TAHRñC*
1 Sözlerin en güzeli Allah’ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed’in yoludur. Buhari, Edeb, 70; ñ’tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z ñbn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime, 23. z Ahmet b. Hanbel, c. 3, s. 319.
2
En hayırlınız Kur’an’ı öðrenen ve öðretendir. Buhari, Fezâilü’l-Kur’an, 21. z Tirmizi, Sevâbü’l-Kur’an, 15. z ñbn Mace, Mukaddime, 16. z Darimî, Fezâilü’l-Kur’an, 2.
3
Her çocuk Müslüman doðar. Müslim, Kader, 22.
4
Kalbinde minicik kibir olan kimse cennete giremez. Müslim, ñman, 149. z Ebu Davud, Libas, 26. z Tirmizi, Birr, 61.
5 Ayakları Allah yolunda tozlanmıí bir kula cehennem dokunmaz. Buhari, Cihad, 16. z Tirmizi, Fezâilu’l-Cihad, 7. z Nesai, Cihad, 9. *
Hadislerin Arapça metinleri ilk zikredilen kaynakta geçtiði íekilde verilmiítir. Diðer kaynaklar hadisin aynı ifadeyle ya da benzeri bir íekilde yer aldıðı farklı kaynakları göstermektedir. Hadisler genellikle serbest tercüme edilmií, metne manevi olarak sadık kalınmıítır.
Kıyamet gününde müminin terazisinde güzel ahlaktan daha aðır gelecek hiçbir íey yoktur.
6
Tirmizi, Birr, 62.
Allah’ın en sevdiði amel, az da olsa sürekli olanıdır.
7
Buhari, ñman, 32; Rikak, 18; Libas, 43. z Müslim, Müsafirin, 216-217; Münafikin, 78. z Ebu Davud, Tatavvu, 27. z Nesai, Kıble, 13; Kıyamu’l-Leyl, 19. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 350; c. 5, s. 219; c. 6, s. 40, 61, 125, 165, 176, 180, 241, 268, 273, 322.
Bir iyiliðe öncülük eden, onu yapan kiíi kadar sevap kazanır.
8
Müslim, ñman, 133. z Ebu Davud, Edeb, 115. z Tirmizi, ñlim, 14. z Ahmet b. Hanbel, c. 4, s. 120; c. 5, s. 274, 357.
9 Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır konuísun ya da sussun. Buhari, Edeb, 31; Rikak, 23. z Müslim, ñman, 74. z Ebu Davud, Edeb, 123. z Tirmizi, Kıyamet, 50. z Muvatta, Sıfatu’n-Nebî, 22. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 174, 267, 433; c. 4, s. 31; c. 5, s. 247; c. 6, s. 69, 384, 385.
Sizin en iyiniz ahlakı en güzel olanınızdır. Buhari, Edeb, 39. z Müslim, Fezâil, 68. z Tirmizi, Birr, 47. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 250.
10
11
Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Buhari, Edeb, 83. z Müslim, Zühd, 63. z Ebu Davud, Edeb, 29. z ñbn Mace, Fiten, 13. z Darimî, Rikak, 65. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 115, 379.
12
En hayırlınız ailesine en çok faydası olandır. ñbn Mace, Nikah, 50.
13
ñnsan elinin emeðinden daha hayırlı bir yemek yememiítir. Buhari, Büyu, 15.
14 Temizlik imandandır. Müslim, Taharet, 1.
15
Allah sizin görünüíünüze ve malınıza mülkünüze deðil, kalplerinize ve amellerinize deðer verir. Müslim, Birr, 33 ve 34.
16 Her duyduðunu baíkalarına aktarması kiíiye günah olarak yeter. Ebu Davud, Edeb, 80.
Zandan uzak kalın. Zanna dayanılarak söylenen sözler, sözlerin en yalanıdır.
17
Buhari, Edeb, 57 ve 58; Vesâyâ, 8; Nikah, 45; Feraiz, 2. z Müslim, Birr, 28. z Tirmizi, Birr, 56. z Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 15. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 245, 287, 312, 342, 465, 470, 492, 504, 517, 539.
Müslüman, elinden ve dilinden insanların güvenlikte olduðu kimsedir.
18
Buhari, ñman, 4-5; Rikak, 26. z Müslim, ñman, 64, 65. z Ebu Davud, Cihad, 2. z Tirmizi, Kıyamet, 52; ñman, 12. z Nesai, ñman, 8, 9, 11. z Darimî, Rikak, 4, 8. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 160, 163, 187, 191, 192, 195, 205, 206, 209, 212, 215, 224, 379.
19 Mümin, cennete ulaíana kadar hayra kulak vermeye doyamaz. Tirmizi, ñlim, 19.
ñnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez. Buhari, Tevhid, 2. z Müslim, Fezâil, 66. z Tirmizi, Birr, 16; Zühd, 48. z Ahmet b. Hanbel, c. 3, s. 40; c. 4, s. 358, 360, 361, 362, 365, 366.
20
21
Komíusunun aç olduðunu bildiði hâlde tok karnına yatan bana iman etmií olamaz. Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, Darü’l-Fikr, Beyrut 1994, c. 8, s. 306.
22
Küçüklerimize merhametli davranmayan, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden deðildir. Tirmizi, Birr, 15.
23
Kendin için istemediðini baíkası için de isteme. Buhari, ñman, 7. z Müslim, ñman, 71.
24
Kardeíine güler yüz göstermek kadar da olsa hiçbir iyiliði küçümseme. Müslim, Birr, 144. z Tirmizi, Birr, 45; Et’ime, 30. z Ahmet b. Hanbel, c. 3, s. 344, 360; c. 5, s. 173.
25
Gülümsemek sadakadır. Tirmizi, Birr, 36.
26 Bir Müslümanın kardeíine üç günden fazla küs kalması helal deðildir. Buhari, Edeb, 62. z Müslim, Birr, 26.
Veren el, alan elden üstündür.
27
Buhari, Zekat, 18 ve 50; Rikak, 11; Vesâyâ, 9; Nafakât, 2. z Müslim, Zekat, 94, 95, 96, 97, 106. z Ebu Davud, Zekat, 28. z Tirmizi, Zühd, 32; Kıyamet, 29. z Nesai, Zekat, 50, 52, 53, 93. z Muvatta, Sadaka, 8. z Darimî, Zekat, 22. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 4, 67, 98, 122, 243, 278, 288, 319, 362, 394, 434, 475, 476, 489, 501; c. 3, s. 330, 346, 403, 434; c. 5, s. 262.
28 Güzel söz sadakadır. Buhari, Edeb, 34; Sulh, 11; Cihad, 72, 128. z Müslim, Zekat, 56. z Ebu Davud, Tatavvu, 12; Edeb, 160.
29 Müminler bir vücut gibidir. Müslim, Birr, 66. z Buhari, Edeb, 27.
Mümin mümine aynadır.
Ebu Davud, Edeb, 49. z Tirmizi, Birr, 18.
30
31 ñnsanlar tarak diíleri gibi birbirlerine denktirler. Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, Müessesetü’r-Risale, Beyrut 1989, c. 9, s. 38, hadis no. 24822.
32
Aranızda selamı yayın. Müslim, ñman, 93. z Tirmizi, Et’ime, 45; Kıyamet, 56. z ñbn Mace, Mukaddime, 9; Edeb, 11. z Ahmet b. Hanbel, c. 1, s. 165, 167; c. 2, s. 391, 442, 447, 495, 512.
33
Mümin müminin kardeíidir. Müslim, Nikah, 56; Birr, 32. z Buhari, Mezalim, 3. z Ebu Davud, Edeb, 40 ve 56. z Tirmizi, Birr, 18.
34
Oruç kalkandır. Buhari, Savm, 2; Tevhid, 35. z Müslim, Sıyam, 162. z Ebu Davud, Savm, 25. z Tirmizi, Cuma, 79; Savm, 54; ñman, 8. z ñbn Mace, Sıyam, 1; Fiten, 12; Zühd, 22. z Muvatta, Sıyam, 57. Darimî, Savm, 27 ve 50.
35
Namaz nurdur. Müslim, Taharet, 1.
36 Namaza gitmek için attıðın her adım sadakadır. Buhari, Cihad, 72 ve 128. z Müslim, Zekat, 56. z Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 312, 316, 350, 374.
( )
37
Allah’ın en sevdiði amel, vaktinde kılınan namazdır. Buhari, Mevâkîtu’s-Salât, 5. z Müslim, ñman, 137, 138, 139.
Namaz müminin miracıdır.
38
El-Âlûsî, c. 8, s. 416. z Er-Râzî, c. 1, s. 243-251. z Bursevî, c. 12, s. 267.
Sabır ve dua müminin ne güzel iki silahıdır.
39
Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, Müessesetü’r-Risale, Beyrut 1989, c. 3, s. 272, hadis no. 6505.
40 Allah için duadan daha deðerli bir íey yoktur. Tirmizi, Daavât, 1.