Teknik Tekstil September 2020

Page 1

ISSN 2148-9254

EYLÜL SEPTEMBER 2020

www.tekstilteknik.com.tr


&

Halat Açma & Kesme & Sıkma Makinesi (Enzim Yıkama Üniteli) Rope Opening & Slitting & Squeezing Machine With Enzym Wash Unit

2019 Yılı Makine Sektörü YILIN İNOVASYON MARKASI Ödülü Kazananı Winner INNOVATION BRANDS OF 2019 of Machine Sector

www.beneks.com


EcoCompact HT Kumaş Boyama Makinesi HT Fabric Dyeing Machine

2019 Yılı Makine Sektörü YILIN İNOVASYON MARKASI Ödülü Kazananı Winner INNOVATION BRANDS OF 2019 of Machine Sector

www.beneks.com


İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA Publisher H. Ferruh IŞIK GENEL MÜDÜR (SORUMLU) General Manager (Responsible) Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief Prof. Dr. Cevza Candan YAYIN KURULU Editorial Board Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

REKLAM DANIŞMANI Advertisement Consultant Mehmet TATLI mehmet.tatli@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR Technical Manager Tayfun AYDIN tayfun.aydin@img.com.tr GRAFİK & TASARIM Graphics & Design Hakan SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ Digital Assets Manager Emre YENER emre.yener@img.com.tr WEB DEVELOPER Amine Nur YILMAZ amine.yilmaz@img.com.tr ABONE VE DAĞITIM Subsc­rip­ti­on and Cir­cu­la­ti­on Ma­na­ger İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

AD­R ES | He­a d Of­fi­ce İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 www.tekstilteknik.com.tr e-ma­il: img@img.com.tr BASKI | Printed By | İH­L AS Ga­ze­te­ci­lik A.Ş. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 30 00 BÖL­GE TEM­S İL­Cİ­LİK­LE­R İ BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA | Me­t in DE­M İR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives KOREA | Jes Media Int. Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr BİLGİ / Information Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Tekstil & Teknik is published monthly. Ad­ver­t i­s e­ments res­pon­s i­b i­li­t i­e s pub­lis­hed in our ma­g a­z i­ne per­ta­in to ad­ver­t isers.

REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT ASTEKS................................................... 19 ATAÇ...................................................... 37 BENEKS ......................................... Ö.K.İ-1 CANLAR MEKATRONİK.................. 28-29 DENA DYE...........................................Ö.K EFFE ENDÜSTRİ ..................................... 17 EGE TMF................................................49 EKOTEKS........................................... 35-47 EPSON..................................................... 9 HIGHTEX 2021....................................... 75 ITM 2021.............................................A.K.İ İHLAS ARMUTLU.................................... 61 İHLAS MATBAACILIK............................53 İHLAS YAPI.............................................69 JACOB MÜLLER....................................25 KIRAY MAKİNA.....................................33 KUZULUK KAPLICALARI........................ 51 LÖSEV....................................................59 OPTİMA...............................................A.K PETNİZ ISI............................................... 21 PICANOL................................................. 3 PİMMS............................................... 12-13 SANKO................................................... 41 SPGPrints................................................. 5 ŞANAL PLASTİK............................... 44-45 TGSD......................................................79 TÜRKİYE HASTANESİ..............................65 TÜYAP (İPLİK FUARI).............................. 57


Hıza olan ihtiyaçları kıstasımızdır Bu reklamı yeni uygulamamızla tarayarak videoda vizyonumuzu keşfedin. UYGULAMA IÇIN BUNU TARAYIN

www.picanol.be

Let’s grow together


4

Sürdürülebilir üretim Dünya üzerinde sahip olduğumuz her türlü ihtiyacımızı gezegenin bize sunmuş olduğu doğal kaynaklar ve bunların oluşturduğu zincir sayesinde karşılayabiliyoruz. Bu zincirdeki herhangi bir halkanın yok olması tüm dengeleri alt üst edebilme potansiyeline sahiptir. Bugün gelinen noktada en büyük risk, her şeyi talep ederken hiçbir şeysiz kaldığımız bir güne başlama olasılığıdır. Çözüm ise insanın hayat kalitesinin artması için çalışılan sistemde, kaynakların korunduğu bir ekonomik yapıya geçişi sağlamak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. Günümüzde sürdürülebilirlik, çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte alan, hem doğal kaynakların etkin kullanımını sağlayan, hem de gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını tehlikeye sokmaksızın bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilen bir model olarak karşımızda durmaktadır. Sürdürülebilirlik çevresel, ekonomik ve sosyal açıların kesiştiği noktalarda ortaya çıkıyor. İş dünyası için sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz trendlerinin şirketler için getirdiği risk ve fırsatları anlayabilmek ve bunlara göre operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına gelmektedir. Doğal olarak bu yeni dönemde sürdürülebilirlik, şirketler için birçok risk ve fırsatı da beraberinde getirmektedir. Ancak bu risk ve fırsatları iyi belirleyerek, operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini buna göre yeniden düzenleyen şirketler, gelecekte rakiplerine göre rekabet avantajı oluşturacaklardır.

EDİTÖR

Ali ERDEM Yazı İşleri Müdürü News Editor

Hazır giyim sektörü, üretimden, ürün kullanımının sona ermesine kadar tedarik zincirinin her aşamasında doğayla iç içe geçmiş durumdadır. Dünya hazır giyim üretim, tüketim ve ticaret kapasitesi göz önüne alındığında, çevreye olan etkisi, birçok sektörden daha fazladır. Bu nedenle, her geçen gün çevre bilinci ile ilgili artan sosyal farkındalık, küresel iklim değişikliği, maliyetlerin artması, rekabet koşullarının değişmesi, sürdürülebilir üretim stratejilerinin hayata geçirilmesi zorunlu kılmaktadır.

Sustainable production We are able to meet all our needs on earth thanks to the natural resources that the planet offers us and the chain formed by them. The disappearance of any link in this chain has the potential to upset all balances. The biggest risk at the point we have reached today is the possibility of starting a day when we are left without anything while demanding everything. The solution is to ensure the transition to an economic structure in which resources are preserved in the system in which the quality of life is increased and to make it sustainable. Today, it stands before us as a model that takes sustainability, environmental balance and economic growth together, ensures effective use of natural resources and meets the needs of future generations without endangering their own needs. Sustainability occurs at the intersection of environmental, economic and social aspects. For the business world, sustainability means understanding the risks and opportunities brought by today’s trends for companies in this new order and rearranging their operations, products and services accordingly. Naturally, sustainability in this new era brings along many risks and opportunities for companies. However, companies that determine these risks and opportunities well and rearrange their operations, products and services accordingly will create a competitive advantage over their competitors in the future. The ready-made clothing industry is intertwined with nature at every stage of the supply chain, from production to the end of product use. Considering the world garment production, consumption and trade capacity, its impact on the environment is more than many sectors. For this reason, increasing social awareness about environmental awareness, global climate change, increasing costs, changing competitive conditions, and implementing sustainable production strategies are necessary.



6 PANORAMA

TİM Başkanı İsmail Gülle:

“Pandemi fırtınasından güçlenerek çıkıyoruz” TİM President İsmail Gülle:

“We are getting stronger from the pandemic storm” TİM Başkanı İsmail Gülle, “ İhracatçılarımız, bu zorlu şartlarda dahi, geçen yılın ağustos ayına oldukça yakın bir seviyede ihracat gerçekleştirdiler. Küresel ticaret penceresinden bakıldığında ise, ülkemizin ihracatının çoğu ülkeye göre olumlu bir seyir izlediği görülüyor. Dalga dalga tüm dünyayı saran pandemi fırtınasından,

TIM President İsmail Gülle said “Even under these difficult conditions, our exporters exported at a level very close to August last year. When viewed from the global trade perspective, it is seen that our country’s exports follow a positive course compared to most countries. We are getting stronger step by step from the

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı ağustos ayında 12 milyar 463 milyon dolar oldu. 8 sektör tarihinin en yüksek ağustos ayı ihracatına ulaşırken, 85 ülkeye ihracat 516 milyon dolar arttı. Aralarında İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda’nın da yer aldığı tam 14 ülkeye her sektör ihracat gerçekleştirmeyi başardı. Turkey’s exports was 12 billion 463 million dollars in August 2020. While 8 sectors reached the highest export in August, exports to 85 countries increased by 516 million dollars. Each sector managed to export to 14 countries, including England, Germany, France and the Netherlands..


PANORAMA 7

pandemic storm that surrounds the whole world in waves”. Evaluating the recent developments in global trade, TİM President İsmail Gülle said, “We are in a period where different variables affect global trade. International organizations still maintain the expectation that the biggest contraction will occur in 2020 after World War II. So much so, the World Trade Organization announced that the global commodity trade fell at a record level in the second quarter of the year. The commodity trade barometer, which measures the pulse of global trade, dropped to 84.5 points. This uncertainty, which arises with the increase in the number of cases in our markets, causes fluctuations in our exports.”

adım adım güçlenerek çıkıyoruz. Küresel ticarette son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendiren TİM Başkanı İsmail Gülle, “ Farklı değişkenlerin küresel ticareti etkilediği bir dönemdeyiz. Uluslararası kuruluşlar, 2020 yılında 2.Dünya Savaşı sonrası en büyük daralmanın yaşanacağı beklentisini hala korumaktalar. Öyle ki, Dünya Ticaret Örgütü küresel mal ticaretinin yılın ikinci çeyreğinde rekor düzeyde düştüğünü açıkladı. Küresel ticaretin nabzını ölçen mal ticaret barometresi 84,5 puana kadar geriledi. Pazarlarımızda vaka sayılarının artışıyla ortaya çıkan bu belirsizlik ihracatımızda dalgalanmaların yaşanmasına neden olmaktadır” dedi.

“We have been an example to the world” Stating that they foresee that such and similar contractions may occur in international trade, Gülle said: “Our exporters have exported at a level that is very close to August of last year, even under these difficult conditions. Our export figures in the last three months, which came with normalization, show that we are rapidly adapting to the needs of the new era. The work carried out by our government during the pandemic process has a huge share in the success of this quarter, where we have the wind behind us.“

“DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK” Yeni normalde uluslararası ticarette bu ve benzeri daralmalarını yaşanabileceğini yaptıkları projeksiyonlarda öngördüklerini söyleyen Gülle, şunları kaydetti: “İhracatçılarımız, bu zorlu şartlarda dahi, geçen yılın ağustos ayına oldukça yakın bir seviyede ihracat gerçekleştirdiler. Normalleşmeyle gelen son üç aydaki ihracat rakamlarımız, yeni dönemin ihtiyaçlarına hızla adapte olduğumuzu gösteriyor. Rüzgarı arkamıza aldığımız bu üç aylık periyottaki başarılarda hükümetimizin pandemi sürecinde gerçekleştirdiği çalışmaların payı çok büyük. “

“Our export is positive according to most countries” Stating that Turkey’s economy has reached its growth exceeded expectations in the first two quarters of 2020 Gülle said “In the first quarter of 2020, our country became the country with the highest growth rate among both OECD countries and G-20 countries with a growth rate of 4.5 percent. Second quarter data, which increased the impact of the pandemic also shows that Turkey’s positive performance exhibited by many countries. When viewed from the global trade window, it is seen that our country’s exports follow a positive course compared to most countries. Turkey, a strong investment in the new period will continue to be a pioneer in the production and export infrastructure and export growth”.

85 ÜLKEYE İHRACAT 516 MİLYON DOLAR ARTTI Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen ağustos ayında 85 ülkeye ihracatını 516 milyon dolar artırmayı başardı. Bu 85 ülkenin 51’inde artış yüzde 10’un, 22’sinde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın ağustos ayına göre 64,2 milyon dolar ihracat artışıyla ABD, 59,3 milyon dolar ihracat artışıyla Belçika ve 35,7 milyon dolar ihracat artışıyla İsrail dikkat çekti. Ağustos ayının lideri 1 milyar 546 milyon dolarlık ihracat ile Hazırgiyim sektörü olurken, 1 milyar 545 milyon dolar ihracat ile Otomotiv sektörü ikinci, 1 milyar 375 milyon dolar ihracat ile Kimyevi Maddeler üçüncü oldu.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Export to 85 countries increased by 516 million dollars Turkey despite the negative outlook in global trade, exports to 85 countries in August managed to raise 516 million dollars. In 51 of these 85 countries, the increase was 10 percent and in 22 of them more than 50 percent. Among these countries, the USA with an export increase of 64.2 million dollars, Belgium with an export increase of 59.3 million dollars and Israel with an export increase of 35.7 million dollars attracted attention compared to August last year. The leader of the month of August was the Ready-to-Wear sector with exports of 1 billion 546 million dollars, while the Automotive sector was the second with exports of 1 billion 545 million dollars, and Chemical Substances came third with exports of 1 billion 375 million dollars.

“İHRACATIMIZ ÇOĞU ÜLKEYE GÖRE OLUMLU SEYREDİYOR” 2020’nin ilk iki çeyreğinde Türkiye ekonomisinin beklentilerin üzerinde büyüme rakamına ulaştığını söyleyen Gülle “2020’nin ilk çeyreğinde ülkemiz, yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla gerek OECD ülkeleri gerekse G-20 ülkeleri arasında en yüksek büyüme oranını yakalayan ülke oldu. Pandeminin etkisini giderek artırdığı ikinci çeyrek verileri de Türkiye’nin pek çok ülkeye göre olumlu performans sergilediğini gösteriyor. Küresel ticaret penceresinden bakıldığında ise, ülkemizin ihracatının çoğu ülkeye göre olumlu bir seyir izlediği görülüyor. Türkiye, güçlü yatırım, üretim ve ihracat altyapısıyla ihracatta ve büyümede öncü olmaya yeni dönemde de devam edecektir” şeklinde sözlerine devam etti.


8 PANORAMA

Kimya ihracatı 8 ayda 11,5 milyar dolara ulaştı

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, kimya sektörü ihracatı 2020 yılı Ağustos ayında 1 milyar 378 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün 8 aylık ihracatı 11,5 milyar dolara ulaştı. Bu yıl Ocak-Ağustos döneminde 11 milyar 521 milyon dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı gerçekleştiren kimya sektörü, geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 14,09 geriledi. Irak, ABD ve Almanya en çok kimyevi maddeler ihracatı yapılan ilk üç ülke oldu. Ağustos ayı kimya sektörü ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Bu yıl pandemi dolayısıyla özellikle ikinci çeyrek itibariyle daralan dünya ve ülkemizin ekonomisinde ihracattaki genel gerilemede kimya sektörümüz de etkilendi. Haziran ve Temmuz ayında toparlanmanın ardından Ağustos ayında ise hem ülkemizin ihracatında hem de sektörümüzde bayram tatilinin de etkisiyle bir gerileme oldu. Ağustos ayında 1 milyar 378 milyon dolarlık kimya ihracatı gerçekleştirdik. En çok kimyevi maddeler ve mamulleri gerçekleştirdiğimiz ülkelerde ise Ağustos ayında Irak birinci sırada yer alırken, yüzde 39,06 artışla ikinci sırada yer alan ABD dikkat çekiyor. Diğer yandan kimya sektörümüzün kapasite kullanım oranlarına baktığımızda ortalama Mayıs ayında yüzde 67,08’a kadar indiğini, Haziran ayından itibaren yükselmeye başladığını ve Ağustos ayında yüzde 70,85’e kadar yükseldiğini görüyoruz. Türkiye İmalat PMI’ı (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) ise ağustosta 54,3 düzeyinde gerçekleşti ve Temmuz’a göre gerileme olsa da toparlanmanın devam ettiği görülüyor. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Buna rağmen sekiz aylık dönemde en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektör konumumuzu koruyoruz. Ticaret Bakanımız yakın zamanda “Kolay İhracat Platformu”nun duyurusunu yaptı. Bu platform ihracatçılara pazar bilgilerinden ülkelerin vergi oranlarına kadar detaylı bilgileri sunuyor. Dijital dönüşümü tüm ihracatçılarımıza yaygınlaştıracak, ihracatçı adaylarımızın dahi yararlanabile-

ceği Kolay İhracat Platformu’nun ihracatçılarımızın özellikle e-ticarette önünü açacağına inanıyoruz.” ihracatta yeni dönem İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan tarafından açıklanan ve tanıtımı yapılan “Kolay İhracat Platformu” ile ilgili değerlendirmede şunları söyledi: “Bugün Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan tarafından açıklanan “Kolay İhracat Platformu”, ihracatçılarımızın geleceği açısından çok büyük önem taşıyor. İhracatla ilgili ihtiyacımız olabilecek tüm dünya verilerini tek bir platformda bir araya getiren ve dijital dönüşümde adeta bir reform oluşturan bu önemli çalışma için başta Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan olmak üzere, emeği geçen herkese ihracatçılarımız adına çok teşekkür ederiz. Biz İKMİB olarak, yeni bir dijital çağın başladığını ilk olarak 2018 yılında dile getirmiştik. ‘Dijital dönüşümü yöneten, geleceği yönetir’ düşüncesiyle hareket ederek, e-ticaretin önemine vurgu yaparak, ihracatçılarımızın e-ticaret platformlarında daha etkili olabilmeleri gerektiğini söylemiştik. Bu vizyonla İKMİB olarak ilk sanal ticaret heyetini ve ihracatta ilk dijital ödül törenini düzenledik. Platform ihracatçılara pazar bilgilerinden ülkelerin vergi oranlarına kadar detaylı bilgileri sunuyor. Dijital dönüşümü tüm ihracatçılarımıza yaygınlaştıracak, ihracatçı adaylarımızın dahi yararlanabileceği Kolay İhracat Platformu’nun ihracatçılarımızın özellikle e-ticarette önünü açacağına inanıyoruz. Bu açıdan yeni bir döneme giriyoruz diyebiliriz. Büyüyen ve üreten güçlü Türkiye’de daha çok üretmek ve daha çok ihracat yapmak biz sanayicilerin en büyük sorumluluğu. Bu sorumluluğun bilinciyle daha çok çalışarak ülkemizin büyümesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.”


Excellence in digital textile printing Created by Epson alongside F.lli Robustelli and For.Tex, Total Solution is the integrated digital textile printing system. Harnessing expertise across technology, inks and engineering, the Monna Lisa Evo Tre series meets the demands of the industrial market - through quality, productivity and flexibility. www.monnalisadtp.eu


10 PANORAMA

Teknik tekstil ihracatı rekora koşuyor Technical textile exports run to a record

Dünyada 107 milyar dolarlık ihracat pazarı bulunan teknik tekstiller için Ar-Ge ve inovasyon yatırımları hız kesmeden sürerken, Türkiye’de de bu alanda rekora koşuluyor. Ocak-Ağustos 2020 döneminde Türkiye’nin gerçekleştirdiği teknik tekstil ihracatı geçen yılın tamamında yapılan teknik tekstil ihracatının üzerine çıkarak, 1.8 milyar dolara ulaştı.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

While R & D and innovation investments for technical textiles market in the world with 107 bil-lion dollars of exports continue unabated, a record in this field in Turkey is experienced. Based on January-August 2020 period, exports of technical textiles made in all of the technical textile exports to Turkey carried out last year, reached $ 1.8 billion. Pandemi nedeniyle Nisan ve Mayıs ayında ciddi bir kayıp yaşayan tekstil sektörüne ilişkin ağustos ayı rakamları yüz güldürdü. Tekstil ve hammaddeleri ihracatında yüzde 6.6 oranında bir artış olur-ken Ağustos ayında özellikle ev tekstili ihracatında 8.3 ve örme kumaş ihracatında 5.3 oranında artış gözlemlendi. Ancak en ciddi artış 1 Ocak- 31 Ağustos döneminde Tür-

August figures for the textile industry, which suffered a serious loss in April and May due to the pandemic, made happy. While there was an increase of 6.6 percent in exports of textile and raw materials, an increase of 8.3 percent in home textile exports and 5.3 percent in knitted fabric ex-ports was observed in August. However, the most significant increase between 1


PANORAMA 11

January-31 Au-gust period, exports of technical textiles, technical textiles from Turkey surpassed the total exports made in 2019, reached $ 1.8 billion. The sector’s exports for the last 12 months were worth 2.3 billion dollars.

kiye’den yapılan teknik tekstil ihracatının 2019 yılında toplamda yapılan teknik tekstil ihracatının üzerine çıkarak, yıllık 1.8 milyar dolara ulaşması oldu. Sektörün son 12 aylık ihracatı ise 2.3 milyar dolar değerinde gerçek-leşti.

“Grants for export of personal protective hardware products should be removed” Ahmet Öksüz, Chairman of the Board of Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’ Associa-tion (İTHİB), evaluated this increase in the exports of technical textiles, which offer facilitating so-lutions to other sectors in areas such as automotive textiles, construction and agriculture in addi-tion to producing textile products that are nano-technologic, do not pollute, breathe and keep heat, said that the technical textile industry, which is not dependent on abroad in raw material supply, successfully passed the pandemic exam.

“KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM ÜRÜNLERİ İHRACATINA YÖNELİK HİBELER KALDIRILMALI” Nanoteknolojik, kirlenmeyen, nefes alan, ısı tutan tekstil ürünleri üretmenin yanında; otomotiv tekstilleri, inşaat, tarım gibi alanlarda da diğer sektörlere kolaylaştırıcı çözümler sunan teknik teks-tilin ihracatında yaşanan bu artışı değerlendiren İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği ( İTHİB ) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz hammadde temininde yurt dışına bağlı ol-mayan teknik tekstil sektörünün, pandemi sınavından başarıyla çıktığını söyledi. ABD’nin Covid 19 kapsamında tedarik ettiği tekstil ürünlerine ilişkin teknik bir çalışma gerçekleştirdiklerini bildiren Ahmet Öksüz, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Ocak – Ağustos döneminde yaklaşık 1.8 mil-yar dolar değerinde teknik tekstil ihracatıyla yıllık ihracat verisini aştık. Son 12 aylık ihracatımız ise 2.3 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Bu kapsamda hedef yükselterek 2020 yılı sonunda ihra-catımızın 2.5 milyar doları aşmasını, 2021 yılında ise 3 milyar dolar ihracat verisine ulaşmayı hedef-liyoruz. Ancak hedeflerimize ulaşabilmemiz için hibe oranlarının kaldırılması gerekmektedir. AB’nin Çin’den maske ithalatı son birkaç ayda 10 milyar Euro’yu aştı. Türkiye ise hibeler sebebiyle maale-sef fiyat tutturmada başarılı olamıyor ve Çin tüm piyasaya hâkim durumda. Türkiye’de kişisel ko-ruyucu donanım ürünleri ihracatında hibe şartı var. Ancak hibe şartının ivedilikle kaldırılması gere-kiyor. Küresel ölçekte kişisel koruyucu donanım ürünlerine ilişkin talepte bir doygunluğa ulaşıldıktan sonra hibelerin kaldırılmasının bir önemi bulunmayacak. Tekstil ve hammaddeleri sek-törü olarak Nisan - Mayıs ayında yaşadığımız kayıpları en az hasarla atlatabilmemiz için küresel ölçekte talebi hâlâ çok yoğun olan kişisel koruyucu donanım ürünlerinde hibelerin kaldırılması ge-rekiyor. Esnek üretim yapımız, lojistik kabiliyetimiz ve güçlü adaptasyon kabiliyetimizle öncü bir sektörüz. Rakiplerimize karşı avantajlarımızı mevcut hibe şartı sebebiyle kullanamıyoruz. Türkiye İhracatçılar Meclisimiz öncülüğünde başlatılan üretim seferberliği ile birkaç ay gibi bir sürede dört yüzden fazla firmamız kişisel koruyucu donanım ürünleri üretimine başladı. İhtiyaçlar çerçevesinde hızla kapasi-te artışına giden sektörlerimiz yeni gelecek talepleri rahatlıkla karşılayabilecek alt yapıya sahiptir.‘’

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Stating that they carried out a technical study on textile products supplied by the USA under Covid 19, Ahmet Öksüz made the following statement on the subject: “In the January - August period, we exceeded the annual export data with technical textile exports worth about 1.8 billion dollars. Our exports for the last 12 months were worth 2.3 billion dollars. In this context, we aim to in-crease our target to exceed 2.5 billion dollars by the end of 2020 and to reach 3 billion dollars ex-port data by 2021. However, in order to reach our goals, grant rates must be removed. The EU’s imports of masks from China have exceeded 10 billion Euros in the last few months. Turkey, unfor-tunately, because of the grants, does not succeed in fixing prices and market dominant position in all of China. There must grant the export of personal protective equipment products in Turkey. However, the grant requirement should be removed immediately. Once the demand for personal protective equipment products has been saturated on a global scale, the withdrawal of grants will not matter. As the textile and raw materials sector, in order to overcome the losses we experi-enced in April - May with the least damage, grants for personal protective equipment products, which are still in high demand on a global scale, should be removed. We are a pioneering industry with our flexible production structure, logistics capability and strong adaptability. We cannot use our advantages over our competitors due to the current grant requirement. a period of more than four percent, our company began to produce products such as personal protective equipment a few months with our lead generation campaign launched in Turkey Exporters Assembly. Our sec-tors, which rapidly increase their capacity within the framework of their needs, have the infra-structure to meet new future demands easily.”




14 PANORAMA

Erdemoğlu Holding’den pandemide yüzde 20’lik istihdam hedefi 20 percent employment target in the pandemic from Erdemoğlu Holding

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

2020 yılında yüzde 20 ile yüzde 30 arasında büyüme hedefi koyan Erdemoğlu Holding, tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi sürecinin büyüme planlarında bir değişiklik oluşturmadığını, istihdamda da yaklaşık yüzde 20’lik büyüme hedeflediklerini belirtti.

Yeni dönemde özellikle POY ve Tekstüre olmak üzere mevcut tesislerini daha modern hale getirebilmek için çalışmalarını hızlandıran Erdemoğlu Holding’in bu süreçte, 1000 ton/günlük POY tesisi de devreye girmiş bulunuyor. Asıl planı olan polyesterin ham maddesi PTA yatırımı için de düğmeye basmış durumda. Dünyaca ünlü pek çok şirketle bu konudaki görüşmelerini sürdürürken, kullanacağı teknolojiye de karar

Erdemoğlu Holding, which set a growth target between 20 percent and 30 percent in 2020, stated that the pandemic process that swept the whole world did not make a change in their growth plans, and that they aimed at a growth of 20 percent in employment.

In the new period, Erdemoğlu Holding’s POY facility of 1000 tons / day has been commissioned in this process, which has accelerated its works in order to make its existing facilities more modern, especially POY and Texturizing. F or the PTA investment, the raw material of polyester, which is its main plan, it started. While continuing the negotiations with many world-famous companies on this subject, it has


PANORAMA 15

also decided on the technology to be used. Erdemoğlu Holding announced that it will utilize the 2020 pandemic process as an opportunity and accelerate its new investments by completing its existing investments. “We have a 20 to 30 percent growth plan” Stating that they did not make any revisions regarding their growth plans in this period when the pandemic process wreaked havoc on the whole world, Sasa Board Member Mehmet Erdemoğlu said: “We have a growth plan of 20% - 30% until the end of the year. The pandemic process has seriously affected human health and the economies of the country. In this process, we have set priority on a healthy and safe production plan. Our first priority was the health of our workers, we tried not to make any institution we produce a product victim to, and we were successful in this. We implemented work plans such as working from home and working part time. We rearranged our workers’ working environments. Thus, thank God we did not encounter any negative incidents regarding the health of our workers during this period”. “We experienced increases in both our exports and our domestic sales.” Stating that during the pandemic process,

vermiş bulunuyor. Erdemoğlu Holding, 2020 yılı pandemi sürecini de bir fırsat gibi değerlendirerek mevcut yatırımlarını tamamlayıp yeni yatırımlarına hız vereceğini duyurdu. “YÜZDE 20 İLA 30 ARALIĞINDA BÜYÜME PLANIMIZ VAR” Pandemi sürecinin tüm dünyayı kasıp kavurduğu bu süreçte büyüme planlarıyla ilgili herhangi bir revizyon yapmadıklarını belirten Sasa Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Erdemoğlu: “Yıl sonuna kadar %20 - %30 aralığı bir büyüme planımız var. Pandemi süreci insan sağlığını ve ülke ekonomilerini çok ciddi şekilde etkiledi. Bu süreçte önceliği sağlıklı ve güvenli üretim yapma planı üzerine kurduk. İlk önceliğimiz işçilerimizin sağlığı oldu, ürün verdiğimiz hiçbir kurumu mağdur etmemeye çalıştık ve bunda da başarılı olduk. Evden çalışma, yarım gün çalışma gibi çalışma planlarını hayata geçirdik. İşçilerimizin çalışma ortamlarını tekrar düzenledik. Böylece bu süreçte çok şükür işçilerimizin sağlığıyla ilgili olumsuz bir olayla karşılaşmadık,” dedi. “HEM İHRACATIMIZDA HEM DE YURT İÇİ SATIŞLARIMIZDA ARTIŞLAR YAŞADIK” Pandemi sürecinde hijyen grubunda çalışan tesislerini öncelikle yurt içi ihtiyaçları karşılamak için kapasite arttırarak üretime devam ettirdik-

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020


16 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

lerini belirten Erdemoğlu, bu sayede yurt içindeki hiçbir müşteriyi mağdur etmediklerini belirtti. Üretimlerinin geri kalan kısmında da yurt dışındaki müşterilerine istedikleri sağlıklı ve kaliteli malları üreterek ihracat yaptıklarını, bu süreçte hem ihracatlarında hem de yurtiçi satışlarında artışlar yaşadıklarını belirtti. “HİJYEN GRUBUNA AĞIRLIK VERDİK” Ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu bu zor süreçte üretimini insan sağlığını öne alacak şekilde belirleyen Erdemoğlu, hijyen grubuna ağırlık verdiklerini belirtti. Islak mendil, çocuk bezi, tek kullanımlık malzemeler, ambalaj sanayi ve tarım sektöründeki firmalara ham madde üretimini arttıran şirket bu vesileyle hem ülkemizde hem de dünyadaki üretime katkıda bulundu. Özellikle şirketlerinin sağlık konusunda ürettiği mamullerin ilaç sanayi, hijyen ve sağlık grubu ürünleri olduğu için bu konuda taviz vermeden ve her müşterinin ihtiyacını karşılayacak şekilde bir çalışma programı yaptıklarını sözlerine ekledi. “2021 YILI DÜNYA İÇİN YENİ BİR BAŞLANGIÇ YILI OLACAK” Pandemi süreci ve 2021 yılına yönelik önemli açıklamalarda bulunan Erdemoğlu sözlerine şöyle devam etti: “2020 yılı dünya ve ülkemiz

they continued production by increasing the capacity of their facilities working in the hygiene group primarily to meet domestic needs, Erdemoğlu said that they did not victimize any domestic customers. He stated that in the rest of their production, they export to their customers abroad by producing the healthy and quality goods they want, and that they have experienced increases in both exports and domestic sales in this process. “We focused on the hygiene group” Erdemoğlu, who determined its production to put human health first in this difficult period of our country and the world, stated that they focused on the hygiene group. The company, which increased the production of raw materials to companies in the wet wipes, diapers, disposable materials, packaging industry and agriculture sector, contributed to the production both in our country and in the world. He added that especially since the products produced by their companies in the field of health are pharmaceutical industry, hygiene and health group products, they are making a work program to meet the needs of every customer without compromising on this issue. “2021 will be a new beginning year for the world” Making important statements regarding the pandemic process and the year 2021, Erdemoğlu con-


PASHA

DISCOVER ITS Differences FARKLARINI KEŞFEDİN

FOR THOSE WHO PREFER THE BEST

EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN

GOOD TO BEST We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions come together and new trend is set.

İYİDEN MÜKEMMELE Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.

www.stentermachine.com www.stenterframe.com www.rammakinesi.com

info@effeendustri.com www.effeendustri.com

+90 212 886 5533 +90 212 671 8520


18 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

için gerçekten zor bir yıl olacak. Üretimler kısıldı, fabrikalar kapatıldı, işsizlik arttı. Dünya genelinde gelecekle ilgili bir belirsizlik oluştu. Fakat bu durumun 2020 yılı sonunda ortadan kalkacağını ve 2021 yılının dünya için yeni bir başlangıç yılı olacağını düşünüyoruz. Daha çevreci daha insani ve insan sağlığını öne alan yatırımların önünün açılacağına, 2021 yılında ülkemizin %5 civarında bir büyümeye imza atacağına inanıyoruz. 2020 son çeyreğin ciddi bir toparlanma süreci olacağını, virüsün dünya üzerindeki etkisinin önümüzdeki üç beş ay içerisinde azalmasını bekliyoruz. Yeni tedavi ve aşı bulunması halinde dünyanın ekonomik anlamda çok hızlı bir şekilde büyüyeceğini düşünüyoruz. Ülkemizin de bu süreçten daha başarılı çıkacağını, gelişmekte olan ülkeler içerisinde pozitif ayrışacağını tahmin ediyoruz. Erdemoğlu Holding olarak bu büyümeye bizim de hem cirosal anlamda hem de istihdam anlamında ciddi katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. “

tinued his words as follows: “2020 will be a really difficult year for the world and our country. Production was cut, factories closed, unemployment increased. There has been uncertainty about the future around the world. However, we think that this situation will disappear at the end of 2020 and that 2021 will be a new starting year for the world. We believe that investments that are more environmentally friendly, more humane and that prioritize human health will pave the way, and our country will achieve a growth of around 5% in 2021. We expect that the last quarter of 2020 will be a serious recovery period, and the impact of the virus on the world will decrease in the next three to five months. We think that if new treatments and vaccines are found, the world will grow very rapidly in economic terms. We anticipate that our country will be more successful from this process and will differentiate positively among developing countries. As Erdemoğlu Holding, we believe that we will contribute significantly to this growth both in terms of turnover and employment.”


Yeni Nesil Cer Manşonları Zorlu Çalışmaların Üstesinden Geliyor Geç kirlenme özelliğine sahip bu manşonlar, elyafların daha iyi kontrol ve sevkini sağlayarak, sonraki proseslerde kalite ve verimliliği güvence altına almaktadırlar. Son yıllarda artan makine hızları ve artan elyaf çeşitliliği yenilikçi ve fonksiyonel ürünlere ihtiyaç göstermektedir. “Eğirme prosesinde elyaf kontrolünün sağlanması ve bunun arttırılması hem iplik kalitesi hem de maliyet yönetimi açısından yüksek önem taşımaktadır. “Yeni Nesil Cer Manşonları” iplikçilere bu konuda aradıkları çözümleri sunmaktadır.

Yeni Nesil Cer Manşonları Tablosu

Pamuklu çalışma 2.pasaj cer manşonu HG-650 cer manşonu rektefiye periyodu karşılaştırması;

Cer şerit Uster değerleri karşılaştırması;

60 45 30 15 0

ASTEKS

Yöre pamukarı ile çalışama da cer manşonu temizleme sıklılığı karşılaştırması;

Penye şerit Uster değerleri karşılaştırması; 10 3,91

2,05

2,67

4,77

10

1,17

,7

0,85

0 U%

CVm% ASTEKS HG-650

www.asteks.com

CVm(1m)C

Vm(3m)


20 PANORAMA

Zorlu Tekstil’e sürdürülebilir üretici sertifikası

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Zorlu Holding Tekstil Grubu bir iş yapış biçimi haline getirdiği sürdürülebilirliği, tesis ve fabrikalarından iş süreçlerine, ürün ve çözümlerden sevkiyata kadar her alanda 360 derecelik bir anlayışla yönetmeye devam ediyor. Bu doğrultuda STeP by Oeko-Tex, “Sustainable Textile Production” (Sürdürülebilir Tekstil Üretimi) sertifikasyon sürecini en yüksek seviyede tamamlayan Zorluteks ve Hometeks fabrikaları, sürdürülebilir bir tekstil üreticisi olduklarını belgelendirmiş oldu. Zorlu Holding Tekstil Grubu, döngüsel ekonomi tabanlı sürekli inovasyon anlayışıyla sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimi haline getirmeye devam ediyor. Hammaddeden proses yönetimi ve ürünlere, üretim tesislerinden sevkiyata kadar uzanan tüm iş süreçlerini 360 derecelik bir sürdürülebilirlik yaklaşımıyla yöneterek daha iyi bir geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Bu yaklaşımın en güzel örneklerinden birini sergileyen Lüleburgaz Zorluteks ve Denizli Hometeks fabrikaları, STeP by Oeko-Tex, “Sustainable Textile Production” (Sürdürülebilir Tekstil Üretimi) sertifikasyon sürecini tamamlayarak Zorlu Tekstil’in, sürdürülebilir bir tekstil üreticisi olduğunu belgelendirmiş oldu. Her iki fabrika da, çevresel performans ve yönetimi, kimyasal yönetim, kalite yönetimi, sosyal uygunluk, iş sağlığı ve güvenliği ana başlıkları altında geçirmiş oldukları denetimde en yüksek seviye olan “Level 3” ile STeP by Oeko-Tex sertifikasını alarak sürdürülebilirlik konusunda Zorlu Tekstil’in koyduğu çıtanın ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gösterdi. Standart 100 by Oeko-Tex sertifikasına sahip olan ürünlerimizde kullanabileceğimiz STeP by Oeko-Tex belgesi ile aynı zamanda Made in Green etiketi kullanma hakkına da sahip olan fabrikalarımız; bu etikete sahip her bir ürünün, zararlı maddeler açısından test edildiğini ve sürdürülebilir bir şekilde üretildiğini belgelendirebilecek.

Sürdürülebilirliğin tüm dünyada artık en önemli kriter olduğunu dile getiren Zorluteks Genel Müdür Cemil Çiçek, “Bugün dünyanın en iyi ve kaliteli ürününü bile üretseniz, eğer sürdürülebilirlikle ilgili kriterleri karşılamıyorsanız küresel şirketler o ürünleri almıyor ve sizinle çalışmıyor. Bir ürünü üretirken çevresel etkiniz, çalışanlarınıza sunduğunuz iş ortamı, kullandığınız hammamde, proses yönetiminde uyguladığınız yöntemler, nihai ürünün içeriği, paketleme ve sevkiyat dahil, aklınıza dahi gelmeyecek çok ciddi sürdürülebilirlik kriterleri var. Eğer dünya devi şirketlerle çalışmak istiyorsanız bunların hepsini yerine getirmelisiniz. Biz tüm iş modelimizi sürdürülebilirlikle şekillendiren bir tekstil şirketi olarak bu konuda uzun yıllardır çalışıyoruz. Tüm bu kriterleri karşıladığımız için dünya devi perakendecilerle çalışıyoruz. Aldığımız STeP by Oeko-Tex sertifikası aslında bunu belgelendirirken aynı zamanda bizim sürdürülebilirlikle ilgili yıllardır yaptığımız yatırımın ve hayata geçirdiğimiz kurumsal dönüşümün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor. Dünya devlerinin inovatif iş ortağı olan Zorlu Tekstil’in, aldığı bu sertifikayla sadece çalıştığı dünya perakende devleriyle olan işlerini geliştirmekle kalmayacağına; aynı zamanda hepimizin hayali olan sürdürülebilirlikle şekillenen daha iyi bir geleceğe ulaşma yolunda da ciddi katkılar sağlayacağına inanıyorum” dedi.



22 PANORAMA

Endüstriyel reklam sektörü Mimaki UJV100-160’ı çok sevdi Mimaki’nin bu yılın ilk çeyreğinde Türk baskı pazarına sunduğu UJV100-160 rulodan ruloya UV-LED baskı makinesi endüstriyel reklam üreticileri tarafından büyük ilgi görüyor. Kullanıcılarına rekabetçi üretim maliyetleri ve yüksek verimlilik sunan UV baskı makinesi, kısa sürede güçlü bir satış ve sipariş rakamına ulaştı. Teknik üstünlükleri ile baskıcıların solvent baskı alışkanlıklarını değiştirmeye başlayan UJV100-160, pazarın en popüler ürünlerinden biri haline geldi. Mimaki Eurasia Bölge Satış Müdürü Hüseyin Şarerler, Türk baskı endüstrisinin kısa süre içinde UJV100160’a göstermiş olduğu ilgiden dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Şarerler; “Düşük yatırım ve rekabetçi işletme maliyetini birlikte sunan UJV100-160’ın özellikle endüstriyel reklam sektöründe alışkanlıkları değiştirdiğini söyleyebilirim. UV baskı teknolojilerinin fiyat anlamında solvent makinelerle nasıl rekabetçi olabileceğini gösterdik” dedi. Yılın ilk yarısını etkileyen pandemi nedeniyle, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de üreticilerin zorluklar yaşadığını hatırlatan Şarerler, bu koşullara rağmen UJV100160’ın beklentileri aşan bir satış performansı yakaladığını belirtti. Şarerler, endüstriyel reklam pazarında oyunun kurallarını yeniden yazan UV çözümlerinin önümüzdeki dönemde pazardan daha fazla talep toplayacağını sözlerine ekledi.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Yatırım ve işletme maliyetini rekabetçi bir konuma taşıyan UJV100-160, Türk baskı endüstrisinde güçlü bir ilgiyle karşılandı. Kullanıcılara solvent baskıya göre daha fazla avantaj sunan UJV100160, pazardan artan bir talep almayı sürdürüyor.

ENDÜSTRİYEL REKLAM SEKTÖRÜNDE ‘GÜLÜMSETEN MALİYETLE UV BASKI’ Saatte 23m2 baskı hızına kadar çıkabilen UJV100160, ‘Gülümseten maliyetle UV baskı’ sloganıyla pazara sunuldu. Maksimum 1,610mm genişliğinde PVC, branda, kaplamasız kağıt, PET film ve kumaş yüzeylere kolay ve hızlı baskı yapabilen makine, birçok farklı malzemeyi tek boya ile işleyebiliyor. UV kürlenen boya sayesinde kaplamasız malzemelere baskıyı mümkün kılarken; beyaz boya ile şeffaf ve renkli malzemelere iki katmanlı baskı yapabiliyor. Ayrıca şeffaf boyalar ile yüksek katma değerli ürünler üreten lak baskı gerçekleştirilebiliyor. Solvent baskı ile karşılaştırıldığında, UV baskı ile bekleme süresi ortadan kalkıyor ve iş dönüş süresi %90’a kadar azalıyor. UJV100-160, Uçucu Organik Kimyasallar (VOC) içermeyen boyasıyla, yaygın solvent baskı makinelerinden daha üstün konumda bulunuyor. Greenguard Gold Sertifikası’na sahip LUS-210 boyası, insan sağlığına ve çevreye zarar vermemenin yanı sıra, fiyat bağlamında da oldukça rekabetçi. DAS İLE BASKIDA HATALARIN ÖNÜNE GEÇİLİYOR UJV100-160 verimliliği ve hızı artıran iki adet yeni nesil baskı kafası ve DAS (Nokta Ayarlama Sistemi) ile donatıldı. En yüksek baskı kalitesi için nokta


PANORAMA 23

yerleşimi otomatik olarak gerçekleştiriliyor. Böylece operatörlerden kaynaklanabilen hataların önüne geçiliyor ve otomatik konumlama sayesinde zamandan tasarruf sağlanıyor. Mimaki Çekirdek Teknolojileri; Nozül Kontrol Ünitesi, Nozül Kurtarma Sistemi ve Mimaki Gelişmiş Pass Sistemi (MAPS4) sayesinde kullanıcılar kesintisiz baskı ve yüksek bir baskı kalitesine ulaşabiliyor. Mimaki’nin pazarda büyük ilgi gören bu UV baskı çözümü endüstriyel reklamcılara yeni uygulamaların kapılarını açıyor. Sadece tabela ve afiş baskı ile yetinmek istemeyenler, UJV100-160 ile POP uygulamaları, tekstil tabelalar, çıkartmalar, pencere dekorasyonu gibi birçok işi gerçekleştirebiliyor. Kullanıcı deneyimleri de bu zengin uygulamalardaki başarıyı teyit ediyor. Babacan Etiket Firma Ortağı Hasan Babacan: “1975 yılından bu yana Ankara’da etiket üreten bir firmayız. Makine ve elektronik otomasyonlarda kullanılan leksan ve metal etiketler üretiyoruz. Leksan esnek bir malzeme olduğu için dijital baskı yapıldığında boya tutunamıyor, dökülüyor. Bu nedenle uzun zaman dijital baskı yatırımı yapmadık. Ancak Mimaki’nin UV baskı çözümleriyle bu sorunun ortadan kalktığını, baskının yüzeye mükemmel bir şekilde gerçekleştirilebildiğini gördük. Haziran ayında Mimaki ile görüşerek UJV100-160 UV rulodan ruloya baskı makinesini kullanmaya başladık. İhtiyacımız olan bir UV baskı makinesini aldığımız için memnunuz. Makinenin yatırım fiyatı bizim için çok avantajlıydı, hatta düşündüğümüz fiyatın bile altında. Boya tüketimi de oldukça tasarruflu. UJV100-160’ın baskı işimizi kolaylaştıran, kapasitemizi artıran ve baskı sürecimizi hızlandıran bir makine olduğunu deneyimledik. Normalde 3-4 günde yapabileceğimiz bir etiket baskı işini yarım günde bitirebiliyoruz. Üstelik 1200 dpi baskı yaparak kaliteden de ödün vermiyoruz. UJV100-160’ın gerek fiyatı gerekse performansı ile sektördeki arkadaşlarımız tarafından daha fazla tercih edileceğine inanıyorum.”

Esprint Reklam Genel Müdürü Emre Yıldız: “1998’den beri Esprint Reklam Ajansı adıyla hizmet veren firmamız yeni bir alan için yeni ve dinamik bir kadroyla hizmete başladı; Lightbox! Bu, çok yer kaplamadan, dayanıklı, kolay monte - demonte seçeneği sunan, LED ekran kalitesinde kumaş baskılı bir reklam panosudur. Lightbox genelde mağazalarda, müze ve sergilerde, restoranlarda, fuarlarda ve okullarda kullanılıyor. Tasarımın olduğu neresi varsa biz oradayız. Lightbox ürünlerinde kullanılan kumaşlara yapılan baskıların çözünürlüğü ve kalitesi yüksek olmalı. Ayrıca bu ürünlerde boyanın olabildiğince esnek ve insan sağlığı için kanserojen olmaması gerekiyor. Mimaki’nin pazara sunduğu UJV100-160 modeli tam da bu konularda bizim kriterlerimizi karşılıyordu. Görüşmelerimiz sonucu aldığımız başarılı demo baskılardan sonra yatırım yapmaya karar verdik. Temmuz ayında makinemizin kurulumu tamamlandı ve halen aktif olarak hizmet veriyor. Makineyi deneyimlemiş bir kullanıcı olarak açıkça söyleyebilirim ki hem maliyeti hem de performansı açısından UJV100-160 solvent makinelerini pazardan silebilecek güçte bir makine.”

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020


24 PANORAMA

Pandemi döneminde makine kiralamaya talep yüzde 20 arttı Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Makine, robot her şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski sanayici/ yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Talaşlı imalat sanayiine CNC satış, servis, teknolojik danışmanlık, finansman, yazılım ve eğitim konularında hizmet veren, Türkiye’nin lider Avrupa’nın ise beşinci büyük markası Tezmaksan, hizmetlerinin kapsamını ‘kiralama’ ile genişletti. Bir süre önce

uygulamaya koyduğu ve sonuçlarını yakından takip ettiği modelin başarıya ulaşması üzerine bu taraftaki çalışmaları Tezmaksan Teknoloji Kiralama Şirketi adı altında devam ettirme kararı alan marka, Kovid-19 salgınının da etkisiyle ciddi


sorunlar yaşayan Türkiye sanayisine, tasarruf ederek üretim tezgâhlarını yenileme ve daha rekabetçi olmalarını sağlayacak yepyeni bir finansman modeli sunuyor. TÜRKİYE’DE ORTALAMA MAKİNE KULLANIM YAŞI 18 İLA 20 YIL Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü, üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlanırken, yanı sıra Avrupalı firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile karşı karşıyayız.” MİLYON DOLARLIK TEZGÂHI SATIN ALMA, KİRALA! Tezgâhlarda satın alma maliyetinin 30 bin dolardan başlayıp birkaç milyon dolara kadar çıkabildiğini söyleyen Aydoğdu, “CNC işleme merkezi, CNC torna, 5 Eksen CNC işleme merkezi gibi tezgâhlar; otomotiv, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılıyor. Kovid-19 ile derinleşen nakit sıkışıklığı, artan maliyetler ve buna karşı oluşturulan finansman destekleri ya da teşvikler ne yazık ki yetersiz. Örneğin, geçen yıl yüzde

20 gibi oranlarla KGF desteği sağlandı, bugün faiz oranlarının yüzde 12 olduğunu düşünürseniz kredi kullananların hepsi zarar ediyor. Hal böyleyken, kiralama modelini kriz döneminin Türkiye’si için özellikle sanayide reform yapılması için dikkate değer bir model olduğunu görebiliriz. İmalat sanayisi için can simidi olan modelin, bütün riskini biz üstleniyoruz. Müşterilerimizden istediğimiz tek şey üretimlerine devam etmeleri” diye konuştu. Hakan Aydoğdu kiralama modelinin geliştirilmesinde sanayide gözlemledikleri bir takım teknik sorunların etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye’deki işletmeler çoğu zaman en donanımlı cihazı satın almalarına rağmen maalesef satın aldıkları cihazın kapasitesini gerektiği gibi kullanmadıklarından ‘atıl kapasite’ sorunuyla karşılaşıyor. Kiralama modelinde satış mühendisimiz en iyi veya en pahalı tezgâhı değil, yapılmakta olan iş için en uygun tezgâhı öneriyor, dolayısı ile müşterimiz kiraladığı tezgâhı en efektif biçimde kullanıyor. Öte yandan kiralama ile müşterilerimize tezgâhları çalıştırmayı taahhüt ediyoruz ve kiralama müşterilerinde bakımsızlıktan dolayı herhangi bir iş kaybı yaşanmıyor.” Şirketler kiralama bedellerini vergiden düşürebildikleri gibi harcama kalemlerinde yüzde 8 ila 10 arasında bir paya sahip olan makine bakım maliyetinin ise kiralamada sıfıra indiğini aktaran Aydoğdu, “Günümüzde makine tarafında teknolojik yeniliğin süresi 4-5 yıla düşmüş durumda. Bu model ile markalar hem yeni teknolojiye sahip oluyor, hem de kira ödeyerek katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. En az bir aylık en fazla 84 aylık kiralama yapmak mümkün. Proje bittiğinde ve aldığınız yeni iş farklı bir teknoloji gerektirdiğinde tek yapmanız gereken şey; değiştirmek” diye konuştu. Aydoğdu, kiralamada servis ve bakımı ücretsiz üstlendikleri için ürünün ikinci el kullanımının mümkün olduğunu ve ikinci elde kiralamanın çok daha hızlı gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.

Jakob Müller AG Band ve dar tekstiller için sistemler ve çözümler www.mueller-frick.com


26 PANORAMA

Ev Tekstili Sektörü Heimtextil 2021 ile birlikte yeniden hareketlenecek

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Ev tekstili endüstrisinin önde gelen temsilcileri, 12-15 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek Heimtextil fuarının, pandemi sonrası endüstrinin yeniden hareketlenmesi ve canlanması sürecinde belirleyici bir rolü olacağını ve iş faaliyetlerini artıracağını ön görüyor. Ayrıca, Messe Frankfurt’un kapsamlı koruma ve hijyen konseptine olan güvenlerini de ifade eden kanaat önderleri; Heimtextil’in gereken tüm ön koşulları göz önünde bulundurarak güvenli ve başarılı bir şekilde kapılarını açacağından şüphe etmediklerini belirttiler. Messe Frankfurt Istanbul Yönetici Ortağı Tayfun Yardım: “780 yıldır fuar organizasyonları yapan Messe Frankfurt ailesi olarak, tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin fuarcılık sektöründe de kaçınılmaz etkilerini katılımcılarımıza en az şekilde yansıtmak üzere çalışıyoruz. Bu süreçte doğal olarak kişisel güvenlik ve sağlık hepimiz için en öncelikli konular haline geldi. Normalleşme süreciyle birlikte kapılarımızı tekrar açacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. 2021 yılında 51. kez gerçekleşecek olan Heimtextil fuarı için hazırlıklarımız hızla devam ediyor. Messe Frankfurt olarak katılımcılarımızın ve ziyaretçilerimizin sağlığı için gerekli tüm


PANORAMA 27

önlemleri aldık. Türkiye uzun yıllardır Heimtextil’e en büyük katılım yapan ülkelerin arasında. Türk firmalarının 2021 fuarına olan ilgisinin artarak devam ettiğini görmekten hem mutluluk, hem de ülkemiz tekstil sektörü adına gurur duyuyoruz. Türk tekstil sektörünün gelişimi ve ihracatımıza katkı sağlamak için her zaman yenilikçi ve sürdürülebilir projeler üretmeye devam edeceğiz.” dedi. Messe Frankfurt Tekstil ve Tekstil Teknolojileri Başkan Yardımcısı Olaf Schmidt ise; “Gerekli hijyen önlemleri elbette fuarımızın görünümünü değiştirecek. Ancak, daha konsantre ve iş odaklı gerçekleşecek olan Heimtextil 2021 her zamankinden çok daha farklı olacak. Hem ulusal hem de uluslararası çok sayıda katılımcıyı ve ziyaretçiyi ağırlayacağımızı duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Pandemi sonrası sektörün yeniden hareketlenmesi sürecinde bize ve Heimtextil’e güvendikleri için teşekkür ederiz.” dedi. HEİMTEXTİL KAPSAMLI KORUMA VE HİJYEN KONSEPTİYLE KAPILARINI AÇACAK Başarılı ticari fuar operasyonlarına hızlı geri dönüş tüm sektörler için olumlu sinyal veriyor. Ticari fuarlarda, minimum 1,5 metrelik sosyal mesafenin korunması göz ardı edilemez derecede önemli. Yeni düzenlemeye göre alandaki her bir kişi için üç metrekarelik bir alan mevcut olmalı. Bu durum, Heimtextil’in tüm ziyaretçilerinin salonlara her zaman girebilmesine olanak sağlayacak. Temmuz ayının başından itibaren, belirli ülkelerden Avrupa Birliği ülkelerine seyahat etmek mümkün hale geldi. AUMA (Alman Ticaret Fuarı Endüstrisi Birliği) CEO’su Jörn Holtmeier: “Bu durum, fuarlarımız için Almanya’ya gelen uluslararası katılımcılar ve ziyaretçiler için önemli bir gelişme ve ticaretin başarılı bir şekilde yeniden canlanmasında önemli bir yapı taşıdır.” dedi. Alman hükümeti şimdiye kadar 26 Avrupa Birliği üye ülkesine ek olarak on bir ülkeden gelen ziyaretçiler için Almanya’ya sınırsız seyahat izni tanıdı.

Messe Frankfurt Tekstil ve Tekstil Teknolojileri Başkan Yardımcısı Olaf Schmidt: “Uluslararası alıcılar, eski ve yeni iş ortaklarıyla buluşabilmek için yılın başında Frankfurt’taki Heimtextil fuarını ziyaret edecekler. Bu yüzden, ulusal uygulamaların yanı sıra uluslararası ülkeler için ek teşvikler oluşturmak istiyoruz. ” dedi.

Bdia, Alman İç Mimarlar Derneği, Almanya Hesse bölgesi Dernek Başkanı Monika Slomski: “Karantina süresince dijital toplantıların potansiyelini keşfetmiş olsak da, hiçbir şey bir fuarı ziyaret etmenin yerini tutmuyor. Biz Bdia Hesse olarak yüz yüze diyaloğu deneyimlemek istiyoruz ve Heimtextil’i dört gözle bekliyoruz ” dedi. BTE, Alman Tekstil ve Yatak Perakendecileri Derneği / VDB, Yatak Perakendecileri Derneği, BTE sözcüsü ve VDB CEO’su Axel Augustin: “BTE olarak, Heimtextil’in en düşük riskle, güven verici bir sosyal mesafe düzenlemesi ve hijyen konsepti geliştirdiğinden eminiz. 2021 için çok umutluyuz ve Heimtextil’de bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz.” dedi. CIE, (Consejo Intertextil Españo) Başkanı Càndid Penalba Peiró: “COVID-19 sonrası hızla büyüyen küresel ev ve ev tekstili talebiyle, Heimtextil 2021, müşterilerimizi tekrar güvenli bir ortamda buluşturmak için harika bir fırsat sunuyor.” dedi. DecoTeam, Almanya - DecoTeam Sözcüsü Ottmar Ihling: “Ev ve ev tekstili için en büyük ve en önemli ticari fuar olan Heimtextil, sektörün tüm üyeleri için önemli ve değişmez bir yerdedir.” dedi. Dina Vanelli Türkiye Kurucusu Erol Turkun: “Heimtextil, sektörümüzün en önemli ticari fuarı. Messe Frankfurt’un gerekli tüm sağlık önlemlerini alacağına, katılımcıların ve ziyaretçilerin sorunsuz bir şekilde bir araya gelebileceğine inanıyoruz.”dedi. Heimtex, Ev Tekstili Üreticileri Birliği CEO’su Martin Auerbach: “Önemli ulusal ve uluslararası alıcılar yine Frankfurt’ta bir araya gelecek ve bizzat temas kurarak yeni ürünleri deneyimleyecekler. Yaşanan tüm zorluklara rağmen, fuarı, endüstrinin tekrar canlanması için belirleyici ve vazgeçilmez bir destek aracı olarak görüyoruz.” dedi. Manifattura Tessile di Nole Başkanı Luca Ferrari: “Dünya çapındaki müşterilerimizle Frankfurt’ta yeni bir iş yılı başlatmayı dört gözle bekliyoruz. Bizim ve müşterilerimizin güvenliği için her ayrıntıyla ilgilenen tüm Messe Frankfurt ekibine teşekkür ederiz. Heimtextil 2021’de görüşmek üzere.” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

HEİMTEXTİL KATILIMCILARINI VE ZİYARETÇİLERİNİ DESTEKLİYOR Birçok şirketin karşılaştığı zorlu durumu göz önüne alarak, Heimtextil katılımcılarını ve ziyaretçilerini yeni bir uygulamayla destekliyor. Katılımcılara ve ziyaretçilere ücretsiz giriş için bilet kodları verilecek ve nu sayede çok sayıda sektör profesyoneli fuara ücretsiz giriş yapabilecek. Bu jest, Heimtextil’in katılımcılarıyla dayanışmasını ifade ediyor.

Almanya’nın önde gelen sektörel dernekleri ve birlikleri bdia (Alman İç Mimarlar Derneği), BTE (Alman Tekstil ve Yatak Perakendecileri Derneği), DecoTeam, Heimtex (Ev Tekstili Endüstrisi Birliği), MZE (önde gelen, orta ölçekli uzman mağazalar için mobilya birliği), VDB (Yatak Bayileri Derneği), Heimtextil’in sektör için önemini vurguladı. Aynı zamanda, uluslararası büyük endüstri oyuncuları da Heimtextil hakkındaki düşüncelerini paylaştı;




30 PANORAMA

Tüketicilerin tercihi “Şeffaflık”, “Çevre Dostu” ve “Doğada Çözünür” ürünler

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Lenzing’in Moda ve Ev Tekstillerinde Sürdürülebilir Ham Maddeler konulu Küresel Tüketici Algısı Anketi, sektörde tüketicilerin güvenini kazanmak ve tedarik zincirinde daha fazla şeffaflık ve işbirliğinin yolunu açmak isteyen markalar için “Şeffaflığın” çok önemli bir faktör olduğunu ortaya koydu.

Sürdürülebilir bir süreçle üretilen ağaç bazlı özellikli elyaflarda dünya lideri olan Lenzing Grubu, Moda ve Ev Tekstillerinde Sürdürülebilir Ham Maddeler konulu Küresel Tüketici Algısı Araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırma kapsamında bilinçli tüketicilerin sürdürülebilir giyim ve ev tekstili ürünlerine yönelik algı ve davranışları ile sürdürülebilir ham madde ve ürünlerin özellikleri hakkındaki görüşleri değerlendirildi. Tüketicilerin sürdürülebilir malzemelere olan ilgisini ve bilgisini ölçmek için, dokuz ülkede 18 ila 64 yaşları arasında toplam 9 bin katılımcıyla çevrim

içi gerçekleştirilen anket, tüketicilerin sürdürülebilir bir yaşam tarzı sürdürmeye yönelik alışkanlıklarına, giyim ve ev tekstili ürünlerinde kullanılan ham maddeler hakkındaki bilgilerine, markalara yönelik algılarına ve tercih ettikleri ürün açıklamalarına dair fikir veriyor. Ayrıca anketteki bulgular, tüketicilerin güvenini artırmak ve iş potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için tüketicilere satın aldıkları ürünler hakkında daha şeffaf bilgiler sağlamanın önemini, bunun için de giyim ve ev tekstili endüstrilerinde yakın işbirliği ihtiyacını da yansıtıyor.


PANORAMA 31

Sürdürülebilir bir yaşam tarzı sürmek için aktif bir arayış içerisinde olan bilinçli tüketiciler, kendilerini ham maddeler konusunda sürekli olarak eğitiyor “Ankete katılanların yüzde 86’sı sürdürülebilir ham maddelerden yapılan giysileri satın almanın daha sürdürülebilir bir yaşam tarzının vazgeçilmez bir parçası olduğuna inanıyor. Aynı zamanda katılımcıların yüzde 80’i sürdürülebilir ham maddelerden oluşan ürünlere sahip, yüzde 77’si ise geri dönüşümlü malzemeler kullanmayı taahhüt eden markaların ürünlerini satın alıyor. Anket ayrıca, yüzde 76’sının giyim, yüzde 74’ünün ise ev tekstili sektöründen ürün satın almadan önce ürünleri aktif olarak araştırarak sürdürülebilirlik özelliklerini öğrendiklerini ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 88’i giyim, yüzde 86’sı ise yatak takımları ve ev tekstili ürünlerinin etiklerini okuma eğilimindeler. Anketin diğer bir çarpıcı sonucu ise katılımcıların çoğunluğunun, sürdürülebilirliklerini yansıtan giyim veya ev tekstili ürünleri için ortalama yüzde 40 daha fazla ücret ödemeye istekli olduğu. Katılımcıların yüzde 44’ü de, giyim ve ev tekstili ürünleri satın alırken, en çok malzeme türünü dikkate alıyor. Bunu fiyat, tasarım, marka itibarı ve fonksiyonu gibi diğer faktörler takip ediyor.”

Yönetimi Başkan Yardımcısı Florian Heubrandner, “Bu anketin sonuçları, Lenzing’in iplik üreticilerinden tüketici markalarına kadar tekstil tedarik zincirinde sürdürülebilirlik diyaloğunu devam ettirme çabalarının değerini kanıtlamaktadır. Bu anket sayesinde, dünya genelinde tüketici algıları hakkında daha kapsamlı bir anlayış edindik. Giysi ve ev tekstili ürünleri satın alırken en önemli faktör olarak malzeme türünün değerlendirilmesi, tüketicilerin sürdürülebilir ürünlere değer verdiğine ve aktif olarak dikkat ettiğine olan inancımızı da güçlendirdi. Bu anket, iş ortaklarımız ve markalarımızla yalnızca ham maddede değil, ürünün kullanım ömrünün tamamlanmasından sonra da sürdürülebilirliği sağlamak için daha hedefe dönük stratejiler ve programlar oluşturmamız konusunda bize ilham verdi. Uzun vadede, giyim ve ev tekstili endüstrisi tedarik zincirlerinin değerini en üst seviyeye çıkarmayı ve markaların yeni standartlara ulaşmasına, sürdürülebilirliği teşvik etmesine ve gezegenimizi korumasına yardımcı olmayı umuyoruz” dedi.

“Çevre dostu” veya “Doğal” olarak tanımlanan ve kullanım ömrünü tamamladığında “Doğada çözünür” veya “Geri dönüştürülebilir” ürünler tüketicilerin ilgisini çekiyor “Sürdürülebilir giysinin tanımı sorulduğunda, katılımcıların aklına insana ve çevreye duyarlı üretim süreçleriyle üretilen veya işlenen, doğal, organik veya botanik malzemelerden üretilen ürünler geliyor. Ankete katılanların yüzde 80’inden fazlası, sürdürülebilir moda ve sürdürülebilir ham maddelerden yapılan giysiler satın almakla “aşırı derecede ilgilendiklerini” veya “çok ilgilendiklerini” ifade etti. Giyim ve ev tekstili ürünleri tercihleri sorulduğunda da ankete katılanların yarısı “çevre dostu” veya “doğal” olarak tanımlanan bir ürünü daha fazla satın almak isteyeceklerini söylerken, katılımcıların yüzde 60’ından fazlası kullanım ömrünü tamamladıktan sonra “geri dönüştürülebilir” veya “doğada çözünür” olan ürünleri satın almaya daha istekli olduklarını söyledi.”

Böylesine küresel çapta bir araştırma yapmaktan duydukları mutluluğu dile getiren Lenzing Global İş

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Ham madde ve içerik yönünden daha şeffaf markalar tüketicilerin güvenini kazanabilir Ankete katılanların yüzde 83’ü içerik, yüzde 82’si ham madde menşei, yüzde 81’i ise sürdürülebilir uygulamaları şeffaf markaları güvenilir olarak değerlendirdi. Katılımcılar, satın alma kararını verirken bir yandan giysi ve ev tekstili ürünlerinde hangi ham maddelerin kullanıldığını, diğer yandan markanın çevreye olan etkilerini bilmenin, markaya güven duymak açısından önemli olduğuna inandıklarını belirtti.


32 PANORAMA

Moda ve tekstil endüstrisinde işbirliği, şeffaflığı artırmak için son derece önemli Sürdürülebilirlik, şeffaflığı artırmak için markaların sıcak gündemindeki bir konu olmasına rağmen, tedarik zincirinde ham madde, üretim süreci ve ürün kullanım ömrünün sonrasındaki süreçlerde iletişim daha da geliştirilebilir. Tüketicilerin aktif olarak sürdürülebilir ürünler aradıkları göz önüne alındığında, sektörün ve markaların web sitelerinde, ürün etiketlerinde ve paketlerinde verdikleri teknik bilgilerin tüketicilere hitap edecek şekilde değişmesi büyük önem taşıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Lenzing, üç temel standarda dayalı bir yaklaşıma öncülük ediyor Bu değişikliğe yönelik olarak sektörde işbirliğini ve sürdürülebilirliğe geçişi artırmak için Lenzing, üç temel standarda dayalı bir yaklaşıma öncülük ediyor. Böylelikle daha yüksek düzeyde şeffaflıkla üretim sürecinden nihai giysiye kadar ham madde kökeninin doğrulanması sağlanacak. Üç temel standarda dayalı bu yaklaşım, özel elyaf tanımlama teknolojisini, blok zincir tabanlı bir izleme sistemini ve tedarik zincirinde proaktif bir işbirliği ve planlamayı kapsıyor. Lenzing’in üreticiler ve markalar için oluşturduğu online markalama platformu bu yaklaşımı tamamlıyor. Bu platform, kumaş testini kapsayan kumaş sertifikasyonu, ürün etiketleri ve ürün lisans başvuruları için tek

noktadan destek sağlayarak tedarik zincirinin her adımının sürdürülebilir olmasını garanti ediyor. Konu özelinde açıklamada bulunan Lenzing Global Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Harold Weghorst, “Araştırarak ve ürün etiketlerini okuyarak bilinçli alışveriş yapan tüketicilerin giderek atmasıyla artık daha fazla tüketicinin sürdürülebilir bir moda tarzını benimsediğini görmekten heyecan duymaktayız. Tüketicilerin son yıllarda artan sürdürülebilirlik beklentileri karşısında, sürdürülebilir selülozik elyafların proaktif bir şekilde ele alındığı programlarla TENCEL ™ marka deneyimini dönüştürüyor ve geliştiriyoruz. Tüketicilerin çevre dostu ve doğada çözünür ürünlere olan ilgisi, giyim ve ev tekstili sektörlerinde markalara ve tüketicilere daha sürdürülebilir ve doğada çözünür seçenekler sunma taahhüdümüzle örtüşmektedir. Sürdürülebilirlik gözetilen ağaç kaynaklarından elde edilen TENCEL ™ markalı elyaflar, günlük yaşantımızda kullanılan giysilere ve ev tekstili kumaşlarına nefes alabilme, kalite ve doğada çözünürlük gibi özellikler kazandırır. Bir yandan sürdürülebilir ham maddelerde inovasyona öncülük etmeye devam ederken, diğer yandan elyafların ötesine geçerek marka ve tüketicileri işin içine katmanın yollarını araştırmaya devam etmekteyiz. Böylece marka ve tüketicilerin her zaman ve her yerde sürdürülebilirliği benimsemelerini sağlayacağız” açıklamasında bulundu.



34 PANORAMA

Secured Remote Service ile güncel Up-to-date with secured remote services Sistemlere uzaktan erişime sahip Remote bağlantısı, telefon veya e-posta üzerinden imkansız olan servis imkanları oluşturmaktadır. Plan dışı durma süreleri ve bununla bağlantılı olan ve kısa sürede 5 haneli alanlara ulaşabilecek üretim kayıpları, Remote Service tarafından belirgin bir şekilde azaltılır. BT güvenliği standartları ve BT bileşenlerine olan talepler burada giderek daha da belirleyici oluyor. Bu yüzden, gerekli donanım ve yazılımı daima güncel tutmak daha da önem kazanıyor. Oerlikon Manmade Fibers, bir Secured Remote Service sözleşmesi akdinde, müşterilerine donanım ve yazılımı sunuyor, yaklaşan güvenlik gereksinimlerinde donanım değişimini üstleniyor ve düzenli yazılım güncellemeleri tedarik

A remote connection with remote access to the systems creates new service options that would not have been possible over the phone or by e-mail. With remote servicing, unplanned downtimes and the associated production stoppages – which can quickly result in costs running into the tens of thousands – are significantly reduced. Here, the standards for IT security and the requirements for IT components are becoming increasingly decisive. For these reasons, it is all the more important to ensure the requisite hardware and software are constantly up-to-date. Upon signing a secured remote service contract, Oerlikon Manmade Fibers provides its customers with the necessary hardware and software, exchanges the hardware in the event of changes to security requirements and supplies continuous software updates. “Within the context of a secured remote service contract, we loan the hardware to our customers. This means that our clients do not have additional procurement costs and they do not have to worry about ensuring their technology is constantly up-to-date in terms of security requirements. We assume this task for them”, explains Jan Pauer, Technical Sales Manager responsible for modifications, talking about the benefits of this service concept. Secured remote service contracts are offered for all Oerlikon Neumag and Oerlikon Nonwoven systems and are available with additional, customer-specific services.

Sistemlere uzaktan erişime sahip Remote bağlantısı, yeni servis olanakları oluşturuyor. Plan dışı durma süreleri ve bununla bağlantılı olan üretim kayıpları belirgin bir şekilde azaltılıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

A remote connection with remote access to the systems creates entirely new service options. Unplanned downtimes and the associated production stoppages are significantly reduced.


Sistemlerin üretimini artırmak ve servis durma sürelerini mümkün olduğunca düşük tutmak için, Remote Service, küresel olarak birbirine bağlı bir tekstil endüstrisinin uzun süredir vazgeçilmezidir. Oerlikon Manmade Fibers Segment, Oerlikon Neumag ve Oerlikon Nonwoven markaları için, kiralanabilir sabit bir donanım ve yazılım kapsamı sunmaktadır. To increase system productivity and to keep service downtimes as short as possible, remote servicing has long been absolutely essential within a globallynetworked textile industry. For its Oerlikon Neumag and Oerlikon Nonwoven brands, the Oerlikon Manmade Fibers segment is offering a new secured remote service concept with defined loan-based hardware and software.

ediyor. Bu servis konseptinin bir avantajı olarak, “Bir Secured Remote Service sözleşmesi kapsamında, müşteriler donanımı bizden kiralıyor. Böylece ilave tedarik maliyetleri ortadan kalkıyor ve müşterilerimiz, teknolojilerinin daima en güncel güvenlik gereksinimlerine uygun hale getirmekle uğraşmıyor. Bunu biz üstleniyoruz.” şeklinde açıklama yapıyor, Modifikasyonlar Teknik Satış Müdürü, Jan Pauer. Secured Remote Service sözleşmeleri, tüm Oerlikon Neumag ve Oerlikon Nonwoven sistemleri için mevcuttur ve müşteriye özel ilave hizmetler ile sunulabilir.


36 PANORAMA

SIGN İstanbul, 9-12 Eylül 2021’de

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri sektöründen, yüzlerce katılımcı firma ve binlerce satın almacının bir araya geldiği SIGN İstanbul’un yeni buluşma tarihi 9 – 12 Eylül 2021 olarak belirlendi.

SIGN Istanbul 2019 fuarının bittiği gün, 2020 buluşmasının hazırlıklarına hemen başladıklarını belirten Aytemur, pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamalar sırasında dahi, SIGN İstanbul’u takvimde yer aldığı şekilde 17-20 Eylül 2020 tarihlerinde başarılı bir şekilde açmak üzere tüm çalışmalara kesintisiz bir şekilde devam ettiklerini söyledi. Aytemur açıklamasında “Bununla birlikte, olası seyahat engelleri ya da kişisel endişeler nedeniyle ziyaretçi sayılarımızda azalmaların olabileceğini öngörerek, fuarımızı Hibrit formata çevirdik ve online B2B iş görüşmelerin yapılabileceği bir elektronik platformun altyapısını hazırladık. Hem yurtiçinden hem de yurtdışından ziyaretçi sayısını arttırmak üzere tüm kanallarda tanıtımlarımızı devam ettirdik. 147 katılımcı firmamıza da Bakanlıklar tarafından fuarın açılmasını yasaklayıcı bir tedbir alınmadığı sürece fuarı ziyaretçilere açacağımızı beyan ettik” dedi. Eylül ayındaki SIGN İstanbul 2020 ile ilgili olarak başta katılımcı firmalar olmak üzere tüm sektör paydaşları tarafından bildirilen endişeleri de göz önüne alarak sektör mensuplarıyla birlikte bir

“İstişare Kurulu” oluşturdukları bilgisini paylaşan Aytemur, hem kurulun tavsiye kararı hem de fuara katılacak tüm firmalardan alınan görüşler doğrultusunda, mevcut koşulların başarılı bir fuar için yeterli olmadığı ve bu nedenle SIGN İstanbul’un 2021 yılına ertelenmesinin sektör yararına olacağı kanaatine vardıklarını söyledi. 9 – 12 Eylül 2021 tarihleri arasında TÜYAP Beylikdüzü’nde gerçekleşecek olan SIGN İstanbul, geride kalan 21 buluşmada olduğu gibi yine endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının üretici, tedarikçi, ihracatçı ve ithalatçılarını, reklam veren firmalar, reklam ajansları, dijital baskı merkezleri, matbaacılar, tekstil üreticileri, mimarlar, mühendisler, perakende malzeme satıcıları, promosyoncular ile yurt içi ve yurt dışından satın almacılarla buluşturacak. Alanında dünyanın sayılı organizasyonları arasında yer alan fuarda, dijital baskı makinelerinden serigrafi makinelerine, tekstil baskıdan lazer makinelerine, LED sistemlerinden endüstriyel reklam ürünlerine, 3D baskı teknolojilerinden görsel iletişim ve sergileme ekipmanlarına kadar tüm yenilikler bir arada sergilenecek.



38 PANORAMA

Gneuss retrofit for recycling

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Breathable sports and outdoor clothing are in vogue. Combined with the “fast fashion motto” and the “mass instead of class principle”, this is creating increased demand for PET fibers worldwide. Key components and efficient retrofit solutions for plant modernisation in PET fiber extrusion. For ecological and economic reasons, the fiber residues must be appropriately processed and reused, which in some cases poses major challenges for fiber manufacturers and processors. Several customers, including large fiber manufacturers in China and Belarus, have therefore decided to use key components from Gneuss Kunststofftechnik GmbH in Bad Oeynhausen. With these they were able to convert existing fiber lines with low investment costs, so that the complete fiber waste can be processed into high quality fibers. And this is even possible for the production of drawn yarns such as POY or FDY, where the use of recycled material has up to now not been possible.In the past 20 years, total textile production has doubled, and from 2000 to 2016, the use of polyester for clothing alone rose from 8.3 to 21.3 million tonnes worldwide. At the same time, the public’s call for the avoidance of plastic waste is becoming louder and legal directives of the European Union are intended to put a stop to plastic waste. For example, in addition to the collection of plastic, glass, paper and metal, a separate collection system for textiles

is to be implemented in all EU countries by 2025 to enable high-quality recycling. In addition, product manufacturers are being made more responsible through the environmental protection strategy of Extended Producer Responsibility (EPR). They are to ensure the entire life cycle of their product from manufacture to disposal so that goals such as ecological design and resource efficiency can be achieved more quickly. In addition to the recyclability of products, the use of recycled materials is one way to achieve these goals. However, this is precisely where problems often arise: The demand for the increased use of recycled materials in textiles requires a sufficient and regular availability of these materials. Well available on the market is the recycled PET from beverage bottles, which is available in very good quality due to the clean collection systems. However, the increased use of r-PET, especially for packaging applications and textile fiber production, has led to a strong increase in demand in recent years, so that in addition to the increased market price, other recycled materials must now be used. Possible retrofit of key components Production processes that were previously designed only for the processing of virgin material and thus achieved consistently high qualities under known conditions, are now severely disturbed or interrupted by contamination and strongly fluctuating material qualities at a higher recycling rate. Constant mechanical properties and uniform dyeability of the fibers or special requirements such as very fine fibers or use in direct body contact can no longer be achieved with the existing production lines. Therefore, plants are required which on the one hand can process recycled material - even in lower quality - and on the other hand can generate a high-quality end product without impurities. This is exactly where the German company Gneuss comes in with its machine components for PET processing. The MRS Extruder with its high degassing and decontamination per-


PANORAMA 39

formance, powerful and automatically operating Rotary Filtration Systems, an Online Viscometer as well as the polycondensation unit Jump, which can ensure a targeted viscosity build-up of the PET melt of up to 0.3 dl/g, are available. Each of these machine components is available individually or in combination and can be retrofitted into an existing production line to adapt it to the changed requirements. In this way an ideal result can be achieved with comparatively low investment costs.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Main component MRS Extruder The extruder has a special task when processing PET fiber residues, since the plastic must not only be melted and homogenized, but if possible, also dehumidified and freed of volatile components if possible. While post-consumer waste can contain mainly moisture and a wide variety of solid dirt particles, production waste from fiber manufacture usually contains spinning oils, which are important for processing but make recycling more difficult. Regardless of which form of thermal cleaning of the waste material is required, the Multi Rotation System Extruder from Gneuss Kunststofftechnik takes over this task. This is due to its special processing-technical design based on a single-screw extruder. Thanks to the enormously large melt surface created in

the multi-screw section of the extruder, a high degassing and decontamination performance can be achieved and spinning oils can be effectively removed. No thermal pre-treatment of the residues is necessary. Among others, this was a good reason for the Belarusian processor Mogilevkhimvolokno located in Mogilev, one of the largest Eastern European producers of staple fibers, to retrofit an MRS 90 to its existing line. With a capacity of around 350 kg/h, all agglomerated fiber residues arising in production are processed, decontaminated and then re-polymerised to PET with a defined IV value in a polycondensation reactor without any further preparation. The situation is similar at the Chinese fiber producer Suzhou Shenghong Fiber Co. Ltd which operates an MRS 130 with a capacity of up to 800 kg/h. Here, too, the fiber waste is first shredded, melted in the MRS and thermally cleaned before it is brought back to the desired IV value in the polycondensation reactor and then processed into POY and FDY yarns. For the first time, stretched fibers with a high recycled content can be produced in this way. MRS extruders are in use worldwide for processing PET waste materials. This is also the case with the South American company Valerio, which operates an MRS 90 with a capacity of 450 kg/h to produce staple fibers from very dirty bottle flakes.


40 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Mechanical cleaning indispensable Especially when using heavily contaminated bottle flakes, as is the case with the South American Gneuss customer, mechanical melt cleaning is indispensable. Valerio decided in favour of an RSFgenius 90 which, like all melt filtration systems from Bad Oeynhausen, operates with a rotating filter disc. Especially in recycling applications, low material losses and infrequent filter element changes are important in order to ensure a high efficiency of the overall process. Therefore, the RSFgenius not only operates pressure- and process-constantly, but also carries out the cleaning of the filter elements fully automatically by means of an integrated back-flushing system. For this purpose, a small amount of filtered melt is regularly shot through the dirty screen by a high-pressure impulse over a narrow gap. The quantity required for this is freely adjustable and in practice corresponds to about 0.01 % to 1 % (with very high contamination) of the throughput. This means that the filter elements can be reused up to 400 times, depending on the filter fineness, which means fully automatic filtration without the need for personnel for several weeks in some applications. Even the two major fiber producers in Belarus and China are convinced by the machine component “filtration system”, which is also available as a separate unit

and can be integrated into any existing line. They use an RSFgenius 90 resp. an RSFgenius 175 according to their throughput capacity and thus ensure a clean melt. This is especially essential for fiber production, as foreign particles could clog the spinneret and cause fiber breakage, which in turn would greatly reduce production efficiency. Further key components available With its enormous know-how in PET processing, Gneuss not only advises its customers - which is very important especially for retrofit solutions - the machine manufacturer is always working on the further development of its machine components. In addition to the online viscometer, which records and controls the melt viscosity during production and, via a control system, readjusts the entire process in case of fluctuating viscosity, the polycondensation reactor Jump is one of the latest new developments. It is flanged directly to the extrusion unit and, with its sophisticated processing-technical concept, ensures a targeted viscosity build-up of the PET melt. The Jump thus represents a compact, economical and fast alternative to conventional SSP systems and enables the direct return of the residual materials into the production process. It can also be retrofitted to an existing line at any time.



42 PANORAMA

Sektörden nitelikli insan gücüne destek Support for the qualified manpower of the sector

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Üniversite sınavında Tekstil Mühendisliği bölümünü tercih edecek öğrenciler için asgari ücrete kadar burs ve iş garantisi fırsatı bu yıl da sürüyor. YÖK ile Tekstil – Hazır giyim İhracatçı Birlikleri ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) iş birliğiyle 2019 yılında imzalanan proje, gençlerin geleceğini garanti altına alıyor. Proje sayesinde 2019 yılında öğrencilerin akın ettiği Tekstil Mühendisliği bölümünde puanlar yaklaşık 100 puan artarken, bölümün doluluk oranı yüzde 42’den 92’ye çıktı. Tercih edilme oranında yüzde 208 artış saptanan bölümde, 9 üniversitenin kontenjanları da yüzde 100 doluluğa ulaştı. GENÇLER İÇİN GELECEK KAYGISI ORTADAN KALKIYOR Sektörün pozitif değişimi adına atılan bu büyük adım için İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe: “Sektörümüzün nitelikli insan gücüne duyduğu ihtiyacın farkında olarak başlattığımız ‘Tercihim Tekstil Mühendisliği’ projesi geçen yıl çok başarılı bir şekilde sonuçlandı. Üniversite sınavına giren öğrencilere sunduğumuz proje ile ilk 5 tercihinden biri Tekstil Mühendisliği olan ve sıralaması ilk 20 binde bulunan öğrencilere asgari ücret tutarında burs verdik. 20–50 bin arasında olanlar net asgari ücretin yüzde 70’i, 50- 80 bin arasındaki öğrenciler ise net asgari ücretin yüzde 50’si tutarında karşılıksız burs imkânından yararlandı. Ülkemizin en büyük ikinci ihracatçı sektörleri olarak öğrencilerin okul hayatı boyunca sadece eğitimlerine odaklanmalarını ve olabilecek

Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayabilmesi için tekstil mühendisliği bölümünü seçen öğrencilere asgari ücrete kadar burs imkânı ve iş garantisi sağlayan ‘Tercihim Tekstil Mühendisliği’ projesi bu sene de gençlere destek olmaya devam ediyor. “My Favorite is Textile Engineering” project, which provides scholarships and job guarantees up to the minimum wage for students who choose the textile engineering department in order to meet the qualified workforce needs of the textile and ready-towear sectors, continues to support young people this year. Scholarships up to the minimum wage and job guarantee opportunities continue this year for students who will choose the Textile Engineering department in the university exam. The project, prepared with the cooperation of HEC (Higher Education Council) and Textile- Apparel Exporters Union and Turkey Textile Industry Employers’ Association (TTSİS), signed in 2019 guarantees the future of the youth. Thanks to the project, while the scores of the Textile Engineering department, which students flocked to in 2019, increased by approximately 100 points, the


PANORAMA 43

occupancy rate of the department increased from 42 percent to 92 percent. In the department, where the preference rate increased 208 percent, the quotas of 9 universities reached 100 percent. Future anxiety is removed for the youth For this big step taken in the name of positive change in the sector, President of İHKİB Mustafa Gültepe said “The “My Favorite is Textile Engineering” project, which we started with the awareness of the need for qualified manpower in our sector, has been concluded very successfully last year. With the project we presented to students who took the university entrance exam, we gave scholarships of minimum wage to students whose first 5 choices were Textile Engineering and ranked among the first 20,000. Those between 20 and 50 thousand benefited from non-refundable scholarships amounting to 70 percent of the net minimum wage, and students between 50 and 80 thousand, 50 percent of the net minimum wage. As the second biggest exporting sectors of our country, we want students to focus solely on their education throughout their school life and to graduate from their departments in the best possible way”.

GENÇLER TEKSTİLE AKIN EDİYOR Sektörün gücü ve geniş çalışma alanları için İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz: “Tekstil ve hazırgiyim sektörleri dünya arenasında ülkemizin en güçlü olduğu alanlardan biri olup dünyanın en büyük 6’ncı, Avrupa’nın en büyük 2’nci büyük tedarikçisi konumundadır. Sektörümüz dünyada adını altın harflerle yazdırırken bizden sonra gelecek nesillerin ülkemizi uluslararası arenada çok daha iyi noktalara getireceğinden eminiz. Bu nedenle projemizde geçtiğimiz sene elde edilen başarılar ve bölüm puanlarında yaşanan artışın sadece burs odaklı olmadığını gençlerimizin sektördeki potansiyelinin farkına vardığını bizlere gösterdi. Biz sadece burs vermekle kalmıyoruz. Öğrencilerimize okurken staj imkanı sunuyor ve mezun olunca iş garantisi veriyoruz. Bu bölüme adım atacak öğrenciler tekstil ve hazırgiyim sektörlerinin tüm üretim aşamalarında veya işletmelerin üretim planlama, satış ve pazarlama bölümlerinde çalışma şansı bulabilir ya da diğer sektörlerle entegre çalışmalar gerçekleştirebilirler. Gençlerimize sektörümüz içinde güzel imkanlar vadediyor ve geleceğimizi onlara emanet ediyoruz. Projemizi yıllarca sürdürmeyi planlayıp, sektörümüze nitelikli iş gücü kazandırmayı hedeflerken öğrencilerimizin her daim yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından açıklanan bilgilere göre Türkiye’nin en hızlı iş bulunan meslekleri arasında birinci sırada yer alan Tekstil Mühendisliği bölümü için beşeri ve fiziki yatırımlar sürecek.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

The youth pours in textile For the power of the sector and wide fields of work, İTHİB President Ahmet Öksüz said “Textile and ready-to-wear sectors are one of the areas where our country is the strongest in the world arena and is the 6th largest in the world and the 2nd largest supplier in Europe. While our industry is printing its name in gold letters in the world, we are sure that the next generations will bring our country to much better positions in the international arena. For this reason, the successes achieved in our project last year and the increase in department points showed us that our young people realized their potential in the sector, not just about scholarship. We do not just give scholarships. We offer our students internship opportunities while studying and we guarantee a job upon graduation. Students who will step into this department can have the chance to work in all production stages of the textile and ready-to-wear sectors or in the production planning, sales and marketing departments of enterprises or they can carry out integrated studies with other sectors. We promise our young people good opportunities in our sector and we entrust our future to them. We would like to state that we will always be with our students while we plan to continue our project for years and aim to provide qualified workforce to our industry” According to information released by Presidential Human Resources Office, the human and physical investments will continue for the Textile Engineering Department which is at the first rank in the professions in which the job opportunities are found fast in Turkey.

en donanımlı şekilde bölümlerinden mezun olmalarını arzu ediyoruz” dedi.


44 PANORAMA

Shima Seiki selects Archroma’s ‘Color Atlas’ library system for their new design software Archroma, a global leader in color and specialty chemicals towards sustainable solutions, announced that the 4,320 color references of its Color Atlas library have been selected by Shima Seiki and integrated into their ‘SDS-ONE APEX’ series of software for the design, planning and virtual sampling of textile and apparel. Shima Seiki is a leading provider of digitally optimized solutions for the fashion industry, who combines its on-demand ‘WHOLEGARMENT’ knitting machine with realistic virtual sampling. Based on actual yarn data, fabric simulations generated on the SDS-ONE APEX-series are unparalleled in quality and

realism. Design and simulation are available for knits and various other textile applications, and smooth transition to machine programming is possible for quick and accurate design-to-manufacture interface. That is where the Color Atlas by Archroma® will considerably benefit to the users of Shima Seiki’s solutions. The Color Atlas was launched in 2016 to provide fashion designers and stylists with off-the-shelf color inspiration that can be implemented in production with just a few clicks. The Color Atlas continues to evolve in line with Archroma’s commitment to sustainability through innovation. The company describes it as “The Ar-


PANORAMA 45

chroma Way to a sustainable world: safe, efficient, enhanced, it’s our nature”. All color references available in the Color Atlas have been formulated with products that comply with leading international eco-standards, and can be selected based on the desired sustainability profile. Today, the Color Atlas contains 4,320 colors applicable on cotton poplin, almost the double compared to similar tools available to textile and fashion specialists. Technical support is available to designer, manufacturers, as well as brands and retailers, through Archroma’s global offices - for every single color from its selection to its implementation in production. Engineered color standards empowered by NFC technology are also available for all colors and reproducible in production. With this new collaboration, the users of the SDS-ONE

APEX design software of Shima Seiki will have at their disposal 4320 colors that they can visualize, evaluate and implement, in a considerably accelerated process from the first creative idea to the production to the final outlet, whether online or in brick-and-mortar shops. “Accurate color evaluation and communication are very important issues for design work”, explains Hideya Ohtani, General Manager, Graphic System Development Division, at Shima Seiki. “We have high expectations for Archroma’s Color Atlas to help our APEX series users develop their products in an even more smooth and accurate manner. “We are proud to bring our Color Atlas library to the users of Shima Seiki’s extremely advanced design software,” says Chris Hipps, Head of Color Management Services, at the Archroma Brand Studio. “Designers and users of the software will have at their disposal not only color options they never had before but also colors that they can trust will be implementable right away. That’s what we strive to do at Archroma: create a new way of working: safe, efficient and enhanced. It’s our nature!”


46 PANORAMA

Aksa Akrilik, Ak-Kim Kimya ve DowAksa koronavirüs önlemlerini sürdürüyor

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Koronavirüs salgını tüm yurtta ve dünya genelinde hız kesmeden devam ederken, kontrollü sosyal hayat kurallarıyla birlikte yeniden eskiye dönüldü. Türkiye genelinde son günlerde vaka sayısının yükselişe geçtiği gözlenirken, Yalova’da faaliyet gösteren Aksa Akrilik, Ak-Kim Kimya ve DowAksa’da alınan önlemler aynı hassasiyet ve titizlikle uygulanmaya devam ediyor. Mart ayında pandemiye dönüşen koronavirüs salgınında 6 ay geride kalırken, kamu sağlığını koruma ve salgını kontrol altına alma amacıyla yürütülen topyekûn mücadelede başarılı sonuçlar elde edildi. 1 Haziran itibarıyla tüm dünya genelinde “normalleşme” çalışmaları başlarken, bayram tatili sonrası ülke genelinde günlük vaka sayısının yeniden yükselişe geçtiği görüldü. Yalova’da üretimi sürdüren Aksa Akrilik, Ak-Kim ve DowAksa fabrikalarında koronavirüs vakalarının Türkiye’de görülmeye başlandığı ilk günlerden itibaren gerekli önlemler alınırken, sosyal mesafe ve hijyen ile ilgili pek çok uygulama hayata geçirildi. 6 aydan bu yana da aynı hassasiyet ve titizlikle tedbirlerini yöneten üç şirket hem yönetim ofisleri hem de üretim tesislerindeki kurallara sıkı sıkı bağlı kalmaya devam ediyor. İhracattaki stratejik paylarıyla ekonomiye katkı sağlayan Akkök Holding kuruluşları, çalışan sağlığını birinci plana alırken aynı zamanda üretimlerini ara vermeden sürdürüyor. Çalışanları virüse karşı nasıl önlem almaları gerektiği yönünde sürekli bilgilendiren Aksa Akrilik, salgın başından bu yana aldığı üst düzey önlemleri aynı

şekilde devam ettiriyor. Fabrika içerisinde ve servislerde düzenli olarak dezenfeksiyon uygulaması yapılırken, maske kullanımı zorunlu tutuluyor. Önlemler kapsamında yemekhanede tek sıra ve 1,5 metrelik aralarla işaretlendirmeler bulunuyor. Toplu vakit geçirilen yerlerde sosyal mesafeyi korumak için önlemlerin alındığı Aksa Akrilik fabrikasında, fabrikaya giren herkesin ateşleri ölçülüyor. Uygun bölümler için evden çalışma uygulaması devam ederken, Anadolu Sağlık Merkezi ile başlayan iş bir-


liği kapsamında, tüm Aksa Akrilik çalışanlarına yönelik Covid – 19 antikor testi uygulanması da devam ediyor. Aksa Akrilik, daha önce de Covid- 19 antikor hızlı kart testi ile isteyen çalışanlarına önlem amaçlı test uygulaması yaptırmıştı. Çamaşır suyundan deterjana, el ve banyo sabunundan dezenfektana kadar çok sayıda hijyenik malzemenin ham maddesinin üretildiği Akkim fabrikasında da çalışan ve toplum sağlığı tedbirleri devam ediyor. Sürekli güncellenen detaylı bir normale dönüş planı hazırlayarak Covid-19 gündemini yakından takip eden Akkim, çalışanlarının sağlık ve huzurunu ön planda tutarak faaliyetlerine devam ediyor. Akkim, çalışanların ve birinci derece yakınlarının pandemi sürecindeki belirsizlik ve kaygılarını yönetmek için Nisan ayında devreye aldığı psikolojik destek hattını yeni hizmet araçları da ekleyerek sürdürüyor. 17 Mart’ta başlatılan ev-ofis çalışmasının yanında, çalışanın evden çıktığı andan mesai bitiminde eve dönüşüne kadar geçen bütün süreçlerde ve yaşam alanlarında gerekli tüm tedbirler titizlikle uygulanıyor. Bunun yanında dezenfeksiyon işlemleri düzenli olarak yapılarak sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyum en üst seviyede tutuluyor. Türkiye’nin tek, dünyanın sayılı karbon elyaf üreticilerinden DowAksa’da üretim sıkı denetim ve önlemler altında devam ediyor. DowAksa fabrikası düzenli olarak dezenfekte edilirken, giriş yapan herkesin ateşi ölçülüyor ve maskesiz girişe izin verilmiyor. Tüm çalışanlara hijyen paketleri dağıtılırken, virüse yakalanma riskini azaltmak için kapsamlı ve kademeli bir sağlık tarama sistemi oluşturuldu. Çalışanlar tarafından kullanılan servis araçlarının sayısı artırılarak sosyal mesafenin genişletilmesi sağlandı. Olası bir bulaş durumunda, kişilerarası teması takip edebilmek amacıyla çalışma ekipleri farklı renk gruplarına ayrıldı. Üretim tesislerinde sosyal mesafenin korunması amacıyla, alt işveren ve müteahhitler için ayrı yemekhane ve hizmet alanları oluşturuldu. Ayrıca şirket Nisan ayından beri tüm çalışanlarının ve ailelerinin dış ortamlar ile temasını mümkün olduğunca azaltmak için düzenli aralıklarla gıda ve temizlik paketleri dağıtılıyor.


48 PANORAMA

Dijital pazarlama satış performansını yüzde 50 artırıyor Pozitif yönde büyümesini her geçen gün artıran dijital pazarlama, kurumların işlem sayılarını kısa sürelerde yüzde 50 oranında artırarak daha fazla satış yapılmasını sağlıyor. Yapay zeka, makine öğrenmesi gibi teknolojiler ve insanlar tarafından optimize edilmiş veri girişi birleştiğinde yüzde 15’e kadar ek performans elde ediliyor.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Günümüzde her geçen saniye daha fazla veri üretilirken, kullanıcılar kişiselleştirilmiş içerikler bekliyor. Bu noktada önemini artıran makine öğrenimi, verilerin toplama, işleme ve uygulama süreçlerini hızlandırarak, pazarlamacılara müşteri ihtiyaçlarını belirlemek ve anlamak için daha önce hiç sahip olmadıkları bir güç sağlıyor. Boston Consulting Group’un (BCG) Google için yürüttüğü araştırmaya göre, veriye dayalı ileri teknolojiler işletmelerin büyümesini sağlıyor. Araştırma kapsamında gerçekleştirilen testlerde dijital pazarlama faaliyetleri gerçekleştiren işletmelerin, ilk dört ila altı hafta arasında işlem sayılarını yüzde 50 oranında artırarak satış grafiğinde yükselme yaşandığı ortaya koyuluyor. Bu büyüme, işlem başı maliyeti yüzde 44 oranında azaltırken, dijital pazarlama harcamalarından elde edilen geliri de yüzde 33’e varan oranda artırıyor. BCG, 200’ün üzerinde anket, 15’in üzerinde test ve 40’ın üzerinde uzman ile görüşmeler gerçekleştirerek bu sonuçları elde ettiğini açıklıyor. DİJİTAL PAZARLAMA PERFORMANSI YÜZDE 15 ARTIRILABİLİR BCG tarafından yapılan araştırmada ortaya konan diğer bir önemli konu ise dijital pazarlamada başarılı olmak için yararlanılan insan gücü. Mevcut teknolojiler ne denli güçlü olsalar da sürekli insan girdisine ihtiyaç duyuyor. Kampanya hedefi, kategori özelliği ve müşteri davranışına makine öğrenimi tabanlı algoritmaları entegre etmenin en iyi yollarına karar vermek, akıllıca stratejik kararlar almak ve teknolojiyi optimize etmek için

işletmelerin insan gücüne de ihtiyacı var. BCG’ye göre, şirketler veriye dayalı ileri teknolojilerden yararlandığında kampanya metriklerinde yüzde 20’yi bulan gelişme sağlayabilir ve kampanyaya insan eliyle yapılan düzenlemelerle yüzde 15’lik ek performansla güçlendirebilir. TEKNOLOJİYE HÜKMETMEK YETKİN İNSAN KAYNAĞI İLE MÜMKÜN Dijital pazarlamada insan kaynağının önemine dikkat çeken EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül: “Dijital pazarlama alanında sürekli gelişen teknolojilerin, şirketlerin iş hacimlerine yaptığı kaldıraç etkisi, kısa zamanda yüzde 50’lere ulaşıyor. BCG’nin yapmış olduğu araştırma sonuçları dijital pazarlamada insan kaynağının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Etkin insan kaynağı, doğru veri analizi ve doğru veri girişi ile şirketler hedeflerine çok daha hızlı ulaşabiliyor.” dedi. Kurumların dijital pazarlama stratejilerinde hacimsel büyüklüğün yanında sadakatin de önem kazandığına dikkat çeken Bülbül, yetkin insan kaynağı tarafından optimize edilen verilerin sadık müşteri kitlesi oluşturmanın en hızlı yolu olduğunu belirtiyor. Bülbül, sözlerini şöyle noktalıyor: “Hemen hemen her alanda olduğu gibi, dijital pazarlama da yetkin insan kaynağı hedeflere ulaşmada büyük önem kazanıyor. EG Bilişim olarak, yetkin insan kaynağına sürekli yatırım yapıyoruz. Alanında uzman ekibimiz, dijital pazarlama alanında yaşanan küresel gelişmeleri anlık olarak takip ediyor ve müşterilerimizin dijital pazarlama etkinliklerine bu gelişmeleri anında entegre ediyor.”



50 PANORAMA

İnovatif girişimciler aranıyor

Ekim 2020 olarak açıklandı. Türkiye’nin inovasyon ve girişimciliğe verdiği önemin son yıllarda arttığını ve tüm kurumlarıyla bu alana yatırımlar yaptığını belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, ileri teknolojiye sahip ülkelerle aradaki farkın kapatılabilmesi için bu hareketin tabana yayılması gerektiğini söyledi. “GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNE BÜYÜK KATKI SAĞLIYORUZ” Kurulduğu günden bu yana sektöre öncülük eden projelere imza atan UTİB’in Techxtile Start-Up Challenge ile tüm paydaşları bir araya getirdiğini kaydeden Pınar Taşdelen Engin, “Üniversite sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi yanında, sanayiciler ile start-upların beraber çalışacağı ortamlara da aracılık eden Techxtile Start-Up Challenge, sektörün ve alanlarının uzman isimlerinin eğitmen, konuşmacı ve jüri olarak katılımıyla da girişimcilik ekosistemine önemli katkı sağlıyor. Sürecin başından finaline kadar geçen süreçte verilen eğitimler ve yapılan çalışmalar özellikle genç girişimciler ve girişimci adayları için başlı başına bir ödül niteliğinde” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

KİMLER KATILABİLİYOR? Techxtile Start-Up Challenge’e Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı uyruklu 18 yaşını tamamlamış öğrenciler ve mezunlar proje başvurusu yapabilecekler. Araştırmacı, akademisyen, kamu veya özel kurum çalışanları, girişimci adayları, inovasyon yapan ekipler ile start-up sahipleri veya kurucularının da proje gönderebileceği yarışmaya, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile özel şirket sahipleri veya kurucuları da katılabiliyorlar.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) sektörde inovasyon kültürünü oluşturmak ve yeni girişimleri sektöre kazandırmak amacıyla bu yıl 12.’sini düzenlediği Uluslararası AR-GE Proje Pazarı, Techxtile Start-Up Challenge için proje başvurularında süreç başladı. Girişimcilerin projelerini online kayıt yaptırabilecekleri Techxtile Start-Up Challenge’in son başvuru tarihi ise 20



52 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Devan lauded by Frost & Sullivan for its antimicrobial technology with proven quaternized silane chemistry Based on its recent analysis of the European antimicrobial technology for the textile market, Frost & Sullivan recognizes the Belgium-headquartered Devan Chemicals NV (Devan) with the 2020 European Technology Innovation Leadership Award. Devan’s highly relevant antimicrobial technology addresses issues concerning the contamination of PPE and textiles, including the spread of drug-resistant bacteria, viral transmissions, and hospital-acquired infections (HAIs). Its quat-silane technology, due to its non-migrating behaviour, physically punctures the microorganism cell to destroy it without interfering with cell DNA. Notably, it eliminates the adverse effects of leaching antimicrobials while providing high efficiency in the range of 99.9 percent to 99.99 percent, even after multiple washes. “By providing non-migrating antimicrobial technology for the textile industry, Devan plugs the safety and performance gaps inherent in current inorganic and organic antimicrobial agents. Its antimicrobial technology, unlike silver- or triclosan-based technology, comprises non-migrating monomers and prepolymers such as organo-functional silane,” said Monami Dey, Industry Manager, Frost & Sullivan. “The organo-silane polymers are covalently bonded and polymerized to the textile surface as a coating via padding, exhaust, and spraying techniques. The coating forms a non-leaching reactive surface and destroys the microbes on contact, without releasing harmful components into the environment.” Devan CEO Sven Ghyselinck is very happy with the award: “The best practice award is a nice recognition of the hard work we did in the last 6 months to evaluate the performance against viral activity. It’s

Belgian textile innovator Devan Chemicals was lauded by Frost & Sullivan for its antimicrobial technology, known under its trade name as BI-OME®. The non-leaching attributes of the technology coupled with its ability to reduce microbial mutation make it a potential candidate for textiles where durability and safe human contact are highly valued.

great to see our efforts didn’t go unnoticed.” Earlier this month Devan published new test results confirming the high performance virus-reducing capabilities of its BI-OME fabric coating technology on both unwashed and intensely washed fabrics. The Belgian company has worked closely with a series of international third party laboratories to test different fabric substrates against a wide range of enveloped viruses. Before washing, samples treated with Devan BI-OME score very good to excellent (99% and higher according to ISO 18184) results on virus reduction. Different substrates, like polyester, cotton and polycottons, were exposed to enveloped viruses like SARS-COV-2 (known to cause COVID-19), Feline Corona, Vaccinia (the EU standard for enveloped viruses) and Porcine Respiratory viruses. After 30minutes, BI-OME already reduced 99.96% of the activity of SARS-COV-2. After washing, a decrease in virus reduction performance of coating technologies is normal and expected. However, BI-OME is confirmed to deliver only a minimal reduction, retaining up to 98.5% virus reduction even when the fabric is washed 25 times. “Devan is working towards sustainability and green chemistry. For instance, its technology does not contain any harmful solvents such as formaldehyde or polychlorinated phenols and fulfills the regulatory obligations of the EU BPR,” noted Dey. “Its commitment to promoting sustainability in textile finishes with a strong focus on GMO-free, kosher, as well as halal certifications, and recyclability has given the company an edge in launching new products at an accelerated pace to match customers’ most pressing concerns and demands.” One of those innovations is BI-OME NTL (natural), a natural, bio-based antimicrobial solution that guarantees an optimal freshness and hygiene for textiles. The active ingredient is the well-known Linseed oil, obtained from the dried, ripened seeds of the flax plant. The active ingredients in BI-OME NTL are GMO free, Halal, Kosher and recyclable.


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET

DÜZ OFSET

CİLT

AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli baskı sağlayan özel bir kalıptır. Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip, yüksek tirajlı baskılara uygun, Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com


54 PANORAMA

315 milyon TL’lik yatırım bedeli ile Türk kimya sektöründe ilk kez yerli ve milli olarak üretilecek yüksek teknolojili yeni nesil yapıştırıcıların üretim üssü olmaya hazırlanan BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, yıllık 150 bin ton üretim kapasitesi ile faaliyet göstererek 500 kişiye istihdam sağlayacak. BETA Kimya GEBKİM Campus, which is prepared to become the production base of hightech new generation adhesives to be produced locally and nationally for the first time in the Turkish chemical industry with an investment value of 315 million TL, will provide employment for 500 people by operating with an annual production capacity of 150 thousand tons.

BETA Kimya’dan yeni üretim tesisi yatırımı

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

New production facility investment from BETA Kimya Türkiye’nin en köklü kimya şirketlerinden BETA Kimya A.Ş., Ortadoğu ile Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temelini attı. BETA Kimya GEBKİM Kampüsü’nün temel atma töreni, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TİM Başkanı İsmail Gülle, BETA Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve BETA Kimya A.Ş. Genel Müdürü Cihat Sayacı’nın katılımlarıyla gerçekleşti.

BETA Chemical Co. one of Turkey’s oldest chemical companies, laid the foundation of the largest adhesive and glue production facilities in Eastern Europe and the Middle East. The groundbreaking ceremony of BETA Kimya GEBKİM Campus was realized with the participation of T.C. Industry and Technology Minister Mustafa Varank, T.C. Trade Minister Ruhsar Pekcan, TIM President İsmail Gülle,


PANORAMA 55

BETA Kimya A.Ş. Chairman of the Board Adil Pelister and BETA Kimya A.Ş. General Manager Cihat Sayacı. BETA Kimya GEBKİM Campus, which is the new integrated production facility of BETA Kimya A.Ş., and fully compatible with digital transformation in the industry, and green building technology with LEED certification, will offer one hundred percent local and national innovative products for use in many strategic sectors such as automotive, defense and aviation. VARANK: “A NEW BREATH TO THE CHEMICAL INDUSTRY” Minister of Industry and Technology Mustafa Varank, in the speech at the groundbreaking ceremony of the Beta Kimya GEBKİM Campus in Gebze Chemistry Specialized Organized Industrial Zone (GEBKİM), said that they witnessed an exciting day for the real sector which continues its path without stopping even during the epidemic of the new type of corona virus (Covid-19). Stating that they are together to lay the foundations of the largest adhesive and glue production facility in the Middle East and Eastern Europe,

BETA Kimya A.Ş.’nin sanayide dijital dönüşüme tamamen uyumlu altyapı ve LEED sertifikasına sahip yeşil bina teknolojisi ile projelendirilen yeni entegre üretim tesisi BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, otomotiv, savunma ve havacılık gibi pek çok stratejik sektörde kullanılmak üzere yüzde yüz yerli ve milli inovatif ürünler sunacak. VARANK: “KİMYA SEKTÖRÜNE YENİ BİR SOLUK” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (GEBKİM) Beta Kimya GEBKİM Kampüsü’nün temel atma töreninde yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde bile yoluna durmaksızın devam eden reel sektör için heyecanlı bir güne daha şahitlik ettiklerini söyledi. Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temellerini atmak için bir arada olduklarını belirten Varank, “315 milyon liralık yatırımla hayat bulacak Beta Kimya GEBKİM Kampüsü, 500 vatandaşımıza daha yeni istihdam imkanları oluşturacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Bakanlığa geldiğimiz ilk günden itibaren milli teknoloji, güçlü sanayi vizyonunu ortaya koyduk. Attığımız her adımda bu vizyonu daha ileriye taşıyacak yeni

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020


56 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

politikalar geliştirmenin derdindeyiz. Yerlileşmeyi teşvik eden, firmalarımızı yeniliğe yönlendiren bir yaklaşımı reel sektöre hakim kılmaya çalışıyoruz. BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre tesis yatırımıyla birlikte bugüne kadar ithal edilen poliüretan reaktif hotmelt yapıştırıcı ürünler ve farklı türevleri ilk defa Türkiye’de üretilmeye başlanacak. Böylece ambalaj, otomotiv, mobilya, inşaat, savunma ve havacılık sanayisinin önemli bir girdisi yurt içinden temin edilmiş olacak. Orta vadede 120 milyon dolarlık bir ithalatın önüne geçilecek. Yurt içi ihtiyaçlar karşılandıktan sonra elbette ihracat potansiyeli de değerlendirilecek. Bu fabrika, seri üretime geçtiğinde ülkemizin en modern üretim tesislerinden birisi olacak. Ülke sanayimize ve kimya sektörüne yeni bir yeni bir soluk getirecek BETA Kimya GEBKİM Kampüsü yatırımının hayırlı

Varank said “Beta Kimya GEBKİM Campus, which will come to life with an investment of 315 million liras, will make new employment opportunities for 500 citizens. From the first day of our visit to the Ministry with the appreciation of our President, we have demonstrated the vision of national technology and strong industry. We are concerned with developing new policies that will take this vision further with every step we take. We try to dominate the real sector in an approach that encourages localization and directs our companies to innovation. With BETA Kimya Inc.’s new integrated facility investment, the polyurethane reactive hot-melt adhesive products and different variants, so far imported, will begin to be produced in Turkey for the first time. Thus, an important input of the packaging, automotive, furniture, construction, defense and aviation industries will be procured domestically. In the medium term, an import of 120 million dollars will be prevented. After domestic needs are met, of course, the export potential will also be evaluated. When this factory goes into mass production, it will be one of the most modern production facilities in our country. I wish the BETA Kimya GEBKİM Campus investment, which will bring a new breath to our country’s industry and the chemical industry, and I congratulate everyone who contributed especially the BETA Chemistry Board and İKMİB President Adil Pelister.” PEKCAN: “CHEMISTRY, LOCOMOTIVE SECTOR FOR TURKEY” T. C. Trade Minister Ruhsar Pekcan, in her speech at the Beta Kimya GEBKİM Campus



58 PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

olmasını diliyor, başta BETA Kimya Yönetim Kurulu ve İKMİB Başkanı Adil Pelister olmak üzere emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum” dedi. PEKCAN: “ KİMYA, TÜRKİYE İÇİN LOKOMOTİF SEKTÖR” T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, video konferans yöntemiyle katıldığı Beta Kimya GEBKİM Kampüsü Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, ülke için stratejik önemi bulunan bir yatırımın daha temel atma töreninde olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi. Bakan Pekcan, “BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre üretim tesisi yatırım, Türkiye için gerçekten çok önemli. Çünkü, ülkemizin yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli üretim ile ihracat stratejisiyle örtüşüyor. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, siyasi istikrar ve etkin yönetim sistemiyle, daha fazla teknoloji, daha fazla katma değerli üretim ve ihracatla ülkemizi yüksek gelirli ülkeler seviyesine hep beraber çıkarmak için gereken tüm adımları atacağız. BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, hem Türkiye’de üretim açığı bulunan, ithalat yapılan ürünlerde katma değer yaratacak, hem de yeni pazarlara ihracat yapılmasını sağlayacak. Ülkemizde de otomotiv, inşaat ve savunma sanayi gibi pek çok alandaki sektöre yerli girdi sağlayacak, 500 kişiye de istihdam yaratacak. Bu değerli yatırımlarından dolayı tüm BETA Kimya Ailesini kutluyor, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. PELİSTER: “YÜKSEK KATMA DEĞER OLUŞTURMA VİZYONUMUZUN BİR ÜRÜNÜ” BETA Kimya Gebkim Kampüsü ile kimya sektörüne ve Türk sanayisine yeni bir değeri daha kazandıracaklarını belirten BETA Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “BETA Kimya olarak 34 yıldır büyümeye, üretmeye ve daima yüksek katma değer oluşturmaya odaklandık. Apel ve

Groundbreaking Ceremony, by attending with video conferencing, said that she is pleased to be at the groundbreaking ceremony of an investment of strategic importance for the country. Minister Pekcan said “BETA Kimya Inc.’s investment in the new integrated production facility is really very important for Turkey. Because it coincides with our country’s high technology and high value added production and export strategy. Under the leadership of our President, we will take all necessary steps to bring our country to the level of high-income countries together with its political stability and effective management system, more technology, more value-added production and exports. BETA Chemistry GEBKİM Campus will make added value of Turkey’s production deficit and imported products and also will provide making exports to new markets. In our country, it will provide domestic input to many sectors such as automotive, construction and defense industry, and make employment for 500 people. I congratulate the BETA Kimya Family for their valuable investments and wish them good luck for our country. PELİSTER: “IT IS A PRODUCT OF OUR VISION TO MAKE HIGH ADDED VALUE” Stating that they will bring a new value to the chemical industry and Turkish industry with BETA Kimya Gebkim Campus, Adil Pelister, the chairman of the Board BETA Kimya Inc., said “As BETA Kimya, we have focused on growing, producing and always creating high added value for 34 years. With our Apel and Mitreapel brands, we have managed to become a large industry family that exports to 75 countries on 5 continents, with approximately 150 products in 9 different categories, from furniture to automotive, textile to construction and even to health with its COVID-19 pandemic. Today, BETA Kimya Gebkim Campus, which we have laid the foundation, is a product of our excitement to make high added value. Our new integrated facility, which will be commissioned with an investment value of 315 million TL with 100 % domestic and equity capital, will be the largest adhesive and glue production facility in the Middle East and Eastern Europe.” PELİSTER: “WE WILL TAKE A STEP IN 5 NEW PRODUCTS CATEGORIES” Expressing that they will focus on domestic and innovative products for Turkey’s strategic sectors with BETA Kimya GEBKİM



60 PANORAMA

Mitreapel markalarımız ile 5 kıtada 75 ülkeye ihracat gerçekleştiren, 9 farklı kategoride yaklaşık 150 ürün ile mobilyadan otomotive, tekstilden inşaata ve hatta COVID-19 pandemisiyle birlikte sağlığa kadar hayatın pek çok alanına dokunan büyük bir sanayi ailesi olmayı başardık. Bugün, temelini attığımız BETA Kimya Gebkim Kampüsü de, yüksek katma değer oluşturma heyecanımızın bir ürünü. Yüzde yüz yerli ve öz sermayeye sahip, 315 milyon TL’lik bir yatırım bedeliyle devreye alacağımız yeni entegre tesisimiz, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olacak” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

PELİSTER: “5 YENİ ÜRÜN KATEGORİSİNE ADIM ATACAĞIZ” BETA Kimya GEBKİM Kampüsü ile Türkiye’nin stratejik sektörlerine yönelik yerli ve inovatif ürünlere odaklanacaklarını ifade eden Adil Pelister, “Yıllık 150 bin ton üretim kapasitesine sahip olacak yeni entegre tesisimiz ile 500 kişiye istihdam sağlayacak ve yüksek katma değerli 5 yeni ürün kategorisine daha adım atacağız. LEED sertifikalı, doğa dostu yeşil bina teknolojili üretim kampüsümüz, toplam 50 bin m2 üzerine kurulu, 35 bin m2’lik kapalı alana sahip dev bir entegre üretim tesisi olarak sadece ülkemizin değil, yakın coğrafyanın en modern kimya tesislerinden biri olacak. Devletimizin ve Bakanlıklarımızın bizden beklediği, sanayide dijital dönüşüm hamlesinin en güzel örneklerinden birine imza atmanın, ülkemize ve kimya sektörüne değer katacak bir adımın gururunu yaşıyoruz. Önümüzdeki bir yıl içinde faaliyete alacağımız yeni üretim tesisimiz ile geleceğin dijital üretim teknolojilerine de bugünden hazır olacağız. Kimya sektörümüz, ülke sanayimiz ve şirketimiz adına hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. SAYACI: “YENİ NESİL PUR HOTMELT YAPIŞTIRICILARI İLK DEFA YERLİ OLARAK ÜRETECEĞİZ” Türkiye’nin Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan 250 şirketi arasında yer aldıklarını ve daima inovatif ürünlere odaklandıklarını dile getiren BETA Kimya A.Ş. Genel Müdürü Cihat Sayacı, “BETA Kimya GEBKİM Kampüsü’müz ile Türk kimya sektörü açısından büyük önem taşıyan, dijital dönüşüm ilkelerine tamamen uyumlu modern bir entegre üretim tesisi projesine imza atıyoruz. BETA Kimya olarak, 34 yıldır Ar-Ge ve inovasyondan güç aldık ve kendimizi yüksek teknolojili ürünler geliştirmeye adadık. Yeni entegre tesisimizde Ar-Ge için önemli bir yatırım hamlesine de imza atıyoruz. Ar-Ge Merkezi Belgesine sahip, tamamı Türk mühendislerden oluşan inovasyon üssümüzü, burada tam 7 kat büyütmeye hazırlanıyoruz. 50 kişilik bir Ar-Ge ekibiyle, silanla termine edilmiş yeni MS teknolojili yapıştırıcılar ve ilk defa tamamen yerli olarak üreteceğimiz PUR Hotmelt ürünlerine adım atacağız. Savunma ve havacılık gibi milli açıdan stratejik öneme sahip sektörlerin yanı sıra otomotiv, ambalaj, yapı ve mobilya sektörlerine özel olarak geliştireceğimiz yeni nesil inovatif ürünlerle, BETA Kimya’yı geleceğe taşıyacağız” dedi.

Campus, Adil Pelister said “With our new integrated facility that will have an annual production capacity of 150 thousand tons, we will employ 500 people and we will step into 5 new product categories with high added value. Our LEED-certified, eco-friendly green building production campus will be one of the most modern chemical facilities not only in our country but also in the nearby geography, as a giant integrated production facility built on a total of 50 thousand m2, with a closed area of 35 thousand m2. We take pride in signing one of the best examples of digital transformation in industry that our state and ministries expect from us, a step that will add value to our country and the chemical industry. With our new production facility, which will be operational in the next year, we will be ready for the future digital production technologies. I wish it good for our chemical industry, country industry and our company.” SAYACI: “WE WILL PRODUCE NEW GENERATION PUR HOTMELT ADHESIVES FOR THE FIRST TIME” Stating that they are among Turkey’s 250 companies that invest most in R & D and always focus on innovative products, Cihat Sayacı, General Manager of BETA Kimya Inc. said “With our BETA Kimya GEBKİM Campus, we are signing a modern integrated production facility project that is of great importance for the Turkish chemical industry and fully complies with the principles of digital transformation. As BETA Kimya, we have gained power from R&D and innovation for 34 years and we are committed to developing high-tech products. We are also signing an important investment move for R&D in our new integrated facility. We are preparing to grow our innovation base, which has an R&D Center Certificate and consists of all Turkish engineers, exactly 7 times here. With a R&D team of 50 people, we will step into new MS technology adhesives terminated with silane and PUR Hot-melt products that we will produce for the first time completely locally. We will carry BETA Kimya to the future with new generation innovative products that we will develop specifically for the automotive, packaging, building and furniture sectors as well as nationally strategically important sectors such as defense and aviation.”



62 PANORAMA

Covid 19 virüsünü yok eden kumaş Bursa’dan çıktı

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

İnsanlık yararına bir iş yapmak için yola çıktılar, Covid19’u yok eden Türkiye’nin ilk kumaşını yaptılar. Covid-19 virüsünü % 99.99 oranında yok eden kumaş Bursa’da EbruzenTektstil tarafından üretildi. Yaklaşık 15 yıldır teknik ve fonksiyonel tekstil üzerine faaliyet gösteren Bursa merkezli Ebruzen Tekstil’de üretilen kumaşın Covid 19 virüsüyle yapılan laboratuvar testleri başarıyla sonuçlandı. Ebruzen Tekstil Ceo’su Tekstil Mühendisi Sadık Kutlucan Türkiye’yi gururlandıracak bu haber hakkında şunları söyledi:‘Dünyada tekstil üzerindeki antiviral aktiviteyi ölçmekte kullanılan EN 18184 standartlarına göre ürettiğimiz antiviral kumaşımız Covid 19 virüsüyle teste tabii tutuldu. Ürettiğimiz ve Neutron adını verdiğimiz kumaşın yüzeyine bırakılan Covid19 virüslerinin EN 18184 standardı uyarınca ilk 2 saatte

%99,99 oranında yok olduğu belirlendi. Bu test birkaç milyon Covid 19 virüsü ile yapıldı. Neutron Covid 19 süreciyle mücadelede önemli bir kilometre taşı olacak” diye konuştu. Kutlucan; “Çok mutlu ve gururluyuz. Ürettiğimiz kumaş doğal olarak hem Türkiye, hem de yurtdışında dikkat çekmeye başladı bile. Öncelikli hedefimiz Türk insanına, özellikle de sağlık sektörü çalışanlarına fayda sağlamak. Nihai hedefimiz ise tüm insanlık için yararlı olmak. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” dedi. SADECE TÜRKİYE DEĞİL TÜM DÜNYA İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Dünya üzerinde antimikrobiyal, antiviral kumaşların bulunduğunu belirten Ebruzen Tekstil Satış ve Ürün Yöneticisi Endüstri Mühendisi Tunçel bu noktada dikkat edilmesi gereken durumları şöyle özetledi; “Kumaşın üretim aşamalarında kullanılan kimyasalların sağlık otoritelerinden alınmış olan belgelerde sağlığa zararlı olmadığının kanıtlanması gerekiyor. Neutron hem Avrupa Biyosidal Ürünler Yönetmeliği’ne, hem de T.C. Sağlık Bakanlığı Biyosidal Ürünler Yönetmeliği’ne uygun ve ruhsatlı kimyasalları kullanıyor. Neutron, Türkiye’de Covid 19 virüsüyle EN18184 standartı kapsamında ilk defa test edilen kumaş olarak öne çıkıyor. Birçok ülkede onlarca ürünün tamamı bugüne kadar H1N1 domuz gribi virüsü veya Felinecoronavirüs de denilen coronavirüs ailesinin kedilere ait olan versiyonuyla testlerini yaptırıyor, buna hem Türkiye’den hem de dünyadaki ünlü firmalardan birçok örnek gösterebiliriz. Kumaşların bu tarz virüslerle test edilmesi ve sonuçlarının olumlu olması bu kumaşların antiviral kumaşlar olduklarını gösterir, ancak bilimsel olarak aynı başarıyı Covid19’a karşı da gösterebilecekleri konusunda kesin bir bilgi veremez, sadece fikir verebilirler. Neutron bu konuda diğerlerinden ayrılıyor ve çok net, çok kesin bir bilgi veriyor. Bu da Neutron’u dünya üzerindeki ve Türkiye’de bulunan antiviral kumaşlardan ayırıyor ve hatta birkaç adım öne geçiriyor. Bir diğer konu ise bizim test sonucumuzun konumu. Kumaşımız ilk 2 saat içinde tüm virüslerin %99,99’unu yok ediyor ve bu sonuç matematiksel olarak fazlasıyla ileri düzeyde bir sonuç. %99 bile insanlarda iyi bir intiba oluşturuyor ancak %99,99 demek %99‘dan


Her an ONLINE olun! Bütün dünya sizi görsün! www.tekstilteknik.com.tr


64 PANORAMA

dan da başarıyla geçen Neutron kumaşlardan üretilecek maskeleri de bu taktıkları katmanlardan biri haline getirerek Covid19 virüsünün kumaş tarafından yok edilmesi sağlanabilir. Bu bizim Ebruzen olarak en önemli bulduğumuz, kıymet verdiğimiz konulardan bir tanesi” diye konuştu. YIKANABİLİR ÖZELLİK Ebruzen Tekstil’in gerçekleştirdiği geçmiş antiviral ve antibakteriyel test tecrübeleri en az 20-30 yıkama yapılabileceğini gösteriyor. Bu da tüketicinin ürününü defalarca çamaşır makinesine atıp yıkayabilmesi demek. Kumaşın kendine has özellikleri yıkama ile kaybolmadığından tüketici günlük kullanımın ardından yıkayıp ürünü içi rahat bir şekilde tekrar tekrar kullanabilir. CEO Kutlucan; ’Tecrübelerimize dayanarak defalarca yıkama ile sadece özelliğin şiddeti standartın belirlediği sınırlar içinde bir miktar azalıyor diyebiliriz. Bu noktada da 50 yıkama testine kadar süreci ilerleterek aslında ürünün çok uzun kullanımlarda bile antiviral özelliğini güçlü şekilde devam ettirdiğini ispatlamak için yıkama sonrası viral etkinlik test çalışmalarımız devam ediyor” şeklinde açıkladı.

100 kat daha fazla etkili demektir. Tüm bu nedenlerden dolayı tercih edilen ve antiviral özellikli olduğu belirtilen kumaşların tüketiciler tarafından hangi virüs cinsi ile test edildiği ve ilgili testlerden nasıl bir oranla geçtiğinin sorgulanması gerekiyor.”

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

HEDEF TÜM İNSANLIĞA HİZMET ETMEK Kutlucan; “Elbette başarımızı uluslararası boyuta taşımak en büyük hedefimiz ancak ne yazık ki bu gibi mega planlar için yetkililerin desteği çok büyük önem taşıyor. Ülkemizin global bir marka çıkarma konusunda şu anda çok önemli bir fırsatı bulunuyor. Bu fırsatı iyi değerlendirebilirsek hem bu alanda global bir üretici olmuş oluruz, hem de pandemi döneminde tüm insanlığın yararına bir iş yapmış oluruz” diye konuştu. SAĞLIK SEKTÖRÜ BU KUMAŞLA DERİN BİR NEFES ALACAK Neutron antiviral kumaşın en önemli kullanım alanlarının başında sağlık sektörü geliyor. Bu noktada doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının giydiği maskeler başta olmak üzere önlükler ve diğer yıkanabilir kıyafetler ile hastanelerde kullanılan çarşaf ve benzeri tekstil ürünlerinde, yıkanabilir ameliyathane kıyafetleri gibi birçok alanda Neutron bir kurtarıcı olmayı hedefliyor. CEO Kutlucan; “Sağlık çalışanlarımızın bu zorlu pandemi döneminde üst üste birkaç kat maske taktıklarını görüyoruz, haklı olarak tek bir kat maske takmak istemiyorlar. Aynı zamanda maske üretimi için gereken standartlar-

İNSANIN OLDUĞU HER YERDE KULLANILABİLİR Ebruzen Tekstil’in Covid 19’a karşı yok edici özelliği Türkiye’de bir ilk. Antiviral kumaş Neutron, yıkanabilir maskelerden iş kıyafetlerine, nevresim takımlarından perdeye, koltuk döşemesinden gömleğe, tişörtten cekete her türlü konfeksiyon ve ev tekstilinde kullanım alanına sahip. Bu da Covid 19’la mücadelede çok büyük bir adım anlamına geliyor. Neutron’un iki saat içinde %99.99 oranında tüm Covid 19 virüsünü yok etmesi, kumaşın birçok sektörde kendine yer bulması anlamına geliyor. Sağlık sektörü öncelikli olmak üzere insanın olduğu her alanda Neutron’a yer bulunuyor. Maskelerde, yıkanma durumu çok sık olmadığı için iş kıyafetlerinde, resmi üniformalar giyen devlet memurlarının kıyafetlerinde, kışlaların, okulların yatakhanelerinde, huzurevlerinde, her türlü ev tekstili ürünlerinde, toplu taşıma araçlarında döşemelik kumaş olarak, tüm günlük kıyafet türlerinde ve detaylandırılabilecek birçok alanda kullanım alanına sahip olan Neutron,Covid 19 ile mücadelede bir savunma kalkanı olarak yer almaya hazır. ‘MÜCADELEYE DESTEK’ Firmanın Pazarlama Müdürü Elif Tunçel ise, Covid 19’a karşı bir nevi savunma silahı olarak kullanılacak ve Neutron markasıyla üretime hazır oldukları kumaşın, normal kumaş türlerine göre fiyat farkının çok yüksek olmayacağını ifade etti. Arada küçük bir fiyat farkının olacağına işaret eden Elif Tunçel, “Amacımız Türkiye’nin verdiği savaşa destek olmak. Devletimizin ve milletimizin geleceği için kârdan ziyade halkın sağlığı daha önemli. Salgınla yürütülen mücadeleye biz de araştırmalarımız ve bilimsel yaklaşımımızla destek vermeye çalışıyoruz” dedi.



66

Avanta ekonomisi bitmeden sanayileşemeyiz, teknolojiyi sürekli kaçırırız Başlığa şaşırdınız mı? Emek vermeden, buluş veya keşif yapmadan para kazanmanın en yaygın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Üstelik bu durum her geçen yıl kökleşiyor. Dünyada her yıl yayınlanan hukuk, şeffaflık, yolsuzluk, basın özgürlüğü ve eğitimle ilgili konularda sürekli geriye gidiyoruz. İlk çağlarda yaşayan ve suyun kaldırma kuvvetiyle taç için verilen Arşimet’in (MÖ 287, Siracusa - MÖ 212 Siracusa) başka bulukları da vardı. Sirakuza’ya saldıran Roma donanmasına ait gemileri yakan aynalar icat etmişti. Atom bombasının babası diye adlandırılan fizikçi Robert Oppenheimer “Antik Yunan kültürünü ve onu izleyen Roma dönemini düşünürsek, bilimsel devrimin o sırada ortaya çıkmamış olması tuhaftır” der. Oppenheimer, yaklaşık 2 bin yıl sonra, 18. yüzyılda İngiltere’de başlayacak sanayi devrimini kastediyor. (MS 10-ö. MS 70) yıllarında yaşamış olan İskenderiyeli Heron, buhar gücüyle ve sıvıların basıncıyla çalışan sayısız düzenek icat etmişti. Kendiliğinden açılan tapınak kapıları ve tiyatro düzenekleri icat etmişti.(*) Ekrem Hayri Peker Kimya Mühendisi Tekstil Araştırmaları Derneği Başkanı

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

GÖRÜŞ

Kimya Mühendisi ekrempeker@gmail.com

Heron’un yaptıkları çarklar ve dişlilerle çalışan makinelerdi. Ama aynı zamanda minyatür bir kazandan çıkan su buharının basıncıyla hareket eden bir tahterevalli de icat etmişti. Ya sibernetiğin kurucusu 1136 Cizre doğumlu El-Cezeri (1136-1206). El-Cezeri’nin en önemli eserleri arasında mekanik saatler geliyor. Bu saatleri oluştururken hidromekanik etkilerle denge kurma yöntemini kullanarak günümüzde bile görenleri hayran bırakan karmaşık sistemler oluşturmayı başarmıştı. Birçok tekniği kullanarak ortaya karmaşık, mekanik araçlar yapmıştır. “Sanayi devrimi antik dönemde ortaya çıkabilir miydi” tartışması da buradan çıkıyor. Peki neden çıkmadı? Devrimi engelleyen neydi? Neden 2 bin yıl daha geçmesi gerekti? “Teknolojik gelişme tek başına devrimsel bir dönüşüm için yeterli değildir” diyor kimi tarihçiler. Antik dönemde toplumsal yapının, üretim ilişkilerinin böylesine köklü bir dönüşüm için uygun olmadığını söyleyen de var. Bu teknikler niçin, bu aletler ve makineler niye üretilmedi, niçin insanların hayatına girmedi. Niye buhar gücünün kullanımı ve makineler için sanayi devrimi beklendi. Bu sorunun cevabını tarihi sadece savaşlar üzerinden değil, ekonomik acıdan inceleyen ünlü tarihçi Fernand Braudel, “Bellek ve Akdeniz” kitabında bu soruya “Suçlanması gereken köleci zihniyettir” diye cevap veriyor. Öyle ya, köleler varken, buharla çalışan makinelere niye ihtiyaç olsun? Kölelik, Braudel’e göre sadece bir cinayet değil, aynı zamanda insanlığı yerinde saymaya mahkûm etmiş bir hataydı ve her türlü teknolojik devrimi baştan engelliyordu. Antik Yunan’da çalışmak ayıptı. Çalışmak kölelere mahsus bir işti. Roma’da da bakış pek farklı değildi. Tarihte katliamlar ilk çağlarda pek görülmez. Katliamlar, Orta çağ’da mezhepsel, sonra dinsel olarak başlamıştır. Romalı imparatorlar, Anadolu’daki komutanlarına “Savaş esirlerini tedavi etmelerini, sağlığına dikkat etmelerini” yazan emirler göndermişlerdir. Gelelim bize, sahi NASA ne zaman kuruldu, biliyor musunuz? (**) Altmışlı yılların sonlarına doğru uzaya uydular, insanlı hava araçları gönderirken, aya araçlar inerken, Astronotlar aya inerken (O zaman bilgisayar yoktu) ağzımızda bir söz vardı; “Eller aya, biz yaya”. Ülkemizde uzayla ilgili çalışmalar altmış yıl sonra başladı. Geçenlerde 20 yıldır Belçika’da çeşitli projeler üzerinde çalışan endüstri mühendisi bir kadın arkadaşımla konuştum.


Kendisi şimdi endüstri 4.5.0 üzerine bir projede çalışıyormuş. Başka proje grupları da endüstri 5.0 ve endüstri 6.0 üzerinde çalışıyormuş. Bu sözleri işitince moralim çok bozuldu ve “Eller aya” sözü aklıma geldi. Bir ülkede topraktan, yani inşaattan, devlet ve belediye ihalelerinden para kazanma çok kolaysa kimse zengin olmak için kendini yormaz. 18. yüzyılda ticaret burjuvazisi iktidara gelince, toprak burjuvazisini vergilerle tasfiye etti. Büyük toprak sahipleri topraklarını maraba ve ortakçılarına sattılar. Kimse bizde olduğu gibi, “Babamdan kalan araziye imar çıktı, beş daire, on daire, elli daire verdiler” diyemiyor. Yerleşim yapılacak yerleri belediyeler planlıyor, vergi değerinden istimlâk ediyor ve planlı, yaşanacak yerleşimler kuruluyor. Bizde adamına göre imar izinleri ve kat yükseklikleri veriliyor. Sana imar yasak. Ona serbest; Bana 5 kat, ona 25 kat. Bu denli yağma olduktan sonra niye para kazanmak için gayret sarf edecek. İkinci kolay yol, turizm. Dik her yere beş yıldızlı, dört yıldızlı otelleri Avrupa’nın en ucuz fiyatına tam pansiyon oda sat. Turizm beldelerinde esnafımızın attığı kazıklardan bıkan tatilciler adeta Yunan adalarını işgal etti, Yunanistan’a nefes aldırdı. Ünlü mankenlerimizden Deniz Akkaya, sadece İspanya’nın değil, dünyanın en önde gelen tatil yöresinde sadece iki adet 5 yıldızlı otel bulunduğunu, dört yıldızlı otellerin bile sayılı olduğunu, kalanının üç yıldızlı olduğunu belirterek, “Biz neden hep beş yıldızlı otel yapıyoruz?” diye boşluğa sordu. Cevap, AB öyle istedi, bizimkiler kabul etti. Yap bir otel, bağla Almanlara veya otel zincirlerine kirala yan gel yat. Üçüncü kolay para kazanma sektörü, tekstil. Makineler modern, kafalar fason. Bir dünya markamız olmadı. Kolayına geldiği için eski, yeni demedik, hurda dâhil Avrupa ve Rusya’daki tüm tekstil makinelerini aldık. Makine yapmak mı? Onu bizden sonra tekstile giren Güney Kore’ye bıraktık. Adamlar şu anda dünyanın sayılı makine ihracatçılarından. Kısacası bu sistem değişmeden kendimizi “icat çıkarmaya“ zorlamaz. İcat çıkaranları, farklı bakanları da sevmiyoruz. Çoğunu ülkeden kovalıyoruz. Kısaca eller endüstri 5.0, 6.0. …deyip giderler. Biz de bakarız. (*) Spartaküs’ün öcü... Hakan Kara (**) NASA, 1958’de kuruldu


68 PANORAMA

Ülkemiz tekstili zoru sevecek mi? Gerek iç piyasadaki durgunluk, gerekse ihracat yaptığımız bazı firmalarında yaşadığı zorluklar sebebiyle, büyük firmalara yönelmek zorunda kaldık. Marka satışı yapan bu firmalar, perakende ağları ve internet satışları dolayısıyla, yaşadığımız pandemi dönemini minimum zararla atlatıyorlar. Bu firmalarla çalışmak zor mudur? Sonuna kadar zordur. Sizin tedarik zincirinizden başlarlar, hangi şartlarda ve hatta kimden tedariklerinizi yapacaksınız? Hangi sıklıklarla akredite olmuş labaratuvarlarda testlerinizi yaptıracaksınız? Ürünü nasıl teslim edeceksiniz? Şimdiye kadar, genelde masa başı çalışmaya alışmış firma yetkililerinden sipariş almış bizler, bir sürü detay karşısında şaşırıyoruz. Hiçbir açık nokta yok, hem sahada uygulama yapmış hem de akademik bilgisi olan profesyonel kişilerce yazılmış talimatlarla uğraşıyoruz artık. Baktığımızda çoğunu zaten uyuyguladığımız ama evrak anlamında eksiklerimizin olduğu talimatlar bunlar. Dedikleri gibi ‘’Sözlü talimat olmaz, herşey yazılı olmalı.’’ Ürünlerinin sağlıklı bir şekilde tesliminin dışında, bu ATİLLA ÇİM Makina Mühendisi Hisar Kimya Teknik Danışmanı

ürünlerin yapımı sırasında kullanılan iş gücünün, suyun, havanında korunmasını ve kesinlikle zarar verilmemesini de istiyorlar. Bunlarında raporlanması gerekiyor. İş gücü, hammadde, enerji hesaplamalarının yanında, artık raporlama maliyetlerininde hesaplanması gerekiyor, bunlar ucuza mal olan ihmal edilebilecek giderler değil. Tüketiciye saygı, çevreye saygı yani dünyaya saygı anlamında baktığımızda, gerekli olan faktörler bunlar, hemde sonuna kadar. Ancak ya fiyatlar? Üreticinin bir sürü riski göze alıp bu imalata girmesine sebep olacak kar marjı var mı? YOK. Tasarımı yapılan ürün detaylandırılıyor, maliyetler ekiplerce hazırlanıyor ve karşınıza ‘’bu fiyata yapacaksın’’ diye bir dayatma ile çıkılıyor. Metraj yüksek, müşteri dünyaca prestijli bir marka yani iyi bir referans. Sonuç çoğu zaman alınmış gereksiz risk ve sıfır kar marjı.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Başlıktada dediğimiz gibi ‘’Ülkemiz Tekstili Zoru Sevecek Mi?’’ Bu şartlar altında sevmek zorunda. Maddi anlamda bir kazanç elde edemesede sadece karı, daha derli toplu çalışmayı öğrenmek ve artık markalaşmak olduğunun bilincine varmak olacak. Tekstil göçmen bir kuş gibidir, sanayisi yeterli olmayan ülkeleri sever, gider sanayileşmeyi öğretir, bir süre sonra orayı terk eder. Çünkü ülke sanayileşmiş, farklı alanlara yatırım yapmaya başlamıştır. Yüksek teknoloji gerektiren, katma değeri yüksek ürünler üretmeye başlamıştır. Burada atlanılan şeyse, tekstil gücü, eleman gerektiren bir sektördür yani işsizliğe karşı bir panzehirdir.


Hayallerinizi ertelemeyin!

875 22 75 /

marmaraevleri4.com bizimevler.com.tr

444 18 27

405 10 00 /

/ MarmaraEvleri 4

/ BizimEvler


70 PANORAMA

Tekstil endüstrisinde tükenen kaynaklara alternatif arayışlar: Biyo moda

ÖZET Teknolojinin gelişmesi, dünya nüfusunun artışı ile var olan küresel düzen içerisinde Tekstil endüstrisinde tüketim ve çevresel tekstil atık konusunda önemli bir artış olmuştur. Tekstil- Moda endüstrisi kaynakların verimli kullanımına yönelik çalışmalarını genelde mevcudu korumak üzerine planlanmış ve geliştirilen koruma planı bir yönden kalkınma kavramını oluştururken diğer yandan sürdürülebilirlik kavramını göz ardı etmiştir. Tekstil Endüstrisinin önde gelen markaları, çevre örgütleri tüketicilerin bilinçli, kaliteli ve daha uzun kullanılabilir ürün satın alma davranışına yöneltmek için çalışmalara başlamışlardır. Bu çalışmalar sonucunda oluşturulan raporlarda çevreye, insan yaşamının sürdürülebilirlik yapısına, kaynakların kontrolsüzce kullanılmasına yol açan nedenler, süreçler ve sonuçları gözle görülebilir hale getirilmiştir. Günümüzde modanın var olabilmesi ve sürdürülebilir olması için yeni kaynak arayışları ve var olan kaynakların verimli kullanımı üzerine çalışmalar hız kazanmıştır. Bu çalışmada “biofashion” alternatif malzemelerin çalışmaları ve bunların moda tasarımına uyumlandırmaya yönelik tasarım çalışmaları örneklerle ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Tekstil Endüstrisi, Tükenen kaynaklar, Hammadde, Sürdürülebilirlik, Biyomoda

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Alternative searches for running out resources in the textile industry: Bio fashion Abstract The development of technology has been a significant increase in consumption and environmental textile waste in the textile industry within the global order that exists with the growth of the world population. The textile-fashion industry has underestimated the concept of sustainability on the other hand in creating the concept of development in a way that the planned and developed conservation plan for the efficient use of resources is generally achieved. The leading brands of the textile industry, environmental organisations have begun to work towards consumers ‘ conscious, quality and longer available product purchasing behaviour. The results of these studies have been made visible to the environment, the sustainability structure of human life, the reasons, processes and outcomes that led to the use of resources uncontrolled. Today, studies have gained momentum on the search for new resources and efficient use of existing resources to be fashionable and sustainable. In this study, the work of “biofashion” alternative materials and design studies to harmonise their fashion design will be discussed with examples. Keywords: Textile Industry, Exhaustthe Resources, Raw Materials, Sustainability,Biofashion Öğr. Gör. H. Meryem İMRE ABMYO Moda Tasarım ve Programı İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ

1. GİRİŞ

“Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak kaybedeceğiz” Hubert Reeves


PANORAMA 71

polimerler, laboratuvar ortamında geliştirilen mycelium (deri) gibi malzemeler üzerinde çalışarak ürünlerinde kullanmaya başlamışlardır. Bu konudaki ilk çalışmalara başlayan kaynakların tükenmesi konusuna dikkat çeken ve yeni alternatif arayışlar içine giren tasarımcı Suzanne Lee olmuştur. 2005 yılında yazdığı bir kitap ( Fashioning The Future ) ile konuya dikkat çeken Lee 2011yılında çalışmaları sonucunda ortaya çıkan malzemeyi sektör ile paylaşmıştır. Bir biyolog ile tanışınca “malzemenin artık doğal elyaf değil yeşil çay, şeker, mikroorganizma ve laboratuvar çalışması” olduğunu ifade etmiştir [10]. Yaptığı çalışma sonucunda, kombucha çayının fermentasyon sonucu selülöz ören mikroorganizmalar ile dolduğunu ve zamanla bu canlıların incecik selülöz iplikler örmeye başladığını, bu ipliklerin ise bir süreç içinde birbirlerine yapışarak ve katmanlaşarak yüzeyde deriye benzer yaklaşık 2,5 cm kalınlığında bir tabaka oluşturduğunu anlatmaktadır. Teorik Fizikçi Freeman Dyson Biyoteknoloji Geleceğimiz isimli makalesinde 21.yüzyılın Biyoloji Yüzyılı olarak anılacağını belirtmiştir. Çalışmaların çevresel sonuçları ve insan refahı üzerinde oluşacak etkilerin giyilebilir teknoloji alanındaki keşif ve araştırmalardan alınacak sonuçların, moda ve biyo teknoloji arasındaki bütünleşmeyi sağlayacağını ifade etmiştir [11]. Biyolojik süreçlerin en önemli alanını oluşturan Malzeme Bilimi tasarımcılar ve mühendisler ile sürdürülebilir materyalleri mikroorganizmalar üzerinde çalışarak süreçleri sentezlemenin yolları üzerinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Bio-fashion anlayışının temelini oluşturan biyo teknoloji, tekstil ile birlikteliğini sıfır atık, tamamen doğada çözünebilen ve üretim ihtiyacı kadar olan malzemeyi oluşturmak üzere çalışmalara laboratuvar ortamında başlanmıştır. Biyo teknoloji tekstil işbirliği ile araştırmalar günümüzde büyük yatırımlar ve büyük ölçekli ar-ge çalışmaları şeklinde hızla ilerlemektedir. Bu araştırma kapsamında, tekstil ve deri sektöründe bilinen anlamda kumaş ve derinin yerini alacak çözümlere, malzemelere, ilgili teknolojilere güncel kaynaklar bağlamında yer verilmiştir. 2. TEKSTİL SEKTÖRÜNDE YENİ HAMMADDE VE MALZEMELER Tekstil ve moda sektörüne son yıllarda hakim olan sentetik elyafın çevreye, doğaya ve doğal kaynaklara olan olumsuz etkilerinin ardından doğa yeniden harekete geçerek sürdürülebilir, yenilikçi malzeme arayışını gündeme getirmiştir. Bu arayış sürdürülebilir alternatifleri üretmek için biyo malzemelerin işlenmesi ve yönlendirilmesi esasına dayanmaktadır. Öncelikle doğal elyaf olarak ananas yaprakları (Ananas comosus ), bambu ( Bambusa ), portakal ( Citrus sinensis ) liflerinden üretilen elyaflar kullanılmıştır. Biyo malzeme olarak mantar üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Mantar birçok yönden tekstil lifi özelliklerine sahiptir. Biyolojik olarak parçalanabilen, anti bakteriyel, nefes alabilen, toksik

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Günümüzde hazır giyim perakende pazarı 200 milyar dolar olan endüstride, tekstil ve hazır giyim üretiminin yıllık 80 milyon tonun üzerinde gerçekleşmesi karşısında, Tekstil endüstrisinin kaynak bulma ve kaynak verimliliğini iyileştirmesi büyük önem taşımaktadır [1]. Brundtland Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu raporuna göre 2030 yılında dünya nüfusunda %15 lik artış öngörülmektedir [2]. Global Footprint Network’un son verilerine göre 2018 yılında, var olan doğal kaynaklarımızı daha önceki yıllardan 1.7 kat daha fazla harcamış bulunmaktadır [3]. Avrupa ve Amerika’da, yılda 10 milyon ton tekstil atığı ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Textile Exchange 2012 raporuna göre, Çin’de yıllık tekstil atık miktarının 20 milyon tonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu atıklar yalnızca çevreyi kirletmekle ve dünyadaki çöplükleri doldurmakla kalmamakta, aynı zamanda çok değerli doğal kaynakların tükenmesine de sebep olmaktadır [4]. 21.Yüzyılın en büyük sorunu doğal hammaddelerin kıtlığı olarak ortaya çıkmış ve bu kaynak yetersizliği yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı birçok endüstri ile birlikte Tekstil Endüstrisinde de etkisini göstermiştir [5]. Kitlesel üretim ve tüketim olan ticari moda endüstrisinde tekstil atıklarının birikmesi, birçok çevre sorununun temelini oluşturmaktadır. Sürdürülebilirlik çerçevesinde biyo teknoloji (bio fashion) alternatif moda biçimi oluşturarak, mevcut moda endüstrisinde sistemi tersine çevirmeyi amaçlamaktadır [6]. 2011yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan “Küresel çevremizde ortaya çıkan sorunlar” isimli makale, özellikle gelişmiş ülkelerde artan çevre sorunlarının ve tükenecek kaynakların sayısının arttığını, dünya nüfusunun 2050 yılında 9,6 milyarı geçeceği konusunda tahminlerini açıklamıştır. Nüfus artışı insanın enerji tüketimini arttıracak, tekstil ve hazır giyim sektörünü de etkileyeceğini öngörmektedir [7]. Atık imha maliyetlerinin yükselmesi sebepleriyle, tekstil atıklarının geri dönüşümü küresel bir çözüm olarak ön plana çıkmıştır [8]. Atık çıktıktan sonra yapılabilecek geri kazanımlar bir yana, atık üretmeden yapılabilecekler arasında da bio-fashion konusundaki araştırmalar ve çalışmalar önem oluşmaktadır. Ortaya konulan sonuçlar ele alındığında gezegenimiz ve insanın varlığının devamı için Üniversitelerin tekstil mühendisliği, biyoloji mühendisliği, bilim laboratuvarları ve malzeme-hammadde araştırmacıları doğalın yerine konulabilecek alternatifler üzerinde çalışmalara başlamıştır. Çalışmalar daha çok biyolojik malzemeler ve üretimlerinin süreçleri çalışmalarıdır. Endüstride büyük etkisi olan H&M, Asos, Mark and Spencer, Inditex gibi zincir markalar yapılan çalışmalara destek verirken, İsveç firması Röjk Superewaer %100 doğal ve doğada çözünebilen koleksiyon çalışmalarını 2020 yılında tamamlamayı hedeflemiştir [9]. Tekstil markası bu tür araştırmalara yatırım yaparak ürünlerinde doğada çözünebilen, mısır bazlı bio


72 PANORAMA

Resim 1: Mantardan elde edilen elyaf ile yapılan elbise, Tasarım Aniela Hoitink.

olmayan ve yumuşak dokudaki mantar üzerinde ar-ge araştırmaları yoğunlaşmıştır. (Resim 1) 2.1.Tekstil Hammadde Temininde Biyolojik Bazlı Üretim Yapan Firmalar ve Çalışmaları New York Brooklyn’de 2011 yılında biyolojik deri üretimi için girişimci (start-up ) olarak kurulan Modern Meadow bugün laboratuvarında deri ar-ge’si ve üretimi yapan en önemli şirketlerden biridir. Laboratuvar ortamında hayvan derisinde bulunan proteini bakteriler ile üretmiştir. Kurdukları bakteri çiftliklerinde hiçbir hayvana zarar gelmeden ürettikleri biyo-deri ile Zoa markasını 2017 yılında lanse etmiş üretime başlamışlardır [12]. (Resim 2) (Resim 3) Yeni nesil gelişmiş malzemeler üzerinde çalışan San Fransisco merkezli Bolt Threads şirketi biyo mühendisler ile örümcek ağlarını inceleyerek, örümcek ağının protein yapısının DNA’sını kopyalama işleminde başarılı olmuşlardır [13]. Örümcekler, yüksek çekme mukavemeti, elastikiyet, dayanıklılık ve yumuşaklık gibi olağanüstü özelliklere sahip ipek lifleri üretmektedirler. Laboratuvar ortamında genetiği değiştirilmiş maya, şeker, su ve tuz bileşimine bu DNA’yı enjekte ederek örümcek ipeğinin yapısını taklit ile mikro ipek

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Resim 2: Biyo deri Modern Meadow Lab.

Resim 3: Suzanne Lee Bio deri mont.

Resim 4: Bolt Thread Laboratuvar örümcek ipeği “mikroipek”

adı verilen yeni elyaf türü ile ilk ürün olan örme kravatı sınırlı sayıda üretmiştir [14]. (Resim 4) (Resim 5) Miselyum mantarların yeraltı kök yapısıdır. Mantar kökleri toprak altında küçük iplikler şeklinde bir araya gelerek geniş ağlar oluşturmaktadır. Hücreleri mısır saplarının yataklarında ek besinler ile yetiştirmişler ve milyarlarca Resim 5: Bolt Thread “microipek” kravat. hücre büyüyerek birbirine bağlı bir ağ yapısı oluşturmuştur. Bolt Thread firması mantarların kök yapısından yola çıkarak mantarın köklerinden kopyaladıkları DNA ile yeni deri üretmiştir [15]. Mylo adı verilen sürdürülebilir yenilikçi malzeme ile kaliteli ve fonksiyonel ürünleri tüketici ile buluşturmuştur. (Resim 6) MIT ( Massachusetts Institute of Technology ) kendi bünyesinde “Biologic” isimli bir girişim ile içinde yaşayan bakteriler olan özel bir deri üretmeyi başarmıştır. Bu malzemeden yapılan kıyafeti giydiğinizde vücudunuzun nemi veya sıcaklığında ki artışa göre bakterilerin hareketi deri üzerindeki kesimli alanlar açılıp kapanarak nefes almaktadır [16]. Kesim olan yerlerdeki kapakçıklar nem değişikliklerine tepki vererek küçülen ve genişleyen canlı mikrobik hücrelerle kaplıdır ve hücreler küçük sensörler sayesinde hareketlenmektedir. (Resim 7) Japon şirketi Spiber fibroini ( örümcek ağı ve ipek kozası lifinde olan protein) farklı yönlendirerek Qmonos isimli sentetik ipliği yapmıştır [17]. İplik üzerinde sürdürülebilir, güçlü ve esnek yapıyı oluşturma üzerine araştırmalar devam etmektedir. (Resim 8) Alman AMSilk ( Alman,AMSilk Gmbh Biopolymer tedarikçi) firması da ipek proteininden elde ettiği biosteel iplik ile Adidas firması spor ayakkabı

Resim 6: Miselyum deri Mylo çanta.


PANORAMA 73

Resim 10: Bio lace Carole Collet tarafından yapılan çalışma.

Resim 7: Yaşayan bakteriler ile üretilen deri, spor giysi.

Resim 8: Qmonos sentetik iplik, Spiber Japonya.

üretmiştir. Firma otomotiv ve giyim konusunda sektöre girmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Bio fashion konusunda çalışmalar devam ederken bazı tasarımcılar biyoloji mühendisleri ile bitki kökleri ve canlı organizmalar üzerinde de araştırmalarını yoğunlaştırmıştır [18]. (Resim 9) 2.2. Bio-Dantel Laboratuvar Çalışmaları BioLace (biyo dantel), tekstilde gelecekteki üretim süreçlerinde sentetik biyoloji ve tekstil tasarımını sürdürülebilirlik ile buluşturan yeni tasarım odaklı bir araştırma projesi olarak başlamıştır. Amy Cangdon tekstil tasarımcısı ve Kings College London’da doku mühendisleri ile bio-lace üzerine laboratuvar çalışmaları yapmaktadır [19]. Kurgusal tasarım araştırmaları ile gelecekteki tekstil ürünlerini canlı organizmalar ile elde etme konusunda Profesör Carole Colette ile yeni disiplinler oluşturmaktadır [20]. Kurgusal olan projeler, tükenen doğal kaynakları canlı organizmalar ile 2050 yılı sonrası için nasıl tekstil üretirim sorusuna cevap aramaktadır. Ispanak ( Spinacia oleracea ), domates ( Solanum lycopersicum ),fesleğen ( Ocimum basilicum ), çilek

Resim 12: Bio lace fesleğen kökü.

Resim 13: Bio Couture malzeme.

Resim 14: Bio Couture ayakkabı. Tasarım Suzanna Lee.

(Fragaria ) üzerinde yaptıkları genetik-doku mühendisleri ile yaptıkları çalışmalar, sebze veya meyve oluşurken kök kısmında toprak da tekstil malzemeleri üretmektir. Bu tekstil malzemeleri metraj kumaş şeklinde değil başlangıç olarak dantel öngörüldüğünden bio-lace olarak isimlendirilmiş ve çalışmalar Resim 15: devam etmektedir. Amy Bio Couture etek. Cangdon Londra merkezli biyo-malzeme kullanımına öncülük yapan Bio Couture firması ile çalışmalarına devam etmektedir [21]. (Resim 10) (Resim 11) (Resim 12) (Resim 13) (Resim 14) (Resim 15) WGSN (Worth Global Style Network) Nissan, Microsoft ve Central Saint Martins gibi firmalarda doku (yüzey) ve sentetik biyoloji üzerindeki çalışmalarını tasarım etkinliklerinde paylaşan Amy Cangdon 2013 yılından beri biyo yaratıcı danışmanlığı olan Biocouture’de Doku Tasarım ve Central Saint Mar-

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

Resim 9: Adidas firması tarafından üretilen biosteel kullanılan ayakkabı.

Resim 11: Bio Lace domates kökü.


74 PANORAMA

tins’te Geleceğin Malzemeleri konusunda, Tasarım ve Yaşam Sistemleri Laboratuvarın’da çalışmalarına devam etmektedir.Tekstil sektöründe yenilikçi ve sürdürülebilir tekstil malzemelerinin üretilmesi tekstil ve moda tüketicisinin de değişimine beklentilerinin farklılaşmasına yol açmıştır.

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

3. TEKSTİL SEKTÖRÜNDE KAYNAK ARAYIŞINA MODA TÜKETİCİSİNİN BAKIŞI Moda tüketimi, son yıllarda fiyatlardaki ucuzlama ve sürekli indirimler sebebiyle ucuz şıklık anlayışını ortaya çıkarmıştır. Hızlı moda kavramı içinde birkaç kez giyilen kıyafetler atılmıştır. Belli markaları almak veya belli sosyal gruplar içinde statü oluşturmak tüketicinin satın alma eyleminde etkili olmaktadır[22]. Başlangıçta moda alışverişinde, sürdürülebilirlik listedeki son etken olarak kendini gösterirken günümüzde bu tüketim şekli sürdürülebilirlik çerçevesinde moda tüketicisinde çeşitli etik ve çevresel kaygılara yol açmıştır. Moda olgusu içinde tüketicinin sürdürülebilirliğe yönelik bakış açılarında da değişimler gözlemlenmiştir. Çalışmalar sonucunda, tüketicilerin çevre konusunda endişe duymasına rağmen, çevresel konular hakkında çok düşük bir farkındalık olduğu, satın alma alışkanlığının çok az olduğu ve tam bir eyleme dönmediği gözlemlenmiştir [23]. Ayrıca, tüketicilerin tutarsız oldukları, farklı davrandıkları, belirli bir şekilde davranmak istedikleri halde koşulların onları başkaları gibi davranmaya zorladığı belirlenmiştir. LOHAS (Lifestyle of Healt and Sustainbility) ın yaptığı tüketici davranışları araştırmalarında 60 yaş üstü tüketicinin doğa ve kaynaklara daha duyarlı olduğu, bu ürünler için kaynak ayırmak istediği, genç tüketicinin ise daha çok moda olan ürün ile ilgilendiği belirtilmiştir [24].

Başlangıçta üretim süreçlerinin etkileri araştırma konusu iken günümüzde ürünün doğa ile olan paylaşımı ve etkisi güncel konu olmuştur [25]. Tekstil sektöründe tükenen kaynakların ve sürdürülebilirliğin etkisini tüketiciye anlatabilmek için tasarım konusunda, tüketicinin duygusal ihtiyaç ve isteklerini dikkate alan tasarımlar, hikayeleri ile tüketicileri etkileyecek çalışmalar olarak gelişerek devam etmektedir [26]. 4. SONUÇ Çevreci hareketlerin etkileri 1980’li yılların başından itibaren somut olarak görülmeye başlanmıştır. Küresel ısınma, tekstil atıkları, kimyasal atıklar, iklim değişikliği çevreyi beraberinde doğayı ve insan yaşamını belirgin bir şekilde etkilemiştir. Özellikle tekstil atıklarının yüksek boyutlara ulaşması, biyo çeşitliliğin azalması çevre-doğa ile ilgili konuları önem sırasında birinci sıraya sokmuştur. Markalar artık ürünlerinde malzemelerin kaynağını, süreçlerini anlatan sunumlar ile tüketiciyi konunun merkezine alan çalışmalara ağırlık vermektedir. Tekstil ve Moda sektörünün tükenen doğal kaynaklara alternatif çalışmaları son yıllarda hız kazanmış ve bio-fashion ile üretilen ürünler tüketici ile buluşmaya başlamıştır. Tasarımcı, doku ve tekstil mühendisleri birlikte çalışarak yeni malzemeler üretmek konusunda tüm bilgilerini paylaşarak araştırma alanlarını farklı disiplinler ile genişletmişlerdir. Tekstil ürünlerinin tüketimi aynı şekilde devam ettiği sürece doğaya, çevreye ve insan yaşamına verilen zarar ve kaynakların tüketilmesi hızla artacaktır. Bu bütünlüğün korunabilmesi sadece çevre dostu üretimin yapılması ile değil, eş zamanlı olarak tüketici davranışlarının da değişmesi ve bu süreç içerisinde sorumluluk alması ile mümkün olacaktır.

KAYNAKLAR: [1]https://globalfashionagenda.com/wp-content/uploads/2017/05/Pulse-of-the-Fashion-Industry_2017.pdf (Erişim Tarihi:05.08.2019). [2] Aksu, Ceren (2011). Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre. Güney Ege Kalkınma Ajansı. [3] https://www.footprintnetwork. org/our-work/ecological-footprint/ (Erişim Tarihi: 15.04.2019) [4] Wang, Youjiang. (2006). Chapter 1. Introduction, in Recycling in Textiles. Ed. Wang Y.Cambridge UK: Woodhead Publishing Ltd. [5] Telli, Abdurrahman vd.(2012).PET Şişe Atıklarının Tekstil Endüstrisinde Değerlendirilmesi ve Sürdürülebilirliğe Katkısı. Tekstil ve Mühendis Cilt 19. Sayı 86, 4955. [6] Ellen MacArthur Foundation (2017). A new textiles economy: Redesigning fashion’s future. http://www.ellenmacarthurfoundation.org/publications. ( Erişim Tarihi:05.05.2019). [7] European Enviroment Agency (2014). Copenhagen Enviromental Indicator Report. Luxembourg: Publications Office of the European Union. [8] Muthu, Submaramanian Senthil Kannan.vd (2012). Carbon Footprint Reduction in the Textile Process Chain: Recycling of Textile Materials, Fibers and Polymers. https://doi.org/10.1007/s12221-012-1065-0. [9] https://www.wgsn.com/eu.(Erişim Tarihi 14.04.2019). [10] https:// www.launch.org/innovators/suzanne-lee. (Erişim Tarihi 20.04.2019). [11] Dyson, Freeman ( 2007). Our biotech future. New York: The New York Review of Books. [12]https://www.amberoot.com/future-of-fashion-innovative-bioleather-zoa-by-modern-meadow. (Erişim Tarihi 16.02.2019). [13] https://cfda.com/resources/materials/detail/microsilk. (Erişim Tarihi 02.14.2019). [14]https://www.fibre2fashion.com/ industry-article/8305/vegan-fabrics-on-the-rise.(Erişim Tarihi: 27.03.2019). [15] https://boltthreads.com/technology/mylo. (Erişim Tarihi 02.05.2019). [16]https://www.news.mit.edu/2017/moisture-responsive-workout-suit-0519.(ErişimTarihi 08.10.2019). [17] https://www.kisco-net.com/spiber. (Erişim Tarihi 02.05.2019). [18] https://www.amsilk.com.( Erişim Tarihi 12.04.2019). [19] https://www.carolecollet.com. (Erişim Tarihi 06.03.2019). [20] Collet, Carole ( 2005). The New Synthetics: Could synthetic biology lead to sustainable textile manufacturing? In Routledge Handbook of Sustainability and Fashion Rotledge Oxford Published. [21] https://www.amycongdon.com.(Erişim Tarihi 05.03.2019). [22] Eckert Claudia, Stephen Potter (2010).Consumer behaviour towards sustainbility in fashion.International Conference on Kansei Engineering and Emotion Research Paris. www.researchgate.net/publication 48989722. [23] Husvtedt, Gwendolyn, Marsha A. Dickson ( 2011). Sustainable fashion and the older consumer attitudes towards organic cotton.http://search.information.com.au/ document (Erişim Tarihi: 20.02.2019). [24]http://www.lohas.se. Understanding the LOHAS market report.(ErişimTarihi 21.02.2019) [25] The Boston Consulting Group (2017). The Pulse of the Fashion Industry. Global Fashion Agenda. [26] Connolly, John, Andrea Prothero (2008). Green Consumption: Life-Politics, Risk and Contradictions. Journal of Consumer Culture. https://doi.org/10.1177/1469540507086422. Görsel Kaynaklar: Resim 1: https://neffa.nl (Erişim Tarihi: 04.10.2019). Resim 2: https://www.amberoot.com/future-of-fashion-innovative-bioleather-zoa-by-modern-meadow ( Erişim 16.02.2019) Resim 3: https://www.dezeen.com (Erişim Tarihi 05.02.2019). Resim 4: https://boltthreads.com/technology/mylo. (Erişim Tarihi 02.05.2019). Resim 5: https://boltthreads.com/technology/mylo. (Erişim Tarihi 02.05.2019). Resim 6: https://boltthreads.com/technology/mylo. (Erişim Tarihi 02.05.2019). Resim 7: news.mit.edu. (Erişim Tarihi 08.10.2019). Resim 8: https://www.spiber.jp.( Erişim Tarihi 08.04.2019). Resim 9: https://www.amsilk.com.( Erişim Tarihi 12.04.2019). Resim 10: https:// www.carolecollet.com. (Erişim Tarihi 06.03.2019). Resim 11: https://www.carolecollet.com. (Erişim Tarihi 06.03.2019). Resim 12: https:// www.carolecollet.com. (Erişim Tarihi 06.03.2019). Resim 13: http://www.amycongdon.com. (Erişim Tarihi 05.03.2019). Resim 14: http:// https://www.launch.org/innovators/suzanne-lee( Erişim Tarihi 20.04.2019). Resim 15: http:// www.rnz.co.nz. (Erişim Tarihi 18.16.2019 ).


22-26 JUNE / HAZİRAN TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL

Jeo Tekstiller

www.hightex2021.com Official Airline / Resmi Havayolu


76 PANORAMA

Pamuk Pazarı Esasları ve Fiyatlara Genel Bakış Cotton Market Fundamentals & Price Outlook

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

SON FİYAT HAREKETLERİ Geçtiğimiz ayda NY Vadeli İşlemler ve A Endeks yatay seyir izledi. Asya’daki referans fiyatlar arttı. • NY Aralık vadeli kontratlar 64 cent/lb yakınlarındaki seviyelere tutundu. • Cotlook A Endeksi 70 cent/lb civarında dengedeydi. • Çin Pamuk Endeksi (CC Endeks 3128B) uluslararası birimlerde 81’den 84 cent/lb’ye yükseldi. Yerel birimlerde değerler 12.400’den 12.600 RMB/ ton’a çıktı. Geçen ay RMB dolar karşısında değer kazanarak kur 6,95’ten 6,84 RMB/USD’ye geriledi. • Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi) uluslararası birimlerde 60’tan 63 cent/lb’ye tırmandı. Yerel birimlerde değerler 35.100’den 36.300 INR/candy’ye yükseldi. Hint rupisi geçtiğimiz ayda değer kazanarak dolar kuru 75’ten 73 RMB/USD’ye düştü. • Uluslararası birimlerde Pakistan fiyatları 59’dan 63 cent/lb’ye çıktı. Yerel birimlerde fiyatlar 8.300’den 8.700 PKR/maund’a tırmandı. Pakistan rupisi dolar karşısında biraz değer kazandı ve kur 168’den 166 PKR/USD’ye geriledi. ARZ, TALEP VE TİCARET En son ABD Tarım Bakanlığı raporunda yer alan 2020/21 dünya üretim (-326.000 balya ile 117,2 milyona) ve işletme tüketim tahminlerinde (-366.000 balya ile 112,7 milyona) küçük düşüşlere yer verildi. 2019/20 global üretim tahmininde daha büyük bir revizyon yapıldı (-1,0 milyon balya ile 122,0 milyona). Bu düşüşün sebebi Hindistan’ın geçen hasat yılındaki hasadına yapılan 1 milyon balyalık azaltma oldu (30,5’ten 29,5 milyon balyaya). 2019/20 küresel işletme kullanımında sadece küçük bir düşüş (-269.000 balya ile 102,1 milyona) ile daha düşük 2019/20 hasat rakamının etkisi, 2020/21 başlangıç stoklarını aşağı çekmek şeklinde oldu. Yeni hasat yılına daha az depolanmış pamuğun devredilmesi 2020/21 kapanış stoklarındaki 1,1 milyon balyalık düşüşe yol açtı (103,8 milyon balyaya). Düşüşe rağmen, güncel tahminin seviyesi tarihteki en büyük ikinci stok hacmine işaret ediyor (en yüksek stok hacmi 106,7 milyon balya ile 2014/15’te Çin rezervlerinin zirveye ulaştığında kaydedilmişti). Ülke bazında 2020/21 üretim rakamlarındaki en büyük düşüş yönlü revizyonlar ABD (-1,0 milyon balya ile 17,1 milyona), Pakistan (-300.000 balya ile 6,2 milyona), Türkiye (-200.000 balya ile 2,8 milyona)

RECENT PRICE MOVEMENT The NY Nearby and the A Index were stable over the past month. Asian benchmarks increased. • The NY December futures contract held to levels near 64 cents/lb. • Cotlook’s A Index was steady near 70 cents/lb. • The China Cotton Index (CC Index 3128B) increased in international terms, from 81 to 84 cents/lb. In domestic terms, values increased from 12,400 to 12,600 RMB/ton. The RMB strengthened against the dollar over the past month, from 6.95 to 6.84 RMB/USD. • Indian cotton prices (Shankar-6 quality) rose from 60 to 63 cents/lb in international terms. In domestic terms, values increased from 35,100 to 36,300 INR/candy. The Indian rupee strengthened from 75 to 73 INR/USD over the past month. • In international terms, Pakistani prices increased from 59 to 63 cents/lb. In domestic terms, prices climbed from 8,300 to 8,700 PKR/maund. The Pakistani rupee strengthened slightly against the dollar, from 168 to 166 PKR/USD. Supply, Demand, & Trade The latest USDA report featured small decreases to global estimates for 2020/21 production (-326,000 bales to 117.2 million) and mill-use (-366,000 bales to 112.7 million). There was a larger revision to global production in 2019/20 (-1.0 million bales to 122.0 million). This decrease was the result of a one million bale reduction to the figure for Indian harvest last crop year (from 30.5 to 29.5 million bales). With 2019/20 global mill-use lowered only slightly (-269,000 bales to 102.1 million), an effect of the smaller 2019/20 crop number was to lower beginning stocks for 2020/21. Less warehoused cotton carried into the new crop year was the primary cause of the 1.1 million bale decrease to the projection for 2020/21 ending stocks (to 103.8 million bales). Despite the decline, the level of the current forecast calls for the second-highest volume of stocks on record (the largest volume was 106.7 million bales in 2014/15, when Chinese reserves set their peak). At the country-level, the biggest changes to 2020/21 production figures included reductions for the U.S. (-1.0 million bales to 17.1 million), Pakistan (-300,000 bales to 6.2 million), Turkey (-200,000 bales to 2.8 million). These declines were nearly offset by additions to estimates


PANORAMA 77

for China (+750,000 bales to 27.3 million), India (+300,000 bales to 30.0 million), and Australia (+200,000 bales to 2.1 million). For mill-use, the biggest changes were for the U.S. (-200,000 bales to 2.5 million), Brazil (-100,000 bales to 3.0 million), and Mexico (-100,000 bales to 1.6 million). The global trade forecast increased 177,000 bales to 41.8 million. The largest changes to imports were for Vietnam (-200,000 bales to 6.8 million), Turkey (+100,000 bales to 4.3 million), and Pakistan (+300,000 bales to 3.8 million). For exports, the largest changes were for the U.S. (-400,000 bales to 14.6 million), Brazil (+200,000 bales to 9.2 million), India (+100,000 bales to 5.0 million), and Australia (+300,000 bales to 1.3 million). Price outlook After the U.S. announced actions against the Xinjiang Production and Construction Corps (XPCC) at the end of July, reports surfaced in early September that the U.S. may be planning to ban imports of textiles containing cotton from Xinjiang province. In 2020/21, Xinjiang is forecast to produce 90% of all Chinese cotton (Beijing Cotton Outlook), and there are

için yapıldı. Bu düşüşler, Çin (+750.000 balya ile 27,3 milyona), Hindistan (+300.000 balya ile 30,0 milyona) ve Avustralya (+200.000 balya ile 2,1 milyona) için yapılan artışlarla neredeyse dengelendi. İşletme kullanımında en büyük değişiklikler ABD (-200.000 balya ile 2,5 milyona), Brezilya (-100.000 balya ile 3,0 milyona) ve Meksika (-100.000 balya ile 1,6 milyona) içindi. Global ticaret tahmini 177.000 balya artarak 41,8 milyona yükseldi. İthalat bazındaki en büyük değişiklikler Vietnam (-200.000 balya ile 6,8 milyona), Türkiye (+100.000 balya ile 4,3 milyona) ve Pakistan (+300.000 balya ile 3,8 milyona) için yapıldı. İhracatlardaki en büyük revizyonlar ise ABD (-400.000 balya ile 14,6 milyona), Brezilya (+200.000 balya ile 9,2 milyona), Hindistan (+100.000 balya ile 5,0 milyona) ve Avustralya (+300.000 balya ile 1,3 milyona) için yapıldı. FIYATLARA BAKIŞ ABD Temmuz sonunda Xinjiang Production and Construction Corps (XPCC) karşıtı eylemlerini açıkladıktan sonra, Eylül ayının başlarında ABD’nin Xinjiang eyaletinden pamuk içeren tekstil ürünlerine yasak koymayı planladığına

TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020


TEKSTİL & TEKNİK | EYLÜL | SEPTEMBER | 2020

78 PANORAMA

dair bilgiler ortaya atıldı. 2020/21’de Xinjiang’ın bütün Çin pamuğunun %90’ını üretmesi bekleniyor (Beijing Cotton Outlook) ve dünyanın en büyük hazır giyim ithalatçısı tarafından Çin’in en büyük yetiştirme bölgesinde üretilen pamuğa yasak konmasının global pazar açısından ne anlama geldiğine dair sorular gündemde duruyor. Raporlar yasağın kalkacağını öne sürerken Çin vadeli işlemlerinde (ZCE) düşüşler yaşandı. En çok işlem gören Çin (Ocak vadeli) kontratı 7 ve 11 Eylül arasında 12.900’den 12.600 RMB/ton’a düştü (%-2,3). Aynı zaman diliminde, NY Vadeli işlemler dengedeydi, Çin (CC Endeks), Hindistan ve Pakistan’daki nakit fiyatlar yatay ve düşüş eğilimindeydi. Çin pamuk vadeli piyasaları ile eş zamanlı olarak başka finansal piyasalarda da nispeten sert düşüler yaşandı. Petrol fiyatları, teknoloji hisseleri ve birkaç hisse indeksi aynı zaman aralığında geri çekildi. NY Vadeli işlemlerdeki tepkinin yokluğu ile dış finansal piyasalardaki düşüşlerin birlikte gerçekleşmesi, herhangi bir pazarda pamuk fiyatlarına uygulanacak muhtemel yasağın net etkilerinin belirlenmesini zorlaştırmakta. Teyit edilen detaylar olmadığından pamuk arz ve talebine olabilecek muhtemel etkiler belirsizliğini koruyor. Tedarik zincirlerinde daha fazla kayma beklenebileceği gibi dengeleyen unsur da Çin pamuk ithalatları olabilir. Çin yakın zamanda 400.000 tonluk (1,8 milyon balya) “dahilde işlemeli” kota açtığını duyurdu. Dahilde işleme lisansı altında ithal edilen pamuk elyafı kullanarak üretilen tekstil ürünleri nihayetinde ihraç edilmektedir. Üretim aşamalarında ithal elyafın izlenebilir olduğu ölçüde, bu tekstil ihracatları Xinjiang kaynaklı olmayan içeriği kanıtlayabilir ve ABD yasağı ile ilgili kısıtlamalardan etkilenmeyebilir. Hazır giyim tedarik zincirleri ile ilgili olarak, ABD’nin Çin menşeli konfeksiyon ürünlerine Eylül 2019’dan beri ek gümrük vergileri uyguladığı unutulmamalıdır. Bu tarifeler hayata geçirildiğinden beri Çin dışına kaymalar oldu. Bu hamleler halihazırda yapıldığından dolayı, ABD’li marka ve perakendeciler bir yıl öncesine göre etkilere daha az maruz kalacaklardır. Gümrük tarifelerinin uygulanmaya başladığından beri geçen 11 aylık süredeki (Eylül – Temmuz) ticari verilere göre ABD’nin pamuk ağırlıklı ithalatlarında Çin’in payı bir önceki yıla göre %28’den %22’ye geriledi (metre kare eşdeğeri olarak). Aynı zaman diliminde ASEAN ülkeleri pamuk ağırlıklı hazır giyim bazında Çin’in hacmini aşarak pazar paylarını %24’ten %29’a arttırdı. Ancak, son konfeksiyon aşaması ve ülke menşei etiketlemenin ötesinde daha derinlere uzanan tedarik zincirlerine bağlı olmak da söz konusu. Çin dışındaki ülkeler Çin ipliği veya kumaşı kullanıyor olabilirler. ABD’nin Xinjiang pamuğu yasağı Çin üzerinden geçen elyaf girdilerinin izlenebilirliğini gerektirebilir. Yasağın uygulanıp uygulanmayacağı dahil olmak üzere, pek çok soru ortada duruyor. Bunlarla beraber, izlenebilirlik ile ilgili ek tedarik maliyetlerinin, tedarik zincirlerindeki kaymalar ile ilgili ek maliyetlerin ve genel belirsizliğin sipariş hacimlerine baskı yapması ve pamuk tüketimini etkilemesi beklenebilir.

questions of what a ban by the world’s largest apparel importer on cotton from China’s dominant growing region might mean for the global market. Since reports suggesting a ban were released, there have been declines in Chinese cotton futures (ZCE). The most actively traded Chinese futures contract (January) fell from 12,900 to 12,600 RMB/ton (-2.3%) between September 7th and September 11th. NY futures were stable over the same period; cash prices in China (CC Index), India, and Pakistan were flat to slightly lower. There were relatively sharp declines in other financial markets simultaneous to the losses in Chinese cotton futures. Oil prices, technology stocks, and several major stock indices all retreated over the same period. The absence of a reaction in NY futures and the coincidence of declines in outside financial markets make it difficult to delineate a clear effect of a possible ban on cotton prices in any market. In the absence of confirmed details, the potential implications for cotton supply and demand remain unclear. It can be expected to result in further shuffling of supply chains, but an offsetting factor can be Chinese cotton imports. China recently announced the release of 400,000 tons (1.8 million bales) of “processing trade” quota. Textile goods assembled using cotton fiber imported with processing trade licenses are destined for eventual export. To the extent that imported fiber is traceable through the manufacturing process, those textile exports may be able to prove non- Xinjiang content and may be able to avoid constraints associated with a possible U.S. ban. Relative to apparel supply chains, it should not be forgotten that the U.S. has maintained supplemental tariffs on Chinese-made apparel since September 2019. In the months since those tariffs were implemented, there has been a shift away from China. Since those moves have already been made, there is less exposure for U.S. retailers and brands than there was a year ago. In the eleven months of trade data available since tariffs were implemented (September-July), China’s share of U.S. cottondominant apparel dropped from 28% to 22% year-over-year (in terms of square meter equivalence). Over the same period, ASEAN countries overtook China in terms of cotton-dominant apparel volume and increased market share from 24% to 29%. However, there are dependencies in supply chains that extend deeper than garment assembly and labeled country of origin. Countries outside of China may be using Chinese yarn or fabric. A U.S. ban on Xinjiang cotton may require traceability for fiber-based inputs passing through China.Many questions remain, including whether or not a ban will actually be implemented. However, sourcing cost increases associated with traceability, cost increases associated with movement of supply chains, as well as general uncertainty can be expected to weigh on order volumes and to have some effect on cotton consumption.



SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ......................................................................................................................................................................... Company / Firma : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................ Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................ Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : ....................................................................................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. One year EURO 100 Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Check is enclosed / Çek ektedir. Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /

....................

/

: ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / .................... / : Visa ....................

YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ ( TL ) İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. GARANTİ BANKASI GÜNEŞLİ ŞUBESİ ŞUBE KODU: 295 HESAP NO: 6293152 IBAN NO: TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

....................

Master / Eurocard

Stamp & Signature / İmza :

.................................................................................................................................................................................................................

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073622 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

TURKIYE GARANTI BANKASI GÜNEŞLİ BRANCH Bank account: 9073623 Swift code: TG BATRIS XXX Branch code: 295 IBAN NO: TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.