2020'ye hızlı başladık
We started the year 2020 fast
2020'ye hızlı bir giriş yaptık. Her sene olduğu gibi sektör paydaşlarını bir araya getirmeyi ve sektörün sorunları, çözüm yolları, yeni iş birliklerinin sağlanması konusunda fırsatlar sunan ACE of M.I.C.E. Exhibition by Turkish Airlines, sektör profesyonellerini 7. kez İstanbul'da bir araya getirdi. 3 günde toplam 41 ülkeden 230 uluslararası satın alıcı ile 15.156 MICE profesyonelinin katıldığı fuarda, Vestel Production Talks Konferansı dünyada bir ilke ev sahipliği yaparken, fuarın eğlence gecesi Primeclass AMEzing Parti de MICE sektörüne yakışan güzellikteydi. Bu büyük organizasyonda emeği geçen herkesi Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman başta olmak üzere kutluyorum.
We made a quick introduction to 2020. ACE of M.I.C.E., which brings together the partners of the sector and offers opportunities for the sector's problems, solutions, and new collaborations, as it does every year. Exhibition by Turkish Airlines brought together industry professionals for the 7th time in Istanbul. While the Vestel Production Talks Conference hosted a first in the world, 230 international buyers from 15 countries and 15.156 MICE professionals attended the events in 3 days, while the entertainment night of the fair, Primeclass AMEzing Party was also worthy of the MICE sector. I congratulate everyone who contributed to this great organization, especially the Tourism Media Group President Volkan Ataman.
İstanbul turizminin en önemli bölgesi olan ve Anıtlar Kurulu'na kayıtlı eserlerin yüzde 90'ına ev sahipliği yapan tarihi yarımadadaki oteller güç birliği yapma kararı alarak, Old City Otelciler Platformu adı altında birleşti. İlk etapta Sultanahmet ve Eminönü bölgesinden toplamda 70 bin yatak kapasitesine sahip 400 otelin yer alacağı platformda hedef, 1000 oteli tek çatı altında toplamak. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde turizmin bu en yeni ve dinamik oluşumunu, Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz nezdinde tebrik ediyor, tarihi yarımada ve İstanbul turizmine hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Ve yeni yatırımlar... Radisson Hotel Group, Türkiye'deki varlığını yeni otel yatırımlarıyla güçlendirmeye devam ediyor. Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt yatırımı için imzaların atıldığını duyuran zincir grup, Türkiye pazarındaki büyüme halkasına Radisson Blu Hotel, Sakarya’nın açılışı ile bir yenisini daha ekledi. Bu kadar da değil! Türkiye’nin en önemli noktalarında hizmet veren ünlü otel grubu bu yılın ikinci çeyreğinde İstanbul ve İzmir'de açacağı üç yeni otelin de hazırlıkları içinde. Park Dedeman Kastamonu, Six Senses Kocataş Mansions İstanbul ve uzun zamandır merakla beklenen Hilton Doha The Pearl Residences'in yatırım detayları da bu sayımızda sizlerle... Şubat sayımızda Türkçe-İngilizce baskımızla Ambiente 2020 Frankfurt Fuarı'ndayız, standımıza bekleriz... Keyifli okumalar dilerim.
GENEL MÜDÜR (Sorumlu)
EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K
TOLGA ÇAKMAKLI tolga.cakmakli@img.com.tr İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr
The hotels in the historical peninsula, which is the most important destinations of Istanbul tourism and which hosts 90 percent of the registered historic buildings to the Council of Monuments, decided to join forces and united under the name of Old City Hoteliers Platform. In the first stage, 400 hotels with a total capacity of 70 thousand beds from Sultanahmet and Eminonu quarters will be covered by the platform, and the goal is to gather 1000 hotels under one roof. I congratulate Tarkan Akyüz, the President of the Old City Hoteliers Platform, as this newest and most dynamic formation of tourism in the days when we need unity and solidarity and hope that he brings good luck to the historical peninsula and tourism in Istanbul. And new investments ... Radisson Hotel Group continues to strengthen its presence in Turkey with its new hotel investments Announcing that the signature of investment for Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt, the chain group, has added a new ring to the growth in the Turkish market with the opening of Radisson Blu Hotel in Sakarya. These are not of all… Turkey's most famous hotel group serving at important locations will be opening three new hotels in Istanbul and Izmir in the second quarter of this year. Investment details and news about Park Dedeman Kastamonu, Six Senses Kocatas Mansions Istanbul and the long-awaited Hilton Doha The Pearl Residences are other articles we covered for you in this issue ... We will be at Ambiente 2020 Frankfurt Fair with our Turkish-English edition of the February issue. I wish lucrative business for all visitors and exhibitor at this important platform of the industry.
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. İSMAİL KARA Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY GÜRKAN BOZTEPE Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı TEZER ÖNER Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve İşletme Yatırım Danışmanı TURGUT AY Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkan Yrd. Orhan GENCELİ Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Yönetim Kurulu Üyesi
website
www.hotelrestaurantmagazine.com
info@img.com.tr
ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler 38
48 antre 14 Sektörden kısa haberler
gündem 20 15.156 MICE profesyoneli, ACE of M.I.C.E’de buluştu 22 Hosted Buyer etkinliğini Travelshop Turkey üstlendi 24 Türkiye’yi radarına alan Jet2, bu yılın uçuşlarını ikiye katlayacak 26 MSC Cruises, 2021’de İstanbul ve Kuşadası’na yanaşacak 28 Tarihi yarımada otelleri Old City Otelciler Platformu çatısında birleşti 30 Öner: Ha limon sattın ha turizmi pazarladın, ne farkın kaldı ki? 32 İstanbul Turizm Çalıştayı Dedeman İstanbul’da gerçekleşti
34 Turizmde hedef 104 milyon turist, 119 milyar dolar gelir
marka
36 İlhan: Keşfi planla, paketle, pazarla!
54 Gökçe: Yatak konusunda uzmanız, bir dünya markası olmak istiyoruz
yeni yatırımlar
60 Polin Ar-Ge, inovasyon ve teknolojiyle daha da büyüyecek
38 Park Dedeman Kastamonu 3’üncü çeyrekte hizmete girecek 40 Radisson Hotel Group, ikinci çeyrekte üç otel daha açacak 42 Hilton Doha The Pearl Residences Katar'da açıldı 44 Radisson Hotel Group İstanbul’daki varlığını güçlendiriyor 46 Radisson Hotel Group Türkiye’deki 25. otelini Sakarya’da açtı 48 Six Senses Kocataş Mansions, İstanbul açıldı
64 Öztiryakiler, 2020'ye yeniliklerle ANFAŞ'ta başladı
şefin gözünden 66 Misafirperver şef: Mustafa Özkan
gastro etkinlik 70 Kütahya Porselen, Gastronomi Günleri’nde 50. yılını kutladı 72 Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri sahiplerini buldu 74 Gastronomi kültürleri birleştirdi
iş’te kadın 50 Turizm ruhunda var: İlknur Fidan Kepez
www.hotelrestaurantmagazine.com
50
76 Puratos, Türkiye’de ekşi maya üretimine başlıyor
66
20
102
gustonun yorumu
yeni mekan
hotel-tech
78 Beeves Brasserie Ataşehir, Kobe Beef müdavimlerini bekliyor
94 Helmut Sachers Roastery İstanbul’da
108 Mitsubishi Electric yapay zekalı teşhis teknolojisi geliştirdi
gastro aktüel
96 Yeme içme sektörüne yeni ekonomik model: Mezo-Restoran
110 Form’dan enerji verimliliği yüksek iklimlendirme çözümleri
80 Gastronomi sektöründen kısa haberler
98 Müzik ve eğlencenin keyifle buluştuğu yer: Chin Chin
ürünler
100 Benzersiz manzarasıyla: Octo
112 Yeni ürünler
fuar 84 Türkiye’de gıda israfı 300 milyarı aştı 86 Gastronomi Turizmi coğrafi işaretli ürünlerle atağa kalkacak
dosya 102 Sevgililer Günü özel
88 ANFAŞ’ta yeni ürünler görücüye çıktı 90 İnoksdesign, ANFAŞ’ta ziyaretçilerle buluştu 92 Kale Kilit ANFAŞ’ta yeni ürünlerini sergiledi
www.hotelrestaurantmagazine.com
hijyen 106 Eczacıbaşı Profesyonel’den sürdürülebilir ürünler
restaurant 14 hotel & hi-tech
antre
Fairmont Quasar İstanbul’un yeni Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Buket Oğuz oldu Konaklama sektöründe 20 yıllık tecrübeye sahip Buket Oğuz, Fairmont markasının Türkiye’deki ilk oteli olan Fairmont Quasar İstanbul’a Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü olarak katıldı. Kariyerine The Marmara İstanbul’un Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevi ile başlayan Oğuz, Hilton İstanbul, Ceylan InterContinental ve Mövenpick Hotel İstanbul gibi uluslararası otel zincirlerinde aktif olarak çalıştı. Fairmont Quasar İstanbul’un tüm iletişim faaliyetlerinden sorumlu olacak Oğuz, Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünden mezun.
Keyifli bir kayak tatili için aradığınız her şey Radisson Blu Hotel Kayseri paketinde Radisson Blu Hotel Kayseri, dünya standartlarının üzerindeki konforu, Erciyes ve Kapadokya’ya yakınlığı ve avantajlı kayak paketleri ile bu sene de kalite tutkunlarının favorisi oluyor. Kayak paketlerinde sunulan oda-kahvaltı konaklamanın yanı sıra, Erciyes Kayak Merkezi’ne gidişdönüş ulaşım, sınırsız ski pass, ücretsiz spa girişi, yüksek hızlı ücretsiz internet bağlantısı gibi hizmetler de sunan otel, Kayseri’nin tam kalbinde bulunuyor. 244 geniş ve yüksek teknoloji ile donatılmış odalarında müthiş bir manzara sunan otel, bu sene yeni çocuk oyun alanını da hizmete aldı. Ayrıca 9 toplantı salonu, Roof Restaurant ve Roof Lounge’u ile de misafirlere üst kalite yiyecek – içecek hizmetleri sağlayan otelin, avantajlı kayak paketleri hazırlandı.
İstanbul Sabiha Gökçen’e ABD’den ‘Yeşil Bina Sertifikası’ 31 Ekim 2009 tarihinde hizmete giren ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 36 milyon yolcuyu ağırlayan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı terminal binası, 1998 yılından bu yana Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından verilen LEED sertifikasının sahibi oldu. Çevre dostu uygulamalar, konforlu iç mekan koşulları ve yüksek oranlarda enerji, su ve hammadde tasarrufu gibi kriterleri değerlendiren LEED Sertifikasyon Sistemi, İstanbul Sabiha Gökçen Terminal Binası’nın toplu taşıma ulaşımını özendirerek karbon salınımının düşürülmesine destek vermesi, enerji verimliliğini artırması ve günışığından faydalanması gibi özelliklerine vurgu yaparak LEED Sertifikasının Gold kategorisinde verilmesine karar verdi.
TÜRSAB - HESTOUREX iş birliği Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), turizm sektörünün profesyonellerini buluşturan HESTOUREX Dünya Sağlık, Spor ve Alternatif Turizm Fuar ve Kongresi’ne ana partner olarak güç birliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde 2-4 Nisan tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilecek fuarın basın lansmanında konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB’ın turizmi 12 aya ve ülke geneline yaymak hedefiyle güç birliği yaptıklarını belirterek, “Bu yıl 4'üncüsü düzenlenecek olan spor, sağlık ve alternatif turizmi kapsayan HESTOUREX Fuarı ile iş birliğine gitmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Hestourex Fuarı'nın, marka bir destinasyon konumuna yükselen Antalya'da gerçekleşiyor olması da ayrıca önem taşıyor. Türkiye sağlık, spor ve alternatif turizm alanlarında çok önemli bir potansiyel barındırıyor. HESTOUREX Fuarı da katılımcı ve ziyaretçi bileşenleriyle bu potansiyeli bir çatı altında buluşturuyor” diye konuştu.
restaurant 16 hotel & hi-tech
antre
Bentour Reisen, yönetimi Songül Göktaş-Rosati ile güçlendirdi Bentour Reisen Almanya Genel Müdürü görevine daha önce Öger Tours’da aynı pozisyonu üstlenmiş olan Songül Göktaş-Rosati getirilerek yönetim ekibi daha da güçlendirildi. 1 Mart 2020 tarihinde görevine başlayacak olan Göktaş-Rosati ile beraber Bentour Reisen öncelikli olarak Alman kaynak pazarın genişlemesini hedefliyor. “Bentour Reisen’i yenilikçi, güçlü ve en önemlisi seyahat acentaları ile iş birliğine son derece önem veren bir tur operatör olarak tanıdım” diyen Songül Göktaş-Rosati, “Türkiye’ye olan bağlılığımı ve sevdamı bu önemli misyonumla bağdaştırabilmek en önemli nokta olacak. Bentour Reisen ile beraber, iyi dostluklar kurduğum seyahat acentaları, otelciler ve havayolu şirketleri ile en kısa zamanda tekrar görüşebilmenin mutluluğunu yaşıyorum” diye konuştu.
Dedeman Zonguldak’a yeni genel müdür Dedeman Turizm Grubu, güçlü kadrosuna eklediği tecrübeli yeni isimlerle turizm sektöründe emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Grubun yeniden yapılanma süreci kapsamında, 30 yılı aşkın sektör tecrübesi bulunan Tamer Bektaş, Dedeman Zonguldak Otel Genel Müdürlüğü görevine atandı. Zonguldak’ın tek beş yıldızlı oteli olan Dedeman Zonguldak’ın yeni Otel Genel Müdürü Tamer Bektaş, “Dedeman Zonguldak’ın başarı hikayelerine yenilerini eklemek, bölgemizde değer yaratmak için vargücümüzle çalışacağız. Denize sıfır ve merkezi bir konumda bulunan otelimizde ‘Geleneksel Dedeman Misafirperverliği ile hizmet sunuyoruz. Kongre, doğa ve kültür turizmi için çekim merkezi olan Zonguldak ilimizin konaklama ve toplantı salonu ihtiyacını karşılıyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Hedefimiz, yapacağımız yeni çalışmalar ile ilin turizm potansiyelini daha da yukarı taşımak” dedi.
Başkan: “Başarılı bir yıl geçirmeyi hedefliyoruz” Şubat 2019 tarihinde açılan otelin 2019’u %80’in üzerinde bir dolulukla kapattığını anlatan Radisson Blu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, bu yılın Kasım-Aralık aylarına rezervasyonların gelmekte olduğunu ifade ederek, “İstanbul’da turizm sektörünün 2020’de %15- %17 arasında bir büyüme göstereceğini söyleyebiliriz ve bu yıl başarılı bir yıl geçirmeyi hedefliyoruz. Nitekim otel olarak, Kasım-Aralık aylarına rezervasyonlar alıyoruz ve gelen bu talepte 2020’nin başarılı bir yıl olacağını gösteriyor. İstanbul turizminde asıl ivmeyi, Nisan ayında açılması planlanan Galataport ile yakalayacağız. Bu yılın ikinci yarısından itibaren Amerika ve Avrupa ülkelerinden ciddi bir talep artışı bekliyoruz. İstanbul genelinde, Ortadoğu pazarıyla birlikte, Amerika, Rusya, Uzakdoğu, Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından turistleri ağırlayacağız. Bunun yanı sıra, Portekiz, Ukrayna, İspanya, Fransa, Güney Afrika, Azerbaycan, Rusya, Hindistan gibi birçok ülkeden çok uluslu global şirketlerin toplantılarına ev sahipliği yapacağız. Zira, kentimize aldığımız uluslararası kongrelerin ise, 2022 yılında itibaren özlediğimiz yıllardaki yoğunluğa ulaşacağını söyleyebiliriz” dedi.
Global, Malaga Kruvaziyer Limanı’ndaki payını arttırdı Dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi ve Global Yatırım Holding iştiraki Global Ports Holding, mümkün ve kendi takdirince uygun gördüğü durumlarda portföyündeki varlıkların azınlık hisselerini piyasa değeri üzerinden satın alma stratejisine devam ediyor. Global Ports Holding’in ana hissedarı olduğu Creuers del Port de Barcelona SA, Malaga Liman Başkanlığı’nın Malaga Kruvaziyer Limanı’nda sahip olduğu yüzde 20’lik payını 1.5 milyon euro bedelle satın aldı. Satın alma ile birlikte Creuers del Port de Barcelona SA’nın Malaga Kruvaziyer Limanı’ndaki payı yüzde 100’e çıkarken, GPH’nin Malaga Kruvaziyer Limanı’ndaki efektif payı ise yüzde 49.6’dan yüzde 62’ye yükseldi.
restaurant 18 hotel & hi-tech
antre
Akfen Holding’in yeni CEO’su Selim Akın Akfen Holding Yönetim Kurulu'nun 6 Ocak tarihli kararı ile Grubun CEO’luğunu yürüten İbrahim Süha Güçsav’ın emeklilik dolayısıyla ayrılması talebinin kabulüne karar verilirken, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Akın Akfen Holding’in yeni CEO’su olarak atandı. Akfen Holding CEO’su Selim Akın yatırımlara devam edeceklerini belirtirken, “Gelecek dönemde de önümüze koyduğumuz hedeflerimizi yakalarken, 2020 yılında altyapı projelerine yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Divan Otelleri’ne ödül Divan Otelleri, Marketing Türkiye dergisinin Akademetre iş birliğiyle bu yıl 6.sını gerçekleştirdiği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde, zincir oteller sıralamasında ilk sırada yer aldı. İtibarını en çok artıran markaların ve paydaşlarının ödüllendirildiği organizasyonda, Divan Otelleri, sektöründe lider oldu. 12 ilde bin 200 kişiyle yüz yüze yapılan çalışmada, o yıl içinde “Marka ve İtibar” değerini en çok arttıran marka takımları öne çıkarken, her sektör için tek kazanan belirlendi. Yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada Divan Otelleri, marka bilinirliği, yakından tanınması, güven, farklılık, tavsiye edilme, ticari faaliyetlerini destekleme, sosyal sorumluluk faaliyetlerinin beğenilmesi, iletişim ve reklam faaliyetlerinin beğenilmesi ile genel beğeni gibi kriterlerde değerlendirilerek “Yılın En İtibarlı Zincir Oteli” markası seçildi.
Wyndham Grand Kalamış’ta üst düzey atama Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, deneyimli ve başarılı kadrosuna önemli bir ismi daha ekledi. Alp Alpmen, otelin Satış ve Pazarlama Direktörü olarak göreve atandı. Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi mezunu olan Alp Alpmen, profesyonel iş hayatına 2001-2005 yıllarında The Ritz-Carlton İstanbul’da ERS Coordinator - Business Travel Coordinator olarak başladı. Son olarak 2018-2019 arasında Mövenpick Hotels & Resorts İstanbul’da Satış ve Pazarlama Direktörü pozisyonlarında görev alan Alpmen, özellikle lüks otelcilik alanında deneyimli bir isim olarak öne çıkıyor.
The Bodrum Edition’a ödül Haute Grandeur Global Awards The Bodrum Edition'ı Küresel Düzeyde En İyi LifeStyle Otel ve Küresel Düzeyde En Benzersiz Konuk Deneyimi seçti. Yalıkavak Körfezi'nde yer alan ve gerçek bir Ege cenneti olan otel, Türk Rivierasının masmavi sularına bakan eşsiz manzarası ve 21.yüzyılı yenden yorumlayan mimarisiyle misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Yerel etkilerden ve doğal kaynaklardan ilham alan, şaşırtıcı ve ultra-modern dokunuşlarla dolu otelin Akdeniz vahası olarak planlanan tasarımı, yarımadanın yerli florasını yansıtıyor. At nalı şeklindeki plajları ve kişiye özel kabanalarıyla misafirlerine keyifli saatler yaşatan otelde 108 konuk odası, özel havuzlu private pool süite ve dört odanın bulunduğu, havuzlu özel bir villa da yer alıyor. Otelde ayrıca lounge barlar, kokteyl alanları ve ünlü şef Diego Munoz’un menülerinin sunulduğu Morena ve BRAVA restoranları bulunuyor.
restaurant 20 hotel & hi-tech
gündem
15.156 MICE profesyoneli, ACE of M.I.C.E’de buluştu 22-24 Ocak 2020 tarihleri arasında, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ACE of M.I.C.E. Exhibition by Turkish Airlines, 7. kez sektör profesyonellerine benzersiz bir MICE deneyimi yaşattı. Her sene olduğu gibi sektör paydaşlarını bir araya getirmeyi ve sektörün sorunları, çözüm yolları, yeni iş birliklerinin sağlanması konusunda fırsatlar sunan fuara 3 gün boyunca toplam 41 ülkeden 230 uluslararası satın alıcı ile 15.156 MICE profesyoneli ziyaretçi katıldı.
F
uar kapsamında dünyada ilk kez gerçekleştirilen Vestel Production Talks Konferansı ile dünya prodüksiyon devleri bir araya getirildi. Ayrıca İstanbul’u lider MICE destinasyonu yapabilmek için yapılması gerekenlerin konuşulduğu İstanbul MICE Zirvesi konferans programlarını içeren fuar, MICE sektörünün geleceğine ışık tutma misyonunu da üstlenmiş oldu. ACE of M.I.C.E. Fuarı, Türk Hava Yolları isim sponsorluğunda, TÜRSAB Ana Stratejik partnerliğinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası, Antalya Tanıtma Vakfı, TUROB ve KOSGEB desteğiyle gerçekleştirildi.
Yavuz: “2023’te 75 milyon turist, 65 milyar dolar gelir hedefliyoruz”
Fuarın açılış konuşmasını yapan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, geçen yıl turizm sektöründe rekor kırılarak, 51 milyon yabancı ziyaretçiyi ağırladıklarını ve 34 milyar dolar turizm gelirine ulaşma başarısı gösterdiklerini ifade etti. Ayrıca Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nı da faaliyete geçirip, Türkiye’nin turizm sektöründeki ilk pazarlama örgütünü de kurmanın heyecanı içinde olduklarını belirtti. Yavuz, 2020 yılına ait hedefleri ise, 58 milyon turist ve 40 milyar dolar turizm geliri olarak belirlediklerini ifade edip, "Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından stratejik sektör olarak belirlenen turizm sektörümüzü daha da ileriye taşımak ve bu hedeflere ulaşmak için çalışıyoruz, 2023 yılında 75 milyon turist ve 65 milyar dolar turizm gelirine doğru koşuyoruz. " şeklinde konuştu.
Usta: “Fuar, MICE endüstrisinin güçlenmesine zemin hazırlıyor”
İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, İstanbul'un inanç turizminden sağlığa, kongre-fuar turizminden tarihi ve kültürel turizmden gastronomi turizmine kadar geniş bir yelpazede en çok turist alan ilk 10 şehir arasında bulunduğunu belirtti. Fuarın MICE
endüstrisinin güçlenmesi ve muhtemel sorunlarının çözüme kavuşturulmasına da zemin hazırladığını ifade etti.
Yaşık: “2020’yi daha olumlu görüyorum” İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Yaşık, İstanbul'un öne çıkan birçok özelliği ile dünya harikası ve kadim bir şehir olduğunu ifade etti. Geçmişte ülkemiz ve turizm sektöründe yaşanan birtakım talihsiz olaylardan sonra organizasyonların ciddi anlamda gerilediğini ancak 2018 yılında geçtiğimiz yıllara göre yaklaşık yüzde 40'lık bir artış olduğunu belirtti. 2020’yi daha olumlu gördüğünü, bu sebeple başarıya ulaşmak adına İstanbul'un pazarlanması ile ilgili stratejilere daha fazla odaklanılması gerektiğini ifade etti.
Menevşe: “Fuara desteğimiz büyüyerek devam edecek”
Türk Hava Yolları Yurtiçi Satış Başkanı Emre Menevşe ise “Türkiye’ye gerçekleşen turizm hareketlerinin yaklaşık 40 sektöre yaptığı katkı ve nitelikli katılımcıları sebebiyle kongre destinasyonu olmanın, şehirlerimiz ve Türkiye için tanıtım, marka olma ve imajını daha fazla güçlendirme adına son derece önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi. Ayrıca filoların büyüklüğü ile dünyadaki hava yolu sıralamasında ilk 10’da yer aldıklarının altını çizerek “126 ülkede 318 farklı noktayla dünyanın en çok noktasına uçan hava yoluyuz. Aynı zamanda da en genç filoya sahibiz. Yeni hatlarımıza ve planlarımıza hız kesmeden devam etmekteyiz. İstanbul Havalimanı'nın yeni pisti bu sene devreye alınacaktır. Bu büyüme bizi yeni hat açılışlarımızın yanı sıra var olan uçuşlarımızın da frekanslarını artırma imkanı sağlayacaktır. Ayrıca isim ve ana sponsorluğunu yaptığımız ACE of MICE
Exhibition by Turkish Airlines’ın sektöre katkısının farkındayız ve desteğimiz büyüyerek devam edecektir.” dedi.
Bağlıkaya: “Bu yıl itibariyle kongre turizminin yeniden ivme kazanacağına inanıyorum”
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye'nin, dünyada en çok turist çeken ülkeler arasında altıncı sıraya yükselmiş olsa da bu başarıyı turizm gelirlerindeki artışla taçlandırmak konusunda henüz başarılı olamadığını, turizm gelirlerini yükseltmek için kongre turizmi gibi yüksek gelir getiren turizm segmentlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Geçtiğimiz yılın ilk 9 aylık bölümünde iş ve toplantı amaçlı Türkiye'ye gelen kişi sayısının 1,4 milyon rakamlarına ulaştığını belirten Bağlıkaya, “2020 itibariyle kongre turizminin yeniden ivme kazanacağına inanıyorum. İstanbul başta olmak üzere önemli kongre destinasyonlarımız büyük kongreleri takvimlerine eklemeye başladılar." dedi. Ayrıca “Ana stratejik partnerliğini yapmaktan gurur duyduğumuz ACE of MICE Exhibition by Turkish Airlines’ı oldukça önemsiyor ve desteğimizin uzun yıllar devam edeceğini belirtmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
alandaki başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştılar.
Vestel Production Talks Konferansı’na tam not
Vestel Production Talks Konferansı dünyada bir ilke ev sahipliği yaptı ve dinleyicilerinden tam not almayı başardı. Bu kapsamda Oscar Ödülleri Sanat Yönetmenliğini yapan Matt Steinbrenner, 2000 yılından bu yana Eurovision'un Prodüksiyon Direktörü Ola Melzig, Rio Olimpiyatları ile EXPO'nun açılış şovunu üstlenen Adriano Martello, Eurovision'un Prodüksiyon direktörü Ola Melzig, Cirque du Soleil şovları Artistik Direktörü Krista Monson ve Metallica, U2, Justin Timberlake konserlerinin fotoğrafçısı Ralph Larmann tecrübelerini aktardı. Dünya çapındaki etkinliklerin prodüksiyon yaratıcılarının konuşmacı olarak yer aldığı Vestel Production Talks salonu 2 gün boyunca dinleyiciler tarafından yoğun olarak takip edildi.
Yalazan: “Turizmin tüm paydaşlarını birlik olmaya davet ediyorum”
İstanbul Kongre Merkezi Genel Müdürü Pervin Zeydanlı Yalazan "Geçtiğimiz yıl birçok etkinlik yaptık, başarılı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla birlikte sadece 5 kongre yapabildik. İstanbul'a dev kongrelerin gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda sektörün tüm paydaşlarını birlik olmaya davet ediyorum. Hepimiz üstümüze düşeni yaparsak, çıktıları İstanbul için çok büyük bir artı olacaktır." dedi.
B2B Speed Network etkinliği verimli geçti
Ataman: “Nitelikli turizme ve ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz”
Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman ise, "MICE sektörünün, şehirlerin gelişmesine sağladığı katkı turizm alanında ilk sırada gelmektedir. Türkiye’nin ilk ve tek MICE fuarı olan ve 7.sini düzenlediğimiz ACE of MICE Exhibition by Turkish Airlines ile Türkiye ve global MICE Endüstrisini bir araya getirerek nitelikli turizme ve ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz, ülkemizi MICE Destinasyonu olarak tanımlıyoruz, konferans programlarımızla çözüm üretiyor ve sektörümüzü yeniliklerle buluşturuyoruz. 2023’te 65 milyar dolarlık hedef gelire ulaşmada MICE sektörü büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu.
MICE Zirvesi’nin ilki gerçekleşti
İstanbul’un dünya MICE sektörü lideri olması için yapılması gerekenler, Türkiye’de ilk defa İstanbul MICE Zirvesi’nde gündeme taşındı. Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan
Ataman moderatörlüğünde gerçekleştirilen zirveye protokol, önemli incentive firmaları, pco’lar ve etkinlik ajanslarının yönetim kurulu başkanları, uluslararası zincir otellerin direktörleri, kongre merkezleri genel müdürleri 5 ayrı oturumda konuyu derinlemesine masaya yatırdı. Bununla birlikte, Istanbul CVB Genel Müdürü Cemil Hakan Kılıç moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda Londra CVB Direktörü Tracy Halliwell, Cenevre CVB Direktörü Didier Allaz ve Prag CVB Yönetici Direktörü Roman Muska da yer aldı ve bu
Fuarın ikinci gününde yine tüm ağırlanan satın alıcıların ve katılımcı firmaların bir araya getirildiği ACE of MICE B2B Speed Network etkinliği gerçekleştirildi. 1,5 saat süren etkinlikte fuar katılımcıları yurt dışından gelen tüm satın alıcı firmalar ile görüşme şansı yakaladı. Fuarın ilk günü yurt dışından ağırlanan satın alıcılar, medyalar ve konuşmacıların davetli olduğu Bosphorus tour ile müzik ve eşsiz İstanbul manzarasıyla keyifli anlar yaşandı. Ardından gerçekleşen fuarın eğlence gecesi Primeclass AMEzing Parti de MICE sektörüne yakışan güzellikteydi. Fuarın başladığı günün akşamında, ulusal ve uluslararası hosted buyerlar, katılımcı firmalar, konuşmacılar, uluslararası MICE dernek başkanlarının davetli olduğu partide, video mapping şov, müzik grupları, DJ ve sürprizlerle dolu dans performansları eşliğinde katılanlara unutulmaz bir gece yaşatıldı.
restaurant 22 hotel & hi-tech
gündem
Hosted Buyer etkinliğini Travelshop Turkey üstlendi Son 3 yıldır EMITT’in Hosted Buyer organizayonunu yapan Travelshop Turkey, Ace of M.I.C.E Exhibition by Turkish Airlines Fuarı’nın Hosted Buyer ve B2B Speed networking organizasyonunu gerçekleştirdi.
K
onuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan TravelShop Genel Müdürü Murtaza Kalender, dünyanın en iyi seyahat acentelerini İstanbul’da bir araya getiren fuar kapsamında, bu yıl Ace of M.I.C.E Exhibition by Turkish Airlines ile yapılan iş birliği neticesinde yabancı Hosted Buyer alım heyetlerinin organizasyonu ve randevulu B2B görüşmelerinin gerçekleştirilme görevinin TravelShop Turkey’in üstlendiklerini belirtti. Fuarda 250 metrekarelik dev bir stand alanına sahip olduklarını belirten Kalender, fuara iştirak eden tüm turizm profesyonellerini standlarında ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Etkinliğe özel olarak geliştirilen çalışmalar neticesinde elinde yarım milyar euro’dan fazla bütçeye sahip firmaların etkinlikte yer aldığını kaydeden Kalender, dünyanın son teknoloji ürünü B2B sistemini geliştirdiklerini aktararak, sistemin hem katılımcı hem de buyer’lere yönelik büyük kolaylıklar sağladığını, sistem sayesinde fuarın daha etkili
ve hedef odaklı bir boyuta taşındığını belirtti. Kalender, İstanbul’a gelen Hosted Buyer’lerin, sadece B2B çalıştay randevu sisteminin kullanılması konusunda sınırlı kalmayıp, İstanbul’dan başlayarak Antalya, Kuşadası, Efes, Pamukkale ve Kapadokya gibi turistik destinasyonlara da eğitim gezilerini içerdiğini ifade etti.
Dünyanın en iyi M.I.C.E acentelerine Kumkapı dopingi! TravelShop Turkey, organizasyon kapsamında 23 Ocak Perşembe akşamı Kumkapı’da bulunan Olimpiyat 2 Minas Restaurant’ta Hosted Buyer’lere
yönelik bir kokteyl partisi, 24 Ocak Cuma günü de Ramada Hotel & Suites Golden Horn’da veda yemeği düzenlendi. TravelShop Turkey’in Genel Müdürü Murtaza Kalender ise, yemekli organizasyonda her bir tur operatörüyle tek tek ilgilenerek ortamda sıcak ve samimi bir hava estirdi. Davette ayrıca Olimpiyat 2 Minas Restaurant’ın işletmecisi Vedat Yamaç’a bir teşekkür plaketi de sunan Kalender, Yamaç’a, çok kaliteli hizmet aldıklarını, heyetlerin oldukça memnun kaldığını ve ilerleyen zamanlarda bu iş birliğinin devam edeceğini söyledi.
ALDIĞINIZ ETİN HİKAYESİ ARTIK FATURANIZDA! Gıda güvenliği ve izlenebilirliği önemsiyor, genişletilmiş yeni barkod sistemimiz ile artık Metro’dan satın aldığınız tüm karkas ve vakumlu et ürünlerinin hayat hikayesini faturanıza taşıyoruz. Üstelik ürün ambalajı kaybolsa dahi parti numarası ve son kullanma tarihine fatura üzerinden ulaşabilirsiniz.
Son Tüketim Tarihi Parti Numarası
restaurant 24 hotel & hi-tech
gündem
Türkiye’yi radarına alan Jet2, bu yılın uçuşlarını ikiye katlayacak Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) ile İngiltere’nin en önemli tur operatörü ve havayolu şirketlerinden Jet2.com ve Jet2holidays, İstanbul’a tatil paketleri ve uçak seferleri düzenlemesi konusunda harekete geçti.
Covering Turkey in its radar field Jet2 to double its flights this year Hoteliers Association of Turkey (TÜROB) and the UK's most important tour operators and airline companies from Jet2.Co and Jet2holidays, pushed the button for vacation packages and flight operations to Istanbul.
(Soldan) Uygar Koçaş - Mustafa Topaloğlu - Müberra Eresin - Jacob Bramley - İsmail Taşdemir
T
ürkiye Otelciler Birliği (TÜROB), İspanya’nın başkenti Madrid’de devam FITUR 2020 Turizm Fuarı kapsamında temaslarını sürdürüyor. TÜROB Başkanı Müberra Eresin ve beraberindeki heyet, İngiltere’nin önemli tur operatörü ve havayolu taşıma şirketi Jet2.com ve Jet2holidays Havalimanları ve Turizm Organizasyonları Genel Müdürü Jacob Bramley ile bir araya geldi. TÜROB Yönetim Kurulu Üyeleri Uygar Koçaş ve Mustafa Topaloğlu ile TÜROB Genel Sekreteri İsmail Taşdemir’in de katıldığı toplantıda işbirliği olanakları, sektörel beklentiler, Jet2holidays’in talep ve önerileri değerlendirildi.
Thomas Cook’tan boşalan kapasiteyi dolduracak Toplantıda, Thomas Cook’tan boşalan kapasiteyi doldurmak üzere 2020 yaz sezonunda çok büyük bir atakla Dalaman, Bodrum, Antalya ve İzmir’e iki kat artışla yaklaşık 850 bin kişilik uçak kapasitesi planlaması yapan İngiliz şirketin Türkiye planları konuşuldu. Toplantıda, İstanbul için kısa şehir turları (city break) ve tatil paketleri ile uçak seferleri düzenlemesi konusunda TÜROB ve Jet2holidays arasında çalışma başlatılması kararlaştırıldı.
H
oteliers Association of Turkey (TÜROB) has been continuing its contacts in Madrid, the capital of Spain, within the scope of FITUR Tourism Fair 2020. TÜROB President Müberra Eresin and the accompanying delegation met with Jacob Bramley, General Manager of Jet2holidays and Jet2.com Airports and Tourism Organizations, the important tour operator and airline transportation company of England. Cooperation possibilities, sectoral expectations, demands and suggestions of Jet2holidays were evaluated in the meeting, which was attended by TÜROB Board Members Uygar Koçaş and Mustafa Topaloğlu and TÜROB Secretary General İsmail Taşdemir.
To fill the capacity left from Thomas Cook At the meeting, to fill the capacity left from Thomas Cook, the Turkey plans of the British company about an air transportation of 850 thousand people representing 100% increase with flights to Dalaman, Bodrum, Antalya and Izmir during the 2020 summer season were discussed. At the meeting, it was decided to start work between TÜROB and Jet2holidays on organizing short city tours and holiday packages for Istanbul.
restaurant 26 hotel & hi-tech
gündem
5 yıl aradan sonra yeniden MSC Cruises, 2021’de İstanbul ve Kuşadası’na yanaşacak Uzun bir aradan sonra Türkiye limanlarına geri dönen MSC Cruises, Türkiye’deki yeni yapılanmasıyla, operasyonlarını daha da güçlendirdi. Türkiye’deki 15’inci yılını kutlayan MSC Cruises, 2021 yaz sonunda İstanbul ve Kuşadası’nda misafirleriyle buluşacak. MSC Cruises bu sürede Türkiye’ye ortalama olarak 212.500 yolcu taşıyacak ve Türkiye’den 10.000 misafiri ağırlayacak.
D
ünyanın en büyük özel cruise operatörü MSC Cruises, Türkiye’deki 15’inci yılında İstanbul ve Kuşadası’nı önde gelen limanlar arasına dahil etti. Türkiye ofisindeki yeniden yapılandırma kapsamında pazarda daha güçlü bir konuma gelen MSC Cruises, 2021 yaz sezonunda, 2 gemi ile Türkiye limanlarına geri döneceğini açıkladı. Ege & Adriyatik ve Doğu Akdeniz programlarını gerçekleştirecek olan gemiler ile hem İstanbul hem de Kuşadası, şirketin seyahat programında önemli birer iniş ve biniş limanı olarak belirlendi. MSC Fantasia, 25’er kez İstanbul ve Kuşadası’na uğrarken, MSC Lirica ise sezon boyunca 23 kez Kuşadası’nı ziyaret edecek. Gemiler bu sürede Türkiye’ye ortalama olarak 212.500 yolcu taşıyacak ve Türkiye’den 10.000 misafiri ağırlayacak. MSC Fantasia’nın 2021 Nisan ve Eylül ayları arasındaki 9 günlük programına göre, İstanbul, Efes Antik Harabeleri’nin yakınındaki Kuşadası, olimpiyatların doğduğu şehir Katakolon, kara turlarıyla Atina, Pire, Korfu Adası, İtalya’daki Bari ve Venedik ile Kuzey İtalya’daki Trieste Limanı, geminin İstanbul’a dönmeden önce uğrayacağı duraklar olacak. MSC Lirica, Mayıs 2021’den Eylül 2021’e kadar Kuşadası’dan Pire’ye 7 gecelik seyahatler sunacak ve seyahat programına göre Kuşadası’na geri dönmeden önce Mikonos Yunan Adası’na, Haife Israil’e, Limassol Kıbrıs’a ve Rodos’a uğrayacak.
Capurro: “Türkiye'ye geri dönmekten büyük heyecan duyuyoruz”
MSC Cruises Yönetici Direktörü Angelo
Capurro, “Türkiye'ye geri dönmekten dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz. Türkiye’ye yolcu getirdiğimiz son süreçte, genel satış acentesi olarak faaliyet gösterirken, Şubat 2018 itibariyle oluşumumuzu MSC ofisi olarak yeniden yapılandırarak, Türkiye pazarında daha güçlü bir konuma gelmeyi başardık. Ayrıca seyahat acentelerinin isteklerini dikkate alarak hazırlanan ve kendilerine daha etkin bir biçimde yardımcı olabilecek, doğru satış araçlarına sahibiz. Uzun yıllardır geliştirmiş olduğumuz olumlu ilişkiler doğrultusunda, acentelerimizin verdikleri desteğin giderek artacağına inanıyor, 2021 yaz döneminde, İstanbul ve Kuşadası’na gerçekleştireceğimiz Ege & Adriyatik programlarında, hep birlikte başarılı bir yıl geçireceğimizi öngörüyoruz” dedi.
Tuncel: “Tüm MSC ofisleri, direkt sistemden İstanbul ve Kuşadası için satış yapabilecek”
MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel ise şunları söyledi: “5 yıl aradan sonra 2021 yılında gemilerimizin Türkiye’ye dönecek olması hem ülkemize tekrar turist getirebilmek hem de misafirlerimizi Türkiye limanlarından gemiye bindirebilmek bizleri çok heyecanlandırıyor. Yeni yapımızla birlikte öncelikli olarak Türkiye limanları global anlamda Cenova, Marsilya, Barselona, Dubai gibi iniş ve biniş limanı olarak belirlendi. Artık dünyanın çeşitli ülkelerinde sayısı 50’yi bulan tüm MSC ofisleri, direkt sistemden İstanbul ve Kuşadası için satış yapabilecek. Böylece farklı ülkelerden gelecek yolcular, İstanbul ve Kuşadası’nı günü birlik gezmek yerine, Türkiye’ye uçarak, gemiye direkt buradan katılma imkanı elde edecek.”
After 5 years, MSC Cruises will berth in Istanbul and Kusadasi in 2021 After a long break, MSC Cruises returns to ports in Turkey. Reorganized recently, the company has further strengthened their operations. Celebrating its 15th year in Turkey, MSC Cruises will begin hosting guests in Istanbul and Kusadasi in late summer 2021. In this period, MSC Cruises will carry about 212,500 passengers to and from Turkey and will accommodate 10,000 guests from Turkey.
T
he world's largest private cruise operator MSC Cruises has included two destination Istanbul and Kusadasi among its leading ports. MSC from restructuring in the context of a stronger market position in Turkey Cruises office, the summer season in 2021, Turkey announced that it would return to these ports with two ships. Both Istanbul and Kuşadası were determined as important harboring and boarding ports in the travel program of the company. MSC Fantasia will visit Istanbul and Kusadasi 25 times, while MSC Lirica will visit Kusadasi 23 times during the season. The ships will accommodate 10,000 guests from Turkey, and will bring 212,500 passengers. According to MSC Fantasia's 9-day schedule between April and September 2021, the cruise will visit Istanbul, Kusadasi, near the Ephesus Ancient Ruins, the city of the Olympics, Katakolon, Athens, Piraeus, Corfu Island, Italy, Venice, Northern Italy, Trieste Port will be the stops that the ship will visit before
returning to Istanbul. MSC Lirica will offer 7-night trips from Kusadasi to Piraeus from May 2021 to September 2021, and according to the itinerary, it will anchor at Mykonos, Greek Island, Haifa, Israel, Limassol, Cyprus and Rhodes before returning to Kusadasi.
increase, and we anticipate that we will have a successful year in the Aegean & Adriatic programs that we will organize.
Capurro: "We are very excited to return to Turkey"
MSC Cruises Turkey General Manager Necla Tuncel said: "In 2021, 5 years after, we will return to Turkey to bring tourists back to our country as well as our guests to be able to get on board for the ports of Turkey. We are very much excited for this. Turkey's ports were identified as the entry and exit ports as a priority with our new global structure and Genoa, Marseille, Barcelona, and Dubai as global boarding ports. Now, all MSC offices, in 50 countries of the world, can sale tickets for Istanbul and Kusadasi directly from main the system. Thus, passengers coming from different countries may fly to Turkey to board on the cruises directly either in Istanbul or in Kusadasi."
MSC Cruises Managing Director Angelo Capurro said, "We are very excited to return to Turkey. We have been carrying passengers to Turkey, when we were operating as a general sales agent, as of February 2018 as MSC Initiative. We have restructured our office, and now we are able to come to a stronger market position in Turkey. In addition, we have the right sales tools prepared by considering the needs and wishes of the travel agencies and who can help them more effectively. In line with the positive relationships we have developed for many years, we believe that the support of our agencies will gradually
Tuncel: “All MSC offices will be able to sell for Istanbul and Kusadasi directly from the system”
restaurant 28 hotel & hi-tech
gündem
Tarihi yarımadanın 400 oteli Old City Otelciler Platformu çatısında birleşti İstanbul'un tarihi yarımadasında yer alan oteller tek çatı altında birleşerek Old City Otelciler Platformu'nu kurdu. Platformda ilk etapta 400 otelin yer alacağını belirten Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz, önümüzdeki dönemde ise otel sayısının bine kadar yükselmesini beklediklerini ifade etti.
İ
stanbul turizminin en önemli bölgesi olan ve Anıtlar Kurulu'na kayıtlı eserlerin yüzde 90'ına ev sahipliği yapan tarihi yarımadadaki oteller güç birliği yapma kararı aldı. Bu amaçla Sirkeci'den başlayıp Topkapı surlarına kadar olan alanı kapsayan tarihi yarımadadaki oteller Old City Otelciler Platformu adı altında birleşti.
Sosyal medya fenomenleri ile tarihi yarımada tanıtımı
Tarihi yarımada bölgesinde yaklaşık 1500 otel ve konaklama tesisi olduğunu belirten Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz, platformda ilk etapta Laleli, Sultanahmet ve Eminönü bölgesinden toplamda 70 bin yatak kapasitesine sahip 400 otelin yer alacağını söyledi. Önümüzdeki dönemde bu güç birliğine büyük bir ilgi olacağını düşündüklerini kaydeden Akyüz, hedeflerinin 1000 oteli aynı platformda buluşturmak olduğunu dile getirdi. Bölgenin tarihini ve kültürünü yurtdışında daha iyi tanıtmak için özel çalışmalar yapacaklarını belirten Akyüz, "Özellikle sosyal medyadaki güçlü isimleri ve kanaat önderlerini kullanmayı düşünüyoruz. Fenomenleri bölgeye davet edip tarihi yarımadadaki turizm potansiyelini daha güçlü bir şekilde ortaya çıkaracağız. Bölgenin tarihi ve turistik yapıların merkezinde olduğunu vurgulayacağız. Ayrıca bu sene özelinde Balkan ülkelerinden ve Avrupa'dan daha fazla turist getirebilmek için tek tek ülke bazlı çalışmalar organize edeceğiz. Bu çalışmalar neticesinde Avrupalı turist sayısında artış sağlayabileceğimizi düşünüyoruz." dedi.
Rezervasyon sitelerine karşı güç birliği
Old City Otelciler Platformu sayesinde tarihi yarımadadaki otellerin parçalı yapıdan kurtulacağını ve büyük bir temsil gücüne kavuşacağını kaydeden İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Aydın Karacabay da bu sayede bölgedeki
oteller için önemli avantajlar sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Booking.com ve Expedia gibi rezervasyon sitelerinin otellerden ciddi komisyon aldıklarını ve bu güç birliği sayesinde en önemli hedeflerinden birinin bu komisyonları indirmek olacağını anlatan Karacabay, "Birlik olup bu gibi aracı sitelere ödediğimiz komisyonları düşürmeyi amaçlıyoruz. Başarabilirsek İstanbul turizmi için de önemli bir ek gelir yaratmış olacağız. Bunun yanında hem İstanbul hem Türk turizmi için yurtdışında lobi çalışmaları yürüteceğiz. Bölgemizi anlatırken aynı zamanda İstanbul’u ve ülkemizi de anlatacağız." dedi.
Nihai hedef İstanbul’un değerini artırmak
Oluşturacakları güç birliği sayesinde yerel yönetimler nezdinde de temsil güçlerinin artacağını kaydeden Karacabay, bu sayede karşılaştıkları problemlere daha kolay çözüm bulmayı hedeflediklerini ifade etti. Karacabay ayrıca birlik sayesinde toplu satın almalarla maliyetleri düşüreceklerini ve düzenli eğitimlerle de daha kalifiye bir iş gücüne ulaşacaklarını söyledi. Karacabay, yapacakları çalışmaların
nihai amacının ise İstanbul’un değerini artırmak ve oda fiyatlarını yeniden eski seviyelerine yükseltmek olduğunu aktardı.
İstanbul’daki oda fiyatları Avrupa’nın çok gerisinde
Öte yandan İstanbul'daki oda fiyatları ile ilgili bilgi veren Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz, 2019 yılında şehir genelindeki ortalama oda fiyatının 90 euro, tarihi yarımadada ise 70 euro olduğunu ifade etti. Bir önceki yıla göre hem doluluklar hem de fiyatlar artsa da halen 2010'lu yılların başından ve Avrupa ortalamalarından çok geride olduklarını anlatan Akyüz, "2011 yılında İstanbul'da ortalama oda fiyatları 152 euroya çıkmıştı. 2013'te ise bu rakam 120 euroydu. Ancak ondan sonra çok sert bir düşüş yaşadık. Mevcut durumda Avrupa ortalamasının çok gerisindeyiz. Şu anda 27 Avrupa ülkesinin ortalaması 113 euro seviyesinde. Paris, Roma ve Londra gibi şehirlere baktığımız zaman 140-150 eurolara çıkıyor. Hatta bu şehirlerin merkezinde ortalama fiyatlar 250 euroya ulaşıyor. İstanbul'a yakışan seviyeler de diğer Avrupa başkentlerinin seviyesi." diye konuştu.
restaurant 30 hotel & hi-tech
gündem / makale
AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su
Tezer Öner Ha limon sattın ha turizmi pazarladın, ne farkın kaldı ki? Değerli okuyucumuz, bu ay ne yazsam diye düşünürken aklımdan tesadüfen öyle bir konu geçti ki, tam da ertesi gün konu aynı bağlamda medyada patladı. Neydi konu? Turizmde pazarlama sorunları ve stratejileri… Basında çıkan örnek neydi peki? Fethiye’de el değiştirmiş olan butik otel yeni yönetimiyle muhafazakar turizm uygulamasına “pat” diye geçince önümüzdeki sezon için rezervasyon yaptırmış ve kapora yatırmış olan İngiliz tur şirketleriyle otel arasında sıkıntı olmuş... (Sözcü Gazetesi 18.01.2020) Adamlar günde 2 galon bira içerken ve üstsüz güneşlenen eşleriyle gayet neşeli ve parti dolu tatiller yaparken bir anda otelin içkisiz konsepte geçip havuzu harem selamlık olarak bölmesi üzerine rezervasyonlarını iptal ettirmeye ve paralarını geri istemeye başlamışlar... İşin kötüsü bu konu İngiliz gazetelerinde geniş yer bulmuş. Böyle reklamlara da tam ihtiyacımız olan (!) dönemde hem de... Elbette ki bir yönetim ve uygulama şeklini eleştirmiyoruz. İnsanlar da gayet normal olarak şirketlerini ve yaşam şekillerini kendi inanç ve değerleri ile yönetirler. Ben de kendi şirketimi öyle yönetiyorum. Burada konu ne? Bu değişim o kadar ani oluyor ve otelin bir sonraki sezonu veya alınmış kaporaları gözardı edilerek yapılıyor ki, hakkımızda olumsuz düşünceler ile ne karalama yapsak diye hazırda bekleyen dış mihraklara malzeme oluyoruz. Ayrıca bir otel almak demek sadece bir bina ve manzara almak demek değildir. Bunu daha önce de yazmıştım. O otelin hizmetlerini, doluluğunu, birikmiş müşteri portföyünü, adını, kalitesini satın alırsınız. Aynı şekilde de satmaya başlarsınız. Ani konsept değişikliklerine
uygun pazarlama planı ve ona göre de bir CRM operasyonu başlatmanız gerekir. Bu pazarda bugün lahana satmayalım da yerine marul koyalım demek gibi... Halbuki sana alışık olan Ayşe Teyze hep lahanalarını senden alıyordu. Şimdi ne oldu? Ayşe Teyze sana küser. Hatta tüm komşularına da söyler. Bu tip işler gerçekten ciddi bir geçiş operasyonu ister. Kalp kırmadan hatta kazanarak yapılmalıdır. Bu yapılırken hatta alışık olmayan müşterilere alternatif imkanlar sağlanmalıdır. Bu tip kararların çevresel veya ülkeye etkileri de düşünülmelidir. Sonuçta bu tip değişiklikleri pazarlamak için profesyonel destek alınmalıdır. Genel olarak pazarlama, bizim insanımız için satışın bir şekli olarak algılanmakta. Aslında tamamen farklı bir iş kolu ve çalışma disiplini olmasına rağmen klasik tembelce pazarlama işini acentalara bırakıp oturduğumuz yerden müşteri bekleyerek sanki bir dükkan veya tezgah satışı yapmaktayız. Bu aslında korkunç derece de zararlı bir tutum. Şu an yaz turizmi için geçen yazdan acenta anlaşmalarını yapmış olan oteller hariç tam satış zamanı. Çeşitli ülkelerde etkinlikler, fuarlar, reklam ve tanıtım kampanyaları yapılmalıdır. O ülkelerin yerel turizm acentaları ile çeşitli anlaşmalar ve onları destekleyecek bilgilendirmeler ile piyasapayımızı arttırma çalışmaları yapmak zorundayız. Bunun dışında pazarlama sadece otel odası satmak demek değildir. Pazarlama yapma işini anlaşmalı turizm acentalarına bırakınca her sene onların verdiği rakamlara boyun eğmek zorunda kalıyoruz. Aslında otelin kalitesi ne olursa olsun arada bir aracının olması ve o pazarın
etkileşiminin aracılara bırakılması kalite ile birlikte fiyat yükseltme şansını elimizden alıyor. İspanya, İtalya ve Yunanistan ile aramızdaki en büyük fiyat farkı sebeplerinden birini bu olarak görüyorum. Çünkü İngiliz, Alman ve Rus seyahat acentalarına bizi manüple etme şansı veriyoruz. Hele böyle pazarlama hatalarını da yaptıkça ellerindeki kozlar daha da artıyor. Bu noktada otellerin birlikte hareket edebileceği ortak stratejiler oluşturulabileceği ve bazı konularda inisiyatifi ellerine alabileceği bir bilince ihtiyacımız var. Umarım bu yeni oluşum ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı projesini bu anlamda canı gönülden destekliyorum. Bu bağlamda pazarlamayı direkt etkileyen imaj, kalite ve yetişmiş yönetici – eleman problemlerini acilen ciddi şekilde ele almak zorundayız. Unutulmaması gereken en önemli konu, turizm pazarlaması aslında bir hizmet ve vaat pazarlamasıdır. Hayal pazarlar ve gerçekleşmesini sağlamaya çalışırsınız. İşi sadece 20 metrekare oda ve iki yatak zanneden birçok yatırımcının esas mesleğine üzülerek geri döndüğünü gördük bugüne kadar. Lütfen, gerçek kazancın iyi ve doğru pazarlamadan geçtiğini bilelim. Rahmetli Vehbi Koç’a zamanında biri cebimde 10 TL var ne iş yapayım diye sormuş. Vehbi Bey de 1 TL ile ne iş yaparsan yap ve doğru ve itinalı yap kalan 9 TL ile de reklam ve pazarlama yap demiş. Konu budur. İmajınız ve kaliteniz kendinizi ifade ettiğiniz kadar büyük ve arkasında durabildiğiniz kadar güçlüdür. Herkese güzel kampanyalar ve başarılı pazarlama çalışmaları dilerim.
restaurant 32 hotel & hi-tech
gündem
İstanbul Turizm Çalıştayı Dedeman İstanbul’da gerçekleşti
İ
stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) turizm sektörün gelişimini uluslararası standartlarda koordine etmek ve planlamak amacıyla düzenlediği İstanbul Turizm Çalıştayı Dedeman İstanbul’da gerçekleşti. İBB Kültür Daire Başkanlığı Turizm Müdürlüğü ve İBB Turizm Platformu tarafından organize edilen çalıştay, açılış konuşmalarının ardından üç oturum şeklinde düzenlendi. Genel değerlendirmenin ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kapanış konuşmasıyla sona eren çalıştaya turizm örgütleri, kamu, akademik ve uluslararası kuruluşlardan alanında uzman ve İstanbul’a gönül vermiş 424 isim katıldı.
20 farklı başlıkta, 29 masada İstanbul turizmi konuşuldu
Tematik olarak sınıflandırılmış 20 konu ve 29 masanın konumlandırıldığı İstanbul Turizm Çalıştayı’nda konu başlıkları ise şöyleydi: Alışveriş Turizmi, İnanç Turizmi, Sağlık Turizmi, Spor Turizmi, Kültür Mirası, Kültür Turizmi, Sanat, Eğitim Turizmi, Turizmde İnsan Kaynağı, MICE, Kruvaziyer ve Deniz Turizmi, Çevre, Doğa ve Alternatif Turizm, Destinasyon Yönetimi,
Engelsiz Turizmi, Gastronomi ve Eğlence Turizmi, Pazarlama ve Tanıtım, Yönetim ve Organizasyon, Dijital, Konsolosluklar ve Güvenlik.
Fikir tepsisinden çözüm önerilerine Masaların her birinde 10.30’dan 17.00’ye kadar 3 oturumun gerçekleştiği çalıştayın ilk oturumu “Fikir Tepsisi” ve “Anket” olmak üzere iki bölümden oluştu. İkinci oturumda tematik sorunların tespiti, üçüncü oturumda ise çözüm önerileri konuşuldu.
Alanında uzman 385 isim fikir ve çözüm önerilerini sundu
Çalıştayda masaları yöneten moderatörlerden bazılarının isimleri ise şu şekilde gerçekleşti: Alışveriş Yatırımcıları Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Altaş, TÜRSAB’tan Doğa Gençlik ve Alternatif Turizm İhtisas Başkanı Ayfer Kuralay, Dr. Cem Kınay, İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Erol Özgüner, Turizm Akademisyen Derneği Başkanı Prof. Dr. Muharrem Tuna, TÜRSAB Boğaziçi BTK Başkanı Yüksel Türemez, ENAT (European Network for Accessible Tourism) Türkiye Temsilcisi A.
Nejat Şardağı, dDf (Dream Design Factory) kurucu ortağı Ayhan Kayar, VIP Turizm CEO’su Ceylan Pirinçcioğlu, Şef Vedat Başaran, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilgün Çolpan Erkan, iKSV Genel Müdürü Görgün Taner, ICOMOS Türkiye Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. İclal Dinçer, İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Genel Müdürü Handan Boyce, Kapalıçarşı Esnaf Derneği Başkanı Dr. Hasan Fırat, seyahat yazarı Şerif Yenen, Türkiye Otelciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Zoto ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Çakılcıoğlu, Turizm Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Musa Alioğlu.
Kapanışı Ekrem İmamoğlu yaptı
Çalıştayın kapanışında ise; Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, İTO Başkanı Şekip Avdagiç, Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aralarında bulunduğu 36 ismin katılımıyla gerçekleştirdi.
restaurant 34 hotel & hi-tech
gündem
Turizmde hedef 104 milyon turist 119 milyar dolar gelir
T
ürkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından Türk Sanayicileri ve İş insanları Derneği (TÜSİAD) işbirliği ile hazırlanan “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu”, Conrad İstanbul Bosphorus’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda, Türkiye ekonomisinde önemli rol oynayan turizm sektörü özelinde belirlenen dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda, 2033’te 104 milyon turist ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edilebileceği belirtiliyor.
Narin: “Dönüşümle beraber işsizlik de azalacak” TTYD Başkanı Oya Narin; raporda, turizm sektörünün ülke kalkınmasının taşıyıcı gücü olma potansiyeline sahip olduğunun analitik olarak teyit edildiğini belirterek, dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda 2033 yılı itibariyle, gelen turist sayısının 104 milyona, Türkiye turizm gelirinin 119 milyar ABD dolarına, kişi başına turist harcamasının 1.150 ABD dolarına çıkabileceğini söyledi. Narin, aynı şekilde senaryolara göre ülkedeki işsizlik oranının %7,6’ya düşeceğini ve oluşturulan ek turizm gelirinin dönem GSYİH artışını ortalamada 1,6 puan yukarıya çekeceğini öngördüklerini söyledi.
Kaslowski: ‘Turizm daha güçlü bir Türkiye için çok değerli’ TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski
de; sektörün sosyal ve teknolojik dönüşümlerden, değişen tüketici beklentilerinden de fazlaca etkilendiğini söyleyen Kaslowski, tüm bu değişikliklere uyum sağlamanın tedbirlere ihtiyaç duyduğunu, sektörün, kamu ve akademiyle işbirliği mekanizmalarının güçlendirilmesinin bu sorunlara çözüm bulunabilmesinde önemli bir katalizör olacağını söyledi.
Ersoy: “Hedef 2023’te 75 milyon turist, 65 milyar dolar turizm geliri”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 2019 yılında 51 milyon turist, 34 milyar dolara yakın turizm geliri, kişi başı gecelik gelirde de de 71 dolar seviyesinin yakalanacağını, kesin rakamların ay sonunda açıklanacağını söyledi. Bu yıl ise bu rakamları yukarı çekerek 58 milyon turist, 40 milyar dolardan fazla turizm geliri ve kişi başı gecelikte de 78 dolarlık geliri elde
etmeyi hedeflediklerini aktaran Bakan Ersoy, 2023’te de 75 milyon turisti, 65 milyar dolar turizm geliri, kişi başı gecelikte de 91 dolar geliri hedeflemeyi planladıklarını anlattı. Bu hedefler için dünya ortalamasının çok üzerinde istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlanması gerektiğini vurgulayan Bakan Ersoy, bu büyümenin sağlanması için 2018 yılı sonunda turizmde bir politika değişikliğine gittiklerini ve turizm değişim stratejilerinin de bununla beraber hazırlandığını belirtti. Raporun lansmanını takiben düzenlenen “2033’e Doğru Türkiye Turizmi” panelinde turizmin geleceği ele alındı. Panelin moderatörlüğünü TÜSİAD Kalkınma Politikaları Yuvarlak Masa Başkanı Batu Aksoy yaparken, Bilgili Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili, TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu, ZAY Strateji Başkanı ve TTYD Başkan Danışmanı Zafer Ali Yavan ve Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ konuşmacı olarak yer aldı.
restaurant 36 hotel & hi-tech
gündem / makale
ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş İş Geliştirme Müdürü
Onur Ilhan
Keşfi planla, paketle, pazarla! Bundan birkaç yıl önce sevgili eşimle çıktığımız Ege seyahatinde tamamen şans eseri çok orijinal bir açık hava müzesi ile karşılaşmıştık; “Çamlık Buharlı Lokomotif Müzesi”. Her yönüyle milli bir servet olan İzmir’in Selçuk ilçesinin pek de bilinmeyen bir yüzü… Kişisel bir çabanın ürünü olan bu çekim merkezi, türünün nadir örneklerinden biri olmasına ve uzun zamandır hizmet vermesine rağmen hak ettiği oranda bilinmiyor. Hâlbuki Atatürk tarafından kullanılan vagon da dâhil olmak üzere, müzenin çok renkli ve çeşitli bir seçkisi var. Önünden geçerken fark edip, sonrasında yaptığınız bu büyük keşifle gurur duymak da cabası. Deneyimin peşinden giden yeni nesil turist için bunun gibi keşif anları, en iyi otelin en iyi odasında konaklamaktan daha fazla anlam ifade ediyor. Fakat iş modeli açısından bakıldığında, uçsuz bucaksız coğrafyalardaki sayısız saklı değeri ortaya çıkarma görevini, her yıl en fazla birkaç hafta seyahat edebilen turistlerden beklemek pek de makul değil. Buna karşın, çok bariz bir tanıtım yöntemi izlenirse de deneyim bileşeninin yok olma ihtimali gündeme gelecektir. Bilginin saniyeler içerisinde yayıldığı ve her şeyin çok hızlı tüketildiği işbu bilişim çağında, çabuk eskimeyecek kadar esnek ve değişken bir model kurgulayabilmek de asli bir zorunluluktur. En nihayetinde burada çok narin bir denge olduğu görülüyor.
Temel hedef, doğru tanımlanmış ve paketlenmiş bir çerçeve içerisinde keşfedilmesi teşvik edilecek ufak deneyim bileşenleri oluşturmak olmalıdır. Bunun için de farklı kademelerde organize bir çabanın gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Yerel topluluklar, özel teşebbüsler ve kamu erki, demokratik bir iş birliği içerisinde ilerlemelidir. Bu noktada, küresel çapta giderek güçlenen “trail” (iz sürme, yürüyüş yolu) ve “rota” kavramlarını (ülkemizden bazı değerli örnekler; Likya Yolu, Trakya Bağ Rotası, Urla Bağ Yolu) ve yeni pazarlama yöntemlerini (nöro veya anlık pazarlama gibi) masaya yatırmak gerekiyor. Onlarca yıldır, neredeyse turizmde iddialı olan tüm oyuncular tarafından geleneksel kitle pazarlama formülleriyle dünya televizyonlarına taşınan ve birbirlerinden çok da farklı olmayan sayısız reklam filmi gördük. Hâlbuki bu formüllerin gerektirdiği büyük bütçeleri, daha ziyade tesisleri ve turistik bölgeleri güçlendirmek ve işbu arzı alternatif yöntemlerle dünyaya tanıtmak için harcamak çok daha faydalı olacaktır. Bu yeni nesil tanıtım yaklaşımının ulaşacağı en tepe nokta da yine markalaşma olacaktır. Bir rotanın marka olmasına verilebilecek en iyi örneklerden biri, ABD’de yer alan “Route 66” kültür mirasıdır. Aktif olarak kullanıldığı görece kısa sürede toplum bilincinde yer edinmeyi başaran
ve Steinbeck’in unutulmaz “Gazap Üzümleri” romanıyla ölümsüzleşen bu tarihi yol, ABD turizminde de önemli bir yer tutmaktadır. “Route 66”, yol kenarı atraksiyonları, restoranları ve motelleri ile dünyaca tanınan bir imaj ortaya koymaktadır. Tüm rotaların bu kadar şanlı olması veyahut bu denli organik bir büyüme yakalaması beklenemez tabii ki. Tam da bu noktada devreye planlama, paketleme ve pazarlama adımları giriyor. Kurumsal ve kapsayıcı bir duruş benimsemek, dağınık deneyimleri belli başlıklar altında toplamak, bireysel olarak güçlü ve bütünsellik içeren parçalar oluşturmak, ancak bu yaratımı keşif ruhunu öldürecek kadar belirginleştirmemek, bunun yerine esneklikten, teknolojiden ve yeni nesil pazarlamanın nimetlerinden yararlanmak gerekiyor. Biraz daha hızlı ve hesaplı yol alabilmek ancak bu şekilde mümkün olabilir. Bu yolla belki de bir sonraki büyük gezi hikâyesi Türkiye’nin bir köşesinden çıkar. Altyapı yatırımları ile güçlenen OrduGiresun hattında fındığı takip eden bir rota kurgulanabileceği gibi, Anadolu’nun muhtelif noktalarını kapsayacak ve Büyük İskender’in Pers seferini takip edecek bir keşif senaryosu da pekâlâ oluşturulabilir. Konu Türkiye olduğunda sınırları sadece hayal gücümüz belirliyor.
restaurant 38 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Park Dedeman Kastamonu 3’üncü çeyrekte hizmete girecek Dedeman Turizm Grubu, Türkiye'nin cennet köşelerinden biri olan Kastamonu’da, Park Dedeman Kastamonu Oteli için ilk imzayı attı. KAS Proje İnşaat ve Yatırım A.Ş. tarafından yapımı süren KastaMall Alışveriş Merkezi, Otel ve Rezidans Karma Projesi içinde yer alan, toplam 150 odalı, 300 yatak kapasiteli Park Dedeman Kastamonu Oteli, 2020 yılının 3’üncü çeyreğinde hizmete girecek.
T
ürk turizminin ilk uluslararası otel zinciri olan Dedeman Turizm Grubu, hayata geçirdiği yatırımlarla, sektörün gelişiminde rol üstlenmeye devam ediyor. 2020 yılı ve sonrası için büyüme odaklı bir strateji izleyecek olan Dedeman Turizm Grubu, bu yılın ilk atılımını Kastamonu’da gerçekleştirecek. KastaMall AVM, Otel ve Rezidans Karma Projesi içinde yer alan ve 2020 yılının 3’üncü çeyreğinde hizmete girmesi planlanan Park Dedeman Kastamonu için Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş ve KAS Proje İnşaat ve Yatırım A.Ş. arasında ilk imzalar atıldı. Dedeman Turizm Grubu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Banu Dedeman ile KAS Proje İnşaat ve Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulunu temsilen Ali Yıldız arasında imzaların atıldığı tören, Dedeman İstanbul Oteli’nde 8 Ocak 2020 günü gerçekleştirildi.
Dedeman: “2020 yılında yurt içinde iki yeni otel açacağız” İmza töreninde konuşan Banu Dedeman, “Bugüne kadar farklı bölgelerde yer alan otellerimizle, bulunduğumuz bölgelerin gelişimine yön veren bir grup olduk. 2020 yılı içinde yurt içinde açmayı planladığımız 2 yeni otelimizin ilkini Kastamonu’da hayata geçireceğiz. 2020 yılının 3’üncü çeyreğinde hizmete girecek yeni otelimizle bölgeye ve beraberinde iş dünyasına değer kazandırmak en büyük hedefimiz.” dedi. “Park Dedeman Kastamonu bölgenin ilk ve tek uluslararası markalı oteli olacak” Dedeman kalitesi ve “Geleneksel
Dedeman Misafirperverliği” ile konuklarını ağırlayan Park Dedeman otellerine bir yenisini daha ekleyecek olmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Banu Dedeman, “2018 yılında ‘Türk Dünyası Kültür Başkenti’ seçilen Kastamonu’nun barındırdığı kültürel ve doğal mirasa sahip çıkan bir yaklaşımla, Kastamonu’nun turizm potansiyelini daha da ön plana çıkaracağız. Bölgenin ilk ve tek uluslararası markalı oteli olma özelliğini taşıyacak otelimiz, yüksek yatak ve toplantı odası kapasitesi sayesinde iş dünyasının beklentilerini karşılamasının yanı sıra bölgede eksik olan düğün ve kongre salonu ihtiyacını da karşılayacak. Kastamonu sahip olduğu değerler ile bir kültür merkezi. Dedeman markası ile bölgenin kültür turizmini artırmak ilk önceliğimiz olacak.” şeklinde konuştu.
Yıldız: “Dedeman markası hem projemize hem ilimize büyük değer katacaktır” Toplantıda KAS Proje İnşaat ve Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulunu temsilen konuşan Ali Yıldız ise şunları söyledi: “200 Milyon TL’lik yatırımla Kastamonu için hayata geçirdiğimiz projemiz sadece bölgeyi değil çevre illeri de besleyecek karma bir yapıya sahip. Konaklama hizmetinin yanında, toplantı, kongre, yemek, nikâh, düğün salonları ve spor salonları ile hizmet verecek olan otelin, turizm sektörüne yön veren, ülkemizin ekonomisine katkı sağlayan Dedeman markasını taşıyacak olmasından son derece mutluyuz. Dedeman markasının bölgeye ve dolayısıyla çevresine her anlamda bir farklılık getireceğine inanıyoruz.” dedi.
“Dedeman markasına Anadolu’dan talep çok” Turizmde durgunluğun en çok hissedildiği yıllar da bile otel açmayı sürdürdüklerini söyleyen Banu Dedeman, “2020 yılında hizmete açacağımız 2 yeni otelimizle toplam otel sayımızı 19’a yükselteceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içinde hedefimiz ise otel sayımızı 50’ye çıkarmak. Yatırımcılar ile aynı dili konuşan bir Türk otel zinciri olma özelliğimiz ile tercih ediliyoruz. Odaklandığımız işletme modeli ile büyümeyi planlıyoruz. Mevcut markaları ile sözleşmesi biten otel sahipleri ve yeni otel yatırımcıları ile görüşmelerimiz devam ediyor.” dedi. Park Dedeman Kastamonu, Ankara yolundan şehre girişte bulunan kavşakta yer alıyor. Odaları şehir ve Ilgaz Dağı manzaralı olan otel, havaalanına 15 km, Ilgaz Kayak Merkezine 30 km uzaklıkta. Bölgedeki yatak kapasitesine katkı sağlayacak olan Park Dedeman Kastamonu, özellikle kongre, nişan, düğün ya da iş sebebiyle gelen grupların Kastamonu’da konaklamasına fırsat yaratacak. Park Dedeman Kastamonu, 150 oda, 300 yatak kapasitesi, 600 kişilik balo salonu, farklı ölçülerde 5
toplantı odası, kapalı yüzme havuzu, sauna, buhar odası, hamam ve masaj salonlarıyla misafirlerini ağırlayacak. Park Dedeman Kastamonu Oteli’nin de içinde yer alacağı ‘KastaMall’ projesi tamamlandığında 1.500’den fazla kişinin istihdam edilmesi planlanıyor. Park Dedeman Kastamonu konukları, Geleneksel Dedeman Misafirperverliği ile ağırlanmanın yanı sıra otelin yanında yer alacak olan alışveriş merkezi ile modadan yeme içmeye kadar uzanan geniş bir yelpazede hazırlanmış modern mağazalardan da faydalanabilecekler.
Kültürel ve doğal güzellikler Kastamonu’da iç içe
Yaklaşık 375 bin nüfusa sahip Kastamonu, tarihi, kültürel yerleri ve doğasıyla ilgi çekiyor. Yüzde 65'i ormanla kaplı, geniş flora ve faunaya sahip olan Kastamonu, aynı zamanda çeşitli yaban hayvanlarına ev sahipliği yapıyor. 170 kilometrelik kıyısıyla Karadeniz’in en uzun sahil şeridinin bulunduğu Kastamonu, dünyanın en önemli kanyonlarından biri olan Valla Kanyonu, dünyanın en büyük mağaralarından Ilgarini Mağarası, Gideros Koyu ve şelaleleri gibi doğal zenginlikleriyle biliniyor.
restaurant 40 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
RadIsson Hotel Group, ikinci çeyrekte üç otel daha açacak Türkiye’nin en önemli noktalarında hizmet veren Radisson Hotel Group, 2020 yılı içerisinde üç otel daha açmaya hazırlanıyor. İki oteli İstanbul’un turistik ve tarihi semtlerinde kapılarını açmaya hazırlanırken, üçüncüsünü de İzmir’in Aliağa ilçesinde açacak.
T
ürkiye’deki yatırımlarına hızla devam eden Radisson Hotel Group, 2020 yılının ikinci çeyreğinde üç otel açılışı gerçekleştirmeye hazırlanıyor. İstanbul’un en turistik semtlerinden Beyazıt ve Sultanahmet’te Pantur Turizm ve Ticaret A.Ş yatırımı ile Radisson Hotel President Beyazıt ve Radisson Hotel Sultanahmet olarak operasyona başlayacak. Türkiye’nin en büyük ikinci şehri olan İzmir’in Aliağa ilçesinde açılacak olan Radisson Hotel İzmir Aliağa ise Elif İntro Otelcilik tarafından destekleniyor. Radisson Hotel Sultanahmet, 4 farklı restorana ev sahipliği yapacak. Radisson Hotel President Beyazıt ise spa, balo salonu ve farklı restoranlar ile servis verecek. Radisson Hotel Sultanahmet ve Radisson Hotel President Beyazıt, Kapalıçarşı, Ayasofya, Topkapı Sarayı gibi turistik noktalara yakınlıkları ile önemli konuma sahipler.
Younes: “Markalarımız, iş ortaklarımız ve çalışanlarımız ile gurur duyuyoruz”
Radisson Hotel Group Başkan Yardımcısı ve Geliştirme Üst Yöneticisi Elie Younes
yeni yatırımlarına dair şunları söyledi: “Radisson Hotel Group’un Türkiye pazarına olan güçlü taahhüdü, Türkiye'de 30'un üzerinde otel ile büyümeye devam ediyor. Group, üst segment kategorisinde, İstanbul’un en geniş otel zinciri olarak öne çıkıyor. Bu anlamda, markalarımız, iş ortaklarımız ve çalışanlarımız ile gurur duyuyoruz”. Petrol ve gaz endüstri bölgesi olan İzmir’in Aliağa ilçesinde açılacak olan Radisson Hotel Aliağa ise yeme içme alanları, toplantı odaları, spa ve fitness alanları sunacak.
GROW WITH US C R E AT I N G O W N E R VA L U E Radisson Blu Hotel, Kayseri
THROUGH EVERYTHING WE DO
We walk the walk with franchised partnerships
The largest upper-upscale brand in Europe, Radisson Blu leverages its network and offers an urban solution for efficient real estate. The Radisson brand brings a space efficient, conversion friendly upscale brand to urban locations.
Radisson Blu Hotel, Trabzon
Radisson RED is a nimble & bold lifestyle brand with a lean operating model at vibrant destinations. Let’s PLAY!
Ramsay Rankoussi Vice President – Development Middle East, Turkey & French Speaking Africa ramsay.rankoussi@radissonhotels.com
Radisson Blu Hotel, Vadistanbul
restaurant 42 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Hilton Doha The Pearl Residences Katar'da açıldı Uzun zamandır merakla beklenen turizm yatırımlarından biri olan modern mimariyle tasarlanan Hilton The Pearl, Katar'ın başkenti Doha'da açıldı. Misafirlere sunduğu kısa ve uzun dönem konaklama olanakları, Hilton tarafından geliştirilen özel konsept restoranları, tatil ve iş seyahatleri için sunduğu imkanlar ile dikkat çeken otelin Türk misafirler için de önemli bir destinasyon haline gelmesi bekleniyor.
K
uveyt destekli First Qatar Gayrimenkul Geliştirme Şirketi'nin yatırımcısı olduğu Hilton the Pearl, ülkedeki en büyük Hilton oteli unvanını taşıyor. Şirketin Başkanı ve CEO'su Fahad Khalid Al-Ghunaim, bu açılışın kendileri için bir dönüm noktası niteliğinde olduğunu belirterek, "Konaklama sektöründeki ilk yatırımımızı gerçekleştirdik. Bu bizim yüksek kaliteli ve donanımlı yapılar ortaya koyma kararlılığımızı ortaya koymakla birlikte, Katar pazarına olan güvenimizi gösteriyor" dedi. Katar Hilton Ülke Genel Müdürü Etienne Gailliez ise bu açılışın Hilton için çok önemli bir kilometre taşını temsil ettiğine dikkat çekerek, "Hepimizin beklediği an sonunda geldi" dedi. Gailliez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hilton'un Katar'da harika özelliklere sahip 3 markası bulunuyor. Hilton Doha The Pearl ülkedeki portföyümüz için de çok önemli bir yatırım. Bu otelin Katar'ın gelişen turizm sektöründe önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Otelimizin yeni sakinlerini ve özellikle Türkiye'den gelecek misafirlerimizi ağırlamayı dört gözle bekliyoruz."
Havalimanına 30 dakika mesafede
Dünya standartlarında inşa edilen 38 katlı otel tesisi, Hamad Uluslararası Havalimanı'na sadece 30 dakika uzaklıkta ve Pearl adasının girişinde yer alıyor. Hilton Honors üyesi misafirlerin anahtarsız dijital erişime sahip olduğu akıllı tesiste, özel tasarımlı mobilyalarla döşenmiş 414 adet oda seçeneği bulunuyor. Hilton tarafından geliştirilen restoran konseptlerinin yanı sıra ısı kontrollü açık yüzme havuzu ve çocuk kulübü de bulunan tesis çok yakında özel plaji ile de hizmet verecek. Ayrıca misafirler Elemis&Sothys Spa ürünlerinin kullanıldığı Eforea Spa ve Sağlık Kulübü ile 24 saat açık fitness salonları, Business Center ile yüksek teknolojiyle tasarlanmış 6 toplantı odasından yararlanabiliyor.
Eşsiz deniz ve şehir manzarası
Oteldeki stüdyo odaları, 1-2-3 yatak odalı suite ve rezidanslar ile dubleks dairelerde ev konforu modern mutfaklar,
kanepeli oturma odaları ile her yatak odasına özel banyolar ile sağlanmış. Rezidansın odalarındaki deniz manzaralı balkonlardan Pearl adasının ve Körfez manzaralarının tadını çıkarmak mümkün. Hilton Doha The Pearl Residences Genel Müdürü Hassan El Wahidi, otelin tasarım kalitesi ile ön plana çıkacağına işaret ederek, şunları söyledi: "Katar`ın eğlence ve iş turizmi sektöründe kaliteden ödün vermeyen ürün ve hizmetlerimizle öne çıkmayı amaçlıyoruz. Uzun ve kısa süreli konaklayacak misafirlerimize bir evde ihtiyaç duyacakları her şeyle dolu bir otel, bir eğlence merkezi ile özel iş ve etkinlik seçeneklerini kapsayacak şekilde tüm hizmetleri sunarak öncelikli tercihleri haline gelmeyi amaçlıyoruz."
Çevreye duyarlı pratikler
Dünya mutfakları elinizin altında
Personelin yüzde 50'si kadın
Hilton the Pearl`un yenilikçi tatlarla dolu restoran seçenekleri arasında uluslararası yemek menülerini sunan `The Kitchen`, Gastro Pub klasikleri ile yaratıcı kokteyller sunan Mulberry Tavern ve ünlü Lübnanlı MasterChef Joe Barza tarafından hazırlanan yenilikçi menüsü ile dikkat çeken Lübnan restoranı `Levantine` bulunuyor. Açık havuz başındaki La Pergola Bar ise tüm yıl boyunca hizmet verecek.
Otelin sürdürülebilirlik politikasına bağlı kalacağının altını çizen El Wahidi "Hilton'un sürdürülebilir bir seyahat deneyimi yaratma idealine paralel olarak Hilton Doha The Pearl Residences'da, plastik şişe ve kalemler kullanılmayacak, biyolojik olarak çözünebilen kahve bardağı kapağı ve kahve kapsülleri tercih edilecek, ayrıca kağıt peçete yerine kumaş peçeteler ve doğal malzemelerle üretilmiş pipetler kullanılacak. Sürdürülebilirlik hedefi yolunda attığımız bu adımlar Hilton'un çevresel ayak izini yarıya düşürme ve sosyal etki yatırımını 2030 yılına kadar ikiye katlama hedefiyle de örtüşüyor" dedi.
El Wahidi aynı zamanda kapsayıcı iş gücü hedeflerini de vurgulayarak, "İnsan kaynakları politikamızda cinsiyet çeşitliliğine ve kapsayıcılık ilkesine yürekten bağlıyız. Personelimizin yüzde 50'si kadın ve 46'dan fazla ülkeden çok sayıda farklı kültür ve tarihi temsil ediyor. Attığımız tüm adımlar, Hilton'un "Travel with Purpose" Kurumsal Sorumluluk Stratejisi ile de uyumlu" dedi.
restaurant 44 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Radisson Hotel Group İstanbul’daki varlığını güçlendiriyor Radisson Hotel Group, İstanbul'daki 15. tesisi olacak Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt yatırımı için imzaların atıldığını duyurdu. Türkiye'nin pek çok büyük şehrinde faaliyet gösteren Hotel apartments projesi, İstanbul'un en hızlı gelişen bölgelerinden birinde yer alacak. Yeni Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt, otel grubunun Türkiye pazarındaki büyümesinde kilit bir rol oynayacak.
R
adisson Hotel Group Başkan Yardımcısı ve Geliştirme Üst Yöneticisi Elie Younes şöyle konuştu: “Radisson Blu, İstanbul’daki en büyük üst segment marka olmaya devam ederken Radisson markası da bu ağın avantajlarından yararlanıyor. İstanbul’daki 15. otelimiz olan Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt ile Türkiye'deki yatırımlarımızı güçlendiriyor, portföyümüzdeki faaliyette ve yatırım aşamasında bulunan tesis sayımızı da yaklaşık 30’a çıkarıyoruz. Ekibimize güvenleri için iş ortaklarımıza teşekkür ediyor, birlikte başlattığımız bu yolculuğun başarılı olmasını diliyoruz.” Esenyurt, modern binaları ve dinamik nüfusu ile İstanbul'un tercih edilen ilçeleri arasında yer alıyor. Aynı zamanda pek çok şirketin bulunduğu bölge, çok sayıda ofis alanı sunuyor.
2022’nin üçüncü çeyreğinde açılacak
2022’nin üçüncü çeyreğinde açılması planlanan Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt, grubun İstanbul'daki üçüncü Radisson markalı tesisi ve Radisson Hotel Group’un 15. oteli olacak. Hotel Apartments, İstanbul'da mümkün olan en iyi konaklama deneyimini arayan iş ve tatil amaçlı seyahat edenler için ideal bir seçenek olacak. Toplam alanı 27 bin metrekareden fazla olacak tesis, 240 hotel apartments ile hizmet verecek. Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt ayrıca toplantı salonları, dinlenme alanları, balo salonları ve gün boyu açık bir restoran sunacak. Radisson Hotel Apartments Delta İstanbul Esenyurt, bu bölgede Radisson Hotel Group'un marka bilinirliğini güçlendiren ilk uluslararası markalı üst segment otel olacak. Tatil amaçlı seyahat eden misafirler, yakın mesafelerdeki Aqua Club Dolphin (5 km), Büyükçekmece Grand Aqua Marine (8
km), İstanbul Aquarium (12 km) ve daha pek çok gibi cazibe merkezinin keyfini çıkarabilecek.
İzsiz: “Esenyurt’a yatırım bize heyecan veriyor”
Projenin sahibi Delta Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Seyithan İzsiz
de şunları söyledi: “Radisson Hotel Group gibi küresel bir marka ile işbirliği yapmanın ve Türk turizmine katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Esenyurt gibi hızla gelişen ve yükselen bir bölgede yatırım yapmak bize heyecan veriyor. Radisson Hotel Group ile uzun ömürlü bir iş birliği sürdürmeyi ve başka projeler de geliştirmeyi umuyoruz.”
Radisson Hotel Group strengthens its presence in Istanbul Radisson Hotel Group is proud to announce its 15th hotel in Istanbul with the signing of Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt. Active in several important cities in Turkey, the Hotel Apartment project will be located in one of the most rapidly growing areas of Istanbul. The new Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt plays a key role in the hotel group’s growth in the Turkish market.
E
lie Younes, Executive Vice President & Chief Development Officer, Radisson Hotel Group said: “Radisson Blu continues to be the largest upper upscale brand in Istanbul and the Radisson brand leverages on that network. This is our 15th hotel in Istanbul. With Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt we have reinforced our investments in Turkey and increased our portfolio to around 30 hotels in operation and under development in the country. We thank our partners for their trust in our poeple and look forward to a joint sucessful journey’ The Esenyurt county is the preferred district of İstanbul with its modern structures and vibrant population. The city is also home to a range of companies and offers plenty of office space.
It will open in the third quarter of 2022 Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt is expected to open in the third quarter of 2022 making it the group’s 3rd Radisson branded property and Radisson Hotel Group’s 15th hotel in Istanbul. The Hotel Apartments will be the perfect place for business travellers and leisure guests seeking the best possible hotel experience in Istanbul. The project will be spanning an area more than 27 thousand square meters and will be serving 240 hotel apartments. Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt Turkey will also offer meeting rooms, lounge areas, ball rooms, and an allday dining restaurant. Radisson Hotel Apartments Delta Istanbul Esenyurt will be the first internationally branded upscale hotel
in the area that strengthens the brand awareness of the Radisson Hotel Group. Leisure travellers can enjoy the nearby attractions such as Aqua Club Dolphin (5km), Büyükçekmece Grand Aqua Marine (8km), Istanbul Aquarium (12km).
İzsiz: “We are delighted to invest in Esenyurt” The contractor of the project Delta Real Estate’s owner Seyithan İzsiz said: “We are delighted to be partnering with a global brand such as Radisson Hotel Group and to be able to contribute to Turkish tourism. It is exciting to be investing in a flourishing area like Esenyurt. We look forward to a long relationship with Radisson Hotel Group and to developing more projects together”.
restaurant 46 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Radisson Hotel Group Türkiye’deki 25. otelini Sakarya’da açtı Şık tasarımlı tesislerinde kişiselleştirilmiş hizmetler ve pozitif deneyimler sunan üst segment otel markası Radisson Blu, Türkiye’nin kuzey batısında Radisson Blu Hotel, Sakarya’nın açıldığını duyurdu.
S
akarya, Türkiye’nin en büyük sanayi merkezlerinden biri olmanın yanı sıra en dinamik ve hızla büyüyen illeri arasında yer alıyor. Marmara bölgesinde, Karadeniz’e yakın konumda bulunan Sakarya, kara ve demir yoluyla İstanbul’a bağlantısı ve İstanbul Uluslararası Havalimanına rahat erişimiyle de öne çıkıyor. Sakarya, ekonomik öneminin yanı sıra Bizans ve Osmanlı dönemlerine uzanan zengin mirası, ayrıca yaylalar ve termal kaynaklar gibi doğal güzellikleri ile de tanınıyor.
Hem iş hem tatil amaçlı seyahat edenler için ideal bir seçenek Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Michel Stalport şunları söyledi: “Önde gelen Radisson Blu markamızı Sakarya’ya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye’de işlettiğimiz ve yatırımı devam eden 16. Radisson Blu ve 27. Radisson Hotel Group oteli olan bu tesisle ülke çapındaki ağımızı kuvvetlendirmeye devam ediyoruz. Ülkenin en önemli ve gelişen şehirlerinden birinde, seçkin bir konumda yer alan otelimiz, hem iş hem tatil amaçlı seyahat edenler için ideal bir seçenek sunuyor. Otelin şehirdeki ayrıcalıklı adresi, Radisson Blu markasının üst segment konumlandırmasına mükemmel uyuyor.’ 139 odalı Yeni inşa edilen tesiste huzurlu atmosferi ve şık tasarımıyla keyifli konaklama deneyimi sunan 139 modern oda ve süit bulunuyor. Otel, konaklamaları sırasında dinlemek ve enerji toplamak isteyen misafirleri için tam donanımlı bir spor salonu ve fitness alanı, ayrıca kapalı yüzme
havuzu, Türk Hamamı, buhar banyosu, sauna ve kişisel bakım programları sunuyor. Allegro Restaurant, dünya mutfağından lezzetler servis ederken misafirler Blu Bar’ın ağız sulandıran zengin seçeneklerinin keyfini terasta da çıkarabiliyor. Otelde ayrıca en ileri teknolojilerle donatılmış 800 metrekarelik toplantı ve etkinlik alanı da yer alıyor.
Radisson Blu Hotel, Sakarya Genel Müdürü Uğur Ofluoğlu şöyle konuştu: “Sakarya’daki ilk Radisson Blu otelinde konuklarımızı ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’nin pek çok seçenek sunan bu güzel bölgesinde harika bir ekiple konuklarımıza unutulmaz deneyimler yaşatmaya hazırız.”
Radisson Hotel Group opens its 25th hotel in Sakarya, Turkey Radisson Blu, the upper-upscale brand that delivers a positive and personalized service in stylish spaces, is pleased to announce the opening of the Radisson Blu Hotel, Sakarya, in northwestern Turkey. with historical relics dating back to the Byzantine and Ottoman eras and scenic beauty such as highlands and thermal springs.
An ideal option for business and leisure travelers Michel Stalport, Area Senior Vice President Eastern Europe, Russia and Turkey, said: “We are delighted to bring our leading Radisson Blu brand to Sakarya. This marks our 16th Radisson Blu and 27th Radisson Hotel Group property in operation and under development in Turkey and reinforces our network in the country. The hotel has a prime location in one of the countries most important and upcoming cities, making it ideal for business as well as leisure travelers. The exclusive address of the hotel in the city perfectly complements the upper upscale positioning of the Radisson Blu brand.’’
S
akarya is one of the largest industrial hubs, dynamic and fast-growing cities in Turkey. Located in the Marmara region, close to the Black Sea, Sakarya is wellconnected through both road and rail with Istanbul and is serviced by Istanbul’s International Airport. Apart from an economic importance, the city of Sakarya also has a rich heritage
139 roomed The newly-built hotel features 139 modern guest rooms and suites with a restful ambience and stylish design. For guests who like to relax and recharge during their stay, the hotel offers a fully equipped gym and fitness area, including an indoor pool, Turkish Hammam, steam bath, sauna as well as personal care programs. And while Allegro Restaurant serves international delights, the Blu Bar has a rich variety of mouth-watering snacks, which guests can enjoy on a pleasant terrace. The hotel also features 800sqm of meetings and events space, equipped with the latest technology. Uğur Ofluoğlu, General Manager of Radisson Blu Hotel, Sakarya, said: “We are pleased to welcome our guests in the first Radisson Blu hotel in Sakarya. We have a fantastic team in place ready to create memorable moments for our guests in a region of Turkey that has so much to offer.”
restaurant 48 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
Six Senses Kocataş Mansions, Istanbul açıldı S
ix Senses Hotels Resorts SPA markası, eşsiz ve sıra dışı hizmet anlayışını, Sarıyer’deki 19. yüzyıldan kalma Kocataş Yalısı ve Sait Paşa Yalısı’na yeniden hayat vererek İstanbul’a taşıyor. Misafirlerine hizmet vermeye başlayan Six Senses Kocataş Mansions, İstanbul, şehrin tarihi dokusunu modern çizgilerle bir araya getiriyor.
Şehirde bir vaha ''Boğaz’ın İncileri'' olarak anılan rıhtımları ile ünlü Sarıyer’deki Kocataş ve Sait Paşa konakları, orijinal yapısına saygı gösterilerek ve mimari dokusu korunarak Six Senses dokunuşlarıyla yeniden hayat buluyor. Yalılar, 20 yıl önceki yangından sonra Six Senses Hotels Resort Spas markasının dokunuşlarıyla yenilenerek, misafirlerine kapılarını açtı. 45 adet misafir odası ve süitlerin bulunduğu üç katlı iki görkemli konağın içinde toplantı salonları, sağlık kulübü, restoranlar,
Kahve Cafe ve butik bulunuyor. Konakların mimari dokusu, İstanbul’un tüm kontrastlarından esinlenilerek – doğu ve batı, tarihi ve modern, mistik ve dünyevi – ve geleneksel çizgilerin, Six Senses dokunuşları ile harmanlanmasıyla yeniden gün yüzüne çıkıyor.
Boğaz’da gastronomik yolculuk Eat With Six Senses felsefesine dayanan, hem besleyici hem de lezzetli menülere ev sahipliği yapacak olan Six Senses Kocataş Mansions, Istanbul’un restoranları yaşamın ince zevklerinden ödün vermeden sağlıklı ve dengeli yaşam tarzını hedefleyen misafirlerini büyülemeye hazırlanıyor. Ayrıca, gün boyu sunulan birbirinden lezzetli sağlıklı atıştırmalık ve pasta çeşitlerine eşlik eden Boğaz manzarası ile otelin lounge alanı olan Kahve de rahatlatıcı ambiyansı ile misafirlerini bekliyor.
Özel tekne ile sıra dışı deneyimler Six Senses misafirperverlik anlayışının bir parçası olan Misafir Deneyimi Uzmanları, Sarıyer’deki lokal deneyimlerden İstanbul’un güzelliklerinin keşfine, pek çok sıra dışı olanağı konukların tercihine sunacak.
Otelin sahip olduğu özel tekne ile tarihi yarımadaya yapılacak ziyaretlerden Six Senses lezzetleri eşliğinde gerçekleşecek özel Boğaz turlarına, yakın çevreye yapılacak doğa ve tarih gezilerinden günlük gerçekleştirilecek yeme-içme workshoplarına pek çok deneyim misafirleri bekliyor.
restaurant 50 hotel & hi-tech
iş’te kadın
Turizm ruhunda var
İlknur Fidan Kepez S
eyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) seçimlerinden çıkan ilk kadın başkan. Sanitas Travel’în kurucusu, işin mutfağından gelme bir acente emekçisi, üstelik de bir anne! Konumuna hakkını verecek ölçüde dinamik, üretken ve de hizmet sevdalısı! "Şimdi düşünüyorum da, turizm ilk gençlik yıllarımdan beri ruhumda varmış. Oysa babam eczacı olmamı istiyordu. O beni bir eczacı olarak hayal ederken, bense turizm sektöründe çalışmaya şevkle devam ettim. Bir tercih hakkım daha olsa yine turizmi seçerdim" diyen İlknur Fidan Kepez ile turizmde yolculuğunu ve en yeni şapkası SAYD Başkanlığını konuştuk.
İlknur Hanım, turizmci olmaya nasıl karar verdiniz? Öğrencilik yıllarınızdan başlayarak Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) Başkanlığı’na uzanan turizm hikayenizi anlatır mısınız? Ben Erenköy Kız Lisesi mezunuyum.
Okul yıllarımda gezi kolu başkanı olmaya heveslenecek kadar dışa dönük, sosyal ve gezmeyi seven biriydim. Lise son sınıfa geldiğimde bir turizm firmasında rehber yardımcısı olarak tura katıldım. Yine o dönem İstanbul Goethe-Institut’ude Almanca eğitimi aldım. Liseden sonra öğrenimime İstanbul Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nde devam ettim. Hatta o ara üniversite kaydımı dondurup, İngiltere’de bir yıl kadar yabancı dil eğitimi de aldım. Şimdi düşünüyorum da, turizm ilk gençlik yıllarımdan beri ruhumda varmış. Oysa babam eczacı olmamı istiyordu. O beni bir eczacı olarak hayal ederken, bense turizm
sektöründe çalışmaya şevkle devam ettim. Ne zaman ki üniversiteden mezun oldum, bavulumu toplayıp, turizmin başkenti Antalya’ya yerleştim.
İlk nerede çalıştınız?
Turizme ilk başlangıcımı SOL Kamelya World'un resepsiyonunda yaptım. Sezonluktu tabii. Doğal olarak ben de yoluma Antalya merkezdeki farklı işletmelerle devam ettim. 2013 yılında emekli oldum, hemen arkasından da kendi seyahat acentem olan Sanitas Travel'i kurdum. Bu kararı verirken, sağlık turizminin ülkemizde gelişeceğini öngörmüş ve o yolda da kendimi
geliştirmek istemiştim. Şu an bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu sağlık turizminin bir hükümet politikası olduğunu gördükçe çok daha iyi anlıyorum. Elbette bugün bile Türkiye turizminin çeşitlendirilmeye ve nitelikli turiste olan ihtiyacı baki… Bundan yedi yıl önce kurduğum acentemle sağlık turizmine yönelik alt yapı ve donanımımı sağlayarak çalışmalarımı sürdürmekteyim. Devletimizin öngördüğü belgelendirmeleri aldım, dönemsel olarak çalıştaylara da katılıyorum.
Çok yakın bir zaman önce Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği Başkanlığınız duyuruldu. Sizi SAYD’ın ilk kadın başkanı olarak biliyoruz. Bir turizm emekçisi olarak bu görev size neler hissettiriyor?
İlk olarak bugüne kadar derneğimize katkıda bulunan tüm başkan ve yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Bu görevi aldığım için mutluyum, gururluyum tabii. Uzun yıllar emek verdiğim sektör tarafından değer görerek bu pozisyona layık görülmek memnuniyet verici. Ben de görevimi hakkıyla yerine getirmek için elimden gelen gayreti göstereceğim. SAYD için hedeflerimiz büyük. Öncelikli olarak, Türkiye genelinde ve yurt dışındaki temsilcilik ağımızı arttırmak ve yaygınlaştırmak istiyoruz. Şu anda İzmir, İstanbul, Ankara, Gaziantep ve Almanya'da temsilciliklerimiz var. Yurt dışında İngiltere başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de ağımızı genişletmek istiyoruz.
Vizyonunda kurumsallaşarak markalaşmak var
Kurumsallaşmak ve markalaşmak da bu dönemde atacağımız önemli adımlardan olacak. Ben kişisel olarak da kurumsallaşmanın değerine inanan biriyim. Kurumsallaştığınız oranda markasınız çünkü. Kendi acentemi de bir dünya markası yapmak istiyorum. Bu konuda da bilgi ve tecrübelerimi ulusal ve uluslararası çalıştaylara katılmak suretiyle geliştirmeye çalışıyorum. SAYD içinde bu çalışmalarım sürecek. Derneğimiz zaten mevcutta kurumsal bir kimliğe sahip. Bunun ötesinde 2020 hedeflerimize Batı Akdeniz İş İnsanları Federasyonu üyeliğini de koyduk. Genel kurula gerekli başvurularımızı yaptık. Bu ay içinde sonuçları belli olacak. Federasyona üye olabilirsek, bu hem bize bağlı acentelerin kurumsallaşmaları ve markalaşmaları hem de ticari iş
Kendini sosyal, dışa dönük ve titiz bir iş insanı olarak tarif eden İlknur Fidan Kepez, sıkı bir iş takipçisi de! Sorumluluğunu aldığı her işin A’dan Z’ye takipçisi ve denetçisi olduğunu anlatan Kepez için tamamlamak kadar tamamlanmak da önemli bir detay. Bu yolda her türlü iş birliği ve çalışmaya açık olduğunu içtenlikle dile getiren deneyimli turizmci için iş yaşamı gibi aile hayatı da paha biçilmez bir değere sahip. Yaşamında iş insanı olmak gibi anneliği de çok sevdiğini söyleyen Kepez, aile bağlarındaki hassasiyetin çalışma hayatındaki ekip ruhunu beslendiğini ve geliştirdiğini söylüyor. birliklerinin kurulması adına önemli bir basamak teşkil edecek. Tüm bunlarla birlikte derneğimizin üye sayısını arttırmak ve mevcut üyelerimize yönelik çalıştaylar düzenlemek de planlamalarımız arasında yer alıyor,
Derneğin şu anki üye sayısı nedir? Yıl içinde bu sayıyı ne oranda arttırmak istiyorsunuz? Şu an 73 üyemiz var. Bu rakamı yılsonu itibari ile 100'e çıkarmak istiyoruz. Ancak dernek olarak çok hızlı bir şekilde büyümek istemediğimizin de altını çizmek isterim. Çünkü bu büyümede nicelikten çok niteliğe önem veriyoruz. Üyelerimize fayda sağlayacak, yapılanmaya değer katacak oluşumlar içinde yer almak
önceliğimiz. SAYD olarak, turizmin tüm paydaşları ile etkileşime geçip, daha iyi yönetilebilir, net bir politikası olan bir turizm sektörünün sağlanmasına hizmet etmek en önemli amacımız.
Sizin dışınızda dernekteki kadın üye sayısı nedir? Bu sayıyı arttırmaya yönelik bir tasarrufunuz olacak mı? Derneğimize üye kadın sayısı 12. Bunu yıl içinde en az yüzde 50 oranında arttırmak istiyoruz. Hatta bu sayı şimdiden yükselmeye başladı bile. TÜRSAB kadın üyeleri ve seyahat acentası üst düzey yönetici kadınlarımızı da davet ediyoruz. Onların da bu anlamda bize destek olacağına inanıyorum. Şayet başarılı olabilir isek, üye sayımızı ciddi oranda yükselteceğimizi düşünüyorum.
Buna paralel olarak sormak isterim, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), yoğun seçim maratonunu Firuz Bağlıkaya'nın ikinci dönem başkanlığı ile sonuçlandırdı. Hatta vaad edilen bu değişim hareketinin içinde kadın üye sayısı da arttı. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Başkan Firuz Bağlıkaya’nın ilk döneminde yönetim kurulundaki kadın sayısı ikiydi. Bildiğim kadarıyla şu an altı oldu. Keşke hepsi kadın olsa… Çünkü kadının olduğu yerde düzen vardır, nezaket vardır. Kadınlar daha titiz ve detaycı oldukları için daha çalışkan ve olurlar. Türk kadınının Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda her alanda olması gerekiyor tabii. Özellikle de ülkemizin dışa açılan yüzü olarak turizmin hem yönetim hem de proje ve fikir aşamalarında kadının varlığını önemsiyor, SAYD olarak da bu fikri benimsiyoruz. Zaten benim başkanlığım da bu fikrin ne kadar önemsediğinin açık bir kanıtı, öyle değil mi?
TÜRSAB ile ilişkileriniz nasıl? SAYD olarak, yeni dönemden ve yönetimden beklentileriniz, talepleriniz var mı?
Şu ana kadar TÜRSAB ile ilişkilerimiz oldukça iyi gitti. Hatta üç üyemizi TÜRSAB Yönetim Kurulu’na göndermiş bulunmaktayız. Geçen dönem Sayın Nezih Hacıalioğlu’ydu. Bu yeni yönetime de Sayın Hamit Kuk ve Sayın Öznur Köse dahil oldular. TÜRSAB ile fikir ve projelerimizi çok rahat bir zeminde paylaşıp, turizm sektörüne fayda sağlayacak çalışmalar yapıyoruz. Tabii 2020 yılına geldiğimizde, seyahat
restaurant 52 hotel & hi-tech
iş’te kadın
Peki son dönemde Bakanlık ve TÜRSAB arasında yaşanan gerilimi siz nasıl değerlendiriyorsunuz? TÜRSAB, Bakanlığa bağlı bir kuruluştur. Dolayısıyla Bakanlık ile TÜRSAB arasında bir problem yoktur. Sadece Bakanımız ile TÜRSAB Başkanı arasında ufak sürtüşmeler olmuş anladığımız kadarıyla. Ama kendileri eski arkadaş oldukları için ortak bir yol bulup tekrar eski dostluklarına devam edeceklerdir. Fakat bu iki kişinin arasındaki sorunun, sektörü etkilememesine de asgari oranda dikkat edilmesi gerektiği görüşündeyim.
Son olarak turizmde şu an nasıl bir hava esiyor dersiniz? 2019 yılı değerlendirmesiyle birlikte yeni sezona ilişkin tespit ve öngörülerinizi paylaşabilir misiniz? 2019 yılı turizm sektörü tarafında iyi geçti. Beklentimiz, bu yılın da aynı şekilde geçmesi. Avrupa pazarında yüzde 15, Rusya pazarında da yüzde 20’lik bir büyüme hedefliyoruz. Tabii bu noktada ülkemize nitelikli turist kazandırarak, turizm gelirlerimizi arttırmak önemli bence.
acentelerinin halen çözüm bekleyen birtakım sorunları da yok değil. Bunlardan en önemlisi, 1618 Sayılı Yasa. Kanun taslağı günümüz koşullarında çok yeterli olmamakla beraber SAYD olarak temennimiz, en kısa zamanda yeni haliyle Meclis’ten geçmesi.
Bakanlıkla iletişiminiz nasıl? Yine çok kısa bir süre önce basına bir bildirge yayınlayarak Lütfi Kırdar’da Bakanlık nezdinde gerçekleşen toplantıyla ilgili görüşlerinizi bildirdiniz. Bu yeni yasayla ilgili bir istişare toplantısıydı. Dernek olarak yeni Seyahat Acentaları Yasası’ndan beklentileriniz neler? Derneğiniz bu anlamda nasıl bir pozisyon alacak? Biz SAYD olarak 2013 yılında bir çalıştay
yapmıştık. İlgili dönemde Kültür ve Turizm Bakanımıza, TÜRSAB Başkanına ve çeşitli kuruluşlara acentelerin sorunlarını tespit etmek suretiyle çözüm önerilerimizi sunmuştuk. İlgili yasa çıkarsa, umuyoruz, önümüzdeki yıllarda seyahat acenteleri biraz daha rahatlayacak. 3.Turizm Şurası’nda komisyonlara sunduğumuz; ‘Türk Sermayeli Turizm Şirketlerinin Desteklenmesi’, ‘Turizm Piyasaları Düzenleme ve Denetleme Kurulu’, ‘Kaçak Acentecilik Faaliyetler ve Sorunları’ isimli tebliğler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Şura resmî web sayfasında da yayınlandı Yasanın değişmesinde tarafız. SAYD olarak bütün seyahat acentelerimizin sorunlarına çözüm getirecek yeni yasanın tarafındayız.
“Oldum olası insan ilişkilerini ve yeni yerler tanımayı sevdim. Hiç unutmam, 1999 senesinde Azerbaycan’da bir yıl çalışmıştım. Mesleki kariyerimin en büyük pişmanlıklarından biri de, oradan Rusça öğrenmeden dönmem olmuştur. Şahsım adına ne büyük talihsizlikti ki, ülkeme döndükten sonra Rus pazarında önemli bir artış olmuştu. Ama başıma ne gelirse gelsin, mesleğimi hep çok sevdim. Bir tercih hakkım daha olsa, yine turizmci seçerdim.”
restaurant 54 hotel & hi-tech
marka röportaj
Erhan Gökçe: "Yatak konusunda uzmanız, bir dünya markası olmak istiyoruz"
1
Bunu uzun ömürlü, daha dayanıklı, aynı zamanda bir bayan çalışanın bile tek elle kaldırıp altını temizleyeceği bir baza olarak da düşünebilirsiniz, iki ayrı yatak bulunan bir odada double yatak talep eden inatçı misafirlere karşı birleştirme fermuarlı yataklar olarak da... Yatağını sert bulan ve rahatına düşkün misafirler için yumuşak yatak pedler vb. ürünlerimizle konaklama sektörüne yönelik kurumsal çözümlerimiz ve Ar-ge çalışmalarımız oldukça fazla diyebilirim.
990 yılından bu yana "kaliteli uyku ve kaliteli yaşam” felsefesi ile İzmir Torbalı tesisinde yatak üretim faaliyetlerini sürdüren Dartistebedding, uluslararası arenada 30’u aşkın ülkeye ihracatı ile uyku sektöründeki öncü kimliğin koruyor. Türkiye genelinde hedeflenen 20 mağaza sayısına ulaşarak, kaliteli uyku deneyimini yaygınlaştırmayı ve marka değerini arttırmayı amaçladıklarını belirten Türkiye Mağazalar ve Kurumsal Satış Direktörü Erhan Gökçe ile firmanın bu yıla ilişkin üretim- büyüme stratejilerini ve projelerini konuştuk.
Yurt içi ve yurt dışı satış noktalarınız ağırlıklı hangi bölgelerde yer almakta? İhracat yaptığınız kanallardaki rekabet gücünüz nedir?
Dartistebedding'i tanıtarak; üretim kapasitesi, ürün gamı ve hedef pazarları hakkında bilgi verir misiniz?
1990 yılından bu yana yılların tecrübesi ve pek çok ülkedeki başarı hikayemiz ile İzmir Torbalı'da bulunan 35 bin metrekarelik tesisimizde, 200 teknik ve 50 idari kadro ustamızdan çırağımıza kadar işimize gönül verdik ve dünya pazarında da önemli bir yer edindik. Müşteri isteklerini önemli ölçüde karşılamak için öncelikli hedefimiz olan “kaliteli uyku ve kaliteli yaşam” felsefemiz, dünden bugüne sloganımız ve ölçütümüz olmuştur. Uluslararası vizyonda 30’u aşkın ülkeye ihracatımız ile uyku sektöründe üst sıralara çıkmış olan Dartistebedding, doğal üretimli yatakları sayesinde güvenilir ve kaliteli bir marka olmuştur. Ar-ge faaliyetlerimizde tüketicilerimizin farklı yaşam biçimlerine ve farklı uyku alışkanlıklarına uygun yataklar üretmek hedefiyle süreklilik gösteren bir araştırma faaliyeti içindeyiz. Dünyadaki son teknolojiyi el emeği ve doğal üretim olan yataklarımız ile birleştirerek yüksek kalitede ve dünya standartları üzerine çıkararak sağlıklı bir uyku için gerekli olan tüm bilgi, beceri ve deneyimimizi kullanmaktayız. Ayrıca yatak üretim biriminin yanı sıra farklı model ve özelliklerde bazalarımız ve birbirinden güzel, tamamı el emeği olan farklı modellerde ve renklerde yatak
başlıklarımızla mağazalarımızda görsel bir şölen sunmaktayız.
Oteller, tatil köyleri ve turistik işletmelere sunduğunuz yatak çözümleriniz nelerdir?
Oteller, sektörümüzdeki tüm firmalar için, tüketicilerine ürünlerini en iyi şekilde ifade edebildikleri bir platform. Bu platform, konaklama yapan misafirlere marka hakkında çok önemli ipuçları verebiliyor. Bir örnekle, mağaza satış personellerimiz, müşterilerimizden "Ben x otelde kaldım, çok rahat ettim, evimde de aynı konfor ve kalitede uyku istiyorum." şeklinde ifadelerle sıklıkla karşılaştıklarını iletiyor. Bu yorumlar bizleri memnun etmekle beraber, müşterilerimize doğru yatağı sunmak konusunda da önemli ipuçları veriyor. Oteller, turistik tesis ve işletmelerde, tedarik sağlayıcı ve misafir arasındaki en önemli birim, housekeeping'dir. Bizim asıl amacımız, onların işini kolaylaştırmak.
Yurt içinde 5'ini geçen yıl açtığımız 14 mağazamız bulunuyor. Bu yıl için ülkemizde ayrı şehir ve noktalarda 6 mağaza hedefimiz daha var. Marka bazında hedefimiz; yurt içinde 20 mağaza sayısına ulaşmak ve bu mağazalarda müşterilerimize kaliteli uyku deneyimi yaşatmak. Bununla beraber ülkemizi ve markamızı dünyada en iyi şekilde temsil etmek de öncelikli hedeflerimiz arasında geliyor. Nitekim yatak sektörünün dünyada çok önemsenmekle birlikte hızlı rekabet koşularını da arttırdığı bilinen bir gerçek. 2019 yılı Dartistebedding için nasıl geçti? Pazara hangi ürünlerle girdiniz? Ne tür geri dönüşler aldınız? 2019, tüm dünya için oldukça zor bir yıldı, hatta farklı sektördeki firmalara yönelik pek çok üzücü haberi birlikte izledik. Bu koşullarda biz de Dartistebedding olarak, gereken bütün pozisyonları en iyi şekilde aldığımızı düşünüyor, bu yıl için pek çok alanda daha iyimser bir ticari ortam oluşabileceğini ümit ediyoruz. Geçtiğimiz sene ürün gamımızda doğal malzemelere ağırlık vererek handmade yatak çeşitlerimizi arttırdık. Piyasa durgunluğu gözönünde bulundurulduğunda, bu cesaret isteyen bir hamleydi. Fakat markamız açısından da geri dönüşü oldukça olumlu oldu.
2020 yılına nasıl girdiniz? Bu yıla özel olarak tasarladığınız yeni üretimleriniz var mı? Yılın üretim stratejisini ne şekilde planladınız, anlatır mısınız?
2020 yılını, ekonomistler toparlanma yılı olarak tanımlıyor. Geçtiğimiz yıl ağırlık verdiğimiz doğal yatak dolgu malzemelerine 2020'de biraz daha fazla yer vereceğiz. Çünkü son yıllarda tüketici bilinci daha da artarak, talepleri bu yönde şekillendirmeye başladı. Yatak sektöründe doğallık talep görüyorsa, bize de bu ihtiyaca en doğru şekilde cevap vermek düşüyor. Geçtiğimiz günlerde ANFAŞ Antalya Otel Ekipmanları Fuarı'na da katıldım. Hakikaten turizm sektörü açısından oldukça güzel bir enerji aldım. Fuarda ürünlerimizi gerek otel sahiplerine gerekse ilgili satın alma birimlerine en sağlıklı şekilde tanıtma fırsatı bulabildiğimizi düşünüyoruz. Bizim için güzel bir podyumdu. 2020'nin turizm için iyi bir yıl olacağına inanıyorum.
Son dönemde turizm konaklama sektöründe gelişen trendlere bağlı olarak ürün tasarımları da bir hayli gelişti. Siz markanızı bu değişimin neresinde görüyorsunuz? Bağlı bulunduğunuz sektörde dünyadaki trendleri takip ediyor musunuz?
Konaklamada aslolanın yatak olduğunu turizm sektörü çok iyi bir şekilde anladı. Nitekim yatak konforu, otel imajı açısından önemli referanslar verebiliyor. Bir otel odasında elbette mobilya, televizyon, minibar ve perde önemli ama misafir için sabah odadan ayrılırken aklında kalan tek şey, yatak. İşte bizim işimiz, misafirlerin odalarından tebessüm ile ayrılmalarını sağlamak.
Türkiye iç piyasasında neler oluyor, Dartistebedding bunun neresinde duruyor?
Türkiye iç piyasası artık kabuk değiştiriyor. Bu değişen şartlarda firmalar dünya markalarını takip etmek ve kendilerini yenilemek zorunda. Ancak bu şekilde sağlıklı bir rekabet ortamı doğar ve tüketiciye yansıması da olumlu olur. Ülkemiz yatak sektöründe maalesef şöyle bir yanlışa tanık olmaktayız. Konusunda uzman olmayan birçok yeni marka, mevcut pastadan payını almaya çalışırken, ne yazık ki bu çalışmalar bizim gibi işini hakkıyla yapan, alanında uzman firmalara da olumsuz yansımakta. Ancak bu gidişatın çok da uzun sürmeyeceğini düşünmekteyim.
Teknoloji ve Ar-Ge ye yatırımlarınızdan bahseder misiniz? Bu yatırımlar için yıllık ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Dartistebedding olarak, Ar-Ge çalışmalarımızı yurt dışı partnerlerimiz olan çeşitli uzman markalarla yürütüyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın R. Ercan Özcan, zamanının büyük bir kısmını yurt dışına harcıyor. Baktığımızda sektör çok hızlı ilerliyor. Şu anda yurt içinde piyasaya sunmadığımız oldukça geniş bir koleksiyonumuz var.
Yatak üretim malzemelerinde hangi ürünlere ağırlık veriyorsunuz? Otellerde temiz ve hijyenik bir uyku deneyimi yaşatmak için yeni malzeme arayışlarınız söz konusu mu? Yatak üretim hammaddeleri kullanıcıya bağlı olarak farklılık gösterebiliyor. Müşterilerimiz, mağazalarımıza
geldiklerinde farklı özelliklerde her bütçeye uygun ürün gurubunu satış temsilcisi arkadaşlarımız ile beraber parentez açıyorum 'yatarak', anatomisine en uygun ürüne talep ettiği dolgu malzemeleriyle sahip olabiliyor. Müşterilerimiz, yatakların yanı sıra oda tiplerine uygun renk ve modellerde, farklı tarz dokularda kumaşlarla başlık ve bazalarını seçebiliyor. Otel gruplarında ise, durum biraz daha farklı. Otel satınalma departmanları yatak seçerken, konaklama durumlarını göz önünde bulundurmak zorunda. Çünkü her gün farklı boy ve kiloda sayısız misafir bu yataklar üzerinde konaklıyor. Dolayısıyla ortak bir zeminde, bu kadar farklı ölçüde müşteriyi rahat konaklatabilmek bizim uzmanlık alanımız. Firmamız, Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen otel zincirleriyle iş birliği halinde ve konaklamalarda neredeyse şikayet almadığımızı gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
Gündeminizde yeni projeler, yatırımlar var mı? 2020 genel büyüme stratejinizden bahsederek, yıla ilişkin planlamalarınızı aktarabilir misiniz? Biz yatak konusunda uzmanız, müşterilerimizi rahat ettirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yıldan sonra en büyük hedefimiz, dünyada örnek alınan bir marka haline gelebilmek. Bunu sağlayabilecek, alanında uzman çok iyi bir teknik kadromuz var. Umuyorum, çalışma arkadaşlarımız ile beraber bu yolda işimizi doğru yaptığımız sürece hedefimize de rahatlıkla ulaşacağız.
restaurant 56 hotel & hi-tech
brand interview
Erhan Gökçe: "We are experts in bed; we want to be a world brand" Dartistebedding has a goal this year is to become an exemplary brand in the world.
D
artistebedding, which has been carrying out mattress production activities in İzmir Torbalı facility with the philosophy of "quality sleep and quality life" since 1990, maintains its pioneering identity in the sleep sector by exporting to more than 30 countries in the international arena. Emphasizing on their target to have 20 stores in Turkey to promote quality sleep experience across the country and to increase value of their brand, Erhan Gokce, Store and Corporate Sales Director, told us about his company's production, sales and growth strategies and projects for this year.
By introducing Dartistebedding; Could you give information about production capacity, product range and target markets of your company?
In 1990, we had set our hearts on our job from our 200 technical and 50 administrative staff masters to apprentices with our years of experience and our success story in many countries, in our 35 thousand square meter facility located in Torbalı, İzmir. Now we have gained an important place in the world markets. Our priority target, “quality sleep and quality life” philosophy, has been our motto and criterion from past to present in order to meet customer demands perfectly. Dartistebedding, which has risen to the top ranks in the sleep industry with our exports to more than 30 countries with an international vision, has become a reliable and quality brand thanks to its naturally produced mattresses. In our R&D activities, we are in an ongoing research activity with the aim of producing mattresses suitable for different life styles and different sleeping habits of our consumers. We use all the knowledge, skills and experience required for a healthy sleep by combining the latest technology in the world with our carefully handcrafted and naturally produced mattresses, at above world standards. In addition, besides the mattress production unit, we offer a visual feast in our stores with our bed bases in different models and features, and our headboards in different models and colors, all beautifully are hand-made.
What are your bedding solutions that you offer to hotels, resorts and touristic businesses? Hotels are the platform for all companies in our industry where they can express their products to their consumers in the best way. This platform can give very important tips about the brand to guests accommodated.
As an example, our store sales staff said, "I stayed at x hotel, I was very comfortable; I want the same comfort and quality sleep I can get at home." He says that they often hear similar expressions. While these comments make us happy, they also provide important tips for our customers about what should be offered themselves as mattresses. In hotels, tourist facilities and businesses, the most important function between the supplier and the guest is housekeeping. Our main goal is to make their job easier. You can think of it as a long-lasting, more durable, but also a base where even a female employee can lift and clean the bottom with one hand, as a mattress with a zipper against the stubborn guests who request a double bed in a room with two separate beds, soft bed pads etc. I can say that our corporate solutions and R&D studies for the hospitality industry with our products are quite high.
In which regions are your domestic and international sales outlets located? What is your competitive power in the channels you export to?
We have 14 stores, 5 of which were opened last year. For this year, we have plans for 6 additional stores in different cities and locations in our country. Our target on brand basis is to reach their number up to 20 stores in the country and providing our customers with quality sleep experience in these stores. In addition, representing our country and our brand in the best way in the world is among our primary goals. As a matter of fact, it is a known fact that the mattress industry is very important in the world, but it also increases the fast competition runs.
How was 2019 for Dartistebedding? With which products did you enter the market? What kinds of feedbacks did you get? 2019 was a very difficult year for the whole world; we even watched many sad news about companies in different
Which products do you focus on as materials? Are you looking for new materials to provide a clean and hygienic sleeping experience in hotels?
sectors together. Under these conditions, we, as Dartistebedding, think that we have taken all measures in the best way possible, and hope that a more optimistic commercial environment may occur in many areas for this year. Last year, we increased our hand-made production of mattresses made of natural materials in our product range. Given the market recession, this was a daring move. But it was also very positive for our brand.
How did you get into 2020? Do you have any new designs that you developed specifically for this year? How did you plan the production strategy of the year? The tourism industry understood very well that the main thing was the mattress in their business. As a matter of fact, mattress comfort can add important value in terms of hotel image. In a hotel room, of course, furniture, television, minibar and curtains are important, but the only thing left in mind when leaving the room for the guest is the bed. It is our job to ensure that guests leave their rooms with a good smile.
What is happening in the domestic market? Where does Dartistebedding stand in this market?
Turkey's domestic market is now changing its skin. In these changing conditions, companies have to watch and follow world brands and renew their strategies. Only in this way, a healthy competitive environment is born and its reflection on the consumer will be positive. Unfortunately, we witness such a mistake
in the bedding industry in our country. While many new brands that are not experts in their fields are trying to get their share from the current cake in the market, unfortunately these moves effects negatively on the companies that do their jobs well, and that are experts in their fields. However, I think that this course will change soon.
Can you tell us about your investments in technology and R&D? How much budget do you allocate for these investments annually?
As Dartistebedding, we carry out our R&D studies with various specialist brands that are our foreign partners. Our Chairman of the Board, Mr. R. Ercan Ă–zcan, spends most of his time abroad. When we look at the sector we see that it is progressing very fast. We have a very large collection that we do not currently offer to the market yet in the country.
Bed production raw materials may differ depending on the user. When our customers come to our stores, I offer them a wide range of alternatives together with our sales representatives, who are suitable for every budget, with different features, and ask them to lay down on them, so that they can have the most suitable product for their anatomy with the filling materials they demand. Our customers can choose their headboards and bed bases in different styles and colors in different colors and models suitable for room types as well as their beds. In hotel groups, the situation is slightly different. Hotel purchasing departments have to consider their accommodation needs when choosing mattresses. Because every day, countless guests of different heights and weights stay on these beds. Therefore, it is our specialty to be able to accommodate so many different customers comfortably on a common ground. Our company, are in contact and in cooperation with the world's and Turkey’s leading hotel chains and they have not get almost any complaint from their guests.
Do you have new projects and investments on your agenda? Can you tell us about your overall growth strategy for 2020 and share some info about your plans for the year? We are experts in bedding; we continue our efforts to make our customers comfortable. Our biggest goal this year is to become an exemplary brand in the world. We have a very good technical staff who can provide this and they are experts in their field. I hope that, as long as we do our job correctly, we will reach our target easily with our colleagues.
restaurant 58 hotel & hi-tech
marka güncel
Legrand Türkiye vites büyüttü Bina, elektrik ve dijital altyapılar için ürün ve sistemler geliştiren Fransız devi Legrand Grup, Türkiye’deki yatırımlarına devam ediyor. Son dönemdeki ekonomik dalgalanmalara rağmen yeni İnform fabrikasını 5.5 milyon Euro’luk bir bütçeyle hayata geçiren Legrand, Türkiye’deki yatırımını artırma hedefiyle iş süreçlerini yönetiyor. Yeni fabrika yatırımıyla ilgili açıklamada bulunan Legrand Grup Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Frederic Xerri, Ağustos 2018’de Türk Lirası’nda gerçekleşen devalüasyon ile birlikte ekonominin daraldığını ancak tam da aynı dönemde Legrand Grup olarak Türkiye’ye yeni yatırım kararı verdiklerini anımsattı. Ekonomik dalgalanmanın en yoğun yaşandığı günlerde Legrand Grup CEO’su Benoit Coquart’ın Türkiye’ye yaptığı ziyarette 5.5 Milyon Euro’luk yatırım kararını açıkladığını söyleyen Frederic Xerri, bu yatırımının bugün gerçeğe dönüştüğünü görmenin haklı gururunu yaşadıklarını söyledi. Legrand Grup’un üst düzey yönetiminin Türkiye’deki insan gücüne, yaratıcılığa ve Grup’a verdikleri desteğe güvendiğini aktaran Xerri, Türkiye’nin grup için önemli bir konumda olduğunu belirtti.
Messe Stuttgart Fuarcılık’ta üst düzey atama 1940’dan beri faaliyetlerini sürdüren Messe Stuttgart Fuarcılık, yatırımlarına devam ederken şirketin yönetim performansını güçlendirmek için üst düzey bir atama gerçekleştirdi. Messe Stuttgart bünyesinde Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapan Ufuk Altıntop, bu görevinin yanı sıra Bulgaristan-Romanya, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika müdürlükleri görevine getirildi. Altıntop, bu bölgelerin katılımcı ve ziyaretçi entegrasyonunu da kapsayan tüm operasyonlarına liderlik yapacak. Ortadoğu Lisesi Almanca bölümü mezunu olan ve Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü birincilikle bitiren Ufuk Altıntop, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İşletme Yüksek Lisans programını tamamladı. Değişik sektörlerde çalıştıktan sonra 15 sene Hannover Fuarcılık’ta Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdüren Altıntop, 2015 yılında Messe Stuttgart Ares Fuarcılık’ta Genel Müdür Yardımcısı, 2017’de ise Genel Müdürlük görevlerini yürüttü.
Mitsubishi Electric’ten Savaş Ceneviz “Basın Dostu 50 İletişim Lideri” arasında yer aldı Business Life Dergisi’nin gerçekleştirmiş olduğu “Basın Dostu 50 İletişim Lideri” araştırması sonuçlandı. Toplamda 84 ekonomi ve magazin gazetecisinin görüşleri neticesinde belirlenen bu listede yer almanın çok kıymetli olduğunu belirten Savaş Ceneviz, Mitsubishi Electric’in iletişim tonunun sade, şeffaf, yenilikçi, bilgilendirici, ilham verici ve anlaşılır olmasına özen gösterdiklerini ifade ederek, “Teknoloji öncüsü global bir markanın temsilcisi olarak ürün ve hizmetlerimizi, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerdeki uzmanlığımızı, bireysel ve kurumsal bilgi birikimimizi paydaşlarımıza değerli basın mensupları aracılığı ile iletmeyi sürdüreceğiz. Bu vesile ile çok kıymetli bir görevi icra eden gazetecilere çok teşekkür ediyorum. Basın dostu 50 iletişim liderinden biri olmak, temsil ettiğim Mitsubishi Electric markası ve şahsım adıma büyük mutluluk.” dedi.
NUDE’un global başarıları MARKA Konferansı’na konu oldu Şişecam’ın global tasarım markası Nude, 18-19 Aralık’ta Çırağan Sarayı’nda bu sene yirmincisi düzenlenen MARKA Konferansı’nda, dünyaca ünlü tasarımcılar tarafından tasarlanan koleksiyonlarını, uluslararası katılımcılarla buluşturdu. Şişecam Cam Ev Eşyası Grubu Başkanı Cemil Tokel, konferansta yaptığı konuşmada Şişecam’ı, dünyanın üçüncü büyük cam ev eşyası markası Paşabahçe’yi ve “Yalın Güzeldir” başlığı ile Nude marka felsefesini anlattı. Nude’un koleksiyonları oluşturulurken çok değerli tasarımcılar, danışmanlar ve yöneticilerden oluşan güçlü bir beyin takımı ile çalıştıklarını belirten Tokel, sözlerine şu şekilde devam etti: “Stratejilerimizi küresel konjonktürde oluşturup güncel ihtiyaç ve eğilimlere göre tasarımlar yapıyoruz. Bugün ‘Dünyanın En İyi Restoranı’ seçilen 3 Michelin yıldızlı Restaurant Mirazur Relais & Châteaux gibi restoranların ilk tercihi olmamızın en önemli sebebi iyi tasarlanmış ürünlere sahip olmamız.”
restaurant 60 hotel & hi-tech
marka röportaj
Polin
Ar-Ge, inovasyon ve teknolojiyle daha da büyüyecek
1
08 ülkede 3000’den fazla su parkı projesiyle global pazardaki liderliğini koruyan Polin, alanında dünyanın en yüksek üretim kapasitesine sahip firmaları arasında geliyor. Toplam cirosunun yüzde 90’ınını kendi markasıyla ihracat eden firmanın bu yıla ilişkin yatırım planlarını ve hedeflerini Polin Waterparks Pazarlama & Kurumsal İletişim Direktörü Şöhret Pakiş ile konuştuk.
100 kendi içimizde ürettiğimiz bir değerin, kendi fikrimiz, kendi tasarımımız, kendi mühendisliğimiz ve işgücümüz ile tüm dünyada ülkemizden çıkan bir marka olarak bir numaraya yerleşmesi bizleri gururlandırıyor. Polin bugün 500 kişilik ekibiyle, 35,000 m²’lik dünyanın en büyük su kaydırağı üretim tesisi olan fabrikasında tüm üretimini üstün kalite anlayışıyla Türkiye’de gerçekleştirmekte. Su kaydırağı üreticileri arasında globalde en yüksek üretim kapasitesine sahip firmayız.
Polin Waterparks’ı tanıtarak, hizmet ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? 1976 yılında İstanbul'da kurulan Polin, bugün su kaydırakları ve su parkları tasarım, üretim, mühendislik ve montajında A’dan Z’ye hizmet sunan bir su parkı tedarikçisidir. Global arenada pazar lideridir. 108 ülkede kendi markasıyla 3000’den fazla su parkı projesi gerçekleştiren firmamız, ‘Daima Yenilikçi’, ‘Dünya Çapında Üstün Kalite’ ve ‘Teknoloji Liderliği’ vizyonuyla global
Şöhret Pakiş Polin Waterparks Pazarlama & Kurumsal İletişim Direktörü
su parkı sektöründe birçok yeniliğe imza atmıştır. Bugün birçok ülkenin, hatta kıtanın en büyük ve ödüllü su parklarında Polin imzası bulunuyor. Bu; yani yüzde
Yurt içi proje ağınız gibi, yurt dışında da tamamlanmış veya devam eden çok sayıda projeniz mevcut. Bir Türk markası olarak, uluslararası pazardaki bu gücünüzü siz nasıl yorumlarsınız? Firmamız kurulduğu günden bugüne Ar-Ge ve inovasyona hep değer verdi. İnovasyon Polin’de bir yaşam biçimi. Bu yüzden sektörde yeni bir kilometre taşı
olarak gösterilen kendinden temalı ilk su kaydırağı olan ‘King Cobra’ gibi sektörde oyunu değiştiren ürünler sunabildi. Bu yüzden kaydıraklarda daha önce yapılmamış kapalı kalıp teknolojisini sektöre kazandırdı. Sadece su kaydırakları tasarımında değil, su kaydırağı üretim teknolojilerinde sunduğumuz yeniliklerle de sektörde adımızı ‘teknoloji lideri’ olarak koruyoruz. Örneğin, su kaydıraklarındaki üretim teknolojisini global olarak değiştirdik. Polin 2006 yılından bu yana kaydıraklarını iki tarafı parlak yüzeyli ve pürüzsüz, daha mukavim ama daha hafif, görselliği mükemmel ürün elde etme gibi önemli avantajları olan RTM (Resin Transfer Molding) kapalı kalıp kompozit üretim teknolojisiyle üretmeye başladı. Bu teknoloji kaydırak üretiminde en ileri noktadır. Polin böylece, bu üretim tekniğini kullanarak üretim yapan ilk ve tek su kaydırağı üreticisi olmuştur. Bugün bu teknolojiyle tüm ürün gamını sunan Polin sektör liderliğini sürdürmektedir. Polin kaydıraklarında bu teknolojiyi desen, ışık, ses efektleriyle de zenginleştirip daha heyecanlı bir kullanıcı deneyimi sunuyor.
tasarladık. Park operatörlerinin de en önemli önceliklerinden biri sıraları azaltmak. Aynı anda 4 yada 6 kişi kaysın ki sirkülasyon sağlansın. Ayrıca kaydıraklarının güzel görünmesini istiyorlar. Bu RTM kaydıraklar neden bu kadar popüler bunu çok iyi açıklıyor. Kaydıraklardan kaymayanların, parkta dolaşanların bile kaydırakları seyredilmeye değer bulmalarını istiyorlar. Kaydırak tasarımları dışında, parklarda genel trend tema ve parkların bir hikayesinin olması. Bir de tabii teknoloji entegre kaydıraklar bugün gündemimizde. Augmented reality, virtual reality, gaming artık su parklarının da bir parçası olmaya hazırlanıyor. Bu konuda Polin’in güzel sürprizleri var. Türkiye’de heyecan verici gelişmeler var bu anlamda. Sektöre örnek birçok proje artık Türkiye’de. Bu projelerden birkaçı bu yıl değişik uluslararası ödüllere bu kaydıraklarıyla layık görüldüler. Amerika’dan çekim ekipleri Extreme Waterparks programı için birkaç kez Türkiye’ye geldiler. Birçok uluslararası yayında bu güzel Türkiye su parkı projeleri haber oldu. Bunların hepsi biz çok gururlandırıyor.
Turizm ve eğlence sektörünün bir tedarikçisi ve sektördeki gelişimin tanığı olarak sektörün geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
İhracatınız var mı? Yurt dışında ağırlıklı hangi bölgelere odaklanıyorsunuz? Bu doğrultuda satış ve pazarlama stratejilerinizden de kısaca söz eder misiniz?
Sektörümüz çok dinamik ve yenilikçi. Yenilik olmazsa olmaz! Yatırımcılar daha çok heyecan verici, etkileyici ve görselliği ön planda olan atraksiyonları tercih etmekteler. Kaydırak tasarımı da yaptığımız için su parkı yatırımcıları için en büyük mücadele alanı burası. Çünkü tesise gelen müşterileri tesise çekmek zorundalar. Üstelik de bir defaya mahsus değil, bunu sürekli hale getirmek durumundalar. Polin olarak, kaydırak tasarım çalışmalarımızı yaparken şuna bakıyoruz, su parkına gelen misafirler ne istiyor. Hatta bununla ilgili en son bir pazar araştırması yaptık ve şu sonuçlarla karşılaştık: Birincisi su parkı ziyaretçileri en heyecanlı, kalplerini yerinden oynatacak atraksiyonları tercih ediyorlar, adrenalini yüksek kaydırakları istiyorlar. İkinci olarak interaktif kaydıraklar istiyorlar, eğlenceyi, deneyimi eşleri, çocukları, kardeşleri, arkadaşları ile paylaşmak istiyorlar. Üçüncüsü temalı kaydıraklar istiyorlar. Kaydırakların onlara hikayeler anlatmasını istiyorlar. Dördüncüsü yüksek kapasiteli kaydıraklar istiyorlar. Bu sebeple aynı anda 4 ya da 6 kişinin aynı anda kayabileceği kaydıraklar
Ciromuzun yüzde 90’ı ihracat. 108 ülke ve 3000’den fazla su parkı projesi. Toplamda baktığımızda, Polin, bugün kuzeyde İzlanda’dan güneyde Güney Afrika Cumhuriyeti’ne; batıda Kanada’dan doğuda Japonya’ya kadar uzanan 103 ülkede kendi markasıyla gurur duyacağımız yüzlerce başarılı proje gerçekleştirmiştir: Büyük ölçekli parklar, kapalı (indoor) parklar, otel & tatil köyü paketleri, en büyüğünden en küçüğüne yüzlerce başarılı proje... 105 ülkede hem de inovasyonun yön verdiği ve olmazsa olmaz olduğu bir sektörde, marka olmuş bir firmayız. Markalaşmada en kritik unsur kanımca ürün, hizmet ve kültürünüzde yenilikçilik, teknoloji ve değer katmadır. Güçlü bir satış ve pazarlama stratejisi ve ağı ve globalde iyi bir iletişim ağı da olmazsa olmazdır. Bugün Polin minimum 15 yıllık geçmişleriyle 65 ülkede exclusive partnerleri, 10 ülkede ofisleriyle, müşteriye hep yakındır. Elbette bunları iyi anlatmanız, yani pazarlama araçlarını iyi kullanmanız gereklidir ki, bizim gibi çok farklı coğrafyalarda global bir anlayışla
lokal çözümler ve araçlar kullanmanız şarttır.
Firmanızın genel büyüme stratejisi ve bu yıla ilişkin hedefleri ve yatırımları nelerdir?
Sektörde global bir oyuncu olarak, inovasyon ve teknoloji liderliği konumumuzu sürdürmek için çalışmalarımızı bu yönde konumlandırıyoruz. 43 yıllık sektör tarihçesi, 108 ayrı ülkede 3000’den fazla proje gerçekleştirmemiz bize benzersiz bir işletme teknolojik uzmanlık kazandırdı. Tüm bu süreçte değişmeyen tek şey ise, Polin’in müşteri ihtiyaçlarını karşılamaya verdiği öncelik oldu. Dolayısıyla ileriye dönük planlarımızı bu önceliğe göz ardı etmeden ele aldık. Bugün ve gelecek öngörülerimiz ve müşterilerimizin görüşleri sektörümüzde iki önemli küresel gelişmeyi işaret ediyor: A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlara tek elden ve entegre edilmiş çözümler üretmek ve sektöre yeni, adrenalini yüksek ürünler sunmak. Her iki konuda da liderliğimizi ve öncülüğümüzü önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi amaçlıyoruz.
restaurant 62 hotel & hi-tech
brand interview
PolIn
will grow further with R&D, innovation and technology
M
aintaining its leadership in the global market with more than 3000 water park projects in 108 countries, Polin is among the companies with highest production capacity in the world. We talked to Polin Waterparks Marketing & Corporate Communications Director Sohret Pakis about the investment plans and targets of the company, which exports 90 percent of its total turnover under its own brand.
Would you introduce Polin Waterparks company and give information about its services and activities?
Founded in Istanbul in 1976, Polin is a waterpark supplier that offers services from A to Z in design, production, engineering and assembly of water slides and water parks. It is the market leader in the global arena. Our company, which has completed more than 3000 water park projects with its own brand in 108 countries, has achieved many innovations in the global waterpark sector with its vision of “Always Innovative”, “Worldwide Superior Quality” and “Technology Leader”. Today, Polin has put its signature in many countries, even on the continent's largest and award-winning waterpark projects. We are proud that we produce with 100 percent domestic inputs, our idea, our own design, our own engineering and workforce and become the number one brand in our country who
sell to all over the world. Polin today has the world's largest water slide production plant on 35,000 m² land employing 500-person who produce its superior quality. We are the company with the highest production capacity among waterslide manufacturers globally.
Beside your domestic project network, you have many projects completed or ongoing abroad. As a Turkish brand, how would you interpret this power in the international market?
Our company has always emphasized on R&D and innovation since its establishment. Innovation is a lifestyle in Polin. For this reason, it was able to offer products that change the game in the sector such as 'King Cobra', the first self-themed water slide shown as a new milestone in the industry. Therefore, it brought the closed mold technology, which has not been done before, into the sector. Not only in the design of water slides, but also with innovations in water slide production technologies, we protect our name as the "technology leader" in the sector. For example, we have changed the production technology in water slides globally. Since 2006, Polin has started to produce its slides with RTM (Resin Transfer Molding) a closed
Sohret Pakis Polin Waterparks Marketing & Corporate Communications Director
mold composite production technology, which has important advantages such as obtaining a product with glossy surface and smooth, stronger but lighter, visual quality. This technology is the most advanced in slide production. Thus, Polin became the first and only water slide producer to produce using this production technique. Polin, which offers its entire product range with this technology, continues to be the sector leader. Polin slides enrich this technology with pattern, light and sound effects and offer a more exciting user experience.
be allowed to circulate. They also want their slides to look good. Why are these RTM slides so popular? They want those who do not slide from the slides and even those who walk around in the park find the slides worth watching. Apart from slide designs, there is a general trend theme and a story of the parks in the parks. And of course, technology integrated slides are on our agenda today. Augmented reality, virtual reality, gaming are becoming to be a part of water parks. Polin has good surprises in this regard. In this sense there are exciting developments in Turkey. Several of the projects in Turkey have been awarded with various international awards this year with these slides. American video shooting team of Extreme Waterparks have come to Turkey several times for the program. Many international publications this beautiful water park project in Turkey was subject to news programs. All of these make us very proud.
How do you evaluate the future of the sector as a supplier of tourism and entertainment sectors and witnessing the development in your industry?
Our industry is very dynamic and innovative. Innovation is a must! Investors prefer the attractions that are more exciting, impressive and visual in the foreground. This is the biggest challenge for water park investors as we also design water slide. Because they have to attract customers who come to the facility. Moreover, they have to improve customer loyalty, not for once. As Polin, while looking at our slide design, we are looking at what the guests coming to the water park want. We even made a recent market research on this and encountered the following results: First, visitors to the water park prefer the most exciting, heart-loving attractions, they want high-adrenaline slides. Secondly, they want interactive slides, they want to share the entertainment, experience with their spouses, children, siblings, friends. Third, they want themed slides. They want the slides to tell them stories. Fourth, they want high capacity slides. For this reason, we have designed slides where 4 or 6 people can slide at the same time. One of the most important priorities of parking operators is to reduce queues. At the same time, 4 or 6 people should
Do you have exports? Which regions do you focus abroad? Accordingly, could you briefly talk about your sales and marketing strategies? 90 percent of our turnover goes to export markets. In total 3000 water park projects in 108 countries were completed by Polin, from Iceland in the north to the South African Republic in the south. It has carried out hundreds of successful projects with its own brand in 103 countries extending from Canada to the east to Japan in the west, as largescale parks, indoor parks, hotel&resort packages, hundreds of successful projects from the largest to the smallest. We are a company that has become
a brand known in 105 countries and in an industry where innovation is indispensable and indispensable. I think the most critical factor in branding is innovation, technology and added value in your product, service and culture. A strong sales and marketing strategy and network and a good global communication network are also indispensable. Today, Polin is always close to the customer with its exclusive partners in 65 countries and offices in 10 countries with a minimum of 15 years of history. Of course, you need to explain them well, that is, you should use marketing tools well, it is imperative that you use local solutions and tools with a global understanding in many different geographies like us.
What are your company's overall growth strategy and targets and investments for this year?
As a global player in the industry, we position our efforts in this direction to maintain our innovation and technology leadership position. 43 years of industry history and more than 3000 projects in 108 different countries have given us a unique enterprise technological expertise. The only thing that has not changed in this whole process was the priority Polin gave to meeting customer needs. Therefore, we develop our forward-looking plans without ignoring this priority. Our current and future predictions and the opinions of our customers point to two important global developments in our sector: To produce integrated solutions for all needs from A to Z and to offer new and high adrenaline products to the sector. We aim to continue our leadership in both issues in the coming years.
restaurant 64 hotel & hi-tech
marka
Öztiryakiler 2020'ye yeniliklerle ANFAŞ'ta başladı
Tahsin Öztiryaki
T
ürkiye’nin en büyük hotelrestaurant-cafe (Horeca) sektör buluşması 31.Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı (AHE-ANFAŞ Hotel Equipment) 15-18 Ocak tarihleri arasında ANFAŞ Antalya Expo Center’da düzenlendi. Fuarda geniş standıyla dikkat çeken Öztiryakiler, bu yıla özel olarak tasarlayıp üretimini gerçekleştirdiği yeni ürünleriyle ziyaretçilerin akınına uğradı. Fuarda yeni akıllı kombi fırınların yanı sıra pastane fırınları, monoblock ve 700 Seri Ada, hazırlık ekipmanları, soğuk üniteler, bulaşık makineleri, chafing dishler, temizlik sistemleriyle ziyaretçilerden tam not alan Öztiryakiler, FAEMA ve WMF markalı dünyaca ünlü kahve makineleriyle de büyük beğeni topladı.
Öztiryaki: “Yoğun bir ilgiyle karşılandık” Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki, fuara ilişkin yaptığı değerlendirmede ANFAŞ Hotel Equipment Fuarı’nda yoğun bir ilgiyle karşılaştıklarını belirterek, “AHE, 40 yıldır Antalya bölgesine hizmet ediyor, bu anlamda Antalya mutfak sektörünün başlangıç şehri. Bu vesile ile kentin, endüstriyel mutfak sektörünün gelişmesine ciddi oranda katkı sağladığını biliyoruz. Fuara şeflerimizin, otel müdürlerimizin ve çok sayıda profesyonelin katıldığını görüyorum. Bu yılki organizasyonun geçtiğimiz yıllara göre çok daha geniş katılımlı olduğunu görmek memnuniyet verici. Öztiryakiler olarak fuara desteğimiz sürecek” diye konuştu.
Endüstriyel mutfak sektörünün öncü markası Öztiryakiler standında yeni ürünler teşhir edilirken, ziyaretçiler aynı zamanda kombi fırında pişen birbirinden lezzetli yemekleri ve bistronun enfes kahvelerini tatma imkanı buldu.
Öztiryakiler set to work with innovations at Anfaş for 2020
T
he 31st edition of Hospitality Equipment Trade Fair (AHEANFAS Hotel Equipment Fair), the largest meeting of HORECA sector in Turkey was held at ANFAS Antalya Expo Center, 15-18 January. With new products designed and produced specifically for this year Öztiryakiler brand attracted attention with its wide stand, and was flooded by visitors. In addition to the new smart combi ovens, the bakery ovens, monoblock products and 700 Seri Ada Öztiryakiler received great acclaim with the worldrenowned coffee machines FAEMA and WMF of Öztiryakiler, with their preparation equipment, cold units, dishwashers, chafing dishes and cleaning systems.
Öztiryaki: “We were greeted with great interest” Öztiryakiler Executive Board Member Tahsin Oztiryaki stated that they welcomed intense interest in ANFAŞ Hotel Equipment Fair while expressing his comments regarding the fair and said, “AHE has been serving Antalya region for 40 years, in this sense, Antalya is the starting city of the kitchen sector. On this occasion, we know that the city has contributed significantly to the development of the industrial kitchen sector. I see that our chefs, hotel managers and many professionals attended the fair. It is pleasing to see that this year's organization has a much larger participation compared to previous years. As Öztiryakiler brand, we will continue to support the fair.”
While the new products were exhibited in Öztiryakiler stand, a leading brand of the industrial kitchen sector, visitors also had the opportunity to taste the delicious meals and the delicious coffee of the bistro cooked in the combi oven.
restaurant 66 hotel & hi-tech
şefin gözünden
Misafirperver şef
Mustafa Özkan A
şçılık onda ata mesleği. Ailesinde baba, amca, dayı kim varsa tümden mutfak erbabı. Okul sıralarını yemek tezgahlarına takas edişi de bu köklü bağdan, 15’inde aşçı babayla yollara düşüp, profesyonel mutfaklara hevesle koşuşu da… İlk kendi başına pişirdiği omleti de sayar isek, profesyonel hayata ilk adımı, Bursa Kervansaray Otel’in a la carte restoranı Şef Mustafa Özkan'ın. Bursa Uludağ'da edindiği bu altı aylık komilik tecrübesinin ardından sırasıyla Olcay Otel ve Marmaris Altınyunus'un mutfaklarında komilik yapan Özkan,
yaş 20 olunca vatani görevi için Elazığ Keban'a gidiyor, anlattığına göre. Askerlik yeri, Keban Baraj Gölü'nün hemen kenarı olunca, ne üst düzey ziyaretler bitiyor ne de balıklı yemek menüleri... Ama bir güzel haber, balıklarla tam manasıyla ilk orada tanışıyor, Mustafa Şef. Hatta o güne kadar yavan bulduğu tatlı su balıklarını severek pişirmeyi o günlerde öğreniyor. Sonrası mı? Hangi mutfağa girse, menüsüne balık yemeklerini koymayı ihmal etmiyor, Özkan. Söz arasında, Bolulu şefin tercihleri arasında ise,
mevsiminde olmak koşuluyla kalkan, lüfer ve deniz levreği ön sırada geliyor.
“Her mutfağın bir karakteri var” Şimdilerde Radisson Blu Hotel Vadistanbul'un mutfağını yöneten profesyonel şefin askerlik sonrası ilk adresi, Renaissance Polat İstanbul Hotel oluyor. Onca mesleki tecrübeye rağmen, yine bir komi olarak üstelik de! Alaylı şefin bu konudaki duruşu çok net ve sabit! Bir görev üstlenirken, pozisyonu tam manasıyla hak etmenin önemini çizdiği sözlerinde, "Yeri geldiğinde mesleki olarak sıfır noktasına geri dönmeyi bilmelisin.
Çünkü bu hayatta her şirketin, her mutfağın, her insanın bir karakteri var. Yeni başladığınız yerin karakteristik yapısıyla bütünleşmek için sıfırlamak gerekiyor. Ben günü geldi, bulunduğum yere ayak uydurmak için bütün bildiklerimi unuttum. Mesela Renaissance Polat İstanbul Hotel'de 4-5 tane yabancı şefle çalışma imkanı buldum. Hepsinin de ayrı karakterleri, farklı reçeteleri vardı. O günlerde hepsini birlikte yaptık, denedik, notlarımızı aldık. Ne zaman ki kendi yolumu buldum, o reçeteleri kendiminkilerle yorumlayarak servis ettim" diyen Özkan, 1996 yılında komi olarak girdiği beş yıldızlı otelden yeni ufuklara açılmak üzere chef de partie pozisyonunda veda ettiğini anlatıyor.
Sert, detaycı, sonuç odaklı... Mutfağın karakterinden söz açılmışken, Mustafa Şef'e kendi karakteristik özelliklerini soruyorum. Mutfakta sert bir yapıya sahip olduğunu ancak bu yanının yeni jenerasyonla birlikte yıllar içinde törpülendiğini anlatan Özkan, mutfakta paylaşımın anlamını ve değerini çözenlerden. Şimdiki nesilin çok akıllı ve teoride başarılı olduğunu savunan Özkan, buna karşın günümüz gençlerinin algı problemi yaşadığını ve pratikte eksik kaldıklarını dile getirerek, "Ben de onların bu eksikliklerini
tamamlamaya ve yol gösterici olmaya çalışıyorum" diyor. Mutfağın sanatla sıkı bir ilişki içinde olduğunu söyleyen Mustafa Şef için yemeğe duygularla yaklaşmak önemli. Lezzet dünyasında başarının bir anahtarının da detaycılıkta saklı olduğunu söyleyen Mustafa Şef, "Kim daha fazla detay görebiliyorsa o daha başarılı olur" diyor. Başarıda sonuç odaklı yaklaşımın gücüne inanan şefin olmazsa olmazları arasında ise eldiven takıntısı geliyor. Mutfakta eldiven kullanmayı sevmeyen Mustafa Şef, "En hijyenik el, sabunla yıkanmış temiz bir eldir" diyor. Çünkü ona göre, çok da hijyenik bulmadığı eldivenle ne ürüne dokunmak ne de yemeğe pozitif enerji vermek nerdeyse imkansız!
“Tekelci dernekçiliğe inanmıyorum” Anlattığına göre, Özkan özgürlüğüne düşkün de bir şef aynı zamanda. Mutfakta onu bilindik kalıpların içine sokmak pek de mümkün değil mesela. Biraz da bu yüzden sektör içindeki dernek yapılanmalarına karşı olduğunu anlatan Özkan, günümüz derneklerinin tekelci bir zihniyetle sektörü domine etmeye çalıştığını söyleyerek, "Şu anda hiçbir derneğe üye değilim. Bunda, gönülden yapılmadığını düşündüğüm ve çıkarların esas tutulduğu dernek
2018 yılı başından bu yana Radisson Blu Vadistanbul Hotel'in Executive Şefliğini yapan Mustafa Özkan'ın gelecekte aşçılık mesleğini kendi müessesinde idame ettirmek gibi bir ideali yok! Ömrü elverdiğince kariyerini otel mutfaklarıyla sürdürmek istediğini söyleyen Özkan, bugüne kadar elde ettiği bilgi ve birikimi genç nesillere aktarabildiğince mutlu oluyor. Çünkü onun için başarı tek başına kazanılmış bir galibiyet değil. “Ekip ne kadar iyiyse o kadar başarılı iş çıkar” diyen Özkan, “Motive olmuş iyi bir ekiple başarı ve şampiyonluk kaçınılmaz olur. Çünkü bazen de ekibin kadar başarılısın” diyor.
restaurant 68 hotel & hi-tech
şefin gözünden Hotel Kayseri, Four Point by Sheraton İstanbul, İzmit ve İzmir otellerinin açılışını yapıyor. Devamında Crowne Plaza Florya Oteli'ne executive şef olarak transfer olan Özkan, 2018 yılından bu yana ise, yine bir açılış oteli olan Radisson Blu Vadistanbul'un mutfağını yönetiyor.
Menüyü lokasyona göre belirliyor Artaş, Evyap ve İnvest ortaklığıyla Eylül 2017'de hayata geçirilen Vadistanbul, orman manzaralı kafe ve restoranlarının yanı sıra, açık hava alışveriş caddesiyle de ziyaretçileri için keyifli bir buluşma noktası. Yaklaşık 25-30 restoranın konumlandığı yaşam merkezinde, Radisson Blu Vadistanbul mutfağı olarak menüyü lokasyon taleplerine göre oluşturduklarını belirten Mustafa Şef, "Bir havalimanı otelinde çalışsam, menüyü o bölgenin dinamiklerine göre hazırlarım. Şu an biz ne yapıyoruz derseniz, mutfağın özüne sadık kalarak; uygulanabilir, sürdürülebilir ve fiyat odaklı bir menüyü misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Misafir talebine ve organizayonun şekline göre Vadi'deki restoran mutfaklarının bir karmasıyız aslında. Misafirlerimiz Uzakdoğu'dan Fransız mutfağına, İtalyan'dan Akdeniz mutfağına kadar mevsimlik her türlü lezzeti otelimizde tadabiliyor." faaliyetlerinin etkisi büyük. Ben özgürlüğü seviyorum, bağlılıksa hiç bana göre değil" diyor ve ekliyor: "Türkiye'de her şey güzel başlıyor. Ne zamanki insanlar işin popülaritesinden payına düşeni alıyor, iş icraata geldiğindeyse herkes kayboluyor. Türkiye'de dernekçiliğe inanmadığım için de uzun zamandır yokum."
“BigChefs'i İstanbul'a getirenlerdenim” Mesleki yolculuğunda her bir adımını iyi bir şef olmak motivasyonuyla kuvvetlendiren Mustafa Şef'in kariyer yolculuğuna kaldığım yerden devam ediyorum. 2008 yılının başında Renaissance Polat İstanbul Hotel'den ayrıldıktan sonra yine bir açılış oteli olan Holiday Inn Airport Hotel'in mutfağına Sous Şef olarak giriyor. Ardından BigChefs ekibine dahil oluyor. O sıralar marka, henüz ülke sınırlarını aşmamış, Türkiye’de dört
şubesiyle hizmet veriyor. O süreçte BigChefs'i Ankara’dan İstanbul'a getiren isimlerden biri olan Özkan, önce Etiler'in, arkasından da Beyoğlu Tünel'in açılışında bulunuyor. Ne var ki restoran mutfaklarının olumsuz çalışma koşulları şefe ağır geliyor, restorancılık defterini kapatarak, o çok keyif aldığı otel mutfaklarına yeniden dönüş yapıyor.
Artaş Grubu ile tanışıyor Mutfak camiasında 'en misafirperver şef' olarak tanımlayabileceğim Mustafa Özkan'ın BigChefs'ten sonraki durağı, Artaş Turizm Yatırımları Grubu oluyor. Şefin sözünü ettiği dönem, grubun Kayseri'de açmayı planladığı Radisson Blu Hotel'in daha hazırlık süreci ki, grup, şefi ilk olarak İstanbul'da bir site içine yatırım yaptıkları restoranı açmakla görevlendiriyor. "Açılışların Şefi" dedim ya, Mustafa Özkan ardından sırasıyla Radisson Blu
15 yıllık evli ve iki erkek çocuk sahibi olan Mustafa Özkan, aile mesleğini babadan oğula devretme sevdasında bir şef değil asla! O kadar ki, uzun yıllar severek idame ettirdiği aşçılık mesleği kendiyle son bulsun istiyor artık. Şefin bu kararında elbette çocuk denecek yaşlarda başladığı işin zorlukları gibi, geleceğin umut veren cazip iş fırsatlarının da etkisi büyük. Kendi gibi yemek dünyasına ilgi duyan büyük oğlu için mutfağı bir hobi olmaktan öte görememesi de bundan sebep benim anladığım. Ya evde yemek pişirmeyi seviyor mu? Usta şef, eve iş taşıyanlardan da değil! Mustafa Özkan, ailece geçirilecek bir sabah kahvaltısı yahut bir misafir ağırlaması sebebi ile mutfağa girdiğini anlatıyor ve ekliyor: “İş başka, ev başka. Her şeyin yeri ayrı. Benim evimin de, mutfağımın da tek sahibi eşim. Onun yemeklerini büyük bir keyifle yiyorum.”
Tabakta asimetrik çalışıyor İşinde özgürlüğünden ödün vermeyen Mustafa Özkan, asimetrik sunum tarzıyla ruhunu direkt olarak tabağa geçirebilen bir şef. Tabakta denge, görsellik ve lezzetin ayrılmaz bir parça olduğunu anlatan Mustafa Şef, lezzeti yakalamanın püf noktaları olarak, mevsimsellik ve doğru ürün kullanımına dikkat çekiyor. Çünkü onun için bir tabağın başarısı en çok
da lezzetine bağlı... Kendini İtalyan, İspanyol ve Yunan mutfaklarına yakın hisseden Mustafa Şef'in ya pişirme kıstasları? Yemeklerini çoğunlukla ızgara ve terletme sistemiyle pişiren Özkan için et, balık ve tavuk gibi ürünlerin asıl lezzeti suyunda. Suyun kesinlikle kaçırılmaması gerektiğini söyleyen Mustafa Şef, "Pişirme deyip geçmemek lazım. Bu da ancak deneyimle kazanılıyor" diyor.
restaurant 70 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Kütahya Porselen Gastronomi Günleri’nde 50. yılını kutladı Gastronomi sektörü profesyonellerinin ve iş ortaklarının konuk edildiği, bu yıl 4. kez düzenlenen Kütahya Porselen Gastronomi Günleri programı, 9-12 Ocak tarihlerinde NG Afyon’da gerçekleşti. Kütahya Porselen, Gastronomi Günleri 2020 programında 50. yılını da konuklarıyla birlikte kutladı.
4
testler ile bünye ve sır uyumunu sürekli kontrol altında tutarak her daim sağlıklı ürünleri pazara sunuyoruz.’’ İfadelerini kullandı.
50 şefin katıldığı Gastronomi Günleri 2020 programı, NG Kurucu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Güral ve Şef Rafet İnce’nin toplantı açılış konuşmalarıyla başladı. Toplantıya katılamayan Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli ise bir video kaydıyla konuklara seslendi. Toplantının ardından gastronomi sektörünün duayen isimleri ‘‘Ustaya Saygı’’ isimli önemli bir panel gerçekleştirdi ve Kütahya Porselen’in 2020 kreasyonu tanıtıldı.
Sürmeli: “Koleksiyonlarımızı sizlerle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz”
Güral: “20 saniyede 12 kişilik bir yemek takımı üretebiliyoruz”
Gülden Güral, toplantı açılış konuşmasında: ‘‘Kütahya Porselen Ailesi olarak 50 yılı geride bıraktık ve yarım asırlık serüvenimize çok hikâyeler sığdırdık. Bu süre içinde hızla gelişen teknolojimiz sayesinde, sadece 20 saniyede 83 parçadan oluşan 12 kişilik bir yemek takımı üretebiliyoruz. Bu ürünlerimizi başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 72 farklı ülkeye ihraç ediyoruz. Çin’den ülkemize pek çok ithalat yapılırken biz
Çin’e ihracat yapıyoruz. Üretimde ve ürün geliştirmede en önem verdiğimiz konu her zaman sağlık. Ürünlerimizin gelişim aşamasından üretim aşamasına uzanan tüm kısımlarında nihai üründe yaptığımız
Toplantıya katılamayan ve bir video aracılığıyla konuklara seslenen Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli: ‘‘Tasarım ve üretim aşamasındaki arkadaşlarımla birlikte yeni koleksiyonlarımızı sizlerle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Umut ediyorum ki sizlerin öngörüleriyle sektöre yön verecek olan tasarımlarımızı hep birlikte hayata geçirerek, sizlerin hünerli ellerinizden çıkan lezzetlerle buluşturabiliriz. Bu aşamada emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum’’ dedi.
Güral: “Şeflerimiz turizmde başarının anahtarı”
NG Kurucu Başkanı Nafi Güral, gastronomi profesyonellerine bir jest yaparak,
Kütahya Porselen 2020 kreasyonu tanıtıldı Kütahya Porselen, nano ve reaktif ürünleri olmak üzere en yeni koleksiyonlarını sektör profesyonelleriyle buluşturdu. Porselen ürünlerde ilk kez uygulanan bir teknoloji ile üretilen “Galaxy koleksiyonunun” lansmanını ilk kez Gastronomi Günleri’nde gerçekleştiren marka, beğeni topladı. Design Turkey 2019’da Üstün Tasarım ödülüne layık görülen, ünlü tasarımcı Kunter Şekercioğlu’nun imzasını taşıyan Ayla ve Kütahya Porselen’in yetenekli tasarımcıları Şenol Duman ile Fatih Özger tarafından tasarlanan Aura koleksiyonu en beğenilen seriler arasında yer aldı.
UNESCO gastronomi şehri Afyon gezisi Kütahya Porselen, Türkiye’nin en ünlü şeflerini Afyon’un tarihi güzellikleri ve lezzetleriyle tanıştırdı. Şefler; tarihi Taşhan Alem-i Çarşısı, Sultan Dîvânî Mevlevîhâne Müzesi, Afyon konakları ve tarihi sokakları, Uzun Çarşı ve Bedesten Çarşısı başta olmak üzere Afyonkarahisar’ın lezzet durakları arasında yer alan Salim Usta, Ahçı Bacaksız, Lokum Atölyesi, Sucuk Sarayı, Erkmen Hanımeller Konağı’nı ziyaret ettiler.
açılış konuşmasını şef üniformasıyla gerçekleştirdi. Güral konuşmasında: ‘‘Biz bu üniformaları bir değer olarak kabul ediyoruz. Burada sektörün önde gelen insanları var. Hem üretenleri hem satanları hem de kullananları. Üretenler olarak biz, çok sayıda arkadaşımla çalışıyoruz. Onlar bütün güzellikleri yaratıyorlar ve bu güzellikleri sizlere sunuyorlar. Ürünlerimizi yapan çalışma arkadaşlarımız, kendi evlerine gösterdikleri özeni işlerine gösteriyorlar ve bu başarıların elde edilmesinde çok önemli hizmetleri oluyor. Ne kadar çok ve güzel şeyler üretirseniz üretin bunları satamıyorsanız hiçbir anlamı yok. Bu nedenle bizimle beraber çalışan iş otaklarımıza da teşekkür ediyorum. Tabii bütün bu güzelliklerin kullanılması için en önemli güç şeflerimizdir. Turizmde de başarının anahtarı sizlersiniz’’ dedi. Executive Şef Rafet İnce ise konuşmasında porselende sağlığın ve tasarımın önemine değindi.
2020 Gastronomi Trendleri ‘’Ustaya Saygı’’ panelinde konuşuldu
Bu yıl ki Gastronomi Günleri programında ‘‘Ustaya Saygı’’ başlıklı bir panel düzenlendi. Panele gastronomi sektöründe önemli işlere imza atan: Araştırmacı ve Yazar Vedat Başaran, Araştırmacı ve Yazar Nevin Halıcı, Hünkâr Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Ügümü, Karaköy Güllüoğlu Baklavaları Yönetim
Muhteşem gala gecesi
Kurulu Başkanı Nadir Güllü, Swissotel The Bosphorus İstanbul Executive Şefi Ali Ronay, Frankie Restaurant Executive Şefi Melih Demirel ve Spago İstanbul Executive Şefi Cihan Kıpçak konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü Vedat Başaran’ın üstlendiği panelde, geleneksel Türk mutfağı ve yeni nesil gastronomi trendleri hakkında konuşuldu. Panelin ardından NG Kurucu Başkanı Nafi Güral panelistlere teşekkür ederek, plaketlerini sundu.
Gastronomi Günleri’nin gala gecesinde, Afyonkarahisar’ın bilinen bir şehir olduğunu ama şehrin özelliklerinin pek fazla bilinmediğini söyleyen Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz: “Kütahya Porselen ailesinin 50. yaşını kutluyorum. Bu başarının devam etmesini diliyor, tüm Kütahya Porselen ailesini tebrik ediyorum” dedi. Gecede bir konuşma yapan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek ise Afyonkarahisar’ın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na katılması süreci hakkında bilgi verdi. Başarılı iş ortaklarının ödüllendirildiği gala gecesinde, Türkiye ve bölge ciro ödülleri sahiplerine takdim edildi. Geçen yıl Kütahya Porselen ile Chef Taste Of kataloğuna imza atan şeflere, tasarımcı Kunter Şekercioğlu, Şenol Duman ve Fatih Özger’e Erkan Güral ile Gülden Güral tarafından teşekkür plaketleri sunuldu. Ardından Kütahya Porselen’in 50. yılına özel olarak hazırlanan ve büyük bir porselen üretim fırını görünümünde tasarlanan pasta konuklarla birlikte kesildi. Bol ödüllü ve eğlenceli gala gecesinin sonunda, sanatçı Bülent Serttaş’ın muhteşem yorumuyla konuklar müzik ziyafeti yaşadılar.
restaurant 72 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri sahiplerini buldu Türkiye’nin köklü sivil toplum kuruluşlarından Mutfak Dostları Derneği, “Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri”ni, 10 kategoride sahipleri ile buluşturdu.
T
ürkiye’nin en eski sivil toplum kuruluşlarından biri ve gastronomi alanının saygın temsilcisi olan Mutfak Dostları Derneği, geçtiğimiz yıl üç onur ödülü vererek başlattığı “Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri”ni, bu yıl sekiz dalda sahipleri ile buluşturdu. 18 Ocak 2020 tarihinde Moda Deniz Klübü’nde gerçekleşen ve Fransız şef Laurent Capdeville’in “Şefin Mutfağı; Par is tanbul” temasıyla sunduğu gala yemeği ile sahiplerini bulan olan ödüller şu kategorilerde verildi: 1. Yılın Türk Şefi – Osman Sezener, Od Urla 2. Yılın Yabancı Şefi – Fabio Brambilla, D.ream Grup Mutfak Direktörü 3. Yılın Genç Şefi – Murat Deniz Temel, Alaf 4. Yılın En İyi Geleneksel Lokantası – Kısmet İzmir 5. Yılın En İyi Yabancı Konsept Lokantası – Shang Palace, Shangri La Bosphorus
6. Yılın En İyi Tek Ürün Geleneksel Lokantası – Bayramoğlu Döner 7. Yılın En İyi Pastanesi / Tatlı evi – Orkide Pastanesi, Gaziantep 8. Yılın En İyi Ürün Satış Noktaları (Yiyecek&İçecek) – Çemen’s Gurme, Kayseri Gecede, jüri özel ödülünü Anadolu mutfağına getirdiği çağdaş yorumlarla şef Deniz Şahin, Mutfak Dostları Derneği kurucularından Tuğrul Şavkay’ın anısını yaşatmak üzere verilen “Tuğrul Şavkay Başarı Ödülü”nü ise, sürdürülebilir tarıma ve yerel üretimin öncü ismi, Gürsel Tonbul aldı.
Bir sivil toplum kuruluşunun başlattığı ilk ödül
“Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri”, Türkiye’de gastronomi alanında bir sivil toplum kuruluşunun başlattığı ve organize ettiği ilk ödül programı olma niteliğini taşıyor. Bu yönüyle tamamen objektif kritereler
ile işleyen ödül sistemi, sekiz kategorinin her biri için ön jürinin önerilerinin ana jüri tarafından değerlendirilmesi yöntemine dayanıyor. Ödül törenine ilişkin olarak Mutfak Dostları Derneği Başkanı Zeynep Kakınç şunları söyledi: “Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri’ni bu yıl tüm kategorileriyle hayata geçirmiş olmaktan çok mutluyuz. 2020, derneğimizin 30.yılı yılı olması nedeniyle de bizler için ayrı bir önem taşıyor. 18 Ocak akşamı verilen ödüllerin ülkemizin gastronomi sahnesinde sürdürülebilir ve güvenilir bir referans olmasını hedefliyoruz, zira Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri, bu alana 30 yıldır yoğun katkı sunan bir sivil toplum kuruluşu tarafından veriliyor. Bu, ülkemizde bir ilki temsil etmesi bakımından hayli önemli... Dilerim sonuçlar da, bu alanda yılmadan, titizlikle çalışan kişi ve kuruluşları motive ederek gastronomi dünyamızın çıtasının daha da yükseğe çıkmasına destek olur.”
restaurant 74 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Gastronomi kültürleri birleştirdi Le Cordon Bleu, 2020 Gastronomi Trendleri’ni 125. Yılın Işığında ve “Kesişimler” temasıyla buluşturdu…
M
utfakta prestij ve mükemmelliğin simgesi Le Cordon Bleu’nun ünlü mezun şefleri ve sektörün kanaat önderleri; 2020 gastronomi trendlerini 125. yılın ışığında ve “Kesişimler” teması altında buluşturdu. 9 Ocak 2020’de Fransız Sarayı’nda yapılan 4. Gastronomi Trendleri toplantısında gastronominin multi disipliner yönü ve kültürleri birleştirme gücü anlatıldı. 2012 yılında Özyeğin Üniversitesi’nin çatısı altında açılan Le Cordon Bleu-İstanbul’un düzenlediği toplantıda; gastronominin sadece yemekten ibaret olmadığının altı çizilirken tarım, coğrafya ve sanatı barındıran bir sektör olduğu vurgulandı. Le Cordon Bleu mezunu ünlü şeflerin ve gastronomi alanında uzmanların katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu, “Dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerin kesişim noktası olan
birçok farklı alanlarla iş birliği içinde olmak ve bu minvalde ilerlemek önümüzdeki yılları etkileyecek bir ana akım olacak” dedi.
Buchwalter: “Le Cordon Bleu ve Özyeğin Üniversitesi’ni tebrik ediyorum”
Le Cordon Bleu’nün bu yıl 125. yılını kutluyoruz. Bu vesile ile bu yılki Gastronomi Trendleri Buluşmamızda, gastronominin multi-disipliner yaklaşımı ile dünyanın farklı ülkelerinde eğitimlerini tamamlamış mezunlarımızın kendi yolculuklarında ne gibi kesişimler deneyimlediğinin paylaşmalarını istedik. Çünkü inanıyoruz ki, değişen/gelişen dünyada kültürel, coğrafi ve etnik unsurların etkileşiminin yanı sıra tarım, antropoloji, sanat ya da teknoloji gibi
Toplantıya ev sahipliği yapan Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Sayın Bertrand Buchwalter ise Fransa Sarayı’nda, Gastronomi Trendleri Buluşması vesilesiyle, konuklarını ağırlamaktan son derece mutlu olduğunu belirterek şunları söyledi, “Bugün, konumuz “Gastronomi 2020 trendleri ve kesişimler”. Etimolojik olarak baktığımızda, Gastronomi, kelime olarak içinde kesişimleri barındırıyor. Fransa Başkonsolosluğu olarak gastronomiye verdiğimiz önemi ve bu çerçevede düzenlediğimiz etkinlikleri duymuşsunuzdur. Goût de France bunlardan biri. Geçtiğimiz sene, Türkiye’den 50’den fazla restoran katılım sağladı ve dünya
çapında yedinci olduk. Bu yıl, daha fazla restoranın katılımıyla, Türkiye’yi, Goût de France sıralamasında, dünya birincisi yapmayı amaçlıyoruz. Son olarak, Le Cordon Bleu ve Özyeğin Üniversitesi’ni, huzurlarınızda, yaptıkları çalışmalar ve sundukları eğitimler için tebrik etmek istiyorum. Le Cordon Bleu, bu yıl, 125. yılını kutluyor ve senenin ilk etkinliğinin Fransa Sarayı’nda yapılmasından dolayı mutluyum.”
Mezun şefler hikayeleriyle ilham verdi Toplantı için Venezüela’dan İstanbul’a gelen ünlü Pasta Şefi Maria Evans Amazon’da kakao yerine kullanılan endemik bitki “copoazu” ile yaptığı petit-four’larla büyük beğeni aldı. Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici Eğitmen Şef Erich Ruppen, yenilik arayışındaki şeflerin kendilerini diğerlerinden ayıracak şeylerin peşinde olduklarını söyledi. Sosyoloji eğitiminden sonra Le Cordon Bleu Fransa mezunu olan ve devamında yoğun olarak yerel ürün ve Anadolu mutfak kültüründen ilhamlar alan şef Aylin Yazıcıoğlu, kendi mutfağının tam bir kesişim hikayesi olduğunu anlattı. Aşçılık, göç, yerel mutfak kültürü, modern teknik sunumları ve koku üzerine çalışan şef Umut Karakuş ve ortağı Fırat Gürcüoğlu da tasarımın göbeğinde mutfağın olduğunu belirttiler. Karakuş, “İyi bir gözlemci iseniz kesişimleri iyi anlarsınız ve bu kesişimler hayatınıza yeni kapılar açabilir” dedi. Rakılı çikolata üretimi ile Dünya Çikolata Ustaları yarışmasında “çikolata, çikolatalı pasta ve gösteri çikolatası kategorilerinde” birincilik alan Gamze Baş çikolatanın kendisi için bir büyü olduğunu belirtti. Gıda mühendisi, televizyon programcısı, gezi yazarı Ebru Erke gastronominin medya ile kesişiminden bahsetti. İtalyan şef Francesca Rosa, kesişimin kendisi için Türkiye’deki kadın hikayelerini yemekle anlattığını söyledi. Venezüela’lı ünlü Pasta Şefi Maria Evans Amazon’un kakao yerine kullanılan endemik bitkisi “copoazu” ile yaptığı petit-four’larla büyük beğeni aldı. Gastronometro’dan Elif Günay ürün ve strateji geliştirme, genç girişimci Ece Cankat ise şarap eşleşmesi ve yemek üzerine konuştu. Art Café’nin sahibi Mimar Şeyda Tomruk pasta üretimi ve kesişim üzerine konuşurken, blogger, Blondie Şef İzem Armağan sektörde konum değiştirip yaratıcı kısma geçmesinin öyküsünü anlattı. 4. Gastronomi Trendleri Buluşması’nın moderatörü Semen Öner kesişimin hayatımızın her alanında mutlaka yaşandığını ve mutfak işinin fizik, kimya, matematik gibi alanlarda bilimle kesiştiğini söyledi.
restaurant 76 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
Puratos, Türkiye’de ekşi maya üretimine başlıyor Dünya çapında pastacılık, ekmekçilik ve çikolata sektörlerine kaliteli ürünler ve çözümler sunan Puratos, Ortaköy Feriye’de düzenlediği etkinlikte Türkiye’de ekşi maya üretimine başlayacağını duyurdu.
P
uratos’un Ortaköy Feriye’de düzenlediği etkinlikte, Türkiye ekmekçilik sektöründen katılımcılar yer aldı, sektörün önde gelen isimleri ekşi maya hakkında bilgilendirici ve keyifli konuşmalar yaptı. Puratos Türkiye Genel Müdürü Bora Akın ekşi mayanın kültürel değerlerinden bahsedip şöyle dedi: “Puratos olarak, 4 kıtada 100'den fazla ülkede ekmekçilik, pastacılık ve çikolatacılık alanlarında tam 100 yıldır ürün ve hizmet sunuyoruz. Türkiye’de de uzmanı olduğumuz bu alanlarda sadece ürünlerimizi değil; bilgi, birikim ve deneyimimizi de 33 yıldır ekmeğin, pastanın ve çikolatanın ustalarıyla paylaşıyoruz. Bugün Puratos Türkiye olarak sizinle ekşi mayalı ekmek konusunda ülkemizde gerçekleştireceğimiz yatırımın müjdesi ve heyecanını paylaşmak, Türkiye’de üretimine başlayacağımız ekşi maya ürünlerimizin ve bunların ardında yatan binlerce yıllık hikayenin yolculuğunu birlikte yapmak üzere buradayız. Ocak 2020 itibariyle Türkiye’de ekşi maya üretimine başladık. Türkiye’ye bu alanda yaptığımız yatırımı geliştirmek üzere bu ay içinde İzmir’de yeni bir ekşi maya üretim tesisinin temellerini atacağız. Amacımız, ekmek ustalarının tüketicinin beklediği geleneksel lezzette ve yüksek
kalitede ekşi mayalı ekmekleri üretebilmesini sağlamak.”
Smedt: “Ekşi mayaları muhafaza ederek, gelecek nesiller için biyoçeşitliliği koruyoruz”
Bu etkinliğe katılmak için Belçika’dan gelen Puratos Ekşi Maya Kütüphanecisi Karl de Smedt, dünya ekşi maya mirasından bahsederek “Ekşi mayalar yaşayan mikroorganizmalar barındırır. Bu canlılar oldukça hassas oldukları için korunmaya ihtiyaç duyuyorlar. Biz de Puratos Ekşi Maya Kütüphanesi’nde ekşi mayaları muhafaza ederek, gelecek nesiller için biyoçeşitliliği koruyoruz. Ekşi mayalar geçmişte de vardı, bugün yeniden canlanıyorlar ve çoğu insan bu mucizeyi yeniden keşfediyor. Ekşi maya ekmeğin daha lezzetli, kaliteli ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Her ekmek içinde güzel lezzetler barındırır, ancak ekşi maya
Bora Akın Puratos Türkiye Genel Müdürü
ekmekte seviye atlatır.” diye konuştu. Etkinlikte Türkiye’de ve dünyada ekşi maya geleneği, ekşi mayanın dünü bugünü, geleceği ve önemi gibi konular öne çıktı. Puratos ekşi maya elçisi Morgan Clementson tarafından düzenlenen workshop’ta Puratos’un 100. yaşına özel ekşi mayalı ekmek yapıldı. Katılımcılar toplantıların sonunda fırından taze çıkan ekmekleri tatma fırsatı buldu. Büyük beğeni toplayan 100. yıl özel ekmeği çok konuşuldu.
1919’da Belçika’da kurulan Puratos, dünyada ekşi maya mirasının varisi olarak biliniyor. 5000 yıldır var olan fermantasyon temelli ekşi maya, mükemmel lezzette geleneksel ekmeklerin yapımı için kullanılıyor. Bu mirasın yaşatılması amacıyla gönüllü çalışmalar yapan Puratos, ekşi maya üretimiyle de Türkiye’ye de yatırım yapan, istihdam oluşturan bir şirket.
restaurant 78 hotel & hi-tech
Gustonun Yorumu
Orkun Bulut Beeves Brasserie Ataşehir, Kobe Beef müdavimlerini bekliyor Son dönemin modası steak house’leri restoran kültürüyle yayan ilk markalardan biri olan Beeves, 2020’ye yeni brasserie konseptiyle girdi. Kasapların önde olduğu, bağırış çağırış şovlardan rolan rahatsızlığı belirten Sidar Budak insanların et ağırlıklı iyi yemek yiyip sosyalleşebilecekleri bir kurgu oluşturmak için böyle bir şube açtıklarını söylüyor.
Şarküteride günlük ürünler 1500 metrekarelik alanıyla Türkiye’nin en büyük steakhouse’u Beeves Brasserie Ataşehir, girişindeki büyük şarküteri bölümünde etineniyisi.com ürünlerini satıyor. Bu bölümde bulunan ilik suyu şişeleri özellikle bu mevsim oldukça ilgi görüyor. Markanın bir diğer fenomen ürünü mozzarellalı sosis, kavurma gibi ürünler günlük taze olarak yapılıyor. Şarküteri bölümünün hemen arkasında bulunan açık mutfaktaki büyük ızgarada usta şefler etleri en uygun sürede pişiriyor. Bu kalabalık ekibin içerisinde bir hanımefendi göze çarpıyor. Kendisi Budak’ın tabak süslemekte katkı aldığı pastacılık mezunu biri. Lezzeti görsellikle birleştirmek için böyle ters köşe yönteme gitmiş. Mekanın yüksek tavanının verdiği o ferah havayı uzun sanat eserleri tamamlıyor. Arka taraftaki duvara işlemeli özel bir arenadaki boğa çalışması var. 12’şer metrelik, 20 tabureli barı, orman temalarının ağırlıkta olduğu özel el yapımı duvar boyalarıyla mekanın içinde başka bir sosyal alan hissi veriyor. Dış bahçeyse yeşiller arasından Ataşehir’i bütünüyle görebiliyor.
Steakhouse algısı değer kaybediyor 5 yıl sonra bu şubeyle tekrar şef önlüğü giyen Sidar Budak steakhouse algısının son dönemki değişik şov amaçlı hareketlerle değer kaybettiğini belirtiyor. Steakhouse kültürünün sahip olduğu kalite ve hizmet anlayışını değerli misafirlerine Ataşehir şubesinde sunarak onlara keyifli anlar yasatmaktan mutluluk duyduğunu, menüsünde yaptığı revizeler ile brasserie olarak daha geniş kitlelere hizmet vermeyi
amaçlıyor. Tekrar şef önlüğü giymesi konusunda “Şubelerimizde veremediğimiz özel lezzetlerimiz burada olacak. Sahip olduğumuz özel tatlar, reçetelere yansıyarak a la minute yani yerinde dokunuşları kendim yapmak istedim. Sahip olduğumuz mükemmel ızgara bilgisine sahip ekibimize özellikle süsleme ve özel yeteneklerini katan şeflerimizle harmanladık. Konusunda uzman şeflerle de mükemmel ürünleri misafirlerimize sunmaktayız” dedi.
Japon ustasından öğrendiği tekniği geliştirdi Markanın bir diğer özelliği ise, dünyanın en lezzetli eti olarak bilinen Kobe Beef’i Türkiye’de ve tek getirip müşterisiyle buluşturması. Brasserie konseptine özel olarak bu eti farklı da sunacak. Sidar Budak, Kobe Beef’i tedarik edip, pişirme tekniğini öğrendiği şef Waku Gin’in tekniğini güncelledi. Tepenyaki tavalarda yapılan bu eti uygun ısıyı kontrol ettiği kömür üzerinde pişirerek ete farklı bir lezzet ve rahvan kattı.
restaurant 80 hotel & hi-tech
gastro aktüel
Adana HiltonSA’ya yeni executive chef Modern konaklama sektörünün öncüsü Hilton’un Adana’daki ilk oteli Adana HiltonSA, mutfağını ödüllü kitapların yazarı, deneyimli şef Mehmet Soykan’a emanet etti. Burhan Felek Lisesi mezunu olan Bolu doğumlu Soykan, 2012-2014 yılları arasında Master Chef Trainers ve Master Chef alanlarında sertifikalar aldı. İtalyan, Fransız ve Uzak Doğu mutfaklarına hakim olan ve dünya trendlerini yakından takip eden Soykan, üzerine uzun yıllar boyunca derinlemesine araştırmalar yaptığı ve makaleler yazdığı Türk ve Osmanlı mutfağında da iddialı. Beş yıldızlı otelin mutfağını kendine has dokunuşlarıyla şekillendirecek olan şefin önceliği ise menülere kendi mevsiminde meyve ve sebzelerinin kullanıldığı sağlıklı reçeteler eklemek olacak.
Köklerde başlayıp, dallarda yeşeren dostluk Ayvalık’ta yaptığı yatırımla 10 yıl önce sektöre giren Güven Asa Zeytinyağları, yeni markası Asiltane’yi tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Türkiye’nin ilk ve tek A+ üretim tesisi ile sofralara keyifli bir lezzet sunan Asiltane, sağlıklı ürünleri ile gelecek nesillere de fayda sağlamayı hedefliyor. Asiltane Zeytinyağları; Limited” Özel Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma, Erken Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma, Soğuk Sıkım Natürel Sızma ve Natürel Sızma Zeytinyağları olmak üzere dört ayrı ürün kategorisi ile sofralarda yerini alıyor. Kendi bahçelerinden zeytinlerin toplanmasıyla başlayan ve üretimin hemen ardından şişelenmesi ile tam 2 saat 47 dakikada tamamlanan bir serüveninin eseri olan Asiltane Limited Özel Hasat Soğuk Sıkım Natürel Sızma Zeytinyağı sınırlı sayıda üretildi. Ürün, Asiltane’nin sürdürülebilirlik ilkesi kapsamında, her sene daha iyisini hedefledikleri bir AR-GE çalışması özelliği taşıyor.
“İyi ki Kış Geldi” dedirten lezzetler “Hepimizin Ortak Noktası” Kahve Dünyası, kışın soğuğunu birbirinden lezzetli içecekleriyle sıcacık bir mutluluğa dönüştürüyor. Kahveleriyle olduğu kadar spesiyal içecekleriyle de herkesin beğenisini kazanan Kahve Dünyası, sıcak çikolatası ve salebiyle de kalpleri fethediyor. Türk lezzet kültürünün vazgeçilmezlerinden biri olan salep, sadece içinizi ısıtmakla kalmıyor, lezzetiyle “İyi ki kış geldi” dedirtiyor. Kahve Dünyası’nın tadına doyulmaz salebi, Kastamonu’nun dağlık bölgelerinde yetişen orkide bitkisinin köklerinden elde edilen gerçek salep ve tam yağlı sütle taze olarak hazırlanıyor. Alışkanlık yapan bu muhteşem lezzet mis kokulu tarçınla tamamlanıyor. Kahve Dünyası’nın her yaştan misafirinin severek tükettiği sıcak çikolatası ise “gerçekten” çikolatadan hazırlanıyor. Gana ve Fildişi Sahili’nden gelen yüksek kaliteli kakaolardan elde edilen kuvertür çikolata tam yağlı sütün içinde eritilerek muhabbetleri tatlandırıyor.
Marriott Şişli’de hamsiye doyacaksınız! Karadeniz’in gözdesi, omega-3 ve protein bakımından zengin, en sağlıklı balıkların başında yer alan hamsi 20 Ocak – 28 Şubat tarihleri arasında İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin Usta Şefleri tarafından hazırlanan özel bir menü ile The Dish Room Restoran’da lezzet tutkunlarıyla buluşuyor. Sevilen Karadeniz spesiyallerinden etli karalahana sarması, turşu kavurma ve Laz böreğinin de özel sunumlarıyla servis edildiği menüde hamsi tava, hamsi şiş ve hamsili pilav yer alıyor. Dish Room Restoran’ın meze ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı menüsüne ek olarak Hamsi ve Karadeniz Lezzetleri menüsü de öğle ve akşam yemeklerinde misafirlere sunuluyor.
restaurant 82 hotel & hi-tech
gastro aktüel
Ömür Akkor’a iki ödül birden Dünya Kitap Dergisi tarafından, 1993’ten bu yana verilen Dünya Kitap Ödülleri’nde “Yılın En İyileri” belirlendi. Yılın en iyi kitaplarının ödüllendirildiği gecede, Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi 3 “Yılın Gastronomi Kitabı” ödülüne, Ömür Akkor ise Komili Lezzet Seyahatnamesi serisi ile Türk gastronomisinin gelişmesine yaptığı katkılarla “Gastronomi Emek Ödülü”ne layık görüldü. Bu ödülün kazanılmasında Komili’ nin gastronomi’ye verdiği değer, destek ve kitabın herkesin erişimine açık olmasının önemi vurgulandı. Komili Lezzet Seyahatnamesi 3, başarılı şef Ömür Akkor’ un Doğu seyahatinin izlerini taşıyor. Bir yemek kitabından çok daha fazlası olan bu kitap, gerçek bir yol haritası sunuyor.
Metro Türkiye’ye yeni kurumsal iletişim müdürü İletişim sektörünün deneyimli ismi Dr. Aslı Duran, Ocak 2020 itibarıyla Metro Türkiye’nin yeni Kurumsal İletişim Müdürü oldu. Metro Türkiye’ye katılmadan önce altı yılı aşkın süredir General Electric bünyesinde Kurumsal İletişim Müdürü olarak çalışan Duran, reklam ve halkla ilişkiler ajanslarında da çeşitler görevler aldı. Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü’nden 2008 yılında mezun olan Duran, 2012 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Pazarlama İletişimi ve Halkla İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. 2019 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde doktora programını tamamlayan Duran’ın iletişim ve pazarlama sektöründe 10 yılı aşkın tecrübesi bulunuyor.
En lezzetli başlangıçlar Mezzaluna’da İtalyan mutfağından lezzetleri misafirleri ile buluşturmaya devam eden Mezzaluna, zengin menüsünde yer alan başlangıç alternatifleri ile de iddialı. Executive Şef Fabio Brambilla ve ekibi tarafından hazırlanan lezzetler içerikleri ve sunumları ile dikkat çekiyor. İtalyan sofralarının olmazsa olmazları arasında yer alan “Bruschetta”, patlıcan ve manda sütü mozzarella, domatesli ve kabaklı gorgonzola peynirli olmak üzere üç farklı alternatifle sunuluyor. Burrata peyniri ve marine edilmiş ızgara sebzelerle hazırlanan “Burrata Con Verdure Marinate” en sevilen başlangıçlar arasında yer alıyor. Bresaola, Parma jambonu, füme dana eti ve İtalyan peynir çeşitleri ile hazırlanan “Tagliere Di Antipasti” iki kişilik olarak sunulan paylaşımlı alternatiflerden.
Zaxi Restoran’da Hamsi Günleri başladı Günün her saatinde birbirinden farklı konseptler ile misafirlerini zarif, lüks, samimiyet ve eğlence ile buluşturan Maslak’ın gözde mekanı Zaxi Restoran, ‘Hamsi Günleri’ ile öğle yemeklerinin tercih edilen adresi olmaya hazırlanıyor. Canlı arp dinletisi eşliğinde açık büfe kahvaltının keyfini çıkarabildiğiniz Zaxi Restoran, öğle saatlerinde ‘business lunch’ menüleri ile Maslak bölgesinde çalışan insanları cezbediyor. Sunduğu lezzetli yemekler ve baş aşçı Arif Kemal Doğan’ın tarifleriyle adından söz ettiren Zaxi Restoran, kendi yorumuyla hazırladığı mısır ununda kızarmış hamsi tava, sebzeli hamsi buğulama, tereyağında kızarmış hamsi kuşu ve hamsi böreği lezzetlerini, menü konseptiyle misafirlerinin beğenisine sunuyor. “Hamsi Günleri” isimli yeni konseptiyle Zaxi, tercih edilen ana yemeğe bir meşrubat ve fındıklı sütlacın eşlik ettiği alternatif sunumlar ve cazip fiyatlarıyla öğle saatlerinde misafirlerini ağırlamayı bekliyor. Ocak ayında başlayan Hamsi Günleri, Şubat sonuna kadar devam edecek.
Sapanca’daki
Doğal Tercihiniz Elite World zincirinin tecrübesini ve ışıltısını yansıtan Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort; iş, tatil, wellness amaçlı konaklamalarınız için doğanın kalbinde sizleri bekliyor.
• 500 ODA • KONGRE SALONU • 18 TOPLANTI SALONU • 8.500
M2
WELLNESS ve SPA ALANI • BİYOLOJİK GÖLET • AQUAPARK
• MACERA PARKI • KIDS CLUB • BAR ve RESTORANLAR • GAME ARENA Otelin yapımı esnasında hiçbir ağaç kesilmemiştir.
• BOWLING • TENİS KORTLARI • BASKETBOL SAHASI
0264 415 10 00
restaurant 84 hotel & hi-tech
fuar
Türkiye’de gıda israfı 300 milyarı aştı… Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’da düzenlenen Hotel-Restoran-Cafe (HO-RE-CA) sektörünün en büyük buluşması 31. Hotel Equipment ve 27. Food Product fuarlarında, turizm ve gıda sektörünün en önemli sorunlarından biri olan “Gıda İsrafı”na dikkat çekildi.
E
TÜDER (Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği) ve Fazla Gıda A.Ş.’nin işbirliğiyle ANFAŞ ev sahipliğinde “HO-RE-CA Kanalında Gıda İsrafının Önlenmesi” konulu panel düzenlendi. Halk Sağlığı Uzmanı Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral’ın moderatörlüğünü üstlendiği panele, ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, Regnum Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Üstertuna, Fazla Gıda Satış Müdürü Gökmen Güven, Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıköz ve ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı konuşmacı olarak katıldı.
3 R kuralına dikkat çekti Dünyanın büyük bölümü açlıkla savaşırken, diğer yandan büyük bir gıda israfı yaşandığına dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, “Eskiden annemiz bizi de mutfağa sokardı kendimiz emek harcayarak bir şeyler yapmayı öğrenirdik, şimdi ebeveynler ‘ben yiyemedim çocuğum yesin’ şeklinde
davranarak bana göre yanlış yapıyor. Çocuk yokluğu görmediği için varlığın kıymetini bilemiyor. Çocuklarımıza gıdanın önemini ve israf konusunu anlayabileceği şekilde anlatarak gıdaların israf edilmeden gelecek nesillere aktarılmasını sağlamalıyız.” dedi. Prof. Dr. Özyaral, gıda tüketimindeki 3 R kuralına dikkat edilmesi hatta bu kuralların 4’e, 5’e çıkarılması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti: Üretilen atık miktarının daha az olmasına dikkat edecek şekilde kullandığımız ürünleri seçmek olarak nitelenen Reduce ( Azaltmak), ürünlerin tekrar kullanımını ya da kullanılabilecek parçalarının tekrar kullanılmasını kapsayan Reuse (Yeniden kullanmak) ve atığın yeni bir ürüne dönüştürülmesi olan Recycle (Geri Dönüşüm) kurallarına mutlaka uymalıyız”.
Şahinöz: “Doğru depolama yöntemi ve soğuk zincir, ürünün doğru şekilde ulaşmasını sağlar” ETÜDER Başkanı Melih Şahinöz ise, “Evin dışında yapılan tüketimde biz
tabağı ve ortamı görüyoruz, eğer tabak ve ortam iyiyse, yediğimizden keyif alıyorsak, aldığımız servisten de memnunsak oradan hesabımızı ödeyip çıkıyoruz fakat o ürünün oraya kadar nasıl geldiğini bilmiyoruz. İsrafı önlemek için tedarikte ne yapmak lazım; aslında ürünün nasıl üretilmesi gerektiğini herkes biliyor fakat üretici ya da dağıtıcı rekabetle veya krizle karşı karşıya kalınca ürünü ucuzlatıyor. Ürünlerin doğru şekilde üretilmesi lazım, üreticiyi biliyorsa ki biz bu ürünleri aldığımızda kontrol edeceğiz, analiz yaptıracağız bazı örneklem yöntemiyle bakacağız dolayısıyla kötü ürün götürdüğümde ceza yerim diye düşünüyorsa bunu yapmıyor. İkinci usul aslında ürünler çocuklar gibi günahsız doğuyor, Türk Sanayisi çok ilerledi çok gelişti ürünler düzgün yapılıyor, üretici bunu özenle yapıyor, ama üreticiden alan x dağıtıcı bunu doğru şekilde depolamayınca performansa yansıyor. Doğru depolama yöntemi kullanılmalı ve soğuk zinciri doğru uygulamak lazım ki ürün siz doğru şekilde ulaşsın. Eğer tüm kurallara uyarsak,
müşterilerimiz de kurallara uyan tedarikçilerden alışveriş yaparsa biz de ev dışı tüketimdeki gıdanın güvenliğini sağlamış ve böylelikle de israfı bitirmiş oluruz.” dedi.
Bıdı: “Yokluğunu çekmeyen insan israfı önlemeyi bilmez” Etkinliğin ev sahibi ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, “12 yaşımda Antalya’ya geldim ve 2.5TL haftalık alırdım bu para bana bir hafta yetmek zorundaydı ekmek de o tarihlerde 50 kuruş falandı, çeyrek ekmek alırdım. Sabah kahvaltısı çeyrek ekmek 10 gram peynir. Eskiden ekmek satılırdı şimdi çeyrek satılmıyor torba torba satılıyor. Yokluğunu çekmeyen insan israfı önlemeyi bilmez. Çocuklarımıza israfı öğretmiyoruz. Projem var inşallah okullarda da bu konuyla eğitim oluşturacağım. Dünyada Türkiye kadar ekmek israfı yapan başka bir ülke tanımıyorum. Dünya da insanoğlu dışında israf eden canlı yok. İtalya’da gönüllüler bir kooperatif kurmuş otellerle anlaşmışlar, ekmekleri toplayıp fırında kurutup un yapıyor, makarna yapıyor aynı zamanda bunu satıp, yoksullara dağıtıyorlar. Umarım bir gün biz de bunu yapabiliriz.” dedi. Üstertuna: “Her şey Dahil’ konusunda çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor” Otellerde ve son tüketiciye hazırlık aşamasında yaşanan gıda israfına ve atık konusuna değinen Regnum Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Üstertuna, “5 bin kalemin üzerinde malzeme alıyoruz, müthiş bir hareket var ve bu sistemin dinamiklerine bağlanıyor. Çok kapsamlı bir konu ve bilinç çok önemli. Bu kadar malzemenin alındığı, bu kadar malzemenin kullanıldığı ve tüketildiği bu ortamda bunu verimlilikle tüketmedik, bilinçli bir şekilde sunmak çok önemli. Uluslararası otelcilik literatüründe ‘Herşey Dahil’ in Türkiye’de uygulanış tarzı yabancı otelcilerin bildiği bir tarz değil. ‘Herşey Dahil’, konusunda çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor otelcilik olarak ve buna önem vermemiz gerekiyor. Yurtdışında grup olarak bu konulara çok ilgi duyuyoruz ve bunun sorumluluğu var. 800 milyon insanın aç yattığı bir dünyada müthiş bir atık ortaya çıkıyor ve bu insanı çok düşündürüyor. İşin çevresel ve mali durumu var. Bir otelin bu konulara verdiği önemli ortalama yıllık kazancı 6-7 milyon TL var. Önce yatırımcıdan başlıyor iş
ardından profesyonellerin kendilerini bu konuda yetiştirmeleri ve malzeme otele girdikten atık olana kadarki tüm süreçleri teker teker takip etmeleri gerekiyor ve mikro düzeyde eğitimlerle birlikte güzel örneklerle bunu verimli hale getirmeleri gerekiyor.” dedi.
Güven: “Atığı nasıl azaltacağımızı bilmiyoruz çünkü ölçmüyoruz” Türkiye’deki gıda israfını rakamlarla ifade eden Fazla Gıda Satış Müdürü Gökmen Güven, “Fazla Gıda 3 senedir sosyal gelişim gıda atığıyla mücadele eden, mücadelenin anlamı da şu aslında atığı kaynağında teknoloji çözümleriyle azaltmaya çalışan bu oluşan atığı da finansal ve sosyal olarak en doğru ve karlı şekilde değerlendirmeye çalışan bir girişim. Bu yola çıkarken temelde şu soruları sorduk, Türkiye’de gıda atığına dair net bir data yok 2014’te bir rakam var yaklaşık sadece üretim ve tüketim arasında 250 milyar TL olduğu düşünülüyor, bunun içerisinde tarlada ya da evde atılan çöp yok. Şu anda 300 milyar seviyesinde olduğu var sayılıyor. Aşçılar daha iyi bilir ürün alırken fiyatı ve performansı günlerce tartışılıp deneniyor fakat ürün çıkarken çöp olarak çıkıyor. Dolayısıyla sizin aşaması nedeni ve miktarını bilmediğiniz bir şey üzerine konuştuğunuz bir kurguya dönüyor. Kimse atığın ne kadar ne aşamada ve ne sebeple oluştuğunu bilmiyor. Türkiye’de de Dünyada da atığı nasıl değerlendireceğimizi ve nasıl azaltacağımızı bilmiyoruz çünkü ölçmüyoruz. Biz bunları ölçmek için gıda atığı ile ilgili bir
mücadele başlattık ve 3 sene önce bir perakendeciyle 50 kg ile başlayan mücadelemiz şimdi ayda 1000 tona geldi.” şeklinde konuştu.
70 ülkeden 50 binin üzerinde ziyaretçi ağırlıyor Turizm ve gıda sektörünün Türkiye’deki en büyük buluşması ANFAŞ Hotel Equipment – 31.Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile ANFAŞ Food Product – 27.Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarları eş zamanlı olarak 15-18 Ocak tarihleri arasında kapılarını ziyarete açtı. 4 gün boyunca 600 katılımcının 3 bin 700’ün üzerinde markasını sergilediği fuarlar, 70 ülkeden 50 binin üzerinde profesyonel ziyaretçiyi ağırlıyor. Rakamlarla Gıda Atığı: Atığın yüzde 27’si otellerden çıkıyor. Öğün Bazlı Atıklar: Kahvaltı: Yüzde 24 Öğle Yemeği: Yüzde 31 Akşam Yemeği: Yüzde 45 Aşama Bazlı Atıklar: Üretim: Yüzde 5 Büfe: Yüzde 40 Tabak: Yüzde 55 •Atık maliyetinin yüzde 45-50’si kırmızı et, beyaz et, deniz mahsullerinden oluşuyor. İkinci kalemse meyve ve sebze. •Her şey dahil otellerin israfı ve atığı azaltmak için izlemesi gereken yol, dijital atık takibi ve soğuk zincir takibi ile gıda bağışı, dijital menü, üretim planlama, satın alma ve sipariş yönetimi olarak sıralanıyor.
restaurant 86 hotel & hi-tech
fuar
Gastronomi Turizmi, coğrafi işaretli ürünlerle atağa kalkacak
A
NFAŞ tarafından düzenlenen Türkiye’nin en büyük 'HotelRestoran-Cafe” (HO-RE-CA) “27. Hotel Equipment ve 27. Food Production” fuarları çok sayıda etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda düzenlenen ‘Coğrafi İşaretli Ürünler ve Gastronomi Turizm İlişkisi’ paneline Gıda Mühendisi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Sevda Erdoğmuş, Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkan Vekili Mustafa Erol, Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı Huriye Özener, Antalya Ticaret Borsası Coğrafi İşaretler Uzmanı Dr. Rana Demirer katıldı. Moderatörlüğünü ise Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk üstlendi.
Yerli ürünlerin tüketiminin yaygınlaşması gerekli
Coğrafi İşaretli Ürünler ve Gastronomi Turizm İlişkisi paneli Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkan Vekili Mustafa Erol’un konuşması ile başladı. Yerli ürünlerin tüketiminin yaygınlaşması gerektiğine vurgu yapan Erol, Türkiye Aşçılar Federasyonunun 2020 konsepti olan “Yaşasın Anadolu” sloganına değinerek, “Tüm aşçılar sektörde kendini geliştirmek için bu tarz seminerlere katılmalı, teknik bilgilerle pratik bilgiyi tamamlamalıdır. Yaşasın Anadolu önemli bir projedir, kalkınmak için bu tarz projeleri desteklemeliyiz. Kendi öz sermayemizi doğru kullanıp benimsemeliyiz yoksa markalara ve başka ülkelere bağımlı oluyoruz. Özellikle gençlere çok ihtiyacımız var, bu ülkenin 30-40 yılını bizler dizayn etmek zorundayız, biz sizler için çalışıyoruz Miras aldığımızı miras olarak bırakmalı bu memleketin değerlerine sahip çıkmalıyız. İthal bağımlılığını yok edip yerli sermayeye ağırlık vermeliyiz. Bizim memleketimizde çocuklar çok güzel ürünler yetiştirebiliyor. Mango, yıldız meyvesi yetişiyor, bizim bu topraklara aşık olmamız lazım. Hep beraber geleceği kurtarmamız lazım.” diye konuştu.
Anadolu kelimesi, ana-dolu yani topraklarımız dolu anlamına geliyor Ardından moderatörlük görevini üstlenen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, son zamanlarda hem dünyada hem de Türkiye’de gastronomi ve coğrafi işaretler ve bunun kalkınmaya katkıları konusunun önem kazandığını söyledi. Aşçılara seslenerek, “Siz aşçılar insanların kalbine giden yoldan geçen işleri yaparken nasıl bir
sorumluluk yükleneceksiniz, insanları nasıl doyursam sorusunun karşılığını mı bulacağız, insanları sağlıklı bir şekilde nasıl besleyeceğiz? Bu sorunun mu karşılığını bulacağız? Toplumsal alanda sorumluluk olarak karşınıza bunlar çıkıyor. Ben Gaziantepliyim, Antep’teki ustalara çam fıstığı coğrafi işaret aldı bununla ilgili ne düşünüyorsunuz deseniz cevap alamazsınız, onun farkında değil. Bu konuda biraz yetersiz kalıyoruz, bu durum bazı şeylerin sunumundan ve pazarlamasından kaynaklanan bir eksiklik diye düşünüyorum. Anadolu kelimesinin anlamı nereden geliyor bakmak lazım, “Ana-dolu” yani topraklarımız dolu anlamında ona bu ismi verdik. O kadar çok ürünümüz var ki bunu değerlendirmek bizim atalarımıza ve geçmişimize karşı bir sorumluluk.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Ülkemizde 400’ün üzerinde coğrafi işaretli ürün var
Gülçubuk’tan sonra konuşmacılar coğrafi işaret nedir, geleneksel ürünler nelerdir ve coğrafi işaretler bir ülkeye, ekonomisine ve bölgeye ne kazandırır konusunda dinleyicilere bilgi verdiler. Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı Huriye Özener, “Coğrafi işaretin kısa tanımı, sizin oraların nesi meşhurdur sorusunun cevabıdır ve bu coğrafi işaretlerin üç ayrı kategoride korunması sağlanabilir. Birincisi menşei, adı Malatya kayısısı dediğimizde bütün üretimin bu bölgede yapılan ürünler için söylenir. Diğeri mahveçtir, sadece o bölgede olmak suretiyle diğer işlemlerinin farklı bölgelerde yapılan üründür. Son olarak geleneksel ürün, aslında hepimizin bildiği gibi aşure ve ezogelin çorbası gibi
Türkiye’nin dört bir tarafında yapılabilen ürünlerdir.” dedi.
Coğrafi işaretli ürünlerin beyaz kelebeklere ihtiyacı var
Özener şöyle devam etti: “Kırsal kalkınmanın anahtarı, bacasız sanayinin en başta gelen özelliklerinden bir tanesi ve gastronomi turizmi içerisinde coğrafi işaretli ürünlerimizin büyük önemi var. Şeflerimizin mutfağına aldığı, bize ikram ettiği, ürünlerin içerisinde kullandığı tarım ürünleri bununla beraber yemekle ilgili olan kısımda aslında coğrafi işareti biliyoruz ama yöresel ürün kavramıyla hep birbirine karıştırıyoruz. Onun için şunu ifade etmek istiyorum, coğrafi işaretli ürünlerin ve geleneksel ürünlerin beyaz kelebeklere ihtiyacı var, ben şeflere beyaz kelebek derim ve bunu çok seviyorum, beyaz kelebeklerin de sürdürebilirliğinin sağlanması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için işaretli ürünlere ihtiyacı var. Şu an ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerin sayısı 400’ün üzerinde, Avrupa Birliği’nde üç tane tescil edilmiş ürünümüz var bunlar, Antep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı. Aydın kestanesi için de Avrupa Birliği başvurusu yapıldı, kısa bir süre içerisinde o da ilan edilecek. Ülkemiz bu anlamda çok zengin. Beyaz kelebeklerimizin bunlara sahip çıkması lazım, tıpkı ticari markalar gibi.” Konuşmacılardan Antalya Ticaret Borsası Coğrafi İşaretler Uzmanı Dr. Rana Demirer ise geleneksel ürünler ve coğrafi işaretler Antalya turizmine nasıl katkıda bulunabilir, bunu artırmak için neler yapılabilir, konusuyla ilgili olarak "Coğrafi işaretli ürünleri logolarını kullanarak öne çıkarmalıyız" diye konuştu.
restaurant 88 hotel & hi-tech
fuar
ANFAŞ Hotel Equipment’te yeni ürünler görücüye çıktı
T
urizm ve gıda sektörünün Türkiye’deki en büyük buluşması 31. Hotel Equipment ve 27.Food Product fuarları; dikkat çeken ürünlere, yeniliklere, Ar-Ge yatırımlarına ve çarpıcı markalara ev sahipliği yaptı.
Tasarım ödüllü T-Car
Üretimine 2018 yılında başlanan TRAGGER Yeni Nesil Elektrikli Hizmet Araçları, 31.Hotel Equipment ve 27.Food Product Fuarı ANFAŞ’ta yerini aldı. Sergilenen ürünler arasında bu sene Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde ‘İyi Tasarım Ödülü’nü almaya hak kazanan ve Transfer Serisinde yer alan T-Car büyük ilgi gördü. Geliştirdikleri T-Car ile ilgili bilgi veren TRAGGER Kurucu Ortak Ali Serdar Emre şunları söyledi: “TRAGGER Yeni Nesil Hizmet Aracı Ailesi’nde 20 yılı aşkın mühendislik ve tasarım deneyiminin ürünü. Tasarımı, mühendisliği ve sermayesiyle yerli bir yatırım olan T-Car, Bursa Nilüfer ilçesine bağlı Hasanağa Organize Sanayi Bölgesi’nde üretiliyor. Aracımız; fonksiyon, dayanıklılık, performans ve konfor gibi özellikler dikkate alınarak yapılan mühendislik çalışmalarının sonucu olarak doğdu. Ürünlerin tasarım sürecinde ayrıca yalınlık ve kolay algılanma gibi unsurlar dikkate alındı. Aracımız; turistik tesisler, oteller ve tatil köylerinde personel ve yük taşıma özelliğine sahip. Benzersiz diz mesafesi ve geniş olduğu kadar konforlu koltuklarıyla üst seviyede yolcu konforu sağlayan araç, kullanıcıların istediği her özelliğe kolayca erişebilmesiyle kullanım konforu konusunda da iddialı” dedi.
Artık kokteylleri robot barmen hazırlayacak
Akıllı fabrikalar için akıllı çözümler üreten İzmir Kökenli Alp Mühendislik tarafından tasarlanan ve üretilen ‘Robot Barmen’ fuarda öne çıkan yenilikçi ürünlerin başında geldi. Geliştirdikleri robot barmen hakkında bilgi veren Alp Mühendislik Satış ve İş Geliştirme Müdürü Gizem Gülbent Bozkır, robot trendinin sektördeki yükselişini gördükleri için böylesi özel bir imalata yöneldiklerini belirtti. Bozkır, barmen robot ve marifetler hakkında şu önemli detayları da aktardı: “Endüstriyel otomasyon çözümleri üreten özel makine imalatı yapan kendi içinde 35 kişilik bir Ar-Ge departmanı olan bir firmayız. Robot Barmen’i de bu fuarda ilk kez sergiliyoruz. 40 adet farklı içecekten 35 farklı kokteyl hazırlayabilen bir robot barmen ürettik. Bir yıllık bir Ar-Ge geçmişi sonunda 80 bin euroluk yatırım maliyeti ile ortaya çıkan bu ürünümüze fuar katılımcılarından ve profesyonellerinden büyük ilgi var. Alp Mühendislik olarak önümüzdeki yıl da kendi kendine haritalama yapan, yolunu bulan ve engelleri aşan özel bir temizlik robotu hazırlığı içindeyiz. İki yıl içinde bu ürünümüzü de sektörle buluşturacağımızı düşünüyorum” dedi.
31.Hotel Equipment ve 27.Food Product Fuarı’nda sergiledi. Doğada 60 günde çözünebilen ekolojik ambalaj üretimine başlamış olup ithalatı ikame etmenin gururunu yaşadıklarını belirten firma sahibi Özgür Özbek, ürünleri hakkında şu bilgiyi verdi: “2019 yılı itibariyle de Türkiye de bir ilke imza atarak 5 farklı tipte bu tabakları geliştirdik. Ürünümüz tamamen doğal. Bu üründe hiç ağaç kesilmiyor en önemli özelliği ise mukavemetli oluşu hatta mikrodalga fırınlarda da rahatlıkla kullanılabiliyor. Üretim yerimiz Antalya’da ve ayda 52 ton üretim kapasitesine sahibiz. İlgi çok fazla amacımız gelecek yıl üretim kapasitemizi daha da arttırmak.”
Mobil taş fırınlar ile pizza, pide keyfi
Bu tabaklar ekolojik
Kullan at sektöründeki yenilikleri otellerin konseptine uyarlayarak misafir memnuniyeti önceliği bilinciyle etkin maliyetli çözümler sunmakta olan LİR; Türkiye’de bir ilke imza atarak: ekolojik, çevre dostu olarak ürettiği tabakları
Yüzlerce yıllık geçmişe sahip odunlu taş fırınların Anadolu Taş Fırın geleneği izlenerek günümüz teknolojileri ve malzemeleri kullanılarak yapılmış ve mobil hale getirilmiş bir versiyonu olan ‘Mobil Taş Fırınlar’ HoReCa sektörünün son yıllarda en çok ilgi gösterdiği inovatif ürünler arasında geliyor. Kendisi de makine mühendisi olan Elmana Forni markasının sahibi Hasan Ergün Elmalı; bu fırınları 20 yıldır ürettiklerini ve her geçen yıl ilginin daha da arttığını belirtti. Yerli üretim sayesinde ithal ürünlere göre %15-20 arasında fiyat avantajı sunduklarının da altını çizen Elmalı; mobil taş fırınların ebat, ısı özelliğine göre 6 bin ile 15 bin dolar arasında değişen fiyatlarla satışını yaptıklarını da belirtti. Son yıllarda ihracata da ağırlık verdiklerini vurgulayan Elmalı; özellikle ABD, Arap ülkeleri, Rusya, Polonya ve Balkan ülkelerinden ciddi sipariş aldıklarını da sözlerine ekledi. Elmalı mobil taş fırınların avantajı ve özelliği hakkında şu bilgileri verdi; “Geleneksel kara fırınların bütün olumlu özelliklerini taşımalarının yanı sıra odun dışında gaz da yakabilmeleri ve taşınabilirliği en belirgin avantajlarıdır.”
restaurant 90 hotel & hi-tech
fuar
İnoksdesign, ANFAŞ’ta ziyaretçilerle buluştu Endüstriyel mutfak sektörünün öncü şirketi İnoksan, 31. ANFAŞ Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’nda İnoksdesign marka açık büfe ve servis ekipmanları ile yer aldı.
İ
noksan’ın açık büfe ve servis ekipmanları sektöründe faaliyet gösteren güçlü markası İnoksdesign 31. ANFAŞ Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’nda ziyaretçilerle buluştu. Projelendirdiği profesyonel mutfaklar ile dünyanın en prestijli kuruluşlarının tercihi olan İnoksan'ın, sektördeki deneyimini kullanan İnoksdesign, 2006 yılından bu yana sahip olduğu teknolojiyle modüler ve estetik ürünler geliştirerek, hız, hijyen, yüksek performans, enerji ve zamandan kazanç sağlayan ürünler üretiyor.
Varlık: “Talepler fazla, nitelikli ziyaretçiler yoğun” İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık fuara ilişkin görüşlerini şöyle paylaştı: “ANFAŞ, Antalya’da horeca alanında gerçekleşen bir fuar ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük fuarı. Katılımcı firmaların da gelişmesiyle bu platform çok yol aldı. Dünyada da çok
Vehbi Varlık
iyi bir şekilde Türkiye’yi temsil ediyor. Mutfak ekipmanlarıyla başlayan bu fuar çok doğru bir kararla otel ekipmanlarıyla da yollarını birleştirdi. Bu birleşimde Antalya’nın otel bölgesi olmasının da katkısı var. Otellerin bütün ihtiyaçlarını karşılayabildiği çok özel bir fuar diyebiliriz. Biz de senelerdir katılıyoruz ve katılım oranı yüksek geçen bir fuar. Öte yandan ANFAŞ bilinçli bir şekilde yönetiliyor ve katılımcıların desteğiyle büyüyor. Biz bu yıl yalnızca açık büfe ve servis ekipmanları kategorisinde faaliyet gösteren markamız İnoksdesign ile katıldık. Talepler fazla, nitelikli ziyaretçiler yoğun ve ürünlerimizin büyük beğeni toplaması bize gurur veriyor.” Fuarın ikinci ve üçüncü günlerinde Bir Aşçının Dünlüğü kitabı imza günü dolayısıyla Big Chefs Mutfaklar Koordinatörü Murat Aslan’a ev sahipliği yapan İnoksan standı; şeflerin, öğrencilerin ve sektör profesyonellerinin uğrak noktası oldu.
Inoksan showed up at the ANFAS with Inoksdesign that is Buffet and Service Equipment Brand Inoksan, the leading company in the industrial kitchenware industry, participated in the 31st ANFAS Hotel Equipment International Accommodation and Hospitality Equipment Trade Fair with its Inoksdesign brand buffet and service equipment.
I
noksdesign, Inoksan's strong brand operating in the buffet and service equipment industry, met with the visitors of 31st ANFAS Hotel Equipment International Accommodation and Hospitality Equipment Fair. With its professional kitchens, Inoksan has been preferred by the most prestigious organizations in the world; Inoksdesign, which benefits from Inoksan's experience in the industry, has developed modular and aesthetic products with its technology since 2006, and manufactured products ensuring high speed, hygiene, high performance, time, and energy.
Varlık: “Demands and qualified visitors are too much” Vehbi Varlık, Chairman of the Board of Inoksan, expresses his views on the exhibition: "ANFAS, is a trade fair in the field of HoReCa held in Antalya and also it is the biggest exhibition in Turkey. With the development of participating companies, this platform had a significant advance. Also, it represents Turkey in the world in the best way. This fair, which started with kitchen equipment, has partnered with hotel equipment, which has been a very correct decision. Antalya, which is a hotel region, has also contributed to this combination. We can say that it is a very special fair where hotels can meet all their demands. We have been participating in this fair for years
and the participation figures are quite high. On the other hand, ANFAS has been managed in a conscient way and has grown with the support of the participants. This year, we attended only with our Inoksdesign brand, which operates in the category of buffet and service equipment. The demands are high, the number of qualified visitors is high and we are proud of our products which are highly appreciated." The booth of Inoksan, which was a frequent destination for chefs, students, and industry professionals, hosted Executive Chef Murat Aslan, Kitchens Coordinator of Big Chefs for the signature event of his book titled "Memoirs of a Chef" on the second and third days of the fair.
restaurant 92 hotel & hi-tech
fuar
Kale Kilit ANFAŞ’ta yeni ürünlerini sergiledi Otellerde ve turistik tesislerde en çok tercih edilen marka olan Kale Kilit, ANFAŞ Otel Ekipmanları Fuarı’nda teknolojik özellikleriyle ön plana çıkan yeni nesil ürünlerini tanıttı.
G
üvenlikle ilgili her alanda entegre ürünler ve hizmetler sunan Kale Kilit, turizm otelcilik sektörünün uluslararası buluşma noktası haline gelen ANFAŞ Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’nda (ANFAŞ Otel Ekipmanları Fuarı) yeni ürünlerini tüketicilerinin beğenisine sundu. Bu yıl 30’uncusu düzenlenen fuarda Kale Kilit’in yeni nesil teknolojileri ve güvenlik sistemlerine entegre ettiği inovatif ürünleri büyük beğeni topladı.
Yeni ürünler görücüye çıktı
Turizm sektörünün en çok tercih ettiği marka olma özelliğini taşıyan Kale Kilit fuarda; kapı hidrolikleri, panik barlar, topuzlu kilitler, çelik kasalar, kartlı
kilitler ve donanımları, asansör kontrol ünitesi, enerji tasarruf üniteleri, geçiş kontrol üniteleri, X10 akıllı kilit sistemi, elektronik kabin kilitleri, cam kapı kilitleri, yangın kapısı gibi ürünlerini tanıttı. Fuarda ayrıca yeni ürünlerini de sergileyen Kale Kilit; kapı hidroliği, akıllı çelik kapı kilidi, parmak izli kapı kolu, yüz tanıma ünitesi ve rozetli seri kartlı kilit ürünleriyle katılımcılardan tam not aldı.
Lüks segmentteki iki otelden birinde kullanılıyor
Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker, ANFAŞ Otel Ekipmanları Fuarı’nda tüketicilerden gördükleri büyük ilgiden memnun
olduklarını dile getirerek; “Otellere özel akıllı kilit uygulamalarımız, 365 gün 7/24 kesintisiz sunduğumuz hizmetimiz, şık tasarımlarımız ve teknolojik donanımımızla fark yaratarak kullanıcılarımızdan tam not alıyoruz. Özellikle otellere ve ofislere sunduğumuz üst düzey kontrol ve konfor sağlayan geniş ürün gamımızla, kullanıcılarımıza yönetilebilirlikle beraber, raporlama özelliği de sunuyoruz. Türkiye’de lüks segmentteki otellerin her ikisinden birinde, Kale Elektronik Kartlı Kilitler kullanılıyor. Yeni yatırımlarımız, inovatif ürünlerimiz ve hizmet kalitemizle kullanıcılarımızı ve sevdiklerini güvence altına almanın gururunu yaşıyoruz.
Kale Kilit exhibits new products at ANFAĹž Kale Kilit, which is the most preferred brand in hotels and touristic facilities, introduced its new generation products that stand out with their technological features at ANFAĹž Hotel Equipment Fair.
O
ffering integrated products and services in all areas related to security, Kale Kilit presented new products to the visitors at the ANFAS International Hospitality and Hospitality Equipment Fair which has become the international meeting point of tourism and hotel industries. Kale Kilit's innovative products integrated into new generation technologies and security systems were highly appreciated at the exhibition held for the 30th time this year.
New products showcased Kale Kilit, which is the most preferred brand in the tourism sector, has introduced its products such as door
closers, panic bars, knob locks, steel safes, card locks and hardware, elevator control unit, energy saving units, access control units, X10 smart lock system, electronic cabin locks, glass door locks, fire doors, all needed by the industries in the event. Kale Kilit also exhibiting its new products at the fair; and received full marks from the participants with its door hydraulics, smart steel door lock, fingerprint door handle, face recognition unit and serial card lock with badge.
Used in one of two hotels in the luxury segment Semih Teker, Sales and Marketing Director of Kale Kilit, expressed that they were satisfied with the great
interest of the visitors they met at ANFAS Hotel Equipment Fair and said, “We get full marks from our users by making a difference with our smart lock applications for hotels, our 7/24 uninterrupted service, stylish designs and technological equipment. With our wide range of products that provide high level of control and comfort, especially for hotels and offices, we offer our users the ability to report along with manageability. Both in one of the hotels in the luxury segment in Turkey, Kale brand Electronic Card Locks are used. We take pride in offering security to our users and loved ones with our new investments, innovative products and service quality.
restaurant 94 hotel & hi-tech
yeni mekan
Helmut Sachers Roastery İstanbul’da… Viyana kahve kültürünün önde gelen temsilcisi Helmut Sachers, kahve, çay ve smart-dining lezzetlerini İstanbul’da Helmut Sachers Roastery’de bir araya getirmeye hazırlanıyor. İstanbul, Kanyon’da Kat: 1’de müşterileriyle buluşmaya hazırlanan özel roastery sadece lezzet severlerin buluşma noktası değil, Türkiye ve Ortadoğu HORECA kanalına ulaşacak olan kahvelerin kavrulup, paketlendiği tesis olacak.
İ
stanbul’dan yolculuğuna başlayan çekirdek kahve, Viyana’da kavruldu, dünyaya yayıldı. Türkiye dahil Helmut Sachers’in kavurduğu kahvelerin girdiği 39 ülke arasında, ilk kez bir roastery konsepti İstanbul’da hayat buluyor. İstanbul’un her zaman özel bir yeri olduğuna inanan bu sebeple de Stambulia ismini verdiği özel serisi olan Helmut Sachers, bunu açtığı özel tesisle taçlandırmak ve İstanbul’a bu değeri kendi kazandığı deneyimlerini de ekleyerek geri sunmak istiyor.
Türkiye ve Ortadoğu’nun kahveleri İstanbul’da üretilecek Dünyada Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, Avrupa kıtasının çok geniş bir kısmı ile Japonya, Kuveyt, Katar ve İran gibi toplamda 39 ülkeye yayılmış olan Helmut Sachers’in bu oluşumu dünyada bir ilk. Türkiye’de yaklaşık 2 buçuk yıldır Horeca kanalından ulaşan Helmut
Sachers Türkiye CEO’su Mehmet Çolak konuyla ilgili “Türkiye’yi ve özellikle İstanbul’u seçmemizin iki nedeni var. Biri markanın İstanbul’la olan duygusal bağlarından ötürü. 1929’da ilk çekirdekleri kavrulan kahveler Viyana’ya İstanbul’dan gelen kahveler. Bu kahvelerle başlayan yolculuk bizim için çok önemli. Viyana kahvesi deyince eşsiz bir lezzet ve kahve seremonisi yolculuğu dünyada akla geliyorsa, bunun bir sebebi var. Tarih yolculuğunda yeşil kahve çekirdeklerinin Viyana’ya nasıl ulaştığını biliyoruz, bunun için bundan tam 90 yıl önce, 23 Aralık’ta kurulan Helmut Sachers, İstanbul ve Türkiye’ye bir teşekkür etmek için İstanbul’un tam kalbi diyebileceğimiz lokasyonunda 360 derece bir roastery deneyimi sunmak üzere yola çıktık ve ilham kaynağımıza geri döndük” açıklamalarını yaptı.
restaurant 96 hotel & hi-tech
yeni mekan
Yeme içme sektörüne yeni ekonomik model Mezo - Restoran Türkiye’ye Cafe Bistro konseptini tanıtan isimlerden Oğuz Şenol’un son girişimi olan Cafe Italiano, restoran ve fast food kanalları arasında konumlandırdığı yeni ekonomik model ile hem yatırımcı hem de tüketicilere yeni bir alternatif sunuyor. Kaliteli İtalyan lezzetlerini, erişebilir fiyatlarla restoran kalitesinde tüketicilerle buluşturan mezo – restoran modeli üç yılda 55 şube ile büyüme hedefinde…
B
u sene restoran işletmeciliği alanında 25. yılını geride bırakan, 1995 yılında açtığı Harvard Cafe ile Türkiye’ye Cafe Bistro konseptini tanıtan isimlerden biri olan Oğuz Şenol’un kurduğu Cafe Italiano, restoran sektörüne yeni bir ekonomik model getiren özel mezo – restoran konseptini tanıttı. Oğuz Şenol tarafından geliştirilen, yerleşik restoran anlayışını ve kalitesini, neredeyse fast food fiyatına sunan mezo – restoran konsepti hem yatırımcılar hem de lezzet düşkünleri için yeni bir alternatif sunuyor.
Kaliteyi, erişebilir fiyatlarla sunuyor Fast Food ile restoran kategorileri arasında yeni bir yer edinen konsept için ara segmenti temsilen; orta anlamına gelen ‘mezo’ teriminin kullanıldığını anlatan Cafe Italiano Kurucusu Oğuz Şenol, “Restoranlar ya da cafeler aslında halkın farklı bir tat almak için buluştuğu kamusal alanlar. Dolayısıyla dinamikleri toplumun hareketleriyle eş güdümlü olmalı. Biz konseptimizi geliştirirken insanların satın alma alışkanları ve harcama güçlerini dikkate aldık. Gözlemlerimiz sırasında fark ettik ki, dışarıda ailesi ya da dostlarıyla yemek yemek isteyen birinin önüne sadece iki seçenek çıkıyor. Ya ekonomik olarak gerçekten pahalı hizmet güzel ortamda sunan restoran veya cafe bistroları tercih edecek ya da fast food kanalına yönelecek. Yani iki segment arasındaki ‘mezo’ orta alanda müşteriyi memnun edecek bir işletme stili yok. İşte Cafe Italiano bu ‘mezo – restoran’ fikrinden ortaya çıktı ve mevcut bu boşluğu doldurdu. Kaliteli, sevilen İtalyan tarzı lezzetleri, erişebilir fiyatlarla tüketicilere sunuyoruz. Üstelik bu hizmet kalitesini Trattoria tarzı; sıcak, samimi ve rahat bir dekorasyona sahip bir ortamda sunuyoruz ” diyor.
Üç yılda 55 şube Sundukları karlı franchise modeli ile üç yıl içinde 55 şubeye ulaşmayı hedeflediklerini anlatan Şenol, “Dekorasyondan altyapıya kadar tüm noktalardaki maliyetleri, kalitemizi koruyarak sadece sadeleşme ile düşürdük. Dünyanın herhangi bir köşesinde hızla açılabilecek bir model ortaya çıkarttık. Franchise sistemimizin yatırımcılar tarafından ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz. Sunduğumuz yatırım ve kazanç fırsatlarıyla 2020 yılında 10 yeni şube açmayı planlıyoruz. İlk etapta nüfusun daha yoğun olduğu, dışarıda yemek yeme kültürünün oturduğu büyük kentlere yöneleceğiz. Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir, Mersin ve Trabzon hedef kentlerimiz. Ama arzumuz lezzetlerimizi tüm Türkiye’ye ulaştırmak. Avrupa ve Orta Doğu ilgilendiğimiz coğrafyalar. Bu bölgelerde yatırımcılarla temas halindeyiz. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında toplam 55 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu şubelerin beş tanesi merkeze bağlı olacak” diyor.
Yatırımcıya yüksek maliyet avantajı 25 yıllık sektör tecrübelerinin bir ürünü olarak yatırımcılara yüksek maliyet avantajı sunduklarını anlatan Şenol, “Girişimciler başvuru yaptıkları andan itibaren lokasyon seçimi, eğitim, kiralama, dekorasyon, lojistik vb. konularda profesyonel bir kadronun desteğini almaya başlıyor. Sunduğumuz bu destek sayesinde dört ila altı hafta arasında şubeyi açabiliyoruz. Ayrıca merkez mutfağımızda tüm şube personeline yönelik özel eğitimler de düzenliyoruz. Ama yatırımcılara sunduğumuz en büyük destek, 25 yıllık tecrübe ve güçlü bağlantılarımızdan kaynaklanan ‘food cost – gıda maliyeti’ avantajı. Tedarikçilerden aldığımız tüm indirim yüzdelerini olduğu gibi bayimize yansıtıyoruz. Böylece yatırımcı işe kazançlı başlamış oluyor. 25 bin Euro isim hakkı bedelimiz var. Ortalama 150 m2 bir dükkanın anahtar teslim maliyeti ise 67 bin Euro. İnşaat giderlerinden demirbaş parkuruna kadar en uygun ve işlevsel seçenekleri belirledik. Böylece yatırım maliyetini minimize ettik. Yatırımın geri dönüşü ise 14 ila 18 ay arasında. Bu sektörümüzde rastlanmayan bir hızlı dönüştür” dedi.
restaurant 98 hotel & hi-tech
yeni mekan
Müzik ve eğlencenin keyifle buluştuğu yer Chin Chin İstanbul Ulus’un yemek ve eğlencede gözde mekanlarından Chin Chin, dünya mutfağından seçkin lezzetleri kendine özgü şekilde yorumlayarak misafirlerine sunuyor.
A
li Sayar’ın işletmeciliğini yaptığı aynı zamanda salı akşamları DJ performası da sergilediği Chin Chin, bir yıl gibi sürede kendini kanıtlayarak iddiasını sürdürüyor. Şıklığı, konforu, dünya mutfağından lezzetlerin sunulduğu iddialı menüsü, barı, DJ performansı ve sevilen sanatçıların canlı performanslarıyla kısa sürede ses getiren Chin Chin, özel günlerin de vazgeçilmez adresi haline geldi. Mekan, bu sezon yenilenip gelenekselle moderni bütünleştiren ve tüm detayların düşünülerek hazırlandığı dekorasyonuyla misafirlerine rahat hissettiren ortamının yanı sıra Şef Sercan Pehlivan imzalı menüsüyle de damaklarda unutulmaz izler bırakan lezzetleri sunuyor.
Mekan salı, çarşamba, cuma ve cumartesi akşamları haftanın 4 günü sevilen sanatçıların canlı performansları eşliğinde yemek ve müzik ziyafeti sunuyor.
®
restaurant 100 hotel & hi-tech
yeni mekan
Benzersiz manzarasıyla
Octo Şehrin yenilikçi detaylarını ve tarihi dokusunu aynı bünyede barındıran bölgesi Karaköy, yeni restoranı Octo’ya kavuşuyor. Manzarasında şehrin tüm ikonik ve tarihi yapılarına sahip Octo’nun işletme operasyonunun başında yemeiçme sektörünün duayen ismi Emre Ergani var.
G
alata kulesi, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Haliç, Kız Kulesi ve Boğaz Köprüsü’nün tek bir pencereden görüldüğü, Adalar’a kadar uzanan benzersiz manzarasıyla Octo, Karaköy’ün yeni gözdesi JW Marriott Istanbul Bosphorus’un en üst katında yer alıyor. Octo, unutulmaz bir yemek deneyimi ve özgün tasarımı ile öğle ve akşam yemekleri için, elle toplanmış, taze ve doğal malzemelerden oluşan benzersiz bir menü sunuyor. Octo, herkesin kolaylıkla erişebileceği bir şekilde yüksek kaliteli deniz ürünlerini sunan bir yemek deneyimini İstanbul’a getirmeyi hedefliyor.
Mutfağı Portekizli şefe emanet
“Deniztarağı Sahili” anlamına gelen “Praia da Viera” isimli bir sahil kasabasından gelen Portekizli şef Jorge Lavos Costa’nın doğduğu şehrin adı bile deniz ile ilgili. Portekizli şef oluşturduğu menüde yerel deniz ürünleri mirasını bölgenin meze kültürüyle birleştiriyor. Mekânın çağdaş tasarımı ve Osmanlı kültüründen etkilenen dokunuşları, yaşanacak deneyim ile ilgili çok şey söylüyor. Mekânda deniz ürünlerinin yanı sıra günlük olarak üretilen mezeler de yer alıyor. İstiridyeden kral yengece kadar bütün kabuklu deniz mahsullerinin bulunduğu büfesi mekanın simgesi olmaya aday. Misafirlere Doğu ve Batı’nın sentezinden oluşan listesi ile DJ performansı eşlik ediyor. Yemek menüsünün dışında sunduğu atıştırmalıklarla ve artisanal kokteylleri ile Octo’nun barı da hem yemek öncesi hem de yemek sonrası için keyifli bir deneyim sunuyor.
restaurant 102 hotel & hi-tech
Sevgililer Günü özel
Aşkın Aila’sı İyi yemek ve iyi müziği şık ambiyansıyla birleştiren Aila, 14 Şubat’ta da lezzet ve eğlenceyi misafirleriyle buluşturuyor. Geleneksel Türk mutfağını yenilikçi ve modern bir şekilde yorumlayan mekan özel gün kutlamalarının da en iyi adreslerinden. Menüsüyle olduğu kadar etkinlikleriyle de fark oluşturan Aila, Sevgililer Günü’ne özel aşkla oluşturduğu akşam yemeği menüsü ve DJ ve saksafon performansıyla çiftlere romantik bir akşam sunuyor. 14 Şubat akşamına özel oluşturulan Sevgililer Günü menüsünün yanı sıra, misafirler gece boyunca DJ Serhan Sokulgan’ın ritimleri ve Hülya Uysal’ın canlı saksafon performansıyla güzel saatler geçirecek.
Lezzet ve müzik ziyafeti ile aşkınızı tazeleyin Conrad İstanbul Bosphorus, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı akşam yemeği ile çiftleri unutamayacakları anılar yaşatmaya davet ediyor. Beş yıldızlı otelin, 270 derece benzersiz İstanbul manzarası sunan mekanı Summit Bar&Terrace’ta servis edeceği; aşkınıza lezzet katacak Be My Valentine menüsü, birbirinden özel gurme lezzetlerden oluşacak. Votka ve Bitter Çikolatalı Makaron ile başlayan lezzet şöleni, havyar, kinoa ve su teresi ile servis edilen Atlantik Somonu ile devam edecek. Ana yemek öncesi servis edilecek Norveç Istakozlu Cannelloni ve Avakado ve Guava Sorbet damaklarda hoş bir dokunuş bırakacak. İki defa pişirilmiş Dana Bonfile Chateaubriand ve Kaz Ciğeri Scaloppini ana yemeğinin ardından kutlama yemeğinin son tatlı dokunuşları, petek bal ile servis edilen Bitte Fırınlanmış Brie Peyniri ve Bitter&Ruby çikolatalı orman meyveleriyle yapılacak.
Ayrıcalıklarla dolu Şehrin yeni çekim merkezi Sheraton Istanbul City Center, yılın en romantik günü 14 Şubat’ı ayrıcalıklarla zenginleştiriyor. Sevgililer Günü’nde Sheraton Istanbul City Center’da konaklayan çiftleri odalarına girdikleri andan itibaren köpüklü şarap ve çikolatayla başlayan keyifli sürprizler bekliyor. Sevgililer Günü’ne özel dekore edilen ve eşsiz lezzetlerin yer aldığı menüsüyle çiftleri karşılamaya hazırlanan beş yıldızlı otelin konsept restoranı Ney’i Lokma’da romantik bir akşam yemeğine kült aşk şarkıları eşlik ediyor. Ney’i Lokma’da Levrek & somon Tartar, tütsülenmiş patlıcan ezmesi üzerinde Peynirli ravioli ile başlayan tadım, Cevizli ve taze kekikli buğday Risotto, fettuçini sebze ve shallot sosla sunulan Izgara dana madalyonla devam ediyor. Aşk dolu akşam yemeğinin tatlı finalinde ise Mango Sorbe, Bitter çikolata kremi ve Pötifurlara taze çekilmiş kahve çeşitleri ve aromatik çaylar eşlik edecek.
Boğaz manzarası eşliğinde nefis lezzetler Gümüşsuyu’nun büyüleyici Boğaz manzarasına tepeden bakan Râna, 14 Şubat Sevgililer Günü için özel bir menü hazırladı. İstanbul’un en özel mekanları arasında yer alan mekan, bu özel geceye hazırladığı menüsü ve Dj Cengiz Cebeci’nin performansı ile Sevgililer Günü’nü unutulmaz kılıyor. Her gelenin kendinden bir tat bulacağı mekan; Türk kültürünün hem yemek hem de dekorasyon öğelerini, bazen eski bir vazo veya eski bir kadehte sizlere hatırlatıyor. Mutfağı, eğlencesi ve atmosferi ile eşsiz bir deneyim yaşatan Râna, samimi sohbetlere ve lezzetleri ile Sevgililer Günü’nde de iddialı.
Çırağan Sarayı’nda aşk dolu Sevgililer Günü Nice aşklara ev sahipliği yapmış tarihi dokusu ve büyüleyici atmosferi ile Çırağan Sarayı, Sevgililer Günü’nde ihtişam dolu romantik bir deneyim yaşamak isteyen çiftleri birbirinden heyecan verici sürprizlerle karşılıyor. Romantizmi Çırağan Sarayı’nın ihtişamlı atmosferinde yaşamak isteyenler için tüm görkemiyle Boğaz manzarasına karşı konumlanmış, defalarca uluslararası yayınlar tarafından dünyanın en romantik restoranı seçilen Tuğra Restoran muhteşem bir seçenek oluyor. Romantik ambiyansı ve eşsiz manzarası ile Laledan Restoran, Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı aşk dolu İtalyan menüsüne eşlik eden canlı müzik melodileriyle çiftlere unutulmaz bir gece vaad ediyor. İstanbul’un Boğaz manzaralı en keyifli mekanlarından Gazebo Lounge, güne özel romantik lezzetlerle dolu akşamüstü çay saati sunuyor.
Aşkın hikayesi yeniden yazılıyor Türkiye’nin ilk Curio oteli Hagia Sofia Mansions-Curio Collection by Hilton, Sevgililer Günü’nü masal tadında geçirmek isteyen çiftlere birbirinden romantik kutlama alternatifleri sunuyor. Topkapı Sarayı’nın duvarına bitişik, tarihi Soğukçeşme Sokağı’nın simgesi olan 1500 yıllık su sarnıcında Sevgililer Günü kutlama yemeği, en özel anılarınız arasındaki yerini alacak. Bizans izlerini taşıyan tarihi dokusu ve usta şeflerin ellerinden çıkan eşsiz lezzetleriyle misafirlerine özel bir deneyim yaşatan Sarnıç Fine Dining Restaurant, ayrıcalıklı bir Sevgililer Günü yaşamak isteyen çiftler için ideal. Otelin sunduğu ayrıcalıklardan bir diğeri ise, tarihi Sarnıç Spa&Jakuzi’deki Valentine Private Spa bakımı olacak. Sarnıç Spa’nın saunasında rahatlama ile başlayacak olan bakım uygulaması, çiftlerin vücudunun iyice arınmasını sağlayacak kese köpük bakımının dahil olduğu hamam bakımıyla devam edecek. Ardından çiftlere 45 dakikalık rahatlatıcı ve gevşetici Aromaterapi masajı yapılacak.
Sevgililer Meos’da buluşacak Sevgililer Gününde, sevgilinize kendisini özel hissettirmek için aradığınız romantik akşam yemeği Aqua Florya’da yer alan Meos Balık’ta. Meos Balık, 14 Şubat Cuma gecesi “Sevgililer” için özel bir müzik programı sunuyor. Yılbaşı gecesi Meos müdavimlerini şarklılarıyla coşturan Tülay, bu kez özel repertuar ile sevgililer için söylüyor. Tülay'ın şarkılarının yanı sıra mum ışığında servis edilecek Meos lezzetleri ve şefin özel tatlısı sevgililer gününe bambaşka bir keyif katacak. Tazeliğin ve doğallığın ön planda tutulduğu mekanda, mevsimine göre hazırlanan mezelerinin yanı sıra Girit Ezmesini, Okyanus Lokumunu, Karidesli Mantıyı, Akkız Tavayı, Karidesli Deniz Fasulyesini, ahtapot, kalamar ve baby karides gibi pek çok lezzeti afiyetle yiyebilirsiniz. Farklı meze çeşitleri ve ara sıcakların yanı sıra mevsim balıkları ise şefin iştah kabartan sunumu ile sofraya taşınıyor.
Romantik bir şubat Merkezi lokasyonu ve ayrıcalıklı sunumlarıyla şehir hayatına duygusal lüks kavramını taşıyan Raffles İstanbul’da Sevgililer Günü şubat ayında farklı etkinliklerle kendini hissettiriyor. Bu özel günde çiftlerin tercih edebilecekleri farklı kutlama seçenekleri arasında Raffles Patisserie lezzetleri aşkı hatırlatıyor. İsokyo’nun zarif ve canlı atmosferinde, güne özel hazırlanan şampanya ve şarap menüsü, farklı yorumlarla a la carte menüsünden sunduğu lezzetleri bir arada sunuyor. Çiftler için aşkın sembolü ya da bir tarifi olmaz ama Rocca Brasserie gurme mutfağının en özel örnekleriyle hazırlanan 5 aşamalı menüsü tam da aşkı tarif eden ambiyansı ve tatlarıyla 14 Şubat akşamı canlı müzik eşliğinde misafirlerini ağırlıyor.
restaurant 104 hotel & hi-tech
Sevgililer Günü özel
Elite World Sapanca’dan aşkın şehri Paris’e yolculuk Doğanın huzur veren atmosferinde romantik bir konaklama ayrıcalığı sunan Elite World Sapanca, Sevgililer Günü’nü benzersiz bir deneyimle yaşatmaya hazırlanıyor. 8 bin 500 metrekarelik SPA alanı ile Türkiye’nin en büyük wellness otelinde sevgililer, aşklarını tazelemeye çift masajıyla başlayacak. The Grill Ocakbaşı Restaurant akşam yemeğinde ise, ödüllü Chef Mithat Yalçınkaya ve deneyimli ekibi tarafından özenle hazırlanan ala carte menüsüyle; karışık ızgara, et ve tavuk şiş çeşitleri, içli köfte, meze çeşitleri, karışık meyve tabağı ve limitsiz yerli içki çeşitlerinden damak tadınıza en uygun lezzetler sunulacak. Sapanca’nın huzur veren atmosferinde bölgenin en büyük ve doğayla başbaşa oteli Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort’ta sevgililerini sürpriz dolu bir tatil de bekliyor. Tesiste konaklayacak çiftlerden biri; ulaşım, konaklama ve Paris’te gezi rehberliği hizmetlerinin dahil olduğu hediyenin sahibi olacak.
Rüya gibi bir tatil hayal edenlere Kapadokya’nın büyülü dünyasında eşsiz bir deneyim vadeden argos in Cappadocia, Sevgililer Günü’nde romantizme doymak isteyen çiftleri ağırlayacak. Güvercinlik Vadisi ve Erciyes Dağı manzarasına hakim konumunda hafızalardan silinmeyecek bir tatile davet eden otel, 13- 17 Şubat tarihleri arasında yapılacak 2 gecelik konaklamaları kapsayan özel bir paket hazırladı. Büyülü bir masal ülkesini andıran Kapadokya’da bulunan otel, özel oda süslemesinin dahil olduğu romantik detaylarla dolu pakete; öncesinde 2 kadeh köpüklü şarabın ikram edildiği SEKİ Restaurant’da dilediğiniz akşamda 2 kişilik bir akşam yemeği ve Bezirhane'de gerçekleşecek olan Sufle konserine giriş, 2 gün kahvaltı dahil.
Aşka davet var! Sıcak buluşmaların adresi Nişantaşı Milli Reasürans Çarşısı’nın sevilen restoranı SAM Kitchen&Bar, 14 Şubat’a özel sürpriziyle çiftlere ev sahipliği yapıyor. Modern Türk mutfağını yorumlayan yenilikçi tarzıyla, şık ve ferah bir atmosfere sahip mekan, Sevgililer Günü’ne özel tatlısı ile adeta bir şölen sunuyor. Yumuşacık pasta kreması ve çıtır milföy hamurunu eşsiz bir şölene çeviren çilekler ile süslü Çilekli Milföy ile aşkınıza aşk katmaya hazır olun.
Aşkınızı ölümsüzleştirin Mimarisi, dekorasyonu ve sunduğu imkanlarla lüksü konforla buluşturan The Marmara Bodrum, hazırladığı özel programla Sevgililer Günü’ne hazır. Program kapsamında romantizmi, canlı müziği ve eşsiz lezzetleri bir arada sunan otel; Türkiye’nin bu cennet köşesinde unutulmaz bir akşam vadediyor. Kişiye özel servisleri ve butik hizmet anlayışı fark yaratan otelde, sevdiğinizle şömine başında ve mum ışıkları eşliğinde, usta şeflerinin ellerinde çıkan özel 5 Course gala yemeği ile hayatınızın en güzel Sevgililer Günü’nü geçirin. İlk Buluşma, İlk Çiçek, İlk Yakınlaşma, İlk Temas ve İlk Ateş’ten oluşan romantik akşam yemeği ile birlikte Baia Duo Grubu’nun zengin repertuarı ile de dans ve eğlencenin tadına varın. Bu özel gecenin sabahında ise, Ege denizi ve Bodrum Kalesi’nin eşsiz manzarası eşliğinde ücretsiz açık büfe kahvaltısıyla güne uyanın.
Aşka özel kutlama Fairmont Quasar Istanbul, yılın en romantik günü 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sıcak atmosferi ile misafirlerine eşsiz deneyimler yaşatmaya hazırlanıyor. Otelin beşinci katında yer alan ve Asya tatları ile olduğu kadar muhteşem Boğaz manzarasıyla da tanınan Ukiyo Lounge & Bar, yılın en romantik, aşk dolu gününde, keyifli bir müzik programı ve Executive Chef Soner Kesgin’in hazırladığı eşsiz bir menü ile çiftleri ağırlıyor. İstanbul manzarası ve Boğaz’ın ışıklarına karşı keyifle geçirilecek bu özel gece saat 19:00’da kokteyl servisi ile başlayacak. Saat 20:00 itibarıyla akşam yemeği ile devam edecek Sevgililer Günü kutlaması, Özge Erdeniz’in canlı akustik gitar eşliğinde seslendireceği aşk şarkılarıyla taçlanacak.
En özel adres Muhteşem Marmara denizi manzarası ile Sevgililer Günü’nün keyfini çıkarmak isteyenlerin yolu Renaissance Polat Istanbul Hotel’de kesişiyor. Konaklama paketinin yanı sıra özel kutlama seçenekleri sunan Otel, misafirlerine unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. 14 Şubat’ta romantik bir akşam yemeği için Daphne Restaurant’ı tercih edenler, otelin deneyimli şeflerinin hazırlayacağı özel sevgililer günü menüsü ve canlı müzik eşliğinde aşk dolu bir gece geçirecek. Deniz ya da şehir manzaralı odalarda konaklama, akşam yemeği, geç kahvaltı, odaya özel ikramlar ve spor kulübü kullanımının yer aldığı özel konaklama paketleri ile çok özel fiyatlarla konaklamak mümkün.
14 Şubat’a Fransız dokunuşu Kültürel etkinliklerden, benzersiz gastronomik deneyimlere, görkemli sağlık ve güzellik ritüellerinden şık ve modern tasarımlarla kadar neşe dolu bir dünya sunan Sofitel İstanbul Taksim, şehirdeki alışkanlıklara yeni bir boyut kazandırıyor. Çiftlerin unutulmaz bir Sevgililer Günü geçirmesi için eşsiz alternatifler sunan otel, bu güne özel paketler düzenledi. Konaklama paketinin içinde; Fransız ve Türk Kültürlerinin kusursuzca harmanlandığı Sofitel İstanbul Taksim SPA’nın imza uygulaması olan Sofitel Signature Massage yer alıyor. Bunun yanında görkemli İstanbul manzarası eşliğinde ister The Oven Brasserie Terrace ister Mirador Terrace da romantik bir akşam yemeği bulunuyor. Mirador Terrace’ta gece boyunca leziz sevgililer menüsü DJ performansı ile buluşuyor.
Sevgililer Günü’nün ev sahibi Wish More Hotel İstanbul, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde çiftlere şık tasarımı, kolay ulaşılabilir lokasyonu, gönülden servis yaklaşımı ve yenilikçi uygulamaları ile beş yıldızlı konforunda unutulmaz bir deneyim vadediyor. Beş yıldızlı otel, birlikteliklerini unutulmaz tatlarla taçlandırmak isteyen çiftlere Sevgililer Günü’ne özel lezzetler sunmaya hazırlanıyor. Türk ve dünya mutfağının en gözde lezzetlerini sunan yetenekli aşçıların güne özel orijinal dokunuşları hayran bırakırken, bu özel gecede otelde konaklayacak çiftleri, ayrıca birbirinden lezzetli ve enfes tatlarla bezenmiş bir kahvaltı menüsü bekliyor. 2000 metrekarelik alan üzerine kurulu Wish More Fitness & SPA merkezi ise, alanında uzman yabancı terapistlerin ve spor koçlarının rehberliğinde hizmet veriyor. Sevgililere yalnızca romantik bir konaklama deneyimi yaşatmakla kalmayan otel, aynı zamanda aromatik yağların kokusu ve misafirler için özel olarak hazırlanan meyve tabağı, soft ve sıcak içecekler eşliğinde çiftlere masaj hizmeti de sunuyor.
restaurant 106 hotel & hi-tech
hijyen
Eczacıbaşı Profesyonel’den sürdürülebilir dünya için sürdürülebilir ürünler…
Ev dışı tüketim sektörüne çevre dostu akıllı ürünler sunan Eczacıbaşı Profesyonel, yüzde 80 geri dönüşümlü kağıttan hazırladığı doğa dostu serisini daha az enerji ve su harcayarak üretiyor. Jumbo havlu, Z katlama dispenser havlu, sensörlü dispenser havlu ve peçeteden oluşan Selpak Professional serisi hem doğaya katkı sunuyor hem de çevreye duyarlı işletmelere çevre dostu bir alternatif sunuyor.
E
v dışı tüketim sektörünün öncü markası Eczacıbaşı Profesyonel, doğa dostu Selpak Professional ailesi ile sektöre sürdürülebilir çözümler sunuyor. Yüzde 80 geri dönüşümlü kağıttan, daha az su ve enerji harcanarak üretilen seri ürünleri, daha az ağacın kullanılmasını sağlıyor. Türkiye’deki doğa dostu çalışmaları desteklemek amacıyla ürettiği seri ile sektöre çevreci bir yaklaşım öneren Eczacıbaşı Profesyonel, çevreye duyarlı işletmelerin tercihi olmaya devam ediyor.
Tüm seri doğanın renklerinde! SelpakProfesyonel geri dönüşümlü seri; ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için jumbo havlu, Z katlama dispenser havlu, sensörlü dispenser havlu ve peçete gibi ürünlerden oluşuyor. Yüzde 80 geri dönüşümlü kağıttan üretilen seride, kağıt renkleri yeni üretim uygulamasına bağlı olarak doğanın renklerini taşıyor.
EDT’nin hijyen bilinci “Uzaktan Eğitim” ile artıyor
Profesyonel temizlik, hijyen ve gıda alanlarında ev dışı tüketim sektörüne çözüm ve hizmet üreten Eczacıbaşı Profesyonel, sektör profesyonellerine sunduğu “Uzaktan Eğitim” ile hijyen konusunda farkındalık oluşturuyor. 2019 itibariyle 220 işletmeden 550’yi aşkın kayıtlı üyesi bulunan EP Uzaktan Eğitim Programından; otel, restoran, hastane, çamaşırhane gibi profesyonel işletmelerde temizlik ve hijyen standartlarının sağlanmasından sorumlu çalışanlar ücretsiz olarak yararlanabiliyor.
restaurant 108 hotel & hi-tech
hotel-tech
Mitsubishi Electric yapay zekalı teşhis teknolojisi geliştirdi “Evden uzaya” kadar pek çok farklı alanda ileri teknoloji çözümleri ile öne çıkan Mitsubishi Electric, yapay zeka tabanlı yeni bir teşhis teknolojisi geliştirdi. Makine öğrenmesi algoritmasını kullanan bu yeni teknoloji, sensör verilerini analiz ettikten sonra farklı operasyonel durumlar arasında üretim makinesi geçişine ilişkin bir model oluşturuyor.
F
abrikalara hızlı entegrasyon, üretkenlik, esneklik ve verimlilik sağlayan ileri teknoloji otomasyon ürünleriyle dikkat çeken Mitsubishi Electric, tescilli yapay zeka (AI) teknolojisi Maisart ile yapay zeka tabanlı fabrikalarda ve tesislerde ekipman duruş süresini azaltırken verimliliğin artırılmasına katkıda bulunan yeni bir teşhis teknolojisi geliştirdi. Makine öğrenmesi algoritmasını kullanan bu yeni teknoloji, sensör verilerini analiz ettikten sonra farklı operasyonel durumlar arasında üretim
makinesi geçişine ilişkin bir model oluşturuyor. Bu sayede fabrika ve tesislerde verimliliği artırmak üzere makinelerdeki beklenmedik durumları işaret eden makine anomalilerinin hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlıyor.
İşgücü ve duruş süresini azaltıyor Makinenin mevcut operasyon durumu ne olursa olsun anomali tespiti için her zaman aynı koşulları dikkate alan geleneksel teşhis teknolojisinin aksine bu yeni yapay zeka tabanlı teknoloji, sensör verilerinin analizi akabinde her bir operasyon sırasında
meydana gelen anomalilerin tespiti için optimum koşulları belirliyor. Makine arızasına ilişkin belirtileri fiili arızadan önce doğru bir şekilde tespit eden bu teşhis teknolojisi, fabrikalarda ve tesislerde bakım faaliyetleriyle bağlantılı olarak ihtiyaç duyulan işgücünün ve duruş süresinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Karmaşık manuel ayarlamaları ortadan kaldıran bu yeni teknoloji, anomali tespit sistemlerinin kullanımını sadeleştirmesiyle de dikkat çekiyor.
restaurant 110 hotel & hi-tech
hotel-tech
Form’dan enerji verimliliği yüksek iklimlendirme çözümleri İklimlendirme sektörünün öncülerinden Form Şirketler Grubu, 55 yıllık tecrübesi ve yabancı iş ortaklıklarının gücüyle farklı sektörlerden kurumsal yapılara verimli iklimlendirme çözümleri sunuyor. Form’un iştiraklerinden Form MHI Klima Sistemleri ve Form Endüstri Ürünleri yenilikçi, çevreci ve enerji verimliliği yüksek iklimlendirme ürünleriyle yapılara değer katıyor.
F
orm Şirketler Grubu ve Japon teknoloji devi Mitsubishi Heavy Industries’in 2019 senesinde yaptığı anlaşma ile kurulan Form MHI Klima Sistemleri, Lotus İş Merkezi’nin iklimlendirme ve havalandırma ihtiyaçlarını Mitsubishi Heavy marka klima sistemleri ile karşılıyor. Bursa Nilüfer’de İzmir Otoyolu üzerine inşa edilen iş merkezine, Mitsubishi Heavy VRF sistemler entegre edildi. 190 ofis ve 16 mağazadan oluşan, akıllı bina alt yapısıyla tasarlanan projede tüm ofis ve mağazaların aydınlatma, iklimlendirme ve havalandırma fonksiyonları uzaktan kumanda ile kontrol edilebiliyor. Projenin iklimlendirme sistemleri yüksek enerji verimliliği ve esnek kullanıma imkan veren Japon Mitsubishi Heavy VRF
sistemlerinden oluşuyor. İş merkezinde kullanılan ısı geri kazanımlı hava soğutmalı VRF sistemleri, toplam 3.020 kW kapasiteye sahip olup 722 adet gizli tavan tipi iç üniteden oluşuyor.
Çevreci ve enerji verimliliği yüksek çözümler
İklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Form, 55 yıldır çevre dostu
ve enerji verimliliği yüksek ürünleri ile iş ortaklarına kaliteli hizmet sağlamayı sürdürüyor. Form Endüstri Ürünleri’nin uzun yıllardır Türkiye’deki tek yetkili temsilcisi olduğu Clivet markalı Su Soğutma Grupları, Danimarka’lı LM WINDPOWER’ın Bergama’daki rüzgar türbini üreten fabrikasının tercihi oldu. Üretim alanlarındaki konforu arttırmanın yanı sıra proses ısıtma ve soğutma amacıyla toplam kapasitesi 3600 kW’yi bulan 6 adet Clivet soğutma grubu tesise entegre edildi. Projede kullanılan Clivet Su Soğutma Grupları’nda, -10 C°’ye kadar tam kapasitede ısıtma özelliği bulunuyor.
restaurant 112 hotel & hi-tech
ürünler
Düz, kavisli ve katlanabilir LG OLED TV LG, ekran teknolojisindeki liderliğini ve çığır açan inovasyonunu, OLED TV’lerinin düz, kavisli ve katlanabilir tasarımlarıyla birleştirerek muhteşem bir şova imza atıyor. En gelişmiş ekran teknolojisine sahip LG OLED TV, kusursuz siyah ve izleme açısı farketmeksizin sağladığı inanılmaz kontrast ile çarpıcı görüntü kalitesi sunuyor. Birbirinden bağımsız olarak açılıp kapatılabilen OLED pikselleri, görüntülerin inanılmaz derecede gerçekçi olmasına yardımcı oluyor. Son derece hafif ve şaşırtıcı derecede ince olan LG OLED TV, arka aydınlatma desteğine ihtiyaç duymadan duvara mükemmel şekilde monte edilebiliyor veya bir posteri andıran esneklikle kıvrılabiliyor. Devasa boyutlardaki büyüleyici LG OLED Wave enstalasyonu, ayna kaplamalı 200 adet 55 inç LG OLED dijital signage ekranından oluşuyor. 6 metre yüksekliğinde, 25 metre genişliğindeki enstalasyon, CES katılımcılarını nefes kesici bir keşif yolculuğuna sokuyor ve doğanın görkemini daha önce hiç görülmemiş bir şekilde gösteriyor.
2020’ye özel göz alıcı seriler Yeni yıla özel olarak tasarladığı porselen karo serileri ile mekanları 2020’de değişime davet eden Seramiksan’ın Dolce Vita mermerinden ilham alan Siena ve Onix mermerinden ilham alan Himalaya serileri ile mermerin gücü yeniden keşfediliyor. 60x120 cm ebadında üretilen porselen karo serileri, kusursuz ve parlak yüzeyleri ile stil sahibi banyolar ortaya koyuyor. Büyük ebat avantajı sunan Himalaya ve Siena serileri daha az derz kullanımı ile mekanlarda bütünlük hissi oluşturuyor. Betonun zamansız güzelliğini yaşam alanlarına yansıtan yepyeni Lava serisi, gri ve açık griden oluşan sakin renk tonları ile etkileyici ve şık mekanlar vadediyor. 60x120 cm ebadında porselen karo üretilen seri minimalist dekorasyon tarzı ile rafine ve modern yaşam alanları oluşturuyor.
TP-Link, WiFi 6’lı erişim noktalarını duyurdu WiFi 6 teknolojisine sahip ürünler pazara sunulmaya başlandı. Bu teknolojiye yatırım yapan ve çok sayıda WiFi 6’lı modelini duyuran kablosuz ağ pazarının lideri TP-Link, son olarak işletmelere yönelik erişim noktası (access point) ailesi olan EAP serisinde de WiFi 6 teknolojili iki modeli duyurdu. EAP660 HD ve EAP620 HD model adlı ürünler, yüksek performanslı, çift bant desteğine sahip ve tavana monte edilerek kullanılıyor. “Daha hızlı, daha akıllı, durdurulamaz” sloganıyla tanıtılan WiFi 6’lı (802.11ax) EAP modelleri, hızı ve verimliği artırmak, yüksek yoğunluklu ortamlarda ağdaki tıkanıklığı azaltmak için yenilikçi iki teknolojiyi birleştiriyor: OFDMA ve 1024-QAM teknolojileri. OFDMA, ağ verimliliğini önemli ölçüde artırmak için kullanılıyor. 1024QAM ile ise her sembol 8 bit yerine 10bit taşır ve 802.11ac 256-QAM ile karşılaştırıldığında ham hızlar yüzde 25 artar. Kullanıcılar artık Netflix’i rahat izleyebilir ya da bilgisayarlarından Twitch canlı akışlarını takip edebilirler. Bu teknoloji WiFi akışını çok daha iyi hale getiriyor.
Zyxel yeni üyeler ile şimdi çok daha zengin Ağ teknolojileri alanında uçtan uca ürünler sunan Zyxel, bulut tabanlı Nebula ürün ailesine yatırım yapmaya devam ediyor. Yeni ürünlerle zenginleşen Nebula Bulut Çözümleri’nin yönetim paneli de çok daha işlevsel hale getirildi. Estetik görüntüsünün yanı sıra kullanım kolaylığı ile de dikkat çeken cihaz, bir dizi akıllı yönetim aracı ile çok daha fazla cihazla entegre bir şekilde çalışabilir hale getirildi. Böylece bilgi işlem yöneticilerinin ağlarını daha kolay ve esnek bir şekilde yönetmelerine olanak tanınmış oldu. Zyxel Kurumsal Kanal Satış Müdürü Ömer Faruk Erünsal, bulut çözümlerinin her geçen gün daha çok işletme tarafından tercih edildiğinin altını çizdi. Zyxel’in sektördeki birçok firmanın aksine ağ çözümlerinde oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğunu anımsatan Erünsal, “KOBİ bulut ağ yönetiminde eksiksiz bir çözüm lideri olan Zyxel, Nebula'nın en son sürümü ile işletmelere ekstra esneklik ve maliyet avantajı sunuyoruz. Yenilenen yönetim paneli ve yeni ürünler ile Nebula deneyimini en üst seviyeye çıkartmayı hedefledik. Dijital dönüşüm yolculuğunda kurumların yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.