde bizim alamrmzdaki insanlar i~in bu §a§irhci degil. Amerikan edebiyah, akademik kabul gormekten hala uzakh. (Harvard'h doktora ogrencileri, doktora smavlarmda soru sorulacak be§ alanda1:1 bi~i olarak Amerikan edebiyatmda, ancak Orta <;ag edebiyahm~ yenne ikame ederek "uzmanla§abilirlerdi"). Amerikan ki.ilti.iri.ini.in, Ingiliz dili ve edebiyatmda ve zamamn Amerikan ara§brmalan programlannda ne dereceye kadar me§ru bir bilimsel ~ah§ma alam halin~ gelmi§ oldugu konusunda bilim adamlanrun yargisi karma bir nitehk ta§.iyordu. Koruma yanhsi ve muzafferiyet~i ~abalarm yamsira Leo Marx, Henry Nash Smith gibi sol liberallerin ve smiflandmlmasi daha zor olan Leslie Fiedler'm etkili ~ah§malan, Amerikan tarihini ortbas etmeyi red~etti, elitler di§mda bazi seslerin duyulmasiru sagladi ve boylece sessizce altmi§larm ve sonrasmm "anti-Amerikan ara§hrmalan"nm mi.ijdesini veriyordu. Ku§kusuz o elit olmayan seslerden ~ok azi kadmdi, hemen hemen hi~ zenci yoktu. Fakat muhalif sesler yanki bulu-

mmlama

rinden, cinsiyet, cinsellik ve altmi§larm sonlanndan itibaren ke§fedilmesi/yeniden ke§fedilmesi gereken meselelerle ha§ir ne§ir olmaktan uzakla§brdi. Burada bu hikayeyi uzun uzun anlatmak niyetinde degilim. Yalmz, tarihsel materyalizmin ellili yillar boyunca Avrupa'da ve ba§ka yerlerde i§leyen bir gelenek oldugunu soylemeye gerek yok. Fakat Amerika' daki edebiyat ~evreleri, L~kacs'a, Brecht'e, Goldman'a, Adorno'ya, Marksiyen Sartre'a ve hatta Ingiltere kaynakh solcu ki.ilti.irel ele§tiriye ~ok az dikkat sarfetti -her ne kadar biz Richards'i, Eliot'u ve Empson'dan Yeni Ele§tiri' de i§e yarayabilecek ne varsa benimsediysek de ve Leavis'in ki.i~i.ik ama sadik bir izleyicisi vardiysa da. Noam Chomsky'nin bu kitaptaki ~ah§rriasmda ifade ettigi gibi, Amerikan askeri ve ekonomik hakimiyeti, aym zamanda akademik yahhlmi§hgi ve kibiri de besliyordu. Kita Avrupasi'ndan okumarmz "gerektigini" hahrladigim tek eser, Aurebach'm, formelizminin parlakhgi a~ismdan kay- · nak gosterilen Mimesis'i idi. Amerika'nm di.inya egemenligi, disiplin ve sosyalle§me i~in ongori.ilen odi.iller ve iktidar merkezlerinde edebi eserlerin iyi niyetle ihmal edili§i gibi Soguk Sava§' ~i gozdaglarinm yarathgi entellekti.iel ve kurumsal alanda yapilar ve pratikler inceden inceye degerlendirildi. Bu degerlendiri§ de bugi.ine kadar geni§ bir analize tabi tutuldu. Ben de bu konuda English in America'nm (Amerika' da ingiliz Dili) orta boli.imlerinde derinlemesine yazdigim i~in tarh§mayi burada tekrarlamayacagim. Arna, §imdi yazsam ve ne kadar degi§iklikler de yapsam kitabm ana temasimn hala ge~erli olacagmi soylemeliyim. (1995'te yazdigim "giri§"e bakmiz). 0 tema, edebiyat teorisi ve ele§tirisinde, mi.ifredatta, boli.imlerde ve mesleki kurulu§larda, ders kitaplan yazrmmda ve pedagojide ~a­ h§ma, iktidar ve imtiyazm gizlenmesi ve mistikle§tirilmesi idi. ingiliz dili ve edebiyah ile ugra§anlar, ki.ilti.iri.in i~inde dola§im yapbgi ili§kileri ve kurumlan dikkate almaksizm soyut bir di.izeyde ki.ilti.ir li.itfundan bahsediyorlardi. Yani ki.ilti.iri.in toplumsal yeniden i.iretimdeki ve hegemonik si.ire~lerdeki roli.ini.i hesaba katmiyorlardi. Edebi ara§hrmalar, Soguk Sava§'ta ki.i~i.ik bir rol oynadi. Bu ki.i~iik roli.imi.izi.i, kimsenin talep etmedigi uzmanhgirmzi satarak veya hi.ir di.inya ve §eytan imparatorlugu ideolojilerini tekami.il ettirerek degil, siyaseti ki.ilti.iri.in di§mda tutmak i~in elimizden geleni yaparak oynadik. .Bununla birlikte, English in America'da bunu yapmadigim i~in burada Ingiliz dilinin Soguk Sava§'m Amerikan tarafmdaki toplumsal di.izenlemelere kar§i (tabi ki Sovyet tarafmdakileri desteklemeyen) olan ta-

s~i.isti.i

111

110

l


~

.ll

RICHARD OHMANN

yordu. ingiliz dili alartmdaki baz1 daha gene; insanlar Beats'1 ve (1950'lerin sonuna gelindiginde) "Beyaz Zenci"de Norman Mailer'i dinlemeye ba§lam1§lardi. ingiliz dili ve edebiyatmda bir kar§lt kiiltiir olu§turmaktan uzakbk ve Soguk Sava§'a ve geli§meyle ilgili Amerikan projesine duydugumuz ku§ku; s1mf, beyaz olma durumu ve hala sorgulanmayan erkek egemenliginden kaynaklanan rehavet ile kan§1kb. Dahas1, egitim ve ara§brmalanm1zm c;oguna niifuz eden belirsiz bir yabanclla§ma ruhu, Demokrat Parti'ye oy vermenin otesinde siyasal faaliyetlere neredeyse hie; yonelmedi. Bunun istisnas1, ki ilginc; bir istisnayd1, anti-niikleer faaliyetti. (Ben ve bir kac; arkada§lm "Makul Bir Niikleer Politika Komitesi" ile birlikte yiiriiyii§lere kabld1k; ki ic;lerinden bir kac; tanesi de Quaker aktivisti idi). Ben ya§taki insanlarm c;ogu ic;in master veya doktoraya kaydolmanm, askere almmaya bir altematif oldugunu ve Kore Sava§1 hizmetinden sonra bizim meslegi sec;mi§ olanlarm Soguk Sava§'m polis faaliyetlerine c;ok az sempati beslediklerini habrlamakta yarar var. "Siyasal risk almak", bizi korkutuyordu. Kiiba fiize krizi daha da vahimdi. Kiiltiire olan baghhg1m1za, informel bir pasifizm de eklendi. Vietnam' da yiiriitiilen sava§ ac;1smdan gelecek vaad eden bir camia degildik. 1940'larm sonundan 1960'lann ba§ma kadarki donemde edebi c;ah§malarla ilgili bu anlabm1m1z, miiteakiben olanlann oykiisiine bir hazirhk te§~il ediyor. $imdiye kadar, c;ekirdek bir kefaret kiiltiirii ideolojisiyle bir meslekte biraraya gelmi§, Soguk Sava§'ta iiniversitenin muazzam geni§lemesinden nasiplenmi§ ama yine de ba§ka pek c;ok di.siplindeki gibi kendisine ozel bir ayncahk tanmmam1§, gorevler yiiklenmemi§, biiyiik olc;iide kendi pratigini belirleme ve kendi ozelliklerini §ekillendirmesine birakilm1§ bir egitim i§c;ileri grubu portresi c;izdim. Herne kadar hegemonik siirec;ten bag1ms1z olmas1 veya ona kar§1 bunlan yapmas1 ihtimal di§1yd1ysa da ingiliz dili ve kom§U alanlar, kendilerini bir kac; ac;1dan, egemen olanm ic;erisinde bir alternatif olarak goriiyorlard1. Bununla birlikte bu muhalefet, derin bilgisi olan ama iirkek demekler ve meslek kurulu§lan di§mda siyasal bir ifade bulamadi. Boyle bir grup, muhalefetini ate§leyen ve siyasi bir tepki vermeye c;agiran provokasyonlara ve kaymalara nas1l cevap verebilirdi? 1960 Yilmdan once bile Amerikan liderlerinin egitimi sadece ekonomik biiyiimenin insani sermayesini biriktirmesi ac;1smdan degil, Soguk Sava§'ta bir silah olarak da gordiigii ac;1khk kazanm1§h. Sovyetler'in Sputnik'ten sonra (1957) ABD egemenligine kar§l yonelttikleri teknik ve bilimsel meydan okuma, merakh gozleri Amerika'daki egitim 112

'

l~

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SOGUK SAVA$

f

siste~ine

c;evirdi.

J~mes

Byrant Conant gibi etkili isimlerin, Carnegie Vakf1 n_~n .~P~~sorlugunda 1959'da yapbg1 The American High School Today (Gunumuzde Amerikan Yiiksek Okullan) tiiriinden c;ah§malarla ulusal c;1karm hizmetine ko§malanm sagladi. Kongre, 1958'de ad1 her§eyi samimiJ:':etle itiraf eden Ulusal Savunma Egitim Yasas1'ru (NDEA) c;ikard1. Bu turden pragmatik bir dikkat, egitimle ilgili c;ok farkh hedefleri olan hiimanistler arasmda fazla bir kayg1 yaratmadi. Bunu sebebi, ~is~en .~?.E~ ve ~evletin diger c;abalarmm aym zamanda yiiksek ogret~mm buyuyup geh§mesine de katk1da bulunmas1ydi. Ancak NDEA, bihmsel ara§brma bursu alanlarm sadakat yemini etmelerini ve komiinist ~lmad~klaru:a d~ir yaz1h ifade vermelerini de gerektiriyordu. Ogretim uyel~r~, _Cahforma Universitesi'nde 1949'da yiiriirliige konan sadakat yermmm ve genel olarak McCarthy donemi amlanm canland1ran bu te~aviiz _k~r§1s1~da susturuldular. Arna Wesleyan' dekiler de dahil ogretim uyelermm c;ogu buna uymama yoni.inde oy kullandilar. Bu mesele Soguk Sava§ devletiyle ili§kimizle hesapla§ma ihtimalini de yeniden ~iin­ deme getirdi. Heniiz olgunla§mam1§ olan ozgiirhi.kler hareketi de bu siireci destekleyici bir etki yapb. Little Rock, Montgomery ve Greensboro' dakiler ve oteki onemli c;ab§n:a~ar, beyazlarm iistiinliigiine inanan tehlikeyi ve protestoculann cesarebm kac;milmaz olarak liberal bilince ta§1di. Kuzeyli bir kac; ogretim iiyesi Ozgiirliik Turlan'na kabldi. Biraz daha fazla say1da ins~n _Missis~pi Ozgiirliik Yaz1'na kabld1, Selma'da yi.iriiyii§ler ~erc;ekle§brdi. Bu donem boyunca, Amerikan demokrasisinin hep artbg1 varsay1lan ku§abc1hgma olan giivenin giderek c;ok daha az inandmcila§masma paralel olarak kentli kiiltiir mekanlan olan iiniversitelerde de adalet ve liyakat esaslarma ili§kin rahathk da azaldi. dgrencilerimiz ve ogretim iiyelerimizin neredeyse tamam1 beyazlardan olu§muyor muydu? Aynmc1hg1, ulusal televizyonlarda gosterilenlerden daha az mah:retle .a.?:a ay:-11 ~erecede haks1z yontemlerle uygulam1yor muyduk. Zenc~. ogrei:cilerm kabul edilmesiyle ilgili olarak, beyazlara ait pek ~ok k~m~us~e aJ~tasyonlar goriildi.i. Wesleyan' de, c;ogu gene; ogretim uyele:1, ~it~hkl~n uyan hie; bir zenci ogrencinin di§arda birak1lmad1g1~a d~ir. biz1 temm eden kay1t biirosu §efiyle kavga etmi§ti. Bizim ele§tinlenrruz, muvaf1k bir skandalla da birle§ince miidi.iriin ablmasma yerine bir ba§kasmm atanmasma ve c;ok gec;meden 1965 sonbaharmda zenci ogren~i g~ruhuvnun a~1mna yolac;ti. Bunlar, paralel geli§melerin elit k_ampusl_erm c;ogunu bir daha geri doniilemeyecek §ekilde degi§tirmesmden bir veya iki yil once oluyordu. 1

113


RICHARD OHMANN

Kolejlerimizde aynmc1hgm kaldmlmasma taraftar olmu;; olanlarm <;ogu, zenci ogrencilerin piiriizsiizce asimile olacagm1 ummu;;tu. Oysa zencilerin kabuliiniin, <;ah;;ma ve donii;;iimiin sadece ilk a;;amas1 oldugu goriildii. Sadakat yemini tarh;;malarmm yaphg1 gibi insan haklan da ulusal siyaset ile iiniversite arasmdaki zan par<;alad1 ve en miinzevi ogretim iiyesi bile her iki harekete de kahldi. Akademide irk<;1hkla miicadele, burada tiim hikayesini anlatmay1 gerektirmeyecek kadar iyi bilinir. Bu analizimiz <;er<;evesinde yorum gerektiren, <;ok ge<;meden tarih ve <;e;;itli be;;eri bilimlerde ve sanat dallanndaki (ozellikle de ingiliz dili ve edebiyatmdaki) insanlar iizerinde, bizzat bilgi ve egitim konumuz olan edebiyat kiiltiiriinii ele;;tirel bir gozle ve tiimiiyle yeniden yorumlamam1z yoniinde bir baskmm olu;;mas1dir. Zenci ogrencilerin <;ogunlugu ve <;ok say1da beyaz ogrenci, okumaya ve hakkmda yazmaya deger edebiyat eseri vermi;; zenci Amerikahlarm say1smm aslmda bir (Ellison) den fazla oldugunu soyliiyor ve bunun da miifredata yans1hlmasm1 istiyordu. Buna kar91hk, insan haklan hareketinin derinle;;tirdigi ilerlemeci taahhiitler sonucu Amerikanc1 ogretim iiyeleri, master ve doktora ogrencileri, yogun bir iyile;;tirme ve degerlendirme projesi ba;;lathlar. Bu, fik1h sava;;larmm ilk a;;amas1ydi. 1969 y1lmm PMLA bibliyografyasmda Richard Wright iizerine yaz1lrm;; yirmi makale (1950'den 1968'e kadar bunca y1lda yazilanlardan daha fazla) yerahyordu. Wright'la ilgili bilimsel mahsiiller, ondan sonra da 1969'daki hiz1yla verilmeye devam etti. "F1k1h"tan bahsetmek bile (ki bir sure sonra biz de yapacakhk) onun tarihsel konumunu teslim etmek ve 1930'lardan beri k1s1lm1;; veya ara verilrni;; olan iktidar ve otoriteye ili;;kin sohbetlerimize konu etmek demekti. Yeni bir mesleki alan ve angajman kurallan sozkonusuydu. Amerikan tarihi de dahil oteki alanlarm temelleri boylesine s1kmhlarla sarsilmadi. Olaylarm kronolojik geli;;imini bir an i<;in bir yana birakahm. Once muhalif siyasal gruplarda, sonra da iiniversitede patlak verdiginde kadm hareketi, <;ogu alandaki revizyonist tedbirleri yogunla;;hrdi. Kadm ara;;tirmalan programlarmdaki feminizm, belki de zenci ara;;hrmalarmdaki Afrikah-Amerikahlarm "ba;;kaldmlanndan" daha zor.\ bash. nldi. Ve yine Ingiliz dili ve edebiyatmdaki sorun, ba;;ka yerlerdekinden daha acil ve dogrudan idi. Bayan ogrencilerirnizin say1s1 daha fazla idi. Kadmlar, yiiksek say1labilecek say1da ogretim iiyeligi alm19lard1 ve <;ok say1da da doktora <;ah;;mas1 yapanlan vardi. Bu, bilin<; uyandirma ve akademik strateji geli;;tirme a<;1smdan onemli bir kitle idi. F1k1h tarh;;malanrun i<;inde <;ok az say1da kadm vardi. Bir zamanlar <;ok okumu;;

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SOGUK SAVA$

olan yiizlercesi ise d19anda birakilm1;;ti. 1960 y1h si.iresince onemli kadm y~zarlar ~a~~l. ~eminist bir edebiyat ve siyaset ki.iltiiriiniin i<;erigi k1sa surede buyuk bir arh;; gosterdi. Mesleki sonu<;lar <;ok say1da idi. Kadm yazarlarla ilgili derslerin say1s1 arh;; gosterdi. Kadm ara;;hrmalan programlan hamleler yaparken ba;;kaldm toplanhlan, yeni ke;;ifler, miifredat revizyonlan, feminist dergileri, feminist yaymevlerinin kurulmas1 buna e;;lik ediyordu. Bu hareket, ~~ebi ara;;hrmalar miiessesesini ve ideolojisini iyice altiist ediyordu. ~e~Uiustle_r, erkeklerin f1khi <;ah;;malarla ilgili pe;;in hiikiimlerini gozler onu~e ~enp, kadmlarm ara;;hrma ve yazilanru biraraya toplay1p, sonra da cms1yet konusunu teorik giindemin tepesine yerle;;tirdik<;e, erkeklerin ora~an edebiyatm evrensellerini iirettikleri "markajs1z" pozisyonlanru a<;1ga <;1karm19 oldular. Sanatsal ugra;;ilarm ozerkligine, ele;;tirmenlerin ilgisizligine, meslek ilkelerirnize ve burjuva toplumunun baskilanndan ve z.ara_rlanndan azade olma iddialanrmz1 saglama alan ti.im o reddiyelere k1m mamrd1 arhk? Ferninizm, hi~ yabana ahhr gibi degildi. . Alt~1;;h y1llarm hareketleri, Ingiliz dili ve edebiyatma, gerek meslek1 me;;rmyet temellerini gerekse toplum geneliyle olan sozle;;memizin (l~?~:a~. siyasi inaru;; <;er<;evesinde kaba ama esas itibariyle adil oldugu du;;unulen) ko;;ullanm sorgulama enerjisi pompaladi. Oteki azmhk hareketleri, homoseksiiel ozgiirliigii, <;evrecilik, "kar;;1t-kiiltiir" ve ozellikle ogrencilerin gii?v1'.1-iica~elesi de benzer sonu<;lar dogurdu. Fakat beyaz ve ~rke.k egemenhgme diren<;, en fazla dogmatik gafletirnizi tela;;a sev~~tti. "'."1etnam, bu s1kmhlan, benim argiimamm a<;1smdan onem ta;;1yan ik1 ;;e~1lde birbirine bagladi. . II~ olarak; Vietnam, beyaz erkeler de dahil bizden <;ok say1da insam Birle91k Devletler hiikiimetine sert ele;;tiriler yoneltmeye, sonra protestolara kahh~aya ve nihayet hiikiimetle a<;1k <;ah;;maya yoneltti. <:=ok say1da a~adem1syen, k1pir k1pir bir aktivizm yaratan ;;u faaliyetlere kabldilar: ;;1kayet mektuplan yazmaktan dilek<;e kampanyalan diizenle~eye, oturma eylemivari egitim seanslarmdan askerlik celp kag1tlanm iade et~eye ve askerlige direni;;e destek amac1yla vergi vermeyi reddetm~ye, d1_renenlere ve askerden ka<;anlara fiili yard1ma kadar bir siirii faa~~yet. y1etnam, pek <;ok akademisyeni te;;kilatlara ve te;;kilatlanmaya yoneltti;. Ben, kam~iisteki ve ;;ehirdeki sava;; kar91h gruplarla <;ah;;hm. RESIST m ve MLA nm Radikal Kurul'unun kurulu;;una katk1da bulundum. Bir ara Demoktratik Toplum Taraftan Ogrenciler Dernegi'ne, daha sonra da k1sa 61!1-iirlii Yeni Universite Konferans1'na ve say1s1z ad hoc gruba kahld1m. Insanm kendini bir organizatOr (bir su<;lu olmak bir ya-

114 115


RICHARD OHMANN

na) olarak gormesi, c;evreden kopuk bir profesyonel ve kiiltiirel ak1l sahibi olarak gormesinden c;ok farkh idi. Sava§ kar91h hareket, binlerce akademisyeni, kendi i9verenleriyle ve kendi meslek kurulu9larmm liderleriyle bir husumet ili9kisi ic;ine de soktu. ikinci olarak; muhalefet yogunla9mca ona e9lik eden analizler de, sava91, Amerika'nm komiinizm kar91h politikasmm (ki c;ok gec;meden biz bunu "emperyalizm" olarak adlandiracakbk) dogal bir uzanhs1 olarak gormenin trajik bir hata oldugu noktasmdan hareket ediyordu. Bu degi9im, h1zla biiyiiyen Yeni Sol'u Soguk Sava9'a dogrudan muhalefet ic;ine soktu. Arna, bir avuc; Yeni Sol hizipc;isinin d19mda kesinlikle Sovyetler Birligi ile ittifaka girmediler. Ancak, oteki c;e9itli somiirge ve sosyalist devrimlere sempati besliyorlar, endiistriyel-askeri komplekse kar§1 keskin bir muhalefet ic;erisinde yerahyorlardi. Aynca, c;e9itli c;evrelerden yiikselen radikal analizler, sava§ ve militarizm ele§tirilerini, irkc;ihk ve erkek egemenligi, ekolojik tahribat, burjuva ailesi gibi konularm ve ic;inde c;ah9hg1m1z, ara9hrma yaphg1m1z egitim sisteminin ele9tirisiyle birlikte yiiriitmeye c;abahyorlardi. Yani, yetmi§li y1llarm ba9ma gelindiginde, bizzat kapitalist toplumsal diizene muhalif bir analiz, iiniversiteler ic;inde ve di9mda tedaviilde bulunuyordu. Vietnam Sava91'na muhalefet, liberal sanatlar camiasmda (miihendislik, ziraat, i9letme alanlarmmda degil) ve ogrenci dernekleri arasmda yay1ld1, fakat benim inanc1ma gore, yogunla9masm1 ozellikle ingiliz dilinde ve be9eri bilimlerde gostermedi. Bununla birlikte analizler, bir biitiin olarak burjuva toplumunu ele alacak 9ekilde geni9ledikc;e ingiliz dili ve edebiyah ic;erisinde miinbit bir alan buldu. Bu, k1smen, analizler ingiliz dilinde giic;lii ve kahc1 bir etkisi olan irkc;1hk kar91h hareketin ve kadm hareketlerinin kavramlarma sanlmaya c;ah9tiklan ic;in dogruydu. Ve, daha once de belirttigim gibi, 1950'lerde ingiliz dili ve edebiyatmm, iktisadi biiyiime ve tiiketim anlay19mdan ve resmi anti-komiinizmin aptalhklanndan kendini zaten usul usul uzakla9hrm19 olmas1 ac;1smdan da dogruydu. S1tk1m1zm bu 9ekilde s1ynlmas1, altmu~lann hareketlerinin bask1s1yla ve sevgiyle bagrma basmas1, bize "birakm1z yapslnlar" ve herkese ozgiirliik vaadeden liberal devletin giivenilirligi konusundaki artan ku9kularla birle9ince h1zla daha bilirn;li, ilkeli bir dii9manhga donii9tii. (Bu ku9kuyu, saldm kopekleri, tazyikli su hortumlan, coplar, sirenler, CIA ic; istihbarah, polis baskmlan, c;amur atmalar, suikastler (Fred Hampton vb.) ve s1zmalar gibi diiriistliikten uzak olaylar ate9liyordu. Parc;a tesirli bombalardan, napalmlardan, sistematik bombalamalardan, "pasifle9tirmelerden" bahsetmeye gerek yok.) 116

'

iNGiLiz DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA~

. v~ani altm19h y1llarm h~r~~etl~rinin sa"."a§ sonras1 konsensusa yonelttig1 meydan okuyu9un buyuk bu k1sm1, Ingiliz dili ve komgu alanlar. tarafmdan benimsendi, geli9tirildi. Bu alanlarda hie; kimse, yakm mesl~kta9lannm muhalif gorii9leriyle kar91la9madan §tmlan iddia ede~myordu: A~~=ikan ~oplumu gorece adildir ve ortak liderlik §emsi~~s1 _altmda e91thge dogru yol almaktadir; siyasal elitler, uluslararas1 ~l~9k1l_erde giivenilir rehberlerdir; sava9 makinas1, di9anda demokrasi 1c;m_bir_ ara_c;hr; de:l~t giivenlik ayg1h iilkede demokrasiyi yaymaktadir; kap1tah~mm kend1s1 de demokrasinin hizmetkandir; hatta bu alanlarda varolab~lecek her talihsiz eksikligin Soguk Sava9'm olaganiistiiliikleri (~~y-~an 1mparato~~u~un~ aman~1z dii9manhg1, ic; komiinizm tehlikesi) y~zun~en h~kh goruleb1hr... 1950 lerde "hegemonya" olarak oldukc;a iyi. ~~r 9ek1lde ?,irarada tutulan §eyler, §ifi1;di "hakimiyet" bic;imine donii§,.. tu. Dahas1, onceden d~ ~~lirtti~im gibi Ingiliz dili ve edebiyah, altmigl~ ~m so~~-nlanm kend1 soylemmde ic;selle9tirdi ve edebi c;ah9malanun oz~rkhg1,__bunlara atfedilen degerlerin evrenselligi ve ilkeli c;ahgmala:ul;l!l tanhsel surec; di9mda sahip oldugu daimi deger gibi onkabuller sorgulanmaya ba9ladi. Bu tarh9malar, bir kac; yil ic;erisinde miifredatlarda yan~1sm1 buld~ ve bu, disiplinin yiizyil ba9mdaki 9ekilleni9inden beri belk1 de en tahnp edici etkiyi yaph. . Ku9kus~z pek ~ok insan bu degi9imlere kar91 c;1kh ve sanmm ~deb_1yat cam_1asmd~n; ~BD'nin_ve onun uzanbs1 uluslararas1 kapitahzmm tam ~i~ ele9hnsme kendmi adam19 insanlarm say1s1, bu camia~m onda bmnden fazla degildi. Ancak bu kesim izole edilmi§ ya da tum kampiisl~rde ?1uhafazakarlara kar91 zor durumda da degildi. Sava§ kar~1h hislerm bir gostergesi olarak habrlayahm ki 1968'dekil k?1:gresmd~ ~~A iiyeleri, Louis Kampf'l iki ba9kan yard1mc1hgmdan bir~ne (yam mustakbel bagkanhga) sec;ti ve mektupla oy kullanan iiyelerm hatm say1hr bir c;ogunlugu, o c;alkanbh toplanhda ahnan ve Vietn~m ~a:a§~'m gayri ahlaki ve illegal sayan, kolejler ve iiniversitelerdek1 ~ec;1c_1 H1:met Sistemi ile i§birligine c;ag1ran kararlan onayladi. Yine k~~m _b~r c;o_?unlu~ da irk adaleti hareketini (hareketin "zenci iktidan" b1c;1m1m deg1lse bile) onaylad1 ve nihayet kadm haklannm ve feminist akade~ik projelerin destegine kogtu. Ve bu duygular, 1969'un istihdam !:nyasas1. c;okiintiisiin~ ve siyasi nedenlerle i§e almmamanm ac;ik baz1 orneklenne ragmen Ingiliz dili ve edebiyah boliimlerinin basamaklanm hrmanan master ve doktora ogrencileri arasmda c;ok daha yaygmdi. 19~0'lerin sonuna gelindiginde radikaller ve sempatizan liberaller, edeb1yatta, dii§iinceleri, hocahklan ve kurumsal pratikleri 117


RICHARD OHMANN

1960'lann hareketlerince belirlenmi§ saglam bir insan kiitlesi olu§turmu§lard1. Umanm, ingiliz dili ve edebiyatmm Soguk Sava§'m ilk on be§ y1lmda kurumsal olarak ve ideolojik ac;1dan nerede oldugunun; altrm§larm olaylannm o ilgileri nasil kaydird1gmm, disipliner varsay1mlan yeniden ve ac1mas1zca degerlendirmesini yapmayi nasil te§vik ettiginin ve boylece disiplinin pratiginde pek c;ok degi§ikliklere yolac;hgmm; ve degi§imlerin ingiliz dilinde neden diger alanlarda old ugundan daha siirekli, geriye dondiirillmesi daha zor oldugunun makul bir ac;iklamas1m sunabildim. Eger ac;1klamam makul ise, ba§lang1c;ta sordugum soruya da cevap verebilecektir: 1950'lerin sakin muhiti ingiliz dili ve edebiyah, 1990'larm killtiir sava§lanmn gec;tigi alana nasil donii§tiiriildii? Ancak ac;iklamam, buna tam bir cevap veremeyecektir, zira §imdiye kadar incelenen donemde ingiliz diline ve kiiltiir ara§hrmalanna birle§ik bir saldm heniiz diizenlenmedi. Geli§meleri aralayabilmek amac1yla, altrm§larm c;alkantilarmm sonrasma donecek ve tiim Soguk Sava§ donemini bir an ic;in hegemonya ve direnc; ac;1smdan kavramsalla§hracagrm.14 i§leyen bir hegemonyada giic;; say1s1z yasalar, kurumlar, gelenekler, giinliik rutinler, davram§lar ve tarih ic;inde §ekillenmi§ arzulardan siizillerek gec;er ve dogrudan polis takibi altmda olanlar di§mdakilere, Gramsci'nin "sagduyu" dedigi §eye gore daha az tahakkiim gibi gelir. Giic;, deneyimi, bilinci ve insanlarla ah§kan11k kabilinden oteki ili§kileri, e§itsizlik arhk dogal goriiliinceye veya tiimiiyle gozlerden kac;mcaya kadar emer. Hegemonik bir toplumsal siirec;te egitim onemli bir rol oynar. E§itsizligi yeniden iiretmeye katk1da bulunur ama bunu genelde normal veya kac;milmaz goriilen bic;imlerde yapar. Firsat e§itligi ve liyakatin odiillendirilmesi idealleri, ABD tarihinin uzun arahklarmda bu amaca c;ok iyi hizmet etmi§tir. Muhalif gorii§ler varsa da bu idealler, ailenin konumunun ve refahmm belirleyici avantajlanm, genc;lerin kiiltiirel sermaye ve imtiyaz aglarma eri§imindeki farkhhklar, iz siirme siyaseti ve dogu§tan adapte olamam1§ ve okul kiiltiiriiyle biiyiiyenlerin §evkini kiran, gerilettiren gizli miifredatm i§lerlikte olmas1m gizlemi§tir. Akademik gorevler, bu siirece bilinen yollarla dahil olurlar. Liyakat ideolojisinden fayda saglar, onu yayarlar, bu ozelliklere gore imtiyaz talep ederler, kimin ba§anh kimin ba§ans1z olacag1mn belirlenmesine katk1da bulunurlar, yonetici gruplann hizmetinde olan (s1k s1k onlan ele§tirseler de) uzmanhk ve bilgi sistemlerini yonetir, kiiltiir §arkilan soylerler. Ritiieller ve varsay1mlar, bir bilimsel disiplin ic;erisinde hiye118

'

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$

rar§iyi yeniden iiretir, kalburiistii adamlarm me§ruiyetini -objektifligini- ilan eder. Hegemonik siirec; piiriizsiiz olarak i§lediginde, sadece sii-. rec;ten biiyiik olc;iide fayda gorenler degil siirecin kurbanlan da talihlerinin ve hayat yoriingelerinin bireysel yetenek, c;aba, tercih ve §anstan kaynakland1g1m dii§iiniirler. Fakat, ku§kusuz hie; bir hegemonya otomatik olarak yerinde kalamaz veya sagduyu goriintiisiinii sorunsuz olarak siirdiiremez. Raymond Williams'm belirttigi gibi: ya§anan bir hegemonya ... durmadan yenilenmek, yeniden yarahlmak, savunulmak ve degi§tirilmek zorundadrr. Aym zamanda, hegemonyaya hie; de kendisinden kaynaklanmayan basktlar tarafmdan direnilir, simrlandmhr, degi§tirilir ve meydan okunur ... Her :Zaman ic;in, altematif yahut muhalif siyaset ve kiiltiir bic;imleri toplumdaki onemli unsurlar olarak vardrr.15 Ac;1kc;as1, burada ele alman donemde Amerikan hegemonyas1 ve onun otesindeki diinya kapitalizminin hegemonik diizeni, bir sagduyu olarak makulliigiinii kaybetti, c;iinkii altm1§lann hareketleri tarafmdan kararhhkla "direnildi, smirland1, degi§tirildi, meydan okundu". Ve o zamandan beri hem bir meydan okuma, hem de o hegemonyay1 yenilemeye, yeniden yaratmaya, savunmaya ve degi§tirmeye yonelik yorucu c;abalar donemi ya§ad1k. Yiiksek ogretim, en onemli rekabet alam degil. Yine de son otuz ytlda gerek sol gerekse sag, yiiksek ogretimi nispeten onemli addettiler. Altmu~larm hareketleri, ozellikle iiniversitelerde kok sald1. Kendini begenmi§ meritokratik ideolojiyi paldir killdiir y1kh ve onceden dt§lanan farkh ihtiyac;lan ve ciddi talepleri olan ogrenci gruplanm ic;eri ald1. Kapsam11 muhalif dii§iince yap11an (c;evred, feminist, Marksist), burada kok sald1. Yiiksek killtiiriin otoritesine, burjuva ekonomi politigine, geleneksel tarihin di§lanmasma, Avrupa merkezcilige ve disiplinlerin c;ogundaki erkek ve heteroseksist yakla§tmlara tiim egitim kurumlan ve pedagojik formasyonlarda varolan giic; ili§kilerine meydan okuyu§lar, kiiltur:.1 sermaye ic;in yapilan siirekli bir kavga anlarmna geliyordu. Universite sistemi Soguk Sava§' ta geni§leyip yeni gorevler iistlendikc;e toplumsal yeniden fuetim ac;1smdan daha da hayatile§ti ve profesyoneller-yoneticiler sm1f1 ic;in de merkezi bir yer haline geldi. Ki bu s1mfm faaliyetleri, gee; kapitalist toplum diizenini say1s1z yollarla desteklemektedir. Altrm§h y1llarm patlamalan, bu sm1fm sadakatinin, ozellikle de genc;lerinin, kesin olmaktan uzak oldugunu gosterdi. Bu yiizden ki119

·I. i


r:·

RICHARD OHMANN min profesyoneller-yoneticiler s1mfmm entellektiielleri olarak hareket edebilecegi ve bu sm1fm kiiltiirel sermayesinin hangi bic;:imi alabilecegine ili§kin sorular, c;:ok biiyiik bir politik onem arzetti. Bu onem, insanlarm toplumsal hiyerar§ide elde etmeyi umdugu yerlerin giderek egitime bagh oldugu giiniimiizde daha da artmaktad1r. Bu degerlendirmeler, ic;: hegemonyay1 savunan ve yeniden yaratmaya c;:ah11anlarm neden yiiksek ogretimin uygulama ve ic;:erigine ili§kin bir kavga verdiklerini, saldmlanm neden (pratikte kapitalist birikim ve toplumsal kontrol ac;:1smdan bu kadar mesafeli olan) ingiliz dili ve edebiyab ile be11eri bilimlere yogunla11tird1klanm c;:ok iyi ac;:1khyor. Soguk Sava11'm sonuna tesadiif eden "Siyasi Diiriistliik" spazrmna gidilirken hafif 11iddette bir kac;: c;:ab§ma oldu. Burada aynnblan verilen muhafazakar restorasyon c;:abalan, kolejden ziyade okulun altm1 c;:iziyorduysa da bizzat bu gerc;:ek, liderligi ve taktikleri degi§mi§ olsa bile sagm projesinin biitiinliigiinii ortaya koymaktadir.16 Mesleki egitim Yakla§ik 1970'den itibaren Nixon yonetimi ve baz1 miittefikleri (diiriistliige s1gmayan ama daha ho§ bir §ekilde adland1rklan) bir "kariyer" egitimini yaygmla§hrma kampanyas1 ba§lathlar. Nixon'm Egitim Komiseri Sidney P. Marland, bunu, programmm merkezine koymu§tu. Bir Carnegie raporu ve digerlerinin de destekleriyle orta okullarda ve mahalle kolejlerinde ogrencileri ilerde bulmalan muhtemel i§lere (arzu ettikleri i§lere degil) haz1rlamak amac1yla izlemeye almay1 savundu ve destekledi. Beklentileri azaltmakla ve okul ve mahalle kolejlerinde liberal sanat c;:ah§malarmda k1smhya gitmekle ho§nutsuzlugu onlemeyi hedefliyordu. Okuma-yazma krizi 1975'te Newsweek, Time, New York Times, Chicago Tribune, Saturday Review, Reader's Digest ve orta c;:izgideki oteki pek c;:ok periyodik yaymda, Newsweek'in kapak sayfasmm deyi§iyle "Johnny Neden Yazam1yor?" konusunu ara§bran makaleler yaymland1. Jacques Barzum ve A. Bartlett Giamotti gibi akademik otoriteler, Ulusal Be§eri Bilimler Vakfi'nm ba§kam Ronald Berman ve bir siirii iistad, bize, bir okuma-yazma krizinin ortasmda bulundugumuzu ogretiyordu. Bunun gostergeleri, SAT (bilimsel uygunluk testi) puanlarmm dii§ii§ gostermesi ve ozellikle kolej ogrencilerinin standart ingilizce ile yazma ve basit fikirleri tutarh bir biitiinliikte ifade etme yeteneklerinin olmamas1yd1. Okuma-yazmada gerc;:ekten boylesine dramatik 120

L

'

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$ b~r c:iii§ii§iin oldugunu gosteren tart1§mas1z bir kamt olmad1gmdan sozkonusu feryat dikkate deger idi. Halk1 bu §ekilde korkuya sevkedecek muhafazakar bir dizayndan haberim yok, fakat baz1 muhafazakar gulyabaniler, gosterilen dii§ii§iin nedenleri arasmda one c;:ikanlan §6yle sirahyordu: okullara ac;:ik (serbest) kabul prograrr~.l~n, _k~nu§ma 6zgiirliigu hareketi, popiiler kiiltiir, uyu§turucu, keyfihk g1b1 altmi§larm miiptelahklan.17

Esaslara Donii§ Sonuc;:ta, okuma-yazma krizini, olagan bir komisyonlar ve ara§hrmalar seli ve liberal ve ele§tirel egilimleri zayiflatacak, hocal~.n ~il~ temellerine inmeye zorlayacak muhafazakar egitim strate1ilerm1 yaygmla§hrmaya yonelik koordineli c;:abalar izledi. Miikemmellik 1:~~ yilmda~ Egitimde Miikemmellik Ulusal Komisyonu, Eyaletler Egihm Kom1syonu, Yirminci Yiizyil Fonu, Ulusal Bilim Kurulu ve Kolejler Ku11.1;lu, kamuoyunda c;:ok reklam1 yapilan raporlar haz1rladilar. Ikisinin ba§hg1 olan A Nation At Risk (Risk Altmdaki Bir Millet) ve Action for Excellence (Miikemellige Yonelik Eylem), kaygilarmm boyutunu gosteriyordu: egitim sistemimiz, alelade durumdayd1 ve bu yiizden toplumun gelecegi tehlikeye ahhyordu. Bil~ik b_~r Sogu~. Sava§ temas1yd1 bu. <;are, bu sefer temel egitim degil, yuksek-duzen yeteneklerini, ozellikle bilimsel ve teknik olanlarm1, gerek rekabet edebilecekler i<;in gerekse ulusal ~ikar i~in arhrmakh. George Bush ("egitimci ba§kan"), "1989 Egitimde Miike~:llik Yasas1"na apk bir hakhlik atfediyordu: "Egitimde daha ~uyuk ba§anlarm, siirekli ekonomik biiyiimeye katk1 ya~h~~'. ul.~sum~:~n diinya pazarlarmdaki paym1 arhrd1gma, ~enmhhg1 yukselthgine ve herkes i~in daha yiiksek gelir yarathgma man1yorum". Egitimde ekonomik bir manhkta israr, sadece 1960'lar~ ve 1970'lerin ozgiirle§tirici ideallerini degil, bu konuda 1950'lerm dii§iinii§iine egemen olan humanist idealleri de a~1k~a gozard1 ediyordu.

Kiiltiirel muhafazakarlik

0 zamana gelindiginde muhafazakar restorasyonun, egitimi, esasa dayah ~e ekonomikman i§levsel kilmaya yonelik bu ~abalaima, daha merkez1 olarak koordine edilen, daha alenen ideolojik ve daha kavgac1 bir ba§ka proje daha katilm1§h. Yeni Sag, dii§mamm, ba§lang1~tan itibaren, altmi§larm hareketlerinden gelen, (Sag'm 121

II

i' ,11

··'I

'i ''


'

RICHARD OHMANN

:e.

goziinde) kolej ve iiniversitelerde iistiinliik kazai:1an o:adan serbest giri§im, aile, Hu:istiyanhk ve B~h me?e~yeh. gtb1 temel degerlere saldiran insanlar olarak tesb1t etm~§h. Hentag~ "'."akfi, Ozgiir Kongre Vakfi ve 1970'lerde Coors, Olm, B:adley gtbiler tarafmdan kurulan ve finanse edilen kurumlar, s1yasette, medyada ve iiniversitede sagCI bir giindem olu§turmaya c;al!§hlar. Siyasi diiriistliik ve c;ok-kiiltiirliiliige 1990'dan beri sar!edilen skan.~a~ derecedeki dikkat, bu sagc1 orgiitleni§in dogrudan, istenen ~e bu~~ olc;iide ba§anh bir sonucu olmu§tur.18 Diger bir sonuc; ise; Wilham Bennet, Lynne Cheney ve ba§ka Yeni Sag'c1 liderlerin kiiltiir siyasetindeki anahtar gorevlere yiikseltilmeleri idi. Yani yeni sag a§amasmda hegemonya, altm1§lann zay~flathg1 s~­ va§ sonras1 konsensusundaki hegemonyadan c;ok far~h _§~kd~~rde ~~­ §iiniiliiyordu. Ve Sag, yalmzca yiiksek ogretimi degil, lng1hz d1h ve kultiir ara§hrmalarmda §a§irhc1 bir dogrulugu da hedef ahyordu. Bu alanlarda 1965'ten beri ya§anan pek ~ok degi§imin. c;?~~, _gerc;ek~_en 1960'larm hareketini ileriye ta§1d1 ve toplumumuzun iy1h~1~1 Bat~ yuksek kiiltiirii, H1ristiyan degerleri ve serbest piyasa ekonorms1yle birararda gorenleri giicendirdi. . Birkac;1m zikretmek gerekirse; Afro-Amenkan ara§hrmalan, k~­ dm ara§hrmalan, kiiltiirel ara§hrmalar, Chicano ara§hrrralan, _Amenkan yerlileri ara§hrmalan, Asya-Amerikan ara§hrmalan, lezb1yen ve homoseksiiel ara§hrmalan, bu hareketlerin ileri kar~k?llarm~':1:1 ~aztla­ ndir ve hangi kiiltiiriin akademik ara§hrma ~~ t~k~!~1.~akettig11~1 ~nla­ maya yardrmc1 olmaktadir. Daha once de degm1ld1g1 uzere, bu ilg1 ?eni§lemesi, ingiliz dili ve edebiyatim diger alanl.~r~an da~a ~la ~tkde-: di, bizi yirmi be§ yddir me§gul eden f1k1h ve kiiltiirel deger uzen~~~~~ tarh§mayi ate§ledi ve sagm goziinde bizi, rolativizmden (daha kotiisu kiiltiire as1k surath dii§manhktan) hiikiim giydirdi. Tiim bunlarda "teorinin" ortaya c;1k1§1 ve rolii hazin bir konudu~ ama altrm§lar ve sonrasmda gelen post-yap1salc1hklar~ iiniver~it~lerdek1 baz1 ele§tirel gruplarm (feminist, homoseksiiel ve lezb1yen aktivIS~er ve bilim adamlan da dahil) stratejik ve teorik ihtiyac;larma cevap verdi. Muhafazakar ele§tirmenlerin teoriyi c;ogunlukla aptalca bir kendisiyle ov~­ me, bir akademik dil oyunu olarak di§lama egiliminde olmalar~a ~a~­ men pek c;ogu (ornegin Lynne Cheney), teoriyi aym zamanda c1dd1 bir has1m olarak da ele ald1. $una da §a§mamak gerekir ki bizim meslekte~ bazilan Foucault, Barthes, Derrida, Lacan, Cixous gibilerin dii§iincelenni, (esas itibariyle iin kazanmak ve anlam1 zarars1zca merkezden uzak-

122

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$ la§hrmak ic;in) kullanm1§larsa da post-yap1salc1 teori, ba§kalarma da ataerkil ve uzman otoritenin zemininin kaldmlmasmda ve sosyal yap1landirma projesinde hizmet etti. (Ki sosyal yapilandirma projesi de, edebiya t ara§hrmalarmm sm1rlarmm d1§mda bir akademik zemin kazand1). Tiim bunlar, sag tarafmdan, makul olarak, geleneksel hiyerar§ilere ve kiiltiirel hakikatlere bir meydan okuma bic;iminde algilanmaktadir. Aym derecede hazin olan bir ba§ka §ey de, akademik giindemin bu yeniden §ekilleni§inde Marksizm(ler)in roliidiir. Be§eri bilimlerde gorece az say1da.insan kendini esasen Marksist saymakta. Bu az say1daki insanm, kah bir Marksizmin akademi d1§1 siyasi dii§iinceye ve kamu politikasma baglanabilecegi bir yer olan iktisat ve siyaset biliminde neredeyse hie; miittefiki yok. istelik, Marksizmin s1mrh bir olc;iide bile yeniden niifuz ve me§ruiyet kazanmas1 ve Marksist analizin baz1 kavramlarmm (metala§ma, sm1f, ideoloji) tarihsel ve kiiltiirel ara§tlrmalarm sagduyulu sozciik hazinelerinde yer bulmas1, sag ic;in yalmzca sinir bozucu olmaktan ote bir §eydir. Bir biitiin olarak yiiksek ogretimde, ingiliz dilinin aksine, sosyalist ve feminist sol c;ok kiic;iik bfr azmhg1 (ogretim iiyelerinin yalmzca yiizde be§i kendisini "a§m solda gormekte) ve zay1f bir kar§1t-hegemonyay1 olu§turmakta. Yine de sag, dogru olarak, altm1§lar hareketinin akademik kanad1mn zamanla entellektiiel manzaray1 yeniden c;izdigini dii§iiniiyor. ingiliz dili ve edebiyatmm o zamanki ve §imdiki haline bir bakahm. Feministler, Marksistler ve Foucault'cular c;ok say1da profesorliige sahipler. Somiirge sonras1 durumdan bilgi siyasetine, pop miizikten cinselligin yapdandmlmasma kadar 1970'de pek ufukta goziikmeyen pek c;ok konuda dergiler, say1s1 belirsiz niishalar yay1nlad1lar, kitap yayincilan seriler c;1karddar. MLA'nm y1lhk program1, benzer konulara yer ve me§ruiyet tahsis ediyor, yeni sagc1 yazarlarm ve onlarm medyadaki miiridlerini k1zdiran seri oturumlar diizenliyor. 1994'te benim de konu§tugum bir toplantidaki "Siyasal \:ah§malar Dzerine Ders Vermek" konulu c;apra§1k bir oturum, Hilton Kramer ve Roger Kamball'1 kiiplere bindirdi. Lisansiistii ogrenim yapmay1 sec;en pek c;ok ogrencinin, bunu, k1smen ingiliz dilinde (hukuk veya i§letmede bulabileceklerinden daha farkh olarak) sosyal adalet idealine daha s1cak bir yan bulduklan ic;in yaphklanm samyorum. Politizasyonu, ne de yazma egitimi bertaraf edebildi. Kompozisyon, belki de ingiliz dilindeki en muhafazakar boliimdiir, c;iinkii kompozisyon c;ah§malan, algilanan ekonomik ihtiyac;lara tepki vermelidir. Fakat kompozisyonda bile ilerlemeci fikir ve yontemler, dergilerde,

123


RICHARD OHMANN

Kolejlerde Kompozisyon ve ileti§im Konferans1 t~~lan~1lar_mda ve yazim programlarmda mesleki bir ye~ k~~m~~ u;m c1d_d1 olar.~k miicadele ediyorlar. En geni§ anlam1yla Ing1hz dih ve e~~b1yatl mufredatma (sadece dersler ve goriilmesi zorunlu konular degil, ders alma siiresince sorulan sorular, ogrencilerin s1mf ic;inde ve di§mda kar§1la§mas1 muhtemel fikir ve perspektifler, entellektiiel c;abalarma degecegini soyledigimiz §eyler ve akademik giindemin kendisi de dahil) baktig1m1zda miifredatm 1965'ten beri derin degi9ikl_i~ler -~ec;ird.~g~~i ve gerc;ekten de politize oldugunu goriiriiz. Sagm Ing1hz dilme dovu§ken bir dikkat lutfetmesinin sebebi budur. Sovyet imparatorlugunun c;atirdamaya ba§la~as1i:m c;ok onc~sin­ de Amerikan kapitalizminin de zor bir donemece girrm§ bulundu~ui:u epeydir biliyoruz. Sorun, kendini, yakla§1k olarak akad~m1k 1~ piyasasmm c;oktiigii yil da olan 1970'de gostermeye ba~la~1 -~okenlen c;ok daha oncesine dayamyordu ku§kusuz. Ulusal l§sizhk o_ran~, 1969'un seviyesine, yani yiizde 4'iin altma yakla§ac~k kadar h~_c; bir zaman dii§medi. 1940'dan beri diizenli olarak yiiks~lrm§ olan re~_l ucretler 1970'den sonra bir kac; y1l duraklamay1 miiteak1p yakla§lk yuzde 10 d~§ii§ gosterdi. Odemeler dengesi, 1975'te eksiye gec;ti_ve__ o ~amandan beri daha da kotiile§ti. Dolar, yetmi§lerin ba§mdan ben guc;lu paralara kar§l zay1fladi. Federal borc;lanma, aym donemde me§hur art~§ml gosterdi. Ki§isel borc;lanmalar ve §irketlerin borc;lanmalan da bir kac; y1l sonrasmda aym artl§l gosterdi. Ulusal gelirin bir oram olarak l<arlar, 1968'den sonra dii§ii§ gosterdi. Sermaye, bu sorunlara, 1970'den sonrasmm kapitalist geli§menin farkh bir a§amasma gec;i§ donemi oldugu gerc;egini hakh c;ikaracak §ekilde yeterince kapsamh tepkiler gosterdi. Siirecin parc;alar~1 adlandirmak ic;in pek c;ok e_tiket teda:u~e sunuldu: 11globalle~~e: fma_i:s ~~~; mayesi, deendiistriyehzasyon, bilg1 toplumu~ esnek bmk1m reJ1ml ·. Ac1 tecriibeler ya§ad1k: eski endiistriyel temelm kay~olma~1, seks_enlerm §irket birle§meleri furyas1, 1987 c;okiintiisii ve muteak1p gem§~eme, "Amerikan mah satm almak" isteseniz bile bunu nas1l yapacag1mz1 bilemeyeceginiz derecede iiretimin uluslararasila§mas1, i:ered~yse k~m­ senin anlayamayacag1 derecede girift bir diinya finans s1sten:une dogru gidi§. Her tiirden i§veren, uzun zamandir bu ko§ullara, ~ord1st c;_a~1~m~ rejimlerinin katihgm1 parc;alay1p, esnek c;ah§ma, p_art-bme, gec;1c1 1§<;1, ta§eronluk, i§ payla§1m1 gib~ yoi:temlerle ce~ap yer~~or. . . . Bunlarm bir kism1, Birle§ik Devletler de Ing1hz dih ve edeb1yah ogreten bizler ic;in yeni degil. Bizler, oteki alanlardakilerden daha fazla, 124

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$

esnek i§giiciiniin kullammmm ilk elden tecriibesine sahibiz: asistanlar, part-time c;ah§anlar, ikinci i§te c;ah§anlar ve ulusal seviyede ortalama olarak ders ba§ma y1lhk 2000 $ (ve genelde ba§ka yan odemesi olmayan) odenen bir master ve doktora ogrencisi ordusu. 1960'larm ortalannda be§eri bilimlerde doktora yapanlann yiizde 90'1 full-time, kadrolu i§e sahipti. Son y1llarda bu rakam, yiizde 40 civarmda dola§b. Fulltime i§ piyasas1, yeni talepleri kar§1lama kapasitesini bir daha kazanamadi. Kisacas1 muhafazakar restorasyon, kiiresel bir ekonomik kayma ile birlikte, altrm§lann ayaklanmalan ile yeniden yap1lanm1§ bic;imiyle ingiliz dili ve edebiyati iizerine muazzam bir bask1 olu§turdu. Aynca, Amerikan egitimini giic;lendirmeyi ve ac;1ktan harcamay1 ongoren eski Sputnik manhg1 da Soguk Sava§'la birlikte giiciinii yitirdi. Doktora derecelerini esas itibariyle akadernik istihdam ic;in veren ingiliz dili ve diger alanlardaki "kiic;iiltme" geregine tepki vermenin en kolay yolu, buralarda ve ABD' de iiretim fazlasma devam etmek olmu§tur. (C::ekirdek i§giicii piyasasmm istihdam edebileceginden c;ok daha fazla lisansiistii ogrenci kabul edip, bunlardan talihsiz olanlanm daha periferik piyasalara siirerek ve sonuc;ta esnek birikim rec;etesini uygulayarak). Bu meslek dah, ne kadar radikalle§rni§ olursa olsun, bu tiir geli§melere direnecek donamma sahip degildir. Pratisyenler ve kurumlar arasmda kariyerleri diizenlemede ve statii hiyerar§isini siirdiirebilecek seviyede orgiitlenmi§ olan bu meslek dah, en zay1f durumda olan iiyeleriyle dayam§ma gostermekten acizdir. i§ kithgmm oldugu y1llar boyunca zirvede yeralan boliimler, "y1ld1zlan" (sadece yeni ba§layanlan degil, meslegin zirvesinde olanlan da) kapmak ic;in yan§hlar. D1§arda bekleyen bir yedekler ordusunun miimkiin kild1g1 ekonornik firsatlar, yoneticilerin dikkatinden kac;madi. Misafir ogretim iiyesi olarak bulundugum bir boliim, master ogrencilerinin her birine her somesterde kompozisyonun iki boliimiinii ogretme i§ini yiiklemi§ti. Ve bir kac; tane de doktorasm1 yaprm§, kit maa§larla her somester iic; ders veren hocalan vardi. Misafir oldugum bir ba§ka boliim ise (ilk rnisafirligimde), ana derslerini deneyimli, full-time, iyi maa§ alan ama kadrosuz hocalarla doldurmu§tu. iki yil sonraki ikinci rnisafirligimde bu hocalar kovulmu§, yerlerine part-time kadrolu elemanlar almrm§h. (Kendi kampiisiiniin, hiikiimetin part-time istihdam "c;1tas1mn" gerisinde oldugunu soyleyen dekamn emriyle). Benim, gorece liiks ama mali ac;1dan saglam kendi kolejimde ingiliz dili boliimii, eskiden spesifik ihtiyac;lar ic;in bir kac; part-time c;ah§an ahrdi. $imdilerde ise her yil onlarm hemen tamam1 full-time c;ah§anlar listesinde yerahyorlar. Bu §ekil125

,I I


'

RICHARD OHMANN

de ortaya c;1kanlan iki ayn sistem (bizim kendi periferik ve yere_l c;ekirdek i§giicii versiyonumuz), edebiyat ile kompozisyon arasmdak1 naho§ z1thg1 siireklile§tirmeye yanyor. . . Sovyetler Birligi'nin gerilemesi ve sahneden ~~kiln:1~s~yle gl~b~l siyasetin c;erc;evesinin de kmlmasma paralel olarak ~Ike 1c;1 1deolo11run kahc1 yap1s1 da yikild1. Kirk kiisur y1l siireyle sol~dug_um hava olan anti-komiinizmin siyasal hissiyah uyand1rmada §tmd1 ne ~aydas~v:a~? $eytan imparatorlugu ile baglanb illiizyonlannm _dah~ az 1zlend1g1 bir ic; muhalefetin sozkonusu oldugu durumda Bir~e§_ik__ D~_vlet~e_r_ de hegemonyay1 yeniden kurma i§i, yeni bir temel, yeru bir orgutley1c1 ilke gerektiriyor. Tahakkiim ve ayncahklara ic;eriden_ meydan _okuyu§lan~ arbk komiinist yik1c1hgm unsurlan olarak ?6~tenlememes1 son~c~. sag ve sagCI olmayan pek c;ok ki§i, 1970'den ben giderek ayri§arak buyuyen toplumsal hareketlere saldirmaya ba§ladilar. (0 tarihte hareket, n~ kadar tutarhhga sahipse hepsini kaybetmeye ba§lam1§ ve.. h_~r~ke:1 olu§turan gruplann c;ogu kimlik siyasetine ve ~aha da kotus~ _bir ya§am tarz1 siyasetine dogru yelken ac;m1§h). Sag, muhalefet bic;1mlerindeki o degi§imi yakalad1 ve 1960'lar ve 1970'lerde kazarulm1§ haklara birbiri ardma saldmlar diizenledi: Aynmc1hga kar§l ablan ad1mlar, kadm haklan, lezbiyen ve homoseksiiel haklan, i§c;i haklan, refah haklan. <::ok-kiiltiirliiliik ve siyasal diiriistliige koordineli saldml~ra? 6~~1likle kolej ve iiniversitelerin hedef almmasma ve merceklenn Ing1hz diline c;evrilmesine taruk olduk. . "Universiteler, agzma kadar siyasete bath" diyordu Benno Schmidt. Haz1rlad1g1 son Ulusal Be§eri Bilimler Vak& raporunun ilk sayfasmda ~u iddiadan hareketle kendi tezini geli§tiriyordu. Bu arada fundamentalist sag, "aile degerleri" ic;in miicadelede eski ve srmf ?azh bir siyaseti benimsiyor, Cheney gibi aym gruplara ama ba§ka bu ~~nattan saldmyor. Bununla birlikte, kimlik siyasetine kar§1 saf tutmu§ guc;lere, kazarumlarm ve ayrrmc1hga kar§l atilan adimlarm sag tarafmdan topa tutul~asma ve genc;leri merkez ve periferik i§giiciinde giderek ayn yollara yoneltecek egitim iizerindeki basktlarm getirdigi tehlikelere ragmen ~evcut toplumsal farkhhk kategorimiz patlamaya hazir olmaya devam ed1yor. Zenci Amerikahlar ve irksal ac;1dan farkh goriilen oteki gruplar, bask1 ve aynm gormeye ve ayn mi yoksa entegre bir miicadele mi yiiriitmek gerektigi konusundaki z?r tercihle yiiz~e ol.maya devam ediyor. Afrika-merkezcilik ve zenci Islarm, kahc1 egil~mlen ol~§turuyor. Homoseksiiel ve lezbiyenler seslerini yiikseltiyor ve giderek bir harekete donii§iiyorlar: homoseksiiel siyaset, homoseksiiel m,illet ve homosek1

126

iNGiLiZ DiLi VE EDEBiYATI VE SoGUK SAVA$

siiel ara§brmalar giic; kazamyor. Asya-Amerikan ara§hrmalar, AfroAmerikan ara§brmalar, Chicano ara§hrmalan, kadm ara§hrmalan ve somiirgecilik sonras1 ara§hrmalan ile birlikte goriiliiyor. Tiim bu hareketler, ingiliz dili ve edebiyabyla ortii§iiyor, ona niifuz ediyor. <::okkiiltiirliiliik, hala bizimle ve bir siire daha oyle olmaya devam edecek. Ve bana oyle geliyor ki ingiliz dili ve edebiyab ve akademik kom§ulannm bazilan, ulusal sahnedeki onemli siyasal giic;lerle zor bir ili§ki ic;erisinde olmaya devam edecek. Her ne kadar bu c;ah§mada ingiliz dilini bir olc;iide diger alanlardan ayiran olaylar iizerine yogunla§bysam da bir biitiin olarak Soguk Sava§ sonrasmm iiniversitesi, sagm ideolojik baskilan ile global kapitalizmdeki degi§imler ve kamu harcamalarmdaki kismblardan dogan ekonomik baskilar altma girmi§tir. y iiksek ogretimin giderek daha c;ok gorevi ba§ka sektOrlere kayarken iiniversite de giderek ozel finansman kaynaklarma yoneliyor ve enerjisini §irketlerin emrine amade kil1yor. Bu geli§meler, bu c;ah§manm boyutlanm a§1yor. Fakat §Uras1 kesin ki, bu seriivende ingiliz dili ve edebiyabnm pek c;ok rakibi var. Tiim seviyelerde devletin saglad1g1 egitim ic;in miicadele edecek olanlar da dahil. Ozetlemek gerekirse; Soguk Sava§'1 iic; kesin doneme ayird1m: Ba§lang1c;tan altm1§h y1llarm ba§ma kadarki sava§ sonras1 konsensus; altmi§larm geri kalam ve yetmi§lere kadar olan donemdeki giic;lii ve ac;1k muhalefet; ve sonrasmdaki muhafazakar restorasyon. Ancak o restorasyon, ne iiniversite ic;inde ne de di§mda hegemonyay1 ya da ona en yakm bir durumu yeniden kuramad1. Oniimiizdeki c;alkanbh donemde ingiliz dili ve edebiyab, ikinci kez "kirsal" bir alan olmayacaktir. Notlar 1 Basitlik a~1smdan "ingiliz dili ve edebiyah" diyorum. Buradaki tarh§mamm konusu, bazen, oteki edebiyat ara§hrmalanm, yabanc1 dil ogretimini, Amerikan ara§hrmalanm ve ~ok az da olsa genel olarak be~ri bilimleri de kapsayacakhr. Umanm ol~ekteki bu geni§leme ve daralmalar kafalan kan§hrmaz. 2 William H. Epstein, "Counter-Intelligence: Cold-War Criticism and Eighteenth Century Studies", English Literary History, 57 (1990). 3 Bkz. Robin W. Winks, Cloak and Gown, 1961-1961; Scholars in the Secret War (New York, William Morrow, 1987). s.495-97. 4 Eger bilim adamlan, "dii§iinme ameliyesini onlar adma yapan herhangi bir harekete, orgiite veya gruba katihrlarsa...bizden hi~ bir yard1m alamazlar. Hi~ ku§kusuz, akhn bu ozgiirliik-d1§1hg1 durumu, Koiiunist Partisi'nde iiyeligi olan herkesi kapsamaktad1r... " (1951and1952 Reports of the Secretary and the Treasurer, 15). Bu raporlan bana gonderdigi i~in John Simon Guggenheim Memorial Foundation'dan G. Thomas Tanselle'e te§ekkiirlerimi sunanm. 5 "Biz" kimdik? Harvard' daki lisansiistii programdaki arkada§lanm ve

127


RICHARD OHMANN hocalanmm 1950'lerin biiyiik kismmdaki ve Wesleyan'daki meslekta;;lanmm 1960'larm ba;;larmdaki amlanndan hareket ediyorum. (irakhklanm ba;;ka yerlerde gec;iren c;agda;;lanm, benim amlanmm onlarmkine ne kadar uyduguna karar vere· cekler. 6 Bkz. Bana ait English in America: A Radical View of the Profession, (New York: Oxford Univ. Press, 1976; Wesleyan Dniversitesi tarafmdan 1995'te yeni bir 6ns6zle yeniden bas1ld1), s.75; Richards'm di;;mda ahnhs1 yapilan ifadeler, Brooks'un The Well Wrought Urn'undan almm1;;tlr. Ben, Yeni Ele;;tiri konusuna aynlm1;; bu kisrm boyunca, yirmi y1l 6nceki argiimamm1 ba;;ka kelimelerle ifade ediyorum. 7 Bu fikirlerin olu;;masmda ve yay1lmasmda kadmlar c;ok fazla katk1 yapmad1. Ancak kadmlarm meslege girmeye ba;;lad1klanm kaydetmekte yarar var: Harvard/Radcliffe'deki yeni lisansiistii sm:1flarm yakla;;1k sadece be;;te biri kadmdi. Arna o zamanlar bilime, daha zor olan sosyal bilimlere, hukuk, hp ve i;;letmeye henem hemen hie; kadm gelmiyordu. Onlarm ingiliz dili ve edebiyatmda varhklan, homoseksiiel erkeklerinkiyle (ki onlann Harvard' da canh bir alt kiiltiirleri vard1) ve hatta Yahudilerinkiyle beraber, i;; diinyas1 ve devlet elitlerinden uzakta oldugumuz duygumuza bilinc; altmda katk1da bulunmu;; olabilir. 8 Ellen Schrecker, No Ivory Tower: McCarthyism and the Universities, (New York, Oxford Univ. Press, 1986). 9 A.g.e., s.267-68 10 A.g.e., s.188-89 11 A.g.e., s.189-90 12 Bkz. English in America, s.45-47. 13 Schrecker, No Ivory Tower, s.189. 14 Burada, English in America'nm 1995 bas1mma yazd1grm "Giri;;"teki ve a;;ag1daki makalemdeki tezimi 6zetliyorum: "English after the USSR", Chrisopher Newfield and Ronald Strickland (eds), After Political Correctness: The Humanities and Society in the 1990s (Boulder, Col: Westview Press, 1995). 15 Raymond Williams, Marxism and Literature, (Oxford: Oxford Univ. Press, 1977), s.112-113. 16 "Muhafazakar restorasyon" ifadesini, Ira Shor'un Culture Wars: School and Society in the Conservative Restoration, 1969-1984, adh kitabmm alt ba;;hgmdan ald1m. (Boston: Routledge and Kegan Paul, 1986). Bu, konu iizerindeki fikirlerimi toparlamama yardnnc1 olan miikemmel bir c;ah;;ma. 17 Bkz. Benim "The Strange Case of Our Vanishing Literacy" ba;;hkh makalem. Richard Ohmann, Politics of Letters (Middeletown, Conn.: Wesleyan University Press, 1987) ic;inde. s.230-35. 18 Bu hikaye, tiksindirici olsa da Ellen Messer-Davidow tarafmdan" Manufacturing the Attack on Liberalized Higher Education" da miikemmel bir ;;ekilde anlatihyor. (Social Text 36(Sonbahar1993), s.40-80). 19 David Harvey, The Condition of Postmodernity: An Inquiry into the Origins of Cultural Change (Oxford, UK.: Basil Blackwell, 1989)'de boyle adlandmyor. Bu c;ah;;ma, benim buradaki tahlilimi de etkiledi.

'

Laura Naderi

Soguk Sava§'1n Antropolojiye Etkisi

Giri~

Bu oykii, Soguk Sava§'m antropolojiye etkisi hakkmdadir. Renkli insanlarm, ba§l dertte insanlarm hikayelerinin toplammdan olu§maktadir: Temsilciler Meclisi Gayri Amerikan Faaliyetler Komitesi'nde ifade vermeler, California Universitesi sadakat yemini, insan ili§kileri Bolge Dosyalan (HRAF), Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS)'nin ikinci Diinya Sava§I'ndan sorira Merkezi Haberalma Te§kilah'na (CIA) donii§mesi, iiniversitelerde oto-sansfu ve korku, Vietnam Sava§1'na direni§, isyan bash:.ma ve Ca~elot Projesi, Tar:~and olay1, Kanada' daki radar istasyonlan, nukleer enerJI ve California Universitesi silah laboratuarlan ve son olarak aOOO ntropologlar ye onlarm iizerinde i;ah§hklan insanlar -Amerikan yerlileri, Guatemalahlar, Eskimolar, Pasifik Adahlar, Yanomaniler. Bu oy~ii~ di§lanan ara§hrma konulan, miifredata almmayan bolge derslen, I§e ahnmayan bolge uzmanlan, saf ve bu i§lerin d1§mda olanlarm pek g~remeyebilecegi bir kolejler aras1 ili§ki ag1 ve antropologlarm say1smdak1 arh§ hakkmdadir. Solcu soylemin yasad1§1 kilmmasmm ~ir istika~et~izlik soyleminin icadmm, diizenin degerli sayilmasmm: 1§ba§mdak1 bir demokrasi tehdidinin oykiisiidiir. Ku§aklar boyu siiren muhalefetin, pozitivizm kar§1smda yorumlamac1hgm, arkeoloji, biyoloji ve sosyo-kiiltiirel antropolojinin, yontemlerde devrim yaratan Soguk Sava§ teknolojilerinin ve darmadagm edilmi§ insanlarm ve meslek kurulu§larmm oykiisii. Bu oykii, antropolojinin olu§masmda di§ faktorlerin roliinii nadiren tarh§an antropoloji tarihi metinlerinde pek sozii edilmeyen bizlerle ilgilidir. Daha geni§ bir i;eri;evede, Sputnik ve ara§hrmalarm finansmam, meslekler ve akademik ozgiirliik, siradan insanlar ve olaganiistii bayag1hgm oykiisiidiir. Ben buna--"Goriinmez Faktor" diyorum. Bir antroploji etnografyas1 yazmak zor. Meslekta§lanm, Soguk Sava§' in kendi antropolojilerini nasil etkilediginden bahsederek bu konu-

129 128


LAURA NADER

da bana haddimi bildirdiler. Bu, c;ok aydmlahc1 bir tecriibe idi. Benim 1994'te Soguk Sava§ ve antropoloji iizerine verdigim seminerde soz alan on meslekta§irmn her birinin deneyimi farkh idi. Bunun da pek c;ok sebebi vard1: ya§, lisansiistil egitim ald1klan yer, bolgelere ili§kin tecriibeler, ki§isel hayat hikayeleri. "Goriinmez Faktor"ii (hala ac;1khga kavu§turulamarm§ olan kay1p baglantilan}, yalmzca degi§ik tecriibeler aydmlatabilir. Ki§isel tecriibeler, yol gosterici olabilir. Meslekta§im Elizabeth Colson, Soguk Sava§'l Afrika, ingiltere ve Amerika' da gec;irdi. Bu, eger insan haklan taraftan iseniz komiinist yanhs1 sayild1g1mz, komiinist olmayan solun komiinist solla kan§hnld1g1 bir donemdi. Seminerimi~~e Colson, niikleer politikalar, Kiiba ve Vietnam konularmda oto-sansure diienen ve bu yiizden de tam akademik imtiyazlan verilmeyen meslekta§larmdan bahsetti. Kuzeydeki Kizilderili ve Eskimo bolgeler~nde (bir gilvenlik bolgesi) c;ah§mak iizere kiic;iik bir Kanadah ve Amerikah antropolog grubuna ihtiyac; duyulmasmdan c;ok onceleri Nelson Graburn~ Kanada' dan, fiize detekt6r istasyonlanyla donahlan kuzey mahallen baglammda Soguk Sava§ hakkmda konu§tu. Kanadah sosyal bilimcilerin ABD'li meslekta§larmdan daha aktivist olduklanm, daha c;ok Avrupahlara benzediklerini soyledi. Sherwood Washburn'iin hikayesi, 1936'da Tayland kiyilan ac;1klarmda Japonlar'm onun botunu ~ombala­ maya te§ebbiis edip ba§ans1z olduklannda ba§hyordu. Semmerde o, daha c;ok irktan, irksal onyargilar yaratmaya matuf testlerden ve beraberinde hiyerar§iye ili§kin oncelikler de ta§iyan Soguk Sava§ donemi ~s­ keri fon saglama i§lerinden sozetti. Herbert Philips, Tayland'dan ve 1syan bastirma suc;lamalarmdan, ahlaktan, b~l~~el ?ag1ms1zhkt<m:, ozel vak1flarla Amerikan hiikiimetinin kar§ihkh 1h§kilermden ve kend1 meslek kurulu§lanm1zdan sozetti. Deneyimleri, kendisini ABD'nin giiney bolgeleri ve Hindistan' a gotiirmii§ olan Gerald Berreman ise, yo~ .ol~­ rak irk ve e§itsizlik, sadakat yemini, Vietnam Sava§l ve kend1smm Amerikan Antropolji Dernegi (AAA)'nin ba§kanhgma adayhgmm sabote edilmesi iizerj.ne konu§tu.2 James Anderson, ekoloji ve ic;e doniik yorumlayic1 ideolojilerin anti-materyalist boyutlarma ve militarize e~il­ mi§ kalkmmaya ili§kin kaygilanm dile getirdi. David Szanton'm bize, Sosyal Bilimler Ara§tirma Konseyi (SSRC)'ndeki Giineydogu Asya bolge ara§hrmalannm son otuz y1ldaki entellektiiel tarihini sunmasmdan sonra Paul Rabinow ve Sherry Ortner, Vietnam ve insan haklanmn, kendi ku§aklarmm pozitivist bilime olan muhalefeti c;erc;evesinde yorumla,· y1c1 antropoljiye s1gman Chicagolu master ve doktora ogrencileri olarak 130

SoGUK SAVA$'1N ANTROPOLO]iYE ETKiSi

kendileri ic;in ne anlama geldigini Hade ettller. Seminerin sonunda John Gumper:Z, ba§lang1c;ta ordunun finanse ettigi alan ara§hrmalarmm bizim dil antropolojisini kullaru§1rmz1 nasil etkiledigini anlath ve Gerald Berreman ile birlikte de isyan bashrma hareketinin (ki muhalif gorii§te olmay1, bir isyan yani §iddete dayah bir ayaklanma sayar) Amerikahlar iizerinde nasil i§lediginin detaylarm1 sundu. A§ag1daki sayfalar, benim oykiimii, 1950'lerden bu yana Berkeley'deki meslekta§lanrmn aydmlatt1g1 ve kendi kahhrmmla bilgiyle donanan tecriibemin oykiisiinii anlahyor. Benim ilgimi c;eken, Soguk Sava§'m, finansman saglamaya, fikri muhalefete, akademik ozgiirliige, niikleer giice, silah laboratuarlarma ve daha genel olarak biz antropologlarm konulanru ara§hn§ bic;imlerimize etki yapan mekanizmalanru ke§fetmeye yonelten olaylardir. Son tahlilde, Soguk Sava§'m benzersiz etkileri konusunda, onun gibi bask1 ve korku salan olaylarm Amerikan iiniversite tarihinde periyodik olarak ortaya c;1kbg1 ve boylece akademik meselelerin endiistriyel ve askeri ac;ilardan diizenlenmesini ve (antropolji orneginde) disiplinin istikameti, ic;erigi ve iislubuna il§ikin otonomi yokluguna katk1da bulundugu onermesine kabhyorum.

Harvard' dan Berkeley'e Gorilnmez Gii~ ili~kilerinden Goriiniirlere Ellili y1llarm ba§mda Harvard'da lisansiistii egitim gordiigiim siralarda Soguk Sava§ c;oktan ba§lam1§h. Sovyet birlikleri 1948'de Bah Berlin'i abluka altma alrm§lar ve kent Amerikan uc;aklanmn -athg1 erzakla hayatta kalabilmi§ti. Moskova'nm, Dogu Avrupa'da bir kalesi vard1. Pek c;ok insan, §imdiden, niikleer silahlann, Sovyetler Birligi ile bir askeri giic; dengesi ic;in elzem olduguna inamyordu. Siyasi oportunizm ve halkm korkusu, aynen Birinci Diinya Sava§1sonrasmda1919'da oldugu gibi "K1zil", "Pembe" ve "Komiinizme kar§l yumu§ak" suc;lamalarmm ortahg1 kaplamasma yolac;1yordu. Sovyet atom bombas1 ve Kizil C::in'in varhg1 yetmiyormu§ gibi "K1zil Tehlike"yi temizleme psikodram1, Kuzey Kore birliklerinin 38. paraleli a§arak giineye inmeleriyle daha da azdi. Moskova'nm diinya egemenligi pe§inde ko§tugu ve Sovyetler'in niikleer tahrip giiciinii durdurmanm tek yolunun niikleer caydmc1hk oldugu inanc1 hizla yay1ldi. Bildigimiz gibi, bu inanc1 payla§mayanlar da vardi. Harvard' da, komiinist s1zmalan ve casuslan kovu§turma faaliyetlerinin fisilhlan hemen her koridorda duyulabiliyordu.3 Senator Joseph 131


~

1 ·

LAURA NADER

McCarthy'nin faaliyetlerinden cesaret alan Temsilciler Meclisi Gayri Amerikan Faaliyetler Komitesi (HUAC), Alger Hiss'i (Harvard Hukuk Fakiiltesi mezunu, bir Dogu K1y1s1 liberali, iist smflann avukah ve New Deal aristokrah) goziine kestirmi9ti bile. Arna<;, iist tabakalardaki y1k1c1lan bulmakti. 0 zamanlar Harvard'm rektOrliik koltugunda oturan James B. Conant, once, cad1 avmm akademiye s1<;ramasmm tehlikelerine ili9kin kayg1lanm dile getirdi. Sonra da, aslmda kendisinin de onceleri kar91 <;1khg1, komiinistlerin ogretim iiyeligine almmamas1 gorii9iine sanldi. Herkese askerlik gorevi ile ilgili tarh9malar, 1949'da (:in'in tamamen komiinistlerin eline ge<;mesi ve (:in'in Kore'ye miidahalesi ile devam etti. Universite a<;1smdan, derin bir kotiimserlik've endi9e donemiydi bu. Askeri-endiistriyel kompleks" reeldi ama lisansiistii egitimdeki ogrencilerin direncini harekete ge<;irmeye yetmedi. Harvard a<;ismdan ise sorun, RektOr Conant'm meseleleri idi: K1zil Korku ve akademik ozgiirliik, askeri ve gizli ara9hrmalar, ni.ikleer sava9 ve niikleer ban§ fantazileri ve ozellikle de bilim adamlarmm ordunun ve devletin finanse ettigi projelere <;ullanmas1yla bilime ne oldugu konulan. Conant'm, komiinistlerle New Deal'ci solculan kolayhkla ozde9le9tiren muhafazkar yaftacilann ku9kuland1g1 sosyal reformcularm ba9ma neler geldigine ili9kin kayg1lan da vardi. Tiim iiniversite sistemini korkular sardi. i<; Giivenlik Yasas1'nm uygulanmasm1 soru9turan Senato Alt Komitesi, 1952'de New York'taki okul ve kolejlerdeki komiinist niifuzu konusunda ifadeler aldi. Columbia Universitesi antropologlanndan Gene Weltfish, Komiinist Parti'nin eski bir iiyesi olarak ifade vermeye <;agnldi. 1956' da, silahlarm kontrolii, niikleer silahlar ve sivil savunmay1 ele alan Kongre'nin ba9ka bir komitesi, diger bir antropolog E. A. Hoebel'i ifadeye <;agirdi. 1950' de, California Universitesi'nin miitevelli heyeti, i§ akdine, sadakat yeminini de ekledi. Dniversite darmadagm edildi, ogretim uyeleri i9ten ahld1, bir k1sm1 da yirt d19ma gitme yolunu se<;ti. Sadakat yemini belgesinin can ahc1 noktas1, bize, Birle9ik Devletler'in dii9manlannm oldugunu, bu dii9manlann i<;eride ve d19anda oldugunu ogretmesi, d19 ve i<; dii9manlan ozde9 gormesiydi. Bu baglamda, muhalif sesler fitnecilikle damgalamyor ve boylece yanh§ bir vatanperverlik ve toplum kurallan kiiltiirii, dii9iince ve eylemin bag1ms1zhgmm hi<;e sayild1g1 bir toplum yarahlmasm1 te9vik ediliyordu. Fakat daha geni9 bir sol kar91h hareketin kii<;iik bir k1sm1 olan McCarthy'ciler, bu anlay191 goriini.irde Harvard'm iyiligi i<;in getirmi9lerdi. Buradaki Amerikan gen<;ligi, fikir a91lamaya ve Be9inci Degi9ik/1

I

SoGUK SA VA$'1N ANTROPOLOJiYE ETKiSi

~~k'in* _kullanm;nna miisait idi. 4 Harvard' da ve ba9ka yerlerde ogretim uye~en HUAC ye <;agnldi. Harvard, birka<; konuda karas1z kaldi ama g1zh ara9tirn:~:an _ya~~klan:a _<;izgisini siirdiirdii ve a<;1k<;a, gorii9leri ne olursa olsun ogrehm uyelennm yaphklan bilimsel <;ah9malarm kalitesine vgore degerlendirileceginde israr etti. Kahci bir olagani.istii hal olarak Soguk Sava9'm etkisi ve bir ulusal giivenlik devletinin, medeniyeti muazzam komiinist gii<;lerin a<;1k saldmsmdan korumak iizere daima hazu ve nazu olmas1, ogrencileri hedefte buakti. 1950'lerin ogrencileri ola1:1 b~zlere, sessiz ku9ak" (uysal, dikkatli, pasif ve eli kolu bagh) adi venldi. Rektor Conant "ogrencinin morali, iyice mahvoldu"s derken ~~rv~rd'?aki durumu ozetliyordu. Ellili y1llar, Amerikan bilimini ve 0 b_1hmm_bir par<;as1 olarak antropolojinin daha biiyiik bir k1smm1 militarize eth. Sputnik'ten sonra, savunma ama<;h ara9hrmalar ulusal bilim giindemini1:1 ba9mda yerahyordu. Ulusal Bilim Vakfi (NSF), daha fazla ~evlet tahs1sah ~; p~rsonel alabilmek amac1yla admm ba§ma bir de ulusal savunma ehketinin konup konmamas1 gerektigi tarh§malan a~~smda_ dog~u. Akademisyenler, hakh olarak, bilime federal paralarla hukmed1lmesmden ve kendileriyle alay edilmesinden rahatsizdilar. v Akademideki erozyonla ilgili hikayeler, antropolojide azar azar a<;1ga <;1k1y_ordu. Oil antropologu Maurice Swadesh, i§ bulamad1 ve sonunda yemden M~k~~k~'ya ath kendini. Elizabeth Colson' a gore Kathleen ~ough, ~r_an~e1s Umversitesi i<;in bir utan<; kaynag1 say1hyordu. Dnivers1te yetkil~lerme __ gore ise, k_otii bir hoca oldugu i<;in terfisi yapilmam19h. Gough un mukemmel bu hoca oldugunu bilen Elizabeth Colson Brandeis'ten i~tifa ~tti. ~ough ve kocas1 David Aberle, once batiya, son~ ~a d~ Kanada ya go<; ethler. 6 Paul Radin, Mark Borofsky ve Jack Harris ot;k1 hedefle~?i. McCarthyizm, Amerika ile de smirh degildi. ingilter~, de, ~1ll~r sure~ askerlik ve Afrika'daki Tanganyika Yerf1stig1 Projes1 ndek~ gorevlermden sonra Peter Worsley'in, istihbarat servisleri tarafmdan Ingiliz somiirgelerine girmesi yasakland1 ve sonrasmda Avustralya somiirge yetkilileri tarafmdan Yeni Gine'ye girmesi engellendi. Worsley, zorla antropolojinin d19ma itildi. .. v .Ha~vard' da gizli ara9hrmalan tasvip etmemesine ragmen Conant, o?re_hm uyel~rini, Sogu~ S~va9 ara9hrma <;abalarma kahlmaya ozendirdi.v Carnegie Corp_orahon dan alman bir bag19la ve ABD Di§i§leri Bakanhg1, Or~u ve yem k~rulan CIA'in hayir dualanyla Rusya Ara§hrmal~n ~erkez1 kuruldu. Istihbarat kurumlan ile Harvard arasmdaki venmh b ir i9bi~ligi i~i b~ 7 Merkez'in ba9ma miidiir olarak, ikinci Diinya Sava91 ndak1 tecrubes1, Japan kiiltiiri.inii uzaktan analiz etmek olan /1

11

11

1

132 133

I, I

'i

I


soGUK SAVA~'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi

LAURA NADER

emektar OSS antropologu Clyde Kluckhohn getirildi. Merkez, Sovyet kiiltiiriinii ve ordusunu tahlil ederek hem bilimin a<;1k ihtiya<;lanru hem de devletin gizli ihtiya<;lanru kar§1larm§ olacakh. Ancak, devlet ile iiniversite arasmdaki artan ilii;;kiyi simgeleyen Merkez, bani;; zamaru ~ka­ demik ozgiirliigiin bir smanmas1yd1 ve bunda bai;;ans1z olundu. Universitenin ozerk degil, sozlei;;meyle bag1mh oldugunun nihai karuhyd1 bu.B Siyasal <;1karlar, bilimsel arai;;hrmalara niifuz etti. Bu ii;;e bula§an bilim adamlan arasmda Talcott Parsons, Sam Stouffer, Jerome Bruner ve Clyde Kluckhohn da vard1. Harvard'm yarubai;;mda, Masachussets Teknoloji Enstitiisii (MIT) ile ortak yiiriitiilen bir <;ahi;;ma olan Truva Projesi, ABD hiikiimetinin iletii;;im teknolojilerini Demir Perde'ye niifuz etmede nas1l kullanabilecegini arai;;tmyor, daha soma da siyasi ve psikolojik savai;; konularmda da arai;;hrma yapacak i;;ekilde genii;;letiliyordu. Benim gibi lisansiistii ogrenim goren gen<; bir ogrenci i<;in gii<; (iktidar) yapilan goriinmez nitelikteydi. Clyde Kluckhohn, benim darui;;marumdi. Onun, D1i;;ii;;leri Bakanhg1 ile s1ki baglanblarmm oldugunu biliyordum. OSS'deki <;ahi;;malan daha az tammyordu ama hepimiz onun 1949 tarihli Mirror for Man (insanlara Ayna) kitabm19 okumui;;tuk. Kitap, hi<; de oyle gerici bir eser degildi. "Bir Antropologun Birlei;;ik Devletler' e Bak1i;;1" bai;;hkh boliimii, toplumsal ve siyasal sistemimizin dogasmm bir elei;;tirisi idi ve kendisinin yerli halklann haklarma baghhg1ru a<;1k<;a tarhi;;1yordu. ikinci Diinya Savai;;1'ndaki faaliyetler arasmda, "vatanperver" antropologlarm savai;; davasma hizmet i<;in <;ahi;;malan da vard1. Ancak, savai;; zamaru baglanhlan Soguk Sava§ donemi ile birlei;;mii;;ti, ki bu farkh nitelikte bir i;;eydi. Bir ozgiirliik versus totaliterizm" ideolojisi, Soguk Sava§ akademisyenlerini, Kluckhohn gibi harici finansman kurumlanm benimseyen akademisyenleri yarath. Kluckhohn, bir yandan gizli faaliyetlere koruma saglarken ote yandan da siyasi nedenlerle ii;;ten ahlmalara, bizzat kendi bilimsel <;a1i;;malarmm otosansiire tabi tutulmasma kahhyordu. Babarmn "paray1 verenler, arai;;brmalanmz1 ve bulgulanruz1 da belirleyebilecek durumdad1rlar" soziinii ona aktard1g1mda irkilmii;;ti. Kluckhohn, 1954'te Rusya Arai;;hrmalan Merkezi'nden istifa etti. Niye istifa ettigine <lair hi<;bir i;;ey duymad1m. Kendisi de istifas1yla ilgili olarak agz1m hi<; a<;mad1. Merkez'e de daha somalan hi<;bir antropolog kahlmad1. Antropologlar, onceden "iyi" ii;; yapm1i;;lard1. MacArthur'un Japonya'ya giri§ belgesini kaleme alm1i;;lar, savai;; bolgesindeki Pasifik Adalan ile ilgili etnografik bilgileri paylai;;m1i;;lar (Ward Goodenough), ulusal karakter <;ahi;;malan yapm1i;;lard1. 10 Antropologlar, savai;; sirasm/1

134

da Japonya'daki transfer kamplarmda <;ahi;;rmi;;lard1. Ben, bu kadanru biliyordum. Savai;;tan soma da pek <;ogu, ulusal giivenlik devletine hizmet etmeye devam etti. Harvard Rusya Arai;;hrmalan Merkezi'nin <;ahi;;malan veya bai;;ka bir hedefe (komiinizmin ku§ahlmasma) yonelik projeler, yani bazen "gelii;;me" bazen de "isyan bashrma" (cunterinsurgency) olarak adlandmlan <;ahi;;malar ornegindeki gibi. Derslerimizde bize bu konulara ilii;;kin kitap listesi verilmiyordu ve bu meslegin mensuplan olarak bizler, ahlak konusunda, ikinci Diinya Sava§l oncesi donemde Columbia Universitesi'nden Franz Boas'm yaphg1 gibi alenen <;ok az konui;;abiliyorduk. Harvard'da bir grup antropoloji ogrencisi (hepsi ya§<;a benden biiyiik olan Alice Dewey, Clifford Geertz, Hildred Geertz ve Bob Jay), MIT'li bir grup uluslai;;ma taraftan iktisat<;1 ile birlikte Endonezya'da iddiah bir Ford Vakf1 projesinde <;all§maya bai;;lad1. Endonezya, komiinizm tarafmdan ele ge<;irilmeye miisait bir iilke kabul ediliyordu. Tiim bunlarm, perde gerisinde cereyan ettigini, ogrenci toplanhlarmda ve eglence partilerinde pek bahse konu olmad1grm hahrhyorum. Heri;;ey daha soma anla§ilacakb, fakat antropoloji a<;1smdan sorunlann tiimii 1950'lerde ortadayd1: Akademik ozgiirliik ve akademik korku, kanma egilimi, finansman odiilii, yaftalama ve McCarthy zulmii, savai;; ve bani;; ama<;h niikleer enerjinin kullamm1 ve arai;;hrmalanrmza konu olan insanlarla ilgili kaygdar. Sanki bir sis tabakasmm ortasmda yai;;1yorduk. Antropoloji arai;;hrmalarmm konusu olmayan olaylara taruk olduk. Kirletilmemii;; bir numune fikrini sahiplenmii;;tik. Tablo birdenbire degii;;iverdi. ABD-SSCB Soguk Savai;;1'nm indo<;in'de "s1cak" bir savai;;a doniii;;tiigii, Amerika'da insan haklan ayaklanmalarmm ve askere almmalara protestolarm patlak verdigi 1960'larda iiniversite ogrencileri ve ogretim iiyeleri, antropolojinin kullamlma bi<;imine kari;;1 alenen harekete ge<;tiler. Bunlar, dogmakta olan i<;sel fikri murakabe y1llan idi ve her ne kadar kendini degerlendirme siireci, diinyanm <;ogu kis1mlarmdaki Soguk Savai;;'tan once somiirgeci donemde bai;;lam1i;;hysa da <;ogumuz siyaseten safbk ya da ideolojik "oltaya takilm1i;;hk". Altrmi;;h y1llar, ihanet ve zuliim, masum aile fertlerinin kovui;;turulmas1, §amatah iiniversite toplanhlan, Berkeley'de zehirli gaza maruz kalma, hazir ve nazir polisin yillany~1. Antropologlar ve vatandai;;lar olarak nasil bir tepki gosterebilirdik? Ikisinin arasmda fark var m1? Hiikiimetten, yapbg1IDIZ arai;;hrmalar i<;in para almah rmyiz? Onceleri geri planda olan ulusal giivenlik devleti tarafmdan ger<;ekle§tirilen ideolojik enfeksiyon vahi;;eti, Vietnam'la birlikte giin yiiziine <;ikh. Marshall Sahlins'in 1965'te soyledigi gi135


soGUK SAVA$'1N ANTROPOLOJiYE ETKiSi

LAURA NADER bi "ileri diizeydeki anti-komiinizm, dii§manm yerini almaktadir"ll Harvard'h Jack Stauder gibi daha gene; antropoloji profes6rlerinin tekrar tekrar sordugu rahats1z edici soru §Uydu: Antropoljik c;ah§malar, kimler ic;in alakah olmu§tur?"t2 Ele§tirmenler, Evans Pritchard'm The Nuer'1 gibi (ki bu ara§brma, ingiliz-M1sir Sudan'mm s6mii.rge yonetimince finanse edilmi§ti) klasik monografilere yoneldiler.13 Evans Pritchard, ingilizler'in Nuer'e kar§t sava§tm anlatm1yordu. ingiliz somiirge politikasmdan da c;ok az bahsediyordu. C::ah§mas1, yerli halklar konusundaki bilgilere dayamyordu ve ban§c;tl bir tahakkiimde i§e yarardi. Sosyal antropoloji, somiirgeciligin hizmetkan roliindeyd1. Bu, Lucy Mair tarafmdan, ingiliz antropologlarm 1943-1960 arasmda somiirge yonetimlerine ve ekonomik "geli§me"ye yapbklan pratik katk1lan anlatan raporunda belgelenen bir roldii.14 Somiirgelerdeki sosyal antropoloji ara§brmalarmm c;ogunun, yalmzca ingiliz hiikiimetince degil, Carnegie Corporation, Rockefeller Vakf1, Rhodes Vakf1 ve Afrika' da finans ve madencilik c;ikarlan olan ba§kalan tarafmdan da finanse edildigini yava§ yava§ ogrenmeye ba§hyordum. i§ten ahlmalar etrafmda sert tarb§malar ya§amyordu. Harvard ve Cambridge Universiteleri'nden diplomah olan ve Etyopya'da gec;im tela§t ve c;evre iizerine orijinal bir c;ah§may1 bitirmi§ olan antropolog Jack Stauder'm i§ine Harvard Universitesi tarafmdan once son verildi, sonra i§e geri almd1 ve nihayet sozle§mesi uzablmadi. 1969 ilkbaharmdaki ogrenci grevinden sonraki sonbahar somestirinde derslere girmesi yasakland1, bu gec;i§ donemlerinde maa§mt alamamamn s1kmbsm1 ya§adi. Sozle§mesinin yenilenmemi§ olmas1 gerc;eginin, ku§kusuz, iiniversitelerin CIA'm cirit atbg1 mekanlar oldugu bir donemde i§ bulmanm zorluklanyla da ilgisi vardi. Stauder, bir aktivist oldu. Bu, bilim ic;in bir kay1pb, zira antropolojinin anlarmm emperyalizm c;erc;evesinde tahlil ediyordu, ki bu katk1 daha sonraki antropologlar ku§ag1 tarafmdan kolayhkla unutuldu. C::ah§malanm okudugumuz c;ogu antropologun, muhtemelen kendilerinin (yonetim ve ekonomik geli§meyle ilgili pratik sorunlann c;oziimiine katk1 yapmaktan ziyade) bilimsel bir ugra§t verdiklerini dii§iindiiklerini belirtmeliyiz. Yoneten ile yonetilen arasmdaki c;1kar uyumu, baz1 antropologlarca dikkate almmasma ragmen bunun istisnalan, beyaz liberal reformculardi. ingiltere'de egitim gormii§ olan Max Gluckman, Ian Cunnison ve A. L. Epstein orneklerindeki gibi liberal reformcularm yeterince biiyiik bir tehdit olu§turduklan dii§iiniiliiyordu ki onlara Copperbelt, Sudan veya Yeni Gine gibi Afrika' daki duyarh bol/1

136

gelere giri§ vizesi verilmiyordu. Aslmda Gluckman'm s1kmblan, otuz ya§ma yakla§hg1 siralarda ba§lamt§h. Tarihc;i Hugh Macmillan, GluckmanJm, Zulu milletinin ve antropoloji teorisinin hikayelerini ve somiirgecilik, irkc;1hk, komiinizm, Marksizm, yap1sal i§levselcilik ve Soguk Sava§'t biitiin bir tablo ic;erisinde anlamarmza yarayacak tahlili yeniden ele almt§h.15 Gluckman'm §aheseri Analysis of a Social Situation in Modern Zululand (C::agda§ Zulu Ulkesinde Bir Sosyal Durum Analizi), etnik teoriye ve siyasal pratige yaptlm1§ bir katk1 idi.16 Macmillan'a gore "Gluckman, Giiney Afrika hiikiimetinin, arasira, gerc;ekten §iddete dayah Afrika direni§ini "komiinist" etkiye baglad1gma i§aret ediyordu". Arna Gluckman'm kendisi de, yerlileri ele alma metodlan, yerlilere sempatisi, komiinistlerle baglanblan ve diinya kapitalist sistemi ic;erisinde yeralma noktasmda Zulu ve Avrupa sosyal sistemlerinin bulu§tugu yolundaki degerlendirmesi ac;1smdan ele§tiriliyordu. Macmillan'a gore "Gluckman'm konularmm c;ogunun Giiney Afrika'da akademik bir takibe almmasma mani olan §eyin, bu tiirden suc;lamalara maruz kalma korkusu oldugunda hie; ku§ku yok" .17 Irk ve kaynaklar, hassas meselelerdi. Somiirge doneminin baz1 antropologlan, kendi yerli if§aatc;1lan hakkmda ilerici kavramlarla yaz1yorlard1 -ortak rasyonel .insanhk ve sosyal tutarhhg1 vurgulayarak. Aym §ey, iic; a§ag1 be§ yukan ba§ka yerlerde de gec;erliydi. Yeni Diinya'da da antropoloji, Amerikan yerlilerinin yonetimini, en yakm zamanlarda da niikleer teknolojilere yak1t saglayan uranyum madenlerinde c;ah§an ve halen niikleer ahklann gomiildiigii alanlar ic;in de bir hedef olu§turan halklarm yonetimini kolayla§brsm diye finanse edildi. Alternatif c;ab§ma c;ozme ile ilgili derslerim ve ara§hrmt:tlanm, kac;1mlmaz olarak, ABD devlet gorevlilerinin yapbg1 yeni ikna ornekleriyle dolu. Uranyum rezervlerinin c;1kanlmasmm ve Kiz1lderili topraklanmn tahrip edilmesinin yerli halklar iizerindeki etkisi, 1960'larda Brezilya ve Venezuela'daki gazete ba§hklarmda okunuyor: "Uranyumun Ke§fi, Yanomani Kabilesini Tehdit Ediyor"; veya Kanada'da Saskatchewan'daki ba§hkta: "Wollaston Golii'nii Kurtann -Uranyumu Yeraltmda Birakm" . insanlar, zorla topraklarmdan c;1kanld1 ve madenlerdeki tehlikeli i§lerde c;ah§maya zorlandi. Uranyum madenlerindeki istihdamm yiiksek sermaye maliyetleri, yerli halklara c;ok az gelir getirdi. Beyaz adamm §irketleri ic;in ise karh bir i§ti bu. Kanada'nm kuzeyi, neredeyse tamamen yabanctlara ait olan ve niikleer sanayilere uranyum saglayan i§lere bag1mhydi. Disiplinin sorunlan, "if§aatc;1lanm1za" neler oldugundan aynlamaz nitelikteydi. Bu kiiltiirlere ula§mam1z arhk imkans1zla§1yordu. 137


soGUK SAVA$'1N ANTROPOLOJiYE ETKiSi

LAURA NADER

1995 y1hna gelindiginde, ABO ve Kanada' daki 1000'den fazla koruma bolgesinden neredeyse hie; birinde antropologlar, yerli yetkililere resmi ba§vuru yapmadan alan c;ah§mas1 yapamaz duruma geldi.18 Yeni somiirgecilik, eski somiirgecilik tiirlerinin yerini ald1. Amerika, onde gelen giic; haline geldi -Vietnam' da, Guatemala' da, $ili'de, Dominik Cumhuriyeti'nde, Domuzlar Korfezi'nde ve Amerika ic;inde. CIA, 1954'te Guatemala'da sec;intle gelmi§ bir solcu yonetimi devirdi. Bu durum onyillarca siirecek bir karma§aya, binlerce yerlinin katledilmesine ve binlercesinin de yerinden yurdundan olmasma yolac;h. Akademik ara§hrmalar, somiirgecilik konusuna odaklanmaya ba§lad1 ama yeni sOmiirgecilik ya da Amerikan emperyalizmi gibi kurumlar tamamen komiinist propagandas1 olarak takdim edildi. Anti-komiinist propagandaya bu §ekilde ba§vuru§, Latin Amerika ve Giineydogu Asya' daki ABO emperyalizmi gerc;egini gizledi. Ralph L. Beals'm Politics of Social Research (Sosyal Ara§hrmalar Siyaseti) c;ok net ifadeler ta§1yor: Amerikan giiciindeki ve refahtndaki arh§ ve onun kiiresel dt§ politikalan, biraz da hakhhk payiyla, bu iilkenin emperyalizmle ve yeni somiirgecilikle ozde§le§tirilmesine yolac;mt§hr. Bu kavramlann doktriner komiinist propagandac1lann eseri olmas1 ...bizi bunlarm ktsmi gerc;eklik temelini yahut dt§ardaki kamuoyunu etkileme boyutunu ihmal etmeye yoneltmemelidir.19 Bizim politikalanmtZ, davetsiz etnografm sonunu ima ederken yahut antopologlanmtz Guatemala' da veya ondan once de Endonezya' da i§lerini ya parken oldiiriiliirken dt§andaki Amerikan c;1karlan gerc;egi, antropologlar tarafmdan heniiz ele ahnmamt§h. Nefret ve edepsizlige Amerikan iiniversitelerinde c;ok az yer var. Universite, duygulan gomer, ogretim iiyeleri dengeli" gorii§ler pe§inde ko§ar. Ele§tirel antropologlar, diger sosyal bilimcilerle birlikte hiikiimetc;e veya hiikiimetler dt§l kurumlarca finanse edilen i§lerde ve projelerde c;ah§an antropologlarm envanterini c;1kard1lar. Antropologlar, Uluslararas1 Kalkmma Ajans1 (AID), CIA, Savunma Bakanhg1'nm ileri Ara§hrma Projeleri Ajans1 (ARPA), Sosyal Sistem Ara§hrmalan Merkezi (CRESS) (eski ad1yla Ozel Harekat Ara§hrma Orgiitii -SORO) ve devletin diger ara§hrma kurulu§larmda c;ah§hlar. Aynca, Arthur D. Little ve Atlantik Ara§hrma $irketi gibi ozel ara§hrma §irketleri de gizli devlet ara§hrmalarmda uzmanla§hlar. Gizli projeler, bazen, K1rsal Koy Sistemleri, Vietnam Cumhuriyeti, Thai-Mal Koy Ara§hrmas1 (Agile Projesi) ve daha 11

11

II

138

spesifik olarak Tayland'm azmhk grubu bolgelerindeki ara§hrmalar gibi proje ba§hklan altmda Congressional Record'da (Kongre Kay1tlan) bulunabiliyordu. Bu ara§hrmalar, bazen, Panama ve Sudan'da oldugu gibi, anti-Amerikan bir isyam izledi. Benim Goriinmez FaktOr" dedigim, Jack Stauder 'in ise 11 gizli antropoloji" dedigi antropoloji, giiniirniizde bile, Soguk Sava§ doneminde antropoloji ve etik iizerine gerc;ekle§tirilen yaztlar saganag1 ve sonrasmdaki degerlendirmeler dt§mda, fiilen, hala belgelendirilememi§ ve c;ah§tlmamt§ olma ozelligini siirdiiriiyor.20 Bildiklerimizden hareketle, antropolojinin, biiyiik diinya olaylarmm meydana getirilmesinde yararh goriildiigiiniin a§ikar oldugunu soyleyebiliriz. Aksi halde, ele§tirmenlere gore, ABO hiikiimeti ve Amerikan §irketleri, bu bilgilere ne diye para odesinler ki? Ford Vakf1, devlete ve i§ diinyasma katk1 saglayacak ara§hrmalara ... yard1m saglama" karan ald1 ve bu amac;la 1952'den 1964'e kadar 138 milyon dolar verdi.21 Tom Fallers, dam§man antropolog idi. MITHarvard ortak projesi olan Cambridge Projesi (CAM), Savunma Bakanhg1'mn ARPA' st tarafmdan diinya halklan ile ilgili muazzam sosyal bilim verilerinin kullammma yarayacak karma§tk bilgisayar programlama teknikleri geli§tirmek iizere finanse edildi. HRAF, ikinci Diinya Sava§t sirasmda Micronesia'daki bir Donanma birimince kullamlan benzer bir bilgi kazanma sistemi idi. Koyliilerin hangi ko§ullar altmda ayaklandtklan gibi sorular veya istikrarm ko§ullanyla ilgili bilgiler, sanki insanlar dt§ devletlerin miidahalelerinden yahut da uluslararas1 i§ aleminin c;1karlarmdan yahttlmt§ ve ozerkmi§ gibi onlan yonetmekte kullamldt. 1960'lardaki daha bariz isyan bashrma ara§hrmalan c;abalarmdan biri olan Camelot Projesi, c;etin bir tecriibe idi. Personel ahm yaz1smda §oyle deniyordu: 11 ABD Ordusu, azgeli§mi§ iilkelerdeki ulusla§manm pozitif ve yap1c1 boyutlan konusunda onemli bir misyona ve dost yonetimlere aktif isyan sorunlarm1 bertaraf etmede yard1mc1 olma sorumluluguna sahiptir".22 Amerikan ordusu ic;in isyan bashrma hareketlerinin amac1, insanlarm bask1ya (bu ornekte totaliter basktya) direnmede kullandtklan arac;lan ortadan kaldirmakh. Camelot Projesi hic;bir zaman gerc;ekle§emedi, ancak daha az goze c;arpan isyan bashrma projeleri yiirtiildii ve baz1 antropologlar da i§birligi yaphlar. Bunu pek c;ok nedenle yaphlar. Bunlar arasmda iyi §eyler yapmak", vatanperverlik, para ve gii~ htrs1, korku ve sosyal bilimlerin de 11 i§e yarad1gm1" gosterme arzusu da vard1. Bir kismi ise kahlma gerekc;elerini safhk, dikkatsizlik, umursamazhk, aptalhk ve ba§ka kusurlar" olarak ozetliyordu.23 Antropologlann c;ogunlugu, Pentagon, CIA ve 11

11

11

11

139

·I

' ,jj

Ii

"I

/l

.I I


t

LAURA NADER benzeri gruplarla ili§kil~rini biraz mesafeli siirdiirmesine ragmen c;ogu da isteyerek katildi. Ote yandan Ulusal Zihin Saghg1 Enstitiileri (NIMH), Ulusal Saghk Enstitiileri (NIH), NSF, Ford Vakfi, SSRC, Amerika Bilgili Cemiyetler Konseyi (ACLS) ve diger finanse edici kurulu§lar, daha az uzla§mac1 say1hyorlard1 ya da en azmdan gizli say1lm1yorlardi. (Bu, bag1§ ve burslarm verilmesine karar veren antropologlarm varhg1na dayanan ac;1k ve ozgiir bir finansman saglama illiizyonuydu). Destek saglamaya karar verecek kurullarda bir antropologun da yeralmasmm ozgiir ve k1s1tlanmarm§ bir finansmam saglamaya yeterli olmayabileceginin kamb olarak, Ford Vakf1'nm Afrika Ara§brma Grubu'nun a§ag1daki ifadesi tiiriinden bilinc;lice yapilmaml§ ifadeler one siiriiliiyordu: "Bir kompleks orgiitlenme ve c;okuluslu faaliyetler c;agmda hic;bir imparatorluk, devletler ve halklar hakkmda detayh bilgi toplamadan, analiz etmeden ve buna gore hareket etmeden ne c;ab§malan kontrol altmda tutabilir ne de degi§imi yonetebilir" .24 Stauder , bu illiizyona kar§I gorii§lerini ac;1kc;a telaffuz ediyordu: Kurumsal bir faaliyet olarak antropoloji, ozerk degildir. Ve sosyal sistemimizin diger kurumlanyla alakasiz da degildir ... Toplumumuzun egemen kurumlanmn (federal hiikiimetin, biiyiik ;;irketlerin ve biiyiik ozel kurumlann) destegine muhtac;hr. Antropolojinin, bu kurumlan ve iiniversiteleri kontrol eden c;ikarlara hizmet etmesi beklenir. Ve bu c;ikarlar di;; iilkelere de uzand1g1 ic;in, yabanc1lar hakkmdaki antropolojik ara§hrmalar ...bilgi saglayabilir.25 Stauder , antropologlarm, Amerikan hiikiimetinin, §irketlerinin ve kururnlarmm "gerc;ek ve faydah sosyal degi§meyi, demokrasiyi, ozgiirliigii, ekonomik geli§meyi vs." ilerlettiklerini dii§iindiikleri siirece bu hizmetlerinde tereddiit gostermeyeceklerini de ekliyor. Sorun da i§te burada yatmakta. Pek c;ok Amerikah, Amerikan emperyalizmini veya §irketler siyaseti tarihini reddediyor. Diger antropologlar, yaphg1m1z c;ah§malarm c;eli§kilerinin farkmdalar. Ve biz, yaphg1m1z c;ah§malarm tahripkar_amac;larla kullamld1gm1 biliyor olmaktan muzdarip oluyoruz. Isyan b_asbrma amac;h devlet destekli projeler, fotografm sadece bir k1sm1 idi. Ilke ic;inde ve Amerikan akademisinde gii<; ve diskur ili§kisi de sm1flara devlet miidahalesi bic;imini aldi. 26 Daha once de belirtildigi gibi, federal ve eyaletler diizeyinde c;ah§hnlmalan sakmcah "y1k1Cl" orgiitler ve "y1k1c1" insanlar vard1. Sm1fta verilen derslerin ic;erigine ili§kin olarak bireylerin dogrudan sorgulanmas1 soz konusuydu. Eski 140

soGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi komiinistl~r, isimler if§a ettikleri itiraflarda bulundular. Antropolog Karl August W1ttfogel, 1950'lerde Temsilciler Meclisi'nde, Columbia'daki bir ogrenci c;ah§ma grubunun iiyelerinin komiinist olduguna <lair ifade verdi. Yiizlerce ogretim iiyesi i§ini kaybetti. Pek c;ogu iilkeyi terk etti. Bazilan da intihar etti. 1946'dan 1970'e kadarki Selected Papers from the American Anthropologist (Amerikan Antropologlarmdan Sec;me Yazilar)'da Karl Marx'a bir tane bile ahfta bulunulmamas1 §a§irhc1 degil. Ashraf Ghani, merhum Morton Fried'm §oyle dedigini aktanyor: "O zamanlar, aslmda ne dii§iind~kleri1:i yazmayan c;ok say1da antropolog, c;ok say1da bilim adam1 oldug~ k~s~~ke~ ortada. Zira, yazd1klarmdan sonra ba§larma gelebileceklen du§undukc;e deh§ete kap1hyorlard1".27 Karl Polanyi, c;ah§malarm1 sansiirlii siirdiirmek zorundayd1, c;iinkii bir zamanlar komiinist olan kansmu:~ Ame~ika'ya girmesine izin verilmiyordu. Ghani, Polanyi'nin, ekonom1k teormin gec;erliliginin, onu iireten toplumun analize tabi tutulma~1yla smirh oldugu iddiasmm, bir incelemenin parc;as1 oldugunu ~~ ~u-~n~~lemede de Marx'm para tahlilinin merkezi bir yer i§gal edecegm1 soyluyor:

?rtam_ uy~:-1 olmu;; ols~yd1 Polanyi, antropologlarm ilgilerini...Marx Ile venmh bir antropolo11k c;ah;;maya kanalize edebilirdi. Sansiir, bu baglanhlarm kurulmasrm engellemekle kalm1yor. Aym zamanda ' bizzat baz1 sorularm sorulmasm1 da bask1 altma ahyor.2s Ote yandan bask1, sorular sormay1 da te§vik eder. Eric Wolf'un kitab1 Pe~sant Wars of the Twentieth Century (Yirminci Yiizyil Koylii Sava§lan), V1etnam'la ilgili olarak Wolf'un Michigan Universitesi kampiisiindeki, "ders verme eylernlerinden" birindeki tebliginden dogdu.29i§in ilginc; tara!1 bu kitap, sadece antropologlar tarafmdan okunmadi. Aym zamanda, isyan bashrma stratejileri geli§tirme i§iyle ugra§anlarca da bir el kitab~ olarak kullamldi. Ve hatta daha sonralan Peru' daki bir gerilla gazetes1 tarafmdan da karikatiirize edilmi§ hikaye dizisine donii§tiiriil~ii: ~o~f'un k~tab1, yirminci yiizyildaki alh biiyiik isyandaki koyliilerle il_g1h id1: Meks1ka, Rusya, \:in, Vietnam, Cezayir ve Kuba. Wolf, koyliilerm gerek kaybedecek bir§eyleri oldugunda gerekse harekete gec;me arac;larma sahip olduklarmda isyan etme ihtimallerinin yiiksek oldugu sonucuna vanyordu. "Taktik giic;", devrimci yonelimi, yani kirsal niifus~n en ~~hafazakar olanlarmm eski diizene etkin bir direni§ geli§tirebilmelenm anlamada anahtar bir kavramd1. isyan basbrma stratejilerin141


LAURA NADER de yararh olan bu sonuc;lar, hie; de Wolf'un icad1 degildi. Bunun karutlan, antropolojinin meslek kurulu§unda isyan basbrma konusunda verilen kavgalarda goriilebilir.

Amerikan Antropoloji Dernegi'nde C::arpraz Ate~ Amerikan Antropoloji Dernegi'nde (AAA) olanlar, gec;mi§in birakbg1 koti.i izleri olmayan meslekta§lanm1z ac;1smdan §imdi c;ok uzak goriini.iyor. Arna bu herkes ic;in boyle degildi. AAA Newsletter'm 1961 sonras1 sayilarma bir goz atmak, Hollandah antropolog Anton Blok'un "Amerikah antropologlarm Gi.ineydogu Asya' daki sava§a safc;a bula§mas1" diye sozettigi §eyle ilgili tarb§malan ve 1zdirap veren gerc;ekleri gormeye yeter.30 Ancak, ahlak ve moralite tarb§malannm gec;tigi sabrlan okumak yahut da o donemin derin yaralarm1 ta§1yanlarla konu§mak ic;in antropolog olmaruz gerekiyor. Antropolojinin masumuyeti, ta c;arpraz ate§in ba§lamasmdan once kaybedilimi§ti. Aym §ekilde profesyonel antropolojinin birligi de. New York Review of Books' ta "Tayland' da Sava§ Sath1 Mahaline Girmi§ Antropoloji"yi yazd1ktan on yil sonra Wolf §Unlan soyli.iyordu. Evet, antropologlar kahc1 bir etki yapblar, zira insanlara korku saldilar. Ortahgt velveleye verdiler. Bunu soylemeye dilim varm1yor ama, tek yaptlklan, ayru camiaya ait olma hissini yoketmekti. Tiim bu "dinda§lar", toplanblara keyifle gelir ve sarho§ olurlardi. Birdenbire bu sorunlann iistesinden gelmek zorunda kaldilar. Sanmm bu durum, pek c;ok antropologun tekrar onemsiz §eylere yonelmesinin kISmen sorumlusuydu. Zira, onemsiz §eylerle ugra§anlarm pek ba§l agnmaz.31 Altmt§larda ve yetmi§lerin ba§ma kadarki on yilda AAA'y1 tutsak alan, onemsiz §eyler degildi. Gerc;eklerle (ni.ikleer sava§ ve ni.ikleer felaket tehdidi) mi.icadele idi. Altrm§h yillar, kendisi de iilkesinin askeri hedefleri konuslinda c;eli§kilerle dolu olan Margaret Mead'm, antropoloji disiplininin, insamn varkah§imn bilimi olarak di.inyanm bunahrmru hafifletmeye c;ah§mas1 c;agns1yla ba§ladi.32 Sava§ ve irk ile ilgili kararlar birarada ahnd1. Ban§ ve insan haklan hedefinde ("Ban§ Birlikleri" heni.iz ba§lam1§b) antropolojinin daha bi.iti.inci.il kullan1mma yaygm bir ilgi vardi. Baz1lan, bir bilim adarm olarak politik eylem gruplarma kablmanm doguracag1 etikal sorunlan one si.irdi.i. Yine de ben, ahlaki sorun-

142

..

soGUK SAVA~'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi larm, bilim a~amalarmm sessiz kalmas1 oldugunu dii§i.iniiyordum. 1964-65 de, antropologlann isyan basbrma c;ah§malarmda istihdam edilmeleri meselesi patlak verdi. Bazilanm1z, Camelot Projesi'nin halkm gozleri oni.ine serilmesine kahld1k. Ben, yi.iriitme kurulunun bir iiyesine, boyle bir faaliyetin sonuc;lanm ortaya koyan bir erken uyan mektubu yazd1m. Camelot Projesi'nin gozler oni.ine serilmesini, antropologlar ic;in bir ara§brma ve ahlak ilkeleri haz1rlama i§i izledi. Bu c;ah§malar, Tayland olay1, modernle§me ve geli§me projelerinin c;ok_amac;hhg1, AAA'in Vietnam'da agac; ve bitki yapraklanmn dokiilmesini saglayan zehirlerin kulamrmru ara§brma rolii ve 1972'de, yi.iri.itme kurulunun zararh ara§brmalarla ilgili bir komite kurma giri§imi ile neticelendi. Ve nihayet, bizim bildigimiz §ekliyle AAA'in (bOli.inmii§ ozelliklerinden ziyade antropolojinin tamammm te§kilab olarak) sona eri§i ?.erc;~~~~§t_i. Biitiinciilli.ik, bir disiplin olarak antropolojinin ayirdedici ~zelhg11d1, fakat (Gluckman orneginin gosterdigi gibi) entegre perspektifl~r,_ basklCl giic;ler ta:afmdan nadiren ho§ kar§ilanmaktadir. Baz1 ilgi c;ek1c1 olaylarm, anlatbgrm hikayeyle alakas'1 var. Komi.inizmin ku§ablmas1, c;ok say1da proje yoluyla gerc;ekle§tirilecekti. Bunlardan bir olan "modernle§me I geli§me", Amerikan askeri giici.ini.in yalmzca tek bir arac1 idi. Ku§atma, bir lineer evrim fikrine dayam~ordu." ~u ~iirecin ~arc;alan arasmda, bir istikrars1zla§bnc1 faaliyetler donermru (ki b:1 faahyetler, ABD'nin Gi.ineydogu Asya' da kulland1g1 c;ok say1da stratejlden sadece biriydi) miiteakip miidahale ve istikrar tedbirleri de vard1. Clifford Geertz gibi antropologlar, istikrar ve geli§~~ temel ~~rs~yimm1 kabul ediyorlard1. Onun c;ah§malarmda hie; ele§tin yoktu. Istikrars1zhklar dengesi" §eklindeki feci gorii§ de, bolgedeki bask1c1 yonetimlerin komiinizmi ku§atacagm1 kabul ediyordu. Kendimizi komiinist tehdidinden kurtarm1§ken Amerika, otoriter rejimleri destekleyerek ve demokratik geli§meyi ileri bir zamana birakarak i§i saglama ahyordu. ABD hiikiimetinin sosyal bilim ara§brmalanna ilgisi, Amerika'nm Vietnam Sava§1'na kan§mas1 ile ba§lamadi. Bu ilgi, ikinci Diinya Sava§t'ndan beri artm1§h. Yale' deki insan ili§kileri Enstitiisii ve onun c;1kard1g1 Kiiltiirleraras1 Ara§brma Raporu, Pasifik Adahlar hakkmda, ordu ve donanma tarafmdan ~ullan~lmak i.izere antropolojik veril~r toplu~ordu. Bu dosyalar, HRAF (Insan Ili§kileri Bolge Dosyalan) halme geld1. NSF kurulmazdan once Deniz Ara§brma Ofisi (ONR) de sosyal bilim ara§brmalanru destekledi. Ancak sosyal bilimlerdeki uzmanhk bilgisini, isyanlan ( ki §iddete dayah ve orgiitlii ayaklanmadan daha

143

I

I


r '

LAURA NADER di.i§iik direni§ bi<;imlerine kadar degi~;iyordu) bashrarak komiinis_~ te~­ didini ku§a tmada kullanma i§ine tam olarak sanlan, ~enn~d y yonet~­ mi ydi. Ba;;kan Johnson ve Ba§kan Nixon ~a a~m yolu 1zl:di.Sosyal bllimler i<;in bu, bol miktarda para demekti. Bir hesaba gore, 1966-1970 arasmda davram;; bilimi ve sosyal bilim ara§hrmalarma Savunma Bakanhg1'nm tahsis ettigi para miktan 38 ila 48 milyon dolardi. Bunun ne kadarmm isyan bashrma i;;inde harcand1g1m hesaplamak zor. . Camelot Projesi, AAA'in dikkatini <;ektiginde meseleler netle;;ti. Camelot Projesi, hiikiimetin bir talimatmm sonucuyd~: ABD_ Ord:is~, ulusla;;ma projelerine katk1da bulunma misyonunu yerme gehrmel~dir. Bu misyon, hiikiimetlere, isyanlan bashrmada aktif dest~k ver?1ey1 de i<;ermektedir. Antropologlan~ projeye dam;;manhk yaph~1 ~e~1kod1:1l~­ n hlzla yayildi. Pittsburgh Universitesi'nden Hugo ~u,tm1 ~11: bu 1~m i<;inde olduguna yaygm olarak inamhyordu. Kol01.nb1ya dak1 _S1mpahco Projesi ve Peru' daki Koloni Projesi, koyliilerin ve bilahare. yerl~ halklarm devlete entegre edilmesi <;ah§malanm kaps1yordu. Heps1 de, 1syan bashrma faaliyetinin desteginde olan koordineli bir sosyal bilim ara;;hr~a programmm par<;as1ydi. Amerika~1 antro~~l~glar, m~slekta§larmm 1~­ yan bashrma <;ah;;malarma katild1g1 ger<;egm1 arhk ~ormezden gelem1yordu. Saha <;ah§mas1 yiiriiten ve haks1z yere CIA apm olmakla su<;lanan insanlar, hayatlanm kaybetme tehlikesiyle kar§l kar;;1y~~~L ~AA, 1965 y1lmda, devlet i<;in yapilan antropolojik <;ah§mal_arl~ 1hg1h ehk ve sorumluluklan ara§hrmak iizere bir komite gorevlendirdi. Ara§hrma Meseleleri ve Etik Komitesi'ne ba;;kan olarak atanan California Universitesi (Los Angeles -UCLA)'nden Ralph Beals, 1966'da, Kongre'nin hiikiimetle ilgili bir alt komitesi~d~ ifade verdi. Kt~J~and1g1 dil, miiphemdi. Bir yandan, antropologlann 1stihbarat toplama l§m_~ b~­ la;;mamalan gerektigini savunurken, ote yandan da, karar verme surec1ni geli;;tirmek iizere devletin sosyal bilim ara;;hrmalanm kullanmas1m d 1;;lam1yordu. 1967'de yaymlanan Beals raporu, ba;;ka kurumla,rda ~lan­ lanmakta olan projelere kar;;1 uyanda bulunuyordu. AAA, 1968 de bir ad hoc etik komitesi kurdu. AAA'in haber biilteninin satirlan, bir boliinmenin ba§lang1cma i;;aret ediyor. Baz1 iiyeler, AAA'in yoneldigi "politi~:' istikametten deh;;ete kap1lm1;;ti. Bazilan ise politik kararlar almmas1 yoniinde gorii;;lere sahipti. Bir klsm1 ise, mesleki dernek diizenl~~esine is~ yan ediyordu. Degerden armm1;; bir bilim olarak antropolOJl meseles1 tarh§ma konusuydu. Aym ;;ekilde, bilim adam1 ve vatanda;; olarak antropologlann ikili rolii de. Bana gore, bilim_ a~a~ v~ vat~i:da;; olarak antropolog fikri, antropologlarm ve onlarm bilg1 edmd1klen msanlarm ortak 144

L

SOGUK SA VA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi iyiligi lehindeki gorii§lere hakhhk kazandmyordu. Etik komitesi, bir anonim olaylar dosyas1 olu;;turabilmek i<;in antropologlan yard1ma <;agirdi. Bu noktada, Vietnam' daki sava§la ilgili Ogrenci Mobilizasyon Komitesi, bir etik komitesi iiyesi olarak Wolf'u gonderdi. Wolf, UCLA' dan Michael Moerman'm dosyalarmdan belgeler yiiriitmii§ti.i. Bu belgeler, gelecekte Tayland i<;in muhtemel bir miicadeleye kar§l bu iilkede isyan bashrma planlanyla ilgiliydi. Ozel kurulu;;lar i;;in i<;indeydi. En iyi bilinenleri, Savunma Analizleri Enstitilsii (IDA) idi. Pentagon ve ARPA yoluyla bu i;;i iislenmi§ti ve kendisi de Pittsburgh'daki Amerikan Ara;;hrma Enstiileri'ni (AIR) ve bir dizi kurulu;;u ta§eron olarak kullamyordu. USAID, California Universitesi'nde bir grup bilim adam1yla, yine Tayland' da geli;;me ve isyan bashrma sorunlanm ele alan bir sozle§me imzaladi. Bu tiir gorevlerde <;ah§an antropologlarm isimleri belirlendi -ger<;i etik komitesince degil. Bu isimler arasmda Lauriston Sharp, Michael Moerman, Charles Keyes ve meslekta;;1m Herbert Philips de vardi. Tayland meselesiyle ilgili <;1kan tarh;;ma, meslek kurulu;;larmda nadiren goriilebilecek diizeylerde bir tarh§maydi.33 Kayg1lar, belgelerin <;almm1;; olmasmdan, antropologlarm, iizerinde inceleme yaphklan insanlara kar§l ta91d1klan biiyiik sorumluluklarm ifade edilemsine kadar degi§iyordu. Merhum Kathleen Gough Aberle, her§eyi a<;1k<;a ifade ediyordu: "Hiikiimetlerin, haklarmda bilgi toplad1g1m1z insanlan tahrip etmeye yonelik tav1rlarmdan kendimizi uzak tutmahy1z".34 Hakhydi. Aym fikirde olmayanlar, ya Tayland'h komiinistler konusunda <;ah§may1 ilgin<; buldular ya da istenenin bag1ms1z tavsiyeler olmamasma ragmen devlete daha iyi politikalar formiile etmede yard1m1, vatanperverlik gorevimiz saydilar. Fakat yakmlarda yaymlanan Anthropology Goes to War35 (Antropolji Sava§a Gidiyor) adh kitabm konusu da olan bu tarh§mada, sadece AAA yeralm1yordu. Aym zamanda, Berkeley'deki benim bOli.imi.imi.i de i<;ine ahyordu, zira bizim ogretim ilyeleri ba§ rolde idiler. David Mandelbaum, ikinci Dilnya Sava;;1 sirasmda OSS' de Gilneydogu Asya bi.irosunun §efligini yapm1§h. Harvard Rusya Ara§hrmalan Merkezi'nde tecri.ibe kazanm1§ olan Herbert Philips, Soguk Sava;;' ta hiikilmete Tayland halk1 konusunda dam§manhk yapti. George Foster, AAA'nm ba§karn idi. Eugene Hammel, yiiriitme kurulu ilyesiydi. Ve §amatac1 bir sava§ ka §lh aktivist olan Gerald Berreman ve William Shack ise etik komitesi ilyesiydiler. Tayland meselesi ciddi idi ve daha sonradan ogrendigimize gore ttim yonetim muhaliflerini tasfiye etmek amac1yla htiki.imet, komilnist damgas1 vurulan tilm insanlan kor145


LAURA NADER

kunc; bir bask1 altma almuiib. Tayland' da isyan basbr~~ planla~1, biiyiik bir ugra§ haline geldi ve bunlarm bir ~1sm1 da k~~un~st ~ehd1de ~ar§l kirsal kalkmmay1 da ic;eriyordu. ARPA nm yilhk butc;es1, 5 lla 12 rmlyon dolar arasmdaydi. Ancak trajik olan, AAA'nm yapbg1 incelemenin, Taylandhlar ya da Tayland hakkmda olmamas1yd1. "Harici bir moral otorite tarafmdan belirlenecek" bir §ey hakkmda olmaktan ziyade "ki§inin kendi.manevi meselesi" hakkmda idi. Eric Wolf ve Joe Jorgenson'un McCarthyizm taktiklerini kullanmada a§mya kac;1p kac;mad1klan hakkmdaydi. Ara§brma destek kaynaklan, c;ahnb belgeleri, meslekta§lara kar§l sorumluluklar hakkmdaydi. Ve ABD hiikiimetinin, bireysel ve toplu protestolan etkisiz kilma taktikleri hakkmdayd1. AANdeki inceleme, ayru zamanda, iiyelerin Gerald Berreman'm adm1 kendi ba§kan adaylan olarak telaffuz etmesi iizerine AAA' de demokrasi tehdidi alg1lamas1 hakkmdayd1. ic;iincii Diinya, arbk merkezi konu degildi. ic;eriye, yani iilkemize yonelmi§tik. " . . . ~ Thomas Gladwin, meslekta§lanm1z1 belg~~en kimm s1zdird1g1 gibi onemsiz §eyleri unutup o insanlarm §imdi Uc;iincii Diinya' da ne yapbklan konusuna kafa yormaya" c;agird1. "Zira bunu yapmakta gee; kahrsak bu, hatalanrmz1 arbrmaktan ba§ka bir i§e yaramaz" .36 Paul Bohannan, etikal kaygmm yanl1§ yer~ odaklan.d1g1m soy~?yordu: "Ge~c;~k sorunlar, halen one siiriilen prosedur ve pratiklerde degll, antropoloJlmn daha geni§ hedefinde, yani antropolojinin ne hakkmda olmas1 ya da olmamas1 gerektigine ili§kin moral anlayt§ta yatmaktadir" .37 Bu arada, Amerikan ve Tayland hiikiimetlerinin isyan basbrma c;ah§malarmm sonuc;lan, agir §ekilde kuzeydeki "dag kabileleri" iizerinde hissedildi. Yerel siyasi direni§ durumlarma a§m bir tepkiverilip kommuzmle uluslararas1 miicadele baglarmnda yorumland1. Tayland'da bu gruplardan biri olan Hmong'a 1969 ba§mda bomba yagdmld1 ve napalm kullamld1. Bunun gerc;ekle§tigini biliyorduk. Tayland'daki antropolojik faaliyetlerle ilgili tarb§malan degerlendirecek Mead Ad Hoc Komitesi, raporunu 1971'de yazdi. Rapor, AANnin tiim asker olmayan iiyelerini, gayri ahlaki hareket ettikleri suc;lamalarmdan temize c;1kard1. Bu sonuc;, Margaret Mead'm, Amerikan toplumu ic;indeki giic;lii kurumlan cid~i ola:ak ~ar§tsma al~ada~i. k~­ rars1zhg1 ile uygunluk arzediyordu.38 Kom1te~ man~m~ll1gm1 .~~b~~1, rapor da iiyeler tarafmdan reddedildi. Komit~nm,.venlen yokettig1 soylentileri yay1ld1. Bazllan, red oyunun, orgamze bu ~aha gene; antro~~~­ loglar grubunun, biiyiiklerinin degerlerini reddetmes1 anlarmna geld1g1146

.f

SOCUK SAVA$'IN ANTROPOLO]iYE ETKiSi

ni soyliiyordu. Ancak, insanlarm ne yonde oy kullanacaklanm belirlemede ya§m tek faktor olmad1gm1 belirtmeliyiz. AAA'nin yap1sma giiven kaybolmu§tu. Geriye doniip bakbg1m1zda, AANnin ahlak prensiplerine uzun vadeli etkisinin, 1971 tarihli AAA Mesleki Sorumluluk ilkeleri'ni sulandirmak oldugunu goriiriiz. Ulusal diizeyde tepkiler, sahneyi almaya ba§lami§b bile. 1982'ye gelindiginde, ilkeler taslag1 c;e§itli temel degi§iklikler getirmi§ti. Bunlar arasmda, antropologlarm hakkmda incelemeler yapbg1 insanlara kar§l biiyiik sorumlulugunun hafife almmas1, hesap verme ve yaptmma tabi tutulma imkamnm ortadan kaldmlmas1 ve antropologlann realitenin yeterli bir tammma katk1 yapma sorumlulugunun kaldmlmas1 da vardi. Tiim bu degi§iklikler, Reagan y1llanm ve akademik kariyerlerini korumaya matuf hareketleri yansibyor.39 Teklif edilen 1990'lar versiyonunda iyile§tirmeler yap1lmasma ragmen, 1960;larda dile getirilen mesleki sorumluluk meseleleri, biiyiik olc;iide c;oziimsiiz kaldi. Ve ben, pratikte antropolojinin tiimiiniin te§kilab olmaktan c;1kbgmdan beri AAA i§leriyle ugra§mad1m. Onceleri c;ogumuz, ozel gorevler veya komite c;ah§malan tarafmdan etikal sorunlar ic;erisine c;ekilmi§tik. 1994'te, doktorarm bitirdikten sadece iic; yil sonra, Latin Amerika Ara§brmalan Birligi ic;in sosyal bilimlere devletin ilgisinin etikal c;erc;evesini c;izecek bir komitede yarald1m. AAA Ba§kam George Foster'm, Giiney Afrikah antropolog Peter Carsten ve benden, British Columbia' daki (Kanada) Simon Fraser Universitesi'ne gidip Kathleen Gough'un i§ten ablmasm1 ara§brmamiz1 rica etmesi daha da sars1c1 idi. Gough'un i§ten ablmas1mn, iiniversitenin iddia ettiginin aksine, hic;bir §ekilde onun ara§brmalannm kalitesine dayanmad1g1 sonucuna vard1k. Soru§turmam1z, sec;kin bir antropologu daimi olarak zedeleyen siyasi nedenlerle kovmaya i§aret ediyordu. Simon Fraser Universitesi, bunun sorumlulugunu hie; kabul etmedi. Kathleen Gough'un oliimiinden sonra 1993'te, onun emperyalizm ve direni§ giic;lerini tahliline katk1s1, Anthropologica'mn ozel bir say1smda yayinland1. Onun c;ah§mas1, sorumlu bir ara§brmacmm birinci sm1f bir ornegiydi. Bir kimsenin §ohretinin, tamamen sorumsuz taraflarca bu kadar kolayhkla zedelenebilecegini ve hepimizin mikro diizeyde bundan etkilendigimizi dii§iindiikc;e hala c;ok kiz1yorum. Bu donem boyunca, Giineydogu Asya'daki Amerikan politikalan ve antropolojik miidahelesi, beni deh§ete dii§iirdii. Arna §a§irbc1 degildi. Ailemizdeki yemek sohbetlerinde somiirgecilik ve emperyalizmden bahseden konu§malar ic;inde biiyiidiim. Gec;mi§ geride kalrm§b ama 147


SoGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi

LAURA NADER

:re

;;u an yine aym ;;eyleri konu;;uyorduk. Pasifik't~, antropolo!i nii~leer bilimler biraraya geldi. Pasifik'te 1940'lardan ben gen;ekle;;tmlen nukleer silah denemelerinin etkileri, biitiin bir bilgili ve se<;kin antropologlar tak1mm1 susturdu. Radyasyon zehirlenmesi ve tiim adalarm kirlenmesi dikkate almd1gmda, diger yerlerden "laboratuarlar" olarak sozedilmesi beklenen bir ;;eydi ve bu, deneylerde insanlann kullamlmasm1 kabul edilebilir bulmakti. Neden korkuyorduk? Bu tiir politikalara muhalefet, sessiz kalmarak gosteriliyordu. Edward Teller, 1959'da Alaska'dayd1 ve kuzey kutbunda bir limanm niikleer kazilanm geli;;tiriyordu. Atom teknolojilerini denemek i<;in yabani bolgelerin ve kii<;iik insan niifusuna sahip yerlerin kullarulmas1, gizli ve hesaba <;ekilemeyen bilim tehlikesinin bir gostergesidir. Inupiat Eskimolan, Livermore'lu baz1 bili~ ~damla~1 a<;1smdan gozden <;1kanlabilir idi.40 Bu tiir fikirler, antropolopnm de bir iiyesj oldugu modern bilimin derin yap1smm bir par<;as1 idi. Bunu, altm1;;larm co;;kusunun ve artan anti-niikleer sorunun sonucu olarak yava;; yava;; farkettim. Aslmda benim aktivizm seviyemi degi;;tiren, altm1;;larm ortalanndan sonlanna kadar olan donemde isyan bastirmanm iilke i<;i sorunlara uyguland1gm1 bilmek oldu. U<; tane gen<; <;ocugum vard1 ve onlar bu iilkede biiyiiyorlard1. Atomik bilim, cinnet ge<;irir gibiydi ve niikleer silahlann otesine ge<;iyordu. Ulusal giivenlik, artlk, onceleri geleneksel ulusal giivenlik tammlanmn d1;;mda olan kentsel sorunlan da i<;ine ahyordu. Sefalete kar;;1 orgiitlenen gii<;ler, bir ulusalv giivenl_i~ soru_nu oldular ve sefalete kar;;1 yiiriitiilen programlann degerlendmlmes1, savunma <;ah;;malanndan ba;;labldi. Objektif, temiz, siyasetten armm1;; bilim yapma ;;eklindeki saf<;a fikir yoktu artik. Sis tabakas1 dag1lmaya ba;;lad1 ve giim;;1g1, <;irkinligi a<;1ga <;1kardi. Berkeley, bir deney istasyonuydu. Havadan iizerimize gaz s1k1hyordu (goz ya;;artic1 gazdan ayn olarak buna "tavuk b ... u" diyorlard1). Berkeley'in <;ocuklan da gaza maruzdu. Ogrenci saghgmdan sorumlu doktora ;;ikayette bulundugumda bunun "ogrencilerin i;;ine yarad1g1m" soyledi. Bay Bolgesi saghk biriml~ri~ oralardan ge<;me bahts1zhgmda bulunan birini nasil tedavi edeceklenru bilmiyorlard1, zira gazm ne oldugunu bilmiyorlardi. Bir sure sonra_V~li Ronald Reagan televizyonda, havadan yapilan gazh saldmlardan k1mm sorumlu oldugunu bilmedigini apkhyordu. Buras1, Amerika Birle;;ik Devletleri idi! Aynen sadakat yemininde oldugu gibi, i<; ve d1;; isyan kavramsal olarak birle;;mi;;ti. insan haklan hareketi onderleri ve Amerikan K1z1lderili hareketinin liderleri gizlice gozetleniyordu. Daha onceleri Afri148

ka'da oldugu gibi radikal protestolara komiinist provakatarler kan;;1yordu. Meslekta;;lanm Berreman ve Gumperz'in belirttikleri gibi, irk da,ryerli onderlik imkanlanm engelleyen isyan basbrma stratejileri ile i<;i<;e idi. On yil sonra Gumperz, on ila yirmi ya;;mdaki Amerikan yerlilerinin yeti;;kinlik <;aglanna kadar izlendiklerini, bazen de su<;a itildiklerini, bunun da aynca mahkeme salonundaki davram;;lara ilgi duyan dil antropologlan i<;in yeni bir inceleme konusu oldugunu ke;;fediyordu. 1960'larda Tayland' da isyan basbrma i;;inde <;ah;;an Charles Murray, Richard J. Herrestein ile birlikte The Bell Curve (\:an Egrisi) adh kitabm1 yayinlad1gmda ve antropologlar yeni genetik islah bilimi ile yiiz yiize geldiklerinde, daha <;ok inceleme konusu ortaya <;1k1yordu.41

Alan Ara~hrmalan Hangi BOlgelere Kim Karar Veriyor? Bruce Trigger, 1984 yilmda ufuk a<;1c1 bir makale yazdi. Buradaki argiimam, arkeolojik ara;;tirmalarm niteliginin, onemli ol<;iide, belli ulus devletlerin ekonomik, politik ve kiiltiirel a<;1dan modern diinya sisteminin bag1ms1z birimleri olarak oynad1klan roller tarafmdan ;;ekillendirildigidir.42 "Birle;;ik Devletler'de Giineydogu Asya Ara;;brmalan" ba;;hkh makalesinde David Szanton, antropolojinin giincel sorunlarla ili;;kisini ele ahyor: Giineydogu Asya'ya Amerikahlann akademik ilgisini degerlendiren herkes, bilim adamlanmn tecrid edilmi§ bir durumda i§ yapmad1klanru ba;;tan kabul etmelidir. Amerikan i§adamlanmn, misyonerlerinin, diplomatlanmn, istihbarat analizcilerinin, askeri planlamac1lanmn, geli§me uzmanlanmn ve gazetecilerinin, hepsinin Giineydogu Asya'da kendi ilgileri vardir. Bu ilgiler, bolgeye yonelik genel Amerikan perspektifini §ekillendirmede onemli bir rol oynamaktadir ... Pek i;ok akademisyenin ara;;tirma giindemi, kai;rmlmaz olarak, ba§ka alanlardaki meslekta;;lanmn ilgilerinin niteligi ve istikameti tarafmdan etkilenmektedir.43 Szanton, sponsorlugu ACLS ve SSRC tarafmdan ortakla;;a yapilan Giineydogu Asya Komitesi'nin personeli olarak bunlan iyi bilebilecek bir konumdaydi. 1951-1984 arasmda Yabanc1 Bolgeler Ara;;brma Prograrmna onerilen doktora tez konulanm incelemesi neticesinde, iilkemiz i<;erisindeki entellektiiel ve ulusal kaygilarm, bolgedeki Amerikah bilim 149

i

,,·!


LAURA NADER adarnlannm ilgilerini gen;ekten etkilemi§ oldugu sonucuna vanyordu: ikinci Diinya Sava§i'm izleyen on yilda, Amerikan ya§am bic;imine yonelik bir komiinist tehlikenin varoldu~ ~~c;imindeki hakim ~ay~, Amerikahlar'm diinyanm geri kalamyla ilgih sorduklan soru tiirlenni derinden etkiledi...Daha soma, ekonomik geli§me ya da modemle§meye miithi§ bir ilgi ba§ladi. Bu ilgiye, nerede olurlarsa olsunlar insanlarm refahrm arhracak cevaplara, tekniklere ve modellere Amerika'nm sahip oldugu dii§iincesi e§lik ediyordu. Ka~im Amerikan misyonerlik geleneginin derinliklerine yer etml§ olan c;e§itli yardrm programlan biiyiik arh§ gosterdi... Bu programlar, sik sik da, c;ok c;e§itli motiflerle evsahibi iilkelerin ic; i§lerine kan§iyordu.44 Amerika'nm Giineydogu Asya ile ilgili cehaleti, bu bolgeyle smirh degildi. Alan ara§hrmalarma verilen yardim mi~tanm a_rhrmakla A~D hiikiimeti de bu te§hise katilmi§ oluyordu. David Schneider ve Jack Fisher onlardan once de William Bascon, Pasifik ara§hrmalan ic;in bu yardu~.lardan aldilar. John Gumperz, bolge ara§hrma fonunun, kendisi gibi Germen dillerinde kariyer yapmaya koyulmU§ dilbilimcilere o~ce _ogrenim soma Hindistan' da (ki alt kitamn, komiinizme kayma tehhkesi ta§idigma inamhyordu) c;ah§mak iizere desteklenenlere Hintc;e ogret~e bursu veri§ini kaydediyor. Afrika iilkeleri, Soguk Sava§'tai:i zarar gorenler arasmdaydi ve Sovyetler Birligi, belli Af~i~a ~lkelerme ~~h~im yapmaya ba§laymca da Bah' da bolgeye aka~~mik ilg1 ~a~ladi. Kuba y_a ilgi de aym §ekilde. Kuba kanahyla Sovyet nu;uzu tehdi~i, Orta Ame~i­ ka iizerine ara§hrmalarm yolunu ac;h. Kanada nm kuzeyi, Sovyetler Birligi'ne yakmhgi sebebiyle kuzey yanmkiire giivenlik b_olge~i ~lmu§~U. Giderek daha fazla sayida yerli halklar ve topraklar tahnp edild1kc;e Birle§ik Devletler'de ara§hrma fonlan c;ogaldi, alan ara§brmalan ve bu arada da antropoloji biiyiime kaydetti. . . ~. Ancak, belirli bolgeler finanse edilmedi. Sovyetler Birligi,. alan ara§brmalarma kapahydi -adeta dii§mam tamm~k vatanp~rverhkten sayilffilyordu. Yugoslavya di§mda Dog~ ~:rupa ya h:m gir~ek hem de fon almak zordu. Nixon'un diplomatik ih§kilen yemlemesme kadar <;in ile ilgili yardim verilmedi. Orta Dogu, degi§~k diizeylerde finanse edilen bir bolgeydi: Cezayir di§mda Kuzey Afnka, yardima a~~kken Sovyet niifuzu altmdaki kisirnlar (Suriye, Giiney Yemen ve bazi done~­ lerde Nas1r'm Misir'i ve Kaddafi'inin Libya'si), ne kolay yardim alab1hyordu ne de buralara kolay girilebiliyordu. Amerika'nm Israil istihbarat 150

soGUK SAVAS'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi agmi Soguk Sava§ amac;lan ic;in kullantnasi gerc;eginin, bolgeye giden paralarm israil'le c;ah§ma ic;indeki bolgelerin di§ma kanalize edilmesi anlamma geldigini soylemeye gerek yok. Biiyiik antropoloji bOliirnlerini §6yle bir incelemenin de ac;ikc;a gosterecegi gibi, yan etkiler de soz konusud ur. Orta Dogu'nun c;ekirdek kismmda (Suriye, Liibnan, Urdiin, Irak ve Misir) c;ah§an antropologlar, zirvedeki iiniversitelerde istihdam edilmemi§lerdir. Kisacasi, antropolojinin (insanhgm incelenmesi), bolge paralan yoluyla diinya halklarma ve kiiltiirlerine ula§mada ve bize Kanada iizerinden gelen yerli halklarla ilgili ara§brma burslarma eri§mede diizensiz bir seyri vardi. Diinya sistemi nosyonlan eksikti. Bununla birlikte bir kac; ku§ak ve gene; antropologlar, bolgesel saha c;ah§masi ic;in finanse edildi. Comert finansman programlan, antropologlarm sayismm artmasim ve antropoloji boliirnlerinin biiyiimesini sagladi. Disiplinin geni§lemesi, lisansiistii hazirhk siiresinin de c;ogu zaman kullamlabilir fonlat tarafmdan belirlenmesi anlamma geliyordu. Daha kisa siireli lisansiistii egitim, farkh bir egitim c;e§idi demekti. Ara§brma alam ac;ismdan bolgesel egitim, odagm koy veya kabileden bolgeye, yani genelde daha fazla sayida dil ve kiiltiirii barmdiran bir alana geni§letilmesi anlamma geliyordu. Kar§ila§brmah alan ara§brmalan da tabloya dahil oldu - btinlar, c;ogunlukla da antropolojiye has bir §ekilde disiplinler arasi bir nitelik ta§iyordu. Dilbilim ve oteki be§eri bilimlere ilgideki arb§, toplumlan yapilandiran ... temel kavram ve estetik birirnleri inceleme geregine i§aret ediyordu. David Szanton, devarnla §6yle diyordu: [Giineydogu Asya] bolgesindeki siyasal olaylar, tahminleri yaniltmaya devam ettigi ve geli§meyle ilgili sorunlar kolay kontrol altma ahnamaz oldugu ic;in Amerikah bilim adamlan, giderek, yararh bir anlama araci olarak esasen Bah'mn tecriibesine dayanan model ve analizlerden hayal kmkhgma ugradtlar ... Biiyiik evrenselle§tiricilige veya perspektif egilimlerine sahip bilim adamlan, geri adrm ahyorlar..Ote yandan, dii§iince ve eylem sistemlerinin ic; manhgmi, ozellikle bunlarm nasil i§ledigini ve nasil bir degi§im siireci gec;irdiklerini ke§fetmeye c;ah§an bilim adamlan giderek on plana c;ikiyorlar.45 SSRC'nin haber biilteni Items'm 1994'teki bir sayismda c;ikan "Uluslararasi Bilimi Yeniden Dii§iinmek" ba§hkh makale, odagm, iilke ve bolgeden, konu ve baglama (yani duyarhhga) kaydigma i§aret ediyor. Bunun 151


soGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi ·

LAURA NADER

ne anlama gelebileceginin bir gostergesi olarak, Savunma Bakanhg1'mn destekledigi iiniversite bazh ara§hrmalarm son dort y1lda (bir yandan da Bahh mega §irket modeli Asya ekonomilerine yay1hrken) yiizde 22 artt1gm1 belirtmemiz gerekir.46

(atalh Yolun Miras1 Soguk Sava§ doneminin, bizim ne <;e§it bir antropoloji icra ettigimize ya da antropolojinin entellektiiel ve diger rollerini algilay1§1m1za etkisine bakhg1m1zda tablo <;ok kolay anla§llamaz. Zaman ge<;tik<;e ve doneme ili§kin belgelere ula§1ld1k<;a daha kolayla§abilir. Bir yerden ba§lam1§ olmak maksad1yla, ku§ak arahklarma ve yaz1m i§ine ve bunun bizim kendilerine <;ok §ey bor<;lu oldugumuz insanlar ("if§aat<;1lanm1z") i<;in anlamma odaklanacag1m. Hi<; ku§kusuz, 1960'larm master ve doktora egitimi alan ogrencileri arasmda biiyiik hayal kmk1hklan vard1. Onlan, §imdilerde altm1§lannda. olan ve niikleer <;ag oncesinde biiyiimii§ olan bizlerinki tiiriinden bir umutvar tecriibe de 1slah edemedi. Kar§lt kiiltiiriin <;ogunlugu i<;in gelecek karanhk goriiniiyordu. Norman Klein'in ve ba§kalanmn ifade ettigi gibi, <;agn, kitlesel kabhma idi: "Yapm. Kotii taktik diye bir §ey yoktur"; ya da Abbie Hoffman'm ifadesiyle, "Devrim, en iyi kafa buldurucudur", "zevk i<;in devrim" ve" otuzun iizerindeki kimseye giivenme", donemin sloganlanydi.47 Bu kar§1t kiiltiir doneminin master ve doktora ogrencileri, §imdi ellilerindeler. Bu tiir sloganlarm kar§tt kiiltiir antropolojisindeki anlarm, 1986 y1lmda Marcus ve Fischer tarafmdan dokunakh bir dille ifade edilmi§ti: Onlann <;ah§malan, yeni bir lisansiistii ogrenci ku§agmdan (,;:Ok, finansal kesintilerle dolu bir donemde [goreli bir kavram] hayatta kalabilmt§ olan birbirlerine hitap ediyordu ... C::ok az bir deger verilmesi ve biiyiik bir ku§kuyla yakla§1lmas1 apsmdan disiplinlerinin marjinalliginin farkmda olan daha gen<; antropologlann, kilavuzlarma kar§l yapay bir hiirmet gosterme kayg1s1 yahut hevesli bir lisansiistii ogrenci kitlesine kar§l itibarh bir tav1r takmma gibi derdi yok.48 Marcus ve Fischer, bunlan bilin<;lice soyliiyorlardi. Tarih, bo§ laf idi. Kitaplarmdaki 225 referanstan sadece dokuz tanesi 1960 oncesi donemdendi. Eski ve kendilerine gore tiikenmi§ yakla§imlara kar§l yorumlaylCl perspektifleri ileri siiriiyorlard1. Bu, "bir paradigmalar <;ab§mas1 soyle152

minden kai;mmak" amac1yla, yalmzca, bir paradigmanm bir ba§kas1yla yanyana konulmasmdan ibaret olmayan bir ge<;i§ donemi idi. Bu, bir paradigma <;igneme <;abas1 idi. Onlara gore, giiciin tamamen farkh bir gizli tarafi vardi. Bu arahgm yans1malanm yorumlamaya ge<;meden once, Reinventing Anthropolgy (Antropoljiyi Yeniden icad Etmek) ile bir kar§ila§brma yapacag1m. Bu, her§eyin §imdiki halinde olmasmdan kayg1 duyan ve bunu ele§tiren, "e~er resmi bir 'insanhk ara§brmas1' insanlann ihtiya<;lanna cevap verrmyorsa bunun degi§tirilebilecegini dii§iinen; kendilerinden istediklerini (tepki verme, ele§tirel bilin<;, ahlaki kayg1, insana vurgu) antropolo~~d~n de isteyen" insanlara hitap eden bir kitap.49 Hymes, antropolo11y1 terketmekten degil, onu yeniden icad etmekten, ahlaki ilkelerini ve politik sorumluluklarm1 ve de yetersizliklerini ciddiY~_al_an ele§tirel ~~r antropolojiye sahip olmaktan sozediyordu. AntropoloJinm antropolOJlSi hakkmdaki kitap, Walter Goldschmidt tarafmdan "Bab medeniyetinden sogumak" §eklinde ozetl~niyordu. Goldschmidt, daha sonralan Marcus ve Fischer'in kitabm1 di§ladi. Bu ironik bir durumdu, zira Goldschmidt'in California tanrm iizerine yazd1g1 oncii kitab1, sol egilimli olma su<;lamalarma maruz kalm1§b. 50 i§te ben, "Antropologlar Daha Yiikseklere" ba§hkh, iktidar yapilarmm somutlugunu tamyan, daha yeterli bir antropoloji <;agnsmda bulunan makalemi Reinvent~ng :4_nthrop?lf5!:!' de yaymlad1m. 0 zamanlar, master ve doktora ogrencilen ile esk1 tufekler arasmda orta bir yol bulmaya <;ah§an yeni tiifekler arasmda yerahyordum. Bunlan yazd1g1ID1Zda da <;ogumuz otuzlu ya§lardaydik.51 Diger makaleler, antropolojik egitimin, "egitimli yetersizlik" arzettigi noktalara i§aret ettiler. Richard Clemmer, Amerikan Kizilderilileri ile ilgili ara§brmalann teorik olarak bo§ olu§undan bahsetti. Onun bir on yil oncesinde, Amerikan Kiz1lderilileri hakim killtiir ~<;_e~isind~ asimile olacak gibi goriiniiyordu. Ancak her§ey birdenbire deg1§1 verdi. Kiz1lderihler, "militanla§blar" ve antropologlann <;ogunun neler olup bittigini ogrenmesinin oncesinde gazeteciler "Kizil Gii<;" hak~mda ~azil~r y~z1yordu. Cle~mer'a gore "objektiflik, antropologlarm l~~eled1klen bag1m11 toplum ile <;ok fazla ozde§le§melerini engellemi§ti .52 G~rald Berreman," Antropolojide Keyifsizlik"ten bahsediyordu. Yme aym derleme kitapta, Berkeley' den doktorah merhum Bob Scholte, bizzat antropolojik dii§iinceyi etnografik tammlamaya (degerden armrm§ bir sosyal bilim ideolojisi de dahil) tabi tutacak tepkisel ve ele§tirel bir antropolojiyi savunuyordu. Kabma s1gmaz bir zenci antropolog olan William Willis, somiirgecilik ve emperyalizmin yarathg1 ob153


LAURA NADER jektif saphrmay1 tamamlayan antropologlarca yapllan subjektif saphrma iizerine bir §eyler yazd1. En etkili ele§tirisi, "antropolog kendi toplumuna ne kadar yakla§rrsa kiiltilr de gec;erli bir kavram olarak ondan o derece uzakla§tr.. .idrakimizden kac;an, yalmzca Afro-Amerikan kiiltilril degil, Amerikan kiiltiiriidilr de" .53 Sirhm1z1 dcmme temayiililmiizle ilgili §ahane bir gozlem. Hymes'in kitab1 ile Marcus ile Fischer'inkini birlikte degerlendiriyorum, c;iinkil o donemin gec;i§lerinde bir c;atah olu§turuyorlar.54 Gorilniirde her iki kitap da antropolojide bir§eylerin degi§mesi geregini payla§tyor. Ancak yollan farkh: "fikirler ile hayat, teori ile saha c;ah§mas1, yazma veya gozlem olarak etnografi, edebiyat veya bilim" arasmdaki fark; sorumluluk ve taahhiid arasmdaki fark ya da "edebi kurgular ve ele§tiri"nin kac;1§1.55 Writing Culture (Yaz1m Kiiltiirii) etrafmdaki tarh§malar, teorik antropolojiyi yeniden icad etmek ic;in bir sebep yakalad1 ve isteyerek veya istemeyerek sorumluktan kac;1§a me§ruluk kazandrrd1. Paul Rabinow gibi hevesliler, Writing Culture' da gilc; ve antropologun selahiyeti konusundaki ikili konU§malan c;ogu zaman kabul ediyordularsa da, ba§kalanmn bakt§l farkh idi. Bu giic;, Soguk Sava§ deneyimleri ve bilimsel etnografya fikrini tahrip etme hareketi tarafmdan yokedilmi§ti. Elizabeth Colson, 1974'te, biraz once deginilen c;atalh yola §Oyle tepki veriyordu: Eger antropolog, siyasal ve toplumsal yapllann formel boyutlanna yogunla§irsa, yabancilara yerel orf ve adetlerde uzmanla§ma imkan1 tan1yacak arac;lan ve boylece de yerel sorunlarda arabuluculuk yapma hakk1m kullanma imkaru saglamt§ olur. Bunun yerine eger antropolog, dinamik siirec;leri tarif etmeye c;alu;arsa, bu toplumsal katmanlan if§a etmeyi gerktirir ... \:agda§lanm1zm c;ogunun, her iki yoldan da geri c;ekilmi§ olmalan ...ve orn,m yerine sembolik sistemlere yogunla§maya ba§lamt§ olmalan belki §a§trhc1 degil. Bunlarm ise, tamm geregi, gayri §ahsi ve tarb§ma dt§I oldugu ve kendi manhg1 ic;erisinde i§ledigi varsayihr.56 Daha sonralan Gavin Smith, kurgu ve ele§tirileri, "onlarm (yeni etnografi yazarlanmn), hem ahlaken temiz kalmalarma hem de siyasetin de kenannda kalmalarma imkan tamyan" bir iislup olarak tarif ediyordu.57 Son kertede siyasi sorumluluktan bir kac;t§ ve entellektiiel kibirin bir bic;imi olan standartingilizceden geri donil§ soz konusuydu.58 Marcus ve Fischer'in tarif ettiginden farkh bir yol da, entellektiiel · pratigi toplumsal hayata entegre etmeye ili§kindir. Vatanda§-antropolog, dar bir profesyonellik ic;erisinde hareket edemez. Niikleer enerji ve 154

'

soGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi niikleer tel<nolojiler konularmdaki c;ah§malanm, beni karar verme mekanizmalarma yakmla§hrd1. Bu c;ah§malar, yeni kiiltilrel ele§tiri antropologlan tarafmdan "politikayla baglanhh" goriilen ve sistemle i§birliginin silrmesine i§aret eden c;ah§malard1. Bu, hangi ku§agm suskun oldugunu merak etmeme yolac;1yor. Objektifligi veya yirmi degi§ik sava§ ba§hgm1 niikleer bilimcilerle tarh§mak, aym §eyleri ogrencilerle tart1§maktan daha mi politikayla baglanhh? Benim durumumda, Amerika'nm niikleer sava§ ba§hg1 arsenalinin yilzde doksamm dizayn eden iki silah laboratuarmm yonetiminden sorumlu bir ilniversitede hocahk yap1yor olmam bir fark yarahyordu. Berkeley' deki sec;kin meslekta§larla birlikte, laboratuarlardaki akademik ozgilrliik meselesinin· pe§indeydim. Organize giic;le, yani askeri-endiist~~yel kompleks ile dogrudan kar§I kar§tya geldik. 1991'de, California Universitesi ogretim ilyeleri senatolan, laboratuarlan yonetme sozle§melerini uzatmama yonilnde oy kulland1. ilk defa olarak, silah laboratuarlannm yonetiminin, ~!1-iversitenin akademik yam ic;in kotii oldugu tezini one silrmil§lerdi. Onemli olan, gene; ama entellektiiel ac;1dan aktif ogretim ilyelerinin oylamaya kahhmmm c;ok alt dilzeyde olmas1yd1. Berkeley'li gene; ogretim ilyeleri, kendilerini zaptetmi§lerdi. Alay eder gibi davramld1 ve ilniversitenin miltevelli heyeti, ogretim iiyelerinin oylarm1 hic;e sayd1. 1996'da silah laboratuarlan sozle§mesi meselesi ogretim ilyeleri tarafmdan yine tarh§llmaktadrr.59 Bir srmf olarak aydmlar, askeri-endilstriyel biirokrasi tarafmdan ele gec;irilmi§lerdir. Biz, Dorothy Lee'nin "ozgfuliik-d!§tltk" dedigi bir durumu ya~1yoruz. Bireyselliklerimizi on plana c;1karmak ile yonetici giic;lere hizl!.1-et etmek arasmda gidip geliyoruz. Belki de Thorstein Veblen hakhyd1: Universite, bag1ms1zhg1 azaltan ve bizi toplumsal ya§amdan uzakla§bran bir fabrika haline geldi.60 Fakat antropolojinin giicil, bir ayagmm akademide, bir ayagrmn da "di§" diinyada olmasmdadrr. Berkeley'deki antropoloji boliimil, etnograflan bu tilr c;ah§malar yapmaya, geli§me, devrim veya silah bilimlerine ele§tirel bir tarzda yakla§maya te§vik etti. Bir kisrm da bunu kendi kendine ogrendi. Paul Farmer, "Haiti'nin Yararlan"ru anlamak ic;in silah ticaretinden bahsetmemiz gerektigini biliyor. 1985 Y1hnda diinyada sadece silahlara 500 trilyon dolar harcand1. Paul Farmer, selektif korliigil anhyor: "Eger sosyal olan, sosyo-kiiltfuel olamn di§mda tutulursa .. .iyi bir analizin ortaya c;1kmas1 c;ok az muhtemeldir... Tarihi gozonilne ald1glffi1Zda, §U anki oliimleri, sadece yerel aktorlere ve yerel faktorlere abfla ac;tklamak zorla§tr" .61 Bir yandan katliamlarla ilgili dipnotlar dii§erken bir yandan da horoz dogil§il hakkmda yaz1 yazan Clifford Ge155


LAURA NADER

S0CUK SAVA~'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi

ertz'i izleyen Paul Farmer, Soguk Sava§ ku§agmm aksi yonde .h~reket ediyor. Endonezya'da bir milyondan fazla insan hayatrm kaybetmi§h. Selektif korhik, Peru'nun daglanndaki devrimi ongoremeyi§imizdi, r;iinkii antropologlar etnografik ger~eklerden r;ok, biiyiik Olr;iide kavramsal kategorilere dayamyorlardi.62 "Insanoglu, atom r;agmm sorunlanm, avc1hk-toplay1c1hk doneminin biyolojisiyle kar§1hyor" sozii, Washburn ve digerlerinden bir almhdir ve Donna Haraway tarafmdan, fiziksel antropolojinin 1950-1980 arasmda, Soguk Sava§ soylemlerinden, niikleer teknolojilerden, cinsel siyaset ve irkr;1hktan ve ekolojik krizden yararlanma bir;imini tarh§irken kullamhyor. Bunlar, primatlarm ve ilk insanlarm yap1larmda bulunabilirdi. Haraway, o donemin biyolojik hiimanizminin vurgu deyimlerini, endi§eli bir soylemin parr;as1 olarak yorumluyor. Bunu da, bilimsel irkr;1hga kar§I miicadelede onemli ama kusurlu buluyor.63 ihmaller ve inkarlar, k1smen, antropoloji ve giir; ili§kilerinden (1960'larda -ama §imdi degil- tarh§malan ate§leyen meselerle ilgili ili§kilerden) kaynaklanmakta. Ger;mi§teki ve bugiinkii antropolojide eksik olan §ey ise, bizi ve akademik biirokrasi kurumunu demokratik toplumsal hayata baglayan yarabc1 diirtiidiir. Boyle bir proje, Amerikan iiniversitesini ve askeri-endiistriyel kompleksin onun iizerindeki etkisini (ki bu, Soguk Sava§'tan r;ok once ba§lam1§ bir oykiidiir) ve Soguk Sava§ arar;lannm yap1smda, ozellikle de antropologlar ir;in, varolan ba§tan r;1kanc1hg1 anlamay1 gerektiriyor.

Soguk Sava§ Teknolojileri Kimin Yararma, Kim.in Pahasma? Soguk Sava§ arar;lan, antropolojideki alt alanlara degi§ik derecelerde etki yaph. Batik gemileri, fiize rampa tesislerini ve Nevada' daki test al~nla­ nm, Soguk Sava§ miras1m korumaya yonelik bir program r;err;evesmde incelemek iizere antropologlara ara§hrma yard1mlan verildi.64 Notron aktivasyon analizi (NAA), siklotron kiitle spektometrisi (AMS), zerrecik analizi, uzaktan sensor sistemleri gibi yapay olarak siibvanse edilen teknolojiler, eskilere ilaveten ya da eskilerin yerini alacak yeni teknolojiler olarak arkeoloji disiplinine katildtlar. Arkeologlar, normalde arkeologlarm pek ugrak yeri olmayan mekanlarda r;ah§Il1:~ya ba§ladtlar: Brookhaven Laboratuan, Berkeley Laboratuan, Oxford Universitesi AMS tesisleri ve hatta Missouri Universitesi (Columbia)'ndeki niikleer reaktor tesisleri gibi. Akademik kullamma ar;ilmak suretiyle, askeri teknolojilere daha bir me§ruiyet kazandmldi. Bu geli§melerle birlikte arkeologlar, arhk, NSF 156

gibi yard1m saglayan kurulu§lara, bu teknolojileri ger;mi§te neden kullanmak istemediklerini anlatmaya r;ah§mak zorunda kald1lar. Metodolojik arhlar ve eksiler vardir ve bunlar arkeolojik verilerin analizini etkiler. Bu teknolojilerin bir kisrm, birbirine kan§mamas1 ve geleneksel, daha emek yogun metodlann kullamm1yla beraber olmamas1 gereken verilerle birle§mektedir. Uzaktan sensor sistemi, Amazon'un derinliklerinde bulunan kanal ve profiller gibi eski yapilan tammakta kullanilmi§hr. Anomalilerin haritasm1 r;1karmak amac1yla yere niifuz edebilen radarlar kullanilmi§hr. Bunlarm genel sonucu, elde edilen bilgi ne olursa olsun, bir metodun digerine gore daha yararh goriilmesi ve daha onemlisi, kantitatif verilerin kalitatiflere, dramatik yakla§1mlann normal olanlara tercih edilmesi olmu§tur. Ornegin, niikleer denizalhlar, klasik arkeolojinin ve Akdeniz' deki eski ticaret yollanm incelemeye ilgi duyan bilim adamlarmm hizmetine verilmektedir. Amerikan Donanmas1'na ait, niikleer enerjiyle r;ah§an (NR-1), derinlere dalabilen denizalt1, s1g sulann otesine ger;mekten ve derin sulan ke§fetmekten heyecan duyan ara§hrmacilarla ortak kullamlmaktadir. Arkeoloji, bunlardan kazanr;h r;1km1§ olabilir. Uydulara dayah cografi bilgi sistemlerine paha bir;ilmez. Uzaktan sensor sistemi, ke§fi yillar siirecek §eylerde arkeologlara biiyiik kolayhklar sunan yaygm bir arar; haline geldi.65 Bununla birlikte, aym uzaktan sensor sisteminin, sosyal-kiiltiirel antropoloji i.izerine oldukr;a farkh bir etkisi var. Burada, kihcm iki ucu daha bir keskin. Sadece, metod olarak kantitatifin kalitatife tercih edilmesi ar;1smdan degil, aym zamanda sosyal-kiilti.irel antropologlann kendilerinden bilgi ald1klan/kendileri hakkmda bilgilendikleri insanlarm hayatlan ar;1smdan da.66 C::ok spesifik cografi alanlan (bombalamak amac1yla) belirlemek ir;in geli§tirilmi§ olan bilgisayar teknolojileri, bugiin kullamlan Cografi Bilgi Sistemlerinin (GIS) teknolojik kaynagm1 olu§turmaktadir. 1980'lerin ba§mda Kizilderili l§leri Biirosu (BIA), GIS'1 on tane Amerikah kabile ir;in kurdu. Kabile topraklannm yonetiminde kullamlan teknoloji, kiilfeti de olan bir nimet haline geldi. Arkeolojik ve kiilti.irel alanlarm detaylanm veren GIS haritalannm yanh§ ellere ger;ebilecegi, soma da Kizilderilileri mevcut yasalarla sahip olduklan haklardan mahrum birakmada kullamlabilecegi yahut hatah kullamma yolar;abilecegi kayg1s1, bu konudaki ar;maz1 olu§humaktadir. Ozel hayatlanna ve kendi kaderlerini belirlemedeki haklarma ili§kin gerekli garantileri vermeden yerlileri uzaktan kumandah yans1tma ve g6zetlemelere tabi tutmak, haktan degildir. Diger yandan Oaxaca' da (Meksika), Zapotec ve 157


' T '.

'

., LAURA NADER

Chinantec cemaatleri arasmda ortak ormanc1hk planlamasma temel olarak bir GIS geli§tirilmektedir.67 Bunlann d1§mda Birle§ik Devletler, kendi uydu yans1tma kapasitesinin, uyu§turucu ticaretiyle miicadelede kullammmda i§birligi yapm1§hr. Ancak uyu§turucu iiretim bolgeleri, Pakistan'm giineybabsmdaki Beluciler ya da Meksika'nm kuzeyindeki Tarahumara' da oldugu gibi, s1khkla, yine bask1 altmdaki yerli halklarm ya§ad1g1 bolgelerdir. Japonlar'm, Sarawak'm ormans1zla§bnlmasmda GIS verilerini kulland1klan biliniyor. 1970'lerde Meksika'mn giiney eyaleti Chiapas' daki petrol rezervlerinin bulunmasmda da GIS verileri belirleyici olmu§ olabilir. Mayalar, Meksika'mn devlet petrol §irketi PEMEX'e, Chiapas'taki Grijalva Nehri iizerine barajlar in§a eden ve bu suretle Maya topraklanm sular albnda birakan projelere ve Amerikan c;okuluslu §irketlerine arazi edinme hakk1 tammada oynad1g1 rol nedeniyle Diinya Bankas1'na kizmakta sanmm hakh sebeplere sahipler. Buradaki onemli nokta, GIS teknolojilerinin kullammmdan elde edilen verilerin, insanlann (antropologlarm aralarmda ya§ad1g1 ve c;ah§bg1 insanlarm) hayatlanm etkilemesidir. Onlarm sorunlan, bizim sorunlanm1za donii§mekte. Bu insanlar, bizim ogretmenimiz mesabesindedir. Bu ac;1dan, diinya halklanyla dogrudan ve bu kadar yakmdan temas1 olmayabilen diger sosyal bilimcilerle klyas kabul etmez bir durumumuz var. Eger mekanlar somiiriiye ac;1hrsa, orada ya§ayan insanlar somiiriiden, siirgiinden, soykmmdan ve kiiltiirel asimilasyondan nasibini alacakbr. Askeri amac;lann ilham kaynag1 oldugu bir teknoloji olan uzaya yerle§tirilmi§ sensor platformlan, insan c;e§itliligini ve insan haklanm tahrip edecek hale gelmi§tir. Yakmlarda, Frans1zlarm Brezilyah devlet gorevlilerine rii§vet verdigi yolundaki CIA raporlanyla ilgili olarak Frans1zlann yonelttigi suc;lamalar, bize, askeri ve endiistriyel faaliyet arasmdaki c;izginin o kadar net olmad1gm1 bir kere daha habrlatb. CIA'in casusluk faaliyeti, Raytheon §irketinin, yiiksek teknolojiye dayah bir radar sistemi kurma kar§ihgmda 1.4 milyar dolar gotiirmesine yard1mc1 oldu.68 Soguk Sava§'tan kiiltiirel ve endiistriyel sava§lara dogru yoneldikc;e, "s1cak" ile "soguk"u ayirmak da zorla§1yor.

Son Not: Askeri-Endiistriyel Esaret Okuyucu bu hikayeden ne anlayacak? Antropoloji disiplini ic;in sorunlar ayan beyan ortada. Soguk Sava§'m muazzam bir etkisi oldu. Soguk Sava§ ara§hrmalan ic;in say1m1z arhnldi. Ara§hrpta konl.llanm1z, 158

I soGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi

finansman saglayan kurumlarca yonlendirildi ve belirlendi. Askeri teknoloji, metodolojimizde devrim yaph. Sue; ortag1 Soguk Sava§c;ilar rol~dek_~ antropologlar, CIA ve Pentagon'un egemen devletlerin ic; i§lerme mudahale planlannm formiilasyonuna kabldilar ya da en azmdan goz yumdular. Pasifik'teki denemeler ihmal edildi, goz yumuldu. Baz1 antr~~ologlar, d~g~~ antropologlarm ve bize bilgi saglayan insanlarm pohhk sadakahm 1zlemeye aldllar, bir entellektiiel bask1 iklimi yaratblar veya en azmdan Soguk Sava§ Sendromu'na uyan entellektiiel iiriinler v~rilmesini te§vik ettiler. Ozgiirliik (biz) ve totaliterlik (onlar) arasmdaki husumeti koriiklediler ve mesleki ac;1dan ozgiir ve kisitsiz bir sosyal bilim fikrine sanlmak yerine FBI ajanlarmm istihbarat ihtiyacrm giderdiler. Bu olup bitenlere itirazlar da vard1 ama etkisi c;ok azdi. Hatta, akademik ozgiirliik iizerindeki §irketlerin ve devletin bask1sma ve bilimsel ara§hrmalarm siyaseten §ekilleni§ine itiraz edenler ic;in olumsuz bir etki soz konusuydu. Akademik c;evreleri, politik ve toplumsal c;evreye ~aglayan patronaj aglan, ulusal giivenlik devletinin siyasal c;ikarlan 1le uyumlu bir dii§iince §ablonu ortaya c;1kardi. Bu durum hakim ~~radigmalardaki onyarg1 ve sadakate ele§tirel bakmayan bi; sosyal bihm yaratti. Pozitivizm ve daha sonra da yorumlay1c1hk, ic;eride bask1y1 di§anda da Amerikan emperyalizmini inkan ifade eden giiciin gerc;eklerinden kac;1§b. Soguk Sava§'m negatif dalga etkileri mutadla§~l§hr ve akademinin odiil ve yaphnmlanyla yaygmla§maktadir. Ozerk bir iiniversite kurgusu, ozellikle tarihsel baglam ic;inde c;ok net olarak goriiniiyor. Amerikan siirecinde uzman tarihc;iler, bize, ic; Sava§ oncesi iiniversitel_e~inin, moral degerleri ve politik ekonomiyi ogrettigini, ic; Sava§'tan 1tibaren ise endiistriyel ve askeri giic;lerin Amerikan iiniversitelerini kendi hedeflerine gore §ekillendirmeye ba§lad1gm1 soyliiyorlar.69 Bunun 1§1gmda dii§iiniiliirse, Soguk Sava§'m Amerikan iiniversitelerine etkisi hie; de politik bir sapma degildir. Ac;1k entellektiiel tarh§mamn susturulmas1 ve materyalizm gibi kavramlarm sterilize edil~esi soz konusuydu. Antropoloji ic;in bu, antropolojik c;ah§malarm s1yaseten yonetilmesi demekti. Bugiin belki de, askeri ve ticari giic;lerde c;ah§an antropologlarm say1s1, diinyada bu giic;ler iizerine ara§hrma yapan antropologlarm say1smdan daha fazladir. Biz antropologlar, arhk demokratik illiizyonlara bilerek kabhyoruz. "Goriinmez Faktor", tiim dolayh kontrol siirec;lerinin ve mekanizmalarmm (ki c;ogumuz ic;in goriiniir niteliktedir) genel toplammdan 159

I !


~ I

S0CUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi

LAURA NADER

ibarettir. Gorunmezlik, zihinlerin somii.rgele§tirilmesi yoluyla ba§anlmaktadir. Yanh§ olan, dogru veya abes gorii.nii.yor. insanlan oldii.rmek vatanperverlik oluyor, reddediliyor ya da okeyleniyor. Pasifik'teki nii.kleer denemeler, ordunun yapmak zorunda oldugu bir §ey olarak gorii.lii.yor. Dii.§ilnii.lemeyecek davram§lar normalle§iyor. itiraz eden bag1ms1z dii.§ii.nceliler, kavgac1 yol gostericiler say1lmakta, ara§hrma yard1m1 ve i§ bulmalan tehlikeye girmektedir. Ortam, giderek, endii.striyel ve askeri gii<;;lerin hedeflerine (s1khkla da "vatanperverlik"le bagda§mayan hedeflere) hizmet edecek §ekilde haz1rlarnyor. $irketlerde <;ah§an antropologlarm say1s1, §irketler ii.zerine ara§hrma yapanlarmkine gore her zamankinden daha fazla. Bu, AAA i<;in, yeni i§ imkanlan olmanm otesinde bir sorun te§kil etmiyor. Bu arada, bir k1s1m antropolog da <;ok kii.ltii.rlii.lii.k, cinsel tercih, feminizm gibi dikkatleri koklii. sorunlardan saphran konulara dalml§ durumda. Akademik radikaller, <;ogu zaman soyut radikallerdir. Ben onlara "epistemolojik radikaller" diyorum. Bii.tii.nii.yle Ameri.ka'nm "K1z1llar" korkusuyla ilgili, bu korkuyu XIX. yuzy1ldaki sanayile§menin istikrars1zla§hnc1 etkisine ve XX. yii.zyildaki kii.resel ve ulusal gii.venlik anlay1§larma ve nihayet gerici siyaset ve bilim anlay1§ma baglayan \Ok say1da kitap yaz1ldi. Bu konularm hi<; biri yeni degildir. Fakat her <;ag i<;in yeni olan, mesleki ozerklikten taviz verme bi<;imidir. Modern <;agda ozerklikten, gii.\ ve finansman yoluyla, genel kabul goren Soguk Sava§ sendromu ideolojisine ve de bilim ideolojisine ortak olarak taviz verilmi§tir. Postmodernistler, kendilerini nas1l gordii.klerine ili;;kin kendi fikirlerine sahiptirler. Onlar, tek bir anlahya tabi olmama ozgii.rlii.gii.ne sahipler ama bu ozgii.rlii.kle ne yaptilar? Aslmda postmodernistler bu hikayeyi okuyabilir ve bunun da bir anlahdan ba;;ka bir §ey olmad1gm1 iddia edebilirler. Ya da antropologlar, her <;agm, profesyonelligin anlam1 a<;1smdan ozerklikten taviz vermede farkh versiyonunun oldugu onermesi ii.zerine kafa yorabilirler. Antropoloji, ozel veya evrensel hakkmda degil, Ozel ile evrenseli birbirine baglamak hakkmdadir. Antropolojinin yeni toplumsal konumu, eklektik, baglay1c1 ve global olmahdir. Bu, demokratik bir motivasyon gerektirir, zira ozgii.r ve k1s1ts1z ara;;hrma, etnografik ger<;eklerle ilgili ele;;tirel bir bilimsel ugra91du. Buna, Soguk Sava;; doneminde sahip degildik. Soguk Sava§ sonras1 donemde de sahip degiliz. Talal Asad, bir keresinde, "<;ogu profesyonel antropologda, kendi disiplinlerinin i<;inde §ekillendigi gii.<; yap1sm1 ciddi olarak dii.;;ii.nmede tuhaf bir isteksizlik" oldugu te;;hisini koymu;;tu. 70 Antropolojinin makro siyaseti, ne tii.r bir disiplinimizin oldugunu apga vurmay1 gerek160

tiriyor. Soguk Sava;;'m antropolojik anlay1;;lar ii.zerindeki habis etkilerini bugii.n idrak edebilmek, Aldous Huxley'in Brave New World (Kahraman Yeni Dii.nya) ile kastettigi ;;eyi yeniden kavramay1 gerektiriyor. Oto-sansii.r yoluyla zihnin somii.rgele;;tirilmesi, baskmm veya somii.rii.cii. ili;;kilerin en etkili olamdir. Bir kere, ii.niversitenin bir par<;as1 ;;eklinde silah laboratuarlanm1z olunca, Pentagon, ii.niversiteyi bir ulusal gii.venlik problemi olarak gorii.r. Universitenin buna cevab1, ulusal gii.venlik devletinin <;1karlanm koruyacak yonetici ba;;lan se<;mek olur. Ve bu yoneticiler i<;in akademisyenler, bag1ms1z bir gii.<; degil, birer ;;ube ~aline _ge~ir. Bu, fabrika ii.retiminden daha fazla kurallara uymay1 gerekhren bir s1stemdir. Yapilacak i;;, terfi, odii.l ve negatif yaptmm sistemlerini incelemektir. Ulusal gii.venlik devleti, sadakat istiyor. "Agz1m1 a<;mayacag1m" demek, tabulara sayg1 duymak, oto-sansiir de tabu kii.1tii.riinii.n el<;isi olmak anlamma gelir. i;;in oziine inen sorular sorulmaz. En fazla atom bombas1, Amerika i<;inde patlahlm19hr. Antropologlar, bu <;ilgmhgm nadiren farkmdaydilar. Ulusal giivenlik devletinin, varhgm1 ~e;;rula;;h~acak dii;;manlara ihtiyac1 var. insanhgm tiim boyutlanyla mcelenmes1, antropologlara, antropolojik akla ;;ekil veren gii<;leri a<;1ga <;1karmada ozel bir sorumluluk yiiklii.yor. Notlar

* Bet;:inci Degit;:iklik: Amerikan Anayasas1'nda 1791'de yap1lan ve hi~ kimsenin "hi~ bir t;:ekilde kendisine kart;:1 tamkhk etmeye zorlanamayacagm1" hiikme baglayan degit;:iklik. Kendilerine 1950'li y1llarda yoneltilen "komiinistlik" su~la­ malarma cevap vermeyi, Bet;:inci Degit;:iklik' e dayanarak reddedenlere de "Bet;:inci Degit;:iklik Komiinisti" deniyor. (<;ev.) 1 Soguk Savat;: seminerine kahlan meslektat;:lanma yard1mlan i~in tet;:ekkiir etmek istiyorum: Sosyologlar R. Joyce, D. Price ve T. Duster; arat;:hrmac1lar R. Gonzalez, N. Milleron ve J. Ou; ve biiro destek personeli V. Tung ve N. Chaisson. Kiitiiphaneci Suzanne Calpestri'nin yard1mlan ozellikle degerliydi, zira belgeleri bulmak, o olmadan bir kabus olurdu. Tum hatalar bana aittir. 2 Bkz. Gerald Berreman, "The Greening of the American Anthropological Association", Critical Anthropology, II, No:l (ilkbahar 1971), s.100-4 ve onun Ethics and the Profession of Anthropolgi;, ed. C. Fluehr-Lobbaw (Philadelphia: Univ. of Pennsylvania Press, 1991) s. 38-71'de yeralan "Ethics Versus 'Realism' in Anthroplogy" adh makalesi. 3. Bkz. Sigm~nd Diamond, Compromised Campus -The Collaboration of Universities With the Intelligence Community, 1945-1955 (New York: Oxfird Univ. Press, 1991), s.38-71. 4 Bkz. James G. Hershberg, James B. Conant -Harvard to Hiroshima and the Making of the Nuclear Age (New York: Alfred A. Knopf, 1993), s.636. 5 A.g.e., s.546. 6 Bkz. Elizabeth Colson, Traditon and Contract: The Problem of Order (Chicago:

161


LAURA NADER Aldine Pub. Co., 1974). 7 Bkz. Diamond, Compromised Campus. 8 Bkz. Charles T. O'Connell, "Social Structure and Science: Soviet Studies at Harvard" (University of California at Los Angeles' ta yapdmt§ doktora tezi). 9 Mirror for Man: The Relation of Anthropology to Modern Life (Tucson, Ariz.: University of Ariz. Press, 1985). 10 Bkz. Ruth Benedict, The Chrysanthemum and the Sword (Boston: Houghton Mifflin Co., 1946); Robert Lowie, The German People: A Social Portrait to 1914 (New York: Farrar and Rhinehart, Inc., 1945); Margaret Mead, And Keep Your Powder Dry, (New York: William Morrow & Co., 1942). 11 Marshall Sahlins, "The Best Torture -'Once You've Broken Down ... '," The Nation, 25 Ekim 1965, s.266-69. 12 Bkz. Jack Stauder, "The 'Relevance' of Anthropolgy Under Imperialism", Critical Anthropology, 1972, 2:65-87. 13 E. E. Evans-Pritchard, The Nuer: A Description of Modes and Livelihood of a Nilotic People (New York: Oxford Univ. Press, 1968). 14 Lucy Mair, Safeguards for Democracy (London: Oxford Univ. Press, 1961). 15 Hugh Macmillan, "Return to the Malungwana Drift -Max Gluckman, the Zulu Nation and the Common Society", African Affairs, 94, (1995), s.39-45. 16 Max Gluckman," Analysis of a Social Situation in Modern Zululand", Banu/ African Studies, 194-42, 14, s. 1-300. 17 Macmillan, "Return," s. 55. 18 Kiiltiirel haklar hareketinin tam bir degerlendirmesi i<;in bkz. Thomas C. Creaves, "Cultural Rights nad Ethnography", AAA General Anthropolgy Bulletin, 1, No.2, (ilkbahar 1995), s.3-6. 19 Ralph Beals, Politics of Social Research: An Inquiry Into the Ethics and Responsibilitis of Social Scientists (Chicago: Aldine Pub. Co., 1969), s. 69. 20 Yeniden degerlendirme i<;in bkz. Leonora Foerstel and Angela Gilliam, Confronting the Margaret Mead Legacy -Scholarship, Empire, and the South Pasific (Philedelphia: Temple Univ. Press, 1992). Antropoloji ve ahlak iizerine yazdar i<;in bkz. M. A. Rynkiewich and James Spradley,eds., Ethics and Anthropolgical Dilemmas in the Fieldwork (New York: Wiley Press, 1976). 21 L. Gary Cowan et al. "Report of the Committe on African Studies" (Ford Vakf1 tarafmdan haz1rlanm1§hr. 1958,1). 22 I. Horowitz, ed., The Rise and Fall of Project Camelot: Studies in the Relationship Between Social Science and Practical Politics (Cambridge, Mass.: M.l.T. Press, 1967), s.47-49. 23 AAA Newsletter, Ocak 1972, 13, No:l, s.2-4. 24 Cowan et al., "Report," s.1. 25 "Relevence", s.80. 26 Ashraf Ghani, "Conceptualizing Money: From Polanyi to Marx". Amerikan Antropoloji Dernegi'nin 21-31Kas1m1987'deki yilhk toplantdan i<;in haz1rlanm1§hr. 27 A.g.e., s.9. 28 A.g.e., s.21. 29 Wolf, Peasant Wars of the Twentieth Century (New York: Harper and Row, 1069);

162

SoGUK SAVA$'IN ANTROPOLOJiYE ETKiSi bkz. J. Abbink and H. Vermeulen, History of Culture: Essays on the Work of Eric R. Wolf (Amsterdam: Het Spinhuis, 1992). 30 Abbink and Vermeulen, History of Culture, s.13. 3~ A~t~rai:i, B. McBride, "A Sense of Proportion: Balancing Subjectivity and ObJechv1ty m Anthropolgy" (Columbia Universitesi'nde yap1lm1§ master tezi). s.126. 32 AAA Newsletter, 1969, 2, No:lO, s. 1-2 33 Bkz. John Voss and Paul L. Ward, Confrontation, and Learned Societies (New York New York Univ. Press, 1970). · 34 AAA Newsletter, Haziran 1967, 8, No:6, s. 11. 35.Eric Waki~, Anthr~pology ~oes to. War: Professional Ethics and Counterinsurgency in Thailand (Madison: Umv. of Wisconsin Center of Southeast Area Studies, 1992). 36 AAA Newsletter, 12 Ekim 1971, No:8, s.10. 37 A.g.e. 38 Bkz. Foerstel and Gilliam, Confronting the Margaret Mead Legacy. 39 Bkz. Gerald Berreman, "Ethics Versus Realism", Ethics and the Profession of An~hrop~logy Dialogue for a New Era, ed. Carolyn Fluehr-Lobban (Philadelphia: University of Pennsylvania Press, 1991), s. 38-71. 40 "~skimo versus atom enetjisi" hikayesi i<;in bkz. Dan O'Neill'un saglam raporu The Firecracker ~~ys (New York: St.Martin's Press, 1994). Antropolog Glenn Alcalay ato~ -~e~eylermm, Pasifik Adahlar i<;in, onlarm saghgi ve ozerkligi i<;in ne anlam: geldigm~,razd1: B~z. "~a~ific Island~ Responses to U.S. and French Hegemony", What Is In a Rim ? Critical Perspectives on the Pasific Region Idea, ed. A. Dirlik (B~ulde~: Westvie""..Press, 1993), s.235-49. On yd oncesinde, Shelton Davis yonetimmdeki AntropoloJI Kaynak Merkezi, kendi yaymi The Global Reporter' da bu konularda yazilar yaymhyordu. 41 B.kz. Be~reman, "Greening"; Ellen McDonald Gumperz, Internationalizing American Higher Education: Innovation and Structural Change (Berkeley, Calif.: Center for ~;search ~nd Development in Higher Educations, 1970), s.6 42 Alternative Archaeologies: Nationalist, Colonialist, Imperialist", Man, 19 (1984), s. 355-70, 356. 43 "Sou~heast Asian Studies in the United States: Towards An Intellectual History" A Colloquium on Southeast Asian Studies, eds. S. Tunker et al. {1977), s.73. ' 44 A.g.e., s.74. 45 A.g.e., s.81. 46 Science, Te~~~ 1994, s.2~; Items SSRC 56, No:2-3 (Haziran-Eyliil), s.33-40. 47 Jeffrey Mervis, Defense Bill targets Universities" Science Cilt 265 1 Temmu 1994, s.22. ' ' · ., z 48 ~eorge Marcus a~d Michael M. J: Fischer, -:i-nthropology as Cultural Critique -An E:rp::.imental Moment m the Human Sciences (Chicago: Univ. of Chicago Press 1986) s.

~~

'

'

49 Dell Hymes, Reinventing Anthropology (New York: Pantheon Press 1972) s.7 50 Norman .Klein, "Counter-Culture and Cultural Hegemony: Some Notes ~n the You~~ ~ebelh~n ~! the.1960s':, Reinventing Anthropolgy i<;inde. s.312-34. 51 .I?i~sffe.ct10n , Remventmg Anthropolgy'nin Walter Goldschmidt tarafmdan ele§hns1. Science, 180 (11May1s1973), s.612-3.

163


LAURA NADER 52 A.g.e., s.243. 53 William Willis, "Skeletons in the Anthropological Closet", Reinventing Anthropology i<;inde. s. 121-51. 54 Ele§tirel bir antropoloji ile ilgili §imdiki iddialann bir degerlendirmesi i<;in bkz. Robert C. Ulin, "Critical Anthropology Twenty Years Later -Modernism and Postmodernism in Anthropology", Critique of Anthropologi; 11, No:l (1991), s.63-89. 55 Gavin Smith, "Writing for Real-Capitalist Constructions and Constructions of Capitalism", Critique of Anthropology i<;inde. (New York: SAGE, 1991). 56 Colson, Tradition and Contract, s.81-82. 57 Smith, "Writing", s.213. 58 Toplumsal pratik teorisiyle iinlii Pierre Bourdieu, bize bir ornek veriyor: Belli bir tip <;evrenin (ornegin, bir s1mf durumunun karakteristikleri olan varolu§un maddi ko§ullan) olu§turdugu yapilar; dii§iince ve davram§ kahplan (habitus), kahc1, yer degi§tirebilir tertip sistemleri, yapilan yap1landirmak iizere onceden konumlanm1§ yap1la§ml§ yapilar uretir. (Outline of a Theory of Practice (Cambridge, Mass.: Cambridege Univ. Press, 1977)) 59 Warren M. Gold et al., "Report of the University Committee on Resarch Policy on the University's Relations With the Department of Energy Laboratories", California iiniversitesi Akademik Senatosu, Ocak 1996. 60 Dorothy Lee i<;in bkz. Freedom And Culture (Englewood, N.J.:Prentice-Hall, Inc., 1959). Thorstein Veblen i<;in bkz. The Higher Learning in America (New York: Hill and Wang, 1957). 61 Paul Farmer, "Conflating Structural Violence and Cultural Difference", California Dniversitesi (Berkeley) Antropoloji Boliimii'ne 10 Kas1m 1994'te sunulan master tezi. 62 Bkz. Orin Starn, "Rethinking the Politics of Anthropolgy", Current Anthropologi; , 35, No:l, (§ubat 1994), s.13-26. 63 Donna Haraway, Primate Visions, Gender, Race, and the Nature of the World of Modern Science, (New York: Routledge, 1991). 64 Bkz. William G. Johnson and Colleen M. Beck, "Proving Ground of the Nuclear Age", Archaeology,48, No:3 (May1s/Haziran 1995), s.43-47; Ricardo J. Alia, "Presenting the Cold War Legacy", Archaeology, 48, No:3 (May1s/Haziran 1995), s.48-49. 65 Bkz. Anna C. Roosevelt, Mound-Builders of the Amazon -Geophysical Archaeologi; on Maraho Island, Brazil (New York: Academic Press, Inc., 1991). 66 Wayne Madsen, Protecting Indigenous Peoples' Privacy From "Eyes in the Sky" (Falls Village, Va.: Computer Sciences Corporation, tarihsiz). 67 A. de Avilla (Eser ad1 belirtilmemi§). 68 "CIA and Raytheon Corp.", San Francisco Cronicle, 28 $ubat 1995, A9. 69 Bkz. Mary O. Furner, Advocacy and Objectivity -A Crisis in tlte Professionalization of American Social Science 1865-1905 (Lexington, Ky.: Univ. Press, 1975). 70 Talal Asad, Anthropology and the Colonial Encounters (Ithaca, N.Y.: Humanities Press, 1973), s.15.

Raymond Siever

Soguk Sava§ Boyunca Yerbilimleri Ara§tirmalar1

Dnl~ b~r jeofizikc;i, bir keresinde yan §aka yan ciddi, tektonik plakalar

devnm1mn ve yerki.ireyle ilgili c;agda§ gori.i§lerin Soguk Sava§'m uri.ini.i oldug~~ soylemi§ti. 1960'larda, bi.iyi.ik olc;i.ide Savunma Bakanhg1'nm (DOD) -ozelhkle de donanmamn- destegiyle global bir standart sismik istasyonlar ag1 kuruldu. DOD, ba§ka §eyler yamnda, ni.ikleer bomba denemelerini bilmek istiyordu. Jeofizikc;iler de, yerin ic; dinamiklerinin kamb olarak depremleri kaydetmek istiyordu. Yakla§1k aym siralarda donanma da okyanu.slarm tabamnda yerin manyetik alanmm sistematik olc;i.imi.ine deste~ venyor~u. Bu, gerek DOD'nin gerekse bilim adamlannm c;1karlanna h1~me~v~d1yordu. Tektonik plakalarm ilk kez one si.iri.ildi.igi.i 1967 y1lma gelmd1gmde, c;ogu DOD'nin destegindeki yi.izlerce O§inografik ara§hrma g~misinin denizalb dag s1ralarma ve derin c;ukurlara yapbg1 ke§ifl~r~ yem teo~~r:in gozlem temelini olu§turmu§tu. Bu teori, Soguk Sava§'m bihme verd1g1 destek sonucu olu§turulan c;ok say1daki bi.iyi.ik teoriden yalmzc~ .bir tanesiydi. Deniz Ara§brma Dairesi'nin (ONR), sava§ zamammn Bihmsel Ara§brma-Geli§tirme Dairesi'nin (OSRD) ikinci Di.inya Sava§l sonrasmda kapablmasmdan sonra temel ara§brmalann desteklenmesini nastl kotard1g1mn hikayesi defalarca anlabld1. Ancak, tekrar tekr~r anlabla1: ~a~eler?e sozi.i ~d~~eyen §ey, Soguk Sava§'m saglad1g1 fmansman ile umvers1teler ve ilg1h kurumlardaki yer bilimleri camias1 arasmdaki etkile§imdir. Bununla birlikte bu, gerek devletin bilimi destekleyi§i gerekse te§ebbi.isi.in boyutu ac;1smdan bir devrim niteligindeydi. Nasil oldu da, bi.iyi.ik olc;i.ide ozel fonlardan desteklenen i.iniversiteli ki.ic;~~. bir ara§brma grubu iken, c;ogu federal destege sahip ve her ti.irden bolum ve kurumda c;ah§an devasa bir ara§brmac1lar kitlesine doni.i§ti.ik? Ve, arbk Soguk Sava§ "bittigine" ve bi.itc;e kesintileri de bir takmb haline geldigine gore gelecek nas1l gori.ini.iyor?

ilk Giinler: 1940'lar ve Oncesi 1946'daki benim ulusal di.izeydeki ilk bilimsel toplanbm ile ba§layahm.

164

165

11

I

! Ii Jl

r

~Ii


YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

RAYMOND SIEVER

I

!:

'i•

:

11

Chicago Universitesi'nde lisansiistii egitim goren bir ogrenci olarak toplanhda oturup, gorev sfuesi sona eren dernek ba§kammn (uzun boylu ve ya§h bir jeolog) veda konu§mas1m dinliyordum. J. L. Rich ile saha konferanslannda daha once birlikte bulunmU§tum ve onu dirayetli bir gozlemci ve sessiz, yumu§ak tonda konu§an, makul bir adam olarak tamyordum. Siyasi egilimiyle ilgili hic;bir bilgim yoktu ama kendisinin, pek c;ok saha jeologu gibi muhafazakar .inanc;lara sahip oldugunu tahmin ediyordum. Ancak o toplanhda, ate§li bir §ekilde gelecek kotii giinlere ili§kin uyanlar savuran lanet olas1 bir adamdi. $eytan, ONR idi. Eskiden diiriist olan jeologlan bonkor yard1mlarla ba§tan c;1kanyor, ozgiir ve k1s1ts1z bilim adamlanmn bilimsel hedeflerini saphnyor ve bizi, bilimi devlet kontrolii alhna sokacak bir istikamete dogru siiriikliiyordu. Kendi karmakan§lk, saf ara§hrma izimizi siirmek yerine "onlann" istedigi ara§hrmayi yapacakbk. Rich, siyasi anlay1§mda muhafazakar olabilirdi. Arna bilimsel fikirlerinde hie; de oyle degildi. Yeni ara§hrma c;1g1rlanmn geregine inamyordu ve kendisi de alamnm on saflannda c;ah§1 yordu. Arna iiniversite di§mdan para almak suretiyle diledigi konularda ara§hrma yapmadaki tam hiirriyetinden taviz vermenin geregini ve hikmetini kavrayamaffil§h. 0, ara§hrma destegine c;ok az ihtiyac; duyan ve ihtiyac1 olan bir kac; yiiz dolarhk yard1m1 iiniversitelerden ve meslek kurulu§undan alabilen bir saha jeologu idi. Vah§i tabiat ko§ullannda c;ah§an saha jeologlanmn helikopter destegine sahip oldugu giiniimiizde, eskilerin normal c;ah§ma bic;iminin, ac;1k havada kamp kurup her gun kilometrelerce yiiriimek, yiyecek, malzeme ve benzin paralarm1 cepten vermek oldugunu ogrenince insan §a§myor. Ara§hrma yapmak ic;in kendi paras1m harcayan sahipsiz jeologun aksine, 1920'ler ve 1930'1arda kiic;iik bir deneysel yer bilimcisi grubu, Washington'daki Carnegie Vakf1'mn Jeofizik Laboratuan gibi iiniversite d1§1 kurumlarda o zamana gore pahah laboratuarlar kurdu. XX. Yiizytl ilk yans1 deneysel jeolojisinin onde gelen isimlerinden Norman L. Bowen, onlu ve yirmili ya§lannda bu Jeofizik Laboratuan'nda c;ah§h. 1930'larda Chicago Universitesi'ne gec;ti ve burada iiniversitenin destegiyle, volkanik kayalarm erimesi ve kristalle§mesini inceleyecek yeni bir laboratuar kurdu. On yil sonra, iiniversitede kIS1th kaynaklarla bir laboratuan yiiriitmenin zorluklarmdan b1karak tekrar Jeofizik Laboratuan'na dondii. Bowen gibi iiniversiteli fen bilimleri profesorlerinin c;ogu, arac; gerec;lerini kurma ve deneylerini yapma ihtiyac;lanm giderecek, iiniversite veya meslek kurulu§lanndan ald1klan, c;ogu zaman da birkac; yiiz dolardan ibaret yard1mlara bag;tmh olduklan kiic;iik laboratuarlarda

166

I I

c;ok zor anlar gec;irdiler, zar zor gec;indiler. Prestiji daha az kolej ve iiniversitelerde ise hie; bir destek sozkonusu degildi. En fazla parasal destek goren iiniversiteli jeolog ve jeofizikc;iler, yaz aylarmda petrol endiistrisinde c;ah§1yordu. Arna iiniversitelerde onemli ~aytlabilecek saf (teorik, uygulamas1z) ara§hrmaya destek veren c;ok az §lrket vard1. ABD Jeolojik Tetkiki ve Eyalet Jeoloji Tetkikleri, iiniversite profesorlerini yaz aylarmda saha c;ah§malarmda kullamyor, ama normalde maa§ vermek yerine ara§hrma masraflarm1 kar§1hyordu. 0 zamanlar sayilan sadece bir kac; tane olan O§inograflar, dogu kiy1s1~da Wo~ds Hol_e O§inografi Kurumu (WHOI)'nun, bah kiyISmda da Scripps O§mografi Kurumu (SOl)'nun gemileriyle denizlere ac;ilabiliyordu. Burada da ara§brma c;ah§malan k1smen ki§isel fonlardan kar§1lamyordu. 1930'larda, daha sonra WHOI'nin direktorii olan Columbus O'D. Iselin ve SOI'de profesor olan Francis Shepard gibi onciiler, New England k1yilarmda kendi botlanyla ara§hrma gezileri yapabilecek duruma gelmi§lerdi. Bir keresinde Iselin bana, ilk donem O§inografi c;al1§~lar1?1n, aslmda korsanlarca (kendi orneginde New England porselen ticareti) ve E. W. Scripps gibi haydutlarca biriktirilmi§ aile servetlerinden desteklendigini giilerek anlatmaktan kendini alamarm§h.

ikinci Diinya Savai;n: E~ik ~9~0 yil~na ~~lindiginde, ikinci Diinya Sava§1'nm ba§lamas1yla birlikte umv~rs1te dunyas1 da degi§meye ba§larm§h. Birle§ik. Devletler, Naziler ve Mihver'e kar§l sava§a girmek amac1yla silahlamyordu. "Savunma", end~striye, Was~ington'a ve iiniversiteye demir atarken iilke de, 1_930 larm ekonormk bunahrmm atlahp h1zh biiyiime donemine girmi§h. ~?~. gec;mede~ ~ava§m ic;indeydik. Sava§ davas1, diger tiim kaygilarm onune gec;rm§ti. Her c;e§it bilim adarm, uzmanbg1m, sava§l kazanma hedefine uyguluyordu. OSRD (Ulusal Ara§brma-Geli§tirme Dairesi) kuruldu ve ba§ma da Massachusetts Teknoloji Enstitiisii'nden (MIT) ~annevar Bush getirildi. «ok gec;meden, MIT' de ve diger iiniversitelerde, sllahlanmanm ve radar dahil dedektOr sistemlerinin c;e§itli tiirlerine ?da~~anrm§ "radyasyon" laboratuarlan kuruldu. C::ok biiyiik bir gizlilik ic;ensmde en iyi niikleer fizikc;iler Manhattan Projesi'nde biraraya getirildi. ~os Alamos laboratuan ~-yn tutulduysa da c;ah§malarm c;ogu, iinivers1telerde gerc;ekle§tirildi. Ornegin, kendi kendini besleyen ilk zincirleme niikleer reaksiyon deneyi, Chaicago Universitesi Metalurji Laboratuan'nda gerc;ekle§tirildi. Sava§ c;ah§malarma kablan Harvard'b bilim

167

.1


RAYMOND SIEVER

adamlarmm listesine bir goz attig1m1zda onemli isimler arasmda, napalrm ve buyilk miktarlarda 1s1 c;1karan ba§ka arac;lan icad eden organik kimyac1 Louis Fieger'1 ve yeni patlayc1lar (daha soma atom bombasmda kullamlan patlay1c1lar) ve iki buyilk proje (Radyo Ara§hrma Laboratuan -radar ve radar savar) ve Sualh Ses Laboratuan -deniz radan ve denizalt1 deteteksiyonu) uzerinde c;ah§an fiziksel kimyac1 George Kistakowsky'yi de goruruz. Onbe§ y1l soma Harvard' da O§inografi Komitesi'ne atand1g1mda, uyeler arasmda neden Frederick V. Hunt (kimayger ve ileti§im milhendisi) ve E. Bright Wilson'un (mikrodalga spektroskopisinde uzman fiziksel kimyac1) da bulundugunu merak ettim. Hunt'm, Sualh Ses Laboratuan'nm mudurlugilnu, Wilson'm da sualt1 patlay1c1lan uzerine c;ah§malar yapan bir ekibin yoneticiligini yapm1§ oldugunu ogrendim. Bu tur c;ah§malar, hem Harvard' da hem de WHOI' de yap1hyordu ve c;e§itli disiplinlerdeki pek c;ok bilim adamma O§inografide kallCl bir ilgi kazandirm1§h. Para ve teknik yard1m, sava§ c;ah§malan ic;in s1mrs1z gorunuyordu. Birkac; ay gibi kisa bir sure ic;erisinde buyuk laboratuarlar kuruldu. Bilim adamlan ve milhendislerden c;ah§ma ekipleri kuruldu. Ordu, donanma ve hava kuvvetleriyle i§birligi ic;erisindeki pek c;ok ilniversitedeki ara§hrma gruplannm tilmilne nufuz eden, sadece yeni laboratuarlar ve finansal destek degildi. Aym zamanda, yeni bir kurumsal ozellikti de. Ulusal Standartlar Burosu'nda c;ah§an az say1daki fizikc;i, Tanm Bakanhg1 bilnyesindeki kimyagerler ve ABD Jeolojik Tetkiki'nde c;ah§an kuc;uk bir jeolog grubu di§mda, ara§hrmac1 bilim adamlanmn ezici c;ogunh~­ gunun fed~ral hukumetle daha once hie; bir ili§kisi olmam1§h. Birdenb1re, Washington tarafmdan istihdam edilen binlerce bilim adarm vardi. B~ bilim adamlan, bu dilzenlemeleri buyiik olc;ude sorgulamadan kabul ed1yordu, zira hemen herkesin kalpten destekledigi bir sava§m ic;erisindeydik. "Sava§ davasma hizmet eden bilim"in buyuk bir kisrmmn silahlarla bir ili§kisi yoktu, sava§ ekonomisini desteklemeye ayarlanm1§h. Sava§ mucadelesi ic;in hayati olan yeni petrol, gaz ve komur rezevleri bulma c;ah§malanm geni§letecek bir Illinois Jeolojik Tetkiki prograrmna kahld1g1mda i§in bu boyutunu birazc1k gordum. Amac1miz, petrol ve gaz sondajlan yapan, komur ocaklan ac;an buyuklil kuc;uklu ozel §irketlere yeterli bir veri tabam sunacak arkaplan jeolojik ara§hrmalan yapmakh. Bu, tilmuyle yeni bir politika degildi. Bu politikanm yaptig1, bir subvansiyon bic;imi olarak tum dunyada yaygm olan ulusal kaynaklar endustrisine hizmet etmeye dayanan kadim gelenegi, gerek eyaletler duzeyinde gerekse federal duzeyde buyuk olc;ude yaygmla§tirmakti. Sorgulanmayan 168

T'! I

I

YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

ekonomik diizenlemeler ne olursa olsun, hepimiz, ilniforma giymiyorsak da kendi katk1m1z1 yaphg1m1z kanaatindeydik. Yani pek c;ok ac;1dan bilime yeni bir destek sistemi yururluge girmi§ti. As1l soru, sava§ bittiginde eski sisteme geri donuliip doniilmeyecegi idi. Cevap, birkac; yil ic;erinde net olarak goriilecekti. Sava~ Sonrasmm ilk Y1llan

Truman yonetimi, Selektif Hizmet Sistemini ban§ zamanmda da surd urd ugu gibi, sava§ kurumlanm ve bu yolla da Soguk Sava§ iyiden iyiye ba§larm§ olmasma ragmen bilimsel ara§hrmalan da devam ettirdi. Atom silahlanyla ilgili ara§hrmalar ba§ta olmak uzere, dogrudan silahlarla ilgili ara§hrmalar tam gaz devam etti. Universitelerdeki baz1 ~-ra§hrma gruplan dag1hld1 ya da universite dl§l kurumlara aktanldi. Universitenin bu azalan rolu ic;erisinde bile ogretim uyeleri bireysel olarak, DOD ile s1k1 baglanhlanm surdurdiiler, onemli ve c;ah§maya deger gordukleri ara§hrmalara kahldilar. Sava§ sirasmda kurulan baz1 universite laboratuarlan, iiniversite ic;erisinde ozerkliklerini buyuk olc;ude korurken aktif_bir DOD rolu oynamaya da devam ettiler. Tipik ornekleri, MIT'deki Lincoln ve Draper Laboratuarlan olan bu laboratuarlar, silahlarla ilgili ara§tirr:nalar yapan l:Jilim adamlanm bunyesinde barmdmyordu. Bu bilim adamlan, universitenin ogretim uyesi veya personeli olma durumlanm da surduruyordu. Bununla birlikte, bu laboratuarlarm uyesi olmayan baz1 bilim adam1 ve personel uyeleri, yeni geli§tirilmi§ arac;lar ve bilgisayar teknolojilerinden yaralanabilmek amac1yla, laboratuarlarm uyeleriyle i§birligi yap1yordu. AEC (Atom Enerjisi Komisyonu), Berkeley' deki California Universitesi ile birlikte yeni laboratuarlar kurulmasma sponsorluk yaph: Lawrence Berkeley Laboratuan, Lawrence Livermore Laboratuan ve Los Alamos Laboratuan. AEC, aynca, her kisi de universitelerle guc;lu baglan olan Chicago bolgesindeki Agonne ve Long Island'daki Brookhaven Laboratuarlan'm kurdu. Bu laboratuarlarda c;ah§an bilim adamlarmm c;ogu, Sovyetler Birligi'ni kontrol etmek ic;in Soguk Sava§'m geregine inanml§h ve universitede b~lunu§larmda yanh§ bir §ey gormuyordu. Onlara gore Soguk Sava§, Ikinci Dunya Sava§1'mn devammdan ba§ka bir §ey degildi. 1960'larm sava§ kar§lh hareketlerine kadar da ogrenciler ve ogretim uyeleri, universite kampuslerinde bu tur laboratuarlarm varhgm1 ciddi olarak sorgulamadi. Sava§ somas1 dunyasmda universitedeki ara§hrmalarm istikame169


,, RAYMOND SIEVER

tindeki degi§imler c;ok bi.iyiik c;aph idi. Ni.ikleer fizik ve kimya oylesine bi.iyi.idi.i ki daha sonraki ad1yla izotopik je_o~imya gibi yeni uy~~a~l~­ rm ortaya c;1kmasm1 sagladi. Ni.ikleer b1hmc1ler, atom enel')1sm1 s1vd kontrol alhna koyacak sava§ sonrasmm ilk ad1mlarmda rol oynaddar. Bu adtmlar, Atom Enerjisi Komisyonu'nun (AEC) kurulmas1yla sonuc;land1. AEC, derhal, DOD ne istediyse onu yaph ve sonunda yeni geli§en ni.ikleer enerji sektorilni.in sozdisi.i haline geldi. Ba§ka alanlardaki bilim adamlan, c;ogunun sava§ sirasmda taru§hklan federal hi.iki.imetten ahnan ara§tirma desteginin devam etmesini istiyordu. Ornegin, c;ogu jeolojik fikirler ic;in saglam bir deneysel temel olu§turmak isteyen jeologlarm biiyiik bir kisrm, DOD'deki program direktorleri arasmda destek buluyordu. Donanma ve silahh kuvvetlerin oteki birimleri, elektronik, o zamanlarm ilkel bilgisayar makinalan ve sentetik ve dogal maddelerle ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak istiyordu. Bunlar, sava§ sirasmda dramatik ilerlemenin kaydedildigi (bi.iyi.ik olc;i.ide c;e§itli i.iniversitelerde kurulan laboratuarlarda) c;ok sayidaki bilimsel alandan sadece bir kac;1 idi. Fizikc;iler, kimyacdar, biyologlar ve jeologlar, bol ara§hrma destegiyle ne kadar bi.iyi.ik ba§ardar elde edilebilecegini gormii§lerdi ve bar!§ zamanmdaki farkl1 ilgilerini yeni yontem ve arac;larla takip etmek istiyorlardi. Bunun bir ornegi, kristal yaptlan belirleyecek X t§mlan kinlmas1yle ilgili aletlerin yaptlmas1dir. Ki bugiln bu aletler, jeoloji ve minerolojide, yap1sal kimya ve madde ar~hrmalarmda ve molekiiler biyolojide merkezi bir yer i§gal etmektedir. Ikinci Dilnya Sava§l oncesinde, bir kac; prestijli i.iniversitede bir tane, genellikle de el yapmu bir Unite vard1. Bunlardan biri olan Chicago Universitesi'ndeki tek Unite, Fizik Boli.imi.i'nde, W. H. Zachariasen'in laboratuarmda idi. Gene; bir mineroloji profesori.i iken D. Jerome Fisher, ilniteyi kullanmak istedigmde Zachariasen' den "kendi paranla kendin bir Unite yap" cevabrm ahyordu. Sava§tan sonra, yard1m fonlan hizmete sunuldukc;a ve yeni, gene; ogretim i.iyeleri daha kolayhkla modern i.initeler satin aldtkc;a davrant§lar bi.iyi.ik olc;i.ide degi§ti. C::ok gec;meden ilgili her boli.imde, personelin ve lisansi.isti.i ogrencilerin serbestc;e kullanabilecegi bir kac; tane Unite vard1. DOD' deki ve ba§ka kurumlardaki bilimsel yoneticiler, yeni bilimsel arac;larm yap1rm ve ileri ara§hrmalarm desteklenmesi geregini kabul ediyordu. En iyi bilimsel ara§hrmacdara i§lerini yaptiracak arac;lan vermek ve (tesadi.if bu ya) o bilim adamlarm1 DOD'nin dam§manlar1 olarak kullanmak, bu yoneticilerin i§iydi. Ozellikle donanma, okyanuslarla ilgili daha fazla bilgi istiyordu. Ve donanmarun, bu bilgileri, denizalhlanmiz1 di.i§mana yakalatmadan kullanmada ve di.i§man denizalblarm1

170

YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

sekmeden yakalamada nastl kullamlabilecegine ili§kin daha fazla bilgi istiyordu. C::ok a§inas1 oldugumuz bilimsel ara§brma finansman kurumlan (NSF, NASA, NIH ve DOE), heni.iz §imdiki bic;imlerine ve bi.iyi.ikli.iklerine kavu§mam1§lard1. Federal destek olmakstzm o ilerlemenin battal olma tehlikesi vard1. Kongre, gec;mi§te, ki.ic;i.ik c;aph bilimsel c;abalan, smirh bir §ekilde desteklemi§ti -esas olarak, Jeolojik Tetkik, KiY1 ve Jeodetik Tetkik, ve Standartlar Bi.irosu gibi federal kurumlar yoluyla. Bilimden c;ok az anlayan veya hie; anlamayan senatorler ve Kongre i.iyeleri (hala oyleler), ara§brma yard1mlanm i.iniversitedeki ogretim i.iyelerine bireysel olarak ve hie; bir ko§ula baglamadan verme fikrine yabanc1yddar. Truman yonetimi, bilimsel ara§hrma camiasmm bir §ekilde desteklenmek zorunda oldugu ve Kongre'nin, ozellikle de Cumhuriyetc;iler'in egemenligindeki 1946'da sec;ilen Kongre'nin, bu amac;la para tahsisab yapma ihtimalinin olmad1g1 sonucuna varmt§b. Ancak DOD, §i§irilmi§ bi.itc;eler almaya devam etti ve Kongre de bunlan sorgusuz sualsiz kabul etti. En azmdan ba§ka di.izenlemeler yap1hncaya kadar savunma camiasmm sponsorluk yapmas1 kararla§tmld1. Yani para geliyordu. Para, comertc;e veriliyor, desteklenen ara§brmalarm yoni.i de geni§ bir c;ec;evede belirleniyordu. ONR, ilk bak1§ta donanmayla igili pek gorevi olmad1g1 dii§iini.ilen her c;e§it saf ara§hrmay1 finanse etti. Ornegin, deneysel jeokimyacdar, volkanik kayalarm 1000 derecenin i.izerindeki 1stlardaki erime durumlarm1 incelemek i.izere laboratuarlar kurdular. Varsaytlan ili§ki, deniz tabarunda volkanik hareketlenme beklentisi idi. Kampi.islerde, dt§andan desteklenen ara§brmalarm yeni varhg1, derhal iki i.iniversite ogretim i.iyesi srmf1 yaratb: yard1m alanlar ve yard1m almayanlar. Almayanlar arasmda, alanlara kar§I biraz gi.icenme soz konusuydu. Yard1m alanlarm bir k1sm1, geleneksel olarak i.iniversitede pek rastlanmayan mi.isrif bir yeni akademik ya§am tarzma dalmt§h. Aslmda bu, bilim adamlanrun mi.inhasiran ilniversiteye olan sadakatinin, bi.iyi.ik olc;i.ide Washington'daki devlet kurumlarma dogru kayma si.irecinin ba§lang1c1yd1. ~ohreti yakalamarun yolu, i.iniversite meselelerine ve faki.ilte komitelerine yogunla§makta degil, diger ilniversitelerin ayru disiplinindeki akranlarlnlZdan alacagmtz odi.illerle ula§acag1mz prestijde idi.

Gizlilik, Gayri-Amerikan Faaliyetler ve McCarthyizm Bilimsel ara§hrmalarda gizlilik, sava§ zamaru sisteminin onemli bir parc;as1yd1. Manhattan Projesi'yle ilgili gizlilik kurallan, bir efsaneye do-

171


RAYMOND SIEVER nii;;ti.i. Fakat, Almanlarm ;;ifrelerinin <;ozi.ilmesi gibi, aym derecede gizli daha nice geli;;me vardi. Hemen hemen her ;;ey gizlilik sm1flamasma tabi tutuluyordu. Bu di::inemlerde, \Ok gizli olmayan projelerin <;ogunda giivenlik soru;;turmalan olduk<;a hafifletildi. Ancak 1940'lann sonuna gelindiginde, yeni Soguk Sava;; diinyas1, Klaus Fuchs'un kap;;1 ve SSCB'nin atom silahma kavu;;mas1 ile sars1ldi. Pek \Ok ki;;iye gore, casuslar olmadan da bu ka<;1mlmazdi. Arna Fuchs olay1, her yerde, ozellikle de liberal akademisyenler arasmda giivenlik riski gorenlere, cephane saglam1;; oldu. Ellili y11lara gelindiginde Soguk Sava;; iyice kok salm1;;, sadakat yeminleri ve McCarthyizm sahnenin merkezine yerle;;mi;;ti. Bu hikaye de, ;;imdiye kadar tekrar tekrar anlahhp durdu -i::izellikle de kara listeye almm1;; Hollywood yazarlan tarafmdan. Daha az bilinen ise, pek \Ok bilim adammm ve ba;;ka alanlardaki profesi::irlerin, yarahlan histerinin kurbam olmalanydi. Kadrosuz i::igretim iiyelerine derhal yol verilirken kadrolulann baz1lan, i::igretim iiyeleri ve yoteticilerden olu;;an komitelerde kii<;iiltiicii bir soru;;turma siirecine katlanmak zorunda kaldi. Eger bu siirecin sonunda su<;suz bulunurlarsa kendilerine i::izi.i itibariyle ;;oyle denirdi: "komi.inist cephe i::irgi.itlerine kahlmada zaafiyet gosterdin ama seni i;;ten atmayacag1z". <;ok az1 kendi i.iniversiteleri tarafmdan savunuldu. Sonradan vatanda;;hk kazanm1;; olan baz1 bilim adamlan, ki bir zamanlar Amerika' da palazlanan bilimsel giri;;imde yer almaktan mutluydular, bir kere daha ka<;mak zorundaydilar. Ka\1§, bu sefer, tekrar Avrupa'ya veya U<;i.inci.i Di.inya i.ilkelerine idi. Bilim adamlan "y1k1c1hk" soru;;turmas1 ge<;irirken ara;;hrma yard1mlan birdenbire kesildi. Bununla birlikte, iiniversitelerde Soguk Sava;; bilimi program1 tam gaz devam etti. Bu program, yalmzca kendi sakin laboratuarlarmda i;;lerini yapmak isteyen apolitik bilim adamlarmca ya z1mnen desteklendi yahut ta gi::irmezden gelindi. Bununla birlikte, zor durumda b1rak1lan meslekta;;lannm (ozellikle de J. Robert Oppenheimer i::irneginde) destegine ko;;anlan da vardi. Baz1 i.iniversiteli bilim adamlan i<;in, gi.ivenlik soru ;;turmasmm temiz gi::isterilmemesi, ara;;hrmac1hk kariyerlerinin bitmesi anlamma geliyordu, <;i.inki.i hassas bir bolgede <;ah;;amazlardi. <;ogu i<;in bu, i;;ini kaybetmek demekti. Baz1 fizik<;iler, niikleer fizigi birak1p atom silahlanyla uzaktan yakmdan alakas1 olmayan kozmoloji gibi alanlara ge<;ti. Bazilan, tamamen alan degi;;tirip moleki.iler biyolojide ara;;hrma yapmaya ba;;ladi. Bir kism1 ise bilimi ti.imden terketti. Koti.i bir di::inemdi ama bilimsel ilerlemelerin bundan olumsuz yonde \Ok fazla etkilendigini si::iyleyemeyiz. Arna uzun bir si.ire devam etmi;; olsayd1, bilimimiz, si172

¡1

YERBiLiMLERi ARA~TIRMALARI yaset<;i e~~n~il~ri_ tarafmdan a;;m <;arp1tma ve terorizasyona tabi tutulan Sovyet blhm1 gib1 sona erebilirdi. . Niikleer ~-~va;;_ ka~;;1h hareket de Soguk Sava;;'m bir par<;asiydi. Bireysel olarak ogr~h~ u~eleri ve ogrenciler sava;; kar;;1h kampanyalara kah!d1l~rs_a. da, umvers1telerde bilim (DOD destekli olan veya olmayan) c1dd1 bi<;1mde etkilenmedi. Sava;; kar;;1h hareketin tam bir degerl~ndir1:1"esini yapmak bu <;ah;;manm boyutlanm a;;ar. Ancak, bu hareketm, s~.g~_k ~-av_~;;'a.~i:eni;;_ ka!1~1~m bir par<;as1 oldugunu si::iylemek gerek. Buyuk ol<;ude umvers1teh flZlk\ilerce <;1kanlan Atom Bilimcileri Bi.ilt~~i, ~tom b~mbasm1 kullanma ihtimaline kar;;1 siiregiden direni;;in onculermdendi. <;ok daha sonralan, 1970'lerde, fizik<;iler ve diger bilim adamlan, Reagan'm "Yild1z Sava;;lan"nm mi.ijdecisi olan anti-balistik fiize (ABM) <;ah;;malanm durdurma kampanyalanna onci.ili.ik ettiler. Aslm~a, tiim bilim dallarmda yap1lan tamamen yeni ke;;iflerin (DNA nm yap1smdan kah maddeler fizigindeki derinle;;en bilgilerimize ve oky~nuslarm yap1s1 ve dinamiklerine kadar) verdigi heyecanm arasmda tum bunlarm oluyor olmas1 muazzam bir ;;eydi.

Yeni Sistem Devreye Giriyor 1950'lere gelindiginde, bilimsel ara;;tirmalar i<;in yeni finansman kayi:aklan b~lundu. 1950'de Ulusal Bilim Vakfi (NSF) kuruldu ve dogal bihml~~dek1 ~~~ ara~~irmalara mi.itevazi ol<;iilerde destek vermeye ba;;ladi. Soylend1gm~ g?r_e NSF yard1mlan, yalmzca, saf bilimsel ara;;hrmay1 destekleyerek bilg1y1 arhrmak amac1yla veriliyordu. Yine de, ilk donemler~.e b~_le ~SF'in bizim ?ilim camiamlZl gi.i<;lendirme ve boylece diinyada oncu bir konuma gehrmede dolayh bir misyonunun olduguna inamhyo~?u. Kongre'nin destegiyle yil be yil bi.iyiiyen NIH, gerek hp ve biyolo)lde ge~e~se ~imyanm ilgili alanlarmda ara;;hrma fonlan ve egitim yard1mlan 1\m bir kaynak oldu. AEC (Atom Enerjisi Komisyonu), fizik ara;;hrmalan i<;in i::inemli bir fon kaynag1 idi ve bu duni'm, AEC'nin haleflerini~ <;ahs1 altmda da bugi.ine kadar siirdi.i. $imdilerde DOE (Enerji Baka~hg~), bu ara;;hrma bi.it<;esini biinyesinde barmdmyor ama bu bi.it\e, Gm~r_1ch ve tayfas1 tarafmdan yokedilme tehdidi altmda bulunuyor. Blhmsel ara;;hrmalarm finansmam, hayli bol miktarda da ogrenci bur~unu __v~ ara~hrm~ destegini beraberinde getirdi. Bu da, dolayh bir §~k_1lde, umvers1telerm, fen bilimlerindeki master ve doktora ogrencilenm destekleme yi.iki.inden kurtulmasm1 ve sosyal ve be;;eri bilimlere daha fazla destek verme imkanma kavu;;mas1m sagladi. Aym zamanda, 173


r

I

YERBiLiMLERi ARASTIRMALARI

RAYMOND SIEVER

atom enerjisiyle kendi baglanhlarma sahip olan (ba§lang1~ta yalruzca denizaltilar i~in) niikleer fizikle birlikte, onyillarca fizige egemen oldu. Kati maddeler fizigindeki pek ~ok geli§me, bu alarun onemli bir ara§hrma alaru oldugunu ortaya koymU§sa da ayru destegi hak eden ama askeri uygulamalan bulunmayan ~ok say1da ba§ka alan da vard1. Bu alanlar, ~ok sonralan NSF'e daha fazla fon verilinceye kadar pek dikkate deger yard1mlar alamad1. 1940'larm sonunda ve 1950'lerin ba§mda benim ne yard1mlarla ne de sadakat yeminiyle i§im vard1. C::iinkii Illinios Eyalet Jeolojik Tetkiki'nde ara§brmac1 bir bilim adam1yd1m ve federal yonetimle de bir alakam yoktu. Illinois Eyaleti, sadakat yemininin kendi mutedil bir versiyonuna sahipti. Yonetimi zor kullanarak devirmeyeceginize dair bir sozdii bu. Ara§brma yard1mlan kar§1smdaki konumum idealdi, zira.tiim yapbg1m, sadece gorece miitevazi ihtiya~lanrm biit~e zamanmda hesaplamakb. Saha ~ah§malanm odeniyor, malzeme ihtiya~lanm sorunsuz kar§llamyordu. Eger ulusal diizeydeki bir toplanhya yahut bir ara§brma konferansma kablmam onemli idiyse, ~ogunlukla paralanru kendi ceplerinden odeyen meslekta§lanmm aksine yol param odeniyordu. 1956'da kariyerimde bir degi§iklik yapmcaya kadar da yard1m sistemine girmek zorunda kalmad1m. Harvard Universitesi'nde «i;;ah§mak iizere Illinois'den aynld1m. Orada, iiniversitenin destegiyle bir deneysel jeokimya laboratuan kurdum (evet, Harvard'm boyle §eylere verilecek paras1 vard1). Ayn1 zamanda, WHOI'nin de iiyesi oldum. C::ok ge~me­ den, iiniversitenin saglad1g1 destegin, yapmak istedigim §eyler i~in ~ok yetersiz oldugunu anlaymca ara§brma fonlanrun inceliklerini de k1virmaya ba§lad1m. Ger~eklerden ka~amarm§hm.

ara§hrma yardunlanyla birlikte verilen sabit masraf yard1mlan da genel olarak iiniversitelerin siibvanse edilmesine katk1da bulundu. Herne kadar iiniversite yoneticileri, yard1mlarm sabit masraflarmm kar§1lanmasmm iiniversitelere aslmda ~ok fazla yarar saglamad1gm1 soyler dururlarsa da, bugiiniin yard1mlarda k1smh ikliminde ashnda bu odemeleri kaybetme kayg1sm1 ciddi olarak ta§1yorlar. Universitelerde hangi tiir ara§hrmalar desteklenmekteydi? John Rich'in sozlerinin kahince oldugu anla§ilm1§h. Hiikiimet kurullan ve komiteleri, tiim bilimsel disiplinlerdeki ara§hrmalarm pek ~ok boyutunu ustaca (bazen de pek usta degillerdi) yonlendiriyordu. Yardrm veren kurumlarm, ara§hrma tekliflerinin destek vermedeki temeli olu§turdugunu soyleyerek bunu hep yalanlamalarma ragmen giindemlerin, kurumlar tarafmdan kurul ve komitelere dam§arak belirlendigi a~1kh. Altrm§larm ortalarmda bir NSF kurulunda gorev yaparken a~1k~a gordiim ki belli alanlara yard1mda iltimas ge~ilirken bazilanna ~ok az fon veriliyor ya da hi~ verilmiyordu. Deneysel jeokimya ve jeofizige verilen yard1mlar, i§in dogas1 geregi, techizat ve malzemelere daha fazla para verilmesini gerektiriyordu. Bu, bir saha jeologunun talep ettigi biit~eyle k1yasland1gmda daha fazla bir miktardi. Ancak bu, pahah lojistik destek gerektiren onemli saha ara§brmalarmm olmad1g1 anlamma gelmiyordu. Bilimin pek ~ok dalmda oldugu gibi, destege deger dallar konusunda bir konsensusa ula§mak gorece kolayd1 -her ne kadar, hi~ bir zaman, destege deger ara§hrmalarm bir listesini ~1karmad1ysak da. Ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, popiiler olmayan veya ~ok az alakas1 olan alanlardaki bilim adamlan, genellikle sistemin di§mda b1rakilrm§ti. Baz1 iiniversitelerde, kii~iik vak1f fonlarmdan alternatif kaynak bulmak miimkiindii ama bu kaynaklar genellikle projeleri yiiriitmeye yetmezdi. DOD fonlan, ordunun ~izdigi ~er~evede verilmeye devam etti. Ordu, kendisini ~ok ilgilendiren uygulamah silah ara§hrmalanru destekleyecek pek ~ok dalda temel ara§brmalara yard1m saglanmas1 gerektigini dii§iiniiyordu. Kah maddeler fizigi, DOD ile gen~ ama biiyiiyen elektronik sanayi arasmdaki bir ittifakm yaphg1 bir "zorla yedirme" ornegidir. Kah maddeler fiziginin DOD a~1smdan cazibesi, silah sistemleri, elektronik ke§if ve diger dedektOr ve kontrol sistemlerindeki yeni geli§melerle olan baglanbsmdan kaynaklaruyordu. Ticaret diinyas1 a~1smdan cazibesi de, televizyonun ve onun pe§inden de manyetik bant kay1t cihazlannm ve diger icadlarm elektronik sanayindeki ana kalemler olmas1yla a~1k~a goriildii. Bu §ekilde, kab maddeler fizigi, atom silahlanyla ve

Soguk Sava~ ve O~inografi 1950'lerin ortalarmda benim ara§hrma ilgilerim, o§inografiye, ozellikle de jeolojik ve jeokimyasal boyutlarma yoneldi. WHOI'deki kii~iik ama aktif camiayla da tam§hm. Bu benim, "yumu§ak parayla", iiniversite camias1yla (Harvard ve MIT ile) s1k1 baglanhlan olan yan resmi bir laboratuarla da ilk tanl§mamd1. Ozel bir kurum olan WHOI'nm miitevazi vakfiyesi, ~ok say1da ara§hrmac1 bilim adam1ru desteklemek i~in ~ok kii~iiktii. Ozel techizatla donahlm1§ okyanus ara§brma gemilerini diinyanm degi§ik bolgelerinde bir ka~ ay siirecek deniz yolculuklarma gondermenin maliyetini kii~iik bir ozel fonun kar§ilamas1 kesinlikle miimkiin degildi. ONR, ikinci Diinya Sava§1'nm sonundan beri bu bo§lugu 175

174

I

,l

.j


YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

RAYMOND SIEVER

doldurmu§, ozel yonetim altmda bulunan WHOI'yi fiilen bir devlet laboratuarma donu§turmu§tii. 0 zamanlar, WHOI'mn di§mdaki tek buyuk O§inografi kurumu, California Universitesi'nin (Berkeley) yan ozerk bir §Ubesi olan ve La Jolla'da (California) bulunan Scripps O§inografi Kurumu (SOI) idi. Yararlanacaklan universite fonlan olmasma kar§m onlar da a§ag1 yukan WHOI'nmkine benzer bir konumdaydilar. ikinci Dunya Sava§l sirasmda bu iki kurulu§un temel gorevlerinden biri, denizalh piiskurtme sava§lan (ASW) ve deniz sava§lnm diger bic;imlerine okyanus bilimi altyap1s1 saglamakh. 1930'larda yazhk O§inograflar haline gelmi§ olan baz1 fizik~i ve kimyacilardan, radara dayah seyriisefer sistemleri ve diger teknolojik incelikler dizayn etmede yararlamld1. Sava§tan soma sivil i§lere geri donu§lerinde pek c;ok O§inograf, sava§ sirasmda teknolojide ya§anan ani hamlenin, O§inografiyi, WHOI'mn kiic;uk okyanus gemisi Atlantis gibi kuc;iik gemilerdeki bir kac; dayamkh denizcinin otesine gec;en bir alana donii§tiirmeye ba§lad1g1m gordii. 1940'lann sonunda, a§ag1 yukan e§zamanh iki geli§me oldu. Birincisi, ONR'nin sponsorlugundaki sava§ c;ah§malannm (ozellikle de denizalh puskiirtme sava§lannm), yeni dii§man SSCB'ye kar§l yogun olarak siirdiiri.ilmesi idi. ikincisi ise ONR'nin, tum o§inografi dallarmdaki saf (uygulamasiz, teorik) ara§hrmay1 subvanse etmesiydi. ONR, fiziksel, kimyasal, biyolojik ve jeolojik ara§hrmalanna ve yeni ve hizla geli§en deniz jeofizigine destek veriyordu. Maym tarama gemileri gibi kuc;uk sava§ gemilerinin okyanus ara§hrma gemilerine donu§tiirulmesini de sagladi. Yaz aylanru Woods Hole veya La Jolla' da gec;iren i.iniversiteli bilim adamlarma 6zgiir bir ortamda destek sundu. WHOI ve SOI, ayn1 zamanda, bir kisrm da arhk yeni kurulan NSF' den gelen federal fonlarm ak1§1yla, yil boyu c;ah§an bilim adamlan ve teknisyenler kadrosu olu§turmaya ba§ladi. Sahneye ba§ka O§inografi kurumlan da c;1kmaya ba§ladi. Columbia Universitesi Lamont Gozlemevi (daha somaki ad1yla Lamont-Doherty) ve Washington, Texas (Ave M) ve Maimi (§imdiki ad1yla Rosenstiel O§inografi Okulu) Universiteleri'nde O§inografi okullan ac;ild1. WHOI' deki biiyume de ruzla gerc;ekle§ti ve yeni laboratuar binalan yapild1, filoya yeni gemiler kahldi. Yil boyu c;ah§an personelin sayismda diizenli arh§lar oldu ve yaz aylannda c;ah§an bilim adamlan toplulugu, 1930'lann sakin kurumlan etrafmda c;ogalrm§ olan kiic;uk tesislere s1gmaz oldu. Hemen him bu geni§leme, yard1mlar ve sozle§meler yoluyla donanma ve NSF tarafmdan sagland1. Donanma, ku§kusuz, DOD'nin ara§hrmalan desteklemedeki tek kolu degildi. Kendilerini ilgilendiren alanlardaki ara§hrmalarda hava ve kara kuvvetleri de onemli rol oynadilar.

176

WHOI' deki yeni binalarm ilkindeki alanlarm biiyiik bir kism1 ve. onunla ilgili ara§hrmalara aynlmi§h. Buralara girebilmek ic;m guvenhk ac;1smdan temiz c;1kmak gerekiyordu. Woods Hole'e van~1mdan az soma WHOI yoneticilerinden biri, uygulama geregi temiz kag1d1 almam gerektigini soyledi. Hie; bir gizli ara§hrmada gorev almadi~~~ v_~ gii~enlik soru§turmasmdan gec;irilmem ic;in bir sebep g6rmedig1~ soy~e~1m. 0 ~a: b~un onemli bir giivenlik meselesi oldugunu soyledi. Yem bmadaki hie; b1r yere giremeyecektim. Gizli techizat ve verilerin bulundugunu varsayd1g1m gemilere de yasakh olacakhm. Kisacas1, normal bir personelin yapmas1 gerektigi §ekilde i§ yapamayacakbm. Hie; bir gizli c;ah§ma yapmad1g1mdan ve birlikte c;ah§mak durumunda oldugum diger bilim adamlan da eski binada bulundugundan c;ah§maya devam ettim. Gerekirse WHOI' de c;ah§maktan vazgec;ecektim. . Bu ac;maz, birkac; hafta sonra halloldu. Giivenlikten sorumlu yetkih~er: casu~lu~ yasas1ru okuyup, okumak zorunda olduguma dair yaz1h b1r ifadey1 ~ir taruk e§liginde verdigim taktirde bir sorun kalmayacag1ru kabul etti. Bunu tek istisnas1, yeni binanm sadece seminer-ders odas1nm bulundugu ana katma girebilmemdi. Bir kac; yil soma, bir ara§hrma konferans1 sir~smda donanmadan bir program direktorii ile bir barda oturuyorduk. Ic;kiyi fazla kac;1rd1k ve Soguk Sava§'m s1cakla§maya ba§lama ihtimali konusmda bir tarh§maya koyulduk. Boyle bir durumda, tum O§inograflanm1za sava§ miicadelesinde ihtiyac1m1z olacagm1 ve yard1mlarla desteklenen O§inograflar listesini kullanarak onlan elimizle koymu§ gibi bulacag1m1z1 soyliiyordu. Hie; guvenlik SOru§turulmasmdan gec;irilmedigimi, bu yuzden de sava§ c;ah§malan ic;in ehil olmayacag1rm soyleyerek itiraz ettim. Giildii ve ben farkmda olsam da olmasam da hakk1mda bir soru§turmanm yapild1gm1 soyledi. Sistemin di§mda kalabilmek ic;in c;ok c;ah§mI§hm. WHOI'de c;ah§maya devam etmeme ragmen DOD'den hie; yard1m paras1 almadan i§imi yapabiliyordum. Bu beni "saf" yapmad1, zira denize baz1 ac;ih§lanrmzda gemide gec;en zamamn bir kismmm donanma tarafmdan odendiginden emindim. DOD ile dolayh da olsa hie; bir baglanhm olmamasmda israr etmi§ olsayd1m, O§inografiden aynlmak zorunda kalacakhm. Bu kisa sure ic;erisinde, WHOI'deki bilim adam1 arkada§lanmm hie; birinin bu meseleler hakkmda konu§maya niyetinin olmad1gm1 ac;1kc;a gormu§tiim. Hie; dokunulmamas1 gereken bir konular demeti vardi. Sistem, bu §ekilde sessizlik yoluyla tahkim edilmi§ti. Baz1 O§inografik verilerin gizlilik tasnifine tabi tutulmas1, bir sure soma kiic;uk c;aph bir rahatsizhga neden oldu. New England Denizalh ~~W'~e

. I

1

177

I:

J: I


YERBiLiMLERi ARA~TIRMALARI

RAYMOND SIEVER

'

'

Daglan ke§fedildi, haritalan \:lkanld1 ve derhal gizlilik altma almd1. New England kiyilanndan \:Ok uzakta olmayan bu denizalb daglarmm niteligi ve yeri, genelde denizalb daglarmm kokenine ili§kin o zamanm teorileri i\:in, ozelde de Kuzey Atlantik Okyanusu'nun bah kisminm tarihi i\:in onemli \:lkb. O§inograflar, bu haritalan yaymlamak istedi fakat donanma, Sovyet denizalblanmn konumundan, hatas1z cografi tespitler yapacagmdan korkuyordu. Pazarhk sonucunda donanma, de~izalb daglarmm planlarmm yanh§ olarak gosterilmesi ko§uluyla hantalan yay1nlamay1 kabul etti. <;ok aktif olan Sovyet O§inograflarmm oralarm haritalanm zaten \:lkarm1§ olup olmad1gmdan emin degildik. Sonu\:ta rahats1zhk duyanlar, bilim adamlan idi. Bugilne kadar da giivenlik soru§turmalan eksikligi nedeniyle \:e§itli tiirdeki eski ve yeni verileri genel bir \:er\:evede elde etmek miimkiin olmad1. Ku§kusuz, gizliligin a§ilmas1 yoniinde yava§ ad1mlar abldi. CIA, 1995'in ba§larmda, eski Sovyetler Birligi'nin baz1 bolgelerinin Amerikan casus uydularmdan \:ekilmi§ ilk fotografmm gizliligini kaldirdi. 800.000 fotograftan olu§an bu muazzam verilerin, yiizey jeolojik siire\:lerine ve global 1smmaya baglanan ormanlarm yokolmas1 ve buzullarm erime derecelerine ilgi duyan ara§brmacilar i\:in degerli bir katk1 olacag1 kesin. 0 ilkinden beri, ba§ka gizli veriler de serbest birakild1. Bugiine kadarki en onemlisi, GEOSAT altimetri bilgisidir ki bu, diinyanm okyanuslarmm yer \:ekimi haritalanm \:lkarmada kullamlabilir. GEOSAT verileri, daha soma, okyanus tabanmm ve ge\:mi§teki ve §imdiki tektonik plakalarm haritalanm \:lkarmada kullamlabilir. Sozkonusu gizlilikten armdirmalar limit vericidir, fakat DOD ve CIA dosyalan arasmda \:Ok biiyiik bir gizlilikle saklanan yigmlarca gizli veri var. Hi\: ku§kU yok ki Soguk Sava§'m dayattig1 gizliligin, yiiksek kaliteli bilim i\:in gerekli olan ozgiir fikir ah§veri§inin sondiiriilmesi §eklinde bir maliyeti vard1. Soguk Sava§'m ilk ve ana a§amalarmda kendileriyle ili§kilerin \:Ok mesafeli oldugu Sovyet O§inograflarm emrinde biiyiik ara§brma gemileri vard1 ve bu, dii§mana yeti§mek ve onu ge\:mek i\:in daha fazla ve daha iyi gemiler isteyen Amerikah O§inograflara tipik bir Soguk Sava§ cephanesi vermi§ oluyordu. Sovyet bilim adamlan da aym o~~ oynuyorlard1, \:Unkii onlar da ayn1 silahlanma yan§1nm ve sava§ bihrmnin ortasmda kalm1§lard1. 1959'da New York'ta Birle§mi§ Milletler'de ger\:ekle§tirilen ilk diinya O§inografi kongresi, Amerikan ve Sovyet O§inograflar i\:in serbest\:e gorii§ ah§veri§i yapmak a\:1smdan biiyiik bir firsatb. Kablanlanrmz i\:in §ahane bir §eydi ve ban§\:il bir uluslararas1 ortamm nasil olabilecegini de gostermi§ti. Kongredeki serbest tarb§ma178

i

:-I

l

lar, kismen, SSCB'de Khrushchev'in iktidan ele ge\:irmesi ve Eisenhower ile yakmia§masmm sonucuydu. O§inografik ara§brmalar, Soguk Sava§'taki bu tiir yumu§amalara tepki veriyordu. Soguk Sava§ 1smd1gmda, ileti§im soguyordu. Soguk Sava§ ara§brmalarmm varhgmdan herkes haberdard1 ve \:Ogu bilim adarm, spesifik silah dedektor sistemleri \:ah§malan ile Soguk Sava§ uygulamalan bulunabilecek a§ag1 yukan saf ara§brmalar arasmdaki olduk\:a iyi \:izilmi§ sm1rlan kabul ediyordu. Denizde yapilacak tipik bir ara§brma gezisinde her iki faaliyet de yan yana olabilir veya olmayabilir. Saf ara§brmalar yapanlar, Soguk Sava§ uygulamalan i\:in dikkatle izlendigi gibi, onlar da Soguk Sava§ i\:in icad edilmi§ ileri dedektor sistemlerinin saf ara§brmaya uygulanmas1 beklentisi i\:erisindeydiler. Soguk Sava§'m en endi§e verici alanlarmda, saf ara§brma yapan baz1 okyanus bilimcilerin, kendilerini yeni ortama uydurararak i§lerini, Soguk Sava§'m olmad1g1 ve ba§ka yerden destek aldiklan bir ortamda yaparcasma aym tarzda siirdiirmeleri \:Ok ilgin\:ti. Ayn1 zamanda, zamanlarmm tamam1m degilse bile biiyiik bir kisrmm AWS'ye ve benzer sava§ \:ah§malarma adayan onemli O§inograf gruplan da vard1. Bu gruplarda yer almayan bizler, gizli ara§brmalarla ilgili hi\:bir §ey bilmiyorduk. Belgelerin gizliligi kaldmlmcaya kadar da (eger kaldmhrsa) kesin olarak ne kadar bilgiienecegimizi ve bunun da genel olarak bilimi ne kadar ilerletebilecegini bilemeyecegiz.

1960'lar: Kolay Paradan Vietnam' a Altmi§h y1llarm ba§larmda ara§brma yard1m paras1 almanm ne kadar kolay oldugunu soyledigimde gen\: meslekta§lanm kulaklarma inanarmyor ve o giinlere gipta ile bak1yorlar. 0 yillarda NSF'in biit\:esi hizla biiyiiyor ve ilniversitelerdeki onemli sayidaki ara§brmayi destekliyordu. Soguk Sava§ paras1 da hala vard1 ama sivil kurumlarm saglad1g1 para artbk\:a onun egemen rolii zay1fhyordu. Savurgan degildiyse de ara§brma yard1mlan hayli boldu. Baz1 yard1m ba§vurulan, telep edilenden daha fazla para alabiliyordu. Epey insan, ii\: ila be§ yil aras1rtda siiren comert yard1mlar alabiliyordu. Gemide ge\:en pahah ara§brmalar i\:in para bulmak da miimkilndii. Yalmzca, denize a\:ilmak isteyen bilim adamlarmm say1sma gore say1s1 hala \:Ok az olan gemilerin gezi prograrmmn belirlenmesi ko§ulu vardi. Bir sabah ald1g1m bir telefon, zamanm tipik bir gostergesiydi. Arayan, benim plajlar iizerine yapbgtm bir \:ah§maya ilgi duyan donanmadan bir program direktorii idi ve bana, bir 179


RAYMOND SIEVER yard1m ba9vurusu yapmaya ilgi duyup duymad1g1m1 soruyordu. Beni temin ettigi liberal yard1m1 ahrsam daha fazla ara9hrma yapabilecegimden emindi. Doktora ogrencileri, alt diizey ara9hrmac1lar olarak (sponsorluk yapan profesorler asil ara9hrmac1lard1) bu yard1mlarla ara9hrmalar yapmaya ba9lad1lar. Boylece, bir gen<; akademisyenin tiim deneyimine sahip oluyorlardi. NSF, bireysel ara9hrma projelerini finanse etmekle kalm1yor, bilim egitiminde yeni fikirler i<;in de bir fan kaynag1 oluyordu. Buna ilaveten, gii<;lii bir yeni fan kaynag1 daha doguyordu: NASA. Kennedy'nin aya insan ayag1 basbrma vaadi ve Sovyetler'in 1957'de Sputnik ile ba9layan uzay <;ah9malan sayesinde kurulan NASA, giine9 sistemi astronomisi, oteki gezegenlerin biyolojisi (boyle bir ยงey varm1yd1 acaba?) ara9hrmalarma ve yeryiizii sistemlerinin ayda veya Mars'ta bulunabilecek alanlarla kar9ila9hrmah <;ah9malarma yogun bir destek verdi. NASA, elektron sondaj1 gibi yeni ara<;lar i<;in biiyiik biit<;eli projeleri finanse edebiliyordu. Bir milyon dolarhk bir fiyat etiketi ta91yan "sondaj1", ba9ka kaynaklardan edinmek hemen hemen imkans1zdi. Bu, 1969 Apollo Projesi ile yeryiiziine getirildiginde aydaki kayahklarda bulunmas1 umud edilen mikroskopik zerrecikler ve kristallerin kimyasal analizi i<;in gerekli bir ara<;h. Ku9kusuz, <;e9itli arsenallerde geli9tirilmi9 olan gii<;lii roketlere olan ihtiya<; ve 1960'da dii9iiriilen U-2 u<;agmdan daha iyi ve zor dii9iiriilebilen casus uydulan kullanma imkam nedeniyle orduya s1k1 bir bag1mhhk soz konusuydu. NASA'nm, DOD'den ayn bir misyonunun oldugu kesindi. Arna DOD'nin NASA'y1 yakmdan izledigi ve <;e9itli bi<;imlerde i9birligi yaphg1 da kesindi. Spesifik bir misyonu olmadan bile NSF, madde bilimi gibi potansiyel olarak ordunun i9ine yarayabilecek alanlarda ara9hrmalan destekledi. Devletin bilim diinyasmda hep biiyiik bir gii<; olmasma inananlar i<;in bir altm <;agd1 bu. Devletin kotii oldugu fikrine sanlan <;ok az insana rastlardm1z. Hemen herkes sisteme dahil oldu. Hatta gorece dii9iik maliyetli saha <;ah9mas1 yapanlar bile. Benim boliimiimdeki bir profesoriin ara9hrma hayahmn hikayesi, destegin degi9en dogasmm tipik bir gostergesiydi. 1930'lardan ba9layarak ona ve meslekta9lanna Harvard Universitesi tarafmdan, kristal madenlerinin yapilanm incelemede kullanmak iizere bir ka<; tane X 191m kirma iinitesi alma finansmam sagland1. Sava9 s1rasmda kendisi, silahlarm ve ileti9im ara<;larmm hayati par<;alan olan kristallerin sentezi ve biiyiimesiyle ilgili, yani sava9la ilgili ara9hrmalara katildi. Sava9tan sonra, yogun bir ยงekilde uranyum madenleri iizerinde <;ah9maya ko-

YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

.I !

~

I I J

I

yuldu .. AEC tarafmdan finanse edilen bu temel mineroloji <;ah9mas1, atom silahlan iiretimini destekleyecek yeni uranyum rezervleri ihtiyac1 ve gelecek~eki niikleer enetji ihtiyac1yla alakahydi. Profesor, bir ka<; yil sonra~ ~em _madde_ler ve ara9hrma yontemlerine ilgi duyan hava kuvvetlermm himayes1 altmda, minerallerin yiiksek 1s1 ve basm<; altmdaki durumlanm inceleyecek bir mineral sentez laboratuan kurdu. Daha sonra ~a, NASA'nm ilk yard1mlarmdan birini elde etti. Ve bu yardimla, emekh oluncaya kadar <;ah9hg1, aydan getirilen kayalan inceledigi giizel bir yeni laboratuar kurdu. Am~rika'm1:1 :'ietnam Sava91'na artan miidahalesi, "altm <;agm" s~~u~un 19aretlenm verdi. Sava9 uzad1k<;a, meselenin, onceden oldugu gib1 sdahlar ve tereyag1 meselesinden ibaret olmayacag1 anla9ddi. Fon destegi yiiksek diizeylerde seyrettiyse de biraz azalma ba9ladi. Ozellikle de bii~<;ey~ konan_ fanl~r.m arh9 oranmda. Bununla birlikte Soguk Savaยง manhg1 z~~ve~e~1 yenm korudu ve bilimin goriiniimiinde, hi<; degilse John~o1: yonehrm_~?yunc~ <;ok az bir degi9im soz konusuydu. Fakat Nixon 1khdara geld1gmde biraz kismh oldu ama bu, yine marjinal programl~n azalt~~nm otesine ge<;medi. Arna bu, yard1m vagonuna atlamak 1steyen bihm adamlarmm say1smdaki arh9 191gmda goriilmelidir. 0 zamandan 1980'lere kadar, ara9hrma biit<;esindeki arh9 miitevazi oldu. Arh91 miit~vazi kdan, devlet programlarmda kesintiler yoniindeki a~tan talepler?i. D_evletin saglad1g1 finansman Soguk Sava9'm gene! gid19~tm~ tepk1 ~enyor~~- Bir yumu9ama oldugunda, bir niikleer savaยง ei:d19~s1 azald1gmd_~ b1hmsel fanlar da bundan biraz zarar goriir gibiy?1. Soguk S~v~9, Kuba ve daha sonra da Vietnam' daki gibi 1smd1gmda 1se fanlarda 1yde9me goriildii. Bilimin biiyiik bir boliimiine devlet deste~inin m~nhg1 goz oniine almmca bunun boyle olmas1 ka<;m1lmazdi. Bihmsel but<;elerdeki reel azalma, bilim adamlan arasmdaki bununla ilgili kaygilardan daha azdi. Altm19lann ba91 ve ortalanndaki siyasi hareketlerin, asil bilimsel ugra91ya marjinal bir etki yaphg1 goriiliiyordu. Bunun onemli istisnalan da vardi. Bunlardan biri, DOD'nin, destegini, silah ve sava9la sadece do~ayh ilgisi_ olan bir dizi teorik ara9hrmaya vermek yerine yalmzca dogrudan rmsyonu olan ara9hrmalarla s1mrlamas1 idi. Bu, biit<;e kanu~~da yapdan Mansfield degi9ikligi (ad1m, degi9ikligin miman senatorden ahy_ordu) sayesinde miimkiin oluyordu. Degi9iklik, DOD'nin ara9hrma f~ansmanmdaki siireklilikte bir kopma anlarmna geliyordu. ~OD desteg1yle saf ara9hrma yapan pek <;ok akademisyen, arhk bir terc1h yapmak zorundaydi. Ya alternatif fan kaynaklan arayacaklar ya da

180

181

ii

!


.

RAYMOND SIEVER DOD ile dogrudan sozlei;;meli ii;; yapacaklard1. DOD yard1mlan alanlarla almayanlar atei;;li bir akademik tarhi;;maya koyuldular. Soru i;;uydu: Eger savai;;la ilgili bir ~ahi;;ma yiiriitmiiyorsamz, DOD paras1 almaruz~a ne sakmca vard1? Mansfield degii;;ikligi, Vietnam Savai;;1'mn dolayh bir sonucuydu ve oyle de goriiliiyordu. DOD'de ~ahi;;anlar olarak bilim camiasma ve savai;;1 yiiriiten tiim bir devlet sistemine diii;;man olan altm1i;;larm ogrenci hareketiyle ilgiliydi. . Savai;;ta ~ok say1da insan oldiiriiliirken, bilimsel bir k~!iyer ~ap­ maya can atan pek ~ok lisans ve lisansiistii ogrenci vardi. Ogr~nc1ler, New York Times'a tam sayfa ilan vererek a~1k~a savai;; kari;;1h bu tavir takmanlanrmzm ~ogundan tavsiyeler istiyorlard1. Kendilerine, kotiiye kullammlarma ragmen bilimin hala degerli bir i;;ey oldugunu soylememizi bekliyorlardi. Bir kism1 da bilime, yoz sistemin bir par~as1 olarak saldmyordu. "Halk i~in Bilim" gibi, DOD'nin sponsorlu~d~.ki arai;;hrmalarm kotiiliigii konusunda politik tav1rlar takman yem orgutler kuruluyordu. Belki de en biiyiik degii;;im, ~evreci hareketin bai;;lamas1 ve Yeryiizii Giinii'niin ilan e~ilmesi~l~ geldi. Sa~~v§ ka~§lh hareketten daha az politik olan bu yem ~evrec1hk, pek ~ok ogrenc1 ve ogretim iiyesini, su i;;ebekesindeki kirlilik, hava kirliligi gibi sorunl~r konusunda protestolarm i~ine ~ekti. Bu konular, 1970'lerde, kamu poh~ tikasmda daha fazla onem kazandi. Egitsel ders ve programlar ~evreyi de i~ine ald1gmda iiniversite hayabmn da bir par~as1 haline geldi.

,. r

kui;;ku var. C::ok kii~iilen oranlarda da olsa bilimsel ara§hrmalarm finansmaru siiriiyor. Arna gelecek i~in ger~ek bir program goriinmiiyor. ~imdi ~aha onemli olan, Kongre'deki sagc1 hakimiyet ile sosyal p~~gramlan imha eden ac1masiz biit~e kesintileridir. Her alanda biiyiik bil1msel programlar terkediliyor. Bir kisrm da orduya bagh en iyi bilimsel laboratuarlar1rmzm gelecegi tehlikede. Ancak DOD biit~esi yerinde duruyor ve sagc1 Kongre iiyeleri, Soguk Savai;; canavarmm nii;;anesi olan Ydd1z Savai;;lar1'mn devammda 1srar ediyor. Oyle goriiniiyor ki pek ~ok sagc1 Kongre iiyesi, soyal programlan tahrip etmeye ideolojik olarak 0 kadar ba.~blar ki, sozde yetkilerini bilimde k1smb yapmaya kadar gotiirdiiler. Universiteler, bu tarb§malarda gorece pasif kaldilar. Kongre'nin baz1 sagc1 iiyeleri, bilimsel arai;;hrmalarm ozelle§tirilmesini istiyor ama kesinti yapdan k1s1mlardan oyle kaydadeger bir kesimi~n ozel sektorce iislenilme ihtimali ~ok diii;;iik. Aksine, yer bilimlermde, petrol endiistrisi omegimiz var. Eskiden biiyiik ~aph temel ve ~ygul~mah aia§hrma gruplarma destek veren, iiniversite ogretim uyelerme yard1mlar yapan biiyiik i;;irketler, arbk kendi arai;;hrma biinyelerini kii~iiltiiyor, ogretim iiyelerine yapbklan yard1mlan da k1s1yorl~r. Biiyiik p~trol i;;irketleri, ge~mi§te, ara§hrmanm yanmda egitime de dikkat sarfettiler, ~ogu jeoloji ve kimya bOliimlerine burslar verdiler. Petrol §irketlerinin yard1mlanndan ben kendim de yararlanm1§hm. Harvard'a geli§imden hemen sonra Shell Oil Company'den bir temsilci beni ziyaret edip, istedigim bir ara§hrmay1 siirdiirmem i~in bana o zamana gore ~ok biiyiik bir para olan 5.000 $ yard1m teklif etti. Hi~ bir koi;;ullan yoktu. Tek istedikleri, eger ~ah§malanrm yayinlarsam bunlarm bir kopyasiru edinmeleriydi. Yirmi be§ yil once yaygm olan bu tiir ara§hrma destegini, bugiin ~ok kii~iik miktarlar di§mda neredeyse gormek miim~iin degil. Bugiinlerde iiniversiteler, baz1 boliimlerin §irketlere yapbgt t§l~r d_~§1~~a kendi vba§~~nrun ~aresine bakiyor. Soguk Sava§'m ve yeni ~a~ _ok~uz_ ~1r~khg1 b1hmciler, artan bi~imde, ila~ ve kimyasal madde ureticilen g1b1 §irketlerin ozellikle de sagbk bilimlerinde yapbrd1klan ara§h!_ma programlanndan fon elde etmeye ba§ladllar. . Ogreti~ uy~Ierinin bu §ekilde ticarile§mesi, en ~ok da biiyiiyen biyotek endustnsmde yaygm goriiniiyor. Molekiiler biyologlarm, bir yandan hocabk yapmaya ve ~ok say1da lisansiistii ogrenci ve doktorasm1 tam~~lamt§ a_ra§hrmac1 ~ah§hrmaya devam ederken bir yandan da kend1 biyotek firmalariru kurma arzusu, yeni bir olgu degil. Onlarm yapbklan, daha onceleri Boston civannda ve San Fransisco Korfezi bOlgesindeki Silikon Vadisi'ne §irketlerin toplanmasm1 saglamt§ olan

Soguk Sava~'m Sonu mu? Seksenli y11lar, Gorba~ov ~ag1 ve SSCB'nin par~alanmas1, uluslararas~ ilii;;kilerde yeni bir dinamige ii;;aret ederken_bilim camias1, _medya_dak1 yorumcular gibi, ~ok farkh ve pek de sisteml1 olmayan tepkiler veny~r­ du. Nasil bir yeni bilim manhg1 ortaya ~ikarsa ~iksm, bunun mev~~t s~s~ temi siirdiirmeye yetecegini uman bir k1s1m bilim adam1, esk1s1 gib1 devam etmek istiyordu. Bir k1sm1, farkh bir i;;eylerin oldugunu reddediyor, Soguk Savai;;'m siirecegini soyliiyordu. Baz1 kot~erler ise, Soguk Savai;; olmadan bilimsel arai;;hrmalann _t~d~1cen zay1f diii;;ecegine inamyordu. Bunlardan ger~ege en yak1m bmnc1 _g~pta~~er gibiydi. DOD, degii;;ik gorevler iislenmeye ~azir ve Ame~1ka y1 dunyamn egemen giicii olarak korumaya ahdetrmi;; olmasma ragmen, B~s~a Korfezi, Somali ve Haiti deneyimlerinden sonra bu uluslararas1 polishk faaliyetlerinin nasil bir i;;ekil alacagmdan emin degil. DOD'nin, Rusya ve C::in'den biiyiik diii;;manlar olarak gozlerini ayirmad1gma da ~ok az 182

YERBiLiMLERi ARASTIRMALARIYERBiLiMLERi ARASTIRMALARI

L

.

183


I

I RAYMOND SIEVER

elektronik miihendisleri, kah madde fizik<;ileri ve bilgisayar bilimcilerininkine benziyor. Toplum, sonu<;ta bilim adamlarmdan ne bekliyor? Saghk bilimlerinde bunun cevab1 a<;1k -her ne kadar kanser ara§brmalan, AIDS ara§brmalan ve insan genleriyle ilgili programlar hala tarti11mahysa da. Yer bilimleri a<;1smdan bu sorunun cevab1, pek <;ok boyutuyla ~evre konusuna yogunla11mak olarak goriiniiyor. Kimyacilar ve fizik<;iler de <;evre sorunlanna yeni yeni ilgi duyuyorlar. Bununla birlikte, Yeryiizii Giinii'nden yirmi be§ yil sonra <;evre ara§hrmalanna yard1m <;ok dii§iik seviyededir. Ve <;ok az iiniversite boliimii, elemanlannda <;evre ata§hrmalarma ilgi uyandmyor. C:::evre Koruma Kurumu (EPA), kendi misyonunu hi<; bir zaman <;evre sorunlarmda ara§hrmalar yapmakta gormedi. Bu kurum, kendini mevcut verileri analiz etmeye ve Kongre'nin <;1kard1g1 <;e§itli yasalarm gerektirdigi diizenlemeleri duyurmaya adarm§. Baz1 "kah" bilim adamlan, 1970'lerden ve bugiin de bir §ekilde devam ederek, <;evre ara§hrmalarma <;ok az bir sayg1 besliyor. Onlara gore "onemli" olan, temel ara§brmalardir ve <;evresel kaygilarla yapilan ara§hrma konularmm <;ogu tabiah geregi daha az ilgin<;tir. Fakat giderek artan say1da yer bilimcisi, bu kayg1lan, yerkiirenin insanlarm ya§ayabilecegi i§leyen bir sistem olarak kalabilmesi a<;1smdan temel alm1yor. Eger <;ok kaliteli bir <;evre bilimi siirdiiriilecekse, biiyiik miktarlarda fonlar aynlmak zorunda. Yer bilimlerini destekleyecek ba11ka bir program yoklugunda bu, pek <;ogu i<;in bilim yapmanm tek yolu olabilir. C:::evre bilimi, ba§ka dallardan daha fazla sagc1 biit<;e kasaplarmm hedefi konumunda. Sanayi sektorii, ba§tan beri <;evreci hareketle miicadele etti ve §imdi 11ansrm EPA'y1 ve genel olarak <;evresel diizenlemeleri ortadan kald1rmada goriiyor. Biiyiik ol<;iide, tanm ve diinya ekonomisinin pek <;ok sekt6rleri i<;in ciddi yans1malan olan atmosferik karbon dioksit ve iklimdeki degi§imlere odaklanan Global Degi§i:rn Program1, ancak <;ok yak1nlarda onemli bir biiyiikliige ula11abildi. Arna yine de sagcilarm yayhm ate11ine maruz kald1. Cumhuriyet<;iler, birikimli bilim adamlarrmn ezici <;ogunlugu yerine global 1smmamn varhgmdan ku§ku duyan bir ka<; bilim adamma inand1lar. Sonu<;ta, global 1smma ve iklim degi§ikligi beklentilerine de inanm1yorlar. Bu, onlarm piyasa ekonomisine inanc1yla ve karbon dioksit emisyonlanm azaltma giri11imlerine ayak direyi§leriyle de uygunluk arzediyor. Bu, sagm, bilimsel ara§brmalan, sadece bir ka<; yil once bile dii§iiniilemeyecek yollarla nasil politize ettiginin bir ornegidir. 184

YERBiLiMLERi ARA$TIRMALARI

Bilimsel arar;;hrmalan <;ok iyi besle.thi§ olan Soguk Sava11'1 kalpten desteklemi§ olan sagc1 Kongre iiyeleri ve senatorlerin pek <;ogunun §imdi DOD'ye biiyiik biit<;eler vererek militarizmin siirmesini istemesi, ama ayru zamanda bilimin finansmarunda kismblar yapmak istemesi bir <;eli§kidir. Bu, 1946'daki gorii§iin, yani donanma olmasayd1 Kongre'nin bilimi ba11tan hi<; desteklemeyecegi gorii§iiniin teyidi anlamma rm geliyor?

Gelecek Nasil Goriiniiyor? Soguk Sava11'm iiniversitelerdeki bilime verdigi destek, yeterli fonlan alan ara§hrmalardaki devamhhgm, tiim bilim dallarmda nasil muazzam geli11melere yola<;bgm1 gosterdi. Ba11ka iilkeler, ozellikle de Almanya, askeri ama<;h olmayan devlet destegindeki bilimin de ba§anh olabilecegini gosterdi. Amerikan biliminin, Soguk Sava§'m verdigi ivme olmak1s1zm ne kadar ba11anh olabilecegini gorebilmek i<;in tarihi yeniden ya11atma imkamm1z yok. Ba§ka iilkelerle kar11ila§hrma yapmak kolay degil. C:::iinkii onlardan bazilan da Soguk Sava§' a katild1 ve hi<;biri bizim ekonomimizin biiyiikliigiine ve Soguk Sava§ y11larmm <;ogun~aki egemen konumumuza sahip degil. Onemli olan, NSF ve NIF gibi askeri olmayan kurumlann verdigi ara§brma desteginin devarm i<;in baz1 rehber ilkeler koymaktir. Kendi kendini siirdiiren bir kit kaynaklar ekonomisinde toplumun bilim giindemini belirleme bi<;imi, gelecek i<;in de belirleyici olacak. Sanat ve Be11eri Bilimler Vakfi'nm, yeni sagc1 iklimde nasil cimrice muameleye tabi tutuldugunu gorebiliyoruz. Tehlike, bilimsel alanlarm da, hem cehaletin kurbam hem de bilim diinyasmm onceliklerinin tutsag1 olacag1 ger<;egidir. Bilim adamlarmm iiniversite ile i§ diinyas1 arasmda nasil mekik dokuduklanm gordiik. Toplumun ger<;ek ihtiya<;larma dayanan rasyonel bir karann yoklugunda, gidi§ah i§ diinyasmm belirlenmesi (ya Kongre'yi kontrol edi§iyle ya da sozle11melerle yapbrd1g1 ara§hrmalarm konulanm se<;i§iyle) bekleyebiliriz. $u ana kadar bilim adamlarmm, iiniversitelerdeki ara§hrma camias1mn kii<;iiltiilmesine aktif olarak kar111 c;1kacaklarma ili§kin pek emare yok ortahkta. A§m kii<;iiltme, alhn yumurtlayan tavugun oldiiriilmesiyle de sonu<;lanabilir. Be11eri bilimciler, kiitiiphanelere bagh iken fen bilimciler, ufac1k biit<;eleri ile yetersiz donarum11 laboratuarlannda arhk fazla yararh <;ah§malar yapamazlar. Bu anlamda az geli11mi§ bir iilke haline gelecegiz.

' \,I .

··1

:'i1 !I

185

J


•, Noam Chomsky

Soguk Sava§ ve Dniversite1

Soguk Sava~'m Entellektiiel iklimi

I,I

Soguk Sava§ donemi entellektiiellerinin ve muhalefetinin tarihi, her §eyden once, uluslararas1 gii~teki dramatik arh§m Amerikan ruhiyatmda yarathg1 degi§imler l§tgmda dii§iiniilmelidir. ikinci Diinya Sava§l sirasmda ~ok biiyiik degi§iklikler oldu. Ornegin, sava§ harcamalan, Birle§ik Devletler'i ekonomik bunahmdan ~ikardi. Avrupa'nm biiyiik bir kisrm harabe durumdayken ABD'de endiistriyel ekonomi ~ok biiyiik bir biiyiime gosterdi. 1940'h y11lar ilerledik~e a~1k~a goriiliiyordu ki Amerika, sava§tan tiim cephelerde (endiistriyel, diplomatik, askeri) muazzam Ol~iilerde bir diinya egemenligi ile ~lkacakh. 1945'e gelindiginde Birle§ik Devletler, ulusfararas1 alanda belki de tarihte bir benzeri olmayan bir iistiinliik diizeyi yakalaffil§h. Diinyarun refahmm yiizde ellisine, diinya sanayi iiretiminin ~oguna, askeri hakimiyete, giivenlige ve her iki okyanusun kontroliine sahipti vs. Dogrusu boyle bir giiciin bir benzeri yoktu ve o gii~ bath. Amerikah planlamacilar, tiim diinyay1 organize edecek iddiah ve sofistike fikirlere sahiptiler ve bu fikirlerin ~o­ gunu da uygulamaya koydular. Bu gii~ kaymasmm, kiiltiirel alanda ve iiniversitelerde de bir yans1mas1 soz konusuydu. Bunun komplike bir arkaplaru vard1. Tepkilerin bir ktsrm, kiiltiirel a~1dan Amerika'run Avrupa'nm gerisinde oldugu sava§ oncesindeki a§ag1hk duygusuna kar§t idi. 0 s1ralar, Amerikah bir ressam ya da yazarsaruz Paris'e giderdiniz. Bir matematik~i yahut fizik~i idiyseniz Almanya'ya giderdiniz. Eger bir filozof idiyseniz ingiltere'ye giderdiniz filan. Amerika'nm kiiltiirel a~1dan bir §ekilde geri oldugu dii§iiniiliiyordu. $imdilerde, Amerika'nm dogu k1y1smda ya§ayanlarm orta bah eyaletlerde ya§ayanlarla ilgili dii§iincesi gibi bir §ey. Bu tepkinin ornekleri, sava§ esnasmda pek ~ok Avrupah hoca, bilim adarm ve aydmm Nazilerden ka~1p Amerika'ya gelmeye ~ah§malannda goriiliiyor. Onlann ~oguna olduk~a cimri davraruld1. Bunun nedeni, kismen,

187 i

i

·rim .

lj i


r SoGUK SAVA$ VE ONivERSiTE NOAM CHOMSKY gelmelerine izin verilirse burada bir i.istiinl.i.ik ..kuracaklan .k.orkusu, k1smen de a<;1k husumet idi. Sonu<;ta, bu se<;km ustatlar ve bil_~m adamlan geldiginde aralanndan pek <;ogu hakettigi i;;leri bulamadi. Orne~in, Roman Jacobson, isve<;'ten Amerika'ya 1941'de mi.ilteci olarak geldi. Oraya da Prag' dan gitmi;;ti. Son derece se<;kin bir dilbilimci v~ edebiyat~1 ve bu alandaki onci.i ;;ahsiyetlerden biri olmasma ragmen, b1zzat Amenkah onemli dilbilimciler i.iniversitelere gonderdikleri dilek<;elerde onu i;;e almamalanm istediler, bunun Amerikan dilbilimi i<;in koti.i olacagm1 soylediler. iki dilbilimci Zellig Harris ve Carl Voegelin'in arac1hk etmesiyle Jacobson, Yivo Enstiti.isi.i'nde <;evirmenlik i;;i buldu ve bir sure soma da Chicago Universitesi'nde gorev aldi. Jacobson'un duru~u, bir istisna degildi. Avrupah pek <;ok bilim adam1 aym muameleye ~a~~ tut~ldu~ . 1940'larm sonunda ve 1950'lerin ba;;mda bu tepk1, tum agirhg1 Ile uygulamyordu. Ti.im di.inyada, Amerikah planlan:acil_ar ~ir <;e~it "ba;;arabilirsiniz" anlay1;;1 geli;;tirdiler. Avrupa medemyeh, bir <;e;;1t ba;;ar~足 s1zhk ornegi olarak gori.ili.iyordu. Her;;eyden once, <;okm~;; bir_ medemyetti o. Planlamacilar, arhk o enkazla ilgili kaygila_nmak ISt~:111yorlardi. i;;ler, bizim yogurt yiyi;;imizle, dogru olan Amenkan usuluyle ~~~11~足 cakti. Amerikan zaferi, gi.ici.i ve ki.iresel i.isti.inli.igi.ini.in destekled1g1 bir a;;m milliyet<;ilik vardi. Ki.iba fi.ize krizi ve Kennedy'nin aydmlan ve planlamacilarmm Avrupahlara bak1;;1 (gizliligi kaldir~la~ i<; tarh;;ma tutanaklarmda ifade edildigi ;;ekliyle), olduk<;a dramahktir. A<;1k<;as1, Avrupahlara dam;;may1 ak1llarmm ucundan bile ge<;irmediler. Onlara dam;;manm, duygusal, gayri ciddi ve geri adamlan i;;in i<;ine sokmak olacag1 di.i;;i.ini.ili.iyordu. Tav1r ;;uydu: Bunu kendimiz yapacag~~: sor_:ra da onlara (ingilizler dahil) soyleyecegiz. Bu, Charles De Gaulle un kuplere binip bag1ms1z bir Avrupa siyaseti yoni.inde ad1mlar atmasmm nedenlerinden biridir. Avrupa'mn kaderi kesinlikle tehlikede idi. Planlamac1~ar, bir sava;;1 olduk<;a muhtemel gori.iyorlard1 ve bu sava;;ta Avrupa ezilebilirdi. Fakat Kennedy yonetimi Avrupahlara dam;;madi. Bir topyeki.in ki.i<;i.ik gorme durumuydu bu. Ogrenci oldugum 1940'larm sonu ve 1950'lerin ba;;mda duygularm nasil oldugunu hahrhyorum. Once Pennsylvania'da soma da Harvard' da dilbilim ve felsefe agirhkh bir egitim ahyordum. Bizden hi<; bir zaman konulann tarihi i.izerine bir ;;eyler okumam1z istenmiyordu. Sanki tarih hi<; ya;;anmam1;;h ve ciddi olan ne varsa Amerikahlarca ve <;ok az say1da ba;;ka insanlarca yap1hyordu. Felsefede, Quine'in Carnap'a cavabm1 1951'de okuduk. Felsefenin ba;;lad1g1 yer oras1ydi. Ve ne hakkmda konu;;tuklanm bilmemiz gerekiyordu: Frege ile Russell'm ilk do-

nemleri. Ve biraz da modern ingiliz felsefesi okuduk. Bir de Sokrat<;1 felsefe oncesi. Ve Hume admda birinin varoldugunu bilmeliydik. Fakat hepsi a;;ag1 yukan buydu. Bu, karikatiri.ize edilmi;; bir anlahm, ama <;ok fazla degil. Amerikan dilbiliminde bu karikati.iri.in tonu, 1955'te yaymlanan ve editorliigi.ini.i saygm Amerikah dilbilimci Martin Joos'un yaphg1 Readings in American Linguistics (Amerikan Dilbiliminden Okuma Par<;alan) adh kitapta net olarak sergileniyor. Joos'un, kitaptaki makalelerle ilgili yorumlan, modern Amerikan dilbiliminin oncesindeki her ;;eye son derece ki.i<;i.imser bir tav1rla dolu. Onlar, modas1 ge<;mi;; Avrupa metafizik sa<;mahklan idi. Fikir ;;uydu: bizler <;ok onemli <;ah;;malar yap1yorduk ama pek kiymetini bilmiyorduk. Bu yi.izyilm klasiklerini bile (Otto Jespersen gibi), ki;;isel merak1m sonucu kendim okumu;;tum. Harvard' da Akademi Dyeleri Dernegi'nden bir lisansi.isti.i burs kaphg1m i<;in <;ok ;;anshyd1m. Bu bana, ilk defa, aynca <;ah;;maks1zm i.iniversitede bulunma ve Widener Ki.itiiphanesi'nin ;;ahane kaynaklan arasmda gezinme firsah verdi. Dilbilimci ve felsefecilerin yazd1g1 <;ok say1da onemli <;ah;;ma buldum. ilk donemlere ait ne kadar <;ok <;ah;;manm unutuldugunu ya da bahsedilse bile ala y edildigini gormek beni <;ok ;;a;;Irtm1;;ti. Aym ;;ey, diger disiplinler i<;in de ge<;erliydi. 1950'lerin ortalannda, Frans1zca ve Almanca smavlanm ge<;meleri gereken MIT'li (Massachusetts Teknoloji Enstiti.isi.i) doktora ogrencilerine yogunla;;tmlm1;; dersler veriyordum. Kendi konularmda makaleler, (s1k s1k da yi.izy1l ba;;mdan) okuyorduk. bzellikle de muhendislikteki ogrenciler, kendilerinin de kabul ettikleri gerilik ve mahrumiyetten Amerikahlar tarafmdan kurtanlan "iktidars1z" Avrupahlar'm, ogrencilerin yeni yeni ogrendikleri ve i.izerine ara;;hrmalar yaphklan ;;eyleri <;ok onceleri ke;;fettigini ogrenince ;;a;;kma doni.iyorlardi. . Bu ti.ir davram;;lara yonelten bir ka<; faktor vardi. Bir tanesi, Ikinci Di.inya Sava;;1 sirasmda hayli teknolojik geli;;menin ya;;anmas1 idi. Bilgisayarlar yolda idi. Genelde elektronik alam hizla geli;;iyordu. Daha onceleri olmayan yeni ara;;tirma yontemleri geli;;iyordu. 1930'larda Linus Pauling'in quantum teorik kuramlanyla kimyasal zincirini analiz etmesi, kimya ile fizigi birle;;tiren bi.iyi.ik bir bilimsel olaydi. 0 zamana kadar kimya ayn bir aland1, saglam bir fizik temeli yoktu, hatta fizikle uyu;;maz gori.ini.iyordu. 1940'lar boyunca bu geli;;meler, Pauling ve ba;;kalan tarafmdan daha ileri goti.iri.ildi.i. 1950'lerin ba;;mda biyolojinin bi.iyi.ik bir kismmm biyokimya ile birle;;mesine tamk olundu, ki bu en azmdan bilimin birle;;mesi kavramma i;;aret ediyordu. Yeni fizikten 189

188


r soGUK SAVA$ VE UNivERSiTE

NOAM CHOMSKY

z1 soyliiyordu. i§te bu Amerikan usuliidur. Dunya Mahkemesi, Birle§ik Devletler'in Nikaragua'ya kar§l "yasa dl§l gu\ kullammm1" kmad1gmda buradaki genel tepki, uluslararas1 hukukun kutsalhg1 konusunda yazilar yazanlar da dahil herkesin tepkisi, Mahkeme'yi hor gormekti. Mahk:me'~in, Amerika'y1 kmamaya yeltenmekle kendi onurunu \ignedigi soylemyordu. BM Giivenlik Konseyi, Amerika'nm ad1m anmaks1zm, yalm~ca tiim iilkeleri uluslararas1 hukuka riayet etmeye uymaya \ag1ran bir karar tasansm1 tarh§hgmda Amerika veto ediverdi. Bu o kadar onemsiz goriildii ki buralarda pek bahsi bile ge\medi. Bu karar Genel Kurul'a gittiginde, bir tek ABD kar§l oy kullandi. Bu, haberlerde bile ge\medi. Biz istedigimizi yapanz. Kiiltiir alamnda ·da bunun benzerleri var. Soguk Sava§'m ba§lang1\ donemleri, sava§ \igirtkanhgm1, kendimizin hakh oldugumuz anlay1§m1, dar bak1§ a\ilanm, bayrak altmda kiimeleni§i artlrdi. Tiim bunlar, her istikamete gidebilirdi ama Soguk Sava§ varolan unsurlan yogunla§hrdi.

(quantum fizigi) hi\ degilse temel biyoloji yoluyla teorik kimyaya kadar tum bir yelpaze, bir §ekilde tek bir uniter yapmm par\aland1r. Bakilacak bir sonraki alan, ku§kusuz, beyin bilimleri, akil ve davram§ bilimleri vs. idi. Ve o siralar, Macy konferanslan, sibernetik, ileti§im teorisi vs. ile, ufkun sm1rlarmm olmad1g1 hissi yaygmdi. Biyolojiyi tamamlaml§tlk. S1rada psikoloji vard1 ve daha soma da insan ya§am1 ve varhgmm diger boyutlan vardi. Bu son noktada, davram§\lhk yoluyla Amerikan usulii devreye giriyordu. Bu, "davram§ bilimlerinin" altm donemiydi ve Avrupahlarm yaptig1 gibi m1stik bir §ey degil, bir Amerikan yeniligi idi. Biz ciddi bilim adamlany1z; davram§lan inceleriz; makul ve operasyoneliz; Skinned §Unu gostermi§ti; davraru§ bilimleri bunu gostermi§ti filan. Bunlar, U\ a§ag1 be§ yukan 1950'lerin kendini yenilik\i sayan, \Ok kibirli ve tarih dl§l haleti ruhiyesi idi. Dunyarun Amerika tarafmdan ele ge\irili§inin ozu idi. Arbk her§ey tekduze idi. Ornegin, benim de bulundugum Harvard' da kita Avrupas1 felsefesine ve hatta felesefe tarihine hemen hemen hi\ ilgi gosterilmiyordu. Frege ve Russell'm ilk donemleri yahut manhk\1 pozitivizmin baz1 bolumleri di§mda, bu konu neredeyse hi\ bilinmiyordu. Bilinen kis1mlan da, \agda§ \ah§malara etkisi a\1smdan biliniyordu. Fakat ingiliz felsefesi hala \Ok buyuk bir sayg1 goruyordu. Ve aslmda, 1930'larm kulturel teslimiyet tavrma benzer tuhaf bir §eyler vardi. Felsefede lisansustii egitim goren ogrencilerin, ingiliz tarz1m, giysileriili, modasm1 ve hatta aksaruru benimsemeleri yerinde goruliirdu. Ve tabi ki, paras1 olan herkes okumak i\in Oxford ve Cambridge' e giderdi. Bir \e§it yontulmam1§ "biz her§eyi biliriz" anlay1§1 ile kan§ik Wittgenstein ve Oxford felsefesinin onemli bir etkisi soz konusuydu. Buna benzer §eylerin, o gunlerdeki Amerikan entellektiiel kultiiriiniin buyuk bir kesiminde ya§and1gma inaruyorum. Bu kibir, gii\lii bir milliyet\i unsuru olan anti-komiinizm ad1 verilen olgu ile de birle§ti. Bu durum, Avrupa'nm tekrar dirili§ine kadar siirdii; fiize krizi, bunun \arp1c1 ve dramatik bir ornegi idi. Ve hala bugiin de suriiyor. Daha ge\en giin Birle§mi§ Milletler'deki Amerikan biiyiikel\isi Madeleine Albright, oyle bir §ey soyledi ki bir ba§ka iilkeden birisi soylese skandal say1hrd1 ama normal bir §ey gibi goriildii. BM Giivenlik Konseyi, Irak konusunda ABD'nin sponsorlugunu yaphg1 bir karan ahp almamakta tereddut ediyordu. Albright, a\lk\a, burasmm bizim \lkarlanm1zm tehlikede oldugu bir bolge oldugunu ve eger miimkiinse \Ok tarafh hareket edecegimizi, tek tarafh hareket etmek zorunda kahrsak da bunu yapacag1rm190

Aktivizm ve Universite Bir aydm olarak, o y1llarda geli§en Soguk Sava§ sistemine ele§tirel bir yakla§1mm1z vard1ysa rrterkezden oylesine uzaktm1z ki bir ka\ dostunuz di§mda kimseyle konu§amazdm1z. Ben bunu \Ok iyi hatlrhyorum. Yani, 1940'larm sonunda Amerika'nm Yunanistan'daki sava§1yla ilgili §iipheleriniz var idiyse (ben, §iipheden de ote bunun deh§et verici oldugunu du§uniiyordum) marjinalle§tirilirdiniz. Tarud1klanm arasmda aym §eyleri dii§iinen hi\ kimseyi hahrlam1yorum. Aym §ey, Kore i\in de ~e~erliydi.' Kibir ve kendini hakh gorme anlay1§1 ile birle§en i\ guce teshrmyettek1 neredeyse tekdiize durum, altmi§h y1llarm ba§ma kadar da ortadan kalkmaya ba§lamadi. · Ku§kusuz, 1950'lerde Cambridge'deki insanlar arasmda benim Yunanistan veya Kore'yle ilgili \ekincelerimi payla§anlar yok degildi. Fakat bunlar a\lktan pek fazla ifade edilmedi. En iyimser ifadeyle soylemek gerekirse marjinal idiler. Buna bir ornek, 1953 ya da 1954'te \lkmaya b~§layan Dissent (Muhalefet) dergisi idi. Bu insanlar - Irving House, Lewis Coser ve digerleri- Tro\kisttiler. Ancak 1950 y1h civarmda Tro\kist orgutlenmeyi birakblar. 1950'lerin ortalarma gelindiginde ve daha sonrasmda sosyal demokrathlar ve Amerikan guciiniin a§mhklarma ele§tirel bakan insanlard1. Fakat aym zamanda, genel toplumsal kurallar biitiiniinden yigit bir kopu§ olarak da goriiliiyorlardi. Oyleydilerdi de. Fa-

I I I

-~

191


r .

'

! r '

i 1.

NOAM CHOMSKY

kat bu, i;ok istisnai bir durumdu. Daha tipik bir ornek vermek gerekirse, Macar isyanma tepki ve isyanm Ruslar tarafmdan ac1mas1zca bashnlmasm1 verebiliriz. Bir ara, Macaristan'm Ruslar tarafmdan i;;galini sert bir ;;ekilde kmayan Harvard'h bir ogretim iiyeleri grubu ile beraberdim. Ben de aym fikirdeydim. i;;gal korkuni;tu. Fakat, "bak, bu konuda hakhsm. Arna bu, diinyada meydana gelen tek olay degil" dedigirni hahrhyorum. 0 sHalarda ingilizler'in Kore'de yaphklarmdan bahsettim. Bu da aym ol<;iide deh;;et vericiydi. Soma bir i;e;;it sessizlik olu;;tu. Daha soma, i;ok bilmiยง biri "bu ikisi kiyaslanamaz <;iinkii Kenya'da, Macaristan'm aksine, i;ok az insan var" diyordu. Somiirge doneminin vah;;etlerinin tarh;;maya almmas1 bile kabul gormekten uzakti. Bir ba;;ka ornek, onbinlerce degilse bile binlerce insanm oliimiine yolai;an bir teror donernini getiren Guatemala'daki hiikiimetin dii;;iiriilii;;iine gosterilen tepkide bulunabilir. Bu olayda kimse kihm kip1rdatmadi. Spesifik olarak daha soma olanlar yiiziinden sanmm en dramatik ornek, belki de, Vietnam'da 1961'de ve Indo<;in'in genelinde olanlardi. Birle;;ik Devletler, 1954'te sahneye i;1kh ve hemen Cenevre anla;;malanm sekteye ugrahp, diplomatik bir i;oziimii engelledi ve Giiney Vietnam'da Latin Amerika tarz1 tipik bir terorist devlet kurdu. Ve bu devlet, o ony1lm sonuna kadar muhtemelen 60-70.000 insam oldiirmii;;tii ve bu az bir rakam degildi. Bu, bilinmiyor degildi ama onemsiz sayildi. Sadece Latin Amerika tarz1, Guatemala' daki gibi standart bir terordii ve biiyiitiilecek bir tarafi yoktu. 196l'de Kennedy i;;ba;;ma geldi. 0 zamana kadar, baski ve ;;iddet, direni;;i meydana i;1karm19h ve Amerika'nm uydu devleti i;okecekti. Bu ai;1kti. Kennedy, bu yiizden sava;;1 hrmandHd1, bir teror sava;;mdan Giiney Vietnam'a kar;;1 ai;1k bir saldmya yoneldi. Ve bu, gizli de degildi. 0 zamanlar bilmedigimiz pek i;ok ayrmhy1 bugiin biliyoruz. Fakat ana hatlar o zaman da apa<;1kti. 1962 Ekim'inde New York Times' da, arka sayfalara gizlenmiยง bir haberde, Amerikan pilotlarmm Giiney Vietnam' daki U\Uยง gorevlerinin ii<;te birini, aldatmak amac1yla Vietnam ui;aklanmn i;;aretleriyle donahlan ui;aklarla geri;ekle;;tirdiklerini okudugumu hahrhyorum. Amerikan kuvvetlerinin ya ii;inde oldugu ya da girmekte oldugu, napalm kullamm1 ve ekinlerin tahrip edilmesi yetkilerinin verildigi biliniyordu. Pek i;ok vah;;et hikayesi vard1 ama pek tepki yoktu. (::iinkii bir ba;;ka iilkeyi i;;gal etmek, ona sald1rmak ve halkm1 deh;;ete salmak bizim ii;in me;;ru say1hyordu. Altm1;;h y1llarm ortalanna kadar da iiniversite kampiislerindeki direni;; orgiitlenemedi. Ve o zaman bile, bilin<; ve aktivite diizeyi bir iiniversiteden digerine i;ok biiyiik farkhhklar gosteriyordu. Geri;ekten, bu 192

'

.

soGUK SAVA$ VE 0NivERSiTE

farkhhg1 birinci elden gozlemleme ;;ans1m oldu. (::iinkii 0 zamanlar hem Harvard'da hem de MIT' de i;ah;;1yordum. Pentagon'la baglanhlarma ragmen MIT, aslmda, muhalefetinde ~~rvard' dan daha aktif ve kampiisteki muhalefetine kar;;1 daha az sert ~d~. Bu ~olge.deki Vietnam Sava;;1 k~r91h <;abalarm i;ogu, MIT merkezli idi. MIT ~ek1 Salvador Luria, fa;;ist Italya'dan gelmi;; bir miilteciydi ve ~ep s1~1 solcu olarak kaldi. 0, pek <;ok faaliyete onciiliik etti. Ogretim uyelermm ulusal diizeyde New York Times'da yaymlad1klan ilanlara bakarsamz, <;ogunun MIT'nin onciiliigiinde yaymland1gm1, bir kismmda Harvard:m kati~:~1~m oldu.~unu. ama bunun i;ok daha marjinal diizeyde oldugunu ~oruruz; gunlenn Harvard'h ogretim uyelerini, genel standartlara gore, MIT h olanlara gore daha liberal bulacagm1zdan ku;;~u~ ~ok. Fakat benim tecriibeme gore, burada (MIT), ai;1k olma, ele;;tirlle~1~1 ai;1kta~. di~~e~~i~me, muhalefet gosterme, entellektiiel ve politik akhv1s~ oh_na ozgurlugu, Harvard' dakinden daha fazla idi. i;;te bu nedenled1r ~1 yalm.z~a ogretim iiyelerinin ban;; faaliyetleri degil, aym zamanda d1ger aktiv1teler de, hatta giiniin sorunlanyla ilgili halk toplanhlarmm hi<; d~gilse taban inisiya.~ifi ve kahhm1 ile olanlan da genellikle MIT merkezh geri;ekle;;iyordu. Ornek olarak Resist'i alm. Yani, yakla;;1k 1967' de ba;;layan, <;e;;itli hareketlerin faaliyetlerine ulusal diizeyde finansal_ destek saglayan grubu. Bu grup, biiyiik oli;iide MIT'nin ii;inden i;1kti. I;;in ~ogrudan ii;inde olan insanlarm listesine, ornegin yonetim kurulundak~lere bir goz atarsak pek i;ok MIT'li insan goriiriiz. Ba;;langicmdan bugune kadar Harvard' dan ise nadiren ogretim iiyeleri bulunmu;;~~~- Bu, olduki;a tutarh bir fark olmu;;tur. Yiizde yiiz degil tabi, ama bu eg1hm geri;ektir. MIT ile Harvard arasmdaki genel fark, belki de MIT'nin fen bilimleri bazh bir iiniversite olmas1 ve bu yiizden de ideolojik kis1tlamalann <;ok daha az olmasmdan kaynaklamyordu. Ben, sanmm Harvard' da hayatta kalamazd1m. MIT'de hi<; sorunum olmadi. (::ok ortahkta olmama v~ sa~1~1i:i _onlarm epey ba;;lanm agntmama ragmen geri;ekten oyle. ~~rern;;1~ 1i;mdeydim. Ve bu, fiilen bir Pentagon iiniversitesiydi. i;;lettigi ik1 _asken laboratuardan ba;;ka biit<;esinin yiizde doksam Pentagon' dan ~e~1~ordu.v F~~at ~ar~ila~hrmah standartla~~ gore akademik ozgiirliik s1c1h bayag11~~y-~i. H1i; bir ;;ey duymad1m. Universite yonetimi bir yerlerden bas~1 ~oruyorduysa da ben hi<; duymad1m. Ba;;kalan ii;in de aym ;;ey gei;erhydi. Durumun miikemmel oldugunu soylemiyorum ama ulke~eki en iyi ortamlardan birindeydik. Biiyiik <;aph bask1lann, aktivistlerm ve solcularm kovu;;turmaya ugrad1g1 ve hakkmda bilgi sahibi ol-

?lf

?

193


~ . <:·· -~~_i:

'

NOAM CHOMSKY dugum oteki iiniversitelerden <;ok daha iyi idi. Burada da olmamas1 gereken §eyler vardi. Arna ana hatlanyla buramn sicili iyiydi ve hala da oyle. . . Ben, 1955'te buraya geldigimde MIT'nin, agirhkh olarak asken bir yapis1 vardi. <;:ah§hg1m bina, Elektronik Ara§hrma Laboratuan idi ve ii<; kuvvet komutanhg1 tarafmdan finanse ediliyordu. Herkes rutin olarak gi.ivenlik soru§turmasmdan ge<;iriliyordu. Ben, gi.ivenlik soru§turmasm1 reddettim. Bana, o ana kadar bir tek benim reddettigimi soylediler. Hi<; kimsenin umurunda degildi ve <;ogu bunu aptalca buluyordu. Tum yaphg1m, askeri u<;aklarla bedava seyahat etme ve d~ger kol~y~1k~ lan geri <;evirmekti. Gi.ivenlik soru§turmasmdan ge<;mek 1stemed1g1m1 soyledim ama pek kimsenin de bunu dert edindigi yoktu. Siyasi gorii§lerinde ahlgan ve dobra dobra konu§an biriydim ama bu hi<; de bir sorun te§kil etmedi. MIT'deki lisans ogrencileri <;ok pasifti. 1968'in sonbaharma kadar <;ok az bir ogrenci faaliyeti vardi. 1965 veya 1966'da kii<;iik bir ogrenci grubu, Rosa Luxembourg Toplulugu'nu kurdu. Louis Kampf ve ben, ogretim i.iyesi olarak onlann dam§mamyd1k. 0 tarihlere gelindiginde, kendi donemimizle ilgili dersler veriyorduk. Bu konularla ilgili yi.izlerce ogrenciden olu§an dersler soz konusuydu. Yani, giderek bir ilgi olu§Uyordu, fakat 1968 sonbaharma kadar berrakla§mad1. Tesadi.if ya, bu ogrencilerden pek <;ogu hala bugi.in bile solda en aktif ve etkili olan insanlardir. Onlardan biri olan ve ogrenci dernegi ba§kam se<;ilen ama daha sonra gorevinden uzakla§hnlan Mike Albert (ki daha sonra onu kismen gorevine iade ettirebildik), daha sonralan South End Yaymevi'nin ve Z Magazine dergisinin kurulmasma katk1da bulundu. Steve Shalom gibi pek <;ok yazar da o arkaplandan geldi. Yani, <;ok canh ve <;ok iyi bir gruptu, hala da oyleler. Baz1lan, etraftaki en iyi insanlardir. Fakat 1968 sonbaharma kadar biiyi.ik ol<;iide MIT'nin marjininde idiler. O tarihte bu kii<;iik grup, bir asker ka<;agm1 saklama onerisini getirdi. O zamanlar insanlar boyle §eyler yaparlardi. Sozkonusu ki§i, askerden ka<;an i§<;i kesiminden Boston'lu biri idi. ilgili ogrenciler, kendisiyle konu§IDU§lardi. Karanm etrafhca di.i§iinmii§ti.i, sonu<;lanm biliyordu ve asker ka<;ag1 olu§unu a<;1ga vuracak ve a<;1ktan mi.icadele edecekti. Bunu, s1gmd1g1 yerden a<;1k<;a ilan edecek, FBI gelene kadar da insanlar onunla birlikte kalacaklardi. Ben kar§l <;1khm. Bunun ogrenci derneginin destegini kazanamayacag1m di.i§iiniiyordum. F~~at ogrenciler yine de plam uygulamaya koydular. Fena yamlm1§hm. Ogrenci derneginde bir basm toplanhs1 di.izenlediler. Bir anda MIT fiilen kapandi. 194

'

'

soGUK SAVA$ VE ONivERSiTE Ogrenci kitlesinin neredeyse tamarm, binlerce insan yirmi dart saat oradaydi. Politik seminer ve toplanhlardan rock miizige ve o giinlere ozgi.i etkinliklere kadar pek <;ok §ey yap1hyordu. Etkinlikler tum Enstiti.i'yii sarm1§h. Bundan sonra, MIT-devlet ili§kilerini ilk sorgulama, bilim ve teknolojinin toplumsal rolii ile ilgili sorunlar ve daha pek <;ok konu da dahil bir y1gm inisiyatif ger<;ekle§ti. 4 Mart 1949'da, biitiin giin siiren biiyiik bir toplanh diizenlendi ve ti.im Enstiti.i kapahldi. Bunun pek <;ok kahc1 etkisi <;>ldu. Bu kurum o giinden beri de eskisi gibi olmadi. I§in ilgin<; yam, o zamanlar MIT'nin hala pasif oldugunun dii§iiniilmesiydi. 1968'de i§ diinyasmm onderliginde sava§m hrmam§ml durdurma, gorii§melerin zeminini haz1rlama ve sonu<;ta geri <;ekilme karan almd1gmda yap1lan §eylerden biri, iiniversiteleri sakinle§tirmeye <;ah§mak ve "Tamaro, hepsi bitti. Arhk hepimiz aym taraftay1z" demek· ti. Ulusal giivenlik dam§manhg1 ve Harvard' da dekanhk yapm1§ olan McGeorge Bundy, iilkenin <;e§itli yerlerine gonderildi. Etrafa "Hadi dost olahm, ban§ahm. Arhk bitti" mesaj1m gotiirecek bir "ban§ misyonu" idi bu. Nab1z yoklamak amac1yla once <;ok sakin bir yere, De Paul Universitesi'ne gonderildi. Sanmm bunun tek nedeni, "ban§ misyonu"nun ne derece i§e yarayacagm1 gormekti. i§e yarad1 da. New York Times'ta konuyla ilgili uzun bir haber yeraldi. Bu turdaki ikinci durak sanmm MIT idi. MIT'nin se<;ilmesinin nedeni, muhtemelen, <;ok hareketsiz ve pasif olmas1 ve bu yiizden de giivenli olacagmm dii§iiniilmesidir. Olanlar, herkes i<;in biraz siirpriz olmu§tu. Bunlarm ayrmhlanna girmeyecegim. Herneyse, bu, turun sonu oldu. Devlet paras1 meselesine geri donersek; dogal bilirnler ile sosyal bilimler arasmda onemli bir fark oldugunu dii§iiniiyorum. Bana gore, dogal bilimciler hiikiimetin politikalanm destekleyici olmalanna ragmen bunun askeriyenin saglad1g1 finansmandan dolay1 oldugunu sanm1yorum. Bu anlamda, kendi deneyimimin hayli tipik olduguna inamyorum. Fakat sosyal bilimlere bakacak olursamz durumun farkh oldugunu goriirsiiniiz. MIT'deki (§imdiki ad1yla) Siyaset Bilimi Boliimii, yakla§1k 1960'a kadar iktisat Boliimii biinyesindeydi. MIT, bir miihendislik faki.iltesi idi. Ba§ka alanlarda da <;ok az boliimii vard1. 1960'lara kadar da olagan anlamda bir iiniversite haline gelmedi. 1960 Civannda Siyaset Bilimi Boliimi.i, iktisat Boliimii'nden aynldi. Ve o zamanlar, a<;1k<;a CIA tarafmdan finanse ediliyordu. Bu, gizli sakh bir §ey degildi. Hi<; kimse sessiz kalmak i<;in bir sebep gormiiyordu. Dogrusu ben de gormiiyorum. Boliim'iin, Merkezi Haberalma Te§kilah'nca alenen fi195


NOAM CHOMSKY

nansmam 1960'larm ortalarmda durduruldu. Fakat boliim, skandal faaliyetler ic;inde dogrudan yeralmaya devam etti. Siyaset Bilimi Boliimii, bilebildigim kadanyla, kapah ve gizli seminerleri olan kampiisteki tek boliimdii. Bir keresinde bunlardan birinde konu§ma yapmak iizere davet edilmi§tim, oradan biliyorum. BOliim'iin Saigon'da bir villas1 vardi. Doktora ogrencileri burada tezleri ic;in pasifle§tirme projeleri iizerinde c;ah§malar veya buna benzer §eyler yap1yorlard1. Bu c;erc;evede, siy~sal davram§lan §ekillendirmede ve belki de ogretim iiyelerini ve ogrencileri sec;mede devletle ili§kilerin saglam oldugunda ku§kU yok. Bunun ne kadar siirdiigiinii bilmiyorum. Aym §eylerin arhk gec;erli olmad1.g1 kesin. Oras1, §imdilerde c;ok daha ac;1k bir boliim. Fakat o zamanlar Siyaset Bilimi Boliimii ile Enstitii arasmda oldukc;a biiyiik bir fark oldugunu dii§iiniiyordum. insanlar arasmda bir anket yaps~ydm~, _bel~~ ~e ~~yaset Bilimi Boliimii'niin, genel standartlara gore Muhend1shk Bolumu nden daha liberal oldugu sonucunu elde ederdiniz. Fakat bu ayn bir durumdur. Gerc;ek olan §U ki, o zamanlar bile c;ok az bir gizlilik vardi. 1969'da ben, bahsettigim olaylar somasmda MIT biitc;esini inceleyen komitede gorevliydim. Bu gizli bir §ey degildir, yani verileri elde edebilirsiniz. MIT'nin yt.lhk biitc;esinin 200 milyon dolarm biraz iizerinde oldugunu, bunun yansmm dogrudan MI~ tarafmdan_ i§letilen biiyiik 1 asker~ la~o~ ratuarlara, Lincoln Laboratuan nave Tech1zat Laboratuan na (§1md1k1 ad1yla Draper Laboratuan'na) gittigini hahrhyorum. Akademi~ ~ii~c;eyi olu§turan diger yansmm ise yiizde 90'1.mn Pentagon'dan geld1gm1 hahrhyorum. Y1llar gec;tikc;e bunda degi§meler oldu. Bunu sebe~i, k1~~e~, bilim dallanndaki geli§melerdi. \:iinkii o donemden soma b1yoloJ1 buyiidii, geli§ti. Her ne kadar biiyiik oranlara vard1ysa da bugiinlerde yiizde 90 gibi biiyiik rakamlar soz konusu degil. Ancak o zamanlar c;ok az bir gizli c;ah§mamn yiiriitiildiigiinii dii~ii~iiy~rum. . .. .. Fen bilimlerindeki gizli materyaller ic;m bir yerlerde bir kutiiphanenin oldugu dii§iiniiliiyordu. Eger vard1ysa, materyaller c;ok onemli degildi ve o zamandan bugiine saglam kalmalan dii§iik ihtimal. 0 donemde her tiirlii gizli ara§hrma c;ah§malanm birakma karan ahnd1 ve o giinden beri de herhangi bir gizli c;ah§ma yapi1~1g1m d~ san~uyo:~· Ote yandan, devletin saglad1g1 finansmandan §irketlerm saglad1_g1 f1nansmana dogru gec;ildikc;e gizlilik de artmaktadir. Genel olarak, §trketlerin destegi, Pentagon'mkinden c;ok daha smirh ve dardir. Pentagon, temel bilimlere fon saglard1. Aslmda Pentagon, Amerika'nm sanayi politikasmm ortiisii olmu§tur. 1940'larm sonunda, sanayinin ileri sektorlerinin siibvansiyonunda kamu fonlannm kullamlma arac1 olarak kurul-

,, soGUK SAVA$ VE ONivERSiTE

du. Ekonomi basmmda yeralan bir §eydi bu; gizlenen bir taraf1 yoktu. Ornegin, 1960'lar boyunca elektronikle ilgili ara§hrmalarm yakla§1k yiizde 85'i Pentagon tarafmdan finanse edildi. "Pentagon" ile tiim sistemi, Ulusal Havac1hk ve Uzay Dairesi'ni, Enerji Bakanhg1 vesaireyi, yani "savunma" tabir edilen §eyi kastediyorum. Bunun nedeni ve bu destegin a§ag1 yukan Soguk Sava§'taki diizeyinde kalmasmm nedenlerinden biri, bunun, sanayiinin ileri sektOrlerinin kamusal finansmam sistemi olmas1dir. Ve bu, Pentagon'un temel bilimleri, k1sa vadeli getirilerine ili§kin kayg1lar ta§imadan desteklemesi anlamma geliyordu. Temel bilimleri desteklerken Pentagon'un beklentisi, eninde sonunda bu c;ah§malardan bir §eyler c;1kacag1 ve bunun da ozel bir giic; ac;1smdan yararh olacagi idi. Bilgisayarlarm tarihi, bu tiirden bir diizenlemenin bir ornegini olu§turuyor. Bilgisayarlar, 1950'lerde pazarlanabilir degillerdi, c;iinkii c;ok biiyiik ve hantald1lar. Sonuc;ta, Pentagon kanahyla yap1lan kamusal finansman yakla§1k yiizde 100 idi. 1960'lara gelindiginde bilgisayarlar pazarlanabilir oldu ve boylece Pentagon bu i§i "ozel giri§im"e (kamusal siibvansiyon, ozel kar) devretti ve daha soma kamusal finansman yakla§1k yiizde SO'lere c;ekildi. Diger alanlarda da benzer durumlar soz konusudur. Amerikan ekonomisinde o zamanlar ve §imdi siibvansiyon almaffil§ bir sektor bulmak zor. 1980'ler boyunca Reagancilar (devletc;i gericiler, muhafazakar bir taraf1 olmayanlar), korumac1hg1 biiyiik olc;iide arhrmaktan ba§ka bilgisayarlar ve ilgili teknolojileri finanse etme giri§imini de ba§lathlar. Bu alanlar, kismen, bir Pentagon ara§hrma ajans1 olan Savunma Amac;h ileri Ara§hrmalar Ajans1 tarafmdan finanse ediliyordu. Ajans, Silicon Vadisi'ndekiler tiiriinden niive §irketler kurdu ve bunlar alanlannm liderleri oldular. "Yild1z Sava§lan" da biiyiik olc;iide boyleydi. Sistem elli yildir boyle i§liyor. Ote yandan, i§ diinyas1 da tern.el ara§hrmalan desteklemek istemiyor. Bunun nedeni, Ford Motor Company'nin kendi teknolojisini General Motors' a vermemesi ile aym. Temel bilimleri herkes kullanabilir. Onlar, para kazanabilecekleri §eyleri finanse etmek isterler. Bu da c;ok dar bir finansman alam, kisa vadeli uygulamah c;ah§malar ve gizlilik anlarmna geliyor, zira hie; kimsenin bu c;ah§malan bilmesini istemezler. Arhk gizliligi empoze edemiyorlar ama parasal destegin gizlilige bagh oldugunu ac;1kc;a belirtebiliyorlar. Universiteler devlet desteginden §irket destegine dogru kayd1kc;a bunun etkileri hissedilebiliyor. Pentagon, pek c;ok ac;1dan finansman saglayan kurumlarm en ozgiirii idi. Pentagon'un, ne yaphgm1 gozetleyecek bir Senator Proxmire'1 yoktu. Ulusal

196 197


r !

I

soGUK SAV~VE 0NiVERSiTE

NOAM CHOMSKY

Fall'un makalesi ise, hpa hp benim soyledigimi soyliiyor. Yani savagla ilgili temel karann, Giiney Vietnam'1 daha once hic;bir bolgeye yap1lmad1g1 kadar bombalamak oldugunu. McNamara, Giiney Vietnam'1 196l'de yahut 1965'de bombalama karanm hie; tarhgm1yor. Giiney'in bombalanmasmm pek maliyeti yoktu. Bu yiizden de tarhgmah degildi, onemsizdi. Dahas1 Fall, Birlegik Devletler'in c;ok biiyiik bir askeri giic; kulland1g1m ve bu giiciin k1sa vadede askeri bir yenilgiye ugrablamayacagm1 da soyliiyor. Amerika, ge<;:migte Frans1zlar'm yapbklarmdan fazla bir gey yapm1yordu. Bu yiizden de Frans1zlar'm Cezayir'de ald1klan yenilgiden daha biiyiigiinii almalan soz konusu olamazdi. Ancak Fall'a gore Vietnamhlar aym kaderi paylagacaklar. McNamara'nm, Fall'dan "iyi haber" olarak alg1lad1g1 da bu. Fall bir gahindi ama Vietnamhlar ile ilgili kaygilar da tag1yordu. 0, korkunc; savag suc;lamalan, igkenceler, Amerika'nm koyliileri katlettigi, hastaneleri bombalad1g1 durumlardan da bahsediyor. "iyi haber" igte bu. Bize bir maliyeti yok. 0 halde ilgisiz kalahm. McNamara daha soma bir dipnot diigerek, Fall'un iki y1l soma fikrini degigtirdigini, iyimser goriiglerini terkettigini, Amerikan giiciiniin belki de galip gelemeyecegini diigiinmeye baglad1gm1 soyliiyor. McNamara, Fall'un 1967' de yazd1g1 ve Amerikan giic;lerinin galip gelebilecegi kayg1sm1 dile getirdigi makalelere ahfta bulunuyor. Onun bu makalelerde soyledigi, kiiltiirel ve tarihsel bir varhk olarak Vietnam'm, bu biiyiikliikteki bir alana tarihte ilk kez boylesine taarruza gec;mig en biiyiik sava§ makinasmm darbeleri altmda haritadan silinme tehlikesine maruz oldugudur. McNamara'ya gore bu, Amerikan giiciiniin galip gelip gelmemesi ac;1smdan Fall'un, goriigiinii iyimserlikten kotiimserlige degigtirmesi demek. Dogrusu, McNamara'nm bunu boyle yorumlamas1 bizi ilgilendirmez. Kendisi, olup biteni nadiren anlayabilen onemsiz bir teknokrathr. Fakat bizi ilgilendiren, kitabma her taraftan gosterilen tepkilerdir. Kitap elegtirmenlerine bir goz atahm. Hie; kimse, McNamara'nm, Fall'un Amerikan vahgetini sert bir gekilde kmay1gmdan "iyi haber" geklinde sozetmesinde ve "iyi haber" ile ilgili goriiglerini Amerika'nm Vietnam'1 yokedecegi ic;in degigtirdigini soylemesinde gagilacak bir gey gormiiyordu. Bunun bir benzerini bulmak ic;in sanmm Nazi argivlerinde yorucu bir c;ahgma yapmak gerek. Bunlan, sol muhaliflerin c;ogu da dahil Amerikan aydmlannn:i, propaganda sisteminin zincirlerini kirmadaki yetersizh .lerini gozler oniine serm0k ic;in anlatiyorum. Bugiine kadar, Amerika'mn Giiney Vietnam'a sald1rd1g1 temel gerc;egini kabulleneme-

Bilim Vakfi'nm (NSF) vardi. Yani Pentagon, ne tiir bir finansman saglayacag1 konusunda daha ozgiirdii. Ac;1kc;a kendisini zenginlerin, sanayinin ileri sektorlerinin miigfik devleti olarak goriiyordu. Bu yiizden de en sonunda, beki de y1llar soma yararh olabilecek her gey ic;in c;ok fazla gozetleme de olmaks1zm parasal destek saglamyordu. NSF ise c;ok daha biirokratikti. Gozetim altmda tutuluyordu. $irketler de mikro diizeyde yonetilirler ve k1sa vadeli c;1karlara sahiptirler. Gec;enlerde Science dergisi bu konuyla ilgili geni§ bir haber yaph. Orada, araghrmalarm olc;eginin daralblmasmm ve girket destegine dogru gec;i§te gizliligin artmasmm (en azmdan bilgiyi paylagma konusunda) ulusal diizeydeki etkileri tarhg1hyordu. Vietnam ve Aydmlar Amerika'nm Giiney Vietnam' a sald1rd1g1 gerc;egi, bugiine kadar Amerikan bilim diinyasmda, entellektiiel hayatmda ve hatta Sol kesimin c;ogunda biiyiik kabul gormedi. Giiney Vietnam'a saldird1g1m1z gerc;egi (196l'de bunun oldugu kesin) ve Giiney Vietnam'm, savagm ta sonuna kadar saldmlanm1zm hedefi oldugu temel gerc;egini kabullenemeyigimizden daha dramatik bir disiplin ornegi ve aydm sm1fmm teslimiyetc;iligi ornegi tahayyiil etmek zor. Bu konunun bugiine kadar ele alm1g tarz1, Robert McNamara'nm kitab1 orneginde goriilebilir. Bu kitap, arbk temel bir fenomendir ve hemen herkes kitapla ilgili elegtiri ve tarhgmalar yaymlam1ghr. McNamara, iki temel kararm ahmgmda rol oynam1gh. Birincisi 196l'deydi ve devlet terorizminden Giiney Vietnam'a dogrudan saldmya gec;igle ilgiliydi. Savagla ilgili ikinci biiyiik karar, 1961 $ubat'mda almdi. Bu, Kuzey Vietnam'1 bombalama ve Giiney Vietnam' a Amerikan birlikleri gonderme karan degil, Giiney Vietnam'1 Kuzey Vietnam'm ii<;: kah bir yogunlukla bombalama karanydi. Bunlan, Bernard Fall'dan, yani o agm gahin Frans1z askeri tarih uzmam ve Amerikahlar'm c;ok deger verdikleri bir damgmandan (kendisi saha gorevlerine filan c;1k1yordu) aynen aktanlm1g bilgilerdir. McNamara, Fall'dan almb yapm1yor fakat benim az once bahsettigim makalelerden yap1yor. Gerc;ekten Fall, McNamara'nm kitabmda ciddi olarak abfta bulunulan tek haric;ten uzman. McNamara, onun makalesinden "iyi haber" olarak sozeder. Sozettigi baglam da, McNamara'nm, saldmlan artirmanm ve Giiney Vietnam'1 bombalamanm neden manbkh bir i§ oldugunu apklamas1yd1. Ona gore, savag alanmdan iyi haberler ahyorduk. Abfta bulundugu

199

198

·•


•'

soGUK SAV~VE UNiVERSiTE

NOAM CHOMSKY dik. Aslmda Amerika, tarihteki en §a~nrhc1 propaganda ba§ansm1 elde etti. Sw;:u Vietnamhlar'a yiiklemeyi ba§ardi. Magdur olan bizdik. Bu nedenle sava§m sonundan ta bugiine kadar sordugumuz soru, Vietilamhlar'm davram§larmm, onlarm medeni diinyaya girmelerine izin vermek ac;1smdan bizim ic;in yeterince iyi olup olmad1g1dir. Ba§kan oldugu donemde George Bush'un, New York Times'm on sayfasmda konuyla ilgili bir konu§mas1 yeraldi. Bush, Vietnamhlar'm bize kar§l i§ledigi suc;lar ic;in cezalandmlmalanm istemedigimizi, sadece yap1p ettiklerini diiriistc;e kabullenmelerini istedigimizi ve Hanoi'nin bunu anlamas1 gerektigini soyliiyordu. Bu yaz1, Japonlar'm karakterlerinde biraz bozukluk oldugunu kibarca ifade eden onlarca makaleden yakla§ik birisiyle. aym donemde c;1km1§h. Bu karakter bozuklugu yiiziinden Japonlar, Ikinci Diinya Sava§l sirasmda i§ledikleri suc;lan kabul edemiyorlardi.Boyle bir tavn, bir ba§ka yerde, Brejnev'in Rusyas1'nda bile bulabileceginizden ku§kuluyum. Orada insanlar Afganistan'1 i§gal ettiklerini, magdur tarafm da kendileri olmad1gm1 biliyorlardi. Burada ise tam tersi. Neredeyse yorumlanmadan, hatta belki de insanlarm ruhu bile duymadan gec;ip gidiyor. Times'da da bir yaz1 vard1. Nicholas Kristof'un, Japonlar'1n karakter bozuklugu ile ilgili say1s1z yaz1larmdan biriydi bu ve Japonlar'm nihayet pi§manhklanm ifade ettiklerini ancak "oziir dilemek" degil de "pi§man olmak" anlamma gelen bir kelime kulland1klann anlahyordu. Pe§inden de yine orada, birinci sayfada, karakterlerin bir tiir filolojik tahlili yap1hyordu. Bundan ba§ka, Kristof'a gore Japonlar Asya halklanna biiyiik ac1lar c;ektirdikleri gerc;egine ili§kin ciddi kabuller beyan etmelerine ragmen gerc;ekten aklanml§ olmadilar. Bunlan, oteki saldirganhk ve somiirgecilikler baglamma oturtarak hala srn;lanm hafifletmeye c;ah§1yorlardi. Bu sac;mahkh tabi. Asya'da Japonlar'dan ba§ka kimse somiirgecilik vah§eti i§lemedi ve saldirganhk yapmadi. Hollandahlar hie; yapmadi. ingilizler hie; yapmadi. Frans1zlar hie; yapmadi. Biz hie; yapmad1k. Filipinler'i fethetmemizin ve iki yiiz bin insam oldiirmemizin kotii bir §ey olmad1g1m, bunlarm yalmzca bir ho§geldin partisi oldugunu kim soyleyebilir? Vietnam' a gelince; orada dort milyon mdoc;inli olmii§ olabilir. Arna bu, Kuzey Vietnamlilar'm kabahatidir, bizim degil. Ve bu, yine aym paragrafta- soyleniyor! Bahsettigim haber, Japonlar'm oziir dilemedeki isteksizligine herkesin kahlmad1gm1 gostermek ic;in bir tiir Japonya'mn New York Times'1 olan Asahi Shimbun'dan almh yap1yor. Asahi'de, Japonya'nm eksiksiz olarak oziir dilemeyi reddetmesini kmayan bir ba§yaz1 yaymlandi. New York Times, Vietnam'daki sa-

va§ ic;in eksiksiz olarak oziir dilemeyi reddeden kendisi hie; "tam olarak oziir diledi mi" ya da Amerika'y1 hie; kmad1 rm? McNamara'nm kitab1na bakarsamz, oziir diliyor ama Amerikan halkmdan, kendilerine yap1lanlar ic;in diliyor. Kitapla ilgili degerlendirmelere bakarsamz, bunun c;ok mertc;e ve onurlu bir davram§ say1ld1gm1 goriirsiiniiz. Altmi§h y11larda kiiltiiriin tiimiinde biiyiik degi§imler ya§andi. Universite de pek c;ok ac;1dan bu degi§imlerin ic;inde yeraldi. Her§eye gosterilen tavirda biiyiik degi§imler vard1 ve bunlar tiim toplumu etkiledi: Ki§isel ili§kileri, kadmlara bak1§1, c;evreye bak1§1 ve oteki kiiltiirlere sayg1yi.·K1saca her alanda biiyiik bir degi§im ya§andi. The Times bile degi§ti. <;iinkii her kurum, bir dereceye kadar kamuoyu davram§ml yans1hr. Kremlin bile bir dereceye kadar kamuoyu davram§m1 yans1hyordu. Yani sonuc;ta The Times,§imdi, 1960'larda oldugundan daha ac;1k bir gazete. Bob Herbert'in The Times'da yazabilecegi dii§iiniilemezdi. Aslmda bu gazete, c;ok fazla sava§ yanhs1 idi ve hahrlad1g1m kadanyla Anthony Lewis belki de sava§l kmayan The Times' daki ilk ki§i idi -her ne kadar "sava§m ele§tirisi", Amerika'nm, sava§1 kabul edilebilir bir maliyetle kazanamayabilecegini soylemekten ibarettiyse de. David Halbestam, "ele§tireldi". Ba§yaz1lar da "ele§tireldi". Ele§tiriler, Amerika':hm kotii taktikler izledigi ve muhtemelen kazanamayacag1 ya da sava§m maliyetinin c;ok fazla oldugu, bu yiizden de ba§ka bir yol denemenin gerektigi noktasmda toplamyordu. Lewis'in gecikmi§ ele§tirisi bile c;ok ihml1 idi ve iyi §eyler yapmak ic;in acemice bir seriivene ba§lad1g1m1z1 ama bunun bir felakete donii§tiigiinii ve c;ok pahahya maloldugunu soyliiyordu. 1960'lar ve 1970'lerde bunlara "ele§tiri" deniyordu. Ogrenciler, genel kiiltiiriin c;ok da d1§mda degildirler. 0 zaman da degildiler. Fakat bu konunun c;ok uzagmda bir §eyi, Amerikan yerlilerini ele alahm. Amerikan halk1mn asli giinah1, her §eyden once, yerli niifusa ne oldugu meselesidir. Bu konu, popiiler kiiltiiriin bir parc;as1 degildi. Entellektiiel kiiltiiriin ve hatta akademik antropolojinin bile parc;as1 degildi. Bu konu, ancak 1960'larm sonunda anlay1§ ve davram§lara girdi ve §imdi ortahkta olmayan bir kac; milyon insamn ba§ma bir §eylerin geldigini gorme istegi belirdi. Konu iizerindeki bilimsel ara§hrmalar ciddi bic;imde bu donemde ba§ladi. Bu c;ah§malarm bir k1sm1 akademik meslegin d1§mda ba§lad1 ve daha sonra ona dahil oldu. Halkm tav1rlan da degi§ti. 1992'ye gelindiginde, yanmkiirenin kurtulu§unun be§yiiziincii yihm kutlamak ic;in yapilan torenlerin iptali ic;in c;abalar soz konusuydu. Bunu yapmak imkans1zd1. Kolejler yiiziinden degil, kamuoyu i

!

200

\

I

J.

201

I


,.·

~ I

' NOAM CHOMSKY

kabul etmeyecegi ic;in. Halk, bunu, yanmki.irenin kurtulu:;;u olarak kabul etmez. Ve bu degi:;iim, hemen her konuyu kapsamaktadir. Bunu yine Vietnam konusunda dramatik olarak gorehilirsiniz. 1970'den beri halkm Vietnam Sava:;;1'na yakla:;;1rm konusunda kamuoyu yoklamalan yapilrm:;ihr ve sonuc;lar da dramatiktir. Bildigim kadanyla sonuncusu 1990'larm ba:;;mdayd1. Kamuoyu yoklamalarmm ba:;;lad1g1 1970'lerden 1990'larm ba:;;ma kadar gene! kamuoyunun yakla:;;1k yiizde 70'i sava:;;1, "bir hata" olarak degil "temelden yanh:;; ve moral d1:;;1" olarak tarumhyor. Ancak aydmlarm hic;biri, hic;bir zaman boyle tarumlama'" di. Ti.im soyleyebildikleri, "bir hatadir" oldu. Bu, solun onernli bir kesimi ic;in de gec;erli. 1974 Yilmda yaymlanan The American Intellectual Elite (Amerikan Entellektiiel Elitleri) adh kitabmda Charles Kadushin, c;ogu solcu veya solcu-liberal olarak gori.ilebilecek 200 "elit entellekti.iele", Vietnam Sava:;;1'na kar:;;1 tav1rlarmm ne oldugunu sordu. Tesadiifti.ir ki bu miilakatlar 1970 Nisan'1 civarmda, yani Kamboc;ya'nm i:;igalinin hemen ertesinde yapilm1:;;b. Bu, sava:;;a muhalefetin doruk noktaya c;1khg1, okullarm kapand1g1, her:;;eyin oldugu bir donemdi. Bunlan hafizamdan soyliiyorum, tam olarak hahrlamayabilirim ama hahrlayabildigim kadanyla Kadushin, aydmlan i.ic; kategoriye aymyordu. ilkin, onun sava:;;m "pragmatik muhalifleri" dedigi aydmlar (Anthony Lewis gibi) vardi. Bunlarm soyledigi, temelde, sava:;;1 kisa si.irede bitiremeyecegimiz ve bize maliyetinin de c;ok yi.iksek oldugu idi. Sonra, "moral muhalifler" dedigi aydmlar vard1. Bunlar da, temelde, sava:;;m c;ok kan11 hale geldiginden :;iikayetc;iydiler. Bir hastaneye napalm bombas1 atilmas1 kabul edilebilirdi ama on hastaneye degil. Yani bunlar "moral muhalifler" idiler. Kavram ilginc;. Uc;i.inci.i kategoride ise, saldirganhgm yanh:;; oldugunu savunan ve Kadushin'in "ideolojik muhalifler" dedigi aydmlar vardi. 200 Aydm ic;inde bunlardan saruyorum iki tane vard1. ikincisinin kim oldugundan emin degilim ama yaphg1 her almhdan birinin kendim oldugunu c;1kanyordum. $imdi, Kadushin bunu yapmad1 ama varsayahm ki insanlara Ruslar'm <;ekoslavakya'y1 i:;igali hakkmda ne di.i:;;i.indi.iklerini sormu:;; olsun. i:;;gal, c;ok koti.i bir :;;eydi fakat Ruslar milyonlarca insaru oldi.irmedi. Hemen hemen hie; kimseyi oldiirmedi. Ancak bu i:;igale herkes "ideolojik muhalif" olabili.idi ama bunu "ideolojik" olarak adlandirmazd1. Bu, normal bir diiri.istliik icab1 sayilird1. Diger yandan, sava:;;a muhalefetin doruk noktasmda Amerikan entellekti.iel elitleri arasmda neredeyse hie; kimse ilkeli bir muhalefet yapmad1. Yapan c;ok az sayidaki ki:;ii de "ideolojik" olmakla suc;larup d1:;;land1, ciddiye ahnmad1. 0 zamanlar halkm 202

.

SOCUK SAVA$ VE UNiVERSiTE

yakla:;;1k iic;te ikisi sava:;;1, moral olmad1g1 gerekc;esiyle krmyordu ve birkac; yil ic;erisinde de :;;u yarg1ya vanld1: "sava:;;, temelden yanh:;ihr, moral d1:;;1dir ve sadece bir hata degildir". Yani bunun, gene! halk ile entellekti.iel elitler arasmdaki pek c;ok ki.iltiirel kmlmadan biri oldugunu soylemeliyim. Ve bu kmlma, sarunm c;ok gozle gori.ili.ir niteliktedir. Universiteler degi:;imi:;itir. <;i.inki.i ic;indeki insanlar degi:;imi:;itir. Ben, "entellektiieller degi:;imedi" derken kamuoyu entellekti.iellerini kastediyorum. Yani, kamuoyu arenasmda boy gosteren, di.inya ile ilgili derin ac;1klamalar yapanlan filan. Onlarm pek fazla degi:;itiklerini sanrmyorum. Degi:;iim, gorebildigimiz kadanyla, gene! kamuoyunda oldugundan daha az dramatiktir. Her toplumda saygm aydmlarm, yani ciddi entellekti.ieller olarak kabul gorenlerin ezici c;ogunlugu iktidara tabi olma egilimindedir. iktidara tabi olmayanlar, aydm olarak kabul edilmezler veya muhalifler ya da "ideolojikler" olarak gori.ili.ip marjinalle:;itirilirler. Yine de toplurnlar arasmda farkhhklar vardir ve bu hie; bir zaman yiizde yi.iz degildir. Fakat genel egilim, medya :;iirketlerinin :;iirket c;1karlarma hizmet ettigi gerc;egi kadar ac;1khr. Bildigim kadanyla bu, tarih boyunca da 'boyle de olmu:;;tur. incil'de buna bir omek bulunabilir. Kim saygm entellekti.iel, kim muhalifti? Sahte peygamberler, saygm entellektiiellerdi. Onlara, yi.izy11lar sonra "sahte" peygamber dendi, kendi zamanlarmda degil. 0 zamanlar hapse ahlan, ki.ifredilen ve c;ole siiriilen insanlar kirnlerdi? Sebep, onlarm hem manevi hem jeopolitik bir ele§tiri getirmeleriydi. Onlara gore liderler i.ilkeyi felakete siiriikli.iyordu. insanlar dul ve yetirnlere bakmahydilar vesaire. Boyle insanlar, sert muamelelere tabi tutulurlar. Ne kadar sert olacag1 da toplumun niteligine bagh. Brejnev'in Dogu Avrupas1'nda hapse ahlabilir veya si.irgiine gonderilebilirlerdi. El Salvador gibi, Amerika'ya bagh tipik bir i.ilkede, Amerikahlarca egitilmi§ taburlar tarafmdan beyinleri parc;alanabilir yahut pala b1c;aklanyla beyinleri parc;alara aynlabilirdi yahut da canlarrm kurtarmak .ic;in kac;abilirlerdi. Fakat boyle insanlann, saygmhk goren ana c;izgide kabul gormeleri dii§iik ihtimaldir. Bu, hie; de sadece bizim toplumumuza ozgii bir §ey degil. Bizim kendi toplumumuz, normalin otesinde ozgi.ir ve ac;1k bir toplumdur. Ve gorece imtiyazh insanlar (bu, pek c;ok insan demek), c;e§itli naho:;; muamelelere tabi olabilirler ama kar:;;ila§hrmah standartlara gore c;ok fazla degildir bu. Muhalifleri marjinalle§tirme egilimi hep olmu§tur ve fiili gi.ic; ve egemenlikteki biiyi.ik e§itsizlikler varoldugu siirece de hep olacakhr. 203

I 'i 11!

r 1!

If '


soGUK SAV~VE ONiVERSiTE NOAM CHOMSKY Karar vermedeki fiili giic;, dar bir alanda yogunla§hg1 zaman bu giic; doktrinel kurumlarda da kullamlacaktir. John Dewey, bir keresinde siyaseti, biiyiik i§letmeleriri toplum iizerine dii§en golgesi §eklinde tammlami§h. Bu durum, genel olarak iiniversiteler ve doktrinel sistem ic;in de aym derecede gec;erlidir. Tabi ki, 1960'lardan ~eri yap1ld1g1 gibi buna kar§1 miicadele edebilir ve degi§tirebilirsiniz. Universitelerdeki ve illkenin genelindeki durum, kirk yil oncesindeki gibi degil. Bir ornek vermek gerekirse, zencilerin Giiney' de gordiikleri muameledeki degi§im dramatiktir. Bir kac; yil once Hattiesburg'da (Missisippi) idim ve 1960'larm ba§l ile §imdiki durum arasmdaki fark, gece ile giindiiz arasmdaki fark kadar ac;1kb. Degi§imler, gokten zembille inmedi. Cesur ve kararh bir miicadele sonunda gerc;ekle§ti. Aym §ey, her alan ic;in gec;erli. Dstelik bu, siiregiden bir miicadeledir. Durumu geriye dondiirmek isteyenler hie; bir zaman pes etmeyecekler. Bu c;abalarm1 hep siirdiiriiyorlar. Muazzam kaynaklara sahipler ve eger insanlar direni§ gostermezlerse da kazamrlar. Olumlu yondeki degi§imler kolayca geri dondiiriilemezler ama dondiirillmeleri miimkiindiir. i§c;i hareketi tarihi ogretici bir ornektir buna. i§c;i hareketi, her modern toplumda, demokratikle§me ve insan haklarmm oncii giicii olmu§tur. Birle§ik Devletler'in olagan d1§1 bir i§c;i tarihi var. Buras1, c;ok biiyiik olc;iide i§ diinyas1 tarafmdan yonetilen bir toplumdur ve Amerikan i§c;i tarihi normalin iizerinde §iddete dayah ve sert gec;mi§tir. Amerikah i§c;iler, 1930'larm sonuna kadar, bayag1 gerici sanayi toplumlarmda bile i§c;ilerin c;ok onceden elde ettikleri haklan elde edemediler. 1 May1s, aslmda Amerikan i§c;ileri ile bir dayam§ma giiniiydii. Bu, kablmak bir yana hie; kimsenin 1 May1s hakkmda bir §ey bilmedigi bir kac; toplumdan birindeki egemen kiiltiiriin dramatik bir yans1mas1dir. Birle§ik Devletler altm1§ y1l once ana sanayi toplumu c;izgisine girdiginde ekonomi basm1, "kitlelerin siyasal giiciinde sanayicileri bekleyen tehlikelere" dikkat c;ekiyor, sanayicilerin dikkatini de daha uygun kanallara yoneltme ve kazamlrm§ haklan geri alma ihtiyacma c;ekiyordu. Sava§tan sonra, kar§It saldm var giiciiyle ba§ladi. Olc;egi, baghhg1 ve sm1f bilinci ac;1smdan oldukc;a §a§irhc1 bir hareketti. i§ diinyasmm liderleri, "insanlarm akhm kazanmak ic;in verilen ezeli miicadeleyi kazanmak" ve "vatanda§lara kapitalizmin tarihini a§1lamak" ic;in biiyiik bir miicadeleye c;agmyorlard1. Kirk be§ y1lhk yogun propagandamn muazzam bir etkisi oldu. Bunun sonuc;larmdan biri, sendikalara kar§1 davram§larm c;ok kritik ol-

mas1dir. Niifusunun yiizde 80'i, c;ah§anlarm kamu i§lerinde daha fazla soz sahibi olmalan gerektigini dii§iiniiyor. Ancak bu oranm yakla§1k yans1 sendikalann c;ok fazla soz sahibi oldugunu dii§iiniiyor. Bu, son ~erece ba§anh bir ~ekilde yiiriitillen propagandanm bir yans1mas1dir. I§ diinyasmm, reklamlardan eglence sektoriine kadar her yerde yapbg1 propaganda, dii§mana (sendikaya) kar§l miicadele eden diiriist i§c;i imajm1 sunmaktadir. Sendikalan ta§a tutmak, 1930'lardan beri i§ diinyasmm propagandasmm bilinc;lice tasarlanm1§ bir konusudur ve §U ana kadar da etkisini gostermi§tir. Bir ba§ka konusu ise devletin belirli bir fotografm1 sunmakbr. Devlet, bir yandan Pentagon sistemi ve diger arac;lar yoluyla zenginler ic;in kocaman bir refah devletini desteklerken diger yandan da devletin, halkm talep ve kayg1lanm yans1tan boyutlarma ili§kin korku ve nefret iiretmektedir -ve tabi ki Dewey'in altm1 ~!zdigi gerc;ekleri de gizlemektedir. Bu, oldukc;a yaygm olarak gec;erlidir. Ornegin biitc;e ac;1g1 ve borc;lar neden biiyiik sorunlardir? Borc;larm, gayri safi milli has1laya gore tarihi biiyiikliikte olmasmdan insanlarm endi§eye dii§meleri nedeniyle mi sorun olmaktad1rlar? Bunlar sorundurlar, zira insanlarm kafasma, her gun, borc;larm bizim en biiyiik sorunumuz oldugu kazmmaktadir. Nedenler basittir. i§ diinyas1, ozellikle de finansal c;1karlar, biitc;enin dengelenmesini istiyor. Aynca, bu projeyi, en iyimser bak1§la ho§ gorillebilir bir liiks olarak degerlendirdikleri sosyal programlan zay1flatacak bir arac; olarak da kullanmak istiyorlar. Halka gelince; kamuoyu yoklamalan ilginc; sonuc;lar veriyor. Tipik olarak iki tiir soru soruluyor. Bir soru demeti, man§et yazarlan ic;in soruluyor. Diger demet ise, "insanlann ak1llanm kazanmak ic;in verilen ezeli miicadeleyi" yiiriiten ve bu yiizden de giindemlerini uygun bic;imde belirleyebilmek ic;in ellerini halkm nabzmda tutanlar ic;in soruluyor. Man§etler ic;in sorulan soru §U: Biitc;enin denkle§tirilmesini istiyor musunuz? Beklenen cevap: Tabi ki. (adeta, evinizin borcunun sihirli bir el tarafmdan silinmesini isteyip istemediginizin sorulmas1 gibi bir §ey bu). Daha sonra, anlaml1 olan soru geliyor: Evinizi, arabamz1 ve c;ocugunuzun egitimini kaybederseniz, borc;lanmzm silinmesini ister misiniz? Bu durumda verilen destek, sorunun nasil sorulduguna bagh olarak yiizde 20 ila 30'a kadar dii§iiyor. Ancak i§-finans diinyas1 konu§mU§tur ve onun golgesi de ona itaat etmektedir. Her iki siyasal parti de biitc;enin denkle§tirilmesi gerektiginde 1srarhlar. Ve medya, mesaj1 siirekli olarak vurgulamakta ve insanlara denk bir biitc;e istediklerini, bu yonde oy kulland1klanm soyliiyor. Bu bir kurgudur ama durmadan tekrarlana tekrarlana muh205

204


S0CUKSAVA$VE0NivERSiTE

NOAM CHOMSKY

dadir. insanlara, devletin kime hizmet ettigini soran diizenli kamuoyu yoklamalan yapilmaktadir. Bu soruya, uzun bir siiredir insanlarm yans1 "kendilerini dii§iinen bir avui; i;ikar grubu" cevabrm veriyordu. Bugiinlerde yiizde 80'i, devletin i;ok az say1daki insana ve ozel i;ikarlara hizmet ettigini soyliiyor. Geri;i bunca y11l1k propagandadan sonra halkm "ozel i;ikarlar"m ne olduguna ili§kin dii§iinceleri ayn bir konudur. Kamuoyu yoklamalarmm ortaya koydugu bu sonui;lar, sebepleri anla§ilam1yor olmasma ragmen i§leyen bir demokratik toplumumuzun olmad1gma ili§kin genel bir anlay1§1 yans1tmaktadir. Boyle bir durumda, halk neyi tercih ederse etsin, bol miktarda parasal destegi arkasma alan kiii;iik bir adanm1§ fanatik grup, pek i;ok degi§iklikler yapabilir. Heritage Vakf1'mn yaphg1 biiti;e tekliflerine bir goz atmak, boyle bir imkam gozler oniine sermeye yetiyor. Vak1f, kamuoyunun arzusunun aksine sosyal harcamalarda biiyiik bir kesinti ve Pentagon harcamalarmda ise biiyiik bir arh§ (ki halkm ezici i;ogunlugu buna kar§1dir) i;agnsmda bulunuyor. Bunun nereye varabilecegini kestirmek zor. Bu, gei;mi§te i;ogu zaman oldugu gibi, insanlann yap1c1 bii;irnde orgiitlenip tepki verebilmelerine, en azmdan alt diizeyde bir toplum sozle§mesini savunabilmesine baghdir. Aym zamanda, i;ok da eski olmayan bir tarihte toplumun biiyiik bir kesiminde varolan §U ortak anlay1§1 yeniden canlandirmaya da baghd1r: Karar verme siirecinin, temelde totaliter nitelikte ve sorumlulugu olmayan kurumlann ellerinde yogunla§mas1 tiimiiyle kabul edilemez bir §eydir ve onur sahibi hii; kimse, XIX. yiizy1lm popiiler i§i;i sm1fi basmmm kmad1g1 "i;agm yeni ruhu"na, yani "servet kazan, kendinden ba§ka kimseyi dii§iinme" anlay1§ma tolerans gostermemelidir. Universitelerdeki ve ba§ka kurumlardaki imtiyazh aydmlar, eger isterlerse demokrasi, ozgiirliik ve insan haklanm koruma ve geli§tirmeye katk1 yapabilirler. Bunun onlara takdir kazand1rma ihtimali i;ok azdir ama kiymet bii;ilmez odiiller getirecegi kesindir.

temelen ii;selle§tirilecek, belki de inamlacakbr. Fikir §udur: Eger bir §eyi insanlarm kafasma sokmaya uzun sure i;ah§irsamz onlarm davram§lan degi§ir ya da insanlann onlarm davram§lan sand1klan §eyler degi§ir. i§leyen bir demokrasiyi ayakta tutabilecek halk orgiitlerinin biiyiik oli;iide erozyona ugrad1g1 depolitize olmu§ bir toplumdan destek bulamayan bireyler zor bir durumdad1rlar ve s1k s1k da ne dii§iindiiklerini, neye inand1klanm ve neyi istemediklerini anlayamazlar. Boyle bir durumda kolay bir §ey degildir bu. Bazen irrasyonel §ekilde davramrlar. imtiyaz durumlarm1 tehdit etmedigi siirece bu da mesele degildir. Aym §ey, diger propaganda kampanyalan ii;in de gei;erlidir. "Uyu§turucuyla sava§", buna basit bir ornektir. Bush'un 1989 Eyliil'iinde (yine periyodik bir §eydi bu) dramatik bir §ekilde "uyu§turucuyla sava§" ilan edinceye kadar uyu§turucu sorunu, halkm kayg1lan listesinin alt siralarmdaydi. Merak1mdan, o ayki medyay1 tarad1m. Associated Press'in uyu§turucularla ilgili haberleri, tiim uluslararas1 olaylarm toplammdan daha fazlayd1. Televizyonda ve basmda herkes uyu§turucudan bahsediyordu. Aym sonuna gelindiginde, halk1 kaygilandiran ana sorun haline gelmi§ti. Bu, sorunun arb§ gostermesinden mi kaynaklamyordu? Hay1r. <;ok ba§anh bir propagandanm bir sonucuydu bu. Tekrar soylemek gerekirse, bunlar, i§ diinyasmm yonettigi bir toplumun, yani oziinde manipiilasyon ve aldatma bii;imleri olan pazarlama ve reklamc1hga dayanan bir toplumun dogal ozellikleridir. Ve bunlar, etkilerini gostermektedir -her ne kadar bu etkiler bazen yava§ yava§ ortaya i;ik1yorsa da. Birle§ik Devletler, ikinci Diinya Sava§1'ndan sosyal demokrat bir topluma benzer bir toplum olarak i;ikb. insanlarm kafasmdan bu tiir dii§iinceleri atmak ii;in mevcut her arac1 kullanan yanm asirhk yogun propagandaya ragmen 1980'ler boyunca ve hatta bugiin bile New Deal tarz1 davram§lar, derinlerde yer etmi§tir. Etkinin kendini gostermesi zaman ahr ama en sonunda bir etki olabilir. Bu etki, kafalarm kan§tmlmas1 ve morallerin bozulmas1 olsa bile. Ki bunlar da, golgenin onu yapan biinyeye sad1k kalmasm1 ve demokratik siirei;lerin, ozel tiranhklarm giiciinii kiracak derecede i§lememesini saglamak isteyenler ai;1smdan fiili dii§iince kontrolii kadar iyi bir §eydir. Bana gore, onde gelen mevcut egilimlerden biri, demokrasi tehdidini azaltma ve iilkenin iizerinde kuruldugu Madisoniyen ilkeyi saglamla§hrma yoniindeki geleneksel i;abalarm bir uzanhs1dir. Bu ilke, devletin temel sorumlulugunun, Anayasa Konvansiyonu tarh§malan s1rasmda Madison'm ifade ettigi bii;imiyle "zengin azmhg1 i;ogunluga kar§l korumak" oldugu ilkesidir. Halk, demokrasi erozyonunun farkm206

lBu makale, Profesor Chomsky ile yapilm111 bir soyle11i esas ahnarak haz1rlanm111tir.

II ,L i

207


Immanuel Wallerstein

Soguk Sava§ Doneminde ~Ian Ara§t1rmalar1n1n Ongoriilmeyen Sonu~lar1 Sosyal Bilimler Ara;;hrma Konseyi'nin (SSRC -yedi biiyiik Amerikan ulusal sosyal bilim derneginin koordinasyon konseyi) Diinya Bolgeleri Komitesi, 1943 yilmda "Sosyal Bilimlerde Diinya Bolgeleri" ba;;hkh bir dahili rapor haz1rladi. Rapor, jeopolitik degerlendirmelerle ba;;hyordu: $u anki sava§, dikkatleri, her zamankinden daha fazla tum diinya iizerine c;evirdi. Yabanc1 bolgelere olan ilgi artti. bnceleri c;ok az ilgi duydugumuz veya hie; ilgi duymad1gmuz bolgelere dikkat kesilir olduk. Diinyamn degi§ik bolgelerini bilen sosyal bilimcilere olan acil ihtiyac;, fiili ve potansiyel c;ah§ma bolgelerini bilen ordu ve donanma subaylanna olan ihtiyac;tan hemen soma ikinci sirada 6nem arzetmektedir. $imdiye kadar c;ok az say1da deniza§m bolge ara§hrmalara konu oldugu ic;in §imdi gerekli olan bilgilerden yoksunuz. Ve geleneksel miifredatlar ve ogretim metodlan, sahip oldugumuz bu tiir bilgilerin c;ogunu duragan birakm1§hr. Seyahatler ve bireysel okumalar, resmi egitimin eksiklerini tamamlam1§hr fakat hatalanm diizeltememi§tir ve goc;menler, bizden, bizim onlardan ogrendiklerimizden c;ok daha fazla §ey ogrenmi§lerdir. Bunun sonucunda ortaya c;1kan dilbilimsel ve bolgesel bilgiyi teknik yeterlilikle birle§tirebilen profesyonel ve bilimsel personel eksikligi, sava§l yiiriiten her kurumu ciddi olarak zayiflatmaktadir. bnemli bolgeleri tan1yan sosyal bilimcilerin say1s1 o kadar azd1r ki elzem olan bolgesel bilgiye sahip hayli egitimli uzmanlar da, §imdilerde, onlann mesleki yeteneklerinden c;ok az yararlanan ya da hie; yararlanmayan ve oldukc;a farkh bir sosyal alanda tam bir yetkinlik gerektiren anahtar gorevlerde bulunmaktad1rlar. Ba§ka iilkelerle ilgili kapsamh bilgi ihtiyac1m1z, ate§kesle yahut yeniden yapilanma ile son bulmayacakhr. Uluslararas1 orgiitlenme nas1I bir §ekil ahrsa alsm Birle§ik Devletler'in 6niine e§i goriilmemi§ firsatlar c;ikacak ve agir sorumluluklan olacakt1r. ileti§im ve ula§hrmanm kolayhg1, hiz1 ve

209

I

.L

I" P!

Ji


IMMANUEL WALLERSTEIN ucuzlugu, uluslar arasmda ekonomik, politik ve ktilttirel ili§~i~eri geli§tirecektir. Ticaret, gemicilik, hava yollan, ~asm, m~denc1h~, petrol uretimi ve dag1trm1, bankac1hk, ~ev~et_h1z.m_etlen, sa°:~y1 ve . ileti§im gibi alanlar, mesleki veya tekmk bilg1lerm1 yabanci ulkelerm dilleri, ekonomileri, siyasetleri, tarihleri, cografyalan, halklan, adetleri ve dinlerine ait bilgiyle birle§tirebilen binlerce Amerikalmm olmasm1 gerektirecektir. Birle§mi§ Milletler'in bir tiyesi olarak sava§ sonras1 roltimtizti oynayabilmemiz i<;in vatanda§lanm1z, ba§ka illkeleri bilmeli, onlarm insanlarm1, ktilturlerini ve kurumlarm1 anlayabilmelidir. Gorebildigimiz kadanyla, gelecekte, dtin~a bolgeleri ile ilgili ara§hrmalar, lisanstistti egitim, lisans derslen ve temel egitim, <;ok istenen §eyler olacaktir.1 Latin Amerika gibi kis1th bir istisna di§mda me~cu.t (Bahh olmaya_n) "bolgesel uzmanhklann" yetersizligini gozden ge<;1rd1kten sonra kom1~e §U gorii§ii benimsiyor: "Birle§ik Devletle;'in ebedi51kan a~1s1~dan hi<; bir bolge, [Uzak Dogu'yu (<;in ve Japonya y1) ve Lahn Amenka yi] ge<;emez."2 Raporun sonlanna dogru komite, alan ara§hrmalan ~ratiginde merkezi bir yer tutacak olan epistemolojik sorunlardan bahsed1yor: Sosyal bilimcinin temel gorevi, disiplininde ustala§mak ve ona_ . ~ katk1da bulunmaktir. (Bu ulkede ve ba§ka tilkelerde) tam yetkmhge sahip personel kithg1 insamn ilerleyi§ini engelledigi i<;in ba§anh ve potansiyel bilim adamlarmm enerjilerini alan ara§hrmala~1~a a~mp ayirmayacagm1 ciddi olarak dti§tinebiliriz. Fakat.~o~yal ~il~1:1l~rm yasalan ve genelle§tirmeleri, zaman, mekan ve kulturle 1lg1hdir ve bolgesel yakla§imdan pkanlan somutluktan <;ok §ey elde edilebilir. En yararh sonu<;lardan baz1lan, kar§1la§~irmah yontemlerle elde edilmi§tir ve daha kesinlikli bolgesel venler bu metodun yaranm daha da arhracakhr. Bolgesel <;ah§malar, ornek yontemi ile aym avantajlan sunar ve mtiphem genellemeler yapmanm (ki sosyal bilimlerin yakasm1 birakmayan gtinahlardan biridir) cazibesini azalhr. Bolgelere yogunla§mak, pek <;ok onei:nl~ s_os~al b~lii:nc~~n temel ve en uzak hedeflerinden birine gidi§i, yan1 d1s1plmlen birbirmden ayiran kah bolmelerin zay1flahlmas1m kolayla§hrabilir.3 Yine aym yil, Columbia Universitesi Lisansiistii Ogretim Ortak Kornitesi, bir Alan Ara§hrmalan Komitesi atadi. Bu kornite, on raporunu 17 Arahk 1943'de yaymladi. Burada da rapor, jeopolitik degerlendir210

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU(LARI melerle ba§hyordu: "Bu iilkede, tecrit politikasmm sonuna geldigimiz kesin ... Belli kom§ulanm1z hakkmda miikemmel, eksiksiz ve bilimsel bilgi sahibi <;ok say1da Amerikahya ihtiyacmuz olacaktu." 4 Komite, Btiytik petrol §irketlerinden birinde <;ah§an list dtizey bir gorevlinin, Uzak Dogu i<;in kendi §irketinin ttimiiyle yeni personel almak zorunda kalacag1, zira ona gore beyazlarm iistiinltigii ve kibirinin kabul edilir bir §ey oldugu <;agda orada ya§am1§ olan insanlan Asya'ya geri gondermenin miimkiin olmad1g1s §eklindeki degerlendirmesine ahfta bulunuyor. Alan ara§hrmalan <;ah§malannm pedagojisini tarh§irken Columbia kornitesi, daha sonra genel kabul gorecek olan bir fikir one siiriiyor: "Bir bolgeye ait genel bilgide" egitim ile birle§tirilerek yiiriitillen standart bir disiplinde (ya da profesyonel okullardan birinde) lisansiistii egitim. Kornite, bir de benzetme yap1yor: "Uygun bir benzetme, <;ok say1da yan kuyusu ve bir tane de derin dikey kuyusu olan bir maden ocag1 olabilir".6 SSRC'ne paralel §ekilde bu kornite de, Latin Amerika, <;in ve Japonya'nm onceligini vurguluyor.

Alan Ara~hrmalarmm Arkaplam Amerikan sosyal bilimi, bu iki komitenin i<;inden <;1karmaya <;ah§hg1 duruma nas1l dii§tii? 1943'te ABD'nin hi<; "bolge uzmanmm" olmad1g1 ger<;egi, sosyal bilimlerin 1850-1914 doneminde bu siirecin be§ anahtar iilkesindeki (Biiyiik Britanya, Fransa, Almanya, italya ve ABD) kurumsalla§ma bi<;iminin dogrudan sonucuydu. Toplumsal ara§hrmalara olan genel ilginin farkhla9mas1, XVIII. yiizy1lda onemli goriilmeye ba§land1, Frans1z Devrirni'nden sonra merkezi bir onem kazand1 ve ondokuzuncu yiizyilm ikinci yansmda da kurumsal bir bi<;im aldi. Bu farkhla§ma, ii<; temel ayn§ma etrafmda ger<;ekle§ti. Birincisi, ge<;mi§te ve bugiin varolan "idiografik" (somut ve tekil olanla ilgili) tarih ile "nomotetik" (kanun koyucu) sosyal bilimler (esas itibariyle ii<; bilim: iktisat, siyaset bilimi, sosyoloji) arasmdaki ayn§ma. Ortaya <;1kan bu dort disiplinin hepsi de enerjisinin neredeyse tamarmm miinhasiran (<;ok az bir istisna ile) Bah diinyasma yogunla§hrdi. 1959'da Harvard Universitesi Kiitiiphanesi miidiirliigii gorevine ba§lamadan hemen once Paul Buck'm da ifade ettigi gibi, "1903'te, Harvard'da yapilan tezlerden bir tanesi bile Klasik Antik <;ag, Bah Avrupa ve Birle§ik Devletler'in di§mda bir konuyu ele alm1yordu".7 211


IMMANUEL WALLERSTEIN ikincisi, Bah/Bah-d1§1 ayn§mas1 idi. Yukanda sozii edilen dart disiplin Bah diinyasma yogunla§irken Bahh olmayan diinya iki disiplin tarafmdan inceleniyordu: "kabile" ("ilkel") halklan inceleyen antropoloji ile Bahh olmayan "yuksek medeniyetleri" (en onemlileri: \:in, Japonya, Hindistan, iran ve Arap-islam diinyas1) inceleyen $arkiyat ara§hrmalan. (Eger Latin Amerika smirh ve kismi bir istisna te§kil ediyorduysa bu, bu bolgenin iki i§i birarada yapmaya i;ah§irken hi<; birini yapamaz bir durumda olmasmdand1). Ui;iincii ayn§ma, devlet-piyasa-sivil toplum ayn§mas1 idi -ki bu, siyaset bilimi, iktisat ve sosyolojinin sm1rlanm da belirliyordu.s 1943'teki "bolge" uzmanlan eksikligi ai;1smdan anahtar sorun, ikinci ayn§ma idi. "Uzmanlar" vard1 (antropologlar, $arkiyati;ilar ve kiii;iik bir cografyac1lar kadrosu) fakat bu "uzmanlar", bizim gozattig1m1z SSRC raporunun veya Columbia raporunda ad1 gei;en petrol §irketi gorevlisinin bahsettikleri degildi. Bunun sebebi ai;1k goriiniiyor. Gerek antropoloji gerekse $arkiyat ara§hrmalan, inceledikleri halklarm ve bolgelerin tarihsel olmayan yonleri iizerine kurulmu§tu. Geleneksel etnografya, halklarm Babh (somiirgele§tirici) diinya ile "kiiltiir temasma" girmesi oncesindeki zamana bagh olmayan kahplanm yeniden kurmaya i;ah§h. $arkiyat ara§hrmalan da, inceledikleri yiiksek medeniyetlerin tarihsel olarak dondurulmu§ olduklan, yani ozerk moderniteye gei;me kapasitesine sahip olmad1klan yolundaki i;ok da gizli olmayan onermeye dayamyordu. Aslmda, ikinci Diinya Sava§l s1rasmda ABD ordus~1, iki tiir "alan egitim program1" uygulaml§h: Askere alman personele yonelik olarak elli be§ kurumda geri;ekle§tirilen Ordu Uzmanhk Egitim Program1 Yabanc1 Bolge ve Dil Miifredatlan (ASTP-FALC) ile subaylara yonelik on adet Sivil i§ler Egitim Okullan (CATS). 1946'da, Smithsonian Institution'dan William Nelson Fenton, cografya ve antropolojinin bu programlarda entegre edilme bii;imleri ve bunun derecesinin ~ir degerlendirmesini yapm1§h. (Kendisi, $arkiyat ara§brmalanndan hii; bahsetmiyor ve benim de bu tiir uzmanlarm, ordunun programlannda yerald1klarma inanmam ii;in bir sebep yok). Fenton' a gore "cografya, miikemmel bir bolge bilimidir ve bu ara§hrmalarm merkezinde yeralmaktadir". Ancak, sozii edilen derslerde "elzem" gorlilmemi§ti.9 Cografyac1lar, fiziksel tammlama saglayanlar konumuna indirgenmi§ti. Antropologlar da "soziim ona adetleri.., hi<; bir kiiltiirel gorelilik anlay1§1 olmaks1zm benzersiz olaylar olarak" ogreten ki§ilere indirgenmi§ti.lD Fenton, o zamanki adlandirmas1yla etnografyamn bir kenara itilmesinden deh§ete dii§mii§tii:

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU<:=LARI Ordunun alan egitim programlanmn gen;ek antropoloji ve gen;ek cografyay1 kullanmad1gm1 iddia etmek miimkun. Ancak entegre alan ara§hrmalan kavram1, cografyacilarm bolge kavramma ve antropologlarm da kultiir kavramma dayamyordu. Oysa soz konusu egitim, bilimsel ilkeler olmaks1zm ii;erige vurgu yap1yordu. Yapay ve "pragmatik" tiirden bir deskriptif etnocografya idi bu. Fenton, sozlerini, gelecekteki daha iyi giinlere ili§kin giizel umutlarla bitiriyordu: Sava§ ve Silahh Kuvvetler, ogrencileri, yeniden cografya okumaya ve diinyanm "acayip insanlan" hakkmda bilgiler edinmeye yoneltti. Sava;; sonrasmm miifredatmda bu konulara yonelik goriilmemi;; bir taleple kar;;ila;;abiliriz ve antropoloji ile cografya derslerinin say1sal oranmm fazla olmasma da..;;a;;irmamahy1zH 1947 tarihli bir SSRC raporunda Robert B. Hall de sava§ donemi tecriibesine ili§kin benzer bir miiphem baki§a sahipti: Sava;;, alan ara;;hrmalarmm hizlanmasma ve bir ilgi arh;;ma yolai;h. Bu, k~smen, bolge ve dillerde Ordu Uzmanhk Egitim Programlan ve Sivil I;;ler Egitim Okullan gibi ara<;far yoluyla oldu. Devletin Washington'da ve yurtd1;;mda yaphrd1g1 ara§hrmalar, buyuk oli;ude bolgesel bazda yap1lanm1;;h ve sava;; hizmetleri sirasmda pek i;ok profesor, alan yakla;;rmmdaki ilk tecrubesini edindi ve bu sahaya kaydi. Ancak sava;;m, alan ara;;hrmalarmm saghkh bir ;;ekilde geli;;mesine zaran, faydasmdan daha fazla idi. ASTP ve CATS programlan, insanlan, spesifik ve smirh i;;leri i;abucak yapmak uzere egitmek ii;in tasarlanm1;;h. Bolgelerle ilgili egitim, mecburiyetten derme i;atma bir durumdaydi. Genelde iyi ogretilen dil, giderek pek i;ok kurumda onemli bir amai; haline geldi. Sava;; zamam bolge program1m, liberal bir egitim yahut ara§hrma egitimi ii;in kesinlikle bir model olarak almamak gerekir.12 Fakat ordunun deneyimi, yine de, hem etnografyay1 bir kenara itmesi hem de dil egitimine onem vermesi apsmdan (ki bu, alan ara§hrmalannm sava;; sonras1 ABD hiikiimetince finanse edilmesinin temel gereki;esi olacakbr) bir haberci i§levi gormii§tiir. Ordu, iiniversite d1;;1 sponsorlarm pragmatik kaygllanm yans1byordu. Her§eyden once,

212 213


I iI I

IMMANUEL WALLERSTEIN 1943'te, tiim diinyada biiyiik bir politik karma;;anm hiikiim siirdiigii veya yakmda oyle olacag1 belliydi. Kiiltiir oncesi temas kahplan yahut olmii;; medeniyetlerin klasik metinleri hakkmda bilgi sahibi olmak Amerikan diplomatlarma, subaylarma, i;;adamlarma ve bu bolgeye yonelik siiregiden ili;;kilerle alakas1 olanlara pek fayda saglam1yordu. Fiziki cografya bilgisine sahip olmak da c;ok az bir onem ta;;1yordu. En azmdan Bah diinyas1 kadar bir degi;;im siirecinden gec;tigi goriilen bolgelerin c;agda;; dinamiklerini bilmeleri gerekiyordu.

Soguk Sava~ Kayg1lan Eger bu ihtiyac;, ikinci Diinya Sava;;1 suasmda zaten hissedildiyse, Soguk Sava;; ad1 verilen geli;;menin diinya-sistemini hizla jeopolitik kavramlara gore yap1landud1g1 1945 sonrasmda c;ok daha acil hale geldi. Birle;;ik Devletler, Bah-d1;;1 bolgelerdeki cari dinamikler hakkmda bilgilenmeye ihtiyac1 olduguna inamyordu. Bunun sebebi, (SSRC raporundaki ifadeyle) sadece "uluslar arasmda ekonomik, politik ve kiiltiirel ili;;kileri geli;;tirmek" degil, aym zamanda halihazuda komiinist rejime sahip olanlarm i;;leyi;;ini daha iyi anlamak ve diger bolgelerin "komiinistlerin ellerine dii;;mesini" (ki bu, kirk be;; yil siireyle Amerikan resmi soyleminde merkezi bir yer i;;gal ediyordu) onlemeye yard1m etmekti. Daha sonra Harry Ekstein'fo de yazacag1 gibi: Bah-d1;;1 toplumlara -ozellikle de Orta Dogu ve Asya' dakilere- sava;; s1rasmda istenmeyen s1kmhlar veren nedenler iizerinde <;ok fazla durmam1z gerekmez. Bunlan yetkinlikle inceleyen bir grup insan, ozel askeri egitim programlan, sava;; s1rasmda <;ah;;mak ve sava;;m hemen ertesindeki istihbarat hizmetleri tarafmdan zaten ortaya <;1kanlm1;;h. [Not: bolge programlarmm ilk personellerini bu a<;1dan analiz etmek ilgin<; olurdu. (:ekirdek kadrolarmm biiyiik ol<;iide askeri ASTP programlarmdan ve Stratejik Hizmetler Dairesi (Merkezi Haberalma Te;;kilah'nm selefi) gibi kurumlardan yeti;;tigini dii;;iiniiyorum]. Bu insanlar, somiirgelerin bag1ms1zhklarm1 kazanmas1 ve yeni uluslarm say1smdaki h1zh arh;; sonucunda daha gaze <;arpar oldular. Egzotik insanlan ve sosyal yapilan incelemenin ve olduk<;a dramatik giincel olaylarla ha;;ir ne;;ir olmanm tabiatmdaki cazibe, Bah d1;;1 toplumlarda uzmanhk piyasasmm pek reva<;ta olmamas1 -ozellikle de Washington'da- tarafmdan da pek azalhlmadi. Bah d1;;1 toplumsal hayatm en s1kmh veren ve en <;ok pazarlanabi_~ir taraflan siyasi idi ya da siyasetin az <;ok kan;;hg1 konulardi. U<;iincii 214

ALAN ARA$TIRMALAR1NIN 0NG0RULMEYEN SONU(LARI Dunya' daki muhtemel politik trendlere te;;his koymaya ve bunlara adapte olmaya biiyiik bir ihtiya<; vardi. Yeni uluslardaki "yeni" olan ;;eylerin <;ogu da ya dogrudan politik nitelikteydi (ulus devletlerin veya ulusal "seferberlik" partilerinin ortaya <;1k1;;1) yahut da politik yapilarca sahneye konuluyordu -sanayile;;me giri;;imleri, topragm yeniden dag1hm1 gibi.13 1945'in sonuna gelindiginde, yani sava11m bitiminden hemen sonra Harvard'm komitesi raporunu haz1rlad1gmda oncelikli bolgeler zaten degi;;mi;;ti. Latin Amerika ve Japonya geri plana dii11mii;;, arhk Sovyetler Birligi ve \:in oncelikli yerler olmu;;tu: Sovyetler Birligi ve (in' in bolge <;ah;;mas1 i<;in se<;ilmesi, <;e;;itli kaygilan yans1tmaktadir. Belirgin olmayan bir donem i<;in Sovyet Rusya'ya ili;;kin bilgiler ve onun anla;;1lmas1, muhtemelen d1;; politikam1zm tek ba;;ma en onemli kayg1s1 olacakhr. Her ne kadar bu Komite bunun gii<;liiklerinin farkmdaysa da bu alanda siirekli bir ara;;hrma programmm yiiriitiilmesi son derece onemlidir. Mevcut kaynaklanm kullanarak Harvard, Sovyet Rusya iizerine <;ah;;acak <;ekirdek bir ekip saglayabilir. Bu iilkenin oniimiizdeki ony1llardaki <;1karlan ac;1smdan (in de ka<;milmaz bir kayg1 olacakhr. (in, pek <;ok a<;1dan hala bir me<;hul iilkedir ve ara;;tirmalar apsmdan istisnai bir kaynak olu;;turmaktadir. (in konusunda uzmanla;;m1;; personel talebi, belki de Rusya iizerine olan talepten bile fazla olacakhr. (in medeniyetinin uzak oldugu ger<;egi, bu iilkenin incelenmesini, liberal egitim penceresinden bak1ld1gmda son derece ilgin<; k1hyor. Burada da Harvard, mevcut kaynaklanyla gii<;lii bir ekip sunabilir.14 Daha onceki donemlerdeki Diinya Bolgeleri Komitesi'nin halefi olan, SSRC'nin Robert B. Hall ba;;kanhgmdaki Diinya Alan Ara;;hrmalan Komitesi, alan ara11tirmalan lehinde bir sonuca vanrken tedbirli davramp lehte ve aleyhteki argiimanlan ozetliyordu. Bu argiimanlann neler oldugu ve hangi oncelik suasma konuldugu ilginc;. Ara11hrmalar lehindeki ilk argiiman yine jeopolitik idi: Bu gorii;;ii hararetle savunanlar, iiniversitelerin millete kar;;1 bir sorumlulugunun oldugunu iddia ediyorlar. Sava;; sonras1 donemde ulusal giivenlik, her zamankinden <;ok daha fazla, ba;;ka halklar konusunda <;ok iyi bilgilerle donanm1;; yurtta;;lar ve bilgi birikimi ge215

--------------------------....ii


IMMANUEL WALLERSTEIN rektirmektedir. S1k s1k ;;ikayet edilen Amerikan halkmm ta§rahhgmdan, hii; bir §ekilde Amerikan universiteleri sorumlu degildir ... Burada en buyilk tehlike, i;ok kolay unutmam1z ve ogrenmede en zor yolda 1srar etmemizdir. Birinci Dunya Sava§1 ile birlikte ve sava§m hemen ertesinde Latin Amerika'ya yonelik yogun bir akademik ilgi vardi. Fakat bundan ders almmad1. Acil durum gei;ince bir unutkanhk musallat oldu ve bir sonraki sava§a aym cehalet kefeni ile girdik. Sava§ esnasmda, kaybettigimiz zamam telafi etmek ii;in haddi hesab1 olmayan paralar harcad1k. $imdiden eski rehavet ortamma geri donu§ i§aretleri var bile. insanoglunun yarg1s1, sava§ zamanmda, ban§m sukunetinde oldugundan mutlaka daha az geri;eki;i olmak zorunda m1d1r? Sava§ s1rasmda, ta§rahhk kabugumuzu bir §ekilde kirmam1z gerektigine ikna olamam1§ bir kai; akademisyen vard1. Onlarm bir i;ogu bugiln akademik statukodaki her degi§ime kar§1lar. Bir sava§I kazanmak ii;in her i;abay1 sarfediyoruz ama ban§m kendiliginden gelmesini bekliyoruz. Ban§m kahc1 olmamasmda §a§ilacak bir §ey yok tabi ki! Topyekiln ban§m, topyekiln sava§m dogrudan kar§1hg1 oldugundan hala ku§kumuz olabilir mi? Eger o ban§I elde edeceksek, oteki tum ulkeler ve tum halklan derinden anlamak ve ilgi gostermeye devam etmek zorunday1z. Bu, universitelerimizin en azmdan kIBmi bir sorumlulugu degil midir?15 ikinci ve iii;iincii argiimanlar, <;ok daha saf bir bilimsel nitelik ta§1yordu. Alanara§tlrmalan, sosyal bilimlerin "evrensellikten yoksun olduklan" imaj1m tamir edecekti. A§m uzmanla§mamn iistesinden gelinmesine katk1da bulunabilirdi: Bugiln buyilk olc;ude kendi kabuguna c;ekilmi§ olan disiplinler olan bilginin dikey direkleri, geriye hem bir alacakaranhk ku§agi hem de tam bir cehalet rolu birakmaktadir. Bir bolgeye ili§kin butiln bir bilgiye yonelik i§birligine dayah bir yakla§1m, bu bo§luklan doldurmanm bir yoludur. 16 Alanara§tlrmalannm aleyhindeki argiimanlar <;ok gii<;lii goriinmiiyor. Bunlardan bir tanesi, alanara§tlrmalanmn bir "ana <;ekirdeginin" oldugu argiimam idi. ikincisi, alan uzmanlarmm i§ bulmakta <;ok zorlanacaklan idi. Komitenin buna verdigi cevap, "geleneksel disiplinlerde" uzmanla§manm hala aranan bir §ey olacag1, yeni ogrencilerin bir disiplinde hala doktoralar yapacag1 ve diplomalanm almca biiyiik ihtimalle i§ bulacag1 idi.

216

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONUC::LARI Sonu~ta komite, jeopolitige geri dondii. 0 zamanlar hangi tur alan ara§tlrmalarmm varoldugunu inceledikten sonra komite, §U onemli orgutlenme sorusunu soruyordu: Ne kadara ihtiyac1rmz var? Cevap §Uydu:

Bu ulusal alan ara§hrmalan program1m nasil kuracag1z? Her§eyden once, tum dunyay1 kapsama alan1m1z ii;ine almaya c;ah§mahy1z. Bu, pek i;ok ac;1dan gereklidir. Ulusal selametimiz ac;1smdan kumar oynamamahy1z. Genel kanaat, bize, ara§hnlacak onemli bolgelerin, ornegin Uzak Dogu, Rusya ve Latin Amerika oldugunu soyleyebilir. Arna yine de bir sonraki buyuk krizimizi Afrika veya Yakm Dogu'da ya§amam1z mumkun. Apkc;as1, akademik olarak alan ara§hrmalarmm tam bir faydasm1 goreceksek tiim dilnyay1 kapsama alarum1za almahy1z. Ba§lang1i;ta her bolge ic;in birinci sm1f ara§hrma merkezleri kuramayacag1mizdan once kritik alanlara yonelmek pratik bir c;ozilm gibi gorilnuyor. Ku§kusuz, tum programlan geli§tirmek ic;in motivasyon, tilm bolgeler ii;in ayn1 degil. Hem niteligi hem de gilcu itibariyle farkhdir. Bir bolgenin goreli gilcu onemli bir noktadir. Sozkonusu bolge, bir gilc; fazlahgma m1 yolac;maktad1r? Bu anlamda bir denge mi olu§turmaktadir? Ya da ba§ka bolgelerden uygulanan gilce boyun egmekten ba§ka bir §ey yapmamakta m1dir? Bir ba§ka nokta ise, bir bolgede varolan kiiltur duzeyidir. Hindistan veya C::in'i incelemek, buyuk ihtimalle, ornegin bir Kongo Havzas1 veya Yeni Gine'yi incelemekten daha i;ok §ey kazandiracakhr. Yine de uzun vadedeki hedef, daha onemli bolgeler ele almdlktan sonra ya da bu konuda firsatlar ortaya c;1khgmda, hizla tum haritay1 kapsama alan1m1za katmaya c;ah§mak olmahdir.17 1947 tarihli SSRC raporunu, aym y1l ingiltere'de yaymlanan bir raporla kar§ila§tlrmak <;ok ilgin<;. Orada, Scarborough Kontu'nun ba§kanhgmdaki komite, Dt§i§leri Bakanhg1 tarafmdan 1944'te atanrm§tl. Easen, pek <;ok bakanhk temsilcisinin olu§turdugu bakanhklar aras1 bir komiteydi ve on be§ ki§ilik iiyeleri arasmda iiniversiteyle ili§kili yalmzca iki ki§i (Universite Bagt§lan Komitesi'nin ba§kam ve sekreteri) vardi. "$arkiyat, Slavonik, Dogu Avrupa ve Afrika Ara§hrmalan Konusunda Bakanl1klar Aras1 Komisyon" adh bu grubun gorevi §Uydu: Buyuk Britanya' daki universitelerin ve diger egitim kurumlarmm, $ark, Slav, Dogu Avrupa ve Afrika dilleri ve kultilrlerinin ara§hnlmasma sunabilecekleri imkanlan ara§hrmak, bu imkanlarm

'I 11

!I !I

217

---'----------------------------lllllil;

~ !


IMMANUEL WALLERSTEIN

hangi faydalan saglad1g1m gormek ve gelii;;tirilmesi i<;in tavsiyeler kaleme almak.18 Bu komisyon da raporuna uzmanla§ffil§ yeteneklerin yoklugu sorununa deginerek ba§hyor ama daha sonra olduk<;a farkh bir <;ozi.im yolu buluyordu. Amerika' daki Hall komitesi, $arkiyat ara§brmalarma hi<;bir §ekilde i§aret etmezken ingilizler'in Scarborough Raporu, tamamen $arkiyat ara§hrmalanna aynlmi§h. Rapor, bir dizi Arap<;a metni ingilizceye <;eviren Bath'h Adelard'a (II. Henry'nin hocas1) kadar giden bir ingiliz $arkiyat Ara§brmalan gelenegini okuyucusuna habrlatarak ba§hyor. Ancak yine de 1939 tarihi itibariyle Fransa, Almanya, italya, Sovyetler Birligi ve ABD' deki $arkiyat ara§brmalan ogretim kadrosunun ingiltere' dekinden fazla oldugu ger<;egini ele§tiriyordu. Ve raporun tamarm, ingiltere'deki $arkiyat ara§hrmalarmm yap1smm nas1l gi.i<;lendirilebilecegi konusuna ayrilm1§h ve ele§tiriler, iki yumu;;ak ifade ile smulanm1;;h. Birincisi, "sozkonusu dillerin ya;;ayan diller oldugu ve tarihte don up kalmad1klan ger<;egini gozden ka<;irma egilimi vardir". ikincisi, "ya;;anan amn yans1hlmas1 i;;i, bazen ihmal edilmi;; ve ogretim, klasik ge<;mi§e yogunla;;ir gibi olmu;;tur". Ki komite bunun "potansiyel ogrenciler i.izerinde biraz caydmc1 etkisi olmu;; olabilecegi" endi;;esini ta;;imaktadir.19 Alanara§hrmalan, onde gelen Amerikan i.iniversitelerinde hizla bi.iyi.ik bir yenilik olarak kabul edilmeye ba;;ladi. SSRC'nin gi.i<;li.i destegini elde etti. Olaym temel felsefesi, Charles Wagley' in 100' den fazla onemli akademisyeni biraraya getiren 1948'deki SSRC'nin Di.inya Alan Ara;;hrmalan Ulusal Konferans1'na ili§kin raporunda a<;1k<;a ortaya konuyordu. Wagley, bize, sozkonusu grubun alan ara;;hrmalarmm amac1nm ti.im sosyal bilimlerin amac1yla aym oldugunu, "yani evrensel ve genel bir toplum ve insan davram§1 biliminin geli;;tirilmesi" oldugunu iddia ettiklerini soyli.iyor. Tezleri, alan ara;;hrmalannm "bu ideale olagani.isti.i bir dogrudan katk1 yapabilecegi" idi: Alan ara;;hrmalan, her i;;eyden once, sosyal bilimlerin <;ei;;itli disiplinleri arasmda ii;;birligi gerektirmekte ve her uzmanm kendisinin dii;;mdaki uzmanhklara bag1mhhgmm farkma varmasm1 saglamaktadir. Gerek Pendleton Herring gerekse Talcott Parsons, alan arai;;hrmalan ile hp bilimi arasmda benzerlikler kurmui;;tur. Tek bir hp bilimi yoktur. Tip, bir dizi bilimin en onemli uygulamalarmdan biridir. Bu bilimler: anatomi, fizyoloji, biyokimya, bakteriyoloji ve hatta psikoloji ve sosyal bilimlerin baz1lan. Tip, tum bu

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU(LARI

bilimleri, huh.in insan organizmasmm (insamn tamammm) pratik sor:inlarmm anlai;;ilmasma katk1da bulunmaya <;ag1nr. Benzer i;;ek1lde, bir bolgenin, onun kiiltiiriiniin ve toplumunun arai;;tml~as1 ~a.p~k <;ok bilimin katk1sm1 gerektirir ve bir bolge, ~~syal b1hm ~1s1plmleri ve bei;;eri ve dogal bilimlerin ilgili alanlan ipn s?mut b1r odak sunar. Tipta oldugu gibi, alan arai;;hrmalarmda da ek1p <;ahi;;mas1 mutlaka gereklidir. Bir bolgenin kiiltiirii ve <;evresinin karmai;;1khg1m ele almaya ne tek bir kimsenin ne de bilim veya disiplinin giicii yeter. Bir bolgenin cografi sm1rlan, u~i:i~nlan, bilgiler~ni bir havuzda toplamaya yoneltir ve bunlardan bmnm ahi;;kanhk eseri dikkate ald1g1 alanm d1i;;mdaki faktOrlerin onemini ihmal etmelerini onler. Bolge yaklai;;1m1, kahhmc1lan ii;;birligi yapmaya zorlar. "Bilgiyi, tammlanabilir bir baglam i<;inde [alan arai;;hrmalan] ilerletmek, sosyal bilim arai;;ttrmalarmm gelii;;imine derin bir etki yapabilir".20 iki yil sonra yapilan ikinci SSRC konferans1 bu gori.i§leri teyid ediyor ama alan ara;;hrmalanna kampi.islerin muhalefetini kirmanm finansal sonu<;larma ili§kin kaygilanm da dile getiriyordu:

Yabanc~ alan ar~i;;hrmalannm i;;imdiki konumuyla ilgili belki daha az dramatik ama yme de temel nitelikte bai;;ka pek <;ok faktor vardir. Bir ornek vermek gerekirse; Amerikan yiiksek ogretiminin hedefleri yontemleri ve desteklenmesi, uzun ve bazen de kayg1h bir dikka~ u~a;.id1rmaya devam ediyor. Amerikan egitim yap1s1, hala, neredeyse (mm a~ ~ad~r uzakta goriindiigu donemdeki kadar Bah Avrupa merkezhdir. Bir yorumcuya gore, him iyi niyetine ragmen tek bir kurumun, egitim sistemimize bir diinya perspektifi kazandirmaya ~c~ ye~ez. "Yap1lacak ii;; <;ok biiyiik ve zaman k1sa. Yalmzca <;ok bu yuk bir Federal program bunu bai;;arabilir. Sorun, Federal kontrol olmadan Federal yard1mm hangi koi;;ullarda miimkiin olabilecegini arai;;hrmakhr" .21 1952 yilmda UNESCO'nun International Social Science Bulletin'i alan ara;;hrmalarma bir say1 ayirdi. Bi.ilten, J. B. Duroselle'in "yonte~ sorunlarma" ili;;kin biraz sert ve Frans1z tad1 ta;;1yan gori.i§i.i ile ba;;hyordu. Bu gori.i§, alan ara§hrmalarmm, "toplumun bilimine" bir katk1 olmaktan <;ok di§ politika hedefine bir katk1 oldugunu di.i;;i.ini.iyordu:

"Alan a~ai;;hrmalan" deyimi, Amerika' da moda haline geliyor. Birka<; y1ldir, hi_<; kui;;~~suz_ Amerikan d1;; politikasmm diinya ol<;eginde h1zla gehi;;mesmm bir sonucu olarak, genellikle ekipler halinde

218 219

:I


IMMANUEL WALLERSTEIN <;ah§an <;ok say1daki bilim adam1, amac1 diinyadaki belli Ulkelerin, devletlerin yahut devletler grubunun ortaya <;1kard1g1 sorunlara ili§kin bilimsel bilgiyi yaymak olan bir ara§hrma bi<;imi geli§tirmeye <;ah§iyorlar. Bu, belki de, Amerikan diplomatik <;evrelerinin, tecrit<;i donemde zarar veren, kendi k1talanm ilgilendirmeyen her §ey hakkmdaki neredeyse zir cahilliklerine i<;glidiisel bir tepkidir. .. Bu yontem tiimiiyle yeni midir? Bugliniin Amerikan biliminin karakteristik bir olgusu olan bu yontemin geli§imi, insan aklmm tarihinde ileri dogru sansasyonel bir s1<;ramay1 (bir yiizy1lda bir ya da iki kere olan o ani mutasyonlardan birini mi) temsil ediyor? Boyle bir iddia biraz saf<;a olur ... Alan ara§hrmalanm, iyi tammlanm1§ uluslararas1 ili§kiler ara§hrmalan i<;inde tasnif etmemiz kimseye §a§irhc1 gelmeyecektir. Bu ara§hrmalann dogasma bir gozatmak, bunlara yazarlan tarafmdan bilin<;li veya bilin<;siz olarak verilen yonii gozler oniine serecektir. brnek olarak, §imdiden biraz pahrh koparm1§ olan Modern France adh koleksiyonu (Princeton' da Profesor Edward Mead Earle tarafmdan editorliigu yapdan, 28 Amerikah bilim adam1 ve bir Frans1z'm -Andre' Siegred- katk1da bulundugu sempozyumu) alahm. Biraraya toplanm1§ olsalar da birbirinden farkh nitelikte olabilen bu <;ah§malar birlikte dii§iiniildiigiinde, iyi tammlanm1§ bir ama<;ta birle§iyorlar: egitimli kamuoyunun, ozellikle de Amerikan bilim ve devlet adamlarmm, Fransa'nm ger<;ek durumunu anlamasma yard1mc1 olmak. Ancak, tamamen soyut bir merak1 bir kenara b1rakirsak, eger Fransa'nm diinyadaki yeri ve rollinii degerlendirmek degilse onun durumuna ili§kin eksiksiz bilgiye olan ilgi hangi nedenden olabilir? Verili bir iilke ya da Ulkeler grubunun durumundaki <;e§itli faktorlerin bilimsel apdan incelenmesi ger<;egi bile, temel amacm, sozkonusu cografi bolge ile diinyanm geri kalam arasmdaki ili§kiyi degerlendirmek oldugunu gosterir. Ger<;ekten, konusunu mutlakhk i<;erisinde ele alan ve onu esasmda insan evreninde bir unsur olarak goremeyen bir alan ara§hrmasmm, hi<; bir bilimsel degeri olmayan kuru bir laf kalabahg1 olacag1 soylenebilir. Nihayetinde, §U ya da bu iilkenin Savunma Bakanhg1 ya da D1§i§leri Bakanhg1'nca alan ara§hrmalarmm militarist veya emperyalist bir ama<;la gorevlendirildigini dii§iinmek miimkiindiir -ki bu da <;ok da abarhh bir dii§iince olmaz. Sonu<;ta, bir alan ara§hrmasmm, oziinde, uluslararas1 ili§kilerin ara§hnlmasma bir katk1 oldugu apkhr. 22

220

ALAN ARA~TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU(LARI Biilten'in aym say1smda yeralan Hans Morgenthau'nun gorii§leri de <;ok farkh degildi: Pratik ihtiya<;lar (yiiksek entellektiiel seviyelerde de olsa), alan ara§hrmalan lehindeki temel argiimanlardan biri olmay1 siirdiiriiyor. En s1k olarak ar~§hnlan bolgelerin se<;iminde de rohi bulunuyor. Ru~ya ve U~ak .Dogu, ara§hrmacdarm dikkati ve kaynak tahsisi i<;in ~at.m Amenka de yan§maktadir. Amerikan di§ politikasmm da birmcd olarak .b~ b?lgelerle ilgili olmas1 ve en azmdan ilk iki bolge apsmdan bdgmm boliik por<;iik olmas1 ve devlet hizmetinde <;ah§acak uzman arzmm talebin <;ok alhnda olmas1 bir tesadiif d.egildir. Alan ara§hrmalarmm merkezlendigi b6lgelerin genellikle s1yasal <;1kar bolgeleriyle <;ak1§mas1 a<;1smdan tammlanmas1 da bir tesadiif degildir. · Alan ara§hrmalan, miistakbel devlet gorevlilerinin egitiminin yamsira, .s1k s1k, Amerika'nm diinya i§lerindeki egemen yerinin ~~b~l ed1.lmesi (ki Birle§ik Devletler'in dii§man veya dost olarak ll1§~1ye g1rmek zorunda oldugu diinyaya ili§kin bilgiyi gerektirmekted1~) tarafmda1:1 da motive edilmektedir. Bu §ekilde list diizeyde ~=ahk nedenlerm varhg1, diinyanm her bolgesiyle ilgili tiim bilgileri ogrenme arzusunu gerektirmektedir. Biiyiik politik onemi olan bolg~ler ~alen. kapsama alanma almm1§ goriindiigunden universite y~ne~.1mle~mden ~u i§lerde ge<; kalanlann, haritaya bak1p bo§ gorduklen yerlen alan ara§hrmalan enstitiileriyle doldurmaya <;~h7tiklan ~ilinir. Bu egilimin gerisinde, me<;hul bolgelere ili§kin bilgmm kend1 ba§ma yararh bir §ey oldugu ve bu tiirden ne kadar fazla bilgi varsa diinyay1 o kadar daha iyi anlayabilecegimiz ve ona kar§I sorumluluklanm1z1 daha iyi yerine getirebilecegimiz anlay1§i yatmaktad1r ... Yo~le~~irici olmayan, "objektif" bir sosyal bilim, her apdan bir <;eh§k1d1r. Tum sosyal bilimler ( o da bilim s1fahm hakettikleri kadanyla), gozlemcinin hem sosyal konumunu hem de ozel entellektiiel <;1kanm mutlaka yans1hr. Ula§1lamaz nitelikteki objektifligi y~kala~ay~ <;~~alayan bir sosyal bilim, en iyi ihtimalle, yiizeysel ve b1r §ek1lde ilg1h ger<;ekler y1gm1 bi<;imindeki bilim hammaddesini toplar. Sosyal bilim, mecburen belli bir bak1§ a<;1s1 olan bir bilimdir ve o bak1§ a<;1s1 da, hem bilim adammm hayata bak1§1 §eklindeki genel faktor hem de toplumsal realitenin bilim adamimn incelemek istedigi k1smma yakla§immdaki ozel ilgi faktorii tarafmdan belirlenmektedir.23

221

I:

I


ALAN ARASTIRMALARININ ONGORULMEYEN SONUC::LARI

IMMANUEL WALLERSTEIN

1950'lere gelindiginde alan ara11tirmalan, ABD iiniversitelerinde iyice yerle§mi§ti.24 Destek, biiyiik vak1flardan gelmekteydi. Bati-d1111 ara§brmalar ic;in ta 1933'ten beri yard1mlarda bulunmu§ olan Rockefeller bu alanda onciiydii. Rockefeller, pekc;oklarmm oteki alan ara§brmalan ic;in bir model olarak gordiigii Columbia' daki Rusya Enstitiisii'niin kurulu11unda 1945'ten sonra ba11lang1c; finansmamm sagladi. <;ok gec;meden onu Carnegie izledi ve 1948'de Harvard'm Rusya Ara§tirmalan Merkezi'ne c;ok biiyiik bir bag111ta bulundu. Fakat en geni§ ve en uzun vadeli etkiyi yapacak olam, yeni kurulmu§ olan Ford Vakfi idi. Bu etki, Vakfm 1952'de Yabanc1 Bolgeler Ara11tirma Burslan Program1'm kurmas1yla ba11lad1. Bu program, 1962'ye kadar dogrudan Vak1f tarafmdan yonetildi. O tarihten beri de SSRC ile Amerikan Egitimli Toplumlar Konseyi'nin (ACLS) Ortak Komiteleri tarafmdan yonetilmektedir. Bu burslar, c;ok say1da iyi tamnan Amerikah bolge uzmanmm doktora egitimi ve saha c;ah11malan ic;in verilmektedir. (Ben kendim de bu burslarm Afrika ic;in verilenlerinden yararlananlardand1m). 4 Ekim 1957'de ilk Sputnik'i uzaya gondermekle Sovyetler Birligi, Amerikan alan ara§brmalarma muazzam bir katk1 yapm1§ oldu. Bu geli11me, Eisenhower yonetiminin, Kongre'yi 1958 y1hnda Ulusal Savunma Egitim Yasas1'mn (NDEA) aciliyetine ikna edebilmesine imkan verdi. NDEA'mn VI. Boliim'ii uyarmca Birle§ik Devletler'in tamammda tum alan ara§brma merkezlerine yirmi y1ldan fazla siireyle yard1m verildi. 25 Bu siirec;te yalmzca ogretim iiyeleri ve egitim programlan degil, kiitiiphaneler de uluslararas1la§b.26 D. Lambert, 1973'te haz1rlad1g1 SSRC'nin durum raporunda alan ara11tirmalarmdaki muazzam geli11meyi gozlemliyordu: Otuz y1l once diinyamn pek c;ok bolgesi konusunda uzmanhga sahip Amerikahlarm toplam1, kiic;iik bir konferans salonuna s1gacak kadard1. Bugiin ise diinyamn tiim bolgeleri, iiyeleri bazen binleri bulan mantar gibi tiireyen bilimsel kurulu§larca temsil edilmektedir. Benzer §ekilde, 194l'de herhangi bir iiniversitenin miifredabm 1971'dekiyle kar§1la§tmrsak, miifredatm geni§lemesinde yabanc1 dil ve alan ara§brmalarmm ba§ansm1 goriiriiz. Daha onceki donemlerle kar§lla§brma yapacak rakamlara sahip degilsek de bu geli§menin boyutu oldukc;a c;arp1c1dir. 1969 yihnda, 203 tane organize lisansiistii egitim programmda 3803 dil ve bolge uzman1, 65.243 lisansiistii ogrenciye (3014'ii uzmanhk egitimi alanlar) ve 227.541 lisans ogrencisine, diinyamn c;e§itli bolgelerini ele alan 8890 adet yiiklii ders okutuyordu. Bu programlarda verilen dil derslerinin 91.029 kayith ogren222

cisi var~~- Her_ kampiiste, dil ve alan ara§brmalan, biiytime, kurum~a§ma, ogrenc1 c;ekme, idari destek kazanma ve c;e§itli akademik bir1ml_ere pe~pe§e ~greti1:1 tiyeleri yerle§tirme bak1mlarmdan btiyiik geh§~e gosterdiler. Birkac; ku§ak ogrenci egitildi. Bilim adamlan kend1 ala~armda daha da yetkinle§tikc;e ara§hrmalar, teorik olarak da metodik olarak da daha sofistike hale geldi. Birkac; disiplinde ~ah~ fazla gelecek vaa~. eden genc;lerden pek c;ogu Bah d1§1 bOl~eler uzerme c;ah§maktadir. Ustelik pek c;ok disiplinler aras1 uzmanhklar (~tr~~oloji ile hukuk, sosyoloji ile tarih, iktisat ile sosyoloji, siyaset ~ih~11le antropo~oji, sanat ile miizik, felsefe ile din gibi), biiytik olc;ude bah dl§l bir baglam ic;erisinde geli§mektedir. Merkezler ve onlarm ogretim kadrolan, devletin, ara§hrmacilara, uzmanl1k, dan1§manl1k veya gec;ici istihdam ic;in ba§vurabilecegi/ba§vurdugu bir uzmanhk deposu ~on~mundad1rl~r: ~~rkez~er~e yeti§tirilen lisansiistii ogrenciler, di§ l§len kurumlan 1c;m onemh bir dev§irme kaynag1d1r. Uluslararas1 k~rum kiitiiphanelerini dolduran literatiiriin c;ogu, bu merkezlerdeki ~i:eylerce iiretilmektedir. Htiktimet de, mevcut c;ah§anlarmm egitimi 1c;m bu merkezleri kullanmaktadir.27

Ongoriilmeyen Sonm;lar Eg~r

alan_ ara§brmalannm temel amac1, kamu hizmeti ve ozel i§letmele.:1~. ern:me yetenekli uzman arz1 saglamak idiyse, ku11ku yok ki c;ok bu~uk bir ba§an elde edildi. 1974'e gelindiginde daha fazla tahsisat taleb1yle k~r§lla§an ku§kucu Kongre, bir "arz fazlas1" olup olmad1g1m merak_ed1yor~u bil~. Boliim VI'y1 kurtarmak, "Nixon'a yakm akademisyenlerm (yam Darnel Moynihan ile Henry Kissenger'm)" miidahalesini gerektirmi§ti. 2s .. . D!ger yandan, eger alan ara§brmalarmm temel amac1, yeni bir u~~vers1te ara§br~a ve ogretim modeli ortaya koymak idiyse, bunun etk1h olup olmad1gmdan daha fazla ku§ku duyabiliriz. Lambert "alan ara§hrmalan ile ugra§an baz1 Amerikan bilim adamlarmm -o;ellikle sosyoloji, siyaset bil~mi ve iktisatta- yaptiklan alan ara§brmalarma kar§l besle~en olumsuz hislerin derinliginin kendisini §a§kma c;evirdigini" itir~f ed1yor. Lambert, James Rosenau'nun, bolge uzmamna kar111hk "disiplmer genel uzman'"m (generalist) erdemlerini one c;1karmasma abfta bulunuyor. R~senau'ya gore, "disipliner genel uzmarun, bolge uzmarundan far~h oldugu ve ondan daha iistiin teorik ve metodolojik (ozellikle kantitatif} yeteneklere sahip oldugu varsayilmaktadir".29 223

I

'I

,'


IMMANUEL WALLERSTEIN Bu tarh§manm sadece kaynaklarla ilgili bir tarh§ma oldugu veya nomotetik ve idiografik epistemolojiler arasmdaki Methodenstreit'in (metod c;ah§masmm) yeniden ortaya c;1kmas1 olarak goriilebilirdi. Tabi ki k1smen oyleydi de. Fakat aslmda risk daha biiyiiktii, zira tarh§ma aslmda sosyal bilimlerin gelecekteki orgiitsel §ekli ile ilgiliydi. Gerc;ek §udur ki alan ara§hrmalanmn ac;1k bir epistemolojik pozisyonu yoktu ve isteyerek olmasa da fiilen Methodenstreit'te belirsiz bir orta yerde duruyordu. Bu hikaye, 1968 oncesi ve 1968 sonras1 olarak iki kere anlahlmahdir. Daha once de belirttigimiz gibi, alan ara§hrmalannm, 1945 oncesi ba§at versiyonlan ile hem $arkiyat ara§hrmala,nmn hem de antropolojinin temel hiikiimlerini tehdit ettigi a~1kh. $arkiyat ara§brmalan iizerindeki tehdit daha biiyiiktii c;iinkii bu alan, cografi ve kiiltiirel olc;ek ac;1smdan alan ara§hrmalanmn kapsama alanmdan c;ogu zaman pek farkh olmayan geni§ bolgeleri inceledigi iddiasmdayd1. Bu, ihmal edilemeyecek bir ortii§me idi. Alan ara§hrmalan ile yiizyiize geldiginde $arkiyat ara§brmalan, gerc;ekten yalmzca iki sec;enege sahipti. Direnebilirdi veya alan ara§brmalarmm kendi suretine biiriinmesini timid ederek teslim olabilirdi. 1955'te Amerikan $arkiyat Dernegi'nde yaphg1 konu§mada Wilfrid Cantwell Smith, direni§ c;agnsmda bulunuyordu. Tezini, be§eri bilimlerin "gerc;egi arayi§ma" dayandmyordu. Ona gore be§eri bilimler ilgisizdi ve (kendisinin $arkiyat ara§hrmalan ile ozde§le§tirdigi) Babh bir karakteristige sahip "smirs1z ara§brmac1 merak" yoluyla "insanm bilgisini arbrmaya" istekliydi. Bunun kar§ismda da (ona gore, alan ara§brmalanmn temsil ettigi) "bilim adammm -ozellikle de uygulamah bilimcinin- pragmatik dii§iinii§ii vard1: Universitelerin, biiyiik olc;iide "alan ara§hrmalan" merkezlerinin ortaya c;1k1ey1 yoluyla kendilerini angaje ettikleri ve daha yakm donemlerde dogan, daha pratik ve daha ani bir gorev vardir. Bu merkezler, esas olarak tarafs1z bilgiye olan ic;sel arzudan dogmad1. Aksine, s1k1 bir pratik talebe, "uzman ihtiyacma" tepki olarak dogdu. Kiiltiirler aras1 faaliyet -ozellikle hiikiimetler diizeyindeki- sonucu ortaya pkm1ey olan somut ve spesifik sorunlarla ba§edebilecek insanlara ihtiyac; vard1. Ve bu noktada Dewey'vari o parlak ve tehlikeli yan-gerc;eklik devreye giriyor. Buna gore "diieyiince, kesintiye ugram1ey eylemdir". Kueykusuz bu bir basitleeytirmedir ve pek c;ok eyeyi d1§anda birakmaktad1r. Spesifik olarak da beeyeri bilimler gelenegindeki diieyiinceyi d1eyanda birakmaktadir...

224

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU(LARI B~klenme.dik bir sorun, a§inas1 olunmayan bir engel, siirmekte olan bir eylemm karey1sma dikildiginde iiniversiteler bu sorunu c;ozmeye o engeli manipiile etmeye c;agnhyorlar. '

Bu ilkenin, $arkiyat araeybrmalarmm giiniimiizdeki yalm ve renk katlCl genieylemesinin temelini teeykil ettigini ve hie; kueykusuz etmeye ~~ dev~m e~ecegini yadsrmak boey bir iddia olur. Bu ilke, para, ogrenc1 ve tiim programlarm kaynag1dir. Ancak, hem c;aheymalanmiz hem de diinya ic;in tehlikelerle dolu oldugunu yadsrmak d,1 aym derecede_ bo§~ ~lur. "Kullanilma" tehlikesi, bilgiyi siyasaya boyun t•?;dirme (te~s1 degil ~e) t~hlikesi vard~r. ~slmda yanl~ olan goriiniirde hilgiyi edmme tehl1kes1 de vard1r. Eger msanlan obJeler olarak goriirseniz onlan anlayamayacagm1z gen;egi, ic;inde yaeyad1grm1z evrenin bir kurahdir. Eger bir kiiltiire onu manipiile etmek amac1yla yaklaeyirsan1z, onu yanl1ey yorumlars1mz. Bir medeniyet, kendisine tevazu ve sevgi.~le yakla~anlar di§mdakilere s1rlarrm vermez. $arkiyat alamnda ve tum beeyen araeyhrmalarda gorkemli bir Amerika ic;in kovalanan bilgi, saglam bir bilgi olmayacakhr. Bu baglamda, burada derinlemesine incelemek miimkiin olmasa da ~IS.a~a. deginilmesi gereken bir baeyka nokta da "disiplin" kavram1yla ~~g~hdir: Aka~emik bir boliimleme kavram1 olarak disiplin, Amerikan umvers1telermde, oldukc;a farkh bir kavram olan "konu" kavrammm biiyiik olc;iide yerini alm1eyhr. Bunu, onemli olc;iide, inceleme konusuyla degil de teknik ve metodla ve ayn1 eyekilde takdir etmekten c;ok manipiilasyonla ugraeymas1 sayesinde baeyardi. Disiplinler aras1 araeyhrmalara son zamanlarda verilen onem, tiim prosediiriin yetersizliginin gayri samimi bir kabuliidiir ama bu bir c;oziim olmaktan uzaktir. ~aheymalanm1zda "disiplin" versus "bolge uzmanhg1" ~on~~unda biraz kafa kari:ey1khgi da dogdu. Bana gore bu, "disiplin" fiknmn dayand1gi onkabullerin yetersizligmden ve hatta gec;ersizliginden ve aym eyekilde $ark kiiltiirlerine yonelik tum manipiilatif yaklaey1mlarm yetersizligi ve gec;ersizliginden dogdu ... iht~ram ve insanhk meselesinde oldugu gibi bu meselede de gerc;ek,

I

I

etkm olarak iey gorebilmesi ic;in her araeyhrmacmm aklmm, kendi (mesleki veya kiiltiirel) yakm grubunu aeyan bir sadakati olmahdir. $arkiyat araeyhrmalarmda bu sadakat, bir kere hem mesleki hem de kiiltiirel grubu a§mahdir. Sorun da budur ieyte ...

II

~ayal ~ciine

1.

\: ii ii 'I

dayanan sempati ve objektif gec;erlilik ile anlamayi ogrenebilmek amac1yla diinyanm diger kiiltiirleri, bizim kendi kiiltiiriimiizii takdirimize engel olmama11 veya ona sadakatimize

i',

;

225


IMMANUEL WALLERSTEIN zarar vermemelidir. Aksine, bizimkinden once gelen medeniyetler ve etraf1m1zdakiler de dahil ya§ad1grmiz diinyay1 anlamamn, bizim kiiltiiriimiiziin dahiliginden oldugunun (ki bu anlamda insanoglunun sistemleri arasmda bu nitel~kteki tek kiiltiir gibi goriiniiyor) kabuliine dayandmlmahdir. l§in pratik boyutunda da bu §ekilde kendi kiiltiiriimiize de hizmet edebiliriz. C::iinkii ancak bu sayede bizim toplumumuz, bu gezegeni ve onun sorunlanm bizimle payla§an ba§kalanyla birlikte ya§amay1 (onlara egemen olmay1 degil) ogrenebilir ... Meselenin genel ad1 belki §6yle konabilir: "C::ok kiiltiirlii bir diinyada iiniversitenin rolii". Bir iiniversitede $arkiyat ara§hrmalan meselesi, yeni tiir diinyam1za uygun dii§en yeni tiir iiniversitenin ortaya <;Ikl§l meselesidir. 30 Humanist gelenegin ve $arkiyat araghrmalarmm bu i;ok gelenekselci, olduki;a muhafazakar savunusunun, i;ok kiilturlu diinya konusu ile son bulmas1, bir dipnotla ge<;i§tirilemeyecek onemdedir. Bu deklarasyon un i;arp1c1 tarafl, siyasi durugudur. Bu deklarasyonun, alan araghrmalarmm kuruculan ve sponsorlan ile aym telden i;almad1g1, iiniversitenin, diinyay1 yonetebilecek personeli egitmek suretiyle Bah diinyasmm ulusal i;1karlanna acilen hizmet etmesi gerektigi fikri ile de uygunluk arzetmedigi ai;1kti. Ne de diinyanm inceledigi bolgelerindeki i;agda§ elitler ve kitle hareketleriyle bir uygunlugu vardi. Eger William Cantwell Smith, bir uzman olarak John Foster Dulles' a hizmet etmek istemediyse, Javaharlal Nehru'ya da hizmet etmek istemedi. Onun savundugu diinya, oldugu bii;imiyle $ark idi. $arkiyat aragtlrmalan ii;in mumkun olan bi~. bagka yol daha vardi. Oda intibak yolu idi. 1959'da, Birlegik Kralhk Universite Yard1mlan Komitesi, daha onceki Scarborough Raporu'nda analiz edilen durumu gozden gei;irmeye karar verdi. Hayter Alt Komitesi adh komite, raporunu 196l'de bitirdi ve raporun tonu Scarborough Raporu'nunkinden i;ok farkh idi. Raporun ii<; anahtar bulgusu gunlard1: 4. Alt Komite, $arkiyat ve Slav ara§hrmalannm genel geli§im <;izgisini hayal kmkhg1 yarahc1 bulmaktad1r. ingiliz Uluslar Toplulugu i<;indeki iilkelerle ilgili ara§hrmalardaki ilerleme, daha umut verici olmu§tur ama Dogu Avrupa, Orta Dogu, Giiney Dogu Asya ve Uzak Dogu'ya ilgi, ii<; a§ag1 be§ yukan dil boliimleri ile smirh kalm1§hr. Bu bolgelerin incelenmesi, dil di§mdaki boliimlerin <;ah§malarmda nadiren yer almaktad1r. Dil boliimlerinde de modern ara§hrmalara

ALAN ARA$TIRMALARININ 0NG0RULMEYEN SONUC::LARI

~ynlan <;~h§malarm oram azdir ve ya§ayan toplumlar olarak bu ulkelere hsans ve lisansiistii diizeyde <;ok az dikkat sarfedilmektedir. Baz1 boliimlerde modern dillere ilgi <;ok yava§ artm1§hr -her ne kadar son bir iki y1lda biraz arh§ olmu§sa da. (VI. ve VIII. Boliimler). 5. Son be§ y1lda diinyada biiyiik degi§imler ya§andi. 1939'a kadar

Ba~1 Avrupa'da olan siyasi agirhk merkezi, §imdi di§anya dogru,

doguya, bahya ve giineye dogru kaymi§hr. ingiliz egitim sistemi, bu kaymay1 <;ok az hesaba katmi§hr ve Kuzey Amerika ve ingiliz Uluslar Toplulugu'na aras1ra verilen oneme ragmen hala Bah Avrupa merkezlidir. Alt Komite, bunu, anakronik bir durum olarak gormekte~ir.' ~~iversitelerin, arhk Asya, Afrika ve Dogu Avrupa'ya dah~ <;ok ~1~1 gostermeye te§vik edilmeleri gerektigi, Alt Komite'nin tavs1yelennm merkezi noktasm1 olu§turmaktad1r. (VII.Boliim) 6. Alt Komite, bu ara§hrmalann ana geni§lemesinin dil alanrnda

ol~as1 gerektigini dii§iinmemektedir. Yeni geli§meler, tarih,

cografya, hukuk, iktisat ve oteki sosyal bilim boli.imleri ve fakiiltelerinde gen,;ekle§melidir. 31 Ancak Komite, i;ok daha ileri gidiyor: Bizim tiim onerilerimiz, bu iilkenin, Asya, Afrika ve Dogu Avrupa'y1

~~lamak ve buralarm geli§mesine yard1mc1 olmak amac1yla <;ok daha l~l donammh olmas1 gerektigine inanc1m1z tarafmdan belirlenmektedir '. ~evas~ ~iifu~lanyla bu bolgelerin yeni ve artan onemi, gii<; dengesm1 ve fik1rlerm etkile§imini o derece degi§tirmi§tir ki Bah

~vruf'.a ~edeniyeti arhk tarh§1lmaz bir egemenlige sahip degildir. Onem1m korumaktadir ama kendisi di§mdaki oteki gii<;lii ve yarahci etkilerle birarada ya§amahdir.32

Bu~dan kisa bir sure sonra, 1963'te, Sir Hamilton Gibb (Harvard'da Orta ~o~~ Aragt~rmalan Merkezi'nin miidilrlugunu yapm1g olan onemli bir ~~~1hz ~ar~1yati;1), alan araghrmalan konusu ile ilgili olarak Londra Umvers1te;,1 $ar.kiyat v_e Afrika Araghrmalan Fakiiltesi'nde yaphgi konugmada, klas1k $ark1yati;1hgm kis1thhklanm" kabul ediyordu:

~1~.ac.~ ifa~e .~t~ek gerekirse $arkiyatphgrn konusu, §imdi genellikle

buy~k kult~r olarak adlandmlan olguyu incelemek olmu§tur. (~deb1~at, drn ve hukukta ifade edilen, taraftarlarrnca yetkin ve parad1gmahk olarak kabul edilen ancak <;ogunlukla kendi <;e§itli yerel

226 227

_____,,---------------------------~iii

II


ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU\:LARI ~ikt~s~tplarla, siyaset bilimcilerle, sosyologlarla, dilbilimcilerle v.s) ileti;;1m kurabilmelidir. Fakat aym zamanda alan ara;;tirmalan ~a$lammd~ baz1 aplardan kendi referans <;:er<;:evesini de degi;;tirmehd1r. Bah s,1yas~l kurumlarmm psikolojisini ve mekanigini Araplara veya Asya dak1 durumlara uygulamanm, katiks1z bir Walt Disney i;;i olacagm1 kamtlamaya gerek yok. ..

IMMANUEL W ALLERSTEIN gruplanyla gev;;ek bir yakmhg1 olan ve kendi varolu;;sal durumlannm gen;:eklikleri ile problemli olan evrensel normlarm incelenmesi). \:agda;; $arkiyatphkta bir devrim yapan, bunun gen;:ekle;;mesinin yaratt1g1 etkidir. Bu degi;;ik halklar ve gruplarla yakm ve uzun si.ireli temaslar, gozlerimizi <;:e;;itlilik ger<;:egine, "bi.iyi.ik ki.ilti.irlerin" golgesi altmda olan ve her biri "bi.iyi.ik ki.ilti.irlerle" kendi etkile;;imine ve onu yorumlay1;;ma sahip olan "ki.i<;:i.ik ki.ilti.irlerin" <;:e;;itliligine <;:evirdi. Bu "ki.i<;:i.ik ki.ilti.irlerin" her biri kendi gelenegine, kendi tarz ve ya;;amma tesir eden yerel olaylar ve ko;;ullara kendi tepkisine de sahiptir. Bu, "bi.iyi.ik ki.ilti.iri.in" <;:oktan yerle;;mi§ ve kok salm1;; idealleri ve duygusal di.irti.ilerini etkilemedigi anlamma gelmez. Ancak, kar;;1hkh olarak etkilendikleri ve bazen de daha yakm yerel faktorlerden dogan diger etkilerle rekabet i<;:erisinde olduklan anlamma gelir.

Ala~_ara;;t1rmalarmda

$arkiyat<;:mm roli.ini.in merkezi oldugu ;;eklinaltm1 <;:izmeliyim. Farkh ozel <;:ah;;malarm bulgularm1 biraraya gehrme ve korelasyon kurma i;;levinin bir par<;:as1 olmas1 anlammda merkezi oldugunu one si.irebilirsiniz. Bununla birlikte bu bulgularm biraraya ge~~rilmesi ya da i<;: i<;:e ge<;:irilmesi bile ba;;kal~n tarafm~a~ .Y.ap1labilir. Onemli olan nokta, egere boyle bir senteze var~~y~ gm;;1hrse, bunun ancak <;:e;;itli verilerin merkezi bir ;;ekilde ilg1~1 kt~~u~~r~a one~li. v~ degerli olacag1dir. $arkiyatpnm gorevi, o <;:ekirde~1 (ozu}, k~nd1smm gori.inmez unsurlarla ilgili (sosyal ve ekonom1k venlerm gi.ini.imi.izde bile uygulanmasmm temelini te;;kil eder: ''.bi.iyi.i~ ki.ilti.iri.in" karakteristikleri olan degerler, davram;;lar ve zihmsel slire<;:lerle) ilgili bilgi ve anlay1;;1 ile donatmaktir. Bundaki amac1, ne ve nas1l sorulanm degil, neden sorusunu a<;:1klamaktir. Bu, tam da $arkiyat<;:mm verileri yalmzca kendi ba;;larma anla;;1labilir ola~ yal1:1' ger<;:ekler olarak degil, ki.ilti.irel ah;;kanhk ve gelenegin gem;; baglam1 ve uzun perspektifi i<;:erisinde gorebildigi/ gorebilmesi gerektigi i<;:in boyledir. 34 d~k1 ifadem~n

Bununla birlikte devrim, <;:agda;; toplumlara yonelik ilgi artl§l ile bitmemektedir. Aksine, Oryantalist, birdenbire, <;:e;;itliligin yalmzca modem bir olgu olmad1gm1 farketmi;;tir. \:e;;itlilik hep varolmu;;, "bi.iyi.ik ki.ilti.iri.in" ku;;atic1 birligi altmda toplumsal hayatm ve orgi.itlenmenin daimi bir ozelligi olmu;;tur. K1zilderili uzmanlan, bunun epeydir farkmdad1rlar ama Uzak Dogu ve Yakm Dogu $arkiyat<;:1hgmm perspektifine gorece yakmlarda girmi;;tir. Bu ke;;ifle birlikte klasik $arkiyat<;:1hgm kapsam1 ve i;;levi, oranhh olarak geni;;lemi;;tir ama aym zamanda son derece kompleks ve zor hale gelmi;;tir.33

$ar~i~at.ar~§hr~alarmm

228

I

1:

I

bir. alan ara§hrma merkezi olarak yap1-

la.~~~m~.~ I.~1 b~r. or~eg~.' Indiana Universitesi Ural-Altay Ara§hrmalan

Klasik $arkiyat<;:1hgm kis1thhklanm itiraf ettikten sonra Gibb, bu konuya alan ara§hrmalan i<;inde bir yer bulmaya <;ah§ir: Bir alan ara;;tirmalan programmm ozi.i (ve de saf bilimsel anlay1;; sahibi akademisyenlerin gozi.inde onu bazen ku§kulu duruma di.i;;i.iren ozelligi), bir dereceye kadar "disiplinler aras1" nitelikte olmas1 gerektigidir. Kavram belki bayag1 gosteri;;<;:i gelebilir ve her hali.ikarda tammlanmay1 gerektirmektedir. Bunun pratikteki anlam1, sosyal realitenin hem spesifik hem de <;:ok boyutlu oldugu ve verili bir bolgedeki her bir uzmamn uygulad1g1 analiz yontemlerinin, ba§kalarmm analiz ve bulgulan ile korelasyon i<;:inde tedricen yeniden belirlenmesi ve bulgularmm ona gore ayarlanmas1 gerektiginin bilinmesidir. Ortaya pkan sorun, bu yi.izden, bir kar;;1hkh ileti;;im sorunudur, ki bu da onemli bir kar;;1hkh anlay1;; temeli gerektir. Ku;;kusuz her sosyal bilimci, diger meslekta§lanyla

I

'I

i •

~?lum~ dur. (Ikmc1 Dunya Sava§I sirasmda bir ASTP-FALC'nin biiyiiti.ilmes1 sonucu kurulmu§tu). BcHiim, dilbilimsel ara§hrma grubu olarak ortaya_ konu,i~u§ olsa da fiiliyatta kendisini, ne Ural ne de Altay dili ola~ Tibet<;e nm ara§hnlmas1 da dahil bir "i<; Asya" ara§hrmalan merkez1 olarak yeniden tammlam1§hr. 1967'de boliimiin o zamanki ba§kam bu kapsay1c1 yakla§1m1 §U temellere dayandirmi§h:

I

[ Tibet<;:eyi dahil etmenin ] apklamas1, boliimiin verilen miifredat i<;:eriginde var olan medeniyetlerin derinlemesine anla;;Ilmas1m sagl~ya~. y~ks.e~ bili~ standard1 kayg1smda yatmaktad1r. Mogolistan ve Tibet I birb1~~e baglayan siyasi ve dini baglar, yi.izy1llardir <;:ok s1k1 olmu;;tur. Omegin, Budizmin Mogolcadaki kutsal kitaplarmm hemen tamam1 Tibet<;:e' den terci.ime edilmi;;tir. Bir ba;;ka ornek ver~ek _gerekirse, 1913 Tibet-Mogol anla;;mas1, biiyiik onemi olan politlk bir enstriimandir ....

229

I


, :

IMMANUEL WALLERSTEIN Gazete man§etlerinden etkilenen kamuoyunun zihninde Asya, son 30 yilda ABD'nin tic; kez sava§hg1 Dogu Asya ile ozde§le§me egilimindedir. Orta Dogu'daki sorunlar ve Hindistan'daki k1thklar yeterli ilgi c;ekmektedir. Ancak, Tibet, Afganistan ve \:in Tiirkistan'1 ile birlikte yerinde bir adlandirma ile "ic; Asya"y1 olu§turan kocaman imparatorluk Sovyetler Birligi'ni pek duyan yok. Sansasyonel haberlerin yoklugu, bize bolgenin onemini unutturmamahd1r. SSCB'nin Asya'daki k1s1mlan, Birle§ik Devletler'den c;ok daha biiyiik bir alam ic;ine almakta ve kara smm 8 bin mile kadar uzanmaktadir. Bu srmr sadece diinyadaki en uzun sm1rlardan biri olmay1p, aym zamanda en fazla ban§ ic;erisinde olanlarmdand1r da. Eger ihmal edilmezse, genellikle bir sessizlik komplosu ile c;evrili bir gerc;ek, diinyanm "beyaz" uluslan arasmda yalmzca Ruslar ciddi zorluklarla kar§ila§madan Asya'da tutunabilmi§lerdir. Sovyetler Birligi'nin As ya' daki k1s1mlarmm ya§am standartlan, civardaki iilkelerinkinden yadsmamaz derecede iyi oldugundan smirm her iki yakasmda ya§ayan halklar arasmdaki ili§kilerin incelenrnesi son derece yararhdir. 35 Gibb'in, $arkiyatc;mm, alan arai;;hrmalarmda merkezi bir rol oynamas1 gerektigi inanc1 gerc;eklei;;ti mi? Gerc;eklei;;medi ve 1973'te Uluslararas1 $arkiyatc;tlar Kongresi, adm1 Asya ve Kuzey Afrika insani Bilimler Uluslararas1 Kongre'si olarak degii;;tirdi. Kui;;kusuz bu, sert tarhi;;malardan sonra oldu ve on yd sonra, biraz da dengeleri gozetmek amac1yla bir degii;;iklik daha yaparak Uluslararas1 Asya ve Kuzey Afrika Arai;;hrmalan Kongre'si adm1 aldi. Ancak "$arkiyatc;1" kavrarm, tekrar canlandmlmadi. Antropologlarm yai;;ad1klan da paralel i;;eylerdi. 1945'ten once antropologlar, inceleme konusu olan halklar iizerindeki c;ahi;;malannda neredeyse yalmzdtlar. Sadece kollektif olarak degil, bireysel olarak da yalmzd1lar. Saytlarmm azhg1 ile belli bir enformel gelenegin biraraya gelmesi, bir kac; "kabile" veya "halkm" (ozellikle de uzak bolgelerdekilerin) nadiren birden fazla antropolog tarafmdan incelenmesine yolac;1yordu. Antropologlar, kendilerini, pek c;ok Bablmm takdir edemedigi $arkiyatc;1mn "biiyiik medeniyeti"nin duygulanm anlay1p paylai;;masma paralel i;;ekilde, c;ogu zaman cahilce ve diii;;manca bir diinyaya kari;;1 kendi halklanmn sozciisii gibi gorme egilimindedir. <;ogu antropologun moral durui;;u, bir mahkemedeki savunma tarafmm durui;;u gibiydi. Somiirge diinyasmda rnilliyetc;i hareketlerin ortaya c;1k1i;;1yla birlikte antropologlar, bu hareketler tarafmdan, somiirgelerdeki ulusal his 230

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU\:'.LARI ve arzular gerc;egini reddeder goriindiikleri ic;in anakronik ve dost olmayan kii;;iler olarak goriilmeye bai;;ladi. Mahkemedeki savunma taraf1 olmak bir yana, yeni hareketlerin mahkemesinde iftirac1lar gibiydiler. Bu arada, alan arai;;hrmalarmm ortaya c;1k1i;;1yla birlikte her tiirden oteki sosyal bilim de bu bolgeleri incelemeye bai;;ladi. Bugiinii vurgulayanlar (ornegin nomotetik iic;lii), daha c;ok kentsel ve ulusal olgular iizerine yogunlai;;1yorlard1 ve bu yiizden de milliyetc;i tezlerle ve s1k s1k da milliyetc;i arzularla ahenklilik arzediyordu. Tarihc;iler bile ahenkli goriiniiyordu c;iinkii milliyetc;i hareketlerin en acil olarak gostermek istedigi i;;eylerden biri, iilkelerinin bir tarihe sahip oldugu idi. Ve eger Alman tarihi Hunlara, Frans1z tarihi de Vergingatorix'e kadar gotiiriiliilebilirse, Albn K1y1s1'nm tarihi de kadim Gana Kralhg1'na kadar gotiiriilebilirdi. Kendilerini "yerlilerin" dostu gibi gormeleri yiiziinden somiirge yetkilileriyle bai;;1 s1k s1k dertte olan antropologlar, kendilerini birdenbire, milliyetc;iler tarafmdan geri kalan somiirge yoneticilerinin daha geri kalan kisrm ile birarada buldular. Antropologlar, her haliikarda cografi tekellerini kaybettiler ve arai;;hrma konulanm yeniden diii;;iinmeye zorland1lar. Kiiliir oncesi temas halklarmm eski kahplan, yeni bir tarihc;iler, dilbilimciler ve arkeologlar kadrosunun bu kahplarm nastl siirekli olarak degii;;mii;; olduklanm gosterdikleri bir zamanda c;ok sm1rh bir ilgi alam olabilirdi. Ote yandan antropologlar, alan arai;;hrmalan hareketine biiyiik bir i;;evkle kahlm1i;;lard1, zira hemen hepsi birdenbire bolge uzmanlan olmaya ehildiler. Ve alan arai;;hrmalan, daha onceleri bu tiirden c;ok az kaynaga sahip olan antropologlar ic;in bir fon kaynag1 olui;;turuyordu. Antropologlar, bu yiizden, cografi tekellerini ve bolgelerdeki goreceli imajlarm1 kaybettikleri gerc;egini genellikle kabullenemeyecekler ve temellerini tei;;kil eden manbgm onlan durdurmasma da izin vermeyeceklerdir. Geleneksel olarak giic;lii yanlanm ("kiiltiirle" ilgili kayg1, "yerel" olanla ilgili kayg1, her bir kiiltiirdeki doniii;;iimlii rasyonel davrami;; bic;imleri aray1i;;m1 vurgulayarak durumu kurtarmaya c;ahi;;blar. Bu kaygtlarm nastl ve neden sosyal bilimlerin "farkh" bir disiplinine katk1da bulundugu konusuna nadiren deginildi. Fakat antropoloji, daha nomotetik sosyal bilimleri pek benimseyemeyen pek c;ok kii;;iyi biraraya getirmekle orgiitsel canhhk gostermeye devam etti. Bu arada $arkiyat arai;;tirmalan ve antropoloji (Bah-d1i;;1 sosyal · bilimler) ac;1kc;a tan1mlanrmi;; yerlerini ve hatta tarihsel olmayii;;la ilgili temel tezlerini bile kaybederlerken "Batih" sosyal bilimler (tarih ve iktisat, sosyoloji ve siyaset biliminden olui;;an nomotetik iic;lii), alan 231

'·~ '

··-------------------11


IMMANUEL WALLERSTEIN ara§hrmalan tarafmdan paslandmhyordu."Paslandmlmak" kelimesini bilerek kullamyorum, zira en iyi benzetme, gerc;ekle temas sonucu olu§an ve bu dart disiplini kemirmeye ba§layan pas bezetmesi olur. Sozi.ini.i ettigimiz konu§masmda Gibb, anahtar unsuru oldukc;a iyi tarif ediyordu: Alan ara§hrmalan Merkezlerinin dordiincii (ama daha az onemli olmayan) i§levi, Truva ah roliinii oynamak, yani genel akademik camia arasmda ve disipliner boliimler ve fakiiltelerde Batlh olmayan medeniyetlere ilgi ve kayg1 uyandirmak ve bunu geli§tirmektir. Universite kompleksi ic;erisinde ayn bir kuytu ko§ede inzivaya gonderilmek yerine her bir uzman personelin, kendi boliimiiniin normal faaliyetlerindeki uygun yerini almas1 beklenir ve genellikle de alirlar. Boylece, kollektif olarak c;ok daha geni§ bir lisans ve lisansiistii ogrenci grubu arasmda (ve umulur ki kendi boliimiinden meslekta§lanyla) Bahh olmayan kiiltiirlerin spesifik boyutlanyla ilgili bilgiyi ve anlay1§1 yayarlar.36 1945 y1hnda, herhangi bir Amerikan i.iniversitesinin ortalama bir tarih boli.imiinde ogretim i.iyelerinin en azmdan yi.izde 95'i, ABD, Avrupa ve Greko-Romen tarihi i.izerinde c;ah§1yordu. Bu oranm, nomotetik iic;li.ini.in boli.imleri ic;in yi.izde 100 olmas1 kuvvetle muhtemeldi. 1960'lara gelindiginde herhangi bir bi.iyiik tarih boliimi.ini.in i.ic;te birlik bir k1srm, genellikle "Bah-d1§1" tarih c;ah§iyor ve okutuyordu. Siyaset biliminde bu oran, biraz di.i§i.ikti.i ama yine de yi.iksekti. Sosyolojide daha di.i§iikti.i. iktisattaki en di.i§i.ikti.i ama yine de vardi. Ve yi.izde oranlan 1970'lerde artmaya devam etti. Bunun etkisi hie; bir zama~ tam olarak ara§hnlmadi. Ancak bir Truva ah imaj1 iyice benimsendi. Ogretim i.iyelerinl.n yap1s1 degi§ince mi.ifredat da degi§ti ve her §eyden once ara§brma konulanmn me§ruiyeti doni.i§i.im gec;irdi. Dar tutulan me§ru ara§hrma konulan delindi. ilk delinme, sadece cografi anlamdayd1 ama onemliydi. <;i.inki.i Bab/Bati-d1§1 ve medeni/barbar aynmlanm a§h. Bu delinme bir kere gerc;ekle§ince ba§ka pek c;ok §ey onu izleyebilirdi. 1968'den sonra izledi de.

Soguk Sava§ Kendisini Yiyor Altm1§h y1llarda alan ara§hrmalannda me§hur bir skandal patlak verdi (Camelot Operasyonu). Skandal, Amerikan sosyal bilim camiasmda alan ara§hrmalarmm yaran ve istismar edilmesi konusunda ilk ciddi tarb§-

232

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONUC::LARI malara yolac;ti.37 Camelot Operasyonu, bir "etik krizi" dogurdu.38 Hikayenin kendisi oldukc;a basit. 1964 yilnda, Amerikan Universitesi Ozel Opersayonlar Ara§hrma Ofisi (SORO) -Amerikan Ordusu tarafmdan finanse edilen bir kurum- Camlelot Projesi adh bir proje ic;in yard1m elde etti. Projenin organizat6rleri, 4 Ararhk 1964'te, bir planlama toplantismda, potansiyel katihmc1lara niyetlerini §6yle anlabyorlard1: CAMELOT Projesi'nin amac1, diinyanm geli§mekte olan uluslarmdaki toplumsal degi;;menin politik ac;1dan onemli boyutlarm1 ongormeyi ve siireci etkilemeyi miimkiin ktlacak bir genel sosyal sistemler modeli geli;;tirecek fizibiliteyi hazirlamaktlr. Daha spesifik bir ifadeyle amac;lar ;;unlardir: 1. Ulusal toplumlar ic;erisindeki ic; sava;; potansiyelini olc;ecek presediirler ortaya koymak.

2. Potansiyel bir ic; sava;;a yolac;hg1 dii;;iiniilen ko;;ullan hafifletmek amac1yla bir devletin takmd1gi tavn, kesinlik oran1 yiiksek bir ;;ekilde tahmin etmek. 3. Yukandaki iki gorevi yerine getirmede gerekli bilgiyi elde etmek ve kullanmakta i;;e yarayacak sistematik bir sistemin karakteristiklerini ortaya koyacak fizibiliteyi yiiriitmek.

Projenin iic; ila dart yil siirmesi ve y1lda yakla;;1k bir-birbuc;uk milyon dolar finansman saglanmas1 dii;iiiniilmektedir. Ordu ve Savunma Bakanhgi tarafmdan desteklenmektedir ve devletin oteki kurumlarmm i§birligi ile gerc;ekle;;tirilecektir. Sosyal, ekonomik ve politik fonksiyonlarla ilgili mevcut verilerin c;okc;a kullanrmma ilaveten sahada biiyiik bir ilk elden veri toplama i;;i de planlanmaktad1r. Bu gorev tanrmm1 yazd1gim1z anda, ara;;hrmanm cografi istikametinin Latin Amerika iilkelerine dogru olmas1 muhtemel goriiniiyor. Mevcut planlar, bu bolgede bir saha ofisinin kurulmasm1 gerektirmektedir. Bir arka plan olarak ;;unlan belirtmeliyiz: CAMELOT Projesi, pek c;ok faktor ve giiciin ortaya c;ikard1g1 biqeydir. Bunlardan biri, diinyadaki azgeli;;mi;; iilkelerdeki diizenli biiyiime ve degi;;ime ili;ikin genel Amerikan politikasmda Ordu'nun roliine son yillarda atfedilen c;ok daha biiyiik onemdir. Bu amaca yonelik ABD hiikiimet programlan, c;ogu zaman, bazen yanh;; anlamaya yolac;an "isyan bashrma" kavram1 altmda toplanmaktadir. Bu, s1k sik, tabiata zarar veren daha bariz ve ;;iddete dayah eylemlere yolac;an sevgi azalmasmm kaynaklanru kurutmaya yonelik olumlu faaliyetlerin onemini biiyiik

233

,I

-----------------------!. '1


ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU<;LARI

IMMANUEL WALLERSTEIN olc;:iide arhrmaktadir. ABD Ordusu, dost yonetimlere, aktif isyan sorunlanyla ba§etmelerinde yardrm etme sorumlulugunun yamnda, ulusla§ma siirecinin olumlu ve yap1c1 boyutlan bak1mmdan da onemli bir misyon sahibidir.

ABD yonetiminin "isyanlarm en iyi nas1l bashnlabilecegini" ogrenmeye ilgisi ile "toplumsal c;:ah§ma teorisi" hakklnda kapsamh bilgiler geli§tirmeye sosyal bilimcilerin ilgisini birle§tiriyordu. Camelot'u mahveden sebep de oldukc;:a basitti. SORO, Amerikan vatanda§hgma gec;:mi§ $ili'li bir bilim adarm olan Hugo Nuttini' den, $ili'li bilim adamlarmm projede i§birligi yap1p yapamayacaklanm yoklamak iizere bu iilkeye gitmesini istedi. Nuttini, yetkisini a§1p, onlan fiilen projeye kahlmaya davet etti. Tam da o siralarda, Santiago' da FLASCO'da hocahk yapan Norvec;:li sosyolog Johan Galtung, isyan bashrma konusunun incelenmesinin sponsorlugunda ABD Ordusu'nun roliinii gosteren projeyle ilgili olarak SORO'nun davetini alrm§h. ilkelerini one siiren Galtung daveti reddetti. Hangi ilke? Alfred De Grazia'mn yazd1g1 ve kendisinin faaliyetlerini ele§tiren bir makaleye verdigi cevapta Galtung tavnm §6yle ac;:1khyordu:

Diger bir biiyiik faktOr de, ayaklanma sorunlan ile ba§edebilmek ic;:in anla§ilmas1 gereken toplumsal siirec;:ler hakkmda kesinlik derecesi yiiksek gorece az §eyin bilindigi gerc;:eginin kabul edilmesidir. Ordu ic;:erisinde, toplumsal degi§im siirec;:lerini genel olarak anlay1§1 geli§tirme ihtiyacm1 oncelikle kabul ediyor. Bu, Ordu'nun, ABD hiikiimetinin genel isyan bashrma programlarmdaki gorevlerini yerine getirmesi ac;:ismdan gereklidir. Bu noktada son derece ilgisi olan bir ba§ka §ey de, ulusal giivenlik sorunlan ve bu sorunlarm c;:oziimiinde sosyal bilimlerin potansiyel katk1sm1 ele alan bir dizi yeni rapordur. Bu raporlardan biri, Smithsonian Institution'un ara§hrma grubunun bir komitesi tarafmdan "Sosyal Bilim Ara§hrmalan ve Ulusal Giivenlik" ba§hg1 altmda ve lthiel de Sola Pool'un editorliigu ile yaymland1. Bir digeri, "Amerikan Ordusu'nun Smirh Sava§ Gorevi ve Sosyal Bilim Ara§hrmalan" ba§hkh bir sempozyumun tutanaklarmdan olu§uyor. Bu tutanaklar, 1962 yilmda Amerikan Universitesi Ozel Operasyonlar Ara§hrma Ofisi (SORO) tarafmdan yaymland1.

jj: :I

''

'!

De Grazia'nm ba§yaz1smda §6yle bir ciimle var: "Johan Galtung admdaki Norvec;:li bir pasifist, bir kac; profesor vesaire arasmda Giiney Amerika Amerikahlara kar§I sava§ ajite etmek amac1yla komiinist bir $ili gazetesinde k1§kirhcil1k yap1yor". Bu, olan bitenin oldukc;:a yanh§ bir anlatrm1dir. Bir pasifist oldugum dogruysa da bunun konuyla ilgisi yok. Genel olarak, Savunma Bakanhg1'mn, ara§hrmalarm sponsorlugunu yapmasmda yanh§ bir §ey gormiiyorum ve silahh kuvvetlerin onemli davranl§ bilimleri ara§hrmalarmm sponsorlugundaki roliinii de sonuna kadar takdir ediyorum. Norvec;li olmamm konuyla ilgisi daha fazla: Camelot Projesi, kiic;iik bir ulus. ic;in, giic; bloklarmdan birindeki biiyiik uluslardan birine oldugundan daha farkh gelmektedir. Tamamen as1lsiz olan da, "komiinist bir $ili gazetesinde k1§k1rhc1hk yapmam" di. i§in ash §uydu: ($ili' de bir UNESCO profesorii olarak c;ah§an) ben, proje miidiirii tarafmdan projeye kahlmaya c;agnlm1§hm. Bu cazip teklifi reddettim c;iinkii projeyle ilgili kU§kulanm vardi. Dile getirdigim konularla (ki bu makalede tarh§hg1m konularm ayms1ydilar) ilgili olarak proje miidiirlerinden tatmin edici bir cevap alamad1m. Ve ancak o zamandir ki projeyle ilgili olarak bildiklerimi Latin Amerikah meslekta§lanma ilettim. De Grazia;y1 temin ederim ki "bir kac; profesor" den c;ok daha fazla say1da insan projeden deh§ete kapild1 ve hiddetle kahlmayi reddetti. Gerc;ekten, muhtemelen ampiristlerin, fenomenolojistlerin ve Marksistlerin hepsini aym etkinlikle birle§tiren c;ok az konu olmu§tur. Tiim bunlarm daha sonra ( gerc;ekten hemen hemen iki ay sonra) yerel bir komiinist gazeteye (El Siglo)

CAMELOT Projesi, c;:ok say1da disiplinin dahil oldugu bir c;:aba olacakhr. Hem SORO te§kilah ic;:erisinde hem de Amerika ve deniza§m iilkelerdeki ba§ka iiniversiteler ve ara§hrma kurumlan ile yakm i§birligi ic;:erisinde yiiriitiilecektir. <;ah§malarm ilk alh ay1, ara§tirma tasanmmm c;:erc;:evesinin c;:izilmesine, ara§hrma yontemi sorunlarmm ve konunun oziiniin tesbitine aynlacaktir. Bu, projeyi olu§turan tiim ara§hrmalarm belirtilen amac;:lar dogr'ultusunda geli§mesine biiyiik bir katkl saglayacaktir. Projeye erken kahlanlar, bu nedenle, ara§hrma programmm §ekilleni§ine katk1 yapmak ic;:in olagand1§1 bir firsat yakalayacaklar ve 1965 yaz aylan ic;:in planlanan bir seminere kahlacaklard1r. ilkenin onde gelen davram§ bilimcilerinin kahlacagi seminer, yakm gelecekle ilgili planlan gozden gec;:irecek, projenin uzun vadedeki hedef ve planlarm1 da analiz edecektir .39 Bu belgenin ortaya koydugu gibi, proje, esas olarak Latin Amerika'y1 incelemek ic;:in tasarlanrm§h. Ancak ba§lang1c;: ara§hrmalan ic;:in onerilen iilkeler listesinde yalmzca oniki Latin Amerika iilkesi yoktu. Aynca iic;: tane Orta Dogu, dort tane Uzak Dogu, bir tane Afrika ve hatta iki tane de Avrupa iilkesi de (Fransa ve Yunanistan) yerahyordu. Proje,

235

234 I

l


IMMANUEL WALLERSTEIN ula§mas1 ve de bilirn;:li casusluk srn;:lamalan veya neredeyse askeri miidahale boyutunda abarhlmas1, kimseye §a§IrhCI gelmeyecektir.40 Nuttini ve Galtung, her hahikarda, $ili' de onemli bir tarh§may1 ate;;lemeye, $ili Cumhurba;;kam'nm ABD Di;;i;;leri Bakanhg1 nezdinde miidahalesine, ABD Kongresi'ndeki tarh;;maya ve projenin tiim diinyada iptal edilmesine yetmi;; goriiniiyordu.41 Daha da onemlisi, Amerika' da ve ba;;ka yerlerde bilim adamlarmm, ABD hiikiimetinin projeyle i;;birligi yapmasmm uygunlugu iizerine biiyiik bir tarh;;ma ba;;ladi. Konu iizerinde gerek bilim adamlan gerekse kamuoyu oniindeki ;;ahsiyetler tarafmdan gorii;;lerin <;ok fazla ifade edilmesi ;;a;;irtlCl degildi. Sozkonusu projeye ili;;kin olarak sarfedilen sozlerin <;e;;itliligi, Irving Louis Horowitz'in editorliigiinii yaphg1 bir kitapta bulunabilir.42 Camelot Projesi, alan ara;;hrmalanmn Soguk Sava;; boyutuna sistematik bir dikkat sarfedilmesi sonucunu dogurdu. Bu konu, arhk genel bir tarh;;ma konusu, etikal-politik tav1rlarla ilgili bireysel ve orgtitsel gorti;; a<;1klamak i<;in bir firsat ve pek <;ok hiikiimetin, iilkelerinde ara;;hrma yapan Amerikah bilim adamlanyla ilgili, artan bir uyamkhk vesilesi haline gelmi;;ti. Universitelerin Soguk Sava;; siyasetindeki roltinti biiyiik bir ele;;tiriye tabi tutan 1968 devrimi ba;;lam19t1. Bu devrimin bir btitiin olarak dtinya-sistemi i<;in yans1malanm burada gozden ge<;irmeye gerek yok.43 Sadece alan ara;;hrmalan ile ilgili olanlanm ele alahm. Bu, bir me;;ruiyet kayb1 meselesiydi. Alan ara;;hrmalan, somiirge kar91h ulusal hareketlerin ba;;lamas1 oncesindeki antropologlarm davram;;ma benzer, ba;;kalarmm duygulanm anlamaya koyulmu;; iyiliksever bir ruh hali i<;erisine girmi;;ti. Bir anlama, antropologlarm roliinii somtirgelerin ulusla;;mas1 <;agmda tekrar eden alan ara;;hrmalarma ;;imdi aym nedenlerle, inceleme konusunu te;;kil edenlerce saldmhyordu. Galtung'un "bilimsel somtirgecilik" a;;amasmda olmakla su<;lar:nyorlardi. (Galtung bu kavram1, "ulusla ilgili bilginin kazammmm ag1rhk merkezinin ulusun kendisinin di;;mda bir yerde bulunmas1 stireci" olarak tammhyor).44 Daha sonra olan, alan ara;;hrmalarmm varhk nedeninin yava;; yava;; ortadan kalkmaya ba;;lamas1 idi. Zira gerek sosyopolitik rohi gerekse entellektiiel k1s1thhklan a<;lSmdan saldmya ugruyordu. 1964'te yaz1lan Egitim Dairesi'nin me;;hur bir raporunda Bigelow ve Legters, NDEA Dil ve Bolge Merkezlerinden ;;oyle sozediyorlard1:

236

ALAN ARA$TIRMALARININ 0NG0R0LMEYEN SONU(:LARI Dil ve bolge merkezleri, Amerikan yiiksek ogretiminin, Bah-dI§I diinyaya i:;:ok iyi uyam§mm bir iiriinii olarak goriilmii§lerdir. .. Belki en biiyiik kazamm (ki tarihin bu a§amasmda bunu oli:;:ebilmek zor), gerek merkez kavrammm gerekse merkez programlannm, genel olarak Bah-d191 ara§tirmalara ve onun da liberal sanatlara yaphg1 etki olmu§tur.45 1964 y1lmda bu programlar, hala, kendi konumundan ovtin<; duyan ;;evkli bir liberal enternasyonalizm havasmda idiler. Vietnam Sava91 ve 1968-70 iiniversite karma;;as1, programlar iizerinde bir ba;;ka cilalama yapm19h. Sadece on yil soma Lucian Pye ;;oyle yaz1yordu: Geli§mekte olan iilkelerle Batih bilim adamlannm (disiplin veya bolge uzmanlarmm) ili§kileri ne diizenli ne de kolay olmu§tur. Bu toplumlarm liderleri ve aydmlan arasmda hizh geli§meyle ilgili hayal kmkhg1 yaygmla§hki:;:a, giderek yabanc1 bilim adamlanmn ozellikle de ampirik ara§tirma yapanlarm- varhgma ii:;:erlemeye ba§lad1lar. (:ogu zaman tavirlarm tersine donmesi soz konusuydu ve yabanc1 ara§hrmac1lar, yerli dilleri ve kiiltiirleri bilmemekle sui:;:larnyorlard1. Daha onceki donemlerle ve "daha giivenli" konularla ilgilenen bilim adamlan i:;:ok daha kabule §ayan oldular. Ote yandan, i:;:agda§ ve geli§en trendlerle ilgili olanlardan birdenbire ku§ku duyuluyor ve miimkiin politik motivasyonlanna ili§kin s1k s1k sorular soruluyordu. 1970'lerin ba§ma gelindiginde, eski somiirge ve geli§mekte olan diinyamn i:;:ogundaki olaylar, ara§hrma imkanlarmm kapatI~masma i§aret ediyordu.46 Pye'm tarh9hg1 konu, Amerikan alan ara;;hrmalan uzmanlannm "saha ara;;tirmalan" i<;in "bolgelerine" "eri;;im" sorunudur. A<;1k<;as1, degi;;en siyasal atmosfer (Soguk Sava;;'a tepki olarak baglanhs1zhk hareketinin dogu;;u) ile somtirgelerin bag1ms1zhgm1 kazanmas1 ve <;e;;itli devrimlerden kaynaklanan siyasi gii<;, isteyerek veya istemeyerek <;ogu zaman Amerikan devletinin <;ikarlannm ajam olarak kabul edilen Amerikah bilim adamlanyla araya belli bir mesafenin konulmasma yola<;h. Amerikah bilim adamlan buna esas olarak iki ;;ekilde tepki verebilirlerdi. Bu yeni ku;;kuyu tiztinttiyle kar;;ilayanlar i<;in mtimkiin olan bir yol, sagduyulu bir geri <;ekilme idi -ki Pye bundan sozetmektedir. Ku;;kularm <;ogunu hakh bulanlar i<;in mtimkiin olan bir yol, rollerinin yeniden tammlanmas1 idi. Her iki y0l da, o ana kadar dti;;iiniildiigti bi<;imiyle alan ara;;tirmalarmdan uzakla;;tmyordu.

237


IMMANUEL WALLERSTEIN Daha muhafazakar olan grubun kararlarmm, iiniversitenin yap1sma etkisi gen;ekten azd1. Onlar, ikinci grubun "normatif" perspektiflerini ele§tiren gorece geleneksel "disipliner" tav1rlar sergilediler. Pye' a gore: Bolge uzmanlannm Bahh kavramlan reddettigi bu a;;amada bu uzmanlar s1k s1k da zor duruma dii;;tiiler. C::iinkii bolgelerindeki siyasetin retorigmi de kabul ettiler. Bu dilin de, -;ogu zaman Bahh siyaset dilinin Amerikan ve liberal Bah sistemlerinin aktorlerine hizmet etmesi kadar bu yabanc1 iilkelerin siyasal smiflanna hizmet ettigi goriiliiyordu. Yabanc1 pratiklerin me§rula;;tmlmasma, s1k s1k, Bahh normlarm idealizasyonu siirecinin tersine dondiiriilmesi e;;lik etti. Kafalar da kan;;1yordu <;iinkii analitik kavramlar ile normatif modeller arasmda yetersiz aynmlar yap1hyordu. Sonu-;ta, yeni paradigmalara bariz bir ihtiya<; vardi. Gerek degerlerdeki gerekse analitik kahhktaki kriz, bilim adamlan bir yandan Afrika i<;in tek parti ve hatta askeri yonetimi savunurken bir yandan da -;ogulcu modelin uygunlugunu sorgulaymca dramatik bir hal ald1. D1;;anda otoriterizmi hakh goriirken Amerika' da bir elit tarafmdan yonetimi ele;;tirmek, etnosantrizmin iflas etmi;; bir bi-;imine i;;aret ediyordu ve bu da ka-;m1lmaz olarak siyaset biliminin biitiinliigunii tehdit ediyordu. 1970'lerin ba;;ma gelindiginde disiplin, normatif ve analitik perspektiflerini -;ozerken bir kriz i-;erisinde bulunuyordu.47 Pye'm bak1§ a-;1s1m payla§mayanlar, olduk<;a farkh istikametlere yoneldiler: alan ara§hrmalanm enforme etmi§ olan modernle§me teorisinin ele§tirisine; "ii<; dunya" kavrammm ele§tirisine4B; Birle§ik Devletler ve Bab Avrupa'dan veriler kullanan nomotetik analizlerin ashnda partikiilaristik tammlamalardan hareketle yapilm1§ tahminler oldugu argiimamna; baghhga ("n.ormatif ara§hrma ihtiyac1") a<;1k bir <;agnya -<;iinkii, soziimona degerden armm1§ bilim adamlarmm <;ah§malan aslmda kendi baghhklan ile dopdolu idi.49 Hindistan kokenli, Amerika' da gorev yapan bolge uzmam S. P. Varma, Hindistan' da 1970'lerin sonunda bir Uluslararas1 ili§kiler ve Alan Ara§hrmalan C::ah§ma Toplanhs1'nda yaphg1 a\1§ konu§masmda §6yle diyordu: Tum alan ara;;hrmalan, temelde geli;;me konusuyla ilgilidir. Temel soru, -;e;;itli alan veya bolgelerin (bununla aslmda -;e;;itli alan veya bolgelerdeki geli;;mekte olan iilkeleri kastediyorum) geli;;me siirecine nasil yardrm edilebilecegidir. Alan ara;;hrmalan, bu neden-

238

ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONUC::LARI le, geli;;me konusuna ~onelik ol~ak zor~dadir ve son otuz yilda ortaya pkm1;; olan geh;;me teon ve strateJilerinin siirekli olarak yeniden ol-;iilmesi, yeniden degerlendirilmesi ile igili olmak zorundad~~- Bi~zat ge~i;;_m~nin anlam ve a~ac1_konusunda yetmi;;li yillarda -ozellikle de ikmc1 yansmda devnm mteligmde bir yeniden dii§iinii;; ya;;anagelmektedir. Gayri safi milli hasiladaki biiyiime ve biiyiime oramyla ili;;kili geli;;me kavram1 ve hatta biiyiimenin yeniden dag1trmc1 adalet ile ili;;kilendirilmesi (ki Diinya Bankasi <;evrelerinde, kabul edilebilir bir geli;;me stratejisi olarak goriilmektedir), arhk yeterli goriilmemektedir. Arhk i;ok daha biiyiik oli;iide, ozgiiven, kollektif ozgiiven ve temel haklar/temel insan haklarmdan bahsediliyor. Alan ara;;hrmalan, geli;;me konusundaki en son fikirlerin siirekli etkisi altmda ve ona tepki verir ;;ekilde yiiriitiilmedigi siirece, yerinde perspektifler geli;;tiremeyecektir.so Altm1§h y1llarda hala a<;1k goriilen alan ara§hrmalarmm amac1, yetmi§li y1llarda pahrhh ve bayag1 kafa kan§hnc1 bir tarh§ma ortammda bulamkla§maya ba§ladi. Ancak sonunda alan ara§hrmalarmm kendisi ile ilgili i<; tarh§malardan daha onemli olan, kendini bu adla adlandirmayan yeni bir "alan ara§hrmalan" tiiriinun ortaya <;1k1§1 idi. Bu, bir yandan ozellikle 1970'li y1llarda kadm ara§hrmalannm ve diger yandan da "etnik" ara§hrmalarm (Afrikah-Amerikahlar ara§hrmalan, Hispanik veya Latino ara§brmalan, Musevi ara§brmalan v.s) ani biiyumesi §eklinde oldu. Bu <;e§itli akademik te§ebbuslerin iki ozelligi vardi. Birincisi, Bah-d1§1 dunyay1 degil (en azmdan ba§lang1<;ta), biiyiik ol<;iide Bah diinyas1ru inceliyorlarqi. incelenen, "i<;erideki ii<;iincii dunya" (merkez iilkelerinde bask1ya maruz gruplar) idi. ikincisi, bu ara§hrmalan "d1§andaki ii<;iincii dunya" ile ili§kilendirmekte kararhydilar: Afrikah ve Afrikah-Amerikah, Yahudi ve israilli, tiim dunyadaki kadmlar vs. Bu akademik te§ebbuslere, alan ara§hrmalannm varyantlan diyorum <;iinkii bunlar da gelede <;ok <;e§itli geleneksel disiplinlerden bilim adamlarmm biraraya getirmekteydiler. Bunlar da kendi inceleme konulannm ne tarihsellik d1§1 olarak (1945 oncesi etnografya ve ~arkiyat ara§brmalan) incelenebileceginde ne de nomotetik evrenselle§tirici sosyal bilimin uygulanmas1 ile incelenebileceginde 1srar ediyorlardi. Fakat toplumsal hareketler olarak da bu akademik te§ebbiisler, 1950-1970 donemi alan ara§hrmalarmdan aksi bir yol izlediler. Gordugumiiz gibi bunlar, yukandan a§ag1ya bir giri§imdi. Amerika'nm ileri gelenleri (devlet kurumlan, iiniversite yoneticileri, biiyiik vak1flar), akademik bir bo§luk hissetiler ve yeni programlan te§vik ettiler. Daha

239


ALAN ARA$TIRMALARININ ONGORULMEYEN SONU(LARI IMMANUEL WALLERSTEIN

i i! '

Ii It

I':

sonralan, bu te§ebbiislerin cezbettigi bilim adamlarmm <;ogu (tiimii degil ku§kusuz), bOlge ile temaslan sonucu politik ve ideolojik olarak radikalle§tiler. Kadm ara§hrmalan ve "etnik" ara§hrmalarm <;ok <;e§itli varyantlarmm dipten gelen kokleri vardi. Universitenin "unutmu§ oldugu" insanlarm (biiyiik Ol<;iide 1945 sonras1) isyamm temsil ediyorlardi. Seslerini duyurmak istiyorlardi. Sadece marjinal olan baz1 gruplarm tammlay1c1lan olarak degil, fakat sosyal bilimlerin merkezi teorik tezlerinin gozden ge<;iricileri olarak goriilmek istiyorlardi. Hi<; ku§ku yok ki, zaman ge<;tik<;e Amerika'nm onde gelen yap1lan, bu seslerin giiciinii anlad1 ve onlarm faaliyetlerini daha az politize kanallara entegre etmeye <;ah§h. Ve bir dereceye kadar ba§anh da oldu. Bu yeni ara§hrma tiirlerinin son yirmi be§ y1ldaki kompleks tarihlerini gozden ge<;irmek, bu <;ah§manm boyutlanm a§ar One siirmek istedigim, sadece §U: alan ara§hrmalanmn yarahlmas1 onlarm dogu§unun temelini haz1rladi. Once geleneksel etnografyanm ve ~ar­ ki ya t ara§hrmalarmm makulliigiinii zay1flatmak, sonra da "Bahh" disiplinleri daha biiyiik ol<;ekli verileri hesaba katmaya zorlayarak ve nihayet disiplinlerin dokunulmaz boliimlerini sorgulayarak. Tabi ki, bu etkilerin ongoriilmedigini de iddia ediyorum. Alan ara§hrmalan programlan, Kennedy-Johnson y1llarmda biiyiik bir biiyiime kaydetti. ABD'nin onde gelenlerinin bu geni§leyen perspektifi, Ban§ Goniilliileri gibi giri§imlere de yola<;h. 1960'larda geri donen Ban§ Goniilliileri'nden insanlar, s1khkla lisansiistii alan ara§hrmalan programlarma devam ettiler. Onlar, 1968 iiniversite isyanlannda binalan ilk i§gal edenler arasmdaydilar da. Ve daha sonralan, s1k s1k, 1970'lerin yeni kadm ve "etnik" programlarma kahld1lar. Belli bir toplulugu olan pek <;ok bilim adarm i<;in bu, ger<;ek bir biyografik ikbal idi. 0 halde 1980'lerde ve 1990'larda <;ok §eyler oldu: "geli§me" konusundaki genel hayal kmkhg1; Afrika ve Asya' daki ulusal kurtulu§ hareketleri hiikiimetlerinin <;ogunun <;okmesi; Komiinizmlerin <;okii§ii; Birle§ik Devletler'deki siyasi bilin<; patlamas1; olumlu eylemlere tepki. Bu arada, iiniversitelerde, artan bir finansal darbogaz doneminde, yeni programlarda siirekli bir patlama ya§andi. Sosyal bilimlerin yapiland1nlmasma, sadece aralanndaki sm1rlann bulamkla§mas1 tarafmdan degil, aym zamanda fizik bilimlerindeki gii<;lii bir anti-Newtoniyen anlay1§m dogu§u tarafmdan ve be§eri bilimlerde (aym zamanda sosyal bilimlerde ve ozelikle de antropolojide) kiiltiirel ara§hrmalardaki muazzam biiyiime tarafmdan da meydan okundu. Entellektiiel karma§a, reeldir. Sonu<;ta neyin ortaya <;ikacag1 §U an

~.

Notlar 1 Social Science Research Council, Committee on World Regions, World Regions in the Social Sciences; Report of a Committee of the Racial Science Research Council (New York: Social Science Research Council, 1943), s.1-2. 2 A.g.e., s.8. 3 A.g.e., s.11. 4 Columbia University, "Preliminary Report of a Committee on Area studies appointed by Dean George D. Pegram for the Joint Committee on Graduate Instruction, July 13, 1943", s.2. 5 A.g.e., s.3. 6 A.g.e., s.7-8. 7 Aktaran, Lyman J. Legters, "Discusssion", T.H. Tsien and H.W. Winger (eds), Area Studies and the Library (Chicago: Univ. of Chicago Press, 1966) ii;inde. S. 15. 8 Bu iii; ayn;;ma ile ilgili ayrmhh bilgi ii;in bkz. Immanuel Wallerstein et.al., Open

the Social Sciences, Report of the Gulbenkian Commission on the Restructuring of the Social Sciences (Stanford: Stanford University Press, 1996). 9 William Nelson Fenton, "Integration of Geography and Anthrolopgy in the Army Area Study Curricula", American Association of University Professors Bulletin, xxxii, 1946, s.699-700. 10 Ibid, s.705-706. 11 Ibid, s. 706. 12 Robert B. Hall, Area Studies: With Special Reference to Their Implications for Research in the Social Sciences (New York, Social Science Council, 1947), s.17-18. 13 Harry Ekstein," A Critique of Area Studies From a West European Perspective", L. W. Pye (ed.), Political Science and Area Studies: Rivals or Partners (Bloomington, Indiana University Press, 1975) i"inde. S.203. 14 Committee on Educational Policy, "Report of a Subcommittee on Languages and International Affairs", Harvard University Faculty of Arts and Sciences, 12 Kas1m 1945, s.4.

15 Hali, Area Studies, s.22-23. 16 Ibid, s.24-25. 17 Ibid, s.82-83. 18 Foreign Office, "Report of the Interdepartmental Commission of Inquiry on Oriental, Slavonic, East European and Afrlcan Studies (Scarborough Report)", (London: His Majesty's Stationery Office, 1947), s.5. 19 Ibid., s.30. 20 Charles wagley, Area Research and Training: A Conference Report on the Study of World Areas, no.6 (New York: Social Science Research Council, June 1948), s.l. 21 Richard J. Heindel, The Present Position of Foreign Area Studies in the United States: A Post-Conference Report (New York: Social Science Research Council, 1950), s.2. 22 Jean B. Duroselle, "Area Studies: Problems of Method", International Social Scien-

241

1i I

belirsizdir.s1 Ancak bugiin bulundugumuz yere gelmek, kesinlikle SSRC'nin Diinya Bolgeleri Komitesi'nin 1943'te aklmda bulunmayan bir §eydi.

240


IMMANUEL WALLERSTEIN ce Bulletin IV, no. 4 (1952): s.647-651. 23 Hans J. Morgenthau, "Area Studies and the Study of International Relations", International Social Science Bulletin IV, no. 4 (1952): s. 647-51. 24 Bkz. Wendell Clark Bennet, Area Studies in American Universities, (New York: Social Science Research Council,1951); aynca bkz. Larry Moses, Language and Area Studies Programs in American Universities (Washington, D. C.: U.S. Department of State External Research Staff, 1964). 25 Bkz. Donald N. Bigelow and Lyman H. Legters, NDEA Language and Area Centers: A Report on the First 5 Years (Washington, D.C.: Office of Education, 1964); aynca bkz. Lorraine McDonnnel, Cathleen Stazs and Rodger Madison, Federal Support for Training Foreign Language and Area Specialists: The Education and Careers of FLAS Fellowships Recipients (Santa Monica: Calif: Rand Corporation, 1983). 26 P. J. McNiff, "Foerign Area Studies and Their Effect on Library Devlopment", College and Research Libraries XXIV, no.4, (Temmuz 1963), s. 291-96, 304-5; Chauncey D. Harris, "Area Studies and Library Resources", T. H. Tsien and J. W. Winger (ed), Area Studies and the Library (Chicago: Univ. of chicago Press, 1966), s.3-15. 27 Richard D. Lambert, Language and Area Studies Review, (Philadelphia: American Academy of Political and Social Science, 1973), s.1-2. 28 McDonnel et al, Federal Support, s.7. 29 Lambert, Language, s.2-3. 30 Wilfrid Cantwell Smith, "The Place of Oriental Studies in a University", Diogenes, no.16, 1956, s.106-111. 31 University Grants Committee, "Report of the Sub-Committee on Oriental, Slavonic, East European and African Studies (Hayter Report)" (London: Her Majesty's Stationery Office, 1961), s.3. 321 bid., s.63. 33 Hamilton Gibb, Area Studies Reconsidered, (London: School of Oriental and African Studies, 1963), s.10-16. 34 Ibid., s. 13, 15 35 Dennis Sinor, "Uralic and Altaic Studies", The Review of the College of Arts and Sciences of Indiana University (Sonbahar 1967), s. 1-8, 8 36 Gibb, Area Studies, s.6-7. 37 Ashnda ondan once de bir skandal ya§anmt§h. 1965'te arhk herkes biliyordu ki ta 1955'te Michigan State Universitesi'nin c;ahs1 altmdaki bir uzmanlar grubu, Amerikan hiikiimetiyle, Ngo Dihn Diem ba§kanhgmdaki Giiney Vietnam hiikiimetine, devletin gizli polisinin egitiminde dam§manhk yapmak iizere bir sozle§me yapmt§h. Bkz. Robert Scheer, How the United States Got Involved in Vietnam (Santa Barbara, Calif.: Center for the Study of Democratic Institutions, 1965), s. 33-38. W. Hinkle et al., "MSU-The University on the Make", Ramparts IV, No.12 (Nisan 1966), s.11-22. 38 Kalman H. Silvert, Document Number l", I. L. Horowitz (ed), The Rise and Fall of Project Camelot ic;inde. (Cambridege, Mass.: MIT Press, 1967), s.80-106. 39 Project Camelot, "Document Number l", Rise and Fall, s.47-49. 40 Johan Galtung, "After Camelot", Rise and Fall, s.283. 41 !riving Louis Horowitz, "The Rise and Fall of Project Camelot", Rise and Fall, s.349.

242

ALAN ARA$TIRMALARININ 0NG0R0LMEYEN SONU(LARI 42 Horowitz, Rise and Fall. 43 Bkz. Immanuel Wallerstein, "1968, Revolution in World-System", Geopolitics and Geoculture: Essays on the Changing World-System ic;inde. (Cambridge, U.K.:Cambridge Univ. Press, 1991), s.65-83. 44 Johan Galtung, "After Camelot", s.296. 45 Bigelow and legters, NDEA, s.61-62. 46 Lucian W. Pye, "The Confrontation Between Discipline c:nd Area Studies", L. W. Pye (ed), Political Science and Area Studies, Rivals or , ,;rtnas? ic;inde (Blooomington:Indiana Univ. Press, 1975), s. 15. 47 Ibid., s.20-21. 48 Carl Pletsch, "The Three Worlds or the Divison of Social Science Labor, circa 1950-1975", Comparative Studies in Society and History 23, No:4 (1981), s.565-90. 49 S. P. Varma, "International Relations and Area Studies", Political Science Review XIX, No:1, (1980), s.26-46, 40. 50 Ibid., s.45-46. 51 Fakat bkz. Immanuel Wallerstein et al., Social Sciences.

243


Ira Katznelson

Liberalizmin Bek~isi Olarak Siyaset Bilimi "Geli§en bir olaganiistii halin ustahk gerektiren siyasetinde elitler (tiim pratik nedenler yiiziinden) halkhrlar".1

,I

1968 yilmm yaz aylarmda Columbia Universitesi rektOriiniin ofisine, Siyaset Bilimi Boliimii'nde bir i§ ic;in miilakata c;agnlmi§hm. Miilakah yapacak olan, David Truman idi. Kendisini, bir kac; yil onceden, kolejin dekaru oldugu ve benim de lisans ogrencisi oldugum donemden oldukc;a iyi taruyordum. Truman, iilkenin en sec;kin siyaset bilimcilerinden biriydi. 1951'de yazd1g1 kitab1 The Governmental Process (Yonetim Siireci), sava§ sonras1 siyaset bilimi disiplini ic;in imtiyazh bir belge olmu§tu. iddia edildigi iizere, donen,:lin en onemli metni idi. Kitap, pek c;ok ampirik analiz yolu ac;rm§, yeni siyaset biliminin normatif hedef ve sm1rlanru ac;1khga kavu§turmu§tu. Sogukkanh bir tonu, realist bir egilimi ve davraru§sal bir epistemolojisi olan kitap, Truman'm §ahane adlandirmas1yla "hastahkh siyaset"e kar§l siperler in§a etmeye c;ah§1yordu.2 Kitap, c;1kar temsilinin gerc;ekte nas1l i§ledigini gosteriyor ve Amerikan demokrasisini istikrarh ve giivenli tutmada gerekli kurumsal ve ideolojik ko§Ullan ortaya koyuyordu. . Truman, ii<; ay once New York polisini, Columbia'daki oturma eylemlerini giic; kullanarak sona erdirmek iizere kampiise c;agiran ki§iydi de. Miilakattaki sohbetimiz, kendisinin, benim onun nazannda potansiyel bir meslekta§ olarak ehil olduguma <lair beni temin edi§iyle ba§ladi. Daha sonra, kampiisteki son olaylar hakkmda k_onu§maktan rahats1z olur muydum acaba? Hie; de onun ozelligi olmad1g1 halde ara vermeksizin bir saatten fazla bir siireyle, McCarthyizmin liberal kurumlara (en onemlisi de iiniversitelere) saldms1 ile 1960'lann sonunda Yeni Sol'un saldirgan tavn arasmda paralellik kurarak kendisinin son donemlerde ald1g1 kararlan hakh gostermeye c;ah§iyordu. Ona gore, tehlikede olan, liberal rejimleri totaliter tahribatlara kar§1 tahkim eden kavram ve kurumlarm hassas dokusu idi.

II

245

~


I' ..._

IRA KATZNELSON

Columbia ve Yeni Sol konusunda farkh dii§iindiigiimiizde anla§tik. Truman, daha sonra diyalogumuzu, The Governmental Process'in geriye doniik bir tarh§masma \evirdi. Kitabm yeni edisyonuna bir giri§ yazmay1 dii§iindiigiinii soyledikten sonra siyaset biliminde son zamanlarda kollektif eylem oniindeki engeller konusunda yap1lan \ah§malar3 ve ironik bir §ekilde, Amerika'nm politik sisteminin istikran i\in zenci ve ogrenci hareketleri ithali hakkmda konu§tUk. Co§kulu bir konU§mayla, sozkonusu tehlikenin, iilkenin siyasi sm1fmm (yurtta§lan devletlerine baglayan ili§kileri yonetmekten ve oyunun liberal kurallanm korumaktan sorumlu olanlar), kriz ko§ullarmda sistemi korumak isteyip istemeyecegi oldugunu iddia ediyordu. Onun cevab1, bu amaca uygun bir siyaset bilimi geli§tirmenin ve kullanmanm bizlere, yani siyaset bilimci olan bizlere dii§tiigii idi. Sohbetimiz tam gaz gidiyordu. Truman'm liberal demokrasinin kaderi (ozellikle kitlesel politik hareketler tarafmdan s1kmtiya sokuldugunda) hakkmdaki endi§esi, sadece ona mahsus degil, sava§ sonras1 Amerikan siyaset bilimine hakim genel bir ozellikti. Amerika'nm niifusunun demokrat olmayan ve demagojik elitler tarafmdan harekete ge\irilmeye miisait bir kay1ts1zla§ml§ kitle haline gelmesi olarak gordiikleri siirecin sonu\lanndan korkan William Kornhauser ve C. Wright Mills gibi onemli sosyologlar ile, ara§hrmalarmda halkm sivil ozgiirliiklere \Ok zay1f bir destegi" oldugunu bulan Samuel Stouffer ve oteki kamuoyu uzmanlan da4, Birle§ik Devletler'de liberal de:tnokrasinin istikrar ve kapasitesinden endi§e duyuyorlardi. Yenilgiye ugram1§ fa§ist modelin yans1malan, d1§anda (bir dereceye kadar da i\eride) komiinizmin diriligi, keskin bir sagCI ot.oriter popiilizm ve kitlesel politik kahhmm belirsiz nitelikler! tarafmdan s1kmhya sokulan iilkedeki onde gelen siyaset bilimciler, Ikinci Diinya Sava§I'nm hemen ertesinden Vietnam'a kadar olan donemde kendi degerlerini teorinin siiriikledigi bir bilim nosyonuna katarak siyasal liberalizmi tazelemeye ve tahkim etmeye \ah§hlar. Bu projeyi ger\ekle§tirirken, iiyeleri ortak sorulara, varsay1mlara ve \ah§ma bi\imlerine sahip ve Ludwig Fleck'in "bilimsel dii§iince kollektifi" dedigi bir grubu geli§tirdiler.s Disipliner devrimlerini ba§ard1klarmda, siyasal sorunlarm kavramsalla§hnlmasmda, ampirik teoride ve ara§hrma yontemlerinde \Ok onemli hamleler yapmi§lardi. Onlarm ortaya koydugu yeni Amerikan siyaset bilimi, disiplinin sava§ oncesi durumundan \Ok daha etkileyici idi. 1965'te, Amerikan Siyaset Bilimi Dernegi'nin ba§kam olarak konu§mas1m yaphgmda Truman, bu bilimsel yeniden iiretimin tarihini ovmede ve sava§ sonrasmm siyaset biliminin alhm \izmede yeterli sebeplere 246

LiBERALiZMiN BEKC::iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

sahipti. 6 0 ve meslekta§lan, kitle siyasetinin tehlikeleri ve siyasal kabhmm ko§ullan ile ilgilenen bir siyaset bilimi yaratma projesini ger\ekle§tirmi§lerdi. Projelerini, iilkenin liberal rejiminin i\ ve di§ dii§manlara kar§I korunmasm1 saglayacak bir siyaset bilimine ihtiya\ oldugu inanc1na dayandirm1§lard1. Amerikan siyaset bilimcileri, Soguk Sava§ tarafmdan \Ok a\1k bi\imde bir ag gibi sanlrm§lardi. Bazilan ulusal devletle (yeni ortaya \Ikan ulusal giivenlik aygih da dahil) s1k1 baglar kurdu -ikinci Diinya Sava§I sirasmda sosyal bilimcilerle devlet arasmda kurulan ki§isel ve kurumsal ili§kileri geli§tirerek.7 Uluslararas1 ili§kiler alt disiplini idealist niteligini kaybetti ve Amerikan hedefinin bir arac1 olarak realizm temelinde yeniden formiile edildi. Kar§Ila§tirmah siyaset ve siyaset teorisi uzmanlan, Mussolini'nin kendisinin tarif ettigi "totaliterligi", Bol§evik dii§mam tamma ve kar§Ila§hrmada analitik bir ara\ haline getirmeye \ah§hlar. Siyaset bilimciler, yerkiirenin somiirge sonras1 biiyiik gii\ler aras1 rekabeti i\in birdenbire onem kazanan uzak k1s1mlan hakkmda bilgi saglamak iizere yarablan yeni, multidisipliner bolge ara§hrmalan alanmm §ekillendirilmesi ve yonlendirilmesinde de anahtar bir rol oynadilar. Daha az bariz olan konu iizerine yogunla§mak istiyorum. $imdi oldugu gibi o zaman da A.merikan siyasetine ili§kin ampirik \ah§malar, disiplinin oziinii belirliyordu. Soguk Sava§'m, sava§ sonras1 siyaset biliminin geli§imine etkisine bir anlam vereceksek, bakmak zorunda oldugumuz yer buras1dir, yani roliiniin daha az §effaf oldugu k1s1m. Soguk Sava§, hi\ ku§kusuz tek bir "sebep" veya uniter bir varhk degildi. Soguk Sava§, sava§ sonras1 siyaset biliminin geli§me hikayesinde mobilize edici bir ara\ olmaktan \Ok bir endi§e kaynag1, amaca yoneltici bir faktor ve liberalizm, demokrasi ve siyasi kabhm ko§ullan konularmm bir s1ralamrias1 olarak yeralm1§hr. Soguk Sava§, liberal demokrasilerin 1929 sonrasmda kapitalizmin \okii§ii ve e§ine rastlanmam1§ iki diinya sava§mdan ikincisinin ertesinde ozgiirliik ve refah1 aym anda koruma kapasitesinin hala \Ok CO§kulu oldugu bir donemde, acil ve tehdit edici bir kar§It ger\eklik olarak illiberalizmi kulland1. Siyaset biliminin Amerikan ayag1, bu baglamda liberal opsiyonu kotarmaya yoneldi. Bu, yeni bir rol degildi. Amerikan siyaset bilimi, her §eyden once, biiyiik 61\iide iilkenin "yeni liberal" ilerlemeci aydm sm1fmm yiizyilm ba§lanndaki \ah§malannm bir boyutu olarak geli§Ihi§ti.B Amerikan dargorii§liiliigiiniin kaybolmasmdan ba§ka, farkh olan insan dogas1yla ilgili iyimser varsay1mlann \Okii§ii idi -ki bu varsay1mlar, yiizyilm ilk otuz yilmda reforma dogru pragmatik yoneli§e destek vermi§ti. Fa§izm ve komii247

~'

~

:·:11

I


IRA KATZNELSON

nizm ic;in kitle desteginin elde edilebilirliginin ac;1kc;a goriilmesi ve Avrupa'nm Yahudileri'nin oldiiriilii§iine c;ogu yerde ciddi bir direni§in olmamas1, insanlann arhk iyimser olmasm1 zorla§hnyordu. Yeni siyaset bilimi, hie; degilse biiyiisiinii bozmu§tu. Soguk Sava§'m zirvesi sirasmda endi§eli belirsizlik ko§ullan altmda liberal-illiberal z1thg1 konusunda c;al!§malar yapan Amerikanistler, kendilerini dii§iinerek, siyaset bilimini analitik alanda, Robert Dahl'm ifadesiyle "kaos ve totoloji arasmda" yeniden kurdular. 9 Somut olarak tarif edilebilen totolojik tuzaklan a§abilecek analitik bir bilim kurmak suretiyle kaosa kar§l bir siper in§a etme c;abalan, c;ok fazla da (lineer anlamda) Soguk Sava§ tarafmdan belirlenmedi. Bu c;abalar, ko§ullan belirleyen bir unsur olarak Soguk Sava§ tarafmdan §ekillendirildi. Bana gore Soguk Sava§, ABD odakh siyaset bilimine sm1rlar koydu, iizerine baski uygulad1. Bolge ara§hrmalan veya uluslararas1 ili§kilerin aksine Soguk Sava§, Amerikan ara§hrmalarmda faaliyet alamnm dt§mda bir yerlerde konu§lanmt§h. Fakat oynad1g1 rol, baglamsal olmaktan daha ote idi. "Bir siirecin asli karakterinin veya siirecin parc;alarmm ozelliklerinin, sonuc;lanm belirlemek [kontrol etmek] amac1yla birarada tutulmas1, bu yiizden karakter ve ozelliklerin "belirleyiciler" olmas1 anlammda da Soguk Sava§ giderek bir etken sebep oldu.1° Bilgi iireticileri ve liberal demokrasinin bekc;i sm1fmm bir parc;as1 olarak siyaset bilimcilerin kimlikleri, sec;tikleri analiz konulan, geli§tirdikleri teorinin seviye ve tiirii, bana gore Soguk Sava§ ile s1k1 bir §ek.ilde ic;i ic;e gec;mi§ti. 0 halde Soguk Sava§, onlarm motivasyonlarmm anahtar unsurlanm degil, bilimsel c;ah§malarmm dt§ c;erc;evesini de ac;1klamaya katk1da bulunur. Yeni Bir Bilim Siyaseti ve Siyaset Bilimi Sava§ sonras1 siyaset biliminin olu§um hikayesi, genellikle bu bic;imiyle anlahlmaz. Soguk Sava§ c;agmm spesifik etkisi gizlenir c;iinkii 1945 sonrasmdaki yirmi yilm, daha uzun ve siirekli bir c;aga uygun dii§tiigii dii§iiniilmektedir. Geleneksel olarak yap1lan donemleme, birbiriyle ortii§en iic; geni§ donem ortaya koymaktadir: siyaset bilimcilerin formel-yasal kurumlarm incelenmesine yogunla§hg1 XIX. yiizyil sonundaki ve XX. yiizyil ba§mdaki kurulu§ donemi; kendini 1920'lerde gosteren ve ikinci Diinya Sava§1 boyunca devam eden bir pozitivist-davram§sal hareket; ve 1960'larm ortalannda bir yerlerde ba§layan ve epistemolojik bir c;ogulculuk, disiplinin ayn parc;alannm bag1ms1z momentumu ve bilimsel ve teorik §evk kaybmm temel ozellik oldugu bir post-yap1sal c;ag.11 248

LiBERALiZMiN BEK<;::iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

Siyaset biliminin tarihini, tiimiiyle metodolojik bir egzersiz olarak ele almakla bu geleneksel anlahm, sava§ sonras1 disiplinin ayn karakt~­ rini biiyiik Olc;iide hafife almaktadir. ilk olarak 1940'larda §ekiller,en endi§eli siyaset biliminin tekil niteliklerini kiic;iimsemektedi:r. Bu donem siyaset biliminin Amerikan liberal rejimi ic;in giivenlik kayg1s1 ko§ullan altmdaki gorevli niteligi, onu, sava§ oncesi ve hemen sonras1 y1llarm daha rehavetli ve ilgisiz c;abalanndan farkh kilmaktadir. Kriz donemi, ku§kusuz, 1940'larm sonundan ~ok once ba§larm§h. Fakat yirmi yildir ilk defa, bilimsel ve siyasi oiarak angaje bir disiplin ic;in tutarh bir arayi§1 destekleyecek insani ve kurumsal ko§ullar ancak o zaman vard1. Daha onceleri, kendi disiplinlerinde miiteakiben lider konumuna yiikselecek oian iilkenin en onemli sosyal bilimcilerinin biiyiik bir kisrm, New Deal personeli oldu ve sava§ zamamnm Washington kurumlannda hizmet verdiler. Federal diizeyde sosyal bilimin seferber edilmesinin sona eri§iyle birlikte bu ku§ak, devletten bag1ms1z ama rejimi destekleyen ara§hrma ortamlan olan iiniversitelere §ekil verip, analitik yeteneklerini geni§ anlamda liberal siyasi amac;lara hizmet ic;in kullanabilecek giic;lii sosyal bilim disiplinleri yarattilar. Bu c;abalar, normatif olarak da ampirik olarak da son derece ba§anh sonuc;lar verdi. Aym §ekilde, disiplin ic;erisinde ele§tirel yakla§1m sahibi kimseler (ki kendimi de onlar arasmda say1yorum), bu ana ak1mdan bazen sand1g1rmzdan c;ok daha az aynldilar. David Truman, Amerikan Siyaset Bilimi Dernegi ba§kam olarak 1965'teki konu§masm1, onceki yirmi y1lda siyaset biliminde yeni ve farkh bir §eylerin oldugu iddiasma ayirdi. Donemlendirme konusundaki standart yakla§1m1 (ki o zamanlar, tabi ki iki donemi (yasal-kurumsal ve davram§sal durumu) kaps1yordu) birakan Truman'm konu§mas1, Thomas Kuhn'Wl o zamanlar daha taze olan paradigma kavramim,12 "bu alanda 1945'ten beri durmadan siiren ara§hrma faaliyetini" daha onceki disiplinlerle kar§1la§brmada kullanarak sava§ sonras1 siyaset biliminin ozelliklerini degerlendiriyordu. Truman, bizim §imdilerde genellikle davram§sal devrimin orta donemi §eklinde dii§iindiigiimiiz donem ic;erisinde epistemolojik bir kopma oldugu teziyle ilgili ikna edici bir argiiman sundu. Ona gore, 1880'lerden 1930'lara kadar gerek siyaset biliminin ba§lang1c;taki formelizmi gerekse daha sonra davram§salc1hga donii§, ilerlemeci harekete has iyimser ve reformcu inanc1 payla§iyordu. ikinci Diinya Sava§1'nm sonuna gelindiginde bu yonelim, arbk bilim testlerini veya arac;sal etkinligi kar§ilayam1yordu. Birdenbire, metodolojik ac;1dan giincel oldugunda bile bu yonelimin 249


IRA KATZNELSON

modas1 ge<;mi§ goriiniiyordu. Sonu<; olarak, bizzat kendi ku§agmdaki insanlar ("profesyoneller veya vatanda§lar olarak"), bu mirasm "ele§tirel olmayan iyimserliginden" ku§ku duyar olmu§lard1. Ki bu iyimserlik, komiinizrn ve fa§izmin "meslegin kesin mutabakatlanna destek veren beklenti ve uygulamalanm a<;tk ve kesin olarak reddedi§inin" ortaya <;tkard1g1 meydan okuma t§tgmda giiliin<; bir durumdu. Sava§tan sonra siyasal ya§ama, "Potsdarn' dan sonra diinya siyasetinin temelden degi§en karakteri" egemen olmaya ba~lam_t§h. Dahas1, Truman'a gore, akademik bilim adamlannm New Deal ve Ikinci Diinya Sava§t sirasmda Washington' a ta§mmas1, dar bakt§ a<;tlanm degi~tirmi§, onlan oteki sosyal bilim disiplinleriyle temasa ge<;irmi§ti. Bu geli§melerin kiimiilatif etkisi, disiplinin eski normal bilimini i§e yaramaz ktlmak ve tam bir Kuhniyen paradigma olmasa bile kurumsal ozelligi olan bir yapmm ve ileriye doniik bir mutabakatlar dizisinin geli§mesini te§vik etmek olmu§tu.13 Truman, kendi hocalannm ku§ag1 hakkmda mahvedici bir dil kullamyordu -kendisinin de ait oldugu "Chicago Okulu" bilim adamlanm, sava§ sonras1 devrimin habercileri olarak hari<; tutmaya da ozen gostererek). Onlarda, "Amerikan sistemi de dahil siyasal sistemlere ilgi eksikligi vard1. Bu eksiklik, <;ogu durumlarda sistemlerin ozelliklerini ve gerekli ko§ullanm varrm§ gibi kabul etmek anlamma geliyordu". 0 ku§ak, "incelemeye tabi tutulmamt§ ve <;ogu zaman da z1mni bir siyasal degi§me ve geli§me kavramma sahipti. Bu anlayt§ da miilayimce iyimserdi ve dii§iince mahsiilii olmayan reformist bir karakterdeydi". Teoriyi ihmal etmi§lerdi. Onunla birlikte, "nadiren ham ampirizmin otesine ge<;en bir "bilim" anlayt§tnt uygulamt§lardi. Ve Amerikan ornegini "etkin bir kar§tla§hrmah yontem" i<;ine oturtmakta ba§ans1z olmu§lardi.14 Buna kar§thk Truman, 1945 sonras1 siyaset biliminin arhk Amerikan siyasi sisteminin ozellikleriyle yetinmediklerini, siyasal degi§menin vaadettiklerini ve tehlikelerini daha iyi anlamak i<;in, kar§tla§hrma yontemi ve ger<;ek<;i bir siyaset psikolojisinin rehberliginde teoriyi etkin olarak kulland1klanm iddia ediyordu. Truman' a gore bu yeni disiplin, daha onceleri birbirinden ayn tutulmu§ olan iki unsurun birle§mesi tarafmdan belirleniyordu. Bunlardan ilki, geni§ anlamda bilime yeniden baghhk" idi. Bununla, disiplinlerin ampirik <;ah§malanm "kiimiilatif olarak izah edi§lere dogru, olaylar ve ko§ullar arasmda bag1mhhk ili§kisi kurmaya dogru" gotiirecek pozitivist bir yoneli§i kastediyordu.15 Truman ve meslekta§lan i<;in metodolojik ve kiimiilatif ampirik <;ah§ma, disiplinin motoru olmaya de/1

LiBERALiZMiN BEK(:iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

vam ediyordu. Fakat bunun ilgisiz olmas1 gerektigi gorii§iinde israr ediyorlard1. Siyaset bilimi, bir moral hedef ve tercih bilimi olmahyd1. Siyasal dii§iincenin ara§hnlmasmm yeniden diriltilmesi <;agnlanm kibar bir jest olmanm otesinde yapan Truman, ahlaki ve normatif diirtiileri, disiplinin entegral boyutlan olarak birle§tirmeye <;ah§h. Ne kadar dogru bir tarif olursa olsun siyaset bilimciler tarifi yaphktan sonra durmamahyd1lar. Kendilerinde varolan ampirik ve tahminci kapasiteyi, "onermelerin ve olaylarm sistem i<;in ve sistemdeki degerler i<;in muhtemel sonu<;lanm" a<;1khga kavu§turmak ve degerlendirmek i<;in seferber etmeliydiler. 16 Truman'm, disiplinin yakm donem tarihini tavsiye niteligindeki yakan§larla birle§tirmesi, realist temellere oturan, objektiflige a<;tk normatif varsay1m ve hedeflerin kombinasyonunu yapan bir siyaset biliminin onemini vurguluyordu. Bu kombinasyon, tam olarak, donemin ornek §aheserleri tarafmdan, bu program1 ilerletmek i<;in bilin<;lice kullamldt. Sadece Truman'm kendi The Governmental Process'i degil, aym zamanda Robert Dahl'm A Preface to Democratic Theory (Demokrasi Teorisine Onsoz) ve Who Governs? (Kim Yonetmektedir?) adh <;ah§malan ile V. 0. Key'in Public Opinion and American Democracy'si (Kamuoyu ve Amerikan Demokrasisi) tarafmdan da.17 Bunlann herbiri, sava§ oncesi siyaset biliminin naif ve ham unsurlarmm, disiplinin liberal demokrasiyi geli§tirme ve diger rejim tiirlerinin meydan okuyu§larma kar§t koruma yetenegini nastl s1mrlad1gm1 ortaya koyuyordu. Herbiri, sosyolog Robert K. Merton'un "orta ol<;ekli teoriler" dedigi teorilerden geli§tirdi. Biiyiik teorilerden daha az soyut olan bu teorilerin program1, kar§tla§hrmah ve normatif degerlendirmelere temel olu§turmaya muktedir hipotez ve ampirik iddialarm peki§tirilmesine kilitlenmi§ belli konular iizerine yogunla§mt§tt.18 Yine her biri, Amerikan siyasi hayatmm belli bir boyutunu (<;1kar grubu siyaseti, kamuoyu, yerel siyaset siireci) tammhyor ve hi<; degilse Locke' dan beri normatif liberal teorinin temel ta§l olan sivil toplum ile devlet arasmdaki bagm anahtar unsurlarmm ger<;ekte Amerika' da nastl i§lediginin daha iyi anla§1lmas1 i<;in <;abahyordu. Nihayet her biri, bu mekan ve siire<;leri, Amerikan liberal demokrasinin saghg1 ve selametine katktlan a<;1smdan degerlendiriyordu. Bu metinleri ornek olarak ald1ktan sonra astl konuma doniiyorum: Soguk Sava§'m, bu yeni siyaset bilimini hem i<;sel hem dt§sal olarak §ekillendirdigi iddiasmm incelenmesi i§ine. Devamla, bu metinlerin, siyaset bilimini angaje bir sosyal bilim olarak anlamalanm; onlarm teori ve konu se<;imlerine yans1malanm; ve liberal demokratik sisteme yonelik tehditlere (ozellikle de diizen,< -

250

~

/ ?.>\;\\~\-~-~- - · f<iJ1·(;;"-·f·/' !' r~ :::-·!· . ..

251


LiBERALiZMiN BEK(iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

IRA KATZNELSON

siz ve kontrolsiiz kitlelerden gelen tehditlere) ili§kin onsezilerini ele alacag1m. Onlarm c;ah§malarmdaki eksikliklerin k1sa bir tarh§mas1 ile bitirecegim.19

Realizm ve Bek<;ilik: Bir Ba~ka Demokrasi Teorisi Tasans120 Bu te§ebbiis, siyaset bilimi ic;erisine hapsolmu§, d1§anyla irtibah hie; olmayan bir te§ebbiis degildi ku§kusuz. Donemin liberal aydmlarmm, tehlikeli zamanlarda muktedir bir arac; yapmak ic;in liberalizmi yerle§tirmeye yonelik daha biiyiik projelerinin parc;as1ydi. ·Kamuoyunun oniindeki entellektiieller olarak bilim adamlannm en goriiniir miidahalelerinden biri, sava§1 izleyen donemde bu projeyi geni§ ve biiyiiyen bir egitimli halk kesimine ac;1klamakti. Truman'm The Governmental Process'inin yaymlanmasmdan iic; yil once Arthur Schlesinger, Jr., en c;ok satanlar arasmda yeralan bir manifesto yaymlam1§, insan dogasma ili§kin naif gorii§lere dayanan yumu§ak liberalizmin terkedilmesini istemi§ti. Hayati bir merkez" ortaya koyacak ve Soguk Sava§'l kazanacak keski_n bir liberalizmden yanayd1 o. Reinhold Niebuhr'un daha karanhk felsefi antropolojisine dayanarak c;ag1m1z1, bir belalar donemi, bir endi§e c;ag1 olarak tammhyordu. Liberal gelenegin mirasmm, onu, sivil toplum ile totaliterlik arasmdaki" miicadeleyi yiiriitemeyecek hale getirmi§ olmasma iiziiliiyor, bunun kac;amayacag1m1z bir tercih" oldugunu da ekliyordu. Liberal fikirlerin, insanm gerc;ekc;i bir kavram§mdan giic; alan miicadeleci bir inane; ... " olarak geni§letilmesi ve vuzuha kavu§turulmas1 gerektigini soyliiyordu. Lionel Trilling, c;ok gec;meden, son derece etkili bir c;ah§mas1yla be§eri bilimlerdeki sosyalist realizmi ele§tiriyor, onun yerine aktif bir literartiir" ve Amerikan liberalizminin derinle§tirilmesini savunuyordu. Bu amac;la da Trilling, (insan ki§iligi ve motivasyonuna ili§kin realizm de dahil) yeni bir realizm aray1§mdaydi. Bunun ic;in de Proust' a, Freud' a ve digerlerine doniiyordu. 21 Donemin siyaset bilimcileri, disiplinlerinin safdilli ve iyimser gec;mi§inin d1§mda kendi yeni realizmlerini ya§atacak aym tiirden hareketler yaphlar. Schlesinger'm oldugu gibi onlar da, zamanm §artlan ic;erisinde yalmzca Birle§ik Devletler'in kendisi ile zamamm1zm endi:;;eleri arasmda tamponlarm (zaman tamponlan, mesafe tamponlan, dogal servet tamponlan, ulusal yarahc1hk tamponlan, inatc;1 bir umut gelenegi tamponlan) olduguna inanm1:;;lardi."22 Sonuc;ta, Amerika'nm siyasal sisteminin karakteri ve kaderi, yerel bir ilgi olmaktan ate bir :;;eydi. Bu yiizden Dahl, birbiriyle yan:;;an ve ortii:;;en azmhklar tarafmdan yone11

/1

11

11

11

11

/1

11

252

tim olarak gordiigii demokrasinin diktatOrliikten, tek ve ahenkli bir azmhk tarafmdan yonetimden nasil aynld1gm1; ba:;;kalan ic;in ihrac; mah olmasa da Amerika'nm liberal demokrasisinin, yine de nas1l "uzla:;;may1 zorlayan, ihmhhg1 te§vik eden ve devasa, giic;lii, c;e:;;itlilige sahip ve inamlmaz olc;iide kompleks bir toplumu yiiriiten dur durak bilmeyen ve ihmhhktan uzak bir halk arasmda toplumsal ban:;;1 koruyan, gorece etkin bir sistem" ornegi olarak i§ledigini, duygusalhga kap1lmadan tam olarak gorebilmemizi onemli saymaktad1r.23 Gorecegimiz gibi bu yeni realizm, objektiflik ile normatif siyasalla:;;ma arasmda (her ikisini de ku:;;atarak) dola:;;1p durdu. Yeteneklerini ve bilgisini siyasal bir amac; ic;in kullanarak onemli bir siyaset bilimini miimkiin k1lacak gorevli bir alan yarath. Bununla birlikte, disiplini, rejimin liberalizmini korumak ic;in kullanma kararhhg1, bilimi §ekillendirdi/bazen de yanh:;; §ekillendirdi. Aym zamanda, her ne kadar bu kesinlikle ongoriilmemi:;; olsa da yeni liberal elit ve kitle teorileri ile 6nciiler" ve "kitleler"e ili:;;kin Marksist-Leninist fikirler ile "elitler" ve kitleler" arasmdaki ili:;;kiler iizerine fa:;;ist fikirler arasmda c;arp1c1 ve garip bir benzerlik de dogurdu. Fakat totaliter dii§iince, kitleleri, bir parti elitinin belirledigi hedefler ic;in seferber ederken liberaller, insanlan, ihmh bir demokratik siirecin geli:;;mesine imkan verecek kurum ve fikirlerde bulu:;;turmaya c;ah:;;tilar. McCarthyizmin 1hmh olmayan demagojisi, onlara gore, burada bunun yeniden gerc;ekle:;;meyeceginin yeterli bir kamtiydi. Sava§ sonrasmm siyaset bilimcileri, sevinmek ve iiziilmek ic;in sebepleri olduguna inamyorlardi. Siyaset bilimcileri, fikirleri mutedille:;;tirmek ve siyasal katihm bic;imlerini belirlemek amac1yla, siyasal diizenin yurtta:;;larm devletle olan bagmm boyutlanm te:;;his etmeye ve beslemeye c;agmyorlardi. Ancak, eger tatmin olmak ic;in sebep vard1ysa (ozellikle alternatifler d_ii:;;iiniildiigiinde), bu bilim adamlan ku:;;ag1, kesinlikle rehavete kapilmami§lardi. Truman, kitab1m, "devrim ve c;iiriime"nin gelecegine ili§kin bir tarh§ma ile noktahyordu. Key de, "karars1zhk, c;iiriime ve felaketin kac;m1lmazhgm1" inceleyen bir boliimle nokta koyuyordu. Dahl'a gore Amerika'nm siyasal sistemi, "baz1 ele§tirmenlerin iddia ettigi gibi ac;1kc;a kusurlu bir sistem" olmasa bile, "milliyetc;i ve siyaseten zircahil hamasetc;ilerimizin usanmadan iddia ettikleri tiirden bir insani ba:;;an timsali" de degildi. Bunlar, muhafazakar veya rehavete kapilm1§ bir apolojistler grubu degildi. Grubun iiyeleri, bilinc;li olarak siyasi sistemin olumlu ozelliklerini takdir ediyordu ama her:;;eyini de asla sorgusuz sualsiz onaylarmyorlardi. Tehlikeli ve tehdit edici bir diinyada donemin vah:;;etine ve §akalarma dayamp Dahl'm Amerikan 11

11

11

11

/1

253


IRA KATZNELSON

melezi" dedigi §eye yenilenmi§ bir takdir hissi ile doldular. Her§eyden once bunlarm c;ogu New Deal liberalleri veya giic;lii e§itlikc;ilerdi -ornegin Dahl, c;ok gec;meden demokratik sosyalizme meyledecekti. «ogu, Vietnam'daki sava§a muhalefet etti, sivil haklar hareketini destekledi.24 Ne apolojist ne de siyasi muhafazakar olmamalanna ragmen sava§ sonrasmm Amerikanistleri, liberal rejimin bekc;ileri roliinii 'benimsediler. Truman, "gec;mi§te oldugu gibi §imdiki amn da biiyiik siyasi hedefi, ya§ayabilir bir sistemi kahcila§brmakhr" diye yaz1yordu. Bu hedefe varmak ic;in, iiyeleri arasmda sistematik siyasal bilgiyi iiretenlerin de bulundugu bir siyasal sm1f, merkezi bir rol oynamahydi. "Gec;mi§te oldugu gibi gelecekte de §U kadim soruya cevap verecekler: quis cutodiet ipsos custodes? Bekc;ilik, bekc;ilerin baglanblarmdan dogacakbr". Bu bir mecburiyet ve sorumluluk meselesi idi. Key'in, kitabmm son paragrafmda ifade ettigi gibi "kitleler kendilerini yozla§hrmazlar... Demokratik bir diizenin saghg1 ic;in gerekli onemli unsur, niifuzlu ki§iler, kanaat onderleri ve politik aktivistleri olu§turanlann inanc;lannda, standartlarmda ve uzmanhklarmda sakhdir...Sorumluluk, burada yatmaktadir. Halk kitlesinde degil."25 Bu bekc;ilik gorevine kablarak bu siyaset bilimciler ku§ag1, sava§ oncesinde gruplar ve iktidar iizerine yap1lan baz1 c;ah§malarda (yani Arthur Bentley, Charles Merriam ve Harold Laswell'inkilerde) kurtanc1 buldular. Aym zamanda, Karl Polanyi ve Joseph Schumpeter gibi goc;men §ahsiyetlerce yaz1lm1§ eserlerde de buldular.26 Bilhassa Schumpeter'in demokrasi tarb§mas1, ozellikle etkili oldu. ~iinkii sava§ sonras1nm gene; ku§agma, duygusalhktan uzak, makul politik temeller sunmu§tu. ikinci Diinya Sava§1'nm zirvesinde Schumpeter, kapitalizmin kaybolan gelecegi konusunda izd1rap duymaktaydi. Kapitalizmin biirokratik sosyalizm tarafmdan kac;milmaz altedili§i olarak gordiigii §eyle ilgili melankolik duygular ta§iyordu ve enazmdan demokratik bir sosyalizmin gelecegini kurtarmaya c;ah§rm§h. Ancak nasil bir demokrasiydi bu? Ona gore, kamu yararmm gerc;ekle§mesi adma halkm karar vermesi fikrine dayanan klasik doktrinin demokrasisi degildi. Devlet yonetimi, ne boyle bir kamu c;1kan anlay1§ma dayamr ne de bunun aray1§1 ic;erisindedir. Boyle bir §ey de yoktur. Dstelik, halk tarafmdan yonetim tehlikelidir. Zira, kitlelerin rasyonel kapasitesi aleyhine y1gmla kamt vardir. "Tipik bir yurtta§m zihinsel kapasitesi, siyasi alana girdigi anda bir damlac1k oluverir... Tekrar ilkelle§iverir. Dii§iinii§ii hissile§ir."27 Ortak c;1kar veya rasyonel bir kamunun yoklugunda Schumpeter, halkm 254

LiBERALiZMiN BEK~iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

roliiniin, her dort veya be§ yilda hiikiimeti sec;mekle sm1rlanmasm1 oneriyordu. Ondan soma, yonetimi bilgili elitlere birakmah, onlarm yolundan c;ekilmeliler. Robert Dahl'm "miikemmel" buldugu §ey, bu demokrasi analizi 28 idi. Bu analizin anahtar unsurlan (elitlerin ozel rolii, kitlelere giivensizlik, prosediirlerin onemi ve basit kamu c;1kan kavramlanmn reddi), sava§ sonras1 donemin temel siyaset bilimi metinlerinin hepsinde birle§tirici baglar bulur. Ancak Truman, Dahl, Key ve meslekta§lan, saf Schumpeteriyenler degillerdi. Sadece liberalizme degil, kahhmla ilgili boyutlan da dahil liberal demokrasiye de baghyd1lar. "Bana oyle geliyor ki, demokratik teori, en azmdan, siradan vatanda§larm liderler iizerinde yiiksek derecede kontrol uygulad1klan siirec;lerle ilgilidir"; Key, "kitlelerin gorii§leri, politikanm §ekilleni§inde biraz role sahip olmad1g1 siirece demokrasiden bahsetmek sac;mahktir" diyor. Truman da, sec;imler arasmda ve sec;im siirec;lerinin di§mdaki c;1kar oyunu ve c;ab§malara yogunla§iyordu.29 Bu bilim adamlan, istikrarh, etkin ve me§ru liberal demokrasiler arayi§rmn, siyasal kahhm etkili kurumlarca perc;inlenmedigi siirece ba§ans1z olacagm1 da anlam1§lardi. Bireyler ve gruplar, sec;imler arasmda uysalca uzakla§1p gitmeyeceklerdir. Aksine, ho§nutsuzluklanm ifade etmeleri ve c;1karlan ic;in miicadele etmeleri beklenebilir. ~ikar­ lan ic;in bu miicadelesi, eger kabhm, devlet ile sivil toplum arasmdaki bolgede uygun kurumsal diizenlemelerle yonetilmez ve kanalize edilmezse, liberal degerleri tehdit edecek yollarla olabilecektir. Spesifik olarak, bu bilim adamlan, kitleler degil de kamu yaratmak ic;in siyasal kurumlan kullanmanm onemli oldugunu dii§iiniiyorlard1. Liberal demokratlar ve kurumsalcilar olarak bu siyaset bilimciler grubu, kendilerini, belli bir teori tiirii ve seviyesine bagladilar. Disiplindeki seleflerinin tersine, teorinin gereginde 1srarhydilar. Truman, "disiplin ic;inde daha onceki mutabakahn teori di§1 onyarg1s1, siyasal dii§iincenin ara§tmlmasm1 ana ak1mm di§ma itmi§ ve biiyiik olc;iide iist diizeyde bir ogrenmeye dogru bir hareket olarak tuttu" gozleminde bulunmaktaydi. Bu "kiiltiirsiizliik", c;ok c;ok pi§man11k duyulmas1 gereken bir §eydi. Kiiltiirsiizliik yiiziinden disiplin daralhld1 ve Aristo'dan Locke'a ve Mill'e kadar filozoflarm yaphklan siyasal rejimlerle ilgili c;ah§malarm yard1mlarmdan kopanld1.3o Ancak Truman ve meslekta§lan, geleneksel siyaset teorisinin yenilenmesini de onermiyorlard1. Daha ziyade, temel yonetim sorunlanmn kokiinii, yeni bir siyasal davram§ ve kurumsal tasanm bilimine baglamak istiyorlard1. Bu, yeni bir teori olacakh ve ne tiimiiyle "etikal karak255


.

,-

LiBERALiZMiN BEK(iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

IRA KATZNELSON

terde ne de yalmzca bir gen;:ek dilnyayi tarif etme c;abas1 olacakh.3 1 Her ikisi de olacakti. Bu, onlarm, Merton'un, Talcott Parsons'un The Structure of Social Action'1 (Toplumsal Eylemin Yap1s1) c;ah§mas1 yahut da David Easton'm sistem analizine dayah bir siyasal ara§hrmalar yakla§tmt geli§tirme c;abas1 (ki her ikisi de belli zaman ve mekan konfigilrasyonlarmdan bilinc;lice baglantts1z idi)32 tarzmda yilksek soyutlama dilzeyi ile tamamen tilmevanmc1 ampirizm arasmda yeralan orta olc;ekli teoriler geli§tirilmesi c;agnsma ozel cevaplan idi. Epistemolojik bir pozisyondan daha ote olan yeni siyaset bilimi, kurumlar ve davram§larm kav§ak noktasmda liberal ve demokratik teoriye onemli bir baghhkta bulundu. En bilyilk anayasal rejim kurallanm istikrarh verili unsurlar olarak alarak, kurumsal dilzenlemelerin davrant§lar ilzerine, davram§lann da kurumlar ilzerine (siyasal katthmt yonlendirmede ve siyasal normlan §ekillendirmede yaphg1) sistematik ve kar§thkh etkiyi anlamaya c;ah§h. Truman, "standart kahhm arac;lanmn yoklugunda fa§ist tiirden kitle hareketlerinin " geli§me tehlikesinin ozellikle de bilyilk e§itsizlik ko§ullan altmda- oldugu uyansmda bulunuyordu.33 Dahl'm Preface'i (Onsoz), "tatmin edici bir demokratik siyaset teorisinin cevap vermek zorunda olacag1 sorulara yonelik" bu giri§imlerin en ac;1k olamyd1. Bu sorunlarm biiyiik olc;iide "anayasal bic;imlerde degil, "anayasa dt§t faktorlerde bulunacag1 §eklindeki genel kanaati ac;1k hale getirdi.34 Anayasal diizenlemeler, bireyleri ve gruplan siyasal silrece sokarlar. Bu bir kere gerc;ekle§ince bu modelle§tirici planlar izin verici hale gelir, ancak sm1rlay1c1 degildirler. Bu yiizden, siyaset bilimciler, bu biiyiik rejim ozellikleri ile siyasi eylem arasmdaki kav§aga (hem kurallarm biraraya toplanmast hem de formel orgiitler olarak goriilen kurumlarla dolu olan alana) girmeliler. Ac;1kc;as1 yeni siyaset bilimi, bir i§boliimil gerektiriyordu. Baz1 bilim adamlan partilere ve sec;imlere, baztlan c;1kar gruplarma, baz1lan da kamuoyunun §ekillenili§ ve kullantlt§tna odaklanacaklard1. Bununla birlikte, konulan ne olursa olsun, liberal demokratik degerlere ili§kin konsensusun devarmyla ilgilenecekler ve c;abalarm1, vatanda§larla devletleri arasmdaki iki yonlil etkile§imi ac;1klayacak teorinin geli§tirilmesine yogunla§bracaklard1. Bu siyaset bilimi, totaliter dil§manlarla yan§acak cazip bir model olarak etkili ve istikrarh liberal demokrasiyi i§letecek mekanizmalan bulup kullanacakh. Bu arac;lar /mekanizmalar §unlard1: vatanda§hg1, bir azmhgm veya populist c;ogunluklann kab kontroliinden olu§turan az1n11k cemaatlerini koruyacak kurallar (Dahl); kitle 11

11

11

11

11

256

goril§lerini §ekillendiren ve onlara ipw;lan veren baglanb kurumlannm (okullar, medya, partiler) biraraya toplanmas1 (Key); ortil§en c;1kar grubu ilyelikleri ve kimlikleri (Truman); ve bu arac;lan c;ah§bracak bir liderlik grubu (Dahl, Key, ve Truman). Farkh bakt§ ac;1lan ve vurgulanna ragmen bu yazarlar, Schumpeter'in klasik utopyaci demokrasi teorisine alternatif bir realist teori geli§tirmenin geregi konusunda hemfikirdiler. Bu, anlamh bir kategori olarak, "halkm reddedilmesini gerektiriyordu. Bunun sebebi, yalmzca ortak c;1karlan payla§an boyle bir varhgm aslmda varolmamas1 (Schumpeter'in goru§u) degil, aym zamanda populist bir yonelimin halk1 antiliberal siyasal mobilizasyon tilrleri ic;in haztr hale getirme riski ta§tmas1dtr. Dahl'm Preface'i, tam da bu noktalara deginiyordu. Dahl, tercih ettigi poliar§ik demokratik rejim tilrunu diger iki modelden daha arzu edilir ve sogukkanh bir alternatif olarak goruyordu. Birincisini, "Madison'un sistemi olarak tarif ediyordu. Bu yonelim, siyasal kahhrmn tehlikelerinden c;ok kayg1hdtr ve insanlara c;ok az guvenmektedir. Bu yiizden de, Dahl'a gore, "statu, gilc; ve servet avantajlan, anayasal olarak engellenmemi§ bir azmhk tarafmdan muhtemelen sonsuza dek tolere edilmeyecek belli az1n11klarm ozgurliiklerini korumada c;ok ileri gitmektedir. Ona gore, Madisoniyen demokrasi, "milmkiln oldugu kadar ileri gitmekte ama hala demokrasi kitab1 ic;inde kalabilmektedir ikinci goru§e Dahl, "populist demokrasi diyor. «ogunlugun egemenligini vurgulayan bu model, yurtta§larm degi§ik konulan aym yogunlukta ve e§itlikte dert edinmedikleri gerc;egine sanhyor. Bu yakla§tm, siyasal El!§itlik ve halk egemenligi ile yan§abilecek hedefleri de yeterince hesaba katmamaktadtr. Ona gore bu iki hedef, mutlak hedefler degillerdir; ilave bir e§itlik arh§t ic;in eglence, ozel hayat, konsensus, istikrar,. gelir, guvenlik, ilerleme, statil ve muhtemelen c;ok daha fazla hedeflerden ne kadarmdan vazgec;memiz gerektigini kendimize sormahytz Dahl'a gore populist demokrasi, bu etikal nedenler kumesinden daha fazla nedenlerle kusurlu bir demokrasidir. Madisoniyanizmin aksine liberal demokratik teorinin hem ampirik hem de normatif olmas1 ko§ulunu ihlal etmektedir. Haya ta gec;irilemeyecek bir arzular demeti olarak bize gerc;ek diinya veya siyasal davram§ hakkmda "hie; bir §ey soylememektedir". Populist demokrasi naiftir de. Siyasal sistemin uyeligini (kim, hangi ko§Ullarda kabul edilecektir) belirleyememekte veya "her toplumun bir yonetici sm1f yeti§tirdigi" gerc;egini kabul edememektedir. Daha da onemlisi, siyasal tercihlerin zamanla siyasal surec; ic;inde olu§tugu yahut · c;ogunluklarm sabit varhklar olmad1g1 gerc;egine duyars1zd1r.35 11

11

11

11

11

11

11

11

11

257


.,

IRA KATZNELSON

Dahl, "c;ogunluk versus azmhk" z1thg1m a§arak bir alternatif geli§tiriyordu. Normatif maksimizasyon ile ampirik tammlama arasmda bir denge ararken c;ok farkh c;1karlardan ve kimliklerden olu§an, c;e§itliligi olan ve kompleks bir diinyada hie; c;ogunluk yoktur. Sadece c;ok sayida az1n11k vardir. Hatta azmhklar ic;inde az1nliklar vardir. "Bu nedenle demokratik toplumlarm fiili i§leyi§ini, c;ogunluklar ve azin11klar arasmdaki z1thk ac;1smdan dogru bic;imde tarif edemeyiz. Yapabilecegimiz tek §ey, hepsi c;e§itli yollarla amac;larma ula§maya c;ah§an (genellikle de en azmdan kismen- digerlerinin aleyhine) c;e§itli tiir ve biiyiikliikteki degi§ik gruplan ayirdedebilmektir."36 Amerika'mn rejiminin bu merkezi ozelligi, onu normatif ac;1dan cazip ve illiberal rakiplerinden fark11 kilan §eydir. Aym zamanda istikrarm da kaynag1dir. O halde Dahl'm hedefi, soyut e§itlik veya c;ogunluk egemenligi degil, "halkm ic;indeki tiim aktif ve me§ru gruplarm karar alma sfuecinin onemli bir noktasmda seslerini duyurabilecekleri", ba§anlabilir ve arzu edilir bir "siyasal sistem" idi. Bunun, "her grubun, c;1kh iizerinde e§it kontrole sahip olacag1" anlamma da gelmedigini belirterek gerc;ekc;iligini vurgulamay1 da ihmal etmiyordu. Dahl'm demokrasisi, "yonetim kararlarmm alm1§mm, belli biiyiik politika konularmda birle§en biiyiik c;ogunluklarm ha§metli bir yiiriiyii§ii olmad1g1" bir sonsuz pazarhk sistemidir. "Gorece kiic;iik gruplarm siirekli yah§hnlmas1dir" .37 Dahl, bir sonraki kitab1 Who Governs?'1, tam da bu sistemin i§leyi§i ile ilgili ampirik bir ara§hrma olarak tasarlad1. New Haven' daki toplumla ilgili saha c;ah§masmda, e§itsizliklerin yayilm1§ oldugunu tesbit etti. C::ogunluklar ve koalisyonlar, durumlara gore olu§mU§tU. Yogunla§malar, sorundan soruna ve gruptan gruba degi§iyordu. Ve sistemde yeterince gev§eklikler vardi. Bu yiizden de etki yapmak isteyenler, refah, toplumsal konum ve bilgi bak1mmdan e§itsizlik ko§ullan altinda bile etki yapabiliyorlardi.38 Dahl gibi, Key ve Truman da "halkm", kendisini olu§turan parc;alara (ki bu parc;alann hic;biri, ne biitiinii ne de biitiiniin c;ogunlugunu olu§turmaktadir) aynlmas1gerektiginde1srar ediyorlard1. Key, kamuoyunu, "ozel ki§ilerin sahip oldugu ve hiikiimetlerin de dikkat sarfetmeyi sagduyunun geregi sayd1klan gorii§ler" olarak tamm11yor. Fakat bu gorii§ler, hie; bir zaman tekil veya tefrik edilmemi§ degildir. Gorii§ler, ne de romantik demokratlarm istedigi gibi devletin i§lerini dogrudan §ekillendirir. Onun yerine, gorii§lerin ozellikleri ve dag1hrm, niifusu, c;ok sayida halka (kamuya) boler. Key'in vurgulad1g1, bu halklar ile devlet arasmdaki ili§kilere kurumsal i§lemler tarafmdan p.as1l arac1hk

258

LiBERALiZMiN BEKC::iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

yaplld1g1 ve aktif ve niifuzlu siyasi elitlerin baghhk ve eylemlerinin, Amerikan demokrasisinin ihya mi olacag1 yoksa dejenere mi olacag1m nasll belirledigi idi. Truman da, halkm, giindemde olan spesifik meseleler hakkmda benzer gorii§leri payla§an gruplara aynlmasmda 1srar ediyordu. "Halk, hep belli bir durum veya meseleye gore olu§ur" diyordu. Boyle halklar, orgiitlenme yoluyla etkileme pe§indedir. Ana arac;, c;1kar grubudur. Truman, c;1kar grubunu, sm1f veya cinsiyet gibi a priori kateg.oriler bak1mmdan degil, davram§ ve etkile§im bak1rmndan degerlendiriyordu. "Bir c;1kar grubu, toplumdaki diger gruplara kar§l belli iddialar one siiren bir ortak davram§ grubudur. iddialanm devletin kurumlan kanahyla veya onlara kar§I yaphgmda ise, bir siyasi c;1kar grubuna donii§iir". Truman'm liberal demokrasisi, bu gruplarm yan§ma oyunlan ic;in bir arenadir, ortak bir kamu c;1karmm ke§if alam degil. Bu sistemi istikrarh tutan da, ortii§en iiyelikler mekanizmas1dir. Niifus, kesin hatlarla boliinmemektedir. Sistem 1hmhla§hnlmaktadir, c;iinkii bireyler herhangi bir grup tarafmdan tamamen emilmemekte, birey, genellikle birden fazla grupta yeralmaktad1r. Kimlikler, kompleks bir c;1karlar kiimesi ve pek c;ok ve degi§ik dereceli katihm yollan olu§turdular. Bu analizi ile Truman, Madison'un c;ogunlugun tahakkiimiiyle ilgili endi§elerine cevap vermi§ ve Dahl'm popiilistlerinin ortaya c;1kard1g1 farkhla§ml§ yogunluk meselesini de kar§ilam1§ oluyordu.39 . An~ak_ azmhklann bu kurumsalla§ml§ rekabeti, Truman'a gore, hberal reJlrm zay1f birakmaktadir, zira rejim kendi kendini dengeleme ozelligine sahip degildir. Rejimin istikran, iki ilave ko§ulu gerektirmektedir: siyasal oyunun kurallarma ili§kin yaygm kabul goren degerler (ozellikle sivil ozgiirliikler) ve bu degerlere ve onlan c;evreleyen kurumsal diizenlemelere yeterince bagh aktOrler. Normlar ve elitler, istikrarh ve me§ru bir siyasal sistem ic;in Truman'm gerekli gordiigii ko§ullardir. Ona gore, kendisinin giivendigi ortii§en iiyeliklerle ilgili kurumsal me~anizma, oyunun liberal kurallan bir biitiin olarak niifusun c;ogunlugunca desteklenmedigi siirece, "yerle§mi§ ili§kilerdeki bozulmanm" sebep oldugu kriz anlarmda siyasal diizeni destekleyemez. Aym §ekil~e, D~hl ..d~ kur~llarm onemini vurguluyor, kitabmm poliar§i ile ilgili onem11 bolumlermde, en onemli ko§ullarm "bir kural veya bir norm olarak formiile edilebilecegini" iddia ediyordu.40 Fakat bu ko§ulun mutlaka gerc;ekle§ecegi dii§iiniilemez. Liberal demokrasinin degerlerine kitle destegi garanti degildir. Niifus, demagoglarca demokrat olmayan bir kitle halinde harekete gec;irilebilir, yahut

259


IRA KATZNELSON

da onemli degi§im ve bunahm anlannda liberal normlara olan destegini <;ekebilir. Key'e gore, "kitlenin revi.isi.i, bir ti.ir Gresham kanunu ile siyasi hayata egemen olabilir". Bu melankoli si.ireci hakkmda ne diyebiliriz? Truman gibi o da, siyasi ni.ifuz sahiplerinin oynadig1 role doni.iyordu. "Kitlenin gori.i§i.i, kendini i.ireten bir gori.i§ degildir. Esas olarak yol gostericilere, onerilere ve siyasal aktivistlerin one si.irdi.igi.i vizyonlara bir tepkidir". Sonu<;ta, "demokrasiler <;iiri.ir. Kitlenin a<;gozli.ili.igi.i yi.izi.inden degil, liderlik katmanlanmn aptall1g1 ve kendini di.i§i.inmesi yi.izi.inden" .41 Truman, gordi.igi.imi.iz gibi, elitlerin bek<;ilik roli.ine <;ok daha bi.iyi.ik bir onem atfediyordu. 1960'lar sonras1 bir perspektiften geriye bakarak, The Governmental Process'in son ci.imlesinde, "kurallar i.izerindeki anla§mazhk" ko§ullan altmda "bek<;iler ve onlann baghhklan i.izerine" kafa yormaya <;ah§iyorlardi.42 Ne The Governmental Process'in kapam§ ci.imlesi, ne de ondan onceki sayfalar, sistemin kendi hatalanm di.izelttigini one si.irmi.iyor. Aksine kitap, sistemin gerekli unsurlanmn tuhaf bir §ekilde kilit devlet gorevlerinde bulunanlann ve devlet ile s1radan vatanda§ arasmda arac1hk yapan yap1y1 olu§turan gruplar i<;inde onemli gorevleri i§gal edenlerin gozetiminde (bek<;iliginde) oldugunu iddia ediyor. Bu insanlar, kavramm teknik ve notr anlammda, elitlerdir. Kurallarm mi.iphemligi ve onlar i.izerindeki anla§mazhklan dikkate ald1g1m1zda elit anlay1§1 ve yap1c1 eylem, kurallannm canhhg1 ve sistemin bekas1 i<;in elzemdir. "Geli§en bir olagani.isti.i halin ustahk gerektiren siyasetinde elitler (ti.im pratik nedenler yi.izi.inden) halkbrlar". Kurumlarm ve davram§larm kav§ak noktasmdaki realist liberal siyaset teorisinin bu ii<; versiyonu, ogut vermeye <;ah§madi. <;ok iyi yapilm1§, duruma ozgi.i di.izeyde tarifler ve tammlar sunmaya <;ah§h. Dahl'm Who Governs?'1, parti siyasetinin, koalisyonlar kurmamn ve kendi i.iniversitesinin bulundugu §ehirdeki egitim ve kentsel yeniden geli§me gibi sorunlara ili§kin kamu politikasma ait, zengin bir tarihi ve ampirik kar§1hga dayanmaktadir. The Governmental Process, dart yi.iz sayfahk bir yogunlugu, <;1kar gruplan ile kamuoyu, siyasi partiler, se<;imler, yasama si.ireci, yi.iri.itme orgam, bag1ms1z di.izenleyici kurumla: ve ~~h­ kemeler arasmdaki baglann teorik bir tarifine aynlm1§h. Public Opinion and American Democracy, kamuoyunun dag1hrm, ti.irleri, demografik temeli, ozellikleri ve olu§umunu tahlil etmektedir. Aym zamanda partiler, se<;imler, Kongre ve <;1kar gruplanyla ili§kilerini de tahlil etmektedir. Bu hi.inerli performanslar, mutlaka spesifik tarihsel ortamlara baghdir. Bununla birlikte, ortaya <;ikard1klan teorik sorunlar, disiplinlerini koyduk-

260

LiBERALiZMiN BEKc;isi OLARAK SiYASET BiLiMi

Ian yer ve (payla§tlklan davram§salhga ragmen) metodolojiyi yi.ikli.i ideoloji meseleleri ve moral ama<;larm i<;ine dahil etmeleri, ozel <;er<;evelerini a§maktadir.

Soguk Sava§ Mercegi Yerel ve genelin bu birle§mesi, bu bilim dalmm si.iregelen cazibesi ve analitik gi.ici.ine hayat vermektedir. Bununla birlikte, eger Soguk Sava§ kaygilan bu siyaset biliminin yaz1rmm motive ettiyse, vurgulanm ve oryantasyonlanm da bozdu, sm1rlad1. Bu sm1rlay1c1 etkiler, bu <;ah§malar, kokle§mi§ yap1sal e§itsizliklerle, ozelikle de irka dayah e§itsizliklerle, toplumsal hareketlerle ve ulusal gi.ivenlik devletiyle yi.izyi.ize geldiginde bilhassa belirgindi. Dahl, "zencilerin normal sisteme tam asimilasyonu, pek <;ok kuzey eyaletinde ger<;ekle§mi§tir. Gi.ineyde de yava§ yava§ ger<;ekle§tigi gori.ili.iyor"43 diye yazd1gmda tabi ki Jim Crow ve daha genel olarak irk<;1hgm hala canh etkin oldugunun bilincindeydi. Amerikan hayatmda askeriyenin roli.ini.i ihmal ettiginde Truman, NSC 68 ve C. Wright Mills'in <;ok ge<;medeen Amerikan hayatmda silahh kuvvetlerin roli.ine ili§kin §ahane analizinde merkezi yer verecegi konulan biliyordu.44 Bir rol oynad1ysa da bu kilit konulan bir suskunluk bolgesine iten, bu ku§agm esasen ideolojik ve etikal egilimleri degil, totaliter olmayan enerjik bir siyaset saglama <;abalarmda geli§tirdikleri teorinin bizzat kendisi idi. Bu teorik sm1rlamalarm baz1 boyutlan, bir sure once etkili bir §ekilde ele almdi. Fiili davram§ ve kavramlara odaklanan bu siyaset bilimciler, sistemin gi.indemi belirlemedeki kapasitesini ki.i<;i.imsediler. Ne de sm1flara gore fiili katihrmn meyilli niteliklerini tam olarak anlayabildiler.45 Ancak bu teoride varolan daha derin bir problem oldugunu di.i§iini.iyorum. Problemin kokeni, taklit ettikleri Schumpeter'in tabakala§ma ve hiyerar§iye donemin objektif yakla§imlarma (Marksist veya degil) alternatifler aray1§mda bulunabilir.46 Bu tercih, en a<;1k bi<;imde Truman'm <;ah§masmda gori.ilebilir. The Governmental Process'in ba§larmda, gruplann tammlanmas1yla ilgili iki yakla§1m gozlemliyordu. Birincisini -ki bunu reddediyor-kategorik olarak adlandmyor. Bu yakla§1mda gruplar, "baz1 ortak karakteristikleri olan bireyler toplulugudurlar". Truman, bu imkam ki.i<;iik gorerek dt§hyordu: "Bu anlamda kavram, verili bir ya§taki ki§ilere, benzer gelir ve toplumsal statii sahiplerine; belli bir yerde ya§ayan insanlara (Babhlar gibi), neredeyse sonu olmayan benzerlik tiirlerine dayanan insan <;e§itle-

261


IRA KATZNELSON

melerine (<;;ift<;iler, alkolikler, sigortacilar, sarn;nnlar, okuma yazma bilmeyenler, anneler vs.) uygulanmaktad1r". Sosyal yapmm objektif bir s1mflandirmasma bu marifetli <;;abay1 anlams1z bulan Truman, davranu;;sal bir grup tammma onay veriyordu. Bu tamm, "minimum bir etkile§im s1khgma" dayamyordu. "Eger bir sarn;;mlar toplulugunun iiyeleri, san§mlar olarak etkile§ime ba§larlarsa veya alkolikler (yahut eski bag1mhlar) olarak etkile§ime ba§larlarsa bu durumda grup olu§tururlar". Benzer §ekilde, <;;1karlar da toplumsal yap1da objektif yerlerde kok salmazlar. Bu yiizden, kavrama siirecinden bag1ms1z olan bir <;;1kar yoktur. Onun yerine <;;1karlar, payla§ilan (ortak) davram§lardir. Siyasal analizin kollektif birimlerini, toplumsal kurumlardan ziyade ili§kiler ve etkile§imlere bagh olarak tammlayarak Truman, toplumsal e§itsizligin objektif bi<;;imde yans1tilmas1 veya alternatif teoriler arasmda tercih yapilmas1 sorununu da bertaraf ediyordu.47 Ancak Truman'm kendi metni, bu hareketin maliyetini ortaya koyuyor. Sonu<;; boliimiinde, kendisinin "hastahkh siyaset" korkusu ve sistemi istikrars1zla§hrmada ortak degerlerin roliine dondiigiinde, degerler ve politik yonelimlerdeki derin farkhhklann ortaya <;;1kard1g1 sorunlara ge<;;i§ yap1yordu. Bu derin farkhhklar, spesifik gruplar " 'oyunun kurallan' ile ilgili olarak sivil niifusun <;;ogunun sahip oldugu yorumlardan <;;ok daha farkh yorumlara ula§hgmda ortaya <;;1kmaktad1r".4B Ona gore, aslmda vatanda§lar <;;1kar gruplannm ortii§en iiyesi olduklannda bu tats1z durumun ortaya <;;1kma ihtimali dii§iiktii. Sonu<;;ta bu mekanizmanm amac1 budur. Ancak Truman, grup iiyelerinin dag1hmmm aslmda toplumsal s1mftan veya ozellikle irktan bag1ms1z olmad1gm1 ve kokle§mi§ e§itsizlikler nedeniyle pek <;;ok Amerikalmm, kendisinin ustaca tarif ettigi grup sistemine entegre olamad1gm1 itiraf etmek zorunda kahyordu. Bu koksiiz ve biitiinle§ememi§ vatanda§lar onu bayag1 iiziiyordu. C::iinkii ona gore, antidemokratik ideolojiler ve hareketlerin <;;agnlanna kapilmada en zay1f olanlar onlard1r. Konudan neredeyse 520 sayfa hi<;; bahsetmeden durduktan sonra Truman'm, Amerika'nm irk diizenini yalmzca bu korkular merceginden ele almas1 inamlmaz bir §ey. $oyle anlatiyor: Zencileri temsil eden gruplann (ozellikle Giiney'de), "oyunun kurallan"m yorumlay1§lan, toplumun daha onceden orgiitlenmi§ imtiyazh segmentlerinin yorumlayi§lanndan farkh olan gruplann ortaya <;;1k1§1 mevzu bahistir. Yaygm ve orgiitsiiz pkarlarla ilgili kast ve sm1f yorumlan, daha sm1rh orgiitlii gruplar arasmdaki ~ah§malar olarak en azmdan hazir bir istikrarsizhk kaynag1 olabilir.49

262

LiBERALiZMiN BEK<;iSi OLARAK SiYASET BiLiMi

Ortaya <;;1km1§ olan sivil haklar hareketiyle ilgili sorun (tarih, 1951'dir!), sistemin siyasi istikranm tehdit etmeleri idi. \:iinkii mevcut "oyunun kurallarma" meydan okuyorlardi. Sistemi dengede tutmak i<;;in gerekli deger konsensusu," 'oyunun kurallan' anlaml1 bir eylem rehberi olarak kald1k<;;a, <;;ok say1da orgiitlii grubun varhg1 tarafmdan tehdit edilmez". Ancak d1§lanm1§ gruplar, d1§lanm1§hklarma meydan okuduklarmda, kurallarm statiisii konusunda hi<;; bir mutabakat saglanamaz. Truman, "bu anlam kaybmda, bir girdabm kaynaklan gizlidir" uyansmda da bulunuyordu.5o Yirmi yil sonra Truman bu ciimlelerden geri donmedi. Gen;ekten, "Kuzey gettolannm kompleks ve hizla ilerleyen siyasetini" onceden haber vermi§ olmaktan mutluydu. Bu siyasetin unsurlan: "zenci militamn, beyaz liberalin goriinen miiphemligini ve hatta ikiyiizliiliigiinii a§agilamas1; Kara Panterler'in cazibesi; onlarin sistem i<;;inde <;;ah§ma yetenekleri olmaks1zm, son yirmi yilm mahkeme kararlan ve 1960'1arm sivil haklar mevzuatmm ger<;;ekle§meyecegi zenci liderlerin uyu§maz tutumlan; ve muhafazakar tepkinin <;;irkin golgesi". Zenciler, oyunun kurallanm, "beyazlann kurallan" olarak reddetmi§lerdi.51 Girdap gelmi§ti. Zenci Amerika' daki bu geli§melerin ertesinde ve aym zamanda McCarthyizmin, Yeni Sol'un ve ogrenci hareketlerinin ertesinde Truman, "kitab1 bugiin yaz1yor olsayd1m, bu konuya [ortak anlamlarm <;;okii§ii l§igmda, elit sorumlulugu konusuna] <;;ok <;;ok daha fazla onem atfederdim" diyordu.52 Truman ve meslekta§lan ic;in bunun z1mni sonucu (ku§kusuz yazarlar, a<;;1ktan ba§ka degerleri tercih ederlerdi), d1§lanm1§ insanlar i<;;in apolitik kalmamn, rejimin kirli <;;ar§aflanna meydan okumaktan c;ok daha iyi oldugudur. Bu yazarlarm kitle siyasetinden ve kitlesel diizensizlikten korkulan, antitotaliter programlarmm bir par<;;as1 haline gelmi§ti. Teorileri, huzursuzluk ve protestolan, normal, me§ru siyasal katlhm siirecinin d1§mda goriiyorlardi. Bu yiizden, nefret ettikleri hareketler (radikal Sag'm komiinizm kar§1thg1 gibi) ile hedeflerine hayran olduklan hareketler (sivil haklar miicadelesi gibi) arasmda bir aynm yapmakta zorlamyorlardi. C::iinkii onlarm bu §ekilde kurdugu bu eylem tiirii, siyasi istikrara en biiyiik tehditti.53 Bu yeni, antitotaliter siyaset bilimcilerin bu siirekli yetersizlikleri, s1mf ya da 1rkla da sm1rh degildi. Ulkedeki cinsiyetle ilgili e§itsizliklere dayah olmalanm beklemek, anakronik olursa da, niikleer tehlikenin taze oldugu ve Amerikan toplumunun militarizasyonu gozle goriiliir iken yazilar yazdilar. Truman'm hocas1 Harold Laswell gibi onemli §ah-

263


IRA KATZNELSON

siyetler garnizon devletlerinden kayg1 duyuyordu. C. Wright Mills gibi onemli sosyal ele§tirmenler, askeriyenin i.ist iktidar basamaklarma brmanmasmdan i.iziinti.i duyuyordu.54 Bununla birlikte, Key'in kamuoyu ve di§ politikay1 kisaca tarh§mas1 ve Truman'm di§ politika ama<;h propaganday1 geli§igi.izel ele ah§l di§mda, degerlendirmesini yapbg1m eserler, ulusal giivenlik devleti hakkmda hi<; bir §ey soylemediler. Bu suskunluk, belki de, boyle bir devletin Soguk Sava§ ko§ullan altmda gerekli bir giinahkar kurum oldugu yoniindeki olduk<;a makul inam§m sonucuydu. Samnm bunun a<;1klamas1, bunun, onlarm teorilerinin bir par<;as1 olmasmdadir. Katila§ffil§ devlet giiciiniin illiberalizmini, inceledikleri gorece iyi siyasal kahhm sistemleri i<;inde koyacaklan yerleri yoktu. Bu yiizden, gozden uzak tutup, liberal devletin bodrumunda gizlediler. illiberalizmle ilgili kayg1larm motive ettigi sava§ sonras1 y1llarm yeni siyaset bilimi, teori, kurumsal analiz ve siyasal davram§ etiidlerinde parlak yenilikler yapti. Dahl'm ogrencisi Theodore Lowi, End of Liberalism (Liberalizmin Sonu) adh kitabmm onsoziinde, "siyaset bilimini karakterize etmi§ olan ilk onermelerin ele ahm§l iizerine konan otuz yilhk moratoryumu bozmaya ihtiya<; vardir" diyordu. "Sadece metodoloji ve pratik iizerinde degil, teori ve ideoloji sorunlan iizerinde de tarh§malar a<;1lmahdir" .ss Bu, bana gore tam da Truman, Key ve Dahl'm aslmda yapmakta oldugu §eydi. Ne yaz1k ki Lowi'nin ele§tirisi, bugiin daha yerinde bir ele§tiridir. Belki, antitotaliter kayg1 tarafmdan 1917'den beri iiziintiiye en az sevkedildigimiz (1989 sonras1) bugiinlerde, siyaset biliminin, disiplinin, tekrar liberal demokrasiyi saglamla§bracak gii<;lii bir ara<; olarak nasil onemli olabilecegini yeniden ogrenmek i<;in bu imkanlan yeniden ke§fedip ke§fetmeyecegimizi sorabiliriz. Ancak bu sefer, eski suskunluklan enerjik konulara donii§ti.irerek. Notlar 1 David B. Truman, The Governmental Process: Political Interests and Public Opinion, 2nd ed. (New York: Alfred A. Knopf, 1971). 2 Truman, The Governmental Process, s.516. 3 En onemlisi, Mancur Olson, The Logic of Collective Action: Public Goods and the Theory of Groups (Cambridge: Harvard Univ. Press, 1965). 4 William Kornhauser, The Politics of Mass Society (Glencoe, Ill.:The Free Press, 1959); C. Wright Mills, The Power Elite (New York: Oxford Univ. Press, 1956); Samuel Stouffer, Communism, Conformity, and Civil Liberties (Garden City, N.Y.: Doubleday, 1955). 5 Ludwig Fleck, Genesis and Development of a Scientific Fact (Chicago: Iniv. of

264

LiBERALiZMiN BEK(:iSi OLARAK SiYASET BiLiMi Chicag~ Press,1979). Bu metin, ilk olarak 1935 yilmda isvi<;re'de yaymlanmi§tI.

6 David B. Truman, "Disillusion and Regeneration: The Quest for a Discipline", American Political Science Review 59 (Arahk 1965) 7. Yararh bir degerlendirme i<;in bkz. Gene M. Lyons, The Uneasy Partnership: Social Science a~d the Federal Government in the Twentieth Century (New York: Russel Sage Foundat~on, 1969); Aynca daha once yaymlanan Effective Use of Social Science Research m the Federal Services' a bakm1z. (New York: Russel Sage Foundation, 1950). Sava§, biiyiik ol<;ekli ampirik ara§hrmalar ve disiplinleri a§an ara§hrmalarm gel~§i~i i~in bir pota ve bu diirtiilerin kurumsalla§masi i<;in onemli bir test alam i§levi gordu. sava§tan sonra, sadece fizik bilimleri degil, davram§ bilimleri de iiniversitelere geri dondiiriildii. 8 Tarh§malar i<;in bkz. John S. Dryzek, and Stephen T. Leonard, eds., Political Science in History: Research Programs and Poitical Traditions (Cambridge, Cambridge Univ. Press, 1995). 9 Robert A. Dahl, A Preface to Democratic Theory (Chicago: Univ. of Chicago Press, 1956), s.84. 10 Raymond Williams, Marxism and Literature (Oxford: Oxford Univ. Press, 1977), s.85. 11 Ornegin bkz. David Easton, "The New Revolution in Political Science", American Politir:al Science Review, 63 (Arahk 1969); ve David Easton, John G. Gunnel, and Luigi Graziano, eds., The Development of Political Science (London and Boston: Routledge 1991). ' 12 Thomas S. Kuhn, The Structures of Scientific Revolutions (Chicago: Univ. of Chicago Press, 1962). 13 Truman, "Disillusion and Regeneration", s.871, 856-86. 14 Ibid., s.866. 15 Ibid., s.872. 16 Ibid., s.873. 17 Truman, Governmental Process; Dahl, Preface; Robert A. Dahl, Who Governs? Democracy and Power in an American City (New Haven: Yale Univ. Press, 1961); ve V. 0 Key, Public Opinion and American Democracy (New York: Alfred A. Konpf, 1961). 18 Robert K. Merton, Social Theory and Social Structure (Glencoe: Ill.:The Free Press 1949). 19 Ku§kusuz bu metinler, bir tek par<;a degil. Ancak bu makale apsmdan, farkhlklarma ragmen benzerliklerini onemsiyorum. Benzerliklerine ragmen <;ok sayida farkhhklan oldugunun da <;ok iyi bilincindeyim. 20 Bu ifade, tabi ki, Joseph Schumpeter'in Capitalism, Socialism and Democracy'sinin onemli bir boliimiinden almmadir. (New York: Harper and Row, 1952). 2_1 ~rthur Schlesinger, Jr., The Vital Center: The Politics of Freedom (Boston: Hougton ~ifflm, 1949), s.l, 8, 243, 256; Lionel Trilling, The Liberal Imagination: Essays on Literature and Society (New York: Harcourt, Brace, 1950), vii, s.284. Bu diirtiiniin derinlemesine bir incelemesi i<;in bkz. Benjamin DeMott, "Rediscovering Complexity", The Atlantic Monthly, Eyliil 1988. 22 Schlesinger, Jr., Vital Center, s.1. 23 Dahl, Preface, s.133,151. 24 Bu minvaldeki ele§tirilerin biraraya toplanmi§ onemli bir hali i<;in bkz. Philip I

265


IRA KATZNELSON Green and Stanford Levinson, eds., Power and Community: Dissenting Essays in Political Science (New York: Pantheon Books, 1969). 25 Dahl, Preface, s.150, 151; Truman, Governmental Process, s.524, 535; Key, Public Opinion, s.558. 26 Arthur F. Bentley, The Process of Government (Chicago: Chicago Univ. Press, 1908); Charles E. Merriam, Political Power (New York: McGraw-Hill, 1934); Harold D. Laswell, Power and Personality (New York: W.W. Norton, 1948); Karl Polanyi, The Great Transformation: The Economic and Political Origins of Our Time (New York: Rhinehart, 1944); Joseph Schumpeter, Capitalism, Socialism and Democracy. 27 Schumpeter, Capitalism, s.262. 28 Kendisinin, ampirik bir mesele olarak sec;imlerin ve parti faaliyetlerinin kamu politikasmi belitrlemede c;ok az etkisinin oldugu fikrine kahlmadigi uyansmi da yaparak. Dahl, Preface, s.131. 29 Dahl, Preface, s.3; Key, Public Opinion, s.7. 30 Truman, "Disillusion and Regeneration", s.873. 31 Dahl, Preface, s.1 32 Talcott Parsons, The Structure of Social Action: A Study in Social Theory With Special Reference to a Group of Recent Europen Writers (Glencoe, Ill.: The Free Press, 1937); Talcott Parsons, The Social System (New York, The Free Press, 1951); David Easton, The Political System: An Inquiry into the State of Political Science (New York: Alfred A. Knopf, 1953). 33 Truman, Governmental Process, s.522. 34 Dahl, Preface, s.134. 35 Ibid., s.31,32, 51, 54. 36 Ibid., s.131. 37 Ibid., s.137, 145, 146. 38 Bu kitabm ele aldigi konularm c;ogu, New Haven'm ampirik ve c;ogulcu portresini, bana gore, A Preface to Democratic Theory'nin siyaset teorisiyle baglanhsrm dikkate almaksizm tarh§mi§h. Ne de kendi S§iyaset bilimciler ku§agmm daha biiyiik olc;ekteki endi§eli projelerinin gerc;ekle§mesini dikkate almi§h. 39 Key, Public Opinion, s.5, 14; Truman, Governmental Process, s.219,237. 40 Truman, Governmental Process, s.511; Dahl, Preface, s.75. 41 Key, Public Opinion, s.557. 42 Truman, Governmental Process, 2d ed., s.xiiv. 43 Dahl, Preface, s.138-139. 44 Bkz. Mills, The Power Elite. 45 Bu konuyla ilgili muazzam bir literatiir vardir. Bu minvaldeki 6ncii c;ah§malar ic;in bkz. E. E. Schattschneider, The Semi-Sovereign People (New York: Holt, 1960); ve Peter Bachrach and Morton S. Baratz, "The Two faces of Power", American Political Science Review, 57 (Arahk 1967). 46 Schumpeter, kitabmm ilk boliimiinii, Marx'm yazilannm 6nemli (ama tiimiiyle de sempatisiz olmayan) bir degerlendirmesine ayirdi. Ashnda kitabmm, aym analiz diizeyinde bir alternatif geli§tirme c;abasi olarak goriilmesini istedigini de ac;ikhyordu. 47 Truman, Governmental Process, s.23. 48 Ibid., s.521.

LiBERALiZMiN BEK(:iSi OLARAK SiYASET BiLiMi 49 Ibid., s.523. 50 Ibid., s.524 51 Truman, Governmental Process 2d ed. xliii xliv 52 Ibid. ' ' ' .

5~ Dahl'i~ .~ew Haven 6rneklerini etkili (ama sempatiyle bakan) bir yeniden dege~lendm§mde David Greenstone, bu yonelimin pek de Truman'a has olm~digmi ortaya koyuyordu. J. David Greenstone, "Group Theories", Fred Greens-

t~m and Nelson Polsby, eds, Handbook of Political Science ic;inde. (New York Addison-Wesley, 1965). ·

~Harold ~aswell, National Security and Individiual Freedom (New York: McGraw Hill, 1950); Mills, The Power Elite. 55 Theodore J. Lowi, The End of Liberalism (New York: Norton, 1969), ix.

266 267

J


unya haritasina §6yle krsaca bakmak bile bize hemen Avrasya'ya hakim olacak gucun Ortadogu ve Avrupa'y1 da otomatik olarak kontrol edeceginin ipucunu vermektedir. Bir jeopolitik satran~ tahtasr konumundaki Avrasya · ekseninde birbirlerinden apayrr bir A:,yq.

\l.e A.\frupa pol iti kalarr

dengelerindeki h degi§ikligin Amerika;l n global "i; I'

Ii

uzerinde can al1c1 etkileri olabilecektir 11 diyen ve bu arada 11

Amerika, l<afkasya ve Orta Asya'da

istikrar1 desteklemek

i~in,

Turkiye'yi yabanc1la§t1rmamal1 11

. . / 'a~~!~~"tt~•rtrrr.:rfr"~~r . .. -·

·-

~atitJ~asmmtemel ta§lar1n Zblgniew Brezinski'nin bu soz

Av;rasYa'mn onemini apa~1k

.i


rHn M. Adams uzi..m y1llar federal temyiz mahkemesi yarg1c1 olarak gorev yapt1. l 987'de ozel sektore ge~erek Philadelphia

I i

hukuk firmasr tnil§aviri oldu. Kariyeri suresince Pennsylvania Karim Sagl1g1 Sekreterligi, Amerikan

Yarg1~lar

Derne~i Ba§kanl1g1 gibi

••

Ozgiirliik

9orevJerde.bulundu. Yarg1~

Act~m·s1Temple

Oniversitesi lisans ve

fr~~hsijstu derecelerine ve Pennsylvania . o~ftv~rsitesi Adalet Yuksek Okulu'ndan ctoktora derecesine sahiptir ve '

' » ,•

'

• ~

ABD'de dini ozgiirliigiin

P~o:.osytvania. 0 niversitesi Hukuk

FcikHltesi'nde senelerce dini ozgurluk

anayasal tarih~esi

konulu seminerler vermi§tir. Charles J. Emmerich Wheaton 0.nlversitesi lisans derecesiyle, Idaho

Arlin M. Adams Charles J. Emmerich

Uhiversltesi.Adalet Okulu doktoras1 ve Pe.rinsylvania frniversitesi yuksek lisans deretelerine sahi.ptir. Y1llarca savcll1k

· Yel.~ttktel.fl ~enra De Paul Hu kuk

F'kJJie~t'ttde Kilise Devi et Ara§t1 rmalari l\lf~f'kezi Y'1netim Kurulu uyeligi yapm1§t1r.

'H~.t&rL Pensylvania Hukuk Fakultesi'nde ata~tirma ctanr§manl1g1 gorevinde bulunmaktad1r ve Wheaton

Oniv'ersitesi'nde anayasa hukuku ve dini

a·£~~fiUk kdnlJli.J.dersler vermektedir.

Tiirk~esi:

Latif Boyac1


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.