Konfeksiyon Tekstil February 2020

Page 1

ISSN 2148-9246

CLOTHING TECHNOLOGY MAGAZINE ŞUBAT FEBRUARY 2020 www.konfeksiyonteknik.com.tr

KYSD’nin Katkılarıyla




REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT AKBARKOD.........................................Ö.K

ATA İMALAT...........................................23

ÇAĞTEKS...............................................25

DELLA PAPER (MEYDAN)...................... 9

EMR......................................................A.K

GROZ-BECKERT...................................... 5

ITM 2020................................................ 41

İHLAS MATBAACILIK............................45

İZER FERMUAR....................................... 27

KLEOPATRA........................................... 31

KODDATA.............................................. 13

KUZULUK KAPLICALARI........................55

ÖZBİLİM........................................Ö.K.İ , 1

POLSAN................................................. 17

SANKO...............................................A.K.İ

TREND ETİKET.........................................29

TÜRK BARTER......................................... 37

TÜRKİYE HASTANESİ..............................33

TÜYAP İPLİK FUARI................................49

VOLİ TURİZM.......................................... 61

www.konfeksiyonteknik.com.tr


İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA Publisher H. Ferruh IŞIK GENEL MÜDÜR (SORUMLU) General Manager (Responsible) Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner SÜREKLİ YAZARLAR Permanent Columnists Prof. Dr. İsmail KAYA Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Ekrem Hayri PEKER

REKLAM DANIŞMANI Advertisement Consultant Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR Technical Manager Tayfun AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr ABONE VE DAĞITIM Subsc­rip­ti­on and Cir­cu­la­ti­on Ma­na­ger İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

AD­R ES | He­a d Of­fi­ce İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 www.konfeksiyonteknik.com.tr e-ma­il: ali.erdem@img.com.tr BASKI | Printed By | İH­L AS Ga­ze­te­ci­lik A.Ş. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 30 00 BÖL­GE TEM­S İL­Cİ­LİK­LE­R İ BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA | Me­t in DE­M İR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr BİLGİ / Information Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Konfeksiyon Teknik is published monthly. Ad­ver­t i­s e­ments res­pon­s i­b i­li­t i­e s pub­lis­hed in our ma­g a­z i­ne per­ta­in to ad­ver­t isers.


Tekstil sektörü, üretim ve tüketim açısından bakıldığında, dünyada en fazla hammadde kullanımı yapan sektörlerden biri durumundadır. Tekstil ürünleri, hayatımızın en temel ihtiyaçlarından başlayarak, pek çok alanında ihtiyaç duyulan malzemelerdir ve üretimleri de artarak devam etmektedir. Sektörümüz, ürün kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisiyle gelecekte global ticarette adından daha fazla söz ettirecek potansiyele sahip. Bugün gelinen noktada dünya tekstil ve hazır giyim sektörü oluşturulan markalarla ve inovasyonu ile geleceğe yön veriyor. Dünya tekstil sektöründe üretim teknolojisi ve ürün özelliklerinde, dolayısıyla rekabet alanlarında ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Türkiye’de ve dünyada rekabet şartlarının değişmesiyle moda, marka ve tasarım ağırlıklı bir yapıya kavuştu. Dünyada, tekstil sektöründe pazar potansiyeli taşıyan ülkeler, nüfus büyüklüğü ve gelir seviyesinin yanı sıra hazır giyim ve konfeksiyon üretimi altyapısının olduğu ve geliştiği ülkeler olarak konumlanıyor. Küçük-büyük birçok yerli firma artık kendi tasarımlarına dayalı koleksiyonlarla dünya pazarlarında yer alıyor, birçok bölgesel marka liderleri ortaya çıkıyor. Türkiye bu anlamda büyük yol kat etti ve başarılı hatta milyonların takip ettiği modacılar, markalar yetiştirdi, ismini modada tüm dünyaya duyurmaya başladı. Türk tekstil sektörü de Türkiye’nin yükselen tasarım ve moda gücünü markalaşma değeri olarak yansıtma çabasında. Ali ERDEM Yazı İşleri Müdürü News Editor

Geçmişten geleceğe yolculuk… 2019 yılında gerek ülke, gerekse küresel gelişmeler, oldukça yoğun bir seyir izledi. Özellikle ülkemizde yaşanan ekonomik ve dövizde yaşanan gelişmeler sonucu zorlu bir süreçten geçtik. Ekonomideki daralma işsizliğin artmasına, piyasaların daralmasına ve ticari dengelerin bozulmasına neden oldu. 2019 yılında yaşanan tüm bu gelişmeleri sektör temsilcilerinin çok iyi analiz ederek geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemeleri gerekiyor. Dolayısıyla 2020 yılına ümitle bakmak ve geçmişten ders çıkarmak gerekir. Moraller, bekleyişler olumlu ise, insanlar geleceklerini programlarken daha cesur ve daha gerçekçi olurlar. KYSD işbirliği Yıllardır konfeksiyon makine imalatçılarıyla kullanıcılarını başarılı bir şekilde yürüten Konfeksiyon & Teknik Dergisi, yeni dönemde KYSD ile de işbirliğine giderek, üreticilerle tüketicileri buluşturma konusunda bir adım atıyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün olmazsa olmazı yan sanayicilerimize hizmet veriyor

EDİTÖR

4 EDİTÖR

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Sektörümüze sahip çıkalım

olmaktan son derece memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu işbirliği her iti taraf için pozitif bir sinerji oluşturacak ve sektörümüzün daha geniş kitlelere tanıtılmasına katkı sağlayacaktır. Hazır giyim sektörünün dinamosu diyebileceğimiz konfeksiyon yan sanayi sektörümüz gerçekleştirdiği gerek dolaylı, gerekse de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) ve Konfeksiyon & Teknik olarak omuz omuza çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştirmek dileğiyle…


Hem kökleri merkezinin bulunduğu bölgede çok sağlam hem de bütün dünyada kendini evinde hissediyor. Groz-Beckert’i farklı yapan özellik bu. Endüstriyel makine iğnelerinin, hassas makine parçalarının ve sistemlerin dünyada lider üreticisi olarak, ürünlerimizin ve servislerimizin kalite ve hassasiyet standartlarını mümkün olan en yüksek seviyede tutuyoruz. Yaklaşık 9.000 çalışanımız ve örme, dokuma, keçe, tafting, tarak ve dikiş alanlarında kullanılan yaklaşık 70.000 adet ürün çeşidimiz ile tekstil endüstrisine en ideal desteği sunuyoruz. Ve 1852’den beri bu şekilde sizi hedeflerinize ulaştırıyoruz. Ücretsiz myGrozBeckert Uygulaması

Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti. Gen.Ali Rıza Gürcan Cad. Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3 34169, Merter, İstanbul, Türkiye T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869 info.turkey@groz-beckert.com www.groz-beckert.com


6 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tekstil ihracatının nabzı Rusya ve İngiltere’de atıyor

Rus Hükümeti, Ticaret Odaları ve Girişimci Birlikleri tarafından desteklenen ve Rusya’nın en uzun soluklu tekstil fuarı olan TEXTILLEGPROM Uluslararası Genel Tekstil Fuarı, 25 yıldan bu yana Doğu Avrupa, Asya ve Balkan tekstil sektörlerini kendi çatısı

altında toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz sene 17-20 Eylül tarihlerinde 53. kez başkent Moskova’da düzenlenen fuara 19’u Türk Milli Katılımı ile olmak üzere 13 ülkeden 990 firma katılırken, toplamda 30.000’den fazla kişi de fuarı ziyaret etti. İlginin


yoğun olduğu fuarda Rus ve Orta Asyalı firmalar katılımda başı çekerken, Türk firmaları da iç giyim, çorap, kumaş, iplik gibi tekstil alanlarındaki ürünleriyle dikkat çekti. 4 gün boyunca ürünlerini sergileme fırsatı bulan yerli firmalarımız yoğun ilgi görürken, bir

yandan da Rusya ve Doğu Avrupa pazarına girme konusunda kurdukları bağlantılar, ihracat konusunda kazandıkları tecrübeler ve genişleyen müşteri portföyleri ile büyük avantaj elde ettiler. Bu doğrultuda, fuara katılan Türk firmaların yarısından fazlası

7 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tekstilcinin ihracatta her zaman bir numaralı tercihi olan Expotim Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş., yeni yılda da Türk üreticisini uluslararası ticaret arenasına Rusya ve İngiltere fuarlarıyla taşımaya hazırlanıyor.


8 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

11-14 Şubat’ta düzenlenecek 54. Textillegprom’a katılmak üzere sözleşmelerini yeniledi.

fazla sektör profesyonelini 2-6 Şubat tarihlerinde Birmingham’da ağırlayacak.

Tekstil sektörü için ihracat fırsatı sunan diğer bir pazar ise, 2019 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin ihracatında ikinci sırayı alan İngiltere. Başkent Londra’da yıllardır modadan hazır giyime, tekstil üreticilerinden tedarik zincirine kadar sektörün farklı unsurlarını bir araya getiren ve 9-11 Şubat tarihlerinde yeniden düzenlenecek olan Pure London ve Pure Origin fuarları, üreticiler ve tedarikçileri tek bir çatı altında buluşturacak. Firmalara ürünlerini 50’ye yakın ülkeden gelen ziyaretçilere ve dünyaca ünlü markaların temsilcilerine tanıtma imkânı sunan Pure London ve Pure Origin fuarlarına ek olarak Birmingham’da düzenlenen Moda UK ve Spring Fair de adadaki tekstil pazarına girmek için önemli fırsatlar sunan fuarlar arasında. Her sezon 400’ün üzerinde katılımcının yer aldığı ve 2002 yılından bu yana markaların ve sektör profesyonellerinin kilit alıcılarla buluştuğu Moda UK Fuarı İngiltere’nin yanı sıra İskoçya ve K. İrlanda gibi diğer Birleşik Krallık ülkelerinden de yoğun ziyaretçi almaktadır. Ayrıca MODA UK Fuarı, Harvey Nichols, SimplyBe ve Beales gibi Moda dünyasının dev markalarının yetkilileriyle de yüz yüze görüşme imkanı sağlıyor. Yaklaşık 1 milyar poundluk bir değere sahip ev tekstili, hediyelik eşya ve perakende pazarına doğrudan erişim sağlayan Spring Fair ise, bu sene 100 ülkeden 2500’e yakın katılımcı ve 50.000’den

2007 yılından beri Textillegprom’un Türk Milli Katılım organizasyonunu gerçekleştiren Expotim Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş’nin Satış Direktörü Kılınç Yetkiner, son dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerin iki ülke arasındaki ticareti de çok daha iyi bir noktaya çekeceğini belirterek; “Rusya, Türk üreticileri için geçmişe göre çok daha önemli bir pazar haline geldi. Biz de Expotim & Ladin ailesi olarak ülkemizin ihracatının artması için kaliteli uluslararası tekstil fuarlarını portföyümüze katarak ve ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarak üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Diğer taraftan Expotim olarak, Birleşik Krallık tekstil pazarına girmek için Moda UK, Pure ve Spring Fair gibi potansiyeli yüksek fuarları bünyelerine kattıklarını belirten Yetkiner; “Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkelerden biri olan İngiltere, 2019’un ilk yarısında da yaklaşık 5 milyar dolarla ihracat sıralamamızda ikinci sırada yer alıyor. Biz de, İngiltere’nin tekstil üreticileri ve tedarikçilerini bir araya getirme konusunda en başarılı fuarları ile ihracatçılarımıza değerli bir ticaret imkânı sunmayı amaçlıyoruz” dedi. Marks & Spencer, Fenwick ve Asos gibi hazır giyim devlerinin de bu fuarlarda yer alacağını ekleyen Yetkiner, Türk üreticilerini en yeni ürün ve tasarımlarıyla en doğru alıcılarla bir araya getirmeyi hedeflediklerini belirterek sözlerini noktaladı.



KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

10 PANORAMA


11 PANORAMA KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020


KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

12 PANORAMA



14 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

FESPA Eurasia 2019, kıtaları buluşturdu FESPA Eurasia 2019 brings continents together

Avrasya Bölgesi’nin lider baskı fuarı FESPA Eurasia, 500’den fazla markanın katılımı ve 10 binden fazla profesyonelin ziyaretiyle rekor kırdı. 74 ülkeden 2 binden fazla yabancı ziyaretçinin geldiği fuarda, yenilikleri keşfetti. FESPA Eurasia, the leading printing fair of the Eurasia Region, broke a record with the participation of more than 500 brands and the visit of more than 10 thousand professionals. More than 2,000 foreign visitors from 74 countries came to the fair and discovered innovations. Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının tüm yeniliklerinin bir arada sergilendiği Avrasya’nın en büyük fuarı FESPA Eurasia 2019 bu yılı da rekorla tamamladı. Sektörün bütün yıl heyecanla beklediği fuar, 5-8 Aralık tarihleri arasın-

FESPA Eurasia 2019, the biggest fair of Eurasia, where all the innovations of the industrial advertising and digital printing world are exhibited together, completed this year with a record. The fair, which the sector is looking


Domestic manufacturers will enter abroad FESPA President Christian Duyckaerts said “FESPA will continue to support print and industrial advertising experts in the Eurasian region to improve the printing industry”. Outdoor Advertising Association (ARED) President Ahmet Özdemirel said: “We have completed this year with a record participation of more than 10 thousand visitors. The participants had the chance to make the best investment decision by discovering the latest innovations in the sector. Domestic exhibitors had a productive

da 500’den fazla markanın katılımıyla birlikte 10 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin sektör liderleri ve küresel markalardan oluşan markalar, en yeni teknolojilerini ve uygulamalarını FESPA Eurasia’da sergiledi. YERLİ ÜRETİCİLER YURTDIŞINA AÇILACAK FESPA Başkanı Christian Duyckaerts, “Baskı sektörünü geliştirmek için FESPA olarak Avrasya bölgesindeki baskı ve endüstriyel reklam uzmanlarını desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED) Başkanı Ahmet Özdemirel ise şunları söyledi: “Bu yılı 10 binden fazla ziyaretçiyle rekor katılımla tamamladık. Katılımcılar sektördeki en son yenilikleri keşfederek en iyi yatırım kararını alma şansı yakaladı. Yerli katılımcılar bölge ülkelere açılma ve uluslararası müşterilere ulaşma imkanıyla verimli bir fuar geçirdi. Bundan sonra da

15 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

forward to all year, hosted more than 10 thousand visitors with the participation of more than 500 brands between 5-8 December. Turkey’s industry-leading global brands and trademarks consisting of, exhibited at FESPA Eurasia latest technologies and applications.


16 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

öncelikli hedefimiz iç piyasayı canlandırmak ve sektörün ihracat hacmini artırmak olacak. FESPA ve ARED ortaklığıyla 7. kez gerçekleşen FESPA Eurasia Fuarı’nın hacmi ve kapsamı her geçen yıl artarak devam edecek. FESPA Eurasia’ya katkı sağlayan katılımcı ve ziyaretçilerimize teşekkür ederiz.” 1.5 MİLYAR DOLARLIK HAREKET FESPA Eurasia Fuar Müdürü Betül Binici, endüstriyel reklam ve baskı dünyasının merakla beklediği fuarın iç piyasayı hareketlendirirken ihracatı artıracağını vurguladı. Avrasya Bölgesi’nin en büyük buluşması olan fuarın sektöre 1.5 milyar dolarlık hacim katacağını belirten Binici şöyle konuştu: “Bulunduğumuz coğrafyanın en önemli fuarı olan FESPA Eurasia ile katılımcı firmalarımızı Avrasya’daki baskı uzmanlarıyla buluşturduk. 3-6 Aralık’ta yine İFM’de gerçekleşecek FESPA Eurasia 2020’de görüşmek üzere.” 7.5 MİLYAR DOLARLIK EKONOMİ FESPA Eurasia bu yıl kullandığı ‘Potansiyelini Keşfet’ sloganı ile, baskı ve endüstriyel reklam camiasının doğru zamanda doğru kararlar alabilme, trendleri takip edebilme ve çağı yakalama becerilerini geliştirerek gerçek iş potansiyelini keşfetmesinin; yeni alanlarda yeni işler yaratabilmesinin önünü açmayı hedefledi. 2017 rakamlarına göre 7.5 milyar dolara yakın bir büyüklüğe sahip olan baskı sektöründe FESPA Eurasia’nın hedefi, baskılı işlerin talebini artırarak baskı sektörünün iş hacmini daha da genişletmek.

fair with the opportunity to open to regional countries and reach international customers. After that, our primary goal will be to revive the domestic market and increase the export volume of the sector. The volume and scope of the FESPA Eurasia Fair, which was held for the 7th time with the partnership of FESPA and ARED, will continue to increase with each passing year. We would like to thank the participants and visitors who contributed to FESPA Eurasia”. 1.5 billion dollar movement Betül Binici, FESPA Eurasia Fair Manager, emphasized that the fair, which the industrial advertising and printing world is eagerly waiting for, will increase the exports while stimulating the domestic market. Binici said “the fair, which is the biggest meeting of Eurasia Region, will add $ 1.5 billion to the sector. See you at FESPA Eurasia 2020, which will be held at the IFC on December 3-6”. Economy of 7.5 billion dollars FESPA Eurasia, with the slogan Keş Discover Your Potential bu used this year, enables the print and industrial advertising community to discover real business potential by developing the right decisions at the right time, following trends and catching the age; in order to create new jobs in new areas. FESPA Eurasia’s goal in the printing sector, which is close to $ 7.5 billion, according to 2017 figures, is to increase the demand for printed jobs and expand the business volume of the printing sector.


KONFE-SUAR DAR DOKUMA • FERMUAR • DÜĞME • ETİKET • BARKOD • TEL A VATK A

KONFE-SUAR ÖZEL BÖLÜM BU BÖLÜM KYSD SPONSORLUĞUNDA HAZIRLANMAKTADIR


2020 yılına girerken Ülkemizde yaşanan ekonomik gelgitler dolayısıyla sektör olarak uzun ve zorlu bir sınamadan geçtik, geçmekteyiz. Küresel anlamda özellikle hazır giyim sektörünün dinamosu diyebileceğimiz konfeksiyon yan sanayi sektörümüz gerçekleştirdiği gerek dolaylı gerekse de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Yine tamamlayıcılık misyonu, istihdam sağlayıcılığı, makina ve teknik altyapısı ve güçlü marka imajı ile dünyanın en önde gelen sektörlerinden birisiyiz.

Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) olarak sektörümüzün birliği ve gelecek vizyonu adına yönetim kurulu olarak var gücümüzle çalışmaktayız. Ortaya koyduğumuz proje ve faaliyetlerin sektörümüzün geleceğine önemli katkılar sunması konusunda azami gayret sarf ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz ve alanında dünyada tek olan IV.Tekstil Aksesuarları Trend ve İnovasyon Etkinliği de bu anlamda sektörümüze önemli kazanımlar sağlamıştır. 72 katılımcı firmanın, iki üniversitenin, odalar, birlikler ve paydaş derneklerin, çok değerli Dr. Murat Özpehlivan Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

konuşmacıların, bini aşkın yerli ve yabancı ziyaretçinin yer aldığı bu organizasyon ümit ediyoruz ki sektörümüze ve geleceğimize önemli faydalar sağlayacaktır.

Bilindiği üzere yapılan her iş ve proje ancak devamlılığı olduğunda istenen sonuca ulaşmaktadır. Karşılaştığımız sayısız yerel ve küresel soruna rağmen dört yıldır ara vermeden sürdürdüğümüz bu organizasyonun 2020 yılında beşincisini gerçekleştirmek bizler ve sektörümüz adına büyük önem arz etmektedir. Birlik ve beraberliğimizi yansıtmasının yanında ticari anlamda da gerek katılımcılarımıza gerekse de ziyaretçilerimize dolu dolu bir program sunması etkinliğimiz adına oldukça önemlidir. Birlikte başardığımız bu projede emeği geçen başta fuar komitemiz ve yönetim kurulumuz olmak üzere katılım gösteren tüm sektör mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sektör olarak omuz

KYSD

omuza vererek çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştireceğimizden şüphem yoktur. Yeter ki bir ve beraber olalım.

2020 yılının sağlık, huzur, mutluluk ve sektörümüze adına başarılarla dolu geçmesi dileğiyle sizlere saygılar sunuyorum.



18 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hayatın her alanında karşılaştığımız birbirinden farklı, birbirinden güzel, hemen hemen her gün sayısını saymadığımız onlarca düğmeyi üzerimizde taşıyoruz. Şıklığın vazgeçilmez aksesuarı olan düğmeler farklı renk, boyut ve şekillerle kıyafetlerin görselliğini canlı tutuyor. Mevsime göre kıyafetler, kıyafete uygun düğmeler. Kıyafet üzerinde küçü-

cük bir ayrıntı gibi duran düğmeler, aslında insan sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü içeriğinde polyester, plastik, naylon bulunan ve normalden çok fitalat kullanılan düğmeler kanser riskini arttırıyor. Bunun için doğal ve organik maddelerden elde edilmiş düğmelerin yer aldığı giysilerin tercih edilmesine dikkat etmek gerekiyor.


Günümüz dünyasında görselliğin yanı sıra çevreci olma özelliği de uluslararası markaların ürün tercihlerinde önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bir kıyafete baktığınızda gözünüze çarpan ilk unsurlarda birisi düğmedir. Kıyafetle uyumlu ve kişiliği olan bir düğme, o giysiye değer kattığı gibi satışını da artırmaktadır. Dolayısıyla son yıllarda üreticiler

her kıyafete ayrı düğme tasarlayarak ürünlerinin satış miktarını artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca üzerinde marka yazılan düğmeler, o ürünün orijinalliğini de ispatlamaktadır. Çıt çıt, fermuar, cırt gibi çok daha yeni olan yardımcı unsurlara rağmen, düğmelerin kullanımı hiç geçmeyecek gibi görünüyor. Hatta açmak- kapatmak gibi bir işlevi

19 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hayatımıza renk katanlar: Düğme ve fermuar


20 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

olmadan, hala ve sadece dekoratif amaçlarla kullanıldıklarına bile tanık olmaktayız. Günümüzde, giyim kuşam dünyasının özenle seçip kullandığı; milyonlarca çeşitteki bu renkli unsurlar dünyamızı da renklendirmeye devam ediyorlar. Düğme Çeşitleri Moda eğilimlerine ve kumaş türlerine göre düğmelerin model, boyut ve renkleri de çeşitlenir. Günümüzde düğmeler genellikle kozein (bir tür plastik) ya da naylon asetat polyester, akrilik gibi sentetik gereçlerden üretilir. Renkli düğmeler, yeni

tip düğmeler, çift renkli düğmeler, söz konusu sentetik gereçlerden üretilmektedir. Fantezi giysilerde, suni elmas ya da taklit mücevherler kullanılırken, altın ve inci görünümlü düğmelere de günümüzde oldukça fazla rastlanmaktadır. Düğmeler hammaddelerine göre bitkisel, hayvansal, madenî ve cam, plastik olmak üzere dört gruba ayrılır. Bitkisel Düğmeler: 1. Kroza düğmeler: Bunlara bitkisel fildişi denir. Kroza Amerika’da yetişen palmiye ağacına benzeyen bir ağacın meyvesidir. İşlemeye ve boyamaya


elverişlidir. Cilalandıkları zaman cam gibi olurlar. 2. Ağaç düğmeler: Şimşir gibi ağaçların iyi cila tutan kısımlarından yapılır. Tahta düğmelerin üzerleri kumaş ve deri kaplanarak da kullanılır. Hayvansal Düğmeler: 1. Boynuz düğmeler: Geyik, öküz, inek keçi manda gibi hayvanların boynuzlarından yapılır. Mantolarda spor ve ev elbiselerinde kullanılır. 2. Sedef düğmeler: Sedef sert parlak parıltılı bir maddedir. Birçok su hayvanlarının kabuklarından elde edilir. En iyi cins sedef düğmeler Missisipi nehrinden toplanan midye kabuklarından yapılır. 3. Kemik düğmeler: Bu gruba giren fildişi düğmeler, fillerin ağzının iki yanından çıkar eğri uzun dişlerden elde edilir. Düğme yapılacak kemikler uzun zaman sıcak sularda bırakılarak yağlarından temizlenir. Plakalar hâlinde kesilip oksijen içine atılarak ağartılır. Sedef düğmeler gibi kesilerek ve ortadan çukurlaştırılarak delikler açılır. Cam ve Madenî Düğmeler: 1. Cam Düğmeler: Camın eritilerek kalıplara dökülmesi ile elde edilir. Cam hamurundan arzuya göre çeşitli boyalarla veya yüzeyi yontularak ışığı kıran parlak düğmeler üretilmektedir. Fazla dayanıklı olmamakla beraber ucuz ve yapılışı kolaydır. Daha çok kadın giysilerinde kullanıldığı görülür. 2. Madenî düğmeler: Bu tip düğmeler asker üniformalarında ve son zamanlarda moda olması sebebiyle kadın ve erkek kıyafetlerinde kullanılmaktadır. Çeşitli metallerden yapılan bu düğmeler oksitlerle biraz karartılarak veya oksitsiz olarak ya da küflenerek piyasaya sürülür. FERMUAR DÜNYASI Fermuar, dişlerin üzerine dizili bulunduğu iki şeritle bu dişleri kavrayarak hareket edebilen bir parçadan (elciklerden) oluşur. Elcikler çekildiğinde iki şeridi birbirine birleştirir ve üzerindeki dişlerin kenetlenmesini sağlar, ters yöne çekildiğinde onları ayırır. Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki kumaş parçası,

Günümüzde fermuar, açma – kapama fonksiyonu dışında özellikle spor ve dış giyimin değişmez aksesuarı olmuştur. Fermuar dikiş tekniği seçimi yapılırken kumaş cinsi ve model özellikleri dikkate alınmalıdır. Günümüzde gelişen tekstil teknolojisi, su geçirmeyen, yanmayan, donmayan veya kırılmayan özelliklere sahip fermuarlar üretebilmektedir. Moda açısından uzun kullanım yılları içinde sürekli değişen fermuar, günümüzde halen vazgeçilmezliğini korumaktadır. FERMUAR ÇEŞİTLERİ Fermuarlar, üretim şekli, kullanım alanları ve yapı özellikleri açısından çeşitlilik gösterebiliyor. Metal Dişli Fermuarlar: Sert kumaştan üretilen giysilerin kapama işleminde örneğin; spor giyimde, erkek pantolonlarında, kot pantolon, kot etek vb. üretimlerde kullanılır. Kemik Dişli Fermuarlar: Genellikle dış giyimde mont, kaban, yağmurluk, eşofman gibi spor giysilerin üretiminde kullanılır. Naylon dişli fermuarlar Çocuk ve kadın giyiminde etek, elbise, pantolon ve bluz gibi dış giyim üretiminde kullanılır. Özel Fermuarlar: Bunlar şeffaf dokuma ve gizli fermuarlardır. Bu fermuarların üretim teknolojisinin farklılığı gibi dikimi de farklıdır. Özel bir ayakla giysiye tersten dikilir.

21 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır ya da kapanır. Sürgünün içinde yer alan Y-şeklindeki kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır.


22 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Müşteri beklentilerine kaliteli çözüm otuzu aşkın farklı ülkeye ürün tedariği sağlamakAta imalat 2000 yılından beri tekstil aksesuarları www.ataimalat.com tadır. Hedef pazarlar konusunda ilk olarak kitle alanında faaliyet gösteriyor. İlk başladığında Uzak üretimlerinin yapıldığı aynı zamanda rekabetin Doğu’dan ithal ettiği ürünlerle hizmet veren firma, çokça olduğu Bangladeş, Vietnam, Hindistan 2010 yılından itibaren yerli üretime başlıyor. Ata ve Pakistan’dır. Tekstil üretiminin yapıldığı Güney İmalat mevcut konumunda Türkiye ve dünyadaki Amerika ülkeler de hedefimizdedir. Son olarak tekstil üretimine iki farklı ürün grubu ile çözümler Rusya ve Türki Cumhuriyetlerdir. sunuyor. İstanbul’daki fabrikasında 4000 metrekare kapalı alanda yaklaşık 300 makine ile metal KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında tekstil aksesuarı üreten firmanın ana ürün grubu bilgi veren Ata İmalat sahibi Okan Atabeyoğlu, çıtçıtlardır. Ana grubunun yanında kot düğmesi, “Derneğimiz öncelikle sektörün değerini ön plana kuşgözleri, kancalar ve metal tokalar üretmektedir. çıkarma hedefli çalışmalara devam etmekteHali hazırda 800 aşkın ürün grubu her geçen gün dir. Ayrıca sektörle alakalı sıkıntıların çözümü ve genişlemektedir. Birçok konuda lider firma konueğitim amaçlı çalışmalar yürütmektedir. KYSD’nin munda bulunduğu metal aksesuar üretiminin aylık düzenlemiş olduğu Trend & İnovasyon etkinliği kapasitesi 100 tondur. Ata imalatın bir diğer üretimi yükselen bir grafiğe sahip. Özelikle bu sene ekim de kopanaki başka bir deyişle pamuk dantele ayında düzenlenen organizasyon geçen senekinyöneliktir. Ordu’da bulunan fabrikasında 3500 de çok ileri seviyedeydi. Birçok katılan firma gibi metrekare kapalı alanda aylık 1.000.000 metre bizde memnun kaldık. Ama bu andan itibaren üretim yapabilmektedir. Ata imalat ürettiği iki ürün organizasyonun zayıf yanlarını tespit etmeli ve bu grubunda da dünya standartlarına sahiptir. Ürün konulara yoğunlaşmalıyız. Uluslararası tanıtım ve kalitesi ve hizmet anlayışı ile kendini hem yurt içinbuna bağlı olarak yabancı ziyaretçi organizasyon de, hem yurt dışında kanıtlamayı başarmıştır. Ata için çok büyük önem arz etmektedir” dedi. imalat 2016 yılında başladığı ihracatta şu anda


Ä°malat

www.ataimalat.com


24 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ÇAĞ-TEK’ten esnek çözüm ve tasarımlar ÇAĞ-TEK Ltd. 1986 yılında metal ve aksesuar, galvano ve boya renklendirme faaliyetine başlayarak alanında piyasaya yön veren firmalarından biri olmayı başarmış. Firma, Türkiye’nin atılımcı yapısı içerisinde ve uluslararası pazarlarda sektörün ihtiyaçları doğrultusunda hizmet veriyor. ÇAĞ-TEK, bugün itibari ile dünya teknolojisinin ulaştığı son sistemleri bünyesinde bulundurarak, gelişimini sürdüren entegre bir tesis haline gelmiş. Firma, pazarlama ve planlama bölümleri ile huzurlu ve rahat bir ortamı içerisinde, müşteriye saygılı ve gelen siparişlerin üretiminden teslimine kadar sıfır hata ile çalışmayı seven daha iyisi için asla durmayan felsefesi ile günden güne büyüyen, kurumsallaşmış ve her zaman en iyisini hedefi emiş bir firma olmaya çalışmakta. Ar-Ge departmanı bünyesinde

bulunduran firma, her projede yüksek standartları göz önünde bulundurup estetik ve dayanıklı ürünler ortaya çıkarmaya özen gösteriyor. Firmanın yıllık üretim kapasitesi 235.000 kg’dır. Avrupa ülkelerinin yanı sıra Türki Cumhuriyet’lerine de ihracat yapan firmanın hedef pazar olarak gördüğü Avrupa ülkelerine ihracatını arttırmayı planlamakta. KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında da bilgi veren Çağ-Tek sahibi Muharrem Özçelik şunları söyledi. “Yönetim kurulunda da bulunduğum sektörümüzün yüzü olarak gördüğüm KYSD’nin her geçen yıl üzerine katma değeri daha yüksek çalışmalar yaptığını içtenlikle söyleye bilirim. Fuar tanıtımlarının yurtiçi ve yurtdışında daha etkin olmasını öneri olarak sunabilirim.”


www.cag-tek.com.tr Merkez: Sanayi Mh. Sancakl› Cd. Gürbüz Sk. No: 22 Güngören - İstanbul Tel: (0212) 553 17 81 - 557 09 22 - 556 16 48 Faks: (0212) 556 04 12 Fabrika: Sanayi Mah. Kanarya Cad. Kale Sk. No: 14 Güngören - İstanbul E-mail: info@cag-tek.com.tr


26 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

İzer Fermuar’ın hedefi ihracatı artırmak İzer Fermuar 2005 yılında Merter’de kurulan İzer Fermuar, özel üretim ve ileri teknoloji ürünlerde dikkat çekiyor. Kuruluşun ilk yıllarında fermuar hammaddesi ithalatı yapan şirket daha sonra elde ettiği deneyimleri güçlü bir yatırımla üretici olarak sektöre hizmet vermeye başladı. Merter ve Bağcılardaki tesislerinde her çeşit fermuar üretimi yapan ve ülkemizin birçok şehrine hizmet veren firma, başta Azerbaycan, Türki cumhuriyetlerine ve Rusya’ya ihracat yapmaktadır. Tesislerinde metal, kemik, naylon fermuarların yanı sıra su geçirmezlik ya da antibakteriyel özelliklere sahip spesifik fermuar imalatı ile sektörel çeşitliliğe hizmet sunmayı hedeflemektedir. Müşteri portföyünde ihracatçı, spor giyim ve ayakkabı firmalarının yanı sıra, aksesuar toptancılarına

da hizmet vermeye devam ediyor. Aylık yedi milyon adet üretim kapasitesine ulaşan üretim tesisinde, en kaliteli fermuarları üretmeyi mesleki ilke kabul ediyor. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan firma, piyasaya sunmuş olduğu özel ürünlerle ekonomik çözümler sunuyor. Firma, Bağcılar’daki satış mağazalarıyla sektördeki etkinliğini arttırmak ve ürün yelpazesini genişletmek için tekstil yan ürünleri satışı yapıyor. Hedeflerini ihracatı artırmak ve iç piyasada daha aktif olmak olarak belirleyen İzer Fermuar, her türlü fermuarı üretip, uygun fiyat politikası ile hızlı bir şekilde müşterilerine sunuyor. Sektörde lider markalar arasında yer almak için sadece ürün satışı değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerde de müşterilerine çözüm sunuyor.


İZER - FABRİKA Fabrika : Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad. Söğütlü Sk. No: 3/5 Yenibosna Bahçelievler / İSTANBUL Telefon : 0212 447 35 47 Telefon : 0212 447 35 48 Fax : 0212 447 35 40 Gsm : 0554 582 60 55 Mail : fabrika@izerfermuar.com

İZER - ZEYTİNBURNU Zeytinburnu Mağaza : Telsiz Mah. Balıklı Yolu No: 62 Zeytinburnu / İSTANBUL Telefon : 0212 664 06 66 Telefon : 0212 664 06 68 Gsm : 0555 803 04 86 Mail : zeytinburnu@izerfermuar.com

İZER - BAĞCILAR Bağcılar Mağaza : Fatih Mah. Maslak Cad. No: 90/A Bağcılar / İSTANBUL Telefon : 0212 551 78 44 Telefon : 0212 551 78 62 Telefon : 0212 551 87 62 Fax : 0212 551 69 59 Mail : bagcilar@izerfermuar.com


28 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Trend Etiket, dünya markalarına üretim yapıyor 2012 yılında üretime başlayan Trend Etiket, dünya markaları tarafından tercih edilen en iyi tedarikçi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Üretimde insan sağlığına ve çevreye duyarlı ürünler kullanmayı ilke edinen firma, yenilikçi ve özgün tasarımlar ile sürdürülebilir olmayı hedefliyor. Çalışmaları hakkında bilgi veren Trend Etiket Genel Müdürü Kenan Birkal, “Etiket imalatı alanında faaliyetini sürdüren firmamızın üretiminin % 60 gerçek deri % 20 suni deri % 15 kağıt jakron % 5 diğerleri şeklindedir. Üretimin % 80’si jeans pantolan sektörüne yönelik olup, % 20 üst grup yönelik üretim yapmaktadır. Müşteri profili ilk yıllarda iç piyasa olan Trend Etiket, daha sonra yoğunluğunu ihracat yapan firmalara ve ihracata yöneltti. Trend Etiket, ihracat yapan dünya markalarından, butik üretim yapan küçük ölçekli markalara kadar bütün firmalara üretim yapabiliyor. En büyük hayallerimizden biri Çin’e ürün göndermekti, bunu yapmış olmak çok ayrıcalıklı bir mutluluk. Öncelikle Avrupa pazarı olmak üzere her yeri pazar olarak görmekteyiz” dedi.

KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında da bilgi veren Kenan Birkal, konu ile ilgili olarak şunları söyledi. “KYSD teknik bir dernek ve tekstil yan sanayinde söz sahibi yenilikçi lokomotif üyelere sahip olduğu için sektörde etkin bir dernek. Yönetim kurulunda yer alan çalışma arkadaşlarımızın hepsinin en büyük hayali ülkemize üreterek ve sektörün kazanmasına hizmet etmek. Bunun için sistemli toplantılar yapıyor buna kafamızı ve gönlümüzü koyuyoruz. Yaptığımız bazı çalışmaları paylaşacak olursam; Birlikte öğrenmek için sektörle birlikte ortak akıl toplantıları yapıyoruz. Hizmet ettiğimiz kurum çalışanlarının sektörümüz ile ilgili daha çok bilgi sahibi olması için aktiviteler planlıyoruz. Bir tarafta fuar gibi etkinlikler yapıyoruz. Yurtdışı ve yurtiçi pazarlama aktiviteleri için “ Ur-Ge” çalışma programını uyguluyoruz. Çeşitli şehirlerde B2B çalışmaları organize ediyoruz. KYSD için söylenebilecek en güzel kelime herkes kendi işini merkeze koymadan “BİRLİK, BİRLİKTE” olmak. Amatörce ve gönüllü olarak ülkemize ve sektöre hizmet etmeye çalışıyoruz. İstiyoruz ki çok çok olalım, birlikte daha çok öğrenelim.”


Alt ve üst gruplar ç n

Gerçek der , sun der , kağıt jakron, kanvas vb çok materyalden marka et ketlet üret yoruz.


30 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Kleopatra Düğme ile beklentileriniz gerçekleşiyor 1964’ten bu yana metalize, ahşap ve deri görünümlü toka, düğme ve aksesuar imalatı yapan Kleopatra Düğme, başarılı çalışmaları ile sektörde haklı bir yer edinmiş durumda. Kleopatra Düğme, istenilen her modelde düğme ve aksesuarı, yarım asırlık tecrübenin getirdiği müşteri memnuniyeti ve kalite anlayışı ile müşterilerine sunuyor. Konusundaki başarısını her geçen gün arttırarak sürdürmeyi hedefleyen firma, sektöründeki yenilikleri takip edip bu yenilikleri uygulamada öncülük ediyor. Deneyimli teknik ekibi ve zamanında doğru hizmet vererek, müşteri memnuniyetini esas edinmiş güler yüzlü kadro-

suyla tam 56 yıldır ilk günkü heyecan, coşku ve bir o kadar da tecrübesiyle hizmet veriyor. Kleopatra Düğme olarak KYSD derneği ve faaliyetleri sayesinde misyonumuza uygun olarak sektörümüzü ve faaliyetlerimizi tanıtma fırsatı yakalıyoruz. Sektördeki öncü yerimizi pekiştirmek adına KYSD’nin hazırladığı dergi yayınları, fuarlar ve toplantılarla sektördeki hazır giyim firmaları ve onların temsilcileri ile görüşme imkanı buluyoruz. KYSD, sektörde köprü vazifesi kurarak fikir alışverişleriyle en iyiyi üretme yolunda bize yardımcı olmaktadır. Bu ve benzeri çalışmalarından çok memnun olduğumuz KYSD’ye teşekkürlerimizi bir borç biliriz.



Bölüm 1 Günlük hayatımızın içinde yer alan, OT/VT (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama ) nedir, işletmelerdeki rolü, bileşenleri ve verimliliğe katkısı, bu yazı dizimizin konusu olacak. İlk bölüme “ tanımlar“ ile başlayalım: OT/VT kavramı, insan müdahalesi olmadan, nesnelerin otomatik olarak tespit edilmesi, onlar hakkında veri toplanması ve bu verilerin bilgisayar sistemlerine doğrudan giriş yapılması anlamına gelir. Günlük hayatımızda; OT/VT sistemlerini en yoğun olarak perakende alış veriş, hastane ve kargo ile ilgili işlemlerde görüyoruz. Markete veya mağazaya gittiğimizde, ürünler mutlaka barkod etiketi taşıyor. Fiyatlar, barkod okuyucu ile bu etiketler üzerinden okutuluyor, sisteme aktarılıyor, fatura veya fiş basılıyor. Hastaneye gittiğimizde süreç, ilk kayıtta basılan barkod etiketi ile başlıyor ve bu etiketle takip ediliyor. Kapımıza gelen kargo paketleri üzerinde yine barkodlu etiketler var. Paketin teslim alınmasından, teslim edildiği son noktaya kadar olan tüm safhalar, barkodlu etiketlerin terminaller tarafından okutularak sisteme aktarılması ile takip ediliyor. Böylece, kargomuz nerede görebiliyoruz. Gördüğümüz üzere, OT/VT sistemleri; son kullanıcı tarafında, tüketicilerin haya-

( Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )

Canan ESER Akbarkod Genel Koordinatörü canan@akbarkod.com

OT/VT

32 OT/VT

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

OT / VT ve Verimlilik

tının çok içinde olan, işlemleri hızlandıran, sürecin takip edilmesini sağlayan bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Peki bu sistemin, işletmelere yansıyan rolü nedir, OT/VT işletmeler için neden gerekli, verimliliğe etkisi nedir, sistem nasıl kurulur, donanım nasıl belirlenir gibi sorular ve yanıtlarıyla, yazı dizimize devam ederken“ Konfeksiyon Teknolojileri“ alanındaki uygulamalara ise özel yer ayıracağız. OT/ VT teknolojisi; tedarik zincirinin yönetimi, üretim akışı yönetimi, mobil varlık takibi, envanter yönetimi, depolama ve fiziksel öğelerin zaman içinde yer değiştirdiği uygulamalarda, giderek daha önemli hale gelmektedir. Barkod etiketleri ile başlayan tarihsel süreç, RFID (Radyo Frekans Tanımlama ve QR (Karekod) ile gelişerek devam ediyor. Barkod etiketlerinin temsil ettiği verinin kısıtlı olması, dinamik veriye sahip olmaması, otomasyon ve verimlilikte ortaya çıkardığı zorluk ve eksiklikler, QR (karekod ) ile aşılmaya çalışılıyor. Karekod, klasik barkodlardan farklı olarak, iki yönde de veri depolayabilir, daha fazla bilgi saklar; ürünlerin, süreçlerin ve parçaların bilgi özellikleri kodlanır ve saklanır. Barkod teknolojisinin devamı niteliğinde olan, bu teknoloji sayesinde, artık işletmeler envanter takibi, tedarik zincir yönetimi ve üretim süreç takibi gibi kritik konuları etkin ve verimli şekilde yönetebiliyorlar. Gelecek sayıda…. OT /VT işletmeler için neden gerekli?



34 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Groz Beckert Turkey dikiş bayileri ile buluştu Geleneksel Groz Beckert Turkey dikiş bayileri toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Florya’da düzenlenen etkinlikte Groz-Beckert Turkey, bayilerini ödüllendirdi. Dünya tekstilinin önemli oyuncularından biri olan Groz-Beckert, büyüyen global hacminin başarısını Türkiye pazarındaki bayileriyle kutladı. Çıtasını hep yükseltmek için bayileriyle bir araya

gelen Groz-Beckert Turkey, başarının paylaştıkça artacağına inanıyor ve çalışmalarını bu doğrultuda gerçekleştiriyor. Düzenlenen etkinliğe, Türkiye’den sorumlu Groz-Beckert Bölge Satış Müdürü Ottmar Hailfinger, Groz Beckert Turkey ekibi ve Groz-Beckert’ten bir yıl içerisinde 300.000 adet ve üzeri iğne alımı yapan 27 firmanın katılımı ile gerçekleştirildi.


300.000 adet ve üzeri alım yapan 27 firmanın katılımı ile gerçekleştirilen organizasyonda gecenin talihlilerine Vatan Bilgisayar’dan hediye çekleri verildi. Yapılan kura çekimi sonucunda ödül kazanan firmalardan; Birinci Sarılar Tekstil San.ve Tic.Ldt.Şti’ye 8.250 TL’lik hediye çeki, İkinci Akertek Tekstil Ayak. San.ve Tic.A.Ş.ye 7.000 TL hediye çeki, Üçüncü Muradil Dikiş Mak.ve Yed.Parç.San.Tic.Ltd.Şti. 5.500 TL hediye çeki, dördüncü Galeri Makina Yed.Parç.İth. ve Paz.Ltd.Şti. 4.000 TL hediye çeki, beşinci Gündüz Pazarlama/Süren Gündüz ve Ortakları 2.500 TL hediye çeki, altıncı Eforteks Teks.San.Tic.Ltd.Şti. 1000 TL hediye çeki ve yedinci Cihan Makina/Halil İbrahim Arslan 1000 TL hediye çeki ödülleri takdim edildi.

35 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bu kategoride yer alan 27 bayi arasında yapılan çekilişle ödüller sahiplerini buldu. Toplantıya katılan Türkiye’den sorumlu Groz-Beckert Bölge Satış Müdürü Ottmar Hailfinger, global ekonomik duruma rağmen Türkiye pazarının kendileri için önemli olduğunu ve bu pazarda bayiler ile hep birlikte daha güzel çalışmalar yapacaklarına inandığını dile getirdi. Sektördeki sıkıntılara rağmen geçtiğimiz yılı başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını belirten Hailfinger, 2020 yılında satışlarının daha da yukarı doğru trend izleyeceğini vurguladı. Firma olarak Ar-Ge ve yeniliklere çok büyük önem verdiklerini söyleyen Ottmar Hailfinger, müşterilerin sorunlarına her zaman çözüm ürettiklerini belirtti.


2019 sektörümüz açısından her paydaşının ders alması gereken ilginç bir yıl oldu. Sektörümüzün en büyük alıcısı Avrupa ekonomisi yavaşladı; global iklim değişikliğinin bir sonucu olarak kış bir türlü gelmedi, kışlık üretimler satılamadı. Dolayısıyla Türk konfeksiyon üreticisini ayakta tutan Avrupalı çok mağazalı markaların siparişleri hem azaldı, hem de düzensizleşti. İhracatçı firmalarımız ya personel azaltarak, ya da ücretsiz izinlerle ayakta kalmaya çalıştı. 2010 yılından bu yana azalan alım gücü 2019 da had safhaya ulaştı, işsizlik tarihi rekorlar kırdı, iç piyasa küçüldü. Türk markaları mağaza sayılarını azaltmak durumunda kaldı, nakit akışları bozuldu, vadeler uzadı. Böyle bir ekonomik ortamda biz hammadde üreticileri gerek azalan talebin, gerekse haksız rekabetin etkisiyle zor bir yıl geçirsek de, yine de, tüm gücümüzle paydaşlarımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam ettik. Bana göre, böylesi zorlu bir dönemden sonra 2019 muhasebesi yapılırken sorulması gereken sorular şunlar:

Suat Küçüker Permes Türkiye Yöneticisi s.kucuker@permess.com.tr

1-Önümüzdeki yıllarda 2019 da yaşanan olumsuzlukların tekrar yaşanmayacağının bir garantisi var mı ? 2-Bu yılı öyle veya böyle geçirebilenler önümüzdeki yıllarda ne yapmayı planlıyorlar? 3-Türk konfeksiyoncusu daha ne kadar bir kaç çok mağazalı yabancı markanın kaderine bağlı kalarak yaşayacak? 4-Her yönüyle dünyanın en gelişmiş konfeksiyon üreticisi olan Türkiye daha ne kadar fason ağırlıklı üretmeye devam edecek? 5-ABD pazarı bize açılacak mı? Evetse ne zaman? Rakamlarla 2019 Türkiye konfeksiyon sektörü - 2019 konfeksiyon ihracatı 17,8 milyar USD * > Inditex Group 2018 cirosu 26,15 milyar Euro*** - BMD (Birleşmiş Markalar Derneği ) üyesi 387 markadan (tüm sektörler) 106’sının yurtdışındaki mağaza sayısı 4.396 ** > Inditex Group mağaza sayısı 7.490. - Türkiye hazır giyim üreteci firma sayısı (2018): 33.435 **** - Türkiye hazır giyim sektörü çalışan sayısı (2018): 515.633 > Inditex Group 174.000 ( 73 farklı dil konuşan 154 farklı milliyet ) Bu rakamların bana hatırlattığı atasözleri: Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Sevdiğim atasözleri -El elin eşeğini türkü söyleyerek arar. -Bir elin nesi var iki elin sesi var. -Akıl yiğide sermayedir -Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır.

TELA

36 TELA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2019’dan alınacak dersler, 2020’ye sorular

Kaynaklar:

* https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2019/12/29/hem-ihracati-hem-istihdami-artirdilar ** http://www.birlesmismarkalar.org.tr/haber/turk-markalari-yurt-disinda-4400-magazaya-ulastimapic-te-en-buyuk-talep-avrupa-ve-rusya-dan-geldi *** https://static.inditex.com/annual_report_2018/pdfs/en/Inditex%20Annual%20Report%202018.pdf ****https://www.ihkib.org.tr/fp-icerik/ia/d/2019/01/15/sgk-tablo-2018-ekim-201901151640040333-99326.pdf



38 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

VEOCEL™ markası, ıslak mendillerdeki gizli plastiklere dikkat çekiyor VEOCEL™ brand draws attention to hidden plastics in wet wipes Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir alışveriş kararı almak isteyen tüketicilere rehber olmak için VEOCEL™ markalı elyaflarını anlatan Lenzing, tüketicileri doğada çözünür ürünleri satın almalarını teşvik etmek amacıyla “Bizim Elimizde” inisiyatifini de başlattı. Describing VEOCEL ™ branded fibers to guide consumers who want to make a sustainable and environmentally friendly shopping decision, Lenzing has also launched the initiative “In Our Hands” to encourage consumers to buy soluble products in nature. Yenilenebilir ağaç ham maddesinden çevreye duyarlı özel elyaflar üreten Lenzing Grup, daha sürdürülebilir ham maddelerin kullanımını teşvik etmek için çevre bilincini artırmaya yönelik bir basın toplantısı düzenledi. Çevre

Producing environmentally-friendly special fibers from renewable wood raw materials, the Lenzing Group held a press conference to raise environmental awareness to encourage the use of more sustainable raw materials.


Eizinger also recalled that the European Union (EU) has recently issued a directive on disposable plastic products, in line with the efforts of legislators around the world to reduce plastic waste. Eizinger said “Plastic materials, appropriate product disposal methods and labeling of adverse environmental effects. The Lenzing Group’s wood-based botanical fibers offer an alternative to fossil-based plastics found in wet wipes. Produced from renewable wood material through an environmentally sensitive production process, these botanical origin fibers completely dissolve in the sea and soil and return to nature”. THE PRODUCT CAN BE SOLVED 100% IN NATURE WITH THE VEOCEL ™ LOGO ON WET WIPES Miray Demirer Acar, the director of Turkey & Middle East and Africa Marketing Communications and Branding Department of Lenzing, spoken at the meeting, said that the consumers could take step by choosing products soluble nature to reduce plastic waste in the sea and therefore they started initiative “Our Hands”. Stating that they aim to initiate a dialogue between environmentally conscious wet wipe consumers, sustainability experts and people with similar views in order to encourage the use of more sustainable and environmentally friendly raw materials with the initiative “In Our Hands” Acar said “With

konusunda duyarlılığı artırmak amacıyla günlük yaşamda her gün kullanılan ürünlerin içerisine gizlenen plastikler hakkında çarpıcı bilgilerin de paylaşıldığı toplantıda konuşan Lenzing Global Nonwovens İş Yönetimi Başkan Yardımcısı Jurgen Eizinger, çevre dostu ve yenilikçi teknolojilerle özel elyaflar ürettiklerini ayrıca sektörün ve tüketicilerin çevre konusunda bilinçlenmesine katkı yaptıklarını söyledi. Bu amaç doğrultusunda, VEOCEL™ markasını Lenzing Grubu’nun yeni nonwoven markası olarak piyasaya sürdüklerini belirten Eizinger, “Günlük hayatta giderek daha fazla kişi ıslak mendil kullanıyor çünkü pratik, hijyenik ve kullanıma hazırlar. Ancak araştırmalara göre çok az kişi, bu ıslak mendillerin çoğunun ciddi oranda plastik maddeler içerdiğini ve uygun olmayan şartlarda imha edildiğinde çevreye zararlı olabileceğini biliyor. Sektör verilerine göre, tüketicilerin yüzde 10’undan daha azı ıslak mendillerde fosil bazlı plastikler hakkında bilgi sahibi. Bununla birlikte, 10 kişiden 9’u sürdürülebilir ve doğada çözünür bir alternatifi kullanmayı tercih edeceğini belirtiyor.“ dedi. Yasa koyucuların plastik atıkları azaltmak için dünya genelinde gösterdikleri çabalara paralel olarak, Avrupa Birliği’nin (AB) kısa bir süre önce tek kullanımlık plastik ürünlerle ilgili bir direktif çıkardığını da hatırlatan Eizinger açıklamasının devamında şunları söyledi: “Bu yeni AB inisiyatifine göre ıslak mendillerin içeriğinde bulunan plastik maddeler, uygun ürün imha yöntemleri ve ürünün çevreye verebileceği olumsuz etkilere dair etiketlenme zorunluluğu getirildi. Lenzing Grubu’un ağaç bazlı botanik kökenli elyafları, ıslak mendillerde bulunan fosil bazlı plastik maddelere bir alternatif sunuyor. Çevreye duyarlı bir üretim süreciyle yenilenebilir ağaç malzemeden elde edilen bu botanik kökenli elyaflar denizde ve toprakta tamamen çözünerek doğaya geri dönüyor.” ISLAK MENDİL ÜZERİNDE VEOCEL™ LOGOSU VARSA ÜRÜN %100 DOĞADA ÇÖZÜNEBİLİR Toplantıda konuşan Lenzing Türkiye & Orta Doğu ve Afrika Pazarlama İletişim ve Markalama Departmanı Müdürü Miray Demirer Acar ise tüketicilerin doğada çözünür ürünleri tercih ederek denizlerdeki plastik atıkları azaltmak için bir adım atabileceklerini ve bu nedenle “Bizim Elimizde” inisiyatifini başlattıklarını söyledi. “Bizim Elimizde” inisiyatifiyle daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ham maddelerin kullanımını teşvik etmek için çevre bilincine sahip ıslak mendil tüketicileri, sürdürülebilirlik uzmanları ve benzer görüşte olan kişiler arasında bir diyalog başlatmayı hedeflediklerini belirten Acar, şunları söyledi:

39 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Jurgen Eizinger, Vice President of Business Management at Lenzing Global Nonwovens, said that they produce special fibers with environment friendly and innovative technologies and also contribute to the awareness of the sector and consumers about the environment. For this purpose, Eizinger stated that they have introduced VEOCEL ™ brand as the new nonwoven brand of Lenzing Group and said “Few people know, however, that most of these wet wipes contain significant amounts of plastics and can be harmful to the environment if disposed of in inappropriate conditions. According to industry data, less than 10 percent of consumers have knowledge of fossil-based plastics in wet wipes. However, 9 out of 10 people would prefer to use a sustainable and nature-soluble alternative”.


40 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

“Bu inisiyatif ile günlük hayatımızın bir parçası olan ıslak mendillerdeki gizli plastiklere dikkat çekmek istedik. Gün geçtikçe denizlerdeki plastik oranı artıyor, bu hem insan sağlığını hem de doğayı tehdit eden bir durum. Kullandığımız ürünlerin içeriğine dikkat edip çevreye duyarlı ve sürdürülebilir olan ürünleri tercih edersek gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakabiliriz. Biz sektör olarak sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ham maddeler üreterek sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Tüketiciler de kararlarının belirleyici olduğunun farkında olarak doğaya duyarlı seçimlere yönelirlerse daha iyi bir gelecek mümkün olacak. Çünkü karar Bizim Elimizde.” Sürdürülebilir bir alışveriş kararı almak isteyen tüketicilerin, bu süreçte iyi bir rehberliğe ve güvenceye ihtiyaç duyduğuna da dikkat çeken Acar, “Bu nedenle Lenzing Grup olarak bu yılın başlarında, VEOCEL™ markamız için yeni sertifikalandırma kriterlerimizi açıkladık. Buna göre VEOCEL™ markalı ıslak mendillerde sadece doğada çözünür botanik kökenli elyaflar kullanılabilecek. Tüketiciler, bir ‘Güven Markası’ olarak VEOCEL™ logosunu gördüklerinde satın aldıkları ürünün sürdürülebilir ve çevreye duyarlı olduğundan emin olacak” dedi.

this initiative, we wanted to draw attention to the hidden plastics in wet wipes. The proportion of plastic in the seas is increasing day by day, which threatens both human health and nature. If we pay attention to the content of the products we use and prefer environmentally sensitive and sustainable products, we can leave a better world for future generations. As the sector, we strive to fulfill our responsibility by producing sustainable and environmentally sensitive raw materials. A better future will be possible if consumers are aware that their decisions are decisive and turn to nature-sensitive choices. It is because the decision is in our hands”. Acar pointed out that consumers who want to make a sustainable shopping decision need good guidance and assurance in this process. Acar said”Accordingly, only nature-soluble botanical fibers can be used in VEOCEL ™ brand wet wipes. When consumers see the VEOCEL ™ logo as a “Trust Brand”, they will ensure that the product they purchase is sustainable and environmentally friendly”.



42 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Deri sektöründe çifte ödül töreni

Deri sektörü; çifte ödül töreni coşkusu yaşadı. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Leather&More Fuarı kapsamında; Deri’n Fikirler Tasarım Yarışması Final Defilesi ve İhracatın Yıldızları Ödül Törenini arka arkaya gerçekleştirdi. Deri’n Fikirler

Deri Tasarım ve Üretim Yarışması’nda birinciliği DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencisi İpek Erdem kazanırken, ikincilik ödülü İzmir Ekonomi Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Arzu Birdal’ın, üçüncülük ise; İzmir Ekonomi Üniversitesi


2020 YILI HEDEFİMİZ İHRACATI YÜZDE 15 ARTTIRMAK Türk deri sektörünün 2019 yılını 1.6 milyar dolar ihracat rakamı ile geride bıraktığını, 2020 yılında

ihracatlarını yüzde 15 arttırmayı hedeflediklerini anlatan Zandar, “Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza başladık. Umarım bir sene sonra daha çok ihracatçımıza ödül vermek nasip olur” şeklinde konuştu. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı’nın desteği, İZFAŞ ve SİNTAN Kimya’nın katkılarıyla düzenlenen Eksi Otuz’da Kalp Donar temalı yarışmada 10 finalistin tasarımları Serkan Duman Kareografisinde düzenlenen defilede sergilendi. Birinci tasarımcı 10 bin TL’lik ödülün sahibi olurken, ikinci tasarımcı 6 bin TL, üçüncü tasarımcı 4 bin TL para ödülü kazandı. Ödül kazanan tasarımcılar Hollanda’da staj fırsatını da yakaladı. Finalistler, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin projesinin Ticaret Bakanlığı’nca kabul edilmesi halinde yurtdışında eğitim fırsatına da sahip olabilecekler.

43 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Nurdan Ahsen Fıçıcı’nın oldu. İhracatın Yıldızları Ödül Töreninde ise; deri ve deri mamulleri sektörünün toplam ihracatının yüzde 92’sini gerçekleştiren 36 firma bronz, gümüş ve altın kategorilerinde ödüllendirildi. Ödül töreninde konuşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, her yıl artan rekabet koşullarında ihracat yapabilmek için çırpınan, günlerini yurtdışında, evden uzakta mal satmak için harcayan, 2019 yılında tüm olumsuz koşullara rağmen ihracatlarını sürdüren ihracatçılara ve bu ihracatçılara 3.2 milyar TL destek veren Ticaret Bakanlığı’na teşekkür etti.


44 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Küresel ölçekte markalar oluşturmamız gerekiyor Deri sektörünün en önemli fuarı LeShow’da konuşan TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tasarımın ve markanın öne çıktığı, ürünlerimizin ve markalarımızın her geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow Fuarı, Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki İstanbul’da daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.

Deri sektörünün en önemli fuarlarından LeShow Deri ve Moda Fuarı, ikinci kez İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Deri, kürk ve tekstil moda endüstrilerinin en üst düzey markaları için yeni hedef pazarlara açılan giriş kapısı konumundaki 2. LeShow İstanbul-2020, moda tasarımcıları, önemli pazarlardaki sektörel temsilcileri ve satın almacıları bir araya getiriyor. Fuarın açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, ekonominin en önemli sacayaklarından olan ihracatın 2018 ve 2019 yılında büyüme rakamları ve rekor cari fazlaya olan katkısıyla Türkiye ekonomisindeki vazgeçilmez pozisyonunu iyice perçinlediğini belirterek, “Asıl hedefimiz olan Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye için küresel ölçekte markalar oluşturmamız gerekiyor. Markalaşmaya verdiğimiz önemin ve ağırlığın daha da arttırılması Deri sektörümüz başta olmak üzere her sektörde destan yazan pazarlama hikayeleri oluşturulması, bugün LeShow’da olduğu gibi her platformda tüketicilerle sürdürülebilir bağlar kurulması gerekiyor. Fuarın, bu açıdan önemli bir görevi üstlenmekte olduğunu ve sorumluluğunu ikinci yılında da başarıyla sürdürdüğünü hepimiz görüyoruz. Tasarımın ve markanın öne çıktığı, ürünlerimizin ve markalarımızın her geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow Fuarı, Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki İstanbul’da daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.

“DERİ SEKTÖRÜ TASARIMIN KİLİT UNSURLARINI BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SENTEZLEDİ” Fuarın önemine dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti: “Le Show Fuarı’nın Türkiye’deki başarısının iki ana sebebi var. Birincisi etrafınıza baktığında net bir şekilde gördüğünüz fuarcılık ve organizasyon tecrübesi. İkincisi ise, hem üretimde hem de ihracatta; tasarımıyla, kalitesiyle ve marka değeriyle öne çıkan Türk Deri sektörünün başarısı. 2019 yılında Mücevher, Savunma ve Havacılık ve Hazır Giyim sektörlerimizden sonra, en fazla katma değere sahip olan sektörümüz, kilogram başına 10,3 dolar katma değeri ile Deri ve Deri Mamulleri sektörü oldu. 216 ülke ve bölgeye ihracat yapan deri sektörümüz, Ukrayna’ya olan ihracatını yüzde 58, Sudan’a ihracatını yüzde 51, Suudi Arabistan’a ihracatını yüzde 41, Fas’a yüzde 73 Polonya’da ve İspanya’da ise yüzde 37 arttırarak önemli bir başarı gösterdi. Sektörümüzün en büyük ortağı ve LeShow’a 22 yıldır ev sahipliği yapan Rusya’ya ise ihracatımız 183 milyon dolar olarak gerçekleşti. Net anlaşılan bir şey var ki, Deri sektörümüz tasarımın kilit unsurlarını gerçekten çok başarılı bir şekilde sentezlemiş durumda. Organizasyonu gerçekleştirdiği için Türkel Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Korhan Yazgan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Fuarın tüm katılımcılarımıza, ziyaretçilerimize ve firmalarımıza başarılar getirmesini temenni ediyorum.“


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET

DÜZ OFSET

CİLT

AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli baskı sağlayan özel bir kalıptır. Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip, yüksek tirajlı baskılara uygun, Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com


46 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Heimtextil 2020’ye Türk Firmaları Damga Vurdu

7-10 Ocak 2020 tarihleri arasında 50. yılını geride bırakan sektörün önde gelen fuarı Heimtextil’e Türk firmaları damga vurdu.

Messe Frankfurt İstanbul Yönetici Ortağı Tayfun Yardım konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Dünyanın lider fuar organizatör şirketi Messe Frankfurt’un portföyündeki sektörün önde gelen fuarı Heimtextil yarım yüzyılı geride bıraktı. Ev tekstili sektörünün mihenk taşları olan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD), Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB)’in destekleriyle, Türkiye’den 304 firma yaklaşık 23.000 m2 üzerinde katılım gösterdi. Heimtextil 2020’ye katılan 66 ülke arasında katılımcı sayımız ile Çin ve Hindistan’ın ardından 3. sırada, metrekare bazında ise ilk sırada yer aldık. Türkiye’nin bu sektörde dünya çapında ne kadar önemli bir konumda olduğunu tekrar göstermesinin ve ülkemizin ihracat hacmine katkıda bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. Bursa ve Denizli başta olmak üzere çeşitli şehirlerden Türk tekstil firmalarının dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ve satın almacılarla bir araya geldiği Heimtextil’de dekoratif kumaşlardan, perdelere, mobilya kumaşlarından halı ve döşemelere, yastık kılıflarından yatak ve masa örtülerine, havlulardan banyo paspası, halı ve perdelerine kadar birçok ev tekstili ürünü tanıtıldı.


Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı olan Bursalı, sektörün dünya ölçeğindeki en büyük başarıyla boy göstermeye devam ediyor. Firma Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen Ev ve Ticari Mekân Tekstilleri Uluslararası Fuarı’nda (Heimtextil 2020) yerini aldı. 7 - 10 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen ve dünyanın dört bir yanından binlerce firmanın katıldığı fuarda Bursalı, doğal boyalarla renklendirdiği Nuacotton Green koleksiyonu ile ilgi odağı oldu. Fuarda Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi ve katma değerli ürünleriyle, dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin beğenisini toplayan Bursalı tam not aldı. Fuar hakkında açıklamalarda bulunan Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, fuar boyunca stantlarının yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Bursalı, her yıl Heimtextil’e katıldıklarını ifade ederek, “Tamamen doğal boyalarla renklendirdiğimiz Nuacotton Green Line’ı tanıttığımız fuar, gerek mevcut müşterilerimizle yaptığımız görüşmeler gerekse de potansiyel müş-

terilerimizle kurduğumuz etkin diyaloglar sayesinde oldukça verimli geçti. Standımız ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı. 65 ülkeden 2 bin 952 şirketin katıldığı fuar bizim için oldukça keyifli geçti” dedi. İNOVATİF VE ÇÖZÜM ODAKLI ÜRÜNLER Küresel müşteri talepleri doğrultusunda inovatif ve çözüm odaklı ürünler ürettiklerini belirten Bursalı, dünya standartlarında ürünler geliştirdiklerine dikkat çekti. Bursalı, kuruldukları günden bu yana sürdürülebilir başarı odaklı çalışmalara ağırlık verdiklerini ifade ederek, “Fuar boyunca ikili iş görüşmeleri ve yeni iş bağlantıları yaratma fırsatı yakaladık. Bundan sonra da geliştireceğimiz yenilikçi ürünlerimiz ile hem ülkemize hem de sektörümüze katma değer sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, bu tür organizasyonlara katılmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, her yıl Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirilen ve sektörün dünya ölçeğindeki en büyük fuarlarından biri olan Heimtextil 2020’de yerini aldı. Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi ürünleriyle fark oluşturan firma, fuarda doğal boyalarla renklendirdiği Nuacotton Green Line’ı sergiledi.

47 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bursalı, Heimtextil’de yeni koleksiyonu ile göz kamaştırdı


48 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hazır giyim sektöründeki entegrasyon sürüyor

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), Ticaret Bakanlığı’nın UR-GE desteği ile başlattığı, ‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri 4.0 Entegrasyonu’ projesi tüm hızıyla sürüyor. UHKİB’in, dünyanın 5. büyük tedarikçisi olan Türk hazır giyim sektörünün, 500 milyar dolarlık küresel ticaretteki payını artırmak ve yüksek katma değerli ihracatta öncü olması hedefiyle yola çıktığı ‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri 4.0 Entegrasyonu UR-GE Projesi’nde yer alan 10 firma için danışmanlık faaliyetleri devam ediyor. ENDÜSTRİ 4.0 DANIŞMANLIK FAALİYETİ TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR T.C. Ticaret Bakanlığı desteğiyle Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği koordinas-

yonunda Eylül ayında başlatılan projede, Bosch Endüstri 4.0 danışmanları firmalara 4 ay boyunca danışmanlık hizmeti verecek. Bosch Endüstri 4.0 danışmanları ile gerçekleştirilen faaliyet; firmaların fabrikalarına yönelik saha ziyaretlerinin yanı sıra arka planda detaylı bir çalışmayı kapsıyor. Programın en önemli bölümlerinden biri olan saha çalışmasını gerçekleştiren danışman ekip, ziyaretlere başlamadan önce, her bir firma ile ayrı ayrı tanışma toplantısı yaparak ilgili departman personellerinin Endüstri 4.0 uyumu hakkında görüşlerini topladı. Ardından danışman ekip, UR-GE Projesi’nde yer alan bu 10 firmada 3 gün boyunca tam gün mesai yaparak analiz gerçekleştirdi. Endüstri 4.0 danışmanlık faaliyeti, firmaların final sunumlarını gerçekleştirmesiyle sona erecek.



50 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2 Milyar dolarlık sektörün uluslararası fuarı sona erdi

Dünyada en fazla bebek ve çocuk ürünleri ihraç eden ülkeleri arasında 10’ uncu sırada yer alan Türkiye’ de, uluslararası platformda bebek ve çocuk moda sektörüne yönelik yapılan en uzun soluklu fuar organizasyonu olan CBME Türkiye 38.

Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı 8-11 Ocak tarihleri arasında İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. 122 farklı ülkeden 16 binin üzerinde ulusal ve uluslararası alıcı ile 600’den fazla markanın katılımı gösterdiği fuarda katlanabilir banyo küvetinden hem seyahat çantası hem de yatak olarak kullanılabilen çocuk minderine, yer kaplamayan bebek banyo setlerinden elektrikli beşiğe kadar sektörün en yeni ve trend ürünleri görücüye çıktı. 2020 yılı İlkbahar-Yaz Bebek Çocuk modası ile başta bebek-çocuk hazır giyim ve aksesuarları olmak üzere; araç gereç, bebek bakım ve beslenme ürünleri, mobilya ve ev tekstili, oyuncak ve bisiklet grubu ile anne ve hamile ürünlerine kadar, bebek ve çocuk sektörüne ait tüm ürün grupların yer aldığı İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı, Türkiye’nin en büyük anne, bebek, çocuk ürünleri üreticileri, distribütörleri ve alıcılarını tek bir çatı altında buluşturdu. Uluslararası ziyaretçi sayısı ile yeni yılda katılımcılarının ve sektörün yüzünü güldürdüklerini belirten Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı Direktörü Hatice Dinçer, “122 ülkeden 16 binin üzerinde ziyaretçi sayısına ulaştık. En çok ziyaretçi gelen ilk 5 ülke sırasıyla Cezayir, Irak, Libya, Rusya ve Suudi Arabistan olarak gerçekleşti. 4 günün sonunda Uluslararası ziyaretçide toplam ziyaretçiye oranla yüzde 32 gibi çok yüksek bir orana ulaşırken, yabancı ziyaretçi sayısın-


10-13 HAZIRANDA İSTANBUL KIDS FASHION’ DA YENIDEN BULUŞALIM.... Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarının kış ve yaz olmak üzere yılda iki kez düzenlendiğinin altını çizen Dinçer, şöyle devam etti: “ 2020’ de İlkbahar-Yaz koleksiyonlarını sergileyip başarılı bir fuar geçiren katılımcı firmalarımızı, Sonbahar-Kış çocuk modası

koleksiyonlarını sergilemek üzere 10-13 Haziran 2020 tarihlerinde İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde yapılacak, 39. Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri İstanbul Kids Fashion Fuarı’na bekliyoruz‘’ ifadelerini kullandı. İş hacmi yaklaşık 2 milyar dolara ulaşan Türkiye bebek ve çocuk ürünleri pazarında, çocuk başına aylık harcama miktarı 40-60 dolar iken, yıllık harcama tutarı 480 ila 700 dolar arasında. Tekstil grubu yüzde 30 ve bebek bezleri yüzde 22 iş hacmi ile pazarda en büyük paya sahip olan gruplar arasında yer alıyor. Pazar payı büyüklüğüne göre bu ürünleri mama ve oyuncak grubu takip ederken, bebek arabalarını da kapsayan Bebek Araç Gereçleri ve Mobilya ürünleri yüzde 8 civarında sektörden pay alıyor.

51 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

da bir önceki seneye göre yüzde 28 artış oranını yakaladık. Özellikle bu yıl yeni işbirliklerine katkı sağlamak amacıyla Lübnan, BAE, Kuveyt, Filistin, Fas, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Libya, Irak, Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna dahil 15 hedef ülkeden özel olarak ağırladığımız 200 kişilik alım heyeti fuarımızı ziyaret etti ‘’ dedi.


52 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

SANKO Holding 2019’a başarılarla damga vurdu

Temelleri 1904 yılında atılan ve merhum Sani Konukoğlu’nun “İşin Hilesi Dürüstlüktür” ilkesinden taviz vermeden başarı çıtasını her geçen yıl daha da yükselten SANKO Holding, ihracatta ve istihdamda elde ettiği başarıların yanı sıra sosyal sorumluluk alanında hayata geçirdiği projelerle de Gaziantep’in ve Türkiye’nin gururu olmaya devam ediyor. ANADOLU’NUN EN BÜYÜK GRUBU Ekonomist dergisince, merkezleri İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki illerde bulunan şirketlere yönelik gerçekleştirilen “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırmasında, 2019 yılında SANKO Grubu’nun 12 şirketi listeye girdi. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj, iş ve tarım makinaları başta olmak üzere farklı sektörlerde 14 bin çalışanıyla faaliyet gösteren SANKO Holding, Ekonomist dergisi Anadolu 500 Araştırmasında 4 yıldan beri en çok şirketi bulunan grup olarak 2019 yılını da zirvede tamamladı. İSO ARAŞTIRMASINDA SEKİZ SANKO ŞİRKETİ YER ALDI İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında Sanko Tekstil İşletmeleri, Süper Film Ambalaj, Çimko Çimento ve Beton, Sanko Enerji ve Sayınlar Gıda Maddeleri, ikinci 500 arasına

SANKO Holding bünyesinde yer alan şirketler, üretimden istihdama, eğitimden sağlığa Gaziantep’in ve bölgenin kalkınmasına sunduğu katkılarla 2019 yılına damga vurdu.


SANKO DIŞ TİCARET, BÖLGE İHRACATININ LİDERİ SANKO Holding’in 100’ü aşkın ülkeye ihracatını gerçekleştiren Sanko Dış Ticaret A.Ş., GAP Bölgesi illerinin yanı sıra, Kahramanmaraş, Mersin ve Adana’nın da ihracatta lider firması oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yapılan değerlendirmeye göre, en büyük 1000 ihracatçı arasında SANKO Dış Ticaret A.Ş. 48’inci, Çimko Çimento ve Beton Sanayi Ticaret A.Ş. 533’üncü sırayı aldı. GELİR VERGİSİNDE SANKO FARKI Türkiye Gelir Vergisi Rekortmenleri listesinde Konukoğlu ailesinden üç isim bulunuyor. SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, 95’inci, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu 99’uncu, Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu ise 100’ncü sırada yer aldı. ABDULKADİR KONUKOĞLU 7’NCİ KEZ ZİRVEDE Ekonomist dergisinin düzenlediği “Anadolu’nun en etkin 50 iş insanı” araştırmasında SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, 2019 yılında da zirvede yer aldı. Anadolu’da sanayileşmenin öncü ismi olan Abdulkadir Konukoğlu, yedinci kez listenin birinci sırasında yer alarak Anadolu’nun en etkin iş insanı olarak seçildi. Listede SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu sekizinci, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu ise 16’ncı sırada bulunuyor.

2019’DA EN FAZLA KADIN İSTİHDAMINI SANKO HOLDİNG ŞİRKETLERİ YAPTI SANKO Holding, Gaziantep’te 2019 yılında işletmelerinde en fazla kadın istihdamına katkı sunan şirket oldu. Gaziantep 7’nci İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı kapsamında düzenlenen İŞKUR İstihdamın EN’leri Ödül Töreninde SANKO Holding, “En Fazla Kadın İstihdamı Yapan Firma” alanında ödüle değer görülerek bu alanda da zirvenin sahibi oldu. YILIN VAKFI SANİ KONUKOĞLU VAKFI Ülke ekonomisine ve istihdama sağladığı katkının yanında, topluma yaptığı hizmetleri kurumsal bir yapı altında toplamak amacıyla 1989 yılında kurulan Sani Konukoğlu Vakfı, Ekovitrin 18’inci Yılın Starları Ödülleri’nde ‘Yılın Vakfı’ ödülüne layık görüldü. ABDULKADİR KONUKOĞLU SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, SANKO Holding’in kendi topraklarından kazandıklarını kendi topraklarına yatırdığını belirterek, “Gayemiz şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamak. Gerek sanayi alanındaki yatırımlarımız, gerekse sosyal sorumluluk projelerimizle memleketimize ve ülkemize katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. Yatırımlarını planlarken temel yaklaşımlarını “Dünyada Türkiye, Türkiye’de Gaziantep” olarak belirlediklerini anımsatan Konukoğlu, bu düşüncenin sonucu olarak şirketlerin merkezini Gaziantep’ten başka kentlere taşımadıklarını kaydetti.

53 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ise MST İş ve Tarım Makinaları, Bartın Çimento ve Sanko Rüzgar Enerjisi SANKO Holding’in üretimden gelen gücünü listeye yansıttı.


54 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

RFID, dijital dönüşümün olmazsa olmazı Perakende sektöründe son dönemde en çok konuşulan teknolojilerden biri olan RFID (Radio Frequency Identification - Radyo Frekansı Tanımlama) teknolojisi, perakende sektörü temsilcilerine operasyonel verimlilik anlamında katma değer sağlıyor. Bu çözüm sayesinde işletmeler ürünlerini üretim aşamasından mağazada müşteriye satılana kadar anlık olarak takip edebiliyor. Bu sayede envanter doğruluğu, reyon yönetimi, omnichannel stok yönetimi ve tedarikçi hataları gibi konular çözüme kavuşuyor. Sensormatic RFID çözümü ile 10 kat hızlı ürün sayımı yapılabiliyor. Bu sayede mağaza sayımları yılda bir ya da altı ayda bir yerine, her hafta hatta her gün yapılabiliyor. Yine bu çözüm sayesinde yüzde 99,5 stok doğruluğu ve satışlarda da yüzde 21’e varan artışlar sağlanıyor. Ayrıca müşteri memnuniyeti ve çalışan verimliliği optimizasyonu da artıyor. Perakende sektörüne yönelik RFID çözümünün etkinlikte büyük ilgi gördüğünü ifade eden Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “RFID teknolojisi birçok faydayı beraberinde getiriyor. Örneğin, üretimden çıkan ve kolilenen ürünler deponuza ulaşıyor. Kolinin üzerinde 100 adet olduğu yazıyor. Barkod teknolojisi ile sayımı çok uzun sürdüğü için genelde bu adet doğru kabul edilerek sayılmadan teslim alınıyor ve koli hiç açılmadan mağazalara sevk ediliyor. Oysa ki bir sebeple kolinin içinde 95 adet ürün var. Ama siz perakendeci olarak üreticiye 100 ürünün ödemesini yaptınız. Daha ürünler depoya girerken stok hatası ile envantere giriyor. İşte RFID ile üreticiden gelen kolilerde kaç adet hangi ürünlerin olduğunu takip edebiliyorsunuz. Buna benzer birçok örnek vermek mümkün” diyor.

RFID MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ EN ÜST DÜZEYE ÇIKARIYOR Müşteri deneyimi aslında RFID teknolojisinin getirdiği en önemli unsurlardan biri. Müşteri herhangi bir olumsuz deneyim yaşadığında satışa dönüş oranı hemen düşüş gösteriyor. Barkod sisteminin kullanıldığı bir mağazada müşterinin aradığı ürüne ulaşılması dakikalar sürüyor. Kasadan ya da bilgisayardan bakıldığında ürün depoda var gözüküyor ancak bu ürün depoda bulunmuyor ve müşteri kötü bir deneyim yaşamış oluyor. RFID teknolojisinde ise durum daha farklı. Ürünün stoklarda olup olmadığına bakmak birkaç saniye sürüyor ve ürün depodaysa çok kısa sürede bulunabiliyor. Düzenli şekilde yapılan kontroller sayesinde sürekli reyon tamamlama işlemi gerçekleştirilebiliyor. Müşteriler bu sayede aradıkları ürünleri yüzde 90 oranında satış danışmanına gerek kalmadan reyonda bulabiliyor. E-ticarette de sağladığı envanter doğruluğu ile hem internet satışı için ayrı stok tutulmasına gerek kalmıyori hem de tüm koleksiyon mağaza stokları ile internet satışına açılıyor. Sipariş iptalleri büyük ölçüde azalıyor.



56 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tişörtüm beni kanser eder mi? Son derece şirin bir etek, baskılı bir tişört ya da kot pantolon... Her gün giydiğimiz kıyafetlerde kullanılan kimyasallar, uluslararası standartlarda değilse birçok hastalığa hatta kansere bile neden olabilir. Tekstil firmalarına uluslararası standartlara uygun çözümler sunan BMS Kimya Genel Müdürü Metin Özer, giysilerimizdeki tartışmalı kimyasallara neden dikkat etmemiz gerektiği konusunda şu bilgileri verdi: “Giysilerdeki toksinlerin doğrudan sağlık sorunları ile ilişkisini gösteren kesin delil bulmak zor olsa da çalışmalar rahatsız edici sonuçlar göstermektedir. Giysilerdeki bazı kimyasalların farelerde kansere neden olduğu, bu kimyasallarla bütün gün çalışan işçilerde kansere neden olabildiği ve yüksek konsantrasyonlarda zarar verici olabildiği

gösterilmiştir. Kısa vadede bu kimyasallar alerjik reaksiyon ve tahrişe de yol açabilmektedir. Bu bulgular, en sevdiğiniz tişörtünüzün sizi kanser yapacağı anlamına gelmese de neden giysilerde bu malzemelerin kullanılmasına gerek duyulduğunu merak etmemiz için yeterlidir. Örneğin, giysilerde buruşmazlık apresi olarak kullanılan formaldehit, göz ve burunda tahrişe ve deride alerjik reaksiyonlara yol açmaktadır.” Peki tüm bu toksinler nelerdir ve hangi kumaşlarda bulunur? Akrilik kumaşlarda CDC denilen dimetilformamid bulunur. Deriye doğrudan teması karaciğer hasarına ve sağlık üzerinde başka yan etkilere yol açmaktadır. Bu etkiler, akrilik kumaş üretiminde


Azo boyalar giysileri, deri ve kumaşları renklendirmek için çok yaygın kullanılan boyalardır. Bu boyalar, düzenli olarak buna maruz kalan boya fabrika işçileri arasında mesane kanseri riskini artıran amin - amonyaktan elde edilen bir bileşen - salgılar. Bu boyanın değil, doğal boyaların kullanıldığı ürünler tercih edilmelidir. Ftalatlar pek çok hazır giyim ürününde kullanılmaktadır. Özellikle DEHP ve DNO ve kimi zaman da BBP (bunları giysi etiketinde büyük ihtimalle görmeyeceksiniz, bu nedenle bu kısaltmaları hatırlamanıza gerek yok). Bunlar, plastik yağmurluklar, suni deri ve su geçirmeyen giysilerde kullanılmaktadır. Ftalatlar, iç salgı bezlerini baskılarlar ve erkek kemirgenlerde üreme faaliyetleri üstünde olumsuz etkisi görülmüştür. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) ftalatların insanda kansere yol açıp açmadığını ortaya koymamıştır. Nanosilver, giysilerde bakterilerin neden olduğu kokuları engellemek için kullanılan antibakteriyel bir maddedir. Laboratuvar fareleri ile yapılan ilk çalışmalar, gümüş nano partiküllerin beyne ulaşabildiğini ve zamanla beyin hücrelerinin ölümüne yol açabileceğini göstermektedir. Bebeklerin nanosilver içeren giysileri kemirmesi durumunda zararlı miktarda maruz kalma olasılığı için risk değerlendirmesi yapılabilir. Fakat bunun tüm vakalar için geçerli olup olmayacağı ve zarar verecek düzeyde maruz kalmanın ne demek olduğu konusunda toplanan bilgiler tam anlamıyla test edilmemiştir. Statik dirençli, kir tutmaz, alev geciktirici ya da buruşmaz diye tanıtılan her ürün genellikle formaldehit, teflon gibi ferflorinat kimyasallar (PFC), nonilfenol etoksilatlar (NPE) ve nonilfenoller (NP) ya da triklosan içeriyor olmalıdır. NPE ve NP deri tarafından absorbe edilebilir ve her ne kadar insanlar üzerindeki çalışmalardan henüz sonuç alınmadıysa da kemirgenlerin üreme sağlığı ve gelişimi üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir. Triklosana maruz kalan fabrika işçileriyle yapılan çalışmalar, bu maddeye düzenli olarak maruz kalmanın, kanser riskini artırmaya etkisi olabileceği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte Mayo Clinic, bu ürünü engellemek için kanıtların yeterli olmadığını söylemektedir. PEKİ NE GİYELİM? Güvenerek giyebileceğiniz, içinde zararlı hiçbir şey bulunmayan pek çok kumaş bulunmaktadır. Bunlar; pamuklu, ipekli, organik yün, kenevir, alpaka, angora, deve tüyü, kaşmir, moher, keten, rami ve saluyottur. Kimyasallar bu doğal kumaşlarda da kullanılıyor olsa da daha az rastlanmaktadır. Ayrıca daha az tahrip eden kumaşları tercih etmek, fiyat-

tan ödün vermek gerektiği anlamına gelmemektedir. Kaliteyi değil, maliyeti azaltma yolunda çok başarılı işler yapan pek çok marka bulunmaktadır. Size vereceğimiz en iyi tavsiye, giysilerin etiketlerini daha dikkatli okuyarak başlamak olacaktır.”

57 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

çalışan işçilerin ürettikleri kumaşa dokunurken koruyucu giysiler giymesini de açıklar.


58 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Türk Barter alternatif finans ve ticaret ile piyasaları destekliyor Türk Barter ile ilgili bilgi verdi ve kuruluşundan bu yana geçen süreci anlattı. Alternatif ticaret ve finansal modeli olan Barter Sistemi bugün Türkiye iş dünyasına Türk Barter tarafından kazandırılmış önemli bir sektördür. Türk Barter Ağustos 2001 tarihinde Barter Sistemi’nin Türkiye’de uygulanmasına öncülük etmiş ve Barter deneyimlerini birleştiren bir grup girişimci profesyonel iş adamı tarafından kurulmuştur. Girişimcileri ve çalışanlarının aynı çatı altında bütünleştiği aile yapısı, teknolojik altyapı desteği ve çağdaş yönetim sistemi, Türk Barter’ın bugünkü güçlü yapısını oluşturmaktadır. Türk Barter kurulduğu yıllardan bu yana ciddi anlamda değişiklikler ve hep yükselen grafikler çizmiştir. Barter Sistemi’nin ülke ekonomisine kazandırılmasında ve ticari bir model olarak algılanmasında çok önemli görevler almış ve yerine getirmiştir. Barter sektöründe dünyada sayılı firmaların arasına girmeyi başarmıştır. Türk Barter, Türkiye’de ilk Barter şirketi olarak devletin Barter modellemesindeki uğraşlarına tecrübelerini aktarmıştır. Bu kapsamda hemen hemen her yıl, üst düzey ilişkiler ile gerek başbakan gerek devlet bakanı ve gerekse müsteşarlıklar seviyesinde Barter’la ilgili kanun taslakları, yönetmelik ve tebliğler hazırlanarak sunulmuştur. Her geçen gün büyüyen Barter Ortak Pazarı’yla şuanda üyelerine hizmet vermeye devam etmektedir. Türk Barter Genel Müdürü Mehmet Sırrı Şimşek, Türk Barter’ın yapısı ve kuruluşundan bu yana geçen süreci bizlerle paylaştı. Barter Nedir? Sistem nasıl işliyor? “İhtiyaç duyulan mal veya hizmetin, satılan mal veya hizmet karşılığında satın alınmasına Barter denir. Barter birebir mal değiş tokuş işlemi değil, birkaç istasyonlu bir takas işlemidir. Bir şirket Barter Sistemi’yle çalışmaya karar verdiği zaman bu ilgili brokerler tarafından yapılacak toplantılarla belirleniyor. Bu toplantılarda şirketin öncelikle bir projesi hazırlanıyor. Ve bu projede şirketin stok yapısı, atıl kapasitesi, nakit durumu, kredi durumu analiz edilerek şirketin sisteme dâhil edilmesi sağlanıyor. Barter şirketi sistemden talep edilen mal veya hiz-

metleri veren şirketleri, talebi olan firmayla bir araya getiriyor. Üye olması için de birtakım formaliteleri tamamlaması gerekiyor. Şirketin faaliyette olması, şirketin arzlarının reel olması, fiyatlarının reel olması ve Türk Barter’in yapmış olduğu inceleme sonucunda şirketin Barter sektöründe faaliyeti bulunacak bir firma olması gerekiyor. Üyeliği uygun bulunduğunda Barter üyelik bedelini ödeyip istenilen evrakları da tamamlayarak üye firmalarımız arasına katılabiliyor. Üye olan firma, sisteme mal/hizmet arz ederek; ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı’nda bulunan üye firmaların satışa sundukları mal veya hizmetlerden karşılayabilmektedir. Barter Sistemi’nin en önemli araçları arz ve talep bilgileridir. Üye, Barter Sistemi’nde çalışabilmesinin yegâne göstergesi olan arz bilgisini sisteme kaydetmek ile ya da bildirmek ile yükümlüdür. Her üyenin arz ve talep formu bulunmaktadır. Arz Bildirim Formu sistem üyelerinin pazara sunmak istedikleri mal veya hizmetlerin nitelik ve özelliklerini belirttikleri matbu formdur. Üyenin sisteme arz etmek istediği ürünün miktar, fiyat vs. özelliklerini gösterir belgedir. Arz edilen mal veya hizmet, web sitesi, e-mail, call center ve dergi gibi yayın araçları ile diğer üyelere duyurulur. Ürünü talep eden üyeler, brokere bilgi verir. Broker her iki üyeyi bir araya getirerek görüşmelerini sağlar. Arz bilgileri kadar sistemin sağlıklı büyümesine katkısı olan talep bilgilerinin duyurusu da önemlidir. Talep duyurusu Barter şirketlerinde üyeler arası değil daha çok brokerler arası işletilmektedir. Bu kapsamda broker bir talebi karşılamaya yönelik gayretleri oluştuğunda üyenin memnuniyeti ve başka bir üyenin de satışa dönük faaliyetini gerçekleştirmiş olmaktadır. Teknik olarak talep duyuruları da mail ile etkili ve hızlı olarak yapılabilmektedir.” Barter Sistemi’nin Avantajları nelerdir? “Barter’la çalışmanın firmalar için birçok avantajı bulunmaktadır. Firmalar ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı’ndan karşılayacakları için nakitleri kasalarında kalır ve Barter, bu anlamda nakit tasarrufu


Sektöre sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? “Türk Barter üyelerine verdiği hizmet çeşitliliği açısından her zaman en kapsamlı teknolojik imkânları sunan şirket olmuştur. Bizler, toplum ve müşteri odaklılık, kaynaklara saygı ve verimlilik, toplam kalite, değişim ve paylaşım değerlerini Turk Barter’ın temel değerleri olarak kabul ediyor ve bu değerler aracılığı ile Barter’ın Türk ekonomisine güç katmasını amaçlıyoruz. Hizmetlerimizi bu amaçlar doğrultusunda gerçekleştirmekteyiz. Öncelikle üye firmalar para ödemeden tüm ihtiyaçlarını bu sistemden karşılayabiliyorlar. Firmalara, sisteme üye diğer firmalarla tanışıp yeni pazarlara açılma, satış artırma, stok eritme, nakit tasarrufu

vb. destekleri sağlıyoruz. Bu hizmetlerimizle birlikte borç yapılandırma, alacak tahsili hizmeti de veriyoruz. Firmaların satamadığı malları güvenilir bir şekilde yeniden pazarlıyoruz. Alım gücü olmayan firmalara da Barter Destek Kredisi hizmeti vermekteyiz. Barter Sistemi’nin Türkiye’de benimsenmesini ve yaygın şekilde kullanılmasını misyon edindik. Bu amaçla “Barter Eğitimleri” vererek gençlere de yol gösteriyoruz. Barter Sistemi’nin kamu finansmanında kullanımı üzerine çeşitli projeler geliştirerek, ilgili makamlara sunduk. Güçlü bir Türkiye’nin, ekonomik anlamda bağımsız Türkiye’den geçtiğine inanmaktayız. Bugün gelinen noktada üyeler web ortamından tüm sistemi takip edebilmektedir. Bankacılığın internet şubesi mantığında işletilen BarterBank uygulaması da yine Türk Barter tarafından yürütülmektedir.” Barter kredisi hakkında bilgi verir misiniz? “Barter Kredisi; sisteme kayıt olmuş ancak alacak bakiyesi olmayan üyelere verilen mal ve/ veya ürün kredisi olarak tanımlanabilir. Firmalar sisteme bir teminat sunarak Destek Kredisinden yaralandıkları takdirde, kredi tutarı kadar sistem içerinde mal/hizmet alımı yapabilmektedir. Buradaki amacımız sisteme dâhil olan üyenin ihtiyacını nakit ödemeden faizsiz destek kredisi kapsamında karşılayabilmesidir.” Yurt dışındaki Barter sistemi ile Türkiye deki Barter sistemini değerlendirir misiniz? “Dünyada Barter Sistemi’ne bakacak olursak; ABD, 1950-60’lı yıllarda sistemli bir yapıya dönüştürdüğü Barter Sistemi modellemesinde en kapsamlı uygulama alanı ve en çok Barter Şirketine sahip ülkedir. Ancak buna rağmen en yaygın kullanıldığı sektörler hizmet ağırlıklıdır. Turizm, sağlık, medya, eğitim, danışmanlık gibi sektörlerde Barter Sistemi uygulamaları Amerika ve Avrupa Barter şirketlerinde oldukça yaygın işleme sahiptir. Ülkemiz ise ekonomik koşulları bakımından Barter Sistemi’nin uygulanması açısından sürekli rağbet gören bir durumdadır. Barter şirketlerinin kurulmasından önce ya da Barter şirketleri olduğu halde inşaat ve medya sektöründe birebir Barter yani takas yöntemi oldukça yaygın kullanılmaktadır. İnşaat taahhüt firmaları ülkemizde inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi çizdiği sektöründe inşaatların tamamlanmasına yönelik faaliyetlerinde örneğin daire karşılığı mutfak dolaplarını, asansörlerini, parke döşemelerini yaptırabiliyorlar. Burada verilebilecek örnek çoktur. İnşaat malzemelerinin tamamı bu yöntem ile daire karşılığı temin edilebilmektedir. Medya şirketlerine firmalar ürünlerine karşılık reklam hizmeti satın alması teklif etmektedirler. Bu yöntem ile özellikle bilişim sektörü reklamlarını satın almaktadır. Ülkemiz koşullarında yürütülen Barter Sistemi’ne bakıldığında İnşaat sektörü sistemin lokomotifi konumundadır. Medya ikinci sırada yer alırken üçüncü ve diğer sıralamalar dönemsel olarak değişmekle birlikte turizm, tekstil, sağlık ve sigorta sektörü ülkemizde yüksek işlem hacmine sahip olmaktadır.”

59 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

sağlar. Barter Sistemi’nin önemli avantajlarından biri de firmaların halen sürdürdükleri pazarlama faaliyetlerindeki hedef piyasanın üzerine bir ek olarak gelmesidir. Özellikle girişimcilerin başlangıç yıllarında Barter Ortak Pazarı oldukça ciddi bir satış potansiyeli sunmaktadır. Öz sermayenin ve nakit akış dengelerinin çok iyi kontrol edilmesi gereken dönemde Barter Sistemi, çok iyi bir geçiş süreci sağlar. Türk Barter Ortak Pazarı ağırlıklı KOBİ’lerden oluşmaktadır. Bu yönü ile dinamik bir Pazar içinde her sektörden faaliyet gösteren firmalar ile işbirliği imkânı bulunmaktadır. Barter Sistemi kullanılırken alım yapabileceğiniz geniş bir pazarın olması nedeniyle, dar bir alanda satın alma mecburiyeti kalkar. Firmalar satın alma faaliyetlerinde daima teklif süreci yaşar. Bu süreçte firma yetkilileri nakit teklifler yanında Barter Ortak Pazarındaki üyelerden de teklif alırlar. Satış yaparak alacak bakiyesine sahip olan üye alım yapmak istediği mal veya hizmeti Barter ile alım yapabilir. Barter Ortak Pazarı’nda firmalar bir birleri ile çalışarak yeni vizyonlara doğru adım atabilmektedir. Normal faaliyetlerini sürdüren bir firma Barter Sistemi’nin getirdiği geniş açılımı sayesinde farklı ve kârlı yeni girişimlere zemin oluşturabilmektedir. Üye böyle bir çalışma ortamında hem işlerini genişletip büyütebilmekte hem de karını artırabilmektedir. Türk Barter, üye firmalara alternatif ticaret ve finans modeli olan Barter’ı kullanmalarını önerirken başlangıçta atıl olan iş gücünü ve kapasitenin zorlanarak %5 ila 10 arasında bir fazla üretim yapılmasını talep eder. Bu ürünler Barter Sistemi’ne arz edilir. Talep karşılığında satışları gerçekleştiğinde kâr oranında artış gerçekleşir. Elde edilen alacak ile nakit harcayarak alınması düşünülen bir ürün Barter Ortak Pazarı’ndan temin edildiğinde de atıl olan kapasitenin tam olarak değerlendirilmesi yapılmış olur. Bahsedilen atıl kapasitenin işletilmesi neticesinde satışlar havuzuna bir de Barter modelini ekleyen firmanın satışlarının arttığından bahsetmek mümkündür. Üye firmaların Barter Sistemi’ni ek satışlar olarak kullanması dışındaki uygulamaları nakit akış dengesine müdahaleyi gerektirebilir. Bu duruma düşmeden planlı ve koordineli hareket ederek üyenin Barter modeline yaklaşımını alternatif olarak algılaması sağlanır.”


60 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Securitas’tan sektörde bir ilk: Güvenlik yönetim sistemi Güvenlikte bilgi lideri Securitas, sektörde bir ilke daha imza atarak hizmetleri arasına Güvenlik Yönetim Sistemi’ni de ekledi. Güvenlik organizasyonunda ihtiyaç duyulabilecek tüm yasal düzenlemeleri ve talimatları içeren Güvenlik Yönetim Sistemi ile şirketlere operasyon sırasında gerekli tüm yönlendirmeleri kapsayan özel bir kılavuz ve yol haritası oluşturuluyor. Securitas Güvenlik Yönetimi Sistemi, güvenlik planlamalarında özellikle farklı segment ve iş kollarında birden fazla lokasyonda faaliyet gösteren firmalar için hizmet standardizasyonu, maliyet ve güvenli çalışma ortamı yaratılmasında büyük avantajlar sağlıyor. GÜVENLİK YÖNETİM SİSTEMİ NELERİ KAPSIYOR Güvenlik Yönetim Sistemi’nin ilk dayanağını ilgili kanun ve yönetmelikler oluşturuyor. Bunun yanı sıra ulusal ve uluslararası standartlarda göz önünde bulunduruluyor. Bu kapsamda Güvenlik Yönetim Sistemi’nin içeriğinde 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu uygulamaları, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamaları, standartlar, güvenlik uygulamaları, Acil Durum Yönetim Planı, KVKK kapsamında

alınacak önlemler yer alıyor. Ayrıca raporlama, denetimler ve ihtiyaca özel eğitimler de gerçekleştiriliyor. Güvenlik Yönetim Sistemi’nin maliyet ve riskleri minimize etmek için etkili bir araç olduğunu dikkat çeken Securitas Güvenlik Süreçleri ve Kalite Koordinatörü Hüseyin Erim ‘Şirket yönetim politikası ile uyumlu, yasal, finansal, şirket etiği ve operasyonel gereklilikleri karşılayan bir Güvenlik Yönetimi Sistemi organizasyonun güvenlik risklerini en aza indirirken, operasyonel verimlilik için bir araç olacaktır” dedi. Securitas’ın global bilgi yerel uzmanlığı ile sektörlere özel planlamaya Securitas Güvenlik Metodoloji ile başlanıldığının altını çizen Erim, ‘Bu planlamayı bir adım daha öteye taşıyarak oluşturduğumuz Güvenlik Yönetim Sistemi ile şirketlere tüm güvenlik süreçlerini, kanunlar ve prosedürlerle destekleyen detaylı bir plan haline getiriyoruz. Bu planı belli aralıklarla günceliyor, eğitimlerle destekliyoruz. Acil Durum Eylem Planı oluşturarak, olası kriz durumlarında yapılması gerekenleri detaylandırıyoruz. Amacımız iş ortaklarımıza her zaman kaliteli ve sürdürülebilir hizmet sunmaktır” dedi.



62 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Erkek couture’de yeni nefes “Qu&Co New York”

Modaya dair kısa kısa… Imaj hiçbirseydir, önemli olan sahiciliktir, bu zamanın ruhundaki en zengin yoksunluk bende varım diyebilmenin kapitalist etkisi olan; hazırcılıktı…” Ece Cagdas , Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı.

Özel dikim denilince akla hemen o Paris St.Germain caddesinin butik, en genci 70 lerinde olan işinin ehli zanaatkar terziler geliyordu aklıma… Champs Elysees de gördüğümüz o gösterişli dükkanların gizli kahramanlarıydılar… Italya’yı; Paris kadar sık sektörel fuarlarında bulunmadığım için alışveriş ve tutku dışında iş etiklerini çok bilmesemde Valentino’nun ürün müdürüyle olan diyaloğumu mutlaka sizlere anlatacağım .. New York’ta okurken fazlasıyla italyanların olduğu bir sınıfım vardı tek olma arzuları ve işlerine verdikleri titizlik başka bir ülke vatandaşında gerçekten görmedim diyebilirim. 2010 yılında henüz öğrenciyken başladım çalışmaya. Mesleğimi kısmen besleyen ama işleyişi öğrenciliğim, D.Kaprol stajım bana çok şey katmıştı. New York’a üniversite okumaya gittiğimde 2012 yılıydı ve iş teklifi alıp kalacağımıysa hiç ummuyordum :). New York’ta başlayan genç kurumsal hayatından Istanbul’a uzanan butik bir erkek özel dikim markası “Qu&Co New York“un kurucusu ve tasarımcı Ece Çağdaş, Konfeksiyon & Teknik dergimize samimi açıklamalarda bulundu. Ece Cagdas Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı


Markanın İstanbul’da konumlanma süreci ve sonrası… Ece Çagdas : “Ne zaman ki üniversite hayatımı tamamlamak icin New York’a gittim aslında dünyanın

63 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Akılda kalan bir öğrenci, iş hayatında erken gelen kurumsallık ve akademik kariyer için yeni bir yola doğru sıfırdan yol almak… Her zaman bir arayış ve günün sonunda yarın için tutulan bir not defteri.. Gercekten mesleğinize aşıksınız… Ece Cagdas : “Gercek aşkı bulana kadar kumaşlarla müşterilerle ve hocalarımla mutlu bir fildişi kulem var diyebilirim. Sevgi ve aşk çok boyutludur bir kumaşla bir insanı aynı duygu yüküyle sevebilirim, yolun sonunda kumaştan giysi çıkarırsınız ama aşk öyle midir… Çoğu zaman tıpkı divandaki gibi, sevmek adına sevmektir tam olarak yapılan… Evet, başarılı ve konuşulan bir öğrenciydim ama merakım ve enerjim tekdüzelige ve kurumsal hayata pek uygun değildi. Beni asla sabah 8 aksam 7 bir masaya oturtamazlardı. Eğer ki önüme bir kitap koymadılarsa :) New York bu konuda fazlasıyla plaza kurumsallarıyla dolu hayallerini bekleten sonsuz tasarımcıyla doluydu… Ekonomik olarak biraz daha güçlenip New York’ta kendi işimi kurma hayaliyle Qu&Co New York Ozel Erkek Dikim markama gelen istek ve siparişler üzerine başladım…”


64 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Fashion institute of Technology’de öğrencilik yıllarımın son senesinde başıma gelen ve içsel yolculuğumda kendimi keşfettiğim ufak bir Ny anısı… Ece Cagdas : FIT’de Valentino’nun üretim müdürlüğünü 30 yıl yapmış bir hocadan ders alırken ilk defa başaramama hissi gelmişti üstüme. Ne yapsam söktüren bir hocam vardı asla unutmuyorum. Ne zamanki odasına gidip nedenini sordum, Ece çok yeteneklisin basarılısın ancak sabırsızsın meslekte sabır nefistir dedi …Italyan aksanıyla bunu anlamam fazlaca zamanımı almisti :) Herkesle aynı yaptığım işlerin sökülmesi meğer sabır üzerine kurulu ufak bir oyunmuş :) Italyanların tasarım ve sanattaki başarısı tesadüf değildi… Thomasso hocamın bu hayat dersiyle bir kez daha anlamıştım … Bu zaafımın üstüne New York’taki kurumsal iş teklifini henüz son senemde kabul ettim ve sabrı o 3 yıl boyunca kurumsal hayatta iyice öğrendim :) Ekibimin en genci 62 yaşındaydı:)…

yaşamın ne denli hızlı aktığını ve Türkiye’nin neden markalaşamadığını anlamam çok uzun sürmedi. İğnenin ipliğe geçirilmesini dahi bekleyemeyecek hızda yaşayan bir şehir düşünün… Dakikalık randevu veren bir iş hayatında buldum sonrasında kendimi… Downtown’da bir plazada koleksiyonumu sunmak üzere randevu aldım, ürün müdürünün verdigi randevu saati tam olarak 12.13 tu . Inanabiliyor musunuz, asistanı 12:20 de baska bir toplantısı oldugunu söylemişti… Herhalde dakikaların fonemini New York’ta anlatan en kısa hali bu sayılardı… Bu kadar kapitalist bir düzende yaratıcılık ve üretme arzum yerini satış ve tüketime bırakmıştı biranda. Calvin

Klein’in Sponsor olduğu sergide bitirme projemin seçilmesi New York’ta kalmam icin bir fırsat olmuştu. 2 yılı aşkın kurumsal bir şirkette örme sektöründe çalıştıktan sonra üretimin devamında işi öğrenmek ve New York’a geri dönmek üzere Istanbul’a gelmistim. Şimdi 1 yıla yaklaşan süreyle buradayım ve işimi büyütmek adına yeni projelere başladım. 2010 yılından itibaren yaşadığım New York-Istanbul hayatımda iş hayatım dahil çok fazla tecrübem oldu. Son 3 yılın aynı şirkette kalmanın körelteceğini hissediyordum. Bazen risk almak gerekir ve ben o riski aldım. Iste Qu&Co New York Erkek Ozel Dikim Markası’nın hikayesi tam da böyle başlamıştı…”


Ne tarz kumaşlar ağırlıkta, müşterilerin çoğunlukla talepleri ve beklentileri erkek dikiminde ne doğrultuda seyrediyor? Ece Cagdas : ”Müşteriler çoğunlukla kurumsal özel dikim cebi dahi olmayan basic ürünlere yaklaşıyor, sektörde hazır giyim gömlekleri erkek müşterileri fazla tatmin etmiyor. Markalar içinde toplamış mağazaları gezdiğinizde özel dikimin ne kadar farklı bir alanda hizmet verdiğini daha iyi anlarsınız, bu noktada sempati duyup sipariş vermek gerekiyor:) Bir süredir saf kaşmir ve alpaca yünü paltoları üzerine güzel dönüşler alıyoruz. Bir tık fiyat olarak başta soğuk gelebiliyor mağazada duran bir global markayı almak “etiket“ tabiki çekici geliyor ancak özel dikimi bilen müşteriler kumaşı kıyaslayan bir gurup var ki giydikçe teşekkür maili ve çiçekler gönderiyorlar ofise…” Kumaşlarınızın belirli bir politikası var mı asla kullanmam dediğiniz, etiğiniz denebilecek kırmızı noktalar… Ece Cagdas : “Kurmuş olduğum erkek özel dikim markamla şimdi Istanbul merkezli, kumaşlarım Londra, Milano ne New York’un kurumsal firmalarından birebir siparişle getirtiyorum. “Albini“, “Loro Piana“, “Eleganza Maschio“, “Lanificio Del Casentino”. Siparişe göre çalışıyorum. Türkiye’de çalıştığım önemli organik üreticiler de var. Gömlek kalitelerimde “Söktaş” gibi… Tabiki asla ve asla canlıların hayatına mal olacak hiçbir kumaş içeriğini kullanmıyorum. Tek teknik kırpmadır. Ve Alpaca yünlerinde hayvanlar kesinlikle bundan zarar görmez. Erkek özel dikim markası, birebir ölçü ve sunum hizmeti üstüne ömür boyu garanti bu gercek mi? Ece Cagdas: “Kesinlikle. Çünkü ürün değil hizmet satıyoruz ve ben yaptığım işi ürün değil hizmet olarak görenlerdenim. Bazen dolabınızda 50 tane ceketiniz olur ama hep aynı ceketi giymek isterseniz, biz ise hep aynı giydiğiniz ceketi yapan olmak… Dolayısıyla bunun bedeli “ömür boyu garanti“ ile sabitlememek müşterimize haksızlık olur…

Çalışma prensibiniz nasıl, birebir hizmet vermeyi biraz acabilir misiniz? Ece Cagdas: “Daha önce fazla karşılaştıgım bir politika değil ancak zamanı çok hızlı yaşayan insanlara gidip tasarımcı olarak ölçü ve sunumu kendim yapıyorum. Osmanbey’de ufak bir atölye ile işbirliği halindeyiz. Kumaşlarım tamamen saf icerikli kaliteler, alpaca yünü, kaşmir, organik ipeği, keteni, yün, ipekli keten kaliteleri doğaya geri dönüşen tüm kaliteler bizde mevcut diyebilirim… Bu işe yeni başlayacak olanlar için eklemek istediğiniz birsey var mı? Ece Cagdas:” Ben bu işe her gün yeniden başlama heyecanı taşıyorum… Yeni başlamak isteyenler eğitim ya da okullar bir bitiş değil serüvenin kendisidir. Etiklerinizden ödün vermeyin, kendinizin farkında olun ama bu egoya dönmemeli diye düşünüyorum. Herkes gibi benim de bir hikayem var. Umarım birilerine ilham olacak güzel işler yapmaya devam ederim ve hayalim olan akademisyenliğe adım atarım:) Sizi büyüten ve geliştiren vardığınız yerler değil, başınıza o süreçte gelenler oluyor. Bu noktada başınıza gelen her neyse sizi beslemek adına geliyor. Inanmaktan ve mücadeleden asla vazgeçmeyin. Bir Şaman öğretisi der ki; bütün bunlar neden benim başıma geliyor, cevabı basit… Ders siz öğrenene kadar devam eder… Hangi meslek dalından olduğunuzun çok da bir önemi yok. Dersi verirken yürüdüğünüz yollara minnet duyun ve teşekkür edin…

65 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Qu&Co New York’u hangi sosyal platformlardan takip edebiliriz? Ece Cagdas :” Instagramda varız. “ quandcony “ Ancak kişiye özel çalıştığımız için ürünlerimizi internet sitemizden inceleyebilirsiniz. http:// www.qucony.us Randevu talebinde bulunmak isterlerse ;qucony@gmail.com Benim bu noktada başlattığım butik bir couture evi anlayışım var, tasarımcı ve ölçü alan kişi olarak müşterilerimle birebir ilgileniyorum. Çoğunlukla bir mağazaya ya da trafiğe girecek zamanı olmayan iş insanlarına hizmet veriyoruz. Bu nedenle birebir müşterime gidiyoruz ve yerinde hizmet alıyorlar bizden. Sunum, ölçü prova dahil çagırıp zamanlarını almıyoruz:)”


66 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Küreselde hedef büyüten Zühre e-ticarete açılıyor Muhafazakar moda sektörünün önemli markalarından Zühre, 2020 yılında 5 ülkeye daha açılma kararı aldı. Marka, 2020 yılında e-ticaret satış organizasyona start vererek küresele online olarak da açılmayı hedefliyor. Muhafazakar moda sektörünün önemli markalarından Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Yazıcıoğlu, şirketin 2020 yılına ilişkin açıklamalarda bulundu. 2019 yılında 30 ülkeye ulaştıklarını belirten Yazıcıoğlu, “2020 yılında Zühre olarak 35 ülkeye ihracat gerçekleştireceğiz. Küresel pazarda yeni ülkeleri Türk tekstilinin kalitesi ile buluşturuyoruz” dedi. Zühre markasıyla Türkiye dışında 4 kıtada 30 ülkede 150’den fazla satış noktasıyla hizmet verdiklerini belirten Yazıcıoğlu, “Kuzey Makedonya Tetova’da açtığımız mağaza markamız için bir üs niteliğinde. Son bir yılda Kahire, Irak, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da yeni mağazalar açarak, hazır giyim sektörünün ihracat rakamlarına katkı sağladık. Tekstil sektörü yıldan yıla büyüyen bir sektör. Pazar artık İstanbul’un belli başlı lokasyonlarını aşarak küresel arenalara taşındı. Önümüzdeki dönem için hedefimiz önce Cezayir, Endonezya, Almanya ve Lübnan pazarında büyümek ve diğer ülkelere de açılarak markayı yıldan yıla daha güçlü kılarak küresel pazarda etkin bir Türk markası konumuna gelmek. Yapacağımız yatırımlar ve açacağımız mağazalarla 2020 yılında sektörümüzün büyüme hedefine önemli katkılar sağlayacağız” dedi. Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Yazıcıoğlu, “Tüm Türkiye’de ve İstanbul’da hedef kitlemize yakın alışveriş merkezlerinde bayilik ya da Zühre olarak 2 ya da 3 mağaza daha açmak üzere çalışmalarımız sürüyor. Özellikle tarzı olan, kombinleriyle hem geceyi hem de gündüzü yakalamak isteyen şık ve tarz kadın giyiminde, Zühre kalitesi ile tüm kadınlarımızı buluşturmak en yoğun noktalarda Zühre markamızla yer almayı hedefliyoruz. Rusya da ilgi alanımızda olan ülkeler arasında yer alıyor. Bu mağazalaşma süreci ile birlikte markamızı tüm

kadınlara, tarzı olan, modayı kadın giyimine kadar çeşitlendireceğiz” şeklinde belirtti. Zühre’nin Türkiye’de 300, yurt dışında 150 satış noktası olduğunun altını çizen Yazıcıoğlu, satış ağlarını genişletmenin yanı sıra karlılık, verimlilik ve kaliteli hizmet anlayışına odaklandıklarını, gerçekleştirdikleri ve planladıkları yatırımlarında bu hedeflerini doğrular nitelikte olduğunu belirtti. “TEKNOLOJİK İHRACATTA ATILIM YILI OLACAK” 2020 yılının ilk 6 ayından sonra, online satış organizasyonumuzu tamamlayarak küresele online olarak da açılacakları bilgisini veren Yazıcıoğlu, “E-ihracat tekstil sektörünün can suyu oldu. Zühre olarak ihracatımıza ivme katacak tüm teknolojik yatırımlarımıza hız verdik. Türk tekstilinin kalitesini her noktaya taşımak arzusu ile 2020, Zühre için teknolojik ihracat’ta atılım yılı olacak.” diye konuştu. 30 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR “Kurulduğumuz günden bu yana; yurt içinde bayilikle ürünlerimizi Türkiye’nin her noktasındaki kadınlara ulaştırma gayemizle büyüme ve markalaşma sürecimize devam ederken, ülkemizden aldığımız bu güç ile daha geniş coğrafyalarda kendimizi tanıtmak ve ülke ihracat hedeflerine katkıda bulunmak hedefiyle ilerledik” diyen Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Yazıcıoğlu, “Şu anda ulaştığımız ülke sayısı 30. Irak, Ürdün, Filistin, Cezayir, Lübnan, Mısır, Tunus, Çin (Doğu Türkistan), İran, Suudi Arabistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Fas, Libya, Endonezya, Suriye, Makedonya, Rusya, Ukrayna, Kenya, Özbekistan, Almanya, Gana, Avusturya, Yunanistan, Hollanda, Amerika, Almanya, İspanya ihracatımızı artırarak sürdürüyoruz” diye ekledi.


Bisse, 44. yılına özel 2020 İlkbahar&Yaz ve 20202021 Sonbahar &Kış olmak üzere 2 koleksiyonunu birden tanıttı. Geçtiğimiz akşam Doubletree byHilton Topkapı’da gerçekleşen lansmana iş, siyaset, cemiyet ve magazin dünyasından çok sayıda isim katılarak yeni koleksiyonu yakından incelediler. Sektörde ilklerin öncüsü olan Bisse, 2 sezon koleksiyonunu birden tanıtarak yeni sezonlarda da iddiasını sürdürüyor. Sunuculuğunu Burcu Esmersoy’un yaptığı özel gecede Bisse yöneticileri ve ekibi 44. yıl pastasını sahnede kestiler. Defilenin sonunda sahneye çıkan Mustafa Kefeli büyük alkış aldı. Gecenin sonunda misafirler Avantgarde Müzik Organizasyon ve Sahne Sanatları yönetiminde DJ Mert Levent’in müzik direktörlüğündeki after party’de eğlendiler. HEDEF SAYGI DUYULAN BİR DÜNYA MARKASI OLMAK Geceye ev sahipliği yapan Bisse Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli sahneye çıkarak 44 yıl önce başlayan hayalinin gerçeğe dönüştüğünü ve bugün markalarını dünyaya tanıtmayı başardıklarını belirterek şimdi ise hayalinin dünyada tanınmanın ötesine geçerek saygı duyulan bir dünya markası haline gelmek olduğunu belirtti. Şuanda Bisse olarak yurtiçinde 30 mağaza yurtdışında da 7 mağazalarının olduğunu söyleyen Kefeli; “Dubai, Kazakistan, Azerbaycan ve İngiltere olmak üzere ilgili ilk etapta 4 yeni ülke ile 2020 yılı içinde büyümeyi hedefliyoruz. Devamında ise 2025 yılına kadar 18 yeni ülkede var olmayı planladık. Başka bir deyişle mağazamızdaki meşhur Türk kahvemizi dünyaya ikram etmek için yola çıktık ve hayalim hedeflerimizi tam yakalamak. ” dedi. Kefeli başarısında ilk

günden beri arkasında olan eşi, çocukları ve ekibine teşekkür etti. DOĞA, SANAT VE TARİH İZLERİ TAŞIYAN KOLEKSİYON Sektörde 44. yılına giren ve erkek modasına yön veren markanın 2020 İlkbahar&Yaz ESSENCE koleksiyonu sanat ve doğa arasındaki geçişi en öz haliyle yansıtıp, tabiatın özündenve sanatın estetiğinden ilham alarak hazırlandı. 2020-2021 Sonbahar&Kış HERITAGE ve REAR UP koleksiyonunda ise geçmişten bugüne taşınan mirasını, tarz ve kalitesini koleksiyonun tamamında değinmeyi ön planda tutup, modern hissettiren, aynı zamanda tarih duygusundan izler taşıyan özel tasarımları sunacak.Birlikte İlkemiz Sanatla Sanayiye Erişmek” kelimelerinin baş harflerinin marka ismini oluşturduğu Bisse, ekip çalışmasına verdiği önem ve yarattığı sanatıyla ilk günden bugüne sektöründe lider konumunda olmaya devam ediyor.

67 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bisse yeni koleksiyonunu tanıttı


68 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hanzade Giyim ihracatta hedef büyüttü Türkiye’nin mütedeyyin giyimin üretim üssü olduğunu muhafazakar giyim modasına Türk tekstilinin yön verdiğini belirten Hanzade Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Işık, 2020’de üretiminin yüzde 35’ini ihracat etmeyi hedeflediklerini belirtti.

Her yıl yüzde 15 civarında büyüme gösteren Hanzade Giyim, ihracatta hedef büyüttü. Ortadoğu ve Türk tesettür tarzını bir araya getirerek tasarladığı mütedeyyin kadın giyim üreticisi Hanzade Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Işık, üretimlerinin yüzde 20’sini dış pazarlara ihraç ettiklerini 2020’de bu rakamı yüzde 35’e çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. İç ve dış pazarda geniş bayi ağına sahip olan ürün kalitesi ve çeşitliliğiyle büyük talep gören marka, Lübnan, Kuveyt, Körfez ülkeleri başta olmak üzere Irak, Kerkük ve Libya’ya ihracat yapıyor.

MUHAFAZAKAR MODAYA TÜRKİYE YÖN VERİYOR Türkiye’nin mütedeyyin giyimin üretim üssü olduğunu vurgulayarak muhafazakar giyim modasına Türk tekstilinin yön verdiğine dikkat çeken Işık “Kaliteli ve inançlara uygun trendy kıyafetler üreten ülkemiz muhafazakar modanın belirleyicisi konumuna geldi. Son yıllarda mütedeyyin kesim modayı yakından takip ediyor, kullanışlı ve rahat olmasına, inançlarına uygu, gösterişten uzak minik aksesuarlar ve kesim tarzlarıyla sade şıklığı tercih ediyorlar. Muhafazakar giyim gün geçtikçe renkleniyor. Biz de Hanzade Giyim olarak yeni trendler doğrultusunda koleksiyonlarımızda yeşilin farklı tonları, papaya rengi, kayısı tonları, mercan gibi daha cıvıl cıvıl renklere ağırlık veriyoruz. Özellikle keten, pamuk gibi saf ve yumuşak kumaşlardan hazırlanmış soft ve canlı renkler çok talep görüyor. Tasarım, model ve renkler konusunda ihtiyaç ve eğilimleri göz önünde bulundurarak 15 günlük kapsül koleksiyonlar hazırlıyoruz. Model, tasarım ve renklerdeki yeni trendleri kısa sürede mütedeyyin kesimin beğeni ve tercihlerine uyarlayarak Türkiye ve Ortadoğu’daki kadınların şıklığı ve rahatlığını sağlıyoruz.”


Düğünlerdeki ‘Doğaya Dönüş’ trendi ile beraber gelinliklerde de doğal kumaşlar tercih edilmeye başlandı. 2020’nin düğünlerinde; kenevir, ipek, organik pamuk, bambu, ipek harmanları ya da vintage kumaşlar kullanılarak üretilebilen organik gelinlikleri bolca göreceğiz. Evlilik hazırlığı içinde olan çiftler, yeni sezonun modasını belirleyen Evlilik Dünyası Fuarı’nda bu yıl da 17-19 Ocak’ta Lütfi Kırdar’da bir araya gelecek. Bu yılki temasını ‘doğaya dönüş’ olarak belirleyen fuar, evleneceklere tüm ihtiyaçlarını bir arada sunmakla kalmıyor, trendler konusunda da yol gösteriyor. Modern insanın toprağa, ağaca yani doğal bir hayata olan özleminden doğan ‘doğaya dönüş’ trendi; artık düğünlerin de konseptini belirliyor ve organik düğünlerin sayısı, her geçen gün artıyor. Doğallık arayışı ise sadece düğünlerde değil aksesuarlarda ve gelinliklerde de etkisini gösteriyor. Farklı model ve tarzları cesurca denemekten kaçınmayan yeni nesil gelinler, artık doğa bilinciyle ‘organik gelinlikler’i tercih ediyor.Gelinlikte trend, doğa dostu gelinlikler! Kenevir, ipek, organik pamuk, bambu, ipek harmanları ya da vintage kumaşlar kullanılarak üretilebilen organik gelinlikler 2020’de tüm gelinlerin tercihi olacak. Düğünlerde ve gelinliklerde doğallık ve sadelik tabii ki ayakkabılara da yansıyor. Gelinler artık daha özgür olacak. Yeni trend gelin ayakkabıları, hem rengârenk hem de kişiye özel olarak tasarlanıyor.

KİP, yeni yılın ilk mağazasını Samsun’da açtı Türkiye’nin önde gelen erkek moda markalarından KİP, Samsun’da 3’üncü, Türkiye genelinde ise 64’üncü mağazasını Samsun’un en gözde yerleşim alanlarından Atakum’da hizmete giren City Mall’da açtı. Yaklaşık 162 m2 büyüklüğünde olan ve mükemmel müşteri deneyimine odaklı yeni nesil mağazacılık anlayışı ile tasarlanan mağazada, KİP kış koleksiyonu Samsunluların beğenisine sunuluyor. Takım elbiseden gömleğe, paltodan triko ve aksesuara KİP erkeğinin güncel ve casual görünümünü destekleyen şık tasarımlar KİP City Mall mağazasında yerini aldı.

2020’de erkeklerin rengi mavi ABD’li Renk Enstitüsü Pantone 2020 yılının rengini güven, yakınlık ve bağ kurmanın özlemini yansıtan klasik mavi olarak belirledi. Modayı ve trendleri yakından takip eden erkekler 2020’ye yılının rengi klasik mavi ile merhaba diyecek. Yeni koleksiyonunda yer alan yılın rengi mavi ve mavinin tonlarında ürünlerle Tudors Gömlek, erkeklerin hem iş hem günlük giyimi için zengin seçenekler sunuyor. Her Aralık ayında önümüzdeki yılın rengini açıklayan ABD’li Renk Enstitüsü Pantone 2020 yılının rengini güven, yakınlık ve bağ kurmanın özlemini yansıtan klasik mavi olarak belirledi. Her zaman sakinliğin ve güvenilirliğin sembolü olan aynı zamanda huzur ve barışın rengi olan mavi ve tonları şimdiden gardıroplarda yerini almaya da başladı. Mavinin sakin dokunuşu özellikle gömleklerde erkeklere sade ama şık bir görünüm kazandırmanın yanı sıra kışın vazgeçilmezi kazak, hırka, süveter gibi trikolarla da kullanılarak 2020 erkek modasına yön verecek.

69 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2020’de düğünlere ‘Doğa Dostu Gelinlikler’ damga vuracak


70 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Koton kadın koleksiyonu yeni sezona hazır

Ipekyol pre-spring 2020 koleksiyonu ile sıcak iklimlere dönüş Modern çağ kadınına romantik ve sade çizgiler sunan Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu, doğal temanın hakimiyet gücüyle saf ve estetik bir görünüm yaratıyor. Sıcak renklere teslim olan koleksiyonun akıcı silüetleri ise şehrin tarih kokan etkileyici sokaklarına doğru açılıyor. Tabiattan ilham alan yağ yeşili ve hakiler, güneşin ışık dansına eşlik eden safran tonları ve ekrular koleksiyonun ana renk kartelasını oluştururken, toprak tonlarında hakimiyet kuran kahverengi ve bejler ise yeni sezonun stil oyununu destekler nitelikte. Ofiste, sokakta veya yeni mevsimin enerjisine eşlik edecek davetlerde ön plana çıkan kombinler Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu’nu oluşturan tasarımlar arasında yerini alıyor. Ipekyol kadınının stiline dokunan ikonik boyfriend ceket ve pantolon takımı maskülen olduğu kadar rahat bir görünüm sunuyor. One-piece akımını vurgulayan, baştan aşağıya kahverengiye bürünen tulum ise kuşkusuz koleksiyonun en dikkat çeken parçası olarak yerini alıyor. Payetlerin ve simlerin dengeli birlikteliğinden oluşan puantiyeli elbise ve etekler sakin tonlarla uyum yakalayarak etkili bir parıltı dozu sunuyor. Geçiş mevsimiyle beraber ortaya çıkan trençkotlar, parlak ve mat kumaşların birleşimiyle gündüzden geceye sürecek ışıltılı anlara eşlik ediyor.

Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu, iş hayatının elegan stillerini sezonun zengin trendleriyle tasarımlarına taşıyor. “Safari”, “Glamor Girl” ve “Denim” temalı; yaz ruhuna uygun şifon, organze, denim gibi doğal kumaşların kullanıldığı koleksiyonun öne çıkan renkleri pastel yeşil, açık lavanta, pembe, kırık beyaz, bej, gri ve sarı oluyor. Yeni sezon tasarımları, şehirli genç kadınların stillerini renk ve desenlerle ön plana çıkarıyor. Özel dikim safari ceket ve şortlarla oluşturulan kombinlere, pastel yeşil rengi hakim oluyor. Kullanışlı safari kesim ceplerin dikkat çektiği tasarımlarla modern ve şık bir tarz elde ediliyor. Koton 2019 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun dikkat çeken temalarından biri de Glamor Girl oluyor. Şifon ve organze gibi akışkan kumaşlardan hazırlanan hareketli elbiselerin ön plana çıktığı tasarımlarda bohem dokunuşlar feminen detaylarla bir araya geliyor. Denim tasarımlar, Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun stilleri tamamlayan parçaları olarak öne çıkıyor. Bohem bluzlar, tafta gibi sert kumaştan parlak elbiselerle kombinlenerek sezonun olmazsa olmaz stil kodlarından oluyor.


Machka’dan sofistike ve güçlü tasarımlar Sezonun büyüsünü gün yüzüne taşıyan naif tasarımlar, Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’yla buluşuyor. İnce işçiliği feminen tavrıyla buluşturan Machka, yeni sezonun kapılarını ışıltı dolu tasarımlarıyla aralıyor. Tabiattan gelen tarçın, toprak ve bej tonlarının yanı sıra romantik etkili kırmızı ve pembeler, Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’nun öne çıkan renk kartelası arasında yerini alıyor. Güneşin samimi tonlarından sarı ve turuncular mevsime sıcak bir karşılama yaparken, derin siyah ve beyazlar zamansızlığa atıfta bulunuyor. Silüetleriyle modern, renk paletiyle romantik, hacimli volanları ve aksesuar oyunlarıyla modern görünüme atıfta bulunan koleksiyon, mevsimin yeni başlangıçlarına eşlik ediyor. Koleksiyonda yer alan volan detaylı ekose poplin gömlek, turuncu tonlarıyla ön plana çıkıyor. Bu parçaya eşlik eden ton sür ton etkili krep pantolon feminen bir silüet oluşturuyor. Taş ve rafya işleme detaylarıyla ışıltılı ve bir o kadar doğal bir denge yakalayan tüvit pardösü ise serin meltemlere eşlik edecek ihtişamlı bir görünüm sunuyor. Doğal dokuların egemenliğindeki keten ceket ve pantolon, dingin duruşuyla gün içerisindeki okazyon değişimlerine eşlik ediyor. Yaz davetlerinde, sahilden seyredilen romantik gün batımlarına eşlik edecek çizgili koton maksi elbise, yaka bölümündeki taş ve rafya işlemeleriyle zarafet gün ışığına taşıyor. Dantel ve pililerin beyaz ile buluştuğu etekler, çiçek işlemeli blazer ceket ile rafine şıklığınızı yansıtıyor.

Her yıl, sonuçları kamuoyu araştırması ile belirlenen The One Awards’ta bu yıl da Greyder kendi kategorisinde yılın itibarlısı seçildi. Raffles Otel’de düzenlenen gecede her sektörün o yıl boyunca itibarını en çok artıran markaları ödüllerini aldılar. The One Awards’ın en önemli özelliği, seçici bir kurul ya da jüri olmaksızın, sonuçların objektif kamuoyu araştırmalarına dayanması. Yapılan araştırmalar sonucunda Greyder 2019 yılında ayakkabı ve çanta kategorisinde en beğenilen ve itibarını en çok artıran marka oldu. Greyder geçen yıl da bu kategoride ödülün sahibi olmuştu. Marka yetkilileri bu ödülü bir kez almak bile kendileri için çok önemliyken, iki kez üst üste almanın mutluluğunu paylaştılar. Kadın, erkek ve çocuk kategorilerindeki başarılı koleksiyonları, Organize İşler Sazan Sarmalı ve Kral Şakir filmlerine yaptıkları sponsorluklar, Kadınlar Günü ve Anneler Günü gibi özel günlerde gerçekleştirdikleri duygu dolu iletişim kampanyaları ve yıl boyunca tüketicileri ile kurdukları başarılı iletişim sayesinde Greyder, 2019 yılının ayakkabı ve çanta kategorisinde en beğenilen markası olmayı başardı.

71 PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Greyder bu yıl da kendi sektörünün en itibarlısı


72 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Türkiye’de iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemede iş güvenliği kültürünün önemi ve bu kültürü oluşturma yöntemlerinin araştırılması

Hakan Değer İş Güvenliği Uzmanı ve Eğitmen

ÖZET Türkiye’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili kanunlar olmasına rağmen, iş kazalarında ve meslek hastalıklarında azalma olmamaktadır. İlgili kanunlar, ILO sözleşmeleri ve AB kanunlarından birebir alınmaktadır. Bu kanunların iş hayatında uygulanması çeşitli nedenlerden gerçekleşmediği için İş kazalarındaki Dünyada üçüncülüğümüz, Avrupa’daki birinciliğimiz kaçınılmaz olmaktadır. Kanun çıkarmak tek başına yeterli olmamaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının sadece çalışanlarda değil, iş hayatına başlayacaklarda da başarılı olması için bir kültürün oluşturulması gereklidir. Bu kültür; iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde son nokta olan kişisel koruyucu donanımların (KKD) etkili kullanılmasında çok önemlidir. Bu araştırma da, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemede iş güvenlik kültürünün oluşturulması ile ilgili yapılan çalışmalar ve öneriler yer almaktadır. Araştırmanın temel hipotezi İş Güvenliği Kültürünün oluşturulmasında çalışan memnuniyetinin önemi ve iş güvenliği uygulamalarının işveren tarafından hassasiyetle istenmesi ve takibinin önemini ortaya çıkarmaktır. Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği Kültürü, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Risk SUMMARY Turkey in occupational health and safety laws, despite the reduction in work accidents and occupational diseases do not. The ILO’S relevant laws, contracts and EU law are taken verbatim from. This law does not apply to business life, the third world in our country is the first European work-related accidents. It is not sufficient alone to the law. Occupational health and safety not only in the running of the application, will start to work in creating a culture that is required to be successful. This culture; Prevention of work accidents and occupational diseases is the endpoint of the personal protective equipment (PPE) is crucial in the effective use of This research also, work accidents and occupational diseases in order to prevent the creation of a culture of business security-related studies and suggests. Based on the research hypothesis importance of employee satisfaction in the creation of an occupational safety Culture and safety practices of the employer by the power and importance of solicitation and follow-up with precision revealing. Keywords: Occupational accidents, Safety Culture, employee health and safety, Risk GİRİŞ İş Sağlığı ve Güvenliği ( İSG ) son zamanlarda ülkemizde sıklıkla gündeme gelen ve aynı zaman-


BÖLÜM 1 : İŞ SAĞLIGI VE İŞ GÜVENLİĞİ GENEL BAKIŞ 1.1 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanım Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Kazasını ; “ önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki olaylar” olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) İş Kazasını ; “önceden planlanmamış, çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olay “ olarak tanımlamaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Ka-

nunu ‘’: MADDE 3 – G) İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay’’ Meslek hastalığı; Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici yada sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14. Maddesine göre) . 1.2. İstatistiklerde İş Kazaları ve Sosyal-Ekonomik Boyutu ILO verilerine göre ise, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle Türkiye’de her gün 3 işçi, dünyada ise her gün ortalama 5 bin işçi, yılda ise 2 milyon kişi yaşamını yitiriyor. SSK istatistiklerine göre, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen 78 bin iş kazasında 1165 işçi hayatını kaybederken, 2 bin 697 kişi iş göremez derecede sakat kaldı ve 1 milyon 681 bin 334 işgünü kaybı oldu. 2000 yılında ise 75 bin iş kazası olurken, bu kazalar sonucunda 731 kişi öldü, 1493 kişi sakat kaldı ve toplam 1 milyon 681 bin 44 işgünü kaybı oldu. 2001 yılında ise meydana gelen 72 bin iş kazası sonucunda 1065 kişi yaşamını yitirirken, 1866 işçi ise iş 51 göremez derecede sakat kaldı. 2001 yılında ise meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaklaşık 1,9 milyon işgünü kaybı olmuştur.( Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası,http://www.ilo.org/ global/statistics-and-databases/lang--en/index. htm,erişim tarihi 19-05-2014 ) Türkiye’ de çalışma alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır. Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir, bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir. Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan sayısı 246 milyondan fazladır. (Engin O.; 2005). Ülkemizde SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin %85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır. Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece %1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009 yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi (91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde çalışanların yanı sıra devlet memuru olarak çalışan 2.9 milyon BAĞ-KUR’ lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır. Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin

73 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

da da tartışılan bir konu olmuştur. İSG çalışanların sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili bir alandır. Sanayinin ve teknolojinin hızla gelişmesi, yeni iş sahalarının açılmasıyla birlikte yeterli önlemlerin alınmaması durumunda, çalışanların sağlığını ve güvenliğini tehdit eden sonuçlar ortaya çıkmaktadır. İSG çalışmalarında öncelikli amaç, çalışanların sağlığını korumaktır. İşyeri ortamında bulunan hammadde, yarı mamul, kimyasallar, teknik ekipmanlar ile çalışma koşullarından kaynaklanan çeşitli riskler nedeni ile çalışanlar iş kazasına uğrayabilir veya sağlığı bozulabilir. Sağlığı bozulan, hastalananların teşhis ve tedavisi de bu uğraşıların içine girer. Ama bu çalışmaların asıl amacı, işyeri ortamında bulunan bu riskleri kontrol altına almak suretiyle işyerini sağlıklı ve güvenli bir yer haline getirmek ve sonuç olarak da bu ortamda bulunan çalışan kişilerin iş kazasına uğramalarına ve sağlığının olumsuz etkilenmesinin önüne geçmektir. (Özkan, T. ve Lajunen, T. ;2003) İSG’nin amacı, kaza ve hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilecek risklerden çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halini hedefleyip yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu olmasını sağlamaktır. (Güven R.;2006) Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının bir bölümü ölümle, bir bölümü ise sakatlanma ve yaralanmalarla sonuçlanmaktadır. Bu olayların manevi üzüntüsü ve meydana gelen maddi zararın ve milli servet kaybının büyüklüğü, insanların İSG üzerinde önemle durmalarının önemli nedenlerindendir. (Özkan, T. ve Lajunen, T. 2003) Ülkemizde iş kazalarının önlenmesi, çalışanların ve işverenlerin yasal haklarının devlet tarafından denetlenmesi için 2003 tarihinde resmi gazetede 4857 sayılı iş kanunu ve 2012 tarihinde 6331 sayılı işçi sağlığı ve güvenliği kanunları yayınlandı. Özellikle 6331 sayılı iş kanununda yasa maddeleri uygulanmazsa verilecek para cezaları ağır olmakla beraber, çeşitli nedenlerle yasal zorunluluklar yerine getirilmemekte ve iş kazalarında bir azalmada söz konusu olmamaktadır (Engin O.; 2005).


74 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

değerlerde dikkate alınmalıdır. (http://www.csgb. gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2) Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir. Hizmetlerden yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da çalışanların yarısı kapsam dışında dağılım, %5 ile %90 arasında değişiyor. Japonya, Kanada, Batı Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır. En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır. Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi işinde çalışanlarda, kapsam düşük (Gadd S;2002). Ülkemizde, SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin tamamında hizmet sunumu olduğu kabul edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır. Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15 i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır. (http://www. csgb.gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2) 1.3. İş Sağlığı Hizmet Modelleri İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational Health Services Conv. No. 161, 1985). Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli, yasal alt yapı oluşturulmalıdır. (Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003) Yukarıda belirlenen yaklaşıma ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür. Hizmet modellerinin başlı çaları şunlardır: Ülke sağlık sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları (toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri. (Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003) Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün ça-

lışanları kapsaması amacını gerçekleştirebilmek için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon, Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007), Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş, program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili, Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda, Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir. (Gadd S;2002), İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası olmasını vurgular. İş hizmetinin oluşturulması ve sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir (Koçel T.;2001). Ülkemizde de son yıllarda Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasa işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur. BÖLÜM 2: İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİK KÜLTÜRÜ İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının öncelikli amacı, çalışanların sağlığını korumaktır. Çalışanların sağlığını belirleyen iki temel öğe, bireysel özellikler ve işyeri ortam faktörleridir. Sağlık ve güvenlik koşulları yetersiz işyerlerinde istenen düzeyde nitelikli hizmet ve ürün almak beklenemez ( Güven R. : 2006). İş sağlığı ve güvenliğinin ne ölçüde sağlanmış olduğu, kuruluşların ekonomik başarısı açısından önemli bir performans ölçüsü konumuna gelmiştir. İşyerlerinde yapılması gereken; çağdaş sağlık anlayışının ilkelerinde olduğu gibi, önlemenin tedaviden daha etkili, kolay, ucuz olduğu yaklaşımından hareket etmektir. Risklerin belirlenmesi ve uygun yöntemlerle ortadan kaldırılması


2.1. Güvenlik Kültürü İnsanlar yaşamak için temel gereksinimlerini yerine getirdikten sonra, geleceğini güvence altına almak ister. Maslow’un insan gereksinimlerini belirleyen piramidinde öncelik sıralaması ile temel fizyolojik gereksinimler, güvenlik gerek-

sinimi, sosyal gereksinimler / kimlik gereksinimleri, ego gereksinimleri / saygınlık gereksinimi, kendini gerçekleştirme gereksinimi bulunmaktadır. Fizyolojik gereksinimler (beslenme, barınma vb.) başlangıç noktasını oluşturur ve hepsinden güçlüdür. Güvenlik gereksinimi, yaşama gereksinimini karşılayacak temel fizyolojik gereksinimlerden hemen sonra gelir. Sosyal gereksinimler arkadaşlık, kabullenilme isteği, kariyer ve duygusal ilişkiler gibi gereksinimlerdir. Ego gereksinimleri kendine güven, başarı, bilgi gibi kişinin kendi ile ilgili olan gereksinimler ve fark edilme, takdir edilme gibi statü ve saygınlığı ile ilgili gereksinimleri kapsar. En üst düzey olan kendini gerçekleştirme gereksiniminden kendi potansiyelini anlama ve gelişimini sürdürme isteği anlaşılır. Günlük yaşam faaliyetleri (yolda yürümek, yolculuk yapmak, araba kullanmak, spor yapmak, yüzmek, yemek yemek vb.) belli düzeyde riskler taşır. Riskler fark edilebilir, öğrenilebilir, korunulabilir, ölçülebilir, analiz edilebilir, değerlendirilebilir, azaltılabilir, yönetilebilir ve kontrol edilebilir.( Özkan ve Lajunen ,2003) Güvenlik, yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/ veya tehlike içermeme durumudur. Güvenlik, ISO/ IEC Rehber 22’de Güvenlik ‘kabul edilemez zarar riskinden uzak olma durumu’ olarak tanımlanır. Emniyet içinde olma duygusu’ olarak tanımlanabilir. Ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma anlamındadır. Güvenliği sağlamanın üç ana uygulaması vardır; 1- Güvenliği ve sağlığı tehdit eden durumların ortadan kaldırılması, 2- Güvenliği ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin zamanında saptanması, 3-Önlenemeyen durumların kötü sonuçlarının asgariye indirilmesi (riskin asgariye indirilmesi) (Demirbilek ve Çakır, 2008), Kazalara ilişkin değişkenlerin etkisini araştırmak, insan davranışlarını açıklamak, davranışları durumun ve kişinin doğası yönünden tartışmak güvenlik kavramını yerleştirmek için önemlidir. Risk algısı bir ölçüde kişilerin eğitimi ile ilişkili olmakla birlikte, işyerinde kararlı uygulamalar sonucunda güvenlik kültürü oluşturulması da risk algısı bakımından etkilidir. Risk değerlendirme çalışmaları kişilerin güvenlik algılamasını olumlu etkilemekte, hem ölümlü, ağır yaralanmalı hem de nispeten hafif yaralanmalı kaza sayısını azaltmaktadır. 4 Güvenlik kültürü (safety culture) bir örgütteki (iş yeri de vb.) bütün üyelerin risk, kaza ve hastalıklar hakkında paylaştığı fikir ve inançlar bütünü olarak tanımlanabilir. Bu kavram ilk olarak 1986 yılında meydana gelen Çernobil nükleer santral kazası/afeti sonrasında, 1987 OECD (Organisation for Economic Cooperationand Development) Nükleer Ajans Raporunda dikkati çek-

75 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

gerekir.( Engin O.: 2005) Geleneksel yaklaşımda (reaktif yaklaşım), kazaların ve sistem bozukluklarının incelenmesi esastır. Çağdaş güvenlik yaklaşımı (proaktif yaklaşım) ise, sistem bozukluğundan çok, güvenlik yönetim sisteminin incelenmesine, risk değerlendirme ve güvenlik kültürüne odaklanır. Bu iki yaklaşımın birleştirilmesi gerekir. Zararla sonuçlanabilecek olası tehlikelerin önceden saptanmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflenmelidir. (Güven R. : 2006) ISO 9000 Kalite Yönetimi Sistemi anlayışının ardından, ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi anlayışına ve sonra İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi OHSAS 18001 anlayışına gelinmiştir. Konu Yönetim Sistemleri ile ilişkilendirilmektedir. OHSAS 18001 Yönetim Sistemi elemanlarından biri de, risk değerlendirmesidir, amaç riskleri denetlenebilir duruma getirmek, kabul edilebilir olanları ve ivedi müdahale gerektirenleri saptamaktır (Engin O.: 2005). Risk yönetimi stratejisi, güvenlik yönetimi stratejisini içerir. Güvenlik yönetimi stratejisi ise performans yönetimini, güvenlik kültürünü, risk değerlendirmesi ve denetimini, insan kaynakları yönetimini içerir. Bütün ülkelerde, bütün işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konular, sorunlar yasal düzenlemeler dışında da farklı araçlardan yararlanmayı gerekli kılmaktadır. Olay gerçekleştikten sonra yapılan uygulamaları (reaktif, tepkisel) içeren geleneksel yaklaşım olay sonrası inceleme ve işin yeniden düzenlenmesine odaklanır. Çağdaş yaklaşım olay gerçekleşmeden öncesine, çalışanlara ve güvenli olmayan uygulamalara odaklanır (proaktif). Proaktif yaklaşımın sağlanmasında önemli etkenlerden biri de güvenlik kültürüdür. Korunma ihtiyacının karşılamanın en önemli yollarından biridir. İnsan davranışları ve bu davranışların altında yatan insana özgü nedenler güvenlik kültürünü oluşturmaktadır. Güvenlik kültürü alt bileşenleri ise tutumlar, davranışlar, değerler, eğitim ve gelişme konuları, kişisel sorumluluklar, insan faktörüne özgü konulardır. (Kılkış ve İlknur, 2011) İnsan gereksinimleri bakımından öncelikli sıralarda olan güvenlik içinde bulunulan toplumun güvenlik kültürü ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar için çalışma ortam koşulları ve riskler düşünüldüğünde konu özel önem taşımaktadır. Sosyal ve ekonomik gelişmenin göstergelerinden biri olan iş sağlığı ve güvenliği düzeyinin iyileştirilmesinde toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması büyük önem taşımaktadır.( Kılkış ve İlknur ;2011)


76 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

mektedir. Son yıllarda bu kavram üzerinde sıkça çalışılmaktadır (Güven R.: 2007). Konuya ilişkin bazı tanımlar; Kültür: Sınıf, toplum ve nüfusların, belli bir dönemin yansıması olarak göz önüne alınan inançları, gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri ve davranış örüntüleridir. İnsanın bilgi, inanç, fikir ve değerlerinin oluşturduğu dünyadır. Örgüt Kültürü: Örgüt üyeleri tarafından paylaşılan varsayımlar, inançlar ve değerlerdir. Bir grubu diğerlerinden ayırmaya yarayan, zengince geliştirilmiş ve derine yerleştirilmiş değerler ve inançlar sistemidir. (Demirbilek ve Çakır, 2008) Örgüt İklimi: İş çevresi hakkında geniş bir açıda kişisel değerlendirmeleri kapsar. Kişisel ve örgütsel etkileşimleri yansıtan değişkenlerdir sınıfıdır. Örgüt ikliminin, kişilerin motivasyonu ve başarısı üzerine güçlü bir etkisi vardır. Örgüt iklimi, çoğunlukla güvenlik iklimi algılamasını etkiler. Güvenlik İklimi: Çalışanların çalıştıkları ortam hakkında paylaşılan algılamasıdır. Başka bir ifade ile çalışanların iş çevreleri, yönetimin güvenlik görüşü ve aktiviteleri, iş risklerindeki denetimler hakkında algılama kalıpları geliştirmesi ve buna uygun davranmasıdır. Güvenlik ikliminin önemli bileşenleri; yönetim değerleri, yönetim ve örgüt uygulamaları, iletişim, işyeri sağlık ve güvenliğine çalışanların katılımıdır. Bu faktörlerin kaza ve olayları azalttığı pek çok çalışmada gösterilmiştir. Güvenlik iklimi işyerinde güvenlik kültürü hakkında bir bilgi kaynağı olarak görülebilir (Güven R. :2007). Güvenlik Kültürü: Çalışan ve yöneticilerin risk ve güvenlik konusunda tutum ve davranışları’ tanımı geçerli bir tanımdır. Örgütteki tüm üyelerin risk, kaza ve hastalık hakkında paylaştığı fikir ve inançlar’ olarak tanımlamıştır. İngiltere’de, Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (UK Healthand Safety Commission; HSC,1993) Güvenlik Kültürü’nü ‘örgütün sağlık ve güvenlik programının yeterliliğine, biçimine, bağlılığına karar vermek için kişi ve grup değerleri, tutumlar, yetenekler ve davranış örüntüleri’ olarak tanımlar. Güvenlik kültürü, değerleri, esasları ve inançları içeren bir kavramdır ve güvenlik yönetim sisteminin önemli bir parçasıdır. Güdüleyici ve eşgüdümlü aktivitenin kaynağıdır. Çalışanların motivasyon ve davranışları, üst yönetimin güvenliğe verdiği değer ile ilgili algılamalarından etkilenir. Yöneticilerin olumlu geri bildirimi de, güvenlik kurallarına uyumu güçlendirir. Güvenlik kültürü farklı boyutları olan bir kavramdır. Farklı yaklaşımlarla, birbirinden farklı değişkenlerle değerlendirilmektedir. Çoğunlukla sosyal/bilişsel aracı olarak, güvenlik ikliminin değerlendirilmesi şeklinde değerlendirilmektedir. Örgütsel güvenlik ikliminin, güvenliğe özel liderlik uygulamasının,

yönetimin güvenliğe bağlılığının ve güvenlik etkinliklerinin; çalışanın da güvenliğe bağlılığına, artmış güvenlik algılamasına ve güvenlik performansına neden olduğu gösterilmiştir. Güvenlik ikliminin ve güvenlik kültürünün güvenlik performansı üzerine olumlu etkisini gösterilmiştir. Güçlü bir örgüt güvenlik ikliminin, iş güvensizliğinin olumsuz sonuçlarını (bilgi, uyum, kaza ve yaralanmalar ve raporlamalar yönünden) azalttığı, güvenlik performansının bir öncüsü olduğu saptanmıştır. (Özkan ve Lajunen, 2003) Çok sayıda ölüm, yaralanma ve büyük ekonomik kayıplara neden olan Bophaltoksik gaz salınımı, Challenger uzay aracı patlaması, 2005’te Teksas’da rafineri patlaması gibi kazalarda raporlar örgüt güvenlik kültürünü olaylara neden olan faktör olarak ortaya koymuştur. Güvenlik iklimi ve güvenlik kültürü kavramları arasında kafa karışıklığına neden olacak yaklaşım söz konusu olabilir. İklim daha hızlı ve kolay değişir, yüzeysel ve geçicidir, bir olay sonrası değişime giderken, altta yatan kültür onu desteklemedikçe yinelenen olaylar kaçınılmazdır. (Özkan ve Lajunen, 2003) 2.1.1. Güvenlik Kültürünün Amaçları • Davranış normları oluşturmak, • Kaza ve yaralanmaları azaltmak, • Dikkat çeken konularda güvenliği sağlamak, •Örgüt üyelerinin riskler, kazalar ve hastalıklar hakkında aynı inanç ve fikirleri paylaşmasını sağlamak, • Kişilerin güvenliğe bağlılığını artırmak, • Örgüt sağlık ve güvenlik programının biçim ve yeterliğine karar vermektir. 2.1.2. Güvenlik Kültürünün Araçları • İşle ilgili eğitim, • Tüm basamaklı düzeylerde bağlılık, • Kalite ve üretkenlik, • İletişim akışı, • Kaynak eksikliklerinin giderilmesi, • İş tasarımının değerlendirilmesi. (Ergonomi) Davranış değişimini sağlamak; güvenlik kayıtlarının analizi ile başlar, geçirilen aşamalar, kritik davranışların belirlenmesi, gözlem, kayıt, değerlendirme, kaza önleme programını tanıtma ve geri bildirim sağlama ile devam eder. Yeni bir kültürde paylaşılan pozitif deneyimler en önemli öğedir. İnsanların kas gücü, zamanı, fiziksel olarak varlığı saat başı ücretle elde edilebilir, ancak sadakati, bağlılığı ve fikirleri elde edilemez. Yürütülecek programların bunları başarmasını sağlamak daha önemlidir. Davranış müdahalesinde, davranışa dayalı geri bildirimler güvenli davranışları artırır. Davranış değişikliği güvenlik performansını geliştirmek anlamına gelir. (Özkan ve Lajunen, 2003) Güvenlik kültürü, çalışanlar güvenliğin örgüt için anahtar değer olduğuna inandığı zaman ve güvenlik örgütün öncelikleri listesinde üst sıralara geldiği zaman pozitiftir. Bu algılamaya ulaşmanın yolları şunlardır; • Çalışanların yönetimi inanılır


2.2. Pozitif Güvenlik Kültürü Kriterleri Firmalarda oluşturulacak Pozitif güvenlik kültürü aşağıdaki 6 başlığı içermelidir. • Sistem günlük, düzenli proaktif takım etkinlikleri sağlamalı, • Merkez yönetim; takım performansı sağlamak, performans niteliğini artırmak, güvenliğin üst yönetim için önemli olduğunu göstermek amacıyla uğraş vermeli, • Güvenliğin örgüt için yüksek önceliğe sahip olduğunu, en üst yönetim görülebilir şekilde desteklemeli, • Herhangi bir çalışan, yeni ve anlamlı bir güvenlik ile ilişkili etkinliği yerleştirme tercihi yapabilmeli, • Güvenlik sistemi esnek olmalı, tüm düzeylerde seçeneklere izin verilmeli, • Güvenlik çabaları, çalışanlar tarafından olumlu karşılanmalıdır. (Ocaktan ME; 2009) Burada geçen altı ölçüt, örgüt yönetiminin otoriter ya da katılımcı olmasına ya da güvenliğe farklı yaklaşımlar sergilemesine bakılmaksızın her örgütte karşılanabilir. Kültür kolayca değişmez, zamanla ve çeşitli durumlara adaptasyon olarak gelişir. İnsan bir kez yeniliğin daha iyi olduğunu anlarsa, değerler daha kolay kabul edilebilir ve bunları destekleyecek yeni fikirler ortaya çıkabilir. Kültür değişikliği için mevcut kültüre karşı çıkmak yerine, mevcut kültürel güçler üzerine derece derece değişim yapılandırmak daha etkilidir. İnsanlara gerçek sorunlarına yönlenerek yeni davranışlar, varsayımlar, değerler deneyip yaratacağı fırsatlar gerekir. Liderler, rol model olmalıdır. Kuşkular

ve hatalar dürüstçe paylaşılmalıdır. Değişim zaman alacağı için, sabırlı olunmalıdır. (Engin O.; 2005) Güvenlik politikasının başarısı için, güvenlik uygulamalarının izleneceği bir sistem kurmak esastır. Görevler her düzeyde iyi tanımlanmalı, geçerli performans ölçüleri olmalı, iyi performans ödüllendirilmelidir. Sorumluluk, kültür oluşturmada anahtardır. Kültür oluşturma; çalışanlar, denetçilerin ve yönetimin güvenlik görevini tamamladığını gördüğü zaman, yönetimi günlük olarak inanılır ve güvenilir gördüğü zaman ve en üst yönetim güvenlik politikası belgelerini imzaladığı ve buna gerçekten inandığı zaman tamamlanır. (Engin O.: 2005) Yönetimin güvenliğe bağlılığı, ilgisi ve yönetim kalitesi anahtar öğeler olarak tanımlanır. Ancak, yönetimin bağlılığı yeterli değildir. İyi bir liderlikle, personel daha öz sorumluluk sahibi, yaratıcı, yeni sorunlara uyumu iyi, işbirliğine açık olur. Hem işveren, hem çalışanlar sorun çözme ve görüş birliği sağlama konusunda becerilerini geliştirmeli, katılımını artırmalıdır. Sonuçta, liderlik, aktiviteler, sistem, önlemler ve ödüller güvenliğin başarılıp başarılamayacağını gösterir. (Kılkış, 2011) Aşağıdaki konularda iyileşmeler başarı sağlanmasına yardımcı olacaktır; • Yönetimin güvenliğe bağlılığı, çalışanın güveninin artması, • Gereksinim olan yerde eğitim ve yardım verilmesi, • Sorun çözmenin öğretilmesi, • Dürüst ve yeterli bilgi akışı, • Çalışan görüş ve fikirlerinin alınması, • Üst yönetim olumlu yaklaşımının sağlanması. (Özkan. ve Lajunen, 2003)

77 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ve güvenilir görmeleri, • Güvenlik politikalarının günlük temelde yaşatılması, • Yönetim kararlarının, paranın insan için harcandığını göstermesi, • Yönetim tarafından memnuniyet için ödüller, ölçümler ve önlemler planlanması, • Çalışanların sorun çözme ve karar verme süreçlerine katılması, • Yönetim ve çalışanlar arasında, yüksek derecede dürüstlük ve iletişime açıklık olması, • Güvenlik bilgi sistemi olması, • Çalışanların, performansları için olumlu onay alması (Ocaktan ME : 2009) Pozitif güvenlik kültürünün amacı; çalışanın risklerin farkında olduğu bir atmosfer yaratmak, güvensiz hareketlerden sakınmalarını sağlamak ve onları sürekli korumaktır. Pozitif (olumlu, beklenen) güvenlik kültüründe yönetimin güvenliğe inancı / bağlılığı gözle görülür olmalı, karşılıklı güven sağlanmalı, etkinliklerin sürekliliği olmalı, düzenli eğitimler yapılmalı, çalışanların tüm süreçlere katılımı sağlanmalı, güvenlik çabalarına dönük olumlu geri bildirimler verilmeli, iki yönlü açık iletişim sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünü oluşturmanın ardından, tüm örgüt üyelerinin sağlık ve güvenlik konusunda benzer inanç, fikir ve algıları paylaşmalarını sağlamak ve sonunda kaza, yaralanma ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilecektir. (Özkan ve Lajunen, 2003)


78 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

kültürü düzeylerini geliştirmelerine ve sürdürmelerine özel bir önem vermektedir (Kılkış, 2011). Olumlu güvenlik kültürü oluşturma konusunda başlıca üç alanda dirençle karşılaşılaşılabilir; • Değişime direnç (komuta ve kontrol yaklaşımı yerine danışmanlıkla aşılmalıdır), • Var olan yönetim sisteminin uyumu, • İnformal politik ve kültürel dinamikler (Özkan ve Lajunen, 2003:32) Çalışana görüşlerini sormak ve onları çözüm süreçlerine katmak altyapıyı sağlar, direnci kırar, problemlerin derinlemesine anlaşılmasını sağlar ve belli dönemlerde yinelenmelidir. (Engin O.: 2005) Güvenlik kültürü ile ilgili ortak kabul gören bir tanım ve ölçme yaklaşımı olmamakla birlikte; konunun önemi nedeniyle günümüzde işletmelerin güvenlik kültürünü oluşturması, geliştirmesi ve değerlendirmesi konusunda fikirler ortaktır. Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir; işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı, işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme kararlılığı ve uluslararası çerçeve oluşturulmasına yönelik kararlılık. (Özkan ve Lajunen, 2003) BÖLÜM 3 :İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA 3.1. Amaç Araştırmada, İş kazaları ve Meslek hastalıklarının önlenmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları konusunda, çalışanların yaklaşımı, güvenli davranışı, yöneticilerin konuyla ilgili tutumu ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla; İş Güvenlik kültürünün oluşmasındaki bireysel ve örgütsel değişkenlerin önceliğini belirlemektir.

Bütün çalışanların iş güvenliği yönetim sistemine katılımı da (finansal ve profesyonel kaynak kullanımı, iş ve program oluşturulması gibi tüm işlevlerde) oldukça etkilidir. İnsancıl değerleri geliştirmek ve insan odaklı yaklaşımı etkinliklerde kullanmak (çalışanlarla buluşma, işyeri güvenlik gözlemleri vb.) gerekir (Kılkış, 2011). Teknolojik gelişmeler yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır. Öte yandan işçi hareketliliği, göçmen işçiler ulusal faktörlerin etkisi ile risk alma davranışı ve risk algılama farklılıkları güvenlik iklimi ve kültürü kurmayı zorlaştırmaktadır. Benzer sorun geçici çalışan işçiler içinde söz konusudur. Teknik yapı, sosyal yapı ve iş baskısı güvensiz davranışları tetikleyebilir. Uluslararası Çalışma Örgütü de bütün dünyada işyerlerinin koruyucu sağlık ve güvenlik

3.2. Yöntem Araştırma, anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. 3 Bölüm olarak 30 soru sorulmuştur. Anket soruları ektedir (EK-1). Araştırma, 54 çalışanı ile tek vardiya halinde çalışan, iç ve dış piyasa için üretim yapan ve ISO 9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgesi olan bir Tekstil işletmesinde gerçekleştirilmiştir. Demografik özelliklerle ilgili bilgiler Tablo – 1’ de görülmektedir. Bu firmada çalışan memnuniyetinin ölçülmesi ile ilgili sorular Tablo - 2’de görülmektedir. Sorular uzun olduğundan anket numaraları ile tanımlandı. Ekler kısmına Anket eklenmiştir. Firmada çalışanların İş güvenliği ve İşçi Sağlığı uygulamalarını ne ölçüde benimsediği ve dikkate aldığını anlamak için hazırlanan sorularla ilgili istatistiki değerler Tablo - 3 ‘de gösterilmiştir. Ankette “İlk Amirim ve Üst Yönetimim İş Sağlığı ve Güvenliği Kurallarına Uyarlar (S15)” İfadesine örneklem grubunun yaklaşık %83’ü kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir.


SONUÇ VE ÖNERİLER 2012 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu; çalışan ve işverenlerde bir farkındalık getirmesine rağmen, uygulamada ki ve denetim mekanizmasındaki aksaklıklar nedeniyle iş kazaları ve meslek hastalıklarında Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığının en son yayınlanan 2012 verilerine göre bir azalma söz konusu olmamıştır. 2.Bölümde; İSG kültürünün neden oluşturulması ve yaygınlaştırılması gerekliliğinden bahsettik. Ayrıca bu kültürün oluşturulması için aşağıdaki önerilerin uygulanması da fayda sağlayacaktır. İSG alanındaki ulusal ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden konunun uzmanı yetkili ve sorumlu kişileri bir araya getirmek suretiyle güçlü bilgi ve deneyim alış verişi olanağı sağlamak, gelecek için işbirliği imkânlarının oluşturulmasında kolaylaştırıcı rol oynayacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinin ulusal ve uluslararası düzeyde öncelikli olarak yer alması ve bu alana yeterli insan gücü ile

ekonomik kaynağın ayrılması çalışma ortamının iyileştirilmesi ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. İş sağlığı ve güvenliği konularının yönetim sistemi yaklaşımı ile ele alınması sorunlara çözüm getirilmesinde etkili bir yöntemdir. 89/391/EEC sayılı Çerçeve Direktif ve ILO 155 ve ILO 161 sayılı Sözleşmelere uyumlu olarak hazırlanmış olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da İSG Yönetim Sistemi yaklaşımını(OHSAS 18001) desteklemektedir. İş sağlığı ve güvenliği politikalarının uygulanmasında; kanun koyucu ve tüm sosyal paydaşların politika oluşturma haricinde, sahada aktif olarak yer alması, iyi uygulamalara rehberlik yapması ve rol model oluşturmasının önemi büyüktür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının işbirliği ve ortak akılla yürüteceği saha uygulamalarının gerçekleştirilmesi beklenmektedir. İş sağlığı ve güvenliği eğiticileri ve eğitimlerinin niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla bu alanda uluslararası standartlar oluşturulmalıdır. Günümüzde çalışma yaşamında yeri ve önemi artan ve bu nedenle diğer sektörlere göre daha çok çalışanı ilgilendiren kamu ve hizmet sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusu göz ardı edilmemelidir. İşletmelerde İş Güvenliği Kültürünün oluşmasında ; çalışanın işyerinden memnuniyeti artırmanın ve üstlerinin iş güvenliği uygulamalarında ki etkinliği, örnek olması ve denetleme mekanizmasını iyi çalıştırması önemli rol oynamaktadır. Araştırmada görüldüğü üzere İSG eğitimi alanların bu konuda bilinçleri de artmaktadır. Çalışan için işyeri vazgeçilmez ise (ücret, çalışma ortamındaki adalet ve huzur, sosyal imkânlar vb.) İş Güvenliği ile ilgili kurullara uymada ve bunu sürdürmede daha dikkatli olmaktadır. İş Güvenliği Kültürü oluşturmada bireysel değişkenlerden çok örgütsel değişkenler daha etkilidir. Son olarak, Türkiye de iş sağlığı ve iş güvenliği kültürü oluştururken tüm paydaşlara görev düşmektedir. Toplumsal bir iş güvenlik kültürü oluşturulmalı, eğitimleri ailede, daha sonrada ilköğretimden başlayarak sürdürülmelidir. Ergenlikten sonra alışkanlık kazandırmak zordur. Yaşamın her safhasında iş güvenliği kültürünün oluşturulması iş kazaları ve meslek hastalıklarının azalmasında fayda sağlayacaktır.

KAYNAKLAR: (1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;(2014),2013 yılı faaliyet raporu, Strateji Geliştirme Başkanlığı,80-93 (2) Demirbilek, Tunç ve Çakır, Özlem (2008), “Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımını Etkileyen Bireysel Ve Örgütsel Değişkenler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(2), 173–191. (3) Engin O.; (2005),İşletmelerde Güvenlik Kültürü Oluşturma Süreci. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi, Sayı:26, Temmuz-Ağustos :10-13. (4) Gadd S;(2002), Safety Culture: A review of the literature, HSL/2002/25, Health Safety Laboratory, (5) Güven R.;(2007),Güvenlik Kültürü. IV. İş Sağlığı ve güvenliği Kongresi Bildiriler Kitabı, Adana; 143-149. (6) Güven R.;(2006), Güvenlik Kültürünün Oluşumunda Eğitimin Yeri ve Önemi. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi , Sayı:30, Nisan-Mayıs-Haziran:3-9. 9 (7) Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası, http://www.ilo.org/ global/statistics-and-databases/lang--en/index.htm, (erişim tarihi ; 20-29-05-2014) (8) Kılkış, İlknur (2011), “İş Sağlığı ve İş Güvenliği”, Sosyal Politika, (Ed: Aysel Tokol ve Yusuf Alper), 1. b., Dora Yayınları, Bursa, 194-218. (9) Koçel T.;(2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Bası, beta Basım yayın dağıtım, İstanbul,44-64 (10) Ocaktan ME;(2009),Bir Otomotiv Fabrikasında Güvenlik Kültürünün Değerlendirilmesi, TC Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara. (11) Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003), Güvenlik Kültürü ve İklimi, Pivolka, 2(10), 3-4.

79 MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

3.3. Bulgular Anketin B başlığındaki Çalışan Memnuniyeti ile ilgili soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini incelediğimizde; bu işletmedeki çalışanların üstlerinin yaklaşımlarından, üstleri ile rahat iletişim kurmalarından yüksek oranda memnun oldukları görülüyor. Aldıkları ücret, servis, yemek gibi önemli başlıklardaki memnuniyetleri de çok yüksek gözükmekte. Anketin C başlığındaki İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uygulamaları ile ilgili soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini incelediğimizde; çalışanların Kişisel Koruyucu Donanım Kullanma ve MSDS ile ilgili bilinçlerinin yüksek olduğu görülmektedir. Çalışanlar ayrıca ilk amir ve üst yönetimin bu konudaki hassasiyetini, denetlemesini ve örnek olmasını da olumlu buluyorlar. Eğitimlerin verilmesini İSG uygulamalarının algılanmasında faydalı olduğunu düşünüyorlar. Genel olarak baktığımızda çalışanların iş yerinden memnuniyetleri artıkça, o işyerine daha fazla güven duyarak, ait olma duyguları güçleniyor. Özellikle maaş ve diğer sosyal haklar çalışanlar için diğer işletmelere göre daha cazipse, işini kaybetmemek için konulan kurallara uyuyor.


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ......................................................................................................................................................................... Company / Firma : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................ Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................ Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : ....................................................................................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. One year EURO 80 Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 150 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Check is enclosed / Çek ektedir. Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /

....................

/

: ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / .................... / : Visa ....................

YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ ( TL ) İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. GARANTİ BANKASI GÜNEŞLİ ŞUBESİ ŞUBE KODU: 295 HESAP NO: 6293152 IBAN NO: TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

....................

Master / Eurocard

Stamp & Signature / İmza :

.................................................................................................................................................................................................................

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073622 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073623 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.konfeksiyonteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.