ARALIK 2013 SAYI: 5
Emrah ABLAK Yol Hikâyeleri
Filiz PELİT ve Masalsı Karakterleri EN DEĞERLİ YAŞAM ALANLARIMIZ
SALONLAR
Murat ŞEKER Sokağa Yüzü Dönük Sinemacı
Kate MccGwire
Delilik ve Dahilik Arasındaki Tasarımcı
Yılbaşının Rengi
KIRMIZI
İÇİNDEKİLER
4 6 8 10 14
2
EDİTÖRDEN Annemin Tavuk Yemeği Rus Salatası, Kabak Tatlısı…
AJANDA Aralık ayının “En”leri
SERGİ Tarık GÖK - Nepal Hindistan Fotoğraf Sergisi
RÖPORTAJ Emrah ABLAK - Yol Hikâyeleri
TASARIM Kate MCCGWİRE - Delilik ve Dahilik Arasındaki Tasarımcı
MASKULEN 28 Sert ve Modern FEMİNEN 30 Zarif ve Modern ELİŞİ 32 Mehmet ÇELİK / Ahşap Tabelalar
34 Filiz PELİT SANAT / Masalsı Karakterleri SANAT 40 Murat ŞEKER Sokağa Yüzü Dönük Sinemacı
YENİ 18 Evlerinizin Yeni Yardımcıları
44 Salonlar
TASARIM 20 Marc Newson / Embriyo Koltuk
KISA KISA 48 Kısa Kısa Ürün Tanıtımları
22 YeongwooTASARIM Kimo Tasarımları
50 Yılbaşı Ağacı,FOCUS Çiçeği, Süsleri, Hediyeleri
MODA 24 Modanın Kalbi Kırmızı ile Atıyor
ADRES 56 Erturgut Sanat Merkezi
DETAY
Sanatın Kalbi
İÇİNDEKİLER
3
EV 60 Derya ÇETİNOK / Gösterişli Bir Ev
88 En Asil ÇiçekBOTANİK "Atatürk Çiçeği"
ADRES 68 Çağatay Çankaya İç Mimarlık ve Projeleri
SANAT 90 Şafak Güngör ATTAROĞLU Resimleri
72 Banu ÜNALEV/ İzmir Güneşinin Aydınlattığı
SİZDEN 94 Sizin Kırmızınız
Güzel Bir Ev
RENK 78 Yılbaşının Rengi Kırmızı
96 Süslü AğaçlarFİKİR
GEZİ 82 Venedik / Romantik Bir Şehir
Genel Yayın Yönetmeni / Sanat Yönetmeni Selin KANDEMİR selinkandemir@decor35.com Yayın Yönetmeni / Editör Işıltan IRMAK isiltanirmak@decor35.com İçerik Editörleri Burcu KARTALCIKLAR burcukartalciklar@decor35.com, Elif DASTORİ elifdastori@decor35.com Grafik Tasarım Ufuk BALCI ufukbalci@decor35.com Yazarlar Sevil KIRAÇ BALCI, Mine BALABAN, Yasemin YALÇINDAĞ, Selma AYDINGÖZ, Asuman ERGÜÇ, İpek TAYFUR Katkıda bulunanlar Cem Seyhun ÜNBAY, Yeşer TOKGÖZ Hukuki Danışman Özge Vural DURMUŞ Reklam Rezervasyon Burcak IRMAK burcakirmak@decor35.com 6753 / 19 Sok. No: 24 KARŞIYAKA-İZMİR (0 232) 368 96 98 info@decor35.com facebook.com/decor35
EDİTÖRDEN
4
isiltanirmak@decor35.com
Annemin Tavuk Yemeği R us Salatası, Kabak Tatlısı…
Yeni yıl ışıkları bir yanar, bir söner; bir yanar, yine söner… Işıklar yanıp söndükçe ben geçmişe dalarım, çocukluğuma giderim, çocukken duyduğum yeni yıl heyecanlarını hatırlarım. Kar yağardı. Mağazaların vitrinleri soğuktan buz tutar ve buğulanır, ama yine de buğulu camlar ardında renkli minik ışıklar yanıp sönmeye devam ederdi. Bense bu eğlenceli şovu izlerdim sabırla; sanki benim için hazırlanmış bu şölen. Evlerin içini görmeye çalışırdım. Kimler ağaç süslemiş? Kimlerin evinde yeni yıl ışıkları daha fazla? Kimlerin evindeki ışıklar daha hızlı yanıp sönüyor? Çok heyecanlanırdım. Hele ki bizim evde yeni yıl ağacı süslenecekse! Bu kadar mı heyecanlandırırdı beni, artık ritüel haline gelmiş bu seremoni! O süslü püslü yeni yıl ağacı süslerinin hiçbirine kıyamazdım. İsterdim ki hepsi ağacın ön tarafında toplansın, arkada hiçbir süs kalmasın. 20 yıl geçti, hala sakladığım süsler var… Benim için yeni yıl akşamı eşittir annemin bizler için özene bezene hazırladığı tavuk yemeği (bilen bilir, kuşkusuz ki en sevdiğim yemek), rus salatası (mayonezine kadar kendi eliyle yaptığı) ve tabii ki bir gelenek haline gelen kabak tatlısı. Yılbaşı gecesini hiçbir zaman dışarıda da kutlayamazdım ben, kıyamazdım hiçbir zaman anneciğime. Yapmış o kadar hazırlık, giymiş en güzel kıyafetlerini, sürmüş rujunu. Bırakıp gidemezdim bu özverili hazırlıkları. Tombala oynar mıydık hatırlamıyorum ama Yılbaşı Özel Programı’ndaki oyun havaları ile bol bol oynadığımızı çok iyi hatırlıyorum. Babacığım çok hediye almazdı, hatta ne yalan söyleyeyim hiç almazdı. Sitem olsun diye söylemiyorum, babamın tarzı öyleydi. Bayılırım tarzı olan insanlara! Hediyeler hep canım kadar sevdiğim ablamlardan gelirdi. Hediyeleri açarken kalbimi ağzımda hissederdim. Yaklaşan yeni yıl akşamının bende yarattığı etki, hayli duygusal, hayli hisliymiş gördüğünüz gibi. Şimdilerde bile bu duygu yoğunluğundan hiçbir eksilme olmadı bende. Bu duygu yoğunluğunu sadece ben yaşamıyorum; biliyorum ki siz de öylesinizdir, değil mi? Biliyorum ki sizin evlerinizde de ışıklar bir yanardı, bir sönerdi; bir yanardı…
Teknolojiye yeni renkler kattık. Bosch ankastre ürünler, kusursuz uyum ve 4 farklı renk seçeneği sunuyor.
Bosch ankastre ürünler, işlevsellik ve teknolojiyi bir arada sunarken, kullanıcısının ihtiyaçlarını da %100 oranında karşılıyor. Şimdi fırınından davlumbazına, ocağından buzdolabına kadar bütün Bosch ankastre ürünler hem birbirleriyle kusursuz bir uyum içinde olacak hem de siyah, beyaz, çelik ve kuvars renk seçenekleriyle mutfağa ruhunuzu yansıtacak. www.bosch-home.com/tr
Siyah
Beyaz
Bosch Çağrı Yönetim Merkezi: 444 6 333
Çelik
BoschHomeTurkiye
Kuvars
5
AJANDA
6 KONSER İZMİR YAŞAR
6 Aralık - 22:00 / OOZE VENUE İZMİR
GÜLŞEN
7 Aralık - 22:00 / OOZE VENUE İZMİR
AYDİLGE
7 Aralık - 22:00 / HAYAL KAHVESİ PERFORMANS İZMİR
BULUTSUZLUK ÖZLEMİ
13 Aralık - 22:30 / HAYAL KAHVESİ PERFORMANS İZMİR
DUMAN
13 Aralık - 23:00 / OOZE VENUE İZMİR
ŞEBNEM FERAH
14 Aralık – 21.00 / FUAR-ATLAS PAVYONU
GÖKHAN TÜRKMEN
20 Aralık - 23:00 / OOZE VENUE İZMİR
CEM ADRİAN
27 Aralık - 23:00 / OOZE VENUE İZMİR
ÇOK SATAN KİTAPLAR
İZMİR VİZYONDAKİLER ERKEK TARAFI TESTOSTERON, Komedi Oyuncular: Mert Fırat, Onur Ünsal, Emre Karayel, Timur Acar, Metin Coşkun Her şey nikâh salonunda evlenmek üzere olan gelinin salondaki konuklardan biriyle öpüşmesiyle başlar. Nikâh salonu savaş alanına döner. Ortalık yatışınca kavganın tarafları olan 7 adam, ünlü gelinin neden bir bilim adamıyla olan ilişkisini nikâh salonunda bitirmeye çalıştığını tartışır. Gece boyunca “kadınlar” hakkında konuşurlar.
AÇLIK OYUNLARI 2: ATEŞİ YAKALAMAK, Bilim Kurgu, Aksiyon, Macera Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Elizabeth Banks, Liam Hemsworth, Woody Harrelson Katniss Everdeen’in Peeta Mellark ile birlikte 74. Geleneksel Açlık Oyunları’nı kazanmalarıyla birlikte güvenli bir şekilde eve dönmeleriyle başlıyor. Kazanmak, geriye dönüp ailelerini ve yakın arkadaşlarını bırakmaları ve Zafer Turu’nu gerçekleştirmeleri anlamına geliyor. Başkan Snow 75. Geleneksel Açlık Oyunları’nı (Çeyrek Asır Oyunları) hazırlarken başkent halen kontrolü elde tutuyor. Fakat bu oyun, Panem’i sonsuza dek değiştirecek. AYAS, Çizgi Seslendirenler: Ayşe Şule Bilgiç, Oktay Gürsoy, Yağız Alp Şimşek, Ege Sezer, Ömer Faruk Biçer Sinema sezonu sonbaharı bir çocuk kahramanla karşılıyor! Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi, bir çocuk kahramanla seyirciyle buluşacak. Pepee’nin yaratıcısı Düşyeri, BKM Film ile birlikte Ayas'ı 22 Kasım’da çocuklarla tanıştırmaya hazır! 6 yaşındaki Ayas'ın hayatından bir bölümü yansıtan 80 dakikalık sinema filmi, 75 kişilik bir ekibin 3 yıllık emeği ile ortaya çıktı. DÜĞÜN DERNEK, Aile, Komedi
BEYOĞLU’NUN EN GÜZEL ABİSİ Ahmet ÜMİT - Everest Yayınları SABAH UYKUM Ahmet BATMAN – Destek Yayınları BUKRE Kahraman TAZEOĞLU – Destek Yayınları SOĞUK KAHVE Ahmet BATMAN – Destek Yayınları
ÇOK SATAN ALBÜMLER DUMAN – DARMADUMAN
Oyuncular : Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut, Barış Yıldız İşler Güçler dizisinin yönetmeni Selçuk Aydemir'in yazıp yönettiği, başrollerde ise Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Binnur Kaya’nın oynadığı filmin çekimleri Erzincan ve Sivas'ta yapılmıştır. Orta Anadolu'daki bir köy düğününde dünyanın çivisi çıkar ve planlanan evlilik, sürprizler doğurmaya başlar...
HOBBİT: SMAUG'UN ÇORAK TOPRAKLARI Fantastik, Macera Oyuncular : Martin Freeman, Richard Armitage, Ian McKellen, Cate Blanchett, Evangeline Lilly Flim, Misty Dağları'ndan başarıyla geçen Thorin ve beraberindekilerin Mirkwood ormanındaki zorlu maceralarına odaklanıyor. Yanlarında Büyücü Gandalf olmadan ormanı geçmek zorunda olan Hobbitler, insanların yaşadığı bölgeye ulaştığında Bilbo Baggins'in cücelerle olan anlaşması da son bulacak. Yalnız Dağ'a ulaşmak zorunda olan ekip ulu ejder Smaug'un saklandığı inine giden gizli kapıyı bulabilecek mi? Peki, gizli bir görev peşinde olduğunu söyleyen Gandalf nerede?
AYSEL’İN – AYSEL’İN Şevval Sam - Tango CEM ADRİAN – ŞEKER PRENS VE TUZ KRAL
FESTİVAL
2. ULUSLARARASI İZMİR TİYATRO FESTİVALİ 6-16 Aralık 2013
AJANDA KONSER İSTANBUL Erol Evgin
09 Aralık - 21:00 / Beşiktaş Kültür Merkezi
Garanti Caz Yeşili: Nils Petter Molvaer & Moritz Von Oswald 11 Aralık 20:30 / Babylon
Mabel Matiz
14 Aralık - 22:00 / Jolly Joker İstanbul
Boğaziçi Caz Korosu
17 Aralık - 20:30 / ENKA İbrahim Betil Oditoryumu
Fazıl Say Piyano Resitali
16 Aralık - 20:00 / Haliç Kongre Merkezi Sadabad Salonu
Kerem Görsev - Ayhan Sicimoğlu
19 Aralık - 20:30 / Zorlu Center PSM Drama Sahnesi
Jolly Joker İstanbul Yılbaşı Konseri: İskender Paydaş 31 Aralık - 22:00 / Jolly Joker İstanbul
7
İSTANBUL VİZYONDAKİLER Kızım İçin, Dram Yönetmen: Hakan Haksun Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Eda Ece, İnci Türkay Tuncer yıllar önce evliliğini bitirmiş ve artık kırklı yaşların ortasına gelmiştir. Bu evlilikten doğan tek çocuk Tuba ise 18 yıldır babasına ne olduğunu bilmeden yaşamaktadır. 18. doğum gününü kutlamaya hazırlanan Tuba, beklenmedik bir anda babası olduğunu söyleyen Tuncer'i karşısında bulur. Tuncer, yıllardır göremediği kızıyla bu uzun zaman dilimini telafi etmeyi istemektedir. Birlikte çıkacakları sürpriz yolculuk bir her ikisine de hiç tatmadığı duyguları armağan edecektir.
Anormal Aktivite, Komedi, Korku Yönetmen: Michael Tiddes Oyuncular: Marlon Wayans, Essence Atkins, Cedric The Entertainer Malcolm, karısı Kisha ile birlikte herkesin hayallerini süsleyen yeni bir eve taşınır. Kısa bir süre içerisinde Kisha'nın bedenine bir kötü ruh musallat olmaya başlar ve başlarda eğlenceli gibi gördükleri bu durum zamanla Malcolm için ürkütücü bir halır. Malcolm, eşini kurtarabilmek için her yolu dener, sonunda bir rahiple anlaşır ancak rahip bile çare olamaz. İşin kötü yanı kötü ruh artık ilişkilerini, özellikle de cinsel hayatlarını iyice tehlikeye sokmaya başlamıştır. Malcolm son çare olarak bir medyuma ve kendilerini
Doritos Yılbaşı Partisi 2014 - Demet Akalın 31 Aralık - 20:30 / Cevahir Otel Kongre ve Kültür Merkezi
2014 Yılbaşı - Gülşen
31 Aralık - 21:00 / Hilton Convention Hall 1
Suada Club'da Atiye ile Yılbaşı
31 Aralık - 21:00 / Suada Club - Galatasaray Adası
hayalet avcıları olarak tanıtan bir gruba gider. Ancak onların da yöntemleri sonuç vermeyince bu işi tek başına halletmesi gerektiğine karar verir.
Bu İşte Bir Yalnızlık Var, Dram Yönetmen: Ketche Oyuncular: Engin Altan Düzyatan, Özgü Namal, Emin Gürsoy Gençliğinde uzun süre bir müzik grubunda gitar çalıp beste yapan Mehmet, 30'lu yaşların sonuna geldiğinde hem müziği bırakmış hem de aile hayatında zor zamanlar geçiren birine dönüşmüştür. Eşiyle boşanıp müziği
ETKİNLİK İSTANBUL
bırakır; maddi anlamda da bitik durumdadır ve bu süreçte kendisini hayata yaklaştıran tek şey kızı Ezgi'dir. Bu nedenle hiç istemese de anlaşamadığı eski eşiyle sık sık görüşmek zorunda kalır. Özel ders vererek ya da gitar tamiratı yaparken hayatını sürdüren Mehmet, uzun yıllardır birlikte oldukları arkadaşları Ayşe ve Orhan çiftiyle aynı apartmanda oturmaktadır.
Vadedilmiş Bir Sergi 10 Eylül - 5 Ocak / SALT Galata Urartu Takılarının Gizemi 8 Kasım - 31 Temmuz / Rezan Has Müzesi Seni Seviyorum Mükemmelsin Şimdi Değiş (Müzikal) 30 Kasım - 28 Aralık / Şişli Black Out Sahnesi
Evliliklerinde sorunlar yaşayan Ayşe ve Orhan'ın tartıştığı akşamlardan birinde Orhan'ın evi terk etmesi işleri karıştırır. Mehmet değer verdiği Ayşe'ye yardımcı ve destek olabilmek için sürekli yanında olur; aradan günler geçer ve birlikte Orhan'ı aramaya koyulurlar. Tam bu esnada çok sevdiği bir dostunu kaybettiği haberi gelir ve aynı zamanda bir iş teklifi alır. Mehmet hiç istemese de bu işi kabul etmek zorundadır; öte yandan Ayşe ile olan ilişkisi günden güne tuhaflaşmaktadır.
SERGİ
8
Hazırlayan: Işıltan Irmak
+7000 km Nepal Fotoğraf Sergisi
Hindistan
Tarık GÖK
Tarık Gök, mütevazı bir fotoğraf sanatçısı. Bizi sergi alanında güler yüzü ile karşılıyor. Hiç vakit kaybetmeden yaptıkları ve yapacakları hakkında derin bir sohbete ve sergi alanını gezmeye başlıyoruz. Fotoğrafları incelediğimizde ,bizi mütevazı kimliği ile sergi alanında karşılayan Tarık Gök’ün, gerçekten usta bir fotoğrafçı olduğunu anlıyoruz. Bu sanat eseri fotoğrafların nasıl bir ekipman ile çekildiğini merak ediyoruz. Bir tartışma yaratmak istemem ama fotoğraf makinası konusunda o tam bir "Canon"cuymuş. Canon varsa başka bir şeye gerek yok diyor. Sergisini oluşturan bu fotoğraflarda kullandığı makinanın Canon Mark 2, ekipmanlarının ise 85mm 1,8 portre, 24-105 mm kit objektifler olduğunu öğreniyoruz. Tarık Gök ile beraber sergisini gezerken fotoğrafların oldukça yalın ve teknik müdahalenin az olduğunu fark ediyoruz. Nitekim Tarık Gök’ün “Fotoğraflarımda müdahale oldukça az.” demesi ile düşüncelerimizde yanılmadığımızı anlıyoruz. Sergi, fotoğrafçının Nepal ve Hindistan arasında kat ettiği 7000 km’lik yolda yaşadığı hikâyeleri kapsıyor. Uzun soluklu bu yol, tahmin edeceğiniz gibi, hiç de kolay olmayan, insanın başına hayatta bir kez gelebilecek, tehlikelerle ve maceralarla dolu ilginç bir yol deneyimi olmuş. İnternetten bulduğu ve hiç tanımadığı 5 kişi ile çıktığı bir yol, zor ve patikalarla dolu araziler, ayak parmaklarından birinin kopma noktasına gelmesi, acılar acılar… Hindistan’a gitmek için bindiği bir trende yaşadığı sıra dışı olaylar, sıkıntı, stres, yorgunluk, acı, işkence derken ayaklarını acıdan hissedememesi ve havada asılı duruyormuş hissinin tüm benliğini sarması ile kopan bam teli… Tarık Gök’ün kendini tamamen hayatın akışına bırakması, yaşadığı ve yüzleştiği teslimiyet psikoloji ile daha Hindistan’a bile varamadan yaşadığı Nirvana’ya ulaşma ruh hali… Tarık Gök’ün fotoğraf çekmek diye çıktığı yolda bambaşka olaylarla karşılaşması, gezi seyrinin elinde olmayan sebeplerden ötürü değişmesi, kendisi ile yüzleşmeleri, hayata dair duruşu ve ritüellerinden arınmaları… + 7000 km Nepal-Hindistan Fotoğraf Sergisi, ruhani değişimler ve girift bir psikoloji ile ortaya çıkan, son zamanlarda gördüğüm en etkili sergilerden biri!
SERGİ
9
10
Hazırlayan: Işıltan Irmak
YOL HİKÂYELERİNİ KİTAPLARINDA TOPLAYAN KARİKATÜRİST;
EMRAH ABLAK
Bir karikatürist; tasarımcı mı, ressam mı, sanatçı mı, yoksa sadece bir karikatürist midir? İlk başlarda ressamlar yapıyor aslında karikatür. Rönesans döneminde, yorucu bir disiplinle çalışan resim atölyelerinin öğrencileri, kendi aralarında eğlenmek için tanınmış kişilerin formlarını bozup komikleştirerek çiziyorlar. Karikatür sanatçısıyız diyelim. Yıllar içerisinde bin bir emek ile oluşturduğunuz ve geliştirdiğiniz çizim tekniğinizi, sizden sonra gelen genç çizerlere de öğretmeyi ve bu tekniği yaşatmayı hiç düşündünüz mü? Aslında bir dönem Penguen’de amatör çizerlerle ben ilgilendim. Şimdi birçoğu Penguen ve Uykusuz’da çiziyor. Kendi amatörlüğümde ustalardan öğrendiklerimi ve kendi tecrübelerimi, olabildiğince aktarmaya çalıştım. Her çizer birbirinden farklı çiziyor görünse de aslında hepimiz aynı matematiği kullanıyoruz. Aynı ekolün çizerleriyiz ve bu Oğuz Aral dönemine
dayanıyor... Son 30 yıldaki tiraj düşüşü(nüfus artışına rağmen), ekolün ömrü konusunda umut vaat etmese de internet dünyasındaki reytingi, son 30 yılın zirvesini gösteriyor; insanlar daha fazla okuyor. Karikatürleriniz için, “İfade özgürlüğümü sonuna kadar yaşayabildiğim bir dünya!” tanımlaması yapabiliyor musunuz? Karikatürist diye zaten, kendisini bir şekilde ifade etmenin yolunu bulan insana deniyor :) Evet diyebiliyorum… Genel anlamda karikatür sanatının hedef kitlesinde kimler vardır? Mizahın hedef kitlesi, gülmeye ihtiyaç duyan herkestir. Ama kimi hedef alır diyorsanız; iktidarı hedef alır. Bu “iktidar” sizi mahallede döven iri adam da olabilir, kazıklamaya çalışan esnaf da, terk eden sevgili de, canınızı acıtan bir sivilce de, hükümetler de olabilir. Gülmek diş göstermektir, diş göstermek de korku ifadesidir. Mizah, insanın korkularını hedef alır...
11
12 Karikatürlerinizde, başkalarına beğendirme kaygısı taşıyor musunuz? Mizah dergileri, tirajından başka geliri olmayan yapılardır. Para karşılığı sattığınız bir ürünün elbette güzel olması ve beğenilmesi gibi bir endişeniz oluyor; aksi taktirde okuyucu almaz… Günümüz karikatüristlerinden kimin çizim tekniğini en çok beğeniyorsunuz? Cihan Kılıç! Peki, kim karikatürleriyle sizi en çok güldürmeyi başarıyor? Hepsine ayrı gülüyorum. Çocuk yaştan itibaren sıkı bir mizah okuyucusuyum. Bir köşeye çekilip sayfalara gülmeyi hala çok seviyorum... Kitaplarınızda, yeni “Yol Hikâyeleri” okumaya devam edecek miyiz? En büyük arzum! Halen üzerine çalıştığım TÜBİTAK serisi var. İlk kitap “Saklı Düşman” İran’da geçiyordu. Şu an çalıştığım ikinci bölüm, Suriye ve Lübnan’da geçiyor. Üçüncü bölüm ise Güney Amerika’da geçecek. Önümüzdeki yıllarda Afrika’yı gezmek istiyorum ama çizecek çok şey birikti, o yüzden biraz kafam karışık… Yollar ayrı çağırıyor, çizim masası ayrı çağırıyor :) Kısmet olur da 5 kıtayı bitirebilirsem, bir kitapta yazı olarak derlemeyi düşünüyorum…
13
TASARIM 14
Hazırlayan: Elif Dastori
DELİLİK VE DAHİLİK ARASINDAKİ TASARIMCI KATE MCCGWIRE
TASARIM 15
Kate MccGwire, Londralı bir ürün ve performans tasarımcısı. Yüksek lisansını Royal College of Art’da “heykel” üzerine yapmış. Bu yıllarında “Hair’sBreadth” adındaki eseriyle “Üstünlük Ödülü” almış. “Deutsche Bank Pyramid Ödülü” için elemeye kalan adaylardan olmuş. Şimdilerde Londra’da, ürün tasarımlarının yanında, performansa dayalı sergileri için çalışmalar yapmaya devam ediyor.
TASARIM 16 1- Dahi misin, deli misin? İlginç bir soru. Hayır, kendimi dahi olarak nitelendiremem, bu hiç de bir İngiliz’in tarzı değil. Ama tabii ki, doğuştan gelen ve üzerinde çok çalışıp yıllarca geliştirdiğim yaratıcı bir meziyetim var. Evet, kesinlikle deliyim. Zaten biraz deli olmak zorundasınız bu alanda çalışıyorsanız, özellikle de enstalasyon çalışmasında. Gerçi muhtemelen zamanımı en iyi kullanma yolu bu değil, ama benim tüm tutkum burada yatıyor. Ne kadar büyükse o kadar iyi ve karşı konulmazdır. 2- Tasarımlarındaki öne çıkan kurgu nedir? Yaptıklarım, doğanın gücüne ve kuvvetine, vücudun gerçekliğine (kırışıklıklar ve çatlaklar )bir materyalle gönderme yapar. Tüyler örneğin, genellikle atılan, gözden kaçan ve sıradan denilen tüylere, insanların tekrardan bakmalarını ve gerçek güzelliklerini benim çalışmalarım sayesinde görebilmelerini istiyorum. 3- Sabırlı mısın? Evdeki hayatımda pek öyle sabırlı olduğum söylenemez. Ancak, çalışmalarımda oldukça sabırlıyımdır; aksi halde yapamazdım, çünkü her yaptığım çalışma olağanüstü zaman alıyor. 4- Senin için öne çıkan çalışmaların nelerdir? 2012’de beyaz güvercin tüyleriyle yaptığım bir parça: Cleave (Yapışma). Bu benim favori enstallasyonum. Evacuate (Boşaltma)
TASARIM 17
YENİ 18
Hazırlayan: Sevil Kıraç Balcı
BULDUMBULDUM, YENİ ÜRÜNLERİ İLE YİNE İLGİNÇ! En aykırı, en ilginç ve şaşırtıcı ürünlerin satışının yapıldığı buldumbuldum.com web mağazası hayret uyandıran ürün çeşidine yenilerini ekledi. Buldumbuldum ürünlerinin satıldığı mağazalarda ve buldumbuldum.com’da.
DİOR’DAN YENİ SEZON EŞSİZ MÜCEVHERLER Fransız moda evi Dior, yeni mücevher koleksiyonunu tanıttı. Dünyaca ünlü Fransız moda markası Dior, kıyafet, makyaj ve saatten sonra yeni koleksiyonu ile mücevher konusunda da iddialı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yeni mücevher koleksiyonu “ Mise En Dior” tüm Dior satış mağazalarında.
YENİ 19
MUDO’DAN YENİLİKLER! Tasarım ürünleri satış mağazaları zinciri Mudo Concept, “ Mekânlarda Keyifle Geçirilen Zamanlar” adıyla yeni sezon ürünlerini satışa çıkarttı. Yeni sezon bu ürünler tüm Mudo Concept mağazalarında.
VESTEL İLE 29 DAKİKADA YIKAMA VE KURUTMA! Vestel Kurutmalı Çamaşır Makinası, yarım kilo çamaşırı 29 dakikada hem yıkıyor, hem kurutuyor. Elektronik devi Vestel, bu yeni tasarım kurutmalı çamaşır makinası ile 6 kilo çamaşıra kadar yıkama ve kurutma işlemini yapabiliyor.
TASARIM 20
Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar
Embriyo Koltuk Üç ayaklı benzersiz bir Lounge olan bu Embriyo Koltuk, kromlu çelikten yapısı ile dikkat çekiyor. Kalıplanmış poliüretan köpük dolgusu, birçok renk seçeneği de mevcut olan bi-elastik bir kumaşla kaplanmış. Heykelsi yapısıyla kullanıldığı her alana özel ve aykırı bir görüntü kazandırması amaç edinilmiş. , kendi jenerasyonunun en başarılı ve etkili tasarımcılarından. Genç yaşta, geniş çapta birçok disiplinde çalışmalar yapmış. Sandalye, ev eşyaları, bisiklet gibi tasarımlarının yanında; restoranlar, konsept arabalar, kayıt stüdyosu ve jet uçaklarının iç dekorasyonu gibi birbirinden hayli farklı tarzda çalışmaları, dünyanın bir çok yerindeki müşterileri için tasarlamıştır.
TASARIM 21
TASARIM 22
Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar
Yeongwoo Kim GUI & UX Dizayn’ın sahibi Yeongwoo Kim, Güney Koreli bir tasarımcı. Dong-A Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü mezunu. 2011 Yeni Nesil Tasarımcı Ödülü, 2010 IF Tasarım Ödülü, 2009 LG Elektronik Mobil Konsept Ödülü, başarılarından sadece birkaçı. Şimdilerde tasarımlarına ve kişisel sergilerine devam ediyor. www.yeongwookim.com
TASARIM 23
MODA
24
Hazırlayan: Yeşer Tokgöz
MODANIN KALBİ KIRMIZI İLE ATIYOR! Vücuda giyilen her giysi veya aksesuarın yaratmak istediği bir etki vardır. Gece veya gündüzünüzü nasıl geçirmek istediğinize göre rahat, seksi, dikkat çekici, önemsenmeyecek kadar donuk, salaş ya da parlayan ve stil sahibi olmak sizin elinizde.
Gelelim modada renge! Kırmızı, ton çeşitliliği bakımında oldukça zengin bir renktir. Ve her birinin vermek istediği mesaj da farklıdır. Kan kırmızısı: İntikam hissi, kıskançlık. Parlak kırmızı: Güç ve inanç. Aydınlık kırmızı: Arkadaşlık, fiziksel etkinlik. Koyu kırmızı: Cinsellik, temel tutkular. Karanlık kırmızı: Bencillik, kibar. Derin kırmızı: Tutku. Kirli kırmızı: Duyarlılık ve şefkat. Mat kırmızı: Bencillik. Ateşli kırmızısı: Sinirlilik hali ve kaygı. Açık kırmızısı: Asap bozukluğu. Morumsu kırmızısı: Sevimlilik.
Prada, çanta tasarımlarında oldukça iddialı
MODA Kırmızı sevenler, yeni sezonda çok şanslılar. Tepeden tırnağa demode olmadan kırmızı giyebilecekler. Fakat dikkati tek parçada toplamak önemli bence. Bırakın, kıyafet sizi taşısın. Unutmayın; modayı, kendi yaşam tarzınıza, kültürünüze, bedeninize uydurabildikçe takip edebilirsiniz! Siyah ile kombini yapılan kırmızı giysiler, kurtarıcı ve asil durur! Kırmızı şifon, ipek ve saten bluzları günlük de kullanabilirsiniz. Kırmızı trikolar veya kırmızı tayt ve pantolonlar için arkadaş buluşmalarını tercih edebilirsiniz. Ayrıca kırmızıyı fazla iddialı buluyorsanız; fular, kemer, broş, takı, ayakkabı gibi detaylarla hayatınıza dâhil edebilirsiniz.
25
MODA
26
Calvin Klein’dan hem erkekler hem de kadınlar için özel kuvars saat tasarımı
Geçtiğimiz aylardan bugüne bakalım kimler ne giymiş? Altın Küre’de Jennifer Garner, Vivienne Westwood’dan kırmızı straples bir elbise tercih etmiş. Naomi Watts, sezonun en trend rengi bordoyu tercih etmiş. Uzun kollu, sırt dekolteli bu elbise Zac Posen’den. Jennifer Lawrence, metal kemerli, parlak nar çiçeği renginde straples bir elbise giymiş. Tasarımı Dior’a ait. Zooey Deschanel’in elbisesi ve ayakkabıları kırmızı! Önümüzdeki sezonu şimdiden hayatına sokmuşa benziyor.
18 ayar altın ve mercan taşlı yüzük
Yeni doğum yapan Claire Danes, elbisesini Versace’den tasarlatmış. CMA* Ödülleri’nde Tayloe Swift, kırmızı tercih edenlerden. *Country Music Assosiation Oscar ödüllerinde, Jennifer Aniston ve Sally Field, Valentino elbiseleriyle karşımıza çıkıyor. Grammy Ödülleri’nde Rihanna, Azzedine Alaia elbisesiyle; Adele ise Valentino elbisesiyle karşımıza çıkıyor. 2013 Billboard müzik ödüllerinde Jennifer Lopez’i sahnede kırmızılarla görüyoruz. One direction grup üyeleri, kırmızıyı aksesuarlarda kullanırken Justin Bieber’in vazgeçilmezi, kırmızı deri düşük bel pantolonu. Diyeceğim o ki; kırmızı şaraptır, kadındır, sevgidir, denktir, eşittir. Onla hayat bulduğumuz bir olgudur. Herkese bol kırmızılı yeni bir yıl, güzel hediyeler ve huzur diliyorum. Veee kırmızı rujumu sürüp dışarı çıkıyorum.
MODA
Jennifer Aniston
Jennifer Garner
Jennifer Lawrence
Justin Bieber
Naomi Watts
Rihanna
27
MASKULEN 28
28
Hazırlayan: Mine Balaban
5 köşe kol düğmeleri hem erkekler için hem de kadınlar için tasarlanmış üniseks formlar
Modanın devlerinden Guess, sert hatlı saatleri ile dikkat çekiyor.
Sert hatlı deri ve ahşap sandalyeler loft stilin öne çıkan çizgileri
MASKULEN 29
Maskulen kıyafetler kadın giyim modasında son yıllarda önemli bir yer edindi
FEM襤NEN 30
Haz覺rlayan: Mine Balaban
Bol kesim k覺yafetler yeni y覺lda da trend
FEMİNEN 31
Max Mara ürünleri kadınların dikkatini çekmeye devam ediyor.
Kadınlar için üretilen saatler yeni sezonda da yine ışıl ışıl!
Etnik tasarımlar yeni yılda yine trend olacak.
Yeni yılda takı atölyelerine gidip kendi takınızı kendiniz yapmak nasıl bir fikir?
Calvin Klein rose kaplama saatleri yine gözde!
Pastel renkler, sakinliğin yine sembol renkleri olacak.
ELİŞİ 32
Hazırlayan: Mine Balaban
ELİŞİ 33
Artık Trend
AHŞAP TABELALAR
Eskinin tadını, dokusunu ve ruhunu içinde barındıran ahşap malzeme, günümüzde yeniden hatırlanır, yeniden hatırı sayılır oldu. Bu durum üreticileri de harekete geçirdi. Gün geçmiyor ki ahşap malzemeden yapılmış ürün yelpazesine bir yenisi daha eklenmesin. Her bir yeni tasarımın ağızda bıraktığı tat, oldukça farklı ve şaşırtıcı. Şimdi rotamızı, ahşap malzeme kullanarak tabela tasarımları yapan bir atölyeye çeviriyoruz. Atölyenin sahibi Mehmet Çelik, aslında bir makine mühendisi. 20 yıla yakın süredir holdinglerde yönetici statüsünde çalıştı. 2004 yılından beri de turizmin içinde yer alıyor. Alaçatı’nın daha yeni popüler olmaya başladığı yıllarda burada bir restoran açtı. Beraberinde Karşıyaka’da Sardunaki Restoran’ı ve Alaçatı’da Sardunaki Butik Otel’i açarak buraların işletmeciliğini yaptı. Halen Alaçatı Sardunaki Konak Otel’i işletmeye devam ediyor. Ahşap Hobiniz Nasıl İşe Dönüştü? Tesadüfen kendimde keşfettiğim ahşaptan ürünler yapma ve boyama hobisini zaman içerisinde geliştirerek hobimi işe dönüştürmüş oldum. Çeşitli ahşap obje tasarımlarıma, tamamen el emeği ahşap tabelaları da ekledim. Önceleri kendi hobim ve işlettiğim otel için yaptığım tabelalar beğenilince sipariş almaya başladım. İnanıyorum ki, yapmış olduğum tabelalar, özellikle otantik belde ve işletmelerin en önemli vitrini olacaktır. Neden Ahşap Tabela? Günümüzde kullanılan hiçbir malzeme (Plexiglass, metal vb.), ahşabın vermiş olduğu sıcak duyguyu verememektedir. Hiçbir yazı, elle yazılan kadar doğal görünmemektedir. Otantik işletmelerde tabela, işletmenin konseptini en iyi vurgulayan araçtır. Alaçatı gibi özgün beldelerde, yerel mimari ve dokuyu en iyi simgeleyen, el ile yapılmış ahşap tabelalardır. Metal ya da plastik ağırlıklı, çiğ beyaz (floresan ya da led) aydınlatmalı tabelalar, sadece o işletmenin değil, çevrenin de doğasını bozup görüntü kirliliği yaratmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda atölyemizde çeşitli şekil, boy ve türlerde ahşap tabela siparişleri almaya devam ediyoruz. Sipariş için: 0 532 274 04 37- sardunakiatolye@gmail.com
SANAT 34
Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar Fotoğraf: Işıltan Irmak
KÜÇÜK KIZ ÇOCUKLARI, ONUN RESİMLERİNİN MASALSI KARAKTERLERİ!
SANAT 35 1964 yılında doğdu. 1985 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Rusya, İngiltere, Dubai, Fransa, İsviçre, Almanya, Kıbrıs, Tunus ve Türkiye’deki çeşitli kurumlarda eserleri bulunan sanatçı, birçok katalogta da yer aldı. Ankara Tisva, İzmir BEF Görsel Sanatlar Buluşması, Tunus Monastır Uluslararası Sanat Festivali gibi uluslararası etkinliklere katıldı. Katıldığı sergilerden Özel Ödül, Onur Belgesi, Teşekkür Belgesi, Başarı Plaketi gibi çokça ödül ile döndü. Ayrıca Paris SNBA (Societe National Des Beaux-Arts)’dan Gümüş Madalya’sı bulunmaktadır.
Filiz PELİT
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) üyesidir. SNBA Türkiye Delegasyonu sanatçılarındandır. Delegasyonla USA, Romanya, Paris ve Tunus’ta uluslararası sergilere katıldı. 19 kişisel sergi açtı. Çeşitli televizyon kanallarında “Resim Eğitim Programı” hazırlayıp sundu. Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazıları bulunmaktadır.
SANAT 36
Ne zamandır bu atölyedesiniz? Yaklaşık 10 yıldır. Burası benim 2. yuvam gibi oldu. Atölyeye kendi enerjimi yansıtmaya çalıştım ve burası zaman içerisinde fazlasıyla keyif aldığım bir ortama dönüştü. Son dönem sanat çalışmalarınızdan bize biraz bahseder misiniz? 1983 yılından beri karma ve kişisel sergiler düzenledim, ulusal ve uluslararası sanat buluşmalarına katıldım. Geriye baktığımda 30 yıla yaklaşan bir sanat hayatım olmuş.2008 yılından bu yana SOCİETE NATİONAL DES BEAUX -ARTS (SNBA) Türkiye Delegasyonu üyesiyim. Delegasyon olarak her yıl Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ediyoruz ve önemli ödüller alıyoruz. Bir ülkenin en iyi, sanatıyla temsil edileceğine ve saygı uyandıracağına inanıyorum. Her yıl Aralık ayında Paris Louvre Müzesi’nde yapılan bu uluslararası güzel sanatlar sergisinde geçen yıl Gümüş Madalya kazandım. Delegasyonda ustalığıyla kendini kanıtlamış 12 ressam, heykeltraş, seramik sanatçısı bulunuyor. Amerika, Tunus, Fransa ve Romanya gibi ülkelerde etkinlikler ve sergilerimiz oldu. Bu yıl SNBA Paris sergimizden sonra Lüksemburg’daki sergimize hazırlanacağız. Geçen yıl İstanbul’da kişisel sergimi açtığım için bu yıl sadece bu sergilere yoğunlaşmak istiyorum. Sanat beni mutlu eden varoluş sebebim. Robert Pirsing’in bir sözünü çok severim: “Dünyayı değiştirmenin yeri, beynimiz, yüreğimiz, ellerimiz ve onlardan çıkan iştir.”
SANAT 37
SANAT 38
Peki Yetenek? Kendimi bu konuda şanslı hissediyorum. Yeteneğim sayesinde sevincimi, mutluluğumu, hüznümü, öfkemi ortaya koyabileceğim bir kanalım var. Bu hem bir terapi hem de bir mutluluk aracı. O nedenle, hayat şartları içerisinde ufak konulara asla takılmam. Sipariş üzerine resim yapıyor musunuz? Sipariş üzerine resim yapmayı pek tercih etmiyorum. Kişisel ya da karma sergilerimde, kendi özgün çalışmalarımın satılmasını sağlıyorum. Özgün olmak? Özgünlüğe ve sahiciliğe çok önem veriyorum. Sanatçıların en büyük istekleri şimdiki zamanda ya da gelecekte kalıcı olmaktır. Bu kalıcılık da ancak özgün olmak ile başarılabilir. Çalışmalarınızdaki hikâyelerin oluşum sürecinden bize biraz bahseder misiniz? Resimlerde belli bir konsept, konu ve hikaye olur. Bu konsept ve konu, önceden kurgulanabileceği gibi tesadüfen de oluşabilir. Bir resim çizerken tesadüfen bir taş dokusu ortaya çıkıyor ve bir sonraki sergimin hikâyesi ve ismi “Taşlar-Yüzler-Sırlar” oluyor. Başka bir resim çizerken farkında olmadan bir çocuk resmi çiziyorum, sonra o çocuğa vuruluyorum ve birden bire “Düş Çocukları” hikâyesi çıkıyor. İlk baştan beri resimlerimde hep kadınlar var. Geniş bir perspektifte kadınları anlatıyorum. Şimdilerde, resimlerimdeki hikâyelerde küçük kız çocuklarını anlatıyorum. Sergi hazırlıklarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Devamlı olarak çalışmalar yapıyorum. Sergilerime daha önce kullandığım çalışmaları çıkartmıyorum. Sergim için yeni çalışmalarımdan bir koleksiyon oluşturuyorum. Bu, 30 ya da 40 parçalık koleksiyondan oluşan bir sergi olacaksa, ben yaklaşık 50 ya da 60 parça çalışma yapıyorum ve bunların arasından en beğendiklerimi seçerek sergimde değerlendiriyorum. Ailenizin sanatınıza katkısı nasıl? Ailem benim en büyük zenginliğim. Eşim Metin, oğullarım Burak ve Doruk her zaman destekler ve yanımdalar. Babam atölyede en büyük yardımcım, hem benim ailem hem eşimin ailesi hep destekleyip yüreklendirdiler. Benim başarımın en önemli anahtarı oldular.
SANAT 39
SANAT 40
Hazırlayan: Selin KANDEMİR
SANAT 41
SOKAĞA YÜZÜ DÖNÜK
SİNEMACI MURAT ŞEKER
SANAT 42
Murat Şeker, 1973 Bakırköy-İstanbul doğumlu.
Bakırköylü olmaktan ayrı bir gurur duyuyor. 9 yaşında hikâyeler yazıyor, tek başına sınıf arkadaşları için hikâyeleri üzerinden tek kişilik oyunlar düzenliyor. Kendini bildi bileli hep yazıyor, araştırıyor, oynuyor, deniyor, merak ediyor, müzik dinliyor. 17 yaşında herhangi bir maddi sıkıntı çekmiyor olmasına rağmen Kerevitaş Fabrikası'nda 15 liseli arkadaşıyla birlikte çalışıyor, hayatı her yönüyle ta o zamanlardan çok yönlü görmek istiyor. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne giriyor. Sinema aşkına tamamen yenik düşüp Mimar Sinan Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’ne geçiyor. Bu dönemde belgesel ve dizi filmlerde prodüksiyon sorumlusu olarak çalışıyor. Murat Şeker çok yönlü ve yetenekli biri. Müzik yazmayı, yapmayı da seviyor. Hatta Beyoğlu’nu Beyoğlu yapanlardan biri diyebiliriz. Magma, Milk gibi kluplerin işletmeciliğini yaptıktan sonra, Limonlu Bahçe’yi ve Mono’yu acıyor. Ama sinema onun için hep baş tacı. Tüm bu yaptıklarının ve yaşadıklarının, içindeki sinema aşkı için olduğunu söylüyor. İnsanların arasında olup değişik koşullarda değişik yaşantılar içinde olmak; o yaşantıları görmek; anlamak yaptığı, yazdığı sinema için önemli. İnsanların sevgisini, üzüntüsünü, yaşam şeklini filmlerine aktarıp gerçekten samimi filmler yazıp yöneten biri Murat Şeker. İlk kısa filmini 1996 yılında çeken Murat Şeker, sonrasında gurbetçi- Almancı gerçeğinin izini süren bir belgesel (Alman Rüyası) ve ilk uzun metrajlı filmini (2 Süper Film Birden) çekti. Filmlerini sırasıyla "Plajda", "Aşk Tutulması", "Aşk Geliyorum Demez" ve "Çakallarla Dans" izledi. Mizahın güclü bir yönünün olduğunu söyleyen Murat Şeker, güler yüzlü şeylerle uğraşmayı, insanları güldürmeyi, güldürürken de biraz düşündürmeyi sevdiğini söylüyor. İleride dünya mizahı üzerine kurulu bir film çekmek istediğini söylüyor. Bu ara "Çakallarla Dans 3" filminin senaryosu üzerinde çalışan Murat Şeker ve ekibinden, seneye bu zamanlar filmin vizyonda olacağı müjdesini alıyoruz.
SANAT 43
DETAY 44
EN DEĞERLİ YAŞAM ALANLARIMIZ
SALONLAR Evimizin en geniş bölümünü oluşturan, tüm ailenin bir arada yemek yiyip, beraber vakit geçirdiği sımsıcak mekânlardır ''salonlar''. Hepimizin, eve vardığımızda huzur bulduğu yerdir. Salonu, oturma alanı ve yemek alanı olarak ayırabilmemiz mümkün. Çünkü bir mekânda iki farklı alan algısını yaşatabileceğimiz tek yerdir salon. Farklı konseptlerle mekânlarımızı güzelleştirdiğimiz bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2013 yılında salonlarımızda, yine bir önceki yıllarda olduğu gibi country stilinin ağırlığını gördük. Eskitme ahşaplardan oluşan mobilyalar, beyaz rengin dışında gri ve mavilerle de karşımıza çıktı.
Hazırlayan: İpek Tayfur
DETAY 45
Zaten ahşap, huzurlu ve sıcak mekânlarımızın vazgeçilmezidir. Bir de bu ahşaplar ile koltuk ve kanepelerimizde kullandığımız soft tonlardaki desenli kumaşların birbirini ne kadar güzel tamamladığını gördük. 2014 yılında da bu hem klasik hem de modern olan tarzı birçok yerde göreceğiz gibi. Sizlere country stili için bir püf noktası: Salonunuzun bir köşesinde mutlaka günışığı aydınlatmalı bir abajur kullanın. Çünkü klasik tarzın en şık aksesuarıdır abajurlar. Modern mimari, her mekânda bir adım önde olduğu gibi salonlarda da tasarımda sınır tanımıyor. Bu anlamda ön planda TV (yaşam) üniteleri bulunuyor. Ahşap, cam ve
krom gibi farklı malzemelerle tasarlanan üniteler, fonksiyonel orta sehpalarla birbirini tamamlıyor. Zemini parke olan salonlarda, orta sehpanın altında kullanacağımız küçük ebatlardaki halılar, salona şıklık katan aksesuarlardan. Bunların yanında duvar kâğıtları, modern iç mekânların artık vazgeçilmezi. Kullanacağınız kâğıt, salonunuzdaki renklere ya uygun ya da kontrast renklerde olabilir. Örneğin yemek masanızın paralelindeki duvarda kullanabilirsiniz. Hatta üzerine asacağınız, tarzınıza uygun çerçeveli bir ayna, hem yemek masanızın zenginliğine zenginlik katacak, hem de mekânınızın derinliğini artıracaktır.
DETAY 46
DETAY 47 Her zaman enerjimizi yüksek tutmak adına iç mekân bitkilerini de salonlarımızdan eksik etmemeliyiz. Hatta çiçekli bitkiler daha doğru seçimler olacak. Çiçek renklerini, salonunuzdaki renklerin kontrastı olarak seçebilirsiniz. Büyük ebatlardaki aksesuarlar, iç mekân tasarımlarımızı tamamlıyor. ''Az eşya, daha geniş alan'' mantığında me-kânlara şıklık katıyor. Bu aksesuarları ikili ya da üçlü kombinler halinde, istediğiniz renk ve dokularda kullanarak salonlarınızı zenginleştirebilirsiniz. Ben, salonlarda nişler yaratıp nişlerde bu objeleri kullanmayı çok seviyorum. Objeleri aydınlatan mini led spotlar ve duvar kâğıdı da kullanıyorum. Böylece farklı bir duvar tasarımı da yapmış oluyorum. Salon tasarımlarımızdaki bir diğer ayrıntı ise perdelerdir. Eğer salonlarınızda çok geniş cam doğramalara sahipseniz, tül perde, güneşlik ve yanlardaki görsel fonlar şeklinde bir kombin yapabilirsiniz. Fakat dar cam doğramalarınız var ise seçim önceliğinizi stor perdeler almalı. Özellikle ''zebra'' stiliyle iki farklı perde seçmeniz gerekmeyecek, zengin renk kombinleriyle tek perdede bu ayrıntıyı çözümlemiş olacaksınız. Bu ay hepimizi yeni yıl heyecanı sarıyor. Yeni yılı kimimiz dışarıda, kimimiz evlerimizde, yani salonlarımızda, kutlayacağız. Yemek masalarımız her zamankinden daha özenli hazırlanacak. En güzel tarafı da ''kırmızı'' rengin hâkim olduğu bir mekân yaratacak olmamızdır. Örneğin yemek masasında kırmızı mumlar, kırmızı peçeteler kullanılacak. Ya da masamızı kırmızı boncuklarla süsleyeceğiz. Hatta o gece bu heyecanı paylaşacağımız kişilere bir sürpriz hazırlayabiliriz. Mesela o kişilerin bir özelliğini veya mesleğini yansıtan ufak bir objeyi salonumuzda kullanabiliriz. Belki de hazırlayacağınız daha özel bir sürpriz. Tercih sizin. Sadece objelerin yerlerini iyi seçmeyi unutmayın. Yeni yılda, düşlediğiniz mekânları gerçeğe dönüştürmeniz dileğiyle...
KISA KISA 48
Hazırlayan: Mine Balaban
KOTON: KADINLARA OLAN AŞKIMIZ KARŞILIKSIZ KALMADI! AYD, alışveriş merkezlerinde en beğenilen ve tercih edilen marka araştırmasında Koton’u, bu yıl da Kadın Tekstil Kategorisi'nde birinci seçti.
ENGLISH HOME, YAŞAM ALANLARINDA DA İDDİALI! English Home, “Zarafeti Evinize Taşıyın!” sloganı ile satışa çıkarttığı ürünleri, müşterilerine sunmaya başladı.
LC WAIKIKI’DEN ÇOCUKLARA ÖZEL TASARIMLAR LCW’nın “Soğuk Günlere Sıcak Renkler” sloganı ile çocuklara özel hazırladığı koleksiyonu vitrinlerde yerini aldı. Üstelik 19,90TL’den başlayan fiyatlarla.
KISA KISA 49
MANGO’DAN “DIY” ATAĞI Mango, tasarımcı-blog yazarı ve aynı zamanda DIY (Kendi Başına Yap) yaratıcılarından Shini Park ile yeni koleksiyonu için ortak bir çalışma gerçekleştiriyor. Bu tasarım ürünler Mango mağazalarında.
MUDO’DAN YENİ KREASYONLAR Mudo Collection SonbaharKış 2013/2014 Kreasyonu, vitrinlerde boy göstermeye başladı. Mudo Concept mağazalarında yeni yıla özel hediyelik tasarım ürünler bulmak mümkün.
FOCUS 50
Hazırlayan: Burcu Kartalcıklar
Yeni yıla renkli bir giriş! Yılbaşı Ağacı, Çiçeği, Süsleri, Hediyeleri Yaklaşan yeni bir yıl, yeni hedefler, yeni umutlar, yeni başlangıçlar… Yeni yıl için geri sayımın başladığı şu günlerde, mağazaların vitrinleri, alışveriş merkezleri, yeni yıl coşkusu ile donatılmış; sizleri bekliyor. Yeni yıla merhaba diyeceğimiz mekânları süsleyecek yılbaşı ağaçları, süsleri; sevdikleriniz için alacağınız yeni yıl hediyeleri ve daha neler neler… Yeni yıl alışverişine çıkmadan önce, nerede ne var, gelin birlikte göz atalım.
Tepe Home Yılbaşı Topları
Tepe Home Kapı Çelengi
Boyner Evde Mumluk – 42,50TL
FOCUS 51
Tepe Home Dekoratif Noel Baba Figürü
Tepe Home Askılı Süs
Mudo Concept Yılbaşı Süsü – 19,50TL
Tepe Home Hasır Kulplu Sepet
Tepe Home Çizmeli Yılbaşı Çiçeği
FOCUS 52 Yılbaşı Ağacı Süsleri Kapı Çelengi
Yılbaşı Ağacı
FOCUS 53
Yılbaşı Süsleri Yılbaşı Çorapları Yılbaşı Mumu
Kapı Çelengi
Mudo Concept Çam Ağacı –175TL
Mudo Concept Çam Ağacı – 495TL
Mudo Concept Dekoratif Mumluk – 125Tl
FOCUS 54
Tepe Home Dekoratif Noel Çanı
Mudo Concept Dekoratif Mumluk – 125Tl
Tepe Home Dekoratif Su Küresi
Tepe Home Dekoratif Askılı Fiyonk
Tepe Home Mumluk
Evmanya Gravel Dekoratif Yastık 29,90TL
Evmanya Biev 2’li Kırmızı Mumluk 12,90TL
FOCUS 55 Evmanya Biev Papatya Mumluk 19,50TL
Tepe Home T-light
Tepe Home Ahşap Yıldız Mumluk
ADRES 56
56
Hazırlayan - Fotoğraf: Işıltan Irmak
SANATIN KALBİ: ERTURGUT SANAT MERKEZİ Erturgut Sanat Merkezi’nden içeriye adımınızı attığınız an, sanatın pek çok rengi ile karşılaşıyorsunuz. Tiyatro, fotoğraf, resim ve müzik. Hangi sanat türü ile ilgili eğitim alacağınıza karar vermiş olsanız bile Erturgut Sanat Merkezi’ne geldiğinizde, kafanızın karışması son derece olağan. Çünkü bir derse başlarken aklınız diğer derslerde kalıyor.
Murat Erturgut
Murat Erturgut tarafından kurulan ve 2007 yılından beri sanat eğitimi verilen bu yerde, kişilerin yaratıcı yeteneklerinin geliştirilmesi amaç edinilmiş. Burada temel olarak müzik eğitimi verilmektedir. Müzik eğitiminin yanı sıra, fotoğrafçılıktan resme, yazarlıktan tiyatroya kadar sanatın birçok dalında, profesyonel şekilde hizmet verilmektedir. Ayrıca burası müzik organizasyonlarında da aktif bir rol oynamaktadır.
ADRES 57
ADRES 58
58
Erturgut Sanat Merkezi’nin kurucusu Murat Erturgut’u yakından tanımaya ne dersiniz? Murat Erturgut, stüdyoda çalışarak başladığı müzik yaşamına, gitar, piyano ve müzik teorisi üzerine çalışmalar yaparak devam etti. Bazı rock müzik gruplarında gitarist ve klavyeci olarak yer aldıktan sonra, 19 yaşındayken Rock’n Dark müzik yarışmasında derece aldı. İlerleyen yıllarda gitar eğitimine yönelik çalışmalar yapmaya başladı ve müzik alanındaki bilgilerini “Süper Gitar Teknikleri” adlı kitabında topladı. Müzik başta olmak üzere resim, dans, fotoğrafçılık, yazarlık ve tiyatro gibi sanatsal faaliyetlerin gerçekleştiği Erturgut Sanat Merkezi’ni kurdu. Erturgut Sanat Merkezi’nin kuruluşundan sonra sırasıyla Renaissance Workz (Tasarım Ajansı), Multisociall Events (Bireysel ve Kurumsal Organizasyonlar), Evders (Özel Ders), Barboo (Eğlenceli Hediyelik Ürünler), VideoEmlak (Videolu Emlak Hizmeti), Waxium (Mobil Susuz Araç Temizliği) ve Taş Kâğıt Sanat (Sanat Merkezi) markalarının da kuruluşunu yaparak faaliyet alanlarını arttırdı.
Tel: (0232) 368 88 08 - (0507) 95 96 333 Adres: Yalı Caddesi No: 426 Bayerler Apt. Kat: 1 Daire: 1 Karşıyaka / İzmir
Teninizdeki Sanat
IŞILTAN TAKI & ETÜT ATÖLYESİ
1775/4 Sk No: 5/A Karşıyaka-İZMİR
(0232) 368 96 98 (0507)484 02 49
facebook.com/isiltanirmak
@isiltanirmak
EV 60 Hazırlayan: Elif Dastori Fotoğraf: Işıltan Irmak
KLASİK STİLİN LÜKS KAVRAMI İLE BULUŞTUĞU, GÖSTERİŞLİ BİR EV! Güzel bir günde, İzmir’in yükselen değeri Atakent’te, site içerisinde yer alan bir apartman dairesine konuk oluyoruz. Bizi, evin sahibi Derya Çetinok karşılıyor. Holde yer alan klasik detaylar, daha içeri girmeden evin stili hakkında bize bir ipucu veriyor.
EV 61
EV 62
EV 63
Hiç vakit kaybetmeden bu güzel ve tarz evi incelemeye başlıyoruz. Ev, 4 oda - 1 salon. Ebeveyn banyosu dışında 2 banyosu daha bulunan evde, genişlik ve ferahlık duygusu dikkatimizi çeken detaylardan. Evin girişinde sol tarafta mutfak, sağ tarafta bir banyo yer alıyor. Salon, mutfağın hemen yanında yerini almış. Hol, oldukça zarif detaylar ile döşenmiş. Bu alanda ilk dikkatimizi çeken Emin Emrah imzalı ‘Dans Eden Kızlar’ tablosu oluyor. Hemen bu fotoğrafın altında bulunan beyaz dresuar ve evin girişinde hemen sağ tarafta kalan, ev sahibinin özel olarak yaptırdığı beyaz portmanto buradaki önemli detaylardan. Portmanto, iç mimar Demet İRİDERE imzası taşıyor. Klasik tarzda işlenmiş krem renkli tekli koltuk ile bu koltuğun yanında yer alan ve kontrast yaratan vazo -çiçek ikilisi, holdeki klasik çizgiler ile bir bütünlük oluşturmuş. Tekli koltuğun üzerinde yer alan varaklı ayna, bu alana bir derinlik kazandırmış.
EV 64
Mutfak, evin geneline hâkim olan beyaz renkten nasibini almış. Beyaz renkli parlak lake dolaplar, gri renkli ankastre ve fırın çözümleri, birbiri ile oldukça uyum sağlamış. Genel anlamda ferah bir görünüme sahip mutfakta, bol çekmece ve geniş bankolar ile çözüm odaklı bir tasarım uygulanmış. Salon, kullanılan eşyalar ile evin en gösterişli bölümlerinden biri olduğunu bize hemen hissettiriyor. Burada etkin renk krem olmuş. Oturma kısmı; iki üçlü koltuk, tek berjer ve tek Josephine koltuk ile çözümlenmiş. Salonun geneline hâkim olan klasik hava, kullanılan eşya ve dekoratif malzemeler ile yemek bölümünde de kendini hissettirmiş. Bu bölümde kullanılan aynalar, salondaki derinlik algısını oldukça arttırmış. Yer çözümünde kullanılan koyu renkli parkeler, ortama ayrı bir sıcaklık katmış. Salonun perdeleri, Alpay Perde’ye yaptırılmış. Halılar, Motif mağazasından. Gösterişli ve barok stile sahip kristal avizeler, Lümen Aydınlatma’dan. Tüm koltuklar ve yemek masası, Karabağlar Hazım Mobilya’dan. Konsolu çevreleyen ayna ise iç mimar Demet İRİDERE’den.
EV 65
EV 66
EV 67 Yatak odası, evin genelinde olduğu gibi ferah ve aydınlık. Giyinme bölümü ve ebeveyn banyo, buradaki en dikkat çekici, çözüm odaklı detaylardan. Çiçek desenli duvar kâğıdı, ortama vintage bir hava katmış. Yatak odasındaki dikkat çeken diğer detaylardan olan perdeler ve yatak örtüsü takımları Yekta Tasarım’dan. Biri kız biri oğlan iki çocuğa sahip olan ev sahipleri, çocukları için iki ayrı oda tipi belirlemişler. Büyük sayılabilecek olan oturma odası evin çocuklarının gün içinde vakit geçirebildikleri bir oda halini almış. Bu alanda genellikle rahat ve modern koltuklar kullanılmış. Evin bu alanı da oldukça aydınlık. 3 yıldır bu evde oturduklarını söyleyen Derya Çetinok, tam bir gümüş hastası olduğunu, evlerini kendi tarzına göre döşediğini ve abartıdan kaçınılmış klasik stili sevdiğini dile getiriyor. Soğuk renkleri, siyah ve kırmızıyı evinde kullanmayı tercih etmeyen ev sahibi, beyazı ve koyu yeşili sevdiğini söylüyor.
ADRES 68
Hazırlayan: Selin Kandemir
ÇAĞATAY ÇANKAYA İÇ MİMARLIK İLE YEPYENİ PROJELER Şahıs ve firmalara iddialı, özel ve farklı anlamda tasarım ve projeler sunuyoruz. Uygulama anlamında da işin en başından en sonuna kadar detaylardaki kalite ve beraberinde getirdiği memnuniyet, tercih edilme sebeplerimiz olabilir.
ADRES 69
ADRES 70 Çağatay Çankaya Mimarlık’ın hikâyesi nasıl başladı? Ortaokulda keşfettiğim resim yeteneğim, beni Bursa Güzel Sanatlar Lisesi’ne; oradan da ailemin yönlendirmesi ve kendi içimdeki istek ile Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’ne taşıdı. 2001 yılında mezun olduktan sonra Bursa’da Raşit KARAASLAN ve mimar Ayşe TAKE’ nin yanında çalışma deneyimim oldu. 2007 yılından bu yana kendi proje ve tasarımlarıma imza atıyorum. Bugüne kadar ne gibi projeler gerçekleştirdiniz? Bugüne kadar yapmış olduğumuz projeler içerisinde; konut kompleksleri, suit daireler, özel villalar, fabrika idari ofisleri, cafe, bar ve butik anlamdaki özel mağazalar var. “Mekân Enerjisi” size neleri çağrıştırıyor? Kullanıcı odaklı olarak mekân içerisinde yaşayan bireylerin, o mekâna atfettikleri duygu, düşünce ve hislerin enerji olarak aktarımı! Evimizi sevmek ve evimizden enerji alabilmek için neler yapmalıyız? Dekorasyon anlamında ne gibi değişiklikleri önerirsiniz? Evimizi sevmek ve evimizden enerji alabilmek için duvar, zemin ve tavanlarda bir fon olacak şekilde soft renkler ve malzemeler tercih etmeliyiz. Belirli ve özel kısımlarında da sıcak ve canlı renkleri kullanarak çeşitli malzeme kombinasyonları oluşturabiliriz. Yine aksesuar ve donatı elemanlarından yapacağımız seçimler, mekânımızın enerjisinde önemli ölçüde rol oynar. Özellikle farklı aydınlatma tipleri kullanmak, mekânın enerjisini ve o an içinde bulunduğumuz ruh halimizi önemli anlamda etkiler. Açık tonların kullanılması, aydınlatmalarda gün ışığının tercih edilmesi, detaylarda ve aksesuarlarda canlılığın yakalanması, yaşadığımız mekânlara ve bizlere önemli ölçüde enerji verecektir. Çeşitli firma ve kişilere iç mimarlık anlamında çözüm ortağı oluyorsunuz? Peki, neden sizi tercih ediyorlar? Şahıs ve firmalara iddialı, özel ve farklı anlamda tasarım ve projeler sunuyoruz. Uygulama anlamında da işin en başından en sonuna kadar detaylardaki kalite ve beraberinde getirdiği memnuniyet, tercih edilme sebeplerimiz olabilir. Dekorasyon anlamında favori stil ve renginiz nedir? Neden? Proje ve tasarımlarımızda bize gelen talepler doğrultusunda favori stil ve tarzımız, Luxury Avangarde başta olmak üzere New Mixed Trendy diyebilirim. Parlak hatlar, yumuşak yüzeyler ve ışıltısı yüksek olan obje ve malzemeler, daima projelerimizin vazgeçilmez öğeleridir. Renk olarakda çarpıcı ve enerjisi yüksek olan canlı renkler tasarımlarımızda sıkça yer alır. Yeni bir yıl ile beraber dekorasyon anlamında bizi ne gibi stiller bekliyor? Yumuşak, kıvrımlı çizgiler ve enerjisi yüksek olan neon renkler, yeni yılda ön planda olacak. Fakat bunun yanında; kişilerin karakterlerine ve içerisinde bulunduğu ruh hallerine bağlı olarak şekillenecek diyebilirim.
ADRES 71
EV 72
Hazırlayan: Elif Dastori Fotoğraf: Işıltan Irmak
EV 73
İZMİR GÜNEŞİNİN AYDINLATTIĞI GÜZEL BİR EV
EV 74
EV 75
Tertemiz bir havası olan bir bölgeye geliyoruz. Yüksek rakımından ötürü havasının temizliğinin yanında, sakin bir yaşam, alabildiğine manzara ve tabi ki dağdan gelen temiz hava ve huzur. Yolumuz bu ay İzmir’in Bornova ilçesi Evka3 semtine düşüyor. Profesörler sitesi olarak ta geçen bu yerde bir Tripleks eve konuk oluyoruz. Bizi evin sahiplerinden diş hekimi Banu Aybars Ünal ve kızı Defne Ünal karşılıyor. Banu Hanım gibi diş hekimi olan eşi Türker Ünal bize ancak çekim sonu katılabiliyor. Sıcak ve samimi karşılamanın ardından tripleks evi incelemeye başlıyoruz. En alt katta salon, salon ile bütünleşik mutfak ve trabzanların bitiminde bir banyo yer alıyor. Salon tamamen bahçeye hakim bir konumda, o nedenle ferah ve ışığın bolca girdiği bir yaşam alanı oluşmuş. Ev sahiplerinin en çok bu alanda vakit geçirdiklerini öğreniyoruz. Modern stil salon takımları granit duvar ile güçlü ve dikkat çekici bir kontrast oluşturmuş. Granit duvar ile güçlü bir kontrast oluşturan beyaz renkli şömine ortama sıcak ve klasik bir tarz kazandırmış. Mutfak açık mutfak şeklinde yapılmış ve salon ile birleşerek ferah bir alan yaratmış. Yemek masası hemen bu alanda konumlandırılmış. Genelinde ferahlığın hakim olduğu salonda çok eşya kullanmaktan kaçınılmış. Yakın zamanda restore edilen salonda hemen her şey değişmiş. Mimari anlamda projeyi üstlenen Mimar Taner Karabulut evin sahiplerinin isteklerine uygun bir proje gerçekleştirmiş. Tüm duvarlar baştan renklendirilmiş. Tek duvarda uygulanan granit taş sistemi Alsancak Massive mağazasından tedarik edilmiş. Salondaki tüm mobilyalar ve yemek masası Fuga Mobilyadan alınmış. Evin genelindeki tüm aydınlatmalar İstanbul Novadan seçilmiş. Tadilat ile beraber evin bir çok yerine döşenen parkeler eve sıcak bir görünüm kazandırmış. Parkeler Massıve mağazasından alınmış. Salonun genelinde sadece koltuk takımının bulunduğu yerde halı kullanılarak parkelerin mevcut görünümü korunmuş. Evin buradaki tek halısı Alsancak Motif Mağazasından alınmış.
EV 76
EV 77 Mutfaktaki dolap çözümlerin hepsi Hafele mağazasından sağlanmış ve bunun yanında mutfakta Arçelik ve Franke ürünleri kullanılmış. Evin merdivenlerinden yukarı katlara çıkmaya başlıyoruz. Evin genelinde yer alan yağlı boya tablolar dikkatimizi çekiyor. Bu tabloları Türker Ünal’ın İdol Resim Atölyesinde yaptığını öğreniyoruz. Merdivenleri tırmanmaya devam ediyoruz. Giriş katı olarak geçen bu alanda hol, salon ve mutfak yer alıyor. Ev sahiplerinin çok kullanmadığı bu alanı geçip 2.kata çıkıyoruz. Bu alanda çocuk odaları yer alıyor. Evin genç kızı Defne’nin odasına misafir oluyoruz. Bu oda, İzmir körfezi manzaralı, gün ışığının cömertçe aydınlattığı ferah bir oda. Oldukça modern stilde dekore edilmiş bu ve yandaki diğer çocuk odasındaki her bir detay, Mimar Taner Karabulut tasarımlarıyla özel sipariş olarak yaptırılmış. Gün yavaş yavaş bitiyor, çekimi bitirip bahçeye iniyoruz. Bize babası ile beraber sonradan katılan evin küçük hanımefendisi Derin, annesi ile beraber bize çok güzel pozlar veriyor. Limon ve portakal ağaçları arasında nefis bir İzmir körfezi manzarası bu güzel ev ile beraber çekimlerde aklımızda kalan güzel detaylardan biri oluyor.
RENK 78
Hazırlayan: Asuman Ergüç
KALPLERİMİZİ; GÜÇLÜ, TUTKULU VE YILBAŞI RENGİ OLAN KIRMIZI’YA BOYAMAYA NE DERSİNİZ? 2013’ü güçlü bir renkle uğurluyoruz, kırmızıyla... Kırmızı; tutkunun, gücün, enerjinin ve aşkın rengidir. Kullanıldığı yerlerde vurgulu bir etki yaratır. Tıpkı öğrenciyken konu başlıklarını ve önemli yerleri kırmızıyla yazdığımız gibi. Kırmızı kolay kolay unutulmaz; tıpkı aşk gibi! Tüm çizdiğimiz kalplerimizi kırmızıya boyadığımız gibi… Kırmızı, ateşin rengidir. Sıcak renk grubuna dahildir ve kullanıldığı mekanlarda sıcaklık etkisi yaratır. Soğuk kış gecelerinin vazgeçilmez rengidir. Battaniyelerde, kışlık terliklerinizde rahatça kullanabilirsiniz. Soğuk ve uzun kış günlerinde bu renk içinizi ısıtacak. Bugünlerde kırmızının enerjisine ve canlılığına çok ihtiyacımız olacak gibi görünüyor.
RENK 79 Hayatın ve kanın rengi de kırmızıdır ve yaşam için vazgeçilmezdir. Metabolizmayı, kan basıncını ve kalp atışını hızlandırır. Vücut ısısını yukarıya çeker. Yaşam gibi hızlı bir renktir. Bebeklerin gördüğü ilk renk olarak bilinir. Minik kızların rengi pembe iken, annelerin rengi kırmızıdır. Anne rengidir, duygusaldır. Evimizde, ofisimizde, minik dekorasyon detaylarında kullandığımız kırmızı, kendine güveni teşvik eder. Önerim az ışık alan yerlerde koyu kırmızı tonlarını fazla kullanmamanızdır; çünkü sıkıcı bir ortam yaratabilir. Hareketli ve yoğun ışık alan mekânlar için son derece idealdir. Bu mekânlarda, duvarlarınızda ve duvar kâğıtlarınızda son derece modern bir görüntüye sahip olmanızı sağlar. Mutfaklarınızda kullanacağınız bu renk, çok keyifli ve lezzetli yemekler yapmanızı sağlayacak. Kırmızı, son derece iştah açan bir renk olduğu için fast food restoranlarda sıklıkla tercih edilir. Mutfak dekorasyonunda, ufak objelerde, özellikle yemek takımı gruplarında kullanılması idealdir. Kahvaltı setlerinizde kullanırsanız eminim gününüz güçlü, canlı, enerjik ve aşkla geçecek. Aşkın rengidir kırmızı! Çok sevdiklerimizin, bağlandıklarımızın rengidir. Her kelimenin bir rengi vardır bence ve “Seni Seviyorum” un rengi kırmızıdır. Kıpır kıpırdır âşıkken içimiz, bu kırmızının enerjisidir. Hareket enerjisidir, dinamiktir. Bu yüzden “Aşk” sabırsızdır, capcanlıdır, yaşayan bir organizmadır.
RENK 80 Feng Shui felsefesine göre kırmızı, ateş elementini temsil eden en güçlü renktir. Bu sıcak renk, zenginlik, kutlama ve eğlenceyi niteler. Eğlencenin ve kutlamanın rengi olan kırmızı; yılbaşının, yeni yıl başlangıcının tek ve vazgeçilmez rengidir. Yepyeni başlangıçların rengidir. Keyiflidir, heyecanlıdır ve lüksü temsil eder. Yılbaşında kırmızıyı üzerimizde taşımak için adeta özel bir çaba harcarız. Çünkü pek çok inanış vardır bununla ilgili; mesela yılbaşında kırmızı giymek o yıl pek çok kıyafet alacağımıza delalettir. Bir başka inanışa göre ise yılbaşında giyilen kırmızı, o yılda aşkta çok şanslı olmamızı sağlarmış; kısmet açarmış. Bunun dışında bolluk, bereket getireceğine ve serveti katlayacağına inanılırmış yeni yıla kırmızı ile girmenin. Hepsi birer gerçek; çünkü renklerin psikolojimiz ve yaşamımız üzerindeki etkileri asla yadsınamaz. Yeni yılda ve daima, tüm güzelliklerin bizlerle olmasını diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun. Yepyeni bir yılda buluşmak ümidiyle sevgiyle kalın, hoşça kalın. Kırmızıdan uzak kalmayın.
RENK 81
GEZİ 82
Hazırlayan: Serap Mumcu
MİNİK ADALARDAN OLUŞAN ROMANTİK BİR ŞEHİR,
VENEDİK Yazı Dizisi Bölüm-2 Venedik’e Gelmek İsteyenler ve Venedik’e İlk Defa Gelecek Olanlar İçin Birkaç Açıklayıcı Bilgi: Öncelikle Venedik, küçük bir adadır. Kaybolsanız bile gideceğiniz yere ulaşmak için 1 saatten daha fazla zaman kaybetmeniz çok zor bir ihtimal. Venedik’in her yerinde uyarı levhaları var. O levhaları takip ettiğinizde, San Marco Meydanı’nı, Rialto Köprüsü’nü, Ferrovia’yı (tren istasyonu) ve Piazzale Roma’yı (otobüs durağı) bulmak çok kolay. Unutmayın ki; en kısa yol, en iyi bildiğiniz yoldur. O nedenle bir yere ulaşmak için vaktiniz kısa ise hiç maceraya girmeyin. Venedik’te yol, iz bilmeyen için bu levhalar hayat kurtarıcı olur. Ama Venedik’in yollarını iyi bilen biri, asla levhalara uymaz; zira kullandığı yol her zaman daha kısadır. San Marco Meydanı’na pek çok noktadan ulaşım imkânı var. O nedenle bazen aynı duvar üzerinde, birbirine zıt yönleri gösteren “Per San Marco” uyarısı görürseniz şaşırmayın; herhangi birini takip edin yeter. Kanal Grande üzerinde, tam 4 tane köprü bulunmakta. Şehirde Piazzale Roma’dan San Marco Meydanı’na gidip geri dönecekler, Rialto Köprüsü’nü veya Accademia Köprüsü’nü ya da Piazzale Roma’yı Ferrovia’ya bağlayan demir köprüyü kullanmak zorundalar. Demir köprüyü geçenler, diğer iki köprüye uğramadan “Strada Nuova”yı (yeni yol) boydan boya yürüyüp meydana ulaşırlar. Demir köprünün tam tersi istikametinde gidip geri dönecek olanlar, giderken Rialto Köprüsü’nü, dönerken de Accademia
GEZİ 83
GEZİ 84 Köprüsü’nü geçerlerse oldukça büyük bir daire çizmiş olurlar. Tabii bunun tersini yapıp önce Accademia Köprüsü’nü, sonra Rialto Köprüsü’nü de geçebilirler. Zattere, Arsenale, Gardini, Santa Elena, Canareggio ve Ghetto, Campo Santi Giovanni e Paolo ve Campo Santa Maria Formosa bölgeleri için ayrıca zaman ayırmak gerekmekte. Şehri gezmeye gelen turistlerin genellikle Venedik’te geçirmeleri gereken süre kısıtlı olduğu için bu bölgeleri hiç göremeden şehirden ayrılırlar. Oysa şehrin esas keşfedilmesi gereken noktaları, hep de turist eli değmemiş yerler oluyor. Giudecca Adası, genel olarak turist gezilerinin dışında kalırken Murano ve Burano adasına turistik geziler hep oluyor. Oysa Giudecca’nın barlarında oturup da Venedik manzaralı bir bardak prosecco içmenin tadına doyum olmadığını anlayacak vakti olmalı, bu şehri ziyarete gelenin. Yoksa bulunduğu şehrin neden bir rüya gibi aklını başından aldığına tanık olamayacak. Venedik’i görmek için yola çıkanlar, İtalya turu yapıp bir güne de Venedik’i sığdırmaya çalışmamalı! Gelin ve bu şehrin gecesini, gündüzünü keşfedin. Bırakın bir süreliğine şehir duygularınıza egemen olsun ve hayatınızın karmaşasından sizi çekip bambaşka bir dünyaya götürsün. Kendinizi hafiflemiş olarak hissedin, ama asla Venedik’te bir haftadan fazla kalmayın. Yoksa o meşhur göz estetiği hastalığı sizi de bulur. Şehrin büyüsünden sarhoş olan gözlerinizin içi, nereye giderseniz gidin asla bir daha gülmez. Dünyanın başka bir noktası sizi mutlu etmeye yetmez. Şehirler, âşık olmak için aslında birer bahanedir. Her yerde, her an birine âşık olabilirsiniz; ama bulunduğunuz yer size oyun oynar da en içinden çıkılmaz duyguları size yaşatırsa o yerin kölesi olabilirsizin. Venedik’in güzelliklerine çoğu kişi Venedik’e gelmeden tutuluyor. “Günün birinde kız arkadaşımı San Marco Meydanı’nda öpeceğim!” yemini edenlerle tanışanlarınız olmuştur. Ya da Venedik’e gidip en güzel aşk şarkıları eşliğinde sevgilisi ile gondol gezintisi yapmayı hayal edenler, az değildir muhtemelen. Venedik gerçekten öyle arsız, öyle utanmaz bir şehirdir ki; hem aklınıza hem de duygularınıza hâkim olur. Çevrenizde sizin gibi şehrin zehirlediği birçok insan bulursunuz. Gözleri fal taşı gibi açık, dudaklar hafif aralık ve baş yukarıda şehri seyre dalarlar… Venedik’in Yabancıları Venedik’te elbette sadece Venedikliler yaşamıyor. Dünyanın bu en popüler turistik mekânında, her gün hemen hemen her milletten binlerce turistin bulunduğu bir gerçek. Festival dönemlerinde bu binlerce insan, on binlere, hatta
GEZİ 85
GEZİ 86
yüz binlere de dönüşebiliyor. Haliyle Venedik’te, yanınızdan geçen on binlerce insandan dünyanın herhangi bir dilini duyabiliyorsunuz ve zamanla yabancı dil duymaya da alışıyorsunuz. Kulağınız iyiyse zamanla Japonca’yı Çince’den ayıracak kadar seslere aşina olabiliyorsunuz. Venedik’te ciddi oranda siyahî ırktan olan insan bulunmakta. Aldığım duyumlara göre bu insanlar, çeşitli Afrika ülkelerinden Sicilya Mafyası aracılığı ile getiriliyorlarmış. Bunların çoğu sokakta, fiyatları genelde 10 Euro olan, büyük markaların taklit çantalarını satıyorlar. Hintlileri, genellikle sokakta bulunan sebzecilerde çalışır görüyorsunuz. Çinliler ise ya açtıkları restoranlarında çalışıyorlar ya da mağazalarında ülkelerinden getirdikleri Çin işi ürünleri satıyorlar. Restoranlarında ya da mağazalarında çalıştırdıkları da hep Çinli. Anlaşılan o ki dışarıya oldukça kapalı yaşamayı tercih ediyorlar. Arnavutluk, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan ve Moldavya’dan gelip Venedik’te çalışan binlerce insan var. Özellikle ileri yaştaki ve bakıma muhtaç durumdaki Venediklilerin evlerinde yardımcı olarak çalışıyorlar. Erkekler için ise başlıca işlerden biri duvarcılık. Binlerce asırdır ayakta duran şehri korumak için haliyle insanın fiziksel gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu tarz işlerde de genellikle yabancılar çalışıyor. Restoran, bar, otel vs. yerlerde de çalışan çok sayıda yabancı bulunmakta. Aslında Venedik’te yabancı olup bir iş bulmak o kadar da kolay değil. Çünkü sadece İtalyanca öğrenmek yetmiyor. Şehir, turiste hitap ettiği için elbette İngilizce bilmek de çok önemli. Çoğu yer bununla da yetinmiyor ve Fransızca, Almanca, İspanyolca bilmek gibi şartlar da koşuyor. Venedik’te birkaç tane de isimleri de Türk olan dönerci var. Fakat Venedik’te dönerin adı “kebap” ve genellikle de çalışanları Türk değil. Zaten Venedik’te, özellikle adada, çok fazla Türk de bulunmuyor. Venedik’te bir de bolca Japon görüyorsunuz; ama onlar hep gondollarda turistik gezi yapmakla ve fotoğraf çektirmekle meşguller. Eğer gülmek gerçekten ömür uzatıyorsa Japonların çok uzun ömürlü olmaları gerekiyor. Zira hepsi de birbirinden sempatik ve güler yüzlü insanlar. Venedik’te bir saat için gondollara dünyanın parasını vermelerine rağmen hala mutlu kalabiliyorlar.
GEZİ 87
BOTANİK 88
Hazırlayan: Selma Aydıngöz
KIRMIZILAR İÇERİSİNDE SAYGI DUYULACAK BİR BİTKİ
ATATÜRK ÇİÇEĞI Bu ay konseptimiz KIRMIZI! Öyleyse biz de KIRMIZI çiçekler seçelim dekorasyonumuz için. Pek çok kırmızı çiçekli ya da yaprağı kırmızı olanlar bitki var. Ama bir tanesi var ki tam da bu mevsimde, salonlarımızın, balkonlarımızın, hatta bahçelerimizin en gösterişli, en görkemli çiçeği: Poinsettia (Ephorbia pulcherrima) yani ATATÜRK ÇİÇEĞİ. İşte bu ayın KIRMIZI konseptine en uygun, en kırmızı çiçek! Bu çiçeğin, dünyadaki her ülkede, ATATÜRK adıyla üretilip satıldığını biliyor muydunuz? ATATÜRK çiçeğine ATATÜRK isminin verilme hikayesi ise şöyle: Vanderbit Üniversitesi profesörlerinden Doktor Kirk Landın, laboratuvarındaki çeşitli çalışmalar sonucunda kırmızı renkte yeni bir çiçek elde etmiştir. Profesör bu yeni çiçeğe isim ararken yanında duran ve Tarsus Koleji’nde Atatürk’le tanışmış, ondaki tabiat bilgisine ve ilgisine hayran olan bir diğer profesör bu çiçeğe ATATÜRK isminin verilmesini önermiştir. Ve bu öneri dünya nebatat dairesine iletilmiş ve Atatürk’ün yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda oy birliğiyle kabul edilmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde bir çiçeğe adı verilen başka bir lider yoktur! Atatürk çiçeğine o gösterişli görüntüyü veren kırmızı kısımlar, bitkinin çiçekleri değil, çiçeklerin etrafına dizilmiş olan koruyucu yapraklarıdır (brakte). Çiçekler bu yaprakların arasında küçük gösterişsiz sarı-turuncumsu renktedir. Brakteler, sürgün uçlarındaki yaprakların renklenmesi ile oluşmuştur.
BOTANİK 89
Atatürk çiçeği Aralık - Mart ayları arasında çiçeklidir. Çiçeklenme dönemlerinde sıcak ortamlardan hoşlanmaz. 15-20 derecelik sıcaklık yeterlidir ve bu dönemde verilen aşırı su yaprak dökülmelerine neden olur. Çiçeklenme bittikten sonra toprak nispeten kuru bırakılmalı, ilkbahar-yaz aylarında ise daha sık sulanmalıdır. Çiçeklenme öncesi haftada bir kompoze gübre uygulanabilir. Serin bir salonda, aydınlık bir köşede bulundurabilirsiniz. Şimdiki cam balkonlar ise Atatürk çiçeği için en uygunu. Sarı ve Pembe çiçeklileri de var, ama ille de Kırmızı... Saksı değiştirmeleri, her yıl Mart veya Nisan ayında bitki çiçeksiz ve yapraksızken, bitki gövdesi topraktan 10-15 cm yukardan budanarak yapılır. Saksı büyüklüğü, bitki boyu ile orantılı olmalıdır. Budama esnasında elde edilen çelikleri, hemen ılık suya batırıp kuruttuktan sonra dikerseniz yavru bitkileriniz olur. Çeliklerinizin üzerine bir cam kapatarak sera etkisi yaratabilirsiniz. Haydi, bu ay ziyaret edeceğiniz bir dostunuza, hastanıza, yeni mekan açan ya da terfi eden bir yakınıza giderken Atatürk çiçeği götürün ve ona, başka hiçbir dünya liderinin adının bir çiçeğe verilmediğini anlatın. Sevgiyle, dostlukla kalın...
SANAT 90
Hazırlayan-Fotoğraf: Burcu Kartalcıklar
İÇİMDEKİ RESİM AŞKI HİÇBİR ZAMAN BİTMEDİ! “Hayatın en önemli olgusu ‘İnsan’!
Şafak Güngör ATTAROĞLU Ve ona negatiflik hiç yakışmıyor.”
SANAT 91
SANAT 92
SANAT 93 1962’de, Kayseri’de doğdu. Bütün öğrenim hayatı İstanbul’da geçti. İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra evlenip İzmir’e yerleşti. Yerleştiği bu güzel şehir, yoğun geçen öğrenim ve iş hayatı nedeniyle uzun yıllar önce bıraktığı “resim”e tekrar başlamasına neden oldu. “İlgi alanım ‘resim’ ve’ insan’. Kendimi bildim bileli resim yapıyorum. İş nedeniyle ara verdiğim resme 46 yaşımda tekrar başladım. Bu süre zarfında içimdeki resim aşkı hiçbir zaman kaybolmadı. İzmir Atatürk Organize içinde bir sanat atölyesinde resim dersleri almaya başladım. Daha sonra Filiz Pelit’in yanında çalışmalarıma devam ettim ve yaklaşık 5 yıldır onunla beraber çalışmalar yapıyorum. Resim çizmek kolay bir iş değil; doğuştan gelen yeteneği, çeşitli teknikler ile geliştirmek gerekiyor. Yetenek, geliştirilmediği takdirde işe yaramayabilir. Öğrenilen teknik ile yetenek bir araya geldiğinde ortaya güzel bir sonuç çıkar. Bu koordinasyonun oluşması kısa süreli değil. Çokça vakit ve emek harcamak gerekiyor. Mantık ve akıl, bu öğrenim sürecini olumlu yönde etkiliyor. Ben malzeme olarak yağlı boya kullanıyorum. Yağlı boya, ağır ve tok bir malzemedir. Aslında oldukça kaprisli bir boyadır. Yanlış malzemeler ile karıştırılıp harman edilince çamurlaşır ve sonuçta ortaya kötü bir renk çıkar. Akrilik boya ise hem yağlı boya etkisi veriyor, hem kaprisli değil, hem de çabuk kuruyor. Ama ben zoru seviyorum, o nedenle yağlı boyayı tercih ediyorum. Şu an benim için stilimi arama dönemi. Geçen seneye kadar çiçek çalışıyordum, son zamanlarda kelebek figürü çalışıyorum. Kelebeklerimi, Ocak ayında gerçekleşecek olan sergime hazırlıyorum. Bunun yanında doğaçlama ve nü çalışmalar da yapıyorum. Sipariş üzerine pek resim yapmıyorum, sanatseverler çalışmalarıma gerçekleştirdiğim sergilerimden ulaşabilirler. Sanatçının sanatının beslenebilmesi için emeği paraya dönüştürmek gerek.”
SİZDEN 94
Hazırlayan: Sevil Kıraç Balcı
SİZİN KIRMIZINIZ
Decor35 Aralık sayısı konsept rengi kırmızı. Dikkat çekici, çarpıcı, enerji dolu, doğru yerde kullanıldığı zaman ortama güzel bir enerji yayan, cıvıl cıvıl bir renk kırmızı. Kırmızı rengini kimisi çok sever, kimisine de imkanı yok sevdiremezsiniz. Burada kırmızıyı sevenler ile eğlenceli bir köşe hazırlamaya çalıştık. İstedik ki; sizden gelen, sizin için en özel olan kırmızı objelerinizin fotoğraflarını burada yayımlayalım. İşte karşınızda sizin kırmızılarınız! Cazcılar-Neşe Gümüşçüoğlu
Beyoğlu'nda Tramvay Neşe Gümüşçüoğlu
Gelincikler Neşe Gümüşçüoğlu
Benim Ofisim- Moji Dastori Anlatır
SİZDEN 95 Yastık Necla Kirpiksiz
Kırmızı Mask- Pelin Pelis
Mozaikler Deniz Aydoğdu
Ev objeleri-Ergül Baysal En Güzel Bebeğim Nergis Özcan
Aynur-Oktay Yar Kırmızı Tablo
Kırmızı Sır Kullandığım Seramik Pano Melda Başçakır
FiKiR 96
Hazırlayan: Mine Balaban
SÜSLÜ AĞAÇLAR
Yeni yıl geliyor, heyecan dorukta. Evler ışıl ışıl olacak, köpükler ile camlara kapılara ‘Hoş Geldin Yeni Yıl’ yazılacak, minik minik ışıklar yanıp sönecek, hediyeler alınacak, yeni yıl ağacının altına özenle yerleştirilecek. Yeni yıl ağacı çocuksu bir heyecan ile süslenecek. Madem bu sayfada sizlere fikir önerileri veriyoruz, o zaman sizin için yeni yıla özel bir DecorFikir sayfası hazırlayalım. Hep beraber yeni yıl ağacımızın süslerini yine kendimiz yapalım.
Baykuş Modeli:
Kartondan baykuş kalıbı çıkartalım, çıkarttığımız bu kalıbın etrafını yumak ile dolayalım, düğmelerden göz kısmı, keçe parçasından burun kısmını yapalım, asılacak ip kısmını da yaptık mı yeni yıl baykuşumuz hazır bile.
Puantiyeli Süs
Bir fon kağıdına çam ağacı şeklini çizelim, çizdiğimiz şekli çok düzgün bir şekilde keselim, kestiğimiz bu şeklin üzerine istediğimiz renklerde puantiyeler ekleyelim. Yeni yıl ağacımızın puantiyeli süsü artık hazır. Haydi bunu da ağacımıza asalım.
FiKiR 97
Mantar Süs
Aynı boy şişe mantarlarını delelim, bir mantar bir ara boncuk gelecek şekilde dizelim ve deldiğimiz yerden bakır ya da bükülmesi kolay bafon teli geçirelim. Yuvarlak olacak şekilde teli bükelim ve son şeklini verelim. İşte yeni yıl ağacımızın basit ve güzel görünümlü süsü hazır bile.
Kat Kat Süs
Farklı desenlerdeki fon kağıtlarından 3 farklı boyda yuvarlak keselim, her birinin uçlarına makas darbeleri atalım ve bunları yukarı bakacak şekilde kıvıralım, kestiğimiz ve yukarı doğru kıvırdığımız bu 3 parça fon kağıdını küçükten büyüye iç içe geçirelim, asılacak ipini de yapıştırdıktan sonra yeni yıl ağacı süsümüz hazır.