2019’un ardından.. Ve yılın son sayısı ile karşınızdayız. Kimileri için sıkıntılı, kimileri için yoğun ve bereketli bir 2019 idi… Her sene olduğu gibi bizim için bu sene de yoğundu. Decor Dergisi olarak uğurladığımız 2019 yılı adına kısa bir değerlendirme yapalım. Almanya’da üç fuar ile birlikte verdik startı. Heimtextile, Domotex ve IMM Köln ile başladığımız yolculuk, Domotex Asya’dan Amerika’ya kadar uzandı. Çok yol kat ettik, fuardan fuara koştuk, çalıştık, yorulduk ve sektör adına faydalı işler gayretindeydik. Bu sene de tabi ki bundan geri durmayacak ve var gücümüzle kilometreler kat etmeye devam edeceğiz.
Enes Karadayı
Beklentilerle dolu bir Domotex olacak Sektörün en önemli fuarlarının başında gelen Domotex Hannover’i herkes dört gözle bekliyor. Heimtextile Frankfurt’ta dekorasyon ve sektörün nabzını tutup ayağımızın tozu ile 10-13 Ocak tarihlerinde yapılacak olan Domotex fuarında olacağız. bu sene “Treffpunkt Handwerk” teması ile karşımıza çıkacak olan Domotex Hannover, nesiller arası iletişime dayalı daha fazla canlı bir alanda ziyaretçilerini karşılayacak. Dekorasyon dünyası için yılın ilk ve en önemli fuarlarından olan IMM Köln ise yine trendlerin en önde sahne alacağı bir şova dönüşecek. “Yarının iç mekanları” konsepti ile özel anlara sahne olacak fuarı tüm dekorasyon ailesi gibi sabırsızlıkla bekliyoruz..
Wrapping up 2019 and turning to 2020 And this is the last issue of the year. 2019 was a troubled, intense and fertile period for some… It was also intense and busy for us this year as always. Let us make a short evaluation of the year on behalf of Decor Magazine. We started with three fairs in Germany. The journey that started with Heimtextile, Domotex and IMM Köln extended from Domotex Asia to America. We have come a long way, we ran from fair to fair; we worked, got tired and we tried to do useful actions for the sector. This year, of course, we will not stop and we will continue to cover miles with our full strength. There will be a Domotex full of expectations Everyone is looking forward to Domotex Hannover, one of the most important fairs in the sector. We will be at Domotex fair which will be held on January 10-13 with the dust of our feet and hold the pulse of decoration and sector in Heimtextil Frankfurt. Domotex Hannover, with the theme of “Treffpunkt Handwerk” (Meeting Point of Handcrafts) this year, will welcome visitors in a livelier area based on intergenerational communication. IMM Köln, one of the first and most important fairs of the year for the decoration world, will turn into a show where trends will take the lead in the forefront. We are looking forward to the fair which will be the scene of special moments with the concept of “Interiors of Tomorrow” like the whole decoration family.
Managing Editor (Responsible) MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr
ENES KARADAYI enes.karadayi@img.com.tr
Ali Erdem ali.erdem@img.com.tr
İçindekiler / Index
12
48
20
54
24
58
36
68
Dünyanın en eskisi Pazırık Halısı
Konuk Tasarımcı: Gülbahar Gümüşten
Festival Halı Turquality kapsamında
GAHİB Tasarım yarışması sonuçlandı
Finance Manager CUMA KARAMAN cuma.karaman@img.com.tr
SAMİ AKTAŞ sami.aktas@img.com.tr
Accounting Manager YUSUF DEMİRKAZIK yusuf.demirkazik@img.com.tr
LCW HOME‘dan 2023 yılına 300 mağaza
Yıdız Entegre’den taş yüzeyler
Uluslarası Yağcıbedir Halı Festivali
DOMOTEX Asya’da tasarım etkisi genişleyecek
İstanbul Magazin Grubuİ HLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No:11 Medya Blok Kat:1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93
Halı sektörü ve marka anlayışı
Selim Şentürk
Değerli Decor Dergisi okurları; Halı sektörü Türkiye’nin dünya çapında söz sahibi olduğu sektörlerin başında geliyor. Dolayısıyla burada markalaşmak, üretici pozisyonundan global marka pozisyonuna geçmek ülkemiz için olmazsa olmazlardan biri. Bu yazımda Türkiye’de ve dünyada marka anlayışı ve markalaşabilmek üzerine bazı konulara temas edeceğim.
Hedef Pazar ve Pazarda Hedef Kitle Seçimi Hedeflediğiniz pazarın dinamiklerini ve bu pazarda hitap edeceğiniz hedef kitlenin kim olduğunu belirlemeniz ve bu kitlenin alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını, dilini ve ulaşmak için kullanacağınız mecraları planlayarak çalışmaya başlamanız gerekir. Her seçim bir vaz geçiştir ve seçimi yaparken işe kimlerden, hangi hedef kitlelerden vazgeçeceğinizi belirleyerek başlayabilirsiniz. Örneğin Türkiye’de bazı halı markaları erkek hedef kitleyi yani bayi yapılanması yani erkek hedef kitleyi hedeflerken bazı markalar direkt karar vericiyi yani kadını hedeflemektedir. Elbette her iki hedef kitle de belli oranlarda hedeflenebilir, örneğin %25 bayi yapılanmasını hedeflerken %75 kadın hedef kitleye satışı hedefleyebiliriz. Umulur ki bu bir strateji dahilinde olsun. Marka Seçimi ve Marka Kimliği Dünya çapında bir marka olmak için öncelikle dünya ile aynı dili konuşmak gerekir. Yani dünya şartlarına uygun bir marka felsefesine sahip olmaktan bahsediyorum. Marka dünyasına ait bilindik bir deyiştir, “Think Global Act Local”. Yani global düşünerek yerel adımlar atmayla başlamak en doğrusu. Öncelikle bütünlüğü olan, ambalajından- tabelasına, katalog ve web sitesinden -sosyal medyasına uzanan bir marka kimliğine sahip olmak ve ve bu kimliğe uygun hareket ederek hedef pazar bazlı pazarlama dili işlemek önemli. Ve tabi gerek ürün gerekse pazarlama anlamında trendleri takip etmek, yakalamak. Bunun için dönemsel trend raporları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Marka Hikayesi Artık tüketiciler, sıradan isimlendirilmiş, kurgulanmış markalar istemiyor, hikayesi olan markalar istiyor. Ve artık satın alınan şey ürün değil hikaye, ürünün tüketiciye verdiği his, duygu, deneyim. Günümüzde ürün değil bu duyguları satma dönemi başladı. Markanızın hikayesi ne? 10
DECOR • November - December 2019
Artık tüketiciler markalardan samimiyet arıyor, dürüstlük istiyor. 2020 yılı markamıza bir hikaye kazandırma dönemi olacak, şimdiden yatırım yapmaya başlamak bize çok şey kazandırır. Marka stratejisi Yani markanın yol haritası. Yukarıdaki tüm adımları attıktan sonra sorularımız şunlar; Hedeflediğimiz kitlenin alışkanlıkları neler? Ne seviyor? Ne izliyor? Ne dinliyor? Nerelere gidip ne alıyor? Ne okuyor veya ne okumuyor? Markadan beklentisi ne? Halıdan beklentisi ne? Bunu kısaca insan odaklı düşünme diye tanımlayabiliriz. Tüm bu çalışmaları, analizleri markanız için yaparak nerelerde olacağımızı, nerelerde olmamız gerektiğini belirleyebilir, pazarlamanın 4 temel karması olan ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma faaliyetlerini yönetmeye başlayabiliriz. Pazarlamada Kategori Yaratma Marka çağında bir konuda ilk olmanın zorlaştığı dönemdeyiz. Yani büyük ihtimalle halı veya kilimi sıfırdan icat edemeyiz. Ama pekala sektör içerisinde kendimize alan açabiliriz. Bu konu ne kadar risk aldığınızla ilgili. Bu kimi zaman markanıza bir alt-üst marka oluşturmakla ilgili iken bazen yeni bir marka yaratmak, yada belki bir ürün kategorisinde ağırlığını arttırmak olarak karşımıza çıkar. Bazen de düşünme şeklimizi değiştirebiliriz. Örneğin belki de varlığı boyunca mobilya sektörünün gölgesinde kalmış ve buna uyumlu olması beklenen halının artık kahramanlaşmasının vakti gelmiştir. Artık evin uyumlu objesi, tasarım felsefesinin gelişmesiyle hikayesi olan bir tasarım kahramanına dönüşmeye başlamıştır. Markanızın bütünleşik kimliği sizi yine bu konularda düşünmeye sevk edecektir. Tüm bu kavramları firmalarında kılavuz alan markalar, gerek iç piyasada gerekse globalde var olduğunu ispat eden bir marka olarak hayatına devam eder. Markayı sahiplenen ve yaşadığı deneyimin memnuniyeti sebebiyle marka elçisi, tavsiye ekonomisinin gönüllü bir temsilcisi olarak size değer katar. Bu deneyimleri önemsemeyen markalarımız ise soğuk fiyat rekabetinin içine girerek üretici konumunda kalırlar. Bu noktada üretici konumunda kalmayı kötü bir algı olarak anlaşılmasın, eğer tüm yukarıda saydığım hedefler üretici konumunda olmak üzerinde kurgulanıyorsa, bu da stratejinin bir parçasıdır ve uygulanabilir. Yeter ki markalaşmak yönünde kararımız her ne olursa olsun, belli bir strateji dahilinde olsun.
Dünyanın bilinen ilk halısı; Pazırık Halısı
12
2500 yıllık yolculuk… Türk halı sanatının 2500 yıllık serüveni.
devirlerde yaşamış insanlar; ağaç kabuğu ve liflerini örerek ilk dokumayı meydana getirmişlerdir. Diğer dokumaları tarihin akışı içerisinde, insanlar hayat şartlarına göre oluşturmuşlardır.
Halıcılığın tarihsel gelişimi Halıcılığın günümüze gelinceye kadar hangi tarihlerde, nerelerde, kimler tarafından, ne şekilde dokunduğunu, arkeologların kazılarından elde ettikleri halı kalıntılarından ve bu alanda araştırma yapan bilim adamlarının çalışmalarından öğrenmekteyiz. Kazılardan elde edilen halı parçalarından, halının hangi zaman diliminde kimler tarafından dokunduğunu ve nasıl bir kalite özelliğine sahip olduğunu araştırmacılar ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre halıcılık eski tarihlerden bu yana boyamada, desende, düğüm tekniğinde ve ebatlarda gelişme göstererek günümüze kadar gelmiştir. Bu değişimlerin bir kısmı teknolojideki gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmıştır. Dünya tekstil tarihinde yaklaşık 3000 yıldır temel yapısı değişmeden bu güne kadar önemini saklamış tek ürün el halısıdır. İlk zamanlar insanların yaygı ve örtü ihtiyaçlarını karşılamak için meydana getirdikleri halı, sonraları değerli bir sanat eseri olarak sarayları, mabetleri ve şatoları süslemiş, ressamların tablolarına konu olmuştur. El dokusu halıcılığın çok eski bir geçmişi vardır. Arkeolojik araştırmalara göre tarihsel
Pazırık Halısı Halıcılık insanlığın en eski el dokuma sanatlarından birisidir. Halıcılığın kökeni milattan önceki yüzyıllara kadar uzanmaktadır. Bulunan en eski halının M.Ö. V. yüzyılda dokunduğu ve en eski halı örneği olduğu konusunda, halı bilginleri arasında kuvvetli bir fikir birliği vardır. Gördes düğümü tekniğiyle dokunmuş çok ince bir işçilik gösteren koyu ve açık kahverengi zeminli, sarı desenli, 1 santimetrekaredeki düğüm sayısı 36 olan 1.83x2 metre büyüklüğündeki bir halıya rastlanmıştır. Bu düğüm sıklığı halının kendi dönemi içerisinde büyük bir ustalıkla yapıldığını göstermektedir. Güney Sibirya’da Pazırık bölgesinde ki kurganların(mezar) birinde bulunan bu halını yanında at iskeletinin bulunması, eyer örtüsü olarak kullanıldığı düşündürmüştür. Yüz yıl öncesine kadar dünyanın en eski halılarının XIV-XV. yüzyıllardan kalmış oldukları literatürlerde yer alırken, Orta Asya’nın yüksek yaylalarında Hun kurganlarında yapılan kazılarda ortaya çıkan yeni halıların keşfiyle dünya halı sanatı tarihçesi, birden bire günümüzden 2500 yıl öncesine kaydırılmıştır. M.Ö. VI. yüzyıllardan I. yüzyıla kadar, bütün Orta Asya’yı kapsayan ve Hun topluluklarının yayıldığı alanlarda
DECOR • November - December 2019
görülen “hayvan üslubu”, milattan sonraki toplulukların batıya hareketleriyle Doğu Avrupa ve Karadeniz’in kuzeyindeki alanlarda da yaygınlaştığı için, kısaca iki kıtayı kapsayan anlamında “Avrasya hayvan üslubu” olarak tanımlanmıştır. Orta Asya’da bu dönemde hayvan figürlerinde kuvvetli bir üsluplaşmanın orta ya çıkmasıyla; altın, gümüş, bronz gibi madenlerden ajurlama tekniği ile ya da başka tekniklerde yapılmış küçük figürinler ve çeşitli objeler, hayvan heykelleri veya kabartmalar ortaya çıkmıştır. Benzer örnekler, ahşap üzerine işlenerek veya biçim verilerek de elde edilmiştir. Ayrıca keçe üzerine uygulanmış, sakin ya da mücadele eder vaziyetteki figürlü kompozisyonların uzantılarını, dokumalar üzerinde de görmek mümkündür. Bazen de deriden kesilip, eğerlere aplike olarak yapıştırılmış hayvan şekillerinin, kuvvetli bir üsluplaşmaya giderek, çok geniş bölgelere yayılmış olduğunu görmekteyiz. Arkeoloji ve sanat tarihinde yeni bir sayfa Bu şekilde üsluplaşmış ve içlerine efsane hayvanlarının katıldığı örneklerle zenginleştirilmiş, M.Ö. V-I. yüzyıllar arasına tarihlenen bir halı, yakın tarihlerde ortaya çıkmış ve “dünyanın en eski halısı” olarak kabul edilmiştir. Rus arkeoloğu C. İ. Rudenko’nun, Kazakistan’ın doğusunda, Altay Dağlarının güneyinde Pazırık Yaylası’nda ortaya çıkardığı bu halı, teknik, motif, desen, renk ve kompozisyon açısından Orta Asya kültürlerinin ortak bir ürünü olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda arkeoloji ve sanat tarihi açısından da yeni fikirlerin edinilmesinde etkili olmuştur. Orta Asya’nın çeşitli yörelerinde daha milattan önceki asırlarda başlayan mezar soygunculuğu, Rudenko’nun kazdığı bu kurganı da hedef seçmiş ve bilinmeyen bir tarihte, bu kurgan da soyulmuştur. Soygundan sonra mezar içine sızan sular burada donarak, halı ile birlikte soygundan arta kalan eşya ve objelerin kaskatı şekilde günümüzde ulaşmasını sağlamıştır. Buzlanma olmasaydı belki bu kurgandaki objeler de zamanla çürüyecek ve halının tarihçesi konusunda çok önemli bir kanıttan yoksun kalacaktık. Belki de bu konuda, başka tarihler teklif etmeye devam edecektik. Burada dikkatimizi çeken önemli bir hususun, bu halının teknik, desen, renk ve kompozisyon bakımından oldukça ileri bir devreye işaret ediyor olmasıdır. Yani bu halı, basit bir ilk olmayıp, alt yapısının en az 5-6 asır öncesine dayandığı anlaşılan bir sanatın ulaştığı en üst seviyeyi göstermektedir. Benzer değerlendirmelerde bulunan bir başka Rus arkeoloğu Khoplin’de halıcılığın yörede iki bin yılından beri bilindiğini ve asıl vatanının da Batı Türkistan olduğunu ifade etmiştir.
Türk düğümü “Gördes” Günümüzde St. Petersburg Hermitage Müzesi’nde bulunan bu halı, teknik olarak Türk (Gördes) düğümü ile dokunmuştur. Gayet ince ve çift bükümlü yünden dokunmuş olan halı, özel bir şahıs için oldukça sık ve kaliteli dokunmuş olduğunu göstermektedir. Buna ilaveten halı üzerindeki desenlerde Türk kültürüne ait yansımalar ön plana çıkarken, yer yer Batı İran ve Mezopotamya kültürlerinin etkileri de görülmektedir. Kuşkusuz İlk ve Ortaçağlar boyunca Doğu ile Batı arasında çok önemli bir ulaşım sağlayan İpek Yolu üzerinde bulunan kurganlar, bu güzergâhtan gelip geçen yolculardan etkilenen Orta Asya halkları tarafından meydana getirilmiştir. Halı üzerinde dikkat çeken motif ve şekiller, halıyı çevreleyen beş bordür ile orta alanda görülmektedirler. En dıştaki ve içteki dar bordürde, Doğu toplumlarının sanat eserlerinde çokça yansıtılmış olan mitolojik grifon figürleri sıralanmıştır. Dıştan içe doğru ikinci bordürde haçvari şekilde düzenlenmiş kar çiçeği motifleri yer almışken, üçüncü bordürde ilerler şekilde süvari kompozisyonlarına yer verilmiştir. Bu süvariler; kuyrukları düğümlü, yelele-
November -December 2019 • DECOR
13
ri süslü, başlarında tuğları ve oldukça süslü koşum takımları bulunan atlar üzerinde, vücutlarındaki dar paçalı çakşırları, başlarındaki önü açık, arkası kapalı başlıklarıyla, yer yer Mezopotamya ve Sasani kültürlerine ait motifleri akla getirirken, yer yer de Orta Asya Türk toplumlarının yaşama biçimine ait görüntüler ortaya koyarlar. İçteki dördüncü bordürde aynı yönde ilerler şekilde bataklık bir araziden geçen geyik dizilerine yer verilmiştir. Geyiklerin Sibirya’ya mahsus bir hayvan olmasının yanında, ön kol ve arka kalçaları üzerindeki nokta, virgül gibi şekiller, Avrasya hayvan üslubunun ortak özelliklerini yansıtmaktadır. Halının orta alanında içleri kar çiçeği ya da post motifleriyle doldurulmuş 6x4=24 eşit kare yer almaktadır. Ancak burada, benzer örnekler arasında zemin rengiyle motif rengi arasında değişim görülmektedir. Genel anlamda Pazırık Halısı’nın hâkim renkleri, kırmızı zemin üzerine beyaz, mavi ve sarıdan ibarettir. Oldukça kaliteli ve ileri bir devreye işaret eden Pazırık Halısı’ndan sonraki ele geçen diğer halı parçaları arasında uzun bir boşluk bulunmaktadır. Ancak bu boşluk, bu dönemde halının yapılmadığı anlamına gelmez. Çabuk eskiyen, yıpranan bir malzeme olması dolayısıyla halıların, çok eski tarihlerden günümüze ulaşmış olmaları ancak saklama koşullarının sağlıklı olmasıyla alakalı bir durumdur. Diğer Türk Halıları ve Pazırık Halısı Orta Asya hiç şüphesiz eski bir dokuma merkezidir. Bu bölge ile Doğu Türkistan’a uzanan bölgelerde Ortaçağ’da zengin bir dokuma geleneğinin olduğu araştırmalar sonucu ortaya konmuştur. Türklere ait 1700 yıllık Lou-lan ve Lop-Nor’da (Budha Tapınağı) dokunmuş halılar ile çeşitli kumaşlar Aurel Stein’in 1906-1908’de yaptığı kazılarda gün ışığına çıkmıştır. Bugün bu halılar Hindistan-Yeni Delhi ve Londra-British Museum’da sergilenmektedir. 1913 yılında Turfan Bölgesi’nde A.Von Le Coq tarafından Kuça/Koço şehri yakınlarında bir tapınağın odasında da bir halı bulunmuştur. Göktürk’ler dönemine ait olan bu halılar MS. 5-6 yy’a aittir. Bugün bu halılarda Berlin İslam Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu halı da yün malzemeyle düğümlenerek dokunmuştur. Süslemelerinde geometrik desenlerin yanında ejder figürü de görülür. Pazırık Bölgesi ise buraya hiç de uzak değildir. Ayrıca bugün Kaş-gar, Hotan, Kuçar ilçesi Kuca ve Turfan’da dokunan halılar bu en eski halı bölgesinin geleneğini hala sürdürdüğünü göstermektedir. Pazırık halısının bulunmuş olduğu bölgenin yani Altayların karakter ve kültürünü yansıttığı açıktır.
14
DECOR • November - December 2019
Tarih ve kültür açısından bu kurganların Türkler tarafından oluşturulduğunu ve dünyanın ilk halısı olarak bilinen Pazırık Halısı da dâhil birçok eserin Türk motifleri barındırdığı görülmekte. Sanat tarihi uzmanlarından Erdmann da yaptığı araştırmalarda ‘’Pazırık Halısının Türk İlmiğiyle dokunduğunu ve Türk halısı’’ olduğunu kabul etmiştir. Ermitaj müzesinde sergilenen Pazırık Halısının desen, renk ve dokuma özelliklerine oldukça sadık kalınarak Gördes’te dokunmuş bir örneği de vardır. Sonuç olarak Selçuklu ve Osmanlı halıları ile günümüzde dokunan Anadolu halılarının motif düzeni Orta Asya Türk halılarının zemin şemasına benzemektedir. Pazırık halısının zemininin 24 eşit kareye bölünmesi geleneği, Orta Asya’da dokunan keçelerde bile karşımıza çıkan bir şemadır. Selçuklu Dönemi Anadolu halılarının zemininin karelere ayrılması ve geometrik kompozisyonlar içerisinde yerleştirilmesi Büyük Selçuklu halılarının zemin şemasına benzemektedir. Beylikler Dönemi’nde gördüğümüz halı zeminin iki veya daha çok kareye bölünüp, her bir kare içerisine hayvan veya bitki motifi işlenmesi Pazırık Halısında da görülen geometrik düzene dayanmaktadır. Bugün Anadolu’da dokunan halı ve düz dokuma yaygılar Orta Asya Türk halı ve düz dokuma yaygıların geleneği sürdürülmektedir. Bu gelenek Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları yoluyla Anadolu’ya taşınmıştır. Beylikler ve Osmanlılar sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüzde El Dokuma Halıcılığı Günümüz Türk Halıcılığının en önemli ürünü tüm dünyanın yakından tanıdığı Hereke Halısı. Halı hane ve tezgâhlarda ayları hatta yılları bulan çalışmalarla ortaya konan bu halı pamuk iplik üzerine yün ve ipek üzerine ipek olarak iki türlü dokunur. Yün halıların dm²’sinde 3600 ilmek bulunur. Kalitesi 60x60 olarak adlandırılır. İpek halılarda ise dm²’de 10.000 ilmek olur. Kalitesi 100x100 olarak adlandırılır. Hereke halıları sık dokunduğu için desenler oldukça ayrıntılıdır. Geçmiş yıllarda Hereke’de birçok evin hanımı ya da kızları tarafından Gördes düğümü kullanılarak Hereke Halıları dokunur ve tüccarlara, toptancılara satılırdı. Evlerde halı dokunması 80’li yıllara kadar yaygındı. Ancak sektörün sanayileşmesi, verilen yoğun emek, ipeğin pahalı olması gibi nedenler evlerdeki tezgâhların zamanla ortadan kalkmasına neden oldu. Hereke Halısı özel siparişler ve meraklıları sayesinde varlığını sürdümeye devam ediyor. Otoritelerin ortak görüşü ise; yetişen yeni neslin bu kültüre sahip çıkmadığı ve dokumacılıkta ki kalifiye personel açığı.
The world’s first known carpet; Pazyryk Rug A journey for 2500 years… Turkish carpet art’s adventure for 2500 years.
Historical development of carpet making We learn that on what dates, where, by whom, how the carpet making was made until today from carpet residues obtained by archaeologists from their excavations and the studies of scientists who made researches on this field. Researchers have revealed from carpet fragments obtained from the excavations that at what time frame and by whom the carpet was woven and what kind of quality it had. According to the results obtained from these researches, carpet making has come until today from the ancient times by developing in dyeing, design, knotting techniques and sizes. Some of these changes have come to existence in parallel with the developments in technology. In the world’s textile history, it is the only hand-made rug which has remained its importance with its basic structure unchanged for about 3,000 years until today. The carpet, that people had created to meet their needs for rug and covering in the early days, later has decorated the palaces, temples and chateaus as a valuable work of art and has become a subject to the paintings of painters. Hand-made carpet making has a very long history. According to archaeological researches, people who had lived in historical periods; had created the first textiles by darning tree peels and fibers. They had created the other textiles in the course of history according to people’s living conditions. Pazyryk Rug Carpet making is one of the oldest hand woven arts of mankind. The roots of the carpet has traced to the 16
DECOR • November - December 2019
centuries before christ. There is a strong consensus among the carpet scientists that the oldest carpet was woven in the 5th century before christ and it was the oldest carpet sample. A rug, which is 1.83x2 meters in size having 36 knots in 1 square centimeter and a dark and light brown background and yellow pattern along with a very fine workmanship, and which was woven with the Gördes knot technique, has been found. This knot density shows that it was made with a grand craftsmanship in its own period. That a horse skeleton was found near this rug, which was found inside one of the kurgans (burial place) in Pazyryk region in the Southern Siberia has made think that it had been used as a saddle blanket. While it was stated in literatures that the world’s oldest carpets have remained from 14th-15th centuries, The world carpet art history has been suddenly slipped from today to 2500 years ago to one day with the discovery of new carpets, which were made in Hun kurgans, found out during the excavations made in high lands of the Central Asia.The “animal style”, which had involved the whole Central Asia from 6th centuries B.C. till the 1st century and seen in the areas where Hun communities had spreaded, had been described as the “Eurasian animal style” to briefly means to involve two continents, since it had become widespread also in the areas in north of Eastern Europe and the Black Sea, from the centuries along with the movements of communities A.C. (After Christ). Upon a strong stylization of animal figures had emerged in this period in Central Asia; gold, silver, bronze,
or other objects made of small figurines and various objects, animal sculptures or reliefs have been made. Similar examples had been obtained by processing or shaping over the wood.Also it is possible to see on the textures the extensions of the figurative compositions at the state of calm or struggling, applied on the felt. Sometimes we see that the animal figures, which had been cut from leather and affixed as appliques, have spread to a very wide area, by going to a strong stylization. A new page in the history of archeology and art A carpet, which was stylized in this way and enriched with patterns, into which legendary animals added, dated 5th-1st century B.C., was found in near dates and it was accepted as “the world’s oldest carpet”. This rug, which Russian archaeologists C. İ Rudenko found in Pazyryk highland in the south of the Altay Mountains in east of Kazakhstan, has been evaluated as a common product of Central Asian cultures in terms of technique, motif, pattern, color and composition. It had influence also in the obtaining of new ideas in terms of archeology and art history. The grave robbery, which began in the centuries before christ in various regions of Central Asia, chose also this kurgan that was excavated by Rudenko, as a target and this kurgan was also been robbed in an unknown date. Waters leaking into the grave after the robbery had frozen here, and had ensured the carpet, the items and objects, which remained from the robbery, have reached the present day in a stiffened state. If freezing has not occurred, perhaps the objects in this kurgan would have also decayed over time and we would have been lack of evidence of the carpet history. Maybe we would continue to suggest other dates in this respect. The important thing, that draws our attention here, is that this rug suggests a very advanced period in terms of technique, pattern, color and composition. So this rug is not a simple carpet and it shows the highest level reached by an art understood that its infrastructure is based on the period at least 5-6 centuries ago. Another Russian archaeologist, who has stated a similar evaluations that carpet making has been known in the region of Khoplin for two thousand years and that their original homeland was Western Turkistan. Turkish knot “Gördes” This rug, which is at St. Petersburg Hermitage Museum today, is technically woven by the Turkish (Gördes) knot. The carpet, which was woven from very fine and double-twisted wool, shows that it was woven very intensely and in good quality for a special person.
In addition, while the reflections related to Turkish culture come to the forefront in the designs on the carpet, the effects of Western Iranian and Mesopotamian cultures are also seen from place to place. Kurgans, which are located on the Silk Road, which had undoubtedly provided a very important transportation between the East and the West during the First and Middle Ages, were made by the Central Asian peoples who were affected by the passengers, who had come and gone on this route. The patterns and shapes prominent on the carpet are seen in the middle area along with five borders surrounding the carpet. On the outermost and innermost narrow border, the mythological griffon figures, which are widely reflected in the art works of Eastern societies, are sorted. Snowflake patterns takes place on the second border placed from outside towards inside on the second border, and the cavalry compositions in state of moving ahead were included on the third border. While these cavalries bring to mind; the patterns of Mesopotamian and Sassanic cultures from place to place with their skinny-leg shalwars on their bodies and their headwears, which are open from front and closed from rear, over their horses in highly ornamented trappings with knotted tails, ornamented manes and aigrettes put on their heads, they also present images related to living ways of Central Asian Turkish communities from place to place.On the fourth border inside, the deer sequences passing through a marshy land in the same direction are included. In addition to that deers are animals common to Siberia, the figures over their forearms and rear hips such as points, commas reflect the common features of Eurasian animal style. There are equal squares in size of 6x4=24, filled with snowflakes or animal skin patterns in the middle of the rug. However, differences are seen between the ground color and the pattern color among similar patterns. In the general sense, the dominant colors of the Pazyryk Rug consist of white, blue and yellow on a red background.There is a long gap between the other carpet pieces that came to hand after the Pazyryk Rug which refers a very good quality and advanced period. However, this gap does not mean that carpet was not November - December 2019 • DECOR
17
made in this period. Since they are a material that is worn out and wasted away quickly, that the carpets have reached to today from ancient times is a state related to the healthy storage conditions. Other Turkish Carpets and Pazyryk Rug In 1913, a carpet was found by A.Von Le Coq in the room of a temple located near Kuça / Koço city in the Turfan region, as well. These carpets, which belong to the Göktürk period, belongs to 5-6 centuries B.C. Today, these carpets are Berlin is exhibited at the Islamic Museum. This carpet was also woven with wool material by knotting. The dragon figure is seen as well as the geometric patterns. The Pazyryk region is not far from here. Also today, the carpets woven in Kaş-gar, Hotan, and Kucar’s districts Kuca and Turfan, indicate that this oldest carpet region still continues its tradition. It is obvious that the region, in which the Pazyryk rug was found, reflects the character and culture of Altaic people. Undoubtedly, the Central Asia is an old center of textiles. As a result of researches made, it was found that there had been a rich tradition of textiles in this region and in the regions extending to the Eastern Turkistan in the Middle Age. In 1700-year-old Lou-lan and Lop-Nor (Buddha Temple) which had belonged to Turks, woven carpets and various fabrics came to light during the excavations made by Aurel Stein between 1906 and 1908. Today these carpets are exhibited in India-New Delhi and London-British Museum. In terms of history and culture, it is seen that these kurgans are created by the Turks and these kurgans host many Turkish patterns, including the Pazyryk Carpet which is known as the world’s first carpet. Erdmann, one of art history experts, accepted that ‘’ The Pazyryk Rug was woven with Turkish Knot and that it is a Turkish carpet ‘’ as a result of his researches. The Pazyryk Rug, which is being exhibited in the Hermitage Museum, has also a sample woven in Gördes by being very loyal to the patterns, colors and weaving characteristics of the Pazyryk Rug. Consequently, the pattern order of the Seljuk and Ottoman carpets and the Anatolian carpets, which 18
DECOR • November - December 2019
are woven today, is similar to the background scheme of the Central Asian Turkish carpets. The tradition of dividing the background of the Pazyryk Rug into 24 equal squares is a scheme that appear even in the felts woven in Central Asia. The dividing of the backgrounds of Anatolian carpets into squares and their placement in geometric compositions is similar to the background scheme of the Great Seljuk carpets. The carpet background’s being divided into two or more squares and processing animal or plant patterns in each square is based on the geometric scheme, which is also seen in Pazyryk Rug. Carpets which is woven in Anatolia today and plain weave rugs continue the tradition of Central Asian Turkish carpets and plain weave rugs. This tradition has been moved to Anatolia through the Great Seljuks and the Anatolian Seljuks. Thanks to the Beyliks and the Ottomans, it has reached to today. Hand Woven Carpet Making Today The Hereke Carpet, the most important product of Turkish Carpet today and which the whole world knows well. This carpet, which comes to exist with works that may last months or even years in carpet rooms and looms, is woven in two types including wool over cotton yarn and silk on wool and silk yarn. There are 3600 tie knots per dm² in the woolen carpets. Its quality is called 60x60. On the other hand, there are 10,000 loops in dm² in silk carpets. Its quality is called 100x100. The patterns are very detailed since the Hereke carpets are woven intensely. In the past years, Hereke Carpets were used to be woven by the ladies or girls of many houses in Hereke by using the Gördes knot and used to be sold to traders and wholesalers. Weaving carpets in houses were common until the 80’s. However, the looms has disappeared over time due to the reasons such as industrialization of the sector, intensive labor used, and expensive price of silk. Hereke Carpet continues its existence because of special orders given and its devotees. The consensus of the authorities is; that the growing new generation does not protect this culture and the lack of qualified personnel deficit in weaving.
Konuk Tasarımcı
Gülbahar Gümüşten: “Tasarım, bir fikir için sonuca ulaşmadan önce ki adımlar bütünüdür” Gülbahar Gümüşten, 2018 yılında IHIB, 2019 Yılında ise GAHIB tarafından düzenlenen halı tasarım yarışmalarında birinci seçildi.
Bu ayki konuğumuz bir Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi. Aynı zamanda farklı halı tasarımları yaparak çeşitli yarışmalara katılmış. Öyle ki, iki yıl üst üste Türkiye’de yapılan farklı halı tasarım yarışmalarında birincilik kazanmış. Böylesine genç ve başarılı bir yetenek olan Gümüşten, çini, suluboya, yağlıboya, kumdan heykeller yaparak tasarımlarını farklı ve özel kılma çabasında. Biz de kendisine Decor Dergisi olarak tasarıma başladığı günleri ve ileride ki planları hakkında sorular sorduk. Öncelikle Gülbahar Gümüşten’i tanıyalım Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları, Halı Kilim ve Eski Tük Kumaşları Anasanat Dalı son sınıf öğrencisi olup, İlkokuldan Üniversite hayatına kadar birçok yarışmada, hem ulusal hem de uluslararası ödüller aldım. Kendimi kısaca, bulunduğu kurumu ve ülkesini temsil eden, yurt içi ve yurt dışına halı tasarımlarını kendi ismi altında yapan genç bir tasarımcı olarak tanımlayabilirim. 20
DECOR • November - December 2019
Tasarım hayatına nerden girdi? Tasarım, benim için düşünüp planlamak; bir fikir için sonuca ulaşmadan önce ki adımlar bütünüdür. Kısaca kafa yormaktır. Yemek yerken, uyurken, seyahat ederken belki de… Bu anlamda tasarım benim hayatıma, fikirlerimi çizerek anlatmaya başladığımdan beri, yani ilkokulda girdi. Ancak üretime yaklaşmam zaman aldı. Halı tasarımlarımın dokunmasının verdiği o hazzı almaya üniversite yıllarında başladım. Hali hazırda da dokuma ve dokuduğuma dokunma sürecini yaşamaya devam ediyorum. Peki, Halı senin için ne ifade ediyor? Halının diğer tasarım ürünlerinden farkı nedir? Halı tek başına bambaşka bir şey olduğu gibi, kendi içinde de makine halısı ve el halısı olarak farklı benim için. Bir el halısı tasarladığımda kendimi çok daha iyi hissediyorum. Biliyorum ki ondan bir tane olacak ve dokunduğunda yün kokacak. O doğallığı bakarak, görerek ve koklayarak hissedeceğim. Bana göre tasarım ve sanat gibi ayrılıyor bu iki tür. Makine halısı için de farklı duygular besliyorum. Son olarak dokuttuğum bir
Konuk Tasarımcı
tasarımım, kelimelerle ifade edemediğim, el halısından çok farklı düşüncelere sevk etti beni. Aynı zamanda makine halısı dekoratif olmasının yanı sıra işlevseldir de bana göre. Bu anlamda halının hem kendi içinde hem de diğer tasarım ürünlerden çok ayrı yeri var benim için.
yen herkesten bir parça örnek alabileceğim şeyler oluyor. Yeri geliyor bu kişiler hocalarım, bazen ise sanatçılar olabiliyor. Mesela yurt dışında Carol Sebert’ı beğeniyorum. Sanat günleri adı altında workshoplar yaparak farklı malzemelerden desen tasarlıyorlar. Bu çalışmalar ve sanatçılar çok ilgimi çekiyor.
2018 yılında İHİB, 2019 yılında ise GAHİB tarafından düzenlenen halı tasarım yarışmalarında birinciliği kazandın. Bu yarışmalarda tasarladığın halılar ve hikayelerinden bahsetmek istermisin? İHİB’in HARE programına katılmıştım. Orada ustanın ip boyamasını izlerken, kazandaki iplerin hareketlerinden çok etkilendim. İplik kazanında bazen birbirini takip eden, bazen de suyun altında gezinip bize varlığını hissettiren onlarca ip… Kimi yüzeyde köpüğüyle dans ediyordu, kimi dipte… Kimi aprajlı kimi tek düze… Aslında “Surface” in tasarım sürece o an başladı. Surface; Dipte kaybolup suyun başka bir ucunda yükselen, birbirlerinin üstüne çıkıp kendilerini hissettirmek isteyen, iplerin hareketlerinden ilham alınıp dokuduğum bir halı. “Infınıty” ise Almanya Domotex fuarına gittiğim dönemde ortaya çıkmaya başladı. Hannover belediye binasını gezerken gördüğüm krokilerden etkilenmemle ortaya çıkan bir eser… Kendimizi git gide içinde bulduğumuz kalabalığın sonsuz boşluğu… Her bakışta keşfi tamamlanmamış bir kıtayı keşfetme heyecanı ile oluşturulan, alışılagelmemiş başka bir kent olarak tanımlayabilirim. Örnek aldığın bir sanatçı veya tasarımcı var mı? Alanında iyi olduğuna inandığım, kendisiyle çelişme
10 yıl sonra kendini nerede görmek istiyorsun? Kendimi, tasarım stüdyosunu kurmuş bir tasarımcı olarak hayal ediyorum; bir stüdyoda sürekli kalıp programların sınırlarını zorlayan bir çizimci olarak değil. Gezip, görüp, araştırıp bunu yaşamının bir parçası haline getiren bir birey olmak istiyorum. Şu an farklı alanlardan ve mekanlardan beslenmeye çalışıyorum. Farklı workshoplara katılıyorum. Farklı alanlardaki sergileri de takip ediyorum. Çini, suluboya, yağlıboya, kumdan heykeller yapıyorum… 10 yıl sonra bir ekip ile bunları yapmak istiyorum. Elinden fırçası kâğıdı kalemi yağlı boyası eksik olmayan bir ekipten bahsediyorum. Bugün neden bizden creative mathers neden çıkmasın? Ya da neden bir Türk tasarım ofisi taleplere karşılık vermek adına kendi atölyesini de ayrıca kurmasın ki? Ve bir tasarımcı olarak o halılarla yurt dışı fuarında neden bulunmasın? Bu zaman alacak belki ama olacağına inanıyorum.
November - December 2019 • DECOR
21
Guest Designer
Gülbahar Gümüşten: “Design is a set of steps before you come to a conclusion for an idea”
Our guest this month is a stuFirstly, let’s know Güldent of Mimar Sinan Fine Arts bahar Gümüşten Gülbahar Gümüşten won the I’m senior student at University. She also participafirst place in the carpet design Mimar Sinan Fine Arts ted in various competitions by designing different carpets. So, competitions organized by IHIB in University, Department of Traditional Turkish she has won the first prize two 2018 and GAHIB in 2019. Arts, Carpet and Rug consecutive years in different and Old Turkish Fabrics. carpet design competition I have won national and held in Turkey. Such a young international awards in and successful talent Gümüşten is making designs to many competitions from elementary school to unimake different and special efforts in watercolor, oil versity life. I can briefly describe myself as a young painting, sand sculptures. designer representing her institution and country and We, Decor Magazine, asked her about the days he doing her domestic and international carpet designs started to design and her plans for the future. under her own name. 22
DECOR • November - December 2019
Guest Designer
Where did the design come into your life from? Design is to think and plan for me; It is a set of steps before an idea is reached. In short, it is to think. Maybe eating, sleeping, and travelling. In this sense, design has entered my life since I started to draw my ideas, that is, in elementary school. But it took me a while to get close to production. I started to get the pleasure of touching my carpet designs during my university years. I continue to experience the process of weaving and touching. What does Carpet mean to you? What is the difference of carpet from other design products? The carpet alone is a different thing for me. I feel much better when I design a hand rug. I know there will be one of it and it will smell wool when you touch it. You will feel that naturalness by looking, seeing and smelling. For me, these two types of design and art are separated. I have different feelings for the machine made carpet. Finally, a design that I touched, referred me to very different ideas than handmade carpets that I cannot express in words. At the same time, the machine made carpet is functional as well as decorative. In this sense, the carpet has a very different place for me both in itself and in other design products.
Is there an artist or designer you’ve taken as an example? There are things that I believe are good in the field and I can take a sample of anyone who does not contradict himself. These people may be my teachers and sometimes artists. For example, I like Carol Sebert abroad. They design workshops from different materials by conducting workshops under the name of art days. I am very interested in these works and artists. Where do you want to see yourself in 10 years? I dream of myself as a designer who founded a design studio; not as an illustrator who constantly molds in a studio and pushes the limits of programs. I want to be an individual who travels, sees, researches and makes it a part of her life. I’m trying to feed from different areas and places right now. I attend different workshops. I also follow exhibitions in different fields. I make tiles, watercolors, oil paintings, sand sculptures. I want to do this with a team after 10 years. I’m talking about a team that doesn’t lack the brush paper pen oil paint. Why shouldn’t creative artists come out of us today? Or why wouldn’t a Turkish design office also set up its own workshop to meet the demands? And as a designer, why not show up with those carpets abroad? It will take time, but I believe it will.
You won the first place in carpet design competitions organized by IHİB in 2018 and GAHİB in 2019. Do you want to talk about the carpets and stories that you designed in these competitions? I attended the IHİB’s HARE program. I was very impressed by the movements of the ropes in the cauldron while watching the master’s rope painting there. Dozens of ropes that sometimes follow each other in the spinning boiler and sometimes wander under the water and make us feel its existence… Some were dancing with foam on the surface, some on the bottom… Some of the finishes were uniform and some abrage… It was that time to design “Surface”. Surface; It is the carpet I wove by inspiring from the movements of the ropes that lost on the bottom and soared at another end of the water, which wanted to climb on top of each other and make themselves feel. “Infinity” started to emerge when I went to Domotex fair in Germany. It is a work that emerges from my sketches while I’m visiting Hanover city hall. It means the endless emptiness of the crowd that we find ourselves in. At any glance, I would describe it as another unusual city, made with the excitement of discovering an unfinished continent.
November - December 2019 • DECOR
23
Festival Halı Turquality kapsamına alındı Festival Halı Genel Müdürü Cebrail Şahin: “Türk halısının dünyadaki temsilcisi olmak istiyoruz” Türkiye’nin en büyük halı markaları arasında olan Festival Halı, 2019 yılı itibari ile Turquality kapsamına alında. Halı sektöründe Turquality programına dahil edilen 3. marka olduklarını belirten Festival Halı
24
DECOR • November - December 2019
Genel Müdürü Cebrail Şahin, bu program ile birlikte markanın kazanacakları ve özellikle yurtdışı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Turquality’nin markalarını daha da iyi yerlere getireceğine inandığını söyleyen Şahin, büyümenin yanı sıra bu programın kurumsal ve kurum kültürü oluşturmada kendilerine çok büyük katkı sağlayacağının altını çizdi. Kuruluşundan bu yana Festival Halı’nın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? 1983 yılında ilk imalata başladık. 2008 yılına kadar şirket büyümeye devam etti. Daha sonraki yıllarda firma ve marka sayısının artması ile ancak başarılı olan markaların pazarda ayakta durabileceği bir or-
tam oluştu. Bu sebep ile Festival markası 2008 yılında kullanılmaya başlandı. Farklı birkaç firmanın satın alınmasıyla da bir grup şirketi haline geldik. Şuanda Festival olarak 800 civarında iç pazar bayimiz var. Tek noktadan bu kadar bayiyi yönetmek kolay değil. Çünkü biz kendi personellerimizle sahada müşterilerimizle görüşüyoruz. Ana stokumuzu ise buradaki merkezden yönetiyoruz. Bu başlı başına büyük bir strateji. Bu sistemi şuanda kullanan marka yok. Peki, bu stratejiyi ihracatta da kullanıyor musunuz? Bu sistemi oturtturduktan sonra aynı sistemi neden yurtdışında yapmayalım dedik. Almanya ve Suudi Arabistan’da depo açarak bu sistemi ihracatta gerçekleştirmeye başladık. Şuan Almanya, Arabistan, Çin, Bosna, Arnavutluk, Kuveyt, Katar, Türkmenistan Endonezya başta olmak üzere 10’a yakın ülkede depomuz var. Bizim önemli bir misyonumuz var; Türk halısının dünyadaki temsilcisi olmak. Şuanda yurtdışında yatırımla alakalı projelerimiz var. Bunlar ilerleyen zamanlarda netleşecek. Festival olarak önümüzdeki 5 yılda satış ağını tamamen güçlendirip Depo, Mağaza, Distribütor, Satış Temsilcisi ve E-Ticaret olarak 50 ülkede olmak istiyoruz . Ama önümüzdeki dönemlerde bu hedefimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. 4 satış ağı belirle-
dik. Birincisi, ilgili büyük depo ve müşterilere satış yapmak. İkincisi kendi depolarımızı kurup buradan satış yapmak. Şuanda toplam 6 ülkede 13 depomuz var ve bu depolardan satışlarımızı gerçekleştiriyoruz. Ayrıca 3 Ülkede Distribütor ve Satış Temsilcisi olarak yapmış olduğumuz yapılanmada Filistin, İngiltere, Irak, Malezya ve Japonya ülkelerinde satış kanallarını geliştirmeye çalışıyoruz. Üçüncüsü doğrudan mağaza açıp perakende müşterisine ulaşmak. Şuanda 23 mağaza ile ortalığımız var. Bu sayıyı ilerleyen zamanlarda da arttıracağız. Klasik yapılan satış ağı var. Buradan elimizi zaten çekmiş değiliz. Son olarak ise E-Ticaret düşünüyoruz. Bununla alakalı son düzenlemeler yapılıyor. Yurtdışında bunun bir benzerini yaptık. Konuyla alakalı dünyanın en iyi şirketlerden birisi ile anlaştık. Festival Akademi hakkında da bilgi verir misiniz? Bu program öğrencilere nasıl bir olanak sunuyor? İstanbul, Konya ve Gaziantep Üniversiteleri ile yapmış olduğumuz projeler var. Bunlar satış, strateji ve pazarlama konularına hakim öğretim görevlileri ve hocalar tarafından verilen eğitimlerden oluşan projeler. Zaten hali hazırda Festival’in bir Akademi ekibi var. Üniversiteden yeni mezun olan arkadaşları kendi yönetimimizin ilgili birimlerine hazırlamak için November - December 2019 • DECOR
25
Festival Akademi’de eğitiyoruz. 2018 yılının 10. ayında başlayan akademi, nisan 2019’da sona erdi. Daha sonra kendi alanlarında başarılı olan arkadaşlar 6 ay sonra işlerinin başına geçti. Şuanda bu akademiden mezun olan 17 arkadaşımız yurtdışında kendi mesleklerini yapıyorlar. Festival markası olarak Turquality kapsamına alındınız? Bu yenilik markanıza ne gibi kazanımlar getirecek? Bu alanda devletin böyle bir teşvik kampanyası oluşturması çok faydalı. Diğer ülkelerin teşviklerini de incelediğimizde bize yapılan bu ayrıcalığın, ilk sıralarda yer aldığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Gaziantep’te tüm sektörleri göz önüne alırsak bu anlamda 10, halı sektöründe ise 3.’yüz. Büyük bir hedefi olmayan bir şirket olsaydık, Turquality’nin bizim için faydalı bir şey olmayacağını düşünürdük. Ama şuanda zaten 43 ülkeye ihracat, 6 ülkede 13 depomuz, 3 ülkede distribütörümüz ve çoğu ülkelerde mağazalarımız ve satış personelimiz var. Kendi markamızın gücü ile buralara kadar gelmişken, devletin bu şekilde destek vermesi ile daha büyük adımlar atacağımızdan hiç şüphemiz yok. Aslında devlet bu anlamda size destek olmuş oluyor. Turquality ve bizim hedeflerimizin taban tabana örtüşmesi önümüze büyük bir yol açıyor. 15 Ağustos 2019 tarihinde bu belgeyi aldığımız resmileşti ve artık projelerimiz buna göre hazırlıyoruz. Bunların yanında Turquality aslında kurumsal platformda ilerlememiz için bizi düzenliyor.
26
DECOR • November - December 2019
Kurumsal bir yapılanma içindeyseniz artık satın almanızı şu şekilde yapmalısınız. Satışlarınızı, yer dizaynınızı, İK çalışmalarınızı buna göre düzenlemelisiniz. Personelleriniz şu şartlar altında çalışmalı gibi size yaptırım uyguluyor. Bir taraftan hedeflerimize yönelik güzel teşvikler verirken, diğer taraftan da kendimizi kontrol edeceğimiz, kurum kültürünü oluşturmaya yönelik büyük bir yaptırım söz konusu. Yeni hedefler doğrultusunda üretim planlamanızı nasıl yaptınız? 2019 yılı sonunda 60 Milyon dolar hedefimiz vardı. Şuan itibari ile yaklaşık 40 milyonluk hedefi tutturduk. Yılsonuna hedefin üzerine çıkacağımızı düşünüyoruz. Olduğunuz noktadan 3 katını gerçek olarak hedefliyorsanız ve buna ulaşıyorsanız kurumunuz başarılı demektir. Türkiye’de halı firmalarının çok olması, çok büyük üretim yatırımları yapmanızı gerektirmiyor. Siz satış ağını düzgün işletirseniz zaten ürün alacağınız çok partneriniz var. Şuanda 18 firmadan ürün alıyoruz. Sınırlı kaynaklarla sınırsız istekleri yerine getirmek istiyoruz. Her ürünü kendimizin üretmesi pek sağlıklı değil. Yere bir şey serilecekse biz bunu yaparız. İstenilen üründe hangi ülke uzmansa ona göre partnerlerimizle çalışırız. Bugün Çin’in, Hindistan’ın veya Arap ülkelerinin uzmanı olduğu farklı ürünler var. Bizde her işin uzmanıyla çalışma taraftarıyız. Ayrıca Cezayir ve Tunus’la alakalı yeni yapılanma planımız var. Bununla alakalı son kararları önümüzdeki dönemde vereceğiz.
Festival Carpet is covered by Turquality Program Festival Carpet General Manager Cebrail Şahin: “We want to be the representative of Turkish carpet in the world” Festival Carpet company, being among the largest carpet brands in Turkey, has been taken into Turquality Program in 2019. The third brand in the Turquality program in the carpet sector, Festival Carpet General 28
DECOR • November - December 2019
Manager Cebrail Sahin gave information about the issues that this program will bring to brands and their overseas activities. In addition to help them to grow, Cebrail Sahin underlined that this program will contribute to the establishment of a corporate culture in the company. Can we listen from you about the story of Festival Halı since its inception? We started manufacturing first in 1983. Until 2008, the company continued to grow. In the following years, it was necessary to increase the number of companies and brands to be profitable. That’s why we started using the Festival brand in 2008. With the acqu-
isition of several different companies, we have now become a group company. We currently have around 800 dealers in the domestic market as Festival brand. It’s not easy to manage so many dealers from a single point. Because, we have to direct contact with our customers in the field with our own staff. We manage our main stocks from the center here. This is a great strategy in itself. There are no other brands currently using this system. Do you also use this strategy in exports? After we put this system into operation, we said why not do the same it abroad. We opened warehouses in Germany and Saudi Arabia and started to implement this system in our exports. We currently have warehouses in nearly 10 countries, including Germany, Arabia, China, Bosnia, Albania, Kuwait, Qatar and Indonesia. We have an important mission; To be the representative of Turkish carpet in the world. We currently have investment projects abroad. These will become clear later. As the Festival brand, we aim to fully strengthen the sales network in the next 5 years and have sales in 50 countries. We are currently active in 20 countries. But we are working to achieve this goal in the coming periods. We have 4 sales networks. First, we make sales November - December 2019 • DECOR
29
to related large warehouse and customers directly. The second is to build our own warehouses and sell from here. We currently have a total of 13 warehouses and make sales from these warehouses. Third, opening stores and directly reach the retail customer. We are currently partnered with 23 stores. We will increase this number in the future. We have a classic sales network, as well. We haven’t already taken our hands out of this line. Finally, we are considering E-Commerce. The latest arrangements are being made. We did a similar thing abroad. We deal with one of the best companies in the world. Can you give us information about your Festival Academy? What does this program offer to students? We have training projects in cooperation with Istanbul, Konya and Gaziantep Universities. These projects consist of trainings given by lecturers and instructors who are proficient in sales, strategy and marketing. The Festival company already has an Academy team. We train new graduates at the Festival Academy to prepare them for the relevant units of our management. The academy started in October 2018 and ended in April 2019. Afterwards, friends who were successful in their own fields started to work 6 months later. Currently, 17 of our friends who have graduated from this academy are doing their jobs abroad. Are you included in Turquality Program as a festival brand? What benefits will this innovative program of Turkish government bring to your brand? It is very useful for the government to start such an incentive campaign in this field. When we examine the incentives applied in other countries, we can say with peace of mind that this privilege that was offered us ranks at the first place. If we consider all the sectors in Gaziantep, we are the 10th in this sense and the third in the carpet sector. If we were a company without a big goal, we would have thought Turquality would not be useful to us. But we already have hot sales to over 40 countries, 13 warehouses in 10 countries, and stores and sales staff
30
DECOR • November - December 2019
in most countries. With the power of our own brand, we have no doubt that we will take bigger steps with the support of the state in this way. In fact, the state supports you in this sense. Turquality’s goals and our goals coincide with each other, giving us a great path for further growth. On 15 August 2019, we received this document and it has become official then we are preparing our projects accordingly. In addition, the Turquality program actually organizes us to advance on the corporate platform. If you are in a corporate structure, you should know how make your purchase. The program says that you should organize your sales, place and space designs and HR works accordingly. Your staff imposes certain sanctions on you under the following conditions. On the one hand, while giving good incentives for our goals, on the other hand, there is a great sanction for establishing the corporate culture that we will control ourselves. How did you plan your production in line with new targets? At the end of 2019, we had a sales target of 60 million dollars. As of now, we have achieved the target of approximately 40 million. We think we’re going to hit the target by the end of the year. If you are aiming to grow 3 fold then your institution is regarded as successful. Having a lot of carpet company in Turkey, it does not require you to make huge investments in production. If you operate the sales network properly, you already have many partners to purchase the products of other producers. We are currently receiving products from 18 companies. We want to fulfill unlimited requests with limited resources. It is not healthy for each product to be produced by ourselves. If something is going to be laid down, we do it. We work with our partners who are experts in the desired product. Today, there are different products that China, India or Arab countries are experts in. We are in favor of working with experts in every business. We also have a new restructuring plan for Algeria and Tunisia. We will make the final decisions in the coming period.
“İlmeğin ucundaki söz” Verni Art Salon’da Seçkin koleksiyonlardan temin edilen çok değerli Halı ve Kilimler Verni Art Salon’da. Tarihi dokusu korunarak titiz çalışmalar ile tekrar hayata kazandırılmış ve şehrin sanat merkezini bu tarihi eksene geri taşımayı vaat eden Verni Art Salon’da Dünyaca ünlü halılar kilimler görücüye çıktı…
İstanbul tarihi yarımada Sultanahmet semtinde uzun bir restorasyon sonrası açılarak, sanat galerisi kavramına yeni bir anlayış, yeni bir soluk taşımaya devam eden Verni Art Salon, “İlmeğin Ucundaki Söz” sergisi ile halı, kilim meraklıları, koleksiyoner ve sanatseverleri bir araya getirdi. Şehrin sanat merkezini, bu tarihi eksene geri taşımayı vaat eden Verni Art Salon’da sergilenen dünyaca ünlü halı ve kilimler, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Türkiye’nin kültür ve sanat hayatına yepyeni bir boyut kazandıran Verni Art Salon bu kez dünyanın ünlü halı ve kilimlerine ev sahipliği yapıyor. “İlmeğin Ucundaki Söz” sergisi 22 Ağustos 2019 Perşembe günü Verni Art Salon’da özel bir davet ile açıldı. Verni Art Salon Genel Sanat Yönetmeni Melis Uludağ, oldukça uzun süren planlama, araştırma ve çalışmalar sonrasında sergiyi nihayet açmanın haklı gururunu yaşadıklarını belirtti. Uludağ ayrıca: “Azerbaycan’ın yedi bölgesinin halıları, Avrupa ‘nın çeşitli ülkelerindeki koleksiyonlardan Türkiye’ye kazandırılan halıları, seçkin Hereke halıları, Kayseri, Sivas ve İran Tebriz halıları ile Türkiye’nin bu çapta ilk sergisini gerçekleştiriyoruz. Dünyanın en ünlü yün ve el dokuması halıları kilim ve benzeri dokumaları bir araya getirilmesi için koleksiyonerlerimiz değerli katkılarda bulundu. Sergiyi Verni Art Salon’un görkemli atmosferinde sanatseverler ile buluşturuyoruz. Projelerimize kesintisiz olarak devam edeceğiz. Hedefimiz her ay yeni bir sergi” dedi. Verni Art Salon’un tüm katlarına yayılan “İlmeğin Ucundaki Söz “ sergisi kapsamında sanatseverler için ayrıca bir seminer düzenlendi. Sergi açılışı sonrasında, aynı gün İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden değerli konuk, akademisyen ve koleksiyonerlerin katıldığı “Halının Dünü Bugünü ve Kilimin Sembolleri” semineri, merakla beklenen etkinliğe farklı bir boyut kazandırdı. 32
DECOR • November - December 2019
“Word in the point of knot” is at Verni Art Salon Invaluable carpets and kilims (rugs) provided from distinctive collections are at Verni Art Salon. Revived with strict works by maintaining their historical texture world famous carpets and kilims which promise the city art center to this historical axis were displayed.
Opened at historical peninsula of Sultanahmet in Istanbul Verni Art Salon brought kilim lovers, collectors and art lovers together at the exhibition titled “The Word at the Point of Knot” after a long restoration period with a new approach to art gallery. Promising to carry the art center back to this historical axis, world famous carpets and kilims displayed at Verni Art Salon attracted a great deal of interest from the visitors. Bringing a new dimension to the cultural and art life of Turkey, Verni Art Salon hosts world famous carpets and rugs now. The exhibition titled “The Word at the Point of Knot” was opened at Verni Art Salon with a special invitation on Thursday, 22nd August 2019. Melis Uludağ, Art Director of Verni Art Salon stated that they took pride of finally opening the exhibition after long planning, research and activities. She said, “We are realizing the first exhibition of Turkey at this manner with carpets of seven regions of Azerbaijan and from various collections of Europe brought to Turkey, with Hereke carpets, Kayseri, Sivas and Tabriz carpets of Iran. Our collectors made valuable contributions to bring the most famous wool and hand made carpets and rugs. We bring art lovers together to see these invaluable arts at the magnificent atmosphere of Verni Art Salon. We will continue our projects continuously. Our objective is to open a new exhibition every month.” The “The Word at the Point of Knot”, which was spread out all floors of Verni Art Salon, also organized a seminar for art lovers. The seminar titled “Past and Present of Carpet and Symbols of Rug”, which was participated by guests, academicians and collectors from Istanbul Carpet Exporters’ Association (İHİB), Mimar Sinan Fine Arts University and Fatih Sultan Mehmet Foundation University, brought a new dimension to the event.ww November - December 2019 • DECOR Melis Uludağ, Art Director of Verni Art Salon
33
Pierre Cardin Halı’dan ipeksi bir dokunuş: “Woven 120” Şık ve moda tarzıyla halıda dikkatleri üzerine çeken Pierre Cardin Halı, yeni koleksiyonlarıy¬la yaşam alanlarına zarafet katmaya devam ediyor. Yeni koleksiyonlarda yer alan tasarımlar, zengin renk seçenekle¬riyle ve kusursuz desenleriyle dikkatleri üzerine topluyor. 34
DECOR • November - December 2019
Daha önce yeni exclusive markası Woven’ı duyuran Pierre Cardin, classic, modern ve art isimli 100 tarak koleksiyonlarıyla farkını ve kalitesini ortaya koymuştu. Halıda sınırları zorlayan Pierre Cardin Halı Woven 120 ile bu alandaki iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor. Daha da sık dokunmuş, ipek iplik katkılı ve neredeyse el halısı görünümünde ve dokunuşunda olan Woven 120 koleksiyonunu showroom ve satış noktalarında tüketicinin beğenisine sunuyor. Pierre Cardin Halı’nın 2019 yılında sunduğu Woven 120 koleksiyonu 120 tarak makine teknolojisi olarak adlandırılan bir teknikle yüksek sıklıkla üretildiğinden ve doğal ve ince iplik kullanıldığından neredeyse el halısından ayırt edilemeyecek nitelikte. Bu özelliği ile halının üzerindeki incecik detaylar halınızın aynı el halısı gibi daha gösterişli olmasını sağlıyor. Woven120 koleksiyonu 12 farklı klasik desen ve renkten oluşuyor. Bordo, mavi, lacivert, gold ve krem tonlarının hakim olduğu Woven120 koleksiyonu mekanlarda göz alıcı ve çarpıcı bir etki yaratma konusunda son derece iddialı.
“Woven 120” A silky touch by Pierre Cardin Carpet Pulling attention with its elegant and fashion style Pierre Cardin Carpet continues to add elegance on living spaces with its new collections. The designs in its new collections pull attention especially with the designs and rich color choices.
Launching its exclusive brand Woven before, Pierre Carden had made a difference with its classic, modern and art 100 collections. Forcing the limits in carpet, Pierre Cardin Carpet becomes assertive once more with its newest collection Woven 120. Woven tighter enough with cotton yarn addition to be seen almost at the appearance of handmade carpets Woven 120 collection is offered at its showroom and sales points. Since the Woven 120 collection is manufactured with a technique called 120 waver’s reed machine technology with a higher denier using natural and thinner yarns, it offers a real handmade carpet appearance. Thanks for this feature, the small details generate a charming view as a handmade carpet.
November - December 2019 • DECOR
35
En güzel tasarıma sahip halılar halının başkentinde seçildi Ticaret Bakanlığı, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçı Birlikleri ve Gaziantep Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen Tasarım Günleri 2019 ve 6. Makine Halısı Tasarım Yarışması Finali Gaziantep’te yapıldı.
36
DECOR • November - December 2019
Güney Doğu Anadolu Halı İhracatçı Birlikleri tarafından Ticaret Bakanlığının desteği ve Gaziantep Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştiren Tasarım Günleri 2019 ve 6. Makine Halısı Tasarım Yarışması Finali Gaziantep’te gerçekleşti. Konferans ve panellerin yer aldığı tanıtım günlerinin ödül gecesine Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür, Naci Topçuoğlu Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz, TİM Halı Sektör Kurulu Başkanı Salahattin Kaplan, Halıcılar Odası Başkanı Mehmet Törer, GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, GAHİB Başkanı Ahmet Kaplan ile çok sayıda davetli ve üniversitelerin güzel sanatlar fakülteleri bölümünde eğitim görmekte olan öğrenciler katıldı. Halı ihracatında Çin’den sonra dünya ikincisiyiz Türkiye’nin Çin’in ardından halı ihracatında 2,3 milyar dolarla ikinci ülke olduğuna dikkat çeken GAHİB Başkanı Ahmet Kaplan “Türkiye yaklaşık 2,3 Milyar dolarlık halı ihracatı ile Çin’in ardından dünyada ikinci ülke konumunda yer almaktadır. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerine üye olan firmalar olarak yapmış olduğumuz halı ihracatı ise 1,5 Milyar dolardır. Bu Türkiye halı ihracatının %66,5’ini oluşturmaktadır. Gaziantep’te, halı sektörü lokomotif bir sektördür. Sektörde 150’ye yakın üretici, 700’ü aşkın ihracatçı firmada doğrudan 25.000 kişi istihdam edilmektedir. Çok sayıda yan sanayi ve tedarikçi firmalarla birlikte dolaylı olarak 50 bin kişiye istihdam sağlamaktadır” dedi.
Rektör Gür’den halı tasarım bölümü müjdesi Tasarımın sadece halı sektörü için değil bütün sektörler için büyük önem taşıdığını ifade eden Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür Gaziantepli halıcılara üniversite bünyesinde halı tasarım bölümü kurulacağı müjdesini vererek: “Gaziantep’in ve Türkiye’n in en önemli sektörlerinden birisi olan halı sektörü için ruhlarını tasarımlarına işlerine veren tasarımcılara ihtiyacımız var. Dünyada tasarım katma değer açısından çok yüksek bir katma değere sahip. Dünya makine halısında yüzde altmışlık bir payı Gaziantep elinde tutuyorsa bu payı bırakmamak için her türlü çabayı sarf etmek zorunda. Türkiye’de halı tasarım bölümü adı altında bir bölüm yok. Bu bölümün Gaziantep Üniversitesinde kurulması için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Halı tasarım bölümü yakın bir sürede açılacak ve açıldığı zaman da nitelikli ve kalifiye güzel tasarımlar yapan yeni bir nesil oluşturacağız.” dedi. Onlar tasarladı Gaziantepli halıcılar dokudu Tasarlayın Dokuyalım sloganıyla gerçekleştirilen 6. Makine Halı Tasarım Yarışmasına Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden toplam 126 tasarımın başvurusu yapıldı. Birinci jüri değerlendirmesi sonucunda 20 tasarım finale kalmaya hak kazandı. Bu 20 tasarım sponsor firmaların desteği ile halıya dönüştü. Çeşitli üniversiteler ve sektörel temsilcilerden oluşan jüri tarafından değerlendirilen tasarımlar arasında ilk 5 eser ödüllendirildi. Yarışmada birincilik ödülünü Gülbahar Gümüşten Infinity adlı eseriyle, ikincilik ödülünü Şansım Televi Boğa Prehistoric Narration adlı eseriyle, üçüncülük ödülünü Nazlı Parçaoğlu Aura adlı eseriyle, dördüncülük ödülünü Güneş Turhan Lodos adlı eseriyle beşincilik ödülünü ise Şenay Subaşı Avar Rusty adlı eseriyle kazandı. Yarışma sonucunda birinciye 15 Bin, ikinciye 11 Bin, üçüncüye ise 8 Bin TL para ödülü verilirken dördüncü ve beşinciye ise Laptop
hediye edildi. Yarışmada finale kalan diğer eser sahiplerine de çeşitli ödüller ve katılım belgeleri verildi. Akademisyen, tasarımcı ve sektör temsilcileri tasarım günlerinin konuğuydu Tasarım Günleri 2019 etkinlikleri kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından etkinliğe katılan akademis-
November - December 2019 • DECOR
37
yenler, tasarımcı ve sektör temsilcileri halının önemi, geleceği, tarihten günümüze halı ve moda konusunda düzenlenen söyleşi ve panellere katılarak görüşlerini dile getirdiler. Etkinliklere Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ruhi Konak, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Günseli Kato, Moda Tasarımcısı Fırat Neziroğlu, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Uğurlu, Tasarım Direktörü Kunter Şekercioğlu, Yüksek Mimar Ceren Uğurluer, Decor Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Enes Karadayı, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi
38
DECOR • November - December 2019
Prof. Dr. Zuhal Arda, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerife Atlıhan, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysen Soysal, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Zaimoğlu, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Servet Senem Uğurlu, Moda Tasarımcısı Hakan Akkaya ve Tüketici ve Tasarım Tanışmanı Phil Pond katıldı. Ayrıca etkinlik kapsamında düzenlenen atölye çalışmalarında Ahmet Burak Gezer, Yeliz Keskin, Çiğdem Aküzüm ve Naime Yüksel Çalık’ta çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi.
The most beautiful design carpets were selected in the capital of the carpet The Design Days 2019 and the 6th Machine Carpet Design Competition Final held in cooperation with the Ministry of Commerce, Southeastern Anatolia Carpet Exporters’ Association and Gaziantep University were held in Gaziantep. The Design Days 2019 and the 6th Machine Carpet Design Competition Final organized by the South East Anatolian Carpet Exporters’ Association with the support of the Ministry of Commerce and in cooperation with Gaziantep University took place in Gaziantep. Gaziantep University Rector Ali Gür, Naci Topçuoğlu
40
DECOR • November - December 2019
Vocational School Director Assoc. Dr. Necip Fazil Yilmaz, TIM Carpet Sector Board President Salahattin Kaplan, President of the Chamber of Carpets Mehmet Törer, GAIB Coordinator President Ahmet Fikret Kileci, Chairman of the Faculty of Fine Arts, and many guests and the students of the Faculty of Fine Arts faculties of universities attended. We are second in the world after China in carpet export Noting that Turkey is the second country after China with 2.3 billion dollars in exports GAHİB, President Ahmet Kaplan said “Turkey, after China’s carpet exports, with about 2.3 billion dollars, is the second country in the world. As a member of the Southeastern Anatolia Exporters’ Association, the carpet exports we have made are 1.5 billion dollars. This constitutes 66.5% of Turkey’s carpet export. Carpet sector in Gaziantep is a locomotive sector. Approximately 150 manufacturers in the sector, more than 700 exporters directly employ 25,000 people. Together with a large number of sub-industry and supplier companies, it provides indirect employment to 50 thousand people”. Good news from Rector Gür for carpet design department Stating the importance of the design for not only carpet industry but all sectors, Gaziantep University Rector Ali Gure gave a good news to Gaziantep carpet producers by opening carpet design department at the university and said “We need designers for carpet industry, one of the most important sectors of Gaziantep and Turkey. In the world, design has a very high added value in terms of added value. If the world holds a sixty percent share of the machine carpet, Gaziantep has to make every effort not to leave this share. There is not any design department in the universities in Turkey. We are working on the establishment of this department at Gaziantep University. The carpet design department will be opened in a short time and when it is opened, we will make a new generation that makes qualified and qualified beautiful designs”.
evaluated by the jury consisting of various universities and sector representatives, the first 5 works were awarded. Gülbahar Gümüşten Infinity won the first prize with Infinity design, the second was Şansım Televi Boğa with Prehistoric Narration, Nazlı Parçaoğlu won the third prize with Aura, Güneş Turhan won the fourth prize with Lodos and Şenay Subaşı became the fifth with Rusty. As a result of the competition, 15 thousand TL was given to the first, 11 thousand TL to the second, 8 thousand TL to the third, while the fourth and fifth ones took laptop. The other finalists of the competition were given various awards and participation certificates. Academics, designers and industry representatives were the guests of the design days Within the scope of Design Days 2019 activities, academics, designers and industry representatives expressed their opinions by participating in discussions and panels held on the carpet and fashion and declared the importance of carpets and its future. Kastamonu University Lecturer Assoc. Dr. Ruhi Konak, Bahçeşehir University Lecturer Günseli Kato, Fashion Designer Fırat Neziroğlu, Fatih Sultan Mehmet Foundation University Professor Dr. Aydın Uğurlu, Design Director Kunter Şekercioğlu, Master Architect Ceren Uğurluer, Decor Magazine Editor-in-Chief Enes Karadayı, Gaziantep University Faculty Member. Dr. Prof.
They designed, the carpet producers of Gaziantep wove For 6th Machinery Carpet Design Contest, realized with the slogan “Design, let’s weave”, 126 design applications were taken. As a result of the evaluation of the first jury, 20 designs were qualified for the finals. These 20 designs turned into carpet with the support of the sponsoring companies. Among the designs November - December 2019 • DECOR
41
Dr. Zuhal Arda, Faculty Member of Marmara University Dr. Prof. Dr. Şerife Atlıhan, Professor of Hacı Bayram Veli University. Dr. Prof. Dr. Aysen Soysal, Assoc. Dr. Dr. Ömer Zaimoğlu, Mimar Sinan University Faculty Member Servet Senem Uğurlu, Fashion
42
DECOR • November - December 2019
Designer Hakan Akkaya and Consumer and Design Consultant Phil Pond attended. In addition, Ahmet Burak Gezer, Yeliz Keskin, Çiğdem Aküzüm and Naime Yüksel Çalık performed various activities in the workshops organized within the scope of the event.
Kastamonu Entegre’den 50. yıla özel koleksiyon Ağaç bazlı panel sektörünün global markası Kastamonu Entegre, 50. yılı vesilesiyle kurulduğu günden bugüne yaşam alanlarına hayat veren melamin kaplı MDF ve yonga levha ürünlerini çok özel bir seçkide bir araya getirdi. 1970’li yıllardan günümüze, dekorasyon ve tasarım trendlerindeki değişime uyum gösterecek şekilde retrospektif bir bakış açısıyla oluşturulan 50. Yıl Özel Serisi, geniş renk ve desen yelpazesiyle dikkat çekiyor. Ağaç bazlı panel sektörünün yarım asırlık lideri Kastamonu Entegre, 50. yıldönümü için melamin kaplı MDF ve yonga levha koleksiyonlarını özel bir seçkiyle sektörün beğenisine sundu. 50. Yıl Özel Serisi, 1970’li yılların retro stilinden 1980’lerin ihtişamlı tarzına; 1990’ların yalın çizgisinden 2000’lerin minimalist ruhuna ve günümüzün eklektik görünümlerine kadar son 50 yılın dekorasyon ve tasarım trendlerinden yola çıkılarak oluşturuldu. Kastamonu Entegre’nin retrospektif bir bakış açısıyla bir araya getirdiği 50. Yıl Özel Serisi, geniş desen yelpazesi ve malzeme kombinas44
DECOR • November - December 2019
yonlarıyla mobilya, dekorasyon ve iç mekân düzenlemeleri için çok çeşitli uygulama olanakları sunuyor. Mermer ve ahşap görünümlü zarif örnekleriyle farklı zevklere yanıt veren 50. Yıl Özel Serisi, çağdaş mekânlar yaratmak üzere mutfaklar, ofis mobilyaları, raf ve duvar kaplamalarında tercih ediliyor. Kaliteyi zengin detaylarla buluşturan 50. Yıl Serisi Doğal ahşap dokusunun zengin detaylarını yansıtan görünümleriyle Valencia, Vincenza, Sorrento, Cambridge, Lugano, San Pietro ve Richmond serinin en çarpıcı dekorları arasında yer alıyor. Lagos yalın çizgilerin yükselişe geçtiği 1990’ları özleyenlere; San Marino, Andorra, Padova ise 2000’li yılların “cool” havasını yaşatmak isteyenlere hitap ediyor. Trieste, Pesaro ve Treviso dekorları küçük mekânlarda büyük yaşam alanları yaratırken, damar efektli mermer görünümü ile öne çıkan Calcutta ve Pietra yaşam ve çalışma alanlarını modern ve klasik çizgide buluşturuyor.
An Exclusive Collection for the 50th Anniversary by Kastamonu Entegre A global brand of the wood-based panel industry, Kastamonu Entegre brought together its melamine-surfaced MDF and particleboard products, which have given life to the living spaces since its establishment, in an exclusive collection on the occasion of its 50th anniversary. The 50th Anniversary Exclusive Series that is created from a retrospective perspective for adaptation to the changes in decoration and design trends from the 1970s to the present is eye-catching with its wide range of colors and patterns. Kastamonu Entegre, the leader of the wood-based panel industry for half a century, presented its melamine-surfaced MDF and particleboard products to the industry in an exclusive collection for its 50th anniversary. The 50th Anniversary Exclusive Series is created based on the decoration and design trends of the last 50 years from the retro style of the 1970s to the splendid style of the 1980s, from the simplistic line of the 1990s to the minimalist spirit of the 2000s and today’s eclectic looks. Composed from Kastamonu Entegre’s retrospective perspective, the 50th Anniversary Exclusive Series offers a great variety 46
DECOR • November - December 2019
of applications for furniture, decoration and interior arrangement through a wide range of designs and combinations of materials. Appealing to various tastes with delicate marble-and wooden-like samples, the 50th Anniversary Exclusive Series is preferred for kitchens, office furniture, shelves and wall coverings to create contemporary spaces. 50th anniversary series combining quality with rich details Valencia, Vincenza, Sorrento, Cambridge, Lugano, San Pietro and Richmond are, among others, the most striking decors of the series for their appearances reflecting rich details of the natural wood texture. Lagos appeals to those who miss the 1990s when simplistic lines were on the rise, while San Marino, Andorra and Padova are pleasing to those who want to revive the “cool” mood of the 2000s. As Trieste, Pesaro and Treviso decors create large living spaces in small places, Calcutta and Pietra, both standing out with their marble look with vein effect, contribute a modern and classical style to living and working spaces.
LCW Home’un hedefi 2023 yılına kadar 300 mağazaya ulaşmak LCW Home Marka Grup Müdürü Ümmühan Şan:” Hedefimiz tüm ülkelerde kabul edilen trendlerden oluşan daha global bir koleksiyon oluşturmak.”
48
DECOR • November - December 2019
Üretiminin tamamını ülke içerisinde gerçekleştirerek katma değerli ürünler çıkaran LCW Home, sektöründe zirveyi hedeflemeye devam ediyor. Şuanda 23 ülkede 140 mağazada bulunduklarını söyleyen marka Grup Müdürü Ümmühan Şan, önümüzdeki dönemlerde koleksiyonlarını genişleterek çok daha farklı ürünleri mağazalarda satışa sunacaklarını ifade etti. Bu yılsonuna kadar sadece LCW Home adına mağazalar açacaklarının da müjdesini veren Şan, son yıllardaki gelişmeler ve hedefler hakkında bilgi verdi. LCW Home olarak son dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Şuanda yaklaşık 23 ülkede 140 noktadayız. Yurtiçinde 72, yurtdışında ise 68 mağazamız bulunuyor. Mağaza sayımızı her geçen gün arttırarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2023 yılında ise hedefimiz, yurtiçi ve yurtdışı olarak toplam 300 mağazaya ulaşmak. 2019 yılı bitmeden birkaç tane mağaza daha açmayı planlıyoruz. Ama bu mağazalarımız sadece ev tekstili ürünlerinin satıldığı, LCW Home markasına ait mağazalar olacak. 2018 yılının mali sıkıntıları alım gücünü etkilediği gerçeğini hepimiz biliyoruz. Ama buna rağmen biz marka olarak küçülmeden, hatta ciromuzu %40’lara varan oranlarda arttırarak bir büyüme gerçekleştirdik. Biz bu gidişattan memnunuz. Piyasalarda düzelmeye başladı ve ilerleyen aylarda daha da normale döneceği düşüncesindeyiz. Peki, ürün gamında bazı değişiklikler de yapacağınızı daha önceki röportajımızda söylemiştiniz. Ürün gamınızın ve özellikli ürünlerinizin geldiği son noktayı açıklar mısınız? Biz ağırlıklı olarak bildiğimiz alanda; tekstil sektöründe bu işe başladık. Yatak, banyo ve yer zemin kaplamalarını mağazalarımıza sokarak ürün gamımızı genişletmiştik. Bu ürünler bizim ana ürünlerimiz haline geldi. Bunun yanında dekoratif ve ev kozmetiği ürünlerimiz de çok tercih edilir oldu. Artık halı grubunda farklı işler yapmaya başladık. Daha farklı ebatlar ve özellikli halılar yapmaya başladık. Bu konuda daha farklı ürün grupları bizlerden talep ediliyor ve biz de bu konuda kendimizi geliştiriyoruz. Baskılı ürünlerin dışında el dokuma ürünlerini bile konuşur olduk. Bu konuyla alakalı birkaç projemiz için farklı markalarla görüşüyoruz. Bu markaların ürünlerini kendi isimleriyle satışa sunmayı istiyoruz. Aslında müşterilerimiz bizden artık çok fazla çeşidi içinde barındıran bir koleksiyon bekliyor.
November - December 2019 • DECOR
49
Bu beklentiyi biz kendi üretimimizle karşılamaya gayret ediyoruz. Bizim karşılayamadığımız noktada ise markalarla işbirliği yaparak ürün tedarik ediyoruz. Peki, ihracat anlamında bu çalışmalarınız nasıl gidiyor? Ülkeler ve değişik kültürleri ile alakalı bizim çalışan bir ekibimiz var. Örneğin Rusya’da yaşayan veya yaşamayan, o bölgenin kültürünü bilen çalışanlarımız gerekli geribildirimleri bizlere iletiyorlar. Eğer mağazalarımızdaki bazı ürünler o ülkenin kültürüne uymuyorsa, o ürünleri oraya göndermiyoruz. Bazen de bizlere farklı ürünlerle alakalı o ülke müşterilerinden talepler geliyor. Örneğin Arap ülkelerinde bizim sattığımız yatakların daha büyüğü ve daha genişi talep ediliyor. Hedefimiz tüm ülkelerde kabul edilen trendlerden oluşan dünya çapında bir koleksiyon oluşturmak.
50
DECOR • November - December 2019
LCW Home aims 300 stores by 2023 LCW Home Brand Group Manager Ummuhan San: �Our goal is to offer a more global collection of trends accepted in all countries.� LCW Home, which produces all of its production in the country and produces value-added products, aims for a peak position in its sector. Group Manager of the brand, of which products are currently sold in 140 stores in 23 countries, said that they would expand their collections in the coming periods and offer many different products in their stores. San also announced that they would only open stores 52
November - December 2019
under the name of LCW Home until the end of this year and gave information about the developments and targets in coming years. As LCW Home, can you tell us about your recent works? We have now operations in 140 locations in about 23 countries. We have 72 stores in Turkey and 68 stores abroad. We are increasing our number of stores every day. In 2023, our target is to reach a total of 300 stores in Turkey and abroad. We plan to open a few more stores before the end of 2019. But in these stores, only home textile products belonging to LCW Home brand will be sold. We all know the fact that 2018 fiscal troubles affect purchasing power of the people. But despite this, we
have achieved a growth without shrinking as a brand and even increased our turnover by up to 40%. We are pleased with this trend. The markets have started to enliven and we expect to return to normal performances in the coming months. Well, you said in our previous interview that you would also make some changes to the product range. Could you please explain the final point of your product range and products that you are going to be featured? We started this business mainly in the field of textile industry that we know. We expanded our product range by including bed, bathroom and floor coverings in our stores. Then these products have become our main products. In addition to this, our decorative and home cosmetics products are also highly preferred in the market. We started to do different things in the carpet group. We make carpets with different sizes and features. Apart from printed products, we even began to talk
about hand woven products. We are meeting with different brands for several projects related to this subject. We want to offer the products of these brands under their own names. In fact, our customers are now expecting a collection of many varieties. We strive to meet this expectation with our own production. At the point we cannot meet, we supply products by cooperating with other brands. So, how are you doing in the field of exports? We have a team interested in countries and studying the peculiarities of different cultures. For example, our employees who are either live in or out of Russia and who know the culture of that region give us the necessary feedback. If some of the products in our stores do not match the culture of that country, we do not send those products there. Sometimes, there are demands from customers of that country for different products. For example in Arab countries larger and wider mattresses are demanded. Our goal is to offer a worldwide collection of trends that are accepted and demanded in all countries. November - December 2019 • DECOR
53
Yıldız Entegre ağacın sıcaklığını taş doku ile buluşturan yeni taş yüzeyini portföyüne ekledi
Tüm ürün gruplarını yeni koleksiyonlarla güçlendiren Yıldız Entegre’nin son yeniliği ağacı taş doku ile buluşturan yeni taş yüzey oldu. Mdflam ve suntalam ürünlerde kullanılan taş yüzey, ilk aşamada 20 renk ile üretilecek...
54
DECOR • November - December 2019
Orman ürünleri sektörünün lider oyuncusu Yıldız Entegre, taş dokuyu ağaçla buluşturduğu yepyeni bir ürün gamı hazırladı. İnovatif bir şirket olarak teknoloji ve tasarımı aynı potada buluşturan Yıldız Entegre, yeni taş yüzeyini sektöre sundu. Yıldız Entegre, mermer, taş ve düz desenlere yeni taş yüzeyini uygulayarak, taş yüzey dokusunu ağacın sıcaklığı ile buluşturuyor. Yıldız Trend markası altındaki mdflam ve suntalam ürünlere uygulanan taş yüzey ile ortaya çıkan ürünler, yaşam alanlarına modern ve eşsiz bir ruh katmasıyla dikkat çekiyor. İlk aşamada 20 lam desenine uygulanacak olan taş yüzey, mdflam/ suntalam ürün grubunun kullanıldığı her noktada tasarımcı ve mimarların beğenisini alıyor.
Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin
“İnovatif bakış açımızla sektöre değer katıyoruz” Tüm yaşam alanlarında geniş bir kullanım alanına sahip olan Yıldız Trend markası altındaki mdflam/ suntalam ürün grubu, portföyüne giren taş yüzeyi ile
yaşam alanlarındaki denge ve uyuma özgün stiliyle eşlik ediyor. Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin, “Yeni Taş Yüzey ile üretilen ürünlerimizi, Yıldız Entegre’nin inovatif bakış açısının bir eseri olarak görüyoruz. Tüm üretim ve iş süreçlerimize teknolojik gelişmeleri dâhil ettiğimiz günümüzde, sektörümüzü bir üst seviyeye çıkaran ürünlere imza atmaya devam ediyoruz. Tüm ürünlerimizi ‘Ağacın İzinde’ vizyonuyla tasarlama ve üretmeye başladığımız bu yeni dönemde iş ortaklarımızı da dinleyerek tasarımdaki yenilikçi yaklaşımları yakından takip ediyor, sektörümüze değer katacak yenilikleri bu yaklaşımlar çerçevesinde belirliyoruz.” Diyerek açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı: “İşte bu vizyonla taş dokuya sahip ürünlerimizi tüm müşterilerimizin kullanımına sunmuş bulunuyoruz. Mermer, taş ve düz desenlere uygulayacağımız yeni taş yüzeyin tüm yaşam alanlarına yeni bir ruh katacağına inanıyoruz. Sunduğumuz geniş ürün ve renk gamı ile hayallerin gerçekleşmesine olanak tanıyoruz.”
September - October 2019 • DECOR
55
Yıldız Entegre has added a new stone surface to its portfolio that combines the warmth of the tree with the stone texture! The latest innovation of Yıldız Entegre, which strengthens all product groups with new collections, was the new stone surface that brings the tree together with the stone texture. The stone surface used in Melamine faced mdf and melamine faced particleboard products will be produced in 20 colors in the first stage... 56
DECOR • November - December 2019
Yıldız Entegre, the leading player in the Forest Products sector, has prepared a brand new product range that combines stone texture with wood. As an innovative company, Yıldız Entegre, which combines technology and design in the samepot, presented its new stone surface to the sector. Yıldız Entegre applies the new stone surface to marble, stone and flat patterns. In this way it combines the stone surface texture with the warmth of the tree. The products that emerge with the stone surface applied to melamine faced mdf and melamine faced particleboard products under the Yıldız Trend brand draw attention with their modern and unique spirit. The stone surface, which will be applied to 20 lamine patterns in the first phase, gets the appreciation of designers and architects at every point where melamine faced mdf / melamine faced particleboard product line is used.
“We are adding value to the sector with our innovative point of view” Melamine faced mdf / melamine faced particleboard Product Group under the Yıldız Trend brand, which has a wide range of usage in all living areas, accompanies balance and harmony in living spaces with its unique style thanks to its stone surface in its portfolio. Yıldız Entegre Marketing and Corporate Communications Manager Ercan Şahin said, “ We see our products produced with the new stone surface as a work of Yıldız Entegre’s innovative point of view. Today, we include technological developments in all our production and business processes and continue to release products that take our sector to the next level.” He added: “In this new period,we have started designing and producing all our products with the vision of “on the trail of the tree.” We also follow the innovative approaches in design closely by listening to our business partners, and we determine the innovations that will add value to our sector within the framework of these approaches.” Sahin continued his statements as follows: “with this vision, we have presented our products with stone texture to the use of all our customers. We believe the new stone surface we will apply to marble, stone and flat patterns will add a new spirit to all living spaces. With the wide range of products and colors we offer, we allow dreams to come true”.
November - December 2019 • DECOR
57
“İlmek ilmek hayatı dokuyan Yörük kızının hayallerinde uçan halı gerçek olsaydı; o halı Yağcıbedir halısı olurdu.” Uluslararası Sındırgı Yağcıbedir Halı, Kültür ve Sanat Günleri’ni hem Uluslararası hem de çevreci bir ilk belediye olarak bu yıl 21. Kez düzenleyen Balıkesir’in Sındırgı Belediyesi, festivalde 150 bine yakın ziyaretçiyi ağırladı. Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde sıra dışı bir festival daha gerçekleştirdi. Bu yıl 21.si Gerçekleşen Uluslararası Sındırgı Yağcıbedir Halı, Kültür ve Sanat Günleri, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından, yöresel oyunlara, ata sporu güreş ve ciritten, Yağcıbedir halısına kadar birçok farklı alanda etkinliklere sahne oldu. Sanat günlerine adını veren Yağcıbedir halılarını bu festivalle dünyaya tanıttıklarını söyleyen Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, en güzel Yağcıbedir
58
DECOR • November - December 2019
halılarının seçildiği festivalde, 10 ayrı ülke ve 12 ilin halk oyunları gösterileri yaptıklarını ve 150 bine yakın misafir ağırladıklarını ifade etti. Sayın başkan, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1970 yılında Sındırgı’da doğdum. İlk, orta ve Lise tahsilimi Sındırgı’da yaptım. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya bölümünü bitirdim. Diyarbakır Anadolu Lisesi, Sındırgı Düğüncüler İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okullarında Coğrafya Öğretmenliği yaptım. 2004-2009 yıllarında Sındırgı Belediye Başkanlığı, 2011 Genel Seçimlerinde AK Parti’den 7. Sıra Balıkesir Milletvekili Adayı olarak görev yaptım. Halen Sındırgı Belediye Başkanı olarak görevimi yapmaktayım. Sındırgı’da nasıl çalışmalar yaptınız ve yapıyorsunuz? 2004 yılında seçildikten sonra, belediye olarak stratejik planlarımızı yaptık. İstanbul-İzmir yolu yapılmadan önce bu iki şehir arasında gidip gelenler Sındırgı’dan geçerdi. Bizde yeni yol yapımından sonra Sındırgı önemini yitirmesin diye 2006 yılında turizm ile alakalı çalışmalar yaptık ve meyvelerini topladık. Açtığımız termal tesis sayesinde şuanda 3000 konut bu tesislerimizden getirilen; 24 kilometrelik bir mesafeden getirilen sıcak suyu ile ısınıyor. Bu yüzden çevreci bir belediye olarak tescillendik. Merkezin dışında yaşayan insanları sulu tarıma yönlendirerek, merkezlerde tüketilecek ürünlerin üre-
tilmesi için çiftçileri teşvik ediyoruz. Önce kendimiz, sonra personelimiz, sonra kamu kurumları ve daha sonra halkımızı inandırdık buna. Bu inançla bu ilçemizi daha iyi yerlere getireceğimizden eminiz. Bunun yanında festival için beklediğimizin çok üzerinde bir ziyaretçi geldi bu sene. Buraya gelen vatandaşlarımızı halkımız evlerinde misafir etmek istedi. Bunlar bu inancın meyvesi. Burada yaşayanlar sonuç olarak turizmin ne demek olduğunu anladılar. Bizim içinde en önemli olan nokta burası. Yapılan bu festivali uluslararası boyuta taşıdık. 120 adet stant açılıyor ve bu standların 70’i Sındırgı’lılar tarafından açılıyor. Yani kendi başına festival yapabilecek kadar ürünü var bu bu ilçenin. Yerel doğal ve hikayesi olan ürünler üretmek gerektiğine inanıyorum ve herkesin bundan faydalanmasını arzuluyorum.
November - December 2019 • DECOR
59
Halı memleketiyiz ve bunun önemini şehrin girişine yaptığımız Yağcıbedir anıtı ile taçlandırdık. İnsanlar maddenin kendilerini mutlu edeceğini zannederler ama aslında İnsanı mutlu eden şey manadır. Beden ruh ile bürünmediğinde hiçbir şey yapamaz. Bizler insanların ruh yapısını ortaya çıkaracak geleneğini ve kültürünü yaşayacak işler yapmaya çalışıyoruz. Burada gördüğünüz insanlar bizleri sevmese, buraya gelmezler. Çünkü insanlar rahat ettikleri yere geliyor. Halıyla nasıl tanıştınız? Üniversitede okuduğum zaman, halı satarak para kazandım. Bu bizim için bir baba mesleği. Buradan gelirdik halıları toplardık ve daha sonra öğretmenler odasında öğretmenlerimize satardık. Sonraları ise halıcılara satmaya başlayarak bu işin toptancılığını yaptım. O zamanlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Cemil Çiçek idi. Onun zamanında bize burs verdiler. Yalnız bu 8 ay sonunda toplu olarak verdiler. Bende bu paranın hepsiyle halı aldım ve ticaret hayatım böyle başladı. 1992 yılında ise burada dükkanımızı açtık. Yağcıbedir Halısı bir halıcı olarak size ne ifade ediyor? “İlmek ilmek hayatı dokuyan Yörük kızının hayallerinde uçan halı gerçek olsaydı; o halı Yağcıbedir halısı olurdu.” Bu söz aslında Yağcıbedir’in önemini anlatıyor. Halı sadece bir kimlik kartıdır. Yağcıbedir benim için bir kültürdür. Bu isim Yaycıbey beyliğinden geliyor. O zamanlar bu beylik devlete vergisini yay yaparak ödermiş. Şuanda bu beyliğin soyu 18 kişi olarak devam ediyor. Bunların 8’i Dikili’de, 4’ü Bergama’da, 5’i Sındırgı’da, biri ise Bigadiç’te yaşıyor. Yapacağımız yeni projede üniversite ve bu konuyla alakalı bilgili kişilerle birlikte çalışacağız. Bunun sonucunda da
60
DECOR • November - December 2019
bu kültürü tekrardan yaşatacağız. Bu dört ilçenin başkanları ile birlikte bunu ilk defa bu sene bir araya getirdik. Bundan sonra da devamlı hale getireceğiz. Bizim yaptığımız bu projenin örnek olmasını, Türkiye’nin farklı yerlerinde de gerçekleştirilmesini ve bu sayede ülkemizin kültür envanterine faydalı olunması arzusundayız. Kısacası ortak değerlerimizin sayılarını arttırmalıyız. Bizi idari olarak ilçe ilçe sınırlandırmışlar. Hafızlarımızı 3000 yıl öncesine götürmemiz lazım ve bu sınırları ortadan kaldırmamız lazım. İlçe olarak kültürel ve bireysel spor dalları ile el sanatlarını burada yaşatıp, Sındırgı’yı bir merkez haline getirmektir.
“If the flying carpet was real in the dreams of Yuruk girl, who weaved the life like weaving carpet noose to noose, that carpet would be Yağcıbedir” Balıkesir Sındırgı Municipality held 21st International Sındırgı Yağcıbedir Carpet, Culture and Art Days, hosted nearly 150 thousand visitors in the festival.
An extraordinary festival in Balıkesir’s Sındırgı district was held. This year, the 21st International Sındırgı Yagcıbedir Carpet, Culture and Art Days has been the scene of events in many different fields from hand-crafts, local games, horse sports wrestling and javelin to Yağcıbedir carpet. Ekrem Yavaş, the mayor of Sındırgı, said they introduced Yağcıbedir carpets, which gave their name to the art days, to the world in this festival and selected the best Yağcıbedir carpets and 10 countries and 12 provinces showed their folk dances and hosted nearly 150 thousand visitors. Dear Mayor, can we first get to know you? I was born in 1970 in Sındırgı. I did my primary, secondary and high school education in Sındırgı. Then, I graduated from Ankara University, Faculty of Language, History and Geography. I worked as a Geography Teacher in Diyarbakır Anatolian High School, Sındırgı Dutyunculer Primary School and Cumhuriyet Primary School. In 2004-2009, Mayor of Sındırgı and in 2011 General Elections, I worked as the 7th candidate from Balıkesir AK Party. I am currently serving as Mayor of Sındırgı. 62
DECOR • November - December 2019
How did you do and do you work in Sındırgı? After being elected in 2004, we made our strategic plans as a municipality. Before the Istanbul-Izmir road was built, those who traveled between these two cities would pass through Sındırgı. After the construction of the new road in order to avoid losing the importance of Sindirgi in 2006, we made studies related to tourism and we got efficiency. Thanks to the thermal facility we have opened, 3000 houses have been warmed up with that hot water brought from a distance of 24 kilometers. That’s why we were registered as an environmentalist municipality. By encouraging people living outside the center to irrigated agriculture, we encourage farmers to produce products to be consumed in centers. We convinced
ourselves first, then our staff, then public institutions and then our people. We are confident that we will bring this district to better places with this belief. In addition to this, there was a visitor that exceeded the expectations for the festival this year. Our citizens wanted to host visitors in their homes. They are the fruit of this belief. As a result, the inhabitants understood what tourism means. This is the most important point for us. We carried this festival to an international dimension. 120 stands are opened and 70 of these stands are opened by Sındırgı people. So this district has enough products to make a festival on its own. I believe it is necessary to produce local natural products and I wish everyone to benefit from it. We are carpet domain. We have crowned the Yağcıbedir monument which we made at the entrance of the city. People think that matter will make them happy, but in fact, what makes a man happy is meaning. When the body is not covered with spirit, it cannot do anything. We are trying to do things that will live the tradition and culture that will reveal the spirit structure of the people. If the people you see here don’t like us, they won’t come here. It is because people come where they feel comfortable. How did you meet the carpet? When I was in university, I made money selling carpets. This is our father’s profession for us. We used to collect carpets from here and then sell them to our teachers in the teachers’ room. Later on, I started to sell carpets to wholesalers. At that time, Cemil Çiçek was the Minister of Family and Social Policies. They gave us a scholarship during his time. Only after 8 months they gave it in bulk. I bought the carpet with all of this money and my trading life started like this. In 1992, we opened our shop here. What does Yağcıbedir Carpet mean to you as a carpet? “If the flying carpet was real in the dreams of Yuruk
girl, who weaved the life like weaving carpet noose to noose, that carpet would be Yağcıbedir”. This statement actually explains the importance of Yağcıbedir. The carpet is just an ID card. Yağcıbedir is a culture for me. This name comes from Yaycıbey principality. At that time, this principality paid the state tax by making a bow. Currently, this principality has 18 people. 8 of them live in Dikili, 4 in Bergama, 5 in Sindirgi and one in Bigadiç. In our new project, we will work with the university and relevant people. As a result of this culture this culture will live again. Together with the presidents of these four districts, we brought this together for the first time this year. After that we will make it continuous. Examples of this project we have done that, be conducted in different
parts of Turkey, and we desire to be useful so that the cultural inventory of our country. In short, we must increase the number of our common values. They have limited us administratively. We have to take our memories back 3,000 years ago and eliminate these boundaries. As a district, cultural and individual sports branches and crafts live here, the center is to turn Sındırgı.
November - December 2019 • DECOR
63
AGT yeni yılda doğadan ilham alıyor Ağaç ve orman ürünleri sektörünün öncü markalarından AGT, yeni parke koleksiyonları ile yeni yılda da doğadan aldığı ilhamı iç mekanlara taşıyacak. Ulusal ve uluslararası pazarda mobilya, dekorasyon ve inşaat sektörlerine MDF, MDF-LAM, panel, profil ve parke üreterek, 5 kıtada 80’ten fazla ülkede faaliyet gösteren AGT, yeni sezonda Effect, Natura, Natura Plus, Natura Line ve Bella parke serilerine eklenen yeni ve ilham verici dekorları kullanıma sunuyor. Effect Elegance ile Evinizde Doğa Yürüyüşü AGT’nin ilhamını yeryüzünün eşsiz güzelliklerini sunan coğrafi harikalarından alan “Effect Elegance” parke serisi, 8 farklı dekor seçeneği ile doğayı ayaklarınızın altına seriyor. “Atlas” Afrika kıtasının kuzeybatısındaki Atlas Dağları’nın benzersiz tonlarını yansıtırken, “Elbruz” buzul kayaların manzarasını dekorasyonunuzla buluşturuyor. “Logan” ile yaşam alanlarınızı gün batımının huzur veren tonlarına büründürebilir, “Nirvana” ile mistik bir atmosfere kavuşabilirsiniz. “Everest” zirvelerden gelen esintiyi, “Toros” Akdeniz’in eşsiz doğasını, “Rosso” dağlarda batan güneşin romantizmini, “Solaro” Capri’deki Monte Solaro’nun sisli sabahlarını iç mekanlarınıza taşıyor. Patentli Uniclick kilit sistemi sayesinde oldukça kullanışlı bir tasarıma sahip olan “Effect Elegance”, Register Emboss Sac, AC4 ve AC5 aşınma sınıfı, 15 ve 20 yıl ürün garantisi gibi kullanıcı dostu özellikleriyle dikkat çekiyor. Antik Kentlere Öykünen Uzun Ömürlü Kullanım AGT’nin laminat parke serisi Natura ise yeni sezonda trend yaratan renk ve desen seçeneklerine “Bergama”, “Patara” ve “Likya” dekorlarını ekliyor.
64
DECOR • November - December 2019
Diğer AGT ürünleriyle ile mükemmel uyum sağlayan Natura’nın ilhamını UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki Bergama antik kentinin büyülü tarihsel mirasından, mitolojide Apollon’un önemli bir kehanet merkezi olarak ün yapmış olan Patara’dan ve “ışık ülkesi” anlamına gelen Likya antik kentlerinden alan yeni dekorları, AC3 aşınma sınıfı, yüksek çizilme dayanımı ve uygulama kolaylığı sağlayan kolay kilit sistemi özellikleri ile uzun ömürlü bir kullanım sunuyor. Yenilikçi ve Zamansız Doğallık: Natura Plus ve Natura Line Natura Plus ve Natura Line serilerine eklenen yeni “Salda Meşe” ve “Gala Meşe” dekorları ise AC4 aşınma sınıfıyla 15 yıl garanti sunuyor. Dayanıklılık ve üstün performans özelliklerinin yanı sıra göz alıcı renk tonlarıyla uygulandığı her yere ışık ve enerji katan “Salda Meşe” ve “Gala Meşe” dekorları üstün yüzey desenleri ve dokuları sayesinde yenilikçi ve zamansız bir tasarım ruhunu iç mekanlarınıza taşıyor. Detaylardaki Zarif İncelik: Bella AGT’nin ilhamını çiçeklerin zerafetinden alan Bella serisi, incelikleri detaylarda arayanlara hitap edecek 4 yeni dekorlar yeni sezonu karşılıyor. “Manolya”, “Defne”, “Gardenya” ve “Begonya”; doğanın sanatsal mucizeleri olan çiçekleri doğal renk paletleri ile zeminlere yansıtıyor. Ekonomik çözümler sunan Bella serisi AC3 aşınma sınıfına sahip.
AGT is inspired by the nature for its new collection AGT—one of the leader in tree and forest products—is set next year to unveil its latest multi-coloured line of flooring inspired by nature, and meant make your home unfading and chic. Operating on 5 continents in some 80 plus countries, AGT, which designs and manufactures MF -MDF, panels, profiles, and flooring for numerous sectors both locally and internationally, is set to unveil its newest line of inspiring flooring options this upcoming season: Effect, Natura, Natura Plus, Natura Line, and Bella. A Stroll Through Nature At Home: Effect Elegance The Effect Elegance Series is the latest example of AGT’s quest to bring out the best in the wonders that this geography has to offer through 8 different colour schemes—Atlas, Elbruz, Logan, Nirvana, Everest, Toros, Rosso, and Solaro. From the comfort of your every own home, you will be able to climb the Atlas Mountains in north-western Africa, drift amidst the icecaps of Mount Elbruz, sit a top the sunset-kissed peaks of Mount Logan, stroll through the ethereal mists of Mount Nirvana, reach the desolate edges of Mount Everest, get lost within the unparalleled Mediterranean splendour of the Taurus Mountains, find yourself gazing at the romantic sun-rise pained cliffs of Mount Rosso, or even meander along Mount Solaro in Capri, Italy beneath a quilt of morning fog. Effect Elegance comes complete with the patented Uniclick locking system, thus making it super user-friendly. Warranty: 15 – 20 years. Resistance Ratings: Emboss, AC4, AC5 Designed to Withstand the Sands of Time, Like Antiquity: Natura AGT’s Natura laminate flooring series will feature three new trend-setting colour and design options this upcoming season: Bergama, Patara, and Lik66
DECOR • November - December 2019
ya. Complimenting art’s other products flawlessly, Natura draws from the ancient cities of Bergama, a member of UNESCO’s World Heritage List, of Patara, a place famous for the oracle of Apollo (according to Greek mythology), and of Likya, or ‘the nation of light’. Each product comes complete with a Uniclick locking system, making it ultra easy to install. Resistance Rating: AC3. Avant-garde & Timeless: Natura Plus and Natura Line Joining Natura Plus and Natura Line are Salda Oak and Gala Oak. Both, moreover, are highly durable, have outstanding performance capabilities, and lighten and energize your home via a superb colour palate and design scheme, shaping it into something truly modern and timeless. Warranty: 15 years. Resistance Rating: AC4. Graceful and Sophisticated Details: Bella Inspired by delicate flowers, AGT’s newest series, Bella, include 4 additions that reflect Mother Nature’s artistic miracles though a distinct floral colour palate, and are perfect for those seeking grace and sophistication: Magnolia, Laurel, Gardenia, and Begonia. Bella is ideal for anyone working with a smaller budget. Resistance Rating: AC3.
DOMOTEX asia / CHINAFLOOR tasarım etkisini genişletiyor Asya Pasifik bölgesindeki halı ve yer döşemelerinin lider Domotex Asia, tasarım ve konferans alanlarını genişleterek yeni ve geri dönen markaları ağırlıyor. Domotex Asia’da halı, iç tasarımın itici gücü olarak yerini alacak. Özel bir salon ile ev ve tasarım halılarının merkez üssü olacak olan fuara, sektörden yoğun ilgi bekleniyor. 2019 yılında ilk kez sergilenen ve başarılı olan Chinese Original Carpet Design Show, bu sene genç Çinli halı tasarımcılarının eserlerini tanıtma için tekrardan fuarda yer alacak. Almanya, Belçika, İran ve Türkiye’den ülke pavyonları da ürünlerini halı salonlarında sergileyecek. Geleneksel olarak DOMOTEX asia / CHINAFLOOR B2B odaklı olmakla birlikte, pazardaki değişikliklerden dolayı son kullanıcılara da hitap edecek. Bu yıl fuarda bulunan her sektörünün bir teması olacak. Ahşapta vurgulanan ürün kategorisi dikkate alınarak yerden ısıtmada yeni teknolojiler, yeni tasarımlar ve yeni ürünler tüm salonda sergilenecek. Yerden ısıtma sistemleri için vazgeçilmez ürün olan ahşap, bu sektörün Çin’deki büyümesiyle daha da önem kazanacak. Çin Ulusal Orman Ürünleri Sanayicileri Derneği’ne göre, Çin’deki ahşap döşeme markalarının yaklaşık% 80’i yeni 68
DECOR • November - December 2019
ürünler geliştirdi. Aynı zamanda, pazar payı yıllık% 30’dan fazla arttı. 2025 yılında, yerden ısıtma sistemleri için ahşap pazar büyüklüğünün 10 milyar RMB’ye (yaklaşık 1.4 milyar USD) ulaşması beklenmektedir. Junckers, Foglie d’Oro, Edelholz, IBF, Teclic, Doğa, Fudeli, Bloor, Jinyi, Licher, Nuogao ve Moganshan gibi uluslararası ve yerel pazar liderleri fuardaki yerini alacaklar. Ayrıca bu salonda, özel InnovAction kampanyasında pazardaki en son gelişmeler aktarılacak. Sert yer kaplamalarını oluşturan, Taş Plastik Kompozit (SPC) döşeme içeren markalar yaklaşık 70.000 metrekare alanda bulunacaklar. Bunlar arasında ünlü iç mekan tasarımcılarının izleyicileri iç mekanlarda bu ürünleri kullanma konusunda eğitecekleri InnovAction kampanyası ve tasarım forumunu barındıran bir “İlham Salonu” olacak. InnovAction, yeni ürünleri uygun iç mekanlarda sergileyecek. InnovAction ürünlerini sunmanın bu yeni yolu ile hem üreticilerin fikirlerini paylaşması hem de ziyaretçilerin pazar trendlerini takip etmeleri hedefleniyor.
DOMOTEX asia/CHINAFLOOR expands its design influence Shanghai. DOMOTEX asia/CHINAFLOOR – the leading trade show for carpets and floor coverings in the Asia Pacific region - expands the design and conference area and welcomes new and returning brands.
70
DECOR • November - December 2019
For the 22nd edition, each flooring sector will have a theme. The highlighted product category in wood is solid wood for ground heating systems. The category is taking over the entire hall showing new technologies, new designs and new products in floor heating. Solid wood for ground heating systems is growing in China – according to China National Forest Products Industry Association, around 80% of China’s wood flooring brands have developed the product. At the same time the market share is increasing by more than 30% annually. It is expected that by 2025, the market size of solid wood for ground heating systems will reach RMB 10 billion (approx. 1.4 billion USD). The international and local market leaders, such as Junckers, Foglie d’Oro, Edelholz, IBF, Teclic, Nature, Fudeli, Bloor, Jinyi, Licher, Nuogao and Moganshan
have already confirmed their participation at the show. Also in this hall we see the latest developments in the market in the dedicated InnovAction campaign. The resilient flooring section will be spread out to 69,500 sqm gross, featuring Stone Plastic Composite (SPC) flooring. Among the resilient halls, there will be an “Inspiration Hall”, housing InnovAction campaign and design forum, where famous interior designers will educate the audience on using resilient flooring in interior. The InnovAction will be upgraded by showcasing the new products within matching interior spaces. This new way of presenting the InnovAction products is ideal for both manufacturers to share the ideas and for visitors to keep up to date with the market trends. Carpet section will promote carpet as a driving force for interior design, with a dedicated hall being the epicenter of home and design carpets and the host hall for the Luxury Brands Carpet Show – a showcase of the most sought-after international high-end carpet design brands. After the successful first edition in 2019, Chinese Original Carpet Design Show comes back to promote the works of young Chinese carpet designers. Country pavilions from Germany, Belgium, Iran and Turkey will also showcase their products among the carpet halls. Traditionally DOMOTEX asia/CHINAFLOOR has been focused on B2B, however due to the market changes, the end users are more and more welcome to the show. In order to give the oriental carpets and rugs the spotlight and follow the trends, Indian and Afghanistan pavilions will be creating a new area -“Treasure of Orient”. In 2020, DOMOTEX asia/CHINAFLOOR will cover more than 185,000 sqm of gross space, taking up 16 halls at the Shanghai New International Expo Center. Five of the exhibition halls will be dedicated to carpets and rugs, four to wood, bamboo and other hard floors, 2 to FLOORTECH asia and 5 halls to resilient floor coverings. In 2019, the show gathered 1,579 exhibitors from 36 countries and attracted 66,875 trade visitors, of which 15,092 international, coming from 107 nations. DOMOTEX asia/CHINAFLOOR is a part of the dynamic international DOMOTEX brand based in Hannover, Germany, along with three other platforms: DOMOTEX Turkey, DOMOTEX USA and – making its debut this year – DOMOTEX Mexico.
November - December 2019 • DECOR
71
DOMOTEX USA Partners with the American Society of Interior Designers for 2020
CHICAGO – Hannover Fairs USA (HFUSA), the organizer of DOMOTEX USA, has recently announced that the American Society of Interior Designers (ASID) has entered into a partnership with HFUSA to develop and host six continuing education unit (CEU) educational sessions during the second annual DOMOTEX USA trade show. ASID prepares its members to excel in 72
DECOR • November - December 2019
the dynamic and evolving interior design profession by offering programs, networks and advocacy to its 13,500 interior design professional members, 5,500 student members and 6,000 industry partner representatives across 350 chapters. “The American Society of Interior Designers is excited to announce its newly established partnership with DOMOTEX USA and is honored to participate in the 2020 event where ASID will provide six CEU-approved educational sessions,” said Randy Fiser, Hon. FASID, ASID CEO. “We look forward to engaging with the DOMOTEX USA interior designer audience, and assisting them in building their skills and knowledge with information they can apply immediately to enhance their current practice. ASID believes that design impacts lives and will support that belief by offering quality, curated educational sessions that build the practice and process of designers, and in turn, will lead to more successful, mission-driven design work.” For its six CEU-approved educational sessions, ASID will source topics from ASID members and will select recommended topics that closely map the association’s education programs model. Each educational session topic and speaker will be announced later this year. All ASID members will receive complimentary access to the DOMOTEX USA 2020 trade show and will secure a $20 fee discount when registering to attend ASID educational sessions. Each session will feature top interior design professionals who excel in the session topic developed specifically for the show. “We are thrilled that ASID has entered into a partnership with DOMOTEX USA,” said Donna Busse, show director of DOMOTEX USA at HFUSA. The Society’s influence and commitment to advancing interior design professionals and their practice will expand DOMOTEX USA’s reach within the interior design community across America.”
“Treffpunkt Handwerk”, DOMOTEX 2020’de hub’ı çağdaş içerik ve yepyeni bir görünüm ile takas ediyor Sergi, uzmanların ticaret pratiğindeki mevcut sorunları ve zorlukları bildirecekleri bilgilendirici ve teşvik edici sunumlar sunacak ve aynı zamanda tecrübeli profesyonellere ve acemilere fayda sağlayacak yeni çözümler sunacak. İç döşemecilere, parke tesisatçılarına, döşeme katmanlarına ve boyacılara esnaflarındaki en son gelişmelere ayak uydurmak için birçok fırsat olacak. Planlanan sunum konuları arasında dijitalleşme, beceri eksikliği ve art arda planlama, ticaret uygulamalarının yasal yönleri, restorasyon projeleri, pazarlama ve daha pek çok şey var. Sunum programı kapsamlı bir konuşma dizisi ve uzmanlık dersleri içeriyor ve DOMOTEX’in dört gününde de devam edecek. Denetimi, şap döşeme, parke döşeme ve zemin döşeme konusunda uzman Norbert Strehle’nin yetenekli ellerinde. Konuşmacılar arasında A.O. Rapp Gutachterbüro und Labor für Bau-Forensik’dan ve Leibniz Üniversitesi, Yapı Ticaretinde Mesleki Bilimler Enstitüsü başkanı bir parke uzmanı olan ve parke zeminlerde yüzey hasarı ve onarım seçeneklerinden bahsedecek olan Profesör Dr. Andreas Rapp de yer alacak. K + R Bodenbeläge und Dekorationen GmbH şirketinin sahibi ve yöneticisi Karsten Krause, “Zemin Kaplamalarında Hafiflik - Hasar - Gerçeklik” başlıklı bir sunum yapacak. Ve Köln merkezli Döşeme ve İç Döşeme Enstitüsü (IFR Köln) Direktörü Richard Kille “MMF Döşeme - Maliyet Etkinliği ve Yüzer Döşeme Kaplamalarının Riskleri” konusuna yakından bakacak. Kompetenzzentrum Digitales Handwerk, yetenekli işlemlerde dijitalleşmeyi sağlayan bir danışma örgütü Ayrıca “Nitelikli Ticaret Şirketleri için Siber Güvenlik” ve “Dijital Strateji Yolculuğu” konulu bir dizi konferansla birlikte orada olacak. Spor zemininde Almanya Federal Parke ve Döşeme Teknolojisi Derneği (BV Parkett) temsilcisi tarafından bir sunum yapılacak. Profil çözümleri sağlayıcısı Küberit, Shaper Tools gibi programa da katkıda bulunuyor. Shaper Tools “Robotik 74
DECOR • November - December 2019
Modern Yetenekli İşlemleri Modern Çağda Nasıl Destekleyebilir?” Başlıklı bir sunum yapacak. Richard Kille “’Treffpunkt Handwerk’ yetenekli ticaret merkezinin 2020 baskısı tamamen burada ve şimdi ve geleceğe yöneliktir” dedi. Sunum programının katlar üzerinde güçlü bir teknik odaklanmaya ve deneyimli esnaf ve yeni yeteneklere olan ihtiyaçlara bağlı olacağını söyledi. İşlemlerde dijitalleşme dersleri de ön plana çıkacaktır. “Sonunda ticaret hizmetlerinin pazarlanması ve satılması hak ettiği odağı alıyor! Yeni görünümü ve tasarımıyla, “Treffpunkt Handwerk” vitrini DOMOTEX 2020’ye katılan esnafın kaçırmak istemeyeceği bir iletişim merkezidir”. “Treffpunkt Handwerk” yetenekli ticaret merkezi, katılımıyla sergileme, teknik konferanslar ve canlı gösteriler şeklinde Almanya’nın Federal Parke ve Döşeme Teknolojisi Birliği (BV Parkett) ile işbirliği içinde gerçekleştirildi. Kompetenzzentrum Digitales Handwerk de teknik ders programına katkıda bulunacak. Medya ortağı Holzmann Medien de bulunacak. Bu arada, faaliyet bölgelerinde, katılımcılar ve DOMOTEX endüstrisi ortakları en son araçlarını gösterecek ve yüzey hazırlığı ve parke ve ahşap döşeme kurulumuyla ilgili pratik ipuçları paylaşacaklar. DOMOTEX ziyaretçileri, ilk kez katılımcı Shaper Tools’un muhteşem ürünlerini deneyimleyebilecek ve Küberit’in yeni uygulama ve kurulum çözümlerini ve sistemlerini keşfedebilecekler. Gösterinin uygulama ve kurulum teknolojisi bölümünde yer alan katılımcı dizisi, Mapei, Selit, Välinge, Unifloor ve Uzin Utz gibi büyük isimleri de içerecektir. Yeni tasarımı ve çeşitli esnaflardaki en yeni olaylara odaklanmamasıyla DOMOTEX’teki “Treffpunkt Handwerk” vitrini, profesyonel gelişim ve bilgi arayan esnaf için bir zorunluluk. Tematik kapsamı, dijitalleşmeden becerilere ve işe alımlara kadar geniş bir kapsamda.
“Treffpunkt Handwerk”trades hub at DOMOTEX 2020 with contemporary content and fresh new look The showcase will feature informative, stimulating presentations in which experts will report on current issues and challenges in trade practice and present new solutions that benefit seasoned pros and novices alike. There will be plenty of opportunities for interior furnishers, parquet installers, floor layers and painters to get up to speed with the latest developments in their trades. The planned presentation topics include digitalization, skills shortages and succession planning, legal aspects of trade practice, restoration projects, marketing, and much else besides. The presentation program features an extensive lineup of talks and expert lectures and will run on all four days of DOMOTEX. Its moderation is in the capable hands of Norbert Strehle, an expert in screed laying, parquet installation and floor laying. Among the speakers will be Professor Dr. Andreas Rapp, a parquet expert with A.O. Rapp Gutachterbüro und Labor für Bau-Forensik and director of the Institute of Vocational Sciences in the Building Trade at Leibniz University Hannover, who will be talking about surface damage in parquet floors and repair options. Karsten Krause, the owner and director of K+R Bodenbeläge und Dekorationen GmbH, will be giving a presentation titled “Lightfastness in Floor Coverings – Claims vs. Reality”. And Richard Kille, Director of the Cologne-based Institute for Flooring and Interior Furnishing (IFR Köln), will take a close look at “MMF Flooring – Cost-effectiveness & Risks of Floating Floor Coverings”. Kompetenzzentrum Digitales Handwerk, an advisory organization for digitalization in the skilled trades, will also be there with a series of lectures on “Cybersecurity for Skilled Trades Firms” and “The Digital Strategy Journey”. There will also be a presentation on sport flooringby a representative of Germany’s Federal Association of Parquet and Flooring
Technology (BV Parkett). The profile solutions provider Küberit is also contributing to the program, as is Shaper Tools. Shaper Tools will be giving a presentation titled “How Robotics Can Support the Skilled Trades in the Modern Age”. “The 2020 edition of the ‘Treffpunkt Handwerk’ skilled trades hub is totally geared to the here and now and the future,” commented Richard Kille. The presentation program will have a strong technical focus on floors and the associated need for experienced tradespeople and new talent, he said. Lectures on digitalization in the trades will also be very much to the fore. “And finally the marketing and selling of trade services is receiving the focus that it deserves! With its new look and design, the ‘Treffpunkt Handwerk’ showcase is a communications hub that tradespeople attending DOMOTEX 2020 are just not going to want to miss.” The “Treffpunkt Handwerk” skilled trades hub is produced in cooperation with Germany’s Federal Association of Parquet and Flooring Technology (BV Parkett), whose involvement will take the form of a display, technical lectures and live demonstrations. Kompetenzzentrum Digitales Handwerk will also be contributing to the technical lecture program. Media partner Holzmann Medien will also have a presence. Meanwhile, in the activity zones, exhibitors and DOMOTEX industry partners will be demonstrating their latest tools and sharing practical tips on substrate preparation and parquet and wood flooring installation. DOMOTEX visitors will be able to experience the amazing products of first-time exhibitor Shaper Tools and discover new application and installation solutions and systems courtesy of Küberit. The exhibitor lineup in the application and installation technology section of the show will also include such big names as Mapei, Selit, Välinge, Unifloor and Uzin Utz. November December 2019 • DECOR
75
Taşa Ruh Katan Tasarımlar Özgün tasarımların daha da fazla önem kazandığı günümüzde, kişiselleştirilmiş tasarım hediyeler de büyük ilgi görüyor. Dilek Şeker Can tarafından kurulan Sea Art Nature markası, çoğumuzun fark etmeyerek yanından geçip gittiği doğal malzemeleri sade ve modern bir tasarım anlayışı ile birer sanat eserlerine dönüşüyor. Doğanın sert ve katı objesi taşa ruh katan bu dekoratif ürünler, kişiye özel olarak tasarlanıyor. Doğum günü, yeni yıl, yeni iş, yıl dönümü gibi özel günler için anlamlı ve kalıcı bir hediye isteyenlere farklı bir alternatif olarak sunuluyor.
Designs which give life to stones.. As unique designs are gaining more momentum these days, individualized gifts are attracting more interest. Sea Art Nature, founded by Dilek Şeker Can, is turning natural materials which we pass by without noticing, into pieces of art with simple and modern design twist. These decorative products which add soul to the nature’s most stern and hard object, are designed with indivuduality in mind.. They are an alternative for those who seek a meaningful and lasting present for the loved one’s birthdays, New Yer’s and anniversaries. 76
DECOR • November - December 2019