Merhabalar, Uzunca bir aradan sonra yeni dergimizle yeniden karşınızdayız. Şimdiye kadar bülten tarzında çıkan resmi yayın organımız, bundan sonra dişedokunur ismi ile yayınlanacak. Son bültenimizin yayımından bugüne kadar oda gündemimizde pek çok olay yer aldı. Tüm bu gelişmeleri dergimizde bulabilirsiniz. Süreç içerisinde dişhekimliği gündemine damgasını vuran olay; Hükümet’in yanlış diş politikalarına karşı çıkan yargı kararları oldu. Hükümet’in yanlışta ısrarıyla hasıl olan verimsiz uygulamalar, vatandaşın diş çilesini giderek daha da arttırdı. Şimdiye kadar tüm yargı kararlarını pasifleştiren ilgili bakanlıkların, bundan sonra ne yapacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor. İdare Mahkemelerinden başlayan ve yıllar süren mahkemeleşmeler sonucunda sizlerinde malumu üzere Danıştay kararları ve Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte diş tedavisinin ülkemizde devlet tarafından yapılamadığı onandı. Ülke gündeminde yargı kararlarının siyasi yönü tartışıladursun, dişhekimliği ile ilgili yargı kararlarının yerindeliğini tüm taraflar kabul ediyor. Sorun uzayıp giderken, görmeyen göze göstermeye çalışmanın kifayetsizliği; zihnimize nakış, kulağımıza küpe, buyruğumuza acı oluyor. Dişediş çabamız devam ederken sizleri dişedokunur ile baş başa bırakıyorum. Huzurlu, mutlu ve sağlıcakla kalın…
Dişhekimi Umut KURAL Kayseri (Kırşehir, Nevşehir, Niğde) Dişhekimleri Odası Başkanı
dißedokunur
1
2
diĂ&#x;edokunur
01 04 06 07 10 16 18 21 22 24 25 26 30 36 37 38 40 44 46 47 49 52 54
Başyazı Saygı Kuşağı : Habib GÜLERİK Türk Dişhekimleri Birliği Başkanlar Konseyi Trabzon’da Toplandı. CHP’den Toplum Ağız Diş Sağlığına Destek. SGK Yanlışı 7 Ekim Çarşamba günü gün boyu Kayseri Yoğunburç Güven Otoparkındaydık. Danıştay Kararı Danıştay Kararına İlişkin Genelge Yayınlandı. Dişhekimlerinin Özverisi 4 Kasım Eylemi 22 Kasım Dişhekimliği Günü Ziyaretler Seminerler Dişiniz ve Mideniz Ağrıyorsa Kalp Krizi Geçiriyor Olabilirsiniz Prognoz Tam Gün Yayınlandı. Kapak Konusu : Çeyrek Asırlık Birliktelik Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü’nün H1N1 Usulsüzlüğü Özürlülerin Diş Tedavileri, Asgari Ücret Tarifesi Üzerinden Ödenmeye Devam Ediyor. Oda Başkanları Ankara’da Toplandı. Türk Kadını B-Fit’i Çok Sevdi - Ekolojik Ürünlere İlgi Giderek Artıyor. 2010 SUT Taslağı Açıklandı. Duyurular
dißedokunur
3
SAYGI KUŞAĞI
Dergimizin bu sayısında odamız kurucu üyelerinden Habib GÜLERİK’i ağırlıyoruz…
dişedokunur: Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Habib GÜLERİK: 1947 Büyük Toraman doğumluyum. İlkokulu köyümde okudum. Orta ve liseyi Karabük Demir Çelik Lisesi’nde okudum. Liseden sonra iki yıl öğretmenlik yaptım. 1977 Şubat döneminde Gazi Dişhekimliğinden mezun oldum. 1 yıl Kozaklı Sağlık Merkezinde görev yaptıktan sonra askere gittim. 01.01.1980 yılında Kayseri de muayenehanemi açtım ve halen bir fiil muayenehanede çalışmaktayım. Evliyim 2 si kız 3 çocuğum var. dişedokunur: Çocuklarınızın mesleklerini öğrenebilir miyiz? H.G.: Var. Kızlarımın biri Tıp Doktoru, biriside Mimar. Oğlum Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Bölümünde asistan. dişedokunur: Biraz eskilere dönelim… Hijyene dikkat eder miydiniz çalışırken? H.G.: Tabiî ki, yalnız şimdi olduğu gibi değil tabi o zamanlar bu kadar bulaşıcı hastalıklarda yoktu olanlarda yaygın değildi. Eldiven kullanmazdık. Maske kullanmazdık. Hasta bardağı aynıydı, suda yıkar geri koyardık. Enjektörler camdandı, kaynatarak dezenfekte ederdik. Sonralardan kul4
dißedokunur
lanmaya başladık; kullanıp atılan eldiven, bardak, enjektör ve maskeleri…
dişedokunur: Hangi ölçü maddelerini kullanırdınız? H.G.: Ölçü maddesi olarak; stenç, aljinat, alçı
gibi maddeler kullanırdık. Bence totallerde en iyi ölçü beyaz alçı ile alınır ama şimdi kullanılmıyor.
dişedokunur: Laboratuarlar bu kadar yaygın mıydı? H.G.: Sayıları 3–5 tane idi ilk zamanlar… İskeletleri, Ankara’daki laboratuarlara yaptırıyorduk. Dişhekimlerinin muayenehanesinin bir odası laboratuar olurdu yanlarında mutlaka bir teknisyen çalıştırırlardı. İlk üç sene bende yanımda teknisyen çalıştırdım. Teknisyenim ayrıldıktan sonra bir daha teknisyenle çalışmadım. Laboratuara yaptırmaya başladım işlerimi. Kayseri de teknisyensiz çalışan ilk dişhekimiyim. dişedokunur: Sizce laboratuar ve teknisyenlerin mesleğimizdeki yeri nedir? H.G.: Diş teknisyenlersiz ne biz oluruz nede dişhekimsiz teknisyenler. Bizler birer ailenin vazgeçilmez fertleriyiz. Yalnız herkes görevini iyi bilecek. Kimse kimsenin işine müdahale etmeyecek.
Yarım yamalak izleme bilgilerle doktorluk yapmayacaklar. İnsanların sağlığı ile oynamayacaklar üç beş kuruş için. Layığı ile işini yapan diş teknisyenlerinin de her zaman yanında olmalıyız.
dişedokunur: Hastalarınız hakkında görüşleriniz? H.G.: Bizler birer hekimiz, paradan önce sağlık gelir… Yaptığımız müdahale karşısında da emeğimizin karşılığını alırız. Hastalarımız bunu böyle bilmelidirler ama bu her zaman böyle olmuyor hastalarımız bizi esnaf olarak kabul ederek iyi bir işi ne kadar az parayla yaptırırım prensibinden hareketle doktor doktor gezip pazarlık yapıyor. Aslında bu böyle değil… Doktorla hasta arasında para konusu olmamalı, hastalarımız bize inanıp, güvenmelidir. O zaman daha da şık olur kanısındayım. dişedokunur: Protez ve tedavide gelinen son noktayı tanımlar mısınız? H.G.: Mezuniyetimizin ilk yıllarında sabit dişlere metal dişler (Vibla, Altın) ve estetik olarak da veneer kron köprü yapardık. Müteharrik protez olarak metal iskeletli total, parsiyel ya da klasik olarak akrilik malzemeler kullanılırdı. Tedavide ise siman kaideli amalgam dolgular anterior dişlerede plastik ağırlıklı estetik dolgular kullanılırdı. Kanal dolgular ise en az 2–3 seansta bitirilirdi. Gangrenli
dişlerin dolguları ise 5–6 seans sürerdi. Kullanılan aletlerden bahsedeyim biraz; …aeratör yoktu, sonradan kullanmaya başladık. Düşük devirli piyasemen ve angulduruva kullanırdık, gerçi kesimler şimdiki gibi fazla olmazdı ama yinede sıkıntı yaşanırdı susuz çalışıldığı için. Bazı arkadaşlarımız levhalarına aeratör, röntgen alet isimlerini de yazarlardı çünkü bu aletler herkeste bulunmazdı.
dişedokunur: Hayatınızı geri başlatma imkanınız olsa tekrar dişhekimliğini tercih eder miydiniz? H.G.: Evet. Ben bu mesleği seviyorum. Birçok zorlukları olmasına rağmen Dişhekimliğini tercih ederdim. dişedokunur: Dişhekimliğinden maddi olarak kazanç sağladınız mı?
H.G.: Bizlerden öncekiler çok kazanmış olabilirler. Bizlere bu mesleğin sıkıntıları, zorlukları kalmış. Geçimimizi sağlayacak kadar kazandık ama zengin olacak kadar değil. Maddi yönden değil de manevi yönden kazancı daha çok oldu bence. dişedokunur: Kullandığınız diş malzemelerini nereden temin ederdiniz? H.G.: Kayseri de diş depoları vardı o konuda bir sıkıntı yaşamadık. Bazı eksiklerimiz olurdu onları da Ankara, İstanbul gibi illerimizdeki diş depolarından ya da çantacı tabir ettiğimiz kişilerden alırdık. dişedokunur: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. H.G.: Asıl ben sizlere teşekkür ederim. Bana böyle bir fırsatı verdiğiniz için. Allah yar ve yardımcınız olsun.
dißedokunur
5
HABER Türk Dişhekimleri Birliği Başkanlar Konseyi Trabzon’da toplandı. Eylem planlarının da görüşüldüğü toplantı sonrasında 3 Ekim 2009 tarihinde yapılan basın açıklaması ile konsey sona erdi.
Hükümet, tercihlerini halktan ve hekimden yana değil füzelerden yana kullandı.
A
ğız-diş sağlığı göstergeleri, genel sağlığa göre daha kötü olmasına karşın Hükümet yaptığı açıklamalarla bir kez daha ağız-diş sağlığı hizmetlerinin toplumun ihtiyacını karşılayacak şekilde organize edilebilmesini engellemiştir.
den gösterilerek sağlık hakkına ulaşımın engellenmesinin, Hükümetin basit bir bütçe hesabını yapamamasından kaynaklandığına inanmıyoruz. Burada sorun, Hükümetin sağlığa ve özel olarak da ağız diş sağlığına ait sorunları çözmesi gereken problemler olarak, görmemesidir.
Halkımız, vergi ve sağlık primi ödeyerek sağlık güvencesine sahip olsa da, kamu kurumlarındaki yanlış düzenlemelerinin de neden olduğu yetersiz hizmete mahkûm edilmekte ya da kendi maddi olanaklarıyla tedavi olmaya çalışmaktadır. Ekonomik kriz içinde olan halk, tedavi bedelini ödeyecek durumda değildir, bu da hastalıklarının artmasını beraberinde getirmektedir.
Hükümet temsilcileri hiç diş ağrısı çekmemiş olmalılar ki sevk sürelerini 6 aya kadar çıkartmış, ayrıca katılım paylarını da arttırarak sağlığı ulaşılmaz kılmıştır. Korunma kavramını hastalıkların oluşmasını engelleme değil sadece patriyot füzeleri alımı gibi yöntemlerle sınırlayan zihniyet aldığı tasarruf tedbirleriyle geleceğimiz olan çocuklarımızın da tedavi haklarını gasp etmiştir. IMF`in tavsiyeleriyle birkaç kalem hareketiyle bütçeyi denkleştirdiğini zannedenler bu sayıların insan sağlığıyla ilgili olduğunu akıldan çıkarmamalıdır.
Ağız - diş sağlığı ihtiyacını karşılamak, başta muayenehaneler olmak üzere özel sağlık kuruluşlarından da hizmet alınmasıyla mümkündür. Türk Dişhekimleri Birliği`nin çabalarıyla geçtiğimiz yıl başlatılan “Kamunun Serbest Çalışan Dişhekimlerinden Hizmet Alımı” projesi çözüm yolunda yeni olanaklar sunmuştu. Hizmet alımı için bakanlar ve bürokratlar tarihler verip, sözleşme için teknik çalışmalar yapılırken, bir anda bütçe ve kriz ne6
dißedokunur
Dişhekimlerinin taleplerine hiçbir duyarlılık göstermeyen, insan gücü planlaması yapmayan ve dişhekimlerinin coğrafik dağılımını sağlamayan Hükümet yeni dişhekimliği fakülteleri açarak, kontenjan arttırarak işsizliği körüklemektedir. Ağız diş sağlığı sorunlarının çözümünde sosyal
devletin gereği olarak: •
Sağlığa ayrılan bütçe artırılmalıdır.
•
Ağız diş sağlığı temel bir sağlık hakkıdır, ertelenemez.
•
Muayenehanelerimiz bu ülkenin kaynaklarıdır, gözden çıkarılamaz.
•
Kamu, yatırımlarını ihtiyaç olan yerlere yapmalıdır.
•
Kamudaki dişhekimlerimizin haklarını yok eden geleceklerini karartan uygulamalardan vazgeçilmeli, iş güvencesi sağlanmalı ve özlük hakları geliştirilmelidir.
Biz, dün olduğu gibi bugün de politikalarımızı her ortamda dile getirmeye devam edeceğiz. Halkın ağız diş sağlığı hakkının herhangi bir yetkilinin iki dudağı arasından çıkacak bir söze bağlı olamayacağını hukuki mücadelemizle de siyasi mücadelemizle de her alanda göstereceğiz. Halkımızı, meslek örgütlerini, sendikaları, basını ağız-diş sağlığı hakkını arama mücadelemizde beraber olmaya çağırıyoruz.
CHP’DEN DESTEK
CHP Grup Başkanvekili Kemal ANADOL, Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına dilekçe verdi. Öte yandan CHP Adıyaman Milletvekili Şevket KÖSE, Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK hakkında, dişhekimleri ile ilgili yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Yayınlanan Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğleri ile Yargı kararlarının uygulamadığının açıkça görüldüğünü bu nedenle Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK`i mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle görevini kötüye kullanmaktan dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet ettiğini ifade eden Şevket KÖSE, 30.09.2009 tarihinde düzenlediği basın toplantısında ayrıca “AKP iktidarı döneminde sosyal devlet her açıdan aşınmaya uğramış ve sosyal devletin kazanımları birer birer yok edilmiştir. Bu yıkımın en önemli ayağını sağlık sektörü oluşturmaktadır. … Hükümet yalnızca sosyal devleti değil, hukuk devletini de rafa kaldırmaya çalışmakta ve yargı kararlarını uygulama konusunda isteksiz davranmaktadır. Dişhekimi bir milletvekili olarak, dişhekimlerinin ve hastaların aleyhine yapılan uygulamalara, başka bir deyişle hem sosyal devletin hem de hukuk devletinin yok edilmesine sessiz kalmam imkansızdır.” diye konuştu.
dißedokunur
7
CHP Adıyaman Milletvekili Şevket KÖSE’ nin basın açıklaması; Değerli Basın Mensupları, AKP iktidarı döneminde sosyal devlet her açıdan aşınmaya uğramış ve sosyal devletin kazanımları birer birer yok edilmiştir. Bu yıkımın en önemli ayağını sağlık sektörü oluşturmaktadır. Son olarak hastaların ve eczacıların aleyhine yapılan ve 1 Ekim’de yürürlüğe girecek uygulamaları yakından takip etmekteyiz. Hükümet yalnızca sosyal devleti değil, hukuk devletini de rafa kaldırmaya çalışmakta ve yargı kararlarını uygulama konusunda isteksiz davranmaktadır. Diş hekimi bir milletvekili olarak, dişhekimlerinin ve hastaların aleyhine yapılan uygulamalara, başka bir deyişle hem sosyal devletin hem de hukuk devletinin yok edilmesine sessiz kalmam imkansızdır. Ekonomik krizin ülkemizi etkilemediği masalının Hükümet tarafından anlatılmasına rağmen, gerçeklerin bunu yansıtmadığı ortadadır. Üstelik bu krize feda edilenler maalesef gemicikler ve benzeri görülmemiş biçimde verilen kredilerle alınan medya şirketleri değil; halkın sağlığıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer DİNÇER’in ağız ve diş sağlığını ekonomik krize feda ettiklerini itiraf ettiği açıklaması hem bir talihsizlik hem de genel tablonun özetidir. Değerli Basın Mensubu Arkadaşlarım, 25 Mayıs 2007 tarihli Resmi Gazete’de Tedavi
Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanmış ve Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Diş Tedavisi başlıklı maddesinde serbest dişhekimine sevk edilen devlet memurları ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin kendilerine ödenmesi konusunda sınırlamalar getirilmiştir. İzmir Dişhekimleri Odası’nın başvurusu üzerine, Danıştay 2. Dairesi 26 Mart 2008 tarihli kararı ile sınırlama getirilen hükümler için yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Bunun üzerine Bakanlık 23 Ekim 2008 tarihli Resmi Gazete’de Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’ni yayınlanmış ve Danıştay kararı doğrultusunda işlem yapılacağı, başka bir deyişle miktar sınırlaması getiren hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Basının Değerli Temsilcileri, Belirtilen kararın üzerine, Hükümet’in yargı kararlarını hiçe sayması gecikmemiştir. Şöyle ki 07 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir tebliğ ile yani en son yayınlanan tebliğden yaklaşık 3 ay sonra, tekrar sevk yasağı getirilerek Danıştay kararını hiçe sayan bir düzenlemeye gidilmiştir. Danıştay 2. Dairesi bu sefer de yeni yayınlanan tebliğin yürütülmesi durdurmuştur. Oysa Hükümet yargı kararlarını hiçe saymakta ısrarlıdır. Son olarak 05.09.2009 tarihli Resmi Gazete’de yeniden sevk yasağı getirilmiştir.
2007 Mayıs’ından bugüne süren mücadeleden de anlaşılacağı gibi, Hükümet dişhekimleri ve hastaları, hatta sosyal devlet ile hukuk devleti akkında hiç de iyi şeyler düşünmemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kötü gidişin peşindeyiz. Sosyal devletin hiçe sayılmasına ve hukuk devletinin ayaklar altına alınmasına izin vermeyeceğiz. Yayınlanan tebliğler, hukuk devleti ile alay etmekten başka bir anlama gelmemektedir. Türk Ceza Kanunu’na göre; yargı kararlarını uygulamamak suç teşkil etmektedir. Yayınlanan tebliğler ise bu suçun aletleri olmaktadır. Basının Değerli Temsilcileri, Yargı kararlarının uygulamadığı açıkça görülmektedir. Bu nedenle diş hekimi ve Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman Milletvekili olarak Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK’i mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle görevini kötüye kullandığından dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet etmekteyim. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağız, ağız ve diş hastaları ile diş hekimlerinin haklı mücadelelerinde yanlarından ayrılmayacağız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkın sağlığının ve haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Kamuoyunun bilgilerine sunar, katılımınız için teşekkür ederim.
CHP Adıyaman Milletvekili Şevket KÖSE’ nin dava dilekçesi; ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA ŞİKAYETÇİ
: ŞEVKET KÖSE (TC Kimlik No: 10807484002)
SANIK
TBMM Adıyaman Milletvekili-ANKARA : Mehmet ŞİMŞEK
Maliye Bakanı
SUÇ
: Görevi kötüye kullanma (Mahkeme kararını yerine getirmeme)
SUÇ TARİHİ
: 05.09.2007
25.05.2007 tarihli Resmi Gazetede 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği yayınlanmış ve Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Diş Tedavisi başlıklı 5.2. maddesinde serbest dişhekimine sevk edilen devlet memurları ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin kendilerine ödenmesi sırasında miktar sınırlamaları getirilmiştir. 8
dißedokunur
Danıştay 2. Dairesinin 2007/2863E sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan davada 26.03.2008 tarihli karar ile bu miktar sınırlaması getiren hükümleri hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. 23.10.2008 tarihli Resmi Gazetede 6. sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği yayınlanmış ve Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Diş Tedavisi başlıklı 5.2. maddesinin 5.2.7. maddesinde yukarıdaki paragrafta bahsedilen Danıştay kararına atıf yapılarak konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar bu Danıştay kararı doğrultusunda işlem yapılacağı yani miktar sınırlaması getiren hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Daha sonra 07.02.2009 tarihli Resmi Gazetede 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği yayınlanmış ve 2. maddesi ile 23.10.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6. sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nin 5.2. ve 2.7.7. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Danıştay 2. Dairesinin 2009/756E dosyası üzerinden verilen 29.05.2009 tarihli karar ile 07.02.2009 tarihli Resmi Gazetede 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinin 2. maddesinin yürütülmesi durdurulmuş ve böylece 23.10.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6. sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nin 5.2. ve 2.7.7. maddeleri yeniden yürürlüğe girmiştir. Son olarak 05.09.2007 tarihli Resmi Gazetede 11 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği yayınlanmış ve 2. ve 3. maddeleri ile 23.10.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6. sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nin 5.2. maddesi yeniden yürürlükten kaldırılmıştır. Bu aynı zamanda Danıştay 2. Dairesinin 2009/756E dosyası üzerinden verilen 29.05.2009 tarihli yürütmenin durdurulması kararının ihlali mahiyetindedir. Bu şekilde sanık mahkeme kararını yerine getirmeyip, mahkeme kararının uygulanmasını engelleyecek şekilde tebliğ yayınlayarak görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak işlediği suçtan dolayı cezalandırılması amacıyla ceza davası açılmasını arz ederim. EKLER:
1.
Danıştay 2. Dairesinin 2007/2863E sayılı dosyası üzerinden verilen 26.03.2008 tarihli yürütmenin durdurulması kararı.
2.
Danıştay 2. Dairesinin 2009/756E sayılı dosyası üzerinden verilen 29.05.2009 tarihli yürütmenin durdurulması kararı.
3.
07.02.2009 tarihli Resmi Gazetede 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği
4.
05.09.2007 tarihli Resmi Gazetede 11 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği
7 Şubat 2009 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27134
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığından: TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 8) 2. Tebliğin “Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi” başlıklı 5.2 nci maddesi ve 2.7.7 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
5 Eylül 2009 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27340
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığından; TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 11) 2- “Hasta sevk işlemleri ve tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin “Hasta yollama (hasta sevk) kağıdına ilişkin işlemler” başlıklı (7) numaralı fıkrasının; (7) numaralı bendi yürürlükten kaldırılmış, (8) numaralı bendinin bent numarası (7) olarak, (9) numaralı bendinin bent numarası da (8) olarak değiştirilmiştir. 3- “Diş tedavileri” başlıklı 5 inci maddesinin “Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi” başlıklı (2) numaralı fıkrası ile 7/2/2009 tarihli ve 27134 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan (8) Sıra No’lu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinin 2 nci maddesi yürürlükten kaldırılmış ve 5 inci maddesinin “Resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi” başlıklı (1) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. “5.1.8. Diş tedavisi amacıyla özel sağlık kurum ve kuruluşları ile serbest diş hekimliklerine sevk yapılmayacaktır. Diş tedavileri, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği ve Tebliğ hükümleri çerçevesinde resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında sağlanacaktır.”
dißedokunur
9
SGK YANLIŞI
Özelden hizmet satın alımı için süren 1 yıllık çalışmaların sona geldiği noktada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın elim söylemi karşısında odamız derhal bir basın açıklaması yaparak kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı. BASIN AÇIKLAMASI
alakası olmadığını hatırlatırız.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER, özel bir televizyon kanalına yapmış olduğu açıklama ile; Kriz, bütçe açığı ve kurumlardaki sorunlar nedeni ile diş tedavilerinde çilenin devam edeceğini belirtmiştir. Çok büyük harcamaların olduğu sağlık sektöründe yeni bir harcama kapısı açamayacaklarını sözlerine ekleyen Sayın DİNÇER’ e, sağlığın bir bütün olduğunu, şu şu dallarda hizmet veririm. Paramın ve becerimin yetmediği noktada ise hizmet vermem, anlayışının ne adaletle ne de kalkınma ile
Kendilerini daha yeterli hissettikleri zaman bu sorunun çözülebileceğini ifade eden Sayın Bakandan, yeni başladığı Bakanlık görevini, kendisini yeterli hissedenlere devretmesini istirham ederiz. Kişilerin hayatını, beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesinin sağlanması devletin anayasal görevi iken AK Parti Hükümeti’nin problem çözmedeki yetersizliğinden ötürü, görev yapmaktan ziyade, görevden kaçmayı kendisine düstur edinmesi karşısında şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz.
mızın umutsuz beklentilerini sonlandırmaları gerekmektedir. Önümüzdeki günlerde; Adalet karşısında direnenlerle uzlaşı sağlamak yerine, hüküm ve eylemle hak alma yolunu seçmek zorunda kalacağız. Adaletin yerini bulmasını bilinçli olarak geciktirenlerin, demokrasi ile silineceklerini hatırlatır, konuyu kamuoyunun takdirine sunarız.
Bu vesileyle üzülerek belirtmek isterim ki; son bir yıldır diş tedavi imkanı bekleyen hastaları-
Dişhekimi Umut KURAL Kayseri Dişhekimleri Odası Başkanı
Basın açıklaması sonrasında ise ilgili bakanlıkların çıkarmış olduğu tebliğ ve genelgelerin iptali için dava açtık. ANKARA DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA Gönderilmek Üzere KAYSERİ NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE Yürütmenin Durdurulması Taleplidir. DAVACI
: KAYSERİ DİŞ HEKİMLERİ ODASI.
Cumhuriyet Mah. Kaleönü Cad. Vakıf Bayrampaşa İşhanı No:50/202 KAYSERİ
VEKİLİ
: AV. DUYGU ORTAKÖYLÜOĞLU-adres sayfanın altındadır.
DAVALI
: SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI-BALGAT / ANKARA
DAVANIN KONUSU : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 07.09.2009 tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı Danıştay Kararı konulu Genelge’nin 1.maddesinin a bendinin birinci cümlesi ile ve genel olarak eksik ve hatalı düzenleme ile Genelge’nin tümünün, yürütmesinin durdurulması ile iptali talebinden ibarettir. 10
dißedokunur
YAYIM TARİHİ
: 07.09.2009
AÇIKLAMALAR : Müvekkil Kayseri ili Diş hekimleri odası Anayasal bir kuruluş olup Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu ile oluşturulan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu statüsünde bulunmaktadır. Kendi tüzüklerinin ve yasal mevzuatlarının verdiği yetki gereği üyelerinin hak ve menfaatlerini her türlü hukuki yolları kullanarak korumakla görevli bulunmaktadır. Bu sebeple de Anayasal temel haklardan olan öncelikle Anayasa’nın 17.,56.65. maddelerinin ihlali sebebiyle SOSYAL HUKUK DEVLETİ ilkesine aykırı olarak İdarenin yargı denetimine karşı kesin hüküm teşkil eden ve emsal iptal kararlarına karşı yukarıda iptali ve yürütmesinin durdurulması Yüksek Mahkemenizden talep edilen Genelgenin aşağıda ayrıntılı açıklanacak sebepler nedeniyle öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir. Şöyle ki; 1-) Öncelikle iş bu iptali istenen genelgenin düzenlenme geçmişi hakkında bilgi verilecek olursa; Türk Diş hekimleri Birliği tarafından davalı kurum aleyhine açılan dava neticesinde, Danıştay Onuncu Dairesinin 25.11.2008 tarih ve 2008/9164 E. sayılı kararı ile ‘29.09.2008 tarih ve 27012 mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin (8.2) numaralı maddesinin 8. fıkrasında yer alan “Serbest diş hekimlikleri, Kurumla sözleşmesiz resmi sağlık kurum veya kuruluşları veya özel sağlık kurum veya kuruluşlarındaki teşhis, tedavi veya proteze ilişkin bedellerin ödenmesinde, SUT eki EK–7 Listesinde yer alan fiyatlar esas alınır.” kuralının ve 24.1.1.3.1 maddesinde yer alan “(diş tedavileri EK–7 Listesine) göre faturalandırılır.” ibaresinin, yürütümü durdurulmuş olması nedeniyle; davalı kurum tarafından 28.01.2009 tarih ve 2009/18 sayılı Genelge yayımlanarak serbest diş hekimlikleri, Kurumla sözleşmesiz resmi sağlık kurum veya kuruluşları veya özel sağlık kurum veya kuruluşlarındaki teşhis, tedavi veya protezlerin Kurumca ödenecek bedelleri Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca yeniden belirleninceye ve serbest diş hekimi muayenehaneleri ile sözleşme yapılıncaya kadar, anılan tebliğin “8.2.Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi” baslıklı maddesi yürürlükten kaldırılmış ve 24.1.1.3.1 maddesinin son cümlesi “SUT eki EK-8 listesinde yer alan tutarlar üzerinden ücretlendirilir.” şeklinde yeniden düzenlendiği bildirilmiştir. Yine 31.01.2009 tarih ve 27127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008 yılı Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile de aynı yönde düzenleme yapılmıştır. Bu kez Isparta Diş Hekimleri Odası tarafından davalı idare aleyhine açılan dava neticesinde Danıştay Onuncu Dairesinin 14.07.2009 tarih ve 2009/3984 E.sayılı kararı ile ‘31.01.2009 tarih ve 27127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008 yılı Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin yürütülmesinin durdurulmasına’ karar verilmiştir. Davalı idare iptali istene düzenleme1 ile genellikle yapılan işlemlerin tamamen dışında bir işlem tesis ederek; esasen yukarıda bahsi geçen yargı kararlarının hukuken aykırı olduğunu ve fakat İdari Yargılama Usulü Kanunu gereği yargı kararının uygulanması zorunluluğu gereği bu düzenlemeyi yaptığını belirtmektedir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 72. maddesi gereği ağız ve diş sağlık hizmetleri dahil davalı kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerinin belirleme yetkisi Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonuna verilmiş olması, 73 üncü maddesi gereği acil haller dışında sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından kişilerce satın alınan sağlık hizmeti bedellerinin davalı kurumca ödenmesi mümkün kılmamaktadır. VE FAKAT UNUTULMAMALIDIR Kİ; İdarece hukuka uygunluğu konusunda kesin kanaatleri oluşmadan işlem tesis ettiği işlemin gerekçesi bir yargı denetimi kararıdır. VE YARGI KARARLARI SADECE SONUÇLARI İTİBARİYLE DEĞİL TÜM YASAL VE SOMUT GEREKÇELERİ İLE DE İDARE İÇİN BAĞLAYICIDIRLAR. Yani yargı kararlarının gerekçeleri kararın vazgeçilmez ve uyumu zorunlu olan unsurlarındandır. 2-) Dava konusu Genelgenin 1.maddesinin a bendine göre, ağız ve diş sağlığı hizmetleri için özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan tedavi giderlerinin ödenebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi şatı getirilmiştir. İlk şart; diş tedavisinin niteliğine göre tedaviye 60-90-180 gün içerisinde başlanamayacak olması;ikinci si;bu duruma resmi sağlık kurulu tarafından içinde diş hekiminin de bulunduğu bir sağlık kurulu raporu ile karar verilmesi gerekliliğidir. Düzenleme altına alınan bu iki koşul da ;diş tedavisi gereksinimi duyan hastaların diş tedavisi sağlık hizmetine erişiminin engellenmesi ve zor koşullar altına sokulması biçimindedir. Yargı kararlarının UYGULANMAKTAN KAÇINMA ve İLGİLİLERİN SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞMASININ ENGELLENMESİ amacıyla gerçekleştirildiği de düşünülürse öncelikle bu genelgenin yürütmesinin durdurulması ve genelgenin bahse konu maddesinin bu hali ile de iptali ŞARTTIR. Davalı idarenin yargı kararları aleyhine işlem yapmak yerine ilgisi ve bizzat yetkilisi olduğu ve kurumundan engellenme ve zorlama değil destek ve hizmet bekleyen vatandaşlarının aleyhlerine olacak şekilde engelleri kaldırmak yerine neredeyse bahse konu diş tedavisi sağlık hizmetlerine erişimin hem önünü açar gibi görünmekte ve fakat yasal olmayan süreli düzenlemeler ile de işlemin fiiliyatta uygulanması güç bir hale sokarak yine kendisinden beklenen engelleri kaldırıcı düzenlemeleri yapamamaktadır.ANAYASA’NIN 138.MADDESİ GEREĞİ HAKKIN ÖZÜNÜ ORTADAN KALDIRAN VE YARGI KARARII FİİLEN ETKİSİZ KILAN KAMU GÖREVLİLERİNİN ADETA SUÇ TEŞKİL EDEN BU BAHSE KONU İŞLEMİN İPTALİ GEREKMEKTEDİR. 3-) Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin resmi sağlık kurumlarında sağlık personeli sayısındaki sayı olarak eksiklik nedeniyle düzgün bir biçimde sağlanamadığı bilinen bir gerçek olup, bu sorunun bir gereği olarak hastaların resmi sağlık kurumları dışına yani özel sağlık kuruluşları ile serbest diş hekimlerine sevki yapılmaktadır. Fakat davalı kurum tarafından bir yandan bu gibi yasal düzenlemeler yapılırken; bir yandan sağlık hizmetlerine erişimin sağlanmasını engelleyici, sağlık sektöründe bahsi olmayan, MAKUL OLMAYAN zorlaştırıcı ve daha önce kanuni yasal herhangi bir düzenlemeye sahip olmayan yeni süreler öngörülmektedir. Bahse konu yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep ettiğimiz bu sürelerin daha evvelki dava konusu düzenlemedekinin iki katı artırılmış olması da tek başına davalı kurumun bu husustaki zihniyeti ve anlayışını ve kastını da ispatlamaktadır. “…Ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddesinde ‘Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur’ hükmü doğrultusunda Kurumumuz kapsamındaki kişilerin ağız ve diş sağlığı hizmetleri için özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan tedavi giderlerinin ödenebilmesi için aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.“ 1
dißedokunur
11
4-) İdarelerin kanunla verilen düzenleme yetkisinin genel ve sınırları belirsiz olmayan ve tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olduğu temel idare hukuku kuralı yanında husumet yöneltilen idarenin yetkilerini hukukun temel ilke ve esaslarına uygun kullanmadığı da açıkça ortadadır. Yasa veya yasama organı tarafından gerçekleştirilmesi gereken bir işlemin idare yani yürütme organı tarafından sıklıkla karşılaşılan ve hukuka aykırı bir biçimde gerçekleştirilmesi hukuka ve adalete olan ve devletin yasama organına olan güveni zedelemektedir. İdarenin sadece uzmanlık ve teknik konularda yasama organının kararlarını düzenleyici ve tamamlayıcı düzenlemeler yapması gerekliliği bir kez daha düşünülürse somut dava konusu idarenin başlı başına yasa ile ve yasama organı tarafından sağlık ve tedavi hizmetlerine ilişkin başlı başına bir politikayı içeren yasal düzenlemenin yürütme organı olan davalı idare tarafından gerçekleştirilmesi tek başına dahi idari olarak hukuken işlemin iptalini gerekli kılan yetki gaspı biçimindedir. İdarenin yapmış olduğu yasal ve ilgili tuttuğu resmi kurumlarını da bağlayıcı bir biçimde yapmış olduğu yasal düzenlemenin hem usulen hem de şekli unsurlar yönünden hukuka uygunluğu elbette ki şarttır. Ve fakat bahse konu idarenin yapmış olduğu işlem zorunluluk gereği ve yasal olmadığı kanaati ile yapılmış bir düzenlemedir.Kİ İDARİ İŞLEMİN HUKUKA UYGUNLUĞU DENETİMİNİ her ne kadar Genelge’yi düzenleyen idare bu hususa ikna olmamış olsa da yetkili kurum olan Yüksek DANIŞTAY BAŞKANLIĞI gerçekleştirmiştir. 3-)Davalı idarece iş bu iptali istenen Genelge ile yapılan düzenleme temel olarak öncelikle Anayasa’nın 2.,5.,17. Maddelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.Özellikle Anayasa’nın 56.maddesinde “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.“Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.” Hükmü düzenlenmiş ve yine Anayasa’nın 60.maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” yapılan bu düzenleme ile devletin sağlık konusundaki sorumlulukları açıkça belirtilmiştir. Bu sebepler nedeniyle anayasal hak olan tedavi ve diş tedavisi hususunda idarenin içerisinde olduğu bu hukuka ve anayasal ilkelere aykırı düzenleme yapma anlayışı tarafımızdan kabul edilmemektedir. Yasayla belirlenmesi anayasal bir düzenleme olan özlük hak ve yükümlülüklerin idarenin sınırlı ve tamamlayıcı hak ve yetkisi ile nasıl düzenleme konusu yapıldığı da şaşırtıcıdır. Devlet yönetiminin çalışanlar, emekliler ve onlarında bakmak yükümlü oldukları kişilerin duydukları sağlık gereksinimlerini bilimsel gereklilikler dışında bir sınırlamaya tabi tutması ve sadece bu hususun gerekçesinin maddi yönüyle ele alınıyor olması ve normlar hiyerarşisindeki uyuma dahi dikkat edilmeksizin idari işlemler yapılması tümüyle hukuka aykırıdır. 4-)Danıştay İkinci Dairesinin 29.05.2009 tarihli ve 2009/756 Esas sayılı kararında da belirtildiği gibi diş rahatsızlığının acil ve zorunlu bir tedavi gerektiren hizmet olarak görülmemesi ve diş rahatsızlığı olan ilgililerin serbest diş hekimlerince tedavisinin yapılmasının kısıtlanması veya diş rahatsızlıklarına sadece kamu kurumları olan resmi sağlık kuruluşlarında tedavi imkanı verilmesi veya bu hususta özele sevk için şartların ağırlaştırılmış olması diş rahatsızlığının ikinci sırada öneme sahip ve resmi kuruluşça ne zaman (uygun görülen randevuya göre)yapılabilecekse o zaman yapılacak bir tedavi türü gibi, ikinci planda tutulabilecek daha çok keyfi veya estetik amaçlı yani ZORUNLU VE ACİL OLMAYAN bir tedavi gibi görülerek yapılan bu düzenlemelerde unutulmamalıdır ki; diş ve diş etleri ve ağız sağlığı tedavilerinin yerinde ve zamanında gerçekleşmemesi halinde ORGAN KAYBI ve AĞIZ DİŞ SAĞLIĞINDA TEDAVİSİ İMKANSIZ ve tüm beden sağlığını da etkileyecek olumsuz ve istenmeyen sonuçlar görülecektir. 5-) Davalı idare kişilerin diş tedavilerine 60-90-180 gün içerisinde başlanamayacağına sağlık kurulu tarafından karar verilmesini düzenlemiş olup Sağlık kurullarının aşağıda verilen yasal düzenlemesi gereği de yapılan bu düzenlemenin fiiliyatta ne kadar işlev göstereceği de Yüksek Mahkemenizce anlaşılacaktır.
YATAKLI TEDAV KURUMLARI İŞLETME YÖNETMELİĞİ MD.22: 3 - SAĞLIK KURULLARI (DEĞİŞİK MADDE RGT: 05.05.2005 RGNO:25806) Madde 22 - Sağlık kurulları tek tabibin yetkisi dışında kalan hususlarda veya mevzuatta sağlık kurulu raporu öngörüldüğü hallerde, kişilerin sağlık durumları hakkında karar vermeye yetkili organlardır. (DEĞİŞİK FIKRA RGT:06.04.2006 RGNO:26131) Tedavi, hastalık bildirir, istirahat, ortez-protez için gerekli sağlık kurulu raporları; var ise ilgili daldan üç uzmanın katılımı ile, aynı dalda üç uzman bulunmaması halinde ise ilgili dal uzmanı ile birlikte öncelikle bu uzmanlık dalına en yakın uzmanlık dalından olmak üzere, baştabibin seçeceği diğer dallardan uzmanların katılımı ile üç uzman tabipten oluşturulacak sağlık kurulunca verilir. (EKLENMİŞ FIKRA RGT:06.04.2006 RGNO:26131) İlaç kullanımı ve katkı payı muafiyeti için gerekli sağlık raporları, her yıl bütçe uygulama tebliğinde belirlenen esas ve usullere göre verilir. Durum bildirir sağlık raporları için; kurumda en az üç ayrı dal uzmanının bulunması, varsa bu kurula iç hastalıkları, genel cerrahi, göz, kulak burun boğaz, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının dahil edilmesi, ayrıca, raporun kullanılacağı iş veya yerin özelliğinin gerektirdiği dal uzmanının veya uzmanlarının bulunması zorunludur. Bu uzmanlık dallarından herhangi birinin bulunmadığı hallerde bunun yerine veya çok çeşitli dal uzmanlarının bulunduğu yataklı tedavi kurumlarında da bunlara ilaveten kurula iştirak edecek diğer uzmanları baştabip tespit eder. Bünyesinde iç hastalıkları, genel cerrahi, göz, kulak-burun-boğaz, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları bulunan ve bu uzmanların katılımıyla sağlık kurulu/kurulları teşekkül edebilen sağlık kurumları tam teşekküllü hastane sayılır. Eğitim hastanelerinde sağlık kurullarına şefler, bulunmadığı zaman yerine şef yardımcıları girerler. Özel dal hastaneleri sağlık kurulu ana daldan en az üç uzmanın/başasistanın iştiraki ile oluşur. Ana dalda üç uzman bulunmadığı hallerde kurul, baştabi12
dißedokunur
bin seçeceği diğer uzmanlarla tamamlanır. Kurul başkanı baştabiptir. Bulunmadığı zaman başkanlığı baştabibin görevlendireceği bir üye yapar. Sağlık kurulu kararları çoğunlukla alınır. Eşitlik halinde kurul başkanının katıldığı görüş kararlaştırılmış sayılır.” İş bu yönetmelik maddesinden de anlaşılacağı üzere; kurulda bulunan uzman tabiplerin hiç birini uzmanlık alanlarının diş sağlığı olmadığı ve kurula katılacak olan diş hekiminin bu tedavi süresi hakkında vereceği bilgi konusunda ne kadar ikna olarak bahse konu sevke izin verecekleri de müsemmadır. Bu nedenle tesis edilen işlemdeki imkânsızlığın davalı kurumca da çok iyi bir biçimde bilindiği ve bu düzenlemenin hizmetin daha iyi yürütülmesi ile bir alakasının olmadığı da belli bulunmaktadır. Yüksek mahkemenize önemle ve saygıyla bildirilmelidir ki;davalı kurumun tüm gayreti sanki; adeta kişilerin diş tedavisini resmi kurumlardan sağlanmasının önünü kesmek ve alacakları sağlık kurulu raporunun bekleme süresinin uzunluğu ve çoğu zaman fiiliyattaki imkansızlığı sebebiyle ve acil rahatsızlıklara cevap vermemesi sebepleriyle kişilerin diş tedavilerinin ücretlerini ceplerinden karşılamalarını sağlamaya ve ekonomik olarak yapmakla görevli olduğu edimi yapmamaya yöneliktir. 6-)Kamuda hizmet yapan sağlık kuruluşları ve bünyesinde çalışan hekim ve personel sayısı ile diş tedavisi ve ağız diş sağlığı tedavisi olacak hasta kapasitesi düşünülecek olursa; kamuya ait sağlık kurumlarında gerekli ve ağız ve diş sağlığı tedavisinin sağlıklı bir biçimde yapılamayacağının da ispatı çok zor olmayacaktır. Ekte örnek olarak yüksek mahkemenize sunulduğu üzere T.C.Sağlık Bakanlığı Kayseri Nimet Bayraktar Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin resmi internet sitesinden (http://www.kayseridis.gov.tr/default.asp?)elde edilen hastanenin klinik istatistikleri ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin 2008 yılı için yapmış olduğu istatistik çalışması teknik olarak bu hususta bilgi verecektir. 7-) Şu an ki mevcut durum itibariyle müvekkil oda adına 05.09.2009 tarihli 27340 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 11 Sıra Nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nin haricen iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını talep etmiş bulunmaktayız. İş bu iptalini talep etmiş olduğumuz yasal düzenleme ile Maliye Bakanlığı’na husumet yöneltmekte bulunmaktayız. Bu tarafımızdan daha evvel iptali talep edilmiş olan tebliğde tüm Danıştay yargı kararlarının aleyhine olacak şekilde diş tedavilerinin sadece resmi devlet sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacağı kesin ve kati bir dille düzenlenmiş bulunmaktadır.Oysa iş bu dilekçemiz ile iptalini talep etmiş olduğumu davalı kurumun düzenlediği genelge de ise yargı kararlarına sözde bir uyum sağlanarak talebimiz olan özel sektöre sevkin önü açılırmış gibi yapılarak farklı türde engeller konulmaktadır.Anayasal Hukuk devleti ilkesi gereği ülkemizdeki Kanuni ve yasal düzenlemelerde tek bir yeknesaklık uyum gerekmektedir. Her yasal düzenleme farklı bir dil ve anlayış ile farklı şekillerde düzenlemeler yapar ise o zaman vatandaşı ve devletten hizmet bekleyen sektörlerin hukuka ve adalete inançları zedelenme göstermektedir. 8-)Müvekkil oda kuruluşu nezdinde tüm Türkiye çapında gerek özel sektör kuruluşu olarak hizmet veren ve gerekse özel muayenehanelerinde hizmet vermekte olan diş hekimlerinin duygu ve düşüncelerine iş bu dava dilekçesi ile de tercüman olmak gerekirse ve bu hususların da Yüksek Mahkemenizce bilinmesinin önemli olduğu naçizane kanaati ile; özel sektörden hizmet alımı yoluyla gerçekleştirilecek olan ve halk arasında özele sevk olarak adlandırdıkları düzenlemenin hukuki olmayan gerekçe ve sebeplerle kaldırılmasından dolayı diş hekimleri maddi olarak zarar görmektedirler. İdarenin emsal Danıştay kararlarındaki savunmaları doğru tetkik edilirse görülecektir ki; idare kendi sorumluluğunda olan hizmet alımı yoluyla gerçekleştirdiği hizmetin kontrol ve denetim mekanizmasını düzenli ve iyi bir biçimde işletememekten kaynaklanan problemlerin sonuçlarını tüm diş hekimlerine mal ederek, mağdur olmalarını önemsemeksizin acele bir yasal düzenleme ile hizmet alımı uygulamasını kaldırarak geri dönülmez ve telafisi imkânsız neticelere sebep olmaktadır. Asgari ücret uygulaması olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin idarece revizyonu ve bu uygulamanın adaletli ve tek elden sağlanması beklenirken, düzenlemenin hukukileşeceği ve yaşanan sorunların ortadan kalkacağı düşünülürken idarece aksine bir düzenleme ile yapılandırılacak ve geliştirilecek düzenleme tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu hususlardaki çelişkilerin ve kafalardaki güvensizliğin de ortadan kaldırılması gerekmektedir.Ki kaldı ki toplum genelinde ağız ve diş sağlığına erişimin her türlü ve en ekonomik yönü diş hekimi muayenehanelerinin ve özel sağlık kuruluşlarının ağız ve diş sağlığı hizmetlerine katılımının sağlanması ile mümkün olacaktır. 9-)Dava konusu işlemin iptali talebinin toplumsal gerekçelerinden bir tanesi de; diş hekimlerine tüm Türkiye çapında kısa vadede hizmet alımının başlayacağı yönünde izlenim yaratılması ve hatta devlet büyüklerinden Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’la ile İstanbul’da görüşme yapılmış ve Başbakan görüşmede; muayenehanelerin de bu ülkenin kaynağı olduğunu ve onları önemsediğini, hizmet alımı konusunu Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme getireceğini ve gerekli görevlendirmeleri yapacağını söylemişti. Bunun üzerine konuyla ilgili olarak görevlendirilen AKP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt’un Maliye, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları ile yaptığı görüşmelerden sonra SGK ve TDB yetkilileriyle teknik çalışmalara başlanmıştı. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de 29 Ocak 2009 tarihinde bir açıklama yaparak çalışmaların Mart ayında tamamlanacağını, hizmet alımına Nisan ayında başlanabileceğini belirtmiş, 20 Mart 2009 tarihinde yapılan TDB Başkanlar Konseyi toplantısında da SGK Başkan Vekili Fatih Acar, MEDULA’yla ilgili çalışmaların sonuna gelindiğini, diğer teknik alt yapı çalışmalarının Ağustos ayında bitirilip Eylül ayında hizmet alımına başlanabileceğini açıklamıştı. Aynı günlerde, bazı gazete ve yayın organlarında, hizmet alımının Ağustos 2009’da başlayacağına ilişkin haberler yayınlanmıştı. Hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar ve tüm bu gelişmeler kamuoyunda, diş hekimlerinde ve müvekkil oda gibi meslek kuruluşlarında büyük bir beklentiye yol açmışken, gelinen noktada herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi aksine düzenlemelere de devam edilmektedir. Verilen sözlerin ve yapılan açıklamaların hiçbir değeri olmadığı ortaya çıkmıştır. Sosyal hukuk devletinde, idarece getirilen düzenlemelerin bireylerin insanca yaşayabilmelerine yönelmesi gerekir. Davalı Kurumun DİŞ TEDAVİSİNİ ikinci planda yapılsa da olur yapılmasa da olur, lüks, estetik amaçlı ve acil ve de zorunlu olmayan bir tedavi biçimi gibi tanımlayan ve hak mahrumiyetleri ve organ kaybına dahi yol açabilecek türden ihmali de içeren işbu düzenlemesi ise sadece bürokratik işlemlerle ve düşünülmeden gerçekleştirilmiştir. Kamu yararına ve sosyal güvenlik hakkına aykırılık taşıyan ve vatandaşların acil ve seri olarak tedaviye ulaşmalarını engelleyerek, ileride telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebep olan dava konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir. Dava konusu düzenleme ile diş tedavisinde resmi sağlık kurumlarında sayı ve teknik olarak yetersiz sağlık ve tedavi hizmetinin ne zamanında ne yerinde ya-
dißedokunur
13
pılamayacak olması ve serbest diş hekimine ücretini ödeyerek tedavi olan örneğin bir devlet memuru ile ücretini ödeyemeyen ve resmi kuruluşta tedavisi için öngörülen 30.60.90 günlük veya daha uzun tedavi sürelerinde yine yasal ve insani olmayan süreleri beklemek zorunda kalan iki devlet memuru arasında esasen HUKUK VE SOSYAL DEVLET ilkeleri gereği olması gereken EŞİTLİK VE ADALET sağlanamamakta ve mağdur olan tarafa olacak türden eşitsizlik iş bu düzenleme ile meşrulaştırılmaktadır. İptali istenen tebliğ hükümleri İdari düzenlemelerin yani idari işlemin taraflar arasında eşitliği ve hakkaniyeti sağlaması gerektiği prensibine ve hukukun temel ilkelerine aykırıdır. Takdiri elbette ki; Yüksek Mahkemenizde bulunmak üzere; İYUK md.272 gereğince öncelikli talebimiz olan YÜRÜTMENİN DURDURULMASI için düzenlemenin açıkça hukuka aykırı olmasının yanında teflisi olanaksız zarar doğurma olasılığının da bulunması gerekli olmaktadır. Yukarıda tarafımızdan saygıyla arz ve izah edilen tüm sebeplerde bu şartların gerçekleştiği de aşikar bulunmaktadır. HUKUKİ SEBEPLER : İdari Yargılama Usulü Kanunu, Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu ve sair ilgili tüm mevzuat DELİLLER : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 07.09.2009 tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı Danıştay Kararı konulu Genelge, Danıştay 2.Dairesi’nin 2007/2574 E. ve 2007/4612K. Ve 2007/2863 E. ve 2009/756 E.sayılı dosyaları ile Danıştay 10.Dairesi’nin 2008/7970, 2007/7393E ve 2009/3984E. İle 2008/9164 E. sayılı kararları,24.07.2009 tarihli Zaman Gazetesi haberi, SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenler ve re’sen Yüksek Mahkemenizce tespit edilecek sair iptal nedenleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 07.09.2009 tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı Danıştay Kararı konulu Genelge’nin 1.maddesinin a bendinin birinci cümlesi ile ve genel olarak eksik ve hatalı düzenleme ile Genelge’nin Tümünün, Yürütmesinin Durdurulması İle İptaline, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.04.10.2009 Davacı Kayseri Diş Hekimleri Odası Vekili Av. Duygu Ortaköylüoğlu
Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. 2
Ekler: 1.
Vekaletname Sureti.
2.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 07.09.2009 tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı Danıştay Kararı konulu Genelge
3.
Danıştay İkinci Dairesinin 29.05.2009 tarihli ve 2009/756 Esas sayılı kararı ve Danıştay
10.Dairesi’nin 14.07.2009 tarihli 2009/3984 Esas sayılı kararı.
4.
Anayasa Mahkemesi’nin 29.01.2009 2005/152 E. 2009/14 K.sayılı kararı.
5.
24.07.2009 tarihli Zaman Gazetesi haberi.
tarihli
6.
T.C.Sağlık Bakanlığı Kayseri Nimet Bayraktar Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin resmi internet sitesinden (http://www.kayseridis.gov.tr/default.asp?)elde edilen hastanenin klinik istatistikleri ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin 2008 yılı için yapmış olduğu istatistik çalışması.
Açılan davalarla eşzamanlı olarak muayenehanelere bilgilendirici afişler dağıtıldı. Anayol üzerindeki muayenehanelere ise bez afişler asıldı. 14
dißedokunur
diĂ&#x;edokunur
15
ODA FAALİYETLERİ
Saat 09.00’da Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili tebliğ ve genelgelerinin yürütmelerinin durdurulması istemi ile avukatımız tarafından hazırlanan dava dilekçesi, Kayseri İdare Mahkemesine basın açıklaması eşliğinde sunuldu.
Mahkeme başvurusundan sonra Yoğunburç Güven Otoparkı üzerinde kurulmuş olan çadırlarda vatandaşlara gün boyu ücretsiz ağız ve diş sağlığı taraması yapıldı. Kampanyaya katılan vatandaşlara tarama sonrasında kendinden macunlu diş fırçası hediye edildi. 16
dißedokunur
Saat 16.00’da tarama sonuçlarına ilişkin basın açıklaması yapıldı ve çıkan sonuçlar mektup ile Sayın Başbakan, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sayın Maliye Bakanı, Sayın Sağlık Bakanı ve Sayın Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı’na posta yoluyla gönderildi.
Sayın …
………….. ; Bugün il im izde ger taramas çekle ın yutlara da Türkiye’deki ştirdiğimiz ağ ulaştığı ız ve diş diş soru nu dim sa evrakta Bugün 41 gönüllü dişhekimimizin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ağız ve diş sağlığı taramasında topvahame ağımıza nakş nun ne denli bü ğlığı oldu. Ek tin dere y ü d k boa e n ce az 15 m lam 423 vatandaşımız ağız ve diş sağlığı muayenesinden geçirildi. Öğlen saatlerine doğru şehrimizin ağız te ilyon kiş sini görebilirsin gönderdiğimiz n i v e a inin s iz. Ü cil te diş sağlığı seviyesini gösterecek rakamlara ulaştığımız halde, talep fazlalığı nedeni ile muayenelerimizi dığını siz davileri için gü abaha kadar d lkemizde yılgün boyu devam ettirdik.Tarama sonrasında ortaya çıkan istatistiki sonuçlar şu şekildedir; nler son iş ağrısı lerde on ray çe a muhata bı olara ylatabilirsiniz. a dahi randevu ktiğik yakar Bu elim a ışımız şu meselenin lama“Bu acil d Sosyal Güvencesine göre hasta dağılımı Tedavi öteleme nedenleri u birincil r ki; durumu dir.” n çözülm e gereks inimi da SGK 90 Maddi yetersizlik ha da a Meselen cilin çö maddi v Memur 90 Kamu hastanelerindeki hizmet kaliteli değil e manev zümü için, se rbe i hiç bilgilerin ize içten bir fedakarlık st dişhekimler Yeşil Kart 90 Kamu hastanelerinde sıra çok fazla imizin tan kaçın likle arz ederim. 07.10.2 mayacağını da Sosyal Güvencesi Olmayan 90 009 Dişhek i Ağız ve diş sağlığı sorunları; Kayser mi Umut KU i Dişhe R kimler AL i O dası B aşkanı Çürük sayısı 828
Eksik diş sayısı
1533
Beslenmeye engel olan çapraşıklık mevcut hasta sayısı 8
4
Dişetlerinde kanama koku ağrı olan hasta sayısı
234
Abseli gömülü diş sayısı
18
Protez (Damak) yapılması gereken hasta sayısı
151
Protez (Kaplama) yapılması gereken hasta sayısı
985
Aşınmış dişleri nedeni ile beslenme ve eklem sorunu yaşayan hasta sayısı
28
• •
Her 100 vatandaşımızın 99.52’sinin diş tedavi gereksinimi vardır. Her 100 vatandaşımızın 99.52’sinin acil diş tedavisine ihtiyacı vardır.
Bu taramayı kent merkezinde yapmamıza ve görece olarak iyi sonuçlar beklememize rağmen çıkan bu sonuçlar bizleri dahi dehşete düşürmüştür. Herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak devletin anayasal görevi iken böylesine bir tabloyla karşı karşıya kalmamız çok üzücüdür. Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Kurulu’nda Kanuni Sultan Süleyman’ın “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözlerine atıfta bulunan Sayın Başbakanımız Recep Tayip ERDOĞAN’a buradan seslenmek istiyorum: Sayın Başbakanım; Sıhhat tamam lakin burada canlı şahit olduk ki: Nefesler çok kötü kokuyor. Durumun vahameti bu kadar aleni iken vatandaşın diş tedavileri konusunda bu denli mağdur duruma düşürülmesinin hiçbir gerekçesi olamaz. Bugün itibarı ile tedavi gereksinimi olan bir hastanın 6 ay beklemesi hükümet tarafından normal kabul edilmektedir. Gene Hükümet tarafından ülkemizde hekim eksiği olduğu değişik zeminlerde çoğu kez ifade edildi ve hatta bir dönem hatırlarsınız yurtdışından hekim getirileceği dahi kamuoyunun gündemine oturmuştu. Binlerce serbest dişhekimi adına buradan sesleniyorum; Söyleminizde samimi iseniz bu sorunun ortadan kaldırılması için bizler maddeten ve manen her türlü özveriyi göstermeye hazırız.
dißedokunur
17
DANIŞTAY KARARI
Yargı kararını verdi: 1. Devlet, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır. 2. Bu durum ertelenemez ve ikame edilemez. 3. Bu hususu göz ardı eden Genelgede hukuka uygunluk görülmemektedir.
T.C. DANIŞTAY ONUNCU DAİRE
Danıştay 10. Dairesi 2009/11954 esas numaralı kararı ile; 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’... de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile...’’ ve ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibareleri ile ikinci cümlesindeki ‘’...sağlık kurulu raporunda...’’ ibaresinin YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA karar verdi.
Esas No : 2009/11954 Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen
: Türk Dişhekimleri Birliği
V ekili
: Av.Mustafa GÜLER
D avalılar
: 1- Sağlık Bakanlığı ANKARA
2- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ANKARA
Davanın Özeti : Diş tedavisine ilişkin 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’... de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile...’’ ve ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibareleri ile ikinci cümlesindeki ‘’...sağlık kurulu raporunda...’’ ibaresinin, diş tedavisine ilişkin önceki düzenlemelerde 5-15 yaş arasındaki çocukların belirtilen süreleri beklemeksizin sevklerinin yapılabileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle eksik düzenlenen genelgenin bu yönüyle tamamının iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir. Danıştay Tetkik Hakimi : Düşüncesi
: Yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı
:
Düşüncesi : Dava; diş tedavisine ilişkin 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’... de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile...’’ ve ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibareleri ile ikinci cümlesindeki ‘’...sağlık kurulu raporunda...’’ ibaresinin, 5-15 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlığına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle eksik düzenlenen genelgenin bu yönüyle tamamının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır. Dava konusu Tebliğde yer alan ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibarelerindeki sürelere ilişkin belirlemelerin, diş hekimliği kliniklerinin salt sağaltımla ilgili çalışma ilkelerine olan uygunluktan çok sağlık hizmetlerinin ekonomik ve idari boyutu düşünülerek saptandığı ara kararına verilen yanıttan anlaşılmış olup sağaltım gereksinimi duyan hastaların sağlık hizmetlerine makul sürede ulaşmasını zedeleyen söz konusu düzenlemede temel sağlık mevzuatının hasta haklarını gözetici ilkelerine uygunluktan söz edilemez. Nitekim dava konusu Tebliğden önce çıkarılan 25.5.2007 tarihli, mükerrer 26532 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan SUT’un 8.2.maddesinin 3.fıkrasında bu sürelerin “90, 30, 45” gün olarak belirlenmesi de bu hususu teyit etmektedir.
18
dißedokunur
Açıklanan nedenlerle; istemin kısmen reddine, kısmen kabulüne, dava konusu 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibarelerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğinin uygun olduğu düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davalı idarelerin savunması ve ara kararı cevabının geldiği, Dairemizin E:2009/12512 esas sayısına kayıtlı dosyasında da yapılan ara kararına Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesince cevap verildiği görülmekle yürütmenin durdurulması istemi yeniden incelendi, gereği görüşüldü : Dava, diş tedavisine ilişkin 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’... de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile...’’ ve ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibareleri ile ikinci cümlesindeki ‘’...sağlık kurulu raporunda...’’ ibaresinin, diş tedavisine ilişkin önceki düzenlemelerde 5-15 yaş arasındaki çocukların belirtilen süreleri beklemeksizin sevklerinin yapılabileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle eksik düzenlenen Genelgenin bu yönüyle tamamının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır. Anayasanın 2. maddesinde, Devletin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Yine Anayasanın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde, Devletin; herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği öngörülmüş; “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı kuralına yer verilmiş, “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesinde de “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Değinilen Anayasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, tüm yurttaşların yaşama haklarının, Devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen “yaşama hakkı” yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil “sağlıklı yaşama hakkı”na sahip olmak anlamındadır. İşte bu nedenle kişilerin sağlıklı olma hakkı, kamusal korumaya tabidir. Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal hak olup, bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle Devlete belli yükümlülükler getirmektedir. Devlet bu anayasal yükümlülüğün gereğini yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için her türlü tedbiri almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır. Anayasa Mahkemesi de 22.11.2007 günlü, E:2004/114, K:2007/85 sayılı kararında, sağlık hizmetlerinin nitelikleri gereği diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğunu, sağlık hizmetlerinin temel hedefi olan insan sağlığı sorununun ‘’ertelenemez ve ikame edilemez’’ nitelikte bulunduğunu belirterek sağlık hizmetinin insan ve toplum yaşamındaki önemi vurgulanmıştır. Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alınmasını ifade eder. Bu güvencenin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak, kişilerin yaşlılık, hastalık, malûllük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam düzeylerinin korunması amaçlanmaktadır. Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 1. maddesinde, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek, Yasanın amacı olarak ortaya konulmuştur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ‘’Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi’’ başlıklı 63. maddesinde, genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin sayma suretiyle belirlendiği, Kurumca finansmanı sağlanan bu sağlık hizmetlerinden biri de aynı maddenin (d) bendinde, ‘’Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, diş protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavilerinin’’ sağlanması şeklinde yer almıştır. Diş tedavisine ilişkin 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin ‘’1- Sevk İşlemleri’’ başlıklı (a) maddesinin iptali istenen kısımları da dahil olmak üzere madde metni şöyledir: ‘’Müracaat edilen sözleşmeli resmi sağlık kurumunca en az bir diş hekiminin de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile kron ve protez tedavisine 180 gün, dolgu tedavisine 60 gün, diğer diş tedavilerine de 90 gün içinde başlanamayacağının belirtilmesi ve kapsamda yer alan kişilerce talep edilmesi halinde serbest diş hekimliklerine, Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum veya kuruluşlarına, özel sağlık kurum veya kuruluşlarına sevkleri yapılabilecektir. Bu durumda, sağlık kurulu raporunda yapılması gereken tedavinin ayrıntılı olarak belirtilmesi ve sonrasında da sevki yapan sözleşmeli resmi kurumundaki diş hekimlerince tedavinin yapıldığının onaylanması gerekmektedir.’’ kuralına yer verilmiştir.
dißedokunur
19
Dairemizin 27.10.2009 tarih ve E:2009/11954 sayılı ara kararı ile davalı idarelerden; 1- 29.9.2008 tarih ve 27012 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin değiştirilmeden önceki 8.2. maddesinin 3. fıkrasında diş tedavisi ile ilgili olarak belirlenen 90, 30 ve 45 günlük sürelerin, dava konusu genelge ile iki katına çıkarılmasını, yani 180, 60 ve 90 gün olarak belirlenmesini gerektiren nedenlerin, yasal ve bilimsel dayanakları ile birlikte açıklanmasının ve 180, 60 ve 90 günlük süreler belirlenirken Sağlık Bakanlığından görüş alınıp alınmadığının sorulmasına, görüş alınmış ise bir örneğinin gönderilmesine, alınmamış ise doğrudan sağlık hizmeti ile ilgili olan bir düzenlemeyi davalı kurumun yapabilmesine olanak sağlayan yasal ve idari düzenlemenin bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesine; 2- Yine aynı ara kararı ile Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığından; Dava konusu genelgede diş tedavisi ile ilgili olarak belirlenen 180, 60 ve 90 günlük sürelerin ağız ve diş sağlığı açısından kabul edilebilir makul süreler olup olmadığının; 29.9.2008 tarih ve 27012 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin değiştirilmeden önceki 8.2. maddesinin 3. fıkrasında diş tedavisi ile ilgili olarak belirlenen 90, 30 ve 45 günlük sürelere ilişkin olarak açılan bir başka davada Dairemizin 21.1.2008 tarih ve E:2007/7393 sayılı ara kararına verilen cevapta dikkate alınarak açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasının istenilmesine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen ara kararına Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığınca bir cevap verilmediği, ancak aynı genelgeye karşı Dairemizin E:2009/12512 esas sayısına kayıtlı açılan bir başka davada da aynı ara kararının yapıldığı, bu ara kararına cevaben adı geçen Dekanlıkça gönderilen 30.12.2009 tarih ve 3056 sayılı yazıda özetle, her türlü tıbbi sorunun zaman geçirilmeksizin tedavi edilmesinin kaliteli yaşam için şart olduğu, bu nedenle hastaların serbest diş hekimliklerine, Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum veya kuruluşlarına, özel sağlık kurum veya kuruluşlarına sevklerinin zaman faktörü gözetilmeden yapılması gerektiği görüşü bildirilmiştir. Davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca ara kararına verilen cevapta; sevk için öngörülen sürelerin belirlenmesi aşamasında, diğer davalı Sağlık Bakanlığının görüşünün alınmadığı belirtilmiş, her iki davalı idarece bu sürelerin, tıp biliminin gereklerine uygun olduğu yönünde bir açıklamada bulunulmamıştır. Diğer yandan, 09.02.2005 tarih ve 25722 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 sıra nolu 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının 5. maddesinin 2. fıkrasının 5.2.3. bendinde “Diş tedavisi için sevk edildiği resmi sağlık kurumunda herhangi bir sebeple tedaviye 90 gün içinde başlanamayacağının ilgili diş tabibi tarafından belirtilmesi ve aynı sağlık kurumu başhekimi tarafından onaylanması suretiyle istekli olan hastaların serbest diş tabipliklerine veya özel sağlık kurumlarına sevkleri yapılabilecektir.” şeklinde yer alan hükümde, sevk için öngörülen süre sınırlamasının iptali istemiyle açılan bir başka davada, Danıştay İkinci Dairesi 28.11.2007 tarih ve E:2007/2573, K:2007/4611 sayılı kararı ile; bilimsel bir veriye dayanmayan, ilgililerinin yaşamakta oldukları sağlık sorununun çözümünün makul sayılmayacak bir süre için ertelenmesi suretiyle tedavi hakkına engel olduğu gerekçesiyle bu bendin 90 gün sınırlaması ile ilgili kısmının iptaline karar vermiş, bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12.11.2009 tarih ve E:2008/2042, K:2009/2193 sayılı kararı ile onanmıştır. Bu durumda, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmetini karşılamakla yükümlü olan Kurumun sözleşme yaptığı sağlık hizmeti sunucularınca diş tedavilerine başlanılamamasına karşın, bu kişilerin serbest diş hekimliklerine veya kurumla sözleşmesi olmayan sağlık kuruluşuna sevk edilebilmeleri için, önceki düzenlemelerde öngörülen bekleme sürelerini (30, 45 ve 90 gün) iki katına çıkaran, yasal ve bilimsel dayanağı bulunmayan dava konusu Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibarelerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Diğer yandan hastasını muayene eden, teşhisi koyan, uygulayacağı tedaviyi belirleyen diş hekimi; hasta sayısı ve yoğunluğu, sağlık kuruluşundaki diş hekimi sayısı, hastanın varsa diğer sağlık sorunlarını ve sağlık kuruluşunun teknik imkanlarını ve benzeri durumları gözeterek, hastanın diş tedavisine ne zaman başlanılmasına veya bir başka sağlık kuruluşuna sevk edilmesine karar verme yetkisine sahiptir. Dolayısıyla diş hekiminin sözü edilen yetkisine doğrudan müdahale sonucunu doğuran, sağlık sorununun ‘’ertelenemez ve ikame edilemez’’ nitelikte bulunduğu hususunu göz ardı eden Genelgenin sözü edilen ibarelerinde bu yönüyle de hukuka uygunluk görülmemektedir. Yine, 25.5.2007 tarih ve 26532 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 8.2. maddesinin ve 29.9.2008 tarih ve 27012 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve halen yürürlükte bulunan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin değiştirilmeden önceki 8.2. maddesinin 3. üçüncü fıkralarında, müracaat edilen sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca belirtilen süreler içinde diş tedavisine başlanılamayacağının belirtilmesi halinde diş hekimince, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin serbest diş hekimliklerine, Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum veya kuruluşlarına, özel sağlık kurum veya kuruluşlarına sevklerinin yapılabilmesi mümkün iken, bu sevkin en az bir diş hekiminin de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile olabileceği yönünde getirilen şartın, yasal dayanağı bulunmadığı gibi, hizmet gereklerine uygun olduğundan da söz edilemez. Davacının, diş tedavisine ilişkin önceki düzenlemelerde 5-15 yaş arasındaki çocukların belirtilen süreleri beklemeksizin sevklerinin yapılabileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle Genelgenin eksik düzenlendiği iddia edilmekte ise de, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda idarece yapılacak düzenleme ile her yaştaki hastanın, diş hekimince Genelgede belirtilen süre sınırlamasına tabi olmaksızın bir başka sağlık hizmeti sunucusuna sevk edilme olanağı bulunduğundan, davacının sözü edilen iddiasının bu aşamada incelenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 4001 sayılı Kanunla değişik 27. maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı isteminin kabulü ile 7.9.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1- (a) maddesinin birinci cümlesindeki ‘’... de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile...’’ ve ‘’...180 gün, ...60 gün, ...90 gün içinde’’ ibareleri ile ikinci cümlesindeki ‘’... sağlık kurulu raporunda...’’ ibaresinin YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi (7) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin taraflara bildirilmesine, 8.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 20
dißedokunur
GENELGE Dergimiz yayına hazırlandığı sırada Danıştay kararına ilişkin genelge yayınlandı. SGK tarafından yayınlanan genelge ile sevkli tüm hastaların diş tedavileri asgari ücret tarifesine göre ödenecek.
T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Sağlık Politikalarını Geliştirme ve Mevzuat Daire Başkanlığı SAYI
: B.13.2.SGK.0.11.01.02/218 29.03.2010
KONU : Danıştay Kararı GENELGE 2010/41 Bilindiği üzere 07.09.2009 tarihinde yayımlanan 2009/110 sayılı Genelge’nin “1Sevk İşlemleri” maddesinin (a) bendi ile “Müracaat edilen sözleşmeli resmi sağlık kurumunca en az bir diş hekiminin de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile kron ve protez tedavisine 180 gün, dolgu tedavisine 60 gün, diğer diş tedavilerine de 90 gün içinde başlanamayacağının belirtilmesi ve kapsamda yer alan kişilerce talep edilmesi halinde serbest diş hekimliklerine, Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum veya kuruluşlarına, özel sağlık kurum veya kuruluşlarına sevkleri yapılabilecektir. Bu durumda, sağlık kurulu raporunda yapılması gereken tedavinin ayrıntılı olarak belirtilmesi ve sonrasında da sevki yapan sözleşmeli resmi kurumundaki diş hekimlerince tedavinin yapıldığının onaylanması gerekmektedir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Türk Dişhekimleri Birliği tarafından Kurumumuz aleyhine açılan dava neticesinde, Danıştay Onuncu Dairesinin 08.02.2010 tarih ve 2009/11954 E. Sayılı Kararı ile “07.09.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelgenin 1-(a) maddesinin birinci cümlesindeki “…de yer aldığı sağlık kurulu raporu ile…” ve “…180 gün, …60 gün, …90 gün içinde” ibareleri ile ikinci cümlesindeki “…sağlık kurulu raporunda …” ibaresinin yürütümü durdurulmuş ve karar 01.03.2010 tarihinde Kurumumuza tebliğ edilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesi birinci fıkrasında yer alan “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle Kurumumuz kapsamındaki kişilerin ağız ve diş sağlığı hizmetleri için özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan tedavi giderlerinin ödenebilmesi için aşağıda belirtilen düzenlemelere uyulacaktır. A- Sevk İşlemleri; 1) %40 ve üzerinde özürlü kişiler hariç olmak üzere kapsamdaki kişilerin özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan diş tedavilerinin ödenebilmesi için Sağlık Bakanlığına bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM) tarafından tedavinin sağlanamaması nedeniyle sevk edilmiş olmaları zorunludur. 2) %40 ve üzerinde özürlü kişilerin özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan diş tedavilerinin ödenebilmesi için özürlülük durumunu belgelendirmek suretiyle müracaat ettikleri Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurum veya kuruluşunda tedavilerinin sağlanamaması nedeniyle sevk edilmiş olmaları şarttır. Başta zihinsel özürlü ol-
mak üzere iletişim kurulamayan veya algılama güçlüğü yaşanan özürlü kişilerin diş tedavileri lokal anestezi altında gerçekleştirilemiyorsa ve genel anestezi altında müdahale gerekliliği söz konusu ise tedavinin, anesteziyoloji ve reanimasyon uzman hekiminin sorumluluğunda genel anestezi altında cerrahi müdahale uygulanabilen, asgari tıbbi malzeme ve ilaçların bulunduğu genel anestezi ile müdahale birimi olan sağlık kurumlarında yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir. “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş raporun bir örneği düzenlenecek faturaya eklenecektir. 3) Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerine yapılacak sevkler Genelge eki “Diş Tedavileri Sevk Formu” düzenlenmek suretiyle yapılacaktır. 4) Özel sağlık kurum veya kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan sağlık kurum ve kuruluşlarınca yapılan diş tedavileri sonrasında, Genelge eki sevk belgesini düzenleyen sağlık hizmeti sunucusunca “Diş Tedavileri Sevk Formu”nda yer alan tedavinin yapıldığına dair bölümün doldurularak onaylanması gerekmektedir. B- Ödeme İşlemleri 1) Özel sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ağız ve diş sağlığı hizmetleri, SUT eki EK-7 Listesinde yer alması şartıyla yürürlükte olan “Türk Dişhekimleri Birliği Asgari Muayene ve Tedavi Ücret Tarifesi”nde yer alan fiyatlar tavan olmak üzere, fatura tutarı üzerinden ödenir. Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ağız ve diş sağlığı hizmetleri ise SUT eki EK-7 Listesi üzerinden ödenir. Ödemelerde SUT eki EK-7 Listesinde süre ve adet ile ilgili faturalamaya ilişkin hükümlere uyulacaktır. 2) Hastalar, başvurdukları Kurum ile sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kuruluşunca/kurumunca düzenlenen sevke ilişkin belgede imzası bulunan hekimin kendisinin, birinci derece yakınının veya bunların ortaklarının özel muayenehanelerine/ özel sağlık kurum ve kuruluşlarına sevk edilemezler. Bu şekilde, sevk belgesinde onayı bulunan ve tedaviyi sağlayan hekimin aynı olduğu veya eşi veya ortakları tarafından yapıldığı belirlenen tedavilere ait giderler ödenmeyecektir. 4) SUT eki EK-7 Listesinde (*) işaretli olan tedavilere ait giderlerin karşılanabilmesi için, tedavinin konularında uzman veya doktoralı diş hekimleri tarafından yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir. 3) Kurumla sözleşmesi olmayan özel sağlık kurum veya kuruluşlarında yapılan protez tedavileri için malzeme dahil döküm işçilik ücreti ödenmez. C-Yürürlük; Bu Genelge 29 Mart 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Kurumumuzca yayımlanan 07.09.2009 tarih ve 2009/110 sayılı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır. Bilginizi ve gereğini rica ederim.
M. Emin ZARARSIZ Kurum Başkanı
dißedokunur
21
DİŞHEKİMLERİNİN ÖZVERİSİ
Son yargı kararları ile tüm diş tedavilerini geciktirmeksizin yapmak zorunda olduğunu anlayan SGK’nın süreç içerisinde toplum ağız diş sağlığını bilinçli olarak bozan tutumu karşısında Türk Dişhekimleri Birliği özverili ve olgun bir davranışta bulunarak ilgili bakanlıklara teklifimizi sundu. Toplum ağız diş sağlığını yükselterek vatandaşın diş çilesini sonlandıracak ve devletin kısıtlı kaynaklarını en performanslı şekilde kullanacak bunların yanı sıra dişhekimlerimizin asgari geçimlerini sağlamaya yönelik olan teklifimiz aşağıdaki gibidir.
TEDAVİ İŞLEMLERİNİN KAPSAMI VE İŞLEYİŞ KURALLARI 1. Kamu tüm tedavi işlemlerini sunmaya devam etmeli. 2. Serbest dişhekimlerinden “tanımlanmış tedavi kalemleri” alınmalıdır.
TEDAVİLER
401.010
DİŞHEKİMİ MUAYENESİ
401.050
DİŞ RÖNTGEN FİLMİ
SUT KODU
TEDAVİLER
405.080
KANAMA MÜDAHALESİ
402.300
EXTİRPASYON
405.190
APSE DİRENAJI
TEDAVİ MİADLARI
405.070
ALVEOLİT CER. TED.
Her 6 ayda 1 kere
405.210
REİMPLANTASYON
3. Tanımlanmış tedavi kalemleri ve kullanım/yenilenme süreleri;
SUT KODU
ACİL MÜDAHALE PAKETİ
ÇENE KIRIĞI
ACİL MÜDAHALE
404.090
PROTEZ TAMİRİ
405.010
DİŞ ÇEKİMİ
404.260
DÜŞMÜŞ KRON SİMANTASYONU
405.020
KOMPLİKASYONLU DİŞ ÇEKİMİ
402.010
AMALGAM DOLGU (BİR YÜZLÜ)
3 yıl
402.020
AMALGAM DOLGU (İKİ YÜZLÜ)
3 yıl
402.030
AMALGAM DOLGU (ÜÇ YÜZLÜ)
3 yıl
402.100
KOMPOZİT DOLGU (BİR YÜZLÜ)
3 yıl
402.110
KOMPOZİT DOLGU (İKİ YÜZLÜ)
3 yıl
402.120
KOMPOZİT DOLGU (ÜÇ YÜZLÜ)
3 yıl
402.150
KANAL TEDAVİSİ (BİR KANAL)
1 kere
402.152
KANAL TEDAVİSİ (İKİ KANAL)
1 kere
7. Şuanda mesleğini serbest icra eden dişhekimi istediği takdirde sistem içerisinde yer alabilmelidir. Sisteme yeni girecek dişhekimleri için coğrafik planlama yapılmalıdır.
402.153
KANAL TEDAVİSİ (ÜÇ KANAL)
1 kere
8. Yapılan işlemlerin tıbbi ve mali uygunluğunun kontrolü sağlanmalıdır.
404.170
TEK PARÇA DÖKÜM KRON
406.020
DETERTRAJ (TEK ÇENE)
404.010
TOTAL PROTEZ
5 yıl
404.020
HAREKETLİ PROTEZ
5 yıl
403.040
YER TUTUCU
403.010
FİSSÜR SEALENT
22
dißedokunur
5 yıl Yılda 1 kere
Yılda 1 kere
4. Sistemin kamuya maliyetinin bilinebilmesi açısından puanlama temelinde kota sistemi getirilmelidir. Hekimlerin yıllık kotalarının doldurulmasına esas teşkil edecek puanlama sistemi her girişimsel işlemin zorluğu ve süresi göz önüne alınarak yapılmalıdır. 5. Koruyucu dişhekimliği hizmetleri hedefine uygun olarak protez işlemleri tüm puanın %.... sını geçmemelidir. 6. Sosyal güvenlik sistemi içerisinde yer alan bireyler, serbest çalışan dişhekimlerine sevksiz, doğrudan başvurabilmelidir.
9. Elektronik açıdan sistemin takip edilmesi ve provizyon alınması işlemleri, kamu da şuanda kullanılmakta olan MEDULA sistemi içine Ağız Diş Sağlığı modülü yerleştirilerek yapılabilir. 10. Hastalar sisteme girerken ağız diş sağlığı açısından var olan durumlarının kayıt altına alınabilmesi için, değişik yöntemler uygulanabilir: Alternatif 1. Radyografik tespit Alternatif 2. Klinik tespit
SİSTEMDE YER ALMASI ÖNERİLEN GİRİŞİMSEL İŞLEMLER VE BEDELLERİ (KDV HARİÇ) 1.BÖLGE FİYATLARI İLE ÖRNEK TABLO
TDB AÜT (2007)
TEKLİF EDİLEN FİYAT
KAMU TEDAVİ BEDELİ (YTL)
KATKI PAYI (YTL)
DİŞHEKİMİ MUAYENESİ
21
17
13
4
DİŞ RÖNTGEN FİLMİ
15
12
9
3
DİŞ ÇEKİMİ
44
35
27
8
KOMPLİKASYONLU DİŞ ÇEKİMİ
80
64
50
15
AMALGAM DOLGU (BİR YÜZLÜ)
42
34
26
8
AMALGAM DOLGU (İKİ YÜZLÜ)
58
46
35
11
AMALGAM DOLGU(ÜÇ YÜZLÜ)
75
60
46
14
KOMPOSİT DOLGU(BİR YÜZLÜ)
49
39
30
9
KOMPOSİT DOLGU(İKİ YÜZLÜ)
63
50
38
12
KOMPOSİT DOLGU(ÜÇ YÜZLÜ)
82
66
51
15
KANAL TEDAVİSİ (BİR KANAL)
57
46
35
11
KANAL TEDAVİSİ (İKİ KANAL)
101
81
62
19
KANAL TEDAVİSİ(ÜÇ KANAL)
151
121
93
28
TEK PARÇA DÖKÜM KRON
122
98
75
23
DETERTRAJ (TEK ÇENE)
51
41
32
9
TOTAL PROTEZ
522
418
321
117
HAREKETLİ PROTEZ
629
503
387
117
YER TUTUCU
106
85
65
20
FİSSÜR SEALENT
24
19
15
4
TEDAVİLER
ÖNLEYİCİ ORTODONTİK UYGULAMALAR NOT: 1. İlgili kurumlara gönderilen tablo 2. Hesaplamalarda kesirli rakamlara yuvarlama işlemi uygulanmıştır.
dißedokunur
23
4 KASIM EYLEMİ
K
ayseri Diş hekimleri Odası’nın da katılımı ile birlikte, Türk Dişhekimleri Birliği Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve diğer Dişhekimleri Odaları Başkan ve Yöneticileri tarafından, 4 Kasım 2009 tarihinde dişhekimliği mesleğimizin sorunlarını ve taleplerimizi dile getirmek amacıyla basın açıklamaları yapıldı. CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse`nin de içinde bulunduğu yaklaşık 600 kişilik bir grup sabah saatlerinde Türk Dişhekimleri Birliği önünden harekete geçerek önce Başbakanlığa ardından da Sağlık Bakanlığı`na yürüdü. Yağan şiddetli yağmura rağmen basın mensuplarının ve katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği, oldukça renkli geçen yürüyüş sırasında vatandaşlarda alkışları ile destek verdiler. Başbakanlık önünde Sayın Başbakanla görüşme talebimiz kabul edilmemesi üzerine bir basın açıklaması yapıldı. Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, yaptığı açıklamada; ağız ve diş sağlığı hizmetlerine daha uygun koşullarda ulaşılabilmesi için bir proje hazırladığını ve bu projenin 11 Ekim 2008`de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a iletildiğini belirterek, Başbakanın da “muayenehaneler de ülkemizin kaynaklarıdır, yararlanılması gerekir. Vatandaşın ayağına hizmet götürülmesi bizim hizmet anlayışımızla örtüşmektedir” şeklinde bir değerlendirme yaptığını hatırlattı. Akkaya açıklamasında şunları kaydetti: “Değerlendirmeden sonra, ilgili kamu kurumlarıyla çalışmalar başlamıştır. Son olarak 30 Eylül 2009`da muayenehanelerden hizmet alımının 24
dißedokunur
başlayabileceği açıklaması üzerine çalışmalar hızlandırılmış ve tamamlanma noktasına gelmiştir. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer`in, ekonomik gerekçeler gösterilerek şimdilik projenin hayata geçirilemeyeceği yönündeki açıklamasını 3 Eylülde basından öğrendik. Hükümetin, hizmet alımından vazgeçmiş olması, bizlere inandırıcı gelmemektedir. AKP iktidarı tercihini, sosyal devletten yana kullanmamıştır. Dişhekimleri olarak halkımızın genelde sağlık, özelde ağız-diş sağlığı hakkı için bir yandan diyalog kapısını açık tutarken, bir yandan da doğrularımızı halkımızla paylaşmaya her ortamda devam edeceğiz.” Açıklamanın ardından Sağlık Bakanlığı`na doğru yürüyüşe geçildi. Prof.Dr. Murat Akkaya, Sağlık Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada da, sorunların konunun muhatabı olan sivil toplum kuruluşlarının onayı alınmadan çözümlenmemesi gerektiğinin altını çizdi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın dişhekimlerinin taleplerini dikkate almasını isteyen Prof.Dr. Murat Akkaya, Sağlık Bakanına şu soruları yöneltti: “Asgari Muayene ve Tedavi Ücret Tarifesini 2007`den bu yana onaylamayarak, dişhekimlerinin emeklerinin çalınmasına neden göz yumdunuz? Dişhekimliğinde uzmanlık konusunda, TDB’ nin bilimsel kuruluşlar ile birlikte çalışmalar yapması için verdiğiniz sözünüzde neden durmadınız?
Ağız Diş Sağlığı Merkezleri`ne (ADSM) atamaları kadrolu değil de, 4/B’ ye göre yaparak meslektaşlarımızı köleleştirmeye neden devam ediyorsunuz? Fakülte sayısının, kontenjanlarının ve işsiz dişhekimi sayısının arttırılması yerine neden mevcut dişhekimlerinin ve yaptıkları yatırımların verimli kullanılması politikalarını benimsemiyorsunuz?” Akkaya, “24 bin dişhekimini, onların örgütlü gücü Dişhekimliği Odalarını ve Türk Dişhekimleri Birliği`ni görmezden gelmeye devam eden başta Sayın Sağlık Bakanı olmak üzere AKP iktidarını kınıyor, hem mesleğimiz ile ilgili doğruları savunmak, hem de bu alışılmış anti-demokratik yapının değişmesi için elimizden gelen tüm çabayı sarf edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.” şeklinde konuştu. Açıklamanın ardından Türk Dişhekimleri Birliği Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ile Dişhekimleri Odaları Başkan ve Yöneticileri, Sağlık Bakanlığı önüne siyah çelenk ve `Demokrasi Aşısı` yazılı beyaz kartondan yapılmış şırınga ile maket muayenehane anahtarlarını bıraktılar. Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığı’na düzenlenen yürüyüş ve yapılan basın açıklamaları programı sorunsuz bir şekilde sona erdi. Günün sonunda Türk Dişhekimleri Birliği Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve Dişhekimleri Odaları Başkan ve Yöneticileri bir değerlendirme toplantısı yaptılar.
DİŞHEKİMLİĞİ GÜNÜ
Oda merkezinde yapılan basın açıklaması ile başlayan program, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu yıl da oda üyelerimizle birlikte yaptığımız kahvaltı ile başladı. 22 Kasım gününün, Pazar gününe denk gelmesi nedeni ile çelenk sunumu 23 Kasım Pazartesi günü yapıldı. Odamızla birlikte Erciyes Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, Kayseri Nimet Bayraktar ADSM ve Özel Sağlık Kuruluşları da Atatürk anıtına çelenk sundular. Çelenk sunumunun ardından Kayseri Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunu temsil eden heyet protokol ziyaretlerinde bulundu.
dißedokunur
25
ZİYARETLER
26
dißedokunur
ZİYARETLER
Kayseri Diş Hekimleri Odası Başkanımız Umut Kural ile Genel Sekreterimiz Gülay Yakupoğlu; Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı makamında ziyaret ederek oda çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
K
ayseri Diş Hekimleri Odası Başkanımız Umut Kural ile Genel Sekreterimiz Gülay Yakupoğlu; Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ’ı makamında ziyaret ederek oda çalışmaları hakkında bilgi verdiler. Melikgazi Belediyesi Çocuk Meclisi organizasyonu ile her yıl ilçe sınırları içerisinde binlerce öğrenciye diş fırçası ile diş macunu hediye etmesinden dolayı Başkan Memduh Büyükkılıç’a teşekkür ettikleri belirten Kayseri Diş Hekimleri Oda Başkanı Umut Kural, belediye çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve diğer illerden gelen misafirlerini çalışmaları gezdirdiklerini söylediler. Belediyesinin başarılı bir çalışma sergilemesi yanında mesleki oda ve dernekler ile her zaman işbirliği içerisinde olduğunu eden Oda Başkanı Umut Kural “ Kayseri Diş Hekimleri Odası olarak Melikgazi Belediyesi ile ortak çalışma yaparak ilçe sınırları içerisinde yer alan okullarda ağız ve diş sağlığı taraması yapıyoruz “ dedi.
Bir ekip çalışması içerinde işlerin bir plan, program ve koordinasyon içerisinde gerçekleştirildiğini bunu sadece belediye içerinde değil diğer kurum ve kuruluşlar ile paylaştıklarını belir-
ten Başkan Memduh Büyükkılıç, genel halk sağlığına büyük önem verdiklerini, bu amaç ile özellikle temizlik, çöp toplama, ilaçlama gibi çalışmalara öncelik verdiklerini sözlerine ekledi.
22
Kasım Dişhekimliği Günü münasebetiyle gerçekleştirilen nezaket ziyaretlerinin bir diğeri Kocasinan Belediye Başkanı Bekir YILDIZ’ ın makamında, Oda başkanımız Umut KURAL ve Genel Sekreterimiz Gülay YAKUPOĞLU’nun katılımıyla yapıldı. Belediye – Oda ilişkilerinin sıcak tutularak ortak çalışmalar yapılması gerektiğinin ifade edildiği ziyaret sonrasında, işbirliği içinde yapılacak bir dizi çalışmanın altyapısı oluşturuldu.
dißedokunur
27
ZİYARETLER
Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Süleyman KORKMAZ ve Yönetim Kurulu üyeleri Odamızı ziyaret ettiler. Fakültemiz Dekanlığına atanan Sayın ALKAN’a yeni görevinde başarılar dileriz. Erciyes Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanlığına yeni ataması yapılan Prof. Dr. Alper ALKAN’ı makamında ziyaret ettik. Odamız yönetim kurulundan Umut KURAL, Gülay YAKUPOĞLU, Kadriye DEĞİRMENCİ’nin katıldığı nezaket ziyaretinde, Oda – Fakülte ilişkilerinin azami boyuta getirilmesi yönünde fikir alışverişinde bulunuldu.
Ziyarette konuşan İl Başkanı KORKMAZ, yakın bir zamanda Kayseri’de yaşanan sahte dişhekimi skandalından bahsetti. Sahte dişhekimine diş çektirdikten sonra vefat eden 16 yaşındaki gence çok üzüldüklerini ve taziyelerini belirten Korkmaz, “Biz bu olayla bir babanın feryadını duyduk ve çok üzüldük. Kayseri’de yaşadığımız İl Sağlık Müdürü sıkıntısı had safhada... Sağlıkla ilgili çok fazla şikayet alıyoruz. Bu tür olayların bir şekilde önüne geçilmesi lazım. Bana göre il sağlık müdürünün, o genç öldükten sonra istifa etmesi gerekirdi” dedi. Diğer taraftan domuz gribi salgınına değinen Korkmaz, “Bu ayıp nedeni ile Sağlık Bakanının da istifa etmesi gerekirdi. Domuz gribi olayında da Sayın Osman DURMUŞ haklı çıktı. Olan devletin 500 milyon dolarına oldu.” şeklinde konuştu. Oda Başkanımız Umut Kural ise “sahteciler nedeniyle yaşanan ölüm vakasının kamuoyunda kapladığı yer kadar diğer vakalarında ses getirmesi gerekir. Bu şarlatanlar yüzünden AİDS ve Hepatit gibi pek çok bulaşıcı hastalık yayılıyor ve hastalarımız nereden geldiğini dahi bilmedikleri bulaşıcı hastalıklarla cebelleşiyor. Yaşam kaliteleri ciddi ölçüde düşüyor. Sahteci sorunu gözle görüldüğünden ve kamuoyunda sanıldığından çok daha fazla sıkıntı doğurmaktadır” dedi.
Dekanlık ziyareti sonrasında ise Oral Diagnoz ve Radyoloji Bilim Dalı ve Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanlığını eşzamanlı olarak yürüten, Yrd. Doç. Dr. Yıldıray ŞİŞMAN ziyaret edilerek odamızın çalışmaları ile ilgili bilgiler aktarıldı. 28
dißedokunur
Geçtiğimiz günlerde Kayseri’de bir konuşma yapan ve Kayserililere “Bizans senin sulbünde var” sözünü yakıştıran yazar hakkında da konuşan Kural, “Toplumun manevi değerlerinin öneminden bahsederek bu değerleri yozlaştıracak her türlü hareketin karşısında olacağını belirtti. Konu ile ilgili olarak MHP tarafından yapılan basın açıklamalarını desteklediklerini ve odamız tarafından yapılan basın bildirisi ile olayın kınandığını da sözlerine ekledi. Son olarak oda başkanımız Umut KURAL, Bu üzücü olay karşısında vermiş oldukları tepkiden dolayı MHP İl Başkanlığına olan teşekkürlerini sundu.
ZİYARETLER
Halkın Ağız Diş Sağlığı Hizmetlerine Ulaşmasını Engelleyen Uygulamalar;
Sahte Dişhekimlerine Çalışma Ortamı Sunuyor... T
ürk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Murat AKKAYA, Genel Sekreter Süha ALPAY, Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz TAMTUNALI ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi M. Kemal TAŞ ile Kayseri Dişhekimleri Odası Başkanı Umut KURAL ve Yönetim Kurulu Üyeleri, sahte dişhekiminin çektiği diş nedeniyle 8 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını kaybeden 16 yaşındaki Sinan KAHRİMAN`ın ailesine 22 Kasım 2009 Pazar günü başsağlığı ziyaretinde bulundu. Kayseri Yeşilmahalle`de bulunan Sinan KAHRİMAN`ın evine giden TDB Genel Başkanı Prof. Dr. Murat AKKAYA, acılı baba Naim KAHRİMAN`dan yaşanılan üzücü olay hakkında bilgi aldı. Akkaya, Kahriman ailesinin evinin önünde yaptığı basın açıklamasında şehir merkezlerinde bile hala yetkisiz kişilerin çalıştığını belirterek, Türkiye genelinde 3 bin civarında sahte dişhekimi bulunduğunun altını çizdi. Halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine ulaşmasını engelleyen uygulamaların bu acı tabloya neden olduğunu belirten Akkaya, şöyle konuştu: “Devlet kendi kurumlarında ağız ve diş sağlığı hizme-
ti veriyor. Bunun sayısı vatandaşın ihtiyacını karşılayacak düzeyde değil. Bir vatandaş diş için resmi sağlık kurumuna gittiği zaman 120 gün veya 6 aya kadar beklemek zorunda kalıyor. Bu zaman içinde dişteki riskler de artıyor. Hastalar alternatif arayışlar içine giriyor ve halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine ulaşmasını engelleyen bu uygulamalar sahte dişhekimlerine çalışma ortamı sunuyor. Buna mutlaka çözüm bulunmalı ve tedbirler alınmalıdır.” dedi. Olayın, Dişhekiminin çekmek istemediği bir dişi, diş teknisyeninin çekmesi sonucu meydana geldiğini, diplomasız olarak yapılan müdahalelerin çok büyük sorunlara neden olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Akkaya, Türkiye genelinde Dişhekimleri Odalarının bu kişiler hakkında denetim yapılması için devletin kurumlarına ihbarlarda
bulunduğunu ancak yeterince sonuç alınamadığını kaydetti. Akkaya, “Sahte dişhekimlerine önceden daha az ceza veriliyordu. Şimdi ise 3-5 yıl hapis cezası veriliyor. Bu ceza paraya çevrilmiyor ve tecil edilmiyor. Bu ceza caydırıcı olmasına rağmen yine de yeterli değil. Denetimlerin daha sıkı yapılması lazım.” diye konuştu. Sahte dişhekimleri konusuna ihbarda bulunduklarını, ancak kimi zaman sonuca ulaşamadıklarını ifade eden Akkaya, “Yaptığımız ihbarlara rağmen bu kişiler kimi yerlerde hala çalışmaya devam ediyor.” dedi. Geçmişte bu bölgede yaşanan bir olayı da hatırlatan Akkaya, sahte dişhekimlerine verilen cezanın düşürülmesine yönelik TBMM`ye sevk edilen Yasa Tasarısının TDB`nin uğraşları sonucu reddedildiği tarihlerde (9 Nisan 2005 Cumartesi günü) Niğde’de Dişhekimleri Oda Temsilcisi Dişhekiminin aracı, sahte dişhekimlerince yakılarak dişhekimlerine gözdağı verilmek istendiğini belirtti. Prof. Dr. Murat Akkaya ve beraberindeki heyet daha sonra Kayseri Dişhekimleri Oda Başkanı, Oda Yöneticileri ve dişhekimleri ile bir araya gelerek mesleki sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulundular.
dißedokunur
29
SEMİNER
V
ital ve Devital Dişlerde Beyazlatma konulu seminer ile Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcılığının yanı sıra aynı zamanda da Hacettepe Üniversitesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı Başkanı olan, Değerli Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Sevil GÜRGAN ile birlikteydik. Güney Diş Deposu ve Kayseri Dişhekimleri Odası tarafından ortak düzenlenen seminer ile beyazlat-
30
dißedokunur
ma konusunda güzide bilgilere sahip olduk. Odamızın aylık seminerler silsilesinin ilki olan bu kursa katılımın düşük olması bizleri üzse de düzenlenen diğer seminerlere katılımın yüksek olması, aylık seminerlerin devamını getirmemiz için olanak sağladı. Bu bağlamda diğer kurslara katılımın artmasını temenni ediyoruz. Aksi takdirde seminerlere son vermek zorunda kalacağız.
SEMİNER
A
ğız ve diş sağlığı haftası etkinlikleri içerisinde düzenlenen seminerlerin ilk bölümü E. Ü. Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı (Fakülte Başhekimi) Doç. Dr. Tancan UYSAL’ın Ortodontide Koruyucu - Önleyici Tedaviler ve Trainer sunumu ile başladı. Bilhassa karışık dişlenme dönemindeki hastalara uygulanan trainer
tedavisi ile öne çıkan sunumda pratisyen dişhekimlerinin ortodontik anomalilerin önüne geçme konusunda ki aktif rolü de irdelendi. İkinci kısımda ise; Erciyes Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı (Fakülte Dekanı) Prof. Dr. Alper ALKAN, akut ve kronik
maxiller sinüs açıklıklarından ve tedavi yöntemlerinden bahsetti. Yoğun ilgi gören seminer ile çoğu bilgilerimiz tazelenirken konu hakkında ki pek çok nüansın farkına vardık. Düzenlenen seminerler ile odamıza desteğini esirgemeyen Erciyes Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ne teşekkürlerimizi iletiyoruz.
dißedokunur
31
SEMİNER
Set-Dent diş labaratuarı sponsorluğunda düzenlenen “Estetik Dişhekimliğinde Materyal- Labaratuar- Klinik İlişkisi” konulu seminer yoğun ilgi gördü.
S
et – Dent diş laboratuarı sponsorluğunda 12 Aralık cumartesi günü Kayseri Hilton Otelde gerçekleştirilen seminer 3 bölümden oluştu. Cad-Cam sistemleri ve estetik dişhekimliğinin yoğun olarak işlendiği toplantının ilk kısmında Ali Erken ve Dt. Levent Ak, “Dental CAD\CAM teknolojisinden Neler Beklemeliyiz” konusunda gerçekleştirdikleri sunumla üretim tekniği olarak CAD\CAM ve Dental sektörde kullanım şekilleri, Dental CAD\CAM’de gelinen son nokta üretim yöntemleri ve Dental CAD\CAM uygulamaları ve hasta, hekim, laboratuar üçgenine olan katkısı hakkında bilgiler verdiler. Seminerin ikinci kısmında, Doç. Dr. İ. Mete Fanuscu tarafından “Estetik ve Biyolojik Başarının Yol Haritası” konusunda seminer verildi. Seminerde tedavi kavramları, klinik deneyimlerin detaylı aktarıldığı en basit vakalardan en komplike vakalara dek uzanan yelpaze de tartışılarak temel prensiplere ve teknolojik gelişmelere vurgu yapıldı Seminerin üçüncü aşamasında ise Noritake Dental Enformasyon Merkezinin Şef Teknik Danışmanlığını yapan Tatsuhiko Hirata, “Metalsiz Altyapılarda Zirkonya Seçeneği” konusunda bir sunum gerçekleştirerek katılımcılara zirkonya altyapılı protezler için preperasyon aşamasında dikkat edilecek noktalar, zirkonya materyali için endikasyonlar ve kontraendikasyonlar ile estetik dizaynda materyal seçimi konusunda bilgiler verdi. Seminer sonrasında tertiplenen akşam yemeği ile geç saatlere kadar bir arada bulunmanın keyfine vardık. Programa katılarak bizlere destek veren Kayseri Milletvekilimiz Sayın Şevki KULKULOĞLU’na da bu vesile ile teşekkürlerimizi iletiyoruz. 32
dißedokunur
SEMİNER
23 Ocak 2010 tarihinde City One Otel’de gerçekleştirilen seminer iki bölümden oluştu. Seminerimizin ilk bölümünde Erciyes Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Levent AVŞAROĞULLARI, “Acil Yardımda Temel İlkeler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda senkop ve anafilâksi konularında bilgiler veren Doç. Dr. Levent AVŞAROĞULLARI bu konudaki bilgilerimizi tazelerken verdiği bilgilerle acil yardım konusunda
birçok nüansın olduğuna da dikkat çekti. Seminerin İkinci bölümde ise Hacettepe Üniversitesi Endodonti Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Ömer GÖRDUYSUS, “Endodontide Güncel Konular” başlığı altında kanal tedavisi hakkında katılımcılara güzide bilgiler aktardı. İpek Dental Labor sponsorluğunda düzenlenen program seminerlerden sonra yenilen akşam yemeği ile son buldu.
dißedokunur
33
SEMİNER
D
aha önceden Odamız tarafından gerçekleştirilen “Acil Yardımda Temel İlkeler” semineri yoğun ilgi nedeniyle Şubat’ 10 seminerleri çerçevesinde 27 Şubat Cumartesi günü tekrar düzenlendi. Erciyes Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Levent AVŞAROĞULLARI tarafından verilen seminerde bir önceki seminer konuları hızlı bir şekilde tekrarlandıktan sonra “bebeklerde ve çocuklarda ani gelişen rahatsızlıklar ve acil müdahaleleri” konusunda bilgi verildi. Grand Eras Otel’de düzenlenen Şubat’10 seminerinin ikinci kısmında ek bilgiler veren Doç. Dr. Levent AVŞAROĞULLARI mevzuat gereği bulundurulması gereken acil ilaç ve gereçlerin kullanımı hakkındaki bilgilerimizi, güncel gelişmelerin ışığında tazeledi.
34
dißedokunur
diĂ&#x;edokunur
35
SAĞLIK
Dişiniz ve mideniz ağrıyorsa kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz
D
iş, mide ve kol ağrısı deyip geçmeyin. Bu ağrıların her biri kalp krizinin habercisi olabilir. Uzmanlar kalp ağrılarının bazı zamanlar özellikle diş, mide ve sol kola vurabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durumda hastaların mutlaka Elektrokardiyografi (EKG) yaptırması gerektiği belirtiliyor. Kayseri Anakalp Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Mustafa Kırman, kalp hastalıklarının ölüm nedenleri arasında ilk sıraya yerleştiğini bildirdi. Diş, mide ve özellikle sol kol ağrısı çeken bir çok kişinin kalp krizi geçiriyor olabileceğine dikkat çeken Kırman, bu tür şikayetleri olan kişilerin kalp krizi geçirdiğini bilmesinin imkansız olduğunu vurguladı. Bu hastalarda kalp krizi geçirip geçirmediğinin ancak EKG ile belirlenebileceğini dile getiren Kırman, “Burada en büyük görev ilgili birimlerdeki doktorlara düşüyor. Diş ağrısı çeken bir kişi dişhekimine, mide ağrısı çeken biri kişi de dahiliyeciye gider. Nedeni belli olmayan böylesi şikayetlerle gelen hastalara mutlaka EKG yaptırılması gerekiyor. Çünkü hasta gizli kalp krizi geçiriyor olabilir.” açıklamasında bulundu. Kendilerine çok sayıda kalp krizi geçiren ancak diş, mide ve kol ağrısıyla gelen hastaların olduğunu aktaran Kırman, bu hastaların gittikleri doktorlar tarafından kardiyologlara yönlendirildiğini aktardı. İnsanların beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve bununla birlikte hareketsiz ve stresli yaşamın her geçen giderek artması nedeniyle Türkiye’de kalp hastalıklarından ölüm oranının ilk sıraya yerleştiğinin altını çizen Kırman, her yıl 300 bin kişinin kalp hastalıklarından hayatını kaybettiğini açıkladı. Her üç kişinin birinde kalp ve damar rahatsızlıklarına yakalanma riski olduğu uyarısında bulunan Kırman, Kalp krizinin kalbi besleyen kan damarlarındaki daralmaların (damar sertliği) zaman 36
dißedokunur
içinde tam bir tıkanıklığa dönüşmesi nedeniyle oluştuğunu vurguladı. Damar sertliği risk faktörleri arasında; kollestrol bakımından zengin diyet, egzersizden uzak hareketsiz pasif yaşantı, şeker hastalığı, sigara ve irsiyet faktörlerinin yer aldığını bildiren Kırman, kalp krizi oranını ve bu hastalıktan dolayı meydana gelen ölüm oranlarının azaltılabilmesi için kontrol edilebilir risk faktörleri üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini anlattı. 40 yaşın altında kalp hastası olanların doktor kontrolünü ihmal etmemeleri gerektiğini ifade eden Kırman, 35 yaşını geçmiş hastaların da mutlaka senede bir sefer kalp kontrolünden geçmesi gerektiğini anlattı. Kalp hastalarının birçoğunun geç müdahaleden dolayı hayatını kaybettiğine değinen Kırman, insanların korktuğundan dolayı kalp kontrollerini yaptırmadığını belirtti. Müdahaleden değil, ihmalden korkulması gerektiğinin altını çizen Kırman, erken müdahalenin her zaman hayat kurtardığını anlattı. Türkiye’de romatizmal kalp kapakçığı hastalığının çok yaygın olduğuna değinen Kırman, kalp kapakçığı hastasının çok sıkı doktor kontrolünden geçmesi gerektiğini vurguladı. Sebze ve meyvenin çok tüketilmesinin insanları kalp krizinden koruyacağına değinen Kırman, kırmızı et tüketiminin minimuma indirilerek bunun yerine beyaz et olarak tavuk ve balık tüketiminin arttırılması tavsiyesinde bulundu. Katı ve hayvansal yağların yerine sıvı yağların tercih edilmesini isteyen Kırman, şeker hastası olan insanlarda kalp krizi geçirme riskinin çok daha yüksek olduğu uyarısında bulundu. Kırman, “Şeker hastalığı için alınan ilaçlar sinir uçlarını tahrip ediyor ve ağrının hissedilmemesine neden oluyor. Bu şekilde şeker hastası bir insan kriz geçirdiğinden habersiz bir şekilde hayatını kaybedebilir. Şeker hastalarının daha sık kalp muayenelerini yaptırmaları gerekiyor” diye konuştu.
SAĞLIK Prognoz; bir hastalığın süresinin, gidişatının ve tedaviye olan muhtemel cevabının önceden tahmin edilmesidir. Prognoz tayini teşhisten sonra tedavi planından önce yapılmalıdır. Prognoz’un belirlenmesi hekimin klinik başarısını belirleyen en önemli etken olarak gösterilmektedir. Periodontal hastalıklarda prognoz tayini, genel ve tek dişe özel olarak yapılabilir.
Genel prognozu etkileyen faktörler Periodontitisin tipi: Agresif tip periodontitislerde prognoz; kronik periodontitis’e göre daha kötüdür. Kronik periodontitis nedeni olan plak ve diştaşı eliminasyonundan sonra düzelme eğilimindedir. Klasik periodontal tedaviye cevabı olumludur. Agresif tip periodontitislerde ise ağızda görülen yıkım ile plak ve diş taşları arasında doğru orantılı bir bağlantı yoktur. resim 1 Alt köpek dişleri arası bir porselen restorasyon planlanmış ise arada kalan prognozu şüpheli dişlerin çekilmesi gereklidir.
resim 2 Üst sağ 7 no’lu dişin prognozu iyi gibi görünse de tek taraflı bir dişin yapılacak protezin retansiyonuna bir katkısı bulunmamaktadır. Tersine stabiliteyi olumsuz yönden etkileyeceğinden çekilmesi gereklidir.
resim 3 Tedavi planından önce bir periodontal sond ile cep derinlikleri belirlenmelidir.
Yaş: Aynı seviyede kemik kaybı olan yaşlı ve genç hastalardan genç olanın prognozu daha kötüdür. Genç hastadaki periodontal kayıp agresif tip periodontitis’i ifade edebilir. Sistemik hastalıklar: Diyabet, hiperparatiroidizm gibi immün sistem cevabını etkileyen hastalıklarda prognoz kötüleşmektedir. Malokluzyon: Okluzal travmalara neden olabileceği gibi plak kontrolünü zorlaştırması prognozu olumsuz etkilemektedir. Planlanan protezin tipi: Hastaya yapılması gereken yeni bir protez varsa, bu durum prognozu direkt olarak etkiler. Tüm dişler mevcutken kurtarılabilecek bir diş yeni bir restorasyonun köprü ayağı olacaksa çekilmesi düşünülebilir. (Resim 1-2) Sigara kullanımı: Periodontal tedaviye cevabı olumsuz etkiler. Hastanın kooperasyonu: Hastanın uyumu ve sosyo-ekonomik seviyesi periodontal prognozun belirlenmesinde belki de en önemli etkendir.
resim 4 resim 5 3 mm den fazla gerçek veya yalancı cepler mutlaka tedavi edilmelidir.
Tek dişe özel prognozu etkileyen faktörler; Mobilite: Tek dişin prognozunun tayininde en önemli etkendir. Sadece okluzal travmaya bağlı bir mobilite varsa bu geri dönebilir. Periodontitis’e bağlı bir mobilitenin geri dönmesi oldukça zordur. Mobilite arttıkça dişin prognozu kötüleşir.
resim 6 resim 7 Gerilme testi; mukozal hareketlerde serbest dişeti kenarının hareket edip etmemesi ile belirlenir. Mukogingival cerrahi işlemler ile yeterli yapışık dişeti genişliği oluşturulmalıdır.
Patolojik cep varlığı: 3 mm ‘den fazla olan cepler ister gerçek cep olsun ister yalancı (pseudo)
cep olsun mutlaka tedavi edilmelidir. Bu ceplerin tedavi edilmeden protez ayağı olarak kullanılması prognozu daha da kötüleştirecektir. Alveolar kemik kaybı ve ataçman kaybının görüldüğü gerçek ceplerin derinliğinin artması prognozu kötüleştirecektir.(Resim 3- 4-5) Mukogingival problemler: Dişin etrafında yapışık dişetinin yetersiz olduğu durumlarda prognoz kötüleşmektedir. Gerilme testi ile bu durum tespit edilmeli. Serbest dişeti grefti, bağ dokusu grefti veya frenektomi gibi mukogingival cerrahi prosedürler ile tedavi edilmelidir. (Resim 6-7) Furkasyon tutulumları: Ulaşılması güç alanlar olduğu için hasta ve hekim tarafında temizlenmesi zor bölgelerdir. Furkasyon tutulumunun derecesine göre rejeneratif tedavi veya tünel operasyonu, hemisection gibi rezektif tedaviler yapılmalıdır. Dişin morfolojisi: Kron kök oranı arttıkça prognoz kötüleşmektir. Ayrıca dişlerin kök yüzeyindeki deformasyonlar, temizlenmesi güç alanlar prognozu kötü etkilemektedir. Dişsiz alana olan mesafesi: Yeni bir protez planlaması yapılacaksa son destek dişin prognozunun belirlenmesinde daha sıkı kurallara uymak gerekir. Prognozu şüpheli bir dişin çekilmesine daha kolay karar verilmelidir. Yandaki diş ile ilişkisi: Dişin durumu yanındaki dişi tehdit edecek bir hale gelmişse çekilmesi düşünülebilir. Çürük, devital diş, kök rezorbsiyonu: Dişin periodontal prognozunun belirlenmesinde önem arz eder. Çürük dişin restorasyonun ideal bir şekilde yapılması durumunda prognoz kötü etkilenmeyecektir. Kök rezorbsiyonu; kron kök oranını olumsuz yönde etkiler, Dişin devital olması periodontal prognozu olumsuz olarak etkilemez. Buna karşın tedavi sonrası devital bir dişin sementine bağdokusu ataçmanı olurken devital dentin’e bağdokusu ataçmanı olamaz.
dißedokunur
37
TAM GÜN YASASI
C
umhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 5947 sayılı ‘’Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’, Cumhurbaşkanı Gül tarafından, Anayasa’nın 89. maddesinin birinci fıkrası ile 104. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi ve 30 Ocak 2010 Cumartesi günlü 27478 sayılı resmi gazetede Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ismiyle 5947. kanun olarak yayımlandı. (Kanunun kabul tarihi 21/1/2010) Kanunda neler var?
ödenecek, diğer yarısı döner sermaye veya kurum bütçesinden karşılanacak. •
Serbest dişhekimleri primin tamamını kendi kasasından ödeyecek.
•
Sigorta yaptırmayan hekimlere 5 bin TL idari para cezası kesilecek.
•
Uygulama esasları bakanlık görüşüyle hazine tarafından belirlenecek.
•
Sigorta uygulaması, 6 ay sonra zorunlu hale gelecek.
Dişhekimine zorunlu sigorta Sistemin mali yükünün dişhekimlerine yüklenmesi bu bölümdeki en büyük sorun olarak görülüyor. Bunun yanında kurumlarda hata bildirimlerinin azalması ve riskli vakaların kabul edilmemesi gibi endişe verici sonuçlar doğuracağı da endişelerimiz arasında yer alıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın branşa göre yıllık 201-1502 TL arasında olarak açıkladığı sigorta primlerinin, hataların gerçekleşmesiyle daha yüksek oranlara çıkarılması bekleniyor. Dolayısıyla 110 bin hekimin yer alacağı sistem, sigorta sektörü için cazip bir pazar olacak.
Hekimlerimiz kamu-özel ayrımı olmadan sigorta kapsamında olacak.
•
Kamuda primin yarısı hekim tarafından
38
dißedokunur
•
Yıl veya ay itibarıyla belirli bir süre için görevlendirme halinde bu kişilere, sadece görevlendirildikleri sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden ödeme yapılacak.
•
Yasaya göre, öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapacak. Bu durumda, üniversitelerin dişhekimliği fakültelerinde görev yapan öğretim elemanları da tam gün çalışacak. Uygulamaya 1 yıl sonra geçilecek.
•
Öğretim elemanları, bu Kanun ile diğer kanunlarda belirlenen görevler ve telif hakları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir iş göremeyecekler, ek görev alamayacaklar, serbest meslek icra edemeyecekler.
•
Öğretim üyesi, kadrosunun bulunduğu
Dişhekimliği fakültelerinde de tam gün •
ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI NASIL İŞLEYECEK? •
rumlarının onamasıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde veya belirli vakalar ve işler için görevlendirilebilecek.
•
Yükseköğretim Kanununa göre Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ile bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görevlendirilenler, ilave ödemelerden yararlanmamak kaydıyla, Bakanlık merkez veya bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yaptıkları unvan için belirlenen ek ödemeden faydalandırılacak. Sağlık kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulması halinde, ilgilinin isteği ve ku-
yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduğu üniversitede haftada asgari 10 saat ders vermekle yükümlü tutulacak. Öğretim görevlisi ve okutmanlar ise haftada asgari 12 saat ders verecekler. •
Öğretim elemanlarının, ders dışındaki uygulama, seminer, proje, bitirme ödevi ve tez danışmanlıklarının kaç ders saatine karşılık geldiği; kendi üniversitesi dışındaki devlet veya vakıf üniversitelerine bağlı yükseköğretim kurumlarında haftada verebileceği azami ders saatleri ve uzaktan öğretim programlarında verdikleri derslerin örgün öğretim programlarında verilen kaç ders saatine karşılık geldiği YÖK tarafından belirlenecek.
Dekanlarda ders zorunluluğu yok Dekan yardımcıları asgari 5 saat ders vermek zorunda •
Rektör, rektör yardımcısı, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin ders verme yükümlülüğü bulunmayacak.
•
Diş hekimliği fakültelerinin hesabında toplanan döner sermaye gelirleri bakiyesinden, gelir getiren görevlerde çalışan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme, ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamından oluşan ek ödeme matrahının yüzde 800’ünü geçemeyecek.
Bu oran, araştırma görevlilerine ise yüzde 500, bu yerlerde görevli olmakla birlikte gelire katkısı olmayan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine yüzde 600, araştırma görevlilerine ise yüzde 300 olarak uygulanacak.
Öğretim üyelerine bir yıl süre Kanunun Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte, kısmi statüde görev yapan öğretim üyelerinden, yayım tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde talepte bulunanlar, devamlı statüye geçirilecek. Bu süre içerisinde talepte bulunmayanlar istifa etmiş sayılacak.
Sağlık kurumları Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun• Başhekimler ve dekan yardımcıları haftada asgari 5 saat ders vermekle yükümlü da değişiklik yapan kanun, görev yapılabilecek sağlık kurumlarını da yeniden olacak. • Öğretim elemanları; ilgili kurumların ta- belirliyor. lebi ve kendisinin kabul etmesi, üniversite yönetim kurulunun uygun görmesi ve rektörün onayı ile ihtiyaç duyulan konularda, özlük işlemleri kendi kurumlarınca yürütülmek kaydıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında geçici olarak görevlendirilebilecek.
•
•
Üniversitelerde döner sermaye Yükseköğretim kurumlarında, üniversite yönetim kurulunun önerisi ve YÖK’ün onayı ile döner sermaye işletmesi kurulabilecek. Kurulacak döner sermaye işletmesinin başlangıç sermayesine ilgili yükseköğretim kurumu bütçesinde bu amaç için ödenek öngörülmek şartıyla katkı sağlayabilecek. Döner sermaye işletmesine tahsis edilen sermaye, üniversite yönetim kurulu kararı ile artırılabilecek. Artırılan sermaye tutarı yıl sonu karlarından karşılanacak. Ödenmiş sermaye tutarı, tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra kalan yıl sonu karı, döner sermaye işletmesinin hizmetlerinde kullanılmak üzere ertesi yılın gelirine ilave edilecek.
Buna göre, hekimler aşağıdaki kurum ve kuruluşlardan yalnızca bir türünde olmak üzere birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilecek: •
Kamu kurum ve kuruluşları.
•
Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri.
•
Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası.
ma süresi için ödeme yapılmayacak. Ücretler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmayacak.
Görevden çekilenler Kamu kurum ve kuruluşlarında memur statüsünde çalışırken, 26 Mayıs 1995 ile 1 Ocak 2010 tarihleri arasında görevinden çekilen, çekilmiş sayılan dişhekimleri, kanunun yayımından itibaren 6 ay içinde başvururlarsa, görevden ayrıldıkları ildeki Sağlık Bakanlığına ait kurum ve kuruluşlara açıktan atanabilecek. Bu yerlerde ihtiyaç olmaması halinde, atamalar, ihtiyaç olan yerlere yapılacak.
Kızılay hastaneleri Kızılay’ın hastaneleri Türkiye Kızılay Derneğine (Kızılay) ait, 1 Mayıs 2009 tarihi itibarıyla ruhsatlı olarak işletilmekte bulunan hastane ve tıp merkezleri, bu Kanunun yayımından itibaren 6 ay içerisinde Sağlık Bakanlığı ile Kızılay arasında yapılacak protokolle Bakanlığa devredilecek. Bu kurumlarda, 1 Mayıs 2009 tarihi itibarıyla iş sözleşmesine bağlı olarak çalışmakta olan Devlet Memurları Kanununda öngörülen genel ve ilgili kadro veya pozisyon için öngörülen özel şartları taşıyan personelden; diş tabipleri, istekleri halinde çalışmakta oldukları ildeki ihtiyaç bulunan sağlık kurum veya kuruluşlarının memur kadrolarına atanacak.
Yürürlük Kanunun bazı maddelerinin uygulanmasına geçiş süreci konuldu. Yasa, tam gün çalışma açısından, üniversite hastanelerinde bir yıl, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde ise 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
Nöbet ücretleri Ağız ve diş sağlığı merkezlerinde, haftalık çalışma süresi dışında normal nöbet tutan, ancak bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen dişhekimine, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere) ücret ödenecek. Ücretler, kanunda hazırlanan gösterge rakamlarının, aylık katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanacak. Ancak ayda 130 saatten fazla çalış-
dißedokunur
39
KAPAK KONUSU
40
dißedokunur
Dişhekimi Habib GÜLERİK tarafından odamıza ulaştırılan fotoğraf, odamız kurucu üyeleri ile dönemin Kayseri Valisi Sayın Yüksel ÇAVUŞOĞLU’nun valilik makamındaki cansız bir hatırasını içeriyordu. Hatıra cansız olmasına karşın kurucu üyelerimizin hayatta olması talihliliği ile Kayseri Valimiz Sayın Mevlüt BİLİCİ’nin makamında aynı üyelerimizin karşısında deklanşöre bastık. Yılların tecrübesinin kazandırdığı çehre değişikliklerinden başka fark bulamadığımız fotoğraflarda dişhekimi Halit ERKİLETLİOĞLU’nun benzer kıyafetlerle görünmesi ise çok uzun bir enstantane oldu. Kurucu üyelerimize sağlıklı, mutlu ve huzurlu uzun ömürler diliyor, bu vesile ile bizleri makamına kabul edip sıcak bir sohbet eşliğinde ağırlayan Valimiz Sayın Bilici’ye teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Dişhekimliği tarihinin de konuşulduğu bu buluşmada araştırmacı yapısıyla öne çıkan Dişhekimi Halit ERKİLETLİOĞLU’nun konu hakkındaki çalışmalarını görünce bültenimizde üyelerimizle paylaşmadan yapamadık.
Dişhekimliğini; Dişhekimi Halit ERKİLETLİOĞLU’nun kaleminden aynen aktarıyoruz…
İlk Türk devletlerinde dişhekimliği hizmetlerinin nasıl yapıldığını bilemiyoruz. Ancak Orta Asya’da Türk toplumlarında şaman rahiplerinin aynı zamanda hekim olarak vazife yaptıkları, bu işi yaparken bir takım dualarla psikolojik tedaviler uyguladıkları, bazen de bitkilerden elde ettikleri ilaçları kullandıkları anlaşılmaktadır. O devirde ilaç ile tedavi uygulayanlara “Otacı”, okuyarak tedavi yapanlara da “efsuncu” denilmektedir. X. yüzyıldan itibaren İslamiyet’le birlikte sistemli tıp tedrisatı ve pratik uygulamaların başladığı görülmektedir. Nitekim Zekeriya el-Razi (860 - 982), İbn Sina (980 - 1037), Ebul Kasım Zahravi (1013 - 1106), İbn Rüşt (1126 - 1198) gibi büyük filozof hekimlerin ortaya koymuş oldukları telif eserler, Anadolu’da XII. Ve XIII. Asırlarda yaygın bir şekilde kurulmuş olan medreselerde okutulmuştur. 9. yy.da İran’da yaşamış olan Ali-İbn-Sahl Rabban at-Tabari ünlü bir hekimdir ve Firdavs-alHikma adlı eseri 850 yıllarında yazılmıştır. 30 bölümde 360 konu anlatılmış, beş sayfalık bölümü dişler, ağız hastalıkları hakkında bilgi vermektedir. Abubekir Muhammed İbn Zakariya al-Razi bazı kaynaklara göre 230, bazı kaynaklara göre 184 kitap yazmıştır. El-Fakhir adlı eserinde dişler, ağrıyan dişler, diş çürükleri, ağız kokusu, dişetlerinin cerahatlenmesi, piyore ve kanayan dişetlerinden söz eden yedi bölüm vardır. Abul Kasım Zahravi (936-1013) dişeti hastalıkları, ağız hijyeni, tekrarlayan enfeksiyonlarda koterizasyon hakkında bilgilere yer vermiş, dişlerin çekiminin mümkün olduğunca geciktirilmesini, çekim gerektiğinde dişetinin dişten iyice ayrılarak, forseps dişin çevresine iyice yerleştirilerek çe-
kilmesi gerektiğini belirtmiştir. Doğal dişlerin önemini kavramış, yanlış çekim yapmamak için teşhiste çok dikkatli olunması gerektiğini vurgulamıştır. Sallanan dişlerin sağlam dişlere bağlanması gerektiğini, bunun için altın tel kullanılması gerektiğini, kaybolan dişlerin yerine sığır kemiğinden yapılmış dişlerin konabileceğini, travma sonucu düşen dişin tekrar alveole yerleştirilebileceğini belirtmiştir.
1. Müfredat-ı İbn Baytar,
Esasını Tıbb-ı Nebevi’nin teşkil ettiği bu eserlerden, Avşanalı İbn Sina’nın yazmış bulunduğu “Al-Kanun fı’l tıbb” dikkat çekicidir. Tıbb-ı nebevi ve Yunan tıbbını kendi müşahedeleriyle birleştiren İbn Sina’nın 276 civarında eserinden 43 tanesi tıpla alakalı olup, bunların da en mühimleri “Kanun” ile “Al Adviya Al-Kalbiya”dır. Orta çağda Avrupa üniversitelerinde ve İslam medreselerinde okutulan “Al-Kanun fı’l tıbb” (tıbbın kanunu) isimli eserdeki dişhekimliği bilgileri;
7. Yadigar-ı İbn Şerif (XV. Yüzyıl),
2. Enmuzec-üt-tıb (1304), 3. Kitab-ı Tervihül Ervah-Ahmedi (1331), 4. Mecmuat-üt tıb (1398), 5. Kitab-üt teshil (1385), 6. Hazain-üs saadet (1460), 8. Risale-i Kaysuni Zade , 9. Maidet-ül Hayat, 10. Kitab-ı müntehab-ı Şifa-ül tıb, 11. Neticet-ül tıb, 12. Tabib ve tebabet, 13. Kitab-üş Şifa fi Ehadis-i Mustafa (1398)
1. Ağız ve Dil hakkında 20 fasılda,
14. Tebhiz-ül Mathun,
2. Dişler hakkında 18 fasılda,
15. Kanun-ül ilaç ve Şifa vel-Emraz li Küllül Mizaç,
3. Dişeti ve dudaklar hakkında 13 fasılda anlatılmış olup, toplam olarak 51 fasıl olmak üzere, çok geniş bir yer tutmuştur. XII. ve XIII. Yüzyıllarda Kayseri Gevher Nesibe Medresesi (1205) Sivas Darüşşifası (1217) ve Amasya Darüşşifası (1308) gibi medreselerde çok gelişmiş metotlarla tıp tahsil ediliyordu. Bunun yanında dişhekimliği bilgilerinin de verildiği muhakkaktır. Bilhassa XIV. Yüzyıldan itibaren Türkçe telif ve tercüme tıp eserleri çoğalmıştır. Bütün tıp eserlerinde dişhekimliği bilgileri önemle zikredilmiştir. Bunlardan en önemlileri:
16. Kitab-ı şehr-ül Muciz-üs Sururi, 17. Tercüme-i Kitab-ı Ethmullerius (Latinceden tercüme) 18. Zahire-i Harzemşahi (1437), 19. Esbap ve Almatı Semerkandi, 20. Cerrahiyet al-Haniye isimli eserlerdir. Yukarıdaki eserlerden sonuncu sırada adı geçen, Amasyalı Şerafeddin tarafından telif edilen, “Cerrahiyet al-Haniye isimli eser sistematiği bakımından çok önemlidir. Dişhekimliği bilgilerinin muntazam bir sıra dâhilinde anlatıldığı bu kitap-
dißedokunur
41
ta tabip ve hastanın tedavi esnasındaki pozisyonları ve kullanılan aletlerin şekilleri nefis minyatürlerle gösterilmiştir. Şerefeddin Sabuncuoğlu (1385-1470) Fatih Sultan Mehmet devrinde yaşamış ünlü bir hekim ve cerrahtır. Amasya Darüşşifasında tıp eğitimi almış ve uygulamıştır. Türkçe halk diliyle eserler yazmakta ısrarlı olmuştur. Kitab-ı cerrahiyet al-Haniye (Han’a sunulan cerrahi kitabı) 83 yaşında yazmış, cerrahi teknikleri resimlemiştir. Diş soketlerinin tedavisi, ranula ve kistlerin tedavileri, koterizasyon teknikleri, abse drenajları, çekimler, sallanan dişlerin tesbiti için altın tellerin kullanılması, diş taşlarının uzaklaştırılması, kırıkların tedavisi gibi konuları kapsamaktadır. Sıcak çelik pinlerle pulpayı kotarize ederek ağrıyan dişi tedavi ettiği, bazı tozlarla dişleri beyazlattığı bilinmektedir. Mücerrepname yazmış olduğu son eserdir ve yukarıdaki tedavi metodlarını içerir. Ne yazık ki yukarıda geçen birçok eserde temelleri atılmış olan dişhekimliği ilmi, daha sonraki hekimler tarafından yeterince okunup iyi uygulanmadığı için modern dişhekimliğinin kuruculuğu Avrupalıların eline geçmiştir. Son yüzyıllarda halk arasında diş çekmeyi öğrenenlerin yanı sıra berberler bu işi yapar hale gelmiş ve dişhekimliği sadece diş çekmeye münhasır kalmış idi. Büyük şehirlerde ise: 1. Yabancı ülkelerde dişhekimliği tahsili yaparak faaliyet gösterenler, 2. Tıp tahsili yapmış veya cerrahlıkta uzmanlık kazanmış olup da esas mesleklerinin yanında dişçilik de yapanlar, 3. Türkiye’de veya yabancı ülkelerde bir diş hekiminin yanında pratik bilgiler öğrenip uygulayanlar bu işi yürütüyorlardı.
Türkiye’de dişhekimliği tedrisatı 1908 (1325) tarihinde “Darulfünun-u Osmanî Tıb Fakültesi Eczacı ve Dişçi Kabile ve Hastabakıcı Mektepleri” adıyla faaliyete geçti. Bu mektebin kurulmasında en çok emeği geçenler Dt. Cemil Topuzlu Paşa (1866-1958) ile dişçi mektebinin ilk öğretim kadrosunu teşekkül ettirerek bütçesini millet meclisinden 22 Kasım 1908 tarihinde geçiren (Bu tarih Türkiye’de kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.) devrin maarif nazırı, meşhur âlim Emrullah Efendi’dir. Kadırga’da kurulan bu mektebin öğretim kadrosu Halit Şazi Bey’in (1869-1921) başkanlığında altı muallim, bir müdür ve birkaç asistandan meydana geliyordu. İlk dişçi mektebi, üç sene müddetli olup, 30 Temmuz 1910 tarihinde ilk mezunlarını vermiştir. Bir numaralı diploma Dt. Mehmet Ali Sürel’e aittir. 1327 (1910) senesinde 22 ve 1328 (1911) senesinde de 24 mezun veren Dişçi Mektebi, 1925 senesinde eski jandarma mektebine taşınmış ve Darülfünun’un Üniversiteye dönüşmesi ile 31 Temmuz 1937’de kadroları birbirinden ayrılarak “Tıp Fakültesi Dişhekimliği Yüksek Okulu” adını almıştır. 1934’de Ord.Prof.Dr.Alfred Kantorowitz (1880-1962) Almanya’dan Türkiye’ye geldi. 1949’a kadar İstanbul Dişhekimliği Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışan Kantorowitz pek çok öğrenci yetiştirdi ve eğitimde reformlar yaptı. Okul, 1964 yılında da Tıp Fakültesi’nden ayrılarak müstakil fakülte haline getirilmiştir. 11 Temmuz 64 yılında İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi haline getirilmiştir. İlk dekanı Prof.Dr. S.İsmail Gürkan’dır. Bugün 2009 yılı itibariyle Türkiye’de 5,5 sene tedrisat yapan onsekiz ayrı Dişhekimliği Fakültesi mevcuttur.
KAYSERİ’DE DİŞHEKİMLİĞİ
TÜRKİYE’DE İLK RESMİ DİŞHEKİMLİĞİ TEDRİSATI Osmanlı devrinde dişçilik sanatı cerrahların ve görgüye dayanarak kendini yetiştirmiş kişilerin elindeydi. Anadolu’da 1399’da yaptırılan ilk hastane Yıldırım Darüşşifa’sının dişhekimi kadrosu bulunmazken, 1557 tarihli Süleymaniye Darüşşifa’sının iki cerrah kadrosu bulunduğu, bunların dişhekimliği uygulamaları yapabilecek yetkileri olduğu görülmektedir.
Kayseri;’de dişhekimliği mesleği 1925’lere kadar nasıl ve kimler tarafından yapılıyordu? Bu konuda çok bilgi olmamakla beraber, bu işi meslek edinen kişilerce, cerrahlar ve berberlerce yapıldığı malumdur. Diş çeken berberlerden Şükrü, Abdullah ve Mustafa Ağalar en tanınmışları idi ve çektikleri dişleri iplere dizerek kapılarına asarlardı. Kadırga’daki Dişçi Mektebinden 18 Haziran 1911’de ve 34 sıra numarası ile mezun olan
ilk Kayserili dişhekimi 1303 doğumlu Kasbar’dır. Kasbar’ın Kayseri’de dişhekimliği yaptığına dair bir bilgiye rastlayamadık. Kayseri’de izinli olarak dişçilik sanatını icra ettiği bilinen ilk dişçi Ermeni asıllı Mıgırdıç’tır Dişçi mektebinden mezun olmayan fakat o devirde devletin bir defaya mahsus olarak verdiği permilere istinaden çalışan Mıgırdıç’ın muayenehanesi Şekerciler çarşısında idi. Bilinen diplomalı ilk diş hekimi ise Tavlusunlu Faik Bey’dir. Faik Bey’den sonra Ekrem Avni Bey dişhekimi olarak ve Ahmet Rıza Tanyel permili dişçi olarak çalışmışlardır. Bilahare Ali Zihni İkizkaya uzun seneler Kayseri’de dişhekimliği yapmıştır. 1953 senesinde tabip odası defterlerinden 34 lira aidat ödediğini tespit ettiğimiz Ali Zihni Bey’in bu tarihten sonra da çalıştığı bilinmektedir. Dişhekimi Derviş Bey aynı senelerde ismi çok geçen meslektaşımızdır. Diploma tarihleri 1937 olan Dt. Veysel Uğur ile Dt. Ali Rıza Kılıçkale Kayseri’de dişhekimliği icra eden meslektaşlarımız olup, Kılıçkale 1954’te Demokrat Partiden Milletvekili olarak Kayseri’den ayrılmıştır. Sayın Veysel Uğur’a 1987’de Dişhekimleri Odası tarafından, çalışan en eski dişhekimi olarak plaket verilmiştir. Kronolojik sıraya göre 1960 senesine kadar Kayseri’de dişhekimliği yapan diğer meslektaşlarımız şöyle sıralanabilir: Dt. Mustafa Akyürek, Dt. Feridun Tanrıverdi, Dt. Seyfi Söylemez, Dt. Manuel Sakarya, Dt. Safi Yiğitsoy, Dt. Turhan Nesimi Küçükustaoğlu, Dt. Cavit Uçer, Dt. Ayten Demirağ, Dt. Hilmi Şencan, Dt. Mahir İnceköy 1954 tarihinde sekiz, 1970 tarihinde on yedi olan dişhekimi sayısı 1988 yılında 100 civarında idi. 1997 yılında Kayseri’de ilçeler dahil 127dişhekimi çalışmakta idi. Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesinde 1982’de kurulan ve altı dişhekimi ile çalışan bir poliklinik Askeri hastanede bir diş polikliniği, Devlet Hastanesinde 1997’de açılan ve sekiz dişhekimi ile faaliyet gösteren diş tedavi ve protez merkezi, Hava İkmal merkezi, Erkilet Hava Üssü, Mili Eğitim Sağlık Merkezi, PTT, Kızılay ve diğer bazı müesseselerde çalışan diş klinikleri mevcut idi. Ayrıca bazı özel hastanelerin diş klinikleri ile 1986 yılında açılmış bulunan Oral Diş Polikliniği yanında bu gün Sağlık Bakanlığına bağlı ve bünyesinde 65 dişhekimi bulunduran diş hastanesi ile üç özel diş hastanesi ve Kayseri, Kırşehir, Nevşehir ve Niğde’yi kapsayan Dişhekimliği Odasına kayıtlı 333 dişhekimi mevcuttur.
Bu bölümde tespit edebildiğimiz geçmiş senelere ait birkaç diş tedavi ve protez ücretini zikretmek istiyoruz. 1948
1952
1957
1970
1972
1988
1990
1994
1997
1998
Total Protez
10 TL
70
15-70
100-150
500
240.120
616.000
6.040.000
69.000.000
93.200.000
Amalgam Dolgu
1 TL
3
5
15
30
12.960
34.000
310.000
3.450.000
4.657.000
Diş Çekimi
50 Kr
1
2,5
5-10
15
7.776
24.000
260.000
2.590.000
3.622.000
42
dißedokunur
2000
2005
2006
2007
Total Protez
294.840.000
1.027.533.600
1.027.54
1.127.60
Amalgam Dolgu
16.380.000
51.267.600
51,27
62,88
Diş Çekimi
13.104.000
41.450.400
41,45
47,13
Mukayese yapılabilmesi için bugün Amerika’daki dolgu ve çekim ücretleri şöyledir: Amalgam dolgu; 42 dolar, Çekim; 54 dolar
KAYSERİ DİŞ HEKİMLERİ ODASI’NIN KURULUŞU Türk Tabipler Birliği Kayseri, Yozgat, Kırşehir Tabip Odasının 1953 tarihinde kuruluşundan itibaren, oda idare heyetinde diş hekimleri bir üye ile temsil ediliyorlardı. İdare heyetinde ilk temsilcimiz 1954 senesinde Dt. Mustafa Akyürek’tir. 7 Haziran 1985 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği “Türk Diş hekimleri Birliği Kanunu’na” istinaden Kayseri Valiliği 31 Mart 1986 tarihinde: Dt. Halit Erkiletlioğlu, Dt. Mustafa Oğuztimur, Dt. Kemal Hasbahçeci, Dt. Habib Gülerik ve Dt. Rüştü Yurter’i kurucu üyeler olarak tayin etti. Bu heyet odanın kuruluşunu Kırşehir ve Nevşehir’deki meslektaşları da dâhil ederek tamamladı. 26-27 Temmuz 1986’da yapılan ilk genel kurul toplantısında Dt. Halit Erkiletlioğlu(Başkan), Dt. Mustafa Oğuztimur(Başkan Vekili), Dt. Sadullah Çetin(Sayman), Dt. Remzi Çetiner (sonra Dt. Rüştü Yurter), Dt. Alaattin Duru(sonra İbrahim İmamoğlu) ilk yönetim kurulunu teşkil ettiler. 1 Mayıs 1988 tarihinde yapılan ikinci Genel Kurul toplantısında Dt. Emrullah Maraş(Başkan), Dt. Nuh Ayrıkçıl (Başkan vekili), Dt. Ahmet Dinçel (Sayman), Dt. Mustafa Latifoğlu(Sekreter), Dt. Rüştü Yurter (sonra Dt. Mustafa Karacaoğlan) oda yönetim kuruluna seçildiler. Daha sonra her iki senede bir yapılan olağan genel kurullarda sırasıyla Dt.Emrullah Maraş, Dt.Hamdi Alçı, Dt Emrullah Maraş (dört dönem), Dt.Tülay Tacettinoğlu (üç dönem) ve Dt.Umut Kurat Oda başkanlıklarına seçildiler. Oda’nın ilk kuruluş tarihi olan 1987 tarihinden itibaren ilk disiplin kurulu başkanlığına Dt. Kemal Hasbahçeci, üyeliklere ise; Dt.Nihat Doğan, Dt.Remzi Çetiner, Dt.Mehmet Demirayak ve Dt.Mehmet Özkırşehirli seçilmişlerdi. Daha sonra yine iki senelik periyotlarla Dt.Kemal Hasbahçeci, Dt.Orhan Aslantaş, Dt.Halit Erkiletlioğlu, Dt.Nihat Doğan ve Dt.Halit Erkiletlioğlu (2000 yılından itibaren beş dönem) başkan olarak seçildiler. Bu gün 2009 tarihi itibariyle 333 üyesi bulunan Kayseri Kırşehir Nevşehir Niğde Dişhekimleri odası, kurulduğu günden itibaren meslektaşlar arasında uyum ve birliği sağlamak, mesleğin sorunlarını resmi mercilerde ve kamuoyunda çözmeye ça-
lışmak, sahte Dişhekimleri ile mücadele etmek, meslektaşların eğitim sonrası gelişmesini sağlamak üzere konferanslar, seminerler, paneller düzenlemek, meslektaşlar arasındaki haksız rekabeti önlemek için reklam yasağına, tabela standardına ve asgari ücret tarifesi uygulamasına riayetlerini sağlamak, dişhekimliği haftaları kutlamak, uzun zaman hizmet vermiş olan meslektaşlara şiltler vermek, çeşitli vesilelerle yemekler ve konserler düzenleyerek meslektaşlar arasında sosyal ilişkileri geliştirmek gibi etkinliklerde bulunmuştur.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ BÜNYESİNDE DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ KURULMASI Erciyes Üniversitesi bünyesindeki Dişhekimliği Fakültesi, resmî olarak 10 Ocak 2001 tarihinde 6617 sayılı kanunla kurulmuş ve 3 Mayıs 2004 tarihinde de klinik hizmetleri vermeye başlamıştır. Şu andaki iki bloktan oluşan fakülte binası ise daha sonra Tatar ailesi tarafından yaptırılarak 2006 yılı sonunda hizmete girmiştir. Yine aynı aile tarafından yaptırılmakta olan 3. bir binanın inşaatı devam etmekte olup burasının münhasıran “Ağız Ve Çene Cerrahisi Hastanesi” olarak planlandığı bildirilmektedir. 2010 yılı planlamasında 4. Bir blok daha yaptırılarak geniş imkânlarla ve zaman içinde zenginleşecek öğretim kadrosu ile Kayseri çağdaş bir dişhekimliği eğitimi kurumuna kavuşmuş olacaktır.
SONUÇ Türk Diş Hekimleri, memleketimizin çok zor maddi ve sosyal şartlarına rağmen çağdaş dünya diş hekimleri arasında seçkin bir yer tutmaktadırlar. Ancak ülkemizde halen bu sektörde ülkenin ihtiyacı kadar hekim yetiştirilme plânlaması yapılmadığı gibi ayrıca sahte hekimlerin çalışmasına da mani olacak radikal önlemler getirilememiştir. Kamuda çalışan dişhekimleri halen ikinci sınıf sağlık elemanı statüsünden kurtulamamışlardır. Bu sektör, dişhekimliği odalarının kurulması bir nebze şahsiyet kazanmışsa da bu konuda hem dişhekimlerine ve hem de Sağlık Bakanlığına bir takım görevler düşmektedir. Ayrıca dişhekimliği hizmetini almakta olan kamuoyunun da bilinçlendirilmesi önem taşımaktadır.
Kaynaklar : 1.
Dt. Halit Erkiletlioğlu, İbn Sina’nın “Al;Kanun fı’l Tıbb” isimli eserindeki Dişhekimliği Bilgileri, Erciyes Üniversitesi İbn Sina Kongresi, Dişhekimliği, 14 Mart 1984
2.
Prof.Dt.Yüksel Noras, Dişhekimliği Tarihi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara- 1973
3.
Şu anda (Aralık 2009 itibariyle) Dişhekimliği Fakültesi’nin; Ağız diş çene cerrahisi, Diş hastalıkları ve tedavisi, Oral diagnoz ve radyoloji, Ortodonti, Periodontoloji, Pedodonti, Protetik diş tedavisi olmak üzere yedi ana bilim dalı vardır.
Dt. Halit Erkiletlioğlu, Şerafeddin Sabuncuoğlu’nun “Cerrahi-yat-Al Haniye” isimli eserindeki Dişhekimliği Bilgileri Şerafeddin Sabuncuoğlu Kongresi, 14 Mart 1985 Kayseri
4.
Nil Akdeniz, Osmanlılarda hekim ve hekimlik ahlakı, İstanbul 1997
5.
Fakültede 100 ünitlik bir klinik yapılaşma hedeflenmektedir.
Dt. Cemil Topuzlu, 80 Yıllık Hatıralarım, İstanbul 1951
6.
Kayseri Kırşehir, Nevşehir Ve Niğde Dişhekimleri Odası Karar Defterleri
Fakülte ve bölümleri, iki profesör, üç doçent, onbir yardımcı doçent ve 59 araştırma görevlisinden oluşan toplam 75 akademik personel ve 13 idarî eleman tarafından yönetilmektedir. 2005-2006 Öğretim yılında 25 öğrenci 2006-2007
“
“
33
“
2007-2008
“
“
67
“
alınmıştır.
dißedokunur
43
HABER
T.C. Sağlık Bakanlığı’nın H1N1 virüsü ile ilgili olarak aşılama programı çerçevesinde ülke çapında birincil risk grubu meslekler arasında kamu özel ayırt etmeksizin diş hekimliğini belirtmesi ile hekimlerimiz aşılanmaya başlamıştı. Ancak her ne hikmetse Kayseri Dişhekimleri Odası’na üyelerimizin aşılanabileceği ile ilgili olarak hiçbir bildirimde bulunulmadı. İl Sağlık Müdürlüğü’ne yaptığımız sözlü başvuruya ise serbest çalışan diş hekimlerinin ilk etapta aşılanamayacağı yönünde cevap alan odamız sözlü cevabı yeterli bulmayarak kasım’09 ayı başında İl Sağlık Müdürlüğü’ne serbest diş hekimlerimizin ve yardımcı sağlık personellerinden istekli olanların, H1N1 aşılarının ivedi olarak yapılmasını yazılı olarak resmen talep etti. Gafletin hüküm sürdüğü ve kural tanımazlığın kol gezdiği Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü, başvurumuzun üzerinden 36 gün geçmesine rağmen yazılı başvurumuza yanıt dahi vermedi. Süreç sonunda T.C. Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimlerine durum bildirilmiş ve Bakan adına cevaplanan başvurumuzda tüm diş hekimlerimizin ve yardımcı personellerinin müracaatı halinde H1N1 aşılarının tüm aile sağlığı merkezlerinde yapılacağı belirtilmiştir.
Bu haber, süreç içerisinde taşıdığımız riskler ve Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü’nün görevden kaçan, emir dinlemeyen tavrı hakkında tüm meslektaşlarımızın bilinçlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.
44
dißedokunur
diĂ&#x;edokunur
45
HABER
S
GK’ya bağlı, yüzde 40 ve üzeri, özürlü kişilerin diş tedavilerinin sevksiz olarak yapılabilmesini duyurmak adına odamız dizi çalışma başlatmıştı. Kamuoyunda ki yanlış anlaşılmalara prim vermemek adına Kayseri Engelliler ve Aileleri Derneği ile yapılan görüşme sonrasında çalışmalar durduruldu. Bu bağlamda Proje kapsamında planlanan yeni ziyaretler ve kamuoyu bilgilendirme çalışmaları da gerçekleştirilmedi.
T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Sağlık Politikalarını Geliştirme ve Mevzuat Daire Başkanlığı Adres: Ziyabey Cad. No:6 Pk:06520 Balgat/ANKARA Ayrıntılı bilgi için irtibat: Tel: (0 312) 207 80 27 – 207 87 80 Faks: (0 312) 207 87 80 Elektronik Ağ: www.sgk.gov.tr Santral: (0 312) 207 80 00 SAYI KONU
: B.13.2.SGK.0.11.04.00-774 07.09.2009 : Danıştay Kararı
Özürlülere sağlanan bu yardımın genelge metni yanda verilmiştir. …
Kayseri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fatura tesliminde istenilen belgeler 1. Fatura veya serbest meslek makbuzu. 2. Hastanın başlangıç ve bitiş fotografları. 3. Kanal tedavilerinde başlangıç ve bitim filmleri. 4. Epikriz (hastadan alınan anamnez bilgileri ile birlikte yapılan tedavilerin endikasyonları ve tedavi aşamalarının hikayesi) 5. Özürlü raporunun aslı veya ıslak imzalı onaylı sureti.
SON DAKİKA 46
dißedokunur
GENELGE 2009/ 110
1- Sevk İşlemleri; … (b) %40 ve üzerinde özürlü kişiler, diş tedavileri için özürlülük durumunu belgelendirmek suretiyle, tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına veya serbest diş hekimliklerine doğrudan başvurabilirler. Başta zihinsel özürlü olmak üzere iletişim kurulamayan veya algılama güçlüğü yaşanan özürlü kişilerin diş tedavileri lokal anestezi altında gerçekleştirilemiyorsa ve genel anestezi altında müdahale gerekliliği söz konusu ise tedavinin, anesteziyoloji ve reanimasyon uzman hekiminin sorumluluğunda genel anestezi altında cerrahi müdahale uygulanabilen, asgari tıbbi malzeme ve ilaçların bulunduğu genel anestezi ile müdahale birimi olan sağlık kurumlarında yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir. “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş raporun onaylı bir örneği düzenlenecek faturaya eklenecektir. 2- Ödeme İşlemleri; (a) (1) numaralı maddede belirtilen düzenlemelere uygun olarak sevki yapılan kişilerin Kurumla sözleşmesiz resmi sağlık kurum veya kuruluşları veya özel sağlık kurum veya kuruluşlarındaki teşhis, tedavi veya protez bedelleri Türk Dişhekimleri Asgari Ücret Tarifesinde yer alan fiyatları tavan olmak üzere yapılan işleme ait fatura bedelini aşmamak üzere ödenir. (b) SUT eki EK-7 Listesinde (*) işaretli olan tedavilere ait giderlerin karşılanabilmesi için, tedavinin konularında uzman veya doktoralı diş hekimleri tarafından yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir.
.......... sayfada yer alan genelge ile 2009/110 sayılı genelge yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genelgeye göre Özürlülerin geçmiş uygulamadan farklı olarak; Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurum veya kuruluşunda tedavilerinin sağlanamaması nedeniyle sevk
edilmiş olmaları şarttır. Tedaviden sonra ise; Genelge eki sevk belgesini düzenleyen sağlık hizmeti sunucusunca “Diş Tedavileri Sevk Formu”nda yer alan tedavinin yapıldığına dair bölümün doldurularak onaylanması gerekmektedir.
HABER
Gündemdeki konuları değerlendirmek ve istişarelerde bulunmak üzere, 3 Mart 2010 tarihinde oda başkan ve yöneticileri, TDBMYK üyeleri ile birlikte başkentte toplandı. 3224 sayılı Türk Dişhekimleri Birliği Kanununda yapılması düşünülen değişiklikler, toplantının ilk konusu olarak masaya yatırıldı; Bu konuyla ilgili olarak, kanunda mevcut bulunan doğal delegelik sisteminin demokratik olmayışı konusunda fikir birliği göze çarparken, kanunun değiştirilme üslubunun gerektiği biçimde olmaması konusunda da fikir birliğinin bulunduğu gözlerden kaçmadı. Öte yandan, kanununun 7. maddesinin son fıkrasında yapılacak değişiklikle birlikte üye sayısının fazla olduğu, İstanbul başta olmak üzere İzmir ve Ankara gibi odaların Birlik Genel Kurul toplantılarına katılacak delege sayısında, neticeyi tek ba-
şına etkilemeyecek kadar artış olmasının ideal olduğu yönünde kanaat oluştu. İlgili madde değişikliği gerçekleşirse, odaların birlik genel kurulunda temsil edilmelerinde adaletli bir temsil sisteminin oluşturulacağı düşünülmektedir. Bir diğer değişiklikte ise; üye sayısı az olan odaların maddi olarak desteklenmesi amacıyla, odaların maddi gücü oranında birlik payı ödemesini öngörüyor. Diğer metinlerle ise; Posta tebliğlerin daha ekonomik ve günümüz şartlarına uygun yapılabilmesi, dişhekimlerinin ve
dişhekimliği mesleğinin temsilinde ve toplum ağız diş sağlığı konusunda daha etkin olunabilmesi için metin değişiklikleri öngörülmektedir. Toplantının devam eden bölümlerinde, tam gün yasasının resmi gazetede yayınlanması ve ileri tarihlerde yürürlüğe girecek maddeleri bir diğer istişare konusu oldu. Toplantıda ayrıca, hizmet alımına ilişkin süreç ve SGK kapsamındaki tüm vatandaşlarımıza AÜT üzerinden sevkin yolunu açan Danıştay 10.Dairesinin 2009/11954 Esas No’lu kararının ardından yaşanacak gelişmeler değerlendirildi.
dißedokunur
47
AKTÜEL
Sporu zahmetli olmaktan çıkaran, kadınların spor yapmaması için hiçbir neden bırakmayan b-fit yoğun ilgi görmeye devam ediyor… 87 şubeye ulaşan kadın egzersiz zincirinin 15.000 üyesi mevcut.
İ
ster öğrenci, ister ev kadını, ister çalışan kadın zaman her kadın için önemlidir… Yaşam içerisindeki yoğun tempo günümüzde kadınların kendilerine vakit ayırmalarına engel olmakta… B-fit günlük yaşamın getirdiği tüm engelleri ortadan kaldıran sistemiyle kadınların spor yapmasını kolaylaştırıyor… Sadece 30 dakika süren egzersiz programı zamanı kadınlara hediye ediyor. Randevu alınmadan günün her saati ziyaret edilebilen b-fit merkezlerinde şube değişimi yapmanızda mümkün. Diyelim düzenli olarak İstanbul Beşiktaş şubesine devam ediyorsunuz, ama Bahçeşehir’de işiniz var, oradaki şubede spor yapabiliyorsunuz. Bu durum şehirlerarası da gerçekleştirilebiliyor… B-fit sporu ihmal etmemeniz için her türlü koşulu sağlıyor. Bütçeleri sarsmayacak ücretlendirme politikasıyla da uygun maddi koşullarla da kadınların sporsuz kalmamaları sağlanıyor. Üyelik 12 aylık yapılırsa, aylık 50 TL gibi düşük bir ücret talep ediliyor. B-fit de her yaştan üye görmek mümkün, 1580 yaş arası tüm kadınların spor yapmasına olanak sağlayan egzersiz aletleri, hidrolik ve kendi itme çekme kuvvetiniz kadar ağırlaşıyor. Bel fıtığı gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde, rehabilitasyon amaçlı üretilen makinelerin her biri farklı kas gruplarını çalıştırıyor. 30 dakika süren egzersiz programları şöyle işliyor; b-fit merkezlerinde konumlandırılmış 9 egzersiz aleti ve 9 platformdan oluşan 18 istasyon var. Her alette ve platformda 30’ar saniye kalınıyor. 30 saniyenin bitiminde duyulan sinyal sesiyle yandaki egzersiz aletine ya da platforma geçiliyor. Her makine farklı kas gruplarını çalıştırıyor. Turun bitiminde çalışmayan kas kal48
dißedokunur
mıyor. Platformlarda da aerobik kardiyo çalışmaları yapılıyor. Amerika’da geliştirilen sistemle her insanın ihtiyacı olan günlük sporu 30 dakikada gerçekleştirebileceği kanıtlanmış. Amerika Sağlık Örgütü tarafından onaylanan bu yöntem, egzersiz programları içinde en çok kalori yaktıranı… “Kadınlar Kulübü” olarak nitelendirilebilecek b-fit, kadınlara sosyalleşme imkânı sağlayan güçlü bir kadın sağlık ve girişim platformu. Sağlıkla ilgili çeşitli konularda düzenlediği seminerler, toplantılar ve etkinliklere üyeler oldukça ilgi gösteriyor. Türkiye’nin en güçlü kadın girişim hareketi b-fit sayesinde sağlıklı ve zinde kalan kadınlar her alanda daha aktif, kendine güvenen bireyler haline ge-
liyor. Hizmete girdiği 2006 yılından bu yana 87 şubeye ulaşan b-fit, Türkiye’nin tüm illeri ve ilçelerindeki kadınlara ulaşmayı hedefliyor ve Anadolu’daki kadınların daha fazla sosyal imkânlara sahip olması gerektiği inancında. Amerika’da geliştirilen ve Türkiye’ye Psikolog Bedriye Hülya ve 5 ortağı tarafından getirilen sistemde üyeler kadınlardan oluştuğu gibi girişimcilerinde kadın olması şartı var. Kadın girişimciliğini destekleyen ve kadın istihdamı sağlayan b-fit bunu sağlamak için çok uygun franchising şartları sunuyor. www.b-fit.com.tr Sağlıklı yaşam için spor kadar beslenme de son derece önem arz etmektedir. Ancak hormonlu gıdaların piya-
salarda rahatlıkla yer alması sağlıklı beslenme konusunda sıkıntılar yaratıyor. Bu da insanların yeni arayışlar içerisine girmesine neden oluyor. Spor faaliyetlerini sağlıklı beslenmeyle destekleme çabası içerisinde olan insanlar son zamanlarda ekolojik ürünlere yönelmeye başlamıştır. Bu ürünlere olan ilgi her gün artarken sağlıklı ürünlerin rahatlıkla bulunabildiği Yaşamsal Organik Mağazalarının sayısı da her geçen gün artmak taktadır. Yakın zamanda Kayseri’de de Ahmet Hasnalbant tarafından açılmış olan Yaşamsal Organik Mağazasının açılış töreninde görüştüğümüz Ekolojik Kimya Uzmanı Prof. Dr. Hulusi Barlas Ekolojik ürünler ve bu ürünlere olan ilgi konusunda bize şu bilgileri verdi.
Ç
evre kirliliğinin son yıllarda inanılmaz boyutlara gelmesi ve başta insan olmak üzere tüm canlılar için bir çok olumsuzluğun ekolojik dengenin bozulmasıyla ilintilendirilmesi zaten tüketiciyi organik ürünleri tercih eder duruma getirmiş bulunmaktadır. Bu bir zorlama değil doğal bir sonuçtur ve bu tip ürünler düşünülenden daha hızlı bir şekilde öne çıkmaktadırlar. Tüketici tüketim ürünlerinde bulunabilecek zararlı maddelerle ilgili bilgilendikçe tercihini bu ürünlerden yana koymaktadır. Hatta bazen fiyat daha yüksek olsa bile aynı paraya alacağı klasik ürünün yarısı kadar ekolojik ürün almayı tercih ederek riskleri en aza indirmeye çalışmaktadır. Ekolojik ürün satan kurumlar da bu nedenle tüketicilerin bilinçlenmesi yolunda çalışmalarda bulunmakta, böylece hem pazar paylarını artırmakta hem de kişilerin bilgilenmesine katkıda bulunmaktadırlar. Aslında çok uzun yıllardan beri bilinçli tüketiciler ekolojik gıdaları, ekolojik kozmetikleri ve temizlik ürünlerini öncelikle tercih etmekte; ekolojik bilinç düzeyi henüz az olan ama cildi çok hassas olan kişiler de ekolojik kozmetikleri zorunlu olarak kullanmaktaydılar. Son 30 yılda dünyada kimyasal maddelerin olmamaları gereken yerlere de ulaşmaları sonucu ister istemez ekolojik alandaki bilgi düzeyinin yükselmesi, bilinçli tüketici sayısının tahminlerin ötesinde artmasına neden oldu. Sıradan alış veriş merkezlerinde bile ekolojik ürün-
ler satılmaya başlandı. Şu anda henüz ülkemizle ilgili sayılara sahip değiliz ama Avrupa’daki sayılar bize genel de olsa doğal kozmetiğin durumu hakkında bilgi verebilir : Bugün için Avrupa’da sertifikalı doğal kozmetiğin genel kozmetik pazarındaki payı % 2, çevre bilincinin en önce ortaya çıktığı ve daha hızlı geliştiği Almanya’da ise bu oran % 6.
2012 yılında Avrupa’da % 6, Almanya’da ise % 10 oranlarına ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Sertifikalı Ekolojik ürünler, ekolojik hammaddelerden üretilmektedir. Bu hammaddeler “kontrol altında biyolojik olarak” yetiştirilmektedirler. Yani bunların yetiştirilmesi sırasında yapay gübre ve tarım ilaçları kullanılmamaktadır. Ekolojik
dißedokunur
49
hammaddeler içinde çevre kirletici ve zararlı maddelerin olup olmadığı en duyarlı ölçüm sistemleriyle kontrol edilmektedir. Çeşitli kaynaklardan sağlanan diğer hammaddelerin de aynı şartları sağlaması mutlaka istenmektedir. Ekolojik ürünler ya cam şişelerde ya da geri kazanılabilen diğer ambalajlarda satışa sunulmaktadırlar. Bir ürünün “ekolojik kozmetik” olabilmesi için en azından aşağıdaki kurallara uyması şarttır : • Ekolojik kozmetikler, “doğal ve cilde dost” hammaddelerden üretilmelidirler. • Ekolojik kozmetiklerin üretiminde mineral yağlar ve parafinler kullanılamaz. Çünkü mineral yağlar cilt tarafından emilemezler ve cilt üzerinde su geçirmez bir tabaka oluştururlar. • Paraben, izotiyazolin, benzoikasit, formaldehid gibi sentetik koruyucular ekolojik kozmetiklerde bulunmamalıdırlar. 50
dißedokunur
• Sentetik çözücüler yardımıyla elde edilen doğal maddeler de ekolojik kozmetik üretiminde kullanılmamalıdır. • Sentetik olarak elde edilen boyarmaddeler, parfümler, tensidler (sodyumlaurilsülfat gibi) ekolojik kozmetik kavramı ile bir arada anılamazlar. • Sentetik emülgatörler ve tensidler kullanılarak üretilmiş vücut losyonları ve şampuanlar gibi kozmetik ürünler “ekolojik kozmetik” olarak sunulamazlar. • Ekolojik kozmetiklerin tam içerikleri CTFA veya INCI isimleriyle ambalaj üzerinde yer almalıdır. • Ekolojik kozmetik ambalajları çevre ile uyumlu malzemelerden seçilmelidir. Böylece hem zararlı maddelerin ürüne geçmesi hem de ambalajın üretilmesi ve sonradan bertarafı sırasında çevre-
nin kirlenmesi önlenmiş olur. • Ekolojik kozmetiklerin üretiminde ölü hayvanlardan elde edilen hammaddeler (örneğin doku özleri, hormonlar, ayrıca lipozomlar, niozomlar kullanılmazlar. • Ekolojik kozmetik kavramı, hayvanlar üzerinde test yapılmasını kesinlikle dışlamaktadır. • Ekolojik kozmetiğin üretimi sırasında da çevre kirlenmesine neden olunmamalıdır. Kayseri’de geçtiğimiz günlerde açılan Yaşamsal Organik Mağazası, bir yandan yüzlerce çeşit organik ürünleriyle bilinçli tüketiciye hizmet sunarken, diğer yandan da tüketiciyi bilinçlendirmek için, ekolojik ürün satışına paralel olarak, tüketiciye çevre kirletici maddeler ve çevre kirliliği hakkında ayrıntılı bilgiler sunacaktır. Mağazanın Kayseri’de ekolojik bilinç düzeyinin artmasına önemli katkılarda bulunmasını ümid ediyoruz.
diĂ&#x;edokunur
51
HABER
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yayınlanan duyuru ile Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) taslak metni açıklandı. Taslak metin yürürlüğe bu hali ile girerse; • •
•
60, 90, 180 günlük mevcut süreler güncelliğini koruyacak. Sağlık Bakanlığına bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM) sevk ve onay için yetkili tek kurum olacak. %40 ve üzeri özürlülerin diş tedavileri için
sevk ve onay zorunluluğu gelecek. •
Asgari Ücret Tarifesi üzerinden ödeme yapılmasına devam edilecek.
•
Protez tedavilerinde; çalışanlardan %20 emeklilerden %10 pay alınması devam edecek.
3.2.3. Tıbbi Malzeme Katılım Payı
Kurumu
…(4) Ağız protezlerine ilişkin katılım payı;…
(1) … Sağlık Bakanlığına bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri,…
….b) Kurumla sözleşmesiz; serbest dişhekimlikleri ile sağlık kurum veya kuruluşlarında yaptırılan ağız protezi katılım payları, sosyal güvenlik il müdürlüklerince/ sosyal güvenlik merkezlerince ödeme aşamasında kişilerden,… 2. SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARI (1) 5510 sayılı Kanun gereği sağlık hizmeti sunucuları Sağlık Bakanlığınca aşağıdaki şekilde basamaklandırılmıştır. 2.1. Sağlık Kuruluşları 2.1.2. Birinci Basamak Özel Sağlık Kuruluşu (1) …“Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” kapsamında açılan ağız ve diş sağlığı hizmeti veren özel sağlık kuruluşları. …2.2. Sağlık Kurumları 2.2.1. İkinci Basamak Resmi Sağlık 52
dißedokunur
…2.2. 3. Üçüncü Basamak Resmi Sağlık Kurumu (1) … üniversitelerin diş hekimliği fakülteleri, … …4.2. Finansmanı Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Sağlanma Yöntemleri …(3) Estetik amaçlı yapılan sağlık hizmetleri Kuruma fatura edilemez. Estetik amaçlı yapıldığı tespit edilen sağlık hizmetine ilişkin giderler Kurumca ödenmez. (4) Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri, Kurumla sağlık hizmeti sunucuları arasında sağlık hizmeti satın alımı sözleşmeleri yapılması veya acil hallerde kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmetleri giderlerinin kişilere ödenmesi suretiyle karşılanır. (5) Ancak, serbest diş hekimlikleri ile Kurumla sözleşmesiz resmi veya özel sağlık kurum veya kuruluşlarındaki diş üniteleri, tıbbi malzeme ve kaplıca tesisleri ile sözleşmeler yapılıncaya kadar, bu sağlık hizmeti sunucularından kişilerce alınan sağlık
•
5-15 yaş grubundaki çocukların yer tutucu ve ortodontik tedavileri ile 6 ve 12 yaş dişlerinin tedavileri için, süre şartı aranmaksızın sevk yapılabilecek.
•
Kamu kurumlarında protezler için hastalardan ücret alınmayacak.
hizmeti bedelleri SUT’ta belirtilen usul ve esaslar dâhilinde kişilere ödenmesi suretiyle karşılanır…. …4.5.Bazı Tetkik ve Tedavi Yöntemlerinin Usul ve Esasları 4.5.1. Diş Tedavileri (1) Diş tedavileri sırasında; altın, platin, paladyum+platin, irrudyum+platin, iropal gibi kıymetli madenler ile argenco 23, bego gold EWL ve polliag-M gibi bileşiminde kıymetli maden bulunan maddelerin bedelleri ödenmez. (2) Kemik içi dental implantların bedelleri ödenmez. Ancak, maksillofasiyal travma ve tümörler sonucu aşırı kemik kaybı olan ya da damak yarığı gibi deformiteleri olan hastalar ile rutin tedavilerle başarılı olunamayan rezorbe alt-üst çene vakalarında (en az 2 en fazla 4 implant ile sınırlı kalmak koşuluyla) klasik protez ile çözülemeyen ve implant tedavisinin zorunlu olduğunun üniversite diş hekimliği fakültelerinden cerrahi, protez ve periodontoloji anabilim dallarından en az birer öğretim üyesinin katılımıyla oluşacak sağlık kurulu tarafından karara bağlanması ve kaç ünite yapılacağının sağlık kurulu raporunda belirtilmesi şartıyla SUT eki EK-7 Listesindeki tedavi bedeli ile imp-
lant malzemesi bedeli olarak (her ünite için) 90 (doksan) TL ödenir. (3) Hareketli ve sabit protezlerin yenilenme süresi 4 (dört) yıldır. Bu süreden önce yenilenen protez bedelleri Kurumca ödenmez. (4) 18 yaşını doldurmuş kişilerin ortodontik diş tedavilerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez. Ancak 18 yaşını doldurmuş kişinin ortodontik diş tedavisi 5510 sayılı Kanunun genel sağlık sigortasına ilişkin hükümlerinin yürürlük tarihi öncesinde başlamış ve devam ediyor ise söz konusu tedavi bedelleri karşılanır… …4.5.1.B- Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi (1) Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki diş ünitelerinde yapılan tedavi giderlerinin ödenebilmesi için, SUT’un bu bölümünde belirtilen sevk usul ve esaslarına uyulması zorunludur. (2) Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarına doğrudan yapılan başvurularda tedavi gideri ödenmez. (3) Kişilerin öncelikle Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurum veya kuruluşlarına (Sağlık Bakanlığına bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi (ADSM), devlet hastanesi, üniversite hastanesi vb.) müracaat etmeleri zorunludur. Müracaat edilen sağlık kurum veya kuruluşunda tedavinin sağlanamadığının belgelenmesi halinde en yakın ADSM’ye müracaat edilmesi gerekmektedir. Müracaat edilen ADSM’de tedavinin sağlanamaması ve kişilerce talep edilmesi halinde, SUT eki “Diş İşlemleri Sevk Formu” (EK-7/B) düzenlenmesi şartıyla sözleşmesiz sağlık kurum veya kuruluşlarına müracaat edilebilecektir.
(4) %40 ve üzerinde özürlü kişiler, özürlülük durumunu belgelendirmek suretiyle müracaat edilen Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurum veya kuruluşunca tedavinin sağlanamaması ve kişilerce talep edilmesi halinde, SUT eki “Diş İşlemleri Sevk Formu” (EK-7/B) düzenlenmesi şartıyla sözleşmesiz sağlık kurum veya kuruluşlarına başvurabilirler. Başta zihinsel özürlü olmak üzere iletişim kurulamayan veya algılama güçlüğü yaşanan özürlü kişilerin diş tedavileri lokal anestezi altında gerçekleştirilemiyorsa ve genel anestezi altında müdahale gerekliliği söz konusu ise tedavinin, anesteziyoloji ve reanimasyon uzman hekiminin sorumluluğunda genel anestezi altında cerrahi müdahale uygulanabilen, asgari tıbbi malzeme ve ilaçların bulunduğu genel anestezi ile müdahale birimi olan sağlık kurumlarında yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir. “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş raporun onaylı bir örneği düzenlenecek faturaya eklenecektir. (5) Kron ve protez tedavisine 180 gün, dolgu tedavisine 60 gün, diğer diş tedavilerine 90 gün içinde başlanamaması hali, ilgili tedavinin sağlanamaması hali olarak kabul edilir. (6) 5-15 yaş grubundaki çocukların yer tutucu ve ortodontik tedavileri ile 6 ve 12 yaş (1 inci ve 2 nci daimi büyük azı) dişlerinin tedavileri (münhasıran kanal, dolgular) için, bu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen süre şartı aranmaksızın; müracaat edilen Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurum veya kuruluşunca tedavinin sağlanamaması ve kişilerce talep edilmesi halinde, SUT eki “Diş İşlemleri Sevk Formu” (EK7/B) düzenlenmesi şartıyla sözleşmesiz sağlık kurum veya kuruluşlarına başvurulabilecektir. (7) Özel sağlık kurum veya kuruluşları ile Kurumla sözleşmesi olmayan sağlık kurum ve kuruluşlarınca yapılan diş tedavileri sonrasında, sev-
…3.2.3. Tıbbi Malzeme Katılım Payı
ödeme aşamasında kişilerden,tahsil edilir….
... (4) Ağız protezlerine ilişkin katılım payı;
…4.2. Finansmanı Sağlanan Sağlık Hizmetlerinin Sağlanma Yöntemleri ve Ödeme Kuralları
…b) Kurumla sözleşmesiz; serbest dişhekimlikleri ile sağlık kurum veya kuruluşlarında yaptırılan ağız protezi katılım payları, sosyal güvenlik il müdürlüklerince/ sosyal güvenlik merkezlerince
…(5) Ancak, serbest diş hekimlikleri ile Kurumla sözleşmesiz resmi veya özel sağlık kurum
ki yapan sözleşmeli resmi kurum veya kuruluşunda görevli diş hekimince SUT eki EK-7/B formunda tedavinin yapıldığının onaylanması gerekmektedir. (8) Hastalar, başvurdukları Kurum ile sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık kurumunca düzenlenen sevke ilişkin belgede imzası bulunan hekimin kendisinin, eşinin veya bunların ortaklarının özel muayenehanelerine/özel sağlık kurum ve kuruluşlarına sevk edilemezler. Bu şekilde, sevk belgesinde onayı bulunan ve tedaviyi sağlayan hekimin aynı olduğu veya eşi veya ortakları tarafından yapıldığı belirlenen tedavilere ait giderler ödenmeyecektir. (9) Özel sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ağız ve diş sağlığı hizmetleri, SUT eki EK-7 Listesinde yer alması şartıyla “TDB Asgari Muayene ve Tedavi Ücret Tarifesi” nde yer alan fiyatlar tavan olmak üzere, fatura tutarı üzerinden ödenir. Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ağız ve diş sağlığı hizmetleri ise SUT eki EK-7 Listesi üzerinden ödenir. Ödemelerde SUT eki EK-7 Listesinin “Açıklamalar” bölümünde, süre ve adet ile ilgili faturalamaya ilişkin hükümlere uyulacaktır. (10) Kurumla sözleşmesi olmayan özel sağlık kurum veya kuruluşlarında yapılan protez tedavileri için malzeme dahil döküm işçilik ücreti ödenmez. (11) Kurum tarafından özel sağlık kurum ve kuruluşları ile ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin satın alınmasına yönelik sözleşme yapılması halinde sözleşmesi olmayan sağlık kurum veya kuruluşlarında yapılan ağız ve diş sağlığı hizmet bedelleri Kurumca ödenmeyecektir. (12) SUT eki EK-7 Listesinde (*) işaretli olan tedavilere ait giderlerin karşılanabilmesi için, tedavinin konularında uzman veya doktoralı diş hekimleri tarafından yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir….
veya kuruluşlarındaki diş üniteleri, tıbbi malzeme tedarikçileri ve kaplıca tesisleri ile sözleşmeler yapılıncaya kadar, bu sağlık hizmeti sunucularından kişilerce alınan sağlık hizmeti bedelleri SUT’ta belirtilen usul ve esaslar dâhilinde kişilere ödenmesi suretiyle karşılanır….
dißedokunur
53
DUYURULAR
1. 2 lt hacimli pratik oksijen tüpü ve maskeleri. (Yetişkin, çocuk ve nasal maske) 2. Oksijen terapi cihazı. (Manometre ve nemlendirici) 3. Stetoskop ve tansiyon aleti. (Barimed marka, 3 mm/Hg hassasiyet) 4. Serum fizyolojik ve dextroz. ( Kullanım seti ile beraber )
Ö
zellikle yeni muayenehane açan meslektaşlarımız yeşil reçete ile satılan sedatiflere, çoğu eczanede ve depoda bulunmayan adrenalin gibi ilaçlara ulaşımda sıkıntı yaşamakta idi. Tüm bu zorlukların yanı sıra oksijen tüpü, manometresi ve nemlendirme aparatı alımı ise serbest piyasa şartlarında hekimlerimize ciddi bir maddi yük getirmekteydi. Dişhekimliğinde kullanılmak üzere; fazla yer kaplamayan, küçük hacimli ve hafif oksijen tüpleri ise şehrimizde bulunmamaktaydı. Mevzuat gereği muayenehanelerde bulundurması zorunlu olan acil müdahale ilaç ve gereçlerinin teminindeki bu zorluklar dikkate alınarak odamız tarafından tüm acil müdahale ilaç ve gereçleri tedarik edilmiştir. Dileyen meslektaşlarımız bedeli karşılığında odamızdan acil seti alabilirler. 54
dißedokunur
5. I.V yol açabilmek için iğne, kelebek set veya intraket. 6. Cerrahi flaster. 7. I.M ve I.V enjeksiyon için enjektör. 8. Otomatik turnike. 9. Adrenalin. 10. Nitrogliserin sprey. 11. Diazepam ampul. (Tutanak karşılığında verilecektir) 12. Kortikositeroid (Dekort ampul) 13. Antihistaminik (Sistral ampul ) 14. Antihipertansif (Nidilat kapsül) 15. Antiaritmik. (Atropin ampul)
DUYURULAR BAŞSAĞLIĞI
ODAMIZA YENİ KAYIT YAPTIRAN DİŞHEKİMLERİ 648
FATİH
AKSOY
649
SÜMEYYA
DEMİR
651
AHMET
CANBULUT
652
OKTAY
MUTLU
•
Odamız üyelerinden Mustafa AKYÜREK vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet ailesine ve dişhekimliği camiasına başsağlığı dileriz.
•
Odamız Yönetim Kurulu Üyesi Seçil ÖZER KIRIM’ın babası vefat etmiştir. Merhuma rahmet kederli ailesine başsağlığı dileriz. Dişhekimi Şaban ÖZYAZGAN’ ın babası vefat etmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
653
DİLEK
ENHOŞ
654
ŞÜKRÜ
ENHOŞ
655
FİDAN SULTAN
ÜLKE
656
HÜSNİYE
KARAKÖSE GÜMÜŞ
TEBRİK
657
ADNAN AKİF
KAPLAN
658
NAİLE
YALDIZLI
Dişhekimi Tuba NURALAN’ ın bebeği olmuştur. Minik Hatice’ye sağlık, afiyet ve huzur dolu uzun bir ömür dileriz.
659
ATİLLA
TAŞKIRAN
660
BENGÜL
KÖKSAL
661
ELİF NUR
ALTIOK
662
AYŞE
DUĞAN
•
• •
Dişhekimi Mehmet İŞLİGÜL, Sevgi ACER ile 31 Ekim 2009 tarihinde dünya evine girmiştir. Yeni evli çiftimize ömür boyu mutluluklar dileriz.
663
MEHMET
SIRSAKLAR
664
ENDER
DOĞAN
665
ÇAĞLAR
KAYA
ODAMIZ ÜYELİĞİNDEN AYRILAN DİŞHEKİMLERİ
2010 YILI ÜYE AİDATLARI Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan dişhekimleri ile bu kurum ve kuruluşların sahibi veya ortağı dişhekimlerinden; 245,00 TL, Sadece kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan veya mesleğini icra etmeyen dişhekimlerinden; 120,00 TL, Mart sonuna kadar 1 Ocak 2010 tarihinden geçerli olmak üzere, yılın ilk altı ayı için net olarak;
TUĞBA
DURUKAN
HÜSEYİN METİN
ERGÜN
HALE
GÜNEŞ
YILDIRAY
ŞİŞMAN
SABRİ İLHAN
RAMOĞLU
MUSTAFA
ÜLKER
MEHMET KAĞAN
DEĞERLİYURT
AYŞE
SÖYLEMEZ
SEYİT
İNAL
FATMAGÜL
ADAY
CİHAN
ERİM
SEVDA
ERİM
•
Tam gün çalışanlarda;
3.700 (üçbinyediyüz) TL.
HESNA
OĞUZTİMUR
•
Yarım gün çalışanlarda;
2.550 (ikibinbeşyüzelli) TL.
OĞUZHAN
GÖRLER
•
Saat ücreti ise;
135 (yüzotuzbeş) TL. olarak belirlenmiştir.
AHMET MUSTAFA ÖNDER
Sağlık alanında yardımcı kuruluş hizmeti veren İnter Partner Assistance firması ile yapılan görüşmelerde, Türk Telekom dâhil olmak üzere anlaşmalı olduğu kurum ve kuruşlar ile Türk Dişhekimleri Birliği ve Dişhekimleri Odalarının Anlaşmalı Dişhekimlerinin Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliği’ne göre anlaşma yapmak isteyen her dişhekiminin başvurusunun firmalarınca kabul edildiği bildirilmiştir. Bilgilerinizi rica ederim.
ÖZLEM
SEYHAN
EKİN
EREM
FATİH
ÇİĞDEM
TURGUT
BAĞDATOĞLU
GÖNÜL
OLCAR
UYGUR
YILMAZ
dißedokunur
55
yemek tarifi
56
diĂ&#x;edokunur