Tekstil Teknik July 2020

Page 1

ISSN 2148-9254

TEMMUZ JULY 2020

www.tekstilteknik.com.tr




İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA Publisher H. Ferruh IŞIK GENEL MÜDÜR (SORUMLU) General Manager (Responsible) Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

REKLAM DANIŞMANI Advertisement Consultant Mehmet TATLI mehmet.tatli@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR Technical Manager Tayfun AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ Digital Assets Manager Emre YENER emre.yener@img.com.tr WEB DEVELOPER Amine Nur YILMAZ amine.yilmaz@img.com.tr ABONE VE DAĞITIM Subsc­rip­ti­on and Cir­cu­la­ti­on Ma­na­ger İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................65 ATAÇ......................................................23 BENEKS............................................ 44-45 CANLAR MEKATRONİK...................14-15 EFFE......................................................A.K EKOTEKS......................................... 41 – 47 HIGHTEX 2021.......................................69 ITM 2021................................................. 27 İHLAS MATBAACILIK............................ 51 İHLAS YAPI............................................. 61 KIRAY MAKİNA........................... Ö.K - 35 KUZULUK KAPLICALARI........................ 75 PETNİZ ISI...............................................39 PİMMS..........................................Ö.K.İ – 1 RIETER...................................................... 3

AD­R ES | He­a d Of­fi­ce İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 www.tekstilteknik.com.tr e-ma­il: img@img.com.tr BASKI | Printed By | İH­L AS Ga­ze­te­ci­lik A.Ş. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 30 00 BÖL­GE TEM­S İL­Cİ­LİK­LE­R İ BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA | Me­t in DE­M İR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives KOREA | Jes Media Int. / Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr BİLGİ / Information Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Tekstil & Teknik is published monthly. Ad­ver­t i­s e­ments res­pon­s i­b i­li­t i­e s pub­lis­hed in our ma­g a­z i­ne per­ta­in to ad­ver­t isers.

SANKO................................................... 19 SARDES (DEVAN)................................... 9 SPGPrints................................................. 5 ŞANAL PLASTİK............................... 30-31 TÜRKİYE HASTANESİ.............................. 57 TÜYAP (İPLİK FUARI).............................. 37


Make the Difference

ROBOspin – Ring iplikçiliği otomatikleştirildi ROBOspin, Rieter ring iplik makinaları için üretilmiş ilk tam otomatik bağlama robotudur. Bu robot, makinanın çalışması veya takım çıkarma sırasında meydana gelen iplik kopuşlarını giderir ve bu sayede 7/24 sürekli kaliteyi garanti eder. Hem yeni hem de mevcut makinalara monte edilebilir.

www.rieter.com


4

Covid-19’un küresel tekstil endüstrisine etkisi Tüm dünya, pandeminin yol açtığı kriz dönemini atlatmaya çalışırken, firmalar da stratejilerini yeniden şekillendirme aşamasına geldi. COVID-19’dan kaynaklanan talep kaybı ve dünya genelinde uygulanan önleyici tedbirler, tekstil sektörlerini uçtan uca etkilemektedir. Corona salgını, tekstil değer zincirinin elyaf üretiminden nihai tüketici ürünlerine kadar genişlediğini ortaya koydu. Geçtiğimiz sayımızda Türk tekstil makine sektörünün Covid-19 sürecini değerlendirmiştik. Bu yazımızda ise küresel tekstil makinelerinin durumunu ITMF’in verileri ışığında sizlerle paylaşmak istedim. Uluslararası Tekstil Üreticileri Federasyonu (ITMF)’nin son corona araştırmaları, siparişlerin küresel olarak % 40’tan fazla düştüğünü ve 2020’deki cironun 2019’a göre% 33 daha düşük olacağını açıkladı. Dünya çapında beklenen ciro 2020 ortalama olarak 2019’a göre % 32 azaldı. Global tekstil değer zinciri siparişlerinin tüm segmentlerinde % 37 ila % 46 aralığında düşüş var. Ciro 2020, 2019’a kıyasla % -26 ile % -34 arasında değişiyor. % 44, 2021’in 1. veya 2. çeyreğinde kriz öncesi seviyelere tekrar ulaşılmasını bekliyor. ITMF, tüm dünyaya yayılmış olan Corona salgınının arka planına karşı hükümetleri, tekstil ve hazır giyim sektörlerinin bu dönemi aşmaları için desteklerini artırmaya çağırıyor. Hükümetlerden, şirketlere yeterli likidite sağlamak amacıyla vergileri veya diğer sosyal yardım ve katkı türlerini askıya almalarını istiyor.

EDİTÖR

Ali ERDEM Yazı İşleri Müdürü News Editor

Bununla birlikte ITMF, önümüzdeki süreçte karşılaşılacak fırsatları da şöyle sıralıyor. Tıbbi tekstil üzerine odaklanan çeşitlilik hakkında giderek daha fazla düşünmek. Organizasyon ve üretim süreçlerinin düzenlenmesi. Mevcut tedarik zincirlerinin yeniden değerlendirilmesini hızlandırmak. Dijitalleşmeyi hızlandırmak ve sürdürülebilir üretime yatırım yapmak.

Impact of Covid-19 on the global textile industry While the whole world was trying to overcome the crisis period caused by the pandemic, companies came to the stage of reshaping their strategies. Loss of demand from COVID-19 and preventive measures applied worldwide affect textile industries endto-end. The Corona outbreak revealed that the textile value chain has expanded from fiber production to end consumer products. In the previous issue, we evaluated the Covid-19 process of the Turkish textile machinery industry. In this article, I wanted to share the status of global textile machines with you in the light of ITMF data.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

The latest Corona surveys of the International Federation of Textile Manufacturers (ITMF) announced that orders have dropped more than 40% globally and turnover in 2020 will be 33% lower than in 2019. Worldwide expected turnover decreased by 32% compared to 2019 on average. There is a 37% to 46% drop in all segments of global textile value chain orders. Turnover varies between -26% and -34% compared to 2020. 44% expect to reach the pre-crisis levels again in the 1st or 2nd quarter of 2021. Against the background of the Corona epidemic which spread all over the world, ITMF calls on governments to increase their support for the textile and apparel industries to overcome this period. It requires governments to suspend taxes or other forms of social assistance and contributions to provide companies with sufficient liquidity. In addition, ITMF lists the opportunities that will be encountered in the coming period as follows. It is thinking more and more about the diversity that focuses on medical textiles. Organization of organization and production processes. Accelerate reassessment of existing supply chains. Accelerate digitalization and invest in sustainable production.



6 PANORAMA

Korona salgınının küresel tekstil endüstrisine etkisi The impact of the Corona-Pandemic on the global textile industry 20 Mayıs - 8 Haziran 2020 arasında ITMF, ITMF üyeleri ve bağlı şirketler ile dernekler arasında korona salgınının küresel tekstil değer zinciri üzerindeki etkisi konusunda 4. ITMF Korona Araştırması’nı gerçekleştirdi. Dünyanın dört bir yanından toplam 600 şirket katıldı. Küresel ölçekte, mevcut siparişler ortalama % 40’tan fazla düşmeye devam ediyor (Grafik 1). 2019 yılına kıyasla 2020 yılında beklenen ciroya bakıldığında, 3. ITMF Korona Araştırması’ndan bu yana beklentiler değişmedi. Ortalama olarak,

Between May 20th and June 8th, 2020, ITMF has conducted its 4th ITMF Corona-Survey among ITMF members and affiliated companies and associations about the impact the Corona-pandemic had on the global textile value chain. In total around 600 companies from around the world participated. On a global scale, current orders continue to be down on average by more than -40% (Graph 1). When looking at expected turnover in 2020 compared to 2019, the expectations rema-

Grafik 1: Dünya genelinde mevcut siparişler ortalama % 42 azaldı. Graph 1: Worldwide, current orders are down by -42% on average.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Grafik 2: Dünya çapında, beklenen ciro 2020 ortalama olarak % 32 azaldı (2019’a göre). Graph 2: Worldwide, expected turnover 2020 is down by -32% on average (versus 2019).


PANORAMA 7

Grafik 3: Global tekstil değer zinciri siparişlerinin tüm segmentlerinde % 37 ila % 46 aralığında düşüş var. Ciro 2020, 2019’a kıyasla % -26 ile % -34 arasında değişiyor. Graph 3: In all segments of the global textile value chain orders are down in the range of -37% to -46%. Turnover 2020 is down in the range of -26% to -34% compared to 2019.

Grafik 4: % 44, 2021’in 1. veya 2. çeyreğinde kriz öncesi seviyelere tekrar ulaşılmasını bekliyor. Graph 4: 44% expect that pre crisis levels are reached again in the 1st or 2nd quarter 2021.

şirketler cirosunun % 32 oranında düşmesini bekliyor. Bölgeler arasındaki aralık Güney Doğu Asya’da - % 22 ile Doğu Asya’da - % 36 arasında değişiyor (Grafik 2). Tekstil değer zincirindeki farklı segmentlere bakıldığında, iplikçilerden giysi üreticilerine kadar tüm segmentler siparişlerde önemli düşüşler kaydetti (Grafik 2). Ayrıca, entegre üreticiler % -26 ile biraz daha iyi ilerlerken, diğer segmentler 2020’de cironun % 31 ila % 34 aralığında düşmesini bekliyor (Grafik 3). Kriz öncesi seviyelere ne zaman tekrar ulaşılacağı sorulduğunda, çoğunluk (% 23) bunun 2021’in ilk çeyreğinde olmasını bekliyor ve bunu % 21’i 2021’in 2. çeyreğinde böyle olmasını bekliyor, bunun 2021’in 3. çeyreğinde de geçerli olacağı beklentisi de var. Bununla birlikte, şirketlerin % 20’si 4. çeyrek 2020’de daha hızlı bir toparlanma bekliyor (Grafik 4).

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

ined unchanged since the 3rd ITMF Corona-Survey. On average, companies are expecting their turnover to plummet by -32%. The range between regions differs with from -22% in South East Asia to -36% in East Asia (Graph 2). When looking at the different segments in the textile value chain, all segments – from spinners to garment producers – recorded significant decreases in orders (Graph 2). Also, integrated producers seem to have fared slightly better with -26%, while the other segments expect turnover in 2020 to be falling in the range of -31% to -34% (Graph 3). Asked when pre-crisis levels are reached again, the majority (23%) is expecting this to be in the 1st quarter of 2021, followed by 21% that are expecting this to be the case in the 2nd quarter of 2021. Another 14% have the expectations that this will be the case in the 3rd quarter of 2021. Nevertheless, 20% of companies are expecting a faster recovery in the 4th quarter 2020 (Graph 4).


8 PANORAMA

İhracattaki artış geleceğe umut veriyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı Haziran ayında yüzde 15,8 artışla 13 milyar 469 milyon dolar oldu.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

olumsuz etkilediğini belirten Gülle, şunları söyledi: ” İhracat ailesi, salgın döneminde ‘Önce Türkiye, Önce İhracat’ diyerek üreten Türkiye’nin dinamosu olmaya devam etti. Ülkemizde Haziran ayı ile başlayan normalleşme sürecinde ilk ayı geride bıraktık. Türkiye, küresel ticaretin ‘güvenilir limanı’ olduğunu tescilleyerek ihracatta normalin de ötesindeki seyrine başladı. Olağanüstü koşulların barındırdığı fevkalade fırsatların farkındayız. İhracatçılarımıza güveniyoruz. Söz konusu Türkiye olunca dün yaptık, bugün de yaparız; yarın da yapacağız.“

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), haziran ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı. Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre ihracat Haziran’da yıllık yüzde 15,8 artışla 13 milyar 469 milyon dolar oldu. Salgının dünya ekonomisindeki etkilerini değerlendiren TİM Başkanı İsmail Gülle, “Uluslararası kuruluşlar, salgının küresel ekonomiye etkilerine dair beklentilerini negatif yönde revize etmeye devam ediyorlar. Hedef pazarlarımız arasında yer alan birçok ülke ekonomisinin de 2020 yılında önemli ölçüde küçülme ile karşı karşıya kalması bekleniyor. Küresel ekonomide ve bilhassa ülkemiz ekonomisinde toparlanmanın hızla gerçekleşmesi en büyük temennimiz” dedi. “İHRACATÇILAR BAŞARILAMAZ DENİLENİ BAŞARDI” Tüm dünyada olduğu gibi salgının Türkiye’nin üretim ve ihracatını Mart- Nisan- Mayıs aylarında

“HAZİRAN AYI İHRACATI BÜYÜK BİR ÇABAYI YANSITTI” Firmaların salgının ortaya çıkardığı talep şokunu en az hasarla atlatmaları adına, ihracatçılara yönelik kredi hacminin artırılması ve ihracatçıların finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasına büyük önem verdiklerini söyleyen Gülle, “ Başta Eximbank olmak üzere kamu bankalarının ve özel bankaların ihracatçılara sağladıkları desteklerin Haziran ayı ihracat verilerine tüm sektörlerde olumlu katkısına şahit olduk. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyetinin ilk milli bankası olan Türkiye İş Bankası ile ihracatçılarımızın elini küresel ticarette daha da güçlendireceğine inandığımız bir protokol imzaladık. Bu dönemde atılan seri adımların olumlu yansımalarını inşallah hem yeni normalde, hem de sonrasındaki süreçte daha çok göreceğiz” dedi. 144 ÜLKEYE İHRACAT 2,43 MİLYAR DOLAR ARTTI Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen haziran ayında 144 ülkeye ihracatını 2,43 milyar dolar artırmayı başardı. Bu 144 ülkenin 119’unda artış yüzde 10’un, 61’inde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın haziran ayına göre 304 milyon dolar ihracat artışıyla Birleşik Krallık, 272 milyon dolar ihracat artışıyla ABD ve 162 milyon dolar ihracat artışıyla İsrail dikkat çekti. Haziran ayı özelinde sektörlerin ihracat performanslarına bakıldığında en kötü geride kaldı. Mayıs ayında 27 sektörün 25’i ihracatta düşüş yaşarken, Haziran ayında 27 sektörün 24’ü ihracatta artış sağladı. Haziran ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 202 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı.



10 PANORAMA

“Beyaz Altın” için yeni üretim politikası New production policy for “White Gold” İstanbul Sanayi Odası (İSO), yaklaşık 28 milyar dolar ihracat yapan tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere pek çok sektörün hammaddesi olan pamukta yeni bir üretim politikası gerekliliğine işaret etti.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Istanbul Chamber of Industry (ISO) pointed out the necessity of a new production policy in cotton, which is the raw material of many sectors, especially textile and ready-to-wear, which exports about 28 billion dollars. İstanbul Sanayi Odası (İSO), 28 milyar dolara yakın ihracata ve 1 milyonu aşkın istihdama sahip tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere çok sayıda sektörün hammaddesi ve katmadeğer kaynağı olan pamuk için “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı” düzenledi. Sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına katkı sunmayı hedefleyen çalıştayın raporu, pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası gerekliliğini ortaya koydu. Tarım ve sanayi için “beyaz altın” olarak tanımlanan ürüne yönelik hazırlanan Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nda, Türkiye’nin pamukta dünyanın en etkili üreticisi olabilecek durumdayken gücünü yeteri kadar kullanamadığı vurgulandı. Arazi bölünmesi, göç, destek

The Istanbul Chamber of Industry (ISO) organized a “Cotton Workshop from field to Brand” for cotton, which is the raw material and added value of many sectors, especially textile and ready-to-wear, with nearly 28 billion dollars of exports and more than 1 million jobs. The report of workshop which aimed to offer contribution to sustainable growth and development of Turkey’s economy with the participation of representatives of sector revealed a new comprehensive policy requirement for cotton production. In “Cotton Workshop Report from field to brand” prepared for the product defined as “white gold” for agricultural and industrial, it is emphasized that Turkey could not sufficiently use her power though she can be the world’s most efficient producer of cotton. It was stated


PANORAMA 11

that due to factors such as land division, migration and support policies, the cotton planting area has decreased by 30 percent in the last 20 years to 5 million decares and is expected to decrease by 35 percent in 2020. The top 10 Policy Proposals which have high urgency and power of influence in order that Turkey, producing almost 80 % of GMO-free cotton in the world, will prevent decline of cotton and be a global have been taken in the report. Among the suggestions; there have been subjects such as being a strategic product of cotton, establishing a support system that prioritizes quality and sustainability and protects cotton against alternative products and price fluctuations, educating farmers on irrigation, fertilization,

politikaları gibi faktörler nedeniyle pamuk ekim alanının son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 azalarak 5 milyon dekarın altına indiği, 2020 yılında da yine yüzde 35 civarında düşüş yaşamasının beklendiği belirtildi. Raporda, dünyadaki GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten Türkiye’nin pamuktaki gerilemenin önüne geçmesi ve dünya markası olması için aciliyeti ve etki gücü yüksek 10 Politika Önerisi yer aldı. Öneriler arasında; pamuğun stratejik ürün olması, verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulması, çiftçilerin, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmesi ve bütün süreçlerde bilgilendirmesi,

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020


12 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

üretim, hasat ve çırçırlama süreçlerinin modernize edilmesi, “organik’’ ve “iyi pamuk” üretiminin yaygınlaştırılması gibi konular yer aldı. ÖZHAMARATLI: “ÜRETİM VE İŞLEME KALİTESİNİN YÜKSELTİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ” İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nun birçok başlıkta Türkiye’nin pamuk gerçeğini ortaya koyduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Yaklaşık 28 milyar dolar ihracat yapan ve tarım, üretim ve pazarlama birlikte düşünüldüğünde 2 milyonun üzerinde istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörümüzün ana hammaddesi olan pamuk, ülkemizin en stratejik tarım ürünlerindendir ve bu sebeple yapılan her çalışmayı, verilen her desteği fazlasıyla hak etmektedir. ‘Beyaz altın’ olarak da adlandırılan pamuk için hazırladığımız rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına, verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına, ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün ülke ekonomisi ve ihracatına daha fazla katkı sağlamasına zemin hazırlayacak.”

spraying and harvesting, and giving information about all processes, modernizing production, harvesting and ginning processes, and promotion of “organic” and “good cotton” production. Özhamaratlı: “It is very important to increase production and cultivation quality” ISO Vice Chairman Irfan Özhamaratl, stressing that the Brand Cotton Field Workshop report revealed Turkey’s cotton reality in many titles, said: “When agriculture, production and marketing are considered together, cotton, exports about 28 billion dollars and provides employment of more than 2 million and is the main raw material of our textile and ready-to-wear industry, is one of the most strategic agricultural products of our country and for this reason, it deserves every effort and support. If our suggestions in the report which we prepared for cotton called “White gold” are implemented urgently, it will provide the production costs to be decreased, increase productivity, quality and value added, decrease the need of import and the sector to make more contribution to country economy and export.”


PANORAMA 13

TÜRKİYE, VERİMLİLİK AÇISINDAN ÖNDE GELEN BİR ÜRETİCİ “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nun giriş bölümünde, dünyada ve Türkiye’de güncel pamuk üretimine dair verilere ve gelişmelere yer verildi. Buna göre dünyada 250 milyona yakın insanın geçimini sağladığı, Covid-19 salgını nedeniyle kg birim fiyatı da 1,5 doların altına gerileyen pamuk, ülkemizde Ege, Çukurova ve Şanlıurfa dolaylarında üretiliyor. Pamukta, son 30 yılda alternatif ürünlerin gelişmesi, fiyatlardaki oynaklık, destek politikaları, kente göç, arazi bölünmesi gibi nedenlerle ekili alanlar geriledi ve 1998’de 7.6 milyon dekara yaklaşan ekili alan 2019’da 5 milyon dekarın altına indi. Türkiye’de 2020 yılında pamuk alanlarında yine yüzde 35 civarında düşüş bekleniyor. Ancak verimlilik açısından önde gelen bir üretici durumunda olan Türkiye’de dekar başına verim son 30 yılda yüzde 60 civarında yükseldi. BM Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya pamuk üretiminde 976 bin ton ile altıncı sırada yer alıyor ve pamuk üretiminin yılda yüzde 3,5’ini gerçekleştiriyor. Yılda 762 bin ton ithalat ile Çin’in ardından ikinci sırada yer alan Türkiye’nin, pamuk ihracatı ise 105 bin ton düzeyinde gerçekleşiyor. Türkiye, dünyada GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üretiyor. Organik ve İyi Pamuk üretim anlayışının giderek yaygınlaşıp güç kazandığı ülkemizde geçen yıl iyi pamuk üretimi yapan çiftçi sayısı 3 bin 299’a ulaştı. İyi pamuk tarımı yapılan arazi büyüklüğü 53 bin 400 hektar oldu. Bununla birlikte Türkiye’deki pamuk üretimin bütün aşamalarında ise sık sık yanlış uygulamalar yapılıyor. Raporda yapılan hatalar ve sorunlar; 16 madde halinde belirtildi. Bunlar arasında; azalan ekim alanları, düşük kalite, ölçek küçüklüğü, kooperatifleşme eksikliği, çiftçinin eğitim ve bilgilendirilme ihtiyacı, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasatta yapılan hatalar yer aldı. Raporun sonundaki “Politika Önerileri” bölümünde ise sorunların aşılmasındaki aciliyeti ve etki gücü yüksek öncelikli 10 maddeye yer verildi. Devletin pamuğu destekleme politikasının gözden geçirilmesi gerektiği belirtilen raporda, yeni pamuk üretimi politikası ile çiftçilerin, sanayicilerin ve tüketicilerin faydası gözetildi.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Turkey is leading producer for productivity In the preamble of “Cotton Workshop from Field to Brand” report, the data and developments concerning the current cotton production in the world and Turkey took place. Accordingly, cotton, which is close to 1.5 dollars per kg due to Covid-19 outbreak, which is provided by nearly 250 million people in the world, is produced in Aegean, Çukurova and Şanlıurfa regions in our country. The cultivation fields are decreased from 7.6 million decares in 1998 to 5 million decares in 2019 due to some reasons such as alternative products, fluctuation of prices, support policies, migration to cities and land division. It is still expected that the cotton fields will be fallen around 35 percent in 2020 in Turkey. However, the yield per-hectare rose about 60 percent in the last 30 years in Turkey, which is a leading manufacturer in terms of efficiency. According to the UN Food and Agriculture Organization data, Turkey is taking place in sixth rank with 976 thousand tons of cotton production, and realizing the 3.5 percent per year in world cotton production. The cotton export of Turkey, which is in second place with 762 thousand tons of import per-year after China, is at the level of 105 thousand tons. Turkey is producing about 80 percent of nonGMO cotton in the world. The number of farmers who produced good cotton last year reached 3,299 in our country, where the understanding of Organic and Good Cotton production became increasingly widespread. The size of the land with good cotton cultivation was 53 thousand 400 hectares. However, the wrong applications at all stages of cotton production in Turkey are done. The faults and problems were declared in the report in 16 items. Among them; some faults such as decreasing cultivation areas, low quality, small scale, lack of cooperatives, farmer’s training and information needs, irrigation, fertilization, spraying and harvest were included. In the “Policy Recommendations” section at the end of the report, 10 items with high urgency and impact power in overcoming the problems were included. In the report, which stated that the state’s support policy for cotton must be reviewed it was declared that the farmers, industrialists and consumers will benefit from new cotton new cotton production policy.




16 PANORAMA

“Yerli üretim desteklenmeli” “Domestic production should be supported” Tekstil makina üreticileri ve son kullanıcılar için çözüm ortağı olan KIRAY Makina, milli ve yerli ürün kullanımını iç ve dış pazarda artırma hedefi ile çalışmalarına başarılı bir şekilde devam ediyor.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

As a solution partner for textile machinery manufacturers and end users, KIRAY Makina continues its works successfully with the aim of increasing the use of national and domestic products in the domestic and foreign markets. Firmamız KIRAY Makina 2011 yılında tekstil sektöründeki ihtiyaçları karşılamak amacı ile küçük bir atölyede Teknik Otomasyon adıyla faaliyetlerine başlıyor. 2016 yılında KIRAY Makina adıyla yoluna devam ederken bünyesine yeni ürünler katarak üretim hızı ve kapasitesini artırarak yeni fabrika binasında üretime devam ediyor. Bugün itibariyle faaliyet gösterdiği alanda lider konumda olan firma, yenilikçi ürün ve çözümleri ile Avrupa’nın da sayılı tedarikçilerinden birisi olmuş durumda. Üretimini yaptığı ürünleri; ana makinalar ile yardımcı ünite ve ekipmanlar olarak iki gruba ayırıyor. Firma, tekstil makina üreticileri ve son kullanıcılar için çözüm ortağı konumunda. Ana ürünler dendiğinde Fularlı

Our company KIRAY Makina started its activities under the name of Teknik Otomasyon in a small workshop in 2011 to meet the needs in the textile industry. While continuing on its way under the name of KIRAY Makina in 2016, it continues to produce in the new factory building by increasing the production speed and capacity by adding new products. The company, which is the leader in its field as of today, has become one of the leading suppliers in Europe with its innovative products and solutions. The products it manufactures divide into two groups as main machines, auxiliary units and equipment. The company is the solution partner for textile machinery manufacturers and end users. When it comes to main


PANORAMA 17

Tüp Kesme, Balon Sıkma gibi boyama sonrası için yaş bölüm makinaları üretiyor. Yardımcı ürünler de ise seçenekler çok fazla. Ram, Sanfor’dan başlayıp diğer tüm apre makinaları için birçok yardımcı ünite üretmekte. Kenar Kesme Ünitesi, Çıtalı Kumaş Merkezleme Ünitesi, Nemlendirme Ünitesi, Üstten Kolalama Ünitesi, Enzim Yıkama Ünitesi, Tüp Kesme Sepeti, Kumaş Merkezleme Sensörü, Helezon Tipi Açıcılar. Bunlar genellikle elektromekanik ürünler olup müşterilerin isteklerine göre de tasarım ve düzenlemeler yapabilmekteler. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve güncelliğini koruyan Covid-19 ve firmanın çalışmaları ile ilgili sorularımızı KIRAY Makina Sahibi ve Genel Müdürü Samet Kıray cevaplandırdı.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

products, it produces wet section machines for dyeing, such as Tube Cutting, Balloon Squeezing. Auxiliary products are also many options. Ram starts from Sanfor and produces many auxiliary units for all other finishing machines. Edge Cutting Unit, Slatted Fabric Centering Unit, Humidification Unit, Top Starching Unit, Enzyme Washing Unit, Tube Cutting Basket, Fabric Centering Sensor, Screw Openers. These are generally electromechanical products and they can make designs and arrangements according to the wishes of the customers. KIRAY Machine Owner and General Manager Samet Kıray answered our questions about Covid-19 and the company’s works, which affect the whole world and keep it up to date.


TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

18 PANORAMA

Sizi sektörde farklı kılan özellikleriniz nelerdir? “KIRAY Makina olarak öncelikle dürüstlük diyoruz. Verilen sözlerin tutulması, güven duygusu değişen dünyada değişmeyen en önemli değerler. Yüksek verim ve kaliteli, tasarruflu ürünler konusunda oldukça hassas olduğumuzu söyleyebilirim. Bu alanda şahsım da dahil son teknolojik gelişmeleri takip etmekte, ekibimizle birlikte eğitimlere önem vermekteyiz. Müşteriye özel ürünler, bizim de yönlendirmelerimiz ile butik diyebileceğimiz makinalar da üreten firmamız sektörün öncülerinden birisi haline gelmiştir. Makinalarımızı kullanan operatörden tutun da firma sahiplerine kadar herkesi gözeterek tasarım yapmaktayız. Genel olarak tüm ürünlerimizi kullanım açısından kolay ve anlaşılır tasarlayarak tekstil sektörünün hizmetine sunmaktayız. Her geçen gün üretim kapasitemizi artıracak tedbirler ile yoğun talebi en hızlı şekilde, söz verdiğimiz tarihte karşılamaya çalışmaktayız. Ayrıca üretimin yanında, ihtiyaç durumunda, hızlı teknik destek sağlamanın önemini de asla göz ardı etmiyoruz. En kolay ulaşılır firmalardan olduğumuzu söyleyebilirim. Çünkü makina vermek bir nevi akrabalık bağı kurmak gibidir bizim için. Yıllarca sürecek sorumluluğumuzun başlangıcıdır. KIRAY olarak ülkemize olan

What are your characteristics that make you different in the sector? “As KIRAY Makina, we first call honesty. Keeping the promises made is the most important values that do not change in the world whose sense of trust is changing. I can say that we are very sensitive about high efficiency and quality, economical products. In this field, we follow the latest technological developments, including myself, and give importance to trainings with our team. Our company, which produces customer-specific products and machines that we can call boutique with our directions, has become one of the pioneers of the industry. We design by taking care of everyone from the operator who uses our machines to the owners of the company. In general, we offer all our products to the service of the textile industry by designing them in an easy and understandable way. With the measures that will increase our production capacity day by day, we try to meet the intense demand in the fastest way on the promised date. Besides, we never ignore the importance of providing fast technical support in addition to production. I can say that we are one of the most easily acces-



20 PANORAMA

sevdamızla milli, yerli ürün kullanımını iç ve dış pazarda artırma hedefimiz ile devam etmekteyiz. Üretilen her ürün ülkemize armağanımızdır.” Bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un sektöre etkileri nelerdir ve virüs sonrası nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? “Özellikle sektörün çok canlı olduğu hatta bence altın dönemlerinden birini yaşadığı zamanda Covid-19 engeli denk geldi. Tekstil dünyası bundan en çok ve ilk etkilenen sektörlerden biri oldu. Neredeyse tüm tekstil fabrikaları geçici olarak üretime ara vermek zorunda kaldı. Ülkemizde tekstil sektörünün yerine baktığımız zaman bu durumun ülke ekonomisine negatif etkisi çok fazla. Biz bu dönemde üretime ara vermedik. Gerekli önlemleri alarak üretim yapmaya devam ettik. Yaptığımız iş evden yapılacak türden değil çünkü. Hedefimiz en az hasar ile bu salgın sürecini atlatmak. Uzmanların da dile getirdiği gibi kısa sürede etkisini kaybedecek bir durum değil. Dünya bir taraftan çare aramaya devam ederken diğer taraftan önlemlerini alarak bununla beraber yaşamayı öğrenecek.”

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Covid-19 sonrası Türkiye’de ve dünyada sektörü nasıl bir gelecek bekliyor. Öngörüleriniz nelerdir? “İnsan var olduğu sürece ihtiyaçları olacak, tabi bunu karşılamak için üretmek zorunda olacak.

sible companies. Because giving machinery is like a kind of kinship bond for us. It is the beginning of our responsibility that will last for years. As KIRAY, we continue with our goal of increasing the use of national and local products in the domestic and foreign markets with our love for our country. Every product produced is our gift to our country.” What are the effects of Covid-19, which affects the whole world, and what kind of road map will you follow after the virus? “Especially when the sector is very lively and I think it is one of the gold periods, the Covid-19 barrier came across. The textile world has become one of the most affected sectors. Almost all textile factories had to temporarily interrupt production. When we look at the place of the textile industry in our country, this situation has a negative effect on the national economy. We did not stop production during this period. We continued to manufacture by taking the necessary precautions. Because the work we do is not the kind to do from home. Our goal is to survive this epidemic with minimal damage. As experts say, it is not a situation that will lose its effect in a short time. While the world continues to seek remedies on the one hand, it will learn to live with it by taking precautions.”


PANORAMA 21

After Covid-19, what kind of future waits the world in the sector in Turkey and the world? What are your predictions? “As long as the human being exists, they will have needs, of course they will have to produce to meet them. The importance of our country in the textile sector was better understood in this process. I predict that a part of the market in China will shift to other producers in the world. I think that it will be possible for our country to increase domestic production with this good evaluation of the process and to turn this situation into an opportunity by taking the necessary share from the foreign market under the leadership of our exporters associations. It is because our country has been in a key position on trade routes for years. We are still in the same geography and we can evaluate this location advantage even more today.” What would you like to say about your product development and R&D studies? “As a company, we never had a thought like a duplicate product. From the very beginning, we have implemented our unique solutions with a very valuable team. I would like to state that we are constantly researching to produce discontinued products or to make existing products more efficient. We personally come to the field and listen to the demands and deficiencies and plan our works accordingly. With its 3-year R&D studies, the Tube Fabric Cutting Basket, which follows 100% domestic automatic may track, was offered to our country. It got its name from this land; İZ-1881. We waited for the ITM2020 fair to be introduced, but we had to offer it for reasons you know. We are also very close to another product that we have been working on for a long time. When it is finished, it will bring a new breath to the sector.

Ürün geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarınız hakkında neler söylemek istersiniz? “Bizim firma olarak kopya ürün gibi bir düşüncemiz hiç olmadı. Baştan beri bize has çözümleri çok değerli bir ekiple birlikte hayata geçirdik. Üretilmeyenleri üretmek ya da var olan ürünleri daha verimli hale getirmek için sürekli araştırma halinde olduğumuzu belirtmek isterim. Sahaya bizzat inerek talepleri ve eksiklikleri dinler ona göre çalışmalarımızı planlarız. 3 yıllık ar-ge çalışmaları ile bu yıl %100 yerli Otomatik may takibi yapan Tüp Kumaş Kesme Sepeti ülkemizin hizmetine sunuldu. Adını da yine bu topraktan aldı İZ-1881. Tanıtımı için ITM2020 fuarını beklemiştik ama bildiğiniz nedenlerden dolayı hizmete sunmak durumunda kaldık. Yine üzerinde uzun zamandır çalıştığımız bir başka ürünümüzde de sona çok yakınız. Bittiği zaman o da sektöre yeni bir nefes getirecektir.” İlave etmek istediğiniz başka konu varsa ekleyiniz. “Tekstil makina sektörü ülkemiz ihracatı açısından çok önemli ve her yıl artış göstermekte. Tekstil sanayicilerimizin de artık dünya kalite standartlarındaki bu makinalara kapılarını açması yerli üretimi destekleyecektir diye düşünüyorum. Ülkesini seven her vatandaş için bu böyle olmalı. Bu süreç bizlere yerli üretimin ne kadar kıymetli olduğunu da hatırlattı aslında. Firmamız adına derginize de teşekkür ediyorum.”

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

If there is any other topic you would like to add, please add it. “Textile machinery sector is very important in terms of our country’s exports and increases every year. I think that it will support domestic production for our textile industrialists to open their doors to these machines with world quality standards. This should be the case for every citizen who loves his country. This process actually reminded us how precious domestic production is. On behalf of our company, I also thank your magazine.”

Ülkemizin tekstil sektöründeki önemi bu süreçte çok daha iyi anlaşıldı. Çin’de var olan pazarın bir bölümünün dünyadaki diğer üreticilere kayacağını öngörüyorum. Ülkemizin bu süreci iyi değerlendirmesi ile yerli üretimi artırması, ihracatçı birliklerimizin de öncülüğünde dış pazardan gerekli payı alarak bu durumu bir fırsata çevirmemizin de mümkün olacağını düşünüyorum. Çünkü ülkemiz yıllarca ticaret yolları üzerinde kilit bir konumda bulunmuş. Aynı coğrafyadayız hala ve bu konum avantajını bugün de daha fazla değerlendirebiliriz.”


22 PANORAMA

Devan adds multivitamin blend for immunity-boosting properties Textile innovator Devan is launching a new blend in addition to its R-Vital ® range of active ingredients. The new ‘multivitamin’ blend consist of vitamin C, vitamin E and ginger and is developed for immunityboosting properties.

The new multivitamin blend is part of the R-Vital® range. R-Vital® is a fabric treatment that enables textile manufacturers to boost their textiles with a range of microencapsulated active ingredients. The technology was first launched at Heimtextil in 2018 with active ingredients including Q10, Thyme oil, Aloe Vera, and more. The fabric treatment is based on microencapsulation. Active ingredients are encapsulated and applied to the fabric. The treated textiles touch our skin and the friction causes the microcapsules to break. Then, the active ingredients are absorbed by our skin and transported throughout the body.

recent study found that dietary supplements such as vitamin C are effective in helping the immune system fight off COVID-19. The research was carried out by Adrian Gombart of Oregon State University‘s (OSU) Linus Pauling Institute and collaborators at the University of Southampton (United Kingdom), the University of Otago (New Zealand) and University Medical Center (The Netherlands), and findings have been published in the journal Nutrients. “Vitamin C has roles in several aspects of immunity, including the growth and function of immune cells and antibody production”, says Adrian Gombart, professor of biochemistry and biophysics in the OSU College of Science and a principal investigator at the Linus Pauling Institute. According to Business Unit Manager Marleen van der Auwera, there’s more: “Vitamin C is an antioxidant, meaning it protects skin cells from damaging free radicals caused by UV exposure. Vitamin E is an antioxidant as well, and may help protect your cells from damage. We also included ginger in the blend because it’s known for its anti-inflammatory properties.”

Since its launch in 2018, Devan has continuously added new ingredients such as CBD, Avocado and Echinacea. This week, the company added a multivitamin blend in response to the COVID-19 pandemic. The blend contains vitamin C, vitamin E and ginger and is designed for immunity-boosting properties. A

“We have also learned from the lockdown that consumers increasingly invest in Health & Wellness- related textile products”, Ghyselinck adds. “Brands who are into smart digital marketing, have shown that these products can generate successful and profitable business.”

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

“COVID-19 makes us feel more concerned than usual about staying strong and healthy”, says Devan CEO Sven Ghyselinck. “Scientists discovered SARS-CoV-2 in late 2019, but most of our immune systems had never heard of the virus. While we wait for a vaccine, we need to rely on our bodies to fight off the virus and build up our line of defence. A balanced immune system is crucial and depends on how healthy we are, both mentally and physically.”



24 PANORAMA

Zorlu koşullar özel çözümler ister... Difficult conditions require special solutions... Asteks’in geç kirlenme özelliğine sahip yeni nesil cer manşonları, iplik üreticilerinin aradığı performans ve uzun ömürlü çözümü sunuyor. Ayrıca daha hazırlık aşamasında iplik kalitesi ve üretimde verimlilik artışına önemli derecede katkı sağlıyor. Asteks’s new generation draw frame cots with late contamination feature offer the performance and long-lasting solution that yarn manufacturers are looking for. Yet, it significantly contributes to increase yarn quality and productivity at even preparation stage.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

İplik üreticileri sert rekabetin yaşandığı pazar koşullarında bir yandan kalite ve verimliliklerini yüksek tutmaya bir yandan da işletme maliyetlerini aşağıya çekmeye odaklanıyor. Bu süreçte kirli pamuklarla çalışmanın getirdiği zorluklar maliyetleri artırır. Asteks, özellikle yöre pamuklarında görülen kirlenme karşısında başarılı olan yeni nesil cer manşonlarını yakın zamanda pazara sundu. Asteks’in yeni nesil E-750 / HG-650 cer manşonu, HG-650 penye çıkış manşonu ve HG-650 penye koparma manşonu kısa sürede iplikçilerin en büyük yardımcıları arasına girmeyi başardı. Asteks’in HG-650 65 shore cer manşonu, benzerlerine kıyasla %50 daha fazla temiz kalma süresine

Yarn manufacturers focus on maintaining their quality and efficiency high, at the same time, lowering their operating costs in the market conditions where fierce competition is taking place. The difficulties of working with contaminated cotton increase the costs in this process. Asteks has recently introduced its new generation draw frame cots, which are successful in the face of contamination that is specially case with the local cottons. E-750 / HG-650; A new generation of Asteks’ draw frame cots, HG-650 finisher drawing frame cots and HG-650 combing frame detaching roller cots have succeeded to become one of the most important component for spinners, in short time. Asteks HG-650, 65


PANORAMA 25

shore draw frame cots, has period of clean stay by 50% longer than compared to similar ones. In field studies, it was observed that this cot needed to be cleaned once in every 2 shifts. HG-650 also has a longer grinding period. Asteks has confirmed that grinding every 60 days is sufficient for efficient work by their field study. With similar products, the grinding requirement is seen as half of this, which means that the life-time of cots is equally lower. These data, compiled by Asteks under real production conditions in the market, differ according to the processes in the mills and the cotton used, but remain at better levels than the similar ones to them. Another superiority of the new generation cots can be seen in the sliver quality data with better USTER unevenness values. The Asteks HG-650 combing machine drafting cots also provide positive results in terms of USTER quality values compared to other brands as well as the advantage of the easy run against lapping. Asteks manufactures innovative and functional products Sabri İlknur, Asteks Marketing and Sales Manager, said that they have started to produce innovative and functional products due to the increasing machine speeds and increasing fibre diversity in recent years. İlknur continued his words as follows; “Achieving and increasing fibre control in the spinning processes are of high importance for both yarn quality and cost management. Draw - Combing frame cots, those we offer, provide spinners the solutions what they are looking for. These cots with late contamination feature, fulfil important tasks in securing the quality and efficiency at following processes enabling fibre control and transfer, better. Customer feedback about the increase in mill efficiency, savings and production quality makes us very happy”.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

sahiptir. Saha çalışmalarında bu manşonun 2 vardiyada bir temizleme ihtiyaç duyduğu gözlemlendi. HG-650 ayrıca daha uzun bir rektefiye periyoduna sahiptir. Asteks yaptığı çalışmalarda sahada ortalama 60 günde bir taşlamanın verimli çalışma için yeterli olduğunu tespit etti. Benzer ürünlerde ise rektefiye süresi bunun yarısı olarak görülüyor, bu da manşon ömrünün aynı oranda düşük olduğu anlamına geliyor. Asteks’in pazardaki gerçek üretim koşullarında derlediği bu veriler, işletmelerdeki proseslere ve kullanılan pamuğa göre farklılık göstermekle birlikte, benzerlerinden daha iyi seviyelerde kalmayı sürdürüyor. Yeni nesil manşonların bir başka üstünlüğü ise şerit kalite verilerinde, daha iyi USTER düzgünsüzlük değerleri ile görülmektedir. Asteks HG650 penye makinesi çıkış manşonu da sarmadaki rahat çalışma avantajının yanı sıra, diğer markalar ile karşılaştırıldığında USTER kalite değerleri yönünden olumlu sonuçlar sağlıyor.


26 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

ASTEKS YENİLİKÇİ VE FONKSİYONEL ÜRÜNLER ÜRETİYOR Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü Sabri İlknur, son yıllarda artan makine hızları ve artan elyaf çeşitliliği nedeniyle yenilikçi ve fonksiyonel ürünler üretmeye başladıklarını söyledi. İlknur sözlerini şöyle sürdürdü; “Eğirme prosesinde elyaf kontrolünün sağlanması ve bunun arttırılması hem iplik kalitesi hem de maliyet yönetimi açısından yüksek önem taşıyor. Sunduğumuz Cer-penye manşonları iplikçilere bu konuda aradıkları çözümleri sunuyor. Geç kirlenme özelliğine sahip bu manşonlar, elyafların daha iyi kontrol ve sevkini sağlayarak, sonraki proseslerde kalite ve verimliliği güvence altına almak yönünde, önemli görevleri yerine getiriyor. İşletme içi verimlilik, tasarruf ve üretimdeki kalite artışı yönündeki müşteri geri bildirimleri bizleri oldukça memnun ediyor.” Mariteks Maraş İplik İşletme Müdürü Bülent Topal: Asteks’in yeni cer manşonlarını sekiz aydır kullanıyoruz ve gösterdiği performanstan oldukça memnunuz. Makinelerimizle gelen orijinal manşonlarla bir vardiyayı bulmayan temizlik periyodlarımız Asteks’in HG-650 cer manşonları ile bir güne kadar rahatlıkla uzadı. Kirli pamuklarla çalışmalarda manşonların vardiya başı temizlenmesi en iyisidir ama, HG-650 silinmeden de gün boyu çalışmaya devam edebiliyor. Normal çalışma şartları altında kullandığımız HG-650 cer manşonlarının 2 aydan uzun süre rektefiyeye ihtiyacı olmadığını gördük. Bu süreçte iplik kalitemizde ve USTER değerlerimizde herhangi bir kayıp yaşamadık. Asteks’in yeni cer manşonunu iplik kalite değerleri konusunda herhangi bir endişe olmadan, güvenle kullanıyorum. Ürünün yüksek kalitesinin yanı sıra, bize hızla tedarik edilmesi de çok önemli. Yurtdışından manşon getirtmek 4-5 haftayı bulabiliyorken, Asteks’in bu manşonları talebimiz üzerine 1-2 haftada bize teslim edilmiş oluyor. Ayrıca, diğer bilinen markalarla maliyet & fayda bazında karşılaştırıldığında %20-30’luk daha iyi bir ekonomik avantaja da sahip. Bu kaliteli üretimi ve başarılı çalışmaları nedeniyle Asteks ile iş birliğimiz güçlenerek devam ediyor. Gülle Tekstil Makine Bakım Koordinatörü Hüseyin Güler: Asteks’in HG-650 cer manşonları öncelikle rakip manşonlara kıyasla, %15-20 daha geç kirleniyor. Tabii, pamuktaki kirlilik oranı bu süreyi aşağı veya yukarı çekebiliyor. Gülle Tekstil olarak her bir vardiyada manşonları temizliyoruz. Ancak bu manşon bir vardiya

Bülent Topal, Mariteks Spinning Factory/ Kahramanmaraş Operation Manager: We have been using Asteks’s new draw frame cots for eight months and we are very satisfied with their performance. Our cleaning periods, which had been hardly long as per a shift, only, with the original sleeves that came with the machines, were easily extended up to one day with Asteks’s HG-650 draw frame cots. When processing contaminated cotton, it is the best to clean the cots at the beginning of every shift, but the HG-650 can continue working throughout the day without being wiped. We have experienced that HG-650 draw frame cots had not required grinding in longer than 2 months, under the normal working conditions. We did not record any loss in our yarn quality and USTER values in this eight months running time. In great relief, I use Asteks’s new draw frame cots without any concern about yarn quality values” In addition to the high quality of the product, it is very important for us to be supplied quickly. While it can take 4-5 weeks to bring cots from abroad, Asteks’s cots are delivered in 1-2 weeks upon our request. It also has a better economic advantage of 20-30% compared to other known brands on a cost & benefit basis. Our cooperation with Asteks continues in stronger relation provided by such this high quality production and successful services.



28 PANORAMA

silinmeden de çalışmasını tamamlayabiliyor. Bir tekstil işletmesi olarak rektefiye sıklığı bizim için önemlidir. Cer makinalarında da çok daha iyi değerler sağlayan HG-650, hem temiz kalma hem de kalite açısından benzerlerine kıyasla çok daha iyi bir üründür. Ayrıca kompakt iplik makinesinde de kullandığımız HG-650 manşonu iplik kalitesini bozmadan 30 ile 45 gün arasında rektefiye olmadan kaliteli çalışmasını sürdürebiliyor. Avrupa’dan aldığım diğer manşonlara göre çok daha iyi ince yer ve kalın yer gibi iplik düzgünsüzlük değerlerine, USTER kalite değerlerine ulaşıyoruz

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Manşon talebimiz olduğunda Asteks bize üç günde manşon gönderebiliyor, bunu Avrupalı bir üreticiden talep etsem, ürün 3 aydan önce gelmiyor. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. Manşon nedeniyle üretimin durması ve yüksek manşon stoku tutma gibi bir zorunluluk yaşamıyoruz. Tekstil endüstrisi ile bir partner gibi çalışıp, AR-GE çalışmaları yürüten Asteks’in ürün ve hizmet kalitesi Avrupalı rakiplerinin çok üzerinde ve bu anlamda Asteks i çok başarılı buluyorum. Rubenis İplik Fabrika Müdürü Metin Özdemir: Rubenis İplik olarak yüksek kalite odaklı ve ekstra özenli üretim süreçleri uygulamaya çalışıyoruz. Kullandığımız cer manşonlarını vardiyada saat başı temizliyoruz. Standart bir iplik üreticisine göre daha fazla temizlik gerçekleştiriyoruz. Diğer rakip ürünlere göre daha uzun temiz kalma süresine sahip olan HG-650 manşonlarını, üretim süreçlerindeki hassasiyetimiz nedeniyle, 15 günde bir rektefiye ediyoruz. Taşlama süresini daha da uzatabiliyoruz

Hüseyin Güler, Gülle Tekstil Technical & Maintenance Coordinator: Asteks’s HG-650 draw frame cots are getting dirty 15-20% later compared with its competitors. Of course, the rate of contamination in cotton can shift this time up or down. As Gülle Tekstil, we clean the cots in each shift. However, this particular cots are able to complete their work in entire shift without cleaning required. As a textile company, the frequency of grinding is important to us. Providing much better values in draw frames, HG-650 is a much better product compared to similar ones to it, in terms of both maintaining cleanliness and quality. In addition, the HG-650, which we use on the ring compact spinning machine, can maintain its good quality performance without grinding between 30 to 45 days without disrupting the yarn quality. We achieve USTER quality values, yarn imperfection values, such as thin place and thick place, much better than other cots that I have bought from Europe. When we have a cots requirement, Asteks can send us in three days, if I request this from a European manufacturers, the product does not arrive before 3 months. This is a huge advantage for us. We do not have obligations such as suspending the production due to shortage of the cots and keeping high cots stock. The product and service quality of Asteks, who works as a partner with the textile industry and conducts R&D studies, is higher than its European competitors and in this sense I find Asteks very successful. Metin Özdemir, Rubenis İplik Factory Manager: As Rubenis İplik, we try to implement high quality oriented and extra careful producti-


PANORAMA 29

ancak özel ipliklerimiz için bu süreyi kısa tutuyoruz. HG-650 cer manşonu ile elde ettiğimiz temiz kalma ve rektefiye süresi bizler için çok daha olumludur. Manşon daha temiz olduğu için, ileriye doğru iplikte ince yerler, kalın yerler azalıyor. Eski cer manşonlarına göre, HG-650 cer manşonu ile kayda değer, daha iyi iplik kalite değerleri elde ediyoruz. Bunu USTER kalite test sonuçları ile net bir şekilde gördük. Asteks’i manşon kalitesi açısından özellikle tercih ettiğimizi belirtmek isterim.

on processes. We clean the draw frame cots every hour in the shift. We apply more cleaning than a standard yarn manufacturer does. We grind the HG-650, which have a longer time sustainability in keeping itself clean than other competitive products, every 15 days due to our high sensitivity in production processes. We can easily further extend the grinding time, but we keep it short for our special yarns. The period of staying clean and grinding we obtained with the HG-650 draw frame cots is much more positive for us. As the HG-650 is sustained cleaner by its own nature, thin places, thick places are reduced in the further processes by these good quality slivers. Compared to the conventional draw frame cots, we achieve remarkably better yarn quality values with the HG-650 draw frame cots. We clearly saw this with USTER quality test results. I would like to state that we especially prefer Asteks in terms of cots quality.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Tarık Karagözoğlu, Texhong Textile Machinery & Energy Responsible: Our factory has been operating for a year and we have been using Asteks’s HG-650 draw frame cots for 5-6 months. In our studies, we have observed that these cots remained clean longer than other brands. HG-650 cots are 30% better than other similar ones to them in terms of late contamination. In every shift, we apply cleaning to the draw frame cots twice as standard. The quality is the most important factor for us and we apply the grinding every two weeks in order to keep our yarn quality away from the smallest risk in this respect. We observed improvements in yarn imperfection and other quality values while using the HG-650 draw frame that can work suitable with all machine brands and models. As Texhong, as we are quality oriented, we preferred Asteks’ HG-650 draw frame cots, which contributes to customer satisfaction and production efficiency.

Texhong Textile Makine Enerji Sorumlusu Tarık Karagözoğlu: Fabrikamız bir yıldır faaliyette ve Asteks’in HG-650 cer manşonlarını 5-6 aydır kullanıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda bu manşonların diğer markalara göre daha uzun süre temiz kaldığını gördük. HG-650 manşonları geç kirlenme özelliği açısından benzerlerinden %30 daha iyi konumda. Her bir vardiyada standart olarak, cer manşonlarına iki kere temizlik uyguluyoruz. Kalite bizim için en önemli olgu ve iplik kalitemizi bu yönde en küçük bir riskten uzak tutmak için rektefiyeyi iki haftada bir gerçekleştiriyoruz. Bütün makine marka ve modellerinde uyumlu çalışabilen HG-650 cer manşonunu kullanırken iplik düzgünsüzlük ve diğer kalite değerlerinde iyileşmeler gözlemledik. Texhong olarak kalite odaklı olduğumuz için, müşteri memnuniyeti ve üretim verimliliğinde katkı sağlayan Asteks’in HG-650 cer manşonunu tercih ettik.


30 PANORAMA

Clariant Masterbatches iş birimini PolyOne’a sattı Hedef odaklı ve yenilikçi bir özel kimyasal şirketi olan Clariant, Masterbatches iş biriminin tamamının PolyOne’a satış işlemini tamamladı. Clariant’ın global Masterbatches iş birimi ve Hindistan’daki Masterbatches iş birimini kapsayan ve iki ayrı işlemlerden oluşan satışın işletme değeri, son 12 ayda beyan edilen (Eylül 2019 tarihinde sona eren) FAVÖK’ün yaklaşık 12,2 katına tekabül eden 1.56 milyar ABD Doları şeklinde gerçekleşti. Clariant İcra Kurulu Başkan Vekili Hariolf Kottmann konuyla ilgili, “Bu ticari işlemin tamamlanmasıyla, Clariant tamamen özel kimyasallara odaklı bir

şirket olma yönünde önemli bir adım daha atmış oluyor. Clariant, üç temel iş alanı Bakım Kimyasalları, Kataliz ve Doğal Kaynaklara odaklanarak pazarın üzerinde büyüme, daha yüksek kârlılık ve daha güçlü nakit akışı sağlamayı amaçlıyor. Masterbatches ve Healthcare Packaging iş birimlerinin satışını başarıyla gerçekleştirmemizin ardından, artık hedefimiz artık Pigments (Pigmentler) iş birimimizin tasfiye edilmesi olacak “ dedi. Masterbatches iş biriminin satışının tamamlanmasının yanı sıra Pigments iş biriminin beklenen satışının bir sonucu olarak, Clariant mümkün olan en kısa süre içerisinde hissedarlarına hisse başına 3,00 CHF değerli olağanüstü bir hisse dağıtımı gerçekleştirecek. Clariant Yönetim Kurulu temettü hak ediş tarihini 6 Temmuz 2020, temettü almaya hak kazananların belirleneceği tarihi 7 Temmuz 2020 ve olağanüstü temettü dağıtımı ödeme tarihini ise 8 Temmuz 2020 olarak belirledi. Daha önce açıklandığı üzere, hedeflenen satışlardan elde edilen net gelirin kalanı temel iş alanlarındaki inovasyonlar ve teknolojik uygulamalara dair yatırımlarda ve Clariant’ın bilançosunun güçlendirilmesinde kullanılacak.


PANORAMA 31

TOS+H EXPO’nun yeni tarihi belli oldu “Bu kararı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve ilgili tüm ortaklarımızla ayrıntılı görüşmeler neticesinde aldık,” diyor Messe Düsseldorf GmbH CEO’su Werner M. Dornscheidt. T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen 10. Uluslararası İş Sağlığı ve Kongresi de aynı tarihlere ertelenecek. TOS+H EXPO, korona salgını ile ilgili dinamik gelişmeler sonucunda ertelenmek zorunda kaldı. Messe Düsseldorf, Türk hükümetinin tüm etkinlikleri erteleme kararını

TOS+H EXPO’nun koronavirüs Covid-19 nedeniyle ertelenmesinin ardından Messe Düsseldorf ve yerel ortağı Tezulaş Fuar yeni fuar tarihini belirledi. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı alanında öncü ihtisas fuarının dördüncüsü 14 – 17 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılacak.

ve T.C. Sağlık Bakanlığı’nın kriz yönetim ekibinin yanısıra önemli etkinliklerin risk değerlendirmesini yapan Robert Koch Enstitüsü’nün prensiplerini

lik bir toplu bakış imkanı sunuyor. Bu etkinlikler,

dikkate alan Alman Federal Hükümeti’nin tavsi-

hem Türkiye’de hem de komşu ülkelerde ortak iş

yelerini takip etmiştir. Fuar ve kongre, iş sağlığı ve

güvenliği standartlarının daha da ileriye götürü-

iş güvenliği alanında Türk pazarına 360 derece-

lebilmesi için anahtar itici güç oluşturuyor.


32 PANORAMA

Daha ekonomik iplikçilik için ideal kombinasyon Get the most out of your spinning mill Birçok pazarda, iplikhanelerde işçi bulmak zorlaşıyor ve sektöre özgü uzmanlık eksikliği gittikçe büyüyor. Rieter müşterilerin yaşadığı bu zorlukları anlıyor ve otomatik makinalar ile müşteriye özel otomasyon ve dijitalleştirme çözümleri sunuyor. The current situation caused by COVID-19 means priorities in the spinning industry have shifted. It is essential to get the best out of existing systems. But there will also come a time after COVID-19, in which investments will be made in new systems; such as in the Rieter compact-spinning system, which enables a significantly higher cash flow.

Şek. 1: Makinalarda ve makinalar arasında farklı otomasyon çözümleri ile, operatör sayısı ciddi şekilde azaltılabilir. Fig. 1: The process sequence for the Rieter compact-spinning system used.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Personele bağımlı olmadan günün her saati yüksek üretkenlik elde etmek ve makinaların sürekli kullanılabilmesini sağlamak istiyor musunuz? Daha az personel ile verimli iplik üretimi yapmak veya mevcut personelinizi daha önemli ve ilgi çekici işlerde kullanmak istiyor musunuz? Bunu yapmanın tek yolu, makinadaki ve makinalar arasındaki prosesleri otomatik hale getirmektir. Electro-Jet gibi şirketlerle iş birliği yapan Rieter, ürün ve sistemleriyle tek bir kaynaktan tüm eğirme prosesi için otomatikleştirilmiş, müşteriye özel çözümler sunar. OTOMATİKLEŞTİRİLMİŞ İPLİKHANELERLE % 44 PERSONEL TASARRUFU Yapılan bir karşılaştırmada, 53.000’den biraz az sayıda iği olan ve taranmış kompakt iplik üreten bir iplikhane temel alındı ve çeşitli otomasyon çözümlerinin etkisi değerlendirildi. Rieter otomasyon çözümleriyle, harman hallaçtan paketlenmiş iplik bobinine kadar gereken personel sayısı %44 oranında düştü ve 54 operatörden 30 operatöre indi (Şek. 1). Her bir otomasyon çözümü türü, aşağıda ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.

The Rieter compact-spinning system with the high-performance card C 80, comber E 90, ring spinning machine G 38 and the compacting device COMPACTdrum is known for very good yarn quality, the highest possible level of flexibility and low production costs. A complete Rieter system draws on Rieter’s expertise throughout the entire spinning process: from raw material to yarn. What factors influence production costs? In this example, a compact-spinning system is used to produce combed cotton yarn with a count of Ne 60 for shirting fabrics (Fig. 1). A Rieter system is compared with a “mixed spinning mill” equipped with machines from different manufacturers. Rieter systems are most impressive when it comes to raw-material utilization, energy requirements as well as personnel and space requirements. The cash flow generated demonstrates the outstanding economy of the complete system, which is perfectly synchronized and is supplied from one source.


PANORAMA 33

Şek. 2: Bağlama robotu ROBOspin, üretkenliği artırır ve personel maliyetlerini düşürür. Fig. 2: The high-performance card C 80 with the largest active carding area allows low loss of good fibers while retaining the same sliver or yarn quality.

Good raw-material utilization Optimal raw-material utilization is achieved in the blowroom line VARIOline thanks to the combination of microtufts, the function VARIOset and progressive cleaning. An efficient blowroom process is dependent on the raw material being well opened from the outset. The automatic bale opener A 12 is capable of breaking down the bales into microtufts. The removal of trash and dust from small tufts in the downstream blowroom process is considerably more efficient and gentle. On the high-performance cards C 80, the maximum technological carding area with 40 active flats and a working width of 1.5 meters as well as the pre- and post-carding zones that can be equipped individually ensure reduced loss of good fibers while retaining the same sliver and yarn quality (Fig. 2). High-quality

RİNG İPLİKÇİLİK DAHA İLGİ ÇEKİCİ HALE GELİYOR Ring iplik makinaları ve kompakt iplikçilik makinaları için üç otomasyon çözümü mevcuttur: Bağlama robotu ROBOspin, bağımsız mil izleme sistemi (ISM) ve Link arabirimi. Bu çözümler, 53.000 iğe sahip ve taranmış kompakt iplik üreten bir iplikhanenin operatör sayısını %10 civarında düşürmesini sağlar. İlk tam otomatik bağlama robotu ROBOspin, iplik kopuşlarını tamamen otomatik olarak onarır (Şek. 2). Böylece, birçok pazarda uygun personel bulması zor olan ve iplikhanede hiç sevilmeyen bu işlemi otomatik hale getirir. ROBOspin, istikrarlı bir şekilde durmadan çalışarak makina çalışırken veya takım değiştirilirken gerçekleşen iplik kopuşlarını onarır. İplikhaneler üç temel avantajdan yararlanır: Makinaların diğer işler için daha çok kullanılabilmesi, daha yüksek üretkenlik ve personel yükünün azalmasıyla personel maliyetlerinin düşmesi. İplik bağlayıcının kalitesi tutarlıdır ve artık kopsta kirlenme veya hasar görülmemektedir. Yeni G 37 ve G 38 ring iplik makinaları, fabrikadan ROBOspin ile satın alınabilir. G 36 için şu anda retrofit işlemi yapılabilmektedir. Yakın gelecekte bağlama robotu, diğer ring iplik ve kompakt iplik makinaları için de kullanılabilecektir. Modern Rieter ring iplik ve kompakt iplik makinalarındaki standart bir özellik olan ISM, iplik kopuşu onarımında verimliliği artırır. Operatör, iplik kopuşunun meydana geldiği eğirme pozisyonuna en kısa yoldan yönlendirildiği için gereksiz incelemelerle vakit kaybetmez. Bu, makinanın her iki ucunda, her bir seksiyonda ve her bir eğirme pozisyonunda bulunan üç aşamalı bir ekran konsepti sayesinde mümkündür. İplik kopuşunun nerede meydana geldiğini hızlıca

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Şek. 3: SERVOlap, tarama seksiyonundaki operatör sayısını azaltır ve verimliliği artırır. Fig. 3: The comber E 90 guarantees maximum raw material utilization.


34 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

tespit edebilmenin yanı sıra bu sistemin, operatörlerin işini kolaylaştıran iki başka yönü daha vardır. Bunlardan ilki, verimsiz eğirme pozisyonlarının kolayca tespit edilebilmesidir. ISM, iplik kopuşu oranlarının işletim biriminde gösterilmesini sağlar. Bu sayede yüksek iplik kopuşu oranının olduğu eğirme pozisyonları hızlıca tespit edilir ve bu durumun sebepleri derhal çözülebilir. İkinci avantaj ise iğ hızında, dolayısıyla verimlilikte artış elde edilmesidir. İplik kopuşu oranlarının sürekli olarak izlenmesi, eğirme hızının optimize edilmesine olanak tanır. Yüksek iplik kopuşu oranlarının personele ekstra iş yüklememesi için iğ hızı ayarlanabilir. ISM, yeni ring iplik ve kompakt iplik makinalarına entegre edilmiştir. Tesisteki mevcut makinalara ise retrofit yapılabilir. Rieter uzun yıllardır, kopsları iplik makinasından bobin makinasına taşımak için başarısı kanıtlanmış Link arabirimini sunmaktadır. Ring iplik makinalarının ve kompakt iplik makinalarının kopsları, otomatik olarak ve doğrudan bobin makinasına taşınır. Kopsların arabayla manuel olarak taşınması gerekmez. Bu da kalite açısından avantaj sağlayan faktörlerden biridir: Kops nakli temassız bir şekilde gerçekleştiği için iplik kalitesi etkilenmez. Günümüzde, Rieter makinaların yaklaşık %80’i bu otomatik çözüm ile sunulmaktadır. TARAMA SEKSİYONUNDA OTOMASYON Rieter, taranmış iplik üretimi için penye makinalarında kullanılabilecek vatka taşıma sistemi SERVOlap ve otomatik vatka değişimi ve vatka ekleme sistemi ROBOlap ile birlikte tamamen otomatik bir tarama seti sunuyor. Her iki sistem de retrofit olarak mevcuttur. Bu avantajlar sayesinde manuel çözümlerle karşılaştırıldığında tarama seksiyonunda %50’ye kadar personel tasarrufu sağlanır. SERVOlap, tek seferde tarama hazırlık aşamasında üretilen sekiz vatkayı otomatik ve temassız olarak penye makinalarına aktarır (Şek. 3). Bu sayede arabayla bir seferde dört vatka taşıma zahmeti ortadan kalkar. Bir başka avantaj: Penye makinalarında, yeni vatkalar olmaması nedeniyle üretim durmaz. Vatkalar boşalmadan önce, penye makinası otomatik olarak SERVOlap’ten yeni vatkaları ister. ROBOlap sayesinde sürecin tamamı personelden bağımsız olarak çalışır. Penye makinasındaki sekiz vatka gecikme olmadan ve tutarlı bir kalite ile değiştirilir ve yeni vatka otomatik olarak eklenir. Penye makinası, makinadaki vatkalar boşalmadan hemen önce durur. ROBOlap, masuralardaki kalan vatkayı emer ve ardından boş masuralar dolu vatkalarla değiştirilir. Sistem, vatkanın başlangıcının nerede olduğunu kontrol eder ve vatkaları belirli bir konuma gelecek şekilde döndürür. Ardından yeni vatka pnömatik olarak eklenir (Şek. 4). Örnek olarak gösterilen 53.000 iğe sahip iplikhane, SERVOlap ve ROBOlap kullanarak %1,5’a kadar personel tasarrufu yapabilir. EKONOMİK VE ESNEK FİTİL BOBİNİ TAŞIMA Modüler fitil bobini taşıma sistemi SERVOtrail, ring ve kompakt iplik üreten iplikhaneler için işi oldukça kolay hale getirir. Çalışanların hareket etmesi gereken mesafeleri büyük ölçüde kısaltır. Ek olarak SERVOtrail, yerden ta-

Şek. 4: ROBOlap ile Rieter, başarısını pazarda kanıtlamış penye makinasına yönelik otomatik bir vatka ekleme çözümü sunan tek şirkettir. Fig. 4: The compacting device COMPACTdrum requires five to eight watts less energy per spindle for compressing the fibers compared to compacting solutions from other suppliers.

technology components and optimally coordinated combing movements on the comber E 90 (Fig. 3) allow reduced noil extraction while retaining the same yarn quality. Over the entire spinning process, this results in a raw material saving of 1%. The energy saver Rieter compact-spinning machines save energy. This also applies to Rieter ring spinning machines combined with compacting device COMPACTdrum (Fig. 4). The sieve drum of the compacting device that compresses (i.e. compacts) the fibers has been optimized and the compacting zone reduced to the necessary minimum. The energy required for compression is therefore very low, at around five to eight watts lower per spindle than that of compacting solutions from other suppliers. With energy-efficient drive concepts and innovative machine components throughout the process, the Rieter system is capable of offering 10% energy savings – all the while maintaining the highest possible levels of productivity. Reduced personnel and space requirements The high productivity of Rieter machines allows a reduction in the number of machines, thus saving a lot of space compared to a process using a “mixed system.” In the case study mentioned above, the Rieter spinning mill requires one compact-spinning machine, one autoleveler draw frame, one comber and two cards fewer than the “mixed system.” Space-saving machine concepts, such as for draw frames, also lead to a more compact spinning mill layout. This allows space savings of approximately 7% (750 m2) – and therefore lower building investment and main-



36 PANORAMA

sarruf, iplik makinalarına serbest erişim ve fitil bobinlerinin daha ergonomik şekilde kullanılabilmesini sağlar (Şek. 5). Otomatik taşıma sistemi, bobinlerdeki fitile temas edilmemesini sağlar. Tutarlı fitil kalitesini garanti eder. SERVOtrail, farklı teknik modeller ve otomasyon seviyelerinde sunulur. En önemli üç sistem Circuit, Flexible ve Direct’tir. Ürün yelpazesi nadiren değişkenlik gösteren iplikhanelerde, SERVOtrail Circuit tek bir fitil makinası ile üç-dört ring iplik makinası arasında basit, sabit bobin devreleri sağlar. Geniş bir ürün yelpazesi sundukları için esnekliğin önemli olduğu iplikhaneler, SERVOtrail Flexible’ın avantajlarından faydalanabilir. Bu çözüm ile tüm fitil makinaları tüm ring iplik makinalarına besleme yapabilir. SERVOtrail Direct, en zorlu müşteri ihtiyaçlarını karşılayan tamamen otomatik modeldir. Fitil bobini grupları, otomatik olarak ring iplik makinasının içine yerleştirilir ve cağlık yerine geçer. Boş masuraları dolu bobinlerle manuel olarak değiştirmeye gerek yoktur. Otomasyon seviyesine bağlı olarak SERVOtrail, bu proses aşamasında %30’a kadar personel tasarrufu sağlayabilir.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

OTOMATİK PALETE YERLEŞTİRME VE AMBALAJLAMA Bobin makinasının çıkışındaki paletleme ve ambalajlama makinaları operatörün işini kolaylaştırır. Doğrudan bobin makinası veya iplik makinasının çıkışındaki tekli paletleme makinaları veya taşıma sistemi içeren merkezi paletleme makinaları, bobinlerin paletlere verimli bir şekilde yüklenmesine olanak tanır. Bu da malzemeyi korurken aynı zamanda maliyetleri düşürür ve malzeme karışma tehlikesini en aza indirir. Proses sönümleme, tartma ve ambalajlama sistemleri ile tamamlanabilir. Bobinlerin kutulara otomatik olarak yerleştirilmesi bile mümkündür. Rieter, müşteriyle birlikte bireysel gereksinimleri analiz eder ve en uygun çözümün hangisi olacağını kararlaştırmak için değerlendirme yapar. DİJİTALLEŞME OLMADAN OTOMASYON OLMAZ İplikhaneler, özellikle makina bakımı ve buna ilişkin olarak yedek parçaların depolanması gibi proses verimsizlikleri söz konusu olduğunda uzmanlar ve işletme personeli açısından her geçen gün daha fazla darboğazla karşılaşmaktadır. Bu bakımdan, dijital teknolojiler gitgide daha önemli hale gelmektedir. ESSENTIAL – Rieter Digital Spinning Suite bu zorlukları aşmaya yönelik tek bir sistem sunar. Dört farklı modül sayesinde iplikhaneler, kendi ihtiyaçları için uygun paketi oluşturabilirler. Ücretsiz modül ESSENTIALbasic, yedek parçaları internet üzerinden sipariş etme gibi çok sayıda özellik sunar. Bu da zamandan tasarruf sağlar ve bu zaman başka alanlarda verimli olarak kullanılabilir. ESSENTIALmonitor modülü mevcut üretimi, enerji tüketimini ve kalite verilerini görüntüler, bakım çalışmalarını planlamaya yardımcı olur. Sistem verimliliğinin artırılmasını sağlar. ESSENTIALmaintain modülü, akıllı bir bakım çözümü sunar ve bakım planlamasını optimize eder. Dördüncü modül olan ESSENTIALpredict, beklenen performansı göstermeyen makinaları algılar ve olası arızaları önleyebilecek çözümleri gösterir. Bu da hem günümüz, hem de gelecek için yüksek kalite ve optimum verimliliği garanti etmektedir.

tenance costs. Thanks to the reduced number of machines and therefore a reduced operator workload, the automatic roving bobbin transport system SERVOtrail and user-friendly machines with a uniform design, 6% fewer personnel are required and can therefore be used for more efficient tasks. Higher cash flow thanks to lower production costs Taking raw-material utilization, energy and labor costs, interest rates, yarn and noil sales and ongoing operating costs into consideration, the total production costs calculated for the Rieter system for the combed compact-spinning process are lower than for a solution from different suppliers. This means that customers who invest in the Rieter compact-spinning system as per the example shown generate a cash flow that is around USD 250 000 per year higher than that of customers who opt for a “mixed spinning mill” (Fig. 5). Maximum flexibility as an additional advantage The combination of the ring spinning machine G 38 with the compacting device COMPACTdrum is ideal for customers who appreciate flexibility in yarn production. COMPACTdrum makes it easy to change between ring and compact yarn, because the compacting device can be easily attached and removed from the ring spinning machine. COMPACTdrum can be supplied with a new ring spinning machine, and existing Rieter ring spinning machines can be retrofitted. In addition, the G 38 is capable of producing high-quality special yarns. Thanks to the integrated VARIOspin system for slub yarns, which is integrated in every G 38, the customer can change between standard and slub yarns simply at the touch of a button. The G 38 with COMPACTdrum is suitable for all raw materials and yarn counts.

Şek. 5: SERVOtrail, fitil bobini taşıma işlemini otomatik hale getirir ve yerden tasarruf sağlar. Fig. 5: Customers who choose the Rieter compact-spinning system generate a cash flow that is USD 250 000 higher per year.



38

Türk teknik tekstil’i COVID-19’a karşı Ülkemizde, teknik tekstil anlamında gerçekten bilinçli, tek işi teknik tekstil olan firmaların çok az olması sebebiyle, Türk tekstil sektörüne bir bütün olarak baktığımızda COVID-19 karşısında sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz. Peki bu kadar ürün nasıl yetiştiriliyor? Hergün tonlarca kumaş piyasaya çıkıyor, milyonlarca adet ürün satılıyor. Gözlemlerime göre gerçekten teknik tekstil yapan firmalar iç piyasada yoklar, rotalarını zaten hazır olan yurt dışındaki firmalara çevirdiler. İhracat yaptıkları firmalar, medikal konusunda uzmanlaşmış, yetişmiş, eleman gücüne sahip, tüm normları ve test metotlarını bilen ve ithal ettikleri ürünlerin normlara uygun olup olmadığına bakıp kabul edilişini yapan firmalar. Gerçek Türk teknik tekstil firmaları da bu konuda gerçekten çok başarılılar.

Atilla Çim Makina Mühendisi Hisar Kimya Teknik Danışmanı

Ülkemizde de kullanılan bu ürünler iç piyasada alıcı bulurken neden bu kadar test yöntemlerini göze alıp, iade almayı, reklamasyona uğramayı kabul edip ihracata yöneldiler? Sebebi basit, teknik tekstil anlamında daha önceden bilgisi olmayan ve hatta yetersiz makina parkuru ile bu işi yapmaya çalışan firmaların olması. Konfeksiyon sektöründe görsellik önemlidir, işlevsellik sonra gelir, ancak medikalde görsellik bir nebze önemli olsa da en önemli faktör işlevselliktir. Basitçe bir örmek vermek gerekirse, COVID-19 ile ilgili ilk veriler gelmeye başladığından bu yana maske yapımında kulanılan ham maddeye korkunç zam geldi, bu dünyanın her tarafında böyleydi.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Şu anda bu zamlı fiyatlar devam etmesine rağmen, maske fiyatları ilk günlere oranla %80 geri geldi. O zamanlar %80 daha fazla kazanılmıyordu, peki %80 nasıl geri geldi? Cevabını size bırakıyorum. Bu örneklemeyi diğer ürünlerle de çoğaltabiliriz. Teknik tekstil, özellikle Medikal tekstil gerçekten sorumluluk ister (Bu noktada Medikal Tekstili sağlıklı, bilinçli yapan firmaların düşünce yapısıyla çalışılmasında fayda görüyorum.) Sivil halkın şu anda kullandığı medikal ürünlere de, bir itfaiye erine yanmaz tulum yapmak, bir cerraha antibakteriyel, leke tutmaz, sıvı gerçimez ameliyat önlüğü yapmak, askerimize gaz maskesi yapmak kadar önemsenmeli ve böyle yaklaşılmalıdır. İnsanlara koruyucu olduklarına inandırdığınız medikal ürünler sattığınızda psikolojik olarak daha rahat hissettiklerinden, daha rahat hareket etmeye başlarlar. Koruyucu olmadan girmeyecekleri ortamlara girmeye başlarlar, ya ürün işe yaramıyorsa? Gündemde olan antibakteriyel, su itici, leke tutmaz, antistatik vb. gibi apre çeşitlerinde ve PET, PU gibi kaplama ürünlerinde uzmanlaşmış personelin iyileştirilmesi gerekiyor. Medikal tekstil, doğru elyafın seçilmesi ile başlayan, örgü, dokuma, nonwaven’a karar verilmesi ile devam eden, boyahane ve ram’ daki işlemine ve nihai olarak kaplama yönteminin ve kullanılacak kaplama malzemesinin doğru seçilmesi ile ancak finish’e gelinebilen oldukça uzun ve zahmetli bir maraton. Bu konuda kimyasal madde tedarikçilerine de çok iş düşüyor. Sadece medikal tekstil’e yoğunlaşmış Ar-Ge departmanları kurulmalı. Medikal tekstil hız kesmeden devam edecek gibi gözüküyor. Türkiye’deki sanayicilerimizin klasik tekstil anlayışını tamamıyla unutup, buna teknik tekstil olarak yaklaşmaları ve dünyadaki artacak olan medikal tekstil’den paylarını almaları gerekiyor.



40 PANORAMA

Mimaki TS300P-1800 ile oyun yeniden kuruluyor Mimaki Eurasia, tekstil baskı profesyonellerinin yüksek kaliteli ve bir o kadar ulaşılabilir çözüm talebine güçlü bir yanıt verdi. Pazarda büyük ilgi gören TS300P-1800 süblimasyon baskı makinesinin yatırım maliyetini aşağıya çeken Mimaki Eurasia ayrıca, yeni Sb414 boyası ile işletme maliyetini daha ekonomik seviyelere indiriyor.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Geniş format inkjet baskı makineleri ve kesim plotterlarının lider markası Mimaki, Türk tekstil baskı üreticileri için daha fazla rekabetçi çözümler sunmaya devam ediyor. Türk dijital tekstil baskı pazarında büyük rağbet gören TS300P-1800 süblimasyon baskı makinesinin yatırım maliyetini aşağıya çeken Mimaki Eurasia, yeni Sb414 boyası ile de işletme maliyetini daha avantajlı hale getirdi. Mimaki Eurasia

bu hamlesiyle süblimasyon baskı çözümlerinin küçük ve orta boy işletmeler dahil olmak üzere, bütün tekstil baskı üreticileri için ideal olduğunu gösteriyor. Mimaki Eurasia Bölge Satış Müdürü Burak Kaftanoğlu, TS300P-1800’ün baskıcılar için daha ulaşılabilir bir çözüme dönüştüğüne dikkat çekti. Makine yatırım maliyetinin ciddi anlamda ekonomik seviyelere çekildiğini belirten Kaftanoğlu şunları söyledi; “Bu gelişmiş süblimasyon baskı makinemiz teknik gücü ve kapasitesi ile halihazırda Türk baskıcıları tarafından yoğun ilgi görüyor. Yoğunlaşan bu rekabet ortamında, kullanıcılarımızdan gelen taleple makinemizi daha avantajlı hale getirdik. Baskıcılar artık daha ekonomik bir yatırımla TS300P-1800’e sahip olabiliyor. Yatırım sonrası üretime başladıklarında bu avantajın sürmesi için, bu makinemize özel Sb414 boyasını geliştirdik. Kullanıcılarımızın baskı birim maliyetini ekonomik seviyelere çeken Sb414 boyası, pazarda fiyat-performans açısından fark yaratıyor. Çok çeşitli uygulamalara kapı açan boyalarımız ECO PASSPORT by OEKO-TEX sertifikasına sahiptir. Tekstil baskıcılarının komple bir çözüm sağlayıcı olarak Mimaki’yi tercih etmesi ve bizlere duyduğu güven büyük bir gurur kaynağıdır.” ÜSTÜN TEKNİK ÖZELLİKLER ŞİMDİ DAHA ULAŞILABİLİR SEVİYEDE Mimaki TS300P-1800 süblimasyon baskı makinesi, yüksek baskı kalitesi, gelişmiş özel teknik özellikleri, donanımı ve yazılımı ile kullanıcılarını etkilemeyi başardı. 1940 mm maksimum baskı genişliği sayesinde daha fazla üretim çeşitliliği, saatte


115 m2’ye varan baskı hızı ile üstün kalite ve yüksek verimlilik birlikte elde ediliyor. TS300P1800’ün bir başka üstünlüğü yüksek kafa boşluğuna sahip yapısıdır. Pazardaki diğer makinelerde kafa yükseldikçe yaşanan kalite bozulması, TS300P-1800’lerde oluşmaz ve baskı kalitesi her zaman yüksek kalır. Böylece, yüksek kafa boşluğu sayesinde transfer kağıdının kafaya çarpması nedeniyle oluşabilecek teknik sorunlar ve baskı hataları engellenmiş olur. Mimaki Eurasia, kesintisiz ve detaylı baskılar sunan TS300P-1800’ü baskı kafası dahil 2 yıl garanti ile kullanıcılara sunuyor. TS300P-1800 yüksek hacimli ve standart işlerde BMYK (Blue - Magenta - Yellow - Black) renk düzenine sahip Sb414 boyası ile çalışıyor. Mimaki süblimasyon baskı için hayati önemde olan ısıtma ve kurutma süreçlerini baskı ile bir bütünlük içinde sunuyor. TS300P-1800, 2 kademeli ısıtıcı ve standart olarak sunulan harici fanlı ısıtıcı ile, yüksek hacimli işlerde kolay ve hızlı kurutmayı mümkün kılıyor. Yüksek hacimli işlerde ara vermeden baskı yapmayı sağlayan Kesintisiz Boya Tedarik Sistemi (UISS) ve uzun süreli gözetimsiz baskı imkanı sunan Mimaki Çekirdek Teknolojileri en önemli bileşenler arasında bulunuyor. TS300P-1800 süblimasyon baskı makinesiyle birlikte standart olarak sunulan TxLink3 RIP yazılımı makinenin performansını artırarak kolay kullanım sağlıyor. Ayrıca, makinenin renkli ekranı ve Türkçe arayüzü kolay kullanımı daha konforlu hale getiriyor. TÜRKİYE PAZARINA ÖZEL SB414 İLE DAHA DÜŞÜK MALİYET, DAHA CANLI BASKILAR Mimaki Eurasia, kullanıcılar için TS300P-1800’ün sadece makine yatırımını daha avantajlı hale getirmekle kalmadı. İşletme maliyetlerini daha aşağıya çekerek baskı kalite ve verimliliklerini koruyan Sb414 boyalarını pazara sundu. TS300P-1800 için geliştirilen Sb414, sadece Türkiye pazarında satışa çıkarıldı. Sb414 boyası kullanıcıların baskı birim maliyetini rekabetçi ve ekonomik hale getiriyor. Kullanıcıların birim baskı maliyetlerini ekonomik düzeylere çeken Sb414 boyası, çözünürlük ve akışkanlık özellikleriyle de dikkat çekiyor. Düşük çökelme (tortulaşma) özelliği daha canlı baskılarda etkilidir. Yüksek baskı haslığına sahip Sb414, aynı zamanda benzerlerine göre daha uzun ömürlü, dayanıklı baskılar gerçekleştiriyor. Mimaki Eurasia, BMYK 4 renkli Sb414 boyasının yanı sıra, forma ve tişört gibi özel baskı işleri için talep edilen canlı floresan renkler için Sb410 boyasını sunuyor. Sb410’daki floresan sarı ve floresan pembe en zorlu müşteri taleplerini bile karşılayacak canlılık sağlıyor. 2 litrelik ambalajlara sahip olan Sb414 ve Sb410 boyaları TS300P1800’e birlikte yüklenebiliyor.


42 PANORAMA

Santrifüj (Turbo) Kompresör Teknolojisi nedir? Ne işe yarar?

Santrifüj bir diğer adıyla turbo kompresörler kinetik enerjiyi basınca dönüştüren teknolojiye sahip yağsız hava kompresörleridir. Santrifüj kompresörler radyal basma akışıyla karakterize edilir. Hava radyal kanatlara sahip bir döner çarkın (türbin) merkezine doğru emilir ve santrifüj (merkezcil) kuvvetler vasıtasıyla çarkın çevresine doğru itilerek basılır. Havanın bu çevresel (radyal) hareketi hem basınç artışına hem de kinetik enerji oluşumuna neden olur. Hava bir sonraki sıkıştırma kademesine ait türbin merkezine yönlendirilmeden önce bir difüzörden ve sarmaldan geçer ve bu esnada kinetik enerji basınca dönüşür. Her kademe kompresör ünitesindeki toplam basınç artışına katkıda bulunur. Endüstriyel makine uygulamalarında, bir santrifüj kompresör kademesinin maksimum basınç oranı genellikle 3’ü geçmez. Gıda & İçecek, Tekstil, Kimya ve Petrokimya, Cam endüstrisi gibi pek çok alanın yanı sıra yüksek debi gerektiren tüm uygulamalarda turbo kompresörlerin kullanımı yaygındır.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Atlas Copco ZH 350-3150, hepsi bir arada bir yağsız hava kompresörüdür. İç boru tesisatı, soğutucular, motor, yağlama, giriş kılavuz kanatları (IGV) ve kontrol sistemi dahil tüm elemanlar dayanıklı tasarıma sahip standart bir paket halinde sunulur. Paslanmaz çelik gövdeler korozyonu en aza indirir ve çalışma ömrünü uzatır. Entegre paket tasarımı sayesinde kurulumu kolaydır, devreye alma işlemi de hızlıca gerçekleşir. İsteğe bağlı özellikler belirli bir üretim ortamına göre özelleştirme olanağı sağlar. ZH 3503150’nin gelişmiş teknolojisi, müşterilerin uygulamaları için gerekli olan yüksek akışı sağlarken genel çalışma maliyetlerini en aza indirir. Ayrıca düşük bakım süresi ve maliyeti gerektirecek şekilde tasarlanmıştır.

Erman Tezulaş Atlas Copco Yağsız Hava Bölüm Müdürü

ZH 350-3150’nin benzersiz tasarımı, blow-off’tan önce %25’in üzerinde bir kısma aralığı (turn-down) sağlar, enerji tasarrufunu en üst düzeye çıkarırken çalışma maliyetlerini en aza indirir. Standart giriş kılavuz kanatları (IGV), çok sayıda rakip üniteye kıyasla daha düşük akışlarda %9’a kadar daha fazla enerji tasarrufu sağlar. Etkili soğutma, güvenilirliği ve enerji verimliliğini artırırken ısı aktarımını en üst düzeye çıkarır. ZH serisi ile ISO 8573-1 CLASS 0 (2010) sertifikasyonuna uygun olarak; %100 yağsız, saf ve temiz hava sağlanmaktadır. Geçtiğimiz 60 yılda, Atlas Copco yağsız hava teknolojisine öncülük ederek;


PANORAMA 43

%100 saflıkta basınçlı hava üreten çeşitli kompresörler ve blowerlar geliştirmiştir. Rutin araştırmalar ve geliştirmeler ile Atlas Copco; saf hava standartlarını belirleyen ISO 8573-1 CLASS-0 ve ISO 22000 sertifikasyonunu alan ilk üretici firma olmuştur. Bir kompresörün kullanım ömrü boyunca oluşturduğu maliyetlerin %80’i, tükettiği enerjiden kaynaklanır. Dahası; basınçlı hava maliyeti, bir fabrikanın toplam elektrik faturasının %40’ından fazlasını oluşturabilir. Enerji maliyetlerini azaltmak için Atlas Copco, basınçlı hava sektöründe sürekli olarak geliştirdiği teknolojiler ile sektöre öncülük etmektedir. Yeni ZR 350-3150 serisi kompresör ailesinde öne çıkan özellikleri; • Geleneksel elektrik aktüatörleri yerine servo sürücü kullanımı • Emiş (IGV) ve egsoz (BOV) valflerinde güvenilir servo motor tahrikli, doğru ve hassas kontrol • Kısa erişim süresi (<1s), güç kesilmelerine karşı ayar noktası kaymayan, bakım gerektirmeyen yapı • Otomatik kalibrasyonunu kendi kendine yapabilen elektronik devreleri elektrik kabini içerisinde bulunan tasarım • Verimli emiş (IGV) aktüatörü sayesinde daha az blow-off (ortalama yıllık 64,800 $ tasarruf) • Standart olarak entegre edilmiş paslanmaz çelik soğutucular

• Havanın temas ettiği tüm yüzeylerde özel epoksi kaplamalar • Elektrik motorlu yağ buharı engelleyicisi • Agma A4 sınıfı yüksek kaliteli dişliler • Yastıklama havası gerektirmeyen yapı (Karbon hava keçesi) • Geniş servis aralıkları şeklinde sıralayabiliriz. Enerji verimliliği tarafında, yeni ZH 350-3150 serisi kompresörler; opsiyonel olan enerji geri kazanım üniteleri ile birlikte basınçlı havadan ve su soğutma sisteminden kaynaklı sıcaklığı absorbe eder. Bu sistem ile kompresörün %70 - %100 arasındaki enerjisini geri kazanmak mümkün hale gelmektedir. Enerji geri kazanım üniteleri ile besi suyu ısıtması, kalorifer tesisatı, duş, mutfak gibi pek çok noktada 90˚C ‘ ye varan sıcak su elde etme imkanı ile işletmelerin maliyetlerine ciddi oranda katkı sağlamaktadır. ZH 350-3150, Atlas Copco’nun yeni Optimizer 4.0 merkezi kontrol ünitesiyle birlikte çalışır. Basınçlı hava sisteminin; kompresörler, kurutucular, filtreler, enerji geri kazanım sistemleri, hava depoları, soğutucular ve booster’lar gibi makinelerin en verimli kombinasyonunun seçilmesi yoluyla optimize edilmesini sağlar. Son derece sezgisel kullanıcı arabirimi sayesinde son kullanıcı, tüm sistemin yanı sıra her bir makinenin performansını ve enerji tüketimini görüntüleyebilir.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020


&

Halat Açma & Kesme & Sıkma Makinesi (Enzim Yıkama Üniteli) Rope Opening & Slitting & Squeezing Machine With Enzym Wash Unit

2019 Yılı Makine Sektörü YILIN İNOVASYON MARKASI Ödülü Kazananı Winner INNOVATION BRANDS OF 2019 of Machine Sector

www.beneks.com


EcoCompact HT Kumaş Boyama Makinesi HT Fabric Dyeing Machine

2019 Yılı Makine Sektörü YILIN İNOVASYON MARKASI Ödülü Kazananı Winner INNOVATION BRANDS OF 2019 of Machine Sector

www.beneks.com


46 PANORAMA

Covid-19, bir şeyleri değiştirmek için itici güç oldu Pınar Taşdelen Engin, “Pandemi sürecinde dijital dünya özellikle iş insanlarına çok yardımcı oldu. Bu zorlu süreci tecrübelerin paylaşımı, yeni deneyimler edinilmesi anlamında olumlu hale dönüştürdük. Artık bir şekilde hayata dönmek zorundayız.”

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

sonrası dünya piyasalarında değişen trendler ve yeni girişimcilik anlayışı değerlendirildi. Pandemi sürecinde dijital dünyanın özellikle iş insanlarına çok yardımcı olduğuna dikkat çeken UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Dünyanın zorlu bir sınavdan geçtiğini ifade etti. İş dünyasının bu dönemde bir yandan mevcut krizi yönetmeye çalışırken diğer yandan yeni dönemde iş yapmanın yollarını aradığını, alternatif sistem ve yaklaşımlar geliştirmeye odaklandığını söyledi. “Artık bir şekilde hayata dönmek zorundayız” diyen Taşdelen Engin, “Bu zorlu süreci tecrübelerin paylaşımı, yeni deneyimler edinilmesi anlamında olumlu hale dönüştürdük. Köklü denilebilecek değişimlere şahit oluyoruz. Covid-19’a çözüm bulma ihtiyacıyla insanlar, sivil toplum kuruluşları ve hatta hükümetler bir araya geldiler. Demek ki bir araya gelebiliyoruz. Bunu görmek insanı mutlu ediyor” dedi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) sektör temsilcileri ve özellikle gençler için ufuk açan programlarına online platformlardan devam ediyor. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin moderatörlüğünde @utibsosyal Instagram hesabı üzerinden düzenlenen söyleşinin konuğu Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter oldu. “Yenilikçi Çarpışma: Girişimcilik” konulu söyleşide, Covid-19

Dünyanın yaşadığı süreci değerlendiren Ahu Büyükkuşoğlu Serter, “Temassız ekonominin yıldızının parladığı bir dönem yaşıyoruz. Pandemi sonrası bizi nasıl bir dünya bekliyor?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Hepimiz insanız ve insanın doğası hiç değişmiyor. Yüzyıllardır aynı. İnsan çok çabuk unutuyor, çok çabuk alışabiliyor ve eskiye çok çabuk dönebiliyor. Pandemi sonrasında yeni trendler ortaya çıkacak. İnsanların pek çok şeyden vazgeçecek. Her şeyi yeniden keşfedip masaya yatırmak için doğru bir dönem. Covid-19, bir şeyleri değiştirmek için insanlar açısından itici güç oldu. Sağlık, finans ve e-ticaretin ön plana çıkan sektörlerin başında geliyor. Pek çok yatırımcı bu sektörlere yöneldi. Ancak girişimcinin öğrenebilme, gelişme kabiliyeti olmalı. Yeni şeyleri sünger gibi çekerek, yutarak ilerleyeceksiniz. Bütün dünyayı öğrenmek, İngilizce bilmek çok önemli. Biz Türkiye içinde hayal edip, Türkiye içinde yaratabiliriz, ancak bunu dışarıda, onların dilinde satmamız lazım.” “GENÇLERİ HER ŞEYİN MERKEZİNE KOYMALIYIZ” “Melek yatırımcı” konusuna da değinen Serter, bunun için yatırımcının meraklı olmasının ön şart


olduğunu vurguladı. Serter, 40 yaşına kadar kendinden büyüklerden öğrendiklerini hayata geçirdiğini, bu süreçten sonra ise gençlere kendi birikimlerini aktardığını belirtti. Yeni yatırımlara yelken açmak, büyümek ve gelişmek için gençlere şans verilmesi gerektiğini aktaran Serter, “Gençleri her şeyin merkezine koymalıyız” dedi. Kadınların iş dünyasının içinde “var” olmasını çok önemsediğinin altını çizen Serter, “Kadın ve erkeğin bir arada güzel bir şekilde koşabildiği, çalışabildiği yerler çiçek açıyor” değerlendirmesinde bulundu. Pandemi sonrasında tüm dünyada işsizliğin artacağı yönünde öngörüsünün bulunduğunu belirten Serter, “Birçok insan işinden olacak. Bu insanlar kendilerine yapacak iş arayacaklar. Bu insanlara iş yaratan kişi olmak müthiş değerli hale gelecek. Bu işleri yapanlar çok ön plana çıkacak” dedi. DÜNYANIN YENİ LÜKSÜ “GÜVEN” OLDU Ahu Büyükkuşoğlu Serter, son yıllarda dünyanın en lüks, en değerli şeyinin ‘güven’ olduğunu kaydetti. Şu dönemde güven satan her markanın, her şirketin bir anlamda ‘lüks’ sattığını dile getiren Serter, “Çünkü artık müşteri size güvendiği için geliyor ve bu da lüks bir marka olduğunuz anlamını taşıyor. Yani lüks anlayışı tamamen değişti. Bence şirketler bu konuyu çok iyi irdelemeli. Covid-19 döneminde herkes çalıştığı şirkete güvenmek istiyor. Güven çok önemli ve ancak bu güveni sağlamak çok daha önemli. Her şirket ‘Ben ne kadar güvenliyim? Müşterilerim kim?’ konularını iyi irdelemeli. Bu konuda kendini geliştirmeli” diyerek önerilerini paylaştı.


48 PANORAMA

İhracatın yıldızları belli oldu

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

İKMİB’nin, her yıl kimya sektöründeki üye firmalarını ihracattaki başarılarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla verdiği ödüller bu yıl da sahiplerini buldu. İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 28 kategoride ilk 5’e giren 140 firma ödül almaya hak kazandı. Birçok sektöre hammadde, yarı mamul ve ürün üreterek direkt ya da dolaylı olarak dokunan stratejik bir sektör olan kimya sektörü, 2019 yılında 20,6 milyar dolarlık ihracatla tarihi bir rekor kırarak büyük bir başarıya imza attı. Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 11,44’lük bir pay alan kimya sektörü, 2019 yılında yüzde 18,54 büyüdü. Plastikten kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya kadar pek çok farklı alt sektörden yaklaşık 7 bin ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, Türkiye’nin toplam kimya ihracatının yüzde 50’den fazlasını gerçekleştirdi. Sektörün bu başarısında büyük pay sahibi olan ve 2019 yılında en fazla kimya ihracatı gerçekleştiren ihracatın yıldızları belli oldu. Bu yıl beşincisi düzenlenen 2019 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni online olarak gerçekleştirildi. İlk kez İKMİB tarafından düzenlenen online ödül töreni İKMİB’in youtube kanalından ve web sitesinden canlı olarak yayınlandı. TC. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın teşrifleri ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in katıldığı, moderatörlüğünü Oylum Talu’nun yaptığı ödül tö-

reni 7 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirildi. 2019 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde, kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 28 kategoride ilk beşe giren ve ödül almaya hak kazanan 140 firma açıklandı. 2019 yılında kimya sektöründe ihracat şampiyonu ilk üç firma, Socar Türkiye Rafineri ve Petrokimya, Ciner İç ve Dış Ticaret A.Ş ile Eti Maden İşletmeleri oldu. Socar Türkiye Rafineri ve Petrokimya Başkan Yardımcısı Rıza Bozoklar, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Pazarlama ve Satış Dairesi Başkanı Ömer Çatal ve Ciner İç ve Dış Ticaret A.Ş. Cam ve Kimyasallar Başkan Yardımcısı Mahmut Kurşun video konferans ile törene katılarak teşekkür konuşmalarını yaptı. RUHSAR PEKCAN: “KİMYA SEKTÖRÜ ÜLKEMİZ İÇİN STRATEJİK SEKTÖRLERDEN BİRİDİR” Kimya sektörünün önemli çatı kuruluşlarından olan İKMİB’in düzenlediği ödül töreninde konuşan TC. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Bu ödül töreni aynı zamanda ihracatçı birliklerinin dijital ortamdaki ilk ödül töreni olacak. Pandemi sürecinde böyle bir ödül töreni düzenlemiş olmak, başarılarımızı ödüllendirmek bundan sonraki atacağımız adımlar ve


PANORAMA 49

sektörlerimizde bu artış trendinin çok daha hızla artarak yukarıya doğru yükselmesini bekliyoruz. Bakanlık olarak desteklerimizle, iş birliği içinde çalışmaya her zamankinden daha fazla istekliyiz. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmesi ve daha etkin bir şekilde yer alması hiç de şaşırtıcı olmayacak. Bu noktada kimya sektörümüzün de küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmesini bekliyor ve destekliyoruz. Dijitalleşme konusunda da çok ciddi adımlar attık. Bunu yakinen takip eden ihracatçı birliklerimizden birisi de İKMİB oldu. İlk Sanal Ticaret Heyeti’mizi Latin Amerika’ya İKMİB gerçekleştirdi. İKMİB yönetimini yine ilk dijital ödül törenini ve ilk dijital ticaret heyetini düzenledikleri için ayrıca tebrik ediyorum” İfadelerini kullandı.

hedeflerimiz için bizleri cesaretlendirecek. İş dünyası için de moral ve motivasyon olacaktır. Kimya sektörü ülkemiz için stratejik sektörlerden biridir. Kimya sektöründe Türkiye’ye daha fazla yatırım çekmeyi hedefliyoruz. Avrupa ile beraber ülkemizde de normalleşme sürecini başlattık. Ülkemizde bu süreci çok proaktif yönettik. Biz de Bakanlık olarak ekonominin en az etkilenmesi, ticaretin en az etkilenmesi için temassız ticaret uygulamasını devreye aldık. Bu dönemde Cumhurbaşkanımızın başkanlığında tüm Bakanlarımızla tam bir uyum ve eşgüdüm içerisinde çalıştık. Bu süreçte özel sektör ve devlet iş birliğinin, dayanışmasının hep beraber çok güzel bir örneğini verdik” dedi. İhracatta normale dönüşle ilgili olumlu sinyaller almaya başladıklarını belirten Pekcan, “Haziran ayı ihracatımızda Mayıs ihracatımıza göre yüzde 35 artış oldu. Kimya ihracatımızda da Mayıs ayına göre yüzde 24 artış söz konusu. İnşallah bütün

İSMAİL GÜLLE: “SEKTÖRÜN HEDEFİ 20 MİLYAR DOLARIN ÜZERİ” İlk defa dijital ortamda gerçekleştirilen 2019 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nin bir başlangıca vesile olacağını belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, pandemi dönemindeki zorlu koşullara rağmen haziran ayı ihracat rakamlarının rekor düzeyde olduğunu ve bu sonucun yeni rekorların da habercisi olacağını ifade etti. İsmail Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracatçıların azmi ve kararlılığı zor olanı kolaylaştırdı ve engelleri yok etti. Olağanüstü koşullarda ihracatçılarımızın verdiği başarılı sınav, Türk ihracatının geleceğinin ne kadar da parlak olduğunun adeta bir nişanesidir. Salgın öncesi rakamların üzerine çıkmış, normalin de ötesindeki performansımıza başlamış durumdayız. Sayın Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, bu zorlu dönemde ihracat ailesinin her türlü sorunu ile yakından ilgilendi. Pandemi sürecinde Ticaret Bakanlığımızın ihracat için attığı adımlar, inanıyorum ki gelecek dönem ihracatının altyapısını oluşturacaktır. Sayın Bakanımıza, ihracatı önceliğe alan yaklaşımı ve ihracat ailesine olan sonsuz destekleri hasebiyle şükranlarımı sunuyorum.”

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020


50 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

ADİL PELİSTER: “İHRACATIN YILDIZLARI ÖDÜLLERİ BİZİM GURURUMUZ” Bu yıl beşincisini düzenledikleri İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’ni pandemi dolayısıyla yeni normal olarak nitelendirilen şartlar altında yaptıklarını ifade eden İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nin İKMİB’in gururu olduğunu vurguladı. Dijital imkanların kendilerine birtakım ilkleri de yaşattığına dikkat çeken Pelister, “Mayıs ayında ilk dijital ticaret heyeti organizasyonumuzu Kolombiya özelinde yapmıştık. Yine TİM çatısı altında ilk dijital ödül törenimizi de yapıyor olmak ayrı bir gurur vesilesi. Seçim manifestomuzun da ilk maddesi dijitalizm idi. O günden bugüne Ticaret Bakanlığımız ve TİM başkanlığımızla birlikte dijital dönüşümün içinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. 2019 yılında gerek toplam ihracatta gerekse sektörel olarak kimya ihracatımızda rekorlar kırdık. Toplam ülke ihracatımız 180,5 milyar dolar, top-

lam kimya sektörü ihracatımız ise 2018 yılına göre yüzde 18.5 büyüyerek, ülkemizin toplam ihracatından yüzde 11.4 pay alarak 20,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dünyanın dört bir köşesinde ülkemizi ve sektörümüzü tanıttık, anlaşmalara imza attık, ürünlerimizi dünyaya sattık” dedi. “KİMYA TEKNOLOJİ MERKEZİ KURMA ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR” 2020 yılı ile ilgili değerlendirmede bulunan Pelister, “2020 yılında kimya sektörü olarak 23 milyar dolar ihracat yapmayı hedeflemiştik ve bu rakamı yakalamak üzere birçok organizasyon planlamıştık. Ancak, Korona Pandemisi dolayısıyla bütün dünyayı kapsayan olağanüstü bir durum yaşandı ve halen de ne yazık ki yaşanmaya devam ediyor. Bu karmaşaya rağmen kimya sektörü olarak Haziran 2020 itibariyle 8 milyar 640 milyon dolarlık ihracat rakamını yakaladık. İhracatımız, Haziran ayında geçen aylara göre ciddi bir artış kaydetti. Önümüzdeki aylarda pozitif havanın artarak devam edeceğine ve geçen yılki 20 milyar dolarlık rakamı yakalayacağımıza dair inancımız tamdır. Aynı zamanda, finansmana erişimi kolaylaştırarak, üretim ve yatırımlarına devam etmek isteyen reel sektöre olan destekler devam ediyor. Artık yeni bir dünya kurulurken yüksek teknoloji içeren katma değerli ürün üretip ihraç edebilmeliyiz ve ölçek ekonomisi modellemesine geçmeliyiz. Bu noktada gerçek bir inovasyon ve bu yönde Araştırma Geliştirme desteklerini yeniden ele almalıyız. Bizler de İKMİB olarak “Kimya Teknoloji Merkezi” kurma çalışmalarımız ile bu konuya destek sağlayacağız. Bu merkezimizde; Akredite edilmiş laboratuarlar, dijital kütüphaneler, start-up alanları, konferans salonları ve alt sektörlerimizin ihtiyaçlarının karşılandığı dijital çözümler olacak. Bu yönleri ile böyle bir merkez Türkiye’mizde bir ilk olacak. Kimya teknoloji merkezi kurma girişimimizi destekleyen Ticaret Bakanımıza ayrıca teşekkürlerimi arz ederim” açıklamasını yaptı. “2021 SENESİNDE YENİDEN ATAĞA GEÇECEĞİMİZE OLAN İNANCIMIZ TAMDIR” Kimya sektörünün 2030 yılına gelmeden Türkiye’nin ihracattaki en büyük sektörü olacağını söyleyen Pelister, şöyle konuştu: “Yeni dijital çağda, yüksek teknolojiye dayalı, dünya standartlarında üreterek büyümeyi görmek, sektörümüzde büyük bir heyecan yaratmaya devam edecektir. Pandemi sebebiyle kaybettiğimiz başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ekonomimizdeki hasarı sektörümüze ve ülkemize olan güvenimizle tamir edeceğimize, 2021 senesinde yeniden atağa geçeceğimize ve bu günleri atlatacağımıza olan inancımız tamdır. Çünkü ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’. Dereceye girerek ödül alan ihracatın parlayan yıldızlarını gönülden tebrik ediyorum.”


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET

DÜZ OFSET

CİLT

AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli baskı sağlayan özel bir kalıptır. Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip, yüksek tirajlı baskılara uygun, Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com


52 PANORAMA

Sanayiye gençleşme ve yenilenme fırsatı

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

“Her kriz bir fırsat doğurur” diyen Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, ‘reform’ olarak tanımladığı makine kiralama modelini, gençleşmek ve daha da teknolojik bir hale gelmek isteyen Türkiye sanayisinin hizmetine açtı.

Kovid-19 salgını pek çok sektörde çarkların durmasına ve üretimde ciddi daralmalara neden olurken, yaşanan nakit sıkışıklığı finansal anlamda hayatı kolaylaştıracak yeni modellerin gelişmesine neden oluyor. Makine satın almaktan çok daha karlı olan kiralama ile 160 makinenin kiralaması yapılırken pandemi döneminde bu modele talepte yüzde 20’lik artış yaşandı. Bu model ile 11 milyon dolarlık portföy oluşturulurken, makine tezgâhlarını yenileyenler 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon dolar da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarrufu elde etti. Aydoğdu, “Makine, robot her şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski sanayici/yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları

bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi. TÜRKİYE’DE ORTALAMA MAKİNE KULLANIM YAŞI 18 İLA 20 YIL Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü, üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz


PANORAMA 53

riskini biz üstleniyoruz. Müşterilerimizden istediğimiz tek şey üretimlerine devam etmeleri” diye konuştu.

zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlanırken, yanı sıra Avrupalı firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de ortalama makine yaşının yani makine kullanım oranının ortalama 18 ila20 yıl olduğunu düşünürsek yeni makine ve teknoloji yatırımı şart. Diğer taraftan Türkiye’de kazanç elde etmenin maliyeti, Türkiye’nin rekabet ettiği ülkelere göre hem daha pahalı, hem de vadeleri daha kısa. Bu yüzden biz özellikle ihracatçı üreticilerimize yatırımın maliyetini bilanço dışına çıkarabilecekleri kiralama modelini öneriyoruz”.

160 MAKİNE İLE 11 MİLYON DOLARLIK PORTFÖY VE 12,5 MİLYON DOLARLIK TASARRUF OLUŞTU Şu ana kadar 160 makine kiraladıklarını 11 milyon dolarlık portföy oluşturduklarını aktaran Aydoğdu, makine tezgahlarını yenileyenlerin 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon doları da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarruf elde ettiklerini söyledi. Pandemi ile birlikte kiralama modeline talepte yüzde 20’lik artış yaşandığını aktardı. Aydoğdu’nun verdiği bilgiye göre, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp, beyaz eşya başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılan tezgah ve robotların kiralamasını yaptıklarını, bünyelerinde olmayan modellerin talep edilmesi halinde ise önce satın alma sonra kiralama işi yapıldığını söylüyor. Şirketler kiralama bedellerini vergiden düşürebildikleri gibi harcama kalemlerinde yüzde 8 ila 10 arasında bir paya sahip olan makine bakım maliyetinin ise kiralamada sıfıra indiğini aktaran Aydoğdu, “Günümüzde makine tarafında teknolojik yeniliğin süresi 4-5 yıla düşmüş durumda. Bu model ile markalar hem yeni teknolojiye sahip oluyor, hem de kira ödeyerek katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. En az bir aylık en fazla 84 aylık kiralama yapmak mümkün. Proje bittiğinde ve aldığınız yeni iş farklı bir teknoloji gerektirdiğinde tek yapmanız gereken şey; değiştirmek” diye konuştu. Aydoğdu, kiralamada servis ve bakımı ücretsiz üstlendikleri için ürünün ikinci el kullanımının mümkün olduğunu ve ikinci elde kiralamanın çok daha hızlı gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

MİLYON DOLARLIK TEZGÂHI SATIN ALMA, KİRALA! Tezgâhlarda satın alma maliyetinin 30 bin dolardan başlayıp birkaç milyon dolara kadar çıkabildiğini söyleyen Aydoğdu, “CNC işleme merkezi, CNC torna, 5 Eksen CNC işleme merkezi gibi tezgâhlar; otomotiv, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılıyor. Kovid-19 ile derinleşen nakit sıkışıklığı, artan maliyetler ve buna karşı oluşturulan finansman destekleri ya da teşvikler ne yazık ki yetersiz. Örneğin, geçen yıl yüzde 20 gibi oranlarla KGF desteği sağlandı, bugün faiz oranlarının yüzde 12 olduğunu düşünürseniz kredi kullananların hepsi zarar ediyor. Hal böyleyken, kiralama modelini kriz döneminin Türkiye’si için özellikle sanayide reform yapılması için dikkate değer bir model olduğunu görebiliriz. İmalat sanayisi için can simidi olan modelin, bütün

SATIN ALMA PROSEDÜRLERİ, BAKIM GÜÇLÜKLERİ VE ATIL ÜRÜN PROBLEMLERİ ORTADAN KALKIYOR Hakan Aydoğdu kiralama modelinin geliştirilmesinde sanayide gözlemledikleri bir takım teknik sorunların etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye’deki işletmeler çoğu zaman en donanımlı cihazı satın almalarına rağmen maalesef satın aldıkları cihazın kapasitesini gerektiği gibi kullanmadıklarından ‘atıl kapasite’ sorunuyla karşılaşıyor. Kiralama mod elinde satış mühendisimiz en iyi veya en pahalı tezgâhı değil, yapılmakta olan iş için en uygun tezgâhı öneriyor, dolayısı ile müşterimiz kiraladığı tezgâhı en efektif biçimde kullanıyor. Yanı sıra özellikle orta ve büyük işletmelerin satın alma süreçleri oldukça uzun ve sıkıntılı. Müşterilerimiz her satın almada yaşadıkları sıkıntı dolayısıyla satış sözleşmelerine yani maddeler eklemek ve sözleşmeleri uzatmak zorunda kalıyor. Kiralama modelinde ise Tezmaksan olarak risklerin büyük çoğunluğunu kendi üzerimize alıyoruz ve bu müşteri açışından büyük bir konfor alanı yaratıyor. Öte yandan kiralama ile müşterilerimize tezgâhları çalıştırmayı taahhüt ediyoruz ve kiralama müşterilerinde bakımsızlıktan dolayı herhangi bir iş kaybı yaşanmıyor.”


54 PANORAMA

İhracatçılara 500 milyon dolarlık destek

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Türkiye’nin Covid-19’la mücadelesine destek vermek üzere devreye aldığı eylem planı kapsamında, finansmana erişebilmeleri için Türkiye İş Bankası ile bir protokol imzaladı.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye İş Bankası ile ülke ekonomisinin en önemli itici güçlerinden ihracatçılara çok avantajlı bir destek paketi sunmak üzere iş birliği protokolü imzaladı. İmza töreni, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde TİM Genel Merkezi’nde TİM Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin katılımı ile gerçekleştirildi. Protokol çerçevesinde ihracatçı firmalara, uygun koşullu kredi ve ürünlerin yer aldığı, Türk Lirası ve Yabancı Para olmak üzere toplam 500 milyon dolarlık bir nakdi kredi paketi sunuluyor. KREDİLERDE AVANTAJLI KOŞULLAR İhracatçılara yönelik kredi hacminin artırılması ve ihracatçıların finansmana erişiminin kolaylaşmasıyla, salgın sürecini firmalar en az hasarla atlatacaklarını belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm çalışmalarımızın amacı ihracatımızı ileriye götürmek, çünkü biliyoruz ki; ‘Türkiye İhracatla Yükselecek” dedi. İş birliğine yönelik detayları aktaran Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “İş birliği kapsamında özellikle üç nokta çok mühim. Kredi faizlerinin düşük olması ihracatın finansmanında önemli bir


PANORAMA 55

nokta. Paket kapsamının 500 milyon dolar olması da bizler için çok önemli bir adım. Ayrıca, paket kapsamında, pozitif ayrımcılığın sağlanması adına kadın girişimci ihracatçıların kullanacakları kredilerde daha avantajlı koşullar da oluşturuldu.” İsmail Gülle: “İhracatçılara yönelik kredilerdeki artış bizleri memnun ediyor” İş Bankası ile iş birliği yapmanın gurur verici ve ihracatçılara güven sağlaması bakımından da önemli olduğuna dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti: “ Bu ve benzeri ortak çalışmaların artarak sürmesi en büyük temennimiz. Bilhassa son iki yılda, bankacılık sektörünün ihracatçılara yönelik kredilerinde hem hacimsel hem de oransal artışlar görüyoruz, sektörün ihracata ilgi ve alakası bizleri memnun ediyor. Bankacılık sektörü de tıpkı ihracatçı firmalar gibi seri reflekslere ve her krizden güçlenerek çıkan bir yapıya sahip. Son iki yılda yaşanan kur saldırıları, ticaret savaşları ve koronavirüs pandemisi ile bu gerçek daha da gün yüzüne çıkmış durumda. İhracatta kırılan yeni rekorlar, Bankacılık sektöründe ise artan kredi hacimleri ve sağlıklı bilançolar tüm bu zorlu koşullara rağmen her iki alanda Türkiye’nin gücünü kanıtlıyor.” TİM İLE GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRDİK Uluslararası pazarlarda güçlü bir Türkiye oluşturmak hedefiyle TİM ile işbirliği yaparak ihracatçılarımıza güçlü bir destek verdiklerini ifade eden Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Türkiye’nin Bankası olmanın getirdiği sorumlulukla, milli tavrını ve duruşunu her zaman tereddütsüzce

sergileyen bir kurum olarak, bütün imkânlarımızı, iyi niyetli ve samimi bir yaklaşımla memleketimizin ve milletimizin hizmetine kararlılıkla sunmaya devam ediyoruz. Protokol kapsamında, ihracatçılarımızı desteklemek için faiz oranlarımızı mümkün olan en düşük seviyede tuttuk. İhracat döviz kredilerinde uyguladığımız düşük faiz oranlarının, sadece ihracatçılarımız için değil ekonomideki tüm kesimler için de kritik olduğunu düşünüyoruz” dedi. DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ Covid-19 salgını sonrasında orta vadeli bir perspektifle bakıldığında, ülkelerin, normalleşme sürecinde yakın coğrafyalarla çalışma ve daha butik imalata odaklanabileceğine dikkat çeken Bali, Türkiye’nin bu konjonktürden faydalanabileceğini; coğrafi konumu itibarıyla küresel ticaret hacminin önemli bir bölümünü teşkil eden bir pazara kısa uçuş mesafesiyle ulaşabildiğini; genç, dinamik ve hızlı yapısı ile potansiyelinin yüksek olduğunu vurguladı. Ülkelerin belli ölçüde içlerine kapandığı bu dönemde, Türkiye’nin güvenilir bir tedarikçi olmasının yanında mevcut endüstriyel altyapısı ve iş gücü kapasitesinin yeterli olduğunu; yeni pazarlar bulma ve üretim süreçlerini yönetme konusunda hali hazırda esnek bir yapısı bulunduğunu da vurgulayan Bali, “Ülke olarak önümüzdeki dönemde birçok mal ve hizmetin tedariki için önemli bir aday olarak sahneye çıkabileceğimizi düşünüyoruz. İş Bankası olarak biz de Türkiye’nin ihracattaki konumunu güçlendirecek desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020


56 PANORAMA

WACKER launches new brand

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Munich-based chemical company WACKER is bundling its high-quality silicone additives for the household and personal care industry under a new brand name.

Silicone fluids and emulsions for textile and surface care products and for enhancing sanitary paper will be marketed under the name LIOSIL® going forward. These silicones improve the performance of the end product and offer important additional effects that protect treated surfaces and materials, while also making them more attractive and enhancing their sensory properties. Additives which are based on a resourceand climate-friendly mass balancing method will be labeled with the likewise new LIOSIL® eco logo. This means that WACKER will immediately begin using its biomethanol-based approach in household-care applications as well. The method entirely compensates for fossil-based components through the use of plant-based – i.e., climate-neutral – raw materials. WACKER has been already using this certified method for some time to manufacture silicone products for the cosmetics and personal care industries. The LIOSIL® brand encompasses three product lines: LIOSIL® FC, LIOSIL® HC and LIOSIL® TS. LIOSIL® FC stands for fabric care. These kinds of silicones make towels soft, absorbent and supple, simplify the job of ironing, keep laundry from wrinkling and extend fabric life. Household care products are available under the

brand name LIOSIL® HC. End products containing additives like these protect and nourish flooring, impregnate textiles and leather, and make furnishings shine like new. LIOSIL® TS is the brand name for tissue lotions. These silicone formulations noticeably improve the properties of sanitary paper, even when used in very small amounts. In addition to a number of new developments, LIOSIL® also encompasses established products that had previously been marketed under the name WACKER ®. While the brand name has changed, product grades remain valid. “LIOSIL® is now the official brand name for our household-care products,” says Dr. Thomas Koini, who heads the Performance Silicones business unit at WACKER SILICONES. Accessible and straightforward, the new brand structure allows for differentiated marketing of a wide array of additives that are often tailored to customers’ specific needs. “With LIOSIL® eco, we also have a product line in which the fossil-based components are entirely offset by renewable raw materials”, Koini points out. “In a market where sustainability and protecting the climate are becoming increasingly important, additives like these can give our customers a crucial competitive advantage.”



58 PANORAMA

Normalleşme sürecinde uyum sağlamayı başaranlar kazanacak

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, pandemi sonrasında iş dünyasının nasıl şekilleneceğine dikkat çekti. Sadece uzaktan çalışma değil, farklı iş modellerine de hazırlıklı olunması gerektiğine değinen Öztınaz’a göre sürecin kurumlar üzerindeki gerçek etkisini görebilmek için en az altı ay beklemek gerekecek...

Pandemi döneminde aldıkları önlemlerle adeta yeni bir kolektif bilinç yaratan kurumlar için normalleşme süreci başladı. Ancak iş dünyasının salgın ile sınavı hala devam ediyor. Zira farklı çalışma modelleri, ekip ilişkileri, iş-yaşam dengesi ve kurumların süreç içinde edindiği rol, normalleşme reçetesinin başarı oranını etkiliyor. Yeni dönem için şirketlerin farklı hamleler yapmaya başladığını anlatan PERYÖN - Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berna

Öztınaz’a göre pandemi sınavının iş dünyasına ve ekonomiye yönelik sonuçlarını kısa dönemde önce anlamak zor olacak. Öztınaz; “Yaşadığımız süreçte çözüm üretmek için kolektif çabalara ihtiyacımız var. COVID-19 bir kriz durumunda hep birlikte nasıl hareket edebildiğimizi test etti. Bu sebeple PERYÖN olarak kurumsal tecrübelerimizle elimizdeki bilgileri süzmeye ve tarafları en doğru şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ancak sürecin iş dünyası üzerindeki etkilerini anlamak zamanımızı alacak” dedi. KURUMLARIN İHTİYACI: YETKİNLİK… Mevcut dönemde hızlı karar alan ve çevik davranan kurumların başarılı olduğuna, bu hareket kabiliyetini kazanmak içinse insan kaynakları uzmanlarına önemli görevler düştüğüne deği-


PANORAMA 59

nen Öztınaz, “Sıklıkla Darwin’i andığımız günler yaşıyoruz. Normalleşme sürecinde güçlü ya da en büyük kurumlar değil, en çok uyum sağlayanlar dönemi az zararla atlatacak, belki de yeni fırsatlar bulacak. Bu nedenle belirsizlik ortamlarında yönetmeye ve sonuç almaya yetkin kişilere olan ihtiyaç artıyor. Yatırım yapılacak, aranan özellikler arasında ise; girişimcilik, doğru analiz yeteneği, karmaşık problem çözme kabiliyeti ve empati, çeviklik, uyum gösterme gibi konular öne çıkıyor. İş geliştirme yetkinliği ve kurum içi girişimcilik dikkat çeken diğer yetkinlikler arasında sayılabilir” dedi. Salgın döneminin iş dünyasına olan en büyük miraslarından birinin uzaktan çalışma modeli olacağını anlatan Öztınaz, “COVID-19’dan önce iş dünyasında yapılan araştırmalar geleneksel çalışma yöntemlerinin gelecekteki iş modellerine cevap vermediğini bize gösteriyordu. Salgın döneminin bize en büyük mirası olan uzaktan çalışma modeli önümüzdeki süreçte; çalışan deneyimi, performans, kariyer, şirket kültürü gibi pek çok kavrama dokunacak ve değiştirecek” dedi.

YANILAN LİDERLER VAR… Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin ömrünü pandemiye bağlayan ve çalışanlarını eskisi gibi ofiste görmek isteyen liderler olduğunu belirten Öztınaz, önümüzdeki dönemde iş yaşamında olacak muhtemel değişimlerin de altını çizdi. Öztınaz: “İçerisinde geçtiğimiz dönem farklı çalışma modellerinin doğru yönetilmesinin maliyet konusunda da karlı olduğunu ortaya koydu. Her şey eskisi gibi olmayacak belki ama tamamen de değişmeyecek. Çalışanların belli bir bölümü ofisten çalışırken belli bir kısmı uzaktan çalışmaya devam edecek. Bu hem maliyet yönetimi hem jenerasyonların beklentisi hem de sürdürülebilirlik açısından talep edilecek. Özellikle yetenekleri bünyesinde tutabilmek için şirketlerin anlam sunabilmesi, çalışanın hangi resmin parçası olduğunu gösterebilmesi gerekiyor. Pandemin pek çok açıdan travma oluşturduğunu unutmayalım. Yaşananların çalışanların üzerinde de kalıcı izler bıraktığı malum. Bu nedenle şirket yöneticilerinin ilk başta çalışanlarını anlaması ve sürecin onlara yaşattığı değişimi kavrayabilmesi önemli.”

“ZOR BİR SÜRECE GİRİYORUZ…” İş dünyasının zor bir sürece girdiğine değinen Öztınaz; “Gelecek aylar iş dünyası için maalesef zor olacak. Çünkü önümüzde bir resesyon var. STK’lar ve kurumlar olarak yeni çalışma yöntemlerine alışmamız, adaptasyonu kolaylaştırıcı rol oynamamız, konunun yasal mevzuatı ile ilgili altyapıların hazırlanmasını sağlamamız gerekiyor. Çünkü hibrit çalışma modellerinin hayata geçmesi an meselesi” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Pandemi döneminin kurumları üç farklı tipe ayırdığını anlatan Öztınaz, “Pandemiyi nasıl yaşadığımız şirketin liderlik olgunluğuna, coğrafyasına, sektörüne, yaşam döngüsünün neresinde olduğuna göre de değişti. Şirketlerin pandemi savaşını yaptıkları işe göre 3 kategoride görüyorum. Bunlardan ilki; krizin başlaması ile keskin bir talep düşüşü ve gelir kaybı yaşayan şirketler. Bu şirketler, hayatta kalmaya odaklandı. Kemik kadrolarına çekilerek işlerini sürdürmek için mücadele ettiler. İkinci tip şirketlerse nispeten finansalları güçlü, yaptıkları iş sekteye uğrasa da iş devamlılığından fazla endişe duymayan şirketler. Rekabetten ve fırsat kaybından endişe etseler de hayatta kalma kaygısını kısa dönemde yaşamayan şirketler. Bu kurumların çalışanlarına odaklanmaya imkanı ve isteği oldu. Ekiplerin fiziksel ve mental sağlıkları için anlamlı uygulamalar hayata geçirdiler. Atölyeler gerçekleştirildi, evden çalışma sürecinin nasıl olacağına dair eğitimler verildi, kitler dağıtıldı. Dönemi iyi değerlendiren bu kurumların geleceğin iş dünyası için çalışmalar yapma şansı bile oldu” dedi.


60 PANORAMA

Dijitale yatırım yapan kazanıyor

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

McKinsey&Company tarafından yapılan araştırmada geleneksel müşteri iletişim araçları ile dijital iletişim araçları karşılaştırıldı. Araştırma sonucunda dijital iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarına oranla yüzde 33 daha etkili olduğu belirlendi. Dijital pazarlama, özellikle yeni normalde işletmelerin ürün veya hizmet tanıtımı, hedef kitleye kolaylıkla ulaşma ve satış potansiyellerini artırmada öncelikli tercihi. Geleneksel pazarlamanın durağan yapısının aksine dijital pazarlamanın dinamik olması, hızlı aksiyon alma, interaktif iletişime olanak sağlama ve ölçülebilir olma gibi pek çok avantajı mevcut. McKinsey&Company tarafından yapılan araştırma dijital iletişim araçlarının potansiyel müşteriler üzerinde diğer iletişim araçlarına kıyasla yüzde 33 daha etkili olduğunu gösteriyor. MÜŞTERİLERİN YÜZDE 95’İ DİJİTALDEN İşletmelerin doğru dijital pazarlama yöntemleriyle potansiyel müşterileri web sitelerine veya mağazalarına çekmeleri, içinde bulunduğumuz dijital çağın sunduğu avantajlar sayesinde eskiye nazaran çok daha basit. Deloitte tarafından yapılan araştırmaya göre, mağazalardan yapılan satışların yüzde 95’i di-

jital platformlardan etkilenerek gelen kişiler tarafından yapılıyor. Tüketici alışkanlıklarının dijitale evrildiği günümüzde, müşteriye ulaşmanın yolu dijital pazarlamayı etkili bir şekilde kullanmaktan geçiyor. GELENEKSEL PAZARLAMA TAHTINI DİJİTALE BIRAKTI Dijital pazarlamanın işletmelerin varlıklarını sürdürmede kritik bir konumda olduğunu söyleyen EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül, “İşletmeler artık marka bilinirliklerini ve karlılıklarını artırmak için geleneksel pazarlama yöntemlerini değil, arama motoru optimizasyonu (SEO), Google reklamları, sosyal medya reklamlar gibi dijital pazarlama yöntemlerini kullanıyorlar. Bu değişime ayak uydurmak tercihten çok zorunluluk. Değişen tüketici alışkanlıklarına ve taleplerine hızlı çözümler üretebilmenin tek yolu ölçümlenebilir ve analiz edilebilir bir platform üzerinden pazarlama stratejisi geliştirmek” ifadelerine yer verdi.



62

Covid-19 krizi ve işletme yönetimi COVİD-19 krizi bütün dünyayı önemli ölçüde etkilemeye devam ediyor. İş dünyası da bu etkiden payını alıyor. Bu konuda elbette ki birinci öncelik insan sağlığıdır. Bu nedenle insanlık öncelikle bu virüsün getirdiği sağlık problemlerini çözmeye ve virüsün yayılmasını önlemeye çalışmaktadır. Ancak henüz aşı ve tedavi edici ilaçlar konusunda kesin ve tatmin edici sonuçlar alınmış değil. Birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de bu konuda çeşitli çalışmalar var. İnşallah yakın zamanda insanlık bu sorunun da çözümünü bulacaktır. Ancak bu salgının işletmeler üzerinde de büyük etkileri olmaktadır. Bu etkiler en çok çalışanlar, müşteriler ve tedarikçilerle olan ilişkilerde ortaya çıkabilmektedir. Bu sayıdaki yazımızda krizin bu üç alandaki etkilerini tartışacağız. KRİZ DÖNEMLERİNDE YÖNETİCİLİK ‘YILMAZLIK’ Özellikle üst yöneticiler kriz dönemlerinde paniğe kapılmamalı, ‘Yılmazlık’ (Resilience) denilen güçlü, kararlı ve inançlı bir tutum sergilemelidirler. Sürprizlerin olmadığı, her şeyin yolunda gittiği zamanlarda üretkenliği sağlamak iyi bir yönetim çabası olarak tanımlanabilir. Ancak kriz ve belirsizlik ortamlarında üretkenliği başarmak ancak Dr. Ahmet Temiroğlu Özen Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı temiroglu@ozenmensucat.com atemiroglu@gmail.com

‘YILMAZLIK’ çabasıyla mümkündür. Yılmazlığı yüksek yöneticiler, en kötü şartlar altında bile başaracağından emin olan yöneticilerdir. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bunun düzeleceğine ve atlatılacağına inanır, buna çalışanlarını, müşterilerini ve tedarikçilerini de inandı-

YÖNETMEK

rırlar. Bunun yanında krizden çıkmak için plan ve programlar yaparak çaba da sarf ederler. Böyle yöneticiler çalışanların morallerinin ve motivasyonlarının bozulmamasına özen gösterirler. Krizi yönetirken işletmedeki çalışanların kişisel kaygılar duymasının ve işletmede de panik havasının yayılmasının önüne geçerler. Aynı tutumu müşteriler ve tedarikçiler için de sergilerler. KRİZ DÖNEMİNDE ÇALIŞANLARA KARŞI TUTUM Bu tip kriz ortamlarında çalışanlarla, doğru bir iletişim içerisinde olmak çok önemlidir. Çalışanların kriz döneminde işyeri ile ilgili gelişmeleri ve bilgileri doğru almaları gerekir. Uygulanacak politikaların, alınacak kararların hem doğru ve zamanında iletilmesi hem de bunların altındaki gerekçelerin doğru şekilde çalışanlara bildirilmesi, çalışanlar arasında kafa karışıklığının önüne geçer. Diğer yandan işletmeler önlemler alırken, politikalar geliştirirken, öncelikle çalışanlarının bu krizden en az zararla çıkmalarını sağlayacak tedbirleri de düşünmelidirler. Günümüzde bütün işletmeler rakipleri tarafından sürekli izlenmektedirler. Herhangi bir rekabet avantajı elde ettiklerinde rakipleri de çok hızlı reaksiyon TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

göstererek karşılık vermektedirler. Örneğin bir işletme yeni bir ürün çıkardığında, rakipleri de benzer ürünleri en kısa zamanda ortaya koyabilmektedirler. Ya da bir reklam kampanyası başlattığında rakipleri çok daha güzel bir reklam kampanyasıyla buna karşılık verebilmektedirler. Hatta yaptığı inovasyon ve AR-GE çalışmaları da kısa zamanda kopya edilebilmektedir. Ancak o işletmenin rekabet avantajı, sahip olduğu insan kaynaklarından geliyorsa, bunun taklit edilmesi ve buna karşı bir reaksiyon başlatılması uzun yılları gerektirmektedir. Bu açıdan baktığımızda kriz dönemlerinde işletmelerde yapılabilecek en önemli hatalardan birisi, çok kesin zorunluluk olmadığı halde, çalışanların bir kısmının işten çıkarılmasıdır. İşletmeler


belirli bir dönem zarar etseler de sahip oldukları insan kaynağını korumaya çalışmalıdırlar. KRİZ DÖNEMİNDE MÜŞTERİ VE TEDARİKÇİLERE KARŞI TUTUM Unutmamak gerekir ki işletmeler yalnız başlarına değil, ekonomik sistemin bir unsuru olarak hayatlarını sürdürürler. Bu sistemin diğer parçaları da yukarıda sözünü ettiğimiz gibi işletmenin çalışanları, müşterileri, tedarikçileri ve sosyal çevresidir. İşletmeler kriz dönemlerinde, içinde bulundukları sistemin bütün unsurlarını da gözetmek zorundadırlar. Kriz dönemlerinde çalışanlarını, tedarikçilerini, müşterilerini desteklemeyen, onlara yardımcı olmayan kuruluşlar, kriz sonrasında yollarına devam ederken zorlanabilirler. Çünkü sistemin unsurlarından biri veya birkaçı bozuk olduğunda sistem doğru çalışmaz. Örneğin çok güçlü olmayan tedarikçilerin bu dönemlerde desteklenmesi gerekir. Çünkü kriz sonrasında bu tedarikçilere ihtiyaç olduğunda onların işlerine devam ediyor olmaları çok önemlidir. Kriz dönemlerinde , “krize karşı önlemler alayım” derken kriz sonrası için onarılması zor sorunlar yaratmamak gerekir. Yukarıda söylendiği gibi çalışanların sayısını azaltmak, üretim kapasitesini düşürmek, bazı pazarlardan çekilmek ya da bazı müşterilerden vazgeçmek, salgın, afet gibi zorunlu haller dışında sadece zararı azaltmak amacıyla işletmeyi kapatmak ya da bir süre ara vermek gibi eylemler kriz sonrasında işletmeler için yeni ancak, özel krizlerin yaşanmasına neden olabilir. Unutulmamalıdır ki işletmeler bazı dönemler, bazı yıllar kar elde etmeseler de hayatlarına devam edebilirler. Ancak müşterilerini, pazarlarını, itibarlarını, yetiştirmiş oldukları insan kaynaklarını bir kriz döneminde “krizi yönetiyorum” derken zaafa uğrattıklarında, kriz geçtikten sonra toparlanıp yollarına devam etmeleri zorlaşabilir. Kriz dönemlerinde işletmeler sahip oldukları rekabet avantajlarını zedeleyecek hatalar yapmamalıdırlar. Kriz dönemlerinde yapılması gereken en önemli işlerden biri de bu krizden dersler alarak öğrenmektir. İşletmeler bundan sonraki krizlere hazırlıksız yakalanmamak için bu krizden öğrendikleri ile bir sonraki krize hazırlanmayı attık rutin bir işlem haline getirmelidirler.


64 PANORAMA

Sektör ilk Hibrit Fuar’da buluşuyor

Eylül ayında 22’nci kez kapılarını açmaya hazırlanan Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri Fuarı SIGN İstanbul, sektörünün ilk hibrit buluşması olacak.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

rinde gerçekleştireceğimiz SIGN İstanbul, sektör için bir ilk olacak. Altyapısı tamamen bize ait olan Online B2B programıyla, katılımcılarımız ve ziyaretçilerimiz ilk kez hibrit fuar deneyimi yaşayacaklar. Amacımız, İstanbul’a gelemeyen yurt içi ve yurt dışından satın almacıların da fuarımıza dahil olmalarını sağlayarak, katılımcılarımıza ticari beklentilerinin de üzerinde bir katma değer oluşturmak” dedi.

Her zamanki gibi yine dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayacak olan fuar, bu yıl eş zamanlı olarak dijital ortamda katılımcı & satın almacı görüşmelerine de ev sahipliği yapacak. SIGN İstanbul 2020’de ilk kez uygulanacak Online B2B programı sayesinde, ziyaretçi olmak isteyip de fuara gelemeyen yurt içi ve yurt dışından profesyoneller, önceden randevulaştıkları katılımcı firmalarla, fuar sırasında online toplantılar yaparak, yeni ürün ve teknolojileri yerinde görebilecekler. “Henüz aylar öncesinden neredeyse tamamen dolan SIGN İstanbul, katılımcı ve ziyaretçilerine eşsiz ticaret fırsatları sunmak üzere yeni bir uygulamayı daha hayata geçiriyor” diyen Tarsus Turkey Fuar Direktörü Ulaş Kılıç, bu yılki fuarda ilk kez uygulayacakları Hibrit model sayesinde, SIGN İstanbul 2020 katılımcı ve ziyaretçilerinin, hem fuardaki stand alanında yüz yüze hem de dijital ortamda bir araya gelebileceklerini söyledi. Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri Sektörü’nün ilk hibrit fuarı hakkında açıklamalarda bulanan Kılıç; “17-20 Eylül tarihle-

17 – 20 Eylül tarihleri arasında toplam 30.000 m2 alanda gerçekleşecek olan SIGN İstanbul, yine endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının üretici, tedarikçi, ihracatçı ve ithalatçılarını, reklam veren firmalar, reklam ajansları, dijital baskı merkezleri, matbaacılar, tekstil üreticileri, mimarlar, mühendisler, perakende malzeme satıcıları, promosyoncular ile yurt içi ve yurt dışından satın almacılarla buluşturacak. Fuarda, dijital baskı makinelerinden serigrafi makinelerine, tekstil baskıdan lazer makinelerine, LED sistemlerinden endüstriyel reklam ürünlerine, 3D baskı teknolojilerinden görsel iletişim ve sergileme ekipmanlarına kadar tüm yenilikler bir arada sergilenecek.



66 PANORAMA

Akbank’tan ihracatçılara destek Akbank, “İhracatçının Gücü Paketi”ni yeni ürün ve hizmetlerle zenginleştirerek müşterilerinin kullanımına sundu. Dijital dış ticaret tarifelerinden mil puan/chip para hediyelerine, cazip kredi fiyatlarından swift takip hizmetine kadar pek çok avantaj sunan paket ile Akbank, ihracatçılara desteğini artırarak sürdürüyor.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Akbank, “dış ticaret deyince ilk akla gelen banka olma” hedefiyle 2019 yılında ihracatçılara sunduğu İhracatçının Gücü Paketini, gelen yoğun ilgi ve talep üzerine, dijital ve yeni ürünlerle zenginleştirdi. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Akbank Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tugal’ın katılımıyla 2 Temmuz’da gerçekleştirilen Akbank İhracatçı Buluşmaları webinar etkinliğinde destek paketinin yenilikleri anlatıldı. “İHRACATÇILARIMIZ GÜCÜNÜ VE DİRENCİNİ GÖSTERMEYİ BAŞARDI” Etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında ihracatın Türkiye ekonomisindeki en öncelikli konuların başında geldiğine dikkat çeken Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir ve yüksek büyüme ihracattaki başarımıza bağlı. Aynı şekilde ülkemize döviz kazandırmanın en önemli yolu da yine ihracat. Akbank için de ihracatı desteklemek en öncelikli konular arasında.” Covid19 salgını nedeniyle tüm dünya gibi Türkiye’nin de çok farklı bir dönemden geçtiğini ifade eden Binbaşgil, “Bu sürecin ihracatımızı etkilediği bir gerçek; ancak tüm bu sıkıntıları birlikte aşacağımıza yürekten inanıyoruz“ dedi ve ekledi: “Dalgalanmalı birçok dönemde ihracatçılarımız gücünü ve direncini göstermeyi başardı. Hayatın yavaş yavaş normalleştiği bugünlerde, ihracatçılarımızın benzer bir başarıyı tekrar sergileyeceklerinden eminim. Bu anlamda Akbank olarak bizler de üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız. İhracatçılarımız için çözüm üretmeye, paketlerimizle ihracatçılarımızı desteklemeye ve yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.”

“PANDEMİ SÜRECİNDE DE MÜŞTERİLERİMİZİN YANINDAYIZ” Akbank olarak ülke ekonomisini desteklemeye yönelik çözümler ürettiklerinin altını çizen Akbank Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tugal, “Yaşadığımız zorlu süreçte, ülke ekonomisi için de büyük önem taşıyan ihracatçılarımızı destekleyecek çözümler sunmak en çok odaklandığımız konulardan biri oldu “ dedi ve ekledi: “Ayırdığımız özel kaynak kapsamında müşterilerimize 1 yıla kadar vadeli ihracat taahhütlü kredilerde Euro için %1,10; Amerikan Doları için %2,35’ten başlayan oranlarla çok cazip finansman imkanları sunuyoruz. Ayrıcalıklı faiz oranlarını içeren bu kredilerde üst limiti 1 milyon USD/EUR olarak belirledik. Eximbank’a hitaben verilen teminat mektuplarına da avantajlı komisyon oranları ile aracılık etmeye devam ediyoruz.” “İHRACATÇININ GÜCÜ PAKETİ DİJİTAL ÜRÜN VE HİZMETLERLE YENİLENDİ... İhracatçının Gücü Paketine yeni eklenen en önemli avantajların başında dijital yeniliklerin geldiğini belirten Tugal, “Dijital Dış Ticaret Tarifesi ile müşterilerimize Kurumsal İnternet Şubesi üzerinden “tek bir tıkla” ithalat transferlerini çok uygun tarife imkanlarıyla gerçekleştirme olanağı sağlıyoruz. Akbank müşterileri, bu tarifeyle 15 ya da 25 adet peşin ve/veya mal mukabili ithalat transferini istediği dijital tarifeyi seçerek, “hızlı ve güvenli” bir biçimde gerçekleştirebilecekler. Uzun yıllardır dijitalleşmeye yatırım yapan Akbank, müşterilerine Kurumsal Internet Şube ve Yabancı Para Toplu Ödeme Sistemi gibi alternatif kanallardan da işlem yapma imkanı sağlarken; Swift Takip Sistemi ile de döviz para transferlerinin tüm detaylarını uçtan uca şeffaf bir şekilde ücretsiz izleme seçeneğini sunuyor. Dış ticaret firmalarımız paket kapsamındaki tüm avantajları akbank.com’dan detaylı görüntüleyebilir, şubelerimizden bilgi alabilirler” dedi.


PANORAMA 67

Üretim hızlandı, tesislerin bakım ihtiyaçları arttı Endüstride geçtiğimiz 3 ayın ardından üretim yeniden artış trendinde. Motul’un işletmelerin kullanımına sunduğu endüstriyel yağ markası MotulTech, ürünleri ile bakım süreçlerindeki tesislerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.Tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen Covid-19 salgını boyunca yavaşlayan ve kimi sektörlerde durma noktasına gelen endüstriyel üretim Haziran ayı itibari ile yeniden başladı. 3 aydır çalışmayan veya limitli çalışan üretim araçlarının bakımları da bir o kadar önem kazandı. Tekrar üretimine hız vermek isteyen iş sahipleri, makinelerinin kullanım limitlerinde olup olmadığı sorusu ile karşı karşıya. VERİMLİLİĞİN SIRRI DOĞRU BAKIM Bekleyen hidroliklerin dişli yağlarının tekrar kullanıma uygun olup olmadığının testlerinin yapılması için, numunelerin teste gönderilmesi ve kullanım limitleri dışında ise değişmesi, üretim verimliliği için olmazsa olmazların başında geliyor. MotulTech endüstriyel yağları, değişim ve yenilenmesi gereken noktalarda kullanıldığı temizleme sıvıları serisi Safco Kleen ile hızlı bir çözüm sunuyor ve uzun süre daha temiz çalışmayı sağlıyor. Bununla birlikte MotulTech endüstriyel yağların ürün gamında yer alan birinci sınıf hidrolik yağlar serisi Rubric, ve yüksek performanslı dişli yağları Supraco modern

yağların tüm gereksinimlerini karşılıyor. Yüksek viskozite endeksi, aşınmaya karşı mükemmel koruma özellikleri, korozyona karşı optimum koruma ve sağladığı biyoçözünürlük ile fabrikaların verimliği, makinaların uzun ömürlü olması ve üretim maliyeti avantajı için tüm ihtiyaçları sağlıyor. MOTULTECH HIZLANAN ÜRETİM SÜREÇLERİNİN DESTEKÇİSİ MotulTech, üretimin başlangıcından bitmiş ürüne kadar her aşamada, büyük veya küçük, endüstriyel tüm makineler için uygun bir ürüne sahip çözüm ortağı olarak tüm üreticilerin yanında yer alıyor. Otomotiv ve yedek parça üreticileri, havacılık uçak sanayi, kağıt fabrikaları, metal işleme endüstrisi, gıda üretim sektörü, çimento fabrikaları, enerji üretim tesisleri, raylı sistemler, madencilik ve inşaat sektörlerine hizmet veren MotulTech, firmaların yeniden üretim süreçlerine destek veriyor. MotulTech’in başarısı, dünya standartlarındaki yüksek performanslı ürün gamının yanı sıra, Motul Türkiye tarafından verilen teknik servis ve destekten geliyor. MotulTech’in Türkiye birimi alanında uzman personeli ile metal işleme, ısıl işlem, ısı transferi ve özel gres ile üretim yapan firmalara, ayrıca gaz motorları ile elektrik üreten noktalarda hizmet veriyor.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020


68 PANORAMA

FESPA Eurasia sektörü yeniden canlandıracak Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının yeniliklerinin bir arada sergilendiği Avrasya’nın en büyük baskı fuarı FESPA Eurasia için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. FESPA Eurasia 2020 planlandığı gibi 3-6 Aralık tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) gerekli tüm önlemleri alarak baskı dünyasını sekizinci kez bir araya getirecek. ‘SEKTÖRÜN YANINDAYIZ’ Sektörün bütün yıl heyecanla beklediği FESPA Eurasia, geçen yıl 120 katılımcı ve 500’den fazla markanın katılımıyla birlikte 10 bini aşan ziyaretçiye ev sahipliği yaparak yeni bir rekor kırmıştı. FESPA Eurasia Fuar Müdürü Betül Binici bu yılki fuarla ilgili şöyle konuştu: “Salgında iyileşme oranlarımızın artması hepimizi mutlu etti. FESPA Eurasia Fuarı’nın tarihi Aralık ayı olduğu için, o zamana kadar normal hayata bütünüyle dönmüş olmayı bekliyoruz. FESPA Eurasia olarak sektörümüzdeki tüm firmaların yanın-

da olduğumuzu ve salgın dolayısıyla işlerinde oluşan kayıpları telafi etmeleri için bir fırsat olan FESPA Eurasia fuarını bu yıl daha büyük bir azimle yapacağımızı belirtmek isterim. Ayrıca firmalarımıza, fuar katılımı ile ilgili yapabileceğimiz tüm kolaylığı sağlamayı ve onlara destek olmayı planlıyoruz. Fuar organizatörlerine yönelik; koridorların genişletilmesi, fuar alanına termal kamera, maske, dezenfektan gibi önlemler konulması gibi yeni yönetmelikler gündemde. Bizler de resmi kurumlardan gelecek olan yeni düzenlemelere göre hareket edeceğiz ve tüm sağlık koşullarını yerine getirerek, sektörü canlandıracak bir fuar düzenleyeceğiz.” FESPA Eurasia 2020, baskı ve endüstriyel reklam dünyasının trendleri takip edebilmesini, fuardan ilham alarak yeni işler yaratabilmesini hedefliyor. Fuarda geniş format dijital baskı, serigrafi baskı, tekstil baskı ve endüstriyel reklama dair yeni ürünler ve teknolojiler sergilenecek.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Avrasya Bölgesi’nin lider baskı fuarı FESPA Eurasia, bu yıl planlandığı gibi 3-6 Aralık 2020 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde baskı dünyasını sekizinci kez bir araya getirecek.


22-26 JUNE / HAZİRAN TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL

Jeo Tekstiller

www.hightex2021.com Official Airline / Resmi Havayolu


70 PANORAMA

Archroma starts production of hand sanitizers to help fight covid-19

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

As part of its active engagement in the fight against COVID-19, Archroma, a global leader in color and specialty chemicals towards sustainable solutions, started bulk production of a new range of hand sanitizers at its Landhi site in Pakistan in May 2020. The new Kieralon ® HS range was developed by the R&D team at the Archroma Center of Excellence in Karachi, in line with the World Health Organization (WHO) recommendations. Sanitizers are currently in high demand in Pakistan in hospitals, isolation centers, medical institutes and other health care environments, due to the COVID-19 outbreak. The use of sanitizers has also been made mandatory in all factories, offices and public places, driving the demand even higher. The Kieralon ® HS range is being produced in different grades and concentrations to eliminate a broad range of germs, bacteria and viruses, to cater for various healthcare and hygiene requirements. They also include emollients and display non-stick and quick drying effect, for skin comfort. In April 2020, Archroma announced the introduction in Brazil of Mowiplus ® HPC 9600, a new thickener for sanitizing gels, developed to address

the global shortage in the thickener traditionally used for sanitizing gels. Archroma is also actively supporting manufacturers in the production of face masks and medical protective equipment. Its antimicrobial and barrier products in particular are in high demand, and Archroma is making every effort to assist existing and new customers entering this sector by providing technical knowhow and support. The company is supporting producers of packaging & paper who are facing high demand for food packaging as many restaurants have switched to delivery or take-away, as well as for parcels and boxes supporting online shopping. Mujtaba Rahim, CEO of Archroma Pakistan comments, “Within Archroma we are cognizant of the acute community need for high quality hygiene products that are also comfortable for users, as hand sanitizers tend to be harsh on the skin, so we took on the challenge to develop and start production in record time. The Archroma team in Pakistan won’t rest in fighting the COVID-19 pandemic, and hopes this new product will help to stop the spread of the virus and the suffering that it causes.”


PANORAMA 71

Güç dengesini yeniden düşünmek Janne Paananen, Eaton EMEA Teknoloji Müdürü İşletmeler ve tüketiciler, “her zaman açık” dijital altyapıya, giderek artan bir şekilde 7/24 güveniyor. Sonuç olarak, veri merkezleri bu dijital yaşam tarzını sağlamak için gerekli olan veri işlemedeki artışın üstesinden gelecek şekilde inşa ediliyor. Veri merkezleri uzun süredir karbon emisyonları ve tarihsel olarak yüksek enerji tüketimi nedeniyle çevresel problem kaynağı olarak görülüyor. Ancak bir anda gelen farkındalıkla, veri merkezlerini bir engelden bir yardıma dönüştürmek için bir yöntem oluşturuldu.

GÜÇ ŞEBEKEMİZİ DÖNÜŞTÜRMEK Yenilenebilir enerji kaynakları şu anda dünyadaki

EnergyAware UPS çözümümüz, veri merkezlerinin ve enerji tedarikçilerinin birlikte çalışarak sürdürülebilir enerji taleplerini dengelemelerine yardımcı oluyor. Potansiyel olarak hasar veren güç anormallikleri esnasında kritik bir koruma görevi görüyor, şebekeyi dengelemeye ve şebeke frekansını tutmaya yardımcı oluyor. Şebekeyi stabilize ederek yenilenebilir enerji kaynaklarının artışına katkıda bulunmanın ötesinde, bu EnergyAware çözümü değer yaratan bir çözüm olabilir. Büyük UPS kullanıcıları, kritik yüklerden ödün vermeden elektrik kesintilerinde şebekeye yardımcı olan güç tüketimindeki anlık ayarlamalar için finansal olarak telafi edilebilir. GÜÇ DENGELEMESİNİ ANLAMAK Enerji üretim sektöründeki yılların deneyimi ve uzun bir uygulamaya dayanan mühendislik geçmişi, güç dengelemenin temellerini anlamaya yardımcı olur. Dijitalleşme yaşam şeklimizi, çalışma şeklimizi, seyahat şekillerimizi ve daha fazlasını değiştirmeye devam ettikçe daha temiz bir enerji karması için güç dengelemenin arkasındaki mekaniği anlamak sektörümüzün ilerlemesi için anahtar olacaktır. Fosil yakıtlardan uzaklaşıp daha temiz bir geleceğe uygun bir zemin oluştururken, yeni nesillerin gelmesine yardımcı olacak gerçekten yenilikçi bir çözüm geliştirmede rol oynadığım için gurur duyuyorum.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

AYDINLANMA ANI Mühendislikte, yaşamın diğer birçok alanında olduğu gibi, en büyük yaratıcı çözümler baskı altında şekillenir. Bu, 2013 yılında, kariyerimdeki en heyecan verici ilerlemelerden birinin gerçekleştiği durumdu. Bir müşteri, güç beslemesinde pikler ve düşüşler yaşıyordu ve bu değişken yük mevcut kablolarını baskı altına alıyordu. Şebekesinin bir kısmını yeniden kablolamamak için, müşteri enerjiyi tamponlamak için bir yol arıyordu. Bu, yüksek yük anlarında gücü tutmaya çalışmak ve etkiyi daha eşit bir şekilde yaymak anlamına geliyordu. İlk başta bu istek için en doğal görünen enerji depolama çözümünü düşünmekten hızla uzaklaştık. Bunun yerine, bir UPS’in (kesintisiz güç kaynağı) bunu nasıl yönetebileceğini ve müşteriye nasıl daha fazla değer sağlayabileceğini düşündük. Sonunda, bu fikir bizi EnergyAware UPS çözümüne götürdü.

elektriğin %26’sını sağlıyor ve bu oran sürekli artıyor. Bu nedenle güç sistemleri ve pazarlar, şebekeye daha fazla yenilenebilir enerji ilave edilmesinin neden olduğu fazla dalgalanmayı telafi etmek için daha esnek hale gelmeli.


72 MAKALE

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Atık fındık (corylus avellana l.) yapraklarından doğal boyarmadde ekstraksiyonu ile pamuklu örme kumaşlarda boyama potansiyelinin incelenmesi Extraction from waste hazelnut (corylus avellana l.) leaves natural dyed with examination of potential of cotton fabrics and development Tercan Kemal Beyaz - Tezcan Raşit Beyaz Akar Tekstil, Ar-Ge Merkezi / İzmir

ÖZET Atık fındık yapraklarından elde edilen doğal boyarmaddeler ile pamuklu ham kumaşları çeşitli boyama koşullarında farklı renkte ve bu renklerin farklı tonlarında iyi bir şekilde boyanabilmektedir. Bu çalışmada fındık yapraklarının ekstraksiyonu ile elde edilen doğal boyarmadde ile %100 30/1 süprem pamuk lifinden üretilmiş tekstil mamülü beş farklı mordan maddesi kullanılarak boyanmıştır. Boyama sonrası renk skalaları oluşturulmuş ve haslık sonuçları incelenmiştir. Elde edilen renkler, yıkama , sürtme, ter haslığı ve boncuklanma açısından pamuklu örme kumaşlarda rahatlıkla kullanılabilmektedir. Yapılan formaldehit, ağır metal ve azo boyarmadde testleri sonucunda ürünlerde formaldehit, ağır metal ve azo grubuna rastlanmamıştır. Anahtar Kelimeler: Doğal boyarmadde, fındık yaprağı, mordanlama, pamuklu kumaş, boyama haslığı, ağır metal, organik tekstil, ektraksiyon Abstract Natural dyestuffs obtained from waste hazelnut leaves with cotton ham fabrics can be dyed in different colors in different colors and in different shades of these colors. In this study, natural dyes obtained by extraction of hazelnut leaves were dyed by using five different mordant materials produced from 100% 30/1 raw cotton fiber. After painting, color scales were formed and fastness studies were performed. The colors obtained can be used easily in cotton knitted fabrics in terms of washing, rubbing, perspiration fastness and pilling. As a result of formaldehyde, heavy metal and azo dyestuff tests, formaldehyde heavy metal and azo groups were not found in the products.


MAKALE 73

Key Words: Natural dyes, hazelnut leaf, mordaning, cotton, fastness of dyeing, heavy metal, organıc textil, extractıon GİRİŞ Son yıllarda bitkisel boya maddelerine olan ilgi giderek artmakta, özellikle gelişmiş ülkelerde bu bitkilerin tarımı ve kullanımına önem verilmektedir. Avrupa Birliğinin incelemeleri sonucunda 2005 yılında bitkisel boya maddelerin tekstil boyalarının %15’ini oluşturacağı belirtilmektedir [8]. Bitkiler insan sağlığını ve yaşam kalitesini artırmak amacı ile yıllardır kullanılmaktadır. Türkiye sahip olduğu bitki çeşitliliği açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri konumundadır. Bu bitki çeşitliliğinin yetişmesi için ülkemiz, gerekli iklim koşulları ve uygun topraklara sahiptir. Bundan dolayı ülkemizde yaklaşık 174 familyaya ait 1251 cins ve 12000’den fazla tür ve alt türler geniş bir bitki örtüsü dağılımı göstermektedir [9]. Fındık, Fagales takımı Betulaceae familyası Corylus cinsi içinde yer alan çalı veya ağaç formunda bir bitkidir. Meyvecilik bakımından önemli olan ve ekonomik olarak kültürü yapılan türler Corylus avellana L. (Adi fındık), C. colurna L. (Türk fındığı) ve C. maxima Mill. (Lambert fındığı) olup günümüzde çeşitli türlerin melezleri de ticari anlamda oldukça önem kazanmıştır [10]. Bu araştırmada pamuklu örme kumaşlarda fındık yaprakları ile mordansız ve birlikte mordanlama yöntemi uygulanarak boyanmasından elde edilen renklerin belirlenmesi ve renk paletinin oluşturulması elde edilen renklerin haslık değerlerinin tespiti amaçlanmıştır. Aynı zamanda mordan miktarındaki artışın boyamaya etkisi de incelenmiş ve haslık özelliklerine etkisine bakılmıştır.

Yöntem Doğal boyarmadde eldesi için kurutulan yapraklardan 15 gram fındık yaprağı, 500 ml su içinde önce kaynatılmış daha sonra soğumaya bırakılarak bir gün süre bekletilmiştir. Boyama yapmak için 30/1 süprem %100 pamuklu kumaş

Azo boyarmadde tayini, TSE tarafından hazırlanan TS EN ISO 14362-1:2017 ve TS EN ISO 143623:2017 standardına göre değerlendirilmiştir. Formaldehit tayini, TSE tarafından hazırlanan TS EN ISO 14184-1:2011 standardına göre değerlendirilmiştir. Yıkama haslığı tayini, TSE tarafından hazırlanan TSE EN ISO 105 C06:2010 standardı gri skala metoduna göre değerlendirilmiştir. Sürtme haslığı tayini, TSE tarafından hazırlanan TSE EN ISO 105-X12:2016 standardı gri skala metoduna göre değerlendirilmişitir. Boncuklanma tayini, TSE tarafından hazırlanan martindale aşındırma testi TSE EN ISO 124945-2 standardına göre değerlendirilmiştir. BULGULAR Şekil 1 de boyarmadde kaynağı olarak kullanılan atık fındık yaprağının 5 farklı mordan ile ham pamuklu örme kumaş üzerinde ortaya koyduğu renkler gösterilmektedir. Elde edilen renklerin tekstil sektöründe yaygın olarak kullanılan renkler olduğu görülmektedir. Elde edilen renkler açısından değerlendirildiğinde, fındık yapraklarının ekstraksiyonu sonucu

şekil 1 : Deneme sonucu ortaya çıkan renkler

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Bu araştırmanın materyalini fındık ( Corylus avellana L. ) bitkisinin sonbahar aylarındaki yaprakları, 30/1 süprem pamuklu kumaş, potasyum dikromat, demir(III) klorür, bakır(II) sülfat, kalay klorür, alüminyum potasyum sülfat olmak üzere 5 mordan oluşturmaktadır. Corylus avellana yaprakları Sakarya ili Karapürçek ilçesi Yazılıgürgen Köyü civarından toplanmıştır.

kullanılmıştır. Doğal boya stok çözeltisinden 1:20 flotte oranında boyama grafiğine göre işlem yapılarak birlikte mordanlama tekniğine göre boyanmıştır ve ardından soğuk ve sıcak yıkama yapılarak boyama süreci tamamlanmıştır. Uygulama yöntemi olarak oda sıcaklığında kumaş, boya çözeltisi ve mordan birlikte numune boyama makinesine yerleştirilerek boyamaya başlanmaktadır. Boyama sıcaklığında 60 dakika işleme tabi tutulmaktadır. Soğuk su ile taşmalı yıkanır ve ardından yıkama yapılarak etüvde kurutma yapılmaktadır. Boyama işlemlerinden sonra haslık özelliklerine bakılmıştır.


74 PANORAMA

elde edilen boya çözeltisi ile açık-orta ve koyu tonlarda renkler elde edilebilmektedir. Kullanılan mordan maddesi değiştiğinde ortaya çıkan renklerde de değişim görülmektedir. Test sonuçlarına göre azo boyarmadde ve formaldehit bulunmadığı tespit edilmiştir. Yıkama haslığı açısından değerlendirildiğinde, mordansız numunenin yıkama haslıkları daha iyi sonuç vermektedir. Sürtme haslığını genel olarak değerlendirdiğimizde, boyamalar iyi sonuç vermektedir. Kuru sürtme haslığı değerlendirildiğinde, mordanlı ve mordansız boyama arasında bir fark görülmemektedir. Yaş sürtme haslığı değerlendirildiğinde, mordanlı boyamalar mordansız boyamaya göre iyi sonuç vermektedir.

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

Martindale aşındırma testini genel olarak değerlendirdiğimizde, boyamalar iyi sonuç vermektedir. Aşındırma testi sonuçları değerlendirildiğinde, mordanlı ve mordansız boyamalar arasında bir fark görülmemektedir. Kullanılan mordan tipi değerlendirildiğinde, bakır 2 sülfat mordan maddesi diğer mordan maddelerine göre kullanılan tekstil mamülünde ters etki yaratıp kumaş yüzeyinde boncuklanmalara sebep olmaktadır. Asidik ve bazik ter haslığı sonuçları değerlendirdiğimizde , boyamalar iyi sonuç vermektedir. Asidik ter haslığı sonuçları değerlendirildiğinde, mordanlı ve mordansız boyamalar arasında bir fark görülmemektedir. Bazik ter haslığı sonuçları değerlendirildiğinde,

mordanlı ve mordansız boyamalar arasında fark olmamaktadır. Kullanılan mordan tipini değerlendirdiğimizde, mordan çeşitlerinin tamamının aynı etkiyi yarattığı görülmektedir. SONUÇ Bu çalışmada atık fındık yapraklarından elde edilen doğal boyarmaddenin pamuklu kumaş üzerinde boyama potansiyeli ve kullanım haslıkları incelenmiştir. Bu araştırmada Marmara bölgesinde bol miktarda yetişen bir fındık türü olan Corylus Avellana L. Bitkisinin, sonbahar aylarında toplatılan yaprakların doğal boyamacılık alanında değerlendirebilme imkanı incelenmiştir. Bu amaçla ilk olarak doğal boyamacılıkta en çok kullanılan mordanlar seçilerek hem mordanlı hem de mordansız boyama yapılarak yaprakların verdiği renkler belirlenmiştir. Fındık yaprağının tekstilde kullanılabilir hale gelmesi ve seri üretime geçilmesi durumunda toplama aşamasında yeni bir istihdam kapısı açacaktır. Çalışma kapsamında görüldüğü üzere farklı mordanlar ile renk çeşitliliği sağlanmaktadır. Ayrıca kullanım haslıkları iyi sonuç vermektedir. Genel olarak bakıldığında, fındık yapraklarının pamuklu kumaşların boyamasında ekonomik ve doğal kaynak olarak tekstil endüstrisinde kullanılabileceği ortaya konulmuştur. Böylece tekstil endüstrisi bakımından alternatif boyama materyalleri için optimum boyama koşulları belirlenmiştir.

KAYNAKLAR: [1] Öger Adem ‘’1.Uluslararası nevşehir tarih ve kültür sempozyumu bildirileri’’, Nevşehir Üniversitesi Yayınları, Nevşehir, 2011 [2] Bakraç Meryem ve Akdan Fatma ‘’Kırmızı toz biber(capsicum annum l.) ve domates(lycopersiconesculentum) suyundan çeşitli mordan yöntemleri ile yün boyama ve haslık değerlerinin karşılaştırılması’’ TÜBİTAK-BİDEB Araştırma Projesi Eğitim Çalıştayı, Malatya, 2012 [3] Seyitoğlu Salih Mehmet ‘’Sulu çözeltiden metilen mavisinin bazı biyosorbentler ile uzaklaştırılması’’, (yüksek lisans tezi, Dicle Üniversitesi, 2011), 5 [4] Hıdır Recep ‘’Tirebolu bezi; sürdürebilir yaşam için üretiliyor’’, Uluslararası Kent ve Sağlık Kongresi, Bursa, 2018 [5] Çimen Emrah ‘’Kırmızı gül yparaklarından farklı ekstraksiyon yöntemleri ile doğal boyarmadde eldesi ve tekstil alanında uygulanabilirliği ‘’ (yüksek lisans tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013), 3 [6] https://www.potasyum.gen.tr/potasyum-dikromat.html (29.11.2018) [7] https://tr.qwertyu.wiki/wiki/Tin(II)_chloride (30.09.2019) [8] Kızıl Süleyman ve Kayabaşı Nuran ‘’Muhabbet çiçeğinin (resada lutea l.) boyama özelliklerinin belirlenmesi üzerine bir çalışma’’, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2005, 195-200 [9] Oğuzkan Bayıl Sibel ve arkadaşları ‘’Fındık (corylus avellana l.) yeşil kabuk ve yaprak ekstraklarında biyolojik aktivite tayini, KSÜ Doğa Bil. Derg. 19(4), 373-378, 2016 [10] Karahan Aynur ve arkadaşları ‘’Karadeniz bölgesinde fındık bakteriyal yanıklığı [xanthomonas arboricola pv. corylina (miller et al.) vautern et al ] hastalığının yaygınlığı üzerine araştırmalar’’, Bitki Koruma Bülteni, 2013, 53(3), 159-174 [11] Tutak ve Arkadaşları ‘’Bazı bitkilerden elde edilen doğal boyarmaddelerin yünü boyama özelliğinin incelenmesi’’, BAÜ FBE Dergisi, 2008, 10(2), 53-59 [12] https://www.findik.gen.tr/findik-yapragi.html (15.11.2018) [13] Tarakçıoğlu Ceyhan ve Arkadaşları ‘’ Ordu yöresinde yetiştirilen fındık bitkisinin ( corylus avellana l.) beslenme durumunun toprak ve yaprak analizleriyle belirlenmesi’’, Tarım Bilimleri Dergisi, 2003, 9(1), 13-22 [14] ‘’ 2017 Yılı Pamuk Raporu’’, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, 2018, 1 [15] https://tekstilsayfasi.blogspot.com/2013/01/pamuk-fiziksel-kimyasal-ozellikleri.html (02.08.2014) [16] http://www.askimya.com/urunler/demir-3-klorur-106.html (01.10.2019) [17] Akyatan Gizem ‘’ Organize sanayi bölgesi atıksularının magnezyum flokülasyonu ile arıtılabilirliğinin incelenmesi ve klasik koagülantlara karşılaştırılması’’, (yüksek lisans tezi, Çukurova Üniverstiesi), 2010 [18] https://www.asit.gen.tr/bakir-sulfat.html (10.10.2018) [19] Alhalabi Khalil ‘’ Suriye ve türkiyede üretilen pamuk lifinin karşılaştırılmalı incelenmesi ‘’, ( yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi, 2007) 40-50 [20] Erkan Murat ‘’Pamuk lifi ile uyumlu sentetik lif karışımlarından iplik ve kumaş üretilip özelliklerinin karşılaştırılması’’ , (yüksek lisans tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2013) 2-8 [21] Prof. Dr. İnci Başer Elyaf Bilgisi ( Marmara Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Birimi / İstanbul : 2002 ) 37-45 [22] Dabak Salih ve arkadaşları ’’Erdemir de demir(ııı) klorür demir(ıı) sülfat üretimi ‘’, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş Labaratuvarlar Müdürlüğü, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. Ar-Ge Müdürlüğü, Ereğli/Zonguldak, 2015 [23] http://www.mimibook.com.tr. (2018) [24] Altınok Burak Umut ‘’ Tekstil yüzeylerinin antibakeriyel özelliklerinin araştırılması ‘’, ( yüksek lisans tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2008) 36-40



76 PANORAMA

Pamuk Pazarı Esasları ve Fiyatlara Genel Bakış Cotton Market Fundamentals & Price Outlook

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

SON FİYAT HAREKETLERİ Çin, Hindistan ve Pakistan fiyatları geçtiğimiz ay boyunca yatay seyir izledi. NY vadeli işlemler ve A Endeks yükselişteydi. • Aralık vadeli NY kontratı 60’tan 64 cent/lb seviyelerine çıktı. • A Endeks 68’den 70 cent/lb’ye tırmandı. • Uluslararası birimlerde Çin Pamuk Endeksi (CC Endeks 3128B) 78 cent/lb civarında tutundu. Yerel birimlerde fiyatlar 12.000 RMB/ton yakınlarında tutundu. RMB dolar karşısında geçtiğimiz ay 7,08’den 6,99 RMB/USD’a değer kazandı. • Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi) 59 cent/lb yakınlarında dengedeydi. Yerel birimlerde değerler 35.300’den 34.700 INR/ candy’ye geriledi. Hint rupisi genel olarak 75 INR/USD civarında dengedeydi. • Pakistan fiyatları Haziran ayının ikinci yarısında biraz düştü (61’den 58 cent/ib’ye) ancak Temmuz başında toparlanarak bir önceki ayın seviyelerine geri geldi (61 cent/lb). Geçtiğimiz ayda Pakistan rupisi ABD doları karşısında biraz değer kaybederek 164’ten 167 PKR/USD’ye geriledi. ARZ, TALEP VE TİCARET Son ABD Tarım Bakanlığı raporu 2020/21 küresel üretim tahminlerine dikkate değer bir düşüş yaptı (-2,5 milyon balya ile 116,2 milyona). Dünya çapında yeni COVID-19 vakalarındaki artışa rağmen, global işletme tüketim rakamları pek değişmedi (2019/20 için -292.000 balya ile 102,4 ve 2020/21 için -115.000 balya ile 114,3 milyona). 2019/20 işletme kullanımındaki azaltma 2020/21 başlangıç stoklarına küçük bir artış olarak yansıdı. Ancak, arz tarafına yapılan ilave daha düşük hasat tahminin altında kaldı ve 2020/21 dünya kapanış stokları azaldı (-1,9 milyon balya ile 102,8 milyona). Bu düşüşe rağmen, öngörüler kayıt altına alının en büyük ikinci stok arz hacmine işaret etmekte. Global stoklar, sadece Çin rezervlerinin zirveye ulaştığı 2014/15’te daha yüksek oldu (106,7 milyon). Ülke bazında 2020/21 üretim tahminlerindeki en büyük düşüşler ABD (-2,0 milyon balya ile 17,5 milyona), Türkiye (-300.000 ile 3,0 milyona), Tanzanya (-175.000 ile 430.000’e) ve Meksika (-100.000 ile 539.000’e) için yapıldı.

Recent price movement Chinese, Indian, and Pakistani prices were stable over the past month.NY futures and the A Index drifted slightly higher. • Prices for the December NY futures contract rose from levels near 60 to those near 64 cents/lb. • The A Index climbed from 68 to 70 cents/lb. • In international terms, the China Cotton Index (CC Index 3128B) held near 78 cents/lb. In domestic terms, prices held near 12,000 RMB/ton. The RMB strengthened against the dollar over the past month, from 7.08 to 6.99 RMB/USD. • Indian cotton prices (Shankar-6 quality) were steady around 59 cents/lb. In domestic terms, values decreased from 35,300 to 34,700 INR/candy. The Indian rupee was generally stable near 75 INR/USD. • Pakistani prices dipped a little in the second half of June (from 61 to 58 cents/lb) but recovered to match month-ago levels by early July (61cents/lb). In domestic terms, values fell from 8,300 to 8,000 PKR/maund and then rose to 8,400 PKR/maund. The Pakistani rupee weakened slightly against the USD over the past month, from 164 to 167 PKR/USD. Supply, Demand & Trade The latest USDA report featured a significant decrease to global production estimates for 2020/21 (-2.5 million bales to 116.2 million). Despite the uptick in new cases of COVID-19 around the world, figures for global mill-use were mostly unchanged (-292,000 bales to 102.4 million for 2019/20 and -115,000 bales to 114.3 million for 2020/21). The reduction in 2019/20 mill-use caused a small upward revision to 2020/21 beginning stocks. This addition to supply was overwhelmed by the lower harvest projection, however, and the prediction for 2020/21 world ending stocks decreased (-1.9 million bales to 102.8 million). Even with that decrease, the forecast calls for the second-highest volume of warehoused supply on record. Only in 2014/15, when Chinese reserves reached their peak, were global stocks higher (106.7 million bales). At the country-level, the largest reductions


PANORAMA 77

Bu düşüşleri kısmen de olsa Pakistan için yapılan artış dengeledi (+200,000 ile 6,5 milyona). İşletme kullanımında dikkate değer ülke bazlı tek revizyon 2019/20 ve 2020/21 için sadece Meksika rakamlarında yapıldı (2019/20 için - 200,000 balya ile 1,5 milyona ve 200/21 için -100,000 balya ile 1,7 milyona). 2020/21 için dünya ticaret tahminleri 1,0 milyon balya azaltıldı (41,8 milyon balyaya). İthalat bazında en büyük değişiklikler Pakistan (- 600.000 balya ile 3,9 milyona), Meksika (-250.000 ile 650.000’e) ve Türkiye (-100.000 ile 4,1 milyona) için yapıldı. İhracat bazında 2020/21 tahminlerinde öne çıkan değişiklik ABD için yapılan 1,0 milyon balyalık düşüş oldu (15,0 milyona). FIYATLARA BAKIŞ Geçtiğimiz ayın sonunda yayınlanan ekim alanı raporuna göre, ABD Tarım Bakanlığı 2020/21 için

TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

for 2020/21 production estimates were for the U.S. (-2.0 million bales, to 17.5 million), Turkey (-300,000 to 3.0 million), Tanzania (-175,000 to 430,000), and Mexico (- 100,000 to 539,000). These declines were partially offset by an increase for Pakistan (+200,000 bales to 6.5 million). For mill-use, the only notable country-level revisions for either 2019/20 or 2020/21 were for Mexico (-200,000 bales for 2019/20 to 1.5 million, -100,000 bales for 2020/21 to 1.7 million). Global trade expectations for 2020/21 were lowered 1.0 million bales (to 41.8 million). In terms of imports, the largest revisions were for Pakistan (-600,000 bales to 3.9 million), Mexico (-250,000 to 650,000), and Turkey (-100,000 to 4.1 million). In terms of exports, changes to 2020/21 estimates were dominated by the 1.0 million bale reduction for the U.S. (to 15.0 million).


TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020

78 PANORAMA

resmi tahminlerini Mart ayında yayınlanan bir önceki tahminlere göre %11 düşürdü. Nisan ve Mayıs aylarında Mart rakamı 2020/21 ABD üretimini tahmin etmek üzere kullanıldı. Bu ayın arz ve talep tahmin setinde yeni ekim alanı rakamlarının kullanılması, ABD üretim hacmi projeksiyonunda iki milyon balyalık düşüşe yol açtı. Daha az pamuğun hasat edilme öngörüsü ile daha az Amerikan pamuğunun ihraç edilmesi bekleniyor (Haziran tahminine göre -1,0 milyon balya daha az). Üretimdeki düşüşün büyüklüğü ihracattaki düşüşün iki katı olduğundan fark 2020/21 kapanış stokları tahminine ciddi bir düşüş olarak yansıdı (2019/20 ihracatlarına 200.000 balyalık ilave ve buna karşılık 2020/21 başlangıç stoklarından düşüş de buna katkıda bulundu). Bu, bir önceki aya göre 1,2 milyon balyalık düşüş olarak yansıdı (8,0’dan 6,8 milyon balyaya). Bu değişiklik yıl bazında ABD stoklarında trendin yön değiştirmesine yol açtı – oldukça büyük bir artıştan düşüşe doğru. Haziran tahmini 700.000 balyalık artış şeklindeydi. Şu anda 300.000 balyalık düşüş öngörülüyor. Her şeye rağmen, 2020/21 ABD kapanış stokları için mevcut güncel tahmin yakın tarihteki en yüksek depolanan pamuk seviyelerinden birine işaret ediyor. Önemli olan Batı Teksas bölgesine kuraklık belirmeye başladı. Terk edilen mahsul ve verim kayıpları artar ise ABD stoklarının fiyatlara olan baskısı daha da gevşeyebilir. Ancak, kapanış stoklarında tasvir edilen tabloda 2020/21 ABD arz durumundaki muhtemel bir daralma uzak görünüyor. Aynı durum dünyanın geri kalanı için de geçerli. 2020/21 global stokların şu ana kadar olan en yüksek ikinci seviyeye çıkması bekleniyor (2020/21 için öngörülen 102,8 milyon balya ve 2014/15 kapanış stoku bulunan 106,7 milyon balya). Arzın biriktiği diğer bir ülke de Hindistan oldu ve Hindistan’ın 2019/20 ve 2020/21’de art-arda iki kez rekor kırması bekleniyor (2014/15’teki 10,5 milyon balyalık rekoru 2020/21’de ikiye katlayarak). Yeni hasat yılında muson yağmurları hem erken hem de bol miktarda geldi. Bu yağmurlar ekimi kolaylaştırırken Hindistan Tarım Bakanlığı ekim seviyelerinin geçen yıla göre iki kat arttığını bildirdi. Olumlu hava koşullarından Pakistan da faydalandı. Alt kıtada böcek istilaları sürekli bir tehdit olsa da erken destek olarak gelen yağmurlar her iki ülkede de sağlıklı mahsul olasılığını önermekte. Piyasa için önemli soru bu pamuğun ne kadarının kendine alıcı bulabileceğidir. Dünya çapında Nisan ayında gözlenen COVID vaka sayısındaki düşüş trendi yerini hızla büyüyen artışa bıraktı. Pandeminin ilk şoku geçmişte kaldı ancak vakalardaki canlanma virüsün ve pek çok etkisinin bir-iki ay önce tahmin edilenden daha uzun bir süre ortada kalabileceğini öneriyor.

Price outlook In the acreage report released at the end of last month, the USDA revised their official estimate for 2020/21 U.S. planted acres to a level 11% below the one issued in March. In April and May, the March number was used to forecast 2020/21 U.S. production. Adoption of the new acreage figure in this month’s set of supply and demand forecasts drove the two million bale month-over-month decrease in the projected size of the U.S. crop. With less cotton expected to be harvested, less U.S. cotton is projected to be exported (-1.0 million bales relative to June’s estimate). The reduction in production was twice the size of the decline in exports, and a result was a significant decrease to the forecast for 2020/21 U.S. ending stocks (a 200,000 bale addition to 2019/20 exports and a corresponding decrease to 2020/21 beginning stocks was another contributing factor). Month-over-month, there was a 1.2 million bale month-over-month decrease (from 8.0 to 6.8 million bales). This adjustment caused a reversal in the direction of year-over-year change in U.S. stocks, from a sizeable increase to a decrease. A 700,000 bale increase was forecast in June. A 300,000 bale reduction is currently predicted. Nonetheless, the current forecast for 2020/21 U.S. ending stocks calls for one of the highest levels warehoused cotton in recent history. Dry conditions have emerged in the important West Texan growing region. If abandonment and yield losses mount, the weight from U.S. stocks on prices could ease further. However, the level described by the current estimate for ending stocks suggests that the likelihood of a tight U.S. supply situation in 2020/21 is remote. The same is true for the rest of the world. Global stocks in 2020/21 are projected to reach the second-highest volume ever (102.8 million bales predicted for 2020/21, there were 106.7 million bales of ending stocks in 2014/15). India is another country where supply has accumulated, and India is expected to easily set successive records for ending stocks in 2019/20 and 2020/21 (doubling the previous record of 10.5 million bales set in 2014/15 by 2020/21). For the new crop year, monsoon rains have been both early and plentiful. These rains have facilitated planting, and the Indian Department of Agriculture indicates that plantings are currently twice the level from one year ago. Pakistan has also benefitted from favorable weather. Pest infestations are a persistent threat on the subcontinent, but early supportive rainfall suggests the possibility of healthy yields in both countries. A question for the market is how much of this cotton may be able to find a buyer. The slight downward trend in global case incidence for COVID that existed in April has been replaced by an exponential resurgence. The initial shock of the pandemic has passed, but its resurgence suggests that the virus and its many effects could be around longer than may have been expected a month or two ago.


Her an ONLINE olun! Bütün dünya sizi görsün! www.tekstilteknik.com.tr


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ......................................................................................................................................................................... Company / Firma : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................ Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................ Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : ....................................................................................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. One year EURO 100 Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Check is enclosed / Çek ektedir. Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /

....................

/

: ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / .................... / : Visa ....................

YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ ( TL ) İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. GARANTİ BANKASI GÜNEŞLİ ŞUBESİ ŞUBE KODU: 295 HESAP NO: 6293152 IBAN NO: TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

....................

Master / Eurocard

Stamp & Signature / İmza :

.................................................................................................................................................................................................................

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073622 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073623 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr



PASHA

DISCOVER ITS Differences FARKLARINI KEŞFEDİN

FOR THOSE WHO PREFER THE BEST

EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN

GOOD TO BEST We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions come together and new trend is set.

İYİDEN MÜKEMMELE Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.

www.stentermachine.com www.stenterframe.com www.rammakinesi.com

info@effeendustri.com www.effeendustri.com

+90 212 886 5533 +90 212 671 8520


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.