ISSN 2148-9246
CLOTHING TECHNOLOGY MAGAZINE TEMMUZ JULY 2020 www.konfeksiyonteknik.com.tr
KYSD’nin Katkılarıyla
www.etiketsizmarkalama.com
www.etiketsizmarkalama.com
İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA Publisher H. Ferruh IŞIK GENEL MÜDÜR (SORUMLU) General Manager (Responsible) Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner
REKLAM DANIŞMANI Advertisement Consultant Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr
TEKNİK MÜDÜR Technical Manager Tayfun AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ Digital Assets Manager Emre YENER emre.yener@img.com.tr WEB DEVELOPER Amine Nur YILMAZ amine.yilmaz@img.com.tr ABONE VE DAĞITIM Subscription and Circulation Manager İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr
ADR ES | Hea d Office İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 www.konfeksiyonteknik.com.tr e-mail: ali.erdem@img.com.tr BASKI | Printed By | İHL AS Gazetecilik A.Ş. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 30 00 BÖLGE TEMS İLCİLİKLER İ BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA | Met in DEM İR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives KOREA | Jes Media Int. / Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr BİLGİ / Information Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Konfeksiyon Teknik is published monthly. Advert is ements respons ib ilit ie s published in our mag az ine pertain to advert isers.
İşletmelerin doğru dijital pazarlama yöntemleriyle potansiyel müşterileri web sitelerine veya mağazalarına çekmeleri, içinde bulunduğumuz dijital çağın sunduğu avantajlar sayesinde eskiye nazaran çok daha basit. Tüketici alışkanlıklarının dijitale yöneldiği günümüzde, müşteriye ulaşmanın yolu dijital pazarlamayı etkili bir şekilde kullanmaktan geçiyor. İşletmeler artık marka bilinirliklerini ve karlılıklarını artırmak için geleneksel pazarlama yöntemlerini değil, sosyal medya reklamlar gibi dijital pazarlama yöntemlerini kullanıyorlar. Bu değişime ayak uydurmak tercihten çok zorunluluk. Değişen tüketici alışkanlıklarına ve taleplerine hızlı çözümler üretebilmenin tek yolu ölçümlenebilir ve analiz edilebilir bir platform üzerinden pazarlama stratejisi geliştirmek. Başta KOBİ’ler olmak üzere iş dünyası, koronavirüsün olumsuz etkilerini azaltmak için dijital pazarlamaya ağırlık vermeye başladı. Dijital pazarlama ile ilgili bazı verileri sizlerle paylaşmak isterim.
McKinsey&Company tarafından yapılan araştırmada geleneksel müşteri iletişim araçları ile dijital iletişim araçları karşılaştırıldı. Dijital pazarlama, özellikle Ali ERDEM Yazı İşleri Müdürü News Editor
yeni normalde işletmelerin ürün veya hizmet tanıtımı, hedef kitleye kolaylıkla ulaşma ve satış potansiyellerini artırmada öncelikli tercihi. Geleneksel pazarlamanın durağan yapısının aksine dijital pazarlamanın dinamik olması, hızlı aksiyon alma, interaktif iletişime olanak sağlama ve ölçülebilir olma gibi pek çok avantajı mevcut. McKinsey&Company tarafından yapılan araştırma dijital iletişim araçlarının potansiyel müşteriler üzerinde diğer iletişim araçlarına kıyasla yüzde 33 daha etkili olduğunu gösteriyor.
Statista verilerine göre, dünya çapındaki dijital reklam harcamaları 2020 sonunda 384 milyar dolara ulaşacak. 2021’de pazar hacminin 435 milyar dolara çıkması öngörülüyor.
Küresel Dijital Raporu’na göre, Türkiye’de 59 milyon internet kullanıcısı var. Kullanıcıların yüzde 84’ü her gün internete giriyor. Toplam nüfusumuzun yüzde 63’ü
EDİTÖR
6 EDİTÖR
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Değişen dünyada dijital pazarlamanın önemi
sosyal medya platformlarını kullanıyor. Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 71’i yeni ürün veya hizmetlerini tanıtmak için dijital platformları kullanıyor. Online araçları, müşteriler ve tedarikçilerle iletişim kurma amacıyla kullananların oranı ise yüzde 63.
Yeni normal adı verilen bu süreçte, eski alışkanlarımızı yeniden değerlendirip güncellememiz gerekiyor. Geleneksel ile dijitalin harmanlanmasıyla ortaya çıkacak sonuçlar markaların geleceğini belirleyecek.
Hem kökleri merkezinin bulunduğu bölgede çok sağlam hem de bütün dünyada kendini evinde hissediyor. Groz-Beckert’i farklı yapan özellik bu. Endüstriyel makine iğnelerinin, hassas makine parçalarının ve sistemlerin dünyada lider üreticisi olarak, ürünlerimizin ve servislerimizin kalite ve hassasiyet standartlarını mümkün olan en yüksek seviyede tutuyoruz. Yaklaşık 9.000 çalışanımız ve örme, dokuma, keçe, tafting, tarak ve dikiş alanlarında kullanılan yaklaşık 70.000 adet ürün çeşidimiz ile tekstil endüstrisine en ideal desteği sunuyoruz. Ve 1852’den beri bu şekilde sizi hedeflerinize ulaştırıyoruz. Ücretsiz myGrozBeckert Uygulaması
Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti. Gen.Ali Rıza Gürcan Cad. Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3 34169, Merter, İstanbul, Türkiye T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869 info.turkey@groz-beckert.com www.groz-beckert.com
8 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
İhracat yeni normale rekorla başladı The increase in exports gives hope to the future
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı Haziran ayında yüzde 15,8 artışla 13 milyar 469 milyon dolar oldu. Turkey Exporters Assembly (TIM) announced export figures for June. Turkey’s exports rose 15.8 percent in June 2020 was 13 billion 469 million dollars. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), haziran ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı. Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre ihracat Haziran’da yıllık yüzde 15,8 artışla 13 milyar 469 milyon dolar oldu. Salgının dünya ekonomisindeki etkilerini değer-
Turkey Exporters Assembly (TIM) announced the provisional foreign trade data for June. According to the General Trade System (GTS), exports increased by 15.8 percent year on year to 13 billion 469 million dollars in June. Evaluating the effects of the epidemic on the world economy, TİM President İsmail Gülle said “International organizations continue to revise their expectations regarding the effects of the epidemic on the global economy negatively. The economies of many countries, which are among our target markets, are expected to face significant contraction in 2020. It is our greatest hope that the recovery in the global economy and especially in the economy of our country will take place rapidly. ” “Exporters achieved the unachievable” Gülle, stating that the outbreak negatively influenced the production and export of Turkey in March, April and May as in all of the world, said “Exports family continued to be the dynamo of Turkey by saying “First Turkey, First Export” during outbreak. In the normalization process that started in June in our country, we left behind the first month. Turkey showed that she became “safe
“June export reflected a great effort” Gülle, stating that companies attach great importance to increase the credit volume for exporters and to facilitate exporters’ access to finance, in order to overcome the demand shock caused by the epidemic with minimal damage, said “We witnessed the positive contribution of public banks and private banks, especially Eximbank, to exporters in June, in all sectors. In this context, the first national bank of the Republic of Turkey that Turkey Business Bank has signed a protocol with our exporters that we believe will further strengthen his hand in global trade. I hope we will see more positive reflections of the serial steps taken in this period, both in the new normal and in the future.” Export to 144 countries increased by 2.43 billion Turkey, despite the negative outlook in global trade, managed to raise 2.43 billion dollars of its export to 144 countries. In 119 of these 144 countries, the increase was over 10 percent and in 61, it was over 50 percent. Among these countries, the UK attracted attention with an export increase of $ 304 million compared to June of last year, the USA with an increase of exports of $ 272 million and Israel with an increase of exports of $ 162 million. When looking at the export performances of the sectors in June, the worst was left behind. In May the export of 25 out of 27 sectors decreased, in June 24 of 27 sectors increased their exports. In June, exporters managed to fly the flag of our country in 202 countries and regions.
lendiren TİM Başkanı İsmail Gülle, “Uluslararası kuruluşlar, salgının küresel ekonomiye etkilerine dair beklentilerini negatif yönde revize etmeye devam ediyorlar. Hedef pazarlarımız arasında yer alan birçok ülke ekonomisinin de 2020 yılında önemli ölçüde küçülme ile karşı karşıya kalması bekleniyor. Küresel ekonomide ve bilhassa ülkemiz ekonomisinde toparlanmanın hızla gerçekleşmesi en büyük temennimiz” dedi. “İHRACATÇILAR BAŞARILAMAZ DENİLENİ BAŞARDI” Tüm dünyada olduğu gibi salgının Türkiye’nin üretim ve ihracatını Mart- Nisan- Mayıs aylarında olumsuz etkilediğini belirten Gülle, şunları söyledi: ” İhracat ailesi, salgın döneminde ‘Önce Türkiye, Önce İhracat’ diyerek üreten Türkiye’nin dinamosu olmaya devam etti. Ülkemizde Haziran ayı ile başlayan normalleşme sürecinde ilk ayı geride bıraktık. Türkiye, küresel ticaretin ‘güvenilir limanı’ olduğunu tescilleyerek ihracatta normalin de ötesindeki seyrine başladı. Olağanüstü koşulların barındırdığı fevkalade fırsatların farkındayız. İhracatçılarımıza güveniyoruz. Söz konusu Türkiye olunca dün yaptık, bugün de yaparız; yarın da yapacağız.“ “HAZİRAN AYI İHRACATI BÜYÜK BİR ÇABAYI YANSITTI” Firmaların salgının ortaya çıkardığı talep şokunu en az hasarla atlatmaları adına, ihracatçılara yönelik kredi hacminin artırılması ve ihracatçıların finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasına büyük önem verdiklerini söyleyen Gülle, “ Başta Eximbank olmak üzere kamu bankalarının ve özel bankaların ihracatçılara sağladıkları desteklerin Haziran ayı ihracat verilerine tüm sektörlerde olumlu katkısına şahit olduk. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyetinin ilk milli bankası olan Türkiye İş Bankası ile ihracatçılarımızın elini küresel ticarette daha da güçlendireceğine inandığımız bir protokol imzaladık. Bu dönemde atılan seri adımların olumlu yansımalarını inşallah hem yeni normalde, hem de sonrasındaki süreçte daha çok göreceğiz” dedi. 144 ÜLKEYE İHRACAT 2,43 MİLYAR DOLAR ARTTI Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen haziran ayında 144 ülkeye ihracatını 2,43 milyar dolar artırmayı başardı. Bu 144 ülkenin 119’unda artış yüzde 10’un, 61’inde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın haziran ayına göre 304 milyon dolar ihracat artışıyla Birleşik Krallık, 272 milyon dolar ihracat artışıyla ABD ve 162 milyon dolar ihracat artışıyla İsrail dikkat çekti. Haziran ayı özelinde sektörlerin ihracat performanslarına bakıldığında en kötü geride kaldı. Mayıs ayında 27 sektörün 25’i ihracatta düşüş yaşarken, Haziran ayında 27 sektörün 24’ü ihracatta artış sağladı. Haziran ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 202 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı.
9 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
harbor” of global trade and started the trend in exports beyond the normal. We are aware of the extraordinary opportunities of extraordinary conditions. We trust our exporters. Turkey yesterday when we said we did today; we will do it tomorrow.”
10 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
TİM Türkiye’yi Avrupa’da temsil edecek
TİM Başkanı İsmail Gülle, “AB ülkelerinin politika yapıcı ve kanaat önderleri başta olmak üzere girişimcilik ekosisteminin önemli paydaşlarının yer aldığı EEPA Ödülleri’nde ülkemizin bayrağını gururla dalgalandırdık. TİM İnovasyon Komitemizin çalışmaları ile projelerimiz ve yeni girişimlerimiz hız kesmeden devam edecektir” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), “İnovaTİM Liselerde Yapay Zeka, İnovasyon ve Girişimcilik” projesiyle Avrupa Komisyonu tarafından girişimciliğin ve KOBİ’lerin desteklenmesinde ulusal, bölgesel, yerel düzeydeki iyi uygulamaların ödüllendirildiği Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödülleri (EEPA) kapsamında “Ulusal Şampiyon” seçilerek Türkiye’yi Avrupa Komisyonu’nda temsil etmeye hak kazandı. TİM, 2019 yılında da “TİM-TEB Girişim Evleri” projesiyle “Ulusal Şampiyon” olarak katıldığı EEPA Ödül’lerinde özel ödüle layık bulunarak uluslararası arenada Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in girişimcilik ve inovasyon alanındaki çalışmaları ödüllerle taçlandırıyor. TİM’in “İnovaTİM Liselerde Yapay Zeka, İnovasyon ve Girişimcilik” projesi, Avrupa Komisyonu tarafından KOSGEB koordinatörlüğünde yürütülen Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödülleri (EEPA) kapsamında bu yıl “Ulusal Şampiyon” seçildi. Türkiye’nin en genç ve inovatif ailesi olan ve dünya çapında başarılar kazanmış projeleri/takımları destekleyen proje, inovasyon ve girişimcilik alanlarında en önemli uluslararası platformlardan biri olan 2020 Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödülleri (EEPA)’da
Türkiye’yi temsil edecek. Altı kategoride gerçekleştirilecek olan EEPA’da bu yıl “Girişimcilik yeteneklerine yatırım yapmak: Girişimcilik becerilerinin ve mesleki, teknik ve yönetsel becerilerin geliştirilmesine yönelik uygulamalar” kategorisi ile başvuru yapıldı. TİM, geçtiğimiz yıl da İnovasyon ve Girişimcilik Akademisi çatısı altında yürüttüğü “TİM-TEB Girişim Evleri” projesi ile ulusal şampiyonluğun ardından, 25-27 Kasım tarihlerinde Finlandiya-Helsinki’de düzenlenen “SME Assembly 2019” etkinlikleri kapsamındaki “Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödül Töreni’nde 29 farklı ülkenin, 290 ulusal irtibat noktasından katılan projeler arasından özel ödüle layık görüldü. TİM Başkanı İsmail Gülle, konuya ilişkin “AB ülkelerinin politika yapıcı ve kanaat önderleri başta olmak üzere girişimcilik ekosisteminin önemli paydaşlarının yer aldığı EEPA Ödülleri’nde ülkemizin bayrağını gururla dalgalandırdık. İki yıl art arda gelen uluslararası başarıların devam etmesi adına TİM İnovasyon Komitemizin çalışmaları ile projelerimiz ve yeni girişimcilerimiz hız kesmeden devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Pandemi başlayıp maske ihtiyacı doğduğunda gerek şirket telefonlarımız, gerekse cep telefonlarımız hiç susmadı. Sağdan soldan bizim tela ürettiğimizi internetten veya tanıdıklarından duyan, hiç adını sanını duymadığımız kişiler ve firmalardan maske yapmak için malzeme soran aramalar aldık.
Üretim konumuz tela olunca konfeksiyon telası üreten bizlerin kendilerine yardımcı olabileceğimizi düşünüyorlardı. Sorun şu ki, kimse ne istediğini tam olarak bilmiyordu. İlk sorgulama dalgasından sonra konuyu biraz araştıran kişilerden daha net talepler gelmeye başladı. “Spunbond” ve “Meltblown” kelimelerinin onlarca komik telaffuzunu duyduk. Ama halihazır kimse ne yapacağını bilmiyordu.
Bir medikal ürünün steril olması gerekliliği bir yana, her üreticinin bunu yapmadığı bilinmiyordu. Bilinse bile kimsenin umurunda da değildi zaten. Yeter ki malzeme bulsun, krizi fırsata çevirsin.
Kafalar karışık olunca İTKİB’in ev sahipliğinde yine IHKIB’in yatırımıyla kurulan Ekoteks Test Laboratuvarı’nın konuşmacı olduğu bir webinarı dinledim. Merakla dinlerken, bilgi vermek üzere orada bulunan Ekoteks yöneticisinin bir soru Suat Küçüker Permes Türkiye Yöneticisi s.kucuker@permess.com.tr
üzerine “hani hafif ceketlerde, gömlek yakalarında, pantolon kemer astarlarında kullanılan hafif bir tela var ya, Meltblown işte budur” dediğini duydum. Firmaların yaptığı maskeyi test için gönderdiği bu kurumun akredite olmadığını da öğrendim ve hakikaten endişe duydum. Bizim, her dokusuz yüzeyi (nonwoven) tela diye niteleyen kolaycı yaklaşımımız, ne ceket ne de gömlekle alakası olmayan Meltblown’ı kemer telası ile izah etmeye çalıştı. Hem de bu açıklama çok önemli bir kurumumuzdan geldi. Son zamanlarda sık sık duyduğumuz liyakatın ne kadar önemli olduğunu böylelikle bir kez daha anladım.
Sonrasında yıkanabilir, birden fazla kullanılabilir maskeler konusu gündeme geldi. Bu konuda Türk Standartları Enstitüsü (TSE) bir standart yayınladı . Yayınlanan metnin Güney Afrika’daki ilgili kurumun yayınından birebir çeviri olduğunu görünce gerçekten üzüldüm. Bir standartı bile Güney Afrika belirleyebilirken biz sadece tercüme yaparak iktibas etmişiz. Çok şükür ki en azından kaynak olarak ilgili yayını vererek etik davranış kurallarına riayet etmişiz.
Peki öyle veya böyle maskeyi yapanları anlattık. Peki ya kullananlar? Çene altına
TELA
12 TELA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Maske ve Liyakat…
takanlar mı ararsın, koluna takanlar mı, yoksa kullandıktan sonra sigara izmariti gibi sokağa atanlar mı?
İşte böyle, ne yazık ki bu ülke böyle!
14 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Dijital pazarlama hacmi büyüyor Statista verilerine göre, dünya çapındaki dijital reklam harcamaları 2020 sonunda 384 milyar dolara ulaşacak. 2021’de pazar hacminin 435 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Başta KOBİ’ler olmak üzere iş dünyası, koronavirüsün olumsuz etkilerini azaltmak için dijital pazarlamaya ağırlık vermeye başladı. Future of Business raporuna göre, Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 71’i yeni ürün veya hizmetlerini tanıtmak için dijital platformları kullanıyor. Online araçları, müşteriler ve tedarikçilerle iletişim kurma amacıyla kullananların oranı yüzde 63. İnterneti ürün veya hizmet satışı için kullanan KOBİ’lerin oranı yüzde 56 iken, bilgi edinmek amacıyla kullananlarınki ise yüzde 58. 50 MİLYON KİŞİ HER GÜN ONLİNE Küresel Dijital Raporu’na göre, Türkiye’de 59 milyon internet kullanıcısı var. Kullanıcıların yüzde 84’ü her gün internete giriyor. Toplam nüfusumuzun yüzde 63’ü sosyal medya platformlarını kullanıyor. Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 71’i yeni ürün veya hizmetlerini tanıtmak için dijital platformları kullanıyor. Online araçları, müşteriler ve tedarikçilerle iletişim kurma amacıyla kullananların oranı ise yüzde 63. PAZARLAMA BÜTÇELERİNDE İBRE DİJİTALİ GÖSTERİYOR Şirketlerin koronavirüs belirsizliğinde dijital pazarlamaya yoğunlaştıklarını belirten Google SMB Premier Partnerı EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül, “Küçük ve orta ölçekli şirketlerin çoğunda dijital pazarlama faaliyetleri yürütmek için yeterli insan kaynakları bulunmuyor. Sektörün en hızlı büyüyen dijital pazarlama ajanslarından biri olarak KOBİ’lere özel çözümler üretiyoruz. Verdiğimiz kaliteli hizmet ve kattığımız değerle bu işletmelerin üzerinden büyük bir yükü alarak kendi işlerine odaklanmalarına olanak tanıyoruz” açıklamasında bulundu.
16 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Türk modası dijitalden pazarlanacak
Türkiye’ye 2019 yılında 27 milyar doların üzerinde döviz kazandıran Türk moda endüstrisi, pandemi döneminde dijital fuarlarla ihracattaki kan kaybının önüne geçmeyi amaçlıyor.
Türkiye’nin ilk dijital fuarını 1-4 Haziran 2020 tarihlerinde Shoedex2020 Ayakkabı, Çanta ve Deri Aksesuarları Fuarıyla gerçekleştiren Türk Moda Endüstrisi, 15 Temmuz - 14 Ağustos 2020 tarihlerinde Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı’nda ihracatını arttırmak için efor sarf edecek. Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu (IAF), Sourcing Journal yayımları ve Türkiye’de 1200’e yakın üyesi bulunan Foursource B2B dijital platformunun işbirliği ile gerçekleştirilecek Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı’na, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği üyelerinin katılımını organize etmek için çalışma başlattı. Fuara 120’den fazla ülkeden 15 bin satın almacının katılım sağlayacağı bilgisini veren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, pandemi sonrasında, fiziki fuarları uzun bir süre daha gerçekleştirmenin mümkün gözükmediğini, bu süreçte ihraç ürünlerini pazarlamada dijital
fuarların olmazsa olmaz konumuna geldiğine dikkati çekti. Pandemi dönemine Türk ihracatçılarının hızla uyum gösterdiğini dile getiren Sertbaş, “Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı’nı düzenleyen kurumların işbirliğinin oluşturduğu sinerji bu sürece dahil olma konusunda cesaretlendirdi. Bu işbirliği geniş bir network, veri bankası sağlıyor. Covid-19 sürecinde ilk aylarda konfeksiyon ürünlerine karşı bir talep düşüklüğü yaşandı. Zincir mağazalar kapandı. Haziran ayıyla birlikte dünya genelinde normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte mağazalar tekrar kapılarını açtı, alıcıların taleplerinde artışlar yaşanmaya başladı. İhracatçılarımızla, tedarikçilerimizi Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı’nda dijital ortamda buluşturacağız” dedi. HAZIRGİYİM İHRACATINDA YÜZLER GÜLMEYE BAŞLADI Türkiye’nin Haziran ayındaki Hazırgiyim ihracatının yüzde 25’lik artışla 1 milyar 353 milyon dolara, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin Haziran ayındaki ihracatının ise yüzde 29’luk artışla 104,2 milyon dolara çıktığı bilgisini veren EHKİB Başkanı Sertbaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde Mart-Nisan-Mayıs aylarında ötelenen talep, Haziran ayında realize oldu. Hazırgiyim sektöründe yüzler gülmeye başladı. Bu toparlanmanın Temmuz ayında da devamını bekliyoruz. Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı ihracatçı firmalarımıza yeni ihracat bağlantıları için fırsatlar sunacak.” Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Global Apparel Sourcing Expo 2020 Fuarı’na katılacak ilk 25 üyesi için katılım ücretine destek kararı aldı.
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
18 PANORAMA
Türkiye’nin iç giyim ihracatında artış Covid-19 salgını pek çok sektörde ekonomik dalgalanmalara yol açtı, iç giyim ise bu süreçten en az etkilenen sektörlerin başında yer aldı. Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğine kıyasla bu yıl virüse rağmen iç giyim ihracatı %2 büyüdü. Sektörün yeni hedef pazarı ise Almanya’nın ardından Rusya ve Ukrayna.
Tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs salgını, beraberinde getirdiği ekonomik belirsizlikler nedeniyle pek çok sektörü olumsuz etkiledi. Kimi sektörlerde küçülmeler meydana gelirken iç giyim sektörü salgına süreci en az hasarla atlattı. TÜİK verilerinden hareketle açıklama yapan yerli iç giyim firması Moonlight Underwear göre Türkiye’nin örülmüş iç giyim ihracatı, yılın ilk çeyreğinde 2019 yılının aynı dönemine oranla %1,5 artarak 4,3 milyar TL’ye ulaştı. En çok iç giyim ihracatı yapılan ülke ise Almanya oldu. 2020 yılının ilk çeyreğinde Almanya’ya yapılan ihracat, geçtiğimiz yılın ilk çeyreğine oranla %11,3 artış göstererek 1 milyar TL’yi aştı. Böylece Türkiye’nin iç giyim ihracatında Almanya’nın payı %24’e yaklaştı. Rusya ve Ukrayna ise artan ihracat hacimleriyle dikkat çekti. Mevcut tablonun iç giyim rotasını kuzeye çevirmesi öngörülüyor. RUSYA’NIN İÇ GİYİM İHRACATINDAKİ PAYI %15 ARTTI Moonlight Underwear’ın incelediği verilere göre Ukrayna’ya yapılan iç giyim ihracatı, yılın ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine oranla %24,7 artış göstererek 34 milyon TL’ye ulaştı. Rusya’ya yapılan ihracat ise %15,2’lik artışla 65 milyon TL’ye dayandı. Böylece Türkiye’nin toplam iç giyim ihracatında Rusya’nın payı %15 artış gösterdi. Rusya ve Ukrayna’daki ivlemelenmeyi değerlendiren Moonlight Underwear Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Çungur, “Türkiye’de iç giyim sektörü, hem işçilik
hem de ihracat hacmi bakımından potansiyelini her geçen gün artırıyor. Sektörün 2019 yılında 15,4 milyar olan toplam ihracatının, virüse rağmen 2020 yılının ilk çeyreğine 4.3 milyar TL’ye ulaşmış olması da potansiyeli kanıtlar nitelikte. Bu sürece istikrarlı bir büyüme eğiliminde olan Rusya ve Ukrayna’nın ihracat payı ise yeni hedef pazarlarla çok daha iyi yerlere geleceğimizin sinyallerini veriyor. Moonlight olarak öngörümüz, kaydedilen bu ivmelenmenin yeni normal dönemde de devam edeceği ve iç giyimde kuzey ülkelerine yöneleceğiz’’ dedi. PANDEMİ SONRASI İÇİN Ar -Ge ÇALIŞMALARI HAZIR İç giyim sektörünün zorlu geçen salgın sürecinde ülke ekonomisine önemi bir katkı sağladığını ve bu tablonun sürdürülebilirliği için hazırlıkların tamamladığını belirten Muhammet Çungur, “İç giyim sektörü, pandemi sürecinde pek çok sektörü zor durumda bırakan ekonomik dalgalanmalara karşın ihracata ara vermeyen ve büyüme kaydeden sayılı sektörlerden biri oldu. Ancak önemli olan, ekonomik belirsizliklerin tamamen ortadan kalkmadığı yeni normalde ve sonraki süreçlerde de bu tabloyu korumak. Ayışığı Tekstil olarak Moonlight Underwear markamıza bu bakış açısından yola çıkarak pandemi döneminde de sonrası için gerekli Ar-Ge ve üretim planlaması çalışmaları yaptık ve hazırlarımızı tamamladık. Hedefimiz, Avrupa ülkeleri ve Rusya Ukrayna gibi ülkelere ihracatımız artırarak devam ettirmek’’ şeklinde konuştu.
VAV’S NEW DENIM WARRIORS
PREDATOR
CMT 400-600 SUSTAINABLE TECHNOLOGY
NEW GENERATION LASER MACHINE HIGH AND NEVER-ENDING POWER ECONOMIC PRICE FIXED TABLE MODE POWERED BY NEW WILMA 7 SOFTWARE
COMPATIBLE WITH FABRO-TECH SOFTWARE BEST SOLUTION FOR SAMPLING PURPOSES UPDATED DESTROY FUNCTIONS UP ADVANCED PRODUCTIVITY
NEVER ENDING POWER LASER TUBE TECHNOLOGY You can easily change the gas-mix cartridge just like a printer.
CONVENTIONAL LASER TUBE HIGH LASER MARKING COST (REFURBISHMENT) DECREASING POWER DAY BY DAY MATCHING PROBLEM BETWEEN LASER MACHINE IN YOUR FACTORY VERY HIGH MAINTANCE AND REPAIR COST VERY LOW SECOND HAND PRICE
info@vavtechnology.com
SMART LASER TUBE LOW LASER MARKING COST NEVER –ENDING POWER PERFECT MACHING BETWEEN LASER MACHINE IN YOUR FACTORY LOW MAINTANCE AND REPAIR COST HIGH SECOND HAND PRICE
www.vavtechnology.com
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
20 PANORAMA
TOBB ve Trendyol’un KOBİ destek programı başlıyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Trendyol, daha çok sayıda KOBİ’nin e-ticarete başlamasını sağlamak için “Trendyol ile İşini Büyüt” KOBİ destek programını başlattı. Trendyol’da satıcı olmak için ilk defa programa özel referans koduyla başvuran tüm şirketler, bir ay süreyle 30 bin liraya kadar sıfır komisyonla satış yapabilecekler. TOBB ve Trendyol “Trendyol ile İşini Büyüt” KOBİ destek programını başlattı. Program ile KOBİ’lerin milyonlarca müşteriye ulaşarak işlerini büyütmeleri hedefleniyor. Program kapsamında KOBİ’ler için Trendyol’da nasıl satış yapılacağının anlatılacağı çevrimiçi eğitimler düzenlenecek. Destek programından yararlanmak için başvuran Oda ve Borsa üyesi şirketler, bir ay süreyle, 30 bin liraya kadar, sıfır komisyonla Trendyol’da satış yapabilecekler. Bir aylık süre satıcı platformda ürünlerini satışa hazır hale getirdikten sonra başlayacak. Programa ilişkin konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Dünde kalanı düne bırakıp, yeninin peşinde koşmamız gereken bir dönemdeyiz. E-ticaretle milyonlara ulaşma fırsatını iyi değerlendiren işletmelerimiz önümüzdeki dönemin kazananları olacak. Trendyol ile başlattığımız bu destek programı ile Oda ve Borsa üyelerimize e-ticaretin püf noktalarını öğreteceğiz ve KOBİ’lerin Trendyol’da e- ticarete sıfır maliyetle başlamasını sağlayacağız. Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan ile birlikte e-ticaret
platformlarını KOBİ’lere destek olmaya çağırmıştık. Bu çağrımıza karşılık veren Trendyol’u kutluyorum. İnternette satılabilecek ürünü olan tüm işletmelerimizi bu fırsatı değerlendirmeye çağırıyorum” dedi. Trendyol Kurucu ve CEO’su Demet Mutlu konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Ticaret Bakanlığımızın E-ticaret KOBİ’lerin Yanında Kampanyasına destek vermeye devam ediyoruz. KOBİ Destek Paketimizle pandemi döneminde iş ortağımız KOBİ’lerin yanında olmuştuk. Son üç ayda platformumuza 15 bin yeni tedarikçi katıldı. Şimdi de TOBB işbirliğinde Trendyol ile İşini Büyüt KOBİ Destek Programı’nı hayata geçiriyoruz. Bu programla daha fazla sayıda tedarikçinin platformumuzun gücüyle milyonlarca müşteriye ulaşmasını umut ediyoruz. Hedefimiz, ticareti dijitalleştirerek Türkiye’nin en fazla pozitif etki ortaya çıkaran şirketlerinden biri olmak. Anadolu’daki KOBİ’lerin e-ticaretle büyümelerini destekliyor, böylelikle istihdam artışına ve yerel kalkınmaya katkı sunuyoruz” diye konuştu.
Siz de katılın,
KYSD’ye üye olun... Sektörümüzün sorunlarına çözüm bulmak, gücüne güç katmak, temsil kabiliyetini arttırmak ve sektörümüzü el ele verip daha yukarılara taşımak için siz de KYSD ailesine katılın.
KYSD - KONFEKSİYON YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GİYİMKENT SİTESİ, 11. SOKAK NO: 66A ESENLER - İSTANBUL T: 0212 438 12 96-97 F: 0212 438 12 98
www.kysd.org.tr kysd@kysd.org.tr
Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını bizleri de her anlamda etkilemektedir. Yeni normal denen kavram, sağlık alanının yanı sıra ekonomik anlamda da bambaşka bir süreci bizlerle tanıştırmış oldu. Bu dönemde devlet mekanizmalarının daha sıkı işleyeceği, insan hareketliliğinin ise azalacağı öngörüler dahilindedir. Seyahat konusunda kaygıyla hareket eden turist ve alıcılar bu anlamda sektörler için önemli bir sıkıntının da habercisi olmaktadır. Küresel sistemin yapısında büyük bloklara ayrılmış mekanizmanın daha minimize edilmiş ve bölgesel işbirliklerine dönüştürülmüş bir hale dönüşeceği düşünülmektedir. Ayrıca küresel ticaretin önemli ayağı ulan Uzak Doğu’nun da bu anlamda ticari yönden düşüşe geçmesi ve ülkelerin bu kapsamda bazı önlemler almasını bekleyebiliriz. Ürün yerine hizmet endüstrisinin ön plana çıkacağı ve iletişimin daha önemli olacağı bir süreci de hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Zamanın iletişim odaklı kısaldığı bu çağda daha yoğun aktarım kanalları da gündeme gelebilecektir. Bireysel yaşamın sosyal boyutu daralırken sınır güvenliklerinde daha yoğun bir analitik sürecin başlangıcına doğru gidiyoruz. Dr. Murat Özpehlivan Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Bireysel sosyallik seviyesi azalan kitlelerin tüketim harcamaları ve alışkanlıkları da şüphesiz değişecektir. Yine ülkelerin özellikle insan geçişlerinde çok daha sıkı kontroller uygulayacağı ve bunun da insanların ülkeler arası seyahatinde sıkıntı doğuracağı aşikardır. Bölgesel ticaret merkezlerimizde hazır giyim ticareti ile iştigal eden firmaların bu durumdan negatif olarak etkileneceği önemli bir gerçektir. Yine sağlık sektörünün bu süreçte güçleneceği ve medikal başta olmak üzere bu sektöre yapılan yatırımların önünün bir müddet daha açık ve verimli olacağı tahmin edilebilir. Tüm bu öngörüler içerisinde konfeksiyon yan sanayi sektörü de kendisini bu döneme tam anlamıyla hazırlamalıdır. Daha dijital ve daha proaktif bir sektöre bürünmemiz şart. Eski hantal yapıların yerini sürekli işleyen, yeni pazarları araştıran ve müşterileri ile entegre olmuş bir sektöre dönüşmek zorundayız. Bu açıdan üzerinde çalıştığımız Sanal Fuar projemiz sektörümüzün iç ve dış pazarlardaki gelişimine ön ayak olacaktır. Sektör olarak birçok zorlukla aynı anda baş etmek durumundayız. Kolay olmayan ve
KYSD
22 KYSD
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Yeni normalin getirdikleri
yönetilmesi güç bu durum bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Umuyoruz ki hep birlikte ve dayanışma içerisinde çok daha güçlü bir konfeksiyon yan sanayi sektörünü bu sürecin sonrasına taşımayı başarırız. Bu temennilerle sizlere sağlık ve başarı diliyor, saygılar sunuyorum.
Bölüm 6 “OT /VT (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama) Bileşenleri Nelerdir? Yazı dizimizin altıncı bölümünde, “OT / VT (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama) ‘nın bileşenleri nedir? “ sorusuna devam edeceğiz. Anlam sürekliliği sağlaması açısından, dizimizin 1 - 2 -3 - 4 -5. bölümlerini okumanızı tavsiye ederiz. Önceki sayılarda OT/VT‘nın “Donanım“ bileşeni üstünde durmuş, “Donanım“ dediğimizde; etiket (barkod) yazıcı, okuyucu ve terminallerini kastediyoruz diyerek, barkod yazıcı ve okuyucuları anlatmıştık. Bu sayımızda ise el terminallerine değineceğiz. El terminali, el bilgisayarlarına verilen genel addır. Terminaller, barkod veya kare kodu okuyarak, dokunmatik ekrana dokunarak veya klavye ile bilgi girişi yapmak suretiyle, bilgi transferi yapar. Örneğin; stok sayımında, ürün üstündeki barkod okutularak hangi üründen, kaç adet var bilgisi, ticari muhasebe yazılımına terminal vasıtasıyla gönderilir. Tedarikçiden mallar geldiğinde, barkodları okutularak hızlı, pratik ve hatasız mal kabulü yapılır. Kargolar teslim edilirken; kime, hangi saatte teslim edildi bilgisi, terminal vasıtasıyla merkeze gönderilir ve biz bu sayede kargo hareketlerini takip ederiz. Eğer alt tedarikçilerimiz varsa, sipariş verdiğimiz ürünün her safhasında terminale bilgi girişi yapmalarını talep edebiliriz. Bu sayede, alt tedarikçilerimizdeki ürünlerin, hangi safhada olduğunu ve bize ne zaman teslim edileceklerini takip edebiliriz. Canan ESER Akbarkod Genel Koordinatörü canan@akbarkod.com
Gördüğümüz gibi, el terminallerini çok farklı amaçlarla kullanabiliriz ama yine aynı soru karşımızda. Bize en uygun el terminalini nasıl seçeceğiz? Yapmamız
( Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )
gereken de aynı. Öncelikle, ihtiyaçlarımızı doğru analiz edeceğiz.
OT/VT
24 OT/VT
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
OT / VT ve Verimlilik
İhtiyaçlarımızı analiz ederken sormamız gereken sorular şunlar olmalı: - Cihazı nerede kullanacağız, saha da mı, yoksa iç mekan da mı? Sahadaysa GPRS özelliği olması mecburi olacaktır. Depo ve mağazada ise buna gerek olmayacaktır. - El terminalinin barkod okuma özelliği olması gerekli mi, ürünleriniz barkodlu mu? Eğer değilse, barkodsuz el terminali yeterli olacaktır. Eğer barkod okutmanız gerekecekse, bu durumda 1D veya 2D olacağına karar vermelisiniz. - Peki el terminalini tutarken tercihiniz ne olacak? Acaba tabanca tipi (kabzalı) mı, yoksa kabzasız mı olsa daha pratik kullanırsınız. Bu tamamen sizin yaptığınız işe bağlı. Stok sayım, üretim takip ve depo gibi uygulamalarda, kabza avantajlı olurken, mobil saha uygulamalarında dezavantaj olabilir. -Son olarak ise, kullanılacak el terminalinin ekran boyutuna karar vermek gerekir. Kullanım amacımız ne olacak? Sayımda küçük ekran yetebilir ama satışta büyük ekran fonksiyonel olacaktır. Benzer teknik özellikler sahip, büyük ekranlı el terminallerinin, küçük ekranlılara göre daha pahalı olduğunu da dikkate almalıyız. Bu yazımızla birlikte, OT / VT‘nin “Donanım” bileşenlerini oluşturan; “Yazıcılar, okuyucular ve el terminalleri “ alt bölümlerini, tamamlamış olduk. Gelecek sayımızda, OT/VT ‘nin son bileşeni olan “Sarf Malzemeleri“ ni anlatacağız. Sağlıcakla kalın,
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
26 PANORAMA
Heimtextil paves the way back to face-to-face meetings
To ensure that its events can resume safely, Messe Frankfurt has developed a concept that incorporates detailed hygienic, medical and organisational measures. Hygiene, social distancing and a supply of fresh air are important factors in the concept, which has been approved by the relevant authorities in the state of Hesse.
‘Despite and actually indeed because of the pandemic situation, we have received feedback that a large proportion of the international players in the sector are feeling very positive about Heimtextil at the start of the year’, says Olaf Schmidt, Vice President Textiles & Textile Technologies at Messe Frankfurt. ‘There is a huge desire to meet face to face. The need to exchange information about new products and trend and market developments is there and also the wish to give
business activities a boost after the restart. We can feel the great confidence that our exhibitors have in us to offer the industry a safe trading platform with good prospects of success and we will do everything in our power to achieve this’. Messe Frankfurt develops protection and hygiene concept To enable the safe resumption of trade fair operations, Messe Frankfurt has drawn up a concept that
Ä°malat
www.ataimalat.com
28 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
incorporates hygiene, medical and organisational measures and had it approved by the authorities. The top priority is the health and safety of all exhibitors, visitors, partners and employees. ‘We have issued all exhibitors with instructions and recommendations for their trade fair appearance that are in line with current regulations. To ensure that the trade fair is safe and successful for everyone, it is necessary to rethink the stand concepts. The protection and hygiene regulations in place at the time of the event will also need to be adhered to’, says Olaf Schmidt. For all its measures aimed at improving hygiene on its grounds, Messe Frankfurt follows the recommendations of the Robert Koch Institute. In addition, all requirements are based on the currently valid regulations laid down in the ‘Corona Contact and Operating Restrictions Regulation’ of the state of Hesse, passed 7 May 2020. Larger stands, wider aisles Distancing is the most important aspect of the protection and hygiene concept and the resulting new planning of the halls and stands: in line with current requirements, the stands have a minimum size of 18 square metres in order to maintain 1.5
metre distances between exhibitors and visitors. Some aisles between the stands will also be widened considerably. Five-metre wide boulevards enable people to walk past each other in both directions. Narrower aisles of three metres can be safely used as a one-way system. Whether and in what situation face masks will need to be worn depends on the current legal situation but it is not yet possible to predict what this will be in January 2021. Safe stand construction concepts The important thing for exhibitors to know is that stand construction concepts also need to be adapted to bring them into line with social distancing and hygiene rules. This primarily means that more generous planning allowances must be made for the stands, with clearly marked and controllable entrances and exits. Stands should also have a lower complexity of construction so that as many people as possible can continue to visit the stand at any one time. Exhibitors are also required to take distancing and hygiene rules into account when planning lectures and presentations at their stand. Comprehensive hygiene measures Sanitiser dispensers will be available throughout the grounds as well as at entrances and exits to the trade fair and at stands. Contact surfaces such as counters, tables, display cases, displays and exhibits will be regularly cleaned and disinfected between visitors. Higher frequency areas and surfaces within the grounds will be cleaned more often and more thoroughly by service staff. The ventilation in the halls will also be optimised to the best possible level: the high-performance ventilation technology that uses up to 100 per cent outside air above the exhibition areas and the corridors of the halls guarantees high levels of fresh air supply. Traceability of all participants guaranteed All exhibitors and visitors at the trade fair will have to complete a full registration including a self declaration on their current state of health. To guarantee traceability of all participants, tickets will only be valid on specific days. Online tickets allow for fully electronic registration and contactless payment. Protection and hygiene measures constantly being adapted ‘In this challenging situation, we’re pleased to have drawn up a concept for the safe implementation of Heimtextil 2021 that has been approved by the authorities and are thus able to offer the international industry prospects for its business activities at the start of the year’, says Olaf Schmidt. As the regulations laid down by the authorities are updated, it is to be expected that the protection and hygiene rules set by Messe Frankfurt will also be updated by the time Heimtextil is held in January.
İZER - FABRİKA Fabrika : Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad. Söğütlü Sk. No: 3/5 Yenibosna Bahçelievler / İSTANBUL Telefon : 0212 447 35 47 Telefon : 0212 447 35 48 Fax : 0212 447 35 40 Gsm : 0554 582 60 55 Mail : fabrika@izerfermuar.com
İZER - ZEYTİNBURNU Zeytinburnu Mağaza : Telsiz Mah. Balıklı Yolu No: 62 Zeytinburnu / İSTANBUL Telefon : 0212 664 06 66 Telefon : 0212 664 06 68 Gsm : 0555 803 04 86 Mail : zeytinburnu@izerfermuar.com
İZER - BAĞCILAR Bağcılar Mağaza : Fatih Mah. Maslak Cad. No: 90/A Bağcılar / İSTANBUL Telefon : 0212 551 78 44 Telefon : 0212 551 78 62 Telefon : 0212 551 87 62 Fax : 0212 551 69 59 Mail : bagcilar@izerfermuar.com
30 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Berlin moda haftası Frankfurt’a taşınıyor
Önde gelen iki fuar organizatörü Messe Frankfurt ve Premium Group, Frankfurt Moda Haftası’nı başlatmak için güçlerini birleştiriyor. 2021 Yaz sezonundan itibaren Rhine-Main metropolü, ileriye dönük bir moda ve yaşam tarzı topluluğunun yeni ev sahibi olacak.
Kendi fuar alanına sahip dünyanın en büyük ticaret fuarı, kongresi ve etkinlik organizatörü Messe Frankfurt ve Avrupa’nın en büyük moda fuarı organizatörü olan Premium Group’un güçlerini birleştirmesinin yanı sıra Frankfurt Şehri ve Hessen Eyaleti’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan Frankfurt Moda Haftası böylelikle fuar alanı ile sınırlı kalmayacak ve tüm şehire yayılacak. Frankfurt Moda Haftası ilk kez 2021 yaz sezonunda başlayacak. Frankfurt Moda Haftası’nın temel bileşenlerinden biri Avrupa’nın en büyük moda fuarları Avrupa’nın kadın ve erkek giyimi üzerine en gelişmiş iş platformu PREMIUM, çağdaş moda için en ilerici fuarlardan SEEK ve sürdürülebilir moda için önde gelen merkez NEONYT. Fashionsustain ve Fashiontech konferanslarıyla birlikte tümüyle Berlin’den Frankfurt’a taşınacak. Messe Frankfurt Yönetim Kurulu Üyesi Detlef Braun; “Beş platform, üç fuar, iki konferans, 2.000’den fazla tasarımcı, marka ve moda şirketi ile Frankfurt Moda Haftası, uluslararası moda sektörü için son derece çekici bir yer haline gelecek. Fiziksel bir Moda Haftası konsepti ancak daha önce gördü-
www.cag-tek.com.tr Merkez: Sanayi Mh. Sancakl› Cd. Gürbüz Sk. No: 22 Güngören - İstanbul Tel: (0212) 553 17 81 - 557 09 22 - 556 16 48 Faks: (0212) 556 04 12 Fabrika: Sanayi Mah. Kanarya Cad. Kale Sk. No: 14 Güngören - İstanbul E-mail: info@cag-tek.com.tr
32 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
ğümüz her şeyden farklı. Frankfurt Moda Haftası, dünya çapında 50’den fazla tekstil fuarından kazanılan tekstil gücümüzü tam olarak ortaya koymamızı sağlayacak ve tüm tedarik zincirinde yeni sinerjilerle sonuçlanacak” dedi. Gökdelenlerden, sergi ve konser salonlarına, barlardan, kulüplere ve iş yerlerine kadar tüm şehir uzun süreli iş bağlantıları için bir sahne haline gelecek. Moda, tasarım, medya, sanat ve müzik ile Frankfurt Moda Haftası podyum gösterileri ve etkinlikleri, Frankfurt’un yaratıcı sahnesini uluslararası moda topluluğuyla buluşturacak. Messe Frankfurt İstanbul Yönetici Ortağı Işın Sağlam ise konu ile ilgili, Türkiye için harika bir haber olduğunu vurgulayarak yaptığı açıklamada; “Avrupa’da
ve tüm dünyada 50’den fazla tekstil fuarı organize eden bir şirket Messe Frankfurt. Özellikle Heimtextil Frankfurt Avrupa’nın en büyüğü. Geçtiğimiz fuarda en fazla katılım Türkiye’den gerçekleşti. Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin lokomotif sektörü tekstil ve otomotiv. Türkiye önemli tekstil ihracatçısı ülkelerden biri. Türkiye, dünya tekstil ve hazır giyim pazarında %3,5’lik bir paya sahip, dünyanın yedinci büyük hazır giyim ihracatçısı. Türkiye aynı zamanda dünyanın 7. büyük pamuk üreticisi. Türk ihracatçısının, Frankfurt Moda Haftası’nın sinerjisi ve Messe Frankfurt fuarlarına katılımı ile birlikte değerlendirildiğinde artan bir pazar payı yakalayabileceğini düşünüyorum” dedi. Dünyanın önde gelen fuar organizatörü Messe Frankfurt’un, ticari fuar, kongre ve etkinliklerini daha sıkı güvenlik önlemleri ile gerçekleştirmeye hazırlandığını belirten Sağlam; “Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19’dan etkilenen sektörlerin başında fuarcılık sektörü geliyor. Ancak, pandemi sonrası normalleşme sürecinde fuarlar, ticaretin tekrar canlanması ve yeni iş birlikleri kurmak için daha da önemli hale gelecek. Bu kadar uzun ve köklü bir geçmişi olan bir firma olmanın getirisiyle biz her zaman uzun vadeli ve sürdürülebilir büyümeye yönelik hedefler ile çalışmalarımıza yön vermeye devam ediyoruz. Bu süreçte dijital dönüşüm yatırımlarının ve sürdürülebilirliğin öneminin ne kadar arttığını hep birlikte bir kez daha gördük. Sürdürülebilirliğin bir trend olmadığını, şimdi ve gelecekte moda endüstrisinin belirleyici konusu olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Messe Frankfurt olarak, tüm dünyada organize ettiğimiz 50’den fazla tekstil fuarının ortaya çıkardığı güçle, bilgi ve tecrübeyi her zaman yenilikçi fikirlerle sentezleyerek daha sürdürülebilir bir endüstri için çalışmaya devam edeceğiz” dedi. YENİ TEKNOLOJİ UYGULANABİLİR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLE BULUŞUYOR “Beklenmedik Olanı Sunmak” bir vaattir: Frankfurt Moda Haftası moda, tasarım, sürdürülebilirlik ve teknolojiyi bir araya getirerek beklenmedik işbirliklerine yol açacak ve günümüzün olanaklarını gösterecek. “Uygulamalı Sürdürülebilirlik” ve “Uygulamalı Dijitalleşme” etkinliğin stratejik sütunlarını oluşturuyor. Frankfurt Moda Haftası yenilikçi, daha sürdürülebilir ürünleri, koleksiyonları ve iş modellerini daha geniş bir pazara erişilebilir hale getirecek. Aynı zamanda, gerçek-dijital gerçekliğin bir parçası olarak moda ve teknolojinin geleceğe yönelik bağlantısını da destekleyecek. Techtextil, Texprocess ve Texworld gibi önde gelen uluslararası fuarlar ve dünya çapında 50’den fazla tekstil fuarı ile Messe Frankfurt Texpertise Network’ü daha fazla sinerji yaratacak. Tekstil tedarik zincirinde iş yapmanın ağa bağlı ilerleyen ve daha sürdürülebilir bir yolu açılacak.
34 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Koronavirüs sonrası bizi nasıl bir dünya bekliyor?
Toplum sağlığıyla birlikte ekonomiyi de etkileyen Koronavirüs salgını, etkisini yitirdiğinde dünyayı yeniden şekillendirecek. Bugünlerde karantina ve salgın konuşulsa da perakende dünyasında yeni bir çağ başlayacak. Dünyayı saran Covid-19 (Koronavirüs) salgını bu yıl gerçekleşecek hemen her şeyi yeniden şekillendirdi. Karantina kararları, Çin’in kapılarını kapatması, küresel taşımacılığın durması ve sosyal mesafe ekonomiyi de dönüştürüyor. Yeni nesil araştırma ve perakende teknolojileri şirketi REM People’a göre bu salgınla birlikte Türkiye ve dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Uluslararası markalara 43 ülkede perakende analitiği hizmeti veren REM People’ın CEO’su Bülent PEKER, Koronavirüs sonrası senaryoda üretim, istihdam, ithalat ve perakendede yaşanması muhtemel gelişmeleri şöyle anlattı:
n i d e l a y a . h . . z i m i S l e t e r ü z i B
Profesyonel ve kaliteli hizmet anlayışımızla çözüm ortağınız olarak her zaman yanınızdayız.
AKKEM TEKSTİL DIŞ. TİC. LTD. ŞTİ. MEZBAA YOLU ARDIÇ SOK. GÖKTAŞ İŞ MERKEZİ KOCASİNAN / İSTANBUL TEL: +90 212 451 19 70-71 FAX:+90 212 451 19 72 web: www.akkem.com.tr | e-mail: satinalma@akkem.com.tr
36 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
bir ekonomide büyük sıkıntılar oluşturabiliyor. Koronavirüs sonrasında ürünlerin satılacağı ülke içinde üretilmesine dikkat edilmesi bekleniyor.
ÇİN’İN DÜŞÜŞÜ MÜ? Çin geçtiğimiz 20 yılda dünyada hemen her şeyin lider tedarikçisi oldu. Ancak Koronavirüs sonrası birçok üretici karantina nedeniyle kapandı. Dünyanın büyüme motoru iki aylık bir uykuya daldı. Bu durum birçok kuruma Çin pazarının ne kadar öngörülemez olabileceğini gösterdi. Koronavirüs sonrası üretimle ilgili birçok alanda Çin pazarı liderliğini korusa bile bazı yerel alternatiflerine (rakiplerine) karşı güç kaybedeceğine kesin gözle bakılıyor. STOK POLİTİKASI DEĞİŞECEK Modern şirketlerin övündüğü en önemli eğilim ‘tam zamanında’ ürün politikasıydı. Yani ihtiyaçları karşılamak için mümkün olan en düşük stoğu muhafaza etmekti. Ancak karantina gibi tedarik zincirindeki olası sorunlar bu sistemi çökertiyor. Artık kurumlar, belirsizliklere karşı envanterlerini yeniden ayarlayacak ve daha fazla stok tutma eğiliminde olacaklar. YEREL ÜRÜNLER ARTACAK Uluslararası nakliye ve seyahat kısıtlamaları insanlar gibi ürünlerin de bir noktadan diğerine ulaşmasını engelliyor. Bu durum bağlantılı küresel
TOPLANTILAR DİJİTALLEŞECEK Dünyada hemen hemen her yerde büyük toplantıların yılın ikinci yarısına kadar erteleneceği bir gerçek. Ancak şirketlerin satış ziyaretleri, küçük toplantılar, seminerler ve sunumlar dijital iletişim kanallarına kaymaya devam edecek. Koronavirüs salgını bitse bile uzaktan çalışma (remote work) ve dijital platformlarda gerçekleşen toplantılar artık hayatın daha büyük bir parçası haline gelecek. EVDEN ÇALIŞMA DÖNEMİ Evden (uzaktan) çalışma sisteminin verimliliği üzerindeki tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bu dönem evden çalışmanın gerçekten mümkün olup olmadığını ya da verimliliğini tüm şirketlere göstermek üzere. Salgın sonrası dönemde birçok şirket ofis alanlarına yapılan yatırımların ne kadar anlamlı olduğunu sorgulamaya devam edecek. Özellikle evden/uzaktan çalışma konusunda yepyeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. DEĞİŞİME AÇIK OLMAK Koronavirüs pandemisi son 100 yılın en önemli olayları arasında yerini aldı bile. Bundan sonraki süreçte başta devletler olmak üzere, birçok kamu ve özel kurumun benzer olaylara karşı acil eylem ve alternatif kaynak yönetim planının olması gerekecek.
38 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Shoedex Eylül ayında ikinci kez yapılacak
dilerinde daha büyük sorumluluk hissettiklerini ve yeni pazarlama yöntemleri için arayışa girdiklerini anlattı. “Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmiş olmanın verdiği sorumlulukla, ihraç ürünlerimizin pazarlaması için yeni bir yol bulmamız gerekiyordu bu da dijital fuarlar oldu. Türkiye’ye yıllık 1 milyar doların üzerinde döviz kazandıran, son 10 yılda ihracatını 2,5 kat geliştiren ayakkabı ve saraciye sektörlerimiz Covid-19 sürecinden en fazla etkilenen sektörlerimiz arasında yer aldı. Pandeminin etkilerini minimize etmek amacıyla çok kısa sürede organize olup başarılı bir fuar gerçekleştirdik.”
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 1-4 Haziran tarihlerinde düzenlediği Türkiye’nin ilk dijital fuarı Shoedex2020 ile ilgili istatistikler düzenlenen online basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Toplantıda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir’in Türkiye’de ihracatın ve fuarcılığın başladığı kent olduğunu hatırlatarak, pandemi sürecinde ken-
SHOEDEX SANAL TİCARET AĞI OLACAK Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Her şeyin kilitlendiği ve yeni irtibatlar kurmanın zor olduğu bir dönemde Türkiye’deki bir organizasyona 300’ün üzerine profesyonel ziyaretçiyi getirmeyi başardık.” diyerek Türkiye’nin ilk sanal fuarının pozitif sonuçlarla tamamlandığını açıkladı. Fuara 59 farklı ülkeden ziyaret gerçekleştiğini anlatan Erkan Zandar, “Biz fiziksel fuarlar var olsun isteriz. Fiziksel fuarın hazzı sanal fuarda yok ama zor zamanlarda beklemek yanlış. Ne yaparız da bu sektörü ayakta tutarız
diye düşünerek bu noktaya geldik. Amaç burada iş yapmaksa dijitalde bu vakit daha etkili kullanılıyor. MICAM Fuarı deyince nasıl akla ayakkabı geliyorsa, Shoedex denilince de dünyada en hızlı büyüyen dijital ayakkabı saraciye fuarı olmasını
FİRMALAR DİJİTALLEŞMEDE HIZ KAZANMALI Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu ise sektörün dijitalleşmeye hızlı bir şekilde adapte olduğunu söyledi ve firmalara şöyle seslendi: “Firmalar kendi içinde dijitalleşme anlamında belli bir seviyeye çıkmalı. Altyapı ne kadar iyi olsada ekipmanlar bu işin kalitesini ortaya koyuyor. Dijitaleşme anlamında zaten yapmamız gereken bir şeydi ve pandemiyle daha öne çekildi. Fiziksel fuarda harcadığımız maliyeti dijitalleşmeye harcarsak dünya standartlarına kavuşuruz. Kamera sistemi, kaliteli fotoğraflar, internet sayfası, video, bunlar olmazsa olmaz. Bu tür organizasyonları yapmaya devam edeceğiz. Firmalar olarak buna hazır olmamız lazım. Çok güzel geri dönüşler aldık. Fuarlar hem sanal hem fiziksel olarak hibrit bir sistemde devam edecek.”
39 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
istiyoruz. İnsanların ticareti bu sistem üzerinden yürütebileceği bir sanal ticaret ağı sunacağız. Bu ticaretin Türkiye’den yürümesi amacımız” dedi.
40 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Dijitale yatırım yapan kazanıyor
McKinsey&Company tarafından yapılan araştırmada geleneksel müşteri iletişim araçları ile dijital iletişim araçları karşılaştırıldı. Araştırma sonucunda dijital iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarına oranla yüzde 33 daha etkili olduğu belirlendi. Dijital pazarlama, özellikle yeni normalde işletmelerin ürün veya hizmet tanıtımı, hedef kitleye kolaylıkla ulaşma ve satış potansiyellerini artırmada öncelikli tercihi. Geleneksel pazarlamanın durağan yapısının aksine dijital pazarlamanın dinamik olması, hızlı aksiyon alma, interaktif iletişime olanak sağlama ve ölçülebilir olma gibi pek çok avantajı mevcut. McKinsey&Company tarafından yapılan araştırma dijital iletişim araçlarının potansiyel müşteriler üzerinde diğer iletişim araçlarına kıyasla yüzde 33 daha etkili olduğunu gösteriyor. MÜŞTERİLERİN YÜZDE 95’İ DİJİTALDEN İşletmelerin doğru dijital pazarlama yöntemleriyle potansiyel müşterileri web sitelerine veya mağazalarına çekmeleri, içinde bulunduğumuz dijital çağın sunduğu avantajlar sayesinde eskiye nazaran çok daha basit. Deloitte tarafından yapılan araştırmaya göre, mağazalardan yapılan satışların yüzde 95’i di-
jital platformlardan etkilenerek gelen kişiler tarafından yapılıyor. Tüketici alışkanlıklarının dijitale evrildiği günümüzde, müşteriye ulaşmanın yolu dijital pazarlamayı etkili bir şekilde kullanmaktan geçiyor. GELENEKSEL PAZARLAMA TAHTINI DİJİTALE BIRAKTI Dijital pazarlamanın işletmelerin varlıklarını sürdürmede kritik bir konumda olduğunu söyleyen EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül, “İşletmeler artık marka bilinirliklerini ve karlılıklarını artırmak için geleneksel pazarlama yöntemlerini değil, arama motoru optimizasyonu (SEO), Google reklamları, sosyal medya reklamlar gibi dijital pazarlama yöntemlerini kullanıyorlar. Bu değişime ayak uydurmak tercihten çok zorunluluk. Değişen tüketici alışkanlıklarına ve taleplerine hızlı çözümler üretebilmenin tek yolu ölçümlenebilir ve analiz edilebilir bir platform üzerinden pazarlama stratejisi geliştirmek” ifadelerine yer verdi.
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
42 PANORAMA
OSRAM’ın gece görünürlüğü ve kişisel güvenliği artırmak için aktif LED teknolojisi kullanarak geliştirdiği akıllı aydınlatma sistemi; kask, çanta gibi iş kıyafetlerinin yanı sıra okul çantaları ve daha birçok kıyafet ve ekipman üzerine yerleştirilebiliyor. OSRAM bu teknolojinin dünya çapında dağıtımı için endüstriyel iplik alanında dünya lideri Coats ile bir işbirliğine imza attı. Pek çok marka da bu teknolojiyi ürünlerinde kullanmaya başladı.
OSRAM’dan LED teknolojili geleceğin giysileri İşçiler, bisikletçiler, koşucular, yayalar, okula giden çocuklar ve niceleri, dünyanın önde gelen aydınlatma uzmanı OSRAM’ın aktif tekstil aydınlatma teknolojisi sayesinde gece daha fazla görünür olarak, güvenli bir şekilde dışarı çıkabilecek. Kıyafet ve aksesuarlarda kullanılmak üzere tasarlanan bu yenilikçi LED teknolojisi; iş kıyafetlerine, sporda ve boş zaman aktivitelerinde giyilecek kıyafetlere, koruyucu kask, sırt çantası ve okul çantası gibi açık hava ekipmanlarına daha fazla görünürlük ve akıllı güvenlik özellikleri katmak isteyen markalar için de ideal bir seçenek sunuyor. Birçok renkte ve farkı formlarda olan OSRAM LED modüllerinin gücü, 8 saate kadar aydınlatma sağlamak için taşınabilir bir şarj aletiyle sağlanıyor. Bu taşınabilir şarj
aleti çıkarıldığında, giysi ve aksesuarlar 60°C’de yıkanabiliyor ve 90°C’de kurutulabiliyor. DAHA ÖNCEKİ YANSITICILARA GÖRE 3 KAT FAZLA GÖRÜNÜRLÜKTE! OSRAM Türkiye CEO’su Can Dikmen şunları söyledi: “İleri teknolojinin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz, ancak kötü hava koşullarında ya da karanlıkta yolları, kaldırımları, patikaları kullanan ve buralarda çalışan kişileri görmekte hala zorlu çekiyoruz. Bu da kişisel güvenlik adına büyük risklere neden olabiliyor. Gelen ışığa tepki veren reflektörler bir yere kadar etkili olmaktadır. Aktif LED teknolojimiz, daha önceki yansıtıcı ürünlere kıyasla üç kat daha fazla görünürlükle belli bir mesafeden görünmeyi- ve görünür kalmayı-
TEKSTİL VE TEKNOLOJİ UZMANLARINDAN YENİ NESİL, GÜVENLİ KIYAFET VE AKSESUARLAR Global dağıtım ayağında OSRAM, dünyanın önde gelen endüstriyel iplik üreticisi Coats firmasıyla bir işbirliğine imza attı. Coats, aydınlatma sisteminin tekstil ürünlerine eklenmesini daha kolay hale getirmek için biyeler ve yansıtıcı şeritler geliştiriyor. Tekstil alanındaki uzmanlıklarını OSRAM’ın aydınlatma alanındaki teknik bilgi birikimiyle birleştiren Coats, yeni nesil yüksek görünürlüklü iş ve spor kıyafetleri alanını şekillendiriyor. Kıyafetlerdeki homojen aydınlatma sayesinde insanların görünürlüğü ve böylece güvenliği de artıyor. PEK ÇOK MARKA BU TEKNOLOJİYİ ÜRÜNLERİNDE KULLANMAYA BAŞLADI OSRAM aynı zamanda birçok aydınlatmalı açık
hava ürünü geliştirmek için de diğer yenilikçi kıyafet ve ekipman üreticileriyle işbirliği yapıyor. Uvex; şantiyeler, yol bakımı ve benzeri yerlerde çalışan kişiler için üretilen iş ceketleri ve güvenlik yeleklerinde OSRAM aktif LED modülleri kullanıyor. Yine Rossini firması da FlashUp yüksek görünürlüklü iş ceketlerinde bu aydınlatma çözümünü tercih ediyor. OSRAM aynı zamanda Çin’de yer alan Shenzhen Bao’an Uluslararası Havalimanında da bu teknolojinin kullanım fizibilitesini test ediyor. Willy Bogner içinde LED modüllerini barındıran stil sahibi ceketler geliştirirken; motosiklet kıyafetleri üreticisi Held firması ise motosiklet sürücülerinin yolda görünürlüğünü artırmak için bu modüllerden faydalanıyor. Steinmann Group ve Jack Wolfskin firmaları, okula gidiş gelişlerde, yürüyüş, bisiklet ve daha birçok aktivitede daha güvenli seyahat için sırt çantalarında bu teknolojiyi kullanıyor. VAUDE Sport, OSRAM LED teknolojisine sahip sırt çantalarını bisikletçiler, kayakçılar ve diğer açık hava sporu tutkunlarının beğenisine sunuyor. Geox firması ise bu teknolojiyi birçok stil sahibi spor ceketinde kullanıyor.
43 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
sağlıyor. Bu, kendilerini veya çalışanlarını açık havada güvende tutmak isteyen herkes için iyi bir haber. Aynı zamanda bu teknolojinin yayılmasını ve heyecan veren birçok önemli uygulamada kullanılmasını sağlamak için dünya çapında yenilikçi iş ortaklarıyla çalışıyoruz.”
44 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne dikkat çekmek isteyen yerli girişim, “Atık üretme, atık tüket” çağrısıyla soğan kabuklarından lamba, biçilen çimenlerden toplantı masası ve kul-lanılamayacak mercimeklerden sehpa üretiyor.
Atık üretme, atık tüket
Doğanın korunması için farkındalık oluşturmak ve çevre sorunlarına ışık tutmak amacıyla her yıl 5 Hazi-ran Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor. Pek çok etkinlik ve organizasyonun düzenlendiği bu güne dikkat çekmek isteyen Ottan Studio, ‘Atık, her zaman çöp değildir; atık üretme, atık tüket’ mottosuyla ürettiği ürünlerle sürdürülebilirlik çağrısında bulunuyor. Yerli girişim, gıda atıkları ve yaprakları biyokom-pozit malzemelere dönüştürüp mobilya, dekoratif eşya ve mimari paneller tasarlıyor. 5 bardak havuç suyu veya 4 bardak portakal suyundan çıkan posa ve kabuklardan birer abajur üretebildiklerini paylaşan Ottan Studio kurucusu Ayşe Yılmaz, “Kullandığımız atıklar arasında biçilen çimenler, portakal kabukları, meyve posaları ve tarihi geçmiş baklagiller gibi çeşitli organik ürünler bulunuyor. Bu atıkları firmalar ve belediyelerden toplayarak işliyor ve malzeme üretimine uygun hammaddeye dönüştürüyoruz. Ardından hammedeyi yeşil bağlayıcılarla
birleştirip kalıplıyoruz. OTTAN olarak isimlendirdiğimiz malzemeler, mo-bilya ve dekoratif objelerde kullanılabildiği gibi yapı, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine de hitap edi-yor” açıklamasında bulundu. Doğayı tüketmeden doğadan üreten döngüsel bir sistem ile tasarlanan çevreci ve fonksiyonel ürünler online atış kanallarıyla gelecek haftadan itibaren tüm dünyaya satılacak. Sıfır atık yaklaşımının önemi-ne değinen Ayşe Yılmaz, “Genel kanı ahşabın mobilya ve inşaat sektörlerinde en yeşil çözüm olduğu yönünde; fakat her dakika 40 futbol sahası genişliğinde ormanlık alan yok ediliyor ve bunun en büyük sebebi de bu endüstrilere yönelik kereste üretimi. Dünyada üretilen gıdanın 3te 1i israf oluyor. Oysaki bu atık ve yan ürünler çeşitli sektörlerde değerlendirilmeye yönelik büyük bir potansiyele sahip. Bir ağaç ortalama 30 senede yetişiyor, yaprakları ve meyveleri ise her sene. Biz de bunu bir fırsat alanı olarak görüp sürdürülebilir bir yaklaşım ortaya koyduk” dedi. 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerine doğrudan katkıda bulunan sosyal girişimin genç tasarımcısı ve kurucusu Ayşe Yılmaz, “100 sene sonra tüm ormanlarımızın yok olacağı tahmin ediliyor. Ancak buna engel olmak hepimizin elinde. Biz hem doğaya hem de kendimize yatırım yaparak satın alınan her ürünümüz için bir fidan dikiyoruz ve böylece bir ağaç kesmek yerine üç ağacın yapraklarını dönüştürmüş ve 70 fidan dikmiş oluyoruz” dedi.
46 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
iF DESIGN AWARD 2021 yeni dönemde yenilikler iF DESIGN AWARD 67 yıldır olağanüstü tasarımları ödüllendiriyor ve uluslararası tasarım sektöründeki başarılı & iyi tasarımları iF ödül logosu ile onurlandırıyor.
Günümüzde yeni dijital çözümlerin, global krizlerde her zamankinden daha da önemli ve güvenli olduğunu deneyimliyoruz. Günümüzün ihtiyaçlarına ve yeni alışkanlıklarına göre iF DESIGN (International Forum Design GmbH) dünyaca ünlü dijital şirketler
ve kurumlarla birlikte yarışma başvuru sürecini dijital aşamalar ile geliştirdi. Girişimciler, tasarımcılar, ajanslar, mimarlar ve iç mimarlar, her yıl yenilikçi tasarım başarılarının uluslararası bir testi olarak iF DESIGN AWARD’u temel alıyor. Yeni jüri süreci ve ye-
Two for One fırsatının Türkiye katılımcılarına yansımasını şu şekilde değerlendirdi. “İhracatçı Türk tasarım markalarımızın tanıtım alanları kısıtlandı. Tasarım sektörü 2020 döneminde uluslararası fuarlara ve tasarım haftalarına katılamadılar, yeni ürünlerini lanse edemediler. iF ödülü küresel rekabette olan firmalarımız için prestij ve görünürlük kazandırıyor. Erken kayıt dönemi fiyat avantajları ve iki başvurundan birinden kayıt ücreti alınmaması gibi kolaylıklar, Türk tasarımların daha çok global arenada iyi olduğunu göstermesine fırsat olacaktır.”
47 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
nilikçi değerlendirme sistemi sayesinde her zamankinden daha çevre dostu, düşük maliyetli ve şeffaf. iF CEO’su Ralph Wiegmann 2021 başvuruları için yapılan yenilikler hakkında: “Bu yenilikçi gelişmelerin uygulanması sayesinde, tasarım yarışmalarında güvenilir bir lider olarak rolümüzü sürdürebilir olduğunu kanıtlıyoruz” diye açıklıyor. Ralph Wiegmann ayrıca “UX ve UI iki yeni disiplin ile, dünya çapında giderek artan kullanıcı ve müşteri odaklı tasarım disiplinini karşılamak için piyasanın mevcut taleplerine cevap veriyoruz” dedi. iF Türkiye Ofisinden Sinem Kocayaş
48 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Normalleşme ile birlikte lojistikte yoğunluk ve karmaşa yaşanabilir Koronavirüs tedbirleri kapsamında Avrupa’da üretime ara veren firmalar, Türkiye’den sipariş ettikleri ürünleri depolarda bekletiyordu. Önlemlerin hafiflemesiyle birlikte tekrar üretime başlayan firmaların depolarda bekleyen yükleri de yola çıkmaya başladı. Ancak lojistik sektöründen yeni döneme ilişkin bir uyarı geldi. Entegre lojistik ve depolama hizmetleri veren ISD Logistics CEO’su Korkut Koray Yalça, Çin’deki normalleşme sonrası uluslararası taşımacılıkta yaşanan aşırı yoğunluk ve karmaşanın Türkiye’de yaşanmaması adına uyarılarda bulundu. Koronavirüs tedbirleri kapsamında Avrupa’da birçok firma üretime ara vermişti. Türkiye’den Avrupa’ya ihracat yapan şirketler, pandemi öncesi gelen talepleri zamanında teslim etmek için uğraştılar ancak alıcılar ‘paydos’ deyince yükler sınırı geçmeden depolara çekildi. Hem depolar doldu, hem de yeni üretim planları aksadı. Avrupa’da ve Türkiye’de başlayan normalleşme adımlarıyla birlikte depolarda bekletilen yükler şimdi tekrar yola çıkıyor. Depolama ve entegre lojistik hizmetleri sunan ISD Logistics CEO’su Korkut Koray Yalça, normalleşme sonrası Çin’deki liman ve gümrüklerde yaşanan
yoğunluk ve karmaşıklığa atıfta bulunarak uyarılarda bulundu. Çin’de normalleşme sonrası lojistik operasyonların karmaşıklaştığını söyleyen Yalça, “Çin’de liman ve gümrüklerde kilometrelerce kuyruklar var. Bu durumun bizim ülkemizde ve uluslararası taşımalarımızda yaşanacağını düşünmüyorum ancak şirketler lojistik planlamalarını doğru yönetmeli. Artan taleple birlikte tedarik zincirinde aksamalar meydana gelebilir” dedi. “ALTERNATİF TAŞIMA MODELLERİ KURTARICI OLUR” Alternatif taşıma modellerinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini hatırlatan Yalça, karayolu dışında demiryolu + karayolu, Ro-Ro + karayolu gibi kombine taşımaları kullanarak bu sürecin karmaşık hale gelmeden atlatılabileceğini söyledi. ISD Logistics olarak koronavirüs salgını sürecinde kombine taşıma operasyonlarına ağırlık verdiklerini açıklayan Yalça, Türkiye’den Ro-Ro ya da demiryolu ile çıkan yükleri Avrupa ülkelerinde çalıştıkları yerel sürücüler ile son noktaya teslim ettiklerini ve tüm taşımaları sağlıklı bir şekilde yürütebildiklerini sözlerine ekledi.
50 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Sanayiye gençleşme ve yenilenme fırsatı “Her kriz bir fırsat doğurur” diyen Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, ‘reform’ olarak tanımladığı makine kiralama modelini, gençleşmek ve daha da teknolojik bir hale gelmek isteyen Türkiye sanayisinin hizmetine açtı.
Kovid-19 salgını pek çok sektörde çarkların durmasına ve üretimde ciddi daralmalara neden olurken, yaşanan nakit sıkışıklığı finansal anlamda hayatı kolaylaştıracak yeni modellerin gelişmesine neden oluyor. Makine satın almaktan çok daha karlı olan kiralama ile 160 makinenin kiralaması yapılırken pandemi döneminde bu modele talepte yüzde 20’lik artış yaşandı. Bu model ile 11 milyon dolarlık portföy oluşturulurken, makine tezgâhlarını yenileyenler 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon dolar da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarrufu elde etti. Aydoğdu, “Makine, robot her şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski sanayici/yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları
bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi. TÜRKİYE’DE ORTALAMA MAKİNE KULLANIM YAŞI 18 İLA 20 YIL Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü, üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz
zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlanırken, yanı sıra Avrupalı firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de ortalama makine yaşının yani makine kullanım oranının ortalama 18 ila20 yıl olduğunu düşünürsek yeni makine ve teknoloji yatırımı şart. Diğer taraftan Türkiye’de kazanç elde etmenin maliyeti, Türkiye’nin rekabet ettiği ülkelere göre hem daha pahalı, hem de vadeleri daha kısa. Bu yüzden biz özellikle ihracatçı üreticilerimize yatırımın maliyetini bilanço dışına çıkarabilecekleri kiralama modelini öneriyoruz”. MİLYON DOLARLIK TEZGÂHI SATIN ALMA, KİRALA! Tezgâhlarda satın alma maliyetinin 30 bin dolardan başlayıp birkaç milyon dolara kadar çıkabildiğini söyleyen Aydoğdu, “CNC işleme merkezi, CNC torna, 5 Eksen CNC işleme merkezi gibi tezgâhlar; otomotiv, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılıyor. Kovid-19 ile derinleşen nakit sıkışıklığı, artan maliyetler ve buna karşı oluşturulan finansman destekleri ya da teşvikler ne yazık ki yetersiz. Örneğin, geçen yıl yüzde 20 gibi oranlarla KGF desteği sağlandı, bugün faiz oranlarının yüzde 12 olduğunu düşünürseniz kredi kullananların hepsi zarar ediyor. Hal böyleyken, kiralama modelini kriz döneminin Türkiye’si için özellikle sanayide reform yapılması için dikkate değer bir model olduğunu görebiliriz. İmalat sanayisi için can simidi olan modelin, bütün
SATIN ALMA PROSEDÜRLERİ, BAKIM GÜÇLÜKLERİ VE ATIL ÜRÜN PROBLEMLERİ ORTADAN KALKIYOR Hakan Aydoğdu kiralama modelinin geliştirilmesinde sanayide gözlemledikleri bir takım teknik sorunların etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye’deki işletmeler çoğu zaman en donanımlı cihazı satın almalarına rağmen maalesef satın aldıkları cihazın kapasitesini gerektiği gibi kullanmadıklarından ‘atıl kapasite’ sorunuyla karşılaşıyor. Kiralama mod elinde satış mühendisimiz en iyi veya en pahalı tezgâhı değil, yapılmakta olan iş için en uygun tezgâhı öneriyor, dolayısı ile müşterimiz kiraladığı tezgâhı en efektif biçimde kullanıyor. Yanı sıra özellikle orta ve büyük işletmelerin satın alma süreçleri oldukça uzun ve sıkıntılı. Müşterilerimiz her satın almada yaşadıkları sıkıntı dolayısıyla satış sözleşmelerine yani maddeler eklemek ve sözleşmeleri uzatmak zorunda kalıyor. Kiralama modelinde ise Tezmaksan olarak risklerin büyük çoğunluğunu kendi üzerimize alıyoruz ve bu müşteri açışından büyük bir konfor alanı yaratıyor. Öte yandan kiralama ile müşterilerimize tezgâhları çalıştırmayı taahhüt ediyoruz ve kiralama müşterilerinde bakımsızlıktan dolayı herhangi bir iş kaybı yaşanmıyor.” 160 MAKİNE İLE 11 MİLYON DOLARLIK PORTFÖY VE 12,5 MİLYON DOLARLIK TASARRUF OLUŞTU Şu ana kadar 160 makine kiraladıklarını 11 milyon dolarlık portföy oluşturduklarını aktaran Aydoğdu, makine tezgahlarını yenileyenlerin 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon doları da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarruf elde ettiklerini söyledi. Pandemi ile birlikte kiralama modeline talepte yüzde 20’lik artış yaşandığını aktardı. Aydoğdu’nun verdiği bilgiye göre, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp, beyaz eşya başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılan tezgah ve robotların kiralamasını yaptıklarını, bünyelerinde olmayan modellerin talep edilmesi halinde ise önce satın alma sonra kiralama işi yapıldığını söylüyor. Şirketler kiralama bedellerini vergiden düşürebildikleri gibi harcama kalemlerinde yüzde 8 ila 10 arasında bir paya sahip olan makine bakım maliyetinin ise kiralamada sıfıra indiğini aktaran Aydoğdu, “Günümüzde makine tarafında teknolojik yeniliğin süresi 4-5 yıla düşmüş durumda. Bu model ile markalar hem yeni teknolojiye sahip oluyor, hem de kira ödeyerek katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. En az bir aylık en fazla 84 aylık kiralama yapmak mümkün. Proje bittiğinde ve aldığınız yeni iş farklı bir teknoloji gerektirdiğinde tek yapmanız gereken şey; değiştirmek” diye konuştu. Aydoğdu, kiralamada servis ve bakımı ücretsiz üstlendikleri için ürünün ikinci el kullanımının mümkün olduğunu ve ikinci elde kiralamanın çok daha hızlı gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
51 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
riskini biz üstleniyoruz. Müşterilerimizden istediğimiz tek şey üretimlerine devam etmeleri” diye konuştu.
52 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Double face mask pallet
Vastex International has introduced a new Face Mask Pallet with a Quick-Stretch design for rapid screen printing on a wide variety of face mask types and styles, announced Mark Vasilantone, president. The pallet can be secured with two lock knobs to any Vastex press, or other presses having compatible rotor arms. “The need and use of face
masks is universal and, in many cases mandatory, enabling screen printers to replace or exceed imprinted garment jobs lost due to lock-downs on concerts, sports, schools and other group events,” says Mr. Vasilantone, adding, “Since they are disposable and purchased daily in the millions, masks hold enormous volume potential for printers, not only as custom jobs but as highly creative stock designs that can be sold online for political, athletic, comical or other applications.” Rubber strips of the Quick-Stretch frame stretch singleor multi-layer mask material over the diamond shaped, rubber covered pallets, flattening pleats and contours in the imprint area with no shifting or need for pallet adhesive. The never-warp pallet is constructed of high-strength steel and includes a convenient holder for the template frame during re-loading of masks. A list of sources for face mask blanks is included as standard. The company also offers shirt pallets in numerous stock and custom sizes, and over 50 specialised pallets for screen printing on long sleeves, pockets, legs, zippered garments, umbrellas, hats, koozies and other textiles and hard goods. Square and trapezoidal pallets in a range of sizes allow printing on infant wear to XXL garments, as well as all-over printing.
54 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Geri dönüşüme teşvik Moda endüstrisinde sürdürülebilirliğin formülü geri dönüşümü arttırmaktan geçiyor. Konfeksiyon sektöründe sürdürülebilir üretim yapanlar sürdürülebilirlik vergisinden kurtulacak. Covid-19 sonrasında ihracatı eriyen Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü, eski parlak günlerine dönmek için pandemi sonrasında sürdürülebilirlik eksenli bir yol haritasını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Konfeksiyon ihracatçıları, dünyanın sürdürülebilirlik lideri İsveç modelini radarına aldı. Dünya’nın sürdürülebilirlik lideri İsveç, Moda endüstrisinde sürdürülebilirliği sağlamak için konfeksiyon ürünlerinde kimyasal kullanımına 2021 yılından itibaren vergi getirmeye hazırlanırken, geri dönüşümü teşvik ediyor. Sürdürülebilir üretim yapanlar tedarikçiler vergiden kurtulacak. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Business Sweden işbirliğinde düzenlenen “SUSTAINEIBILITY TALKS: Covid-19 sonrası İsveç Moda Markalarının Sürdürülebilir Üreticilerle Çalışma Stratejileri” konulu online toplantıda konuşan İsveç Tekstil ve Konfeksiyon Sanayicileri Birliği Genel
Sekreteri Cecillia Tall, konfeksiyon ürünleri kimyasal içeriyorsa 2021 yılından itibaren vergiye tabi olacağı uyarısında bulundu. Gelecek yıl uygulanmaya başlanacak olan kimyasal vergisindeki amacın çevreyi korumak ve sürdürülebilirliği sağlamak olduğunun altını çizen Tall, “İsveç şirketleri için üretim yapıyorsanız onlar sizin kullanmamanız gereken içeriklerin listesini verecekler. Tekstil sanayi çok fazla miktarda karbondioksite neden oluyor. Sektör olarak kötü bir ismimiz var. Yeni sisteme hazırlanın, adapte olmakta zorlanmayın. 2025 yılına kadar tekstil atıkları ile ilgili Avrupa Birliği’nin yeni bir mevzuatı olacak” şeklinde konuştu. SERTBAŞ: “TEDARİK ZİNCİRİMİZİ YENİDEN DÜZENLEMEMİZ GEREKİYOR” “Konfeksiyon sektörü olarak pandemi sonrasında sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmek için tedarik
Konfeksiyon sektörünün pandemi sonrası sürdürülebilir bir yapıya sahip olmayı hedefliyorsa hazır giyim sektörü tedarik zincirinin kendini yeniden düzenlemesi gerektiğine vurgu yapan Sertbaş, “İşte bu noktada modada sürdürülebilir üretim tekrar gündeme geliyor. Tekstil ve hazırgiyim sektörünün petrolden sonra dünyamızı en çok kirleten sanayii olduğu yönündeki olumsuz algıyı değiştirmek için pandemi öncesinde çalışmalarımıza başladık ve 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettik. Bu dönemde sürdürülebilirlikle ilgili
URGE projesi, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje yaptık. Birleşmiş Milletler destekli dünyanın en büyük sürdürülebilirlik platformu olan Global Compact’a üye olan ilk İhracatçı Birliğiyiz. Bu sene 15.sini düzenlemeyi planladığımız ancak pandeminin yayılmasının engellenmesi kapsamında alınan tedbirler nedeniyle ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldığımız EİB Moda Tasarım Yarışmamızın temasını da sürdürülebilirlik çerçevesinde oluşturduk” dedi. İsveç’in dünya devi moda markası H&M Avrupa Sürdürülebilirlik Müdürü Hülya Sevindik Özyiğit, kaynakları optimum kullanıp atığı aza indirmeyi hedeflediklerini, bunun tekstil üretiminde tasarımla başlayan bir süreç olduğunu kaydetti. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFİ ÖNEMLİ H&M olarak yeni tedarikçilerle çalışmaya başlarken sürdürülebilirlik hedefi olan firmaları tercih ettiklerine dikkati çeken Özyiğit, inovasyon çalışmalarını, yeni ürün üreten ve şeffaf olan tedarikçileri ödüllendirdiklerine değindi. Tekstil sektöründe geri dönüşümlü materyaller kullanmak için çaba gösterdiklerini anlatan Özyiğit, “2030 hedefimiz tüm materyallerin geri dönüştürülmüş ve sürdürülebilir olması. Tüm ürünlerimizin yüzde 60’ı sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmiş materyallerden oluşuyor. Denim ürünlerinde her yıl artan şekilde geri dönüştürülmüş ipliklerle kumaşları kullanıyoruz. En fazla geri dönüşümlü pamuk kullanan markayız. 2013 yılından beri H&M mağazalarında kullanılmış ürünleri topluyoruz. Yıllar bazında set ettiğimiz hedeflerimiz var. 2030 yılında yüzde 100 yenilenebilir elektrik kaynaklarıyla ürünlerimizi elde etmek istiyoruz. 2030 yılında yüzde 100 toxic free (kimyasal yasaklı ürün olmaması) olmasını hedefliyoruz. Müşterilerimizin yüzde 16’sı çevreye duyarlı ürünleri özellikle satın almak istiyor. Firmaların sürdürülebilirlik ajandası olması gerekiyor” dedi. İsveç Türkiye Ticaret ve Yatırım Ataşesi Edin Erkocevic, İsveç olarak Sürdürülebilir bir moda sanayi yaratmak istediklerini, döngüsel üretime geçmeyi hedeflediklerini bunun için geri dönüşümün önemli olduğunun altını çizdi. Dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin öne çıkan kavramlar olduğunu vurgulayan Erkoçeviç sözlerini şöyle sürdürdü: “Moda endüstrisinin geleceğini garanti altına almanın yolu sürdürülebilirlikten geçiyor. İsveç ve Türk giyim ve tekstili çok uzun süredir birlikte çalışıyor. İsveç’te iş insanları Türk tekstil sanayinin güçlü olduğunu biliyor. Çok büyük fırsatlar olduğunu biliyoruz. İş birliğini daha da artırmak istiyoruz. B2B toplantıları hazırlamak istiyoruz. Türk tekstil ve hazır giyim sanayi ne kadar sürdürülebilir olursa İsveç ve Türk şirketleri arasında o kadar iş birliği olacaktır” dedi.
55 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
zincirimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor” diyen Sertbaş, “Bu noktada modada sürdürülebilir üretim tekrar gündeme geliyor. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün bilinen algısı petrolden sonra dünyamızı en çok kirleten sanayii olduğu yönünde. Bu olumsuz algıyı değiştirmek için 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik. Sürdürülebilirlikle ilgili URGE projesi, Global Compact Üyeliği, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje düzenledik, hatta bu sene 15.sini planladığımız ancak pandemi nedeniyle ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldığımız EİB Moda Tasarım Yarışmamızın temasını da sürdürülebilirlik çerçevesinde oluşturduk. “SUSTAINEIBILITY TALKS: Covid-19 sonrası İsveç Moda Markalarının Sürdürülebilir Üreticilerle Çalışma Stratejileri” temalı bu webinarın sektörümüzün pandemi sonrasında sürdürülebilirlik arayışlarına ışık tutacağına inanıyorum. Sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen ülkelerden olan İsveç’in bu konuyu ele alış biçimini ve moda markalarının konuya yaklaşımlarını görme olanağı bulacağız” şeklinde konuştu. Covid-19 salgınının 2.Dünya Savaşından bu yana, dünya ekonomisini en çok sarsan gelişme olduğunu dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Hazır giyim sektörünün doğası gereği bu pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden biri olduğunu, Covid-19’un, konfeksiyon sektöründeki tedarik zincirindeki tüm aksaklıkları ortaya çıkardığını ifade etti.
56 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Virus-fighting denim from Diesel As new consumer trends on fabric protection emerge, DIESEL is proud to announce the introduction of an ultra-innovative denim treatment that physically halts 99% of any viral activity. Developed in partnership with Swedish firm Polygiene, the innovative ViralOff® application - of which DIESEL retains a 100% exclusive on denim - will be implemented across a selection of the brand’s Spring/Summer 2021 denim styles, aiming at a greater range of products moving forward. ViralOff® is the result of Polygiene’s extensive efforts in garment protection, which began with the SARS epidemic in the early 2000’s. DIESEL will apply the treatment to a selection of denim models during the final production stages. The technology is “always on”, and has the capacity to disable over 99% of viral activity within two hours of contact between pathogens and fabric. ViralOff® has shown efficacy against a comprehensive range of viruses, including
COVID-19. It works by interacting with key proteins, inhibiting the virus from attaching to textile fibers. Additionally, ViralOff® offers an extra sustainability benefit: the treatment lasts for the lifetime of the garment, and with lower wash cycle counts, the garment life is extended, and water and energy use are reduced. As part of its “For Successful Living” philosophy, Diesel remains deeply committed to researching and finding progressive solutions for its customers to live life at its best, from comfort to style, from ergonomics and trends to health and safety. Polygiene ViralOff® represents an especially critical response in protecting customers. Safety and public responsibility have never been more important, and DIESEL prides itself on innovating and adapting to the world’s evolving situations quickly and responsibly. Our costumer’s health and safety is at the forefronts for the brand, which is evaluating even more measures in this field.
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
58 PANORAMA
Hibe şartı kaldırılsın çağrısı
Pandemi döneminde ihracatta rekorlar kıran cerrahi önlük ve maskede Devlet Malzeme Ofisi’ne hibe şartı ihracatı zorlar konuma geldi. Devlet Malzeme Ofisi’ne hibelerin kaldırılması talebinde bulunan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskanizi, “İyi bir performans yakalayan cerrahi maske ve tulum ihracatını entübe etmeyin” çağrısında bulundu. Cerrahi maske ihracatında bir maske ihraç edildiğinde DMO’ya bir maske, cerrahi tulum ihracatında ise her üç tulum karşılığı bir tulum hibe etme şartı bulunuyor. İhracatçılar, bu hibelerin kaldırılmasını istiyor. Hibelerin cerrahi ürün ihracatına büyük maliyet yüklediğine değinen Eskinazi, “Pandemi
döneminde işleri ciddi anlamda sekteye uğrayan ihracatçı firmalarımız cerrahi maske ve tulum ihracatı ile soluk aldı. Hibe şartı nedeniyle ihracatçılarımızın maliyetlerinde yüzde 100’e varan artışlar meydana geldi, ihracatçılarımız fiyat tutturamaz konuma geldi. Pahalı kaldığımız için ihraç pazarlarımızı kaybetmeye başladık. Avrupalılar kendi yatırımlarını yapıyorlar, Avrupalıları tekrar sanayici yaptık. Bizden kumaş alıp kendileri maske ve tulum üretmeye başladı. Hükümetimiz bağış ile ilgili kısımlara bir düzenleme getirirse, Türkiye’ye döviz kazandıran bu sektör daha da iyi konuma gelebilir. Türkiye’nin cerrahi maske, tulum ve cerrahi malzeme ihracatı üç katına çıkabilir.
SERTBAŞ: “MASKE ARTIK HAYATIMIZIN BİR PARÇASI” Cerrahi ve tıbbi malzemelerin pandemi süreciyle birlikte hayatımıza girdiğini, artık her daim de olacağını dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, alınacak önlemlerin ihracatta sürdürülebilirliğin önüne geçmemesi gerektiğinin altını çizdi. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin Haziran ayında yaptığı 104 milyon dolarlık ihracatla Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde tekrar zirveye çıktığı bilgisini veren Sertbaş, “Konvansiyonel konfeksiyon ürünleri
ihracatımız Haziran ayında 2019 yılı Haziran ayını yakaladı. Cerrahi maske, tulum ve diğer malzeme ihracatımızda Geçen yılın Haziran ayına göre yüzde 295’lik artışla 8.5 milyon dolar olan cerrahi önlük, maske ve cerrahi malzeme ihracatı 33,7 milyon dolara yükseldi. Temmuz ayından itibaren normal konvansiyonel ürünlerin artışı, üzerine bir de tıbbi malzemelerin artmasıyla hazır giyim ihracatının çok daha yüksek yerlere çıkacağını ümit ediyorum. Bu malzemelerin ihracatında çok geç kaldık. Çok zorlandık, çok da pahalı satmaya çalıştık. Hibeler kaldırıldığı takdirde cerrahi maske ve tulum ihracatında sürdürülebilirliği sağlamış olacağımız gibi, kendimize rakipte doğurmamış oluruz” şeklinde konuştu.
59 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Aksi takdirde şu anda ihracatta fırsatlar sunan bu kalemlerde fırsatı kaçıracağız” diye uyarı yaptı.
60 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Normalleşme sürecinde uyum sağlamayı başaranlar kazanacak Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, pandemi sonrasında iş dünyasının nasıl şekilleneceğine dikkat çekti. Sadece uzaktan çalışma değil, farklı iş modellerine de hazırlıklı olunması gerektiğine değinen Öztınaz’a göre sürecin kurumlar üzerindeki gerçek etkisini görebilmek için en az altı ay beklemek gerekecek...
Pandemi döneminde aldıkları önlemlerle adeta yeni bir kolektif bilinç yaratan kurumlar için normalleşme süreci başladı. Ancak iş dünyasının salgın ile sınavı hala devam ediyor. Zira farklı çalışma modelleri, ekip ilişkileri, iş-yaşam dengesi ve kurumların süreç içinde edindiği rol, normalleşme reçetesinin başarı oranını etkiliyor. Yeni dönem için şirketlerin farklı hamleler yapmaya başladığını anlatan PERYÖN - Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berna
Öztınaz’a göre pandemi sınavının iş dünyasına ve ekonomiye yönelik sonuçlarını kısa dönemde önce anlamak zor olacak. Öztınaz; “Yaşadığımız süreçte çözüm üretmek için kolektif çabalara ihtiyacımız var. COVID-19 bir kriz durumunda hep birlikte nasıl hareket edebildiğimizi test etti. Bu sebeple PERYÖN olarak kurumsal tecrübelerimizle elimizdeki bilgileri süzmeye ve tarafları en doğru şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ancak sürecin iş dünyası üzerindeki etkilerini anlamak zamanımızı alacak” dedi. KURUMLARIN İHTİYACI: YETKİNLİK… Mevcut dönemde hızlı karar alan ve çevik davranan kurumların başarılı olduğuna, bu hareket kabiliyetini kazanmak içinse insan kaynakları uzmanlarına önemli görevler düştüğüne deği-
62 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
nen Öztınaz, “Sıklıkla Darwin’i andığımız günler yaşıyoruz. Normalleşme sürecinde güçlü ya da en büyük kurumlar değil, en çok uyum sağlayanlar dönemi az zararla atlatacak, belki de yeni fırsatlar bulacak. Bu nedenle belirsizlik ortamlarında yönetmeye ve sonuç almaya yetkin kişilere olan ihtiyaç artıyor. Yatırım yapılacak, aranan özellikler arasında ise; girişimcilik, doğru analiz yeteneği, karmaşık problem çözme kabiliyeti ve empati, çeviklik, uyum gösterme gibi konular öne çıkıyor. İş geliştirme yetkinliği ve kurum içi girişimcilik dikkat çeken diğer yetkinlikler arasında sayılabilir” dedi. Salgın döneminin iş dünyasına olan en büyük miraslarından birinin uzaktan çalışma modeli olacağını anlatan Öztınaz, “COVID-19’dan önce iş dünyasında yapılan araştırmalar geleneksel çalışma yöntemlerinin gelecekteki iş modellerine cevap vermediğini bize gösteriyordu. Salgın döneminin bize en büyük mirası olan uzaktan çalışma modeli önümüzdeki süreçte; çalışan deneyimi, performans, kariyer, şirket kültürü gibi pek çok kavrama dokunacak ve değiştirecek” dedi.
“ZOR BİR SÜRECE GİRİYORUZ…” İş dünyasının zor bir sürece girdiğine değinen Öztınaz; “Gelecek aylar iş dünyası için maalesef zor olacak. Çünkü önümüzde bir resesyon var. STK’lar ve kurumlar olarak yeni çalışma yöntemlerine alışmamız, adaptasyonu kolaylaştırıcı rol oynamamız, konunun yasal mevzuatı ile ilgili altyapıların hazırlanmasını sağlamamız gerekiyor. Çünkü hibrit çalışma modellerinin hayata geçmesi an meselesi” dedi. Pandemi döneminin kurumları üç farklı tipe ayırdığını anlatan Öztınaz, “Pandemiyi nasıl yaşadığımız şirketin liderlik olgunluğuna, coğrafyasına, sektörüne, yaşam döngüsünün neresinde olduğuna göre de değişti. Şirketlerin pandemi savaşını yaptıkları işe göre 3 kategoride görüyorum. Bunlardan ilki; krizin başlaması ile keskin bir talep düşüşü ve gelir kaybı yaşayan şirketler. Bu şirketler, hayatta kalmaya odaklandı. Kemik kadrolarına çekilerek işlerini sürdürmek için mücadele ettiler. İkinci tip şirketlerse nispeten finansalları güçlü, yaptıkları iş sekteye uğrasa da iş devamlılığından fazla endişe duymayan şirketler. Rekabetten ve fırsat kaybından endişe etseler de hayatta kalma kaygısını kısa dönemde yaşamayan şirketler. Bu kurumların çalışanlarına odaklanmaya imkanı ve isteği oldu. Ekiplerin fiziksel ve mental sağlıkları için anlamlı uygulamalar hayata geçirdiler. Atölyeler gerçekleştirildi, evden çalışma sürecinin nasıl olacağına dair eğitimler verildi, kitler dağıtıldı. Dönemi iyi değerlendiren bu kurumların geleceğin iş dünyası için çalışmalar yapma şansı bile oldu” dedi. YANILAN LİDERLER VAR… Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin ömrünü pandemiye bağlayan ve çalışanlarını eskisi gibi ofiste görmek isteyen liderler olduğunu belirten Öztınaz, önümüzdeki dönemde iş yaşamında olacak muhtemel değişimlerin de altını çizdi. Öztınaz: “İçerisinde geçtiğimiz dönem farklı çalışma modellerinin doğru yönetilmesinin maliyet konusunda da karlı olduğunu ortaya koydu. Her şey eskisi gibi olmayacak belki ama tamamen de değişmeyecek. Çalışanların belli bir bölümü ofisten çalışırken belli bir kısmı uzaktan çalışmaya devam edecek. Bu hem maliyet yönetimi hem jenerasyonların beklentisi hem de sürdürülebilirlik açısından talep edilecek. Özellikle yetenekleri bünyesinde tutabilmek için şirketlerin anlam sunabilmesi, çalışanın hangi resmin parçası olduğunu gösterebilmesi gerekiyor. Pandemin pek çok açıdan travma oluşturduğunu unutmayalım. Yaşananların çalışanların üzerinde de kalıcı izler bıraktığı malum. Bu nedenle şirket yöneticilerinin ilk başta çalışanlarını anlaması ve sürecin onlara yaşattığı değişimi kavrayabilmesi önemli.”
64 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Lanjeron ile zamansız zarafet yolculuğu başlıyor WE TEKS AŞ’nin vizyon sahibi yönetim kadrosu ve işine tutkuyla bağlı ekibi, Lanjeron’u modern ve şehirli kadının vazgeçilmez aksesuar markası olarak hayata geçirdi.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de pazar büyüklüğü hızla artan aksesuar sektörüne yeni bir soluk daha geldi. Rekabet ve çeşitliliğin had safhada olduğu sektör, Lanjeron markası ile daha da güçlü hale geldi. WE TEKS AŞ’nin vizyon sahibi yönetim kadrosu ve işine tutkuyla bağlı ekibi, Lanjeron’u modern ve şehirli kadının vazgeçilmez aksesuar markası olarak hayata geçirdi. Markanın Fuat Paşa Yalısı’nda, Modabutik.com Yöneticisi Esra Söğüt ve Lanjeron Marka Yöneticisi Ayşenur Çıbuk Şahin’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen lansmanı-
na, ilgi büyük oldu. Etkinliğe; AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Esme Özbağ, İstanbul Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcısı Helin Görgül, AK Parti İl Kadın Kolları üyeleri, KADEM üyeleri ve piyasaya yön veren butik sahipleri başta olmak üzere seçkin davetliler katıldı. En kaliteli aksesuarlar Tekstil sektöründeki yaklaşık 40 yıllık deneyiminin eseri olarak, entegre üretim anlayışıyla hizmet veren marka; 22.000 metrekare ana fabrika, 7.000 metrekare dokuma ve konfeksiyon ünitesi ile en kaliteli aksesuarları kullanıcılarına sunuyor. Geniş ürün gamı Türkiye ve yurtdışında bulunan satış noktalarının yanı sıra, kolay ve güvenilir alışveriş imkânı sunan e-ticaret satış kanalları ile Lanjeron; ipek eşarplardan pamuk şallara, fular ve bandana koleksiyonlarından saç bantları ve pareoya kadar uzanan geniş ürün gamıyla da her zevke hitap ediyor. Moda ve teknolojinin bir arada sunulduğu, göz alıcı tasarıma sahip birbirinden şık ürünlerin, sektöre önemli bir değer katması bekleniyor.
66 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Epson, geri dönüşüm yazıcısıyla maske üretti Global teknoloji yenilikçisi Epson, ‘Dry Fiber’ (Kuru Elyaf) teknolojisini kullanarak koruyucu yüz maskesi üretmeye başladı. Epson, maskeleri ofisteki kağıtları geri dönüşümle yeniden kullanılabilir hale getiren PaperLab ürünüyle üretmeyi başardı. Japonya’da bulunan fabrikasında yürüttüğü çalışmayla atık kâğıt yerine elyaf malzemeler kullanan Epson, maskelerle çalışanlarını Covid-19 salgınına karşı korumayı hedefliyor. Üretilen 100.000 cerrahi maske, Epson’un üretim hatlarında çalışanları tarafından kullanılıyor. NASIL ÜRETİYOR? Epson’un ‘Dry Fiber’ teknolojisi, kullanılan kağıtları yeni kullanılabilir kağıtlara dönüştürürken üç aşamadan geçiriyor: Defibrasyon (lifleri ayrıştırma süreci), tekrar birleştirme süreci ve kâğıda dönüştürme süreci. Bu kuru işleme süreci, küçük bir döngüde kâğıt üretmeyi mümkün kılıyor. Bu teknoloji, sistemin içinde belirli bir nem seviyesini sağlamak ve liflere ayrıştırılmış kağıtları tekrar bir araya getirmek için az miktarda su kullanıyor. Ofisler için kompakt bir kağıt geri dönüşüm sistemi gibi
Epson, ofisteki kağıtları geri dönüşümle yeniden kullanılabilir hale getiren PaperLab ürünüyle cerrahi maske üretti. Elyaf malzemeler kullanılarak üretilen 100 bin cerrahi maske, Epson çalışanları tarafından kullanılmaya başlandı. çalışan sistem, toplama, imha, lojistik ve güvenlik süreçlerinde kolaylık sağlıyor. 1 BARDAK SU TÜKETİYOR ‘Dry Fiber’ teknolojisi neredeyse su kullanmadan kağıt üretiyor. Genellikle tek bir A4 sayfa kağıdını üretmek için yaklaşık bir bardak su kullanıyor. Suyun değerli bir global kaynak olduğunu bilen Epson, bu nedenle kuru bir proses tasarladı.
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET
DÜZ OFSET
CİLT
AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli baskı sağlayan özel bir kalıptır. Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip, yüksek tirajlı baskılara uygun, Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
68 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Akbank’tan ihracatçılara destek Akbank, “İhracatçının Gücü Paketi”ni yeni ürün ve hizmetlerle zenginleştirerek müşterilerinin kullanımına sundu. Dijital dış ticaret tarifelerinden mil puan/chip para hediyelerine, cazip kredi fiyatlarından swift takip hizmetine kadar pek çok avantaj sunan paket ile Akbank, ihracatçılara desteğini artırarak sürdürüyor. Akbank, “dış ticaret deyince ilk akla gelen banka olma” hedefiyle 2019 yılında ihracatçılara sunduğu İhracatçının Gücü Paketini, gelen yoğun ilgi ve talep üzerine, dijital ve yeni ürünlerle zenginleştirdi. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Akbank Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tugal’ın katılımıyla 2 Temmuz’da gerçekleştirilen Akbank İhracatçı Buluşmaları webinar etkinliğinde destek paketinin yenilikleri anlatıldı. “İHRACATÇILARIMIZ GÜCÜNÜ VE DİRENCİNİ GÖSTERMEYİ BAŞARDI” Etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında ihracatın Türkiye ekonomisindeki en öncelikli konuların başında geldiğine dikkat çeken Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir ve yüksek büyüme ihracattaki başarımıza bağlı. Aynı şekilde ülkemize döviz kazandırmanın en önemli yolu da yine ihracat. Akbank için de ihracatı desteklemek en öncelikli konular arasında.” Covid19 salgını nedeniyle tüm dünya gibi Türkiye’nin de çok farklı bir dönemden geçtiğini ifade eden Binbaşgil, “Bu sürecin ihracatımızı etkilediği bir gerçek; ancak tüm bu sıkıntıları birlikte aşacağımıza yürekten inanıyoruz“ dedi ve ekledi: “Dalgalanmalı birçok dönemde ihracatçılarımız gücünü ve direncini göstermeyi başardı. Hayatın yavaş yavaş normalleştiği bugünlerde, ihracatçılarımızın benzer bir başarıyı tekrar sergileyeceklerinden eminim. Bu anlamda Akbank olarak bizler de üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız. İhracatçılarımız için çözüm üretmeye, paketlerimizle ihracatçılarımızı desteklemeye ve yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.”
“PANDEMİ SÜRECİNDE DE MÜŞTERİLERİMİZİN YANINDAYIZ” Akbank olarak ülke ekonomisini desteklemeye yönelik çözümler ürettiklerinin altını çizen Akbank Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tugal, “Yaşadığımız zorlu süreçte, ülke ekonomisi için de büyük önem taşıyan ihracatçılarımızı destekleyecek çözümler sunmak en çok odaklandığımız konulardan biri oldu “ dedi ve ekledi: “Ayırdığımız özel kaynak kapsamında müşterilerimize 1 yıla kadar vadeli ihracat taahhütlü kredilerde Euro için %1,10; Amerikan Doları için %2,35’ten başlayan oranlarla çok cazip finansman imkanları sunuyoruz. Ayrıcalıklı faiz oranlarını içeren bu kredilerde üst limiti 1 milyon USD/EUR olarak belirledik. Eximbank’a hitaben verilen teminat mektuplarına da avantajlı komisyon oranları ile aracılık etmeye devam ediyoruz.” “İHRACATÇININ GÜCÜ PAKETİ DİJİTAL ÜRÜN VE HİZMETLERLE YENİLENDİ... İhracatçının Gücü Paketine yeni eklenen en önemli avantajların başında dijital yeniliklerin geldiğini belirten Tugal, “Dijital Dış Ticaret Tarifesi ile müşterilerimize Kurumsal İnternet Şubesi üzerinden “tek bir tıkla” ithalat transferlerini çok uygun tarife imkanlarıyla gerçekleştirme olanağı sağlıyoruz. Akbank müşterileri, bu tarifeyle 15 ya da 25 adet peşin ve/veya mal mukabili ithalat transferini istediği dijital tarifeyi seçerek, “hızlı ve güvenli” bir biçimde gerçekleştirebilecekler. Uzun yıllardır dijitalleşmeye yatırım yapan Akbank, müşterilerine Kurumsal Internet Şube ve Yabancı Para Toplu Ödeme Sistemi gibi alternatif kanallardan da işlem yapma imkanı sağlarken; Swift Takip Sistemi ile de döviz para transferlerinin tüm detaylarını uçtan uca şeffaf bir şekilde ücretsiz izleme seçeneğini sunuyor. Dış ticaret firmalarımız paket kapsamındaki tüm avantajları akbank.com’dan detaylı görüntüleyebilir, şubelerimizden bilgi alabilirler” dedi.
Her an ONLINE olun! Bütün dünya sizi görsün! www.konfeksiyonteknik.com.tr
70 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
LC Waikiki’den çocuklara “Mutlu Düşler”...
Twist İlkbahar-Yaz 2020 koleksiyonuyla yeni mevsime uyanış Keşfedilmeye hazır renklerle dolu yeni dünyanın kapılarını aralayan Twist İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu, mevsimin getirmiş olduğu yetkiye dayanarak tüm enerjisini sokaklara taşımaya hazır! Sokağın özgür ruhu Twist, İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’yla dinamik olduğu kadar eğlenceli yönünü yeni mevsime çeviriyor! Sıcak iklimlere götürmeye niyetli floral kuşatma, koleksiyonun genelinde hayat bulurken, şehrin ruhuna eşlik edecek bohem tasarımlar her daim özgürlüğü garantiliyor. Radara takılan neon yeşili ceketler, parlak taş, antrasit ve siyah işbirliğiyle grafiti etkisini siluetlere taşıyor. Leopar desen midi boy elbiseler, çizgi detaylarla ön plana çıkarak spor-şık kavramını yeniden gündeme getiriyor. File üstüne çiçek baskılı bomber ceket ise bu kombinin yıldız parçası olarak stilini kanıtlıyor. Alışılmışın dışında, farklı formlu bluz ve gömlekler, “Stripe” yazılı çizgili pantolon ile atletik olduğu kadar sokak ruhunu içerisinde barındırıyor. Haki ceket şort takımıyla formel formdan uzaklaşan tasarımlar Twist’in stil kodlarına gönderme yapan batik desen ve taş detaylı bir body ile asi olduğu kadar iddialı. Tarçın karması denim tulum şehirde safari havasını yansıtırken, güçlü slogan içerikli tshirt’ler özgüven seviyesini ringlere çıkarıyor. Süper üçlü; kırmızı, mavi ve beyazın ittifakıyla harekete geçen Twist İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu, ‘’flower power’’ desenleriyle elbise ve etek sezonunu açıyor. Tropik ilhamlı palmiye, papağan veya ananas figürlü küpeler ve bilezikler, yaz enerjisini sonuna kadar içinde barındırıyor. Pileksi ve neon renklerle harmanlanan babet ve çantalar, enerjik görünümleri destekler nitelikte. Plajdan şehrin sokaklarına eşlik edecek, farklı dokulu kumaş ve trok detaylarla hayat bulan sandaletlerse neredeyse her tip stile hitap ediyor. Dokusu ve renkleriyle görünümü küçük, işlevi büyük mikro çantalarsa yeniden sahneye çıkmaya hazır.
LC Waikiki, çocukların sınır tanımayan rüyalarından ve mutlu, huzurlu bir güne başlamasına yardımcı olan sağlıklı uykunun öneminden hareketle sunduğu özel koleksiyonu Mutlu Düşler’i yeniden yorumladı. Çocukların rüyalarından ilham alarak hazırlanan koleksiyonda, uykuya geçiş aşamasında hem kendileri hem de ebeveynleri için daha keyifli bir deneyim yaşamaları adına rüyalarını yansıtan eğlenceli grafiklerin olduğu pijama takımları yer alıyor. Mutlu Düşler Koleksiyonu, çocukların rüyalarından çıkan 4 temaya ek olarak uyku ritüellerinin de eklendiği temayla birlikte 5 farklı içerikle keyifli bir uyku deneyimi sunuyor. Mutluluk ve Neşe temasında çocukların en sevdiği ikonlardan unicorn başrolde yer alırken masallardaki şato, çizgilerde öne çıkan bir diğer detay… Bulutların gökkuşağı ve balonlarla buluştuğu Mutluluk teması, çocukların harikalar diyarını en neşeli haliyle dışa vuruyor. Çocukların aidiyet ve aile kavramına verdiği önemden hareketle tasarlanan Sevilmek ve Güven Duygusu temasında ise aile bireyleriyle mutlu anlar çizgilere yansıtılıyor. Fantastik duyguların dışa vurumu olan “Heyecan, Macera ve Yolculuk” temasında ise çocukların uzaya ve gökyüzüne olan merakı balon ve uzay mekikleriyle resmediliyor. Çocukların kahramanlarının yer aldığı Kurtarılmak, Kurtarmak ve Güçlü Hissetmek temasında pijamanın yanı sıra nevresim ve havlu da mevcut. Uyku öncesi ritüellerini yine çocukların gözünden yansıtan Uyku Ritüeli temasında uykuya hazırlık anları aktarılıyor.
İnovatif iplik karışımı ile maksimum esneme özelliğine sahip yeni nesil Super Stretch kumaştan yapılan DAMAT|TWEEN gömlekleri, ipeksi ve yumuşak tuşesiyle şıklığını konforlu bir kullanımla ödüllendirmek isteyenlerin vazgeçilmezi olacak… DAMAT|TWEEN’den 2020 Yaz sezonu gardırobu için bir meydan okuma; “Cesarete Yer Açın”… Sezon koleksiyonunun odağında yine yüksek terzilik, inovasyon, doğa dostu materyaller, karakterli bir stil ve konfor var. Ama bir farkla; bu kez “daha güçlü”. Zamanın değişen ruhuyla uyumlu, dinamik ve git gide gençleşen erkeklerin yeni yol arkadaşı hazır: DAMAT|TWEEN Super Stretch gömlekler! İnovatif iplik karışımı ile maksimum esneme özelliğine sahip yeni nesil Super Stretch kumaşlardan yapılan DAMAT|TWEEN gömlekleri, ipeksi ve yumuşak tuşesiyle gün boyu sürecek şıklığını konforlu bir kullanımla ödüllendirmek isteyenlerin yeni vazgeçilmezi olacak. Sportif kulvar müdavimleri, bir o kadar da yenilikçi erkekler! Her zaman olduğu gibi değişmeyen jokerleriniz size özel hazırlandı. Serin tutan, kısa kollu merserize ya da triko üstler, sürdürülebilir elyaflardan üretilen doğa dostu “tencel” kumaştan yapılmış yalın tişörtler… Dilerseniz geniş renk skalasıyla zevkinizi yansıtan ve kırışmayan fonksiyonel bermudalarla ya da klasik pantolonlarla eşleştirebilirsiniz.
Yaz şıklığı için KİP’i takip et KİP’in şıklık ve rahatlığı buluşturan, güncel model seçkisine ve iddialı renk karmasına sahip 2020 Yaz Koleksiyonu’yla erkekler için yaz şimdi başlıyor. Erkek moda markası KİP, 2020 Yaz Koleksiyonu’yla hem şehirde hem de tatilde erkeklere mükemmel bir stil deneyimi sunuyor. Koleksiyonda yer alan renkli örme ceketler, keten-koton karışımlı jogger ve denim pantolonlar, bermudalar, renk renk vual, koton, keten ve baskılı gömlekler ile rengarenk polo pike t-shirtler, sweatshirtler, gömlek gibi tasarlanan, inceliğiyle sezon boyu tüm kombinlere dahil olabilecek yenilikçi trikolar KİP erkeğinin şık stiline rahatlık da katıyor.
Cacharel’den yazın sıcak renkleri İlkbahar/Yaz 2020 Koleksiyonu ile doğadan esinlenen bir şehir yaşamı sunan Cacharel, giyinme sanatına getirdiği zarif yorumunu yazın sıcak renkleri ile harmanlıyor. Cacharel, hem tişört hem gömlekle uyumlu yaka modellerine sahip ceketler tasarlayarak daha geniş yelpazedeki renkli ürün-ler arasından seçim yapma şansı sunuyor. Gün içerisinde rahat bir tarz yaratmak isteyenler için ceketleri pamuk ağırlıklı tişörtlerle kombinliyor. Cesur stil uygulamaları ile dikkat çekerek, haki chi-no pantolon ve turuncu tişört ile oluşturduğu stili ebru renk tonlarında ekose keten ceket ile ta-mamlıyor. Seçimini gömlekten yana yapanlar için somon renginin sıcaklığını yansıtan pamuk-keten karışımlı gömleği, onu dengeleyecek yüzde yüz pamuk, haki muline renk ceket ile kullanıyor. Cac-harel, ana parçalarda daha sakin renkleri tercih ederken aksesuarda sıcak renkleri kullanarak stilini renklendirenler için göz alıcı kravat ve mendil seçenekleri sunuyor. Canlı renklerdeki geometrik desenlere sahip ürünlerinin yanı sıra doğadan öğeleri, çiçek desenlerini de ipek içerikli aksesuar-larına uyguluyor. Cacharel erkeğinin iş seyahatlerinde konforlu zaman geçirmesi için de kolay ütü-lenebilir gömlekleri koleksiyonuna ekliyor.
71 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
“Super Stretch” gömlekler…
72 PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK HAZİRAN | JUNE | 2020
Maisonette yüz maskeleri konforlu ve güvenli koruma sağlıyor
Canlı renkli kombinlerde renk uyumuna dikkat Yazın renkleri canlıdır! Yaz günlerinde denizin, gökyüzünün, yeşillin, yeşeren toprağın, açan nice rengarenk çiçeklerin enerjisi ile kıyafetlerimiz de canlanır, renklenir… Yaz aylarının rahatlığını, enerjisini, hafifliğini üzerinizde taşıyacağınız, uyumlu ve canlı renklerdeki kombinlerde özellikle renk uyumu da önemlidir. Zühre Tekstil Tasarımcısı Arzu Kartal, 2020 Yaz kombinleri için önerilerini şu şekilde sıralıyor: Hiç şüphesiz, yaz ayları denilince ilk aklımıza gelen ışıldayan canlı renk tonları oluyor. Bu tür renklerle kıyafet kombinleri oluşturmak söz konusu olduğunda ise biraz tedirgin olmak normal çünkü göz alıcı renkler doğru renkler ile kombinlenmeli. Yeşilin canlı tonları ve güneşin ışıltısını yansıtan sarı, sıcak günler için harika seçeneklerdir. Kırmızı ve mavi birbirine yakışan harika iki renktir. Kırmızı bir tunik ile mavi kot pantolonu eşleştirmeyi deneyin. Kobalt mavisini turkuaz ile birleştirdiğinizde güçlü ve parlak bir renk kombinasyonuna sahip olursunuz. Turuncu ve mavi her mevsimde kullanabileceğiniz mükemmel bir kombinasyon ancak özellikle yaz akşamları için ideal seçimler. Renklerin tonlarıyla da oynayabilirsiniz. Yazın siyah renk pek tercih edilmiyor ancak bu asla giymemeniz gerektiği anlamına da gelmiyor. Komple siyaha bürünmediğiniz sürece başka renkler ile eşleştirebilirsiniz. Örneğin, siyah ve turuncunun kombinasyonu harika bir görüntü ortaya çıkarır. Siyah kot pantolonunuzu turuncu bir tunik ya da gömlekle kombinlemeyi deneyin. Yaz mevsiminde keten dokulu kap’larla uyumlu olacak şekilde toprak rengi tunik ve canlı renklerde bir pantolon ile bir muhafazakar kombin oluşturarak günün her saatinde şıklığı yakalayabilirsiniz. Çiçekli üstler bu sene de çok moda… Yaz renklerinde çiçekli, desenli bir üstü mutlaka düz renk bir etek ya da pantolon ile kombinleyin. Yaz günlerinde deri ağırlıklı çantalarda daha minimal tarzda seçimler yapmaya özen gösterin. Yaz günlerinde Zühre koleksiyonundaki pamuklu eşarpları tercih edebilirsiniz. Her kombininizde mutlaka size uygun bir tasarımı yakalayacaksınız!
Tekstil sektöründe Türkiye’nin lider kuruluşu Sanko Tekstil’in, Ar-Ge çalışmaları ile geliştirdiği inovatif ürünü “pamuklu yıkanabilir yüz maskesi”, Maisonette markası ile satışa sunuldu. Yeni Koronavirüs (COVID-19) salgınında virüsten korunmak için zorunlu kılınan sosyal mesafe uygulamasının yanı sıra, dünya genelinde en önemli koruyucu kabul edilen yüz maskeleri hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. SANKO Holding bünyesinde faaliyet gösteren Maisonette markası ile satışa sunulan pamuklu yıkanabilir yüz maskeleri, rahat kullanım ve güvenli koruma sağlıyor. Organik pamuk içeren kumaşının yüzde 98’i pamuk, yüzde 2’si elastan olan ve lateks içermeyen yüz maskeleri 15 defa yıkamaya kadar dayanıklılığıyla hem tasarruf sağlıyor hem de doğaya zarar vermiyor. Maisonette pamuklu yıkanabilir yüz maskesi, Yeni Koronavirüs salgınına karşı alınan önlemlerle Türkiye’de TSE tarafından yapılan denetimler sonucu “TSE COVID-19 GÜVENLİ ÜRETİM BELGESİ” verilen ilk şirket olan Sanko Tekstil İşletmeleri’nde üretiliyor. Sektör inovasyonlarına liderlik yapan Sanko Tekstil İşletmeleri’nde, doğaya ve insana saygılı, karbon ayak izi düşük üretim gerçekleştiriliyor. Maisonette yüz maskeleri, TS EN 14683:2019 + AC, EN ISO 9001 ve EN ISO 13485 standartları da dahil olmak üzere uluslararası Tip-1 standartlarıyla uyumlu ve Avrupa Birliği’nin CE işaretine sahip. CE İşareti; bir ürün ya da ürün grubunun, Avrupa Birliği’nin Sağlık, Güvenlik, Çevre ve Tüketicinin Korunması konularında oluşturmuş olduğu ürün direktifleri olarak bilinen temel kriterlerine uygun olduğunu gösteriyor. Yıkanarak yeniden kullanılabilen Maisonette pamuklu yüz maskesi, gün boyu rahatsızlık vermeden kullanım rahatlığı sunuyor. Ayarlanabilen burun klipsi sayesinde tüm yüz şekillerine kolaylıkla uyum sağlıyor. Maske, yaz sıcaklarında yüzde terleme, alerji ve kötü kokuya neden olan sentetik içerikler içermiyor. Yassı lastikler sayesinde kullanım süresince konfor sağlayan pamuklu yıkanabilir yüz maskesinin, yumuşak, nefes alabilen, lateks içermeyen esnek dokuma kumaşı su geçirmiyor. EN 14683 tıbbi yüz maskeleri için performans gerekliliklerine yönelik bakteri filtrasyon verimliliği, basınç farkı ve mikrobiyal temizlik düzeyi deneylerinden başarıyla geçen Maisonette pamuklu yıkanabilir yüz maskesi, çevre dostu organik pamuk içeriyor.